TÜRK Ġġ HUKUKUNDA ASIL ĠġVEREN-ALT

Transkript

TÜRK Ġġ HUKUKUNDA ASIL ĠġVEREN-ALT
T.C.
SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
ÖZEL HUKUK ANA BĠLĠM DALI
Ġġ VE SOSYAL GÜVENLĠK HUKUKU BĠLĠM DALI
TÜRK Ġġ HUKUKUNDA
ASIL ĠġVEREN-ALT ĠġVEREN ĠLĠġKĠSĠ
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
DanıĢman
Yrd. Doç. Dr. N. Binnur TULUKÇU
Hazırlayan
Nahit Gürhan AYDIN
KONYA 2006
KISALTMALAR CETVELĠ .................................................................................... I
GĠRĠġ ......................................................................................................................... 1
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
GENEL BĠLGĠLER
§ 1- TARĠHĠ GELĠġĠM.......................................................................................... 3
I - GENEL OLARAK ...................................................................................... 3
II - SOSYAL, EKONOMĠK VE TEKNOLOJĠK AÇIDAN
TARĠHĠ GELĠġĠM .................................................................................... 5
III - YASAL AÇIDAN TARĠHĠ GELĠġĠM................................................... 8
§ 2 – TERMĠNOLOJĠ .......................................................................................... 13
I - GENEL OLARAK .................................................................................... 13
II - YASALARDA KULLANILAN KAVRAMLAR .................................. 14
III - UYGULAMADA KULLANILAN KAVRAMLAR ........................... 16
IV - DOKTRĠNDE KULLANILAN KAVRAMLAR ................................. 17
V – DEĞERLENDĠRME .............................................................................. 18
VI - BENZER KAVRAMLAR .................................................................... 20
§ 3- ASIL ĠġVEREN - ALT ĠġVEREN KAVRAMLARI................................. 22
I - GENEL OLARAK .................................................................................... 22
II - ASIL ĠġVEREN KAVRAMI .................................................................. 23
III - ALT ĠġVEREN KAVRAMI ................................................................. 25
1- Tanımı .................................................................................................. 25
2- Unsurları .............................................................................................. 30
a) ĠĢin BaĢka Bir ĠĢverenden Alınması ............................................. 30
b) ĠĢin Asıl ĠĢverenin ĠĢyerinde Yürüttüğü Mal Veya Hizmet
Üretimine ĠliĢkin Yardımcı ĠĢlerinde Veya Asıl ĠĢin Bir
Bölümünde ĠĢletmenin Ve ĠĢin Gereği Ġle Teknolojik
Nedenlerle Uzmanlık Gerektiren ĠĢlerde Olması ............ 33
aa) ĠĢin Asıl ĠĢverenin ĠĢyerinde Yürüttüğü Mal Veya
Hizmet Üretimine ĠliĢkin Yardımcı ĠĢlerinde Olması ...... 34
bb) ĠĢin Asıl ĠĢin Bir Bölümünde ĠĢletmenin Ve ĠĢin
Gereği Ġle Teknolojik Nedenlerle Uzmanlık
Gerektiren ĠĢlerde Olması ............................................. 38
aaa) ĠĢin Asıl ĠĢin Bir Bölümünde Olması ...................... 39
bbb) ĠĢin ĠĢletmenin Ve ĠĢin Gereği Ġle Teknolojik
Nedenlerle Uzmanlık Gerektiren
ĠĢlerde Olması ......................................................... 42
c) Alt ĠĢveren Bu ĠĢ Ġçin Görevlendirdiği ĠĢçilerini
Sadece Bu ĠĢyerinde Ve Bu ĠĢ Ġçin ÇalıĢtırması .......................... 53
d) Asıl ĠĢverenin ĠĢçilerinin Alt ĠĢveren Tarafından
ĠĢe Alınarak Haklarının Kısıtlanmaması ..................................... 58
e) Alt ĠĢverenin Daha Önce Asıl ĠĢverenin ĠĢçisi Olmaması ........... 61
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
ASIL ĠġVEREN – ALT ĠġVEREN ĠLĠġKĠSĠ
§ 4 - GENEL OLARAK ........................................................................................ 65
§ 5 - HUKUKĠ NĠTELĠĞĠ ..................................................................................... 68
§ 6 - ASIL ĠġVEREN ĠLE ALT ĠġVERENĠN YÜKÜMLÜLÜKLERĠ ............ 72
I - GENEL OLARAK .................................................................................... 72
II - ASIL ĠġVERENĠN YÜKÜMLÜLÜKLERĠ .......................................... 73
1 - Kamu ĠĢverenlerinin Tabi Olduğu Yükümlülükler ....................... 73
2 - Diğer Asıl ĠĢverenlerin Tabi Olduğu Yükümlülükler .................... 74
III - Alt ĠĢverenin Yükümlülükleri...............................................................76
§ 7 - ASIL ĠġVEREN ĠLE ALT ĠġVERENĠN BĠRLĠKTE SORUMLULUĞU ........ 77
I - GENEL OLARAK .................................................................................... 77
II - ġARTLARI .............................................................................................. 80
III - HUKUKĠ NĠTELĠĞĠ ............................................................................. 85
IV- KAPSAMI ................................................................................................ 87
1 - 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Yasası Açısından
Sorumluluğun Kapsamı .................................................................... 87
2 - 4857 Sayılı Yasa Açısından Sorumluluğun Kapsamı ..................... 89
a) ĠĢ Yasası'ndan Doğan Yükümlülükler ......................................... 90
b) ĠĢ SözleĢmesinden Doğan Yükümlülükler ................................... 92
c) Alt ĠĢverenin Taraf Olduğu Toplu ĠĢ SözleĢmesinden
Doğan Yükümlülükler .................................................................... 92
d) Birlikte Sorumluluğun Bazı Sınırları ........................................... 96
3 - 4857 Sayılı ĠĢ Yasası Ġle 1475 Sayılı ĠĢ Yasası'nın
KarĢılaĢtırılması ................................................................................. 98
§ 8 - ASIL ĠġVEREN ALT ĠġVEREN ĠLĠġKĠSĠNDE MUVAZAA .............. 100
I - GENEL OLARAK .................................................................................. 100
II - Ġġ YASASI AÇISINDAN MUVAZAA ................................................ 101
III - BORÇLAR YASASI AÇISINDAN MUVAZAA .............................. 106
IV - MUVAZAANIN SONUÇLARI .......................................................... 113
§ 9 - ASIL ĠġVERENĠN ALT ĠġVERENE RÜCUU ....................................... 114
§ 10 - UYUġMAZLIKLARDA GÖREVLĠ MAHKEME ............................... 117
I - ASIL ĠġVEREN ĠLE ALT ĠġVEREN ARASINDAKĠ
UYUġMAZLIKLARDA ......................................................................... 117
II - ALT ĠġVERENĠN ĠġÇĠSĠ ĠLE ĠLGĠLĠ OLAN
UYUġMAZLIKLARDA ....................................................................... 118
1 - Asıl ĠĢveren Ġle Alt ĠĢverenin ĠĢçisi Arasındaki
UyuĢmazlıklarda .............................................................................. 119
2 - Alt ĠĢveren Ġle Kendi ĠĢçisi Arasındaki UyuĢmazlıklarda ........... 119
SONUÇ .................................................................................................................. 120
KAYNAKÇA ......................................................................................................... 122
KISALTMALAR CETVELĠ
B.
: Baskı
Bkz.
: Bakınız
B.Y.
: Borçlar Yasası
C
: Cilt
DĠSK
: Devrimci ĠĢçi Sendikaları Konfederasyonu
dn.
: dipnot
E.
: Esas
E.ĠĢ. Y.
: Eski ( 1475 sayılı ) ĠĢ Yasaı
HD.
: Hukuk Dairesi
HGK.
: Hukuk Genel Kurulu
ILO
: International Labour Organization
( Uluslar arası ÇalıĢma Örgütü )
Ġntes
: Türkiye ĠnĢaat Sanayicileri ĠĢveren Sendikası
ĠĢ.Mah.Y
: 5521 sayılı ĠĢ Mahkemeleri Yasası
ĠĢ. Y.
: 4857 sayılı ĠĢ Yasası
K.
: Karar
Kamu-ĠĢ
: Kamu ĠĢletmeleri ĠĢverenleri Sendikası
KOBĠ
: Küçük ve Orta Büyüklükteki ĠĢletmeler
md.
: madde
MESS
: Metal Sanayicileri Sendikası
No
: Numara
R.G.
: Resmi Gazete
SSY
: Sosyal Sigortalar Yasası
s.
: sayfa
S
: Sayı
TBMM
: Türkiye Büyük Millet Meclisi
Tic.
: Ticaret
TĠS
: Toplu ĠĢ SözleĢmesi
TĠSK.
: Türkiye ĠĢveren Sendikaları Konfederasyonu
TTSÇVCSĠS
: Türkiye Toprak Seramik Çimento Ve Cam Sanayi
ĠĢverenleri Sendikası
TÜHĠS.
: Türkiye Haber ĠĢ Sendikası
vd.
: ve devamı
vs.
: ve sair
Y.
: Yargıtay
YKD
: Yargıtay Karaları Dergisi
GĠRĠġ
Ġnsanoğlu, hayatı boyunca ihtiyaçlarını karĢılamak amacıyla hep bir
uğraĢ vermiĢtir. Bu uğraĢların bir neticesi olarak ve insan hayatının çeĢitli
alanlarında duyulan gereksinimleri karĢılamak üzere çeĢitli buluĢlar yapılmıĢtır. Bu
buluĢlar, sağlık alanında bir ilaç, otomotiv sektöründe bir otomatik vites, biliĢim
alanında bir dizüstü bilgisayar ve burada sayamadığımız daha birçok alanda çeĢitli
ürünler olmuĢtur.
ÇalıĢma hayatının da kendine has gereksinimlerinin olduğu izahtan
varestedir. Bu gereksinimleri karĢılamak üzere, çeĢitli müesseseler ve istihdam
biçimleri ortaya çıkmıĢtır. ĠĢte çalıĢma hayatının gereksinimlerinden biri olarak
ortaya çıkan ve “Türk ÇalıĢma Hayatı” ile tanıĢması çok eski tarihlere dayanan
müesseselerden biri de “Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ĠliĢkisi” olmuĢtur.
Gerçekten de, “Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ĠliĢkisi” nin “Türk ÇalıĢma
Hayatı” na girmesi ihtiyaçlar doğrultusunda olmuĢtur. Nitekim bu durumu, “Asıl
ĠĢveren-Alt ĠĢveren ĠliĢkisi” ile ilgili yasal düzenlemenin, iliĢki uygulamada
görüldükten sonra yapılması açıkça göstermektedir.
Hayatın her alanında olduğu gibi, çalıĢma hayatı alanında da zaman
içinde ihtiyaçlar değiĢebilmektedir. Bu değiĢime paralel olarak, duyulan ihtiyaçları
karĢılamak üzere uygulanan veya ortaya çıkan müesseseler de zaman içinde değiĢim
göstermektedir.
“Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ĠliĢkisi” nin düzenlenmesi de, zaman içerisinde
ve ihtiyaçlar doğrultusunda değiĢikliğe uğramıĢ, bu değiĢikliğin nedeni bazen
çalıĢma hayatının gereksinimleri olurken bazen de kötüniyetli uygulamaların önüne
geçme isteği olmuĢtur. Konu ile ilgili yapılan son düzenleme de, bu durum
kendisini açıkça göstermektedir. Gerçekten de 1475 sayılı Yasa'yı yürürlükten
kaldıran 4857 sayılı ĠĢ Yasası'nda bu iliĢki düzenlenirken, kötüniyetli uygulamaların
önüne geçme niyeti ön planda tutulmuĢ ve bunu sağlamaya çalıĢılırken Yasa'nın
genelinde kendini hissettiren esneklik ilkesi, “Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ĠliĢkisi” nde
etkisini gösterememiĢtir.
Nihayetinde, daha önceki ĠĢ Yasaları' nda her zaman kendine bir yer
bulan ve Ģu anda yürürlükte bulunan 4857 sayılı ĠĢ Yasası'nın 2 inci maddesinde de
düzenlenmiĢ olan “Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ĠliĢkisi”, uygulamada sıkça görülen ve
bünyesinde birçok sorunları barındıran bir müessesedir.
Bu sorunları çözme
noktasında, yasal düzenlemelerin yanında Yargıtay uygulamalarının da çok büyük
önemi vardır. Nitekim, Yargıtay'ın “Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ĠliĢkisi”ndeki
görüĢleri, yeni ĠĢ Yasası'nın bu konudaki düzenlemesine büyük oranda yansımıĢtır.
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
GENEL BĠLGĠLER
§ 1 - TARĠHĠ GELĠġĠM
I - GENEL OLARAK
ÇalıĢma hayatı, ekonomik değiĢim ve geliĢmelerden çabuk etkilenen ve
buna bağlı olarakta dinamik yapıya sahip olan bir alandır. Bu alan dinamik olmak
zorundadır. Çünkü çalıĢma hayatının konuları, üretim ve insandır1.
ÇalıĢma hayatının asli unsurlarından biri olan iĢverenler, genel anlamda
üretim faaliyetlerinde bulunmakta ve bu faaliyeti de iĢçiler, iĢ makineleri gibi
unsurların aracılığı ile yapmaktadırlar. Bunları yaparken de gerek ekonomik gerekse
teknik ya da baĢka nedenlerle üretimin her aĢamasını kendi iĢçileri ya da kendi iĢ
araçları ile gerçekleĢtirememekte; özellikle temizlik, bakım, onarım, yemek, servis,
güvenlik gibi yardımcı iĢlerin görülmesini alt iĢverenlere bırakabilmektedirler2.
ĠĢyerinde alt iĢverene iĢ verilmesi, çalıĢma hayatının gereksinimlerinden
biri ve hukuki dayanakları bulunan bir iliĢki olduğu bilinen bir gerçektir 3. Ancak,
1980 'li yılların ortalarına kadar, bu müessesenin etkin olarak kullanıldığından
AKBULUT, Servet, Türk Endüstriyel ĠliĢkiler Sisteminde Alt ĠĢveren ( TaĢeron ), Master
Tezi, Ankara 1994, s.21.
2 TAġKENT, SavaĢ, Alt ĠĢveren, ĠĢ Hukuku ve Sosyal Güvenlik Dergisi, C:1, S:2, Ġstanbul
1
2004,s.363.
3
DĠSK/Genel-ĠĢ Eğitim Yayınları, (4857 sayılı ) ĠĢ Kanunu, Ankara 2005, s.8.
bahsetmek mümkün değildir4. 1980 'li yıllardan sonra ekonomik Ģartların etkisiyle
de olsa, alt iĢverenlere verilen iĢlerin sayısındaki artıĢ göze çarpmaktadır. Bu artıĢla
birlikte, asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi, Türk ĠĢ Hukuku'nun en tartıĢmalı ve sorunlu
alanlarından biri olmuĢtur5.
Yukarıda belirtildiği üzere, bu iliĢkinin kurulma amacı çalıĢma hayatının
getirdiği ihtiyaçlardır. Bazı iĢlerin bir ihtisası gerektirmesi ya da bazı zorunluluklar
bazı iĢverenlerin iĢçilerini baĢka bir iĢverenin iĢyerinde çalıĢtırmasını gerekli
kılabilmektedir. Bilgi, ulaĢım ve iletiĢim teknolojileri baĢta olmak üzere, uzmanlığa
dayanan bütün üretim sektörlerinde bu yolla kalitenin artırılması ve ürünün ucuza
mal edilmesi amacı doğrultusunda yoğun bir alt iĢveren kullanımı söz konusudur.
Ancak, son yıllarda ülkemizde alt iĢverenlik müessesesinin, iĢyerindeki iĢleri
bölmek, iĢyerinde icra edilen faaliyetleri çeĢitli alt iĢverenlere vermek suretiyle
iĢyerinin bütünlüğünü bozmak; sonuçta aynı iĢyerinde çeĢitli iĢkollarına giren
faaliyetler ortaya çıktığından sendikalaĢmayı zayıflatmak ve böylece toplu iĢ
4
ÖZVERĠ, Murat, Alt ĠĢveren Uygulaması ve Yeni ĠĢ Yasası, Legal ĠĢ Hukuku ve Sosyal Güvenlik
Hukuku Dergisi, C:1, S:2, Ġstanbul 2004, s.383.
5
ALPAGUT, Sevil, Yeni ĠĢ Yasası ile Alt ĠĢveren Kurumundaki Yeni Yapılanma, “Yeni ĠĢ
Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna BakıĢı Sorunların Değerlendirilmesi ve Çözümleri” Konulu Ġstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi ĠĢ ve Sosyal Güvenlik Hukuku AraĢtırma ve Uygulama Merkezi Ġle
Türkiye ĠnĢaat Sanayicileri ĠĢveren Sendikası Arasında 06 Mayıs 2004 Tarihinde OrtaklaĢa Düzenlenen
Toplantı Notları, Ġntes, Yayın No:10, Ankara 2004, s.16.
sözleĢmesi düzeninden de kurtulmak amacı için kullanıldığı gözlenmektedir 6. Bu
Ģekilde kötüniyetli ve muvazaalı olarak kurulmak istenen asıl iĢveren-alt iĢveren
iliĢkisinin Yasa tarafından korunmayacağı Ģüphesizdir.
II- SOSYAL, EKONOMĠK VE TEKNOLOJĠK AÇIDAN
TARĠHĠ GELĠġĠM
Türk çalıĢma hayatında, özellikle sanayinin geliĢmesi ile çeĢitli istihdam
biçimleri görülmeye baĢlanmıĢtır. Kısmi süreli çalıĢma, iĢ buldukça çalıĢma,
yevmiyeli iĢçi çalıĢtırma, belirli süreli iĢ sözleĢmesi ile çalıĢtırma, sözleĢmeli
personel ve alt iĢveren aracılığı ile iĢ yaptırma, ekonomik ve teknolojik Ģartların
beraberinde getirdiği istihdam biçimleri olmuĢtur7. Yine ekonomik ve teknolojik
geliĢmelerin etkisi ile, üretim çeĢitlenmiĢ ve bunun sonucu olarakta belli alanlarda
uzmanlaĢmaya gidilmiĢtir. Bu geliĢme ve değiĢmelerin paralelinde, iĢverenler
uzmanlık alanlarının dıĢında kalan iĢleri baĢka iĢverenlere yaptırtma eğilimine
girmiĢlerdir8.
6
EYRENCĠ, Öner, 4857 Sayılı ĠĢ Kanunu Ġle Getirilen Yeni Düzenlemeler, Legal ĠĢ Hukuku ve
Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, C:1, S:1, Ġstanbul 2004, s.21.
7
AKBULUT, s.22.
8
MOLLAMAHMUTOĞLU, s.136; NARMANLIOĞLU, 1994, s. 116; ÜNSAL, Engin, 4857
Sayılı Yasa'ya Göre Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ĠliĢkisinin Kurulması, Legal ĠĢ Hukuku ve Sosyal
Güvenlik Hukuku Dergisi, C:2, S:6, Ġstanbul 2005,s.535.
Ġlk dönemlerde, bazı iĢlerin yoğun bir Ģekilde müteahhitler tarafından
üstlenildiği görülmeye baĢlanmıĢtır. Uygulamada bir müteahhit, ( yol, köprü, bina,
fabrika gibi ) belirli bir iĢin yapımını taahhüt ederek, bu iĢin bir bölümünün veya
eklentilerinin yapılmasını diğer veya birkaç müteahhide bırakmaktadır. Bu suretle
toplumun
çalıĢma
hayatında;
ekonomik-teknik
geliĢmelerin
doğurduğu
zorunlulukların getirdiği bir iĢ bölümünün ( veya daha doğrusu ihtisaslaĢmanın )
sonucu olarak “müteahhidin müteahhidi” , “alt müteahhit”, “taĢeron9” veya “aracı”
adları altında ortaya çıkan bir “alt iĢverenler” grubu, çalıĢma hayatında gittikçe
artan bir önem kazanmıĢtır10. Niteliği gereği, alt iĢveren müessesesi en çok inĢaat
sektöründe kullanılmaktadır. ĠnĢaat iĢkolu ile ilgili yapılan bir araĢtırmaya göre,
kamu kesimine iĢ yapan müteaahhitlerin %85'i, özel kesime iĢ yapanların ise
%32'si,
her ikisine birden iĢ yapan müteahhitlerin ise %94'ü, alt iĢveren ile
çalıĢmaktadırlar11.
9
TaĢeron kavramının kaynağı Fransızcadır. Fransızca sözlük anlamı Ģöyledir: “Tek baĢına veya biriki iĢçisi ile birlikte, çok defa götürü olarak ve genellikle bir baĢka büyük müteahhitten iĢ alarak
çalıĢan küçük müteahhit” ( UĞUR, Ġbrahim, Bireysel ĠĢ Hukukunda Asıl ĠĢveren ( Müteahhit ) ve
Alt ĠĢveren ( TaĢeron ) ĠliĢkileri, Ġntes, Mart-Nisan 1996, s.10 ).
10 ĠZVEREN Adil / AKI Erol, ĠĢ Hukuku, Bireysel ĠĢ Hukuku C. I, B. 1, Ġzmir 1998, s. 113-114.
11 GÜNEġ, HurĢit, Türkiye'de ĠnĢaat Sektörünün Yapısı ve Ġstanbul Müteaahhitlerinin Sorunları,
Ġstanbul Ticaret Odası Yayınları, Ġstanbul 1990, s.48.
1980 'li yıllardan önce, asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi daha çok kamu
hizmetlerinde görülmekteydi12. Daha sonra KOBĠ 'lerin teĢvik edilmesi ve bunun
sonucunda da bu iĢletmelerin çoğalması, artan maliyetler, iĢverenleri kayıt dıĢına ve
ucuz iĢgücüne yöneltmiĢ, iĢverenleri bu hedefe götürecek müesseselerden biri de alt
iĢveren uygulaması olmuĢtur. Bu nedenlerle de bu yıllardan sonra asıl iĢveren-alt
iĢveren iliĢkisinin uygulamada görülme sıklığı hızla artmaya baĢlamıĢtır13.
Ticaret Ģirketleri, üretim kapasitelerini arttırmada, gerekli ekipmanın
temininde alt iĢverendenlerden yararlanırlar. Alt iĢveren müessesesinin, bu Ģirketler
tarafından kullanılması, gerek ekonomik gerekse teknolojik yararlar sağlar. ġirket,
kendi çalıĢtırdığı iĢçilerle yapacağı iĢi, alt iĢverene yaptırmak sureti ile çok daha az
bir maliyetle iĢi bitirebilir. Yine, bir iĢ için gerekli olan teknik ekipmanları satın
almak yerine, bu tür iĢleri alt iĢverenlere yaptırarak bu maliyetlerden de kurtulabilir.
