`Son Hava Bükücü` Hüsranı

Transkript

`Son Hava Bükücü` Hüsranı
'Son Hava Bükücü' Hüsranı
Ece Şetvan tarafından yazıldı.
Cuma, 30 Temmuz 2010 00:00
'Son Hava Bükücü' vizyona girdi girmesine de film aylardır merakla bekleyenleri hayal kırıklığına
uğrattı.
‘Altıncı His’, ‘İşaretler’, ‘Sudaki Kız’ ve ‘Mistik Olay’ filmlerinin usta yönetmeni M. Night
Shyamalan’ın senaryosunu yazıp yönettiği ve yapımcılığını üstlendiği son filmi “Son Hava
Bükücü” ülkemizde 23 Temmuz’da vizyona girdi. Film çocuk kanalı Nickelodeon’da yayımlanan
Avatar adlı çizgi filmin film hali diyebiliriz. Özellikle çocuklar ama bir o kadar da çizgi serinin
tutkunu yetişkinler tarafından aylardır merakla bekleniyordu. ‘Son Hava Bükücü’ aslında
üçlemenin ilk filmi. Çizgi diziyi hiç takip etmemiş benim gibi kişiler için oldukça da zevkli,
eğlenceli bir film. Fakat çoğunluk ve özellikle de film eleştirmenleri ‘Son Hava Bükücü’nün tam
bir hayal kırıklığı olduğu konusunda birleşiyor.
Filmin konusunu kısaca özetlersek olay dört ulustan oluşan hayali bir dünyada geçiyor. Toprak,
Hava, Ateş ve Su ulusları arasında en iyi durumda olan Ateş ulusu. Sebebi herkesi ateşe
vermelerinden kaynaklanıyor olabilir! Her ulusta temsil ettiği elementi ‘bükebilen’ yani kontrol
edebilen ‘bükücüler’ mevcut. Avatar ise dört elementi birden bükebilen ve ruhlar dünyasıyla
iletişimi sağlayarak her şeyin düzen içinde yürümesini sağlayan tek kişi. Filmin başında Avatar
yüz yıldır kayıp; sonra birden yaşına göre son derece endişeli suratlı bir çocuk olarak ortaya
çıkıyor. Bu arada Ateş ulusu tüm hava bükücüleri yok etmiş ve Avatar’ın sevdiği herkesi
1/3
'Son Hava Bükücü' Hüsranı
Ece Şetvan tarafından yazıldı.
Cuma, 30 Temmuz 2010 00:00
öldürmüş. Aang, yani son hava bükücümüz film boyunca su elementini kontrol etmeyi öğreniyor.
Amacı tüm elementleri kontrol edebilip tekrar dünyadaki barış ve uyumu sağlamak. Diğer
elementler için serinin devamını bekleyeceğiz. Tabii yapılırsa.
Film üç boyutlu olarak da izlenebiliyor; ben de 3D izledim. Hiç gerek yokmuş; çünkü film üç
boyutlu bir film olmaktan çok uzak, doru dürüst hiçbir 3D efekt kullanılmamış. Etrafta uçuşan o
kadar ‘cool’ element ve dövüş sahnesi varken bunlardan yararlanılmamış olması son derece
üzücü. Çizgi filme oldukça sadık kalınmış; bu film için söylenebilecek en iyi şey; fakat filmin
birçok yeri fazla durgun. Sanki Shyamalan etkileyici bir atmosfer ve büyülü bir dünya yaratma
çabasına o kadar kendini kaptırmış ki (bu arada çok da başarılı olmuş bu alanlarda) diyaloglara
gereken önemi vermeye fırsat bulamamış. Filmin birçok yeri anlatıcının kısa özetleriyle es
geçiliyor. Aktörler filmin sonuna kadar konuşup birbirleriyle iletişime geçmek yerine tai chi ve
kung fu yaparak hayatta kalmaya çalışıyorlar. Hoşça vakit geçirmek için ideal fakat büyük
beklentilerle gidilirse ciddi hayal kırıklığı yaratabilir. Ve üç boyutlu değil iki boyutlu gidilmeli
çünkü arada çok büyük bir fark yok. Gözlüğe fazladan para vermemiş olursunuz.
Filmin en çok eleştirisi yapılan bir diğer yönü ise oyuncu seçimi. Çizgi dizide karakterlerin çoğu
Asyalı gibi fakat tam da değil; dolayısıyla her hangi bir ırktan olabilirler. Fakat filmde dizinin
başrollerinin hemen hemen tümü beyaz ırktan seçilmiş. Ateş ulusunun tamamı Hintli ve Toprak
ulusu uzak doğu havasını taşısa da Avatar’ın kendisi ve en yakınlarının beyaz olması pek de
hoş değil gerçekten. Tabii burada Hollywood’dan bahsediyoruz. Vaktiyle Kızılderili rollerinde bile
beyazların oynatıldığı bir yer Hollywood.
2/3
'Son Hava Bükücü' Hüsranı
Ece Şetvan tarafından yazıldı.
Cuma, 30 Temmuz 2010 00:00
{jcomments on}
3/3