istanbul deniz müzesi komutanlığı

Transkript

istanbul deniz müzesi komutanlığı
●TEMA–2:DENİZ TAŞITLARI VE GELİŞİMLERİ
İnsanoğlu ilk çağlarda balık tutma ve nehirlerin bir tarafından diğer tarafına geçmek için ağaç
kütüklerinden faydalanmışlardır.
Su üzerinde yüzen ağaç gövdeleri bir yerde sabit olarak tutulamadığından ve üzerinde denge
sağlamanın güç olmasından dolayı, ilkel toplumlar zamanla ağaç kütüklerini bir araya getirip
bağlamak suretiyle sallar yapmayı öğrenmişlerdir. Bu gelişme daha ağır yüklerin
taşınmasında ve gemi seyahatlerinde büyük kolaylıklar sağlamıştır.
Salların sebep olduğu en büyük dezavantaj bunların çok büyük ve yavaş olmasını ve buna
ilave olarak, yalnızca göllerde ve küçük nehirlerde kullanabiliyor olmalarıdır.
Tarih öncesi çağlarda Nil, eski Mısır'daki bölgeler arasında tek iletişim kanalıdır. Milattan
önce 3000'li yıllarda ilk gemi papirüs ağacından elde edilen kütüklerin deri bağlar yardımı ile
bir araya getirilmesi suretiyle yapılmıştır. Milattan önce 2500 ile 2000 yılları arasında,
Mısırlılar resimde görülen gemileri inşa etmektedirler. Direk ve yelkenleri olan bu gemilerin
uzunluğu 30 ila 40 metre arasında değişmektedir. Gemiyi hareket ettirmek için kullanılan
kürekler geminin orta tarafında yer alırken, yön değiştirmek amacıyla kullanılan kürekler arka
bölüme yerleştirilmiştir.
Kartacalılarla yapılan savaşlardan sonra, Roma İmparatorluğu tüm Akdeniz'in hâkimiyetini
ele geçirmiştir. Roma donanması, savaş gemileri, çıkartma gemileri, keşif gemilerinden
oluşan çeşitli ebatlarda gemilerden oluşmaktadır.
Kadırgalar 10. yüzyıldan itibaren tüm Akdeniz'de kullanılan savaş ve ticaret gemileridir.
Kadırgalar Bizanslılar tarafından yapılmış olup 10. yüzyıla kadar kullanıla gelmiştir.
Kadırgalar ortalama 60 metre uzunluğunda, 7 metre genişliğinde ve 3 metre derinliğindedir.
300 tona kadar taşıma kapasitesine sahip olan bu gemiler 500 insan alabilmektedir. Kölelerin
ve mahkûmların kürek çekmekte kullanıldığı bu gemilerde, savaş esnasında bir gemiden
diğerine geçmeyi sağlayacak sistemler vardı ve gemiden gemiye geçişlerin sağlanmasıyla
beraber silahlı çatışma başlardı. Tüm bunlara ilave olarak, kadırgalar Tuna nehrinde yolcu
taşımacılığında ve Adriyatik denizinde kullanılırlardı.
Karavela 12. ve 16. yüzyıllar arasında kullanılan bir gemi olup, uzun yolculuklara son derece
uygundur. Üç-dört direkli olan bu gemiler 70 kişiye kadar yolcu taşıma kapasitesindedir.
Christoph Colombus Amerika'nın keşfi sırasında karavelaları kullanmıştır.
Bu devasa gemiler okyanus yolculuklarında kullanılmış olup, dört direğe sahiptirler. 600 ila
800 arasında mürettebat taşıyabilen bu gemiler İspanyollar tarafından, Amerika'daki
kolonileri ile irtibatlarını sürdürmeleri için kullanılmıştır.
15. yüzyıl boyunca inşa edilen, uzunlukları 70 metre civarında, 15 metre genişliğinde, 70
metre yüksekliğinde üç direğe sahip bu büyük ve muhteşem gemiler takriben 1000 - 1200 kişi
taşıyabiliyor ve 120 top ile silahlandırılıyordu.
Bu hızlı yelkenliler Amerikalılar tarafından İngiliz gemileri ile mücadele etmek amacıyla inşa
edilmiştir. 800 ton ile 2000 ton arasında değişen ağırlıklara sahip bu gemiler,
3-8 adet direğe sahiptiler ve son derece hızlı yol alabiliyorlardı. Örneğin, bu gemilerle Atlas
Okyanusu 13 günde geçilebiliyordu .
