VOB`da kurumsal yatırımcı İlgİsİ yükselİyOr

Transkript

VOB`da kurumsal yatırımcı İlgİsİ yükselİyOr
YIL: 5 SAYI: 22 OCAK 2012
GECELİK REPO
VOB’A GELİYOR
VOB Mart ayında gecelik
repo piyasası sözleşmesini
yürürlüğe sokuyor...
ALP KELER
Ak Portföy Genel Müdürü,
yatırım fonlarının vadeli
piyasaya bakışını anlattı...
VOB’DA ATILIM
YILI OLACAK
Gedik Yatırım Yönetim Kurulu
Başkanı Erhan Topaç’tan
yatırımcılara tavsiyeler...
YILIN
GOLÜNÜ
DOLAR ATTI
Dört büyükler geçen yıl toplamda
55 milyon lira kur zararı yazdı.
Kulüplerin taşıdığı kur riski, performans
gelirlerinin yarısına mal oldu...
Vaidyalingam
Hariharan
CEO
SMX
Gaureng
Desai
COO
DGCX
David
Kucera
CEO
PXE
Iris
Weidinger
CFO
EEX
Lamon
Rutten
CEO
MCX India
YÖNETİM KURULU
BAŞKANI’NIN MESAJI
KURDA KORUNMANIN
ÖNE ÇIKTIĞI BİR YIL OLACAK
IŞINSU KESTELLİ
VOB Yönetim Kurulu Başkanı
Türkiye, 2011 yılını çok hızlı geçirdi.
Son çeyrekteki yavaşlamaya rağmen 2011
yılını yüzde 8’in üzerinde bir büyüme ile
tamamladığımız tahmin ediliyor. Orta Vadeli
Program’ın 2012 yılı büyüme hedefi yüzde 4.
Ancak IMF gibi bazı kurumlar, yüksek cari
açığımızı ve AB’deki daralmayı göz önüne
alarak Türkiye için yüzde 2 civarı bir büyüme
öngörüyorlar. IMF dünya ekonomisi için
yüzde 4 olan büyüme tahminini yüzde 3.3’e
çekti. Euro bölgesinde bu yıl 0.5 küçülme
bekleniyor. Özellikle Avrupa Birliği’nde şu
anda yaşanandan daha derin bir kırılma
olmazsa, 2012’de yüzde 4 büyümenin
yakalanabileceğini düşünüyorum. 2012’ye ait
temel riskin, ABD ve Fransa gibi ülkelerde
başkanlık seçimleri nedeniyle ertelenebilecek
adımlar olacağını öngörüyorum. Türkiye’de
mali disiplin sürdükçe enflasyonda kalıcı
bir sıçrama yaşamayız. Merkez Bankası’nın
piyasanın önünde yürüyen adımlarının fiyat
istikrarı için güvence olduğunu düşünüyorum.
Mevcut şartlar altında Türkiye ekonomisinin
bu dönemi sert fren yaparak değil, yumuşak
inişle tamamlayacağını söylemek mümkün.
Türkiye dalgalı kur sistemiyle yoluna devam
ediyor. Geçen yıl döviz sepetindeki yüzde
23’lük değer artışı pek çok kurum ve şirkete
kur zararı yazdırdı. Merkez Bankası 2012’yi,
Türk Lirası’nın değerleneceği bir yıl olarak
öngörüyor. Türk girişimcisinin her ihtimalde
kur riskinden korunma ihtiyacı olduğu ortada.
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası 4 Şubat
2012’de 8’inci yaşına girmiş olacak. 2011 yılı
bizim için atmaya hazırlandığımız önemli
adımların testini yaptığımız bir yıl oldu.
Opsiyonlar ve diğer yeni kontratlar için dizayn
ettiğimiz yeni yazılımımızı test ettik. 2010’da
432 milyar TL olan işlem hacmimiz bu yıl
yüzde 2 civarında artış gösterdi. Ancak işlem
miktarımız yüzde 16 arttığı için dünya türev
borsaları arasındaki yerimizi koruduğumuzu
düşünüyoruz.
VOB’un 2012 yılı performansını,
opsiyonlara başlama tarihimiz belirleyecek.
Opsiyonlara başladıktan sonraki bir yıl
içinde işlem hacmimizin 1 trilyon liraya
çıkması sürpriz olmaz. Türev piyasaların
reel sektörle entegrasyonu için 2011’de
başladığımız elektrik ve canlı hayvan vadeli
kontratları çok önemli deneyim oldu. Bu yıl
lisanslı depoculuk şirketi ELİDAŞ’ın aktif
olarak devreye girmesi ve ilgili kesimlerin
ilgi göstermesi halinde vadeli pamuk
kontratlarının canlanacağını ümit ediyoruz.
İşlem hacminde yerli yatırımcıların yüzde
85 civarı payla yabancılara üstünlüğü sürse
de VOB, Turkdex markasıyla yurt dışında
neredeyse içeridekinden daha çok tanınıyor.
Hedefimiz, Türk reel sektörünün ihtiyaçlarına
uygun kontratlarla ekonominin sağlıklı
gelişmesine destek vermek ve bunu yaparken
orta vadede dünyanın ilk 10 türev borsası
arasına girmeyi zorlamak. Bu hedeflere
ilerlerken ekonomi yönetiminden sermaye
piyasalarını büyütücü etki yapacak piyasa
dostu düzenlemeler beklediğimizin altını
çizmek isterim.
Herkese iyi bir yıl diliyorum…
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 3 İÇİNDEKİLER
10 MF Global nasıl battı?
ABD’li aracı kurum MF Global’ın
batışı, Singapur’da düzenlenen
FIA toplantısının en öne çıkan
konularının başında geldi.
12 4 büyüklere kur şoku
Türk futbol kulüpleri kurda risk
yönetimini yapamamanın bedelini
ağır ödedi.
18 Röportaj:
Bu sıra bize fazla
Sanko Menkul Genel Müdür
Yardımcısı Aytun Bilgin’den vadeli
piyasaya ilişkin çarpıcı açıklamalar...
10
32
28 Röportaj:
ALP KELER
Ak Portföy Genel Müdürü, yatırım
fonları ve kurumsal yatırımcıların
VOB kullanımını anlattı.
12
32 ‘Gecelik repo’ geliyor
VOB’da gecelik repo vadeli
sözleşmesi geliyor.
44 Röportaj: ERHAN TOPAÇ
Gedik Yatırım Yönetim Kurulu
Başkanı, ödünç piyasası, döviz
ve faiz sözleşmelerinin nasıl
hareketlenebileceğini anlattı. .
52 Röportaj:
AYŞEN ZAMANPUR
Silk&Cashmere markasının kurucusu,
hem ithalat hem ihracatta kur
yönetimini nasıl yaptıklarını anlattı.
52
SAYI: 22- OCAK 2012
SAHİBİ
YÖNETİM YERİ
TEMSİLCİ
Çetin Ali Dönmez
Akdeniz Caddesi Birsel İş Merkezi
No: 14 K: 6 Alsancak 35210 İZMİR
Tel: 0232 481 10 81 Faks: 0232 445 61 85
www.vob.org.tr e-posta: [email protected]
SORUMLU MÜDÜR
TASARIM-İÇERİK-REKLAM
MAHİYETİ
SEM YAYINCILIK
Büyükdere Caddesi Öztürk Sokak Akabe
İş Merkezi No: 1/A Mecidiyeköy/İstanbul
Tel: 0212 347 32 30
YAYIN TÜRÜ
GRAFİK VE BASIM YERİ
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası A.Ş.
Şamil Demirkan
İktisadi konular
Yerel Süreli Yayın
4 VOBJEKTİF | OCAK 2012
Türk Medya Kampüs Davutpaşa Caddesi
No:34 Topkapı/İstanbul
VOB GENEL
MÜDÜRÜ’NÜN MESAJI
ÇAĞIRIN GELELİM...
ÇETİN ALİ DÖNMEZ
VOB Genel Müdürü
Değerli Vobjektif Okurları
2011 yılı kolay bir yıl olmadı, 2010 yılında 2011’i
planlarken düşündüğümüz bazı olumlu gelişmeler
maalesef gerçekleşmedi. İşlem hacmimizde
beklentilerimizin altında bir toplam hacim seviyesi
oluştu, neredeyse 2010 yılı ile aynı seviyelerde bir
işlem hacmine ulaştık. Planladığımız bir diğer konu
yeni yazılımı devreye almak idi, maalesef 2011 yılı
içinde bunu da gerçekleştiremedik. Yazılım projemiz
gerçekten büyük ve kapsamlı bir proje ama yine de
2011 yılı içinde yeni yazılıma geçmeyi planlamıştık,
olmadı, bizler VOB olarak elimizden geleni yaptık,
ancak yazılımı satın aldığımız yabancı firmanın
performansı bizi 2011 yılında sistemi kullanabilecek
bir seviyeye taşıyamadı. Kötümser de olmaya gerek
yok, geldiğimiz nokta itibarıyla son derece olumlu
yönde ilerlemiş durumdayız, yeni alım satım
sistemimiz test ortamında artık kullanılabiliyor,
bundan sonrası tabir yerindeyse biraz kalibrasyon.
Sermaye piyasamızda son derece önemli bir adım
olacak bu gelişmeye az kaldı, biraz sabır istiyoruz
sizlerden.
Diğer taraftan hakkımızı da fazla yemeyelim,
2011 yılı içinde olumlu gelişmeler de oldu. Bunların
başında 2010 yılının son günlerinde piyasaya
sunduğumuz Euro/Dolar çapraz kur vadeli işlem
sözleşmesi ile dolar bazında ve ons üzerinden
işlem imkanı veren Dolar/Ons altın vadeli işlem
sözleşmesi geliyor. Bu sözleşmelerde likidite büyük
oranda sağlanmış durumda, bundan sonrası daha
da iyi olacak diye düşünüyorum. Mevcut TL/Dolar
ve TL/Euro vadeli işlem sözleşmelerindeki işlem
hacmimizde de 2011 yılında önemli artış kaydettik.
Günlük ortalama işlem hacmimiz bu sözleşmelerde
2010 yılı seviyesinin iki katı düzeyinde gerçekleşiyor
artık. Döviz sözleşmelerinde işlem hacmimizin
artışında BSMV’nin kaldırılmasının da önemli
etkisi olduğu açık. Buradan Maliye Bakanlığı Gelir
İdaresi Başkanlığı’na da piyasa dostu bu uygulama
dolayısıyla teşekkürlerimi iletiyorum.
Bir taraftan opsiyon sözleşmelerinin de işlem
göreceği yeni alım satım platformumuz üzerinde
testlere devam ederken diğer taraftan önemli
bir başka proje üzerinde de epey mesafe almış
durumdayız. Yatırımcılar tarafından foreks
işlemleri olarak da bilinen kaldıraçlı işlemlerin
VOB bünyesinde yapılması için hazırlıklarımızı son
safhaya getirdik diyebilirim. Piyasada kontrolsüz
bir şekilde yatırımcılara pazarlanan muhtelif
kaldıraçlı işlem platformları Sermaye Piyasası Kurulu
tarafından düzenleme kapsamına alındı ve şu an
denetim altında diyebiliriz. Ancak piyasanın parçalı
yapısı, yatırımcı mağduriyetlerinin ve şikayetlerinin
devam etmesi bizleri de harekete geçirdi, birkaç
ay içinde VOB kaldıraçlı alım satım platformunu
devreye almayı planlıyoruz. Bu platform sayesinde
yatırımcılar likidite sağlayıcılardan alınan en
iyi alış ve en iyi satış kotasyonları üzerinden ve
aracı kurumlar vasıtasıyla onlara sunulan alış ve
satış kotasyonları üzerinden işlem yapabilecekler.
Beklentimiz borsamızda gerçekleşecek kaldıraçlı
işlemlerin işlem hacminin şu anki günlük işlem
hacmimize eşdeğer bir hacme ulaşacağı yönünde.
Borçlanma piyasasındaki gelişmelerden
hareketle gecelik faiz oranlarına dayalı vadeli işlem
sözleşmeleri üzerinde de çalıştık, bu sözleşmeleri
de muhtemelen Mart 2012 gibi açmayı planlıyoruz.
Merkez Bankası’nın kısaca borç alma ve borç verme
oranları arasındaki açıklık anlamına gelen faiz
koridorunu genişletmesinden sonra gecelik faiz
oranlarındaki oynaklık arttı. Artan oynaklık hem
fonlama ihtiyacı olan bankalar açısından, hem de fon
fazlası olup bunu gecelik piyasada değerlendirenler
açısından riskleri arttırmış durumda. Bu nedenle
açmayı planladığımız gecelik faiz oranına dayalı
vadeli işlem sözleşmelerinin piyasa tarafından
olumlu karşılanmasını ve önemli işlem hacmine
ulaşmasını bekliyoruz. Bu sayımızda gecelik faiz
oranına dayalı vadeli işlem sözleşmelerini detaylı ve
anlaşılabilir şekilde anlatan güzel bir çalışmayı da
bulacağınızı şimdiden buradan müjdeleyeyim.
Yılın henüz başındayız, bu yıla dair gerek işlem
hacmi, gerek yeni sözleşmeler, gerekse yeni alım
satım sistemimiz konusunda güzel ve büyük
umutlarımız var, bunları gerçekleştirmek için bizler
VOB ailesi olarak gücümüz yettiğince çalışacağız.
Ancak ne yaparsak yapalım asıl önemlisi yatırımcı
tabanını genişletmek, yatırımcı olmazsa işlem hacmi
olmaz çünkü. VOB, bir borsa olması nedeniyle
yatırımcılara doğrudan pazarlama yapmak yerine,
üyeleri vasıtasıyla yerli ve yabancı yatırımcılara
ulaşmayı hedefliyor, stratejisini bu yönde oluşturmuş
durumda. Benim VOB’un Genel Müdürü olarak
üyelerimizden en önemli isteğim satış ve pazarlama
faaliyetlerinde VOB’u daha fazla ön plana almaları,
mümkün olduğunca bilgilenmiş yeni yatırımcı
kitlesini sermaye piyasalarımıza kazandırmaları.
Bu yönde yapılan her türlü girişimin arkasında
VOB’un desteğinin olacağını buradan bir defa
daha ifade etmek istiyorum. Türkiye’nin veya
dünyanın herhangi bir şehrinde mevcut ve potansiyel
yatırımcılara dönük yapılacak her türlü toplantı
konferans tanıtım vb. aktivitelerde bizim de yer
almamızı isterlerse bizler koşa koşa geliriz. Birlikte
el ele piyasalarımızı canlandırmamız likiditemizi
arttırmamız gerekiyor, Türkiye’nin yüksek büyüme
hızına ulaşmasının, rekabet gücünü arttırmasının
anahtarının sermaye piyasalarının gelişmesi,
büyümesi olduğunun bir defa daha altını çiziyorum
ve üyelerimize “çağırın, gelelim, size destek verelim”
diyorum.
Sevgi ve saygılarımla.
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 5 DÜNYADAN
FX PİYASASINA
ABU DABİ DAMGASI
CME, MF GLOBAL’IN İŞLEMLERİNİ
SADECE POZİSYON KAPATACAK
ŞEKİLDE SINIRLADI
Yeni bir duyuru gelene kadar
CME Finansal Komitesi 975 no’lu
kural uyarınca, MF Global’ın tüm
müşterileri için işlemlerini sadece
pozisyon kapatacak şekilde
sınırladı. Bunun yanında CME
Grubu MF Global’a ait bütün işlem
ayrıcalıklarını da kaldırdı. Buna
göre MF Global tarafından garanti
edilen hiçbir broker ve yatırımcı
işlem salonuna giremeyecek.
Alınan kararların MF Global’ın
finansal koşulları nedeniyle alındığı
belirtildi. CME’nin Takas Kurumu
transferleri müşterinin talep
etmeleri durumunda son uzlaşma
fiyatı üzerinden gerçekleştirecek.
Bu tür pozisyonları transfer eden
şirket bu pozsiyonları yeniden
teminatlandıracak. Pozisyonlarını
kapatmak isteyen yatırımcıların
MF Global ile temasa geçmeleri
gerektiği belirtildi.
Forex İşlemlerİ
Yükselİşte: ADS
Abu Dabi merkezli forex ve emtia
işlem platformu sunan ADS
Menkul Kıymetler altı ay içinde
Orta Doğu’da yatırımcıların
dikkatini çeken likit ve dinamik
bir FX piyasası oluşturdu. ADS
6 VOBJEKTİF | OCAK 2012
Menkul Kıymetler Satış Yetkilisi
Claus Nouveau-Nikolajsen’e göre
piyasada artan volatilite nedeniyle
yatırımcılar tahvil ve gayrimenkul
gibi geleneksel yatırım araçları
yerine forex işlemlerini tercih ediyor.
Aynı yetkili yüksek volatilitenin
neredeyse kural gibi işlediği
forex piyasasında belirli tipteki
yatırımcıların bu volatiliteyi kâra
dönüştürmeyi başardığını söyledi.
Nikolajsen, işleme başladıkları
tarihten itibaren forex piyasasındaki
yatırımcı sayısının ve çeşitliliğinin
arttığını belirten yetkili ekonomik
belirsizliğinin ve döviz kurlarındaki
belirsizliğin forex piyasalarında hızla
artan bir büyüme yarattığının ve
bu piyasada günlük işlem hacminin
4 trilyon dolara yaklaştığının
altını çizdi. Özellikle Euro/Dolar
paritesinin geçen birkaç haftada
işlem hacminin oldukça yükseldiğini
ve 2008 yılından bu yana en yüksek
işlem hacmine ulaştığını aktardı.
Dolardaki değer kaybının bölgede
iş alemi tarafından yakından takip
edildiğini, geçen yıllarda görece
istikrarlı olan dolar kurunun
günümüzdeki volatilite nedeniyle
karmaşık bir döviz kuru yönetimi
gerektirdiğini forex piyasasının
da bunun bir parçası olduğunu
söyledi. ADS Menkul Kıymetler
piyasanın ihtiyaçlarına göre bir işlem
platformu kurduklarını bu şekilde
hem döviz kuru yönetimine hem
de volatiliteden kâr etmek isteyen
yatırımcılara fırsat sağladıklarını
belirtirken dünyanın en büyük
likidite sağlayıcılarıyla çalışarak
müşterilerine en iyi kotasyonu
vermeye çalıştıklarını belirtti. Forex
piyasası büyüdükçe Birleşik Arap
Emirlikleri’nin bölgede önemli bir
merkez haline geldiğini söyleyen
şirket yetkilisi, bölgenin forex
piyasasının gelişmesi için gerekli
pazar ve alt yapıya sahip olduğunu
belirtti. Bölgede gelişmekte olan
piyasalarının paritelerinin de ilgi
gördüğünü ve uluslararası ticaretin
arttığı için döviz kuru yönetiminin
de öne çıktığını söyledi.
ABD’de Swap İşlemlerİ artık
CFTC’ye Raporlanacak
Uzun süredir beklenen swapların
raporlanması ile ilgili düzenlemeler
ABD’deki türev piyasaların
düzenleyici otoritesi olan CFTC
tarafından uygulanmaya başlandı.
Onaylanan yeni düzenlemeler ile
birlikte yatırım şirketlerine yaptıkları
swap işlemlerini CFTC’ye raporlama
zorunluluğu getirildi. Böylelikle
denetleyici otoritenin ilk defa swap
piyasalarıyla ilgili detaylı bilgi sahibi
olacağı düşünülüyor.
LME de Satın Alınıyor
134 yaşında olan London Metal
Exchange (LME), Aralık ayı
itibariyle borsayı satın alabilecek
potansiyelde olan kurumlara
satın alma tekliflerini toplamak
üzere başvuruda bulunacak. Buna
göre gelen teklifler Şubat ayında
değerlendirmeye alınıp olası bir
satın alma üzerine karar verilecek.
Japon Borsaları Bİrleşİyor
Dünyada bir çok borsanın
birleşme kararları açıkladığı bir
dönemde, bir diğer birleşme haberi
Japonya’dan geldi. Buna göre
Japonya’da faaliyet gösteren Tokyo
Stock Exchange ve Osaka Stock
Exchange birleşme kararı aldı.
İki borsa halihazırda Japonya’nın
en büyük iki borsası konumunda.
Birleşme gerçekleşirse oluşacak
yeni borsanın, NYSE ve Nasdaq
borsalarından sonra dünyanın
en büyük üçüncü borsası olması
bekleniyor.
NYSE EURONEXT VE DEUTSCHE
BOERSE BİRLEŞMESİNDE DÖNÜM
NOKTASI!
2011 yılının Aralık ayı sonunda
uzun zamandır gündemde olan
NYSEEuronext ve DeutscheBörse
birleşmesine Amerikan Adalet
Bürosu onay verdi. Bu gelişme
birleşme hazırlıkları tarihinde önemli
bir dönüm noktası oldu. Amerikan
düzenleyici otoritelerin onay vermesi
ile birlikte gözler Avrupa’ya çevrildi.
Avrupa Komisyonu’ndan gelen
açıklamalar ise olası bir birleşmeye
Avrupa tarafında olumsuz bakıldığı
yönünde. DeutscheBörse’den
gelen açıklamalara göre Avrupa
Komisyonu’ndan onay çıkmaması
halinde iki borsa arası işbirliği
çalışmalarının devam edeceği
anlaşılıyor.
FIA’DA GÖREV DEĞİŞİKLİĞİ
1982 yılından itibaren Futures
Industry Association’da (FIA)
başkanlık görevini yürüten John
Damgard başkanlık görevinden
ayrılıyor. FIA yaptığı resmi bir
açıklama ile Walter Lukken’in FIA’nın
yeni başkanı olacağını duyurdu.
Lukken gerek finans sektörünün
önemli özel kurumlarında gerekse
önemli devlet görevlerinde üst
yönetici olarak yer aldı.
ARJANTİN BORSALARI
BİRLEŞEREK LATİN AMERİKA’DA
GÜÇ OLUŞTURMAYI PLANLIYOR!
Arjantin’in birleşmeye karar vermiş
olan iki büyük borsası, ülkenin
içindeki diğer 3 borsayı da kendi
bünyesi altına toplamaya karar verdi.
Borsaların hedefi Latin Amerika’nın
en büyük üçüncü ekonomisinde
bir güç birliği oluşturabilmek.
Arjantin borsalarının birleşme süreci
gelişmekte olan ekonomilerine daha
fazla yabancı ilgisi çekebilmeyi, ayrıca
spot ve türev piyasayı tek çatıda
birleştirebilmeyi amaçlıyor.
GÜNEY AFRİKA BORSASI LONDRA
BAZLI ALIM SATIM MERKEZİNİ
İŞLEME AÇTI!
London Stock Exchange (LSE)’nin
teknik alt yapısını kullanan Güney
Afrika Borsası (JSE), LSE’ye
bağımlılığını ortadan kaldırabilmek
için İngiltere bazlı teknoloji şirketi
Fitnetix ile anlaşmaya vararak Londra
alım satım merkezini devreye aldı.
Fitnetix Avrupa yatırımcılarının
JSE’ye ait verilerine ulaşabilmesini
ve Güney Afrika Borsası’nda işlem
görmekte olan hisse senetlerine
ilişkin ürünlerde işlem yapabilmesini
sağlayacak.
AMERİKA’DA FİNANSAL
ARAŞTIRMA OFİSİ KURULUYOR!
ABD finansal araştırma konusunda
yeni bir ofis kuruyor. Office Of
Financial Research’ün (OFR görevi,
piyasa verilerini inceleyerek Amerikan
politikalarını oluşturan gruba olası
finansal krizleri önlemelerine ilişkin
destek sağlamak. OFR Dodd- Frank
yasasının bir getirisi olarak görülüyor.
2007-2009 krizi sonrasında,
düzenleyicilerin krizleri tahmin etme
ve önlemede eksiklikleri olduğu
konusu gündeme gelmişti.
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 7 DOSYA
Asya’da
VOB’a
büyük İlgİ
7’ncisi düzenlenen Asya Türev Piyasalar Konferansı’nda katılımcılar Vadeli İşlem
ve Opsiyon Borsası’na büyük ilgi gösterdi. VOB Genel Müdür Yardımcısı Güzin
Sarıoğlu konferansta bir sunum gerçekleştirirken, VOB standı da büyük ilgi gördü.
T
8 VOBJEKTİF | OCAK 2012
he Futures Industry Association (FIA)
tarafından son 7 yıldır düzenlenen “FIA
Asia Derivatives Conference” (Konferans)
29 Kasım-01 Aralık 2011 tarihlerinde
Singapur’da gerçekleştirildi. FIA
tarafından Asya’ya özel olarak düzenlenen
Konferans boyunca VOB bir stant açarak
kendisini tanıttı.
Toplam 900 kişinin ziyaret ettiği
fuar ziyaretçileri arasında, aracı
kurumların ve vadeli işlem borsalarının
çalışanları ve yöneticileri, çeşitli yatırım
fonlarının yöneticileri, şirketlerin
hazine bölümleri sorumluları, aracı
kuruluşlar, bireysel yatırımcılar, teknoloji
şirketleri çalışanları, basın mensupları,
hukuk firmalarının yetkilileri, bireysel
yatırımcılar gibi farklı mesleklerden
kişiler yer aldı.
Konferansta toplam 25 firma tanıtıcı
stant açtı. Bu firmalar arasında vadeli
işlem borsaları, aracı kurumlar ve
teknoloji şirketleri, eğitim ve danışmanlık
şirketleri yer almıştır. Standımıza uğrayan
katılımcılar tarafından özellikle Asya ve
Amerika’da yerleşik yatırımcılar VOB’a
nasıl ulaşılabileceği, üyelik koşulları, yeni
alım satım sistemin ne zaman hayata
geçeceği, VOB’da sunulan ürün yelpazesi
konularında sorular yönelttiler.
Etkinlik süresince türev piyasalardaki
güncel gelişmeleri konu alan konferanslar
düzenlendi. Konferanslarda tartışılan
konular arasında, “Dodd-Frank
Yasası” ve “MiFID”in yatırımcılara,
aracılara ve takas merkezlerine etkileri;
tezgah üstü piyasalara getirilecek olan
yenilikler konusunda takas merkezleri
ve takas üyelerinin ne gibi hazırlıklar
gerçekleştirdikleri; bu piyasalarda
işlem görmesi planlanan yeni ürünler
ve bu işlemlerin takası konusunda
Asya tarafında görülen gelişmeler;
emtia fiyatlarındaki volatilite yer aldı.
Konferans’da ayrıca “Asia Update” başlığı
altında Singapur, Avustralya, Hong
Kong, Japonya, Kore, Çin, Hindistan,
Tayvan, Malezya, Tayland ve Türkiye
vadeli borsalarında yaşanan gelişmelere
yer verilen paneller düzenlendi. Tayvan,
Malezya, Tayland, Türkiye vadeli
piyasalarındaki gelişmelere ilişkin
panelde, VOB Genel Müdür Yardımcısı
Güzin Sarıoğlu, VOB’un yapısı, yeni
ürünler ve borsa alt yapısına ilişkin
yeni projeler hakkında bir sunum
gerçekleştirmiş ve katılımcıların
sorularını cevaplandırdı.
Konferansın en dikkat çekici panelleri
ve bu panellerde tartışılan konuları şunlar
oldu:
• Goldman Sachs Vadeli Piyasalar Grup
Başkanı Paul Davis’in yönettiği “Global
Exchange Perspective” başlıklı panele,
CME, NYSE ve SGX gibi dünyanın
önemli Borsalarının CEO’ları ve üst
düzey yöneticileri konuşmacı olarak
katıldı.
• NYSE Başkan Yardımcısı ve Türev
Piyasalar Başkanı Garry Jones; bazı
işbirliği anlaşmaları yoluyla ve yeni
ürünlerle organik büyüme hedeflerini
gerçekleştirmeyi amaçladıklarını ayrıca
birleşme ve satın almalarla inorganik
büyümeyi de amaçladıklarını ifade
etti. Özellikle Avrupa’da gerçekleşecek
olan satın alma ve birleşme projelerinde
“MiFID” gibi düzenlemelerin ve başta
rekabet kurumu olmak üzere düzenleyici
otoritelerin birleşen borsaların
hissedarları ile iş ortakları arasındaki
çıkar dengesine ilişkin görüşlerinin
büyüme projelerinin hızını ve sonucunu
etkileyeceğini, ayrıca bu dengeyi
sağlamanın kendileri açısından da önemli
olduğunu belirtti.
Jones ayrıca, Lehman ve MF Global
vakalarının swap ve tezgah üstü ürünleri
için global risk yönetiminin ne kadar
önemli olduğunu gösterdiğini, global
risk yoğunlaşmasını, global riskleri ve
teminatları yönetmenin bir maliyet
gerektirdiğini ve bu maliyete katlanmanın
önemli olduğunu sözlerine ekledi.
• Panellerde, CME Grubu CEO’su
Craig Donohue da inorganik büyüme
ile ilgili olarak her zaman fırsatları
değerlendirebileceklerini, ancak organik
büyümeye de odaklandıklarını ve bu
anlamda “Dodd-Frank” düzenlemeleri ile
birlikte hayata geçen swap takası ve swap
platformu projelerinin heyecan verici
olduğu dile getirdi.
konferansın öne
çıkan konuları
arasında
dodd-frank yasası
ve MF GLOBAL’IN
BATIŞI YER ALDI.
• SGX CEO’su Magnus Bocker ise,
NYSE ve NASDAQ ile yapmış oldukları
ürün ve teknoloji bazında işbirliklerinin,
kendilerinin de ürün geliştirmeleri
açısından son derece önemli olduğunu,
yeterli çeşitlilikte ürünü olmayan bir yapı
altında rekabet etmenin de bir anlamının
olmayacağını vurguladı.
• “Getting Ready for OTC Clearing”
başlıklı panelde dünyanın ve Asya
bölgesinin önde gelen türev borsalarının
yöneticileri tezgahüstü ürünlerin merkezi
takasının yapılması ile ilgili proje ve
hazırlıkları hakkında bilgi verdi. CME
Grubu Takas İşlemleri Başkanı Kim
Taylor, özellikle enerji piyasası tezgahüstü
ürünleri, CDS ve faiz swaplarının takası
ile ilgilendiklerini ve OTC takasını
başlattıkları günden bu yana 150 milyon
sözleşmenin takasının yapıldığını
aktardı. Taylor, ayrıca takas çözümleri
geliştirirken Asya zaman dilimlerini
dikkate almaya çalıştıklarını belirtti.
• London Clearing House Clearnet
Grup Başkanı Alberto Pravettoni ise,
değişik piyasalar için değişik CCP’lerin
(Merkezi Karşı Taraf) ekonomik
olmadığını, takas kurumlarının alt
yapıların konsolide edilmesine yönelik
işbirliklerini geliştirmeleri gerektiğini
dinleyicilere aktardı. Yüksek frekanslı
işlemlerin (HFT) tartışıldığı “Changing
The Nature of Markets” başlıklı panel
öncesinde, Sydney Üniversitesi Finans
Profosörü Alex Frino HFT’nin piyasa
likiditesine ve oynaklığına ilişkin
akademik araştırmalarının sonuçlarını
katılımcılarla paylaştı. Frino sunumunda
özetle ilk HFT işlemlerinin 2003 yılında
NYSE’nin gerekli alt yapıyı sunması ile
gözlemlendiğini, değişik borsalardaki
kapsamlı akademik araştırmalarını
ise 2005 ve 2010 yılı arasındaki
verilerle gerçekleştirdiklerini belirtti.