12 ÇANKAYA, Osman Güven/ ÇĠL, ġahin, ĠĢ Hukukunda Üçlü ĠliĢkiler, Asıl ĠĢveren Alt ĠĢveren
ĠliĢkisi, Geçici ( Ödünç ) ĠĢ ĠliĢkisi, ĠĢyeri Devri, Hizmet Akti Devri, Ankara 2006,s.15
13 ġEN, Sabahattin, Alt ĠĢverenlik, Tanımlar ve Gerçekler, Sendikal Notlar, Petrol-ĠĢ Sendikası
Dergisi, S:9, Haziran 2001, s.88; ġEN'e göre, ülkemizde 1980'li yıllardan sonra, alt iĢveren
kullanımının artmasının nedeni, ucuz iĢçi çalıĢtırmak amacı ile sendikasız ve toplu iĢ sözleĢmesiz
iĢçi çalıĢtırılmak istenmesidir. Ayrıca, ilginç olan, alt iĢveren müessesesinin beliertilen bu nedenlerle
öncelikle kamu iĢverenleri tarafından kullanılmasıdır. 1980 sonrasında, kamu harcamalarının
kısılması, özelleĢtirme uygulamaları nedeni ile iĢgücü maliyetleri düĢürülmeye çalıĢıldı. Bu nedenle
de, alt iĢveren kullanımı hızla arttı ( ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.101 ); MAHĠROĞULLARI' na göre,
Türkiye gerçeğinde alt iĢveren
iĢçisi ucuz ve sendikasız iĢçi anlamına gelmektedir (
MAHĠROĞULLARI, Adnan, Türkiye'de SendikalaĢma Evreleri ve SendikalaĢmayı Etkileyen
Unsurlar, Doç. Dr. Feramuz AYDOĞAN'ın Anısına, Cumhuriyet Üniversitesi Ġktisadi Ġdari Bilimler
Dergisi, C:2 S:1, Nisan 2001, s.185 ).
ġirketin sipariĢlerinde bir azalma olduğu zaman, iĢi kendi iĢçileri ile yapan bir
Ģirket, bu iĢçileri çıkartmak istediğinde, gerek iĢ güvencesi hükümleri gereğince,
gerekse iĢçi sendikasının karĢı çıkmasıyla bazı sıkıntılar yaĢayacaktır. Bu iĢi, kendi
iĢçileri ile değil de, alt iĢverene yaptırmak sureti ile çalıĢan Ģirket ise, böyle bir
durumda, bahsettiğimiz sıkıntıları yaĢamayacaktır14.
III- YASAL AÇIDAN TARĠHĠ GELĠġĠM
Yukarıdaki anlatımlardan da anlaĢılacağı üzere, asıl iĢveren-alt iĢveren
iliĢkisi, önceleri herhangi bir yasal düzenleme ile teĢvik edilmeksizin ve çalıĢma
hayatının gereksinimleri doğrultusunda ortaya çıkmıĢ müesseselerden biridir. Türk
çalıĢma hayatına ihtiyaçlar doğrultusunda dahil olan asıl iĢveren-alt iĢveren
iliĢkisinin zaman içerisinde hukuki zeminde düzenlenme ihtiyacı doğmuĢ ve bu
müessese
ile ilgili
ilk düzenleme 1936 tarihinde
yapılmıĢtır15. Hukuki
düzenlemelerin hareket noktası, genel olarak, asıl iĢverenden iĢ alan alt iĢverenin
iĢçilerinin korunması gerekliliği olmuĢtur16.
ĠĢ hayatı gerçekten de çok dinamik bir alandır. Bu alanda, geliĢen
teknoloji ve ekonomik iliĢkiler, iĢletmeler arasındaki rekabetin artması gibi
nedenlerle devamlı yeni kurallara ihtiyaç duyulmaktadır. Elbetteki bu ihtiyaç, ilgili
14 ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.61.
15 ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.106.
16 ÜNSAL, s.535.
yasal düzenlemelerde de bulunan kuralların gözden geçirilmesini veya yeni
kuralların ihdas edilmesini zorunlu kılmaktadır17.
Bir iĢverenden iĢinin belirli bir bölümünü veya iĢyeri eklentisinde iĢ alan
iĢverenlerin iĢçilerine karĢı da yükümlülüklerinden bahsedilmesi ve bunlara iĢ veren
“asıl iĢverenler” in de sorumlu tutulması esası, Türk ĠĢ Hukuku mevzuatına ilk defa
1936 yılında çıkarılan 3008 sayılı ĠĢ Yasası ile girmiĢtir18.
1936 tarih ve 3008 sayılı Yasanın md.1/IV. fıkrasında, Türk ĠĢ Hukuku
mevzuatında yer alan bu iliĢkiden Ģu Ģekilde bahsedilmiĢtir: “ ĠĢçiler doğrudan
doğruya iĢveren veya vekili tarafından olmayıp da, üçüncü bir Ģahıs aracılığıyla ile
iĢe girmiĢ ve bu üçüncü Ģahıs ile mukavele akdetmiĢ olsalar bile, mukavele
Ģartlarından asıl iĢveren mesuldür”. Bu hüküm ile asıl iĢveren veya vekili tarafından
iĢe alınmamıĢ olsa bile, asıl iĢverenden iĢ alan alt iĢverenin iĢçisi olarak çalıĢanların
sözleĢmedeki haklarından asıl iĢverenin de sorumlu olacağı hususu düzenlenmiĢtir.
Her ne kadar, fıkranın ifade ediliĢindeki eksiklik nedeni ile, alt iĢverenin iĢçilerine
karĢı sadece asıl iĢverenin sorumlu olacağı gibi bir anlam çıkıyor ise de, gerçekte alt
17 ERGĠN, Berin,Yeni ĠĢ Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna BakıĢı Sorunların Değerlendirilmesi ve
Çözümleri, Ġstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ĠĢ ve Sosyal Güvenlik Hukuku AraĢtırma ve
Uygulama Merkezi Ġle Türkiye ĠnĢaat Sanayicileri ĠĢveren Sendikası Arasında 06 Mayıs 2004
Tarihinde OrtaklaĢa Düzenlenen Toplantı Notları, Ġntes, Yayın No:10, Ankara 2004, s.14.
18 R.G. 15.06.1936, S: 3330.
iĢverenin de asıl iĢverenle birlikte sorumlu olacağı hususu tartıĢmadan uzaktır 19.
Nitekim bu eksiklik, 3008 sayılı Yasa'nın md.1/IV. fıkrasının 1950 tarihinde 5518
sayılı Yasa ile değiĢtirilmesi ile giderilmiĢtir20. Bu değiĢiklik ile ilgili fıkraya
“aracılar da asıl iĢverenle müĢtereken ve müteselsilen sorumludurlar” ibaresi
eklenerek, asıl iĢveren ve alt iĢverenin birlikte sorumluluğu hususuna hiçbir
tereddüte yer bırakmayacak Ģekilde açıklık getirilmiĢtir.
1961 Anayasası‟nın kabulü ile çalıĢma hayatına yönelik olarak önemli
sayılabilecek haklar sağlanmıĢ ve güvence altına alınmıĢtır. 1961 Anayasası'nın
kabulünden sonra Anayasa‟da öngörülen esaslara uygun düzenlemeler yapılmıĢ ve
bu çerçevede 3008 sayılı ĠĢ Yasası yerine 1967 yılında 931 sayılı ĠĢ Yasası kabul
edilmiĢtir. Bu Yasa'nın md.1/son fıkrasında düzenlenen asıl iĢveren-alt iĢveren
iliĢkisi, “Bir iĢverenden belirli bir iĢin bir bölümünde veya eklerinde iĢ alan ve
iĢçilerini münhasıran o iĢyerinde ve eklentilerinde çalıĢtıran diğer bir iĢverenin
kendi iĢçilerine karĢı o iĢyeri ile ilgili ve bu kanundan doğan veya hizmet akdinden
doğan yükümlülüklerinden asıl iĢveren de birlikte sorumludur” Ģeklinde
düzenlenerek, birlikte sorumluluğun kapsamı belirtilmek sureti ile konuya açıklık
19 ÜNSAL,s.536
20 R.G. 31.01.1950, S:7420; ġEN, Sabahattin, Türk ĠĢ Hukukunda Alt ĠĢveren ve Uygulamada
KarĢılaĢılan Sorunlar, ĠĢ Hukukuna ĠliĢkin Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Ekim 2000 Ġstanbul
Toplantısı, Ġstanbul 2002, s.214.
getirilmiĢtir. Ancak bu Yasa, Anayasa Mahkemesi tarafından 1970 yılında iptal
edimiĢtir21.
931 sayılı Yasa'nın Anayasa Mahkemesi tarafından iptali üzerine 1971
yılında 1475 sayılı ĠĢ Yasası yürürlüğe girmiĢtir22. Bu Yasada, alt iĢveren, 931 sayılı
Yasadaki düzenlemeyi tekrar etmekle yetinmiĢtir (1475 S.ĠĢ.K.m.1/V).
Öte yandan otuz yıldan fazla bir süreden beri yürürlükte olan 1475 sayılı
ĠĢ Yasası, zaman zaman yapılan değiĢikliklere karĢın, çağdaĢ geliĢmeleri yeterince
karĢılayamadığı gibi, içerdiği bazı hükümler uygulamada önemini tamamıyla
yitirmiĢtir23. Özellikle “küreselleĢme” olgusunun getirdiği “acımasız” rekabet
koĢulları, ister istemez bütün dünyada ĠĢ Hukuku açısından “esneklik” ihtiyacını
hissettirmekte gecikmemiĢtir.
Sonuç olarak çalıĢma hayatını yakından etkileyen ekonomik, sosyal,
siyasal koĢullar, uygulamada karĢılaĢılan sorunlar, esnekleĢme gereksinimi, Avrupa
Birliği ve Uluslararası ÇalıĢma Örgütü normlarına uyum sağlama zorunluluğu, 4857
sayılı ĠĢ Yasası‟nın kabul edilmesini zorunlu kılmıĢtır24.
21 Anayasa Mahkemesi 'nin 14.05.1970 Tarih, 1970/40 Esas ve 1970/26 Sayılı Kararı. ( R.G.
11.05.1971, S:13833.)
22 R.G. 01.09.1971, S:13943.
23 Türkiye ĠĢveren Sendikaları Konfederasyonu,4857 sayılı ĠĢ Kanunu ve Gerekçesi, Ankara 2003,
s.93-94.
24 TĠSK., Gerekçe, s.95; R.G. 10.06.2003, S:25134.
4857 sayılı Yasa'nın en önemli özelliği, iĢ iliĢkisi ve çalıĢma düzenine
iliĢkin eski Yasada var olan
hükümleri önemli ölçüde esnetmesi, hatta
kuralsızlaĢtırmasıdır25. 4857 sayılı yeni ĠĢ Yasası, eski ĠĢ Yasası‟nın katı
hükümlerine getirdiği “esneklikler” ile dikkat çekmiĢtir. Ancak, esneklik ihtiyacı
giderilirken Yasakoyucu'nun, özellikle asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkilerinde,
“muvazaalı” iliĢkilerle “kötüye kullanmaları” önlemek için bulduğu formül, asıl
iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin önemli ölçüde sınırlandırılması olmuĢtur26.
4857 sayılı Yasası‟nda da asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi tekrar
düzenlenmiĢ ve önceki Yasalardaki Ģekline göre, bazı esaslı noktalarda önemli
değiĢiklikler yapılmıĢtır. Yargıtay kararları doğrultusunda muvazaayı yaratan
durumlar ve iĢ hayatında ortaya çıkan uyuĢmazlıklar tespit edilmiĢ, bu konuda daha
ayrıntılı bir düzenlemeye gidilerek27 bazı durumlarda bu iliĢkinin kurulamayacağı
25 ÇELĠK, Aziz, Yeni ĠĢ Yasasının Anlamı, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Yıl:15, Sayı:48,
Eylül/Ekim, Ankara 2003, s.59.
26 ALPAGUT, Konferans, s.16; KOÇOĞLU'na göre, yeni Yasamızın alt iĢveren kurumuna bakıĢı,
bu iliĢkinin genel olarak kötüniyetli olarak kurulduğunun kabulü yönündedir ( KOÇOĞLU,
M.ġükrü, Yeni ĠĢ Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna BakıĢı Sorunların Değerlendirilmesi ve
Çözümleri, Ġstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ĠĢ ve Sosyal Güvenlik Hukuku AraĢtırma ve
Uygulama Merkezi Ġle Türkiye ĠnĢaat Sanayicileri ĠĢveren Sendikası Arasında 06 Mayıs 2004
Tarihinde OrtaklaĢa Düzenlenen Toplantı Notları, Ġntes, Yayın No:10, Ankara 2004, s.9 ).
27 CENTEL'e göre, bu konuda kazuistik, meseleci bir yöntemin benimsenmesi yerinde olmamıĢtır.
Burada da, diğer Yasalardaki gibi soyut bir düzenleme yapılarak, ayrıntıların yargının yorumuna
bırakılması daha doğru olacaktı ( CENTEL, Tankut, Yeni ĠĢ Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna
BakıĢı Sorunların Değerlendirilmesi ve Çözümleri, Ġstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ĠĢ ve
hükme bağlanmıĢtır28. 4857 sayılı Yasa, genel olarak, önceki Yasalara göre daha
esnek olmasına rağmen, bu esneklik asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi konusunda
kendisini gösterememiĢ, eskisinden daha katı bir uygulamaya yerini bırakmıĢtır.
Yasakoyucu'nun bu konuda sert bir tutum takınması, uygulamada görülen muvazaa
ve kötüniyet iliĢkilerin önlenmesine yönelik olmakla birlikte29, bu kadar katı
yasaklar konulması, yasanın bütünlüğündeki esneklik ilkesi ile çeliĢmiĢ 30, iyiniyetli
ve muvazaa olmayan durumlarda dahi bu iliĢkinin kurulmasını engelleyen hükümler
Yasada yer almıĢtır31.
Sosyal Güvenlik Hukuku AraĢtırma ve Uygulama Merkezi Ġle Türkiye ĠnĢaat Sanayicileri ĠĢveren
Sendikası Arasında 06 Mayıs 2004 Tarihinde OrtaklaĢa Düzenlenen Toplantı Notları, Ġntes, Yayın
No:10, Ankara 2004, s.53 ).
28 GÜNAY, Cevdet Ġlhan, “Yargıtay Kararları Açısından Alt ĠĢveren Sorunlarının Değerlendirilmesi”,
Yeni ĠĢ Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna BakıĢı Sorunların Değerlendirilmesi ve Çözümleri, Ġstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi ĠĢ ve Sosyal Güvenlik Hukuku AraĢtırma ve Uygulama Merkezi Ġle
Türkiye ĠnĢaat Sanayicileri ĠĢveren Sendikası Arasında 06 Mayıs 2004 Tarihinde OrtaklaĢa
Düzenlenen Toplantı Notları, Ġntes, Yayın No:10, Ankara 2004, s.25.
29 ġAHLANAN, Fevzi, Yeni ĠĢ Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna BakıĢı, Sorunların Değerlendirilmesi
ve Çözümü, Ġntes, Yayın No:19, Ankara 2004, s.49; TAġKENT'e göre, bu iliĢki bazı iĢverenler
tarafından kötüye kullanılarak özellikle sendikal faaliyetlerin önlenmesi, iĢçi ücretlerinin
düĢürülmesi amacıyla baĢvurulan bir müessese olmuĢtur. Yeni yasada da bu durumların önlenmesi
amacı ile iliĢkiyi oldukça daraltan ve aynı zamanda da aĢırıya kaçan düzenlemelere yer verilmiĢtir. (
TAġKENT, Alt iĢveren, s.363. )
30 ÇANKAYA / ÇĠL'e göre, 4857 sayılı Yasa'nın genel eğilimi olan esneklik ilkesine aykırı olan bu
düzenlemenin Yasa'da yer almasının sebebi, 1475 sayılı Yasa döneminde sıkça görülen muvazaalı
iliĢkilere bir tepkidir ( ÇANKAYA / ÇĠL, s.15 ).
31 ÜNSAL 'a göre, 1971 sonrasında teknolojide ve dünya ekonomik düzeninde yaĢanan geliĢmeler,
iĢverenlerin baĢka ülke iĢverenleri ile küreselleĢen bir dünyAda yarıĢabilmelerine olanak tanımak ve
§
2 – TERMĠNOLOJĠ
I - GENEL OLARAK
Bir iĢverenin diğer bir iĢverenle sözleĢme yaparak, ona iĢ yaptırması ile
doğan hukuki iliĢkide, bu iliĢkinin taraflarının hangi kavramlarla anılacağı
sorusuna, çoğu zaman farklı cevaplar verilmiĢtir. Bu farklı cevapların meydana
gelmesinin çeĢitli neden ve kaynakları bulunmaktadır. Böyle bir iĢ iliĢkisinin
taraflarının adlandırılmasında Yasakoyucu, Yargıtay ve doktrin farklı görüĢler
ortaya koyabilmektedir. Bu fark doktrinin, Yargıtay‟ın kendi içinde dahi
yaĢanmaktadır. Bu durumun, alt iĢveren kurumunun çalıĢma hayatının gerekleri
doğrultusunda ortaya çıkmasıyla bağlantısı olabilir. Zira, hasıl olan gereksinimler
ile değil de, bir yasal düzenleme ile çalıĢma hayatımıza girmiĢ bir kavram hakkında
bir görüĢ birliğinin olması çok normaldir.
Burada, konu ile ilgili olarak Yasakoyucu, Yargıtay ve doktrin tarafından
tercih edilen kavramlar incelenmek sureti ile yaĢanılan kavram kargaĢasına bir
1475 sayılı Yasanın 1 inci madde hükmünün iĢçilerin Anayasa'dan doğan sendika üyesi olma
hakkını ortadan kaldırma etkisi, ucuz iĢgücü çalıĢtırma eğilimlerinin ülkemizde artması üzerine
sendikasızlaĢtırma ve ucuz iĢçilik eğilimlerini engellemek amacı ile 4857 sayılı yeni ĠĢ Yasası 'nda
konu ile ilgili değiĢik bir düzenleme getirilmiĢtir. Eski düzenlemede, iĢçilerin bireysel ve kollektif
haklarının kısıtlanmasına, özellikle sendika üyeliği konusunda ciddi ve yaygın bir kısıtlamaya
olanak tanınmaktaydı. ( ÜNSAL, s.537,538 ); KOÇOĞLU'na göre, esnekliği ile dikkat çeken 4857
sayılı ĠĢ Yasası'nın alt iĢveren kurumuna getirdiği ayrıntılı sınırlamalar yerine, takdir hakkının
yargıya bırakılması daha uygun olurdu ( KOÇOĞLU, s.9 ).
açıklık getirmeye çalıĢılacak ve bu bilgiler doğrultusunda, günümüzde kullanılması
uygun olacak kavramın tespitine çalıĢılacaktır.
II- YASALARDA KULLANILAN KAVRAMLAR
1936 tarih ve 3008 sayılı Yasa'nın md.1/IV. fıkrasında, asıl iĢ sahibinin
anlaĢacağı kiĢinin, yani diğer iĢverenin ifade edilme Ģekli incelendiğinde, madde
metninde, “... üçüncü bir Ģahıs aracılığıyla...” denmekle, asıl iĢ sahibinin, yani asıl
iĢverenin karĢı tarafından “üçüncü bir Ģahıs” olarak bahsedildiği görülmektedir. Bu
kavramı takiben de “aracılığıyla” ibaresi kullanılmıĢtır. Yasa koyucunun, bu
Yasada, asıl iĢverenin karĢısında bulunan üçüncü kiĢiye “aracı” kavramını yüklediği
görülmektedir. Nitekim 5518 sayılı ĠĢ Yasası'nın Bazı Maddelerinin DeğiĢtirilmesi
Hakkında Yasa ile, asıl iĢveren ile bunun iĢyerinde iĢçi çalıĢtıran iĢveren arasındaki
iliĢkiye “aracılık”, bu iĢverene de “aracı” denilmiĢtir32.
1967 yılında kabul edilen 931 sayılı ĠĢ Yasası ile 1971 yılında kabul
edilen 1475 sayılı ĠĢ Yasası'nın md.1/son fıkrasında; “Bir iĢverenden belirli bir iĢin
bir bölümünde veya eklentilerinde iĢ alan ve iĢçilerini münhasıran o iĢyerinde ve
eklentilerinde çalıĢtıran diğer bir iĢverenin...” denilmektedir. Burada Yasakoyucu,
32 CANBOLAT Talat, Türk ĠĢ Hukukunda Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ĠliĢkileri, Ġstanbul 1992, s.7.
aracı, aracılık ve üçüncü Ģahıs kavramlarını terk etmiĢ ve sadece “diğer iĢveren”
demekle yetinmiĢtir. Görüldüğü üzere, burada aracı kavramından vazgeçilmiĢtir33.
Öte yandan, 931 sayılı Yasa ile 1475 sayılı Yasa'nın 29. maddesinde de
bu konu ile ilgili bir düzenleme bulunmaktadır. Buradaki düzenleme daha çok kamu
kurum ve kuruluĢları ile ilgilidir. Bu maddede, bahsedilen kurum ve kuruluĢların,
yapılacak iĢ için anlaĢtıkları kiĢilerden, “müteahhit” ve “taĢeron” olarak
bahsedildiği görülmektedir. Bu kavramlar, 2003 yılında kabul edilen 4857 sayılı ĠĢ
Yasa'da da aynen korunmuĢtur ( ĠĢ.Y.md.36 ).
1475 sayılı ĠĢ Yasası yürürlükten kaldıran 4857 sayılı ĠĢ Yasası'nda da bu
iliĢki düzenlenmiĢtir. Ancak bu Yasa'da, kavram kargaĢasına bir son verilmiĢtir34.
1475 sayılı Yasada açıkça alt iĢveren kavramı kullanılmamasına karĢın 4857 sayılı
Yasa'da bu hukuki iliĢkinin taraflarından bahsedilerek, Yasakoyucu'nun alt iĢveren
kavramını tercih ettiği açıkça ortaya konulmuĢtur. Yasa'nın md.2/VI. fıkrasında
açıkça “...diğer iĢveren ile iĢ aldığı iĢveren arasında kurulan iliĢkiye asıl iĢveren-alt
iĢveren iliĢkisi denir...” denilerek, artık asıl iĢverenden iĢ alan tarafın alt iĢveren
olarak adlandırılacağı açıkça ortaya konulmuĢtur. Ancak yukarıda belirtildiği gibi,
33 931 sayılı Yasa tasarısının Hükümet gerekçesinde “aracı” kavramının kasıtlı olarak kullanılmadığı,
zira bu kavramın uygulamada ortaya çıkardığı karıĢıklığın gözönünde bulundurularak bu kavramın
tercih edilmediği belirtilmiĢtir ( ĠĢ Yasası Tasarısı Hükümet Gerekçesi, TBMM Tutanak Dergisi,
D.1.Toplantı:2, No:89, s.3 ).
34 DEMĠR, Fevzi, ĠĢ Hukuku ve Uygulaması, Ġzmir 2003, s.13.
bu Yasa'nın 36. maddesinde düzenlemede yer alan kavramlarda herhangi bir
değiĢiklik yapılmamıĢ ve “müteahhit” ve “taĢeron” kavramları kullanılmaya devam
edilmiĢtir.
