paslanmaz celik.indd

Transkript

paslanmaz celik.indd
SAYFA 02
SİYAH
MAVİ
02 sektör paslanmaz çelk
KIRMIZI
SARI
31 Mart 2015 / SALI
“Dış pazardak durgunluk
2015 hedefnn revze
edlmesne neden oldu”
T
SEKTÖR TEMSİLCİLERİNİN YORUMU
Üretm hedef çn Türkye’nn
avantajları dkkate alınmalı
Türkiye’nin paslanmaz çelik ithalatının
521 tona ulaştığını belirten uzmanlar, yerli sanayinin paslanmaz çelik üretebilmek
için Türkiye’nin var olan avantajlarını
dikkate alması gerektiğine dikkat çekiyor. Türkiye’nin çelik sektöründe oluşan
tecrübenin paslanmaz çelik üretimine de
olumlu yansıyacağı belirtiliyor. Uzmanlara göre genç ve eğitimli nüfus, yapılacak
yatırımların ihtiyaç duyacağı insan gücünü rahatlıkla karşılayabilecek düzeyde.
Özellikle Türkiye’nin paslanmaz çelik
üretiminin temel hammaddesi olan krom
metaline sahip olması, coğrafi açıdan
önemli bir avantaj. Krom rezervi bakımından zengin olan Türkiye’de, ferrokrom tesislerinin yüksek ve düşük karbonlu ferrokrom üretimi yapabildiğini anımsatan
yetkililer, Türkiye’nin yakın coğrafyasında paslanmaz çelik üretiminin yapılmadığının altını çiziyor. Paslanmaz çelik üretimi en yakın batıda İtalya’da ve doğuda
Hindistan’da yapılıyor. Bu noktada petrol
endüstrilerinin yanı sıra son yıllarda inşaat sektöründeki büyük yatırımları ekleyen Arap yarımadası ve Türk cumhuriyetleri, bu konuda Türkiye’nin potansiyel
pazarı konumunda bulunuyor. Paslanmaz
çelik üretim yatırımı için İskenderun’un
en uygun bölge olduğunu ileten yetkililer, önemsenen pazara hakimiyeti ve krom
cevheri ile ferrokrom fabrikalarına yakınlığı dolayısıyla bu bölgenin öne çıktığını
söylüyor.
Türkiye’de paslanmaz çeliğin kitlesel
üretilebilmesi için çelik türleri bakımından uzun ürün, beton çeliğin üretimdeki ağırlığının azaltılması gerektiğini ifade
eden yetkililer, katma değeri yüksek ürünlerin payının artırılmasının, ülke ekonomisi açısından önem taşıdığını kaydediyor. Uzmanlar, yassı ürünlerin ve kaliteli
çeliklerin üretiminin artırılması ile paslanmaz çeliğin kitlesel üretiminin sağlanacağını ileri sürüyor.
800 bn ton üretm
kapastes htyacı karşılar
Yatırımların, Türkiye’nin ve yakın coğrafyanın ihtiyacını karşılayacak şekilde tasarlanması gerektiğini belirten uzmanlar,
ülkede yıllık üretim kapasitesinin en az
800 bin ton olması gerektiğini vurguluyor.
Türkiye’nin sahip olduğu hammaddelerin
mutlak ülke ekonomisinin yararına kullanılması yönünde stratejiler geliştirilmesinin önemine değinen sektör temsilcileri, bu gelişmenin, yatırımların yapılması
yönünde önemli bir adım olduğunu kaydediyor.
Paslanmaz çelik üretiminde Türkiye’nin avantajlarının yanı sıra bazı dezavantajları da bulunuyor. Yetkililere göre
bu sıkıntıların başında yüksek enerji fiyatları geliyor. Enerji maliyetinin, enerji tüketiminin sık olduğu paslanmaz çelik üreticisinin rekabet edebilirliğini sınırladığına işaret eden uzmanlar, ayrıca
Türkiye’nin, paslanmaz çeliğin bazı kalitelerinde kullanılan nikel metalinin rezervleri bakımından da yetersiz olduğunu
kaydediyor. Bu hammaddenin, Rusya’dan
sağlanabileceğini belirten yetkililer, paslanmaz çeliğin haddelenmesinde oluşan
farklılığın da yatırım maliyetlerini yükselttiğini vurguluyor.
