okul müdürleri için geliştirilen liderlik standartları ve bu

Transkript

okul müdürleri için geliştirilen liderlik standartları ve bu
OKUL MÜDÜRLERİ İÇİN GELİŞTİRİLEN LİDERLİK
STANDARTLARI VE BU STANDARTLARLA İLİGİLİ TÜRK
EĞİTİMCİLERİNİN GÖRÜŞLERİ
*Prof.Dr. Ali İlker Gümüşeli
Bu sunumda yirmibirinci yüzyılda meydana gelen ekonomik, sosyal ve politik gelişmeler
ve bu gelişmelerin eğitim örgütleri ve yöneticileri üzerindeki etkilerinden bahsedilerek, son
yıllarda eğitim yöneticileri için geliştirilen liderlik standartları kısaca açıklanacaktır. Yine
bu kapsamda, sözkonusu liderlik standartlarının Türk eğitimcileri tarafından hangi düzeyde
kabul gördüğüne ilişkin yapılmış olan bir araştırmanın özeti verilecektir.
Okul yöneticilerinin liderlik davranışlarına ilişkin çalışmaların geçmişi çok eski
olmasa da, bu alanda son 20-30 yılda yapılan çalışmalarla çok önemli bulgular elde
edilmiştir. Bu bulguların ışığında okul yönetimi ve liderliği artık kendisine özgü ilkeleri,
kuralları ve uygulamaları olan bir bilim alanı olma yolunda hızla ilerlemektedir. Yapılan
çalışmalar sonucunda okul yöneticiliği ile ilgili yeterlik alanları ve liderlik davranışlarına
ilişkin birçok tanımlama yapılmıştır. Ancak bu tanımlamalara rağmen yine de çağdaş okul
müdürünün sahip olması gereken temel liderlik alanları konusunda tam bir görüş birliğine
varıldığı söylenemez. Bununla birlikte, günümüzdeki hızlı sosyo-ekonomik, politik ve
teknolojik dönüşümlerin etkisiyle okul müdürlüğünün geçmiş yıllara oranla daha karmaşık
bir duruma geldiği, yeni koşulların okul müdürlerinin birden çok alanda liderlik yeterliği
kazanmalarını zorunlu hale getirdiği konusunda bilim adamları ve uygulamacılar arasında
güçlü bir görüş birliği oluşmuştur.
Okul Müdürlerinin değişen dünya koşullarına cevap verecek liderlik yeterlileri neler
olmalıdır ? Bu konuda geliştirilmiş standartlar var mıdır varsa nelerdir? Bu sorulara cevap
vermeden önce önce yirmibirinci yüzyılda okul çevrelerinde meydana gelen ekonomik,
sosyal ve politik değişme ve gelişmeleri özetlemek yararlı olacaktır. (Murphy, 1998).
Okulların Hizmet Çevrelerindeki Değişiklikler
Hepimizin bildiği gibi, İçinde bulunduğumuz yüzyıla damgasını vuran değişmelerden
birisi ekonomik yapıda meydana gelmiştir. Bu yapısal değişimin en çarpıcı görünümleri,
küreselleşme, kitle üretiminden birim üretime yönelme, bilgi iletişim teknolojisinin yaygın
bir biçimde kullanılması, başarı için gerekli olan yeterliklerde artış ve pazarlama
hizmetlerinin ön plana çıkması olmuştur. Bu değişimler bir yandan ekonomik yapıların
değişimine yol açarken, diğer yandan da dikkatleri kamu sektörü üzerine çekmiştir. Bu
süreçte özellikle verimsiz kamu örgütleri eleştirilerin sürekli hedefi haline gelmiş, kamunun
ekonomik alandaki gücün önemli ölçüde azalmış, bunun yerine özel sektör, yerel örgütler ve
kuruluşların ekonomik etkinliklerde ön plana çıkmıştır. Mal ve hizmet üreten diğer sektörler
kadar olmasa da, bu değişme ve gelişmeler hiç kuşkusuz eğitim sistemleri de önemli ölçüde
etkilemiştir ve etkilemeye de devam etmektedir.
Okulların çevrelerinde yaşanan önemli bir değişim de politik alanlarda yaşanmaktadır. Bu
alandaki en ilgi çekici gelişme ise halkın eğitim beklentilerini karşılamaktan giderek
uzaklaşan politik kuruluşlara ve bunların üyelerine olan güvenin azalması olmuştur.
Hükümetler halkın yükselen eleştirilerine cevap verebilmek için, eğitimde kalitenin
yükseltilmesine yönelik çalışmaları başlatması ve bu konuda biçimsel de olsa birtakım
düzenlemelere gitmesi de halkın politik kurumlara olan güvenini sağlamaya yetmemiştir.
*Y.T.Ü. Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi
Hükümetlerin ve onları oluşturan politik güçlerin eğitim sorununa çözüm bulmaktaki
başarısızlıkları, çeşitli kuruluşları kendi okullarını kurmaya, yerel kuruluşlar ve özel sektörü
okulculukta daha fazla yer almaya zorlamaktadır. Diğer yandan velilerin geçmişe oranla daha
bilinçli olmaları ve sivil toplum kuruluşlarının eğitimin finansmanına giderek daha fazla
katılmak zorunda kalmaları, kişi ve grupların eğitim sistemi ve okullar üzerindeki baskılarını
her geçen gün daha da güçlendirmektedir.
