print job

Transkript

print job
ISSN 1300-9508
Bakanlık Yayın No : 262
Müdürlük Yayın No : 40
EGE BÖLGESİ MAKİ ALANLARINDA BİTKİ
TOPLUMLARI İLE YETİŞME ORTAMLARI
ARASINDAKİ İLİŞKİLER
Relationsships Between Plant Communities and Site
Characteristics of Maqi Areas in Aegean Region
(ODC:182)
Dr. Nihal ÖZEL
Nuran ALTUN
Nadire ALBAYRAK AKBİN
H. Handan ÖNER
Gıyasettin AKBİN
TEKNİK BÜLTEN NO: 31
T.C.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI
EGE ORMANCILIK ARAŞTIRMA MÜDÜRLÜĞÜ
EGE FORESTRY RESEARCH INSTITUTE
İZMİR - TÜRKİYE
ÖNSÖZ
Maki alanlarının yetişme muhiti özelliklerini incelemeye çalıştığımız bu çalışmada amacımız,
hiç şüphesiz mevcut bir boşluğu doldurmaktı. Ancak gerçekleştirdiğimiz çalışmalar göstermiştir ki
maki alanları gerek büyüklüğü, gerek vejetasyon yapısı, gerek toprak özellikleri ve gerekse iklim
özellikleri açısından ülkemiz için çok önemli bir alanı temsil etmektedir. Böylesi büyük bir alan için
bir tek çalışmanın yetmeyeceği, ileri ve detaylı çalışmaların gerekliliği açık bir şekilde görünmektedir.
Yine de bir başlangıç olarak böyle bir çalışmanın yapılmasında emeği geçen başta Ege Ormancılık
Araştırma Müdürlüğü çalışanlarına olmak üzere çalışma alanında yer alan İzmir, Muğla ve Denizli
Bölge Müdürlüklerinde görev yapan tüm elemanlara teşekkür eder, çalışmanın mesleğimize ve bilim
dünyasına yararlı olmasını dileriz.
Çalışmanın ek tabloları çok büyük sayfa işgal ettiğinden buraya konmamış, CD’ye yazılmıştır.
İlgilenen okuyuculara ücretsiz olarak postalanacaktır.
Eylül 2004
Dr. Nihal ÖZEL
Nadire ALBAYRAK AKBİN
H. Handan ÖNER
Nuran ALTUN
Gıyasettin AKBİN
I
ÖZ
1997-2004 yılları arasında gerçekleştirilen bu çalışmada, Ege Bölgesinde oldukça geniş bir yer
kaplayan maki alanları ekolojik özellikleri itibariyle incelenmeye çalışılmıştır. İncelemeler sonucunda
Quercus coccifera L., Arbutus onedo L., Arbutus andrachne L., Phillyrea latifolia L., Juniperus
phoenicia L., Juniperus oxycedrus L., Erica manipuliflora Salisb. ve Quercus aucheri Jaub. & Spach.
bitki toplulukları tespit edilmiş ve topluluklar gerek fitososyolojik açıdan, gerekse toprak özellikleri
yönüyle irdelenmiştir.
ABSTRACT
In this study, which has been carried out between 1997-2004, it is aimed to identify maquis
area which cover pretty large area in Aegean region, in the view of ecological conditions. According
to studies, Quercus coccifera L., Arbutus onedo L., Arbutus andrachne L., Phillyrea latifolia L.,
Juniperus phoenicia L., Juniperus oxycedrus L., Erica manipuliflora Salisb. and Quercus aucheri
Jaub. & Spach. communities have been identified and these communities have been studied in the
view of whether phytosociologicy or soil properties.
II
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ.............................................................................................................................................. I
ÖZ..................................................................................................................................................... II
ABSTRACT ..................................................................................................................................... II
I. GİRİŞ ............................................................................................................................................ 1
2. ARAŞTIRMA ALANININ TANIMI .......................................................................................... 4
2.1. Coğrafik Konum ve Jeomorfolojik Yapı............................................................................... 4
2.2. İklim Özellikleri .................................................................................................................... 4
2. 3. Jeolojik Yapı ........................................................................................................................ 7
2.4. Toprak Özellikleri ............................................................................................................... 12
3. MATERYAL VE METOT......................................................................................................... 14
3.1. Materyal .............................................................................................................................. 14
3.2. Metot ................................................................................................................................... 14
3.2.1. Bitki Topluluklarının Belirlenmesi .................................................................................. 14
3.2.2. Toprak Analizleri ............................................................................................................. 14
3.2.3. İklimsel Analiz ................................................................................................................. 15
4. BULGULAR .............................................................................................................................. 16
4.1. Çalışma Alanında Yayılış Gösteren Fitososyolojik Birimler .............................................. 16
4.2. Çalışma Alanında Yayılış Gösteren Maki Toplulukları ...................................................... 17
4.2.1. Quercus coccifera (Kermes Meşesi) Toplulukları ........................................................... 17
4.2.1.1. Orta Ege Quercus coccifera toplulukları ...................................................................... 17
4.2.1.2. İç Ege Quercus coccifera toplulukları .......................................................................... 19
4.2.1.3. Güney Ege Quercus coccifera toplulukları ................................................................... 21
4.2.2. Arbutus unedo (Ağaç Çileği) Toplulukları....................................................................... 22
4.2.3. Arbutus andrachne L. (Sandal) Toplulukları ................................................................... 24
4.2.4. Phillyrea latifolia (Akçakesme) Toplulukları .................................................................. 25
4.2.5. Juniperus phoenicia Toplulukları .................................................................................... 27
4.2.6. Erica manipuliflora (Funda) Toplulukları ....................................................................... 29
4.2.7. Juniperus oxycedrus (Dikenli Ardıç) toplulukları ........................................................... 30
4.2.8. Pistacia lentiscus (Sakız) Toplulukları ............................................................................ 32
5. TARTIŞMA ............................................................................................................................... 35
5.1. Maki Alanlarının Toprak Özellikleri................................................................................... 35
5.2. Fitososoyolojik Değerlendirme ........................................................................................... 41
5.2.1. Q. coccifera toplulukları .................................................................................................. 41
5.2.2. Arbutus unedo Toplulukları ............................................................................................. 43
5.2.3. Arbutus andrachne Toplulukları ...................................................................................... 43
5.2.4. Phillyrea latifolia Toplulukları ........................................................................................ 44
5.2.5. Juniperus phoenicia Toplulukları .................................................................................... 44
5.2.6. Erica manipuliflora Toplulukları ..................................................................................... 45
5.2.7. Juniperus oxycedrus Toplulukları .................................................................................... 45
5.2.8. Pistacia lentiscus Toplulukları ......................................................................................... 45
5.2.9. Quercus aucheri Toplulukları .......................................................................................... 45
6. SONUÇ VE ÖNERİLER ........................................................................................................... 47
ÖZET .............................................................................................................................................. 49
SUMMARY ................................................................................................................................... 50
KAYNAKÇA ............................................................................................................................ 51
III
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 1. Seçmen vd. ne göre Pinus brutia’nın Regressif ve progressif gelişimi ........................ 3
Şekil 2. Batı Anadolu’nun paleotektonik kuşakları; Menderes masifi, İzmir-Ankara zonu ve
Karaburun kuşağının genel uzanımı (Erdoğan, 1990). .............................................................. 8
Şekil 3. Çalışma Alanındaki Alyansların Yayılışı (Akman,1995) ........................................... 16
Şekil 14. Araştırma Alanında Tesbit Edilen Toprak Türlerinin Dağılımları ........................... 35
Şekil 15. Araştırma Alanında Tesbit Edilen % Kireç İçeriklerinin Dağılımları ...................... 36
Şekil 16. Araştırma Alanında Tesbit Edilen Toprak Reaksiyonlarının Dağılımları ................ 36
Şekil 17. Araştırma Alanında Tesbit Edilen % Organik Madde Dağılımları .......................... 37
Şekil 18. Araştırma Alanında Tesbit Edilen % Azot İçeriklerinin Dağılımları ....................... 38
Şekil 19. Araştırma Alanında Tesbit Edilen Fosfor İçeriklerinin Dağılımları ......................... 38
Şekil 20. Araştırma Alanında Tesbit Edilen Potasyum İçeriklerinin Dağılımları ................... 39
Şekil 21. Araştırma Alanında Tesbit Edilen Kalsiyum İçeriklerinin Dağılımları.................... 40
Şekil 22. Araştırma Alanında Tesbit Edilen Magnezyum İçeriklerinin Dağılımları ............... 40
Şekil 23. Araştırma Alanında Tesbit Edilen Sodyum İçeriklerinin Dağılımları ...................... 41
Şekil 4. Q. Coccifera L.türünün genel görünüşü ..................................................................... 53
Şekil 5. Arbutus unedo’nun Genel Görünüşü .......................................................................... 53
Şekil 6. Arbutus andrachne’nin Genel Görünüşü .................................................................... 54
Şekil 7. Phillyrea latifolia’nın Genel Görünüşü ...................................................................... 54
Şekil 8. Juniperus phoenicia’nın Genel Görünüşü .................................................................. 55
Şekil 9. Erica manipuliflora’nın Genel Görünüşü ................................................................... 55
Şekil 10. Juniperus oxycedrus subsp. macrocarpa’nın genel görünüşü ................................. 56
Şekil 11. Pistacia lentiscus’un Genel Görünüşü ...................................................................... 56
Şekil 12. Sakızın Genel Görünüşü ........................................................................................... 57
Şekil 13. Quercus aucheri’nin Genel Görünüşü ...................................................................... 57
ÇİZELGELER DİZİNİ
Tablo 1. İstasyonların Koordinatları ve Yükseltileri ................................................................. 5
Tablo 2. Q Değerlerine Göre İstasyonların İklim Tipleri .......................................................... 7
IV
I. GİRİŞ
Yerkürede önemli bir yer kaplayan maki benzeri topluluklar Akdeniz ikliminin hüküm
sürdüğü yerlerde yayılış göstermektedirler. Bu alanlar; Akdeniz, Kaliforniya, Şili, Kap Bölgesi ve
Avustralya’dır. Bu bölgeler iklimsel stres bölgeleri olup, tropiklerin veya çöllerin yarı kurak bölgeleri
ile ılıman kuşak arasında yer alırlar. Yağış bitki gelişimini sınırlandırmakta, ve çevre çok yıllık
bitkilerden daha hızlı bir evrim oranına sahip tek yıllık bitkilerin gelişme ve büyümesini uygun hale
getirmektedir. Bu bölgelerde geniş bir alanı kaplayan bu vejetasyon tipinin tanımlanması, sınıflanması
ve kullanılması konusunda gerek uluslararası alanda gerekse ülkemizde tartışmalar halen devam
etmektedir.
Maki benzeri formasyonlar dünyanın diğer sert yapraklı orman bölgelerinde farklı adlarla
anılmaktadır. Örn : İspanya’da Monte-Bajo, İsrail’de Choresch, Kaliforniya’da Chapparal, Şili’de
Matorral, Güney Afrika’da Fynbos, Avustralya’da Mallee, Kwongan gibi.
Maki, Korsika dilindeki “Maquis” kelimesinden vejetasyon bilimine girmiş bir kavramdır
(Özalp 2000). Bu kelimeyle adadaki geniş alanlar ıkaplayan, içine girilemeyecek derecede sıkışık bir
yapı gösteren çalılıklar kastedilmektedir. Bu vejetasyon tipiyle ilgili olarak değişik tanımlar mevcutsa
da Özalp makiyi şöyle tanımlamaktadır. “Akdeniz Havzasında genellikle sürekli yeşil, sert yapraklı
türlerin egemen olduğu, 2-5 m boyundaki çalılıklar” makidir.
Kayacık’a göre maki, genel olarak ağaççık ve çalı halinde görülen, 1,5-2,5 m boyunda bazen
3-4 m boylanabilen, daimi yeşil ve derimsi sert yapraklı, kendisine özgü bir dış görünüşü olan, çok
kere sık bir halde bulunan bitkilerin meydana getirdiği formasyondur (Ayanoğlu, 1996). Yazara göre
maki, floristik bileşimine giren bitkilerin boylarına göre boylu maki (4-5 m), bodur maki (1,5-2,5 m)
olarak ikiye ayrılır.
Akdeniz Havzasında maki alanları ağırlıklı olarak Quercus türlerinden oluşmaktadır. Batı
Akdeniz bölümünde Yunanistan’da Kuzey Peleponez’e kadar Quercus ilex L. geniş yayılışa sahiptir.
Yayılışının doğu sınırı ülkemiz olup, Türkiye’nin kuzey ve doğu kesimleridir. Atlantik kesimine doğru
batı Akdenizde kalker olmayan anakaya üzerinde Quercus ilex L.’in yerini Quercus suber L. alır.
Doğu Akdeniz’de ise bu meşe türlerinin yerini Quercus coccifera L. almaktadır.
Yapılan çalışmalar maki elemanlarının Akdeniz Havzasında görülüşünün çok eski olduğunu
göstermiş olsa da bu vejetasyon tipinin o zamandan beri böyle gelmediği, ormanların, özellikle de sert
yapraklı ormanların tahribi sonucu günümüzdeki şeklini aldıkları bilinmektedir.
Ülkemizde maki alanları Akdeniz iklim tipinin hüküm sürdüğü yerlerde görülmektedir. Bu
alanlar oldukça yaygın olup, Henry N. Le Houerou’nun 1973 yılındaki “Akdeniz Havzasında Yangın
ve Vejetasyon” isimli yayınına göre Akdenizli orman ve çalılıkların alanı 5500 km2’dir. Ancak bu
alanın tamamının maki alanı olup olmadığı net olarak bilinmemektedir. Uslu (1985)’ya göre ise Ege
ve Akdeniz Bölgesinde yaklaşık 1 milyon hektarın üzerinde maki alanı bulunmaktadır.
Vejetasyonun doğal dinamiği içerisinde maki, süksasyonal bir aşamadır. Ancak bu aşamanın
antropojenik etkiler sonucu devamlı hale mi geldiği, yoksa ibreli orman tipi tarafından takip mi
edileceği konusunda bir görüş birliği yoktur. Nitekim Özalp da Polunin-Huxley (1990)’den bahisle
maki alanlarının klimax aşama olup olmadığının bilinemeyeceğini, hem sekonder hem de primer
makiden söz edilebileceğini belirtmektedir (Özalp 2000). Ülkemizde maki formasyonu, ister sürekli
bir klimaks olarak bulunsun, ister ibreli orman tipinin takip ettiği süksasyonal bir aşama olsun, hatta
isterse çeşitli nedenlerle ibreli orman tipinin tahrip edilmesi sonucu oluşan bir subklimaks olsun,
kanımızca bu formasyonu bilimsel temellere dayalı tanımlama, sınıflama ve kullanım şeklini belirleme
konularında çalışmaların yapılması elzemdir.
1
Gemici ve ark. “Batı Anadolu’da Tahribe Bağlı Vejetasyon Gelişimi” isimli çalışmalarında
maki formasyonunu oluşturan bitki türlerinin genellikle Pinus brutia Ten. ormanlarının tahribi sonucu
oluştuğunu belirtmektedirler. Yazar ve arkadaşlarına göre süksasyonun ileri regresif ve progresif
gelişimi şekildeki (Şekil 1) gibidir. Bu bağlamda Kızılçamın tahribi sonucu bu alanlara büyük oranda
makiyi oluşturan türler ve bunların toplulukları hakim olmaktadır.
Anadolu’da uzun yıllardır var olan vejetasyon tahribi süksasyonu durdurmuş veya geri
döndürmüş ve dolayısıyla subklimaks alanlar oluşmuştur. Bugün var olan maki alanlarının büyük
bölümü bu durumda görünmektedir. Bu alanlara ilişkin gerek toprak ve kaya yapısı, gerekse ekolojik
koşullar üzerinde yeterince çalışma yapılmamış olduğundan bu alanların değerlendirilmesi konusunda
farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. İşte bu nedenle, bu çalışmayla bu alanlarda bir yetişme muhiti
analizinin yapılması, değişik yetişme ortamlarında gelişim gösteren bitki topluluklarının
sintaksonomik olarak yorumlanması ve elde edilecek sonuçların arazi kullanım sınıflarının
ayrımlanmasına temel oluşturması, ve bu alanların optimum kullanımının sağlanması amaçlanmıştır.
Türkiye’de maki alanları çok uzun yıllar hukuksal tartışmalara neden olmuştur. Bu bağlamda
Ayanoğlu (1996) “Türk Orman Hukukunda Maki Uygulaması ve Sonuçları” isimli, makinin çeşitli
kanunlardaki tanımıyla ve uygulamalarıyla ilgili bir makale yazmıştır. Makalesinde çeşitli kanun,
talimatname ve bunların doğurduğu sorunları tartışan Ayanoğlu, Yargıtayın içtihat kararlarına da yer
vermiştir.
Özalp (2000) “Sert Yapraklı Ormanlar ve Maki” adlı makalesinde dünyada ve Türkiye’deki
Akdenizli ormanlarla maki formasyonları ve bunların yayılışları hakkında bilgi vermiş, fitososyolojik
olarak da genel bir sınıflandırma yapmıştır.
Kılıçkıran (1991) ise “Akdeniz Bölgesindeki Makiliklerin Değerlendirme İmkanları” isimli
çalışmasında makiliklerin genel özellikleri ile mevcut yararlanma şekillerinden bahsetmiş ve
yararlanma şekillerinin tarihsel gelişimiyle birlikte, mevzuattaki sorunlara değinmiş olup, sonuç olarak
makilerden gerekli yararlanmanın sağlanması için,
2
Şekil 1. Seçmen vd. ne göre Pinus brutia’nın Regressif ve progressif gelişimi
Figure 1. Regressive and progressive development of Pinus brutia According to Seçmen et all.
-Zorulu bazı haller dışında makiliklerle ilgili yeni uygulamalara gidilmemesi,
-Uygun koşullara sahip bir kısım maki alanının ormancılık yolu ile değerlendirilmesi,
-Otlatma mevsiminin düzenlenmesi,
-Otlaklardaki hayvan sayısının azaltılması,
-Otlaklarla ve hayvancılıkla ilgili mevzuatın çıkarılması gibi tedbirler önermiştir.
Fitososyolojik açıdan Akman (1995)’ın maki alanlarında yaptığı çalışmalar özellikle bitki
topluluklarının yorumlanmasında çok önemli bir yer tutmaktadır.
Akman dışında ülkemizde maki alanlarının fitososyolojik yapısı ile ilgili bütünsel bir
çalışmaya rastlanmamıştır. Ancak çeşitli yörelerin ve dağların vejetasyonu çalışılırken bu alanlarda var
olan maki alanlarının da vejetasyon yapısı, bu bağlamda bitki toplulukları çalışılmıştır.
Uslu (1985) Büyük Menderes ve Küçük Menderes havzasında yaptığı çalışmada maki
vejetasyonuna ait Juniperus phoenicia, Arbutus andrachne, Ceratonia siliqua, Quercus ilex ve
Quercus coccifera birliklerini belirlemiştir.
Çelik (1995) Aydın Dağlarında yaptığı çalışmada Cyclamo-Quercetum cocciferae birliğini
belirlemiş ve incelemiştir.
Bekat (1992) Denizli Acıpayam-Bozdağ’da yaptığı çalışmada Salvio-Quercetum cocciferae
birliğini belirlemiş ve incelemiştir.
Şık (1992) Yunt Dağında yaptığı çalışmada andezit anakaya üzerinde yayılış gösteren
Phillyrea latifolia birliğini irdelemiştir.
3
2. ARAŞTIRMA ALANININ TANIMI
2.1. Coğrafik Konum ve Jeomorfolojik Yapı
82 000 km2lik alanıyla Türkiye’nin % 11’ini kaplayan Ege Bölgesi bilindiği gibi Türkiye’nin
batı kesiminde Marmara ve Akdeniz bölgeleri arasında yer almakta, İç Anadolu’ya doğru daralarak bir
geçiş alanı oluşturmaktadır. Doğal şartları, beşeri ve iktisadi özellikleri açısından farklı iki bölgeye
ayrılır. Kuzeyde Demirci Dağları ile Güneyde Honaz Dağı arasında çekilen bir hattın batısında kalan
kısım asıl Ege bölümünü, doğusunda kalan bölümü ise İç-batı Anadolu bölümünü oluşturur. Asıl Ege
bölümünün jeolojik bakımından çekirdeğini bölümün ortasında geniş bir alan kaplayan Menderesler
eski kütlesi meydana getirir. Bu kütleyi Mesozoyik ve Tersiyere ait daha yeni kıvrımlı yapılar kuşatır.
Pliyosen sonlarında ve Kuvaterner başlarında bölge gerilme hareketlerine uğrayarak faylarla
parçalanmış ve bu genç hareketlerin sonucunda bölümün yüzey şekilleri bugünkü görünümünü
almıştır. Bu görünümün en çarpıcı özelliğini batı-doğu doğrultusunda uzanan ve iç kısımlara doğru
sokulmak için doğal yollar oluşturan geniş graben vadileri (Büyük Menderes, Küçük Menderes,
Gediz, Bakırçay ovaları) ile bunlar arasında yükselen horst’lar (Aydın Dağları, Boz Dağlar, Manisa
Dağı gibi) ve bazı volkanik kütleler (Yunt Dağı ve Kozak Dağı gibi) oluşturur. Bölümün güneyinde
Batı Torosların yüksek sıralarına geçilir.
İç-batı Anadolu sözü edilen çukur ovaların doğusunda birden bire belirgin yamaçlarla
başlayan geniş ve üzerinde bazı dağların yükseldiği (Sandıklı, Murat, Eğrigöz, Alaçam Dağları) bir
platolar alanıdır. Bölgenin başlıca akarsuları da (Büyük Menderes, Küçük Menderes, Bakırçay, Gediz)
tektonik doğrultuları izleyerek batıya Ege Denizine yönelirler.
Türkiye ulusal gelirinin 1/7’sini sağlayan Ege Bölgesi yurdun Marmara bölgesinden sonra en
gelişmiş bölgesidir. Ekili ve dikili alanlar özellikle asıl Ege bölgesinde geniş yer kaplar. Tarım
ürünleri arasında en yüksek geliri sanayi bitkileri ve meyveler sağlar. Tahıl ve hayvan ürünleri İç-batı
Anadolu’da önemli yer kaplar.
Ege Bölgesi bazı önemli yer altı kaynaklarına da sahiptir. Bunların başında Linyit (Soma,
Değirmisaz, Tunçbilek, Yatağan, Tavşanlı) gelir. Ayrıca bölgenin güneyinde civa ve zımpara yatakları
vardır. Bölge çok sayıda termik santralle Türkiye’nin elektrik üretimine de katkıda bulunur.
Uzun yıllar değişik medeniyetlere yataklık etmiş olan Ege Bölgesinin illeri İzmir, Aydın,
Manisa, Denizli, Muğla, Uşak, Balıkesir ve Kütahya’dır (Ek 1).
2.2. İklim Özellikleri
Ege Bölgesi iklim özellikleri açısından tipik Akdeniz iklim özellikleri göstermektedir. Bu
bağlamda çalışma alanını temsil etmesi amacıyla İzmir, Aydın, Muğla, Denizli, Manisa ve Uşak
illerinin iklim verileri kullanılmıştır (Ek.2). Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan kayıtlara göre
istasyonların koordinatları ile yükseltileri aşağıya çıkarılmıştır (Tablo 1).
