NİN SESİ

Transkript

NİN SESİ
’NİN SESİ
EYLÜL 2013 SAYI: 373
Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı
ULAŞTIRMANIN
2035 HEDEFLERİ
Halkalı Gümrük Müdürlüğü
Çatalca’ya taşınıyor.
Gümrük, toplam 220 bin
metrekarelik alana kurulacak.
Sektörün önümüzdeki 20 yıllık yol haritasını çıkaran 11. Ulaştırma Şurası İstanbul’da yapıldı. Ulaştırma sektöründeki hedefler
paylaşılırken karayoluyla ilgili 10 önemli hedef açıklandı.
Bürotime Yönetim Kurulu Başkanı
Hüseyin Tosunoğlu: “İhracatın
Artmasında Lojistik Firmalarına
Büyük Görev ve Sorumluluk Düşüyor.”
UND İcra Kurulu Başkanı
Şener: “Sayın Çelik’in TIR
Sürücüsü Açıklaması Maalesef
Gerçeği Yansıtmıyor.”
İçindekiler
Sayı: 373
23
24
22
14 “Sayın Çelik’in TIR Sürücüsü Açıklaması
Maalesef Gerçeği Yansıtamıyor”
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Başbakan Yardımcısı Hüseyin
Çelik’in ‘TIR sürücüsü, AB ülkelerine vize muafiyeti olmadan gidebiliyor’ ifadesinin gerçeği yansıtamadığını söyledi.
36 Lojistik avantajı gördü Konya’da fabrika kurdurdu
Unilever Türkiye, İsrail, Orta Asya ve İran Tedarik Zincirinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Nihal Temur, Konya fabrikasının kurulma
kararının kalbinde lojistik yattığını vurguladı.
38 1.80 ihracatçıyı korkuttu!
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın Dolar/TL için yaptığı çarpıcı tahmin, ihracatçıyı korkuttu. İhracatçılara göre
Dolar/TL’de 1.85’in altı tehlikeli...
40 Koçsistem ve Arçelik lojistik için
Eylül
2013
“Bulut” İnşa edecek
KoçSistem lojistik sektörü için tüm bilgilerin tek merkezde
toplandığı ve paylaşıldığı bir “Bulut” inşa edecek.
43 2 milyar dolar ihracat hedefine TİM desteği...
AYSAF, ayakkabı yan sanayi sektörünün ihracat hedefini
büyüttü! 2 milyar dolar ihracat hedefine Türkiye
İhracatçılar Meclisi (TİM)’nden destek geldi….
’NİN SESİ
Uluslararası Nakliyeciler Derneği
Taşımacılık Organizasyonu İktisadi
İşletmesi Adına Sahibi
Ömer Çetin Nuhoğlu
Genel Yayın Yönetmeni
Fatih Şener
Yazı İşleri Müdürü
Melike Tümen
Yazı İşleri Sorumlusu
Hatice Hacısalihoğlu
26
27
Yayın Kurulu
Ali Çiçekli, Şerafettin Aras, Nagihan
Soylu, Banu Damla Alışan
Yazı Kurulu
Alper Özel, Evren Bingöl,
Muammer Ünlü, Elif Sevim
Haber Merkezi
Nazlı Karpat, Alpdoğan Kahraman,
Berkalp Kaya, Erman Ereke, Meriç
Katman, İbrahim Çolak, Burak Çığa
Mali İşler Müdürü
Salih Koca
47 Yenilenen Sistem ile Transportx.com’da
Araç ve Yük Bulmak Artık Çok Kolay!
Lojistik sektörüne yepyeni bir anlayış getiren Transportx.com,
hızla artan üye sayısıyla ve yapılan güncellemelerle sektöre
daha da hız kazandırmaya devam ediyor.
48 Lojistik Firmalarına
Reklam Sorumlusu
Hatice Hacısalihoğlu
0212 359 26 00 / 208
YAYINA HAZIRLIK
Genel Yönetmen
Mutlu Doğan
Büyük Görev ve Sorumluluk Düşüyor
Editör
Ahmet Doğan
Bürotime Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Tosunoğlu,
Türkiye’de ihracatın arttığını belirterek, ihracatın gelişmesinden
lojistik firmalarına büyük iş düştüğünü söylüyor.
Grafik Tasarım
Erhan Aydın
50 UND Üyeleri Danışman Hizmetler Merkezi’yle
Verimliliklerinin Zirvesinde Olacak
Üyelerinin yaşamlarını sağlıklı, mutlu ve huzurlu hale getirebilmek
için çalışan UND, Danışman Psikolojik Hizmetler Merkezi ile ekim ayı
içerisinde çok önemli bir anlaşmaya imza atıyor.
52 Lojistik Firmalarına İlham Verecek
Hintli Dağıtım Sistemi
Dabbawalar’ın inanılmaz öyküsü...
İletişim
0212 579 92 35
ctp baskı ve cilt
İstanbul Basım Ltd.Şti
0212 603 26 20
Eylül 2013
adres
Cennet Mah. Hürriyet Cad.
No: 1/1 B Blok
Cennet / Küçükçekmece
İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel: 0212 579 92 35
Fax: 0212 598 47 62
[email protected]
Yerel ve Süreli Yayın
BAŞYAZI
ÖMER ÇETİN NUHOĞLU
UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Değerli Dostlarım,
Sektörümüzün karşı karşıya olduğu uluslararası haksız rekabet her geçen gün farklı yönleriyle kendini göstermeye devam ediyor. Batı
taşımalarımızda maliyetlerimizi artıran ayrımcı geçiş ücretleri yanında hızımızı azaltan tren
kullanımı zorlamaları da taşıma süremizi uzatırken yabancılarla rekabet şansımızı tamamen ortadan kaldırıyor.
Bu konuyu tartışmaya açtığımız masalarda yetkililerden “Ama Avrupa’nın en büyük filosuyuz,
sorun da buradan kaynaklanıyor” açıklamalarını duyuyoruz. Açıklamalarda 750 Bin’den tutun
da milyonlara varan rakamlar telaffuz ediliyor.
En büyük filoyuz ifadesi artık tam bir şehir efsanesine dönüşmüş durumda…
Türk araçlarının Avrupa’ya taşıma yapan kısmı bugün için sadece 22 bin civarındadır. Bunun karşısında Hollandalı taşımacı olan TNT
Express araç sayısı tek başına 19 bin, Alman
taşımacı DSV 17 bin, yine Alman Dachster
Logistics’in araç sayısı 10 bindir. Avrupa’da
sadece 3 büyük firma araç sayısı Türkiye’nin
AB’ye çalışan toplam araç sayısının iki katından fazladır.
Unutulmamalıdır ki, bizim araçlarımız sürekli
olarak AB yollarında dolaşmayıp en iyi ihtimalle Avrupa’ya ayda iki sefer yapabilmektedir.
Yani problem olarak görülen Avusturya’daki
yaklaşık 300 km’lik yolu ayda iki kez kullanan
Türk araçlarını problem olarak görüp engel
koymak en basitinden ayrımcılık yapmaktır.
Derneğimizin yoğun çabaları ve Ulaştırma
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın kararlı
tutumu ile usulsüz 3. ülke taşımalarının dene-
timi ve ceza sistemleri konusunda önemli mesafeler kat edildi. Diğer ülkelerin bizlere uyguladığı cezalar muhatap ülke nakliyecilerine de
uygulanmaya başlandı. Bu konuda kararlılığımızın sürmesi gerekiyor.
Geçtiğimiz hafta Türkiye’de yapılan kontrolleri gerekçe göstererek “transit geçiş ücretlerine yüzde 100 zam yapacağız” diyen Bulgaristan bakanının bu çıkışı nasıl bir problemle
karşı karşıya olduğumuzun boyutlarını gösteren bir işaret.
Bu yazıyı kaleme aldığımız saatlerde
Bulgaristan’ın haksız ceza uygulamasına karşılık sonunda isyan edildi ve Kapıkule’den
karşıya geçmeyi reddeden sürücülerin eylemi
ikinci gününü doldurdu. Dönüş yolunda olan
araçların da benzer sıkıntılarla karşı karşıya
olması sebebiyle Kapıkule ve Hamzabeyli her
iki yönde de ulaşıma kapanmış durumda.
Anlaşma imzalanamayan iki KUKK toplantısı ve uzlaşılamayan iki teknik toplantı Bulgaristan ile aramızda stresin birikmekte olduğunun ve yakında patlayacağının bir işaretiydi ve
beklenen oldu.
Taşımacılar üzerinde oluşturulan baskı ve ayrımcı uygulamalar artık kabul edilmiyor. Türk
taşımacısı son yıllarda yaşanan birikimin sonucu olarak çözüm istiyor. Kamu’nun da desteği ve işbirliği ile içte ve dışta daha güçlü olmayı başarmak zorundayız.
Dış ticaretle büyüme yolunu seçmiş Türkiye
için başka bir alternatif de yok…
Bu vesileyle tüm sektör mensuplarımıza nice
mutlu bayramlar diliyorum.
Saygı ve Sevgilerimle...
8
UND’DEN
UND’den, “Lojistik” Bölümlerinde
Öğrenim Gören Öğrencilere Özel Burs İmkanı
Türkiye uluslararası eşya taşımacılığı ve lojistik sektöründe eğitim düzeyinin iyileştirilmesi ve sektöre nitelikli insan gücü kazandırma misyon ve hedefi doğrultusunda, UND tarafından, gereken şartları yerine getiren öğrencilere burs imkanı sunuluyor. Burs derneğin faaliyet alanı kapsamında eğitim
ve öğretim veren devlet/vakıf üniversite
ya da meslek yüksekokullarının “Lojistik” bölümlerinde eğitim-öğrenim gören ön lisans, lisans, yüksek lisans düzeyi öğrencilerine veriliyor. İnternet si-
tesi üzerinden “Burs Başvuru Formu” ile
başvurusunu yapan adayların belgeleri elden ya da posta ile 20 Ekim tarihine kadar UND’ye ulaştırmaları gerekiyor. Posta ile yapılacak gönderilerin
Nispetiye Cad. Seheryıldızı Sok. No:10
34337 Etiler-Beşiktaş/İstanbul adresine
yapılması gerekiyor. Burslar Ekim ayından başlamak üzere ve Şubat ayı hariç olmak üzere yılda 8 ay boyunca verilecek. Burslar banka kanalıyla ödenecek ve ödeme zamanları UND tarafından belirlenecek.
UND-Enigma İşbirliği Anlaşması ile
Ticari Finansal Riskler Kontrol Altında
UND, üyelerinin ticari faaliyetlerinde karşılaştıkları riskleri daha iyi
yönetebilmeleri amacıyla dünyada kredi sorgulaması ve kredi bürosu sektöründe 25 yıldır hizmet veren
ve sektörünün öncü kurumları arasında yer alan Credit Info’nun Türkiye temsilcisi Enigma Analiz ile işbirliği anlaşması imzaladı. Enigma Analiz kişi ve kuruluşlar arasındaki sosyal ve ticari ilişkileri şeffaf hale getirme hedefine yönelik hizmetler sunuyor. Şirketlerin ticaret yaptığı kişi ve
kurumların gerçek finansal güvenilirliği ve risk ölçümlemelerini yapan
Enigma Analiz, aynı zamanda şirket
personelinin iş yaşamına etki edebilecek finansal güvenilirlik ve risk
analizi açısından özellikli durumla-
rını da muvafakat koşulu ile paylaşabiliyor. Böylelikle tacirlerin gerek iş
yaptıkları yurtiçi ve yurtdışı firmalar
gerekse de personelleri ile ilgili risklerini etkin şekilde yönetebilmelerine olanak sağlanıyor. Enigma Analiz,
248 ülke genelinde tüzel kişilerin global güncel kredi bilgileri, mali tabloları ve ciro bilgileri, güncel iflas durumu, ödenmemiş borç bilgileri, hukuki bilgileri, iletişim bilgileri, faaliyet
konuları, sermaye ve ortaklık yapıları, sermaye taahhütleri, çalışan sayıları ve ticari faaliyetlerine ilişkin bilgilere de ilgili ülke kanunları çerçevesinde ulaşabiliyor. UND Üyeleri bu
hizmet ile de yurtdışında iş yaptıkları
firmaların yukarıda bahsi geçen bilgilerine ve Enigma Analiz tarafından
yapılan analizine online olarak ulaşabilecekler. Anlaşma ile UND üyeleri Enigma Analiz online sorgulama sistemine ücretsiz üye olabilecek; bir adet bireysel raporlama hizmeti ve bir adet online uluslararası
1. bölge raporlama hizmetini ücretsiz, 1 adet yurt dışı 2. bölge raporlama hizmetini ise yüzde 50 indirimli
olarak alabilecekler. Ayrıca, işbirliği
kapsamında Enigma Analiz ürünlerine özel fiyatlar ile ulaşabilme olanağına sahip olacaklar.
Mersin Bölge Çalışma Grubu Toplantısı Gerçekleştirildi
Mersin Bölge Çalışma Grubu toplantısı 18 Eylül’de UND Mersin Bölge
Temsilciliği’nde gerçekleştirildi. Toplantıda İran plakalı araçların ülkemize
boş girişleri, sürücü sorunları, Özbekistan geçiş belgeleri son durum bilgisi ve yapılan girişimler, Kazakistan geçiş belgeleri ile ilgili gelişmeler, Habur Gümrük kapısındaki beklemeler,
Gürbulak Sınır Kapısı’nda yaşanılan
sorunlar ve UND’nin 14 Eylül’de gerçekleştirdiği Sigorta Çalıştayı konuları
Eylül 2013
görüşüldü. UND Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Arslan’nın katılım sağladığı çalışma grubuna Çalışma Grubu Başkanı
Nevaf Kılıç başkanlık etti, Emrah Deniz
(Erman), Abdulğafur Ziyanek (Çimentrans), Akay Durur (Akar), Ahmet Kodaz (GLS Global Lojistik), Nihat Irmak
(Gülbin), Nedim Şengül (Şengüller),
Hüseyin Salman (Salman), Yaşar Özkaya (Öz Özkayalar) ve UND Mersin
Bölge Temsilcisi Şemsettin Kurtay katılım sağlayan isimler arasında yer aldı.
Burada ilan ediyoruz, “Türklerin” transit geçişini
engelleyen, daha maliyetli hale getirenler ile hukuki
mücadelemiz daha yeni başlıyor, engellemeyi
sürdürmekte ısrar ederlerse bu hakkımızı kendi
adalet sistemlerinde kanıtlayacağız.
Editör’den
Fatih ŞENER
İcra Kurulu Başkanı
Merhaba,
Bu ay içinde Bulgaristan ve Macaristan gibi bizim için
önemli iki ülke ile KUKK Toplantısı yaptık.
Bulgaristan tam bir mücadeleydi, Bulgar taşımacıları
maalesef tüm gelecek planlarını ülkemiz pazarı üzerine yapmış. Bu toplantıda ve öncekilerde net bir şekilde
söyledik, rekabete hazırız ama uluslararası kural ve kaidelere tüm tarafların uyduğu eşit koşullarda. Bu sebeple, bize yönelen tehdit ne olursa olsun Türkiye’de kontroller sürecek, haksız rekabet engellenecek. Bu duruşumuzdan gelecekte de vazgeçmeyeceğiz.
Macaristan KUKK Toplantısı ise sektörümüz için tam bir
hayal kırıklığı oldu, hem belge ücretini hem de yol kullanım ücretini ödemeye devam edeceğiz. Macarlar sadece ücretsiz transit kotasını 1.500 adet arttırdı. Macaristan Heyet Başkanı’nın toplantıda açık ve net şekilde ifade ettiği gibi Avusturya’nın başını çektiği, “Türklere karşı saf olmama” politikası Avrupa’da giderek yayılıyor. Burada ilan ediyoruz, “Türklerin” transit geçişini engelleyen, daha maliyetli hale getirenler ile hukuki
mücadelemiz daha yeni başlıyor, engellemeleri sürdürmekte ısrar ederlerse bu hakkımızı kendi adalet sistemlerinde kanıtlayacağız.
İçeride de rekabet gücümüzü artırmaya odaklı çalışıyoruz. Son iki yıldır araçlarımızın zorunlu trafik sigortaları önemli bir maliyet kalemine dönüştü. 14 Eylül 2013 Cumartesi günü Ankara’da başta Hazine Müsteşarlığı’nın üst düzey bürokratları olmak üzere tüm paydaşlar ile bir araya geldik, konuyu detaylı olarak masaya yatırdık. Maliyetlerimizi düşürecek iyileştirmelerin bir an evvel hayata geçirilmesi talebimiz-
de ısrarcı olduk. Sektörümüzün farkını, özel ihtiyaçlarını anlattık. Detaylarını dergimizin iç sayfalarında okuyabilirsiniz. Yakında zorunlu trafik sigorta maliyetlerimize olumlu yönde etki edecek çok önemli gelişmeler olacak. Başbakan Yardımcımız Sayın Ali Babacan ve Hazine Müsteşarımız Sayın İbrahim Çanakçı başta olmak
üzere, Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü
Dr. Ahmet Genç’e ve ekibine sektörümüze yaklaşımları
için teşekkürü bir borç biliyoruz.
Eylül’de de Avusturya’nın Ro-La dayatması ile ilgili sayısız girişim yaptık. 1 Ekim 2013’te Ekonomi Bakanlığımız ile birlikte Viyana’da bir seminere katıldık, Avusturya Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri ile görüştük. Bu ayrımcılığın kaldırılması gerekliliğini, Türk taşımacısının Avusturya’da karayolu kullanma talebini yeniledik.
Şunu biliyoruz ki, en önemli adımı attık, artık Avusturyalıları Türklerin bu işin peşini bırakmayacağına inandırdık. Buradan Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sayın Bülent Uğur Ecevit’e teşekkürler ediyoruz, Ulaştırma ve Ekonomi Bakanlıklarımız bizim arkamızda oldukça, bu mesele ülkenin meselesi oldukça çözümü
için hiçbir engel yoktur.
Enigma Analiz & UND işbirliğine dikkatinizi çekmek istiyorum. Verdikleri hizmet sektörümüz için gerçekten hayati önem taşıyor. Gerek personel gerekse de iş yaptıkları firmaları tanımak, kiminle çalıştığını biliyor olmak
firmalarımızın rekabet gücünü artıracaktır. Bu sebeple, tüm üyelerimizin bu olanaktan faydalanmasını tavsiye ediyorum.
Saygılarımla…
10
UND’DEN
Tuna Nehri Taşımacılığı Semineri
Ekonomi Bakanlığı tarafından yapılan
bilgilendirmeye istinaden, 16 Kasım
2012 tarihinde İstanbul’da düzenlenen “Tuna Nehri Taşımacılığı” konulu
seminer hakkında bilgi verilerek, anılan seminerde yapılan sunumlar iletildi
ve “Via Donau” unvanlı firmanın bahse konu seminerin devamı niteliğinde
olacak etkinliği 1-2 Ekim 2013 tarihlerinde Viyana’da Avusturya Ekonomi
Odası (WKO) ile ortaklaşa düzenlemeyi öngördüğü belirtildi. Viyana Ticaret Müşavirliği’nden alınan bir yazıda,
söz konusu seminerin ayrıntılarını gö-
rüşmek üzere, 2 Ağustos 2013 tarihinde
Avusturya Ekonomi Odası’nda (WKO),
Via Donau Proje Geliştirme Bölü Direktörü Simon Hartl, Proje Direktörü Georg
Schnabel, WKO Güneydoğu Avrupa
Ülkeleri Sorumlusu Günther Sucher’in
katılımı ile bir toplantı gerçekleştirildiği
bildirildi. Yazının devamında, söz konusu toplantıda, Avusturya tarafını temsilen Avusturya Ulaştırma Bakanlığı Deniz
Taşımacılığı Genel Müdürü ve “Via Donau” Şirketi Genel Müdürü’nün, Türk
tarafını temsilen ise Müsteşar Yardımcısı Bülent Uğur Ecevit’in ve T.C. Viyana Büyükelçisi’nin yapacakları açılış konuşmalarının ardından, her iki ülke Ticaret Müşavirliklerinin ülkeler arasındaki ticarete ilişkin sunum yapmaları hususunda mutabık kalındığı ifade ediliyor. WKO ve Via Donau şirket temsilcileri tarafından programın ilk gününde
ağırlık olarak Türk firmalarının katılımının, ikinci gününde ise her iki taraftan
da firmaların katılımlarının öngörüldüğü belirtiliyor.
Türk - Macar İş Formu’nda
UND Deklarasyonu İmzalandı
DEİK ve İSO tarafından düzenlenen
Türk - Macar İş Forumu 5 Eylül’de
İstanbul’da gerçekleştirildi. Macaristan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Bölge
Müdürü Andras Biro ve Macaristan Ticaret Müsteşarı Janos Weisz’ın katıldığı konseyde, UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Türk nakliyecilerinin
Macaristan’da yaşadığı sorunları dile
getirdi. Şener, konuşmasında Macaristan Devleti’nin sadece Türk nakliyecilerden aldığı geçiş belgesi ücretinin
iki ülke arasındaki ticaretin gelişmesine
engel olduğunu belirtti. Macaristan’da
uygulanan yeni ‘Otoyol Geçiş Ücretleri’ hâlihazırda alınan geçiş belgesi ücEylül 2013
reti yerine getirilmiş olmasına rağmen,
halen belge ücretlerinin kalkmadığını
belirten Şener, bu uygulamanın Macaristan ile Türkiye’nin de taraf olduğu
GATT anlaşmasının V. Maddesi’ndeki
transit serbestîsine ve Türkiye ve AB
Gümrük Birliği’ndeki “malların serbest
dolaşımı ilkesine” aykırı olduğunu söyledi. İş Forumu Toplantısı’nda ayrıca,
“Taşımacılığın kuvvetlenmesi, ticaretin
kuvvetlenmesi” ilkesinden yola çıkarılarak UND olarak Türk nakliyecilerine uygulanan haksızlığın ortadan kaldırılması için bir deklarasyon hazırlandı. Macar firmalarının da destekleri alınarak
bu deklarasyon imzalandı.
Türkiye-Bulgaristan
KUKK Toplantısı
gerçekleştirildi
Türkiye – Bulgaristan Kara Ulaştırması Karma Komisyon (KUKK) Toplantıları
3-4 Eylül tarihleri arasında Ankara’da,
17-18 Eylül tarihlerinde ise Sofya’da
gerçekleştirildi. Ankara’da yapılan toplantıda Türk tarafına Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü Genel Müdür
Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, Bulgar tarafına ise Yourdan Arabadjiev Başkanlık etti. Toplantıda yabancı araçların usulsüz 3. ülke taşımalarına ceza
öngören 68 Numaralı Tebliğ, Türkiye sınır kapılarında yapılan kontroller
ve Bulgar Heyeti’nin 3. ülke belgelerindeki kota artışının talepleri görüşüldü. UND, Türk taşımacılarından haksız
yere alınan transit geçiş ücretinin kaldırılmasını ve Türk taşımacılarından alınan yüksek ceza ve gıda taşımalarından alınan analiz ücretlerini gündeme
getirdi. İki gün süren uzun müzakereler sonucunda herhangi bir anlaşmaya varılamadı ve protokol imzalanamadı. Toplantı sonrasında 6 Eylül’de
iki ülke bakanları bir araya geldi ve
Türkiye ile Bulgaristan arasındaki taşımacılık sorunları görüşüldü. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın da talimatı ile iki
ülke heyetleri 17–18 Eylül tarihlerinde Sofya’da bir araya gelerek bir Kara
Ulaştırması Karma Komisyon Toplantısı daha gerçekleştirdi. Toplantıya Türk
Heyetine Karayolu Düzenleme Genel
Müdürü Ali Rıza Yüceulu, Bulgar Heyetine ise Müsteşar Anton Ginev başkanlık etti. Ağırlıklı olarak ilk toplantıdaki konuların görüşüldüğü toplantıda
da herhangi bir karar alınamadığı için
protokol imzalanamamış, tarafların
konuları tekrar görüşebilmesi için ileri
bir tarihte yeniden bir araya gelmeleri hususunda karar alındı. Toplantılara
UND’yi temsilen Genel Sekreter Ali Çiçekli, İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener
ve İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Melike Tümen katılım sağladı.
12
UND’DEN
2013 Yılı Temmuz-Ağustos-Eylül Dönemi
İtalya Römork Çektirme Başvuruları
2013 yılı Temmuz-Ağustos-Eylül dönemi İtalya Römork Çektirme Ödül
Belgeleri başvurularının en geç 11
Ekim 2013 tarihinde kadar Uluslararası Nakliyeciler Derneği’ne yapılması gerekiyor. Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı Nisan-MayısHaziran aylarına ait olmayan ve eksik bilgi ve belgelerle gönderilen taşımalarla ilgili ödül belge taleplerini
değerlendirmeye almıyor. Başvuruların döneminde ve aşağıdaki hususlara dikkat edilerek yapılması gerekiyor:
İtalyan kontrol makamlarınca mühürlenmiş römork çektirme belgesinin aslı
ibraz edilecek.
İtalyan taşımacı tarafından kesilen faturanın aslı veya ikinci sureti geçiş belgesi ekinde yer almalı.
Faturalar çekme işlemini yapan ve İtalyan Taşımacılar Birliği’ne kayıtlı bir şirket tarafından düzenlenecek.
Fatura üzerinde römork çektirme belgesinin numarası, çektirmeyi gerçekleştiren İtalyan çekicinin plakası, firmanın İtalyan Taşımacılar Birliğinde-
Rusya’daki Ek TIR Karne Teminatı
Uygulaması Genişletildi
Rusya’daki Ek TIR Karne Teminatı Uygulaması Ural Bölgesi’ni kapsayacak
şekilde genişletildi. IRU tarafından yapılan duyuru kapsamında, Rusya Federasyonu Gümrük Servisi tarafından 14 Eylül
2013 tarihinde Rusya’nın Sibirya ve Uzak
Doğu bölgesinde bulunan Gümrük İdarelerinde başlayan TIR Karnesi kapsamı
taşımalardan ilave teminat alınması kararı Rusya’nun Ural Bölgesindeki Gümrük İdarelerini kapsayacak şekilde genişletildi. Buna göre, söz konusu genişletilme kararından etkilenecek Gümrük
İdaleri; Chelyabinsk, Khanty-Mamsyisk,
Koltsovo, Magnitogorsk, Tyumen, Uralskaya Operatyvnaya, Yamalo-Nenets ve
Yekaterinburg Bölgesel Gümrük İdareleri olacak. Söz konusu ek teminat uygulaması neticesinde TIR Karnesi’nin gümrük
makamlarınca kabul edilmemesi durumunda Derneğimiz tarafından duyurulmuş olan talimatlara uyulması ve IRU ile
iletişim bilgileri üzerinden irtibata geçilmesi gerekiyor.
Kazakistan Geçiş Belgeleri’nde
Son Durum
Karayolu Düzenleme Genel
Müdürlüğü’nden alınan yazıda, Kazakistan makamlarından temin edilen
ikinci dönem tek-tip geçiş belgelerinden
200 adedinin 2 Ekim’den itibaren ‘Geçiş Belgesi Dağıtım Esasları Yönergesi’
hükümleri çerçevesinde genel kullanıma
açılmasının uygun bulunduğu bildirildi.
Eylül 2013
ki kayıt numarası, römorkun hareket
ve varış yerlerinin (ve tersi) yazılı olması şart.
Tüm belgeler UND’ye ait oldukları dönem içinde ve bir asıl + 2 kopya şeklinde olmak üzere ayrı ayrı hazırlanmış
3 dosya şeklinde teslim edilecek.
Lojistiğin
Kalbi Mersin’de
Atacak
Lojistik Sektöründe “Kümelenme Temalı Uluslararası Konferans” ve Türkiye, AB ile Akdeniz Ülkeleri şirketleri
arasında “İkili İş Görüşmeleri” Ekim’de
Mersin’de Gerçekleştirilecek…
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın ortağı olduğu, AB 7.Çerçeve Programı
kapsamında yürütülmekte olan Avrupa Birliği’nde Lojistik Kümeleri Arasında Sürdürülebilir İşbirliği Ağının Oluşturulması Projesi kapsamında Hollanda, Almanya, İspanya, İsveç ve
Danimarka’daki ortaklar ve beraberlerinde iştirak edecek lojistik firmalarının
katılımıyla” Lojistik Sektöründe “Kümelenme Temalı Uluslararası Konferansı” ve Türkiye, AB ile Akdeniz Ülkeleri şirketleri arasında “İkili İş Görüşmeleri” programını 10 Ekim 2013 Perşembe günü Mersin’de gerçekleştirilecek. Mersin’in önemli sektörleri arasında yer alan lojistik sektörünün rekabet avantajının artırılması için bir adım
olacağına inanılan konferansın ve ikili iş görüşmeleri programında şirketler arası ikili görüşmeler de olabilecek.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda
gerçekleştirilecek. Konferansta lojistik
sektörüne ilişkin çok önemli konular
da masaya yatırılacak.
14
UND’DEN
UND İcra Kurulu Başkanı Şener: SÜRÜCÜLERE DE VİZE UYGULANIYOR
“Sayın Çelik’in TIR Sürücüsü Açıklaması
Maalesef Gerçeği Yansıtamıyor”
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Başbakan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in
‘TIR sürücüsü, AB ülkelerine vize muafiyeti olmadan gidebiliyor’ ifadesinin
gerçeği yansıtamadığını söyledi.
Avrupa Adalet divanı Eylül ayı içerisinde açıkladığı kararıyla; “Avrupa Birliği ülkelerine hizmet sunmak amacı ile seyahat eden Türk vatandaşlarına tanınan vize muafiyetinin”
Turistler ve tedavi almak isteyen hastalar gibi hizmet almak isteyen vatandaşları kapsamadığını belirtmişti. Başbakan Yardımcısı Hüseyin Çelik ise konuyla ilgili olarak kararı
haksız ve çifte standart olarak yorumlayarak, “Hizmet sunmak üzere gidenler mesela TIR şoförleri vizesiz girebilir turistler ve hasta olarak gidenler vize almadan giremez diye
bir karar almıştır” dedi. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, “Sektörümüzü heyecanlandıran bu açıklama sektörümüzde ve kamuoyunda yanlış anlamalara sebep olabilecektir. Sayın Çelik’in açıklamasında yer alan ‘TIR Şoförleri
girebilir’ ifadesi maalesef gerçeği yansıtamamaktadır. Adalet Divanının da itiraf ettiği hizmet sunanlara vize muafiyeti konusunda yıllardan beri verdiğimiz milli meselemiz haline gelen bu konuda AB’nin katı tutumu sebebiyle bir arpa
boyu yol alınamamıştır” dedi.
Sürücülerimiz Vizesiz Giremiyor
“AB ile imzaladığı Gümrük Birliği Anlaşması ile malların
serbest dolaşımı hakkına sahip olan ülkemizin AB’ye ihraç
mallarını taşıyan sürücülerimiz maalesef seyahat edememektedir” diyen UND İcra Kurulu Başkanı Şener, “Sektörümüz hala, yükünü taşımaya talip olduğu Avrupalı müşterisinden, işi yapacak sürücüsünü gönderebilmek için davetiye istemek zorunda bırakılmaktadır. Sayın Çelik’in dikkatine sunarız ki; Adalet divanı kararında açıkça ifade edilmiş
olmasına rağmen, taşıma hizmetini AB’de sonlandırmak
üzere yola çıkan sürücümüz de bu ülkelere vizesiz girememektedir. Mallarını serbest dolaştırma hakkına sahip ülkemiz ürünlerinin araç ve sürücü olmadan kendi başlarına dolaşmaları beklenmektedir. Burada yapılması gereken doğru açıklama: İş adamlarımız, hastalarımız vize alamamaktadır. Hatta AB’ye serbest dolaşım hakkına sahip malları taşıyan TIR Sürücülerimiz bile vize engeli ile karşı karşıya bırakılmaktadır. Ey Avrupa, bu mallar sürücüler ve TIR’lar olmaz
ise nasıl serbest dolaşacak? Konu ihraç ürünlerimizin rekabet gücü açısından Milli bir meseledir ve acil çözüm beklenmektedir. Konu hakkında Sayın Hüseyin Çelik ve kamuoyumuzu saygıyla bilgilendiririz” ifadesini kullandı.