1803 yılında Robert Fulton adlı bir Amerikalı tarihteki ilk buharlı gemiyi yaptı. 1807'de ise
"Klermon" adını verdiği buharlı geminin yapımını tamamladı. Bu gemi ile New York ile
Albany arasındaki 287 km'lik mesafe 22 saatte kat edilmiştir. 1819'da ise "Savanah"adlı
geminin inşası geçekleştirilmiş ve buhar motoruna ilave olarak, bu gemiye üç adet yelken
direği dikilmiştir. Bu tarihten itibaren, klasik gemilerin yerini bu gemiler almıştır.
1858 yılında dünyanın çelikten yapılmış, buhar gücü ile çalışan ilk gemisi inşa edilmiştir. 211
metre uzunluğunda, 20,000 ton ağırlığında olan bu gemi için günümüzdeki modern gemilerin
atası yakıştırmasını yapmak mümkündür.
Günümüzde sürat motorları son derece popüler gemi çeşitlerinden biridir. Bunlar, ticari,
turistik ve sportif faaliyetlerde kullanılmaktadır. Diğer taraftan, çıkartma yapmak, mühimmat
taşımak gibi askeri amaçlarla da kullanılan bu motorların saatteki hızı 300 km/s. civarındadır.
Denizaltılar hem su üzerinde, hem de sualtında kullanılabilen askeri araçlardır. Su yüzeyinde
ilerlerken itici güç olarak dizel motorlar kullanan denizaltılar sualtında hareket için elektrik
enerjisinden faydalanırlar. İlk nükleer denizaltı olan "Nautilus" Amerikalılar tarafından
yapılmış olup, 1954 yılından bugüne değin kullanılmaktadır. Denizaltılar, torpidolar, füzeler
vb. ile silahlandırılmışlardır.
Savaş gemileri kuvvetlendirilmiş çelikten imal edilmiştir. Bir kubbe içine yerleştirilmiş olan
silahların her yöne dönebilme özelliği vardır. Büyük bir ateş gücüne sahip olan bu gemiler
denizde savaşmakta ve düşman limanlarını bombardıman etmekte kullanılır.
Uçak yapımındaki büyük ilerlemeler etkisini gemi yapımında da göstermiş ve deniz
savaşlarında uçak taşıyabilme özelliğine sahip gemilerin yapımı gündeme gelmiştir. 1919
yılında ilk uçak gemisi yapılmıştır. Modern uçak gemilerinde hareket için nükleer enerji
kullanılmaktadır.
MÜZE OBJELERİ
►KADIRGA
Yelken ve kürekle ilerleyen kadırgalar 10.yy’dan 18.yy başlarına kadar tüm Akdeniz’de
kullanılan savaş ve ticaret gemileridir. En önemli avantajı seri hareket etmesi olan
kadırgaların; dezavantajları insan gücüne ve rüzgârın durumuna bağlı olarak çalışmasıydı.
Ortalama 60m. uzunluğunda 7m. genişliğinde ve 3m. derinliğindeki tekneler 300 tona kadar
taşıma kapasitesine sahip ve 500 kişi alabilecek büyüklükteydiler.
TARİHİ KADIRGA
Tekne iki direkli olup, 24 çifte küreklidir. Her bir küreği 3 kişi (toplam 144 kürekçi)
tarafından çekilmektedir. Osmanlı sultanlarının yakın sularda kullandıkları bir teknedir.
Sultan Avcı IV. Mehmet (1648- 1687) devrinde kullanıldığı bilinen kadırga hakkında yapılan
araştırmalar, teknenin 16. yüzyılda inşa edildiğini göstermektedir. Dünyada orjinal olarak
varolan tek kadırgadır. Malzemesi ahşaptır. Uzunluk: 40m Genişlik: 5.70m (221 Tarihi
Kayıklar Galerisi)
TARİHİ KADIRGA MODELİ- Sultan Avcı IV. Mehmet (1648–1687) devrinde kullanıldığı
bilinen kadırganın tam modeli. Malzemesi ahşaptır.(1264 Keşişleme Salonu)
BARBAROS HAYRETTİN PAŞA’NIN SANCAK GEMİSİ
(KADIRGA) MODELİ- 1980 yılında yapılan model, 16. yüzyıl sancak gemisinin tipik
özelliklerini taşır. Üç direkli, yelkenlinin direklerinde yeşil flama ve sancaklar, kıçta iki adet
fener, iki adet tahlisiye sandalı bulunur. Kürek sayısı 31 çifte olup, baş tarafında iki demiri ve
beş topu görülür. (3783-Barbaros Odası)
►KALYON
Yelken ile hareket eden Osmanlı gemilerinin en büyüğüne kalyon denir.11. yüzyıldan itibaren
dünya denizlerinde kullanılmış olup, Kolomb ve Vasco de Gamma birer kalyon kaptanı idiler.
