Turkuaz-Aralık 2011 - Güner Akın Anadolu İmam Hatip Lisesi
Transkript
Turkuaz-Aralık 2011 - Güner Akın Anadolu İmam Hatip Lisesi
Güner Akın Lisesi Okul Gazetesi Yıl: 1 Sayı: 2 Sınavlar Öğrencileri Terletiyor! Okulumuzda Madde Bağımlılığı Semineri! 25 Kasım 2011 tarihinde Đçişleri ve Millî Eğitim Bakanlığının ortaklaşa çalışması sonucu okulumuzda gerçekleştirilen seminerde okulumuz öğrencileri uyuşturucu madde kullanımının zararları konusunda bilinçlendirildi. Kasım ayının ilk haftasında başlayan sınavlar, zorluk derecesi artarak psikolojik durumumuzu olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. A ralık ayının ilk haftasında yapılan sınavlarda da öğrencilerin zorlandıkları gözlendi. Özellikle 12. sınıflarda, yaklaşan üniversite sınavlarının verdiği tedirginlik, okuldaki sınavlarla da birleşince düzenli ders çalışmayanlarda bir panik havasının oluşması kaçınılmaz oldu. Öğretmenlerimiz ise bu sıkıntılı durumdan kurtulmanın tek çaresinin düzenli ders çalışmak olduğu konusunda hemfikir. Biz de Turkuaz ekibi olarak arkadaşlarımızı bu konuda dikkatli olmaya çağırıyor ve ocak ayında yapılacak P Okulumuz Başarıya Doymuyor! 25 Kasım 2011 tarihinde Beyoğlu ilçesindeki liseler arasında gerçekleşen Güzel Türkçemizi Güzel Konuşalım yarışmasına okulumuzu temsilen katılan 10-B sınıfından Furkan Nihat Tüken adlı arkadaşımız 2. olmuştur. Bu yarışmada birinci olan Beyoğlu Anadolu Đmam Hatip Lisesini de tebrik ederiz. Güner Akın Lisesine kazandırdığı bu başarıdan dolayı arkadaşımızı kutlar ve başarılarının artarak devam etmesini dileriz. Okulumuz kız basketbol takımı 20.12.2011 günü Dilnihat Özyeğin Lisesi ile yaptığı hazırlık maçında 70 sayı atarak galip geldi. Devamı Spor’da. YGS Başvuruları Ertelendi D aha önce 26 Aralık'ta başlayacağı duyurulan YGS başvuruları 3 Ocak'ta başlayacak. ÖSYM'den yapılan açıklamada, 2012 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemine başvuru işlemlerinin 3-13 Ocak 2012 tarihleri arasında yapılacağı duyuruldu. Devamı Gündem’de. B eyoğlu ilçesine bağlı okullar arasında düzenlenen Đstiklal Marşı Okuma Yarışması'nda okulumuzu temsil eden 12 Sosyal/A sınıfından Ramazan Bozat okulumuza 3.lük kazandırdı. 13 Aralık tarihinde Beyoğlu Anadolu Lisesinde gerçekleşen yarışmanın birincisi Galatasaray Lisesi olurken ikincisi ise yarışmaya ev sahipliği yapan Beyoğlu Anadolu Lisesi olmuştur. Başarısından dolayı arkadaşımız Ramazan Bozat'ı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. Annem Değil Đstanbul Engelli T uğba Çetinkaya. Annesi trafik kazası sonucu sakat kaldı. Tam 17 yıldır kendi deyimiyle “hayatı sekteye uğramış” insanların arasında. Kısa bir süre önce ‘www.buradaengellendim.com’ isimli bir web sitesi kuran genç kadın, engelli vatandaşların yaşam alanlarını kısıtlayan yol, kaldırım, bina ve benzeri yapıları deşifre etmeye başladı. Devamı Gündem’de. olisler mesleki deneyimlerinden yararlanarak gerçek hayattan kesitler anlattılar.Ergenlik döneminde bireyin içinde bulunduğu psikolojik durum madde tacirlerinin işini kolaylaştırıyor. Kendisinin dış dünyaya kanıtlama çabasında olan birey uyuşturucu madde tacirlerinin oltasına kolayca geliyor. Bu konuda bilgi veren polisler uyuşturucu madde bağımlılığının ancak doktor kontrolünde yok olabileceğini söylediler. Uyuşturucu bağımlılığı yaş, din, ırk, maddi durum ayrımı yapmaksızın tüm insanları kuklası hâline getirebilir. Örneğin, maddeye ihtiyacı olan bağımlı, maddeyi bulabilmek için gerek hırsızlık gerek kuryelik yaparak madde alışveriş döngüsünü sürdürür. Adı Bile Korkutuyor! K Đklim Zirvesi Son Buldu B ir le ş mi ş M ill etl er Đ k l i m a n s e r Değişi kli ği 1 7 . T araflar günümüzün en Konferansı Güney Afrika’nın Durban önemli sorunlarından şehrinde sona erdi. Devamı biri hâline gelmiştir. Türkiye’de her yıl 100 bin kişinin 229′una yeni kanser teşhisi konulmaktadır. Artışın bu hızla devam etmesi hâlinde, 2030′lu yıllarda kanser görülme sıklığı iki misli artacak ve 100 binde 450′lere yaklaşacaktır. Devamı Gündem’de. Deprem Çadırında Yangın Mutlu Yıllar! 13 nüfuslu bir ailenin yaşadığı çadır, kömür sobasının devrilmesi sonucu yandı. Đçeride dumana maruz kalan yaşlı bir kadın zehirlendi. Devamı Gündem’de. El Clasico D Z ünyanın sayılı derbilerinden olan Barselona ve Real Madrid takımları La Liga’nın 15. haftasında karşı karşıya geldiler. Devamı Spor’da. aman zaman güldüğümüz, zaman zamansa üzüldüğümüz koca bir yılı acısıyla tatlısıyla geride bıraktık. Her 31 Aralık gecesi ''Bu yıl benim yılım olacak.'' diyerek yepyeni umutlarla girdiğimiz, kendimiz ve sevdiklerimiz için huzur dolu geçmesini temenni ettiğimiz bir yıl daha bizleri bekliyor. Birbiri ardına geçen her gün sonunda yılbaşı heyecanı ve yılbaşı alışverişi adı altında gerçekleşen alışveriş çılgınlığı daha da artıyor. Caddeler, sokaklar ve alışveriş mekânları kendini yılbaşına hazırlamış durumda. Özellikle Beyoğlu'ndaki sokaklarda kırmızı rengin ağır bastığı süslemelerle ve yılbaşının sembollerinden biri olan çam ağaçlarıyla karşılaşmak mümkün. Yurt içinde büyük bir heyecanla beklenen 2012 yılının ülkemiz ve insanlarımız için huzur ve sağlık dolu bir yıl olmasını Emek Yıkılıyor! E ski büyük sinemaların ayakta kalan ender örneklerinden tarihî Emek Sineması her an yıkılabilir. Mimarlar Odası Đstanbul Büyükkent Şubesinin Emek Sinemasının yıkılmasını öngören projeyle ilgili açtığı davada alınan yürütmeyi durdurma kararı, yaklaşık iki yıl sonra yine aynı Đdare Mahkemesi tarafından kaldırıldı. Devamı 208 Yeni Canlı Türü Keşfedildi Đşte Fransa’nın Düş(ünce) Özgürlüğü (!) A ralık ayı içerisinde Fransa meclisinde kabul edilen “Sözde Soykırım Đnkârı”nı suç sayan yasa teklifi ülkemizde büyük bir tepkiyle karşılandı. Haberin devamı ve bu sorunun tarihî gelişimi Tarihî Tarihte aralık Tarihî Panorama’da... D ünya Doğayı Koruma Vakfı Mekong Nehri çevresinde ve deltasında 208 yeni canlı türünün bulunduğunu açıkladı.Biyolojik çeşitliliği kayda geçiren araştırmacılara göre yeni türler, keşifler çağının sona ermediğini gösteriyor.Dünyanın en büyük akarsularından biri olan Mekong Güneydoğu Asya'nın hayat damarı konumunda. Çok zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahip Mekong bölgesinde 208 yeni canlı türü keşfedildi.Yeni keşifler arasında renkli yılan ve kertenkelelerle kuşlar en ilginç olanlardan. Hayvanların yanı sıra yüzlerce yeni bitki türü de belirlendi.Uzmanlar yeni keşfedilen türlerin de bir çok hemcinsleri gibi insan faaliyetleri sonucu hızla yok olma tehdidi altında olduğuna dikkat çekiyor. Her yıl yüzlerce yeni türün keşfedildiği dünya üzerinde bir buçuk milyon canlı türü yaşadığı Kitap tanıtımları Edebî Panorama’da... ŞebŞeb-i Arû Arûs Törenleri Konya’da Düzenlendi! “Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile yakamaz. Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver.” H azreti Mevlâna’yı Anma ve Vuslat yıldönümü törenleri her yıl 7-17 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilmektedir. Devamı Edebî Panorama’da Şaşırtan kuyruklu yıldız Bilim ve Teknoloji’de... Uykusunda da mesaj yazanlar var! Çağımızın en büyük sorunlarından biri olan cep telefonu bağımlılığı bazen şaşırtacak durumlara sebep oluyor. Devamı Sağlık’ta. Şehrimizden, ülkemizden, dünyamızdan mekân tanıtımları Seyrüsefer’de... Eğlenceli dakikalar Bulmaca’da... 2 Turkuaz Annem Değil Đstanbul Engelli Dev Elmas Gezegen Keşfedildi! uğba Çetinkaya. Annesi trafik kazası sonucu sakat kaldı. Tam 17 yıldır kendi deyimiyle “hayatı sekteye uğramış” insanların arasında. Kısa bir süre önce www.buradaengellendim.com isimli bir web sitesi kuran genç kadın, engelli vatandaşların yaşam alanlarını kısıtlayan yol, kaldırım, bina ve benzeri yapıları deşifre etmeye başladı. Henüz 30 yaşındaki genç kadın, annesi Semra Çetinkaya'yı gezdirirken Đstanbul caddelerinde yaşadığı zorluklar üzerine harekete geçti. Amacı, aslında her insanın bir engelli adayı olduğunu anlatmaktı. Tuğba Çetinkaya kurduğu internet sitesinin işlevini şu şekilde açıkladı: Sitenin en önemli amacı engeli göstermek olduğu için sadece fotoğraflardan oluşuyor. Burada büyük bir ayrıntı var. Fotoğrafı ekleyen kişi googlemap'ten adresi işaretliyor. Böylelikle engelin hangi lokasyonda olduğu belirtiliyor. Eklenen fotoğraflara yorum yapılıyor. Düzeltildiği bildirildiğinde “Burası engelsiz” notu düşülüyor. Sizlerden isteğim telefonlarınızla ve fotoğraf makinenizle gördüğünüz engelleri resimlemeniz ve siteye eklemeniz. Engelli mekân, yol, kaldırım bulmakta zorlanmayacağınızı biliyorum, çünkü binlercesi gözümüzün önünde. Giriştiği proje üzerine kızıyla gurur duyduğunu söyleyen anne Semra Çetinkaya, kızının başlattığı projeye destek verilmesinin bir insanlık görevi olduğunu söyleyerek projeye destek beklediğini belirtti. ilim insanları, ölü bir gezegenden oluşan ve gerçek pırlanta hâlinde olan bir gezegen keşfetti. Bir nötron yıldızının (titreşen yıldız) yörüngesinde bulunan gezegenin çok büyük bir basınca sahip olduğu belirtildi. Bu basıncın, gezegenin yapısında karbonu kristalleştirerek pırlanta hâline dönüştürdüğü anlaşıldı. Gök bilimciler, pırlanta gezegenin Dünya’nın beş katı büyüklüğünde olduğunu belirtti. Pırlanta gezegenin yörüngesinde bulunduğu nötron yıldızın ise bir süpernova patlamasının kalıntısı olduğu ifade edildi. Bugüne kadar sadece bir benzeri keşfedilen nötron yıldızı ve pırlanta gezegeni içeren yıldız sistemi, Dünya’dan yaklaşık 4 bin ışık yılı uzaklıkta, Serpens (yılan) takımyıldızında bulunuyor. T B Büyükşehir takipte Đnternet sitesi, Đstanbul Büyükşehir Belediyesinin de takibinde. Belediye yetkilileri, yeni kurulan www.buradaengellendim.com'da tespit edilen sorunlara hemen müdahale edileceğini, engellilerin yaşamını kolaylaştırmak için çözüm üretmek adına web sitesinden yararlanacaklarını söylediler. EMEK YIKILIYOR Đklim Zirvesi Son Buldu B irleşmiş Milletler Đklim Değişikliği 17. Taraflar Konferansı Güney Afrika’nın Durban şehrinde sona erdi. Avrupa Birliği, gelişmekte olan ülkelerin, tüm ülkelerin dahil olduğu hukuki bağlayıcılığı olan bir küresel anlaşmayı desteklediklerini belirtmekle beraber, iklim kirliliğine neden olan başlıca ülkelerin dahil olmaması durumunda, tüm görüşmelerin çökebileceği uyarısında bulundu. Đklim değişikliği ile mücadelede öncü rol üstlenen Avrupa Birliği, bu çerçevede 2015 yılına dek bağlayıcı bir anlaşmaya varılmasını, bu anlaşmanın 2020 yılında yürürlüğe girmesinin yanı sıra, atmosferin çok kirleten sanayileşmiş ülkeler için de bağlayıcı hedefler konulmasını istiyor. Kyoto Protokolü'nün süresinin ay sonunda doluyor olması Durban Đklim Zirvesi'nin önemini daha da arttır mıştır . Kyoto Protoko lü'nü imzalamayan A.B.D' nin yeni bir anlaşma sağlanmasının sekiz yıllığına ertelenmese yönünde tavır koyması zirvenin gergin bir ortamda gerçekleşmesine sebep oldu. Bu arada konferansta Türkiye'yi Kalkınma 2 Türk Kenti "Görülmesi Gerekenler" Listesinde A BD'de yayınlan Foreign Policy dergisi, Đstanbul ve Ankara'yı dünyanın görülecek stratejik 16 Küresel şehri arasında gösterdi. Amerika Birleşik Devletleri'nin etkili dış politika dergisinin ''Görülmesi Gereken 16 Şehir" listesinde Đstanbul ve Ankara stratejik önemdeki şehirler arasında dördüncü sırada yer aldılar. Foreign Policy, Harvard ve Colombia Üniversitesi uzmanlarının hazırladığı listenin stratejik öneme sahip şehirleri arasında, Washington, New York ve Chicago şehirleri ilk sırada yer alıyor. Listede Pekin, Hong Kong, Berlin ve Frankfurt'un ardından dördüncü sırada Đstanbul ve Ankara bulunuyor. Galata Köprüsü fotoğrafının yer aldığı Foreign Policy dergisinde Đstanbul, zengin imparatorluk geçmişi ve tecrübesiyle kesişme noktasında önemli bir şehir olarak tanımlandı. Dergide Ankara ve Đstanbul'un hızla küresel bir bağlantı noktası haline geldiği de vurgulandı. E ski büyük sinemaların ayakta kalan ender örneklerinden tarihî Emek Sineması her an yıkılabilir. Mimarlar Odası Đstanbul Büyükkent Şubesinin Emek Sineması'nın yıkılmasını öngören projeyle ilgili açtığı davada alınan yürütmeyi durdurma kararı, yaklaşık iki yıl sonra yine aynı Đdare Mahkemesi tarafından kaldırıldı. Mimarlar Odası Şaşkın! Mahkemenin kararı karşısında Emek'in yıkılmasına karşı çıkan sinemaseverler gibi Mimarlar Odası da şaşkın. Davanın henüz bitmediğini hatırlatan Mimarlar Odası Đstanbul Büyükkent Şubesi Basın Sözcüsü Mücella Yapıcı, “Şaşkınız açıkçası.” diyerek düşüncelerini dile getirdi. Đlginç olan şu: Biz bilirkişi raporunu aylarca bekledik. Bu rapor üç uzman hocamız tarafından düzenlendi. Đki hocamız dava konusu projenin kültür dokusuna uygun olmadığını belirtirken, bir hocamız uygun olduğu kararına varmış. Anlaşılır bir şey değil bu. Bizim Mimarlar Odası olarak yedi gün içerisinde itiraz hakkımız var. Đtirazımızı da mutlaka yapacağız. Biraz umut kırıcı bir durum ve bu hatadan acilen dönülmesi gerekiyor. Ayrıca kamuoyunun hassasiyetinin sürdürülmesini diliyoruz." Emek Sineması'nın yıkılmasını öngören proje iki yıl önce gündeme gelmiş, özellikle sinema kamuoyu tarafından tepkiyle karşılanmış, Semih Kaplanoğlu, Tuncel Kurtiz, Mert Fırat gibi ünlü sinemacıların da katılımıyla protesto DEPREM ÇADIRINDA YANGIN 13 Nüfuslu Bir Ailenin Yaşadığı Çadır, Kömür Sobasının Devrilmesi Sonucu Yandı Đçeride Dumana Maruz Kalan Yaşlı Kadın Zehirlendi C evdetpaşa Mahallesi Esen 1. Sokak'taki çadırda yaşayan 13 nüfuslu Arslan ailesinin kaldığı çadır, kömür sobasının devrilmesi sonucu yandı.Cüneyt Arslan, yan çadırda oturduğu sırada ağabeyinin çadırında alevlerin yükseldiğini gördüğünü söyledi.