Çağımızda eğitim örgütlerinin çevrelerinde meydana gelen üçüncü tür değişim de
sosyal yapı da olmaktadır. Bireyleri ortak amaçlara yöneltme ve paylaşılan değerler ağı
oluşturmada bütünleştirici bir mekanizma görevi gören güçlü toplumsal kültürler; ekonomik
ve politik yapıdaki değişimler, hızlı ve çarpık kentleşmenin etkisiyle giderek bozulmakta ve
bütünleştirici rolünden uzaklaşmaktadır. Bu sosyal yapı değişikliğine paralel bir biçimde,
kendilerine sunulan kamu hizmetlerinin yetersizliğinden şikayetçi olan alt grupların sayıları
da her geçen gün çoğalmaktadır. Diğer yandan özellikle büyük kentlerde işsizlik, yoksulluk,
alkol ve uyuşturucu bağımlılığı, suç işleme, yetersiz beslenme ve kötü sağlık koşulları gibi
olumsuz yaşam koşulları ile mücadele etmek zorunda kalan gençlerin oranında önemli ölçüde
artışlar görülmektedir (Murphy, 1998). Sosyal yapıda meydana gelen bu değişme ve
gelişmeler, okul yöneticilerini, okul sınırları dışındaki çevrenin sorunlarına da duyarlı
olmasını zorunlu hale getirmektedir.
Çevresel Değişimlerin Eğitim Örgütlerine Etkileri Neler Olmuştur?
Yukarıda önemli yönleri ile özetlenmeye çalışılan bu değişimler, okulların örgüt ve
yönetim yapılarını da etkilemiş ve etkilemeye de devam etmektedir. Bu değişme ve
gelişmelerin sonucunda geçmişin klasik örgüt ve yönetim ilkeleri ile yapılaştırılan ve
yönetilen okulların artık bu yeni koşullara cevap vermesi olanaksız duruma gelmiştir. Bu
nedenle birçok ülkede bilim adamları ve uygulamacılar mevcut bürokratik okul yapılarının
özellikle kamu eğitiminin sorunlarını çözmede yetersiz kaldığını ileri sürmektedir. Hatta var
olan örgüt ve yönetim yapılarının öğrenmeye engel olduğu, yirmibirinci yüzyıla damgasını
vuran endüstri sonrası ya da diğer bir deyimle bilgi toplumunda yaşayan öğrencilerin
ihtiyaçlarını karşılayacak esneklik ve yeterlikte olmadığı giderek daha yüksek sesle dile
getirilmektedir. ( Murpy, 1998). Bu eleştiriler eğitim yöneticileri ile bilim adamlarını yeni
değerler ve ilkelerle tutarlı olacak alternatif okul yönetimi biçimlerinin araştırılmasına
yöneltmiştir. Bu araştırmalar sonucunda bürokratik işleyişten çok, etkililiğe dönük çalışan ve
akademik programların yanında, sosyal gelişimi sağlayıcı etkinliklere önem veren okul
yapıları ortaya çıkmıştır. Bu yeni yapılaşma ile birlikte birçok yerde uzun yıllardan bu yana
varlığını devam ettiren hiyerarşik örgüt yapıları yerlerini, daha demokratik ilişkilere dayalı,
öğrenmeye açık ve
kendilerini
sürekli yenileyebilen, profesyonelce denetlenen,
merkeziyetçilikten uzak örgüt yapılarına bırakmıştır.
Yine ekonomik, sosyal ve politik gelişmelerin okul çevre ilişkileri üzerinde de önemli
etkileri olmuştur. Özellikle ekonomik ve politik değişimlerle birlikte devletin okullar
üzerindeki ağırlığının giderek azalması, okulları çevredeki ekonomik ve yerel güçler ile
ailelerin istek ve beklentilerine karşı daha duyarlı olmaya zorlamıştır.
Ailelerin ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının okulların finansmanında giderek daha
fazla pay sahibi olmaları, aynı zamanda okullara daha fazla müdahale etme hakkını
kendilerinde görmelerine yol açmıştır. Bu durum okulların velilerle, ekonomik ve yerel
örgütlerle daha sıkı işbirliği içerisinde olmasını, okuldaki kararlara onların katılımını
sağlamasını da beraberinde getirmiştir. Kuşkusuz bu gelişmelerde velilerin okula yönelik
bakış açılarının değişmesinin de önemli payı olmuştur. Artık veliler kendilerini eğitim
hizmetlerinin tüketicisi olarak görmeye başlamışlardır. Bunun için de çocuklarına okul
seçimi, okul yönetimine katılma, çocuklarının eğitimine yardımcı olma, okul toplumuna
katılma vb. gibi konulara ilgi göstermeye ve bu konuda rol üstlenmeye daha fazla çaba
göstermektedirler. Tabi ki bu anlayış değişikliği bir yandan da geleneksel okul-ev, okultoplum, veli- öğretmen ilişkilerinin sınırlarının bozulmasına yol açmıştır. Buna bağlı olarak
da eski ilişkiler yeniden gözden geçirilerek daha esnek, katılımcı, etkililiği esas alacak
biçimde
çok yönlü etkileşime olanak veren modeller geliştirilmiş ve uygulamaya
konulmuştur. Hiç kuşkusuz tüm bu değişme ve gelişmeler okul müdürlerinin de değişmesini,
çağın gereklerine uygun liderlik yeterlikleri ile donatılmalarını zorunlu duruma getirmiştir.
Çağımızın Okullarını Yönetecek Okul Müdürlerinin Sahip Olmaları Gereken Liderlik
Yeterlikleri Neler olmalıdır?
Buraya kadar yapılan kısa açıklamalar günümüz okul çevrelerinin ve yapılarının
eskiye göre birçok bakımdan değişiklik gösterdiğini, dolayısyla okulları artık eskiden olduğu
gibi her şeyi önceden bilen ve astlarının talimatlarına uyup uymadığını kontrol eden bir
müdürlük anlayışıyla yönetmenin olanaklı olamayacağını ortaya koymaktadır.