Osmanlılarda ilk yelkenli gemiler, Sultan II. Bayezid devrinde yapılan gökeler idi. Kalyonlar
Osmanlı’da buharlı gemiler çağına kadar kullanılmıştır. Kalyonların 3 direği ve mükemmel
bir yelken donanımı olurdu. Güvertesi kat kat olup sırasıyla açık güverte, palavra, orta kat, top
ambarı, tavlon ve güverte adlarıyla anılırdı. Bir kalyonda en az 60–100 top bulunurdu;
bordadan yapılan atışlarda topların namluları lumbarlardan dışarı uzanırdı. Su girmemesi için
lumbarlar kapaklı olurdu.
MAHMUDİYE KALYONU
Devrinin en büyük savaş gemisidir. Mahmudiye Kalyonu adını Padişah II. Mahmut'tan
almıştır. Denize indirildiği 1829 yılından (İstanbul Tersanesi’nde Mühendis Mehmet Efendi
ile Mimar Mehmet Kalfa tarafından inşa edilmiş), emekli olduğu 1874 yılına kadar 45 yıl
boyunca gerek baş tarafındaki kükreyen aslan motifi ve gerekse heybetli görüntüsüyle,
günümüz tabiriyle, dosta güven düşmana korku vermiştir. Özellikle Kırım Harbi’ndeki
(1853–1856) Sivastopol Muharebesi’nde (13 Eylül 1855),başarılı kara bombardımanı ile
Sivastopol Kalesi’nin zapt edilmesinde başrolü oynamıştır. Bu savaşta müttefik İngiliz ve
Fransız gemileri birçok hasar almalarına rağmen, Mahmudiye Kalyonu hiç isabet almamıştır.
Gazi sayılmış ve bir efsaneye dönüşmüştür. Hakkında şarkılar, şiirler yazılmış; resimleri
yapılmıştır. Mahmudiye 3 ambarlı, uzunluğu 62m., genişliği 17m. 128 adet topu ve 1280
personeli olan yelkenli ahşap bir harp gemisidir. Yelkenli gemilerden buharlı gemilere geçiş
döneminde makine takılması gündeme gelmişse de geminin buna uygun olmadığına karar
verilmiştir. İstanbul'da Tersane-i Amire'de inşa edilen Mahmudiye donanmaya katılır
katılmaz "Kaptan Paşa Gemisi"; şimdiki tabirle "Sancak Gemisi" olmuştur.
MAHMUDİYE KALYONU’NUN MODELİ-19.yy.
Tersane-i Amire Model hanesi-Ahşap.(Ana Sergi Binası Giriş Kat–1991)
MAHMUDİYE KALYONU’NA AİT HALAT- Gemi demirleri denizde bulunduğu sırada
zincirin üzerine bağlanır.-19.yy.-Kendir. (Lodos Salonu–1400), MAHMUDİYE
KALYONU’NA AİT GOMİNA PARÇASI: Güverte üzerine kilitlenen zincir.-19.yy.-Halat ve
demir. (Tarihi Kayıklar Galerisi–1399)
MAHMUDİYE KALYONU’NA AİT TÜFEKLİKAslan Figürlü, ahşap–19.yy (4605 Keşişleme Salonu))
GÖKE KALYONU-MİHRİBAN SÖZER -Minyatür(2055
Lodos Salonu)
►BUHARLI GEMİLER
Osmanlı devletinin ilk buharlı gemisi, 1826 yılında İngiltere’den satın alınan bir vapurdur. Bu
vapur, hem yelkenli, hem yandan çarklı, hem de buharlı bir gemi olduğu için İstanbul
halkında şaşkınlık yaratmıştır. Vapurun özel bir adı olmamasına rağmen halk ona ‘Buğ
Gemisi’ demiştir. Sultan II. Mahmud’un zaman zaman boğaziçinde gezintiye çıktığı bu
vapurun ardından ‘Kebir’ ve ‘Sagir’ isimli iki buharlı vapur daha alınıp, İstanbul halkının
hizmetine sunulmuştur.
