Üniversiteye Bu Kapıdan Girilir

Transkript

Üniversiteye Bu Kapıdan Girilir
n MİMARİ / ARCHITECTURE
Üniversiteye
Bu Kapıdan Girilir
This is the gate to enter university
Türkiye’de üniversite eğitiminin sembolü hâline gelen İstanbul
Üniversitesi’nin ana kapısı, zafer takı şeklindeki tasarımıyla dikkat çekiyor.
The main entrance gate of Istanbul University, the symbol of university
education in Turkey, attracts attention with its triumphal arch design.
Doç. Dr. / Assoc. Prof. Dr. Ergün YOLCU
O
smanlılarda idari makamların bulunduğu alanlar “kapı” (bâb) olarak
adlandırılmaktadır. Bâb-ı Âli kapısı, sadrazamın konutunun ve devlet
işlerinin yapıldığı mekândır.
Beyazıt Meydanı’nda ihtişamlı ilk kapı
II. Mahmut Dönemi’nde yapılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun yenilikçi padişahları arasında yer alan II. Mahmut, imparatorluk bünyesindeki kurum ve kuruluşların modernizasyonu için büyük çaba
harcamış, birçok kurumu ortadan kaldırarak yerlerine yenilerini kurmuştur. Yeniçeri Ocağı da bu kurumlardan biridir.
1826’da Yeniçeri Ocağı’nı kaldırdıktan
sonra Asakiri Mansure-i Muhammediye’yi
kuran II. Mahmut, ordunun merkezini
Eski Saray’ın bulunduğu yere (bugün İstanbul Üniversitesi’nin olduğu alan) taşımıştır. Eski Saray, bu tarihten sonra “Bâb-ı
Seraskerî” veya “Serasker Kapısı”(1) olarak
tanınmıştır. Bu taşınma sonrasında impa1 Serasker: Sadrazamlık göreviyle yükümlü olmayan ve Osmanlı
ordusunun komutanlığını yapan vezirin unvanı.
Serasker Kapısı: Seraskerin resmî görev yeri
60
BİLİMKÜLTÜRSANAT
The Ottomans called sites of administrative
authorities as “gates” (bâb). Bâbıali gate was
the grand vizier’s residence and the venue of
the affairs of the state.
The first magnificent gate in Beyazıt
Square was built in the era of Mahmud II.
Mahmud II, one of the reformist sultans of
the Ottoman Empire, made great efforts to
modernize the institutions and organizations
of the empire, abolished many institutions and
established new ones to replace them. Janissaries were also among those institutions.
After disbanding the Janissaries in 1826,
Mahmud II established Asakir-i Mansurei Muhammediye (Muhammed’s Victorious
Army), and moved the army center to the
place of the Old Palace (the current area of
Istanbul University). Since then, the Old
Palace came to be known as “Bâb-ı Seraskerî”
or “Serasker Gate”. After moving, he built
a great gate on the part of the palace facing
Beyazıt Square to demonstrate the modern
face of the empire and the grandeur and power of the state. That gate was similar to the
current gate of Bab-ı Ali.
SCIENCECULTUREARTS
61
ratorluğun modern yüzünü, devletin ihtişamını ve gücünü göstermek için sarayın
Beyazıt Meydanı’na bakan bölümüne büyük bir kapı inşa ettirmiştir. Bu kapı, Bâb-ı
Âli’nin günümüzde de var olan kapısına
benzemektedir.
İlk Kapı 1827’de Yapıldı
Beyazıt Meydanı’nın İstanbul’un modernleşme tarihindeki yeri büyüktür. Beyazıt Meydanı’nda kentsel mimari dönüşümünün ilk temelleri 1827 yılında seraskerliğe ait yeni bir kapının inşasıyla
başlamıştır. Beyazıt Meydanı, 19. yüzyıl
öncesi betimlemeye ihtiyaç duyulan önemli bir kentsel mekân değilken, 19. yüzyıl da
yaşanan dönüşümlerle İstanbul’un kartpostallarına, resimlerine ve gravürlerine giren,
betimlenmesi gereken bir kentsel mekân
olmuştur.
