İMO Antalya Bülten 72. Sayısına pdf formatında ulaşabilmek için

Transkript

TMMOB
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
ISSN 1301 - 1405 Yıl: 23, Sayı: 72, Haziran 2015-Ocak 2016
http://antalya.imo.org.tr
imleri
ç
e
S
e
v
plantısı aktır.
o
T
l
u
r
u
nel K ında yapılac
e
G
n
a
ğ
em Ola 6 tarihleri aras
n
ö
D
.
5
1
t 201
a
b
u
Ş
1
20-2
İMO 4. SU YAPILARI
SEMPOZYUMU 19-20-21
Kasım 2015 tarihlerinde
Antalya’da yapıldı.
İMO 61. Kuruluş
Yıldönümü Meslekte
25., 40., 50. Yıl Plaket
Töreni Yapıldı.
17 Ağustos 2015
Marmara Depreminin
16. Yıldönümü Basın
Açıklaması yapıldı.
sayı
72
GENEL KURUL TOPLANTISI,
YÖNETİM ve DELEGE SEÇİMLERİNİN
TARİH, SAAT ve YERİ
Çoğunluk Aranmadan Yapılacak
Genel Kurul Toplantısı
Yönetim ve Delege Seçimleri
Tarih: 20 Şubat 2016 (Cumartesi)
Tarih: 21 Şubat 2016 (Pazar)
Saat:10:00
Saat: 09:00 - 17:00
Yer: Meltem Mah. 3808 Sok.No:10
Yer: Meltem Mah. 3808 Sok.No:10
07030 Muratpaşa/ANTALYA 07030 Muratpaşa/ANTALYA
1.Gün
GÜNDEM
1) Açılış
2) Başkanlık Divanının Oluşturulması (1 Başkan, 2 Başkan Yrd., 2 Yazman)
3) Saygı Duruşu
4) Yönetim Kurulu Başkanının Konuşması
5) Konuk Konuşmacılar
6) Çalışma Raporunun Okunması ve Değerlendirilmesi
7) Adayların Tespiti ve Tutanağa Bağlanarak İlanı
7a) Yönetim Kurulu (7 Asıl 7 Yedek)
7b) Merkez Delegeleri (Şube net üye sayısının %0.5’si asıl, %0.5’si yedek)
8) Dilek ve Temenniler, Kapanış
2.Gün
1) Seçimler
DİJİTAL BASKI ÇÖZÜM MERKEZİ
ZAMAN KAYBETMEYİN !
BİZE MAİL ATIN
TÜM İŞLERİNİZİ
ADRESİNİZE TESLİM EDELİM
’’S ze
baskı
yapıyoruz ’’
0 242 238 30 77
Meltem Mah. Çağrı 4 S tes 13/ B-A Muratpaşa / ANTALYA
DİJİTAL BASKI / RENKLİ - S/B
RENKLİ VE SİYAH DİJİTAL ÇIKTI
DAKİKADA 105 KOPYA RENKLİ ÇIKTI
OFSETE YAKIN BASKI KALİTESİ
33X48 EBATINDA BASKI SEÇENEĞİ
BROŞÜR - KATALOG BASKILAMA
PHOTOSHOP - ILLUSTRATOR - COREL DESTEĞİ
0 242 238 30 77
MAT VE PARLAK BASKI SEÇENEKLERİ
AYDINGER BASKI
LATEKS , ONE WAY , FOLYO BASKI
FOTOBLOK VE FOREX BASKI
CANVAS (TUAL BEZİ) BASKI
CİLTLEME SİSTEMLERİ
AMERİKAN - KARTON CİLT
HELEZON METAL - PLASTİK CİLT
BEZ - DERİ CİLT
KOPYALAMA - FOTOKOPİ
DAKİKADA 105 SAYFA KOPYALAMA
DÜŞÜK MALİYET VE UYGUN FİYATLAR
SAATTE 25000 SAYFA KOPYA KAPASİTESİ
MAT VE PARLAK KAĞIT SEÇENEKLERİ
AYDINGER VE TUALE KOPYALAMA
BİREBİR KLASÖR KOPYALAMA
PVC - LAMİNASYON - SELEFON
EHLİYET , KİMLİK , EVRAK KAPLAMA
POSTER , PROJE , AFİŞ KAPLAMA
MAT VE PARLAK LAMİNASYON ÇEŞİTLERİ
OZALİT - PLAN KOPYA - KATLAMA - TARAMA
A0 VE PLAN KOPYA ÇIKTI - KOPYALAMA
BÜYÜK EBAT ÇİZGİSEL RENKLİ ÇIKTI
AYDINGER ÇİZGİSEL ÇIKTI
DOSYA PAYLI VE A4 - A3 KATLAMA
BÜYÜK EBAT TARAMA - ARŞİVLEME
AUTOCAD VE NETCAD DESTEĞİ
www.meltemozal t.com
nfo@meltemozal t.com
POSTER - AFİŞ - CANVAS BASKI
KIRTASİYE ÜRÜNLERİ - TONER DOLUMU
% 100 GARANTİLİ TONER DOLUMU
AVUKATLARA ÖZEL BARO DOSYALARI
OFİS VE OKUL KIRTASİYE ÇEŞİTLERİ
BİLGİSAYAR SARF MALZEMELERİ
YAKA KARTLARI VE ASKI ÇEŞİTLERİ
0 242 238 30 77
www.meltemozal t.com
nfo@meltemozal t.com
0 242 238 30 77
Y a p ı
D e n e t i m ’ d e
M a r k a . . .
w w w. u g u r t u n c e l y a p i d e n e t i m . c o m . t r
ANTALYA 5 M MİGROS
BİBER Pide – Lahmacun – Et - Tavuk Izgara
İ.M.O. Mensuplarına, Mühendis ve Mimarlara % 10 indirim uygulanıyor.
Jeo. Y. Müh. V. Emre AKKURT
1988 Yılından günümüze Türkiye’nin her yerinde
Turizm Taşımacılığı alanında talebinize göre her türlü araçlarımızla
hizmetinizdeyiz…
Güvenliğiniz ve Konforunuz için ÖNEMLİ olan
ZAMANINIZA ve HAKLARINIZA saygılıyız…
Hizmetimizi dev filomuzla birlikte HER İŞİ ZAMANINDA yerine getirmek ve
SİZLERİ GELECEĞE TAŞIMAK ilkesiyle yolumuza devam ediyoruz…
KIRAÇ TURİZM TAŞIMACILIK VE TİCARET LTD. ŞTİ.
Adres: Cihadiye Soğucaksu Mah. No: 117
Pınarlı – Aksu – ANTALYA / TÜRKİYE
Telefon: +90 242 340 17 89
www.kiracturizm.com
[email protected]
TMMOB
ANTALYA ŞUBESİ
HABER BÜLTENİ
İMTİYAZ SAHİBİ
İMO Antalya Şubesi adına
Cem OĞUZ
SORUMLU YAZI İŞLERİ YÖNETMENİ
Rıza ARSLANBAY
YAYIM KURULU
Haluk SELÇUK
Mustafa BALCI
Umut TURAN
İbrahim KOÇ
Nurettin KORKMAZ
Ramazan YILMAZ
Mehmet Tamer ÖZMEN
Süleyman SEYREK
Uyuyan milletler ya ölür,
ya da köle olarak uyanır!
BÜLTEN BİLGİLERİ
Mesleki Yerel Süreli Yayın
Dijital olarak.
Üyelere ücretsiz dağıtılır.
Haziran 2015 - Ocak 2016 | Sayı 72 | Yıl 23
Altı Ayda Bir Yayımlanır.
YÖNETİM ve YAZIŞMA ADRESİ
Meltem Mah. 3808 Sok. No:10 07030
Muratpaşa / ANTALYA
Telefon: 0242 237 57 27 (3hat)
Belgegeçer: 0242 237 57 31
Elektronik Posta: [email protected]
Genel Ağ: http://antalya.imo.org.tr
> Yazılar yaygın kullanılan kelime
işlem programlarından birinde
yazılmış olarak CD veya Elektronik
Posta ekinde ([email protected])
gönderilmelidir.
> Reklamların sorumluluğu reklam
veren kuruluşa aittir.
TASARIM ve YAYIMA HAZIRLAMA
RETMA MATBAA
Yeşilova Mah. Serik Cad.
(Havalimanı yolu, TEDAŞ karşısı)
Göl iş merkezi No: 10 / 3
07200 Muratpaşa - ANTALYA
Telefon: (0242) 322 21 11
Belgegeçer: (0242) 322 21 12
www.retma.com.tr
> Antalya Bülten’de yayımlanan yazılar
kaynak gösterilerek kullanılabilir.
YAYIMLAMA TARİHİ
Ocak 2016
> Yayın Kurulu, gönderilen yazılarda dil,
anlatım ve yayın tekniği yönünden
gerekli düzeltme ve kısaltmalar
yapabilir.
> Yazılardaki görüşler yazarlara aittir.
> Yazılarda kullanılan fotoğraf, grafik,
şekil, tablo gibi görsel malzemeler en
az 300 dpi çözünürlükte olmalıdır.
> Gönderilen yazıların yayımlanıp,
yayımlanmayacağına Yayın
Kurulu’nca karar verilir.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
HAZİRAN 2015 - OCAK 2016
1
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
İÇİNDEKİLER
Başyazı3
Teknik Yazılar
Dünyada ve Türkiye'de Hidroelektrik Enerji, Gelişimi ve Genel Değerlendirme
Süleyman BOZKURT, Rıfat TÜR
4
Diğer Ülke Örnekleri ve Ülkemizdeki
Yapı Denetim Sistemine Bir Bakış
Dr. Deniz BAYRAKTAR
11
Bizden Haberler
05 Haziran 2015 / Basın Bülteni
“Dünya Çevre Günü” NEDENİYLE
14
17 Ağustos 1999 Depreminin yıldönümünde İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi tarafından
yapılan açıklama.
17 Ağustos 2015
16
17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin 16. yıldönümünde "Depreme Duyarlılık Sergisi"
20
“4. Su Yapıları Sempozyumu Açılış Konuşması”
19 Kasım 2015 - Antalya
21
İmo Antalya Şube’den 4. Su Yapıları Sempozyumu
23
17 Kasım 2015 / Basın Bildirisi
“4. Su Yapıları Sempozyumu Nedeniyle"
25
4. Su Yapıları Sempozyumu Sonuç Bildirgesi
28
19 Aralık İnşaat Mühendisleri Günü İnşaat Mühendisleri Odasının 61. Kuruluş Yıldönümü
30
Aramıza Yeni Katılan Meslektaşlarımız
Haziran 2015 - Ocak 2016
36
16
17 Ağustos 1999
Depreminin yıldönümünde
İnşaat Mühendisleri Odası
Antalya Şubesi tarafından
yapılan açıklama.
4. Su Yapıları Sempozyumu 19-20-21
Kasım 2015 tarihlerinde Antalya'da
yapıldı.
Deprem hâlâ ülkemizin en büyük
sorunudur!
Unutma, Unutturma!
23
İmo Antalya Şube’den
4. Su Yapıları Sempozyumu
42-55
4. Su Yapıları Sempozyumu “Su Politikaları
ve Türkiye’yi Bekleyen İklim Değişikliği"
Paneliyle başladı.
Kutlama55-56
Yazılı Basında İMO58-61
30
19 Aralık İnşaat
Mühendisleri Günü
İnşaat Mühendisleri
Odasının 61. Kuruluş
Yıldönümü
İnşaat Mühendisleri Odasının 61. kuruluş
yılında “19 Aralık İnşaat Mühendisleri
Gününü” kutlamanın mutluluğunu ve
coşkusunu yaşıyoruz.
Son Yaprak57
2
4. Su Yapıları Sempozyumu
Açılış Konuşması ve Panel
Depremler Sarsar, Denetimsizlik Yıkar!
14. Dönem Yönetim Kurulu Çalışma Raporu
21
.
ANTALYA ŞUBESİ
BAŞYAZI
Değerli Meslektaşlarımız,
Şubemizin 14. çalışma dönemi geride kaldı. Yeni bir
dönemde mesleğimiz, kentimiz, ülkemiz için yeni
umutlarımız olmalı ki, daha güçlü, saygın bir İMO,
yaşanabilir bir Antalya, aklın, bilimin, tekniğin egemen
olduğu bir Türkiye için hep beraber uğraşılarımız devam
etsin.
14.Dönem Yönetim Kurulu olarak Şubat 2014’de
aldığımız bu onurlu görevle bugüne kadar şubemizin
daha etkin, daha üretken bir hale getirilmesi, üyelerle ve
bağlı birimlerle ilişkilerin güçlendirilmesi, mesleğimizin
ve meslektaşlarımızın kamuoyundaki saygınlığının
artırılması, mesleğimizle ilgili kent ve ülke sorunlarına
çözüm bulmak için elimizden gelen çabayı sarf ettik.
İki yıllık çalışma dönemimizde, çalışma gruplarında,
komisyonlarda yer alarak emeğini ve bilgisini odamızdan
esirgemeyen değerli üyelerimize, odamız organ ve
birimlerinde sorumluluk alarak örgütsel bütünlüğümüz,
mesleki etkinliğimiz ve kamusal çıkarlar için mücadele
veren çalışma arkadaşlarımıza, bizlere destek olan,
katkı koyan tüm üyelerimize teşekkür ediyoruz. Yönetim
Kurulu olarak aldığımız hizmet bayrağını daha ileriye
taşımanın gururunu yaşıyoruz.
.
Dünya ve ülkemizin yaşamakta olduğu süreç; mesleğin
ve üyelerin sorunlarının toplumsal sorunlardan
ayrılamayacağı bilinci ve tavrıyla doğru politikalar üreten,
mücadele veren ve yaşama geçiren; birlikte karar
alma, birlikte üretme ve birlikte yönetme ilkesini gerçek
anlamıyla yürütebildiğimiz örgütlenmelerin gerekliliğini
ve verilecek mücadelenin tüm meslektaşlarımızla
topyekün yapılmasını bir kez daha gözler önüne
sermektedir.
Her gelen yıl, mesleki sorunların çözümlenmesinde ve
meslek vizyonunun oluşturulmasında yeni umutlar ve
yeni olanaklar sunmaktadır. Önemli olan bu olanakları
değerlendirmek, geleceği şekillendirecek adımları hep
beraber bugünden atabilmektir.
Yeni dönemin ülkemiz, mesleğimiz, meslektaşlarımıza
sağlık, mutluluk, başarı getirmesi dileğiyle saygılar
sunarız.
14. Dönem Yönetim Kurulu
3
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
Dünyada ve Türkiye'de Hidroelektrik Enerji,
Gelişimi ve Genel Değerlendirme
Süleyman BOZKURT
İnş.Yük.Müh., DSİ Etüt ve Plan Dairesi Başkanı (Emekli), Altınkum Mah., 431 Sok., No: 13/4, Konyaaltı, Antalya
Tel: (535) 583 23 83
E-Posta: [email protected]
Rıfat TÜR
Yrd.Doç.Dr., İnşaat Müh. Bölümü, Akdeniz Üniversitesi, 07058, Antalya
Tel: (242) 310 63 62
E-Posta: [email protected]
Öz
Gelişmekte olan ülkelerde ve Türkiye’de önemli miktarda hidroelektrik enerji kaynakları mevcuttur. Sürdürülebilir bir
dünya ve ülkemiz için elektrik enerjisinin temininde temiz ve yenilenebilir hidrolik enerji önemli bir yer tutmaktadır.
Barajların ve hidrolik santrallerin daha fazla geliştirilmesi için birçok engeller uygun şekilde aşılmalıdır. Mümkün olduğunca olumsuz çevresel ve sosyal etkiler azaltılmalıdır.
Hidrolik enerji, suyun potansiyel enerjisinin kinetik enerjiye dönüştürülmesiyle sağlanan bir enerji türüdür. Suyun üst
kotlardan alt kotlara düşürülmesi sonucu oluşan kinetik enerji, türbinlerin dönmesini sağlamakta ve elektrik enerjisi
elde edilmektedir.
Hidrolik enerji potansiyeli yağış rejimine bağlıdır. Elektrik üretimi amacıyla inşa edilen depolamalı (biriktirmeli-barajlı) hidroelektrik santraller bu işlevlerinin yanında birçok amaca (taşkın önleme, sulama, su ürünleri geliştirme,
turizmi geliştirme, ulaşımı kolaylaştırma vb.) hizmet etmektedir. Ayrıca depolamalı hidroelektrik santraller enerjinin
sigortasıdır. Bir nevi enerjiyi depo etme imkanı sağlar ve özellikle enerjinin en kıymetli olduğu puvant (pik) saatlerde
ihtiyaçların karşılanmasında önemli bir işleve sahiptir. Ayrıca hidroelektrik enerji yerli ve yenilenebilir ve dünyadaki su
döngüsünün devam ettiği sürece tükenmeyecek stratejik bir enerji kaynağıdır.
Bu çalışmada, dünyada ve Türkiye`de hidroelektrik enerji potansiyeli, gelişimi, depolamalı HES`lerin önemi, hidroelektrik enerji üretiminin artırılması için enerji sektöründe yapılan yasal düzenlemeler ve Türkiye bakımından genel
değerlendirmeler yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Hidroelektrik enerji, Barajlar, Depolamalı HES`ler, Enerji sektöründeki düzenlemeler, Enerji
potansiyeli.
Giriş
Hidroelektrik enerji potansiyeli yağış rejimine bağlıdır. Elektrik üretimi maksadıyla inşa edilen depolamalı (biriktirmeli)
hidroelektrik santraller bu işlevlerinin yanında birçok amaca (taşkın önleme, sulama, su ürünleri geliştirme, turizmi
geliştirme, ulaşımı kolaylaştırma vb.) hizmet etmektedir. Ayrıca depolamalı hidroelektrik santraller enerjinin sigortasıdır. Bir nevi enerjiyi depo etme imkanı sağlar ve enerjinin en kıymetli olduğu puvant (pik) (talebin en fazla olduğu)
saatlerde ihtiyaçların karşılanmasında önemli bir işleve sahiptir.
Hidroelektrik santraller diğer üretim tipleri ile mukayese edildiğinde en düşük işletme maliyetine, en uzun işletme
ömrüne ve en yüksek verime haizdirler. Türkiye`nin diğer enerji alternatif kaynakları karşısında milli kaynak olan suyu
kullanan hidroelektrik santrallere öncelik vermesi ve teşvik etmesi için ekonomik, çevresel ve stratejik birçok sebep
4
.
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
vardır. Her şeyden önce, hidroelektrik enerji yerli ve yenilenebilir ve dünyadaki su döngüsünün devem ettiği sürece
tükenmeyecek stratejik bir enerji kaynağıdır.
Bu çalışmada, Hidroelektrik Enerji, Dünyada ve Türkiye`de Hidroelektrik Enerji Potansiyeli ve Gelişimi, Hidroelektrik
Enerji Üretiminin Artırılması, Barajların ve Depolamalı HES`lerin Önemi ve Türkiye Bakımından Genel Değerlendirme
yapılmıştır.
Hidroelektrik Enerji
Hidroelektrik enerji iyi tesis edilmiş bir teknolojiye sahip olup, mevcut enerjiler içinde en temiz kaynaklardan biridir.
Gelişmekte olan ülkelerde büyük bir potansiyel kaynak olup, görmemezlikten gelinemez. Fabrikaların çalıştırılması
ve şehirlerin aydınlatılması için gerekli olan büyük miktarlardaki elektriği temin edebilir. Küçük ve mikro hidroelektrik
santraller dağınık nüfuslu yerleşim yerlerine, zirai üretim yapan tesislere ve tecrit edilmiş bölgelere elektrik sağlayabilir.
Enerji eksikliklerini azaltmak için, çevre açısından en kabul edilebilir çözümler: yenilenebilir kaynakların korunması,
verimliliğin arttırılması ve genişletilmesidir. Hidrolik güç yenilenebilir, çünkü gücünü hidrolojik çevrimden alır. Public
Citizen’ın ABD’de yaptığı bir araştırmada, biyomass ve hidrolik enerji yenilenebilir kaynakların başında gelmiştir
(Bütün yenilenebilir enerji üretimlerinin sırasıyla %50 ve %45’ini sağlarlar) (Biomass, 1990). Suda karbon olmadığı
için havayı kirletmez ve uzun ömürlü bir maddedir. Hidroelektrik santraller, termik santrallerinin iki misli olan %85–90
verimlilikle çalışırlar. Hidroelektrik santraller tek başlarına kömür yakıtlı termik santrallerin her yıl ürettiği 587 milyon
ton karbon cürufun oluşmasını önlerlerki, bu miktar 1987 yılında kullanılan bütün katı yakıtların oluşturduğu cürufun
%10’undan fazladır (Shea C. P., 1988).
