SAYI - Fikirtepe Platformu

Transkript

SAYI - Fikirtepe Platformu
1 AĞUSTOS 2016 / SAYI 4 / FİKİRTEPE PLATFORMU’NUN AYLIK ÜCRETSİZ YAYIN ORGANIDIR
Hep birlikte büyük değişime
Fikirtepe; şehir
içinde şehir
Fotoğraf:
KAAN SAĞANAK
Fikirtepe’nin yatırımcılarına sunacağı prim getirisini ve marka değerini, tüm hızıyla devam eden proje satışlarını Fikirtepe Platformu’nun
üye firmalarının satış yetkileriyle değerlendirdik. Keyifli bir kahvaltıda bir araya geldiğimiz satış departmanı yetkililerinin hemen hepsi
Fikirtepe’nin yatırımcısına sunacağı yüksek prim getirisinde ve bölgedeki fiyatların birkaç yılda en az yarı yarıya yükseleceğinde hem fikir.
Tan Oral: Karikatürler önce
küçüldü, sonra yok oldu
Milli gururumuz Rio’da
destan yazmaya hazırlanıyor
Dumlupınar Spor Kulübü
“devrim”ine hazırlanıyor
Türkiye’nin
hayal haritası
Sayfa 6-7
Sayfa 8-9
Sayfa 13
Sayfa 15
2
Fikirtepe yatırımcılarına
daha çok kazandıracak
Türkiye ekonomisinin 10 yıldır
amiral gemisi olarak kabul
edilen gayrimenkul sektörü
yükselen değer olmaya devam
ediyor. Dünyanın en büyük
metropollerinden biri olan
İstanbul’da da gayrimenkul
geliştirme ve inşaat sektörü
ön plana çıkıyor. Her gün
yeni bir proje, dikkat çeken
konsept ve mimari yapısı ile
hayata geçiriliyor. Bu projeler
ile birlikte şehirdeki konut
ve ticari alan sayısı da ciddi
rakamlar olarak karşımıza
çıkıyor. Gelecek beş yıl
içerisinde şehir içerisinde bir
şehir ihtişamıyla yükselecek
olan Fikirtepe’de de hatırı
sayılır bir konut ve ticari alan
yaşama kapılarını açacak.
Bölgenin değerini her geçen
gün artıran çalışmalar
ile proje gerçekleştiren
firmalar dinamik bir satış
stratejisi benimsiyor ve hiç
durmadan çalışmalarına
devam ediyor. Bölgede tüm
hızıyla devam eden proje
satışlarını, Fikirtepe’nin
yatırımcılarına sunacağı prim
getirisini ve marka değerini
Fikirtepe Platformu’nun üye
firmalarının satış yetkileriyle
değerlendirdik. Keyifli bir
kahvaltıda bir araya geldiğimiz
satış departmanı yetkililerinin
hemen hepsi Fikirtepe’nin
yatırımcısına sunacağı
yüksek prim getirisinde ve
bölgedeki fiyatların birkaç
yıl içerisinde en az yarı yarıya
yükseleceğinde hem fikir.
Bu
soruları
sorduk
aşağıdaki
yanıtları
aldık
l Fikirtepe’deki bir projede
çalışmadan önce bölge
hakkındaki düşünceleriniz
nelerdi? Şimdi neler
düşünüyorsunuz?
l Fikirtepe’deki projelerin
bitmesi ve burada yaşamın
başlamasıyla birlikte nasıl bir
Fikirtepe hayal ediyorsunuz?
Fotoğraflar:
KAAN SAĞANAK
l Çalıştığınız projeyi
müşterilerinize anlatırken
neleri ön plana çıkarıyorsunuz?
Buradan konut veya iş yeri almak
isteyenler neden Fikirtepe’yi
tercih etmeli?
l Satış alanında bir
profesyonel olarak Fikirtepe
önümüzdeki dönemlerde
hangi değerleri ve özellikleri ile
markalaşacak?
l Konut alanlarla ilgili elinizde
bir müşteri profili var mı?
Daha çok kimler Fikirtepe’den
konut ve işyeri alıyor? Yaş
grupları, meslekleri, gelir grubu
vb. kriterler üzerinden bir
değerlendirme yapabilir misiniz?
KAAN NUHOĞLU
Nuhoğlu İnşaat Genel Müdür Yardımcısı
- Bölgenin sürekli problemlerle anılması ve gündemde olumsuz
haberlerin yer alması nedeniyle yatırım için riskli olduğunu
düşünmekteydik. Fikirtepe ile Türkiye’de ilk defa bir bölge için
master plan üzerinden kentsel dönüşüm yapılmaktadır.
- İstanbul’un gerçek merkezlerinden birine yakışır kalitede
yapılan dönüşümle birlikte Türkiye’de planlı ve modern
yapılaşmanın tek örneği olacağını ve diğer bölgelere de örnek
teşkil edeceğini düşünüyoruz.
- Lokasyon, planlı kentleşme, proje mimarisi ve marka
bilinirliğimiz en etkileyici özelliklerimiz. İstanbul’da gayrimenkul
fiyatları ortalama senelik yüzde 18’lik artış sağlarken,
Fikirtepe’nin müşterilerini yüzde 30’luk yıllık bir kazanç bekliyor.
- Bölgelerdeki değer artışını, mimari ve yaşayan müşteri profili
belirlemektedir. Fikirtepe projelerinde yaşamın başlamasıyla
birlikte İstanbul’un marka semtlerinden birisi olacağını
düşünüyoruz.
- Ağırlıklı olarak 30-55 yaş aralığında firma sahipleri, üst düzey
yöneticiler, öğretim görevlileri, doktor ve avukatlar projemizin
müşteri profilini oluşturmaktadır. l
DENİZ GİZEM SUNMAN
Ekşioğlu Yapı - Alya Life Residence Satış Müdürü
- Fikirtepe’de, dönüşüm ile birlikte gün geçtikçe hızla yükselen binalar ve bitmeye
yaklaşan projeler bölgenin silüetinin ortaya çıkmasını sağlıyor. Fikirtepe İstanbul’un
diğer bölgelerine göre her geçen gün daha yoğun müşteri ilgisi ile karşılaşıyor.
- Fikirtepe’nin Türkiye’deki mevcut kentsel dönüşüm projeleri arasında en iyi örnek
olacağına inanıyoruz. Şehir planlamasının iyi yapıldığı, tüm detayları düşünülmüş,
yeniden yapılanacak göz alıcı bir şehir oluşacak.
- Alya Life Residence’ta dairelerin geniş ve kullanışlı olarak planlandığı gözlenirken
muhteşem bir manzaraya sahip olması önemli bir avantaj olarak dikkat çekiyor.
Kapıdan çıktığınızda yaşamı kolaylaştıracak ulaşım imkânlarının bu projenin nerdeyse
içinde olması, projenin yüksek prim yapma şansını öne çıkarıyor.
- İstanbul’un kentsel dönüşüm alanında yapılmış en iyi master planı olduğunu
düşünüyorum. Fikirtepe, İstanbul’un her yerine toplu taşıma araçları ile çok kolay
ulaşılabilen bir noktada.
- Projemizden daire alan müşteriler orta yaş ve üstü çalışan kesim, genç çiftler veya
çocuklarını evlendirmiş emekli çiftlerden oluşuyor. l
3
İLKNUR KÖKSAL Teknik Yapı Satış Müdürü
- Bu kadar büyük bir alanda gerçekleşen
kentsel dönüşüm projesini basından ilk
duyduğumda merakla beraber heyecan
duygusunu yaşamıştım. Çok sayıda konut
ve ticari alanı kapsayacak daha iyi bir
cazibe merkezi olamazdı.
- Fikirtepe’nin, İstanbul’un merkez
noktasında olmasının yanı sıra Teknik
Yapı’nın inşaat kalitesi ve yıllara dayanan
tecrübesini müşterilerimize anlatmaktayız.
Yine kentsel dönüşüm kapsamında
mükemmel bir lokasyona sahip olması ile
hem oturacak hem de yatırımcı kitle için
büyük cazibe oluşturuyor.
- Şehrin tam ortasında olup, sunduğu
sosyal imkânların fazlalığı ve ulaşım
kolaylığı ile şehir içinde şehir oluşturacak.
Yenilenmiş depreme dayanıklı binaları,
altyapısı, sosyal donatıları, ticari tesisleri
ile ev sahiplerine mutlu ve sağlıkla
yaşayabileceği bir ortam yaratılacağını
düşünüyorum.
- Satışlarımızın büyük kısmı, daha
önce Teknik Yapı’dan daire sahibi olan ev
sahiplerimize ve onların referanslarına
olmuştur. Yatırımcı kitlemizin, ağırlıklı 35
yaş üzeri profesyonel meslek sahiplerinden
oluştuğunu söyleyebiliriz. l
A. NEVİN
HANLIOĞLU
Sefa İnşaat &
Koyuncu İnşaat
Satış Müdürü
- Fikirtepe’de binalar ciddi anlamda
deprem riski taşıyan, altyapı ve üstyapısı
eksik binalardı. Şimdi ise Fikirtepe’nin
bölgeye hak ettiği değeri katacak modern,
depreme dayanıklı projelerin yer alacağı bir
“yaşam merkezi” olacağına inanıyorum.
- Yeni Fikirtepe’yi ve projemizi
müşterilerimize anlatırken bölgenin
lokasyonunu, yatırım değerini, kültür,
sanat ve spor alanlarını barındıran sosyal
imkânlarını ön plana çıkarıyoruz.
- İstanbul Anadolu yakasının en güzel
konumuna sahip olması itibariyle, Fikirtepe
NADİRE GÜLÇİN ÇETİNER
OZAN KIVILCIM
İLGİ İNCE
Sinanlı & Yiğit Group
Türkiye Satış Direktörleri
- Fikirtepe, lokasyon olarak İstanbul’un
en nadide yerlerinden birinde. İstanbul’daki
şehir merkezi kavramı Avrupa yakasında
Silivri’ye Anadolu yakasında ise Tuzla’ya doğru
genişlemekte. Bu nedenle İstanbul’un en lüks
semti olmaya aday olanların başında Fikirtepe
geliyor.
- Fikirtepe, projelerin bitmesi ve burada
yaşamın başlamasıyla, ulaşım, çevre
düzenlemeleri ve ticari dükkânların oluşumuyla
yeni Bağdat Caddesi olacak ve İstanbul’un ilk üç
lüks yaşam merkezinden biri haline gelecek.
- Projemizi anlatırken Fikirtepe’nin yepyeni,
lüks ve gelişmiş bir semt olacağını, uzun yıllar
için ulaşım ve çevre planlarının hazır olmasını,
metrobüs ve köprüye sıfır olmasının avantajını,
çevreyoluna bakan projlerin yüzde 20’ye yakın
daha fazla kâr ettiğini ön plana çıkarıyoruz.
- Bizim kendi karışık müşteri portföyümüzün
dışında yüzde 50’ye yakını Anadolu yakası
müşterileridir. Avrupa yakası alıcıları ise daha
çok ticari alanlarla ilgileniyor. Ayrıca yabancı
uyruklu kişilerin potansiyelinin farkındayız ve
bunu iyi şekilde kullanıyoruz. l
tüm zamanların en büyük projesi olarak
hayata geçiyor. İster oturum ister yatırım
amacıyla olsun tüm bu özelliklerinden
dolayı kısa sürede çok kârlı ve güvenli bir
yatırıma sahip olma arzusunu körüklüyor.
- Şirketimiz bünyesinde lüks konut
ve inşaat sektöründe hatırı sayılır bir
geçmişe sahip olduğumuz için hitap
ettiğimiz bir müşteri profili mevcut. Yeni
Fikirtepe konumu itibariyle planlı bir
kentsel dönüşüm projesi olduğu için her
yaş grubundan oturum amaçlı potansiyel
alıcılara da hitap etmektedir. l
BERK DİZERKONCA
Güral İnşaat Satış ve Proje
Geliştirme Uzmanı
- İstanbul’da zamanında şehrin dışında kaldığını
düşündüğümüz yerler bugün hızlı göçün etkisi ile çarpık
kentleşme dediğimiz yapıları ortaya çıkardı. Şimdi şehir
merkezinde olan böyle kıymetli bir bölgenin alt yapısı,
modern ve sağlam binaları ile hem bölge halkı hem de
İstanbul için büyük kazanç olduğunu düşünüyorum.
