medor inşaat - Nesibe Aydın Eğitim Kurumları

Transkript

medor inşaat - Nesibe Aydın Eğitim Kurumları
NESİBE AYDIN OKULLARI
Adına Sahibi: Hüsamettin AYDIN
Yayın Yönetmeni: Burcu AĞCA
Editör: Meliha PEHLİVAN
Yayın Kurulu
Bora SENGER, Sanem DAVRAN,
Neslihan AYDIN, Sema BAYDİLLİ,
Nilay EVİRGEN,
Emel KABASAKAL, Ulaş ŞAHİN,
Hande AKMAN, Çiğdem KIZILTEPE,
Tuğçe MUTLU, Y. Sevengül ÇAPAR,
Seçil ÖZÜN, Pınar NERSE, Bertan
AYDOĞAN, Zeynep DEMİRCİ, Fulya
KIRTUNÇ
Grafik Tasarım ve Uygulama
Koray POLAT
Kapak Tasarım
Bora SENGER
Adres
Nesibe Aydın Okulları Yerleşkesi
Haymana Yolu 5. km.
Gölbaşı/ANKARA
Tel: 0 312 498 25 25
Belgegeçer: 0 312 498 24 46
www.nesibeaydin.com.tr
ISSN 1309 – 7180
Sevgili Öğrenciler,
26 Aralık 2012, torunumun "birinci" yaş günü; kutlu olsun!
Bu bir yıla yakın birlikteliğimizin, torunumda nasıl bir "algı" yarattığını, sizinle paylaşmak istedim.
İşte torunumun "beden dili" yle bana anlattıkları:
Dedeciğim,
Seninle ilk karşılaşmamda –ki size katılışımın henüz ilk saati bile dolmamıştı– kulağıma doğru eğilmiş
ve sevecenlik yüklü şu sözü söylemiştin: "Kendin olacaksın!" Doğrusu, bu söz, bana müthiş bir özgüven
vermişti; hala da öyleyim.
Sağ ol, dedecik.
Yalnız... Son günlerde, bana bir sorun olmuştu: "Hayatın anlamı ne?" diye. Ben de, soruna, kaşlarımı
çatarak, "Benim!" diye karşılık vermiştim. Sorun beni tedirgin etmişti, kızgınlığım ondandı. Haksız da sayılmazdım; çünkü "hayatın anlamı" ikimizin birlikteliğinde saklıydı ve sen, "bu yaşına rağmen," henüz bu
gerçekliğin bilincinde değildin gibi gelmişti bana. Nedenini anlamak için; yaşadığın sosyo-kültürel ortam ve
süreçleri anlamaya çalıştım: Aileni, toplumsal ortamı, eğitim sistemini... Tablo "hazin" idi! Zihinsel ve duygusal varoluşu hiçe sayan, dogmalar temelli kurgulanmış "şabloncu, kalıpçı" bir zihniyet...
Dehşete kapılmıştım!..
Kendi özgür iradenle kendini bilme/tanıma fırsatı olmaz ki böyle bir yapıda. Diğer insanları da... Kendini ve diğer insanları bilmeyen bir kimse, kendi olamaz ki... Özgür de olamaz, dedecik. Yine de mutluyum;
bu olumsuz geçmişin neden olduğu travmaların farkındasın ve tamamen arınmaya çalışıyorsun.
İleride, o en deli fişek zamanımda bile, seninle sorun yaşayacağımı sanmıyorum. Çünkü geçmişiyle yüzleşen, önemsiz bile olsa, hatalarından arınan bir kişiliksin. Sana güvenim bundandır.
Dedeciğim; benim de senin olduğun gibi, bir insan olduğumu; ama biyolojik, zihinsel ve duygusal olarak da senden tamamen farklı bir insan olduğumu ne de güzel hissetiriyorsun. Teşekkür ederim. Ayrıca,
bilmeni istiyorum; ilişkimizdeki bu insani tutum, benim kendimi ve diğer insanları bilme/tanıma sürecim için
muhteşem bir başlangıç olacak!
İkinci aşama, "kendim" olmaktı, değil mi?
En kısa sürede "kendim" olacağım; halam gibi, annem ve babam gibi...
Dedeciğim;
Sen hep şunu söylersin: Özgür birey yaratıcı olur; çünkü özgür birey topluma karşı sorumluluk duygusu gelişen bireydir.
Bir de şunu ilave etsek: Özgür birey, kendini bilen ve kendi olan bireydir.
Öptüm Dedecik
KARAN
3
Değerli Nesibe Aydınlılar ;
Üç yıla yakın bir süredir Nesibe Aydın Eğitim Kurumları’nda
İnsan Kaynakları Uzmanı olarak sürdürmekte olduğum görevime yine aynı çatı altında "Kampüs Müdürü" olarak yepyeni
bir heyecan ile başlamış bulunmaktayım. Yeni görev tanımım
çerçevesinde öğrencilerimizin ulaşım ve yemekhane hizmetleri başta olmak üzere okul güvenliği ve sağlığı, temizlik, ulaşım, yerleşke düzeni, ısıtma, havalandırma vb. gibi alanlarda
30.000 metrekare kapalı ve yaklaşık 55.000 metrekare açık
alanda 24 saat yaşamın olduğu kampüsümüzde; her konuyu detayına kadar düşünerek ekibimiz ile birlikte
hareket etmek zorundayız. Nasıl mı ?
· Mevsim itibariyle kar ve don olaylarına karşı 24 saat tuzlama tertibatı ile küreme aparatına sahip traktörümüz sayesinde öğrencilerimiz okula gelmeden, gerek okulumuzun içindeki yolları gerekse de ana arterlere kadar olan alanlara rahatça müdahale edebiliyoruz ,
· Elektrik kesintilerine karşı 500 KVa’lık iki adet jeneratör ile okulumuzun tüm noktalarına elektrik ulaştırabilmekteyiz. Buna ilaveten yangın durumunda farklı bir noktaya konumlandırdığımız üçüncü jeneratörmüz, iki jeneratörümüz de devreye girmese bile okulumuzun tamamında yer alan "sprink" adı verilen yangın söndürme sistemimizi devreye sokacaktır. Böylece sistemimiz ile işimizi asla şansa bırakmamış oluyoruz,
· Okulumuzda E ve D bloklarda yer alan revirimize ilaveten 24 saat boyunca otoparkımızda hazır bekleyen okulumuza ait tam donanımlı ambulansımız ile tıbbi anlamda da karşımıza çıkacak her duruma karşı hazırlıktayız,
· Ara tatil ve yaz tatillerinde okulun bakım-onarım, inşaat ve yenileme işlerini titizlikle gerçekleştiriyoruz.
· Konferans salonu, yüzme havuzu, okul mutfağı gibi alanların 7 gün 24 saat aksamadan çalışması için
gerekli teknik alt yapıyı sağlıyoruz.
· 24 saat boyunca harekete duyarlı çalışan kameralarımız ve uzman güvenlik ekibimiz ile kampüste çocuklarımızın güven ve huzur içinde eğitim-öğretim faaliyetlerini sağlamak için sürekli denetim halindeyiz,
· Çevreye duyarlı "Eco Schools" ödülüne sahip bir okuluz. Okulumuzda doğaya zarar vermeden doğayla iç içe yaşıyoruz. Yağan kar ve yağmur sularını okulumuzda 500 tonluk kapasiteli depolarda dinlendirerek
çevre sulamada ve kampüsümüzün alt bölümünde yer alan yaklaşık 750 ton kapasiteli suni göletimizde değerlendirmekteyiz. Buna ilaveten okulumuzun açılışından bu yana gerek kampüs içinde gerekse kampüs
dışında sayısı 1000’i aşan yüzlerce ağaç dikerek sadece eğitime değil doğaya da kalıcı eserler bırakıyoruz,
· Bu sene uygulamaya alınan kampüs yazılımı sayesinde, risk oluşturabilecek bölgelere ilgisiz kişilerin
erişimini engelleyebiliyor, öğrencilerin kitap, kırtasiye ve kütüphane işlemlerini sistem üzerinden takip edebiliyoruz,
4
· Sabah saatlerinde öğrenci servislerini karşılıyor, servis yoklamalarını teslim alıyor ve akşam saatlerinde de öğrencilerimizi denetimli bir şekilde uğurluyoruz. Ayrıca GPS sistemi üzerinden öğrencilerimiz okula
ya da eve ulaşana kadar elektronik ortamda servisleri takip ediyoruz. Okulumuza hizmet veren yaklaşık 70
araçlık filonun güvenli ve kurallı bir şekilde seyahat etmesi için okul içi ve dışında denetimler uyguluyoruz.
· Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında, okul aile birlikleri ile koordineli çalışıyoruz. Yemekhanelerimizde yer yer tüketilmeyen pastorize süt, peynir, reçel bal gibi uygun şartlarda saklanıldığında bozulmayacak ürünleri, soğuk hava depolarında muhafaza edip belirli periyotlarla kardeş okullarımıza götürüyoruz.
Böylece hem gıda israfını önlüyoruz, hem de bir çok çocuğumuza küçük de olsa hediyeler vermiş oluyoruz.
· Tören, toplantı vb. temsillerde gelen konukların ağırlanması ve organizasyonuna destek vermeye çalışıyoruz.
Yukarıda da genel olarak bahsettiğim gibi kampüs içerisinde hiçbir olumsuz olaya mahal vermemek için
idari ve teknik personelimizle koordineli olarak 7 gün 24 saat olaylara müdahale etmekte ve önleyici tedbirleri almaktayız. Bizler departmanımız adına hizmet sunmaktan çok mutluyuz. 30 kişilik mutfak ekibi, 30 kişilik temizlik ekibi, 12 kişilik güvenlik ekibi, 5 kişilik teknisyen ekibi ve 10 kişilik hizmet ekibi olarak tüm fiziki
şartlarda ve zorluklarda olaylara çözüm üretebilen personelimize (gizli kahramanlarımıza) sizler huzurunda bir kez daha teşekkür ederim.
Her şeyin en iyisine layık öğrencilerimize daha iyi şartlarda eğitim verme parolasıyla her şartta sizlerin
yanınızda olduğumuzu belirtir, şimdiden tüm öğrencilerimizin, velilerimizin ve Nesibe Aydın Eğitim Kurumları çatısı altında bulunan bütün çalışanlarımızın yeni yıllarını kutlar, sağlık mutluluk ve huzur dolu nice yıllar dilerim.
Saygılarımla,
Kemal KAMBAK
Kampüs Müdürü
5
AYDINLIK ve GÜZEL GÜNLERE…
MUTLU YILLAR!
Sizler;
Gerek üniversiteye hazırlanan öğrencilerimiz, gerekse SBS’ ye
hazırlanan öğrencilerimiz, hepimiz bir aileyiz.
Ailemizin genişlemesi nedeniyle de bu yıl, sizlere kısa sürede
yeni bir mekan hazırlayarak yeni binamızda eğitim yılına başladık.
Artık yeni binamızda altlı üstlü oturan komşular gibi incinmeden
ve incitmeden geçinip gidiyoruz.
Yaşam da böyle değil midir?
Kalabalık, dostça, birbirine saygı ve sevgi ile yaklaşan...
Aldığınız eğitim ve sınav tekniklerinin yanı sıra hiçbir şeyin zannettiğiniz kadar zor olmadığını, o koskoca, sizi korkutan hedeflerin üstüne yürüdükçe ve yaklaştıkça ne kadar küçüldüğünü görmeyi de öğrendiniz..
Yoğun temponuzda hep en iyileri örnek alın. Cebinizde bir yıldızınız olsun daima.
Her şeyin bittiğini zannettiğimizde, önümüzde koskoca ve başlamamış bir gelecek vardır. Kimbilir ne güzellikler saklıdır o gelecekte.
2012 yılı size güneş gibi, yıldız gibi parlak, aydınlık günler getirsin .
Dostluk, sağlık ve başarı hep yakınlarınızda, hemen yanı başınızda olsun. Hem de tüm sevdiklerinizle…
En üst katımızdaki küçüklerimizden, mezunlarımıza kadar hepinizi öpüyor, sevgilerimle mutluluk dolu
bir yaşam diliyorum.
Nice Yıllara…
Uğur UĞUZ
Dershane Genel Müdürü
6
TEMA: ÖĞRETMENLER GÜNÜ
24 Kasım Atatürk'ün “Millet Mektepleri Başöğretmenliği’ni kabul ettiği gündür. "Ulus Okulları" dediğimiz
Millet Mektepleri'nde yazı tahtasının başına geçerek dersler veren Ata’mıza, Bakanlar Kurulu tarafından
11.11.1928’de Ulus Okulları Başöğretmenliği sanı verilmiş ve Atatürk’ün 100. doğum yıldönümü olan 1981
yılında, 24 Kasım’ın her yıl “Öğretmenler Günü” olarak kutlanması kararlaştırılmıştır.
Öğretmenler Günü kutlamalarının 30. yılında, “Öğretmen öğreten midir yalnızca, eğiten midir?” sorunun
yanıtını dolu dolu “ Hayır!” diye yanıtlar, öğretmenliği yürekten duyumsayanlar. Siz hiç tüm dünyasını sizin
gözlerinizin içine teslim etmiş gözlerle karşılaştınız mı? İşte, yalnızca o gözleri görebilmek bile başlı başına bir nedendir öğretmen olmak için.
Ulu Önderimiz, yaşamı boyunca o gözlerdeki ışığı görebilen ender insanlardan biriydi ve bir ülkenin geleceğini şekillendireceğine inandığı biz öğretmenlere, her anımsadığımızda mesleğimize bir kat daha aşık
olmamızı sağlayan, sorumluluğumuzu daha da yürekten hissettiren “Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz
olacaktır.” sözüyle seslenmiştir.
İşte biz, Nesibe Aydın Okulları öğretmenleri olarak bu bilinçle “düşünen, duyarlı ve özgür insan” yetiştirmeyi birincil amacımız haline getirdik. Bu amacımız uğrunda sevgi, emek, hoşgörü, sabır ve özveriyle donattık öğrencilerimize giden yollarımızı. Onlar da her 24 Kasım gibi bu yıl da sevgiyle kucakladılar öğretmenlerini. Kimileri şiirlerle seslendi öğretmenine, kimileri mektupla anlattı hislerini. Korolar kurdular ve “ Öğretmenim! Canım benim, canım benim!” diyerek bir kez daha bizlere “İyi ki öğretmenim.” dedirttiler. Kompozisyon yarışması düzenleyip öğretmenlerine duygu ve düşüncelerini en güzel biçimde anlatmak için yarıştılar. Ve tüm bunlar yaşanırken onların gözündeki ışık bize şu sözleri söyletti:
“Her meslek önemlidir, saygıdeğerdir. Ama dünyada, ürünü insan olan yalnızca tek bir meslek vardır:
Öğretmenlik”
Emel KABASAKAL
Nesibe Aydın Okulları
7
THEME: HAPPY TEACHERS' DAY!
24 Kasım Öğretmenler Günü için öğretmenlerimize mesajlar hazırladık. Onları çok seviyoruz!
“My teachers are very good and I love them. They are always with us.” –Emre Haser
“Teachers are like sun. In the daytime, they look at us. At night, they disappear” –Kerem Özkılıç
“Teachers are very important to me because they teach everything. I wish they all have a good day on the
Teachers’ Day. Happy teachers’ day!” –Gizem Atalay
“Atatürk says “Teachers are our future”. I agree” –Berkay Kayalar
“All teachers are useful for their students and they are always very polite” –Onur Kazaz
“Teaching is hard but the teachers are very good and sensitive. Good teachers are always polite, trustworthy and helpful.” –Sevde Bozkurt
“I love all my teachers. I respect all of them because they are very good people. They are sacred for me”
– Doğukan Şakacı
“Teachers are our future. They always support us.” – Ekin Kara
“All over the world, teachers are the most dedicated and respected”. – Sıla Bozoğlu
“I don’t listen to anyone; I only listen to my teachers. Only a teacher can teach me.” – Kenan Mert Demirel
“Teachers’ day is very important. Teaching is difficult. But I think it’s a good job. They work with children”
– Meriç Karaarslan
“Firstly, I celebrate all my teachers’ teachers’ day. Sometimes they are angry and sometimes they are
happy. But still, I love all of them. Happy teachers’ day!” – Alp Akdoğan
“Teaching is a very difficult job but my teachers do it well and I love them” – Baran Bumin
“I celebrate all the teachers. Happy teachers’ day!” – Tolga Karaca
“Teaching must be a hard work but I’m thankful to all my teachers” – Kaan İskender
“First of all, I celebrate all my teachers’ day. All of them are really patient. They can be angry but I love them
and I am thankful to them. Happy teachers’ day!” – Ece Altay
“Teachers’ day is important for us. All my teachers have different styles and they are very good at what
they teach. They have a good sense of humour. They are our best friends. This is very important for us because every student is special and has got different problems and nobody can understand them like teachers do. They are always there for us and they help us in bad times. My teachers; don’t be sad. Happy teachers’ day!” – Çağla Tanyel
8
A N A O K U
L U
MÜHENDİSLİK, MATEMATİK
ANAOKULUNDA
BİZLERİ GÜLÜMSETEN ANLAR
&
TEKNOLOJİ BİLİMLERİ
Eve gidiş hazırlıkları sırasında öğretmenlerinin
“Okul ‘sweat’lerinizi giyin” demesi üzerine bir çocuk
cevap verir: “Benim bugün simidim yok.”
Pembe Köşk’e yapılan gezi sonrasında geziyi ailesiyle paylaşan öğrencimizin anlattıkları: “İsmet'in
önüne gittik. Çok lüks bir evi vardı. İsmet’in kızı bizi
karşıladı. İsmet ile Atatürk o evde dünyayı kurtarma
planları yapmışlar.”
Serbest kıyafet gününde giydiği kapüşonlu yeleği göstermek isteyen bir öğrencimiz, “Öğretmenim
bak, benim bugün ŞAPKONLU yeleğim var.”
Vücudumuz ve iç organlarla ilgili etkinliğimizde,
“Vücudumuzla Hayali Resim Yapma” drama çalışmasında çocuklara tek tek vücudunuzun hangi kısmını fırça olarak kullanacaksınız diye sorulur. “Akciğerlerimi kullanacağım” cevabına karşılık diğer
çocuklar “Vücudunun içinden çıkarıp nasıl kullanacaksın” diye itiraz eder. Bunun üzerine öğrencimiz:
“Ben zaten vücudumun içini boyayacaktım” diyerek
akıllıca bir çözüm bulur.
Organları işlediğimiz bir çalışmada, soluk borusunu su matarasının içindeki boruya benzeten öğrencimiz bu organa artık “SULUK Borusu” demeye
karar vermiştir.
Havaların soğuması üzerine sınıfta yapılan bir
sohbette öğretmenimiz havada güneş var ama bugün bizi pek ısıtmıyor şeklindeki ifadesinin arkasından öğrencimiz “Öğretmenim güneşle bulut saklambaç oynuyor da ondan” diyerek bütün arkadaşlarını
güldürmüştür.
İngilizce dersinde öğretmenimizin çocuklara
“children” diye seslenmesiyle birlikte, bir öğrencimiz
“Çocuklar, öğretmen çıldırın dedi, haydi hep birlikte”
diyerek bütün sınıf coşkuyla dans etmeye başlarlar.
Eylül'de başladık, Ekim'de alıştık, Kasım'da kendimizi tanıdık, şimdi sıra çevremizde….
Aralık ayında çevremizdeki şekilleri incelerken iki
boyutlu şekilleri birleştirerek üç boyutlu şekilleri tanımaya başlayacağız. Bunun için binalarda üç boyutlu şekilleri görmeye çalışacağız.
“Az-çok” kavramlarının ne demek olduklarını öğrenip sayılarla kavramları kol kola oyunlarımıza kahraman yapacağız. Sayıları sıralayıp sayı doğrusuna ulaşacağız. Matematik; dedik ya icatların temel
taşı. İcatları inceleyip eskiden nasıldı şimdi nasıl
diye karşılaştıracağız, bunu yaparken de gelecekte
acaba daha neler icat edilebilir sorusunu cevaplayacağız hep birlikte. Hala icat edilmemiş ne olabilir ki?