Đçeride felçli ve yatalak olan annesi Mülkiye Arslan'ı (55) dışarı çıkardığını ifade eden Arslan, "Annem dumandan zehirlendi. Sağlık ekipleri annemi daha sonra hastaneye götürdü.Đtfaiye ekipleri ise kısa sürede bölge y e gelerek yangın diğer çadırlara sıçramadan söndürdü" dedi.Kısa sürede bölgeye gelen Türk Kızılay’ı görevlileri, çadırı yanan aileye ve Arslan kardeşlere 2 adet çadır verdi.Yetkililer kısa sürede her iki çadırı kurarak Arslan ailesinin yerleşmesine yardımcı oldular.Öte yandan aile, tamamen yanan çadırda bulunan bir battaniye içerisinde olduğu ileri sürülen 5 bin TL'yi, saatlerce yanık yatakların arasında aradı. Ölümcül Cep Patlaması! B azı bilim adamlarına göre cep telefonumuzun yaydığı radyasyon dalgalarından korkmamız gerekiyor. Zira radyasyon, vücudumuzun çeşitli yerlerine kalıcı hasarlar verebiliyor. Ancak son zamanlarda cep telefonlarının bir de patlama tehlikesi ortaya çıktı. Son birkaç s e n e d e bildirilen p a t l a m a olaylarında bazı kişiler hafif ya r a l a n ı r k e n , patlamanın etkisiyle ölenler 3 Turkuaz YGS başvuruları ertelendi Kimler Kayıt Yaptırabilecek Daha önce 26 Aralık'ta başlayacağı duyurulan YGS başvuruları 3 Ocak'ta başlayacak. ÖSYM'den yapılan açıklamada, 2012 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemine başvuru işlemlerinin 3-13 Ocak 2012 tarihleri arasında yapılacağı duyuruldu. ÖSYS'ye 2011-2012 öğretim yılında ortaöğretim kurumlarının (Lise veya dengi okullar, açıköğretim lisesi) son sınıfında okumakta olan öğrenciler, ortaöğretim kurumlarının son sınıflarında beklemeli durumda bulunanlar, ortaöğretim kurumlarının dışardan bitirme sınavlarına girenler, ortaöğretim kurumlarını bitirmiş olanlar, ortaöğretimlerini yabancı ülkelerden yapanlardan durumları bu belirtilenlere uyanlar başvurabilecek. ÖSYS Kılavuzu Đnternette Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzu ÖSYM'nin internet sitesinde yayımlandı. Üniversiteye girişte uygulanan birinci aşama sınavı Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na (YGS) başvurular 3 Ocak Salı günü başlayacak.ÖSYM'nin internet sitesinde yayımlanan kılavuzun dağıtımı ve satışı yapılmayacak. Adaylar 2012ÖSYS Kılavuzu ile aday başvuru formuna ÖSYM'nin ''http://www.osym.gov.tr'' internet adresinden ulaşabilecek. Adaylar isterlerse örnek kılavuzları başvuru m e r k e z l e r i n d e Başvuru Ücret Yatırılmadan Yapılmayacak ÖSYS'ye başvuruda ortaöğretim kurumu müdürlükleri ve ÖSYM Sınav Merkezi Yöneticilikleri başvuru merkezi olarak görev yapacak. veya 2011-ÖSYS'ye başvurmuş olan ve öğrenim bilgilerinde değişiklik olmayan adaylar başvurularını bireysel olarak internet Adı Bile Korkutuyor! K anser günümüzün en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir. Türkiye’de her yıl 100 bin kişinin 229′una yeni kanser teşhisi konulmaktadır. Artışın bu hızla devam etmesi halinde, 2030′lu yıllarda kanser görülme sıklığının 2 misli artacak ve 100 binde 450′lere yaklaşacaktır. Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesinden yapılan açıklamada kadın kanserlerinin yarısını meme, rahim, rahim ağzı ve yumurtalık kanserlerinin oluşturduğunu, ülkede her yıl yeni 20 bin meme, bin 500 rahim ağzı, 3 bin 800 yumurtalık, 4 bin 700 rahim kanseri görüldüğü belirtildi. Önemli bir halk sağlığı sorunu olarak hala gündemdeki yerini koruyan kanser, sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada bulunuyor. Ayrıca kanserin öldürücülüğün yanında bıraktığı sakatlıklar ve tedavisindeki yüksek maliyetler nedeniyle iş gücünde ve ülke ekonomisinde çok ağır kayıplara neden olduğu da bilinmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün son verilerinde, tüm dünyada 12.4 milyon yeni kanser vakası, 25 milyon kanserli hasta ve 7.6 milyon da kansere bağlı ölüm olayı görülmektedir. Kanserin sebep olduğu hastalık ve ölümlerin yarısından çoğunun az gelişmiş ülkelerde görülmesi aynı verilerden çıkarılması gereken bir başka önemli nottur. Ülkemizde her yıl 100 bin kişinin 229′una yeni kanser teşhisi konulmaktadır. Ülkemizde görülen kanser vakalarının cinsiyete göre ayrımına bakıldığında hastalığın erkeklerde daha fazla görüldüğü gözlenmektedir. Eğer artış bu hızla devam ederse, 2030′lu yıllarda kanser görülme sıklığı ülkemizde 2 misli artacak ve 100 binde 450′lere yaklaşacaktır. Ülkemizde en sık görülen kanser çeşidi akciğer kanseridir. Akciğer kanserinin bu kadar sık görülmesinin nedeni yoğun sigara kullanımıdır. Ülkemizde teşhis edilen yıllık 150 bin yeni kanser olgusunun en az üçte ikisi doğrudan sigara ile ilişkili. Kanser konusunda toplumda farkındalık sağlanması ve toplum bilincinin geliştirilmesi, kanserle mücadelede en etkili yöntemlerin başında gelmektedir. Kadınlarda ise görülen kanser çeşidi meme “Küçük bebeğinizin ileride zeki bir insan olması sizin elinizde desek,”ne yapardınız? A klınıza öyle çok pahalı ve çetrefilli yöntemler gelmesin hemen. Bunun için ihtiyacınız olan sadece biraz sabır ve bebeğinize ayıracağınız biraz zaman. Bebeğin gelişiminin insanlarla iletişime geçmek olduğuna vurgu yapan Dr. Nilüfer Toprakçı, ebeveynlere bu iletişimi güçlendirmeleri için bazı önerilerde bulunuyor. Adım adım iletişim: • Yeni doğan bebeğinizle göz teması kurun, gözlerinin açık olduğu o değerli anları kaçırmayın. • Bebekle konuşun, ona bir şeyler anlatın. • Bebeğinizi emzirin. Anne sütünün yararları yanında, beslenme seansları bebekle göz göze gelme, konuşma, şarkı söyleme fırsatı yaratacaktır. • Bazı mimikler yapın, yüzünüzü komik şekillere sokun. 12 günlük yeni doğan bebekler bile yüz hareketlerini taklit edebilirler. • Aynada kendisini görmesini sağlayın. • Onu gıdıklayın, gülmesini sağlayın. • Birlikte yürüyüşlere çıkın. Etrafta gördüklerinizi, duyduklarınızı ona anlatın. Onu markete, alışverişe, parka götürün. •Ona şarkılar söyleyin. Bu, sizin uydurduğunuz bir şarkı da olabilir. • Ona müzik dinletin. Bazı çalışmalarda, müzik ritimlerini öğrenmenin ileride matematik öğrenmeyi kolaylaştırıldığı gösterilmiş. • Bir şey yapmadan önce, ona ne yapacağınızı söyleyin (Şimdi ışığı kapatıyorum… gibi). Böylece, neden-sonuç ilişkisi kurmaya başlayacaktır. • Ona kitap okuyun, resimleri gösterin, her şeyin adını söyleyin. • Değişik dokulu kumaşları, giysileri ellemesini sağlayın, onları cildine değdirin. • Yiyecekleri ellemesine, kendini beslemeye çalışmasına izin verin. • Hareketlenip emeklemeye başladığında, yerde yastıklar, oyuncaklarla engelli bir parkur oluşturun. • Ona masal anlatın. • Televizyonu kapatın. • Banyo sırasında, plastik kaplara su doldurup boşaltmasına, suyla oynamasına izin verin. Ancak aynı adreste birden çok ortaöğretim okulunun bulunduğu durumlarda, bu okulların hepsine hizmet veren bir başvuru merkezi bulunacak. Henüz mezun olmamış, son sınıf düzeyindeki adaylar başvuruların okullarının bağlı olduğu başvuru merkezine yapacaklar. Okulun bağlı olduğu başvuru merkezi çalışır durumda değilse de okul müdürü adayları belirli bir başvuru merkezine yönlendirecek. Mezun durumdaki adaylardan, 2010 ve 2011-ÖSYS'nin her ikisine de başvurmamış olanlar, 2010 veya 2011ÖSYS'ye başvurmuş olanlardan öğrenim bilgilerinde değişiklik olanlar başvurularını istedikleri başvuru merkezine yapabilecek. Mezun durumdaki adaylardan 2010 veya 2011-ÖSYS'ye başvurmuş olan ve öğrenim bilgilerinde değişiklik olmayan adaylar başvurularını bireysel olarak internet aracılığıyla yapabilecekleri gibi diledikleri bir başvuru merkezi aracılığıyla da yapabilecek. Dünyanın En Mutlu Ülkeleri Açıklandı F orbes dergisi dünyanın en mutlu ve en mutsuz ülkelerinin listesini yayımladı.Norveç, 54 bin doları bulan kişi başı gayrisafi milli hâsılası (GSMH), toplumsal yaşamı ve güvenlik koşullarıyla bir kez daha dünyanın en mutlu ülkesi oldu. Forbes dergisi, merkezi Dubai'de bulunan Legatum Enstitüsü uzmanları tarafından hazırlanan dünyanın en mutlu ve en mutsuz ülkelerinin listesini yayımladı. 2011 listesini hazırlarken küresel nüfusun yüzde 93'ünü oluşturan 110 ülkeyi sekiz farklı kategori açısından değerlendiren Legatum Enstitüsü uzmanları, bu kategorileri ekonomi, girişimcilik, yönetim, eğitim, sağlık, güvenlik, bireysel özgürlükler ve sosyal ilişkiler ağı olarak sıraladı. Buna göre ilk sırada 54 bin doları bulan kişi başı GSMH'si ile Norveç geldi. 2009 ve 2010'da da listenin başında yer alan Norveç'te nüfusun yüzde 95'i yaşam standartlarından mutlu, yüzde 74 ise çevrelerindeki insanları güvenilir buluyor. Listede Norveç'i girişimcilik ve fırsat eşitliğinde dünya birincisi olan Danimarka izliyor. Üçüncü sırada ise eğitim olanakları, etkili hükümet bürokrasisi ve gelişen ekonomisiyle Avustralya yer alıyor. Dünyanın en mutlu 20 ülkesinin 14'ü Avrupa kıtasında 3'ü Asya'da yer alıyor. Türkiye ise, 14 bin dolarlık kişi başı GSMH tutarı ile 75. sırada yer aldı. Nüfusun yüzde 60'ının kendini güvende hissettiği Türkiye'de nüfusun sadece 8,4'ü diğer insanları güvenilir buluyor. Dünyanın en mutsuz ülkesi ise, 1 yaş altı çocukların yüzde 10'unun yaşamını yitirdiği ve yoksulluğun hüküm sürdüğü Orta Afrika Cumhuriyeti. Bu ülkeyi sivil hakların göz ardı edildiği Zimbabve izliyor. Nüfusun sadece yüzde 30'unun okuma yazma bildiği ve işsizlik oranının yüzde 20'ye çıktığı Pakistan, listede üçüncü sırada geliyor. Myanmar, Küba ve Kuzey Kore vatandaşlarının ankete katılmasına izin vermediği için listede yer almadı. Söz konusu kategorilerde yeterli veri elde edilemeyen Libya, Irak, Afganistan, Somali ve Haiti'de listenin dışında tutuldu. Yazı Kurulu Güner Akın Lisesi Đmtiyaz Sahibi Anıl DĐKTAŞ (Gündem) Ayşe ÜNAL (Tarihî Panorama) Yıl: 1 Okul Müdürü Öznur AKYÜZ (Seyrüsefer) Ramazan BOZAT (Teknoloji) Đrem Deniz TOPRAK (Edebî Panorama) Serra GÖKSEL (Sağlık) Kübra ÇOLAK (Spor) Veysi ÖZER (Bulmaca) Özge GÜGERCĐNOĞLU (Gündem) M.Ali BEKÇĐ (Gündem) Sayı:2 Đletişim Adresi Kumbarhane Cad. No: 24 Halıcıoğlu-Beyoğlu/Đstanbul Ramazan ÇALBAYRAM Editör Davut GILCAN Emel ÖKENLĐ (Edebî Panorama) Tel: 0212 3696004 Belgeç: 0212 3696006 Grafik Tasarım Özge OLGUN 4 Turkuaz Evimizdeki Casuslar! B ilişim uzmanları, evde veya ofiste kullanılan web kameralarının kullanıcıları gizlice izlemek önemli bir araç olabileceği konusunda uyarıda bulundu. ESET Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Alev Akkoyunlu, kameranın önemli bir tehdit unsuru olduğuna işaret ederek, "Bilgisayara uzaktan bulaştırılacak bir virüsle görüntüleriniz alınabilir. Kamera açık olmasa dahi çalışabiliyor ve hiçbir belirti vermiyor. Bunun için gerekli olan o virüsün bilgisayara bulaştırılması ve kameranın ve internetin takılı olması." diye konuştu. Nasa’nın Bile Şaştığı Kuyruklu Yıldız! G üneşin Eski Elektronik Eşyaları Devlet Toplayacak! Ç sıcaklığına ölümcül düzeyde yaklaşan kuyrukluyıldız hayrete düşürdü! çöpe atılmış cihazların toplanması sağlanacak. Cihazlar Zehir Saçıyor! evre Bakanlığı, bozuk bilgisayar, cep telefonu, ömrünü tamamlamış Bakanlık tarafından yapılan tespitlere göre televizyon ve buzdolapları ücretsiz elektronik eşyalar içlerindeki madde ve olarak evlerden toplama kararı aldı. metaller nedeniyle adeta zehir saçıyor. Đşte hurdalardaki gizli tehlikeler: Bozuk televizyon ve aküler, eski lehimler, bütünleşmiş devreler, aküler, bozuk TV'ler BP yani kurşun içeriyor. Kurşun, çocuklarda beyin hasarı ve üreme bozuklukları yapıyor. Her bilgisayar 2-4 kg BP içeriyor. Atık sahalarındaki BP yeraltı ve yerüstü sularına karışabiliyor. ABD'nin Ulusal Havacılık-Uzay Dairesi NASA'nın astronomları, Güneş'in sıcaklığına ölümcül düzeyde yaklaşan kuyrukluyıldızın Söz konusu hurdaların bilinenin aksine Monitör ve televizyon tüpleri: Yüksek "tamamen erimekten" kurtulmasını büyük durdukları yerde bile kanserojen etkilerinin oranlarda kurşun, baryum, fosfor gibi ağır şaşkınlık içinde i z l e d i . olduğu belirtildi. Çevre ve Şehircilik metaller içeriyor. Gerekli güvenlik önlemlerini Bakanlığı evlerde kullanılan ekonomik almadan yapılan işlemler birinci derecede atığı "Lovejoy" adlı "kartopu" kuyrukluyıldız, ömrünü tamamlamış elektrikli ve elektronik işleyen kimseler ve işleme ortamındaki toprak Güneş'e milyonlarca dereceye varan cihazların insan sağlığına büyük tehdit ve yer altı suları için tehlikeli yan etkilere yol mesafede, 121 bin kilometre "çok yaklaştığı oluşturduğu gerekçesiyle yeni bir "atık" açıyor. halde" eriyip yok olmadan Güneş'in öteki yönetmeliği taslağı hazırladı. Taslak; Pil, ampul, termostat: Đçlerinde bulunan cıva yüzünde teleskoplarda