Yukarıda anlatılanlara benzer bir hüküm, 506 sayılı Sosyal Sigortalar
Yasası'nda bulunmaktadır. Bu Yasa'nın 87. maddesinde; “Bir iĢte veya bir iĢin
bölüm veya eklentilerinde iĢverenden iĢ alan ve kendi adına sigortalı çalıĢtıran
üçüncü kiĢiye aracı denir” denilmektedir. Burada Yasakoyucu'nun “aracı”
kavramını tercih ettiği görülmektedir. Esasında burada anlatılan iĢ iliĢkisi, ĠĢ
Yasaları'nda belirtilenlerden farklı değildir. ĠĢ Yasaları'nda, iĢ iliĢkisi esas alınarak
düzenleme yapılmasına karĢın, 506 sayılı Yasa'da sigortalılık esası göz önünde
bulundurularak düzenleme yapılmıĢtır35.
III- UYGULAMADA KULLANILAN KAVRAMLAR
Yargıtay, konu ile ilgili olarak farklı kararlarında ve farklı tarihlerde,
çeĢitli kavramları kullanmıĢtır. Bu durum günümüzde hala devam etmektedir.
Ancak, daha eski tarihlerde daha çok “taĢeron” kavramının kullanıldığı göze
çarpmaktadır36. Ancak, bu kavramın yeknesaklık kazandığını söylemek mümkün
35 ALPAGUT, s.23; MURTEZA, s.136; 506 sayılı Yasada “aracı” kavramının kullanılması, aracı
kavramının alt iĢveren kavramından çok farklı özellikler arzetmesi nedeni ile eleĢtirilmiĢtir ( ġEN,
Selüloz-ĠĢ, s.30 ).
36 Y.9.HD. 22.1.1974 tarih ve E. 1973/25501, K. 1974/1142; Y.9.HD. 13.4.1984 tarih ve E.
1984/3336, K. 1984/4253; Y.9.HD. 15.9.1988 tarih ve E. 1988/6049, K. 1988/8073 ( CANBOLAT,
değildir. Günümüzde ise bu kavram halen kullanılmakta olup, “alt iĢveren”
kavramının da sıkça kullanıldığı görülmektedir37. Hatta aynı kararında, bu iki
kavramı birlikte kullandığı da olmuĢtur38. Bunlardan farklı olarak, müteahhit39,
aracı40, alt müteahhit41 gibi kavramlarında kullanıldığı görülmektedir.
IV- DOKTRĠNDE KULLANILAN KAVRAMLAR
Doktrin tarafından kullanılan kavramlarda da birlik yoktur. Alt
müteahhit, alt ısmarlanan, alt iĢletici müteahhit, taĢeron, alt iĢveren, aracı gibi
s.160,168,173 ); Y.9.HD., 7.3.1994, E.1993/14770, K.1994/3254 ( ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.25, dn.31 ).
37 Y.9.HD. 18.4.2000, E. 2000/1761, K. 2000/5843; Y.9.HD. 27.3.2000, E. 2000/664 , K. 2000/3273;
Y.9.HD. 25.11.1999, E. 1999/115945, K. 1999/17965 ( GÜNAY, Cevdet Ġlhan, ġerhli ĠĢ Kanunu,
C.1, B.2, Ankara 2001, s. 259-261 ); Y.9.HD., 21.2.1994, E.1993/13411, K.1994/2587 ( ġEN,
Selüloz-ĠĢ, s.25, dn.31 ).
38 Y.9.HD. 23.12.1999, E. 1999/17288, K. 1999/20063; Y.9.HD. 29.4.1997, E. 1997/3762, K.
1997/7743( GÜNAY, 2001, s.260,270,271 ); Y.HGK., 14.11.2001, E.2001/9-711, K.2002/820;
Y.9.HD., 6.11.2001, E.2001/14228, K.2001/17344 ( GÜNAY, 2004, 277-283 ).
39 Y.9.HD. 5.7.1999 , E. 1999/10575, K. 1999/12064; Y.9.HD., 4.3.1991, E.1990/11890, K.1991/3190
( GÜNAY, 2001, s. 262-264 ).
40 Y.10.HD. 18.9.1974, E. 1974/4968, K. 1974/5573 ( CANBOLAT, s.158,159 ); YHGK. 4.11.1987,
E. 1987/9-166, K. 1987/815 ( MARANGOZOĞLU, Osman, Türk ĠĢ Hukuku'nda Alt ĠĢveren
Kavramı, Uygulamada KarĢılaĢılan Sorunlar Ve Yeni Bir Model Denemesi, Gazi Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü ĠĢ Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi,
Ankara 1999, s.8, dn.12 ); Y.9.HD., 20.11.1986, E.1986/9508, K.1986/10485 ( ġEN, Sabahattin,
TaĢeronluk ( Alt ĠĢverenlik ) ve Endüstriyel ĠliĢkilere Etkileri, Selüloz-ĠĢ Sendikası Eğitim Yayınları,
No: 14, 2. Bası, Ġstanbul 2002, s.25, dn.31 )
41 Y.HGK., 12.6.1991, E.1991/10-277, K.1991/359 ( ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.25, dn.31 ).
kavramların kaynaklarda ayrı ayrı veya birlikte kullanıldığı görülmektedir42.
Kullanılan kavramlarda bir birlik olmasa da, ağırlıklı olarak kullanılan kavramın,
“alt iĢveren” kavramı olduğunu söylemek gerekir43.
Daha önceleri, 1475 sayılı Yasa'da “diğer iĢveren” ibaresinin kullanıldığı
savunulmuĢ ve alt iĢveren ifadesinin Yasa dıĢı bir kavram olarak nitelendirildiği de
olmuĢtur44.
V. DEĞERLENDĠRME
Yukarıda bahsedildiği üzere, gerek Yargıtay‟ın kullandığı kavramlarda
gerekse doktrin tarafından kullanılan kavramlarda bir birlik yoktur. Gerçekten, 4857
sayılı ĠĢ Yasa'sı dönemine kadar, asıl iĢverenden iĢ alan iĢverenin ne Ģekilde
42 “Alt iĢveren, aracı, taĢeron, alt müteaahit”, ESENER, s. ; “Alt iĢeveren, müteaahhit, taĢeron, alt
iĢletici”, ELBĠR, Halid Kemal, Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ( Müteahhit-TaĢeron ) Kavramları
Hakkında Bazı DüĢünceler, ĠĢ Hukuku Dergisi, C:I, S:1, Ocak-Mart Ġstanbul 1991, s. 5 vd; “Alt
müteaahhit, taĢeron”, AKKANAT Halil, TaĢeronluk ( Alt Müteahhitlik ) SözleĢmesi, Ġstanbul 2000,
s. 1 vd; “Alt istisna, taĢeronluk”, YALÇINDURAN, Türker, Alt Ġstisna ( TaĢeronluk ) SözleĢmeleri,
Ankara 2000, s. 1 vd.; “Aracı, taĢeron, alt müteahhit”, OĞUZMAN, s.9,10; “Alt iĢveren, taĢaron,
müteaahhit”, GÜVEN,Ercan / AYDIN, Ufuk, Bireysel ĠĢ Hukuku, EskiĢehir 2004, s.38.
43 Doktrinde ağırlıklı olarak “alt iĢveren” kavramı kullanılmaktadır. SÜMER Haluk Hadi, ĠĢ Hukuku,
9. B., Konya 2003, s.19-21; MOLLAMAHMUTOĞLU, Hamdi, ĠĢ Hukuku, 2. Bası, Ankara 2005,
s.136 vd.; ġAHLANAN Fevzi, Yeni ĠĢ Yasası, TTSÇVCSĠS Yayını, 25-29 Haziran, ÇeĢme 2003, s.
31-41; ÇELĠK, Nuri, ĠĢ Hukuku Dersleri, 16.B., Ġstanbul 2003, s. 45 vd.; SÜZEK Sarper, ĠĢ
Hukuku, 1.B., Ġstanbul 2002, s. 161 vd.; NARMANLIOĞLU Ünal, Ferdi ĠĢ ĠliĢkileri I, 3.B., Ġzmir
1998, s. 111 vd.; ĠZVEREN / AKI, s. 113 vd.; CANBOLAT, s.5 vd; AYDEMĠR, Murteza, s.120.
44 EKONOMĠ, Münir, Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ĠliĢkileri ve Uygulamada KarĢılaĢılan Sorunlar,
Tekstil ĠĢveren Dergisi, S: 161, Eylül 1991, s.5.
adlandırılacağı belirtilmemiĢtir. 3008 sayılı Yasa'da “üçüncü bir Ģahıs aracılığıyla”
ifadesi, 931 sayılı ve 1475 sayılı Yasalar'da da “diğer iĢveren” ifadesi kullanılmıĢ,
4857 sayılı Yasa'da ise “alt iĢveren” kavramı kullanılmıĢtır.
GeçmiĢ dönemler için, kavram açısından yapılan tartıĢmalar, günümüzde
artık eskisi kadar yapılamayacak hale gelmiĢtir. Zira, Ģu anda yürürlükte bulunan
4857 sayılı ĠĢ Yasası'nın, md.2/VI. fıkrasında “...asıl iĢveren-alt iĢveren...”
kavramlarına yer verilerek, daha önceki Yasalarda kullanılan muğlak ifadeleri tercih
edilmemiĢtir. Yasada kullanılan bu kavram, doktrinin ağırlıklı olarak kullandığı
kavramla paralellik göstermektedir. Bu durum, doktrinin görüĢleri doğrultusunda
bir düzenleme yapıldığının da bir göstergesidir.
4857 sayılı Yasa'nın 2. maddesinde, yukarıda belirtildiği gibi bir
düzenleme yapılmasına rağmen, aynı Yasa'nın 36 ıncı maddesinde herhangi bir
değiĢiklik yapılmamıĢ, 1475 sayılı Yasa'da kullanılan müteahhit ve taĢeron
kavramları aynen muhafaza edilmiĢtir. Yukarıda da belirtildiği gibi, müteahhit ve
taĢeron kavramları bazı hallerde, alt iĢveren kavramı ile aynı müesseseyi ifade
etmelerine rağmen bazı hallerde de farklı anlamlar ihtiva edebilmektedirler.
Yasakoyucu burada kasıtlı olarak bu kavramları kullanmaya devam etmiĢtir.
Kanaatimize göre bu kastın sebebi, önceki düzenlemede sıkı Ģartlara bağlı olarak
kurulabilen ve yeni düzenleme ile daha da sıkı Ģartlara bağlanan asıl iĢveren-alt
iĢeveren iliĢkisinin, Yasaya aykırılık nedeni ile kurulamadığı hallerde meydana
gelebilecek birlikte sorumluluğun ortadan kalkması gibi sakıncalarından iĢçilerin
korunması niyetidir. Zira, 4857 sayılı Yasa'nın 36 ıncı maddesinin son fıkrasında,
aynı Yasa'nın 2. maddesinde belirtilen asıl iĢverenlerin de bu madde metninde,
kamu tüzel kiĢilerine ve bazı teĢekküllere verilen yetkilerden yararlanabileceği
belirtilmek sureti ile birbiri ile yakın, hatta bazı durumlarda aynı iki kavramdan
bahsedildiği açıkça görülmektedir.
Nihayetinde, Yargıtay‟ın son zamanlarda fazlasıyla kullandığı, doktrin
tarafından da benimsenen ve 4857 sayılı Yasada açıkça belirtilen “alt iĢveren”
kavramı, bu hukuki iliĢkiyi karĢılayan en iyi kavramdır. “Alt” kavramı ile asıl
iĢverenden iĢ alınması; “iĢveren” kavramı ile de bu alınan iĢte, kendi iĢçilerini
çalıĢtırma durumu anlatılmıĢtır. Bu nedenlerle, ĠĢ Yasası'nda belirtilen hususlar
çerçevesinde, asıl iĢverenden iĢ alan tarafı en iyi ifade eden “alt iĢveren” kavramının
kullanılması yerinde olacaktır.
VI. BENZER KAVRAMLAR
Yukarıda belirtildiği üzere, bizim tercih ettiğimiz alt iĢveren kavramını
karĢılamak üzere, alt müteahhit, müteahhit, taĢeron, alt iĢveren, aracı gibi çok
çeĢitli kavramlar kullanılmıĢtır. Bu kavramların birbirine benzer yönleri
bulunmasına karĢın, aynı kavramlar değildir.
Müteaahhit ve alt iĢveren kavramları birbirinden farklı kavramlardır. Bu
kavramlar sık sık karıĢtırılmakta, bazen de aynı anlamda kullanılmaktadır. Borçlar
Yasası'nın “istisna akdi” ni düzenleyen 355 inci maddesi uyarınca müteahhit, iĢ
sahibine karĢı ücret karĢılığında bir iĢ ( eser ) yapmayı taahhüt eder. Aynı yasanın
356 ıncı maddesine göre de, iĢin niteliği açısından bir sakınca yoksa müteahhit
yüklendiği iĢi bir baĢkasına devredebilir. ĠĢin devredildiği bu kiĢi ya da kuruluĢ alt
iĢveren olarak adlandırılır. Ancak, müteahhit, aldığı iĢin sadece bir kısmını alt
iĢverenlere devredebilmektedir. Müteahhit, iĢ sahibine karĢı iĢin tamamından
sorumlu iken, alt iĢverenin sorumluluğu aldığı asıl iĢin bir kısmı kadardır. Burada
önemli olan husus, alt iĢverenin asıl iĢin bir bölümünü üstlenmesidir45. Ayrıca alt
iĢverenden söz edebilmek için, iĢin mutlaka müteahhitten alınması gerekmez. “ĠĢin
bir bölümünü”, asıl iĢ sahibinden alan kiĢi ya da kuruluĢ da alt iĢveren sayılır 46.
Görüldüğü üzere, müteahhit asıl iĢin tamamını almaktadır. Alt iĢveren denildiğinde
ise, asıl iĢin bir bölümünde veya yardımcı iĢlerinde iĢ alan iĢverenden
bahsedilmektedir. Bu yönüyle de alt iĢveren kavramı, müteahhitten ayrılmaktadır.
Aracı47 kavramı da alt iĢveren kavramı ile özdeĢ bir kavram değildir.
Borçlar Yasası'nın 416. maddesine göre, kendi adına vekillik veren hesabına ücret
karĢılığında kıymetli evrak ve menkul eĢya alım satımı yapan kiĢiye aracı denir.
45 ġEN, Sabahattin, Ekonomik ve Teknik Anlamda TaĢeronluğun ( Alt ĠĢverenlik ) Tanımı ve
Sınıflandırılması, Çimento ĠĢveren Dergisi, C: 10, S:1, Ocak 1996, s.17.
46 GÜNAY, 2004, s. 274.
47 Hemen belirtmek gerekir ki, burada bahsedilen aracı kavramı 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın
87. maddesinde kullanılan “aracı” kavramından farklıdır. Zira, 506 sayılı Yasada kullanılan “aracı”
kavramı, alt iĢveren kavramına çok yakın bir Ģekilde kullanılmıĢtır.
Aracı, aracılık yaptığı iĢte iĢveren sıfatına haiz değildir. Belki, istihdam ettiği iĢçiler
vardır ancak, bu iĢçileri asıl iĢverene temin etmek asıl görevidir. Dolayısıyla,
iĢçilerin asıl iĢverene temin edilmesi ile birlikte, aracının görevi biter. Temin ettiği
iĢçilerin, iĢvereni durumunda değildir. Temin edilen iĢçilerin iĢvereni, asıl iĢin
sahibidir. Bu iĢçilerin sorumluluğu asıl iĢverene aittir, aracının herhangi bir
sorumluluğu yoktur ( sigorta primleri, kıdem tazminatı gibi ). Alt iĢveren ise, kendi
adına ve hesabına iĢ yapar. Asıl iĢverenden aldığı iĢte, iĢverenliğini yaptığı iĢçiler
çalıĢtırmaktadır. ĠĢçi temin etme gibi bir durum söz konusu değildir. Alt iĢveren
iĢçilerine karĢı asıl iĢverenle birlikte sorumludur. Ayrıca, asıl iĢveren ile alt iĢveren
arasındaki sözleĢme alım-satım sözleĢmesi değil, üretim ya da hizmet ile ilgili bir
sözleĢmedir48.
Alt iĢveren ile iĢveren vekili arasındaki en esaslı fark ise, alt iĢverenin
kendi nam ve hesabına iĢçi çalıĢtırmasına karĢılık, iĢveren vekilinin, vekili olduğu
iĢverenin adına ve hesabına iĢçi çalıĢtırmasıdır. Bu husus, alt iĢvereni iĢveren
vekilinden ayırır49. Yine, iĢveren vekilinin çalıĢtırdığı iĢçilerle asıl iĢveren arasında
bir sözleĢme bağı olmasına karĢılık, alt iĢverenin iĢçileri ile asıl iĢveren arasında
herhangi bir sözleĢme bağı yoktur50. SözleĢme bağı, alt iĢveren ile onun iĢçileri
48 ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.30.
49 MOLLAMAHMUTOĞLU, s.136; AYDEMĠR, Murteza, s.120.
50 GÜNAY, Cevdet Ġlhan, Toplu ĠĢ ĠliĢkileri Açısından Alt ĠĢveren ĠĢçilerinin Hukuki Durumu, Tühis,
Mayıs-Ağustos 1993, s.6.
arasındadır. Bu nedenle, asıl iĢverene, eser, nakliye, kira gibi sözleĢmelerle bağlı
olan ve ayrı bir iĢveren konumunda olan alt iĢverenin, iĢveren vekili sayılması
mümkün değildir51.
§ 3 - ASIL ĠġVEREN-ALT ĠġVEREN KAVRAMLARI
I. GENEL OLARAK
4857 sayılı ĠĢ Yasası, asıl iĢvereni ve alt iĢvereni tanımlamamıĢtır. Yasa,
asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin tanımını yapmakla yetinmiĢtir. Yapılan
düzenlemelerde, kullanılan kavramların açıklığa kavuĢturulmasına değil, birlikte
sorumluluğun ön planda tutulmasına gayret edilmiĢtir. Doktrin ve Yargıtay
tarafından yapılan asıl iĢveren ve alt iĢveren tanımları, Yasa'nın, asıl iĢveren-alt
iĢveren iliĢkisini tanımlarken ortaya koyduğu esaslar doğrultusunda olmaktadır. Bu
nedenle, herkesçe kabul görmüĢ bir asıl iĢveren veya alt iĢveren tanımından
bahsetmek mümkün değildir.
Esasında, asıl iĢveren ve alt iĢveren kavramlarını birbirinden bağımsız
incelemek oldukça zordur. Bu kavramlar adete birbirine bağlı kavramlardır. Çünkü,
bir iĢveren üstüne düĢen yükümlülükleri yerine getirmiĢ olsa bile, diğer iĢveren için
gerekli olan Ģartlardan biri veya birkaçı oluĢmamıĢsa her iki iĢveren arasında asıl
51 DEMĠRCĠOĞLU / CENTEL, s.52.
iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi kurulamayacağından ne asıl iĢverenden ne de alt
iĢverenden bahsedilemeyecektir52. Bu nedenle, konunun önemine binaen ayrı ayrı
incelenmiĢ asıl iĢeveren ve alt iĢveren kavramlarını düĢünürken, bu kavramların
birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğu hususunu unutmamak gerekmektedir.
II- ASIL ĠġVEREN KAVRAMI
Yukarıda da belirttiğimiz üzere, gerek Ģu an yürürlükte bulunan 4857
sayılı Yasa'da gerekse daha önceki ĠĢ Yasaları'nda, asıl iĢverenin tanımı
yapılmamıĢtır. Ancak, ilgili madde metni okunduğunda asıl iĢveren tanımının nasıl
yapılması gerektiği ile ilgili bizlere fikir veren bilgiler bulunmaktadır. Bizde burada,
madde metninde belirtilen unsurlardan yola çıkarak, asıl iĢverenin tanımını
yapmaya çalıĢacağız.
Öncelikle asıl iĢveren dediğimizde akla gelen ilk Ģey, asıl iĢveren
sıfatının kazanılması için iĢçi çalıĢtırma koĢulunun bulunduğudur 53. 4857 sayılı ĠĢ
Yasası'nın md.2/I. fıkrasında, bir iĢ sözleĢmesine dayanarak iĢçi çalıĢtıran gerçek
veya tüzel kiĢiye iĢveren denileceği belirtilmiĢtir ( ĠĢ.Y.md.2/f.I ). Buradan
hareketle, kiĢinin asıl iĢveren sıfatını kazanabilmesindeki belkide en önemli ve
52 MOLLAMAHMUTOĞLU, s.137.
53 GÜNAY, Konferans, s.32.
öncelikli koĢul iĢçi istihdam etmesidir54. ĠĢçi istihdam etmeyen bir kiĢinin, iĢyerinde
yürüttüğü iĢlerde bir baĢka iĢverene iĢ vermesi halinde, burada diğer koĢullar
mevcut olsa bile asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi kurulamayacak, dolayısıyla asıl
iĢveren sıfatından bahsedilemeyecektir. Ayrıca, asıl iĢverenin istihdam ettiği bu
iĢçilerin, alt iĢverene verilecek iĢ ile ilgili olarak istihdam edilmesi gerekir. Mesela;
bir iĢveren biri bilgisayar diğeri inĢaat olmak üzere iki ayrı Ģirkette iĢçi istihdam
ediyor. Bilgisayar alanında yapılacak bir iĢin alt iĢverene verilmesinde, asıl
iĢverenin iĢçi çalıĢtırma zorunluluğunu karĢısında dikkate alınacak iĢçiler, bilgisayar
alanında faaliyet gösteren Ģirtkette çalıĢan iĢçilerdir. Yoksa, inĢaat alanında faaliyet
gösteren Ģirkette çalıĢan iĢçiler bu değerlendirmede dikkate alınamaz.
Bir diğer husus ise, asıl iĢverenin, kendine ait iĢyerinde iĢlerini
yürütmesidir. ĠĢ Yasası'nın md.2/VI. fıkrasında “...Bir iĢverenden, iĢyerinde
yürüttüğü...” ibaresindeki “iĢyerinde” kelimesi ile ifade edilen husus asıl iĢverenin
iĢyeridir ve bu da asıl iĢverenin unsurlarından biri olarak karĢımıza çıkmaktadır.
Asıl iĢveren kendi iĢyerinde yürüttüğü iĢleri alt iĢverene yaptırabilir. BaĢkasına ait
bir iĢyerinde iĢlerini yürüten ve hangi sebeple olursa olsun alt iĢveren sıfatı da
kazanamamıĢ55 bir iĢverenin asıl iĢveren sıfatına haiz olamayacağını söylemek
gerekir.