Çalışmalarında esasen Make/Take
Oranı adını verdikleri bir parametreyi
ölçtüklerini, bu oranın 1’in üzerinde
olduğu sonuçlarda HFT’lerin likiditeye
olumlu etki ettiğini veri olarak kabul
ettiklerini, yine volatilite çalışmalarında
bu oranın 1’in üzerinde olması
durumunda HFT’lerin volatiliteyi
arttırdığını kabul ettiklerini aktardı.
Frino ayrıca değişik borsalara ilişkin
kaleme aldıkları çalışmaların isimlerini
dinleyici ile paylaştı.
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 9 DOSYA
ÖLÇÜSÜZ RİSK
BİR DEVİ BATIRDI:
MF GLOBAL VE
REFCO’NUN GAZABI !
Şamİl DEMİRKAN
VOB Eğitim ve Tanıtım Müdürü
[email protected]
Aracı kurum MF Global’ın batışı, borsalarda denetim ve gözetim eksikliği
konusunda önemli bir dönüm noktası oldu. Hemen hemen tüm borsalar, bu tür
iflasların önceden öngörülerek önlenmesi için önlem alma hazırlığına girişti...
S
10 VOBJEKTİF | OCAK 2012
ingapur’da 7’ncisi düzenlenen FIA
ASIA Türev Piyasalar Konferansı’nın
açılış kokteylinde NYSE EURONEXT
Global Türev Piyasalar Başkanı Garry
Jones ve FIA Başkanı John Damgard’ın
hararetli sohbetini merhaba demek için
bozduğuma biraz da pişman olmuştum,
zira sohbet o kadar koyu olmalıydı
ki beni gördüklerine şaşırmış gibi bir
halleri vardı. Hemen ardından sıcak
sohbetlerine beni de kattıklarında
anladım ki geldiğimde türev piyasalarda
da faaliyette bulunan MF Global’ın
iflasının başta CME, NYMEX ve ICE
olmak üzere büyük türev borsalara olan
yansımalarını tartışıyorlardı.
Sonraki günlerde de gördüğüm
kadarıyla konferans aralarında
konuşulan önemli noktaların başında bu
konu geliyordu.
2005’te iflas eden Refco Grubu’nun
türev operasyonlarını 323 milyon dolara
satın alarak en önemli atağını yapan
grup, 2007’de Man Financial olan ismini
halka arzından hemen sonra MF Global
olarak değiştirerek, birleşme ve satın
almalarla faaliyetlerini global alana
yaydı.
MF Global’ı sona yaklaştıran sürecin
eski bir Goldman Sachs yöneticisi
olan Jon Corzino’nun şirketin CEO’su
olmasıyla başladığı söyleniyor.
Başlangıçta MF Global için her şey
iyi gidiyordu. Geleneksel faaliyeti
olan müşteri işlemlerine aracılık artık
şirkete yetmiyordu ve kendi portföyü
adına işlem yapmanın, artık belirli bir
doygunluk seviyesine ulaşmış aracılık
faaliyetleri yanında şirkete yeni bir soluk
Jon Corzino
getireceği düşünülüyordu. Şubat 2011’de
Amerikan Merkez Bankası, şirkete kamu
borçlanma kağıtlarında “primary dealer”
yetkisi verdi.
Bu yetki sonrasında şirket kendi
portföyü adına yüksek oranda risk
almaya başladı, bu risk alma iştahını
biraz da CEO’larının Washington
DC’deki politik geleceğine olan güven
tetikliyordu. Bu iştahın en büyük kanıtı
olarak, Şirketin nispeten küçük Avrupa
Birliği ülkelerine özellikle de İspanya ve
İtalya’nın borçlanma kağıtlarına yönelik
6 milyar doların üzerindeki yatırımını
gösterebiliriz. Mayıs 2011’de şirket
bu yatırımların detaylarını kamuya
açıklarken hiçbir endişe verici sinyal
vermedi: Yatırımlara düşük riskle yüksek
getiri vaat ediyordu.
İlk ciddi sarsıntı Eylül 2011 de
Amerikan Finansal Düzenleyici Örgütü
FINRA’nın şirkete sermaye artırımı
uyarısı ile başladı. Ardından, Ekim
ayında Moody’s ve Fitch tarafından,
sermaye yapısı gerekçe gösterilerek,
rating notunun düşürülmesi ile devam
etti. MF’in üçüncü çeyrek ara mali
tablolarında zarar açıklaması ise işin
tuzu biberi oldu ve çözülme başladı.
Ekim ayı sonunda borsalar ve bankalar
MF Global ile gerçekleştirdikleri
işlemlerini durdurdular.
Başlangıçta şirketin satılacağı veya
kurtarılacağı konusunda herkes
hemfikirdi ancak Ekim ayı sonuna
gelindiğinde, şirketin sözde şirket
fonlarından ayrı tutulan 700 milyon
dolar tutarındaki müşteri fonlarının yok
olduğu anlaşılınca bu ihtimal ortadan
kalktı. 31 Ekim 2011 tarihinde şirket
resmen iflas başvurusunda bulundu.
Aynı gün New York Merkez Bankası
şirketi “primary dealer” işlemlerinden
men etti.
Mali sektör firmalarının risklerini
azaltmalarının istendiği bir dönemde
MF Global’ın 1’e 40 oranında bir
kaldıraç kullandığı iflas dilekçesinde
açığa çıktı. Primary Dealer yetkisi olan
bir kurumun bu denli düşük bir sermaye
ile bu kadar yüksek bir portföye sahip
olması, New York Merkez Bankası’nın
devamlı olarak işlem yaptığı bankaları
seçme kriteri ile ilgili soru işaretlerini
gündeme getirdi.
MF Global Holding ve MF Global
Finance şirketinin iflas başvuruları ile
ilişkili olarak, ilgili müflis şirketlerin
müşterilerinin yalnızca CME Group,
NYMEX ve ICE gibi türev borsa
gruplarındaki pozisyonlarını kapatıcı
işlem yapabilecekleri, emirlerinin
gerçekleşmesinin ilgili borsaların takas
merkezlerince garanti edildiği MF
Global’ın web sitesinde duyuruldu.
Singapur’da FIA ASIA
konferansındaydık ama herkes, Roma,
Madrid, Washington, New York
kentlerini içine alan bir hikayenin trajik
sonunu konuşuyordu.
Ünlü ingiliz yazar Charles Dickens
yaşasa idi bu trajedyanın adını “Dört
Şehrin Hikayesi” mi yoksa “ MF
Global’ın Büyük Umutları” mı koyardı
çok çok merak ediyorum. Ama bir
yandan da bu hikayeye “Refco’nun
Gazabı” adını koymak yanlış olmaz diye
düşünüyorum. Ne dersiniz ?
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 11 DOSYA
12 VOBJEKTİF | OCAK 2012
4 büyükler
bİr yılın emeğİnİ
kura feda ettİ
Ne şike soruşturması, ne naklen yayın polemiği. Futbolun dört büyüklerine en
büyük darbeyi kur vurdu. Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un
kurdaki hareketlilikten yedikleri darbe, Süper Lig’de bir yıl boyunca elde
ettikleri performans gelirinin yarısını alıp götürdü.
D
ÖZGE GÜNEŞ
ünyanın en sevilen sporu olan futbol artık
son derece büyük bir endüstri. Milyarlarca
dolarlık piyasa değerlerine sahip futbol
kulüpleri, yine her yıl milyarlarca dolarlık
transfer bütçelerine imza atıyor.
Manchester United, Chelsea, Real
Madrid, Barcelona, İnter, Manchester
City gibi kulüpler, elde ettikleri gelirlerin
yanı sıra transfer bütçeleri ve pazarlama
yöntemleriyle de dikkat çekiyor.
Roman Abramowitz’in Chelsea kulübünü
satın almasıyla başlayan “paralı yönetici”
dönemi transfer rakamlarının inanılmaz
boyutlara ulaşmasını, kulüp bütçelerinin ise
iyi yönetimden uzaklaşmasını beraberinde
getirdi. Chelsea’ye koyduğu parayla onlarca
milyon dolarlık transferlere imza atan
Abramowitz, kulübün yapısını sonrasında
kurumsallaşmaya dönüştürdü. Ancak
bu kez Körfez sermayesinin başı çektiği
bir grup çeşitli futbol kulüplerine yatırım
yapmaya başladı.
Örneğin uzun yıllar Manchester United
kulübünün gölgesinde kalan aynı şehrin
takımı Manchester City, Körfez sermayesine
geçtikten sonra “her yılın en flaş ismini
paraya bakmadan transfer etmek” üzerine
bir strateji kurdu.
Bu durum, futbolcu bonservis bedellerini
adeta patlatırken, dünyanın en iyi 20 futbol
liginin değerlendirmeye alındığı transfer
piyasasında oluşan rakam 5 milyar euroya
kadar ulaştı.
Bu rakamın 2 milyar 629 milyon dolarlık
kısmı gider, 2 milyar 322 milyon euroluk
kısmı ise gelir kaleminden oluştu.
Tavanda oluşan bu yüksek transfer
borsası, Türkiye gibi gelişen ülkelerin futbol
ligleri üzerinde de ister istemez negatif etki
yarattı. Futbolcuların bonservis bedelleri
üzerinde oluşan yüksek bedeller, süperstar
seviyesinin hemen altındaki futbolcu
fiyatlarını da yukarı çekti.
Yabancı futbolcuların Türkiye’ye
gelme karşılığında istediği “futbolun
merkezinden uzaklaşma primi” de bu
nedenle ister istemez yükseldi. Avrupa’nın
büyük kulüplerinde forma giymiş yıldız
futbolcuların Türkiye pazarına geliş fiyatları
yaş ve devamlılığa bağlı olmak üzere 5-13
milyon euro arasında değişiyor. Örneğin
Beşiktaş Ricardo Quaresma’yı 7 milyon
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 13 DOSYA
euroluk bir bonservis ücretiyle alırken,
Fenerbahçe Fransa’nın Lille takımından
transfer ettiği Moussa Saw için 13 milyon
euroluk bir bonservis bedelini gözden
çıkarmak zorunda kaldı.
Harcama konusunda Avrupa’nın
önde gelen ülkeleriyle yarışan Türkiye,
makroekonomide olduğu gibi futbol
ekonomisinde de ciddi bir cari açık
sorunuyla karşı karşıya. Yurtdışından
yoğun şekilde oyuncu alımı yapan Türk
takımları, yurtdışına oyuncu satışı
konusunda aynı başarıyı gösteremiyor. Bu
durum sadece bonservis bedelleri değil,
aynı zamanda futbolculara ödenen paralar
konusunda da Türk kulüplerinin sıkıntı
yaşamasına neden oluyor.
Yapılan araştırmalara göre, Türk futbolu
transferden sadece 29.5 milyon euro satış
geliri elde ederek en gelişmiş 20 lig arasında
sadece 17’nci olabildi.
Türk takımlarının transfere harcadığı
toplam para ise 112 milyon euroya çıktı.
Türkiye bu anlamda en çok para harcayan
7’nci ülke oldu. Gelir gider dengesizliği
nedeniyle yıllardan bu yana sıkıntı
yaşayan Türk futbolu, 2013 yılında
devreye girecek UEFA kriterleri
nedeniyle daha da büyük bir sorun ile
karşı karşıya kalma aşamasında.
Bundan böyle geliri kadar
transfer harcaması yapabilecek
olan kulüpler, yöneticilerinden
de katkı alamayacak.
Ayrıca Türkiye’de hükümetin
yapmayı planladığı yeni yasal
düzenlemeyle futbol kulüpleri
artık Dernekler Yasası yerine
Kulüpler Yasası’na tabi olacak.
Bu da yönetim açısından
Türk kulüplerine önemli
ölçüde bütçelerini toparlama
zorunluluğu getirecek.
Türk futbol kulüpleri
açısından gelir ve gider
arasındaki dengesizliğe,
bir de kambiyo tarafında
oluşan dengesizlik ekleniyor.
Dolayısıyla zaten bütçe tutturma
konusunda büyük sorunlar yaşayan
kulüpler, elde ettikleri gelirin ciddi
bir bölümünü de kurdaki oynaklıklar
nedeniyle kaybediyor. Gelirlerinin naklen
yayın geliri haricindeki kalemleri Türk
lirası olan, ancak yabancı sınırlamasının
kalkmasının da ardından transfer gideri
ve sporcu ödemelerinin önemli bir bölümü
döviz olan Türk kulüpleri, ciddi bir açık
14 VOBJEKTİF | OCAK 2012
Zararda İlk dörtteyİz
Dört Büyükler, her yıl gelir-gider
hesaplarında yaklaşık 130 milyon
lira açık veriyor. 2010-2011 sezonu
bilançolarına göre 750 milyon lira kısa
vadeli borçları var. 400 milyon lira uzun
vadeli borçları var. Borçların 375 milyon
lirası bankalara; 155 milyon lirası ticari
borç; 50 milyon lirası vergi borcu; 300
milyon liranın üzerinde ise kulüplerin
yönetimlerine borçları bulunuyor.
Bonservis borcu ve oyunculara olan
borçlar ise yaklaşık 140 milyon lira.
Türkiye; transferde en çok zarar eden
ülkeler sıralamasında Azerbaycan,
Ukrayna ve Danimarka’dan sonra 4.
sırada yer aldı.
pozisyonun üzerinde oturuyor. Geçen yıl
dolar bazında yüzde 20, yarım euro+yarım
dolardan oluşan sepet bazında ise yüzde 17
değer kaybeden Türk lirası, bu nedenle Türk
kulüpleri için ciddi bir darbe oldu.
Dört büyük kulübün 31 Ağustos 2011
tarihli faaliyet raporlarına göre yapılan
değerlendirmede, toplam kur zararının 55.2
milyon liraya kadar yükseldiği görülüyor. 31
Ağustos 2010 ile 31 Ağustos 2011 tarihleri
arasında kur farkından en büyük zararı
gören futbol kulübü, Galatasaray oldu.
Şirketin 31 Ağustos 2011 bilançosunda
yazdığı toplam zarar 27.3 milyon lira oldu.
Beşiktaş ise aynı şekilde gelir ve gideri
arasındaki farklılık ve banka kredileri
nedeniyle bilançosunda toplam 20.3 milyon
liralık kur farkı zararı yazmak zorunda
kaldı. Bu dönemde Trabzonspor’un
kur farkı zararı 6.4 milyon lira olurken,
Fenerbahçe’nin kambiyo zararı 1.1 milyon
lira olarak gerçekleşti.
Yılın özellikle son çeyreğinde Türk
lirasının yaşadığı değer kaybı dikkate
alındığında kayıplar daha da kabarmış
oldu. Dolayısıyla yılsonu bilançolarında bu
rakamların daha da üzerine çıkan bir kur
kaybı ile karşı karşıya kalınmış olacak.
Oluşan bu tablo, kulüplerin kur
yönetiminde ne kadar başarısız olduklarının
da net bir şekilde göstergesini yansıttı.
Geleceğe yönelik kur riskini yönetme
güçlüğü çeken Galatasaray ve Beşiktaş,
oynadıkları maçlardan elde ettikleri
performans gelirinin neredeyse yarısını
kura feda ettiler. Galatasaray geçen sezon
Federasyon’un performans havuzundan 40.1
milyon TL gelir elde etmişti. Bu gelirin 27.3
milyon liralık bölümü, kur farkı nedeniyle
erimiş oldu. Keza Beşiktaş da 40.1 milyon
liralık performans gelirinin yarısını kura
Türkİye harcamada
7’ncİ sırada
Harcama konusunda Avrupa’nın önde
gelen ülkeleriyle yarışan Türkiye, buna
karşın futbolcu pazarlama konusunda
her zaman olduğu gibi bu sezon da
büyük sıkıntı yaşadı. 20 ülke arasında
17. sırada yer alan Türkiye’nin transfer
gelirlerinde geride bıraktığı ülkeler
ise sırasıyla Polonya, Avusturya ve
Yunanistan oldu. Transferden en çok
gelir elde eden ülkeler ise İtalya, İngiltere
ve İspanya oldu. Transfere en çok para
harcayan ülke 700 milyon euro’luk
rakamla İngiltere olurken, listede İtalya
ikinci, İspanya ise üçüncü sırada yer
aldı. Türkiye ise transfere harcadığı 112
milyon euro’ya yakın bir rakam harcadı.
Transfer harcamalarında ilk 3’ün dışında
Türkiye’yi geçen ülkeler ise Almanya,
Rusya ve Fransa oldu.
kurban etti. Oysa futbol kulüpleri yıllık
giderlerini dikkate alarak kur yönetimini
vadeli piyasaları kullanarak hedge
edebilselerdi, böyle bir kayıpla karşı karşıya
kalmadan kurtulma şansına sahip olacaktı.
Kur konusundaki en başarılı yönetimi ise
Fenerbahçe kulübünün gösterdiği dikkat
çekti.
2010-2011 sezonu Süper Lig naklen yayın gelirleri (mln TL)
GALATASARAY
Finansal Gelirler
31 Ağustos 2011
31 Ağustos 2010
2.074.267
13.640.603
Fenerbahçe
64.1
Kur farkı gelirleri
45.113
10.641.343
Trabzonspor
49.875
Finansal Giderler
(31.317.407)
(12.129.071)
Kur farkı gideri
(27.293.529)
(7.785.725)
Bursaspor
36.650
Gaziantepspor
31.850
Beşiktaş
40.325
FENERBAHÇE
31 Ağustos 2011
31 Ağustos 2010
Finansal Gelirler
417.274
1.667.410
Kayserispor
25.475
Kambiyo karları
76.203
723.371
Eskişehirspor
23.225
Finansal Giderler
(1.275.102)
(100.811)
Kambiyo zararları
(1.177.753)
(52.028)
Galatasaray
40.1
Karabükspor
22.1
Manisaspor
21.350
İstanbul Belediye
21.350
Antalyaspor
22.1
Ankaragücü
21.725
Gençlerbirliği
21.350
Sivasspor
19.850
BEŞİKTAŞ
31 Ağustos 2011
31 Ağustos 2010
Finansal Gelirler
2.251.965
1.764.317
Kambiyo karları
1.808.930
818.849
Finansal Giderler
(25.444.970)
(4.589.158)
Kambiyo zararları(-)
(20.324.628)
(1.078.067)
TRABZONSPOR
31 Ağustos 2011
31 Ağustos 2010
Finansal Gelirler
1.756.642
4.437.655
Bucaspor
17.6
Kambiyo karları
1.207.626
868.478
Finansal Giderler
(8.498.233)
(1.702.245)
Konyaspor
17.6
Kambiyo zararları
(6.458.403)
(117.788)
Kasımpaşa
16.850
Lig naklen yayın gelirleri (mln TL)
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 15 DOSYA
Kulüpler ne dedİ?
VOBJEKTİF, Türkiye’nin dört büyük kulübüne, kur konusunda risk
yönetimini nasıl yaptkılarını sordu.
TRABZONSPOR
Trabzonspor da kulüpler arasında yüksek
sınırlı zararı yazanlar arasında yer alıyor.
Kulüpten VOBJEKTİF’e yapılan açıklamada,
“Borçlanmalarımızdaki kurlarla gelir
kalemlerimizdeki kurları dengeli tutuyoruz.
Yani ne kadar Euro ve dolar borcumuz var
ise yaklaşık o kadar Euro ve dolar alacağımız
oluyor. Böylelikle son derece dengeli
gidiyoruz ve kur riskini minimize ediyoruz.
Böylelikle de ekstra bir önlem almamıza
gerek kalmıyor.”
BEŞİKTAŞ
Beşiktaş kulübü, kur riskinin yönetimi
konusunda VOBJEKTİF’in sorusuna şu
yanıtı verdi:
“Şirketimiz döviz cinsinden borçlarının ve
alacaklarının TL’ye çevriminde kullanılan
kur oranlarının değişimi nedeniyle, kur
riskine maruz kalıyor. Bu risk yabancı
para pozisyon analizi ile izleniyor. Dövizli
banka kredileri nedeniyle borçlu bulunan
meblağların TL’ye çevrilmesinden dolayı
kur değişikliklerinden doğan döviz kuru
riskine de maruz kalmaktayız. Bu riski
minimize etmek amaçlı olarak kredilerin
teminatı olarak verilen temlik, senet, v.s.
gibi teminatlarda kredi döviz cinsinden
tutuluyor. Şirket yönetimi bilanço
kalemlerinden doğan kur riskini
en aza indirmek amacı ile
atıl nakit varlığını kısmi
yabancı paralı yatırımlarda
değerlendirme ya da
dövizli mevduat tutma
yöntemini politika
olarak benimsemiş
durumda.
Şirketimiz
yabancı para
cinsinden aktif
ve pasiflerini
dengeleyerek
kur riskini
yönetiyor.”
Bu haberde yer vermek üzere görüş
almak istediğimiz Galatasaray kulübü
yönetimi ise bu tür konularda görüş
vermediklerini ifade etti.
16 VOBJEKTİF | OCAK 2012
FENERBAHÇE
Fenerbahçe, kur yönetimi konusunda dört
büyüklerin arasında en başarılı olan kulüp.
Kambiyo zararı en düşük seviyede kalan kulüp
olan Fenerbahçe, VOBJEKTİF’in kur yönetimi
konusundaki sorusuna yanıt olarak Faaliyet
Raporu’nda yer alan dip notları gösterdi.
Dipnotlarda şirketin türev ürün kullanmadığı,
ancak kur riskine doğrudan maruz kaldığı
ifadeleri yer alıyor. Ancak buna karşın şirket
2008 yılında aldığı karar ile şu unsurları
faaliyete geçirmiş durumda:
“Şirket Yönetim Kurulu’nun 24 Ekim 2008
tarihinde aldığı karar ile döviz kurlarında
yasanan aşırı hareketlilik dikkate alınarak
FBSK’ye sağlanan finansmanın Ekim
ayından geçerli olmak üzere aşağıdaki şartlar
çerçevesinde 12 aylık ortalama iş günü
kurlarına göre hesaplanacak ABD Doları’na
endeksli olarak değerlendirilmesine karar
verilmiştir.”
1. Kullanılan/kullandırılacak finansman
tutarı mevcut uygulama paralelinde dövize
endeksli olarak devam edecektir.
2. Finansman tutarı, her ayın son is
günü hesaplanan, son 12 ayın iş günlerinin
ortalama TCMB döviz alış kurlarının
aritmetik ortalaması ile bulunan kurdan
endekslenecektir.
3. Madde 2’de belirtilen ortalama kur ile
ABD Doları’na endekslenecek bu tutara yıllık
Libor + % 2 faiz uygulanacaktır.
4. Faiz hesaplama yöntemi olarak
adatlandırma metodu uygulanacaktır.
5. Finansman tutarına ay içindeki borç/
alacak hareketlerinin endekslenmesinde
önceki ayın son işgünü Madde 2’de hesaplanan
kur kullanılacaktır.
6. Bu protokole dayalı olarak Fenerbahçe
Sportif Hizmetler Sanayi ve Ticaret A.S.
tarafından kesilecek faiz faturaları aylık
olarak düzenlenecek, faturanın kesildiği ay
için Madde 2’de hesaplanan ortalama kur
kullanılacaktır.
7. Taraflar kapatılmış borcun tekrar
kullanılması gündeme geldiği takdirde yeniden
borçlanılacak tutarın Türk Lirası ve/veya ABD
Doları olması hakkını saklı tutmaktadır.
8. Türk Lirası cinsinden borçlanıldığı
takdirde faiz hesaplamasında TCMB reeskont
faiz oranı kullanılacaktır.
KONUK
YAZAR
YAVUZ SEMERCİ
Kutsal İttİfak
V
OB ile Fed (Amerikan Merkez
Bankası) arasında kozmik bir
ilişki olduğunu düşünüyorum.
Deyin ki işadamısınız.
Yatırım yapacaksınız...
Şirket satın alacaksınız...
Borç ödeyeceksiniz...
Hangisiyse.
Ticari kredi alacaksınız. Bir bakıyorsunuz
yıllık maliyetine yüzde 17-18.
Kura bakıyorsunuz 1.87.
Sağa sola soruyorsunuz, faiz artacak, düşmesi
mümkün değil diyorlar.
Kura bakıyorsunuz, “Merkez Bankası
bile sıkıştı, 2 lirayı görecek. Bundan sonra
gevşemesi sınırlı olur” diyorlar.
Vaktiniz de yok ise gidiyorsunuz, krediyi
alıyorsunuz.
Sonra sakallının biri çıkıyor.
Hım hım konuşarak “Ben talimatı verdim
bizim matbaadaki çocuklar biraz daha
çalışacak” diyor.
Amanın demeye kalmadan her şey değişiyor.
Kur 1.75.
Faiz tek hane. Siz aldığınızda 17-18 olan kredi
faizi düşmüş 15’lere.
Borsa uçuşta.
Şirketiniz küçükse işiniz zor. Bir atımlık
kurşununuz var. Doğru zamanda atamadığınız
zaman sermayeyi kediye yüklüyorsunuz.
Şirketiniz büyükse daha zor. Bir yıl boyunca
binlerce, onbinlerce kişi çalıştırıyorsunuz, kur
riskini yönetemediğiniz için para kuş gibi uçup
gidiyor. Yılın sonunda bilançoya kocaman
yazıyorsunuz; operasyonel kar 100 lira.
Kambiyo zararı 120 lira.
Ne anladım ben bu işten.
O sakallı kim derseniz, Ben Bernanke
diyorlar adına. Matbaayı vermişler eline,
kafasına estikçe basıyor da basıyor parayı.
Koskoca Benjamin Franklin’e babasının
oğlu muamelesi yapıyor. İki kere bastı parayı
üçüncüye hazırlanıyor. Dördüncüyü basar mı
basmaz mı bilmem.
O böyle kafasına göre hareket ettiği müddetçe
işadamlarının VOB’a gitmekten başka çaresi
yok gibi geliyor bana.
Bu da kutsal ittifak teorimi güçlendiriyor.
VOB Genel Müdürü Çetin Ali Dönmez ile
Ben Bernanke arasında bir kutsal ittifak
olduğunu düşünüyorum. Bence Bernanke’yi o
yönlendiriyor.
İşleri bu kadar karıştırdıkça insanı Çetin
Bey’e mahkum kılıyor.
Bu işin peşini bırakmamaya kararlıyım.
Araştırmaya devam edeceğim...
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 17 RÖPORTAJ
Aytun Bİlgİn
Bu büyüklüğe
bu sıra
bİze fazla
Sanko Menkul Değerler, VOB işlem hacminde ilk üçte. Genel Müdür Yardımcısı
Aytun Bilgin, sıralamadaki yerlerini kendi başarıları kadar diğer kurumların
komisyonlardan anlatım stratejisine kadar yaptığını savunduğu hatalara bağlıyor.
VOB’un gelişimi konusunda da önemli öneriler sıralıyor.
S
CEREN DİLEKÇİ
18 VOBJEKTİF | OCAK 2012
anko Menkul Değerler, VOB işlem
hacminde gösterdiği yüksek performans
ile göz dolduruyor. İşlem hacmi
sıralamasında, pek çok büyük kurumu
ardında bırakan Sanko Menkul
Değerler, yıllardır bulunduğu ilk üçteki
konumunu koruyor. Sanko Menkul
Değerler Genel Müdür Yardımcısı Aytun
Bilgin ile yatırımcıları, VOB’da işlem
görmeye başlayan türev ürünler ile
sözleşmeleri ve yapılması gerekenleri
konuştuk.
VOB’da bugün gelinen işlem hacmini
nasıl değerlendiriyorsunuz?
VOB’da ilk açıldığı günden bugüne
kadar hep işlem hacminde ilk sıralarda
yer aldık. Son iki yıldır da ikinci
sıradayız. Bunun böyle olmaması
gerekiyordu. İrtibat bürosu, şubesi,
dağıtım kanalları olmamış bir kurum
nasıl oluyor da bir sürü bankanın
arasında iki senedir ikinci oluyor? Bizim
büyüklüğümüze göre bizim sıramızın bu
olmaması lazım.
Biz iyi olduğumuz için bu sıradayız
ama demek ki piyasada da bir yanlış
var. Büyümesi gereken bir piyasada
dağıtım kanalları anlamında bizim
büyüklüğümüzdeki bir kurumun bu
noktada olmaması lazım. Vadeli İşlem ve
Opsiyon Borsası, olabileceği, hak ettiği
yere hala gelmedi, gelemiyor. Çünkü
piyasa oyuncuları yanlış tanıtım, yanlış
pazarlama teknikleri kullanıyor.
Eksikliklerden söz ettiniz, bunlara
örnek verebilir misiniz?
Piyasa çalışanlarının vizyonunun
değişmesi lazım. Piyasa bu konuda
yetersiz. Yeni açılan elektrik
kontratlarını insanlara yeterince anlatıp
anlatmadığımızdan emin değilim. Bu
ülkenin en büyük riski döviz üzerinde
olduğu halde insanlar döviz piyasasına
çekilemedi. Demek ki bir şeyi yanlış
anlatıyoruz veya anlatamıyoruz.
Söylemin değişmesi ve yeni söylemin ne
olması gerektiğinin piyasa tarafından bir
daha düşünülmesi lazım.
Fotoğraflar: Celal Yıldız
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 19 RÖPORTAJ
Aytun Bİlgİn
VOB’da yatırımcılar pozisyon alırken
hangi unsurları öne çıkarıyorlar?
Yatırımcılar VOB’u hep bir hedge
mekanizması, riskin azaltılması,
korunması olarak algılıyor. Riski koruyan
kısım aslında işlem hacminin yüzde 3’ü,
yüzde 5’idir. Bunlar da zaten riskten
korunmasını bilen profesyonellerdir.
VOB’u anlatan piyasa yanlış yerden
anlatıyor. Türkiye’deki en büyük sorun
tasarruf açığı olması. Uzun yıllardır
Türkiye’de tasarruf edecek gelir düzeyini
yakalayamamışız. Sermaye açığı da
var. Ama bunlardan daha fazla bilgi ve
eğitim açığı oluştu. Bilgiye ulaşmak,
kullanmak çok kolay. Bunu kullanacak
insan sayısı da arttı. VOB burada
nerede yer almalı? Tasarruf ve sermaye
açığı, sermayesi olmayan ama bilgisi
ve risk alma kabiliyeti olan insanların
hiçbir zaman sermayesi olan insanları
yakalayamamasını getirir.
VOB’un bireysel bazda yatırımcı
profiline baktığınızda ne görüyorsunuz?