göründü. bilgisayar, monitör, televizyon, buzdolabı, miktarı düşük dozlarda bile zehirlidir beyin ve çamaşır makinesi, cep telefonu ve bunun gibi böbreklere zarar verir. Anne sütüyle bebeğe Gökbilim uzmanları, bunun, Lovejoy ev, ofis ve endüstride kullanım alanı bulan, geçebilir. Ömrünü tamamlamış tıbbi kuyrukluyıldızının sanılandan çok daha yararlı ömrünü tamamlamış veya arıza cihazlarda ve mobil telefonlarda da cıva büyük olma sında n ka yna kla nmış nedeniyle daha fazla kullanılamayan, tamiri bulunur. mümkün olmayan aletlerin atık merkezleri Türk Mühendisinden Atık plastikler: BFR adındaki madde ESET Türkiye Genel Müdür Yardımcısı tarafından ücretsiz toplanmasını öngörüyor. plastiklerde alev geciktirici olarak kullanılır. Alev Akkoyunlu, bilgisayar güvenliği için Muhteşem Buluş! Geri Dönüşüm Sağlanacak! Ofislerdeki bilgisayar üzerindeki tozlarda, şu önerilerde bulundu: u buluşla bilgisayar başta olmak üzere plastiklerde, basılı devrelerde, bağlantı * Web kameranızı kullanmadığınız pek çok teknoloji ürün daha hızlı parçalarında, kablolarda ve süngerlerde Bakanlık atık tesisler aracılığıyla bu zamanlarda kapatın. çalışacak! bulunur. ABD ve Đsveç'te yapılan testlerde cihazların hem insan sağlığını tehlikeye Doktorasını yapmak üzere gittiği Hollanda'da düşürmesini önlemeyi, hem de geri kazanım anne sütünde bu maddeye fazla rastlandığı * Tanımadığınız birinden resimleri teknoloji alanında önemli çalışmalara imza yoluyla cihazların içindeki değerli madenlerin görülmüştür. açmayın, dosyaları indirmeyin ve linklere atan Adanalı fizik mühendisi Mehmet Ali yeniden ekonomiye kazandırılmasını Buzdolabı, yalıtım köpükleri: Ozon içerir. tıklamayın. Dündar, bundan böyle daha hızlı ve kayıpsız hedefliyor. Önümüzdeki yılın ikinci Böbrekte birikir ve insanı zehirler. veri aktarımının mümkün olacağını söyledi. yarısından itibaren uygulanması öngörülen * Anında mesajlaşma yazılımları aracılığı Eindhoven Teknoloji Üniversitesi'nde yönetmelikle evlerin köşesinde boş bekleyen, Bilgisayar ana kartı: Berilyum içerir. ile kişisel ve hassas bilgilerinizi çalışmalarını sürdüren Dündar, 'Optofluidic paylaşmayın. and photothermal control of InGaAsP Ödül Alamayınca Kızan Mucit! photonic crystal nanocavities' adlı projesiyle * Halka açık bir yerden internete ışığın mikronlarına kadar inip, enerjiyi yuna alınmayınca arkadaşlarına kızan genç, önemli bir buluşa imza attı. TÜBĐTAK bağlanıyorsanız 'otomatik oturum açma' hapsetmeyi başardığını belirtti. Kristalize tarafından Marmara birincisi seçilen projesi, zararlı olduğu için ödül alamadı. Yılmayan edilen ışınlar sayesinde bilgisayarlarda genç mucit, geliştirdiği bir programla yaşıtları arasında dünya ikincisi oldu. özelliğini devre dışı bırakın. günümüz teknolojisinden daha hızlı ve Eray Arslan, şu anda Sakarya Üniversitesi Bilgisayar kayıpsız veri aktarımını mümkün kılan buluşa * Mesajlaşma hesabınızın güçlü bir Mühendisliği birinci sınıf öğrencisi. 7. sınıfta imza attığını ifade eden Dündar, buluşunun parolası olmalı. Farklı hesaplar için arkadaşları onu oyuna almayınca o da çareyi virüs bütün elektronik araçlarda kullanılabileceğini mutlaka farklı parolalar kullanın. geliştirmekte bulmuş. Geliştirdiği virüsle ilgili bilgi kaydetti ve şunları anlattı: veren Arslan, "Đnternet üzerinden sunum yapan bir "Transformatörler nasıl yüzyılın buluşu sürücüye engel olunamıyor. Bu sunucuyu ve Bambaşka bir Google Earth! olarak tarihe geçtiyse, yazılımını devri dışı bırakabilen bir yazılım gerçekleştirmiştim. Zararlı bir yazılım ama kullanma ünyayı bizzat gezip dolaşmanız size bizim çalışmalarımız amacınıza göre değişebilir. Đlk deneyimi, oldukça pahalıya mal olabilir. Ancak sonucu ortaya çıkan arkadaşlarımla dalga geçmek için yapmıştım, dedi. aynı işi 48 ekrandan meydana getirilen bu teknoloji de öyle Güvenlik gerekçesiyle yarışmadan elenmiş olmak, dev ekranda, Google Earth üzerinde olacak. Bu sayede, saç kılının binde biri kadar genç mucidi daha da azimlendirmiş. Hatta öyle ki bu yapmak gibi bir alternatifiniz de var. hacimli bir alana, azmi onu dünya ikinciliğine bile taşımış. milyonlarca gigabayte bilgiyi depolamak, Eray Arslan, "Bir yıl sonra hareket algılama yazılımı gerçekleştirdim. Onunla Marmara aktarmak mümkün olacak. Hiç bir kayba uğramadan aynı anda, ışık, ses ve enerji gibi verileri binlerce kat daha hızlı aktarma imkânı Tasarım hiç bu kadar kolay olmamıştı! sağlanacak, maliyet de düşecek." assault Systèmes’in tasarım dünyasında çığır açan yeni ürünü CATIA Natural Sketch, 3 boyutta Dündar, buluşun tamamlanmasıyla bilgisayar taslak çizmeyi kâğıt üzerinde çizmek kadar başta olmak üzere birçok teknolojik ürünün kolaylaştırırken, tasarımcıların yaratma deneyimlerini daha hızlı çalışıp, hacimlerinin de küçüleceği daha keyifli bir hale getiriyor. Ürün - yaşam döngüsü müjdesini de verdi. yönetimi (PLM) ve 3 boyutlu çözümlerde dünya lideri Dassault Systèmes, farklı sektörlere değer katan Google tarafından meydana getirilen ve El sallayarak çözümler üretmeyi sürdürüyor. Dassault Systèmes’in bu şimdiye kadarki en büyük Google Earth kanal değiştirebilirsiniz! ekranı olduğu düşünülen ekran, Paris kapsamdaki son ürünü CATIA Natural Sketch, 3D taslak Center For Architecture and Urbanism'de çizimi deneyiminde büyük bir buluş olarak arekete duyarlı akıllı telefonların ve yer alıyor. Ekranda Paris'in 2020'de sahip televizyonların yeni yılda satışa nitelendiriliyor. Özellikle tasarım dünyasında çığır açacak özelliklere sahip üründe, yaratıcı 2 olacağı binalar, 3 boyutlu olarak sunulması bekleniyor. Televizyonun boyutlu resim jestlerinin sezgiyle anlaşılması özelliğine 3D modellemenin gücü eklenmiş. vurgulanıyor. Dünyanın uçsuz bucaksız kumandasını Böylece tasarımlarda kesin ve gerçekçi çizgiler elde etmek artık mümkün oluyor. köşelerine gitmek için kendini tehlikeye yine mi ve sesi sadece elinizi ekrana uzaktan göstererek açabileceksiniz. Üstelik bunları yapabilmek veya elini cebine atmak istemeyenler, bu kaybettiniz? için deri altına yerleştirilecek mikroçiplere gerek kalmayacak. Bunun yerine televizyonun içine dev ekranda benzer bir tecrübeyi sanırız Sorun yerleştirilen bir bilgisayar programı hareketleri ''okuyacak'' ve herhangi bir düğmeye basmadan edinebilirler. Google Earth'ü birçok ekrana değil.Bir komutları yerine getirecek. XTR3D firması yetkilileri, temas gerektirmeyen başka bir teknoloji yaymakta kullanılan teknoloji ise, Đsrailli ürünü olan ilk ''hareket kontrollü akıllı telefonlarına'' 8 milyon dolarlık yatırım yapıldığını ve Google'ın 2009'da yayınladığı 8 ekrana firmanın gelecek yılın başında satışa sunmayı planladıklarını belirtiyor. Firmanın kurcusu ve teknik kadar destek sağlayan Liquid Galaxy. geliştirdiği sorumlusu Dor Givon, pazara girebilmek için bu ürünleri uygun fiyata satarak herkesin Liquid Galaxy'nin kaynak kodu açık teknoloji ile denemesini sağlayacaklarını belirtti. olduğundan onu herkes dilediği şekilde yakında B O D D H 5 Turkuaz Kavuşma Gecesi! Hazret-i Mevlâna’yı Anma ve Vuslat yıldönümü törenleri her yıl 7-17 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilmektedir. Şeb-i Arûs, düğün gecesi demektir. Yaşamını "Hamdım, piştim, yandım" sözleriyle özetleyen Mevlâna 17 Aralık 1273 günü Hakk'a yürümüştür. Mevlâna ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine, yani Allah'a kavuşacaktı. Onun için Mevlâna ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen "Şeb-i Arûs" diyordu ve dostlarına ölümünün ardından ahvah edip ağlamayın diyerek vasiyet ediyordu. “Ölüm günüm, düğün günümdür” tabirini kullandığı için anma törenleri, düğün günü ya da vuslat günü manasına gelen “Şeb-i Arûs“ olarak adlandırılmaktadır. Onun düşüncesinde ve fikirlerinde ölüm hiçbir zaman yokluk olarak kabul edilmemektedir. "Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız! Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir" diyerek gönüllerdeki ölümsüzlüğe dikkat çekmiştir. Hz. Mevlâna, "Herkes ayrılıktan bahsetti, bense vuslattan" ifadesiyle de ölümün ayrılık değil kavuşmak olduğuna dikkat çekmiştir. Hem de öğle değimlidir ki Allah (cc) Kur’an da haber veriyor. "Her nefis ölümü tadacaktır. Sonra ancak bize döndürüleceksiniz" (Ankebût, 29/57) Hazreti Mevlâna ömrünü, Kur’an’a ve Peygambere adamasına rağmen, gelecekte hakkında çıkabilecek yalan ve iftiralara daha hayatta iken gereken cevabı vermiştir. “Bu canım var oldukça ben Kur'an’a tutsağım Muhammed Mustafa’nın yolundaki toprağım Benden başkaca bir söz nakledenler olursa Hem onu söyleyenden hem o sözden uzağım” Mevlâna’nın Sözleri ♦ Sen, değerinle ve düşüncenle iki aleme bedelsin. Ama ne yapayım ki kendi değerini bilmiyorsun. Kendini ucuza satma, çünkü değerin yüksektir. ♦ Ben kilitten seslenen bir kapı anahtarı gibiyim sanki. Sanır mısın ki benim sözüm sadece bir sözdür. ♦ Bu dünya zindandır, biz de zindandaki mahkumlarız. Zindanı del, kendini kurtar! Dünya nedir? Allah’tan gafil olmaktır. Kumaş, para, ölçüp tartarak ticaret yapmak ve kadın; dünya değildir. ♦ Nice kişiler vardır ki dizimin dibindedirler, ama benim için sanki Yemen’dedirler. Yemen’de olan niceleri de vardır ki sanki dizimin dibindedirler. Türk ve Dünya Tarihinde Aralık Ayında Doğanlar Y Evliya Çelebi Seyahatnamesi apı Kredi Yayınları, Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nin günümüz Türkçesiyle onuncu ve son cildini tamamladı. Seyit Ali Kahraman'ın hazırladığı Seyahatname'nin son cildinde Evliya Çelebi'nin yolu Afrika'ya düşüyor. E v l i y a Ç e l e b i Seyahatnamesi'nin onuncu ve son cildi tamamen Afrika kıtasına ayrılmış. Çelebi, Hac seyahatinden mısır'a döndüğünde mısır'ın bütün şehirlerini gezip görmüş. Nil Nehri'nin Mısır için ifade ettiği önemi gördükten sonra, Mısır'ın hayat ve can damarı olan Nil'in doğduğu yeri merak etmiş ve bu büyük nehri takip ederek Ekvator'a gitmiş. Dönüşte Sud an'dan Habeşistan'a oradan Somali'ye geçmiş, buradan da sahili takip ederek Mısır'a gelmiş. Afrika toplumları ve Mısır ile ilgili çok ilginç ve geniş bilgiler verir. Bu ciltte gezdiği yerler: Mısır, Sudan, Habeşistan, Somali, Cibuti, H SERENAD er şey, 2011 yılının şubat ayında soğuk bir gün, Đstanbul Üniversitesi'nde Halkla ilişkiler görevini yürüten maya duranın ABD'den gelen alman asıllı profesör Maximillian Wagner'i karşılaşmasıyla başlar.1930'lu yıllarda Đstanbul Üniversitesi'nde hocalık yapmış olan profesörün isteği üzerine, Maya bir gün onu Şile'ye götürür. Böylece, katları yavaş açılan dokunaklı bir aşk hikâyesine karışmakla kalmaz, Dünya tarihine ve kendi ailesine ilişkin birtakım sırları da öğrenir. Serenad, 60 yıldır süren bir aşkı ele alırken, ister herkesin bildiği Yahudi Soykırımı olsun isterse çok az kimsenin bildiği Mavi Alay, bütün siyasi sorunlarda asıl harcananın, gürültüyle gidenin hep insan olduğu gerçeğini de göz önüne seriyor. Okurunu sımsıkı kavrayan Serenad’da Zülfü Livaneli'nin romancılığının en temel niteliklerinden biri yine başrolde: Đç içe geçmiş, kaynaşmış kişisel ve toplumsal tarihlerin kusursuz M 2 Aralık 1885: Çağdaş Yunan edebiyatına renkli üretimi ve eserlerinin çeşitliliğiyle önemli katkılarda bulunan, Zorba adlı romanıyla ünlü yazar Níkos Kazancakis. 3 Aralık 1857 : "Lord Jim", "Karanlığın Yüreği" gibi eserleriyle ünlü Polonya asıllı Đngiliz yazar Joseph Conrad. 10 Aralık 1821: Köylülerin tutku ve sıkıntılarını dile getiren eserleriyle tanınan Rus şair ve gazeteci, Nikolay Alekseyeviç Nekrasov. 11 Aralık 1918 : Nobel ödüllü Rus romancı Aleksandr Solzhenitsyn. 12 Aralık 1821: Fransız romancı Gustave Flaubert. 13 Aralık 1797: Alman romantik şair ve yazar Heinrich Heine. 19 Aralık 1910: Fransız romancı ve oyun yazarı Jean Genet. 21 Aralık 1917: Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Alman romancı Heinrich Böll. 28 Aralık 1932 : "Örümcek Kadının Öpücüğü" adlı romanıyla ünlenen Arjantinli romancı ve senarist, Manuel Puig. Türk ve Dünya Tarihinde Aralık Ayında Ölenler 1 Aralık 1888 : Şair, siyaset ve fikir insanı Namık Kemal. 1 Aralık 1968 : Đzmir doğumlu Fransız Şarkıcı Dario Moreno. 1 Aralık 1971 : Gazeteci Hüseyin Avni Şanda. 1 Aralık 1978 : Gazeteci Cengiz Polatkan. 2 Aralık 1814 : Sadizme ismini veren Fransız romancı Marki dö Sade. 2 Aralık 1995 : Sendikacı, şair Orhan Şaik Gökyay. 3 Aralık 1894 : "Define Adası"nın yaratıcısı Đskoçyalı yazar Robert Louis Stevenson. 3 Aralık 1932 : Şair ve dilbilimci Samih Rifat Bey. 3 Aralık 1994 : Gazeteci, yazar Burhan Arpad. 3 Aralık 1995 : Yazar ve sendikacı Kemal Sülker. 4 Aralık 1967 : Yazar Fazıl Ahmet Aykaç. 6 Aralık 1936 : Şair ve bestekâr Leyla Hanım. 7 Aralık 1956 : Yazar Reşat Nuri Gültekin. 11 Aralık 1967 : Türkçü-Turancı görüşleriyle tanınan yazar Nihal Atsız. 13 Aralık 1977 : Yazar Oğuz Atay. 13 Aralık 1979 : Şair ve yazar Behçet Necatigil. 17 Aralık 1273 : Mutasavvıf ve şair Mevlana Celalettin Rumi. 17 Aralık 1956 : Mizah yazarı Ercüment Ekrem Talu. 20 Aralık 1968 : Amerikalı yazar John Steinbeck. 22 Aralık 1989 : Đrlandalı yazar Samuel Beckett. 