Turkish Vocabulary List A bir düzina a dozen yarım a half A

Transkript

Turkish Vocabulary List A bir düzina a dozen yarım a half A
Turkish Vocabulary List
bir düzina
yarım
A level öğrencisi
biraz
çok
bir çift
bir çeyrek, dörtte bir
yaklaşık
yurt dışı
yatacak yer
karşıdan karşıya
erkek / kadın oyuncu aktör/aktrist
adres
giriş ücreti
yetişkin
reklam
sonra
Ege
öğle sonuda
sonradan
yine
karşı
yaş
anlaştı
hostes
hava limanı, havaalanı
çalar saat
alkol (alkolsüz)
hep
hemen hemen
yalnız
boyunca
zaten, evvelce, çoktan
ayrıca
her zaman
ambulans
Anadolu
ve
kızgın
ev hayvanı
yıldönümü, yıllık, her yıl
cevap
tedirgin
elma
Page 1 of 33
A
a dozen
a half
A level (student/exams)
a little
a lot, much, many
a pair/ couple
a quarter
about, roughly, approximately
abroad
accommodation
across
actor/ actress
address
admission charge
adult
advert
after (prep/conj)
Aegean
(in the) afternoon
afterwards
again
against
age
agreed
air hostess
airport
alarm clock
alcohol (free)
all
almost
alone
along
already
also
always
ambulance
Anatolia
and
angry
animal (pet)
annually
answer
anxious
apple
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
çırak/lık
kayısı
alan, bölge
kol
koltuk
ordu
ana yol
geliş, varış
sanat
sanatçı
gibi
en kısa zamanda
gibi, kadar
Asya
de, da
ilk önce, en başta
en sonunda
arkada
dibinde
önde
evinde
üstte
atletizm
teyze, hala, yenge
Avusturya(lı)
Sonbahar
bulvar
müthiş, korkunç, dehşet verici
bebek
çocuk bakmak
arka
domuz pastırması
kötü
kalitesiz
çanta
poşet
ekmekci, fırıncı dükkanı
top
muz
banka
sepet
basketbol
banyo
banyo odası
pil (akü)
sahil, plaj
fasulye, yeşil
sakal
güzel
Page 2 of 33
apprentice (-ship)
apricot
area, district
arm
armchair
army
A-road
arrival
art (gallery)
artist
as (+ a +noun), as (conj)
as soon as
as well as/both …and
Asia
at (= place), at (=time)
at first
at last
at the back
at the bottom
at the front
at the house of (with)
at the top
athletics
aunt
Austria(n)
Autumn
avenue
awful, terrible
B
baby
babysitting
back
bacon
bad (= a bad experience)
bad (= poor quality)
bag (shopping)
bag (= paper, plastic)
baker(‘s shop)
ball (=sport)
banana
bank
basket
basketball
bath (tub)
bathroom
battery (car)
beach
beans (=green)
beard
beautiful
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
çünkü
ondan dolayı
yatak (tek/çift)
yatak takımı
yatak odası
arı
sığır eti
bira
önce
önceden, daha önce
başlangıç
arkasında, gerisinde
Belçika(lı)
altında
kemer
dönemeç
daha iyi
arasında
bisiklet
büyük
hesap, fatura
biyoloji
kuş
tükenmezkalem
doğum
doğum günü
bisküvi
acı
kara
frenk üzümü
battaniye
kör
apartman
sarışın
bluz
mavi
binmek
tahta (beyaz/siyah)
yatılı ev
yatılı okul
sandal, kayık
vücut
haşlanmış yumurta
haşlanmış patates
kitap
kitaplık
kitapçı
çizme
sınır, kenar
sıkıcı
doğma
Page 3 of 33
because
because of
bed (single/double)
bedlinen
bedroom
bee
beef
beer
before (prep.) (conj)
beforehand, previously
beginning
behind
Belgium (Belgian)
below, under
belt
bend
better
between
bicycle
big
bill (e.g. restaurant)
biology
bird
biro
birth
birthday
biscuits
bitter
black
blackcurrant
blanket
blind (adj)
block of flats
blonde, fair
blouse
blue
board (on)
board (white/black)
boarding house
boarding school
boat
body
boiled egg
boiled potatoes
book
book case
bookshop
boot
border
boring
born
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
İstanbul Boğazı
patron, işveren
her ikisi
şişe açıcı
tas
kutu
boks
oğlan
erkek / kız arkadaşı
sütyen
bilezik
fren
ekmek
top ekmek
teneffüs
arızalanmak, bozulma
kahvaltı
tuğla
köprü
evrak çantası
parlak
açık
broşür
kırık
erkek kardeş, (ağabey)
kardeşler
brüksel lahanası
muhabbet kuşu
yapı ustası
bina
otobüs
otobüs durağı
çalı
iş adamı, iş kadını
fakat
kasap
tereyağı
düğme
lahana
kabine
kek
pastane
hesap makinesi
çağrı, çağırmak
telefon etme, arama
fotoğraf makinesi
kamp ateşi
kamp yeri
kamp yapan
Page 4 of 33
Bosphorus Strrait
boss
both
bottle (opener)
bowl(e.g. of fruit)
box (e.g.chocolates)
boxing
boy
boy/girlfriend (Fr/Sp)
bra
bracelet
brakes
bread
bread roll
break (lunch)
breakdown
breakfast
brick
bridge
brief case
bright (= colour)
bright (= weather)
brochure
broken
brother (elder) (Fr/Sp)
brothers & sisters (Ger/Sp)
brussel sprouts
budgerigar
builder
building
bus
bus stop
bush
businessman/woman
but, however
butcher (‘s shop)
butter
button
C
cabbage
cabin
cake
cake/sweet shop
calculator
call (=shout)
call (=telephone)
camera
camp fire
camping/ camp site
camper
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
kanal
kutu açıcı
kano yapma
kantin
kasket
başkent
araba, otomobil
vagon
araba vapuru
otopark
karavan
kart
karton kutu
oyun kartı
dikkatli
bakıcı
halı, kilim
havuç
çizgi
vezne
kale
kedi
büyük kilise
çiçek lahanası
CD / DVD çalar
bilgisayar bilimi
tavan
bodrum
merkez
emin
sandalye
şampanya
para bozmak
vezne
değiştirme odası
küçük kilise
değersiz
ucuz
şerefe
peynir
aşçıbaşı
kimya
eczacı, (eczahane)
çek defteri
kiraz
satranç
çekmeceli dolap
çiklet, sakız
tavuk, piliç
çocuk
çocukluk
Page 5 of 33
canal
can, tin (opener)
canoeing
canteen
cap
capital
car
car (= railway coach)-dining/sleeping
car ferry
car park (multi-storey –Ger only)
caravan
card (birthday)
cardboard (box)
cards (playing)
careful!