VOB, sermaye yetersizliği olan
özellikle bireysel yatırımcılara, riske
olan alakalarıyla bağlı olarak daha
muhafazakâr davranan yatırımcıyı
yakalama imkânı sunuyor. Sermaye
açısından aşağıdan gelen insanların
zenginleşme, sermayeye ulaşma talebini
ortaya koyuyor. VOB, risk alma iştahı
veya becerisi olan insanlara diğer
sermayesi ondan fazla olan insanlarla eşit
gelir elde etme veya onun sermayesine
ulaşma imkânı tanıyor, bu umudu
veriyor. Riske girersin, girmezsin. Bu,
yatırımcının tercihidir. Bırak yatırımcı bu
tercihi yapsın. Biz yıllarca insanlara bu
şansı vermedik.
Yatırımcıların kaldıraç oranlarına
bakışı nasıl?
Dünyada özellikle foreks işlemleri
başladıktan sonra kaldıraç oranı
konusundaki tartışma hemen hemen
bitti. Yurtdışında forekste 1’e 300, 1’e 400
kaldıraçlar var. Kaldıraç oranı yaklaşık
olarak VOB’da 1’e 10 diyelim ki. Bunun
1’e 10 olması, yatırımcının da muhakkak
1’e 10’un tümünü kullanması değildir.
Yatırımcı kendi beklentisine göre, istediği
oranı kullanabilir. Ama bizde yıllardır
tam yapılmayan şeylerden biri de bu.
Piyasadaki aracı kurumların ‘’piyasa
yukarı çıkacak, aşağı düşecek’’ten önce
anlatması gereken şey, o yatırımcının
20 VOBJEKTİF | OCAK 2012
BAŞLANGIÇTA PİYASA
MÜŞTERİDEN ÇOK
YÜKSEK KOMİSYON
İSTEDİ. ŞİMDİ HERKES
BİZİM OLDUĞUMUZ
SEVİYEYE İNDİ.
gelir düzeyi, getiri beklentisi, sermaye
büyüklüğü gibi birçok faktörü de içine
koyarak karşısındaki yatırımcının ne
kadarlık risk alması gerektiğine yönelik
tahminde bulunması. Sektörde herkes ne
olacağını bilseydi zaten kimse çalışmazdı,
herkes zengin olur evine giderdi.
Yatırımcıya ‘’Bugün piyasa ne olacak”
değil “Bugün ne kadar risk almalıyımı’’
anlatmak lazım.
Yürütmüş olduğunuz kontrat başına
1 lira kampanyanız, işlem hacminin
artışında etkisi oldu mu?
Biz piyasaya hem teknik hem de personel
anlamında yatırım yaparken, bu işe
personelimizin yüzde 60’ını, 70’ini ayırdık.
Personelimizin çoğunluğu 10 yıldan uzun
süre bu piyasada çalışmış ve vadeli piyasalar
konusunda uzmanlaşmış insanlar. Birçok
kurum bu konuda eleman ayırmayı, özel
birim kurmayı bile gerçekleştirmemişti. Biz
şu anda VOB konusunda en gelişmiş trade
platformlarından birini kendi argemizle
gerçekleştirdik. Hemen hemen hiçbir
kurum buraya yönelmedi. Bundan sonra
VOB’la ilişkimiz daha derinleşerek devam
edecek çünkü yeni kontratlar gelecek,
birçok yeni kontrat çalışmaya başlayacak.
Türkiye’de foreks piyasaları gelişecek ve
VOB belki bu konuda başka bir çalışma
yapacak. O zaman biz VOB ile çok daha
verimli bir şekilde çalışacağız. Önümüzdeki
dönem sermaye piyasası kanunu, ticaret
kanunuyla, yeni enstrümanların gelmesiyle
piyasalara çok fazla inanıyoruz. Biz bu
piyasanın içinde hep kuvvetli bir aktör
olarak duracağız.
Aracı kurumlarda komisyon oranları
son derece düşük hale geldi. Bu konuda ne
düşünüyorsunuz?
VOB ilk açıldığında piyasa müşteriden
alınacak komisyon hesabını yanlış
yaptı ve çok yüksek komisyonlarla
bu işe başladı. Yüksek komisyonlarla
bu işin yürüyemeyeceğini ilk etapta
hesaplayamadı. O zaman biz komisyon
indirimi vs. yapmadık, bütün piyasa
bizi yanlış anladı. O zaman dediler ki
‘Komisyonlar şu kadardı, Sanko düşük
komisyonla piyasaya girdi’. Hayır, biz
piyasaya düşük komisyonla girmedik,
bizim uyguladığımız komisyon
oranı olması gereken, doğru, finansal
mühendislikle hesaplanmış oranlardı.
Piyasa hiçbir hesap yapmadan bu oranları
ortaya koyduğu için bizim verdiğimiz
oran sanki düşük bir oranmış gibi oldu.
2-3 sene geçtikten sonra tüm piyasa bizim
uyguladığımız komisyon oranı civarında
bir komisyon oranı uygulamasına geldi.
Bütün piyasanın ortalaması bizim ilk
başta uyguladığımız piyasa ortalamasına
yakındır.
Opsiyonlar konusunda atılması gereken
adımlar nelerdir?
Opsiyonları özlemle bekliyoruz. VOB
açıldığında da başta insanlar uzak durdu.
Belli bir yere geldikten sonra insanlar
bunu görecek. İhtiyaç olan ürünü ortaya
koyuyorsanız o ürünün alıcısı mutlaka
gelir. Opsiyonları öncelikle çok doğru
şekilde piyasa çalışanlarına anlatılması
lazım. Başlarda VOB işlemleri konusunda
kalifiye eleman yoktu. Piyasa çalışanlarının
gerçekten doygun yeterli şekilde eğitilmesi
lazım ki onların ne anlama geldiğini
yatırımcıya doğru şekilde anlatabilsinler.
İlk adımda yanlış başladığı zaman onu
sonra yerine koymak çok zor oluyor. Bunu
VOB da aracı kurumlar da kendi içinde
yapmalı. Bir de teknik altyapı çok önemli.
Teknik altyapıya eksik girdiğiniz zaman
onu sonradan yerine koymak çok zor
oluyor çünkü yatırımcı bir kere bir yanlışlık
gördükten sonra aynı yere geri dönmesi
çok zor oluyor. Onun için ilk başladığında
teknik yapının hem VOB hem de aracı
kuruluşlar nezdinde yeterli olması lazım.
VOB’da bugün gelinen noktayı nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Finansal piyasalarda bir ürün ilk
gününde tutmuyorsa yürümez. VOB, ilk
açıldığı günlerde piyasanın yeterli ilgiyi
göstermemesi nedeniyle belki 1-2 yılını
kaybetti. Olabilecek yere birkaç sene
farkla geliyoruz. Şimdi o açığı kapatmak
için yapmamız gereken çok şey var.
Regülatörlerimizin de borsalarımızın da
çok daha hızlı olması lazım. Zaten bizim
piyasamızda uzun yıllar gelen bir atalet
var. Sistem neyse böyle gidiyor. Onu
değiştirmek, yenileştirmek için piyasa
yeterli gayreti gösteremiyor. Regülatörler
buna öncülük etmeli, piyasa bir yeri
çekip götürmeli. Tüm dünyada finansal
maliyetlerin düşürülüp düşürülmemesi,
sermayenin hareketi gibi tartışmalar
yapılıyor. Türkiye’deki finansal işlemlerdeki
maliyetler konusunda regülatörlerin
yeniden oturup değerlendirmesi lazım.
VOB 30 dışında diğer endeks
kontratlarında işlem hacminin düşük
kalmasını neye bağlıyorsunuz?
İMKB 30 dışında çok büyük işlem
hacmine sahip diğer endeks kontratları
yok. Burada yapılabilecek birkaç şey var.
Regülatörlerin yapabileceği bir şey var.
İşlem görmeyen vadelerdeki maliyetleri
azaltarak teşvik edebilir. İkinci yöntem
daha uzun vadeli. Buradaki yatırımcı
sayısını, işlem miktarını, derinliği çok daha
yukarılara taşımalısınız ki o zaman diğer
kontratlarda arbitraj imkanı doğduğu için
yani bir vadede alıp diğer vadede satmadan
doğacak bir ticaret oluşacaktır. O işlem
hacmini kendi kendine arttıracaktır ama
bu daha uzun vadede oluşacak bir imkan.
Zaten bütün dünyada esas işlem hacmi
yakın vadede olur, uzun vadelerdeki işlem
hacimleri hep düşüktür. En yakın vade
dışındaki kontratlardaki işlem miktarı
bizde dünyaya göre biraz daha az. Kısa
vadeli olarak yapılacak şey, buradaki
finansal yükün regülatörler tarafından
indirilmesi ve bunun teşvik edilmesi
olabilir. İkincisi uzun vadede buradaki
yatırımcı sayısının ve işlem miktarının
daha da derinleşmesini ve diğer vadelerle
en yakın vade arasında oluşacak arbitraj
imkânlarından dolayı piyasanın kendi
kendine bu işlem hacmini arttırmasını
beklemek.
Yatırım fonları ve bireysel emeklilik
fonlarının VOB’u kullanımı konusunda ne
gibi teşvikler sunulabilir?
Türkiye’de bireysel emeklilik fonları
miktarı, portföyleri çok gelişiyor. Bunlarla
görüşülüp ortak ne gibi enstrümanlar
çıkabilir, ne yapılabilir onun düşünülmesi
lazım. Çünkü burada çok ciddi miktarda
tasarruf miktarı oluştu. Türkiye’deki
bireysel emeklilik fonları ile VOB
arasında nasıl bir çalışma yapılabilir,
nasıl bir enstrüman geliştirilebilir belki
yepyeni bir enstrüman da doğabilir.
Bu kaynağın sermaye piyasalarında
yeterince kullanılmadığı muhakkak.
Türkiye’deki sermaye piyasalarına yeterli
pay gelmiyor. Gelmemesinin birçok sebebi
var. Türkiye’deki sermaye piyasaları bu
portföy büyüklüğü ile iletişim halinde
olup, yeni enstrümanları onlar için
nasıl sunabilirler ve onlar da hangi
enstrümanlardan yararlanmak isterler.
Bunu oturup konuşmak da fayda var çünkü
Türkiye’nin bütün ihtiyacı tasarruf ve
sermaye. Tabii bunlar daha muhafazakar
yapıda olmalı. Uzun yıllar insanların
biriktirdiği emeklilik paralarıyla ilgili bir
şey, kolay kolay riske atamazsınız. Riske
atmayı boşverin bunun üzerinde konuşma
bile yapamazsınız. Ama yeni enstrümanlar
neler olabilir oturup konuşulabilir. Son
yapılan opsiyon ve foreks ile çalışmaların,
VOB’u çok başka yerlere götürebileceğini
düşünüyorum.
Kurların oldukça oynak seyrettiği
2011’de döviz kontratlarına olan talebi
nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye gibi bütün düşüncesini dövize
bağlamış insanları bile döviz piyasasına
getiremedik. TL/dolar kontratları bugünkü
işlem hacminin 10 katına, 20 katına
çıkmalı. Neden çıkmadığını oturup
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 21 RÖPORTAJ
Aytun Bİlgİn
konuşup bulalım. Üzülmekten başka bir
şey yapamıyorum yıllardır çünkü bunun
geniş halk kitlelerine nasıl anlatılacağını,
insanların buna nasıl ilgi göstereceğini
düşünüyoruz. Artık kurumlar tek
başına bu işin altından kalkamayacak
çünkü yıllardır uğraşıyoruz, piyasa bir
yere varamıyor. Finansal maliyetler mi
azaltılır, kurumlar bu yönde teşvik mi
edilir bir yöntem bulup yapmamız lazım.
Ons altın kontratlarına olan talep ne
durumda?
Yıllarca altında dünyanın ikinci,
üçüncü büyük ithalatçısı olduk. Bütün
Türkiye’deki insanların küçüğünün de
büyüğünün de altın yatırımı vardır. Her
gün gazeteyi açıp cumhuriyet altını kaç
olmuş diye takip ederler. VOB’daki altın
kontratlarına insanları getiremedik.
Dünyanın en çok altın konuşulan
ülkelerinden birinde biz altın kontratını
işletmekten bahsediyoruz. Burada birimiz
yanlış yapıyoruz. Dünyadaki altınla en
çok ilgili toplumlardan birinde yaşıyoruz
ve şuradaki altın kontratlarında işlem
yaptıramıyoruz. Bunu oturup bizim
sabahlara kadar tartışmamız lazım.
Reel sektörün risk yönetimindeki
iştahsızlığını neye bağlıyorsunuz?
Aslında reel sektörün risk
iştahsızlığından değil, risk iştahından
kaynaklanıyor. Türkiye’de uzun yıllar
alışkanlığından dolayı ticaret erbabının,
sanayicinin, diğerlerinin döviz riskini
kapamama, döviz pozisyonu taşıma
ve dövizden para kazanma alışkanlığı
maalesef devam ediyor, bu kırılmıyor.
Bütün dünya ölçeğinde var olan
kuruluşlarımız bu konuda ciddi bir
şekilde çalışıyorlar. Daha küçük ve
orta ölçekli kuruluşların maalesef
uzun yıllardır süren alışkanlığı devam
ediyor ve ticaretle beraber dövizle ilgili
risklerini açık bırakıp oradan da pazara
kazanma iştahı bir türlü son bulmadı.
Onlara belki şu anlatılabilir, dövizden
spekülatif olarak para kazanmak
istiyorlarsa düşük bir sermaye ile VOB’da
deneyebilirler, ticaretteki ve sanayideki
döviz risklerini buradan kapatabilirler.
İşlerine döviz risklerini karıştırmasınlar
ama dövizle ilgili spekülatif beklentileri
varsa da gelsinler onu VOB’da kendileri
gerçekleştirsinler. Doların aşağı ya da
yukarı gitmesini bekliyorsa buna göre
pozisyonunu alsın ama işletmesinin döviz
22 VOBJEKTİF | OCAK 2012
KURUMLAR RİSK
YÖNETİMİNİ TEK
BAŞINA ANLATMAKTA
YETERSİZ KALIYOR.
TOPLUCA BİR YÖNTEM
BULMAMIZ LAZIM.
riskini kapatsın.
Paritedeki hareketlilik euro/dolar
sözleşmesini etkiler mi?
Önümüzdeki aylarda foreks işlemleri
devreye girerse, VOB bu konuda çalışır
ve piyasa bu konuda genişlerse hareket
sağlanabilir. Çünkü herkes orada
işlem yapacaktır. Traderlar anlamında
söylüyorum. Euro/dolar paritesini dolarla,
euroyla işlem yapan buradaki ticaret
erbabımıza, sanayicimize anlatmamız
lazım. Bunlar maalesef çok vakit aldı.
Bu konuda piyasa çok ağır gidiyor, bir
şeyleri beceremiyor. Ben bunu, bu konuda
yeterli bilgi seviyesine ulaşmış kadroların
oluşmamasına bağlıyorum. Veya bunu bir
şekilde tüm Türkiye’ye dağıtım kanalı olan
büyük kuruluşların bu konuda gerekli ilgiyi
göstermemesine bağlıyorum.
Yeni açılan elektrik kontratlarının
hareketlenmesi için neler yapılabilir?
Elektrik sözleşmeleri aslında gerçekten
işlemesi gereken bir kontrat ama bu
kontratta işlem yapacak yatırımcı sayısı
belli. 100-200 elektrik şirketi diyelim, bu
kadar dar bir çevre. Aslında bu şirketlerin
buraya destek olmaları gerekiyordu.
Bu onlar için gerçekten faydalıydı. Biz
kurum olarak hemen hemen tüm elektrik
şirketlerine ulaştık diyebilirim. Hepsine
neler olabileceği konusunda oturduk,
mektuplar yazdık. Türkiye’de defalarca
elektrik şirketlerinin yöneticileriyle
toplantılar yapıldı. Sayıca az olan
yatırımcı kitlesini harekete geçiremedik.
Onlarda bu konuda bir atalet var. Onların
harekete geçmesi lazım. Eğer onlar burayı
döndürecek işlemle buranın biraz iş
yapılabilir hale gelmesini sağlayabilirlerse
spekülatif yatırımcıyı da buraya çekecektir
belki de. Hem biz hem de VOB bu
konuda çok çalıştık ama piyasaya yeterli
ilgiyi uyandıramadık. Bu şirketlerin
kendi arasında (ne yapabiliriz, ne gibi
avantajlarımız olur) demesi lazım.
Muhakkak ki bir pazarın, şeffaflığı,
derinliğin olması onların lehine
olacak. Onlar bu piyasaya girmeye
karar vermeden diğer oyuncular da
giremeyecektir. Onlar girdiğinde belki
spekülatif amaçlı o piyasayı kullanmak
isteyen diğer finansal oyuncular da bu
piyasaya girmeye karar verecektir.
Elektrik sözleşmelerinde fiyatı
belirleyen doğalgaz, petrol ve kur gibi
değişkenlere yönelik nasıl alım ya da
satım stratejisi geliştirilebilir?
Saydıklarınızın hepsi Türkiye’deki
pazarlarda fiyatlanan ürünler değil.
Bunların hepsi bütün dünyada fiyatlanır.
Bu işi yapan insanlar da bu işlemleri
yurtdışında esas piyasalarında yapar.
Bunlara Türk piyasası ile iş yaptırmak
çok zordur. Ama belki petrol, doğalgaz
gibi ürünler dünyanın hangi piyasasında
en derin işlem görüyorsa, Türkiye’deki
kullanıcıları bunlara yaklaştırmak
anlamında destek olunabilir. Mesela
VOB ile NYSEX arasında bir bağlantı
kurarsınız. Buradaki yatırımcı örneğin
o ülkedeki petrol işlemlerine çok
daha kolay ulaşabilir. O zaman ben
VOB’daki ekranımda NYSEX’deki alım
satım işlemini gerçekleştirebiliyorsam,
operasyonel anlamda çok kolaylaştığı
için belki birçok yatırımcı burada
işlem yapmayı yeğleyebilir. Bu işlemleri
Türkiye’deki piyasalarsa yapamazsınız.
O ülkedeki gerçek pazarında yapmak
durumundasınız.
Küçük orta ölçekli bir sanayiciyi de
doğalgaza veya petrole karşı bir şeyler
yapmak isterken bu operasyonel faaliyetini
kolaylaştırabilmek için VOB’a gelebilir.
Yurtdışındaki özellikle emtia piyasalarıyla
VOB arasında işbirliği yapılabileceğini
ve direkt VOB ekranlarından bu
piyasalara emir gönderilebilmesinin
sağlanabileceğini düşünüyorum.
“İŞLEM SAYISININ
ARTIRILMASI
GEREKİYOR”
ABDÜLKADİR KONUKOĞLU/SANKO
HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Bütün dünya vadeli kontratlara dönüyor.
Türkiye’de işlem sayısı hala çok az, istenilen
seviyelere ulaşabilmiş değil. Özellikle pamuk
işlem borsası çok geride kaldı. İstenen
seviyenin yakalanabilmesi için atılması gereken
çok adımın olduğunu düşünüyorum.
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 23 DOSYA
KURUMSAL
YATIRIMCILAR
VOB’A ISINDI
Şamİl DEMİRKAN
VOB Eğitim ve Tanıtım Müdürü
[email protected]
Kurumsal yatırımcıların ve fon yöneticilerinin Vadeli İşlem ve Opsiyon
Borsası’nı kullanımları giderek artıyor. Gerek arbitraj gerekse riskten
korunma amaçlı işlemlerde fonların vadeli piyasa kullanımlarının artışına
yönelik önemli sinyaller var.
4
24 VOBJEKTİF | OCAK 2012
Şubat 2005 tarihinde Vadeli İşlem ve
Opsiyon Borsası’nda ilk işlemin yapılmasını
takip eden günlerde VOB olarak borsalar
için olmazsa olmaz özelliklerinden birisi
olan likiditeyi oluşturma çabalarında,
mevcut ürünlerimizin potansiyel
kullanıcılarının önündeki engelleri ortadan
kaldırmak için üzerimize düşen çalışmaları
gerçekleştirmek önemli yer tutuyordu.
Kurumsal yatırımcıların borsamıza
olan ilgisinin artırılması için yurtiçinde ve
yurtdışında tanıtım ziyaret ve toplantıları
yapıyor, bir yandan da vadeli işlem
sözleşmelerinin kurumsal yatırımcılar
tarafından kullanımını artıracak
düzenlemelerin hayata geçirilmesinde
üzerimize düşen görevi yerine getirmeye
çalışıyorduk.
İşte bu görev kapsamında Sermaye
Piyasası Kurulu’na 2005 yılı sonbahar
aylarına doğru yatırım fon ve ortaklıklarının
VOB’da işlem gören sözleşmelerde işlem
yapabilmesini kurallara bağlayan bir
öneri getirdik. Bu tarihlerde yatırım
fon ve ortaklıklarının türev araçlarını
kullanabilmesi ile ilgili olarak genel
hükümler içeren bir tebliğ maddesi dışında
kapsamlı düzenlemeler yoktu ve bu konuda
bir belirsizlik vardı.
Seri VII No: 11 Tebliğinin 4’ncü
maddesinin iv nolu bendi, yatırım fonlarının
portföylerine türev araçları alabilmesi için
genel hükümler içeriyordu. Ancak tanımları
itibariyle türlerine göre çok değişik risk
profillerine sahip olan yatırım fonlarının ne
oranda kaldıraç kullanabileceği tamamen
belirsizdi.
Şöyle bir örnek vermek gerekirse;
portföy ağırlığı itibariyle hisse senedi gibi
riskli enstrümanların düşük oranda yer
aldığı, düşük risk seven yatırımcıların
tercih ettiği B Tipi bir fonun, VOB’da
işlem gören vadeli işlem sözleşmelerindeki
kaldıraç imkanı nedeniyle fon toplam
değerinin 8-9 katı oranında pozisyon riski
alabilmesi sözkonusuydu. Basiretli bir
yönetim gösteren fon yöneticilerinin riskten
korunma amacıyla portföylerinde yer alan
menkul kıymetlerle yüksek korelasyona
sahip vadeli işlem sözleşmelerinde etkin
korunma sağlayacak miktarlarda kısa
pozisyon alması yürürlükteki mevzuata
göre yine mümkündü. Ama, performans
arttırmak amacıyla bu sözleşmeleri kullanan
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 25 DOSYA
fonların çok yüksek miktarda risk alabilecek
olması bu alanda bazı fonların, türlerinin
gerektirdiği risk profilinin üzerinde risk
almasına sebep olabilirdi.
Açıkçası bu düzenleme önerisi üzerinde
çalıştığımız 2005 yılının ikinci altı ayı
boyunca günlük işlem hacmimiz 15 milyon
TL civarında seyrediyordu ve henüz yatırım
fonlarının yatırım veya korunma amacıyla
VOB’daki ürünleri kullanabilmesi için
gerekli likidite oluşmamıştı. Tüm 2005 yılı
işlem hacmi 3 milyar TL olarak geçekleşmişti
ki bugün bu işlem hacmi bazen bir günde
gerçekleşiyor.
Sermaye Piyasası Kurulu 16/12/2005
tarih ve 52/1488 sayılı ilke kararı ile menkul
kıymet yatırım fonları ve menkul kıymet
yatırım ortaklıklarının, 17/02/2006 tarih
ve 8/172 sayılı ilke kararı ile ise emeklilik
yatırım fonlarının portföylerine dahil
edecekleri vadeli işlem sözleşmelerine ilişkin
olarak kapsamlı düzenlemeler getirmiştir.
Bu düzenlemeler yatırım fon ve
ortaklıkları ile emeklilik yatırım fonlarının
türev araçları yatırım ve riskten korunma
amacıyla kullanımına ilişkin belirsizlikleri
ortadan kaldırdı.
Düzenlemelerin hayata geçirilmiş olması
vadeli işlem sözleşmelerinin yatırım fon
ve ortaklıkları tarafından kullanımını
birden bire arttırmadı tabii ki. Bu alanda
uzunca bir süre bahsi geçen kurumsal
yatırımcılar iç tüzük ve yatırım stratejileri ile
ilgili değişiklikler yaptı. Bu süreç zarfında
görüştüğümüz bazı fon yöneticilerinin
düzenlemelere rağmen çekingen bir tavır
içerisinde olduğunu da bizzat gözlemledik.
Dergimizin bu sayısı hazırlanana kadar
da türev sözleşmelerin yatırım fon
ve ortaklıkları tarafından ne oranda
kullanıldığına ilişkin kötümser olmayan ama
pek de iddialı olmayan değerlendirmelerimiz
vardı.
Vobjektif dergisinin bu sayısında Ak
Portföy Yönetimi A.Ş Genel Müdürü Alp
Keler ve Gedik Yatırım Yönetim Kurulu
Başkanı Erhan Topaç’ın piyasa aktörü olarak
ve gözlemlerine dayanarak yapmış oldukları
değerlendirmeler bu alanda oldukça önemli
mesafe kat edildiğini gösteriyor.
Alp Keler’in türev araçları performansı
arttırmada, riskten korunmada ve portföy
yapılandırmasında kullandıklarını
söylemesi, SPK düzenlemelerinin işlevini
görmeye başladığını müjdeliyor. Erhan
Topaç’ın sunduğu istatistikler her ne kadar
yatırım fonları ile birlikte diğer kurumsal
yatırımcıları kapsıyorsa da, Türkiye’de
26 VOBJEKTİF | OCAK 2012
yatırım fon ve ortaklıklarının VOB’da işlem
gören sözleşmeleri artan oranda kullandığını
ortaya çıkarıyor.
Yatırım Fon ve Ortaklıkları ve
Emeklilik Yatırım Fonlarının Vadeli
İşlem Sözleşmelerini Kullanımına İlişkin
Düzenlemeler:
Yatırım fon ve ortaklıkları ile emeklilik
yatırım fonlarının portföylerine dahil
edecekleri vadeli işlem sözleşmeleri ile ilgili
olarak düzenlemeleri; genel ilkeler, pozisyon
limitleri, riskten korunma, raporlama ve
kamuyu aydınlatma, değerleme ilkeleri gibi
kuralları kapsayan düzenlemleri aşağıda
maddeler halinde özetleyebiliriz:
1- Borsalar ve teşkilatlanmış diğer
piyasalarda ve/veya borsa dışında işlem gören
vadeli işlem sözleşmeleri, menkul kıymet
yatırım fonları ve menkul kıymet yatırım
ortaklıkları ile emeklilik yatırım fonlarının
portföylerine dahil edilebilecektir, ancak
aşağıdaki kural ve limitlere uyulması
zorunludur;
Vadeli işlem sözleşmesine konu olacak
varlıklar döviz, kıymetli madenler, faiz,
finansal göstergeler ve sermaye piyasası
araçları ile sınırlıdır.
Bu varlıklara dayalı vadeli işlem
sözleşmeleri nedeniyle maruz kalınacak açık
pozisyon miktarının fon toplam değerine/
net aktif değere oranı, yatırım stratejisi bant
aralığı uyarınca fon/ortaklık tarafından bu
varlığa yapılacak azami yatırım tutarını
belirleyen üst limiti aşamayacaktır.
Borsa dışında taraf olunan vadeli işlem
sözleşmeleri nedeniyle maruz kalınan açık
pozisyon miktarı fon toplam değerinin/net
aktif değerin %10’unu geçemez.
Borsa dışında işlem gören vadeli işlem
sözleşmelerinde, sözleşmenin karşı tarafı
olan kurumun, bulunduğu ülke yetkili
otoritelerince denetim ve gözetime tabi
finansal bir kurum (banka, aracı kurum v.b.)
olması zorunludur.
Borsa dışında taraf olunan vadeli işlem
sözleşmelerinin, günlük olarak güvenilir ve
doğrulanabilir bir yöntemle değerlemeye
tabi tutulması ve bu sözleşmelerin istenildiği
an makul değeri üzerinden satılabilir,
tasfiye edilebilir veya ters pozisyon alınarak
kapatılabilir nitelikte olması gereklidir.
2-Fonun/ortaklığın, yatırım stratejisinden
ve karşılaştırma ölçütünden sapmasına
yol açacak vadeli işlem sözleşmeleri hiçbir
suretle portföye dahil edilemez.
3-Vadeli işlem sözleşmeleri nedeniyle
maruz kalınan açık pozisyon miktarı, fon
toplam değerini/net aktif değeri (Tablo 1)
aşamaz
4- Fon/ortaklık portföylerine dahil
edilecek vadeli işlem sözleşmeleri ile ilgili
genel ilkelerin, portföye alınacak vadeli
işlem sözleşmeleri ile ilgili genel risk yönetim
prosedürlerinin, fon kurulu/yönetim
kurulu kararı ile yazılı olarak belirlenmesi
TABLO 1: FON TOPLAM DEĞERİ HESAPLAMA TABLOSU
Hisse Senetleri
Miktar
Değerleme Fiyatı
Piyasa Değeri
ABC
100.000
15
1.500.000
DEF
200.000
24
4.800.000
Toplam
6.300.000
DİBS
Miktar
Değerleme Fiyatı
Piyasa Değeri
TRT220206T14
20.000
92
1.840.000
TRT050706T10
736.000
87
64.032.000
TRT081106T11
615.000
83
51.045.000
Toplam
116.917.000
İleri Valörlü Alışlar
Valör Tarihi
Miktar
Değerleme Fiyatı
Piyasa Değeri
TRT070307T11
10.08.2005
500.000
78
39.000.000
TRT070307T11
15.08.2005
200.000
78,5
15.700.000
TRT050706T10
15.08.2005
100.000
88
8.800.000
Toplam
gereklidir.
5- Vadeli işlem sözleşmelerinin
portföye dahil edilmesine ve portföyden
çıkarılmasına yönelik olarak yapılan her
işlemde; işlemin gerekçesi, tutarı, vadesi,
sözleşmeye konu varlık, maruz kalınan açık
pozisyon miktarının fon toplam değerine/
net aktif değere oranı, sözleşmeye hangi
amaçla –korunma amaçlı ya da yatırım
amaçlı- taraf olunduğu, fonun/ortaklığın
risk profili açısından bu sözleşmeye taraf
olmanın muhtemel sonuçları, borsa dışı
bir sözleşmeye taraf olunması halinde
kullanılan değerleme ilkeleri gibi detaylı
bilgiler portföy yöneticisi veya ortaklık
nezdinde tutulur
6-Değerleme;
- Vadeli işlem sözleşmeleri nedeniyle
teminat olarak verilen varlıklar portföy
tablosundan çıkarılmadan aynı şekilde
değerlenmeye devam edilmelidir.
- Vadeli işlem sözleşmelerinde değerleme
günü itibariyle oluşan kar veya zarar portföy
tablosunda yer alan teminatlara eklenir ve
düşülür.
- Vadeli işlem sözleşmeleri nedeniyle
oluşan kar ve zarar teminatlarla
ilişkilendirileceği için portföy tablosunda
vadeli işlem sözleşmelerinin değeri sıfır
olarak gösterilir.
- Portföy tablosunda kapatılmamış vadeli
işlem sözleşmeleri kısa ve uzun pozisyon
başlığı altında gösterilir.