İcatların hayatımızı nasıl kolaylaştırdığını birbirimize
anlatırken haberleşme durağında durup kitle iletişim
araçlarını tanıyacağız.
Aralık ayının sonu demek yılın sonu demek. Yeni
yılı karşılamak için hazırlıklarımızı yaparken geri sayım başlasın artık. Beş, dört, üç, iki, bir sıfırrrr...
MUTLU YILLARR!
Feride TEZCAN & Tuğba KALAN
Sincap Sınıfı Öğretmenleri
DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
Ela KILIÇASLAN
KANGURU
20.11.2006
Kaan YILMAZ
FOK
06.11.2006
Kerem ÇATAK
MARTI
16.11.2006
Rana ÇİÇEK YUNUS
29.11.2006
Doğa AÇIKGÖZ
YUNUS
03.11.2006
Sezen ECEVİT
KELEBEK
30.11.2007
Deniz TÜZÜNER
KELEBEK
21.11.2006
Gökalp ERTAŞ KELEBEK
23.11.2006
9
K U L U
O
A
A N
“Ütü ile ütü masası arasında
nasıl bir ilişki vardır?”
Ali ALPER:
“Ütü yapımı için ilişkileri var.”
Ata ÇAKIROĞULLARI:
“İkisi de yan yanadır. İlk önce ütü masasının üzerine bir tişört koyuyorsun, ütü ile
içindeki lekeyi temizliyorsun”.
Ayşe Duru GÜRKAN:
“Mesela ütü masası büyüktür, ütü küçüktür. Ütü ile çamaşırlarımızı ütüleriz, ütü masası ütüye yardımcı olur”.
Ayşe Naz TEMİZ:
“Üstümüz kirlendiğinde ütü temizliyor, ütü masası bize yardım ediyor. Ütü işi kolaylaşıyor”.
Ayşenaz VARAN:
“Ayşenaz’a geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”
Burcu Elif KIRAN:
Deniz TÜZÜNER:
Derin DALGALI:
Efe Eymen ÖZER:
“Ütü ile yorganların kırışıklığını gideriyoruz.”
“ Çünkü ütü masası ile ütü beraber kullanılır. Birbirlerine her zaman yardım ederler.”
“Bütün kıyafetleri yıkayınca ütülemek için”.
“ İkisi birbiriyle iyi arkadaştır”.
Elis KUDAK:
“Annem, bazen yatak odasında, bazen salonda ütü masasında kıyafetleri ütülüyor.
Ütü masası ile ütü, ütülememize yardım ediyor.”
Gökalp ERTAŞ:
“Ütü sıcak olunca üstlerde sıcak olur, sonra da biraz kurur. Ütü masası yanmayalım
diye bize yardım ediyor.”
Mehmet Cenkay KARLIKLI:
“Kıyafetleri ısıtmak için birbirlerine yardımcı oluyorlar.”
Mehmet Kağan BAYIR:
Merve YÜCEDAĞ:
Nehir DİNÇER:
Pınar UZUN:
“Büyük bir ilişki vardır”.
“Üstümüz kirlenince annemiz yıkıyor, ütülüyor.”
“ İnsanlara yardım ederler. Ütü olmazsa kıyafetlerimiz pis kalır.”
“Birbirlerine yardımcı olurlar. Ütü masası ütü düşmesin diye önemlidir.”
Sezen ECEVİT:
“Ütü masası büyük, ütü küçüktür. Onlar olmazsa asla annemiz-babamız bir şey ütüleyemez.”
Tan MİCOZKADIOĞLU:
“Ütü masasının üzerine kıyafet koyarsın, ütü ile de kıyafeti temizlersin. Ütü ile ütü
masasının renkleri aynıdır.”
Yağmur AYHAN:
“Ütü kıyafetlerimizi yıkar, ütü masası da kıyafetlerimizi koymaya yarar. Ütü masası
ütüye yardım eder.”
Kasım Ayında Neler Yaptık?
Farklı baharatların tatlarına ve
kokularına baktık.
Diş sağlığımız için yararlı ve zararlı yiyeceklerle
etkinlikler yaptık.
10
Matematik çalışmalarımızda
sayıları öğreniyoruz.
A N A O K U
L U
“Hangi iki eşyayı birleştirmek
isterdin? Neden ve hangi amaçla kullanırdın?”
Mehmet Mete Köksal:
“Dolapla sandalyeyi birleştirirdim. Dolabın üstüne sandalyeyi koyardım. Yanına da
merdiven koyardım. Yüksekliğe alışmak için böyle kullanırdım.”
Zeynep Akkaya:
“Koltukla vazoyu birleştirirdim. Koltuğun daha güzel görünmesi için rahat kullanırdım.”
Ömer Coşkun:
“Televizyonla dolabı birleştirirdim. Annem gelince televizyonu dolaba saklardım.
Ece Özdemir:
“Koltukla saati birleştirirdim. Vaktin geçip geçmediğini ona bakarak anlardım.”
Selçukhan Aslan:
“Yastıkla kalemi birleştirirdim. Yatarken yastık kılıfını boyardım.”
Anıt Esat:
“Televizyonla koltuğu birleştirirdim. Otururken televizyon izlerdim.”
Nehir Akpınar:
“Bulaşık ve çamaşır makinesini birleştiririm. İkisi birden yıkanırdı.”
Barış Öztan:
“İki vazoyu çiçek koyulan yerlerinden birleştiririm. Kum saati gibi kullanırdım.”
İltuğ Duru Altuğ:
“Halı ile elektrik süpürgesini birleştirirdim. Halı tozlanınca, süpürge tozu içine çekerdi.”
Nisan Arslan:
“Masa ile vazoyu birleştirirdim. Hem resim yapardım hem de vazoma çiçek koyardım, onu koklardım.”
Sueda Zeynep Polat:
“Çatal ve bıçağı birleştirirdim. İkisini birden çevirerek kullanırdım.”
Ali Arıcı:
“Saat ile annemin yürüdüğü aleti birleştirirdim. Annem hem zayıflardı hem de saatin
kaç olduğuna bakardı.”
Hazar Büyükerk:
“Yatakla dolabı birleştirirdim. Sabah yatak kalkardı dolap olurdu.”
Elif Nehir Taşdelen:
“Bıçakla çarşafı birleştirirdim. Çadır yapar kullanırdım.”
Nazım Gökcan Namal:
“Koltukla battaniyeyi birleştirirdim. Yatarken battaniye almazdım, koltukta olurdu.”
Lilya Altun:
“Elektrik süpürgesiyle koltuğu birleştirirdim. Otururken evi süpürürdüm.”
Mehmet Gökberk:
“Kutuyla yorganı birleştirirdim. İçinde oyun oynardım. Oyun evi olurdu.”
Mustafa Bilge Diyadin:
“Çamaşır makinesi ile kıyafeti birleştirirdim. Yürürken kıyafetin içindeki çamaşır makinesi kıyafetimizi yıkardı.”
Kasım Ayında Neler Yaptık?
Serbest zaman etkinliğinde
bahçeli evler yaptık.
Fen-Doğa dersimizde vücudumuzu tanıdık.
11
Mutfak etkinliğimizde meyve salatası yaptık.
K U L U
O
A
A N
“Yeni bir ayakkabı tasarlasaydın
reklamını nasıl yapardın?”
Bartu DOĞAN:
Emine Başak ESİN:
Can GÜNGÖR:
Ceylin ERDEMİR:
Çınar GÖKÇE:
Ege AYBAR:
Hüseyin Demir ÖZDEMİR:
Ilgar DOĞRAR:
İlteriş Kağan YILDIRIM:
Kaan YILMAZ:
Nehir AYER:
Nehir ÇELENK:
Nilsu GENÇ:
Öykü AYTEMİZ:
Sarp ÇAKMAK:
Yiğit Okan MAT:
Zeynep KAYA:
Zeynep Ülkü YILMAZ:
“Ayakkabımı ilk hazırlardım, reklamını da başkasına hazırlatırdım. Gökkuşağı gibi
renkli bir reklam olurdu.”
“Çizgili ve dış rengi de kırmızı bir ayakkabı yapardım. Herkes alsın; çünkü çok güzel derdim.”
“Ayakkabıyı göstererek yapardım, renkli bir ayakkabı olurdu, içi yumuşak olurdu.
Parlak yani görünümü parlak bir reklam olurdu.”
“Model kullanırdım. Renkli bir ayakkabı olurdu. İçi çok sıcak, yumuşak bu soğukta
sizi iyi koruyor derdim.”
“Televizyona çıkıp yapardım. Çok güzel bir ayakkabı derdim.”
“Çok güzel bir reklam olurdu. Işıklı bir ayakkabı yaptım alın derdim.”
“Ayakkabının çok değişik ve çok parıltılı olduğunu anlatırdım. Ayakkabıları çok parıltılı tutarız diye şarkı yapardım.”
“Ilgar’a geçmiş olsun diliyoruz.”
“Sayın seyirciler bir numaralı ayakkabıcıya hoş geldiniz. Burada her çeşit ayakkabı
var. Hem de çok ucuz beş ya da altı lira yeter derdim.”
“Ayakkabı satıyorum diye şarkı yapar satardım. Bu çok kaliteli derdim ve o kadar
çok renkli derdim.”
“Bir sürü ayakkabılar çıkarırdım televizyona. Bu ayakkabı bağcıksız hemen giyebilirsiniz derdim.”
“Televizyona çıkardım. Ayakkabıcılara giderdim. Modelinin olduğunu söylerdim ve
güzel derdim.”
“Reklamını para tuzağı olmayan, ucuz bir şekilde ve güzel yapardım. Siz nasıl isterseniz bütün tasarladığım ayakkabılar burada derdim.”
“Yaptığım ayakkabıyı reklama gönderirdim. Sonra giymek için bu ayakkabıyı alın
derdim.”
“Keloğlan'lı bir ayakkabı yapardım. Yirmi liraya satıyorum, alın derdim. Bütün spor
dallarına uygun spor yaparken, basketbol oynarken, futbol maçı yaparken giyebilirsiniz derdim.”
“Ayakkabımı değiştirmeyi planlardım. Yani yırtılırsa geri getirin alırım derdim.”
“Kemik adam programı gibi yapardım. Çünkü kemik adam ayakkabısı gibi yapardım, bu ayakkabının rengi siyah olurdu üstünde beyaz noktalar olurdu. Altından da
paten çıkardı.”
“Zeynep’e geçmiş olsun diliyoruz.”
Kasım Ayında Neler Yaptık?
Dans dersimizde kombinasyon
çalışmaları yaptık.
Koku deneyimizle değişik tatlar ve kokuları öğrendik,
kitap oluşturduk.
12
Serbest oyun saatinde zincir
oluşturduk ve çok eğlendik.
A N A O K U
L U
“Gelecekteki arabaların direksiyonları arka tarafta olsa nasıl olurdu?
İmge GÖKMEN:
“Hiçbir şey yapamazdık. Çünkü önümüzü göremezdik.”
Kerem ÇATAK:
“Eğer direksiyon arka tarafta olursa arka koltukta oturanlar arabayı kullanırlardı. Önde oturanlar da onları beklerdi.”
Bade YAZICIOĞLU:
“Küçükler ön tarafa otururlardı. Büyüklerin ise dikkatleri dağılırdı, araba
kullanamazlardı.”
Demir BEDİR:
“Arabalar yönünü değiştiremedikleri için trafikte zorlanırlardı ve kaza yaparlardı.”
Ayşe Aslı YILMAZ:
“Arkada oturanlar sürerdi. Onlarda küçük oldukları için kaza yaparlardı.”
Eray CİN:
“İnsanlar arabaları kullanamazdı. O zamanda arabalar işe yaramaz olurdu.”
Duru MİCOZKADIOĞLU:
“Kötü olurdu. Çünkü orada çocuklar oturuyor ve çocukların ehliyetleri yok.”
Ahmet Kemal KARAOSMANOĞLU:
“Kötü olurdu. Çünkü arabalar geri geri giderdi.”
İpek SARI:
“Önde oturanlar arka koltukta otururlardı. Araba ters giderdi.”
Necati Baybars BAYRAMOĞLU:
“Şoför arka koltuğa otururdu. Önünü göremediği içinde kaza olurdu.”
Dila İĞREK:
“Araba ters giderdi. Sonra da kaza olurdu.”
Onur DOĞAN:
“Onur’a geçmiş olsun diliyoruz.”
Şimal BALTACI:
“Şoför arka koltuğa oturup sürerdi. Bu da hiç iyi olmazdı.”
Demir GÖKÇEN:
“Şoför arka koltuğa otururdu. Çok değişik olurdu.”
Abdullah KANKILIÇ:
“Ters giderdi. Hiç dönemezdi. Hep arkaya giderdi, kaza olurdu.”
Zeynep KARA:
“O zaman arabayı çocuklar sürerdi. O zamanda çocuklar için tehlikeli olabilir.”
“Büyük bir farklılık olurdu. Ön arka olurdu, Arka da ön olurdu. O zaman
İsna ERDOĞAN:
araba sürmek daha kolay olurdu.”
Kasım Ayında Neler Yaptık?
Terasımızda top oynamak çok
eğlenceliydi.
Vücudumuzu ve organlarımızı tanıdık.
13
Pembe Köşk gezimizde İsmet İnönü’nün
kızı Özden Toker ile tanıştık.
K U L U
O
A
A N
“Tekerlek olmasaydı arabalar
nasıl giderdi?”
Alp ÖZDAL:
Arda ARAZ:
“Sürünerek giderdi. Sürünürdü. Motorunun hızıyla sürünebilirdi.”
“Çok zor giderdi. Mesela insanlar arabanın arkasına geçip bütün gücüyle iterlerdi.”
Arda AYDAÇ:
“Tekerlek olmadan arabalar gidemezdi. Ama olmasaydı arabaları çekiciyle götürürdüm.”
Berk ATALAY:
“Gidemezdi. Çünkü tekerlek olmasaydı sürünerek giderdi. Arabalar düz olurdu ve
sürünerek giderdi.”
Berrak Naz YÜCER:
“İterek giderdi. Biraz büyümüş dört insan iterek arabayı götürebilirdi.”
Çağrı Hasan KOÇAK:
“Yavaş giderdi. Ya da teker olmadan hiç gitmez, böyle bir şey olmaz.”
Ela KILIÇASLAN:
“Tekerlekleri olmadan taşların üstünden zıplaya zıplaya giderdi. Küçük taşların üzerinden kayar giderdi.”
Elif ZEHNİ:
“Motorla giderdi. Pille yani. Pili takınca çalışırlar.”
Görkem DİLBAZ:
“Pille giderdi. Pili takınca kayarak gidiyor.”
İdil ÖZTÜRK:
“Tekerlek olmasaydı arabaların motoru var ya onunla giderlerdi. Büyük tekerlek kadar legolar takardık.”
Mehmet Emin OKMAN:
“Uçarak giderlerdi. Yerde gidemezlerdi o yüzden uçarak gitmeleri gerekirdi.”
Metehan MENTEŞ:
“Motorla giderlerdi. Motor onu götürebilir. Motoru döndürmeye çalışırız, öyle gider.”
Nazenin ENSARİOĞLU:
“Sürünerek zar zor giderdi. Ama çok zor sürünürdü. Tekerlekleri olmadan olması
çok zordu.”
Nevin Ceylin ÇELİKEL:
“İnsanların bazıları arabanın içine binerdi, bazıları onları iteklerdi. Diğerleri yorulunca da binenler inip iterlerdi.”
Selin YANKIN:
“Araba anahtarsız açılıyor olabilir. Yani bir düğmesine basıyorsun çıt diye kapı açılıyor ve vın diye araba gidiyor.”
Yağmur ÇOLAK:
“İki kişi iterse gidebilir. Yorulunca da dinlenip götürürler.”
Zeynep Bilge GÜRSOY:
Arda Çağan YILMAZ:
“Sürünerek giderdi. Ama nasıl süründüğünü bilmiyorum.”
“Gidemezdi. Tekerleklerini tamir ettirip geri takardık.”
Kasım Ayında Neler Yaptık?
Müzik dersimizde şarkılı oyunlar oynadık.
Göster-Anlat etkinliğimde sebzelerin
faydalarını anlattık.
14
Serbest oyundan sonra oyuncaklarımızı
birlikte topladık.
A N A O K U
L U
“Buzdolabının kapağı açılmadan içi görünseydi ne olurdu?
Ne işe yarardı?”
Aslı Deniz Akın:
“İçini göstermeyen kapı yaptırırdım.”
Ayşe Defne Karakaş:
“O zaman soğukluğu kalmazdı. Soğuk olacak şeyler sıcak olurdu. Eğer kapısı camsa kapı kolay kırılırdı.”
Cansu Gemalmaz:
“İçinde ne olduğunu basitçe görebilirim. Çünkü kapağı açıp baktığımda bazen aradığımı bulamıyorum.”
Defne İnci:
“Çarpınca bazen kırılabilirdi. Açmama hiç gerek kalmazdı. Ne yemekler var diye rahatça görürdüm.”
Doğa Açıkgöz:
“Meyveler görürdüm. Yiyecekleri rahatlıkla görürdüm.”
Ege Yıldız:
Görkem Cihan:
“O buzdolabının içinde sevdiğim ama göremediğim şeyleri görmeme yarardı.”
“Görkem’e geçmiş olsun diliyoruz.”
Gülce Deniz Kara:
“Büyüleyici olurdu. Elimi kapağı açmadan buzdolabının içine sokardım ve sevdiğim
yiyeceği alırdım.”
Hazar Yetim:
“Korkunç olurdu. Bana yemekler verirdi.”
Kemal Deniz Özben:
“Kemal Deniz’e geçmiş olsun diliyoruz.”
Nur Nehir Çelikten:
“Kendimi çok mutlu hissederdim. Çünkü annemin aldığı yiyecekleri görürdüm ve sevinirdim.”
Rana Çiçek:
“Rana’ya geçmiş olsun diliyoruz.”
Tuna Şahin:
Umut Yumuturuğ:
Yiğit Ege Gürlük:
“Şaşardım. Onun içinden yemek yerdim. Bana yemek yedirirdi.”
“Yiyecekleri görürdüm. Motorunu da görebilirdim.”
“Buzdolabını açık zannederdik. Elimizi içine sokardık ama elimiz acırdı.”
Yiğit Seven:
“Güzel olurdu. Işık yanınca çok güzel olurdu. Bir şey alacağımız zaman kapağı açmak zorunda kalmazdık.”
Zeren Akkaya:
“Yiyecekler görünürdü ve istediğim yiyecekler varmış derdim.”
Zeynep Altınbaş:
“Şeffaf olurdu. Buzdolabının içindeki yiyeceklerin bozulup bozulmadığını görürdüm.”
Kasım Ayında Neler Yaptık?
Kukla dansı ile eklemlerimizin nasıl
hareket ettiğini anladık.
Öğrendiğimiz organları doğru yerlere
yerleştirerek, kendi organ maketimizi yaptık.
15
Yaptığımız koku tat deneyi ve kitabı ile duyu
organlarımızdan koklama ve tatma
duyumuzu daha iyi anladık.
1 .
S I N I F
ATATÜRK HAFTASI
Okul açılalı iki ay olmuş ve Kasım ayına gelmişiz. Bu ayda biz 1. sınıf öğrencileri Atatürk’ü tanımaya çalıştık. O’nun hayatını, ailesini, ülkemiz için verdiği mücadeleleri öğrendik.
Atatürk Haftası için evimizden getirdiğimiz Atatürk ile ilgili resimleri, şiirleri, süsleri ve kendi yaptığımız
resimleri kullanarak sınıflarımızda Atatürk Köşesi oluşturduk. Bu çalışmayı yaparken elbette öğretmenimizden de destek aldık.
Arkadaşlarımızla işbirliği yaparak çalışmak ve ortaya güzel bir iş çıkarmaktan çok mutlu olduk. "10 Kasım Atamızı Anma Töreni" için “ATAM” şiirini ezberledik ve törende tüm 1. sınıflar olarak toplu halde şiirimizi okuduk.
