Turkuaz-Aralık 2011 - Güner Akın Anadolu İmam Hatip Lisesi

Transkript

Turkuaz-Aralık 2011 - Güner Akın Anadolu İmam Hatip Lisesi
Güner Akın Lisesi Okul Gazetesi Yıl: 1 Sayı: 2
Sınavlar Öğrencileri Terletiyor!
Okulumuzda Madde Bağımlılığı Semineri!
25 Kasım 2011 tarihinde Đçişleri ve
Millî Eğitim Bakanlığının ortaklaşa
çalışması sonucu okulumuzda
gerçekleştirilen seminerde okulumuz
öğrencileri uyuşturucu madde
kullanımının zararları konusunda
bilinçlendirildi.
Kasım ayının ilk haftasında başlayan sınavlar, zorluk derecesi artarak psikolojik durumumuzu
olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor.
A
ralık
ayının ilk haftasında yapılan sınavlarda da öğrencilerin
zorlandıkları gözlendi. Özellikle 12. sınıflarda, yaklaşan üniversite
sınavlarının verdiği tedirginlik, okuldaki sınavlarla da birleşince düzenli
ders çalışmayanlarda bir panik havasının oluşması kaçınılmaz oldu.
Öğretmenlerimiz ise bu sıkıntılı durumdan kurtulmanın tek çaresinin
düzenli ders çalışmak olduğu konusunda hemfikir. Biz de Turkuaz ekibi olarak
arkadaşlarımızı bu konuda dikkatli olmaya çağırıyor ve ocak ayında yapılacak
P
Okulumuz Başarıya Doymuyor!
25 Kasım 2011 tarihinde Beyoğlu
ilçesindeki liseler
arasında
gerçekleşen Güzel Türkçemizi Güzel
Konuşalım yarışmasına okulumuzu
temsilen katılan 10-B sınıfından
Furkan Nihat Tüken adlı
arkadaşımız
2. olmuştur. Bu
yarışmada birinci olan Beyoğlu
Anadolu Đmam Hatip Lisesini de tebrik ederiz. Güner
Akın Lisesine kazandırdığı bu başarıdan dolayı
arkadaşımızı kutlar ve başarılarının artarak devam
etmesini dileriz.
Okulumuz kız basketbol
takımı 20.12.2011 günü
Dilnihat Özyeğin Lisesi
ile yaptığı hazırlık
maçında 70 sayı atarak
galip geldi.
Devamı Spor’da.
YGS Başvuruları Ertelendi
D
aha önce 26 Aralık'ta
başlayacağı duyurulan
YGS başvuruları 3 Ocak'ta
başlayacak. ÖSYM'den
yapılan açıklamada, 2012
Öğrenci Seçme ve
Yerleştirme Sistemine
başvuru işlemlerinin 3-13 Ocak 2012 tarihleri
arasında yapılacağı duyuruldu. Devamı Gündem’de.
B
eyoğlu ilçesine bağlı
okullar
arasında
düzenlenen Đstiklal Marşı
Okuma Yarışması'nda
okulumuzu temsil eden 12
Sosyal/A sınıfından Ramazan
Bozat okulumuza 3.lük
kazandırdı. 13 Aralık tarihinde
Beyoğlu Anadolu Lisesinde
gerçekleşen yarışmanın birincisi Galatasaray Lisesi
olurken ikincisi ise yarışmaya ev sahipliği yapan
Beyoğlu Anadolu Lisesi olmuştur. Başarısından
dolayı arkadaşımız Ramazan Bozat'ı tebrik ediyor,
başarılarının devamını diliyoruz.
Annem Değil Đstanbul Engelli
T
uğba Çetinkaya.
Annesi trafik kazası
sonucu sakat kaldı. Tam 17
yıldır kendi deyimiyle
“hayatı sekteye uğramış”
insanların arasında. Kısa
bir süre önce
‘www.buradaengellendim.com’ isimli bir web
sitesi kuran genç kadın, engelli vatandaşların
yaşam alanlarını kısıtlayan yol, kaldırım, bina ve
benzeri yapıları deşifre etmeye başladı. Devamı
Gündem’de.
olisler mesleki deneyimlerinden yararlanarak gerçek hayattan
kesitler anlattılar.Ergenlik döneminde bireyin içinde bulunduğu
psikolojik durum madde tacirlerinin işini kolaylaştırıyor.
Kendisinin dış dünyaya kanıtlama çabasında olan birey uyuşturucu
madde tacirlerinin oltasına kolayca geliyor. Bu konuda bilgi veren polisler
uyuşturucu madde bağımlılığının ancak doktor kontrolünde yok olabileceğini
söylediler. Uyuşturucu bağımlılığı yaş, din, ırk, maddi durum ayrımı
yapmaksızın tüm insanları kuklası hâline getirebilir. Örneğin, maddeye
ihtiyacı olan bağımlı, maddeyi bulabilmek için gerek hırsızlık gerek kuryelik
yaparak madde alışveriş döngüsünü sürdürür.
Adı Bile Korkutuyor!
K
Đklim Zirvesi Son Buldu
B
ir le ş mi ş M ill etl er Đ k l i m
a n s e r
Değişi kli ği 1 7 . T araflar
günümüzün en
Konferansı Güney Afrika’nın Durban
önemli sorunlarından
şehrinde sona erdi. Devamı
biri hâline gelmiştir.
Türkiye’de her yıl 100
bin kişinin 229′una yeni kanser
teşhisi konulmaktadır. Artışın bu
hızla devam etmesi hâlinde, 2030′lu
yıllarda kanser görülme sıklığı iki
misli artacak ve 100 binde 450′lere
yaklaşacaktır. Devamı Gündem’de.
Deprem Çadırında Yangın
Mutlu Yıllar!
13 nüfuslu bir ailenin yaşadığı
çadır, kömür sobasının devrilmesi
sonucu yandı.
Đçeride dumana maruz kalan yaşlı
bir kadın zehirlendi.
Devamı Gündem’de.
El Clasico
D
Z
ünyanın sayılı derbilerinden olan Barselona
ve Real Madrid takımları La Liga’nın 15.
haftasında karşı karşıya geldiler. Devamı Spor’da.
aman zaman güldüğümüz,
zaman zamansa üzüldüğümüz
koca bir yılı acısıyla tatlısıyla geride
bıraktık. Her 31 Aralık gecesi ''Bu
yıl benim yılım olacak.'' diyerek
yepyeni umutlarla girdiğimiz,
kendimiz ve sevdiklerimiz için
huzur dolu geçmesini temenni
ettiğimiz bir yıl daha bizleri
bekliyor. Birbiri ardına geçen her
gün sonunda yılbaşı heyecanı ve
yılbaşı alışverişi adı altında
gerçekleşen alışveriş çılgınlığı daha
da artıyor. Caddeler, sokaklar ve
alışveriş mekânları kendini yılbaşına
hazırlamış durumda. Özellikle
Beyoğlu'ndaki sokaklarda kırmızı
rengin ağır bastığı süslemelerle ve
yılbaşının sembollerinden biri olan
çam ağaçlarıyla karşılaşmak
mümkün. Yurt içinde büyük bir
heyecanla beklenen 2012 yılının
ülkemiz ve insanlarımız için huzur
ve sağlık dolu bir yıl olmasını
Emek Yıkılıyor!
E
ski
büyük
sinemaların
ayakta kalan ender
örneklerinden tarihî
Emek Sineması her
an
yıkılabilir.
Mimarlar
Odası
Đstanbul Büyükkent
Şubesinin
Emek
Sinemasının
yıkılmasını öngören
projeyle ilgili açtığı davada alınan yürütmeyi
durdurma kararı, yaklaşık iki yıl sonra yine aynı
Đdare Mahkemesi tarafından kaldırıldı. Devamı
208 Yeni Canlı Türü Keşfedildi
Đşte Fransa’nın Düş(ünce) Özgürlüğü (!)
A
ralık ayı içerisinde
Fransa meclisinde
kabul edilen
“Sözde
Soykırım Đnkârı”nı suç
sayan yasa teklifi
ülkemizde büyük bir
tepkiyle karşılandı.
Haberin devamı ve bu sorunun tarihî gelişimi Tarihî
Tarihte aralık
Tarihî Panorama’da...
D
ünya Doğayı Koruma Vakfı Mekong
Nehri çevresinde ve deltasında 208
yeni canlı türünün bulunduğunu
açıkladı.Biyolojik çeşitliliği kayda
geçiren araştırmacılara göre yeni türler, keşifler
çağının sona ermediğini gösteriyor.Dünyanın en
büyük akarsularından biri olan Mekong
Güneydoğu Asya'nın hayat damarı konumunda.
Çok zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahip Mekong
bölgesinde 208 yeni canlı türü keşfedildi.Yeni keşifler arasında renkli yılan ve
kertenkelelerle kuşlar en ilginç olanlardan. Hayvanların yanı sıra yüzlerce yeni bitki türü
de belirlendi.Uzmanlar yeni keşfedilen türlerin de bir çok hemcinsleri gibi insan
faaliyetleri sonucu hızla yok olma tehdidi altında olduğuna dikkat çekiyor. Her yıl
yüzlerce yeni türün keşfedildiği dünya üzerinde bir buçuk milyon canlı türü yaşadığı
Kitap tanıtımları
Edebî Panorama’da...
ŞebŞeb-i Arû
Arûs Törenleri Konya’da Düzenlendi!
“Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile
yakamaz. Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye
benzeyen benliğini yakıver.”
H
azreti Mevlâna’yı Anma ve Vuslat yıldönümü törenleri her
yıl 7-17 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilmektedir.
Devamı Edebî Panorama’da
Şaşırtan kuyruklu yıldız
Bilim ve Teknoloji’de...
Uykusunda da mesaj yazanlar
var!
Çağımızın en büyük sorunlarından
biri olan cep telefonu bağımlılığı
bazen şaşırtacak durumlara sebep
oluyor. Devamı Sağlık’ta.
Şehrimizden, ülkemizden, dünyamızdan
mekân tanıtımları Seyrüsefer’de...
Eğlenceli dakikalar
Bulmaca’da...
2
Turkuaz
Annem Değil Đstanbul Engelli
Dev Elmas Gezegen Keşfedildi!
uğba Çetinkaya. Annesi trafik kazası
sonucu sakat kaldı. Tam 17 yıldır kendi
deyimiyle “hayatı sekteye uğramış”
insanların arasında. Kısa bir süre önce
www.buradaengellendim.com isimli bir web sitesi
kuran genç kadın, engelli vatandaşların yaşam
alanlarını kısıtlayan yol, kaldırım, bina ve benzeri
yapıları deşifre etmeye başladı. Henüz 30 yaşındaki
genç kadın, annesi Semra Çetinkaya'yı gezdirirken
Đstanbul caddelerinde yaşadığı zorluklar üzerine
harekete geçti. Amacı, aslında her insanın bir engelli
adayı olduğunu anlatmaktı. Tuğba Çetinkaya kurduğu internet sitesinin işlevini şu şekilde
açıkladı: Sitenin en önemli amacı engeli göstermek olduğu için sadece fotoğraflardan
oluşuyor. Burada büyük bir ayrıntı var. Fotoğrafı ekleyen kişi googlemap'ten adresi
işaretliyor. Böylelikle engelin hangi lokasyonda olduğu belirtiliyor. Eklenen fotoğraflara
yorum yapılıyor. Düzeltildiği bildirildiğinde “Burası engelsiz” notu düşülüyor. Sizlerden
isteğim telefonlarınızla ve fotoğraf makinenizle gördüğünüz engelleri resimlemeniz ve
siteye eklemeniz. Engelli mekân, yol, kaldırım bulmakta zorlanmayacağınızı biliyorum,
çünkü binlercesi gözümüzün önünde. Giriştiği proje üzerine kızıyla gurur duyduğunu
söyleyen anne Semra Çetinkaya, kızının başlattığı projeye destek verilmesinin bir insanlık
görevi olduğunu söyleyerek projeye destek beklediğini belirtti.
ilim insanları, ölü bir gezegenden
oluşan ve gerçek pırlanta hâlinde
olan bir gezegen keşfetti. Bir
nötron yıldızının (titreşen yıldız)
yörüngesinde bulunan gezegenin çok büyük
bir basınca sahip olduğu
belirtildi. Bu basıncın,
gezegenin yapısında
karbonu kristalleştirerek
pırlanta
hâline
dönüştürdüğü anlaşıldı.
Gök bilimciler, pırlanta
gezegenin Dünya’nın beş katı büyüklüğünde
olduğunu belirtti. Pırlanta gezegenin
yörüngesinde bulunduğu nötron yıldızın ise
bir süpernova patlamasının kalıntısı olduğu
ifade edildi. Bugüne kadar sadece bir benzeri
keşfedilen nötron yıldızı ve pırlanta gezegeni
içeren yıldız sistemi, Dünya’dan yaklaşık 4
bin ışık yılı uzaklıkta, Serpens (yılan)
takımyıldızında bulunuyor.
T
B
Büyükşehir takipte
Đnternet sitesi, Đstanbul Büyükşehir Belediyesinin de takibinde. Belediye yetkilileri, yeni
kurulan www.buradaengellendim.com'da tespit edilen sorunlara hemen müdahale
edileceğini, engellilerin yaşamını kolaylaştırmak için çözüm üretmek adına web sitesinden
yararlanacaklarını söylediler.
EMEK YIKILIYOR
Đklim Zirvesi Son Buldu
B
irleşmiş Milletler Đklim
Değişikliği 17. Taraflar
Konferansı Güney Afrika’nın
Durban şehrinde sona erdi.
Avrupa Birliği, gelişmekte olan ülkelerin,
tüm ülkelerin dahil olduğu hukuki
bağlayıcılığı olan bir küresel anlaşmayı
desteklediklerini belirtmekle beraber,
iklim kirliliğine neden olan başlıca
ülkelerin dahil olmaması durumunda, tüm
görüşmelerin çökebileceği uyarısında
bulundu. Đklim değişikliği ile mücadelede
öncü rol üstlenen Avrupa Birliği, bu
çerçevede 2015 yılına dek bağlayıcı bir
anlaşmaya varılmasını, bu anlaşmanın
2020 yılında yürürlüğe girmesinin yanı
sıra, atmosferin çok kirleten sanayileşmiş
ülkeler için de bağlayıcı hedefler
konulmasını istiyor. Kyoto Protokolü'nün
süresinin ay sonunda doluyor olması
Durban Đklim Zirvesi'nin önemini daha da
arttır mıştır . Kyoto Protoko lü'nü
imzalamayan A.B.D' nin yeni bir anlaşma
sağlanmasının sekiz yıllığına ertelenmese
yönünde tavır koyması zirvenin gergin bir
ortamda gerçekleşmesine sebep oldu. Bu
arada konferansta Türkiye'yi Kalkınma
2 Türk Kenti "Görülmesi Gerekenler" Listesinde
A
BD'de yayınlan Foreign
Policy dergisi, Đstanbul ve
Ankara'yı
dünyanın
görülecek stratejik 16
Küresel şehri arasında gösterdi. Amerika
Birleşik Devletleri'nin etkili dış politika
dergisinin ''Görülmesi Gereken 16 Şehir"
listesinde Đstanbul ve Ankara stratejik
önemdeki şehirler arasında dördüncü
sırada yer aldılar. Foreign Policy,
Harvard ve Colombia Üniversitesi
uzmanlarının hazırladığı listenin stratejik öneme sahip şehirleri arasında,
Washington, New York ve Chicago şehirleri ilk sırada yer alıyor. Listede Pekin,
Hong Kong, Berlin ve Frankfurt'un ardından dördüncü sırada Đstanbul ve Ankara
bulunuyor. Galata Köprüsü
fotoğrafının yer aldığı Foreign
Policy dergisinde Đstanbul, zengin
imparatorluk geçmişi ve
tecrübesiyle kesişme noktasında
önemli bir şehir olarak tanımlandı.
Dergide Ankara ve Đstanbul'un
hızla küresel bir bağlantı noktası
haline geldiği de vurgulandı.
E
ski büyük sinemaların ayakta kalan ender
örneklerinden tarihî Emek Sineması her an
yıkılabilir. Mimarlar Odası Đstanbul Büyükkent
Şubesinin Emek Sineması'nın yıkılmasını
öngören projeyle ilgili açtığı davada alınan
yürütmeyi durdurma kararı, yaklaşık iki yıl
sonra yine aynı Đdare Mahkemesi tarafından
kaldırıldı.
Mimarlar Odası Şaşkın!
Mahkemenin kararı karşısında Emek'in
yıkılmasına karşı çıkan sinemaseverler gibi
Mimarlar Odası da şaşkın. Davanın henüz
bitmediğini hatırlatan Mimarlar Odası Đstanbul
Büyükkent Şubesi Basın Sözcüsü Mücella
Yapıcı, “Şaşkınız açıkçası.” diyerek
düşüncelerini dile getirdi.
Đlginç olan şu: Biz bilirkişi raporunu
aylarca bekledik. Bu rapor üç uzman
hocamız tarafından düzenlendi. Đki
hocamız dava konusu projenin kültür
dokusuna uygun olmadığını belirtirken, bir
hocamız uygun olduğu kararına varmış.
Anlaşılır bir şey değil bu. Bizim Mimarlar
Odası olarak yedi gün içerisinde itiraz
hakkımız var. Đtirazımızı da mutlaka
yapacağız. Biraz umut kırıcı bir durum ve
bu hatadan acilen dönülmesi gerekiyor.
Ayrıca kamuoyunun hassasiyetinin
sürdürülmesini diliyoruz."