LEYLA ECEM DEMİRKAN DAVASI
VE SÜRÜCÜLER…
Son olarak Şener, “Avrupa Adalet Divanı kararına konu
olan olayda Leyla Ecem Demirkan’ın, 2007 yılında
Almanya’daki ailesini ziyaret etmek istemesi ve vize alamaması üzerine konu Adalet Divanı’na taşındı ve karar için 6
yıldır bekleniyordu. Ankara Anlaşmas’ına dayandırılan taEylül 2013
lep üzerine Adalet Divanı, turist olarak seyahat konusunun
bu durumun pasif hizmet alımı olarak değerlendirilemeyeceğini ifade ederek, AB ülkelerine hizmet sunmak amacı ile
seyahat eden Türk vatandaşlarına tanınan vize muafiyetinin turistler ve tedavi almak isteyen hastalar gibi hizmet almak isteyen vatandaşları kapsamadığını belirtmiştir. Açıklamadan da görüleceği gibi kararda hizmet sunumu için gidenlerin vizeden muaf olacağı ifade edilmiş ancak AB ülkeleri TIR sürücülerinden vize şartını kaldırmayıp, davetiye
dahil olmak üzere 21 tane evrak talep etmeyi sürdürmektedir” dedi.
15
Eylül 2013
16
EKONOMİ
1.80 ihracatçıyı korkuttu!
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın Dolar/TL için yaptığı çarpıcı tahmin, ihracatçıyı korkuttu. İhracatçılara göre Dolar/TL’de 1.85’in altı tehlikeli...
Geçtiğimiz günlerde Dolar/TL paritesinde 1.92 seviyesini telaffuz ederek
kurda yeni bir tartışma başlatan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’dan
Dolar/TL için çarpıcı bir tahmin daha
geldi. Denizli’deki panelde konuşan
Başçı, sermaye akımlarının güçlenmesi durumunda doların önümüzde
yıl yeniden 1.80 TL seviyelerine gelebileceğini bildirdi. MB Başkanı’nın
bu tahminin ardından gözler pek tabi,
bu açıklamalara ihracatçıların nasıl
bir reaksiyon göstereceğine çevrildi.
Başçı’nın işaret ettiği 1.80 TL seviyesini sektör temsilcilerine sorduk…
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkan Vekili Mustafa Çıkrıkçıoğlu: ‘Ani iniş çıkışlar ihracatçı açısından faydalı değil’
Rakamsal değil, istikrarlı bir kur olmasını istediklerini belirten Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkan Vekili Mustafa Çıkrıkçıoğlu, “Böyle ani iniş ve çıkışların olmasını ihracatçı istemiyor.
Döviz diye mütalaa etme farklı, dolar
diye mütalaa etme farklı. Dolar son
günlerde değer kaybetti pariteden dolayı. FED’in aldığı kararlar, paritenin
oynaması bunu etkiledi. Tabi Merkez
Bankası’nın söylediği nasıl tecelli eder
bilemiyoruz. Onların kendi hesapları
vardır. Biz sadece ani iniş çıkışları ihracatçı açısından faydalı bulmuyoruz.
Ama dolar 2 liradan 1.80’lere düşerse
ihracatçıyı tabi sıkıntıya sokar. 1.80’e
Eylül 2013
euro karşısında değer kaybederek düşmesi var. Bu durumda biz ihracatçıya
her zaman hedge edin diyoruz. Ama
Merkez Bankası’nın politikasıyla 1.80’e
düşerse dediğim gibi ihracatçıyı sıkıntıya sokar” değerlendirmesinde bulundu.
Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve
Mam. İhrc. Birliği Başkanı Zekeriya
Mete: ‘1.80 ihracatçıya zarar verir’
Dolardaki sert düşüşün ciddi sıkıntı doğuracağını kaydeden Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete
ise şöyle konuştu: “Sanayicinin kullandığı hammadde ve ara malı ithalatında dolar artınca hemen zam yapıldı.
Ama dolar gerileyince bu zamlar geri
alınmadı. Doların 1.80’e gelmesi zarar hanemize yazmaya başlayacak. Bir
sentin bile artması, para biriminin değişmesi demektir. Dolayısıyla karşı pazarlarda ürününüzün satılmaması manasına geliyor. Tabii ki Merkez Bankası
kendi açısından haklı. Ülkeye kalıcı yatırımcının gelmesi bir problem oluşturmaz. Ancak dolardaki düşüş ciddi sıkıntı doğurur. Hammadde ithalatçıları
hemen zam yaparak fırsatçılık yapıyorlar. Dolayısıyla olan sanayiciye oluyor.
Pahalı hammaddeyi alıp, kurla, işçilikle hepsini yoğurup ürün çıkarıp ihracat
yapmak zorunda kalıyor sanayici. Dolayısıyla doların aşağı gelmesi ihracatçı
açısından çok sevindirici değildir.”
Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Murat Akyüz:
‘1.85’in altı tehlike sınırıdır’
Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Murat Akyüz ise 1.85 TL’nin altının ihracatçılar
açısından tehlike olduğunu dile getirdi. Akyüz, “İhracatçımızın anlık kurlara göre uzun vadeli fiyat vermemesi
konusunda uyarıyoruz. Önümüzdeki
3-6 aylık dönemde bu oynamalar çok
rahatlıkla olabilir. Çünkü ABD’de ciddi bir strateji farklılaştırılması var. Bunun yanında da zaten 2’nin üzeri, anlık gelişmelerden de oluşan bir şeydi.
Şu anda o tehlikeler uzaklaştığı için
1.95’in altında olması doğaldır. 1.80
çok iyimser bir rakam. Bizim gördüğümüz, 1.90 civarında kur dolaşacaktır. İhracatçılar açısından 1.85’in
altı maalesef tehlike sınırlarıdır. Bundan dolayı 1.90 seviyeleri, ihracatçımızın ihracat yapabilir rakamları diyebiliriz. Tabi Merkez Bankası, piyasayı
sakinleştirme amaçlı diye düşünüyorum. İhracatçılarımız, rakamların ani
iniş çıkışların yapmadığı sakin ortamları arıyor” diye konuştu.
17
Eylül 2013
18
EKONOMİ
“Ortadoğu’da yaşananlar, 2023
hedeflerini tehlikeye sokuyor”
Bülent Aymen,
Ortadoğu’da yaşanan
karışıklıkların ihracatçıyı olumsuz etkilediğini
ve bu nedenle 2023 hedeflerinin tehlikede olduğunu söyledi.
sonunda yüzde 15’lik artış hedefliyorduk ancak umarım yüzde 10’un altında kalmayız” ifadelerini kullandı.
Döviz Kuru Sıkıntı
Gerek Ortadoğu’daki karışıklıklar gerekse istikrarsız döviz kurları nedeniyle ihracatçının ciddi sıkıntı yaşadığını vurgulayan Aymen, vakit kaybedilmeden bu sorunların çözümlenmesini beklediklerini dile getirdi. Döviz kurlarındaki dalgalanmaların da ihracatçı açısından risk olduğunu belirten Aymen, “Dövizin yükselmesi kısa sürede
ihracat üzerinde belki olumlu etki gibi
gözükse de bu bizim arzu ettiğimiz bir
durum değil. Biz ihracatçılar istikrardan yanayız. İstikrarsız yükselmenin ihracatçıya bir faydası olmaz. Çünkü bunun bir sonraki adımı TL maliyetlerimizin yükselmesi anlamına gelir bu da ihracat fiyatlarına yansır. Bu nedenle dövizde de istikrar istiyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Mobilya’da Güzel Gelişmeler Var
Akdeniz Ağaç ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Bülent Aymen, Ortadoğu’da yaşanan karışıklıklar nedeniyle pek çok sektörün ihracatta sorun yaşadığına dikkat çekerek, 2023 hedeflerinin sıkıntıya girdiğine dikkat çekti. 2023’te hedeflenen 500 milyar dolarlık ihracat hedefi doğrultusunda bu yıl 162 milyar dolarlık ihracat planlandığını ancak çıkan karışıklıklar sonucu bu rakamın
revize edilerek 158 milyar dolara çekildiğini hatırlatan Aymen, “Gidişat
bu rakamı da bulabilmemizin zor olduğunu gösteriyor” dedi. Türkiye’nin
ihracatında yaşanan sıkıntıların kendi
sektörleri olan ağaç ve orman ürünleri ihracatında da hissedildiğine işaret eden Aymen, “Mevcut durumda
sektörümüz geçen yıla göre ihracatta yüzde 9 gibi az bir çıkış yakaladı
ancak hedeflerimizin gerisindeyiz. YılEylül 2013
Sektöre ilişkin değerlendirmeler de yapan Aymen, Türkiye’de mobilya sektöründe güzel gelişmeler yaşandığına dikkat çekti. Kayseri’nin ardından
İnegöl’de de sektöre ilişkin önemli kümelenmelerin başladığını söyleyen Aymen, Türk mobilya sektörünün dünya piyasalarında oldukça yoğun çalıştığını aktardı. Sektörün daha da gelişmesi için Ar-Ge proje çalışmaları yap-
tıklarını, KOBİ’leri Ar-Ge’lerini geliştirmeleri noktasında desteklediklerini vurgulayan Aymen, dünyaya Türk
mobilya konseptlerinin yayılması yönünde mücadele verdiklerini bildirdi. Ancak dünyada yaşanan sıkıntılardan mobilya sektörünün etkilendiğini
anlatan Bülent Aymen, sözlerine şöyle devam etti: “Ortadoğu Türk mobilyası için önemli bir pazardı. İhracatın
yaklaşık yüzde 35’i Ortadoğu’ya gidiyordu. Firmalarımızın son 10 yıldır
oralarda kendi markalarıyla mağazalar açıp oralara hakim olmaya başladı. Ancak yavaş yavaş kapanıyorlar.
Türkiye’nin en büyük mobilya markası iki sene önce İran mağazasını açtı
ama hiç ihracat yok. Yunanistan’da
önemli bir hakimiyetimiz vardı. Ekonomik krizle o bölgedeki ihracatımız
etkilendi.”
Türk Mobilyası Afrika
Evlerini Süsleyecek
Halen en çok ihracatın Irak ve
Almanya’ya yapıldığını belirten Bülent
Aymen, alternatif pazar olarak da bakir Afrika pazarına yöneldiklerini açıkladı. Etiyopya, Senegal, Kenya ve diğer Afrika ülkelerinde Türk mobilyacıların önemli temaslar kurmaya ve
kendi markalarıyla mağazalar açmaya başladığını anlatan Aymen, Orta
Asya ve Türk Cumhuriyetleri’ni de bir
diğer alternatif pazar olarak gördüklerini kaydetti.
20
GÜNCEL
UND Sigorta Çalıştayı’nda,
Sektörün Sigorta Sorunları Masaya Yatırıldı
UND’nin ev sahipliğinde 14 Eylül’de Ankara Kızılcahamam’da konunun tüm taraflarının
katılımı ile “Uluslararası
Taşımacılık Sektörü Sigorta Çalıştayı”
düzenlendi.
UND’nin ev sahipliğinde 14 Eylül 2013
tarihinde, Ankara Kızılcahamam’da
konunun tüm taraflarının katılımı ile
“Uluslararası Taşımacılık Sektörü Sigorta Çalıştayı” düzenlendi. Çalıştay’a
Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel
Müdürü Dr. Ahmet Genç, Daire Başkanı Gökhan Karasu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Rasim Kutlu, Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Daire Başkanı Yusuf Avan
ve ekipleri başta olmak üzere, sigorta
konuları ile ilgili Türkiye Sigorta Birliği, Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosu, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi, TOBB,
TİM, TOBB-UND, Evrim Sigorta tem-
Eylül 2013
silcileri ve UND Yönetim Kurulu Üyeleri,
UND Sigorta Çalışma Grubu Üyeleri ve
İcra Kurulu’ndan oluşan 30’un üzerinde
kişi katılım sağladı.
Sektörün Giderek Artan Sigorta
Maliyetleri Masaya Yatırıldı
Çalıştay’da sektörün giderek artan sigorta maliyetleri konusu detaylı olarak
irdelendi ve sektöre menfaat sağlayacak iyileştirmelerin bir an evvel hayata geçirilmesi yönünde talepler katılımcılar ile paylaşıldı. TIR araçlarının, yurt
içinde bulunmadığı günler için trafik ve
yurt dışında bulunmadığı günler için ise
yeşil kart sigortası ödemek zorunda oldukları, trafik sigortası primlerinde karşılaşılan fiyat istikrarsızlığından kaynaklı mağduriyetler, zorunlu trafik sigortalarında sigorta ettirene poliçe değişikliği yapabilme hakkının tanınmaması ve
hasarsızlık uygulamalarında karşılaşılan sorunlar başta olmak üzere sektörün sigorta sektörüne yönelik diğer talepleri de Çalıştay’ın gündem maddeleri arasında yer aldı. Özellikle maliyetlerin düşürülmesi yönündeki taleplere yönelik iyileştirme yollarının tespitin-
de; yeşil kart ve zorunlu trafik sigorta poliçelerinin birleştirilmesi, araçların yurt dışı giriş çıkışlarının TRAMER
üzerinden takibinin sağlanabilmesi, belli şartlar dahilinde trafik sigorta poliçelerinin değiştirilebilmesine
olanak sağlanması ve uygulamalardan kaynaklı aksaklıkların giderilmesi yönünde çalışmaların başlatılması hususlarında mutabık kalındı. Ayrıca, UND’nin mevcut talepleri içerisinde yer alan konulara yönelik yapılan
iyileştirmeler ve yakın dönemde uygulamaya konulmuş veya konulacak
yeni düzenlemeler hakkında Hazine
Müsteşarlığı tarafından bilgilendirme
yapıldı. Sektörün sorunlarının görüşülmesine ve çözüme kavuşturulması amacıyla çalışmaların başlatılmasına liderlik eden Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Hazine Müsteşarı
İbrahim Çanakçı başta olmak üzere,
Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. Ahmet Genç ve çalıştaya katılım sağlayarak destek veren
kamu ve özel sektörün temsilcileri de
çalıştay da sektör sorunlarıyla yakında
ilgilendi ve bilgilendirildi.
22
ULAŞTIRMA ŞURASI
2023 Hedefleri Netleşti
Ulaştırma Sektörü 2035’e hazır
11. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Şurası 5-7 Eylül tarihleri arasında
İstanbul’da gerçekleştirildi. Açılışını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Ulaştırma
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın yaptığı Şura’da 2023 hedefleri
gözden geçirilirken 2035 hedefleri de ortaya kondu.
Önümüzdeki 22 yılın hedeflerinin belirlendiği 11. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Şurası’nda, kara, deniz, demir, hava gibi dört alt sektörde 40 önemli hedef ve proje
belirlendi. Şura’da 2023 hedefleri gözden geçirilirken ve
2035 hedeflerinin stardı verilerek 2035 yılı yol haritası çizildi. ‘Herkes için Ulaşım ve Hızlı Erişim’ mottosuyla 3 gün
süren 11. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Şurası’na
yerli ve yabancı yaklaşık 6 bin kişi katıldı. Şura’da yaklaşık bir yıllık çalışmanın sonucunda hazırlanan ulaştırma
çalışma grupları sektör raporu değerlendirmeye alındı. 3
bin 500 sayfadan oluşan sektör raporu, akademisyenler,
kamu temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, yerli ve yabancı uzmanlardan oluşan toplam bin 557 kişi tarafından hazırlandı. 2023 ulaştırma hedefleri ile 2035 hedeflerinin yer
Eylül 2013
aldığı sektör raporu, üç gün süren şurada değerlendirilerek 11. Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Şurası Sonuç
Bildirgesi hazırlandı. Tek tek sektörler kendi bildirgelerin
açıkladılar. 2035 yılı hedefleri doğrultusunda; kara, deniz,
hava gibi çalışma gruplarının kendi bildirgelerinde onlarca
yeni hedef ve proje gündeme getirildi.
Şurası’nın açılışını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gerçekleştirdi. Açılışa Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile beraber
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Adalet Bakanı Sadullah
Ergin, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Milli Savunma
Bakanı İsmet Yılmaz, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı da katıldı. Sektör aktörlerinin de takip ettiği Şura’da
çapraz oturumlar gerçekleştirildi.
23
Cumhurbaşkanı Gül:
“Karayolu ağırlığını tüm dünyada sürdürüyor
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, son 10 yıllık süreçte ulaştırma alanında
birbirinden önemli yatırımlar gerçekleştiğini
ifade ederek, ulaştırmanın hızlı ve kolay olması
gerektiğinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Gül, “Türkiye’yi, Türk
ekonomisini ve Türk insanını, postmodern çağın gereklerine uygun şekilde geleceğe hazırlamak temel şiarımızdır. Cumhuriyetimizin 100. yılında en ileri demokratik standartları yakalamış, dünyanın en ileri ekonomileri arasında yer alan, enerji-ulaştırma ve
haberleşme altyapısıyla küresel sisteme
tam entegre olmuş, müreffeh, istikrarlı
ve güçlü bir Türkiye hedefliyoruz” dedi.
Şura’nın açılış konuşmasında Gül, “Kü-
reselleşen dünyada haberleşme ve ulaştırma, hiç şüphesiz ekonominin de temel
sütunları arasındadır” vurgusunda bulundu. Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasına şöyle devam etti: “Küresel dünyaya açık, modern bir ekonominin, sağlıklı bir iletişim ve ulaşım altyapısına sahip
olmadan rekabet etmesi mümkün değildir. Bu nedenle, her ülkenin entegre bir
ulaştırma stratejisi dahilinde kara-denizhava ve demiryollarına yatırım yapması
şarttır. Esasen yük taşımacılığında daha
ucuz yöntemler deniz ve demiryollarıdır. Orta mesafelerdeki yolcu taşımacılığında hızlı tren hatları ise her geçen gün daha da ön plana çıkmaktadır. Şüphesiz karayolları da tüm dünyada temel ulaştırma ağı olarak ağırlığını sürdürmektedir. Sürat ve konforun
sembolü havayolları ise modern çağın
bir diğer vazgeçilmezidir.”
11. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Şurası’nın açılışını gerçekleştiren
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, günümüzde ulaşımın bir ‘zorunluluk’ olduğunu ifade ederek ‘Ulaşım gelişmişliğin en temel göstergesidir’ ifadesini
kullandı. Ulaşımın olmazsa olmazlar
arasında yer aldığını kaydeden Gül,
ulaşımın bir vatandaşlık hakkı olduğunun da altını çizdi. Haber alma
özgürlüğünün vatandaşlık hakkı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı
Gül, Türkiye’nin son yıllarda ulaşım
alanında son derece iyi bir ivme yakaladığını ifade etti.
İpekyolu Projesi ile Hazar
Denizi önemini artıracak
Türkiye’nin geride kalan 10 yılda bu
yönde önemli adımlar attığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi: “Esasen Modern İpek Yolu olarak adlandırdığımız Orta Koridor projesi, basit bir ulaştırma projesi değildir. Yüzyıllık bir rüyayı hayata geçirecek bu projenin, ileride Hazar’ın iki
yakasını enerji, ulaşım ve haberleşme hatlarıyla örülmesi hedeflenmektedir. Bu projeler sayesinde Hazar Denizi, Avrupa-Asya ekseninde ülkeleri
ve bölgeleri, enerji hatları, kara, deniz
ve tren yolları ile haberleşme ağlarıyla
birbirine bağlayan kritik bir bölge haline dönüşecek.”
Eylül 2013
24
ULAŞTIRMA ŞURASI
Binali Yıldırım: Serbest dolaşmayan
mal ve hizmetler tüketiciye haksızlıktır
çi gelişmelerle bezenmiş bir altyapıyı
oluşturmak; eşit, sürdürülebilir ve yenilikçi kalkınma hamlelerine öncülük
etmek, herkes için etkin bir ulaşım hızlı bir erişim anlayışı ile projeleri gerçekleştirmek” dedi.
Karayolu Otoyol Ağımızı 12 Bin
Kilometreye Çıkaracağız
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanı Binali Yıldırım, hayal edilemeyecek projeleri gerçekleştirdiklerini ifade ederek Türkiye’nin ulaştırma
alanında dünyanın önünde olduğunu
ifade etti.
Ulaştırma sektöründe eskiden 8-9
ayda bir bakan değiştiğini kaydeden Yıldırım, Türkiye’nin son 10 yılda
önemli bir istikrara kavuştuğunu söyledi. Yıldırım, “Son 10 yılda yaptıklarımız ortada. Türkiye’de artık 2035 hedefleri konuşuluyorsa burada belirli bir istikrarın olduğunu ifade edebiliriz. İstikrarın olduğu yerde de yatırımlar hız kesmez” dedi.
10 yılda 200 milyar dolar
yatırım
Binali Yıldırım, üç gün süren şuranın
sonucunda, sektörün 2023 ve 2035
hedeflerine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Havacılıkta 2013’ün
ilk altı ayında ABD’de ve Amerika
Kıtası’nda büyüme oranın yüzde 1,
Avrupa yüzde 0.5 oranında gerçekleştiğini belirten Yıldırım, “Türkiye’de
ise büyüme ilk altı ayda yüzde 15.5
düzeyinde gerçekleşti. Bu orana yaklaşan Uzak Doğu’da birkaç ülke var.
Bu da şunu gösteriyor: Artık göç ve
ticaret batıdan doğuya yapılıyor. Bu
da önümüzdeki 20 yılı yeniden şe-
Eylül 2013
killendirme ihtiyacını doğurdu” dedi.
2023 hedeflerine ulaşılması için önümüzdeki 10 yılda 200 milyar dolarlık altyapı yatırımı yapılacağına dikkat çeken Yıldırım, şöyle konuştu:
“2023’te 1.2 trilyon ticaret hacmine
ulaşma hedefi var. Şimdi ise 400 milyar dolarlık bir dış ticaretimiz var. Bu
da 2023 için 3 kat büyüme demek.
Bunun için yeni karayolu ve demiryolları ile yeni limanlar ve yeni havalimanları yapmak gerekiyor. 2023 hedeflerine ulaşmak için ulaştırma alanında son 10 yılda yapılan altyapı yatırımının iki katının yapılması lazım.
Önümüzdeki 10 yılda 200 milyar dolar yatırım yapacağız. Bunun 120 milyar doları devlet tarafından, 80 milyar doları ise yap-işlet-devret ya da
kamu-özel sektör ortaklığı ile yapılacak. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde
Türkiye’nin mega projelerini gerçekleştirmeye devam edeceğiz.”
Yüksek Kalitede Kesintisiz
Konforlu Hizmet
Konuşmasında ulaştırma sektörünün
2023-2035 vizyonuna da değinen
Yıldırım, “Bu yıllar arasındaki vizyonumuz, dünyada bölgesel ve küresel
ulaşım-iletişim faaliyetlerinin gelişmesine katkı sağlamak; yüksek kalitede kesintisiz konforlu hizmet sunmak; yenilik-
2035 yılı hedeflerinden bazılarını kendisi açıklayan Yıldırım, şunları kaydetti: “Karayolunda 2035 yılına kadar kamu-özel ortaklığı ile 4
bin km yol ilavesi ile birlikte, karayolu otoyol ağımızı 12 bin km’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Karayolunda
çevreci yeşil ulaşım sistemlerini devreye sokacağız. Denizcilikte 30 milyon DWT olan filomuzu 50 milyon
DWT’ye çıkaracağız. Deniz turizmine katkısını daha da artırmak için
2035 yılında 17 bin 500 olan yat
konaklama ve bağlama kapasitemizi 60 bine çıkaracağız. Akdeniz’de
250 ila 400 metre boyunda gemilere bakım-onarım hizmeti verecek
bir ‘deniz endüstrisi’ oluşturma hedefini de yine bu toplantıda belirledik. Havacılık ve uzay sanayinde
ise 2023 hedefi olan bölgesel uçak
yapımı ve uçurtulmasının yanı sıra
2018 yılında kendi imalatımız olan
uyduyu yapıp, yörüngesine göndermeyi hedefliyoruz. 2035 yılına kadar
uzaya elektrik üreten güneş panelleri yerleştirip, burada üretilen elektrik
enerjisini radyo frekans dalgaları ile
yeryüzüne ulaştıracak bir projeyi de
gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bu da
bu şurada kararlaştırıldı. Buna benzer pek çok proje var.”
Bölünmüş Yollarla Can
Kaybını En Aza İndirdik
Ulaştırma alanında çok önemli gelişmeler yaşandığını kaydeden Bakan
Yıldırım, “Türkiye’de bundan yıllar
önce karayolu kazalarında ölüm sayıları son derece yüksekti. Bölünmüş
yollarda bu oranı en aza indirdik”
dedi. 2023 amacı ve 2035 vizyonu hakkında bilgi veren Yıldırım, karayollarında 2035 yılına kadar kamu
özel ortaklığı ile 4 bin km ilavesiyle
birlikte karayolu otoyol ağını 12 bin
km çıkaracaklarını söyledi. Kazaların
25
Şura’da D-8 Ülkeleriyle Bakanlar
Kurulu Toplantısı Yapıldı
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Şurası’nda ayrıca, Afganistan,
Bangladeş, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Karadağ, Gürcistan, Kazakistan,
Makedonya, Bulgaristan, Moldova,
Letonya ve Belarus ulaştırma bakanlıkları temsilcilerinin katılımıyla, bölgesel işbirlikleri fırsatları değerlendirildi, D-8 ülkeleriyle de bakanlar
toplantısı yapıldı.
ülkelerin en önemli sorunU olduğunu söyleyen Yıldırım, ne kadar tedbir
alınsa alınsın insan unsurunun ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığına dikkat çekerek, “Trafik kazalarında yüzde 87 oranında insan faktörü
var. Yolları kazaların sebebi olmaktan
çıkaracağız. İnsana da yatırım yapacağız. Şöförlerimizi, yayalarımızı trafik konusunda eğiteceğiz. Daha çocuk yaşlarda kuralların neden gerekli olduğunu vatandaşlarımıza öğretmeliyiz. Bu konuda çalışmalara başlamış bulunuyoruz. Bunu başarmamız lazım. Kazalardaki milyon ton km
ve milyon km 2003’te 5.7 olan oranı bugün 3’ün altına indirmiş bulunuyoruz. Bu oranı 1’in altına düşürmeyi hedefliyoruz. Bu çok iddialı bir hedef… Bunu başaracağımızı son 10
yılda çok iyi bir şekilde gördük” ifadesini kullandı.
Serbest dolaşamayan mal ve
hizmetler tüketiciye haksızlıktır
Kotalar ve vizelerle ilgili de konuşan
Bakan Yıldırım, kotaların, vizelerin
ve engellemelerin tüketiciye büyük
haksızlık olduğunu ifade etti. Yıldırım, şurada Türkiye’nin 2023 hedeflerinin şekillendiğini belirtti. Yıldırım, 14 yabancı bakan ile 10 bakan yardımcısının ve çok sayıda konuğun Şura’ya katıldığını vurgulayarak, bu birliktelikten karşılıklı işbirliği yapma imkanlarının doğduğunu kaydetti. Küreselleşen dünyanın bir köy haline geldiğine dikkati çeken Yıldırım, “Gemisini kurtaran kaptan anlayışı değişiyor. Bütün
insanların geleceğini düşünmek ortak sorumluluğumuzdur. İşte bu nedenle bu şurayı uluslararası boyuta taşıdık. Şura’da iletişim ve ulaşımın önündeki engellerin acilen kaldırılması gerektiği konusunda mutabık kalındı. Mallar ve hizmetler ser-
best dolaşabilmelidir. Vize engelleri
ile bunu geciktirmek dünyanın huzuru ve barışına bir fayda sağlamayacaktır” diye konuştu. Milli gelirin yüzde 1’i oranında altyapıya kaynak ayırır hale geldiklerini belirten Yıldırım,
Bu oranı 2023’e kadar yüzde 1’in üstünde tutma mecburiyetinin olduğuna
dikkat çekti ve ulaştırmada hedeflerin
çerçevesini çizdi: “İnsana, çevreye,
tarihe duyarlı katılımcılık ilkelerini benimseyen yerel tabana hitap ederken
küresel entegrasyonu ihmal etmeyen
yüksek kalitede kesintisiz hizmet perspektifi sunan eşit, dengeli sürdürülebilir kalkınma hamlelerini esas alacak
hızlı erişim sistemini ülkemize kazandırmak ve devam etmektir.”
Binali Yıldırım, Cumhuriyetin ilk yıllarında ‘teker dönsün, yol bulunsun’
anlayışıyla ulaşım politikaları belirlendiğini o dönemin temel sorunun
ulaşmak, erişmek olduğunu söyledi.
Türkiye’nin önümüzdeki 10 yıl içerisinde 1.2 trilyon dolarlık bir ticaret
hacmine ulaşacağını belirten Yıldırım, yatırımlarla ilgili şunları söyledi:
“Türkiye, ihracat odaklı büyüyor. İhracat rakamları her yıl daha da ileriye
gidiyor. 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefimiz var. Bunun için
yeni yollar lazım. Yeni limanlar lazım, demiryolları hatları, hava limanları lazım. Bu ne demek? Bugüne kadar Türkiye’ye yapılmış altyapı yatırımların en az iki katı daha fazla yatırım yapılması lazım. Türkiye’nin 200
milyar dolarlık altyapı yatırımını yapması gerekiyor. Bunu yaparsak 2023
hedeflerini ulaşımda da başarabiliriz.
Bunun 120 milyar dolarını genel bütçeden yapılacağını geriye kalan projelerin ise özel sektör tarafından YİD
(Yap İşlet Devret) modelleriyle yapılacak.”
Ulaşımda çevreci
politikalar olacak
Ulaşımda çevreci sistemleri devreye alacaklarını vurgulayan, ekonomik
krizlerle geri plana atılan çevrenin gelecekte en önemli sorun olarak karşımıza çıkacağını ifade eden Bakan Yıldırım, “Bölünmüş yollarla çevreye katkısı 3 milyon ton CO 2 daha az salım yapıldı. Fosil yakıtlar dışında alternatif enerji sistemlerine geçmemiz gerekiyor. Dünyadaki enerji tüketiminin
yüzde 20’si ulaşımdan kaynaklanıyor”
dedi. Bakan Yıldırım, çevreci politikalarla bu oranı da aşağı çekeceklerini
söyledi.
2035 KARAYOLU HEDEFLERİ
1- 2035 yılına kadar kamu-özel
sektör ortaklığı ile 4 bin km otoyol projesi ile karayolu otoyol
ağının 12 bin km çıkarılması.
2-Karayolu ile 500 km mesafenin
üzerindeki taşımaların, 2035 yılına kadar diğer taşımacılık modlarına aktarılması.
3- 2035 yılına kadar TEN-T çekirdek ağının tamamını konforlu,
yüksek kaliteli ve kapasiteli bir
yapıya kavuşturulması.
4- Transit trafiği yüksek olan şehirlerde tam erişim kontrollü çevre yollarının tüm ülke sathında
yaygınlaştırılması.
5- Artan karayolu yolcu ve yük
talebinin etkin yönetiminin sağlanması için sıkışıklık yönetimi,
yüksek doluluklu taşıt şeritleri, kamyon tahsisli şeritler, ücretli yönlendirilebilir şerit gibi uygulamaların hayata geçirilmesi.
6- Akıllı ulaşım sistemleri kapsamında karayolu işletmesinde
taşıt-taşıt ve taşıt-altyapı arasında iletişimi sağlayan sistemlerinin
uygulanması.
7- Otoyol ve devlet yolu aydınlatma, elektrikli taşıtların enerji ihtiyaçlarını karşılama, trafik denetleme, düzenleme ve tanzim ve yol
bakım faaliyetlerinde taşıtların
ürettiği enerjiyi de dikkate alan
yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanılması.
8- 2035 yılına kadar geleneksel
fosil yakıt kullanan taşıtlar yerine yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan taşıt kullanımının
teşvik edilmesine yönelik tedbirlerin alınması.
9. Karayollarında eğitimlerin artırılması ile kazaların üçte iki oranında azaltılmasının sağlanması.
10- Karayolu sektöründe yerli
üretimi de artıracak her türlü ArGe çalışmasının artırılması.
