ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) www.yesdil.com 1
Transkript
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) www.yesdil.com 1
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 about about (twenty-five, forty, etc.) above across actor actress adult aerial (noun) aerobics afraid of against age agree with (someone) alarm clock alive along ambitious American ankle answer (verb) ant apple apple pie and custard April apron architect arm armchair arrive at (a place) ashtray ask for (something) asleep asparagus at the corner of at the end of athletics August aunt Australian autumn avalanche avocado baby back back door back garden bacon bad at badly paid badminton bake bake a cake www.yesdil.com Civarı,yaklaşık yirmi beş/ kırk civarı yukarı(da), bir şeyin üstünde karşıdan karşıya; çaprazlama erkek oyuncu bayan oyuncu yetişkin anten; havayla ilgili aerobik (bir şeyden) korkmak -e karşı; -e zıt yönde yaş (biriyle) aynı fikirde olmak çalar saat hayatta/canlı; yaşam dolu ileri(ye); oraya, orada hırslı, azimli; çok istekle Amerikan, Amerikan Đngilizcesi ayak bileği cevaplamak karınca elma elmalı kremalı pasta Nisan ayı (mutfak) önlük mimar kol koltuk (bir yere) varmak kül tablası (bir şey) sormak uykuda; uyuşmuş kuşkonmaz köşede (köşe başında) (bir şeyin) sonunda atletizm Ağustos ayı hala; teyze Avustralyalı sonbahar çığ avokado (Amerika armudu) bebek arka arka kapı arka bahçe domuz pastırması (bir şeyde) kötü/başarısız olmak kötü/az maaşlı badminton (bir tür tenis) fırında pişirmek; yemekli toplantı kek pişirmek 1 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 baker (job) baker's (shop) balcony bald ball banana bank bar of (chocolate, soap..) barber (job) barber's (shop) bark (a dog barks) basketball bat (animal) bat (cricket) bath bath mat bathroom bathroom cabinet be born be buried beans bear (animal) beautiful become a grandfather bed bedroom bedside table bedspread bee beetle beetroot behind Belgian believe in (someone) below below zero belt between bicycle big binoculars bird-watching biscuit bite bitter blackberry blackboard blanket bleat blind blizzard block of flats www.yesdil.com fırıncı fırın balkon kel top muz banka bir kalıp sabun/ bir adet çikolata berber (iş) berber(dükkan) havlamak (köpek havlar) basketbol yarasa kriket/beysbol sopası; vuruş, darbe küvet; banyo yapmak banyo paspası banyo duşa kabin doğmak/ dünyaya gelmek toprağa konmak/verilmek/gömülmek fasulye; çekirdek ayı güzel, çok iyi büyükbaba olmak yatak yatak odası komodin yatak örtüsü arı (kanatlı) iri bir böcek pancar arkaya, arkasında Belçika(lı) (birine) inanmak aşağı/altta; -in altında sıfırın altında kemer/kuşak arasında bisiklet büyük dürbün kuşları doğal ortamlarında izleme (hobi) bisküvi; çörek/pasta ısırmak, (arı, yılan) sokmak; ısırma/(arı,yılan) sokması acı, keskin/sert;üzücü böğürtlen (kara)tahta, yazı tahtası battaniye; sınırsız (kuzu/koyun)melemek; sızlanmak kör; kör etmek; dikkatsiz; anlayışsız kar fırtınası/ tipi daire blokları, apartman blokları 2 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 blonde blouse blow blow one's nose blunt boil boiled potatoes bookcase boot boring borrow (sth) from (smn) bottle of (wine, milk..) bottle opener bottom bowl box of (matches, chocolates) boxer shorts boxing boxing ring bra brave bray Brazilian bread breeze bricklayer briefcase brief bright brother brush Brussels sprouts bucket build (verb) bull bunch of (grapes, flowers) bungalow businessman businesswoman busy butcher (job) butcher's (shop) butter butterfly buy buzz by cabbage cafe cake calculator calendar www.yesdil.com sarışın, (saçı) sarı bluz esmek; üflemek sümkürmek keskin olmayan kayna(t)mak haşlanmış patates kitaplık bot/çizme sıkıcı (birinden) (bir şey) ödünç almak (şarap/süt) şişesi tirbuşon (=corkscrew) dip, alt kase/çanak; bowling topu; bowling oynamak (kibrit/çikolata) kutusu boksör şortu boks boks ringi sutyen cesur, yiğit (eşek) anırmak Brezilyalı ekmek meltem, esinti tuğla ustası evrak çantası kısa; özet; külot parlak, aydınlık; zeki erkek kardeş fırçalamak; fırça; çalı Brüksel lahanası/ küçük lahana kova inşa etmek, kurmak boğa (üzüm)salkımı; (çiçek) demet tek katlı ev iş adamı iş