54 EKONOMĠ, Tekstil ĠĢveren, s.7;
55 ĠĢ Yasası'nın 3 üncü maddesinin 2 inci bendi uyarınca, “Alt iĢveren, bu sıfatla mal veya hizmet
üretimi için meydana getirdiği kendi iĢyeri için birinci fıkra hükmüne göre bildirim yapmakla
Madde metninden çıkarılabilecek baĢka bir unsurda, asıl iĢveren sıfatının
kazanılabilmesi için, alt iĢverene verilecek iĢin, asıl iĢverenin yürüttüğü mal veya
hizmet üretimine iliĢkin yardımcı iĢlerde veya iĢletmenin ve iĢin gereği ile
teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢlerde olmasıdır. Bu konu aĢağıda56
ayrıntılı olarak açıklanacağı için, sadece bu unsurlara aykırı olarak kurulan bir
iliĢkinin taraflarının asıl iĢveren ve alt iĢveren sıfatlarını kazanamayacaklarını
söylemekle yetiniyoruz.
Sonuç olarak yukarıda anlatılanlar ıĢığında bir tanım ortaya koymaya
çalıĢırsak; alt iĢverene vereceği iĢ ile ilgili iĢçi istihdam etmek sureti ile kendine ait
iĢyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine yardımcı iĢlerde veya asıl iĢin bir
bölümünde iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren
iĢlerden birini veya daha fazlasını baĢka bir
iĢverene ( alt iĢveren ) yaptıran
iĢverene asıl iĢveren denir.
III- ALT ĠġVEREN KAVRAMI
1- Tanımı
yükümlüdür” denmekle, alt iĢverenin asıl iĢverenin iĢyerinde mal veya hizmet üretimi için çalıĢtığı
yerin kendisine ait bağımsız bir iĢyeri olacağı belirtilmiĢtir. Bu nedenle, baĢkasına ait bir iĢyerinde iĢ
almak sureti ile alt iĢveren sıfatını kazanmıĢ bulunan iĢveren burada istisna tutulmuĢtur. Çünkü, alt
iĢverenin iĢlerini yürüttüğü bu yer onun için ayrı bir iĢyeridir. Bu bağlamda, alt iĢveren tarafından
baĢka bir alt iĢverene iĢ verilebilir. Bu durumda, kendisi o iliĢki için asıl iĢveren konumunda
olacaktır.
56 Bkz. s.
Aracı iĢveren veya öğretide kullanılan deyimlerle “taĢeron”, “alt iĢveren”
veya “alt müteahhit” kavramı, pratik bir amacın gerçekleĢmesi için ortaya çıkmıĢtır.
Bazı iĢverenler çoğunlukla kendi uzmanlık alanlarına girmeyen belirli iĢleri baĢka
iĢverenlere yaptırma yoluna gitmektedirler. Bu nedenle yapılan bir sözleĢme ile ( bu
bir eser veya taĢıma sözleĢmesi olabilir ) diğer bir iĢveren, asıl iĢverenin iĢyerinde
veya eklentilerinde kendi iĢçilerini çalıĢtırmayı ve belli bir eseri veya iĢi yapmayı
üstlenmektedir. Örneğin bir inĢaatın yapımını üstlenen iĢveren ( asıl iĢveren )
inĢaatın elektrik veya kalorifer tesisatını ya da doğrama iĢini ayrı ayrı alt iĢverenlere
yaptırabilir. Aynı Ģekilde bir taĢıma Ģirketi asıl iĢverenin iĢçilerini kendi araçlarıyla
her gün iĢyerine taĢımayı taahhüt edebilir57.
Asıl iĢverenle arasındaki iliĢki istisna, kira taĢıma gibi bir sözleĢmeye
dayanan alt iĢveren kendi iĢçileri karĢısında bağımsız bir iĢveren niteliği taĢır58. Asıl
iĢverenin adına ve hesabına değil kendi adına ve hesabına iĢ yapar59. Alt iĢveren asıl
iĢverene ait asıl iĢin bir bölümünde veya yardımcı iĢlerinde kendisine iĢ sözleĢmesi
ile bağlı iĢçileri çalıĢtırır. ÇalıĢtırdığı iĢçiler ücretlerini ve diğer haklarını ondan
alırlar, onun talimatlarına uygun olarak iĢ görme borçlarını yerine getirirler 60. Alt
57 SÜZEK, s.161.
58 SÜZEK,
s.161; NARMANLIOĞLU, s.114-115; DEMĠRCĠOĞLU
/ CENTEL,
s.52;
AYDEMĠR, Murteza, Türk Hukukunda ĠĢveren, ĠĢveren Vekili Alt ĠĢveren Kavramları, MESS,
Yayın No: 185, 1993, s.120.
59 MOLLAMAHMUTOĞLU, s.136.
60 ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.125.
iĢverenin iĢçilerini çalıĢtırdığı iĢyeri bölümü, onlar yönünden ayrı bir iĢyeri
niteliğini taĢır61.
4857 sayılı Yasa yürürlüğe girene kadar alt iĢveren kavramı tam olarak
tanımlanamamıĢ, gerek 3008, gerekse 931 ve 1475 sayılı Yasalar, alt iĢveren
kavramının
tanımını
yapmak
yerine
“birlikte
sorumluluk”
ilkesini
öne
çıkartmıĢlardır62. Bu kavram 4857 sayılı Yasa ile de tanımlanmıĢ olmamasına
rağmen, diğer Yasalara nazaran tanımının yapılabilmesi daha kolay hale gelmiĢtir.
Esasında, alt iĢveren kavramı dahil olduğu hukuksal sınıf açısından,
iĢveren kavramından farklı değildir. ĠĢveren kavramı için söylenebilecek herĢey, alt
iĢveren kavramı için de geçerli olacaktır. Çünkü, alt iĢveren de, çalıĢtırdığı iĢçiler
açısından bir iĢverendir. Asıl iĢveren ile alt iĢveren kavramları arasında da, iĢveren
hukuki mahiyeti anlamında hiçbir fark yoktur. Bu nedenlerle Yasa, alt iĢverenden
“diğer iĢveren”, asıl iĢverenden ise “alt iĢverenin iĢ aldığı iĢveren” olarak
bahsetmektedir63.
Bir iĢverenden, iĢyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine iliĢkin
yardımcı iĢlerinde veya asıl iĢin bir bölümünde iĢletmenin ve iĢin gereği ile
teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢlerde iĢ alan ve bu iĢ için
61 SÜZEK, s.162; Y.HGK., 14.11.2001, E.2001/9-711, K.2002/820 ( GÜNAY, 2004, s. 280-283 ).
62 CANBOLAT, s.16; aynı yönde MARANGOZOĞLU, s.9.
63 MOLLAMAHMUTOĞLU, s.136.
görevlendirdiği iĢçilerini sadece bu iĢyerinde aldığı iĢte çalıĢtıran diğer iĢveren ile iĢ
aldığı iĢveren arasında kurulan iliĢkiye asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi adı verilir
(ĠĢ.Y.md.2/f.VI).
Görüldüğü gibi bu hükümde, asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin tanımı
unsurlarıyla birlikte açıklanmıĢtır. Bu hükümden çıkarılacak bir alt iĢveren tanımı,
burada bahsedilen unsurların, alt iĢveren kavramı açısından değerlendirilmesi ile
yapılabilir.
Doktrinde çeĢitli tanımlar yapılmıĢtır: “...alt iĢveren, diğer bir iĢverenin
yürüttüğü mal veya hizmet üretimine yardımcı iĢlerinde veya asıl iĢin bir
bölümünde iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren
iĢlerde iĢ alan ve bu iĢ için görevlendirdiği iĢçilerini sadece bu iĢyerinde çalıĢtıran
iĢveren...”64, “Bir iĢverenin iĢyerinde yürütülmekte olan iĢin belirli bir bölümünü
veya iĢyerinin organize amacı ile hukuki ve iktisadi bağı olan yardımcı iĢlerde iĢin
yapımını üstlenen ve kendi iĢçilerini sadece aldığı sözkonusu iĢlerde çalıĢtırarak
yerine getiren kiĢi”65, “Bir iĢverenden, iĢyerinde yürüttüğü mal veya hizmet
üretimine iliĢkin yardımcı iĢlerde veya asıl iĢin bir bölümünde iĢletmenin ve iĢin
gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢlerde iĢ alan görevlendirdiği
64 MOLLAMAHMUTOĞLU, s.138.
65 AYDINLI, Ġbrahim, ĠĢverenin Sosyal Temas Ve ĠĢ ĠliĢkisinden Doğan Edimden Bağımsız Koruma
Yükümlülükleri Ve Sonuçları, 1. Baskı, Ankara 2004, s.163.
iĢçileri sadece bu iĢyerinde çalıĢtıran diğer iĢveren”66 Ģeklindeki tanımlamalar
bunlardan birkaçıdır.
1475 sayılı Yasa döneminde, alt iĢveren kavramı konusunda, Ģimdiki
Yasa dönemine oranla çok daha farklı tanımlamalar vardı. Bunun nedeni ise, 1475
sayılı Yasa'nın, asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisini ve unsurlarını tanımlamak yerine,
bu iliĢki ile meydana gelecek birlikte sorumluluğun vurgulanmasıdır67. Bu Yasa
döneminde, “Bir iĢverenden belirli bir iĢin bir bölümünde veya eklentilerinde iĢ alan
ve iĢçilerini münhasıran o iĢyerinde ve eklentilerinde çalıĢtıran diğer bir iĢveren”68,
“...diğer bir iĢverenle yaptığı sözleĢme...ile kendi iĢçilerini o iĢverenin iĢinin bir
bölümünde veya eklentilerinde çalıĢtırmayı taahüt eden kiĢiye alt iĢveren denir”69,
“Bir iĢverenden belirli bir iĢin bir bölümünde veya eklentilerinde iĢ alan ve iĢçilerini
münhasıran o iĢyerinde ve eklentilerinde çalıĢtıran iĢveren70”, “Bir iĢverenden ( asıl
iĢverenden ) aralarındaki hukuki iliĢki çerçevesinde, bir iĢin belirli bir bölümünde
veya iĢyerinin eklentisinde iĢ alan ve bu iĢ için kendi adına iĢçi çalıĢtıran gerçek
veya tüzel kiĢi”71, “ĠĢ Yasası kapsamına girecek nitelikte, kendi nam ve hesabına
66 ÇANKAYA / ÇĠL, s.16.
67 MOLLAMAHMUTOĞLU, s.137.
68 SÜMER, s. 19; GÜZEL, Ali, Alt ĠĢveren ( TaĢeron ) Uygulamasının Endüstri ĠliĢkileri Sistemine
Etkileri, Çimento ĠĢveren Dergisi, C: 7, S:5, Eylül 1993, s.6.
69 SÜZEK, s.161.
70 UYGUR, s.267.
71 MARANGOZOĞLU, s.9.
iĢlettiği bağımsız iĢyeri bulunmayan, az sermayeli, ekonomik yönden ve diğer
olanaklar bakımından güçlü olmayan, ancak bir iĢverenden istisna sözleĢmesine ya
da taĢıma sözleĢmesine istinaden belirli bir iĢin bir bölümünde veya eklentilerinde
iĢ alan ve aldığı iĢi iĢverenin iĢyerinde kendi adına çalıĢtırdığı iĢçiler ile yapan
kiĢi72” Ģeklinde çeĢitli tanımlar yapılmıĢtır.
Alt iĢveren kavramı hakkında, 1475 ve 4857 sayılı Yasa, bu Yasalar
çerçevesinde
yapılan açıklamalar ve doktrin tarafından yapılan tanımlar
değerlendirildiğinde; “kendisine verilecek iĢle ilgili alanda iĢçi istihdam eden bir
iĢverenden, o iĢverenin iĢyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine iliĢkin
yardımcı iĢlerde veya yine iĢyerinde yürütülen asıl iĢin bir bölümünde iĢletmenin ve
iĢin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢlerde iĢ alan, kendi
mahiyetinde çalıĢtırdığı iĢçileri, asıl iĢverenden aldığı bu iĢe tahsis eden ve
sözkonusu iĢi, bu iĢçilerle birlikte asıl iĢverenin iĢyerinde gerçekleĢtiren iĢverene alt
iĢveren denir” Ģeklindeki bir tanımın, alt iĢvereni unsurları ile birlikte açıkladığını
söylenebilir.
2- Unsurları
a-) ĠĢin BaĢka Bir ĠĢverenden Alınması
72 ÇUBUKÇU, Erdoğan, “Türk ĠĢ Hukukunda Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ĠliĢkileri”, Tühis, C:17, S:4-5,
Mayıs-Ağustos 2002, s.20.
4857 sayılı ĠĢ Yasası‟nın md.2/VI. fıkrasında; “...bir iĢverenden,…iĢ
alan…”
denmekle, alt iĢveren kavramının ancak bir asıl iĢverenin varlığıyla
doğacağından bahsedilmiĢtir. Yani alt iĢverenden söz edebilmek için, onun iĢ aldığı
kimsenin, iĢyerinde iĢçi çalıĢtıran bir iĢveren olması gerekmektedir73. Dolayısıyla
iĢçi çalıĢtıran bir iĢverenin varlığı önkoĢuldur74. Eğer bir iĢveren, iĢin yapılmasını
tamamı ile bir baĢka iĢverene devretmiĢse, iliĢkinin asli unsurlarından biri eksik
olacak ve burada bu iliĢkiden bahsedilemeyecektir75.
Ayrıca asıl iĢveren ile alt iĢveren arasındaki bu iĢ iliĢkisinin asıl iĢverenin
iĢi ile ilgili doğması gerekir. Yani, asıl iĢverenin sadece mahiyetinde iĢçi çalıĢtıran
bir iĢveren olması tek baĢına yeterli değildir76. Örnek verecek olursak; bir
müteahhidin, kendi iĢçilerine yaptırdığı binanın elektrik, su tesisatı vs. gibi iĢlerini
baĢka bir iĢverene vermesi sonucu bu iliĢki doğmasına rağmen, müteahhidin kendi
ikamet ettiği evdeki su arızası veya elektrik arızası nedeni ile bir iĢverenle
anlaĢması sonucu bu iliĢki doğmayacaktır. Çünkü müteahhidin iĢveren sıfatı ile
73 ÇELĠK, Nuri, “ĠĢ Hukukunun Güncel Sorunları” Semineri, 9-12 Aralık Turhan Abant Oteli, Bolu
1997, s.162;MOLLAMAHMUTOĞLU, s.138; CANBOLAT, s.20; TAġKENT, Alt iĢveren,
s.363; ALPAGUT, Konferans, s.16; AYDEMĠR, s.121.
74 EKONOMĠ, Tekstil ĠĢveren, s.7; HGK. 24.5.1995, E.1995/9-273, K.1995/548 ( GÜNAY, 2004,
s.276 ).
75 TAġKENT, Alt iĢveren, s.363; ALPAGUT, Konferans, s.16; ULUCAN, Devrim, “TaĢeron
Uygulaması ve Sorunları”, 2000'li Yıllarda Endüstri ĠliĢkilerine BakıĢ, Mess Yayını, Ġstanbul 1994,
s.227; EKONOMĠ, Tekstil ĠĢveren, s.7; CANBOLAT, s.29.
76 MOLLAMAHMUTOĞLU, s.138.
yaptığı bir anlaĢma değildir77. Aynı Ģekilde, bir kimse bir iĢin yapılmasını
tamamiyle bir baĢkasına bırakmıĢ ise, örneğin anahtar teslimi koĢuluyla bir binanın
yapımını bir baĢka kiĢiye vermiĢse, bu iliĢki doğmayacaktır78. Herhangi bir iĢveren
sıfatı bulunmayan ihale makamından iĢ alan iĢverenin statüsü buna örnektir. Burada
iĢ alan iĢverenin statütüsü, alt iĢveren değil, asıl iĢverendir79.
Belirtilmesi gereken bir diğer husus ise, yukarıdaki Ģartları taĢıyan asıl
iĢverenden iĢ alan kiĢinin, aldığı iĢi iĢçi çalıĢtırmak suretiyle gerçekleĢtirmesidir.
ĠĢçi çalıĢtırmaksızın, aldığı iĢi bizzat yapan kiĢinin alt iĢveren olarak
nitelendirilmesi, aradaki iliĢkinin ise asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi olarak
nitelendirilmesi mümkün değildir80. Gerçekten de, 4857 sayılı ĠĢ Yasası 'nın
77
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, asıl iĢi otomobil ve buna benzer araçlar üretimi olan iĢverenin,
binanın onarımını bir bütün olarak baĢka bir iĢverene yaptırması halinde, gördüğü iĢin niteliği
bakımından bağımsız ve ayrı bir iĢveren olan onarım iĢini üstlenen iĢverene bağlı iĢçilerin geçirdikleri iĢ
kazasından sorumlu tutulamayacağına hükmetmiĢti. ( Y.21.HD.,4.7.1995, E.1995/2660 K.1995/3844,
YKD, Ekim 1995, s.1612-1614 ); aynı yönde Y.9.HD., 10.9.1992, E. 1992/2463, K.1992/9734 ( Tekstil
ĠĢveren Dergisi, Ocak-ġubat 1993, s.43 ); Y.9.HD., 13.9.1994, E.1994/3429, K.1994/1465 ( Yargıtay
Kararları Dergisi, ġubat 1995, s.224,225 ); Y.9.HD., 23.1.1995, E.1994/15267, K.1995/695 ( Çimento
ĠĢveren Dergisi, Mart 1995, s.21.
78 ALPAGUT,
Konferans, s.16,17;
Y.9.HD.,
22.12.1992, E.1992/11897,
K.1992/14086
(
MOLLAMAHMUTOĞLU, s.138,dn.90 ); Y.9.HD., 20.12.1994, E.1994/11914, K.1994/18221 (
GÜNAY, 2004, s.276,277 ); Y.9.HD., 4.5.2004, E.2003/2003, K.2004/10508 ( ÇANKAYA / ÇĠL,
s.104,105 ); DĠSK/Genel-ĠĢ Eğitim Yayınları, s.12,13.
79 EKONOMĠ, Tekstil ĠĢveren, s.7; SÜZEK, s.162; EYRENCĠ, Öner/ TAġKENT, SavaĢ/
ULUCAN, Devrim, Bireysel ĠĢ Hukuku, Ġstanbul 2004, s.30; AYDEMĠR, s.121.
80 ALPAGUT, Konferans, s.17.
md.2/VI. fıkrasında, alt iĢverenden “diğer iĢveren” olarak bahsedilmektedir. Bu
kavram, iĢ alan kiĢinin, aldığı iĢi bizzat yapmasına engeldir.
Aynı zamanda bu iliĢkinin devamı, her iki iĢverenin de iliĢki süresince
bu sıfatlarının devam etmesine bağlıdır. Herhangi bir iĢverenin bu sıfatını
kaybetmesi sonucu asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinden bahsedilemeyecektir.
ĠĢ Yasası‟nın ilgili düzenlemesine baktığımızda, alt iĢverenin iĢyerinin
neresinde iĢ alacağı konusunda bir sınırlama getirilmediği görülmektedir 81. Burada
önemli olan husus, alt iĢverence yapılacak iĢin, asıl iĢverene ait iĢyeri ve iĢyerinden
sayılan yerlerde alınmasıdır. Yani, iĢyerine bağlı yerler ve eklentilerde de asıl
iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi kurulabilmektedir82.
b-) ĠĢin Asıl ĠĢverenin ĠĢyerinde Yürüttüğü Mal Veya Hizmet
Üretimine
ĠliĢkin
Yardımcı
ĠĢlerinde
Veya
Asıl ĠĢin Bir
Bölümünde ĠĢletmenin Ve ĠĢin Gereği Ġle Teknolojik
Nedenlerle Uzmanlık Gerektiren ĠĢlerde Olması
81 AKTAY, Nizamettin, Alt ĠĢveren Kurumu ve Hukukumuzda Doğan Sorunlar, Kamu-ĠĢ, C:3, S:3,
Ocak 1994, s.15.
82 AYDINLI, s.163.
4857 sayılı Yasası'nın md.2/VI. fıkrası ile “ Bir iĢverenden, iĢyerinde
yürüttüğü mal veya hizmet üretimine iliĢkin yardımcı iĢlerinde veya asıl iĢin bir
bölümünde iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren
iĢlerde iĢ alan...” hükmü getirilerek, bu iliĢkinin hangi iĢler için ve nasıl kurulacağı
hususları düzenlenmiĢtir. Hükme bakıldığında, çok ayrıntılı bir düzenlemenin
yapıldığı gözlemlenmektedir. Bunun nedeninin ise, önceki dönemlerde görülen
muvazaalı asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkilerinin önüne geçmek olduğu söylenebilir.
Bununla, iĢçi istismarı önlenmek istenmiĢtir83. Ancak bu düzenlemelerin ne kadar
amacına ulaĢacağını zaman gösterecek, somut olayın Yargıtay'ın önüne geldiğinde
nasıl çözümlendiği ve bu kararların doktrin tarafından nasıl yorumlanacağı bizler
için önemli olacaktır.
1475 sayılı ĠĢ Yasası'nın yürülükte olduğu dönemlerde, bu konuda
Ģimdiki gibi herhangi bir açıklık yoktu84. Bu konuda
iki farklı görüĢ ortaya
çıkmıĢtı. Bunlardan bir tanesine göre, alt iĢverene verilecek iĢin, iĢyerinin üretim ve
faaliyet kapsamında olması gerekiyordu85. Bu görüĢe göre, örneğin, bir halı
fabrikasının giriĢinde yapılacak güvenlik görevlilerine tahsis edilecek bir kulubenin
83 MOLLAMAHMUTOĞLU, s.139,140.
84 ÇANKAYA / ÇĠL'e göre, 1475 sayılı Yasa'da asıl iĢ ve yardımcı iĢ Ģeklinde bir ayırım olmaması
nedeni ile, bu Yasa döneminde asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin kullanılması yaygınlaĢmıĢtır (
ÇANKAYA / ÇĠL, s.15 ).
85 OĞUZMAN, Kemal, Hukuki Yönden ĠĢçi ĠĢveren ĠliĢkileri, C:1 Temel Bilgiler, Ankara 1986, s.11;
ġAHLANAN, Fevzi, Türk ĠĢ Hukukunda Alt ĠĢveren, ĠĢ Hukuku Dergisi, Temmuz-Eylül 1992, 326.
inĢasının, bir iĢverene verilmesi halinde asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkinden
bahsetmek mümkün değildir. Diğer görüĢe göre, baĢka bir iĢverene verilecek iĢin,
asıl iĢverene ait iĢyeri ile ilgili olması yeterli kabul edilmeliydi86. Dolayısıyla bu
görüĢe göre yukarıda verilen örnek tekrar değerlendirildiğinde, asıl iĢveren-alt
iĢveren iliĢkisinin kurulduğu bir örnek olacaktır.