➢ Ayrıca; belirli zaman sonra petrol tükenecektir. İstatistiklere göre 2004 yılı sonu itibariyle dünya petrol rezervleri
36 yıl yeterlidir. Yakın gelecekte, petrol hemen ve tamamen tükenmese bile o kadar pahalı olacaktır ki, kimse
petrol ve doğal gazı elektrik üretiminde kullanamayacaktır.
➢ Doğalgazlı santraller teknik ömrünü tamamlamış veya bugüne göre iki misli pahalı üretim yapar olacaktır.
➢ Yeni enerji türleri hizmete arz edilse bile bunların yatırım bedeli ve üretim maliyeti hidroelektrik enerjiye göre çok
yüksek olacaktır.
➢ Özellikle ülkemiz için endüstri, tarım, turizm ve dış ticaret sektörlerinin rekabet edebilir konumu muhafaza edebilmesi ve sürdürülebilmesi için elektrik fiyatında ucuzluk sağlamak gerekir ki bu durumda hidroelektrik enerji;
en etkin, en ucuz, dışa bağımsız ve yenilenebilir bir güç kaynağı olacaktır.
Özellikle üçüncü dünyadaki birçok ülke, kırsal yörelerde enterkonnekte sistemle bağlantısı olmayan küçük santralleri (15 MW ve altı) sürekli olarak enerji elde etmek için inşa etmektedirler. Küçük ölçekli hidrolik santraller lokal işçilik
ve malzeme kullanma avantajına sahip olup, gelişmekte olan ülkelere yoksulluk ve bağımlılıklarının azaltılmasında
yardımcı olmaktadır. 1980 yılından beri, uygun yerel yaklaşımların geliştirilmesi için ilerlemeler sağlanmıştır. Bu açıdan, yukarıdaki faydaları yanında kendi sermaye ve teknolojisini kullanarak onbinlerce küçük hidrolik santral inşa
etmiş olan Çin’in bu konudaki deneyimi başka hiçbir ülkede yoktur.
Sayılan faydaları yüzünden, küçük hidrolik santrallerin gelecekte (özellikle Türkiye’de) daha geniş ilgi ve daha fazla
sermaye çekmesi beklenmektedir (Bozkurt, 2009).
Enerji Üretiminde Hidroelektriğin Yeri
Dünyanın yıllık enerji ihtiyacı nüfus artışına paralel olarak hızla artmaktadır.
Yenilenebilir temiz enerji kaynaklarının başında hidroelektrik enerji gelmektedir. İnsanlık tarihi boyunca suyun hareket enerjisinden yararlanmak için çeşitli metotlar kullanılmıştır. Henüz gelişme aşamasında olan yenilenebilir enerji-
.
5
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
lerden farklı olarak hidrolik enerji uzun yıllardır bütün dünyada kullanılan bir enerji türüdür. Barajlar temiz su sağladığı
gibi temiz enerji de sağlamaktadır.
Dünyada 24 ülkede toplam ulusal elektrik üretiminin %90’ının ve 63 ülkede %50 sinin hidroelektrik santrallerden
elde ediliyor olması bu yapıların enerji sağlamada önemini göstermektedir.
Hidroenerji diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına oranla bazı teknik üstünlükler sunmaktadır. Öncelikle hidroelektrik
enerji güvenli bir enerjidir. Bir diğer üstünlük, depolamalı HES`lerde enerjinin kolayca depolanması ve ihtiyaç duyulduğunda kullanılabilmesidir. Düşük kapasitedeki hidroelektrik santrallerin birkaç saniye içinde yüksek kapasiteye
dönüştürülebilmesi önemli avantajlardan birisidir.
Hidroelektrik enerji şebekelerin stabilitesinde hayati rol oynar. Şebekede sık sık görülebilecek yük değişiklikleri ve
frekans değişikliklerine anında müdahale ederek şebekenin işleyişini düzenleyerek vatandaşların sıklıkla karanlıkta
kalmalarını ve elektrikli cihazların bozulmalarını önler. Şebekedeki reaktif gücü kontrol eder ve böylece elektriğin
üretim noktasından tüketim noktasına düzgün akışını sağlar. Hiçbir yabancı güç kaynağına ihtiyaç duymadan sıfırdan üretime geçebilir ve böylece başlaması uzun zaman alan diğer enerji kaynaklarına yardımcı güç sağlayarak
onların üretime geçmelerini sağlar.
Hidroelektrik enerjinin (Depolamalı HES’lerin) avantajları aşağıda özetlenmiştir;
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Ekonomik ömrü uzun
Dünya genelinde yaygın
Çevre dostu
İşletme - bakım gideri düşük
Yakıt gideri olmayan
Geri ödeme süresi kısa (5-10 yıl)
Yüksek verimli (%90 ın üzerinde)
İşletmede esneklik ve kolaylık sağlayarak pik talepleri karşılayabilen
Yöre halkına da ekonomik ve sosyal katkılar sağlayan
Dışa bağımlı olmayan ve enerjinin sigortası olan yerli bir kaynaktır
(Bozkurt, 2009).
Türkiye’de Elektrik Enerjisi Üretiminin Mevcut Durumu
2013 yılında Türkiye’de kişi başına yıllık elektrik tüketimi 3100 kWh iken, dünya ortalaması 2500 kWh, gelişmiş
ülkelerde 8900 kWh, Çin'de 827 kWh, ABD'de ise 12322 kWh civarındadır.
Ülkemizin ekonomik ve sosyal bakımdan kalkınmasının sağlanması için endüstrileşme bir hedef olduğuna göre bu
endüstrinin ve diğer kullanıcı kesimlerin ihtiyacı olan enerjinin, yerinde, zamanında ve güvenilir bir şekilde karşılanması gerekmektedir (Akpınar ve diğ., 2008).
Türkiye’de 1950’li yıllarda yılda sadece 800 GWh enerji üretimi yapılırken, bugün bu oran yaklaşık 300 misli artarak
yılda toplam 240154 GWh’e ulaşmıştır. 2013 yılı itibariyle, 64007 MW’a ulaşan toplam kurulu güç ile yılda ortalama
olarak 373420 GWh/yıl enerji üretimi mümkün iken; arızalar, bakım-onarım, işletme programı politikası, ekonomik
durgunluk, tüketimde talebin azlığı, kuraklık, randıman vb. nedenlerle ancak 240154 GWh/yıl enerji üretilebilmiştir.
Yani kapasite kullanımı %64 olmuştur. Termik santrallerde kapasite kullanım oranı %63 iken hidroelektrik santrallerde %74olmuştur. 2013 yılı itibariyle toplam enerji üretimimizin %22’si yenilenebilir kaynak olarak nitelendirilen hidrolik kaynaklardan, %75’i ise fosil yakıtları olarak adlandırılan termik(doğal gaz, linyit, kömür, petrol gibi) kaynaklardan
üretilmektedir (Tablo 1).Son zamanlarda rüzgar, jeotermal ve güneş enerjisi şeklinde alternatif kaynaklara önem
verilmektedir. 2013 yılı itibariyle rüzgar, jeotermal ve güneş kaynaklarından enerji üretimi, toplam enerji üretimimizin
6
.
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
içinde %3è ulaşmıştır. Nükleer enerji kullanımı için de çalışmalar yapılmaktadır (DSİ, 2004, DSİ 2015).
Türkiye’de doğal gaz ve petrol rezervleri yok denecek kadar azdır. Bu sebeple Türkiye enerji ihtiyacını karşılamak
için, doğal gaz, petrol, hatta kömür ithal etmek zorundadır. Son yıllarda hem evlerde hem de sanayide doğal gaz
kullanımı hızlı bir tırmanışa geçmiştir. Endüstrinin artan enerji ihtiyacı için doğalgaz ile çalışan güç santralleri kurulmuştur. Bundan dolayı, toplam enerji üretiminde hidroelektriğin payı azalırken, termik santrallerde üretilen enerjinin
payı yükselmiştir.
Ancak 3 ve
MartEİE
2001tarafından
tarihinde yürürlüğe
giren 4628
sayılı
Elektrikkademelerde
Piyasası Kanunu
ve 3 Eylül 2002
tarihinden
2003 yılına
kadar
çeşitli
geliştirilmiş
olan
bütün itibaren
uygulamaya
konulan
yeni
piyasa
modeli
ile
DSİ
ve
EİE
tarafından
2003
yılına
kadar
çeşitli
kademelerde
geliştirilmiş
hidroelektrik enerji projeleri Tüzel kişilerin başvurusuna açılmıştır. EPDK (Enerji
olan bütün
hidroelektrik
enerji projeleri
Tüzel kişilerinlisans
başvurusuna
açılmıştır.
EPDK
(Enerji Piyasası
Değerlendirme
Piyasası
Değerlendirme
Kurulu)’dan
alan ve
DSİ ile
su kullanım
anlaşması
Kurulu)’dan
lisans
alan
ve
DSİ
ile
su
kullanım
anlaşması
yapan
firmalar
hidroelektrik
enerji
üretim
projesi
yatırımlarıyapan firmalar hidroelektrik enerji üretim projesi yatırımlarına başlamış ve
na başlamış
ve hidroelektrik
enerji
üretiminde
son1010yılda
yılda önemli
önemli artışlar
sağlanmıştır.
hidroelektrik
enerji
üretiminde
son
artışlar
sağlanmıştır.
1. Türkiye`de
yakıt
göre enerji
kaynaklarının
gücü,
üretim kullanım
Tablo 1.Tablo
Türkiye`de
yakıt cinslerine
görecinslerine
enerji kaynaklarının
kurulu
gücü, üretim kurulu
kapasitesi
ve kapasite
kapasitesi ve kapasite
kullanım
oranları
(DSİ,
2015).
oranları (DSİ, 2015).
2007 Yılı
Enerji
üretilen
kaynağın
cinsi
Taşkömürü+
ithal
kömür+linyit
Petrol+
motorin+
nafta+LPG
Doğal gaz
Diğer
Termik
toplam
Jeotermal+
Rüzgar
Hidroelektrik
Genel
toplam
Kurulu Ortalama Gerçek
Güç
Üretim
Üretim
(MW) Kapasitesi (GWh)
(GWh)
2013 Yılı
Kapasite
kullanımı
Kurulu
Güç
(MW)
Ortalama
Üretim
Kapasitesi
(GWh)
Gerçek
üretim
(GWh)
Kapasite
kullanımı
10197
66899
53431
80
12428
81477
63054
77
2471
16119
6527
40
693
4647
2471
53
14560
43
108853
313
95025
214
87
68
20255
5272
150737
1171
105116
1171
70
100
27271
192183
155196
81
38648
272623
171812
63
169
620
511
82
3070
12667
8921
65
13395
48112
35851
75
22289
80174
59421
74
40836
240919
191555
80
64007
373420
240154
64
Hidroelektrik
hem çevreyi
kirletmeyen
temiz
biruzun
kaynak
olması
Hidroelektrik
enerjinin hemenerjinin
çevreyi kirletmeyen
temiz bir
kaynak olması
hem de
vadede
en ucuzhem
enerjide
türü olmauzun
vadede
enyıllarda
ucuzhidroelektrik
enerji türü
olması
sebebiyle
son toplam
yıllardasu miktarı
sı sebebiyle
birçok
ülke son
santral
inşaatına
yeniden hızbirçok
vermiştir.ülke
Dünyadaki
hidroelektrik
inşaatına
yeniden
hız vermiştir.tuzlu
Dünyadaki
toplam su miktarı
1400 milyon
km³’tür. Busantral
suyun %97.5ì
denizlerde
ve okyanuslardaki
sulardan oluşmaktadır,
%2.5`luk pay, 35
3
1400
km ’tür.
Bu suyun
%97.5ì
denizlerde
okyanuslardaki
tuzlukütle
sulardan
milyon km³
tatlımilyon
su kaynağıdır.
Yeryüzünde
bulunan
tatlı su
miktarının ve
%68.7`si
kutuplarda buzul
olarak, %0.8ì
3
oluşmaktadır,
%2.5`luk
pay,
35
milyon
km
tatlı
su
kaynağıdır.
Yeryüzünde
bulunan
yeraltında fosil olarak, %30.1ì yeraltı suyu olarak ve %0.4`ü yerüstü suyu ve atmosferik buhar olarak bulunmaktadır.
tatlı su miktarının %68.7`si kutuplarda buzul kütle olarak, %0.8ì yeraltında fosil
Dünya yüzeyine
düşen
su miktarı
ortalama
mm yayerüstü
da yaklaşık
119ve000
km³ olarak tespit
olarak,yağışla
%30.1ì
yeraltı
suyuyılda
olarak
ve 800
%0.4`ü
suyu
atmosferik
buharedilmiştir.
Bu miktarın
72
000
km3’ü
buharlaşarak
atmosfere
geri
dönmekte,
47
000
km³’ü
akışa
geçerek
nehirler
vasıtasıyla
olarak bulunmaktadır.
denizlere ve kapalı havzalardaki göllere ulaşmaktadır. Yağışla düşen 119 000 km³ su miktarının ancak 9 000 km³’ü
teknik veDünya
ekonomik
olarak kullanılabilirdir.
Denizlerden
buharlaşan
000 km³
suya
karşın,
denizlere
yağış olarak
yüzeyine
yağışla düşen
su miktarı
yılda 505
ortalama
800
mm
ya da
yaklaşık
3
3
dönen su119
miktarı
000 km³’tür.
000458km
olarak tespit edilmiştir. Bu miktarın 72 000 km ’ü buharlaşarak
atmosfere geri dönmekte, 47 000 km3’ü akışa geçerek nehirler vasıtasıyla denizlere
ve kapalı havzalardaki göllere ulaşmaktadır. Yağışla düşen 119 000 km3 su
BÜLTEN
2015 - OCAK 2016
miktarının ancak 9 İMO
000ANTALYA
km3’ü
teknikHAZİRAN
ve ekonomik
olarak kullanılabilirdir.
3
Denizlerden buharlaşan 505 000 km suya karşın, denizlere yağış olarak dönen su
.
3
7
ANTALYA
ŞUBESİ
hidroelektrik
potansiyeli
ise 8905 TWh/yıl dır (Tablo 2). Türkiye için bu değerler
sırasıyla 433TWh/yıl, 216 TWh/yıl ve 160 TWh/yıl dır. 2014 yılı itibariyle işletmede
TEKNİK
YAZILAR
olan kurulu güç 23490 MW, ortalama üretim ise 82320 GWh/yıl dır (Tablo 4).
Hidroelektrik enerji kaynakları dünya üzerinde geniş bir şekilde yer almaktadır.
ülkede
hidroelektrik
potansiyel
yapılan çalışmalar
Teknik veYaklaşık
ekonomik150
olarak
kullanılabilir
potansiyel verilerine
göreolduğu
teorik hidroelektrik
potansiyeli neticesinde
dünya genelinde brüt
ortaya
çıkartılmıştır.
Ancak
söz
konusu
hidroelektrik
enerji
potansiyelinin
%35ì
olarak 40150 TWh/yıl, teknik olarak hidroelektrik potansiyeli yaklaşık olarak 14060 TWh/yıl, ekonomik olarak hidrokullanılmaktadır (DEKTMK, 2007).
elektrik potansiyeli ise 8905 TWh/yıl dır (Tablo 2). Türkiye için bu değerler sırasıyla 433TWh/yıl, 216 TWh/yıl ve 160
TWh/yıl dır. 2014 yılı itibariyle işletmede olan kurulu güç 23490 MW, ortalama üretim ise 82320 GWh/yıl dır (Tablo 4).
Dünya üzerinde en yüksek hidroelektrik üretimini sağlayan ilk on ülkenin toplamı,
Hidroelektrik
enerji
kaynakları dünya
üzerinde%70ìne
geniş bir karşılık
şekilde yer
almaktadır. Yaklaşık
150 ülkede
hidroelektrik podünya
hidroelektrik
üretiminin
gelmektedir.
Dünyada,
hidroelektrik
tansiyel olduğu
yapılan
neticesinde
ortayaişletmede
çıkartılmıştır.yüksekliği
Ancak söz konusu
hidroelektrik
enerji5327
potansiyelinin
üretimde
1. çalışmalar
sırayı koruyan
Çin’de
30 m’nin
üzerinde
%35ì kullanılmaktadır
(DEKTMK,
2007).
büyük baraj bulunmakta ve Çin teknik HES potansiyelinin % 23’ü kullanılmaktadır.
2020 yılına kadar ise kurulu gücü %50 artırarak 300000MW’a çıkarılması
Dünya üzerinde en yüksek hidroelektrik üretimini sağlayan ilk on ülkenin toplamı, dünya hidroelektrik üretiminin
hedeflenmektedir. 2. sırada yer alan Brezilya ise teknik potansiyelinin sadece
%70ìne karşılık gelmektedir. Dünyada, hidroelektrik üretimde 1. sırayı koruyan Çin’de işletmede yüksekliği 30 m’nin
%25’ini kullanmasına rağmen elektrik enerjisinin %83,9’unu hidroelektrikten
üzerinde 5327 büyük baraj bulunmakta ve Çin teknik HES potansiyelinin % 23’ü kullanılmaktadır. 2020 yılına kadar
karşılamaktadır. Buna rağmen inşaatı devam eden kurulu güçleri toplamı 9759MW
ise kurulu gücü %50 artırarak 300000MW’a çıkarılması hedeflenmektedir. 2. sırada yer alan Brezilya ise teknik potan10 adet büyük HES son yıllarda işletmeye alınmış olup, 29364 MW kurulu gücünde
siyelinin sadece %25’ini kullanmasına rağmen elektrik enerjisinin %83,9’unu hidroelektrikten karşılamaktadır. Buna
10 adet HES ise planlaması tamamlanmış ve 2019 yılına kadar inşa edilerek
rağmen inşaatı devam eden kurulu güçleri toplamı 9759MW 10 adet büyük HES son yıllarda işletmeye alınmış olup,
işletmeye alınması planlanmaktadır.2013 verilerine göre Türkiye 80174 GWh/yıl
29364 MW kurulu gücünde 10 adet HES ise planlaması tamamlanmış ve 2019 yılına kadar inşa edilerek işletmeye
ortalama üretimle dünyada 14. sırada yer almaktadır. Dünyanın kıtalara göre
alınması planlanmaktadır.2013 verilerine göre Türkiye 80174 GWh/yıl ortalama üretimle dünyada 14. sırada yer alhidroelektrik enerji potansiyeli Tablo 2`de, dünyada hidroelektrik enerji üretiminde
maktadır. Dünyanın kıtalara göre hidroelektrik enerji potansiyeli Tablo 2`de, dünyada hidroelektrik enerji üretiminde söz
söz sahibi ülkelerin bu sektördeki gelişim durumları Tablo 3`de verilmiştir.
sahibi ülkelerin bu sektördeki gelişim durumları Tablo 3`de verilmiştir.
Tablo 2. Dünyanın Hidroelektrik enerji potansiyeli (DEKTMK 2007).
Tablo 2. Dünyanın Hidroelektrik enerji potansiyeli (DEKTMK 2007).
Bölge
Brüt Hidroelektrik
Enerji Potansiyeli
(TWh/yıl)
Teknik
Hidroelektrik Enerji
Potansiyeli
(TWh/yıl)
Afrika
Asya
Avustralya/Okyanusya
Avrupa
K. ve Orta Amerika
Güney Amerika
Dünya
Türkiye
Türkiye/Dünya (%)
4000
19000
600
3150
6000
7400
40150
433
1.08
1665
6800
270
1225
1500
2600
14060
216
1.54
Teknik ve
Ekonomik
Hidroelektrik
Enerji Potansiyeli
(TWh/yıl)
1000
3600
105
800
1100
2300
8905
160
1.80
Tablo 3. Hidroelektrik Enerjinin Dünyadaki Durumu (2011 yılı) (Koç ve Şenel,
2013).
Tablo 3. Hidroelektrik Enerjinin Dünyadaki Durumu (2011 yılı) (Koç ve Şenel, 2013).
8
Ülke
Kurulu
Gücü
(GW)
Üretimi
(TWh)
Dünya Üretimi
İçindeki Payı
(%)
Çin
ABD
Brezilya
Kanada
Japonya
Rusya
Hindistan
Norveç
Türkiye
TOPLAM
212
79
79
75
28
47
42
30
17
609
722
328
430
377
85
165
132
122
52
2413
19.8
9.4
12.3
10.8
2.4
4.7
3.8
3.5
1.5
68.2
6
Yerli Elektrik
Üretiminde
Hidroelektriğin Payı
(%)
14.8
7.4
80.6
59.0
8.0
15.7
12.4
95.2
22.8
.