caretaker
carpet
carrot
cartoon
cashier
castle
cat
cathedral
cauliflower
CD/DVD player
CDT
ceiling
cellar (=house/wine)
centre (shopping)
certain(ly), sure, definite(ly)
chair
champagne
change (small)
change office
changing room
chapel
cheap (= not expensive)
cheap (= value for money)
cheers!
cheese
chef
chemistry
chemist('s shop)
cheque book
cherry
chess
chest of drawers
chewing gum
chicken (=animal/food)#
child
childhood
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
baca
patates kızartması
kakao
çikolata
seçenek
koro
piirzola
Noel
Noel arifesi
Noel agacı
kilise
sigara
sinema
şehir
devlet memuru
klarnet
ders
sınıf arkadaşı
sınıf odası
temiz
net
iklim
saat
kapalı
giysi
elbiseci
bulut, bulutsuz
bulutlu
kulüp
yolcu otobüsü
kömür
kıyı
palto, ceket
kahve
cezve
madeni para
kola
soğuk
soğuk alma, nezle, üşütme
kolej, üniversite
renk
tarak
komedi
rahat, konforlu
bölme, kompartman
tamamen
karışık
ortaokul, lise
bilgisayar
bilgisayar programcısı
bilgisayar oyunu
Page 6 of 33
chimney
chips
chocolate / chocolate drink
chocolates
choice
choir
chop, cutlet
Christmas
Christmas Eve
Christmas/fir tree
church
cigarette
cinema
city
civil servant
clarinet
class (Sp.=lesson)(Ger. e.g. 2nd)
class mate
classroom
clean
clear
climate
clock (Ger also o’clock)
closed
clothes/clothing
clothes shop
cloud (less)
cloudy
club
coach (i.e. bus)
coal
coast
coat
coffee
coffee pot
coin
coke
cold (adj.)
cold (e.g.I have a cold)
college/ university
colour
comb
comedy
comfortable, cosy
compartment
completely, absolutely
complicated
comprehensive school
computer
computer programmer
computergame
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
konser
bağlantı
aşçı
serin
köşe
koridor
pamuk
öksürük
tezgâh
memleket
ülke, yurt, vatan
kır
kurs
kuzen, yeğen
inek
kaymak, krema
kredi kartı
cips
boğaz, geçit
kavşak
salatalık, hıyar
fincan
dolap
kıvırcık
perde
yastık
müşteri
gümrük
bisiklet sürme
bisikletli
baba
günlük, her gün
dans
Çanakkale Boğazı
karanlık
tarih
kız evlat
gün
bir önceki gün
ertesi gün
ölü
Sevgili , Sayın
derin
derece
gecikme
mezeci dükkanı
nefis
diş doktoru, dişçi
büyük mağaza
Page 7 of 33
concert
connection (trains)
cook
cool =temperature)
corner
corridor
cotton
cough
counter
country (in the)
country (=not town)
countryside/scenery
course (also lessons – Fr)
cousin
cow
cream (whipped – Ger only)
credit card
crisps
crossing (e.g.of Channel)
crossroads
cucumber
cup
cupboard
curly (=hair)
curtain
cushion
customer
customs (=declare!)
cycling
cyclist
D
dad
daily
dance
Dardanelles
dark
date
daughter
day
day before yesterday
day after tomorrow
dead
Dear (=letters)
deep
degree (=temperature)
delay (= lateness)
delicatessen
delicious
dentist
department store
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
gidiş
sıra
tatlı
gidilecek yer
dedektif, hafiye filmi
günlük
sözlük
değişik, farklı
zor
yemek odası
akşam yemeği
yön
pis, kirli
bulaşık
bulaşık makinesi
doktor
belgesel
köpek
kapı zili
çift dönem
alt kat
drama
elbise, giysi
şoför
şoför ehliyeti
bateri, davul
kuru
ördek
süresince, bu arada
yorgan
tanesi
her
kulak
erken
küpe
doğu
Paskalya yortusu
kolay
veya
elektrikli ocak
elektrisyen
zarif
fil
boş
son
nişanlı
mühendis
İngiltere
İngilizce (İngiliz)
Page 8 of 33
departure
desk
dessert
destination
detective film
diary
dictionary
different
difficult
dining room (=house)
dinner, evening meal
direction
dirty
dish
dishwasher
doctor (=medical)
documentary
dog
door bell
double period
downstairs
drama
dress
driver
driving licence
drums (= percussion)
dry
duck
during (prep)
duvet
E
each (=per item)
each, every
ear
early
earrings
east
Easter
easy
either… or
electric cooker
electrician
elegant
elephant
empty
end
engaged (i.e. a fiancé)
engineer
England
English (=language/person)#
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
Manş Denizi
afiyet olsun
yeter
giriş
zarf
dana eti
euro
Avrupa(lı)
hatta
akşamleyin
herkes
heryerde
tam
imtihan, sınav
örnek
mükemmel
hariç
gezi
affedersiniz
alıştırma
okul defteri
çıkış
pahalı
deney
ekspres tren
göz
yüz
fabrika
adil
aile
harika
den, dan çok uzak
gidip gelme ücreti
çiftlik
çiftci
modaya uygun
şişman
baba
olumlu, uygun
favori
faks makinesi
dişi
festival
ateşi var
alan
film
final
sonunda
güzel
Page 9 of 33
English Channel
enjoy your meal!