ürkye’nn hracat
pazarlarının yer
aldığı Ortadoğu,
Avrupa, Ukrayna
ve Rusya’da yaşanan poltk
krzlern, ekonomk durgunluk
ve belrszlğn paslanmaz çelk
sektörünün 2015 çn öngördüğü
hracat hedefn revze etmesne
yol açtığını kaydeden Paslanmaz
Çelk Derneğ (PASDER) Genel
Sekreter Fath Köksal, “Frmaların
yurtdışı pazar arayışlarının, bu yıl
da sürmes beklenyor. Paslanmaz
çelk sektörünün 250 mlyon dolar
hracat hedefne 2016’da ulaşması
çn çalışmalar devam edecek”
ded.
Paslanmaz çelik sektörü 2014 yılı ihracat rakamının yaklaşık 230 milyon dolara
ulaştığını kaydeden Fatih Köksal, “Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Dış Ekonomik İlişkiler Kurumu (DEİK) ve Ekonomi Bakanlığı’nın çalışmalarında yer alan;
yeni pazar ve piyasa oluşturarak ihracat
hacminin geliştirilmesi hedefi, paslanmaz çelik sektörü için de geçerliliğini koruyor” diye konuştu. Kuzey Afrika’nın yanı sıra Sahra Altı Afrika ülkeleri ile Körfez
ülkelerinin, sektörün yeni hedef pazarları arasında olduğunu ifade eden Köksal,
euro-dolar paritesindeki düşüşün, geçici
süreyle AB’yi hedef pazarlar arasından çıkardığını dile getirdi.
Türkiye paslanmaz çelik ithalatının
2014 yılında 521 bin tona ulaştığını ve 92
bin ton ihracat yapıldığını bildiren Fatih
Köksal, bu ihracatın yarısından fazlasının, mevcut çelik servis merkezlerinde işlenerek yapıldığını kaydetti. Köksal, yıllık
yaklaşık 75 bin ton ürünün ise nihai mamul içinde dolaylı biçimde ihraç edildiğini
söyledi. Sektörün yaklaşık 300 bin kişiyi
istihdam ettiğini belirten Köksal, ayrıca
bu işletmelerin yüzde 65’lik bölümünün
PASDER üyeleri ile tedarik zinciri içinde doğrudan ve dolaylı ilişki içinde olduğunu bildirdi. Türkiye'nin, kişi başı paslanmaz çelik tüketiminin ise yıllık yaklaşık 4.6 kilograma ulaştığı bilgisini veren
Köksal, “Bugün gelişmiş ülkeler arasın-
92
BİN TON
SEKTÖRÜN 2014 YILINDA
İHRAÇ ETTİĞİ PASLANMAZ
ÇELİK MİKTARI
te, yatırım için gerekli hammadde arzının
Türkiye’deki yetersizliği, aşırı enerji kullanımı gereksinimi ve yüksek yatırım tutarından kaynaklanan işletme geri dönüş
ve amortisman süreleri yer alıyor.”
Dünyada mevcut ergitme paslanmaz çelik kapasitesinin 2014 itibarıyla yıllık 64.5
milyon tona ulaştığı bilgisini veren Fatih
Köksal, buna karşın, 2014 ergitme paslanmaz çelik üretiminin yaklaşık yıllık 41
milyon ton gerçekleştiğini söyledi. Köksal, söz konusu paslanmaz çelik üretiminin de yaklaşık yüzde 36’lık atıl kapasiteye
yol açtığını iletti. Yine dünya üretim kapasitesinin yüzde 53’lük diliminin Çin’in
elinde bulunduğuna işaret eden Köksal,
“Bu oran, diğer Asya ülkeleri ile beraber
yüzde 72 seviyelerine ulaşıyor. Güney Kore’nin üretim kapasitesi ise yaklaşık yüzde
3’ü buluyor” açıklamasını yaptı. Köksal, 1
Mayıs 2013’te yürürlüğe giren Serbest Ticaret Anlaşması ile Güney Kore’den ithal
edilen soğuk ve sıcak haddelenmiş paslanmaz çelik ürünlerinde kayda değer bir artış yaşandığına da işaret etti.
Türkye'de kş başına düşen
paslanmaz çelk mktarı
4.6 klogram ken bu rakam
Japonya'da 19, AB'de se 11
klogramı buluyor.
da önde giden Japonya’da kişi başı yıllık
paslanmaz çelik tüketiminin 19 kilogramı,
Avrupa Birliği ülkelerinde yıllık 11 kilogramı bulduğu düşünülürse, Türkiye’nin
paslanmaz çelik tüketiminde gelişmeye
ne kadar açık bir seviyede olduğu görülüyor” yorumunu yaptı.