RAKAMLARA MERHABA
Epeyce yol kat ettik. Rakamları doğru yazıyoruz. 6’ya kadar olan sayıları
öğrenirken çeşitli etkinliklerle sayıların değerlerini de öğrendik. 1’er 1’er, 10’ar
10’ar ve 5’er 5’er 100’e kadar sayabiliyoruz artık. Uzamsal ilişkileri çok iyi öğrendik; çevremizdeki varlıklara ya da kitabımızdaki varlıkların resimlerine bakarak karşılaştırmaları doğru bir şekilde kolayca yapabiliyoruz. Örüntü oluşturmayı çok sevdik.
NOKTALAMA İŞARETLERİ
Biliyor musunuz, biz artık okumaya başladık. Öğrendiğimiz seslerle sözcükler yapıyor ve bu sözcüklerle cümleler oluşturuyoruz. Hatta bir metin defteri
bile yaptık. Her sayfasına metinler yazdık. Metinle ilgili resimlerle de defterimizi
renklendirdik. Yine bizler her cümleye büyük harfle başlamayı öğrendik. Cümlenin sonuna koyulan işaretin
nokta olduğunu da anlattı öğretmenimiz. Cümleyi yazdıktan sonra nokta koymayı unutmuyoruz. Aaa! Unutuyordum az kalsın, soru işaretini de koyuyoruz bazı cümlelerin sonuna.
16
2 .
S I N I
F
BESİN PİRAMİDİ
Okulumuz 2.sınıfları olarak kasım ayında da değişik yöntem teknikleri kullanarak eğlenceli ve öğretici
sunumlar yardımıyla yeni bilgiler edinmeye devam ettik.
Hayat Bilgisi dersinde hepimiz birer besin olarak kendi besin piramidimizi oluşturduk. Vücudumuzun bölümleri ile kukla yaptık. Duygularımız konusunda, balonlardan çocuklar yapıp duygularımızı ifade ettik. 10
Kasım Töreni'ne katılarak Ata’mızı andık ve Atatürk’e olan duygularımızı anlatmak için ona mektup yazdık.
SAYILAR VE DRAMA
Matematik dersinde eğlenceli sunumlarla ve oyunlarla ritmik saymaları öğrendik. Sıra bildiren sayıları
drama tekniği ile işledik. Araba yarışı oyununu oynatarak en yakın onluğa yuvarlama konusunu öğrendik.
Matematik laboratuvarı çalışmalarımızda bu ay onluk, birlik ve yüzlük bloklarla sayılar oluşturup eldeli ve
eldesiz toplama işlemini görselleştirdik. Sayıları onluk ve birliklerine ayırarak karşılaştırdık.
YAZARA MEKTUP
Türkçe dersinde ortak okuma kitabımız olan “Dalgalar Dedikoduyu Sever” kitabının yazarı olan Sevim
Ak’a mektup yazdık. Anlamına göre sözcüklerden eş anlamlı, zıt anlamlı ve sesteş sözcükleri öğrendik.
Kelime kartlarımızı kullanarak eş ve zıt anlamlı sözcükler oyunumuzla bu konuları iyice pekiştirdik. Bol bol
okuduğunu anlama çalışmaları yaptık. Aylık olarak belirlenen konularda araştırma yapmak için kütüphane
çalışmalarına başladık. Bu ay ki konumuz olan “Duyu Organlarımız” konusunu kütüphanede araştırarak değişik bilgiler elde ettik.
Eğlenceli çalışmalarla yeni bilgiler edinmeye devam edeceğiz…
17
3 .
S I N I F
ÖĞRENCİLERİMİZİN DİLİNDEN
18
4 .
S I N I
F
DOĞAL SAYILAR VE SONSUZLUK
4. sınıflarımızla birlikte bu ay Matematik derslerimizde doğal sayılar konusunu işledik. Bu konudaki çalışmalarımızı okulumuz matematik laboratuvarında gerçekleştirdik.
Önce doğal sayıların hangi sayılardan oluştuğunu tartıştık. Doğal sayıların en can alıcı sayısı sıfırdı;
çünkü biz “Doğada olmayan nesneler kaç tanedir?” diye bir soru sorduğumuzda “sıfır” cevabını verdik. Doğal sayılar sıfırdan başlıyor ve sonsuza kadar gidiyordu; çünkü doğada da bizim sayamayacağımız o kadar çok nesne veya varlık vardı ki işte biz buna “sonsuz” diyorduk. Sonsuza kadar giden sayılar kavramı,
sürekli artan ya da sürekli azalan sayılar olabilirdi. Doğal sayılar, bir tane ya da birkaç tane rakamın yan
yana gelmesiyle oluşabiliyor ve artabiliyordu. Yan yana gelen her bir rakam bir doğal sayıyı oluşturuyor ve
her birinin ait olduğu bir basamak ile gösteriliyordu. Birler, onlar, yüzler, binler, on binler, yüz binler basamağı derken yolculuğumuzu bu kadarla sonlandırdık. Laboratuvarda kullandığımız bloklar bize doğal sayıların ne kadar büyük olabileceği gerçeğini gösterdi. Blokları kullanarak basamak değerlerini öğrendik ve o
da yetmedi bu bloklardan şekiller yaptık. Sonsuzluk gözümüzü ilk başta korkutsa da yine başarı ile bu durumun üstesinden geldik ve konumuzu kavramış olmanın mutluluğu, diktiğimiz blokların sağlamlığı bizim bir
kere daha kendimize olan güvenimizi taçlandırdı. Tabii biz sonsuza kadar yolculuk edemezdik. Sınıfımıza
geri dönmeye karar verdik. Sağlam bloklar ve sağlam adımlarla...
İşte biz matematikte doğal sayılar konusunun da üstesinden böyle geldik. Doğal sayıların basamak blokları gibi bilgi dağarcığımıza da yeni blokları sağlamca diktik.
A - TA - TÜRK
Bu ay 4. sınıflar olarak Türkçe dersinde “Atatürk” temasını işledik. Bu tema kapsamında, Ulu Önderimiz
Mustafa Kemal Atatürk’ün özelliklerini anlatan metin ve şiir işledik. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün
sahip olduğu kişilik özellikleri ve yüksek insanlık duygusunu bir kez daha görmüş olduk.
Dil bilgisi konularında ise; hece bilgisi, nokta ve iki noktayı öğrendik. Hece çeşitlerini, birleşik sözcüklerin hecelerine nasıl ayrıldığını gördük. Nokta ve iki noktanın kullanıldığı cümleler kurduk.
Hayvanları Koruma Haftası dolayısıyla broşürler ve ürünler oluşturduk. Cumhuriyet Bayramı ve Öğretmenler Günü ile ilgili şiirler ve yazılar yazdık. Ayın kitabı olan “Açıkgöz Budalalar” adlı kitabı okuduk.
19
5 .
S I N I F
ISI ENERJİSİ
Kasım ayı içerisinde 2. ünitemiz olan ’’Maddenin Değişimi ve Tanınması’’ adlı ünitemize başladık.
Suyun halden hale nasıl girdiğini öğrenerek yağmurun,
karın, dolunun, sisin, çiğ ve kırağının nasıl oluştuğunu öğrendik. ‘’Yeryüzündeki su miktarı değişir mi?’’ sorusuna ise
yapmış olduğumuz deney ile cevap arayarak buharlaşmayı, yoğuşmayı, bulutlanma ve suyun halden hale nasıl dönüştüğünü gözlemledik.
Isı ile sıcaklık arasındaki ilişkiyi gözlemleyerek öğ-
Isı ve sıcaklık kavramlarının arasındaki farklılıkları ‘’Ne rendik. Çok su olan bardaktaki buzların daha çaKadar Isı, O Kadar Isınma’’ ve ‘’ Isı Aynı, Sıcaklık Farklı’’ buk eridiğini gördük. Nedeni ise ‘’ISI ENERJİSİ’’
adlı deneylerimizi yaparak öğrendik.
dir.
Laboratuvarda kendi su
döngümüzü oluşturduk!
Ne Kadar Isı, O Kadar Isınma!
Su döngümüzü oluşturmaya
başlıyoruz!
ADIM ADIM TÜRKİYE ve BİZ
5. sınıflar olarak Sosyal Bilgiler dersimizde bu ay “Adım Adım Türkiye” ünitesini öğrenmeye başladık.
Ünitemizde ilk olarak çevremizde yer alan doğal ve beşeri unsurları, ülkemizin tarihi ve doğal güzelliklerini öğrendik. Öğrendiğimiz bilgileri pekiştirmek ve somutlaştırmak için her birimiz birbirinden güzel şehir ve
ülkeler oluşturduk, doğal ve tarihi unsurları kendi hayal gücümüze göre biçimlendirerek bir araya getirdik.
Ödevlerimizi arkadaşlarımıza sunmanın gururunu ve mutluluğunu yaşadık. Yaptığımız bu keyifli ödevin arkasından ülkemizdeki bilgi yolculuğumuza devam ettik. Türkiye’de yer alan doğal ve tarihi unsur ya da kültürel bir öğeyi seçip özelliklerini araştırarak arkadaşlarımıza sunduk. Yaptığımız iki etkinlikle hem araştırma
yaptık, hem öğrendik hem de eğlendik. Diğer ünitelerde yapacağımız etkinlikleri paylaşmak üzere... Şimdilik hoşçakalın.
20
6 .
S I N I
F
Pamuk prenses ve YEDİ CÜCELER
6.sınıf öğrencilerimiz, “Asal Çarpanlar” konusunu daha iyi kavrayabilmek için çarpan ağaçları yaptılar. “Bölünebilme Kuralları” nı Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler etkinliği ile pekiştirdiler. Öğrencilerimizin
bu etkinlikleri yaparken neşeleri görülmeye değerdi. Yaratıcı drama tekniğini kullanarak yaptığımız etkinliğimizde, cüce rolünü alan öğrencilerimizin her biri farklı bir bölünebilme kuralını temsil etti. Bu etkinliğimizde, konumuzu pekiştirmenin yanı sıra öğrencilerimizin yaratıcı drama ve canlandırmaya olan yeteneklerini de keşfetmiş olduk.
ÖĞRETMENLERİMİZE HEDİYE
6. sınıf öğrencilerimiz kasım ayında Öğretmenler Günü ile ilgili duygu ve düşüncelerini şiirle anlattılar.
Onların kâğıda sığdırılamayacak kadar büyük olan sevgilerinin birkaç ürününü dergimiz aracılığıyla sizlerle paylaşıyor, tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz.
21
7 .
S I N I F
GÖZLEMLE - OYUN OYNA - UYGULA! ÇÜNKÜ FEN EĞLENCELİDİR…
Fen ve teknoloji laboratuarında farklı yayları ve bu yaylarla yapılmış dinamometreleri inceledik. Yaydaki uzama miktarının yayın uzunluğuna, cinsine ve kalınlığına nasıl bağlı olduğunu anlamak için kontrollü deney gözlemleri yaptık. Ölçümlerimiz
sonucunda elde ettiğimiz veriler ile bilimsel sonuçlara ulaştık.
1. Yaydaki uzama miktarının yaya uygulanan kuvvete bağlılığını gözlemliyoruz. Yayın boyu arttıkça uzama miktarının da arttığını öğreniyoruz.
2. Yayın bize uyguladığı kuvvetin bizim uyguladığımız kuvvete
zıt yönlü olduğunu öğreniyoruz.
3. Atriumdayız. Üç gruba ayrılıp hem yarışıyor ve eğleniyor hem
de öğrendiklerimizi oyunlarla pekiştiriyoruz.
1
2
4. Potansiyel enerjiyi kavramak için
“Yerden Yüksek” oyununu oynuyoruz. Kütlelelerimizi eşit kabul ettik.
Verilen sürede en yükseğe çıkan
kazanır.
5. Elindeki kağıdı kurduğu düzenekle en uzağa gönderen kazanır.
3
4
5
YOĞUN VE SEYREK NÜFUSLU BÖLGELERİ TANIYALIM
7. sınıflarımızın “Ülkemizde Nüfus” ünitesi kapsamında öğrendiği nüfus yoğunluğu bilgisini pekiştirmek,
ülkemizdeki yoğun ve seyrek nüfuslu yerleri tanımak amacıyla yaptığımız etkinlik; hem öğrencilerimizin
harita bilgisini pekiştirdi hem de nüfus yoğunluğu kavramını pekiştirmelerini sağladı.
Etkinlik sonlanınca öğrencilerimizden Beyza Nur ARK düşüncelerini şu şekilde paylaştı:
– Biz, bu etkinlik sayesinde "Ülkemizde Nüfus" ünitesini pekiştirmiş olduk. Şehirlerin yerlerini, yoğun ya
da seyrek nüfuslu olma durumunu ve bunun nedenlerini bir daha unutmayacağımız biçimde anladık. Bu
etkinliği, seviyemizi ölçücü bir etkinlik olarak görmekten çok eğlenceli ve öğretici bir etkinlik olarak gördük.
Etkinlik sırasında ilk görüşte her şeyi kavrayan arkadaşlarımız da oldu tereddütleri olan arkadaşlarımız da
oldu. Fakat sonuçta, sınıftaki herkes etkinlikten oldukça keyif aldı ve konuyu iyice pekiştirdi.”
22
8 .
S I N I
F
OLASILIK
“Milyonda bir
olasılık değeri bile
gerçekleştiğinde
yüzde yüzdür.”
Julius Caesar (Jül Sezar) kabartması bulunurmuş.
O zamanlarda evlilik, alım-satım gibi önemli konularda karar verilmesi gerektiğinde bu kararı imparator verirmiş. Ancak Julius Caesar’ ın ortalarda olmadığı zamanlarda Romalılar ona saygının bir ifadesi olarak para atar, onun kabartması üst tarafa
gelirse imparatorun konuyu onayladığına, alt tarafa gelirse de konuyu onaylamadığına kanaat getirirlermiş.
cümlesi olasılık konusunun nedenli önemli bir konu
olduğunu anlatmaya yetiyordur herhalde.
Biz de geçtiğimiz ayda 8. sınıflarımızda, 6. ve
7. sınıftan tanıdığımız ‘olasılık’ konusunun deva-
Şüphesiz ki olasılık konusunda yapılan deney-
mını işledik. Tabi ki konu "olasılık" olunca, konu-
lerden en tanınanı yazı tura atma deneyidir. Sa-
nun olmazsa olmaz deneyi olan ‘Yazı-Tura’ dene-
nırım aramızda bu oyunu oynamayanımız yoktur.
yini yaptık. Deney çıktılarını inceleyerek sonuçlar
Yazı tura atmanın ortaya çıkışı çok eski-
çıkardık. Bu çalışmaları yapmaktan büyük keyif al-
lere, Roma İmparatorluğu’na dayanır. Roma
dık.
İmparatorluğu’nda kullanılan paraların bir yüzünde
23
9 .
S I N I F
ARAZİ REHBERİMİZ
Dünya üzerindeki rehberimiz olan coğrafi koordinat sistemi sayesinde nerede yaşadığımızı, komşularımızı veya başka ülkelerle aramızdaki saat farkını ve buna dayalı sonuçları bu sene 9.sınıf öğrencileri ile öğreniyoruz. Paralel ve meridyenlere dayalı olarak oluşturulan coğrafi koordinat sistemi sayesinde dünya üzerinde yer alan herhangi bir yeri artık kolayca tespit edebiliyoruz.
Coğrafyanın vazgeçilmez konularından birisi de "harita" dır. Öncelikle bir çizimin harita olabilmesi için
gerekli olan unsurlar nelerdir? Her çizime harita denebilir mi? Bu konudaki bilgilerimizi paylaştık. Sonra da
"Dünya’yı ve yüzey şekillerini düzleme aktarırken dikkat edilmesi gereken yöntemler hangileridir, en doğru
harita çizim teknikleri hangileridir?" gibi sorularla ilgili artık detaylı bilgiye sahibiz.
Var olan bilgilerimizin üstüne bilgi katmaya ve bilim yolunda ilerlemeye devam ediyoruz, ya siz?
ŞEKERİN YOLCULUĞU
Şeker pancarından nasıl olur da şeker elde edilir? Hep merak ediyorduk. Şeker üretimini yerinde görmek için 9/A ve 9/D sınıfı ile Ankara Şeker Fabrikası'na gittik. Fabrikayı kimya mühendisleri rehberliğinde
gezerek şeker üretiminin bütün aşamalarını gördük ve merak ettiklerimizi sorduk. Gezi sırasında neler öğrendiğimizi ve neler hissettiğimizi öğrencilerimizden dinleyelim:
Ada GÖRGÜN (9/D): “ Öncelikle söylemeliyim ki şeker fabrikası gezisi benim için gerçekten çok güzel bir anı, bunun yanı sıra
hem bilgilendirici hem de çok zevkli bir deneyim oldu. İnanıyorum ki bu geziye katılan herkes böyle düşünüyordur. Gezi bana çok ilginç geldi. Bunun sebebi böyle bir geziyi ilk kez yaşamam ve şekerin nasıl oluştuğunu görebileceğimi hiç düşünmemiş olmamdı herhalde. Fabrikadaki aşamalardan bahsedersek gerçekten çok zor etaplardan oluştuğunu söyleyebilirim. Hele o kocaman pancar piramitlerini görünce "olamaz!" dedim. Fabrikaya girdiğim an; "İşte macera başlıyor." dedim. Her bir aşama birbirinden kat be kat ilginçti. Bir sürü aşama sonrasında şekerin oluşumunu gözlerimle gördüm. Hatta tadına bakmamıza bile izin verdiler. Kısaca bu gezide bulunmaktan çok mutlu oldum. Bu öğretici ve eğlenceli geziyi düzenlediği için tüm sınıfım adına kimya hocamız Ayfer Hoca'ya
çok teşekkür ediyorum.”
Polen ORAL(9/A), Nil DURUSOY(9/A): “Herkesin canının çektiği, olmazsa olmaz şekerimizin fabrikasına gittik. Servisten iner inmez burnumuzun direğini kıran pancar kokusu hepimizi şaşırttı. Bir süre sonra bu kokuya alışıp fabrikayı gezmeye koyulduk. Gezerken şekerle ilgili bilmediğimiz bir çok şeyi öğrendik. Bu gezi bizim için çok güzel bir deneyim oldu”
Dağhan KUTLUATA (9/A): “Şeker fabrikası… Başta akıllara gelen o tatlı şekerler, müthiş kokular meğer hepsi hayalmiş. Fabrikanın önündeki o koca pancar yığınının kokusunu tarif etmek neredeyse imkansız. Fabrikayı gezerken şeker pancarının o müthiş değişimine şahit oldum. Bu gezi bizim için güzel bir anı olmanın yanında fabrika şartlarını görmemizi de sağladı”
Melda YAYLACI (9/A), Atakan Bora KARAÇALIOĞLU(9/D) :“Şeker fabrikası gezisinde şeker üretimini en ince ayrıntısına kadar gözlemledik. Orada çalışanlara merek ettiğimiz her şeyi sorduk. Bize o kadar yardımcı oldular ki her sorumuzun cevabını alabildik. Bu gezi, şekere başka bir açıdan bakmamızı sağladı. Bizim için çok güzel bir anı ve deneyim oldu.”
24
1 0 .
S I N
I F
İKİNCİ DERECEDEN DENKLEMLER
10. sınıf matematik dersinde "Polinomlar" konusunu bitirdik ve diğer konumuz olan "İkinci Dereceden
Denklemler" konusuna başladık. Polinomlar konusu diğer konularımıza göre nispeten daha bağımsızdır ancak İkinci Dereceden Denklemler için bunu pek söyleyemeyiz.
İkinci Dereceden Denklemler, onbir ve onikinci sınıflardaki konularımız içinde de sık karşımıza çıkmaktadır. Örneğin; Trigonometri, Logaritma, Karmaşık Sayılar, Türev gibi konularda da İkinci Dereceden Denklemleri görmekteyiz.