enough
entrance (=place)
envelope
escalope, schnitzel
euro
Europe(an)
even
(in the) evening
everybody
everywhere
exactly
examination
example
excellent
except for
excursion, trip
excuse me!
exercise
exercise book
exit (=bldg/motorway)#
expensive, dear
experiment
express train
eye
F
face
factory
fair (= just)
family
fantastic
far (away) from, distant
fare
farm
farmer
fashion(able)
fat
father
favourable
favourite
fax/ fax machine
female
festival
fever / a temperature
field (=arable)
film (horror/love/science-fiction)
final (e.g. sport)
finally
fine (= weather)
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
parmak
son, bitiş
itfaiye
itfaiyeci
hava fişenkleri
firma
adı
ilkin
balık
olta
sağlam
alev
apartman dairesi
düz
uçuş
döşeme
kat
çiçek
grip
flüt
sinek
sis
gelecek
yemek
yiyecek
ayak, (yaya)
futbol
patika
için
günler/ce, ca
yabancı
forma
eskiden, önceden
dolmakalem
Fransa (Fransız)
bedava, parasız
boş yer
boş zaman
buzluk
taze
buzdolabı
kızartılmış yumurta
arkadaş
dostça
den, dan
giriş kapısı
kırağı
meyve
meyve suyu
meyve ağacı
tava
Page 10 of 33
finger
finish (noun)
fire brigade
fireman
fireworks
firm, company
first name
firstly
fish
fishing rod
fit
flame
flat (=accommodation)
flat (=not hilly)
flight (=by plane etc)
floor
floor (e.g. 1st floor)
flower
flu
flute
fly
fog (gy)#
following/next (e.g.day/week)
food (=eating)
food (=shopping)
foot (on)
football
footpath
for (prep.)
for + days/months/weeks
foreigner
form
formerly, previously
fountain pen
France (French)
free (=no charge)
free (=seat)
free time/ leisure
freezer
fresh
fridge
fried egg
friend (Ger. boy/girlfriend)
friendly
from (e.g. Letter, place, time)
front door
frost
fruit
fruit juice
fruit tree
frying pan
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
tam, dolu
herşey dahil
nokta
eğlence
gülünç
acaip
eşya (lı)
oyun
bahçe kapısı
sarmısak
gaz ocağı
gcse sınavları
coğrafya
Almanya (Alman)
kız
memnuniyetle
bardak
cam
eldiven
gol
Tanrı
süs/havuz balığı
iyi
allahaısmarladık, görüşmek üzere
kaz
torun
büyük baba, anne
dede, nene
üzüm
greyfurt
çimen, çim, ot
sos
Büyük Britanya (Britanyalı)
büyük
yeşil
manav
selamlaşmak
gri
bakkal
yer, toprak
zemin katı
grup
konuk, misafir
gitar
jimnastik salonu
Page 11 of 33
full
full board
full stop
fun
funny
funny (=strange)
furniture (furnished)
G
game
(garden) gate
garlic (ger. H/T)
gas cooker
gcse exams
geography
Germany (German)
girl
glad(ly)
glass
glass (material)
glove
goal
God
goldfish
good
good-bye!
goose
grandson/daughter/child
grandfather/mother/parents
grandad/granny (Ger only)
grape
grapefruit
grass
gravy, sauce
Great Britain (British)
great! cool!
green
greengrocer's
greeting
grey
grocer's shop
ground
ground floor
group =(band)
guest
guitar
gymnasium
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
saç
saç fırçası
kuaför
buçuk
giriş salonu
salon
el
el çantası
mendil
kapı eli
Mutlu Noel
Mutlu Yeni Yıl
zor
çalışkan
şapka
baş
başöğretmen
başağrısı
far
sağlıklı
kalp
ısı
ısıtma
ağır
çit
boy
helikopter
alo
yardım, imdat
yardımsever
porsiyon
burada
yüksek
yokuş/lu
tarih/i
hobi, düşkü
tatil
Hollanda (Felemenkli)
ev/de
ev ekonomisi
ev yolculuğu
ödev
dürüst, namuslu
bal
at / sürüşü
hastane
ev sahibi
sıcak
otel
saat
Page 12 of 33
H
hair
hairbrush
hairdresser
half (adj)
hall (=entrance to house)
hall (=large room/concert etc)
hand
handbag
handkerchief
handle
Happy Christmas!
Happy New Year!
hard (=difficult)
hard working
hat
head (=body)
head teacher
headache
headlight
(un) healthy
heart
heat
heating (central)
heavy (=weight)
hedge
height (of person)
helicopter
hello
help(!)
helpful
helping, portion
here
high
hill(y)
history/historical
hobby
holiday
Holland (Dutch)
home (at/going)
home economics
home journey
homework
honest (ger. H/T)
honey
horse / riding
hospital
host
hot
hotel
hour(lesson– Ger;Fr/Sp –o’clock)
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
ev (tek ev / ikiz ev)
nasılsın?
kaç tane?
ne kadar?
nasıl?
nemli, rutubetli
açlık
koca
house(detached/semi-detached)
how are you?
how many?
how much is it?
how?
humid
hunger
husband
bana ne
bilgisayar teknolojisi
buz
dondurma
buz pateni
fikir
kimlik kartı
hasta
derhal
mümkün değil
içinde
keyifli / keyifsiz
önünde / dışarda
ileride
dahil
bilgi
sakin
böcek
içeride
çalgı aleti
zeki
ilgi çekici
internet
mülakat, görüşme
davetiye
ipod
İrlanda(lı)
demir
İslamiyet
değil mi?
fark etmez
İtalya(lı)
I
I don’t care!