- Bu projelerin bitmesi ile çağdaş, modern, güvenli,
konforlu yaşam alanları ile çağın gereksinimlerini
karşılayan ve İstanbul’a yakışan bir Fikirtepe hayal
ediyorum.
- Bence en önemli tercih sebebi temelini attığımız
her projede kaliteden asla ödün vermeksizin güvenilir,
konforlu yaşam alanları inşa etmemizdir.
- Fikirtepe, yapılan projeler ve çevre düzenlemeleri ile
İstanbul’da Anadolu yakasının
merkezinde şehrin konforunu
yaşarken, bir yandan da
projelerin içerisindeki sosyal
tesisleri ile markalaşacağını
düşünüyorum.
- Daha çok beyaz yakalı
olarak tabir ettiğimiz orta
yaş grubu çalışan kesim ve
Fikirtepe’nin değerinin
farkında olan
yatırımcılar bölgede
yer almak istiyor. l
4
ZEYNEP AKÇAKAYA
Haldız İnşaat Satış Pazarlama Koordinatörü
- Kentsel dönüşüm öncesi
Fikirtepe; altyapısı çok zayıf,
depreme dayanıksız yapılardan
oluşan, sosyal donatıları olmayan
bir bölge konumundaydı. Şimdi
gökdelenlerden oluşan yeni
bir şehir planlanıyor. Kentsel
dönüşüm kavramının en iyi
örneklerinden birisidir Fikirtepe.
- Kentsel dönüşüm projelerinin
tamamen bitmesiyle bölgenin
çehresi komple değişecek.
Semtin gelir seviyesi yükselince
doğal olarak yaşam tarzı da
farklılaşacak. İnsanların gece
araçsız tek başına evlerinden
çıkıp rahatça sinemaya, kafeye,
tiyatroya yürüyerek gidebilmeleri
ve güvenli bir semtte oturabilme
lüksüne sahip olmaları
bambaşka bir güzellik. Fikirtepe
beklentilerin de üzerinde
hepimizi şaşırtacak.
- Görüşmelerimizde
müşterilerimize bölgenin 4 -5
BURCU GÜLHAN
Pana Yapı Satış Müdürü
- İstanbul’da Anadolu yakasının merkezi
sayılacak bir noktadaki bu çarpık yapılaşma
herkes gibi beni de rahatsız ediyordu. Burada
çalışmaya başladığımda gerçekleştirilen kentsel
dönüşüm uygulamasıyla Fikirtepe’nin benzersiz
ve özel bir yaşam alanına dönüşeceğini gördüm.
- Bölgenin profesyonel olarak uzun zaman ve
emek harcanarak yapılan şehir planlaması ile eşi
benzeri olmayan bir bölgeye dönüşeceği aşikâr.
Burası insanlar için spor, kültür, sanat ve eğlence
merkezleri, yeşil alanları, alışveriş merkezleri
ve birçok yaşam alanıyla Anadolu yakasının
vazgeçilmezi olacak.
- Gayrimenkul alımı, belli koşullar ve
beklentilerin alıcı açısından uygun hale
gelmesiyle gerçekleşiyor. İnsanlar alım yaparken
yıl sonrasını hayal ettiriyoruz.
Projemizin şehrin merkezinde
olduğunu, ulaşımın kolaylığını,
gelir ve eğitim seviyesi yüksek
komşuluğun olacağını, huzurlu ve
güvenli ortamını, üniversitelere
yakınlığını ön plana çıkarıyoruz.
Anadolu yakasında Fikirtepe’den
başka alınacak proje yok. Bizim
bunu anlatmamız gerek.
- Fikirtepe, Bağdat Caddesi’nin
çok daha fazlasının olacağı
bir yaşam tarzıyla, huzurlu
bir aile ortamıyla, daha fazla
öğrencisiyle, daha fazla ofisiyle,
daha fazla iş imkânıyla ve her
yere eşit mesafede ulaşımıyla
markalaşacak.
- Fikirtepe’nin lokasyonu çok
başarılı olduğu için hedef kitle
çok geniş. Hem yatırım hem de
oturum olarak değerlendirilecek
nadir yerlerden biri
Fikirtepe şu
anda. l
de bölgenin gelişim durumu, sosyal yapısı, toplu
ulaşımı, eğitim alanları, hastanelere yakınlığı gibi
birçok faktörü değerlendiriyor. Fikirtepe’nin
konumu, saydığımız bu faktörleri ve beklentileri
karşılıyor.
- Fikirtepe’nin profesyoneller tarafından
hazırlanan bir şehir planlamasına sahip olması
büyük bir avantaj. İşte bu nedenden dolayı,
Fikirtepe hiçbir çabaya gerek kalmadan
markalaşacak.
- Fikirtepe’de yapmakta olduğumuz ile
planladığımız projelerin sayısı ve hacmi itibariyle
ciddi bir müşteri portföyümüz var. İnşaatı devam
eden projelerimizde satışlarımızı tamamladık
diyebiliriz. Gelecek projelerimiz içinse alıcılardan
ciddi ön talep almaktayız. l
AHMET SARICALI Şua İnşaat Satış ve Pazarlama Koordinatörü
- Fikirtepe bölgesini her gördüğümde burası
dönüşmeli diye düşünürdüm.
Şimdi dönüşümde rolümüz olduğu için
mutluyum. Şuan orta vadede bölgenin,
İstanbul’un en çok prim vaadeden lokasyonu
olduğunu düşünüyorum.
- Bölgenin dönüşümü tam olarak bittiğinde
Fikirtepe’nin Anadolu yakasının yeni cazibe
merkezi olacağını düşünüyorum. Özellikle
gençlerin, beyaz yakalıların tercih edeceği
dinamik bir lokasyon olacak.
- Fikirtepe özellikle ulaşım avantajları ile
ev sahiplerine günde fazladan yaşanacak
en az iki saat daha kazandıracak. Tüm
ihtiyaçlara; eğitim, sağlık, alışveriş vs. çok yakın
konumda olması da bölgeye değer katan başka
bir unsur.
- Henüz ön talep aşamasındayız. Bize gelen
talepler daha çok A ve B segmentinde çalışan ve
bölgenin prim potansiyelinin farkında olan
alıcılardan... l
Haldız’ın
satış
pazarlama
ekibi. Selin
Köksal
(Pazarlama
Müdürü),
Nazan
Toptaş
(Satış
Müdürü)
ve Zeynep
Akçakaya.
5
Fikirtepe Platformu
Genel Müdürü
İrfan Şükrü Yağcı,
platforma üye firmaların
satış yetkilileriyle keyifli bir
kahvaltıda bir araya geldi.
ECE BİNGÖL
SVR Group Satış ve
Pazarlama Müdürü
- Bölgenin tek ofis projesini
gerçekleştirecek firma olmamız nedeniyle
kendimizi farklı bir yerde konumlandırıyoruz.
Bölgenin son derece avantajlı bir lokasyonda
olduğunu düşünüyor, doğru bir projeyi
hayata geçirdiğimiz takdirde bölgeye ve
ekonomiye katma değer sağlayacağımızı
düşünüyoruz.
- Tamamen değişmiş, kentle bütünleşmiş
bir Fikirtepe manzarası ile karşılaşacağız.
Projeler tamamlandığında Fikirtepe, İstanbul
Anadolu yakasının merkezi kent yaşamı ile
entegrasyonunu tamamlamış olacak.
- Business İstanbul Türkiye’nin en büyük
A plus modern ofis projesi olmasıyla iş
dünyasına büyük katma değer sağlayacak.
Dönüşümün tek ofis projesi olan Business
İstanbul tamamlandığında toplam 270 bin m²
inşaat alanında 150 bin m² kiralanabilir alana
sahip olacak.
- Ofis yaşamı olarak her türlü modern
donanıma ve imkana sahip olması
firmalar açısından büyük avantaj. Hayatı
kolaylaştıran, kentin her noktasına entegre
ulaşım imkanlarıyla kolay erişim sağlayan bir
lokasyonda yer almamız da firmalar açısından
büyük avantaj.
- Önde gelen ulusal
ve uluslararası
firmaların yanı sıra
işini büyütmek
isteyen KOBİ’ler de
müşteri profilimizin
içinde bulunuyor.
Fikirtepe’de
yer alan konut
projelerine
baktığımızda
ise genel olarak
orta, üst
ve bazı
projelerde
üst segment
grubuna
seslenildiğini
görüyoruz. l
ÖNDER ÇELİK
Erkan İnşaat Satış ve Pazarlama
Koordinatörü
- Fikirtepe, İstanbul’un değil Marmara Bölgesi’nin
bilinen en eski kültüründen biri olan “Fikirtepe
Kültürü”nün doğduğu yerdir. Fikirtepe bundan
sonraki zaman diliminde de eskiden olduğu gibi
sanatçılara, şairlere, yazarlara ilham kaynağı olacak.
- Öncelikle daha güvenli ve huzurlu bir Fikirtepe
hayal ediyoruz. Bu bölgede yaşayan insanların
güvenli ve konforlu bir yaşam sürmeleri öncelikli
hedefimiz.
- Fikirtepe’de hem yatırım hem oturum için ev
bakanlar mevcut. Yatırımcılara sosyal imkânlardan,
lokasyon avantajından ve bölgedeki kiracı
potansiyelinden bahsediyoruz. Oturum için ev
bakanlara ise daha çok teknik detayları ön plana
çıkartıyoruz. Kendi projemizin 2 yıl içerisinde yüzde
30-35 prim yapacağını ön görüyoruz.
- Fikirtepe yeşil alanları, sosyal ve kültürel
imkânları ile beraber hayatın iç içe olduğu bir
lokasyon haline gelecek. İstanbul gibi tarihe ışık
tutan bir kentin içerisinde yer alan Fikirtepe, zaman
içerisinde kendi ruhunu da bulacak.
- Firmamızın daha önce inşa ettiği yapılar ile
oluşan bir alıcı kitlemiz mevcut. Birçok lüks villa
yapmamız nedeniyle A sınıf bir kitlemiz var.
Fikirtepe’nin geneline bakacak olursak A ve B grubu
bölgeden alım yapıyor. l
ÖZDEMİR ÇONGAR Baysaş İnşaat Satış Müdürü
- Bölgede çalışmalarımıza başladıktan sonra alınan ilk
ruhsatlar ile Fikirtepe’de artık bir düzenin oluşacağına
dair bir ışık belirmişti. An itibari ile tüm sorunların
aşıldığını ve bölgenin gelecekte çok dinamik olacağını
söylemek yanlış olmaz.
- Yüklenici firmalar kendi aralarında tatlı bir rekabet
çerçevesinde başarılı tasarımlar ortaya çıkarıyor.
Bunların ışığında alt yapı organizasyonlarının da hız
kazanıp teslimata yetişmesi ile birlikte hayalimizin
de ötesinde bir yaşam merkezi olacağından hiçbir
şüphemiz yok.
- Gerek altyapısı gerekse üstyapısı ile Fikirtepe
oldukça merkezi bir konumda. Müşterilerimize, yakın
gelecekte E5’ten geçerken bu bölge ile ilgilenip yatırım
yapmadıkları için yaşayabilecekleri pişmanlığı
bizzat ifade ediyor ve bu fırsatı kaçırmamaları
gerektiğini söylüyoruz.
- Fikirtepe, merkezi konumunun yanı sıra 24 saat
yaşayan bir semt oluşturulması başarıya ulaştığında
markalaşma anlamında misyonunu tamamlamış
olacak.