PERVANELİ KALYONLAR:1850’li yıllarda Tersane-i Amire’de inşa edilen Peyk-i Zafer,
Kosova, Fethiye ve Şadiye kalyonlarına, buharlı gemilere geçiş sürecinde yurt dışında buhar
makinesi, kazan ve uskur (pervane) takılmıştır. Yelkenli ve ahşap kalyonlar o günün yeni
teknolojisi olan buhar makinesiyle revize edilmiştir. Denizde tüm seyir boyunca uskur
kullanılmazdı. Rüzgâr uygun olduğunda kömürden tasarruf etmek için yelken açılırdı. Bu
durumda uskur, geminin seyrini geciktireceği için çıkarılırdı. Buharlı sistemden yelkenlere
geçileceği zaman ‘Baca aşağı, uskur yukarı’ emri verilirdi. Bunun üzerine tüm mürettebat ağır
bronz pervaneyi kaldırmaya çalışırdı.
ŞADİYE KALYONU’NUN TAM MODELİ- Tersane-i Amire baş mimarı tarafından
yapılmış-Ahşap (0001- Keşişleme Salonu)
ŞADİYE KALYONU-OHANNES UMED BEHZAD 1867 –Yağlı Boya Tablo (1749 Lodos
Salonu)
FETHİYE KALYONU’NUN KIÇ ARMASI- Tersane-İ Amire Yapımı-Ahşap (0139 Tarihi
Kayıklar Galerisi)
KOSOVA KALYONU’NUN TAM MODELİ- Tersane-İ Amire Baş Mimarı Süleyman Bey
Tarafından Yapılmış-Ahşap (1277 Keşişleme Salonu)
ERTUĞRUL FIRKATEYNİ:1864 yılında Taşkızak Tersanesi'nde yapılarak hizmete giren
geminin eni 15.1m., boyu 76.2m., tonajı 2.344 ton, kazan sayısı 2, kömür kapasitesi 350
tondur. II. Abdülhamid, 1887 yılında Japonya İmparatorunun yeğeninin bir savaş gemisiyle
İstanbul'u ziyaret etmesinin ardından Japonya’ya bir heyet gönderilerek iade-i ziyaret
yapılmasını emretmişti. Bu ziyaret için Ertuğrul Fırkateyni seçildi. Fırkateyn, hem yelken
hem de buhar gücüyle hareket ediyordu. Üç direkli geminin ana hareket vasıtası yelkendi. 600
beygir gücündeki buhar makinesi de yardımcı bir itici kuvvet oluşturuyordu. Ahşap bir gemi
olan Ertuğrul Fırkateyni 25 yaşındaydı. Yaklaşık 1 yıl önce ahşap kısımları tamir görmüştü.
Ancak, makine ve kazanların alt bölümüne dokunulmamıştı. Gemide özel olarak seçilen 56’sı
subay toplam 609 mürettebat vardı. O yıl Bahriye Mektebini bitiren genç teğmenlerin tamamı
da gemiye alınmış ve bu uzun gezide tecrübelerini artırmaları hedeflenmişti. Gemi II.
Abdülhamid’den Japon İmparatoruna mücevherli imtiyaz nişanı ve diğer hediyeleri
götürecekti. Ertuğrul Fırkateyni, Temmuz 1889’da İstanbul’dan yola çıktı. Güzergâhı
boyunca çeşitli limanlara uğrayarak seyahat ediyordu. Kafile, uğradığı ülkelerin halkları ve
Müslümanlar tarafından görkemli sevgi gösterileriyle karşılanıyor, gemiyi kimi zaman
binlerce kişiden oluşan gruplar ziyaret ediyordu. Gemi, 11 ay sonra 7 Haziran 1890 tarihinde
Japonya’nın Yokohama Limanına vardı. Japon İmparatoru, Türk amiralini ve heyetini
görkemli bir şekilde karşıladı. Şehir halkı Türk amiralinin saray arabası ile İmparatorun
yanına gidişini sevgi gösterileriyle takip etti. Nihayet geri dönüş yolculuğu için hazırlıklar
tamamlandı. Yola çıkılacağı gün Japon Bahriyesinin tayfun uyarısına rağmen, Ertuğrul
Fırkateyni planlandığı gibi 15 Eylül 1890 tarihinde Yokohama Limanı’ndan ayrıldı.
Kushimoto açıklarında tayfuna yakalanan Ertuğrul Firkateyni 16 Eylül 1890’da kayalara
çarparak battı. Kazadan sadece 69 denizci kurtulabildi, Amiral Osman Bey de dâhil diğer
mürettebat hayatını kaybetti. Ertuğrul Fırkateyni’nin trajik sonu Türk-Japon halklarını
yakınlaştırdı. Yöre halkı, kazadan kurtulanlara büyük yardım ve yakınlık gösterdi. Kazada
ölenlerin anısına Kushimoto’da bir Anıt yapılmıştır. 1937’de Türkiye tarafından restore edilen
anıt önünde her yıl düzenli olarak anma törenleri yapılmaktadır.