Hidroelektrik Enerjinin Türkiye`deki Durumu
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
2014 yılı Ağustos ayı sonu itibariyle, Türkiye’de işletilmekte olan toplam 485 adet hidroelektrik enerji santrali mevcuttur. Bu santrallerin toplam kurulu gücü 23490 MW ve yıllık ortalama üretim kapasitesi 82320 GWh’tir. Bu da
toplam elektrik enerjisi talebinin yaklaşık %25’ine ve toplam elde edilebilir hidroelektrik potansiyelin %49’una karşılık gelmektedir. Toplam potansiyelin %15’ine tekabül eden inşa halindeki 145 adet hidroelektrik santrallerin toplam
kurulu gücü 8196 MW, yıllık üretim kapasitesi 25077GWh’dır. Gelecekte, inşası tasarlanan 906 adet hidroelektrik
enerji santrali ile kullanılamayan 59232 GWh/yıl’lık potansiyelin de (ekonomik değerlendirilebilir potansiyelin %36’sı)
değerlendirilmesi planlanmaktadır (Tablo 4).
Tablo 3. Hidroelektrik Enerjinin Dünyadaki Durumu (2011 yılı) (Koç ve Şenel,
2013). ve Gelişme Durumu (DSİ, 2015).
Tablo 4. Türkiye Hidroelektrik Enerji Potansiyeli
Ülke
Kurulu
Gücü
(GW)
Üretimi
(TWh)
Dünya Üretimi
İçindeki Payı
(%)
Çin
ABD
Brezilya
Kanada
Japonya
Rusya
Hindistan
Norveç
Türkiye
TOPLAM
212
79
79
75
28
47
42
30
17
609
722
328
430
377
85
165
132
122
52
2413
19.8
9.4
12.3
10.8
2.4
4.7
3.8
3.5
1.5
68.2
Yerli Elektrik
Üretiminde
Hidroelektriğin Payı
(%)
14.8
7.4
80.6
59.0
8.0
15.7
12.4
95.2
22.8
1 MW = 1000 kw, 1 GW = 1 milyon kw, 1 GWh = 1 milyon kwh
*6446 sayılı kanun kapsamında tüzel kişiler tarafından geliştirilen projeler dahildir.
2014 yılı Ağustos ayı sonu
itibariyle,veTürkiye’de
işletilmekte olan toplam 485 adet
Sonuçlar
Değerlendirme
hidroelektrik enerji santrali mevcuttur. Bu santrallerin toplam kurulu gücü 23490
Dünya üzerindeki yaşam ve ekonomik gelişme için beklentiler, nüfustaki muazzam artıştan etkilenen mevcut su ve
MW ve yıllık ortalama üretim kapasitesi 82320 GWh’tir. Bu da toplam elektrik
enerji kaynakları tarafından belirlenmektedir.
enerjisi talebinin yaklaşık %25’ine ve toplam elde edilebilir hidroelektrik
Küresel ısınma
sonucu meydana
kuraklık
ve ekolojik dengenin
ve dünya
nüfusunun
hızla artmapotansiyelin
%49’unagelecek
karşılık
gelmektedir.
Toplam değişmesi
potansiyelin
%15’ine
tekabül
sı, dünyanın
su sıkıntısını
giderek arttırmakta
ve belirginleştirmektedir.
Zaman
veMW,
mekân olarak
edenbirçok
inşa bölgelerinde
halindeki 145
adet hidroelektrik
santrallerin
toplam kurulu gücü
8196
su kaynaklarının
düzensizkapasitesi
dağılımı sebebi
ile taşkın sularınınGelecekte,
daha fazla yakalanarak
depolanması,
suların daha
yıllık üretim
25077GWh’dır.
inşası tasarlanan
906buadet
sonradan
dağıtımı ile asgari
nehir
akımlarının
için gereklidir.
hidroelektrik
enerji
santrali
ile arttırılması
kullanılamayan
59232 GWh/yıl’lık potansiyelin de
(ekonomik
değerlendirilebilir
potansiyelin
değerlendirilmesi
Bugün için
dünyada üretilen
hidroelektrik enerji, toplam
elektrik enerji%36’sı)
üretiminin %20’sini
sağlamaktadır. Fakat
planlanmaktadır
(Tablo
4).
dünya hidrolik enerji potansiyelinin sadece %14,5’i geliştirilmiştir. Bu değerler 2014 yılında Türkiye için sırasıyla %25
ve %49’dur (DSİ, 2015). Gelişmekte olan ülkelerde ve Türkiye’de büyük hidroelektrik enerji kaynakları mevcuttur.
Tablo 4. Türkiye Hidroelektrik Enerji Potansiyeli ve Gelişme Durumu (DSİ, 2015).
Sürdürülebilir bir dünya ve ülkemiz için elektrik enerjisinin temininde temiz ve yenilenebilir hidrolik enerji önemli bir
yer tutmaktadır. Çok sayıda ülke hidroelektrik enerjiyi gelecekteki ekonomik gelişmelerinin anahtarı olarak görmekToplam
Ortalama
te ve bu yönde ulusal bir strateji belirlemektedir (DEKTMK, 2007).
Yüzde Ardışık
Hidroelektrik Santral
HES
Kurulu
Yıllık
itibariyle işletmede olan
2- 2014yılı ağustos ayı sonuitibari
ile İnşaatı devam eden
485
23490
82320
49
49
.
8196
25077
15
64
36
100
Oranı
Oran
Büyük, yüksek düşülü
hidrolik projeler,
düşülü Gücü
projelerden daha
ekonomik
olup, çok
amaçlı barajProjelerinin
Durumuküçük ve alçak
Adedi
Üretim
%
%
ların faydaları ortaya çıkarılmalıdır. Küçük boyutlu hidrolik santraller
özellikle tecrit
edilmiş yörelere elektrik temininde
MW
GWh/yıl
uygundurlar.1- 2014 yılı ağustos ayı sonu
145
3- Planlama ve proje aşamasında
906
16918
59232
9
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
Dünya’da halen ICOLD (International Commission on Large Dams-Uluslararası Büyük Barajlar Komisyonu) standartlarında, çeşitli amaçlar altında yapılmış, değişik tipte yaklaşık 45 000 büyük baraj ve 100 000 dolayında küçük baraj vardır. Büyük barajların ancak %20’si enerji amaçlıdır. Büyük barajların %31’i gelişmiş ülkelerde, %46’sı
Çin’de, %9’u Hindistan’da, %3’ü Afrika Kıtasında, %1’i Türkiye’de ve geri kalan %10’u ise diğer ülkelerde inşa
edilmiştir (DEKTMK, 2007).
Barajların ve hidrolik santrallerin daha fazla geliştirilmesi için birçok engeller uygun şekilde aşılmalıdır. Mümkün
olduğunca olumsuz çevresel ve sosyal etkiler azaltılmalıdır.
Hem su kaynaklarının, hem de hidroelektrik enerjinin geliştirilmesine mühendislerin katkıları için birçok fırsatlar mevcuttur. Barajlar ve hidroelektrik enerji projelerinin gelecekteki gelişmelerini sağlamak için uzmanlar olumsuz çevresel
ve sosyal etkilerle ilgili toplumun endişelerini ortaya koyan, projeden etkilenecek bütün kesimlerin projeye katkılarını
sağlayacak ve zıtlaşmadan ziyade işbirliği üzerinde duracak faaliyet programını uygulamalıdırlar.
Ülkemiz bakımından değerlendirildiğinde gerek sosyal bakımdan ve gerekse ekonomik bakımdan su ve toprak
kaynaklarımızın geliştirilmesine ve hidroelektrik enerji üretilmesine daha çok imkan sağlanmalı ve öncelik verilmelidir. Ayrıca ileride olası kuraklıklara ve taşkınlara karşı tedbir almak bakımından barajlara (depolama tesislerine)
önem verilmesi, barajların yapımına özellikle depolamalı HES’lerin yapımına imkan sağlanması ve öncelik verilmesi
yararlı ve gerekli görülmektedir. Bu konuda toplumumuzun ikna edilmesi ve merkezi yönetimin sorumluluk alması
kaçınılmazdır (Öziş ve diğ., 1998).
Kaynaklar
Akpınar, A., Kömürcü, M. İ. ve Kankal, M. (2008) Türkiye’de Hidroelektrik Enerjinin Durumu ve Geleceği, Karadeniz Teknik Üniversitesi.
Bozkurt, S. (2009) Su Kaynakları, Barajlar ve Hidroelektrik Enerji, Dünya ve Türkiye Geneline Bakış. Su Yapıları Sempozyumu,
Orhantepe, İstanbul.
DSİ Genel Müdürlüğü (2004) Dünden Bugüne DSİ 1954-2004, DSİ Etüd Plan Şube Müdürlüğü, Ankara.
DSİ Genel Müdürlüğü 2015 Ajandası.
DEKTMK (Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi), Hidrolik Yenilenebilir Enerji Çalışma Grubu (2007) Hidrolik Enerji Alt Çalışma
Grubu Raporu. Ankara.
Biomass (1990) Engineering Times, Hydropower Top Renewables List.
Koç, E. ve Şenel, M.C. (2013). Dünya’da ve Türkiye’de Enerji Durumu Genel Değerlendirme, Ondokuz Mayıs Üniversitesi.
Shea, C. P. (1988) Renewable Energy; Today’s Contribution Tomorrow’s Promise. World Paper 81.
Öziş, Ü., Baran, T., Durnabaş, İ., Şeker, Ş., Özdemir, Y. (1998) Türkiye Akarsularının Su ve Su Kuvveti Potansiyeli. Ankara,
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, “Türkiye Mühendislik Haberleri”, No. 391, s. 17- 26.
2010 World Atlas & Industry Guide.
10
.
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
Diğer Ülke Örnekleri ve Ülkemizdeki
Yapı Denetim Sistemine Bir Bakış
Dr. Deniz BAYRAKTAR
İnş. Y. Müh., Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, İMO işyeri temsilcisi
Yapı Denetimi, 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkındaki
Kanun ile devam ettirilen can ve mal güvenliğini teminen imar planına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun, kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı
denetiminin sağlanması suretiyle çalışan bir sistemdir.
Yapı denetim uygulaması, dünyanın diğer gelişmiş ülkelerinde işleyiş mekanizmaları değişik de olsa, yapıların güvenilirliğinin denetlenmesi amacına yönelik olarak
bir sistem üzerinde işlemektedir.
Avrupa Birliğine üye ülkelerde iki tip denetim sistemi
görülmektedir.
• Almanya’nın öncülük ettiği “sıkı ve katı bir kamu denetim” modeli
• Fransa’nın öncülüğündeki “sigorta ağırlıklı denetim”
modelidir.
Avrupa Birliğine üye olan ülkelerde bu iki sistemin benzeri veya bu sistemlerin karma bir şeklinin uygulandığı
görülmektedir.
Almanya’da Yapı Denetim Sistemi:
Özel mülkiyete ait yapım işleri, yerel yönetimlerin bünyesinde yer alan “İnşaat Müdürlükleri”nin yetki ve sorumlulukları altında yürütülmektedir. Kamu yapıları ise
ruhsata tabi olmamasına rağmen, kendi bünyesindeki
birimlerce denetlenmektedir. İnşaat Müdürlükleri yapı
izninin alınmasından başlayarak oturma izninin verilmesine kadar geçen süreçte, yapı ile ilgili tüm denetim ve
onay işlemlerinde, yapı sahibi ya da yapı müteahhidi
ile doğrudan ilişkide olan kurumlardır. Dolayısıyla, inşaat
müdürlükleri proje denetimi yapılmadan ve denetim dairesi ya da mühendisinden onay almadan yapım iznini
vermemektedir. Denetim mühendisleri (Prüfingenieur);
denetim işlerini yerel yönetimlerin İnşaat Müdürlükleri
adına yürütmekle birlikte ücretleri de bu birim tarafından karşılanan mühendislerdir. Denetim mühendisinin
denetim yaptığı yapılara ilişkin sorumluluk süresi yasal
olarak 30 yıldır. Denetim mühendisleri büyük yetkilerle
.
donatılmış bağımsız çalışan inşaat mühendisleridir. Bu
mühendisler, “Denetim Mühendisleri Birliği”ne bağlıdırlar. Denetim mühendislerinin denetlemeden yapılmış
imalatları yıktırma ve kararlarına uyulmadığı taktirde
para cezası uygulama yetkileri vardır.
Kısaca, Almanya’da uygulanan yapı denetim sisteminde; yapının projelendirme aşamasından inşaat bitimine
kadar ki her etabı çok sıkı bir denetime dayanmaktadır.
Bu denetim sistemi bürokrasiden arınmış ve bağımsız
özel denetim mühendislerince yapılmaktadır.
Fransa’da Yapı Denetim Sistemi:
Fransa’da inşaata verilen ciddiyet ve önem köklü bir
denetim ve sigortacılık sisteminin oluşmasını sağlamıştır. 4 Aralık 1978 tarihinde “Spinetta Kanunu” olarak bilinen ve bina türü yapılarda sigorta sistemini zorunlu hale
getiren yasa kabul edildi. Yasada binalarda mecburi 10
yıllık olmak üzere, iki türlü sigorta tanımlanıyor. Ayrıca, 170 m²’nin üzerindeki yapılara sigorta zorunluluğu
getirilmesi ile birlikte öncü ve örnek bir model oluşturulmuştur. Bu çerçevede, sigorta kurumlarının oluşturdukları ortaklaşa bir kurum (M.A.R.C.) aracılığıyla teknik
eksperler grubuna sahip olan sigorta kurumları, olayın
teknik yönünü özel denetim firmalarına bırakmışlardır.
Fransa’da uygulanan yapı denetim sisteminde iki türlü
sigorta vardır. Bunlardan ilki, zorunlu sigortadır. Zorunlu
sigorta uygulamasında, yapının asıl taşıyıcı elemanları
ile sıhhi ve elektrik tesisatı gibi güvenirliğini sağlayan
elemanların kesin kabulden itibaren on yıl ile sigortalanmasıdır. İkincisi ise, taşıyıcı sisteme etkisi olmayan
su ve kanalizasyon gibi elemanların iki ile on yıl arasında sigortalanması işlemidir. Sigorta boyutu bürokrasiyi
görece arttırması ve yapı maliyetini %2,5-%3 arasında
yükseltmesine rağmen, yapılarda kalitenin artması konusunda etkili olmuştur.
Fransa’da yapı denetim sisteminde; denetim şirketleri, sigorta şirketleri, teknik elemanlar ve belediyeler yer
almaktadır. Gerek projelerin gerekse uygulamanın deHAZİRAN 2015 - OCAK 2016
11
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
netimi bağımsız ve ülke genelinde örgütlenmiş SCOOTEC adlı denetim şirketleri tarafından üstlenilmiştir.
Bu şirketlerin teknik elemanları, yapının projesine uygun olarak imal edilmesini sağlamak, yapı sahiplerini
yapılan imalatlar hakkında bilgilendirmek ve kullanılan
malzemelerin ilgili standartlara uygunluğunu denetlemekle görevlidir. Yapıların imar, genel yerleşme ve çevre kurallarına uygunluğunun denetimi ise belediyelerce
yürütülmektedir. Bu sistem kısaca; yetkililerce daha az
kontrol mekanizması, müteahhitler için ise daha fazla
sorumluluk olarak özetlenebilir.
Belçika’da Yapı Denetim Sistemi:
Belçika’da uygulanan yapı denetimi sisteminin, Almanya ve Fransa’da uygulanan sistemlerin karışımı olarak
uygulandığı görülmektedir. Ülkede tek SECO (Yapı
Güvenliği Denetim Bürosu) adı verilen denetim firması
faaliyet göstermektedir. SECO’nun onayı olmadan ilgili
idarece yapı izni verilmez. Projelendirme safhasından
başlayarak, yapım işinin bitimine dek yapıyla ilgili her
türlü denetim bu kuruluş tarafından yürütülmektedir.
Yapıların sigortalanması her ne kadar zorunlu olmasa
da, denetlenen binaların yaklaşık %75’i sigortalanmıştır.
İngiltere’de Yapı Denetim Sistemi:
İngiltere’de denetim uygulamaları, yerel yönetimler tarafından gerçekleştirilen yapı denetimi, sigorta mevzuatı ve özel denetim şirketleri ile desteklenmektedir.
Yapı denetimi genel olarak, hükümetin yerel kolu olan
merciler tarafından yürütülmekle birlikte, yapılara standart getirmek ve kalitesiz inşaatı engellemek amacıyla, 1936 yılında kurulan “Ulusal Konut Yapım Konseyi”
(National House Building Council) 1985 yılında onaylı
denetçi kuruluş olarak görevlendirilmiştir. Bağımsız bir
organ olan konseyde; tüketici örgütleri, şehir plancıları,
teknik müşavirler, sendikalar, müteahhitler ve denetim
şirketleri yer almaktadır. NHBC sadece inşaat standardı
getirmekle kalmamış, aynı zamanda tüm yapıları inşaat
aşamasında izlemek ve denetlemek görevini de üstlenmiştir.
Yapı tamamlandığında yerel yönetimlerin verdiği kullanma izninin yanı sıra, NHBC tarafından yapılara “Buildmark” yapım güvencesi verilmekte ve sigorta edilmektedir. Bu sigorta üç bölümden oluşmaktadır. Birincisi,
inşaat tamamlanmadan önce müteahhit işi yürüteme-
12
.
yecek duruma düşerse, NHBC inşaat sahibine ödemiş
olduğu parayı iade eder ve zararını tanzim eder. İkincisi,
inşaatın bitiminden iki yıl boyunca müteahhit yapıda ortaya çıkabilecek ve yapı standardının ihlali niteliğindeki
tüm hasarı gidermekle yükümlüdür. Üçüncüsü ise, on
yıl süre ile temeller, taşıyıcı duvarlar, çatı, çatı kaplamaları, dış kaplamalar, dış kapı ve pencerelerde meydana
gelebilecek zararları onarır ve tamir eder.
Amerika Birleşik Devletleri’nde Yapı
Denetim Sistemi:
Amerika’da diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi tek
bir denetim sistemi uygulanmamaktadır. Denetim daha
çok mesleki ahlak kurallarına, karşılıklı güvene ve vicdan
muhasebesine dayanmaktadır. Yapı denetim sistemi
içinde; Yapı Geliştirme Şirketleri, Yapım İşleri Yönetimi
Grubu, Yapı Denetim Büroları, Sigorta şirketleri ve Kent
Yönetimleri bulunmaktadır. Mal sahibi adına çalışan tasarım grubu yapı için en uygun yükleniciyi seçer. Yerel
yönetimler tarafından imar durumuna uygunluğu kontrol
edilerek yapıya inşaat ruhsatı verilir. Yapım aşaması ise,
serbest çalışan uzmanlara ya da denetim şirketlerine
bırakılır. A.B.D’de “Professional Engineer” (Profesyonel
Mühendislik) kavramı bulunmaktadır. PE unvanı alabilmek oldukça zor olmakla birlikte Amerika çapında tüm
teknik personelin ancak onda biri bu unvana sahiptir.
İnşaat alanı 150 m²’yi aşan işlerde yapı sahibi gerekli
projeleri yaptırmak ve buna göre yapım işlerini yüklenecek bir sorumlu bulmak zorundadır. Daha büyük işlerde
müşavir firmalar mal sahibi adına projeleri hazırlar ve
bir mimar bu işlerin koordinasyonu için atanır. Mimar,
tüm tasarım projelerini hazırlamak için gerekli tüm bağlantıları ve koordinasyonu yapar, ilgili dairelere projeyi
onaylatılıp yapı ruhsatı alınır. Küçük yapıların projeleri
öncelikle bir PE tarafından hazırlandığı için fazla incelenmeden onaylanabilmektedir. Amerika’daki sistemde
sigorta yasal bir zorunluluk olmamasına rağmen, yapıların %98 gibi yüksek bir oranı sigortalanmaktadır.
Japonya’da Yapı Denetim Sistemi:
Japonya’da yapıların denetimi esas olarak yerel yönetimlerin yetkisindedir. Uygulamanın denetimi ise, mal
sahipleri tarafından bulunan, İmar Bakanlığı tarafından
sertifika verilmiş ve bu sertifika ile yetkin mühendisliği
belirlenmiş kişilerce yapılmaktadır. Japonya’da zorunlu bir yapı sigortası sistemi bulunmamaktadır. Ancak,
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
meslek etiği ve ağır cezai müeyyideler, denetim sisteminin aksamadan yürümesinde yeterli olmaktadır.
Genel Değerlendirme ve Öneriler:
Ülkemizde son yıllarda meydana gelen her depremden
sonra denetim uygulamalarının olumsuz sonuçları çok
açık olarak görülmüş olmasına rağmen, yapı denetimi
konusunda olumlu bir gelişme sağlanamamış, aksine
hızlı nüfus artışı ve göçler, çarpık ve yanlış şehirleşme
ve sanayileşme, yoğun kaçak yapılaşma ve sık sık başvurulan imar afları ülkemizdeki deprem ve diğer afet
risklerini her geçen gün daha da arttırmıştır. Ülkemizdeki inşaatların denetim eksikliği, plansız ve yanlış yapılaşmanın sonuçları, genellikle afetlerden sonra yahutta
afetlere bile gerek kalmadan kendiliğinden çöken binalar ile ortaya çıkmaktadır.