63.500.000
İleri Valörlü Satışlar
Valör Tarihi
Miktar
Değerleme Fiyatı
Piyasa Değeri
TRT070307T11
15.08.2005
100.000
78,5
7.850.000
TRT050706T10
18.08.2005
300.000
89
26.700.000
TRT081106T11
29.08.2005
500.000
85
42.500.000
Toplam
77.050.000
Fon Portföy Değeri
109.667.000
Nakit
20.000.000
Takas Alacağı
66.000.000
Takas Borcu
55.000.000
Diğer Alacak
1.000.000
Diğer Borç
2.000.000
Fon Toplam Değeri
139.667.000
Vadeli İşlemler
Kısa Pozisyon
Vade
Pozisyon
Sayısı
Uzlaşma
Fiyatı
Sözleşme
Büyüklüğü
İMKB 30
30.09.2005
3
3.000
300
DİBS 91
31.12.2005
2
5.000
200
Uzun Pozisyon
Vade
Pozisyon
Sayısı
Uzlaşma
Fiyatı
Sözleşme
Büyüklüğü
DİBS 91
30.09.2005
3
4.500
200
DİBS 365
31.12.2005
5
5000
300
Kaynak : Sermaye Piyasası Kurulu’nun 16.12.2005 Tarih ve 52/1488 Sayılı İlke Kararına Ek Tablo
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 27 RÖPORTAJ
ALP KELER
vob’dakİ kaldıraç
fonlara ekstra
katkı sağlıyor
Ak Portföy Genel Müdürü Alp Keler, Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’ndaki
kaldıraç kullanımının yatırım fonlarının getirilerine ekstra katkı sağladığını, fon
yöneticileri tarafından yasal sınır çerçevesinde yoğun kullanıldığını söyledi.
Y
ÖZGE GÜNEŞ
28 VOBJEKTİF | OCAK 2012
atırım ve bireysel emeklilik fonları,
gelişmiş piyasaların tümünde büyük
önem taşıyan finansal enstrümanlar.
Sadece kendi ülkelerinde değil, yurtdışı
piyasalarda da aldıkları pozisyonlarla
finansal dünyanın şekillenmesinde büyük
önem taşıyorlar.
Türkiye’de ise gerek yatırım fonları
gerekse bireysel emeklilik fonlarıyla ilgili
olarak geçmişten bu yana tartışılan birçok
nokta var. Bir tarafta vergi konusunda
yaşanan eşitsizlikler, diğer tarafta fonların
getirilerinin düşük kalması, bu piyasanın
büyüyememesinin önündeki engeller
olarak dikkat çekti.
Ancak yatırım fonlarının bugün
geldiği nokta, türev enstrümanların
çeşitlenmesinin de etkisiyle daha farklı.
Eskiden sadece yükselen piyasada para
kazanma şansı olan yatırımcılar, artık
düşen piyasadan da para kazanma şansına
sahip. Dolayısıyla yatırım fonlarının
performansları da yatırımcı nezdinde bu
gözle değerlendiriliyor.
Ak Portföy Genel Müdürü Alp Keler,
yatırım ve bireysel emeklilik fonlarının
türev araçları ve VOB’u kullanımı
konusunda iyimser. Örneğin şu ana
kadar faiz sözleşmelerine ilginin düşük
olmasının nedenini derinlik ve likidite
eksikliğine bağlıyor. Ancak gerekli
düzenlemelerin yapılması halinde birçok
kurumsal yatırımcının da bu alana
girebileceğine inanıyor. Keler ile yatırım
fonlarının VOB kullanımı ve performansı
ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
Kurumsal yatırımcılar için türev
piyasalar son derece önemli. Yatırım
fonları Vadeli İşlem ve Opsiyon
Borsası’nı hangi ölçüde kullanıyor?
VOB işlemleri fonların yönetiminde
oldukça esnek bir yapıya olanak sağlıyor.
Fon yöneticileri, gerileyen hisse senetleri
fiyatları karşısında VOB’da kısa
pozisyon alarak korunma sağlayabilirler.
Yükselen hisse senetleri piyasasında
ise VOB, kaldıraç etkisiyle fonların
getirilerine ekstra katkı yapıyor. VOB’un
bir diğer önemli katkısı da portföy
yapılandırılmasında sürat kazandırması.
VOB, bu avantajlarından dolayı, yasal
sınırlar içerisinde fon yöneticileri
tarafından etkin olarak kullanılıyor.
Fonların döviz cephesinde riskten
korunma amaçlı olarak vadeli piyasa
kullanımı konusunda ne durumdayız?
Hedging mekanizması döviz
piyasalarında yaygın olarak kullanılıyor.
VOB piyasalarında dövizde işlem yapan
oyuncuları genel anlamda endüstriyel
ve finansal oyuncular olarak ikiye
ayırabiliriz. Endüstriyel oyuncuya
örnek olarak bir alüminyum ithalatçısı
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 29 RÖPORTAJ
ALP KELER
fonların faİz
sözleşmesİne
İlgİ göstermeme
nedenİ derİnlİk ve
lİkİdİtenİn zayıf
olması...
3 ay sonrasında teslim alması gereken
alüminyumun karşılığını VOB’da
dolar alarak sabitlemek isteyebilir. Bu
anlamda dolar/TL kurunun yukarı
hareket etme riskine karşı kendini
korumuş olur. Finansal oyuncular ise
dövizdeki hareketlerden kar etmek veya
nakit akışlarını ayarlamak amacıyla
yaygın olarak VOB’da işlem yapıyor.
Vadeli piyasadaki faiz sözleşmelerine
ilginin sınırlı kalmasını neye
bağlıyorsunuz? Neler yapılırsa
hareketlenme sağlanabilir?
Fonların faiz sözleşmelerine ilgi
göstermemesinin en büyük nedeni bu
piyasada yeterli derinlik ve likiditenin
oluşmaması. Bono piyasasının en büyük
aktörleri olan bankaların bu piyasadaki
etkinliklerinin artırılması yönünde
gerekli düzenlemeler ve teşvikler yapılıp
başarı sağlandığı takdirde, kurumsal
yatırımcılar da oluşan bu piyasaya ilgi
gösterecek diye düşünüyorum.
Fon yöneticilerinin türev araçlarını
kullanımına dair paylaşabileceğiniz
veriler var mı?
Menkul Kıymet Yatırım fonları ve
Emeklilik Yatırım fonlarında türev
araçların hangi oranda kullanıldığına
dair resmi bir veri açıklanmıyor. Piyasa
duyumlarımız, türev enstrümanların
hem koruma amaçlı hem de getiriyi
artırmak için kullanılabildiği yönünde.
Ancak bunu somut bir veri olarak ortaya
koymak zor.
Yatırım fonlarının kaldıraç kullanımı
ile ilgili iştah ne ölçüdedir?
Yatırım fonlarında kaldıraç
kullanımın oranı, fonun risk iştahına
göre değişiyor. Risk iştahı ve risk
alabilme kapasitesi yüksek olan fonlarda
(örneğin serbest fonlar) kaldıraç oranı
daha yüksek. Daha az risk iştahına
30 VOBJEKTİF | OCAK 2012
sahip fonlarda kaldıraç kullanımı daha
sınırlı. Sektör dağılımı ağırlıklı olarak
daha az risk iştihana sahip fonlardan
oluştuğu için mevcut limitli kullanıma
karşılık serbest fonların sayısının artması
kullanımın yaygınlaşmasına fayda
sağlayacaktır.
Fon getirilerinin yükseltilmesinde
türev piyasası kullanımı hangi ölçüde
etkili olabilir?
Ayı piyasalarında (hisse senedi
fiyatlarının gerilediği piyasalar)
VOB’da kısa pozisyon alınarak, hisse
senedi fiyatlarındaki gerilemelerden
yararlanılmaktadır. Bu tarz piyasalarda,
yüksek fiyattan sattığınız VOB
kontratını, ileride daha düşük fiyattan
satın alabilmektesiniz. Aradaki kar da
fonun getirisine olumlu yansımaktadır.
Boğa piyasalarında (hisse senedi
fiyatlarının yükseldiği piyasalar) ise
VOB kullanımı kaldıraç etkisi ile
fonun getirisini olumlu etkilemektedir.
Kaldıraç etkisi, elimizdeki 1 TL nakde
karşı, VOB kontratında uzun pozisyon
alarak 10 TL’lik hisse senedi pozisyonu
alabilmemizdir.
Yatırım fonlarında yüzde 10’luk
stopajın kaldırılması hangi ölçüde
rahatlatıcı olacak?
Hisse senedi yatırımlarında bir yıl ve
üzeri elde tutulan hisse senetlerinden
elde edilen gelirlerde stopaj oranı
%0 olarak uygulanıyor. Portföyünde
ortalama yüzde 51 ve üzerinde hisse
senedi taşıyan ve bir yıl ve üzeri elde
tutulan fonlardan elde edilen gelirlerde
de stopaj oranı yüzde 0. Yeni yapılması
planlanan değişikle, portföyünde
ortalama yüzde 75 ve üzerinde hisse
senedi taşıyan fonlardan elde edilen
gelirlerde de stopaj oranı yüzde 0’a
iniyor. Süre kısıtlamasının kaldırılması,
yatırım fonlarının cazibesini
artıracaktır.
Fonların performansı 2011 yılında
spesifik bazlı ürünlerin dışında
(altın ve eurobond) enflasyon altında
kaldı. Bu performans düşününü neye
bağlıyorsunuz?
2011 yılı yurtiçinde faizlerin
yükseldiği, TL’nin ve hisse senetlerinin
değer kaybettiği bir yıl oldu. Yurtdışında
ise AB’deki borç krizinin etkisiyle
global büyümede çift dip senaryolarının
gündeme geldiği, Euro para birliğinin
dağılması senaryolarının konuşulduğu
bir dönemdi. Bu dönemde fiyat
hareketlerinin oldukça dalgalı olması
ve TL cinsi varlıkların fiyatlarının
gerilemesi, fon getirilerinin enflasyon
altında kalmasına neden oldu. Faizlerin
yüzde 6,8’den yüzde 11’e yükseldiği
ve İMKB’nin yüzde 21 gerilediği bu
dönemde getirilerin sınırlı kaldığı
görülüyor.
Türkiye’de fon endüstrisinin
büyümesi için ne yapılması gerektiğini
düşünüyorsunuz?
Türkiye ekonomisi tasarruf açığı
olan bir ekonomidir. Fiyat istikrarının
sağlandığı, potansiyel büyüme hızının
yakalandığı, dengeli bir ekonomik
büyüme için yurt içi tasarrufların
artırılması gerekir. Yurtdışı örneklere
baktığımızda, fon endüstrisinin bu
anlamda önemli bir politika aracı
olduğunu görüyoruz. Fon endüstrisinin
büyümesi için yapılması gerekenler
fonlar aracılığı ile yapılan tasarrufları
özendirmeye yönelik vergi avantajlarıdır.
Yurtdışından yapılacak olan portföy
yatırımlarının yurt içi fonlar aracılığı
ile yapılmasına yönelik düzenlemeler de
etkili olabilir.
Fon endüstrisinde faaliyet gösteren
kurumların, yatırımcıların taleplerine
bağlı olarak risk-getiri profillerine
uygun ürünleri geliştirip, yatırımcılara
sunmaları bir diğer yapılması gereken
unsur. Ama hepsinden önemlisi,
ülkemizde fiyat istikrarının sağlanıp,
faizlerin istikrarlı bir şekilde tek haneli
rakamlarda tutulması gerekli.
Euro/dolar paritesinde oynaklık tüm
hızıyla sürüyor. Bu piyasadaki vadeli
sözleşmenin daha fazla işlem hacmi
sağlaması için ne yapılmalı?
Öncelikle euro/dolar paritesinde son
dönemde yaşanan ciddi hareketliliğin
Avrupa krizinin nihai bir çözüme
ulaştığı algısının piyasalarda
yerleşmesine kadar devam etmesini
bekleyebiliriz. Son zamanlarda euronun
para birimi olarak değer kaybına
oynayan makro hedge fonlar euro/
dolar paritesini shortlayarak rekor
getiriler sağladılar. Bu yatırımcılar
genelde işlemlerini VOB kontratları
üzerinden yapıyorlar ve ülkemizde de
bu tarz yatırımların zaman içerisinde
artmaması için hiçbir sebep yok. Yalnız
yatırımcıların dikkat etmesi gereken
nokta bu enstrümanın ve risklerinin iyi
tanınması ve tabii ki paritedeki hareketin
yönünün doğru yönde belirlenmesi.
Global piyasalarda şu an rekor oranlarda
euro/dolar short kontratlarının
olması, paritedeki yukarı yönlü tepki
hareketlerin ani ve hızlı bir şekilde
gerçekleşme olasılığını artırıyor.
Bireysel emeklilik fonlarının
gelişimini ve performansını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Türkiye ekonomisinin ihtiyaç duyduğu
tasarruflar için en optimal çözüm
bireysel emeklilik fonlarıdır. Türkiye’de
bireysel emeklilik sistemi, dünyadaki
sistemler incelenerek, bu sistemlerin
olumlu yönleri alınarak tasarlandı.
Uluslararası kurumlar tarafından örnek
emeklilik sistemi olarak gösteriliyor.
Vatandaşların, zorunlu sosyal güvenlik
sistemi yanı sıra, emekliliklerinde ek
getiri sağlayan gönüllülük esasına dayalı
bir sistemdir. Sistemin hayata geçtiği
2003 yılı sonunda bugüne kadar yaptığı
gelişme olumlu. Fakat benzer ülkelerin
fon büyüklüğü / GSYİH oranlarına
baktığımızda, hala daha gidilecek yol
olduğunu söyleyebiliriz.
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 31 DOSYA
GECELİK REPO
VADELİ İŞLEM
SÖZLEŞMESİ
Merkez Bankası’nın uyguladığı faiz koridorunu etkin kullanma stratejisi, gecelik
repo işlemlerinin önemini daha da artırdı. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası,
yatırımcıları ve kurumları bu anlamda oynaklıktan koruyabilecek yeni bir
sözleşmeyi hayata geçiriyor.
Kerem Önde
Gülce Özgülşenler Karhan
Sözleşme Araştırma ve İstatistik Müdürlüğü
[email protected]
F
aİz Vadelİ İşlem
Sözleşmelerİ Ne İşe Yarar?
Faiz oranlarındaki değişiklikler, gerek bireyleri
gerekse kurumları olumlu veya olumsuz etkiliyor.
Faize dayalı vadeli işlem sözleşmeleri (VİS) dünyada
yıllardan beri riskten korunma, yatırım ve arbitraj
amacıyla yoğun bir şekilde alınıp satılıyor. Faiz vadeli
işlem sözleşmelerinde ileri tarihte alınan veya satılan
dayanak varlık devlet tahvili, Gecelik Repo oranları
veya piyasa tarafından kabul edilen ya da kullanılan
herhangi bir faiz oranı olabiliyor.
Faİz Sözleşmelerİnİn Dünya
Borsalarındakİ Yerİ
2011 Ocak-Haziran dönemi itibarıyla, dünya
genelindeki organize borsalarda işlem gören faiz
sözleşmeleri (vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri) adet
bazında işlem hacminde, hisse senedi endeks ve hisse
senetleri sözleşmelerinden sonra 3. sırada yer alıyor.
Ocak-Haziran 2011 döneminde faiz sözleşmelerinin
adet cinsinden işlem hacmi bir önceki yılın aynı
dönemine göre % 11,6 artarak 1,8 milyar sözleşmeye
ulaşmış durumda.
32 VOBJEKTİF | OCAK 2012
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 33 DOSYA
Tablo 1 Yurt Dışı Borsalarda İşlem Gören VİS ve Opsiyonların Adet Bazında İşlem Hacimleri
Sektör
Ocak-Haziran 2010
Ocak-Haziran 2011
% Değişim
Hisse Senedi Endeksi
3.652.436.829
4.165.573.156
14,0%
Hisse Senedi
3.321.680.770
3.525.365.778
6,1%
Faiz
1.659.822.751
1.853.103.765
11,6%
Döviz
1.239.830.113
1.513.070.121
22,0%
Tarım Ürünleri
582.725.097
529.586.361
-9,1%
Enerji
358.956.748
416.243.993
16,0%
Değerli Olmayan Madenler
305.385.168
190.368.816
-37,7%
Değerli Madenler
85.081.442
127.485.550
49,8%
Diğerleri
47.711.354
81.739.555
71,3%
Toplam
11.253.630.272
12.402.537.095
10,2%
Kaynak: Futures Industry Association
Grafik 1 Yurt Dışı Borsalarda Vadeli İşem Sözleşmeleri ve Opsiyonların
Dayanak Varlık Bazında Dağılımları (Ocak - Haziran 2011)
İMKB Repo-Ters Repo
Pazarı’nda:
Tarım Ürünleri %4,3
• Devlet tahvilleri,
• Hazine bonoları,
• TCMB likidite senetlerinin geri alım
vaadi ile satım ve geri satım vaadi ile alımı
işlemleri yapılır. Pazarda aynı gün veya
ileri başlangıç valörlü işlemler yapılabilir.
Hisse Senedi
Endeksi %33,6
Döviz %12,20
Enerji %3,40
Değerli Madenler %1,00
Faiz %14,9
Değerli Olmayan Madenler %1,50
Diğerleri %0,7
Hisse Senedi %28,4
İMKB Repo- Ters Repo
Pazarının İşleyİş
Mekanİzması
Kaynak: Futures Industry Association
2011 Ocak-Haziran dönemi itibarıyla,
dünya genelindeki organize borsalarda
işlem gören faiz sözleşmelerinin, toplam
işlem hacmi içindeki payı %15 oldu.
VOB’dan Yenİ Bİr
Sözleşme Daha:
“Gecelİk Repo Vadelİ
İşlem Sözleşmesİ”
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda
aktif bir faiz vadeli işlem sözleşmesini
işleme açabilmek için 2011 yılında yapılan
çalışmalar ve piyasa katılımcılarından
gelen talepler doğrultusunda, 2012
yılının ilk yarısında “gecelik repo faizi”
üzerine bir sözleşmenin işleme açılması
planlanıyor.
Dayanak varlığı İMKB Repo-Ters Repo
Pazarı’ndaki Gecelik Ağırlıklı Ortalama
Basit Faiz oranının aylık ortalaması olacak
bu sözleşme, faiz riskinden korunma
(hedge) imkanı verirken spekülatörlere de
beklentileri doğrultusunda yatırım yapma
imkanı sağlayacak.
34 VOBJEKTİF | OCAK 2012
veriyor. Belirli bir süre için menkul
kıymetin el değiştirmesine imkan veren
pazar vadeli ve spot piyasa arasında
menkul kıymet akışkanlığını sağlayarak
etkin faiz oluşumuna hizmet ediyor.
Bankalararası Repo - Ters Repo Pazarı:
Bankaların organize piyasa koşulları
içerisinde geri alım vaadiyle satım ve geri
satım vaadiyle alım işlemlerini zorunlu
karşılık ayırmak zorunda olmadan
gerçekleştirmelerinin sağlanması amacıyla
oluşturulmuş bir piyasadır.
Türkiye’de repo-ters repo işlemleri
düzenli olarak İMKB Repo-Ters Repo
Pazarı’nda yapılıyor. Repo-Ters Repo
Pazarı’nın amacı sabit getirili menkul
kıymetlerin geri alım vaadi ile satım ve
geri satım vaadi ile alımı işlemlerinin
organize piyasa koşulları içerisinde güvenli
bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak.
İMKB’de Yer Alan
Repo Pazarları
Repo – Ters Repo Pazarı: Dünyadaki
sayılı organize repo pazarlarından biri
olan Repo-Ters Repo Pazarı sabit getirili
menkul kıymetlerin geri alım vaadi
ile satım ve geri satım vaadi ile alımını
organize piyasa koşulları içinde güvenli bir
şekilde gerçekleştirilmesini sağlıyor.
Menkul Kıymet Tercihli Repo
Pazarı: Organize piyasa içerisinde, tercih
edilen menkul kıymetler üzerinde repo
yapılmasına ve sonrasında bu menkul
kıymetlerin alıcıya teslimine olanak
Tutar, repo oranı, başlangıç ve bitiş
valörleri ile işlem yapılmak istenen
menkul kıymet grubu (repo işlemleri
için teslim edilecek, ters repo işlemleri
için teslim alınacak) belirtilerek iletilen
repo ve ters repo emirleri oran ve zaman
önceliğine göre sistemde sıraya konulur.
Repo emirleri arasında en yüksek, ters
repo emirleri arasında en düşük oranlı
olanlar öncelikli sayılır. Vadeli İşlem ve
Opsiyon Borsası ile İMKB Hisse Senetleri
Piyasası’nda uygulanan fiyat ve zaman
önceliği kuralı bu piyasada oran ve zaman
önceliği olarak uygulanır.
Emirlerin büyüklükleri pazar
Tablo 2 Repo-Ters Repo Pazarı Emir Büyüklükleri
Normal Emirler Pazarı
Küçük Emirler Pazarı
Minimum
500.000
Minimum
1.000
Kaynak: İMKB
Maksimum
10.000.000
Maksimum
499.000
repo oranları aşağıdaki Grafik 3’te
görülüyor. Gecelik repo oranları 2010
yılının sonlarına kadar istikrarlı bir seyir
izlerken, 2011 yılının başından itibaren
dalgalı bir seyir izledi. 2011 yılında ise
gecelik repo oranları en yüksek %11,45,
en düşük ise %2,35 olarak gerçekleşti.
Gecelik faizlerin, Türkiye’de yakın
zamana kadar Merkez Bankası’nın
politika faizi olarak kullanılması
nedeniyle yatırımcılar tarafından
oldukça yakından takip edildiği
biliniyor. Ayrıca, bankalar ve diğer
finans kurumları da Merkez Bankası
Para Politikası Kurulu tarafından
açıklanan gecelik faizleri yakından
takip eder ve belirlenen oranlar İMKB
Repo-Ters Repo Pazarı’ndaki oranları
yönlendirir.
bazında değişir. Emirler minimum emir
büyüklüğü ve katları şeklinde iletilir.
Mevcut durumda iletilebilen minimum
ve maksimum emir büyüklükleri Tablo
2’deki gibidir:
Bunun yanında, pazarda 7 güne kadar
ileri başlangıç valörlü emir iletilebilir. Repo
bitiş valörü için ise herhangi bir kısıtlama
yoktur. Pazara iletilen emirlerde %0,01’lik
oran adımı uygulanır. Görüldüğü gibi
fiyat adımı olarak kullanılan kavram repo
pazarında oran adımı şeklinde kullanılır.
İMKB Gecelİk Repo-Ters
Repo İşlem Hacmİ
2000 yılından başlayarak yıllar itibariyle
İMKB gecelik Repo-Ters Repo işlem
hacmi verileri Grafik 2’de görülebilir. 2010
yılında 2,8 trilyon TL olan İMKB gecelik
Repo-Ters Repo toplam işlem hacmi, 2011
yılında yaklaşık %7 azalarak 2,6 trilyon TL
olarak gerçekleşti.
Türkİye Cumhurİyet
Merkez Bankası’nın
Grafik 2 İMKB Gecelik Repo - Ters Repo İşlem Hacmi (2000-2011)
Repo Pazarlarındakİ
2.828.188
Gecelİk Repo Oranları
Rolü
milyon TL.
3.000.000
2008-2011
yılları arasında İMKB
Repo-Ters
Repo
Pazarı’nda oluşan gecelik
2.500.000
2.621.137
TCMB açısından repo işlemi Açık
Piyasa İşlemleri (APİ) çerçevesinde,
2.000.000
Grafik 2 İMKB Gecelik Repo - Ters Repo İşlem Hacmi (2000-2011)
1.500.000
2.828.188
2.621.137
1.000.000
3.000.000
milyon TL.
2.500.000
500.000
0
2.000.000
2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2010
1.500.000
Kaynak: İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Repo Pazarları Günlük Bülten Verileri
1.000.000
500.000
0
2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2010
Kaynak: İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Repo Pazarları Günlük Bülten Verileri
02.11.2011
2.11.2011
02.09.2011
Grafik 4 İMKB’de Oluşan Gecelik Repo Faiz Oranı, TCMB Faiz Koridoru ve TCMB Politika Faizi (%)
2.09.2011
02.07.2011
2.07.2011
02.05.2011
2.05.2011
02.03.2011
2.03.2011
02.01.2011
2.01.2011
02.11.2010
2.11.2010
2.09.2010
02.07.2010
2.07.2010
02.05.2010
2.05.2010
02.03.2010
2.03.2010
02.01.2010
2.01.2010
02.11.2009
2.11.2009
02.09.2009
2.09.2009
02.07.2009
2.07.2009
02.05.2009
2.05.2009
02.03.2009
2.03.2009
02.01.2009
2.01.2009
02.11.2008
2.11.2008
02.09.2008
2.09.2008
02.07.2008
2.07.2008
02.05.2008
2.05.2008
02.03.2008
2.03.2008
2.01.2008
02.01.2008
20
18
16
14
12
10
8
6 3 2008-2011 Yılları Arasında İMKB Gecelik Repo Oranları (%)
Grafik
4
2
0
20
18
16
14
12
10
8
Kaynak:
6 İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Verileri Gecelik Repo Faiz Oranları ve İşlem Hacmi Verileri
4
2
0
02.09.2010
Grafik 3 2008-2011 Yılları Arasında İMKB Gecelik Repo Oranları (%)
MERKEZ BANKASI
KÜRESEL
DALGALANMALARA
KARŞI FAİZ KORİDORU
POLİTİKASINI
YÜRÜRLÜĞE SOKTU.
piyasaya, işlem vadesi süresince, repoya
tabi kıymetler karşılığında geçici olarak
para verilmesini, ters repo işlemi ise Açık
Piyasa İşlemleri çerçevesinde, piyasadan,
işlem vadesi süresince, verilen kıymetler
karşılığında geçici olarak para çekilmesini
ifade eder.
TCMB, Para Politikası Kurulu
tarafından açıklanan gecelik borçlanma
ve gecelik borç verme faiz oranlarından,
Bankalararası Para Piyasası (BPP) ve
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası
Repo–Ters Repo Pazarı’nda açık piyasa
işlemi gerçekleştirir. İMKB’de oluşan
gecelik repo faiz oranlarının, Para
Politikası Kurulu tarafından belirlenen
faiz oranları ile ilişkisi Grafik 4’te net
olarak görülebilir. Özellikle Para Politikası
Kurulu tarafından 20 Ekim 2011 tarihinde
yapılan toplantı sonucunda gecelik borç
verme faiz oranlarının % 9’dan % 12,5’e
yükseltilmesi sonucu İMKB’de oluşan
gecelik repo faiz oranı hızlı bir yükseliş
gösterdi.
Merkez Bankası gecelik borç verme
faiz oranlarını artırdıktan sonra,
haftalık repo faiz oranından yaptığı
bir hafta vadeli APİ fonlama miktarını
düşürerek bankaların fon ihtiyaçlarını,
genişletilmiş bant içinde daha yüksek
maliyetli kaynaklardan karşılamaları
sağladı. Merkez Bankası tarafından Ekim
2011’den itibaren uygulanan “Parasal
Sıkılaştırma” politikası sonucunda
haftalık repo ihaleleri ile % 5,75 oranından
verilen fonların azaltılması ve Bankalar
Arası Para Piyasası’ndan gecelik repo ile
piyasa yapıcı bankalara % 12, piyasa yapıcı
olmayan bankalara % 12,5’ten verilen
fonların artırılması ile sonuçlandı.
Grafik 5’te Ekim 2011 tarihinden
itibaren piyasaya gerek toplamda gerekse
politika faizi ile verilen likiditenin azaldığı
görülüyor. Özet olarak Merkez Bankası
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 35 02.11.20
02.09.20
02.07.20
02.05.20
02.03.20
02.01.20
02.11.20
02.09.20
02.07.20
02.05.20
02.03.20
02.01.20
02.11.20
02.09.20
02.07.20
02.05.20
02.03.20
02.01.20
02.11.20
02.09.20
02.07.20
02.05.20
02.03.20
02.01.20
Grafik
3 2008-2011
YıllarıVerileri
Arasında
İMKB
Gecelik
Repo
(%)
Kaynak: İMKB
Tahvil ve Bono Piyasası
Gecelik Repo
Faiz Oranları
ve İşlem
HacmiOranları
Verileri
DOSYA
13
12
02.11.2011
11
02.09.2011
02.07.2011
02.05.2011
02.03.2011
02.01.2011
02.11.2010
02.09.2010
02.07.2010
02.05.2010
02.03.2010
02.01.2010
02.11.2009
02.09.2009
02.07.2009
02.05.2009
02.03.2009
02.01.2009
02.11.2008
7
02.09.2008
8
02.07.2008
9
02.05.2008
02.01.2008
10
02.03.2008
20
18
16
14
12
Grafik
4 İMKB’de Oluşan Gecelik Repo Faiz Oranı, TCMB Faiz Koridoru ve TCMB Politika Faizi (%)
10
8
13
6
12
4
İMKB’de Oluşan Gecelik
TCMB Politika Faizi
TCMB Faiz Koridoru
2
11
Repo Faiz Oranı
0
6 İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Verileri Gecelik Repo Faiz Oranları ve İşlem Hacmi Verileri
Kaynak:
10
9
8
7
6
5
5
4
4
3
3
2
2
Grafik
1 4 İMKB’de Oluşan Gecelik Repo Faiz Oranı, TCMB Faiz Koridoru ve TCMB Politika Faizi (%)
1
13 0
Kaynak: TCMB, 3 Ocak 2012 tarihli sunum (Ekonomik Görünüm ve Para Politikası)
10
01
/1
2
12
/1
1
11
/1
1
İMKB’de Oluşan Gecelik
Repo Faiz Oranı
10
/1
1
09
/1
1
08
/1
1
07
/1
1
06
/1
1
05
/1
1
TCMB Politika Faizi
TCMB Faiz Koridoru
11
04
/1
1
03
/1
1
01
/1
1
12
/1
0
11
/1
0
09
/1
0
10
/1
0
12
02
/1
1
0
13
12
11
10
9
9
50
İMKB’de Geelik Ters Repo
40
Bankalararası
Para
NetAPİ
Pİyasası
(İnterbank)
30
TCMB bünyesinde faaliyet gösteren
20
Bankalararası Para Piyasası (Interbank),
2
01
/1
1
/1
1
11
12
/1
1
/1
1
08
09
10
/1
1
/1
1
/1
07
06
/1
/1
1
1
bankalar arasındaki rezerv hareketlerini 8
7
teşvik etmek, bankacılık sisteminde
kaynakların daha verimli kullanılmasını6
5
sağlamak ve kısa vadede nakit fazlası
olup bunu plase etmek isteyen bankalar 4
3
ile kısa vadeli nakit ihtiyacı bulunup bu
2
ihtiyacını uzun dönemli varlıklarını elden
1
çıkarmadan karşılamak isteyen bankaların
0
birbirleriyle karşılaşmasını sağlamak
amacıyla kuruldu.
Söz konusu piyasada bankalar
kendilerine tanınan limitler çerçevesinde,
önceden belirlenen vadelerde TL depo
alım-satım işlemi gerçekleştirir. TCMB,
uygulanan para politikası çerçevesinde bu
piyasada da, TCMB faiz oranlarından TL
depo borç almak (ters repo) ve borç vermek
(repo) suretiyle bir çeşit açık piyasa işlemi
gerçekleştirir.
