Bisiklet üzerinde 3 yıl

Transkript

Bisiklet üzerinde 3 yıl
İNSAN
‘Geocyclab’
Bisiklet üzerinde 3 yıl
Fransız sanatçılar Barth Peron ile Fanch Dodeur, dünyayı içine alacak bir sanat
projesi gerçekleştirmeyi uzun süre hayal etti. Üç yıl önce Fransa’dan yola çıktılar.
Onlara göre bu yolculuk, paylaşıldığında anlam bulacak. Amaç doğa, teknoloji ve
insan ilişkileri üzerinden hayatın estetik biçimlerini örneklemek. GEO Türkiye,
onları projenin İstanbul ayağında yakaladı.
YAZI Aynur Erdem FOTOĞRAFLAR Barthelemy Peron
FOTOĞRAF Doruk Seymen
HİNDİSTAN, 11 Şubat 2015. Barth Peron, seyahatlerinin
birincil parçası bisikletindeki arızayı tamir ediyor.
MYANMAR, 15 Ekim 2014. Geocyclab projesinin en ilginç ayaklarından biri de
Myanmar’da geçti. Bu ilginç ülkede yeni projeler geliştirme şansları oldu.
07/15 G 101
B
u yolculuk her şeyden önce bir hayat biçi-
mi tercihi. Keşfetme arzumuzla dünyayı deneyimlemeyi ve yaşadığımız macerayı paylaşmayı tercih etmek.”
Yaklaşık üç yıl önce memleketleri
Fransa’dan bisikletleriyle ayrılan iki sanatçı arkadaşın, çıktıkları bu uzun yolculukta deneyimlediklerini aktardıkları
web sitesi, yukarıdaki cümlelerle açılıyor.
Dünyayı bir çember gibi, bisikletleriyle turlayan Fanch ve Bart’ın bu sanat hedefli yolculuklarının ayaklarından
biri de İstanbul’dan geçti. Onlarla buluşmak ve yaşadıklarını dinlemek için
Tarlabaşı’nda alıyorum soluğu... Kentsel
102 G 07/15
dönüşümün ana merkezlerinden Tarlabaşı ‘sorunlu’ yapısından dolayı sanatçıların, özellikle de yabancı kökenli sanatçıların son dönem yaşamak ve proje geliştirmek için tercih ettiği bölgelerden.
Kaldıkları sanat merkezi Pasaj’ı çok iyi
biliyorum. Kar amacı gütmeyen ve alternatif sanat anlayışını benimseyen bir kolektif burası. Yurtdışında çok iyi işleyen
ve bizde örnekleri pek olmayan bir çeşit Artists Residency görevi de görüyor
Pasaj. Ara sokaklarda farklı etnik gruplardan geldikleri belli olan mahalleli kadınlar öbekler halinde oturmuş çekirdek
çitliyor. Bir taraftan yanlarında oynayan
çocuklarını göz ucuyla kontrol ediyorlar. Binanın önündeki kadınları selam-
ladıktan sonra zili çalıyor ve yukarı çıkıyorum. Kapıyı Fanch açıyor, beni içeri
davet ediyor. 30’lu yaşlarının ortalarında iki maceracı sanatçı ile karşı karşıyayım. İstanbul’a geldikleri için mutlu görünüyorlar. Ancak yorgunlukları gözlerinden okunuyor.
Giydikleri kıyafetler, yaklaşık üç yıldır bisiklet üstünde süren göçebe hayatın izlerini taşıyor: Güneşten rengi atmış
giydiklerinin. Cilt renkleri de keza bir
Avrupalı değil Afrikalı cildi kadar koyulaşmış. Bisikletleri dikkatimi çekiyor. Bildiklerimizden farklı. Recumbent adıyla
bilinen bisikleti uzun seyahatte onlara
daha fazla konfor alanı sunduğu için tercih ettiklerini anlatıyorlar.
Sanatsal bir göçebe workshop’u olarak da
tanımlanabilecek Geocyclab projesinin sahipleri
Fanch Dodeur ve Barth Peron’a göre bu deneysel
yolculuk mutlaka paylaşılmalıydı. Bu yüzden
yolculuğun her karesi dikkatle kaydedildi.