4
Tablo 1. İstasyonların Koordinatları ve Yükseltileri
Table 1. Coordinates and Altitudes of Stations
İstasyon
Yükselti (m)
Enlem (K)
Boylam (D)
İzmir
25
38° 26΄
27° 10΄
Aydın
57
37° 51΄
27° 51΄
Muğla
600
37° 13΄
28° 22΄
Denizli
380
37° 47΄
29° 05΄
Manisa
71
38° 37΄
27° 26΄
Uşak
900
38° 41΄
29° 24΄
a. Ortalama Sıcaklıklar
Meteoroloji Bülteninden alınan uzun yıllara ait verilere göre ortalama sıcaklıklar İzmir’de 8.5°
C ile 27.5° C arasında (yıllık ortalama 17.6° C), Aydın’da 7.8° C ile 28.1° C arasında (yıllık ortalama
17.5° C), Denizli’de 5.5° C ile 26.6° C arasında (yıllık ortalama 15.7° C), Manisa’da 6.6° C ile 27.0°
C arasında (yıllık ortalama 16.6° C), Muğla’da 5.3° C ile 26.0° C arasında (yıllık ortalama 14.6° C) ve
Uşak’ta 1.9° C ile 23.2° C arasında (yıllık ortalama 12.1° C) değişmektedir. Ortalama sıcaklıklar
açısından en sıcak ay bütün istasyonlarda Temmuz ayı iken sadece Uşak’ta Ağustos ayıdır. En soğuk
ay ise bütün istasyonlarda Ocak ayıdır.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünden resmi yazı ile istenerek alınan son on yıllık verilere göre
ise ortalama sıcaklıklar İzmir’de 9.1° C ile 28.8° C arasında (yıllık ortalama 18.3° C), Aydın’da 8.3° C
ile 28.9° C arasında (yıllık ortalama 18° C), Denizli’de 6.1° C ile 28.5° arasında C (yıllık ortalama
16.7° C), Muğla’da 5.8° C ile 26.8° C arasında (yıllık ortalama 15.3° C), Manisa’da 6.5° C ile 29.1° C
arasında (yıllık ortalama 17.2° C), Uşak’ta 2.7° C ile 24.3° C arasında (yıllık ortalama 12.8° C)
değişmektedir. Bütün istasyonlarda en sıcak ay Temmuz, en soğuk ay ise Ocak ayıdır.
b. En Yüksek Sıcaklıklar
En yüksek sıcaklıklar, Meteoroloji Bülteninden alınan verilere göre İzmir’de 21.4° C ile 42.7°
C arasında, Aydın’da 23.2° C ile 43.6° C arasında, Denizli’de 22.6° C ile 41.3° C arasında, Manisa’da
23.3° C ile 44.5° C arasında, Muğla’da 20.9° C ile 41.2° C arasında ve Uşak’ta 17.5° C ile 39.8° C
arasında değişmektedir.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan son on yıllık verilere göre ise İzmir’de 20.2° C ile
42.6° C arasında, Aydın’da 21.6° C ile 44.4° C arasında, Denizli’de 21.0° C ile 42.4° C arasında,
Manisa’da 20.7° C ile 45.1° C arasında, Muğla’da 18.4° C ile 41.6° C arasında, Uşak’ta 16.0° C ile
40.2° C arasında değişmektedir. En sıcak ay bütün istasyonlarda Temmuz, en soğuk ay ise Denizli ve
Uşak’ta Aralık, diğer istasyonlarda Ocak ayıdır.
c. En Düşük Sıcaklıklar
En düşük sıcaklıklar, Meteoroloji Bülteninden alınan verilere göre İzmir’de -3.7° C ile 17.7° C
arasında, Aydın’da -5° C ile 15.8° C arasında, Denizli’de -6.2° C ile 14.8° C arasında, Manisa’da -8.4°
C ile 13.4° C arasında, Muğla’da -7.7° C ile 13.5° C arasında ve Uşak’ta --14.1° C ile 8.4° C arasında
değişmektedir.
5
Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan son on yıllık verilere göre ise İzmir’de -3° C ile
17.4° C arasında, Aydın’da -4.5° C ile 15.4° C arasında, Denizli’de -8.2° C ile 14.2° C arasında,
Manisa’da -7.4° C ile 15.5° C arasında, Muğla’da -8° C ile 13.5° C arasında ve Uşak’ta -15.4° C ile
8.6° C arasında değişmektedir.
d. Yağış Miktarı ve Yağış Rejimi
Meteoroloji Bülteninden alınan uzun yıllar ortalamalarına göre yıllık yağış miktarları İzmir’de
691.5 mm, Manisa’da 751.5 mm, Aydın’da 656 mm, Denizli’de 535.2 mm, Muğla’da 1195.9 mm ve
Uşak’ta 553.4 mm’dir.
Yağışların mevsimlere göre dağılımı istasyonların bulunduğu coğrafik mevkiye bağlı olarak
tipik Akdeniz iklimi özelliklerini göstermektedir. Yağış rejimi bütün istasyonlarda KİSY (Kış,
İlkbahar, Sonbahar, Yaz) şeklinde olup, yaz yağışları toplamı, İzmir’de 14.1 mm, Manisa’da 27.1 mm,
Aydın’da 20.2 mm, Denizli’de 37.8 mm, Muğla’da 35.1 mm ve Uşak’ta 49 mm’dir.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan son on yıllık verilere göre ise yıllık ortalama yağış
miktarları İzmir’de 748.5 mm, Manisa’da 718.7 mm, Aydın’da 647.6 mm, Denizli’de 584.8 mm,
Muğla’da 1189.1 mm ve Uşak’ta 562.6 mm’dir.
Yağış rejimi son on yıllık verilere göre de KİSY olup, yağışın mevsimlere göre dağılışı uzun
yıllar ortalamasından farklı değildir. Yaz yağışları toplamı İzmir’de 6.1 mm, Aydın’da 13.2 mm,
Manisa’da 8.7 mm, Denizli’de 61.5 mm, Muğla’da 35.6 mm, Uşak’ta 49.9 mm’dir.
e. Ortalama Rüzgar Hızı ve Yönü
Meteoroloji Bültenindeki rüzgar yönü ve hızı ile ilgili veriler sadece 1 yıllık veriler
olduğundan bir değerlendirme yapılmamıştır. Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan son on yıllık
verilere göre ortalama rüzgar hızları İzmir’de 2.6 ile 3.5 m/sec. arasında, Manisa’da 1.3 ile 2.1 m/sec.
arasında, Aydın’da 1.2 ile 1.8 m/sec arasında, Denizli’de 0.8 ile 1.4 m/sec arasında, Muğla’da 1.5 ile
2.3 m/ces arasında değişmektedir. Rüzgarlar yıl içinde yönleri itibariyle değişiklik göstermektedirler.
Orman yangınları açısından önemli olan yaz ayları bütün istasyonlarda en yüksek rüzgar
hızının görüldüğü aylardır. Bu aylardaki rüzgar yönleri ise İzmir’de NNE, NW, W; Aydın’da NNE, E,
N; Manisa’da N, E, E; Denizli’de WSW, S, NW; Muğla’da E, NE, SW ve Uşak’ta WSW, W, SW
şeklindedir.
f. Nispi Nem Oranları
Meteoroloji Bültenindeki nispi nem ile ilgili veriler sadece 1 yıllık veriler olduğunda burada
dikkate alınmamıştır. Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan son on yıllık verilere göre nispi nem
oranları İzmir’de % 50 ile 70 arasında, Aydın’da % 49 ile 68 arasında, Manisa’da % 43 ile 78
arasında, Denizli’de % 45 ile 74 arasında, Muğla’da % 49 ile 81 arasında, Uşak’ta % 51 ile 77
arasında değişmektedir.En düşük nispi nem oranları Aydın’da Haziran ayında, diğer istasyonlarda
Temmuz ayında görülmektedir.
g. Biyoiklimsel Sentez
Akman (1993) Akdeniz İklimini biyolojik açıdan şöyle tarif etmektedir. Fotoperiodizmi
günlük ve mevsimlik, yağışları soğuk ve nispeten soğuk mevsimlere toplanmış, kurak mevsimi yaz
olan ve yaz mevsimi maksimum bir sıcaklıkla (25° C’den fazla) karakterize olan tropikal dışı bir
iklimdir.
Bu iklim tipinde temel unsur yaz kuraklığının belirlenmesidir. Bunu belirlemek için şu
kriterler ortaya konmuştur(Akman 1993).
6
•
En sıcak üç ay en kurak devredir.
•
Kurak aylarda yağış en azdır.
•
Kurak devrede ortalama sıcaklık 10° C’ yi geçmelidir.
•
Yağış karasallığının 1’in altında, sıcaklık karasallığının 25’in altında olması gerekir.
Emberger Akdeniz iklim tipinde kurak devreyi hesaplamak için bir indis (S) geliştirmiştir.
Buna göre S = PE/M. S değerinin 5’ten küçük olduğu yerlerde iklim Akdenizlidir (Akman 1993).
Çalışma alanındaki bütün istasyonlarda yapılan hesaplamalarda S değerleri 5’ten küçüktür, yani
çalışma alanında iklim Akdenizlidir.
Yine Emberger’e göre geliştirilen “yağış sıcaklık emsali” (Q) bütün istasyonlarda
hesaplanmıştır. İstasyonlara göre Q değerleri aşağıdaki tabloda verilmiştir (Tablo 2).
Tablo 2. Q Değerlerine Göre İstasyonların İklim Tipleri
Table 2. Climate Types of Stations According to Q values
İstasyonlar
Uzun yıllar ortalaması
İzmir
Aydın
Uşak
55
45
35
Son on yıl
ortalaması
47
42
31
Muğla
Manisa
Denizli
83
47
40
77
42
35
İklim tipi
Yarı-kurak Akdeniz iklimi
Yarı-kurak Akdeniz iklimi
Yarı-kurak Akdeniz iklimi
Kurak Akdeniz iklimi
Az yağışlı Akdeniz iklimi
Yarı-kurak Akdeniz iklimi
Yarı-kurak Akdeniz iklimi
İstasyonlara ait iklim verileri Thornwaite metoduna göre de değerlendirilmiş olup, su
bilançoları ve buna bağlı iklim grafikleri çıkarılmış ve ekli tablolarda (Ek3) verilmiştir.
Tablolardan da görüldüğü gibi Muğla dışındaki bütün istasyonlarda toplam su noksanı toplam
su fazlasından yüksektir. Yine Muğla dahil bütün istasyonlarda yaz aylarında kuvvetli su noksanı
bulunmaktadır. Im değerlerine göre Muğla nemli iklimler sınıfına, diğer istasyonlar ise yarı-kurak ve
yarı-nemli iklimler sınıfına girmektedir.
2. 3. Jeolojik Yapı
Çalışma alanının da içinde bulunduğu Batı Anadolu’nun paleotektonik yapısı içerisinde, genel
uzanımı kuzeydoğu-güneybatı olan üç kuşak yer almaktadır (Şekil 2). Bunlardan en doğuda olanı
metamorfik kayaç topluluklarından oluşan Menderes masifidir. İkinci kuşak İzmir-Ankara zonu, en
batıda ise Karaburun yarımadasını içine alan platform türü devamlı bir karbonat istifinin bulunduğu
Karaburun kuşağı bulunur. Şengör ve Yılmaz (1983), bu son kuşağı Sakarya kıtasının devamı olarak
düşünmüştür (Erdoğan, 1990). Güneyde, Batı Torosların allokton birimlerini oluşturan Likya Napları,
Menderes masifi ile Bey Dağları otoktonu arasında yer alır.
Orta-Üst Miyosen’de başlayıp günümüzde devam eden ve Batı Anadolu’daki grabenleri
oluşturmuş doğu-batı uzanımlı neotektonik yapılar, bu eski tektonik kuşakları kesmiş ve parçalamıştır
(Şengör, 1980, Erdoğan, 1990)). Graben tektoniği, paleotektonik kuşakları tanınmayacak ölçüde
birbirinden ayırmasa da çöküntü alanlarını dolduran tortul dolgu, birçok yerde bu sınırları örterek
gizlemiştir (Erdoğan, 1990).
7
Şekil 2. Batı Anadolu’nun paleotektonik kuşakları; Menderes masifi, İzmir-Ankara zonu ve
Karaburun kuşağının genel uzanımı (Erdoğan, 1990).
Figure 2. Paleotectonic belts of West Anatolia, Menderes Mass, İzmir-Ankara belt and general streching of
Karaburun Belt (Erdoğan 1990).
STRATİGRAFİ
Paleozoyik ve/veya Prekambriyen (Metamorfik seri)
Çalışma alanında, yaşlı Prekambriyen-Üst Permiyen serilerinden (G, Cr, Pcr) sedimentlere
benzeyen molas veya epimetamorfik grovak, migmatit, mikaşistler, kuvarsitler, gnays ve gözlü
gnayslar gibi çeşitli metamorfik kayaçlar yaygın halde bulunurlar. Bu metamorfik temel kayaçlar,
Menderes masifine ait kaya bileşenleridir. Bu temel kayalar genellikle Doğanbey-Gördes-Kütahya
çizgisinin güneyinde çok geniş bir yayılım gösterir (MTA, 1973).
Menderes masifi, bir gözlü gnays çekirdeği ve bunun etrafında gnayslar ile değişen bin metre
kalınlıktaki metamorfik şistlerle ve mermerlerle yapılı büyük bir kubbe biçimindedir. Gnaysların
içinde potaslı feldispat gözleri, siyah ve beyaz mika, plajiyoklaz ve ek mineral olarak da turmalin,
apatit, sfen ve zirkon bulunur. Önay (1949), Metz (1956), Van der Kaaden (1953) ve Schuiling
(1959)’e göre masifin kenarında, Kavaklıdere ile Muğla arasındaki Göktepe, kalkerli Paleozoyik’in
sonuna aittir; diğer formasyonların stratigrafisi ise şöyledir (MTA, 1974):
8
Permo-Karbonifer (kalınlık 200 m) : Göktepe bitümlü kalkeri, şist ve kuvarsitleri
Devoniyen (?)
(kalınlık 1000 m) : Zımparalı mermerler
Siluriyen (?)
(kalınlık 1200 m) : Serisitli ve kloritli şistler
Biyotitli, granatlı mikaşistler
Gnayslara geçiş zonu
Kambriyen
(kalınlık km)
: Gözlü gnayslar
Prekambriyen (?)
Devoniyen
Devoniyen (d) Karaburun yarımadasında, başlıca şist, kumtaşı, arkoz, konglomera, grovak,
kuvarsit, şist ve grovak içinde esmer renkli kalker bantlarını içermektedir (MTA, 1973).
Permokarbonifer
Menderes masifinin güneyinde Karbonifer ve Permiyen (pk) mostraları görülmüştür. Burda
beyaz kuvarsitler, kumlu kalkerler, kalkşistler, oolitli kalkerler ve siyah kalkerler dönüşümlüdür.
Fethiye peridotit masifinin kuzeyinde Karbonifer, marnlı ve kumlu kalker olarak mostra vermiştir
(MTA, 1974).
Permiyen
Fuzulinalı kalkerler (pm), Zeytindağ’dan kuzey ve kuzeydoğu istikametinde Bergama, Kınık
ve daha kuzeye uzanan sürekli bir kuşakta yer alırlar. Bunlar Üst Paleozoyik gibi molasların üzerinde
bulunurlar (MTA, 1974-İzmir).
Muğla’nın kuzeyinde, Göktepe’de denizel Permiyen, 1915’de Philippson’un yayınları ile ve
sonradan 1949’da Önay’ın araştırmaları ile belirlenmiştir. Kesit kalınlığının yaklaşık yarısını
kuvarsitlerin oluşturduğu Göktepe Permiyen’i kuzeybatıya ve kuzeye doğru az çok metamorfize
olmuştur. İnce kristalli kalkerler arasındaki şistler, klorit şistleri olarak başkalaşmışlardır (MTA,
1973).
Paleozoyik
Menderes masifinin örtüsünü teşkil eden Paleozoyik kristalin (Pcr) ve mermer (Mr)
serilerinden başka, Paleozoyik’e (P) ait kayaçlar (MTA, 1974) :
- Karabörtlen şistleri (A. Philippson, 1918), masifin güneyinde, Ula ile Karabörtlen arasında
kalın bir şist serisi ve aralarında kalkerler, fillat tipinde şistler bulunur. Burada şistler mermerlerin
fasiyel bir temsilcisidir. Ula yaylasında geniş sahalarda mostra veren Ula mermerleri bulunmaktadır,
Bunların tavanında Muğla ovası etrafında da arada bir şist zonu ile ayrılmış olan, büyük mermer
kütleleri mostra verir.
- Honaz şistleri (K. Nebert, 1953), Denizli’nin güneyinde, kuvarsca zengin, kalsitleşmiş,
kloritli şistler, kalkerli kloritli fillatlar, albitli kuvarslı şistler ve aralarında az mermerleşmiş kalker
mercekleri de bulunur.
- Komprehansif seri (E. Altınlı, 1953), Menderes masifinin doğusunda Tavas ile Acıpayam
arasındaki dağların temelinde, çoğunlukla içlerinde ince ve kaba taneli detritik kayaç mercekleri
bulunan topluluğun alt kısımları killi, milli, silisli şistlerle, üst kısımları da kalkerlerle yapılıdır. Bu
seri içinde sedimenter manganez yatakları bulunur.
9
- Karaova serisi (A. Philippson, 1915), Milas ile Bodrum arasında Karaova mahallinde mevcut
alacalı şist, kumtaşı ve kuvarsitlerden oluşur.
- Manganezli Tavas serisi (K. Metz, 1954), Paleozoyik komprehansif seri içinde sedimenter
mangenez yatakları bulunur.
Permiyen-Mesozoyik (Kalker serisi)
Bu kristalin, gri-beyaz renkli ve ince kalkerler (pM), fillat, şeyl ve kuvarsitlerle birlikte
bulunurlar. Üst Permiyen’den Kretase sonuna kadar oluşan kalker serisi, Menderes masifinde kristalin
olup, Çivril yöresinde daha kalındır (MTA, 1973).
Triyas
Bodrum’un batısında Triyas (t) kalın seriler şeklinde masif kalker ve dolamitler halinde
bulunur. Triyas ait masif kalker ve dolamitler yer yer kesintilerle Kerme Körfezi kuzey kıyılarında
Ören’e kadar devam eder (MTA, 1974).
Jura
Jura kalkerler, Karaburun yarımadasında ve Manisa, Soma arasında görülmüşlerdir. Bunlar
kısmen Kretase (jkr) tabakalarla gruplanmış olarak gösterilmişlerdir (MTA, 1973).
Kretase
Kretase kalkerler daha yaşlı kalkerler gibi kristalin olmadıklarından kolaylıkla
tanınmaktadırlar. İzmir, Manisa ve Akhisar yörelerinde en üst Kretase tabakalar fliş tipidir. Kretase,
farklılaşmamış (kr) veya Alt Kretase (kra), Üst Kretase (krü) ve fliş (krf) bölümleri halinde
gösterilmiştir. Yahut ya Jura (jkr) ile birlikte gruplanmış, ya da Permiyen-Mesozoyik kalkerlere (pM)
dahil edilmiştir (MTA, 1973).
Mesozoyik-Tersiyer (Kalker serisi)
Çalışma alanının güney, güneydoğusunda, Mesozoyik’e ait Komprehansif kalker serisi (Mc)
geniş yayılım gösterir.
Eosen
Köyceğiz gölü sahasında Eosen (ef), bir fliş sedimantasyonu ile başlar. Bu formasyonu
güneydoğuya doğru Eşen çay orta mecrasında, Fethiye’nin etrafında, çalışma alanının güneydoğu
sahillerindeki dağlarda takip etmek mümkündür. Buralarda masif kalkerler ve üzerine gelen klastik
konglomeralar bulunur (MTA, 1974). Ayrıca Akhisar’ın kuzeydoğusunda fliş tipi tebeşirler (e)
bulunmaktadır. Tebeşir dar bir şerit halinde gelişmiştir(MTA, 1973).
Eosen-Oligosen
Büyük Menderes ovasının güneydoğu ucundaki Baklan’da görülen, Üst Eosen-Oligosen (eol)
resif kalkerle arakatkılanmış iri konglomeraların meydana getirdiği bir seridir (MTA, 1973). Eşen çay
vadisinin doğu ve kuzey kenarlarında ve Akdağ’ın güney cephesinde geniş sahaları işgal eden EosenOligosen’e ait kireçli kumtaşları, killi şistler ve marnlar bulunur (MTA, 1974).
Oligosen
Denizli sahasında Oligosen (ol) fliş konglomeraları.içerir (MTA, 1974).
Alt Miyosen
Alt Miyosen (ma) transgresiftir ve kalkerli, marnlı fasiyestedir (MTA, 1974).
10
Üst Miyosen
Denizli sahasında Üst Miyosen denizel (md), bilhassa havzanın içine doğru beyaz, sarımtrak
marnlardan ve kenarlara doğru da gri renkli kum ve kumtaşlarından bileşiktir. Kristalin temellere
yaslanan kenarlarda ise, kaba kumtaşı ve konglomeralar bulunur. Bu denizel sedimentler, Eşen çay
vadisinin aşağı kısımlarında da vardır (MTA, 1974).
Pliyosen
Pliyosen de (pl), kumlu marnlar, göl kalkerleri, kalker çakıllı kaba konglomeralar ve
konglomeraların içinde de yer yer serpantin çakılları hakim bir sedimantasyon görülür. Bu sedimentler
Menderes masifi sahasında, Akçay vadisinde, Marmaris sahillerinde ve Eşen çay vadisinin alt
kısımlarında da görülür. Denizel Pliyosen (pld), Datça yarımadasında çöküntü içinde muhafaza
edilmiş konglomeralar, kumtaşları, tüfler, marn ve kalkerlerden oluşmaktadır (MTA, 1974).
Neojen-Pleyistosen
Neojen tabakalar (n) karasal olup, yaygın halde bulunurlar. Esas olarak, ara ve nadiren asidik
veya bazik bileşimli volkaniklerden ve gölsel sedimentlerden meydana gelmiştir. Bunlara, kalkerleri,
çakılları, mikalı kumtaşları, marnları, marnlı kalkerleri, konglomeraları, tüflü marnları, silisli
kalkerleri vb. örnek verebiliriz (MTA, 1973).
Travertenler
Çökelez Dağı'nın üst kısmında kaynaktan yüzeye çıkan su basınçtan kurtulunca karbondioksiti
uçar. Suyun taşıdığı kalsiyumkarbonat, beyaz kireç tortusu şeklinde çökelerek travertenleri oluşturur.
Havuzlardan taşan sular ise sarkıt ve dikitleri meydana getirir. Bu oluşum binlerce yıllardır devam
etmektedir.
Kuvaterner
Çalışma alanında, ayrılmamış Kuvaterner (Q) içinde gösterilen Pleyistosen sedimentler,
vadilerde geniş yayılım gösterirler: Büyük Menderes vadisi, Küçük Menderes vadisi, Kocaçay ve
Gediz vadisi, Bakırçay vadisi ve kıyıda İzmir körfezi. Kuvaterner’den itibaren vadi alüvyonları, moloz
yığınları, yamaç breşleri, alüvyon yelpazesi, plaj ve kumul vb. gibi oluşumlar devam etmektedir.
Plütonik Kayaçlar
Çalışma alanında, Menderes masifinin kayaçları sık sık, potaslı, feldispatlı gnayslara, granitik
gnayslara geçerler, Gnayslarla, granitleşmiş gnayslar ve gnayslaşmış sedimentler arasında ilkel sınırlar
takip olunamaz. Büyük masifler halinde granitoyid (γ) kayaçlar Kozak’da, Beşparmak dağında,
Tekeler dağında, Turgut dağında, Oyukbaba dağında bulunmaktadır.
Ofiyolitik Kayaçlar
Ofiyolitik seri, serpantin (σ), peridotit-hazburgit (ρ), gabro-diyorit-diyabaz (δ) ve spilit,
radyolarit ile muhtelif sediment bloklarından meydana gelmiş kompleks bir tabaka olan Mesozoyik
ofiyolitik kompleksi (Mof) temsil etmektedir. Bunlar, ofiyolitler veya yeşil kayaçlar adı altında bilinir.
Manisa ve doğusunda Çaldağ’da serpantinler ve harzburgitler, Akhisar-Sındırgı yolu boyunca
da ofiyolitik kayaçlar görülmektedir. Datça yarımadasından itibaren Marmaris bölgesinden geçerek
kuzeye doğru ve Fethiyenin kuzeyinden Acıgöle kadar çok yaygın ve büyük bir peridotit sahası vardır.
Peridotit masiflerinin kenarlarında tali olarak bulunan iri plajiyoklaz ve olivinli gabrolardan başka
diyabazlar vardır. Bunlar sedimenter seriler içinde ayrı ayrı kütleler halinde, bilhassa şistli-radyolaritli
seri ile birlikte, bazen de Mesozoyik kalkerleri içinde dayk ve tektonik mercekler halinde bulunurlar
(MTA, 1974-Denizli, 1973-İzmir).