1826 yılında yeniçeriliğin kaldırılışının
ardından kurulan yeni ordunun idari merkezi olan seraskerliğin kapısı hem anlamsal
hem de mimari yapısı ile önem kazanmaktadır. Bâb-ı Seraskerî Kapısı tıpkı Bâb-ı
62
BİLİMKÜLTÜRSANAT
William Henry
Bartlett’ın 1850
tarihinde Serasker
Kapısı ile birlikte
Beyazıt Meydanını
da resmettiği
gravürü (üstte). Ord.
Prof. Dr. Süheyl
Ünver, “Beyazıd’de
Asakiri Mansurei
Muhammediye’nin
Seraskeri Dairesi
Kapısı” adlı makaleyi
kaleme almıştır (karşı
sayfada).
William Henry Bartlett’s
engraving dated 1850,
featuring Serasker gate
and Beyazıt Square
(above). Ord. Prof. Dr.
Süheyl Ünver wrote the
article, “Serasker Gate
of Asakir-i Mansure-i
Muhammediye in
Beyazıd” (on the
opposite page).
The first gate was built in 1827
Beyazıt Square is significant in the modernization history of İstanbul. The primary steps
of the urban architectural transformation in
Beyazıt Square began with the construction of a
new gate belonging to Seraskerlik in 1827. Before the 19th century, Beyazıt Square was not
an important urban site that required description. With the transformations it went through
in the 19th century, it became an urban site
that required description and was given place
in the postcards, paintings and engravings of
İstanbul.
Seraskerlik Gate, which became the administrative center of the new army that was established after the disbandment of the Janissaries
in 1826, gained prominence with its meaning
as well as its architectural structure. Bab-ı Seraskerî Gate was similar to a massive building
on the Soğukçeşme-Alay Mansion side of Bab-ı
Ali. While Bab-ı Ali gate represents the power
of the state in the Ottoman Empire, Serasker
gate represents its military power.
Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver found pictures
of the first phase of the gate with the research
Âli’nin Soğukçeşme-Alay Köşkü tarafında
bulunun muazzam bir yapı ile benzerlik
gösterir. Bâb-ı Âli kapısı Osmanlıda devletin gücünü temsil ederken, Serasker Kapısı
ise askeri gücü temsil etmektedir.
Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver, kapının
ilk hâlinin resmini, 1927 yılında Paris Milli Kütüphanesi’nde yaptığı araştırmalarda
bulmuştur. Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver,
bu resimlerin kopyalarını çizer. Söz konusu resimlerde, kapının sol tarafında taş bir
bina görülmektedir, resmin altında Eski
Saray sahasının görünüşü ve Seraskeriat
Kapısı yazıları vardır. Sağ ve solda nöbet
tutacak kapıcıların ikametine mahsus birer
oda görülmektedir. Kapı dört köşe bir kaideye dayanmakta, saçaklı ve kurşun kaplı
süslü bir kubbesi bulunmaktadır. Sol tarafında ise bir selvi ağacı vardır. 1827 yılında
yapılan bu ilk kapı, 1843 yılında herhangi
bir değişiklik yapılmadan yenilenmiştir.
Cerrahpaşa TIP FAKÜLTESİ
Tıp Tarihi Müzesi ARŞİVİ /
Cerrahpaşa Faculty of
MedIcIne MEDICINE HIstory
ARCHIVE
he conducted at the National Library of Paris
in 1927. Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver copied
these pictures. In the pictures in question, there
is a stone building on the left side of the gate,
and below the picture, there is a view of the
field of the Old Palace and the writings of Seraskeriat Gate. There is a room both on the left
and on the right, reserved for the residence of
gatekeepers to guard the gate. The gate stands
on a square base, and has a decorated fringed
dome with a lead stem. On the left there is a
cypress tree. This first gate, built in 1827, was
renovated in 1843 without any modifications.
The construction of the current gate: 1864
Bab-ı Ali Kapısı / Bab-ı Ali Gate
This primary Seraskerlik Gate, being described in engravings and paintings, is one of
the most significant buildings constructed in
the Tanzimat Period. Sultan Abdülaziz who
succeeded to the throne after Mahmud II and
SCIENCECULTUREARTS
63
Bugünkü Kapının İnşası: 1864
Gravürlere, resimlere konu olan
bu ilk Seraskerlik Kapısı, Osmanlı
İmparatorluğu’nun Tanzimat Dönemi’nde
inşa edilen en önemli yapılardandır. II.
