Liderlik erkeksi bir özellik midir?

Transkript

Liderlik erkeksi bir özellik midir?
içimizdekiL‹DER
Doç. Dr.
Yeflim Toduk Akifl
Liderlik erkeksi bir
özellik midir?
“Kad›n” olmak liderlik için bir dezavantaj m›?
Yoksa kad›n kimli¤i liderlik kimli¤ini zenginlefltirir mi?.
K
ad›n ve liderlik konusu, liderlik
araflt›rmalar›n›n önemli bir parças›n›
oluflturdu€u halde, bu konuda yap›lan
araflt›rmalar›n ortaya ç›kard›€› farkl›
sonuçlar, akl›m›zdaki sorulara kesin cevaplar
vermenin hiç de kolay olmad›€›n› gösteriyor.
Erkek yöneticilerin kad›n yöneticilerin
baflar›lar› hakk›ndaki düflüncelerini ö€renmeye yönelik yap›lan araflt›rmalar, kad›n
yöneticilerin elde ettikleri baflar›lar›n daha
çok çal›flmalar›na, flansa ya da iflin kolay
olmas›na ba€land›€›n› gösteriyor. Kad›n
yöneticiler konusunda olumsuz düflünen
baz› erkek yöneticiler, kad›nlar›n
baflar›s›zl›klar›n› yeteneksizliklerine ba€larlarken, erkeklerin baflar›s›zl›klar›n› kötü
flans, görevin zorlu€u ya da yeterli çaba gösterilmemesi ile ilintili buluyorlar. Buna benzer bir durum, Jago ve Vroom'un 1982'de
kad›n ve erkeklerin otoriter davran›fllar›n›n
alg›lanmas›yla ilgili yapt›klar› bir araflt›rmada
da göze çarp›yor. Araflt›rmaya göre,
kad›nlar›n gösterdi€i otoriter davran›fllar
olumsuz olarak de€erlendirilirken, erkeklerin göstermifl olduklar› ayn› davran›fllar
olumlu olarak de€erlendiriliyor. Elbette ki,
liderlik literatüründe kad›n yöneticilerin
baflar›lar›n› destekleyen araflt›rmalara da
rastlamak mümkün. Eskilson ve Wiley'in
araflt›rmas›, kad›nlar taraf›ndan yönetilen
gruplar›n daha verimli olduklar›n› gösteriyor. Ayn› flekilde, J.E. Smith'in ABD'de
yapm›fl oldu€u araflt›rma, kad›nlar›n
yarat›c›l›k gerektiren ifller yapan gruplar›
CEO’s/ 2004/ Say›: 16
yönetme konusunda erkeklere göre daha
baflar›l› oldu€unu ortaya koyuyor.
Cornell Üniversitesi ö€retim üyesi psikiyatr
Anna Fels'in “Do Women Lack Ambition?”
(Kad›nlar H›rstan Yoksun mu?) isimli
makalesinde belirtmifl oldu€u üzere, “h›rs”
kelimesi kad›nlar için bencillik, kendini
be€enmifllik ya da baflkalar›n› kendi ç›karlar›
için kullanma gibi olumsuz ça€r›fl›mlar
yap›yor. Karfl›lar›na ç›kan tüm engellere
ra€men baflar›l› olmufl kad›nlar, bu durumla
erkekler gibi övünmek yerine baflar›lar›n›
baflkalar›na mal ediyorlar ve baflar›y› hiçbir
zaman tek bafllar›na elde ettikleri bir fley
olarak görmüyorlar. Ona göre, kad›nlar›n
KADINLARDAK‹ BAfiARI
GÜDÜSÜ, ONLARIN EMPAT‹
KURMA VE KARfiISINDAK‹N‹N
DUYGULARINA ÖNEM VERME
ÖZELL‹KLER‹NDEN KAYNAKLI...
