Türkiye`nin Jeolojik Oluşumları

Transkript

Türkiye`nin Jeolojik Oluşumları
Türkiye’nin Jeolojik Oluşumları
Kıtalar, jeolojik devirler boyunca, bir yap-bozun parçaları gibi, tekrarlamalı olarak birbirinden ayrıldı, birleşti, yer değiştirdi. Günümüzden yaklaşık 200 milyon yıl önce dünyadaki kara parçaları Pangea denen tek
parça halindeydi. Sonra Pangea kırılarak kuzeyde Laurasia, güneyde Gondwana olarak iki kıtaya ayrıldı. Bu
iki kıtanın arasında da Tetis Denizi oluştu. Daha sonra, yaklaşık 65 milyon yıl önce, Anadolu levhası, tektonik hareketler sonucu yükselmeye başladı. Günümüze kadar gelen ve hâlâ devam eden kırılma, kıvrılma,
yükselme gibi jeolojik hareketler sonucunda Anadolu bugünkü jeomorfolojik yapısını aldı.
Meke gölü: Volkanik bir krater gölü olan Meke gölünün uzunluğu 800, genişliği 500 metredir.
Volkanik hareketler sonucunda 4-5 milyon yıl önce kraterin sönmesi ve içinin suyla dolmasıyla oluşmuştur.
Daha sonra, 9 bin yıl önce ikinci bir volkanik patlama daha gerçekleşmiş ve gölün ortasındaki ikinci
volkan konisi oluşmuştur. Sonra bunun içi de suyla dolarak ikinci bir göl ortaya çıkmıştır.
Jeolojik mirasımızın simgelerinden biri olan Meke gölü kuruma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Ülkemiz yer şekilleri açısından ilginç ve büyük bir çeşitliliğe sahip. Bunun nedenleri arasında, Avrasya ile Afrika
levhalarının çarpıştığı noktada yer alması, yakın jeolojik dönemde Anadolu’da çok sayıda volkanizma meydana
gelmesi, yer hareketleri (deprem vb.) bakımından etkin bir bölge olması, obruk, dolin, düden ve polye gibi pek
çok oluşuma zemin hazırlayan karstik alanların fazlalığı, mağara oluşumuna uygun koşulların bulunması, Kuzey,
Güney ve Doğu Anadolu’da ortalama yüksekliğin 2500 metrenin üzerinde olması (çok sayıda kanyon oluşması),
Alp-Himalaya kuşağında yer alması (Torosların oluşumu), bölgeden bölgeye farklılık gösteren iklim özellikleri
(göl, sulak alan oluşumu vb.) sayılabilir.
Ülkemizde, “jeolojik miras” olarak kabul edilen delta, buzul, falez, vadi, kumul, göl, kanyon, lagün, mağara,
sarkıt, dikit, traverten, obruk, kaynak, peribacası, plato, şelale, düden, uvala, volkan bombası, labya, polye, dolin,
yüzenada gibi çok sayıda jeolojik oluşum var.
Bilim
ve
Teknik
Fotoğraflar: Turgut Tarhan
Hazırlayan: Dr. Bülent Gözcelioğlu
Lagün - Bafa Gölü/Muğla
Delta - Seyhan Deltası/Adana
Peribacası - Uçhisar/Nevşehir
Falez - Çilingoz/İstanbul
Yüzenada - Solhan/Bingöl
Obruk - Çıralı Obruğu/Konya
Traverten - Pamukkale/Denizli
Şelale - Yerköprü/Konya
Sirk Gölü - Uludağ/Bursa
Türkiye’nin Jeolojik Oluşumları
Lagün: Dalga ve akıntılar, taşıdıkları maddeleri
denizin sığlaştığı yerlerde ve küçük koylarda biriktirir. Böylece kıyıdan denize doğru ok biçiminde yığıntılar oluşur. “Kıyı oku” denen bu yığıntılar
bir koyun önünü tümüyle kapatabilir. Böylece kıyı
okunun gerisinde “lagün” oluşur. Bu oluşumlara
“deniz kulağı” ya da “kıyı set gölü” de denir.
Falez: Dalgalar aşındırma yaparken, başlangıçta
çarptıkları kıyı boyunca bir çentik açarlar. Buna