Mahmut ve Sultan Abdülmecid’ten sonra
tahta çıkan Sultan Abdülaziz bu ilk kapının yerine daha büyük, anıtsal bir kapı inşa
ettirmiştir. Müşür Namık Paşa tarafından
II. Mahmut Dönemi’nde yapılan, ekleri ve
ahşap kısımları harap olan Serasker Binası
yıkılarak yerine kârgir bir bina yaptırılmıştır. Bu nedenle binayla aynı mimari havayı
taşıyan yeni bir kapıya ihtiyaç duyulmuştur.
Bu ihtiyaç Sultan Abdülaziz’e iletilir. Ord.
Prof. Dr. Süheyl Ünver’in ifadesiyle, yeni
binanın dış duvarları da bittikten sonra,
Paris seyahatinden dönen Sultan Abdülaziz
meydana bakan kısımda Paris’teki Zafer
Abidesi (Arc de Triomphe)’ne benzer bir
kapı yapılmasına onay verir. Kapı Sultan
Abdülaziz’in Mısır gezisinden sonra inşa
edilir. Bakanlıkların Tanzimat ideolojisini
vurgulayan sembol binalara yerleştirilmesi,
yapıların Avrupai stil ve teknikte inşa edilmesiyle modernite konusundaki kararlı yaklaşım ortaya konmuştur. Yine Dolmabahçe
Sarayı ve Kırım Savaşı’nın masrafları nedeniyle Tarihi Yarımada’da projelerin duraklama evresine girdiği bu dönemde, bu yapı
ile devlet tarafından yapılan büyük ölçekli
ve iddialı projelerin sürekliliği sağlanmıştır.
II. Mahmut döneminde yaptırılan geniş
saçaklı Bâb-ı Âli Kapısı’nı andıran Seraskerlik Kapısı’nın 1864-1866 yıllarında ye64
BİLİMKÜLTÜRSANAT
İstanbul’un sembol
yapılarından
Serasker Kapısı,
dönemindeki İstanbul
kartpostallarında
kullanılmıştır. Bu
kartpostallarda
Beyazıt Meydanı’nın
değişimini görmek
mümkündür.
Sultan Abdülmecid, built a greater monumental gate in the place of this primary gate. The
additions to Serasker Building made by Müşür
Namık Paşa during the era of Mahmud II and
its wooden parts were ruined, and the building
torn down to be replaced by a masonry building. For this reason, a new gate with the same
architectural ambience was required. This requirement was notified to Sultan Abdülaziz.
Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver states that after
the exterior walls of the new building were
completed, Sultan Abdülaziz, returning from
his Paris Trip, approved the construction of a
gate similar to the Arc de Triomphe in Paris,
on the side facing the square. The gate was
constructed after the Egypt Trip of Sultan
Abdülaziz. As the ministries were placed in
symbol buildings emphasizing the Tanzimat
ideology, and as the buildings were located with
a European style and technique, the determined
approach to modernity was put forth. Again,
in this period in which the projects had to be
stopped in the Historical Peninsula because of
the costs of Dolmabahçe Palace and the Crimean War, this building ensured the continuity of
the large-scale and assertive projects of the state.
It is expressed that the renovation of Seraskerlik Gate, resembling the wide fringed
Bâb-ı Âli Gate built in the era of Mahmud II,
and the construction of the gate that is the current main entrance gate of Istanbul University
in 1864-1866 is one of the most important
transformations made in Beyazıt Square in the
19th century.
It is written on the gate that it was constructed
nilenmesi ve bugün İstanbul Üniversitesi
tarafından kullanılan kapının yapılması 19.
yüzyılda Beyazıt Meydanı’nda gerçekleşen en önemli değişimlerden biri olarak
görülmektedir.
Kapının üzerinde, 1864 yılında inşa edildiği yazmaktadır. 1869 yılından başlayarak Beyazıt Meydanı’nda genişletme çalışmaları yapılmış, yeni Seraskerlik Kapısı
ve kapının her iki tarafında yer alan ikiz
köşkler, meydana egemen ana öge olarak
kullanılmıştır. Beyazıt Meydanı’nda cepheye gösterilen özen, eski içe dönük avlulu
yaklaşımdan meydan anlayışına doğru dönüşümün bir işaretidir.