“h›rs”tan uzak durmalar›n›n nedeni,
toplumda kabul gören “kad›n” imaj›yla ters
düflme endiflesinden kaynaklanan baflarma
korkusudur. Fels'in cinsiyet rolleri üzerine
Stanford Üniversitesi'nde yapm›fl oldu€u
araflt›rma, bu görüflünü destekler nitelikte
sonuçlar vermifltir. Stanford Üniversitesi
ö€rencilerine “Bem Sex Role Inventory”
(BSRI) uygulanarak kendilerinden anketteki
60 s›fat› kad›n özellikleri, erkek özellikleri
ve nötr özellikler olarak s›n›flamalar›
istenmifltir. Araflt›rma sonuçlar›na göre,
kad›nlar› tan›mlayan özellikler flöyle
s›ralan›yor: Uysal, sad›k, nefleli, merhametli,
utangaç, cana yak›n, flefkatli, di€erlerinin
ihtiyaçlar›na önem veren, öven, anlay›fll›,
incinmifl duygular› onarmaya istekli, tatl›
dilli, s›cak, yumuflak, kolay aldanan,
çocuksu, sert konuflmayan, nazik, çocuklar›
seven ve kad›ns›. Araflt›rma, kad›nlar› ifade
eden en önemli unsurun “vermek” oldu€unu
ortaya koyuyor ki bu da kad›nlar›n neden ifl
hayat›nda “destekleyici yönetici” ve “iyi
tak›m eleman›” olarak de€erlendirildiklerini
en güzel flekilde aç›kl›yor. Fels'e göre, bu iki
özelli€i ortaya ç›karan kad›nlar “ifl hayat›na
uygun” ve “kad›ns›” olarak kabul edilirlerken, iflyerinde ön plana ç›kmaya çal›flan
h›rsl› kad›nlar toplumun onlardan bekledi€i
“kad›nsal roller” ile ters düfltükleri için
“kad›ns›” bulunmuyorlar. Bu nedenle de,
baflar›l› kad›nlar “kad›ns›” olmak ad›na
h›rslar›n› törpülüyorlar ve geri plana
çekiliyorlar. Daha önceki araflt›rmalar ise,
kad›nlardaki baflar›y› paylaflma güdüsünün,
onlar›n empati kurma ve karfl›s›ndakilerin
duygular›na önem verme özelliklerinden
kaynakland›€›n› vurguluyor.
Amrop International bünyesindeki projeler
vas›tas›yla tan›flt›€›m 1500 kad›n ve erkek
Türk yöneticiyi ayr›flt›rd›€›mda, Fels'in
görüfllerini destekleyen sonuçlara
ulafl›yorum. Kad›n yöneticiler bir flirketin
tepe yönetimini erkekler kadar çok arzulam›yorlar. Belki de, y›llar içinde bu isteklerini törpülüyorlar. Kimi zaman da tepe
yönetici olman›n getirebilece€i baflar› veya
baflar›s›zl›k korkusuyla ba€lant›l› olarak
çekingen davranabiliyorlar. 16 May›s 2002
tarihinde düzenlenen 7. ‹nsan Kaynaklar›
Zirvesi kapsam›nda yer alan “Liderlikte
Kad›n” adl› sunum s›ras›nda “Bem Sex Role
Inventory” araflt›rmas›n› Amrop Hever
Group Türkiye ad›na gerçeklefltirdik. 20
soruluk bu cinsiyet anketi 30 kad›n yöneticiye uygulanarak Türkiye'deki kad›n ve
liderlik konusuna ›fl›k tutar nitelikte
sonuçlar elde edilmifltir. Araflt›rmaya kat›lan
kad›n yöneticilerin erkeklere atfetti€i özellikler, “agresif”, “kendine güvenen”, “lider
gibi hareket eden”, “özgür”, “risk almaya
istekli” ve “uyum sa€layabilen” nitelikleri
iken, kad›nlara “merhametli”, “anlay›fll›”,
“kibar”, “s›cak”, “flefkatli”, “sad›k”, “arkadafl
canl›s›” ve “hareketleri önceden tahmin
edilemeyen” niteliklerini atfetmifllerdir.