GÖÇEBE SANAT
Geocyclab ismini verdikleri proje için
13 bin 668 kilometreyi bisiklet sırtında geçiren sanatçılara “Bu süreci bir-iki
cümleyle özetlemeniz gerekse ne söylersiniz?” diye soruyorum. Barth devreye
giriyor: “Geocyclab sanatsal bir göçebe
workshop’u ve aynı zamanda mobil bir
araştırma labaratuarı. Ayrıca iki buçuk
yıldır bisiklet sırtında dünyayı turlayan,
bağımsız ve deneysel bir yolculuk diye
tanımlayabiliriz.”
Onları seyahate iten motivasyon kaynaklarını tabii ki çok merak ediyorum ancak
asıl merak ettiklerim oldukça basit: Kaç
para harcadılar, kaç kilometre yürüdüler,
hangi ülkelerden geçtiler, kaç çift ayakka-
bı eskittiler, kaç gece çadırda kaldılar, kaç
gecelerini otelde geçirdiler, hangi ülkelerde hangi projelere imza attılar?
Cevaplar için çok fazla düşünmeleri gerekmiyor. Çünkü belli bir amaç için
yola çıkmışlar ve yaşadıkları her an, seyahat ettikleri her dakika kayıtlı. Bu seyahatin amacı sadece dünyayı turlamak
olsaydı daha kısa sürmesi gerektiğini belirtiyorlar öncelikle. Ancak gittikleri ülkeleri bir çeşit açık laboratuar olarak gördükleri ve ortak sanat projeleri gerçekleştirdikleri için daha uzun bir zaman dilimine yayılmış. Özetle ilk sorularımın cevapları şöyle: Bu seyahate çıkarken 50 bin
Euro bütçe hayal etmişler ancak 30 bin
bulabilmişler. Fakat bu bütçe, seyahatle-
FAS, 22 Şubat 2013. Barth
Peron yaklaşık üç ay
kaldıkları Fas‘ta günlükleri
için kayıt alırken... Fas‘ın
kliması Barth Peron ve
Fanch Dodeur‘e çalışmak
ve keşfetmek için daha
uygun koşullar sundu.
07/15 G 103
ri, planladıklarından uzun sürdüğü için
çok zor yetmiş. Üç kez uçağa binmek zorunda kalmışlar. Çok fazla eşyayla yola
çıkmamışlar, ihtiyaçları da olmamış zaten. Gittikleri ülkelerden edindikleri arkadaşları onlara o kadar çok tişört hediye etmiş ki, bir kısmını Fransa’ya göndermek zorunda kalmışlar. Bu yolculuk
boyunca her ikisi de birer çift ayakkabı
ve üçer çift terlik eskitmiş. Yola çıktıkları ayakkabılar hâlâ ayaklarnda ve yaklaşık üç ay sonra (bu yazı kaleme alınırkenki tarih itibariyle) yani eylül ayında
Fransa’ya vardıklarında aynı ayakkabılar ayaklarında olacak. “Çok fazla yürümek zorunda kalmadık” diyor Fanch. Niye tek ayakkabıyla bu üç yılı geçirdiklerinin cevabı da burada saklı. Bu ikibu-
çuk yıl boyunca ve 875 gün (İstanbul’a
kadar) süren yolculuklarında 400 geceyi çadırda, geri kalanı evlerde ya da ucuz
otel veya hostellerde geçirmişler. Bu konaklamaların 100 gecesi genelde Afrika
ve Asya’da mecburiyetten gerçekleşmiş.
İstanbul’dan sonra Avrupa ülkelerini geçtikten sonra (90 günü geçmemeyi planlıyorlar) ülkelerine varmayı hedefliyorlar. “Avrupa’da hangi ülkelerden geçeceksiniz?” diye sorduğumda, bisiklet yolculuğunun rotasının nasıl şekillendiğinin
de cevabını alıyorum: “Bisikleti düz yolda kullanmak gerekiyor. Dağlık alanları,
zor olduğu ve seyahati gereksiz şekilde
uzatacağı için tercih etmiyoruz. Bunun
için Avrupa’da Tuna Nehri boyunca hareket edeceğiz.”
Çok büyük bir ülke olmasına rağmen
Hindistan’da sadece 19 gün kalabildiler.