05
04
03
/1
/1
1
1
1
02
/1
/1
1
0
/1
01
10
11
12
/1
0
/1
0
/1
09
0
8
elindeki
para politikası araçları ile İMKB
7
Repo-Ters Repo Pazarı’nda oluşan gecelik
6
faiz oranının belirlenmesinde etkin bir rol
5
oynar. Gecelik repo faiz oranları üzerine
4
açılması planlanan vadeli işlem sözleşmesi,
3
piyasanın Merkez Bankası’nın izleyeceği
2
para
politikası ile ilgili beklentisini
1
yansıtması
nedeniyle piyasa oyuncuları
0 Grafik 5 APİ Aracılığı ile Sağlanan Likidite
açısından takip edilecek önemli bir gösterge
olmaya aday. VOB’da
oluşacak gecelik repo
TCMB Diğer Fonlama
80
vadeli
işlem
sözleşmesi
piyasanın
Kaynak: TCMB, 3 Ocak 2012 tarihli sunum (Ekonomik
Görünüm geleceğe
ve Para Politikası)
1 Haftalık Repo (Politika Faizi İle)
70
yönelik
gecelik repo oranı beklentilerini
3 Aylık Repo
yansıtması
açısından
Merkez Bankası için
60
de önemli bir BPP’de
veri olacak.
Gecelik Borçlanma
10
0
Grafik
5 APİ Aracılığı ile Sağlanan Likidite
-10
1
/1
12
1
/1
11
1
/1
10
1
/1
09
1
08
/1
1
/1
07
1
/1
06
05
/1
1
1
/1
1
04
03
/1
1
/1
02
1
/1
/1
01
0
12
11
/1
0
/1
10
0
/1
09
/1
0
Repo (Politika Faizi İle)
1 1Haftalık
0
/
07
3 Aylık Repo
08
0
06
/1
0
/1
05
70
0
TCMB Diğer Fonlama
80
-20
60Kaynak: TCMB, 3 Ocak 2012 tarihli sunum (Ekonomik Görünüm ve Para Politikası)
BPP’de Gecelik Borçlanma
50
Gecelİk Repo Vadelİ
İşlem Sözleşmesİnİn
Borsamızda İşlem
Görmesİnİn Faydaları
Nelerdİr?
İşleme açılması planlanan gecelik repo
vadeli işlem sözleşmesinin yatırımcılar
açısından avantajları şöyle sıralanabilir:
• Alternatif bir yatırım aracı olması,
• Etkin risk yönetimi,
• Fiyat keşfi,
• Daha düşük bir ilk yatırımla daha
yüksek bir yatırımın getirisinden
yararlanma imkanı,
• Piyasa tercihlerine uygunluk,
• Faiz oranlarının yükselmesinden de
kar elde etme olanağı,
• VOB ile İMKB Repo-Ters Repo Pazarı
işlem saatleri arasındaki farktan dolayı
daha geniş bir zaman diliminde işlem
yapma imkanı,
• Tahvil ve bono piyasasında risk
taşıyanlar için çapraz korunma olanağı,
• Para Politikası Kararları’na ilişkin
beklentilerin alınıp satılabilmesi.
İşleme açılması planlanan gecelik
repo vadeli işlem sözleşmesiyle
NetAPİ
30
Yurt dışı borsalarda işlem gören gecelik
repo vadeli işlem sözleşmelerinin işlem
gördüğü borsaların isimleri ve kısaltmaları
Tablo 3’te yer alıyor.
Bu borsalarda işlem gören gecelik repo
vadeli işlem sözleşmelerinin sözleşme
özellikleri Tablo 3, 4, 5 ve 6’da görülebilir.
2011 yılında CME Fed Funds Rate vadeli
işlem sözleşmesinin işlem hacmi yıllık
12.306.131 adet olarak gerçekleşti.
Japonya’da ise düşük faiz oranları ve
düşük volatilitenin repo vadeli işlem
sözleşmelerini olumsuz etkilediği
düşünülüyor.
Korunma
(Hedge) Olanakları
İMKB’de Geelik Ters Repo
40
Yurt Dışı Borsalarda
İşlem Gören Gecelİk
Repo Vadeli İşlem
Sözleşmelerİ
20
10
Tablo 3 Gecelik Repo Vadeli İşlem
Sözleşmelerinin İşlem Gördüğü Yurt Dışı Borsalar
0
Kaynak: TCMB, 3 Ocak 2012 tarihli sunum (Ekonomik Görünüm ve Para Politikası)
36 VOBJEKTİF | OCAK 2012
/1
1
12
1
/1
11
/1
1
10
/1
1
09
/1
1
08
1
/1
07
/1
1
06
1
/1
05
/1
1
04
/1
03
02
/1
01
/1
12
11
/1
10
09
08
06
05
1
Amerika
/1
1
Chicago Mercantile Exchange
1
CME
0
Kanada
/1
0
Montreal Exchange
/1
0
TMX
0
/1
07
0
-20
Japonya
/1
0
Ülke
Tokyo Financial Exchange
/1
0
Kısaltma Borsa Adı
TFX
/1
0
-10
Tablo 4 TFX Repo V.İ.S. Özellikleri
Sözleşme Büyüklüğü
300.000.000 Japon Yeni
Dayanak Varlık
Japonya Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantıları (BOJ MPMs) arasındaki zaman
diliminde , Japonya Merkez Bankası tarafından açıklanan ortalama gecelik repo faiz oranıdır.
Kotasyon Şekli
100 eksi faiz oranı
Fiyat Adımı /Değeri
0,005
¥ 1,250 (¥ 300.000.000 X 0,005% X 30 / 360 = ¥1,250)
Günlük Fiyat Hareket Limiti
Günlük fiyat hareket limiti bulunmamaktadır.
Vade Ayları
İlgili aya en yakın 6 vade ayı.
Son İşlem Günü
Japonya Merkez Bankası’nın ilgili vadedeki Para Politikası Kurulu toplantısının son
gününden önceki ikinci iş günüdür.
Vade Sonu
Son işlem gününü izleyen ilk iş günü (veya ikinci iş günü)dür.
Uzlaşma Şekli
Nakdi uzlaşma
Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı
İlgili vade ayında, Japonya Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantıları arasındaki zaman
diliminde Japonya Merkez Bankası tarafından açıklanan ortalama gecelik repo faiz oranının
100’den çıkarılmasıyla elde edilen değer, virgülden sonra üç basamak şeklinde yuvarlanır.
Kaynak: http://www.tfx.co.jp/en/publication/document/spot_e.pdf
Tablo 5 TMX Repo V.İ.S. Özellikleri
Sözleşme Büyüklüğü
5.000.000 Kanada Doları
Dayanak Varlık
30 günlük ağırlıklı gecelik repo oranı.
Kotasyon Şekli
100 eksi faiz oranı
Fiyat Adımı /Değeri
0,005=C$20.55
( 5.000.000 Kanada Doları’nın 30 günlük esasa bağlı olarak faiz oranındaki %1’lik değişimin
yarısına bağlı olarak: 5.000.000x 0,005%x30/365)
Günlük Fiyat Hareket Limiti
Günlük fiyat hareket limiti yoktur.
Vade Ayları
Mart, Haziran, Eylül, Aralık vadeleri ile 4 adet en yakın aya (Mart, Haziran, Eylül ve Aralık
vadeleri dışında) ait sözleşmeler açılır.
Son İşlem Günü
Sözleşme ayının son iş günü.
Uzlaşma Şekli
Nakdi uzlaşma
Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı
Vade ayının son iş gününde, ilgili vade içerisinde oluşan gecelik repo oranlarının aylık
ortalaması uzlaşma fiyatı olarak kullanılır. Gecelik repo oranı hesaplaması ve açıklaması
Kanada Merkez Bankası tarafından yapılmaktadır. Gecelik repo oranlarının aylık ortalaması,
ilgili vade ayında bulunan her gün için açıklanan gecelik repo oranlarının toplamının, ilgili
vade ayında bulunan günlere bölünmesi ile (basit aritmetik ortalama ile) hesaplanır. Hafta
sonu ve resmi tatil günlerinde bir önceki güne ait gecelik repo faiz oranı kullanılmaktadır.
Vade sonu uzlaşma fiyatı son işlem gününü takip eden iş gününde belirlenmektedir.
Kaynak: http://www.m-x.ca/produits_taux_int_onx_en.php
Tablo 6 CME FED FUNDS RATE V.İ.S. Özellikleri
Sözleşme Büyüklüğü
5.000.000 US $
Dayanak Varlık
Vade ayında, 5.000.000 $ nominal değerin 30 günlük FED gecelik ödünç alma faizlerinin
ortalamasına bağlı olarak hesaplanan bir aylık faize bağlı olarak oluşan faiz değeri.
Kotasyon Şekli
100 eksi vade ayı için FED gecelik ödünç alma faizlerinin ortalaması. (Örneğin, %7,25 faiz oranı,
92,75 olarak kote edilir.)
Fiyat Adımı/Değeri
En yakın vade için minimum fiyat adımı, 1 baz puanın çeyreğidir (0,0025). Sözleşme başına
10,4175 $. Diğer vadeler için bir baz puanın ½ sidir (0,005). Sözleşme başına 20,835 $.
(1 baz puan= 0,01)
Vade Ayları
İlk 24 takvim ayı.
Son İşlem Günü
Son işlem günü ve vade sonu, vade ayının son iş günüdür. Son işlem gününde, Amerika
Merkez saati itibariyle akşamüstü saat 4.00’de işlemler sona erer.
Uzlaşma Şekli
Nakdi mutabakat.
Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı
Kontratın son işlem günü, FED gecelik ödünç alma faizlerinin vade ayı için hesaplanan
ortalamasının baz puanın (0,01) en yakın 1/10’luk adımına yuvarlanmasıyla vade sonu
uzlaşma fiyatı elde edilir. Vade sonu uzlaşması son işlem gününden sonra ilk iş gününde
yapılır. FED gecelik ödünç alma faizleri Federal Reserve Bank of New York tarafından
hesaplanmakta ve raporlanmaktadır.
Kaynak: http://www.cmegroup.com/trading/interest-rates/stir/30-day-federal-fund_contract_specifications.html
yatırımcılar gecelik repo oranlarında
oluşan dalgalanmaya karşı korunma
amaçlı işlem yapabilecek. Söz konusu
sözleşmeler spot piyasada oluşan repo
oranlarına yönelik risk taşıyanlar
için önemli bir korunma aracı olarak
kullanılabilecek.
Bankalar ve finans kurumları
gecelik fon ihtiyacı duymakta ve repo
oranlarının yükselmesine yönelik
risk taşır. Fonlar, bankalar ve finans
kurumları ise fonlarını gecelik repo
oranından satar ve repo oranlarının
düşmesine yönelik risk barındırır.
Bu kurumlardan gecelik fon ihtiyacı
duyanlar repo sözleşmesinde uzun
pozisyon alarak, spot piyasada karşı
karşıya oldukları riskleri yönetebilecek.
Fonlarını gecelik repo oranından satan
kurumlar ise repo sözleşmesinde kısa
pozisyon alarak, spot piyasada karşı
karşıya oldukları riskleri yönetebilecek.
Korunma amacıyla gecelik repo vadeli
işlem sözleşmelerinde işlem yapıldığında
gecelik repo oranlarındaki dalgalanmalar
gerek kurumlar gerek bireyler için endişe
kaynağı olmaktan çıkacak.
Yatırım (Spekülasyon)
Olanakları
Korunma işlemlerinin yanında yatırım
olanakları da sağlayan bu sözleşmelerde,
gecelik repo oranlarının yükseleceğini
ya da düşeceğini bekleyen kişi ya da
kurumlar yatırım amaçlı işlem yaparak
kazanç elde etme imkanına sahip olacak,
böylece bu sözleşmedeki likidite artacak.
Spekülatörler yine bu sözleşme ile
Merkez Bankası’nın gelecekteki belli
bir dönemde genişleyici ya da daraltıcı
para politikası izleyeceğine yönelik
beklentilerine göre kaldıraçlı işlem yapma
imkanı bulacak. Örneğin, Gecelik Repo
vadeli işlem sözleşmesi teminatlarının
faiz oranlarındaki 300 baz puanlık riske
karşılık gelmesi durumunda 100 baz
puanlık bir değişim ilgili sözleşmede
kaldıraç etkisiyle %33 kar elde etme
olanağı sağlayacak.
Gecelik Repo Vadelİ
İşlem Sözleşmesİ
Sözleşme Özellİklerİ
(Taslak)
Borsamızda işleme açılması planlanan
“VOB-Gecelik Repo” vadeli işlem
sözleşmesinin sözleşme özelliklerinin
Tablo 7’deki gibi olması planlanıyor:
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 37 DOSYA
38 VOBJEKTİF | OCAK 2012
Tablo 7 VOB-Gecelik Repo V.İ.S. Taslak Sözleşme Özellikleri
Sözleşme Büyüklüğü:
Sözleşmenin nominal değeri, 3.000.000 TL’dir.
Dayanak Varlık:
İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda gerçekleşen gecelik ağırlıklı ortalama basit faiz oranının
aylık aritmetik ortalamasdır
Kotasyon Şekli:
Faiz oranı virgülden sonra iki basamak halinde kote edilir.
(Ör: 10,01 veya 10,02)
Fiyat Adımı/Değeri:
0,01 (Minimum fiyat adımının değeri 25 TL'ye karşılık gelir.)
(3.000.000 x (30/360) x (%0,01))= 25 TL
Vade Ayları:
Yılın bütün ayları.
Aynı anda içinde bulunulan ay ve bu aya en yakın iki vade ayına ait sözleşmeler işlem görür.
Sözleşmenin Vadesi:
Gecelik repo vadeli işlem sözleşmesinin vadesi, her vade ayının son günüdür.
Son İşlem Günü:
Her vade ayının son iş günüdür.
Uzlaşma Şekli:
Nakdi Uzlaşma
Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı:
Vade sonu uzlaşma fiyatı, ilgili vade ayında bulunan her gün için İMKB Repo-Ters Repo
Pazarı’nda gerçekleşen gecelik ağırlıklı ortalama basit faiz oranları toplamının, vade ayında
bulunan gün sayısına bölünmesi (aritmetik ortalama) ile hesaplanır. Resmi tatil ve/veya hafta
sonu olan günler ile İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda diğer nedenlerden dolayı işlem
yapılmadığı ve/veya gecelik ağırlıklı ortalama basit faiz oranlarının belirlenmediği günler
için bir önceki iş gününe ait gecelik ağırlıklı ortalama basit faiz oranı geçerlidir.
(Örneğin: Cumartesi ve Pazar günleri için Cma gününe ait ağırlıklı ortalama basit faiz oranı uygulanır.)
Kaynak: VOB-Araştırma
Gecelİk Repo Vadelİ İşlem
Sözleşmesİnİ Kullanım
Örneklerİ İle Tanıyalım
Korunma (Hedge) Amaçlı Bir İşlem
»»X Yatırım Fonu Mart ayında 3 milyon
TL’lik fonunu İMKB Repo-Ters Repo
Pazarı’nda değerlendirmeyi, diğer
bir deyişle İMKB Repo-Ters Repo
Pazarı’ndan gecelik borç vermeyi (ters repo)
planlamaktadır.
»»Y Firması ise Mart ayında İMKB RepoTers Repo Pazarı’ndan 3 milyon TL gecelik
borç almayı (repo) planlamaktadır.
»»Bu durumda X Yatırım Fonu gecelik repo
oranlarının düşmesine karşı, Y Firması ise
yükselmesine karşı kendisini koruma altına
almak istemektedir.
»»Buna bağlı olarak, 24 Ocak 2012 tarihinde
Gecelik Repo vadeli işlem sözleşmesinin
Mart vadesinde %10,01 faiz oranından X
Yatırım Fonu 1 adet kısa, Y Firması ise
1 adet uzun pozisyon almıştır. İki kurum
da maruz kaldıkları faiz riskine karşı
“Gecelik Repo” vadeli işlem sözleşmelerini
kullanarak korunma sağlamaktadırlar.
»»Uzun ve kısa pozisyona sahip
yatırımcıların repo sözleşmeleri sayesinde
oluşturdukları korunma mekanizması,
aşağıda farklı tarihlerde kar/zarar
durumları belirtilerek açıklanmaktadır.
»»25 Ocak 2012: Faizlerin artacağı beklentisi
nedeniyle 25 Ocak 2012 tarihinde
Mart vadeli Gecelik Repo vadeli işlem
sözleşmesinin fiyatı 10,01’den 10,02’ye
yükselmiştir.
»»24 Ocak 2012 tarihinde 10,01’den 1 adet
kısa pozisyon alan X Yatırım Fonu:
»»(10,01 – 10,02) x 2.500 x 1 = - 25 TL vadeli
piyasada zarar eder.
»»24 Ocak 2012 tarihinde 10,01’den 1 adet
uzun pozisyon alan Y Firması:
»»(10,02 – 10,01) x 2.500 x 1 = 25 TL vadeli
piyasada kar eder.
»»2.500 değri sözleşme çarpanı olarak
kullanılmaktadır. (3.000.000x(30/360)
x (1/100)=2.500) Sözleşme çarpanına
ulaşılırken (30/360) ile çarpılmasının
nedeni sözleşmenin aylık olması iken,
(1/100) ile çarpılmasının nedeni ise faiz
oranlarının % olarak kote edilmesidir.
Bir yıl 360 gün, 1 ay 30 gün olarak
varsayılmaktadır.
»»9 Mart 2012: 9 Mart 2012 tarihinde
faizlerin düşeceği beklentisi nedeniyle
Mart vadeli Gecelik Repo vadeli işlem
sözleşmesinin fiyatı 9,80’e gerilemiştir.
»»24 Ocak 2012 tarihinde 10,01’den 1 adet
kısa pozisyon alan X Yatırım Fonu:
»»(10,01 –9,80) x 2.500 x 1 = 525 TL vadeli
piyasada kar eder.
»»24 Ocak 2012 tarihinde 10,01’den 1 adet
uzun pozisyon alan Y Firması:
Fonu ve Y Firması aldıkları pozisyonlarını
kapatmamışlardır. 30 Mart 2012 tarihinde
Mart ayı boyunca İMKB Repo-Ters Repo
Pazarı’nda gerçekleşen ortalama gecelik
repo faizi oranı %12,00382’dir. Böylece
sözleşmenin vade sonu uzlaşma fiyatı 12,00
olarak hesaplanır.
»»X Yatırım Fonu kısa pozisyonundan ilgili
dönem boyunca,
»»(10,01 – 12,00) x 2.500 x 1 = 4.975 TL zarar
eder.
»»X Yatırım Fonu İMKB Repo-Ters Repo
Pazarı’nda ise Mart ayı boyunca 3 milyon
TL’sini ortalama % 12’den gecelik faize
yatırmıştır.
»» (12/100) x (31/365) x 3.000.000 =30.575 TL
»»Eğer X Yatırım Fonu İMKB Repo-Ters Repo
Pazarı’nda Ocak ayında olan beklenti gibi
Mart ayı boyunca 3 milyon TL’sini ortalama
% 10,01’den gecelik faize yatırsaydı elde
edeceği gelir aşağıdaki gibi olacaktı.
»»(10,01/100) x (31/365) x 3.000.000 =25.505
TL
»»X Yatırım Fonu’nun gecelik repo
faizlerindeki yükseliş nedeniyle elde ettiği
ek gelir, 30.575-25.505 = 5.070 TL’dir.
Vadeli piyasada ise ilgili pozisyonundan
4.975 TL zarar etmiştir. Böylece X Yatırım
Fonu, VOB’da işlem gören gecelik repo
vadeli işlem sözleşmesi ile Mart ayında
İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda maruz
kalacağı faiz oranı riskinden korunmuştur.
Y Firması uzun pozisyonundan ilgili
dönem boyunca,
»»(12,00 – 10,01) x 2.500 x 1 = 4.975 TL kar
eder.
»»Y Firması İMKB Repo-Ters Repo
Pazarı’nda Mart ayı boyunca gecelik
faizden ortalama % 12’den 3 milyon TL
borçlanmıştır.
»»(12/100) x (31/365)x3.000.000 =30.575 TL
»»(9,80 – 10,01) x 2.500 x 1 = -525 TL vadeli
piyasada zarar eder.
»»Eğer Y Firması İMKB Repo-Ters Repo
Pazarı’nda Ocak ayında olan beklenti
gibi Mart ayı boyunca ortalama % 10,01
gecelik faizden 3 milyon TL borçlansaydı
ödeyeceği faiz aşağıdaki gibi olacaktı.
»»30 Mart 2012: Vade sonunda X Yatırım
»»(10,01/100)x(31/365)x3.000.000=25.505 TL
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 39 DOSYA
sözleşme fiyatı eksi değer alacağından
bu sözleşmede işlem yapma imkanı
kalmayacak.
“Doğrudan faiz oranı” üzerinden
kotasyon ise yatırımcılar için büyük
kolaylık sağlayacak. Günlük yaşantımızda
faiz haberleri “faiz oranları yükseldi”
veya “faiz oranları düştü” şeklinde verilir.
Bu durumda Gecelik Repo vadeli işlem
sözleşmesinde yatırımcılar herhangi
bir matematiksel hesaplama yapmadan
beklentileri doğrultusunda doğrudan
faiz oranlarının yükselmesi veya
düşmesine karşı pozisyon alabilecekler. Bu
durumda, doğrudan faiz oranı şeklinde
yapılacak kotasyonda, faiz oranlarının
düşmesine karşı korunma sağlamak
isteyen bir yatırımcının kısa pozisyon, faiz
oranlarının yükselmesine karşı korunma
sağlamak isteyen bir yatırımcının uzun
pozisyon alması gerekir.
Diğer yandan, İMKB Repo-Ters Repo
Pazarı’nda repo oranlarının en düşük
% 0,01 olabilmesi nedeniyle Gecelik
Repo vadeli işlem sözleşmesinin “faiz
oranı” şeklinde kote edilmesi spot piyasa
işleyişine paralellik sağlayacak.
Dayanak Varlığın
Spot Pİyasasını
Tanıyalım: Repo Nedİr?
Repo (Repurchase Agreement) bir
menkul kıymetin işlemin başlangıç
valöründe satılıp, bitiş valöründe geri
alınmasıdır (Menkul kıymetin geri alma
vaadiyle satımı).
Ters Repo (Reverse Repurchase
Agreement) ise bir menkul kıymetin
işlemin başlangıç valöründe alınıp, bitiş
valöründe geri satılmasıdır (Menkul
kıymetin geri satım vaadiyle alımı).
Y Firması’nın gecelik repo faizlerindeki
yükseliş nedeniyle ödediği ek faiz 30.57525.505 = 5.070 TL’dir. Vadeli piyasada
ise ilgili pozisyonundan 4.975 TL kar
etmiştir. Böylece Y Firması, VOB’da işlem
gören gecelik repo vadeli işlem sözleşmesi
ile Mart ayında İMKB Repo-Ters Repo
Pazarı’nda maruz kalacağı faiz oranı
riskinden korunmuştur.
Spot piyasa ile vadeli piyasa arasında 95
TL’lik fark (5.070 - 4.975) oluşmaktadır.
Bu farkın nedeni spot piyasada repo
hesaplamalarında Mart ayının 31 gün
ve 1 yılın 365 gün olarak kullanılması,
vadeli piyasada ise sözleşmenin
standartlaştırılması gerekliliği nedeniyle
yapılan hesaplamalarda her ayın 30
gün ve 1 yılın 360 gün olduğunun
varsayılmasıdır. Piyasa oyuncularının spot
ve vadeli piyasa arasında oluşabilecek bu
farkları vadeli piyasada alacakları pozisyon
sayısını ayarlayarak giderebilecekleri
düşünülüyor.
Bu Sözleşme Doğrudan
Faİz Oranına Daİr
İşlem Yapmaya Olanak
Sağlıyor!
Gecelik Repo vadeli işlem sözleşmesinin
doğrudan faiz oranı üzerinden kote
edilmesi planlanıyor. Diğer bir ifadeyle,
işlem yapmak isteyen yatırımcılar mevcut
40 VOBJEKTİF | OCAK 2012
sözleşme, spot
pİyasa ve repo
oranı beklentİsİ
üzerİne İşlem yapmak
İçİn alternatİf
oluşturacak.
pozisyonlarına veya beklentilerine
bağlı olarak doğrudan faiz oranının
düşmesine veya yükselmesine karşı
pozisyon alacaklar. Yurtdışı örneklerinde
Gecelik Repo oranlarına dair vadeli
işlem sözleşmeleri “100 eksi faiz oranı”
şeklinde kote ediliyor. “100 eksi faiz oranı”
şeklinde yapılan kotasyonlarda, sözleşme
fiyatı ile faiz oranlarının ters yönlü bir
ilişkisi bulunur. Örneğin,“100 eksi faiz
oranı” şeklinde yapılan kotasyonlarda faiz
oranlarının düşmesine karşı korunma
sağlamak isteyen bir yatırımcı uzun
pozisyon, faiz oranlarının yükselmesine
karşı korunma sağlamak isteyen bir
yatırımcı kısa pozisyon almalıdır.
Ancak sözleşmenin “100 eksi faiz oranı”
şeklinde kote edilmesi ve faiz oranlarının
%100’ün üzerine çıkması durumunda
Sonuç
Piyasa tercihlerine uygun olarak
tasarlanan “VOB-Gecelik Repo Vadeli
İşlem Sözleşmesi”, ülkemizde gerek spot
piyasada oluşan repo oranlarına yönelik
risk taşıyanlara gerekse repo oranlarındaki
beklentileri üzerine işlem yapmayı
amaçlayan yatırımcılara yeni bir alternatif
finansal araç olacak. Ayrıca bu sözleşme
ülkemiz tahvil ve bono piyasasında işlem
gören menkul kıymetlere ait faiz oranı
riski taşıyan yatırımcılara çapraz korunma
(cross hedge) imkanı sağlayacak.
Bu sözleşmeler ile bir yandan etkin risk
yönetimi yapılabilecekken, diğer yandan
yatırımcılar düşük bir ilk yatırımla
daha yüksek bir yatırımın getirisinden
faydalanabilecek.
Borsamızda gecelik repo vadeli işlem
sözleşmelerinin işleme açılmasıyla,
gelecekteki repo oranlarına yönelik
piyasa beklentilerini yansıtan, piyasa
oyuncuları ve Merkez Bankası tarafından
yararlanılabilecek bir veri seti oluşacak.
Borsamızda işlem görecek olan aktif
bir faiz sözleşmesinin başlangıcı olarak
görülebilecek gecelik repo vadeli işlem
sözleşmesinin işleme açılması ile yeni faiz
vadeli işlem sözleşmelerinin de önünün
açılması bekleniyor.
DOSYA
Kaldıraçlı
İşlemler NASIL
VERGİLENDİRİLECEK
ÖZLEM ÖZDEMİR
Üye İşleri Müdürü
ONUR ÜSTÜNDAĞ
Üye İşleri Müdürlüğü
Uzman Yardımcısı
Sermaye Piyasası Kurulu’nun yeniden düzenlediği forex piyasasındaki kaldıraçlı
işlemlerde vergilendirmenin detayları belli oldu. Bu piyasada işlem yapanlar
elde ettikleri kâr üzerinden Banka Sigorta Muamele Vergisi ödeyecek
B
ilindiği üzere, 25.02.2011 tarih ve 27857
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar
ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun’un 155’inci
maddesinde yapılan değişiklikle 2499
sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun
30’uncu maddesine eklenen hüküm
çerçevesinde, döviz, mal, kıymetli
maden veya Sermaye Piyasası Kurulu
tarafından belirlenecek diğer varlıkların
kaldıraçlı alım satımı, alım satımına
aracılık ve bu işlemlere yönelik
hizmetlerin yerine getirilmesi sermaye
piyasası faaliyeti olarak düzenlendi.
Sermaye Piyasası Kurulu tarafından
27.08.2011 tarih ve 28038 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan Seri:V, No:125
sayılı “Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri
ve Bu İşlemleri Gerçekleştirebilecek
Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında
Tebliğ” ile, uygulamada ‘forex’ işlemleri
olarak isimlendirilen yatırılan teminat
tutarı karşılığında, her türlü döviz, mal,
kıymetli maden ve Kurul’ca belirlenecek
diğer varlıkların kaldıraçlı olarak
elektronik ortamda alım satımı işlemleri
düzenlendi ve söz konusu işlemler
Sermaye Piyasası Kurulu’nun görev ve
yetki alanına dahil edildi.
Bu yazıda, Maliye Bakanlığı tarafından
yayınlanan, kaldıraçlı alım satım
işlemlerinin vergilendirilmesine yönelik
düzenlemeleri değerlendirmeye çalıştık.
Maliye Bakanlığı tarafından 19.01.2012
tarih ve 28178 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan 89 Seri No.lu Gider
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 41 DOSYA
Vergileri, 282 Seri No.lu Gelir Vergisi
ve 5 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel
Tebliğlerinde, türev ürünlere ilişkin
işlemler ve bu ürünlerden elde edilen
gelirlerin vergilendirilmesine yönelik
açıklamalara da yer verildi.
Yukarıda belirtilen düzenlemeler
arasında yer alan 89 Seri No’lu Gider
Vergileri Genel Tebliği ile ülkemiz
sermaye piyasalarında ilk kez düzenleme
ve denetime tabi tutulan kaldıraçlı alım
satım işlemlerinin vergilendirilmesi
hakkında açıklamalar getirilmiş olması
son derece önem arz ediyor.
Gİder Vergİlerİ Genel
Teblİğİnİn Getİrdİğİ
Düzenlemeler
Kaldıraçlı alım satım işlemlerinin
vergilendirilmesine ilişkin düzenlemeler
89 Seri No’lu Gider Vergileri Genel
Tebliği’nin “F-Kaldıraçlı Alım Satım
İşlemlerinin Vergilendirilmesi” başlıklı
maddesinde yer alıyor. Bu madde
çerçevesinde forex işlemlerinin nitelik
itibariyle banka muamele ve hizmetleri
kapsamında olduğu kabul edilerek,
dayanak varlıktaki fiyat değişimlerinden
fiziki alım satım olmaksızın
yararlanmayı amaçlaması nedeniyle,
kambiyo alım satım işlemi olarak
değerlendirilemeyeceği hükme bağlanmış
durumda.
Bu durumda, Banka ve sigorta şirketleri
ve ilgili kanunlarla yetkilendirilmek
veya izin verilmek suretiyle 6802 sayılı
Kanun’un 28’inci maddesinin ikinci
fıkrasında belirtilen işlemleri esas
iştigal konusu olarak yapan ve
banker kapsamında Banka ve
Sigorta Muameleleri Vergisi
(BSMV) mükellefi olanların
forex işlemleri dolayısıyla
lehe aldıkları paralar,
BSMV’ye tabi tutulacak.
Kaldıraçlı alım
satım faaliyetinde
bulunmak üzere Sermaye
Piyasası Kurulu tarafından
yetkilendirilmiş kuruluşlar
da banker sıfatıyla BSMV
mükellefi olup, kendileri veya
başkaları hesabına yaptıkları forex
işlemleri dolayısıyla lehe aldıkları
paralar üzerinde BSMV ödenecek.