“Mutlu”, “s›r tutan”, “sistematik bir düflünce
yap›s› olmayan” nitelikleri ise hem kad›n
hem erkek yöneticilere ait özellikler olarak
s›n›fland›r›lm›fllard›r. Önemli bir di€er
sonuç fludur ki, araflt›rmaya kat›lan kad›n
yöneticiler “h›rsl›” ve “rekabetçi” gibi erkek
özelliklerini nötr özellikler aras›na
koymufllard›r. Görülüyor ki, geleneksel
olarak erkeksi ve negatif bir özellik olarak
görülen “h›rs”, kad›nlar›n kendi yönetimleri
söz konusu oldu€unda nötr olarak alg›lanabiliyor.
21. yüzy›lda de€iflen yönetim ve liderlik
anlay›fl› ile ba€lant›l› olarak, kad›n olman›n
yönetimde avantajlar sa€layaca€›
düflüncesindeyim.Yeni yönetim kültürlerinde yetkilendirmek, güven, sayg›,
dürüstlük ve ortak bir vizyonu paylaflmak
gibi farkl› araçlar bir araya gelirlerken;
otoriter, kontrol ve komuta sistemine dayal›
yönetim kültürü gün geçtikçe yok oluyor.
Yeni yüzy›l sosyal çevresinde kad›n ve
erkek çal›flma de€erlerinin uyum içerisinde
bir araya getirilmesi önem kazan›rken,
liderlerin de kad›n ve erkek çal›flma
de€erlerini birlefltirebilen kifliler olmas› bekleniyor. Ayr›ca, yeni yüzy›lda liderler
çal›flanlar›n› daha fazla destekliyor, onlarla
beraber çal›fl›p ortak kararlar al›yor ve
onlar› koruyorlar. Bu da demektir ki,
McFarland, Senn ve Childress'›n öne
sürdükleri “Hizmetkar Lider” kavram› yeni
yüzy›l liderlik anlay›fl›n›n ayr›lmaz bir
parças› oluyor. Hizmetkar lider vas›flar›n›n
en önemlisi güvenilmek, di€erleri empati
sahibi olmak, aktif dinlemek, ikna
kabiliyetine ve güçlü sezgilere sahip olmak.
Liderlik art›k “güç” ve “otorite” yerine
“güven yaratmak” ile özdefllefltiriliyor. Yeni
yüzy›lda art›k otoriter liderlere de€il,
takipçilerinin güvenini kazanmay› hedefleyen ve bu güven ortam› içerisinde belirlenen hedeflere tam bir tak›m ruhuyla
koflulmas›n› sa€layan liderlere ihtiyaç var.
21. yüzy›l liderlik anlay›fl›n›n temelinde
“güven” yer al›yor. Bu nedenle de, yeni
yüzy›l yönetim ve liderlik anlay›fl›na
kad›nlar erkeklerden daha kolay ve çok
daha baflar›l› flekilde uyum sa€layabiliyorlar.
Koç Üniversitesi Ö€retim Üyesi Doç. Dr.
Zeynep Aycan'›n Türkiye'de gerçeklefltirdi€i
kapsaml› bir araflt›rmaya göre, “güvenilir
olma” ya da “güven yaratma” baflar›l› kad›n
yöneticilerin kariyerlerindeki befl temel
baflar› faktöründen biri. Anlafl›l›yor ki,
kad›n liderler toplumun onlara yükledi€i
“verici olma” özelli€ini yeni yüzy›l liderlik
anlay›fl›n›n temeli olan “güven yaratma”
özelli€ine dönüfltürürlerse, dezavantajlar›n›
avantaja çevirmifl olurlar. Hatta, bu do€al
özellik sayesinde erkek liderlerin de ötesine
geçerek gerçek birer “lider” olmay›
CEO’s/ 2004/ Say›: 16
içimizdekiL‹DER
N‹LGÜN DEM‹R
Nilgün Demir 43 yafl›nda, erkeklerin
dünyas›nda kad›nlar›n kurallar›n›
uygulayan ve “özverili lider” özelliklerini bir yönetici olarak hayata
geçirmeyi baflarm›fl baflar›l› bir kad›n
lider. 1978'de ‹stanbul'da lise e¤itimini tamamlad›ktan sonra 1984
y›l›nda Bo¤aziçi Üniversitesi
Ekonomi Bölümü'nden mezun oldu.