4708 Sayılı Yapı Denetim Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği ile yapılarda denetim hizmetlerinin yerine getirilmesi şirket biçiminde örgütlenmiş olan tüzel kişiliğe
sahip aynı zamanda ticari kaygılarla kurulan yapı denetim kuruluşlarına bırakılmıştır. Ancak, denetimin özel
şirketler aracılığıyla yapılması rekabet kavramını doğurmuş olup, bu da denetim hizmet bedellerinde indirime
gidilmesine ve buna bağlı olarak denetim kalitesinin
azalmasına neden olmuştur. Günümüzde yapı denetim
sistemi, uygulamadan ziyade prosedür ve evrak tamamlama sistemine dönüşmüştür. Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı yetkililerinin yaptığı denetimlerde bir çok yapı
denetim firmasının denetim yaptıkları binaların yerlerini
dahi bilmedikleri görülmüştür. Bunun için, yapı denetim
sisteminin yeniden ele alınması, kanun ve yönetmeliklerdeki eksikliklerin giderilerek en kısa sürede yapı denetim şirketlerinin saygın bir konuma getirilmesi sağlanmalıdır. Aşağıda ülkemizdeki yapı denetim sisteminden
kaynaklanan sorunlar için diğer ülkelerdeki uygulamalar
da dikkate alınarak birtakım çözüm önerileri sunulmuştur:
tadan kaldırılır ve şirket personellerin denetim alanlarına
düzenlemeler getirilirse, imzacı mühendislerinde etik
olarak çalısmaları saglanmış olacak ve denetim kalitesi
de artacaktır.
Sigorta sisteminin yapı denetim sisteminin içinde yer
alması, kanunun daha ciddi bir şekilde çalısmasına
katkı sağlayacaktır. Sigorta sistemin getirilmesi ile 3. bir
denetleme mekanizması sisteme dahil edilmiş olacaktır. Bu sayede, profesyonel olarak denetim hizmetlerini
gerçekleştiren firmaları sigorta şirketleri ayırt edecek ve
denetimi mühendislik etiğine uygun yapmayan firmalar
ya mevzuata uygun çalışacaklar ya da denetim sisteminden eleneceklerdir.
Müteahhitlere ilgili idareler tarafından, bir sonraki yapı
ruhsatını almalarının engellenmesi gibi caydırıcı cezalar
verilmelidir. Bunun yanında, inşaatta çalışan ve uygulama ile birebir ilgili olan usta ve ustabaşları için de caydırıcı ceza hükümleri mevzuat kapsamına alınmalıdır.
Ayrıca, herşeyden önemlisi toplum olarak konunun
öneminin bilincine varmamız gerekmektedir. Kanun ve
ilgili yönetmeliklerdeki açıklardan faydalanmayı düşünen değil, kanunun getirdiği aksaklıkları düzeltici çözüm
önerileri sunan, fen ve sanat kurallarına uygun, sağlam,
kaliteli ve çevreye duyarlı yapıların inşa edilmesi düşüncesine haiz bilince ulaşmalıyız.
Kaynaklar:
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Yapı İşleri Genel Müdürlüğü, Dış
Ülke Örnekleriyle Yapı Denetim Uygulamaları, sunum 2009
4708 Sayılı Yapı Denetim Hakkında Kanun
Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği
3194 Sayılı İmar Kanunu
F. Sakallı, 2008, Yapı Denetim Sisteminde Yaşanan Sorunlar,
4708 Sayılı Yapı Denetim Hakkındaki Kanun’daki Eksiklikler ve
Çözüm Önerileri, İTÜ, Yüksek Lisans Tezi
Mal sahibinin veya müteahhidin yapı denetim kuruluşunu seçmesi, ileri ki aşamalarda yapılarda proje aykırılıklarına, standart dışı malzemelerin kullanımına
vb. durumlara yol açabilmektedir. Bazı yapı denetim
kuruluşları yapı denetim hizmetlerini ticari kaygılar ile
yürütmektedir. Bundan dolayıdır ki, bazı mal sahibi ve
müteahhitler bu durumu lehlerine kullanabilmektedirler.
Bunun önlenmesi amacıyla, işlerin havuz sistemi ile dağıtılması uygun olacaktır. Şirketlerin maddi kaygıları or-
.
13
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
05 HAZİRAN 2015 / BASIN BÜLTENİ
“DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ” NEDENİYLE
“Doğa ve doğal kaynaklar insanlığın
ortak malıdır;
Onu korumak da, yaşatmak da tüm
insanlığın ortak görevidir.”
1972 yılında İsveç’in Stockholm kentinde yapılan
Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'nda alınan bir
kararla, 5 Haziran günü Dünya Çevre Günü olarak
kabul edildi. İnsanların ve canlıların sürekli yaşadıkları,
dağlar, ovalar, çayırlar, ormanlar, göller, denizler,
ırmaklar, doğal çevreyi oluşturur.
Çevre kirlenmesinin ve çevrenin korunmasında yerel ve
merkezi yönetimlerin büyük sorumlulukları ve görevleri
olduğu gibi her bireyin de üzerine düşen sorumluluk
ve görevleri vardır. Geçmişten günümüze en önemli
küresel sorun, savaşlar, yoksulluk, açlık, barınma ve
çevre tahribatıdır. Ne yazıktır ki; günümüzde ticarilerin
kar, siyasilerin oy kaygıları nedeniyle tüm insanlığın
ve canlıların ortak malı olan çevre büyük tehditler
altındadır.
Ülkemizde ise, son 20 yılda yürütülen Kirli Çevre
Politikaları sonucu; çevre alanı yıllar boyunca istismar
edilmiş, yerli ve yabancı sermayenin hizmetine
bir talan ve yağma olanağı olarak sunulmuştur.
Gelecek nesillerin ihtiyaçları göz ardı edilerek,
doğal kaynaklarımız vahşi bir şekilde yok
edilmektedir. Ormansızlaştırılan alanlardan kentsel/
rantsal dönüşüme, enerji politikalarından madencilik
faaliyetlerine, yaşanan doğal afetlerden tarım ve gıda
uygulamalarına kadar geniş yelpazede yaşanan
olumsuzluklar tüm gerçekliğiyle ortadadır.
Tarım alanları tarım dışı amaçlar için kullanılıyor; imara,
AVM’lere, rezidanslara açılıyor, her dereye HES’ler
yapılıyor, dere yatakları kurutuluyor, doğal yaşam
yok ediliyor, maden arama ve çıkarma bahanesiyle
dağlarda onarılmaz yaralar açılıyor; taş ocaklarının toz
bulutları arıları yok ediyor, ağaçları meyvesiz bırakıyor,
Orman ve mera alanları yerleşime açılıyor, kiralanıyor,
satılıyor, zeytinlikler talan ediliyor, ağaçlar kesiliyor, doğa
vahşi, sinsi ve sistematik saldırılarla tahrip ediliyor, her
şey paraya endekslenmiş durumda…
14
.
Su yaşam hakkıdır; özel şirketlere ve yabancılara
bırakılamayacak kadar stratejik öneme sahiptir. Su
ve enerji konusunda kendi kendine yeten bir ülke
olabilmemiz için bütünleşik su yönetimine ihtiyaç
vardır. Gelecekte yaşanabilecek küresel bir su kıtlığı su
savaşlarının yaşanmasına neden olacaktır. Yeraltı ve
yerüstü sularının korunması canlıların yaşam hakkının
korunmasıdır. Önümüzdeki 50 yıl içinde yaşanabileceği
öngörülen kuraklık için tarım politikaları belirlemek, su
yönetim ve enerji üretim süreçlerini bu yeni duruma
göre yapılandırmak gerekmektedir.
Her geçen gün artan enerji ihtiyacı yeni enerji yatırımlarını
gündeme getirmektedir. Çözüm enerji bahanesiyle
ekolojik sistemi ve doğal yaşam dengesini
bozan ve su kullanım hakkını özel şirketlere devreden
gelişigüzel HES yapımları değildir.
İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi olarak;
➢Su kirliliği yanında, hava, gürültü ve görsel kirlilik
gibi sorunların çözüldüğü; toplumsal yaşamı
kolaylaştırmak amacıyla kentsel altyapı çalışmalarının
etkili ve verimli yapıldığı bir çevre yönetimi
oluşturulmasını,
➢Su, hava ve toprak kirlenmesinin önlenmesini,
➢Doğal çevreyi kirleten petrol ve nükleer enerji yerine;
Güneş ve rüzgar gibi doğayı kirletmeyen alternatif
enerji kaynağı seçenekleri araştırma, geliştirme
çalışmalarının yoğunlaştırılarak temiz ve yenilenebilir
enerji kullanıma geçişin sağlanmasını,
➢Yer altı zenginliklerimizden madenlerin ve yer üstü
zenginliklerimizin çevreye zarar vermeyecek şekilde
dengeli kullanılması, taş ocaklarının çevreye verdiği
zararların engellenmesini,
➢Çevre
ve
toplumla
uyumsuz
projelerden
vazgeçilmesini, bilinçsiz ve gelişigüzel HES
yapımlarıyla çevre tahribatlarının önlenmesini,
➢Uygarlığın gelişmesi, endüstrileşmenin kaçınılmaz
sonucu fabrikaların yol açtığı baca gazları ve kirli sıvı
atıkların arıtılarak doğaya verilmesi, katı ve nükleer
atıkların doğaya zarar vermeyecek şekilde bertaraf
edilmesini;
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
➢Hammadde, kalifiye iş gücü ve teknolojik temelde
dışa bağımlı olduğumuz nükleer enerji santralleri
ile Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı daha da
artmaktadır. Kurulum, işletim ve söküm maliyetleri,
çevresel etkileri, atık sorunları ile gelişmiş ülkelerin
terk ettiği nükleer santral macerasına son verilmesini;
➢Antalya’nın geleceği için, Antalya ve çevresinin doğal
dokusunu tahrip edecek, halkın sosyal yapısını,
huzurunu, ulaşımını, sağlıklı ve güvenli yaşamını
etkileyebilecek, büyük ölçekli yatırımlar çevresel
etkileri bakımından yeniden gözden geçirmeli; tarihi
ve doğal değerleri tahrip edebilecek, canlı yaşamını
ve ekolojik dengeyi bozabilecek HES projelerinin
iptal edilmesini;
➢Maden arama bahanesiyle çevreyi tahrip eden,
dağlarımızın taşını, toprağını, ormanlarını talan
eden, arıların bal yapmasını, tarım alanlarının ürün
vermesini engelleyen, insanların temiz hava hakkını
yok eden vahşi taş ocağı işletmelerinin ruhsatlarının
iptal edilmesini;
➢Gelecekte gereksinim duyacağımız ve titizlikle
saklamamız
gereken
stratejik
madenlerimiz
belirlenmesini ve korunmasını, stratejik madenlerin
kamu eliyle işletilmesini, sektörde özelleştirme
ve
taşeronlaştırma
politikalarından
derhal
vazgeçilmesini;
İstiyoruz.
“Çevre tüm canlılar için, kentler insanlar
için, kaliteli yaşam hepimiz içindir.”
Dünya Çevre Günümüz kutlu olsun!
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ
14. DÖNEM YÖNETİM KURULU
Cem OĞUZ-Haluk SELÇUK-Mustafa BALCI-Rıza ARSLANBAY-Umut TURAN-M.Murat AYHAN-Ahmet EVCİ
A.Ayman YAREN-Gözde ŞANLILAR-Osman SÜTÇÜ-Güney UYAROĞLU-Çağlar AYTAR-Volkan KILIÇARSLAN-Berk ERKAYA
TMMOB
ANTALYA ŞUBESİ
AİDATINI ÖDEYEN ÜYELERİMİZE
FERDİ KAZA SİGORTASI YAPTIRIYORUZ
Odamız, aidatını ödeyen tüm üyelerimize kaza sonucu vefat, kaza sonucu maluliyet
içeren ferdi kaza sigortası yaptırmaktadır. Söz konusu sigorta kapsamı içinde deprem
ve iş kazaları da bulunmaktadır.
Her yıl, Odamız tarafından yenilenecek olan ferdi kaza sigortası yenileme işlemi,
üyemizin aidatını yatırdığı aydan itibaren otomatik olarak yapılacak. Yapılan sigorta,
yılsonuna kadar süreli olduğundan üyemiz aidatını ne kadar erken yatırırsa sigorta
süresi de o kadar uzun olmuş olacak. Aidatını ödeyen üyelerimiz sigorta poliçelerine
üye ara yüzünden (http://www.imo.org.tr/uyegiris.php) ve e-devlet sistemi üzerinden
ulaşabilecek. Ayrıca, üyelerimiz şubelere bizzat başvurarak da sigorta poliçelerini
edinebilecek.
.
15
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
17 Ağustos 1999 Depreminin yıldönümünde
İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
tarafından yapılan açıklama.
17 Ağustos 2015
Depremler Sarsar, Denetimsizlik Yıkar!
Deprem hâlâ ülkemizin en büyük
sorunudur!
Unutma, Unutturma!
İnşaat Mühendisleri Odası olarak, 17 Ağustos 1999
depreminin yıl dönümünde, depremin ülkemizin hâlâ
en büyük sorunu olduğunu hatırlatmayı toplumsal bir
sorumluluk olarak görüyoruz. Çünkü deprem önlemlerini almakta, toplumu depreme karşı bilinçlendirmekte,
yapı üretim sürecini ve yapılaşmayı deprem tehlikesini
gözeterek düzenlemekte, ilgili mevzuatı deprem gerçeğine göre yeniden ele almakta birinci derecede sorumlu
olan siyasi iktidarın konuya yaklaşımını yanlış ve yetersiz buluyor, toplumun güvenle geleceğe hazırlanmadığını düşünüyoruz.
17 Ağustos 1999 Marmara depreminin üzerinden 16 yıl
geçti. 16 yıl önce bugün, merkez üssü Gölcük olan ve
beraberinde tüm Marmara bölgesini etkileyen 7.4 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Binlerce insan ya-
16
.
şamını yitirdi, binlercesi yaralandı, ülke ekonomisi kısa
zamanda telafi edilmesi mümkün olmayacak derecede
etkilendi. Bilançonun yol açtığı acı depremin toplumsal
travma haline gelmesine neden olmakla kalmadı, başta
yapı üretim süreci, mevcut yapılar, kentleşme politikası,
afet sonrası önlemler, mevzuat olmak üzere yetersizliğimizi, hatalarımızı gün yüzüne çıkardı. Görmezden gelinen, yok sayılan sorunlar dramatik bir olayla varlığını
hissettirdi. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçe-
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
ğinin yok sayılmasının bedeli kelimenin gerçek anlamıyla ağır oldu.
Deprem sonrası süreç, bütün bir ülkenin depreme göre
yeniden düzenlenmesi noktasında toplumsal konsensüsün oluşmasına tanıklık etti. Konsensüs, “artık hiçbir şeyin eskisi” gibi olmayacağı temennisinde ifadesini
buldu. Ancak 12 yıl sonra meydana gelen Van depremi, ne yazık ki, aradan geçen onca zamana ve verilen
sözlere rağmen, “bir arpa boyu mesafe alınamadığını”
gösterdi. Kaçak yapılaşmanın, sağlıksız kentleşmenin,
mühendislik hizmeti almadan yapı üretiminin, yapı denetim sisteminin taşıdığı eksiklik ve zaafların varlığını
sürdürdüğü, sadece depreme değil her türlü doğal afete karşı korumasız olunduğu, mevcut olumsuzlukların
doğa olaylarını doğal afete dönüştürdüğü, doğal afetlerin geleceğe dönük kaygıları çoğalttığını açığa çıkardı.
Deprem gerçeği ve Türkiye
Türkiye bir deprem ülkesidir. Topraklarının ve nüfusunun büyük bir bölümü deprem tehlikesi altındadır. Türkiye topraklarında 1900’lü yılların başından günümüze
otuza yakın büyük ölçekli deprem meydana gelmiş ve
resmi kayıtlara göre 100 bin civarında insan hayatını
kaybetmiştir.
Türkiye, önemli deprem kuşakları üzerinde bulunmaktadır. Ülke topraklarının yüzde 66’sı 1. ve 2. derecede
.
deprem bölgesinde yer almakta, nüfusu bir milyonun
üzerindeki 11 büyük kent, ülke nüfusunun ise yüzde
70’i ve büyük sanayi tesislerinin yüzde 75’i deprem
tehlikesi altındadır.
Mevcut yapı stokuna bakıldığında da durumun iç açıcı
olmadığı görülecektir. TÜİK verilerine göre ülkemizde 20
milyon civarında yapı bulunmaktadır. Bu yapıların yüzde
60’ının 20 yaş ve üzerinde bulunduğu, büyük oranda
ruhsatsız ve niteliksiz olduğu, mühendislik hizmeti almadan veya kısmen alarak ve yapı denetimi olmadan
üretildiği, pek çoğunun güçlendirilmesi gerektiği, yine
kayda değer ölçüde yapının yıkılarak yeniden yapılmasının zorunluluk olduğu bilinmektedir.
Buna rağmen, daha çok rant amaçlı olan kentsel dönüşüm projeleri dışında, deprem kaygısını giderecek
adımlar atılamamış, güvenli yaşam sağlanamamıştır.
Kaldı ki kentsel dönüşüm projeleri kapsamında TOKİ
tarafından üretilen konutlar yapı denetimden muaf tutulmakta, özellikle yoksul ve dar gelirliler için üretilen
konutların bir iki sene içerisinde niteliksizliği açığa çıkmaktadır.
Mevcut yapı stokuna ilişkin verilerin tahminlere dayandığı vurgulanmalıdır. Çünkü ülkemizin ve Antalya’mızın
ayrıntılı yapı envanteri yoktur. Dolayısıyla mevcut bilgiler
güncellenememekte ve merkezi düzeyde kamuoyuyla paylaşılmamakta, güçlendirme çalışmalarının hangi
düzeyde olduğu, kaç binanın yıkılıp yeniden yapıldığı,
17
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
okullar, yurtlar, hastaneler başta olmak üzere kamu
binalarının mevcut durumu bilinmemektedir. Marmara
ve Van depremlerinde sınavı geçemeyen yapı stokumuzun, bir bütün olarak olası depremde ne tür tepki
vereceği ise adeta bilinmeze terk edilmiştir.
Meslek Odaları devre dışı bırakıldı
Odamız yıllardan bu yana, deprem tehlikesi ve deprem
önlemleriyle ilgili; mevzuattan yapı üretim sürecine kadar geniş bir yelpazede görüş ve önerilerini defalarca
kamuoyuyla paylaşmış, raporlar hazırlamış, ilgili bakanlıkların düzenlediği bilimsel içerikli etkinliklere katılarak
değerlendirmelerde bulunmuş, toplum yararına gördüğü her türlü girişime destek verip katkı sağlamış, kendi
olanakları çerçevesinde deprem ve ilgili konular bağlamında çok sayıda bilimsel-mesleki etkinlikler, meslek içi
eğitimler düzenlemiş, depremin unutulmaması ve duyarlılığın artırılması amacıyla kitlesel eylemler, yürüyüşler
organize etmiştir.
Ancak son birkaç yıldır siyasi iktidar mevzuatta kabul
edilemez köklü değişiklilere imza atmış, meslek odalarının toplumsal yarar hassasiyetinden kaynaklanan kamu
projelerine müdahale etme kanallarını kapatmış, üyelerini denetlemesini, sicillerini tutmasını, mesleki faaliyetlerini kayıt altına almasını engellemiş, “imzacılıkla” ve
sahte mühendislerle mücadeleyi zayıflatmış, gelir kaynaklarını önemli ölçüde kısmış, bir taraftan da Meslek
Odaları üzerinde mali ve idari denetim kurarak vesayet
ilişkisini hayata geçirmek istemiştir. Değişikliklerin Meslek Odalarını güçsüzleştirecek ve Oda-üye ilişkisinin zayıflayacak içeriğe sahip olmasının yaratacağı handikap
bir yana, mevzuatın yapı üretim sürecini denetimsizliğe
mahkum edecek hükümler içermesinin ve siyasi iktidarın Meslek Odalarını devre dışı bırakmasının topluma
pahalıya mâl olacağı açıktır.
Şu nokta özellikle vurgulanmalıdır. İnşaat mühendisliği her zeminde ve her şart altında güvenli ve sağlıklı
yapılaşmanın mümkün olduğunu kanıtlayan bir bilim
dalıdır. Odamız da, doğrudan insan hayatıyla ilgili üretimde bulunan meslek mensuplarının tek ve merkezi örgütü olarak, inşaat mühendisliği hizmeti almadan yapı
üretilmesine karşı çıkmakta, nitelikli olmayan projelere
izin vermemekte ve kamu yararı gözetmeyen projelere
karşı hukuki alanda mücadele etmektedir. Mühendislik
mesleğini önemsizleştirme ve meslek odalarını güçsüzleştirme girişimlerinin yapı üretim sisteminde zaafa yol
18
.
açma dışında başka bir sonucu olmayacaktır.