Geleneksel Osmanlı yapılarında dış cephede bezeme aranmazken, meydanın yeni
kurulan varlığının etkisi ile meydana bakan bina cephelerinin değer kazanmaya
başladığı ve bir yapı yüzü fikrinin geliştiği
görülebilir.
Yaldızlı Kapı Tasarımı
Fatih Sultan Mehmet’in fetih sonrası
İstanbul’a girdiği Edirnekapı’daki kapı için
yeni bir düzenleme yapılması düşünülmüş
ve bu amaçla “yaldızlı bir kapı” tasarlanmıştır. Daha sonra bu “yaldızlı kapı” tasarımı
Harbiye Nezareti’nin yeni kapısına uygulanmıştır. Tasarım konusunda fikir birliği
bulunmasına karşın tasarımı yapan kişiler
konusunda fikir ayrılıkları bulunmaktadır.
Eşref Albatı’ya göre, Bekir Paşa’nın, Zeynep
Çelik’e göre ise Fransız mimar Bourgeois’nin
yaldızlı kapı tasarımı, Seraskerlik Kapısı olarak uygulanmıştır. Ancak genel görüş Fran-
in 1864. By 1869, Beyazıt Square started to be
widened, and the new Seraskerlik Gate and the
twin mansions located on both sides of the gate
were determined as the main elements ruling the
square. The care for the front in Beyazıt Square
is an indicator of the transformation from the
old, introverted, courtyard approach to the square
concept. While decorations were not sought for on
the exteriors of traditional Ottoman buildings,
with the effect of the newly established presence
of the square, it is observed that the fronts of the
buildings facing the square gained value and an
understanding of building fronts developed.
Serasker Gate, one of
the symbol structures
of İstanbul, featured on
the İstanbul postcards
of the era. It is possible
to observe the changes
Beyazıt Square has
gone through by
looking at these
postcards.
The Gilded Gate Design
For the gate in Edirnekapı (Adrianople
Gate), through which Mehmed II entered
İstanbul after the conquest, a new arrangement
was thought, and a “gilded gate” was designed.
Then this “gilded gate” design was applied on
the new gate of Harbiye Prison. Although there
is a consensus of opinion on the design, there are
divergences of opinion on the designers. According to Eşref Albatı, the Gilded Gate design of
Bekir Paşa, and according to Zeynep Çelik, that
of the French architect Bourgeois was applied
to Seraskerlik gate. But the general opinion is
that the architect of the gate is the French Architect Bourgeois (1821-1884). This opinion is
supported by the fact that the majority of the
names in the field of production in Tanzimat
Period were non-muslims, foreigners or foreign
national Levantines.
The gate designed as a triumphal arch consists of two towers and an entrance area. It has
SCIENCECULTUREARTS
65
sız Mimar Bourgeois’nın (1821-1884) kapının mimarı olduğu yönündedir. Tanzimat
Dönemi’nde mimari üretim alanındaki isimlerin çoğunun gayrimüslimler, yabancılar ya
da yabancı uyruklu levantenler olması, bu
düşünceyi güçlendirmektedir.
Zafer takı şeklinde tasarlanan kapı, iki
kule ve giriş kısmından oluşmaktadır. İki
yanda alçak tutulmuş kulelerle sınırlandırılmış olan giriş kapısı, ortada geniş tutulmuş üçlü kemer açıklıklı bir düzenlemeye
sahiptir. Giriş kısmının ortası arabalar, yan
bölümler ise yayalar için tasarlanmıştır.
Kale şeklindeki kuleler nöbetçiler içindir.
Kulelerin meydana bakan kısmında büyükçe 2 saat bulunmaktadır.
Beyazıt Meydanı’na bakan Nizamiye Kapısı dört cephesinde eğrisel saçakları ve
kıvrık dilimli kubbesi ile simgesel bir değer
kazanmıştır.
Kapının dış cephesi: “Süleymaniye Mahallesi, Beyazıt Meydanı No.1” kaydını taşıyan kapının Beyazıt Meydanı’na bakan
dış cephesinin en üstünde, TC harflerini
66
BİLİMKÜLTÜRSANAT
Kapı ve önündeki
havuzun görünümü.