11
Volkanik Kayaçlar
Çalışma alanındaki Neojen-Pleyistosen volkanikler geniş yayılım gösterirler. Çalışma alanının
kuzey ve kuzeybatı kısmına hakim durumdadır. Bodrum yarımadasının batısında da görülmektedir.
Bunları, proklastik ve kül arakatmanlarının bulunduğu Neojen volkanik fasiyesler (nv), andezit-spilitporfirit (α), riyolit-dasit (λ), bazalt-dolerit (β) olarak sıralayabiliriz. En büyük yüzeyler andezitiktir.
Bölgedeki en son volkanik faaliyet Kula’da meydana gelmiştir (Ek 4).
2.4. Toprak Özellikleri
Toprak Su Genel Müdürlüğünün Ege, Gediz, Küçük Menderes Havzaları ile Aydın ili
toprakları üzerinde yapmış olduğu çalışmalar sonucunda Ege Bölgesinde bulunan toprak tipleri ve
özellikleri aşağıya çıkarılmıştır.
Kireçsiz Kahverengi Orman Toprakları
Kireçsiz Kahverengi Orman Topraklarının toprak ana maddesini oluşturan anakayaları,
andezit, bazalt, dasit, tüf gibi volkanik kayaçlar, peridotit, diyorit, granit gibi plütonik kayaçlar ile
gnays, mikaşistler gibi metamorfik kayaçlardır.
Bu toprak grubu ABC horizonlu zonal topraklardır. Profilde serbest CaCO3’a hiç rastlanmaz
veya pek az görülür. Bu nedenle kireçsiz topraklardır. Kireçsizlik genellikle yıkanmaktan veya
anakayadan ileri gelmektedir. Kireçsiz Kahverengi Orman Topraklarında genellikle meyil fazlalığı ve
toprak sığlığı görülmektedir.
Kahverengi Orman Toprakları
Anakayaları Neojen yaşlı marn veya kireçli kil taşlarının ayrışması sonucu kireçli ve gri-gri
kahve renkli Kahverengi Orman Toprakları oluşur. ABC horizonlu, yüksek derecede kireç içeren
anakayadan oluşmuş, profilinde serbest kireç bulunan bu toprakların pH değerleri hafif alkalidir. Bu
alkalilik , profilin altına doğru ana materyale yaklaştıkça biraz daha artmaktadır. Bitki besin
maddelerinden fosfor ve potasyum durumu da çok iyidir. Kahverengi Orman Topraklarında sığlık,
fazla meyil, erozyon ve taşlılık görülmektedir.
Kireçsiz Kahverengi Topraklar
Bu topraklar metamorfikler, andezit, bazalt gibi volkanik kayaçlar ile filiş üzerinde
gelişmişlerdir. ABC horizonları olan Kireçsiz Kahverengi Topraklar organik maddece fakirdirler.
Serbest CaCO3 yoktur. Ancak C horizonunda yıkama sonucu birikmiş kireçe rastlanabilir. Bitkilerin
yaralanabileceği fosfor ve potasyum da yeterli düzeydedir. Ege Bölgesi’ndeki havzaların ana sorunu
olan sığlık ve fazla eğim, Kireçsiz Kahverengi Topraklar için de geçerlidir.
Rendzina Toprakları
Rendzina Topraklarının anakayası marn, kalkerler ve konglomeratik kalkerler olup, bunlar
genellikle Neojen yaşlıdır. Rendzina Toprakları bütün özelliklerini yüksek oranda kireçe sahip ana
maddeden alan AC horizonlu interzonal topraklardır. Anakayanın çok kireçli olması nedeniyle profil
serbest CaCO3 bakımından zengindir. Bitki besin maddelerinden fosfor ve potasyum iyi düzeydedir.
Kırmızı Akdeniz Toprakları
Kırmızı Akdeniz Toprakları genellikle sert kalker kayaları üzerinde kırmızı renkli toprak
gövdesine sahip topraklardır. Konglomera, marn, kalker bantlarında ve kristalin kalker üzerinde de
oluşur. ABC horizonlarının bulunduğu zonal topraklardan olan Kırmızı Akdeniz Toprakları
topoğrafyalarının haşin, meyillerinin çok fazla ve ana kayalarının sert olması nedeni ile genellikle çok
12
sığ ve taşlı karakterdedir. Anakaya kalker olmasına rağmen yıkanmadan dolayı profilde zengin bir
kireçlilik görülmez. Profilleri demir ve alüminyum bakımından zengin metalik seski oksitleri içerir.
Kırmızı Kahverengi Akdeniz Toprakları
Toprak anakayası, sert ve yumuşak kireç kayaları ile kireç kayası çakıllarından oluşmuş
konglomeralardır. Yer yer diğer kayaçların da bu alanlar içerisinde uzandığı görülmektedir. Esas
olarak kalker üzerinde gelişmişlerdir. Toprak gövdesi (AB) doğrudan doğruya ana kaya üzerine
oturmuştur. Bazı hallerde ana kaya üzerinde ince Cca katına rastlanır. Çoğu demir olan alüminyum ve
mangenez bakımından zengin metalik seski oksitler profilde yaygın olarak bulunur.
Kestanerengi ve Kırmızı Kestanerengi Toprakları
Kestanerengi ve Kırmızı Kestanerengi Toprakları hemen hemen birbirlerine benzer yapı
gösterirler.
Ana madde çoğunlukla marn ve kalker’dir. ABC horizonlu zonal topraklardır. Bu topraklara
has olan kireç birikmesi (kalsifikasyon) genellikle ince iplikcikler halinde olup B horizonunun alt
kısımlarında bulunur.
Regosoller
Regosollerde anakaya gevşek ve bağıntısızdır. Bunlar mikaşist çakıl, çört ve molozlar ile
volkanik kül ve lapillilerden ibarettir. Regosoller, profil gelişmesi çok zayıf, azonal topraklardır.
Bünyelerinin kabalığı çabuk aşınmalarına neden olmakta, hemen sonucunda da yarıntılı, yer yer sivri
tepecikler oluşmaktadır.
Vertisollar
Vertisoller, marn veya bol kireçli, killi anakaya üzerinde gelişmiştir. Killer, şişme ve büzülme
katsayısı yüksek montmorillonit cinsidir. AC horizonlu genç oluşumlu topraklardandır.
Tuzlu, Alkali ve Tuzlu-Alkali Toprakları
Bu topraklar genellikle Alüviyallerin yanında yer alırlar. Dışarıya akıntısı olmayan iç bükey
topoğrafya ile düze yakın meyile sahiptirler. Gerek iç bükey topoğrafya ile fazla tuz içeren taban
sularının yükselmesi ve taşkınlar ve gerekse fazla buharlaşma bu toprakların üst katmanlarında tuz
birikmesine sebep olmuştur. Tuzluluk yüzeyde beyaz kristaller halinde teşhis edilmekle beraber profil
boyunca alt katmanlara kadar devam etmektedir.
Alüviyal Topraklar
Alüviyal toprakların ana maddesi içinde bulunduğumuz Kuvaterner’e ait genç alüvyonlardır.
Bu topraklar, akarsuların taşıyıp, taşkınlarda çevresine bıraktığı ve bileşiminin çoğu anorganik olan
birikintilerdir. Profilleri derindir. Akarsuların getirdiği materyalin jeolojik yapısına ve akarsuyun
debisine göre, profilleri yatay katmanlar halinde bir dizilim gösterir. Koyu A1 katmanın altında
alüvyal materyalden ibaret C katmanları sıralanır.
Kolüviyal Topraklar
Kolüviyal Toprak, genellikle hızlı yüzey akışın yüksek araziden taşıdığı toprak materyalini
eteklerde biriktirmesi veya küçük derelerin yarattığı sel konisi birikintilerinden oluşmaktadır.
Kolüviyaller A ve C horizonlarına sahip genç topraklar olup azonal toprak sırasına dahildirler.
Kolüviyaller yüksek arazi topraklarının aşınıp-taşınmasıyla oluşurlar. Taşındıkları toprakların
özelliklerini kısmen taşırlar. Fakat onlardan daha düşük eğimli alanlarda oluşmuşlardır.
13
3. MATERYAL VE METOT
3.1. Materyal
Araştırma materyalini İzmir, Muğla ve Denizli Orman Bölge Müdürlükleri sahasında kalan
maki alanları oluşturmaktadır. Bu bölgeler il sınırı olarak İzmir, Aydın, Denizli, Muğla, Manisa ve
Uşak illerini kapsamaktadır. Balıkesir Bölge Müdürlüğüne ait sahalarda da etüd çalışmaları yapılmış,
ancak bu bölgelerde yer alan maki benzeri formasyonun yapısı pseudomaki’ye daha yakın olduğundan
bu bölge kapsam dışında tutulmuştur.
3.2. Metot
3.2.1. Bitki Topluluklarının Belirlenmesi
Çalışmada yörede var olan maki toplulukları öncelikle orman amenajman planlarından
yararlanılarak tespit edilmeye çalışılmıştır. Ancak amenajman planlarında maki rumuzu
kullanılmaması ve maki alanlarının Bbt (Bozuk baltalık), ÇBbt (Çok bozuk baltalık), ÇBMbt (Çok
bozuk Meşe baltalığı), Bçz (Bozuk Kızılçam), Bm (Bozuk Meşe), Bdy (Bozuk diğer Yapraklı), gibi
rumuzlarla gösterilen alanlar içinde yer alması dolayısıyla bu tespit yapılamamıştır. Bu nedenle maki
alanlarının tespiti mevcut İşletme Şefliklerinden bilgi alınarak gerçekleştirilmiştir. Böylece tespit
edilen alanlar dolaşılarak örnekleme alanları tesadüfi olarak belirlenmiştir.
Büyüklüğü minimal alan yöntemine göre belirlenen örnek alanlardaki maki toplulukları klasik
Braun-Blanquet (1932) yöntemiyle baskın tür esasına göre kayda geçirilmiş, daha sonra bilgisayar
ortamında vejetasyon tabloları oluşturulmuş ve fitososyolojik olarak karakteristik türler yardımıyla üst
birimlere bağlanmıştır.
3.2.2. Toprak Analizleri
Çalışma alanındaki bitki topluluklarına ait toprak örnekleri anakayanın ve bitki örtüsünün
değişim gösterme durumuna göre, o bitki topluluğunu temsil edecek noktalarda açılan toprak
profillerinden alınmıştır. Toprak örnekleri horizon oluşumunun görüldüğü alanlarda horizonlara göre
diğer alanlarda derinlik kademelerine göre alınmıştır. Örnek alanların anakayası yerinde belirlenirken;
toprak örneklerinin fiziksel ve kimyasal özellikleri laboratuvarda analizlerle belirlenmiştir.
Laboratuvara getirilen toprak örnekleri hava kurusu hale getirilip, 2 mm’lik elekten
geçirildikten sonra analize hazır hale getirilmiştir (KACAR, 1993).
Tekstür : Toprak tekstürü “Bouyoucos Hidrometre Yöntemi” ile belirlenmiştir (GÜLÇUR,
1974).
Total Kireç : Total kireç miktarları “Scheibler Kalsimetre Yöntemi” ile belirlenmiştir
(KACAR, 1993).
Elektriki İletkenlik (EC×103) : Elektriki iletkenlikleri 1:2,5 oranında hazırlanmış
süspansiyonda cam elektrotlu EC metre ile belirlenmiştir (JACKSON, 1958).
Toprak reaksiyonu (pH) : Toprak örneklerinin reaksiyonları (pH), 1:2,5 oranında toprak-su
süspansiyonunda cam elektrotlu pH metre ile ölçülmüştür (JACKSON, 1958).
Organik Madde : Organik madde miktarları “Walkley-Black Yaş Yakma Yöntemi” ile
belirlenmiştir (KACAR, 1993).
14
Total Azot : Total azot içerikleri “Kjeldahl Yöntemi” ile tam otomatik Kjeltec-20 cihazı
kullanılarak belirlenmiştir (BREMNER, 1965).
Yarayışlı Fosfor : Fosfor miktarları, toprakların pH ve kireç miktarları göz önünde
bulundurularak, “Olsen Yöntemi” ve “Bray-Kurtz No 1 Yöntemi”ne göre belirlenmiştir (KACAR,
1993).
Değişebilir Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum ve Sodyum İçerikleri: “Amonyum Asetat
Yöntemi” ile flamefotometre ve atomik absorbsiyon spektrofotometre (AAS) kullanılarak
belirlenmiştir (JACKSON,1958).
Bulgulara ait minimum ve maksimum değerler profil derinlik kademeleri esas alınarak, genel
toprak özellikleri ise tüm profil esas alınarak değerlendirilmiştir. Sadece fosfor analizinde toprak
reaksiyonuna ve kireç içeriğine bağlı olarak iki farklı yöntem kullanıldığından, fosfor değerlerinde
minimum ve maksimum değerler verilmemiştir.
3.2.3. İklimsel Analiz
Çalışma alanını temsilen 6 ilde iklimsel analiz gerçekleştirilmiştir. Bu iller İzmir, Manisa,
Uşak, Aydın, Denizli ve Muğla’dır. İllere ait uzun yıllar ortalaması Meteoroloji Bültenlerinden, son on
yıllık ortalamalar ise Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınmıştır. Biyoiklimsel analiz Emberger
(1932) metoduna göre yapılmış olup, ayrıca Thornwaite’a göre istasyonların su bilançoları çıkarılmış
ve ombrotermik diyagramlar çizilmiştir.
15
4. BULGULAR
4.1. Çalışma Alanında Yayılış Gösteren Fitososyolojik Birimler
Maki alanları Ege Bölgesinde Sıcak Akdeniz ve Akdeniz katlarında yayılış gösterirler. Akman
(1995)’a göre maki alanlarının da yayılış gösterdiği Türkiye’nin Akdenizli bölgelerinde yayılış
gösteren fitososyolojik birimler Quercetea ilicis Br-Bl 1942 ve Quercetea pubescentis Doing Kraft.
1955 sınıfları ile bunlara bağlı alt birimlerdir (Şekil 3).
Quercetea ilicis Br-Bl 1942 sınıfı Quercetalia ilicis Br-Bl. 1942 adıyla anılan bir tek ordoya
sahiptir. Bu ordo Olea-Ceratonion Br-Bl 1936, Quercion ilicis Br-Bl. (1931) 1936, Quercion
calliprini Zohary 1962, Ptosimopappo-Quercion Barbero, Chalabi, Nahal Quezel 1977 ve GonocytisoPinion Barbero, Chalabi, Nahal Quezel 1977 olmak üzere 5 alyansla temsil edilmektedir. OleoCeratonion alyansı tüm Akdeniz ve Ege Bölgesinde denize bakan yamaçlarda ve sahil kesiminde
bulunur. Ancak gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda alyansın İzmir’in kuzeyine çıkmadığı gözlenmiştir.
Quercion ilicis alyansı genel olarak Batı Akdeniz’de yayılış gösterir. Doğu sınırını ülkemizin kuzeybatısı ile İzmir’in güneyinden İstanbul’a kadar uzanan bir çizgi oluşturur. Bu özelliğiyle çalışma
alanında en geniş yayılışlı alyans olarak düşünülebilir. Quercion calliprini alyansı batı Akdeniz’deki
Quercion ilicis alyansının doğu Akdeniz’deki vikaryantıdır. Türkiye’de güney ve güney-batı
Anadolu’da yayılış gösterir. Ptosimopappo-Quercion ve Gonocytiso-Pinion alyansları ülkemizin doğu
Akdeniz bölgesinde daha lokal yayılışa sahip alyanslardır.
Şekil 3. Çalışma Alanındaki Alyansların Yayılışı (Akman,1995)
Figure 3. Distribution of Alliances on Study Area (Akman, 1995)
16
4.2. Çalışma Alanında Yayılış Gösteren Maki Toplulukları
Ege Bölgesinde maki genel olarak deniz kenarından 600-700 m, yer yer de 1000-1100 m
yükseltilere kadar çıkmaktadır. Bu yükseltiler arasında, çalışma alanında mevcut maki toplulukları,
Quercus coccifera L., Arbutus unedo L., Arbutus andrachne L., Phillyrea latifolia L., Juniperus
phoenicia L., Juniperus oxycedrus L., Erica manipuliflora Salisb. ve Pistacia lentiscus L. türlerinin
baskın olduğu topluluklar olarak belirlenmiştir. Bunların dışında var olan türler yaygın olmalarına
karşın, ait oldukları topluluklarda çoğunlukla baskın duruma geçmedikleri için değerlendirmeye
alınmamışlardır. Bu türlere örnek olarak Olea europea L., Pistacia terebinthus L., Spartium junceum
L., Ceratonia siliqua L., Calicotome villosa (Poiret) Link. vb sayılabilir.
4.2.1. Quercus coccifera (Kermes Meşesi) Toplulukları
Ülkemizin en yaygın meşe türlerinden, Fagales takımının Fagaceae familyasına ait olan
Quercus cinsi içinde herdem yeşil türlerden olan Quercus coccifera L., Batı Akdeniz’deki Quercus
ilex L.’in Doğu Akdeniz’deki vikaryantıdır. Batı ve Güney Anadolu’nun tamamında, ancak özellikle
kıyı kesimlerdeki maki alanlarında ve orman altı örtüde görülen tür, iklimin izin verdiği ölçülerde İç
Ege’ye doğru girer ve Türkiye’nin kuzey bölgelerinde de lokal olarak yer alır.
Yayılış alanları içerisinde Quercus coccifera L. değişik yükseltilerde (0-1500 m), değişik
anakayalar ve değişik toprak tiplerinde görülmektedir.
Herdem yeşil çalı veya ağaççık şeklinde olup 10 m’ye kadar boylanabilen tür, yapraklarının
tüysüz ve dikenli olması ile diğer herdem yeşil meşelerden ayrılır. Yapraklar dalın her tarafına
dağılmıştır ve oval veya geniş oval yapıdadır. Kenarları keskin testere dişli ve dikenli olup, bazen düz
bazen de ondülelidir. Boyutları 1.5-5 x 1-3 cm olan yaprakların sapa bağlandığı kısım yuvarlak veya
kalp şeklindedir. Meyve iki yılda olgunlaşır, kupula küremsi veya geniş çan şeklinde, 10-20 mm
çapındadır. Meyvenin 1/2-2/3 oranındaki kısmı kupuladan dışarı çıkmaktadır (Şekil 4).
Çalışma alanında Quercus coccifera L. toplulukları toplam 187 örnek alanla örneklenmeye
çalışılmıştır. Bu sayının çokluğu değerlendirmeyi mümkün kılmadığından, ayrıca coğrafik farklılık
dolayısıyla tür bileşimlerindeki farlılık da dikkate alındığından Quercus coccifera L. toplulukları Orta
Ege, Güney Ege ve İç Ege olarak üç bölümde incelenmiştir.
4.2.1.1. Orta Ege Quercus coccifera toplulukları
Orta Ege olarak İzmir ve Manisa illerini kapsayan alan seçilmiş olup, bu alan aynı zamanda
İzmir Orman Bölge Müdürlüğünün sınırlarına tekabül etmektedir. Bu bölge içerisinde Q. coccifera L.
toplulukları 84 örnek alanla örneklenmiştir (Ek 6).
Örnek alanların yükseltileri 10-810 m arasında değişmekte, bütün bakılara rastlanmakta ve
ağırlıklı bakı bulunmamaktadır. Quercus coccifera alanları genel olarak yüksek eğimli araziler olup,
eğim % 5-120 arasında değişmektedir. Anakaya konusunda çok fazla seçicilik göstermeyen türün
örnek alanlarında çok çeşitli anakayalara (Andezit, Kumtaşı, Tüf, Şist, Mikaşis, Kilşist, Çamurtaşı,
Kalkşist, Marn, Mermer, Şeyl, Fillit vb.) rastlanmaktadır. Ancak en yaygın olarak bulunduğu alanlar
Kalker anakaya ve Kırmızı Akdeniz topraklarıdır.
Çalışma alanında açılan 74 adet toprak profilinden alınan toplam 134 adet toprak örneği
incelenmiştir (Ek 7).
Tekstür : İncelenen sahalarda toprakların kum içeriklerinin % 25,92 - 84,56; kil içeriklerinin
% 0,36 - 53,60; toz içeriklerinin ise % 10,08 - 44,00 arasında değişmekte olduğu belirlenmiştir.
17
Sahalarda toprak türü balçıklı kum ile kil arasında değişim göstermektedir. Ağırlıklı olarak kumlu
balçık tekstür topraklar tespit edilmiştir.
Total Kireç : İncelenen sahalarda toprakların kireç içerikleri eseri-% 80,24 arasında
değişmektedir.Sahalar kireç değerlerine göre çok düşük kireçli ile çok yüksek kireçli arasında değişim
göstermektedir. Ağırlıklı olarak çok düşük kireçli topraklara rastlanmaktadır.
Elektriki İletkenlik (EC×103) : İncelenen sahalarda toprakların elektriki iletkenliği 0,0340,646 mmhos/cm arasında değişmektedir. Bu türün bulunduğu tüm alanlar tuzsuz topraklara sahiptir.
Toprak reaksiyonu (pH) : Toprakların reaksiyonları 5,29-8,35 arasında değişmektedir.
Topraklar tepkimelerine göre hafif asit ile orta alkali arasında değişim göstermektedir. Ağırlıklı olarak
toprakların orta alkali tepkimeli olduğu belirlenmiştir.
Organik Madde : Bu türe ait saha topraklarında organik madde içerikleri % 0,100-18,054
arasında değişmektedir. Bu sahalarda organik madde içerikleri çok düşük ile çok yüksek arasında
tespit edilmiştir. Ağırlıklı olarak ise organik madde kapsamları düşük ve orta düzeylerde olan
topraklara rastlanmıştır.
Azot : Bu türe ait sahalarda toprakların azot içerikleri % 0,015-0,967 arasında değişmektedir.
Bu sahalarda azot değerleri çok düşük ile çok yüksek arasında değişim göstermektedir. Ağırlıklı olarak
çok yüksek ve orta düzeyde azot içeriğine sahip topraklar görülmüştür.
Fosfor : İncelenen sahalarda fosfor içerikleri çok düşük ile yüksek arasında değişmektedir.
Ağırlıklı olarak çok düşük ve düşük fosfor değerleri belirlenmiştir.
Potasyum : İncelenen sahalarda potasyum içerikleri 14-935 ppm arasında değişmektedir. Bu
sahalarda toprakların potasyum içerikleri çok düşük ile çok yüksek düzey arasında değişmektedir.
Çalışma alanında ağırlıklı olarak çok düşük ve orta düzeyde potasyum içeren topraklar bulunmaktadır.
Kalsiyum : İncelenen sahalarda kalsiyum içerikleri 120-8400 ppm arasında değişmektedir. Bu
sahalardaki profillerin kalsiyum içerikleri çok düşük ve çok yüksek düzeyler arasında değişim
göstermektedir. Ağırlıklı olarak çok yüksek kalsiyum içeriği görülmektedir.
Magnezyum : Bu türe ait sahalarda magnezyum değerleri 51-1107 ppm arasında
değişmektedir.Bu sahalardaki profillerin magnezyum içerikleri düşük ile çok yüksek arasında tespit
edilmiştir. Ağırlıklı olarak orta düzeyde magnezyumlu topraklar görülmüştür.
Sodyum : İncelenen sahalarda sodyum değerleri eseri-60 ppm arasında değişmektedir.
Topraklar çok düşük ve düşük sodyum içeriğine sahiptir. Ağırlıklı olarak çok düşük sodyum içeriği
görülmüştür.
Örnek alanlarda vejetasyon örtüsü alanın özelliklerine göre çok fazla çeşitlilik göstermektedir.
Bu bağlamda örtü yüzdeleri 25-100 arasında değişmektedir. Vejetasyon yüksekliği de aynı şekilde
büyük çeşitlilik göstermekte olup, 0,5-5 m arasında değişmektedir.
