Domuz Gribi Aşısının Etki ve Yan Etkileri

Transkript

Domuz Gribi Aşısının Etki ve Yan Etkileri
Domuz Gribi Aşısının Etki ve Yan Etkileri
Neslihan Öztürk, Burçe Ayvazoğlu, Elif Kübra Öztürk, Halil Orkan Orman
Danışman: Müge Demirbilek
ÖZET
Tüm dünyada sonbahar-kış aylarında domuz gribi salgını baş göstermiş ve aşı uygulamaları,
büyük tartışmalara neden olmuştur. Bu çalışmadaki amacımız; domuz gribi aşısı uygulanan
kişilerde görülen yan etkileri araştırmak ve aşının etkinliğini saptamaktır.
Bu amaçla rastgele örnekleme yöntemi kullanılarak anket formları oluşturulmuştur. Bu
formları evet-hayır formunda kapalı uçlu soruları içermektedir. Elde edilen sonuçlar SPSS
17.0 ile araştırılıp, istatistiksel anlamlar Pearson, Ki-Kare ve olabilirlik oran testi ile
değerlendirilmiştir. Anket 294 kişiye uygulanmış olup, katılımcıların 170’i kadın, 124’ü
erkektir. 6-17 yaş grubu 56, 18-65 yaş grubu 192, 65 yaş üstü ise 46 kişiden oluşmaktadır.
Aşı yerindeki lokal belirtilerden herhangi biri anket uygulananların %70’inde, erken sistemik
belirtiler %59.5’inde geç belirtiler %8.8’inde saptanmış (p<0.01). Lokal bulguların içinde acı
(%48.6), erken sistemik bulguların içinde halsizlik (%43.9) geç sistemik bulguların içinde ise
kol veya bacaklarda güç ve duyu kaybı görülmesi (%4.7) en sık görülmüştür. Acı, yanma,
titreme, kırgınlık, baş dönmesi, bulantı, baş ağrısı, nefes darlığı, boğaz ağrısı, öksürük, nezle,
kalp sıkışması, çarpıntı ve göğüs ağrısı bulguları kadınlarda erkeklere göre istatistiksel
anlamlı olarak yüksek çıkmıştır. Ağrı, şişme, terleme, titreme, kırgınlık, kas ağrısı, boğaz
ağrısı ve nezle bulguları 18-65 yaş arasında sık görülürken; sertlik, ateş, halsizlik, eklem
ağrısı bulguları ise 6-17 yaş grubunda istatistiksel anlamlı olarak daha sık görülmüştür. 65 yaş
üstü bulguların en az görüldüğü grubu oluşturmuştur. Aşı uygulanan kişilerin %78’inde
aşıdan sonra grip geçirmemiştir.
Sonuç olarak, aşının koruyuculuğunun olduğu ve aşı sonrası en sık lokal belirtilerin görüldüğü
tespit edilmiştir. Ayrıca aşıya bağlı geç belirtilerin çok az oranlarda bulunduğu görülmüştür.
GİRİŞ
Influenza virüsü segmentli negatif-iplikli, helikal simetrili bir kapsidden oluşan zarflı bir
RNA virüsüdür. Zarfında bir hemaglütinin ile bir nöraminidaz olmak üzere iki farklı tipte
çıkıntı bulunur. Her ikisi de antijeniktir ve bunlara göre tiplendirilir. Influenza A virüsü bütün
dünyayı tutan grip epidemilerine (pandemi) neden olur; Influenza B virüsü büyük grip
salgınları yapar; Influenza C virüsü orta şiddette solunum yolu enfeksiyonları yaparsa da
salgınlara neden olmaz. Influenza virüsleri ve özellikle Influenza A virüsü hemaglütinin ve
nöraminidaz proteinlerinin antijenliğinde değişiklik gösterir; bu nitelik virüsün dünya
ölçeğinde yıkıcı salgınlar yapma gücüne katkıda bulunur(1).
Influenza A virüsü 1931 de Robert Shope tarafından enfekte domuzlardan izole edilmiş ve bu
virüsün kuş kaynaklı olduğu tespit edilmiştir. 1957 yılına kadar bu virüsün sporadik vakaları
izlenmiştir. 1957- 1977 yılları arasında kuş gribi virüsü ve domuz gribi virüsünün yarattığı
H2N2 suşunun oluşmasıyla ortadan kaybolmuştur. 1976 yılında Fort Dix ve New Jersey’deki
askerlerde görülen solunum yolu rahatsızlıkları oluşturan virüsün H1N1 olduğu saptanmıştır.