Maddede bulunan unsurların fazla olması ve konunun da bir bütünlük
arzetmesi nedeni ile, sözkonusu düzenlemenin incelenmesi genel baĢlığın içerik
olarak alt baĢlıklara bölünmesi Ģeklinde olmuĢtur. Bu baĢlık ve baĢlığa bağlı alt
baĢlıklar incelenirken, konunun bir bütün halinde değerlendirmenin daha doğru
olacağı hususunun gözönünde bulundurulması yerinde olacaktır.
aa-) ĠĢin Asıl ĠĢverenin ĠĢyerinde Yürüttüğü Mal Veya Hizmet
Üretimine ĠliĢkin Yardımcı ĠĢlerinde Olması
4857 sayılı ĠĢ Yasası'nın md.2/VI. fıkrasında bulunan “Bir iĢverenden,
iĢyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine iliĢkin yardımcı iĢlerinde...iĢ alan...”
hükmü ile, alt iĢverene iĢ verilirken gözönünde bulundurulması gereken unsurlardan
birine iĢaret edilmiĢtir. Burada dikkat çeken ifade, herhangi bir yardımcı iĢten değil,
“mal veya hizmet üretimine iliĢkin yardımcı iĢlerden” bahsediliyor olmasıdır 87.
86 CANBOLAT, s.25,26.
87 MOLLAMAHMUTOĞLU, s.141.
Maddede belirtilen asıl iĢverenin “iĢyerinde ürettiği mal veya hizmet
üretimi” ifadesi ile anlaĢılması gereken, o iĢyerinin amacına ulaĢma noktasında
üretimine yöneldiği mal veya hizmetlerdir. Burada amaçlanan husus, bir iĢyerinin
iĢletme faaliyetleri çerçevesinde, satmayı, sunmayı plandığı mal veya hizmetlerdir.
Mesela; bir seyahat firmasının amacı, taĢımayı taahhüt ettiği yolcuları en iyi Ģekilde
ilgili yere ulaĢtırma hizmetinin verilebilmesidir. Buna yönelik olarak, yolcu
taĢıdıkları araçları temiz tutmaları, Ģehiriçi servislerin düzenlenmesi gibi ek
hizmetler, yolculara sunulan taĢıma hizmetinin daha kaliteli verilmesinde etkili
olacaktır. ĠĢte verdiğimiz bu örnekte, sözkonusu seyahat firmasının asıl iĢi, yolcuları
taahüt ettikleri yere en iyi Ģekilde ulaĢtırmaktır. Bu ana amaca iliĢkin olarak
yolculara verilebilecek bir takım hizmetler ise yardımcı iĢlerden olacaktır. Yukarıda
verdiğimiz iki örnek, bu firma için yardımcı iĢlerden olacaktır. Bu anlatımlardan
sonra iĢyerinde üretilen mal veya hizmet üretimine iliĢkin yardımcı iĢler için genel
olarak Ģunlar söylenebilir: Bir iĢyerinde asıl iĢin yapılması için gerekli olan
temizlik88, yemekhane89, servis90, yükleme boĢaltma gibi iĢler, asıl iĢe yardımcı iĢler
88 ÜNSAL, s.539; Ayrıca bkz. Y.9.HD., 11.7.2005, E.2005/18822, K.2005/24469 ( ÇANKAYA /
ÇĠL, s.20, dn.17 ). Yargıtay bu kararında, temizlik iĢinin Belediyelerin asli iĢlerinden olması sebebi
ile alt iĢverene verilemeyeceğine hükmetmiĢtir. Ancak, 5272 sayılı ve 5393 sayılı Belediye
Yasalarının yürülükte olduğu dönemlerde alt iĢverenlere verilen temizlik iĢlerinin, bu Yasalarda
açıkça temizlik iĢlerinin alt iĢverene verilebileceği belirtildiği için geçerli olduğuna karar vermiĢtir.
89 ġAHLANAN'a göre, burada ayırt edici nokta, bu iĢin asıl iĢverenin iĢyerinde yapılıyor olmasıdır.
Asıl iĢveren, yemeği dıĢarıdan bir firmadan alıyorsa, burada asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi doğmaz.
Yemek alınan bu Ģirket, yemeğin servisini de yapsa yine de bu iliĢki doğmaz. Ancak yemek asıl
olarak nitelendirilmektedir91. Aynı Ģekilde, güvenlik iĢleri de bu niteliktedir92. Tabi
ki, bu sayılanların, her zaman bir yardımcı iĢ olarak kabul edileceğini söylemeyiz.
Örneğin bir eĢya taĢıma Ģirketi için yükleme ve boĢaltma iĢlerinin yardımcı iĢlerden
sayılabilmesi mümkün değildir. Çünkü bu Ģirket için, yükleme boĢaltma iĢleri asıl
iĢverenin iĢyerinde, uzman kiĢi ya da Ģirketler tarafından yapılıyorsa, burada diğer Ģartların da varlığı
halinde asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinden bahsetmek mümkün olacaktır ( ġAHLANAN, Konferans,
s.48 ); ÜNSAL, s.539.
90 ÇELĠK’e göre, yasal düzenlemedeki sınırlama karĢısında, artık eski dönemde Yargıtay‟ca kabul
edilenin aksine, iĢverenin iĢçilerini, iĢyerinden evlerine getirip götürmesi için üçüncü Ģahsın kendi
araç ve Ģoförü ile iĢçilerini taĢıması halinde meydana gelen iĢ kazasından iĢveren sorumlu tutulamaz
( ÇELĠK, ĠĢ Hukuku, s.48 ).
91 GÜNAY, Cevdet Ġlhan, ĠĢ Hukuku Yeni ĠĢ Yasaları, 2. Baskı, Ankara 2004, s.270; YÜCESOY,
Ekrem ġevket, 4857 Sayılı Yeni ĠĢ Kanunu Ġle 1475 Sayılı Eski ĠĢ Kanunu'nun KarĢılaĢtırılması
Yorumu Ve Gerekçesi, Orman-ĠĢ Yayınları, No:15, 1. Baskı, Ankara 2003, s.5; ALPAGUT, s.17;
ġAHLANAN, Konferans, s.49; Y.HGK.,6.6.2000 E.2001/9-711, K.2001/820 ( ÇANKAYA / ÇĠL,
s.46 ); Yargıtay yeni bir kararında, bir fabrikanın ürettiği ürünlerin paketlenmesi iĢini asıl iĢ olarak
kabul etmiĢtir ( Y.9.HD.,31.1.2005, E.2004/31850, K.2005/2487 ); ÇANKAYA / ÇĠL, s.19, dn.16;
farklı düĢüncede MOLLAMAHMUTOĞLU'na göre, burada önemli olan husus, bu yardımcı
iĢlerin mal veya hizmet üretimine iliĢkin olmalarıdır. Aksi halde, sayılan bu iĢlerin de, baĢka bir
iĢverene verilmesi, asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisini doğurmayacaktır. Mesela; bir tekstil fabrikasının
yemek iĢleri, orada yapılan mal veya hizmet üretimine yardımcı bir iĢ değildir. Çünkü, orada yapılan
malların üretimi ile herhangi bir ilgisi yoktur. Yine yemek örneğinden devam edecek olursak; bir
hastanenin yemek iĢleri, orada yapılan hizmet üretimine yardımcı bir iĢtir. Görüldüğü üzere, asıl iĢin
niteliğine göre, “mal veya hizmet üretimine iliĢkin yardımcı iĢ ifadesi de” farklı anlamlar
kazanabilmektedir. Bu nedenle, bu ifadeyi her somut olaya göre ayrı değerlendirmek ve buna göre
bir sonuca varmak doğru olacaktır ( MOLLAMAHMUTOĞLU, s.141 ).
92 Yargıtay bir kararında, “...Güvenlik iĢi, iĢin gereği uzmanlık gerektiren bir iĢ olup, devamlılık
arzeder..asıl iĢin tamamlayıcısı olup, yardımcı bir iĢtir...” Ģeklinde hüküm kurmuĢtur ( Y.9.HD.,
1.7.2004,
E.2004/4320,
K.2004/16307;
aynı
K.2005/20130, ÇANKAYA / ÇĠL, s.99,68,69 ).
yönde
Y.9.HD.,
1.6.2005,
E.2005/12985,
iĢin gerçekleĢtirilebilmesi için olmazsa olmaz iĢlerdendir. Ancak bir tekstil firması
için yükleme boĢaltma iĢleri, yardımcı bir iĢ olabilir. Bu iĢyerinin yöneldiği asıl iĢ,
malların dikilmesi, kesilmesi, ütülenmesi gibi iĢlerdir. Bu iĢyeri için de, yüklemeboĢaltma
iĢlerinin
çok
önemli
olduğu
söylenebilirse
de,
asıl
iĢin
gerçekleĢtirilebilmesi için olmazsa olmaz iĢlerden değildir. Yine bu tekstil fabrikası
için yemekhane iĢleri de yardımcı iĢlerdendir. Ancak aynı yemekhane iĢi bir hastane
için yardımcı iĢlerden olmayabilir. Çünkü bir hastanedeki asıl iĢ, genel olarak, orada
bulunan hastaların tedavi edilerek iyileĢtirilebilmeleridir. Bu tedavi sürecinde,
hastaların özellikle beslenmelerine dikkat edilmesi, günlük ihtiyaçları olan protein
ve vitaminleri yeteri kadar verilmesi gerekir. Bu bağlamda da, hastalara verilen
yemeklerin, tedavi sürecinde önemli olmaları nedeni ile yardımcı iĢlerden
sayılabilmesi mümkün değildir.
Yukarıda anlatılanlar sonucunda, asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin
kurulabilmesi için ortaya çıkan Ģartlardan birinin de; alt iĢverenin, iĢçilerini asıl
iĢverenin iĢyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine iliĢkin bir yardımcı iĢte
çalıĢtırıyor olmasıdır93. Mal ve hizmet üretimine iliĢkin olmayan bir yardımcı iĢi
93 Eski düzenlemelerde, iĢin mal veya hizmet üretimine iliĢkin iĢlerden olmasının gerektiği konusunda
açık bir düzenleme bulunmamaktaydı. 4857 sayılı Yasadan önce, alt iĢverenin her türlü iĢi
üstlenebileceği savunulmakla birlikte ( EYRENCĠ, Öner, Ferdi ĠĢ ĠliĢkisinin Kurulması ve ĠĢin
Düzenlenmesi, Yargıtayın ĠĢ Hukukuna ĠliĢkin Kararlarının Değerlendirilmesi 1994, Ġstanbul 1996,
s.6 vd. ) çoğunluk, alt iĢverenin sadece iĢyerinde yapılan iĢ ile ilgili iĢleri üstlenebileceği görüĢünde
idi ( ġAHLANAN, Fevzi, Türk ĠĢ Hukukunda Alt ĠĢveren, Mercek Dergisi ( MESS ), Yıl:2, S:2,
alan iĢverenin alt iĢveren sıfatını kazanabilmesi mümkün değildir. Bina yapımı 94,
bahçe tanzimi gibi bir iĢi üstlenen diğer iĢveren buna bir örnektir 95. Yine bir ilaç
firmasına ait bahçeye kuyu kazılması ya da bu bahçeye ek bir bina yapılması
durumunda asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinden bahsedilemeyecektir96. Burada
sözkonusu olan asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi değil, iki farklı birbirinden bağımsız
iĢverenin varlığıdır97.
1997, s.45,46; SÜZEK, s.163,164; CANBOLAT, s.25 vd. ); ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.108,109.
94 GÜNAY, 2004, s.272; ĠNCĠROĞLU, s.36; 1475 sayılı Yasa döneminde, iĢyerinin avlusuna,
eklentisine yapılacak bir inĢaatın, baĢka bir iĢveren yaptırılması halinde asıl iĢveren-alt iĢveren
iliĢkisinin doğacağı yönünde görüĢ bildirenler olmuĢtur ( EKONOMĠ, Tekstil ĠĢveren, s.8, ÇELĠK,
Nuri, Türk ĠĢ Hukukunda Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ĠliĢkisinden Doğan Bazı Uygulama Sorunları,
Münir EKONOMĠ 60. YaĢ Günü Armağanı, Ankara 1993, s.166 ).
95 ÇELĠK, ĠĢ Hukuku, s.45; GÜNAY, 2004, s.272; aksi yönde GÜZEL'e göre, alt iĢverenin
mahiyetinde çalıĢan iĢçilerin olduğu ve bu iĢçilerin yaptıkları iĢ ve iĢin yararının asıl iĢverene ait
olduğu bir iliĢkide, iĢçilerin yaptığı iĢin iĢyerinde yürütülen iĢle bağlantısı olmadığı gerekçesiyle, bu
iĢçilerin güvenceden yoksun bırakılmaları uygun değildir. Ayrıca, bina onarımı, çatı tamiratı gibi
iĢlerinde, temizlik iĢi gibi asıl iĢe yardımcı iĢler olarak nitelendirilmesi gerekir. Aralarında bir fark
yoktur
( GÜZEL, Ali, ĠĢ Yasasına Göre Alt ĠĢveren Kavramı ve Asıl ĠĢveren Alt ĠĢveren
ĠliĢkisinin Sınırları, ÇalıĢma ve Toplum Dergisi, S:2004/I, Ġstanbul 2004, s.44 ).
96 ALPAGUT, s.17.
97 KUTAL, Metin, Türk ĠĢ Hukuku Açısından Alt ĠĢveren ve Sorunları, KĠPLAS 1990 Yılı Eğitim
Programı, Tebliğler, Sorular ve Cevaplar, Ġstanbul 1993, s.5.
bb-) ĠĢin Asıl ĠĢin Bir Bölümünde ĠĢletmenin Ve ĠĢin Gereği Ġle
Teknolojik Nedenlerle Uzmanlık Gerektiren ĠĢlerde
Olması
4857
sayılı
ĠĢ
Yasası'nın
md.2/VI.
fıkrası
ile
getirilen
“Bir
iĢverenden,....asıl iĢin bir bölümünde iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik
nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢlerde iĢ alan...” Ģeklindeki düzenlemeye göre; asıl
iĢveren tarafından alt iĢverene asıl iĢin tamamı verilemeyeceği gibi, asıl iĢin bir
bölümü verilirken de bazı kriterlerin esas alınması gerektiği hükme bağlanmaktadır.
AĢağıda bu baĢlıkta bulunan iki unsur, önemlerine istinaden ayrı ayrı
incelenmiĢtir. Ancak, bu unsurların asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin kurulmasında
birlikte aranacağı gözardı edilmemelidir.
aaa-) ĠĢin Asıl ĠĢin Bir Bölümünde Olması
4857 sayılı ĠĢ Yasası‟nın md.2/VI. fıkrası ile getirilen “ Bir
iĢverenden,...asıl iĢin bir bölümünde...iĢ alan...” Ģeklindeki düzenlemeye göre, asıl
iĢverenin iĢyerinde yürüttüğü asıl iĢin alt iĢverene verilmesinin öncelikli Ģartı, asıl
iĢin bir bölümünün alt iĢverene verilmesidir98. Asıl iĢ, iĢyerinde üretilmesi
98 1475 sayılı Yasa'da, “asıl iĢin bir bölümünde” kavramı kullanılmamakla birlikte, “...belirli bir iĢin
bir bölümünde veya eklentilerinde iĢ alan...” Ģeklindeki ifade ile bugünkü düzenlemeye benzer
nitelikte bir hüküm bulunuyordu. Yargıtay, 1475 sayılı Yasa dönemine ait olan bir uyuĢmazlık için
verdiği bir kararında, “...Dosya içerisinde bulunan 7.11.2001 tarihli sözleĢme ile Ali Kaya davalı
amaçlanan mal veya hizmet ile doğrudan ilgili ve bu amacın gerçekleĢtirilmesine
yönelik süreçlerden biri olan, olmazsa olmaz faaliyetleri ifade eder99.
Yasa hükmünden anlaĢılacağı üzere asıl iĢin tamamı için anlaĢma
yapılamayacaktır100. Ancak bu asıl iĢin yardımcı iĢlerinin-tamamlayıcı iĢlerinintamamının alt iĢverene verilmesi mümkündür. Yukarıda da bahsedildiği gibi, bir
iĢyerinde asıl iĢin yapılması için gerekli olabilen temizlik101, yemekhane102, servis,
yükleme boĢaltma gibi iĢler, asıl iĢe yardımcı iĢler olarak nitelendirilmektedir103.
ĠĢte bu gibi iĢlerin tamamının alt iĢverenlere verilmesinde herhangi bir sınırlama
olmamasına rağmen104, asıl iĢin tamamının alt iĢverenlere verilmesi Yasa ile
TPAO sondaj müdürlüğüne bağlı iĢyerlerindeki tüm sondaj kulelerinin bakım, onarım, montaj,
demontaj, temizlik, boyama vs. iĢlerini, bu sözleĢme hükümleri uyarınca yapmayı kabul
etmiĢtir.....Davalı TPAO asıl iĢi olan petrol arama ve çıkarma iĢi ile uğraĢırken asıl iĢinin bir parçası
olan kulelerin bakım, onarım, temizlik vs. iĢlerini de yapılan sözleĢme ile Ali Kaya'ya ihale yolu ile
vermiĢtir. Yani 1475 sayılı Kanun'un 1/son maddesi anlamında belirli bir iĢin bir bölümünde ve
eklerinde iĢ almıĢtır...” Ģeklindeki yorumu ile, bugünkü düzenlemeye paralel bir karar vermiĢtir (
Y.9.HD., 21.3.2005, E.2004/20819, K.2005/9072, ÇANKAYA / ÇĠL, s.76 ).
99 MOLLAMAHMUTOĞLU, s.140.
100
Asıl iĢin tamamının alt iĢverene bırakılması durumunda, burada asıl iĢveren-alt iĢveren
iliĢkisinden bahsetmek mümkün olmayacaktır. Burada sözkonusu olan iĢyerinin devridir (
ÇANKAYA / ÇĠL, s.19 ).
101
ÜNSAL, s.539; Y.9.HD., E.2005/36127, K.2005/39114 ( ÇANKAYA / ÇĠL, s.50 ).
102
ÜNSAL, s.539.
103
GÜNAY, s.270; YÜCESOY, Ekrem ġevket, 4857 Sayılı Yeni ĠĢ Kanunu Ġle 1475 Sayılı Eski
ĠĢ Kanunu'nun KarĢılaĢtırılması Yorumu Ve Gerekçesi, Orman-ĠĢ Yayınları, No:15, 1. Baskı,
Ankara 2003, s.5; ALPAGUT, s.17.
104
Burada belirtilen sınırlama, yardımcı iĢlerin alt iĢverenlere tamamının verilmesinin önünde bir
yasaklanmıĢtır. Asıl iĢin tamamının bölünerek, baĢka iĢverenlere verilmesi halinde,
burada asıl iĢverenden değil ihale makamından bahsedilebilecektir105.
Daha önceleri uygulamada, bazı iĢverenler bir takım iĢleri alt iĢverene
gördürürken, bazıları ise bütün iĢi bu yolla dağıtarak kendileri hiç iĢçi çalıĢtırmadan
iĢlerini yürüttükleri oluyordu106. Yasa metninden anlaĢılacağı üzere asıl iĢin
tamamının bölünerek dahi olsa alt iĢverenlere verilmesi mümkün değildir. Ancak
asıl iĢin bir bölümü alt iĢverene verilebilir.
engel olmadığı yönündedir. Zira, yukarıda belirtildiği üzere, yardımcı bir iĢin alt iĢverenlere
verilebilmesi için, bu yardımcı iĢin, iĢyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine iliĢkin yardımcı
iĢlerden olması gerekmektedir.
105
GÜNAY, Konferans, s.32; Yargıtay bir kararında, “...Müteaahhide verilen iĢ, belirli bir iĢin bir
bölümünü veya eklerinde görülen bir iĢi teĢkil etmiyorsa, yani iĢin tamamı ihale yolu ile bir
müteahhide verilmiĢ bulunuyorsa,ihale makamı bu madde uyarınca asıl iĢveren durumunda
olamaz...” Ģeklinde hüküm kurmuĢtur ( Y.9.HD., 2.3.1993, E.1992/13790, K.1993/3488,
ÇANKAYA / ÇĠL, s.126 ); aynı yönde Y.HGK., 24.5.1995, E.1995/9-273, K.1995/548, Tekstil
ĠĢveren Dergisi, S:23, Eylül 1996, s.13; Y.9.HD., 12.4.1994, E.1993/13361, K.1994/5427, ĠĢveren
Dergisi, S:11, TĠSK, Ağustos 1994, s.16.
106
TAġKENT, SavaĢ, ĠĢ Güvencesi ve TaĢeron Uygulamalarından Sorunlar, Türkiye
Sendikacılığının Temel Sorunları, BirleĢik Metal ĠĢçileri Sendikası Yayınları, Ġstanbul 1996, s.27;
SÜZEK'e göre, gerçekten bu ve buna benzer durumlar iĢverenler arasında haksız rekabet
yaratmaktadır. Bir kısım iĢverenler, iĢin tamamını bölerek alt iĢverenlere vermek sureti ile toplu iĢ
sözleĢmesi yapmadan iĢçi çalıĢtıyorken, bir kısım iĢveren de, bu yola baĢvurmadam toplu iĢ
sözleĢmesine tabi iĢçi istihdam ediyor. Bu nedenle, aralarında haksız rekabet olmaktadır ( SÜZEK,
Sarper, Yeni ĠĢ Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna BakıĢı Sorunların Değerlendirilmesi ve Çözümleri,
Ġstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ĠĢ ve Sosyal Güvenlik Hukuku AraĢtırma ve Uygulama
Merkezi Ġle Türkiye ĠnĢaat Sanayicileri ĠĢveren Sendikası Arasında 06 Mayıs 2004 Tarihinde
OrtaklaĢa Düzenlenen Toplantı Notları, Ġntes, Yayın No:10, Ankara 2004,s.43 ).
Diğer bir husus da, asıl iĢin bir bölümünün alt iĢverene verilmesi
durumunda, bu bölümde asıl iĢverenin iĢçilerinin de çalıĢtırılması durumudur.
Bunun yargı kararına geçen tipik bir örneğini üretim bandının bir tarafında asıl
iĢveren, öbür yanında alt iĢveren iĢçilerinin çalıĢtırılması oluĢturmuĢtu. Her ne
kadar Yargıtay muvazaaya dayanarak bu tür uyuĢmazlıkları olumlu yönde
çözümlemiĢse de, Yasakoyucu bu konudaki uygulamalara karĢı yasal düzenleme
getirmeyi uygun bulmuĢ, iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik nedenlerle
uzmanlık gerektiren iĢler dıĢında asıl iĢin bölünemeyeceği kuralına Yasada yer
vermiĢtir (ĠĢ.K.m.2/VII)107.
Son olarak, asıl iĢin bölümlerinin alt iĢverene bırakılması, bu iĢ
bölümlerinde asıl iĢverenin aynı iĢi kendi iĢçilerine de yaptırmasına engeldir. Bu
bağlamda, asıl iĢin bir bölümünde, hem alt iĢverenin ve hem de asıl iĢverenin
iĢçisinin çalıĢması söz konusu değildir108.