Meslek yaflant›s›na 1984 y›l›nda
Roche'ta bafllayan Nilgün Demir,
çeflitli pozisyonlarda görevler üstlendi
ve 1997 y›l›nda Roche'un ‹nsan
Kaynaklar› Yöneticisi ve Yönetim
Kurulu Üyesi oldu. 2001 y›l›ndan bu
yana da DSM Vitaminleri'nin Genel
Müdürlü¤ü'nü yürütüyor.
baflar›rlar.
Günümüz liderlik anlay›fl›n›n “özverili lider”
ve “güven yaratma” kavramlar›yla flekillendirilmesi üzerine, çok uluslu firmalar ve
onlar›n liderleri sosyal sorumluluk örne€i
olan projelere imza at›yorlar. Kad›n liderler,
do€ufltan gelen “verici olma” özellikleri
sayesinde, bu sosyal projelerde bafl› çekmeye
ve yönetimsel liderli€in ötesine geçerek gerçek birer toplumsal lider olmaya bafllad›lar.
Türkiye'de bu do€al özelli€i avantaja
çevirmeyi baflaran ve gerek yönetimsel
baflar›s›yla gerek sosyal sorumluluk örne€i
çal›flmalar›yla gerçek “lider” olarak nitelendirebilece€imiz pek çok kad›n üst düzey
yöneticimiz bulunmakta. Bu de€erli kad›n
liderlerden biri de Nilgün Demir…
Nilgün Demir, uzun y›llar çeflitli pozisyonlarda çal›flt›€› Roche'ta sosyal sorumluluk
örne€i pek çok projeye imza att›. 50.000
CEO’s/ 2004/ Say›: 16
çocuk için yap›lan “Rocodec” adl› sa€l›k
taramas› projesi, Derince Sa€l›k Oca€› inflas›
ve deprem sonras› Yalova'da yap›lan çocuk
evi, Nilgün Demir'in üzerinde çal›flm›fl
oldu€u üç gurur verici proje örne€i. Kendisi
flu an genel müdürlü€ünü yapt›€› DSM
Vitaminleri'nin önderli€inde Türkiye için
çok önemli bir di€er projeyi bafllatmak
üzere. Bu proje, h›rsl› ve baflar›l› oldu€u
halde maddi olanaks›zl›klardan dolay›
üniversite s›nav›na haz›rlanamayan ö€rencilere ücretsiz özel e€itim sa€lamay›
amaçl›yor. 1 Ocak 2005 itibariyle bafllayacak
olan bu DSM projesi, olanaks›zl›klar
nedeniyle okuma flans› ellerinden al›nan
gençlere bir umut olacak ve belki de bir
sihir gibi hayatlar›n›n de€iflmesine yol açacak.
Çocuklu€unuzda sizi hayata karfl› yüreklendiren fley neydi?
Nilgün Demir:Erkekleri döven güçlü k›zlardan de€ildim. Kolay a€layan bir k›zd›m. Baz›
fleyler bana zor gelirdi, yapamam san›rd›m.
Bahariye ‹lkokulu'nda okudu€um dönemde
kufllara karfl› büyük bir ilgim vard›. Okul
kap›s›nda kafesler içinde kufl satarlard›.