Domuz gribi olarak bilinen domuz kaynaklı Influenza A (H1N1) insan popülasyonuna
adaptasyonuyla 1981 de bir pandemi yaratmıştır. İspanya’da başlayan salgın 40- 50 milyon
hastanın ölümüne sebep olmuştur. H1N1 virüsünün oluşturduğu epidemiye karşı 40 milyon
1
kişiyi kapsayan bir aşı programı uygulanmıştır. Bu aşı programı 532 kişide periferik sinir
sistemi bozukluklarıyla seyreden (felçle) Guillain-Barre Sendromu (GBS) görülmesine ve 31
kişinin ölümüne neden olmuştur. Bu nedenle aşı kullanımına son verilmiştir.
1998 yılında ise 5 segmentini klasik H1N1 virüsünden polimeraz gen segmentini ise
kuşlardan alan domuz gribi virüsü, 17 yaşındaki bir kıza domuzlarla teması sonucunda geçmiş
ve kızın ölümüne yol açmıştır. 2005’ten 2008 yılına kadar ise bilinen 11 domuz gribi vakası
görülmüştür. 2009 yılının nisan başlarında Meksika’da birçok insanın virüsle enfekte
olmasıyla Influenza A virüsünün yarattığı pandemi başlamıştır. Bu virüsün beklenenden hızlı
bir yayılım göstermesi nedeniyle DSÖ 11 Haziranda bu pandemiyi dünyaya duyurmuştur. Bu
virüsün alt tiplerinde kaymalar olması nedeniyle genç popülasyonlarda yüksek mortalite
meydana getirme, güçlü pandemik salgınlar oluşturma ve mevsimsel gripten daha kolay
yayılabilme özelliğine sahiptir. Bu özellik mevcut H1N1 virüsünde de bulunmaktadır.
Belirtilen 642 vaka incelendiğinde bu virüsün genç populasyonlar için daha tehlikeli olduğu
saptanmıştır. Mevsimsel grip virüsü ve domuz gribi virüsünün oluşturduğu ortak semptomlar;
ateş ( %97 ), öksürük ( %94 ), boğaz ağrısı ( %66 ) ve ishaldir ( %25 ) (2).
2009 yılında Meksika'da başlayıp dünyaya yayılan virüs,191 ülkede yaklaşık 735.927 kişide
görülmüş, 6.179 kişi H1N1 virüsü nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Türkiye’de 4 Kasım 2009
tarihine kadar 979 vaka görülmüştür(3). Bunun üzerine tüm ülkelerde hızla aşılama
çalışmaları başlamış ve öncelikle mevsimsel grip aşısı temeline dayalı ölüaşı geliştirilmiştir.
Adjuvan içeren ve içermeyen çeşitli aşılara bulunmaktadır. Daha sonra intra nazal uygulanan
canlı aşı geliştirilmiştir. Ülkemizde ölü tavuk embriyonu yumurtasında hazırlanan adjuvanlı
domuz gribi aşısı (Novartis) 2009 Kasım ayından itibaren uygulanmaya başlanmıştır.
Ülkemizde uygulanan diğer aşılar tablo 1’de verilmiştir.
Tablo1: Ülkemize gelen aşılar ve özellikleri
Focetria (Novartis): 7,5 μg antijen/doz
Üretim yeri
Yumurta kökenli
Adjuvan
MF59, Skualen, polisorbat, dsorbitan
treoleate
Koruyucu
Tiyomersal
Pandemrix (GSK): 3,75 μg antijen/doz
Üretim yeri
Yumurta kökenli
Adjuvan
AS03, Skualen, alfa-tokoferol, polisorbat
Koruyucu
Tiyomersal
Panenza(Sanofi Pasteur): 15 μg antijen/doz
Üretim yeri
Yumurta kökenli
Adjuvan
Adjuvansız
Koruyucu
Tiyomersal
2
Aşıyla ilgili çok sayıda farklı görüşler bildirilmiş ancak bu spekülasyonların bilmsel
kaynaklara araştırmalara dayanmadığı görülmüştür(4).
Bu çalışma grubunun amacı yaş grupları, cinsiyet, birlikte mevsimsel grip aşısı olma, gibi
faktörler esas alınarak aşının etki ve yan etkilerini araştırmaktır.