107
ÇELĠK, ĠĢ Hukuku, s.50-51; GÜNAY'a göre, Yasa'nın böyle düzenlemesinin sebeplerinden
biri de, kamu iĢverenlerinin personel politikaları gereği kadrolu iĢçi çalıĢtırmaktan çekindikleri için
asıl iĢi bölerek, hatta bazen bölmeden de tezgahın bir tarafında kendi iĢçisi diğer tarafında da alt
iĢveren iĢçisini çalıĢtırmasıdır. Tezgahın bir tarafında kamu iĢvereni iĢçisi yüksek maaĢlarla
çalıĢıyorken, diğer tarafında alt iĢveren iĢçisi asgari ücretle çalıĢmaktadır ( GÜNAY, Konferans,
s.26. ).
108
ÇELĠK, ĠĢ Hukuku, s.49; ġAHLANAN, Yeni ĠĢ Yasası, s.27; MOLLAMAHMUTOĞLU,
s.143; DEMĠRCĠOĞLU A. Murat\ CENTEL Tankut, ĠĢ Hukuku, 9.B.,Ġstanbul 2003, s. 52;
EYRENCĠ / TAġKENT / ULUCAN, s.37; EKMEKÇĠ, Ömer, 26 Haziran 2002 Tarihli ĠĢ Kanunu
Tasarısının Bazı Hükümleri Üzerine, ÇalıĢma Hayatımızda Yeni Dönem Semineri, 25-29 Eylül,
Marmaris 2002, s.66; AKÇAKAYA, Erol, 4857 sayılı ĠĢ Kanunu, 2. Baskı, Ankara 2003, s.3;
bbb-) ĠĢin ĠĢletmenin Ve ĠĢin Gereği Ġle Teknolojik Nedenlerle
Uzmanlık Gerektiren ĠĢlerde Olması
Yine 4857 sayılı ĠĢ Yasası'nın md.2/VI. fıkrası ile getirilen, “Bir
iĢverenden,...iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren
iĢlerde iĢ alan...” Ģeklindeki düzenlemeye göre, asıl iĢin bir bölümünde kurulan asıl
iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin ancak iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik
nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢlerde kurulabileceği hükme bağlanmıĢtır109. Bu
düzenleme ile alt iĢverenlik kavramı çok sıkı kurallara bağlanmıĢ ve bu iliĢkinin
kurulmasında önemli sınırlamalar getirilmiĢtir110.
DĠSK/Genel-ĠĢ Eğitim Yayınları, s.8; GÜNAY, 2004, s.272; ĠNCĠROĞLU, s.36.
109
ġAKAR Müjdat, ĠĢ Hukuku Uygulaması, 5.B.,Ġstanbul 2003, s.54; GÜNAY 'a göre, bu
düzenleme ile, asıl iĢverenler, ihtiyaç duydukları teknolojileri kullanma imkanına kavuĢmaktadırlar.
Bu Ģekilde, iĢyerlerinde mal veya hizmet üretiminin ihtiyaç duyabileceği Ģartların oluĢturulması ile
rekabet güçlerinin artırılması amaçlanırken, diğer yandan da alt iĢveren uygulamasının kötüye
kullanılmasının önüne geçmek için Yeni ĠĢ Yasası 'nın 2 inci maddesinin 6 ve 7 inci fıkralarında
sınırlamalar getirilmiĢtir ( GÜNAY, 2004, s. 271 ).
110
SÜZEK ve ġAHLANAN'a göre, Ģu anda yürülükte bulunan ĠĢ Yasası'nı hazırlayan Bilim
Komisyonu'nun bu konuda TBMM 'ne önerdiği metin ile Ģimdiki metin birbirinden farklıdır.
Komisyon tarafından TBMM 'ne önerilen metinde “iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik
nedenlerle uzmanlık gerektiren” ifadesi yoktu. Bu ifadenin metne eklenmesi Meclis'te olmuĢtur (
SÜZEK, Konferans, s.42; ġAHLANAN, Konferans, s.48 ); ALPAGUT'a göre, asıl iĢveren-alt
iĢveren iliĢkisinin bu Ģekilde yapılan düzenlemelerle sınırlandırılmaya çalıĢılmasının nedeni, 1475
ĠĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren
iĢler gibi tam olarak ne anlama geldiği anlaĢılamayan, içinin doldurulması son
derece güç kavramların Türk çalıĢma hayatında büyük belirsizliklere yol açacağını
söylemek yanlıĢ olmayacaktır111.
ĠĢletmenin ve iĢin gereği kavramı112, gerçekten çok soyut ve geniĢ bir
kavramdır. ĠĢletmenin ve iĢin gereklerinin ne olduğu hususunda bir sınır çizmek
mümkün değildir. Birçok neden, iĢletmenin ve iĢin gereği olabilir. Bu gereklerin
nasıl belirleneceği hususunda, Ģu ana kadar yapılmıĢ somut bir tanımlama yoktur.
Her iĢletmenin amacı, ticari faaliyeti sonucu para kazanmaktır. ĠĢletmenin ve iĢin
gerekleri bu anlamda düĢünüldüğünde, iĢin asıl iĢveren tarafından baĢka bir iĢverene
yaptırılmak suretiyle, karlılığın sağlanması veya artırılması amacının da anlaĢılması
gerekir113. Kar elde etmeyi amaçlamayan bir iĢletmeden söz edilemez. Ancak,
sayılı Yasa'nın yürürlükte olduğu dönemde görülen, iĢverenin salt belirli iĢçilik haklarından kaçmak
amacıyla iĢi çeĢitli bölümlere ayırması, hatta çoğu zaman aynı iĢte kendi iĢçilerini de alt iĢverenin
iĢçilerinin yanında çalıĢtırmasıydı ( ALPAGUT, s.18 ).
111
EKMEKÇĠ Ömer, 4857 sayılı ĠĢ Kanunu Üzerine Bir Değerlendirme, Mercek dergisi
(MESS),Yıl:8,Sayı:31, 2003, s.134, aynı yönde; ÇELĠK, ĠĢ Hukuku, s.46; GÜNAY 'a göre, “iĢin
gereği ve teknolojik nedenler” gibi içeriği net olarak ortaya konulamayan nedenlerin “uzmanlık
gerektiren iĢlerde” Ģeklinde bir gerekçeye dayandırılması zorunluluğuna Yasada yer verilmesi,
uygulamada çıkacak sorunların çözümü noktasında yararlı olacaktır ( GÜNAY, 2004, s. 271 ).
112
SÜZEK'e göre,
yabancı doktrine baktığımızda, “iĢletmenin gerekleri” kavramının iki
unsurunun olduğunu görüyoruz. Bunlardan ilki ekonomik güçlüklerdir. Ġkincisi ise verimlilik,
rekabet ve kalitenin artırılmasıdır ( SÜZEK, Konferans, s.42 ).
113
ÜNSAL, s.539; Ayrıca ÜNSAL'a göre, asıl iĢin bir bölümünün veya yardımcı iĢin diğer bir
Yasa'nın amacının muvazaayı önlemek olduğuna göre, iĢletme ve iĢin gereği
kavramının da bu bakıĢ açısı ile değerlendirmek gerekir. Sadece kar elde etme
tarafından bakılırsa, yukarıda da bahsedildiği gibi her iĢletme kar amacı
güttüğünden, alt iĢverene asıl iĢin bir bölümünde verilecek her iĢin, iĢletmenin ve
iĢin gereği olduğuna sonucuna varmak gerekecektir ki, böylesine bir yorum da
Yasa'nın ruhuna aykırıdır. Burada karlılığın yanısıra, o iĢin alt iĢverene
verilmesinde, rekabet, iĢin mahiyeti, niteliği, iĢletmenin durumu, kaynakları, iĢtigak
konusu gibi kriterlerin de gözönünde bulundurulması gerekir.
Madde metninde bulunan ve asıl iĢin bir bölümünün alt iĢverene
verilmesinde aranan Ģartlardan biri olan “teknolojik nedenler” ifadesi de, yoruma
açık, sınırları tam olarak belirlenmemiĢ ve anlamı somut olaya göre farklılık
gösterebilecek bir kavram olarak karĢımıza çıkmaktadır. Ancak, “iĢletmenin ve iĢin
gereği” ifadesine nazaran, daha somut bir kavram olduğunu söylemek gerekir.
Ülkemizde her geçen gün, teknoloji bir adım ileriye gitmektedir. ĠĢletmeler, gerek
bu teknolojiyi izleyememeleri gerekse bu teknolojileri edinmenin maliyetinin fazla
olması nedeni ile, bu geliĢmelerin gerisinde kalabilmektedirler. Bu durum ise,
iĢverene verilmesi asıl iĢveren için herhangi bir kar sağlamıyorsa, muvazaa kuĢkusu gündeme
gelebilir. Eğer, diğer iĢverene verilen iĢ, teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iĢ olduğu
kabul edilerek, karlılık konusunda
herhangi bir araĢtırma yapmaya gerek görülmezse, ilgili
maddenin sadece lafzı yorumu yapılmıĢ olacak ve asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin kurulduğu kabul
edilmek sureti ile muvazaadan söz edilemeyecektir. Ancak, maddenin amaçsal yorumu yapıldığında,
karlılık konusunun da araĢtırılması gereklidir ( ÜNSAL, s. 539 ).
iĢletmelerin, ulusal ve uluslar arası arenada güçlenmesine, diğer rakipleri ile rekabet
etmesine engel olmaktadır. ĠĢte bu gibi olumsuz etkileri bertaraf etmek amacıyla,
teknolojik nedenlerden dolayı asıl iĢin bir bölümü alt iĢverenlere verilmektedir.
Böyle bir amaçla alt iĢverene iĢ verilmesi Yasa'nın da amaçladığı bir sonuçtur.
Mesela;, otoyol yapımını üstlenen bir iĢverenin yol üzerindeki bir köprü inĢaatını
bir baĢka iĢverene vermesi Yasa'nın tanımına uygun bir asıl iĢveren-alt iĢveren
iliĢkisinin kurulmasıdır114. Burada, asıl iĢ olan otoyol yapımından farklı olarak, daha
farklı teknolojik araçların kullanılması gerekecektir. Ayrıca, gerek bu araçların
kullanımı gerekse köprü yapımının, otoyoldan farklı bir iĢ olarak uzmanlık
gerektirmesi, Yasa'da belirtilen unsurların burada gerçekleĢtiğini göstermektedir.
Yine, bir binanın yapımını üstlenen inĢaat firmasının, binanın doğrama ve hafriyat
iĢlerini alt iĢverene bırakması mümkündür. Çünkü bu iĢlerde kendi çapında
uzmanlık gerektiren ve bazı makinaların kullanılmasını gerektiren iĢlerdir115.
Ġlgili fıkrada bulunan “iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik nedenlerle
uzmanlık gerektiren iĢler” ifadesi incelendiğinde, konu ile ilgili iki unsur göze
çarpmaktadır. Bunlardan ilki, “iĢletmenin ve iĢin gereği” kavramı, diğer ise
“teknolojik nedenler” kavramıdır. Fıkra metnindeki bu iki kavram arasındaki “ile”
114
TAġKENT, Alt iĢveren, s.364; GÜNAY 'a göre, hakim, iĢin bir bölümünün iĢin gereği veya
teknolojik nedenlerle alt iĢverene verilmesi unsurunu araĢtırırken, gerekirse teknik bilirkiĢinin
yardımına baĢvurarak, diğer iĢverene devredilen iĢin uzmanlık gerektirip gerektirmediği hususunu
araĢtırmalıdır ( GÜNAY, 2004, s. 271 ).
115
GÜNAY, Konferans, s.26; SÜZEK, Konferans, s.42.
kelimesinin ne Ģekilde anlaĢılması gerektiği ise tartıĢma konusu olmuĢtur116. Bazı
yazarlara göre, bu iki unsurun birlikte gerçekleĢmesi gerekirken117, bazılarına göre
ise de iki kavram arasındaki “ile” kelimesi “veya” olarak anlaĢılmalı ve iki
unsurdan birinin bulunması yeterli olmalıdır118. Bu görüĢe göre, iĢletme ve iĢin
116
ALPAGUT, s.18.
117
TAġKENT 'e göre, buradaki “ile” sözcüğünü “olarak” biçiminde anlamak gerekmektedir.
Dolayısıyla asıl iĢin bölünerek alt iĢverenlere verilebilmesi için, bunun iĢletmenin ve iĢin gereği
olarak teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iĢ olması gerekir. Örneğin, iĢveren sadece
“iĢletmenin ve iĢin gereği” olarak ( ekonomik neden öne sürerek ) asıl iĢi bölüp alt iĢverene veremez.
Aksi halde “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢler” sınırlamasının bir anlamı
kalmayacaktır. Ayrıca bu ölçütler mal ve hizmet üretimine iliĢkin yardımcı iĢlerde aranmaz. ĠĢveren,
Yasada belirtilen diğer gerekleri yerine getirmek sureti ile yardımcı iĢleri alt iĢverene
bırakabilecektir ( TAġKENT, Alt iĢveren, s.364,365 ); ÜNSAL 'a göre, yasalar öncelikle lafzı ile
yorumlanlası gerekir. Keyfi bir yorumla yasadaki bir sözcüğü baĢka anlam taĢıyan ve fıkranın
amacını tamamen değiĢtirip uygulama alanını geniĢleten bir baĢka sözcükle algılamak imkansızdır.
Yasakoyucunun amacı alt iĢverenlik uygulamasını geniĢletmek değil, bunu ancak zorunlu
durumlarda yaĢama geçirmektir. Bu nedenlerle Yasa, asıl iĢin bölünmesinde sadece iĢin ve
iĢletmenin gereğinin değil, bu bölünmede teknolojik nedenlerle uzmanlığın gerekip gerekmediğinin
de araĢtırılmasını öngörmektedir ( ÜNSAL, s. 543,544,537 ); ÖZVERĠ' ye göre, yasanın lafzından,
TBMM ' deki tartıĢmalardan madde gerekçesinden çıkan sonuç, asıl iĢin bir bölümünün bölünerek
alt iĢverene verilebilmesi için “iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık
gerektiren iĢler” koĢulunun tek bir koĢul olduğu, bu tek koĢulun aradaki “ve” “ile” bağlaçlarından da
anlaĢılacağı
gibi
gerçekleĢmiĢ
olması
gerekir.
(
ÖZVERĠ,
s.393
vd.
);
EYRENCĠ/TAġKENT/ULUCAN, s.31; GÜZEL, Alt ĠĢveren, s.32 vd.
118
SÜZEK'e göre, aradaki “ile” sözcüğünü “ve” değil “veya” olarak anlamalıyız. Çünkü bu iki
koĢulun aynı anda gerçekleĢebilmesi çok zordur. Bu iki koĢul birlikte arandığı zaman yapılan
eleĢtiriler haklı olacaktır. Aksi halde, bir iĢin alt iĢverene verilmesi çok zor olacaktır. Yasa'nın amacı
da zaten budur. Çünkü Yasa, alt iĢveren müessesesini engellemek istemez. Yasa'nın tek amacı
muvazaalı sözleĢmelere engel olabilmektir ( SÜZEK, Konferans, s.44,45 ); ġAHLANAN, Fevzi,
4857 Sayılı Yeni ĠĢ Yasasının Değerlendirme Konferans Notları, Türk-ĠĢ Yayını, Koru Otel/Bolu 12-
gereği kavramları, kalite, maliyet, rekabet edebilirlik gibi durumları kapsar ve asıl iĢ
bölünebilir bir nitelikte olduğu sürece, asıl iĢveren bu gerekçelerle asıl iĢin bir veya
birkaç bölümünü alt iĢverene verebilecektir. Bu görüĢlerin yanı sıra, her iki görüĢe
de katılmayan yazarlar da vardır. Bu diğer görüĢe göre ise, asıl iĢin bir bölümünün
alt iĢverene verilebilmesi için, ya bu iĢin iĢletmenin ve iĢin gereği uzmanlık
13 Temmuz 2003, s.71; ġAHLANAN 'a göre, iĢletme kavramı kalite, rekabet, maliyet gibi unsurları
kapsar. ĠĢletme eğer bölünebilir bir üretim sürecini gerçekleĢtiriyorsa, asıl iĢveren teknolojik
nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iĢ olmaksızın salt ekonomik nedenlerle alt iĢverenlik iliĢkisini
kurabilecektir ( ġAHLANAN Fevzi, “Yeni ĠĢ Kanunu Neler Getiriyor ?” Semineri, TĠSK. 40. Yıl,
Ġzmir 2003, s.3 ); Yine ġAHLANAN 'a göre, fıkra metnindeki “ile” kelimesi “veya” olarak
anlaĢılmalıdır. ġayet bu Ģekilde anlaĢılırsa, sadece iĢletmenin ve iĢin gereği nedeni ile asıl iĢveren-alt
iĢveren iliĢkisi kurulabileceği gibi, iĢletmenin ve iĢin gereği nedeni aranmaksızın salt teknolojik
nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢlerde alt iĢverene verilebilecektir ( ġAHLANAN, Fevzi, Yeni ĠĢ
Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna BakıĢı, Sorunların Değerlendirilmesi ve Çözümü, s.48 );
CENTEL, Konferans, s.53; EKMEKÇĠ, Ömer, Yeni ĠĢ Kanunu KarĢısında Yargı, Dava Süreci ve
Olası Uygulama Sorunları Üzerine, Mercek Dergisi ( MESS ), Yıl:8, S:31, 2003, s.134; aynı yönde
TUNÇOMAĞ, Kenan/CENTEL, Tankut, ĠĢ Hukukunun Esasları, 3. Bası, Ġstanbul 2003, s.56;
ALPAGUT'a göre, ilgili hüküm bilim kurulunca hazırlanırken, “iĢin gereği ve teknolojik nedenlerle
iĢ alma” dan bahsedilmiĢti. Yasakoyucu tarafından, alt iĢverenlere salt uzmanlık gerektiren iĢlerin
verilmesi öngörülseydi, “iĢletme ve iĢin gereği” ifadesine yer vermeye hiç gerek olmazdı. Çünkü,
teknolojik nedenlerin bulunması aynı zamanda iĢin gereği kavramını da kapsayan bir ifadedir. ĠĢin
alt iĢverene verilmesi ile birlikte, kalite artıĢı, verimlilik, üretimin hızlanması gibi faydalar
sağlanıyorsa, Yasakoyucu 'nun amacı doğrultusunda bir iliĢki kurulmuĢ olacaktır. Ancak, salt
maliyeti azaltmak için bu iliĢkinin kurulabileceğini söylemek doğru olmayacaktır. Zira, iĢin alt
iĢverene verilmesinde her zaman bir ekonomik gerekçe mevcuttur. Ancak Yasakoyucu, esas itibari
ile alt iĢveren müessesesinin ucuz iĢgücü olarak görünmesini engellemek istemiĢtir ( ALPAGUT,
s.18 ); GÜNAY'a göre, burada bahsedilen unsurların birlikte aranması serbest piyasa ekonomisinde
mümkün değildir. Bu unsurlar birlikte arandığı zaman yerli sanayici yaĢayamaz. Bunun sonucunda
iĢçi zarar görür ( GÜNAY, Konferans, s.30,31 ); ĠNCĠROĞLU, s.40.
gerektiren bir iĢ olması gerekir ya da teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir
iĢ olması gerekir119.
Gerçekten, Yasakoyucu'nun ilgili fıkrada düzenlediği “iĢletmenin ve iĢin
gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢlerde” ifadesinin tam olarak
ne anlatmak istediğini söylemek çok zordur. Ancak Yasakoyucu'nun, muvazaalı
iliĢkileri önlemek gibi genel bir amacının olduğu açıktır. Bu bakıĢ açısı ile
değerlendirdiğimizde ve Yasa'nın genelini etkileyen “esneklik” ilkesi de gözönünde
bulundurulduğunda, asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisini sınırlamaktan çok, muvazaalı
iliĢkilerin önüne geçmeyi, iĢletmelerin ulusal ve uluslararası alanda daha da
güçlenmesini, bu iliĢkinin ihtiyaçlara cevap verir Ģekilde kurulmasını sağlayan bir
anlayıĢ ile sözkonusu ifadelerin yorumlanması gerekir. Zira, ihtiyaçlara cevap
verecek bir müesseseyi sınırlandırmak sureti ile pek çok halde kurulmasını
engellemek, muvazaalı iĢlemleri azaltmanın aksine bir sonuç verecektir. Bu
nedenlerle, madde metninde bulunan “iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik
nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢlerde” ifadesinin, asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin
119
MOLLAMAHMUTOĞLU'na göre, buradaki “ile” ifadesini “veya” olarak anlamak, Yasa'nın
amacına uygun olur. “Uzmanlık gerektiren” iĢ tabirinin “teknolojik nedenlerle” sınırlı tutulmaması;
“iĢletmenin ve iĢin gereği” ifadesini de kapsadığı kabul edilmelidir. Aksi yorum, alt iĢverenlik
hükümlerinin çalıĢma hayatına yansımamasına, bu düzenlemelerin dikkate alınmamasına neden olur.
Zira “iĢletmenin ve iĢin gereği” ifadesi, tek baĢına düĢünüldüğünde, asıl iĢverene asıl iĢin bir
bölümünü keyfi olarak alt iĢverene verebilmesine olanak tanınmıĢ olur. Bu nedenlerle, asıl iĢin alt
iĢverene
bırakılabilmesinin
temel
MOLLAMAHMUTOĞLU, s.141 ).
koĢulu
uzmanlık
gerektiren
bir
iĢ
olmasıdır
(
kurulmasında birbirine bağlı olmayan “iĢletmenin ve iĢin gereği uzmanlık
gerektiren iĢlerde” ve “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢlerde” Ģeklinde
iki unsurdan oluĢtuğu kanaatindeyiz. Bu görüĢ ile MOLLAMAHMUTOĞLU'nun
görüĢüne de iĢtirak etmiĢ bulunmaktayız. Gerçekten de, bu görüĢ gerek ihtiyaçlara
cevap verme ve gerekse iĢverenlerin keyfi olarak alt iĢverenlere iĢ vermesi
dolayısıyla muvazaalı iliĢkileri önleme noktasında tercihe değer bir yorumdur. Asıl
iĢin bir bölümünün alt iĢverene verilebilmesi için, sözkonusu iĢin herĢeyden önce
uzmanlık gerektirmesi esasını kabul etmek, asıl iĢverenin keyfi hareket etmesine
müsaade etmeyecektir. Alt iĢverene iĢ verilirken, bu iĢin ya iĢletmenin ve iĢin gereği
uzmanlık gerektiren bir iĢ ya da teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iĢ
olması gerekmektedir. Bunun dıĢında asıl iĢin bir bölümü alt iĢverene
verilemeyecektir. Diğer görüĢleri eleĢtirdiğimiz bir nokta olan, “teknolojik
nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢler” ifadesinin, “iĢletmenin ve iĢin gereği”
ifadesini etkisiz hale getirmesi açısından baktığımızda ise, katıldığımız görüĢe göre,
“iĢletmenin ve iĢin gereği uzmanlık gerektiren iĢler” ifadesi, “teknolojik nedenlerle
uzmanlık gerektiren iĢler” ifadesinden bağımsız, kendine has özellikleri bulunan bir
unsur olarak karĢımıza çıkmaktadır. Gerçekten, her “teknolojik nedenlerle uzmanlık
gerektiren iĢ”, “iĢletmenin ve iĢin gereği uzmanlık gerektiren iĢ” ifadesini
karĢılamaz. Mesela; anahtar teslimi bir binanın yapımını üstlenen bir müteahhid,
asıl iĢin bir bölümü olan binanın çatısını alt iĢverene yaptırması halinde burada
teknolojik bir nedenden bahsedemez. Çünkü, binanın çatısının yapılması kendi
çerçevesinde uzmanlık gerektiren bir iĢtir. Doalayısıyla, burada iĢletmenin ve iĢin
gereği uzmanlık gerektiren bir iĢ alt iĢverene verilmiĢtir. Bunlardan anlatılanlardan
baĢka bir husus ise, bu görüĢ doğrultusunda unsurların tasnif edilmesinin, madde
metninin anlatımına da uygun olmasıdır. Bu görüĢe göre, maddeki “iĢletmenin ve
iĢin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢlerde” ifadesi
değerlendirildiğinde; asıl iĢin bir bölümünün alt iĢverene verilebilmesi için aranan
Ģartların “iĢletmenin ve iĢin gereği uzmanlık gerektiren iĢler” ve “teknolojik
nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢler” olduğunu söylemek gerekir. Görüldüğü üzere,
maddedeki ifadenin bu görüĢ doğrultusunda değerlendirilmesi, Türkçe Dilbilgisi
kuralları açısından bakıldığında da en uygun olanıdır. Diğer görüĢler gözönüne
alındığında,
bazı
görülmektedir120.
hallerde
Bu
bir
yönüyle
anlatım
de,
bozukluğunun
katıldığımız
görüĢün
meydana
geldiği
isabetli
olduğu
anlaĢılmaktadır.