I.T.
ice
ice cream
ice rink
idea
identity card
ill
immediately
impossible
in
in a good/bad mood
in front of/ outside
in future
included
information
inhabitant
insect
inside
instrument
intelligent
interesting
internet
interview
invitation
ipod
Ireland (Irish)
iron
Islamic
isn't it?
it doesn't matter
Italy (Italian)
ceket
reçel
kavanoz
staj
iş (yarım gün / tam gün)
biftek
gazeteci
J
jacket
jam
jar, pot (e.g. jam)
job (e.g. for students)
job (part-time/full-time)
joint, roast meat
journalist
Page 13 of 33
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
uzun yolculuk
kısa yolculuk
tıpkı onun gibi
journey (longer)
journey (short)
just as (comparative)
anahtar / lık
kilo (metre)
çeşit
küçük kulübe
öpücük
mutfak
diz
kadın kilotu
bıçak
K
key (ring)
kilo(metre)
kind
kiosk
kiss
kitchen
knee
knickers
knife
laboratuvar
hanımefendi
göl
kuzu / eti
lamba
dil / yabancı
son
geç vakit
gecikme
çim
avukat
lider
broşür
lig
deri
sol
bacak
limon
gazoz, limonata
daha az
ders
mektup
harf
posta kutusu
marul
kütüphaneci
kütüphane
hayat, yaşam
asansör
hafif
ışık, ampül
hat
aslan
dudak
dudak boyası, ruj
L
laboratory
lady
lake
lamb (=animal/meat)
lamp
language (foreign)
last (adj)
late
late (e.g. train late)
lawn
lawyer
leader (e.g. of travel group)
leaflet
league
leather
left (on the left side)
leg
lemon
lemonade
less
lesson (Fr.only) (Ger=hour;Sp=class)
letter
letter (=of alphabet)
letter box
lettuce
librarian
library
life
lift
light (weight)
light bulb
line (also Ger. “route e.g. bus”)
lion
lip
lipstick
Page 14 of 33
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
liste
az
ciğer
oturma odası
uzun
kamyon
kayıp eşya bürosu
sevgi, aşk
alçak, düşük
şans (iyi/kötü)
bagaj
çanta/bagaj dolabı
öğle yemeği
lüks
dergi, magazin
bayan hizmetci
ana (istasyon/yol)
araba modeli
erkek
adam
müdür, yönetici
harita
pazar yeri, çarşı
marmelad
evli
patates püresi
maç
malzeme
matematik
yemek
et
köfte
makineci, makinist
ilaç
Akdeniz
orta boy / uzunluk
toplantı
buluşma yeri
üye
menü
menü, yemek listesi
metal, maden
mikrodalga
öğleyin
ortasında
gece yarısı
süt
eksi
ayna
Page 15 of 33
list
little (= not much)
liver
living room
long (adv)
lorry
lost property office
love
low
luck (good/bad!)
luggage
luggage locker
lunch, mid-day meal
luxury
M
magazine
maid
main (e.g. station/road/course)
make (of car)
male
man
manager
map
market (place)
marmelade
married
mashed potato
match (=sport)
material
maths
meal
meat
meat-balls, rissoles
mechanic
medicine (=from chemist’s)
Mediterranean
medium (=height/length)
meeting
meeting place
member
menu (=card)
menu/ dish (of the day)
metal
microwave
midday
middle (in the middle of)
midnight
milk
minus (e.g. temperature)
mirror
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
Bayan (evlenmemiş)
hata
karışık
cep telefonu
orta
an
para
maymun
ay
mopladı
daha çok
sabahleyin
anne
makine
motosiklet/li
otoband
otoband hizmetleri
dağ(lar)
dağ bisikleti
fare
ağız
mp3 çalar
Bay
Bayan (evli)
çok katlı otopark
anne
müze
mantar
müzik (pop,klasik,folk, halk)
müzisyen
Müslüman
hardal
adı soyadı
dar
yakında
yakınında
lazım
boyun
kolye
komşu
erkek yeğen
sinirli
ağ
Hollanda, Felemenk
asla, hiçbirzaman
yeni
Yeni Yıl
Yeni yıl arifesi
haber
Page 16 of 33
Miss
mistake
mixed
mobile phone
moderate
moment
money
monkey
month
moped
more
(in the) morning
mother
motor, engine
motorbike(rider)
motorway
motorway services
mountain (s)#
mountain bike#
mouse
mouth
mp3 player
Mr (also gentle(man)
Mrs
multi-storey car park (Ger only)
mum
museum
mushroom
music (pop/classical/folk)
musician
Muslim
mustard
N
name (also = surname)
narrow
near to
nearby
necessary
neck
necklace
neighbour
nephew
nervous
net
Netherlands
never
new
New Year
New Year's Eve
news
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
gazete
yakın
yanında
güzel
kız yeğen
gece/lik
gece klubü
hayır
artık
hiç kimse
gürültü
gürültülü
saçma
kuzey
burun
ta ki
henüz yok
not, mesaj
kağıt para
not defteri
hiçbir şey
roman
şimdi
numara
hastabakıcı, hemşire
ana okulu
kuruyemiş
tamam
tutulmuş yer
den, dan
tabii
büro, ofis
sık sık
yağ
eski
zeytin
üstünde
yolda
bir daha
tek yol
soğan
sadece
tek çocuk
açık
açık hava
opera
ameliyat
karşı
veya
Page 17 of 33
newspaper
next (adj)
next to
nice
niece
night (dress)
night-club
no
no longer
no-one, nobody
noise (loud)
noisy, loud
nonsense
north
nose
not until
not yet
note (=message)
note (e.g.50 euros); Ger “ticket”
note book
nothing
novel (= book)
now
number
nurse(male/female)
nursery school
nut
O
o.k
occupied (e.g.seat)
of (prep)
of course
office
often
oil
old
olive
on (=position)
on the way
once (more)
one way street
onion
only
only child
open (adj.)