Emek Sineması'nın yıkılmasını öngören
proje iki yıl önce gündeme gelmiş,
özellikle sinema kamuoyu tarafından
tepkiyle karşılanmış, Semih Kaplanoğlu,
Tuncel Kurtiz, Mert Fırat gibi ünlü
sinemacıların da katılımıyla protesto
DEPREM ÇADIRINDA YANGIN
13 Nüfuslu Bir Ailenin Yaşadığı Çadır, Kömür Sobasının Devrilmesi Sonucu Yandı
Đçeride Dumana Maruz Kalan Yaşlı Kadın Zehirlendi
C
evdetpaşa Mahallesi Esen 1. Sokak'taki çadırda yaşayan 13 nüfuslu Arslan ailesinin kaldığı çadır, kömür sobasının devrilmesi sonucu
yandı.Cüneyt Arslan, yan çadırda oturduğu sırada ağabeyinin çadırında alevlerin yükseldiğini gördüğünü söyledi.Đçeride felçli ve yatalak
olan annesi Mülkiye Arslan'ı (55) dışarı çıkardığını ifade eden Arslan, "Annem dumandan zehirlendi.
Sağlık ekipleri annemi daha sonra hastaneye
götürdü.Đtfaiye ekipleri ise kısa sürede bölge y e
gelerek yangın diğer çadırlara sıçramadan
söndürdü" dedi.Kısa sürede bölgeye gelen Türk
Kızılay’ı görevlileri, çadırı yanan aileye ve Arslan
kardeşlere 2 adet çadır verdi.Yetkililer kısa sürede
her iki çadırı kurarak Arslan ailesinin
yerleşmesine yardımcı oldular.Öte yandan aile,
tamamen yanan çadırda bulunan bir battaniye
içerisinde olduğu ileri sürülen 5 bin TL'yi,
saatlerce yanık yatakların arasında aradı.
Ölümcül Cep Patlaması!
B
azı bilim adamlarına göre cep
telefonumuzun yaydığı radyasyon
dalgalarından korkmamız gerekiyor. Zira
radyasyon, vücudumuzun çeşitli yerlerine
kalıcı hasarlar verebiliyor. Ancak son
zamanlarda cep telefonlarının bir de
patlama tehlikesi ortaya çıktı. Son birkaç
s e n e d e
bildirilen
p a t l a m a
olaylarında bazı
kişiler
hafif
ya r a l a n ı r k e n ,
patlamanın
etkisiyle ölenler
3
Turkuaz
YGS başvuruları ertelendi
Kimler Kayıt Yaptırabilecek
Daha önce 26 Aralık'ta başlayacağı duyurulan YGS
başvuruları 3 Ocak'ta başlayacak. ÖSYM'den yapılan
açıklamada, 2012 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme
Sistemine başvuru işlemlerinin 3-13 Ocak 2012 tarihleri
arasında yapılacağı duyuruldu.
ÖSYS'ye 2011-2012 öğretim yılında
ortaöğretim kurumlarının (Lise veya dengi
okullar, açıköğretim lisesi) son sınıfında
okumakta olan öğrenciler, ortaöğretim
kurumlarının son sınıflarında beklemeli
durumda bulunanlar, ortaöğretim kurumlarının dışardan bitirme
sınavlarına girenler, ortaöğretim kurumlarını bitirmiş olanlar,
ortaöğretimlerini yabancı ülkelerden yapanlardan durumları bu
belirtilenlere uyanlar başvurabilecek.
ÖSYS Kılavuzu Đnternette
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzu
ÖSYM'nin internet sitesinde yayımlandı. Üniversiteye
girişte uygulanan birinci aşama sınavı Yükseköğretime
Geçiş Sınavı'na (YGS) başvurular 3 Ocak Salı günü
başlayacak.ÖSYM'nin internet sitesinde yayımlanan
kılavuzun dağıtımı ve satışı yapılmayacak. Adaylar 2012ÖSYS Kılavuzu ile aday başvuru formuna ÖSYM'nin
''http://www.osym.gov.tr'' internet adresinden
ulaşabilecek. Adaylar isterlerse örnek kılavuzları başvuru
m e r k e z l e r i n d e
Başvuru Ücret Yatırılmadan Yapılmayacak
ÖSYS'ye başvuruda ortaöğretim kurumu müdürlükleri ve ÖSYM
Sınav Merkezi Yöneticilikleri başvuru merkezi olarak görev yapacak.
veya 2011-ÖSYS'ye başvurmuş olan ve öğrenim bilgilerinde
değişiklik olmayan adaylar başvurularını bireysel olarak internet
Adı Bile Korkutuyor!
K
anser günümüzün en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir. Türkiye’de her yıl 100 bin kişinin 229′una yeni kanser
teşhisi konulmaktadır. Artışın bu hızla devam etmesi halinde, 2030′lu yıllarda kanser görülme sıklığının 2 misli artacak
ve 100 binde 450′lere yaklaşacaktır. Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesinden yapılan açıklamada kadın kanserlerinin
yarısını meme, rahim, rahim ağzı ve yumurtalık kanserlerinin oluşturduğunu, ülkede her yıl yeni 20 bin meme, bin 500 rahim
ağzı, 3 bin 800 yumurtalık, 4 bin 700 rahim kanseri görüldüğü belirtildi. Önemli bir halk sağlığı sorunu olarak hala
gündemdeki yerini koruyan kanser, sebebi
bilinen ölümler sıralamasında kalp ve
damar hastalıklarından sonra ikinci sırada
bulunuyor.
Ayrıca
kanserin
öldürücülüğün yanında bıraktığı sakatlıklar
ve tedavisindeki yüksek maliyetler
nedeniyle iş gücünde ve ülke ekonomisinde
çok ağır kayıplara neden olduğu da
bilinmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün son
verilerinde, tüm dünyada 12.4 milyon
yeni kanser vakası, 25 milyon kanserli hasta
ve 7.6 milyon da kansere bağlı ölüm
olayı görülmektedir. Kanserin sebep olduğu
hastalık ve ölümlerin yarısından çoğunun
az gelişmiş ülkelerde görülmesi aynı
verilerden çıkarılması gereken bir başka
önemli nottur. Ülkemizde her yıl 100 bin
kişinin 229′una yeni kanser teşhisi
konulmaktadır. Ülkemizde görülen kanser vakalarının cinsiyete göre ayrımına bakıldığında hastalığın erkeklerde daha fazla
görüldüğü gözlenmektedir. Eğer artış bu hızla devam ederse, 2030′lu yıllarda kanser görülme sıklığı ülkemizde 2 misli
artacak ve 100 binde 450′lere yaklaşacaktır. Ülkemizde en sık görülen kanser çeşidi akciğer kanseridir. Akciğer kanserinin
bu kadar sık görülmesinin nedeni yoğun sigara kullanımıdır. Ülkemizde teşhis edilen yıllık 150 bin yeni kanser olgusunun en
az üçte ikisi doğrudan sigara ile ilişkili. Kanser konusunda toplumda farkındalık sağlanması ve toplum bilincinin
geliştirilmesi, kanserle mücadelede en etkili yöntemlerin başında gelmektedir. Kadınlarda ise görülen kanser çeşidi meme
“Küçük bebeğinizin ileride zeki bir insan olması
sizin elinizde desek,”ne yapardınız?
A
klınıza öyle çok pahalı ve çetrefilli yöntemler
gelmesin hemen. Bunun için ihtiyacınız olan
sadece biraz sabır ve bebeğinize ayıracağınız
biraz zaman. Bebeğin gelişiminin insanlarla
iletişime geçmek olduğuna vurgu yapan Dr. Nilüfer
Toprakçı, ebeveynlere bu iletişimi güçlendirmeleri için
bazı önerilerde bulunuyor.
Adım adım iletişim:
• Yeni doğan bebeğinizle göz teması kurun, gözlerinin açık
olduğu o değerli anları kaçırmayın.
• Bebekle konuşun, ona bir şeyler anlatın.
• Bebeğinizi emzirin. Anne sütünün yararları yanında,
beslenme seansları bebekle göz göze gelme, konuşma,
şarkı söyleme fırsatı yaratacaktır.
• Bazı mimikler yapın, yüzünüzü komik şekillere sokun. 12 günlük yeni doğan bebekler bile yüz hareketlerini taklit
edebilirler.
• Aynada kendisini görmesini sağlayın.
• Onu gıdıklayın, gülmesini sağlayın.
• Birlikte yürüyüşlere çıkın. Etrafta gördüklerinizi,
duyduklarınızı ona anlatın. Onu markete, alışverişe, parka
götürün.
•Ona şarkılar söyleyin. Bu, sizin uydurduğunuz bir şarkı da
olabilir.
• Ona müzik dinletin. Bazı çalışmalarda, müzik ritimlerini
öğrenmenin ileride matematik öğrenmeyi kolaylaştırıldığı
gösterilmiş.
• Bir şey yapmadan önce, ona ne yapacağınızı söyleyin
(Şimdi ışığı kapatıyorum… gibi). Böylece, neden-sonuç
ilişkisi kurmaya başlayacaktır.
• Ona kitap okuyun, resimleri gösterin, her şeyin adını
söyleyin.
• Değişik dokulu kumaşları, giysileri ellemesini sağlayın,
onları cildine değdirin.
• Yiyecekleri ellemesine, kendini beslemeye çalışmasına
izin verin.
• Hareketlenip emeklemeye başladığında, yerde yastıklar,
oyuncaklarla engelli bir parkur oluşturun.
• Ona masal anlatın.
• Televizyonu kapatın.
• Banyo sırasında, plastik kaplara su doldurup boşaltmasına,
suyla oynamasına izin verin.
Ancak aynı adreste birden çok ortaöğretim okulunun
bulunduğu durumlarda, bu okulların hepsine hizmet
veren bir başvuru merkezi bulunacak. Henüz mezun
olmamış, son sınıf düzeyindeki adaylar başvuruların
okullarının bağlı olduğu başvuru merkezine
yapacaklar. Okulun bağlı olduğu başvuru merkezi
çalışır durumda değilse de okul müdürü adayları
belirli bir başvuru merkezine yönlendirecek. Mezun
durumdaki adaylardan, 2010 ve 2011-ÖSYS'nin her
ikisine de başvurmamış olanlar, 2010 veya 2011ÖSYS'ye başvurmuş olanlardan öğrenim bilgilerinde
değişiklik olanlar başvurularını istedikleri başvuru
merkezine yapabilecek. Mezun durumdaki
adaylardan 2010 veya 2011-ÖSYS'ye başvurmuş
olan ve öğrenim bilgilerinde değişiklik olmayan
adaylar başvurularını bireysel olarak internet
aracılığıyla yapabilecekleri gibi diledikleri bir
başvuru merkezi aracılığıyla da yapabilecek.
Dünyanın En Mutlu Ülkeleri Açıklandı
F
orbes dergisi dünyanın en mutlu ve en
mutsuz
ülkelerinin
listesini
yayımladı.Norveç, 54 bin doları bulan kişi
başı gayrisafi milli hâsılası (GSMH),
toplumsal yaşamı ve güvenlik koşullarıyla bir kez
daha dünyanın en mutlu ülkesi oldu.
Forbes dergisi, merkezi Dubai'de bulunan Legatum
Enstitüsü uzmanları tarafından hazırlanan dünyanın en
mutlu ve en mutsuz ülkelerinin listesini yayımladı. 2011
listesini hazırlarken küresel nüfusun yüzde 93'ünü
oluşturan 110 ülkeyi sekiz farklı kategori açısından
değerlendiren Legatum Enstitüsü uzmanları, bu
kategorileri ekonomi, girişimcilik, yönetim, eğitim,
sağlık, güvenlik, bireysel özgürlükler ve sosyal ilişkiler
ağı olarak sıraladı. Buna göre ilk sırada 54 bin doları
bulan kişi başı GSMH'si ile Norveç geldi. 2009 ve
2010'da da listenin başında yer alan Norveç'te nüfusun
yüzde 95'i yaşam standartlarından mutlu, yüzde 74 ise
çevrelerindeki insanları güvenilir buluyor.
Listede Norveç'i girişimcilik ve fırsat eşitliğinde dünya
birincisi olan Danimarka izliyor. Üçüncü sırada ise eğitim
olanakları, etkili hükümet bürokrasisi ve gelişen
ekonomisiyle Avustralya yer alıyor. Dünyanın en mutlu
20 ülkesinin 14'ü Avrupa kıtasında 3'ü Asya'da yer alıyor.
Türkiye ise, 14 bin dolarlık kişi başı GSMH tutarı ile 75.
sırada yer aldı. Nüfusun yüzde 60'ının kendini güvende
hissettiği Türkiye'de nüfusun sadece 8,4'ü diğer insanları
güvenilir buluyor.
Dünyanın en mutsuz ülkesi ise, 1 yaş altı çocukların
yüzde 10'unun yaşamını yitirdiği ve yoksulluğun hüküm
sürdüğü Orta Afrika Cumhuriyeti. Bu ülkeyi sivil
hakların göz ardı edildiği Zimbabve izliyor. Nüfusun
sadece yüzde 30'unun okuma yazma bildiği ve işsizlik
oranının yüzde 20'ye çıktığı Pakistan, listede üçüncü
sırada geliyor. Myanmar, Küba ve Kuzey Kore
vatandaşlarının ankete katılmasına izin vermediği için
listede yer almadı. Söz konusu kategorilerde yeterli veri
elde edilemeyen Libya, Irak, Afganistan, Somali ve
Haiti'de listenin dışında tutuldu.
Yazı Kurulu
Güner Akın Lisesi
Đmtiyaz Sahibi
Anıl DĐKTAŞ (Gündem)
Ayşe ÜNAL (Tarihî Panorama)
Yıl: 1
Okul Müdürü
Öznur AKYÜZ (Seyrüsefer)
Ramazan BOZAT (Teknoloji)
Đrem Deniz TOPRAK (Edebî Panorama)
Serra GÖKSEL (Sağlık)
Kübra ÇOLAK (Spor)
Veysi ÖZER (Bulmaca)
Özge GÜGERCĐNOĞLU (Gündem)
M.Ali BEKÇĐ (Gündem)
Sayı:2
Đletişim Adresi
Kumbarhane Cad. No: 24
Halıcıoğlu-Beyoğlu/Đstanbul
Ramazan ÇALBAYRAM
Editör
Davut GILCAN
Emel ÖKENLĐ (Edebî Panorama)
Tel: 0212 3696004
Belgeç: 0212 3696006
Grafik Tasarım
Özge OLGUN
4
Turkuaz
Evimizdeki Casuslar!
B
ilişim uzmanları, evde veya
ofiste kullanılan web
kameralarının kullanıcıları
gizlice izlemek önemli bir araç
olabileceği konusunda uyarıda bulundu.
ESET Türkiye Genel Müdür Yardımcısı
Alev Akkoyunlu, kameranın önemli bir
tehdit unsuru olduğuna işaret ederek,
"Bilgisayara uzaktan bulaştırılacak bir
virüsle görüntüleriniz alınabilir. Kamera
açık olmasa dahi çalışabiliyor ve hiçbir
belirti vermiyor. Bunun için gerekli olan o
virüsün bilgisayara bulaştırılması ve
kameranın ve internetin takılı olması."
diye konuştu.
Nasa’nın Bile Şaştığı Kuyruklu
Yıldız!
G
üneşin
Eski Elektronik Eşyaları
Devlet Toplayacak!
Ç
sıcaklığına ölümcül
düzeyde yaklaşan
kuyrukluyıldız
hayrete düşürdü!
çöpe atılmış cihazların toplanması sağlanacak.
Cihazlar Zehir Saçıyor!
evre Bakanlığı, bozuk bilgisayar, cep
telefonu, ömrünü tamamlamış Bakanlık tarafından yapılan tespitlere göre
televizyon ve buzdolapları ücretsiz elektronik eşyalar içlerindeki madde ve
olarak evlerden toplama kararı aldı. metaller nedeniyle adeta zehir saçıyor. Đşte
hurdalardaki gizli tehlikeler: Bozuk televizyon
ve aküler, eski lehimler, bütünleşmiş devreler,
aküler, bozuk TV'ler BP yani kurşun içeriyor.
Kurşun, çocuklarda beyin hasarı ve üreme
bozuklukları yapıyor. Her bilgisayar 2-4 kg
BP içeriyor. Atık sahalarındaki BP yeraltı ve
yerüstü sularına karışabiliyor.
ABD'nin Ulusal Havacılık-Uzay Dairesi
NASA'nın astronomları, Güneş'in sıcaklığına
ölümcül düzeyde yaklaşan kuyrukluyıldızın Söz konusu hurdaların bilinenin aksine Monitör ve televizyon tüpleri: Yüksek
"tamamen erimekten" kurtulmasını büyük durdukları yerde bile kanserojen etkilerinin oranlarda kurşun, baryum, fosfor gibi ağır
şaşkınlık
içinde
i z l e d i . olduğu belirtildi. Çevre ve Şehircilik metaller içeriyor. Gerekli güvenlik önlemlerini
Bakanlığı evlerde kullanılan ekonomik almadan yapılan işlemler birinci derecede atığı
"Lovejoy" adlı "kartopu" kuyrukluyıldız, ömrünü tamamlamış elektrikli ve elektronik işleyen kimseler ve işleme ortamındaki toprak
Güneş'e milyonlarca dereceye varan cihazların insan sağlığına büyük tehdit ve yer altı suları için tehlikeli yan etkilere yol
mesafede, 121 bin kilometre "çok yaklaştığı oluşturduğu gerekçesiyle yeni bir "atık" açıyor.
halde" eriyip yok olmadan Güneş'in öteki yönetmeliği taslağı hazırladı. Taslak; Pil, ampul, termostat: Đçlerinde bulunan cıva
yüzünde teleskoplarda göründü.
bilgisayar, monitör, televizyon, buzdolabı, miktarı düşük dozlarda bile zehirlidir beyin ve
çamaşır makinesi, cep telefonu ve bunun gibi böbreklere zarar verir. Anne sütüyle bebeğe
Gökbilim uzmanları, bunun, Lovejoy
ev, ofis ve endüstride kullanım alanı bulan, geçebilir. Ömrünü tamamlamış tıbbi
kuyrukluyıldızının sanılandan çok daha
yararlı ömrünü tamamlamış veya arıza cihazlarda ve mobil telefonlarda da cıva
büyük olma sında n ka yna kla nmış
nedeniyle daha fazla kullanılamayan, tamiri bulunur.
mümkün olmayan aletlerin atık merkezleri
Türk Mühendisinden
Atık plastikler: BFR adındaki madde
ESET Türkiye Genel Müdür Yardımcısı
tarafından ücretsiz toplanmasını öngörüyor.
plastiklerde
alev geciktirici olarak kullanılır.