O halde bugünün okul müdürleri hangi liderlik yeterliklerine sahip olmalıdır? Bu
sorunun cevabı son yıllarda eğitim yönetimi alanında görev yapan akademisyenler ve
uygulamacıları en fazla ilgilendiren konular arasında yer almaktadır. Bu kapsamda Türkiye’de
de özellikle üniversite çevrelerinde okul yöneticilerinde bulunması gereken niteliklere ilişkin
önemli çalışmalar yapılmaktadır. Ancak bu güne kadar yapılan çalışmaların sonucunda ne
yazık ki henüz üzerinde uzlaşılan bir liderlik yeterlikleri tablosu oluşturulamamıştır. Buna
bağlı olarak ta eğitim yöneticisi ve okul müdürü atamalarına ilişkin çıkarılan yönetmeliklerin
hemen tümünde, okul müdürlüğüne atanma standartları daha çok mesleki deneyim süresi ile
sınırlı kalmış, nitelik standartları ise diploma dereceleri ve hizmet içi eğitim etkinliklerine
eşdeğer olarak tanımlanmaya çalışılmıştır. Dolayısıyla “Türkiye’de okul yöneticilerinin
liderlik standartları ne olmalıdır” sorusu okul yöneticisi yetiştirme ve atama konusunda
cevaplandırılması gereken soruların başında gelmektedir. Bu standartları belirlemeden okul
müdürlerini objektif ölçütlere göre seçmek ve bunları çağın gerektirdiği yeterliklerle
donatmak olanaklı olmayacaktır.
Türkiye dışındaki diğer ülkelerde bu sorunun ne kadar çözüldüğüne ilişkin elimizde
çok kesin bilgiler olmamakla birlikte, ilgili literatürden ülkelerin birçoğunda yeni yüzyılın
okullarını yönetebilecek müdürler için gerekli olan liderlik alanlarının belirlenmesine yönelik
çalışmaların sürdürüldüğü anlaşılmaktadır.
İlgili literatürün taranmasından bu sorunun çözümüne yönelik olarak en somut
gelişmenin ABD olduğu anlaşılmaktadır. Bu konuda ABD Eyalet Eğitim Müdürleri Konseyi
(The Council of Chief State School Officers-CCSSO) bünyesinde kurulan Okul Liderleri
Lisans Konsorsiyumuna (The Interstate Schools Leaders Licensure Consortium-ISLLC) üye
24 Eyalet eğitim Kurulu ve ulusal düzeyde faaliyet gösteren 13 eğitim birliğinin ortak
çalışması ile 1996 yılında “Okul Müdürleri İçin Liderlik standartları belirlenmiştir. Söz
konusu bu liderlik standartları günümüz dünyasının karmaşık okul yapılarını ve çevrelerini
yönetebilmek için gerekli olan altı liderlik alanını tanımlamaktadır. Bunlar vizyoner liderlik,
öğretim liderliği, örgütsel liderlik, toplumsal liderlik, etik liderlik ve politik liderliktir.
Belirlenen bu liderlik yeterliklerinin her birisi, bilgi tutum ve davranış boyutlarında ayrı ayrı
maddeler biçiminde tanımlanmıştır (DDE, 1998; CCSSO, 1996 ).
Vizyoner liderlik kısaca, örgüt için gerçekçi, güvenilir ve etkileyici bir gelecek
yaratma yeteneği olarak tanımlanabilir (Lashway, 1999, s. 132 ). Günümüz okul
müdürlerinden bu konuda beklenilen en temel görev okul toplumu tarafından da paylaşılan
ve desteklenen bir öğrenme vizyonu geliştirerek, açıklayarak, uygulayarak ve izlenmesini
kolaylaştırarak bütün öğrencilerin başarı düzeylerinin artırılmasına katkıda bulunmaktır
(DDE, 1998; CCSSO, 1996 ). Okul müdürü bu alanda yeterli olduğu takdirde okulu tüm okul
toplumunun katkısı ile çağın karmaşık dünyasının yol
açtığı belirsizliklerin risklerinden koruyarak, emin adımlarla geleceğe yönlendirmesi olanaklı
olacaktır.
Çağdaş okul müdürleri için belirlenen bir diğer liderlik alanı da öğretim liderliğidir.
Öğrencilerin öğrenmesi ve öğretmenlerin mesleki gelişimini kolaylaştıran bir okul kültürü ve
öğretim programı geliştirme, destekleme, devamlılığını sağlama yoluyla bütün öğrencilerin
başarı düzeyini artırmayı amaçlayan bu liderlik alanı doğrudan okulun ürettiği ürün üzerine
odaklanan davranışlardan oluşmaktadır (DDE, 1998; CCSSO, 1996 ). Öğretim liderliği, diğer
liderlik alanlarına göre öğrenciler, öğretmenler, öğretim programı ve öğretme-öğrenme
süreçleri ile doğrudan ilgilenmeyi gerektiren bir liderlik alanıdır. (Hallinger ve Murphy;
McEvan, 1994). Okul müdürleri bu alanda yeterli duruma geldiklerinde okulun etkili okulun
etkililiğine önemli katkılarda bulunma fırsatını elde etmiş olurlar (Gümüşeli,1996).
Toplumsal liderlik ise kısaca aileler ve okul toplumu üyeleri ile işbirliği yaparak,
toplumun farklı ilgi ve ihtiyaçlarına cevap verecek ve toplum kaynaklarını harekete geçirerek
bütün öğrencilerin başarı düzeyini artırma olarak tanımlanabilir (DDE, 1998; CCSSO,1996 ).
Okul çevrelerinde meydana gelen değişimlerden bahsederken belirtildiği gibi, geçmiş
yıllardan farklı olarak veliler ve toplumun okullar ve eğitime karşı daha ilgili davranmaları,
okulla ilgili çeşitli etkinlik ve görevlere katılma istekleri, okul müdürlerinin okul dışındaki
unsurlara
da liderlik yapmasını zorunlu hale getirmiştir. Diğer yandan eğitimin
demokratikleştirilmesi, etkililiğinin artması, okulun toplumsallaşması, kabul görmesi,
saygınlığı ile okul müdürünün okul toplumuna karşı duyarlı olması arasında yakın bir ilişki
vardır. Bunun için de çağdaş okulları yönetecek olan okul müdürlerinin, aynı zamanda bir
toplumsal lider olması gerekmektedir. Bunun için kararlarını ve eylemlerini etkileyen iç ve dış
öğelerin varlığından haberdar olması, kararlar üzerindeki etkilerini çözümleyebilmesi, onlarla
iletişim ve etkileşime hazır bir tutum içinde olması gerekir. (Açıkalın, 1995, s. 57). Bu
etkileşim yoluyla toplumun farklı ilgi ve ihtiyaçlarına cevap verecek programları hazırlaması
ve uygulaması olanaklı hale gelir. Okul çevresi ile kurulacak ilişki sayesinde toplumun
kaynaklarının öğrencilerin ve dolayısıyla okulun başarısı yönünde kullanılması için önemli
fırsatlar elde edilmiş olur.