open air (in the)
opera
operation (=medical)
opposite (prep)
or
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
portakal
turuncu
Osmanlı
diğer
başka türllü
melii malı, se/sa iyi olur
dış taraf
fırın
orada
üstünde
kapalı
kendi
sahibi
beden eğitimi
paket
sayfa
sızı, ağrı
soluk
kağıt
karton ciltli kitap
pardon
anne ve baba, veliler
büyük bahçe, park
parça
özellikle
parti
siyasi parti
yolcu
pasaport
erişte
hasta
sabırlı
kaldırım
şeftali
armut
bezelye
yaya, yayalar için alan
kalem arkadaşı
kurşunkalem
kalem kutusu
halk
biber
her
yüzde
eksiksiz, kusursuz
parfüm
belki
kişi
şahıs
Page 18 of 33
orange (=fruit)
orange (=colour)
Ottoman
other
otherwise
ought to, "should"
outside
oven
over there
over, above (prep)
overcast
own (adj.)
owner
P
P.E
packet
page (Ger also = “side)
pain
pale (colour)
paper(s) (=paper;documents)
paperback
pardon?
parents
park
part
particular(ly)
party
party (=political)
passenger
passport
pasta, noodles
patient (e.g.in hospital)
patient (adj)
pavement
peach
pear
peas
pedestrian (area)
pen friend
pencil
pencil case
people (=in general)
pepper
per
per cent
perfect
perfume
perhaps
person ( no. of persons)
person (= human being)
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
kişisel, özel stereo
benzin
benzin istasyonu
fotoğrafçı
fotoğrafçılık
fizik
piyano
lahana turşusu
piknik
resim
börek
parça
ananas
pembe
saha
yer
plan, tasarlamak, proje
uçak
bitki
plâster
plastik
tabak
peron
oyun
oyuncu
oyun odası
hoş
lütfen
tanıştığmıza memnun oldum
erik
su tesisatcısı
cep
çakı
cep harçlığı
podyum oyuncuları
nokta
Polonya(lı)
polis
polisiye dizisi
polis istasyonu
polis
kibar, nazik
fakir
yetersiz
pop şarkısı
popüler
domuz eti
liman
mümkün
posta kodu
postahane
Page 19 of 33
personal stereo, walkman
petrol
petrol station
photographer(‘s)
photography
physics
piano
pickled cabbage (Ger/Fr)
picnic
picture (=painting)
pie
piece (=of paper/ cake etc)
pineapple
pink
pitch/court
place
plan, project
plane
plant
plaster (=elastoplast)
plastic (=basic material)
plate
platform
play (=theatre)
player
playroom
pleasant/enjoyable
please
pleased to meet you
plum
plumber
pocket
pocket knife/ pen-knife
pocket money
pod-cast
point (e.g.place/ score/ idea)
Poland (Pole)
police
police/crime story/thriller(Tv/film/book)
police station
policeman/woman
polite
poor (= not rich)
poor (e.g. work)
pop song
popular
pork
port (= harbour)
possible
post code
post office
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
kartpostal
afiş, poster
postacı
patates
sterlin, libre
reçete
hediye
güzel, hoş
fiyat
ilk okul
özel okul
sorun
ürün
meslek
program
birahane, pab
kazak
dakik
lastik patlaması
öğrenci
mor
cüzdan, kadın
pijama
postcard (picture)
poster
postman
potato
pound (=sterling/weight)
prescription
present
pretty
price
primary school
private school
problem
product
profession
programme (e.g. TV)
pub
pullover
punctual/ on time
puncture
pupil
purple
purse
pyjamas
kalite
soru
çabuk
sessiz
oldukca
bilgi yarışması
Kuran
Q
quality
question
quick
quiet
quite/ fairly
quiz show
Quaran
din dersi
tavşan
yarış
raket
radyatör
radyo
demiryolu
demiryolu hattı
yağmur
yağmurluk
yağmurlu
Ramazan
ahududu
ustura, tıraş makinesi, cilet
neden
gerçekten
makbuz
R
R.E
rabbit
race
racquet/stick/bat
radiator
radio
railway
railway line
rain
raincoat
rainy
Ramadan
raspberry
razor
reason
really
receipt
Page 20 of 33
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
alıcı
son günlerde/zamanlarda
resepsiyon memuru
yemek tarifesi
kırmızı
içecekler
bülge, yöre
akraba, hısım
tamir
garaj
muhabir
lokanta, restoran
gidiş dönüş yolculuğu
gidiş dönüş bileti
zengin
sağ
doğru
yüzük
nehir, ırmak
nehir kıyısı
tekerlekli kızak
dam
oda (tek, çift, aile)
yer
boş oda
gül
yuvarlak
sıra
kürekli kayık
lâstik
silgi
sırt çantası
cetvel
Rusya(lı)
üzgün
salata
maaş
ucuz satış
satıcı asistanı
som balığı
tuz
kum, kumkalesi
sandal
sandviç
tatmin edeci, doyurucu
tencere
fincan tabağı
pastırma
sosis
Page 21 of 33
receiver (=telephone)
recently
reception(ist)
recipe
red
refreshments
region
relative (= relation)
repair
repair workshop, garage
reporter
restaurant
return journey
return ticket
rich
right (on the)
right (= correct)
ring
river
riverbank
roller skates
roof
room (single/double/family)
room ( = enough room)
rooms available/B & B
rose
round (=shape)
row (e.g. of seats etc)
rowing boat
rubber (=material)
rubber (=eraser)
rucksack
ruler
Russia(n)
S
sad