Antalya depreme hazır mı?
•Tarım, mera ve orman alanlarımızın betonlaşmasını
önleyecek, su kaynaklarımızı, sahillerimizi, kamu arazilerimizi, ekolojik sistemi, çevreyi, doğayı koruyacak,
kamu yararını ön plana çıkaran bütüncül bir “Nazım
Plan” var mı?
•“Deprem Master Planı” var mı? Olabilecek bir depremde 115 bin yapı stoğunun durumu nedir?
•“Ulaşım Master Planı” var mı?
•Deprem direnci zayıf olan bina ve altyapıların tahkim,
takviye veya yenilenmesiyle ilgili ne yapıldı?
•Her türlü afet risklerine göre hazırlanmış mülk sahiplerini mağdur etmeyen, barınma hakkını yok saymayan bir “Kentsel Dönüşüm Ana Planı” var mı?
•Deprem etkilerini göz önüne alacak şekilde düzenlenmiş şehir, bölge ve arazi planlaması yapıldı mı?
•Deprem öncesi hazırlıkları için acil durum plan ve
programları var mı?
•Deprem sonrası gerekli acil yardım, kurtarma hizmetleri düzenlendi mi?
•Deprem sonrası halkın evleri terk etmesi ve geçici iskanıyla ilgili plan çalışması var mı?
•Antalya Büyükşehir merkez ve ilçelerde yeterli “Deprem Toplanma Alanı” var mı?
Bu sorulara ne yazık ki olumlu yanıt veremiyoruz.
Deprem önlemleri, afet sonrası hazırlık
çalışmalarını ikna edici bulmuyoruz!
Açıkçası ne sorunlar ne de çözüm sırdır. Ancak kent
yöneticileri, sorunları çözmek yerine mevcut sorunları
daha da büyüten, 15 bin dönümlük Kırcami ve 3 bin
dönümlük Çakırlar Bölgesi’nde ihtiyaç olmadığı halde
tarım alanlarını, narenciye bahçelerini, su kaynaklarını
yok ederek, taşkın riskine rağmen imara açan plan kararları almakta, bu riskli bölgelerde çılgın proje yapma
peşinde koşmaktadır.
Konunun birinci derecede muhatabı olan bir mesleğin
mensupları olarak, depremlerin yıl dönümlerinde sorunları yeniden sıralamanın, çözümü bir kez daha tartışmaya açmanın haldeki durumumuzu özetlediğinin
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
farkındayız. Ne sorunlar değişiyor ne de güvenli yaşam
kuracak adımlar atılıyor. Siyasi iktidarın kentleşme ve
imar politikaları bağlamındaki yaklaşımı ve doğal afetleri
“kader” gibi gören anlayış ne yazık ki endişelerimizi artırıyor. Antalya deprem tehlikesine değil ranta göre düzenleniyor. Bunun içindir ki yapılan çalışmaları inandırıcı
bulmuyoruz.
Endişeliyiz. Yapı üretim sürecinin endişelerimizi giderecek şekilde sağlıklı işlemediğinin farkındayız. Lakin endişemiz bu kadarla sınırlı değildir. En azından meslek
odalarının, üniversitelerin, bilim çevrelerinin, sivil inisiyatiflerin kamu yönetimi tarafından oluşturulacak ortak
bir zeminde bir araya gelerek başlatacağı sürecin, tuhaf
ki yine siyasi iktidarın yanlış tutumu nedeniyle sekteye
uğratıldığını görmek endişelerimizi artırıyor. Mevcut yapı
stoku biz inşaat mühendislerini endişelendiriyor. TOKİ
tarafından üretilen büyük konut projelerinin yapı denetim sisteminden muaf tutulması bizleri endişelendiriyor.
Deprem toplanma alanlarının imara açılması, yerel yönetimlerin rant odaklı projeler geliştirmesi ve en az diğerleri kadar önemli olmak üzere deprem tehlikesinin
görmezden gelinmesi, toplumsal duyarlılığın törpülenmesi endişelerimizi pekiştiriyor.
Biz inşaat mühendisleri geleceğe endişeyle değil, güvenle bakmak istiyor ve bu istediğimizin her daim arkasında olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz. Çünkü
toplumsal duyarlılığımız, yaşamın kutsallığına olan inancımız, bilimsel, mesleki gerçeklikler bunu gerektiriyor.
Çünkü depreme karşı alınmamış önlemler ülkemizin
hâlâ en büyük sorunudur.
Ülkemizin ekonomik-sosyal-siyasal çalkantılı döneminde deprem tehlikesine dikkat çekmenin, deprem duyarlılığını artırmaya gayret etmenin toplumsal ve insani
bir sorumluluk olduğunu biliyor ve bu sorumluluğu taşımaya kararlı olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz.
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ
14. DÖNEM YÖNETİM KURULU
Cem OĞUZ-Haluk SELÇUK-Mustafa BALCI-Rıza ARSLANBAY-Umut TURAN-M.Murat AYHAN-Ahmet EVCİ
A.Ayman YAREN-Gözde ŞANLILAR-Osman SÜTÇÜ-Güney UYAROĞLU-Çağlar AYTAR-Volkan KILIÇARSLAN-Berk ERKAYA
.
19
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
17 Ağustos 1999
Marmara Depreminin
16. yıldönümünde
İnşaat Mühendisleri Odası
Antalya Şubesi olarak bu yıl
"Depreme Duyarlılık Sergisi"ni
Terracity Alışveriş Merkezi'nde açtık.
20
.
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
“4. SU YAPILARI SEMPOZYUMU
AÇILIŞ KONUŞMASI”
19 Kasım 2015 - Antalya
Değerli Meslektaşlarım, Değerli Konuklar, Yazılı
ve Görsel Basının Değerli Temsilcileri, İMO’nun
iki yılda bir gerçekleştirdiği, İnşaat Mühendisleri
Odası Antalya Şubesinin düzenlediği 4. Su Yapıları Sempozyumuna hoş geldiniz.
Dünya nüfusundaki hızlı artışa bağlı olarak kentleşme
hızla artmaktadır. Kentlerin büyümesiyle birlikte ihtiyaçları da büyümektedir. Bu ihtiyaçların başında su, iletişim
ve enerji gelmektedir. Bu hızlı artış, su kaynakları üzerindeki baskıyı her geçen gün artırmakta ve kişi başına
düşen su miktarı da giderek azalmaktadır. Buna karşı,
yerküredeki su kaynaklarının miktarı, zaman ve mekandaki, dağılımı düzensiz olduğundan, bazı bölgelerde
su azlığı yaşanırken, bazı bölgelerde fazla su sorun olmakta, başta enerji, taşkın koruma olmak üzere çeşitli
problemler yaşanmaktadır. Su yapıları bu problemleri
gidermek, çeşitli ihtiyaçları karşılamak için planlanır ve
projelenirler. Ancak göç, yeniden iskan, iklim ve ekosistemdeki değişimler gibi bir dizi sosyal ve çevresel
.
problemlere de neden olurlar. Bu nedenle bütüncül bir
anlayışla, bir havza içindeki su, toprak, bitki ve insan
ilişkilerinin, koruma ve kullanma dengesi ve verimliliği
esas alan bir planlama yapılarak projelendirilmesi zorunlu hale gelmiştir. Bu yaklaşım aynı zamanda sürdürebilir kalkınmanın da temelidir.
21
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
Değerli konuklar;
Yaşamın devamlılığı, su kaynaklarının etkin şekilde korunması ve yönetilmesi, gerek yerel ölçekte gerekse
küresel ölçekte kullanılabilir suyun varlığıyla mümkündür. İnsan yaşamını kolaylaştırmak ile tarihi kültürel ve
doğal değerlerin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması arasında bir denge sağlamak gerekmektedir.
Bu anlamda projelendirilen ve inşa edilen su yapılarında
temel bakış açısının yaşamın sürdürebilirliği ana hedef
olmalıdır.
İnşaat mühendisliği ve inşaat mühendisleri açısından
“su yapıları”, su temininden enerji üretimine, sulamadan
taşkın kontrolüne, çevresel düzenlemelerden rekreasyon alanlarının teşkiline kadar uzanan ve çoğu zaman
birden fazla bileşeni ve amacı bulunan yapılar ile suyun
kullanım şeklini belirleyen politikaları da kapsayan teorik ve uygulama boyutunda yapılan çalışmaları ifade
etmektedir.
Su mühendisliği tarihinden modern teknik çözümlere, planlamadan havza yönetimine, su politikalarından
çevresel/sosyal etkilere geniş bir alanda ele alınması planlanan sempozyumun, özellikle kamu/özel kesimden gelecek uygulama örneklerinin tartışılmasıyla,
22
.
akademisyenlerin ve farklı disiplinlerin katkılarıyla zenginleşmesi, su kaynaklarının geliştirilmesinde kamusal
farkındalık yaratacaktır. Sempozyumda, 31 farklı üniversiteden 97 Öğretim Elemanı, 5 ayrı kamu kurumundan 11 kişi ve 5 ayrı özel sektör firmasından 7 kişi hazırladıkları bildirilerle katılım sağlayacaklardır.
Bu Sempozyum bir yandan, su yapılarının planlanmasını, projelendirilmesini, işletilmesini, denetim ve güvenliğini ayrıca çeşitli örneklerle tarihsel gelişimini irdelerken,
diğer yandan su politikalarındaki farklı yaklaşımları, su
yönetimini, sürdürülebilirliğini, enerji üretimindeki yerini,
doğa ve çevre ilişkisini, konuyla ilgili mevzuat tartışmalarını, ulusal ve uluslararası örnekleri içerecek şekilde
değerlendirecektir.
Sempozyumun gerçekleşmesinde büyük bir özveriyle
çalışan Düzenleme, Danışma, Bilim Kurulunun sayın
üyelerine, maddi ve manevi olarak desteklerini esirgemeyen tüm kurum, kuruluş ve kişilere, İMO Merkez Yönetim Kurulu üyelerine, bildiri sunan meslektaşlarımıza,
uzmanlara, katılımcılara ve emeği geçen herkese teşekkür ederiz. İyi bir kongre geçmesi dileğiyle hepinize
sevgi ve saygılarımı sunarım. Yrd. Doç. Dr. Cem OĞUZ
İMO Antalya Şube Başkanı
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
İMO ANTALYA ŞUBE’DEN
4. SU YAPILARI SEMPOZYUMU
4. Su Yapıları Sempozyumu “ Su Politikaları ve Türkiye’yi Bekleyen İklim Değişikliği “ Paneliyle başladı.
yönetim kurulu üyeleri ile üyelerimiz katıldı.
Panele değişik üniversitelerden akademisyenler, kamu
ve özel sektör temsilcileri, İMO Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Ersan, İkinci Başkan Şükrü Erdem, Yönetim
Kurulu Üyesi Necati Atıcı, İMO Onur Kurulu Başkanı
Mustafa Selmanpakoğlu, bazı İMO Şube başkanları ve
mız Nevzat Ersan yaptılar.
.
Panelin açılış konuşmalarını İMO Antalya Şube Başkanımız Dr. Cem Oğuz ve İMO Yönetim Kurulu BaşkanıDr. Cem Oğuz’un konuşmasının özeti şöyle:
“Yaşamın devamlılığı, su kaynaklarının etkin şekilde korunması ve yönetilmesi, gerek yerel ölçekte gerekse
23
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
temel bakış açısının ana hedefi yaşamın sürdürebilirliği
olmalıdır.
“su yapıları”, su temininden enerji üretimine, sulamadan
taşkın kontrolüne, çevresel düzenlemelerden rekreasyon alanlarının teşkiline kadar uzanan ve çoğu zaman
birden fazla bileşeni ve amacı bulunan yapılar ile suyun kullanım şeklini belirleyen politikaları da kapsayan
teorik ve uygulama boyutunda yapılan çalışmaları ifade
etmektedir.
değerlendirecektir.”
Sempozyumda, 31 farklı üniversiteden 97 Öğretim Elemanı, 5 ayrı kamu kurumundan 11 kişi ve 5 ayrı özel
sektör firmasından 7 kişi hazırladıkları bildirilerle katılım
sağlayacaklardır.
Sempozyumun gerçekleşmesinde büyük bir özveriyle
çalışan Düzenleme, Danışma, Bilim Kurulunun sayın
üyelerine, maddi ve manevi olarak desteklerini esirgemeyen tüm kurum, kuruluş ve kişilere, İMO Merkez Yönetim Kurulu üyelerine, bildiri sunan meslektaşlarımıza,
uzmanlara, katılımcılara ve emeği geçen herkese teşekkür ederiz. İyi bir kongre geçmesi dileğiyle hepinize
sevgi ve saygılarımı sunarım.”
İMO Başkanımız Nevzat Ersan’ın açılış konuşmasının bazı bölümleri de şöyle:
“Ülkenin yoğun gündemine, meslek alanımızı ve odamızı doğrudan etkileyen ekonomik-politik gelişmelere, iç
çatışma ve peş peşe yaşanan seçimlere rağmen Odamız kendi mesleki programını ısrarla hayata geçirmeye
çalışmaktadır.
Odamız ilk Su Yapıları Sempozyumu’nu 2009 yılında
Samsun’da, ikincisini 2011 yılında Diyarbakır’da, üçüncüsünü 2013’te Ankara’da toplamıştır.
24
.
Her ne kadar su yapıları kavramı daha dar ve özel bir
alanı işaret ediyor olsa da, sempozyumlarda genel anlamda su politikalarının tartışıldığı bilinmektedir.
Sempozyumlarda; su yapılarının planlanmasından işletilmesine, su politikalarındaki farklı yaklaşımlardan havza yönetimine, su yapılarının doğa ve çevre ilişkisinden
mevzuata kadar geniş yelpazeye yayılan konular işlenmiştir.
Çünkü sempozyum broşüründe de vurgulandığı üzere,
su kaynaklarının planlanmasından işletmesine, her aşamasında tasarımcı, mühendis, işletmeci, yönetici, karar
verici olarak görev alan inşaat mühendislerinin sadece
teknik konularda değil; ulusal / uluslararası su politikaları, yerel-merkezi yönetim etkileşimleri, havza yönetimi,
çevresel/sosyal etkiler ve benzer konularda da görüşlerini oluşturması gerekmektedir.
Bu gereklilik, bugünkü Sempozyum programına da
yansımış ve bugüne kadar toplanan sempozyumların yarattığı birikimin değerini açığa çıkartacak şekilde
planlanmıştır.
Su üzerine tartışmak toplumsal sorumluluklarımız arasındadır. Bu sorumluluğumuzu yerine getirmeye devam
edeceğiz.
Çünkü su bir insan hakkıdır.
Su taşkınlarından su yapılarının denetimine, dere yataklarının imara açılmasından havza yönetimine, su havzalarının yok edilmesinden iklim değişikliğine kadar sahici pek çok sorunun ele alınacağı sempozyumumuza
Yönetim Kurulumuz adına başarılar diliyor, sizlere katkı
ve desteğiniz için bir kez daha teşekkür ediyor sevgiler
sunuyorum.”
“Su Politikaları ve Türkiye’yi Bekleyen İklim Değişikliği” Panelini Prof. Dr. Türkay Baran yönetti.
Panelistler ve konuşma başlıkları ise şöyle:
Prof. Dr. Levent Kurnaz, “İklim Değişikliği”
Doç. Dr. Şahnaz Tiğrek, “Su Yapıları Çevresel ve Toplumsal Duyarlılık Sürdürülebilirlilik”
Dursun Yıldız, “Su Politikaları Dünya ve Türkiye”
Köksal B. Çelik, “DSİ Çalışmaları ve Antalya”
Osman Yıldız, “Antalya Kenti Su Yönetimi”
Soru-cevap bölümünün ardından Panelistlere katılım
belgeleri, destekleyen kuruluşlara plaketler verildi; “Su
Mühendisliği Harikaları fotoğraf Sergisi” açıldı.
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
17 KASIM 2015 / BASIN BİLDİRİSİ
“4. SU YAPILARI SEMPOZYUMU NEDENİYLE”
İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi tarafından
düzenlenen “4. Su Yapıları Sempozyumu” 19-2021 Kasım 2015 tarihlerinde Antalya’da yapılacaktır.
Sempozyum, İMO Antalya Şube Atatürk Konferans
Salonunda 19 Kasım 2015 Perşembe Günü Saat
13.30’ da “Su Politikaları ve Türkiye’yi Bekleyen
Küresel İklim Değişikliği” konulu Panel ile başlayacaktır. Ayrıca Sempozyum kapsamında “Su Mühendisliği Harikaları Fotoğraf Sergisi” açılacaktır.
Dünya nüfusundaki hızlı artışa bağlı olarak kentleşme
hızla artmaktadır. Kentlerin büyümesiyle birlikte ihtiyaçları da büyümektedir. Bu ihtiyaçların başında su, iletişim
ve enerji gelmektedir. Bu hızlı artış, su kaynakları üzerindeki baskıyı her geçen gün artırmakta ve kişi başına
düşen su miktarı da giderek azalmaktadır. Buna karşı,
yerküredeki su kaynaklarının miktarı, zaman ve mekandaki, dağılımı düzensiz olduğundan, bazı bölgelerde
su azlığı yaşanırken, bazı bölgelerde fazla su sorun olmakta, başta enerji, taşkın koruma olmak üzere çeşitli
problemler yaşanmaktadır. Su yapıları bu problemleri
gidermek, çeşitli ihtiyaçları karşılamak için planlanır ve
projelenirler. Ancak göç, yeniden iskan, iklim ve ekosistemdeki değişimler gibi bir dizi sosyal ve çevresel
problemlere de neden olurlar. Bu nedenle bütüncül bir
anlayışla, bir havza içindeki su, toprak, bitki ve insan
ilişkilerinin, koruma ve kullanma dengesi ve verimliliği
esas alan bir planlama yapılarak projelendirilmesi zorunlu hale gelmiştir. Bu yaklaşım aynı zamanda sürdürebilir kalkınmanın da temelidir.
Yaşamın devamlılığı, su kaynaklarının etkin şekilde korunması ve yönetilmesi, gerek yerel ölçekte gerekse
temel bakış açısının yaşamın sürdürebilirliği ana hedef
olmalıdır.
“su yapıları”, su temininden enerji üretimine, sulamadan taşkın kontrolüne, çevresel düzenlemelerden rekreasyon alanlarının teşkiline kadar uzanan ve çoğu
zaman birden fazla bileşeni ve amacı bulunan yapılar
.
ile suyun kullanım
şeklini belirleyen
politikaları
da
kapsayan teorik
ve uygulama boyutunda yapılan
çalışmaları ifade
etmektedir.
Su mühendisliği
tarihinden modern teknik çözümlere, planlamadan havza yönetimine, su politikalarından
çevresel/sosyal etkilere geniş bir alanda ele alınması planlanan sempozyumun, özellikle kamu/
özel kesimden gelecek uygulama örneklerinin
tartışılmasıyla, akademisyenlerin ve farklı disiplinlerin katkılarıyla zenginleşmesi, su kaynaklarının geliştirilmesinde kamusal farkındalık yaratacaktır. Sempozyumda, 31 farklı üniversiteden 97
Öğretim Elemanı, 5 ayrı kamu kurumundan 11 kişi
ve 5 ayrı özel sektör firmasından 7 kişi hazırladıkları bildirilerle katılım sağlayacaklardır.
değerlendirecektir.
Sempozyumda dile getirilen ve üzerinde değerlendirmeler yapılan tüm konuların, iklim değişikliği ve olası
etkileri doğrultusunda ulusal su politikalarımızın güncellenmesi çalışmalarında ilgili kurum ve kuruluşlarca
dikkate alınarak gereklerinin yerine getirilmesi sempozyumun amacına ulaşmasına büyük katkı sağlayacaktır.
Sempozyuma Katılımınızı bekler, çalışmalarınızda kolaylıklar dileriz.
Yrd. Doç. Dr. Cem OĞUZ
İMO Antalya Şube Başkanı
25
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
26
.
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
.
27
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
4. SU YAPILARI SEMPOZYUMU
SONUÇ BİLDİRGESİ
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası tarafından Dördüncü kez düzenlenen Su Yapıları Sempozyumu, 19 – 21
Kasım 2015 tarihlerinde Antalya Şubesi yürütücülüğünde, Antalya’da gerçekleştirilmiştir. Su yapıları alanında
çalışan akademisyenleri/üniversiteleri, uygulamacı mühendisleri/kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör kurumlarından çalışanları bir araya getirmeyi amaçlayan
Sempozyum kapsamında üç gün içinde bir panel, 14
teknik oturum gerçekleştirilmiştir.
Paris’te 30 Kasım 2015 tarihinde yapılan Birleşmiş
Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 21.