23 Aralık 1931 : Romancı Mehmet Rauf. 27 Aralık 1936 : Şair Mehmet Akif Ersoy. 27 Aralık 1942 : Servetifünun dergisinin sahibi Ahmet Đhsan Tokgöz. 29 Aralık 1926 : Avusturyalı şair Rainer Maria Rilke. 30 Aralık 1949 : Şair, filozof Rıza Tevfik Bölükbaşı. Binali Đle Temir urathan Mungan`ın "Binali ile Temir" adlı öyküsünden yola çıkan oyun, insanlardan uzak bir dağda yaşanan hesaplaşmanın hikâyesi. Çoban Temir`in ormanda yaralı olarak bulduğu namlı bir eşkıya olan Binali, yaralı haliyle kendine yardım eden Temir`e buyruk vermeye kalkışır. Ancak bu tavır buyruk almayı bilmeyen Temir`in hiddetiyle karşılanır. Ne namlı bir eşkıya olmasının ne de gücün korkusunu taşımayan Temir, Binali`ye karşı bir cengi başlatır. Đyileşmeyi bekleyen Binali`nin de cenk sırası gelecektir. Silahları erkeklik, cesaret, güç ya da sevgi olan "cenk"i kazananı aslında ruhu en az yaralı olanın gücü belirleyecektir. 2011′de 2011′de En Çok Satan 20 Kitap: 1-Aşkın Gözyaşları – Sinan Yağmur – Karatay Akademi Yayınları. 2- Hayat Dürbünümde Kırk Sene – Ayşe Kulin – Everest Yayınları. 3- Cahillikler Kitabı – John Lloyd & John Mitchinson – NTV Yayınlar. 4- Şah ve Sultan – Đskender Pala – Kapı Yayınları. 5- Hüzün Dürbünümde Kırk Sene – Ayşe Kulin – Everest Yayınları. 6- Firarperest – Elif Şafak – Doğan Kitap. 7- Hayatın Işıkları Yanınca – Serdar Özkan – Altın Kitaplar. 8- Lüsyen – Can Dündar – Can Yayınları. 9- Ye Dua Et Sev – Elizabeth Gilbert – Pegasus Yayıncılık. 10- Bab-ı Esrar – Ahmet Ümit – Doğan Kitap. 11- Bir Dönem Đki Kadın – Melek Ulagay, Oya Baydar – Can Yayınları. 12- Başın Öne Eğilmesin – Bekir Coşkun – Bilgi Yayınevi. 13- Đstanbul Hatırası – Ahmet Ümit – Everest Yayınları. 14- Büyük Đnsanlık – Kendi Sesinden Şiirler – Nazım Hikmet Ran – Yapı Kredi Yayınları. 15- Platon Bir Gün Kolunda Bir Ornitorenkle Bara GirerDaniel Klein, Thomas Cathert – Aylak Kitap. 16- Cumhuriyet – 2. Kitap – Türk Mucizesi – Turgut Özakman – Bilgi Yayınevi. 17- Hürrem – Moskof Cariye – Demet Altınyeleklioğlu – Artemis Yayınları. 18- Dağın Ardına Bakmak – Bejan Matur – Timaş Yayınları. 19- Başka “Ayrılık Ayrı, Aşk Bitişik Yazılır” – Kahraman Tazeoğlu – Destek Yayınları. 20- Zulümhane – Mustafa Balbay – Cumhuriyet Kitapları. Uzun zamandır çıkmadığı yollarda kaybolanların hikâyesi… A yşe Kulin yeni romanında aşkın değiştirdiği ve bir daha hiç aynı olmayacak hayatları anlatıyor… Ç a ğ d a ş edebiyatımızın en sevilen yazarlarından Ayşe Kulin, Gizli Anların Yolcusu ile bir kez daha okurlarını şaşırtıcı gerçeklerle yüzleşmeye zorluyor. Bu kitap yerleşik ve düzenli hayatlarımızın nasıl da pamuk ipliğine bağlı olduğunu, bir anda yıkılıp gidebileceğini gösteriyor bize... Acı bir kaza... Bir anda ağızdan kaçan bir söz... Ansızın yayınevine gelen bir dosya... Birbirine dolanmış eşarplar... Bütün bunlar, aykırı bir aşkın başını ve sonunu belirlemeye yeter mi? Gizli anıların yolcusu, pek çoğumuzun anlamakta zorlandığı, yargılamakta ısrar ettiği bir aşkın romanı. Ayşe Kulin her zamanki ustalığıyla yaklaşmaya korkulan bir konunun üstüne giderek tabuları yıkmayı deniyor.Bu romanda sadece aşkı değil, toplumun zorladığı hayatları, harcanmış çocuklukları, kendi içindeki sırlarla en 6 Turkuaz Đşte Fransa’nın Düşünce Özgürlüğü (!) F ransa, sözde Ermeni 'soykırımı' iddialarını suç sayan yasa teklifini, Meclis'te onayladı. Yasanın kabul edilmesiyle, artık Fransa'da 1915 olaylarıyla ilgili 'soykırım' ifadesini kullanmayanlar ceza alacak. T e k l i f , T ü r k i y e saatiyle 10.30'da görüşülmeye başlandı. Oturuma katılımın düşük olması dikkat çekti. Kritik oturum, 577 milletvekilinden 41'inin katılımıyla açıldı. Genel kurulda ilk olarak, yasa teklifini kaleme alan, iktidardaki Halk Hareketi Birliği (UMP) Marsilya milletvekili Valerie Boyer söz aldı. Boyer konuşmasında, ''yasa teklifine tepki olarak Türkiye'nin diplomatik tehditlerinin kabul edilemez olduğunu'' söyledi. Fransız milletvekili, Türkiye'nin ekonomik yaptırım tehditlerinin Dünya Ticaret Örgütü ve AB kurallarına aykırı olduğunu iddia etti. ''Fransız iş adamları, Türkiye'nin tehditlerine boyun eğmesin'' diyen Boyer, yasa teklifinin Türkiye'yi hedef almadığını ve AB uyum yasaları ereğiyle de gerekli olduğunu iddia etti. Fransız vekil, "Bazı ülkeler 1915 olaylarını inkar ederek suç işlediler. Cezasız kaldılar. 1914 yılındaki Ermenilerin üçte ikisi ya tehcir edildi ya da katledildi. Sizden destek bekliyorum" ifadesini kullandı. Yasa teklifini sunan Boyer'den sonra Fransa hükümeti adına parlamento ile ilişkilerden sorumlu bakan Patrick Ollier konuştu. Fransız bakan, konuşmasında yasa teklifine karşı çıkmadı ve oylama sonucunu milletvekillerini iradesine bıraktı. Fransız bakan, bununla birlikte, üstü kapalı da olsa hükümetin yasa teklifini desteklediği mesajını verdi. Konuşmasında, Türkiye ve Fransa arasındaki ilişkilere övgüler yağdıran Ollier, bu yasa teklifinin Türkiye'yi hedef almadığını söyledi. Ollier, ''Türkiye büyük bir ulus. Fransa, Türkiye ile ilişkilere büyük önem veriyor. Ekonomik, siyasi ve kültürel alanda önemli işbirliğimiz var. Afganistan, Suriye gibi konular ve G-20 ile NATO gibi uluslararası kuruluşlarda da önemli işbirliğimiz sürüyor'' ifadesini kullandı. Sarkozy Ermenistan'ı Kardeş Ülke Đlan Etti! Sarkozy'nin Ermenistan'ı kardeş ülke ilan ettiğini hatırlatan Boyer, "Dostluğun ötesinde ilişkilerimiz var. Ermeniler, Fransa'da yani kendi ülkelerinde huzur içinde yaşamak istiyorlar" diye konuştu. Başbakan’ın Tepkisi Sert Oldu Fransızların Ermeni Politikası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,Fransa Meclisi'nden geçen 'Soykırımı Đnkar Yasası' ile ilgili çok sert açıklamalarda bulundu. Tasarıyı 'sulandırılmış bir karar' olarak niteleyen Başbakan,Cumhurbaşkanı Sarkozy'in Türkiye-Fransa arasındaki köklü dostluğu seçim sürecine feda ettiğini belirtti. Ermenilerle Fransızların ataları olan Franklar, Haçlı seferlerinden beri tanışıyorlardı. Ermeniler, Haçlı Seferlerine kılavuzluk ve lojistik desteği vermişlerdi. Bu seferler sırasında çok sayıda Frank asilzadesi ve şövalyeler, zengin Ermenilerin kızlarıyla evlenmişlerdir.Aslında Ermenilerin, Frankları yanlarında alıkoymak için kızlarını onlarla evlendirme politikası izlediklerini görüyoruz.Ayrıca Ermeniler Haçlı Seferleri sırasında onlara kılavuzluk etmişler, at, yiyecek, konaklama vb. lojistik destek vermişler Türk kalelerinin ve kuvvetlerinin durumu hakkında bilgi vermişler, onlarla birlikte Türklere karşı savaşmışlardır. Hatta Klikya Baronu II. Revone, Papa III. Innocentus’a mektup yazarak katolikliğe geçtiğini bildirmiş, “Beni Türklerden kurtarın, bunlar şeytanın soyu, yeni bir haçlı seferi yollayın” diye ısrar ederek 4. Haçlı Seferinin yapılmasında pay sahibi olmuştur. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından Başbakanlık Merkez Bina'da ortak basın toplantısı düzenledi. Başbakan Erdoğan, Fransız Ulusal Meclisi'nde 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddedilmesini suç sayan yasa teklifinin kabul edilmesini Türkiye olarak şiddetle kınadıklarını belirtti. "Sulandırılmış bir oylamadır anlamak mümkün değil" diyen Başbakan Erdoğan, Fransa'ya karşı alınacak olan tedbirleri açıkladı. "Kararı Kararı Türkiye Olarak Şiddetle Kınıyoruz" Yasa teklifinin kabul edilmesinin Fransa açısında daha büyük bir talihsizlik olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, "Đnsan haklarına tamamen ters. Bütün tüm yapıcı uyarmamıza rağmen Fransa Ulusal Meclisi'nde oylanarak kabul edildi. Đlişkilerimizde çok ağır ve telafisi zor yaralar açacaktır. Yılmaz Çolpan'ın katledildiği günde gerçekleşmiş ayrıca manidardır. 577 milletvekilinden oluşan Ulusal Meclisi'nde bu kadar önemli bir oylamanın onda biri bulmayan bir katılımla gerçekleşmiş olması çok daha manidardır. Bunlar ne kadar ciddiyetten uzak bir yaklaşım tarzıdır. Nasıl bir anlayış ve nasıl bir sulandırılmış bir oylamadır anlamak mümkün değil. Bu girişim haksızdır, isabetsizdir. Bu kararı Türkiye olarak şiddetle kınıyoruz."dedi “Tarihte emsali görülmemiş olan bu vahşetin faili Ermeniler olup, Müslümanlar ancak namus ve hayatlarını muhafaza kaydıyla mukavemet ve müdafaada bulunmuşlardır” M. Kemal ATATÜRK Fransızlar, Kilikya diye adlandırdıkları Çukurova bölgesini, Suriye’ye dahil görmekte ve burada ciddi ekonomik çıkarları bulunmakta idi.Çünkü, kendi dokuma sanayisi için gereken pamuk hammaddesini, özellikle Amerikan iç savaşı sırasında, sulu pamuk üretimi yapılan bereketli Çukurova topraklarından temin etmiş, hatta 1864’te Çukurova’da pamuk işleme fabrikası kurmuştur. Bölgenin diğer zenginlikleri de Fransa için vazgeçilebilecek şeyler değildi. Bunu çok erken fark eden Fransızlar, Çukurova bölgesinin genel tarihini ve coğrafyasını araştırmışlar ve 1604’te de yayınlamışlardır. Fransızlar, 1850’lerde Ermenilerin dil, kültür ve tarihleri ile ilgili araştırmalar yaptırıp, Kilikya Ermenistan’ı imajını oluşturmaya çalışmıştır. Fransız seyyahları, gerekli bilgileri toplamışlar; 17. yüzyıl başlarında Paris’te açılan Doğu Diller Okulundan bu yolda istifade etmişlerdir. Fransız misyonerleri de Erivan, Erzurum ve Bitlis’te, hem Ermenileri Katolikleştirmek hem de Osmanlı Devletine karşı kışkırtmak için faaliyette bulunmuşlardır. Fransa Parlamentosunda Ermenilerin görüşme konusu olması da yeni değildir. 3 Kasım 1869’da, Ermenilerin bağımsızlığı konusu görüşülmüş, ancak, Başbakan Hanotaux, Ermenilerin bağımsızlığını kurulabileceği bir merkeze ve çoğunluğa sahip bulunmadıklarını bildirmiştir. Kısaca ifade edebiliriz ki Fransızların Ermenilere ilgisi ve onlara ilişkin stratejileri oldukça eskidir. Bu ilginin başlıca nedeni de bölgenin pamuğu ve madenleridir.Bu evlenmeler Atalarımızı Suçluyorlar Ayşe ÜNAL Ermeniler Türklerin yönetiminde huzur, refah ve itibar içerisinde yaşamışlar ve en üst düzey görevlerde bulunmuşlardır. Bu elbette ki, Türklerin insancıl ve yüksek yönetim anlayışlarının bir sonucudur. Ermenilerin 1800’lü yıllarda, emperyalist güçlerin kendi çıkarları doğrultusunda kışkırtmalarına kadar Osmanlı Devletinin sadık vatandaşları olarak kaldıklarını ve bir dönem de, Ermenileri milleti sadıka olarak adlandırıldıklarını görüyoruz. Devletin zayıflaması, Rus, Đngiliz ve Fransızların kışkırtmaları sonucu bir ihanet sürecine giren Ermenilere karşı Osmanlı Devleti, hem kendisini hem de Türk vatandaşlarını korumak için yapması gerekeni yapmış ve önlemler almıştır. Bu sırada bir soykırım söz konusu olmadığı gibi tam tersine Türk unsurun ciddi kayıpları bulunmaktadır. Onun için, yapay olarak ortaya konan sözde soykırım iddiaları yalandır, bilimsel olarak da geçerli değildir. Nitekim, bu güne kadar bulunan toplu mezarların tamamı, hunharca katledilmiş Türklere ait cesetlerle doludur.Tarihte emperyalistlerin ortaya çıkardığı Ermeni Sorunu, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinin seyrine ve konjonktüre bağlı olarak gündeme getirilmektedir. Bundan sonra da böyle olacaktır. Biz yeni bir devletiz konu bizi ilgilendirmez gibi bir yaklaşım doğru olmadığı gibi yeterli ve geçerli de değildir. Konu bilimsel ve tarihsel gerçeklikler üzerinde ele alınmalı ve doğrular sürekli anlatılmalıdır. Milli birlik ve beraberliğimizi koruduğumuz sürece, Atatürk ilkeleri doğrultusunda çağdaş ve güçlü Türkiye’nin karşısına bu ve benzer sorunlar getirilemeyecektir. Onun için bize düşen, milli birlik ve beraberliğimizi daima korumak ve Devletimizi güçlü tutmaktır. Bunun için de, Atatürk’ün ifadesiyle “Bizim hiçbir şeye ihtiyacımız yok, tek bir şeye ihtiyacımız var: Osmanlı Đdaresinde Ermeniler Osmanlı Devletinin Anadolu topraklarında genişlemesi ile beraber Çukurova bölgesini de ele geçirmeleri sonucu, bu bölgede yaşayan Ermeniler de bu devletin idaresine girdiler. Ermenilerin Osmanlı Devletinin idaresinde, ne Bizans ve hatta ne de Ermeni Prensliği dönemlerinde yaşamadıkları bir adalet ve hürriyete kavuştuklarına ilişkin tarihi işaretler vardır. Bu yöndeki kanıtlardan birisi de yöredeki şehir ve kasabaların Ermeni nüfusundaki doğal olmayan artıştır. Nitekim Çermik, Ergani, Harput, Urfa ve Siverek’teki Ermeni nüfusu 1518’de yaklaşık 5.500 iken 1523’te 9.000’i aşmış ve %66 artmıştır. Bu durum, Osmanlı yönetiminin sağladığı adalet ve hürriyet ortamı nedeniyle Ermenilerin buralara göçmesinden kaynaklanmıştır. Ancak, gene de bölgenin tartışmasız çoğunluğu Türk nüfustur. Osmanlı Devleti’nin güçlü olduğu dönemlerde, Ermenilerin bir sorun olarak karşımıza çıkmadıklarını görüyoruz. Osmanlı Devleti içerisinde, diğer azınlıklar gibi rahat bir ortam bulan Ermeniler, askerlikten de muaf tutularak ticaret ve sanatla uğraşmışlar, zengin bir sınıf oluşturmuşlardı. Ermeni-Türk ilişkileri karşılıklı güvene dayanmakta, Ermeniler genellikle Türkçe konuşmakta, kiliselerindeki ayinlerini Türkçe yapmakta ve Türklerle eşit haklara sahip bulunmalarından dolayı Batıda “Hıristiyan Türkler” olarak bilinmekte idiler. Ancak, devletin yıkılış sürecine girmesiyle birlikte, topraklarının hemen her bölgesinde çıkan huzursuzluklarla beraber, Ermeni konusu da ciddi boyutlar kazanmıştır. 