Diğer bir görüĢ olan, “iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik nedenlerle
uzmanlık gerektiren iĢlerde” ifadesinin bir bütün olarak anlaĢılmasını savunan
yorum değerlendirildiğinde; asıl iĢveren tarafından, asıl iĢin bir bölümünde alt
iĢverene teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢlerde iĢ verilmesinin aynı
zamanda iĢletmenin ve iĢin gereği olacağı açıktır. Bu durumda, Yasakoyucu
tarafından metinde yer verilen “iĢletmenin ve iĢin gereği” ifadesinin bir anlamı
120
Bkz.s.
olmayacaktır. Çünkü bir iĢ, teknolojik bir nedenden dolayı alt iĢverene veriliyorsa,
bu aynı zamanda da o iĢletmenin ve iĢin gereğidir. Ayrıca, bu yorum ile teknolojik
bir neden bulunmaması halinde asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin kurulamayacağını
söylemek gerekir ki, Yasa'nın bunu amaçlamadığı çok açıktır. Gerçekten de, bu
yorum ile bir hastane binasında bulunan ve yemek yapılması için gerekli olan araç
ve gereçleri bünyesinde bulunduran bir yemekhanenin alt iĢverene verilebilmesi
mümkün değildir. Çünkü bu durumda, bir hastane için asıl iĢin bir bölümü olan
hastalara yemek sunulması iĢini teknolojik bir nedene dayandırmak mümkün
değildir. Belki, yemekhanesinde yemek yapmak ve sunmak için gerekli olan araç ve
gereçleri bulunmayan bir hastanenin, bu iĢi alt iĢverene vermesinde teknolojik
nedenlerin var olduğu kabul edilebilir. Çünkü burada, yemek yapmak için, fırın,
bulaĢık makinası gibi teknolojik aletlerden yararlanılması gerekmekte ve gerek bu
araçların kullanılmasında gerekse yemeğin yapılması ve sunulması noktasında
uzmanlık gerektiren bir iĢ olduğu söylenebilecektir. Ancak, yukarıda verdiğimiz
örnek açısından düĢündüğümüzde, bu iĢin alt iĢverene verilememesi ihtiyaçlara
cevap veren bir uygulamayı engellemek anlamına gelmektedir.
Diğer görüĢ olan, “iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik nedenlerle
uzmanlık gerektiren iĢlerde” ifadesinin bir bütün olarak değil de, “iĢletmenin ve iĢin
gereği” ve “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢlerde” Ģeklinde iki unsurdan
oluĢtuğunu
ve
bu
unsurların
birlikte
aranmamasını
savunan
yorum
değerlendirildiğinde; yukarıda bahsedilen
bir gerekçemiz bu yorum için de
geçerlidir. Buna göre, “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢler” aynı
zamanda bir iĢletmenin ve iĢin gereğidir. ĠĢletmenin ve iĢin gereği olmayan,
teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iĢ düĢünülemez. Bu durum,
Yasakoyucu'nun, “iĢletme ve iĢin gereği” kavramından beklediği amacın gözardı
edilmesi demektir. Bu nedenle, adeta “iĢletmenin ve iĢin gereği” kavramını etkisiz
hale getiren bu yorumun kabulü uygun değildir. Asıl iĢin bir bölümünün iĢletmenin
ve iĢin gereği alt iĢverene verilmesi halinde, burada bu ifadenin anlam kazandığını
söylemek mümkün ise de, asıl iĢin bir bölümünün alt iĢverene verilebilmesi için
“iĢletmenin ve iĢin gereği” koĢulu yetersizdir. Yukarıda da bahsedildiği üzere121,
“iĢletmenin ve iĢin gereği” kavramı çok soyut ve geniĢ bir kavramdır. Bu kavramın
sınırlarını çizmek mümkün değildir. Bu nedenle, alt iĢverene verilecek her iĢ,
mutlaka bir iĢletmenin ve iĢin gereği kapsamında değerlendirilebilecektir. Böyle
olunca da, Yasa'nın amacına aykırı bir durum ortaya çıkacak, alt iĢverenlerin keyfi
bir Ģekilde iĢleri alt iĢverenlere vermelerinin yolu açılacaktır. Sonuç olarakta,
sıklıkla muvazaalı iliĢkiler kurulması gündeme gelecektir. Diğer yandan, ilgili
madde bu görüĢ doğrultusunda değerlendirildiğinde, bir anlatım bozukluğunun
meydana geldiği görülmektedir. Çünkü, “iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik
nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢlerde” ifadesinde, “iĢler” kelimesi bir isimdir ve
arkasında
121
Bkz.s.
bulunan
kavramlar
da
onu
niteleyen
sıfatlardır.
Bu
Ģekilde
değerlendirdiğimizde, sözkonusu iki unsur, “iĢletmenin ve iĢin gereği iĢlerde” ve
“teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢlerde” Ģeklindedir. Görüldüğü üzere,
ikinci unsurda herhangi bir sorun olmamasına rağmen “iĢletmenin ve iĢin gereği
iĢlerde” ifadesinde bir anlatım bozukluğu vardır. Bu durum, sözkonusu Yasa'nın
tasarı aĢamasında ilgili bilim adamları tarafından “Türkçe Dilbilgisi Kuralları”
açısından da değerlendirildiği gözönüne alındığında, maddede bulunan ifadenin bu
görüĢ doğrultusunda değerlendirilmemesinin göstergelerinden biridir.
Burada önemli olan bir diğer husus ise, mal veya hizmet üretimine iliĢkin
yardımcı iĢler açısından bu baĢlık altında anlatılan Ģartların aranmayacağıdır 122.
4857 sayılı ĠĢ Yasası'nın md.2/VII. fıkrası ile getirilen, “...ĠĢletmenin ve iĢin gereği
ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢler dıĢında asıl iĢ bölünerek alt
iĢverenlere verilemez.” hükmü ile yukarıda anlatılanlar birlikte değerlendirildiğinde,
ĠĢ Yasası'nın md.2/VI. fıkrasında asıl iĢ-yardımcı iĢ ayrımı yapılmaksızın alt
iĢverene verilebilecek iĢlerin “iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik yönden
uzmanlık gerektiren iĢler” olması aranıyorken, ĠĢ Yasası'nın md.2/VII. fıkrasında de
asıl iĢin bir bölümünün alt iĢverene verilmesi durumunda bu sınırlamalardan
bahsedilmekte, ancak yardımcı iĢler açısından böyle bir sınırlamadan söz
122
Y.9.HD., 1.6.2005, E.2005/12985, K.2005/20130 ( ÇANKAYA / ÇĠL, s.68,69 ); EYRENCĠ /
TAġKENT / ULUCAN, s.37; Asıl iĢin bir bölümünün alt iĢverene verilebilmesi için aranan bu
ölçütler, mal ve hizmet üretimine iliĢkin yardımcı iĢlerde aranmaz. ĠĢveren, Yasada belirtilen diğer
gerekleri yerine getirmek sureti ile yardımcı iĢleri alt iĢverene bırakabilecektir ( TAġKENT, Alt
iĢveren, s.364,365 )
edilememektedir123. Bu nedenle, asıl iĢin bir bölümünün alt iĢverene verilebilmesi
için, “iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢler”
ibaresinde belirtilen kriterlerin gerçekleĢmesi gerekirken, yardımcı iĢlerin alt
iĢverene verilebilmesi için aranan tek koĢul, yardımcı iĢin asıl iĢverenin iĢyerinde
yürüttüğü mal veya hizmet üretimine iliĢkin olmasıdır124.
c-) Alt ĠĢveren Bu ĠĢ Ġçin Görevlendirdiği ĠĢçilerini
Sadece Bu ĠĢyerinde Ve Bu ĠĢ Ġçin ÇalıĢtırması
ĠĢ Yasası‟nın md.2/VI. fıkrasında düzenlenen asıl iĢveren-alt iĢveren
iliĢkisinin kurulmasında, diğer unsurlarla beraber, eski Yasadaki esasa uygun
olarak, bir iĢyerinde iĢ alan alt iĢverenlerin iĢçilerini sadece 125 bu iĢyerinde
üstlendiği iĢte çalıĢtırması koĢulunun varlığı aranacaktır126. Bu hüküm uyarınca,
baĢka iĢverenlere ait iĢyerlerinde iĢçilerini değiĢtirerek çalıĢtıran iĢverenle asıl
iĢveren arasındaki iliĢki de asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi olmayacağı gibi birlikte
sorumluluk da düĢünülemeyecektir127. Bu nedenle, iĢ merkezinin elektrik, su,
123
ALPAGUT, s.18.
124
GÜNAY,2004, s.270,271.
125
„Sadece‟ sözcüğü eski yasal düzenlemedeki „münhasıran‟ sözcüğünün yerini almıĢtır.
126
YÜCESOY, s.6; ġEN' e göre, Yasa'nın getirdiği bu düzenlemenin amacı, asıl iĢverenin
sorumluluğunun belirlenebilmesidir ( ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.109 ).
ÇELĠK, ĠĢ Hukuku, s.48; MOLLAMAHMUTOĞLU, s.142; Yargıtay bir kararında, “Davalı
bankanın Adana'da bulunan D... ġubesi ile A.. Yardımcı Hizmetler Ltd. ġirketi arasında yapılan
"Temizlik SözleĢmesi" baĢlığını taĢıyan sözleĢme ile Ģubenin temizlik iĢleri A.. Yardımcı Hizmetler
Ltd. ġirketi'ne verilmiĢtir. SözleĢmede temizlik hizmetlerinin Ģirket tarafından kendi iĢçileri ile günlük,
127
kalorifer tesisatını döĢeyen, badana ve boya iĢlerini yapan veya çevre
düzenlemesinde çalıĢan alt iĢveren iĢçilerinin sadece o iĢyerinde çalıĢan iĢçiler
olmaları gerekir. Bunun aksine, elektrik, su, kalorifer tesisatını döĢeyen alt iĢveren
firmaların kontrol mühendisleri, Ģayet her gün baĢka bir iĢyerine giderek iĢçilerin
döĢediği tesisatı denetliyorsa kontrol mühendisinin iĢçilik haklarında asıl iĢverenin
de sorumlu olması beklenemez128. Bunun gibi, bir temizlik firması portföyünde 500
iĢçi var, on tane firmanın da temizlik iĢini almıĢsa ve bu 500 iĢçiyi bu on firmada
dönüĢümlü olarak çalıĢtırıyorsa, bu Yasa anlamında alt iĢveren iliĢkisi
doğmamıĢtır129. Ancak, iĢçiler sözkonusu iĢyerlerinde dönüĢümlü olarak değil de,
haftalık ve 15 günde bir yapılacağı belirtildikten sonra, günlük, haftalık ve 15 günde bir yapılacak olan
hizmetler ayrı baĢlıklar halinde gösterilmiĢ ve yapılacak temizlik hizmetlerinin güvenlik ve denetim
yetkisinin firmaya ait olacağı ve müteahhit firmanın bu hizmetler sırasındaki denetim ve güvenliği
yetkili bir ekip amirince yerine getirme sorumluluğunu taĢıyacağı, müteahhit tarafından çalıĢtırılacak
temizlik personelinin SSK. bölge çalıĢma, sağlık teĢkilatı, yetkili kamu ve yerel kuruluĢlarla olan
iliĢkilerinden ve mevzuat hükümlerinden kaynaklanan yükümlülüklerinden doğacak her türlü
sorumluluğun müteahhide ait olacağı, temizlik hizmetlerinin gerektirdiği her türlü cihaz, alet, aparat ve
temizlik malzemelerinin müteahhit tarafından sağlanacağı ve temizlik hizmeti karĢılığı ücretin
müteahhit tarafından ödeneceği öngörülmüĢtür. ġu durumda, bankanın tüm temizlik iĢlerinin bir
bütünlük içinde kendi iĢçileri ile ve kendi güvenlik ve denetimi altında müteahhit Ģirket tarafından
yapılacağı anlaĢılmaktadır. Bundan baĢka adı geçen müteahhidin iĢçilerine münhasıran bu iĢyerinde
çalıĢtırmak zorunda olmadığı, baĢka iĢyerlerinde temizlik iĢlerini yapabileceği ve iĢçilerini değiĢik
iĢyerleri arasında değiĢtirebileceği tesbit edilebilmektedir. Bu durumda ve iĢin özelliği itibariyle
müteahhit Ģirketin olayda, 1475 sayılı ĠĢ Kanununun 1. maddesinin son fıkrasının "bir iĢverenden belirli
bir iĢin bir bölümünde veya eklentilerinde iĢ alanı ve iĢçilerini münhasıran o iĢyerinde ve eklentilerinde
çalıĢtıran diğer bir iĢveren" hükmünün kapsamında bulunmadığı sonucuna varmak gerekir.” Ģeklinde
hüküm kurmuĢtur ( Y.9.HD. 4.3.1991, E.1990/11890, K.1991/3190, GÜNAY, 2004, s.276 ); Y.9.HD.,
26.4.2004, E.2003/22193, K.2004/9568 ( ÇANKAYA / ÇĠL, s.105 ).
128
DEMĠR Fevzi, Yeni ĠĢ Kanunu Ve ÇalıĢma YaĢamı, Mercek Dergisi (MESS),Yıl:8,Sayı:31,
2003, s.92.
129
ġAHLANAN, Yeni ĠĢ Kanunu Neler Getiriyor, s.32-33; EKONOMĠ Münir, Hizmet Akdinin
Feshi Ve ĠĢ Güvencesi Toplantısı, Çimento ĠĢveren Dergisi Özel Eki, Cilt:17, Sayı:2, 2003, s.18;
NARMANLIOĞLU, s.116; EYRENCĠ/TAġKENT/ULUCAN, s.31.
aynı yönde Y.9.HD.
26.6.1992, E. 6240, K. 7357 ( Çimento ĠĢveren Dergisi, C: 6, S:5, Eylül 1992, s.35 ).
sabit olarak çalıĢıyorlarsa, bu durumda her iĢyeri için ayrı ayrı asıl iĢveren-alt
iĢveren iliĢkisinin varlığından söz etmek gerekecektir130. Alt iĢveren iliĢkisinin
doğabilmesi için önemli olan, belli bir iĢçinin, belirlenebilecek bir Ģekilde tahsis
edilmiĢ olması, yani o iĢyerinin iĢçisiymiĢçesine tahsis edilmiĢ olması
gerekmektedir131. Bu örnekte de, belli bir iĢyerinde sabit olarak çalıĢan iĢçiler
açısından asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin doğduğunun kabul edilmesi gerekir.
Asıl iĢveren tarafından alt iĢverene verilen bir iĢte, alt iĢverenin
iĢçilerinin bir kısmı sadece o iĢyerinde alınan iĢte çalıĢıyorsa, ancak bir kısmı da
hem bu alınan iĢte hem de baĢka yerlerde dönüĢümlü olarak çalıĢıyorsa asıl iĢverenalt iĢveren ilikisi kurulacak mıdır ve birlikte sorumluluktan bahsedilecek midir? Bu
düzenleme, esas olarak, asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin varlığından ziyade asıl
iĢverenin alt iĢveren ile birlikte sorumluluğuna iĢaret etmektedir132. Bu nedenle, alt
iĢveren tarafından asıl iĢverenden alınan iĢe tahsis edilen bir kısım iĢçi açısından
asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin varlığı ve birlikte sorumluluğun doğacağı kabul
edilmelidir. Aksi halde, bu düzenleme kötüniyetli olarak kullanılabilecek ve
130
ÇELĠK, Ekonomi'ye Armağan, s.167; CANBOLAT, s.68; ġAHLANAN, ĠHD, s.327,328.
131
ġAHLANAN, Yeni ĠĢ Kanunu Neler Getiriyor, s.32-33; aynı yönde
KUTAL, s.6;
ALPAGUT, s.19.
132
MOLLAMAHMUTOĞLU, s.143; SÜZEK, s.166; AKTAY, Alt ĠĢveren, s.6; ELBĠR, s.8,9;
ÇUBUKÇU, s.23,24.
Yasakoyucu'nun amaçlandığı alt iĢverenin iĢçilerinin korunması ilkesi bertaraf
edilmiĢ olacaktır133.
Alt iĢveren, sadece bu iĢte çalıĢtıracağı iĢçilerini, yine aynı Ģekilde bu
iĢyerinde çalıĢtırarak aldığı iĢi yerine getirilmelidir134. 4857 sayılı ĠĢ Yasası'nın
md.2/VI. fıkrasında “...bu iĢyerinde aldığı iĢte çalıĢtıran...” ifadesinden anlaĢılması
gereken budur. ĠĢ Yasası'nın 2 inci maddesinin 1, 2 ve 3 üncü fıkralarında iĢyeri ile
ilgili açıklamalar yapılmıĢtır. Buna göre, iĢveren tarafından mal veya hizmet
üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile iĢçinin birlikte örgütlendiği
birime iĢyeri denir ( ĠĢ.Y.md.2/f.I ). ĠĢverenin iĢyerinde ürettiği mal veya hizmet ile
nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (
iĢyerine bağlı yerler ) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma,
muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar
da iĢyerinden sayılır ( ĠĢ.Y.m.2/II ). ĠĢyeri, iĢyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar
ile oluĢturulan iĢ organizasyonu kapsamında bir bütündür ( ĠĢ.Y.m.2/III ). Örneğin,
bir iĢverenden iĢ alan, ancak aldığı bu iĢi kendi iĢyerinde yapan kiĢi ile iĢ aldığı kiĢi
arasında bu iliĢki doğmamıĢ olacaktır. Fason üretim yapan kiĢiler buna bir
133
ALPAGUT, s.19; aynı yönde ġAHLANAN, Konferans, s.81; CANBOLAT, s.68.
134
Yargıtay bir kararında, alt iĢverenin iĢçisi olarak çalıĢan bir Ģahsın, kesinti olmaksızın ve
birbiri arkasına, fakat farklı asıl iĢverenlere ait iĢyerlerinde çalıĢtırılması ile ilgili olarak, bu iĢçinin
çalıĢtığı her iĢyerinde, ayrı ayrı asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin kurulduğunu kabul etmiĢtir (
Y.9.HD., 11.5.2004, E.2004/1126, K.2004/11275, ÇANKAYA / ÇĠL, s.21, dn.18 ).
örnektir135. Yine, burada belirtilen “...bu iĢyerinde aldığı iĢte çalıĢtıran...”
ifadesinden anlaĢılan diğer bir unsur, asıl iĢverenden alınan iĢ için iĢçilerin
görevlendirilmesidir. Alt iĢveren iĢçilerini bu iĢ için çalıĢtırmalıdır. Mesela; asansör
montajı için kurulan bir asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinde, alt iĢverenin iĢçisi olarak
çalıĢan iĢçinin, binanın boya ve sıva iĢlerinde çalıĢtırılması mümkün değildir.
ÇalıĢtırıldığı takdirde, burada, bu iĢçi açısından asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinden
bahsetmek mümkün olmayacaktır136.
Bazı durumlarda, alt iĢverenin aldığı iĢin niteliği gereği, asıl iĢverenin
iĢyerinde yapılmasını olanaklı kılmaz. Bu gibi durumlarda, salt alt iĢverenin aldığı
iĢin asıl iĢverenin iĢyerinde yapılmaması nedeni ile asıl iĢveren-alt iĢveren
iliĢkisinin doğmadığını söylemek doğru olmaz. ĠĢin niteliği gereği, asıl iĢverenin
iĢyerinin dıĢında yapılması gerekiyorsa, alt iĢveren bu iĢi orada gerçekleĢtirebilir137.
Mesela; asıl iĢveren ile arasında nakliye sözleĢmesi olan ve nakliye iĢinin yapılacağı
135
ALPAGUT, s.17; TAġKENT, Alt iĢveren, s.363,364; DĠSK/Genel-ĠĢ Eğitim Yayınları,
s.13.
136
Yargıtay bir kararında, bir iĢyerinde asıl iĢverenden temizlik iĢini alan alt iĢverenin iĢçisinin,
asıl iĢveren tarafından hizmet içi eğitime de tabi tutularak, asıl iĢverenin asli ve sürekli iĢlerinde
çalıĢtırılması ile ilgili bir uyuĢmazlıkta, bu iĢçiyi asıl iĢverenin iĢçisi olarak kabul etmiĢ, asıl iĢverene
ait iĢyerine iadesine karar vermiĢtir ( Y.9.HD., 9.11.2005, E.2005/30958, K.2005/35553,
ÇANKAYA / ÇĠL, s.54,55 ).
137
UYGUR, Turgut; ĠĢ ve Sosyal Güvenlik Hukukunda Temel Kavramlar, Ankara 1980, s.268;
CANBOLAT, s.24; aynı yönde MOLLAMAHMUTOĞLU, s.142.
yer iĢyeri dıĢında bir yer ise, bu durumda da asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi
doğacaktır138.