Çağdaş okul müdürleri için belirlenen bir başka liderlik yeterliği olan örgütsel liderlik
de okulu, kuralları ve kaynakları; güvenli, verimli ve etkili bir öğrenme ortamı yaratacak
şekilde yöneterek, bütün öğrencilerin başarı düzeyini artırma olarak tanımlanabilir (DDE,
1998; CCSSO,1996 ). Çünkü günümüz okul müdürlerinin en önemli görevlerinden birisi de
okul çevresindeki değişiklikleri sürekli izleyerek, okulun örgüt ve yönetim yapısını bu
değişimlere uyarlamaktır. Ancak bu yolla okulun en önemli müşterileri olan öğrenciler ile
velilerin ihtiyaç ve beklentilerini yansıtan hedefleri belirlemeleri, bu hedeflere ulaşmaları
olanaklı olur. Aksi takdirde okulun etkili olarak işletilmesi olanaklı değildir. Bunun için okul
müdürleri etkinlikleri yürütürken bir yandan uyarlanma ile ilgili olarak ortaya çıkan sorunları
çözerek, diğer yandan bireysel çabaları ve takım etkinliklerini koordine ederek, okulun
hedefleri doğrultusunda bir bütün olarak ilerlemesini sağlamak durumundadırlar (Sashkin,
1998). Bir başka ifadeyle bir örgütsel lider olarak, örgütü ve kaynaklarını mevcut mevzuata
ve kurallara uygun bir biçimde yöneterek, güvenli, verimli ve etkili bir öğrenme ortamı
oluşturmak zorundadır. Bu da ancak örgütsel liderlik yeterliğini kazanmakla olanaklı olur.
Etik liderlik ise okul müdürünün dürüst, adil ve ahlaklı bir tutum sergileyerek bütün
öğrencilerin başarı düzeylerini artırmasını içeren bir liderlik yeterliğidir (DDE, 1998;
CCSSO,1996 ). Hepimizin bildiği gibi eğitimde etik değerler konusu yeni bir yüzyılın
başlangıcında eğitim yönetimi alanında temel öncelik taşıyan alanlardan birisi durumuna
gelmiştir. Demokrasiye giderek daha fazla önem veren ve küreselleşen bir dünyada, okul
müdürlerinin yapacakları çalışmaların demokratik değerlerle aykırı düşmesi ve evrensel etik
ilkelerden uzak olması düşünülemez(Pehlivan, 2001).
Çağdaş okul müdürleri için belirlenmiş olan liderlik standartlarından sonuncusu da
politik liderliktir. Eğitim sisteminin sosyal bir örgüt olduğu kadar politik bir girişim özelliği
taşıması, okulun politik düşünce ve eylemlerin odağında olması, okul müdürünün aynı
zamanda politik lider olmasını getirmektedir (Bursalıoğlu, 1994, s.220). Okul müdürünün
içinde bulunduğu toplumun ve çevrenin genel siyasi, toplumsal, ekonomik, yasal ve kültürel
koşullarını anlaması, bu koşullara uyabilmesi ve gerektiğinde çevreyi etkileyebilmesi olarak
tanımlanabilen (DDE, 1998; CCSSO,1996 ) bu yeterlik alanı, özellikle çeşitli güç odaklarının
eğitim örgütleri üzerindeki baskısını okulun amaçlarına zarar vermeyecek biçimde yönetme
bakımından büyük önem taşımaktadır. Günümüz toplumlarında eğitimin kontrolünün giderek
yerel örgütlere geçmesi, eğitim girişiminde çeşitli kişi ve grupların etkili olmaya başlaması,
sivil toplum örgütlerinin eğitim üzerindeki ağırlığının artması, okul müdürlerinin politik
liderlik alandaki çabalarını daha da artırmalarını zorunlu kılmaktadır.
Yukarına çok genel olarak özetlenen bu liderlik yeterlik standartlarının evrensel
niteliği var mıdır? Bu soruya koşulsuz olarak evet cevabı vermek olanaklı değildir. Çünkü
günümüz yönetim anlayışı, klasik anlayışın aksine, koşulları dikkate almayan evrensel
nitelikli çözümleri reddetmektedir. Dolayısıyla ülkelerin farklı sosyo kültürel, politik,
ekonomik yapıları onların yönetim biçimleri üzerinde belirleyici bir rol oynadığı gerçeği
dikkate alındığında; bir ülkenin okul yöneticileri için belirlenen liderlik standartlarının bir
başka ülke için de aynı ölçüde geçerli olamayacağı ortaya çıkmaktadır. Ancak küreselleşen
dünya da ülkeler arasındaki etkileşimin artması ile birlikte birçok alanda benzer yapılaşmalara
gidildiği de bir başka gerçektir. Diğer yandan ülkeler arasında çeşitli bakımlardan farklılıklar
olmakla birlikte, eğitim sistemleri ve uygulamalarının benzer yanlarının da olduğunu gözden
uzak tutmamak gerekir. Bu nedenle Türkiye’nin okul müdürlüğüne ilişkin liderlik
standartlarını belirlemede gelişmiş ülkelerin deneyimlerinden yararlanması düşünülebilir.