7 Turkuaz Selçukluların Aspirini 800 yıl Önce Buldu E rc i ye s Ü n i ve rs i t e s i Tı p Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı ve Gevher Nesibe Tıp Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ekrem Aktaş, aspirinin etken maddesi olan salisilik asitin, günümüzden 800 yıl önce Selçuklular tarafından ağrı kesici olarak kullanıldığını bildirdi. Prof. Dr. Aktaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gevher Nesibe Darüşşifası'nın 1206 yılında Selçuklu hükümdarı 2. Kılıçarslan'ın kızı Gevher Nesibe Sultan adına kardeşi 1. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırıldığını anımsattı.Gevher Nesibe Darüşşifası'nın Avrupa'daki ilk tıp merkezi olarak bilindiğine işaret eden Prof. Dr. Aktaş, bu mekanda, hastaların çeşitli yöntemlerle tedavi edildiğini ve şifalı bitkilerin de ilaç olarak kullanıldığını kaydetti. Prof. Dr. Aktaş, yaklaşık 100 yıl önce keşfedilen aspirinin etken maddesi olan salisilik asitin de 800 yıl önce Gevher Nesibe Darüşşifası'nda tedavide kullanıldığına dikkati çekerek, ş ö y l e k o n u ş t u : ''O dönemde birçok bitki ilaç olarak kullanılmış. Örneğin mısır püskülü idrar söktürücü etkisinden dolayı kaynatılarak suyu hastalara içirilmiş. Çiğdem bitkisinin suyunu gut hastalığının tedavisinde kullanmışlar. Tabii kan değerlerini analiz edebilecekleri bir teknoloji yok. Hastanın genel durumuna göre bu bitkiler kullanılmış. Ayrıca kavak ve söğüt ağacından elde edilen salisilik asit ile baş ve diş ağrılarını geçirmeye çalışmışlar. Bu madde aspirinin etken maddesidir. Türkler bu maddeyi 1206 yılından 1800'lü yıllara kadar kullanmışlardır. Günümüzden 100 yıl önce ise bu madde laboratuvar ortamında sentetik olarak üretilmiş ve aspirin adıyla piyasaya sürülmüştür.'' Prof. Dr. Ekrem Aktaş, söğüt ve kavak ağacının gölgesinde uyuyan kişilerin de son derece rahatlamış olarak uyandıklarını belirterek, Bilinmeyen Osmanlı - 600 yıllık Osmanlı Devletin de, çoğu zaman zenginlerin zekat ve sadaka verecek fakir insan bulamadıklarını, -Osmanlı Devletin de adaletin en temel prensip olduğunu ve Fatih Sultan Mehmet Han'ın, bir Yahudi tüccarın kolunu haksız yere kestirdiği için, aynı cezaya mahkum olduğunu ve son anda tacirin bu hakkından vazgeçmesi sonucu kolunu kesilmekten kurtarabildiğini, - Osmanlı Devletinin küçük bir beylikten, 10 milyon km kare genişliğinde bir toprak büyüklüğüne ulaştığını, -Osmanlı da örf ve adet kelimesinin hayat nizamı yerine kullanıldığını, ve her şeyin edep ve adap çerçevesinde yapıldığını, - Osmanlı Devletinin fetih yaptığı hiç bir bölgede kadın, çocuk, yaşlı ve kendisine karşı savaşmayan hiç bir kimsenin kılına bile zarar vermediğini, - 600 Yıllık devlet hayatı boyunca, hiç bir vatandaşının inancına karışmadığını ve herkesi kendi inancında özgür bıraktığını, - II. Abdülhamit Han'ın, o gün Osmanlı toprağı olan, bugün işgal altındaki Filistin topraklarını satın almak isteyen ve bunun karşılığında tüm Osmanlı Devletinin borçlarını ödemeyi taahhüt eden Yahudilere bu toprakları satmadığını, - Ardından gelen ve 2. Abdülhamit Han'ın tahtan indirilmesine sebep olan 31 Mart ayaklanmasının bir çapulcu ayaklanması olduğunu ve işi organize edenlerin içinde Yahudilerin de olduğunu Biliyor muydunuz? "Tarih derslerinin güvenirliği toplumu tatmin etmiyor" KARS - Pollmark ve Serhat Kalkınma Ajansı işbirliğiyle Türkiye genelinde 2 bin 47 kişi üzerinde yapılan, 'Türk Halkının Sarıkamış Algısı Araştırması' sonuçlandı. Sonuçlara göre okutulan tarih dersleri güvenli bulunmuyor. 'Türk Halkının Sarıkamış Algısı Araştırması’nda, ankete katılanlara; eğitim kurumlarında okutulan tarih derslerinin ne ölçüde güvenilir bulunduğunu ölçmek amacıyla yöneltilen soruya verilen cevaplar dikkat çekti. Soruya cevap verenlerin yüzde 8,6’sı tarih derslerini hiç güvenilir bulmadığını, yüzde 12,8’i biraz güvendiğini, yüzde 31,2’si ise kısmen güvendiğini ifade etti. Bu durum Türkiye’de okutulan tarih derslerinin toplumun yarısından fazlasını, yüzde 52,6’lık önemli bir kesimini tatmin etmediğini ortaya koyuyor. Buna karşılık tarih derslerini çok fazla güvenilir bulduğunu ifade edenlerin oranı ise sadece yüzde 9,8 çıktı. Aralık Ayında Doğan Aralık Ayında Ölen II. Bayezid I.Mahmut 3 Aralık 1448′de Dimetoka’da doğdu. Uzun boylu, geniş göğüslü ve kuvvetli bir vücuda sahipti. Yüzü yuvarlak ve gözleri elaydı. Cesur ve atılgandı. Ayrıca dinine bağlı ve halim selim bir sultandı. O devrin en meşhur alimlerinden dersler aldı, islam ilimlerini iyi derecede öğrendi. Şehzadeliğinde Amasya valiliğine tayin edildi. Sultan olduktan sonra, kardeşi Cem’in muhalefeti ile karşılaştı. Bursa’yı alan ve adına hutbe okutturan Cem, Yenişehir’de Beyazid’e yenilince Memlüklülere kaçtı. Osmanlı’nın iç meselesi iken bir anda doğu ve batının en mühim meselelerinden biri haline gelen bu olaydan dolayı Beyazid, herhangi bir dış sefere çıkamadı. Ancak Cem’in ölümü üzerine sefer faaliyetleri başladı. Boğdon Voyvodası’ndan Kili ve Akkerman’ı alan Beyazid, Cem’e sahip çıktığı için Memlüklere saldırdı. Uzun süren çatışmalar sonucu denge bozulmadı.Bali Bey komutasındaki 40 bin akıncı, Osmanlı tarihindeki en büyük akın seferini Lehistan’a karşı başlattı. Ayrıca Mora seferine çıkan sultan, Koron ve Modon kalelerini zapetti.1502′den sonra Safevi entrikaları ile uğraşan Beyazid, 1512′de oğullarının taht rakabetini kazanan Yavuz Sultan Selim’e tahtı bıraktı. Doğum yeri olan Dimetoka’ya giderken 26 Ağustos 1512 günü vefat etti. Tarihte Aralık 02 Aralık 1445: II Murat Gazi’nin ikinci defa tahta çıkışı 06 Aralık 1474: Büyük Türk bilgini ve Astronomi alimi Ali Kuşçunun vefatı 07 Aralık 1921: Kilis’in kurtuluşu. 08 Aralık 1714: Osmanlı-Venedik savaşı 1696'da Edirne Sarayı'nda dünyaya geldi. Okul çağına geldiği zaman babasının hocası Şeyhülislam Feyzullah Efendi'den dersler aldı. Şehzadeliğinde yüksek fen ve din ilimlerini ö ğ r e n e r e k ye t i ş t i . B a b a s ı n ı n t a h t t a n indirilmesinden sonra padişah olan amcası III. Ahmet Han da, şehzade Mahmut'un yetiştirilmesine özen bir itina gösterdi. Nihayet III. Ahmet'in Patrona ayaklanmasıyla saltanattan indirilmesi üzerine, 2 Ekim 1730'da tahta çıktı. III. Ahmet Han saltanattan çekilirken yeğenine uzun uzun nasihatler etti ve tavsiyelerde bulundu.Zor bir dönemde padişah olmasına rağmen ülke içinde ve dışında huzuru sağlayan, Osmanlı Devleti'ne azamet devri yaşatan I. Mahmut Han, 13 Aralık 1754'te hastalığına rağmen çıktığı Cuma namazından dönerken, Demirkapı'da at sırtında vefat etti. Yeni Camii'de babası Sultan II. Mustafa'nın yanına gömüldü.Çok zeki, anlayışlı, hamiyetli, lütufkar ve merhametli bir zat olan Mahmut Han, hadiseleri sonuna kadar takip eder, devlet işlerinde mutlaka istişarede bulunur, acele etmez ve telaş göstermezdi. Aleyhte gelişen Rusya ve Avusturya harplerini tayin ettiği değerli kumandanlarla lehine çevirmesini bildi. Yeniliği sever ve memleketi bu yoldan yükseltmeye gayret ederdi. Đlim, sanat, edebiyat meclislerindeki sohbetlere katılır ve Sebkatî mahlası ile şiirler yazardı. Sultan Mahmut Han, ülkede pek çok imar faaliyetlerinde bulundu. Devrinde ilim, kültür ve sanat sahalarında kıymetli eserler yazıldı. Beşiktaş'tı Arap Đskelesi Camii, Rumeli Hisarı'nda Đskele Camii Yalı Köşkü ve Yıldıztepe mescitleri 09 Aralık 1917: Kudüs’ün Đngilizler tarafından işgal edilmesi. 10 Aralık 1578: Plevne’nin düşmesi 13 Aralık 1754: Sultan I. Mahmut Han’ın vefatı 14 Aralık 1687: Eğri’nin Düşmesi 15 Aralık 1574: II. Selim’in vefatı 16 Aralık 1919: Musul’un Irak’a verilmesi. 17 Aralık 1273: Mevlana Celalettin Rumî Hz.lerinin irtihali 20 Aralık 1518: Piri Mehmet Paşanın Kuzey Irak’ı Fethi. 21 Aralık 1603: Eğri Fatihi III. Mehmet Han’ın vefatı 22 Aralık 1574: III. Murat Han’ın Tahta çıkış 23 Aralık 1876: I. Meşrutiyet’in Đlanı Piri Reis haritalarını uydudan mı çizdi ? 18. yy. başlarında Topkapı Sarayı’nda amiral Piri Reis'e ait bir çok eski haritanın bulunduğunu, 1957 yılında Amerikalı haritacılar tarafından incelenen haritalarda henüz 1952 yılında ses yansıtıcı araçlarla keşfedilen Antarktika dağlarının bütün ayrıntılarıyla çizildiğini,Daha sonra uydu fotoğrafları ile karşılaştırılan haritalarla uydu fotoğrafları arasında müthiş benzerlikler çıktığını, Bilim adamlarının bu haritaların ancak çok yükseklerden çekilmiş fotoğraflar aracılığı ile çizilebileceğini söylediklerini biliyor muydunuz? Kitap Tanıtımı Osmanlı Đmparatorluğu`nun gerçek tarihini Prof. Dr. Halil Đnalcık`ın kaleminden okuyun. Kuruluş ve Đmparatorluk Sürecinde Osmanlı`nın devlet politikası, diplomatik ilişkileri ve Avrupa`ya karşı verdiği savaşların detayları... Bir Osmanlı Padişahı nasıl yetişir, ne gibi özelliklere sahiptir ve kendini nasıl geliştirir, yönetim biçimini nasıl belirler, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman`ın yönetim anlayışı nasıldır... Avrupa Türklerden neden korkuyordu, "Türk korkusu"nun temelleri nelerdir... Türkler Avrupa`yı nasıl fethettiler, yaşayan en büyük Osmanlı tarihçisi Halil Đnalcık okurları için yıllarca araştırdı ve yazdı... 60 yılın ürünü olan bu eser Osmanlı hakkında yeni bilgiler veriyor... Milletleri millet yapan tarihleri ve kültürleridir. Tarihsiz bir millet, kişiliğini kaybetmiş bireye benzer. Osmanlı tarihi, Türk tarihinin görkemli bir dönemidir. Avrasya imparatorluklarına kadar inen bir tarihî gelişimin son halkasıdır. Đngiliz taburu nereye gitti ? 12 ağustos 1915'te Çanakkale savasında Đngilizlerin 54. tümenine ait 4. Norfolk taburunun Küçük Anafartalar ovasında bir tepeye tırmandığını, Tepenin üzerindeki ekmek somunu seklindeki beyaz bulutun içine girdiklerini, Son askerde bulutun içinde kaybolduktan sonra bulutun yavaşça havalandığını ve rüzgarın aksi yönünde hareket ettiğini, 250 asker, 16 subay ve 1 albayın hiçbir iz bırakmadan kaybolup gittiğini ve bir daha haber alınamadığını biliyor muydunuz? “Büyük devletler kuran ecdâdımız büyük ve şümullü medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur. Türk çocuğu ecdâdını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.” 8 Turkuaz TÜRKĐYE’DEN; KAPALI ÇARŞI ŞĐRĐNCE, SELÇUK Tarihi: Günümüzde: K Eskiden esnafa olan güven duygusu halkın birikmiş parasının, bir banka gibi onlara verilmesine ve işletilmesine sebep olurdu. Günümüzde birçok sokaktaki dükkânlar fonksiyon değişikliğine uğramıştır. Yorgancılar, terlikçiler, fesçiler gibi meslek grupları sadece sokak ismi olarak kalmıştır. Çarşının ana caddesi sayılan sokakta çoğunlukla mücevher dükkânları, buraya açılan yan bir sokakta altıncılar bulunur. Oldukça küçük olan bu dükkânlar değişik fiyat ve pazarlıkla satış yaparlar. Kapalıçarşı renk ve atraksiyon olarak her ne kadar eski canlılığını koruyor ise de, 1970’li yıllardan itibaren Đstanbul’u ziyarete gelen turist gurupları için alışveriş olanakları, çarşının ana girişindeki modern ve büyük kuruluşlar tarafından sağlanmaktadır. Haliç kıyısındaki Mısır Çarşısı da daha küçük ölçüde bir kapalı çarşıdır. Galata semtinde 15. yüzyıl'da kalma diğer bir küçük kapalı çarşı da halen kullanılmaya devam etmektedir. apalıçarşı'nın temeli 1461 yılında atılmıştır. Dev ölçülü bir labirent gibi, 30.700 metrekarede 66 kadar sokağı, 4.000 kadar dükkânı ile Kapalıçarşı, Đstanbul’un görülmesi gereken, benzersiz bir merkezidir. Adeta bir şehri andıran, bütünü ile örtülü bu yer zaman içerisinde gelişip büyümüştür. Đçinde son zamanlara kadar 5 cami, 1 okul, 7 çeşme, 10 kuyu, 1 akarsu, 1 sebil, 1 şadırvan, 22 kapı, 17 han vardı. Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. 15. yüzyıldan kalan kalın duvarlı, bir seri kubbe ile örtülü eski iki yapının etrafı sonraki yüzyıllarda, gelişen sokakların üzerleri örtülerek, ekler yapılarak bir alışveriş merkezi haline gelmiştir. Geçmişte burası her sokağında belirli mesleklerin yer aldığı ve bunların da, el işi imalatının sıkı denetim altında bulundurulduğu, ticari ahlak ve törelere çok saygı gösterilen bir çarşı idi. Her türlü değerli kumaş, mücevherat, silah, antika eşya, konusunda nesillerce uzmanlaşmış aileler tarafından, tam bir güven içinde satışa sunulurdu. Geçen yüzyılın sonlarında deprem ve birkaç büyük yangın geçiren Kapalıçarşı eskisi gibi onarılmışsa da, geçmişteki özellikleri değişikliğe uğramıştır. Bütün dükkânların genişliği aynı olacak şekilde inşa edilmiştir. Her sokakta ayrı ürünün ustaları loncalar halinde bulunurdu (yorgancılar, terlikçiler vs.) Satıcılar arasında rekâbet kesinlikle yasaktı. Ürünlere devletin Kapalı Çarşı günün her saatinde hareketli ve kalabalıktır. Esnaf, ziyaretçileri ısrarlı olarak kendi mağazasına çağırır. Çarşı girişinde gelişen konforlu, büyük mağazalar Türkiye’de elde imal edilen ve ihracatı yapılan hemen bütün eşyayı satışa sunmaktadır. El halıları ve mücevherat geleneksel Türk sanatının en güzel örnekleridir. Halı ve mücevheratın yanında meşhur Türk işi gümüşten yapılmış eserler, bakır, bronz hediyelik ve dekoratif eşya, seramik, oniks ve deriden mamul, üstün kaliteli, Türkiye hatıraları zengin bir koleksiyon oluştururlar. Batılı yazarlar, seyahatname ve anılarında Kapalıçarşı’ya geniş yer ayırmışlardır. Kapalıçarşı Đstanbul'u Ş irince, Đzmir'in Selçuk ilçesine bağlı ve Selçuk'a 8 km mesafede tarihi mimarisi korunmayı başarılmış turistik bir köydür. Özgün adı olan Kırkınca'nın efsanevi bir çağda dağlara vuran kırk kişiye atfen verildiği rivayet edilir. Rum telaffuzunda Kirkice, Kirkince ve nihayet Çirkince gibi biçimler alan bu ad, Cumhuriyet'in ilk yıllarında dönemin Đzmir valisi Kazım Dirik'in talimatıyla Şirince şeklinde resmileştirilmiştir. Nüfusu 687 kişidir. 