Birinci dönem çalışmalarına tüm hızı ile devam eden 10. sınıf öğrencilerimiz, İkinci Dereceden Denklemler konusuna gereken önemi yukarıdaki sebepler nedeni ile vermekte ve çalışmalarını sürdürmektedirler.
MÜNAZARA TEKNİĞİ
Okul, hayata atılan ikici adım, unutulmaz hatıraların yaşandığı yuvadır. Öğretmenler de bu yuvada bir
anne bir baba bazen de bir arkadaş olur bize. Kah sıkı dostlukların kurulduğu, kah kıskançlıkların yaşandığı, kah da kazanma mücadelesinin yarışa dönüştürüldüğü bir kulvardır. Bu kulvar ki bize çok şey kazandırır. Tıpkı bir hamur gibi şekillendirir, her anlamda hayata hazırlar bizi. Yolumuzu aydınlatmak için tutulan bir
fenerdir okul. Bu nedenle yaşama değer katan bu olguyu iyi kullanmalı, önemini kavramalıyız. Bu açıdan
bakıldığında okulda yapılan her etkinlik bizi hayata hazırlar ve gündelik yaşamdaki hareketlerimize yön verir. İşte bu sebepten birinci dönemde sözlü anlatım türlerini işlerken sınıflarda sınıf içi etkinlik olarak münazara yaptık. Bir tartışma türü olan münazara ile çocuklar araştırma yapma yetisini, düşüncelerini ve edinmiş
olduğu bilgileri aktarabilme kabiliyetini, dili doğru bir biçimde kullanma becerilerini, jest ve mimiklerini kontrol etmeyi öğrendiler. Aynı zamanda onlara tanınan süreyi doğru ve etkili bir biçimde kullanmayı, tartışırken
hal ve hareketlerini kontrol etmeyi öğrendiler.
25
.
1 1
S I N I F
TARİH BİLGİ YARIŞMASI
Bu ay 11. sınıf eşit ağırlık gruplarımızda tarih dersinde bilgi yarışması yaptık. Amacımız öğrenilen bilgileri pekiştirmek ve neyi ne kadar öğrendiklerini eğlenceli bir zaman geçirerek tespit etmekti. 11/B ve 11/F
sınıflarını iki gruba ayırarak küçük bir yarışma düzenledik. Her grup kendine bir grup adı belirledi. Grup adlarını belirlerken oldukça eğlendik.
Yaklaşık otuz sorudan oluşan bir yarışmaydı. Zaman zaman gruplar arasındaki puan farkı oldukça arttı.
Bu fark heyecanı da biraz arttırdı. İki sınıf içerisinde yer alan dört grup da oldukça başarılıydı. Hatta 11 F sınıfı bu noktada çok iyi bir performans sergiledi. Bu nedenle 10.sınıf konularından da sorular ekleyerek yarışmayı biraz daha zorlaştırdık. Buna rağmen öğrencilerimiz soruları doğru şekilde cevaplandırdılar ve geçmiş yıl konularına da hakim olduklarını bize gösterdiler.
Bu sayede 11. sınıf eşit ağırlık gruplarımızda eğlenceli, verimli, zaman zaman stresli ve biraz da heyecanlı bir süreç geçirdik. Özellikle yarışmanın sonunda ödülün olması kazanma hırsını daha da arttırdı. Başarmanın verdiği motivasyon hepsinin yüzlerinden okunuyordu.
HIZLI MI YAVAŞ MI?
Her gün çevremizde fiziksel veya kimyasal onlarca değişim gerçekleşiyor. Bu değişimlerin bazıları bizim için hayati öneme sahipken bazılarını fark etmiyoruz bile. Bu ay kimya dersinde çevremizde gerçekleşen değişimlerin hızlarını kıyaslamayı öğrendik. Örneğin kaza sırasında arabadaki hava yastığı içinde gerçekleşen tepkime sonucu 20-60 milisaniyede şişerken bir demir paçasının paslanması aylar sürebilir. Hava
yastığının daha yavaş şişmesi ya da demirin daha hızlı paslanması ölümcül sonuçlara neden olabilir. Daha
bunun gibi birçok örneği derste tartıştık ve kimyasal tepkimelerin hızlarını hesaplamayı öğrendik. Sonra da
denemeden olmaz dedik ve laboratuvara inip tepkime hızı ile ilgili deneyler yaptık. Tepkime hızını etkileyen
faktörleri öğrendik. Fotoğraflarımızdan da anlaşılacağı gibi hem çok şaşırdık hem çok eğlendik.
26
1 2 .
S I N
I F
HAYATIMIZA YÖN VEREN SÖZLER...
Hayat uzun bir nehirdir ve zaman zaman taşkın sularla akar; zaman zaman sular çekiliverir, akmaz olur
nehir. Engellerle karşılaşırız, yılgınlığa düşeriz. İşte böyle zamanlarda bir ışık gibi tünelin sonunda görünen
sözler girer karanlık dünyamıza.
12. sınıflarımıza; "Hayatınıza ışık olan, yön veren sözler var mı?" diye sorduk. Bunlardan bazılarını sizin için seçtik.
‘’Birçok insan matematiğin yasalarını bilir ve güzel sanatların birçoğunda da beceri sahibidir.
Fakat çoğu insan yaşamı yöneten yasalarla yaşama sanatı denilen o güç sanat hakkında az
şey bilir. Bir insan bir uçak yapabilir ve onunla bütün dünyayı baştan başa dolaşabilir. Fakat
nasıl mutlu, başarılı ve memnun olunacağını öğreten o basit sanatın tamamıyla cahilidir. Sanatları öğrenirken listenin en başına yaşama sanatını koymayı unutma!
JEAN JACQUES ROUSSEAU
‘’Her insan mutlu olamaz…
Çünkü gereğinden fazla özler dünü
Hak ettiğinden fazla düşünür yarını
Hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü
Her insan mutlu olamaz….
Çünkü gereğinden fazla özler hayatından çıkanları
Hak ettiğinden daha büyük umutla bekler hayatına girecekleri
Ve asla göremez yanı başındakileri.’’
TOLSTOY
27
‘’Hep denedin,
Hep yenildin,
Yine dene,
Yine yenil.’’
SAMUEL BECKETT
E R L İ K
B
H
R E
B İ R
İ M
İ
GÖRÜLÜYORUM, ÖYLEYSE VARIM!
İnternetin kökeni, olası bir savaş ihtimaline karşı Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı tarafından 1969 yılında, bütün bilgisayarları güvenli bir ağ ile birbirine bağlama düşüncesine dayanmaktadır. Zaman içerisinde ilerleyen çalışmalarla, bu ağ ile tüm kullanıcıların hizmetine açılmış ve teknolojinin ucuzlamasıyla dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan milyonlarca insan, internetle sürekli bir etkileşimde bulunmuş ve bu sayede bilgi bir yerden başka bir yere anında taşınabilir
bir özelliğe kavuşmuştur. Şüphesiz, tüm bu gelişim süreci insanoğlunun başarılarını arttırmasına büyük olanaklar sağlamıştır.
Yetişkinler için olduğu kadar çocuklar ve gençler için de önemli bir
eğitim, iletişim ve eğlence kaynağı olan internet her geçen gün hızla
yaygınlaşmaktadır. İnternet çocukların dünyayı keşfetmeleri, öğrenmeleri ve eğlenmeleri için mükemmel bir ortamdır. Hiç şüphe yok ki, bilgisayar ile ulaşılan bu ağla, aktarılan her türlü veri, hemen herkes tarafından kullanılabilmekte ve kullanıcılar sınırsız bir olanağa kavuşmaktadırlar. Ancak internet ortamının özellikle çocuklar için büyük riskleri vardır ve bu risklerin varlığı hiçbir zaman
unutulmamalıdır. Bu yazıda özellikle değinilmek istenen, internetin gelişimiyle ortaya çıkan ve hızla büyüyen “Sosyal Paylaşım Siteleri” ve bunların çocuklar ve gençler üzerinde ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçlarıdır.
Sosyal paylaşım siteleri, bireylerin kendi profillerini oluşturmalarını,
diğer kullanıcıların listesini görebilmelerini ve sistem içerisinde bulunan
kişilerin ilişki listelerini de görebilmeyi sağlayan, online (çevrimiçi) topluluklardaki insanların beğenilerinietkinliklerini paylaştıkları ağ üzerinden birbirlerine ileti, e-mail (e–posta), gönderebildikleri video, sesli sohbet, dosya paylaşımı yapabilmelerini sağlayan sitelerdir. Sosyal paylaşım sitelerinde kullanıcıların amaçlarından biri yüz yüze olarak seyrek görüştükleri ya da uzun zamandır
görüşmedikleri kişileri sosyal ağlarına katmaktır. Ancak son zamanlarda
özellikle de Facebook ve Twitter ile bu amacın dışına çoktan çıkılmıştır.
Bu tür sitelerle insanlar sadece birbirlerinin hayatlarını dikizlemeye hatta tanımadıkları yaşamların bir parçası olma gayretiyle ve büyük bir merak duygusuyla, saatlerini Facebook ve Twitter ile geçirmeye başlamışlardır. Yani, bu sitelerin kuruluş amacı olan “arkadaş arama” özelliği anlamını yitirmiştir.
Günümüzde sosyal paylaşım siteleriyle bireyler, iletişim içerisinde bulunduğu bir diğer insanın geçmişini, kimliğini, toplumsal ve biyolojik varlığını dikkate almaksızın iletişimde bulunurken, tanımadığı kişilere karşı kendi kimliğini de
gizleyebilmekte ya da değiştirebilmektedir. İletişim tamamen kurgusal kimlikler
aracılığıyla yapılırken, anonimlik bütünüyle geçerli hale gelmiştir. Kişi, kimliğini arzu ettiği şekilde sunmak için giyinme tarzından dil kullanımına, boş zaman
etkinliklerinden müzik zevkine kadar kendini istenilir ve popüler gösterecek eklentiler kullanmakta, tıklamakta ya da beğenmektedir.
28
L İ K
R
E
H B
E
R
B İ R İ
M İ
Tabi ki bu tür yanıltıcı bilgilerin oluşturulması konusunda çocukların güvenliği adına ailelerin takibi son
derece önemlidir. Çocukların ve gençlerin gelişimlerinin kritik dönemlerinde bu sitelerin kullanımından kaynaklı bir güvenlik sorununa maruz kalmamaları adına, bu siteleri
kullanan tüm kullanıcıların dikkat etmesi gereken önemli noktalar vardır. Bunlardan bazıları;
✏ Öncelikle kullanıcıların kişisel sayfalarını sadece arkadaşlarının göreceği şekilde ayarlamaları gerekmektedir.
✏ Kullanıcıların hiçbir koşulda tanımadığı insanları arkadaş
listesine eklememesi hatta tanımadığı insanlardan gelecek
mesajları da engellemesi gerekir.
✏ Açık adres, telefon numarası ya da okul adı gibi kişisel bilgilerin de profil bilgileri arasında bulundurulmamasına dikkat edilmelidir.
✏ Kişisel video ve fotoğrafların yayınlanmasından doğacak sorunların da unutulmaması gerekir. Bu tarz
yüklemeler, kullanıcının özel hayatının deşifre olmasına neden olurken, diğer yandan da okul ve işyeri
gibi ortamlarda suç unsuru olabilecek durumlardan dolayı kişinin zarar görmesinin de sebebi olabilir.
Son olarak belirtmemiz gereken konu ise, ebeveynlerin internetin kullanımıyla
ilgili bir yasaklamayı tercih etmemesidir. Önemli olan çocukların ve gençlerin üye
oldukları bu sitelerin belirli aralıklarla kontrol edilmesi, dikkati çeken olumsuz bir
paylaşım olduğunda gerekli bilgilendirmelerin yapılarak, bu paylaşımların paylaşım ağından kaldırılmasının istenmesidir. Unutulmaması gereken şudur ki; yasaklayarak çocuklarımızın hata yapmasını engelleyemeyiz, ancak ve ancak gelecekte
yapacakları olası hatalarla ilgili doğru, yapıcı ve önleyici tedbirleri zamanında alabilirsek, bu tür sanal risklerden hem kendimizi hem de çocuklarımızı koruyabiliriz.
KAYNAKÇA
Robins, K. (1999). İmaj: Görmenin Kültür ve Politikası. (Çev: N. Türkoğlu). İstanbul: Ayrıntı.
Güzel, M. (2006). Küreselleşme, İnternet ve Gençlik Kültürü. Küresel İletişim Dergisi, (1).
Mehtap AVKAN SANER
İlköğretim II. Kademe
Rehber Öğretmen
29
MO
N FOREIGN LA
R
E
D
N
ALMANCA - FRANSIZCA
La journée des enseignants
Autour du monde depuis une quinzaine d’années, la journée des enseignants, est célébrée le 5 octobre. Dans notre pays, le 24 novembre, est célébrée comme la journée
des enseignants depuis 1981.
Nous avons posé aux élèves
‘quelles sont les caractéristiques
d’un enseignant’ et puis ils ont
répondu, voila leurs pensées.
-Belle, amusante, riche, en
bonne santé, patiente, sage, nonfumeuse, ordonnée, propre, rapide,
gentille, travailleuse, spécialiste,
superbe, disciplinée, bon cœur,
amie des animaux, comique, moderne, Ataturkist, puissante, multilingue, amie des enfants…
Öğretmenler Günü
Dünya genelinde 15 yıldan beri
5 Ekim olarak kutlanan öğretmenler günü, 1981'den beri ülkemizde
her yıl 24 Kasım tarihinde kutlanmaktadır.
Öğretmenler günü için sergileyeceğimiz posteri hazırlarken öğrencilerimize "sizce bir öğretmenin
özellikleri nelerdir? diye düşüncelerini sorduk. İşte bizimle paylaştıkları düşünceleri:
– Güzel, eğlenceli, zengin, sabırlı, sağlıklı, akıllı, sigara içmeyen, düzenli, temiz, hızlı, kibar, çalışkan, uzman, süper, disiplinli, nazik, dürüst, bonkör, hayvan sever,
komik, çağdaş, Atatürkçü, güçlü,
çok dil bilen, çocukları seven,...
30
GU
AG
E
Lehrertag
Auf der Welt wird seit 15
Jahren, am 15 Oktober, der
Lehrertag gefeiert. In unserem
Land wird er seit dem 24 November 1981 gefeiert.
Um den Tag besonders zu
gestalten haben wir ein Poster
über eine Lehrerin gezeichnet.
Danach haben wir die Schüler
gefragt, wie sie sich eine Lehrerin vorstellen.
–Schön, lustig, reich, gesund, geduldig, klug, nicht rauchen,
ordentlich
sauber,
schnell, höflich, aktiv, Spezialist, super, diszipliniert, freigebig, tierlieb, komisch, modern,
Atatürk lieben, mehrsprachigkeit, kinder lieben…
REI
O
F
RN
E
D
MO
GN LANGU
AG
İNGİLİZCE
Bu ay sizlere 3. ve 4. sınıflarımızdan haberler vereceğiz.
3. sınıflarda yeni ünitemiz “camping” adlı üniteydi. Bu ünitemizde kamp yaparak hangi eşyaları kullandığımız nerelerde kamp yaptığımızı öğrendik.
Bunların yanı sıra gerçek bir kampın nasıl yapıldığını yaşayarak öğrendik. Çünkü okulumuz Eğitim Uzmanlarından Erem Öğüt, izci lideri olarak derslerimize katılıp bizlere nasıl çadır kurulduğunu öğretti. Biz
hem çadır kurduk hem de içine girme şansı elde edip gerçekten kamp yapmak nasıl bir duygudur az da olsa
hissettik. Erem Öğüt’e tekrar teşekkür ederiz.
Ayrıca öğrencilerimizin fikirlerini de aldık;
I like Erem teacher because he is funny. – Doğukan Gül
I like making a tent because it is enjoyable. – Nuran Baloğlu
Erem Teacher is very happy. – Selen Köroğlu
Camping is very good. – Arda Özkut
4. sınıflarımızla bu ayki projelerimizden birisi de yeni ünitemizi kapsayan "Su Altı Dünyasına Yolculuk"tu.
Yeni ünitemizde öğrendiğimiz tüm değişik balıkları gerçekte de görmek için Keçiören'de bulunan akvaryuma gruplar hâlinde gittik.
Timsahtan, köpekbalığına her çeşit balığı inceledik ve gezimiz sonunda hem yeni ünitemizin konusunu
iyice kavradık hem de okyanus ve su altı yaşantısının gerçek kahramanlarıyla tanıştık.
31
E
E L E R İ M İ
J
O
Z
P R
ÖĞRENCİLERİMİZ "ENGELSİZ DAYANIŞMA"
PROJESİNDE ENGEL TANIMIYOR!
Okulumuzun yedinci sınıf öğrencilerinden bazıları, İngilizce
derslerinde, sene boyunca sürecek olan yabancı dil içerikli bir
sosyal sorumluluk projesinin çalışmalarına başladılar. Bu bağlamda, proje sorumlusu öğretmenimiz Senem Gökçek Altuntop’un belirlediği ,Gören Eller Görme Engelliler İlköğretim Okulu’na tanışma
amaçlı ilk ziyaretimiz 31.10. 2011 tarihinde gerçekleştirildi.
Bu anlamlı ziyaret sonrası işte öğrencilerimizin hisleri:
Asya Büyükerk: Dilay Alpaydın:
Beyza Nur Ark:
Yekta Demir: Kutay Keleş: Celal Can Bellek: Ada Aydoğdu:
Berkehan Erkılıç: Elif Dilmen: Pelin Aktaş: Arda Güçlü: Cemre Dolgun: Emre Kardaşlar: Tolga Damar: M.Alp Sinir: Nilsu Taşel: İnci İdil Kılıç: Ege Elgün: Canberk Emri:
Göktuğ Mert Çiftçi: Beyza Eroğlu: Salih Kılç:
Yiğit Alp Şahin: H.Bora Evren: Bülent Alkın Türkoğlu: Zeynep Yadaş: Başak Dağıstan: Başak Turan: Ayşenur Ecem Şahin: İlayda Birgül:
Engin Deniz Erkan: Ece Ekmekçi: Kutay Saygı: Rukiye Nur Ünver: Aybüke Kökten: Onlar için ses kaydı yaparak okuduğum SBS
testi benim için çok kolay ve eğlenceliydi.
Onların da bizim gibi mutlu olduklarını gördüm.
Hayatta ufak şeyler yüzünden üzülmenin yersiz olduğunu anladım.
Gitmeden önce tedirgindim; fakat çok mutlu olduklarını gördüm.
Onlarla iyi arkadaşlık kurduk.
Onlara yardım edeceğim için mutluyum.
Onların hayatlarını daha iyi anladım.
Senem Öğretmenim sayesinde onlar için bir umut olduk.
Elleriyle görebildiklerini fark ettim.
Gerçekten beceri gerektiren sorumluluklara sahipler.
Şu anda Braille alfabesini çözmeye çalışıyorum ve onlara yardımcı olacak çeşitli fikirler
üretiyorum.
Amacımız oradaki arkadaşlarımıza İngilizce derslerinde katkı sağlamaktır.
Yaşam sevincini daha iyi kavradım.
Oradaki arkadaşlarımız, onları sadece ‘engelli’ olarak gören insanlardan daha çok görüyorlar.
Engelli arkadaşlarımızın duygularını anlamış olduk.
Onların da mutlu olabildiklerini gördüm.
Onların konuşan bilgisayarları ve saatleri çok ilgimi çekti.
Ellerinde hiç işitsel kaynak olmadığından onlar için 2010 yılı SBS İngilizce testi sorularını
ses kaydına aldım.
Onlardan hayattan zevk almayı öğrendim.
Gözlerimin değerini daha iyi anladım.
Onları tanıdıktan sonra tedirginliğim tamamen geçti.
Sınıfta neler olduğunu kolayca algılamaları ilgimi çekti.
Aramızda çok büyük fark olmadığını gördüm.
Onlarla kolayca kaynaştım.
Bilgisayar oyunları oynuyor olmalarına şaşırdım.
Onları incitmemeye özen gösterdim.