- Özellikle 5 km2’lik alanda çok fazla
sağlık kuruluşu olması nedeniyle sağlık
alanında görev yapan yatırımcılarımız
mevcut. Beyaz yakalı müşteri
profilimiz de oldukça fazla. 30-45 yaş
aralığında müşterilerimizin çok fazla
olduğunu söyleyebiliriz. l
AYIN RÖPORTAJI
6
Tan Oral: Karikatürler önce
küçüldü, sonra yok oldu
Karikatürist, mimar ve aynı zamanda akademisyen olan Tan Oral, sadece karikatürün Türkiye’de ve dünyadaki mevcut durumunu değil,
yaşadıklarını, genç karikatüristlere önerilerini ve kentsel dönüşüm ile ilgili düşüncelerini Fikirtepe Platformu Dergisi’ne anlattı...
N
eolitik çağda mağara duvarlarına
çizilen resimlerin bugünkü
modern karikatür için bir
ilham kaynağı olduğunu biliyoruz. 17.
yüzyıldan itibaren siyasi ve sosyal içerikli
karikatürlerin ortaya çıkması ve zaman
içinde gelişmesiyle dünyada yayılan
bu sanatsal akım, zaman zaman tarihi
olaylarla özdeşleşen, simge haline gelen
eserlerin ortaya çıkmasına da neden oldu.
Hatta sayfalarca yazının anlatamayacağı
pek çok şey sadece çizgilerle daha da
etkili bir şekilde anlatıldı. Türkiye’de
karikatür denilince akla gelen ilk isimler
arasında yer alan Tan Oral da çizgilerin
gücünü kullanarak 60 yılda 10 binden fazla
karikatüre imza atan çok önemli bir isim.
Aynı zamanda mimar ve akademisyen olan
Oral, karikatürlerini bugüne kadar birçok
dergi ve gazete aracılığıyla milyonlarca
insana ulaştırdı. Oral, şu an ne iş yaptığı
sorulduğunda “çalışıyorum ama işsizim”
cevabını vererek aslında karikatüre olan
ilginin zaman içinde nereye geldiğini
gözler önüne seriyor. Gazete ve dergilerde
tam sayfa kullanılan karikatürlerin günden
güne küçülüp kaybolduğunu belirten Oral,
bunun sebebini küreselleşen dünyaya ve
hızlanan iletişime bağlıyor.
Günümüzde karikatüre gönül veren
birçok genç için ilham kaynağısınız. Tan
Oral’ın hayatına karikatür nasıl girdi?
Karikatür çizmeye başladığım dönemin
Türkiyesi’ni anlatmaya çalışayım. O
dönemler dünya ile iletişimimiz bu
kadar hızlı değildi. Dünyayı merak
ediyor, dünyada neler oluyor diye
düşünüyorduk. Biz dünyayı tanımadığımız
gibi dünya da bizi tanımıyordu. Bilgiye
ve dünyadaki diğer yayınlara bugünkü
gibi ulaşılamıyordu. O yıllarda kendisini,
yaşadığı ülkeyi, kenti anlamaya çalışan,
dünyayı anlamaya çalışan, bu dünyanın
ve ülkenin geçmişini merak eden,
geleceğini hayal etmek isteyen bir
insanın ihtiyaç duyduğu birçok bilgi
bugün var. Biz bunlardan yoksunduk
fakat sorular vardı kafamızda. Bütün
bunların cevabını bulacağımız yerin
okullar olması lazımdı. Okullarda bu
sorularımın cevabını bulamıyordum.
Böyle bir ortamda merakımı giderecek
bir çare aramaya başladım kendi adıma.
19 yaşındayken çizmekten, kâğıt
doldurmaktan hoşlanıyordum. Kâğıt
doldururken kendimi iyi hissediyor
Yaşamak bir sıkıntı ve zorlama, hatta
dayanmaktır. Ne yaşıyorsam onu çizerim
diyorum. Hayatı yaşarken karşılaşılan
sıkıntılar ve zorluklar çizdiklerime de
yansıyor tabii ki. Özellikle yaşadığımız
ülkeyi ele aldığımızda malzemenin
çok fazla olduğunu söyleyebiliriz. Bu
olaylar karşısında hiçbir zaman karamsar
olmadım. Bunları çizebiliyor olmak mı beni
karamsarlıktan kurtarıyor bilmiyorum.
Genelde çevremdeki insanlar olaylar
karşısında umutsuz ve şikâyetçiydi. Ben
bu tavırdan çok rahatsız oldum. Buna karşı
durmaya ve bir şeyler yapmaya gücüm
yetmiyordu. Ne okulda, ne evimde, ne de
sokakta. Mizah buna bir çözüm getiriyor.
Bu kadar karamsarlıkla beni sıkıyorlar ve
ben de bunu çözemiyorsam dalga geçmeye
başlıyorum. Çizerek dalga geçiyor ve
rahatlıyorum.
YAYIN YASAĞI DOĞRU DEĞİL
ve daha rahat düşündüğümü fark
ediyordum. Böyle amatör ruhla başladım
ve bugünlere kadar geldi. Sanırım Ferruh
Doğan söylemişti. “Dünya karikatürcüleri
sempatik bir mafyadır” demişti. Diğer
sanat dallarında insanların birbirlerine
biraz daha farklı davrandıklarını biraz
kompleksle, kıskançlık duygularıyla da
hareket edebildiklerini gördüm. “Karikatür
mafyası”nda bunlar yok. “Karikatür
yapanlar birbirlerine benziyor” derler.
Hayır böyle değil. Birbirlerine benzeyenler
karikatür yapmak zorunda kalıyor galiba.
Ülkemizde karikatürist olmak gerek
sosyo-politik, gerek ekonomik nedenler
yüzünden çeşitli zorlukları beraberinde
getiriyor. Bugüne kadar yaşadığınız en
büyük zorluktan bahsedebilir misiniz?
Bir karikatüristin en büyük kaynağı
nedir? Kendi hayatı mı, yaşadığı ülke ve
içerisinde bulunduğu şartlar mı?
Beni etkileyen şeyler çok hoşuma giden
ya da beni çok rahatsız eden şeyler. Bunlar
insan ilişkileri olabilir, siyasi ilişkiler
olabilir, yöneticiler olabilir, dünyanın
başka problemleri olabilir. Bu çok bireysel
bir açıklama ama beni rahatsız eden şey
birçok insanı da rahatsız etmekteyse
o zaman ona tepki vermem meşru bir
davranıştır. Sadece beni rahatsız eden şeyi
problem edersem o meşru bir davranış
değildir. Kötülüklere karşı yapılacak en iyi
şey bu kötülüğü açığa çıkarmaktır. Açığa
çıktığı zaman kötülüğün etkisi hemen
kaybolur. O nedenle siyasi iktidarlar
sansür, yasak koyuyorlar. Bir olumsuzluk
olduğunda yayın yasağı konulması çok
doğru değil. Bırakılması lazım. Bırak ki
görülsün, konuşulsun. O zaman bu güç o
kötülüğü boğar.
Tan Oral’ın ilham kaynağı nedir?
Bugüne kadar hep kendi kafamı
kurcalayan ama başkalarının da benimle
hemfikir olduğu konuları çizdim. En büyük
ilham kaynağım yaşadıklarım ve kafamı
kurcalayanlar. Karikatür, sosyal hayatta
kaçınılmaz, olması gereken bir şey değil.
Karikatür olmasa da olur. Hiçbir eksikliğini
hissetmezsiniz. Buna rağmen karikatür
varsa o zaman orada çok samimi ve çok
açık olmak zorundasınız. Siparişle yapılan
AYIN RÖPORTAJI
7
Başımı Sokacak Bir Yerim Olsun Yeter
Tan Oral, mimarlık, kentleşme,
çevre ve insan ilişkilerine dair yaratıcı
karikatürlerini kelimelerden destek
almaksızın “Başımı Sokacak Bir Yerim
Olsun Yeter” (YEM Yayın) kitabında
yayımladı. Oral kitapta ülkemizdeki
“inşa etme” sürecinin son 50 yılını
eleştirel ama gülümseten bir bakış açısıyla
anlatıyor.
bir şey değildir karikatür. En küçük bir
sipariş ihtimali bile varsa mizah ölür.
Karikatürlerinize konu olan kedi
figürünün özel bir anlamı var mı?
Sadece kediler değil, tüm hayvanlarla
iletişimim çok kuvvetli. Brigitte Bardot’un
çok güzel bir sözü var: “Kediler, köpekler
ve atlar insanlar olmadan yaşayamazlar.”
Yaşayabilmeleri için insan dostluğuna
ihtiyaçları var. Babamın mesleğinden
dolayı lise çağında tüm Anadolu’yu
dolaştım. Her yıl ayrı okulda okuyarak
liseyi bitirdim. Gittiğim her yerde kedilerle
dostluğum oldu. Hayvanlarla, çocuklarla
ve delilerle aram çok iyidir. Çünkü
genellikle bu saydıklarımı insanlar adam
yerine koymaz küçümserler.
Onlarla hep ilgilendim. Dostlarım,
kedilerle olan iletişimim nedeniyle benim
için “kediler onu tanır, nereye gitse onu
bulurlar” diye söyler. Bu arada onlara
“sokak kedisi, sokak köpeği” denmesi bana
kırıcı geliyor. Bence “şehir hayvanları”
denmeli.
Yeni nesil karikatüristlere ve onların
mizah anlayışına bakış açınız nedir?
Takip etmeye çalışıyorum. Her çizerin
beğendiğim ve beğenmediğim tarafları
var. Bu hep böyle oldu. Eski ustaların da
beğendiğim ve beğenmediğim tarafları
TAN ORAL
Hayvanlarla, çocuklarla
ve delilerle aram çok
iyidir. Çünkü genellikle
bu saydıklarımı
insanlar adam yerine
koymaz, küçümserler.
Onlarla hep ilgilendim.
Dostlarım, kedilerle
olan iletişimim
nedeniyle benim için
“kediler onu tanır,
nereye gitse onu
bulurlar” diye söyler.
Bu arada onlara
“sokak kedisi, sokak
köpeği” denmesi bana
kırıcı geliyor. Bence
“şehir hayvanları”
denmeli...
Tan Oral, kitabı oluşturan bu birikimin
oluşum sürecini şöyle tanımlıyor:
“Bu çok sevdiğim ülkede uzun yıllar
boyunca, Ağrı’dan Trakya’ya kent kent
dolaşırken, çatı katlarından bodrumlara
kadar oturmadığım ev kalmamış.
Kiracılıkta uzmanlığa ve evsahibi tanımada
insan sarraflığına varmışım. Yetmemiş, ev
yapma okulunda bile okumuş, ders vermiş,
bir de zamanın en büyük mimarına çıraklık
yapmışım. Evler, sokaklar, kasabalar,
kentler, ülkeler arasında gezip tozarken
de gördüğüm, duyduğum, şaşırdığım,
kalemime takılan ne varsa, üşenmeyip
kâğıda geçirmişim. Az gelmiş, bunları
bir de orada burada sergilemiş, üstelik
yayımlamışım da. Yine onları evlerimde
saklayıp, başıma dert almış, oradan oraya
taşımış durmuş, biriktirmişim. Arada bir
de karıştırıp bakıyorum, yarım asırda neler
olmuş, diye.
İşte o serüvenden seçtiklerimi bu
kitapta bulacaksınız. Bakın bakalım…” l
vardır. Kaldı ki kendi yaptıklarım için de
böyle. Beğenmediğim işlerim de var. Şimdi
baktığım zaman bazı karikatürlerimi nasıl
çizdiğimi merak ediyorum.
Dijitalleşen dünyanın karikatür
dünyasına etkisini yorumlar mısınız?
Teknoloji neleri değiştirdi?
Teknolojiyle her şey gelişti, artık
kalemle değil bilgisayar üzerinden de çizim
yapılabiliyor. Bu geçiş döneminde tepki
gösterenlere karşı çıktım. Her şey değişiyor,
teknolojiye karşı düşmanlık yapmayalım
dedim. Fakat şöyle bir şey de var. Bir duygu
ve düşünceyi aktarmanın iki yolu var. Bir
tanesi bilgisayarda düzeltme imkânlarını
kullanarak bir duygunun tarifinin
yapılması. Bu, duygunun kendisi değildir,
tanımıdır. Kalemle çizilen eserde çizerin
tüm duygularını aynen görürsünüz. Elle
yapılan karikatür o duygunun kendisidir.