19. yüzyılda, ö z e l l i k l e ihracata yönelik incir üretimiyle ünlü, 1800 haneli bir Rum kasabasıydı. 1923'te TürkiyeYunanistan N ü f u s Mübadelesi sonucu Rumların ayrılmasıyla Kavala'nın Müştiyan ve Somokol köylerinden gelen mübadillerle iskân edilmiştir. Köyün evvelce bağ, incir, zeytinciliğe dayalı olan ekonomisi, bir tütün bölgesinden gelen yeni sakinlerinin elinde bir süre sekteye uğramış, ancak son yıllarda artan turistik önemine paralel olarak, bu sektörler yeniden gelişmeye başlamıştır. Bağcılık ve zeytinciliğin yanı sıra, şeftali, incir, elma, ceviz ve kiraz yetiştirilir. 1950'li yıllarda 2000-3000 civarında iken sonradan 700'e kadar düşen köy nüfusu, 1990'lı yıllardan itibaren turizmin gelişmesiyle birlikte tekrar yükseliş eğilimi içine girmiştir. Köyde halen bazı Rum evleri pansiyon olarak hizmet vermektedir. Şirince'de üretilen zeytin yağları Güney Ege'de üretilen en iyi zeytin yağları olup yüksek aroma değerlerine ve düşük asit değerlerine sahiptir. SÜMELA MANASTIRI Tarihi: K ilisenin MS 375-395 tarihleri arasında inşa edildiği sanılmaktadır. Anadolu'da sıkça rastlanılan Kapadokya kiliseleri tarzında yapılmış, hatta Trabzon'da Maşatlık mevkiinde benzeri bir mağara kilisesi daha vardır. Kilisenin ilk kuruluşu ile manastır haline dönüşümü arasındaki bin yıllık dönem hakkında fazla bir şey bilinmemektedir. Karadeniz Rumları arasında anlatılan bir efsaneye göre Atina'lı Barnabas ile Sophronios adlı iki keşiş aynı rüyayı görmüşler; rüyalarında, Đsa’nın öğrencilerinden Aziz Luka’ın yaptığı üç Panagia ikonundan, Meryem'in bebek Đsa’yı kollarında tuttuğu ikonun bulunduğu yer olarak Sümela'nın yerini görmüşler. Bunun üzerine birbirlerinden habersiz olarak deniz yoluyla Trabzon'a gelmiş, orada karşılaşıp gördükleri rüyaları birbirlerine anlatmış ve ilk kilisenin temelini atmışlardır. Bununla birlikte manastırdaki fresklerde sıkça yer alıp, özel bir önem verilen Trabzon Đmparatoru III. Aleksios'un (1349-1390) manastırın gerçek kurucusu olduğu sanılmaktadır. 14. yüzyılda Türkmen akınlarına maruz kalan kentin savunmasında ileri karakol görevi üstlenen manastırın statüsünde Osmanlı fethinden sonra bir değişiklik olmamıştır. Yavuz Sultan Selim'in Trabzon’da ki şehzadeliği sırasında iki büyük şamdan buraya hediye ettiği, Fatih Sultan Mehmed, II. Murat, I. Selim, II. Selim, III. Murad, Đbrahim, IV. Mehmed, II. Süleyman ve III. Ahmed'in de manastırla ilgili birer fermanları bulunmaktadır. Osmanlı döneminde manastıra sağlanan imtiyazlar, Trabzon ve Gümüşhane bölgesinin Đslamlaşması sırasında özellikle Maçka ve kuzey Gümüşhane'de Hıristiyan ve gizli Hıristiyan köyleri ile çevrili bir alan yaratmıştır. 18 Nisan 1916’dan 24 Şubat 1918’e kadar süren Rus işgali sırasında Maçka civarındaki diğer manastırlar gibi bağımsız bir Pontus devleti kurmak isteyen Rum milislerin karargahı olmuş, nüfus mübadelesi ile bölgedeki Hıristiyanların Yunanistan'a gönderilmesinin ardından önemini yitirerek T.C. Kültür Bakanlığı tarafından yakın zamanda onarılana dek kaderine terkedilmiştir. Günümüzde Sümela Manastırı’nın 88 yıl aradan sonra geçen yıl bir günlüğüne Ortodoks Hıristiyanların ibadetine açılması ziyaretçi sayısına da yansıdı. Artan tanıtımla birlikte geçtiğimiz yıl Sümela’yı ziyaret eden yerli ve yabancı turist sayısı bir önceki yıla oranla yüzde 73 artarak 395 bin 981′e ulaştı. Hıristiyan Ortodokslar için en kayda değer mekanlar arasında gösterilen Sümela Manastırı, 88 yıl aradan sonra geçtiğimiz yıl bir günlüğüne ibadete açıldı. Hıristiyan aleminde ”Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü” olarak kabul edilen ve kutsal sayılan 15 Ağustos’ta Fener Rum Patriği Dimitri Bartholomeos yönettiği ayine Rusya Federasyonu, Yunanistan, Gürcistan, ABD ve yurt içinden gelen 500 kadar Ortodoks Hıristiyan katıldı. 9 Turkuaz DÜNYA’DAN TAC MAHAL B abür Đmparatorluğu'nun 6. hükümdarı Şah Cihan tarafından, o zamanki imparatorluğun başkenti olan Hindistan'ın Agra şehrinde, Jumna (Yamuna) Nehri'nin kıyısında yaptırılmıştır. Bir isyanı bastırmak için ordularıyla Burhanpur'a giden Şah Cihan'a, dokuz aylık hamile olmasına rağmen her zamanki gibi eşi Mümtaz Mahal (Ercümend Banu Begüm) de eşlik etmişti. Mümtaz Mahal, 14. çocuklarını doğururken öldü.(1631) Şah Cihan, eşinin ölümünden sonra 2 yıl yas tuttu. Artık devlet işlerine ilgisini kaybeden hükümdar, teselliyi sanat ve mimaride buldu. Efsaneye göre yapımı bittikten sonra, türbe işçilerinin kolları aynı yapıttan bir tane daha yapılmaması için kesilmiştir. Bugün Hindistan'ın en fazla turist çeken bölgesi. Ancak çevresinde oluşan çarpık yapılaşma, bu tarihi yapıtın geleceğini tehdit ediyor. Bulunduğu şehrin bir çok noktasından açıkça görülebilen Tac Mahal, Türk-Đslam Mimarisi'nin en önemli yapıtları arasında yer almaktadır. Agra ilinin dışında Yamuna Irmağı'nın kıyısında, 305x580 metre ölçülerinde dikdörtgen avluda yer alan Tac Mahal, dört cephesinin ortalarında 33 metre yüksekliğindeki taç kapılarıyla 75 metre yüksekliğindeki anıt kubbeyi çevreliyor. Đç mekanı örten 30 metre yüksekliğindeki alt kubbeyle üst kubbe arasında türbe mekanı kadar ölü hacim var. Yapının mimarları; Mimar Sinan'ın talebelerinden Mehmet Đsa Efendi ve Mehmet Đsmail Efendi ile yapıdaki yazıları yazan Hattat Serdar Efendi, eserin yapımı için Şah Cihan tarafından Đstanbul'dan davet edilmişlerdi. 1632'de inşasına başlanan eser, 20 yıl sonra 1652'de tamamlanmıştır. KEOPS PĐRAMĐTĐ K eops Piramiti (Khufu Piramiti, Büyük Piramit), günümüzde Mısır’ın başkenti Kahire'nin bir parçası olan Gize’yi (El Giza) çevreleyen antik “Gize mezar kenti”nde bulunan üç anıtsal piramitten en eski ve en büyük olanıdır. MÖ 2551-2560 yılları civarında yapıldığı sanılan bu anıtsal kompleks, Dünyanın yedi harikasından biri olup, bu yedi harika içinde günümüze kadar ulaşan tek eserdir, varlığını günümüze dek hemen hemen tam olarak sürdürebilmiş olanıdır. Bu piramidin Mısır firavunu Khufu adına bir anıtsal mezar olarak inşa edildiğine inanılır ve yapımının yaklaşık yirmi yıl sürdüğü sanılmaktadır. 20. yüzyıl başlarına dek, yani 3800 yıl boyunca hacmi ve kütlesi bakımından Dünya’daki en büyük yapay (insan yapımı) yapı olarak kabul edilmiş ve yükseklik rekoru 4000 yıl boyunca kırılamamıştır. Büyük Piramidin orijinal halinde dış kısmı taş levhalarla kaplıydı. Günümüzde bu kaplama tabakası mevcut değildir. Büyük Piramit ve yapımı ya da inşa tekniği hakkında günümüzde çok çeşitli varsayımlar bulunmaktadır. Đnşa tekniği hakkındaki varsayımlardan birine göre yapılan spiral bir rampadan çıkarılan taş bloklar üst üste konuyordu. Rampa çamur kaplanıyor, sulanıyor ve taş bloklar itilerek kaydırılabiliyordu. Mümtaz Mahal ve Şah Cihan'in sandukaları üst katta, kubbenin altındadır. Sandukaların bulunduğu yerdeki kubbede insan ağzından çıkan her ses 7 kez yankılanacak şekilde bir akustiğe sahiptir. Şah'ın ve eşinin asıl lahitleri ise, en alt Tac Mahal'in yüz binlerce akik, sedef ve firuze gömülü olan duvarlarında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta ve 50 adet çok iri inci vardır. Romantik görünüşü ile herkesi büyüleyen, Doğulu Batılı birçok ünlü yazar ve şaire ilham kaynağı olan Tac Mahal, mehtaplı gecelerde bile aydan daha parlak görünür. Taç Mahal, 1983’ten bu yana UNESCO'nun Dünya Büyük Piramidin içinde üç oda saptanabilmiştir. Bunlardan yapının en altındaki oda, muhtemelen bitirilmemiş haldeki, piramidin üzerine inşa edildiği temel kayasının oyulmasıyla oluşturulmuş odadır. Sonradan “kral odası” ve “kraliçe odası” adları yakıştırılan odalar ise piramidal yapının üst kısmında yer alırlar. Kraliçe Odası kuzey ve güney yüzeylerin ortasında kalır ve sivri bir çatı tepesine sahiptir. Odanın doğu ucunda muhtemelen Khufu’nun bir heykelinin bulunduğu bir niş bulunmaktadır. Fakat burada vaktiyle bir heykel bulunduğuna dair h i ç b i r i z bulunmamaktadır. Orijinal derinliği (3'5") hazine avcıları tar a fı nd a n yap ıl an kazma çalışmalarıyla bozulmuş ve derinliği arttırılmıştır. Kraliçe Odası’nın kuzey ve güney duvarlarında havalandırma kanalları denilen iki kanal bulunur. Kraliçe Odası’ndaki havalandırma kanalları 1992’de Upuaut 2 adını verdiği paletli bir robot kullanan Alman mühendis Rudolf Gantenbrink tarafından keşfedilmiştir. Gantenbrink kanallardan birinin iki aşınmış bakır kulplu, kireçtaşından yapılma yapılma kapılarla sonlandığını keşfetti. Fakat basın yoluyla yayımladığı bir haber yüzünden Zahi Hawass, Gantenbrink’in çalışmalarını Mısır’da sürdürmesini yasakladı. Birkaç yıl sonra National Geographic Society ürettiği Gantenbrink’ine benzer bir robot sayesinde sözkonusu kapılardan güney kapısında küçük bir delik açtı, fakat yalnızca arkasında daha büyük bir kapının bulunduğunu saptayabildi. Kıvrımlı olması nedeniyle ilerlenmesi ve çalışma yapılması daha güç olan diğer kanal (kuzey kanalı) da bir kapıyla sonlanmaktadır. Kral Odası üzerinde Havalandırma Kanalı denilen bir kanal girişi yer alan düz bir tavana sahiptir. Havalandırma kanalı girişine Piramitteki bu tür kanalların yapılış amacı bilinmemektedir, görünüşe göre yıldızlara yönelik olarak yapılmış, yıldızlara göre hizalanmışlardır. Kral Odası tümüyle granitten yontulmuştur. Taş blokları öyle ustaca, düzgün kesilmiştir ki aralarına ince bir kâğıt bile sokmak mümkün değildir. Toplam 400 ton gelen 9 büyük yassı taştan Tavanı üzerinde 5 odacık (Đng. Relieving Chambers) bulunur. Đlk dört odacık Kral Odası gibi düz tavana sahiptir, sonuncusunun ise sivrileşen bir tavanı bulunur. Büyük piramit aslında, iki tapınaktan, bu iki tapınağı birbirlerine bağlayan bir yoldan, piramit çevresindeki mastaba adı verilen çeşitli küçük mezarlardan ve piramitlerden oluşan bir yapılar kompleksinin bir parçasıdır. Mısır’ın Eski Đmparatorluk döneminden kaldığı sanılan bu taş eser, doğa koşullarının yıpratıcı etkilerine binlerce yıl karşı koyabilmiş olup, gizemleri bir bir ortaya çıkarılmakla birlikte, henüz 10 Turkuaz Boksör Rakibini Ringde Öldürdü… Basketbol Kız Takımımızdan Galibiyet... Đnsanın şampiyonluğu kıl payı kaçırdığı bir dönemden sonra, karşısında ikinciliğe düştüğü son rakibi ile hazırlık maçında karşılaşması nasıl sonuçlanır sizce? Güner Akın Lisesi olarak 20.12.2011 günü Dilnihat Özyeğin Lisesi ile hazırlık maçına gittik. Hazırlık maçı dememe bakmayın içten kıyasıya bir rekabet yaşandı. Maçta koçluğumuzu ve hakemliği 12TM/A sınıfı öğrencilerimizden Oğuz Kara yaptı. Kadroda : Nurdan Çakır (guard), Asya Akbaş (forvet), Hayriye Çakmak (pivot), Songül Şahin (guard), Kübra Çolak (guard), Güler Demir (forvet), Gizem Onur (guard) 7 kişi ile gittiğimiz maçta 70 sayı atarak iyi bir sonuç çıkarmamız bizi mutlu etti. Rakip takımı performansından dolayı tebrik ediyor ayrıca bizi destekleyen okulumuza teşekkür ediyoruz. Badmintoncularımız Olimpiyata Koşuyor… Özge Bayrak’ın ardından olimpiyat yarışı içine girdi. Neslihan Yiğit, aldığı 2 bin 500 puanla dünya sıralamasında 80. Surinam’da 24-27 Kasım tarihleri sıraya yükselirken, Özge Bayrak, 2 bin arasında düzenlenen 5 bin dolar ödüllü 130 puanla 62. sıradaki yerini korudu. (International Series ) Olimpiyat Eleme Özge-Neslihan çifti ise kazandığı Puan Turnuvası'nda badmintoncularımız şampiyonluğun ardından dünya başarılı sonuçlarıyla göz doldurdu. sıralamasında 13 sıra birden yükselerek Turnuvada finali 2 Türk sporcu 59. sıraya yükseldi. oynarken, Özge Bayrak’ı mağlup eden Türkiye Badminton Federasyonu Neslihan Yiğit, mutlu sona ulaştı. Başkanı Murat Özmekik, bayanlarda 2 Sporcularımız birlikte mücadele ettiği sporcularının olimpiyat yarışı içinde çiftler kategorisinde ise şampiyonluğu olmasının mutluluğunu yaşadıklarını kimselere bırakmadı. Özge-Neslihan söyledi. Özmekik, kota sistemi nedeniyle çifti, finalde Brezilyalı ve Slovakyalı sadece 1 bayan sporcunun Londra vizesi rakiplerini mağlup ederek altın alabileceğini hatırlatarak, Özge madalyanın sahibi oldu. Bayrak’ın şu anda kota içinde yer aldığını söyledi. Mayıs ayına kadar kota müsabakalarının devam edeceğini vurgulayan Özmekik, ''2012 Londra Olimpiyat Oyunları’na katılabilmek için puan veren turnuvalara katılmaya çalışıyoruz. Hedefimiz olimpiyatlara birer bayan ve erkek sporcuyla katılabilmek. Bayanlarda şu an Özge Bayrak ve Neslihan Yiğit'in yanı sıra erkeklerde Murat Şen'in de Surinam’da elde edilen başarılı matematiksel olarak şansı devam ediyor” sonuçların ardından Neslihan Yiğit