Eylül 2013
26
ULAŞTIRMA ŞURASI
UND Başkanı Çetin Nuhoğlu:
Alınan kararlar biran önce hayata geçirilmeli
de de çağın gerekleri doğrultusunda yapısal bir dönüşümden geçerek
daha etkin bir ‘kamu hizmeti’ sunmaya yöneldiğini izledik. Meslek örgütleri olarak bizlerin görevi de, saha içerisinde olan sektör mensuplarının daha
yakından takip etme şansı buldukları değişim unsurları hakkında kamuyu gereğince bilgilendirerek, bu değişime birlikte en sağlıklı yanıtı vermeye çalışmak.”
Sektörel Ortak Akıllı
Değişim Gündemi
UND Başkanı Çetin Nuhoğlu sektör ile ilgili tüm sorunları
Şura’ya taşıdı. Özellikle engellemeler, kurumsallaşma ve eğitim sorunlarının üzerinde durarak 2023 hedeflerini biran önce
hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
UND Başkanı Çetin Nuhoğlu ise yaptığı konuşmada engellemelere dikkat
çekerek, “Stratejisi Olmayan Taktikler
Yenilgiden Önceki Gürültüdür” dedi.
Nuhoğlu “Sanayi devriminin en etkileyici kişiliklerinden Henry Ford’un,
‘Eğer gelecek hakkında düşünmezseniz, asla bir geleceğiniz olmaz’ sözünü hatırlatarak kamu, özel sektör ve
bilim dünyasının bir araya gelerek somut hedefler üzerinde çalışmasının
yaratacağı sinerjiye vurgu yaptı.
“Bakanlığımızın
koordinasyonunda 2009 yılında gerçekleştirilen 10.
Ulaştırma Şurası sektörümüz için
sağlıklı bir gelecek planlanmasında
kamu, özel sektör ve bilim dünyasında
paydaşların bir araya gelerek somut
paylaşımlarla hedefler belirlemesi,
bin 171 üyesi ile birlikte ‘Katılımcı Yönetim Modeli’ni başarıyla sürdürmekEylül 2013
te olan derneğimizin de çok önemsediği bir yaklaşımdır” diyen Çetin Nuhoğlu şöyle konuştu: “Sadece hazırlık safhalarında dahi yüzlerce sektör paydaşının çalıştay platformlarında bir araya
gelerek verimli bir etkileşim ortamı yaratan 10. Şura’ya 66 ülkeden 2 bin katılımcının, 376 panelistin, 118 yabancı
sektör uzmanı, sektör otoritesi ve bilim
adamının; 15 bakanın katılmış olması;
ilk kez bir bakanlar toplantısının bu şurada gerçekleştirilmiş olması sektörün
önemine dair bilincin üst seviyelere taşınmasını sağlamıştır. Şura kapsamında gerçekleştirilen toplam 28 çalıştay
ve 33 panel sonucunda 2023 yılında
daha güçlü bir lojistik sektörü için yaklaşık 6 bin hedef tespit edilmiş ve bakanlığımız tarafından yatırım ve faaliyet
planlarına alınmıştır. Takip eden yıllarda, Bakanlığımızın bu hedefleri birbiri
ardında hayata geçirdiğini, kendi için-
UND Başkanı Nuhoğlu, 2012 yılının
başlarında, sektörün nabzını tutmak
ve 2023 vizyonunu belirlemek için,
sektör firmalarının aktif katılımıyla
bir arama konferansı gerçekleştirdiklerini ifade etti. Nuhoğlu, “Türkiye çapından yaklaşık 410 üyemizin
katılımıyla ve Arama Katılımlı Yönetim Danışmanlığı’nın yürütücülüğünde yaptığımız çalışmayla sektörümüzün mevcut sorunlarını ve durumunu
analiz edip, 2023 vizyon ve hedeflerini belirledik. 2012 Arama Konferansı sonuçlarını tüm boyutlarıyla
inceleyip, sektörün küresel rekabette ileri seviyelere taşınmasını sağlayabilecek projelere dönüştürdük, bu
çalışmalarımızı ‘Sektörel Ortak Akıllı Değişim Gündemi’ başlığı altında,
gerekçe ve kanıt analizleriyle birlikte
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığımızın ve diğer ilgi bakanlıklarımızın değerli bürokratlarına
sunduk ve değerli katkılarını alarak
önceliklendirdik. Sabancı, İTÜ ve
Doğuş Üniversitelerinden gelen akademisyenlerden oluşan bir akademisyenler ekibinin moderatörlüğünde 2,5 gün bir araya gelen katılımcılar Türkiye’nin 500 milyar dolarlık
ihracat hedefine katkıda bulunma ve
2023’te Dünya Bankası Küresel Lojistik Performans Endeksi’nde ilk 10
Ülke arasına girme temel amaçlarına odaklandı. Bu iki temel amaca
hizmet edecek olan hedefler, Küresel Lojistik Endeksi kriterleri paralelinde saptandı. Bunlar: Sevkiyatların izlenebilirliği, rekabetçi fiyatlarla sevkiyat, tam zamanında sevkiyat,
altyapı kalitesi, gümrük verimliliği ve
lojistik hizmet yetkinliği başlıkları altında toplanmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucu UND için ortak
27
akılda çıkan en önemli hedef
•Yüzde 23,1 ile
“Lojistik Hizmet Yetkinliği”,
•Yüzde 20,7 ile
“Gümrük Verimliliği” ve
• 19,3 ile “Altyapı Kalitesi” olmuştur.
Hedef öncelikleri kullanılarak yapılan
proje değerlendirmeleri sonucunda en
çok tercih edilen proje veya hedef, ‘Lojistik master planı ve mevzuatının hazırlanması’ olmuştur. İkinci sırada ise ‘Sektörel mevzuat konusunda bakanlıklar
arası eşgüdümün artırılması’ gelmektedir. Söz konusu hedefleri ‘Mevzuatların güncel ihtiyaçları karşılar hale getirilmesi’, ‘İntermodal taşımacılığın geliştirilmesi’, ‘Sınır ve iç gümrüklerdeki
bekleme sürelerinin azaltılması’, ‘Ortak
transit, e-TIR sistemlerine tam entegrasyon’, ‘Gümrüklerdeki en iyi uygulamaların yaygınlaştırılması’ ve ‘Lojistikte kümelenmelerin oluşturulması’ hedefleri takip etmektedir. Bu şekilde önceliklendirilen toplam 40 sektörel proje (iyileştirme önerisi), etkinliğin 2. ve 3. gününde “Ne-Kim-Nasıl-Süre” çalışmasıyla, her bir projenin sorumlu kuruluşunun ortaklaşa belirlendiği, somut“ ‘uygulama planlarına’ dönüştürüldü. Bakanlık yetkililerimiz ile birlikte belirlediğimiz bu 40 hedefe, UND Üyelerinin Arama Konferansı’nda verdiği geri beslemelere göre belirlediğimiz 19 yeni hedefi de ekleyerek, bunların da eylemlerini belirledik, takvimlendirdik. Bu hedeflerin büyük bir bölümü, aslında 2009
yılında gerçekleştirilen 10. Ulaştırma
Şurası’nda bakanlığımızın vizyonu doğrultusunda 2023 hedefleri için geliştirilen 80 proje ile çakışmaktadır. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanımıza, Gümrük ve Ticaret Bakanımıza ve
Ekonomi Bakanımıza bizzat takdim edeceğimiz bu çalışma sonuçları kapsamında bakanlıklarımızın ve gümrüklerimizin
değerli desteğiyle, Karayoluyla Uluslararası Eşya Taşımacılığı Sektörümüzün rekabet gücünü artırıcı iyileştirmeleri hızla hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu vesileyle, Bakanlığımızın değerli temsilcilerine hem çalışmalarımıza değerli katılımları ve sektörü sahiplenmelerinden dolayı, hem de bu büyük organizasyon kapsamında sektörün tüm paydaşlarına hitap etme fırsatı verdikleri için şükranlarımı sunuyorum” ifadesini kullandı.
10. Ulaştırma Şurası’na bakmak gerektiğini ifade ederek,”Hep birlikte, hızla hayata geçirmemiz gereken başka
projeler de var. Bunlar, 10. Ulaştırma
Şurası’nda deklere edilmişti. Ancak 10.
Ulaştırma Şurası’nda belirlenen 80 hedef arasında, sadece 3’ü tamamlandı.
Gerisi ‘hala devam edenler’ ve ‘henüz
hiç başlanmamış olanlardır’. 80 hedeften, 2009 yılından bu yana hala devam
eden 52 adet proje hala tamamlanmayı bekliyor. Bizce de, bunların acilen tamamlanması gerekiyor.
Acil Çözüm Gerektiren Konular
Bu öncelikli projelere örnek veren Nuhoğlu şunları söyledi: “Örneğin; KY-4
kapsamında Ana Trafik Yönetim Merkezlerinin Kurulması projesi ve bununla
bağlantılı olan KY-61 ‘Karayolları Trafik Bilgi Toplama ve Analizi Çalışmaları’ projelerine sektör olarak acil ihtiyacımız var. Başta en yoğun sınır kapılarımızdan Kapıkule, Hamzabeyli olmak üzere; sınır kapılarımızda yaşanan uzun beklemeler, nakliyecilerimizin ihracatçılara karşı; ihracatçılarımızın ise müşterilerine karşı ‘zamanında
teslim taahhütlerini yerine getiremeyerek, mağdur olmalarına’ yol açmakta;
nakliyeci, ihracatçı ve nihayetinde tüketiciler için maliyetleri artırıyor. Gerek karşı ülkenin gümrüklerinden, gerekse Türkiye tarafındaki aksamalardan
kaynaklanan bu uzun beklemeler, önceden bilinirse, nakliyecilerimiz açısından ‘sağlıklı ve gerçekçi bir güzergah
planlaması’ yapma imkanı olacak. Bu
da, gerçek anlamda ‘tam zamanlı teslimat’ yapabilmelerine olanak sağlayacak ve internet üzerinden (belki Ulusal Ulaştırma Portalı üzerinden) nakliyecilerimizin erişimine açık olacak Akıllı Ulaşım ve Trafik İzleme Sistemleri’nin
sınır kapılarımızda konuşlandırılma-
sıyla mümkün olabilecek. Emniyet
Genel Müdürlüğü’müzün karayolu ağına Trafik Elektronik Denetleme
Sistemleri’nin kurulması TEDES projesinin, Güzergah Analizi Mobil sisteminin Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımızın da işbirliğiyle, sınır kapılarımızı da kapsayacak şekilde geliştirilmesini talep ediyoruz. KY-61 kodlu ‘Karayolları Trafik Bilgi Toplama ve Analizi’ çalışmaları ile paralel şekilde yürütülecek çalışmalarla, hangi kapıda ne kadar
bekleniyor? gibi bilgiler anlık izlenebilecek; daha az yoğun kapılara yönlendirme yapılabilecek. 500 milyar
dolar ihracat hedefimizin gerçekleşmesi için, bugünkünün yaklaşık 3,5
katı bir trafikle karşı karşıya kalacağız. Bu trafiğin iyi yönetilmesi şart.
Yine; nakliyecilerimizin faaliyetlerini
kolaylaştırıp hızlandırmak için önemli araçlardan biri olacak ‘dingil yükünün on-line kontrol edilmesi’ , yani
ağırlık kontrollerinin, tartım işlemlerinin uzaktan yapılabilmesi de hızla tamamlanmasını dilediğimiz bir uygulama olacak” dedi.
Türkiye’yi Uluslararası Lojistik
Merkez Haline Getirebilmek Konusunda Bir Mesafe Kaydedebilmiş Değiliz!
UND Başkanı Nuhoğlu, Türkiye’nin
lojistik bir merkez haline gelmesi konusuyla ilgili olarak, “KY-32 kodlu ‘Ülkemizi uluslararası lojistik merkezi haline getirmek’ hedefi ise, uzun yıllardan beri dile getirilmekte olan bir hedef ancak bu konuda da hala önemli
bir mesafe kat edebilmiş değiliz” dedi.
“Kamu ile gerçekleştirdiğimiz son Arama Konferansı’nın sonuçları arasında da yer alan ‘Lojistik Master Pla-
10. Ulaştırma Şurası’nda 80
Hedef Arasında Sadece
3’ü Tamamlanmış Durumda
UND Başkanı Nuhoğlu, 11. Ulaştırma Şurası’nı değerlendirebilmek için
Eylül 2013
28
ULAŞTIRMA ŞURASI
nı ve Mevzuatının Hazırlanması’ hedefinin, bu hedefin altyapısını somut bir şekilde oluşturacağını düşünüyoruz” diyen Nuhoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Gelin, birlikte bir
Ortak Çalışma Grubu kuralım ve artık bu konuda somut adımlar atmaya
başlayalım. Ortak eylemler planlayalım, hayata geçirelim. KY-36’ya baktığımızda; ‘Güvenli bir Tehlikeli Madde Taşıma Sistemi’nin kurulması konusunda mevzuat açısından ilk adımlar atılmış olsa da, bu çok kapsamlı sistemin bir an önce ( gerçekten insan hayatına, çevreye ciddi zarar verme riskleri ortadan kaldırılarak) kurulması gerekiyor. UND olarak, bu konuda da aktif rol almaya hazırız, özel
sektör olarak, önemli tecrübelere sahibiz. KY-33 kodlu ‘Karayolu Taşıma
Pazarının Cazip Hale Getirilmesi’ hedefi kapsamında ‘Mesleki saygınlık
ilkeleri doğrultusunda kaliteli ve güvenli taşımacılık hizmeti veren; mali
ve mesleki yeterlilik şartlarını Avrupa
standartları düzeyinde yakalamış; güvenilir ve sorunsuz hizmet veren kurumsallaşmış taşımacılık şirketlerinden oluşan çağdaş bir Türkiye karayolu taşımacılık pazarı oluşturulması’
hedefleniyor.”
Sektörümüz Ciddi Bir
Profesyonel Sürücü
Açığıyla Karşı Karşıya
UND olarak sektör eğitime büyük
önem verdiklerini kaydeden Nuhoğlu, sektörün eksikliklerine ve kurumsallaşma problemine de dikkat çekti: “Sektör raporunda sıklıkla zikredilen ‘kurumsallaşma sorunu’ hakkında bazı yorumlarımızı dile getirmek
istiyorum. Kurumsallaşamama soruEylül 2013
nunun arka planında esasen sektörde bazı alanlarda henüz standartların
oluşmamış olmasını ve bu nedenle de
denetimlerin sınırlı kalıyor olmasını ileri sürmemiz gerekecektir. Bugün sektörümüz ciddi bir profesyonel sürücü açığıyla karşı karşıya.
Ancak firmalarda görev alan profesyonel sürücülerin nitelikleri sorgulanabilir düzeyde ve firmaların performansını olumsuz etkileyebilecek bazı cürümlere karışmış sürücülerin sektörde çalışmaya devam ettiklerini görebiliyoruz. Sektörün imajı ve ekonomik değeri, başarısı üzerinden olumsuz etkiler
yaratan bu durumun bir şekilde mevzuatla ve artacak denetimlerle engellenmesi gerekiyor. Mesleki saygınlık ilkesinin, bu doğrultuda, belki de sürücü arkadaşları da kapsayacak şekilde, daha
etkin irdelenmesinde yarar var. Örneğin; bir sabıkası olan, bu sektörde çalışırken bazı suçlara karışmış sürücülerin bir şekilde firmalara girip çalışmasına bürokratik olarak engeller getirilmesi gerekiyor. Bu şekilde, kurumsallaşma de desteklenmiş olacak.”
Küresel Lojistik
Performans Endeksi
UND Başkanı Nuhoğlu, Küresel Lojistik Performans Endeksi maddelerini hatırlatarak “Özellikle sınır yönetimi ve ticareti kolaylaştırma alanlarında iyileştirici tedbirler alan ülkelerin, Endeks’te,
zaman içinde, daha üst sıralara çıktıklarını ortaya konurken; performansta ilk
sıralarda yer alan ülkelerin tamamının
güçlü bir kamu-özel sektör diyaloğunu;
politikaları belirleyenler, uygulamacılar,
idareciler ve akademisyenler arasında
iyi bir işbirliğini ve ulaştırma hizmetleri, altyapılar ve etkin lojistiğin geliştiril-
mesine bütünsel ve kapsamlı bir yaklaşımı geliştirmiş ve bunu sürdürmekte oldukları görülüyor” dedi. Nuhoğlu şunları söyledi: “Araştırmaya göre;
sadece kamu ve özel sektör arasındaki işbirliğinin desteklenmesi ve tedarik
zincirindeki tüm kurum ve kuruluşların
etkilerinin dikkate alınmasıyla bir ülke
lojistik kapasitesinde muazzam iyileştirmeler yaratabilir. Fas’ın lojistik performansı 2007’de 113. sırada değerlendirilirken, 2012 Endeksi’nde 50.sıraya çıkmıştır. Bu ilerlemede ülkenin,
Avrupa’ya yakınlık avantajına yatırım
yaparak lojistik alanında kapsamlı bir
stratejiyi hayata geçirmiş olması, lojistik gelişim üzerine bir kamu-özel sektör sözleşmesini kabul etmiş olması,
sınır yönetimi reformu ile Tangier-Med
Limanı’na büyük çaplı fiziksel yatırımları birleştirmiş olması etkili olmuştur.
Endonezya ve Malezya ulusal lojistik
stratejilerini benimserken; Çin, lojistik
gelişime özel bir resmi büro kurmuş
olan az sayıda ülkeden biridir.
ABD ise 2011 sonbaharında Ticaret
Odası işbirliğiyle, bir Tedarik Zinciri
Rekabetçilik Konseyi kurmuştur. Endonezya Hükümeti’nin 2007 yılında
ilk Endeksin yayınlanmasının hemen
ardından, ülkenin lojistik performansını izlemek üzere Endeks verilerini kullanmaya başlamış ve bu göstergeler üzerinden, uluslararası ticaretin maliyetini inceleyen bir eylem
planını hayata geçirmiş, aynı göstergeler üzerinden Ticaret Bakanlığı’nın
performansını da takip altına almış
olması son derece ilginç bir gelişmedir. Dünya Bankası, Küresel Lojistik Performans Endeksi’nde ‘ticaretin önündeki engellerin kaldırılması,
aşırı düzenlemelerin kaldırılması, sınırlar arası fiziksel bağlantıların arttırılması, ticareti etkileyen yasal düzenlemeler ve uygulamalar konusunda iletişimin ve koordinasyonun
artırılması’ konularında özel sektör
ile kamu otoriteleri arasında ortak
karar ve politika oluşturma mekanizmalarının oluşturulmasının, uluslararası tedarik zincirleri içerisindeki ‘aksayan noktaların’ saptanması ve iyileştirilmesi açısından öneriyor.” Nuhoğlu, bu anlamda, ülkemizin temel hedefi olan ‘500 milyar
dolarlık ihracat ve ülkemizin 2,5 trilyon dolarlık GSMH ile dünyanın ilk
10 ekonomisi arasına girmesi’ için
güçlü bir ulaştırma ve lojistik sektörünü, Ulaştırma Bakanlığı önderliğinde gerçekleştirmek için UND ola-
29
YABANCI TAŞIMACILARIN
PAYI NEREDEN NEREYE GELDİ?
•Bulgaristan’a ihracat taşımalarında Türk
nakliyecilerin payı yüzde 21 iken; yabancı nakliyecilerin payı yüzde 79’a çıktı.
•Rusya’ya ihraç taşımalarda Türk nakliyecilerin payı yüzde 38’de kalırken; yabancı
nakliyecilerin payı yüzde 62’ye çıktı.
•Ukrayna’ya ihraç taşımalarda Türk nakliyecilerin payı yüzde 30 iken; yabancı
nakliyecilerin payı yüzde 70’e çıktı.
•Moldova’ya ihraç taşımalarda Türk
nakliyecilerin payı yüzde 20 iken; yabancı nakliyecilerin payı yüzde 80 oldu.
rak her türlü katkıyı sağlamaya hazır
olduklarının da altını çizdi.
Karayoluyla 77 Ülkeye
Doğrudan Taşıma Yapıyoruz
Uluslararası eşya taşımacılığı ile ilgili
bilgiler veren Çetin Nuhoğlu 77 ülkeye hizmet sunduklarını aktararak şöyle konuştu: “Akdeniz’de ve Avrupa’ya
yeni açılan RoRo hatlarının da katkısıyla, karayoluyla hizmet sunabildiğimiz Pazar sayısını daha da arttırmaktayız. 10 yıl önce, ülkemizden Libya’ya,
Mısır’a, Sudan’a, Pakistan’a, Tunus’a,
Moğolistan’a taşımamız yokken, bugün Çin sınırına kadar taşıma yapabiliyoruz. Karayolu eşya taşımacılığımızın
ülkemizin dış ticaretinde önemli paya
sahip olduğunu görüyoruz, özellikle ihracat ayağında; yani ülkemizin ekonomisinin en temel itici güçlerinden birine destek veren bir sektör olarak değer bazında % 40 gibi çok daha ciddi bir paya sahibiz. Sektör firmalarımız,
ihracatımızın değer olarak % 40’ını taşıyorlar. Komşu ülkelere ihracatımızda
karayolunun payı % 62’dir, yaklaşık 22
milyar dolarlık ihracat karayoluyla gerçekleşiyor. Gümrük Birliği’ne rağmen,
karayolu nakliyecilerimize taşıma kotaları ve sürücü vizeleri gibi, haksız tarife
dışı kısıtlamalar uygulayan Avrupa Birliği ülkelerine yönelik karayolu taşımalarımız, tüm engellere rağmen az da
olsa artıyor. 500 milyar dolarlık ihracat hedefimizin lojistik altyapısı planlanırken; bugün, 150 milyar dolarlık ihracatın taşındığı Batı-Doğu-Güney ve
Karadeniz sınır kapılarımızdan gerçekleştirilen giriş ve çıkış işlem kapasitesini
ve hızını arttırmak için kolları sıvamamız gerekiyor. Örneğin; günlük 500600 çıkışın gerçekleştiği Kapıkule,
Hamzabeyli gibi yoğun kullanılan kara
sınır kapılarımızdan, günde 200-300 çıkışın yapıldığı Sarp sınır kapımızdan ya
da günde 2 bin 3 bin çıkışın gerçekleştiği Habur Sınır Kapısı’ndan çıkışlarda
uzun beklemelere yol açan mevcut işle
kapasitesi, bu çıkış rakamları 3,5 katına çıktığında nasıl olacaktır? Gümrüklerimiz ve sınır kuruluşlarımız, yılda 5
milyon sefere çıkacak ihracat taşımalarımıza, İhraç ürünlerimize, hedef pazarlarımızda rakiplerimiz karşısında avantaj sağlayacak “hız, maliyet, tam zamanında kaliteli teslime olanak sağlayacak sorunsuz geçiş” şartlarını sunabilecek mi? Özellikle ticaretimizi arttırmak
için son dönemde ciddi hamleler planladığımız ve uyguladığımız yeni hedef
pazarlara karayolu taşımacılığı bağlantılarımızı sağlıklı bir şekilde planlamamız gerekiyor. Bu ülkelere yönelik karayolu taşımalarımızı rahatlatacak iyileştirmeler, kolaylaştırmalarla; örneğin geçiş
belgesi kotaları konusunda önemli serbestleşmeler elde ederek, bu bölgelere
ticaretimizi büyük oranlarda artırabiliriz.
Türkiye İhracatçılar Meclisi çalışmaları
ile ortaya çıkan ve halen Ekonomi Bakanlığımız liderliğinde yürütülen “İhracat Stratejimiz” kapsamında, “ürün bazında, yöneleceği pazarlar bazında ihracatımızı ne kadar arttırabileceğimiz” tek
tek hesaplanmış bulunuyor. Peki, bugün
Türk araçlarıyla 1,2 milyon sefer ile taşınan ihracat yükleri için yeterli olamayan
700-800 bin geçiş belgesi, 3,5 katına
çıkacak ihraç yükü taşımalarının önünü
açabilecek kadar arttırılabilecek mi? Sadece ihracatımız değil; ithalat taşımalarımızda da geçiş belgesi, sürücü vizesi,
sınır beklemeleri sorunları geçerli. İthalat ürünleri de, nihayetinde ihracatımızın
girdisi olarak, maliyetini etkiliyor. Dolayısıyla, tüm dış ticaret planlamamızda
karayolunun payının ve özellikle (komşu
ve yakın pazarlar başta olmak üzere )
bazı pazarlar için vazgeçilmezliği göz
önünde bulundurularak, bu hesapların şimdiden çok net olarak yapılması lazım. Öte yandan, uluslararası hukuk bakımından 50 yıl önceden elde
ettiğimiz bazı önemli haklarımızın yok
sayıldığını da görmekteyiz ne yazık ki.
Tam üyesi olmaya hazırlandığımız Avrupa Birliği ülkeleri tarafından ‘Türkiye
ile o tarihteki Avrupa Topluluğu arasında 50 yıl önce kurulmuş olan Ortaklık İlişkisi ve 1996 yılından bu yana
süregelen Gümrük Birliği İlişkisi’nin
mevcudiyetine rağmen “serbest dolaşımdaki ihracat yükünü taşıyan tırlarımıza” uygulanan “taşıma kotaları”
nedeniyle Türk nakliyecileri ciddi sorunlar yaşıyor.”
Yabancıların Payı Artıyor
Türkiye’de ihracatın arttığına dikkat
çeken Nuhoğlu, taşımalardaki gelişmelerin ihracata paralel büyüyemediğini ifade ederek, “Nakliyecilerimize tahsis edilen geçiş belgesi kotalarının kısıtlı olması nedeniyle, özellikle AB ülkelerine yönelik ihraç taşımalarımızda sağlanan artış, ne yazık ki,
son yıllarda Türkiye’nin ihracatındaki kayda değer yükselişin gerisinde
kalmakta; Türkiye – AB ticaret hacmi
Türkiye’nin aleyhine olmak kaydıyla,
yeterince gelişemiyor. Ülkemizin ihracat performansı ile taşıma sayılarını karşılaştırdığımız zaman da görüyoruz ki; AB ülkeleri tarafından ülkemiz nakliyecilerine tahsis edilen geçiş
belgesi kotalarında yıldan yıla yapılan
cüzi ya da önemli miktardaki artışlar,
bu ülkelere yönelik ihracat artışımızı
karşılamaya, taşımaya yetmiyor. Bakanlığımızın destekleriyle, bazı ülkeler ile görüşmelerimizde önemli iyileşmeler, hatta kota serbestileri sağlanıEylül 2013
30
ULAŞTIRMA ŞURASI
yor olsa da, küresel rekabette bizi oldukça geriye götüren bu haksız kısıtlamalarda bazı AB ülkelerinin, örneğin, Yunanistan’ın ‘kendi yük pazarımızdan pay alma şartı’ getirerek
daha da ileri gittiklerini bile görüyoruz. Başta AB ülkeleri olmak üzere
43 ülkenin uyguladığı taşıma kotaları nedeniyle Türkiye’den sevk edilen
mallar varış ülkelerine en ekonomik
yolu takip ederek ulaşamamakta,
transit geçişleri dolambaçlı ve masraflı şekilde gerçekleşebiliyor. Avrupa taşımalarımızda yaşadığımız kota
ve vizeler gibi tarife dışı kısıtlamalar,
ülkemiz nakliyecilerinin pazar payının da son yıllarda giderek erimesine, adeta sektörde bir kan kaybının
yaşanmasına yol açtı. Batı sınır kapılarımızdan gerçekleşen ihracatta,
son 10 yılda nakliyecilerimiz yüzde
10’a varan pazar kaybı yaşadı. İhraç taşımalarımızdaki yabancı payı,
kota ve vize gibi sıkıntıları olmayan
yabancı nakliyeciler lehine hızla artıyor. Ülkemizden ihraç yük almak
amacıyla boş giren yabancı araçlar
sadece son 3 yılda yüzde 17 oranında artmıştır” dedi. Nuhoğlu, özellikle
İkili taşımalarda, yabancı nakliyecilerin paylarına bakılırsa; bu kan kaybının çok net görülebileceğini sözlerine ekledi.
Teslimatlarda Yaşanan Gecikmelerin Bedeli 6 Milyar Dolar
UND Başkanı Nuhoğlu, “Yakın zamana kadar sektörümüzün yoğun şikayetlerini yönelttiği, ciddi haksızlıklara yol açan ‘yabancı araçların kontrolü’ konusunda Ulaştırma Denizcilik ve
Haberleşme Bakanımız, sayın müsteşarlarımız ve tüm bakanlık bürokratlarımıza huzurunuzda bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Onların kıymetli anlayış ve gayretleriyle bu konudaki mevzuat hızla hazırlanarak yürürlüğe girdi, sektörümüz bu gelişmeyi memnuniyetle karşıladı” dedi.
UND’nin üniversitelerle çeşitli projeler gerçekleştirdiğini dile getiren Nuhoğlu, “Doğuş Üniversitesi ile bu yıl
gerçekleştirdiğimiz bir araştırmada;
geçiş belgesi sıkıntısından dolayı aksayan taşımalar, sınır beklemeleri ve
teslimatlarda yaşanan gecikmelerin
ihracatçılarımıza ve sanayi malı üreticilerimize yıllık 6 milyar doları bulan bir ek maliyet getirdiği ortaya çıktı. Dolayısıyla, burada saptadığımız
en önemli husus şudur: Türk taşımacılarına karşı uygulanmakta olan kotanın esas muhatabı, başta 24 AB ülEylül 2013
kesi olmak üzere, kota uygulayan ülkelere ihraç edilen sanayi ürünlerimiz.
Bu gerçekten hareketle, 2008 yılında
başlattığımız Kotasız Avrupa Eylem planı için Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız başta olmak üzere, ihracatçılarımız ve Ekonomi Bakanlığımızdan da destek alarak, başlattığımız mücadeleyi uluslararası platformlara taşıyoruz. Konuyu Bakanlığımızın,
Ekim ayında Birleşmiş Milletler’in gündemine getireceğini öğrendik, kendilerine gerekli raporlarımızı da sunduk”
dedi. Nuhoğlu, bu konudaki kanıt derleme ve raporlama çalışmalarının da
hızla sürdüğünü belirtti. Yakın zamanda, Dünya Ticaret Örgütü nezdindeki Daimi Temsilciliğimizi ve AB nezdindeki Daimi Temsilciliğimizi de ziyaret ederek, güncel sorunları aktaracaklarını kaydeden Nuhoğlu, “Geçtiğimiz
hafta Derneğimizden bir heyet, bahsettiğim kuruluşlarımızın yetkili temsilcileriyle beraber, güzel bir protesto eylemine de imza attı. Almanya ve ötesine yönelik karayolu taşımalarımız için temel
transit güzergahımız olan Avusturya’nın
yıllık olarak 120 bin geçiş yaptığımız
halde sadece 15 bin belge vererek kısıtladığı; kalan taşımalar içinse tırlarımızı Ro-La trenlerini kullanmaya zorlamasına karşı protestolardı bunlar. Demiryollarının, tüm yatırımlara rağmen,
uluslararası taşımalarda beklenen faydaları getirmediği gerçeğini bir türlü anlamak istemeyen AB’nin, sonunda sübvansiyonları durdurmasıyla, zaten tırlarımıza yeterli hizmeti sunamayan Ro-La hatları, artık Türk nakliyecilere yönelik ciddi bir eziyete dönüştü.
Nakliyeci ve ihracatçılarımızın yanında
sürücülerimize de 4 güne varan beklemelerle ciddi mağduriyetler yaratan bu
duruma acilen bir son verilmesi gerekiyor. Biz, UND olarak, taşımaları zorlaştırmaktan başka hiçbir seçenek sun-
mayan bu Ro-La hatlarının tamamen
kaldırılmasını istiyoruz” dedi. Nuhoğlu, bu yöndeki çalışmaları yurt dışında lobi faaliyetlerini artırarak sürdüreceklerini; bu faaliyetlerde, devletin
de yakın desteğini arzu ettiklerinin altını çizdi.
Karayolunun Başarısını Kabul
Etmek Zorunda Kaldılar
Karayolu taşımacılığının hala lojistiğin temel taşlarından biri olduğunu
ve lojistik işlemlerde karayolu taşımacılığının payının yaklaşık yüzde 40 civarında olduğunu bildiklerini ifade
eden UND Başkanı, “Bu, çok yüksek
bir oran. Peki bu oran neden bu kadar yüksek? Bunun sebebi: Karayolu
taşımacılığının, diğer taşıma modları
karşısında çok ciddi avantajları var.