Bütün param› flekere de€il bu kufllara yat›r›r
ve onlar› özgür b›rak›rd›m. Kafesin içinde
öylece s›k›fl›k kalmalar›ndan rahats›z olur,
uçmak istediklerini bilirdim. Ancak babam
sonradan bana bu kufllar›n uçmad›€›n› ve
onlar› satan adamlar›n ben onlar› özgür
b›rakt›ktan sonra yeniden yakalad›klar›n›
söyledi. Param› bofla harcad›€›ma de€il,
aldat›ld›€›ma üzüldüm. Çok iyi hat›rlad›€›m
bir baflka an›mda kimsenin oyunlar›na katmak istemedi€i bir arkadafl›m›z›
oyunlar›m›za almay› baflarmamd›. Oyun
oynarken, o tek bafl›na oturan k›z›n elini
tutard›m ama di€er eli boflta kal›rd› ve kimse
tutmazd›. Ben arkadafllar›m aras›nda
sevilirdim ve onu oyunlar›m›za almay›
sürdürdükçe herkes onun elini de tutmaya
bafllad›. Hep seçimle s›n›f baflkan› olurdum.
Ö€retmenlerim beni çok severdi ve iyi bir
ö€renciydim.
‹lkokuldan sonra nas›l bir ö€renciydiniz?
Hobileriniz nelerdi?
Kurallara baflkald›ran biri olmad›m hiç.
Lisedeyken arkadafllar›m taraf›ndan terbiyeli,
çal›flkan, örnek bir ö€renci olarak görüldüm.
Ö€retmenler de beni bu yüzden seviyorlard›;
beni görünce hala hat›rlarlar. Arkadafllar›m
y›ll›kta bile beni “çok çal›flkan” ö€renci diye
anlatm›fllard›. Onlara gönüllü ders verirdim.
S›navlarda kopya verirdim, hatta üniversitede bu yüzden uyar›ld›m. ‹lkokuldan beri
kitap okumak en büyük tutkumdu. Bir de
sokakta oyunlar oynard›k. Hiç yaramazl›k
yapmad›m. Kurallara çok ba€l›yd›m. Hatta
bir kez annemden okulu k›rmak için izin
istedim, o da verdi. Ama arkadafllar›m,
“Böyle okul k›r›lmaz” diye bana k›zm›fllard›.
‹lk kez okulu lise sonda böyle k›rd›m.
fiimdi o€lunuzla iliflkileriniz nas›l?
Okuldan geldi€inde evde olmad›€›ma
üzülüyorum. Bu durum belki o€lum için
önemli de€il ama benim için önemli. Çünkü
ben annemi okuldan geldi€imde evde bulmak isterdim.
Arkadafllar›n›zla aran›zdaki güven iliflkisi
nas›l?
Eflim Gökhan, insanlarla ilk tan›flt›€›mda
hemen yüz puan verdi€imi, sonra bana karfl›
tav›rlar›na göre bu güveni afla€›ya do€ru
indirdi€imi söylerdi. ‹liflkilerime hep olumlu
ve güvenerek bafllar›m. Ancak insan kaynaklar›nda çal›flmaya bafllad›ktan sonra
insanlara hemen yüz puan vermemeye
bafllad›m. Liseden hala görüfltü€üm iki kifli
var. Onlarla aram›zda güven vard›r, bafl›m›z
s›k›flt›€›nda birbirimizi çekinmeden arar›z.
Arkadafllar›m ve akrabalar›m, “Nilgün'ün
böyle baflar›l› olaca€› belliydi” derler hep.
Belki beni fazla idealist, hatta bu yüzden de
pop zevklerden uzak bile buluyorlard›. Çok
Çal›fl›r›m ve idealistimdir.
‹flyerinde ekibinizle aran›zda güven yaratmay› nas›l baflar›yorsunuz?
‹flyerinde güven ortam› ancak adil davranarak yarat›labiliyor. Ekiptekilerle haftada
bir gün toplan›p her fleyi ortaya koyar›z. Ben
ilk geldi€imde “yapamad›m” diyemiyorlard›.
Bir fley yap›lamayabilir, ama bu durumda
yard›m istenir. Art›k bunu söyleyebiliyorlar.
Herkes birbirine yard›m ediyor. Sadece ifl
de€il, birbirlerine evlerinden tafl›n›rken bile
yard›m edenler var. Art›k birbirleriyle dost
oldular.
“Nilgün Demir” deyince akla ilk gelen fley
neden “güvenilir” olmakt›r?
Çünkü standart davran›r›m. ‹nsanlara neye
k›zd›€›m›, neyi baflar›l› buldu€umu söylerim.