GEREÇ VE YÖNTEM
Aşının yan etkilerini görmek amacıyla rastgele örnekleme yöntemi kullanılarak anket formları
oluşturulmuştur. Bu anket formları ile farklı yaş gruplarına (6–17, 18–65, 65+ yaş gruplarına)
ve cinsiyetlere ulaşmak hedeflenmiştir. Anketimiz kişinin hangi ayda domuz gribi aşısı
olduğu, aşıdan önce ve sonra grip geçirip geçirmediği, mevsimsel grip aşısı olup olmadığı,
olduysa zamanını, herhangi bir şeye karşı alerjisinin ve immün supresif durumunun olup
olmadığını, bundan sonra yan etki araştıran ilk 8 soru ise lokal, 25 soru erken sistemik ve 11
soru da geç sistemik bulguları içermiştir.
Anket formları evet-hayır şeklinde kapalı uçlu sorulardan oluşturulmuştur. İki farklı formda
hazırlanan anketle domuz gribi aşısı olma oranını görmek amaçlanmasına rağmen uygulama
zorluğundan dolayı tek anket formu uygulanmasına karar verilmiştir. Bu yüzden domuz gribi
aşısı olma oranı tespit edilememiştir. Domuz gribi aşısı olan kişilerde görülen aşının etki ve
yan etkilerinin oranlarını saptamak amacıyla anket formları kullanılmıştır. Ayrıca yapılacak
anketteki sorulardan aşı olunan tarihten itibaren dört gün içinde ortaya çıkanlar(erken dönem)
ve beş günden sonra ortaya çıkanlar(geç dönem) diye ayrı iki grup da içermiştir. Anketler,
hem karşılıklı görüşme, hem de gönderme yöntemiyle cevaplanacak şekilde düzenlenmiştir.
Hazırlanan ankete uygulanacak istatistiksel testlerin gücünün %80 veya üzerinde olabilmesi
için gerekli örnek genişliği 300 olarak belirlenmiştir. Ancak eksik doldurulmuş anketlerin
değerlendirmeye alınmamasından dolayı örneklem genişliğimiz 294’e düşmüştür. Elde edilen
veriler bu üç farklı yaş grubunun her birine göre erken ve geç dönem yan etkileri olarak
ayrılmıştır. Verilerin değerlendirilmesi amacıyla güvenilirlik analizi, ki-kare testleri, Kappa
testi kullanılmıştır. Sonuçlar mevsimsel grip aşısına ait anket bulguları ile karşılaştırılmıştır.
Veri setinin değerlendirilmesinde Pearson, ki-kare testi, Fischer Exact testi ve frekansları
düşük olan hücrelerin yer aldığı çapraz tablolar için Olabilirlik Oran Testi kullanılmış;
sonuçlar gözlem sayısı (n) ve oran % olarak ifade edilmiş, p<0.05 düzeyi istatistiksel olarak
anlamlı kabul edilmiştir. İstatistiksel analizler SPSS 17.0 istatistiksel paket programıyla
gerçekleştirilmiştir(5).
BULGULAR
Anketin uygulanma zamanı ile aşı olma zamanı arasında en az bir ay olanlar ve tam
doldurulan anketler değerlendirildiği zaman, 170’i(%58) kadın, 124’ü(%42) erkek olmak
üzere 294 kişi değerlendirmeye alınmıştır. Bu kişilerin 56’sı 6-17 yaş(%19), 46’sı(%16) 65
yaş üstü ve 192’si (%65) 18-65 yaş arasında dağılım göstermiştir. Bu kişlerin 175’i kasım,
109’u aralık, 8’i ocak, ikisi şubat ayında aşılanmıştır. Katılımcıların 109’u (%37) mevsimsel
grip aşısı da olmuş, 102 (%35) kişi ise aşı olmadan önce grip geçirmiştir. Ankete katılanların
67’sinde(%23) herhangi bir şeye karşı alerji, 21’inde(%7) immün süpresyon; yani organ nakli
geçirme öyküsü, kortizon gibi immün süpresif ilaç kullanma öyküsü veya kanser hastası olma
durumu saptanmıştır.
Ankete katılan kişilerde tüm yan etkilerin görülme yüzdesinin farklı olduğu tespit
edilmiştir(Tablo 2) .