Karikatüre gönül veren yeni çizerlere
tavsiyeleriniz nelerdir?
Onlara söyleyebileceğim tek şey, bir
an evvel yaptıkları işten vazgeçmeleridir.
Şu an bıraksınlar. Derhal terk etsinler ve
doğru düzgün bir iş bulsunlar. İşe yarayan
bir iş yapsınlar. İnsan hayal ettiği bir işi
yapamıyor, beceremiyorsa, orada başarılı
olamıyorsa ve karikatür becerisi varsa o
zaman karikatür yapması iyi bir çözümdür.
Dünyada tanıdığım tüm karikatürcüler
“ben karikatürcü olacağım” diye hedef
koymamışlar. İlgilendikleri alanların
okullarına gitmişler. Yüzde 99’u o işte
başarılı olamamış ya da sevmemiş ve
karikatüre yönelmiş. Karikatür çizerken
başka işte başarılı olanlar ise asıl işlerini
bırakmayıp arada sırada karikatür çizmeye
devam etmişler.
Rant heyecanı ev sahiplerinin ve müteahhit firmaların iştahını kabarttı
Bir mimar olarak kentsel dönüşüm
ve özellikle Fikirtepe’deki dönüşüm
hakkında neler düşünüyorsunuz?
Kentsel dönüşüm, İstanbul için geleceği
bildirilen depreme karşı çürük binaları
güçlendirmek amacıyla alınmış bir karar
ve uygulamanın adı. Önce çeşitli tektonik
çözümlerle onarım anlamında önlem
alınırken, giderek çürük binayı yıkıp
yeniden inşa etme yolu seçildi. Kentte
yıkılmayı ve yenilenmeyi bekleyen
yüzlerce bitik bina dururken, rant
heyecanı ev sahiplerinin ve müteahhit
firmaların iştahlarını kabarttı. Sonunda
aynı sokakta olan ve birbirine bakarak
imrenme sonucu kat çıkarak yükselmeye
özenen insanların inşaatları ortalığı
toz dumana çevirdi. Ceplerinden para
çıkmadan, hatta devletten yardım da
alarak konutlarını yenilemiş oldular. Şimdi yirmi-otuz yıllık binaların rahat,
geniş planlarından vazgeçenler, daracık
koridorlu yeni yapılarında mutluluk
arayacaklar. l
Türkiye’de karikatürün günümüzdeki
durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sadece Türkiye’de değil dünyada
da karikatüre gösterilen ilgi azaldı.
Şu anda dünyadaki birçok tanıdığım
karikatürist arkadaşım benim gibi işsiz.
Son terör olaylarından sonra çok yaratıcı
ve etkileyici karikatürler paylaşılmaya
başlandı. Muhalefet kanalları konusunda
karikatür çok önemli bir alan. Haberleşme
tüm dünyada hızlandı ve kolaylaştı,
karikatüre ihtiyaç azaldı. Eskiden el
üstünde tutulurdu karikatürcüler. Bir
olay olduğu zaman çizerler “bakalım ne
söyleyecek, ne çizecek” diye beklenirdi.
Şu an bir karikatür çizilip yayımlanana
kadar o konuyla ilgili çoktan tepki verilmiş
oluyor. Eskiden bir şey çizdiğimde bazen
tam sayfa yayımlanıyordu. Yaşadığımız
süreçte tüm dünyada karikatürler önce
küçüldü sonra yok oldu. l
8 BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ
Milli gururumuz Rio’da des
Sayısız başarıya imza atan Tekerlekli
Sandalye Basketbol A Milli Takımı en son
aldıkları Dünya Üçüncüsü ve Avrupa İkincisi
apoletleri ile ülkemizi 7-16 Eylül tarihlerinde
Rio’daki Paralimpik Oyunları’nda temsil
edecek. En büyük hedefleri ise Rio’daki
oyunlardan madalya ile dönmek ve tekerlekli
sandalye basketbolunda dünya üzerindeki
en başarılı takım olmak. Onlar başarıya giden
yolda heyecanlı, istekli ve kendinden emin
adımlarla ilerliyorlar. Takımın hikâyesini,
başarılarını ve hayallerini Tekerlekli Sandalye
Basketbol A Milli Takım Yardımcı Antrenörü
Ahmet Akın’dan dinledik.
Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Hayat
hikâyenizden bahsedebilir misiniz?
1974 yılında Rize ilinin Pazar ilçesinde
dünyaya geldim. İlk, orta ve lise eğitimimi
Pazar’da tamamladıktan sonra lisans eğitimimi
Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Yüksek
Okulu Antrenörlük bölümünde yaptım.
1996-2003 yılları arası A Milli Takım formasını
giydim. Yaklaşık 1,5 yıldır da Tekerlekli Sandalye
Basketbol A Milli Takım yardımcı antrenörlük
görevini yürütüyorum. 2015 yılında İngiltere’de
oynanan Avrupa Şampiyonası’nda Avrupa
İkincisi olduk. Tek yıldız balık adam brövem
mevcut. Halen bir kamu kurumunda görev
yapmaktayım. Evliyim.
Tekerlekli sandalye basketbolu ile yolunuz
nasıl kesişti? Yaşadığınız kaza sonrasında sizi
tekerlekli basketbola yönelten ne oldu?
1992 yılında geçirmiş olduğum kaza
neticesinde tekerlekli sandalyede hayatımı
devam ettirmeye başladım. 1994 yılında ailemin
bir gazetede engelli sporcular aranıyor ilanını
görmesi üzerine benim de spordaki geleceğim
şekillenmeye başladı. Ailem benden habersiz
tekerlekli sandalye basketbol antrenmanı
izlemeye gitmiş. Bana konuyu ilk açtıklarında
hiç de olumlu karşılamadım. Sonrasında bir
şekilde spor salonundan içeriye sandalye ile
girdiğimde benim de spor hayatım başlamış oldu
ve hayatta tekrar yeniden neler başarabileceğimi
öğrenmeye başladım.
Milli Takım’daki kariyeriniz nasıl gelişti,
kısaca bahseder misiniz?
Tekerlekli sandalye basketbolu ile tanıştığım
ilk yıllar benim için zorlu ve meşakkatli geçti.
Hem rakiple uğraşıp hem de kendi engelinle
uğraşmanın ardından bir de tekerlekli sandalye
kullanmayı öğrendikten sonra işler benim
için daha kolay olmaya başladı. İlk olarak
takımımdaki en iyi oyuncuyu örnek aldım
ve ondan çok şey öğrendim. Sonrasında bir
şekilde oyuncu olarak yolum milli takımla
kesişti. 40 kez A Milli Takım forması giyip 3
Avrupa şampiyonası oynadıktan sonra 2003
yılında sporculuk yaşantımı bitirip antrenörlük
yaşantıma başladım. Ankara’da sırası ile B.B.
Ankara Spor, Çankaya Belediyesi Gençlik ve
Spor Kulübü, Çankaya Belediyesi Hoytur Spor
Kulübü, Ça
Keçiören Be
çalıştırdıkta
Tekerlekli S
yardımcı an
bu görevi yü
Bu alanda
Tekerlekl
Takımı’ndak
Rio Paralim
tarihinde bi
ülkemize dö
engelli spor
üst düzey tu
kürsünün e
Ayrıca gere
Spor Genel
Ülkemizde engelli sporlarının başladığ
Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ
Ülkemiz engelli sporunda oldukça başarılı
bir ülke ama bu başarıların üzerinde kamuoyu
olarak da çok fazla durmuyoruz. Bugüne kadar
bu alanda bir zorluk yaşadınız mı?
Engelli sporlarına geç başlamamıza rağmen
dünya ile baş eder duruma geldik ve hatta
bazı branşlarda yıllardır kürsünün en üst
basamaklarında yer alıyoruz. Ama maalesef
amatör sporlara ülkemizde ne görsel basında
ne yazılı basınımızda yeterince yer verilmiyor.
Ülkemizin yüzde 8’inin engelli bireylerden
oluştuğunu varsayarken bu başarıları
görmezden
yılmadan en
olduğu yerl
içinde kamu
uğraşıyoruz
başladığı yı
giderek arta
olsun yine d
gelmedi. Bu
sponsorları
arzumuz. Ba
aşamalarda
9
estan yazmaya hazırlanıyor
, Çankaya Belediyesi Anka Spor Kulübü,
en Belediyesi Güçlü Eller Spor Kulübü’nü
dıktan sonra 2015 yılının Nisan ayında
kli Sandalye Basketbol A Milli Takım
cı antrenörlük görevine atandım ve halen
evi yürütmekteyim.
andaki gelecek hedefleriniz nelerdir?
rlekli sandalye basketbol A Milli
ndaki hedefimiz ilk olarak 2016 yılındaki
alimpik Oyunları’nda cumhuriyet
de bir ilki başararak altın madalya ile
ze dönmek. Hedefimiz, ülke olarak
sporlarında uluslararası arenada her daim
ey turnuvalara katılma hakkı elde ederek
ün en üst noktasına ulaşmak diyebiliriz.
gerek Gençlik ve Spor Bakanlığı, gerek
enel Müdürlüğü, gerekse Bedensel
Bize güvenin, Rio’dan altın
madalya ile döneceğiz
Engelliler Spor Federasyonu’nun ortaklaşa
yürüttüğü engelli bireyleri spor salonlarına
çekme projesi ve organizasyonları ile de
ülkemizin en ücra köşesindeki engelli bireylere
ulaşarak sporla onları hayat içerisine yeniden
entegre edip toplum içinde bir birey olarak
yaşamalarını sağlamak istiyoruz.
Sporcularla yaptığınız çalışmalarda zorluklar
yaşıyor musunuz? Genel olarak hayata ve spora
bakış açıları nedir?
Tekerlekli sandalye basketbolu ile tanışan
bedensel engelli sporcu adaylarımız spor
salonuna sandalyeleri ile girdiklerinde ilk
aşamada bocalıyorlar. Belli bir antrenman
programından sonra ise rehabilitasyon
sürecini geçen sporcularımız performans
sporcusu olarak bir üst kategoriye geçiyor.
Bundan sonrası ise sporcunun yeteneğine ve
engel durumuna göre şekilleniyor. Dışarıdan
bakıldığı zaman zor bir spor olarak görülse de
seyir zevki yüksek, mücadelenin üst düzeyde
olduğu müsabakalar oynanmakta. Zorluklar
tabii ki yaşanmakta. Ülkemizin ulaşımdaki fiziki
yapısı göz önüne alındığında spor salonlarına
erişimde çok büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bunu
bir şekilde aşan arkadaşlarımız için ise tekerlekli
spor sandalyesi bulmakta zorlanıyoruz. Spor
yapan engelli bireylerin hayata bakış açıları
pozitif olarak gelişiyor. Hayatta başaramadıkları
bazı şeyleri spor salonlarında elde etmeye
başladıkları andan itibaren engelleri zaten
ortadan kalkmaya başlıyor. Engelli sporlarının
başlama amacı zaten bireylerin sosyal hayata
katılımlarını sağlamak. l
dığı yıllara göre kamuoyunda her yıl giderek artan bir ilgi oluşuyor ama bu yeterli değil
zden gelmek hiç de iç açıcı değil. Biz
an engelli sporlarının dünyada söz sahibi
yerlerde kalmasını sağlayarak zaman
kamuoyunu da yanımıza çekmek için
oruz. Ülkemizde engelli sporlarının
ğı yıllara göre kamuoyunda her yıl
k artan bir ilgi oluşuyor ama ne olursa
ine de yeterli düzeye hiçbir zaman
i. Bu noktada görsel ve yazılı basın ile
rları da yanımızda görmek en büyük
uz. Başarılarımızı duyurabildiğimiz
arda tabii ki olumlu geri dönüşler alırken
bazen de engelli sporu hakkında bilgisi olmayan
insanlarla da karşılaşabiliyoruz. Ama çoğunlukla
güzel dönüşler alıyoruz. Hep yanımızda
oldukları vurgusunu bize hissettirmeye çalışan
halkımıza da teşekkür ediyoruz.
Engelli gençleri paralimpik spor dallarına
yönlendirmek için ailelere öneri verecek olsanız
neler söylerdiniz?