Yukarıda yer verilen vergi
düzenlemelerini aşağıdaki örnek
üzerinden açıklayabiliriz:
42 VOBJEKTİF | OCAK 2012
KALDIRAÇLI İŞLEMDEN
ELDE EDİLEN GELİR
BEYANA TABİ OLACAK.
BU DURUM TEVKİFATA
GÖRE DAHA YÜKSEK
MALİYET YARATACAK.
Örnek: (Z) Bankası A.Ş. (Z Bank), (X)
Menkul Değerler A.Ş.’ne (X A.Ş.) 10.000
Euro teminat yatırarak 100:1 kaldıraç
oranı ile elektronik forex işlem platformu
üzerinden EUR/USD sözleşmesinde
aşağıdaki işlemi yapmıştır;
Sözleşme Büyüklüğü : 100.000 Euro
Sözleşme Adedi
: 10 adet
EUR/USD kuru
: 1,3100
X A.Ş., müşterisi olan Z Bank’dan gelen
toplam 1.000.000 Euro’luk alım emrini
gerçekleştirebilmek için 1,3098 EUR/
USD kurundan likidite sağlayıcısına aynı
büyüklükte alım emri vermiş ve aynı anda
müşterisine 1,3100 EUR/USD kurundan
satım yapmıştır.
Z Bank yukarıdaki işlem sonrasında
1,3090 EUR/USD kurundan 1.000.000
Euro’luk satım emri vererek pozisyonunu
kapatmıştır.
Z Bank’dan gelen 1,3090 EUR/USD
kurundan satım emri üzerine X A.Ş.
likidite sağlayıcısına aynı büyüklükte
1,3091 EUR/USD kurundan satım emri
vermiştir.
Bu işlemler sonucunda işlem
taraflarının kar/zarar ve vergilendirme
durumları aşağıdaki gibi olacaktır;
1) Müşteri olarak Z Bank yaptığı
işlemler dolayısıyla 1.000 Dolar [(1,30901,3100)*100.000*10] zarar etmiştir. Lehe
alınan bir bedel söz konusu olmadığı
için BSMV matrahı oluşmayacaktır.
2) Yetkili kuruluş olan X A.Ş. ise,
müşterisinin alım emri üzerinden 200
Dolar [(1,3100-1,3098)*100.000*10] gelir
elde etmiştir. USD/TRY alış kuru 1,7500
olduğu takdirde, lehe kalan tutarın Türk
Lirasına çevrilmesi neticesinde bulunan
350 TL üzerinden %5 oranında BSMV
hesaplanacaktır. X A.Ş., müşterisinin
satım emri üzerinden ise 100 Dolar
[(1,3091-1,3090)*100.000*10] gelir elde
edecek ve bu tutarın Türk Lirası karşılığı
olan 175 TL (USD/TRY alış kurunun
değişmediği varsayılmıştır) üzerinden
%5 oranında BSMV hesaplanacaktır.
3) Likidite sağlayıcı kurum 1,3098
EUR/USD kuru ile X A.Ş.’ne satış
yaparken, 1,3091 EUR/USD kuru
ile aynı kurumdan alış yapmış, bu
işlemler dolayısıyla 700 Dolar [(1,30981,3091)*100.000*10] kar elde etmiştir.
Yukarıdaki örnekte, likidite
sağlayıcının mükellefiyet durumu
yapılan işlemler dolayısıyla elde
edilen gelirlerin vergilendirilmesini
farklılaştıracaktır. 89 Seri No’lu Gider
Vergileri Tebliği’nde likidite sağlayıcı
kurumların vergisel durumlarına
ilişkin net bir ifade veya örnek yer
almamakla birlikte, anılan kurumların
banka veya banker sıfatıyla sisteme
dahil olacakları ve kaldıraçlı işlemlerin
nitelik itibariyle banka muamele ve
hizmetleri kapsamında olduğu dikkate
alındığında, işlemler neticesinde lehe
kalan tutarların BSMV matrahına dahil
edileceği açıktır. Örnekte yer verilen
likidite sağlayıcının dar mükellef bir
kurum olması halinde, bu kurumların
BSMV mükellefi olmamaları nedeniyle
yapılan işlemler dolayısıyla lehe kalan
para üzerinden BSMV hesaplanmaz.
Ancak, Türkiye’de yerleşik bir kurumun
likidite sağlayıcı olması halinde ise,
yukarıda yapılan işlemler dolayısıyla
lehe kalan 700 Doların Türk Lirası
karşılığı üzerinden %5 oranında BSMV
hesaplanması sonucu ortaya çıkar ki, bu
düzenleme yerli kuruluşlar açısından
haksız bir rekabet ortamı doğurur. Bu
durum piyasalarımızın likiditesini daha
çok yabancı kurumların sağlamasına ve
işlemlerin yurtdışına kaymasına sebep
olabilir.
Kaldıraçlı Alım Satım
İşlemlerİnİn Gelİr
Vergİsİ Karşısındaki
Durumu
aracı addolunur.”
Kaldıraçlı alım satım işlemleri Sermaye
Piyasası Kanunu’nun 30’uncu maddesinin
1’inci fıkrasının (g) bendi çerçevesinde
sermaye piyasası faaliyeti olarak sayılmış
olmakla birlikte aynı Kanunun 3’üncü
maddesinde “Diğer Sermaye Piyasası
Araçları”, “Menkul kıymetler dışında
kalan ve şartları Kurulca belirlenen evrak”
olarak tanımlanmış durumda.
Sermaye Piyasası Kanunu’nun yukarıda
belirtilen hükümlerine paralel olarak,
kaldıraçlı alım satım işlemlerine konu
olan ürünler Geçici 67’nci madde
kapsamında diğer sermaye piyasası aracı
olarak tanımlanmamıştır. Bu çerçevede,
söz konusu işlemlerden elde edilecek
kazançların beyana tabi tutulacağı
Gelir Vergisi Kanununun Geçici
67’nci maddesi kapsamında, menkul
kıymet ve diğer sermaye piyasası
aracı işlemlerinin tevkif yoluyla
vergilendirilmesine ilişkin hususlar
belirlenmiş dolup söz konusu
maddenin (13) numaralı fıkrasında
aşağıdaki hükme yer veriliyor:
“Bu maddede geçen menkul kıymet
ve diğer sermaye piyasası aracı ifadesi,
özel bir belirleme yapılmadığı sürece
Türkiye’de ihraç edilmiş ve Sermaye
Piyasası Kurulu’nca kayda alınmış ve/
veya Türkiye’de kurulu menkul kıymet
ve vadeli işlem ve opsiyon borsalarında
işlem gören menkul kıymetler veya diğer
sermaye piyasası araçları ile kayda
alınmamış olsa veya menkul kıymet ve
vadeli işlem borsalarında işlem görmese
dahi Hazinece veya diğer kamu tüzel
kişilerince ihraç edilecek her türlü menkul
kıymet veya diğer sermaye piyasası aracını
ifade eder.
Bankaların ve aracı kurumların taraf
olduğu veya bunlar aracılığıyla yapılan;
belirli bir vadede, önceden belirlenen fiyat,
miktar ve nitelikte, ekonomik veya finansal
göstergeye dayalı olarak düzenlenenler
de dahil olmak üzere, para veya sermaye
piyasası aracını, malı, kıymetli madeni
ve dövizi alma, satma, değiştirme hak
ve/veya yükümlülüğünü veren vadeli
işlem ve opsiyon sözleşmeleri bu madde
uygulamasında diğer sermaye piyasası
sonucuna ulaşılıyor. Bu durumda
yatırımcılar tevkifat usulüne kıyasla daha
yüksek bir vergi yükümlülüğü ile karşı
karşıya kalacaklar. Yatırım araçlarının
önemli bir kısmının tevkif yoluyla
vergilendirildiği dikkate alındığında,
kaldıraçlı alım satım işlemlerinin
de bu kapsama alınmasının sermaye
piyasalarının derinliğine olumlu katkı
sağlayacağı düşünülüyor.
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 43 RÖPORTAJ
Erhan Topaç
Ödünç pİyasası
çalışırsa hacİm
yüzde 30 artar
Gedik Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Topaç, İMKB ödünç piyasasının
aktifleştirilmesi halinde VOB’da endeks kontrat hacminin yüzde 30 artacağını
öngördü. Topaç, faiz sözleşmeleri için BDDK’nın öncü olması gerektiğini
savunurken, bu yılın VOB için atılım yılı olacağını belirtti.
G
AÇIL SEZEN
44 VOBJEKTİF | OCAK 2012
edik Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı
Erhan Topaç, sermaye piyasalarına
en uzun süre hizmet vermiş, piyasayı
şekillendirmiş isimlerden biri. Topaç,
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nın
geliştirilmesi, gelecek döneme damga
vurması beklenen finansal enstrümanlar
ve piyasanın işleyişiyle ilgili sorularımızı
yanıtladı.
VOB’da bugün gelinen noktayı nasıl
buluyorsunuz? Mevcut işlem hacmini
nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünyada 1985 sonrası başlayan ve
2008’deki küresel krize kadar devam eden
büyük gelişim sürecinin en önemli üç
temel unsuru; bireysel emeklilik sistemi,
teknolojik gelişim ile vadeli işlemler ve
opsiyon borsaları oldu. Bireysel emeklilik
sistemleri büyüme için gerekli uzun
dönemli fonu sağlarken, internet ve
teknoloji alanındaki gelişimin sağladığı
verimlilik artışı ile vadeli ve opsiyon
piyasalarının getirdiği finansal yaratıcılık
en önemli itici güç oldu. Türkiye ne
yazık ki bu gelişmelere ayak uydurmada
yaklaşık 20 yıl geç kaldı ve önemli bir
atılım fırsatını kaçırdı. Vadeli İşlemler
ve Opsiyon Borsası’nın açılması ile
ülkemiz sermaye piyasalarında yeni bir
dönem açıldı. Yedi yıl gibi kısa bir sürede
büyük başarılara imza atan ve sermaye
piyasalarının önemli kurumlarından biri
haline gelen VOB, krize rağmen gerek
işlem hacmi, gerekse yatırımcı sayısı
açısından büyümeye devam etti. Ben
bu yılın VOB’da atılım yılı olacağına
inanıyorum. VOB’un yatırımcı sayısı 72
bin, işlem hacmi 1.74 milyar TL, endeks
sözleşmelerinin İMKB işlem hacmine
oranı yüzde 65. Aracı kurumların hacmi
içindeki payı ise yüzde 16’ya gelmiş
durumda. Ürün bazında bakarsak, bu işin
yüzde 91’i hala endeks kontratı üzerinde.
Kalan yüzde 8’i döviz kontratları,
kalanları ise yüzde 1’lerde bulunuyor.
Elbette VOB kurulurken temel amaç bu
değildi. Finansal ürünler öne çıkmış oldu.
Ama bu da mecburiyetten kaynaklandı.
Hangi koşullar piyasayı bu noktaya
getirdi sizce?
Endeks 30 dünyada en çok kullanılan
vadeli işlem sözleşmeleriydi. Bunun
Fotoğraflar: Celal Yıldız
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 45 RÖPORTAJ
Erhan Topaç
olacağı zaten belliydi. Çünkü çok iyi
bir spot piyasası var. O nedenle İMKB
30 endeks kontratı arttı. Ancak diğer
ürünlerin spot piyasaları ile organize
piyasası arasında denge kurulamadı.
Çünkü örneğin dövizin ya da faiz
piyasasının spotu var.
Oralarda maalesef ürün kurgusundan,
vergiden, çeşitli nedenlerden kaynaklanan
sorunlar oldu. Bu nedenle ancak bir
boyutta kaldı. Bu nedenle de VOB’un
matematiksel gelişimi matematiksel
olarak yavaşladı. Ancak bu yılı ben atılım
yılı olarak görüyorum. Yeni yapılanma
ile birlikte daha da iyiye gideceğini
düşünüyorum.
Bu gelişimi engelleyen unsurların neler
olduğunu düşünüyorsunuz?
Kaldıraç oranının sorun olduğunu
düşünüyorum. Örneğin forward işlemler
rahatlıkla yapılabilirken kaldıraç
oranını 1’e 10’da tutuyorsunuz, çok
katı kurallarınız var. Vadeler yakın
dönemlerde oluşuyor, işlem hacmi daha
tam oluşamamış durumda. O nedenle
işlemi VOB’a çekmede sorunlar var.
Eğitimlerin artması lazım, yapılıyor elden
geldiği kadar ama örneğin reel sektör
çekilemedi. Tüm bunları başaracak bir
yapılanma lazım.
Endeks kontratında da VOB-30 Endeks
kontratı ağırlık kazanıyor. Hem İMKB
30-İMKB 100 kontrat farkı sözleşmesi
hem de İMKB 100 sözleşmesinde
hacimlerin artışı nasıl gerçekleşebilir?
İMKB 30’da hem hedge yapabilirsiniz,
hem arbitraj hem de spekülasyon
yapabilirsiniz. Kontrat farkı
sözleşmesinde hedge olmaz. Arbitraj bir
miktar olur. Spekülatif olabilir ama orada
da işlem hacmi gerekiyor. İMKB 30’da
aldık, verdik. O oldukça
üzerine işlem hacmi de
artıyor. Orada fiktif de
olsa işlem yapılmasına
izin vermek lazım. Buna
da soruşturma vesaire gibi
unsurlardan arındırarak
bakmak lazım. Piyasa
yapıcılığına benzer bir yapı
kurmak lazım. Maliyetlerin
de biraz aşağı çekilmesi
lazım.
Maliyetlerin
yüksek olduğunu mu
düşünüyorsunuz?
Maliyet önemli. Borsa
payı neredeyse aracı
kurumların aldığı payı
geçti. Ortalamamızın
yarısını onlara veriyoruz.
Oysa bu rakam yüksek.
İMKB’ye göre 4 katı yüksek,
yurtdışına göre 2 katı
yüksek.
arbitraj daha kolay. İMKB 100 endeks
üzerinde operasyon zorluğu var. İşlem
hacmi arttıkça diğer kontratlarda da
olanaklar çıkar. Ama kolay değil. Bir de
bu işi teşvik etmek lazım.
Nasıl teşvikler yapılabilir?
Önce biraz işlem hacmi yaratılacak.
Belki piyasa yapıcısı konulacak, belki
eğitimler yapılacak. İlk Takasbank
bünyesinde para piyasası kurulduğunda
hiç çalışmıyordu. Bizler destek olduk,
Nereye inmesi gerekir
sizce?
Yüz binde iki normal.
Dünya normu da oralarda.
Bir de destekleyeceksiniz.
Belki baştan daha az para almak lazım.
İMKB mesela yıllardır bunu destekliyor.
Orada yüz binde 1’de borsa payı.
Hisse ağırlıklı bakıldığında
genel olarak yükselen piyasadan
para kazanmayı tercih eden Türk
yatırımcısının düşen piyasada para
kazanma olanaklarını kullanmaya
başladığını düşünüyor musunuz?
Düşen piyasadan da para kazanma
olanakları kullanılıyor. Ancak çok kısa
VOB’da kurumsal yatırımcı İlgİsİ yükselİyor
Portföy yönetimi açısından vadeli
piyasaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türev ürünlerin genişlemesi portföy yönetim
şirketlerinin fon yönetim performansları
açısından nasıl avantajlar sağladı?
SPK’nın maruz kalınan açık pozisyon fon
toplam değerini aşmamak, benchmark ve fon
stratejisiyle uyum sağlamak koşuluyla türev
araçların kullanımına izin vermesi hem portföy
yönetiminde hem de Kurumsal yatırımcılar
arasında (Fonlar, MKYO’lar ve Bireysel
emeklilik fonları) türev araç kullanımını artırdı.
İlk düzenlemelerde yalnızca korunma amacıyla
46 VOBJEKTİF | OCAK 2012
işlem yapılmasına izin veriliyordu. Şimdi
portföyün yapısı bozulmadan varlık dağılımının
daha az zahmetli ve daha az maliyetli ayarlanma
imkanı ortaya çıktı. Kurumsal yatırımcılar VOB
piyasasını 3 amaçla kullanmaktalar: Korunma
amacı, yatırım amacı ve arbitraj. Bunlardan en
çok kullanılanı korunma amacı olmasına karşın,
türlere göre farklılıklar da gösteriyor. Örneğin,
emeklilik fonları daha çok korunma amacıyla
kısa pozisyon alırken, yatırım fonları stratejisine
göre hem korunma hem de yatırım amacını
kullanıyor, hedge fonlar (serbest fonlar) ise her
türlü amaçla işlem yapıyorlar.
İMKB’nin geçen yılın Ocak-Ağustos dönemi
için yaptığı çalışma kurumsal yatırımcıların
VOB alanındaki ağırlığını ortaya koyuyor. Bu
dönemde Kurumsal yatırımcıların toplam işlem
hacmi içinde payı % 32, hesap sayısı olarak
ise % 3 oldu. Kurumsal yatırımcıların toplam
işlem hacmi içindeki dağılımına bakılınca % 53
yerli, % 47 yabancı olarak ayrılıyor. Kurumsal
yatırımcıların toplam endeks işlemlerindeki payı
% 31, döviz işlemlerindeki payı % 48. Buradan
da kurumsal yatırımcıların bilançolarındaki döviz
risklerini VOB işlemleri ile yönetme eğiliminde
oldukları görülüyor.
DÖVİZ SÖZLEŞMESİNDE
HACMİN ARTIŞI İÇİN
KALDIRAÇ ORANININ
ARTIRILMASI GEREK.
BU BİR SEFERBERLİĞE
DÖNÜŞMELİ.
vadeli işlem yapıldığı için oynaklığın
fazla olduğu zamanlarda pozisyonlar ters
kalabiliyor. Bu da zararlı işlemlere neden
oluyor. Bu konuda yatırımcıların zarar
durdurma noktalarını belirlemeleri ve
uygulamaları hayati önem taşıyor.
Döviz sözleşmeleri için neler
yapılabilir? En yakın vadeye
yoğunlaşan hacim ve ihracatçıların
çekilebilmesi için ne düşünülebilir?
Kaldıraç. Orada da piyasanın belirli
bir promosyonla işlem hacmine
kavuşması lazım. Yatırımcının bankayla
kendi line’ını kullanarak forward işlem
yapıyor. Ayrıca tam kendi vadesine
opsiyonunu da yapabiliyor. O yüzden
VOB tarafına ilgi eksik kalıyor. Bir
de tabii eğitim konusu var. İMKB’de
geçen sene faaliyet karları yüzde 20 arttı
ama net karlar yüzde 12 düştü. Bunun
sebebi işte kur yönetimini bilmemek.
Uluslar arası şirketlerin tümünde Hazine
bölümü var ama yerli şirketlerinin çok
çok azında var. Hazinesi olan şirketler
forward işlemler ile kur yönetimini
yapıyor, ama diğer şirketler kullanmıyor.
Bunlarla ilgili olarak İMKB’nin
seferberliği gibi bir seferberlik yapılması
lazım.
Forward işlemlere nazaran vadeli
işlemler nasıl daha cazip hale
getirilebilir?
İşte maliyet ve işlem hacmi ile.
Maliyetleri düşürdüğümüzde
işlem hacmi gelirse, kaldıraç
oranı da söz konusu olduğu için
bir miktar artırılabilir. Ama ne
kadar artırabilirsiniz, bilmiyorum.
Örneklemek gerekirse; 1 milyon dolar
tutarında korunma yaratmak isteyen
bir ihracatçı firma, bu korunma için
VOB’da yaklaşık 100 bin dolar karşılığı
TL ve benzeri bulundurmak zorunda.
Oysa aynı firma zaten akreditif ilişkisi
olan bankayla iyi ilişkileri sayesinde
100 bin doların onda biri kadar hatta
çok daha azı kadar bir teminatla
bu işlemi yapabiliyor. Bu durumda
firmanın yaptığı işlem bir borsada
gerçekleşmediğinden fiyatlar deklare
olamıyor ve ve rekabet koşulları
saydam hale gelemiyor. Yapılması
gereken özellikle korunma amaçlı
işlemler için teminat kaldıraçlarının
daha yüksek hale getirilmesi diye
düşünüyorum.
Kaldıraçlı işlemler bu piyasayı nasıl
etkileyecek?
Kaldıraçlı işlemlerde de yapıyı buna
göre kurmak lazım. Kaldıraçlı işlemleri
VOB yapmayacaksa, o piyasaya yönelik
kontratlar yapılabilir. Otomatik emir
kapama olacak. Teminat sistemleri
düzgün çalışacak. Kaldıraçlıya benzer
bir yapı kurmak lazım. Zaten kaldıraçlı
işlemler olacaksa, VOB’daki döviz
sözleşmeleriyle uğraşmaya gerek kalmaz,
doğrudan kaldıraçlı şekilde yürünebilir.
O daha rahat ve kolay bir yol.
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 47 RÖPORTAJ
Erhan Topaç
Döviz opsiyon sözleşmeleri geldiğinde
piyasa açısından ne değişebilir?
Konrat spesifikasyonları henüz bize
gelmedi. Ama orada çok iyi kontrat
tanımları lazım. Yani İMKB 30 üzerine
opsiyonlar tutar ama dövizde tutması
için piyasanın benimseyeceği yapı
lazım. Fiyatlandırması uygun olacak.
Bankalarda yapılanlara uygun olacak.
O zaman daha şeffaf olacağı için
tutulabilir.
uzun vadeli kontratlar da çıkarılabilir. O
olursa dünyada işlem hacminin neredeyse
yüzde 30’u faizdir.
Opsiyonu şu anda yapmanın maliyeti
aracılık maliyetleri devreye girdiği
için son derece yüksek. Bu avantaj
sağlayacak mı?
Fiyatlandırması da tabii son derece
önemli opsiyonların. Onun fiyatlaması
en önemli unsur. Opsiyonlar, hisse
vadelileri SPK iznini ve yeniden
yapılanmayı bekliyor. Bu sene sermaye
piyasaları açısından yeniden yapılanma
yılı. İstanbul Finans Merkezi ile ilgili de
kararlar verilecek. İMKB’nin özel şirket
haline dönüşmesi, yatırımcı seferberliği
de söz konusu olacak. VOB’un da bu
bağlamda İstanbul ayağı olacak diye
düşünüyorum. O çok kolaylaştıracak
işleri diye düşünüyorum.
Vergi konusunda yapılabilecek neler
var? Hangi alanlarda dezavantaj
görüyorsunuz?
Arbitrajda fiili teslimlerde vergi
konusu çözüldü. Dövizde de çözüldü.
Ama çoğunda fiziki teslim yok. Örneğin
kaldıraçlı işlemlerde BSMV kalıyor.
Dünyada yok. Bizde de kalmaması lazım.
Piyasa yapıcısı olan aracı kurumlar için
vergi de BSMV de kalıyor. Üstelik bu çok
da yanlış bir BSMV. Piyasa yapıcısıysan,
müşterine karşı pozisyon aldığın için her
karlı ürün için ödüyorsunuz. Zararda
işlemleriniz de var, ama ondan mahsup
edemiyorsunuz. Dolayısıyla çok daha
fazla vergi ödeyebilirsiniz. Bu nedenle
piyasa yapıcısı belgesi almamıza rağmen
white label olarak çalışacağız. Emirleri
ileteceğiz, aracı gibi çalışacağız. Orada
da yüzde 5 BSMV var. Tahvil ve faiz
piyasasına yönelik düzeltmeler yapılması
lazım. Aslında bunların tümünü İstanbul
Finans Merkezi projesi çerçevesinde en
kötü Londra gibi yapmak gerek. Çünkü
önümüzdeki en iyi finans merkezi örneği
Londra. Yatırımcıyı buraya çekmek için
üstün şartlar dışında maliyet olarak
daha iyi olmanız lazım. Çünkü bizde
öyle bir para yok. Sermayeye sağlanacak
iyi şartların başında vergi geliyor. Bir
de kendi piyasasına çok fazla müdahale
etmeden serbest piyasaysa tam serbest
piyasa olması lazım.
İMKB ödünç piyasasının
çalışmamasının VOB’daki
işlem hacmine etkisini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Bu çok önemi bir nokta. Hisse satıp
VOB alarak başlayamıyorsunuz.
Zaten bunu yurtdışı kaynaklı bazı
şirketler yapabiliyor, onlar da işlem
hacminde çok önemli bir pay alıyorlar.
Onlar aslında piyasanın yarı karını
yiyor arbitrajda. Ödünç piyasası
aktifleştirilirse, hisselerin ödünç
alınabileceğine emin olunsa veya T+2
ödünçten garantileyebilseniz, VOB’daki
işlem hacmi en az yüzde 30 artar.
Ödünç alabileceğimi bilirsem İMKB
30’u, VOB’u alarak da başlayabilirim,
onu satarım ve hacim daha da artar.
Buna yönelik çalışmalar var. Takasbank
sözleşmelerle ödünç verebilir. Bu
yapılırsa MKK üzerinden endeks
kontratlarında işlem hacmi daha da
artar.
Faiz sözleşmelerinin yeterince ilgi
görmemesini neye bağlıyorsunuz?
Bence orada büyük bir toplantı
yapmaları lazım. BSMV belirsizliği
48 VOBJEKTİF | OCAK 2012
Mart ayında gecelik repo sözleşmesi
devreye girecek. Burada nasıl bir tablo
oluşabilir?
Deneyip görmek lazım. Son dönemde
gelen sözleşmelerin çoğu için aynı şey
söylenebilir. Ancak bankalar sahip çıkarsa
bunların hepsi yürür.
var, maliyet var. Çünkü o maliyetler
yeterli değil. Faiz gibi marjları düşük
olan unsurlar için borsa payları yüksek
kalıyor. Ürün tanımları gözden geçirilir,
ama bankaların da buna sahip çıkıp adım
atmaları lazım. Çünkü bankalarda risk
yönetimi için de en önemli unsur bu.
BDDK’nın da devreye girip bu işi çözmesi
lazım. Banka nasıl üç aylık mevduat
toplarken iki senelik kredi verecek? Bunu
ancak VOB’da hedge ederek yapabilirsin.
BDDK risk tanımlarını da Basel 3
temelinde yeniden yaparsa bankalar
risklerini buna göre hesaplar. Böylece
burada da işlem hacmi patlar. Tanımlar
tam yapılmadığı için vade farkları
risk tanımına girmiyor. Biraz BDDK
biraz bankaların devreye girip burayı
çalıştırmaları lazım. Ürün tanımlarının
da üzerinden geçilmesi gerekir. Daha
Açığa satış yasakları geçİcİ olmalı
Açığa satış işlemlerine yönelik olarak
son dönemde Avrupa başta olmak
üzere yaşanan yasaklamaları nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Açığa satış, hisse senetlerinde likiditeyi ve
derinliği artıran bir uygulamadır. Borsaların
düştüğü dönemlerde düşüşü hızlandırıcı
etkisi nedeni ile açığa satışın sınırlanması ya
da yasaklanması yönünde görüşler ortaya
çıkıyor. Kriz dönemlerinde yurt dışında bazı
ülkeler geçici olarak açığa satışı yasaklamış
durumda. Türk sermaye piyasasında açığa
satış sıkı kurallara tabi olduğu için etkisi
de sınırlı (up tick kuralı ve sahip olunan
özkaynağın %70’i-son olarak %40’a indirildi).
Kriz dönemlerinde alınan tedbirlerin geçici
olması esastır. Ödünç piyasasının etkin
çalışması ile açığa satış kuralları esnetilebilir.
Genel olarak açığa satışın piyasalara pozitif
katkısı vardır.
risk içerir. Teorik olarak ortalama getiri
volatilitenin yani standart sapmanın
altındaysa bu bir oyundur. Hisse senedi
son senelerde oyun teorisinin üzerine
çıktı. Ama kaldıraç oldu mu bu yüzde 100
oyun teorisine girer. Ne kadar kaybetmeyi
göze alıyorsa yatırımcının o kadar parayla
girmesi gerekir. Kaldıraç kullanıldığı
taktirde çok daha hızlı para kaybetme
olasılığı var.
TOPTAN PAZAR İLE
İLİŞKİSİ SAĞLANIRSA
ELEKTRİK
SÖZLEŞMELERİNİN ÇOK
BÜYÜK İLGİ GÖRMESİNİ
BEKLİYORUM.
Son gelen elektrik sözleşmeleri için ne
düşünüyorsunuz?
Enerji konusunda yaratıcı kontratlar
yapıp işlem hacmi yaratılabilirse çok
başarılı olunabileceğine inanıyorum.
Çünkü orada bir de toptan piyasa var.
Spotu düzgün yaptırılabilirse, onun
vadelisi çok iyi çalışır. Aynı riskler DUY
piyasasında da var. Oradan alınıyor, sonra
satılıyor. Dönem dönem riskler şirketler
için çok artıyor. Enerjiyi aldığınız saate ve
güne göre çok değişiyor. Oysa müşteriye
belirli saatler için taahhüt veriliyor.
Ciddi riskler var. Toptan taraf ile birlikte
çalışılması halinde çok daha aktif işlem
hacmi sağlanır. Şu anda hacmin eksik
kalmasının gerekçesi spotla birlikte
çalışmayı sağlamak.
Eğitim ve bilgilendirme bacağı
konusunda neler yapılabilir?
Yatırımcı toplantıları yapılması gerekir.
Türkiye’de yatırımcılar ile kurumlar
arasında eğitim ve bilgilendirme
buluşmaları yapılması şart. SPK 30’uncu
yıl konferansında da gördük. İyi bir
kurumun en az 10 haftada bir yatırımcı
bilgilendirme toplantısı yapılması gerekir
deniliyor yurtdışında. Bizde bunlar sıfır.
Hem yatırımcı grubu oluşturmak için
hem trader oluşturmak için çok eğitim
vermek gerekir. Yurtdışında hemen her
hafta algoritmic trading, yüksek frekanslı
işlemler gibi eğitimler var. Bizde bunlar
yok. Yatırımcıların geçmişteki kayıplarını
da şeffaf şekilde açıklamak gerekir diye
düşünüyorum. Yeni yatırımcı yaratmak
lazım. VOB’un gelişimindeki yükseliş
hızındaki yavaşlamanın da aşılması
mümkün olur diye düşünüyorum.
bunun üzerinde kayıplar oluştuğunu
görüyoruz. Para kazananlar açısından
bakıldığında yabancıların öne çıktığını
görüyoruz. Arbitraj ve ters arbitraj
işlemlerinden para kazanıyorlar. Açığa
alım satım yönünde büyük işlem
yaptıkları için ciddi para kazanıyorlar.
Aynı şeyi varantlar için de söylemek
mümkün.
Bireysel yatırımcının işlem iştahında
sermaye eksikliği ve kaldıracın hangi
ölçüde etkisi var?
Hisse senedi kaldıraç olmadan da
Kaldıraçlı işlemlerde yetkilendirmeler
ve süreç nasıl işliyor?
SPK yetkilendirme aşamasında gerekli
adımları atıyor. Düzenlemeler yapıldı.