Bu sektör,
* Kapıdan kapıya hizmet sunumuna
imkan vermesi,
* Hız,
* Esneklik,
* Güvenilirlik
bakımlarından rakipsiz. Nitekim,
2001 yılında yayınladığı Ulaştırma
Beyaz Kitabı ile diğer taşıma modlarını, karayolu taşımacılığı aleyhine desteklemeye karar veren Avrupa Birliği, 2005’e geldiğinde yaptığı gözden geçirme sonucunda özellikle ‘Karayolu taşımacılığının, AB
ekonomisi için taşıdığı kritik önemini’ ve ‘çevreye verilen zararın azaltılması (zararlı gaz emisyonlarının azaltılması) konusunda kaydettiği başarıları’ kabul etmek zorunda kaldı. Gözden geçirmede tespit edilen bir başka husus da, ‘Karayolu taşımacılığının gelişimi ile ekonomik büyüme hedefinin, birbirinden ayrılamayacağı’
konusunun kabul edilmesidir. Komisyon bunun yerine ‘Ulaştırmanın olumsuz etkilerinden ayrıştırılması-bunların
31
Karayolu taşımacılığı, her türlü engellemeye karşın AB içindeki taşımalardaki payını
1995-2010 arasında yüzde 42’lerden yüzde 45,8’e çıkardı. (27 üyeli AB ülkelerinde taşıma modlarının payı)
YIL 1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
Karayolu
42.1
42.1
42.1
42.9
43.5
43.4
43.9
44.5
44.5
45.2
45.5
45.5
45.9
46.0
46.5
45.8
Demiryolu
12.6
12.7
12.8
11.9
11.4
11.5
10.9
10.6
10.7
10.8
10.5
10.7
10.7
10.7
9.9
10.2
İçsuyolları
4.0
3.9
4.0
4.0
3.8
3.8
3.7
3.7
3.4
3.5
3.5
3.4
3.5
3.6
3.6
3.8
Boruhatları
3.8
3.9
3.7
3.8
3.7
3.6
3.8
3.6
3.6
3.4
3.5
3.3
3.1
3.1
3.3
3.1
Denizyolu
37.5
37.5
37.3
37.4
37.6
37.5
37.6
37.6
37.7
37.0
37.0
37.0
36.7
36.6
36.7
36.9
Havayolu
0.1
0.1
0.1
0.1
0.1
0.1
0.1
0.1
0.1
0.1
0.1
0.1
0.1
0.1
0.1
0.1
neminde azalma kaydedildiği görüldü”
diye konuştu.
Eşya Taşımacılığında KarayoluDemiryolu Mod Dağılımında Karayolu Geçiş Ücretlerinin Etkileri
ortadan kaldırılmasına’ yönelik politikalar izlemeyi daha uygun bulmuştur. Dolayısıyla komisyon, ‘temiz ve etkin ulaşım sistemlerinin oluşturulması için, her bir taşıma türünün, birbiri ile rekabet eder şekilde değil, ayrı
ayrı sahip olduğu potansiyelden azami
oranda faydalanılması’na yönelik COMODALITY (KO-MODALİTE)’ stratejisine geçmiştir. Zira, 2001 yılından beri
yük taşımalarının demiryolu ve denizyoluna kaydırılması için:
-demiryolu yük piyasası
serbestleştirilmiş
- Karayolu taşımalarında sosyal mevzuat ağırlaştırılmış (sıkılaştırılmış)
- Karayolu taşımalarında kat edilen
mesafeye dayalı yol geçiş ücretleri/otoban vergileri uygulamaya konmuş;
- AB tarafından ulaşım ağlarının geliştirilmesi için bir finansman ağı olarak uygulanan Trans-Avrupa projelerinde demiryolu ve denizyolu hatlarına –koridorlarına öncelik ve ağırlık verilmiş,
vb. karayolu harici taşıma türlerini destekler politika araçları uygulamaya konmuştur. Fakat, tüm bunların sonucunda
AB, ‘Taşımalarda, taşıma türünde değişiklik yönünde yapılan zorlamaların işe
yaramadığını’ da tespit ederken, şu sonuçlarla karşılaşmıştır:
•Demiryolu ve denizyolu taşımacılığına
yoğun desteğine rağmen demiryolu taşımacılığının payında 2001-2005 dö-
UND Başkanı Nuhoğlu, Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği IRU’dan alıntı yaptığı konuşmasında, “AB’de, 20072103 döneminde Trans-Avrupa Ulaşım Ağları’na tahsis edilen toplam bütçede Karayollarına ayrılan pay sadece
yüzde 5 iken demiryollarına ayrılan pay
yüzde 60’tır. Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği IRU’nun bu konuda referans verdiği araştırmalar var. Bilimsel
araştırmalar da ortaya koyuyor ki; karayolu taşımacılığının gelişimine getirilen
tüm engeller, ekonomiye kayıp olarak
geri dönüyor. TRANSCARE tarafından
IRU adına yapılan “Eşya Taşımacılığında Karayolu-Demiryolu Mod Dağılımında Karayolu Geçiş Ücretlerinin Etkileri”
konulu bir araştırmada bu çok net ortaya
konuyor: Karayolu geçiş ücretlerindeki 1
Euro’luk artış, ancak karayolunda yüzde
1.22’den az bir oranda yükün demiryoluna kaymasına neden oluyor. Karayoluna daha yüksek ücretler ödetilerek, demiryollarının daha cazip hale getirilmesi, AB’de arzu edilen, taşınan mal hacminin yüzde 70’inin demiryoluna kaydırılması hedefi, ulaşım fiyatlarındaki artışla doğrudan bağlantılı değildir. Sadece
eğer aynı hizmet kalitesi, aynı hızlı ve esnek teslim imkanları demiryollarında da
sağlanabildiğinde takdirde, pazar paylarında istenen değişim sağlanabilecek.
2011 yılında yayınladığı son Ulaştırma
Beyaz Kitabında; Avrupa Birliği’nin “300
kilometreye kadar olan mesafelerde kaEylül 2013
32
ULAŞTIRMA ŞURASI
rayolunun vazgeçilmezliğini” resmen
kabul ettiğini de görüyoruz. Dolayısıyla, piyasa güçlerinin serbest tercihte
bulunmasına yapay engellemeler yerine AB, artık mevcut darboğazları gidermeye yönelmek zorunda… Küresel rekabette hızın ve kapıdan kapıya /tam zamanında teslimin öneminin
artması, karayolu taşımacılığının günümüz ticaretindeki vazgeçilmezliğini
ortaya koymaya devam ediyor” dedi.
AB İstatistiklerine Göre;
Karayolu Taşımacılığının Payı
Almanya (%62)
Macaristan (%70)
Finlandiya (%75)
İsveç (%61)
Fransa (%76)
Kıbrıs Rum Kesimi % 60’tan fazla
İtalya (%86),
İspanya (%92),
İrlanda (%99),
İngiltere (%83)
AB 27 ortalamasında % 60’tan fazla
AB’de En Fazla Tercih
Edilen Taşıma Modu Karayolu
AB’den en fazla tercih edilen taşıma
modunun karayolu olduğunun altını
çizen UND Başkanı Nuhoğlu, “Tüm
karayolu aleyhinde politikalarına rağmen AB Ülkelerinde de Karayolu Taşımacılığı Eşya Taşımacılığında En Fazla Tercih Edilen Mod olduğunu görmeye devam ediyoruz. Piyasaya karşı, gerçekçi olmayan politikaların sonuç vermediğini görüyoruz. Böyle bir
durumda; Avrupa Birliği’nin, artık taşıma modları tercihleri konusunda piyasayı da, sektör mensuplarını da serbest bırakması şart” dedi.
Şehir Efsanelerine Dikkat!
Karayolu ile ilgili çok fazla şehir efsanesi olduğunu ifade eden Nuhoğlu, “Karayolu Taşımacılığı ile ilgili çok fazla efsane mevcut ve ne yazık ki, bu çok önemli sektöre, yeterli değerin verilmesini önleyecek kadar
“inananı” olan ‘şehir efsaneleri’ bunlar. İlki çevre konusunda, bu konuda
adeta bir günah keçisi ilan edilen bir
sektör konumundayız… Bariz haksızlıklarla muhatap kalıyoruz. Dünyada
toplam CO2 emisyonlarının sektörel
bazda dağılımına bakıldığında ulaştırmanın payı yüzde 22’dir. Fakat yapılan araştırmalar göstermektedir ki;
bu yüzde 22’nin içinde karayolu yük
araçlarının payı sadece yüzde 3 ile sınırlıdır. Otomobil ve yolcu araçlarının
yol açtığı salınımlar yüzünden yük taEylül 2013
şımacıları haksızca suçlanıyor. Üstelik,
diğer taşıma modlarının karayolundan
daha çevreci olduğuna dair söylemler
de doğruluk taşımıyor şöyle ki: Artan
taşımalara rağmen, karayolu taşımacılığının, yeni araç teknolojilerine yoğun yatırımlar sonucunda son 15 yılda
çevreye zararlı gaz salınımlarında yüzde 30-yüzde 40 azalma sağlamış olduğu, karayolu taşımacılığının CO2
emisyonlarındaki payı yüzde 30 iken,
bu pay içinde ticari karayolu taşıtlarının
payının sadece yüzde 3 olduğu; demiryollarının da elektrik tüketimindeki payının yüzde 75 ve (yüksek maliyetli) fosil yakıt tüketimindeki payının yüzde 25
olduğu, havayolu taşımacılığının sebep
olduğu sera gazı salınımlarının son 10
yıldır yılda yüzde 4 oranında arttığı, biliniyor. Ülkemize baktığımızda, uluslararası taşımacılıkta kullanılan Türk filosu Euro normları bakımından yüksek
standarda sahiptir. AB’ye taşıma yapan filomuzun yüzde 95’i Euro normu
araçlardan oluşmakta; toplam filonun
ise üçte ikisi Euro tipi çevre dostu araçlardan oluşuyor. Ayrıca, ulaştırmanın
ülkemizdeki CO2 salınımlarındaki payı
yüzde 16 iken; bu yüzde 16’nın içinde sadece yüzde 4,5 oranındaki uluslar arası taşımanın olduğu unutulmamalıdır! Karayollarımızda, uzun yıllardır ciddi yatırımlar yapılıyor; yeni yollar inşa ediliyor. Bunları tabii ki, memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak, ulaşımla ilgili tüm bu hedefleri güden, 500
milyar dolar ihracatı hedefleyen ülkemiz için, mevcut karayolu altyapısının
ve ağının yeterli olduğunu asla söyleyemiyoruz. 100 km2 alana düşen kent
içi yollar hariç köy yolları dahil karayolu ağı uzunluğu ülkemizde 47 km düzeyinde. Bazı gelişmiş ülkelerde 100 km2
alana düşen karayolu uzunluğunu Karayolu Sektör Raporu’nda yer alan grafikte de görüyoruz. Bu rakamlara göre;
Avrupa’daki en yetersiz karayolu ağı
Türkiye’de görünüyor! Maalesef yolumuz yok!
•Almanya ve Fransa’da 100 km2’ye
düşen karayolu ağı Türkiye’nin 5 katı;
•İngiltere ve İtalya’da 100 km2’ye düşen karayolu ağı Türkiye’nin 4 katı;
•Yunanistan’da 100 km2’ye düşen karayolu ağı Türkiye’nin 2 katı ….
Filomuz, kesinlikle Avrupa’nın
En Büyük Filolarından Değil
Bir başka şehir efsanesinin de filomuzla ilgili olduğunu ifade eden Nuhoğlu,
“Filomuz, kesinlikle Avrupa’nın en büyük filolarından değil! Sadece 60 bin
çekicimizle 500 milyar dolarlık bir ihra-
catı, yaklaşık 5 milyon seferlik bir ihraç taşıma kapasitesini hedefliyoruz.
Çok önemli işler yapıyoruz. Fakat AB
ile, AB ülkeleri ile kıyaslanabilir bir filo
değil; ancak makul ama yetersiz bir filomuz var diyebiliyoruz. AB’de sadece
1 yılda yeni tescil edilen 3,5 ton-16
ton arası ve 16 tondan büyük toplam yük taşıtı 250 binden fazla iken;
Almanya’da 1 yılda Türkiye’deki toplam 60 bin çekicinin 1,5 katı yük taşıtı
tescil edilmiş… Fransa ve İngiltere’de
1 yılda 30-40 bin yük taşıtı tescil ediliyor… Uluslararası nakliye filomuz:
•AB filosunun 500’de biriyken;
•Alman yük taşıtı filosunun 50’de
biri…
500 milyar dolarlık bir ihracat; bunun 4 katı bir ithalat hedefimiz varsa;
biz mevcut filomuzun güçlendirilmesini istemek durumundayız. 150 milyar
dolarlık ihracat için bile yetersiz kaldığını yabancı taşıtların hızla artan Pazar payından da gördüğümüz bu filo
kapasitesiyle sürdürülebilir bir performans mümkün değil, bu nedenle acil
olarak bazı ayrıcalıklar istemekteyiz.
Lütfen bu şehir efsanelerini bir kenara bırakalım, bugün nereden bakarsak bakalım, 5 milyon kilometrelik bir
karayolu ağı olan, büyük kısmı 3,5
tondan büyük olan toplam 34 milyon
yük taşıtının hizmet sunduğu bir Avrupa Birliği ile rekabet etmek durumundayız” ifadesini kullandı.
8 Milyar Dolarlık
Navlun Geliri Sağlıyoruz
77 ülkeye doğrudan taşıma hizmeti götüren yetki belgeli sektör firmalarımızın sayısının 3 bini aştığını ifade eden Nuhoğlu, bunlardan 2 bin
800’ünün, kendine ait filosuyla hizmet verdiğini söyledi. Nuhoğlu, “Bu
firmaların toplam yatırımı filo, depo
vb. yatırımlarla 10 milyar doları aşmış bulunuyor. Sadece ihracat taşımalarında her yıl ortalama 7-8 milyar
dolarlık bir navlun (döviz) geliri sağlayan sektörümüz, cari açığın kapatılmasına önemli katkılar sağlıyor. Üstelik, bunu Türkiye’nin toplam karayolu taşımalarında yüzde 4,5 pay ile
gerçekleştirmiştir. Rakamlara baktığımız zaman; karayolları yük taşımacılık hareketinin yüzde 20,8’i il içi taşıma, yüzde 74,7’si iller arası taşıma,
yüzde 4,5’i uluslararası taşıma olarak
gerçekleşmiştir” dedi. “Karayolu eşya
taşımacılığı başlı başına önem taşıyan, gelir yaratan ve yurt dışına ihraç
ettiğimiz bir hizmettir” diyen Nuhoğlu şöyle devam etti: “Turizmden sonra
33
ikinci ‘net ihracatçısı olduğumuz’ sektörün ‘taşımacılık’ olduğunu, Ekonomi Bakanlığımızın verilerinden görüyoruz. Küresel pazarlarda tüketici talebi
ve tüketim alışkanlıklarındaki değişim
sonucunda, hizmet sektörlerinde üretim ve dış ticaretin önemi giderek artıyor. Hizmet sektörlerinde dış ticaretimizde, 2023’e yönelik stratejik hedeflerimizden birisi de; ülkemizin dünya hizmet ticaretinden aldığı payın artırılması
ve hizmet sektörlerindeki ihracat gelirlerimizin 150 milyar dolara çıkarılmasıdır. Taşımacılık hizmetlerinin mevcut
payı yüzde 31,4… Karayoluyla gerçekleştirilen uluslararası eşya taşımalarının, ihracatımızın hedef pazarlarına taşıyıcısı olduğu bir kenara; yurt dışındaki nihai tüketicilere kadar iletilen bu hizmetlerimizden elde edilen gelirin, ülke
ekonomisine katkıları önemsenmeli; bu
katkıların arttırılmasına yönelik destekler sağlanmalıdır.”
Nuhoğlu Sektörü Mali Açıdan
Rahatlatacak Önerilerini de Aktardı
•Sınır kapılarında ihracatın desteklenmesi amacı ile verilen, ÖTV ve
KDV’den muaf akaryakıt miktarının
825 litreye çıkarılması.
•Serbest bölgelerden taşımacılık yapan ve transit taşımacılık yapan araçlara ÖTV ve KDV’den muaf akaryakıt
verilmesi.
5493 sayılı Kanun ile ‘Türk ihraç malı
taşıyan’ araçlara ‘ülkeden çıkış sınır kapılarında’ KDV ve ÖTV’den istisna motorin veriliyor ancak bu uygulamada litre kısıtlaması uygulanıyor. Litre kısıtlaması nedeniyle her yıl onlarca milyon
euroluk döviz akaryakıt bedeli olarak
başka ülkelerde harcanmak suretiyle
döviz kaybına uğranmakta ve bu maliyet farkı navlunlarda artışa neden olmakta ve dolayısıyla taşınan Türk malının fiyatına olumsuz olarak yansıyor.
Bizce, bu tedbir de, ihracatımızın artırılmasına olumlu yansıyacak bir tedbir olacak. Öte yandan, 2003 yılından
beri, bazı uluslararası şirket ve kuruluşların aracılığıyla sektörümüze kazandırabildiğimiz KDV iadeleri konusunda
da bazı desteklere ihtiyacımız bulunuyor. Türk taşımacıları yapılmış olan anlaşmalar kapsamında 14 Avrupa ülkesinde, mazot alımları, otoyol geçişleri ve tamir-bakım masrafları için ödemiş oldukları KDV’yi ilgili ülke Maliye
Bakanlıkları ve bu hizmeti veren şirketler aracılığı ile temin edebiliyor. Bu ülkeler Avusturya, Fransa, Belçika, İtalya,
Hollanda, Lüksemburg, İngiltere, İrlanda, Danimarka, İsveç, Norveç, Finlan-
diya, Slovenya ve Romanya’dır. Türk taşımacıları, transit geçişlerde ve ikili taşımalarda yoğunlukla kullanılan Macaristan, Almanya, Bulgaristan, Polonya gibi
ülkelerden KDV’ye konu (mazot alımları, otoban ve geçiş ücretleri, tamir-bakım
masrafları gibi) harcamalarının iadelerini temin edemiyor.
Uluslararası Koridor Projeleri
Türkiye ve bölgesindeki uluslararası koridor projeleri, sektörün geleceğe yönelik
vizyonu ile hedefleri konusunda Nuhoğlu,
“2007 yılında yayınladığı ‘Yük Lojistiği Eylem Planı’nda ‘Lojistiğin, AB’nin ekonomi
makinesinin yağı olduğunu’ bir kez daha
teyit eden Avrupa Birliği, lojistiği önümüzdeki 10-15 yıl için yeniden, eski büyüme
hızını yakalayabilmek için büyüme stratejilerinin temeline oturtuyor. 2011’de yayınladığı son ‘Ulaştırma Beyaz Kitabı’nda
da AB, küresel rekabette özelikle Asya’nın
gerisinde kaldığını kabul ederken, yeniden dünya sahnesinde söz sahibi kimliğini
kazanmak için ‘Ulaştırma ve Lojistik Sektörünü’ takviye etmenin planlarını, sektörün gelecek 50 yılını bugünden planlayarak yapıyor. Ufuklar 2020 stratejisi kapsamında Ar-Ge ve Teknoloji Geliştirme
Fon Programı’nda sadece ‘Ulaştırma sektörüne 8 milyar Euro’ fon ayırmıştır. Lojistik sektörünün, AB’nin gelecek 40 yılı üzerinde nasıl belirleyici bir etkisi varsa, Türkiye ekonomisi için de aynı stratejik önemi söz konusudur” dedi.
Lojistik Nasıl Güçlendirilir?
Çetin Nuhoğlu Türkiye’nin lojistikte bölgesel bir üs olması’ ve bu sayede lojistik maliyetin düşürülmesi, ticaretin geliştirilmesi ve rekabet gücünün artırılmasının
temel amaç olarak belirlendiğini belirterek bu amaçla neler yapılabileceğini
aktardı:
1.Ulaştırma türleri ve koridorları, lojistik merkezler ve diğer lojistik faaliyetleriyle bütünleşik Lojistik Master Planı hazırlanarak hayata geçirilecektir. Bu çerçevede, lojistik merkezler için yer seçiminde rehber niteliği taşıyacak şekilde
ülkemizin ulaştırma alternatiflerini gösteren ulaştırma koridor haritalarının çıkarılması sağlanacak.
2.Lojistik merkezlerin ülke genelinde
planlanması ve yatırımlarında; bölgesel potansiyel ve ihtiyaçlar dikkate alınacak, kombine taşımacılık bağlantılarının yapılmasına özen gösterilecek,
kullanıcıların gereksinimleri gözetilerek,
tüm lojistik hizmet sağlayıcılarının eşit
şartlarda yararlanacağı kamu-özel işletim modelinin etkin bir şekilde kullanılması sağlanacak.
3.Lojistik pazarında faaliyet gösteren
firmaların yeterli ölçek büyüklüğüne
ulaşması desteklenecek.
4.Lojistik alanında kamu kurum ve kuruluşları arasında etkin bir koordinasyon ve işbirliği mekanizması oluşturulacak.
5.Ulaştırma koridorlarında uygun hacim ve mesafelerde en avantajlı ulaşım
türü belirlenerek, bu kapsamda denizyolu ve demiryolu taşımacılığı özendirilecek ve kombine taşımacılık imkânları
geliştirilecektir. Enerji verimliliğini, temiz yakıt ve çevre dostu araç kullanımını sağlayan ulaşım sistemlerine öncelik verilecek.
6.Önemli ticaret merkezlerinden olmaya devam edecek AB’nin ulaştırma ağlarına (TEN-T) bağlantı sağlayacak pro-
Eylül 2013
34
ULAŞTIRMA ŞURASI
jeler başta olmak üzere tüm komşu ülkelere ve yeni pazarlara erişimi kolaylaştıracak güzergâhlara önem verilecek.
7.Karayollarında kuzey-güney hattında koridor yaklaşımı da dikkate alınarak Ovit ve Cankurtaran tünellerinin de üzerinde yer aldığı öncelikli güzergâhların ve komşu ülkelerle ticareti geliştirecek koridorların yapımına
devam edilecek.
8.Karayollarında; önleyici bakım kavramının esas alındığı ve bakım-onarım
hizmetlerinin zamanında ve yeterli düzeyde karşılanmasını temin edecek etkin bir üstyapı yönetim sistemi tesis edilecektir. Bakım ve onarım hizmetlerinin
ağırlıklı olarak özel kesim marifetiyle yürütülmesi için gerekli hukuki ve kurumsal düzenlemeler hayata geçirilecek.
9.Karayolu taşımacılığında kayıt dışılık önlenecek, mali ve mesleki yeterliliğe sahip verimli işletmelerin kurulması
ve piyasadaki atıl kapasitenin azaltılması teşvik edilecek.
10.Trafik güvenliğinin en üst seviyede
tesis edilebilmesi için denetim hizmetleri; araç tescil ve sürücü belgelendirme
gibi idari faaliyetlerden ayrıştırılacak ve
söz konusu faaliyetler için müstakil birimler kurulacak.
11.Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi
ve Eylem Planı’nda yer alan trafik kazası nedeniyle meydana gelen ölümlerin yüzde 50 oranında azaltılması hedefi doğrultusunda Trafik Elektronik Denetim Sistemlerinin kullanımı Akıllı Ulaşım
Sistemleriyle entegre bir şekilde yaygınlaştırılacak.
Şeklinde özetlenebilecek 10 yıllık politikaları sıralanmaktadır. Bunların hepsine
biz de UND olarak, elimizden gelecek
katkıyı sağlayacağız. Lojistik hizmetler,
çıkış noktası ile tüketim noktası arasında
malların akışı ve depolanmasının planEylül 2013
lanması, uygulanması ve denetlenmesini içeren “etkin bir süreç” gerektiriyor. Bu
süreç, Lojistiğin farklı boyutlarında faaliyet gösteren özel sektör aktörleri ile siz
değerli karar alıcıların etkin işbirliği yaptığı bir süreç olmalı. Yaklaşan 2023 için
çizilen 500 milyar dolarlık ihracat hedefi
de, sektörümüz için önemli bir mücadele
unsuru ve buna tüm süreç sahipleriyle ve
karar alıcılarla beraber gerçekten çok iyi
hazırlanmamız gerekiyor.
Lojistik Master Planı
Sektörümüz İçin Şart!
Lojistik Master Planı ile ilgili olarak
UND Başkanı Nuhoğlu, “Ulaştırma
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız liderliğinde “Türkiye Lojistik Master
Planı Stratejisi” ve bu temelde, Türkiye Lojistik Master Planı hayata geçirilmeye hazırlanıyor. Söz konusu Master
Planın, sektörümüze yönelik yatırımlar için çok gerekli ve doğru bir rehber
olacağını öngörüyoruz. Bu plan temelinde ülkemizde hızla hayata geçmesini beklediğimiz Lojistik Merkez projeleri, karayolu taşımacılığının büyük kentlerimiz için yarattığı sorunları da ortadan büyük ölçüde kaldıracak çözümleri sunacak. Halen Avrupa’da 8 ülkede
toplam 100’den fazla organize lojistik bölgesi ya da yaygın tabirle “Lojistik
Köy” kurulmuştur ve bu köyler faaliyettedirler. Lojistik köyler Avrupa çapında yaygınlaşırken, sadece Almanya’da
son 20 yılda 33 adet lojistik köy kurulmuştur. Bunların çoğunun büyüklüğü 200 hektarı geçerken; en büyüğü
675 hektardır. Bu lojistik köylerde toplam yerleşik 1250 adet firma vardır ve
bu firmalar toplamda 42.000 kişiye istihdam sağlıyor. Büyük-sanayileşmiş
şehirlerin içinde bulunan TIR parkları, antrepolar, şirket depoları, gümrük
alanları gibi fonksiyonların dağınıklı-
ğı lojistik verimliliği, etkinliği dolayısıyla sektörün rekabet gücünü olumsuz etkilediği biliniyor. Öte yandan,
özellikle son 5 yıldır sektörün gündeminin üst sıralarında yer alan lojistik merkezlerin kurulması konusunda Mersin ilimiz başta olmak üzere,
yerel yönetimlerin ve diğer paydaşların aktif katılımlarıyla ciddi ilerlemeler
kaydedilmiş olsa da, ülke ekonomisinin kalbi konumundaki İstanbul’da
bu konudaki yoğun talebe rağmen
uzun yıllardır somut bir gelişme kaydedilemedi. Bu durum, sadece bölgedeki arazilerin metrekare fiyatlarını yükseltmekte ve projelerin hayata
geçirilmesini, maliyet unsuru nedeniyle daha da zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla, sektör derneklerinin ve diğer
meslek kuruluşlarının desteği de alınarak bu sürecin hızlandırılması gerekiyor. Marmara Bölgesi’nde gerek
endüstriyel anlamda gerekse de ticari anlamda satışların yüzde 40’tan
fazlası yapıldığından bu bölge içinde yeni lojistik merkezler kurulması
önem arz ediyor. İstanbul, hem ticaretin en yoğun olduğu bir merkez olması, hem de limanlarıyla birlikte tüm
ulaştırma türlerinin kesişme noktasında bulunmaları dolayısıyla Türkiye’de
lojistik merkez özelliği taşıyabilecek
en önemli şehirdir. İstanbul Kalkınma
Ajansı tarafından, İstanbul Metropolitan Planlama Merkezi işbirliğiyle yapılan 2014-2023 Bölge Planı kapsamında, lojistik sektörü, İstanbul’un en
rekabetçi sektörü olarak ifade ediliyor. Mayıs ayında gerçekleştirdiğimiz
Arama Konferansı’nda da Bakanlığımızın değerli uzman bürokratlarıyla Şura’da ele alınan konuların büyük bölümünü birlikte masaya yatırmış, çözüm yollarını tartışmıştık. Belirlediğimiz hedefleri gözden geçirdik,
somutlaştırdık ve üyelerimizden aldığımız geri beslemeler doğrultusunda
bazı eylem önerileri geliştirdik; bu çalışmalarımızı çok yakında bakanlığımızla yeniden bir araya gelerek bir
kez daha ortak sinerjiyle gerçekçi eylem planlarına dönüştürmeye hazırlanıyoruz. Çinli teorisyen Sun Tzu, şöyle
der: ‘Taktikleri olmayan strateji zafere giden en uzun yoldur. Stratejisi olmayan taktikler ise yenilgiden önceki
gürültüdür” dedi. UND Başkanı Nuhoğlu, UND olarak Tzu’nun bu sözünü kendilerine ilke edindiklerini ifade ederek sektörün geleceğine ilişkin alınacak kararlarda, projelerde
UND’ye daha fazla söz hakkı verilmesi gerektiğini de vurguladı.
35
2015’te 20 milyon adet
araç denetlenecek
11. Ulaştırma Şurası’nda gündeme getirilen önemli bir konu da denetimlerdi.
Denetimlerin son yıllarda sıkı bir şekilde yapıldığına değinen yetkililer, geçen yıl
16 milyon aracın denetimden geçtiğini dile getirdi. 2015 yılında 20 milyon adet
araç 2020 yılında ise 30 milyon adet araç denetiminin yapılması planlanıyor.
Taşımacılık ile ilgili istatistiki bilgiler incelendiğinde, Avrupa ve ABD’den farklı
olarak ülkemizde 2011 yılı itibarıyla taşımacılığın yüzde 87,4’ünün karayolu
ile gerçekleştirildiği görülüyor. Doğal
olarak, karayolunda yük ve yolcu taşıyan araçların sevk ve
idaresinden sorumlu olan insan faktörü, diğer deyişle şoför, trafik güvenliğinde çok önemli
bir yere sahip. Şoförün trafik güvenliği konusunda eğitimli olması, bedensel ve ruhsal
olarak sağlıklı olabilmesi ve sağlıklı kalabilmesi trafik güvenliğini de doğrudan etkileyecek
bir durumdur.
Diğer taraftan, karayolu güvenliğinin
ikinci boyutunu ise, araçların teknik
özelliklerinin güvenli taşımacılığın gerektirdiği unsurları karşılayacak düzeyde olması hususu oluşturuyor. Bu konuda amaç; araçların teknik muayenelerinin, ağırlık ve boyut kontrollerinin daha
etkin ve sağlıklı bir şekilde yapılması suretiyle karayolu trafik güvenliğini arttırmak, yakıt ve işletme giderlerinde tasarruf sağlamanın yolunu açıyor.
Karayolu güvenliğinin bir diğer boyutunu ise araçların ilgili yönetmelik ve
düzenlemeler uyarınca ağırlık ve boyut kontrollerinin yapılması oluşturuyor.
96/53 sayılı Topluluk Direktifi gereğince Araçların Ağırlık ve Boyut kontrolleri, Türkiye’de son yıllarda oldukça sıkı
bir şekilde yapılıyor. Önceki istasyonların modernizasyonu ve yeni kurulan istasyonların da devreye girmesiyle birlikte ülke genelinde 75 adet yol kenarı
denetim istasyonunda yetki belgesi, taşıt kartı ile ağırlık ve boyut kontrol ve
denetimleri yapılıyor.
Trafik Güvenliği Mevzuatı
2015 ve 2020 yıllarında uygulanacak 10 yıllık eylem ve denetim planlarını kapsayan 2012/16 sayılı Karayolu
Trafik Güvenliği Stratejisi ve Eylem Pla-
nı Başbakanlık Genelgesi yürürlüğe
girdi. Buna göre belirlenen hedefler şöyle:
Hız denetimlerinin 2015 yılına kadar
yüzde 15, 2020 yılında ise 2015 yılına
göre %15
oranında artırılması,
Emniyet kemeri takma oranının 2015 yılına kadar şehir içinde %70’e şehir dışında
%90’a çıkarılması, 2020 yılında ise şehir
içinde %80’e şehir dışında %100’e çıkarılması,
2015 yılına kadar alkol denetimlerinin
%20, 2020 yılına kadar ise 2015 yılına
oranla %25 artırılarak alkolün etkisinde
araç kullanımının en aza indirilmesi,
2015 yılına kadar motosiklet/motorlu
bisiklet ve sürücüsü denetiminin % 30,
2020
yılına kadar ise 2015 yılına oranla % 30
artırılarak koruma başlığı kullanım alış-
kanlığının
tamamen yerleştirilmesi,
2015 yılına kadar trafik ışık ve işaret
ihlali denetimlerinin %30, 2020 yılına kadar
ise 2015 yılına oranla %30 artırılarak
bu ihlallerin en aza indirilmesi, elektronik denetleme
sistemi bulunmayan kavşaklarda ihbarlı (seçici göz) denetim yöntemi ile
denetlemeler
yapılarak ışık ihlalleri en aza indirilmesi,
2015 yılına kadar cep telefonu denetimlerinin %30, 2020 yılına kadar ise
2015
yılına oranla %30 artırılarak bu ihlallerin en aza indirilmesi,
Yol Kenarı Denetim İstasyonlarında 2015 yılında 20 milyon adet araç
2020 yılında
ise 30 milyon adet araç denetimi.