Topluluk içinde yer alan diğer odunsu türler arasında Quercus infectoria Oliver., Quercus
cerris L., Quercus ithaburensis Decne., Arbutus andrachne L., Arbutus unedo L., Phillyrea latifolia
L., Olea europea L., Calicotome villosa (Poiret) Link, Cistus creticus L., Cistus salviifolius L., Cistus
parviflorus Lam., Crataegus monogyna Jacq., Crataegus orientalis Pallas ex Bieb., Jasminum
fruticans L., Juniperus excelsa Bieb., Osyris alba L., Pyrus amygdaliformis Vill., Pistacia lentiscus
L., Pistacia terebinthus L., Spartium junceum L., Rosa canina L., Styrax officinalis L., Lonicera
etrusca Santi, Paliurus spina-christi Miller., Anagyris foetida L., Corydothymus capitatus L.,
Lavandula stoechas L., Sarqopoterium spinosum L. vb sayılabilir.
18
Yaygın olarak bulunan otsu türler ise; Asparagus acutifolius L., Asphodelus aestivus Brot.,
Avena barbata Pott ex Link, Aegilops triuncialis L., Biserrula pelecinus L., Briza maxima L., Briza
media L., Bromus lanceolatus Roth, Bromus scoparius L., Bromus sterilis L., Bromus tomentellus
Boiss., Campanula lyrata Lam., Crucianella latifolia L., Crepis sancta L., Crupina crupinastrum
(Moris) Vis., Cyclamen hederifolium Aitom, Dactylis glomerata L., Galium peplidifolium Boiss.,
Helianthemum salicifolium (L.) Miller, Tuberaria guttata (L.) Fourr., Hypericum perforatum L.,
Hypericum empetrifolium Willd., Inula viscosa (L.) Aiton, Lagoecia cuminioides L., Legousia
pentagonia (L.) Thellung, Lolium perenne L., Logfia arvensis (L.) Holub, Medicago polymorpha L.,
Medicago orbicularis (L.) Bart., Melica ciliata L., Micromeria juliana (L.) Bentham ex Reichb.,
Muscari comosum (L.) Miller, Milium vernale Bieb., Onobrychis caput-galli (L.) Lam., Origanum
onites L., Phleum subulatum (Savi) Aschers & Graebn., Picnomon acarna (L.) Cass., Pipthaterum
miliaceum (L.) Cosson , Poa bulbosa L., Rumex tuberosus L., Rumex bucephaloporus L., Silene
italica (L.) Pers., Sinapis alba L., Sonchus oleracea L., Stachys cretica L., Stipa holosericea Trin.,
Tamus communis L., Teucrium divaricatum Sieber, Teucrium polium L., Tordylum aegypriacum (L.)
Lam., Tordylum apulum L., Torilis arvense (Huds.) Link, Torilis nodosa (L.) Gaertner, Trachniya
distachya (L.) Link, Trifolium arvense L., Trifolium campestre Schreb, Triffolium echinatum Bieb.,
Trifolium purpureum Lois., Trifolium speciosum Willd, Trifolium stellatum L., Velezia rigida L., Vicia
cracca L., Vicia lutea L., Vicia laxiflora Brot., Xheranthemum annuum L. vb. şeklinde sayılabilir.
Fitososyolojik olarak topluluk içinde en fazla Quercetea ilicis sınıfı ve buna ait Quercion ilicis
alyansı temsil edilmektedir. Bunun yanında Olea-Ceratonion alyansının karakteristiklerini yaygın
olarak içermektedir.
4.2.1.2. İç Ege Quercus coccifera toplulukları
İç Ege Quercus coccifera toplulukları için Denizli ve Uşak illeri seçilmiş olup, bu alan Denizli
Orman Bölge Müdürlüğünün alanı ile sınırlandırılmıştır. Bölgeyi temsil etmesi amacıyla 21 örnek alan
alınmıştır (Ek 8).
Örnek alanların yükseltileri 200-1200 m arasında değişmektedir. Bütün yönlerde bakıya
rastlanmakta olup, ağırlıklı bakı yoktur. Orta Ege alanlarında olduğu gibi Quercus coccifera alanları
burada da genel olarak yüksek eğimli araziler olup, eğim % 5-90 arasında değişmektedir. Yöredeki Q.
coccifera alanları genellikle kireçtaşı anakayaya sahiptir (Örnek alanların 15 adedinde). Diğer anakaya
tipleri Marn, şist, Gnays ve Kiltaşıdır.
Bu yörede açılan 19 adet toprak profilinden alınan toplam 39 adet toprak örneği incelenmiştir
(Ek 9).
Tekstür : İncelenen sahalarda toprakların kum içeriklerinin % 22,82 - 78,28; kil içeriklerinin
% 4,44 - 52,52; toz içeriklerinin ise % 17,28 - 37,02 arasında değişmekte olduğu belirlenmiştir.
Sahalarda toprak türü kumlu balçık ile kil arasında değişim göstermektedir.Ağırlıklı olarak killi balçık,
kil ve kumlu balçık bünyeler tespit edilmiştir.
Total Kireç : İncelenen sahalarda toprakların kireç içerikleri eseri -% 70,20 arasında
değişmektedir. Sahalar kireç değerlerine göre çok düşük kireçli ile çok yüksek kireçli arasında
değişmektedir. Bu türe ait sahalarda, ağırlıklı olarak çok düşük ve çok yüksek kireçli topraklara
rastlanmaktadır.
Elektriki İletkenlik (EC×103) : Toprakların elektriki iletkenlikleri 0,038 - 0,311 mmhos/cm
arasında değişmektedir. Çalışma alanındaki tüm alanlar tuzsuz topraklara sahiptir.
19
Toprak reaksiyonu (pH) : İncelenen sahalarda toprakların reaksiyonları 5,71 - 8,12 arasında
değişmektedir. Topraklar tepkimelerine göre hafif asit ile orta alkali arasında değişim göstermektedir.
Ağırlıklı olarak orta alkali tepkimeli topraklara rastlanmaktadır.
Organik Madde : Bu türe ait saha topraklarında organik madde içerikleri % 0,197 - 3,495
arasında değişmektedir. Bu sahalarda organik madde içerikleri çok düşük ile orta düzey arasında tespit
edilmiştir. Ağırlıklı olarak ise düşük düzeylerde organik maddeli topraklara rastlanmıştır.
Azot : Toprakların azot içerikleri % 0,009 - 0,417 arasında değişmektedir. Bu sahalarda azot
değerleri çok düşük ile çok yüksek arasında değişmektedir. Ağırlıklı olarak düşük ve orta düzeyde
azot içeriğine sahip topraklar görülmektedir.
Fosfor : Fosfor içerikleri düşük ile orta düzey arasında değişmektedir. Ağırlıklı olarak orta
düzeyde fosfor değerine rastlanmaktadır.
Potasyum : Potasyum içerikleri 16 - 743 ppm arasında değişmektedir. Bu sahalarda
toprakların potasyum içerikleri çok düşük ile yüksek düzey arasında değişmektedir. Ağırlıklı olarak
çok düşük ve orta düzeyde potasyuma rastlanmaktadır.
Kalsiyum : Kalsiyum içerikleri 540 - 8000 ppm arasında değişim göstermektedir. Bu
sahalardaki profillerin kalsiyum içerikleri çok düşük ve çok yüksek düzeyler arasındadır. Ağırlıklı
olarak çok yüksek kalsiyum içeriği görülmektedir.
Magnezyum : Bu türe ait sahalarda magnezyum değerleri 87-530 ppm arasında değişmektedir.
Bu sahalardaki profillerin magnezyum içerikleri düşük ile yüksek arasında tespit edilmiştir. Ağırlıklı
olarak orta düzeyde magnezyumlu topraklar görülmüştür.
Sodyum : İncelenen sahalarda sodyum değerleri eseri-25 ppm arasında değişmektedir. Bütün
sahada çok düşük sodyum içeriği görülmektedir.
Bölgenin coğrafik konumu nedeniyle örnek alanlardaki vejetasyon örtüsü homojene yakın bir
görüntü sergilemektedir. Nitekim örtü yüzdeleri % 60-90 arasında değişmektedir. Vejetasyon
yüksekliği ise 0,70-2 m arasında değişmektedir.
Bölgede Q. coccifera’ya eşlik eden odunsu türler Anagyris foetida L., Cistus creticus L.,
Cistus laurifolius L., Crataegus monogyna Jacq., Juniperus oxycedrus L., Juniperus foetidissima
Willd., Jasminum fruticans L., Paliurus spina-christi Miller, Phillyrea latifolia L., Pistacia
terebinthus L., Pyrus amygdaliformis Vill., Quercus ithaburensis Decne., Cotoenaster nummularia
Fisch & Mey. vb’dir.
Aynı alanlarda yaygın olarak bulunan otsu türler ise, Aegilops umbellatus Zhuk., Aira
elegantissima Schur, Alyssum minutum Schlecht. ex DC., Anthemis chia L., Avena sterilis L., Briza
media L., Bromus lanceolatus Roth, Bromus tomentellus Boiss., Hyparhenia hirta (L.) Stapf,
Crucianella latifolia L., Crupina crupinastrum (Moris) Vis., Dianthus elegans d’Urv., Euphorbia
rigida Bieb., Galium album Miller, Helianthemum salicifolium (L.) Miller, Hypericum avicularifolium
Jaub. & Spach, Hypericum perforatum L., Myosotis ramosissimum Rochel ex Schultes, Ornithogalum
umbellatum L., Paronchia argentea Lam., Poa bulbosa L., Stipa capensis Thunb., Taeniatherum
caput-medus (L.) Nevski, Teucrium chamaedrys L., Thymus longicaulis C. Presl, Torilis arvense
(Huds.) Link, Trifolium afine C. Presl, Trifolium campestre Schreb, Valerianella echinata L.,
Valerianella vesicaria (L.) Moench, Veronica trichadena Jordan & Fourr.vb’dir.
Topluluk içerisinde en fazla Quercetea pubescentis sınıfı, Quercetalia ilicis ordosu ve
Quercion ilicis alyansının karakteristikleri yaygındır. Toplulukta Olea-Ceratonion alyansı
bulunmamakta, az sayıda Pino-Cistion laurifolii alyansının karakteristiklerine rastlanmaktadır.
20
4.2.1.3. Güney Ege Quercus coccifera toplulukları
Güney Ege Q. coccifera toplulukları için Aydın ve Muğla illerini kapsayan alan seçilmiş olup,
bu bölge de Muğla Orman Bölge Müdürlüğünün alanlarına denk gelmektedir. Bölgeyi temsilen 62
örnek alan seçilmiştir (Ek 10).
Örnek alanların yükseltileri 50-1070 m arasında değişmektedir. Örnek alanların bakıları her
yöne olup, ağırlıklı bakı yoktur. Eğimler ise % 5-100 arasında değişmekte olup, örnek alanların
çoğunluğu yüksek eğimli alanlardır. Anakaya açısından bu yörede de Kireçtaşı ağırlığı görülmektedir.
Mikaşist, Gnays, Konglomera vb. anakayalar da görülmesine karşın, 39 alanda anakaya kireçtaşıdır.
Güney Ege Quercus coccifera alanlarında açılan 54 adet toprak profilinden alınan toplam 102
adet toprak örneği incelenmiştir (Ek 11).
Tekstür : İncelenen sahalarda toprakların kum içeriklerinin %22,20 -85,20; kil içeriklerinin %
0,36 - 52,00; toz içeriklerinin ise % 12,28 - 57,28 arasında değişmekte olduğu belirlenmiştir.
Sahalarda toprak türü balçıklı kum ile kil arasında değişim göstermektedir. Ağırlıklı olarak kumlu
balçık ve killi balçık toprak türü tespit edilmiştir.
Total Kireç : Toprakların kireç içerikleri eseri - % 62,35 arasında değişmektedir. Sahalar kireç
değerlerine göre çok düşük kireçli ile çok yüksek kireçli topraklara sahiptir. Güney Ege’deki bu
sahalarda, ağırlıklı olarak çok düşük kireçli topraklara rastlanmaktadır.
Elektriki İletkenlik (EC×103) : Toprakların elektriki iletkenlikleri 0,035-0,402 mmhos/cm
arasında değişmektedir. Bu türün bulunduğu tüm alanlar tuzsuz topraklara sahiptir.
Toprak reaksiyonu (pH) : Toprakların reaksiyonları 5,56-8,26 arasında değişmektedir.
Topraklar tepkimelerine göre orta asit ile orta alkali arasında değişim göstermektedir. Ağırlıklı olarak
orta alkali tepkimeli topraklara rastlanmıştır.
Organik Madde : Bu türe ait saha topraklarında organik madde içerikleri % 0,266-10,509
arasında değişmektedir.Bu sahalarda organik madde içerikleri düşük ile çok yüksek düzey arasında
değişmektedir. Ağırlıklı olarak ise düşük ve orta düzeylerde organik maddeli topraklara rastlanmıştır.
Azot : Bu türe ait sahalarda toprakların azot içerikleri % 0,010-0,832 arasında değişmektedir.
Bu sahalarda azot değerleri çok düşük ile çok yüksek arasında değişmektedir. Ağırlıklı olarak düşük
ve yüksek düzeyde azot içeriğine sahip topraklar görülmektedir.
Fosfor : Fosfor içerikleri çok düşük ile orta düzey arasında değişmektedir. Ağırlıklı olarak
çok düşük fosfor değerine rastlanmaktadır.
Potasyum : Potasyum içerikleri 16-559 ppm arasında değişmektedir. Bu sahalarda toprakların
potasyum içerikleri çok düşük ile çok yüksek düzey arasında değişmektedir. Ağırlıklı olarak çok
düşük ve orta düzeyde potasyuma rastlanmaktadır.
Kalsiyum : İncelenen sahalarda kalsiyum içerikleri 170-7500 ppm arasında değişmektedir. Bu
sahalardaki profillerin kalsiyum içerikleri çok düşük ve çok yüksek düzeyler arasında değişim
göstermektedir. Ağırlıklı olarak çok yüksek kalsiyum içeriği görülmektedir.
Magnezyum : Bu türe ait sahalarda magnezyum değerleri 31-1353 ppm arasında
değişmektedir. Bu sahalardaki profillerin magnezyum içerikleri düşük ile çok yüksek arasında tespit
edilmiştir. Ağırlıklı olarak orta düzeyde magnezyumlu topraklar görülmektedir.
Sodyum : Sodyum değerleri eseri-198 ppm arasında değişmektedir. Sodyum değerleri çok
düşük ile orta değerler arasında değişmektedir. Ağırlıklı olarak çok düşük sodyum içeriği
görülmektedir.
21
Vejetasyon örtüsü açısından homojen bir yapı görünmemektedir. Örtü yüzdeleri 60-100
arasında değişmektedir. Vejetasyon örtüsü açısından da örnek alanlar arasında büyük varyasyon
görülmekte olup, vejetasyon yüksekliği 0,5-7 m arasında değişmektedir.
Bölgede Q. coccifera’ya eşlik eden odunsu türler arasında Anagyris foetida L., Arbutus
andrachne L., Calicotome villosa (Poiret) Link, Cistus creticus L., Cistus salviifolius L., Crataegus
monogyna Jacq., Daphne gnidiodes Jaub. & Spach, Daphne oleroides Schreber, Jasminum fruticans
L., Juniperus oxycedrus L., Olea europea L., Phillyrea latifolia L., Osyris alba L., Pistacia lentiscus
L., Pistacia terebinthus L., Pyrus amygdaliformis Vill., Quercus aucheri Jaub. & Spach, Quercus
cerris L., Quercus infectoria Oliver., Quercus ithaburensis Decne., Spartium junceum L., Styrax
officinalis L., Clematis cirrhosa L., Corydothymus capitatus L., Lithodora hispidula (Sm.) Griseb.,
Cytisus villosus Pourr., Vitex agnus-castus L. vb. sayılabilir.
Yaygın olarak bulunan otsu türler ise Aegilops triuncialis L., Aira elegantissima Schur,
Anthemis chia L., Anthemis cretica L., Asparagus acutifolius L., Avena barbata Pott ex Link,
Asphodelus aestivus Brot., Briza maxima L., Bromus lanceolatus Roth., Bromus madritensis L.,
Bromus scoparius L., Bromus sterilis L., Campanula lyrata Lam., Coronilla varia L., Crepis sancta
L., Crucianella latifolia L., Cynosurus echinatus L., Crupina crupinastrum (Moris) Vis. , Dactylis
glomerata L., Daucus involucrata Sm., Euphorbia rigida Bieb., Euphorbia peplis L., Fumana arabica
(L.) Spach, Galium peplidifolium Boiss., Geranium dissectum L., Hedypnois cretica (L.) Dum.-Cours.,
Helianthemum salicifolium (L.) Miller, Helichrysum pallasii (Sprengel) Ledeb., Hypericum
empetrifolium Willd., Knautia integrifolia (L.) Bert., Koeleria cristata (L.) Pers., Lagousia pentagonia
(L.) Thellung , Lagurus ovatus L., Lagoecia cuminioides L., Leontodon tuberosum L., Lolium perene
L., Marubium rotundifolium Boiss., Medicago polymorpha L., Melica ciliata L., Micromeria juliana
(L.) Bentham ex Reichb., Milium vernale Bieb., Origanum onites L., Phlomis grandiflorus H.S.
Thompson, Poa bulbosa L., Rubia peregrina L., Stachys cretica L., Stipa capensis Thunb., Stipa
holosericea Trin., Taeniatherum caput-medus (L.) Nevski, Teucrium divaricatum Sieber, Tolpis
barbata (L.) Gaertner, Tordylum apulum L., Torilis arvense (Huds.) Link, Tramestelma palaestina
(L.) Janchen, Trifolium campestre Schreb, Trifolium globosum L., Trifolium purpureum Lois.,
Trifolium speciosum Willd., Trifolium stellatum L., Valerianella echinata L., Vicia cracca L.,
Xeranthemum annuum L., Ziziphora taurica Bieb. vb.’dir.
Topluluğun bünyesinde Quercetalia (-ea) ilicis’in karakteristikleri baskın görünmektedir.
Alyans olarak ise Oleo-Ceratonion alyansı oldukça iyi temsil edilmektedir. Ancak, Quercion ilicis
alyansının karakteristiklerine de rastlanmaktadır.
4.2.2. Arbutus unedo (Ağaç Çileği) Toplulukları
Ericaceae familyasının Arbutus cinsine ait olan tür, ülkemizde Batı ve Güney Anadolu’nun
kıyı kesimlerinde 0-300 m yükseltilerde yaygın olarak yer alır ve 4 m’ye kadar boylanabilen geniş çalı
formunda görülür. Gövde kabuğu koyu kahve renklidir ve küçük parçalar halinde dökülür (A.
andrachne’den farkı ). Yapraklar ters yumurta biçiminde 4.5-8x 2-3.5 cm olup, uç kısmı sivri,
kenarları belirgin bir şekilde dişlidir (A. andrachne’den farkı ). Çiçek kurulu sarkık panikül şeklinde,
çiçekler yeşilimsi beyaz bazen kırmızı uçludur. Meyve 1-1.7 cm çapında, yuvarlak, koyu kırmızı olup,
geç sonbaharda olgunlaşır ve yerel halk tarafından yenir (Şekil 5).
Çalışma alanında 8 örnek alanda örneklenmiştir. Aslında çok daha yaygın olan türün baskın
olduğu toplulukların azlığı bu sayının düşük kalmasına yol açmıştır. Baskın olarak bulunduğu yerler
İzmir- Karaburun, Aydın-Kuşadası ve Germencik ile Muğla-Milas’tır. Bu alanlar genellikle deniz
etkisine açık ve rakımı düşük alanlardır.
22
Çalışma alanında örnek alanların yükseltileri 70-350 m arasında değişmekte olup, bu alanlarda
bakı her hangi bir özellik göstermemektedir. Her yönde örnek alanlar mevcut olup, anakayada da
çeşitlilik gözlenmektedir. 8 örnek alanın ikisi kireçli ankayaya (dolomit ve kireçtaşı), diğerleri kireçsiz
ankayaya (andezit, kuvars-şist, mikaşist, kayraktaşı) sahiptir.
Türün baskın olduğu sahalarda açılan 7 adet toprak profilinden alınan toplam 14 adet toprak
örneği incelenmiştir (Ek 13).
Tekstür : İncelenen sahalarda toprakların kum içeriklerinin % 34,00 - 85,28; kil içeriklerinin
% 1,44 - 40,64; toz içeriklerinin ise % 10,72 - 35,00 arasında değişmekte olduğu belirlenmiştir.
Sahalarda toprak türü kumlu balçık ve kil arasında değişim göstermektedir. Ağırlıklı olarak kumlu
balçık ve balçık toprak türleri tespit edilmiştir.
Total Kireç : Toprakların kireç içerikleri % 0,23-83,52 arasında değişim göstermektedir.
Sahalar kireç değerlerine göre çok düşük kireçli ile çok yüksek kireçli arasında değişmektedir. Bu türe
ait sahalarda,ağırlıklı olarak çok düşük kireçli topraklara rastlanmaktadır.
Elektriki İletkenlik : İncelenen sahalarda toprakların elektriki iletkenliği 0,054 - 0,532
mmhos/cm arasında değişmektedir. Bu türün bulunduğu tüm alanlar tuzsuz topraklara sahiptir.
Toprak reaksiyonu : Toprakların reaksiyonları 6,10-8,45 arasında değişmektedir. Topraklar
tepkimelerine göre hafif asit ile orta alkali arasında değişim göstermektedir.
Organik Madde : Bu türe ait sahaları topraklarında organik madde içerikleri % 0,222-8,728
arasında değişmektedir. Bu sahalarda organik madde içerikleri düşük ile çok yüksek arasında
değişmektedir. Ağırlıklı olarak ise düşük düzeylerde organik maddeli topraklara rastlanmaktadır.
Azot : Bu türe ait sahalarda toprakların azot içerikleri % 0,029-0,497 arasında değişmektedir.
Bu sahalarda azot değerleri düşük ile çok yüksek arasında değerler tespit edilmiştir.
Fosfor : İncelenen sahalarda fosfor içerikleri çok düşük ile düşük düzeyler arasındadır.
Ağırlıklı olarak çok düşük fosfor içerdikleri görülmektedir.
Potasyum : Potasyum içerikleri 19-436 ppm arasında değişmektedir. Bu sahalarda toprakların
potasyum içerikleri düşük ile yüksek düzey arasında değişim göstermektedir. Ağırlıklı olarak düşük ve
orta düzeyde potasyuma rastlanmaktadır.
Kalsiyum : Kalsiyum içerikleri 450-9000 ppm arasında değişmektedir. Bu sahalardaki
profillerin kalsiyum içerikleri düşük düzey ile çok yüksek düzey arasındadır. Ağırlıklı olarak orta ve
çok yüksek kalsiyum içeren topraklar görülmektedir.
Magnezyum : Bu türe ait sahalarda magnezyum değerleri 50-420 ppm arasında değişmektedir.
Bu sahalardaki profillerin magnezyum içerikleri düşük ile yüksek arasında tespit edilmiştir. Ağırlıklı
olarak düşük düzeyde magnezyuma sahip topraklar görülmektedir.
Sodyum : İncelenen sahalarda sodyum değerleri 13-48 ppm arasında değişmektedir. Bu
sahalardaki profillerin sodyum içerikleri çok düşük ile düşük düzey arasındadır. Ağırlıklı olarak çok
düşük sodyumlu topraklar mevcuttur.
Örnek alanlarda yaygın olarak bulunan diğer odunsu türler; Quercus coccifera L., Phillyrea
latifolia L., Olea europea L., Anagyris foetida L., Calicotome villosa (Poiret) Link, Cistus creticus L.,
Cistus salviifolius L., Myrtus communis L., Nerium oleander L., Styrax officinalis L., Ficus carica L.,
Ceratonia siliqua L., Quercus infectoria Oliver., Rhus coriaria L., Pistacia lentiscus L., Juniperus
phoenicia L., Spartium junceum L., Lavandula stoechas L. ve benzeridir.
23
Aynı alanlarda frekansı yüksek olan otsu türler ise Trifolium campestre Schreb, Trifolium
afine C. Presl, Torilis arvensis (Huds.) Link, Asparagus acutifolius L., Stipa capensis Thunb.,
Crucianella latifolia L., Hypericum empetrifolium Willd., Campanula lyrata Lam., Cynosurus
echinatus L., Avena barbata Pott ex Link, Asphodelus aestivus Brot., Poa bulbosa L., Hypericum
perfoliatum L. vb’dir.