Kaynak: Turgut
Saner, “19. Yüzyıl
İstanbul Mimarlığında
Oryantalizm”.
The view of the gate
and pool in front of
it. Source: Turgut
Saner, “19. Yüzyıl
İstanbul Mimarlığında
Oryantalizm”
[Orientalism in 19th
Century Istanbul
Architecture].
the arrangement of an entrance gate confined
by low built towers on both sides, and a wide tripartite arch opening in the middle. The middle
section of the entrance is designed for vehicles
and the side sections are designed for pedestrians. The castle shaped towers are designed for
guards. On the sections of the towers facing the
square, there are two large clocks.
Nizamiye Gate, facing Beyazıt Square,
gained a symbolic value with its curvilinear
fringes on four sides and its curled, segmented
dome.
The exterior of the gate: The gate is registered as ‘the District of Süleymaniye, Beyazıt
Square No:1’, and on top of its facade facing
the Beyazıt Square, there is a marble stone displaying the letters TC. Below the oval marble
stone, the phrase “Istanbul University” is written in bronze letters and the date MCDLIII is
written in Roman numerals. Below the date is
a tripartite design and a celî-sülüs inscription
by Şefik Bey.
In the middle section of the inscription, there
is ‘Daire-i Umur-i Askeriye’, on the right is
taşıyan oval mermer bulunmaktadır. Oval
mermerin altında, bronz harflerle “İstanbul
Üniversitesi” ibaresi ve Romen rakamlarıyla
MCDLIII tarihi yazılıdır. Tarihin altında,
üçlü bir düzenleme ile Şefik Bey hatlı celî
sülüs kitabe yer almaktadır. Kitabenin orta
bölümünde “Daire-i Umur-i Askeriye”, sağında Fetih Suresi’nin birinci ayeti, solunda
ise aynı surenin üçüncü ayeti yazılıdır. Yeşil
zemin üzerine altın varaklı bu kitabe Şefik
Bey imzalıdır. Soldaki ayetin altında 1282
(1865-66) tarihi bulunmaktadır.
Kapının iç cephesi: Kapının iç cephesinin en üstündeki oval madalyonda İstanbul Üniversitesi’nin yılanlı amblemi vardır.
Bu amblem, Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver tarafından tasarlanmıştır. Amblemin
altında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün
Gençliğe Hitabesi’nden aşağıdaki cümle
bulunmaktadır:
“Ey Türk gençliği, birinci vazifen Türk
istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Muhtaç olduğun
kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”
Gazi Mustafa Kemal
En alttaki üçlü kitabe düzeninde, Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin 4 satır celî
talik hattıyla yazılmış aşağıdaki dörtlük yer
almaktadır ve son beyit ile 1282 (1865-66)
tarihi düşülmüştür.
Muttali’-i envar-ı şevket şems-i evc-i saltanat
Asuman durdukça olsun muzaffer nasr-ı aziz
Askere nüzhet kulu tebşir eder tarihini
Lütf-i şah Abdülaziz açtı der-i nasr-ı aziz
Tezyinî yazılar ve kitabelerle süslenen
the first verse of Fetih Sura, and on the left is
its third verse. This golden foiled inscription on
a green background is signed by Şefik Bey. Below the verse on the left, there is the date 1282
(1865-66).
The interior of the gate: On the oval medallion on the interior wall of the gate, there
is the emblem of Istanbul University featuring snakes. This emblem was designed by Ord.
Prof. Dr. Süheyl Ünver. Below the emblem is
a sentence from Atatürk’s Address to Turkish
Youth:
Beyazıt Meydanı’nın
19. yüzyılda
düzenlenmiş hâli
(solda). Harbiye
Nezareti avlusunda
içtimadaki askerler
(sağda).
The arranged Beyazıt
Square in the 19th
century (on the left).
The gathered soldiers
in the courtyard of
Harbiye Prison (on the
right).
“Turkish Youth! Your prime duty is to preserve and defend forever the Turkish independence and the Turkish Republic. You will find
the strength you need in your noble blood.”.
Gazi Mustafa Kemal
At the bottom there lies the inscription in
3 sections written by scribe Kazasker Mustafa
İzzet Efendi with the following verses. The last
line also carries the date 1282 (1865 – 66).