Baflar›l› olanlar› takip ederim, baflar›lar›
hemen ödüllendiririm. Bu pozitif hava
insanlar› etkiler.
‹fl hayat›na girmeniz ve sonra genel müdür
olma iste€i sizde nas›l olufltu? Ço€u kad›n
yönetici bunun flans eseri oldu€unu
söylüyor.
Ne kadar çal›fl›rsam çal›flay›m yetersiz
geliyor. Baflar›s›z olmaktan korkuyorum.
Dal›fl kulübünün yapt›€› s›navda da 80
alm›flt›m. Daha önce bu kadar yüksek not
alan hiç olmam›fl. Heyet topland› ve ikinci
kez s›nava girdim. O zaman da 90 ald›m.
Bo€aziçi Üniversitesi'ne girdim ama çok
mutlu olmad›m. Kimya mühendisli€i bana
göre de€ildi ve çok iyi arkadafllar›m da
yoktu. Bölümü sevemedim, ekonomiye
transfer oldum. “Bitirmene bir y›l kald›, ne
gerek var” dediler. “Mutsuzum, neden
devam edeyim ki?” dedim. 1984'te mezun
oldum. Ekonomi bölümünde hem mutlu
oldum hem de baflar›l› oldum. Çok zor bir
hoca olan Sertel'den 100 üzerinden 120
ald›m. Baflar›s›z olma korkusuyla hep çok
çal›flt›m. Detaylar› gözden kaç›rm›fl olmaktan
korktum. Roche'ta temel at›l›rken bile gidip
gece üçe kadar bafl›nda durdum. Eski
yöneticim Roche Genel Müdürü Faruk
Yöneyman benim flirkete veda mesaj›mda
bunu belirtmifl. “‹fl yaparken çok rahat
etti€im, az bulunur bir çal›flma arkadafl›s›n”
diye yazm›fl.
Sizce kad›n liderler fark yarat›yor mu?
Liderli€in kad›n ve erkek diye ayr›lmas›na
s›cak bakm›yorum. ‹fle yaklafl›m›n cinsiyetle
ilgisi yok, karakterlerle ilgili bir fley bu.
Kad›nlar bazen duygusald›r. Bu bir aç›dan
iyi, bir aç›dan kötü. ‹nsanlar› anlamak,
empati kurmak aç›s›ndan iyi. Ancak sorunlar›n içine fazlaca girmek, üzülmek iyi de€il.
Erkekler bundan kendilerini koruyabiliyorlar. Ben problemlerin içine fazla düflebiliyorum. Kendimi bu yönde gelifltiriyorum.
Kariyerinizde nas›l ilerlediniz?
Hiçbir zaman müdür olay›m demedim. Çok
gezebilece€im bir ifl istedim. O zamanlar
sat›fl ve ihracat modayd›. Sonra Roche'ta
planlama bölümüne girdim. ‹nsan
Kaynaklar› Yürütme Üyeli€i yapt›m. En
uzun süreli iflim de buydu ve 1994-2001
aras›nda sürdü. Her fley kendili€inden
geliflti, planlamad›m. Roche Aya ‹rini'de bir
konser düzenliyordu. Faruk Bey saat 12'de
gidip hiç haz›rl›k yap›lmad›€›n› görünce
beni arad›. Organizasyonu haz›rlad›m. Aya
‹rini ilk kez bu kadar temizlenmifl. Bütün
her fley zaman›nda haz›r oldu; k›rm›z›
hal›lar, mumlar… Faruk Bey, “Bu kadar fleyi
ne zaman yapt›n?” dedi. Ekibimde
güvendi€im birkaç kifliyi oraya
götürmüfltüm, çünkü kriz durumu vard›.
Böylece halkla iliflkiler de bana ba€land›.
Büyük projeler de yapt›k. 50.000 çocuk için
sa€l›k taramas› ve 1999 depremi
sonras›ndaki projeler de benim kontrolümdeydi. Depremden iki gün sonra
Hüsamettin Bey'le görüfltüm. Müsteflar›n›n
kart›yla iki tane prefabrik ev ald›m. Evleri
götürdük. Orada herkesle arkadafl oldum.