104 G 07/15
Fanch Dodeur ve
Barth Peron,
SENEGAL’de mola
verdiklerinde.
23 Nisan 2013.
TEHLİKELİ ANLAR
Bisiklet kullanmak açısından en zorlandıkları yerlerden biri de Türkiye olmuş. Çünkü karayolundaki sürücüler bisiklet kullananlara alışık değil. Özellikle
Bolu’dan sonra İstanbul’a kadar olan bölgede büyük tehlikeler atlattıklarını itiraf
ediyorlar. Gürcistan’dan sonra Türkiye’ye
Karadeniz bölgesinden giriş yapıp yine
aynı istikamette Trabzon, Sinop, Kastamonu, Bolu hattını takip etmişler. Bu
yolculuk da yaklaşık 50 gün sürmüş.
Ne kadar benzer karakterde olursanız olun, bu kadar günü aynı kişi ile geçirmek bir süre sonra yormaz mı? Cevapları net. İkisi de yolculuk boyunca hiç
kavga etmemiş, bir gün bile bu projeyi
yarım bırakıp ülkelerine, ailelerine geri
dönmeyi düşünmemiş. İkisinin de yüzüne ve vücut dillerine baktığınızda ne
kadar barışçıl olduklarını görüyorsunuz.
Fanch müzikle uğraşan bir sanatçı. Doğal olarak daha hareketli. Barth ise grafik tasarımcısı ve bu yönde sanat işleri geliştiriyor. Yazı ve organizasyon işine daha
yatkın. Bu iki karakter söz konusu zor ve
uzun yolculukta çok iyi uyum sağlamışa
benziyor. Seyahat esnasında zor anlar da
yaşamışlar, örneğin hastalık gibi… Ama
hemen tedavi olup yeniden yola devam
etmişler. Ve ne ilginçtir ki, kötü bir deneyim olarak hatırlayacakları negatif bir
olayla hiç karşılaşmamışlar. Bunu söylerken her iki ellerinin baş parmak ve işaret
parmaklarını çaprazlamayı unutmuyor-
lar tabii espriyle karışık…
YEDİ YILLIK PROJE
Projenin üç yıl önce başladığını düşünüyorsanız yanılırsınız. Çünkü proje en az
yedi yıllık. iki yılı bütçeyi denkleştirmek
ve planlamakla geçirmişler. Üç yıl seyahat. Bu seyahatten sonraki iki yıl da projenin kitabı, belgeseli ve sergisi gibi safhalarla geçecek. Biz onlarla karşılaştığımızda projenin tam ortalarında olduklarını söyleyebiliriz. Gittikleri her ülkede mutlaka bir sanat projesine imza atmışlar. “Aklımızdaki her şeyi yapamadık çünkü imkanlar sınırlıydı” diyorlar.
Ancak web sitelerini ziyaret ederseniz üç
farklı kulvarda şahane ve alternatif sanat
işlerine imza attıklarını göreceksiniz.
12/14 G 105
MORİTANYA, 8 Nisan 2013- Çöpe atılmış otomobillerden toplanan metaller kullanılarak çay pişirme kabı yapılıyor. DIY için en
güzel örneklerden. (Üstte.) SENEGAL, 23 Nisan 2013. Float Drop projesinden bir kare. Her bir şişede Geocyclab’a yüklenmiş
videolardan birinin adı ve web uzantası yazılı. Bu şişeler okyanusa bırakılarak yeni sahiplerini arayacak. (Altta.)
106 G 07/15
Seyahatin motivayon kaynaklarından en temeli sanat. Seyahatleri devam eden ikili bu süreçte çok fazla sanat projesi ve fikri üretmiş. Bart
ve Fanch, Geocyclab adını verdikleri proje için üç farklı ana dalda sanat
projeleri gerçekleştirmişler.
1-GÖRSEL-İŞİTSEL SANAT
Geocyclab projesinin internet sitesindeki Haiku ve Free Objects başlıkları altında günlük olarak yayınlanıyor.
2-SPONTANE SANAT
“Adhan” ve “Mehndi” - Fas
“Homo Sapiens Sapiens” - Moritanya
“Float Drop” - Senegal
“How to disturb the desert silence”
-Meksika.