3
Tablo 2. Aşıdan sonra görülen yan etkiler ve yüzdeleri
Yan etki
Erken Lokal Belirtiler (İlk 4 gün içinde) Herhangi biri
Aşı yerinde acı
Aşı yerinde ağrı
Aşı yerinde sertlik
Aşı yerinde kızarıklık
Aşı yerinde yanma
Aşı yerinde şişme
Aşı yerinde kaşıntı
Aşı yerinde morarma
Yan etki
Erken Sistemik Belirtiler (İlk 4 gün içinde) Herhangi biri
Aşıdan sonra halsizlik
Aşıdan sonra kırgınlık
Aşıdan sonra eklem ağrısı
Aşıdan sonra kas ağrısı
Aşıdan sonra üşüme
Aşıdan sonra ateş
Aşıdan sonra baş ağrısı
Aşıdan sonra nezle
Aşıdan sonra baş dönmesi
Aşıdan sonra titreme
Aşıdan sonra bulantı
Aşıdan sonra terleme
Aşıdan sonra iştahsızlık
Aşıdan sonra boğaz ağrısı
Aşıdan sonra öksürük
Aşıdan sonra karın ağrısı
Aşıdan sonra nefes darlığı
Aşıdan sonra ishal
Aşıdan sonra kaşıntı
Aşıdan sonra bayılma
Aşıdan sonra göğüs ağrısı
Aşıdan sonra kusma
Aşıdan sonra deride döküntü
Aşıdan sonra bilinç bulanıklığı
Aşıdan sonra alerjik şok
Görülme Sayısı (%)
206
143
137
90
63
57
45
35
16
(70)
(48,60)
(46,60)
(30,60)
(21,40)
(19,40)
(15,30)
(11,90)
(5,40 )
Görülme Sayısı (%)
178
129
105
77
72
42
39
37
34
32
23
21
20
19
17
17
11
7
6
6
5
5
3
2
1
0
(59,5)
(43,90)
(35,70)
(26,20)
(24,50)
(14,30)
(13,30)
(12,60)
(11,60)
(10,90)
(7,80 )
(7,10)
(6,80 )
(6,50 )
(5,80 )
(5,80 )
(3,70 )
(2,40 )
(2 )
(2 )
(1,70 )
(1,70 )
(1 )
(0,70 )
(0,30 )
(0 )
4
Görülme Sayısı (%)
26 (8,8)
12 (4,10)
Yan etki
Geç Belirtiler (Aşıdan 5 gün sonra) Herhangi biri
Kol veya bacaklarda güç veya duyu kaybı
Kalp sıkışması, çarpıntı ve göğüs ağrısı gibi
şikayetler
Aşırı kilo alma / verme veya iştah değişikliği
Herhangi bir bölgedeki lenf bezlerinde şişlik
Sarılık veya diğer karaciğer bozuklukları
Nöbet geçirme
Kansızlık ve/veya kanama problemi
Damar iltihabı
Deride yaygın döküntüler
Felç
Organ nakli olduysanız aşıdan sonra sorun
10
8
5
2
2
2
1
1
0
0
(3,40 )
(2,70 )
(1,70 )
(0,70 )
(0,70 )
(0,70)
(0,30 )
(0,30)
(0)
(0)
Aşıdan sonra görülen belirtilerin %70’i lokal belirti, %59,5 i erken sistemik belirti, %8,8 i ise
geç belirti olarak görülmüştür(p<0.001). Erken lokal belirtilerde en sık görülen bulgular
sırasıyla acı, ağrı ve sertliktir. Erken sistemik belirtilerde ise en sık görülen bulgular sırasıyla
halsizlik, kırgınlık ve eklem ağrısıdır. Geç belirtilerde ise en çok kol ve bacaklarda güç ve
duyu kaybı görülmüştür.
6–17 yaş grubunda halsizlik ve sertlik diğer yaş gruplarına göre istatistiksel olarak anlamlı
bulunmuştur.18–65 yaş grubunda ise en sık görülen lokal bulgu ağrıdır. Erken sistemik
bulgulardan baş ağrısı, titreme, terleme ve boğaz ağrısı diğer yaş gruplarına göre istatistiksel
olarak anlamlı ve fazla görülmüştür.