salad
salary, pay
sale
sales assistant
salmon
salt
sand (castle)
sandal
sandwich
satisfactory
saucepan
saucer
sausage (=sliced)
sausages
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
atkı
okul
okullararası değiş tokuş
okul salonu
okul oyun sahası
okul çantası
fen
makas
küçük motosiklet
İskoçya(lı)
deniz
denize yakın tatil köyü
mevsim
koltuk
saniye
orta okul
sekreter
deniz tutması
selfservis
ayrı
dizi
ciddi
hizmet
birkaç
şampuan
keskin
koyun
raf
gemi
gömlek
ayakkabı, potin
dükkan
camekân
dükkan bakıcısı
alış veriş
kısa
şort
omuz
duş
geçici yağmur, sağanak
kenar
işaret
imza
ipek
gümüş
den, dan beri
şarkıcı
tek yönlü bilet
bekar
tekne
kız kardeş
Page 22 of 33
scarf
school
school exchange
school hall
school playground
schoolbag
science
scissors
scooter
Scotland (Scot)
sea
seaside resort
season
seat
second (60 = 1 minute)
secondary school#
secretary
see sickness
self-service
separate (e.g. paying bill)
series (e.g. on TV)
serious
service (=in restaurant)
several
shampoo
sharp
sheep
shelf
ship
shirt
shoe
shop
shop window
shopkeeper
shopping
short (e.g.hair)
shorts
shoulder
shower (=in bathroom)
shower (=weather)
side (e.g. on this side)
sign (road)
signature
silk
silver
since (prep/conj)
singer
single ticket
single, unmarried
sink
sister
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
büyüklük, beden
kayak eğitmeni
etek
gökyüzü
uyku tulumu
dilim
salam
zayıf, ince
yavaş
kısa
şık
düzgün
hafif yemek yenen yer
yılan
kar
oldukça
böylelikle
sabun
televizyon dizisi
çorap
kanape
asker
bazı
birileri
birşeyler
bazen
biryerlerde
şarkı
tez
boğaz ağrısı
özür dilerim
çeşit
çorba
güney
İspanya(lı) İspanyolca
konuşuyor
özel tenzilatlı, indirimli
ıspanak
görkemli, muhteşem
kaşık
spor
oyun sahası
Bahar
merkez
stadyum
merdiven
merdivenler
pul
yıldız
başlangıç
tren istasyonu
Page 23 of 33
size
ski (instructor)
skirt
sky
sleeping bag
slice
sliced meats (e.g. salami)
slim
slow
small; short (= height)
smart (e.g. dress)
smooth
snack (bar)
snake
snow
so (tall etc) !
so, therefore
soap
soap opera
sock
sofa, settee
soldier
some, a few
someone, somebody
something (“or other” – Ger only)
sometime(s)
somewhere
song
soon (see you…soon!)
sore throat
sorry!
sort, kind
soup
south
Spain (Spanish)
speaking! (=on telephone)
special offer
spinach
splendid
spoon
sport
sports ground/ school field
Spring
square (=in town)
stadium
stair
stairs
stamp (=postage)
star
starter/ first course
station (=train)
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
metro istasyonu
kırtasiyeci
kalmak
biftek
çelik
müzik seti
yahni, güveç
hâlâ
mide, karın ağrısı
taş
fırtına/lı
düz
dosdoğru
çilek
akarsu, dere
cadde, sokak
güçlü, kuvvetli, sağlam
öğrenci
aptal
evde ders çalışmak
ders (en çok sevdiği)
varoş
şehir civarına giden tren
aniden
şeker
takım, kat
takım, elbise
bavul, valiz
Yaz
güneş
güneş yakması
güneş kremi
güneş gözlüğü
güneşli
süpermarket
sörf tahtası
tatlı
şekerleme
mayo
yüzme
yüzme havuzu
İsviçre(li)
masa
masa tenisi
masa örtüsü
hap
paket yiyecek
uzun
çeşme, musluk
Page 24 of 33
station (=tube)
stationer's
stay (e.g. at hotel/ resort)
steak
steel
stereo system
stew
still (=even now)
stomach (ache)
stone
storm (y)
straight (e.g.hair)
straight ahead
strawberry
stream
street/ road
strong
student
stupid
study (in house)
subject (favourite)
suburb
suburban railway
suddenly
sugar
suit (men's)
suit (women's)
suitcase
Summer
sun
sun burn
sun cream/ lotion
sun (glasses)
sunny
supermarket
surfboard
sweet (adj)
sweets
swimming costume
swimming (Fr/Sp only)
swimming pool
Switzerland (Swiss)
T
table
table tennis (Fr/Sp only)
tablecloth
tablet/pill
take away meal
tall
tap
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
çay
öğretmen
takım
demlik
teknik kolej
telefon kulübesi
telefon rehberi
televizyon
çadır
taraça
ev (sıralı)
sınav, test
teşekkür
şu, o
ki, en, an
tiyatro
o zaman
ondan sonra
orada
oraya ve geriye
şey
susamış
şu
içinden, arasından
bilet
gişe
tertipli
kravat
kaplan
sıkı
külotlu çorap
para çekmecesi
zaman
tarife
ders programı
bahşiş
yorgun
mek, mak için
e, a, ye, ya
kabul etmek
varmak
soru sormak
cevap vermek
çocuk bakıcılığı yapmak
pişirmek
banyo yapmak
olma
yapabilme
çağrılmak
korkmak
alâkadar olmak
Page 25 of 33
tea
teacher
team
teapot (Fr/Sp only)#
technical college
telephone box
telephone directory (Ger. only)
television (e.g. on TV)
tent
terrace, patio
terraced house
test
thank you
that (adj)
that (conj.)