kadını meşgul; işlek kasap (meslek) kasap dükkanı margarin/tereyağı kelebek satın almak (arı,sinek..) vızıldamak ile, vasıtasıyla; yakınında; tarafından; yoluyla lahana kafe kek, pasta hesap makinesi takvim 3 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 calf call camel camera camping can of (beer, coke..) Canadian caravan card shop cardigan careful carpenter carpet carrot carry carton of (orange juice, yoghurt) cash cassette recorder cat catch cauliflower ceiling celery chair changeable cheap cheek cheesecake chemist's cherry chest chest of drawers child children chilly chimney chin Chinese chip chocolate gateau chop Christian name clean (adjective) clean the windows cleaner clear up clever climb close (verb) closed cloudy cloudy with sunny periods www.yesdil.com buzağı, dana aramak; seslenmek, çağırmak deve fotoğraf makinesi;kamera kamp yapma kutu (kola/bira) Kanadalı kervan; karavan kartpostalcı hırka dikkatli, özenli marangoz, doğramacı halı havuç taşımak (mukavva/karton) kutuda (meyve suyu, yoğurt) kedi teyp, kaset kayıt aygıtı kedi yakalamak, tutmak; birdenbire fark etmek/yakalamak karnabahar tavan kereviz sandalye; başkanlık makamı; kürsü değişken, değişebilir ucuz yanak peynirli kek eczane kiraz göğüs/bağır, sandık, kutu çekmece (çekmeceli komodin) çocuk çocuklar soğuk, serin baca çene Çin(ce) küçük parça, kırıntı; cips çikolatalı kremalı pasta (balta ile) kesmek/yarmak; (et) kıymak, Hıristiyan ismi temiz camları/pencereyi silmek/temizlemek temizlikçi bilgi vermek, açıklamak;çözümlemek; temizlemek zeki, akıllı tırmanmak/çıkmak kapatmak kapalı bulutlu bulutlu fakat ara sıra güneşli 4 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 club cluck coat coat hanger cock coconut coffee table coke cold comb (noun) comb (verb) comfortable computer computer programmer cook (job) cook (verb) cooker cooking (hobby) corkscrew corn on the cob cornflakes correct cost (verb) cottage cough count country cousin cow crab creative cricket crisp 242 croak 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 cross crow cruel cry cucumber cue cupboard cup curly curtains cushion cut (verb) cycle cycling dance dancing dangerous dark www.yesdil.com kulüp, dernek (tavuk) gıdaklamak palto, mont; ceket portmanto (=coat stand, hall tree) horoz; tetik; musluk hindistancevizi sehpa; çay masası kola; kok kömürü; kokain soğuk tarak; bal peteği; horoz ibiği (saç) taramak, (bir yeri) aramak/taramak rahat, konforlu bilgisayar bilgisayar programcısı aşçı (meslek) yemek pişirmek ocak yemek pişirme (hobi) tirbuşon mısır koçanındaki mısır mısır gevreği (yanlış) düzeltmek; doğru/yanlışsız …değerinde olmak, mal olmak; fiyat,değer küçük ev, kulübe öksürmek; öksürük (sayı) saymak; kapsamak; sayım, hesap, sayı ülke; kırsal kesim/taşra kuzen inek yengeç; eleştirmek, şikayet etmek yaratıcı kriket; cırcır böceği gevrek;taze, yeni; cips kurbağa sesi çıkarmak/vıraklamak; çatlak sesle konuşmak; hırıltı çarpı/artı işareti; haç/çarmıh; kesişmek horoz ötmek; horoz ötüşü; karga acımasız, zalim ağlamak; haykırmak; çığlık, feryat; (kuş) sesi salatalık başlama işareti; ipucu; bilardo sopası(isteka) (mutfak) dolap fincan; kupa kıvırcık, kıvrımlı perde minder; yastık kesmek, dilimlemek devir, tur/dönüş; bisiklet/motosiklet ; bisiklet sürmek bisiklet sürme dans etmek; dans dans etme tehlikeli karanlık; (koyu) renk; esmer 5 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 daughter dead-end dear December decorate deep deliver dentist department store describe desk dessert detached house diary die different from/to difficult dig dining-room dirty dishwasher do the cooking do the dusting do the gardening do the hovering do the ironing do the polishing do the washing do the washing-up doctor dog dolphin donkey down dozen draw drawer drawing pin dream (verb) dress (noun) dressing-gown dressing-table dressmaking drill drink (verb) drive drizzle drought drunk dry dry cleaner's duck www.yesdil.com kız çocuk/evlat çıkmaz sokak sevgili; değerli, pahalı Aralık ayı süslemek, dekore etmek; duvar kağıdıyla kaplamak derin, koyu(renk) (alıcını evine/işyerine) götürmek, dağıtmak diş hekimi büyük mağaza tanımlamak/betimlemek, anlatmak sıra; kürsü; şube; resepsiyon (yemeğin sonunda yenen) tatlı müstakil ev günlük, anı defteri ölmek (-den) farklı zor, güç; huysuz, geçinmesi zor kazmak yemek odası kirli; terbiyesiz; (hava) bozuk; kirletmek bulaşık makinesi yemek pişirme toz alma bahçeyle uğraşmak (elektrikli) süpürgeyle temizleme ütü yapma yerleri silme çamaşır yıkama bulaşık yıkama doktor köpek yunus balığı eşek aşağı(ya), aşağıda; güneyde düzine (resmini)çizmek çekmece resim çivisi, raptiye rüya görmek; hayal kurmak giysi; elbise sabahlık makyaj masası terzilik, kadın terzilik (matkapla) delmek; alıştırmak/eğitmek; matkap; alıştırma içmek (araba) sürmek (yağmur) çiselemek kuraklık sarhoş/ içkili kuru kuru temizlemeci ördek 6 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 duck with orange sauce dull and overcast dustman Dutch duvet ear earn earthquake easy eat egg elbow elderly electric iron electric razor electrician elephant empty English estate agent exciting expensive explain eye eyebrow eyelashes fail fair fall asleep fall in love famous famous for farm farmer fast fat father fax machine February fence field fight file filing cabinet fillet of plaice find find out finger finish fire fireman fireplace www.yesdil.com portakal soslu ördek (yemek) (hava) kapalı ve bulutlu çöpçü Hollanda(ca), Hollandalı yorgan kulak (para) kazanmak deprem kolay yemek yemek yumurta dirsek yaşlı, yaşını başını almış (elektrikli) ütü tıraş makinesi elektrikçi fil boş Đngiliz(ce) emlakçı heyecan verici, heyecanlı pahalı açıklamak göz kaş kirpik başaramamak, yetersiz kalmak; (sınıfta) kalmak; başarısızlık dürüst, adil; (hava) açık; sarışın,kumral uykuya dalmak aşık olmak ünlü, meşhur (bir şeyle) ünlü çiftlik, çiftlik evi çiftçi hızlı, çabuk; süratle şişman, tombul baba faks (makinesi) Şubat ayı çit, parmaklık tarla, alan/açık arazi dövüşmek, savaşmak; -e karşı savaş vermek; kavga, savaş dosya/klasör; dosyalamak dosya dolabı kılçıksız balık eti ( Yaldızlı Pisibalığı) bulmak bulup çıkarmak parmak bitirmek ateş itfaiyeci şömine, ocak 7 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 fish fishing (sport) fishing rod fishmonger's flat (adjective) flat (noun) flood floor florist's flower bed fly (noun) fly (verb) fog and mist patches foggy foot football pitch footpath for forehead foreign forest fire forget fork fox free freezer French fresh fridge frog from front door front garden frosty fruit cocktail fruit trees fry frying pan full funny furniture shop gale garage garden shed gardening (hobby) garlic gate generous German get dressed get home get up www.yesdil.com balık balık tutma olta balıkçı (dükkanı) düz, yassı apartman dairesi, kat sel baskını; sel basmak zemin, (bina) kat çiçekçi dükkanı çiçeklik sinek uçmak, uçakla gitmek (hava) yer yer sisli sisli, dumanlı ayak futbol sahası patika; yaya kaldırımı için; süresince; -dır(zaman) ; -den dolayı alın yabancı; dış orman yangını unutmak çatal tilki özgür; serbest, boş;bedava soğutucu, buzluk Fransız(ca) taze, körpe; temiz; kullanılmamış buzdolabı kurbağa -den/dan, -den ötürü ön kapı ön bahçe soğuk/dondurucu; içten olmayan meyve kokteyli meyve ağaçları (yağda) kızartmak kızartma tavası dolu, maksimum komik, gülünç; acayip, tuhaf mobilya dükkanı bora/sert rüzgar; ani kahkaha garaj bahçe kulübesi bahçe ile uğraşma sarımsak kapı, giriş yeri/kapısı; hasılat cömert Alman(ca) giyinmek eve gitmek/varmak uyanmak/(sabah) kalkmak 8 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 get a new job get divorced get engaged get married giraffe glasses gloves go to university go off go to (somewhere) go to bed goat goggles golf course good at goose grandchildren granddaughter grandfather grandmother grandparents grandson grapefruit grape grate grater Greek green peppers greengrocer's greenhouse grey grill (noun) grill (verb) grunt gum shield gun gymnastics hair hair dryer hairdresser (job) hairdresser's (shop) hall hammer hamster hand handbag handsome happy hard hard-working hat hate www.yesdil.com yeni bir işe başlamak boşanmak nişanlanmak evlenmek zürafa gözlük (bir çift) eldiven üniversiteye gitmek çıkmak; (bomba) patlamak; çürümek (bir yere) gitmek yatağa/uyumaya gitmek keçi koruyucu gözlük ( goggle=hayretle bakmak) golf kursu/dersi (bir