Alev Akkoyunlu, bilgisayar güvenliği için
Muhteşem Buluş!
Geri
Dönüşüm
Sağlanacak!
Ofislerdeki
bilgisayar üzerindeki tozlarda,
şu önerilerde bulundu:
u buluşla bilgisayar başta olmak üzere
plastiklerde, basılı devrelerde, bağlantı
* Web kameranızı kullanmadığınız
pek çok teknoloji ürün daha hızlı
parçalarında, kablolarda ve süngerlerde
Bakanlık atık tesisler aracılığıyla bu
zamanlarda kapatın.
çalışacak!
bulunur. ABD ve Đsveç'te yapılan testlerde
cihazların hem insan sağlığını tehlikeye
Doktorasını yapmak üzere gittiği Hollanda'da düşürmesini önlemeyi, hem de geri kazanım anne sütünde bu maddeye fazla rastlandığı
* Tanımadığınız birinden resimleri
teknoloji alanında önemli çalışmalara imza yoluyla cihazların içindeki değerli madenlerin görülmüştür.
açmayın, dosyaları indirmeyin ve linklere
atan Adanalı fizik mühendisi Mehmet Ali yeniden ekonomiye kazandırılmasını Buzdolabı, yalıtım köpükleri: Ozon içerir.
tıklamayın.
Dündar, bundan böyle daha hızlı ve kayıpsız hedefliyor. Önümüzdeki yılın ikinci Böbrekte birikir ve insanı zehirler.
veri aktarımının mümkün olacağını söyledi. yarısından itibaren uygulanması öngörülen
* Anında mesajlaşma yazılımları aracılığı
Eindhoven Teknoloji Üniversitesi'nde yönetmelikle evlerin köşesinde boş bekleyen, Bilgisayar ana kartı: Berilyum içerir.
ile kişisel ve hassas bilgilerinizi
çalışmalarını sürdüren Dündar, 'Optofluidic
paylaşmayın.
and photothermal control of InGaAsP
Ödül Alamayınca Kızan Mucit!
photonic crystal nanocavities' adlı projesiyle
* Halka açık bir yerden internete
ışığın mikronlarına kadar inip, enerjiyi
yuna alınmayınca arkadaşlarına kızan genç, önemli bir buluşa imza attı. TÜBĐTAK
bağlanıyorsanız 'otomatik oturum açma'
hapsetmeyi başardığını belirtti. Kristalize
tarafından Marmara birincisi seçilen projesi, zararlı olduğu için ödül alamadı. Yılmayan
edilen ışınlar sayesinde bilgisayarlarda genç mucit, geliştirdiği bir programla yaşıtları arasında dünya ikincisi oldu.
özelliğini devre dışı bırakın.
günümüz teknolojisinden daha hızlı ve
Eray Arslan, şu anda Sakarya Üniversitesi Bilgisayar
kayıpsız veri aktarımını mümkün kılan buluşa
* Mesajlaşma hesabınızın güçlü bir
Mühendisliği birinci sınıf öğrencisi. 7. sınıfta
imza attığını ifade eden Dündar, buluşunun
parolası olmalı. Farklı hesaplar için
arkadaşları onu oyuna almayınca o da çareyi virüs
bütün elektronik araçlarda kullanılabileceğini
mutlaka farklı parolalar kullanın.
geliştirmekte bulmuş. Geliştirdiği virüsle ilgili bilgi
kaydetti ve şunları anlattı:
veren Arslan, "Đnternet üzerinden sunum yapan bir
"Transformatörler nasıl yüzyılın buluşu
sürücüye engel olunamıyor. Bu sunucuyu ve
Bambaşka bir Google Earth!
olarak tarihe geçtiyse,
yazılımını devri dışı bırakabilen bir yazılım
gerçekleştirmiştim. Zararlı bir yazılım ama kullanma
ünyayı bizzat gezip dolaşmanız size bizim çalışmalarımız
amacınıza
göre
değişebilir.
Đlk
deneyimi,
oldukça pahalıya mal olabilir. Ancak sonucu ortaya çıkan
arkadaşlarımla dalga geçmek için yapmıştım, dedi.
aynı işi 48 ekrandan meydana getirilen bu teknoloji de öyle
Güvenlik gerekçesiyle yarışmadan elenmiş olmak,
dev ekranda, Google Earth üzerinde olacak. Bu sayede, saç
kılının
binde
biri
kadar
genç mucidi daha da azimlendirmiş. Hatta öyle ki bu
yapmak gibi bir alternatifiniz de var.
hacimli bir alana,
azmi onu dünya ikinciliğine bile taşımış.
milyonlarca gigabayte bilgiyi depolamak,
Eray Arslan, "Bir yıl sonra hareket algılama yazılımı gerçekleştirdim. Onunla Marmara
aktarmak mümkün olacak. Hiç bir kayba
uğramadan aynı anda, ışık, ses ve enerji gibi
verileri binlerce kat daha hızlı aktarma imkânı Tasarım hiç bu kadar kolay olmamıştı!
sağlanacak, maliyet de düşecek."
assault Systèmes’in tasarım dünyasında çığır açan
yeni ürünü CATIA Natural Sketch, 3 boyutta
Dündar, buluşun tamamlanmasıyla bilgisayar
taslak
çizmeyi kâğıt üzerinde çizmek kadar
başta olmak üzere birçok teknolojik ürünün
kolaylaştırırken,
tasarımcıların yaratma deneyimlerini
daha hızlı çalışıp, hacimlerinin de küçüleceği
daha
keyifli
bir
hale
getiriyor. Ürün - yaşam döngüsü
müjdesini de verdi.
yönetimi (PLM) ve 3 boyutlu çözümlerde dünya lideri
Dassault Systèmes, farklı sektörlere değer katan
Google tarafından meydana getirilen ve
El sallayarak
çözümler üretmeyi sürdürüyor. Dassault Systèmes’in bu
şimdiye kadarki en büyük Google Earth
kanal değiştirebilirsiniz!
ekranı olduğu düşünülen ekran, Paris
kapsamdaki son ürünü CATIA Natural Sketch, 3D taslak
Center For Architecture and Urbanism'de
çizimi deneyiminde büyük bir buluş olarak
arekete duyarlı akıllı telefonların ve
yer alıyor. Ekranda Paris'in 2020'de sahip
televizyonların yeni yılda satışa
nitelendiriliyor. Özellikle tasarım dünyasında çığır açacak özelliklere sahip üründe, yaratıcı 2
olacağı binalar, 3 boyutlu olarak sunulması bekleniyor. Televizyonun
boyutlu resim jestlerinin sezgiyle anlaşılması özelliğine 3D modellemenin gücü eklenmiş.
vurgulanıyor. Dünyanın uçsuz bucaksız
kumandasını Böylece tasarımlarda kesin ve gerçekçi çizgiler elde etmek artık mümkün oluyor.
köşelerine gitmek için kendini tehlikeye
yine mi
ve sesi sadece elinizi ekrana uzaktan göstererek açabileceksiniz. Üstelik bunları yapabilmek
veya elini cebine atmak istemeyenler, bu
kaybettiniz?
için
deri altına yerleştirilecek mikroçiplere gerek kalmayacak. Bunun yerine televizyonun içine
dev ekranda benzer bir tecrübeyi sanırız
Sorun
yerleştirilen
bir bilgisayar programı hareketleri ''okuyacak'' ve herhangi bir düğmeye basmadan
edinebilirler. Google Earth'ü birçok ekrana
değil.Bir
komutları yerine getirecek. XTR3D firması yetkilileri, temas gerektirmeyen başka bir teknoloji
yaymakta kullanılan teknoloji ise,
Đsrailli
ürünü olan ilk ''hareket kontrollü akıllı telefonlarına'' 8 milyon dolarlık yatırım yapıldığını ve
Google'ın 2009'da yayınladığı 8 ekrana
firmanın
gelecek yılın başında satışa sunmayı planladıklarını belirtiyor. Firmanın kurcusu ve teknik
kadar destek sağlayan Liquid Galaxy.
geliştirdiği
sorumlusu Dor Givon, pazara girebilmek için bu ürünleri uygun fiyata satarak herkesin
Liquid Galaxy'nin kaynak kodu açık
teknoloji ile
denemesini sağlayacaklarını belirtti.
olduğundan onu herkes dilediği şekilde
yakında
B
O
D
D
H
5
Turkuaz
Kavuşma Gecesi!
Hazret-i Mevlâna’yı Anma ve Vuslat yıldönümü törenleri her yıl
7-17 Aralık tarihleri arasında
gerçekleştirilmektedir.
Şeb-i Arûs, düğün gecesi demektir. Yaşamını
"Hamdım, piştim, yandım" sözleriyle
özetleyen Mevlâna 17 Aralık 1273 günü
Hakk'a yürümüştür.
Mevlâna ölüm gününü yeniden doğuş günü
olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman
sevdiğine, yani Allah'a kavuşacaktı. Onun
için Mevlâna ölüm gününe düğün günü veya
gelin gecesi manasına gelen "Şeb-i Arûs"
diyordu ve dostlarına ölümünün ardından ahvah edip ağlamayın diyerek vasiyet ediyordu.
“Ölüm günüm, düğün günümdür” tabirini
kullandığı için anma törenleri, düğün günü ya
da vuslat günü manasına gelen “Şeb-i Arûs“
olarak adlandırılmaktadır. Onun düşüncesinde
ve fikirlerinde ölüm hiçbir zaman yokluk
olarak kabul edilmemektedir. "Ölümümüzden sonra mezarımızı
yerde aramayınız! Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir"
diyerek gönüllerdeki ölümsüzlüğe dikkat çekmiştir.
Hz. Mevlâna, "Herkes ayrılıktan bahsetti, bense vuslattan"
ifadesiyle de ölümün ayrılık değil kavuşmak olduğuna dikkat
çekmiştir. Hem de öğle değimlidir ki Allah (cc) Kur’an da haber
veriyor. "Her nefis ölümü tadacaktır. Sonra ancak bize
döndürüleceksiniz" (Ankebût, 29/57)
Hazreti Mevlâna ömrünü, Kur’an’a ve Peygambere adamasına
rağmen, gelecekte hakkında çıkabilecek yalan ve iftiralara daha
hayatta iken gereken cevabı vermiştir.
“Bu canım var oldukça ben Kur'an’a tutsağım
Muhammed Mustafa’nın yolundaki toprağım
Benden başkaca bir söz nakledenler olursa
Hem onu söyleyenden hem o sözden uzağım”
Mevlâna’nın Sözleri
♦
Sen, değerinle ve düşüncenle iki aleme
bedelsin.
Ama ne yapayım ki kendi değerini bilmiyorsun.
Kendini ucuza satma, çünkü değerin yüksektir.
♦
Ben kilitten seslenen bir kapı anahtarı gibiyim
sanki.
Sanır mısın ki benim sözüm sadece bir sözdür.
♦
Bu dünya zindandır, biz de zindandaki
mahkumlarız. Zindanı del, kendini kurtar! Dünya
nedir? Allah’tan gafil olmaktır. Kumaş, para, ölçüp
tartarak ticaret yapmak ve kadın; dünya değildir.
♦
Nice kişiler vardır ki dizimin dibindedirler, ama benim için
sanki Yemen’dedirler. Yemen’de olan niceleri de vardır ki
sanki dizimin dibindedirler.
Türk ve Dünya Tarihinde Aralık Ayında Doğanlar
Y
Evliya Çelebi Seyahatnamesi
apı Kredi Yayınları, Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nin
günümüz Türkçesiyle onuncu ve son cildini tamamladı.
Seyit Ali Kahraman'ın hazırladığı Seyahatname'nin son cildinde
Evliya Çelebi'nin yolu Afrika'ya düşüyor.
E v l i y a
Ç e l e b i
Seyahatnamesi'nin onuncu ve son
cildi tamamen Afrika kıtasına
ayrılmış. Çelebi, Hac seyahatinden
mısır'a döndüğünde mısır'ın bütün
şehirlerini gezip görmüş. Nil
Nehri'nin Mısır için ifade ettiği
önemi gördükten sonra, Mısır'ın
hayat ve can damarı olan Nil'in
doğduğu yeri merak etmiş ve bu
büyük nehri takip ederek Ekvator'a
gitmiş. Dönüşte Sud an'dan
Habeşistan'a oradan Somali'ye
geçmiş, buradan da sahili takip
ederek Mısır'a gelmiş. Afrika
toplumları ve Mısır ile ilgili çok ilginç ve geniş bilgiler verir. Bu
ciltte gezdiği yerler: Mısır, Sudan, Habeşistan, Somali, Cibuti,
H
SERENAD
er şey, 2011 yılının şubat ayında
soğuk bir gün, Đstanbul
Üniversitesi'nde Halkla ilişkiler görevini
yürüten maya duranın ABD'den gelen
alman asıllı profesör Maximillian Wagner'i
karşılaşmasıyla başlar.1930'lu yıllarda
Đstanbul Üniversitesi'nde hocalık yapmış
olan profesörün isteği üzerine, Maya bir
gün onu Şile'ye götürür. Böylece, katları
yavaş açılan dokunaklı bir aşk hikâyesine
karışmakla kalmaz, Dünya tarihine ve kendi ailesine ilişkin
birtakım sırları da öğrenir.
Serenad, 60 yıldır süren bir aşkı ele alırken, ister
herkesin bildiği Yahudi Soykırımı olsun isterse çok az kimsenin
bildiği Mavi Alay, bütün siyasi sorunlarda asıl harcananın,
gürültüyle gidenin hep insan olduğu gerçeğini de göz önüne
seriyor.
Okurunu sımsıkı kavrayan Serenad’da Zülfü Livaneli'nin
romancılığının en temel niteliklerinden biri yine başrolde: Đç içe
geçmiş, kaynaşmış kişisel ve toplumsal tarihlerin kusursuz
M
2 Aralık 1885: Çağdaş Yunan edebiyatına renkli üretimi ve
eserlerinin çeşitliliğiyle önemli katkılarda bulunan, Zorba adlı
romanıyla ünlü yazar Níkos Kazancakis.
3 Aralık 1857 : "Lord Jim", "Karanlığın Yüreği" gibi eserleriyle ünlü
Polonya asıllı Đngiliz yazar Joseph Conrad.
10 Aralık 1821: Köylülerin tutku ve sıkıntılarını dile getiren
eserleriyle tanınan Rus şair ve gazeteci, Nikolay Alekseyeviç
Nekrasov.
11 Aralık 1918 : Nobel ödüllü Rus romancı Aleksandr Solzhenitsyn.
12 Aralık 1821: Fransız romancı Gustave Flaubert.
13 Aralık 1797: Alman romantik şair ve yazar Heinrich Heine.
19 Aralık 1910: Fransız romancı ve oyun yazarı Jean Genet.
21 Aralık 1917: Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Alman romancı
Heinrich Böll.
28 Aralık 1932 : "Örümcek Kadının Öpücüğü" adlı romanıyla
ünlenen Arjantinli romancı ve senarist, Manuel Puig.
Türk ve Dünya Tarihinde Aralık Ayında Ölenler
1 Aralık 1888 : Şair, siyaset ve fikir insanı Namık Kemal.
1 Aralık 1968 : Đzmir doğumlu Fransız Şarkıcı Dario Moreno.
1 Aralık 1971 : Gazeteci Hüseyin Avni Şanda.
1 Aralık 1978 : Gazeteci Cengiz Polatkan.
2 Aralık 1814 : Sadizme ismini veren Fransız romancı Marki dö Sade.
2 Aralık 1995 : Sendikacı, şair Orhan Şaik Gökyay.
3 Aralık 1894 : "Define Adası"nın yaratıcısı Đskoçyalı yazar Robert
Louis Stevenson.
3 Aralık 1932 : Şair ve dilbilimci Samih Rifat Bey.
3 Aralık 1994 : Gazeteci, yazar Burhan Arpad.
3 Aralık 1995 : Yazar ve sendikacı Kemal Sülker.
4 Aralık 1967 : Yazar Fazıl Ahmet Aykaç.
6 Aralık 1936 : Şair ve bestekâr Leyla Hanım.
7 Aralık 1956 : Yazar Reşat Nuri Gültekin.
11 Aralık 1967 : Türkçü-Turancı görüşleriyle tanınan yazar Nihal
Atsız.