Fitososyolojik olarak topluluğun bünyesinde Quercetalia ilicis ordosu oldukça iyi temsil
edilmekte, alyans olarak en fazla Olea-Ceratonion alyansının karakteristiklerine rastlanmaktadır.
4.2.3. Arbutus andrachne L. (Sandal) Toplulukları
Yurdumuzda doğal olarak yayılış gösteren Arbutus cinsinin bir diğer türü olan Arbutus
andrachne L., ağaççık ve çalı formunda görülür. En önemli morfolojik özelliği gövdelerinin kırmızı ve
parlak olan kabuğunun yaşlandıkça soyulmasıdır. Yine A. unedo’dan farklı olarak yaprak kenarları
düzdür. Çiçek kurulu dik panikül şeklindedir. Meyve 9 mm çapında turuncu renkli olup yenilebilir
özelliği yoktur (Şekil 6).
Batı ve Güney Anadolu’da kıyı kesimlerinde yayılış gösteren tür, deniz seviyesinden 800
m’ye kadar çıkabilir. Özellikle A. Unedo L. ile aynı mekanı paylaştıkları yerlerde aralarında hibrid
yaptıkları ve bu bağlamda taksonomik problemlerin yaşandığı gözlenmiştir.
Çalışma alanında Arbutus andrachne’ nin baskın olduğu topluluklar coğrafik olarak, İzmir ve
güneyinde, kıyıya yakın alanlarda yayılış göstermekte olup, en yaygın topluluklar Muğla civarında,
özellikle Datça Yarımadasında yer almaktadır.
Arbutus andrachne toplulukları çalışma alanında 25 örnek alanda örneklenmiştir. Örnek
alanların yükseltileri 10-610 m arasında değişmektedir. Aynı alanlarda bakı çeşitlilik göstermekle
birlikte 21 örnek alanın bakısının kuzey ağırlıklı olduğu görülmektedir. Keza anakayanın yapısında da
çeşitlilik gözlenmekte ancak ağırlıklı olarak kireçtaşı anakayanın çoğunlukta olduğu görülmektedir.
Örnek alanların eğimi % 15-100 arasında değişmektedir.
Bu türün, ana tür olarak belirlendiği sahalarda açılan 24 adet toprak profilinden alınan toplam
51 adet toprak örneği incelenmiştir (Ek 15).
Tekstür : İncelenen sahalarda toprakların kum içeriklerinin % 28,28-72 – 64; kil içeriklerinin
% 1,56 - 48,56; toz içeriklerinin ise % 18,00 - 46,72 arasında değişmekte olduğu belirlenmiştir.
Sahalarda toprak türü kumlu balçık ile kil arasında değişim göstermektedir. Ağırlıklı olarak kumlu
balçık, balçık ve killi balçık toprak türleri görülmektedir.
Total Kireç : Toprakların kireç içerikleri % 0,15 - 69,61 arasında değişmektedir. Sahalar kireç
değerlerine göre çok düşük kireçli ile çok yüksek kireçli arasında değişim göstermektedir. Bu türe ait
sahalarda, ağırlıklı olarak çok düşük ve çok yüksek kireçli topraklara rastlanmaktadır.
Elektriki İletkenlik : İncelenen sahalarda toprakların elektriki iletkenliği 0,064 - 0,428
mmhos/cm arasında değişmektedir. Bu türün bulunduğu tüm alanlar tuzsuz topraklara sahiptir.
Toprak reaksiyonu : Toprakların reaksiyonları 5,64 - 8,72 arasında değişmektedir. Topraklar
tepkimelerine göre nötr ile kuvvetli alkali arasında değişim göstermektedir. Ağırlıklı olarak hafif alkali
ve orta alkali tepkimeli topraklara rastlanmaktadır.
Organik Madde : Bu türe ait saha topraklarında organik madde içerikleri % 0,265 - 19,10
arasında değişmektedir. Bu sahalarda organik madde içerikleri çok düşük ile çok yüksek arasında
değişim göstermektedir. Ağırlıklı olarak ise düşük, yüksek ve çok yüksek düzeylerde organik maddeli
topraklara rastlanmaktadır.
24
Azot : Bu türe ait sahalarda toprakların azot içerikleri % 0,019 - 0,885 arasında değişmektedir.
Bu sahalarda azot değerleri çok düşük ile çok yüksek arasındadır. Ağırlıklı olarak çok yüksek düzeyde
azot içeriğine sahip topraklar görülmektedir.
Fosfor : Fosfor içerikleri çok düşük, düşük ve çok yüksek olarak tespit edilmiştir. Orta ve
yüksek düzeyde fosfor içeriğine rastlanmamıştır. Sadece iki sahada çok yüksek fosfor değerlerine
rastlanırken, diğer tüm sahalarda çok düşük ve düşük fosfor değerleri görülmektedir.
Potasyum : Potasyum içerikleri 16-885 ppm arasında değişmektedir. Bu sahalarda toprakların
potasyum içerikleri çok düşük ile çok yüksek düzey arasındadır. Ağırlıklı olarak orta düzeyde
potasyum içeriğine rastlanmaktadır.
Kalsiyum : Kalsiyum içerikleri 770-8800 ppm arasında değişmektedir. Bu sahalardaki
profillerin kalsiyum içerikleri düşük ve çok yüksek düzeyler arasında değişim göstermektedir.
Ağırlıklı olarak yüksek ve çok yüksek kalsiyum içeriği görülmektedir.
Magnezyum : Bu türe ait sahalarda magnezyum değerleri 61-1575 ppm arasında
değişmektedir. Bu sahalardaki profillerin magnezyum içerikleri düşük ile çok yüksek arasında tespit
edilmiştir. Ağırlıklı olarak orta düzeyde magnezyumlu topraklar görülmektedir.
Sodyum : Sodyum değerleri eseri-113 ppm arasında değişmektedir. Çok düşük ve orta düzey
arasında sodyum içeriği tespit edilmiştir. Ağırlıklı olarak çok düşük sodyum içeriği görülmüştür.
Alanların vejetasyon örtüsü açısından çok zengin olduğu görülmekte olup, bu değerler % 80100 arasında değişmektedir. Vejetasyon yüksekliği de alanın özelliklerine göre değişiklik göstermekte,
bazı yerlerde 5-6 (hatta 10) m’ye kadar boylanabilen sandal toplulukları görülürken bazı yerlerde de 11,5 m boyunda vejetasyon örtüsü gözlenmektedir.
Topluluğun bünyesinde yaygın olarak bulunan odunsu türler, Quercus coccifera L., Pistacia
terebinthus L., Quercus infectoria Oliver, Olea europea L., Anagyris foetida L., Juniperus phoenicia
L., Arbutus unedo L., Laurus nobilis L., Calicotome villosa (Poiret)Link, Cistus creticus L., Cistus
salviifolius L., Phillyrea latifolia L., Spartium junceum L., Pistacia lentiscus L., Smilax excelsa L.,
Styrax officinalis L., Osyris alba L., Paliurus spina-christi Miller., Ceratonia siliqua L., Clematis
cirrhosa L., Genista acanthoclada DC., Jasminum fruticans L., Colutea melanocalyx Boiss. & Heldr.,
Erica manipuliflora Salisb., Daphne gnidiodes Jaub. & Spach, Daphne oleoides Schreber, Lonicera
etrusca Santi, Micromeria juliana (L.) Bentham ex Reichb., Corydothymus capitatus L. vb’dir.
Bulunuş frekansı yüksek olan otsu türler ise, Trifolium campestre Schreb., Trifolium arvense
L., Asparagus acutifolius L., Avena barbata Pott ex Link , Asphodelus aestivus Brot., Brachypodium
retusum (Pers.) P. Beauv., Crucianella latifolia L., Cynosurus echinatus L., Dactylis glomerata L.,
Galium album Miller, Helichrysum pallasii (Sprengel) Ledeb., Hypericum empetrifolium Willd.,
Milium vernale Bieb., Poa bulbosa L., Rubia peregrina L., Tamus communis L., Teucrium
divaricatum Sieber, Torilis arvensis (Huds.) Link, Trachniya distachya (L.) Link vb’dir.
Fitososyolojik olarak toplulukta Quercetea ilicis sınıfı ve Quercetalia ilicis ordosu oldukça iyi
temsil edilmektedir. Alyans en fazla Oleo-Ceratonion alyansının karakteristikleri yer almakta,
Quercion ilicis alyansı da iyi temsil edilmektedir.
4.2.4. Phillyrea latifolia (Akçakesme) Toplulukları
Herdem yeşil, 5 m’ye kadar boylanabilen ağaççık veya çalılardır. Tomurcuklar ve genç
sürgünler tüylüdür. Yapraklar yumurtamsı veya yuvarlak yumurtamsı şekilde, (1-3(4)x 0.5-1.7 (2.5)
cm’dir. Kenarları dişli veya kaba dişlidir, nadir olarak düzdür. Çanak yapraklar sarımsı renkli, lobları
üçgenimsi olup, taç yapraklar 2-2.5 mm’dir. Meyve drupa şeklinde olup, yuvarlaktır (Şekil 7).
25
Phillyrea latifolia da diğer maki üyeleri gibi büyük oranda Batı ve Güney Anadolu’da yayılış
göstermektedir. Ancak diğer maki üyelerinden farklı olarak Kuzey Anadolu’da daha geniş bir yayılışı
bulunmaktadır. Bu alanlarda var olan diğer türlerle birlikte maki formasyonuna çok benzeyen, ancak
bileşim olarak maki türlerinden farklı pseudomaki diyebileceğimiz bir yapı oluşturur.
Phillyrea latifolia toplulukları çeşitli alanlarda görülmekle birlikte çalışma alanında baskın
olduğu topluluklar İzmir civarında ve iç Ege’ye doğru Gördes-Demirci taraflarında bulunmaktadır.
Muğla civarında az sayıda örnek alan görülürken Denizli ve Uşak tarafından hiç örnek alan
alınmamıştır.
Çalışma alanında Phillyrea latifolia toplulukları 28 örnek alanda çalışılmıştır. Örnek alanların
yükseltileri 110-910 m arasında değişmektedir. Türün baskın olduğu örnek alanlarda bakı çok
çeşitlilik göstermekte olup, ağırlıklı bakıya (7 örnek alanla en fazla batı) rastlanamamıştır. Alanların
eğimi % 5-100 arasında olup, büyük bir varyasyon görülmektedir. Anakaya açısından çok fazla
çeşitlilik göstermeyen alanlarda en fazla andezit anakayaya rastlanmaktadır. Bunu kireçtaşı anakaya
takip etmekte, sadece iki alanda tüf, bir alanda da serpantin anakaya görülmektedir.
Bu türün, ana tür olarak belirlendiği sahalarda açılan 28 adet toprak profilinden alınan toplam
43 adet toprak örneği incelenmiştir.(Ek 17)
Tekstür : İncelenen sahalarda toprakların kum içeriklerinin % 24,20-82,56; kil içeriklerinin %
4,52 - 46,00; toz içeriklerinin ise % 12,92 - 45,72 arasında değişmekte olduğu belirlenmiştir.
Sahalarda toprak türü kumlu balçık ile kil arasında değişim göstermektedir. Ağırlıklı olarak kumlu
balçık ve balçık toprak türleri görülmektedir.
Total Kireç : Toprakların kireç içerikleri eseri - % 39,28 arasında değişmektedir. Sahalar kireç
değerlerine göre çok düşük kireçli ile çok yüksek kireçli arasında değişim göstermektedir. Bu türe ait
sahalarda, ağırlıklı olarak çok düşük kireçli topraklar belirlenmiştir.
Elektriki İletkenlik : İncelenen sahalarda toprakların elektriki iletkenlikleri 0,053 - 0,811
mmhos/cm arasında değişmektedir. Bu türün bulunduğu tüm alanlar tuzsuz topraklara sahiptir.
Toprak reaksiyonu : Toprakların reaksiyonları 6,12 - 8,23 arasında değişmektedir. Topraklar
tepkimelerine göre hafif asit ile orta alkali arasında değişim göstermektedir. Ağırlıklı olarak hafif asit,
nötr ve hafif alkali tepkimeli topraklara rastlanmaktadır.
Organik Madde : Bu türe ait saha topraklarında organik madde içerikleri % 0,230 - 9,808
arasında değişmektedir. Bu sahalarda organik madde içerikleri çok düşük ile çok yüksek arasında
değişim göstermektedir. Ağırlıklı olarak ise orta düzey organik madde içerikli topraklara
rastlanmaktadır.
Azot : Bu türe ait sahalarda toprakların azot içerikleri % 0,017 - 0,440 arasında değişmektedir.
Bu sahalarda azot değerleri çok düşük ile çok yüksek arasında değişim göstermeketedir. Ağırlıklı
olarak düşük ve çok yüksek düzeyde azot içeriğine sahip topraklar görülmektedir.
Fosfor : Fosfor içerikleri çok düşük ile yüksek düzeyler arasındadır. Ağırlıklı olarak çok
düşük fosfor içeriği görülmektedir.
Potasyum : İncelenen sahalarda potasyum içerikleri 16-298 ppm arasında tespit edilmiştir. Bu
sahalarda toprakların potasyum içerikleri çok düşük ile yüksek düzey arasında değişmektedir. Ağırlıklı
olarak çok düşük ve orta düzeyde potasyuma rastlanmaktadır.
Kalsiyum : İncelenen sahalarda kalsiyum içerikleri 1200-8400 ppm arasında değişmektedir.
Bu sahalardaki profillerin kalsiyum içerikleri orta, yüksek ve çok yüksek düzeyler olarak tespit
edilmiştir.
26
Magnezyum : Bu türe ait sahalarda magnezyum değerleri 72-1400 ppm arasında
değişmektedir. Bu sahalardaki profillerin magnezyum içerikleri çok düşük ile çok yüksek arasında
tespit edilmiştir. Ağırlıklı olarak orta ve yüksek düzeyde magnezyuma sahip topraklar görülmüştür.
Sodyum : İncelenen sahalarda sodyum değerleri eseri ile 589 ppm arasında değişmektedir.
Aliağa Ilıca mevkiinden alınan topraklarda çok yüksek sodyum içeriğine rastlanmıştır. Diğer sahalar
düşük ve ağırlıklı olarak çok düşük değerler görülmektedir.
Vejetasyon örtüsü genellikle fakir olan alanlarda örtü yüzdesi % 40-100 arasında
değişmektedir. Vejetasyon yüksekliği de örnek alanların özelliklerine göre değişiklik göstermekte
olup, 0,75-3 m arasında değişmektedir.
Topluluğun bünyesinde yaygın olarak bulunan odunsu türler Quercus coccifera L., Quercus
cerris L., Quercus infectoria Oliver., Quercus ithaburensis Decne., Olea europea L., Pistacia
terebinthus L., Arbutus andrachne L., Crataegus monopgyna Jacq., Calicotome villosa (Poiret) Link,
Cistus creticus L., Cistus salviifolius L., Jasminum fruticans L., Juniperus oxycedrus L., Lonicera
etrusca Santi, Paliurus spina-christi Miller, Pistacia lentiscus L., Prunus divaricata Ledeb., Pyrus
amygdaliformis Vill., Vitex agnus-castus L., Anagyris foetida L. vb’dir.
Frekansı yüksek otsu türler ise; Avena barbata Pott ex Link, Aegilops triuncialis L, Dactylis
glomerata L., Asphodelus aestivus Zhuk., Asparagus acutifolius L., Ballota acetobulosa (L.) Bentham,
Briza maxima L., Bromus lanceolatus Roth, Bromus madritensis L., Campanula lyrata Lam.,
Centaurea cyanus L., Crepis sancta L., Crucianella latifolia L., Crupina crupinastrum (Moris) Vis.,
Cynosurus echinatus L., Euphorbia peplis L., Galium peplidifolium Boiss., Helianthemum salicifolium
(L.) Miller, Helianthmum aegyptiacum (L.) Miller, Hordeum bulbosum L., Knautia integrifolia (L.)
Bert., Lagoecia cuminioides L., Legousia pentagonia L., Linum strictum L., Logfia arvensis (L.)
Holub, Origanum onites L., Phleum subulatum (Savi) Aschers & Graebn., Poa bulbosa L.,
Taeniatherum caput-medus (L.) Nevski, Tamus communis L., Teucrium divaricatum Sieber, Tordylum
aegyptiacum (L.) Lam., Torilis arvensis (Huds.) Link, Trachniya distachya (L.) Link, Trifolium afine
C. Presl., Trifolium campestre Schreb, Trifolium echinatum Bieb., Trifolium speciosum Willd.,
Trifolium stellatum L., Vulpia ciliata Dumort. vb’dir.
Topluluğun bünyesinde Quercetalia (-ea) ilicis sınıf ve ordosu oldukça iyi temsil edilmekte
olup, alyans olarak Quercion ilicis alyansı baskındır. Ancak Oleo-Ceratonion alyansına da
rastlanmaktadir (Ek 16).
4.2.5. Juniperus phoenicia Toplulukları
Ülkemizin doğal Gymnospermlerinden olan Juniperus phoenicia L., Juniperus cinsinin
ülkemizde mevcut 8 türünden biridir. +-5 m’ye kadar boylanabilen ağaççık veya çalılardır. Diğer
Juniperus türlerinden yapraklarının pulsu, çiçeklerin terminal olması ile ayrılır. Sürgünleri silindiriktir
(Şekil 8).
Juniperus phoenicia’nın baskın olduğu alanlar yoğunlukla Aydın’ın güneyinde, Bodrum ve
Milas civarında ancak sahil kesimindedir. Daha çok yarımada ve burun gibi denize doğru uzanan kara
parçaları üzerinde yaygın olan türün kuzey sınırını Karaburun Yarımadası oluşturur. Yayılış alanı
içerisinde tür, 1,5-2 m yüksekliğinde yer yer de 5 m’ye kadar boylu halde görülmektedir.
Tür, çalışma alanında 11 örnek alanda örneklenmeye çalışılmıştır. Örnek alanların yükseltileri
20-270 m arasında değişmektedir. Çeşitli bakılarda örnek alanlar görülmekle birlikte, ağırlıklı bakı
güney yönündedir. Eğim de çeşitlilik göstermekte olup, % 5-100 arasında değişmektedir. Anakaya
açısından çeşitlilik göstermeyen alanlarda ağırlıklı olarak kireçtaşı anakaya bulunmakta, sadece
Karaburun Yarımadasındaki alanlarda andezitik tüf görülmektedir.
27
Türün baskın olduğu alanlarda açılan 10 adet toprak profilinden alınan toplam 15 adet toprak
örneği incelenmiştir (Ek 19).
Tekstür : İncelenen sahalarda toprakların kum içeriklerinin % 27.00 - 69.00; kil içeriklerinin
% 12,00 - 45,36; toz içeriklerinin ise % 18,00 - 33,36 arasında değişmekte olduğu belirlenmiştir.
Sahalarda toprak türü kumlu balçık ile kil arasında değişim göstermektedir. Ağırlıklı olarak killi balçık
bünye hakimdir.
Total Kireç : Toprakların kireç içerikleri % 0.45 - 1.87 arasında değişmektedir. Sahalar kireç
değerlerine göre çok düşük kireçli ve düşük kireçli topraklar sınıfındadırlar. Bu türe ait sahalarda,
ağırlıklı olarak çok düşük kireçli topraklara rastlanmaktadır.
Elektriki İletkenlik : İncelenen sahalarda toprakların elektriki iletkenliği 0.069 - 0.320
mmhos/cm arasında değişmektedir. Bu türün bulunduğu tüm alanlar tuzsuz topraklara sahiptir.
Toprak reaksiyonu : Toprakların reaksiyonları 6.15 - 7.90 arasında değişmektedir. Topraklar
tepkimelerine göre hafif asit ile orta alkali arasında değişim göstermektedir. Ağırlıklı olarak hafif
alkali reaksiyona sahip topraklara rastlanmaktadır.
Organik Madde : Bu türe ait saha topraklarında organik madde içerikleri %0.227 - 3.889
arasında değişmektedir. Bu sahalarda organik madde içerikleri çok düşük ile yüksek arasında değişim
göstermektedir. Ağırlıklı olarak ise orta ve yüksek düzeylerde organik madde içerikli topraklara
rastlanmaktadır.
Azot : Bu türe ait sahalarda toprakların azot içerikleri % 0.018 - 0.241 arasında değişmektedir.
Bu sahalarda azot değerleri çok düşük ile yüksek arasında değişim göstermektedir. Ağırlıklı olarak
orta düzeyde azot içeriğine sahip topraklar görülmektedir.
Fosfor : Fosfor içerikleri çok düşük ile orta düzeyler arasındadır. Sadece bir sahada orta
düzeyde fosfor değerine rastlanırken, diğer tüm sahalarda çok düşük fosfor içeriği görülmektedir.
Potasyum : Potasyum içerikleri 55 - 234 ppm arasında değişmektedir. Bu sahalarda
toprakların potasyum içerikleri çok düşük ile orta düzey arasında tespit edilmiştir.
Kalsiyum : Kalsiyum içerikleri 1300-6400 ppm arasında değişmektedir. Bu sahalardaki
profillerin kalsiyum içerikleri orta düzey ile çok yüksek düzey arasındadır. Ağırlıklı olarak yüksek ve
çok yüksek kalsiyumlu topraklar görülmektedir.
Magnezyum : Bu türe ait sahalarda magnezyum değerleri 118-756 ppm arasında
değişmektedir. Bu sahalardaki profillerin magnezyum içerikleri düşük ile yüksek arasında tespit
edilmiştir. Ağırlıklı olarak orta ve yüksek düzeyde magnezyumlu topraklar görülmektedir.
Sodyum : Sodyum değerleri 16-278 ppm arasında değişmektedir. Bu sahalardaki profillerin
sodyum içerikleri çok düşük ile yüksek düzey arasındadır. Ağırlıklı olarak çok düşük ve düşük
sodyumlu topraklar mevcuttur.
Vejetasyon örtüsünün de çeşitlilik gösterdiği alanlarda örtü yüzdesi % 60-95 arasında
değişmektedir. Vejetasyon yüksekliği alanların özelliklerine göre değişiklik göstermekte olup, türün
daha kapalı ve daha saf olduğu yerlerde daha yüksek olup, genel olarak 1-4 m arasında değişmektedir.
Türe eşlik eden odunsu türler; Olea europea L., Quercus coccifera L., Phillyrea latifolia L.,
Pistacia lentiscus L., Pistacia terebinthus L., Calicotome villosa (Poiret) Link, Cistus creticus L.,
Cistus salviifolius L., Lavandula stoechas L., Quercus aucheri Jaub. & Spach, Sarqopoterium
spinosum L. vb’dir.
28
Alanlarda yaygın bulunan otsu türler ise Asparagus acutifolius L., Asphodelus aestivus Brot.,
Crepis sancta L., Crucianella latifolia L., Crupina crupinastrum (Moris) Vis., Dactylis glomerata L.,
Fumana arabica (L.) Spach., Chrysochlorus gryllus (bilinmiyor), Helianthemum salicifolium (L.)
Miller, Linum strictum L., Poa bulbosa L., Prasium majus L., Taeniatherum caput-medus (L.) Nevski,
Teucrium divaricatum Sieber, Torilis arvensis (Huds.) Link, Trachniya distachya (L.) Link, Trifolium
campstre Schreb. vb’dir.
Fitososyolojik olarak topluluğun bünyesinde en fazla Quercetalia (etea) ilicis sınıf ve
ordosunun karakteristikleri zengin olup, alyans düzeyinde Oleo-Caeratonion alyansı baskın
görünmektedir. Ancak Quercion ilicis ve Quercion calliprini alyansları da temsil edilmektedir (Ek
18).
4.2.6. Erica manipuliflora (Funda) Toplulukları
Diğer maki elemanları gibi Batı ve Güney Anadolu’da yayılış gösteren Erica manipuliflora
Salibs. çok yaygın olmamakla birlikte çalışma alanında yer yer baskın olduğu topluluklar
oluşturmaktadır. Değişik kaynaklara göre frigana toplulukları içinde değerlendirilmesine karşın
çalışma alanımızda örneklediğimiz topluluklar boy olarak maki formasyonuna benzediğinden burada
değerlendirmeye almanın uygun olacağı düşünülmüştür.