Gençler bizim geleceğimiz, bizim yarınlarımız.
Burada ailelere de çok büyük iş düşüyor. Her
ne olursa olsun iletişim çağında yaşadığımız şu
dünyada spor il müdürlükleri, rehabilitasyon
merkezleri ve federasyonlar aracılığı ile
bulundukları şehirlerdeki spor kulüpleri ile
iletişime geçerek spor yapmak istediklerini
kulüplere bildirebilirler. Engelli bireylerin spor
salonları ile tanıştığı andan itibaren yaşadıkları
pozitif gelişmeleri aileleri de kısa sürede
görecek ve çocuklarına dair kaygı düzeyleri de
zaman içerisinde azalacaktır.
Türkiye’de engellilere yönelik yeterli
farkındalık oluştu mu? Bu alanda yapılan
projeler hakkındaki düşüncelerinizi alabilir
miyiz?
Türkiye, 2016 Rio Paralimpik
Oyunları’nda 68 sporcusuyla tarihinin en
yüksek katılımıyla yer almayı garantiledi.
Siz de tekerlekli basketbolda ülkemizi
temsil edeceksiniz. Rekor katılım
hakkında düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Bu gurur verici bir tablo aslında.
Tüm paralimpik oyunlarda alınan
kota sayıları artarak devam ediyor. Bu
durum 90’lı yıllarda başlayıp günümüze
kadar gelen sistemli çalışma ve doğru
yatırımın da bir göstergesi. Hâlâ engelli
sporlarında gideceğimiz uzun bir yol var.
Her daim paralimpik oyunların ruhunu
aşılayabileceğimiz organizasyonlar
yapmak en büyük amacımız. Burada
gerekli desteği veren kamu kurum ve
kuruluşlarına, Bedensel Engelliler Spor
Federasyonu’na ve sponsorlarımıza
teşekkür ederiz.
Tekerlekli sandalye basketbolu
alanında Türkiye’nin kazandığı
uluslararası başarılardan bahseder
misiniz?
Tekerlekli sandalye basketbol A Milli
Takımı Rio Paralimpik Oyunları’na
en son dünya üçüncüsü ve Avrupa
ikincisi apoleti ile gidiyor. Bu başarılara
bakıldığında bu kadar uzun süreçte
ülkemizde bu başarıları elde eden başka
bir branşın daha olmadığını göreceksiniz.
Dünya çapında başarısı kanıtlanmış olan
bir Tekerlekli Sandalye A Milli Takımımız
var. Bu çocuklar ülkemizin gururu, yüz
akı...
Eklemek istedikleriniz…
2016 yılı Rio Paralimpik oyunlarında
tekerlekli sandalye basketbol takımı
olarak altın madalyayı alıp Türk halkına
armağan edeceğimizi düşünüyorum. Elde
edeceğimiz bu başarı engelli bireylerin
önünün her noktada açacak ve gerekli
farkındalığı daha da oluşturacaktır. Bu
süreçte emeği geçen, beni destekleyen
başta eşim Burcu Hanım olmak üzere
herkese teşekkürlerimi sunarım. l
Gerek sivil toplum kuruluşları gerekse
STK’lar tarafından ülkemizde yeterli farkındalık
oluşturulmaya başlandığını düşünüyorum. Yerel
yönetimler ise son yıllarda gerek erişilebilirlik
noktasında gerekse engelli bireylerin sosyal
hayata katılımları için gerekli adımları atıyor.
Engelli bireylerin eğitim ve sosyal hayata
katılımlarını sağlayan gerek Dünya Bankası’nın
gerekse AB fonlarının desteklediği çok önemli
projeler mevcut. Bu projeler hem rehabilitasyon
hem eğitim hem de sportif alanlarda kullanılıyor
ve çok sayıda engelli bireye ulaşıyor. l
10
Geleceğin merkezinde
muhteşem bir yaşam
Fikirtepe Anadolu
yakasının en değerli yeri
Kentsel dönüşüm sürecinin tamamlanmasıyla birlikte yakın zamanda modern ve güvenli bir semt
çehresine kavuşacak Fikirtepe’de proje gerçekleştiren firmalardan Ekşioğlu Yapı’nın Genel Müdürü Pınar
Sıvacı ile Fikirtepe’deki butik projeleri Alya Life Residence ve Fikirtepe Platformu hakkında konuştuk.
Fikirtepe’de çok yakında başlayacak
olan yeni bir yaşamın temelleri atıldı. Bu
anlamda da tabii ki farklı kesimler birçok
fırsat bekliyor. Bu fırsatları arsa sahipleri,
yatırımcılar, müteahhit ve ticari işletmeler
açısından değerlendirebilir misiniz?
Burada yapılan yatırımlarda 3-4 yıl
öncesine baktığımda, sadece arsa olarak
satışımız vardı. Öncelikle yatırımcı
açısından öngördüğümüzde afaki rakamlarla
konuşursak metrekaresine 2-3 bin TL’ye
arsa üzerinden satışlar varken şimdi daire
metre karesine 8-9 bin TL civarında rakamlar
var. İstanbul’da veya Türkiye’de 3-4 yıl
içerisinde bu kadar büyük kazandıran
başka bir gayrimenkul veya yatırım
aracı olduğunu düşünmüyorum. Burada
projeler hayata geçip yaşam başladıktan
sonra da hem müteahhitlerin hem de arsa
sahiplerinin sahip oldukları gayrimenkullerin
değerlenmesi, bunun yanı sıra buraya
yatırım yapan kişilerin dairelerinin yine
değerinin karşılığını alabilmesi mümkün
olacak.
Bu dönüşümün hızlanması ve yaşamın
daha iyi ve aktif bir şekilde başlayabilmesi
için çeşitli kesimlerden beklentiler var mı?
Sürecin kendi kendini tetikleyeceği
görüşündeyim. Tüm inşaat firmalarının
zaten arsa sahiplerine karşı süre ile kısıtlı
ve cezai şartları olan sözleşmeleri var.
Bunun yanı sıra para harcadıkları için bir
inşaata para kazandıran en önemli faktör
hızıdır, dolayısıyla biran evvel bitirmek
düşüncesindeler. Bunun dışında Fikirtepe’yi
tüm bürokratların, üst düzey insanların
gözü önünde yükselen bir şehir ve pilot bir
bölge olarak görüyorum.
Eski kaynaklarda Fikirtepe’den “Fikir
Tepesi” olarak bahsediliyor ve birçok
kesime ilham kaynağı olduğundan
bahsediliyor. Sizce yaşam başladığında
Fikirtepe kimlere ilham kaynağı olur?
İstanbul hâlâ yaşayan bir şehir. Şehrin
her köşesi her an sanatçılara, içinde sanat
sevgisi taşıyan herkese ilham kaynağı
olabilir. İnsanın İstanbul trafiğinden uzak
aynı zamanda şehrin merkezinde olması,
konforlu ve nefes alabildiği, dinlenebildiği
bir yerde yaşaması ve evinden zevk alması
bir şekilde onlara huzurla birlikte ilham
kaynağı olabilecektir diye düşünüyorum.
Fikirtepe’yi marka yapan en büyük
değerler ne olacaktır sizce?
Fikirtepe’yi marka yapan en önemli
şey şehrin tamamen yeniden planlanmış
olması diyebiliriz. Burası bir master plana
sahip. Bölgede; okullar, hastaneler, yollar,
tamamen ihtiyaca göre yeniden dizayn
edildi ve düzenlendi. Hem görsel anlamda
hem de yaşam standartları açısından
insanları rahatsız edecek herhangi bir
şey olmayacak diye düşünüyorum.
Dolayısıyla böyle bütünüyle planlanmış bir
yerde yaşamak ve her projenin de belirli
standartlarda olması, buradaki yaşamın
rahatlığı burayı marka haline getirecek.
Ekşioğlu Yapı’dan ve Alya Life Residence
projesinden kısaca bahsedebilir miyiz?
Alya Life Residence, konumu itibarıyla
İstanbul’daki birçok projeden farklı bir
noktada. Proje, 214 daire, zemin+19 kat ve
Fikirtepe hakkında ne düşünüyorsunuz?
Fikirtepe konumu gereği Anadolu
yakasının en değerli yeri. Kadıköy’de de
sosyokültürel seviyesi yüksek insanlar
yaşıyor. Fikirtepe de bu bölgenin en
konforlu projelerinin yükseleceği yer olduğu
için, sosyokültürel seviyesi yüksek insanları
buraya çekeceğini düşünüyorum. Fikirtepe,
hem yaşayacaklar hem de yatırım yapacak
kişiler açısından çok avantajlı bir bölge.
Fikirtepe Platformu’na nasıl ve hangi
amaçla katıldınız?
Fikirtepe’de bir bekleyiş oldu. Bu,
hem arsa sahipleri hem de müteahhitler
açısından zor bir süreçti. Arsa sahiplerinin
bir araya gelmesi çok zor olduğu için buraya
yatırım yapacak olan müteahhitlerin ve
onların tabii ki bütün akademik kadrosunun
güç birliği yapma zorunluluğu doğdu. Bu da
Fikirtepe’de sürecin daha hızlı işlemesini ve
insanların, arsa sahiplerinin, müteahhitlerin
bilinçlenmesini, sorunların hızlı bir şekilde
çözülmesi için bir araya gelinmesini sağladı
ve bu birçok şeyi kısa zamanda çözüme
ulaştırdı. Biz de bu amaçla burada proje
yapan firma olarak yer almak istedik.
Fikirtepe, Türkiye’deki birçok proje için
örnek gösterilmesi adına çok yol kat etti. l
1+1’den 4+1’e kadar daire seçeneklerinden
oluşuyor. Projenin planları yapılırken
modüler sistem olması sayesinde
dilerseniz birkaç daire yan yana alıp,
modüler sistemden faydalanabiliyorsunuz.
Yatırımcılarımızın tamamı yerli. Satışlarımız
da iyi gidiyor. Projeleri planlarken “Ben
burada yaşamak ister miydim?” sorusunu
soruyoruz kendimize.
Son olarak söylemek istedikleriniz var mı?
Fikirtepe, müteahhitler açısından zor
bir bölge. Birbirlerine rakip olmalarına
rağmen, ortak menfaatler için bir araya
gelmeleri önemli bir şey. Sonuçta hepimiz
arsa sahipleri ile ortağız ve arsa sahiplerinin
de burada bilinçlendiğini, gerçekten aşama
kaydettiğini görüyorum. Burada hem arsa
sahiplerinin hem müteahhitlerin geçirilen
zaman içerisinde yol aldığını düşünüyorum.
Bunun yanı sıra da bölgeye destek veren
tüm kurumların da buradaki zorlukları
zaman içerisinde fark ettiğini düşünüyorum.
Fikirtepe tamamlandığında İstanbul için çok
büyük bir kazanım olacak. l
MİMAR GÖZÜYLE
11
Fikirtepe’deki en büyük
sorun bürokrasi ve altyapı
F
ikirtepe Platformu Dergisi olarak bu
ay Turanlı Mimarlık’ın sahibi İsmail
Turanlı ile bir araya geldik. Bölgede,
Haldız-Obaköy Ortak Girişimi ve Ceylan
İnşaat projelerinin çizimlerini yapan Turanlı,
mimarinin öneminden çarpık yapılaşmaya,
kentsel dönüşümden Fikirtepe’de yaşanan
sıkıntılara kadar pek çok konu hakkında
görüşlerini bizlerle paylaştı. Turanlı’nın,
Fikirtepe özelinde dikkat çektiği ve
üzerinde durduğu sorunların başında altyapı
çalışmalarının henüz başlamamış olması ve
bürokratik engeller geliyor.
Mimarinin kurum ve insanlar üzerinde
ne derecede etkili olduğundan bahsedebilir
misiniz?
Bu büyük bir kavram. Mimarlığın yaşam
üzerine etkisi çok fazla. Tüm hayatı,
toplumu, ev ve iş yaşamını etkiliyor ve
yakından ilgilendiriyor. Mimari, doğumdan
ölüme kadar insan hayatının her noktasında
var. Mimarlık matematik değil, matematiği
içinde barındıran bir sanat. İçinde
görsellik, psikoloji var. İnsanların daha iyi
yaşayabilmesi için her şey var.