şeyde) iyi olmak kaz torunlar kız torun büyükbaba/dede büyükanne/nine büyükanne ve büyükbaba erkek torun greyfurt üzüm rendelemek; gıcırda(t)mak; ocak ızgarası rende Yunan(ca) kırmızı biber manav (dükkanı) sera; limonluk gri, kül rengi; (saç)kır; (yüz)soluk ızgara ızgarada pişirmek (hayvan) hırlamak; (insan) homurdanmak dişlik (boks) ateşli silah, tüfek, tabanca jimnastik saç, kıl; tüy saç kurutma makinesi kuaför (meslek) kuaför (dükkan) toplantı salonu; koridor/hol; çekiç hamster, sıçan el el çantası yakışıklı, hoş; iyi görünümlü mutlu sert/katı; zor/kuvvet isteyen çok çalışan, çalışkan şapka nefret etmek; hoşlanmamak 9 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 have a break have a shower have breakfast have dinner have lunch have children have a good figure have freckles head hear heavy snow hedge hedgehog heel height help hen high high winds and showers hills hiss hockey hold hole punch hollow horse horse-racing hot hotel house boat howl hungry hurricane husband ice rink ice skating ill imaginative impatient important in front of in his twenties, fifties.. etc. inside intelligent interested in into introduce (smn) to (smn else) ironmonger's Italian jacket jacket potatoes January www.yesdil.com ara vermek/ teneffüs yapmak duş almak kahvaltı yapmak akşam yemeği yemek öğle yemeği yemek çocukları olmak/çocuklara sahip olmak boyu posu yerinde olmak; hoş bir endamı olmak (yüz) çilleri olmak baş/kafa; lider/başkan işitmek, duymak; haber almak yoğun kar çit; çalı kirpi topuk, ökçe yükseklik yardım etmek; yardım tavuk; dişi kuş yüksek; yüce (hava) sert rüzgarlı ve sağanak yağışlı tepecikler (yılan) tıslamak; ıslıklamak, yuhalamak hokey tutmak; sahip olmak/elinde tutmak zımba çukur, oyuk, içi boş; oymak, çukur açmak at at yarışı sıcak otel yüzen ev (ev gibi kullanılan tekne) ulumak, inlemek; uluma,inilti aç kasırga, fırtına koca/eş buz pateni pisti buz pateni yapma hasta; kötü, fena ( ill-will=kötü niyet X goodwill=iyi niyet) hayal gücü kuvvetli, yaratıcı sabırsız önemli -in önünde yirmisinde, ellisinde; yirmili/ellili yaşlarda iç, içteki, içerisi(nde); gizli zeki, akıllı (bir şeye) ilgili, meraklı içine, -e/-a (birini) (biriyle) tanıştırmak, (birini) (birine) tanıtmak hırdavatçı (dükkan) Đtalyan(ca) ceket, mont patates kabuğu Ocak ayı 10 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 Japanese jar of (jam, marmalade) jaw jealous jeans jeweller's job jogging join joint of (meat) journalist jug July jump jumper June kangaroo 538 keep 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 kettle key kilo of (apples, potatoes..) kind (adjectives) kiss (verb) kitchen kitten knee knickers knitting (hobby) knives knock know ladybird lake lamb lamb chops lamp lampshade landing large late laugh (verb) launderette lava lawn lawyer lay the table lazy learn leave home leek leg lemon www.yesdil.com Japon(ca) (reçel, marmelat) kavanozu çene kıskanç kot pantolon kuyumcu (dükkan) iş/meslek yavaş koşu birleştirmek; üye olmak/katılmak et parçası gazeteci testi, sürahi Temmuz ayı atlamak, zıplamak kazak, süveter Haziran ayı kanguru saklamak; korumak/elde tutmak; (belli bir durumda) engellemek çaydanlık anahtar; (piyano, daktilo) tuş; çok önemli/başarı için gerekli kilo (elma, patates) tür, çeşit;nazik, kibar; iyi kalpli, candan öpmek mutfak kedi yavrusu diz; (giyside) diz yeri bayan külotu örgü örme (hobi) bıçaklar (tekili 'knife' ) (kapı) çalmak, vurmak; vurma sesi, darbe bilmek; tanımak uğurböceği göl kuzu, kuzu eti kuzu (eti) pirzola lamba abajur (uçak) iniş; karaya çıkma/çıkarma geniş, bol; büyük, iri geç, gecikmiş ( I'm late= Geç kaldım); -ın sonlarına doğru kahkahayla gülmek çamaşırhane lav çim, çimenlik avukat masayı kurmak/hazırlamak tembel; ağır, uyuşuk öğrenmek (bir yere gitmek için) evden çıkmak/ayrılmak pırasa bacak; (hayvanlarda) but; (eşya) ayak limon 11 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 573 574 575 576 577 578 579 580 581 582 583 584 585 586 587 588 589 590 591 592 593 594 595 596 597 598 599 600 601 602 603 604 605 606 607 608 609 610 611 612 613 614 leotard let lettuce librarian lie light (adjective) light (verb) lion lip listen to (something/someone) litre of (milk) live by the seaside