13 Aralık 1977 : Yazar Oğuz Atay.
13 Aralık 1979 : Şair ve yazar Behçet Necatigil.
17 Aralık 1273 : Mutasavvıf ve şair Mevlana Celalettin Rumi.
17 Aralık 1956 : Mizah yazarı Ercüment Ekrem Talu.
20 Aralık 1968 : Amerikalı yazar John Steinbeck.
22 Aralık 1989 : Đrlandalı yazar Samuel Beckett.
23 Aralık 1931 : Romancı Mehmet Rauf.
27 Aralık 1936 : Şair Mehmet Akif Ersoy.
27 Aralık 1942 : Servetifünun dergisinin sahibi Ahmet Đhsan Tokgöz.
29 Aralık 1926 : Avusturyalı şair Rainer Maria Rilke.
30 Aralık 1949 : Şair, filozof Rıza Tevfik Bölükbaşı.
Binali Đle Temir
urathan Mungan`ın "Binali ile Temir" adlı öyküsünden yola çıkan oyun, insanlardan uzak bir dağda yaşanan hesaplaşmanın
hikâyesi. Çoban Temir`in ormanda yaralı olarak bulduğu namlı bir eşkıya olan Binali, yaralı haliyle kendine yardım eden Temir`e
buyruk vermeye kalkışır. Ancak bu tavır buyruk almayı bilmeyen Temir`in hiddetiyle karşılanır. Ne namlı bir eşkıya olmasının ne de
gücün korkusunu taşımayan Temir, Binali`ye karşı bir cengi başlatır. Đyileşmeyi bekleyen Binali`nin de cenk sırası gelecektir. Silahları
erkeklik, cesaret, güç ya da sevgi olan "cenk"i kazananı aslında ruhu en az yaralı olanın gücü belirleyecektir.
2011′de
2011′de En Çok Satan 20 Kitap:
1-Aşkın Gözyaşları – Sinan
Yağmur – Karatay Akademi
Yayınları.
2- Hayat Dürbünümde Kırk
Sene – Ayşe Kulin – Everest
Yayınları.
3- Cahillikler Kitabı – John
Lloyd & John Mitchinson –
NTV Yayınlar.
4- Şah ve Sultan – Đskender Pala – Kapı
Yayınları.
5- Hüzün Dürbünümde Kırk
Sene – Ayşe Kulin – Everest
Yayınları.
6- Firarperest – Elif Şafak –
Doğan Kitap.
7- Hayatın Işıkları Yanınca –
Serdar Özkan – Altın Kitaplar.
8- Lüsyen – Can Dündar – Can
Yayınları.
9- Ye Dua Et Sev – Elizabeth Gilbert – Pegasus
Yayıncılık.
10- Bab-ı Esrar – Ahmet Ümit – Doğan Kitap.
11- Bir Dönem Đki Kadın – Melek Ulagay, Oya
Baydar – Can Yayınları.
12- Başın Öne Eğilmesin – Bekir Coşkun – Bilgi
Yayınevi.
13- Đstanbul Hatırası – Ahmet
Ümit – Everest Yayınları.
14- Büyük Đnsanlık – Kendi
Sesinden Şiirler – Nazım
Hikmet Ran – Yapı Kredi
Yayınları.
15- Platon Bir Gün Kolunda
Bir Ornitorenkle Bara GirerDaniel Klein, Thomas
Cathert – Aylak Kitap.
16- Cumhuriyet – 2. Kitap – Türk Mucizesi –
Turgut Özakman – Bilgi Yayınevi.
17- Hürrem – Moskof Cariye – Demet
Altınyeleklioğlu – Artemis Yayınları.
18- Dağın Ardına Bakmak – Bejan Matur –
Timaş Yayınları.
19- Başka “Ayrılık Ayrı, Aşk Bitişik Yazılır” –
Kahraman Tazeoğlu – Destek Yayınları.
20- Zulümhane – Mustafa Balbay – Cumhuriyet
Kitapları.
Uzun zamandır çıkmadığı yollarda
kaybolanların hikâyesi…
A
yşe
Kulin
yeni
romanında
aşkın
değiştirdiği ve bir daha
hiç aynı olmayacak hayatları
anlatıyor…
Ç a ğ d a ş
edebiyatımızın en sevilen
yazarlarından Ayşe Kulin, Gizli Anların
Yolcusu ile bir kez daha okurlarını şaşırtıcı
gerçeklerle yüzleşmeye zorluyor. Bu kitap
yerleşik ve düzenli hayatlarımızın nasıl da pamuk
ipliğine bağlı olduğunu, bir anda yıkılıp
gidebileceğini gösteriyor bize... Acı bir kaza...
Bir anda ağızdan kaçan bir söz... Ansızın
yayınevine gelen bir dosya... Birbirine dolanmış
eşarplar... Bütün bunlar, aykırı bir aşkın başını ve
sonunu belirlemeye yeter mi? Gizli anıların
yolcusu, pek çoğumuzun anlamakta zorlandığı,
yargılamakta ısrar ettiği bir aşkın romanı. Ayşe
Kulin her zamanki ustalığıyla yaklaşmaya
korkulan bir konunun üstüne giderek tabuları
yıkmayı deniyor.Bu romanda sadece aşkı değil,
toplumun zorladığı hayatları, harcanmış
çocuklukları, kendi içindeki sırlarla en
6
Turkuaz
Đşte Fransa’nın Düşünce Özgürlüğü (!)
F
ransa, sözde Ermeni 'soykırımı' iddialarını suç sayan yasa teklifini, Meclis'te onayladı. Yasanın
kabul edilmesiyle, artık Fransa'da 1915 olaylarıyla ilgili 'soykırım' ifadesini kullanmayanlar ceza
alacak.
T e k l i f ,
T ü r k i y e
saatiyle
10.30'da
görüşülmeye
başlandı.
Oturuma
katılımın
düşük olması
dikkat çekti. Kritik oturum, 577
milletvekilinden 41'inin katılımıyla açıldı.
Genel kurulda ilk olarak, yasa
teklifini kaleme alan, iktidardaki Halk
Hareketi
Birliği
(UMP)
Marsilya
milletvekili Valerie Boyer söz aldı. Boyer
konuşmasında, ''yasa teklifine tepki olarak
Türkiye'nin diplomatik tehditlerinin kabul
edilemez olduğunu'' söyledi. Fransız
milletvekili,
Türkiye'nin
ekonomik
yaptırım tehditlerinin Dünya Ticaret
Örgütü ve AB kurallarına aykırı olduğunu
iddia etti. ''Fransız iş adamları, Türkiye'nin
tehditlerine boyun eğmesin'' diyen Boyer,
yasa teklifinin Türkiye'yi hedef almadığını
ve AB uyum yasaları ereğiyle de gerekli
olduğunu iddia etti.
Fransız vekil, "Bazı ülkeler 1915
olaylarını inkar ederek suç işlediler. Cezasız
kaldılar. 1914 yılındaki Ermenilerin üçte
ikisi ya tehcir edildi ya da katledildi. Sizden
destek bekliyorum" ifadesini kullandı.
Yasa teklifini
sunan
Boyer'den
sonra Fransa
hükümeti
adına
parlamento ile
ilişkilerden
sorumlu bakan Patrick Ollier konuştu.
Fransız bakan, konuşmasında yasa teklifine
karşı çıkmadı ve oylama sonucunu
milletvekillerini iradesine bıraktı. Fransız
bakan, bununla birlikte, üstü kapalı da olsa
hükümetin yasa teklifini desteklediği
mesajını verdi. Konuşmasında, Türkiye ve
Fransa arasındaki ilişkilere övgüler yağdıran
Ollier, bu yasa teklifinin Türkiye'yi hedef
almadığını söyledi. Ollier, ''Türkiye büyük
bir ulus.
Fransa, Türkiye ile ilişkilere büyük
önem veriyor. Ekonomik, siyasi ve
kültürel alanda önemli işbirliğimiz
var. Afganistan, Suriye gibi konular
ve G-20 ile NATO gibi uluslararası
kuruluşlarda da önemli işbirliğimiz
sürüyor'' ifadesini kullandı.
Sarkozy Ermenistan'ı Kardeş
Ülke Đlan Etti!
Sarkozy'nin Ermenistan'ı kardeş
ülke ilan ettiğini hatırlatan Boyer,
"Dostluğun ötesinde ilişkilerimiz
var. Ermeniler, Fransa'da yani kendi
ülkelerinde huzur içinde yaşamak
istiyorlar" diye konuştu.
Başbakan’ın Tepkisi Sert Oldu
Fransızların Ermeni Politikası
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,Fransa Meclisi'nden geçen
'Soykırımı Đnkar Yasası' ile ilgili çok sert açıklamalarda
bulundu. Tasarıyı 'sulandırılmış bir karar' olarak niteleyen
Başbakan,Cumhurbaşkanı Sarkozy'in Türkiye-Fransa arasındaki
köklü dostluğu seçim sürecine feda ettiğini belirtti.
Ermenilerle Fransızların ataları olan Franklar, Haçlı
seferlerinden beri tanışıyorlardı. Ermeniler, Haçlı Seferlerine
kılavuzluk ve lojistik desteği vermişlerdi. Bu seferler
sırasında çok sayıda Frank asilzadesi ve şövalyeler, zengin
Ermenilerin kızlarıyla evlenmişlerdir.Aslında Ermenilerin,
Frankları yanlarında alıkoymak için kızlarını onlarla
evlendirme politikası izlediklerini görüyoruz.Ayrıca
Ermeniler Haçlı Seferleri sırasında onlara kılavuzluk
etmişler, at, yiyecek, konaklama vb. lojistik destek vermişler
Türk kalelerinin ve kuvvetlerinin durumu hakkında bilgi
vermişler, onlarla birlikte Türklere karşı savaşmışlardır.
Hatta Klikya Baronu II. Revone, Papa III. Innocentus’a
mektup yazarak katolikliğe geçtiğini bildirmiş, “Beni
Türklerden kurtarın, bunlar şeytanın soyu, yeni bir haçlı
seferi yollayın” diye ısrar ederek 4. Haçlı Seferinin
yapılmasında pay sahibi olmuştur.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
Ukrayna Devlet Başkanı Viktor
Yanukoviç ile baş başa ve heyetler
arası
görüşmelerin
ardından
Başbakanlık Merkez Bina'da ortak
basın toplantısı düzenledi. Başbakan
Erdoğan, Fransız Ulusal Meclisi'nde
1915 olaylarıyla ilgili Ermeni
iddialarının
reddedilmesini
suç
sayan yasa teklifinin kabul edilmesini Türkiye olarak şiddetle
kınadıklarını belirtti. "Sulandırılmış bir oylamadır anlamak
mümkün değil" diyen Başbakan Erdoğan, Fransa'ya karşı
alınacak
olan
tedbirleri
açıkladı.
"Kararı
Kararı Türkiye Olarak Şiddetle Kınıyoruz"
Yasa teklifinin kabul edilmesinin Fransa açısında daha büyük
bir talihsizlik olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, "Đnsan
haklarına tamamen ters. Bütün tüm yapıcı uyarmamıza rağmen
Fransa Ulusal Meclisi'nde oylanarak kabul edildi.
Đlişkilerimizde çok ağır ve telafisi zor yaralar açacaktır. Yılmaz
Çolpan'ın katledildiği günde gerçekleşmiş ayrıca manidardır.
577 milletvekilinden oluşan Ulusal Meclisi'nde bu kadar önemli
bir oylamanın onda biri bulmayan bir katılımla gerçekleşmiş
olması çok daha manidardır. Bunlar ne kadar ciddiyetten uzak
bir yaklaşım tarzıdır. Nasıl bir anlayış ve nasıl bir sulandırılmış
bir oylamadır anlamak mümkün değil. Bu girişim haksızdır,
isabetsizdir. Bu kararı Türkiye olarak şiddetle kınıyoruz."dedi
“Tarihte emsali görülmemiş olan bu vahşetin faili
Ermeniler olup, Müslümanlar ancak namus ve
hayatlarını muhafaza kaydıyla mukavemet ve
müdafaada bulunmuşlardır”
M. Kemal ATATÜRK
Fransızlar, Kilikya diye adlandırdıkları Çukurova
bölgesini, Suriye’ye dahil görmekte ve burada ciddi
ekonomik çıkarları bulunmakta idi.Çünkü, kendi dokuma
sanayisi için gereken pamuk hammaddesini, özellikle
Amerikan iç savaşı sırasında, sulu pamuk üretimi yapılan
bereketli Çukurova topraklarından temin etmiş, hatta 1864’te
Çukurova’da pamuk işleme fabrikası kurmuştur.
Bölgenin diğer zenginlikleri de Fransa için vazgeçilebilecek
şeyler
değildi.
Bunu
çok
erken
fark
eden
Fransızlar, Çukurova bölgesinin genel tarihini ve
coğrafyasını araştırmışlar ve 1604’te de yayınlamışlardır.
Fransızlar, 1850’lerde Ermenilerin dil, kültür ve
tarihleri ile ilgili araştırmalar yaptırıp, Kilikya Ermenistan’ı
imajını oluşturmaya çalışmıştır. Fransız seyyahları, gerekli
bilgileri toplamışlar; 17. yüzyıl başlarında Paris’te açılan
Doğu Diller Okulundan bu yolda istifade etmişlerdir. Fransız
misyonerleri de Erivan, Erzurum ve Bitlis’te, hem
Ermenileri Katolikleştirmek hem de Osmanlı Devletine karşı
kışkırtmak için faaliyette bulunmuşlardır.
Fransa Parlamentosunda Ermenilerin görüşme konusu
olması da yeni değildir. 3 Kasım 1869’da, Ermenilerin
bağımsızlığı konusu görüşülmüş, ancak, Başbakan
Hanotaux, Ermenilerin bağımsızlığını kurulabileceği bir
merkeze ve çoğunluğa sahip bulunmadıklarını bildirmiştir.
Kısaca ifade edebiliriz ki Fransızların Ermenilere ilgisi ve
onlara ilişkin stratejileri oldukça eskidir. Bu ilginin başlıca
nedeni de bölgenin pamuğu ve madenleridir.Bu evlenmeler
Atalarımızı Suçluyorlar
Ayşe ÜNAL
Ermeniler Türklerin yönetiminde huzur,
refah ve itibar içerisinde yaşamışlar ve en üst düzey
görevlerde bulunmuşlardır. Bu elbette ki, Türklerin
insancıl ve yüksek yönetim anlayışlarının bir
sonucudur.
Ermenilerin
1800’lü
yıllarda,
emperyalist güçlerin kendi çıkarları doğrultusunda
kışkırtmalarına kadar Osmanlı Devletinin sadık
vatandaşları olarak kaldıklarını ve bir dönem de,
Ermenileri milleti sadıka olarak adlandırıldıklarını
görüyoruz.
Devletin zayıflaması, Rus, Đngiliz ve
Fransızların kışkırtmaları sonucu bir ihanet sürecine
giren Ermenilere karşı Osmanlı Devleti, hem
kendisini hem de Türk vatandaşlarını korumak için
yapması gerekeni yapmış ve önlemler almıştır.
Bu sırada bir soykırım söz konusu olmadığı gibi
tam tersine Türk unsurun ciddi kayıpları
bulunmaktadır. Onun için, yapay olarak ortaya
konan sözde soykırım iddiaları yalandır, bilimsel
olarak da geçerli değildir. Nitekim, bu güne kadar
bulunan toplu mezarların tamamı, hunharca
katledilmiş Türklere ait cesetlerle doludur.Tarihte
emperyalistlerin ortaya çıkardığı Ermeni Sorunu,
Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinin seyrine ve
konjonktüre bağlı olarak gündeme getirilmektedir.
Bundan sonra da böyle olacaktır. Biz yeni bir
devletiz konu bizi ilgilendirmez gibi bir yaklaşım
doğru olmadığı gibi yeterli ve geçerli de değildir.
Konu bilimsel ve tarihsel gerçeklikler üzerinde ele
alınmalı ve doğrular sürekli anlatılmalıdır.
Milli
birlik
ve
beraberliğimizi
koruduğumuz
sürece,
Atatürk
ilkeleri
doğrultusunda çağdaş ve güçlü Türkiye’nin
karşısına bu ve benzer sorunlar getirilemeyecektir.
Onun için bize düşen, milli birlik ve beraberliğimizi
daima korumak ve Devletimizi güçlü tutmaktır.
Bunun için de, Atatürk’ün ifadesiyle “Bizim hiçbir
şeye ihtiyacımız yok, tek bir şeye ihtiyacımız var:
Osmanlı Đdaresinde Ermeniler
Osmanlı Devletinin Anadolu topraklarında
genişlemesi ile beraber Çukurova bölgesini de ele
geçirmeleri sonucu, bu bölgede yaşayan Ermeniler
de bu devletin idaresine girdiler. Ermenilerin
Osmanlı Devletinin idaresinde, ne Bizans ve hatta
ne de Ermeni Prensliği dönemlerinde yaşamadıkları
bir adalet ve hürriyete kavuştuklarına ilişkin tarihi
işaretler vardır. Bu yöndeki kanıtlardan birisi de
yöredeki şehir ve kasabaların Ermeni nüfusundaki
doğal olmayan artıştır. Nitekim Çermik, Ergani,
Harput, Urfa ve Siverek’teki Ermeni nüfusu
1518’de yaklaşık 5.500 iken 1523’te 9.000’i aşmış
ve %66 artmıştır. Bu durum, Osmanlı yönetiminin
sağladığı adalet ve hürriyet ortamı nedeniyle
Ermenilerin buralara göçmesinden kaynaklanmıştır.
Ancak, gene de bölgenin tartışmasız çoğunluğu
Türk nüfustur.
Osmanlı
Devleti’nin
güçlü
olduğu
dönemlerde, Ermenilerin bir sorun olarak karşımıza
çıkmadıklarını görüyoruz. Osmanlı Devleti
içerisinde, diğer azınlıklar gibi rahat bir ortam
bulan Ermeniler, askerlikten de muaf tutularak
ticaret ve sanatla uğraşmışlar, zengin bir sınıf
oluşturmuşlardı. Ermeni-Türk ilişkileri karşılıklı
güvene dayanmakta, Ermeniler genellikle Türkçe
konuşmakta, kiliselerindeki ayinlerini Türkçe
yapmakta ve Türklerle eşit haklara sahip
bulunmalarından dolayı Batıda “Hıristiyan Türkler”
olarak bilinmekte idiler. Ancak, devletin yıkılış
sürecine girmesiyle birlikte, topraklarının hemen
her bölgesinde çıkan huzursuzluklarla beraber,
Ermeni konusu da ciddi boyutlar kazanmıştır.