Kabartma yazıyla adımı yazdıkları kağıdı odamdaki panoma astım.
Görüyormuş gibi hareket etmeleri beni çok şaşırttı.
Diğer duyu organlarının çok iyi olduğunu fark ettim.
Ne olursa olsun hayata tutunduklarını gördüm.
Onlarla empati kurup, isteklerimizi tekrar düşünmeliyiz.
Onlar görmeden yaşamayı öğrenmişler.
Bizden farklı olmadıklarını gördüm.
Bu ziyarete katılamasam da daha sonraki paylaşımları sabırsızlıkla bekliyorum.
Okulda bizi karşılayan görme engelli öğretmenimize, okulumuz adına yaptığım konuşmada, eğitimde engel olamayacağı mesajını vererek projemizin hedeflerini özetledim.
İngilizce Öğretmeni
Senem GÖKÇEK ALTUNTOP
32
E L E R İ
P R O J
M İ
Z
What We Think About The
PHONE CALL PROJECT ?
Öğrencilerimize “Telefon Projemiz” ile ilgili ne düşündüklerini sorduk. İşte aldığımız cevaplar:
“I think this new thing is interesting. Your English teacher calls you and asks how
you are. I felt excited ! She called me a month ago. We need to do speaking exercise and this is a chance to do it”
Ege Öz 8/F
“I was very excited when my teacher called. During the conversation I couldn’t
say anything and started to laugh. It was very weird. I tried to talk very carefully because I was very scared to say something in Turkish. But fortunately I didn’t. I think it is
good for my English. It should be done more often.”
Mina Demir 8/F
“My English teacher called me on Saturday at one past ten. I was very excited. My teacher asked me
some questions about several subjects such as music, books, lessons, school and homework. I was really worried while I was speaking on the phone. However, the phone call was better than I thought. I think
this project helps me a lot to gain proficiency.” Zeynep Dik 8/F
“We felt excited. It is a good project. The teacher asks some questions like “What are you doing now?”
What do you plan to do tomorrow?” and she asked our opinion on the reading “Rule the School”. After
the conversation ended, we felt quite relaxed.”
Gül Karakoç 8/F & Aleyna Durukan 8/A
Cadılar Bayramı 19. yüzyılda bir Pagan festivali olarak İngiltere’de İrlandalılar, İskoçlar ve Gallerliler tarafından kutlanmaya başlanmış ve zamanla Batı dünyasını da etkilenmiştir. Öğrencilerimizin de farklı kültürleri tanıması amacıyla 31 Ekim 2011 Pazartesi günü 9. Sınıf A1&A2 seviyesindeki öğrenciler ile “Cadılar
Bayramı”nın sembolü olan Balkabağı (Pumpkin Curving) aktivitesi yaptık. Öğrenciler sınıfa balkabağı getirerek onlara şekil verdiler ve aktivitenin sonunda balkabakları arasından en güzel yüzü seçtik.
İngilizce Öğretmeni
Pınar NERSE
33
LISH
G
EN
CLUB
EXPLORE THE PYRAMIDS
Club Teacher
Pınar NERSE
Club Members
Bertan Aydoğan
Zeynep Demirci
Fulya Kırtunç
MAG
AZ
IN
E
During Egypt's Old Kingdom, the pharaohs
established a stable central government in the
fertile Nile Valley. Perhaps the greatest testaments to their power were the pyramids and other tombs built to shelter them in the afterlife.
Ancient Egyptians believed that when the
pharaoh died, he became Osiris or in other
words the king of the dead. The new pharaoh
became Horus which means the god of the heavens and protector of the sun god. This cycle
was symbolized by the rising and setting of the
sun.
Some part of a dead pharaoh's spirit, called his ka, was believed to remain with his body
and it was thought that if the corpse did not have the care it need, the pharaoh would not be able to carry
out his new duty as the king of the dead. If this happened, the cycle would break and disaster would fall
over Egypt. To prevent such a disaster, each dead pharaoh was mummified, so everything the king would
need in his afterlife was provided in his grave. To shelter and protect the pharaoh's soul that remained with
his corpse, Egyptians built pyramids.
EGYPT’S FİRST PYRAMID
Name: Step Pyramid of Djoser
Built By: Pharaoh Djoser
Date: 2630 B.C
Location: Saqqara
Height: 62 meters
MAİDUM PYRAMID
Name: Maidum Pyramid
Built By: Pharaoh Snefru
Date: 2600 B.C
Location: Maidum
Height: 92 meters
FIRST “TRUE” PYRAMID
Name: Red Pyramid
Built By: Pharaoh Snefru
Date: 2600 B.C
Location: Dahshur
Height: 104 meters
WONDER OF THE WORLD
(EARTH’S LARGEST PYRAMID)
Name: Great Pyramid
Built By: Pharaoh Khufu
Date: 2550 B.C
Location: Giza
Height: 147 meters
34
ISH
L
G
EN
CLUB
MAGAZ
IN
E
THE CIRCUMSTANCES OF WORLD TRADE CENTER
This is a deeper subject than the others. Do you
think that was a conspiracy or an accident? According
to a documentary, which was released 5 years after
the incident, things are not as they seem. The government dignitaries said different things from one to another. The documentation proves that Osama bin Laden
and al-Qaeda are not behind the attacks that the U.S.
government made an economic benefit from the environment created by the U.S. administration.
There were documents about the government,
which could make people angry. I have six chapters
that I would like to go through.
THE TIMING
CIA, shortly before the September 11 attacks, some of the documents were corresponding to the days of crisis in Cuba, which
leaked to the press in 1962. Operation Northwoods, which was to
make it legal, was not successful and they wanted to change the
topic by doing this assassination.
PENTAGON
Flight 77 aircraft, which was belonged to American Airlines, had no possibility of collision. The damage
of the building could be created with a cruise fuse or a little F-16, which was belonged to the army.
THE DEMOLITION OF THE TOWERS
The aircraft collision was not the reason of the demolition of the towers. Eyewitnesses saw smoke and
light, such as signs of an eruption before the plane hit. Explosions were seen during the crash.
FLIGHT 93
Some of the passengers of flight 93 rebelled in the aircraft as the unknown people gave order to crash
the aircraft in Pennsylvania. The aircraft landed somewhere unknown and the passengers were evacuated immediately and safely. In fact, there was no record of this flight neither at the airport nor with American Airlines.
THE QUIRKS
The phone calls, supposedly made during the flight, couldn’t be possible because, the system was only
introduced after September 11, 2001. In addition, the list of terrorists announced by the government occured to be alive after the air attacks.
WHO HAS BEEN SATISFIED?
Certain wealthy and privileged people, who have had so much
money, were warned before the incident. A businnesman received
a phone call in which he was told “Do not take your child to kindergarden or the school tomorrow.” Before the conversation abruptly
ended, he was told to follow these instructions.
So, as I explained, the government was behind of this assassination. I believe that the United States of America did this to improve their economic status and they have been successful. George Bush was selfish to be the richest person in the world.
35
LISH
G
EN
CLUB
MAGAZINE
MAG
AZ
IN
E
IT’S A GOLDEN YEAR
Gold has always been a very valuable
item for years, so fashion designers could
not ignore the beauty of it’s color. Wearing
gold shows the richness and the delight of
your look. Gold is also a very important color to show yourself in any kind of surrounding you go to. Gold colored mini skirts, nicely hanging blouses, or black gold combined dresses are an extremely good look for either an afternoon lunch or a fancy dinner with friends. So, if
you want a golden look than you know what to do.
MUSIC TOP TEN
This month, we prepared Top – Ten list for you. Also we gave some information about the #1 album.
iTunes Charts (Albums):
1.
Talk That Talk (Deluxe Edition) – Rihanna
2.
Mylo Xyloto – Coldplay
3.
Christmas – Michael Bublé
4.
Take Care (Deluxe Edition) – Drake
5.
Here And Now – Nickelback
6.
21 – Adele
7.
Stronger – Kelly Clarkson
8.
A Very Gaga Holiday (Live) – Lady Gaga
9.
The Muppets (Original Soundtrack) –The Muppets
10. Ultimate Hits: Rock And Roll Never Forgets – Bob Seger & The Silver Bullet Band
#1 Album:
"Talk That Talk" is the sixth studio album by Barbadian recording artist Rihanna and was released on
November 18, 2011, through Def Jam Recordings. The lead single from the album, "We Found Love" featuring Calvin Harris, premiered on Capital FM radio on September 22, 2011 and was released on iTunes
U.S. the same day. The album received generally positive reviews from critics.
36
ISH
L
G
EN
CLUB
MAGAZ
IN
E
MONTH OF MOVIE
Let me start out by saying that Inception is one of the best
movies I have seen this year, and ranks among the best movies I have seen over the last few years. The story can either
be told in a few sentences, or not told at all. If you knew how
it ended, that would tell you nothing unless you knew how
it got there. And telling you how it got there would produce
confusion. The movie is all about process, about fighting our
way through reality and dream, reality within dreams, dreams without reality.
Leonardo DiCaprio (Titanic, Shutter Island) plays Cobb,
the Extractor, a man who enters other people’s dreams to
steal their secrets. Cobb is hired to steal the secrets of Saito, played by Ken Watanabe (The Last Samurai, Letters
From Iwo Jima), a businessman that reverses the situation
for Cobb, and then hires him for a job of inception-the planting of an idea in a subject’s mind. Cobb accepts the job based on a promise from Saito, who tells him that he is able to
make a murder charge against Cobb disappear so he can
return to his family.
Cobb then sets out to form his team that made up of Joseph Gordon-Levitt (500 Days of Summer, GI Joe) as Arthur, Ellen Page (Juno, Smart People) as Ariadne, the architect, Tom Hardy (Star Trek: Nemesis, the upcoming Mad Max: Fury Road) as Eames, and Dileep Rao (Avatar, Drag Me To Hell) as Yusuf, the chemist. Together the group is tasked with implanting an idea in the mind of Robert Fischer, Jr., played by Cillian Murphy (28 Days Later, Sunshine), the son of a businessman, and Saito’s main rival. The story takes
an unexpected turn, when Cobb’s wife Mal, played by Marion Cotillard (La Vie En Rose, Public Enemies),
continues to haunt Cobb’s dreams.
37
ISH
L
G
EN
CLUB
TRAVEL : PHUKET ISLAND
MAG
AZ
IN
E
Phuket is Thailand's largest island and located in the Indian Ocean Coast south of Bangkok. Phuket derives its wealth from tin and rubber, is blessed with teeming marine life, and has enjoyed a rich and colorful history.
Phuket is also one of the major Asian gateways for ocean cruises. Recently a new concept has emerged: Spa Cruises. Combining Thai traditional ways of relaxing the body and mind with all amenities of an
up-market cruise.
Phuket is blessed with magnificent coves and bays, powdery, palm- fringed white beaches, sparkling
island-dotted seas, sincerely hospitable people, comfortable accommodation, superb seafood, lushly forested mountains, lovely waterfalls and parks, and delightful turn-of -the-century Indo / Portuguese and
Chinese-influenced architecture which create an enchanting ambiance perfectly suited to total relaxation.
Indeed, Phuket is a major resort of international stature, possessing everything necessary for a truly memorable holiday.
First-class hotels located within town offer complimentary transport to their own beach clubs. Economyclass hotels are also available within town. First-class resort hotels with spectacular views offer airconditioned accommodation, as do many cabin and bungalow complexes on Phuket's most popular beaches. Yet other 'native-style' complexes, built of bamboo, rattan and Nipa palm thatch, Phuket's coastal hills
and beaches to offer comfortable and relatively inexpensive accommodation.
38
SH
I
L
G
N
E
CLUB
MAGA
ZI
NE
GENERAL KNOWLEDGE
Which vitamin is abundant in citrus fruits? (answer is C)
What do we call a shape with eight sides? (answer is A)
a)
Vitamin A
a)
Octagon
b)
Vitamin B
b)
Triangle
c)
Vitamin C
c)
Four angle
d)
Vitamin D
d)
Circle
What is the nearest star? (answer is the Sun)
______________
Who developed the theory of evolution by natural
selection? (answer is A)
a)
Charles Darwin
How many legs does a butterfly have? (answer is B)
b)
Einstein
c)
Robert Boyle
d)
Aristo
a)
7
b)
6
c)
5
d)
4
Which country has the most people? (Answer is D)
a)
United Kingdom
b)
United States of America
What gas do plants absorb from the atmosphere? (answer is A)
a)
Oxygen
b)
Carbon dioxide
c)
Nitrogen
d)
Nitrogen dioxide
39
c)
Japan
d)
China K
A P
T
İ
E D İ T Ö R
L E
R İ
M İ
Z
KASIM AYINDA OKUDUĞUMUZ KİTAPLAR
2. Sınıflar – Küçük Kara Balık – Samed Behreyi
3. Sınıflar – Çikolatalı Pasta – Gülsüm Cengiz
4. Sınıflar – Açıkgöz Budalalar – Erich Kastner
5. Sınıflar – İki Dirhem Bir Çekirdek – İskender Pala
6. Sınıflar – İki Dirhem Bir Çekirdek – İskender Pala
7. Sınıflar – Yalancı Şahit – Müge İplikçi
8. Sınıflar – Mo'nun Gizemi – Gülten Dayıoğlu
İKİ DİRHEM BİR ÇEKİRDEK
Kitap sık kullanılan deyimlerin hikayelerini anlatıyor. Yazarın bunları çok araştırdığını tahmin etmek zor değil. Bunlardan bazıları gerçekte mümkün olmayacak şeylerdi. Bazı hikayeler de bana ilginç gelmişti. Bazılarının oluşum hikayelerini okurken çok heyecanlanmıştım. Sonuçta güzel bir kitap. Herkese tavsiye ediyorum.
Efe Akdere 5/B
Ben İki Dirhem Bir Çekirdek'i okurken bilmediğim atasözlerini öğrendim. Bu kitap benim bir rehberim gibi
de sayılabilir. Ben bu kitabı okurken kitap gibi değil, sözlük okur gibi okudum. Bu kitabın çok uzun süre bana
yardımcı olacağını düşünüyorum.
Utku Yalçın 5/B
Evet, kitabın adı buydu. İlk önce "Ne kadar saçma isim" diyeceksiniz. Ama kitabı okulduktan sonra bu
sözünüzü geri alacaksınız. Çünkü kitap çok güzel. Kitap deyimleri anlatıyor. Bazı deyimleri bilmediğimiz için
Emel Öğretmen okumamız gereken deyimleri işaretledi. Kitabın yazarı "İskender Pala". Bu yazıyı okuduktan sonra "Acaba deyimler nasıl ortaya çıktı?" diyerek kitabı alacağınıza eminim.
Deniz Akan 5/B
Bence İki Dirhem Bir Çekirdek kitabı çok eğitici bir kitap ben bu kitabı okumaktan çok keyif alıdım. Çünkü kitabı içindeki deyim hikyeyeleri çok anlamlı ve güzel. Bir kitabın en güzel yönü hikayelerin bilgi verici
eğlenceli çalışması olur. İki Dirhem Bir Çekirdeki kitabı da buna çok uyuyor. Sevgili yazarımız harika bir
iş çıkarmış.
M. Eralp Çalhan 5/B
40
Ş A İ R L E R İ M
İ Z
Bu ay 8. sınıflar olarak Mine Soysal’ın “Eylül’de Aşklar” kitabını okuduk ve lirik şiir denemeleri yaptık. 8/C
sınıfı öğrencilerimizden Ömer Mert Yılmaz'ın denemesi ile 5/B sınıfı öğrencilerimizden Lara Arıkan’ın İngilizce olarak kendi yazdığı şiiri sizlerle paylaşıyoruz.
Kendileriyle gurur duyuyor ve teşekkür ediyoruz.
SENSİZLİĞİN SESSİZLİĞİ
FEAR
Fear-it’s always there
Fear-it’s always there
Fear-it’s like a hot spice
Fear-it’s not quite nice
Fear-it’s like worms on rice
Fear-it’s like moldy lichen,
Fear-it’s like spiders in a kitchen.
Gülünün kokusunda kaybolmak ister bazen insan. Being is very good,
Oysa umudum gaz yağı tükenmeye yakın kandile But being with fear-it could make you cry, fear could.
benzer benim.
Fear is not to your liking,
Hayatım belki de sadece bir siluettir hayatında.
It can be very striking.
Zaten ben sadece sahilinde incelerek batan ay ol- From the world’s making,
mak isterim sevgili!
Fear has been very shaking.
From the dawning of civilization,
Gecenin karanlığında aydınlatmak isterim seni.
From the birth of creation,
Özleminden geriye tek aşkın kaldı bende.
Fear has spread its radiation.
Cenk gibi yaşadıysam aşkını,
Fear- it dates down
Kahraman gibi ölüyorum şu an sevgili!
Fear-right from the oldest town
Fear-it clips your wings
Sensizliğin sessizliğinden kaçtım şimdiye dek.
Fear-it paralyzes things
Ama yakaladı nihayet “senin şehrinde” beni.
A shout, some screams,
Sevda haykırışlarıyla çınlıyor şehrin bilir misin?
They’re a nightmare for us, riding the fear bus,
Soluğunu özlemiş kalbim, üşürüm…
But for fear- they’re just happy dreams.
Seni sevmek seni hissetmek…
Özlemin karanlığında kendinden uzaklaşan bir
şairi,
Yeniden ve umutla döndürmektir hayata.
Ama bırakmaktır yine de
Umutsuzluğun rüzgârında yüreği.
Lara Arıkan 5/B
Ömer Mert Yılmaz 8/C
41
T R O
A
Y
T İ
K Ö Ş
E S
İ
GÖKKUŞAĞININ ALTINDA
Öğrencilerimizin Gözünden Gökkuşağının Altında Oyunu…
Yağmur ile başladı hikâyemiz. Hep birlikte yağmur yağdırdık şarkılarla ve kara bir bulutun ardından güneşi çıkardı öğretmenlerimiz ve sordular bize “Gökkuşağı nedir?” diye. Aklımıza gelenleri saydık “renkli bulutlar, yağmurdan sonra çıkan renkli ipler, rengârenk ışıklar…” Öğretmenlerimiz gülümsedi bize ve sordular tekrar” Gökkuşağının altında ne var?” diye. Gökkuşağının altında çizgi film kahramanlarının olduğu, hayali bir dünyaya açılan, sihirli kapıyı tarif ettik biz de. Altın cinlerin, rengârenk kelebeklerin, mutlu çocukların, büyük bir hazinenin, süslü elbiselerin ve çiçeklerin olduğu kocaman bir bahçeye açılan sihirli bir kapıdan söz ettik.
“Haydi!” dedi öğretmenlerimiz “Gidelim biz de gökkuşağının altına” ve bizi büyülü bir dünyaya götürdüler. Okulumuza gelen tiyatronun adıydı “Gökkuşağının Altında”. Heyecanla izlemeye başladık. Bizi selamladı palyaço, balerin, sihirbaz ve müzisyen. Güzel bir gösteri hazırladıklarını söylediler bize ama ne olduysa kızdırdılar birbirlerini ve sakladılar arkadaşlarının en önemli eşyalarını. Palyaço kırmızı burnu olmadan
komiklikler yapamadı, balerin bale pabucu olmadan dans edemedi, sihirbaz tavşanı olmadığı için şapkasını
kullanamadı, müzisyenin gitarı bozulunca çok kötü şarkılar çaldı. Müdürleri kızdı bizimkilere ve kovdu onları birbirlerine kötü şakalar yaptılar diye. Üzüldüler kahramanlarımız, düşündüler ne yapacağız diye… Sonra
karar verdiler arkadaş olmaya ve itiraf ettiler, aslında ne kadar çok birbirlerini beğendiklerini. İyi bir gösteri
için yardımlaştılar ve daha iyi olmak için çok çalıştılar. Öğrettiler bizlere nasıl birbirlerini tutup arkadaş olabildiklerini, kavga etmemeyi, birbirimizi sevmemiz gerektiğini, kızgın olmamayı ve arkadaşlarımızı yalnız bırakmamayı, arkadaşlarımızla yemeklerimizi paylaşmayı, dostluğun önemini, kıskançlık yapmamayı, arkadaşlarımızın eşyalarını saklamamayı, pes etmemeyi ve yaptığımız işi yarım bırakmamayı. Ama en önemlisi sevgiyi, dostluğu ve mutluluğu unutmayacağımızı…
Bize bu güzel tiyatro oyununu oynayan tiyatro grubumuza teşekkür ediyoruz…
Aslıhan Akay
Yunus Sınıfı Öğretmeni
42
MAKA
LE
BESLENME ALIŞKANLIĞI
Beslenme, yaşamın her döneminde sağlığın temelini oluşturan en önemli unsurlardan biridir. Acıkınca bir şeyler yemek, beslenme anlamına gelmez. Beslenme; insanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan öğeleri alıp vücudunda kullanmasıdır.