“Türkye’de entegre üretm yapılmıyor”
Türkiye’nin 2014 yılı ithalat rakamlarıyla
dünya paslanmaz çelik pazarından yüzde
1.27 pay aldığına işaret eden Fatih Köksal,
şöyle devam etti: “Türkiye’de paslanmaz
çelik üretimi entegre bir şekilde yapılmıyor ve yakın bir zamanda da böyle bir üretime geçilebilmesi mümkün görünmüyor.
Bunun temel sebepleri arasında; pazarın
durumu, dünyadaki mevcut atıl kapasi-
“Gümrük vergsndek
artış fyatlara yansıdı”
Gümrük vergilerinin 30 Ekim 2013 tarihi itibarıyla yüzde 8’e yükseldiğine dikkat çeken Fatih Köksal, bu durumun ara
mal veya yatırım malı şeklinde kullanılan
paslanmaz çelik ürünlerde fiyat artışına
yol açtığını vurguladı. Köksal, “Türkiye’de
başta beyaz eşya, mutfak gereçleri, makine, gemi, gıda ve kimya sektörleri olmak
üzere bir çok sektörde maliyet artışı yaşandı. Bu durum, söz konusu sektörlerdeki firmaların ihracattaki rekabetçiliğini
ve pazar payını olumsuz yönde etkilerken
iç piyasada neden olduğu fiyat artışları ile
enflasyonist baskı oluşturdu” değerlendirmesinde bulundu.
ARAŞTIRMA SERVİSİ
Valbruna Turkey, paslanmaz
çelk merkez açmayı planlıyor
Otomotiv, enerji, petrokimya, hidrolik ve
pnömatik, pompa ve vana, bağlantı elemanları, kalıp, makine, gemi inşa, medikal ile savunma ve havacılık alanlarında hizmet veren
Valbruna Turkey, mayıs ayı itibarıyla paslanmaz çelik çervis merkezini devreye alacak. Söz konusu servis merkezinde ebatlama ve paketleme işlemi yapacaklarını bildiren Valbruna Turkey Paslanmaz Çelik Genel
Müdürü Argun Şahenk, “Bu zamana kadar
paslanmaz çelikte yassı mamul grubu ön plana çıktı. Kocaeli Şekerpınar’da yeni servis
merkezimizin faaliyete geçmesiyle paslanmaz çelik ve nikel alaşımlı uzun mamül grubunun da gelişmesini amaçlıyoruz” dedi. Şahenk, kesit yelpazelerinde bulunan yuvarlak çubuklar, altıköşe, kare, lama ve köşebent
malzemelerini müşteri taleplerine göre İstanbul’da bulunan servis merkezinden de
teslim ettiklerini aktardı.
"Patentl markalarımızla katma
değer sağlamayı amaçlıyoruz"
Grup şirketlerinin bugün itibarıyla Türkiye’de herhangi bir üretim faaliyeti bulunmadığına da dikkat çeken Argun Şahenk, Ar-Ge
faaliyetlerinin İtalya Vicenza merkezi tara-
fından sürdürüldüğüne işaret etti. Şahenk,
“Ar-Ge çalışmalarımız sonucunda geliştirdiğimiz patentli markalarımızla katma değer sağlamayı amaçlıyoruz. Talaşlı imalatta
yüksek verimlilik sağlayabilen Maxival, medikalde implant sektörüne hitap eden Bioval
ve inşaat sektöründe beton içinde kullanılan
nevrürlü donatı markamız Reval bunların
arasında yer alıyor. Ayrıca paslanmaz çelik
kalitelerine ilave, nikel alaşımlı daha yüksek mukavemetli özel kalitelerin ve titanyum
malzemelerin tedarikinde de yeni açılımlar
yapmayı planlıyoruz” diye konuştu.
Global pazarda faaliyet gösteren Acciaierie Valbruna’nın 1925 yılında kurulduğunu
bildiren Genel Müdür Argun Şahenk, üretim
kapasitesinin yıllık 200 bin ton seviyesinde
bulunduğu bilgisini verdi. Firmanın, Valbruna Slater adı altında Amerika kıtasında üretim ve dağıtım faaliyetlerine devam ettiğini
aktaran Şahenk, İtalya ve ABD’deki fabrikalarına ilave, Fransa’da Ugivis ve Polonya’da
Mikromed fabrikalarında da çalışmalarını
sürdürdüklerini ifade etti. Şahenk, “Valbruna, 2 bin 500 çalışanıyla dünyanın 40 noktasında teknik destek ve dağıtım sağlıyor” ifadesinde bulundu.
ARAŞTIRMA SERVİSİ

Benzer belgeler