7
Turkuaz
Selçukluların Aspirini 800 yıl Önce Buldu
E
rc i ye s Ü n i ve rs i t e s i Tı p
Fakültesi Dermatoloji Ana
Bilim Dalı Başkanı ve Gevher
Nesibe Tıp Tarihi Enstitüsü
Müdürü Prof. Dr. Ekrem Aktaş,
aspirinin etken maddesi olan salisilik
asitin, günümüzden 800 yıl önce
Selçuklular tarafından ağrı kesici olarak
kullanıldığını bildirdi.
Prof. Dr. Aktaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gevher Nesibe
Darüşşifası'nın 1206 yılında Selçuklu hükümdarı 2. Kılıçarslan'ın kızı
Gevher Nesibe Sultan adına kardeşi 1. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından
yaptırıldığını anımsattı.Gevher Nesibe Darüşşifası'nın Avrupa'daki ilk tıp
merkezi olarak bilindiğine işaret eden Prof. Dr. Aktaş, bu mekanda,
hastaların çeşitli yöntemlerle tedavi edildiğini ve şifalı bitkilerin de ilaç
olarak kullanıldığını kaydetti. Prof. Dr. Aktaş, yaklaşık 100 yıl önce
keşfedilen aspirinin etken maddesi olan salisilik asitin de 800 yıl önce
Gevher Nesibe Darüşşifası'nda tedavide kullanıldığına dikkati çekerek,
ş
ö
y
l
e
k
o
n
u
ş
t
u
:
''O dönemde birçok bitki ilaç olarak kullanılmış. Örneğin mısır püskülü
idrar söktürücü etkisinden dolayı kaynatılarak suyu hastalara içirilmiş.
Çiğdem bitkisinin suyunu gut hastalığının tedavisinde kullanmışlar. Tabii
kan değerlerini analiz edebilecekleri bir teknoloji yok. Hastanın genel
durumuna göre bu bitkiler kullanılmış. Ayrıca kavak ve söğüt ağacından
elde edilen salisilik asit ile baş ve diş ağrılarını geçirmeye çalışmışlar. Bu
madde aspirinin etken maddesidir.
Türkler bu maddeyi 1206 yılından 1800'lü yıllara kadar
kullanmışlardır. Günümüzden 100 yıl önce ise bu madde laboratuvar
ortamında sentetik olarak üretilmiş ve aspirin adıyla piyasaya
sürülmüştür.'' Prof. Dr. Ekrem Aktaş, söğüt ve kavak ağacının gölgesinde
uyuyan kişilerin de son derece rahatlamış olarak uyandıklarını belirterek,
Bilinmeyen Osmanlı
- 600 yıllık Osmanlı Devletin de, çoğu
zaman zenginlerin zekat ve sadaka
verecek fakir insan bulamadıklarını,
-Osmanlı Devletin de adaletin en temel
prensip olduğunu ve Fatih Sultan Mehmet
Han'ın, bir Yahudi tüccarın kolunu haksız
yere kestirdiği için, aynı cezaya mahkum
olduğunu ve son anda tacirin bu hakkından vazgeçmesi sonucu
kolunu kesilmekten kurtarabildiğini,
- Osmanlı Devletinin küçük bir beylikten, 10 milyon km kare
genişliğinde bir toprak büyüklüğüne ulaştığını,
-Osmanlı da örf ve adet kelimesinin hayat nizamı yerine
kullanıldığını, ve her şeyin edep ve adap çerçevesinde yapıldığını,
- Osmanlı Devletinin fetih yaptığı hiç bir bölgede kadın, çocuk, yaşlı
ve kendisine karşı savaşmayan hiç bir kimsenin kılına bile zarar
vermediğini,
- 600 Yıllık devlet hayatı boyunca, hiç bir vatandaşının inancına
karışmadığını ve herkesi kendi inancında özgür bıraktığını,
- II. Abdülhamit Han'ın, o gün Osmanlı toprağı olan, bugün işgal
altındaki Filistin topraklarını satın almak isteyen ve bunun
karşılığında tüm Osmanlı Devletinin borçlarını ödemeyi taahhüt eden
Yahudilere bu toprakları satmadığını,
- Ardından gelen ve 2. Abdülhamit Han'ın tahtan indirilmesine sebep
olan 31 Mart ayaklanmasının bir çapulcu ayaklanması olduğunu ve
işi organize edenlerin içinde Yahudilerin de olduğunu
Biliyor muydunuz?
"Tarih derslerinin güvenirliği toplumu tatmin etmiyor"
KARS - Pollmark ve Serhat Kalkınma Ajansı
işbirliğiyle Türkiye genelinde 2 bin 47 kişi üzerinde
yapılan, 'Türk Halkının Sarıkamış Algısı
Araştırması' sonuçlandı. Sonuçlara göre okutulan
tarih dersleri güvenli bulunmuyor.
'Türk Halkının Sarıkamış Algısı Araştırması’nda,
ankete katılanlara; eğitim kurumlarında okutulan
tarih derslerinin ne ölçüde güvenilir bulunduğunu ölçmek amacıyla
yöneltilen soruya verilen cevaplar dikkat çekti. Soruya cevap verenlerin
yüzde 8,6’sı tarih derslerini hiç güvenilir bulmadığını, yüzde 12,8’i
biraz güvendiğini, yüzde 31,2’si ise kısmen güvendiğini ifade etti. Bu
durum Türkiye’de okutulan tarih derslerinin toplumun yarısından
fazlasını, yüzde 52,6’lık önemli bir kesimini tatmin etmediğini ortaya
koyuyor. Buna karşılık tarih derslerini çok fazla güvenilir bulduğunu
ifade edenlerin oranı ise sadece yüzde 9,8 çıktı.
Aralık Ayında Doğan
Aralık Ayında Ölen
II. Bayezid
I.Mahmut
3 Aralık 1448′de Dimetoka’da doğdu. Uzun boylu, geniş
göğüslü ve kuvvetli bir vücuda sahipti. Yüzü yuvarlak ve
gözleri elaydı. Cesur ve atılgandı. Ayrıca dinine bağlı ve
halim selim bir sultandı. O devrin en meşhur alimlerinden
dersler aldı, islam ilimlerini iyi derecede öğrendi.
Şehzadeliğinde Amasya valiliğine tayin edildi. Sultan
olduktan sonra, kardeşi Cem’in muhalefeti ile karşılaştı.
Bursa’yı alan ve adına hutbe okutturan Cem, Yenişehir’de
Beyazid’e yenilince Memlüklülere kaçtı. Osmanlı’nın iç
meselesi iken bir anda doğu ve batının en mühim
meselelerinden biri haline gelen bu olaydan dolayı
Beyazid, herhangi bir dış sefere çıkamadı. Ancak Cem’in
ölümü üzerine sefer faaliyetleri başladı.
Boğdon Voyvodası’ndan Kili ve Akkerman’ı alan Beyazid,
Cem’e sahip çıktığı için Memlüklere saldırdı. Uzun süren
çatışmalar sonucu denge bozulmadı.Bali Bey
komutasındaki 40 bin akıncı, Osmanlı tarihindeki en büyük
akın seferini Lehistan’a karşı başlattı. Ayrıca Mora seferine
çıkan sultan, Koron ve Modon kalelerini zapetti.1502′den
sonra Safevi entrikaları ile uğraşan Beyazid, 1512′de
oğullarının taht rakabetini kazanan Yavuz Sultan Selim’e
tahtı bıraktı. Doğum yeri olan Dimetoka’ya giderken 26
Ağustos 1512 günü vefat etti.
Tarihte Aralık
02 Aralık 1445: II Murat Gazi’nin ikinci defa tahta
çıkışı
06 Aralık 1474: Büyük Türk bilgini ve Astronomi
alimi Ali Kuşçunun vefatı
07 Aralık 1921: Kilis’in kurtuluşu.
08 Aralık 1714: Osmanlı-Venedik savaşı
1696'da Edirne Sarayı'nda dünyaya geldi.
Okul çağına geldiği zaman babasının hocası
Şeyhülislam Feyzullah Efendi'den dersler aldı.
Şehzadeliğinde yüksek fen ve din ilimlerini
ö ğ r e n e r e k ye t i ş t i . B a b a s ı n ı n t a h t t a n
indirilmesinden sonra padişah olan amcası III.
Ahmet Han da, şehzade Mahmut'un
yetiştirilmesine özen bir itina gösterdi. Nihayet III.
Ahmet'in Patrona ayaklanmasıyla saltanattan
indirilmesi üzerine, 2 Ekim 1730'da tahta çıktı. III.
Ahmet Han saltanattan çekilirken yeğenine uzun
uzun nasihatler etti ve tavsiyelerde bulundu.Zor bir
dönemde padişah olmasına rağmen ülke içinde ve
dışında huzuru sağlayan, Osmanlı Devleti'ne
azamet devri yaşatan I. Mahmut Han, 13 Aralık
1754'te hastalığına rağmen çıktığı Cuma
namazından dönerken, Demirkapı'da at sırtında
vefat etti. Yeni Camii'de babası Sultan II.
Mustafa'nın yanına gömüldü.Çok zeki, anlayışlı,
hamiyetli, lütufkar ve merhametli bir zat olan
Mahmut Han, hadiseleri sonuna kadar takip eder,
devlet işlerinde mutlaka istişarede bulunur, acele
etmez ve telaş göstermezdi. Aleyhte gelişen Rusya
ve Avusturya harplerini tayin ettiği değerli
kumandanlarla lehine çevirmesini bildi. Yeniliği
sever ve memleketi bu yoldan yükseltmeye gayret
ederdi. Đlim, sanat, edebiyat meclislerindeki
sohbetlere katılır ve Sebkatî mahlası ile şiirler
yazardı.
Sultan Mahmut Han, ülkede pek çok imar
faaliyetlerinde bulundu. Devrinde ilim, kültür ve
sanat sahalarında kıymetli eserler yazıldı.
Beşiktaş'tı Arap Đskelesi Camii, Rumeli Hisarı'nda
Đskele Camii Yalı Köşkü ve Yıldıztepe mescitleri
09 Aralık 1917: Kudüs’ün Đngilizler tarafından işgal
edilmesi.
10 Aralık 1578: Plevne’nin düşmesi
13 Aralık 1754: Sultan I. Mahmut Han’ın vefatı
14 Aralık 1687: Eğri’nin Düşmesi
15 Aralık 1574: II. Selim’in vefatı
16 Aralık 1919: Musul’un Irak’a verilmesi.
17 Aralık 1273: Mevlana Celalettin Rumî Hz.lerinin
irtihali
20 Aralık 1518: Piri Mehmet Paşanın Kuzey Irak’ı
Fethi.
21 Aralık 1603: Eğri Fatihi III. Mehmet Han’ın
vefatı
22 Aralık 1574: III. Murat Han’ın Tahta çıkış
23 Aralık 1876: I. Meşrutiyet’in Đlanı
Piri Reis haritalarını uydudan mı çizdi ?
18. yy. başlarında Topkapı Sarayı’nda amiral Piri
Reis'e ait bir çok eski haritanın bulunduğunu, 1957
yılında Amerikalı haritacılar tarafından incelenen
haritalarda henüz 1952 yılında ses yansıtıcı araçlarla
keşfedilen Antarktika dağlarının bütün ayrıntılarıyla
çizildiğini,Daha sonra uydu fotoğrafları ile
karşılaştırılan haritalarla uydu fotoğrafları
arasında müthiş benzerlikler çıktığını, Bilim
adamlarının bu haritaların ancak çok yükseklerden
çekilmiş fotoğraflar aracılığı ile
çizilebileceğini söylediklerini biliyor muydunuz?
Kitap Tanıtımı
Osmanlı
Đmparatorluğu`nun
gerçek tarihini Prof. Dr.
Halil Đnalcık`ın
kaleminden okuyun.
Kuruluş ve Đmparatorluk
Sürecinde Osmanlı`nın
devlet politikası,
diplomatik ilişkileri ve
Avrupa`ya karşı verdiği
savaşların detayları...
Bir Osmanlı Padişahı
nasıl yetişir, ne gibi
özelliklere sahiptir ve
kendini nasıl geliştirir, yönetim biçimini nasıl
belirler, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan
Süleyman`ın yönetim anlayışı nasıldır... Avrupa
Türklerden neden korkuyordu, "Türk korkusu"nun
temelleri nelerdir... Türkler Avrupa`yı nasıl
fethettiler, yaşayan en büyük Osmanlı tarihçisi Halil
Đnalcık okurları için yıllarca araştırdı ve yazdı... 60
yılın ürünü olan bu eser Osmanlı hakkında yeni
bilgiler veriyor...
Milletleri millet yapan tarihleri ve kültürleridir.
Tarihsiz bir millet, kişiliğini kaybetmiş bireye
benzer. Osmanlı tarihi, Türk tarihinin görkemli bir
dönemidir. Avrasya imparatorluklarına kadar inen
bir tarihî gelişimin son halkasıdır.
Đngiliz taburu nereye gitti ?
12 ağustos 1915'te Çanakkale savasında Đngilizlerin 54.
tümenine ait 4. Norfolk taburunun Küçük Anafartalar
ovasında bir tepeye tırmandığını, Tepenin üzerindeki
ekmek somunu seklindeki beyaz bulutun içine
girdiklerini, Son askerde bulutun içinde kaybolduktan
sonra bulutun yavaşça havalandığını ve rüzgarın aksi
yönünde hareket ettiğini, 250 asker, 16 subay ve 1
albayın hiçbir iz bırakmadan kaybolup gittiğini ve bir
daha haber alınamadığını biliyor muydunuz?
“Büyük devletler kuran ecdâdımız
büyük ve şümullü medeniyetlere de sahip
olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek,
Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir
borçtur. Türk çocuğu ecdâdını tanıdıkça daha
büyük işler yapmak için kendinde kuvvet
bulacaktır.”
8
Turkuaz
TÜRKĐYE’DEN;
KAPALI ÇARŞI
ŞĐRĐNCE, SELÇUK
Tarihi:
Günümüzde:
K
Eskiden esnafa olan
güven duygusu halkın
birikmiş parasının, bir
banka
gibi
onlara
verilmesine
ve
işletilmesine
sebep
olurdu.
Günümüzde
birçok
sokaktaki
dükkânlar
fonksiyon
değişikliğine
uğramıştır.
Yorgancılar, terlikçiler,
fesçiler gibi meslek grupları sadece sokak ismi olarak
kalmıştır. Çarşının ana caddesi sayılan sokakta çoğunlukla
mücevher dükkânları, buraya açılan yan bir sokakta altıncılar
bulunur. Oldukça küçük olan bu dükkânlar değişik fiyat ve
pazarlıkla satış yaparlar. Kapalıçarşı renk ve atraksiyon olarak
her ne kadar eski canlılığını koruyor ise de, 1970’li yıllardan
itibaren Đstanbul’u ziyarete gelen turist gurupları için alışveriş
olanakları, çarşının ana girişindeki modern ve büyük
kuruluşlar tarafından sağlanmaktadır. Haliç kıyısındaki Mısır
Çarşısı da daha küçük ölçüde bir kapalı çarşıdır. Galata
semtinde 15. yüzyıl'da kalma diğer bir küçük kapalı çarşı da
halen kullanılmaya devam etmektedir.
apalıçarşı'nın temeli 1461 yılında atılmıştır.
Dev ölçülü bir labirent gibi, 30.700
metrekarede 66 kadar sokağı, 4.000 kadar
dükkânı ile Kapalıçarşı, Đstanbul’un görülmesi
gereken, benzersiz bir merkezidir. Adeta bir şehri andıran,
bütünü ile örtülü bu yer zaman içerisinde gelişip
büyümüştür. Đçinde son zamanlara kadar 5 cami, 1 okul, 7
çeşme, 10 kuyu, 1 akarsu, 1 sebil, 1 şadırvan, 22 kapı, 17
han vardı. Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır.
15. yüzyıldan kalan kalın duvarlı, bir seri kubbe ile örtülü
eski iki yapının etrafı sonraki yüzyıllarda, gelişen
sokakların üzerleri örtülerek, ekler yapılarak bir alışveriş
merkezi haline gelmiştir.
Geçmişte burası her
sokağında belirli
mesleklerin yer aldığı ve
bunların da, el işi
imalatının sıkı denetim
altında bulundurulduğu,
ticari ahlak ve törelere
çok saygı gösterilen bir
çarşı idi. Her türlü
değerli kumaş,
mücevherat, silah, antika
eşya, konusunda
nesillerce uzmanlaşmış
aileler tarafından, tam bir
güven içinde satışa
sunulurdu. Geçen yüzyılın sonlarında deprem ve birkaç
büyük yangın geçiren Kapalıçarşı eskisi gibi onarılmışsa
da, geçmişteki özellikleri değişikliğe uğramıştır.
Bütün dükkânların genişliği aynı olacak şekilde inşa
edilmiştir. Her sokakta ayrı ürünün ustaları loncalar
halinde bulunurdu (yorgancılar, terlikçiler vs.) Satıcılar
arasında rekâbet kesinlikle yasaktı. Ürünlere devletin
Kapalı Çarşı günün her saatinde hareketli ve kalabalıktır.
Esnaf, ziyaretçileri ısrarlı olarak kendi mağazasına çağırır.