Ancak bu deneyimlerden yararlanmadan önce, başka ülkelerce geliştirilmiş olan liderlik
standartlarının ülkemiz gerçekleri ile ne derecede örtüştüğü, bu standartların başta eğitim
çevreleri olmak üzere toplumun ilgili diğer kesimlerince ne derecede kabul gördüğünün
bilimsel araştırmalarla ortaya konulması gerekir. Bunun için bu sunuyu bu amaçla yapılan bir
araştırmayı özetleyerek tamamlamakta yarar vardır.
Okul Müdürleri İçin Geliştirilen Liderlik Standartları Davranış Boyutları Türk
Eğitimcileri Tarafından Ne Derecede Kabul Görmektedir?
Yukarıda kısaca bahsedilen liderlik standartları davranış boyutları acaba Türk
eğitimcileri tarafından ne derecede kabul görüyor? Bu sorunun cevabını bulmak üzere yapılan
bir araştırma aşağıda özetlenmiştir. Söz konusu araştırma yazarın danışmanlığımda Yıldız
Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Hasan Ferhat Güngör tarafından yüksek
lisans tez çalışması olarak yapılmıştır.
Araştırmanın Amacı
Araştırma
ABD’nde
okul
müdürlerinin
eğitim,
seçim,
atanma
ve
değerlendirilmelerinde kullanılmak üzere geliştirilen liderlik standartları davranış boyutunun
Türkiye'deki eğitim çevrelerince ne derece kabul gördüğünü belirlemek amacıyla yapılmıştır.
Araştırmada bu genel amaca ulaşmak için aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır:
Geliştirilmiş olan liderlik yeterlik standartları;
1) Üniversitelerin Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında görev yapan akademisyenlerince
ne derece kabul görmektedir?
2) İlköğretim müfettişlerince ne derece kabul görmektedir?
3) İl ve ilçe milli eğitim müdürlerince ne derece kabul görmektedir?
4) Okul müdürlerince ne derece kabul görmektedir?
5) Öğretmenlerce ne derece kabul görmektedir?
6) Tüm gruplar tarafından ne derece kabul görmektedir?
Yöntem
Tarama modeli kullanılarak yapılan araştırmada, veri toplama aracı olarak, sözkonusu
standartlardan üretilen anket formundan yararlanılmıştır.
Anket formları 24 ilden yansız atama yoluyla seçilen ve nitelik ve sayıları yansıda yer
alan toplam 2290 kişiye uygulanmıştır. Anketlerden 1943 tanesi (%84.9) geriye dönmüştür.
Anket uygulanan denek sayısı ve geri dönüş oranları aşağıda Tablo 1 de verilmiştir.
İki bölümlü anketin ilk bölümü “kişisel bilgiler” e ilişkin iki madde, ikinci bölümü ise
“Okul müdürlerinin liderlik yeterlik standartlarına ilişkin eğitimcilerin görüşlerini
belirleme”ye ilişkin 95 maddeden oluşmuştur. Anketin ikinci bölümündeki maddelerden, 15
madde vizyoner liderlik”, 20 madde “öğretim liderliği” , 21 madde “örgütsel liderlik” 17
madde “toplumsal liderlik”, 16 madde “etik liderlik” , 6 madde ise “politik liderlik” davranış
standartlarını tanımlar nitelikte oluşturulmuştur. Likert türünde beşli dereceleme ölçeği esas
alınarak hazırlanan ankette, katılma ölçütü olarak, (5) tamamen katılıyorum, (4) çoğunlukla
katılıyorum, (3) kararsızım, (2) az katılıyorum, (1) katılmıyorum ifadeleri kullanılmıştır.
Araştırma Milli Eğitim Bakanlığı EARGED Başkanlığı’nın desteği ile yürütüldüğü
için, anket EARGED tarafından uygulanmıştır.
Tablo 1
Anket Uygulanan Denek Sayısı Ve Geriye Dönüş Oranları
Uygulanan Anket
Dönen Anket
Dönüş
Sayısı
Sayısı
Oranı
Öğretim Elemanı
184
129
70.1
İlköğretim Müfettişi
155
151
97.4
İl/ilçe Milli Eğitim Müdürü
95
78
82.1
İlköğrtm. Okulu Müd/Md. Yr.
464
350
75.4
İlköğretim okulu Öğretmeni
1392
1235
88.9
2290
1943
84.9
GRUPLAR
TOPLAM
Örnekleme giren grupların “kişisel özelliklerine” ilişkin sınıflama türündeki veriler
sayı(frekans – f) ve yüzde ile betimlenmiştir.
Grupların ilköğretim okulu müdürlerinin liderlik yeterlik standartları ile ilgili
görüşlerini belirlemeye yönelik maddelere ilişkin verilerin ise sayı(frekans – f), yüzde ve
ortalama hesaplanmıştır.
Bulgular
Okul müdürlerinin sahip olması gereken vizyoner liderlik, öğretim liderliği, örgütsel
liderlik, toplumsal liderlik, etik liderlik ve politik liderlik yeterliklerine ilişkin olarak Türk
eğitimcilerinin kabul derecelerini yansıtan aritmetik ortalamalar ve bunlara ilişkin grafikler
aşağıda yer almaktadır.
Akademisyenlerin Görüşleri:
Aşağıdaki Şekil 1 akademisyenlerin her bir liderlik alanındaki standartları kabul
derecesine ilişkin aritmetik ortalamaları göstermektedir.
Bu grafikten de anlaşılacağı gibi tüm liderlik yeterliklerine ilişkin davranış standartları
akademisyenler tarafından yüksek düzeyde (tamamen katılıyorum) (4.50) kabul görmüştür.
Aritmetik ortalama değerlerine göre bir sıralama yapıldığında ise, en yüksek düzeyde
kabul gören standardın etik liderlik (4,68) olduğu bunu ikinci sırada birbirine yakın değerlerle
örgütsel liderlik (4,58) ve öğretim liderliği (4,57) standartlarının izlediği görülmektedir.
Bunları vizyoner liderlik (4.48) ve toplumsal liderlik standartları izlemekte, Politik liderlik
ise en sonda yer almaktadır.