Bugün mimaride; akıllı evler, ofisler,
çevre dostu tasarımlardan bahsediyoruz.
Günümüz teknolojisi kapsamında mimarinin
geldiği noktayı özetleyebilir misiniz?
Osmanlı’dan sonra Cumhuriyet
Dönemi’ne geçiş ve bugüne kadar
yaşanan sancılar her sektörde olduğu gibi
mimarlık sektörünü de etkiledi. Başka
sıkıntılar yaşanırken mimarlık da kendi
başına bırakıldı. Türkiye’de hangi alanda
çok ileriye gidebilmiş ve kendimizi tüm
dünyaya gösterebilmişiz? Bu bir soru işareti.
Türkiye’de dünya ile yarışabilecek en iyi
Haldız-Obaköy Ortak Girişimi ve Ceylan İnşaat projelerinin
çizimlerini yapan İsmail Turanlı ile Fikirtepe ve mimari üzerine...
sektör belki sadece reklamcılık sektörüdür.
Belki ardından çok az da olsa inşaat
sektörü geliyor. Son dönemlerde akıllı ev
sistemleri ön plana çıkıyor. Bu sistemler
insanları tembelleştirebiliyor. Evde gazı açık
unuttuğunuz zaman umursamayabilirsiniz.
“Düğmeye basar, uzaktan da gazı kapatır,
evdeki tüm cihazları kontrol edebilirim”
diyebilirsiniz. Çağa ayak uydurmak zorunda
olduğumuz için kendi projelerimizde de
akıllı ev sistemlerini kullanıyoruz.
Bugün dünyaya hakim olan mimarlık
trendleri nelerdir?
Her ülkenin kendine özgü bir mimari
trendi var. “Türkiye bu trendin neresinde?”
derseniz onu ben de bilmiyorum. Geçmişe
oranla binalar dikine büyüdüğü için
kullanılan malzemeler aynı ve bu nedenle
binalar birbirine benziyor. Eski mimariyi
kullanmak pek mümkün değil. Ancak az
katlı binalarda bunlar kullanılabilir ya da
binaların cepheleri yenilenerek mimari
görüntüsü değiştirilebilir. Bu arada bölgeye
göre de mimari değişebiliyor. Boğaz’da
yaptığınız mimari ile bir tepede yaptığınız
mimari bir değil. Marmara’da yaptığınızla
Akdeniz’de yaptığınız bir değil. Mevsime
ve şartlara göre de hem mimari hem de
kullandığınız malzemeler değişebiliyor.
Turanlı Mimarlık olarak bugüne kadar
başarılı birçok projeye imza attınız.
Biraz da firmanızdan ve portföyünüzden
bahsedebilir misiniz?
Kadıköy bölgesinde yaklaşık 35 yıldır
mimarlık faaliyetini yürüten bir firmayız.
İşlerimizin büyük bir bölümü Kadıköy’de
gerçekleşti. Diğer ilçelerde de projelerimiz
var. Son dönemde kentsel dönüşümle ilgili
birçok projemiz devam ediyor. Fikirtepe’de
de iki projeyi yapmak nasip oldu. Bu
projeler ruhsat aşamasında.
Fikirtepe’de çeşitli projeler
gerçekleştiriyorsunuz. Kentsel dönüşümle
ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?
Keşke dünyada kentsel dönüşüm gibi bir
olgu olmasa. Ama maalesef ki var. Kentsel
dönüşüm nasıl ortaya çıkıyor? Yoğunluktan
ortaya çıkıyor. Bir şeyi dönüştürmeye ve
yeniden şekillendirmeye çalışıyoruz. Amaç
daha modern ve daha çok insana barınma
imkânı sağlayacak yaşam alanları ortaya
çıkarmak. Kötü yapılaşmalar düzgün
yapılaşmanın olduğu bölgelere de zarar
verebiliyor. Fikirtepe’de de bu yaşandı.
Bu çalışmalar Japonya, İngiltere, Fransa,
Brezilya’da yapıldı. Bizdeki yapılma sebebi
olası bir depreme hazır olmak. Fikirtepe için
daha acı bir durum söz konusu. Fikirtepe,
başından itibaren çarpık ve ruhsatsız
yapılaştı. Diğer bölgeler ruhsatlı ve düzgün
yapılaşınca aynı ilçede yan yana parçalanmış
bir bölge oluştu. Bölgenin varoşu gibi
algılandı. Yaşam standartları arasındaki
uçurum çok arttı. l
Fikirtepe pilot bölge, bürokratik engellere takılmamalıyız
Haldız-Obaköy
Fikirtepe’deki dönüşüm genel olarak
Türkiye’nin kentsel dönüşümde pilot
hatta model uygulaması olarak kabul
ediliyor. Fikirtepe’de devam eden bu süreç
hakkında düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Fikirtepe’de gerçekleştirilen kentsel
dönüşümdeki en büyük sorun bürokrasi ve
çözümlemelerin kanun nezdinde çok doğru
yürütülememesi. Devletin gücü burada
eksik kullanıldı. Fikirtepe dışındaki yerlerde
kentsel dönüşüm daha hızlı uygulanıyor.
Fikirtepe pilot bölge, burada bürokratik
engellere takılmamalıyız. Burada bakanlık
ve bürokrasi devreye girdiği için sıkıntı
yaşanabiliyor. Kanunun bütün maddeleri
eksik. Fikirtepe’de bir yere proje yapmak
için çok büyük adalar oluşturmanız
gerekiyor. Bakanlık, “mülk sahiplerini
ikna et, anlaş” diyor. Sürecin uzaması hem
vatandaşı hem de inşaat firmalarını mağdur
ediyor. Altyapının olmaması da en büyük
sorunlardan biri. Bölgedeki inşaatların 4’te
1’i şu an yapılıyor. Bir yıl içinde bitecek
projeler var. Fakat Fikirtepe’nin altyapısı
ile ilgili hiçbir şey yapılmadı. O binalara
insanlar taşındığı zaman altyapısız evde nasıl
oturacaklar? Su yok, elektrik yok, doğalgaz
yok. Bu insanlar nasıl yaşayacak? Sorunun
cevabı bu kentsel dönüşüm projesini
uygulayan kurumlarda. Şu an bir bina
bitmediği için bu durumun vahametini çok
iyi anlayamıyoruz ama bir bina bittiğinde
göreceğiz. Projelerin hızlandırılması ve
altyapının bir an önce yapılması lazım. l
12
Fikirtepe’nin çevre dostu
projesi Elite Concept
Türkiye’de kentsel dönüşümün
gözbebeği Fikirtepe, her geçen
gün yükselen yeni projeleri
ile yatırımcılardan büyük
ilgi görüyor. Şua İnşaat’ın
bölgede hayata geçirdiği Elite
Concept projesi de toplam 3
blokta 785 daire ve 26 ticari
ünite ile oturum ve yatırım
için kaçırılmayacak avantajlar
sunuyor. Projedeki su arıtma
sistemi, akıllı bina ve ev sistemi,
güneş panelleri gibi çevreci
çözümleriyle sürdürülebilir
bir yaklaşım doğrultusunda
hayata geçirilen Elite Concept’i
Şua İnşaat Pazarlama ve
Satış Koordinatörü Ahmet
Sarıcalı’dan dinledik.
Fikirtepe hakkında ne
düşünüyorsunuz? Kısaca bahseder
misiniz?
Fikirtepe, İstanbul’un Anadolu
yakasının en özel lokasyonlarından bir
tanesi. Bölge, tüm ulaşım akslarının yanı
başında yer alan nadir lokasyonlardan.
Fikirtepe’nin, başlayan büyük kentsel
dönüşüm hamlesi ve sunduğu avantajlarla
İstanbul Anadolu yakasında tercih edilen
başlıca lokasyon olacağını düşünmekteyiz.
Fikirtepe Platformu’na nasıl ve hangi
amaçla katıldınız?
Platforma, bölgenin gelişiminin yeniden
inşasına daha büyük ölçekte destek olmak
ve Fikirtepe’nin yeniden yapılanmasında
birlikten doğan güç ile daha etkili olmak
için katıldık.
Burada çok yakında başlayacak yeni
bir yaşamın temelleri atıldı. Bu anlamda
burada arsa sahipleri, yatırımcılar,
müteahhitler için pek çok fırsat var. Bu
fırsatlardan biraz bahseder misiniz?
Bölgede herkes için fırsat var. Fikirtepe
için bölgede faaliyet gösteren firmalar,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İstanbul
Büyükşehir Belediyesi gerçekten çok
mesai harcayarak sadece yapı adaları
değil tüm bölgenin bir an önce en
iyi şekilde dönüştürülmesi için çaba
gösteriyor. 2-3 sene sonra bölgenin
gerçek değerini bulacağını ve şimdiki
piyasa değerinin en az 2 katına çıkacağını
düşünüyorum.
Yaşam başladığında bu bölgede
yaşayacakları, küçük, orta, büyük ölçekli
ticari işletmeleri ne tür fırsatlar bekliyor?
Fikirtepe demografik yapı olarak
yoğun çalışan, genç ve dinamik bir kitleyi
kendisine çekiyor. Böyle bir kitle, ticaretin
de konutun da değerini katlayacaktır.
Bu dönüşümün hızlanması ve yaşamın
başlaması için hangi kesimlerden ne tür
beklentileriniz var?
Özellikle altyapı ve donatı alanlarının
inşası, yapı adalarının raylı sisteme
entegrasyonu konusunda hızlı ilerlenmesi
gerekiyor. Bu konuda platform olarak da
Elite Concept’te su arıtma sistemi, akıllı bina-akıllı ev sistemi ve güneş panelleri var
Elite Concept projesinden ve Şua
İnşaat’tan kısaca bahseder misiniz?
Elite Concept projesinde farklı
teknolojiler, yenilikler kullanıldı mı?
Şua İnşaat kurulduğu günden bu yana
öncü ve girişimci ilkelerinden, sosyal
sorumluluk, müşteri memnuniyeti
ve istikrar gibi esaslarından taviz
vermeden projelerini planlamıştır. Elite
Concept projemizde de aynı geleneği
sürdüreceğiz. Elite Concept 3 blokta
785 daire ve 26 ticari üniteden oluşan
bir proje. Park alanı, site içi bahçeleri,
ferah ve manzaralı daireleri ile tercih
edilecektir. Projemizde su arıtma
sistemi, akıllı bina ve akıllı ev sistemi,
güneş panelleri gibi çevreci ve projemizi
daha sürdürülebilir kılan özellikler
bulunuyor. Bu özellikler sayesinde hem
daha keyifli hem de işletme maliyeti
minimuma düşürülmüş, dolayısıyla site
sakinlerinin cebini de rahatlatacak bir
proje yapacağız.
Elite Concept projesinde yabancı
yatırımcılar var mı? Varsa dağılımı
nasıl?
Şua İnşaat olarak her projemizde
yabancı yatırımcımız var. Özellikle
Azerbaycan, Körfez Ülkeleri, İran ve
Rus yatırımcılarımız bulunmakta. l
gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile
gerekse İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile
sürekli irtibat halindeyiz. Ayrıca anlaşması
tamamlanmayan yapı adalarında da bir
an önce imzaların tamamlanıp inşaata
başlanması için platform olarak çalışmalar
yapıyoruz. Bu aşamaların bir an önce
tamamlanması bölge için çok faydalı
olacaktır.
18. yüzyıldan kalan yerli ve yabancı
pek çok kaynakta “Fikir Tepesi”nden
İstanbul’un en güzel mesire yeri,
ressam, şair, yazar ve düşünürlerin ilham
kaynağı olarak bahsediliyor. Sizce yaşam
başladığında kimlere ilham kaynağı
olacak?
Yaşam başladığında Fikirtepe
sakinlerine, şehrin orta yerinde
yaşanabilir, nitelikli bir konsept sunacak.
Böylelikle her kesime hitap edecek
eksiksiz, kaliteli yeni bir merkez olacak.