theatre
then (= at that time)
then (adv)
there
there & back
thing
thirst(y)
this (adj)
through
ticket
ticket office
tidy
tie
tiger
tight
tights
till (= cash desk)
time
timetable (bus/train)
timetable (school)
tip (money)
tired
to (=in order to)
to (=a place)
to accept
to arrive
to ask
to answer
to babysit
to bake
to bathe
to be
to be able to, "can"
to be called
to be frightened
to be interested in
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
eksik olmak
şu, bu fikirde olmak
doğru olmak
yanlış olmak
olmak
başlamak
yer ayırtmak
kırmak
getirmek
taramak, fırçalamak
satın almak
kamp etmek
taşımak
değiştirmek
bozmak
seçmek
temizlemek
diş fırçalamak
tırmanmak
kapatmak, kilitlemek
toplamak, koleksiyon yapmak
saç taramak
gelmek
devam etmek
pişirmek
öksürmek
kesmek
dans etmek
hareket etmek, ayrılmak
anlatmak
yapmak
spor yapmak
çizmek
içmek
kurutmak
kazanmak
yemek
boşaltmak
düşmek
yedirmek
hissetmek
formunda olmak
gidip getirmek
yerini doldurmak
doldurmak
balık avlamak
uçmak
yasaklamak
dondurmak
üstünü değiştirmek
giyinmek, soyunmak
Page 26 of 33
to be missing
to be of the opinion
to be right
to be wrong
to become, get
to begin/start
to book/ reserve#
to break
to bring
to brush e.g.(hair)
to buy
to camp
to carry/ wear
to change (e.g.trains)
to change (=money)
to choose
to clean
to clean (teeth)
to climb
to close (lock)
to collect
to comb (hair)
to come
to continue (e.g. studies)
to cook
to cough
to cut
to dance
to depart
to describe
to do
to do sport
to draw
to drink
to dry up
to earn
to eat
to empty
to fall
to feed (=pets)
to feel
to feel like (doing s.th)
to fetch
to fill (in) (=to fill cup/to fill form)
to fill up (=petrol)
to fish
to fly
to forbid (forbidden)
to freeze
to get changed
to get (un)dressed
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
inmek
binmek
iyi geçinmek
tanımak
kalkmak
vermek
yolculuğa çıkmak
yürümek
dışarıya gitmek
yürüyüşe çıkmak
dışarıya çıkmak
yanından geçmek
carşıya gitmek
gezmeye çıkmak
kayak yapmaya gitmek
yatağa gitmek
yatmaya gitmek
selamlamak
ızgara yapmak
büyümek
nefret etmek
almak, sahip olmak
banyo yapmak
mola vermek
istirahat etmek
ikindin çayını içmek
duş almak
meli, malı
işitmek
ısıtmak
yardım etmek
uzun yürüyüşe çıkmak
vurmak
elektrikli süpürgeyle süpürme
incitmek
ütülemek
hafifçe koşmak
atlamak
bilmek
tanımak
konmak
yaymak
önderlik yapmak
öğrenmek
terketmek
ödünç vermek
kiralık
uzanmak
yatmak
istemek
dinlemek
Page 27 of 33
to get off
to get on
to get on with
to get to know
to get up
to give
to go = travel
to go = walk
to go away
to go for a walk
to go out
to go past (by car/on foot)
to go shopping
to go sight-seeing
to go (ice/roller) skating
to go to bed
to go to sleep
to greet
to grill, barbecue
to grow (= get bigger)
to hate
to have
to have a bath
to have a break
to have a rest
to have afternoon tea/ coffee
to have a shower
to have to, "must"
to hear
to heat
to help
to hike
to hit
to hoover/ vacuum clean
to hurt (e.g. my arm hurts)
to iron
to jog
to jump
to know (facts)
to know (people)
to land
to lay (e.g. table)
to lead
to learn
to leave (place)
to lend
to let, leave (s.th)
to lie (be lying down)
to lie down
to like (to)
to listen to
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
yaşamak
kalmak
kilitlemek
bakmak
aramak
ileriye bakmak
kaybetmek
sevmek, aşık olmak
evlenmek
karşılaşmak
karşılamak
biçmek
ihtiyaç duymak
teklif etmek
açmak
ısmarlamak
örgütlemek, düzenlemek
paket açmak, paketlemek
boyamak
otopark yapmak
parasını ödemek
telefon etmek
çalmak
postalamak
uygulama
hazırlamak
bastırmak
itmek
çekmek
üstüne koymak
içine koymak
koymak
sıraya girmek
yağmur yağma
kabul etmek, almak
kiralamak
tamir etmek
tekrarlamak
dönmek
at sürmek
fırında pişirmek
kürek çekmek
koşmak
yelkenli ile gitmek
biriktirmek
görmek
satmak
göndermek
hizmet etmek
paylaşmak
parlama
Page 28 of 33
to live (= be alive)
to live (place)
to lock (up)
to look at
to look for
to look forward to
to lose
to love
to marry
to meet (by intention)
to meet = pickup,fetch
to mow
to need
to offer
to open
to order (e.g. in restaurant)
to organise
to (un)pack
to paint
to park
to pay (for)
to phone
to play (e.g.music/ sports/cards etc)
to post
to practise
to prepare
to press
to push
to pull
to put (= to lay)
to put (inside s.th) (Ger.only)
to put, place (e.g. a vase)
to queue
to rain
to receive
to rent, hire
to repair
to repeat
to return, come/go back
to ride (horse)
to roast
to row
to run
to sail
to save (=money)
to see
to sell (out)
to send
to serve
to share
to shine
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
alışveriş yapmak
bağırmak, haykırmak
göstermek
ımzalamak
şarkı söylemek
oturmuş olmak
oturmak
kayak yapmak
uyumak
kar yağması
konuşmak
hecelemek
harcamak
vakit geçırmek
durmak
ayağa kalkmak
çalıştırmak
kalmak
geceyi geçirmek
vazgeçmek
durdurmak
durmak
ders çalışma
güneş banyosu yapmak
sörf yapmak
süpürmek
yüzmek
birlikte götürmek
kalkmak
tatmak
test yapmak
yazışmak
teşekkür etmek
atmak
tertiplemek
antreman yapmak
seyahat etmek
denemek
anlamak
kullanmak
ziyareet etmek
birşey için beklemek
uyanmak
arzulamak
yıkamak
bulaşık yıkamak
seyretmek
tartmak
kazanmak
rüzgar sörfü yapmak
dilemek
Page 29 of 33
to shop
to shout, scream
to show
to sign
to sing
to sit (+ be sitting)
to sit down
to ski
to sleep
to snow
to speak
to spell
to spend (=money)
to spend (=time)
to stand
to stand up
to start (cars)
to stay, remain
to stay the night
to stop (doing something)
to stop (vehicles)
to stop(e.g. if walking)
to study
to sunbathe
to surf
to sweep
to swim
to take (with you – Ger.)