Yıllara Göre Araç Denetim Sayıları (Adet)
Yıllar Kontrol Edilen Araç Sayısı Sayısı
2008 2.364.791 2009 2.920.231 2010 5.289.500 2011 10.363.497 2012 16.051.519 2013 5.301.839 (15 Mart itibarıyla)
Ceza Tutanağı Düzenlenen
22.802
41.774
66.038
128.643
170.104
36.602
Eylül 2013
36
GÜNCEL
Halkalı Gümrüğü
Çatalca’ya taşınıyor
Halkalı Gümrük Müdürlüğü Çatalca’ya taşınıyor. Toplam 220 bin metrekarelik
alana kurulacak olan tesis 65 bin metrekarelik kapalı alana sahip olacak. 2014
Mart ayında tamamlanması planlanan tesiste, ihracat ve ithalat için ayrı bir bölüm oluşturulacak, ayrıca x-ray araç ve kargo tarama sistemleri, plaka okuma sistemleri, kartlı geçiş sistemleri, kapalı devre kameralar ile elektronik kantarlar olacak. İlave olarak depolama alanları, ofisler; restoran, banka ve sigortacılık gibi
hizmetler de yer alacak. Gümrük 154 milyon liraya mal olacak.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB) iştiraklerinden Gümrük ve Turizm İşletmeleri Ticaret AŞ. (GTİ) tarafından Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli ile Büyükçekmece Çatalca’da inşa
edilecek Halkalı Gümrük Müdürlüğü Yeni Tesisleri’nin (Lojistik Merkezi) temeli atıldı. Temel atma törenine Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız, TOBB
Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ile GTİ Başkanı Arif Parmaksız katıldı.
Eylül 2013
37
Bakan Yazıcı: Yeni Tesiste İdari
ve Ticari Alanlar Bulunacak
Temel atma töreninde konuşan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı,
Halkalı Gümrüğü’nün Türkiye ihracatının yüzde 10’unu gerçekleştirdiğini belirterek gümrüğün taşınmasından sonra
bu oranın daha da artacağını söyledi.
Halkalı Gümrüğü’nün 30 yıldır faaliyette olduğunu hatırlatan Yazıcı, ancak yaşanan yoğunluktan dolayı sıkıntılar yaşandığını da söyledi. Büyükçekmece’nin
hem ithalatçı hem ihracatçıdan ilgi göreceğini ifade eden Bakan Yazıcı, “Yeni
tesiste idari ve ticari alanlar, depolama
yerleri, kamera sistemleri, bagaj tarama üniteleri bulunacak. Tabii Halkalı Gümrük Müdürlüğü de kapatılmayacak; Büyükçekmece’ye naklin ardından
trenle yapılan taşımalara cevap verecek. Yani gar gümrük müdürlüğü görevi görecek. Büyükçekmece’nin önemli artıları var. Bir defa hizmet alanları,
hizmet verenler ile aynı ortamda toplayacak. Kümelenmeye bağlı olarak ithalatçı ve ihracatçıları hizmetlerden daha
kolay ve daha rahat faydalandıracak.
Dış ticaret maliyetlerini indirecek. Şehir
trafiğini aksatmayacak” diye konuştu.
Dış Ticaretimizin Yüzde 10’undan
Fazlası Halkalı Gümrüğü’nde
Yapılıyor
Ülkemizden Avrupa ülkelerine kara ve demiryolu ile taşınan eşyanın büyük bölümünün gümrük işlemlerinin Halkalı Gümrük
Müdürlüğü’nden gerçekleştirildiğini kaydeden Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı, “2011 yılında; 135 milyar dolarlık toplam ihracatımızın 21 milyar doları,
241 milyar dolarlık toplam ithalatımızın
19 milyar doları, 2012 yılında; 152 milyar dolarlık toplam ihracatımızın 21 mil-
yar doları, 237 milyar dolarlık toplam
ithalatımızın 17 milyar doları Halkalı Gümrük Müdürlüğünden gerçekleştirilmiştir. Dış ticaret rakamları da göstermektedir ki, ülkemiz toplam dış ticaretinin yüzde 10’undan fazlası Halkalı
Gümrüğü tarafından gerçekleştirilmektedir. Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nün
şehir içinde kalması nedeniyle şehir trafiği bu durumdan olumsuz etkilenmiştir.
Buraya gelen ve giden TIR’ların gümrük sahasına giriş ve çıkışlarında fiziki
koşullar ve gümrük sahasının yetersiz-
Eylül 2013
38
GÜNCEL
liğinden kaynaklanan olumsuzlukların yanı sıra bu taşıtların şehir trafiğine çıkış saatlerine ilişkin taşıyıcı firmalarla ilgili şikâyetlere neden olmaktadır. Bu olumsuzlukların bertaraf edilebilmesi ve artan ithalat-ihracat işlemlerinin daha hızlı ve kaliteli gümrük hizmet sunumu ile sağlanabilmesi amacıyla Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nün
İstanbul dışında uygun bir güzergâh
üzerine taşınması ihtiyacı doğmuştur.
Bu doğrultuda, modern bir gümrük tesisi inşa edilmek üzere Büyükçekmece
ilçesi Muratbey Mahallesi E-80 karayolu üzerinde Çatalca yol ayrımında
bulunan 217 dönümlük arazi bakanlığımıza tahsis edilmiş ve gümrük tesisi inşasının Yap-İşlet-Devret modeliyle gerçekleştirilmesi amacıyla bakanlığımız ile TOBB arasında 17 Mayıs
2012 tarihinde protokol imzalanmıştır. Halkalı Gümrük Müdürlüğü’ nün
Bakanlığımıza tahsisi yapılan arazinin
yer aldığı Büyükçekmece’ye taşınması ile hizmet kalitesinin artırılması, ülkemizin imajının olumlu yönde değişmesi, gümrük kontrollerinde etkinliğin artırılması ve yasal ticaretin kolaylaştırılması dolayısıyla, dış ticaretimizin
olumlu yönde gelişmesi öngörülmektedir” dedi. Halkalı’da Gar Gümrük
Müdürlüğü kurulacak. Halkalı’ya demiryolu ile gelecek eşyaya gümrük hizmeti vermek üzere 25 Ocak 2013 tarihli 28539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2013/4222 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararı ile Halkalı Gar Gümrük
Müdürlüğü’nün kurulacağını aktaran
Yazıcı şunları söyledi; Halkalı Gümrük Müdürlüğünün taşınması sonrası demiryolu ile gelen eşyaya verilecek gümrük hizmetlerinin devamlılığı
sağlanmış olacak. Bu çerçevede Halkalı Gümrük Müdürlüğü, yeni yerinde
217 dönüm arazide inşa edilerek yeniden yapılandırılacak. Türkiye’nin işlem hacmi en büyük gümrüklerinden
biri olan Halkalı Gümrüğü 60 bin
metrekaresi kapalı alan olmak üzere toplam 217 dönüm arazide yeniden inşa edilecek. 17 Eylül 2013 Salı
günü temelini attığımız Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nün yeni tesislerini 1
yıl içinde tamamlayarak hizmete sokacağız. Yeniden yapılandırılıp hizmete sokulacak olan Gümrük Kapısı
için bütçeden hiçbir kaynak ayrılmamıştır. Yap-İşlet-Devret modeli ile yenilenecek olan Gümrük Kapısı işlevsel
bir yapıya kavuşturulup, hizmet alan
ve hizmet sunanların ihtiyaçları etkin biçimde karşılayacak”. Bakan Ya-
Eylül 2013
zıcı, Halkalı Gümrük İdaresi’nin, yeniden yapılandırılacak gümrük tesislerine
taşınması ile de bütün ithalat ve ihracat gümrük hizmetlerinin topluca karşılanacağı bir lojistik üs haline geleceğini
ifade etti. Bakan Yazıcı, “Mevcut Halkalı Gümrük Müdürlüğünün yeni yerinde
yapımı tamamlandıktan sonra buraya
taşınması ile de İstanbul trafiğinde de
büyük rahatlama olacak” ifadesini kullandı. Son olarak Bakan Yazıcı, yeniden
yapılacak ‘Gümrük Kompleksi’ içerisinde idari ve ticari binalar, geçici depolama alanları, tasfiyelik eşya ve kaçak
eşya ambarları, soğuk hava deposunun
yer alacağını da vurguladı.
Hisarcıklıoğlu: 2023 hedeflerinin altyapısını güçlendirmek için
gümrüğü taşımaya koyulduk
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise Halkalı Gümrüğü’nün dış ticarette önemli yeri bulunduğunu her gün 700 TIR’ın giriş yaptığını ve Türkiye’nin dış ticaretinin yüz-
de 10’luk bölümünü gerçekleştirdiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, “Burası,
çekilmez bir hal aldı. Bakın her gün
5 kilometre trafik söz konusu. Durumu gördük, TOBB olarak harekete
geçtik. 2023 hedeflerinin altyapısını
güçlendirmek için gümrüğü taşımaya koyulduk. YİD modeli ile yapılacak tesis, 220 bin metrekare alanda hizmet verecek. 2023 hedeflerini
yakalama adına alanın bir o kadar
daha da büyütülmesi talimatını Bakan Hayati Yazıcı verdi” dedi. Aralarında Kapıkule, İpsala ve Sarp’ın
da bulunduğu 7 gümrüğün modernizasyonu için TOBB olarak 300
milyon lira yatırım yaptıklarına işaret
eden Hisarcıklıoğlu, “Modernizasyondan dolayı her sene 234 milyon
lira vergi olarak devletin cebine girdi. Özel sektör 410 milyon lira gelir
elde etti. Gelinen aşamada buralardan bir senede 14 milyon yolcu, 2,5
milyon TIR, 5,5 milyon taşıt geçiyor”
diye konuştu.
39
TIRSAN VE HASSOY’dan
Büyük İşbirliği
Sektörün lideri TIRSAN ile Mercedes Benz bayiliğini
1972 yılından bu yana etkin ve kaliteli hizmet ile sürdüren Hassoy Motorlu Vasıtalar, imzaladıkları bayilik anlaşması vesilesi ile Hopa’da düzenledikleri davette nakliye firmalarının yetkilileriyle bir araya geldiler. Hopa Peronti Hotel’de düzenlenen akşam yemeğinde konuşma
yapan TIRSAN Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu
ve Hassoy Yönetim Kurulu Başkanı Ali Osman Ulusoy,
yıllardır süren dostluklarından bahsederek, yaptıkları bu
işbirliğinin sektör açısından örnek gösterilmesi gerektiğini konuşmalarında belirttiler. TIRSAN Yönetim Kurulu
Başkanı Çetin Nuhoğlu, “TIRSAN ve Mercedes olarak
iki lider markanın yan yana gelmesini Karadeniz Bölgesi için büyük avantaj sunacak bir işbirliği olarak değerlendiriyorum. Tecrübelerimizi, bu bölgeye sağlayabileceğimiz fayda için kullanacağımızdan da ayrıca büyük
mutluluk duyuyorum.” dedi. 2023 ihracat hedefi olan
500 milyar dolara ulaşmak için asıl büyüme potansiyelinin olduğu bölgeleri Orta Asya, Gürcistan ve Rusya olarak belirten Nuhoğlu: “Bu bölgelerin her noktası
bizim için çok önemlidir ve ihracat hedefinin yüzde 40’ı
yine kara yolu taşımacıları ile taşınacaktır. Bu sebeple
herkesin birey olarak üstlendiği rolün önemini anlaması gerekmektedir. Bizler de buna katkı sağlamak amacıyla bundan sonra TIRSAN ve Mercedes olarak müşterilerimize kusursuz hizmeti sunacak olmanın mutluluğunu yaşamaktayız. Gelecek işbirliklerimizde sizlerle beraber olmak dileğiyle saygılarımı iletiyorum” diyerek konuşmasını noktaladı. Hassoy Yönetim Kurulu Başkanı
Ali Osman Ulusoy ise Nuhoğlu ailesiyle uzun yıllara dayanan dostluklarının olduğunu samimi bir şekilde belirterek, bu birlikteliğin tüm Karadenizlilere ve bölgede faaliyet gösteren tüm nakliye firmalarına hayırlı olması temennisinde bulundu.
Eylül 2013
40
LOJİSTİK
Koçsistem ve Arçelik lojistik için
“Bulut” İnşa edecek
KoçSistem lojistik sektörü için tüm bilgilerin tek merkezde toplandığı ve paylaşıldığı bir “Bulut” inşa edecek. Buraya lojistik sektörüne yönelik hizmetleri bulunan Bulut Bilişim temelli tüm yazılımlar aktarabilecek. Aynı Bulut üzerinden bilgiler; güvenli, gizli ve doğru şekilde ulaştırılabilecek.
Avrupa Birliği lojistik ve taşımacılık
sektörünü yeniden tasarlamak için
çalışıyor. Bunun için Bulut Bilişim Temelli İş Uygulaması Palatformu geliştirilecek. Projeyi Türkiye’den KoçSistem ve Arçelik yürütecek. Arçelik
A.Ş. Tedarik Zinciri Direktörü Ahmet
İhsan Ceylan projenin ana hedefinin lojistik süreçlerindeki izlenebilirlik, tedarik zincirlerinde firmalar arasındaki bilgi akışı ve işbirliğinin artırılması gibi unsurların tamamını kapsayacak çözüm ve sistemlerin oluşturulması olduğunu söyledi.
AB girişimi kapsamında, geleceğin
tarım ile uluslararası lojistik ve taşımacılık altyapısının oluşturulması adına yürütülen FIspace projesi için oluşturulan yıldızlar ekibinde
Türkiye’den sadece KoçSistem ve Arçelik yer aldı. Sistem dünya lojistik
ve taşımacılık sektörünü yeniden tasarlamayı hedefliyor. ’Geleceğin İnterneti Kamu-Özel Sektör Ortaklığı’
(Future Internet PPP) programı kapsamında yürütülen ve 2013 yılının
başında, 24 aylık ilk fazı tamamlanan taşımacılık ve lojistik projesi FInest, ikinci fazına geçerken, tarım ve
gıda alanındaki diğer ArGe projesi
‘SmartAgriFood’ ile birleşti. Böylece projenin kapsamı genişletildi yeni
adı FISpace oldu.
İlk fazı yaklaşık 8 milyon Euro olan
projenin ikinci fazda bütçesi 20 milyon Euro’ya çıktı. Bu bütçenin 13,5
milyon Euro’luk kısmını Avrupa Komisyonu karşılıyor. 24 ay gibi bir sürede tamamlanması planlanan proje ile geleceğin tarım, lojistik ve taşımacılık altyapısının oluşturulması ve
internet esaslı esnek, kolay erişilebilir olan ‘Bulut Temelli İş Uygulaması Platformu’nun geliştirilmesi amaçlanıyor.
FIspace’in temel hedefi ise geleceğin
Eylül 2013
internet ortamında uluslararası pazarda tarım, gıda, lojistik ve taşımacılık
operasyonlarının planlanması, dünya
çapında tedarik zincirinin en önemli ve
en karmaşık alanı olan depolama ve
taşıma faaliyetlerinin optimize edilmesi
ile ülke ekonomilerinde önemli yer teşkil eden küresel işletmelerin maliyetle-
rinin azaltılarak rekabet gücünün artırılması olarak özetleniyor.
Arçelik A.Ş. Tedarik Zinciri Direktörü
Ahmet İhsan Ceylan, KoçSistem ArGe ve İş Uygulamaları Danışmanlık
Direktörü Ömer Özgür Çetinoğlu ve
Proje Koordinatörü Dr. Sjaak Wolfert,
FIspace hakkında bilgi verdi.
41
Ceylan: “Lojistik en önemli üstünlük”
da bu büyük organizasyonun kusursuz
bir şekilde işlemesini sağlayacak tedarik
zinciri yönetimi ve lojistik sistemleri kurmak ve yönetmek bizim en önemli üstünlüğümüz” dedi.
Tüm Süreçleri
Kapsayacak Bir Proje
Ahmet İhsan Ceylan, 100’den fazla ülkeye satış yapan bir şirket olduklarını
söyleyerek, Türkiye’de 200 bin araç hareketini yönettiklerini belirtti. Ceylan “Bu
anlamda; lojistik sistemindeki verimlilik
ve etkinlik, işimizde son derece önemli bir başarı kriteri. Temel vizyonumuza uygun olarak bir yandan sürdürülebilirlik ilkelerine uyumlu, diğer yandan
Projenin ana hedeflerinin lojistik süreçlerindeki izlenebilirlik, tedarik zincirlerinde firmalar arasındaki bilgi akışı ve işbirliğinin artırılması gibi unsurların tamamını kapsayacak çözüm ve
sistemlerin oluşturulması olduğunu hatırlatan Ahmet İhsan Ceylan, bu projenin iş ortaklarından biri olan Arçelik’in;
Avrupa’nın ileri seviyede çözüm üreten şirketleri, enstitüler, araştırma merkezleri ve üniversitelerinin araştırmacıları ile ortak proje yürütmesinin önemine dikkat çekti. FIspace Projesi’nin
Türkiye’den iki, Avrupa’dan ise 28 iş
ortağından biri olmanın Arçelik adına
önemli bir sorumluluk ve fırsat olduğunu belirten Ahmet İhsan Ceylan, “Bu
projenin bir parçası olarak kendi spesifik ihtiyaçlarımıza da çözüm sunabilecek uluslararası bir standardın ortaya
çıkmasına katkıda bulunacak olmak-
tan son derece memnunuz. Arçelik,
20 yılı aşkın bir süredir yapılandırdığı
ve büyük yatırım yaptığı Ar-Ge organizasyonu ile hem kendi sektöründe ve
hem de global iş dünyasında parmakla
gösterilen şirketlerden biri. Avrupa’nın
rekabet gücüne katkıda bulunacak bir
projeye dahil olarak, Ar-Ge altyapımız
ve deneyimimizden aldığımız güçle tüm
Avrupa’yı ilgilendiren bir sistemin oluşturulmasına katkıda bulunuyoruz” diye
konuştu.
Projenin, Arçelik’in üretici, ihracatçı ve
perakendeci kimliklerinin tümüne doğrudan ve dolaylı olarak katkı sağlayacağını belirten Ceylan, “Özellikle ihracat
ve ithalat süreçlerinin internet ortamında ve tüm lojistik aktivitelerinin entegre
olduğu sistemlerden takip edilmesi adına bu projenin çıktıları bize hem süreç
hem operasyonel hem de insan kaynağı planlaması açısından önemli katkıda
bulunacaktır. Ayrıca internet ortamında
online ve tam zamanında bilgilendirme
ile müşteri memnuniyeti artırma, zamanında ve minimum hatalı hammadde
tedariki de bu projeden beklentilerimiz
arasında” dedi.
Ömer Özgür Çetinoğlu:
“KoçSistem ana mimariyi oluşturacak”
KoçSistem Ar-Ge ve İş Uygulamaları Danışmanlık Direktörü Ömer Özgür
Çetinoğlu, “Yeni dünyanın lojistik süreç tasarımı ortaya çıkacaktır” dediği
FIspace projesinde, temel alınan teknolojilerin bulut bilişim ve Internet of
Things olduğunu, bu alanlarda uzman
dünyanın sayılı şirketleri arasında yer
alan KoçSistem’in de bu nedenle proje
ekibinde yer aldığını söyledi.
Projenin ilk fazında KoçSistem’in, sistem mimarisi ve teknoloji altyapısının
tasarlanmasına yönelik doğrudan rol
oynadığına dikkat çeken Çetinoğlu,
ikinci fazı ile birlikte sorumluluklarının
da arttığına işaret ederek konuşmasını
şu sözleri ile sürdürdü: “KoçSistem olarak mimari tasarım başta olmak üzere
bulut barındırma, ‘Güvenlik/Gizlilik/
Bilginin Doğruluğu’ alanlarındaki hemen her iş paketinde yer alıyoruz. Bulut
ve üzerinde bulunan kurumsal uygulamalar ve kurumsal verilerin güvenliğinin projedeki en öncelikli konular ara-
sında yer aldığını ve bu nedenle KoçSistem olarak projede kilit roller üstlendiğimizi gururla söyleyebilirim.”
Çetinoğlu KoçSistem’in ayrıca, erişimden başlayarak her adımda uçtan uca
güvenlik mekanizmalarının son kullanıcıya ek efor gerektirmeden kurgulanması, platforma ek uygulamaların geliştirilmesi gibi alanlarda da liderliğini
üstlendiği iş paketlerinin bulunduğunu belirtti. Bunların dışında ayrıca, IBM
Research Lab ile birlikte FI-Ware mimarisi ile paralel hazırladıkları “Cloud
Hosting” platformunun, KoçSistem Veri
Merkezi’nde yapılandırıyor olmalarının
da KoçSistem adına önemli bir sorumluluk olduğunu söyledi.
“Bulut üzerinden verilen ilk kurumsal iş
süreçleri entegrasyonu bu proje ile hayata geçirilecek”
“Dünyada kurumsal iş süreçlerine hizmet edecek yazılımların sayısı çok
az. KoçSistem’in de yer aldığı iş paketi içindeki kurumsal iş süreçleri enEylül 2013
42
LOJİSTİK
tegrasyonu, ilk kez bu projede bulut
üzerinden verilecek” diyen Çetinoğlu konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “FIspace’in bizim yer aldığımız kısmında, geleceğin lojistik ERP altyapısı bulut temelli tasarlanıyor. Birçok şirket tasarlanan bu ortama kendi yazılımlarını koyabilecek. Bunu “application store” mantığıyla düşünebilirsiniz.
İhtiyaca göre şirketler buradaki yazılımları indirip kullanabilecekler. Gerçekleşen proje planlama toplantısında, tüm dünyadaki yazılım şirketlerine, belirlenen standartlara uyumlu yazılımlar geliştirmeleri çağrısı yapıldı.
Bunun ülkemiz adına önemi ise şudur:
Projenin mevcut geliştirme platformunun KoçSistem tarafından sağlanması; yapılan çağrı sonucu sunacağı projelerin değerlendirilmesinde Türk şir-
ketlerine önemli avantajlar sağlayacağı gibi, Türk yazılım enstitüsünün küresel çapta önemli fırsatlar yakalamasına da katkıda bulunacaktır. Bu alanda
ülkemizin de öncü rolde olmasını arzuluyoruz.”
Çetinoğlu FIspace Platformu ile inşa
edilecek uygulamaların; sadece taşımacılık, lojistik ve akıllı tarım alanlarında değil, diğer endüstri kollarının tümünde devrim yaratacak olan
‘İş Dünyasının Kurumsal Sosyal Ağ’ının
omurgasını oluşturacak büyüklükte ve
önemde olduğunu aktırdı.
Proje Koordinatörü Dr. Sjaak Wolfert: “Proje
tamamlandığında, taşımacılık ve lojistik sektörü yeni bir sözlüğe
ve baştan yaratılmış bir organizasyon yapısına sahip olacak”
rulamayı amaçlıyoruz” diyen Proje Koordinatörü Dr. Sjaak Wolfert ise proje
tamamlandığında lojistik ve ulaşım sektörünün, yeni bir sözlüğe ve baştan yaratılmış bir organizasyon yapısına sahip
olacağını söyledi.
Maliyetler Düşecek
“FIspace ile tarım, taşımacılık ve lojistik
sektörlerine ilişkin kullanım senaryoları üzerinde odaklanarak, ortak çalışmaya dayalı iş ağlarından doğan zorlayıcı
sorunları çözmeye yönelik, ‘Geleceğinİnternetiyle-etkinleştirilecek’ çözümler
geliştirmeyi ve bu çözüm yollarını doğEylül 2013
Dr. Wolfert konuşmasını şu sözleri ile
sürdürdü: “Proje devreye girdiğinde,
sektör yapısı yeniden şekillenirken verimlilik esasıyla, daha çevik ve esnek
bir yapı kurulmuş olacak. Erişim ve iletişim sorunları da ortadan kalkacak.
FIspace ile aynı zamanda, maliyetler azaltılacak, sektör şirketleri tamamen kendi ana işlerine odaklanacak.
Diğer taraftan sektörün sebep olduğu
sera gazı salımı oranı önemli miktarlarda düşürülürken insan kaynağı yapısı ve çalışanların görev tanımları da
değişecek.”
Projenin önemine işaret eden bilgiler de paylaşan Dr. Sjaak Wolfert şu
açıklamalarda bulundu: “Kara-DenizHavayolu ile yapılan yük taşımacılığının, Avrupa Birliği içindeki toplam
hacmi yıllık 525 Milyar Euro’dur. Diğer taraftan AB’nin gayrisafi gelirlerinin yaklaşık yüzde 15’ini oluşturan bu
sektör, karbon emisyonlarının da neredeyse yüzde 15’ini oluşturuyor. FIspace projesi ile tasarlanacak yeni yapının, sektördeki kapasite kullanımını
yüzde 200’lere varan oranlarda artırırken, taşımacılık faaliyetlerinden kaynaklanan karbon emisyonunu ise yüzde 10-15 oranında düşürmesi bekleniyor.”
Akıllı tarım konusuna da değinen Dr.
Wolfert, tarladan, tüketime kadar olan
yolculuğu esnasında gıda ürünlerinin
yüzde ellisinin çöpe gittiğini söyleyerek
şöyle devam etti: “Avrupa Birliği içinde gıda ürünlerinin toplam hacmi yıllık 955 Milyar Avro ile gayrisafi gelirlerin yüzde 30’unu oluşturuyor. FIspace
projesi ile ise sadece çöpe giden ürünlerden yüzde 30-60 arası tasarruf sağlanması hedefleniyor.”
Dr. Sjaak Wolfert tüm bu rakamların
toplamında FIspace’in, AB ölçeğinde,
yıllık, 1,5 Trilyon Avro’luk alanda, yüzde 15-30 verimlilik ile karbon emisyonlarında yüzde 10-15 oranında bir
düşüş sağlayacağını, bu nedenle projenin direkt olarak etkileyecek yöntem
ve çözümleri adreslemesi açısından AB
tarafından değerli bulunduğunu söyledi.
43
2 milyar dolar ihracat
hedefine TİM desteği...
AYSAF, ayakkabı yan sanayi sektörünün ihracat hedefini büyüttü! 2 milyar dolar ihracat hedefine Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’nden destek geldi…
sektör ihracatına büyük bir ivme kazandırdığını hatırlatarak, “Yılda iki kez
düzenlenen AYSAF, ayakkabı yan sanayi ihracatına büyük destek sağlıyor.
Bahar döneminde yapılan 49.AYSAF
fuarının da desteğiyle ayakkabı aksamındaki ihracatımız bir önceki yılın
aynı dönemine göre yüzde 35 oranında artış gösterdi. İthalatta ise yüzde
12’lik bir azalma oldu. Bu umut verici rakamlar da bizim 2023 ihracat hedefimizi revize ettirdi. Ayakkabı sektörü olarak 2023 yılında 2 milyar dolar ihracatı görebileceğimize inanıyoruz” dedi.
25.yılını kutlayan Ayakkabı Yan Sanayi Fuarı (AYSAF)’nın 50.si CNR EXPO
İstanbul’da 18-21 Eylül 2013 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Organizasyonda önemli iş bağlantıları kuran sektör temsilcileri, ayakkabı endüstrisinin
2023 yılı için 1,5 milyar dolarlık ihracat hedefini 2 milyar dolara çıkardı.
Yeni İhracat Hedefi
Oldukça Gerçekçi
Sektörün revize ihracat hedefine Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı
Mehmet Büyükekşi’den de destek geldi.
Son 10 yılda ayakkabı sektörünün ihracatını 131 milyon dolardan, 552 milyon dolara yükselttiğine dikkat çeken
Mehmet Büyükekşi, “Sektörümüz bu yılın ilk 8 ayında ihracatını yüzde 27 artırarak 480 milyon dolara çıkardı. Sektör, 2023 yılında hedeflediği 1,5 milyar
dolarlık ihracatı 2 milyar dolara taşımayı planlıyor. Biz bu hedefin oldukça
gerçekçi olduğunu düşünüyoruz” diye
konuştu. Ayakkabı yan sanayinin, başta İstanbul olmak üzere, İzmir, Ege Bölgesi, Konya ve Gaziantep’te yoğunlaştığını belirten Büyükekşi, “Sektör, emek
yoğun yapısı ile Türkiye’nin istihdamına
büyük katkı sağlıyor. Yan sanayinin ge-
lişmesi ve verimliliğinin artması, tüm sektörün rekabetçiliğini geliştirecektir. AYSAF, Batı Asya, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa üçgeninde stratejik bir öneme sahip. AYSAF, bu coğrafyadaki en büyük
uluslararası ayakkabı yan sanayi fuarıdır. Ayakkabı yan sanayi fuarı, ayakkabı sektörünün 2023 hedeflerine sıçrayışında büyük katkı sağlayacak” ifadesini
kullandı.
AYSAF’tan Yüzde 20
İhracat Desteği
CNR Holding Fuarcılık Grubu CEO’su
Cem Şenel, AYSAF Fuarı’nın ziyaretçi rakamları ile ilgili şu bilgileri verdi: “Fuarda 26 bin ziyaretçi iş görüşmelerinde
bulundu.Yurt dışından 43 ülkeden gelen
yabancı ziyaretçiler önemli iş bağlantıları
kurdular. Fuarın ziyaretçi ülkelerinde Ukrayna, İran, Rusya, Tunus, Bulgaristan,
Sırbistan, Lübnan ve Romanya öne çıktı. AYSAF’ın ayakkabı yan sanayi ihracatına yüzde 20 civarında katkı sağladığını düşünüyoruz”.
2023 Yılında
2 Milyar Dolar İhracat
Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Başkanı Tan Erdoğdu da AYSAF’ın
TİM’den Büyük Destek
Ayakkabı sektörünün 2023 yılına ilişkin 5 milyar dolarlık ihracat hedefine, 1,5 milyar dolar destek sağlamayı hedefleyen ayakkabı yan sanayi sektörü, AYSAF Fuarı’nda ihracat hedefini büyüttü. 2023 yılında ihracat hedefini 2 milyar dolara çıkarmayı planlayan ayakkabı sektörüne
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’den
de destek geldi.
Eylül 2013
44
TİCARİ ARAÇ
Kiralamaya ilgi artıyor,
Sektörde kiralık araç sayısı 3 bin olacak
İşletmeleri önemli giderlerden kurtaran ve işe odaklanmalarını sağlayan ‘Ford
Trucks Kiralama Hizmeti’, kısa sürede büyük ilgi gördü. Ford Otosan Kamyon
Operasyonları Grup Müdürü Emrah Duman, “Firmalara büyük avantaj sağlayan
kiralama sektörünün hızla büyümesini bekliyoruz” dedi.
Ford Otosan, tarafından mayıs ayında faaliyete geçirilen Ford Trucks Kiralama Hizmeti müşterilerine çekici
kiralama hizmeti vermeye devam ediyor. Araç kiralama işinde önemli bir
tecrübeye sahip Avis işbirliği ile oluşturulan Ford Trucks Kiralama markası ile gücüne güç katan Ford Trucks’ın
kiralama hizmetini kullanan firmalar;
araçların bakım ve plaka masrafları,
muayene ve sigorta ücretleri, motorlu taşıtlar vergisi ile finansman giderlerinden kazanç sağlarken; tam kapsamlı kasko, full garanti paketi ve Filobil – Filo yönetim sistemi güvencesiyle komple çözüme sahip olarak, işlerine daha fazla odaklanabiliyor. 0
km araçlarla 12 aydan 47 aya kadar
uzun dönem kiralama seçeneği esnekliği sunan Ford Trucks; kullanılmış
araçları ise süre kısıtlaması olmaksızın
kısa dönem kiraya veriyor.