İSTANBUL’UN ORTASINDA
YAŞAMIN MERKEZİNDE
Sizce Fikirtepe’yi marka yapan en
büyük değer ne olacaktır?
Bunu, Elite Concept projemizin hazırlık
aşamalarında da çok düşündük ve bize
en güzel gelen “İstanbul’un ortasında
yaşamın merkezinde” sloganımız ile
cevapladığımızı düşünüyoruz. l
SPOR
13
Dumlupınar Spor Kulübü
“devrim”ine hazırlanıyor
Fikirtepe Dumlupınar Spor Kulübü, 12 Eylül darbesi öncesinde Devrim Spor olan ve “devrim” kelimesinin yasaklanmasıyla
değiştirilen isminin hakkını vererek geleceğin Fikirtepesi’nde farklı branşlarda spor devrimi yapmaya hazırlanıyor...
B
ugüne kadar futbolda birçok lige
sporcu yetiştiren yarım asırlık
bir çınar Fikirtepe Dumlupınar
Spor Kulübü. Bölge halkının kentsel
dönüşüm çalışmaları nedeniyle kısa süre
de olsa bölgeden ayrılmasının ardından
sporcularının bir kısmını kaybedip
bazı branşlarını kapatan Dumlupınar
Spor, geleceğe umutla bakıyor. Kulüp,
önümüzdeki sezon 50’nci kuruluş
yıldönümünü kutlamaya hazırlanıyor.
Fikirtepe’deki kentsel dönüşüm
projelerinin tamamlanmasının ardından
mevcut sosyal imkânlarını koruyup daha
da arttırmayı hedefleyen kulüp; atletizm,
voleybol, tenis gibi farklı branşlarda da
sporcu yetiştirmeyi hedefliyor.
Kadıköy’ün
en eski futbol
kulüplerinden
Dumlupınar
Spor Kulübü,
sadece bir
futbol kulübü
değil aynı
zamanda
bölge halkı ve
özellikle gençleri
için bir sosyal tesis.
Futbol karşılaşmalarının yanı sıra sosyal
aktivitelere de ev sahipliği yapan tesis
aslında bölgenin sembollerinden birisi.
Bölgedeki gençlerin en uğrak yerlerinden
biri olan kulüp, son dönemlerde kentsel
dönüşüm nedeniyle en sakin günlerini
yaşıyor.
Fakat bu sakinlik daha hareketli
günlerin habercisi. Fikirtepe’deki
dönüşümün tamamlanmasıyla bölge ile
birlikte spor kulübünün de güçlenmesi
ve büyümesi planlanıyor. Bölgedeki
inşaat firmaları kulübe hem maddi hem
de manevi destek veriyor. Dumlupınar
Spor Kulübü’ne yaklaşık 30 yıl hizmet
veren, futbolculuktan antrenörlüğe ve
yöneticiliğe kadar birçok görevde bulunan
kulübün yönetim kurulu üyesi Hüseyin
Gediz, “11 farklı yaş grubunda futbol
takımımız vardı. Taşınan sporcularımız
nedeniyle şu an sadece A takımımız
ve genç takımımızla çalışıyoruz. Yakın
gelecekte sadece futbolda değil, diğer
branşlarda da sporcu yetiştirmeyi
planlıyoruz” diye konuştu. Gediz, farklı
takımlar olan Dumlupınar ve Fikirtepe
spor kulüplerinin 2003 yılında birleştiğini
ve bölgeyi temsil eden önemli bir kulübün
ortaya çıktığının altını çizdi.
FİKİRTEPE PLATFORMU’NDAN YENİ
SEZON İÇİN 50 BİN TL’LİK KAYNAK
Kulübün 117 üyesinin desteğiyle
sporcuları her anlamda desteklediklerini
belirten Hüseyin Gediz, “Maddi imkânı
olmayan sporcularımıza bir yandan da
eğitim hayatlarını devam ettirebilmeleri
amacıyla burs veriyoruz. Büyük bir kulüp
olmadığımız için imkânlarımız çok kısıtlı.
Bölgedeki firmalar da kulübümüze destek
oluyor. Nuhoğlu İnşaat Yönetim Kurulu
Başkanı Ali Nuhoğlu, bu yıl Türkiye
şampiyonasındaki tüm masraflarımızı
karşıladı. Ayrıca buradaki inşaat
firmalarının ortaklaşa hayata geçirdikleri
Fikirtepe Platformu da 2016-2017 sezonu
için bize 50 bin TL’lik kaynak ayırdı” dedi.
Kentsel dönüşüm projeleri
tamamlandıktan sonra firmaların
bölgeden ayrılmayacağını, site ve bina
yönetimleri için bölgede bulunmaya
Dumlupınar
Spor Kulübü’nün
bu yılki forma
sponsoru
“Fikirtepe
Platformu”.
Soldan sağa:
Hüseyin Gediz,
Salih Bağırgan,
İrfan Şükrü Yağcı
ve Murat Ünal.
devam edeceğini belirten Gediz, sözlerine
şöyle devam etti: “Bölgedeki yatırımların
ve kulübümüze yapılan desteklerin devam
edeceğine inanıyoruz. Yüzme, masa
tenisi ve atletizmde de varlık göstermek
istiyoruz. Fikirtepe’de sadece binalar
yer almayacak. Yaşam alanları, spor
merkezleri, yeşil alanlar da bulunacak. Bu
fırsatı iyi değerlendirmemiz gerekiyor.”
KULÜP BÖLGE İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Fikirtepe’deki Merdivenköy Mahallesi
Muhtarı Nazan Gürkan ise sporun
çocukların ve gençlerin gelişimindeki
önemine değindi. Dumlupınar Spor
Kulübü’nün bölge için hayati bir önem
taşıdığını belirten Gürkan, “Fikirtepe
gibi bölgelerde yer alan spor kulüpleri
aslında sıradan, sadece sporcu yetiştiren
kulüpler değil. Spor yapan insan hem
ruhsal hem de fiziki açıdan güçleniyor ve
sağlıklı bireylere dönüşüyor. Bu nedenle
Dumlupınar gibi spor kulüplerinin
desteklenmesi ve mevcut şartlarının
iyileştirilmesi çok önemli” dedi. l
AJANDA
14
KONSER
KİTAP
Buika, flamenko ve
ateşini İstanbul’a
getiriyor
Yaz tatiliniz “Sürü” ile daha heyecanlı
Ünlü bilim kurgu yazarı
Frank Schatzing’in 2004
yılında yayınlanan ve
yayınlandıktan çok kısa
bir süre içerisinde en çok
satanlar listesinde yer alan
Der Schwarm - “Sürü” kitabı
yaz tatilinizi 800 sayfa ile
heyecan verici ve sürükleyici
bir hale dönüştürebilir.
“Peru sahilinde bir
balıkçı kaybolur. Norveçli
petrol arama uzmanları
deniz tabanında yüzlerce
Dünyaca ünlü İspanyol şarkıcı, besteci
ve oyuncu Buika, 7 Ağustos’ta Harbiye
Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde
hayranlarıyla buluşuyor. Flamenko, caz,
soul ve funk karışımı tarzı ile geniş bir
hayran kitlesine sahip olan sanatçı bugün
müziği ile Nina Simone, Cesaria Evora ve
Chavela Vargas’la kıyaslanıyor.
Biletler: 63.00 TL - 250.25 TL
(Biletler Biletix’ten)
GÖSTERİ
Fire of Anatolia “Pera” ile Beyoğlu’nda
Mayıs ayından itibaren her çarşamba
ve cumartesi günleri Fire of Anatolia
(Anadolu Ateşi) “Pera” gösterisini Grand
Pera Emek Salonu’nda sahnelemeye
devam ediyor.
15 yıl boyunca bulunduğumuz
toprakların kültürünü ve dansını 97
ülkede 4 bin canlı performansla 40 milyon
izleyiciye aktaran Anadolu Ateşi Dans
kilometrekarelik alanın
garip organizmalar
tarafından işgal edildiğini
keşfeder. Bu sırada İngiliz
Kolombiyası sahili boyunca
balinalar korkutucu bir
değişim geçirir. Olayların
birbirleriyle hiçbir alakası
yok gibi görünmektedir.
Ama tesadüflere inanmayan
iki bilim adamı, bu durumun
kaynağını araştırırken en
korkunç kâbuslarıyla yüz
yüze gelecektir.” l
L
İVA
T
FES
Topluluğu, medeniyetler beşiği ve turizm
kenti İstanbul’da 24 saat yaşayan Beyoğlu
ana teması ile sanata ve turizme katkı
sağlamaya devam ediyor. Fire of Anatolia
“Pera”, İstanbul’a seyahat edecek yerli ve
yabancı turistlerin mutlaka ajandalarında
yer alacak gösteri ile göz dolduracak.
Tarih: 10 Ağustos Saat: 21.00 Biletler:
80.00 TL - 165.00 TL (Biletler Biletix’ten)
Dünyanın en renkli festivali 6 Ağustos’ta
Dünyanın birçok farklı ülkesinde
milyonlarca katılımcıya ulaşan dünyanın
gelmiş geçmiş en renkli partisi Life
in Color, ilk uluslararası festivalini 6
Ağustos’ta Life Park’ta gerçekleştirecek.
İstanbul’da geçen yıllarda yapılan ve
büyük beğeni toplayan Unleash ve The
Big Bang Tour şovlarının ardından Life in
Color Festivali elektronik müzikseverlerle
buluşacak. İki sahne, 22 sanatçı, muhteşem
şovlar, bol renkler ve çok daha fazlasıyla
dolu bir festival İstanbulluları bekliyor.
Günlük hayatın sıradanlığından ve
şehrin gürültüsünden uzakta Life Park’ta
TİYATRO
Kişisel gelişime bakışınız değişecek...
2015 yılında yazdığı “Açık Ruh
Ameliyatı” kitabıyla büyük ilgi gören,
farkındalık ve motivasyon alanında
seminer ve eğitimler veren Dr. İzzet
Memi, farkındalık çalışmalarına
yepyeni bir boyut getiriyor. “Karşı
Yaka Işıkları” tek perde kara mizah
oyununda yaşamın kenarına itilmiş,
genç bir kâğıt toplayıcısının iç sesiyle
psikolojik dinamiklerimizin, evrensel
ve bireysel yaşam sembollerimizin
sahnede şekillendiğini ve diğer yandan iç
görümüzün kapılarını etkili bir biçimde
aralıyor olduğumuzu gösteriyor.
İzleyiciler, oyunun finalinde
gerçekleşen özel seminerde ise dalgaların
incittiği taşları bile rahatsız etmekten
korkan oyun kahramanının o sıcacık ama
savrulmuş dünyasında kendileri ile tekrar
tanışacaklar.
Yazan: Murat İpek
Tarihler: 23 Ağustos 2016 Saat: 20.30
Yer: Bo Sahne
Biletler: 50 TL (Biletler Biletix’ten)
dünyaca ünlü DJ’ler, sıra dışı şovlar,
muhteşem sürprizlerle dolu rengârenk bir
yaz günü için hazır olun!
Festivalde Nicky Romero, Fedde Le
Grand, Laidback Luke, Adventure Club,
Atmozfears, Bolier, Cake Up, Dannic,
Danny Avila, Moti, Noisecontrollers, Paris
X Simo, Pham, Shapov, Sick İndividuals,
Sunnery James & Ryan Marciano,
Twoloud, Vicetone, Arem Ozguc, Arman
Aydın, Sercan Yanbay, Sheldon Blake gibi
ünlü isimler sahne alacak.
Biletler: VIP (boyasız alan) 225 TL Genel Giriş 125 TL (Biletler Biletix’ten)
DOKUZ
ADIMDA AŞÇI
OLMAK İSTER MİSİNİZ?
“9 Adımda Temel Aşçılık” workshop
programı ile mutfağınızın profesyonel
aşçısı olabilirsiniz. Aşçılığın temel adımlarını
9 derste anlatan program haftada 2 gün
eğitimlerle Soffa Mutfak Atölyesi’nde (WOW
Hotel İstanbul) 9 Ağustos - 8 Eylül 2016
tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Dersler
salı ve perşembe günleri saat 19.00’da
başlayacak. Biletler: 1.450 TL
(Biletler Biletix’ten)
ARAŞTIRMA
15
Türkiye’nin hayal haritası
Intel gerçekleştirdiği bir
araştırma ile Türkiye’nin
hayal haritası ve girişimcilik
DNA’sını çıkardı.