Çocuklar, ilk duygusal bağlarını kendisinin beslenmesini sağlayan kişilerle kurmaktadır. Bu bakımdan çocuğa yemek yeme alışkanlığı kazandırılmasında, yetişkinlerin tutumunun önemli yeri vardır. Herhangi bir hastalık olmadan çocuğun yemek yemede güçlük yaratmasının başta gelen nedenleri, o yaşın fizyolojik durumunun gerektirdiği enerji ve
besin gereksinmelerinin ne kadar olduğunun bilinememesi ve çocuğun yemek seçme arzusuna yer verilmemiş olmasıdır.
Çocuğun istemediği yiyeceği vermekte ısrar etmek doğru değildir. Çocuklar seçmekte serbest bırakılırsa daha iyi
bir yemek yeme alışkanlığı kazanabilmektedirler. Yemek yeme konusunda yetişkinler ile çocuk arasında meydana gelen anlaşmazlık, annelerin belli saatlerde ve fazla miktarda yiyecek vermedeki ısrarları yüzündendir. Yiyeceklerin mideyi bırakma süresi her çocukta aynı değildir; bu bakımdan öğün aralarındaki süre her çocuk için aynı olamaz. Çocuğun gösterdiği açlık hissinin rehber olarak alınması daha doğru olur. Yine çocuğun alabileceğinden fazla yiyecek yemesi için zorlanması çocuğun tepkisine yol açar.
Peki, beslenme alışkanlığı kazandırmada aileler nasıl bir yol izlemeli? İşte size yardımcı olabilecek birkaç öneri:
• Çocuğunuzun gereksinimi olan besin öğelerini karşılayacak yiyecek miktarları yeterli ve mümkün olduğu kadar çeşitli olmalıdır. (normalin ne altı ne de üstü olmalı)
• Yemek yedirirken çocuğun seçme arzusu ve kararları göz önüne mutlaka alınmalıdır.
• Çocuğunuz yemeğini yemediğinde yemesi için peşinde koşmak yerine, yemeği önüne bırakın ve 20 dk kadar bekleyin. Bu süre içinde çocuğunuz bir şekilde yemeğini yiyecektir. Yemezse, yemeği önünden alın ve
bir sonraki öğüne kadar ona bir şey vermeyin.
• Çocuğunuzun tabağına, yiyebileceğinden az miktarda yemek koyun. Bu şekilde çocuğunuz, hem tabağındaki yemeği bitirme zevkini yaşar hem de ikinci tabağını kendi isteyebilir. Bu sayede çocuğunuz yiyeceği miktara kendisi karar vermiş olur.
• Çocuklar yemek yapmayı severler. Oyuncakları ya da gerçek malzemelerle sizler için basit yemekler, sandviçler, salatalar, meyveler hazırlayıp ikram etmelerini sağlayın. Onları, sürece etkin katarak kendi yemeğine
emek vermesini sağlayın. Hazırladığı yemeği büyük bir zevkle yiyeceğini göreceksiniz.
• En iyi rehberiniz çocuğunuzun büyüme durumunun izlenmesidir. Büyümesi normal olan çocuklara yedikleri yeterlidir.
• Ayrıca erken yaşlardan itibaren (1-2 yaş) çocuğunuzun kulplu bardaktan içmesi, pilav, makarna ve yarı katı
gıdaları kaşık kullanarak yemesi, 3 yaştan itibaren kendi kendine yemek yeme becerisi kazanmış olması ve
5-6 yaşlarda yemek için uygun araç gereç kullanımını öğrenmesi, bıçak kullanması sağlanmalı. Beslenmeye
karşı olumlu tutum geliştirilmesi açısından bu becerilerin desteklenmesi önemlidir.
• “Çocuğum peynir yemez.” “Çocuğum süt sevmez.” gibi cümlelerin çocuğunuzun yanında söylenmemesi ya
da okula gönderirken “ Ben öğretmenine söyleyeceğim seni zorlamayacak, şu yemeği sana yedirmeyecek.”
gibi teselli cümlelerinin özellikle kullanılmaması gerekir. Bu gibi cümleler okul ortamında öğretmenler tarafından sağlanan yemek otoritesini sarsar ve hedeflenen alışkanlıkların kazanılmasını engeller.
Değişen ve gelişen dünyamızda, yaşamımızın hızlı koşuşturması içinde yemek yemeyi kısıtlı bir zamana sığdırmamalı, aksine yemek saatlerini ailece bir araya geldiğimiz, paylaşımlarda bulunduğumuz değerli zamanlar haline getirerek onlara model olmalı ve doğru beslenme alışkanlığını kazandırmalıyız. Unutmayınız ki sizlerin tutum ve davranışları çocuğunuzun davranışlarının şekillenmesinde önemli ölçüde etkilidir.
Kaynak:
Prof. Dr. Ayşe Baysal; “Genel Beslenme”, Hatipoğlu Yayıncılık, 2002.
Sema BAYDİLLİ
Anaokulu Eğitim Uzmanı
43
SEL
R
GÖ
SANATLA
R
''DÜN YAYI TEMİZ TU TALIM YAŞAMI SEVELİM!''
lar, gökyüzünden yağmur gibi yağarlar. Bu duruma, balık yağmuru denir. 1806'da Almanya'nın Essen kentinde büyük bir dolu tanesi bulundu. Dolunun içinde 4 cm. uzunluğunda bir sazan vardı. 2.7
kg. ağırlığında bir başka balık gökten, Hindistan'daki
Jelapur'a düştü
– Elektrikli yılanbalığında kaç volt elektrik
vardır?
Elektrikli yılanbalığında 550 voltluk elektrik vardır.
– Kılıçbalığını tanıyor musunuz?
Bir kılıçbalığının kılıcıyla; 10 cm'lik bakır zırhlı
levhayı, 30 cm'lik beyaz meşe kerestesini, 65 cm'lik
sert meşeyi delip geçtiği bilinmektedir.
– En süslü balık hangisidir?
En süslü balık hindi balığıdır.
sloganı ile yola çıktığımız bu Kasım ayında, kara ve
denizlerimizin kirlenmemesi, nesli tükenmekte olan
balıklarımızın korunması, çiçeklerin çeşitliliğinin arttırılması için kağıt ve boyalarımız ile oluşturduğumuz resimlerimizi oyun hamurlarımız ile üç boyutlu hâle getirdik.
Bilinçli bir dünya için el ele verdiğimiz etkinliklerimizde öğretmenlerimizden çok şey öğrendik;
Ressam Hikmet Çetinkaya’nın gelinciklerini resmederek sonsuz gelincik tarlalarının temiz topraklarda yetiştiğini,
Eskiden tarlalarda ve yol kenarlarında bol bol
olan gelinciklerin, kimyasal ilaçlama neticesin de oldukca azaldığını...
– Balık yağmuru nedir?
Kasırga ve hortumlarla denizden taşınan balık-
ÖZGÜN BASKI
Çeşitli araç ve malzeme ile doğrudan veya kalıplar yapmak yoluyla kağıda veya benzeri malzeme üzerine, sanatçısı tarafından yapılıp basılan resimlere “özgün baskı resim” denir. Bu teknikler görsel grafik ögelerinin çok çeşitli etkiler ve anlatımlar verecek çeşitlilikte kağıda geçirilmelerini sağlarlar. Bu imkânlar, sanatçıya şekillendirme ve anlatım zenginlikleri sağlar.
DÜZ BASKI TEKNİKLERİ ve MONO TİP BASKI
Düz baskı tekniklerinin ilkel şekli monotipi adıyla bilinir. Cam veya parlak metal bir levhaya merdane ile
baskı boyası verildikten sonra bu levha üzerine yatırılan kağıdın arkasına bir kalem veya benzeri bir araçla çizilerek baskı elde edilir. Yalnız bir baskı elde edildiği için "bir baskı" anlamında "monotipi" denilmiştir.
Monotipi baskı teknikleri ile öğrenciler siyah beyaz ve renkli olarak kendi kişisel anlatımlarını geliştirerek
ışık gölge oyunları ile yaratıcılıklarını keşfederler.
44
K
UL
ÜP
İMİ
R
E
L
ZDEN HABER
LE
MÜZİK
Müzik zümresi olarak koro kulübü, koro-org kulübü, gitar (minik gitaristler-büyük gitaristler) kulübü, blok flüt
kulübü, müzik ve hareket kulübü, bando kulübü ve orkestra (ilköğretim orkestrası- lise orkestrası) olmak
üzere dokuz kulübümüz bulunmaktadır. Öğrencilerimizle bu kulüplerimizde;
ÔÔ Müziğe giriş ,
ÔÔ Sanata bakış,
ÔÔ Doğru duruş (postür),
ÔÔ Sesi doğru kullanma,
ÔÔ Doğru nefes alma (diyafram),
ÔÔ Doğru telaffuz (artikülasyon),
ÔÔ Müzik aletlerini doğru kullanma,
ÔÔ Nota bilgisi (solfej),
ÔÔ Ritm duygusunu geliştirme,
ÔÔ Müzik dağarcığı oluşturma, zenginleştirme üzerine çalışmalar yapılmaktadır.
Tüm bu kulüplerimizde öğrencilerimiz eğlenerek öğrenmektedirler.
LİSE GELENEKSEL SANATLAR VE FOTOĞRAFÇILIK
Kulübümüz, etkinliklerine geleneksel sanatlarımızın önemi, tarihsel gelişimi, geleneksel eserlerimiz ve
kullanılan tekniklere kısa bir girişle başlamıştır. Öğrendiğimiz temel bilgiler ışığında bu hafta ünlü ressamlarımızdan Burhan Alkar’ın yine resim ve heykel sanatında önemli yerlere gelmiş öğrencileri olan Hayati Misman, Vedat Can ve Hasan Pekmezci’nin ‘’Hoca ve Öğrencileri’’ adlı resim-heykel sergisine katıldık. Nurol
Sanat Galerisi'nde görme fırsatını bulduğumuz bu önemli sanatçıların eserlerini geleneksel sanat eserleri çerçevesinde yorumlama fırsatı bulduk. Galerideki her eseri, oluşturduğumuz kompozisyonlarda ışığın,
rengin, açının, boşluk doluluğunun ne kadar önemli olduğunu kavrayarak yorumladık ve geleneksel sanat
eserlerimizin, günümüzün çağdaş resim anlayışınında temelini oluşturduğunu gözlemledik.
Hem bu değerli sanatçıları tanıma hem de resim alanında bir kademe daha ilerlemek için gerçekleştirdiğimiz bu sanat gezisi, öğrencilerimizin beğenisi ile tamamlandı. Kulüp planımız çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz bu ilk gezimizle öğrencilerimiz için hem sanatsal bir bakış hem de sanat adına farkındalık yaratmış
olduk. Dönem içerisinde gerçekleştireceğimiz farklı kulüp gezilerimizde öğrencilerimizle uygulamalı ders işleyip aynı zamanda ortaya çıkarılan ürünleri bire bir değerlendirme fırsatımız olacağı inancındayız.
Bu bağlamda öğrencilerimize sanat dolu bir yıl diler, onları bu alanda farkındalığı oluşmuş bireyler olarak her zaman mutlu ve araştırmacı bireyler olarak görmeyi umut ederiz.
Görsel Sanatlar Zümresi
45
R
K
PLE
Ü
L
U
HALK DANSLARI
RİMİZDEN H
ABE
RL
ER
Halk dansları kulüplerinde farklı yörelerin danslarını öğrenen öğrencilerimiz, fiziksel olarak gelişmelerinin yanında, kendi ülkelerinin dansları ve bu dansların nasıl ortaya çıktığı hakkında bilgi sahibi oluyorlar.
Yılsonunda düzenlenen tören ve kutlamalara yönelik çalışıyorlar.
Halk dansları kulübünde çiftetelli oynuyoruz. Çalışmalarda hem öğreniyoruz hem de eğleniyoruz. Bazı
hareketlerde zorlanmayı çok seviyoruz.
Hazal KAYA 6/D
Halk dansları kulübünde çok eğleniyoruz. Kulübümü çok seviyorum. Halk dansları oynamaktan mutluyum. Öğretmenimizle çok keyifli zaman geçiriyoruz.
Zeynep TEZDUYAR 6/F
BASKETBOL
Basketbol kulüplerinde temel basketbol becerilerinin gösterilmesi ve uygulanması çeşitli oyun ve 1-1,
2-2, 3-3, 5-5 savunma hücum çalışmalarıyla destekleniyor. Çocukların fiziksel gelişimlerinin daha iyi konuma getirilebilmesi için gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Çocuklara bu sporun bir oyun olduğunun farkında
olmalarını sağlamaya çalışılmaktadır.
Çok eğlenceli geçiyor. Turnike atıyoruz,yarışmalar yapıyoruz. Antrenmanların sonuna doğru maç yapıyoruz.
Korkut Kutay METİN 6/D
Dersler zevkli geçiyor. Turnike atmaktan keyif alıyorum. Maç yapmak zevkli oluyor.
Alper KOÇ 6/E
UZAKDOĞU SPORLARI
Öğrenciler tekvando etkinliklerinde, bu sporunu daha iyi tanıma fırsatı buldular.Tekvando'nun 20 yüzyılı aşkın bir zamandan beri Kore'de bağımsız olarak geliştirilmiş ve uluslararası
çağdaş bir nitelik kazanmış olan savunma sporu olduğunu öğrendiler. Ülkemizin dünya ülkeleri arasında tekvando sporunda ne kadar başarılı olduğunu öğrenerek, olimpiyatlarda, dünya şampiyonalarında, Avrupa Şampiyonalarında ülkemizi temsil etmiş sporcuları tanıma fırsatı buldular.
Tekvando nun ilk kuşağı olan beyaz kuşakla çalışmalara
başlayan öğrenciler tekvandonun anlamını, tarihini, Kore’de
geliştirildiğini öğrendiler. Beyaz kuşağın anlamı, bayrağa selam, hocaya selam gibi temel tekvando bilgilerini, Korece karşılıklarıyla beraber kavradılar.Tekvandonun ilk tekme ve yumruklarıyla tanışan öğrenciler etkinlik boyunca
eğlenirken öğrenme fırsatı buldular.
Tekvando ile kendimi kontrol etmeyi öğreniyorum. Okulum sayesinde tekvando öğreniyorum. Küçüklüğümden beri
bu sporu yapmak istemiştim.
Atakan ÖZTEPE 6-A
Tekvandoyu disiplinli bir sporcu olmak için seçtim, uçan
tekme, çaryo, könye, apçagi v.b gibi bir çok hareket öğrendik, tekvandoyu bence siz de denemelisiniz.
Duhan ÖZDEMİR 3/E
46
K
Ü
UL
P
İMİ
R
E
L
ZDEN HABER
LER
AB PROJELERİMİZ
Nesibe Aydın Anadolu Lisesi, AB Projeler Kulübü öğrencileri Aslınur Gayretli, Başak Dayıoğlu, Betül Irmak Davran ve İlayda Yücetürk İngilizce öğretmeni Gülseren Ceylan eşliğinde 15-19 Kasım tarihleri arasında Hollanda’nın Oisterwijk ilçesindeydiler. 2College Durandeal Okulu öğrencileri ve öğretmenlerinin konukları oldular. 15-19 Kasım tarihleri arasında ziyaret ettiğimiz okula, İspanya (I.E.S. Santa Catalina de Alejandría, Jaen) Çek
Cumhuriyeti (Základní kola Mládí, Praha 13,) ve
Almanya’dan (Gesamtschule Langerfeld, Wuppertal) da konuk olan okullar vardı. Bu okullardan gelen öğrenci ve öğretmen grubu ile birlikte yaklaşık
40 kişilik bir Comenius ekibiydik.
Hollanda gezimizde ilk gün öğrencilerimiz yanlarında konuk olarak kaldıkları aileleri ile tanışıp evlerine
yerleştirildiler. 16 Kasım’da ise her ülke kendi okulunu Powerpoint sunumları, video veya karton çalışmaları ile tanıttı ve böylece okullar birbirlerini daha yakından tanıyabildiler.
Okul, 17 Kasım’da Amsterdam’a günübirlik bir gezi düzenledi. Bu gezide öğrencilerimiz bir önceki gün
kura yolu ile ayrılmış oldukları grup ile “Het Scheepvaart Museum” adlı müzeyi ve şehri birlikte gezdiler.
“Golden Age zamanında Hollanda”, “Hollanda’nın Kültürü”, “Hollanda’nın ünlü ressamları ve bunların eserleri” ve “Hollanda’nın ünlü yapıları” adlı konu başlıklarını araştırmaları, bunlar ile ilgili fotoğraf çekmeleri ve
bir sonraki gün kendi konuları ile ilgili bir sunum hazırlamaları veya kolaj çalışması yapmaları doğrultusunda görevlendirildiler. Böylece şehri ve Hollanda’yı en iyi şekilde tanıma fırsatı buldular.
18 Kasım Cuma günü ise öğrencilerimiz, sabah 09.00’da çalışmalarını yürütmeye başladılar. Öğleden
sonra ise her grup kendi sunumunu gerçekleştirdi. Daha sonra ise projenin web sitesinde kullanılması için
çalışmalarına daha önce başlanan ve her okulun online olarak oyladığı logo yarışmasının ödül töreni yapıldı. Bu ödül töreninin sunuculuğunu ise okulumuz öğrencilerinden Irmak Davran, Almanya ve Çek Cumhuriyetinden iki öğrenci ile birlikte yaptı.
19 Kasım Cumartesi günü geri dönüş için aileler öğrencilerimizi sabahtan okula teslim ettiler ve yola çıktığımızda ise anladık ki herkes İngilizce anlamında kendisine biraz daha güvenli hale gelmiş olmanın mutluluğu içerisindeydi.
Öğrencilerimiz okul sunumlarında, grup çalışmalarında diğer okullardan öğretmenlerin, kaldıkları süre
boyunca da ailelerin beğenilerini toplayıp övgüler aldılar ve okulumuzu en iyi şekilde temsil ettiler. Okulumuzu en iyi şekilde temsil eden öğrencilerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz.
“Different but Similar” adlı Comenius projemiz kapsamında bir sonraki durağımız ise 24-29 Mart, 2012
tarihleri arasında İspanya’nın Jaen eyaletindeki I.E.S.
Santa Catalina de Alejandría okuludur.
47
K
PLE
Ü
L
U
RİMİZDEN H
ABE
RL
ER
İZCİLERİMİZ KAMPTA
“Okulumuz İzcilik ve Dağcılık Kulübü öğrencileri Kampüs Kamp-1 etkinliğini gerçekleştirdiler. “
4-5-6-7-8-9 ve 11. sınıf öğrencilerimizin katılımları ile çalışmalarına devam eden İzcilik ve
Dağcılık Kulübü, yıllık çalışma programında yer
alan 'Kampüs Kamp' etkinliklerinden birincisini
25-26 Kasım 2011 tarihlerinde okulumuz kampüsünde gerçekleştirmişlerdir. Söz konusu etkinlik için öğrencilerimiz, 4-5. sınıflar, 6-7-8. sınıflar ve 9-11. sınıflar olmak üzere üç grubu ayrıldıktan sonra, ayrı ayrı etkinlikler, eğitimler ve
uygulamalar yapmışlardır.