Taraflar Konferansı (COP21/CMP11) öncesinde gerçekleştirilen Sempozyumda, 41 Kurumdan toplam
120 Araştırıcı, 15 farklı oturumda 56 bildiri sunmuş; iki
çağrılı konuşmacı sunumu yanısıra, açılış günü bir de
panel gerçekleştirilmiştir. Oturumlar, yoğun katılımlarla
gerçekleşmiş, ele alınan temalar kapsamında yürütülen
tartışmalar uygulamacı İnşaat Mühendislerine, araştırmacılara, meslek örgütlerine yeni görevler tanımlamıştır.
Oturumlara göre tartışma konuları aşağıda sunulan temalar çerçevesinde gerçekleşmiştir:
1. Oturum Su Politikaları - Türkiye’yi Bekleyen
Küresel İklim Değişikliği (Panel)
28
4. Oturum Su Kuvveti Tesisleri (Çağrılı Konuşma)
5. Oturum Su Mühendisliği Tarihi
6. Oturum Teknik Çözümler, Risk Azaltımı
7. Oturum Havza Yönetimi, Taşkınlar
8. Oturum Teknik Çözümler, Tasarım
9. Oturum Su Kuvveti
10. OturumTeknik Çözümler, Modelleme
11. OturumTasarım, Planlama (Çağrılı Konuşma)
12. Oturumİklim Değişimi, Taşkınlar
13. OturumPlanlama, İşletme Esaslı Yaklaşımlar
14. OturumHavza Yönetimi, İklim Değişimi Kuraklık
15. OturumÇevresel Etkiler
Sempozyum boyunca yapılan oturum kayıtları, youtube
platformu üzerinden paylaşıma açılmış olup, kayıtlara
aşağıdaki linklerden ulaşılabilir:
http://suyapilari.imo.org.tr/ ve https://www.youtube.
com/results?search_query=4.su+yapıları
2. Oturum Planlama Sorunları
3. Oturum Teknik Çözümler, Modelleme
.
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
Sempozyum boyunca gerçekleştirilen panel sunumları,
bildiriler, yapılan tartışmalar, değerlendirmeler, oturum
özetleri ve katkılar sonucu elde edilen bulgular aşağıda
özetlenmektedir.
Su mühendisliği problemlerinin incelenmesinde, su yapılarının tasarımında oldukça önemli bir yeri bulunan
deneysel çalışmalara öncelik verilmelidir. Bu amaçla,
üniversite ve kamu kurumlarının laboratuar olanakları
geliştirilmeli, deneysel araştırma projeleri desteklenmelidir. Deneysel çalışmaların planlama aşamalarında tartışılabilmesi, kurumlar/kuruluşlar arası ortak çalışmaların
yapılabilmesi için gerekli tartışma, hazırlık platformlarının sağlanması gerekmektedir.
Bilimsel ve teknik içerikli toplantılarda, üniversitelerden katılan araştırmacılar genellikle planlama-işletmetasarım-modelleme konularında yeni yöntemleri ele
almakta, bu çalışmalarının sonuçlarını sunmaktadır.
Kamu kurum/kuruluşları ve özel sektör uygulamacıları
olan meslektaşlarımızın beklentisi ise, kullandıkları yöntemlerin iyileştirilmesi yönündedir. İnşaat Mühendisleri
Odası’nın düzenlediği toplantılarda akademik çalışmalar ile uygulama arasındaki boşluğu kapatacak yönde
düzenlemeler yapılması beklenmektedir.
Su Yapıları, doğaya doğrudan müdahale niteliği taşıyan,
tesisin yapıldığı bölgedeki yaşamı olumsuz etkileyen,
iskân alanlarında değişimlere neden olan, yüzey sularını
değiştiren, yeraltı su kaynaklarını etkileyen, suyun ticarileşmesine yol açan yönleriyle olumsuz bir kamuoyu
algısıyla ön plana çıkmaktadır. Ancak, unutulmamalıdır
ki su kaynakları ihtiyaçlarımız doğrultusunda zaman –
mekân olarak düzenlenmek zorundadır. Su kaynakları
hidrolojik çevrim sayesinde yenilenebilir, “temiz” – doğa
dostu bir enerji olanağı sunmaktadır. Su kaynakları bize
ait (öz kaynak), işletme gideri olmayan – ekonomik- bir
kaynaktır. Su yapıları, çok amaçlı (enerji, sulama, içme-kullanma suyu temini, taşkından koruma, akarsu
ulaşımı, vb) nitelikte olup, enerji kullanımında zirve güç
talebine de yanıt verebilmektedir.
Su kuvveti tesislerinin kullanıma yönelik gerçekleştirilen
özelleştirmeler sonucunda, özel sektörün maksimum
kâr – minimum masraf yaklaşımıyla bazı bölgelerde
gerçekleştirilen doğa katliamları, çevresel kirlilikler, hakların yok sayılması sonucunda ortaya çıkan “HES’lere
hayır!” yaklaşımının, akıl ve bilim ile açıklanması mümkün olmayan bir slogan olduğu açıktır. Kamusal bir hak
olan “su hakkı” ihlâl edilmeden de, su Yapılarının planlanması, inşa edilmesi, işletilmesi mümkündür.
.
Su kaynakları planlaması gerçekleştirilirken planlama
hedeflerinin kısa vadeli tutulması durumunda uzun
vadeli yaklaşımda kamu çıkarları zarara uğrayabilmektedir. Planlamada, havza bütününde eniyileme,
sürdürülebilir kaynak kullanımı, planlama bölgesindeki
paydaşların tümünün katılımını esas alan; alandaki tarihi
dokuya - canlı yaşamına saygılı yaklaşımların dikkate
alınması gerekmektedir.
İnsan kaynaklı iklim değişikliği, doğaya müdahale, çevresel kirliğin artması yaşadığımız dünya üzerindeki tüm
canlıların yaşamını tehdit etmektedir. TMMOB ve İMO
bu tehditlerin farkında olup, enerji ve gıda güvenliği açısından vazgeçilmez, stratejik nitelikte, temiz, yenilenebilir, doğal bir kaynak olan suyun kullanımında:
i)
İklim değişikliğinin su kaynaklarımıza etkisini dikkate alan,
ii)
Bütünleşik havza yönetimi esasına dayanan,
iii) Doğaya saygılı, insan-bitki-hayvan yaşamını önemli
ölçüde etkilemeyen,
iv) Çevreye üzerindeki baskıların minimuma indirilmesi için gerekli önlemlerin alındığı,
v) İnşaat/işletme süresince akarsu yatağına gerekli
suyun bırakıldığı,
vi) Su yönetiminde sürekli öğrenen organizasyonların
planlandığı,
vii) Suyun ticari bir meta değil, canlı yaşamın ayrılmaz
bir parçası olarak görüldüğü,
viii) Sınır aşan sular konusunda suyu stratejik bir kaynak olarak ülke çıkarlarını gözeten biçimde kullanmayı hedefleyen,
ix) Proje - İnşaat - İşletme aşamalarında kamunun
DENETİM görevini yerine getirdiği,
süreçlerin savunucusu ve takipçisi olacak; kamuoyunu
aydınlatma - uyarma görevini sürdürmeye devam edecektir.
Prof. Dr. Türkay BARAN
4. Su Yapıları Sempozyumu Bilim Kurulu ve Katılımcıları
adına,
29
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
19 Aralık İnşaat Mühendisleri Günü
İnşaat Mühendisleri Odasının 61. Kuruluş Yıldönümü
İnşaat Mühendisleri Odasının 61. kuruluş yılında “19
Aralık İnşaat Mühendisleri Gününü” kutlamanın mutluluğunu ve coşkusunu yaşıyoruz.
Meslekte 25 yılını dolduran üyelerine “Teşekkür Belgesi”, 40 yılını dolduran üyelerine “Onur Belgesi”, 50 yılını
dolduran üyelerine de “Onur Plaketi” vermeyi geleneksel hale getirmiştir. Ayrıca Antalya Şubesi, mesleğe yeni
katılan en genç üyesine “ Mesleğe Hoşgeldin Plaketi”
vermektedir. Bu yıl yapılan İnşaat Mühendisleri Günü ve
Kuruluş Yıldönümü kutlamaları Side’de bir otelde yaklaşık 500 üyenin katılımı ile gerçekleştirildi.
Bu özel günde konuşan İMO Antalya Şube Başkanı Dr.
Cem Oğuz konuşmasında;
19 Aralık 1954 tarihinde kuruluşu ilan edilen Odamızın
bu yıl 61. yıl dönümünü kutlayacağız. İlk genel kurulumuzda ifade edildiği gibi "temennilerimiz hâlâ hudutsuz", mesleğimize ve meslek odamıza inancımız ve güvenimiz tam, geleceği kazanma irademiz güçlüdür.
Her kuruluş yıl dönümünde bu gerçeğin bilincine varmak, mesleki-politik hattımızı bu bilinçle belirlemek,
insani-toplumsal ve etik yönümüze bir kez daha vurgu
yapmak, geçmiş ile gelecek arasında kurulacak köprünün ayaklarını sağlam temellere oturtma gayretinin bir
başka ifadesi olarak görülmelidir.
30
.
Meslek alanımızı ve meslektaşlarımızı kapsayan ulu bir
çınar olmanın çok ötesinde, Odamızın tarihi fedakârca,
cefakârca, özel hayatından taviz vererek, gecesini gündüzüne katarak çalışan inşaat mühendislerinin öyküsünü anlatmaktadır. Öykünün en anlamlı yerinde mesleğe
bağlılık, mesleki itibarı ve niteliği yükseltme azmi bulunmaktadır. Tarihimizi değerli kılan, Odamızı meslek alanımızın vazgeçilmezi yapan, mesleğe tutkuyla bağlı olma
duygusudur.
Bu nedenledir ki, kuruluş yıl dönümü çerçevesinde
meslekte 25, 40 ve 50 yılını tamamlayan üyelerimize
takdim edilen plaketler, Odamızın sadece vefakâr yönünü resmetmekle kalmamakta, aynı zamanda tarihimizi
yaratanlara mütevazı bir teşekkür anlamı taşımaktadır.
Toplumsal ve kamusal yarar ilkesinden vazgeçmeyen,
meslektaşlarının hak ve özgürlüklerini koruma ve geliştirmeyi asli mücadele alanı olarak belirleyen, gelmişgeçmiş bütün siyasi iktidarların karar ve tasarruflarını
kamusal yarar ilkesinin süzgecinden geçiren, toplumsal
konumlanış ve mesleki kabuller gereği muhalif yönünü
her zaman diri tutan bir mesleğin mensubu ve bir meslek örgütünün üyesi olmak başlı başına takdire şayandır.
Oda tarihimizi ortak emekle yaratılan bir değer gibi görüyorsak, Odamızın bugün karşı karşıya bırakıldığı soHAZİRAN 2015 - OCAK 2016
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
runların da dayanışma ilişkisiyle aşılacağına inanıyoruz.
Ülkemizin nitelikli inşaat mühendisliğine ve meslektaşlarımızın da güçlü bir meslek örgütüne ihtiyacı olduğuna inanıyorsak, mesleğimizi itibarsızlaştırmak, Odamızı
etkisizleştirmek, kamusal denetim kanallarını kapatmak
amacıyla gerçekleştirilen mevzuat değişikliklerine karşı
direnme hakkımızı, mesleğe ve meslek odamıza sarılarak hayata geçirebiliriz.
Kuruluş yıl dönümü etkinlikleri direnme hakkının işaret
fişeği olarak görülmelidir. Çünkü inşaat mühendisliği uygarlıkları var eden ve geleceğe taşıyan yegâne meslek
olmanın ağır sorumluluğunu omuzlarında taşımaktadır.
Unutmayalım: Eşitlikçi, adaletli, barışçı, refah seviyesi
yüksek bir toplumsallığın yaratılması, güvenli ve nitelikli bir yaşamın kurulması sorumluluğunu omuzlarında
taşıyan inşaat mühendislerinin tek ve merkezi örgütü
İMO`dur.
Değerli Meslektaşlarım
Mühendislik eğitimini de içine alacak şekilde, bütün bir
eğitim süreci sorun ve sıkıntılar içindedir. Eğitimdeki nitelik kaybı, hemen her ilde açılan üniversiteler, “gecekondu” tabir edilen yerleşkelerde eğitim veren mühendislik fakülteleri, mühendislik eğitiminin sorunları dağ gibi
dururken mühendis mezun edecek teknoloji fakültelerinin açılması, teknik öğretmenlere mühendislik unvanı
verilmesi, Türk Silahlı Kuvvetleri istihkam subaylarının
da inşaat mühendisi sayılması, yabancı mühendislerin
çalıştırılmasıyla ilgili düzenlemeler mühendis sayısındaki
kontrolsüz artışın sebepleri olarak karşımızda durmaktadır. Mesleğimizi bekleyen tehlikeler ve gelecek kaygısı,
mühendis sayısındaki artışın etkileri inşaat mühendisliği
mesleği için birçok olumsuzluğu da beraberinde getirdi.
İnşaat sektörü Türkiye Ekonomisinin lokomotifidir. Ancak sektör planlı, denetimli ve sürekli olmalı, nitelikli elemanlar nezaretinde icra edilmelidir. Oysa dünyada eşi
benzeri olmayan bir müteahhitlik sistemimiz var. Yapı
denetim sistemi her geçen gün meslektaşlarımıza sorunlar getirmektedir. İş sağlığı ve güvenliği iflas ediyor,
tarım alanları tarım dışı amaçlar için kullanılıyor; imara,
AVM’lere, rezidanslara açılıyor, her dereye HES’ler yapılıyor, dere yatakları kurutuluyor, doğal yaşam yok ediliyor,
maden arama ve çıkarma bahanesiyle dağlarda onarılmaz yaralar açılıyor; taş ocaklarının toz bulutları yaşamımızı olumsuz etkiliyor, Plansız ve düzensiz kentleşme,
tarım arazileri üzerine yerleşim planlarının uygulanması,
orman alanlarının yok edilmesi, dere yataklarımıza ve
kıyılarımıza bilinçsizce yapılan müdahaleler sonucunda,
.
ülkemizde yağışlar maalesef can, mal ve toprak kayıplarına neden olan sel felaketlerine dönüşmektedir.
İktidarın “Komşularla sıfır sorun” hedefiyle başlayan süreç, bugün hemen hemen bütün komşu ülkelerle düşmanca bir ilişki içine girmekle sonuçlanmıştır. Özellikle
Suriye iç savaşında takınılan tavır, ülkemizi Ortadoğu
bataklığına çekmiştir.
“Halkın doğru haber alma hakkı” çerçevesinde mesleklerinin gereği olarak eleştirel haberler yapan basın
yayın kuruluşlarına yönelik sindirme, yıldırma ve baskı
politikaları kabul edilemez. Gazete binalarının taşlanması, gazetecilerin sokak ortasında darp edilmesi, basın
kuruluşlarına el konması ve nihayetinde gazetecilerin
tutuklanmasına varan bu olaylar dizisi, ülkemizin basın
özgürlüğü konusunda içler acısı konumunu gözler önünü sermektedir.
Türkiye’de yaşayan değişik etnik ve dinsel kökene sahip
insanlar birbirlerine düşman hale getirilmektedir. Ülkemizde yaşanan terör saldırıları son zamanlarda artmıştır.
Ülkemizin gelecekte huzurlu bir ortamda yaşamını sürdürmesi için terörle mücadele, güvenlik güçlerinin çabalarının yanı sıra toplumun tüm kesimlerinin ortak çaba ve
duyarlılığı ile sürdürülmelidir.
Değerli Meslektaşlarım
Hangi ırktan, kökten, dinden, mezhepten, inançtan, siyasi görüşten geldiğine bakmaksızın toplumda yaşayan
her bireyi eşit yurttaş olarak gören Atatürk milliyetçiliği
ise bölünmenin, parçalanmanın, yok olup gitmenin karşısındaki yegâne dayanak noktamızdır. Bizler Atatürk
Türkiye'sinin korunması noktasında taraf olacak, yanlışlara yanlış diyecek ve haksızlığa karşı haklının yanında
olacağız.
Tören konuşmalarının kısa olması gerektiğine inanarak
sabrınızı zorlamadan birlikte yarattığımız bu tablonun
gelecek güzel günlerin müjdecisi olduğunu bir kez daha
hatırlatıyor, bizleri onurlandırmanızdan dolayı hepinize
teşekkür ediyor, güzel günlere olan inancımla sözlerime son verirken sizleri yönetim kurulumuz adına direnç,
inanç ve kararlılıkla selamlıyor, Saygılar sunuyorum.
Başkan Cem Oğuz’un konuşmasının ardından belge ve
Plaket töreni gerçekleştirildi. İMO Antalya Şube Yönetim
Kurulu Üyeleri, belge ve Plaket alan inşaat mühendisleri
ile birlikte, 10. Yıl Marşı eşliğinde Odanın kuruluş yıldönümü için hazırlanan pastayı kestiler. Kutlamaya katılan
İMO üyeleri ve misafirler gecenin geç saatlerine kadar
gönüllerince eğlendiler.
31
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
32
.
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
.
33
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
34
.
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
.
35
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
Aramıza Yeni Katılan Meslektaşlarımız
36
105079
Selahattin Kural
105080
Bilal Yorga
105094
Refik Murat Taştan
105135
Yahya Gencer
105136
Murat Demirhan
105137
Evrim Özgün
105138
Hüseyin Ufuk Akdağ
105178
Deniz Çolak
105179
Yavuz Dağ
105214
Yusuf Levent Yalım
105269
İlhan Güngör
105270
Dilek Bardakcı
105306
Tanay Kılıçaslan
105307
Hilal Çelik
105416
Hasan Zengeralp
105435
Mümüne Er
105436
Şevket Gürkan
105437
Servet Özçakan
105438
Fadimana Akçay
105439
Çiğdem Altuntaş
105440
Erol Alikaya
105441
Dürdane Yılmaz
105454
Ömer Faruk Öncel
105576
Tolga Tuncer
105577
İrfan Oğuzhan Yılmaz
105578
Alp Karakaya
105579
Ali Rıza İnce
105580
Samet Özarık
105645
Huzeyfe Ersoy
105732
Kemal Gültekin
105733
Fatih Okumuş
105734
Tevfik Bayraktutar
105735
Faruk Demir
105736
Şahin Kervancı
105737
Ahmet Bozan
105845
Yavuz Bahar
.
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
105846
Doğancan Güneş
105847
Abdullah Tayfun Toprak
105850
Abdullah Karaduman
105973
Yasin Gürsoy
105999
Deniz Yılmaz
106000
Yağmur Dikiciaşık
106001
Ömer Faruk Demirtaş
106002
Bünyamin Dikme
106003
Resul Kaykaç
106170
Hayrettin Yakıt
106171
Ali Seçkin Özden
106172
Serçil Solmaz
106173
Cihan Yıldırım
106174
Uğur Demirel
106175
Teslime Avcı
106176
Harun Sezgin
106177
Mustafa Kemal Memiş
106178
Ahmet Erdem
106270
Yusuf Kaplan
106302
Onur Doğan
106303
Ahmet Veziroğlu
106346
Hayriye Olgun
106347
Metin Yetkin
106348
Mustafa Canbolat
106349
Onur Demir
106466
Halil Türker
106467
Abdullah Kaplan
106468
Abdurrahman Tektaş
106469
İsa Emen
106689
Mesut Çelik
106690
İsmail Durmaz
106691
Nihat Cengiz
106786
Lokman Doğan
106844
Hafzullah Okuş
106845
Tolga Korkmaz
106846
Şevket Tezcan Özkan
.
37
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
38
106847
Çağatay Ak
106848
Hakan Denli
106849
Betül Yıldız
106850
Osman Sarıkaya
106851
Tolga Uysal
106852
Ramazan Özgür Akbaş
106853
Fahri Tokgöz
107070
Muhammet Murat Özev
107071
Eyüp Ruhat Güven
107072
Uğur Kocaoğlu
107073
Mustafa Çalık
107074
Hasan Yılmaz Uzun
107075
Kaan Yıldırıcı
107076
Ramazan Çoban
107077
Halil Öz
107078
İrfan Ülker
107277
Ahmet Umut Gürel
107281
Muhammet Abdullah Yılmaz
107282
İsmail Mert
107291
Zeki Saip Salman
107292
Burak Gülpınar
107293
Volkan Aktürk
107294
Kılıç Yasin Arslan
107295
Niyazi Ateş
107296
Ahmet Doğan
107297
Hasan Avcı
107445
Velit Efe
107453
Osman Akgün
107454
Samet Coşkun
107455
Velihan Karakuş
107525
Murat Manav
107526
Hüseyin Hilmi Soytürk
107527
Mahmut Aydın
107528
Mustafa Koçak
107529
Mehmet Can Tomruk
107530
Mehmet Can Delibaş
.