50.000 çocuk taramas›nda toz toprak içinde
çal›flanlarla birlikteydim. Bu tür projeler
nedeniyle flirkette olma gururum artt›. Böyle
bir fleyi baflarm›fl olmaktan gurur duydum.
“Ben yapt›m” demek önemli de€il. Önemli
olan iflin bitmesi ve do€ru olmas›. Kendimi
öne ç›karmay› sevmiyorum.
Sosyal sorumluluk örne€i olan bu projelerden biraz bahseder misiniz?
Hayat›mda içinde olmaktan en fazla gurur
duydu€um ve kendimi çok flansl› buldu€um
üç projeden biri 50.000 çocukta yap›lan
sa€l›k taramas› ve deprem sonras› Yalova'da
yap›lan çocuk evi ile Derince'deki sa€l›k
oca€› inflas›d›r. 50.000 çocukta sa€l›k taramas› Rocodec ad›yla an›l›r. Bilimsel olarak
Roche'un 100. y›l kutlamalar› s›ras›nda Türk
t›bb›na arma€an›d›r. Bu çal›flma yap›lana
kadar Türkiye'de çocuklar›n kronik
hastal›klar›n›n s›kl›€› ve bölgesel da€›l›m›
bilinmezdi. Bu çal›flman›n hem hekimlerimize tibbi bir kaynak oluflturdu€unu, hem de
Türkiye'nin yetiflen ifl gücü profilini tan›mak
aç›s›ndan demografik bir kaynak oldu€unu
düflünüyorum. Bu iflin arka plan›nda ise
hekimlerimizin kap› kap› dolaflmas›, bu
dolaflmalar›n bürokratik aç›dan izinlerinin
al›nmas› ve takip edilmesi vard›. Benim
kat›ld›€›m Güneydo€u aya€› da oradaki
çocuklar›m›z›, uzaktaki bir köyde var olduklar›n›, imkans›zl›klar içinde büyümeye
çal›flt›klar›n›, hep bildi€imiz ama günlük
ifller içinde unuttu€umuz, e€itilebilirlerse
ülkemiz için büyük potansiyel olabilecek
yavrular›m›z› görmemi sa€lad›. fiimdi de her
imkan›m oldu€unda zaman›m› onlar için
kullanmaya, ileride ise onlar için çal›flmaya
niyetliyim. Orada birçok isimsiz kahraman
oldu€unu biliyorum. Depremden hemen
sonra Yalova'da Tigem'in içinde yapt›€›m›z
Çocuk Evi ise ac›lar içinde bir vaha olarak
tan›mlanabilir. 21 A€ustos'tan Ekim sonuna
kadar her gün gitti€imiz bu evin yap›m›nda
oradaki görevli askerlerin ve Ankara'n›n
büyük deste€ini alm›flt›k. D›fl›n›n boyanmas›n› bile çocuklara bir tören haline
getirmek için bir grafiker arkadafl›m›z›
götürdük. Oraya hediye edilen oyuncaklar›
çocuklar›n büyük bir olgunlukla raflara
dizmelerini, kendi evlerini süslemelerini hala
unutamam.
‹fl hayat›nda tepeye ç›karken zorland›n›z m›?
Bir kere istifa ettim. Bir fley ö€renemedi€im
bir insanla çal›flamazd›m. Kad›n oldu€um
için çelme tak›ld›€›n› hiç hissetmedim.
Kimseden bir fley beklemedim. Kendileri
teklif ettiler. Yaln›zca matriks organizasyonlarda çal›flmay› tercih etmem, ekiplerin bana
ba€l› olmas›n› savunurum.
Kaynaklar
• Akifl, Y.T. (2004). “Kad›n ve Liderlik”,
Türkiye'nin Gerçek Liderlik Haritas›, Alfa
Yay›nlar›
CEO’s/ 2004/ Say›: 16