4-5. sınıflarımız (Yavrukurtlarımız), 6-7-8. sınıflarımız (Oymak İzcilerimiz) ve 9-11. sınıflarımız (Ergin İzcilerimiz) 55 öğrenci ve 8 öğretmen / lider etkinliğimize katılmıştır. Hep beraber yenilen akşam yemeği
sonrasında, yaş gruplarımız sorumlu öğretmen ve liderlerinin sorumluluğunda çalışmalarını yapmışlardır.
Birçok öğrencimiz ilk defa evi dışında bir yerde geceyi geçirmiştir.
Özellikle yavrukurtlarımızın heyecanı görülmeye değerdi. Öğrencilerimiz, etkinlik çalışmalarında öğrendikleri bilgelerini uygulama şansını
yakalamış ve yeni beceriler kazanmışlardır.
Cumartesi sabahı hep birlikte yapılan kahvaltı sonrasında, oymak
izcilerimizin “İzci Düğümleri” istasyonu çalışmasının yankıları halen devam etmektedir. Çalışmaların bitiminde öğrencilerimiz, velileri tarafından okulumuzdan alınmışlar, bir sonraki etkinlik için planlar yapılmaya
başlanmıştır.
Okulumuz öğretmenlerinden Alper Tunga Göktaş, Aslıhan Akay ile İzcilik-Dağcılık Öğretmeni Erem
Öğüt ve okulumuza gelen Doğanay İzci Grubu’ndan
5 kişilik bir lider kadrosu etkinliğin başarı gerçekleştirilmesini sağlamışlardır.
Etkinliğimizin gerçekleşmesi için bizlerden desteklerini esirgemeyen okul yönetimimize, tüm idarecilerimize, kampüs müdürlüğümüze ve tabiki velilerimize teşekkürlerimizi sunmak isteriz.
Erem Öğüt
İzcilik ve Dağcılık Öğretmeni
48
Z E
Ü
M
G E Z İ L E R İ M
İ Z
Nesibe Aydın İlköğretim Okulu 8/B sınıfı ile MTA Tabiat Tarihi Müzesi ve Enerji Parkı'na gittik.
Tabiat Tarihi Müzesi’nde Güneş sistemindeki gezegenler, Dünya'nın oluşumu ve günümüze kadar canlıların evrim süreçleri , Türkiye günümüz hayvan ve bitkilerine ait örnekler, mineraller ve taşlar incelendi.
Gezide 8/B sınıfındaki gazeteci arkadaşlarımız yetkililer ile röportajlar yaptı. Yetkililer uzmanlık dalları ile
ilgili bilgileri bizlere sundular.
Sanatçılarımız ise çektikleri kısa filmi bizlere sunarak bizleri tarih öncesi devirlere götürerek eğlenceli ve
keyifli zaman geçirmemizi sağladılar.
Müze gezimiz, MTA kampüsündeki Enerji Parkı ile devam etti. Türkiye'nin enerji kaynakları hakkında bilgi edindik.
Maden ocaklarını gezdik.
Enerji Parkı'nda çeşitli deneyler yaptık, enerjimizi ölçtük.
Eğlenceli geçen gezimiz bilgi paylaşımları ile sona erdi.
49
UL
K
O
AİLE
BİRLİ
KLE
Rİ
Mİ
Z
Değerli Veliler,
Ailenin okulu destekleyici yaklaşımının ve okul etkinliklerine katılmasının önemini bilerek Anaokulu Okul Aile Birliğine 2011-2012 öğretim yılında sizleri temsil etmek üzere seçildik. Okul, aile ve öğretmenler arasındaki işbirliğini, aile ve okul arasındaki iletişimi sağlamak,
eğitim-öğretimi geliştirici faaliyetleri desteklemek, okulun amaçlarının
gerçekleştirilmesine, öğretmenlerin aldığı kararların uygulanmasına
destek vermek bizlerin başta gelen görevidir. Bu nedenle okulda düzenlenecek sosyal, kültürel etkinlikler, kampanyalar, seminerler, müzik, tiyatro, spor, sanat, gezi, kermes ve benzeri etkinliklerde okul yönetimi ile iş birliği yapmaya her zaman hazır olduğumuzu belirtir, bu
öğretim yılının hepimize başarı, sağlık ve mutluluk getirmesini dileriz.
Anaokulu Okul Aile Birliği
•Sibel DALGALI / Okul Aile Birliği Başkanı
•Füsun YAZICIOĞLU / Yazman Üye
•Meltem YILMAZ / Başkan Yard.
•Tülay ERDEMİR / Denetleme Kurulu Üyesi
Değerli Veliler,
Kasım ayında yapılan Okul Aile Birliği Seçimi sonucunda 20112012 eğitim ve öğretim yılında bir önceki dönem görev yapan ekip olarak yeniden seçildiğimizi sizlere duyurur ve yeni eğitim öğretim yılının
hepimize hayırlı ve uğurlu olmasını dileriz.
Bir ekip ruhu ile çalışacağımız bu yıl yapacağımız etkinliklerde, çeşitli sorunların çözümünde yetkinliğimiz çerçevesinde üzerimize düşen
tüm görevleri en iyi şekilde yerine getirmek istiyoruz. Ailelere yardımcı
olmak, öğrencilerimizi sosyal etkinlikler ile motive etmek, sosyal projelere katkı sağlamak, etkin bir iletişim sağlamak, okul ve aileler arasında iyi bir köprü olmak istiyoruz.
•Ali Olgun Boydak / Denetleme Kurulu
•Kubilay Üstüner / Yönetim Kurulu
“Bu okul artık hepimizin ve bu çocuklar hepimizin” düşüncesi ile
hareket etmemiz gerektiğine inanıyoruz. Okul kurucularımız, yönetici•Alkın Toptaş / Yönetim Kurulu
lerimiz, ve değerli öğretmenlerimizin özverili çabalarına destek vere•Ebru Yüzbaşıoğlu / Yönetim Kurulu
rek, en iyiye ulaşmanın tüm veliler olarak ortak hedefimiz olmasını diliyoruz.
•Hakan Çetin / Yönetim Kurulu
Bizler okulumuza katkıda bulunacak çalışmalara hızla başlamış
•Reha Özdemir / Denetleme Kurulu
bulunmaktayız, başlangıç aşamasında çalışma programını yönlendirmek adına sizlerin de görüşleri bizim için önemli, bu nedenle oablist@
nesibeaydin.k12.tr adresine mail atarak öncelikli olarak beklenti, düşünce, öneri veya istekleriniz varsa bizlere iletebilirsiniz.
Hepimize tekrar iyi bir yıl dileriz.
İlköğretim Okul Aile Birliği
Değerli Velilerimiz, Sevgili Gençler,
Ekim ayında yapmış olduğumuz Okul Aile Birliği Genel Kurulunda, önce siz öğrencilerimiz, sonra ailelerimize eğitimsel destek vermek, yeni ufuklar açmak ve okul yönetimimiz ile köprü oluşturabilmek amacıyla görev almış bulunmaktayız.
Geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiğimiz “ Kariyer Günleri “ ile siz gençlerimizin gelecekte yapmak istedikleri meslek alanları ile bilgilendirme çalışmalarına bu yıl da devam ederek, hedeflerinizi belirlemenize yardımcı olmayı, yine siz öğrencilerimiz ile anne-babalarımız arasında iletişim köprüsü oluşturmak amacıyla “Ebeveyn Eğitim “ programlarını gerçekleştirmeyi planlıyoruz.
Geçtiğimiz dönemlerde birliğimize emek veren bütün velilerimize, bu eğitim yılında görev alan, öneri ve destekleri
ile çocuklarımız için bizlere destek veren bütün velilerimize sonsuz şükranlarımızı sunuyor, başarılı ve sağlıklı bir eğitim yılı geçirmesini temenni ederiz.
Özel Nesibe Aydın Lisesi Okul Aile Birliği
• Nebahat BOĞUT / Başkan
• Seydi KAYMAZ / Başkan Yardımcısı
• Hülya TATARLI / Muhasip
• Bediha KADIOĞLU / Sekreter
50
• Necati YANKIN / Üye
• Derya MERAL / Üye
• Ulaş ŞAHİN / Üye
E K O
O K U L
L A
R
TOHUMDAN FİDANA PROJESİ
“ GELECEĞİ BUGÜNDEN
KURTARMAYA KARARLIYIZ”
TEMA’nın öncülüğünü yaptığı 16-22 Kasım
Erozyonla Mücadele Haftası nedeniyle okulumuzda ”TOHUMDAN FİDANA PROJESİ” kapsamında, Eko-Tim ve Çevre Gönüllüleri meşe palamudu ve at kestanesi ekimini gerçekleştirmişlerdir.
Pet şişelere ekimini yaptıkları meşeler ve at
kestanelerini hayvan barınaklarına yakın alana
götüren küçük çevreciler onlara cansularını da
vermişlerdir.
Hatıra ormanı yapılmak üzere okulumuz tarafından çevrilen yerine, Mart 2012 de “Ağaç Şenliği” etkinliklerinde büyüyen meşe ve at kestaneleri öğrencilerimiz tarafından toprakla buluşturulacaktır.
Çevre Gönüllüleri ektikleri tohumlara mektup
yazma etkinliği de gerçekleştirmiştir. Bu sayımızda yazdıkları mektuplardan örneklerle birlikte çekilen fotoğrafları sizlerle paylaşmak istedik.
Ayrıca; “Hatıra Ormanı”mıza dikilmesi için, bizlere kırksekiz tane ve iki yaşında olan meşelerden veren
Maltepe İlköğretim Okulu’na da teşekkür ederiz.
Saygı ve sevgilerimle,
EKO-OKULLAR Koordinatör Öğretmenleri Adına
Y. Sevengül ÇAPAR
51
I N
Y
A
B İ L İ M
İ N S
A N
I
İLK KADIN MATEMATİKÇİ: HYPATIA
Hypatia, güzelliğinin yanı sıra bilgeliğiyle de herkesin hayranlığını kazanmış olan tarihin bilinen ilk kadın matematikçisidir. İskenderiye’de i.S.
370’de doğduğu kabul edilir. Hypatia’nın doğduğu bu muhteşem şehir,
içinde bulundurduğu müze, kütüphane, kiliseler, filozoflar, matematik ve
tıp okullarıyla onun gereksinimlerini tümüyle karşılıyordu. Hypatia, şehrin ileri gelenlerinden biriydi. Halkın genelinin saygısını kazanmıştı; fakat
bazı çevreler ona düşman gözüyle bakıyordu.
Hypatia İskenderiye’de babası Theon ile yaşıyordu. Hypatia’nın babası Theon iyi eğitim görmüş bir bilim adamı, bir matematikçi ve gök bilimciydi. Theon’un birlikte çalıştığı insanlar arasında ona en yakın olan
Hypatia’ydı. O, yetenekleri babasınınkini aşan bir matematikçi olarak
gösterilirdi. Hypatia’nın İskenderiyeli matematikçilerin yapıtlarıyla ilgilendiği anlaşılmaktadır. Hypatia, İ.Ö. üçüncü yüzyılda yaşayan Pergel’i
Apollonius’u, İ.S. üçüncü yüzyılın ortalarında yaşayan Diophantus’u ve
Gökbilim adlı bir kitabı tefsir etmiştir. Hypatia’nın birçok öğrencisine felsefe, matematik , gökbilim dersleri verdiğini biliyoruz. Bu öğrencilerinden
en önemlisi, mektuplarından da önemli bilgiler elde edilen Synesius’tur. Bu kaynaklardan, Hypatia’nın öğrencilerini İskenderiyeli matematikçiler ve gökbilimcilerin metinlerinin düzeltilmesi ve açıklanması işine karıştırmadığını öğreniyoruz. Bunun yerine onları uygulamaya yönelik olan matematik ve gökbilim gizemlerinin incelenmesi işine teşvik etmiştir.
Carl Sagan’ın yazdıklarına göre; gericiliğin, ilkelliğin ilk kurbanı Başpiskopos Cyril, Hypatia´nın bilgisini,
öğrenimini ve bilimin simgesi olmasını hazmedemiyor, bilimin putperestlikle eş görülmesi nedeniyle de ondan nefret ediyordu. Hypatia, yaşamının tehlikede olduğunu biliyordu ama öğretilerini yaymaya devam etti.
Hypatia 415´de öldürüldü, eserleri yok edildi ve adı unutuldu. Cyril'e ise azizlik payesi verildi.
Eserleri:
Hypatia, daha çok eleştiri ve yorum türünde eserler kaleme almıştır. Çalışmalarını Euclid ve Ptolemı
üzerinde yoğunlaştırmıştır. Felsefe, din literatürü ve dönemin matematik bilginlerinin uğraş alanı olan gizemcilik konularına ilgi duymuş; felsefe, matematik, gökbilim dersleri vermiştir. Hesıchius’un rivayetine
göre İskenderiyeli Diophantus'un Arithmetica’sına 13 ciltlik bir şerh, Pergelı Apollonius'un Konikler’ine ve
Ptolemi'nin Matematik Kanun’una şerhler yazmıştır. Fakat bu eserler günümüze dek ulaşmamıştır. Eserlerinin günümüze dek ulaşmamasında dinsizlikle suçlanmış olmasının büyük payı olduğu ileri sürülür. Zaten ölümünden sonra çalıştığı kütüphane yıkılmış ve kitaplar yakılmıştır. Hypatia ile ilgili olarak günümüze dek ulaşan tek eser, öğrencisi ve daha sonra meslektaşı olan Kıreneli Synesios'un yazdığı mektuplardır. Bu mektuplardan edinilen bilgiye göre, Hypatia ve Synesios birlikte gezegen usturlobu, pirinç hidrometre ve hidroskop icat etmişlerdir.
Kaynak: http://www.matematikcafe.net
http://womenshistory.about.com/od/hypati1/a/hypatia.htm
52
S A N A T Ç I
S I
I N
A Y
JACQUES LIPCHITZ
Jacques Lipchitz (d. 22 Ağustos 1891 Druskininkai, Litvanya - 16 Mayıs 1973 Kapri, İtalya ) Litvanyalı Yahudi asıllı önce Fransız vatandaşı
sonra ABD vatandaşı olan bir kübist heykeltıraş.
YAŞAMI VE SANATI
Jacques Lipchitz o zaman Rusya İmparatorluğu'na bağlı olan Druskininkai, Litvanya'da doğdu. Önce babasının etkisiyle mühendislik eğitimi gördü. Fakat 1909'da annesinin manevi ve maddi desteği ile Paris,
Fransa'ya güzel sanatlar eğitimi için gitti. Orada önce École des BeauxArts'de ve sonrada Académie Julian'da sanat eğitimine devam etti.
Paris'de Montmatre ve Montparnasse'de bulunan sanatçı grupları arasında yaşayarak kübizm akımına katkıları olan sanatçılar arasında sanatını geliştirdi.
Bu ortamda Lipchitz kübizm akımına uyan heykeller yapmaya başladı. 1910'da La femme au serpent
(Kadın ve yılan) ve La danseuse (Dansöz) heykellerini hazırladı.
1930'da Paris'de "Jeanne Bucher Galerisi'nde bir solo sergide 100 eserini gösterdi.
Jacques Lipchitz 16 Mayıs 1973' de İtalya'da Kapri adasında hayatına gözlerine yumdu. Cenazesi
Kudüs'te gömülmüştür.
SEÇKİN ESERLERİ
•
"Sailor with Guitar (Gitarlı denizci) - 1914
•
"Bather (Yıkanan)" - (1916-17)
•
"Woman with Book (Kitaplı kadın) " - (1918) Carleton Koleji
•
"Bather, bronze (Yıkanan, bronz)" - 1923-25
Kaynak:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Jacques_Lipchitz
53
I N
Y
A
S P O R C U
S U
USAİN ST. LEO. BOLT
Tam adı Usain St. Leo Bolt olan, Trelawny, Jamaika doğumlu atlet.
Doğum tarihi 21 Ağustos 1986'dır.
2008 Olimpiyatları'nda ve 2009 Dünya Şampiyonası'nda 100, 200
ve 400 metre bayrak yarışlarında altın madalya kazanan sprinter, hem
100 hem de 200 metrede kırdığı dünya rekorları ile de en iyi atletler
arasında gösterilmeye başlandı.
Otoritelere göre Bolt'un rakiplerine göre en belirgin üstünlüğü, fiziği. 1,96'lık boyu ile en yakın rakibinden 5 cm daha uzun olan atlet, 100
metre gibi saliselerin dahi önemli olduğu yarışlarda "bir adım" öne geçiyor.
Çocukluğunda kriket ve futbola ilgi duymasına karşın, eski bir 100
metre atleti olan Pablo McNeil'ın yönlendirmesi ile atletizme olan yatkınlığı ortaya çıktı.
William Knibb Lisesi'ndeki yarışlarda okulun 100 metre rekorlarını kırmaya başlayan Bolt, McNeil ile birlikte atletik yeteneklerini geliştirmek üzere çalışmaya başladı.
Bolt ilk madalyasını Lise Şampiyonası'nda, 200 metredeki 22,04'lük derecesi ile aldı.
Uluslararası alandaki ilk madalyası Karayip Oyunları sırasında kazandığı gümüş madalyadır. Jamaika
adına katıldığı bu yarışta 400 metrede 48,28 ile en hızlı zamanını yaptı.
Orta Amerika ve Karayipler Gençler Şampiyonası'nda, 200 metrede 21,12 ve 400 metrede 47,33'lük zamanları ile şampiyona rekorlarını kırdı.
Bir diğer şampiyona rekoru 2003 Dünya Gençler Şampiyonası'nda 200 metrede kırıldı (20,40 saniye).
Yeni koçu Fitz Coleman ile birlikte Bolt 2004 yılında profesyonel oldu ve ilk olarak Bermuda'daki Karayip Oyunları'na katıldı.
Bu şampiyonada gençlerde 200 metreyi 20 saniyenin altında koşan ilk atlet unvanını kazandı. 19,93'lük
derecesi ona altın madalyayı da kazandırdı.
Bu başarıların ardından Amerikan üniversitelerinden aldığı burs tekliflerini reddeden sporcu, Jamaika'daki
Teknoloji Üniversitesi'ne devam etme kararı aldı.
Bolt, vatandaşı Asafa Powell'ın izinden gitti ve en çok önemi 100 metreye vererek kendisine ait zamanları geliştirebileceğine ve dünya rekoru kırabileceğine inanmaya başladı.
100 metrede 16 Ağustos 2008'de 9,69 saniye ile kırdığı rekoru tam 1 yıl sonra 16 Ağustos 2009'da
9,58'e kadar çekerek en yakın rakibinden yaklaşık 3 metre önde yarışı tamamladı.
200 metre yarışlarında benzer bir performans ortaya koyan Bolt, 20 Ağustos 2008'de dünya rekorunu
19,30'a, ardından 20 Ağustos 2009'da 19,19'a indirdi.
400 metre bayrak yarışlarında dünya rekortmeni Jamaika takımının da bir üyesi olan Usain Bolt, takım
arkadaşları Asafa Powell, Michael Frater ve Nesta Carter ile birlikte "Dünya" ve "Olimpiyat Şampiyonu" unvanını kazandı.
Kaynak: http://rehber.uzmantv.com/usain-bolt-kimdir
54
R
TA
MİZ
İ
H
İ
DEN
KESİT
LE
R
MUHTEŞEM SÜLEYMAN
Yavuz Sultan Selim’in oğlu olan I. Süleyman, 27 Nisan 1495’te Trabzon’da doğmuştur. Eski doğu inanışına göre
10 sayısı uğurlu sayıldığı için, Hicret’in onuncu asrının başında doğmuş olan Sultan Süleyman’ın, onuncu Osmanlı padişahı olması bazılarınca saltanatın parlaklığına ve iyi bir lider
olacağına işaret olarak görülmüştür. Yavuz Sultan Selim ve
eşi Ayşe Hafsa Hatun tek evlatları olan Süleyman’ı yetiştirirken çok dikkatli olmuşlar ve özel itina göstermişlerdir. Yavuz,
tabiatı gereği oğlunu hakiki sevgisinin sert disiplini altında yetiştirmiştir. Güzeller güzeli Ayşe Hafsa Hatun ise Yavuz’dan,
yeteri kadar karşılık bulamadığı için, oğluna aşırı sevgiyle
bağlanmış ve Sultan Süleyman’ın gönül yapısını oluşturmuştur. Bu duruma bakılarak şu yorumda bulunulabilir; Sultan Süleyman iç dünyasının manevi büyüklüğünü,
halkına karşı olan adalet ve merhamet duygusunu annesine borçludur.