Muttali’-i envar-ı şevket şems-i evc-i saltanat
Asuman durdukça olsun muzaffer nasr-ı aziz
Askere nüzhet kulu tebşir eder tarihini
Lütf-i şah Abdülaziz açtı der-i nasr-ı aziz
On the main entrance gate adorned by ornamental writings and inscriptions, there are
the signs of the most famous three calligraphers
of the era.
The gate having traces of the neoclassically
based empire style that began to be used at the
beginning of the 19th century was constructed
with an orientalist understanding that stands
out also in other buildings at Beyazıt Square.
Due to the developing relations with Europe
SCIENCECULTUREARTS
67
MURAT ÇINAR
68
BİLİMKÜLTÜRSANAT
İstanbul Üniversitesi
Beyazıt Yerleşkesi’nin
helikopterden
görünümü (üstte),
Ana Kapı üzerindeki
hat yazıları ve
süslemelerden
örnekler (sağda ve
karşı sayfada).
View of Istanbul
University Beyazıt
Campus from the
helicopter (above).
Examples from the
calligraphies and
ornaments on the Main
Gate (on the right and
at the opposite page).
BÜŞRA AKSOY
giriş kapısında devrin en meşhur üç hattatının imzası vardır.
19. yüzyıl başında görülmeye başlanan
neoklasik temele sahip ampir üslubun izlerini taşıyan kapı, Beyazıt Meydanı üzerinde
başka yapılarda da kendini gösteren oryantalist anlayışla inşa edilmiştir. Oryantalist
üslup, Avrupa ile gelişen ilişkiler ve Sultan
Abdülaziz’in kişisel tavrı sayesinde 1860’lar
İstanbul’unda sıkça kullanılmıştır. Oryantalist yaklaşımın kaynağı Magrip’e kadar
uzanmaktadır. Cephede geniş alanlarda
dantelsi ağ bezeme, dilimli sivri ve at nalı
kemerler ile Elhamra Sarayı’nı çağrıştıran
bir görünümü vardır.
Beyazıt Meydanı, 19. yüzyılda yaşanan
değişimlerle birlikte İstanbul’u temsil eden
önemli bir kent mekânı olarak karşımıza
çıkmaktadır. Beyazıt Meydanı’nın bugünkü
şeklini ise Mimar Turgut Cansever vermiştir. Yarım kalan projede İstanbul Üniversitesi anıtsal kapısı, Beyazıt Meydanı’na üstten bakar şekilde daha hâkim bir biçimde
konumlandırılmıştır.
and the personal attitude of Sultan Abdülaziz, the orientalist style was frequently used
in İstanbul in the 1860s. The resource of the
orientalist style extends back to Magrip. Lacy
network decorations on wide areas on the front,
and segmented, pointed and horseshoe arches
resemble the Alhambra Palace.
With the modifications made in the 19th
century, Beyazıt Square became an important urban venue representing İstanbul. The
current shape of Beyazıt Square is designed
by Architect Turgut Cansever. In the unfinished project, the monumental gate of Istanbul
University is located so as to overlook and rule
Beyazıt Square.
FOTOĞRAFLAR: B. AKSOY
KAYNAKÇA / BIBLIOGRAPHY
• Ara Altun, Dünden Bugüne İstanbul
Ansiklopedisi, IV, 1984.
• Feza Günergun, Sevtap Kadıoğlu, İstanbul
Üniversitesi’nin Yerleşim Tarihçesi Üzerine Notlar,
Osmanlı Bilimi Araştırmaları VIII/1, 2006.
• İhtifalci Mehmed Ziya Bey, İstanbul ve Boğaziçi
(Bizans ve Osmanlı Medeniyetlerinin Ölümsüz
Mirası), Aralık-2003.
• Zeynep Kuban, Gözde Çelik, “İstanbul Tarihi
Yarımadası’nda Tanzimat Dönemi İdari Yapıları”,
İTÜ Dergisi, Cilt 8, Sayı 1, 67-80 Mart 2009.
• Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver, “Beyazıd’de Asakiri
Mansure-i Muhammediye’nin Serasker Kapısı”.
• Nurcan Yazıcı, “Osmanlılar’da Mimarlık
Kurumunun Evrimi ve Tanzimat Dönemi Mimarlık
Ortamı, Mimar Sinan Üniversitesi, Sosyal bilimler
Enstitüsü Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı, Türk-İslam
Sanatları Programı Yayımlanmamış Doktora Tezi,
Ocak 2007.