5
4,5
4
3,5
3
2,5
4,5
Genel
Ortalama
4,3
Politik
Liderlik
4,68
Etik
Liderlik
4,37
4,58
Örgütsel
Liderlik
Toplumsal
Liderlik
4,57
Öğretim
Liderliği
1
4,48
1,5
Vizyoner
Liderlik
2
Şekil : 1
Akademisyenlerin Görüşlerine İlişkin AritmetikOrtalamalar
İlköğretim Müfettişlerinin Görüşleri:
İlköğretim müfettişlerinin altı liderlik alanındaki yeterlik standartlarını kabul
derecesine ilişkin aritmetik ortalamalar aşağıda şekil 2’de yer almaktadır. Bu grafikten de
anlaşılacağı gibi tüm liderlik alanlarına ilişkin davranış standartları yine müfettişler tarafından
da yüksek düzeyde (tamamen katılıyorum) (4.41) kabul görmüştür.
Aritmetik ortalama değerlerine göre bir sıralama yapıldığında ise, en yüksek düzeyde
kabul gören standardın yine etik liderlik (4,57) olduğu bunu ikinci sırada öğretim liderliği (
4.47) üçüncü sırada örgütsel liderlik (4,42), dördüncü sırada toplumsal liderlik (4,38) ve
beşinci sırada politik liderlik (4,34) standartlarının izlediği görülmektedir. Vizyoner liderlik
standartları ise (4.30) ilköğretim müfettişleri tarafından en son sırada kabul gören standartlar
olmuştur.
5
4,5
4
3,5
3
2,5
Genel
4,41
Ortalama
Politik
Liderlik 4,34
Etik
4,57
Liderlik
Toplumsal
4,38
Liderlik
Örgütsel
4,42
Liderlik
1
Öğretim
Liderliği 4,47
1,5
Vizyoner
Liderlik 4,3
2
Şekil : 2
İlköğretim Müfettişlerinin Görüşlerine İlişkinAritmetik Ortalamalar
İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin Görüşleri:
Aşağıda yer alan üçüncü şekilde il ve ilçe Milli Eğitim Müdürleri’nin her bir liderlik
alanındaki standartları kabul derecesine ilişkin aritmetik ortalamalar yer almaktadır.
5
4,5
4
3,5
3
2,5
Genel
Ortalama 4,58
Politik
Liderlik 4,62
Etik
4,8
Liderlik
Toplumsal
Liderlik 4,55
Örgütsel
4,58
Liderlik
1
Öğretim
Liderliği 4,59
1,5
Vizyoner
Liderlik 4,47
2
Şekil:3
İl Ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin Görüşlerine İlişkin Aritmetik Ortalamalar
Bu şekildeki rakamlardan, ilk iki grupta olduğu gibi, sözkonusu liderlik standartlarının
il ve İlçe Milli eğitim Müdürleri tarafından da yüksek düzeyde (tamamen katılıyorum) (4.58)
kabul gördüğü anlaşılmaktadır.
Aritmetik ortalama değerlerine göre bir sıralama yapıldığında ise, en yüksek düzeyde
kabul gören standardın yine etik liderlik (4,80) olduğu bunu ikinci sırada politik liderlik
(4,62) üçüncü sırada öğretim liderliği ( 4.59), dördüncü sırada örgütsel liderlik (4,58) ve
beşinci sırada toplumsal liderlik (4,55) standartlarının izlediği görülmektedir. Vizyoner
liderlik standartları ise yine (4.47) ilköğretim müfettişlerinde olduğu gibi, İl ve İlçe Milli
Eğitim Müdürleri tarafından da en son sırada kabul gören standart olmuştur.
İlköğretim Okulu Müdürlerinin Görüşleri:
İlköğretim Okulu Müdürleri’nin her bir liderlik alanındaki standartları kabul
derecesine ilişkin aritmetik ortalamalar Şekil 4’te yer almaktadır.
5
4,5
4
3,5
3
2,5
Genel
Ortalama 4,58
4,49
Politik
Liderlik
Etik
4,73
Liderlik
4,56
4,6
Örgütsel
Liderlik
Toplumsal
Liderlik
4,63
1
Öğretim
Liderliği
1,5
Vizyoner
4,48
Liderlik
2
Şekil: 4
İlköğretim Okulu Müdürlerinin Görüşlerine İlişkin Aritmetik Ortalamalar
Yukarıdaki şekilden de görüldüğü gibi, ine diğer gruplarda olduğu gibi olduğu gibi,
tüm liderlik alanlarına ilişkin davranış standartları ilköğretim okulu müdürleri tarafından
yüksek düzeyde (tamamen katılıyorum) (4.58) kabul görmüştür.
Aritmetik ortalama değerlerine göre bir sıralama yapıldığında ise, en yüksek düzeyde
kabul gören standardın yine etik liderlik (4,73) olduğu bunu ikinci sırada öğretim liderliği (
4.63), üçüncü sırada örgütsel liderlik (4,60), dördüncü sırada toplumsal liderlik (4,56 ) ve
beşinci sırada politik liderlik (4,49) standartlarının izlediği görülmektedir. Vizyoner liderlik
standartları ise, politik liderliğe yakın bir değerde (4,48), yine en son sırada kabul gören
standart olmuştur.
Öğretmenlerin Görüşleri:
Beşinci şekil öğretmenlerin her bir liderlik alanındaki standartları kabul derecesine
ilişkin aritmetik ortalamaları göstermektedir.
Bu şekilden de görüleceği gibi, diğer gruplardakine benzer şekilde yine, tüm liderlik
alanlarına ilişkin davranış standartları öğretmenler tarafından da yüksek düzeyde (tamamen
katılıyorum) (4.53) kabul görmüştür.