Duman: Kiralama sektörü
2016’da 3 Bine Ulaşacak!
Ford Otosan Kamyon Operasyonları Grup Müdürü Emrah Duman, ağır
ticari kiralama sektörünün aynı binek
araç kiralama sektörü gibi hızla büyüyeceğini belirterek, sözlerini şöyle sür-
Eylül 2013
dürdü: “Araç alımına ayrılan sermayenin işletme sermayesi olarak kullanılabilmesi şirketlere hızlı büyüme imkanı veriyor ve kredi limitlerinin açık kalmasını sağlıyor. Kiralama modeli özellikle, bir iki yıllık dönemsel ihale alan
şirketlere büyük avantaj sağlıyor. Sistem; özsermaye ve finansal kaynakları araca değil işe yönlendirme, kredi li-
mitini doldurmama, kiralama faturasını ay bazında gider gösterebilme,
personel masraflarının azalması, öngörülemeyen masrafların sıfırlanması
gibi avantajlar sunuyor. Dolayısıyla;
bu sektörün hızla büyümesini ve yıllık
kiralama adetlerinin kısa vadede bin
500, 2016’da ise 3 bin adete ulaşmasını bekliyoruz.”
45
Mustafa Sever;
Yurt dışında lojistik
merkezler kuruyoruz
Ekonomi Bakanı Yardımcısı Mustafa Sever, lojistiğin küresel rekabette başlı başına bir politika aracı
haline geldiğini belirterek
Çin, Rusya, ABD, Brezilya
ve Sahraaltı Afrika’da lojistik merkez kurma çalışmalarını başlattık” dedi.
Ulusal ve uluslararası 150 küresel şirketin katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirilen Uluslararası Tedarik Zinciri Zirvesi (ISCSI) 2013’ün açılışı’nda konuşan Ekonomi Bakan Yardımcısı Mustafa Sever, lojistik sektörünün küresel
rekabette anahtarı konumuna geldiğini belirterek, “2011 yılında başlayan
Suriye’deki iç savaş nedeniyle, Suriye
transit geçişleri kapanmadan önce bakanlığımız inisiyatifi ile çalışmalar başlatarak Mısır üzerinden Körfez ülkelerine
ulaşımı sağlayan Türkiye-Mısır-Körfez
Ro-Ro hattını açtık” dedi. Türkiye’nin
2023 hedeflerine ulaşmak için lojistiğin
büyük önem kazandığına dikkat çeken
Sever, “Üretim tek başına yeterli değildir. Lojistik günümüzde pazara giriş stratejilerinin belirlenmesinde, üretim ve ihracat fiyatlarının tespitinde, küresel ticaretteki rekabet savaşının kazanılmasında
başlı başına bir politika aracı durumuna gelmiştir” diye konuştu. Türkiye’nin
2023 yılı hedefleri çok net bir şekilde
belirlendiğini söyleyen Sever, “Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünde,
dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer
almak, milli gelirimizi 2 trilyon dolara,
kişi başına düşen gelirimizi 25 bin dolara çıkarmak, mal ihracatımızı 500 milyar dolara, hizmet ihracatımızı ise 150
milyar dolara yükseltmek bu hedefler
arasında yer almaktadır” dedi. Sever,
bunun için ekonominin tüm paydaşlarının uyum içinde hareket etmesi, üretim, ihracat, ithalat ve özellikle lojistik sektörleri arasındaki koordinasyonun eksiksiz bir şekilde tesis edilmesi
gerektiğini ifade etti.
Türkiye 4 Kıtada
Lojistik Üssü Açıyor
Ekonomi Bakanlığı olarak yurt dışında lojistik merkezleri kurma çalışmaları yürüttüklerini söyleyen Ekonomi Bakan
Yardımcısı Mustafa Sever şunları söyledi: “Çin, Rusya, ABD, Brezilya ve Sahraaltı Afrika’da lojistik merkezler kurulması amacıyla çalışmalarımız başlattık.
Yine Bakanlığımız tarafından, ihracatçılarımıza yeni ihracat güzergâhları oluşturulması yönündeki çalışmalarımız sürdürülmektedir.”
Eylül 2013
46
ŞİRKETLERDEN
TIRSAN ve Başer Otomotiv’den Önemli İşbirliği
TIRSAN ve Başer Otomotiv önemli bir iş ve güç birliğine imza attı. Başer Otomotiv
yenilenen Gölbaşı’ndaki 4S konseptli tesisinde Tırsan ürünlerine hizmet verecek.
Tırsan, ticari araç sektörünün önemli kuruluşlarından Başer Otomotiv ile
beraber Ankara ili ve çevresinde faaliyet gösteren önemli nakliye firmalarının yetkilileriyle Başer Otomotiv’in 4S
konseptiyle yenilenen Gölbaşı’ndaki
tesisinde bir araya geldi. Tırsan ve Başer Otomotiv arasında yapılan anlaşma ile Tırsan ürünlerine Ankara ve
çevresinde Başer Otomotiv aracılığı
ile daha rahat ulaşılabilecek.
Törende bir konuşma yapan Tırsan
Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, “Başer Ailesi bu sektörde hem
duruşuyla hem de müşteri memnuniyetiyle sektörün en önemli kuruluşlarından birisi olmuştur. Değişen ticari
koşullara uygun olarak yeniden yapılanması ve müşteri ihtiyaçlarına daha
donanımlı cevap verebilecek şekilde
yeni tesisler ile sektöre hizmet vermesi iş azminin çok önemli bir göstergesidir” dedi. Nuhoğlu, rekabetin iyice
kızıştığını belirterek bu rekabet ortamında bir adım önde olabilmek için
‘müşteri odaklı düşünmek’ ve ‘müşteri
memnuniyetine önem vermek’ gerektiğini ifade etti. Tırsan ve Başer Otomotiv işbirliği ile bölge müşterilerinin
kazanacağını söyleyen Çetin Nuhoğlu, “Müşterilerimize finansmandan
ikinci el araca, hatta kiralamaya kadar her şeyi sunabilmenin önemli olduğunu biliyoruz. Tırsan olarak Ford
bayisi Başer Otomotiv ile bu bölgede önemli başarılara imza atacağız.
Hem Ford hem de Tırsan ailesi olarak müşterilerimizin bize ulaşabileceği
Eylül 2013
konumda olmaya çok önem veriyoruz.
Bu birlikteliğin sektör için çok önemli
bir birliktelik olduğunu belirterek, işbirliğimizin hayırlı olmasını dilerim” dedi.
Gerek uluslararası gerekse yurt içi taşımacılığın giderek daha zor şartlarda yapıldığını ve rekabetin zorlaştığını
vurgulayan Nuhoğlu, “Ürünü üretiyor
ve satıyorsanız ürününüzün arkasında durduğunuzu müşterilerinize göstermeniz gerekiyor. Bunu en iyi şekilde
ürünle beraber sunduğunuz hizmetlerle
sağlarsınız. Biz de giderek artan rekabette mücadele veren müşterilerimizin
memnuniyetine odaklı hizmetler sunmaya devam ediyoruz” dedi. Nuhoğlu,
rekabet koşullarının kızıştığı bir ortamda müşterileri desteklediklerini ve müşterilerin yanında olduklarını da sözlerine ekledi.
Kokteyl sonrası gerçekleşen imza töreninde konuşma yapan Başer Otomotiv Genel Müdürü Veysel Başer, “Ford
Otosan bayileri arasında ağır ticari
araç segmentinde 9 yıldır lideriz. Zirvede kalmanın temelinde mutlu müşteri
tablosunun yattığına inanıyoruz. Müşteri ve hizmet kalitemizi daha üst seviyeye çıkarmak hedefiyle tesisimizi teknolojik ekipmanlar ile donatarak, bu
yeni yapılanma ile birlikte eskiden ayrı
ayrı yürütülen satış, servis, yedek parça, ikinci el hizmetlerini birleştirdik. Bugün de hizmetlerimize bir yenisini ekleyerek treyler sektöründe lider Tırsan ile
imza töreni için toplanmış bulunuyoruz.
Artık çekici müşterilerimize Tırsan treyler ürünlerini de aynı noktada sunacak
olmanın gururunu yaşıyoruz. Kalitesi
ve müşteri memnuniyeti ile kendini ispat etmiş lider marka TIRSAN ile yapmış olduğumuz bu anlaşma ile daha
da güçleneceğiz ve müşterimize daha
da kapsamlı hizmet vereceğiz.” dedi.
Başer Otomotiv Satış Sonrası Hizmetler Müdürü (SSH) Mustafa Danacı ve
Satış Sonrası Hizmetler Koordinatörü
Mustafa Yılmaz, Başer Otomotiv Gölbaşı şubesinin 7 bin 500 metrekaresi kapalı alan olmak üzere toplam 25
bin metrekare alan üzerine kurulduğunu belirterek, 60 personel ile ağır
ticari araç müşterilerine hizmet verdiklerini ifade etti. Müşteri memnuniyetine önem verdiklerinin altını çizen
Danacı, “Mevcut yedek parça stoklarımıza ilave olarak Tırsan için de yedek parça deposu oluşturduk. Bu konudaki hedefimiz müşterimizin sorununu en kısa sürede çözerek servisten mutlu ayrılmasını sağlamak. Bunun için de var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.
İlk Teslimatlar Nurol İnşaat ve Kılıçoğlu Alçı Taşımacılık Firmalarına Yapıldı.
47
Yenilenen Sistem ile Transportx.com’da
Araç ve Yük Bulmak Artık Çok Kolay!
Lojistik sektörüne yepyeni bir anlayış getiren Transportx.com, hızla artan üye sayısıyla ve yapılan güncellemelerle sektöre daha da hız kazandırmaya devam ediyor. Kullanıcılarına daha kolay kullanım imkânı veren yeni sistem eylül ayında hizmete girdi.
‘Online Nakliye Platformu’ Transportx.
com lojistik sektörüne çözümler sunmaya devam ediyor. Yük ve araç bulmayı
online bir platformda buluşturma anlayışı ile yola çıkan Transportx.com, lojistik sektörünün tüm taraflarına hizmet
veriyor. Transportx.com ile ilgili her şeyi
Proje Koordinatörü Burcu Özduygu ile
konuştuk.
Transportx.com hakkında
bilgi verir misiniz?
Transportx.com olarak lojistik sektörünün taraflarına hizmet veriyoruz. Yük ve
araç bulmayı online bir platformda toplayarak, geçtiğimiz Aralık ayında yola
çıktık. Amacımız, yükveren ve nakliyeciye aracısız bir şekilde buluşturmak.
Bu amaçla sistemde, online olarak
araç arama hizmeti sunuyoruz. Yükveren, yükünün kriterlerine göre bir arama yaparak, nakliye firmalarının fiyatlı
bir listesine ulaşıyor ve tek bir tıkla iletişim kurabiliyor. Sistemi daha da kullanışlı hale getirmek için birtakım güncellemeler yaptık. Yaptığımız bu güncellemeler, Eylül ayı itibariyle tamamlandı.
Navlun Bedellerini İstedikleri Zaman
Tek Bir Tık İle Değiştirebilecekler
Yeni sistemde neler olacak,
lojistikçileri ne gibi yenilikler bekliyor?
Yeni sistem ile birlikte, nakliye firmaları,
ortalama navlun bedellerini daha basit
bir şekilde sisteme ekleyebilecek. Navlun bedellerini ise istedikleri zaman tek
bir tık ile değiştirebilecekler. Firmaların
kendilerine ait profil sayfaları olacak ve
firmaları hakkında istedikleri bilgiyi orada yazabilecekler.
Yeni sistemde sadece TL mi
geçerli olacak?
Yaptığımız güncellemeler ile birlikte
Transportx.com’da artık para birimi de
seçmek mümkün. Mevcut sistemde üyelerimiz sadece ‘Türk Lirası’ üzerinden
navlun bedeli girebilirken, yeni sistem ile
beraber Euro ve Amerikan Doları olarak da navlun bedelleri ekleyebilecekler.
Yükveren firma olan üyelerimiz ise, istediği para biriminde navlun bedelini görüntüleyebilecek.
Sistem şu anda Türkçe olarak hizmet veriyor. Farklı dil seçeneği de olacak mı?
Üyelerimizin bir kısmı yurtdışından nakliye ve ithalat/ihracat firmaları olduğu için
İngilizce dil seçeneğini de ekledik. Sistem şu anda hem Türkçe hem de İngilizce olarak hizmet veriyor.
Nakliye Firmalarına Boş Dönüşlerinde
de Yük Bulma İmkanı Sağlıyor
Boş dönüşler için de yük bulma uygulamanız olduğunu biliyorum. Konuyu açar
mısınız?
Nakliye firmaları kendilerine özel ‘Sefer Takvimi’ sekmesinden, planlı seferleri ekleyerek, seferlerinin boş dönüşlerinde de yük bulma imkânı elde edebiliyorlar. Böylece nakliye firmaları ekstra kazanç elde ederken, yükveren firmalar ise
daha az maliyetle yüklerini taşıtma fırsatını yakalayabiliyorlar. Kullanıcılar ayrıca
sistem üzerinden parsiyel yük ve araç da
bulabiliyor. Bununla beraber sistemde
yükveren üyelerimiz, ADR/ Proje Taşıma’
ve ‘Konuma Göre Araç Arama’ seçeneklerinde de araç arama yapabiliyorlar.
Sistemde şu anda ne kadar üyeniz ve
aracınız bulunuyor?
Sistemimizde şu anda 600’ü aşkın, nakliye firması, yükveren firma ve forwarder
bulunuyor. Nakliye firmaların hepsi, yurtiçi çalışıyorsa K1/K2, uluslararası çalı-
şıyorsa C1/C2 yetki belgesine sahip.
Forwarderlar ise, R1/R2 yetki belgesine sahipler ya da en az 6 aydır sektörde faaliyet gösteren Utikad üyesi firmalar. Araç sayımız ise şu anda 3 bin
500’ü aşmış durumda.
Üye olmak için ne yapmak
gerekiyor peki?
Yeni bir sistem olduğumuz için şu anda
üyelikler ücretsiz. Şahıs üyeliklerini kabul etmiyoruz, sadece firmalar üyelik
başvurusunda bulunabiliyor. Üyelik
başvurusu bulunan firmalar aranıyor,
iletişim bilgileri doğrulanıyor. Nakliye ve forwarder firmaların sistemin güvenilir kalması için birtakım yetki belgelerine sahip olması gerekiyor. Akabinde araç girişleri ve çalıştığı ülkeler/
şehirler ve ortalama navlun bedelleri
kaydedilerek sistemde aktif hale getiriliyor. Yükveren firmaları ise, kayıt esnasında verdiği bilgileri doğruluyor ve
üyelik başvurularını onaylıyoruz.
Eylül 2013
48
HİZMET ALAN
Lojistik Firmalarına Büyük
Görev ve Sorumluluk Düşüyor
Bürotime Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Tosunoğlu, Türkiye’de ihracatın arttığını
belirterek, ihracatın gelişmesinden lojistik firmalarına büyük iş düştüğünü söylüyor.
Türkiye mobilya sektörü, ülkemiz ekonomisine katma değer sunan sektörlerden biri. Her sektörde olduğu gibi
mobilya sektöründe de sorunlar var…
Türkiye mobilya sektörü modayı takip
etmiyor, aynı zamanda modaya yön
de veriyor. Bürotime Yönetim Kurulu
Başkanı Hüseyin Tosunoğlu, “Tosunoğulları A.Ş.’nin 1980 yılından bugüne uzanan deneyimiyle 1997 yılında kurulan Bürotime olarak fonksiyonel tasarımlarımız ve üstün kalitemizle ofis mobilyalarının lider markasıyız. Sahip olduğumuz global vizyon,
girişimci ruh ve dinamizm ile geleceğin ofislerini bugünden tasarlamayı
amaçlıyoruz. Çalışma hayatını kolaylaştırma, işin önündeki engelleri ortadan kaldırma, işyerinde verimi artırma
ve çekici ofis mobilyaları üretme vizyonuyla ilerleyerek, güvenilir, tasarımda öncü, çok işlevli, insan sağlığına
duyarlı, ergonomik ve çevreci ürünlerimizle sektörde liderliği koruyoruz.
Konya Organize Sanayi Bölgesi’nde
yer alan üretim tesisimiz 70 bin metrekare kapalı alan olmak üzere toplamda 140 bin metrekarelik bir alan
üzerine kurulu. Konya’daki üretim tesisimizdeki çalışan sayımız ise, 50’si
beyaz yaka, 450’si mavi yaka olmak
üzere toplam 500 kişi. Tesisimiz, günde 750 adet koltuk, bin 500 adet ünite mobilya olarak toplamda 2 bin
adetin üzerinde ürün üretme kapasitesine sahip, yıllık ise 350 bine yakın
adet ürün üretme kapasitesi bulunuyor” diyor.
2 Bini Aşkın Ürün Çeşitliliğiyle
Türkiye’nin En Büyük Ofis
Mobilyası Üreticisi
“Bugün Bürotime, 2 bini aşkın ürün
çeşitliliği ile Türkiye’nin en büyük ofis
mobilyası üreticisi” diyen Bürotime
Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Tosunoğlu, “Bir dünya markası olma yolunda ilerliyoruz. Bu hedef doğrultusunda tasarım çalışmalarını önem ve
Eylül 2013
özenle yürütüyoruz. ‘İşi kolaylaştırma’
vaadiyle dünyadaki tasarım trendlerini
yakından takip eden ve ofis yaşamını
keyifli, konforlu ve kolay hale getirmeyi
amaçlayan ürünler üretiyoruz. Yaratıcı, yenilikçi bir tasarım ekibine sahibiz.
Tasarımcılarımızın işlevsellik ve insana
değer veren öğeleri dikkate alarak ortaya koyduğu çalışmalar bizi hep bir
adım yukarı taşıyor. Bireysel ve kolektif
çalışma alanlarına en yaratıcı ve en yenilikçi çözümleri sunuyoruz. Bürotime
olarak sektörümüzde lider konumdayız. Sektörümüzün en yaygın satış kanalına sahip, en çok ihracat yapan ve
en hızlı teslimat yapan firmasıyız. Bürotime etiketli ofis mobilya ürünleri Türkiye genelindeki 70 bayi ve yurt dışındaki 40 ülkedeki bayiler aracılığıyla tüketicilerle buluşuyor” ifadesini kullanıyor. Tosunoğlu, “Bürotime olarak üzerinde durduğumuz en önemli husus,
özellikle günün büyük bir kısmını ofiste ve masa başında oturarak geçiren
çalışanların konforudur. Ofiste geçirilen zamanın kalitesi tasarlanan ürünlerin ergonomisi ile direkt ilgilidir. Bürotime olarak biz ürünlerimizde ergonomi
kriterini ön planda tutuyoruz. İnanıyoruz ki ergonomi göz önünde bulundurularak üretilen bir ürün, ofis çalışanlarının gün sonunda daha sağlıklı bir şekilde ofisten ayrılmalarını sağlar. Bu da
kişinin işte geçirdiği zaman içerisinde
minimum yorulmasını, minimum yıpranmasını ve maksimum verim elde etmesini sağlayacaktır. Böylelikle kişi genel olarak daha dinamik ve sağlıklı hissedecektir. Bu nedenle Bürotime tasarım ekibi, çalışan performansı ve insan sağlığının paralel ilerlediğine inanmaktadır. Dolayısı ile ofis mobilyalarında oluşturmuş olduğumuz veya oluşturacağımız çözümleri bu ana hatlar üzerinde düşünmekteyiz” diyor. Geçtiğimiz
aylarda dünyanın en büyük mobilya fuarlarından Uluslararası Ofis Yönetim
ve İç Tasarım Fuarı- Orgatec 2012’ye
katılarak hem günümüz mobilya trendlerini yakından gözlemleme hem de bu
trendlere uygun ürünleri uluslararası zi-
yaretçilerle paylaşma fırsatı bulduklarını kaydeden Tosunoğlu,. Bürotime
markalı ürünler arasında en çok ilgiyi
Stripe, Dem Saloon, Nar, Cozy, Port,
Armada, Fusion, Hills, Cross ve Fluid
ürünlerinin gördüğünü belirtiyor. Bürotime ürünlerinin dayanıklılık, rahatlık ve tasarım konusunda uluslararası ziyaretçilerden tam not aldığını ifade eden Tosunoğlu, “Bunun yanı sıra
bireysel ve kolektif çalışma alanlarına en yaratıcı ve en yenilikçi çözümleri sunan Bürotime olarak TURQUALITY programı dahilinde, 2012’de
üçüncüsü düzenlenen Design Turkey
Endüstriyel Tasarım Ödülleri’nde dar
ve sıkışık ofis ortamlarındaki olumsuzluklara son veren Stripe ürünümüz ile
ödüle layık görüldük” diyor.
2012’de 76 milyon TL ciro
yapan Bürotime’ın 2013 ciro
hedefi 100 milyon TL’yi aşmak
2012 yılını çok iyi değerlendirdiklerini ve 2012 yılını Türkiye’nin lider
ofis mobilya markası olarak son derece yoğun ve başarılarla dolu geçirdiklerini kaydeden Tosunoğlu şunları söylüyor, “2012 yılında da yurt dışında ihracat alanımızı genişletme-
49
Ürünün Tam, Hasarsız ve
Zamanında Teslim Edilmesini Lojistik Firmalarından Bekliyoruz
ye devam ettik. Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen ‘Türkiye’nin En Temiz Sanayi Tesisi’ yarışmasında da Konya il birincisi olduk. 2012’de 76 milyon TL ciroya sahip Bürotime olarak, 2013 yılı ciro hedefimiz 100 milyon TL’yi aşmak. 100
milyon TL barajını aştıktan sonra halka açılmayı planlıyoruz. Bu hedeflerimize ulaşmak amacıyla 2012’de bir pazarlama üssü kurma kararı aldık. Kısa
süre önce İstanbul’a taşıdığımız yönetim ve pazarlama üssümüzün açılışını gerçekleştirdik.” Pazarlama üslerini İstanbul’a taşıdıklarını kaydeden Tosunoğlu, “Kurulduğu günden bu yana
Konya’da faaliyet gösteren şirketimiz
için geçtiğimiz yılın en heyecan verici
gelişmelerinden biri, pazarlama üssünü
İstanbul’a taşımamız oldu. 3 bin 600
metrekare sergi alanı ve 600 metrekare çalışma alanı olmak üzere toplam 4
bin 200 metrekare olan pazarlama üssümüzü, yurt içi ve yurt dışı paydaşlarımıza hizmet verirken, geniş ürün yelpazemizi de sergileyeceğimiz bir merkez
olarak konumlandırıyoruz. Bu nedenle yeni dönemdeki yatırımlarımızdan
biri olarak, İstanbul’da yer alan pazarlama üssümüzün, bizi dünya markası olma hedefimize ulaştırmada önemli rol oynayacağına inanıyoruz. ‘Bürotime İstanbul Pazarlama Üssü’ aynı zamanda bizim ofis dünyasına bakışımızı yansıtıyor. Ürünlerimizin sergilenmesinin yanı sıra çağdaş ofis alanları oluşturulması açısından güzel örnekler sunduğumuzu düşünüyoruz. Bu nedenle
de tüm tasarımcıları bir çayımızı içmek
üzere Altunizade’deki pazarlama üssümüze bekliyoruz. Bu mekanı, ayrıca ofis
dünyası ve yaşamını ilgilendiren sergi,
seminer ve eğitimler için de kullanmayı planlamaktayız” ifadesini kullanıyor.
Yılın En Çok İhracat Yapan
Mobilya Üreticisi
İhracat alanında son derece etkili ça-
lışmalar içerisinde olduklarını kaydeden Tosunoğlu, “2009 yılından itibaren dahil olduğumuz TURQUALITY
marka geliştirme programı çerçevesindeki markalaşma çalışmalarımıza geçtiğimiz yıl da devam ettik ve TURQUALITY programına dahil olan ilk ofis mobilyası markası olarak markamızın bilinirliğini artırmak için yaptığımız çalışmalar, bize yurt dışında yeni kapılar
açtı. Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri
(OAIB) tarafından yılın en çok ihracat
yapan mobilya üreticisi unvanına layık
görülen Bürotime olarak yurt dışında
ihracat alanımızı genişletmeye devam
ediyoruz. Halen Fransa, Almanya, Kenya, Libya, Lübnan, Dubai, Katar, Suudi Arabistan, İran, Kamerun ve Türki
Cumhuriyetler başta olmak üzere 40’ı
aşkın ülkede biliniyor ve bu ülkelerde
satış yapmanın yanı sıra ülkesini temsil
eden bir marka olarak da faaliyet gösteriyoruz” diyor. İhracatın kendileri için
çok büyük bir öneme sahip olduğunu
ifade eden Tosunoğlu, şu anda üretimlerinin yüzde 30’unu 40’ı aşkın ülkeye ihraç etiklerini dillendiriyor. Uluslararası arenada ürünlerinin büyük beğeni topladığını ifade eden Tosunoğlu,
“Yılda yaklaşık 100 bin adet ürün ihraç
ediyoruz. Yakın gelecekte ihracat oranımızı yüzde 15 artırıp ülke sayısını da
50’ye çıkarmayı hedefliyoruz. 2012 yılında 9 milyon 508 bin 771 dolar ihracat rakamı elde ettik. Önümüzdeki
dönemde bulunduğumuz pazarlarda
daha da güçlenmenin yanı sıra Kuzey
Afrika, Güney Afrika ve Orta Afrika’da
ofis mobilyası alanında en çok fırsat
olan ülkelerde yayılmaya devam edeceğiz. Daha sonraki hedeflerimiz arasında ABD ve Rusya’ya girmek yer alıyor. Ofis mobilya sektöründe dünyanın
on markasından biri olmayı hedefleyen
Bürotime olarak gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında yeni yatırım ve diğer
çalışmalarını hızla sürdürüyoruz” diyor.
Tosunoğlu, teslim ve nakliyenin genelde müşteriler tarafından ayarlandığını
da ifade ediyor.
Mobilya taşımacılığın incelik ve özen
gerektirdiğini ifade eden Tosunoğlu,
“Özenle ürettiğimiz ürünlerin aynı özenle bayimize teslim edilmesinin sadece
bizim için değil ihracat gerçekleştiren
tüm firmalar için çok hassas bir konu
olduğuna inanıyorum. Çalıştığımız firmaların bu konuda maksimum özen
gösterdiğinden şüphemiz yok. Zaman
zaman bu konuda yaşadığımız sıkıntılar
olabiliyor fakat bugüne kadar içinden
çıkamadığımız kriz yaratan bir problem
olmadı. Tabii ofis mobilyası hassas bir
ürün, tüketiciye ürünü fabrikadan çıktığı haliyle teslim etmemiz gerekiyor. Bu
konu sadece ürünün lojistiğini gerçekleştiren firma değil üretici firmanın ürünü paketleme konusundaki hassasiyeti ile de ilgili. Ürünü tam eksiksiz teslim
etmek, hasarsız teslim etmek ve zamanında teslim etmek başlıkları bizler için
en önemli noktalar” diyor.
Aynı Dili Konuştuğumuz
Çözüm Ortağı Lojistik
Firmalarını Tercih Ediyoruz
Lojistik firmalarından çözüm ortaklıkları beklediklerini ifade eden Tosunoğlu, “Biz, aynı dili konuştuğumuza inandığımız çözüm ortakları ile işbirliği içerisindeyiz. Sektör profesyonellerinin değerlendirmelerine bakıldığında 2012 yılında gerçekleştirilen ithalat, ihracat ve
transit taşımalarında artış gözlemleniyor.
Her geçen gün hızla büyüyen ihracat ve
ithalat rakamlarına bakıldığında, 2013
yılı için Türkiye’nin yüzde 4-5 civarı büyüyeceği ve lojistik sektörünün bu oranın
çok üzerinde yaklaşık yüzde 10-12 düzeyinde büyüyeceği öngörülüyor. Ülkemizde üretimin dolayısıyla ihracatın artmasıyla firmaların sektöre olan ihtiyacı her geçen gün artıyor. Bu artış kara,
hava, deniz ve demiryolu taşımacılığı
arasındaki oranları da altyapının elverdiği şartlarda birbirine yaklaştırıyor. Teknolojinin ilerlemesi ile tüketici beklentilerinin farklılaştığı bu dönemde, ürettiğimiz ürünlerin başarısı tamamen üretilen
ürünlerin eksiksiz, hasarsız ve zamanında teslim edilmesi başlıkları ile değerlendiriliyor. Bu konuda lojistik firmalarına büyük görev düştüğünü tekrar vurgulamak isterim” yorumunu kullanıyor.
Eylül 2013
50
RÖPORTAJ
UND Üyeleri Danışman Hizmetler Merkezi’yle
Verimliliklerinin Zirvesinde Olacak
Üyelerinin yaşamlarını sağlıklı, mutlu ve huzurlu hale getirebilmek için çalışan
UND, Danışman Psikolojik Hizmetler Merkezi ile ekim ayı içerisinde çok önemli bir
anlaşmaya imza atıyor. Uzman Psikolog Alanur Özalp, UND’ye üye kurumların bu
uygulamadan bir ay ücretsiz yararlanabileceğini söyledi. Bu uygulamanın bir ‘Psikolojik Destek Hattı’ olduğunun altını çizen Özalp, bu hizmet sayesinde iş verimliliğinin güçlü bir şekilde artacağını ifade etti.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği
(UND) ve Danışman Psikolojik Hizmetler Merkezi arasında ekim ayı içerisinde çok önemli bir işbirliği gerçekleştiriliyor. Danışman Psikolojik Hizmetler
Merkezi’nden Uzman Psikolog Alanur
Özalp, ”UND ile gerçekleştireceğimiz
bu uygulamayı bir call center, telefon
destek hattı olarak tarif edebiliriz. Bu
uygulama ile UND’ye üye olan, UND
ile ilişkisi bulunan tüm kişi, kurum ve
kuruluşlarımıza telefonla destek hizmeti vereceğiz” dedi. Uygulamanın detayları hakkında da bilgiler veren Özalp;
“Bu uygulama, ekonomisini tamamlamış gelişmiş bütün ülkelerde sıklıkla
uygulanıyor. Bu hizmete ulaşmak çok
kolay. İnsan psikolojisi üzerinde ağırlıklı olarak duruyoruz ama sadece kişinin psikolojisi ile değil, kişinin çevre
ve sosyal hayatı, çevresi ile ilgili alanlarda hizmet veriyoruz. Kişinin işi, ailesi,
çocukları, akrabaları, meslek ve sosyal
hayattaki tüm arkadaşlarıyla olan iliş-
Eylül 2013
kilerini konu ediniyoruz. Kişinin çalıştığı
çevresiyle iyi, pozitif ilişkiler geliştirmesi konusunda hizmet veriyoruz. Mesela
kişinin yapmış olduğu işteki monotonluğu hesaplayarak kişinin çok daha sosyal
bir ortamda pozitif olabilmesini amaçlıyoruz. Bir kişiyi tanımak istiyorsanız o kişi
ile uzun yola gidin diye bir söz vardır. Bir
kişi, uzun yola giderken psikolojik olarak çok daha farklı bir ruh hali içerisinde olabilir. Kişi uzun yola giderken arkasında eşini, ailesini, çocuklarını ve sevdiklerini bıraktığı için çok daha farklı bir
duygusal ortamda hissedebilir kendisini.
Zaman zaman kendileriyle ilgili sıkıntılar,
öfkeler duyabilirler. Zaman zaman kendini haksızlığa uğramış hissedebilir. İşte
biz bu noktada o kişilere yardımcı olacağız, ne yapacaklarını, nasıl düşüneceklerini, doğru yolu o kişilere göstereceğiz.
Biz o kişilere nasıl evet ya da hayır diyeceklerini göstereceğiz. Kişisel becerilerin,
yetkinliklerin konuşulacağı bir call center danışma hattı, destek hattı olarak hizmet veriyoruz” diyerek sürücüler üzerindeki tüm olumsuzlukları gidererek onlara yardımcı olacaklarını anlattı.