• Neşe Yeşilkaya, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında
İstanbul Beyazıt Meydanı ve Kentsel Mekâna
Yönelik Tasarım İzleri: Aks, Arkad, Yapı Yüzü,
Mimarlık Dergisi, Sayı 334, Mart-Nisan 2007.
• Turgut Cansever, İstanbul’u Anlamak, Timaş
Yayınları, İstanbul, 2. Baskı, 2008.
• www.ttk.org.tr, www.tdk.gov.tr
EKLEKTİK ÜSLUBA SAHİP
It has an eclectIc style
İstanbul Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü Başkanı
Prof. Dr. Ara Altun İstanbul Üniversitesi’nin ana giriş
kapısı hakkındaki sorularımızı yanıtladı.
Head of Istanbul University Fine Arts Department, Prof. Dr. Ara
Altun, gave us information about the main entrance gate of Istanbul
University.
Neden Beyazıt’a ihtişamlı bir kapı inşa edilmiştir?
Eski Kostantin Forumu olan Beyazıt Meydanı,
yönetim yeridir. Eski sarayın olduğu Beyazıt,
sur içinin hem Bizans döneminde hem de
Osmanlı döneminde yönetim, çarşı ve yerleşim
bölgelerinin en yüksek ve sınır noktasıdır.
Kapının mimari özellikleri nelerdir?
Roma’dan gelen zafer takı şeklinden
esinlenerek buraya uygulanmıştır. Ortada
araba girişi, yanlarda 2 normal yaya geçişi
olmak üzere 3’lü bir giriş mevcuttur.
Kapıların yanındaki kuleler nöbetçiler içindir.
Nizamiye olduğu için kapının, giriş-çıkışın
güvenliğini sağlamak için yapılmıştır. 3 katlıdır.
Kapının son katında çok büyük bir salon vardır.
Osmanlı’dan esinlenmiş bu çağdaş yapı, ampir
dönemi özelliklerini yansıtmaktadır yani imparatorluk
alameti taşımaktadır. Eklektik bir üsluba sahiptir.
Geleneksel Rumi kıvrımları vardır. Modern mimari
yanında Selçuklu ve Osmanlı mimarisinden de
yararlanılmıştır. Yapı taşı olarak daha çok mermer ve
somaki kullanılmıştır. Kaplamalar kesme taştır ancak
tüm duvarlar kesme taş olmayabilir.
Üzerindeki saatler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Herkesin yararlanacağı saat kuleleri 19. yüzyılda moda
hâline gelmiştir. II. Abdülhamit’in tahta çıkışı nedeniyle
birçok yerde saat kulesi yaptırılmıştır. Bir dönem
üslubudur. Mesela Sirkeci Garı’nın önünde de vardır.
What was the reason for building a magnificent gate in Beyazıt?
Beyazıt Square, the old Forum of Constantine, is a
venue for administration. Beyazıt, where the old palace
was located, was the highest and frontier point of the
administration, market and residential places inside
the city walls, both in the Byzantine and the Ottoman
eras.
What are the architectural features of the gate?
It was inspired by the Roman shape of triumphal arch
and applied in here. There is a tripartite entrance
consisting of a vehicle entrance in the middle and
two ordinary pedestrian entrances on both sides. The
towers on the sides of the gates are designed for the
guards. They were built for the safety of entrance as it was built as a
guardhouse. It has 3 storeys. There is huge hall on the top floor of the
gate. This contemporary building inspired by the Ottoman Empire
reflects the characteristics of the empire period, and thus, carries the
empire badge. It has an eclectic style. It has traditional Rûmi curves. In
its construction, as well as modern architecture, Seljuk and Ottoman
architectures were made use of. As building stones, mostly marble
and porphyry were used. The coatings are made of hewn stones, but
not all of the walls are made of hewn stones.
Could you give us some information about the clocks on the
gate?
Clock towers for public use were very fashionable in the 19th century.
To celebrate Abdülhamit II’s succeeding to the throne, clock towers
were built in many places. That is the style of a period. For instance,
there is another in front of Sirkeci Station.
SCIENCECULTUREARTS
69

Benzer belgeler