de dedi. kazanılıyor. Ciddi buzkaşi oyuncuları yıllarca yoğun şekilde eğitim alıyor ve ustaların çoğu 40 yaşının üzerinde. Rusya’nın Yekaterinbug kentinde Rus boksör Roman Simakov rakibi Sergev Kovaley’in yumruklarına dayanamayarak yaşamını yitirdi. Rusya’nın Yekaterinburg kentinde düzenlenen boks turnuvasında boksör Simakov (27), ABD de yaşayan Rus kökenli Kovalyov’un (28) vurduğu sert yumruklar sonucunda hayatını kaybetti. Kovalyon, talihsiz sporcunun ailesinden özür dileyerek başsağlığı mesajında bulundu. Triatlon heyecanı sona erdi… Türkiye Triatlon Federasyonu'nun ev sahipliğinde Antalya'da düzenlenen ITU Triatlon Avrupa Kupası'nın ilk etabı, ödül töreniyle sona erdi. Konya altı 16 No. Plaj önünde yapılan organizasyonda sporculara madalyaları, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül, TSYD Genel Başkanı Esat Yılmaer, Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu, Triatlon Federasyonu Başkanı Hamdi Güneş ile Onursal Başkan Halil Kılıçoğlu ve yetkililer tarafından verildi. haklı gururu milletimize armağan ediyoruz" dedi. Kick Boks'ta dünya şampiyonu olduk. Kick Boks Milli Takımı'ndan Hüseyin Dündar ve Hamza Kendircioğlu, Đrlanda'nın başkenti Dublin'de düzenlenen Dünya Kick Boks Şampiyonası'nda dünya şampiyonu oldu. Full Contact ve Semi Contact branşlarında bugün ringe çıkan milli sporculardan Hüseyin Dündar Kazak rakibi Alemzihan Kudaibergenov'u, Hamza Kendircioğlu da Ukraynalı rakibi Ivan Tkachenko'yu yenerek dünya şampiyonu oldu. Al Eşini Sırtına Doğru Finişe. Geleneksel hale gelen eş taşıma şampiyonasını Finliler düzenliyor. Şampiyon olabilmek için diğer birbirini taşıyan çiftlerden önce bitiş çizgisini geçmek gerekiyor. Finlandiya'da yapılan şampiyonada hiçbir kural yok. Evli olmanıza bile gerek yok. Karşı cinsten birisini taşımanız yeterli. Buzkaşi’yi Denemeye Ne Der Siniz? Kick Boks Federasyonu Başkanı Salim Kayıcı, sporcuların ellerinden geleni yaptığını ve en iyi şekilde mücadele ettiğini belirterek, "Hepsinin alınlarından öpüyorum. Bu güzel başarıyı ve Halterde bir efsane hayatını kaybetti Satranç Olimpiyatları Đstanbul da! 2012'de Avrupa Spor Başkenti unvanını taşıyacak olan 2020 Olimpiyat Oyunları adayı Đstanbul, yıl içinde Dünya Satranç Federasyonu (FIDE) tarafından 2012 yılında düzenlenecek 40. Dünya Satranç Olimpiyatları'nın ev sahipliğini yapacak. Eğer bir polo ustasıysanız ve ölü hayvanlarla oynamak sizin için sorun değilse, buzkaşi sizin yarışmanız olabilir. Afganistan ve Kırgızistan'ın popüler sporu olan buzkaşi en tuhaf aktivitelerden biri. Atların üzerinde oyuncuların olması ve bunların bir objeyi hedefe doğru götürmeye çalışmaları açısından poloya benziyor ve oyun çok zorlu bir hal alabiliyor. Poloyla arasında önemli bir fark var: Bu oyun sopa ve top kullanmak yerine, kafası kesik buzağı ya da keçiyi hedefe ulaştırarak S atranç sporunun kalbi 2012 Avrupa Spor Başkenti Đstanbul’da atacak. Dünya Satranç Federasyonu (FIDE) tarafından 2012 yılında düzenlenecek 40. Dünya Satranç Olimpiyatları Đstanbul’un ev sahipliğinde gerçekleştirilecek. 2008 yılında Almanya’nın Dresden şehrinde gerçekleştirilen 79. Genel Kurul’da yapılan, Đstanbul ile birlikte Karadağ’ın aday gösterildiği oylama sonucunda 2012 yılında düzenlenecek 40. Dünya Satranç Olimpiyatları’nın ev sahibi şehri olarak Đstanbul seçildi. Satranç alanında dünyanın en büyük organizasyonu olan olimpiyata 200 ülkeden 2.500’ü aşkın sporcunun katılması bekleniyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Ali Nihat Yazıcı; Đstanbul’un 2000 yılında düzenlenen 34. Dünya Satranç Olimpiyatları’nın da ev sahipliği yaptığını, 2008 yılında Dresden şehrinde gerçekleştirilen Genel Kurul’da yapılan oylamada da büyük oy farkıyla 40. Dünya Olimpiyatları için ev sahibi seçildiğini belirtti. H alterde 80 kez dünya rekoru kıran, dünya ve olimpiyat şampiyonu efsanevi Rus sporcu Vasily Alekseyev, 69 yaşında hayatını kaybetti. Haberde, ''O Sovyet sporunun bir efsanesiydi. Toplamda 645 kilo kaldırarak kırdığı dünya rekoru, ağırlık kaldırmadaki 3. dal kaldırıldığı için hiçbir zaman kırılamayacak'' denildi. Daha Rusya Halter Federasyonu'nun internet önce halterde koparma ve silkmenin dışında sitesindeki haberde, Alekseyev'in uzun süren ''pres'' dalı da bulunuyordu. ''Pres'', 1972'de hastalığının ardından hayatını kaybettiği Olimpiyat Oyunları'ndan çıkarıldı. belirtildi. 11 Turkuaz 2012 Altın Yılımız Olacak! T ürkiye Tekvando Federasyonu Başkanı Metin Şahin, ülkemizi dünya, olimpiyatlar ve Avrupa şampiyonalarında en iyi temsil eden tekvandonun Türk sporunun gururu olduğunu belirtti. Şahin, şunları kaydetti: "Federasyon olarak başarımızı bu yılda artırarak sürdürdük. Bunun göstergesi madalyadır. Madalyada Güney Kore'de düzenlenen Dünya Tekvando Şampiyonası'nda 31 yıllık kuruluş tarihi olan Türkiye Tekvando Federasyonu en fazla madalyayı bu şampiyonada elde etti ve en fazla Türkiye konuşuldu. Şampiyonada tarihin en fazla madalyasını alarak takım halinde ilk dörde girdik. Bu da çok önemli ama ondan daha önemli bir şey daha vardı. Çünkü 160'a yakın ülke orada mücadele etti ve bu ülkeler arasından 1 altın, 1 gümüş, 4 bronz olmak üzere 6 madalyayla Türkiye, takım sıralamasında ilk 4'ü elde etti. Büyük başarı kazandı. Bir sporcumuz ise 68 kiloda Servet Taze gül, şampiyonanın MVP' si (En değerli sporcu) seçilerek büyük bir gurur yaşattı ve Dünya Tekvando Federasyonu tarafından ödüllendirildi. Aynı zamanda olimpiyatlara gitmeye hak kazandı. O da ülkemizin yetiştirdiği bir değer olarak gurur abidesi oldu." Tekvandonun 2012'nin parlayan yıldızı olacağını, bu konuda çalışmalarını sürdürdüklerini açıklayan Şahin, önümüzdeki en büyük hedeflerinin 2012 Londra Olimpiyatları olduğunu ve sporcularıyla, hakemleriyle, antrenörüyle çalışmalarına devam ettiklerini söyledi. BAŞARILAR ARTIYOR… D ünyanın sayılı derbilerinden olan Barselona ve Real Madrid takımları La Liga’ nın15. haftasında karşı karşıya geldiler. Karada Yelken Yapmak? Alışılmadık bir su sporu daha: B lo kar t. Aslında yelken açıyorsunuz ama tek farkla, bunu karada gerçekleştiriyor olmanız. Kaliforniyalı adrenalin sporları tutkunu Adrian Smith, Farklı Heyecan Arayanlara M esela, neden durgun bir denizde şnorkelle yüzmek yerine maskenizi ve paletlerinizi kapıp bataklığa atlamayasınız? "2012'NĐN PARLAYAN YILDIZI OLACAĞIZ". Şahin, yaptığı açıklamada, federasyon olarak bu yıl yaptıkları çalışmaları ve başarılarını değerlendirerek, tekvando tarihinde ilkleri yaşayıp, yaşattıklarını, federasyon olarak bu yıl ulusal ve uluslararası anlamda birçok müsabakada büyük başarılar göstererek, başarılarını egale ettiklerini bildirdi. Tekvandoda 2011 yılı içinde başarılı bir trend gösterdiklerini ve hedeflerinin 2012 Londra Olimpiyatları'nda altın madalya kazanmak olduğunu belirten veren Şahin, "Şu anda Đspanya, Mısır başta olmak üzere hala kamp teklifleri devam ediyor. Türk Milli Takımı'nın altındaki tılsımı öğrenmek için değişik şekilde gelmek isteyen ülkeler var.”dedi. "Çünkü bu başarımızdan dolayı dünyadaki diğer ülkeler, Türk Milli Takımı'nın başarısının altında yatan bu esrar perdesini aralamaya çalışmak için dünyanın her tarafından, milli takımlardan kamp teklifleri alıyoruz" ifadelerine yer Boğ snorkeling (bataklıkta yüzme) yarışmacıları, bataklık kömürünün içindeki oyukta, kötü kokulu ve kurumlu çamurlu suda yüzmenin zevkine varıyor. Oyukta ileri ve geri en hızlı yüzen şnorkelli yarışmacı altın madalyayı kapıyor. Peynirin Peşinden Koşarak Spor Yapmak Mı? P eki insanlar peynir peşinde koşmayı tenis kadar ciddiye alıyor mu? Kaşar ile Đzmir tulumunu ayırt etmekte zorlanmıyor olabilirsiniz ama peynir peşinde koşarken bu bilginizin pek faydası olmayacak. eşitledi. Barselona‘nın 3-1‘lik kazandığı bu maçtaki goller Barselona adına 30. dakikada Alexis Sanchez, 52. dakikada Marcelo kendi kalesine atarken, 66. dakikada Cesc Fabregas takımının üçüncü golünü attı. Real Madrid adına ise golü daha maçın birinci dakikasında Karim Benzema atarak rekor bir gol kaydetti. Sadece Đspanya da değil tüm dünyada da büyük bir ilgi ile izlenen Real Madrid- Barselona derbisinde heyecan yine doruktaydı. El Claciso olarak tabir edilen bu büyük derbi öncesinde Barselona puan tablosunda Real Madrid’in 3 puan ardından geliyordu. Santiago Barnebeu stadında oynanan bu maçta Barselona ezeli rakibi Real Madrid’i deplasman da 3-1 yenerek bir maç eksikli Real Madrid ile arasındaki puanı Dünya Şampiyonası Đçin Geri Sayım Başladı Herkes Maçın daha ilk dakikasında 1-0 öne geçen Real Madrid için farklı bir sonuç alacağını düşünürken maçın disiplininden hiç kopmayan Barselona 30. Dakikada beraberliği yakaladı ve daha sonrasında ezici oyunu ile rakibini deplasmanda 3-1 mağlup etti. Real Madrid bu sonuç ile Santiago Barnebeu stadını hınca hınç dolduran taraftarlarını hüsrana uğrattı. Ağır bir peynir tekeri dik bir yamaçtan aşağı yuvarlanıyor ve onlarca yarışmacı birbirlerine dirsek atarak tekerin peşinden koşuyor. Öyle bir itiş kakış oluyor ki birçok kişi yaralanıyor, kaburgaları kırılanlar oluyor. Peynir tekerini yakalayan kişi şampiyon olup 15 dakikalık şöhreti yakalıyor. Tabi ki peynir tekeri de onun. şampiyona hakkında bilgi veren Ahmet Ağaoğlu, bu büyük organizasyonu Avustralya'da 92 delegenin 76 oyuyla aldıklarını belirterek, şunları söyledi: “ Bu hafif yarış arabaları rüzgâr ile çalışıyor ve hızları saatte 90 kilometreye kadar çıkabiliyor. 2012 yılında ülkemizde düzenlenecek Dünya Amatör Golf "Bu rakam şunu ifade Şampiyonası için Türkiye Golf Federasyonu Başkanı Ahmet ediyor. Türkiye kendini ifade edebilir bir anlatımla Ağaoğlu Antalya Belek'te bir basın toplantısı düzenledi. sunum yapıyor ise tesisleri en yüksek düzeyde ise sizin Dünyanın en önemli golf ala ma ya ca ğ ı nı z hi çb ir organizasyonlarından birisi organizasyon yok demektir. olan Dünya Amatör Golf Yeter ki ne istediğinizi Şampiyonası'nın 2012'de anlatın. Bu organizasyon Türkiye'de düzenlenecek aynı zamanda dünya golf olması, gözleri Antalya ve tarihine, 'tarihi olmayan ama aldığı organizasyonla şirin beldesi Belek'e tarihe geçen bir ülke' olarak anılacaktır. 92 - 76'lık sayı çevirdi. ile Đtalya ve Avusturya gibi golf de önde gelen ülkeleri Şampiyonanın anlaşmasını geride bırakmışız. Bu büyük bir şey ifade ediyor. yapan Golf Federasyonu Antalya ve Belek, federasyonumuzla birlikte bu sporda milat olarak tarihteki yerini alacaktır. Türkiye'deki Başkanı Ahmet Ağaoğlu dünyanın gözünü Antalya'ya golfun golf dünyası tarafından çok iyi algılandığının bir çevireceğini ve bu şampiyona sayesinde en üst düzey organizasyonlarının Türkiye'de yapılabilir imajını göstergesi de bu şampiyona olacaktır." vereceklerini söyledi. 70 erkek 50 kadın sporcunun katılacağı “B l o k ar t ya r ı ş ı nd a üç tekerlekli ve yelkenli bir yarış arabasına bağlanmaya hazır olsun diyor.” Gülme yogasının Spor Versiyonu… D aha hafif bir şeyler tercih ediyorsanız spor, ter ve gülmeyi birleştiren gülme yogasını denemenizi öneririm. 12 Turkuaz 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 1 1 2 2 3 3 4 4 5 6 5 7 6 8 7 9 8 10 9 SOLDAN SAĞA 10 YUKARDAN AŞAĞIYA 1-) Kadın Oyuncu 2-) argoda kadın-üzerine bir cismin gölgesi yansıtılan saydam olmayan yüzey 3-) Karadeniz Bölgesinde yer alan bir ilimiz-Zihin 4-) Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası 5-) başkan ser-irade zayıflığı 6-) Vilayet-cet 7-) Đnternet sitelerinde ziyaretçi sayısını belirlemek için yapılan sayfa 8- ) Ses yitimi-bir meyve 9-) Yapı-bir hayvanın yemek için bir diğerini yakalaması-yeterli olmayan 10-) Yemek -çaput SOLDAN SAĞA 1-) Erkek oyuncu-Türk müziğinde bir makam 2-) Bir yağış biçimi-bir şeyi duyurmak için asılan çoğu resimli duvar ilanı 3-) Gelenek 4-) Olacak yada gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme-Bir siyasi parti 5-) tersi belirti, nişan, alamet, emare-iç kısmı 6-) Kişisel veya toplu oyunlar biçiminde yapılan, genellikle yarışmaya yol açan, bazı kurallara göre uygulanan beden hareketlerinin tümü-tok karşıtı 7-) Cılız zayıf güçsüz-Đleri sürülen savunulan düşünce 8- ) Utanma-Bir haber ajansı 9-) Güvey-yok karşıtı 10-) Derideki leke veya kabartı-söz gelişi 1.maket bıçağı/bir nota 2.mesafe/baş. 3. Dayanıklı, kolay bozulmaz. 4.bir seslenme sözü/insana ait bir duygu. 5.isim/dahi/dünya’nın uydusu. 6.bir erkek ismi./bir deri hastalığı. 7.ırak’ın resmi haber ajansı/ mısır mitolojisinde güneş tanrı. 8.ebcet hesabında 30 sayısı/bağış yapma/bağışlama. 9. ince karşıtı. 10.Siirt yöresine ait kıyma ve bulgurla yapılan bir yemek/Đsraillilerin dinlenme günü. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1.Pragmatizm. 2.bal yapan böcek/ineğin erkek yavrusu. 3.parlak mobilya cilası/samandan ayrılmamış arpa buğday yığınları. 4.eski dilde bayram/ 5.anlama melekesi/ulular 6.aç gözlü/ 7.zeki ve yaramaz çocuk/cömert,dost 8…….dişi/hayvanlara vurulan damga. 9.eski dilde su/kaba kumaş. 