Çarşı girişinde gelişen konforlu, büyük mağazalar Türkiye’de
elde imal edilen ve ihracatı yapılan hemen bütün eşyayı satışa
sunmaktadır. El halıları ve mücevherat geleneksel Türk
sanatının en güzel örnekleridir. Halı ve mücevheratın yanında
meşhur Türk işi gümüşten yapılmış eserler, bakır, bronz
hediyelik ve dekoratif eşya, seramik, oniks ve deriden mamul,
üstün kaliteli, Türkiye hatıraları zengin bir koleksiyon
oluştururlar. Batılı yazarlar, seyahatname ve anılarında
Kapalıçarşı’ya geniş yer ayırmışlardır. Kapalıçarşı Đstanbul'u
Ş
irince, Đzmir'in Selçuk ilçesine bağlı ve Selçuk'a
8 km mesafede tarihi mimarisi korunmayı başarılmış
turistik bir köydür.
Özgün adı olan Kırkınca'nın efsanevi bir çağda dağlara
vuran kırk kişiye atfen verildiği rivayet edilir. Rum
telaffuzunda Kirkice, Kirkince ve nihayet Çirkince gibi
biçimler alan bu ad, Cumhuriyet'in ilk yıllarında dönemin
Đzmir valisi Kazım Dirik'in talimatıyla Şirince şeklinde
resmileştirilmiştir. Nüfusu 687 kişidir.
19.
yüzyılda,
ö z e l l i k l e
ihracata yönelik
incir üretimiyle
ünlü,
1800
haneli bir Rum
kasabasıydı.
1923'te TürkiyeYunanistan
N ü f u s
Mübadelesi
sonucu Rumların ayrılmasıyla Kavala'nın Müştiyan ve
Somokol köylerinden gelen mübadillerle iskân edilmiştir.
Köyün evvelce bağ, incir, zeytinciliğe dayalı olan
ekonomisi, bir tütün bölgesinden gelen yeni sakinlerinin
elinde bir süre sekteye uğramış, ancak son yıllarda artan
turistik önemine paralel olarak, bu sektörler yeniden
gelişmeye başlamıştır. Bağcılık ve zeytinciliğin yanı sıra,
şeftali, incir, elma, ceviz ve kiraz yetiştirilir. 1950'li yıllarda
2000-3000 civarında iken sonradan 700'e kadar düşen köy
nüfusu, 1990'lı yıllardan itibaren turizmin gelişmesiyle
birlikte tekrar yükseliş eğilimi içine girmiştir. Köyde halen
bazı Rum evleri pansiyon olarak hizmet vermektedir.
Şirince'de üretilen zeytin yağları Güney Ege'de üretilen en
iyi zeytin yağları olup yüksek aroma değerlerine ve düşük
asit değerlerine sahiptir.
SÜMELA MANASTIRI
Tarihi:
K
ilisenin MS 375-395 tarihleri arasında inşa edildiği sanılmaktadır. Anadolu'da sıkça rastlanılan Kapadokya kiliseleri
tarzında yapılmış, hatta Trabzon'da Maşatlık mevkiinde benzeri bir mağara kilisesi daha vardır. Kilisenin ilk kuruluşu
ile manastır haline dönüşümü arasındaki bin yıllık dönem hakkında fazla bir şey bilinmemektedir. Karadeniz Rumları
arasında anlatılan bir efsaneye göre Atina'lı Barnabas ile Sophronios adlı iki keşiş aynı rüyayı görmüşler; rüyalarında,
Đsa’nın öğrencilerinden Aziz Luka’ın yaptığı üç Panagia ikonundan, Meryem'in bebek Đsa’yı kollarında tuttuğu ikonun
bulunduğu yer olarak Sümela'nın yerini görmüşler. Bunun üzerine birbirlerinden habersiz olarak deniz yoluyla Trabzon'a
gelmiş, orada karşılaşıp gördükleri rüyaları birbirlerine anlatmış ve ilk kilisenin temelini atmışlardır. Bununla birlikte
manastırdaki fresklerde sıkça yer alıp, özel bir önem verilen Trabzon Đmparatoru III. Aleksios'un (1349-1390) manastırın
gerçek kurucusu olduğu sanılmaktadır.
14. yüzyılda Türkmen akınlarına maruz kalan kentin
savunmasında ileri karakol görevi üstlenen manastırın statüsünde Osmanlı fethinden sonra bir değişiklik olmamıştır. Yavuz
Sultan Selim'in Trabzon’da ki şehzadeliği sırasında iki büyük şamdan buraya hediye ettiği, Fatih Sultan Mehmed, II. Murat,
I. Selim, II. Selim, III. Murad, Đbrahim, IV. Mehmed, II. Süleyman ve III. Ahmed'in de manastırla ilgili birer fermanları
bulunmaktadır. Osmanlı döneminde manastıra sağlanan imtiyazlar, Trabzon ve Gümüşhane bölgesinin Đslamlaşması
sırasında özellikle Maçka ve kuzey Gümüşhane'de Hıristiyan ve gizli Hıristiyan köyleri ile çevrili bir alan yaratmıştır.
18 Nisan 1916’dan 24 Şubat 1918’e kadar süren Rus işgali sırasında Maçka civarındaki diğer manastırlar gibi bağımsız bir
Pontus devleti kurmak isteyen Rum milislerin karargahı olmuş, nüfus mübadelesi ile bölgedeki Hıristiyanların Yunanistan'a
gönderilmesinin ardından önemini yitirerek T.C. Kültür Bakanlığı tarafından yakın
zamanda onarılana dek kaderine terkedilmiştir.
Günümüzde
Sümela Manastırı’nın 88 yıl aradan sonra geçen yıl bir günlüğüne Ortodoks Hıristiyanların ibadetine açılması ziyaretçi sayısına da yansıdı. Artan
tanıtımla birlikte geçtiğimiz yıl Sümela’yı ziyaret eden yerli ve yabancı turist sayısı bir önceki yıla oranla yüzde 73 artarak 395 bin 981′e ulaştı.
Hıristiyan Ortodokslar için en kayda değer mekanlar arasında gösterilen Sümela Manastırı, 88 yıl aradan sonra geçtiğimiz yıl bir günlüğüne ibadete
açıldı. Hıristiyan aleminde ”Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü” olarak kabul edilen ve kutsal sayılan 15 Ağustos’ta Fener Rum Patriği Dimitri
Bartholomeos yönettiği ayine Rusya Federasyonu, Yunanistan, Gürcistan, ABD ve yurt içinden gelen 500 kadar Ortodoks Hıristiyan katıldı.
9
Turkuaz
DÜNYA’DAN
TAC MAHAL
B
abür Đmparatorluğu'nun 6. hükümdarı Şah Cihan
tarafından, o zamanki imparatorluğun başkenti olan
Hindistan'ın Agra şehrinde, Jumna (Yamuna) Nehri'nin
kıyısında yaptırılmıştır. Bir isyanı bastırmak için ordularıyla
Burhanpur'a giden Şah Cihan'a, dokuz aylık hamile olmasına
rağmen her zamanki gibi eşi Mümtaz Mahal (Ercümend
Banu Begüm) de eşlik etmişti. Mümtaz Mahal, 14.
çocuklarını doğururken öldü.(1631) Şah Cihan, eşinin
ölümünden sonra 2 yıl yas tuttu. Artık devlet işlerine ilgisini
kaybeden hükümdar, teselliyi sanat ve mimaride buldu.
Efsaneye göre yapımı
bittikten sonra, türbe
işçilerinin kolları aynı
yapıttan bir tane daha
yapılmaması
için
kesilmiştir. Bugün
Hindistan'ın en fazla
turist çeken bölgesi.
Ancak çevresinde
oluşan
çarpık
yapılaşma, bu tarihi yapıtın geleceğini tehdit ediyor.
Bulunduğu şehrin bir çok noktasından açıkça görülebilen Tac
Mahal, Türk-Đslam Mimarisi'nin en önemli yapıtları arasında
yer almaktadır.
Agra ilinin dışında Yamuna Irmağı'nın kıyısında, 305x580
metre ölçülerinde dikdörtgen avluda yer alan Tac Mahal, dört
cephesinin ortalarında 33 metre yüksekliğindeki taç
kapılarıyla 75 metre yüksekliğindeki anıt kubbeyi çevreliyor.
Đç mekanı örten 30 metre yüksekliğindeki alt kubbeyle üst
kubbe arasında türbe
mekanı kadar ölü hacim
var.
Yapının mimarları; Mimar Sinan'ın talebelerinden Mehmet
Đsa Efendi ve Mehmet Đsmail Efendi ile yapıdaki yazıları
yazan Hattat Serdar Efendi, eserin yapımı için Şah Cihan
tarafından Đstanbul'dan davet edilmişlerdi. 1632'de inşasına
başlanan eser, 20 yıl sonra 1652'de tamamlanmıştır.
KEOPS PĐRAMĐTĐ
K
eops Piramiti (Khufu Piramiti, Büyük Piramit),
günümüzde Mısır’ın başkenti Kahire'nin bir parçası
olan Gize’yi (El Giza) çevreleyen antik “Gize
mezar kenti”nde bulunan üç anıtsal piramitten en
eski ve en büyük olanıdır. MÖ 2551-2560 yılları civarında
yapıldığı sanılan bu anıtsal kompleks, Dünyanın yedi
harikasından biri olup, bu yedi harika içinde günümüze kadar
ulaşan tek eserdir, varlığını günümüze dek hemen hemen tam
olarak sürdürebilmiş olanıdır.
Bu piramidin Mısır firavunu Khufu adına bir anıtsal mezar
olarak inşa edildiğine inanılır ve yapımının yaklaşık yirmi yıl
sürdüğü sanılmaktadır. 20. yüzyıl başlarına dek, yani 3800 yıl
boyunca hacmi ve kütlesi bakımından Dünya’daki en büyük
yapay (insan yapımı) yapı olarak kabul edilmiş ve yükseklik
rekoru 4000 yıl boyunca
kırılamamıştır.
Büyük
Piramidin orijinal halinde dış
kısmı taş levhalarla kaplıydı.
Günümüzde
bu kaplama
tabakası mevcut değildir.
Büyük Piramit ve yapımı ya
da inşa tekniği hakkında
günümüzde
çok
çeşitli
varsayımlar bulunmaktadır.
Đnşa
tekniği
hakkındaki
varsayımlardan birine göre
yapılan spiral bir rampadan
çıkarılan taş bloklar üst üste konuyordu. Rampa çamur
kaplanıyor, sulanıyor ve taş bloklar itilerek kaydırılabiliyordu.
Mümtaz Mahal ve Şah
Cihan'in sandukaları üst
katta, kubbenin altındadır.
Sandukaların bulunduğu
yerdeki kubbede insan
ağzından çıkan her ses 7
kez yankılanacak şekilde
bir akustiğe sahiptir. Şah'ın ve eşinin asıl lahitleri ise, en alt
Tac Mahal'in yüz binlerce akik, sedef ve firuze gömülü
olan duvarlarında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut, 625
pırlanta ve 50 adet çok iri inci vardır. Romantik görünüşü
ile
herkesi
büyüleyen,
Doğulu
Batılı
birçok ünlü yazar
ve şaire ilham
kaynağı olan Tac
Mahal, mehtaplı
gecelerde
bile
aydan daha parlak
görünür.
Taç Mahal, 1983’ten bu yana UNESCO'nun Dünya
Büyük Piramidin içinde üç oda saptanabilmiştir. Bunlardan
yapının en altındaki oda, muhtemelen bitirilmemiş haldeki,
piramidin üzerine inşa edildiği temel kayasının oyulmasıyla
oluşturulmuş odadır. Sonradan “kral odası” ve “kraliçe odası”
adları yakıştırılan odalar ise piramidal yapının üst kısmında yer
alırlar.
Kraliçe Odası kuzey ve
güney
yüzeylerin
ortasında kalır ve sivri
bir çatı tepesine sahiptir.
Odanın doğu ucunda
muhtemelen Khufu’nun
bir
heykelinin
bulunduğu bir niş
bulunmaktadır. Fakat
burada vaktiyle bir
heykel bulunduğuna dair
h i ç b i r
i z
bulunmamaktadır.
Orijinal derinliği (3'5")
hazine
avcıları
tar a fı nd a n yap ıl an
kazma çalışmalarıyla
bozulmuş ve derinliği arttırılmıştır. Kraliçe Odası’nın kuzey ve
güney duvarlarında havalandırma kanalları denilen iki kanal
bulunur. Kraliçe Odası’ndaki havalandırma kanalları 1992’de
Upuaut 2 adını verdiği paletli bir robot kullanan Alman
mühendis Rudolf Gantenbrink tarafından keşfedilmiştir.
Gantenbrink kanallardan birinin iki aşınmış bakır kulplu,
kireçtaşından yapılma yapılma kapılarla sonlandığını keşfetti.
Fakat basın yoluyla yayımladığı bir haber yüzünden Zahi
Hawass, Gantenbrink’in çalışmalarını Mısır’da sürdürmesini
yasakladı. Birkaç yıl sonra National Geographic Society ürettiği
Gantenbrink’ine benzer bir robot sayesinde sözkonusu
kapılardan güney kapısında
küçük bir delik açtı, fakat
yalnızca arkasında daha
büyük
bir
kapının
bulunduğunu saptayabildi.
Kıvrımlı olması nedeniyle
ilerlenmesi ve çalışma
yapılması daha güç olan diğer
kanal (kuzey kanalı) da bir
kapıyla sonlanmaktadır.
Kral
Odası
üzerinde
Havalandırma Kanalı denilen
bir kanal girişi yer alan düz
bir
tavana
sahiptir.
Havalandırma kanalı girişine
Piramitteki bu tür kanalların yapılış amacı
bilinmemektedir, görünüşe göre yıldızlara yönelik
olarak yapılmış, yıldızlara göre hizalanmışlardır.
Kral Odası tümüyle granitten yontulmuştur. Taş
blokları öyle ustaca, düzgün kesilmiştir ki aralarına
ince bir kâğıt bile sokmak mümkün değildir. Toplam
400 ton gelen 9 büyük yassı taştan Tavanı üzerinde 5
odacık (Đng. Relieving Chambers) bulunur. Đlk dört
odacık Kral Odası gibi düz tavana sahiptir,
sonuncusunun ise sivrileşen bir tavanı bulunur.
Büyük piramit aslında, iki tapınaktan, bu iki tapınağı
birbirlerine bağlayan bir yoldan, piramit
çevresindeki mastaba adı verilen çeşitli küçük
mezarlardan ve piramitlerden oluşan bir yapılar
kompleksinin bir parçasıdır.
Mısır’ın Eski Đmparatorluk döneminden kaldığı
sanılan bu taş eser, doğa koşullarının yıpratıcı
etkilerine binlerce yıl karşı koyabilmiş olup,
gizemleri bir bir ortaya çıkarılmakla birlikte, henüz
10
Turkuaz
Boksör Rakibini Ringde Öldürdü…
Basketbol Kız Takımımızdan Galibiyet...
Đnsanın şampiyonluğu kıl payı kaçırdığı bir dönemden sonra, karşısında ikinciliğe
düştüğü son rakibi ile hazırlık maçında karşılaşması nasıl sonuçlanır sizce?
Güner Akın Lisesi olarak 20.12.2011 günü Dilnihat Özyeğin Lisesi ile hazırlık maçına
gittik. Hazırlık maçı dememe bakmayın içten kıyasıya bir rekabet yaşandı. Maçta
koçluğumuzu ve hakemliği 12TM/A sınıfı öğrencilerimizden Oğuz Kara yaptı.
Kadroda : Nurdan Çakır (guard), Asya Akbaş (forvet), Hayriye Çakmak (pivot),
Songül Şahin (guard), Kübra Çolak (guard), Güler Demir (forvet), Gizem Onur (guard)
7 kişi ile gittiğimiz maçta 70 sayı atarak iyi bir sonuç çıkarmamız bizi mutlu etti.
Rakip takımı performansından dolayı tebrik ediyor ayrıca bizi destekleyen okulumuza
teşekkür ediyoruz.
Badmintoncularımız
Olimpiyata Koşuyor…
Özge Bayrak’ın ardından olimpiyat
yarışı içine girdi. Neslihan Yiğit, aldığı 2
bin 500 puanla dünya sıralamasında 80.
Surinam’da 24-27 Kasım tarihleri sıraya yükselirken, Özge Bayrak, 2 bin
arasında düzenlenen 5 bin dolar ödüllü 130 puanla 62. sıradaki yerini korudu.
(International Series ) Olimpiyat Eleme Özge-Neslihan çifti ise kazandığı
Puan Turnuvası'nda badmintoncularımız şampiyonluğun ardından dünya
başarılı sonuçlarıyla göz doldurdu. sıralamasında 13 sıra birden yükselerek
Turnuvada finali 2 Türk sporcu
59.
sıraya
yükseldi.
oynarken, Özge Bayrak’ı mağlup eden
Türkiye Badminton Federasyonu
Neslihan Yiğit, mutlu sona ulaştı.
Başkanı Murat Özmekik, bayanlarda 2
Sporcularımız birlikte mücadele ettiği
sporcularının olimpiyat yarışı içinde
çiftler kategorisinde ise şampiyonluğu
olmasının mutluluğunu yaşadıklarını
kimselere bırakmadı. Özge-Neslihan
söyledi. Özmekik, kota sistemi nedeniyle
çifti, finalde Brezilyalı ve Slovakyalı
sadece 1 bayan sporcunun Londra vizesi
rakiplerini mağlup ederek altın
alabileceğini hatırlatarak, Özge
madalyanın sahibi oldu.
Bayrak’ın şu anda kota içinde yer
aldığını söyledi.