ERTUĞRUL FIRKATEYNİ’NİN TAM MODELİ- Gölcük Deniz Fabrikası’nda Ali Usta
Tarafından Yapılmış-Ahşap (2718 Keşişleme Salonu)
ERTUĞRUL FIRKATEYNİ NİŞAN-I OSMANİ- Ertuğrul Kazasından Sonra Türk-Japon
İlişkilerini Geliştirmede Pay Sahibi Torajiro Yamada’ya Ait-Gümüş, Mine Ve Altın
Kaplama-(3183 Fenerler Odası)
ERTUĞRUL FIRKATEYNİ MECİDİ NİŞANI- Ertuğrul Kazasından
Sonra Türk-Japon İlişkilerini Geliştirmede Pay Sahibi Torajiro Yamada’ya Ait- Gümüş, Mine
Ve Altın Kaplama-( 3185 Fenerler Odası)
►ZIRHLI GEMİLER
1860’lı yıllarda Osmaniye, Aziziye, Orhaniye ve Mahmudiye zırhlı fırkateynleri İngiltere’ye
sipariş edildi. Gemilerin savaşta yara almamaları için yeni teknoloji onların saçtan (demir)
yapılmasını gerektiriyordu. Dönem buharlı zırhlı gemiler dönemiydi.
OSMANİYE ZIRHLI FIRKATEYNİ’NİN TAM MODELİ- İnşaiye Model hanesinde
Yapılmış-Ahşap. (0007 Keşişleme Salonu)
ORHANİYE ZIRHLI FIRKATEYNİ’NİN BAŞ ARMASI-1876 Tersane-İ Amire YapımıAhşap.(0142 Tarihi Kayıklar Galerisi)
AZİZİYE ZIRHLI FIRKATEYNİ’NİN BAŞ ARMASI-1865 Tersane-İ Amire YapımıAhşap.(0141 Tarihi Kayıklar Galerisi)
HAMİDİYE KRUVAZÖRÜ 1904 yılında Osmanlı Bahriyesi’ne katılan tamamen çelikten
yapılmış gemilerdendir.112m. boyunda, 14.5m.eninde, 3904 ton ağırlığında, buharlı bir gemi
olan Hamidiye Kruvazörü, İngiltere’de inşa edilmiştir. Adı, Rauf Orbay’la özdeşleşmiş
kahraman bir gemidir. 1912–1913 Balkan Harbi’nin en karanlık günlerde Kıdemli Yüzbaşı
Rauf Orbay komutasındaki Hamidiye Kruvazörü, Yunan Donanmasını bölmek üzere Ege ve
Akdeniz’de yedi buçuk ay süren akın harekâtı icra etmiştir.
HAMİDİYE KRUVAZÖRÜ MODELİ- Tam model, ahşap.(Poyraz Salonu–1673)
MUAVENET-İ MİLLİYE MUHRİBİ 1910 Yılında Osmanlı Bahriyesi’ne katılan bu
muhrip, buhar türbini ile çalışan ilk gemilerdendir. (Buhar türbinleri, buhar ile çalışan
motorlardır.) 74m. boyunda, 7.9m.eninde ve 765 ton ağırlığında olan gemi Almanya’da inşa
edilmiştir. Muavenet-i Milliye Muhribi, 1911–1912 Osmanlı-İtalya Harbi’nde Boğaz
savunmasında kullanılmış, 1912–1913 Balkan Harbi’nde ise Yunanistan’a karşı yapılan
savaşlara katılmıştır. 29 Ekim 1914’te Yavuz ve Midilli gemilerinin Rus limanlarını
bombardıman harekâtında Odessa Limanının bombardımanını Gayret-i Vataniye muhribi ile
gerçekleştirmiştir. Binbaşı Ahmet Bey komutasındaki Muavenet-i Milliye Muhribi,
Çanakkale Savaşları sırasında İngiliz Goliath Zırhlısını Çanakkale’nin Morto Limanı’nda13
Mayıs 1915 gecesi yaptığı torpido atışı ile batırmıştır. Bu geminin batışı ile verilen zayiat
büyük olmuştur, ama asıl önemlisi bu felaketin doğurduğu olaylardır. Goliath'ın batırılışı
üzerine İngilizler, Boğaz'ın zorla geçilmesi fikrinden tamamen vazgeçtiler. 18 Mart
Harekâtı’ndan sonra donanmayla Boğaz'ı bir kere daha zorlamayı planlıyorlardı. Çünkü kara
harekâtı da istenilen sonucu vermemişti ve kısa sürede de vereceği tahmin edilmiyordu. Bu
geminin batırılışı, bu plandan vazgeçilmesine sebep olmuştur. Ayrıca geminin batırılışından
iki gün sonra 15 Mayıs 1915'te, İngiliz Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Fisher, ardından
da 17 Mayıs'ta, Çanakkale Seferi'nin fikir babası Churchill isifa etmiştir. Bu başarılarından
ötürü Muavenet-i Milliye Muhribi, Türk deniz tarihinde kahraman gemilerden biri olarak
yerini almıştır.