Bu arada birçok yabancı şirket bu konuya
ilgi gösteriyor. 20 kadar aracı kurum el
değiştiriyor. Yabancılar piyasaya giriyor.
Rekabet orada da olacak. Bu işte reklam
ve tanıtım çok önemli. O tarafta da
düzenlemeleri yapmaya çalışıyor SPK.
Çok riskli bir ürün. Onlar da yapılacak
ama yatırımcıların çok dikkat etmesi
gereken bir piyasa.
Kaldıraçlı işlemlerin hangilerinin
ağırlıklı olarak ilgi görmesini
bekliyorsunuz?
Euro/dolar gibi görünüyor şu
anda. Altın da öyle. Ağırlık öyle.
Denemelerimizde de hacim daha çok
orada oluşuyor. Zaman zaman bazı
ürünler daha da artabiliyor. Örneğin
Bireysel yatırımcıların VOB’daki
performansını nasıl görüyorsunuz?
İşin doğası gereği, yatırımcıların
yarısının kaybettiği bir piyasa. Ama
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 49 RÖPORTAJ
Erhan Topaç
VOB’ DA İŞLEM
YAPARKEN BUNLARI
UNUTMAYIN:
1) En önemli konulardan biri yapılan işlemin
kaldıraçlı olmasıdır. Kabaca 1 e 10 kaldıraçlı
işlem yapıldığını düşündüğümüzde 10.000.TL sözleşme büyüklüğünde 1.000.- TL
teminat yeterli olmaktadır. Dayanak varlık
fiyatındaki %1’ lik değişim Vadeli işlemler için
yatırılan teminatlara % 10 kazanç yada kayıp
olarak yansımaktadır.
2) İkinci önemli konu yatırımcıların Vadeli
İşlemler hesaplarındaki teminatlarının tümü
ile pozisyon açmalarıdır, bu durumda alınan
pozisyonun tersi bir gelişme olduğunda zarar
edilen tutar toplam teminattan düşülmektedir.
Toplam teminatın % 75 oranına gelindiğinde
VOB’ taki teminatlandırma gereği açılan
pozisyonun devam ettirilmesi için mevcut
teminatın başlangıç teminatına yükseltilmesi
istenmektedir. Teminat tamamlama isteği
yerine getirilemediğinde aradaki fark pozisyon
azaltarak kapatılmakta ve mevcut zarar
realize edilmektedir.
3) Vadeli İşlem Borsasında varlık fiyatlarının
yükseliş ve düşüşlerinde yatırım yapma
imkanı vardır, o nedenle pozisyon
açılırken daha iyi piyasa ve risk analizi
yapılmalıdır. Fiyatlardaki oynaklık VOB
teminatlarına yüksek oranda yansımakta
bu da yatırımcıların panikle pozisyon
değiştirmelerine neden olmaktadır.
4) Vob sözleşmelerinde dikkat edilmesi
gereken diğer bir konu varlık fiyatlarının vade
tarihi fiyatı üzerinde zaman değeri olmasıdır.
Aşırı alım ya da aşırı satım noktasına gelmiş
varlık fiyatlarında zaman değeri (vadeye
kalan gün faiz farkı) eklendiğinde ortaya çıkan
fiyatların bu açıdan da değerlendirilmesi
önemlidir.
İsviçre frangı gündemdeyse oralarda
oluyor veya petrolde alım satımlar
olabiliyor. Tüm ürünler var ama
öğrenme süreci devam ediyor hem
bizim hem yatırımcıların tarafında.
Şu anda buralarda epey bir işlem var
deniliyor. Ama daha yaygın hale gelmesi
lazım. Adı geçen 20 kurum da gelirse
Takasbank süreçleri de hızlanır. Yıl
sonunda günlük yaklaşık 20 milyar dolar
civarında bir işlem hacmine ulaşılır diye
düşünüyorum. Rakam yüksek ama 20
milyar doların yüzde 1’i bakılınca 200
milyon dolar gibi bir rakamdır. Hedge
amaçlı işlemleri çok artırmak lazım.
Ama öbür türlü tamamen spekülatif
hareketlerin öne çıktığı bir piyasa olur.
Örneğin euro/dolarda işlem hacminin en
az üçte biri korunma amaçlı olursa işin
bazı sağlam olur. Yoksa sadece spekülatif
bir hacim olursa sağlıklı piyasa oluşmaz.
Örneğin ithalat ve ihracat yapan
ya da her ikisini de yapan firmaların
bu piyasalara çekilmesi gerektiğini
söylüyorsunuz…
Tabii, örneğin son dönemde
euro/dolar paritesinde çok büyük
hareketlenme oldu. Ama Alman
şirketlerinin hiçbirinin karında bir
azalma yaşanmadı. Neden? Çünkü her
şirketin Hazine departmanı var. Mesela
çelik üreticilerinin gidip kendilerini
hedge edebilmesi lazım. Biz de o nedenle
biraz daha bu alanlara yönelmeyi
düşünüyoruz. Hacimlerin önemli bir
bölümünü o tarafa kanalize etmeyi
düşünüyoruz. Çünkü sadece spekülatif
işlem yapan yatırımcılarda büyük
zararlar olacak.
Kaldıraçlı işlemlerin VOB’daki
kontratlara etkisinin nasıl olmasını
bekliyorsunuz?
Kaldıraç oranının çok yüksek olması
arada büyük bir farklılık yaratacak. Reel
sektör için de 1’e 100 ile hedge etmek çok
daha kolay gibi görünüyor.
Saat konusundaki kısıtlamalar da
ortadan kalkacak sanırım?
İster istemez. Biz gece vardiyasını
koyduk. Vadeli İşlem ve Opsiyon
Borsası için de aynı şeyi söylemek
mümkün. Hatta şu anda 5x24 olan
vardiyanın da Pazar akşamlarını da
kapatacak şekilde düzenlemek lazım.
Çünkü Pazar gecesi Asya piyasaları
50 VOBJEKTİF | OCAK 2012
AVRUPA’DA HER
ŞİRKETİN HAZİNE
BİRİMİ VAR. BİZDE
YOK. ONLAR KURDAN
ETKİLENMİYOR, BİZ
DARBE YİYORUZ.
açıldığında seviyelerde teminatlandırma
açısından ciddi sorunlar doğabiliyor.
Yatırımcıların da tüm bunlara dikkat
etmesi lazım. Riskin kaybetmeyi göze
alan yatırımcılar tarafından bilindiği
bir piyasa lazım. Yatırımcıların ne
kadarının zarar ettiğinin de oransal
olarak açıklanmasının yararlı olacağını
düşünüyorum. İnsanların bilerek girmesi
gerek. Çok ciddi eğitimler yapmadan
insanları piyasaya yöneltmemek lazım.
Tek hisse opsiyonları için nasıl bir yapı
kurulmalı?
Önce endeks opsiyonlarının açılması
lazım. Hisse opsiyonları açılabilir,
örneğin 10 hisse için. Hisse vadelileri
de açılmadığı için ikisi bir arada da
yapılabilir. Ama burada koordinasyonun
spot piyasa ile çok iyi organize edilmesi
lazım. Kötü örnekleri görüldü. En
azından İMKB ile birebir sistemin
çalışması lazım. İMKB’den haber
geldiğinde, tahta kapandığında birebir
organize olması lazım. Ama bu yapının
bir an önce kurulması lazım. Çok uzadı
çünkü. Sermaye Piyasası Kurulu onayı
çıktıktan sonra tek hisse senedine dayalı
sözleşmelerin piyasanın gelişimine önemli
katkı sağlayacağı ve opsiyonlar ile birlikte
nette yüzde 25 civarında vadeli işlem
hacmine katkı yapacağını öngörüyoruz.
Opsiyon sözleşmelerinin başlangıcında
çıplak açığa satışa yönelik herhangi bir
önlem alınması gerektiğini düşünüyor
musunuz?
Ülkemizde açığa satışın sıkı kurallara
tabi olması nedeni ile olumsuz etkisi
neredeyse olmayacak. Bu sebeple opsiyon
sözleşmelerinin başlangıcında açığa
satışa yönelik herhangi ek bir önlem
almaya gerek olmayabilir. Ürün tanımları
geldiğinde bu konuda daha somut öneri
verebiliriz.
VOB
YATIRIMCILARINA
TAVSİYELER
1) Pozisyon açılırken gereken başlangıç
teminatı dışında gerektiği zamanda
kullanılmak üzere yedek teminat
bulundurulmalıdır.
2) Yatırımcılar katlanabilecekleri zarar
oranında pozisyon açmalıdır.
3) Karlı pozisyonlar daha fazla kar etme
mantığı ile tutulmamalı yeterli görülerek
kar realize edilmelidir.
4) Belirli seviyeler belirlenip Stop-Loss
(zarar durdurma) emirleri girilmelidir.
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 51 RÖPORTAJ
Ayşen Zamanpur
Oyun planını
pozİsyona gİrmeden
kurmak lazım
Moğolistan kaşmirini işleyip dünyanın dört bir yanına satan Silk&Cashmere’in
yaratıcısı Ayşen Zamanpur, kura çok duyarlı bir sektörde faaliyet gösteriyor.
Zamanpur, kendi kur riskini nasıl yönettiğini anlatırken, vadeli piyasada risk
yönetiminin nasıl yapılabileceğine dair sinyaller de veriyor.
1
CEREN DİLEKÇİ
52 VOBJEKTİF | OCAK 2012
990’lı yıllarda imzalanan Gümrük Birliği
anlaşması, Türkiye’de dış ticaretin
müthiş boyutlara ulaşmasıyla sonuçlandı.
Dünyanın dört bir yanına iş yapmaya
başlayan Türk girişimcileri, zaman
ve mekan tanımaksızın yeni ticaret
bağlantıları kurdu, bunları geliştirdi. Bu
isimlerin en inovatif olanlarından biri
Ayşen Zamanpur.
Binlerce yıllık geçmişi olan ipek
ve kaşmiri kaynağında alıp işleyerek
Türkiye’de yepyeni bir marka konsepti
yarattı. Silk&Cashmere, yaptığı iş gereği
kur riskini en iyi yönetmesi gereken
şirketlerden…
Dövizle aldığı hammaddeyi işleyip,
zaman zaman yurtdışında, ağırlıklı
olarak da yurtiçinde satıyor. 2011 yılında
önceki yıla kıyasla yüzde 39 büyüyen
Silk & Cashmere, uluslararası pazarlarda
ipek ve kaşmir ürünlerde önde gelen
markalardan biri olma hedefine yeni
ortağı Eastgate Capital Group’la birlikte
yürümeyi planlıyor.
Markanın yaratıcısı Ayşen Zamanpur,
iş yapış biçimi ve kur riskini yönetim
şekliyle ilgili sorularımızı yanıtladı…
Yeni bir ortaklığınız oldu. Bu ortaklığa
kapıyı hangi bölgelerde, kaç mağaza ve
satış noktası ile açtınız?
Silk&Cashmere’in dünya genelinde
mağaza, bayi ve corner dahil olmak üzere
152 satış noktası var. Bu noktalar dünya
üzerinde ‘prime location’ denilen seçkin
satış noktalarında bulunuyor. En son
Paris St.Germain’de kendi mağazamız
açıldı. 2011 yılında önceki yıla kıyasla
% 39 büyüdük. 2012’de Shenyang
mağazasının açılış hazırlıkları devam
ediyor. Silk & Cashmere Avrupa’nın en
önemli moda şehirlerinde bulunuyor.
Örneğin İsviçre, Fransa, Yunanistan,
İtalya, Almanya, Belçika gibi ülkelerde
varız. Ayrıca Fas, Letonya, Azerbaycan,
Cezayir, KKTC, Kanada, Gabon,
Karayipler ve İran’da da mağaza ve
cornerlarımız yer alıyor. Dünyaca ünlü
oteller zinciri Club Med Tatil Köylerinde
de Silk & Cashmere markalı ürünler satışa
sunulmuş durumda.
Yeni yılda girmeyi düşündüğünüz yeni
bölgeler var mı?
2012 yılında da bayilik sistemi ve
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 53 RÖPORTAJ
Ayşen Zamanpur
kendi mağazalarımız ile büyümeyi
hedefliyoruz. Bunun için New York,
Londra ve Milano şehirlerinde kendi
Silk & Cashmere mağazalarımızı açmayı
hedefliyor ve ayrıca Silk &Cashmere
Los Angeles, Tayvan ve Brüksel de
mağazaların ve/veya satış noktalarının
yer almasını planlanıyoruz.
Satış noktalarınız Avrupa ağırlıklı.
Avrupa Birliği borç krizinin etkisini
satışlar üzerinde gördünüz mü?
Avrupa’da yaşanan krize rağmen,
Silk & Cashmere Avrupa da büyümeğe
devam etti ve ediyor. Silk & Cashmere
bu başarısını, böyle bir dönemde corner
ve mağaza açarak oluşturduğu stratejik
planlamaya borçluyuz. “Niş” bir marka
oluşumuz, Avrupalı kaşmir müşterisinin
markamızı sevmesi, kalite ve ulaşılabilir
fiyata aynı anda sahip olması bu
başarıda önemli bir etken oldu.
Kaşmiri Moğolistan’dan
alıp Türkiye’ye getiriyorsunuz,
hammadenizi ithal ediyorsunuz.
2011’de kurdaki oynaklığın dikkat
çekici boyutlara ulaştığını gördük.
Kurdan etkilenen bir iş yapınız var, kur
kaynaklı finansal kayıplarınız oldu
mu? Kur riskini nasıl hedge ettiniz?
2011 yılındaki kurların hareketliliği
nedeniyle tedarikçi anlaşmalarımızı
ve finansman kaynaklarımızı
yeniden gözden geçirme fırsatı
yarattık. Mayıs ayından itibaren
kurdaki hareketlenmeden minimum
etkilenmek için dış kaynaklarımızı
dengelemek amacıyla Türk Lirası
borçlanmayı tercih ettiğimiz aylar oldu.
Ayrıca tedarikçilerimizle yaptığımız
kontratları revize ederek erken
ödeme avantajlarından yararlandık.
Dış kaynaklarımız arasında denge
kurarak, kur farkı giderlerimizi toplam
DIŞ KAYNAKLARIMIZ
ARASINDA DENGE
KURARAK KUR FARKI
GİDERLERİMİZİ TOPLAM
GİDERLERİN YÜZDE 15’İ
SEVİYESİNE İNDİRDİK.
54 VOBJEKTİF | OCAK 2012
finansman giderlerimiz içinde yüzde
15 seviyelerinde tutmayı başardık.
Böylece hem kurlardaki hem de kaşmir
fiyatlarında hareketliliği kendi lehimize
kullanmış olduk.
Kur ile ilgili yönetiminizde vadeli
piyasa kullanımı konusunda ne
düşünüyorsunuz?
İthalatçılar kur riskinden korunmak
için bu aracı kullanıyorlar. Ancak bu
yatırım deneyimli bir finans direktörü
ile sağlıklı yürüyebilir. Çünkü piyasayı
çok iyi takip edip analiz etmek gerekiyor.
‘’Piyasa nereye giderse, ben ne yaparım’’
sorusunu pozisyona girmeden önce
yanıtlayıp ayrıntılandıran bir oyun
plânı geliştirmek gerekiyor. Bu plân bilgi
ve deneyim, tavizsiz bir risk yönetimi,
sistematik yaklaşımla beslenirse başarıya
ulaşabilir.
Kendi markanız adına başarınızın
arkasında yatan etmenleri nasıl
özetlersiniz?
Her zaman söylediğim gibi başarı
sözcüğünü tehlikeli bulurum çünkü
içinde hem böbürlenme hem rehavet
TÜRKİYE’NİN GİRİŞİMCİLİK RUHUNU ORTAYA ÇIKARMASI ŞART
Türkiye’nin en başarılı kadın
girişimcilerinden birisiniz. Türkiye’de kadın
girişimci sayısı, Avrupa ortalamasının
oldukça altında. 80 bin kadın girişimciye
karşılık, 1.3 milyon erkek girişimci
bulunuyor. Kadın girişimciliğinin geri
kalmasının nedenleri sizce neler? Siz bir
kadın olarak engelleri nasıl aştınız?
On sekiz yıl önce kendi işimizi kurarak çok
farklı bir alanda iş yaratmak kararı verdiğimizde
seçimimizin ne denli önemli olduğunu bugünkü
gibi algıladığımı söyleyemem. Zaman içinde
gelişen markamızın başarılı bir girişimcilik
örneği olduğunu kamuoyu hissettirmeye
başladığında; girişimcilik kişiliğinin ve ruhunun
adaletli bir toplumun gelişmesindeki rolü ve
önemini daha da çok kavramaya başladım.
Bugün markamızın geldiği noktada girişimci
kişiliğinin ve girişimcilik ruhunun tek başına
her şey olamadığını ama bu ruhu besleyen
toplumsal bir iklim oluşmadıkça da ilerleme
yolunda gereken mesafelerin alınamayacağını
net bir biçimde gördük. O nedenledir ki bireysel
ve toplumsal anlamda barışçı, adil, özgüvene
sahip bir toplum olabilmek için mutlaka
girişimci insan kaynağını besleyen ve güçlü
bir şekilde destekleyen bir yönetim anlayışına
sahip olmanın her şeyden daha önemli olduğu
noktasına ulaştım.
Girişimci kavramına genel bakışınız nedir?
Girişimci, dünya genelinde eğilimlerin yarattığı
fırsat ve tehlikeleri öngören, kendi olanak ve
kısıtlarıyla fırsat ve tehlikeler arasında dengeler
kuran insandır. Girişimci düş kurar, düşlerini
projelere dönüştürür. Bu projelerin ayaklarının
yere basmasını sağlayarak hayata geçirir.
Burada en önemli nokta şu; girişimciler sadece
zenginlik yaratmaz, aynı zamanda sosyal
adalete de yardımcı olurlar. Bunun kavranması
ve desteklenmesi bence atılacak adımların
en önemlisidir. Bir noktanın altını çizmeliyiz.
Girişimciler toplumun tüm katmanlarında hak
ettikleri değeri ve önemi bulduklarında, yani
topluma girişimcilik ruhu hakim olduğunda
sosyal adalet artacaktır. Çünkü onlar mevcuttan
beslenmezler; yoktan var ederler, istihdam
yaratırlar, katma değer yaratırlar, zenginliğin
paylaşımını sağlarlar. Devletin yükünü
hafifletirler...
marka felsefesini, ruhunu aşılayabilmiş
olmaktır.. İnanıyorum ki S&C’de
kuryemizden, finansman müdürüne,
stok kontrol elemanından, dış pazarlama
koordinatörüne, hepimizde marka ruhu
ve bilinci var...
Yabancı ortaklıkla birlikte yeni hisse
dağılımı nasıl şekillendi?
Eastgate Capital Group ile ortaklık
anlaşması sonrasında Şirketin çoğunluk
hissesi bizde yani Zamanpur ailesinde
kalmaktadır.
barındırabilir. En kırılgan nokta bu
olabilir işte. Kaldı ki başarı kavramının
çok göreceli olduğuna da inanıyorum. Biz
her gün sabah işe geldiğimizde ne kadar
başarılıyız diye oturmuyoruz. Tam tersi
günümüz hep yorgun bir çabayla geçiriyor
ve aklımızda hep giremediğimiz pazarlar,
karlılığından hoşnut olmadığımız
noktalar, kaçırdığımız fırsatlar var.
Hem koleksiyon, hem mağazacılık,
hem de yönetim açısından kalitemizi
her gün arttırmak için sürekli uğraş,
ekibimizin tüm vaktini alıyor. Her
başarının arkasında birçok başarısızlık
Toplum katmanları arasındaki gelir farkının
daha adil dağılımından söz ediyorsunuz…
Toplumdaki zenginlik oluşumunu az sayıda
aşırı büyük dev kuruluşlarla sadece dikey
büyütmek yerine, toplum geneline yayılmış
daha sağlıklı yatay bir büyümeyi getirerek
ülkenin kırılganlığını da azaltırlar.
Çağımızın zenginlikleri artık sadece
toplumların kişi başı gelirleriyle, bankalarının
büyüklükleriyle, kurumlarının bilançolarıyla
ölçülmüyor. Zenginlik çağımızda “üretilen ve
hayata geçirilen projelerle” ölçülüyor.
Bu projeleri, yani zenginliğin arka planını,
toplumların sahip olduğu girişimci ruh ve bu
ruha sahip olan insanlar yaratıyor. Girişimci,
toplumda sadece siyasi sorumluların değil,
girişimcilerin, kamu yönetimi üstlenmiş
sorumluların, sivil toplum inisiyatiflerinin
ve toplumun geleceğini oluşturan karar
ve kurumları yaratan herkesin en büyük
zenginlik kaynağıdır. Onların, girişimci ve
girişimci ruhunun korunması, geliştirilmesi,
yaygınlaştırması ve derinleştirmesine ilişkin
sorumlulukları vardır.
örneği de olabiliyor ama biz yılmıyoruz.
Markamıza çok inanıyoruz çünkü
evrensel bir zevk yakaladığımıza ve
dünyada kaşmir ve ipek alanında ciddi
olarak ses getirdiğimize inanıyoruz.
Sadece sunu söyleyebilirim S&C çok
güzel bir düşün, son derece doğru
bir projelendirilmesiyle gerçeğe
dönüşmüştür. Bu arada bir başarı
varsa bu işe emeğini veren çok sağlam
bir ekibin başarısıdır. Güzel olan bu
ekibi kurmuş ve korumuş ve her gün
geliştirmiş olmak. Ve ayrıca beni en
mutlu eden şey bu güzel güçlü ekibe
Bu sorumluluğun özünde de daha ilkokuldan
başlayan ve yaşam boyu devam eden yaratıcı
düşünceye dayanan, ezberden, ön yargılardan,
kalıp düşüncelerden uzak bir eğitim ve öğretimin
desteklenmesi vardır.
Bunun sağlanması için hukuki bazda ne
yapılabilir?
Girişimciliği ilgilendiren tüm hukuksal
düzenlemelerin Avrupa Birliği standartlarında
olması önem taşır. Türkiye’nin en büyük
zenginlik kaynaklarından biri olan maalesef
henüz hak ettiği şekilde yaşatılamayan
girişimcilik ruhu bir an önce ortaya çıkartılmalı.
Bunun için “girişimciliğin desteklenmesi”
konusunun öncelikle siyasi yöneticilerimiz,
daha sonra önceden sözünü ettiğim kurumlarca
adeta seferberlik gibi algılanması gerektiğini
düşünüyorum.
Genç kadın girişimcilere ne gibi
önerileriniz var?
Genç kadın girişimcilere önerilerim şunlardır;
yaptığınız işe odaklanın, küçük hesap
yapmayın, dünyayı izleyin, farklılık yaratın, kolay
Eastgate Capital Group, daha çok
hangi alanda Silk&Cashmere’e destek
sağlayacak?
2010 ve 2011 yıllarında önemli bir
büyüme kaydettik. Önümüzdeki 5 yılda
Türkiye’deki yerimizi sağlamlaştırırken,
uluslararası pazarlarda ipek ve kaşmir
ürünlerde önde gelen markalardan
biri olma hedefimize Eastgate
Capital Group’la yaptığımız ortaklık
anlaşmasının önemli katkısı olacağını
düşünüyoruz. Eastgate Capital Group’un
kurumsal altyapımıza yapacağı katkıları
da düşünürsek, büyüme planlarımızı
ürün kalitesinden, şirket değerlerimizden
ödün vermeden perakendede sözü
edilecek uygulamaları küresel boyutta
hayata geçirme yolunda çok doğru bir
adım attık.
her türlü işten kaçın, ekiplerinizi büyütün ve
koruyun, aile ve iş dengesini kurmanın yollarını
yaratın.
Benim yarattığım bir model değil ve cinsiyetle
ilişkisi de yok ama ben şeffaf, açık, net kurallar
ve kriterler koyan, çalışanlardan beklentilerini
somut olarak belirten, karşı tarafı dinleyen, karar
mekanizmasına mümkün olduğunca geniş bir
kesimi sokmaya çabalayan, cezalandırmaktan
çok ödüllendirmeye inanan; adaletli, sözüne
güvenilir ve işin tüm alanlarını olmasa da
bütününü çok iyi bilen, takip eden ve bunu
hissettiren bir yönetici olmayı istedim hep;
bunun ne kadarını başardığımı çalışanlara
sormakta fayda var, benim görüşüm sübjektivite
taşır. Girişimcilerin desteklenmesi ülke çıkarına
bir davranıştır. Bir ülkede eğer girişimcilerin
büyümesine, gelişmesine yol açan bir iklim
yaratılır ve yaşatılırsa tahmin edilmeyecek bir
potansiyel doğar.
Bu nedenle Kagider’in üyesiyim, bu nedenle
girişimci adayları ne zaman çağırsalar mümkün
olduğunca, programıma uydukça gidip onlarla
konuşmalar yapıyor, deneyimlerimi seve seve
paylaşıyorum.
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 55 VOB’DAN HABERLER
MERSİN’DEN
SİNGAPUR’A KADAR
HER YERDE VOB
VOB Almanya’da
Deutsche Börse (Alman Borsası) ve
Alman Kalkınma Bankası (KfW)’in
ortak çalışmasıyla son 15 yıldır
düzenlenen “German Equity Forum”
21-23 Kasım 2011 tarihlerinde
Almanya’nın Frankfurt kentinde
gerçekleştirildi. VOB, Alman ve
uluslararası finansal piyasaların
üst düzey yöneticilerinin katılım
sağladığı bu fuarda bir stant açarak
uluslararası finans piyasasında
kendini tanıtma olanağı buldu.
Fuar süresince düzenlenen Türkiye
Forumu, Alman ve uluslararası
yatırımcılar tarafından büyük ilgi
gördü. Forumda Türkiye’nin temel
ekonomik gelişmeleri ve sermaye
56 VOBJEKTİF | OCAK 2012
piyasaları hakkında detaylı bilgi
verilmiş, Türkiye’deki yatırım
olanakları tanıtıldı.
VOB, 7. FIA ASYA TÜREV
KONFERANSINA KATILDI!
The Futures Industry Association
(FIA) tarafından son 7 yıldır
düzenlenen “FIA Asia Derivatives
Conference” (Konferans) 29
Kasım-01 Aralık 2011 tarihlerinde
Singapur’da gerçekleştirildi. FIA
tarafından Asya’ya özel olarak
düzenlenen Konferans boyunca
Borsamız bir stant açmış ve
Borsamız Genel Müdür Yardımcısı
Sayın Güzin Sarıoğlu “Asia Update”
isimli bir panelde konuşmacı olarak
katılmıştır. Toplam 900 kişinin
ziyaret ettiği fuar ziyaretçileri
arasında, aracı kurumların ve
vadeli işlem borsalarının çalışanları
ve yöneticileri, çeşitli yatırım
fonlarının yöneticileri, şirketlerin
hazine bölümleri sorumluları, aracı
kuruluşlar, bireysel yatırımcılar,
teknoloji şirketleri çalışanları, basın
mensupları, hukuk firmalarının
yetkilileri, bireysel yatırımcılar gibi
farklı mesleklerden kişiler yer aldı.
Toplam 25 firmanın stant açtığı
fuarda tartışılan konular arasında,
“Dodd-Frank Yasası” ve “MiFID”in
yatırımcılara, aracılara ve takas
merkezlerine etkileri; tezgah üstü
piyasalara getirilecek olan yenilikler
konusunda takas merkezleri ve
takas üyelerinin ne gibi hazırlıklar
gerçekleştirdikleri; bu piyasalarda
işlem görmesi planlanan yeni
ürünler ve bu işlemlerin takası
konusunda Asya tarafında görülen
gelişmeler; emtia fiyatlarındaki
volatilite yer aldı.
VOB BURSA ve MERSİN’DE
İHRACATÇILARA RİSK YÖNETİMİ
VE TÜREV ENSTÜMANLARI
ANLATTI
Türkiye İhracatılar Meclisi ile
yapılan protokol çerçevesinde VOB;
SPK, İMKB ve Türkiye Sermaye
Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği
ile birlikte 13 ve 20 Aralık 2011
tarihinde iki farklı şehri ziyaret
etti. VOB, Bursa İhracatılar Birliği
ve Mersin’de bulunan Akdeniz
İhracatçılar Birliği’nde katıldığı
toplantılarda sektör temsilcileri, iş
adamaları, bankacılar, gazeteciler
ve yatırımcılarla bir araya geldi.
Toplantılar boyunca vadeli işlem
piyasaları, türev enstrümanlar ve
risk yönetimi ile ilgili sunumlar
gerçekleştirildi. Söz konusu
sunumlarda, VOB’da işlem gören
sözleşmeler tanıtılarak bu yolla
ihracatçıların döviz kuru riskini nasıl
yönetebilecekleri hakkında da bilgi
verildi.
taşıyor. Mevcut
durumda üyeler,
yeni alım satım
sistemi kullanıcı
ekranlarından ya da
FIX API vasıtasıyla
kendi sistemlerini
kullanarak emir
girebiliyor, işlem
yapabiliyor ve
yapılan işlemlerin
dünya çapında
kabul görmüş
SPAN (Standard
Portfolio
Analysis of Risk) metodolojisi
ile hesaplanmış detaylı risk
hesaplamalarına ulaşabiliyor.
Ateşan Aybars
Eğitim ve Tanıtım Müdürü Şamil
Demirkan, ihracatçılara türev
piyasalar ve türev enstrümanlar
hakkında bilgi vererek, özellikle
ihracatçılar açısından hayati
önem taşıyan risk yönetimine
değindi. VOB’da işlem gören
enstrümanların korunma amacı
ile kullanılabilmesi son derecede
büyük bir önem taşıyor. Bu
kapsamda VOB 2011 yılında TIM
ile bir anlaşma gerçekleştirmiş ve
TIM üyelerine “ALO VOB HATTI”nı
devreye almıştı.
YENİ SİSTEM EĞİTİMLERİ
YOĞUN İLGİYLE DEVAM EDİYOR!
Yeni yılda devreye girecek olan
yeni sistem eğitimlerine VOB hızla
devam ediyor. Bilindiği üzere yeni
sistemde işlem yapabilmeleri için
tüm VOB üye temsilcilerinin yeni
sistem eğitimlerine katılımı önem
ATEŞAN AYBARS
İLE OPSİYON EĞİTİMLERİ
Türkiye’de yakında başlatılması
planlanan hisse İMKB 30 ve döviz
vadeli kontratlar üzerine yazılacak
opsiyonlar konusunda
katılımcılara önceden bilgi ve
deneyim aktarmak adına Ateşan
Aybars’ın anlatımıyla düzenlenen
eğitimler devam ediyor. Opsiyon
eğitimleri ile yatırımcılar opsiyon
piyasalarında analiz yapma yetisini
elde etmesi ve bu yetilerini alım
satım sistemine dahil
edebilmeleri hedefleniyor.
Eğitimlerde opsiyonların yatırım,
arbitraj ve risk yönetimi (hedging)
amacıyla kullanımı uygulumalı
örneklerle katılımcıalara aktarılıyor.
Şamil Demirkan
VOB, EGE İHRACATÇI
BİRLİKLERİNDEYDİ!