3-DENEYSEL SANAT SERGİLERİ
“Techno Griot” – Dakar-Senegal
“Communication innapropriée” Meksika
“Singing Plants” and “Aquaphonics” Kualalumpur-Malezya
SENEGAL, 16 Mayıs 2013. Techno Griot performans projesinden bir kare.
Telefon atıklarından elde edilen bir aparat ile müzik yapılıyor. DIY ya da
Sistem D adı verilen Do It Yourself (kendin yap) kültürünün en güzel
örneklerinden. (En üstte.)
MALEZYA KUALA LUMPUR, 6 Ağustos 2014. Singing Plants deneysel sanat
çalışmasından bir kare. Bitkiler yoluyla müzik yapılan bu proje “Açık
teknoloji-kaynak” (Open Source) akımı temeli üzerinde yükseliyor. (Üstte.)
SANAT PROJELERİ
07/15 G 107
Projenin amacı geçici bir yolculuk için sebep
oluşturmak değil. Amaç, doğa, teknoloji ve insan
ilişkileri üzerinden hayatın sonsuz estetik
biçimlerini örneklemek.
RECUMBENT BİSİKLET
Recumbent, sırt üstü yatar pozisyonda sürülebilen bir bisiklet çeşidi. Uzun mesafe seyahat edecek
sürücüler ergonomik sebeplerden
dolayı son zamanlarda genellikle Recumbent’i tercih eder oldular.
Bisiklet üzerindeki ağırlığın dengeli dağılımı sürücülere uzun mesafede büyük kolaylık sağlıyor. Aerodinamik açıdan da avantajlılar.
Sonsuz sayıda modelleri mevcut.
İlk Recumbent 19. yüzyılın ortalarında görülüyor. 1900’lü yıllarda çok sayıda farklı Recumbent
tasarımına rastlansa da ilk örnekleri bugünkü modele göre başarısız. Bu ilk modeller zamanla geliştirilerek bugünkü şeklini alıyor.
108 G 07/15
ÇIKARILAN DERSLER
“Planlamak çok güzel de uygulama ve
pratikte sonradan farkına vardığınız ve
çıkaracağınız dersler olmuştur. Sapmaların olduğu durumlar mesela?”
Müstehzi gülümsüyorlar. Bu seyahati
planlarken göçebe ve vahşi bir hayat süreceklerini ve sonsuz sanat projeleri gerçekleştireceklerini hayal etmişler. Ancak ‘Hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir’ demiş bilge bir kişilik. İkisinin de bu yolculuktan çıkardıkları iki
ana ders var: Birincisi: Eğer bisikletle seyahat ediyorsan tamamen medeniyetten
uzak göçebe bir hayat süremezsin. Çünkü bisiklet için yol gerekiyor. İnsan eliyle
yapılmış karayolunu takip edersen zaten
bir şekilde medeniyetten uzaklaşamıyorsun. İkincisi: Hem göçebe bir hayat sürüp hem de gittiğin her yerde sanat projesi yapmak mümkün ama çoook zor. Ya
istediğin gibi bir yer bulamıyorsun ya da
konsept. İkisinin bir araya geldiği yerler
olmuş ama çok ender.
PASAJ: SANATÇI KONUŞMASI
Onlarla ilk tanışmamdan yaklaşık iki hafta sonra Pasaj’da davetlilere
Geocyclab’i anlattılar. Burada bir parantez açıp Pasaj’dan da kısaca bahsetmek
gerek. Pasaj, İstanbul sanat ortamında
var olan ticari sistemlere alternatif bir
yapı oluşturmak amacını güdüyor. Ticari amaç gütmeyen inisiyatif, rekabet-
İSPANYA, 19 Kasım 2012. Fanch Dodeur (Solda.)
SENEGAL, Saint Louis-22 Nisan 2013. Sanatçı ve bisiklet
tamircisi Fal Meissa. Babası dedesinden o da babasından
devralmış bisiklet tamirciliğini. Aynı zamanda bisiklet
parçaları ve bisiklet biriktirdiği geniş bir koleksiyona
sahip. Fal Meissa yaşadığı şehirde çok iyi tanınan bir
heykel sanatçısı aynı zamanda. (Altta.)