70%
6-17
18-65
65+
60%
50%
40%
30%
20%
10%
Te
rl e
m
e
B
oğ
az
ağ
rıs
ı
em
e
Ti
tr
ez
le
N
te
ş
A
ağ
rıs
ı
aş
B
Şi
şm
e
ağ
rıs
ı
ağ
rıs
ı
Ek
le
m
as
li k
K
Se
rt
ırg
ın
l ık
K
al
si
zl
ik
H
A
ğr
ı
0%
Grafik 1. Aşıdan sonra görülen, yaş gruplarına göre istatistiksel anlamlı fark gösteren yan
etkilerin dağılımı
5
60%
50%
erkek
kadın
40%
30%
20%
10%
0%
Ç
ı
nt
pı
ar
le
ez
N
ük
ür
ks
ı
Ö
rıs
ağ
z
ğa
ğı
Bo
rlı
da
es
ef
N
ı
rıs
ağ
ş
Ba
ı
nt
la
i
Bu
es
nm
dö
ş
Ba
lık
ın
rg
Kı
e
a
m
tre
Ti
nm
Ya
ı
Ac
Grafik 2. Aşıdan sonra görülen, cinsiyete göre istatistiksel anlamlı fark gösteren yan etkilerin
dağılımı
70%
60%
50%
40%
30%
20%
10%
0%
ro
Nö
ik
ağ
loj
lem
zle
Ne
Ek
k
k
zli
tı
nlı
lsi
Ha
ı
rg
Kı
eş
At
şın
ik
rtl
Ka
Se
a
a
m
ar
nm
or
M
Ya
lg
bu
ı
rıs
u
Grafik 3. Aşıdan sonra görülen, alerjisi olanlarda göre istatistiksel anlamlı fark gösteren yan
etkilerin dağılımı
Cinsiyete göre fark gösteren lokal bulgulardan acı ve yanma; erken sistemik bulgulardan
titreme, kırgınlık, baş dönmesi, bulantı, baş ağrısı, nefes darlığı, boğaz ağrısı, öksürük, nezle;
geç belirtilerden ise kalpte sıkışma, çarpıntı ve göğüs ağrısı gibi şikayetler anlamlı olarak
kadınlarda (%12) erkeklere (%5) göre istatistiksel anlamlı olarak daha fazla görülmüştür
(grafik 2).
Alerjik olan hastalarda beklenildiği gibi erken lokal belirtiler diğerlerine göre daha yüksektir.
Bu belirtiler sertlik, yanma, kaşıntı ve morarmadır. Bunun yanı sıra anlamlı erken sistemik
belirtiler sırasıyla halsizlik, kırgınlık ve eklem ağrısı olarak bulunmuştur. Geç sistemik
belirtilerden ise sadece nörolojik bulgular anlamlı görülmüştür (grafik 3).
6
Domuz gribi aşısının yanı sıra mevsimsel grip aşısı da olanlarda aşı yerinde şişme, nezle
terleme, kol ve bacaklarda duyu kaybı ve bayılma bulguları olmayanlara göre daha yüksek
oranda görülmüştür.
Aşının etkinliğini araştırmak için aşıdan sonra grip geçirip geçirmeme oranına bakıldı. Buna
göre çalışmaya katılan 294 kişinin 229’unda(%78) aşı etkin bulundu. Bu kişilerin 28’i ayrıca
mevsimsel grip aşısı da olmuş, 27’si aşıdan önce grip geçirmiş, 21 ise hem mevsimsel grip
aşısı olmuş hem de aşıdan sora grip geçirmiştir. Mevsimsel grip aşısı olmayanlar ve aşıdan
önce grip geçirmeyen 120 kişinin aşıdan sonra grip geçirme oranına bakıldığında 109 kişide
yani %90 oranında etkinlik olduğu görülmüştür.
Aşıdan sonra grip geçirme oranları cinsiyete göre fark göstermemiş ancak yaş gruplarına göre
farklılık görülmüştür (grafik4). İmmün süprese olanlarda aşıdan sonra grip olanların oranı
%24 bulunmuştur. Kasım ayında aşı olan 175 kişinin 49’u, aralık ayında aşı olan 109 kişinin
13’ü, ocak ayında aşı olan 8 kişinin üçü aşıdan sonar grip geçirmiştir.
%72
%84
%94
Grafik 4. Yaş gruplarına göre grip aşısının etkinliği
TARTIŞMA
2009 yılında pandemi yaratan H1N1 virüsüne karşı koruma ve grip kaynaklı ölümleri azaltma
amacıyla aşılanmanın en etkili yollardan biri olduğu düşünülmektedir. H1N1 virüsüne karşı
üretilen aşı, A/California/07/2009 suşunun zayıflatılmış ve inaktive edilmiş formundan
oluşmaktadır(7).