live in (a place) live with (smn) living-room loaf of (bread) long look after (smn) look at (something) look for (something) lorry driver lose loud low mac magnifying glass main course main road make make the bed mantelpiece March married married to mash mattress May meadow mean (adjective) meat mechanic meet 615 meet his future wife 616 617 618 619 620 621 622 623 624 melon miaow microwave middle-aged milk mineral water mirror miserable misty www.yesdil.com (streç)dansçı giysisi izin vermek/bırakmak; marul; salata kütüphaneci yatmak/uzanmak; yer almak/bulunmak; yalan söylemek parlak, aydınlık; hafif, yumuşak aydınlatmak; parlamak aslan dudak (bir şeyi/birini) dinlemek litre (süt) deniz kenarında yaşamak/oturmak (bir yerde) yaşamak/oturmak (biriyle) yaşamak/oturmak oturma odası somun (ekmek) uzun; uzun süre (birine) bakmak; ilgilenmek (bir şeye) bakmak (bir şey) aramak; bulmaya çalışmak; ummak kamyon şoförü kaybetmek yüksek sesli, gürültülü alçak/yüksek olmayan; düşük, zayıf, az(ses) yağmurluk (=macintosh, raincoat) büyüteç ana ders, ana yemek/öğün ????? anayol, ana cadde yapmak, hazırlamak yatak yapmak/düzeltmek şömine rafı Mart ayı evli (biriyle) evli patates püresi, ezme döşek Mayıs ayı çayır, otlak cimri, huysuz, acımasız et makinist, tamirci rastlamak; tanışmak; (bir ihtiyacı) karşılamak gelecekteki karısıyla/eşiyle karşılaşmak, evleneceği bayanla tanışmak kavun miyavlamak mikrodalga orta yaşlı süt maden suyu, soda ayna mutsuz, perişan, üzgün sisli, puslu 12 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 625 626 627 628 629 630 631 632 633 634 635 636 637 638 639 640 641 642 643 644 645 646 647 648 649 650 651 652 653 654 655 656 657 658 659 660 661 662 663 664 665 666 667 668 669 670 671 672 673 674 675 676 modern monkey mosquito moth mother motor racing mountain mouse mouth mouthful move mushroom musical instrument musician narrow nationality near neck need needle neigh nephew new newsagent's next to niece nightdress nose notebook November nurse nuts October octopus of average height off-licence old on fire on top of onion open (adjective) opposite optician orange (noun) out of outside oven oven glove over overcast packet of (biscuits, cigarettes..) paint (verb) www.yesdil.com modern maymun sivrisinek güve anne, ana; kaynak, köken otomobil yarışı, motorlu araç yarışı dağ fare ağız ağız dolusu hareket et(tir)mek, kımıldamak, ilerlemek, taşınmak mantar müzik aleti müzisyen dar, sınırlı; kıt kanaat, ancak yeten ulus, uyruk; milliyet yakın, yakınında boyun, (giysi) yaka -e ihtiyacı olmak, -mesi gerekmek, gereksinim duymak dikiş iğnesi, şırınga iğnesi, şiş/tığ (at) kişnemek erkek yeğen yeni, acemi, taze dergi/gazete satıcısı (dükkan) -e bitişik, -nın yanında; bir sonraki, önümüzdeki kız yeğen gece elbisesi/kıyafeti burun, bir şeyin ön/uç kısmı defter Kasım ayı hemşire, dadı deli, kaçık, çatlak ( nut=fındık, ceviz) Ekim ahtapot ortalama/orta yükseklikte içki satma ruhsatı, içki satılan dükkan yaşlı, eski tutuşmuş, yanmakta; gayretli, coşmuş zirvesinde, (bir şeyin) en üstünde soğan açık, dürüst karşıt, zıt, ters gözlükçü portakal, turuncu dışında dış, dış taraf, dışarı(da/ya) fırın (fırın) eldiven -in üzerinden, öbür tarafa, üstünde; bitmiş, sona ermiş (hava) kapalı, bulutlu (bisküvi, sigara) paket boyamak, (boya ile) resim yapmak 13 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 677 678 679 680 681 683 684 685 686 688 689 690 691 692 693 694 695 696 697 698 699 700 701 702 703 704 705 706 707 708 709 painting paper clip parallel bars parents parsley path patient (adjective) patio pay peach peak pear peas penguin personal details phone (verb) photocopier photographer photography pie pig pigeon pillow pillowcase pilot pineapple pint of (milk) pipes plane plant (noun) plates 710 play 711 712 713 714 715 716 717 718 719 720 721 722 723 724 725 726 727 728 729 730 playing cards playing chess playing the piano plug plum plumber policeman policewoman polite pond poor pop into post postman post office pot of (jam) pottery pound of ( apples, potatoes..) pour prawn cocktail www.yesdil.com boyamak, (boya ile) resim yapmak ataş, raptiye jimnastik demirleri anne-baba maydanoz keçiyolu, patika sabırlı bahçe