VOB, 05 Ocak 2012 tarihinde Ege
İhracatçı Birliklerini ziyaret etti.
Gerçekleştirilen ziyarette VOB,
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 57 DOSYA
BİRİ VOB’U
GÖZETLİYOR...
Vadeli piyasalarda oluşan milyarlarca dolarlık işlem hacminin etkin ve
sağlıklı bir şekilde gözetimi hayati önem taşıyor. Peki VOB, bu kadar
büyük ve dinamik piyasanın gözetimini nasıl yapıyor? İşte yanıtı...
Ömer Dede, Denİz Kaygısız,
Alİ Sabrİ Taylan, Merve Şahİn
VOB Gözetim Müdürlüğü [email protected]
G
lobal sermaye piyasasının güven,
açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını,
tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarının
korunmasını düzenlemek ve denetlemek
için borsalar ve denetim otoritelerinin
gözetim sistemlerinin etkin çalışması
bir gereklilik. Borsaların ve düzenleyici
otoritelerin kullandığı gözetim
sistemleri, piyasaların dürüst ve düzenli
işlemesi için piyasanın ihtiyaçlarına
göre geliştirilir. Dünya üzerinde birçok
borsa gözetim fonksiyonunun yerine
getirilmesi için farklı gözetim sistemleri
kullanıyor.
Borsaların bir kısmı kendi gözetim
sistemini geliştirirken bir kısmı ise hazır
sistemlerden yararlanıyor. Bahsi geçen
hazır sistemlerden bazıları SMARTS,
AWACS, Scila ve Progress Apama’dır.
Scila yazılımının hizmet verdiği bazı
borsalar Deutsche Börse, EDX London,
Eurex ve Oslo Børs iken SMARTS
şimdiye kadar 40’ın üzerinde düzenleyici
otorite ve borsaya hizmet verdi.
58 VOBJEKTİF | OCAK 2012
Bunlardan bazıları Tokyo Commodity
Exchange, London Stock Exchange ve
Swiss Exchange’dir.
Bu sistemler zengin içerikleri ile
piyasanın gerçek zamanlı ve geçmişe
dönük sürekli gözetimini mümkün
kılıyor. Sermaye piyasalarının gelişmesi
ve piyasalar üzerindeki düzenlemeler
ve denetimlerin artmasıyla piyasaların
gözetlenmesi için sürekli geliştirilen
ve yenilenen esnek ve etkili sistemlere
ihtiyaç duyuluyor. Bunun için farklı
uzmanlık alanlarından destek alınırken,
klasik gözetim fonksiyonlarına ek olarak
veri ve metin madenciliği gibi tekniklere
de başvuruluyor.
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB)
uygun maliyet, etkinlik, teknik bilgi,
gizli bilginin dışarıya sızmaması ve
yazılım kodunun kurum içinde kalması
sayesinde sistemin kolay geliştirilebilmesi
gibi avantajları dikkate alarak hazır
sistemlerden yararlanmak yerine kendi
gözetim sistemini geliştirmeyi tercih etti.
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 59 DOSYA
VOB tarafından iç kaynaklar
kullanılarak anlık piyasa gözetiminin
etkin bir şekilde yapılabilmesi amacıyla
“Karmaşık Olay İşleme Motoru
(Complex Event Processing Engine)
teknolojisini içeren, farklı kaynaklardan
iletilen verilerin entegrasyonunu
sağlayan ve olağanüstü durumları tespit
edecek şekilde düzenlenen filtrelemelerin
bulunduğu VOBServer yazılımı
geliştirildi. Geliştirilen bu sistem, 2011
yılı “Computerworld Honors Program”
etkinliğinde Ekonomik Fırsatlar
kategorisinde finale kaldı.
Sermaye Pİyasalarında
Pİyasa Dolandırıcılığına
(Manİpülasyon) Yönelİk
Düzenlemeler ve
Borsaların Görevlerİ
Piyasalar üzerindeki olumsuz
etkileri nedeniyle sermaye piyasası
dolandırıcılığının ceza hukukunda
yer alan dolandırıcılık hükümlerinden
ayrı bir suç kapsamına alınması ve
bu konuda belirli işlem türlerine
yasaklamalar getirilmesi ihtiyacı
doğmuştur.
Sermaye piyasasında piyasa
dolandırıcılığı, 2499 sayılı Sermaye
Piyasası Kanunu’nun (SPKn veya
Kanun) 47’nci maddesinin A bendinin
birinci, ikinci ve üçüncü alt bentlerinde
düzenlenmiş durumda. 2499 sayılı
SPKn’nun 47’nci maddesinin A
bendinin birinci alt bendinde
içeriden öğrenenlerin ticaretinin,
ikinci alt bendinde işlem bazlı piyasa
dolandırıcılığının, üçüncü alt bendinde
ise bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığının
kapsamı belirtiliyor ve bunu yapanların
2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve beşbin
günden onbin güne kadar adli para
cezası ile cezalandırılacağı hükme
bağlanıyor. Sermaye Piyasası Kanunu
ve bu Kanun uyarınca çıkarılmış
yönetmelik, tebliğ ve diğer mevzuat
uyarınca piyasa dolandırıcılığının
önlenmesine yönelik olarak Sermaye
Piyasası Kurulu (SPK) ve borsalar,
piyasalarda işlem gören sermaye piyasası
araçlarında meydana gelen olağandışı
fiyat ve miktar hareketleri ile piyasa
bozucu faaliyetleri izlemek, incelemek
ve denetlemek ile görevli. Bu kapsamda
borsalar, gözetim birimlerini kurmak ile
yükümlü. Sermaye Piyasası Kurulu ise
hem borsa gözetim birimlerini hem de
60 VOBJEKTİF | OCAK 2012
PİYASA
DOLANDIRICILIĞINA
KARŞI ALINAN
ÖNLEMLER DÜNYAYA
PARALEL ŞEKİLDE
TÜRKİYE’DE DE
GELİŞİYOR.
teşkilatlanmış diğer piyasaları izlemek,
incelemek ve denetlemek amacıyla
Piyasa Gözetim ve Denetim Dairesi’ni
görevlendirmiş durumda.
Türkiye’de borsaların gözetim
müdürlükleri SPKn’nun 47’nci
maddesinin A bendinin birinci ikinci
ve üçüncü alt bentleri kapsamında
mevzuata aykırı işlemleri tespit
etmek ve SPK’ya bildirmek ile görevli.
Yapılan inceleme sonrasında suç
unsuru oluştuğu kanaati oluşmuşsa
SPK tarafından suç duyurusunda
bulunuluyor.
SPK borsaların incelemelerinin yanı
sıra kendisi de bizzat gözetim yapıyor.
Buna yönelik olarak Vadeli İşlem
ve Opsiyon Borsası’nda kullanılan
VOBServer Gözetim Sistemi, sunucu
üzerinden anlık paylaşım ile SPK
Gözetim ve Denetim Dairesi bünyesinde
de kullanılıyor.
VOB GÖZETİM MÜDÜRLÜĞÜ
GÖZETİM FAALİYETLERİ
24 Haziran 2008 tarihinde VOB
Yönetim Kurulu’nun almış olduğu
kararla Piyasa, Takas ve Gözetim
Müdürlüğü bünyesinden ayrılarak ayrı
bir Müdürlük olarak teşkilatlandırılan
Gözetim Müdürlüğü, VOB’daki
işlemlerin açık, düzenli ve dürüst bir
şekilde gerçekleşmesinden sorumlu
kılındı. Bu sorumluluk kapsamında
2499 sayılı Sermaye Piyasası
Kanunu’nun 47/A maddesinde sayılan
ve Müdürlük tarafından takip edilen
başlıca aktiviteler şöyle:
• VOB’da işlem gören sözleşmelerin
fiyatını etkileyebilecek henüz kamuya
açıklanmamış bilgilerin menfaat
sağlamak amacıyla kullanılması,
• Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda
işlem gören sözleşmelerin fiyatının yapay
olarak artırılması, azaltılması veya aynı
seviyede tutulması,
• Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda
işlem gören sözleşmelere olan arz ve
talebin yapay olarak etkilenmesi,
• Aktif bir piyasa izleniminin
uyandırılması,
• Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda
işlem gören sözleşmelerin değerini
etkileyebilecek asılsız bilgi verilmesi.
Gözetim Müdürlüğü, VOB
Yönetmeliği’nin 39. maddesi uyarınca
borsada işlemlerinin dürüst ve düzenli,
fiyatların serbest rekabet ve açıklık içinde
oluşmasını sağlamakla görevli.
VOB’da gerçekleştirilen alım-satım
işlemlerinin 2499 sayılı Sermaye Piyasası
Kanunu’nun 47/A maddesinde sayılan
haller kapsamında olup olmadığını tespit
etmede kolaylık sağlamak amacıyla
Gözetim Müdürlüğü tarafından
VOBServer Gözetim Sistemi kullanılıyor.
Gözetim Müdürlüğü gerekli hallerde
piyasanın koşulları doğrultusunda
uygun algoritmalar geliştirerek, piyasa
dolandırıcılığı incelemelerinde daha
kapsamlı analizler gerçekleştirme
imkânına da sahip.
VOBServer Gözetİm
Sİstemİ Yapılandırması
Borsada artan işlem hacmi ve ürün
çeşitliliği, yeni ve etkin bir gözetim
sistemi geliştirilmesi ihtiyacını
doğurmasıyla birlikte 21 Temmuz
2008 tarihinde Gözetim ve Bilgi İşlem
Müdürlükleri’nin katılımıyla VOBServer
Gözetim Sisteminin projelendirilmesine
başlandı. Tamamı borsa kaynakları
kullanılarak, kısa süre içinde yaratılan
VOBServer Gözetim Sistemi, 21 Kasım
2008 itibarıyla tamamlanarak ve 1
Ocak 2009 tarihinden bu yana Gözetim
Müdürlüğü faaliyetlerine destek amacıyla
kullanılmaya başlandı.
VOBServer Gözetim Sistemi farklı
kaynaklardan alınan verileri kendi içinde
entegre ederek analiz ediyor. Sistem,
spot verileri veri yayın kuruluşlarından,
hesap ve sicil bilgilerini Takasbank’tan,
piyasa bilgilerini ise VOB’un alımsatım sisteminden alarak karmaşık
olay işleme motoruna (Complex Event
Processing-CEP) yönlendiriyor. Bu
motorda gerçek zamanlı veriler veri
tabanına yazılmadan analiz ediliyor.
CEP motorları aslında yatırımcıların
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 61 DOSYA
VOBSERVER GÖZETİM
SİSTEMİ, FARKLI
KAYNAKLARDAN GELEN
VERİLERİ ENTEGRE
ŞEKİLDE İNCELEYEREK
FİYAT ANOMALİSİNİ
TESPİT EDİYOR
tanımladığı kurallar çerçevesinde alımsatım uyarılarını üretmek için tasarlansa
da ilk defa VOB’da gözetim amaçlı olarak
kullanıldı. Son dönemde yurt dışında
geliştirilen gözetim sistemlerinde de CEP
motoru uygulamalarının giderek daha
yaygın şekilde kullanılmaya başlandığı
görülüyor.
VOBServer Gözetİm
Sİstemİ Özellİklerİ
Gerçek zamanlı ve geçmişe dönük
piyasa gözetimine elverişli olan
VOBServer Gözetim Sistemi; çoklu dil
desteği, kullanıcı dostu yapısı, çoklu veri
entegrasyonu, uyarı sistemi, hesap, sicil
62 VOBJEKTİF | OCAK 2012
ve grup bazında takip, geçmişe dönük
raporlama ve geliştirilmeye uygun
altyapı fonksiyonlarına sahiptir. Bu
fonksiyonlara aşağıda ayrıntılı şekilde yer
veriliyor.
➢ Çoklu Dil Desteği
Mevcut haliyle sistemde İngilizce ve
Türkçe dil seçimi yapılabiliyor.
➢ Kullanıcı Dostu Yapı
VOBServer Gözetim Sistemi gelişmiş
filtreleme ve grafik desteği, tespit ve
inceleme dönemini kısaltarak kullanıcıya
hızlı veri analizi yapma imkânı veriyor.
Piyasa verilerinin analizinde gruplama,
sıralama ve hesaplama gibi kullanıcı
dostu işlevsel fonksiyonlar kolaylık
sağlıyor. Gözetim fonksiyonun kolay
bir şekilde yapılabilmesi amacıyla
kullanıcının istediği şekilde dizayn
edilebilen esnek arayüz özellikleri
bulunuyor.
➢ Çoklu Veri Entegrasyonu
VOBServer Gözetim Sistemi ile farklı
kaynaklardan gelen veriler entegre
edilerek spot ve vadeli piyasalarda
eş zamanlı olarak oluşan piyasa
anormalliklerinin tespit edilmesinde
piyasalar arası iletişim sağlayan bir yapı
oluşturuluyor.
➢ Uyarı Sistemi
VOBServer Gözetim Sistemi yeni
ihtiyaçlara uyum sağlayıp geliştirilebilen
erken uyarı sistemi ile potansiyel
piyasa dolandırıcılığı suçlarının eşanlı
tespitini sağlıyor. Piyasa normallerinden
sapmaların anlık incelemesine imkân
tanıyan sistem ile kullanıcının uyarıyı
kapatması ancak ilgili uyarının kaynağı
hakkında daha detaylı inceleme yapılması
ile mümkün oluyor.
Uyarı sisteminde kullanılan kural
parametreleri portföyü ise Gözetim
Müdürlüğü personeli tarafından
istatistikî yöntemler kullanılarak
belirli periyotlarla hesaplanan piyasa
normalitesi raporları ile belirleniyor.
Mevcut portföy ile fiyat, miktar, hacim,
emir, işlem, pozisyon, volatilite ve spot
piyasa bazlı sekiz farklı kategoride kural
tanımlı. Yazılım geliştirmeye açık olup
esnek yapısı yeni bir kategori yaratmayı
veya mevcut kategoriler içerisine yeni bir
kural tanımlamayı mümkün kılarken, bu
şekilde sistemin uyarı mekanizmasının
değişen piyasa koşullarını takip etmesi de
sağlanmış oluyor. Kural parametrelerine
aykırı durumlar uyarı mekanizmasını
devreye sokarak anlık olarak gözetim
sistemimize düşüyor ve yetkili
kullanıcılar tarafından inceleniyor.
Örneğin, teminatsız emir girişi
tespitinde yukarıda bahsi geçen uyarı
sistemi kullanılıyor. Yeterli teminatı
olmadan emir girişi gerçekleştiren
hesaplar uyarı sistemi tarafından
yakalanarak, teminatsız emir girişi ile
piyasanın düzen ve dürüstlük içinde
çalışmasını engelleyen hesaplar tespit
ediliyor. Birden fazla hesap kullanılarak
yapılan pozisyon limit aşımları da yine
uyarı sistemiyle tespit ediliyor.
➢ Hesap, Sicil ve Grup Bazında Takip
VOBServer Gözetim Sistemi tüm emir,
işlem, pozisyon ve teminat bilgilerini
hesap, sicil ve grup bazında takibe imkân
tanıyacak biçimde geliştirilmiş durumda.
Bu sayede sistemdeki güncel ve geçmişe
dönük tüm bilgilerin sicil, hesap ve grup
bazında takibi mümkün oluyor.
➢ Geçmişe Dönük Raporlama
VOBServer Gözetim Sistemi raporlama
fonksiyonu ve OLAP (On-Line
Analytical Processing) analiz servisi
sayesinde geçmişe dönük veriler çok
boyutlu raporlanarak mevcut sabit
raporların ötesinde ihtiyaç duyulan
istatistikî bilgilere kolay erişim imkânı
sağlıyor.
➢ Geliştirilmeye Uygun Altyapı
VOBServer Gözetim Sistemi esnek
yapısı sayesinde çözüme odaklı ekran
tasarımına izin veriyor. Piyasa ihtiyaçları
doğrultusunda geliştirilen ekranlara
örnek teşkil edecek ekranlardan biri de
Uzlaşma Fiyatı Hesaplama ekranıdır.
Kar/zarar hesaplamaları ve gün sonu
teminat tamamlama çağrıları dolayısıyla
günlük takas işlemleri, gün sonu uzlaşma
fiyatları kullanılarak yapıldığından
sözleşmede gün sonu uzlaşma fiyatı
büyük önem arz ediyor. Bu nedenle
gün sonu uzlaşma fiyatını etkileme
ihtimali bulunan işlemleri incelemek
ve gerekli müdahaleleri tasarlanan gün
sonu uzlaşma fiyatı hasplama ekranı
kullanılıyor.
Gözetİm Fonksİyonu
Kapsamında Ek
Çözümler
Gözetim Müdürlüğü tarafından
VOBServer Gözetim Sistemi üzerinden
geliştirilen gözetim fonksiyonlarına ek
çözümler üretildi. Bunlardan bazılarını
şöyle sıralayabiliriz:
• Spot ve vadeli piyasa etkileşimi
istatistiksel analizi
• Veri madenciliği pilot uygulaması
• Market Replay
VOB, türev ürünlerden oluşması
nedeniyle çeşitli finansal varlık
sınıflarında yurtiçi ve yurtdışı
piyasalarda gerçekleştirilen işlem
verilerinin tek bir çatı altında
konsolidasyonu gerekliliğini
VOBServer Gözetim Sistemi ile
uygulanabilir kılıyor.
VOB’da, piyasalarımızdaki işlemlerin
açık, düzenli ve dürüst bir şekilde
gerçekleşmesini ve sürekliliğini sağlama
temel amacıyla Gözetim Sistemi’nin
geliştirilmesine devam ediliyor.
Belirlenen bu amaç doğrultusunda
sağlam ve sağlıklı izlemeye uyumlu,
izleme sürecini basitleştiren
ve potansiyel kötüye kullanım
senaryolarını hızlı bir şekilde tespit
eden anlaşılabilir görselleştirmeler ve
akademik literatürde yer alan analiz
araçları araştırılıyor, inceleniyor ve
uyumlaştırılıyor.
Gözetim Müdürlüğü, opsiyon
piyasalarına ilişkin gözetim
ilkelerinin belirlenmesine yönelik
çalışmalar kapsamında 2010 yılının
son çeyreğinde Amerika Birleşik
Devletleri’nde yer alan Şikago Opsiyon
Borsası (Chicago Board Options
Exchange – CBOE) ve Opsiyon
Sözleşmeleri Düzenleyici Gözetim
Otoritesi’nin (Options Regulatory
Surveillance Authority – ORSA) ile
birlikte “Opsiyon borsaları tarafından
kullanılan gözetim teknikleri” konulu
bir çalıştay düzenledi. Yakın zamanda
uygulamaya geçirilmesi düşünülen
yeni alım-satım sisteminin VOBServer
Gözetim Sistemiyle uyumlaştırılma
çalışmaları devam ederken, bu
kapsamda opsiyon gözetimine
ilişkin ilkeler de belirlenerek piyasa
bozucu işlemlerin izlenmesine olanak
sağlayacak yeni özellikler ve mevcut
özelliklerin iyileştirilme çalışmaları eş
zamanlı olarak yürütülüyor.
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 63 DOSYA
vob’un
gözü-kulağı
GÖZETİM
MÜDÜRLÜĞÜ
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nın belki de en stresli birimi Gözetim Müdürlüğü...
Her gün milyarlarca dolarlık fiyat hareketini takip edip, işlemlerin çizilen sınırlar
dahilinde olup olmadığını takip ediyorlar. En büyük yardımcıları ise V-OBserver...
S
64 VOBJEKTİF | OCAK 2012
ermaye piyasalarında işlemler, ilgili
mevzuat tarafından çizilen sınırlar
içinde ve borsaların belirlediği kurallar
çerçevesinde gerçekleşir. Düzenli
piyasaların en önemli avantajlarından biri
de alım-satım işlemlerinin şeffaf, dürüst
ve güvenilir bir ortamda yapılabilmesidir.
Borsalar ve düzenleyici otoriteler
piyasalarda gerçekleşen işlemlerin dürüst
ve düzenli bir şekilde gerçekleşmesini
sağlamaya yönelik her türlü tedbiri
almaya görevli ve yetkilidir. Vadeli İşlem
ve Opsiyon Borsası Yönetim Kurulu,
2008 yılının Haziran ayında VOB’da
gerçekleşen işlemlerin dürüst ve düzenli
bir şekilde gerçekleşmesini temin etmek
maksadıyla Gözetim Müdürlüğü’nün ayrı
bir birim olarak kurulmasına karar verdi.
VOB’un piyasa gözetim faaliyetleri,
Gözetim Müdürü Gökhan Ugan
yönetimindeki 1 uzman ve 4 uzman
yardımcısından oluşan 6 kişilik
bir ekiple yürütülüyor. Gözetim
Müdürlüğü’nde görevli personel mevzuat
ve düzenlemelere hakim, piyasadaki alımsatım mantığını özümsemiş, sayısal analiz
becerileri gelişmiş, empati kurabilen,
problem çözme yeteneğine haiz kişilerden
oluşuyor. Piyasayı sürekli olarak dikkatli
bir şekilde izlemeyi gerektirdiğinden emek
yoğun ve yorucu bir faaliyet olması dikkat
çekiyor.
VOB’un en genç müdürlüklerinden
biri olan Gözetim Müdürlüğü’nün ilk
faaliyeti, piyasadaki normal olmayan
hareketleri tespit eden, analize elverişli,
otomasyona dayalı bir sistemin kurulması
oldu. V-OBserver adı verilen ve tamamı
VOB kaynakları kullanılarak inşa edilen
sistemin tasarımı Gözetim Müdürlüğü’nce,
yazılımı ise Bilgi İşlem Müdürlüğü
tarafından gerçekleştirildi. VOB’a
gönderilen her emir ve gerçekleşen her
işlem Gözetim Müdürlüğü tarafından
sisteme tanımlanan filtrelerden geçer.
Sistem aynı kişi veya kuruma ait tüm
hesapları toplu bir şekilde izlemeye
veya birlikte hareket eden farklı kişi ve
kurumları gruplamaya elverişlidir. Sebebi
açıklanamayan, belirli bir plan dahilinde
kurgulandığına dair belirtiler taşıyan emir
ve işlemler incelemeye alınır. Gözetim
sistemine ait ayrıntılı bilgiyi VOBJEKTİF
dergisinin bu sayısında bulabilirsiniz.
Gözetİm Müdürlüğü
Dürüstlük ve Düzenİ
Nasıl Korur?
Borsa işlemlerinin dürüst ve düzenli
olmasından kasıt, borsada fiyatların serbest
rekabet ve açıklık içinde oluşmasıdır.
Borsada gerçekleşen işlem veya oluşan
fiyatların Sermaye Piyasası Kanunu’nun
(SPKn) 47’nci maddesinin A bendinin 1,
2 ve 3 numaralı alt bentlerinde belirtilen
içeriden öğrenenlerin ticareti, yapay piyasa
oluşturma veya bilgi manipülasyonu suçları
kapsamında değerlendirildiği durumlarda
borsada dürüstlük ve düzenin ihlal edildiği
kabul edilir. Sermaye piyasası suçlarıyla
mücadele genellikle ikiye ayrılır. Borsalar
ve düzenleyici otoriteler tarafından
alınan önleyici tedbirler, piyasalara kötü
niyetli kişilerin girişini zorlaştırıcı bir
etki yaratmayı hedefler. Caydırıcı ve
cezalandırıcı tedbirler ise piyasalarda
dürüstlüğü ve düzeni bozan kişileri tespit
etmeyi kolaylaştırıcı sistemler kurmayı
ve bu işlemleri yapan kişi ve kurumları
kamu vicdanını rahatlatacak ve diğer kötü
niyetli kişilere örnek teşkil edecek şekilde
cezalandırmayı amaçlar.
Gözetim Müdürlüğü’nün aşağıdaki bazı
faaliyetleri, VOB’da kötü niyetli kişilerin
işlem yapmasını önleyici nitelik taşıyor:
• Yeterli teminatı olmadığı halde
sözleşmelerin arz ve talebini etkileyecek
nitelikte emir girenlerin uyarılması,
• Borsa yönetimi tarafından belirlenen
pozisyon limitlerinde meydana gelen
aşımların tespit edilmesi ve giderilmesi,
• Uzlaşma fiyatı hesaplamasına dahil
edilen işlemlerin incelenmesi,
• Emir iptallerine ilişkin
ücretlendirmenin düzenlenmesi, vade
sonu uzlaşma fiyatı hesaplama yönteminin
değiştirilmesi, kimliksiz hesapların
durdurulması, müşteri bazında özel
pozisyon limitleri belirlenmesi gibi
konularda Genel Müdürlüğe öneride
bulunulması.
Alınan tüm önlemlere rağmen VOB’da
dürüstlük ve düzeni bozmaya yönelik
OCAK 2012 | VOBJEKTİF 65 DOSYA
işlemler gerçekleşebilir. Aşağıda belirtilen
nitelikte işlemlerin VOB’da gerçekleştiğine
dair bir kanaat edinilmişse söz konusu
durum SPK’ya raporlanır.
• Sermaye piyasası araçlarının değerini
etkileyebilecek nitelikteki bir bilgiyi
kamuya açıklanmadan önce sahip olarak
bu bilgiye dayalı alım-satımdan doğrudan
veya dolaylı bir menfaat elde etmek
(içeriden öğrenenler ticareti),
• Sermaye piyasası araçlarının arz ve
talebini yapay olarak etkilemek, aktif bir
piyasanın varlığı izlenimini uyandırmak,
fiyatlarını aynı seviyede tutmak, arttırmak
veya azaltmak için alım ve satım yapmak
(piyasa manipülasyonu),
• Sermaye piyasası araçlarının değerini
etkileyebilecek, yalan, yanlış, yanıltıcı,
mesnetsiz bilgi vermek, haber yaymak,
yorum yapmak ya da açıklamakla yükümlü
oldukları bilgileri açıklamamak (bilgi
manipülasyonu).
Şüphelİ İşlemlere İlİşkİn
Süreç Nasıl İşletİlİr?
• İncelemenin Başlatılması: Bir
incelemenin başlatılması için gerekli
tetikleyici faktörler arasında Gözetim
Müdürlüğü’nde görevli uzman personelin
yapmış olduğu tespitler, gözetim sisteminin
vermiş olduğu uyarılar, SPK ve diğer
borsalar tarafından başlatılmış incelemeler,
Genel Müdürlük tarafından verilen
talimatlar, Gözetim Müdürlüğü’ne yapılan
ihbarlar ve yatırımcı tarafından gönderilen
şikayetler sayılabilir.
• Şüpheli Durumun Tespiti: Şüpheli
duruma ilişkin tüm bilgiler gerek
raporlama sistemlerinden çekilerek,
gerekse üyelerden istenerek bir araya
getirilir. Uzman personel tarafından
yapılan analizler sonucu incelemeye
konu emir ve işlemlerin iyi niyetli olarak
tamamen tesadüfen mi, yoksa kötü niyetli
olarak kasıtlı bir şekilde mi yapıldığına
ilişkin kanaat oluşturulur. Bu kontroller
sırasında kötü niyeti işaret eden belirli
unsurların varlığı aranır. Oluşan kanaata
göre dosyanın herhangi bir işlem
yapılmadan hıfza kaldırılması, üyenin
ve yatırımcıların uyarılması veya SPK’ya
detaylı bir rapor yazılması seçeneklerinden
birisi uygulanır.
• Suç Duyurusunda Bulunulması: SPK,
Gözetim Müdürlüğü tarafından yazılan
raporu inceler. Aynı yönde bir kanaat
oluşmuşsa soruşturma derinleştirilerek
iddiayı güçlendirecek tüm kanıtlara
ulaşılmaya çalışılır. Yeterli kanıt
oluştuğunda SPK tarafından Cumhuriyet
Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulur.
• Davanın Görülmesi: Savcının uygun
görmesi ve hazırlanan iddyianamenin
mahkemece kabul edilmesi üzerine
dava açılır. Mahkeme sonucunda işlemi
gerçekleştiren kişi veya kurumların
SPKn 47/A maddesinde sayılan suçları
işlediklerine hükmedilirse ilgili şahıs ve
kurumlar hakkında iki yıldan beş yıla
kadar hapis ve beşbin günden onbin güne
kadar adlî para cezası verilebilir.
İzleme Faalİyetlerİnde
Üye ve Yatırımcı Desteğİ
Gözetim Müdürlüğü tarafından 2008
yılından bu yana 30’dan fazla üye ziyaret
edilerek sermaye piyasalarının kötüye
kullanılmasına yönelik gerçekleştirilen
faaliyetlere karşı alınması gereken tedbirler
konusunda seminerler düzenlendi. Piyasa
izleme faaliyetleri konusunda geliştirilen
işbirliği sayesinde kötü niyetli kişi ve
kurumlarla mücadelede üyelerden de
tam destek alınıyor. Yatırımcılar piyasada
gerçekleştirilen işlemlerle ilgili şikayetlerini
gerek üyelerimiz aracılığıyla, gerekse
[email protected] adresine mesaj
atarak iletebilir.
ZİYARET VE TOPLANTILARLA ANLATIYORLAR
Emre TEZMEN
TeraMenkul Değerler A.Ş. Genel Müdürü
VOB işlemlerinin şeffaf ve yatırımcı güvenini
zedelemeyen bir ortamda gerçekleşmesini
sağlamak amacıyla 2009 yılında devreye alınan
V-OBserver gözetim sistemi, yüksek işlem hacmi
ve pazar payına sahip kurumumuz tarafından
da olumlu bulunmaktadır. VOB yetkililerinin aracı
kurumları ziyaret ederek piyasa profesyonelleriyle
piyasa bozucu işlemler hakkında toplantılar
yapması, VOB nezdinde gözetim faaliyetlerini
yürüten ekibin ve genel olarak VOB yönetiminin
konuya yaklaşımındaki farklılığa işaret etmektedir.
66 VOBJEKTİF | OCAK 2012
Yiğit ARIKÖK
İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
Yurtiçi Piyasalar Müdürü
Global düzeyde rekabet içinde olan sermaye
piyasalarında katı kurallardan etkin gözetim
faaliyetlerine doğru bir akım bulunmaktadır. Bu
akım kısıtlamalar ile sadece yapılabilecekleri
tanımlamaktansa, genel prensipleri sıralayıp, etkin
gözetim ile kötü niyeti engellemeyi öngörmektedir.
Bu anlamda VOB, piyasa gözetimi anlayışındaki
yenilikçi yaklaşımı ile Sermaye Piyasamızın
gelişimine katkıda bulunmaktadır.
Nuri SEVGEN
A Yatırım A.Ş. Vadeli İşlemler Müdürü
VOB Gözetim Müdürlüğü’nün üye kuruluşları
ziyaret ederek, piyasa gözetim faaliyetleri
hakkında bilgi vermesi ve gözetim sistemini
anlatması, biz profesyonellerin gözetim
bölümüne olan takdirinin artmasını sağlamıştır.
Zira kaldıraçlı, risk faktörünün yüksek oranlı
olduğu VOB gibi piyasalarda yürütülen gözetim
faaliyetlerinin piyasanın etkinliğine katkıda
bulunduğu göz ardı edilemez.

Benzer belgeler