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
107626
Osman Gün
107656
Yasemin Yaşar
107657
Kenan Salvur
107658
Hakan Gencan
107659
Engin Aydın
107660
İbrahim Kocabaş
107661
Enis Eren
107662
Emin Onur Karaöz
107804
Tuğçe Sargın
107805
Eren Güngör
107806
Sertan Aydın
107807
Seda Aktogan
107808
Ebru Erbeyoğlu
107860
Celal Tarık Polat
107861
Halil Yılmaz
107862
Yılmaz Erkek
107925
Harun Hasan Erdoğan
107926
Orkun Korkusuz
108128
Muhammet Bakar
108129
Ömer Gök
108130
Onur Özen
108131
Erkan Erdoğan
108132
Atilla Giden
108133
Mustafa Ümit Şahiner
108134
Tuğrul Tulunay
108186
Yusuf Öztaş
108187
Berker Tat
108282
Nasuh Çoban
108283
Neziha Atar
108284
Yelid Büyükkurt
108286
Yeliz Akdeniz
108287
Halil Baysal
108300
Okan Düzgünlü
108301
Oğuzhan Şafak Batar
108302
Veysel Sevinik
108303
Ömer Günbey
.
39
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
40
108304
Mustafa Göksu
108305
Okan Öksüz
108306
Vedat İzgin
108488
Hüseyin Gülkokan
108489
Akın Tunç
108490
Vahit Fırat Erkan
108491
Evren Topal
108492
Ayeşegül Gelir
108493
Niyazi Emre Şenel
108623
Betül Özer
108624
Ahmet Gün
108625
Arif Özcan
108626
Ömer Çağatay Özdamar
108720
Tahsin Yunus
108754
Didem Hansa Kaya
108760
Ali Can Genç
108761
Dilruba Kayaoğlu
108850
Murat Yavuz Meşhur
108851
Sinan Tezcan
108957
Özün Kerem Kural
108958
Samet Ünlü
108959
Ozan Ergün
108960
Betül Çiçek
109031
Rafet Rasih Tuğrul
109032
Hasan Dağ
109033
Şefika Vuslat Ünal
109034
Sevkan Yıldırım
109035
Can Cemali Altındağ
109083
Alican Öztarı
109084
Mehmet Ünal
109085
Muhammed M. Yüksel
109086
Kübra Yüksel
109173
Harun Taylan
109174
Nuri Işıldar
109303
Gaye Doğan
109321
Rasim Can Şehirli
.
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
109322
Özgün Alan
109323
Ömer Faruk Kalkan
109324
İbrahim İnan
109325
Erdinç Konak
109326
Hamit Çolak
109398
Osman Suat Akdağ
109450
Serdar Sakar
109461
Cihan Ellialtı
109501
Ali Erol
109502
Hüseyin Büyükkeleş
109563
Yasin Nail Yıldırım
109635
Sinan Baran
109636
Ozan Kartal
109637
Bilal Bede
109662
Mert Çıracıoğlu
109741
Cihan Yenice
109758
Lokman Esensoy
109788
Sinan Ögel
109789
Duygu Alkan
109808
Mert Pakten
109811
Zeynep Dönmez
109812
Kağan Can Musluk
TMMOB
ANTALYA ŞUBESİ
Sayın Üyemiz,
Oda aidatlarınızı zamanında ödemenizi,
SİM ve İTB Belgesi olmadan proje müellifliği üstlenmemenizi,
süresi dolan SİM ve İTB belgelerinizi yenilemenizi,
ÖNEMLE RİCA EDERİZ.
.
41
ANTALYA ŞUBESİ
14. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
Çalışma Raporu
10-11-12 Haziran 2015
19 Haziran 2015
EKB Eğitimi
İMO Diyarbakır Şube Tunceli Temsilciliği’nin düzenlediği
Su Çalıştayı’ na Şube Başkanımız Dr. Cem Oğuz ve
Yönetim Kurulu üyemiz Rıza Arslanbay katıldılar.
Enerji Kimlik Belgesi Kursu 8. Dönem Eğitimi 10-11-12
Haziran 2015 tarihlerinde Şubemizde gerçekleştirildi.
13 Haziran 2015
İMO Gaziantep Şubenin düzenlemiş olduğu “Tarihi
Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi` Çalıştayı’ na Şube Başkanımız Dr. Cem Oğuz
katıldı.
26 Haziran 2015
İMO Başkanlığı’nın düzenlemiş olduğu Yapı Malzemeleri Komisyonuna Haluk Selçuk katıldı.
28 Temmuz 2015
Toplantı
42
.
Salı Grubu İşadamları Kurulunun ATİK’de düzenlemiş
olduğu Kentsel Dönüşüm konulu toplantısına Şube
Başkanımız Dr. Cem Oğuz katıldı.
ANTALYA ŞUBESİ
29 Temmuz 2015
17 Ağustos 2015
Toplantı
Basın Açıklaması
Muratpaşa Belediyesi Opera Tiyatro ve Gösteri Yapısı
Mimari Fikir Proje Yarışması Jüri Toplantısı yapıldı. Şubemizden Yönetim Kurulu Sayman Üye Mustafa Balcı
ve Şube Sekreterimiz İsmail Selçuk Yılmaz katıldı.
Marmara Depreminin 16. Yıldönümü dolayısıyla Şubemizde basın açıklaması düzenlendi.
17 Ağustos 2015
Sergi
17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin 16. Yıldönümünde İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Tarafından Bu Yıl `Depreme Duyarlılık Sergisi`ni Terracity
Alışveriş Merkezinde Açtık.
17 Ağustos 2015
Ziyaret
06 Ağustos 2015
Toplantı
Antalya Valiliği Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü’nün
ATSO Toplantı Salonunda “Asansör Mevzuatındaki
Yeni Uygulamalar” konulu toplantıya Şube Sekreterimiz
İsmail Selçuk Yılmaz Katıldı.
Yönetim Kurulumuz, `4. Su Yapıları Sempozyumu` nedeniyle İller Bankası 5. Bölge Müdürü Faik Yücel Esenì
makamlarında ziyaret ederek katkı ve işbirliği konusunda görüş alışverişinde bulundu.
13 Ağustos 2015
Ziyaret
Kepez Belediyesi Başkan Yardımcısı Mustafa Sağdur
makamında ziyaret edilmiş olup, yönetim kurulu üyelerimiz Mustafa Balcı, Mustafa Murat Ayhan ve Ahmet
Evci katıldılar.
.
43
ANTALYA ŞUBESİ
17 Ağustos 2015
04 Eylül 2015
Ziyaret
Toplantı
Yönetim Kurulumuz, `4. Su Yapıları Sempozyumu` nedeniyle DSİ 13. Bölge Müdürü Turkay Özgür makamlarında ziyaret ederek katkı ve işbirliği konusunda görüş
alışverişinde bulundu.
İMO Laboratuvar Komisyonu toplantısına Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk katıldı.
16 Eylül 2015
Açılış
Khan Otelde Mimarlar Odası tarafından düzenlenen
“Kentleşmenin ve Mimarlığın Geleceği” konulu Bienal
açılışına yönetim kurulu sayman üyemiz Mustafa Balcı
katıldı.
01-02-03 Ekim 2015
5. Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceği Güvenle
Devredilmesi Sempozyumu, Erzurum`da başladı. İMO
Erzurum Şubesi ve İzmir Şubesi`nin yürütücülüğünü
üstelendiği Sempozyum’a şube başkanımız Dr. Cem
Oğuz katıldı.
26 Ağustos 2015
Toplantı
10.00 da şubemizde Su Yapıları Sempozyumu ile ilgili
toplantı yapıldı. Toplantıya Haşmet Fikri Yavaş, Metin
Utku, Tayfun Silim, Şube Sekreteri İsmail Selçuk Yılmaz
ve Yönetim Kurulundan Haluk Selçuk katıldı.
28 Ağustos 2015
Toplantı
19-20-21 Kasım 2015 tarihinde şubemiz yürütücülüğünde Antalya’da düzenlenecek olan 4. Su Yapıları
Sempozyumu Düzenleme Kurulu ve Danışma Kurulu
ortak toplantısı şubemizde gerçekleştirildi.
05 Ekim 2015
İller Bankası 5. Bölge Müdürü Faik Yücel Esen makamında ziyaret edildi. Yönetim Kurulu Başkanımız Dr.
Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk
Selçuk ve Yönetim Kurulu üyelerimiz Rıza Arslanbay ve
Osman Sütçü katıldılar.
05 Ekim 2015
Asat Bölge Müdürü Faruk Karaçay makamında ziyaret
edildi. Yönetim Kurulu Başkanımız Dr. Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk ve Yönetim Kurulu üyelerimiz Rıza Arslanbay ve Osman Sütçü
katıldılar.
01 Eylül 2015
06 Ekim 2015
Toplantı
Anfaşın düzenlemiş olduğu “Antalya Fuarları Roadshow” Danışma Kurulu Toplantısına Yönetim Kurulu
Sayman Üyemiz Mustafa Balcı katıldı.
44
.
Aldaş Bölge Müdürü İbrahim Uğur Erkış makamında ziyaret edildi. Yönetim Kurulu başkanımız Dr. Cem Oğuz,
Yönetim Kurulu Sayman Üyemiz Mustafa Balcı ve Yönetim Kurulu üyemiz Rıza Arslanbay katıldı.
ANTALYA ŞUBESİ
07 Ekim 2015
11 Kasım 2015
Antalya Valiği ve Antalya Büyükşehir Belediyesinin düzenlemiş olduğu, Antalya Yüksek İstişare Konseyi Toplantısına Şube Başkanımız Dr. Cem Oğuz katıldı.
Büyükşehir Belediyesinin düzenlemiş olduğu Antalya
Ulaşım Ana Planı konulu bilgilendirme toplantısına başkanımız Dr. Cem Oğuz katıldı.
08 Ekim 2015
11 Kasım 2015
DSİ’de 131. Şube Müdür Ahmet Ferhat Köseoğlu,
üyemiz Gülden Aslan ve DSİ 13. Bölge Müdürü Turkay Özgür makamında ziyaret edildi. Yönetim Kurulu
başkanımız Dr. Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sayman
üyemiz Mustafa Balcı, Yönetim Kurulu üyelerimiz Rıza
Arslanbay ve Volkan Kılıçarslan katıldılar.
Üye Toplantısı
10 Ekim 2015
Erdem Beyazıt Kültür Merkezinde yapılan Kepez Belediyesi Sembol Yapı Proje Yarışması Kolokyumuna Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Cem Oğuz ve Yönetim Kurulu
üyemiz Ahmet Evci katıldı.
Mesleğimizi bekleyen tehlikeler ile meslek ve meslektaş
sorunlarının tartışıldığı üye toplantısı yapıldı.
Şube Başkanımız Dr. Cem Oğuz, inşaat mühendisliği
eğitimi, inşaat mühendisi sayısındaki kontrolsüz artışın yarattığı işsizlik ve istihdam sorunları gibi mesleki
sorunların yanında ülke ve kent sorunları hakkında bir
sunum gerçekleştirdi.
Toplantı, karşılıklı soru-cevap ve görüş alışverişi ile tamamlandı.
22 Ekim 2015
Mimarlar Odası Antalya Şubesinin düzenlemiş olduğu
Uluslararası Mimarlık Bienaline Şube Başkanımız Dr.
Cem OĞUZ konuşmacı olarak katıldı.
30 Ekim 2015
Mali Müşavirler Odasının düzenlemiş olduğu 19. Cumhuriyet gecesine Yönetim Kurulu sekreter üyemiz Haluk
Selçuk katıldı.
13-14 Kasım 2015
Denetleme
İMO Denetleme Kurulu tarafından gerçekleştirilen Şubemizin denetlemesi başarılı geçti.
04 Kasım 2015
Dokuma Çalışma Grubunun Antalya Dokuma Parkı
Öneri Kullanım Şeması konulu toplantısına Yönetim
Kurulu Başkanımız Dr. Cem Oğuz ve sayman üyemiz
Mustafa Balcı katıldı.
18 Kasım 2015
.
Antalya Yüksek İştişare Konseyi Toplantısına Şube
Başkanımız Dr. Cem Oğuz Katıldı.
45
ANTALYA ŞUBESİ
19-20-21 Kasım 2015
•1470 hektarlık Kırcami Bölgesinin altyapı sorunları
Sempozyum
•Falezler üzerindeki yapılaşmalar, yaşanan sorunlar,
doğal yapıyı tahrip etmeden denize iniş yolları ile plaj
ünitelerinin yapılması,
4. Su Yapıları Sempozyumu açılış ve paneli 19 Kasım
2015 Perşembe günü Şubemiz Atatürk Konferans
Salonunda, bildiri sunumları ise 20 ve 21 Kasım 2015
tarihlerinde IC Green Palace Hotel Kundu` da gerçekleştirildi.
•Deprem Master Planı ve kentsel dönüşüm sorunları,
•Trafik sorunları, çevre yolları, toplu taşım,
•Konyaaltı sahili, Boğaçay Projesi,
•Taş ve maden ocaklarının olumsuz etkileri,
•İşyeri Tescil Belgesi olmayan veya belgesi geçersiz
olduğu halde statik proje müellifi olarak imza atılan
yapı ruhsatlarının durumu,
•Enerji Kimlik Belgesi ve mantolama aldatmacası,
•İskele Tebliği uygulama sorunları.
Muratpaşa Belediye Başkanı Av. Ümit Uysal, Şube
Başkanı Dr. Oğuzùn dile getirdiği konularla ilgili açıklamalarda bulundu; meslek odaları ile işbirliğinin önemine değindi. Kentsel dönüşüm çalışmalarının ada
bazında uygulanmasından yana olduklarını ifade eden
Uysal, kent estetiği ve kent kimliğiyle ilgili bina cephelerinde çalışma başlattıklarını belirtti. Falezler üzerinden denize iniş yolları yaparak, iniş sırasında meydana
gelen kazaların önüne geçmek istediklerini, 7 farklı
yerde yeni plaj çalışması yapmak istediklerini söyledi.
25 Kasım 2015
Ziyaret
Karşılıklı işbirliği ve ortak çalışma temennilerinin dile
getirildiği ziyaret samimi bir havada sona erdi.
26 Kasım 2015
Büyükşehir Belediyesinde Kentsel Dönüşüm Master
Planı toplantısına başkanımız Dr. Cem Oğuz ve Şube
Sekreteri İsmail Selçuk Yılmaz katıldı.
Muratpaşa Belediye Başkanı Av. Ümit Uysal Şubemizi
ziyaret etti.
Ziyarette, Şube Başkanı Dr. Cem Oğuz, Şube Sekreteri Haluk Selçuk, Sayman Üye Mustafa Balcı, yönetim kurulu üyeleri Rıza Arslanbay, Ahmet Evci, Gözde
Şanlılar, Çağlar Aytar ile üyelerimiz Akın Akay Akıncı,
Gürhan Mandacı, Özgür Türel ve Onur Günaydın hazır
bulundular.
27 Kasım 2015
Genç İmo Seçim
Genç-İmo Üniversite Ve Sınıf Temsilciliği Seçimleri Yapıldı.
Uysal’ın ziyaretinden ve Muratpaşa Belediyesi’nin
Meltem Mahallesinde yapmış olduğu asfalt ve kaldırım
çalışmalarından duyduğu memnuniyeti dile getiren Dr.
Cem Oğuz, tabela kirliliğinden yakındı.
Dr. Cem Oğuz ziyarette, meslek ve meslektaş sorunlarının yanında Muratpaşa ve Antalya sorunlarını dile
getirme fırsatı buldu.
Oğuz’un dile getirdiği bazı konu başlıkları şöyle:
46
.
ANTALYA ŞUBESİ
28 Kasım 2015
10 Aralık 2015
EMO’nun düzenlemiş olduğu Geleneksel gecelerine
yönetim kurulu üyemiz Umut Turan katıldı.
Antalya Büyükşehir Belediyesinde Kentsel Dönüşüm
Ana Planı çalışmaları ile ilgili toplantıya Şube Başkanımız Dr. Cem Oğuz ve Şube Sekreteri İsmail Selçuk
Yılmaz katıldı.
02 Aralık 2015
Antalya Yüksek İştişare Konseyi Toplantısına Şube
Başkanımız Dr. Cem Oğuz Katıldı
10 Aralık 2015
04 Aralık 2015
Ansiad’ın Girişimcilik Haftası nedeniyle kapanış kokteyli
ve ödül törenine Şube Başkanımız Dr. Cem Oğuz katıldı.
Toplantı
Genç-İMO toplantısı yapıldı.
17 Aralık 2015
Antalya Serbest Bölgesi’nin 2015 yılı Ödül Törenine
Şube Başkanımız Dr. Cem OĞUZ katıldı.
19 Aralık 2015
Odamızın Kuruluşunun 61. yıldönümü çerçevesinde
meslekte 50., 40. ve 25. yılını dolduran üyelerimize ve
en genç üyemize 19 Aralık 2015 tarihinde plaket ve
onur belgeleri takdim edildi.
07 Aralık 2015
Akdeniz Belediyeler Birliği’nin Yarışma Jüri Toplantısına
Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk katıldı.
23 Aralık 2015
Şubemizde Laboratuvar Çalışma Grubu toplantısı yapıldı. İMO İzmir Şubeden Tuğrul Baştan ile birlikte Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk katıldı.
09-10-11 Aralık 2015
Sempozyum
İMO Eskişehir Şubenin düzenlemiş olduğu “6. Çelik
Yapılar Sempozyumu”na Şubemizden Yönetim Kurulu
Sekreter Üye Haluk Selçuk ve Yönetim Kurulu Üyemiz
Rıza Arslanbay katıldılar.
.
47
ANTALYA ŞUBESİ
23 Aralık 2015
05 Ocak 2016
Kanal V’nin Yeni Logo Lansmanı ve yeni Yılbaşı Kokteyline Yönetim Kurulu Üyelerimiz Dr. Cem Oğuz ve Rıza
Arslanbay katıldı.
İsmail
Selçuk
Yılmaz’a veda yemeği verildi.
24 Aralık 2015
İMO Konya Şubesinde Laboratuvar Çalışma Grubu
toplantısı yapıldı. Şubemizden Yönetim Kurulu Sekreter
Üyemiz Haluk Selçuk katıldı.
28 Aralık 2015
Akdeniz Belediyecilik Proje Yarışması Sergisine Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk katıldı.
30 Aralık 2015
07 Ocak 2016
Dokuma Fabrikasının açılışına Yönetim Kurulu Başkanımız Dr. Cem OĞUZ, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz
Haluk Selçuk ve Sayman Üyemiz Mustafa Balcı katıldılar.
Antalya Yüksek İstişare Konseyi’nin (AYİK) “4. İstişare Toplantısı” na Yönetim Kurulu Başkanımız Dr. Cem
Oğuz katıldı.
08 Ocak 2016
30 Aralık 2015
Teknik Gezi
Genç-İMO Öğrencilere Organize Sanayi Bölgesine Teknik Gezi düzenlendi.
Ankara’da
yapılacak
İMO
Yapı
Malzemeleri
Komisyonu’na Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk
Selçuk katıldı.
25 Ocak 2016
04 Ocak 2016
Muratpaşa Belediyesi Çok Amaçlı Gösteri Merkezi Mimari Fikir Proje Yarışmasına Jüri olarak Yönetim Kurulu
Sayman Üyemiz Mustafa Balcı katıldı.
Makine Mühendisleri Odası Başkanlığına seçilen Ayşen
Hamamcıoğlu makamında ziyaret edildi. Katılanlar Yönetim Kurulu başkanımız Dr. Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sayman Üyemiz Mustafa Balcı ve Yönetim Kurulu
üyemiz Rıza Arslanbay katıldı.
31 Ocak 2016
Muratpaşa Belediyesi Çok Amaçlı Gösteri Merkezi Mimari Fikir Proje Yarışması Kolokyumuna Yönetim Kurulu
Sayman Üyemiz Mustafa Balcı ve üyemiz İsmail Selçuk
Yılmaz katıldı.
48
.
ANTALYA ŞUBESİ
RADYO, TV / CANLI YAYIN VE RÖPORTAJLAR
18 Haziran 2015
11 Ağustos 2015
TV/Röportaj/VTV
TV/Röportaj/VTV
Dr. Cem Oğuz, Yüzüncü Yıl üzerinde yapımı
süren stadyum inşaatının çatı sistemi ile ilgili
inşaat
mühendisleri
olarak tedirginlik duyduklarını söyledi.
24 Temmuz 2015
Aspendos’ta ses şiddeti ile ilgili VTV Ana
Haber’e konuşan Dr.
Cem Oğuz, Tarihi Aspendos Tiyatro’sunda
yapılacak
etkinlikler
kapsamında kurulacak ses sistemlerinin
gürültü seviyelerinin 115 desibeli aşması durumunda
tarihi yapıların zarar görebileceğini belirtti.