MUAVENET-İ MİLLİYE MUHRİBİ’NİN MODELİ- Tam model, ahşap–20.yy (Poyraz
Salonu–1567)
TORPİDO KOVANI- Muavenet-i Milliye Muhribi’nin Golyat Zırhlısına yaptığı hücumda
kullanılmıştır. (Açık Sergi Alanı 1635)
►GÜNÜMÜZ SAVAŞ GEMİLERİ
Modern donanmalar, savaş için değil barışı korumak için ve uluslar arası güvenlik
anlaşmalarının uygulanmasını sağlamak için kullanılmaktadır artık. Bu tür görevlerin çoğu
için hava üstünlüğünün önemi, uçak gemisi ve benzeri gemilerin ihtiyacını arttırmaktadır.
Demir atmış bir savaş gemisinden ilk uçağın havalanışı 1910 yılında gerçekleşti. II. Dünya
Savaşı’na gelindiğinde, uçak gemileri mükemmel hale getirilmişti.1941’de Pearl
Harbour’daki Amerikan gemilerinin vurulması, uçak gemileriyle Büyük Okyanus’un
geçilmesiyle mümkün oldu. Günümüzde ise uçak gemileri, açık denizlerdeki varlıklarıyla
saldırganları caydırmakta önemli bir rol oynamaktadır.
Bir zamanlar lumbar ağzından veya köprüden idare edilen savaş gemileri artık, Savaş Harekât
Merkezi denilen ileri teknoloji ürünü radar ve sonar cihazlarının, bilgisayar güdümlü
silahların bulunduğu, her türlü tehlikenin derhal fark edilebildiği ve karşı önlemlerin alındığı,
uydu seyir sistemleriyle nokta atışlarının yapılabildiği kumanda merkezlerinden idare
edilmektedir.
Modern filolar, aylarca süren seyir boyunca, kumanya, yakıt ve cephane ihtiyaçlarını kendi
modern ikmal gemileriyle sağlayabilmektedir. Gaz türbinleri ve dizel motorlarla çalışan
gemiler artık hava şartlarına bağlı kalmadan istenen hızda seyredebilir hale gelmiştir. Bilim
ve teknolojinin her gün artan hızına paralel olarak gemiler de gelecekte çok daha farklı
olacaklardır. Gerek hızları, gerek tasarımları gerekse silahları ile geleceğin gemileri baş
döndürücü olabilirler.
(Fotoğraf, Türk Deniz Kuvvetleri Web Sitesinden Alınmıştır.)
TCG YAVUZ (II) (F–240) FIRKATEYNİ
BOYUTLARI:115*14.2*4.1m.
DEPLASMAN TONAJI:2000t.(Normal),2784t.(Tam Yük)
ANA TAHRİK: CODAD, 4*MTU–20 Dizel, 2 Pervane
SÜRATİ: 29,5 mil.
PERSONEL: 23 Subay / 96 Astsubay / 8 Uzman Erbaş, 61 Erbaş/Er
►DENİZALTILAR
Osmanlı Bahriyesi’ne ilk katılan denizaltılar Abdülhamit ve Abdülmecit denizaltılarıdır.1886
yılında Taşkızak’ta törenle denize indirilen Abdülhamit denizaltısının ilk seyir denemesi,
Sultan Abdülhamit’in de görebileceği Dolmabahçe Sarayı önlerinde yapılmış, atılan torpille
hedef gemi batırılmıştır.32m. uzunluğunda, 12m. eninde olan denizaltı yaklaşık 1000m.
derinliğe dalabilmekte ve buhar makinesiyle çalışmaktaydı. Abdülmecit denizaltısı ise hiç
seyir yapmamıştır. Abdülhamit denizaltısının ilk denemesinden sonra bir daha kullanılmayan
denizaltılar Haliç’te kızağa çekilerek çürümeye terk edilmişlerdir.1879 yılına kadar denize
indirilen her denizaltı, insan gücüyle hareket ettiriliyordu.1879 yılında İngiliz William Garret,
ilk kez bir denizaltıya buhar makinesi yerleştirdi. Böylece dünyanın ilk mekanik denizaltısı
doğmuş oldu. Abdülhamit ve Abdülmecit denizaltıları, William Garret’in ilk ürettiği
denizaltılardandır.