Sonuçlar ise son
derece çarpıcı!
Hayal kurma oranı
yetişkinlerde
sadece yüzde 14...
Bekârlar evlilere oranla
daha hayalci
Araştırmanın genelinde bireyler
hayal kurma söz konusu olunca
maddiyat, cinsiyet ve eğitim üçgenine
göre tercihler yapıyor. Tüm bunlara ek
olarak yetiştirme tarzı da kişilerin hayale
bakış açısını etkiliyor. Geleneksel yapıdaki
ailelerde yaşayan çoğunluk için aile baskısı,
bireyselleşememek, sürekli müdahale
kişisel bağımsızlığa bir engel olarak
karşımıza çıkıyor. Gençler, bir şekilde
okul ya da evlilik aracılığıyla evden
uzaklaşmayı özgürlüğe açılan kapı olarak
nitelendiriyor. Buna rağmen bekârlar
evlilere, çocuksuzlar çocuk sahibi olanlara
kıyasla hayal kurmayı daha fazla seviyor. l
Ülkemiz hayal kurmaya
çocukken başlıyor...
Araştırmaya göre genç bir nüfusa
sahip olan bir ülke olmamıza rağmen,
yaş ilerledikçe hayal kurma sıklığı
da giderek azalıyor. Yetişkinlerin
yüzde 49’u çocukken hayal kurmaya
başlıyor. Bu oran yetişkinlerde üzücü bir
şekilde yüzde 14’e kadar düşüyor. Ayrıca
maddiyat odaklı hayal ise ülkemizdeki
sosyo-ekonomik şartlara bağlı olarak hayal
kurma yetimizin nasıl şekillendiğini gözler
önüne seriyor. Bu nedenle hayal denilince
aklımıza ilk önce para ve meslek geliyor. Araştırmaya
katılan her 10 kişiden 5’i, en büyük hayalini “sadece bir meslek
sahibi olmak” olarak tanımlıyor. Bu yaklaşımlarının temelini ise
“geleceği güvence altına alma kaygısı”na dayandırıyor. l
Kadınlar erkeklerden
daha fazla hayal kuruyor
Siz en son ne zaman hayal kurdunuz ve gerçekten hayal kurmayı biliyor musunuz?
B
ugüne kadar “hayalin ne?” sorusunu
kaç defa duydunuz, kaç defa bu
soruyu başka birine sordunuz?
Hiç saydınız mı? Aslında herkes özünde
kendi hayallerini anlatmayı sevdiği kadar
başkalarının hayallerini de dinlemeyi
sever. Hayaller her zaman cezbedici ve
merak uyandırıcı olmayı başarır. Peki bir
ülkenin hayali nedir diye sorsak herhalde
birçok farklı yanıt alırız. İşte tüm bu
merakı sonlandırmak için Intel yaptığı
araştırma ile Türkiye’nin hayal haritasını
ve girişimcilik DNA’sını ortaya çıkardı.
Sonuçlar ise son derece çarpıcı!
Türkiye’nin hayal haritası ülkemizin
ne tür hayaller kurduğunu analiz etme
ve hayallerin yok olma ya da girişimcilik
fikrine dönüşme noktasında geçirdiği
dönüşümü ortaya koyma hedefiyle ortaya
çıktı. Türkiye’de ilk defa Future Bright
ile gerçekleştirilen araştırma kapsamında
10 şehirden 8-55 yaş arası 2 bin kişi ile
görüşmeler yapıldı. Katılımcılara “hayal
kurmaktan neyi anlıyoruz? Hayal kurmaya
ne zaman başlayıp, ne zaman bırakıyoruz?
Hayallerimiz geleceği kucaklayacak
kadar kapsamlı mı yoksa günlük hayatın
zorluklarında gerçekleşmeden kaybolup
gidiyorlar mı? Girişimcilik dünyamızda
hayallerin etkisi ne kadar?” gibi pek çok
sorunun yöneltildiği araştırmanın en
temel çıkarımı ise hayallerimizin meslek
odaklı olduğu gerçeği. Girişimcilik
örneğine dönüşebilecek “üretken” hayal
kurabilen bireylerin oranı ise araştırma
genelinde yüzde 15 ile sınırlı kalıyor.
Toplumun genelinin aksine üniversite
öğrencileri özelinde yapılan girişimcilik
araştırması ise yüzde 78 gibi bir oran ile
girişimcilik fikrine sıcak bakıyor.
Araştırma sonuçları gösteriyor ki,
özellikle yetişkinler hayal bile kuramıyor,
hayal olduğunu söyledikleri düşünceler
ise maddiyata dayalı ve gelecek kaygısı
taşıyan isteklerden ibaret. l
Ülkemizin girişimçilik DNA’sında ise durum hayal haritamızdan pek farklı değil
Girişimciliği düşünen katılımcıların
yaklaşık 3’te 1’i fikrini kimse ile
paylaşmıyor. Fikri olanların yüzde
21’i arkadaşıyla, yüzde 19’u babasıyla,
yüzde 14’ü eşi/sevgilisiyle, yüzde 7’si
ise annesiyle paylaştığını belirtiyor.
Girişimciliğin önündeki en büyük engel ise
hayal kurmada olduğu gibi maddi kaygıları.
Her 4 kişiden 3’ü ise yalnızca parası
olanların girişimci olabileceğini savunuyor.
Bu nitelikli araştırma, bir yandan
ülkemizdeki genç nüfusun hayal
kurmaktan ve girişimcilikten nasıl ve
neden çok uzak kaldığını, hatta yer yer
korktuğunu gözler önüne seriyor. Ancak
hiçbir şey için geç değil. Araştırmaya
göre her ne kadar hayal kuramasak da bu
çalışmadan çıkaracağımız en büyük ders,
gelecek nesillere dünyanın hayaller ile
değişip daha da güzelleşebileceği gerçeğini
öğretmek olacak. l
Araştırma sonuçlarına göre, cinsiyetin
aynı zamanda hayal kurma üzerinde etkili
olduğu görülüyor. Kadınlar erkeklere
göre daha fazla hayal kuruyor. Hayal
kurmayı çok sevdiğini söyleyenlerin
yüzde 58’i kadınken, erkeklerde ise bu
oran yüzde 42. Yerleşim alanları olarak
kıyaslama yapıldığında da şehre oranla
taşrada yaşayıp hayal kuranların oranı
yüzde 52’lere kadar ulaşıyor. l
İmtiyaz Sahibi: Fikirtepe Kentsel
Dönüşüm Derneği adına
Fikirtepe Platformu Genel Müdürü
İRFAN ŞÜKRÜ YAĞCI
Sorumlu Müdür:
İRFAN ŞÜKRÜ YAĞCI
Yazı İşleri Müdürü: AYNUR ÇOLAK
Editörler:
MERVE DİDİŞEN, SELÇUK YAŞAR
ÖZLEM GEZER EGE
GOODWORKS İLETİŞİM
DANIŞMANLIĞI A.Ş. tarafından
yayınlanmaktadır.
Tel: (0212) 217 70 00
Baskı: İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.
Merkez Mah. 29 Ekim Cad.
İhlas Plaza No: 11A/41
Yenibosna-Bahçelievler/İstanbul
16
Dönüşümün başucu rehberi
KENTSEL
DÖNÜŞÜME
HAZIRLAN
K
entsel dönüşüm, deprem kuşağında
bulunan ülkemizde afet riskine
karşı depreme dayanıklı ve modern
yaşam alanlarını hayata geçirmek üzere tüm
hızıyla hayatımıza girdi. Kamu kurum ve
kuruluşları, belediyeler, Dönüşüm Yasası,
hak sahipleri ve kiracılar derken birçok
sosyal paydaşın bir arada olduğu kocaman
bir yapıya dönüştü. Bazen spekülasyonlarla
bazen de güzel haberlerle karşımıza çıkan
kentsel dönüşüm hareketinin etkisi,
tüm ülke genelinde geçerli olsa da 14
milyondan fazla nüfusa sahip, dünyanın en
büyük metropollerinden İstanbul’da daha
yoğun bir şekilde hissediliyor. Dönüşüm
Yasası kapsamında riskli alan ilan edilen
bölgelerde ikamet eden kişilere güvenli,
gelecek nesillere de modern bir yaşam
sunmayı hedefleyen kentsel dönüşümü
artık kamuoyu yakından tanımış olsa da
sosyal paydaşlar tarafından henüz tam
olarak anlaşılmış değil. Bu gerçekten yola
çıkarak, İstanbul Serbest Mimarlar Derneği
(İstanbulSMD) ve Türk Ytong iş birliğinde
“Sarı Işık: Kentsel Dönüşüme Hazırlan”
başlıklı proje hayata geçirildi. Proje
kapsamında pilot bölge olarak seçilen
Kadıköy’de çalışmalar başladı. l
İstanbul’da 165.944 adet konut, 24.287 adet işyeri riskli
Kentsel dönüşümün özellikle kritik
karar noktaları olarak belirlenen
bölgelerde yaşayan vatandaşların hakları
ve sorumlulukları konusunda önceden
bilgilendirilmesi gerekliliğinden yola
çıkarak hazırlanan rehberde, dikkat çekici
istatistiklere de yer veriliyor. Türkiye
çapındaki kentsel dönüşüm faaliyetleri
kapsamında en büyük çalışma alanı, yoğun
nüfusu ile tahmin edileceği üzere İstanbul.
İstanbul genelinde riskli yapı tespiti yapılan
bina sayısı 39.102 olup, riskli yapı olduğu
onaylanan yapıların sayısı ise 38.590. Riskli
yapıların 165.944 adedi konut, 24.287
adedi işyeri olmak üzere 190.231 bağımsız
birimden oluşuyor. Bu yenilemenin
büyük bir kısmı Kadıköy’de gerçekleşiyor.
Resmi olmayan kaynaklara göre Kadıköy
ilçesinde, 12 bin binanın daha, riskli yapı
gurubunda yer alması bekleniyor. Bugün,
yaklaşık 1200 inşaatın çalışmalarına tüm
hızıyla ve aynı anda devam ettiği bölgede,
kentsel dönüşüm faaliyetlerinin 15 yıl gibi
bir süreye yayılması bekleniyor. Fikirtepe
bölgesi hariç Kadıköy’ün diğer alanlarında
yerinde dönüşüm gerçekleştirildiği için
iş yoğunluğunda yüzde 20 ile yüze 30
arasında bir artış görünüyor. l
Kentsel dönüşüme yeşil ışık yakan 6306 yasası
31 Mayıs 2012 tarihinde kabul edilen
6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların
Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, bugün
halk arasında “Kentsel Dönüşüm Yasası”
olarak biliniyor. Kentsel Dönüşüm
Yasası’yla, kentlerdeki nitelikli yapı
stokunun artırılması ve düzenlenmesi
ile deprem, sel, toprak kayması gibi
doğal afetler nedeniyle oluşabilecek
büyük yıkımların önlenmesi amaçlanıyor.
Kanunun esas çıkış sebebi 1999’da
yaşanan Marmara Depremi. Yasa, yaşanan
afetin ardından binaların risk taşıyıp
taşımadıklarının tespit edilmesi, risk
taşıyorlarsa güçlendirilmelerini ya da
yıkılıp yeniden yapılmalarını öngörüyor. l
“Sarı Işık” masaları vatandaşları bilgilendiriyor
www.kentseldonusumehazirlan.com
internet sitesi üzerinden tüm içeriği
yayınlanan projenin detayları, sosyal
medya hesaplarından da tüm kamuoyu
ile paylaşılıyor. Ayrıca bölgedeki tüm
sakinlere ulaşabilmek adına ilçenin
önemli yaşam merkezlerine belli günlerde
kurulacak “Sarı Işık” masalarından da hem
proje hem de kentsel dönüşüm süreci
hakkında bilgilendirmeler yapılacak. l

Benzer belgeler