avlusu, veranda ödemek; karşılığını vermek, cesanı çekmek şeftali uç, doruk, zirve armut bezelye (taneleri) penguen kişisel detaylar telefon etmek fotokopi makinesi fotoğraf çeken fotoğraf tart, börek/çörek domuz, pisboğaz, aynasız güvercin yastık yastık kılıfı pilot; kılavuz ananas litre (süt) (galonun sekizde biri) boru, çubuk; pipo; kaval, gayda uçak bitki tabak, levha, plaka (oyun) oynamak, (tiyatro oyunu) sergilemek, (müzik) aleti çalmak;oyun,piyes oyun kartlarıyla oynama satranç oynama piyano çalmak (elektrik) fiş erik su tesisatçısı, muslukçu polis memuru polis memuresi nazik, kibar gölcük, havuz fakir, yoksul; zavallı pat diye girmek postalamak; posta, nöbet, iş postacı postane (reçel) kavanoz çanak, çömlek; çömlekçilik (elma, patates) gram (libre) dökmek, akıtmak; (çay) koymak (büyük) karides kokteyli 14 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 731 732 733 734 735 736 737 738 739 740 741 742 743 744 745 746 747 748 749 750 751 752 753 754 755 756 757 758 759 760 761 762 763 764 765 766 767 768 769 770 771 772 773 774 775 776 777 778 779 780 781 782 prefer printer promise proud of puppy purr put pyjamas quack quarrel (verb) rabbit racket radiator radio radish rain rain (noun) raincoat rat read reading recipe recognize record shop red peppers remarry remember remote control (for TV) reporter retire rhubarb rice ride river roar roast (verb) roast beef roast chicken rolling pin roll (noun) roof rough round rubber rude rug rugby run runner beans running shoes running track Russian www.yesdil.com tercih etmek, yeğlemek matbaacı, basımcı; yazıcı söz vermek, vaat etmek onurlu, şerefli (proud=gururlu, kibirli) köpek yavrusu (kedi) mırlamak, (motor) hırıldamak koymak, yerleştirmek pijama (ördek) vaklamak, ördek sesi tartışmak, kavga etmek; kavga, çekişme tavşan tenis raketi radyatör, kalorifer radyo turp yağmur yağmak yağmur yağmurluk iri fare, sıçan okumak okuma yemek tarifesi; reçete/çözüm,yol tanımak, farkına varmak; takdir etmek kayıt yeri(dükkanı) kırmızı biber tekrar evlenmek hatırlamak, anımsamak; hatırında tutmak uzaktan kumanda (aleti) (TV için) gazete muhabiri, muhabir emekliye ayrılmak, (bir köşeye) çekilmek ravent (bitki) pirinç, pilav (at, bisiklet) sürmek nehir, ırmak gürlemek, kükremek (aslan),; gümbürtü/gürültü (fırında) kızartmak biftek kızartmak tavuk kızartmak oklava, merdane rulo, silindir; liste, kayıt;tekerleme, yuvarlama çatı, dam pürüzlü, engebeli, taşlık; kaba,sert (insan) yuvarlak, top gibi silgi kaba, terbiyesiz; cahil küçük halı, kilim; battaniye ragbi (spor) koşmak; koşu çalı fasulyesi koşu ayakkabıları koşu yolu, koşu pisti Rus(ça) 15 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 783 784 785 786 787 788 789 790 791 792 793 794 795 796 797 798 799 800 801 802 803 804 805 806 807 808 809 810 811 812 813 814 815 816 817 818 819 820 821 822 823 824 825 826 827 828 829 830 831 832 833 834 sad saddle sailing salad saucepan Saudi Arabian sausages saw (noun) scale scalpel scarf scissors scorpion Scottish screwdriver secretary selfish sell semi-detached house September set (the alarm clock) shake hands shampoo shark sharp sheep sheet shelf shirt shoe shop shoes shop assistant short shoulder shout show-jumping shower (noun) shower (of rain) showers and sunny periods shut (adjective) shy sign (verb) since sing single sink (noun) sirloin steak sister sit skates ski slopes ski sticks www.yesdil.com üzgün, kederli, acıklı eyer, kemer deniz yolculuğu, yelkencilik, gemicilik salata kulplu tencere Suudi Arabistanlı sucuk, sosis bıçkı, testere; atasözü, özdeyiş terazi, ölçek; cetvel, derece; küçük bıçak, skalpel eşarp, atkı makas akrep Đskoçyalı tornavida sekreter bencil satmak, satılmak bir duvarı yandaki eve bitişik ev Eylül ayı (çalar saat) ayarlamak, kurmak tokalaşmak, el sıkışmak şampuan köpek balığı keskin, sivri; ani ve sert koyun ( çoğul: sheep) (yatak)çarşaf; kağıt yaprağı; levha raf gömlek ayakkabı dükkanı (bir çift) ayakkabı, kundura tezgahtar kısa, az; kısa boylu, kısa süren omuz bağırmak, seslenmek gösteri atlayışı duş sağanak (yağmur) sağanak ve yer yer/zaman zaman güneşli kapalı (sıfat) utangaç, çekingen imzalamak, işaret vermek -den beri/bu yana; -dığı için, -den