Herdem yeşil bir çalı olan E. manipuliflora Salibs. 4 m’ye kadar boylanabilir. Gövdelerin
beyaz renkli ve tüylü olduğu türde, yapraklar genellikle 4’lü gruplar halinde bulunur. Çiçekler beyaz
veya pembe renkli olup, çiçeklenme genellikle sonbahar olmasına karşın, değişik coğrafik bölgelerde
Mayıs’tan Kasım’a kadar sürebilir (Şekil 9).
Çalışma alanında Erica manipuliflora toplulukları 5 örnek alanda örneklenmiştir. Örnek
alanlar coğrafik olarak bir özellik göstermemekte, türün yayılışı parçalı bir özellik göstermektedir.
Örnek alanların yükseltileri 20-550 m arasında değişmekte olup, bakı kuzey ağırlıklıdır.
Eğimler % 30-90 arasında değişmekte olup, örnek alanlar genellikle çok eğimli sahalarda değildir.
Anakaya çok fazla çeşitlilik göstermemektedir. Ağırlıklı olarak kireçtaşı anakayanın bulunduğu
alanlarda bir örnek alanda gabro anakayaya, bir örnek alanda da kum taşına rastlanmaktadır.
Bu türün, ana tür olarak belirlendiği sahalarda açılan 5 adet toprak profilinden alınan toplam
11 adet toprak örneği incelenmiştir (Ek 21).
Tekstür : İncelenen sahalarda toprakların kum içeriklerinin % 37,28-62,00; kil içeriklerinin %
1,80-37,00; toz içeriklerinin ise % 12,00-48,00 arasında değişmekte olduğu belirlenmiştir. Sahalarda
toprak türü kumlu balçık ve balçık arasında değişim göstermektedir.
Total Kireç : Toprakların kireç içerikleri eseri - 63,75 arasında değişmektedir. Sahalar kireç
değerlerine göre çok düşük kireçli ile çok yüksek kireçli arasında değişim göstermektedir. Bu türe ait
sahalarda, ağırlıklı olarak çok düşük kireçli topraklara rastlanmaktadır.
Elektriki İletkenlik : İncelenen sahalarda toprakların elektriki iletkenlikleri 0,099 - 0,967
mmhos/cm arasında değişmektedir. Bu türün bulunduğu tüm alanlar tuzsuz topraklara sahiptir.
Toprak reaksiyonu : Toprakların reaksiyonları 5,94 - 8,14 arasında değişmektedir. Topraklar
tepkimelerine göre hafif asit ile orta alkali arasında değişim göstermektedir. Ağırlıklı olarak nötr
reaksiyona sahip topraklara rastlanmaktadır.
Organik Madde : Bu türe ait saha topraklarında organik madde içerikleri % 0,220 - 7,742
arasında değişmektedir. Bu sahalarda organik madde içerikleri çok düşük ile çok yüksek arasında
tespit edilmiştir.
29
Azot : Bu türe ait sahalarda toprakların azot içerikleri % 0,020 - 0,667 arasında değişmektedir.
Bu sahalarda azot değerleri düşük ile çok yüksek arasında belirlenmiştir. Ağırlıklı olarak düşük
düzeyde azot içeriğine sahip topraklar görülmektedir.
Fosfor : İncelenen sahalarda fosfor içerikleri çok
arasındadır.Ağırlıklı olarak çok düşük fosfor içeriği görülmektedir.
düşük
ile
düşük
düzeyler
Potasyum : Potasyum içerikleri 16 - 243 ppm arasında değişmektedir. Bu sahalarda
toprakların potasyum içerikleri çok düşük ile orta düzey arasındadır.
Kalsiyum : İncelenen sahalarda kalsiyum içerikleri 390 - 3900 ppm arasında değişmektedir.
Bu sahalardaki profillerin kalsiyum içerikleri düşük düzey ile yüksek düzey arasındadır.
Magnezyum : Bu türe ait sahalarda magnezyum değerleri 146 - 2320 ppm arasında
değişmektedir. Bu sahalardaki profillerin magnezyum içerikleri orta ile çok yüksek arasında tespit
edilmiştir. Ağırlıklı olarak orta düzeyde magnezyumlu topraklar görülmektedir.
Sodyum : İncelenen sahalarda sodyum değerleri 14 - 787 ppm arasında değişmektedir. Bu
sahalardaki profillerin sodyum içerikleri çok düşük ile yüksek düzey arasındadır.
Vejetasyon örtüsü % 70 - 100 arasında değişmekte olup, vejetasyon yüksekliği 1-2 m
arasındadır. Örnek alanlarda türe eşlik eden diğer odunsu türler; Quercus coccifera L., Arbutus unedo
L., Olea europea L., Phillyrea latifolia L., Pistacia lentiscus L., Pistacia terebinthus L., Ceratonia
siliqua L., Calicotome villosa (Poiret) Link , Cistus creticus L., Cistus parviflorus Lam., Cistus
salviifolius L., Anagallis arvensis L., Daphne oleoides Schreber,, Genista acanthoclada DC.,
Juniperus oxycedrus L., Lavandula stoechas L., Quercus infectoria Oliver., Osyris alba L., Thymbra
spicata L., Sarqopoterium spinosum L.. vb’dir.
Aynı alanlardaki otsu türler ise; Dactylis glomerata L., Gladiolus anatolicus (Boiss.) Stapf,
Plantago afra L., Teucrium divaricatum Sieber., Alyssum caricum Dudley & Hub.-Mor., Bellavalia
trifoliata (Ten.) Kunth, Elymus farctus (Viv.) Runemark ex Melderis, Gagea graeca (L.) Terracc.,
Hypericum empetrifolium Willd., Melica ciliata L., Origanum onites L., Ornithopus compressus L.,
Petrorhagia velutina (Guss.) Ball & Heywood, Tulipa orphanidea Boiss. Ex Heldr. vb’dir.
Fitososyolojik olarak topluluk Quercetea ilicis sınıfı, Quercetalia ilicis ordosuna ait
görünmektedir. Alyans olarak ise topluluğun bünyesinde Oleo-Ceratonion alyansı temsil edilmektedir
(Ek 20).
4.2.7. Juniperus oxycedrus (Dikenli Ardıç) toplulukları
Juniperus oxycedrus türü de J. phoenicia L. gibi yurdumuzda doğal olarak yetişen sekiz Ardıç
türünden birisi olup, iki evcikli bir türdür. Yapraklarının dikenli oluşu, kozalağının rengi ve büyüklüğü
ile diğer türlerden belirgin bir şekilde ayrılan türün, yaprakları mızrak şeklinde, 6-25x1,5-2,5 mm
boyutlarındadır. Türkiye’deki yayılışı içerisinde iki alttürü bulunmaktadır. Bunlardan oxycedrus
alttürü geniş bir yayılışa sahiptir. İspanya ve Fransa’da da yayılış gösteren bu alttür genel olarak batı
ve güney Anadolu’da yayılış gösterir, ancak Marmara, Trakya ve Karadeniz’in bazı bölgelerinde lokal
olarak görülmektedir. Dikey yayılış sınırları ise deniz seviyesiyle 1300 -hatta yer yer 1800- m
arasındadır.
Macrocarpa alttürü ise dar yayılışlı bir alttür olup, Yunanistan’da, Yunan Adalarında ve
Ülkemizde de Çeşme Yarımadasında ve lokal olarak Didim civarında görülür. Yükselti olarak deniz
seviyesine yakın alanlarda bulunmaktadır. Diğer alttürden kozalağının daha büyük oluşuyla ayrılır
(Şekil 10).
30
Çalışma alanında Juniperus oxycedrus’un baskın olduğu alanlar genel olarak Çeşme
yarımadasındadır. Diğer alttür geniş bir yayılışa sahip olmasına karşın baskın olduğu topluluk
bulunamamıştır. Bu bağlamda Juniperus oxycedrus subsp. macrocarpa (Sibth. & Sm.) Ball
Çeşme Yarımadasında üç örnek alandan tespit edilmiştir.
Deneme alanları 10-30-40 m yükseltiye sahiptir. Bakı hepsinde Batı olup, eğim bir örnek
alanda düze yakın, diğerlerinde % 15 ve 5’dir. Örnek alanların bir tanesi tamamiyle kumul olduğundan
anakayaya ulaşılamamıştır. Diğer iki örnek alanda anakaya killi kireçtaşıdır.
Türün, baskın olduğu sahalarda açılan 2 adet toprak profilinden alınan toplam 3 adet toprak
örneği incelenmiştir (Ek 23).
Tekstür : İncelenen sahalarda toprakların kum içeriklerinin % 44,84 - 96,84; kil içeriklerinin
% 1,80 - 31,80; toz içeriklerinin ise % 1,36 - 23,36 arasında değişmekte olduğu belirlenmiştir.
Sahalarda toprak türü kumlu killi balçık ve kum olarak tespit edilmiştir.
Total Kireç : Toprakların kireç içerikleri % 37,94 - 41,02 arasında değişmektedir. Saha
toprakları kireç değerlerine göre çok yüksek kireçli topraklar sınıfına girmektedir.
Elektriki İletkenlik : İncelenen sahalarda toprakların elektriki iletkenliği 0,283 - 0,461
mmhos/cm arasında değişmektedir. Bu türün bulunduğu her iki alan da tuzsuz topraklara sahiptir.
Toprak reaksiyonu : İncelenen sahalarda toprakların reaksiyonları 7,39 - 7,80 arasında
değişmektedir. Her iki sahada hafif alkali reaksiyonlu topraklara sahiptir.
Organik Madde : Bu türe ait saha topraklarında organik madde içerikleri % 2,125 - 5,161
arasında değişmektedir. Çeşme Altınyunus mevkii toprakları organik madde bakımından orta, diğer
saha ise yüksek organik madde içeriğine sahiptir.
Azot : Bu türe ait sahalarda toprakların azot içerikleri % 0,106-0,258 arasında değişmektedir.
Çeşme Altınyunus’ta düşük, diğer sahada yüksek azot içeriği görülmüştür.
Fosfor : İncelenen sahalarda fosfor içerikleri düşük düzeydedir.
Potasyum : Potasyum içerikleri 109 - 451 ppm arasında değişmektedir. Çeşme Altınyunus’da
orta, diğer sahada yüksek düzeyde potasyum mevcuttur.
Kalsiyum : İncelenen sahalarda kalsiyum içerikleri 3800 - 6200 ppm arasında değişmektedir.
Çeşme Altınyunus’ta yüksek, diğer sahada çok yüksek düzeyde kalsiyum değerine rastlanmaktadır.
Magnezyum : Bu türe ait sahalarda magnezyum değerleri 195 - 540 ppm arasında
değişmektedir. Çeşme Altınyunus’da. orta, diğer sahada yüksek düzeyde magnezyum içeriği
görülmektedir.
Sodyum : İncelenen sahalarda sodyum değerleri 36 - 128 ppm arasında değişmektedir. Çeşme
Altınyunus’da orta, diğer sahada düşük düzeyde sodyum içeriği görülmektedir.
Örnek alanlarda tür çeşitliliği açısından önemli odunsu türler olarak Cistus creticus L., Ficus
carica L., Olea europea L., Genista acanthoclada DC., Anthyllis hermanniae L., Pistacia lentiscus L.,
Corydothymus capitatus L., Sarqopoterium spinosum L. vb. sayılabilir.
Otsu türler olarak da Ammophila arenaria (L.) Link, Asparagus acutifolius L., Asphodelus
aestivus Brot., Campanula lyrata Lam., Dorycnium suffuritucosum (bilinmiyor), Leontodon tuberosus
L., Linum strictum L., Pallenis spinosa (L.) Cass., Psoralea bituminosa L., Trachniya distachya (L.)
Link vb sayılabilir.
31
Fitososyolojik olarak topluluğun bünyesinde Quercetalia ilicis ordosu ve Oleo-Ceratonion
alyansı baskı olarak gözlenmektedir (Ek 22).
4.2.8. Pistacia lentiscus (Sakız) Toplulukları
İspanya, Portekiz ve İtalya’dan kayıtlı olan Pistacia lentiscus L. Türkiye’de doğal olarak
bulunan altı Pistacia türünden biridir. 1-3 m’ye kadar boylanabilen, herdem yeşil ağaççık veya çalılar
olan türde yapraklar çift parçalı, derimsi, yumurtamsı veya dar yumurtamsı şekildedir (Şekil 11).
Sakız’ın taksonomik yapısı konusunda tam bir açıklık sağlanamamıştır. Zira bazı
taksonomistler sakızı P. lentiscus var. Chia Duham olarak zikretmekte, bazıları ise bunu kabul
etmemektedir. Gerçekte sakızın P. lentiscus’dan tek farkı ağaç formunda olmasıdır. Bunun dışında
morfolojik bir fark görülmemektedir (Şekil 12). Bazı kaynaklar ise sakız’ın P. lentiscus L.’un aşı
formu olduğunu söylenmektedir. Boztok (1986)’a göre ise sakız ile P. lentiscus’un reçinelerinin
kimyasal içerikleri aynıdır ve bu bağlamda bu bireyler aynı taksonomik kategori içinde
değerlendirilmelidir.
Yayılış alanı Batı ve Güney Anadolu’da 0-200 m arası olan P. lentiscus L. için çalışma
alanında sadece iki adet deneme alanı alınabilmiştir. Gerçekte geniş bir yayılışa sahip olan türün
baskın olduğu alanların azlığı buna neden olmuştur.
Örnek alanlar 10 ve 50 m yükseltilerde ve kuzey bakılıdır. Eğim bir örnek alanda % 70,
diğerinde % 30’dur. Anakaya bir örnek alanda Kireçtaşı, bir örnek alanda ise bazalttır.
Bu türün, ana tür olarak belirlendiği sahalarda açılan 1 adet toprak profilinden alınan toplam 2
adet toprak örneği incelenmiştir (Ek 25).
Tekstür : İncelenen sahada toprak üst katmanının humusca zengin olması nedeniyle bu
tabakada tekstür analizi yapılamamıştır. Alt katmanın kum içeriğinin % 56; kil içeriğinin % 20; toz
içeriğinin ise % 24 olduğu belirlenmiştir. Sahada toprak türü kumlu killi balçıktır.
Total Kireç : İncelenen sahada toprakların kireç içerikleri % 0,83 - 1,12 arasında
değişmektedir. Sahalar kireç değerlerine göre düşük kireçli topraklar sınıfındadır.
Elektriki İletkenlik : İncelenen sahada toprakların elektriki iletkenliği 0,436 - 0,411
mmhos/cm arasında değişmektedir. Bu türün bulunduğu alanlar tuzsuz topraklara sahiptir.
Toprak reaksiyonu : İncelenen sahada toprakların reaksiyonları 6,98 - 7,36 arasında
değişmektedir. Topraklar tepkimelerine göre nötr topraklar sınıfına girmektedir.
Organik Madde : Bu türe ait saha topraklarında organik madde içerikleri % 5,305 - 6,946
arasında değişmektedir. Organik madde içerikleri çok yüksek düzeydedir.
Azot : Bu türe ait sahalarda toprakların azot içerikleri % 0,433 - 0,924 arasında değişmektedir.
Bu sahada azot değerleri çok yüksek düzeydedir.
Fosfor : İncelenen sahalarda fosfor içerikleri düşük düzeydedir.
Potasyum : Potasyum içerikleri 338 - 508 ppm arasında değişmektedir. Bu sahada toprakların
potasyum içerikleri yüksek düzeydir.
Kalsiyum : İncelenen sahada kalsiyum içerikleri 3900 - 6400 ppm arasında değişmektedir. Bu
sahadaki profilin kalsiyum içeriği çok yüksek düzeydedir.
Magnezyum : Bu türe ait sahada magnezyum değerleri 1280 - 1950 ppm arasında
değişmektedir. Bu sahadaki profilin magnezyum içeriği çok yüksektir.
32
Sodyum : İncelenen sahada sodyum değerleri 190 - 223 ppm arasında değişmektedir. Bu
sahadaki toprak profillerinin sodyum içerikleri yüksek düzeydedir.
Vejetasyon örtüsü % 90 - 100, yüksekliği ise 2 - 3 m.dir. Türle birlikte yayılış gösteren diğer
odunsu türler; Quercus coccifera L., Phillyrea latifolia L., Pyrus amygdaliformis Vill., Sarqopoterium
spinosum L., Olea europea L., Lonicera etrusca Santi, Daphne gnidioides Schreber, Ceratonia siliqua
L., Spartium junceum L. vb’dir.
Önemli otsu türler olarak da Melica ciliata L., Prasium majus L., Smilax aspera L.,
Helichrysum pallasii (Sprengel) Ledeb., Origanum onites L., Gagea graeca (L.) Terracc. vb
sayılabilir.
Fitososyolojik olarak topluluğun bünyesinde Quercetalia (etea) ilicis sınıf ve ordosu ile Oleo
ceratonion alyansının karakteristikleri yaygındır (Ek 24).
4.2.9. Quercus aucheri (Boz Pırnal) Toplulukları
Herdem yeşil meşe türlerimizden olan Quercus aucheri Jaub. & Spach ülkemizin endemik
meşe türlerinden biri olup, 10 m’ye kadar boylanabilen ağaççık veya çalılardır. Genel olarak Güneybatı Anadolu’da yayılış gösteren tür, yaprak altının boz tüylerle kaplı olması ile Quercus
coccifera’dan, yaprak boyutları ve dikenli oluşu ile de Quercus ilex’den ayrılır (Şekil 13).
Quercus aucheri’nin yoğun tahribat nedeniyle baskın olduğu topluluklar hemen hemen hiç
kalmamıştır. En yoğun topluluk oluşturduğu Marmaris Bozburun Yarımadası, Serçecik Koyunda bile
baskın tür Q.coccifera’dır. Bu nedenle baskın olduğu topluluklardan sadece bir örnek alan
alınabilmiştir. Her ne kadar bir örnek alan değerlendirme ve yorum için yeterli görülmese de türün
önemi gözetilerek tartışmaya gerek duyulmuştur.
Alanın anakayası kireçtaşı olup, toprakta horizonlaşma görülmemektedir. Bu nedenle açılan
toprak profilinden sadece 1 adet toprak örneği alınmış ve incelenmiştir (Ek 27).
Tekstür : İncelenen sahada toprağın kum içeriğinin % 28,92; kil içeriğinin % 37,36; toz
içeriğinin ise % 33,72 olduğu belirlenmiştir. Sahada toprak türü killi balçıktır.
Total Kireç : İncelenen sahada toprağın kireç içeriği % 1.89 olup, düşük kireç içeren topraklar
sınıfındadır.
Elektriki İletkenlik : İncelenen sahada toprağın elektriki iletkenliği 0,452 mmhos/cm dir. Bu
türün bulunduğu tüm alanlar tuzsuz topraklara sahiptir.
Toprak reaksiyonu : İncelenen sahada toprağın reaksiyonu 7,70’ dir. Toprak tepkimesine göre
hafif alkali topraklar sınıfındadır.
Organik Madde : Bu türe ait saha toprağının organik madde içeriği % 1,698 dir. Bu sahada
organik madde içeriği düşük düzeydedir.
Azot : Bu türe ait sahada toprakğın azot içeriği % 0,119 olup, düşük düzeydedir.
Fosfor : Saha topraklarının fosfor içeriği eseridir.
Potasyum : İncelenen sahada potasyum içeriği 99 ppm’ dir. Düşük seviyede potasyum
içermektedir.
Kalsiyum : Kalsiyum içeriği 5200 ppm olup, çok yüksek değerdedir.
Magnezyum : Bu türe ait sahada magnezyum değeri 252 ppm olup, orta düzeyde magnezyum
içermektedir.
33
Sodyum : İncelenen sahada sodyum değeri 23 ppm olup, toprağın sodyum içeriği düşük
düzeydedir.
Quercus aucheri’nin bulunduğu alanlarda birlikte bulunan diğer çalı türleri Quercus coccifera
L., Juniperus phoenicia L., Phillyrea latifolia L., Olea europea L., Pistacia terebinthus L., Cistus
creticus L., Pistacia lentiscus L. vb. dir. Otsu türler ise Teucrium divaricatum Sieber, Phleum
subulatum (Savi) Aschers & Graebn., Linum strictum L., Fumana arabica (L.) Spach, Athyllis
pentaphyllum (bilinmiyor), Galium brevifolium Sm., Hyparhenia hirta (L.) Stapf, Crupina
crupinastrum (Moris) Vis. vb.’dir.
Fitososyolojik olarak topluluğun bünyesinde Oleo-Ceratonion alyansının ve Quercetalia
(ea)’ilicis’in karakteristikleri yaygın görünmektedir (Ek 26).
34
5. TARTIŞMA
5.1. Maki Alanlarının Toprak Özellikleri
Ege Bölgesi maki alanlarında toprak özellikleri üzerine genel bir değerlendirme yapılmış ve
aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir.
Derinlik : Maki sahalarında toprak derinlikleri 9-140 cm arasında değişmektedir. Bu değerler
arasında ağırlıklı olarak sığ toprakların bulunduğu maki alanlarında çoğunlukla horizonlaşma da net
değildir.
Tekstür : Maki sahalarının tamamı toprak türü bakımından incelendiğinde, kum miktarının %
22,20-96,84; kil miktarının % 0,36-53,60, toz miktarının ise % 1,36-57,28 arasında değiştiği
görülmüştür. Sahalardaki toprak türleri kum’dan kil’e kadar değişim göstermektedir. Kumlu balçık
toprak türü, tüm sahaların % 31.70 sını oluşturarak, en çok görülen toprak türü olarak tespit edilmiştir.
Bunu % 22,30’luk bir orana sahip olan killi balçık toprak türü takip etmektedir. Bu tespite göre maki
sahalarının yarısından fazlası, kumlu balçık ve killi balçık toprak türüne sahiptir (Şekil 14).
0,44
12,44
8,00
31,11
23,11
0,44
15,11
9,33
Kum
Balçıklı Kum
Kumlu Balçık
Kumlu Killi Balçık
Balçık
Tozlu Balçık
Killi Balçık
Kil
Şekil 14. Araştırma Alanında Tesbit Edilen Toprak Türlerinin Dağılımları
Figure 14. Distribution of Soil Types Identified in Study Area
İncelenen maki alanlarının % 8,49’u hafif bünyeli topraklar sınıfına, % 56,71’i orta bünyeli
topraklar sınıfına, % 34,80’i ağır bünyeli topraklar sınıfına girmektedir.
Kireç : Maki sahaları kireç bakımından incelendiğinde, eseri ile % 83.52 arasında kireç
değerlerine rastlanmıştır. Kireç içeriklerinin çok düşük ile çok yüksek arasında değiştiği görülmüştür.
Tüm maki sahaları incelendiğinde, bu sahaların % 50,22’sinde çok düşük kireç içeriği tespit edilmiştir
(Şekil 15).
35
Kireç
Çok Yüksek
23%
Yüksek
4%
Çok Düşük
50%
Orta
5%
Düşük
18%
Şekil 15. Araştırma Alanında Tesbit Edilen % Kireç İçeriklerinin
Dağılımları
Figure 15. Distribution of Lime Percentage Identified in Study Area
Sahaların % 67,55’ i düşük ve çok düşük kireç içerirken, % 32,45’ i orta ve üzerinde kireç
içermektedir.
Elektriki İletkenlik : Maki sahalarının elektriki iletkenlikleri incelendiğinde ECx103
değerlerinin 0,034 - 0,967 mmhos/cm arasında değiştiği görülmüştür. Sahaların tamamı tuzsuz
topraklara sahiptir.
Toprak reaksiyonu : Maki sahalarının toprak tepkimeleri incelendiğinde, tepkimelerin 5,29 ile
8,72 arasında değiştiği görülmüştür. Sahaların orta asit ile kuvvetli alkali arasında değişen tepkimelere
sahip olduğu tespit edilmiştir. Sahaların % 31,11’i orta alkali, % 27,11’i hafif alkali özelliktedir (Şekil
16).