Uzmanınız bir telefon yakınlıkta
Destek call centeri olarak hizmet vereceklerini aktaran Uzman Psikolog Alanur Özalp, “Bu, bir süreç. Bizlere başvuran kişiler, kurumlar bu süreç içerisinde bizlerle olan iletişimlerinin faydasını görecekler. UND ile önemli bir işbirliğine imza attık” dedi. Özalp, işverenler ve çalışanların bu hizmet karşılığında iş dünyasındaki verimliliği artırabileceklerini de sözlerine ekledi.
Bir Ay Boyunca Ücretsiz Hizmet
Bu hizmetin bir ay boyunca UND üyelerine ücretsiz sunulacağını ifade eden
Özalp, “Bunun her şeyden önce sürece bağlı olduğunu unutmamak lazım.
Bu hizmetimizin temelinde ‘süreç’ faktörü yatıyor” dedi. UND üyelerini kendilerine müracaat eden kişilerin daha
sonraki süreçte kişisel sorunlarıyla ilgili de destek alabileceğini kaydeden
Alanur Özalp, “Günümüz iş dünyasının en önemli sorunlarından biri stres.
Stres özellikle trafik keşmekeşi ile birleştiğinden içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor. UND ile gerçekleştireceğimiz bu
uygulamamız ile özellikle uzun yol şoförlerimizin çok daha relaks bir şekilde
iş dünyasına adapte olmalarını sağlayacağız” ifadesini kullandı. Özalp, cool
center olarak hizmet vereceklerini ama
dileyen kişilerle daha sonraki süreçlerde de birebir yüz yüze görüşeceklerini
de belirtti.
İşverenlere Özel
Fiyatlandırmalar Olacak!
30 gün boyunca uzmanlarla görüşen
ve bu hizmetten memnun kalan firmalar daha sonraki süreçte Uzman Psikolog Alanur Özalp ile bir sözleşme
gerçekleştirebilecekler. Konuyla ilgili Özalp, “İşverenimiz ya da bize telefonla müracaat eden kişiler bu hizmetimizin verimliliğini gördüğünde bizimle iletişime geçerek sözleşme yapabilirler. Bu sözleşme sonucunda
sadece çalışan kişiler değil o kişilerin
çocukları, eşi vs. de bizimle iletişime
geçebilir. Mesela babası yanında olmayan çocukların eğitim sürecini inceleyeceğiz. Babası yanında olmadığı için söz dinlemeyen çocuklara yine
yardımcı olacağız. Çocukların üniversiteye kadar uzanacak eğitim süreçleri konusunda da kişilere, ailelere yardımcı olacağız” dedi.
İşe, Aileye, Kendine Saygıyı
Geliştireceğiz
UND ile yaptıkları bu anlaşma çer-
51
çevesinde kişinin hem kendisine, hem
ailesine hem de işine çok daha saygılı bir yaklaşımı benimseteceklerini, bilgilendireceklerini ifade eden Özalp,
“Görüşmelerimiz sonucunda geri bildirimlerle ölçümleme yapacağız. Ama
bu ölçümleme yapılırken kesinlikle gizlilik esas olacak. Kesinlikle isim telaffuz
edilmeyecek” dedi.
Fransa, Belçika ve Hollanda’da
Yaygın Bir Şekilde Uygulanıyor
Call Center Destek Uygulamaları’nın
özellikle gelişmiş ekonomik toplumlarda olmazsa olmaz uygulamalar olduğunu ifade eden Özalp, “Fransa, Belçika, Hollanda gibi ülkelerde bu uygulamanın sıklıkla kullanıldığını görüyoruz.
Bu uygulama çerçevesinde kişinin kurumuna, işine, ailesine ve sosyal hayat
dediğimiz çevresine çok daha pozitif
yaklaşmasını hedefliyoruz ve bu alanla
çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bu uygulamamız ile kişi kendini güvende hissediyor. Çevresine, kendisine, işine ve ailesine karşı belirli bir yükümlülüğü, sorumluluğu olduğunu ayırt edebiliyor”
dedi. Başarıyı ve verimliliği bu uygulama ile artıracaklarını ifade eden Özalp,
sorunlar karşısında çaresizliğe kapılmanın doğru olmadığını; bunun yerine
mutlaka bir uzmandan destek alınması
gerektiğini vurguladı.
Bir Hizmet Ağı Oluşturuyoruz
Bir hizmet ağı oluşturacaklarını kaydeden Özalp, “Bizim uygulamamız bir
ağ… Bu ağı insanın kan damarları gibi
düşünün. Bu damarlar sayesinde bey-
ne oksijen ve kan akışı çok daha sağlıklı olacak” dedi. Ekim ayı içerisinde bu uygulamanın gerçekleştirileceğini kaydeden
Özalp, uygulanacak bu hizmette minik bir
ücret alınacağını belirterek, “Bu uygulamaya ödenecek ücret işverenleri yoracak
türden bir ücret olmayacak” dedi. İşverenlerin bu uygulama ile iş verimliliğini artıracağını söyleyen Özalp, arayan kişilerin
kendi şehirlerinde bulundukları yerle ilgili,
nereye başvurabilirim, en ekonomik olarak nerelerden istifade edebilirim, ücretsiz yararlanacağım yerler var mı gibi soruları da kendilerine iletebileceklerinin altını çizdi.
Bu Bir Psikolojik Destek Hattı,
Tedavi Hattı Değil
Özel konuların da konuşulabileceğini kaydeden Özalp, kendilerine müracaat eden kişilerin kaydının gizli tutulacağını
altını özellikle çizdi. Özalp, “Bu bir psikolojik destek hattı… Tedavi hattı değil. Nereye, kime, en yakın başvurabileceğim yer
neresi, terapi nedir, psikolojik yardım nasıl
alabilirim, evimde bir yakınımın psikolojik ya da fiziksel bir sorunu var bu durumda ne yapabilirim gibi tüm soruları bizlere
sorabilir. Buradaki amaç tedavi değil, kişinin hızlı bir şekilde rahatlaması. Kişi bu
uygulama ile psikoloğa mı, psikiyatra mı
gitmesi gerektiği ayrımında bulunacak.
Uzun yol şoförlerindeki uyku problemlerini çözeceğiz. Uyku, insan metabolizmasının omurgası. Uykusuzluk halinde şiddet
daha da ortaya çıkıyor. Bu durumda kişi,
ne yapabilir, bu durumla nasıl baş edebilir. Beslenme ile ilgili konuları ele alacağız. Bunları ve hepsini bu uygulamada
konuşacağız. Danışma hattımızda soru
sormak, bilgi almak, yardım almak,
destek almak var. Doğru olarak nereye, ne kadar zamanda ulaşmam gerekiyor sorusuna uzman kişilerle direk telefonla cevap verebileceğiz. Bir cep yakınlığındayız” dedi. Bunun bir başlangıç
olduğunu ifade eden Özalp, daha önce
buna benzer işbirliktelikleri yaptıklarını
ve son derece önemli faydalar sağladıklarını söyledi. UND’ye üye firmalarla da aynı şekilde çalışabileceklerini ifade eden Özalp, call center uygulaması
ile ‘bilgilerin psikolojik gizlilik’ ilkesi içerisinde ele alınacağını da aktardı.
Danışman
Psikolojik
Hizmetler
Merkezi
Danışman Psikolojik Hizmetler Merkezi psikolojik danışmanlık, terapi
ve eğitim hizmeti veriyor. Kurum, Uzman Psikolog Alanur Özalp tarafından 1991 yılından beri çalışıyor. Kurum, yüz yüze verdiği terapi hizmetinin yanı sıra, telefonla kurumlara şirketlere ve kişilere call center hizmeti
veriyor. Danışman Psikolojik Hizmetler Merkezi’nden mail göndererek de
hizmet alınabiliyor.
Eylül 2013
52
MAKALE
Lojistik Firmalarına İlham
Verecek Hintli Dağıtım Sistemi
Yrd. Doç. Dr. Halefşan Sümen
Her şey 1885 yılında başlamış. Uzakta çalıştığı için öğlenleri evine dönemeyen,
karısının yemeklerini çok seven bir banker, adam tutarak öğlenleri sefertasını getirtmeye başlar. Bankerin arkadaşları da aynı şekilde eşlerinin sabahtan yaptığı
yemekleri tuttukları adamlarla işyerlerine getirtmeye başlarlar. Bu uygulamayı
gören bir kişi; Mahadev Haji Bache konuyu ticari bir iş haline getirme fırsatı görür ve Dabbawala’yı başlatır.
1885 yılında kurulmuş olmalarına
karşın keşfedilmeleri hayli uzun sürdü,
haklarındaki ilk makale 103 yıl sonra yazıldı. Forbes 1998 yılında dergisinde geniş yer ayırdı. Makaleden
hemen sonra ilgi patlaması yaşandı.
Önce BBC, filmlerini yayınladı. Peşinden üniversiteler incelemeye aldılar,
derslerde öğretmeye başladılar. 2010
yılında Harward Üniversitesi İş İdaresi programında “Zamanında Teslim,
Her Zaman” başlığı ile vaka analiz
çalışmasına konu yapıldı. Tata, Coca
Cola, Daimler ve başka pek şirket iç
eğitimlerinde uygulamalarından söz
etti. Prens Charles merakını yenemedi, ziyaretlerine gitti. Ünlü zengin Sir
Richard Branson bir günlüğüne onlardan biri oldu.
Eylül 2013
Kim Bunlar?
Mumbai’nin sefer tası taşıyıcılarından
bahsediyoruz. Adlarına Dabbawala
deniyor. Dabba taşıyıcı, wala yemek
kabı anlamına geliyor. Dabbawalalar
her iş günü sabahı ev hanımlarından
sefer taslarını alıp kocalarının çalıştığı
iş yerlerine götürüyorlar. Yemekler yendikten sonra da boşları alıp evlere geri
getiriyorlar. Günde 130 bin ayrı noktadan sefer taslarını alıp 130 bin ayrı
noktaya taşıyorlar. Bir tas gidiş dönüş
ortalama 70 km yol kat ediyor. Yolda
en az iki kez tasnif yapılıyor ve iki taşıyıcı değişiyor. Sayıları yalnızca 5 bin
kişi. Hata oranları 8 milyonda bir. Bu
da doğruluk oranı Altı Sigma’dan daha
yüksek olması demek. Üstelik bu kalite düzeyini teknoloji kullanmayı bıra-
kın hiç dokümantasyonsuz gerçekleştiriyorlar. Çünkü çok azı okuma yazma biliyor.
Tarihçe
Her şey 1885 yılında başlamış. Uzakta çalıştığı için öğlenleri evine döne-
53
meyen, karısının yemeklerini çok seven bir banker, adam tutarak öğlenleri sefertasını getirtmeye başlar. Bankerin arkadaşları da aynı şekilde eşlerinin sabahtan yaptığı yemekleri tuttukları adamlarla işyerlerine getirtmeye başlarlar. Bu uygulamayı gören bir
kişi; Mahadev Haji Bache konuyu ticari bir iş haline getirme fırsatı görür ve
Dabbawala’yı başlatır.
İşleyiş
Dabbawalalar öğlene doğru evlerden
pek çoğu alüminyum olan dolu sefertaslarını alıp, el arabalarına veya bisikletlerine yüklüyorlar ve tren istasyonuna gidiyorlar. Bu saatlerde yollar tıkalı, en iyi seçenekler yürüme ve bisiklet. Böylelikle araba yatırımı da gerekmiyor. Sefer taslarının hepsinin üzerinde özgün renkli harf ve sayılarla renkli boyalarla yapılmış kodlar var. Sefer
taslarının ilk sınıflandırması bu kodlara
göre tren istasyonunda yapılıyor. Bazı
walalar istasyonda kalıyorlar, bazıları
tren biniyor. Trene binen walalar önceki duraklardan binmiş walalarla buluşup sahanlıklarda mevcut tasları yeniden gruplandırıyorlar. Mumbai’ye yaklaştıkça bazı tasların istasyonlarda bekleyen walalara verilmesi işlemi başlıyor. Ancak en büyük teslimat ve gruplama Mumbai garında. Bu tasnif aynı
bölgeye gidecek sefer taslarını bir araya getirmek amacıyla yapılıyor ve yerel
walalara veriliyor. Mumbai’de mesafe-
ler çok uzun, trafik tam anlamıyla kaotik. Geç kalmamak alternatif yolları bilmeyi ve hızlı olmayı zorunlu kılıyor. Taslar 12:30 dolayında ofislere, çalışan kocalara teslim ediliyor, 14:00’te geri toplanması gerekiyor. 16 milyonluk şehirde
260 bin al-ver kusursuzca yapılıyor. Sistem tamamen güven üzerine dayalı, formel bir kontrat yapılmıyor. Ödeme aylık peşin alınıyor, parayı tahsil eden dabbawala tahsilatı her ayın ilk pazar günü
amirine teslim ediyor. Sistemin ücret dışındaki ana maliyet kalemi tren biletleri.
Başarının Sırları
Teknolojisi olmayan, gelişmiş bir lojistik
sistemi bulunmayan, çalışanlarının çok
az eğitimli olduğu bir örgüt bu kadar
kapsamlı bir görevi, Mumbai gibi keş-
mekeş trafiği olan bir şehirde nasıl olur
da bu kadar yüksek performans ile
gerçekleştirebilir? Bu sorunun yanıtını
şu örnek olay bir ölçüde açıklığa kavuşturabilir: 2005 yılında alışılmadık
ölçüde yoğun ve uzun bir muson yağmuru yağar, rekor sel baskınları oluşur. Dabbawalaların hepsi iki gün süreyle, trenlerde, duraklarda, saçak altlarında hapis kalırlar. Ama hiçbiri ellerindeki sefer taslarını kaybetmez, açlıktan bayılacak duruma gelirler ama ellerindeki emanete dokunmazlar. Yağmur durunca yemeğin anlamı kalmamış olsa da kaplar yerlerine ulaştırılır.
Çünkü dabbawalalar kendilerini işe
adamışlardır. Onların bu yönüne bizzat Prens Charles da şahit olmuştur.
Walalardan birini oteline iş modelleri-
Eylül 2013
54
MAKALE
ni anlatması için davet eden Prens şu
yanıtı alır: “Maalesef gelemem, çünkü teslimatlar aksar, buna karşın siz
10:00’da istasyona gelirseniz ben sefertaslarını düzenlemekte olduğum sırada sohbet edebiliriz!”
Kadınlar Kocalarından Çok
Dabbawalardan Korkuyorlar
Başarılarında walaların meşhur disiplinlerinin de payı vardır. Bir kadın üç
kez geç kalırsa bir daha o aileyle çalışmazlar. O nedenle Mumbai’li kadınların kocalarından daha çok dabbawalalardan korktukları söylenir. Walalar maaşla çalışmazlar, onlar kar ortağıdırlar. Her biri ayda 7.000 Ruble
eşit kar payı alır. Harward üniversitesi araştırması önceleri walaların belirli
bölgelerden sorumlu olduklarını ve bir
dabbawalanın 15-20 teslim sorumlusu tuttuğunu, ancak 1983 yılında sistemin kar payı alan sahip-partner modeline döndüğünü ortaya çıkartmış. Şu
anda her bir bölge 25 kişilik üyeler tarafından yönetilmekte. Her wala günde 30’a kadar sefertası toplama ve
geri verme kapasite sahip bulunmakla
ancak pratik rakam daha düşük tutulmakta, bir kişi hastalandığında diğerleri onun görevlerini üstlenecek ek kapasiteye sahip olmaktalar. Diğer ifade
ile gizli yedek sistemi var. İşgücü devri
çok az olsa da sistemin sürekliliği için
ayrılacak olan yerine kabul edilen birini önerinceye kadar işini bırakamaz.
Yeni üyeler yalnızca Pune yakınlarındaki 30 kasabadan seçilmektedir. Sistemin gücünün bir kaynağı da tüm çalışanların akraba/hısım olmasıdır. Bu
arada belirtelim walaların dörtte biri
kadındır. Yeni wala işe başlarken altı
aylık bir deneme dönemine girmekte,
bu süre içinde 3000 ruble maaş almaktadır. Eğer üye almayı ister ve di-
Eylül 2013
ğerleri tarafından kabul edilirse 10 aylık maaş karşılığı olan 70 bin rubleyi sisteme yatırması gerekiyor. Dabbawalalar adanmışlıklarının da ötesinde işlerini bir ibadet gibi görüyorlar. Çalışmaktan dolayı mutlular, gurur duymaktalar,
başka insanlara hizmet etmeyi ibadetlerinin bir parçası gibi düşünmekteler. Lojistik hizmet sağlayıcı kimlikleri ikinci sırada geliyor.
Sistemin diğer başarı faktörlerini de şöyle özetleyebiliriz:
-Etnik ev yemeğine değer verilmesi (çok
kozmopolit, çok farklı kültürler, bu nedenle yerel lokanta tutmuyor)
-Minimum sermaye yatırımı gerektirmesi
(bisiklet, el arabası ve üniforma yeterli)
-Ucuz işgücü bulunabilirliği
-Ölçeklenebilirlik (işlem hacmindeki değişmeler sistemde değişme getirmiyor)
-Çok ucuz ve etkin kodlama ve izleme
(sefer tasının nereden geldiği ve nereye
gideceği) ilginç olan müşteri adı kutular
üzerinde yazmıyor,
-Ekibin bir aile gibi çalışması
-Çevreye zarar verilmiyor.
Dabbawala sistemi pek çok pozitif yana sahip olsa günümüzde çeşitli
risklerle karşı karşıya bulunuyor. Bunları da şu başlıklar altında toplayabiliriz:
-Sistemin yalnızca taşıma için değil tasnif için de banliyö trenine bağımlı olması giderek kalabalıklaşan yolcuların
daha az hoşgörü göstermesine neden
olmakta.
-İlgi gittikçe zayıflıyor, yeni nesil rağbet
etmiyor
-İyi işçilere ekstra ödeme yapılmıyor,
eşit olmayanlara eşit davranılması
hem adalet duygusunu zedeliyor, hem
de motivasyon yükselmesini engelleyici etki yaratıyor
-Fast foot hızla yaygınlaşıyor
-Ev kadınlarının sayısı azalıyor.
Organizasyon Yapısı
Dabbawala bilinen organizasyon
türlerinin hepsinden çok farklı. Dabbawala sistemi ileri teknoloji veya iyi
yönetim sayesinde değil, çalışanları sayesinde işleyen bir yapı. Dabbawalalar sayıları 15 ila 25’ten oluşan
alt gruplar halinde organize olmuşlar. Her biri eski ve deneyimli mukaddam adı verilen yöneticilere sahipler. Mukaddamlar karmaşık süreçte kullanılan kodları iyi bildiklerinden asıl görevleri sınıflandırmayı
yapmak. Bunun yanında ödemelerin
de kayıtlarını tutmaktalar. Yeni müşteri kazanma ve acemi dabbawalaları eğitme işi de onların. Ek olarak çatışmalar çıktığında arabuluculuk görevi de yapıyorlar. Her grup finansal
olarak bağımsız olmasına karşın diğer gruplarla dağıtım işbirliği yapmaktalar.
Varnak Nakliyat uluslararası taşımacılık işini
Ford Cargo 1838T Çekici ile yapacak
1988 yılından bu yana uluslararası taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren Varnak Nakliyat, araç filosunu 7
adet Ford Cargo 1838T 4x2 çekiciyle
güçlendirdi. Araçlar, Çetaş Silivri Ford
Trucks tesislerinde düzenlenen törenle; Çetaş Ticari Vasıta Genel Müdürü Serhan İşıldar ve Satış Müdürü Burak Özhan tarafından, Varnak Nakliyat yöneticileri Tayfun Gülcüler ve Nuri
Cılvarlıoğlu’na teslim edildi. Varnak
Nakliyat yöneticisi Tayfun Gülcüler, törende yaptığı konuşmada; uluslararası alanda komple ve grupaj taşımacılığı
yaptıklarını belirterek, “5. Teker, 1050
mm soğuk iklim paketli Cargo’ların işimize katkıda bulunacağına inanıyoruz.
Full ekipmanla donatılmış Ford Cargo 1838T 4x2 çekici araçlara yaptığımız yatırımdan memnunuz. Ford
Cargo’nun yaygın servis ağı ve düşük
işletme giderleri de rekabet gücümüzü
arttıracak” dedi.
2012’de En Çok Satan İkinci Çekici
2012 yılında en çok satan 2. çekici olan
Ford Cargo 1838T; komşu ülke ve yurtiçi taşımalarında ulusal ve uluslararası
firmalara en uygun çözümleri sunuyor.
Rekabetçi yakıt tüketimi ve düşük işletim
giderleriyle iş sahiplerinin; üstün performansı ve konforu ile sürücü beklentilerinin tam karşılığını veren Ford Cargo
1838T, 2 yıl sınırsız ve opsiyonel 3 yıl
sınırsız km garantisi ile satışa sunuluyor.
1838T çekiciler, standart 1200 mm,
opsiyonel 1050/1140/1250 mm olarak, 4 farklı yükseklikte sunulan beşinci teker alternatifleri ile farklı ürün gruplarını taşıyan filoların, tüm ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyor. Yeni Z-Cam
fren sistemi ile fren balata ömrü arttırılan ve servis maliyetleri düşürülen yeni
1838T çekicilerin, 4-körüklü arka havalı süspansiyon ile de hem süspansiyon ömrü arttırılıyor hem de her yol ve
iklim koşulunda daha konforlu ve gü-
venli sürüş imkanı sunması sağlanıyor. Yeni mandallı tip şanzımana sahip Ford Cargo 1838T çekicilerde
klima ve MTCO takografı standart
olarak sunuluyor. Ford Cargo 1838T
çekicilerde, yeni ekonomik devir aralığı göstergesi, filo yönetim sistemi ön
paketi ve FİLOBİL opsiyonu ile işletme
maliyetlerinin kontrol altına alınabilmesi için gerekli donanımlar da bulunuyor.
56
UND’DEN
Ağır ticaride yeni standartlar belirleyen
Volvo FH, Yılın Kamyonu Seçildi
lının Uluslararası Kamyonu seçildi.
Moskova’daki Comtrans Fuarı’nda
gerçekleştirilen ödül töreninde ödülü Volvo Trucks Başkanı Claes Nilsson
teslim aldı. Volvo FH, Avrupa’nın önde
gelen 25 ağır ticari araç yayınının temsilcilerinden 116 oy alarak 2014 Yılının Uluslararası Kamyonu seçildi. Jüriye başkanlık eden Uluslararası Kamyon Ödülleri Başkanı Gianenrico Griffini, tamamen yenilenen Volvo kamyonlarının inovatif karoser, yüksek teknolojiye sahip güç aktarma bileşenleri ve gelişmiş bakım çözümleriyle sektöre yeni standartlar getirdiğini belirtti.
En yeni ve yüksek
kaliteli kamyon
Tamamen yenilenerek ağır ticari araç
pazarında yeni standartlar belirleyen Volvo FH, Avrupa genelinde ticari araçlar konusunda uzman 25
yayın organı tarafından, 2014 Yı-
1994 ve 2000 yıllarında da Yılın Uluslararası Kamyonu ödüllerine seçilen
Volvo, FH serisini yenilerken tasarımda İskandinav estetiğinden yararlandı
ve özellikle iç mekanda yumuşak kon-
türlerle güzü yormayan tonda renkler
kullandı. Gösterge panelinde yer verilen dijital ekranda gerekli bilgilerin
tamamına erişmek mümkünken kullanıcı ara yüzü de kolay ve anlaşılır.
İnovatif arka görüş aynası ve dik tutulan A sütunu ile çevre görüşüne yeni
bir boyut getiren Yeni Volvo FH, jüriyi yeni aktarma organlarıyla da etkilemeyi başardı. Yeni FH’ın I-Shift
otomatik şanzımanı, I-See arazi tarama özelliğiyle birleşerek öngörülü vites değişimleri sağlıyor. Bu sayede hız
sabitleyici ile gerçekleştirilen sürüşlerde ilave yakıt ekonomisi elde ediliyor.
Opsiyonel olarak sunulan bağımsız
ön süspansiyonu ile FH, bilinen sürücü konforunu daha da yukarıya taşıyor. Telematik sistemi ile Volvo servis
noktaları tarafından uzaktan gözlenebilen araç ile bakım ve onarım maliyetlerinde de önemli ölçüde azalma
görülebiliyor.
Egzos Ölçümü Yaptırmayana
Bin 700 Liraya Varan Cezalar Geliyor
Trafikten kaynaklanan hava kirliliğini önlemede büyük önemi olan egzoz gazı emisyon ölçümünü yaptırmayan ya da ölçüm yaptırmadan emisyon pulu alan araç sahipleri, bin 700
TL’ye varan para cezası riskiyle karşı
karşıya. TÜVTÜRK, araç sahiplerini,
egzoz gazı emisyon ölçümlerini teknik
yeterliliği olan noktalarda yaptırmaları konusunda uyarıyor. Ülkemizde binek araçlarda 3 yaş üzeri araçlar için
2 yılda bir, 10 yaşından sonra ise her
yıl yaptırılması kanuni zorunluluk olan
egzoz gazı emisyon ölçümü, araç muayene hizmetinin aksine, sadece TÜVTÜRK istasyonlarında değil birçok
farklı noktada yaptırılabiliyor. Ancak
araç sahiplerinin bu hizmeti alırken
bir dizi konuya dikkat etmesi gerekiyor. TÜVTÜRK, araç sahiplerini egzoz gazı emisyon ölçümlerinin, uzman
noktalarda yaptırılması ve ölçüm yaptırmadan pul alınmaması konularında
uyardı. TÜVTÜRK Genel Müdürü Kemal Ören, “Belirli durumlarda bu ölEylül 2013
çümün uzman kişiler ve yeterli cihazlar
ile yapılmadığı biliniyor. Hatta bazı yerlerde, ölçüm yapılmadan egzoz emisyon pulu satılıyor. Ancak birçok araç
sahibi için kolaylık olarak görülen bu
uygulamalar, aslında daha büyük sorunlara veya yaptırımlara neden olabiliyor” diye konuştu.
57
Lojistik avantajı gördü
Konya’da fabrika kurdurdu
Unilever Türkiye, İsrail, Orta Asya ve İran Tedarik Zincirinden Sorumlu Başkan
Yardımcısı Nihal Temur, Konya fabrikasının kurulma kararının kalbinde lojistik yattığını vurguladı.
Algida, 95 milyon euro aşkın bütçeyle tamamladığı Konya Fabrikası’ndan
Ortadoğu ve Afrika’ya açılmayı hedefliyor. Türkiye’de Çorlu’dan sonra ikinci, tüm dünyada 35’inci Algida üretim tesisi olan Konya Fabrikası, yağmur ve yüzey suyunun yeniden kullanımı, ısı geri kazanımı, yerinde atık ayrıştırma gibi ileri çevre kriterleri uygulayarak
dünyadaki ilk LEED sertifikalı dondurma fabrikası olmayı hedefliyor. Unilever Türkiye, İsrail, Orta Asya ve İran Tedarik Zincirinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Nihal Temur, Unilever global
ve Türkiye’deki faaliyetlerini yeni açılan
Konya fabrikası’nı lojistik açıdan değerlendirdi. Türkiye’den 35 ülkeye 131 milyon dolar ihracat yapıldığını belirten Temur, her ay 31 markayla 51 milyon tüketiciye ulaştıklarını söyledi.
Algida’nın sektöre yaptığı büyük katkıyla artan iç tüketim ve ihracatın, geleceğe yönelik artış hakkında da önemli bir veri olduğunu söyleyen Temur,
“Bu talebi karşılamak ve ihracatı Afrika ve Ortadoğu’ya genişletmek Algida Konya Fabrikası’nın katkılarıyla olacaktır” dedi. Temur, yatırım için neden
Konya’nın seçildiğini şu sözlerle açıkladı: “Hammadde tedarikinde kolaylık,
ekonomik gelişim, lojistik avantajı, yüksek ve nitelikli iş gücü, sanayi altyapısı,
deprem riskinin az olması gibi faktörlerle birlikte, Konya yerel yönetiminden
gördüğümüz sıcaklık ve misafirperverliği de değerlendirerek yatırımımız için
en uygun yer olan Konya’da karar kıl-
dık. Bu yatırımın diğer uluslararası yatırımcılar için de bir güven ve teşvik vesilesi olmasını temenni ediyorum.”
Türkiye Nametrub’ın Merkezi
Unilever Türkiye, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Rusya, Ukrayna ve Belarus’tan oluşan bölgenin yönetim sorumluluğunu
yürüttüğünü dile getiren Temur; Kuzey
Afrika, Ortadoğu ve RUB Bölgesi (NAMETRUB) liderliğinin son derece önemli olduğunu dile getirdi. “35 ülkeyi kapsayan sorumluluk alanı, yaklaşık 750
milyon kişinin yaşadığı ve dünya nüfusunun yüzde 11’ine, dünya coğrafi alanının yüzde 28’ine tekabül eden bir büyüklüğe sahiptir.” diyen Temur, bu pazarın Unilever’in en büyük 6. pazarı olduğu bilgisini verdi.
Tüm faaliyetlerinin merkezine sürdürülebilirliği koyduklarını söyleyen Nihan Temur, sürdürülebilirliği genel anlamda,
“gelecek nesillerin kendi gereksinimlerini karşılayabilme becerilerine zarar vermeden, bugünün gereksinimlerini karşılamak” şeklinde tanımladıklarını belirtti.
Temur, politikalarının ayrıntıları hakkında şu bilgileri verdi: “Unilever, bir yandan büyürken, diğer yandan da dünyanın doğal kaynaklarının korunmasını sağlayacak yeni iş yapış yolları geliştirmek gerektiğine inanıyor. Unilever,
2020 yılına kadar üretim hacmini ikiye
katlarken çevreye olan etkisini ise yarıya
indirmeyi hedefliyor.
Fabrikanın kurulmasında lojistik hat optimizasyonunun önemli rol aldığına dikkat
Nihal Temur
çeken Temur, fabrikanın yer seçiminde
lojistiğin birinci sırada etken etken olduğunu dile getirdi. Konya fabrikasının
Akdeniz, Güneydoğu’ya daha yakın olduğunu söyleyen Temur, bu operasyonla karbon ayak izlerinde azaltım sağlanacağını ifade etti.
Araçlarda sıcaklık kontrol sistemleriyle tek merkezden izlendiğini belirten Temur, araçlarda GPS sistemi olduğunu
ve bu bilgileri anlık elde ettiklerini söyledi. “Soğuk zincir kendimize ait” diyen
Temur, kendileri için Türkiye’de soğuk
zincirin yürütülebilirliği olmadığı için
bünyelerinde yürüttüğünü dile getirdi.
Temur, bu hizmeti neden dışarıdan almadığı hakkındaki sorumuza şöyle yanıt verdi:
“Diğer ürünlerin lojistik operasyonları
outsource ediliyor. Soğuk zincirin kaliteye etkisi ve Türkiye’de bu alanda entegre
bir hizmetin olmaması bizi bu yola koydu. Dondurma sepisifik ürün. Diğer kategorilerde işi işin sahibine vermektir.”
23 yıldır Unilever’de çalıştığını belirten Temur, Türkiye’yi buralarda temsil etmekten gurur duyduğunu, Unilever
Türkiye’nin tedarik zincirinde önemli bir
yerde olduğunu söyledi. Türkiye’de halen üretim ve lojistiğin ayrı ayrı değerlendirildiğini, ancak tedarik zincirinin uçtan
uca bağlantılı olduğunu ve birarada değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Eylül 2013
58
SAĞLIK
Türk Sürücüsünün Çaresizliğe İsyanı:
İHRACATIMIZ KAPIKULE’DE
BULGARİSTAN DUVARINA ÇARPTI
Bulgaristan’ın haksız uygulamaları Türk sürücülerini çileden çıkardı. Kapıkule ve
Hamzabeyli sınır kapılarımızda isyan eden sürücülerimize UND’den tam destek
geldi…
Bulgaristan geçişinde tamamı cezaya maruz kalan Türk sürücüleri yıllardan beri süregelen zulme karşı Bulgaristan’a girmeyi reddedip gümrük kapısının kapanmasına sebep
oldu. Ülkemize dönüş yolunda olan
sürücülerin de cezalara maruz kalması ile Kapıkule ve Hamzabeyli gümrük
kapıları her iki yönde de TIR geçişine
kapandı. Sektöre destek olma ve alternatif olma vizyonu ile kurulan RO-RO
hizmetlerinin zaman için bu vizyondan
uzaklaşması ve yüksek fiyat uygulamaları neticesinde Türk taşımacısı karayolundan çıkışlarda Bulgaristan’ın insafına bırakıldı ve bunu koz olarak kullanan Bulgar nakliyecilerinin resmi kurumlar üzerindeki güç ve etkileri sebebiyle problem bugün sürücülerimizin
isyanına sebep olacak boyutlara ulaştı.