to take off (plane)
to taste (e.g. good/bad)
to test (exams)
to text
to thank
to throw (away)
to tidy up, clear away
to train
to travel
to try (to do s.th)
to understand
to use
to visit
to wait for
to wake up
to want to
to wash (o.s.)
to wash up
to watch
to weigh
to win
to windsurf
to wish
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
işlemek
çalışmak
yazmak
tost
bugün
tuvalet
tuvalet kağıdı
domates
yarın
de, da, çok, aşırı
aletler
dişağrısı
diş fırçası
diş macunu
el feneri
kaplumbağa
tur
turist
turist ofisi
havlu
kule
şehir merkezi
belediye binası
şehir turu
oyuncak/lar
eşofman
trafik
trafik ışıkları
trajedi
makinist
antreman ayakkabısı
tramvay
seyahat acentası
gezici
seyahat çeki
tepsi
ağaç
kısa gezi
pantolon
alabalık
karın
Türkiye(li), Türk
hamam
Türk kahvesi
lokum
hindi
televizyon
ikiz
dış lastik, tekerlek
Page 30 of 33
to work
to work (function)
to write
toast
today
toilet
toilet paper
tomato
tomorrow
too e.g. (too old)
tools
tooth (ache)
toothbrush
toothpaste
torch
tortoise
tour
tourist
tourist office
towel
tower
town (centre)
town hall
town tour
toy(s)
tracksuit
traffic
traffic lights
tragedy
train driver
trainers
tram
travel agent's
traveller
traveller's cheque
tray
tree
trip, outing
trousers
trout
tummy
Turkey (Turkish)
Turkish bath
Turkish coffee
Turkish delight
turkey
TV set
twins
tyre
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
çirkin
şemsiye
amca, dayı, enişte
metro, yeraltı treni
külot, don
işsiz
maalesef
Amerika Birleşik Devletleri
kurşunsuz benzin
tertipsiz
kadar
üst kat
kullanışlı
kullanışsız
genellikle
çamaşır odası
U
ugly
umbrella
uncle
underground/tube/métro
underpants
unemployed
unfortunately
United States of Amerıca
unleaded (petrol)
untidy
until
upstairs
useful
useless
usually
utility room/ laundry room
geçerli
vadi
van
vazo
dana eti
sebzeler
çok, pek, gayet
veteriner
video oyunu
manzara
köy
sirke
keman
ziyaret
V
valid
valley
van (delivery)
vase
veal
vegetables
very
vet
videogame
view
village
vinegar
violin
visit
ücret
garson
bekleme salonu
bayan garson
yürüyüş
dış duvar
iç duvar
cüzdan, erkek için
duvar kağıdı
giysi dolabı, gardırop
çamaşır tozu
lavabo
çamaşır
çamaşır makinesi
eşekarısı
saat
W
wages
waiter!
waiting room
waitress!
walk
wall (exterior)
wall (interior)
wallet
wallpaper
wardrobe
wash powder
washbasin
washing
washing machine
wasp
watch,clock.
Page 31 of 33
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
su
su sporları
dalga
zayıf, güçsüz
hava raporu
hafta içinde
hafta sonunda
hoşgeldiniz
batı
batılı
ıslak
ne?
ne çeşit?
ne zaman?
nereye, nereden?
hangisi?
beyaz
beyaz ekmek
neden?
geniş
karı
vahşi, yabani
pencere
rüzgarlı
şarap (kırmızı/beyaz)
şarap killeri
Kış
arzu
ile
onsuz
kadın
harika
koru, orman
yün
sözcük, kelime
işsiz
işçi
atelye
yazma kağıdı
yanlış
yıl
sarı
evet
dün
henüz
yoğurt
genç
saygılarımla, hürmetlerimle
saygılarımla, samimiyetle
Page 32 of 33
water (drinking/mineral)
watersports
wave
weak
weather (forecast)
weekdays (on)
weekend (at the)
welcome
west
western
wet
what?
what kind of?
when? (vonj)
where? (to?)/(from?)
which?
white
white bread
why?
wide
wife
wild
window
wind(y)
wine (red/white)
wine cellar
Winter
wish
with
without
woman
wonderful
wood/ forest
wool
word
work
worker
workshop
writing paper
wrong
Y
year
yellow
yes
yesterday
yet (time)
yoghurt
young
yours faithfully
yours sincerely
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008
genç, delikanlı
gençlik kulübü
gençlik yurdu
Page 33 of 33
young person, teenager
youth club
youth hostel
GCSE Turkish Vocabulary List
© OCR 2008

Benzer belgeler

Turkish Minimum Core Vocabulary List

Turkish Minimum Core Vocabulary List firma fırtına/lı fiyat fizik flüt forma formunda olmak fotoğraf makinesi fotoğrafçı fotoğrafçılık Fransız fren frenk üzümü futbol

Detaylı