dolayı şarkı söylemek; (kuş) ötmek tek; bekar; tek kişilik; (bilet) tek kişilik lavabo, musluk taşı; lağım sığır filetosu kız kardeş oturmak buz pateni/tekerlekli paten ayakkabıları kayak yamaçları kayak sopaları (= ski poles) 16 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 835 836 837 838 839 840 841 842 843 844 845 846 847 848 849 850 851 852 853 854 855 856 857 858 859 860 861 862 863 864 865 866 867 868 869 870 871 872 873 874 875 876 877 878 879 880 881 882 883 884 885 886 skilled skirt sleep slim slippers slow small smell (verb) smile (verb) smoke (verb) smooth snail snake sneeze (verb) snooker snow sociable socks sofa soft soldier solve son sorry about sorry for soup spade spaghetti Spanish spanner spare room speak speak to (someone) spell (verb) spend spider spoon spring squash squeak squirrel staircase stamp collecting stapler start start school/work starters stay stereo stethoscope sticky stockings www.yesdil.com yetenekli, becerikli etek uyumak ince yapılı, zayıf (bir çift) terlik yavaş, ağır küçük, ufak, önemsiz kokmak, koklamak gülümsemek sigara içmek düz, akıcı, yumuşak; sarsıntısız; pürüzsüz salyangoz yılan aksırmak; aksırık bir tür bilardo kar yağmak; kar sosyal (insan), arkadaş canlısı, hoşsohbet (bir çift) kısa çorap kanepe, sedir yumuşak, rahatsız etmeyen; alkolsüz, hafif asker, er çözmek, halletmek erkek çocuk/evlat (bir şey için) pişman, üzgün (biri için, bir şey için) üzülen, endişelenen, canını sıkan çorba bahçıvan beli, (iskambil) maça; (bahçe)bellemek çubuk makarna, spagetti Đspanyol(ca) somun anahtarı boş oda konuşmak, konuşma yapmak (biriyle) konuşmak, (birine) söylemek harf harf söylemek/yazmak; harflemek (para, zaman) harcamak örümcek kaşık ilkbahar mevsimi; kaynak su, pınar ezmek, sıkıştırmak; şap sesi; meşrubat; kalabalık, izdiham (fare) cik cik ses çıkarmak; gıcırda(t)mak, ötmek sincap merdiven pul koleksiyonu yapma tel zımba başla(t)mak; başlangıç, başlama, hareket işe/okula başlamak marş; yoğurt mayası; yarışa katılan kişi/at (bir yerde)kalmak, durmak, geciktirmek stereo teyp/cihaz, müzik seti stetoskop yapış yapış/yapışkan; güç, zor; cimri uzun çorap 17 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 887 888 889 890 891 892 893 894 895 896 897 898 899 900 901 902 903 904 905 906 907 908 909 910 911 912 913 914 915 916 917 918 919 920 921 922 923 924 925 stomach storm stormy stove straight strawberry stream street stressful study (room) study (verb) stupid suit summer sunny sunny spells supermarket surgeon surname sweater Swedish sweep the floor sweet (adjective) sweets swim swimming pool swimming trunks swimsuit Swiss switch (it) off switch (it) on T-shirt table tennis take talk tall tap tape measure tea-bags 926 tea towel 927 928 929 930 931 932 933 934 935 936 teach teacher teenager teeth telephone television tell tennis court tent terraced house thank (someone) for (doing something) 937 www.yesdil.com mide, karın fırtına, yüksek ses fırtınalı, gürültülü, şiddetli soba; ocak düz/dümdüz, doğru çilek akarsu, akım, akıntı cadde, sokak stresli, gergin, bunalımlı çalışma odası çalışmak, (okulda) okumak/öğrenim görmek; incelemek aptal, salak uygun olmak, uymak, yakışmak;takım elbise; dava yaz mevsimi güneşli güneşli hava esintisi süpermarket cerrah soyad kazak Đsveç(çe) yeri süpürmek sevimli, hoş; şirin/tatlı şekerlemeler, şekerler yüzmek yüzme havuzu erkek mayosu, şort mayo kadın mayosu Đsviçreli (elektrik düğmesi/düğme) kapalı konuma getirmek (elektrik düğmesi/düğme) açık konuma getirmek tişört masa tenisi almak, götürmek, kazanmak, üstlenmek konuşmak; görüşme; sohbet; konuşma biçimi uzun boylu, yüksek musluk, tapa/tıkaç mazura (=tapeline) poşet çay, sallama çay (bulaşıktan yıkadıktan sonra tabakları kurulamak için kullanılan) havlu öğretmek, ders vermek öğretmen 13-19 yaş arası genç dişler (tekil: tooth) telefon; telefon etmek televizyon anlatmak, söylemek, bildirmek tenis kortu çadır teraslı/taraçalı ev (birine) (bir şey yaptığı için) teşekkür etmek 18 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 938 939 940 941 942 943 944 945 946 947 948 949 950 951 952 953 954 955 956 957 958 959 960 961 962 963 964 965 966 967 968 969 970 971 972 973 974 975 976 