çi değil samimi paylaşımdan yana tavır
takınıyor. Bu merkezde iktidar sanatçının. Odaklandıkları şey ise deneyim. İşte
bu iki ‘çılgın’ sanatçı iki buçuk yıl boyunca yaşadıklarını Pasaj kitlesiyle paylaştı.
Konuşmadan sonra yeniden sohbet
imkanı bulduğum sanatçılar İstanbul
için birtakım sanat platformlarıyla ortak
işlere imza atacaklarının da sinyalini verdiler. Ancak müthiş dinamik buldukları
İstanbul için projelerini bir sonraki seyahate bıraktıklarını ve zamana ihtiyaçları
olduğunu anlıyorum.
AÇIK KAYNAK, AÇIK KÜLTÜR
Fanch Dodeur ve Barth Peron, sanat eğitimi aldıkları öğrencilik yıllarından beri
tanışıyorlar. İkisi de ayrı ayrı sanat işlerinde ve projelerde yer alsalar da akıllarında hep göçebe bir hayat sürerken gittikleri ülkelerde sanat işleri yapabilecekleri Geocyclab gibi proje vardı. Gerekli olan parayı denkleştirmeleriyle seyahatleri 30 Eylül 2012’de yaşadıkları şehir
olan Quimper’den start aldı. Bu seyahat
ve proje aynı zamanda bir hayat biçimi
tercihiydi. Keşfetme arzularını dinleyen
maceracı iki sanatçının seçimi… Amaçlardan biri bu seyahat boyunca yaşadıklarını paylaşmak. Bilgiyi de aynı zamanda yereldeki sanatçılar ve bağımsız kurumlarla paylaşmak…
Hemen hemen geçtikleri her ülkede Open Culture-Sharing Culture’ı (Açık
kültür-Paylaşma kültürü) benimseyen
kişiler ve oluşumlarla karşılaştılar. Bu
akımla ve yaşadıklarıyla ilgili paylaşımlarını web sitelerinden takip edebilirsiniz: geocyclab.fr/rubrique/objets-libres
MOBİL ÖZGÜRLÜK
Geocyclab, iki bağımsız sanatçının dünyayı ve kurdukları ilişkileri sorgulama biçimi aynı zamanda. Mobil olmayı tercih
ediyorlar çünkü bir yere bağlanmamak,
yaratmak için en uygun konteksi sunuyor. Böylece adım attıkları her yer onlara sonsuz keşif olanağı sunuyor. Yeni sorularla karşılaşıyor ve bunları paylaşıyorlar. Onlara en iyi otonomiyi sunan ekipman olan bisikletle yola çıkmaları, son07/15 G 109
FAS, 27 Şubat 2013. Fanch Dodeur.
MYANMAR, 15 Ekim 2014.
Yerliler balık tutarken.
Geocyclab, iki bağımsız sanatçının
dünyayı ve kurdukları ilişkileri
sorgulamak için seçtikleri bir
yöntem aynı zamanda.
Rakamlar konuşsun
30.000
Euro
13.668
km
875
90
İstanbul’dan
İstanbul’a
İstanbul’a
Toplamda
sonra
kadar süren
kadar
bu proje için
Fransa’ya
harcadıkları bisikletle kat seyahatlerinin
gün sayısı. kadar sürecek
ettikleri yol.
para.
olan seyahatin
Seyahat için
gün sayısı.
kullandıkları
iki bisiklet de
bütçeye dahil.
suz araştırma, gözlem ve paylaşma deneyimi sağlıyor. Yürüyerek ya da otobüsle
ya da diğer ulaşım biçimlerini tercih edebilirlerdi. Ancak sahip oldukları anlayış
onları daha sessiz, ekolojik ve ekonomik
olan bisiklete yönlendirmiş.
Bu çerçevede bisiklet onların zamanla
olan ilişkisini, dünyayı ölçme biçimini
insani değerler çerçevesinde değiştirerek
şekillendirmiş. Yolculuk aynı zamanda
alışık oldukları hayat biçimini de değiştirmiş doğal olarak. Alışkanlıklarından
uzaklaşıp yeni bir hayat biçimi bulmayı
ümit etmişler ve bulmuşlar da… Bu iki
sanatçı gittikleri yerlerin global sorun110 G 07/15
400
Çadırda
kaldıkları
gece sayısı.