Süleyman yedi, sekiz yaşlarına geldiğinde eğitim için İstanbul’a, dedesi Sofu Bayazıd’ın yanına
gönderildi. Burada çeşitli hocalardan din, tarih, fen ve edebiyat dersleri aldı. Örf, adet ve geleneklere göre
Osmanlı Şehzadelerinin bir sanat dalıyla uğraşması gerekirdi. Süleyman’a da dönemin önemli kuyumcularından bir hoca tutuldu. Fakat Şehzade, ilgi alanları çok farklı olduğu için bu durumdan çok memnun olmadı. Kendisi daha çok tarih ve savaş sanatı ile uğraşmak istiyordu. Kuyumculuğu dikkate bile almıyordu. Bir
gün ustası kendisine:
“Bu sanata ilgisizliğin bu şekilde devam ederse seni falakaya yatırmak zorunda kalacağım” diye
kızdı. Ancak bu tehdit hiçbir işe yaramadı. Süleyman’ın ilgisizliği devam edince durum Şehzadenin annesi
Ayşe Hafsa Hatun’a iletildi. Hafsa Hatun, oğlunun iyi yetişmesi açısından hocası ile arasına girmedi. Hocasına ileri gitmemek şartı ile ceza uygulayabileceğini bildirdi. Sonuçta Süleyman, ayaklarına sopa vurularak
uyarıldı. Osmanlı hocaları, Şehzadelere eğitim verirken onları baskı altında tutmamışlardır. Çünkü Şehzadelerin görev ve sorumluluklarını ciddiye almaları ve böyle durumlarda sorunlarını kendi kendilerine çözmeleri gerekmekteydi. Bu, ileride yönetici kişiliklerinin oluşmasında son derece etkiliydi. Süleyman bu dayak
olayından sonra kuyumculuğa önem vermeye başlamış ve devrinin en usta kuyumcularından bir olmuştu.
Dünyanın en zengin hazinelerine sahip bir imparator için herhalde kuyumculuk pek tatlı bir uğraş olmuştur.
55
N A T
A
S
A K A D
E M
İ S
İ
RÜŞTÜ ASYALI BİZİMLEYDİ...
Tüm sanatsal aktivitelerimizin akışı ile birlikte, çok değerli sanatçılarımızla gerçekleştirdiğimiz kültürel etkinliklerimizde devam etmektedir.Geçtiğimiz hafta tiyatro sanatçıları Sayın
Rüştü Asyalı, Berrin Ötenel ve değerli edebiyatçı Mustafa Şerif
Onaran ile ‘’Unutulmayan Şiirler’’ adı altında duygulu bir gece
yaşadık. Değerli katılımcılarla gerçekleşen kültürel etkinliklerimiz her ay bir yenisi ile devam edecektir.
Bu ay içerisinde öğrencilerimizin kendi performanslarını sergileyecekleri ilk gösterimizde sizlerle buluşmak dileğiyle.
Nesibe Aydın Sanat Akademisi
Sevgiyle…
56
D E R S H A
N E
HATALARIMIZ
Herkes hayatında hatalar yapar ve bu hataların bedelini öder. Önemli olan hatalardan ders almak, hataları
tekrarlamamaktır. Bazen bu hataları yaşayarak bazen de başkalarının hatalarını görüp bu hatalardan kaçınarak hata yapmamayı öğreniriz. Hata yapmamayı yaşayarak öğrenen öğrencilerimizin hatalarını okursanız başkalarının hatalarını görerek bu hataları yapmayanlardan olursunuz.
Bu zamana kadar neler yaptım? Neler yapmadım? Geldiğim nokta, bana yeterli mi? Yoksa ben mi yetersiz kaldım? Hatalarım neler? Bu soruların cevabını, aşağıdaki arkadaşlarımız verdi. Acaba sizler de verebilir misiniz?
OZAN KALECİ
SEREN YILDIZ
Günlük, haftalık, aylık tekrarları yetersiz yapmadım,
Süre tutmadan soru çözdüm,
Planlı ve programlı bir çalışma programı yapmadım,
Geometriye az çalıştım,
Gelecekteki hedeflerim için çalışmamı engelleyecek ders dışı işlerle meşgul oldum,
Umutsuzluğa kapıldım,
Çalışmaktan ve başaracağımdan şüphe ettim,
Doğru programla ve düzenli çalışmadım.
Arkadaşlarımın çalışmamasından cesaretlenip çalışmadım.
GÖKTUĞ AĞCA
ONUR CAN KAPLAN
Düzenli soru çözmedim,
Neslihan öğretmenimi tanımadım :),
Bazı konuları biliyorum diyerek gereken önemi vermedim,
Konuyla ilgili çok soru çözmem gerekmediğini düşündüm, konu çalışmaya önem vermedim,
Dersleri dinlemedim,
Zamanında bitirmem gereken tekrarları yapmadım,
Sosyal hayata fazla önem verdim,
Sınava son iki ay kala çalışmaya başladım.
Nasılsa yaparım diyerek çalışmayı hep erteledim,
BEGÜM GÖKDEMİR
Türkçeye hiç çalışmadım,
Konuların tekrarını gerektiği gibi yapmadım,
Neslihan öğretmenimi tanımadım,
Yeterince test çözmedim,
Ailemi pek dinlemeyerek onlarla sürekli tartıştım.
Sınavlara stresli girdim,
Moralim bozulunca çalışmayı bıraktım.
ZEYNEP BÜYÜKORHAN
Sınav süresini yeterince verimli kullanmadım.
Günlük tekrar yapmadım,
AYCAN AŞIKOĞLU
Bazı konuları iyi öğrenmedim,
Dikkatimi toplayamadım,
Yeterli soru çözümü yapmadım,
Süreyi kontrol edemedim,
Öğretmenlerime çözdürdüğüm sorulara tekrar bakmadım,
Sürekli moralimi bozdum,
Çok test çözmedim,
Konulara yeterince çalışmadım,
Tekrar yapmadım,
Zamanı iyi değerlendirmedim.
Sınavlara çok stresli girdim.
57
H A N E
S
R
D E
UTKU TALU
OZAN KAYHAN
Günü gününe çalışmadım ve çalıştığım zamanlarda
da bilgisayarın başında oldum,
Çok soru çözmedim bu yüzden YGS’de süre sıkıntısı yaşadım,
Bir hedef belirlemeden çalışmatım,
Ödevleri yapmadım.
Süre tutmadan çalıştım,
Başarabileceğime tam olarak inanmadım,
İREM SÖZEN
Daha iyisi varken,kötü sonuçlara razı oldum,
Geçen yıl, konuları öğrenmediğim halde kendime
fazla güvenerek dersleri fazla dinlemedim ve soru
çözmedim,
Eksik olduğum konuların üzerine gitmedim.
Günlük tekrarlarımı yapmadım,
Dağınık çalıştım,
Ortalama ders çalışma saatimi düzenleyemedim.
Ders çalışırken tam olarak yoğunlaşamadım,
BERİCAN ŞAHİN
Denemede yaptığım yanlışları önemsemedim,
Uykuya fazla zaman ayırdım.
CANSU ÜNAL
Günlük tekrarlarımı çok iyi yapmadım,
BAŞAT SAVRUN
Her konuyla ilgili test çözmedim,
Lise 1,2,3 ‘te çalışmadığım için 4.sınıfta da çalışmak
istemedim,
"Nasılsa yaparım" dedim.
Arkadaş ortamıma fazla zaman ayırdım,
Aşırı özgüvenim vardı,
IŞILAY METİN
Yapamadığım soruları sormadım.
Türkçe,tarih,coğrafya ve felsefeye hiç çalışmadım,
Ders çalışma sürelerini çok kısa tuttum,
ÇİSİL KÖKSALDI
Çalışmalarımı çok verimli yapmadım,
Şubat ayından sonra ders çalışmayı bıraktım,
YGS’den sonra kazanamayacağımı düşündüm,
Sınavda vaktimi doğru kullanmadım.
İstemediğim bir üniversiteye gittim,
Başkalarının söylediklerine önem verdim,
OĞUZ AZARSIZ
Sosyal derslere gereken önemi vermedim,
Konu tekrarlarını ve soru çözmelerimi sürekli erteledim,
Hedefim çok yüksekken düşürdüm ve buna bağlı
olarak daha az çalışma yaptım,
Soru çözmediğim için pratik kazanamadım,bu nedenden ötürü sınavlardan korktum,
CEREN YÜCEER
Sınavın ciddiyetinin farkına varamadım,
Ygs’nin kötü geçmesinden dolayı çalışmayı bıraktım,
Çalışmam gereken dersleri sürekli erteledim ve son
iki ay kala panik yaptım,
Okulda boş derslerde bile çalışmadım,
Az soru çözdüğüm için yetiştirememekten korktum,
Ders çalışırken hedefe odaklanmadım ve sürekli
kendimi oyaladım.
İyi bildiğim ve bildiğimi sandığım konularda soru
çözmedim,
Kendime hep sözler verip bu sözlere uymadım.
58
D E R S H A N
E
MEHMET RAŞİT DOĞAN
ÖZENÇ AYTEKİN
Verimli ders çalışmadım,
Sosyal hayatımla derslerim arasında doğru zamanlamayı yakalayamadım,
Ders çalışmak istemedim,
Arkadaşlarım ders çalıştığı zamanlarda ben ya telefonla ilgilendim ya da başka şeylerle uğraştım,
Ders çalıştığımda da sadece sevdiğim derslere çalıştım,
Eksiklerimi gidermekle uğraşmadım,
Eksik derslerimi çalışmak istemedim,
Hep yapabildiğim konuları çözüp kendimi bunlarla tatmin ettim,
Fazla halı saha maçı yapmadım.
İşte benim geçen yıl yaptığım hatalarım bunlardı.
Çok pişmanım. Ben bu hataları yaptım başkaları
YİĞİT CAN ACAR
Haftalık ve günlük ders tekrarlarını düzenli olarak
yapmadım,
yapmasın. Sevgilerimle…
Okulun olmasını bahane edip zamanımı planlayamamaktan yakındım,
Zamanı verimli kullanmadım,
Sınav dönemi boyunca gereksiz bir stres ve gerginlik yaşadım.
Hata yapmak insana mahsustur. Hatalardan ders alarak deneyimleri oluşturmak da yine insana mahsustur.
Ancak yaşamın içindeki her doğrunun, yanlışlar yaşandıktan sonra öğrenilmesi oldukça yıpratıcıdır. Yaşamın içindeki deneyimleri yalnızca deneme yanılma yoluyla elde etmek başta zaman olmak üzere insandan
çok şeyi de götürebilir. Deneyim sahibi olmanın diğer bir yolu, kendi hayatlarında yanlışları daha önce yaşamış olanların, kazandıkları deneyimleri bizlerle paylaşmasıdır. Ve öğrencilerimiz de bu yıl sınava girecek
olan öğrencilerimize deneyimlerini anlattılar.
Bu yazıda adı geçen öğrencilerimiz,sınava girecek olan bütün öğrencilerimizle kendi pişmanlıklarını paylaşmak istediler ve hem kendilerinin hem de diğer adayların çalışmalarına ışık tutacağına inandılar. Ve biz
NESİBE AYDIN DERSHANESİ olarak burada adı geçen ve geçmeyen tüm öğrencilerimizin başarılarını yıl
sonunda sizlerle paylaşacağız.
BİZİ TAKİP EDİN…
‘Başkalarının hayatından ders alın. İnsan bütün hataları kendi yapacak kadar uzun yaşamıyor...’
Eleanor Roosevelt
Nesibe Aydın Dershanesi
Rehberlik Birimi
59
O R
P
S
K U L Ü B
Ü
BASKETBOLL TAKIMI
1.Lig İçin Oynuyoruz
Nesibe Aydın takımın tecrübeli oyuncusu ve aynı zamanda takım kaptanı Selvin Türkmen takım içindeki uyum ve arkadaşlığın her geçen hafta daha iyiye gittiğini, bunun sonuçlarını da oynadıkları son 4 maçı
kazanarak gösterdiklerini, her geçen hafta hedefe biraz daha yaklaştıklarını ve sezon sonunda 1. lige çıkma başarısını göstermek istediklerini belirtti. Nesibe Aydın antrönörü Emre Duruk ise sene başında ortaya
koydukları 1. Lig hedefleri doğrultusunda oynadıkları son 4 maçtan galibiyetle ayrılmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade ederek bu galibiyet serisini devam ettirmek istediklerini belirtti.
YÜZME TAKIMI
26-27 Kasım 2011 tarihinde düzenlenen Türkiye Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası Ön Eleme Müsabakalarında Sporcularımız Barajları geçerek İstanbul’da düzenlenecek Türkiye Şampiyonasına katılmaya hak
kazanmışlardır.
Sporcularımızı kutluyor başarılarının devamını diliyoruz.
Berkay Kayalar: 6 birincilik
Yiğit Çandır: 4 Birincilik, 1 ikincilik, 1 üçüncülük
Balazs Gabor Jozsa: 1 birincilik, 4 ikincilik, 1 üçüncülük
Doruk Kızılkaya: 1 üçüncülük
Berkcan Pişmiş: Baraj geçti.
Yüzme benim için spordan daha öte, bir yaşım stili. İnsan yüzerken kendinden geçiyor. Takımda geçirdiğim zaman geleceğim için çok değerli ve yüzmeyi çok seviyorum. Ece Eylül Düz 7/A
Yüzme denince akla su sporu, eğlence ve vücut gelişimi gelir. Yüzme bence en eğlenceli sporlardan biridir.Büşra Sara Yaycık 6/B
Bence yüzme bana her türlü katkıda bulundu. Yüzme antrenörlerim bana çok yardım ettiler. Yüzmeyi seviyorum. Antrenörlerim Emrah Öğretmen, Gökhan Öğretmen ve Yeliz Öğretmenlerime teşekkür ediyorum.
Hayatımda çok başarılı oldum. Damla Karakoç 6/B
Bence yüzme çok eğlenceli bir spor! Gökhan Öğretmeninm ne olur bana küsmeyin sizi de çok seviyorum:)
Emrah Öğretmenim sizinle ders işlemek çok eğlenceli. Yeliz Hocam parfümünüz çok güzel kokuyor! Yüzmeyi ve hocalarımı çok seviyorum! Şeyma Kaya 6/B
Yüzme dünyadaki en iyi spor dalıdır. Kendimi yüzerken çok sakin hissediyorum. Her kulacımda cennette
yüzüyormuş gibi hissediyorum. Suyun her hareketi kalbimle olduğu için mutlu oluyorum.Batuhan Bakı 6/D
Yüzmeye gittiğim için çok mutluyum, çünkü yüzme aynı zamanda sosyal hayatımı da olumlu etkiliyor.
Sportif bir kişiliğimin olmasını da sağlıyor ve yüzmenini çok eğlenceli olduğunu düşündüğüm içinde ilgimi çekiyor. Ata Altınel 6/B
60
EVOS MATBACILIK
Adres: İstanbul Yolu 7. km Necdet Evliyagil Cad.
LARA EĞİTİM MATBAA YAYINCILIK
SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞTİ
Ağaç Metal Kooperatifi 27. Cadde 1435.
Sok. No: 30 İvogsan–Yenimahalle/ANKARA
Tel: 0312 395 83 42 • Faks: 395 83 41
No: 24 Batıkent / Ankara
Telefon: +90 312 278 49 61 - 278 08 24
Faks: +90 312 278 49 62
SEDAT BEY TURİZM
EUROCLEAN
Ziyabey Cad. 13. Sk. No: 14/5
Balgat / ANKARA
Güvenlik Caddesi 29 - A Aşağı Ayrancı / ANKARA
Tel: 312 220 35 25 – 26 – 27
Tel
Fax: 312 220 35 28
Faks : (0312) 418 30 99
info@sedatbeyturizm. com
E-posta : [email protected]
: (0312) 419 18 18 - 419 00 09
KARACAOĞLU SİGORTA
Akay Caddesi 21/4
Çankaya / ANKARA
Tel: 0312 425 23 18
ÇETİN EMEÇ ŞUBESİ
Ceyhun Atuf Kansu Cad. No 116/C Balgat 06520
Tel: 312- 473 18 85 • Faks: 312- 473 21 45
YKB ÇETİN EMEÇ ŞUBESİ
LARA KIRTASİYE
Turan Güneş Bul. 596. Sok. 40/1 Oran / ANKARA
KADAK Özel Güvenlik
Hizm. Tic. Ltd. Şti.
Menekşe-1 Sokak No:3/8-9
Kızılay/ANKARA
Tel: 0312 418 07 85
Faks: 0312 418 07 95
kadakguvenlik@hotmail. com
GÖÇEROĞLU TİCARET
Ankara Cad. 213 S. 2/17 Gölbaşı/ANKARA
Tel: (312) 484 14 69
Ceyhun Atıf Kansu Cad. No: 78-78 / A 06520
Balgat/ANKARA
Tel: 0 (312) 286-1886
Faks: 0 (312) 458-4865
DERSHANE KANTİN
RAFET İNCE
Hatay Sok. No: 22 Kızılay/ANKARA
Tel: 0312. 425 7357
MEDOR İNŞAAT
SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
AÇS MOBİLYA
Tel: 0312 242 00 60
Fax: 0312 242 00 59
Samsun Yolu 27. Km Hasanoğlan - ANKARA
Tel: 0312 866 18 88 (pbx) Faks: 866 18 00
YILDIZ YEMEK
İvedik Organize Sanayi 1354.Cadde
(Eski 21. Cadde) No: 111 Yenimahalle/ANKARA
BAŞAK GROUPAMA
Tel: 312. 395 36 75
PAPİRÜS REKLAM
Cinnah Caddesi
Kuloğlu Sokak 11/ 4
Çankaya/ ANKARA
Tel: (312) 440 95 96
Fax: (312) 440 00 11
Gaziosmanpaşa Mah. Cad. 06830
Telefon:(312) 4852224 • Gölbaşı/ANKARA
www. papirusreklam. com
ETAP KAĞITÇILIK
İvedik Org. Merkez San. SiT. 538. Sok. No:47-49
YILDIZ TİCARİ ŞUBESİ
Hilal Mah. Hollanda Cad. No:10 6705
Çankaya / Ankara
Tel: 0 (312) 440-3465
Faks: 0 (312) 440-3134
GAMZE TEMİZLİK
G. O. P. Mahallesi 212. Sokak Ankara İş Merkezi
Yenimahalle/Ankara
Tel: (312) 395 89 00 Belgegeçer: (312) 395 89 04
www. etappaper. com
MERT KIRTASİYE
No: 1/A Gölbaşı/ANKARA
Cihan Sokak No: 13/B Sıhhiye / ANKARA
Tel: 3124843477 • Fax: 03124843477
Tel/Faks: (312) 230 70 30 – 230 75 30 – 230 27 91
online satış
www.kitapisler.com

Benzer belgeler

MEDOR İNşAAT - Nesibe Aydın Eğitim Kurumları

MEDOR İNşAAT - Nesibe Aydın Eğitim Kurumları NESİBE AYDIN OKULLARI Adına Sahibi: Hüsamettin AYDIN Yayın Yönetmeni: Burcu AĞCA Editör: Meliha PEHLİVAN Yayın Kurulu Bora SENGER, Sanem DAVRAN, Neslihan AYDIN, Sema BAYDİLLİ, Nilay EVİRGEN, Emel ...

Detaylı

şubat ayı bülteni

şubat ayı bülteni “Ütü ile ütü masası arasında nasıl bir ilişki vardır?”

Detaylı