“dalga oyuğu” denir. Bunlar derinleştikçe üzerlerindeki kütleler kopar ve düşer. Böylece kıyı boyunca oluşan dikliklere “falez” ya da “yalıyar” denir.
Traverten: Travertenler, genellikle sıcak su kaynaklarının yakınında, kireçli suların yayılarak aktığı
alanlarda, kirecin çökelmesiyle oluşan basamaklardır. Pamukkale travertenleri bu şekilde oluşmuştur.
Delta: Akarsular, izledikleri yol boyunca aşındırdıkları ve taşıdıkları maddeleri eğimin azaldığı
bölgelerde biriktirmeye başlar. Deltalar da akarsuların taşıdıkları maddelerin denizde birikmesiyle
ortaya çıkan üçgen biçimli oluşumlardır. Deltaların oluşabilmesi için gelgit olaylarının, güçlü akıntıların olmaması, kıyının sığ ve akarsu ağzında eğimin az olması gerekir.
Yüzenada: Yüzenadalar bataklık ve göllerin kenarlarındaki materyallerin doldurduğu organik
madde bakımından zengin alanlardan koparak
ve sudaki asılı maddelerin sucul bitkilerde tutunarak gelişmesiyle oluşur. Oluşum başlayıp zaman
geçtikçe bitkilerin köklerinin sıkılaşarak keçemsi
bir doku oluşturması, bitkilerin kuruma-yeşerme
süreçlerindeki toprak oluşumu gibi gelişmeler,
birleşme ile parçalanmalar adaların oluşumu sürecini tamamlar.
Şelale: Akarsuların, yüksekten döküldüğü yerlere
şelale denir. Şelalelerin döküldüğü yerlerde, hızla
düşen suların ve içindeki taş, çakıl gibi maddelerin
çarptığı yeri aşındırmasıyla “dev kazanları” adı verilen çukurlar oluşur.
Peribacası: Yanardağların püskürttüğü kül, kum
ve lav parçacıklarının yaygın olarak bulunduğu
vadi ve platoların yamaçları, sel suları ve rüzgârla
aşınır. Ancak aynı bölgede bulunan sert taşlar kolayca aşınmaz. Bu taşlar, altlarında kalan ve kolay
aşınan bölgeleri ağırlıklarıyla sıkıştırarak buraların
aşınmasını da zorlaştırırlar.
Obruk: Yeraltındaki mağaraların tavanlarının
eriyip incelerek çökmesi sonucunda oluşmuş
çukurlardır. Bu nedenle obrukların yamaçlarında, çöken tavana ait bloklar görülür. Derinlikleri
250 - 300 metreyi bulabilir. Bazılarının tabanında
göl bulunur. Konya - Karapınar bölgesinde daha
yaygındırlar.
Sirk Gölü: Buzullar da akarsular ve rüzgârlar gibi
aşındırma ve biriktirme yaparak yeryüzünü biçimlendirirler. Buzul aşındırmasıyla buzul vadileri,
“sirkler” (buz yalakları) ve“hörgüç kayalar” denilen
özel yapılar oluşur. Sirkler, buzulun ilk oluşmaya
başladığı yerde aşınma sonucunda ortaya çıkan
küçük çukurlardır.
Kaynaklar
Gözenç, S., Gümüş, E. ve G. Ertin,
“Türkiye’nin Jeolojik Yapısı ve
Jeomorfolojik Özellikleri,
” Türkiye Coğrafyası içinde, Anadolu
Üniversitesi Yayınları No: 1069,
Eskişehir, 1998.
Yılmaz, A., “Jeolojik Mirasımız,”
Bilim ve Teknik, Temmuz 2002.
Coşkun M. Y., “Türkiye’nin Jeolojik
Oluşumları,” Bilim Çocuk,
Ağustos 2006.
Bulut, İ. ve M. Girgin, “Gölbel Gölü ve
Yüzen Adalar,”
Tabiat ve İnsan 44: 1, Mart 2010.
Bilim
ve
Teknik
Fotoğraflar: Turgut Tarhan
Hazırlayan: Dr. Bülent Gözcelioğlu

Benzer belgeler

Levha Tektoniği Kuramı

Levha Tektoniği Kuramı (Gezinen Kıtalarımız) adlı kitabında du Toit, Gondvana’nın buzul çökelleriyle Kuzey Yarıküre kıtalarında bulunan eşyaşlı komur yataklarını karşılaştırdı. Bu belirgin iklimsel farklılığı çözümlemek ...

Detaylı