Aritmetik ortalama değerlerine göre bir sıralama yapıldığında ise, en yüksek düzeyde
kabul gören standardın yine etik liderlik (4,67) olduğu bunu ikinci sırada öğretim liderliği (
4.60), üçüncü sırada örgütsel liderlik (4,54), dördüncü sırada toplumsal liderlik (4,50 ) ve
beşinci sırada vizyoner liderlik (4.47) standartlarının izlediği görülmektedir. Politik liderlik
ise(4,37), öğretmenler tarafından en son sırada kabul gören standart olmuştur.
5
4,5
4
3,5
3
2,5
4,37
Politik
Liderlik
Genel
4,53
Ortalama
4,67
Etik
Liderlik
4,5
4,54
Örgütsel
Liderlik
Toplumsal
Liderlik
4,6
Öğretim
Liderliği
1
4,47
1,5
Vizyoner
Liderlik
2
Şekil: 5
Öğretmenlerin Görüşlerine İlişkin Aritmetik Ortalamalar
Tüm Eğitimcilerin Ortak Görüşleri:
Altıncı ve son şekil ise tüm grupların her bir liderlik alanındaki standartları kabul
derecesine ilişkin genel aritmetik ortalamalarını göstermektedir.
Bu şekle bakıldığında, da yine önceki bulgularla tutarlı olarak altı liderlik alanına
ilişkin davranış standartlarının, araştırma kapsamına alınan tüm eğitimciler tarafından yüksek
düzeyde (tamamen katılıyorum) (4.53) kabul gördüğü anlaşılmaktadır.
Aritmetik ortalama değerlerine göre bir sıralama yapıldığında ise, Türk eğitimcileri
tarafından en yüksek düzeyde kabul gören standardın yine etik liderlik (4,68) olduğu
görülmektedir. Bunu ikinci sırada öğretim liderliği ( 4.60), üçüncü sırada örgütsel liderlik
(4,55), dördüncü sırada toplumsal liderlik (4,50 ) ve beşinci sırada vizyoner liderlik (4.46)
standartlarının izlediği görülmektedir. Politik liderlik ise(4,40),ise en son sırada kabul gören
standart olmuştur.
5
4,5
4
3,5
3
2,5
4,46
4,6
4,55
4,5
4,68
4,4
4,53
Öğretim
Liderliği
Örgütsel
Liderlik
Toplumsal
Liderlik
Etik
Liderlik
Politik
Liderlik
Genel
Ortalama
1,5
Vizyoner
Liderlik
2
1
Şekil : 6
Tüm Gruplarin Görüşlerine İlişkin Aritmetik Ortalamalar
Sonuç ve Öneriler
Sonuç
Eğitim yönetimi alanında yapılan araştırmalar, okulların etkili olması ile onların yönetim
biçimi arasında önemli bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Çağımız okul müdürlerinin
kendilerinden beklenen rolleri yerine getirebilmeleri için, öncelikle eğitim sistemi ve okul
yönetiminin değişen rollerinden ve bu rolleri etkileyen çevresel dinamiklerden haberdar
olmaları gerekir. Son yıllarda sosyal, ekonomik, politik ve teknolojik alanlarda ortaya çıkan
değişme ve gelişmelerin de etkisiyle, eğitim girişimi ve okul yönetimi giderek
merkeziyetçilikten uzak bir yapıya bürünmektedir. Özellikle okulun yakın çevresini oluşturan
veliler, sivil toplum kuruluşları ve yerel kuruluşların eğitime ve dolayısıyla okullara karşı
ilgisi, eğitimle ilgili kararlara katılma isteği her geçen gün artmaktadır. Eğitimin
finansmanının sağlanması sorumluluğunun birçok ülkede bu hizmetlerden yararlanan kişi ve
gruplara yüklenmesi, çevre okul ilişkilerinin geçmişteki niteliği ve sınırlarını değiştirmektedir.
Tüm bu değişme ve gelişmelerle birlikte birçok bakımdan farklılaşan günümüz okullarını
artık klasik anlayışla yönetmek olanaklı değildir. Okul müdürlerinin çağın gereklerini
karşılayabilecek biçimde yöneticilik yapabilmeleri için okulları okul toplumu ile sürekli
işbirliği içerisinde, okullarının geleceğini şekillendirecek, toplumun yeni yapısının isteklerini
karşılayacak plan ve programlarları hazırlayarak uygulamaları; okullarının örgüt ve yönetim
yapısını değişen toplumun istek ve beklentilerine göre sürekli gözden geçirerek yenilemeleri;
okul etkinliklerini öğrenme ve öğretme ilkelerine uygun olarak ve öğrenci başarısını merkeze
alarak düzenlemeleri; çalışmalarında etik ilkeleri ve yasal mevzuatı kendilerine rehber
edinmeleri gerekir. Bu ise onların vizyoner liderlik, öğretim liderliği, toplumsal liderlik,
örgütsel liderlik, etik liderlik ve politik liderlik alanlarında yeterli olmaları ile olanaklıdır.
Yapılan bu araştırma ile her ne kadar farklı kültürlere sahip olsa da, eğitim ve öğretim
işinin birçok ortak özelliği dolayısıyla , okul yöneticilerinden beklenen davranışlarda Türk
Eğitim çevreleri ile ABD arasında büyük bir uzlaşı olduğu ortaya çıkmaktadır. Kuşkusuz
Liderlik davranışları üzerinde kültür faktörünün etkisini göz ardı etmek olanaklı değildir.
Bununla birlikte eğitim örgütlerinin temel özellikleri dikkate alındığında farklı kültürlerde
çalışan bu örgütler arasında birçok ortak özelliğin var olduğu da bir gerçek olarak ortaya
çıkmaktadır.
Bu araştırmanın sonuçları söz konusu standartların Türkiye’de eğitim yöneticisi
yetiştirmeye ilişkin çalışmalarda önemli bir kaynak olacağının ip uçlarını vermektedir.