10.resimdeki Türk edebiyatı yazarı. Boş karelere 1'den 25'e kadar rakamları öyle yazın ki; yan yana, alt alta ve köşeden köşeye toplamları hep 65 olsun. Bir masanın etrafında 15 çocuk ve masanın üstünde bir tabak içinde de 15 tane yumurta var. Her çocuk birer yumurta aldı. Tabakta daha bir yumurta kaldı, bu mümkün mü? 13 Turkuaz Soldan Sağa 2. Türk edebiyatının en güçlü natüralist yazarlarındandır. Sokağı edebiyatımıza getirmiş olan bu sanatçımız Ahmet Mithat geleneğini takip ederek yüzlerce eser vermiş ve halkı eğitmeye çalışmıştır. "Şıpsevdi" önemli romanlarından biridir.5. Fecr-i Ati topluluğu içinde yer alan sanatçılardan biri de............... Sahir'dir.6. "Gulyabani, Tesadüf, Nimetşinas" gibi eserler Hüseyin Rahmi'nin...........türünde eserleridir.9. Eski şiiri günümüzde de yaşatmış bir şair olan bu sanatçımızın şiirlerinde sonsuzluğa ulaşma duygusu, ölüm kaygısı, aşk ve lirizm başlıca temalar olarak görülür. Divan şiirini çağdaş bir yorumla veren şiirleri de vardır. "Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgarıyla" adlı şiir kitapları ile tanınmaktadır.14. Fecr-i Aticiler ........... nazım şeklini geliştirerek kullanmaya devam etmişlerdir. Ahmet Haşim edebiyatımızda bu nazım şeklini başarıyla kullanan şairlerimizdendir.15. Fecr-i Ati topluluğunda şiirler........... ölçüsü ile yazılmıştır.16. Yahya Kemal şiirlerinde bu şehrimizin doğal güzelliklerini yansıtmıştır. Bu şehre büyük bir hayranlık duymuştur.19. "Piyale, Hakkın Sesleri, Türk Sazı,Kendi Gökkubbemiz" adlı eserlerin türü.20. Edebiyatımızda Ahmet Rasim denilince............. türü akla gelmektedir.21. Yahya Kemal'in mensur eserlerinden birinin adı.22. Mehmet Emin Yurdakul edebiyatımızda "..............." olarak anılmaktadır.24. Ahmet Haşim'in fıkralarını topladığı eserinin adı.25. Aruz ölçüsünü ustaca kullanan bu şairimiz, nazmı nesre yaklaştırmada ustadır. Sosyal konulara eğilen bu sanatçımızın "Süleymaniye Kürsüsünde, Fatih Kürsüsünde" adlı şiirleri ünlüdür. Yukarıdan Aşağıya Geçen Sayının Cevapları: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 1 Y A M A N A K Ş A M 2 A S A L T A D Đ 3 R Đ S A L E K A R 4 E M A Y E E Ş Y A 5 N Đ L A Z A M A K R O G A R T O S Đ C A Z A T 6 L 7 D 8 E 9 P 10 O E Đ K P V A S E T Đ R E Đ N A H Ç 1. Đstiklal Marşı'mızın yazarı olan M.Akif Ersoy şiirlerini .........adlı kitapta toplamıştır.3. Fecr-i Ati topluluğu üslup ve sanat anlayışında ............... topluluğunun silik birer kopyası olmaktan kurtulamamıştır.4. Ahmet Haşim.....ölçüsünü hiç kullanmamıştır. Hatta bu ölçüyü "Köylü Vezni" olarak nitelemiştir.7. Fecr-i Aticiler daha çok ................. konuları işlemişlerdir.8. Fecr-i Aticiler..........edebiyatını örnek almışlardır.10. Gözlemci bir yazar olan bu sanatçımız hiçbir edebi topluluğa katılmamıştır. Sanatçımızın "Falaka, Şehir Mektupları, Gülüp Ağladıklarım" gibi önemli eserleri vardır.11. Fecr-i Ati topluluğunda bu sanatçımızın dışında sanat değeri taşıyan şiir yazan olmamıştır. Bu sanatçımız daha sonra sanatını bağımsız olarak devam ettirmiştir. Şiirlerini "Göl Saatlerinde toplamıştır. "Gurabahane-i Laklakan, Bize Göre" adlı eserlerinde ise gazete yazılarını toplamıştır.12. Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın eserlerinden birinin adı.13. Ahmet Haşim'in "Frankfurt Seyahatnamesi" adlı eseri............türünün güzel örneklerinden biridir.17. Fecr-i Aticiler, özellikle de Ahmet Haşim parnasizme tepki olarak doğan .................akımından etkilenmişlerdir.18. Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın romanlarından birinin adı.19. Fecr-i Aticiler "Sanat .......... ve muhteremdir" anlayışıyla hareket etmişlerdir.23. Fecr-i Ati topluluğu edebiyat anlayışlarını önceden belirleyerek ve 1 6 5 2 7 3 9 4 8 8 3 4 9 6 5 1 2 7 9 2 7 4 8 1 3 6 5 7 1 3 6 2 9 5 8 4 4 5 8 3 1 7 6 9 2 P 2 9 6 5 4 8 7 1 3 Đ 6 7 9 8 5 2 4 3 1 5 4 2 1 3 6 8 7 9 3 8 1 7 9 4 2 5 6 H 7 4 9 8 6 5 2 1 3 3 8 1 9 2 4 7 5 8 6 5 2 7 1 3 4 8 9 5 2 6 1 4 7 3 9 8 1 9 8 2 3 6 5 4 7 4 3 7 5 9 8 6 2 1 8 7 4 6 5 1 9 3 2 9 1 3 4 7 2 8 6 5 2 6 5 3 8 9 1 7 4 14 Turkuaz Depremzedelere psikososyal destek D epremzedelerin sosyal ve p siko so syal yö nd en desteklenmesi gerektiğini kaydeden Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü Şencan, ''Bununla ilgili olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığıyla birlikte yürüttüğümüz projemiz var. Projenin teorisi tamamlanarak pilot çalışması yapıldı'' diye konuştu. Projenin Van ve Erciş'teki bütün çadır kentlerde başlatılacağını ifade eden Şencan, ''Bu büyük bir proje. Projenin sahadaki çalışma sürecine sadece Sağlık Bakanlığınd an psikologlar, sosyal hizmet uzmanları ve diğer personel olmak üzere en azı nd a n 1 0 0 ki şi ka t ılac a k. Girilmedik çadır bırakılmayacak. Biz projenin bir ayağıyız. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının konuyla ilgili başka parametreleri de var.'' dedi. Kulak çınlamasını ciddiye alın! yani tinnitus, dışarıdan Ç ınlama, sesli bir uyaran olmadığı halde bir ses varmış gibi kulakta ya da kafa içinde ses algılanması olarak tanımlanıyor. Yüz kişiden 15’inde görülen sorun, yaş ilerledikçe artıyor ve 50 ile 80 yaş aralığında oran yüzde 40’lara kadar yükseliyor. Kulak çınlamasının bir hastalık değil, pek çok hastalıkta oluşabilen bir şikâyet olduğunu belirten KBB ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mert Bilgili, çınlamanın sürekli veya aralıklı olabileceğini, ton ve şiddet açısından da değişkenlik gösterdiğini belirtiyor. Çınlamanın bazen uğultu, bazen ıslık gibi duyulduğun ve çok hafif olabildiği gib i ço k r ahatsız ed ici d e olabileceğini söyleyen Bilgili, kulak çınlamasının nedenleri hakkında şunları söylüyor: “Kulak kiri, kulak kanalında yabancı cisim, tümörler, dış kulak yolunun tıkanması, orta kulak iltihapları, alerji, geniz eti büyümesi, yaşlılığa bağlı işitme kayıpları, ani yüksek sese maruz kalma, uzun süre gürültülü ortamda çalışma gibi etkenler kulak çınlamalarına yol açabilmektedir. Bunlardan başka kafa travması, menenjit gibi nörolojik hastalıklar ve depresyon gibi bazı psikolojik Đnternet bağımlıları için poliklinik Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları E.A. Hastanesi (BRSHH) bünyesinde açılan Đnternet Bağımlılığı Polikliniği’nde, internet bağımlısı kullanıcılar tedavi görüyor. S on yıllarda herkesin hayatını kolaylaştıran bilgisayar ve internet, kimi zaman hiç beklenmedik tehlikeli sonuçlara neden oluyor. Bilgiye ulaşmanın en kolay yolu olarak nitelendirilen internetin aşırı kullanımı; kullanıcıların aile ilişkilerinde ve sosyal ilişkilerde bozulma, öğrencilerde derslere katılımının azalması, okuldan uzaklaşma, işyerlerinde iş veriminin düşmesi, işten ayrılma, yeme – içme gibi günlük yaşam aktivitelerin ihmal edilmesi, obezite, yorgunluk, yaygın beden ağrıları gibi yıkıcı sonuçlara yol açıyor. Sorunlu internet kullanımı psikiyatrinin en yeni ilgi alanlarından biri haline gelirken, ülkemizde genç nüfusun yüksekliği ve internet kafelerin kontrolsüzce yaygınlaşmış olması, henüz yeni tanımlanmakta olan hastalık için oldukça uygun bir zemin oluşturuyor. Futbolcuların beyni hasar görüyor N ew York’taki Albert Einstein Tıp Fakültesi’nde yürütülen bir araştırma, her hafta oynanan maçlarda en az 20 kez ve yılda yaklaşık bin kez kafa vuruşu yapan futbolcuların tehlike altında olduğunu ortaya çıkardı. Araştırma sırasında sinir ve beyin dokularının incelenmesine olanak tanıyan difüzyon tensör görüntüleme (DTG) yöntemi kullanılarak çocukluğundan beri düzenli aralıklarla futbol oynayan 32 amatör oyuncunun beyin hücresi (akson) saptandı. Bilim adamları, aksonların çevresinde su moleküllerinin ne kadar kolay hareket ettiğini ölçerek fraksiyonel anizotropi düzeyini de belirlendi. Daha önce yapılan araştırmalar, travmatik beyin hasarı geçiren hastalarda düşük fraksiyonel anizotropi düzeyinin beyin sorunlarıyla bağlantılı olduğunu göstermişti. Her bir kafa vuruşunun yumruk etkisi yaptığına dikkat çeken bilim adamları, oyuncuların beyninde beyin sarsıntısı geçiren hastalarda görülen türden hasara rastlandığını kaydetti. Hasarın, bellek, dikkat, planlama yeteneği ve hatta görme ile ilgili sorunlara yol açan beyin değişikliklerine yol açtığı da belirlendi. Profesyonel futbol maçları sırasında topun saatteki hızının 110 kilometreye kadar çıkabildiğini belirten araştırmacılar, topa birkaç kez kafayla vurmanın beyindeki sinir dokularını zedelemeyeceğini, ancak sürekli kafa vuruşu yapmanın beyin hücrelerinin dejenerasyonuna yol açabilecek bir tepki zincirini başlatabileceği uyarısında bulundu. "Radiological Society of North America" adlı bilim dergisinin Aralık ayı sayısında yayımlanacak olan araştırma, kafa vuruşunun beynin özellikle beş bölgesinde hasara neden olduğunu gösterdi. Bilim adamları, Đngiliz futbolcu Jeff Astle’nin ölümüne de kafa vuruşlarının neden olduğu beyin hasarının yol açtığına inanıyor. 2002 yılında 59 yaşında yaşamını yitiren Astle, yıllarca West Bromwich Albion’da futbol oynadıktan sonra dejeneratif bir beyin hastalığı sonucu yaşamını yitirmişti. Uykusunda da mesaj yazanlar var! A M elbourne Uyku Bozuklukları Merkezi’nde çalışan uyku uzmanı Dr. David Cunnington, “Đnsanlar gündüz o kadar çok mesaj yazıyor ki, uykuyla uyanıklığı ayıramayıp uyurken de mesaj göndermeye başlıyorlar” dedi. Đyi bir uyku için cep telefonunu yatak odasına sokmamanın şart o l d u ğ u n u b e l i r t e n D r . Cunnington, telefonunu elinden b ı r a k a m a y a n l a r a “ g e c e beyinlerinin dinlenmesine izin vermeleri” BEBEKLER NEDEN BAL YĐYEMEZ? rılar bal yapmak için nektar toplarlarken botulizm bakteri sporlarını da beraber alıp farkında olmadan bal yapımında kullanabilirler. Yetişkinlerde bu balın yenmesi sorun yaratmaz. Gerek vücudun savunma sistemi gerekse midenin asitli ortamı, bu bakterinin zarar vermesine müsaade etmezler. Bebeklerde ise hem savunma sistemi yeterli gelişmemiştir, hem de mide hala ancak anne sütünü hazmedebilecek durumdadır. Bu bakteri bebeklerde botulizm adı verilen tehlikeli bir zehirlenmeye neden olabilir. Zehirlenen bebek nefes alma ve yutkunma zorluğu çekebilir, kol, bacaklar ve boyunda güçsüzlük ortaya çıkabilir, durum çok ciddi sonuçlara yol açabilir. Bir yaşını geçmiş çocuklara balın bir zararı olmazken, bu nedenlerle doktorlar tarafından 12 aylıktan daha küçük bebeklere bal yedirilmemesi Hastalığın tedavisi için ülkemizde yaygınlaşan kliniklere bir yenisi daha eklendi. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları E.A. Hastanesi (BRSHH) Kafein migren ağrısına iyi geliyor P amukkale Üniversitesi (PAÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Çağdaş Erdoğan, migren olarak adlandırılan "günlük tekrar eden baş ağrılarının" genellikle hastalar tarafından ihmal edildiğini söyledi. Migrenin dikkat edilmesi gereken bir hastalık olduğunu belirten Erdoğan, hastalığın tedavisinin sürekli olarak ertelendiğini, bunun doğru olmadığını dile getirdi. Erdoğan, "Tedavi sürekli erteleniyor. Ağrının alınan ağrı kesicilerle geçebileceği düşünülerek doktora başvurulmuyor. Ağrı geçer düşüncesiyle beklemek doğru bir çözüm değil. Çünkü, ağrı giderek artıyor ve dayanılmaz bir hal alıyor" dedi. Migren hastalarının bazılarında ağrının geleceğinin, öncü diye tanımlanan belirtilerle önceden tespit edilebildiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Öncü belirtilerin görüldüğü hastalar, diğer hastalarımıza göre daha şanslı. Bu sayede önlemini önceden alabilme imkânı buluyor. Mesela ışık çarpmaları ve çizgiler gelmeye başlar. Migren hastalarında başlayan baş ağrısı yüksek ışık ve seste daha da artıyor. Eğer rahatsızlık başladıysa hastanın ışıktan ve sesten kendisini izole etmesi gerekiyor. Bir anda başlayan ağrı şiddetini artırarak devam edeceği için uyumayı öneriyoruz." Erdoğan, bu tür rahatsızlıklarda ağrı kesici kullanımını doğru bulmadıklarını da belirterek, "Sürekli ağrı kesici kullanılmasını önermiyoruz. Koruyucu tedaviyle, günlük ihtiyaçmış gibi kullanılan ağrı kesici bağımlılığını azaltmaya çalışıyoruz. Migren ataklarında kafeini önerebiliriz. Kafein içeren çay, kahve gibi ürünler migren ağrısını azaltabiliyor. Migren için kafein içeren bazı ilaçlar da var. Kafein kan damarlarını daralttığı için baş ağrısını azaltabiliyor" diye konuştu. Pasif içiciye 10 kat daha zararlı Dünyada 1,2 milyar kişi sigara içiyor. Sigara içenlerin yüzde 47’si erkek, yüzde 12’si kadın. Bir yılda 5 milyon kişi sigaradan ölüyor. 2030 yılında 2 milyar sigara içicisi olacağı tahmin ediliyor. Uzmanlara göre bu da yılda 10 milyon kişinin sigaranın yarattığı hastalıklardan öleceği anlamına geliyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nihal Özşeker, “Sigara içmek kişinin yalnız kendisine değil çevresine de zarar verir. Çevresel sigara dumanındaki kanser yapıcı maddeler, sigaradan çekilenden 10 kat daha fazla bulunmuştur” dedi. Çevresel sigara dumanı yani pasif içicilik yoluyla dünyada her yıl 600 bin, Türkiye'de ise 8 bin 750 kişinin öldüğünü belirten Dr. Özşeker, sigarada dört bin maddenin yanı sıra 50 karsinojen (kanser yapan) madde tespit edildiğini söyledi.