ABDÜLHAMİT VE ABDÜLMECİT DENİZALTI LARI TERSANE-İ AMİRE’DEİSMAİL HAKKI–19.Yy-Yağlıboya Tablo (Lodos Salonu–1170)
ABDÜLHAMİT ve ABDÜLMECİT DENİZALTILARININ MODELİ(MM.0491-POYRAZ SALONU)
Ahşap. 2000
ALMAN UB–46 DENİZALTISI BATIĞI- I. Dünya Savaşı’na Osmanlı İmparatorluğu ile
birlikte ittifak kurarak giren Almanya’nın İstanbul bölgesinde görevlendirdiği UB–46
Denizaltısı 7 Aralık 1916’da mayına çarparak batmıştır. Batık Eylül 1993’te İstanbul
Kemerburgaz bölgesi Akpınar Köyü sahilinde bulunmuş ve çıkartılarak İstanbul Deniz
Müzesi’nde sergilenmeye alınmıştır. (4072-Bahçe)
Günümüz Cumhuriyet donanmasında ise birçok sınıf denizaltı hizmet vermektedir. Son
teknolojiyle ve silahlarla donatılan denizaltıların hızları; sualtında 21,5 mil, suüstünde 15 mile
ulaşabilmektedir. Denizaltılar askeri ve sivil amaçlı kullanılabilmektedir. Askeri amaçlı
denizaltılar, deniz veya karadaki hedeflere beklenmedik saldırılar yapmak, füze yollamak,
karaya asker çıkarmak ve karadan asker almak için kullanılmaktadırlar. Sivil denizaltılar ise,
kurtarma ve sualtı araştırmalarında daha çok kullanılmaktadır. Denizaltılar dalmak için, safra
tankları denilen ağırlık alıp boşaltmaya yarayan hava depolarını kullanırlar. Yüzeye çıkarken
hava dolan tanklar, sualtına dalarken de suyla dolarlar. Böylece ağırlaşan denizaltı, suya
dalmış olur. Denizaltılarda, top, füze, torpido ve mayın gibi silahlar bulunmaktadır. Sonar ve
periskop gibi cihazları kullanarak da dışarıdan bilgi toplayabilmektedirler. Periskop, deniz ve
kara savaşlarında, harekâtı kolaylaştırmak maksadıyla kullanılan, emniyetli mesafelerden
hedefi görünmeden incelemeye yarayan optik bir alettir. Periskopta iki yansıtıcı ayna veya
prizma bulunur. Birinci ayna hedeften gelen ışıkları doksan derece kırarak aşağı doğru
yansıtır. İkincisiyse bu gelen ışıkları tekrar doksan derece kırarak yatay yönde göze iletir.
Periskopun bu özelliği teleskop yapı ile güçlendirilir. Periskop, mercekler yardımı ile hedefi
yaklaştırma, büyütme özelliği kazanır. Periskop Birinci Dünya Savaşı’nda kullanılmaya
başlanmıştır. Önceleri siperlerden gözükmeden hedefin incelenmesi maksadı ile yapılan
periskoplar, daha sonraları tanklara, büyük kara ve gemi toplarına, denizaltılara da monte
edilmiştir.
(Fotoğraf, Türk Deniz Kuvvetleri Web Sitesinden Alınmıştır.)
TCG PREVEZE (IV) (S353) DENİZALTISI
BOYUTLARI:62*6,2*5.5m.
DEPLASMAN TONAJI: Suüstü 1454t., Sualtı 1586t.
ANA TAHRİK:1 Ad. SIEMENS DİZEL, 5000HP.4 Ad. MTU 12V396 DİZEL, 4*700kw.
SÜRATİ: Suüstü 15, Sualtı21.5 mil.
PERSONEL: 9 Subay / 30 Astsubay / 2 Uzman Erbaş, 3 Erbaş/Er
TEST-2
1-‘Kadırga’ nedir? Nasıl çalışır? Hangi dönem kullanılmıştır? Boşluklara
yazınız...........................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................
2-‘Kalyon’
nedir?
Nasıl
çalışır?
Hangi
dönem
kullanılmıştır?
Boşluklara
yazınız...........................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................
3-‘Buharlı Gemi’ nedir? Nasıl çalışır? Hangi dönem kullanılmıştır? Boşluklara
yazınız...........................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................