Ancak,tek bir araştırma ile bu konuda kesin bir yargıya varmak hatalı olabilir. Bunun için;
çağdaş okul müdürlerinin liderlik standartları olarak belirlenen ve bilgi, tutum ve davranış
boyutlarında ayrı ayrı ifade edilen bu standartların, Türkiye’ye uyarlanabilecek bir lider
yetiştirme modelinin geliştirilmesinde yararlanılabilecek değerli bir kaynak olacağını
belirterek konuşmamı şu önerilerle sonuçlandırmak istiyorum.
Öneriler
1- Bu araştırma sadece standartlarla ilgili davranış boyutları üzerinde yapılmıştır. Bunun için
Liderlik standartları davranış boyutunun yanı sıra, bilgi ve tutum boyutları ile araştırma
konusu yapılmalıdır.
2- Eğitim yöneticilerinin yetiştirilmesi sorunu ulusal bir sorun olarak ele alınmalı ve bu
konuda ulusal politikalar geliştirilmelidir.
3- Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK tarafından ortaklaşa olarak,Yüksek Öğretim Kurulu
bünyesinde, Üniversitelerde Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında görev yapan
akademisyenler, başarılı okul yöneticileri, müfettişler, il milli eğitim müdürleri, öğretmen
sendikaları temsilcileri arasından seçilecek yeter sayıda temsilciden oluşan “Ulusal Eğitim
Yöneticisi Yetiştirme Kurulu” adıyla bir kurul oluşturulmalıdır.
4- Bu kurul, gelişmiş ülkelerdeki uygulamaları da dikkate alarak, Türk Eğitim Yöneticilerinin
liderlik standartlarını belirlemeli, bu konuda eğitim programları hazırlamalı, ve bu
programların denetimini gerçekleştirmelidir.
5- Eğitim yöneticisi yetiştirme, atama ve değerlendirmede,bu kurulun belirlemiş olduğu
liderlik standartları temel ölçüt olarak alınmalıdır.
KAYNAKÇA
Açıkalın, Aytaç. (1995). Toplumsal Kuramsal Ve Teknik Yönleriyle Okul Yöneticiliği.
Ankara: Pegem Yayınları.
Açıkgöz, Kemal. (1996). Democratization of Education and Teachers: Turkısh Case. Teacher
Training For The Twenty Fırst Century. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Buca
Eğitim Fakültesi.
Balcı, Ali. (2000). İkibinli Yıllarda Türk Milli Eğitim Sisteminin Örgütlenmesi ve Yönetimi.
Eğitim Yönetimi. Yıl:6, Sayı: 24, Bahar, 495-508.
Bennis, Warren. (1989). Bir Lider Olabilmek. Çev: Utku Teksöz. İstanbul: Sistem
Yayıncılık
Brookower, W.; J. Schncider; C. Beady; P. Flood and J. Wisenbaker. ( 1978). “Elementary
School Climate and School Achievement.” American Educational Research
Journal. 15, ss. 301-318.
Bursalıoğlu, Ziya. (1994). Okul Yönetiminde Yeni Yapı ve Davranış. (Genişletilmiş
dokuzuncu baskı). Ankara.Pegem Yayınları.
Çelik, Vehbi. (2001). “Geleceğin Okul Liderleri”. 2000 Yılında Türk Milli Eğitim Örgütü
veYönetimi Ulusal Sempozyumu Bildirileri. Ankara: Öğretmen Hüseyin Hüsnü
Tekışık Eğitim Araştırma Geliştirme Vakfı Yayını, 34 - 44.
Delaware Department of Educatıon (DDE). (1998) The Delaware
Admınıstrator
Standarts. Delaware: Administrator Standards Advisory Committee.
Findley, B., Findley D. (1992). Effective Schools: The Role of Principal. Contemporary
Education. 63 (2), 102-104.
Griffın, Michael Stephen. (1993). “Instructional Leadership Behaviours of Catholic Secondar
School Principals.” Unpubliched
Doctoral Dissertation. The University of
Connecticut.
Gümüşeli, A.İlker. (1996). İstanbul İlindeki İlköğretim Okulu Müdürlerinin Öğretim
Liderliği Davranışları. (Yayınlanmamış Araştırma) İstanbul: Yıldız Teknik
Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi.
Güngör, H.Ferhat. (2001). “İlköğretim Okulu Liderlik Standartlarına İlişkin Eğitimcilerin
Görüşleri”. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). İstanbul: Y.T.Ü Sosyal Bilimler
Enstitüsü.
Hallinger, Philiph ve Joseph Murphy. (1985). “Assesing the Instructional Management
Behaviour of Principals .” The Elementary School Journal, 86, (2), ss.218-247.
Hameck, Don.E. (1970). “Leadership Styles-Decision-Making and The Principal”. Selected
Readings on General Supervision. London: The MacMillan Co., ss. 131-139.
Interstate School Leaders Licensure Consortium.(1996). Standards for School Leaders.
Washington D.C.: The Council of Chief State School Officers (CCSSO).
Korkut, Hüseyin. (1992). “Üniversite akademik yöneticilerinin Liderlik Davranışları”.
Ankara: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 25 (1), ss. 93-111.
Lashway, Lary. (1997) “Visionary Leadership”. (Eds) Smıth, Stuart C. and Philiph K. Pıele.
School Leadership: Handbook for Excellenge. ERİC.
Lipham, James. (1964).”Learned and Administration”. (Ed). D.E. Grifits. Behavioral Science
and Educational Administration. University of Chicago Press.
McEvan, Elaine K. (1994). Seven Steps to Effective Instructional Leadership. USA:
Scholastıc Inc…,
Murphy, Joseph. (1998). What’s Ahead for Tomorrow’s Principals. NAESP Principal
Magazine. September.
Pehlivan, İnayet. (2001). Yönetsel Mesleki ve Örgütsel Etik. Ankara: PegemA Yayıncılık.
Sashkin, Marshal ( 1998). Leadership Behavioral Questionnarie. Ohio: Leadership
Development Center.
Wildly, Helen ve Clive Dimmock. (1993). Instructional Leadership in Primary and Secondary
Schools in Western Australia.” Journal of Educational Administration. 31, (2), ss.

Benzer belgeler