Mayıs ayına kadar kota müsabakalarının
devam edeceğini vurgulayan Özmekik,
''2012 Londra Olimpiyat Oyunları’na
katılabilmek için puan veren turnuvalara
katılmaya çalışıyoruz. Hedefimiz
olimpiyatlara birer bayan ve erkek
sporcuyla katılabilmek. Bayanlarda şu an
Özge Bayrak ve Neslihan Yiğit'in yanı
sıra erkeklerde Murat Şen'in de
Surinam’da elde edilen başarılı matematiksel olarak şansı devam ediyor”
sonuçların ardından Neslihan Yiğit de
dedi.
kazanılıyor. Ciddi buzkaşi oyuncuları yıllarca yoğun şekilde eğitim alıyor ve ustaların
çoğu 40 yaşının üzerinde.
Rusya’nın Yekaterinbug kentinde Rus boksör
Roman Simakov rakibi Sergev Kovaley’in
yumruklarına dayanamayarak yaşamını yitirdi.
Rusya’nın Yekaterinburg kentinde düzenlenen
boks turnuvasında boksör Simakov (27), ABD
de yaşayan Rus kökenli Kovalyov’un (28)
vurduğu sert yumruklar sonucunda hayatını
kaybetti.
Kovalyon, talihsiz sporcunun ailesinden özür
dileyerek başsağlığı mesajında bulundu.
Triatlon heyecanı sona erdi…
Türkiye Triatlon Federasyonu'nun ev
sahipliğinde Antalya'da düzenlenen ITU
Triatlon Avrupa Kupası'nın ilk etabı, ödül
töreniyle sona erdi.
Konya altı 16 No. Plaj önünde yapılan
organizasyonda sporculara madalyaları,
Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus
Akgül, TSYD Genel Başkanı Esat Yılmaer,
Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin
Müftüoğlu, Triatlon Federasyonu Başkanı
Hamdi Güneş ile Onursal Başkan Halil
Kılıçoğlu ve yetkililer tarafından verildi.
haklı gururu milletimize armağan ediyoruz"
dedi.
Kick Boks'ta dünya şampiyonu olduk.
Kick Boks Milli Takımı'ndan Hüseyin Dündar
ve Hamza Kendircioğlu, Đrlanda'nın başkenti
Dublin'de düzenlenen Dünya Kick Boks
Şampiyonası'nda dünya şampiyonu oldu.
Full Contact ve Semi Contact branşlarında
bugün ringe çıkan milli sporculardan Hüseyin
Dündar Kazak rakibi Alemzihan
Kudaibergenov'u, Hamza Kendircioğlu da
Ukraynalı rakibi Ivan Tkachenko'yu yenerek
dünya şampiyonu oldu.
Al Eşini Sırtına Doğru Finişe.
Geleneksel hale gelen eş taşıma şampiyonasını
Finliler düzenliyor. Şampiyon olabilmek için
diğer birbirini taşıyan çiftlerden önce bitiş
çizgisini geçmek gerekiyor. Finlandiya'da
yapılan şampiyonada hiçbir kural yok. Evli
olmanıza bile gerek yok. Karşı cinsten birisini
taşımanız yeterli.
Buzkaşi’yi Denemeye Ne Der Siniz?
Kick Boks Federasyonu Başkanı Salim Kayıcı,
sporcuların ellerinden geleni yaptığını ve en iyi
şekilde mücadele ettiğini belirterek, "Hepsinin
alınlarından öpüyorum. Bu güzel başarıyı ve
Halterde bir efsane hayatını kaybetti
Satranç Olimpiyatları Đstanbul da!
2012'de Avrupa Spor Başkenti unvanını taşıyacak olan 2020 Olimpiyat
Oyunları adayı Đstanbul, yıl içinde Dünya Satranç Federasyonu (FIDE)
tarafından 2012 yılında düzenlenecek 40.
Dünya Satranç Olimpiyatları'nın ev
sahipliğini yapacak.
Eğer bir polo ustasıysanız ve ölü hayvanlarla
oynamak sizin için sorun değilse, buzkaşi sizin
yarışmanız olabilir. Afganistan ve Kırgızistan'ın
popüler sporu olan buzkaşi en tuhaf
aktivitelerden biri. Atların üzerinde oyuncuların
olması ve bunların bir objeyi hedefe doğru
götürmeye çalışmaları açısından poloya
benziyor ve oyun çok zorlu bir hal alabiliyor.
Poloyla arasında önemli bir fark var: Bu oyun
sopa ve top kullanmak yerine, kafası kesik
buzağı ya da keçiyi hedefe ulaştırarak
S
atranç sporunun kalbi 2012 Avrupa Spor
Başkenti Đstanbul’da atacak. Dünya Satranç
Federasyonu (FIDE) tarafından 2012 yılında
düzenlenecek 40. Dünya Satranç Olimpiyatları
Đstanbul’un ev sahipliğinde gerçekleştirilecek.
2008 yılında Almanya’nın Dresden şehrinde
gerçekleştirilen 79. Genel Kurul’da yapılan,
Đstanbul ile birlikte Karadağ’ın aday gösterildiği
oylama sonucunda 2012 yılında düzenlenecek 40. Dünya Satranç Olimpiyatları’nın
ev sahibi şehri olarak Đstanbul seçildi.
Satranç alanında dünyanın en büyük organizasyonu olan olimpiyata 200
ülkeden 2.500’ü aşkın sporcunun katılması bekleniyor. Konuyla ilgili açıklamalarda
bulunan Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Ali Nihat Yazıcı; Đstanbul’un 2000
yılında düzenlenen 34. Dünya Satranç Olimpiyatları’nın da ev sahipliği yaptığını,
2008 yılında Dresden şehrinde gerçekleştirilen Genel Kurul’da yapılan oylamada da
büyük oy farkıyla 40. Dünya Olimpiyatları için ev sahibi seçildiğini belirtti.
H
alterde 80 kez dünya rekoru kıran,
dünya ve olimpiyat şampiyonu
efsanevi Rus sporcu Vasily
Alekseyev, 69 yaşında hayatını
kaybetti.
Haberde, ''O Sovyet sporunun bir efsanesiydi.
Toplamda 645 kilo kaldırarak kırdığı dünya
rekoru, ağırlık kaldırmadaki 3. dal kaldırıldığı
için hiçbir zaman kırılamayacak'' denildi. Daha
Rusya Halter Federasyonu'nun internet önce halterde koparma ve silkmenin dışında
sitesindeki haberde, Alekseyev'in uzun süren ''pres'' dalı da bulunuyordu. ''Pres'', 1972'de
hastalığının ardından hayatını kaybettiği Olimpiyat Oyunları'ndan çıkarıldı.
belirtildi.
11
Turkuaz
2012 Altın Yılımız Olacak!
T
ürkiye Tekvando Federasyonu Başkanı Metin
Şahin, ülkemizi dünya, olimpiyatlar ve Avrupa
şampiyonalarında
en
iyi
temsil
eden
tekvandonun Türk sporunun gururu olduğunu
belirtti.
Şahin, şunları kaydetti:
"Federasyon olarak başarımızı bu yılda artırarak sürdürdük.
Bunun göstergesi madalyadır. Madalyada Güney Kore'de
düzenlenen Dünya Tekvando Şampiyonası'nda 31 yıllık
kuruluş tarihi olan Türkiye Tekvando Federasyonu en fazla
madalyayı bu şampiyonada elde etti ve en fazla Türkiye
konuşuldu. Şampiyonada tarihin en fazla madalyasını
alarak takım halinde ilk dörde girdik. Bu da çok önemli
ama ondan daha önemli bir şey daha vardı. Çünkü 160'a
yakın ülke orada mücadele etti ve bu ülkeler arasından 1
altın, 1 gümüş, 4 bronz olmak üzere 6 madalyayla Türkiye,
takım sıralamasında ilk 4'ü elde etti. Büyük başarı kazandı.
Bir sporcumuz ise 68 kiloda Servet Taze gül, şampiyonanın
MVP' si (En değerli sporcu) seçilerek büyük bir gurur
yaşattı ve Dünya Tekvando Federasyonu tarafından
ödüllendirildi. Aynı zamanda olimpiyatlara gitmeye hak
kazandı. O da ülkemizin yetiştirdiği bir değer olarak gurur
abidesi oldu."
Tekvandonun
2012'nin
parlayan yıldızı olacağını, bu konuda
çalışmalarını
sürdürdüklerini
açıklayan Şahin, önümüzdeki en
büyük hedeflerinin 2012 Londra
Olimpiyatları
olduğunu
ve
sporcularıyla,
hakemleriyle,
antrenörüyle çalışmalarına devam
ettiklerini söyledi.
BAŞARILAR ARTIYOR…
D
ünyanın sayılı derbilerinden olan Barselona
ve Real Madrid takımları La Liga’ nın15.
haftasında karşı karşıya geldiler.
Karada Yelken Yapmak?
Alışılmadık bir su sporu daha:
B lo kar t. Aslında yelken
açıyorsunuz ama tek farkla,
bunu karada gerçekleştiriyor
olmanız. Kaliforniyalı adrenalin
sporları tutkunu Adrian Smith,
Farklı Heyecan Arayanlara
M
esela, neden
durgun bir
denizde
şnorkelle
yüzmek yerine maskenizi
ve paletlerinizi kapıp
bataklığa atlamayasınız?
"2012'NĐN PARLAYAN YILDIZI
OLACAĞIZ".
Şahin, yaptığı açıklamada, federasyon olarak bu yıl
yaptıkları çalışmaları ve başarılarını değerlendirerek,
tekvando tarihinde ilkleri yaşayıp, yaşattıklarını, federasyon
olarak bu yıl ulusal ve uluslararası anlamda birçok
müsabakada büyük başarılar göstererek, başarılarını egale
ettiklerini bildirdi.
Tekvandoda 2011 yılı içinde başarılı bir
trend gösterdiklerini ve hedeflerinin
2012 Londra Olimpiyatları'nda altın
madalya kazanmak olduğunu belirten
veren Şahin, "Şu anda Đspanya, Mısır başta olmak üzere
hala kamp teklifleri devam ediyor. Türk Milli Takımı'nın
altındaki tılsımı öğrenmek için
değişik şekilde gelmek isteyen
ülkeler var.”dedi.
"Çünkü bu başarımızdan dolayı dünyadaki diğer ülkeler,
Türk Milli Takımı'nın başarısının altında yatan bu esrar
perdesini aralamaya çalışmak için dünyanın her tarafından,
milli takımlardan kamp teklifleri alıyoruz" ifadelerine yer
Boğ snorkeling (bataklıkta yüzme) yarışmacıları, bataklık
kömürünün içindeki oyukta, kötü kokulu ve kurumlu
çamurlu suda yüzmenin zevkine varıyor.
Oyukta ileri ve geri en hızlı yüzen şnorkelli yarışmacı
altın madalyayı kapıyor.
Peynirin Peşinden Koşarak Spor Yapmak Mı?
P
eki insanlar peynir peşinde koşmayı tenis kadar
ciddiye alıyor mu? Kaşar ile Đzmir tulumunu ayırt
etmekte zorlanmıyor olabilirsiniz ama peynir peşinde
koşarken bu bilginizin pek faydası olmayacak.
eşitledi.
Barselona‘nın 3-1‘lik kazandığı
bu maçtaki goller Barselona adına
30. dakikada Alexis Sanchez, 52.
dakikada Marcelo kendi kalesine
atarken, 66. dakikada Cesc
Fabregas
takımının
üçüncü
golünü attı.
Real Madrid adına ise golü daha maçın birinci dakikasında
Karim Benzema atarak rekor bir gol kaydetti.
Sadece Đspanya da değil tüm dünyada da büyük bir ilgi ile
izlenen Real Madrid- Barselona derbisinde heyecan yine
doruktaydı. El Claciso olarak tabir edilen bu büyük derbi
öncesinde Barselona puan tablosunda Real Madrid’in 3 puan
ardından geliyordu. Santiago Barnebeu stadında oynanan bu
maçta Barselona ezeli rakibi Real Madrid’i deplasman da 3-1
yenerek bir maç eksikli Real Madrid ile arasındaki puanı
Dünya Şampiyonası Đçin Geri Sayım Başladı
Herkes Maçın daha ilk
dakikasında
1-0
öne
geçen Real Madrid için
farklı bir sonuç alacağını
düşünürken
maçın
disiplininden
hiç
kopmayan Barselona 30.
Dakikada
beraberliği
yakaladı
ve
daha
sonrasında ezici oyunu ile rakibini deplasmanda 3-1 mağlup
etti. Real Madrid bu sonuç ile Santiago Barnebeu stadını
hınca hınç dolduran taraftarlarını hüsrana uğrattı.
Ağır bir peynir tekeri dik bir yamaçtan aşağı yuvarlanıyor
ve onlarca yarışmacı birbirlerine dirsek atarak tekerin
peşinden koşuyor. Öyle bir itiş kakış oluyor ki birçok kişi
yaralanıyor, kaburgaları kırılanlar oluyor. Peynir tekerini
yakalayan kişi şampiyon olup 15 dakikalık şöhreti
yakalıyor. Tabi ki peynir tekeri de onun.
şampiyona hakkında bilgi veren Ahmet Ağaoğlu, bu
büyük organizasyonu Avustralya'da 92 delegenin 76
oyuyla aldıklarını belirterek, şunları söyledi:
“ Bu hafif yarış arabaları rüzgâr ile çalışıyor ve hızları
saatte 90 kilometreye kadar çıkabiliyor.
2012 yılında ülkemizde düzenlenecek Dünya Amatör Golf "Bu rakam şunu ifade
Şampiyonası için Türkiye Golf Federasyonu Başkanı Ahmet ediyor. Türkiye kendini
ifade edebilir bir anlatımla
Ağaoğlu Antalya Belek'te bir basın toplantısı düzenledi.
sunum yapıyor ise tesisleri
en yüksek düzeyde ise sizin
Dünyanın en önemli golf ala ma ya ca ğ ı nı z hi çb ir
organizasyonlarından birisi organizasyon yok demektir.
olan Dünya Amatör Golf Yeter ki ne istediğinizi
Şampiyonası'nın 2012'de anlatın. Bu organizasyon
Türkiye'de düzenlenecek aynı zamanda dünya golf
olması, gözleri Antalya ve tarihine, 'tarihi olmayan ama aldığı organizasyonla
şirin beldesi Belek'e tarihe geçen bir ülke' olarak anılacaktır. 92 - 76'lık sayı
çevirdi.
ile Đtalya ve Avusturya gibi golf de önde gelen ülkeleri
Şampiyonanın anlaşmasını geride bırakmışız. Bu büyük bir şey ifade ediyor.
yapan Golf Federasyonu Antalya ve Belek, federasyonumuzla birlikte bu sporda
milat olarak tarihteki yerini alacaktır. Türkiye'deki
Başkanı Ahmet Ağaoğlu dünyanın gözünü Antalya'ya
golfun golf dünyası tarafından çok iyi algılandığının bir
çevireceğini ve bu şampiyona sayesinde en üst düzey
organizasyonlarının Türkiye'de yapılabilir imajını göstergesi de bu şampiyona olacaktır."
vereceklerini söyledi. 70 erkek 50 kadın sporcunun katılacağı
“B l o k ar t ya r ı ş ı nd a üç
tekerlekli ve yelkenli bir yarış
arabasına bağlanmaya hazır
olsun diyor.”
Gülme yogasının Spor Versiyonu…
D
aha hafif bir şeyler tercih ediyorsanız spor, ter ve
gülmeyi birleştiren gülme yogasını denemenizi
öneririm.
12
Turkuaz
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
1
1
2
2
3
3
4
4
5
6
5
7
6
8
7
9
8
10
9
SOLDAN SAĞA
10
YUKARDAN AŞAĞIYA
1-) Kadın Oyuncu
2-) argoda kadın-üzerine bir cismin gölgesi yansıtılan saydam olmayan yüzey
3-) Karadeniz Bölgesinde yer alan bir ilimiz-Zihin
4-) Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası
5-) başkan ser-irade zayıflığı
6-) Vilayet-cet
7-) Đnternet sitelerinde ziyaretçi sayısını belirlemek için yapılan sayfa
8- ) Ses yitimi-bir meyve
9-) Yapı-bir hayvanın yemek için bir diğerini yakalaması-yeterli olmayan
10-) Yemek -çaput
SOLDAN SAĞA
1-) Erkek oyuncu-Türk müziğinde bir makam
2-) Bir yağış biçimi-bir şeyi duyurmak için asılan çoğu resimli duvar ilanı
3-) Gelenek
4-) Olacak yada gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme-Bir siyasi parti
5-) tersi belirti, nişan, alamet, emare-iç kısmı
6-) Kişisel veya toplu oyunlar biçiminde yapılan, genellikle yarışmaya yol açan, bazı kurallara göre
uygulanan beden hareketlerinin tümü-tok karşıtı
7-) Cılız zayıf güçsüz-Đleri sürülen savunulan düşünce
8- ) Utanma-Bir haber ajansı
9-) Güvey-yok karşıtı
10-) Derideki leke veya kabartı-söz gelişi
1.maket bıçağı/bir nota
2.mesafe/baş.
3. Dayanıklı, kolay bozulmaz.
4.bir seslenme sözü/insana ait bir
duygu.
5.isim/dahi/dünya’nın uydusu.
6.bir erkek ismi./bir deri hastalığı.
7.ırak’ın resmi haber ajansı/ mısır
mitolojisinde güneş tanrı.
8.ebcet hesabında 30 sayısı/bağış
yapma/bağışlama.
9. ince karşıtı.
10.Siirt yöresine ait kıyma ve
bulgurla yapılan bir
yemek/Đsraillilerin dinlenme
günü.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1.Pragmatizm.
2.bal yapan böcek/ineğin erkek
yavrusu.
3.parlak mobilya cilası/samandan
ayrılmamış arpa buğday yığınları.