Aşının etkisini artırmak amacıyla kullanılan adjuvanların yapılan deneyler sonucunda aşı
yerinde oluşan lokal etkiyi arttırdığı tespit edilmiştir (8). Bunun yanında adjuvanlı aşıların,
adjuvansız aşılar kadar güvenli ve adjuvansız aşılara göre daha etkili olduğu da meta analiz
çalışmalarıyla gösterilmiştir (9). Adjuvanlı H1N1 aşılarının spesifik olmayan immün
mekanizmalarla ateroskleroz, enflamatuar barsak hastalığı, demiyelinizon hastalıkları ve
nonenfeksiyoz artrit oluşturabileceği konusundaki tartışmalar halen devam etmektedir. Ancak
adjuvan tartışmalarının abartıldığı düşünülmektedir(10). Bununla birlikte gebelerde pandemik
aşılarda bulunan adjuvanların güvenilirliği konusunda çok az bilgi vardır. Adjuvanlı ve
adjuvansız grip aşılarının gebelik sonuçlarına benzer etki oluşturduğu yayınlanmıştır.
Gebelikte kullanılması için önerilen lisanslı bir grip aşısı yoktur. 2009 pandemisinde de
görüldüğü gibi aynı yaşta ki gebe olmayan kadınlarla karşılaştırıldığında gebe kadınlarda
7
ölüm oranı 4 kat daha fazla olmuştur. Buda öncelikle Influenza A virüsü için gebelerin
aşılama programına alınması gerektiğini göstermektedir. Adjuvanlı H1N1 aşılarının gebelikte
kullanımı ile ilgili bilgiler çok sınırlıdır(11). Tedbir amaçlı ülkemizde gebelere adjuvansız aşı
uygulanmıştır. Ancak bizim çalışmamızda gebeler yer almamıştır. Bu nedenle çalışmamızda
adjuvanın aşının yan etkilerini ne kadar değiştirdiği tespit edilememiştir.
Yapılan bir çalışmada aşıdan hemen sonra lokal bulgular %8 oranında görülmüş, sistemik etki
görülmemiştir. Aşıdan sonra lokal bulgular 1.gün %15.8, 2.gün %10.8, 3.gün %9.2 oranında;
sistemik bulgular ise 1.gün %1,7, 2. gün %0,8 oranında görülmüştür. Canlı ve inaktif aşılarda
ise istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Ancak bizim çalışmamızda gün gün ayrım
yapmadığımız ve Türkiye de tek tip aşı uygulandığı için benzer bulgular elde edilememiştir
(12).
Aşı yerinde acı %48,6 oranıyla anket uyguladığımız kişilerde en sık görülen, ağrı ise en sık
görülen ikinci lokal bulgu olarak saptanmıştır. Acının değerlendirilmediği bir çalışmada da
ağrının (%4,5) en sık görülen lokal bulgu olduğu gösterilmiştir. Lokal bulgular içinde ağrıdan
sonra aşı yerinde kızarıklık, şişlik ve sertlik sık karşılaşılan yan etkilerdir. Yapılan diğer
çalışmalarda bu veriyi desteklemektedir. Aşı yerinde kaşıntı ise çalışmamızda %11,9, bir
diğer çalışmada %0,9 olarak görülmüştür. Çalışmalar arasındaki yüzde farkı ise çalışmaların
sübjektif oluşuyla ilişkilendirilebilir (12, 13, 14).
Sistemik bulgulardan halsizlik (%43,9) en sık karşılaşılan bulgu olmuştur. Yapılan başka bir
çalışmada da halsizlik (%1,7) sık karşılaşılan sistemik bulgu olarak tespit edilmiştir. Başka bir
çalışmada bu veriyi destekler nitelikte halsizlik (%1,4) en sık görülen sistemik bulgu olarak
değerlendirilmiştir(13). Sistemik etkilerden kas ağrısı (% 24,5) anketimizde sık rastlanmasına
rağmen diğer çalışmalarda kas ağrısı (%0) tespit edilmemiştir. Eklem ağrısı, baş ağrısı,
kırgınlık, terleme ise ortak bulunan sistemik bulgulardandır. Baş ağrısı anketimizde %12,6
olarak görülmüşken başka bir çalışmada %1,7 ile en sık görülen sistemik bulgu olarak
değerlendirilmiştir(14).