4-‘Zırhlı
Gemi’
nedir?
Niçin
gemiler
zırhla
kaplanmaktadır?
Boşluklara
yazınız...........................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................
5-‘Uçak
Gemisi’
nedir?
Hangi
amaçla
kullanılmaktadır?
Boşluklara
yazınız...........................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................
6-‘Denizaltı’ nedir? Nasıl çalışır? Osmanlı Bahriyesi’nde ilk denizaltıların adı nedir?
Boşluklara yazınız……………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………………..
…………………………………………………………………………………………………...
7-Bir gemi kaptanı (komutanı) olduğunuzu hayal edin. Bu gemi nasıl bir gemi olurdu?
Aşağıdaki boşluğa çiziniz.
ÖĞRENCİ ETKİNLİK ÖNERİLERİ
ETKİNLİK–4:Deniz Taşıtlarını Tanıyalım
(Gezi Öncesi veya Gezi Sonrası Sınıf İçi Etkinlik
Gerekli Malzemeler: Gazete ve dergilerden kesilen deniz taşıtları resimleri.
Yapılışı: Öğretmen öğrencilerinden, çeşitli deniz taşıtlarının resimlerini bulup, sınıfa
getirmelerini ister. Her bir resim incelenerek, nasıl çalıştığı, ne tür malzemeden yapıldığı,
hangi amaçla kullanıldığı, büyüklüğü, hızı vb. sorular üretilerek, birlikte cevaplandırılır.
Deniz taşıtları türleri öğrenilir.
ETKİNLİK–5:Denizaltıları Tanıyalım
(Gezi Sonrası Sınıf İçi Etkinlik)
Gerekli Malzemeler: Kova, Pet şişe.
Yapılışı: Su dolu bir kovanın içine, ağzı kapalı bir pet şişe konulur. Sonuç gözlemlenir. Daha
sonra aynı kovaya tamamen su dolu bir pet şişe konulur ve sonuç gözlemlenir. Aynı deney,
pet şişenin içindeki su miktarı azaltarak yapılmaya devam edilir. Boş pet şişenin içindeki
havanın onu su yüzeyinde kalmasını sağladığını, su dolu pet şişenin ise battığını gözlemlemiş
oluruz. Bu deney denizaltıların su altına dalmalarını ve gerektiğinde su üstüne çıkabilmelerini
açıklar.
ETKİNLİK–6:Deniz Taşıtlarının Gelişimleri Konulu Afiş Hazırlanması
(Gezi Sonrası Sınıf İçi Etkinlik)
Gerekli Malzemeler: Müzeyle ilgili çeşitli görsel malzemeler (kartpostallar, fotokopiler,
dergiler), kendi çizdikleri resimler, dergilerden ve gazetelerden kesilen resimler, cetvel,
kurşun kalem, silgi, fon kartonları, alüminyum folyo, renkli krepon kâğıtları, A–4 ebadında
dosya kâğıtları, yapıştırıcı ve maket bıçağı.
Yapılışı: Öğretmen, Deniz Taşıtlarının Tarihi Gelişimi temasına ilişkin öğrencilerden bir afiş
tasarlamalarını ister. Bunun için öğrenciler 3–4 kişilik gruplara ayrılır. Her grup kendi içinde
görev dağılımını planlar (slogan cümlelerin belirlenmesi, resimlerin belirlenmesi vb.) ve
çalışmaya başlar. Üretilen afişler, sınıfta hep birlikte değerlendirilir. En beğenilen afiş sınıf
panosuna asılır.
ETKİNLİK–7:Öykü Yazılması ve Anlatımı
(Gezi Sonrası Sınıf İçi Etkinlik)
Gerekli Malzemeler: Kâğıt, kurşun kalem, silgi.
Yapılışı: Öğretmen öğrencilerinden farklı dönemlerde gemici olduklarını hayal etmelerini
(kürekli gemiler-kadırga, yelkenli gemiler-kalyon, buharlı gemiler, türbinli ve motorlu
gemiler) ister. Ve o dönemdeki yaşamlarını öykü biçiminde anlatmalarını ister. Hep birlikte
puanlanarak, en beğenilen öykü seçilir ve sınıf panosuna asılır.

Benzer belgeler

Yelkenciliğin Tarihi - Su-Sail

Yelkenciliğin Tarihi - Su-Sail gelişmelerinin denizlere yansıması demek yelkenli gemiler. Asırlar boyunca yavaş yavaş gelişen insanlık, gemilerini de bu gelişime göre yeniden tasarladı. Askeri ve ticari gereksinimler, bölgesel k...

Detaylı