TV/Röportaj/VTV
Sıcak Havada Beton
Dökümü ile ilgili VTV
Ana Habere konuşan Dr. Cem Oğuz,
mevsim normallerinin
üzerinde
seyreden
sıcak hava koşullarında beton dökümünün
önemli olduğunu belirterek, “betonun hassas bir malzeme olduğunu, sıcak havalarda suyun buharlaşmasının engellenerek, rötre çatlakları oluşmasının önüne
geçilmesi gerektiğine” dikkat çekti.
17 Ağustos 2015
TV/Röportaj/VTV
02 Ağustos 2015
TV/Röportaj/VTV
25 Mayıs itibariyle 40 işkolunda Mesleki Yeterlilik Belgesi alma zorunluluğu getirilmesi üzerine konuşan İMO
Antalya Şube başkanı Dr. Cem Oğuz, “ 26 Mayıs 2016
tarihinden itibaren Mesleki Yeterlilik Belgesi almayan
ustaların inşaatlarda çalıştırılamayacağını, çalıştırılması
halinde kişi başına 500 TL ceza ödeneceğini” belirtti.
17 Ağustos Marmara Depreminin yıldönümü dolayısıyla
yapılan basın toplantısında konuşan Dr. Cem Oğuz, “
Marmara ve Van depremlerinde sınavı geçemeyen yapı
stokumuz bütün olarak olası bir depremde nasıl bir
davranış sergileyeceğini bilemiyoruz” dedi.
17 Ağustos 2015
TV/Röportaj/VTV
Depremle ilgili VTV
Ana Haber’e konuşan
Dr. Cem Oğuz, deprem anında yapılması
gerekenler ve dikkat
edilmesi gereken hususlarla ilgili bilgi verdi.
.
49
ANTALYA ŞUBESİ
17 Ağustos 2015
27 Eylül 2015
TV/Röportaj/Ulusal Kanal
TV/Röportaj/VTV
İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Atatürk
Konferans Salonu’nda düzenlenen basın toplantısında
17 Ağustos Marmara Depreminde hayatını kaybedenler anıldı. Türkiye’nin önemli deprem kuşaklarından biri
üzerinde bulunduğunu belirten Dr. Cem oğuz, “Ülke
topraklarının yüzde 66’sı 1. ve 2. derecede deprem
bölgesinde yer almakta, nüfusu bir milyonun üzerindeki 11 büyük kent, ülke nüfusunun ise yüzde 70’i
ve büyük sanayi tesislerinin yüzde 75’i deprem riski
altında” dedi. Oğuz, deprem gerçeğine dikkat çekti ve
Deprem Toplanma Alanlarının imara açılmaması gerektiğini söyledi.
Enerji kimlik belgesi ile ilgili VTV Ana Habere konuşan
ve mevcut Binalarda ısı yalıtım adı altında yapılan yanlış uygulamalara değinen Dr. Cem Oğuz, Enerji Kimlik
Belgesi almadan hemen hızlı bir şekilde mantolama denilen yanlış bir yöntemle yüksek binalarda yanıcı maddelerle yapılan ve yangın riski taşıyan uygulamalarda
yaşanan sıkıntıları dile getirdi.
29 Eylül 2015
TV/Röportaj/FOX TV
17 Eylül 2015
TV/Canlı/A Haber
Akdeniz’de depremler ile ilgili A Habere konuşan Dr.
Cem Oğuz, son günlerde Akdeniz’de yaşanan depremlerin doğal olduğunu ifade ederek, “ülkemizin %92’sinin
deprem riski altında bulunduğunu, Akdeniz’de meydana gelen depremlerin Afrika levhasının Anadolu levhasına baskısı sonucu Helenik Kıbrıs Fayı üzerindeki hareketlilikten kaynaklandığını” söyledi.
Aspendos’ta yapılan
restorasyon çalışmalarında kullanılan malzemelerle ile ilgili FOX
TV Ana Habere konuşan Dr. Cem Oğuz,
“gördüğünüz kireçtaşı
aslında, burada mermer tercih edilmiş, uyumsuz ve
gerçekten estetik yönden çok çirkin gözükmekte” dedi.
29 Eylül 2015
TV/Röportaj/VTV
A s p e n d o s
Tiyatrosu’nun restorasyonu sırasında basında
yer alan hatalı malzeme
seçimi haberleri üzerine konuşan Dr. Cem
Oğuz, tarihi yapıların
restorasyonu sırasında özgün malzeme seçimi ve kullanımına dikkat çekti.
50
.
ANTALYA ŞUBESİ
29 Eylül 2015
07 Ekim 2015
TV/Röportaj/KANAL D
TV/Canlı/Akdeniz TV
Aspendos Tiyatrosu
restorasyon çalışmaları sırasında izleyici
oturma basamaklarında beyaz hamam
mermeri kullanıldığı iddiaları üzerine yerinde
inceleme yapan ve bir
açıklama yapan Dr. Cem Oğuz, “20-25 tane deney var.
Bu deneylerin hepsi yapılmıyor, göstermelik bir iki tane
yapılarak şekilde görüldüğü gibi sonuçlarla karşı karşıya kalıyoruz” dedi.
Akdeniz’de meydana
gelen ve Antalya’da
hissedilen 5.5 büyüklüğündeki deprem nedeniyle Akdeniz TV’de
Gün Biterken Programına konuk olan Dr.
Cem Oğuz, Antalya’yı
etkileyen depremler ve bölgedeki faylar hakkında bilgi
verdi. Oğuz, 28 Aralık 2013 tarihinde 6 ve akabinde 5
büyüklüğünde meydana gelen depremleri hatırlatarak,
dün gece yaşanan depremle Demre halkının telaşlandığını ve geceyi sabaha kadar sokakta geçirmelerine
sebep olduğunu söyledi.
29 Eylül 2015
TV/Röportaj/TRT-HABER
Aspendos restorasyonunda kullanılan malzeme seçimiyle ilgili Dr. Cem Oğuz’un konuşması TRT Haber’de
yer aldı.
29 Eylül 2015
TV/Röportaj/FLASH TV
07 Ekim 2015
TV/Canlı/A Haber
Demre açıklarında meydana gelen deprem ile ilgi A Haber televizyonu canlı yayınında konuşan başkanımız Dr.
Cem Oğuz, bölgede oluşan depremlerin Akdeniz’de
yer alan Helenik Kıbrıs Fayı üzerindeki yer hareketlerinden kaynaklandığını söyledi.
Tarihi Aspendos Tiyatrosu restorasyon
çalışmaları sırasında
seyirci oturma basamaklarında beyaz hamam mermeri kullanıldığı iddiaları üzerine konuşan Dr. Cem Oğuz, “ mermer
tercih edilmiş, uyumsuz ve çok çirkin gözükmekte”
dedi.
30 Eylül 2015
14 Ekim 2015
TV/Röportaj/FOX TV
TV/Röportaj/VTV
Aspendos’ta yapılan restorasyon çalışmalarında kullanılan hamam mermeri konusu İsmail Küçükkaya’nın
Çalar Saat Programında “Tarihimize Sahip Çıkmalıyız”
sloganıyla gündeme geldi.
.
Çallı kavşağına yapılması düşünülen köprülü kavşak nedeniyle
VTV Ana Habere konuşan Dr. Cem Oğuz,
Çallı’ya 6-7 yıl önce
iki katlı bir kavşak yapıldığını hatırlatarak,
üçüncü kat kavşak olarak yeni bir asma köprü yapılmasının düşünüldüğünü, yakın bir gelecekte dördüncü kat
kavşak ihtiyacı ortaya çıkabileceğini, bu nedenle çevre
yollarının açılması ve “Ulaşım Master Planı” doğrultusunda uygulama yapılması gerektiğini ifade etti.
51
ANTALYA ŞUBESİ
05 Kasım 2015
TV/Canlı Yayın/Akdeniz TV
Akdeniz TV’de Yerel
Demokrasi
programına katılan Dr.
Cem Oğuz, 20 yıllık
süreç içinde 4 farklı belediye başkanı
döneminde
yapılan “Ulaşım Master
Planı” çalışmalarının sonuçsuz kalması nedeniyle günü
kurtaran uygulamalarla trafik sorununun çözülemediğine dikkat çekti.
13 Kasım 2015
TV/ Canlı Yayın/Akdeniz TV
Günaydın Akdeniz
programına
katılan Dr. Cem Oğuz,
İnşaat Mühendisleri Odası Antalya
Şubesi’nin tarihçesiyle ilgili bilgiler verdi; Oda’nın meslek,
meslektaş, yaşadığımız kent ve ülke sorunlarına çözüm
üretmek için çalışmalar yaptığını dile getirdi.
17 Kasım 2015
Radyo/Canlı Yayın/TRT
Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk, 4. Su
Yapıları Sempozyumu ile ilgili TRT Antalya Radyosunda
canlı yayında konuştu.
alan ve kent içindeki ulaşım sorunlarına değindiği konuşmasında, “neden ihtiyaç oldu, hem de asma köprü.
Bana bir tane örnek gösterin kent merkezinde asma
köprülü kavşak…” diye sordu.
21 Aralık 2015
TV/Röportaj/Koza TV
Kentsel
dönüşümle ilgili Koza
TV’ye konuşan Dr.
Cem Oğuz, Tüm
Türkiye’de yapıların
büyük bölümünün
ekonomik ömrünü
tamamladığını ve
kentsel dönüşümün zorunlu hale geldiğini belirtti. Dr.
Cem Oğuz, Antalya’da Büyükşehir Belediye’sinin öncülüğünde riskli alanlarda bulunan bir pilot bölge seçilerek
ada bazında örnek bir kentsel dönüşüm uygulamasına
ihtiyaç olduğunu söyledi.
24 Aralık 2015
TV/Canlı/Koza TV
Koza TV Güncel
Programının canlı
yayın konuğu olan
Dr. Cem Oğuz,
Antalya’nın
mühendislik sorunlarına değindi, güncel
kent sorunlarıyla ilgili soruları yanıtladı.
26 Aralık 2015
19 Kasım 2015
TV/Canlı/A Haber
TV/Röportaj/Akdeniz TV
Dr. Cem Oğuz, Akdeniz’de Manavgat açıklarında meydana gelen 5.2 büyüklüğündeki deprem ile ilgili olarak,
Afrika Levhasının Anadolu levhasının altına girmesi nedeniyle Akdeniz Helenik Kıbrıs Fayı boyunca meydana
gelen depremlerin doğal sonucu olduğunu söyledi.
4. Su Yapıları Sempozyumu, Akdeniz TV Ana Haberde
yer aldı.
09 Aralık 2015
TV/Röportaj/VTV
Dr. Cem Oğuz,
Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu’nun
Çallı Kavşağı ile ilgili
basın toplantısında
konuştu. Oğuz, VTV
Ana Haberde yer
52
.
ANTALYA ŞUBESİ
08 Ocak 2016
21 Ocak 2016
TV/Haber/FOX TV
TV/Röportaj/VTV
Dr. Cem Oğuz’un
gündeme taşıdığı
Meydan EXPO arasında yapımı devam
eden raylı sistem inşaatı güzergahındaki Aksu Köprülü Kavşak geçişi ile ilgili sorun FOX TV’de
İsmail Küçükkaya’nın Çalar Saat Programında yer aldı.
Meydan-EXPO arasında yapımı süren
HavaalanıAksu
raylı sistem hattının
100-150 bin yatak
kapasiteli
Kundu
ve Belek Bölgesine
uzatılarak turistlerin
kent merkezine çekilebileceğine dikkat çekti.
11 Ocak 2016
26 Ocak 2016
TV/Röportaj/VTV
Dr. Cem Oğuz,
Antalya’da yapımı
devam eden Meydan-EXPO arasındaki 18 Km’lik raylı
sistem 2. Kısım inşaatı ile ilgili VTV’ye
konuştu. Dr. Cem
Oğuz, Raylı sistem güzergahı Aksu Köprülü Kavşağında tramvay geçişinin unutulduğunu, Büyükşehir, Karayolları ve Ulaştırma Bakanlığından uygulama projeleriyle
ilgili bilgi alamadıklarını ve sorunun nasıl çözüleceğini
bilemediklerini söyledi.
TV/Röportaj/VTV
19 Ocak 2016
26 Ocak 2016
TV / Canlı/Akdeniz TV
TV/Canlı/VTV
Akdeniz TV’de “Kentler Neye Dönüşüyor?” sorusuna
yanıt arandığı “Gereği Düşünüldü” Programına canlı
yayın konuğu olan Dr. Cem Oğuz katıldı. Antalya’nın
Ulaşım Sorunları (Katlı kavşaklar, toplu taşıma sistemi,
çevre yolları, ulaşım master planı) kentsel dönüşüm
durumu, EXPO alanının sorunları (Raylı sistem, taşkın
önleme, kule yapımı) konularında bilgi verildi.
KANAL V’de canlı yayına katılan İMO Antalya Şube
Başkanı Dr. Cem Oğuz, Batı Çevre Yolu’nun Antalya
için gerekli olduğunu ve kent içi trafiğin rahatlaması için
bir an önce açılması gerektiğini söyledi.
.
Kanal V ekibiyle birlikte batı çevre yolu
yapım çalışmalarıyla
ilgili yerinde inceleme yapan İMO
Antalya Şube başkanı Dr. Cem Oğuz,
yol inşaatının 800
günde bitirilmesi gerekirken bin 200 gün geçmesine
rağmen bitirilemediğini, yargı sürecinin devam ettiğini,
yolun hizmete açılmasıyla ilgili umudunun kalmadığını
söyledi.
Dr. Cem Oğuz, Antalya’da 17 Eylül 2012 tarihinde temeli atılan ve 800 günde bitirileceği açıklanan 13 buçuk kilometrelik batı çevreyolu, bin 200 gün geçmesine
rağmen halen bitirilemediğini, kamulaştırma yerine 400
hektarlık narenciye arazisinin imara açılmasını bir kez
daha eleştirdiklerini sözlerine ekledi. HAZİRAN 2015 - OCAK 2016
53
ANTALYA ŞUBESİ
14 Ekim 2015
Antalya Barosunda Ankara da Yaşanan Bombalı Saldırı
ile ilgili basın açıklaması yapıldı. Yönetim Kurulu üyemiz
Rıza Arslanbay katıldı.
KENT
KONSEYİ
TOPLANTILARI
01 Aralık 2015
Toplantı Tarihi: 30 Eylül 2015
Antalya Tabipler Odasında yapılan toplantıya Basın Danışmanımız İbrahim Koç katıldı.
Toplantı Konusu: Antalya Kent Konseyi Afetler ve Kriz
Çalışma Grubu toplantısı
09 Aralık 2015
Toplantıya Katılan: Mehmet Tamer Özmen
Toplantı Tarihi: 22 Ekim 2015
İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi’nde
Antalya’ya yapılacak Çallı Kavşağı inşaatı ile ilgili basın
açıklaması yapıldı.
Toplantı Konusu: Antalya Kent Konseyi Genel Kurulu
Çalışma Grubu toplantısı
Toplantıya Katılan: Dr. Cem OĞUZ
Toplantı Tarihi: 10 Kasım 2015
Toplantı Konusu: Kent Konseyi Çevre ve Çalışma
Grubu Çalışma Grubu toplantısı
Toplantı Tarihi: 12 Ocak 2016
Toplantı Konusu: Kent Konseyi Çevre ve Çalışma
Grubu Çalışma Grubu toplantısı
30 Aralık 2015
İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi’nde Lara
Kent Parkının Planlamasının Antalya Büyükşehir Belediyesine devri konulu basın açıklaması yapıldı.
ANTALYA MESLEK ODALARI
EŞGÜDÜM KURULU
TOPLANTILARI
07 Ekim 2015
İnşaat Mühendisleri Odasında CHP Milletvekili adayları
eşgüdüm kurulu üyelerini ziyaret etti.
54
.
ANTALYA ŞUBESİ
TMMOB İKK
(İL KOORDİNASYON KURULU)
TOPLANTILARI
17 Eylül 2015
14 Kasım 2015
Gündem: 1- Genel Değerlendirme
İzmir’de yapılan TMMOB Kadın Kurultayına üyemiz
Esma Nesrin Özdemir Katıldı.
2- 19 Eylül TMMOB Mühendis, Mimar ve
Şehir Plancıları Dayanışma Günü
Şube adına Şube Başkanımız Dr. Cem Oğuz katıldı.
Çiftlere ömür boyu mutluluklar dileriz.
Üyemiz Osman Sütçü
hayatını Selin Sert ile
25 Temmuz 2015 tarihinde birleştirdi.
Üyemiz Cem Çilek
hayatını Ceren Sarıışık ile
31 Temmuz 2015 tarihinde birleştirdi.
Üyelerimiz İlknur Kumaş ve
Bülent Dağıstanlıoğlu hayatlarını
10 Ekim 2015 tarihinde birleştirdi.
Üyemiz Berk Erkaya
hayatını Seda Alkan ile
05 Eylül 2015 tarihinde birleştirdi.
.
55
ANTALYA ŞUBESİ
KUTLAMA
EROL, EYLÜL, SELENAY ECE, MEHMET EMİR, BEKİR, HALİL, MUHSİN,
BERRA, ZEHRA GÖKÇE ve ELA'ya aramıza hoşgeldin diyor,
Anne ve Babasıyla birlikte mutlu ve uzun bir ömür diliyoruz.
56
Üyemiz Enver Coşkun
ve eşi Pınar Coşkun’un çocukları
EROL ve EYLÜL
08 Nisan 2013 ve 06 Şubat 2015
tarihlerinde dünyaya geldiler.
Üyemiz Mehmet İzci
ve eşi Denizhan İzci'nin kızı
SELENAY ECE
02 Haziran 2015
tarihinde dünyaya geldi.
Üyelerimiz Tuba Karcı Topçu ve
Alican Topçu’nun oğlu
MEHMET EMİR
22 Haziran 2015
Üyemiz Taner Ulukaya
ve eşi Halime Ulukaya’nın oğulları
BEKİR ve HALİL
20 Ağustos 2015
tarihinde dünyaya geldiler.
Üyemiz Hüseyin İşleyen
ve eşi Esra İşleyen’in oğlu
MUHSİN
13 Kasım 2015
Üyemiz Münire Fındık
ve eşi Okan Fındık’ın kızı
BERRA
07 Ocak 2016
Üyemiz İbrahim Necip Onur Uluışık
ve Eşi Gülhane Uluışık’ın kızı
ZEHRA GÖKÇE
14 Ocak 2016
Üyemiz Şahin Pala
ve eşi Rukiye Pala’nın kızı
ELA
20 Ocak 2016
.
ANTALYA ŞUBESİ
SON YAPRAK
Merhumlara ve Merhumeye Allah’tan rahmet,
kederli ailelerine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.
Üyemiz Çetin Durdu’nun babası
18.06.2015 tarihinde vefat etmiştir.
Üyemiz Kamil Yılmaz’ın annesi
Üyemiz M. Faruk Özbilgi’nin annesi
Üyemiz Murat Yılmaz’ın babası
Üyemiz İbrahim Tat’ın eşi 26.06.2015
tarihinde vefat etmiştir.
Üyemiz Mehmet Tevfik Kurtuluş’un annesi
Üyemiz Gülden Aslan’ın
babası vefat etmiştir.
Üyemiz Zafer Armağan’ın babası
Üyemiz Hacip Kayı’nın kızı
Üyemiz Emir Berberoglu’nun babası
Üyemiz İbrahim Gülşen’in annesi
Üyemiz Cevat Karakaya’nın babası
Üyemiz Bestami İyidoğan’ın eşi
Üyemiz İsmail Günebakan'ın babası
Üyemiz Halil Yılmaz’ın annesi
TMMOB
ANTALYA ŞUBESİ
Sayın Üyemiz,
Sizlere daha etkin hizmet verebilmemiz için;
değişen adres, telefon ve e-posta bilgilerinizi
LÜTFEN ZAMANINDA GÜNCELLEYİNİZ.
.
57
ANTALYA ŞUBESİ
YAZILI BASINDA İMO ANTALYA
58
.
ANTALYA ŞUBESİ
.
59
ANTALYA ŞUBESİ
60
.
ANTALYA ŞUBESİ
.
61

İMO Antalya Bülten 72. Sayısına pdf formatında ulaşabilmek için

Transkript

Benzer belgeler

26-29 Mayıs 2016`da Pyramids Grup Fuarcılık tarafından ikincisi

Otel Adı : CITY LIVE HOTELS İl / İlçe : ANTALYA/MERKEZ Kategori

Hemşirelere Tamamlayıcı Terapi Sertifika Töreni

Antalya Manavgat SİDEDE DENİZE SIFIR KİRALIK TESETTÜR

Antalya Duacı Köyünde Doğa ile İç İçe Satılık ÖZEL TRİPLEKS

ACİL Manavgat SİDEDE DENİZE SIFIR SATILIK BUTİK OTEL

51. uluslararası antalya altın portakal film festivali ulusal kısa film

Flights to Kazan 149 €