Türkiye’nin transit geçişte Bulgaristan’a
mahkum olduğu düşüncesiyle usule
uygun olmayan taşımalarla her geçen
gün Türk ihraç taşımaları pazarını ele
geçirmekte olan Bulgar araçları kontrol yapılmasına kızarak geçtiğimiz mayıs ayında da Bulgaristan – Türkiye sınır kapısını kapatmışlardı.
Geçici ve Yabancı Plakalı Araçlardan Alınacak Geçiş Ücretlerine İlişkin Tebliğ
Denetimler konusunda kararlı olan
Türk tarafı 7 Eylül 2013 tarihinde
yayınlanan“Geçici ve Yabancı Plakalı
Araçlardan Alınacak Geçiş Ücretlerine
İlişkin Tebliğ” ile denetimlerde uygulanacak cezaları da belirlemiş ve bu konudaki kararlılığını teyit etti. Son Tebliğ
kapsamında daha da sıkışan ve usulsüz taşımalarına kılıf bulamayan Bulgar
taşımacıları, Bulgaristan resmi makamları ile işbirliği halinde sadece Türk taşımacıları hedef alan haksız ceza yağdırmaya ve ticareti engellemeye başladılar. 7 Ekim 2013 tarihinde başlayan
uygulamalar kapsamında araçlar tekEylül 2013
nik donanımından, taşıma evraklarına
kadar yüzde yüz kontrole tabi tutuldu ve
tüm araçlar bin 500 ila 2 bin Euro arasında cezaya maruz kaldılar. Ceza yazılacağı kesin olan sürücüler işlemleri bitmiş olmasına rağmen Bulgaristan topraklarına girmeyi reddetti ve Kapıkule ile
Hamzabeyli sınır kapılarımız her iki yönde de geçişe kapandı. Söz konusu haksız ve aşırı kontrol uygulamaları özellikle
bayram arifesinde yapılarak ülkemiz ihracatı için sıkıntıya sebep olması hedeflendi. Kapıkule ve Hamzabeyli Sınır Kapılarımızdan giriş ve çıkış yapmak üzere
iki günü aşkın süredir bekleyen taşımacılarımız Bulgar yetkililerine haklı tepkilerini iletiyorlar. UND, yaptığı yazılı açıklamada, “Ülkemiz taşımacısına, ihracatçı-
sına ve ekonomisine Bulgaristan’ın resmi makamları tarafından keyfi şekilde
uygulanan ve Bulgar taşımacılarının
her fırsatta yanlış ve haksız bir şekilde
yönlendirmeleri ile birlikte daha da çığırından çıkan söz konusu uygulamaları esefle kınıyoruz. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve
Bakanlıklarımızın yurtdışı temsilcilikleri nezdinde girişimlerimizin devam ettiğinin ve taşımamızı ve dolayısıyla ihracatımızı tehdit eden ayrımcı uygulamalarla mücadele konusunda sektörümüzün sonuna kadar arkasında olacağımızın bilinmesini isteriz. Sabır ve anlayışları için tüm ihracatçılarımıza teşekkür ederiz” ifadesini kullandı.
59
Omsan 2013’ü 720 Milyon TL Ciro İle Kapatacak
Arabam Tatilde, Emniyetli ve Ekonomik
Sürüş Simülatörü, İntermodal taşımacılık hizmeti gibi birçok ilk gerçekleştiren
Omsan Lojistik, 2013 yılını 720 milyon
TL ciro ile kapatmayı hedefliyor. Lojistiğin tüm süreçlerine yeni yatırımlar yapacağını açıklayan firma, bin 300 adetlik
karayolu filosu, 2 adet gemisi, 900 bin
metrekarelik açık ve kapalı alandan oluşan lojistik merkezleri ve bin 300 çalışanı ile büyümesini sürdürüyor. Şirketin en
önemli yatırımları arasında gemi, lokomotif ve müşterilerinin sektörlerine özel
vagon yatırımları yer alıyor. OYAK iştiraki olarak 1978 yılında kurulan Omsan
Lojistik; uluslararası teknik standartlara
sahip, farklı özelliklerde bin 300 adetlik karayolu nakliye filosu, 340 swapbody ve 205 adet vagondan oluşan intermodal taşıma filosu, 2 adet helikopteri, 1 adet 30 bin DWT büyüklüğünde kuru yük gemisi, 1 adet 4 bin 510
DWT büyüklüğünde pnömatik tahliye
sistemine haiz çimento gemisi, bin 100
adet onaylı tedarikçisi, yurtiçi ve yurtdışında toplam 900 bin metrekarelik kapalı ve açık alandan oluşan lojistik merkezleri ve 1300 adet çalışanı ile müşterilerine entegre lojistik hizmetler sunuyor. Omsan, otomotiv, demir çelik,
çimento-inşaat, akaryakıt, tekstil, perakende, gıda ve iletişim sektörleri başta
olmak üzere, birçok sektörün öncü firmalarına Yurtiçi ve Yurtdışı Karayolu,
Denizyolu, Havayolu, Demiryolu Taşımacılığı, Depolama ve Antrepo Yönetimi, Ev
ve Ofis Lojistiği, Gümrükleme ve Sigorta Hizmetleri kapsamında lojistik hizmetler sağlıyor. Omsan, başta Avrupa olmak
üzere dünyadaki birçok ülkeye müşterilerini uygun lojistik çözümler ile ulaştırıyor. Omsan Lojistik Genel Müdürü Osman Küçükertan, lojistiğin her alanında faaliyetlerini başarı ile sürdürdüklerini, kendilerini rakiplerinden bir adım öne
çıkaran ve sektöre damgasını vuran çeşitli hizmetlerinin bulunduğunu söylüyor.
LASDER’den 10 bin sürücüye
ÖTL dersi
LASDER mobil ekipleri, İstanbul’da 10
binin üzerinde ticari araç sürücüsünü
ÖTL (Ömrünü Tamamlamış Lastik) konusunda bilgilendirdi. LASDER Genel
Sekreteri Korhan Ul, “Öncelikle lastiklerin daha çabuk ömrünü tamamladığı
ticari araçları ve sürücülerini hedef aldık. İstanbul’da başlattığımız mobil eğitim çalışmasında ekiplerimiz, taksi, dolmuş ve minibus duraklarında 10 binin
üzerinde ticari araç sürücüsüne ÖTL’yi
anlattı. Sürücüler broşürlerle lastiklerinin hangi koşullarda değiştirilmesi gerektiği; eskiyen lastiklerini lastik satın
aldıkları noktaya bırakmaları konusunda bilgilendirildiler’’ sözleriyle kamuo-
yu bilinçlendirme kampanyasını anlattı.
LASDER mobil eğitim çalışmaları; İstanbul dışındaki illerde yürütülmeye başlandı. LASDER Genel Sekreteri Korhan Ul;
ÖTL toplama faaliyetleri kapsamında ilk
6 ayda toplatılarak geri dönüşüm merkezlerine ulaştırılan ÖTL miktarının 51
bin ton olduğunu da açıkladı.
Bunlardan birisinin uluslararası demiryolu taşımacılığı kapsamında, 2002 yılından bu yana Türkiye-İzmit (Köseköy)
ve Almanya-Köln arasında sundukları “İntermodal Taşımacılık” hizmeti olduğunu aktaran Küçükertan, 340 adet
swap body ve 205 adet vagon ile İzmit
Köseköy’de gümrüklü ve gümrüksüz 13
bin metrekarelik bir terminal alanı üzerinde İntermodal Taşımacılığa ait operasyonları yaptıklarını ve 16 bin swap
body taşıma kapasitesine sahip olduklarını aktarıyor.
Alışan’dan
Dünya Devi
SABIC İle İşbirliği
Alışan Lojistik; petrokimya sektöründe başta Suudi Arabistan olmak üzere
40 ülkede faaliyet gösteren Saudi Basic Industries Corporation (SABIC) ile
iş birliği gerçekleştirdi. İş birliği doğrultusunda Gebze Güzeller tesisinde depolama hizmetleri verilecek.
Alışan Lojistik Operasyonlar Koordinatörü Jan Devrim gerçekleştirilen anlaşma sonrasında petrokimya devi SABIC ile yapılan iş birliğinin önemini
vurgulayarak; çalışmalarının uluslararası alanda da artarak devam edeceğini inandıklarını söyledi.
Eylül 2013
60
Seyahat özgürlüktür. Bir yerden bir
yere gidebilme ve bunu kimseden
izin almadan yapabilme… Bunu TIR
ile yapmak ise bizim için apayrı anlamlar taşıyordu. Devasa bir araçta,
büyük koltuklarda, konforlu bir yatakta ve geniş camlı, geniş görüş açısı olan bir araçta yapılan seyahatte özgürlüğü daha çok hissedersiniz.
Ancak bizim yolculuğumuzun amacı
TIR’lara konulan engellemelerin kaldırılması. Yani TIR’lara özgürlüğünün
verilmesi…
TIR’la
2 Bin 500
Kilometre
Eylül 2013
Hazırlayan: Mutlu Doğan
61
ya büyük bir tepsi içerisinde karışık kebap geliyor. Sabah Kapıkule’de içtiğimiz çay ile durduğumuz için oldukça
açız ve tüm kebapları bitiriyoruz. Yemeklerin lezzeti ve ikram kalitesine tam
not veriyoruz. Yemekler için 30 Euro
gibi bir ücret ödüyoruz ve tekrar yola
koyuluyoruz.
Yeni Rotamız Sırbistan
Kapıkule’den akaryakıt aldıktan sonra yolumuza devam ediyoruz.
Sabah Gazetesi yazarlarından Meliha
Okur ile birlikte Martı Trans ve Bolu Güneş firmalarına ait 2 TIR’la Türkiye’den
Avusturya’ya yola çıkıyoruz. Avusturya
Wels’te UND önderliğinde gerçekleştirilen protesto için orada olmak istiyoruz. Bu yolu uçakla gitmek yerine nakliye firmalarının ve sürücülerin sıkıntılarını yerinde görmek, nelerle karşılaştıklarına şahitlik etmek ve nakliye operasyonunun nasıl gerçekleştiğini daha iyi
anlamak için bunu tercih ediyoruz. Sürücüler Mustafa Sak ve Salih Doğan 2
bin 500 kilometrelik bu yolculukta bizimle olacaklar. Yolculuğumuz 3 gün
sürecek ve tüm zamanı onlarla birlikte geçireceğiz. 4-5 saatlik bir yolculuğu gözünde büyüten benim için bu yolculuk hiç bitmeyecek diye stres olurken,
uzun yıllardır düşlediğim TIR ile yolculuk isteğimin gerçekleşecek olması heyecanı bu strese ağır basıyor.
Meliha Okur ile buluştuktan sonra
saat 21.00’de Kavacık’ta bizi bekleyen
araçlarla biniyoruz. Köprüyü geçip firmanın İkitelli’de bulunan ofisine gidip
evrak işlemlerini bekliyoruz. İkram edilen çayları içtikten sonra yolculuğumuz
başlıyor.
rı ile kapıya yaklaşıyoruz. Kapıkule’deki
gümrük işlemlerini bitirdikten sonra saat
12.00 gibi Bulgaristan’a giriş yapıyoruz.
Ben, Salih ile aynı araçta giderken Meliha Okur Mustafa ile bizi takip ediyorlar.
Salih, eski bir restoran işletmecesi olduğunu ve çok iyi mangal yaptığını hatırlatıyor ve yolda bir kasabın önünde durup kendi elleriyle hazırladığı etleri özenle araçlara yerleştiriyor. Bu mangalı bir
türlü yapmaya fırsat bulamıyoruz.
Bulgaristan’ı geçtikten sonra Sırbistan
sınırına varıyoruz. Ve önümüze yine
gümrük engeli çıkıyor. Akşam saatleri ve oldukça yorgunuz. Gümrükte
5-6 saat kadar bekliyoruz. Sırp gümrük memurları alışılagelmiş bir şekilde
1 Euro istiyorlar. Sanki ödenmesi mecburi bir vergiymiş gibi utanmadan, çekinmeden, korkmadan…. Salih güm-
Neco’nun Yerinde Karışık Kebap
Sofya’ya 100 kilometre mesafede bulunan ve Türk sürücülerinin ilk durağı
olan Neco’nun yerine varıyoruz. Bu restoranı Gaziantepli Necati Karahan işletiyor. 2002 yılında burayı açtığını söyleyen Karahan Bulgaristan’ın önemli kişilerinin de lokantasına geldiğini söylüyor.
Sürücüler yemekleri övünce beklentimizi yükseltiyoruz ve sürücülerin her zaman
ilk tercihi olan kebap söylüyoruz. Orta-
rük işlemlerini hallediyor. Eskiden çok
daha uzun kuyruklar olduğunu şimdi
İlk Rota Kapıkule
İlk rotamız Kapıkule. Sınırı geçtikten sonra Bulgaristan’a giriş yapacağız. Ancak bu hiç de kolay olmayacak.
Çünkü gurbetçilerin dönüş zamanına
denk geliyoruz ve kapı mahşer günü
gibi. 3 kilometreyi bulan TIR kuyruğuna giriyoruz. Tabi gözlerimiz sürücülerde. Mustafa Sak, “Sabaha kadar buradayız” deyince arka yatakta seyahat etmeyi tercih eden Melih Okur ile birbirimize baktıktan sonra yerlerimize iyice
yayılıyoruz. Tek beklentimiz biran önce
Kapıkule’yi geçmek. Sabahın ilk ışıkla-
Her sürücü gibi ilk yemeğimizi Neco’nun yerinde yiyoruz.
Eylül 2013
62
ÖZEL HABER
biraz daha rahat olduklarını söyleyen
Salih, memurların yavaş çalışmasından dolayı kuyruklar oluştuğunu söylüyor.
Pirot’ta Kahve
mız az ve en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Kalenin önünde hatıra
fotoğrafı çektirdikten sonra araçlarla
buluşmak için geri dönüyoruz. Yeni rotamız Macaristan… Sırbistan Rojete’de
Alexandır Restaurant’ta bir kahve içmek için duruyoruz sadece.
800 Euro Otoban Ücreti
Geceyi Sırbistan’da geçireceğiz. Bulgaristan sınırına 30 kilometrelik bir
mesafede bulunan Pirot küçük bir şehir. Burada Osman Gezen isimli eski
bir sürücünün işlettiği bir TIR parkı
var. Parkın içerisinde otel ve restoran
da bulunuyor. Geceyi Türkiyem Restoran Park’ta geçiriyoruz. Osman Gezen, güvenliğe çok önem verdiklerini
TIR parkını 7/24 saat kameralarla takip ettiklerini söylüyor. Eski bir şoför
olduğu için onların ihtiyaçlarını çok
iyi bildiğini anlatan Gezen, sürücülere en iyi hizmeti verdiklerini belirtiyor.
Meliha Okur ile sabah erkenden kalkıp kısa bir şehir turu atmak için sözleşiyoruz. Sabah Sayın Okur ile birlikte
şehri geziyoruz. Küçük sessiz ve kendi halinde bir şehir Pirot. TIR’ların ge-
Nakliyecilerin en çok yakındıkları giderlerden, otoban ücretlerini merak ediyoruz. Salih yüksek tutarlar ödemek zorunda olduklarını söylüyor ve beraberce bir hesap yapıyoruz. Bulgaristan’a
20 Euro ödedik, Sırbistan için ise 140
Euro ödeyeceğiz. Macaristan’ın 215
Euro, Avusturya’nın da 260 Euro tutacağını söylüyor Salih. Yani gidiş dönüş için toplam 795 Euro’luk bir otoban ücreti ödenecek. Macaristan otobanı için eskiden 15 Euro ödediklerinin
bilgisini veren Salih, Avusturya’nın Macaristan otobanlarını almasından sonra ücretin 15 Euro’dan 100 Euro’nun
üzerine çıktığını söylüyor.
Yollar Türk TIR’larının
Macaristan sınırına gelene kadar tek
tük yabancı plakalı araç görüyoruz.
Adeta yollar Türk TIR’larının. Türkiye
içinde seyahat ediyormuş gibi hissediyoruz. Durduğumuz TIR parklarında da
Türk plakalı araçlar büyük yer tutuyor.
Bu yollar üzerinde sürücülere açılmış
birçok tesis bulunuyor. Oluşan bu sektörün geçimi de yine Türk nakliyecilerden sağlanıyor.
çiş noktasında olmasına rağmen, pek
kimsenin merak etmediği bir şehir izlenimini veriyor. Cadde üzerinde bir kafede kahve içiyoruz. Solumuzda eski
bir yapı dikkatimizi çekiyor. Türkiye’de
her şehirde olan kalelerden diyoruz.
Meliha Okur hemen oraya gitmek istiyor ve kafeden ayrılıyoruz. Zamanı-
Eylül 2013
ki kara bulutlar damlalarını birer ikişer bırakmaya başlıyor. Çay demleniyor, yemekler tabaklara konuluyor
ve biz çaylarımızdan ilk yudumlarımızı alıyoruz. Ancak kuyruk sürekli hareket halinde olduğu için araçlarımızın da kuyruğu takip etmesi gerekiyor.
Bu yüzden sürekli bir hareket halinde
yemek yemeye çalışıyoruz. Taburelerimiz elimizde araçlar gidiyor ve biz
takip ediyoruz. 1 kilometre boyunca
bunu 5-6 defa tekrarlıyoruz. Tabi bunun esprisi de yapılıyor. Melih Okur
bir hayli keyifli ve durumundan hiç de
muzdarip değil. Eeee sınır kapısında-
sınız, yağmur yağıyor ve araçları takip etmek zorundasınız. Tüm bunları
yaparken de karnınızı doyuracaksınız.
Lojistik böyle bir şey olsa gerek, hep-
Yağmur Altında Akşam Yemeği
Macaristan’a giriş yapmak için de kapıda 7 saat civarında beklememiz gerekiyor. 3 kilometrelik bir kuyruğa giriyoruz. Akşam saat 20 ve biz oldukça
açız. Mustafa ve Salih hemen bir şeyler hazırlamaya koyuluyorlar. HavadaSırbistan-Macaristan Gümrük
kapısında akşam yemeği
63
sini aynı anda yapacaksınız ve bunun
keyfini çıkaracaksınız… Bizim de içimize işlemiz olsa gerek, durumumuzdan
hiç de şikayetçi değiliz. Aksine eğlenceli geliyor bize…
Macaristan’da Konaklama
Geceyi Macaristan’daki Keskin Kartal’a
ait TIR parkında geçireceğiz. Sabah erken kalmak zorundayız. Saat 11’de
Avusturya Nickeldorf’daki eyleme yetişmemiz geriyor. Gece saat 4’e geliyor. TIR’da uyuyoruz ve herkes çok
yorgun. Sabah 8 gibi uyanıyoruz ve
hemen yola koyuluyoruz. Saat 11 gibi
eylem için seçilen yerde buluşuyoruz.
Bizim gibi birçok TIR da eylemi bekliyor. Hemen dövizler araçlara asılıyor.
Sürücüler işi birhayli sahiplenmiş gibi
görünüyorlar. Herkeste bir heyecan seziyoruz. Yıllardır yolların çilesini çeken
sürücülerin, bir de tren kuyruklarında
günlerce bekletilince artık sabırları iyice taşmış. Bir tepki verilmesi gerektiğini
ve sorunun biran önce çözülmesi gerektiğini söylüyorlar. Araçlar buradan toplu olarak Almanya sınırına kadar hareket edecekler ve geçiş belgesi ödemeyecekler. Almanya sınırı yakınlarındaki Wels’te buluşacağız. Burası aynı zamanda trenlerin bekleme noktası.
Buraya vardığımızda Pazartesi olmasına rağmen tren bekleyen TIR’ları görüyoruz. 50’nin üzerinde TIR var ve hepsi
Türk plakalı. Bir sürücü hemen yanımıza yaklaşıyor ve yaşadıkları çileyi anlatmaya çalışıyor. Kuyruklar bir yana doğru düzgün yemek yiyecek biryer bulamadıklarını, tuvaletlerin son derece pis olduğunu ve duş alma yerlerinin ise girilemeyecek durumda olduğunu söylüyor.
Gerçeği gözlerimizle görmemiz için bizi
alıp tuvaletlerin bulunduğu yere götürüyor. Gördüğümüz anda çıkmak istiyoruz.
Bir insanın burada ihtiyaçlarını gidermesi mümkün değil.
Medeniyetin içerisinde, sürücülerin bu
duruma tabi tutulması akıl alacak gibi
değil. İmkanların bol olduğu, her türlü
konforun düşünüldüğü, en iyi hizmeti vermek için herkesin birbiriyle yarıştığı bir ülkede gördüğümüz bu manzara
karşısında söyleyecek tek kelime bulabiliyoruz. Bunun adı: Ceza’dır. Neyin cezasıdır, neden bu ceza verilmektedir?
Fatih Şener eylem öncesinde sürücülerin
kahvaltısına katıldı.
Eylül 2013
64
GÜNCEL
Pirelli Yedi
Yıldır Dow Jones
Sürdürülebilirlik
Endeksi’nde Lider
Yeni yol vergileri nakliyecileri üzecek
Fransa’da Ekim 2013’te yürürlüğe
girmesi beklenen yeni ulusal yol vergisi Ecotaxe 1 Ocak 2014’e ertelendi. 1 Ocak 2014’ten itibaren Ecotaxe
uygulanan bir yoldan geçerli bir otomatik ödeme cihazı kullanmadan geçenleri 750 Avro para cezası bekliyor.
Anlık kayıt yaptırarak nakit ödemeyi
tercih edenler için ise çok sayıda evrakı
yanlarında hazır bulundurma ve eksiksiz sunma koşulu aranıyor. Lojistik şirketlerinin lojistiği yapan DKV ise, yeni
Ecotaxe ile uyumlu DKV Box cihazıyla
şirketleri hem evrak yükünden kurtarıyor, hem de Ecotaxe’ta yüzde 10 indirim fırsatı sağlıyor.
Mercedes’ten “Umut Konvoyu –
Kanatlanan Tekerlekler” Projesi
Mercedes-Benz Actros çekicilerden
oluşan 11 araçlık konvoy, Frakfurt’tan
teslim aldığı, Türkiye-Suriye sınırındaki
kamplarda kullanılacak yaklaşık 4 Milyon Euro değerinde ve 300 ton ağırlığındaki yardım malzemesini 4 bin km
uzaklıktaki Gaziantep’e taşıyor. Alman sivil toplum kuruluşu “Luftfahrt
ohne Grenzen e.V.” (LOG) ve Daimler AG’nin birçok sponsorun desteğiyle
oluşturdukları bu yardım konvoyundaki
malzeme, TC. Başbakanlık Afet ve Acil
Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD),
Türk Kızılayı ve tıbbi yardım organizasyonu “International Medical Corps”
aracılığıyla ihtiyacı olan kişilere, özelEylül 2013
likle çocuklara iletilecek. “Umut Konvoyu – Kanatlanan Tekerlekler” adını taşıyan yardım konvoyunda, yaklaşan kış
mevsimi de dikkate alınarak 40 bin kişiye yetecek kışlık giysi, 2 bin kişi için kış
şartlarına uygun çadırlar, 10 bin battaniye, 100 bin çocuğa yetecek bebek gıdası, çocuk hastalıklarına karşı 60 bin
doz aşı, 350 adet yeni tekerlekli sandalye bulunuyor. Mercedes-Benz Actros kamyonlar, ayrıca iki MercedesBenz Sprinter ambulans, 350 tekerlekli sandalye ve üç ay süreyle 70 bin kişinin ayakta tedavisinin yapılabileceği
yedi mobil sağlık merkezinin de bölgeye nakledilmesini sağlıyorlar.
Sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarıyla adından söz ettiren Pirelli, lastiğin üretim ve kullanım sırasında çevreye olan etkisini en aza indirmek için
çalışmalarına ve yatırımlarına devam
ediyor. Sürdürülebilir yatırımcılık üzerine odaklanan RobecoSam ve finansal pazar endekslerinde dünyanın en
büyük sağlayıcılarından biri olan S&P
Dow Jones endekslerinin yaptığı açıklamaya göre, Dow Jones Sürdürülebilirlik Endekslerinin 2013 yılı değerlendirmesi sonucunda otomobil parçaları ve lastik sektöründe Pirelli bir
kez daha liderliği elde etti. Ekonomik, çevresel ve sosyal olmak üzere
üç temel öğe baz alınarak yapılan değerlendirmede her üç kriterde de sürdürülebilirlik temel alınarak ölçümleme yapılıyor. Analiz edilmek üzere
mercek altına alan şirketlerin; maddi ve manevi performanslarının nitel ve nicel göstergeleri arasında kurumsal yönetim, yenilikçilik süreçleri,
çevre dostu sistemlerin rapor edilmesi ve yönetimi, ürün yönetimi, emisyon
azaltma kapasitesi ve ekolojik tüketimi, insan gücünün kalkındırılması ve
yönetimi, topluma bağlılığı, iş yerinde
sağlık ve güven, tedarik zincirinin sürdürülebilir yönetimi ve tüm hisse senedi sahipleri ile etkili ilişkileri değerlendiriliyor.
65
Ekol, Teciroğlu Uluslararası
Taşımacılık Şirketi’ni Bünyesine Aldı
Ekol Lojistik, sıcaklık kontrollü taşımacılık alanında faaliyet gösteren Teciroğlu
Uluslararası Taşımacılık şirketini bünyesine alarak gıda lojistiğinde de hızla büyümeyi hedefliyor. Müşterilerine daha
üstün kaliteli hizmetler sunmayı hedefleyen Ekol, bu girişim sayesinde 30
adet frigofirik aracı filosuna dahil edecek. Ekol, -20, + 20 santigrat derecede dondurulmuş ürünleri, sebze ve meyve yüklerini taşıma kapasitesine sahip bu
araçlarla gıda lojistiği faaliyetlerine de
ağırlık verecek. Konuya ilişkin konuşan
Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, “Müşterilerimize her zaman
daha iyi ve daha kaliteli hizmet sunmayı
hedefliyoruz. Bunu daha da üst seviyelere çıkarabilmek adına sağlık sektöründeki profesyonelliğimizden yola çıkarak şimdi de gıda taşımacılığında hedef büyütüyoruz. Teciroğlu Uluslararası Taşımacılık’ı
bünyemize katmamız bu bakımdan yüksek önem taşıyan bir hamle. Filomuza
yeni katılan deneyimli ekip ve frigofirik
araçlar ile gıda lojistiğinde hızla büyümeyi, sağlık sektöründe ise 2011 yılında
yakaladığımız büyümeyi artırarak devam
ettirmeyi hedefliyoruz” dedi. Ekol bünyesine katılan Teciroğlu Uluslararası Taşımacılık 2000 yılından bu yana yurtiçi ve yurtdışı sıcaklık kontrollü araçlar ile kara taşımacılığı yapıyor. Şirket Bulgaristan’dan
Danimarka’ya kadar pek çok Avrupa ülkesine ihracat ve ithalat hizmeti sunuyor.
Sektörümüz Duayenlerinden
Dursun Diri Vefat Etti
Evli ve 5 çocuk babası olan Dursun
Diri; 1946 yılında,
Sinop’ta, 4 çocuklu ailenin 3. çocuğu olarak dünyaya
geldi. İstanbul Hisarüstü İlkokulu, Bakırköy Ortaokulu, Mecidiyeköv Lisesi ve
Samsun 19 Mayıs Lisesi’nde okyan Diri, çalışma hayatına, kurucu ortağı olduğu şehirler arası otobüs şirketi ile başladı. Daha sonra
İstanbul’da çeşitli güzergahlarda halk otobüs
hatları kuran Dursun Diri, 1983 yılında ANKO
(Ankara Nakliyat) ile uluslararası taşımacılık
sektörüne geriş yapı. Tırsan, Mansa, Alışan,
Gökbora şirketlerinde çeşitli pozisyonlarda
görev alan Diri, 1992 yılında Hakan Yılmaz
ile birlikte, 13 yıl görev yaptığı Tırsan Şirketler Grubu çatısı altında Tırsan Nakliyat ve
Greeneks şirketlerini kurdu. Ardından İTA,
VIP, ONTRANS, İBA ve Turksped şirketlerinde yönetici pozisyonlarında sektöre uzun yıllar hizmet etti. Güven kazanmanın ve devamının sağlanması için gereken çabanın incelik ve zariflikle verilmesi gerektiği inancında olan, insana koşulsuz değer veren, saygı ve dürüstlük prensipleri ile tanınan Dursun Diri, 19 Eylül 2013 tarihinde, 66 yaşında vefat etmiştir. Diri, aşığı olduğu memleketi Sinop’ta defnedilmiştir. Diri’ye Allah’tan
rahmet, yakınlarına ve tüm sektörümüze baş
sağlığı diliyoruz.
Michelin’den Kaptanlara Lastik Eğitimi
Taşımacılık sektörüne genç, dinamik ve
eğitimli kaptanlar yetiştirmek amacıyla
açılan Afyon Kocatepe Üniversitesi Sultandağı Meslek Okulu’nun ‘Otobüs Kaptanlığı’ bölümüne düzenlenen eğitim semineri ile Michelin de destek verdi. Dünyanın en büyük lastik üreticilerinden Michelin, üniversite-sektör buluşmaları kapsamında genç kaptanları sektöre hazırlamak, nitelikli kaptan eğitimini desteklemek amacıyla ‘Lastik nedir?’, ‘Doğru
Hava Basıncı ve Güvenli Sürüş’ konularında eğitim semineri gerçekleştirdi.
Mercedes,
Giray Lojistik’e
125 adet Axor
1840 teslim etti
Gaziantep ve Kahramanmaraş’tan
Avrupa’nın pek çok ülkesi ile Irak’a
tekstil ürünleri taşımacılığı yapan Giray Lojistik, geçen 13 yıl içinde sektörel faaliyetlerini sürekli güçlendirdi
ve 2013 yılında gerçekleştirdiği 125
adetlik Mercedes-Benz Axor alımı ile
filosundaki toplam Mercedes-Benz
araç sayısını 175’e yükseltti.
Mercedes-Benz Türk ve Giray Lojistik arasındaki bu yeni 125 adetlik dev
satış anlaşması nedeniyle MercedesBenz Türk A.Ş. Pazarlama Merkezi’nde
gerçekleştirilen teslimat törenine Giray Lojistik’ten Yönetim Kurulu Başkanı Şerif Dalgıç, Yönetim Kurulu Üyesi Ali Dalgıç katılırken, Mercedes-Benz
Türk A.Ş.’den ise Pazarlama ve Satış
Direktörü Süer Sülün, Kamyon Pazarlama ve Satış Müdürü Bahadır Özbayır, Kamyon Filo Satış Müdürü Alper
Kurt, Mercedes-Benz Finansman Türk
A.Ş. Kamyon ve Hafif Ticari Araç Satış Müdürü Kıvanç Sanrı, Araçların satışını gerçekleştiren Mercedes-Benz Türk
Bayii Koluman Motorlu Araçlar Satış ve
Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Kaan Saltık, Koluman Gaziantep Genel Müdürü Merter Çankaya, Tüm Araçlar Satış Müdürü Devrim
Bayhan ve Kamyon Satış Müdürü Özkan Yegül katıldılar.
Giray Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı
Şerif Dalgıç konuşmasında, Giray Lojistik olarak sektördeki faaliyetlerini sürdürürken Mercedes-Benz’in yeni çekicileri
sayesinde lojistik alanında daha da güçleneceklerine inandığını, hem MercedesBenz kamyonlara hem de MercedesBenz Türk’e olan güvenlerinin bu satış
anlaşmasında etkili olduğunu söyledi.
Eylül 2013
medya

Benzer belgeler