Toprak Reaksiyonu (pH)
0,88
0,88
14,60
30,97
Orta Asit
Hafif Asit
25,22
Nötr
Hafif Alkali
Orta Alkali
Kuvvetli Alkali
27,43
Şekil 16. Araştırma Alanında Tesbit Edilen Toprak Reaksiyonlarının
Dağılımları
Figure 16. Distribution of Soil Reactions Identified in Study Area
36
İncelenen sahaların % 15.56’sı asidik karakterde iken, % 25.33’ü nötr, % 59.11’i ise bazik
karakterdedir. Kuvvetli asit tepkime hiçbir sahada görülmemiştir. Orta asit tepkime sadece
Q.coccifera sahalarında iki profilde belirlenmiştir. Kuvvetli alkali tepkime ise A. andrachne sahaları
içinde sadece 2 profilde tespit edilmiştir.
Organik Madde : Maki sahaları organik madde içeriği açısından incelendiğinde organik
madde içeriğinin % 0,100 - 19,110 arasında değiştiği görülmüştür. Organik madde içeriğinin çok
düşük ile çok yüksek arasında değiştiği tespit edilmiştir. Sahaların % 35,11’inde düşük düzeyde
organik madde mevcut iken, % 30,67’sinde orta düzeyde organik madde mevcuttur (Şekil 17).
Organik Madde
12,39
5,31
Çok Düşük
16,81
34,96
Düşük
Orta
Yüksek
Çok Yüksek
30,53
Şekil 17. Araştırma Alanında Tesbit Edilen % Organik Madde Dağılımları
Figure 17. Distribution of Organic Matter Percentage Identified in Study Area
Sahaların % 40,44’ü düşük ve çok düşük organik madde içeriğine sahipken, % 59,56’sı orta
ve üzeri organik madde içeriğine sahiptir.
Azot : Maki sahalarının azot değerleri % 0,009 - 0,967 arasında değişmektedir. Azot
içeriklerinin çok düşükten çok yükseğe doğru değişim gösterdiği tespit edilmiştir. Sahaların %
27,56’sında çok yüksek düzeyde azot mevcut iken, % 25,33’ünde düşük, % 21,78’inde ise orta
düzeyde azot içeriği tespit edilmiştir (Şekil 18).
37
9,73
27,43
Çok Düşük
25,22
Düşük
Orta
Yüksek
Çok Yüksek
15,93
21,68
Şekil 18. Araştırma Alanında Tesbit Edilen % Azot İçeriklerinin
Dağılımları
Figure 18. Distribution of Nitrogen Contents Identified in Study Area
Sahaların % 35,11 i düşük ve çok düşük azot içeriğine sahipken, % 64,89’ u orta ve üzerinde
azot içeriğine sahiptir.
Fosfor : Maki sahalarının fosfor değerleri çok düşük ile çok yüksek arasında değişim
göstermektedir. Sahaların % 54,67’ sinde çok düşük fosfor içerikleri bulunurken, % 26,22’ sinde
düşük fosfor içerikleri tespit edilmiştir (Şekil 19).
0,88
2,65
15,49
Çok Düşük
Düşük
Orta
54,42
Yüksek
Çok Yüksek
26,55
Şekil 19. Araştırma Alanında Tesbit Edilen Fosfor İçeriklerinin Dağılımları
Figure 19. Distribution of Phosphorus Contents Identified in Study Area
38
Sahaların % 80,89’unda düşük ve çok düşük düzeyde fosfor içeriğine rastlanırken, %
15,56’sında orta düzeyde ve sadece % 3,55’inde yüksek ve çok yüksek fosfor içerikleri görülmüştür.
Potasyum : Maki sahalarının potasyum değerleri 14-935 ppm arasında değişmektedir.
Potasyum içeriklerinin çok düşükle çok yüksek arasında değişim gösterdiği tespit edilmiştir. Sahaların
% 36.89’u orta düzeyde potasyum içeriğine sahipken, % 33,33’ü çok düşük potasyum içeriğine
sahiptir (Şekil 20).
11,95
1,33
33,19
Çok Düşük
Düşük
Orta
Yüksek
37,17
Çok Yüksek
16,37
Şekil 20. Araştırma Alanında Tesbit Edilen Potasyum İçeriklerinin
Dağılımları
Figure 20. Distribution of Potassium Contents Identified in Study Area
Sahaların % 49,77’i çok düşük ve düşük potasyum içeriğine sahipken, % 36,89’u orta, sadece
% 13,34’ü yüksek ve çok yüksek potasyum içeriğine sahiptir.
Kalsiyum : Maki sahalarının kalsiyum değerleri 120-9000 ppm arasında değişmektedir.
Kalsiyum içerikleri çok düşük ile çok yüksek arasında değişim göstermektedir. Sahaların % 48,89’u
çok yüksek kalsiyum içeriğine sahipken, % 22,67’si yüksek kalsiyum içeriğine sahiptir (Şekil 21).
39
Kalsiyum
1,33
12,39
Çok Düşük
14,60
49,12
Düşük
Orta
Yüksek
Çok Yüksek
22,57
Şekil 21. Araştırma Alanında Tesbit Edilen Kalsiyum İçeriklerinin
Dağılımları
Figure 21. Distribution of Calcium Contents Identified in Study Area
Sahaların % 13,77’si çok düşük ve düşük kalsiyum içeriğine sahipken, % 14,67’si orta, %
71,56’sı da yüksek ve çok yüksek kalsiyum içeriğine sahiptir.
Magnezyum : Maki sahalarının magnezyum değerleri 31-2320 ppm arasında değişmektedir.
Magnezyum içerikleri düşük ile çok yüksek arasında değişmektedir. Çok düşük magnezyum içeriğine
sahip hiçbir sahaya rastlanmamıştır. Sahaların % 59,56’sı orta düzeyde magnezyum içeriğine sahiptir
(Şekil 22).
3,98
19,91
16,37
Düşük
Orta
Yüksek
Çok Yüksek
59,73
Şekil 22. Araştırma Alanında Tesbit Edilen Magnezyum İçeriklerinin
Dağılımları
Figure 22. Distribution of Magnesium Contents Identified in Study Area
40
Sahaların % 20’si düşük magnezyum içeriğine sahipken % 80’i orta ve üzerinde magnezyum
içermektedir.
Sodyum : Maki sahalarının sodyum içerikleri eseri-787 ppm arasında değişmektedir. Sodyum
içerikleri çok düşük ile çok yüksek arasında değişmektedir. Sahaların % 84,44’ü çok düşük düzeyde
sodyum içeriğine sahipken, % 11,56’sı ise düşük düzeyde sodyum içeriğine sahiptir (Şekil 23).
0,44
0,88
Çok Düşük
2,65
Düşük
11,95
Orta
Yüksek
Çok Yüksek
84,07
Şekil 23. Araştırma Alanında Tesbit Edilen Sodyum İçeriklerinin
Dağılımları
Figure 23. Distribution of Sodium Contents Identified in Study Area
Sahaların % 96,00’sı çok düşük ve düşük sodyum içeriğine sahipken, % 4,00’ü orta ve üzeri
sodyum içeriğine sahiptir.
İncelenen 225 adet maki sahasından sadece 1 tanesinde çok yüksek, 2 tanesinde yüksek, 6
tanesinde ise orta düzeyde sodyum tespit edilmiştir.
5.2. Fitososoyolojik Değerlendirme
Ege Bölgesi maki alanları büyük oranda Quercetalia (etea) ilicis ordo ve sınıfına dahil olup,
bunu Cisto Micromerietalia ordosu izlemektedir. Alyans düzeyinde ise en fazla Oleo-Ceratonion
alyansı ve Quercion ilicis alyansları temsil edilmektedir. Fitososyolojik birimlerin coğrafik
dağılımlarına bakılacak olursa bu durumun alanın coğrafik konumunun doğal sonucu olduğu
görülmektedir. Baskın türe göre tespit edilen maki toplulukları, fitososyolojik olarak ayrı ayrı
değerlendirilmiş ve tartışılmıştır.
5.2.1. Q. coccifera toplulukları
Gemici, Seçmen ve Yılmazer (1990)’e göre Q. coccifera Batı Anadolu’da genel olarak kalker
kayalar ile, iyi havalanan ve kilce zengin Kırmızı Akdeniz toprakları üzerinde yaygındır. Nitekim
araştırma alanımızda Q. coccifera topluluklarının çok büyük bölümü bu tip topraklar üzerinde yayılış
göstermektedirler. Kalker anakayanın büyük oranda yüzeye çıktığı bu alanlarda kaya çatlaklarında var
olan fizyolojik toprak derinliği nedeniyle bitkiler gelişmeleri için gerekli toprağı bulabilmektedirler.
41
Nitekim Özel (1996)’e göre Beşparmak Dağlarında anakayanın kalker olmaması nedeniyle Q.
coccifera yaygın bir örtü oluşturmamaktadır.
Akman (1995)’a göre asıl Akdeniz katında bulunan, optimum yayılışını Orta Toroslarda yapan
ve Muğla’ya kadar uzanan Quercus coccifera birliği Quercetalia (etea) ilicis sınıf ve ordosuna bağlı
Quercion calliprini alyansına bağlanır. Yazar Ege Bölgesinin kuzeyinde silisli kayalar ve sert
kalkerler üzerinde bulunan Quercus coccifera birliğini ise yine aynı sınıf ve ordoya bağlı Quercion
ilicis alyansına ait görmektedir.
Gemici (1981), Yamanlar Dağında yaptığı çalışmada, andezit ve kalker kayalar üzerinde
belirlediği Quercus coccifera birliğini Quercetalia (etea) ilicis sınıf ve ordosu içerisinde
değerlendirmiş, ancak hem Quercion ilicis alyansının, hem de Oleo-Ceratonion alyansının türlerinin
baskın olmasından dolayı alyans düzeyinde bir ayrıma gitmemiştir.
Çelik (1995), Aydın Dağlarında yaptığı çalışmada neojen yaşlı şistler ve tortullar üzerinde
belirlediği Quercus coccifera topluluklarını Cyclamo-Quercetum cocciferae olarak tanımlamıştır.
Çelik’e göre Akman Barbero ve Quézel bütün Akdeniz sahili boyunca sıcak Akdeniz katında yayılış
gösteren bu birliği Quercetea ilicis sınıfı içinde değerlendirmişlerdir. Ancak Çelik’in çalışmasında
Quercetea pubescentis sınıfı ve buna bağlı Querco-Cedretalia libani ordosu, Astragalo brometea sınıfı
ve buna bağlı Onobrycho armenae-Thymetalia leucostomi ordosu türleri çok daha yaygındır. Bu
bağlamda Çelik, birliği her hangi bir üst üniteye bağlamaktan kaçınmıştır.
Bekat (1992) ise Denizli-Acıpayam Bozdağlar’da yaptığı çalışmada Salvio-Quercetum
cocciferae birliği belirlemiştir. Quercetea pubescentis, Querco-Cedretalia libani, Astragalo Brometea
ve bu sınıfa bağlı Onobrycho armenae-Thymetalia leucostomi türlerinin fazlalığından dolayı Bekat da
birliği herhangi bir üst üniteye bağlamamıştır.
Bekat (1986) Barla Dağında ise kalker, dolomit, kumtaşı ve andezit kayalar üzerinde tespit
ettiği Quercus cocciferae birliğini Quercetea pubescentis sınıfı ve buna bağlı Querco-Cedretalia
libani ordosu ile, Astragalo-Brometea ve Onobrycho armenae-Thymetalia leucostomi sınıf ve
ordolarına bağlamıştır.
Yine Bekat (1990), Bozdağ’da (Ödemiş) yaptığı çalışmada Quercetum cocciferae birliği
belirlemiş ve Quercetea ilicis ordosuna bağlamıştır.
Gemici (1988) ise Akdağ (Afyon-Denizli)’da yaptığı çalışmada şist anakayalar üzerinde
belirlediği Quercus coccifera birliğini Quercetalia (ea) ilicis ordo ve sınıfına bağlamıştır.
Oluk (1999), Denizli Babadağ’da yaptığı çalışmada ise kırmızı Akdeniz, kolluviyal ve
kahverengi orman toprakları üzerinde yayılış gösteren Erodio leuconthi-Quercetum cocciferae
birliğini, Quercetalia ilicis ordosu ve buna bağlı olarak Quercion calliprini (Zohary, 1962) alyansına
bağlamıştır.
Araştırma alanındaki Quercus coccifera toplulukları coğrafik yayılış alanının genişliği
dolayısıyla çeşitli fitososyolojik birimlere bağlanabilir.
Orta Ege Quercus coccifera topluluklarının Akman (1995)’ın Ege Bölgesinin kuzeyinde silisli
kayalar ve sert kalkerler üzerinde bulunduğunu vurguladığı Quercus coccifera birliği gibi Quercion
ilicis alyansına bağlanması uygundur. Bu durum alyansın yayılış alanları da dikkate alındığında doğal
bir sonuç olarak ortaya çıkmaktadır.
Güney Ege Quercus coccifera toplulukları her ne kadar Akman (1995) tarafından Quercion
calliprini alyansına bağlanmışsa da gerçekleştirdiğimiz çalışmada Quercion calliprini alyansının
sadece bir karakteristiği bulunmakta buna karşın Oleo-Ceratonion alyansının karakteristikleri oldukça
42
çok ve baskın görünmektedir. Bu bağlamda Güney Ege Quercus coccifera topluluklarının OleoCeratonion alyansı içinde değerlendirilmesi daha uygun olacaktır.
İç Ege Quercus coccifera toplulukları Ege Bölgesinden İç Anadolu’ya geçiş bölgesinde
olmasından dolayı, çeşitli yazarlarca da ifade edildiği gibi değişik üst birimlere bağlanabilir. Araştırma
alanımızda gerçekleştirdiğimiz çalışmada İç Ege Quercus coccifera toplulukları en fazla Quercetalia
ilicis ordosunun karakteristiklerini içeriyorsa da aynı zamanda Querco-cederetalia libani
karakteristikleri de yaygın olarak görülmektedir. Bu bağlamda buradaki Quercus coccifera
topluluklarını herhangi bir üst üniteye bağlamak şu andaki çalışmalarla zor görünmektedir.
5.2.2. Arbutus unedo Toplulukları
Arbutus unedo topluluklarının fitososyolojik yapısıyla ilgili yapılmış bir çalışmaya
rastlanmamıştır. Bu nedenle çalışma alanındaki topluluklar her hangi bir çalışmayla
kıyaslanamamıştır. Çalışma alanındaki Arbutus unedo topluluklarında en fazla Quercetea ilicis
sınıfına (karakteristikleri Quercus coccifera L., Ceratonia siliqua L., Olea europea L., Juniperus
phoenicia L.) bağlı Quercetalia ilicis ordosu karakteristikleri yer almaktadır. Bunlar Arbutus unedo L.,
Rhus coriaria L., Laurus nobilis L., Phillyrea latifolia L., Smilax aspera L., Asparagus acutifolius L.,
Ruscus aculeatus L. ve Osyris alba L. ’dır .
Alyans düzeyinde ise Arbutus unedo toplulukları en fazla Olea-Ceratonion alyansının
karakteristik türlerini içermektedir. Bunun dışında Quercion ilicis ve Quercion calliprini alyanslarının
karakteristiklerini de eşit oranda bulundurmaktadır. Quercion calliprini alyansının Güney Anadolu’da
yayılış gösterdiği düşünülürse topluluğun bu alyansa dahil edilmemesi uygun olacaktır. Quercion ilicis
alyansının karakteristik sayısının az olmasına karşın bu türlerin yayılışlarının çok yaygın olması
topluluğun her iki alyansa da girebileceğini düşündürmektedir. Bu durumda Olea-Ceratonion
alyansının yayılış alanlarındaki Arbutus unedo toplulukları, yani İzmir’in güneyinde ve sahil kesimine
yakın olan topluluklar Oleo-Ceratonion alyansı içinde, İzmir civarında ve göreceli olarak daha yüksek
rakımlardaki topluluklar ise Quercion ilicis alyansı içerisinde değerlendirilebilir.
5.2.3. Arbutus andrachne Toplulukları
Arbutus andrachne Ege Bölgesinde daha çok, iyi gelişmiş topraklar üzerinde ve genellikle
nem oranı yüksek kuzey bakılarda görülmektedir. Kalker anakaya ve Kırmızı Akdeniz topraklarını
tercih eden tür, bu toprakların özelliği ile bağlantılı olarak az veya çok kireçli topraklarda
görülmektedir.
Fitososyolojik olarak Arbutus andrachne L. ile ilgili yapılmış çalışmalar da çok fazla değildir.
Antalya Beşkonak bölgesinde, sıcak Akdeniz katında, marn ve marnlı kalkerler üzerinde yayılış
gösteren Arbutus andrachne toplulukları Akman (1995) tarafından Quercetalia (etea) ilicis ordo ve
sınıfı ile buna bağlı Quercion calliprini alyansı içinde değerlendirilmiştir. Aynı yazar Antalya Kemer
bölgesinde asıl Akdeniz katında, sert kalker kayalar ve kahverengi orman toprakları üstünde yayılış
gösteren Arbutus andrachne topluluklarını Quercetalia (etea) ilicis ordo ve sınıfı ile buna bağlı
Quercion ilicis alyansına bağlamıştır. Yine Akman (1995), Köyceğiz bölgesindeki sert kalkerler ve
kırmızımsı Akdeniz toprakları üzerinde yayılış gösteren Arbutus andrachne topluluklarını aynı sınıf ve
ordo içerisinde Oleo-Ceratonion alyansına dahil etmiştir.
Uslu (1985) ise “Aydın’ın Batısında Küçük ve Büyük Menderes Nehirleri Arasında Kalan
Bölge Vejetasyonu” üzerine yaptığı çalışmada, Dilek Yarımadasının kuzey ve batı bakılarında
“Arbutetum andrachnis” birliğini tanımlamış ve sintaksonomik olarak Oleo-Ceratonion alyansına
bağlamıştır.
43
Tarafımızdan gerçekleştirilen çalışmalarda ise toplulukta Oleo-Ceratonion alyansının
karakteristik türleri baskın görünmektedir. Bunu Quercion ilicis ve Gonocytiso-Pinion alyansları takip
etmektedir. Karakteristik türlerin frekansları açısından da Oleo-Certonion alyansı daha baskın
görünmektedir. Bu bağlamda Akman’ın ve Ulu’nun çalışmalarıyla da kıyaslandığında çalışma
alanındaki Arbutus andrachne toplulukları Oleo-Ceratonion alyansı içinde değerlendirilmelidir.
5.2.4. Phillyrea latifolia Toplulukları
Çalışmamızda Phillyrea latifolia toplulukları en fazla Querceta ilicis sınıfı ve buna bağlı
Quercetalia ilicis ordosunun karakteristiklerini içermektedir. Bu karakteristikler;
Quercus coccifera L., Olea europea var. oleaster ( Hofmanns & Link) DC. , Pinus brutia
Ten., Juniperus phoenicia L. (Quercetea ilicis) ile,
Arbutus unedo L., Rhus coriaria L., Phillyrea latifolia L., Juniperus oxycedrus L., Asparagus
acutifolius L., Ruscus aculeatus L., Osyris alba L. ve Geranium purpureum Vill. (Quercetalia ilicis)
dir.
Alyans olarak ise Quercion ilicis alyansına ait Quercus coccifera L., Clematis cirrhosa L.,
Teucrium chamaedrys L., Jasminum fruticans L. ve Rubia peregrina L. türleri, Olea ceratonion
alyansına ait Pistacia lentiscus L., Prasium majus L. ve Ephedra campylopoda Mey. türleri
karakteristik olarak bulunmaktadır. Bu alyansların coğrafik dağılışına bakılacak olursa, kıyıya yakın
ve güney Ege’de yer alan Phillyrea latifolia topluluklarının Olea-Ceratonion alyansı içerisinde, diğer
alanlardaki Phillyrea latifolia topluluklarının ise Quercion ilicis alyansı içerisinde değerlendirilmesi
mümkün görünebilir. Nitekim Şık (1992),Yunt Dağında yaptığı çalışmada belirlediği Phillyrea
latifolia birliğinde Quercetalia ilicis karakteristiklerinin fazlalığını, buna karşın Quercetea pubescentis
ve Cisto-Micromerietalia karakteristiklerinin azlığını vurgulamıştır. Bu bağlamda Phillyrea latifolia
topluluklarının alyans düzeyinde net bir ayrımı yapılamamıştır.
5.2.5. Juniperus phoenicia Toplulukları
Ege Bölgesinde Juniperus phoenicia L. daha çok kalker anakayalar üzerinde ve deniz etkisine
açık, bol güneşli sahil kesimlerinde bulunmaktadır. Toprak özellikleri açısından kanaatkar görülen tür,
kireç oranı düşük, ancak kalsiyum oranı yüksek topraklarda görülmektedir. Bulunduğu topraklar
itibarıyla Arbutus andrachne L. ile benzer koşullarda yayılış gösteren tür, Arbutus andrachne’den
farklı olarak bol güneşli güney bakılarda yer almaktadır. Anakayanın kalker olmasına karşın kireç
oranlarının düşük olması ilk bakışta yıkanmayı akla getirmektedir. Bölgenin yağış miktarları göz
önüne alındığında böyle bir yıkanmaya neden olacak çok büyük yağışların olmadığı görülmektedir.
Yayılış alanlarının coğrafik konumu düşünüldüğünde ise bu alanların denize çok yakın ve denizden
gelen nemli rüzgarlara açık olduğu gözlenmiştir. Bu bağlamda söz konusu alanlarda hem nemli
rüzgarlar, hem de denize yakın olması nedeniyle denizden gelen lokal yağışlar nedeniyle yıkanma
meydana gelmiş olabilir.
Fitososyolojik olarak türle ilgili yapılmış çalışmalar oldukça sınırlıdır. Ancak, Uslu
(1981)’nun gerçekleştirdiği çalışmalarda Dilek Yarımadası’nda Samsun Dağı’nın güney bakılarında,
Kırmızı Akdeniz Toprakları üzerinde yayılış gösteren bir Juniperus phoenicia birliği (Juniperetum
phoeniciae) tanımlanmış ve Quercion ilicis alyansına bağlamıştır.
Gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda ise topluluğun Quercetalia (etea) ilicis ordo ve sınıfının
karakteristiklerini taşıdığı görülmektedir. Alyans düzeyinde ise toplulukta Oleo-Ceratonion alyansının
karakteristikleri gerek sayı olarak gerekse frekans olarak çok iyi temsil edilmektedir. Ancak CistoMicromerietalia karakteristikleri de en az Oleo-ceratonion alyansı kadar yaygın görünmektedir.
44
Nitekim Uslu’nun belirlediği birlikte de Cisto-Micromerietalia karakteristikleri çok yaygındır. Bu
bağlamda topluluk için Oleo-Ceratonion alyansı ile Cisto-Micromerietalia ordosu arasında bir ayrım
yapılamamıştır.
5.2.6. Erica manipuliflora Toplulukları
Erica manipuliflora Batı ve Güney Anadolu’da, sıcak Akdeniz ve Akdeniz katlarında, bol
güneşli yamaçlarda, çoğunlukla şist, gnays, serpantin ve peridodit gibi anakayalarla seyrek de olsa
marnlar üzerinde yayılış göstermektedir. Kireçli kayaçlar üzerinde görülmeyişi türün asidofil
karakterli olabileceğinin göstergesidir. Araştırma alanında topluluk, tahribatın çok ilerlediği gözlenen
yerlerde bulunmaktadır.
Uslu (1981)’nun Samsun Dağları’nda yaptığı çalışmalara göre Erica manipuliflora birliği
Cisto-Micromerietalia(ea)’nın Cistion orientale alyansına girmektedir. Beşparmak Dağlarında yayılış
gösteren ve Özel (1996) tarafından belirlenen Erica manipuliflora toplulukları ise hem bu ordonun
hem de Quercion ilicis’in karakteristiklerini eşit oranda içermektedir. Bu bağlamda Özel (1996)
topluluğu her hangi bir üst üniteye bağlamaktan kaçınmıştır.
Tarafımızdan gerçekleştirilen çalışmalarda ise Erica manipuliflora topluluklarının bünyesinde
Cisto-Micromerietalia karakteristiklerinin baskın olduğu görülmektedir. Bu bağlamda topluluğu
Cisto-Micromerietalia ordosu içinde değerlendirmek yerinde olacaktır.