Ciddi yan etkilerin aşıya bağlı ortaya çıkabildiği düşünülmektedir. Fakat bununla ilgili kesin
bir kanıt bulunmamaktadır. GBS’nun da bunlardan biri olduğu düşünülmektedir. GBS
periferal sinir sistemini etkileyen akut bir hastalıktır. Bu hastalık artan felç ve derin tendon
refleksinde kayıp ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca süratle artan güç kaybı ve farklı atipik klinik
özellik vermektedir. GBS’yi tanımak zor olmaktadır. Öncelikle solunum ve gastrointestinal
enfeksiyonlarla görülmektedir(Campylobacter jejuni tarafından). Dünya genelinde GBS
çocukları ve yetişkinleri etkilemektedir. Her yıl %1,1 -1,8 arasında görülmektedir.15 yaş altı
çocuklarda %0,34- 1,34 arasında görülmektedir(15). Bizim çalışmamızda klinik olarak
ispatlanmış Guillan Barre Sendromlu hasta olmamasına rağmen; geç sistemik bulgulardan en
çok kol ve bacaklarda güç ve duyu kaybı görülmüştür. Yanlış yorumlanan aşıya bağlı yan
etkiler sadece H1N1 aşı programını tehdit etmekle kalmayıp, yeni aşıların gelişimini de
etkilemektedir. Toplumun aşı hakkındaki fikirlerini etkileyeceğini düşünerek aşının
güvenirliğini iyi araştırmak ve gerçek etkilerini bulmak çok önemlidir (16).
İnaktif Trivalan grip aşısının kullanıldığı bir aşılama programında yan etkiler 1 milyon
aşıdan% 24,4 vakada görülmüş ve bu vakaların %14 ü ciddi olarak değerlendirilmiştir. GBS
en sık görülen ciddi yan etki olarak rapor edilmiştir. Parestezi (0.04/1000000) ise en sık rapor
edilen nörolojik bulgu olmuştur. Ataksi (0,16/1000000), optik nörit (0,04/1000000)olarak
rapor edilmiştir. Yine nadir olarak akut anaflaktik reaksiyonlar görülmüştür(17). Bizim
ülkemizde inaktif monovalan aşı uygulaması yapılmıştır.
8
Yaş gruplarına göre lokal bulguları incelediğimizde anketimizde herhangi bir bulgunun
görülme oranı 6-17 yaş grubunda %75; 18-65 de %70,8; 65+ da ise %60,9 olarak
saptanmıştır. Yaş gruplarının 3-9, 18-64, 65+ olarak gruplandırıldığı başka bir çalışmada lokal
bulgular %50,%37,%12 olarak görülmüştür. Her iki çalışmada da lokal bulgular en fazla
küçük yaş grubunda, en az 65+ grubunda görülmüştür. Aralarında istatistiksel olarak anlamlı
bir fark tespit edilmemiştir.
Yaş gruplarına göre sistemik bulguları incelediğimizde sistemik bulgular anketimizde 6–17
yaş grubunda %79, 18–65 de %74, 65+ da ise %33 oranında görülmüştür. Diğer çalışmada 3–
9 yaş grubunda %29, 18–65 de %49, 65+ da %16 olarak tespit edilmiştir.
Çalışmamızda sistemik bulgular, 18–65 yaş grubunda da bizim çalışmamıza benzer şekilde
65+ ya göre daha fazla görülmüştür. Bizim çalışmamızda 6–17 yaş grubu, diğer çalışmada 3–
9 yaş grubu olduğu için karşılaştırma yapılmamıştır. Ülkemizde 9 yaş altına iki doz aşı
uygulanmasına rağmen ankete katılan hiçbir kişi iki doz aşı yaptırmamıştır. Bu yüzden
dozlara göre bulgu inceleme olanağı bulamadık. Yapılan bir çalışmada yaş gruplarına göre
değişiklik göstermekle beraber aşı dozunun yan etkilere kesin bir etkisi saptanamamıştır. Bir
doz aşılanma 18–65 yaş grubunda etkili olurken, çocuklarda iki doz aşı etki
göstermektedir(18).
Cinsiyete göre lokal bulgular değerlendirildiğinde herhangi bir lokal bulgunun %67 si
erkeklerde, %72 si kadınlarda görülmüştür ve istatistiksel anlam elde edilmemiştir. Herhangi
bir erken sistemik bulgunun %55 i erkeklerde, %62 si kadınlarda görülmüş ve istatistiksel
olarak anlamlı görülmemiştir. Herhangi bir geç sistemik bulgunun %5 i erkeklerde , %12 si
kadınlarda görülmüş ve istatistiksel anlamlı olarak geç sistemik bulguların kadınlarda fazla
ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Buna benzer başka bir çalışma bulunmamaktadır.
Aşının etkinliğini bulmak için aşıdan sonra grip geçirme oranları incelenmiştir. Anketimize
katılan 294 kişiden 229 u aşıdan sonra grip geçirmemiş ve aşının etkinliği %78 olarak tespit
edilmiştir. Bu 229 kişiden 49 u mevsimsel grip aşısı olmuş, 48 i aşı öncesi grip geçirmiş, 21 i
ise hem mevsimsel grip aşısı olmuş hem de aşı öncesi grip geçirmiştir. Bu verilere bakarak aşı
öncesi grip geçirmemiş ve mevsimsel grip aşısı olmayan kişilerin %90 u aşının sonrasında
grip geçirmemiştir. Bu bize sadece domuz gribi aşısının koruyuculuğunu göstermektedir.