977 978 979 980 981 982 983 984 985 986 987 988 989 thigh thin think thirsty throat through throw thumb tidy (adjective) tidy up tie (noun) tiger tights tiles tin of (sardines, etc..) tin opener tired tired of toaster tobacconist's toe toilet toilet paper tomato tomato soup tongue toothbrush toothpaste torch tortoise towards towel town toy shop tracksuit tractor traffic warden trainers travel (verb) travel agent tray trousers true tub of (margarine) Turkish turn (it )off TV typewriter ugly umbrella uncle under www.yesdil.com uyluk, but ince, zayıf, cılız düşünmek, sanmak, tahmin etmek susuz, susamış boğaz, gırtlak içinden, arasından, yoluyla/sayesinde, süresince, aktarmasız atmak, fırlatmak başparmak, parmağıyla (sayfa) çevirmek temiz, düzenli, derli toplu çekidüzen vermek, toparlamak kravat kaplan külotlu çorap, balerin/akrobat pantolonu kiremitler (sardalye) konserve kutusu konserve açacağı yorgun -den bıkmış, bezmiş ekmek kızartma makinesi tütün/sigara satıcısı(dükkan), tekel bayi ayak parmağı tuvalet tuvalet kağıdı domates domates çorbası dil, lisan diş fırçası diş macunu el feneri, meşale kaplumbağa -e doğru, yönünde, -e karşı havlu şehir, kent, kasaba oyuncak dükkanı eşofman traktör trafik polisi spor ayakkabıları seyahat etmek, yolculuk yapmak seyahat acentesi tepsi, tabla pantolon doğru, gerçek, tam/eksiksiz (margarin) paket/plastik kap Türk(çe) (TV, radyo) kapatmak, söndürmek TV, televizyon daktilo çirkin, kötü, tatsız; aksi, ters şemsiye amca, dayı altında, altından, -den az/aşağı, -in yönetiminde 19 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 990 991 992 993 994 995 996 997 998 999 1000 1001 1002 1003 1004 1005 1006 1007 1008 1009 1010 1011 1012 1013 1014 1015 1016 1017 1018 1019 1020 1021 1022 1023 1024 1025 1026 1027 1028 1029 1030 1031 1032 1033 1034 1035 1036 1037 1038 1039 1040 1041 underpants understand unhappy unskilled unsuitable for a man unsuitable for a woman until up vacuum cleaner valley vase vault VCR vegetables vest vet video recorder village volcanic eruption volcano waist waistcoat wait wait for waiter waitress wake up walk wall wallpaper want wardrobe wash-basin wash one's hair wasp waste bin wastepaper basket watch TV waterfall wave wavy weak wear weight-lifting weight well-built well-dressed well-paid Wellingtons wet whale wide www.yesdil.com külotlu çorap, balerin/akrobat pantolonu anlamak, öğrenmek mutsuz yeteneksiz, beceriksiz, (Đş) vasıfsız bir erkek/adam için uygun olmayan bir bayan/kadın için uygun olmayan -e kadar, -e dek, -inceye kadar yukarıya, yukarıda; kuzeyde, -e/a/de/da elektrik süpürgesi vadi vazo kubbe, (yer altı) mezarı Video Kayıt Cihazı sebzeler atlet, fanila; yelek veteriner video kayıt cihazı köy volkanik patlama volkan, yanardağ bel yelek beklemek (bir şeyi, birini) beklemek garson bayan garson uyanmak yürümek, yürüyüşe çıkarmak, gezinmek; yürüyüş, gezinti duvar, sur duvar kağıdı; duvar kağıdıyla kaplamak istemek; ihtiyaç, lüzum giysi dolabı lavabo saçını yıkamak eşekarısı çöp kutusu (=waste basket, dustbin) kullanılmış kağıt sepeti televizyon izlemek şelale, çağlayan el sallamak, dalga, (radyo,saç) dalgası dalgalı, dalgalı saç güçsüz, zayıf, yetersiz giymek, takmak halter sporu ağırlık, halter, yük, tartı kaslı, hoş yapılı hoş/iyi giyimli iyi maaşlı dize kadar uzanan su geçirmez lastik çizme ıslak, yaş, yağmurlu hava balina geniş, geniş bir alanı kaplayan; tamamen 20 ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) 1042 1043 1044 1045 1046 1047 1048 1049 1050 1051 1052 1053 1054 1055 1056 1057 1058 1059 wife windsurfing windy winter with wolf wood (material) wood (trees) wool word processor worm wrestling wrist write yawn (verb) yoghurt young zebra www.yesdil.com eş/karı rüzgar sörfü rüzgarlı kış mevsimi ile; nedeniyle; sayesinde kurt odun, tahta, ahşap ağaç; küçük orman, koru yün kelime işlemci kurt/solucan güreş kol bileği yazmak esnemek yoğurt genç(ler), gençlik; taze, körpe zebra 21
Benzer belgeler
Turkish Minimum Core Vocabulary List
geniş, bol; büyük, iri geç, gecikmiş ( I'm late= Geç kaldım); -ın sonlarına doğru kahkahayla gülmek çamaşırhane lav çim, çimenlik avukat masayı kurmak/hazırlamak tembel; ağır, uyuşuk öğrenmek (bir ...
Detaylı