5.2.7. Juniperus oxycedrus Toplulukları
Çeşme Yarımadası’ndaki Juniperus oxycedrus subsp. macrocarpa toplulukları killi kireçtaşı
ve marn anakayalar üzerinde yayılış göstermektedir. Yayılış alanındaki topraklar çok yüksek oranda
kireç içermektedirler.
Yayılış alanlarının sahile yakınlığı dolayısıyla özellikle sahil kumullarında sıkça görülen
Ammophila arenaria (L.) Link, İmperata cylindrica (L.) Raeuschel, Ophrys iricolor Desf. gibi türler
görülmektedir ki bunlar topluluğu diğer maki topluluklarından ayıran türler olarak düşünülebilir.
Fitososyolojik olarak topluluğun bünyesinde Quercetalia ilicis ordosu ve Oleo-Ceratonion
alyansının karakteristiklerine rastlanmaktadır. Bu bağlamda topluluk bu birimlere yakın
görünmektedir.
5.2.8. Pistacia lentiscus Toplulukları
Pistacia lentiscus Batı ve Güney Anadolu’da sıcak Akdeniz katında yayılış gösteren, bu
bağlamda deniz seviyesinden en fazla 200 m’ye kadar çıkan bir türümüzdür. Pistacia lentiscus
toplulukları ile ilgili olarak Uslu (1985)’nun çalışmaları incelenmiştir. Söz konusu çalışmada Uslu,
Dilek Yarımadası’nda ve Mersin civarında belirlediği Pistacia lentiscus topluluklarını Ceratonia
siliqua-Pistacia Lentiscus birliği olarak tanımlamış ve Quercion ilicis alyansına bağlamıştır.
Topluluğun bünyesinde Quercetalia (etea) ilicis ordo ve sınıfı oldukça iyi temsil edilmektedir.
Ancak alyans düzeyinde hem Oleo-Ceratonion, hem de Quercion ilicis alyansının karakteristikleri
benzer oranlarda temsil edilmektedir. Bu bağlamda topluluğun alyans düzeyinde ayrımı
yapılamamıştır.
5.2.9. Quercus aucheri Toplulukları
Quercus aucheri’nin en önemli özelliği, meyvesinin tatlı oluşu dolayısıyla yenilebilir
olmasıdır. Bu bağlamda geçmişte uzun yıllar yöre köylüleri tarafından kestane gibi pişirilerek
45
yenmiştir. Dikenlerinin Quercus coccifera L. kadar sert olmaması hayvanların bu türü tercih etmesine
yol açmaktadır. Ayrıca odunu da yöre halkı tarafından Quercus coccifera’ya göre daha fazla tercih
edilmektedir. Bu nedenlerden dolayı zaten sınırlı bir yayılışa sahip olan türün alanı giderek
daralmakta, yayılış alanı içerisinde de yoğunluğu azalmaktadır.
Yayılış alanı içerisinde Quercus aucheri Jaub. & Spach Kireçtaşı anakaya üzerinde
bulunmaktadır. Bu alanlar genellikle yoğun tahribat görmüş, otlatmaya açık, çok kurak ve toprak
derinliği sığ yetişme muhitleri olarak görünmektedir.
Akman (1995) Quercus aucheri Jaub. & Spach ile ilgili olarak Köyceğiz bölgesinde ve
Antalya-Faselis bölgesinde iki birlik tespit etmiştir. Her iki yerde de Boz pırnal toplulukları deniz
seviyesinden başlayıp 200 m’ye kadar çıkmaktadır. Her iki birlik de kireçtaşı anakaya üzerinde
bulunmakta ve daha çok frigana görünümü vermektedir.
Akman (1995)’ a göre Quercus aucheri toplulukları fitososyolojik olarak Oleo-Ceratonion
alyansına ve bu bağlamda Quercetalia (ea) ilicis ordo ve sınıfına bağlanabilir. Nitekim tarafımızdan
alınan örnek alanda da Oleo-Ceratonion alyansının karakteristikleri daha yaygındır.
46
6. SONUÇ VE ÖNERİLER
Ege Bölgesinde maki alanları genellikle eğimi yüksek ve sığ topraklı yetişme muhitlerinde
yayılış göstermektedir. Zira uygun toprak derinliğine sahip yetişme muhitleri ya vatandaş tarafından
zamanında açılarak tarım veya zeytin kültürüne ayrılmış ya da orman teşkilatı tarafından ağaçlandırma
yapılmış durumdadır. Aslında gerçek anlamda toprak derinliğinden bahsetmek de yanlış olur. Zira
toprak derinliğinin yeterli olduğu alanlarda da anakaya genellikle büyük oranda yüzeye çıkmış
durumdadır.
Laboratuar sonuçlarına göre maki alanları toprakları gerek organik madde açısından gerekse
N, P, K, miktarları açısından orta ve üzerinde değerler taşımaktadır. Yani, yaygın kanının aksine maki
alanları toprakları, bitki besin maddeleri bakımından fakir yetişme muhitleri değildir. Ancak yoğun
tahribat dolayısıyla oluşan erozyon neticesi toprak taşınmış ve sahalar fakir bir görünüm almıştır.
Çalışılan topluluklarında yaygın olan türlerin aynı zamanda Kızılçam ormanlarında yer alan
türler olması bu alanların geçmişte buraların Kızılçam ormanı olduğunu ve antropojen etkilerle bu
duruma geldiğini düşündürmektedir. Bu bağlamda mevcut tanımların yanında makiyi “sert yapraklı
ormanların veya ibreli ormanların tahribi sonucu ortaya çıkmış ve Akdeniz iklim tipine uyum
sağlayan, sert yapraklı ağaç, ağaççık ve çalı türlerinin oluşturduğu çalı formasyonu” olarak
tanımlayabiliriz.
İklimsel olarak maki alanları “Sıcak Akdeniz” ve “Akdeniz” katlarında yayılış göstermekte
olup, bitki toplulukları ile iklim arasında net bir ilişki görülememiştir. Bu nedenle böyle bir ilişkinin
varsa, ancak mikroklimatik koşullar arasında olabileceği düşünülmektedir. Ancak mikroklimayı
ölçebileceğimiz herhangi bir yöntemimiz bulunmadığından bu konuda bir yorum yapılmamıştır.
Maki alanları biyolojik çeşitlilik açısından da oldukça zengin alanlardır. Nitekim
gerçekleştirdiğimiz çalışmaların amacı, mevcut floranın tespiti olmamasına, sadece bitki
topluluklarına yönelik bir çalışma olmasına karşın 750 adet farklı bitki taksonu tespit edilmiştir. Bu
durum bu alanların biyolojik çeşitlilik açısından olduğu kadar yaban hayatı açısından da değerini
arttırmaktadır.
Bugün maki alanları gerekli önemin verilmediği arazilerdir. Orman kanununun 1. maddesi
bile maki alanlarını orman saymamaktadır. Halbuki makiyi oluşturan türlerin büyük bölümü yayılış
alanlarında korunabildiklerinde ağaç veya ağaççık haline gelmekte ve bu bağlamda bir sert yapraklı
orman oluşturmaktadır. Bu nedenle maki alanlarını orman kabul etmemek yanlış olur. Zira ister
kızılçamın tahribi sonucu olsun, ister sert yapraklı ormanların tahribi sonucu oluşsun, maki alanları her
durumda bir ormanın tahribi sonucu oluşmuştur ve orman sayılmalıdır.
Halbuki maki alanları gerek biyolojik çeşitliliğin zenginliği, gerek erozyon ve su koruma
açısından, gerekse süksesyonda bir aşama olmasından dolayı gerçekten önem verilmesi gereken
alanlardır. Özellikle odun dışı orman ürünlerinin büyük çoğunluğunun bu gibi güneşlenmenin yeterli
olduğu alanlarda yer alıyor olması da ekonomik olarak bu alanların önemini bir kat daha
arttırmaktadır. Ayrıca bu alanların korunduğunda aslında sert yapraklı ormanlar haline gelebileceği de
unutulmamalıdır. Nitekim Dilek Yarımadası Milli Parkı’nda ve ekli resimlerde bu durumun örnekleri
gözlenebilmektedir (Ek 27).
Bu nedenlerden dolayı bugün mevcut maki alanlarının oldukça önemli bir kısmı aslında
sadece korunması gereken alanlardır. Zira bu alanlar artık başka bir amaçla kullanımın mümkün
olmadığı ve doğanın dengesinin çok hassas olduğu marjinal alanlardır. Dolayısıyla buralarda yapılacak
en küçük bir yanlış müdahale bu alanların tamamen elden çıkmasına yol açabilir. Ayrıca bu alanlarda
ağaçlandırma faaliyetlerinin de ekonomik ve başarılı olamayacağı kanısındayız. Nitekim Orman
47
Mühendisleri Odasının gerçekleştirdiği bir çalışmada maki alanlarının sürülerek ağaçlandırma
yapıldığı alanlarda yangın riskinin diğer ağaçlandırma alanlarından çok daha yüksek olduğu
belirtilmektedir (Neyişçi vd. 1999).
Maki alanlarında yapılan gözlemlerde baharat, çay, süsleme, drog vb. amaçlarla
kullanılabilecek bitki türlerinin yaygın olduğu görülmüştür. Zira bilindiği gibi bu türler genellikle
güneş seven bitkilerdir. Bu bağlamda yayılış alanları ya orman içi açıklıklar ya da maki alanlarıdır.
Hatta bu bitkilerin habitatları büyük oranda maki alanlarıdır denilebilir. Ancak bu bitkilerin kontrolsüz
ve aşırı kullanımından dolayı miktarlarının azaldığı ve gelişim durumlarının bozulduğu görülmektedir.
Kanımızca maki alanlarında yapılabilecek şey, bu bitkilerin rehabilitasyon ve amenajman planlarının
yapılarak, bu plan çerçevesinde sürdürülebilir kullanımlarının sağlanması ve bu bağlamda maki
alanlarının değerlendirilmesine gidilmesidir. Bunun için de öncelikle bu bitkilere ait bir envanterin
gerçekleştirilmesi ve potansiyel kullanım alanlarının belirlenmesi gerekmektedir.
Ayrıca yine yukarıda da belirtildiği gibi maki alanları yaban hayatı açısından da oldukça
önemli bir yere sahiptir. Yaban hayatını oluşturan hayvanların büyük çoğunluğu güneşlenme ve
otlanma gibi ihtiyaçlarını, ormana göre daha ışıklı ve ot bakımından zengin olan maki alanlarından
karşılamaktadır. Bu bağlamda bu alanlar değerlendirilmek isteniyorsa yaban hayatını koruma ve
geliştirme alanları olarak da değerlendirilebilir.
48
ÖZET
Ege Bölgesi Türkiye’nin batı kısmında yer alan ve ülkemizin yüzölçümünün % 11’ini
kaplayan bir bölgemizdir. İklim koşulları açısından tipik Akdeniz iklimine sahip olan bölgede maki
alanları geniş yer kaplamaktadır. İklim verileri sadece illerden alınmış olup, yapılan analizlerde
istasyonların yarı kurak ve yarı nemli Akdeniz iklim tipine sahip olduğu ve yazın kuvvetli su açığı
bulunduğu görülmüştür. Batı Anadolu’da yeralan çalışma alanı, genel olarak Neojen öncesi
metamorfik ve metamorfik olmayan temel kayaçlar ve bunların üzerine açılan Neojen havzalarından
oluşmuştur. Plütonik kayaçlar ile kesilmiş olan bu metamorfik seriler, genç volkanikler tarafından
örtülmüştür.
Maki alanlarında çok çeşitli toprak tipleri bulunmaktadır. Bunlar: Kireçsiz Kahverengi Orman
Toprakları, Kahverengi Orman Toprakları, Kireçsiz Kahverengi Topraklar, Rendzina Topraklar,
Kırmızı Akdeniz Toprakları, Kırmızı Kahverengi Akdeniz Toprakları, Kestane Rengi ve Kırmızı
Kestane Rengi Topraklar, Regosoller, Vertisoller, Tuzlu, Alkali ve Tuzlu-Alkalı Topraklar, Alüviyal
Topraklar, Hidromorfik Topraklar, Kolüviyal Topraklardır. Toplam 270 örnek alanın alındığı maki
alanlarında mevcut bitki toplulukları baskın tür esasına göre belirlenmiş ve Braun-Blanquet (1932)
metoduna göre kaydedilerek tablolar elde edilmiştir. Bu şekilde belirlenen bitki toplulukları: Quercus
coccifera toplulukları (187 örnek alan), Arbutus unedo (8 örnek alan), toplulukları, Arbutus andrachne
(25 örnek alan) toplulukları, Phillyrea latifolia (28 örnek alan) toplulukları, Juniperus phoenicia (11
örnek alan) toplulukları, Juniperus oxycedrus subsp. macrocarpa (3 örnek alan) toplulukları, Erica
manipuliflora (5 örnek alan) toplulukları, Pistacia lentiscus (2 örnek alan) toplulukları ve Quercus
aucheri (1 örnek alan) topluluklarıdır. Bu alanların yükseltileri 0-1200 m arasında, eğimleri ise % 0100 arasında değişmektedir. Çok çeşitli anakaya tipleri bulunan alanlarda en yaygın anakaya tipi
kalkerdir. Anakaya ile bitki toplulukları arasında önemsiz de olsa bir ilişki kurulabilmiştir.
Örnek alanlardaki toprak türleri de değişmekle birlikte bitki topluluklarına göre anlamlı bir
ilişki görülmemiştir. Tüm alanlarda ağırlıklı toprak türü kumlu balçık ve killi balçıktır. Fitososyolojik
olarak maki toplulukları genel olarak Quercetalia (etea) ilicis ordo ve sınıfında görülmektedir. Ancak
yer yer Cisto-Micromerietalia ordosu da yaygındır. Alyans olarak ise Quercion ilicis ve OleoCeratonion alyansları baskın durumdadır.
49
SUMMARY
The Aegean Region which is in the west of Turkey, covers 11 percent of Turkey’s area. In the
view of climatic conditions it has typical Mediterranean climate. Climatic data was taken from
province centers. According to climatic analyses, provinces have semi-drought and semi-humid
climate types. There is a big water deficiency in summer months.
The study area, placed in the western Anatolia, generally has been formed Pre-Neogene
metamorphic and non-metamorphic fundamental rocks and Neogene basins that lied on these rocks.
These metamorphic series, that cut by plutonic rocks, have been covered by young volcanics. There
are several soil types in maquis areas. These are: Brown Forest Soils Without Lime, Brown Forest
Soils, Brown Soils Without Lime, Rendzina Soils, Terra-Rosa Soils, Red-Brown Mediterranean Soils,
Chestnut Coloured Soils, Red-Chestnut Coloured Soils, Regosols, Vertisols, Salty, Basic and SaltyBasic Soils, Alluvial Soils, Hydromorphic Soils, Kolluvial Soils.
Totally 270 sites have been studied, and existing plant communities have been identified
according to Braun-Blanquet (1932) and based on dominant species. These plant communities are
Quercus coccifera communities (187 sites), Arbutus unedo communities (8 sites), Arbutus andrachne
communities (25 sites), Phillyre latifolia communities (28 sites), Juniperus phoenicia communities
(11 sites), Juniperus oxycedrus subsp. macrocarpa communities (3 sites), Erica manipuliflora
communities (5 sites), Pistacia lentiscus communities (2 sites) and Quercus aucheri communiti (1
site).
Altitudes in those sites change between 0-1200m and slopes between 0-100 %. In sites that
have several parent rock types, the most common parent rock type is calcerous. There is a weak
relationship between plant communities and parent rock types.
Although soil types are changing in different plant communities, there is no meaningful
correlation has been identified between plant communities and soil types. The most common soil types
are sticky mud with clay and sticky mut with sand.
Phytosociologically maqui communities have been considered in Quercetali (etea) ilicis ordo
and class. Howover Cisto-Micromerietalia ordo is also common. The most common alliances are
Quercion ilicis and Oleo-Ceratonion.
50
KAYNAKÇA
AKMAN, Y., 1993. Biyocoğrafya, Palme Yayınları, Mühendislik Serisi, Ankara.
AKMAN, Y., 1995. Türkiye Orman Vejetasyonu, Ank. Uni. Fen Fak. Botanik Anabilim Dalı, Ankara.
AYANOĞLU, S., 1996. Türk Orman Hukukunda Maki Uygulaması ve Sonuçları, İ.Ü. Orman Fak.
Dergisi Seri A, Cilt 46, Sayı 2, İstanbul 72-90 s.
AYTUĞ, B., GÖRCELİOĞLU, E., 1993. Anadolu Bitki Örtüsünün Geç Kuaternerdeki Gelişimi, İ.Ü.
Orman Fak. Dergisi Seri B, Cilt 43, sayı 3-4, İstanbul 27-46 s.
BEKAT, L., 1986. Barla Dağı (Isparta)’nın Flora ve Vejetasyonu, Doktora tezi, E.Ü. Fen Bilimleri
Enstitüsü, İzmir.
BEKAT, L., 1990. X. Ulusal Biyoloji Kongresi, Tebliğler, Erzurum 257-270 s.
BEKAT L., 1992. Denizli, Acıpayam Bozdağ’ın Flora ve Vejetasyonu, Ege Ü. Fen Fakültesi,
Bornova-İzmir.
Bremner, J., M., 1965. Total Nitrogen In ; Methods of Soil Analysis (Edit C. A. Black) Part 2, Amer.
Soc. Of Agr. Inc. Publisher, Madison, Wısconsin.
ÇELİK, A., 1995. Aydın Dağlarının (Aydın) Flora ve Vejetasyonu, Doktora Tezi, Ege Ü. Fen
Bilimleri Enstitüsü, Bornova –İzmir
DAVIS, P. H., 1965-1988. Flora of Turkey and East Aegean Islands, 9 cilt, Edinburgh University
Press, England.
EMBERGER, L., 1952. Sur le Quotient Pluviothermique, C.R, Academy Sc., 234, 2508-2510 p.
EMBERGER, L., 1955. Une Classification Biogéographique des Climats, Rec. Trav. Lab. Bot. Fac.
Of Sc., Montpellıer.
ERDOĞAN, B., 1990. İzmir-Ankara Zonu İle Karaburun Kuşağının Tektonik İlişkisi, MTA Dergisi,
1-15 s.
GEMİCİ, Y., 1988. Akdağ (Afyon-Denizli) ve Çevresinin Vejetasyonu, Doğa Türk Botanik Dergisi,
C.12, Ankara 1 s.
GEMİCİ, Y., SEÇMEN, Ö., 1990. Batı Anadolu’da Tahribe Bağlı Vejetasyon Gelişimi.
GEMİCİ, Y., SEÇMEN, Ö., YILMAZER, Ç., 1990. Batı Anadolu Orman ve Maki Vejetasyonunun
Ekolojik ve Sopsyolojik Özellikleri, X. Ulusal Biyoloji Kongresi, 1990, Erzurum.
GÜLÇUR, F., 1974. Toprağın Fiziksel ve Kimyasal Analiz Metodları, İ.Ü. Yayın No:1970, Orman
Fakültesi Yayın No : 201, İstanbul.
HOUEROU, N., Henry, 1973. Fire and Vegetation in the Mediterranean Basin, Proceedings, Annual
Tall Timbers Fire Ecology Conference, Rome.
JACKSON, M., 1958. Soil Chemical Analysis, University of Nebraska, College of Agric., Department
of Agronomy, Lincoln, Nebraska 72 p.
KACAR, B.,1993. Bitki ve Toprağın Kimyasal Analizleri, A.Ü. Zir. Fak. Eğitim Erş. Ve Gel. Vakfı
Yayın No :3, Bizim Büro Basımevi, Ankara.
KILIÇKIRAN, S., 1991. Akdeniz Bölgesindeki Makiliklerin Değerlendirme İmkanları, Ormancılık
Araştırma Enstitüsü Dergi Serisi, Cilt 37, Sayı 1, No 73, Ankara 61-84 s.
51
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, (1973). Türkiye Meteoroloji Bülteni, Ankara.
MTA Enstitüsü Yayınları, (1973). 1:500 000 Ölçekli Türkiye Jeoloji Haritası-İzmir, Ankara.
MTA Enstitüsü Yayınları, (1974). 1:500 000 Ölçekli Türkiye Jeoloji Haritası-Denizli, Ankara.
MTA Genel Müdürlüğü, (2002). Türkiye Jeoloji Haritası-Denizli, Ankara.
MTA Genel Müdürlüğü, (2002). Türkiye Jeoloji Haritası-İzmir, Ankara.
NEYİŞÇİ, T., AYAŞLIGİL, Y., AYAŞLIGİL, T., SÖNMEZIŞIK, S., 1999. Yangına Dirençli Orman
Kurma İlkeleri, TMMOB Orman Mühendisleri Odası Yayını, Ankara.
OLUK, S., 1999. Babadağ (Denizli)’ın Flora ve Vejetasyonu, Doktora tezi, Tübitak, TBAG-1387
(195T022) No’lu Proje Raporu, İzmir.
ÖZALP, G., 2000. Sert Yapraklı Ormanlar ve Maki, İ.Ü. Orman Fak. Dergisi, Seri A, Cilt 50, Sayı 2,
İstanbul, 131-155 s.
ÖZEL, N., 1996. Beşparmak Dağları ve Dilek yarımadası Milli Parkı Bitki Örtüsü Üzerine
Araştırmalar, Ege Ormancılık Araştırma Müdürlüğü Yayınları, Teknik Bülten No: 1, İzmir.
ŞIK, L., 1992. Yunt Dağı (Manisa) Flora ve Vejetasyonu, Yüksek Lisans tezi, E. Ü. Fen Bilimleri
Enstitüsü, Bornova- İzmir.
Topraksu Genel Müdürlüğü Yayınları, (1971). Aydın İli Toprak Kaynağı Envanter Raporu, Raporlar
Serisi:16, Ankara.
Topraksu Genel Müdürlüğü Yayınları, (1974). Gediz Havzası Toprakları, Raporlar Serisi:86, Ankara.
Topraksu Genel Müdürlüğü Yayınları, (1974). Küçük Menderes Havzası Toprakları, Raporlar
Serisi:88, Ankara.
Topraksu Genel Müdürlüğü Yayınları, (1979). Ege Havzası Toprakları, Raporlar Serisi:90, Ankara.
USLU, T.,1981. Aydın’ın batısında Küçük ve Büyük Menderes Nehirleri Arasında Kalan Bölge
Vejetasyonunun Bitki Ekolojisi ve Sosyolojisi Yönünden Araştırılması, Gazi Üniversitesi,
Fen-Edebiyat Fakültesi Yüksek Lisans tezi.
USLU T., 1985. Aydın’ın batısında Küçük ve Büyük Menderes Nehirleri Arasında Kalan Bölge
Vejetasyonunun Bitki Ekolojisi ve Sosyolojisi Yönünden Araştırılması, Gazi Üniversitesi,
Fen-Edebiyat Fakültesi Yayın No:8, Ankara.
52
Şekil 4. Q. Coccifera L.türünün genel görünüşü
Figure 4. General View of Quercus coccifera L.
Şekil 5. Arbutus unedo’nun Genel Görünüşü
Figure 2. General View of Arbutus unedo L.
53
Şekil 6. Arbutus andrachne’nin Genel Görünüşü
Figure 6. General Wiev of Arbutus andrachne L.
Şekil 7. Phillyrea latifolia’nın Genel Görünüşü
Figure 7. General View of Phillyrea latifolia L.
54
Şekil 8. Juniperus phoenicia’nın Genel Görünüşü
Figure 8. General View of Juniperus phoenicia L.
Şekil 9. Erica manipuliflora’nın Genel Görünüşü
Figure 9. General View of Erica manipuliflora Salibs.
55
Şekil 10. Juniperus oxycedrus subsp. macrocarpa’nın genel görünüşü
Figure 10. General View of Juniperus oxycedrus subsp. macrocarpa (Sibth. & Sm.)
Ball
Şekil 11. Pistacia lentiscus’un Genel Görünüşü
Figure 11. General View of Pistacia lentiscus L.
56
Şekil 12. Sakızın Genel Görünüşü
Figure 12. General View of Mastic Tree
Şekil 13. Quercus aucheri’nin Genel Görünüşü
Figure 13. General View of Quercus aucheri Jaub. & Spach
57

Benzer belgeler