100
1
2
3
Eskitip
Uçak seyahati. İki sanatçının Kullandıkları
Otel ya da
attıkları terlik
pantolon
şimdiye kadar
hostelde
çifti sayısı.
sayısı.
eskittiği
konakladıkları
ayakkabı sayısı
gece sayısı.
larıyla da yüzleştiklerini itiraf ediyorlar.
Su sorunu, enerji sorunu vs… Farklı yaşam biçimlerine duydukları saygıysa daha da güçlenmiş.
KENDİN YAP
3
Projenin en temel ayaklarından biri bilgi birikimi paylaşımı ve “Do It Yourself ” (kendin yap) kültürü. Free Objects
(Serbest-özgür objeler) olarak adlandırdıkları bu ayakta amaçları, yaşadığımız
dijital çağada Sistem D ya da DIY (Do It
Yourself) ya da ‘kendin yap’ kültürünüakımını keşfetme ve geliştirme. Onlara göre Do It Yourself, Do It Together’a
(birlikte yap) doğru evriliyor. Çünkü artık daha da globalleşen ‘açık kültür’ akımı
uluslararası topluluklar sayesinde de gelişiyor. Bilginin paylaşımı daha da değer
kazanıyor. Fanch ve Barth’ın Geocyclab
bünyesindeki ayaklardan biri olan Free
Objects projeleri bu açık kültür akımından ve felsefesinden esinlenilerek geliştirilmiş.
Bu bölüm günlük tutmaktan ibaret
değil. Free Objects (özgür objeler) bilgi
paylaşımının özgürce yapılması gerektiğini savunan yerel oyuncularla geçirilen
zamanı ve onlarla birlikte geliştirilen projeleri anlatıyor.
07/15 G 111
SEYAHATİN KRONOLOJİSİ
S
SU
ÜK
ANU
ANU
OKY
OKY
ÜK
AS
BÜY
ATL
BÜY
OKY
ANU
HİNT OKYANUSU
S
FRANSA (42 GÜN-1261 KM)
Fransa’nın kuzeybatı bölgesi
Bretonya’dan başlayan seyahat
Atlantik kıyısı boyunca bol yağmurlu bir havada devam etti.
İSPANYA (32 GÜN-745 KM)Fransa’dan İspanya’ya geçiş.
Madrid’de iki gün konaklama. Kasım sonuna denk geldiği ve hava çok soğuk olduğu için
Madrid’den Grenada’ya geçmek
için otobüs tercih edildi.
FAS (97 GÜN-2194 KM)Kliması ve doğal olarak günlük hayatın daha kolay olduğu
Fas’ta sanatçılar, projeleri için
daha fazla konaklama ve araştırma imkanı buldular. Sahra
çölünü geçmeden birtakım projeler yapmaya başlamışlardı.
MORİTANYA (30 GÜN-700 KM)Arkadan rüzgar aldığı zamanlarda seyahat çok kolaydı. Ancak güneşin tepeye çıktığı anlarda seyahat neredeyse imkansızdı. Noukchott’da geçirilen
iki hafta sonunda “hiçbir yerin”
tam ortasında yer alan bu çılgın
şehirde ne yaptıklarını, neler olduğunu ancak anlayabilmişler.
SENEGAL (34 GÜN-320 KM)Moritanya sınırından Dakar’a
ulaşmak az vakit aldığından
projeleri için araştırma yapmaya, yereldeki sanatçılar ve kurumlarla tanışmaya ve projelerini gerçekleştirmeye daha fazla
vakitleri olmuş.
DAKAR-MEKSİKA(Uçak ile seyahat)
MEKSİKA (173 GÜN-794 KM)Meksiko City’de birkaç ay hiç bisikletlerine dokunmadan yaşadılar. Çünkü dizüstü bilgisayarlarında büyük bir problem vardı. Bu Geocyclab projesinin karşılaştığı ilk büyük sorundu. Ancak bu sorunu avantaja çevirmeyi bilen sanatçılar, zamanı
proje üretmeye harcadılar. Burası seyahatleri boyunca onlara daha derin araştırma ve içlerine sinen bir proje gerçekleştirme fırsatı sundu.