Mevsimsel grip aşısı olmuş ve daha önce grip geçirmiş kişilerdeki koruyuculuğun düşük
çıkması ise çalışmamızın sübjektif olması dolayısıyla katılımcıların nezle ve grip ayrımını tam
olarak yapamamasından kaynaklandığı düşündürmektedir. Lancette yer alan başka bir
çalışmada hemaglütinin inhibitör antikor cevap testi ile domuz gribi aşısının etkinliği objektif
olarak yaş gruplarına göre incelenmiştir. Aşı uygulamasından 21 gün sonra 18–64 yaş
grubunda %95; 65+ yaş grubunda %94 oranında seropozitiflik görülmüştür(18). Bizim
çalışmamızda ise 6–17 yaş grubunda %83,9; 18–65 yaş grubunda %72,4; 65+ yaş grubunda
ise %93,5 oranında aşı koruyuculuğu tespit edilmiştir.
KAYNAKLAR
1. Levinson Warren: Review of Microbiology and Immunology, International Edition,
Ninth Edition, 2004:266-271
2. Chang L, Shih S, Shao P, et al. Novel Swine-origin Influenza Virus A (H1N1): The
First Pandemic of the 21st Century. J Formos Med Assoc. 2009; Vol 108: No 7
3. http:// www.cdc.gov
9
4. http:// www.saglik.gov.tr
5. SPSS Programming and Data Management: A Guide for SPSS and SAS® Users,
Fourth Edition
6. www.novartis.com
7. Sullivan SJ, Jacobson RM, Dowdle WR, et al. 2009 H1N1 Influenza. Mayo Clin Proc.
2010; 85(1):64-76
8. Zhu F, Wang H,Yang JG, et al. A Novel Influenza A (H1N1) Vaccine in Various Age
Groups. N Engl J Med. 2009; 361:2414-23.
9. Vesikari T, Vaccine 2009; 27(45): 6291-5
10. Bhakdi S, Lackner K, Doerr H, Possible hidden hazards of mass vaccination against
new influenza A/H1N1: have the cardiovascular risks been adequately weighed? Med
Microbiol Immunol. 2009; 198:205–209
11. Tsai T, Kyaw M, Novicki D, Nacci P, et al. Exposure to MF59-adjuvanted influenza
vaccines during pregnancy—A retrospective analysis. Vaccine 28. 2010; 1877–1880
12. Clark A, Potter C,JENNINGS R, et al. A comparison of live and inactivated influenza
A (HlNl) virus vaccines. J. Hyg., Camb.1983; 90: 351-359
13. Vajo Z, Tamas F, Sinka L, et al. Safety and immunogenicity of a 2009 pandemic
influenza A H1N1 vaccine when administered alone or simultaneously with the
seasonal influenza vaccine for the 2009–10 influenza season: a multicentre,
randomized controlled trial. Lancet. 2010; 375: 49–55
14. Liang X, Wang H, Wang J, et al. Safety and immunogenicity of 2009 pandemic
influenza A H1N1 vaccines in China: a multicentre, double-blind, randomized,
placebo-controlled trial. Lancet. 2010; 375: 56–66
15. Landaverde J,Trumbo S, Ruiz-Matus C. Guillain-Barré´ Syndrome in Children Aged
!15 Years in Latin America and the Caribbean: Baseline Rates in the Context of the
Influenza A (H1N1) Pandemic. The Journal of Infectious Diseases. 2010; 201:746–
750
16. Black S, Eskola J, Halsey N, et al. Importance of background rates of disease in
assessment of vaccine safety during mass immunization with pandemic H1N1
influenza vaccines. Lancet. 2009; 374: 2115–22
17. Evans D, Cauchemez S, HaydenG, ―Prepandemic‖ Immunization for Novel Influenza
Viruses, ―Swine Flu‖ Vaccine, Guillain-Barré Syndrome, and the Detection of Rare
Severe Adverse Events. J Infect Dis. 2009; 200(3): 321–328
18. Plennevaux E, Sheldon E, Blatter M, et al. Immune response after a single vaccination
against 2009 influenza A H1N1 in USA: a preliminary report of two randomized
controlled phase 2 trials. Lancet. 2010; 375: 41–48
10

Benzer belgeler