4.eski dilde bayram/
5.anlama melekesi/ulular
6.aç gözlü/
7.zeki ve yaramaz
çocuk/cömert,dost
8…….dişi/hayvanlara vurulan
damga.
9.eski dilde su/kaba kumaş.
10.resimdeki Türk edebiyatı yazarı.
Boş karelere 1'den 25'e kadar rakamları öyle yazın ki; yan yana, alt alta ve
köşeden köşeye toplamları hep 65 olsun.
Bir masanın etrafında 15 çocuk ve masanın üstünde bir tabak
içinde de 15 tane yumurta var. Her çocuk birer yumurta aldı. Tabakta
daha bir yumurta kaldı, bu mümkün mü?
13
Turkuaz
Soldan Sağa
2. Türk edebiyatının en güçlü natüralist yazarlarındandır. Sokağı edebiyatımıza
getirmiş olan bu sanatçımız Ahmet Mithat geleneğini takip ederek yüzlerce eser
vermiş ve halkı eğitmeye çalışmıştır. "Şıpsevdi" önemli romanlarından
biridir.5. Fecr-i Ati topluluğu içinde yer alan sanatçılardan biri de...............
Sahir'dir.6. "Gulyabani, Tesadüf, Nimetşinas" gibi eserler Hüseyin
Rahmi'nin...........türünde eserleridir.9. Eski şiiri günümüzde de yaşatmış bir şair
olan bu sanatçımızın şiirlerinde sonsuzluğa ulaşma duygusu, ölüm kaygısı, aşk ve
lirizm başlıca temalar olarak görülür. Divan şiirini çağdaş bir yorumla veren
şiirleri de vardır. "Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgarıyla" adlı şiir kitapları
ile tanınmaktadır.14. Fecr-i Aticiler ........... nazım şeklini geliştirerek kullanmaya
devam etmişlerdir. Ahmet Haşim edebiyatımızda bu nazım şeklini başarıyla
kullanan şairlerimizdendir.15. Fecr-i Ati topluluğunda şiirler........... ölçüsü ile
yazılmıştır.16. Yahya Kemal şiirlerinde bu şehrimizin doğal güzelliklerini
yansıtmıştır. Bu şehre büyük bir hayranlık duymuştur.19. "Piyale, Hakkın Sesleri,
Türk Sazı,Kendi Gökkubbemiz" adlı eserlerin türü.20. Edebiyatımızda Ahmet
Rasim denilince............. türü akla gelmektedir.21. Yahya Kemal'in mensur
eserlerinden birinin adı.22. Mehmet Emin Yurdakul edebiyatımızda "..............."
olarak anılmaktadır.24. Ahmet Haşim'in fıkralarını topladığı eserinin adı.25. Aruz
ölçüsünü ustaca kullanan bu şairimiz, nazmı nesre yaklaştırmada ustadır. Sosyal
konulara eğilen bu sanatçımızın "Süleymaniye Kürsüsünde, Fatih Kürsüsünde"
adlı şiirleri ünlüdür.
Yukarıdan Aşağıya
Geçen Sayının Cevapları:
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
1
Y
A
M
A
N
A
K
Ş
A
M
2
A
S
A
L
T
A
D
Đ
3
R
Đ
S
A
L
E
K
A
R
4
E
M
A
Y
E
E
Ş
Y
A
5
N
Đ
L
A
Z
A
M
A
K
R
O
G
A
R
T
O
S
Đ
C
A
Z
A
T
6
L
7
D
8
E
9
P
10
O
E
Đ
K
P
V
A
S
E
T
Đ
R
E
Đ
N
A
H
Ç
1. Đstiklal Marşı'mızın yazarı olan M.Akif Ersoy şiirlerini .........adlı kitapta
toplamıştır.3. Fecr-i Ati topluluğu üslup ve sanat anlayışında ...............
topluluğunun silik birer kopyası olmaktan kurtulamamıştır.4. Ahmet
Haşim.....ölçüsünü hiç kullanmamıştır. Hatta bu ölçüyü "Köylü Vezni" olarak
nitelemiştir.7. Fecr-i Aticiler daha çok ................. konuları işlemişlerdir.8. Fecr-i
Aticiler..........edebiyatını örnek almışlardır.10. Gözlemci bir yazar olan bu
sanatçımız hiçbir edebi topluluğa katılmamıştır. Sanatçımızın "Falaka, Şehir
Mektupları, Gülüp Ağladıklarım" gibi önemli eserleri vardır.11. Fecr-i Ati
topluluğunda bu sanatçımızın dışında sanat değeri taşıyan şiir yazan olmamıştır.
Bu sanatçımız daha sonra sanatını bağımsız olarak devam ettirmiştir. Şiirlerini
"Göl Saatlerinde toplamıştır. "Gurabahane-i Laklakan, Bize Göre" adlı eserlerinde
ise gazete yazılarını toplamıştır.12. Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın eserlerinden
birinin adı.13. Ahmet Haşim'in "Frankfurt Seyahatnamesi" adlı
eseri............türünün güzel örneklerinden biridir.17. Fecr-i Aticiler, özellikle de
Ahmet Haşim parnasizme tepki olarak doğan .................akımından
etkilenmişlerdir.18. Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın romanlarından birinin
adı.19. Fecr-i Aticiler "Sanat .......... ve muhteremdir" anlayışıyla hareket
etmişlerdir.23. Fecr-i Ati topluluğu edebiyat anlayışlarını önceden belirleyerek ve
1
6
5
2
7
3
9
4
8
8
3
4
9
6
5
1
2
7
9
2
7
4
8
1
3
6
5
7
1
3
6
2
9
5
8
4
4
5
8
3
1
7
6
9
2
P
2
9
6
5
4
8
7
1
3
Đ
6
7
9
8
5
2
4
3
1
5
4
2
1
3
6
8
7
9
3
8
1
7
9
4
2
5
6
H
7
4
9
8
6
5
2
1
3
3
8
1
9
2
4
7
5
8
6
5
2
7
1
3
4
8
9
5
2
6
1
4
7
3
9
8
1
9
8
2
3
6
5
4
7
4
3
7
5
9
8
6
2
1
8
7
4
6
5
1
9
3
2
9
1
3
4
7
2
8
6
5
2
6
5
3
8
9
1
7
4
14
Turkuaz
Depremzedelere psikososyal
destek
D
epremzedelerin sosyal ve
p siko so syal yö nd en
desteklenmesi gerektiğini
kaydeden
Tedavi
Hizmetleri Genel Müdürü Şencan,
''Bununla ilgili olarak Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığıyla birlikte
yürüttüğümüz projemiz var. Projenin
teorisi tamamlanarak pilot çalışması
yapıldı'' diye konuştu.
Projenin Van ve Erciş'teki bütün
çadır kentlerde başlatılacağını ifade
eden Şencan, ''Bu büyük bir proje.
Projenin sahadaki çalışma sürecine
sadece Sağlık Bakanlığınd an
psikologlar, sosyal hizmet uzmanları
ve diğer personel olmak üzere en
azı nd a n 1 0 0 ki şi ka t ılac a k.
Girilmedik çadır bırakılmayacak. Biz
projenin bir ayağıyız. Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığının konuyla ilgili
başka parametreleri de var.'' dedi.
Kulak çınlamasını ciddiye
alın!
yani tinnitus, dışarıdan
Ç ınlama,
sesli bir uyaran olmadığı halde
bir ses varmış gibi kulakta ya da
kafa içinde ses algılanması olarak
tanımlanıyor. Yüz kişiden 15’inde
görülen sorun, yaş ilerledikçe artıyor
ve 50 ile 80 yaş aralığında oran
yüzde 40’lara kadar yükseliyor.
Kulak çınlamasının bir hastalık
değil, pek çok hastalıkta oluşabilen
bir şikâyet olduğunu belirten KBB
ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Op.
Dr. Mert Bilgili, çınlamanın sürekli
veya aralıklı olabileceğini, ton ve
şiddet açısından da değişkenlik
gösterdiğini belirtiyor. Çınlamanın
bazen uğultu, bazen ıslık gibi
duyulduğun ve çok hafif olabildiği
gib i ço k r ahatsız ed ici d e
olabileceğini söyleyen Bilgili, kulak
çınlamasının nedenleri hakkında
şunları söylüyor:
“Kulak kiri, kulak kanalında yabancı
cisim, tümörler, dış kulak yolunun
tıkanması, orta kulak iltihapları,
alerji, geniz eti büyümesi, yaşlılığa
bağlı işitme kayıpları,
ani yüksek sese maruz kalma, uzun
süre gürültülü ortamda çalışma gibi
etkenler kulak çınlamalarına yol
açabilmektedir. Bunlardan başka
kafa travması, menenjit gibi
nörolojik hastalıklar ve
depresyon gibi bazı psikolojik
Đnternet bağımlıları için poliklinik
Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları E.A. Hastanesi (BRSHH) bünyesinde açılan
Đnternet Bağımlılığı Polikliniği’nde, internet bağımlısı kullanıcılar tedavi görüyor.
S
on yıllarda herkesin hayatını
kolaylaştıran bilgisayar ve internet,
kimi zaman hiç beklenmedik
tehlikeli sonuçlara neden oluyor.
Bilgiye ulaşmanın en kolay yolu olarak
nitelendirilen internetin aşırı kullanımı;
kullanıcıların aile ilişkilerinde ve sosyal
ilişkilerde bozulma, öğrencilerde derslere
katılımının azalması, okuldan uzaklaşma,
işyerlerinde iş veriminin düşmesi, işten
ayrılma, yeme – içme gibi günlük yaşam
aktivitelerin ihmal edilmesi, obezite,
yorgunluk, yaygın beden ağrıları gibi yıkıcı
sonuçlara yol açıyor.
Sorunlu internet kullanımı psikiyatrinin en
yeni ilgi alanlarından biri haline gelirken,
ülkemizde genç nüfusun yüksekliği ve internet
kafelerin kontrolsüzce yaygınlaşmış olması,
henüz yeni tanımlanmakta olan hastalık için
oldukça uygun bir zemin oluşturuyor.
Futbolcuların beyni hasar görüyor
N
ew York’taki Albert Einstein Tıp
Fakültesi’nde yürütülen bir araştırma, her
hafta oynanan maçlarda en az 20 kez ve yılda
yaklaşık
bin
kez
kafa
vuruşu
yapan futbolcuların tehlike altında olduğunu
ortaya çıkardı. Araştırma sırasında sinir ve beyin
dokularının incelenmesine olanak tanıyan
difüzyon tensör görüntüleme (DTG) yöntemi
kullanılarak çocukluğundan beri düzenli
aralıklarla futbol oynayan 32 amatör oyuncunun
beyin hücresi (akson) saptandı.
Bilim adamları, aksonların çevresinde su
moleküllerinin ne kadar kolay hareket ettiğini
ölçerek fraksiyonel anizotropi düzeyini de
belirlendi. Daha önce yapılan araştırmalar,
travmatik beyin hasarı geçiren hastalarda düşük
fraksiyonel anizotropi düzeyinin beyin
sorunlarıyla bağlantılı olduğunu göstermişti.
Her bir kafa vuruşunun yumruk etkisi
yaptığına
dikkat
çeken
bilim
adamları, oyuncuların beyninde beyin
sarsıntısı geçiren hastalarda görülen türden
hasara rastlandığını kaydetti. Hasarın, bellek,
dikkat, planlama yeteneği ve hatta görme ile
ilgili sorunlara yol açan beyin değişikliklerine
yol
açtığı
da
belirlendi.
Profesyonel futbol maçları sırasında topun
saatteki hızının 110 kilometreye kadar
çıkabildiğini belirten araştırmacılar, topa
birkaç kez kafayla vurmanın beyindeki sinir
dokularını zedelemeyeceğini, ancak sürekli
kafa vuruşu yapmanın beyin hücrelerinin
dejenerasyonuna yol açabilecek bir tepki
zincirini başlatabileceği uyarısında bulundu.
"Radiological Society of North America"
adlı bilim dergisinin Aralık ayı sayısında
yayımlanacak olan araştırma, kafa vuruşunun
beynin özellikle beş bölgesinde hasara neden
olduğunu gösterdi. Bilim adamları,
Đngiliz futbolcu Jeff Astle’nin ölümüne de
kafa vuruşlarının neden olduğu beyin
hasarının yol açtığına inanıyor. 2002 yılında
59 yaşında yaşamını yitiren Astle,
yıllarca West Bromwich Albion’da futbol
oynadıktan sonra dejeneratif bir beyin
hastalığı sonucu yaşamını yitirmişti.
Uykusunda da mesaj yazanlar var!
A
M
elbourne Uyku Bozuklukları
Merkezi’nde çalışan uyku uzmanı Dr.
David Cunnington, “Đnsanlar gündüz o kadar
çok mesaj yazıyor ki, uykuyla uyanıklığı
ayıramayıp uyurken de mesaj göndermeye
başlıyorlar” dedi. Đyi bir uyku için
cep telefonunu yatak odasına sokmamanın şart
o l d u ğ u n u
b e l i r t e n
D r .
Cunnington,
telefonunu
elinden
b ı r a k a m a y a n l a r a
“ g e c e
beyinlerinin dinlenmesine izin vermeleri”
BEBEKLER NEDEN
BAL YĐYEMEZ?
rılar bal yapmak için nektar toplarlarken
botulizm bakteri sporlarını da beraber
alıp farkında olmadan bal yapımında
kullanabilirler. Yetişkinlerde bu balın yenmesi
sorun yaratmaz. Gerek vücudun savunma
sistemi gerekse midenin asitli ortamı, bu
bakterinin zarar vermesine müsaade etmezler.
Bebeklerde ise hem savunma sistemi yeterli
gelişmemiştir, hem de mide hala
ancak anne sütünü hazmedebilecek
durumdadır. Bu bakteri bebeklerde botulizm
adı verilen tehlikeli bir zehirlenmeye neden
olabilir. Zehirlenen bebek nefes alma ve
yutkunma zorluğu çekebilir, kol, bacaklar ve
boyunda güçsüzlük ortaya çıkabilir, durum
çok ciddi sonuçlara yol açabilir. Bir yaşını
geçmiş çocuklara balın bir zararı olmazken,
bu nedenlerle doktorlar tarafından 12 aylıktan
daha küçük bebeklere bal yedirilmemesi
Hastalığın tedavisi için ülkemizde yaygınlaşan
kliniklere bir yenisi daha eklendi.
Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı
ve Sinir Hastalıkları E.A. Hastanesi (BRSHH)
Kafein migren ağrısına iyi geliyor
P
amukkale Üniversitesi (PAÜ) Tıp Fakültesi
Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd.
Doç. Dr. Çağdaş Erdoğan, migren olarak
adlandırılan "günlük tekrar eden baş ağrılarının"
genellikle hastalar tarafından ihmal edildiğini
söyledi. Migrenin dikkat edilmesi gereken bir
hastalık olduğunu belirten Erdoğan, hastalığın
tedavisinin sürekli olarak ertelendiğini, bunun
doğru olmadığını dile getirdi. Erdoğan, "Tedavi
sürekli erteleniyor. Ağrının alınan ağrı
kesicilerle geçebileceği düşünülerek doktora
başvurulmuyor. Ağrı geçer düşüncesiyle
beklemek doğru bir çözüm değil. Çünkü, ağrı
giderek artıyor ve dayanılmaz bir hal alıyor"
dedi.
Migren hastalarının bazılarında ağrının
geleceğinin, öncü diye tanımlanan belirtilerle
önceden tespit edilebildiğini anlatan Erdoğan,
şöyle devam etti: "Öncü belirtilerin görüldüğü
hastalar, diğer hastalarımıza göre daha şanslı.
Bu sayede önlemini önceden alabilme imkânı
buluyor. Mesela ışık çarpmaları ve çizgiler
gelmeye başlar. Migren hastalarında başlayan
baş ağrısı yüksek ışık ve seste daha da artıyor.
Eğer rahatsızlık başladıysa hastanın ışıktan ve
sesten kendisini izole etmesi gerekiyor. Bir anda
başlayan ağrı şiddetini artırarak devam edeceği
için uyumayı öneriyoruz." Erdoğan, bu tür
rahatsızlıklarda ağrı kesici kullanımını doğru
bulmadıklarını da belirterek, "Sürekli ağrı kesici
kullanılmasını önermiyoruz. Koruyucu
tedaviyle, günlük ihtiyaçmış gibi kullanılan ağrı
kesici bağımlılığını azaltmaya çalışıyoruz.
Migren ataklarında kafeini önerebiliriz. Kafein
içeren çay, kahve gibi ürünler migren ağrısını
azaltabiliyor. Migren için kafein içeren bazı
ilaçlar da var. Kafein kan damarlarını daralttığı
için baş ağrısını azaltabiliyor" diye konuştu.
Pasif içiciye 10 kat daha zararlı
Dünyada 1,2 milyar kişi sigara içiyor. Sigara içenlerin yüzde 47’si erkek, yüzde 12’si kadın. Bir yılda 5 milyon kişi sigaradan ölüyor. 2030 yılında 2
milyar sigara içicisi olacağı tahmin ediliyor. Uzmanlara göre bu da yılda 10 milyon kişinin sigaranın yarattığı hastalıklardan öleceği anlamına
geliyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nihal Özşeker, “Sigara içmek kişinin yalnız kendisine değil çevresine de zarar verir. Çevresel sigara
dumanındaki kanser yapıcı maddeler, sigaradan çekilenden 10 kat daha fazla bulunmuştur” dedi. Çevresel sigara dumanı yani pasif içicilik yoluyla
dünyada her yıl 600 bin, Türkiye'de ise 8 bin 750 kişinin öldüğünü belirten Dr. Özşeker, sigarada dört bin maddenin yanı sıra 50 karsinojen (kanser
yapan) madde tespit edildiğini söyledi.

Benzer belgeler