MEKSİKA-ABD (Tekne ve
Otobüs Seyahati)
ABD-KALİFORNİYA (76 GÜN1487 KM)- San Diego’dan San
Francisco’ya hava koşulları sebebiyle rahat bir yolculuk gerçekleştirdiler. Los Angeles’da 10
gün konakladılar ve yaklaşık iki
hafta San Francisco’da geçti.
KALİFORNİYA-ENDONEZYA
(Uçak seyahati)
ENDONEZYA (69 GÜN-1490
KM)- İlk tropical ülke. Kalabalık, ancak insanlar oldukça sıcak. Bali Denpasar’dan
Jakarta’ya kadar bisikletle ilerlediler. Jakarta’daki birkaç haftayı da pasaport ve vize sorunlarıyla boğuşarak geçirdiler.
ENDONEZYA-MALEZYA
(Gemi Yolculuğu)
MALEZYA (58 GÜN+90
GÜN TATİL-635 KM)-Kuala
Lumpur’a yağmur altında ulaştılar ve Biji Biji isimli sosyal işletmeyle buluştular. Kalacakla-
rı yer zaten hazırdı. Birlikte çok
sayıda sanat projesi, deney ve
workshop’lara imza attılar. Tüm
bunların sonunda Tayland’a
geçmeden önce kendilerine 90
günlük bir tatil hediye edip bisiklet sürmeyi bıraktılar.
TAYLAND (29 GÜN-305 KM)Fanch’ın ateşli bir hastalığa yakalanması yüzünden Malezya
sınırından direkt Bangkok’taki
bir hastaneye trenle geçtiler. Bir hafta hastanede yatan
Fanch, sağlığına kavuşunca bisiklet seyahati de kaldığı yerden devam etti. Vizeleri bitmek
üzere olan sanatçılar bu yüzden Myanmar’a kadarki yarı yolu tren ile geçmek zorunda kaldılar.
MYANMAR (27 GÜN-905 KM)Myanmar, onlara akla hayale gelmeyecek yeni deneyimler tatma ve yeni insanlar tanıma şansı sundu. Yeni projeler geliştirdiler. Vizeleri az olduğu için oradan tren ve gemi ile
Hindistan’a geçildi.
HİNDİSTAN
(19 GÜN-335 KM)-Kuzeydoğu
Hindistan’ı Lucknow’a kadar
kısmen otobüs kısmen bisiklet
kısmen tren ile kat ettiler.
MALEZYA (TEKRAR)
(26 GÜN-0 KM)- Kuala
Lumpur’a Lucknow’dan uçakla ulaşıldı. Çünkü Biji Biji’deki
arkadaşları onları bir festivalde çalışmaları için davet etti ve
bu sayede birazcık da olsa proje
bütçelerine para katabildiler.
NEPAL (17 GÜN-0 KM)Malezya’dan Nepal’e uçakla seyahati tercih ettiler. Amaç Hindistan vizesi almak ve bu yoğun
temponun sonunda biraz dinlenmekti.
HİNDİSTAN (YENİDEN)
(72 GÜN-510 KM)-Hindistan’a
bu ikinci gelişte kuzey ve batı
Hindistan’da geçirdikleri vakti
‘garip’ olarak niteliyorlar. Çünkü Yeni Delhi’den uçakla ayrılmak zorunda kaldılar. Sebep
Iran ve Pakistan’dan vize alamamalarıydı. Bu kadar büyük bir
ülkede geçirdikleri zaman yetersizdi.
GÜRCİSTAN (25 GÜN-453 KM)Tiflis’te iki hafta boyunca bir
çağdaş sanat merkezinde kaldılar. Şehirdeki sanatçılar ve bağımsız oluşumlarla toplantı
yapma şansları oldu. Türkiye sehayatinden önce Karadeniz kıyısındaki Batum’a ulaştılar.
TÜRKİYE (55 GÜN-1534 KM)Biz bu röportajı yaptığımızda ortaya çıkan rakamlar bunlar. Gürcistan sınırında Karadeniz kıyısı boyunca Artvin,
Trabzon, Sinop, Kastamonu
seyahati. İstanbul’a az kalmasına rağmen onlar için en zorlu
etap bisiklet sürücülerine alışık olmayan tırlar ve otomobil
sürücülerinin yarattığı tehlikeden dolayı Bolu-İstanbul parkuru oldu.
07/15 G 113

Benzer belgeler