Burada değinilmesi gereken baĢka bir husus da, alt iĢveren tarafından asıl
iĢverenden alınan iĢ, asıl iĢverenin iĢyerinde yerine getirilmesi gerekiyor ise de, iĢ
alınan bu yer alt iĢveren ve onun iĢçileri için ayrı bir iĢyeridir 139. Nitekim, ĠĢ
Yasası'nın md.3/II. fıkrasında, alt iĢverenin bu sıfatla mal veya hizmet üretimi için
meydana getirdiği kendi iĢyeri için bildirim yapmakla yükümlü olduğu hükme
bağlanmıĢtır. Bu bildirimi ise yine ĠĢ Yasası'nın md.3/I. fıkrasına göre yapacaktır (
Konu ile ilgili bir Yargıtay kararında, “...Davalı iĢveren iĢçilerin iĢyerinden evlerine götürülüp
getirilmeleri için, üçüncü bir Ģahısla taĢıma sözleĢmesi yapmıĢtır. Bu sözleĢme uyarınca üçüncü Ģahıs
kendi araç ve Ģoförü ile iĢçileri taĢımaya taahhüt etmiĢtir....Olay, iĢverenin kiraladığı araçta meydana
geldiği için bir iĢ kazasıdır, SSK‟ca da iĢ kazası sayılarak gelir bağlanmıĢtır. Esasen bu konudaki
taraflar arasında bir uyuĢmazlık yoktur. UyuĢmazlık, zararı doğuran olay ile iĢverenin fiili arasında
sorumluluğa gerektiren bir illiyet bağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Öncelikle
belirtmek gerekir ki, taĢıma sözleĢmesine de dayansa, araç Ģoförünün, iĢverenin emir ve talimatı altında
saymak gerekir. TaĢıma sözleĢmesinde de araç ve Ģoförün iĢverenin talimatlarına uyacağı yazılıdır.
Burada 1475 sayılı ĠĢ Kanununun 1. maddesinin son fıkrası hükmünün varlığı söz konusudur...”
Ģeklinde hüküm kurmuĢtur ( Y.9.HD., 18.1.1989, E.198810312, K.1989/139, Tekstil ĠĢveren Dergisi,
ġubat 1989, s.15 ).
139
CANBOLAT, s.34; Y.9.HD. 11.3.1996, E.1996/2554, K.1996/4851; Y.9.HD. 23.9.1996,
138
E.1996/16162, K.1996/17617 ( GÜNAY, 2004, s.285 ); Y.9.HD., 25.3.2004, E.2003/16528,
K.2004/5827; Y.HGK.,6.6.200 E.2001/9-711, K.2001/820; Y.9.HD., 28.6.2001, E.2001/10907,
K.2001/11069 ( ÇANKAYA / ÇĠL, s.29, dn.32; 47; 124,125 ); AYDINLI, ĠĢyeri ve iĢletme, s.126;
MOLLAMAHMUTOĞLU'na göre, Yargıtayın, alt iĢveren iĢçilerinin, asıl iĢverenin taraf olduğu
değil alt iĢverenin taraf olduğu toplu iĢ sözleĢmesinden yararlanabileceği yönündeki kararları, ĠĢ
Yasası'nın 3/f.2 maddesi ile getirilen, “Alt iĢveren, bu sıfatla mal veya hizmet üretmek için meydana
getirdiği kendi iĢyeri için birinci fıkra hükmüne göre bildirim yapmakla yükümlüdür.” hükmü, yine
ĠĢ Yasası'nın 2/f.6 maddesi ile getirilen, alt iĢverenin taraf olduğu toplu iĢ sözleĢmelerinden asıl
iĢverenin de sorumlu tutulması yönündeki düzenlemesi, hep alt iĢverenin bağımsız bir iĢyerine sahip
olduğu fikrinden yola çıkılarak karara bağlanmıĢ hükümlerdir ( MOLLAMAHMUTOĞLU, s.138
).
ĠĢ.Y.md.3/f.II ). Burada belirtilen, alt iĢveren tarafından iĢin yapıldığı yerin, asıl
iĢverene ait iĢyerinde olmasına rağmen alt iĢverenin için ayrı iĢyeri olmasıdır.
Ancak alt iĢverenin iĢyerinin mutlaka, asıl iĢverenin iĢyerinde olması zorunlu
değildir. ĠĢin niteliği gereği, baĢka bir yer de alt iĢveren için bağımsız bir iĢyeri
olabilir. Mesela; bir fabrikanın taĢıma iĢlerini üstlenen bir iĢverenin, taĢıma iĢini
tamamladıktan sonra araçlarını park ettiği, temizliğini yaptığı, iĢçileri ile ilgili
iĢlemleri yaptığı, belki bunları yapmak için de iĢçi çalıĢtırdığı bir yer onun için
bağımsız bir iĢyeridir140.
d-) Asıl ĠĢverenin ĠĢçilerinin Alt ĠĢveren Tarafından ĠĢe Alınarak
Haklarının Kısıtlanmaması
“Asıl
iĢverenin
iĢçilerinin
alt
iĢveren
tarafından
iĢe
alınarak
çalıĢtırılmaya devam ettirilmesiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o iĢyerinde
çalıĢtırılan kimse ile alt iĢveren iliĢkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl
iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin muvazaalı iĢleme dayandığı kabul edilerek alt
iĢverenin iĢçileri baĢlangıçtan itibaren asıl iĢverenin iĢçisi sayılarak iĢlem görürler”
(ĠĢ.K.m.2/VII). Bu düzenleme ile iĢçinin haklarını sınırlamaya çalıĢan bu gibi
durumların önüne geçilmek istenmiĢtir. Özellikle “asıl iĢverenin iĢçilerinin alt
140
MOLLAMAHMUTOĞLU, s.137,138.
iĢveren tarafından iĢe alınarak çalıĢtırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları
kısıtlanamaz” hükmü ile bu sınırlama çok açık bir Ģekilde ifade edilmiĢtir141.
Hükmün anlatımı, asıl iĢveren iĢçilerinin alt iĢverence çalıĢtırılmasını
hak kısıtlayıcı Ģekilde olamayacağı, hak kısıtlama durumunun söz konusu olmaması
halinde ise bu olanağın engellenmediği sonucunu çıkarmaya elveriĢli gibi
gözükmekte ise de bununla çalıĢmayı sürdürmenin her hal ve koĢulda hak
kısıtlamasına yol açtığı kabul edildiği ve bunun önlenmesinin amaçlandığı da
söylenebilecektir142. Bunun uygulamada genel bir kabul görmesi halinde düzenleme
sakıncalı sonuçlar doğuracak ve iĢ güvencesi kurallarına tabii iĢyerlerinde geçerli
bir sebeple iĢten çıkartılan iĢçinin alt iĢverence iĢe alınmasını önleyecektir. Yasal
düzenlemenin bu durumlarda iĢçinin çalıĢma özgürlüğünü zedeleyici nitelikte
141
DEMĠR, Mess, s. 89; ÜNSAL 'a göre, bu hüküm tartıĢma yaratacak niteliktedir. Asıl iĢveren
geçerli bir nedenle bir iĢçiyi iĢten çıkartmıĢsa, alt iĢveren bu iĢçi ile iĢ iliĢkisi kuramayacak,bu da
Anayasa 'nın güvenliği altında bulunan çalıĢma özgürlüğünün kısıtlanması anlamına gelecektir (
ÜNSAL, s.540 ).
142
Aynı yönde, EKMEKÇĠ, Seminer, s.67; ġAHLANAN, Yeni ĠĢ Kanunu Neler Getiriyor, s.34;
ġAHLANAN 'a göre, ne var ki maddede bu iki hal sayıldıktan sonra „aksi halde…‟ denilerek devam
edilmiĢ olması, asıl iĢveren iĢçilerinin alt iĢveren tarafından iĢe alınması durumunda, bir muvazaa
olup olmadığı üzerinde durulmaksızın, alt iĢveren iĢçilerinin asıl iĢveren iĢçisi olarak kabul edileceği
ortaya konulmaktadır. Halbuki Anayasanın 48. maddesine uygunluğu tartıĢılabilir nitelikte böyle bir
hüküm yerine, asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin muvazaalı iĢleme dayandığının belirlenmesi
durumunda, alt iĢveren iĢçilerinin baĢlangıçtan itibaren asıl iĢveren iĢçisi sayılarak iĢlem göreceğinin
düzenlenmesi yeterli olurdu ( ġAHLANAN, Yeni ĠĢ Yasası, s.28 ); ÇANKAYA / ÇĠL, s.24; aksi
yönde GÜNAY'a göre, ĠĢ Yasası'ndaki düzenlemeler yorumlanırken Anayasa'nın 48. maddesi
gözönünde bulundurularak yorumlanmalıdır. Yani hiçbir zaman çalıĢma hürriyetini ortadan
kaldıracak bir düzenleme olarak bunu kabul etmemek lazımdır ( GÜNAY, Konferans, s.26. ).
olduğu açıktır143. Ancak, burada bir hususun da gözardı edilmemesi gerekir. Yasa,
asıl iĢverenin iĢçilerinin alt iĢveren tarafından daha düĢük ücret ve daha ağır çalıĢma
koĢulları ile çalıĢtırarak, iĢçinin kazanılmıĢ haklarını görmezden gelmelerini
önlemek istemiĢtir. Bu nedenle, alt iĢveren, asıl iĢverenin iĢçilerini, haklarında bir
kısıtlamaya gitmeksizin elbette çalıĢtırabilecektir144. Yasakoyucu, bu hükümle, daha
önce asıl iĢverenin iĢçisi olarak çalıĢan iĢçinin almıĢ olduğu ücret miktarının
düĢürülerek alt iĢverence çalıĢtırılmasının önüne geçmek istemiĢ ve bir kötüye
kullanma, muvazaa örneği olan bu durumu açıkça belirterek yaptırıma
bağlamıĢtır145.
Burada belirtilen “iĢçi haklarının kısıtlanmaması” kavramı geniĢ bir
Ģekilde yorumlanmalı ve iĢçinin bireysel iĢ hukukundan kaynaklanan haklarının
yanısıra toplu iĢ hukukundan kaynaklanan haklarının da kısıtlanamaması gerektiği
Ģeklinde anlaĢılmalıdır146. Daha önceleri asıl iĢverenin iĢçisi olan iĢçi, o iĢyerinde
çalıĢan alt iĢveren tarafından iĢe alınmak sureti ile çalıĢmaya baĢladığında öncelikle
kıdeme bağlı haklar açısından bir sınırlamaya maruz kalması kaçınılmaz olacaktır.
ĠĢ güvencesi hükümlerinden yararlanma, ihbar önelleri, yıllık ücretli izin süresi gibi
143
ÇELĠK, ĠĢ Hukuku, s. 49.
144
MOLLAMAHMUTOĞLU, s.146; EYRENCĠ, s.21; ÜNSAL, s.540; UÇUM, Mehmet, Yeni
ĠĢ Kanunu Seminer Notları, Ġstanbul 2003, s.22,23.
145
TAġKENT, Alt iĢveren, s.365.
146
ÖZVERĠ, s.397; ÇANKAYA / ÇĠL, s.23.
bireysel iĢ hukukuna iliĢkin, asıl iĢverenin taraf olduğu toplu iĢ sözleĢmesinden
yararlanamama gibi de toplu iĢ hukukuna iliĢkin bazı haklarını kaybedebilecektir.
Bu nedenlerle, daha önceleri asıl iĢverenin iĢçisi olan bir kiĢinin, o iĢyerinde çalıĢan
alt iĢveren tarafından iĢe alınarak çalıĢtırılması hususunda her ne kadar, bir hak
kısıtlaması olmadığı takdirde herhangi bir yasak söz konusu değildir demek
mümkün ise de, bu iĢçinin bazı hak kısıtlamalarına maruz kalmamasının neredeyse
imkansız olduğunu kabul etmek gerekecektir. Daha doğrusu, bu düzenlemenin
Yasakoyucu tarafından yasal karine olarak düzenlendiği kabul edilse dahi bu
karinenin aksinin ispatı oldukça güç olacaktır147.
Madde metninde bulunan “çalıĢmaya devam ettirilmesi suretiyle” ifadesi
ile amaçlanan, ilk önce asıl iĢverenin iĢçisi olan bir kiĢinin, buradaki iĢine son
verilerek alt iĢverenin iĢçisi olarak iĢe devam ettirilmesi ve bu yolla iĢçinin hakkının
kısıtlanmamasına engel olmaktır. Aksi halde, çok önceleri asıl iĢverenin iĢçisi
olarak çalıĢan bir iĢçinin daha sonra alt iĢverenin iĢçisi olarak orada çalıĢması
mümkündür148. Böyle bir durumda, haklarının kısıtlanıp kısıtlanmadığı yönünde bir
araĢtırma
yapmaya
gerek
yoktur.
Çünkü,
düzenlemede
sadece
“hakları
kısıtlanamaz” ifadesi değil, “çalıĢmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları
147
ALPAGUT, s.20.
148
MOLLAMAHMUTOĞLU, s.145,146.
kısıtlanamaz” ifadesi yer almaktadır. Bu da, hak kısıtlamasının ne Ģekilde olması
gerektiğini göstermektedir.
e-) Alt ĠĢverenin Daha Önce Asıl ĠĢverenin ĠĢçisi Olmaması
Asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin kötüye kullanılmasını önlemek
amacıyla Yasa ile getirilen düzenlemelerinden biri de daha önce iĢyerinde
çalıĢtırılan kimse ile alt iĢveren iliĢkisinin kurulamayacağına iliĢkindir (
ĠĢ.Y.md.2/f.VII ).
Burada da, yukarıda olduğu gibi iki farklı görüĢ ortaya konulmuĢtur.
Daha önce asıl iĢverenin iĢçisi olarak çalıĢan bir kiĢinin, asıl iĢveren ile asıl iĢverenalt iĢveren iliĢkisine giremeyeceğine iliĢkin bu düzenlemenin mutlak bir sınırlama
mı yoksa aksi ispat edilebilir bir sınırlama mı olduğu hususunda farklı düĢünceler
ortaya çıkmıĢtır. Bir görüĢe göre, yasa ile getirilen düzenleme, bu iliĢkinin
kurulmasında bir sınırlama olmakla birlikte, bu sınırlamanın aksi her zaman ispat
edilebilecektir149.
149
EYRENCĠ, s.22; EYRENCĠ/TAġKENT/ULUCAN'a göre, “30-40 yıl önce çalıĢılan bir
iĢyerinden alt iĢverenlik alınamayacaktır” gibi bir görüĢ ne yasanın özü ve ne de maddenin amacı ile
bağdaĢır. Buradaki amaç, asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢksinin kötüye kullanılmasını, bu iliĢki
dolayısıyla çalıĢanların hak kaybına uğramalarını önlemektir. Böyle bir durum yoksa, sözgelimi alt
iĢveren o iĢyerinde 2-3 yıl önce çalıĢmıĢsa ya da iĢten ayrıldıktan sonra kurduğu bir Ģirket ile belli
bir alanda faaliyetlere giriĢmiĢ, birçok iĢveren ile alt iĢveren olarak bağlantı kurmuĢ ve bu arada da
Diğer görüĢe göre, burada düzenlenen hüküm, aksi ispat edilebilen bir
hüküm değildir. Daha önce asıl iĢverenin iĢçisi olarak çalıĢmıĢ bir kiĢinin, daha
sonra asıl iĢveren ile sözleĢme yaparak asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisini
kuramayacaktır150. ÇELĠK‟ e göre, bu iliĢkinin varlığı her zaman bunun tek baĢına
kötüye kullanma durumunu yaratacağı sonucuna varmayı gerekli kılamaz ve
getirilen yasal düzenlemeyi haklı göstermez151. ġAHLANAN‟ a göre ise bu
sınırlamaların hiçbir istisna tanınmamak suretiyle öngörülmüĢ olması isabetli
olmamıĢtır. Gerçekten, uygulamada çoğunlukla aksi görülmekte ise de bir dönem
asıl iĢverenin iĢçisi olarak çalıĢmıĢ bir iĢçi ile alt iĢveren iliĢkisi kurulması muvazaa
yaratmayacak bir surette de ortaya çıkabilir152. Nitekim iĢverenin, daha önce kendi
iĢçisi olarak çalıĢmıĢ güvendiği birine iĢyerinde alt iĢveren tarafından görülebilecek
bir takım iĢleri devretmesi pekala mümkündür. Örneğin; yemekhanede aĢçıbaĢı
olarak çalıĢan bir iĢçi, emekliliği geldiği için iĢyerinden ayrılmak istiyor. Ancak
daha önce çalıĢtığı iĢyerinde iĢ almıĢ ise, daha önce o iĢyerinde çalıĢtığı öne sürülerek, salt bu
nedenle alt iĢveren sıfatı ortadan kaldırılamaz. Çünkü bu örnekte, asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin
muvazaalı iĢleme dayandığı söylenemez ( EYRENCĠ/TAġKENT/ULUCAN, s.32 ).
150
ÇELĠK, ĠĢ Hukuku, s. 50; IġIKLI, Alpaslan, ĠĢ Hukuku, 5. Baskı, Ankara 2003, s.51;
ġAHLANAN, Yeni ĠĢ Yasası, s. 28; EYRENCĠ, s.22.
151
ÇELĠK, ĠĢ Hukuku, s. 50.
152
ġAHLANAN, Yeni ĠĢ Yasası, s. 28; aynı yönde IġIKLI'ya göre, getirilen bu hükümle, bir
iĢverenin iĢçilerinden bazılarını alt iĢveren gibi göstererek sosyal haklarından yoksun bırakması
Ģeklindeki muvazaalı uygulamalar önlenmek istenmiĢtir. Ancak, hiçbir kötüniyetin olmadığı bir
iliĢkide dahi, daha önce asıl iĢverinin iĢçisi olan kiĢinin alt iĢveren konumuna geçmesi de
engellenmiĢtir ( IġIKLI, s.51 )
iĢveren bu kiĢinin iĢinden memnun olduğu için gitmesini istemiyor. ĠĢverenin,
iĢinden memnun olduğu bu iĢçinin iĢyerinde kalmasına yönelik olarak iĢçiye
önerdiği “sen bu iĢi yapmaya devam et ve yemekhanede çalıĢan iĢçileri de kendi
mahiyetine almak sureti ile sigortala” gibi hiçbir kötüniyetin olmadığı, aksine
ihtiyaçlara cevap veren bu tür kurulmak istenen iliĢkilere Yasa ile yasak getirmenin
uygun olmayacağı açıktır153.
Gerçekten, Yasakoyucunun burada getirdiği sınırlama, çalıĢma ve
sözleĢme özgürlüğüne engel olabilecek niteliktedir. Bu nedenle, maddeyi, madde
metninde bulunan “ve genel olarak” ifadesi ile birlikte bir bütün olarak ve
özgürlükleri sınırlamayacak Ģekilde düĢünmek gerekir. Daha önce asıl iĢverenin
iĢçisi olan bir kiĢinin, aynı iĢveren ile alt iĢveren olarak sözleĢme yapması halinde,
durum kendi değerleri içerisinde değerlendirilmeli ve salt bu kiĢinin daha önce asıl
iĢverenin iĢçisi olması nedeni ile aradaki sözleĢme geçersiz kılınmamalıdır. Aksi
halde, Yasa'yı özgürlükleri sınırlayıcı bir Ģekilde yorumlamıĢ oluruz ki, bu da
Yasakoyucu'nun amaçlamadığı birĢey değildir.
153
ġAHLANAN, Yeni ĠĢ Kanunu Neler Getiriyor, s.32-33.
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
ALT ĠġVEREN - ASIL ĠġVEREN ĠLĠġKĠSĠ
§ 4 - GENEL OLARAK
ĠĢ yerinde alt iĢverene iĢ verilmesi çalıĢma hayatının gereksinimlerinden
biri ve hukuki dayanakları bulunan bir iliĢki olduğu bilinen bir gerçektir154. Bazı
iĢlerin bir ihtisası gerektirmesi ya da bazı zorunluluklar bazı iĢverenlerin iĢçilerini
baĢka bir iĢverenin iĢyerinde çalıĢtırmasını gerekli kılabilmektedir. Özellikle inĢaat
iĢlerinde, nakliye iĢlerinde veya asıl iĢin gerektirdiği bazı tali iĢlerde bu durumlarla
karĢılaĢılabilir155. HerĢeyden önce asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi, asıl iĢverenin
iĢyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine yönelmek zorundadır. Buna göre,
asıl iĢverenin mal veya hizmet üretimi ile ilgisi bulunmayan iĢlerde söz konusu
154
ġAHLANAN, Yeni ĠĢ Yasası, s.27.
155
NARMANLIOĞLU, s.111.
iliĢki ortaya çıkamayacaktır156. Bilgi, ulaĢım ve iletiĢim teknolojileri baĢta olmak
üzere uzmanlığa dayanan bütün üretim sektörlerinde, kalitenin artırılması ve ürünün
ucuza mal edilmesi amacı ile yoğun bir alt iĢveren kullanımı söz konusudur157.
Asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin 1980'li yılların ortalarına kadar etkin
olarak kullanıldığından bahsetmek mümkün değildir158. Daha sonra KOBĠ ' lerin
teĢvik edilmesi sonucu bu iĢletmelerin çoğalması, artan maliyetler iĢverenleri kayıt
dıĢına ve ucuz iĢgücüne yöneltmiĢ, bu nedenlerle de bu yıllardan sonra asıl
iĢverenlik-alt iĢverenlik iliĢkisinin uygulamada görülme sıklığı hızla artmaya
baĢlamıĢtır159. Bu artıĢ sonucu iĢçilerin bireysel ve kollektif haklarının
sınırlandırılması, hatta kullanılamaz hale getirilmesinin yaygın örnekleri de yargıya
intikal eden uyuĢmazlıların baĢında gelmiĢtir160.
Ülkemizde, iĢverenlerin, bazı iĢleri, alt iĢverenlere yaptırmaları önceleri
farklı gerekçelere dayanmaktaydı. Mesela, bina inĢa eden bir iĢverenin, elektrik
156
DEMĠRCĠOĞLU / CENTEL, s. 52, aynı görüĢte; ġAHLANAN, Yeni ĠĢ Kanunu Neler
Getiriyor, s.32.
157
EREN Ahmet, ÇağdaĢ Bir ĠĢ Kanunu Ġhtiyacı Sürmektedir, Mercek Dergisi(MESS), Yıl:8,
Sayı:31, 2003, s.50.
158
ÖZVERĠ,s.383.
159
ġEN, Petrol-ĠĢ, s.89; MAHĠROĞULLARI' na göre, Türkiye gerçeğinde alt iĢveren iĢçisi
ucuz ve sendikasız iĢçi anlamına gelmektedir ( MAHĠROĞULLARI, s.185 ).
160
ġAHLANAN, Yeni ĠĢ Yasası, s.27.
tesisatının döĢenmesi veya doğramaların takılması iĢini alt iĢverenlere vermeleri;
bir fabrika iĢyerinde yemekhane iĢletilmesi, iĢçilerin servis araçlarıyla taĢınması
gibi iĢleri alt iĢverenlere havale etmeleri makul görülen uygulamalardı. Ancak son
on beĢ yıldan beri alt iĢveren kullanımı önce belediyelerin temizlik iĢlerini alt
iĢverenlere vermelerinden baĢlayıp, özel sektör iĢyerlerine salgın bir hastalık gibi
yayılmıĢ ve iĢçi haklarını bertaraf etmek için kullanılmıĢtır. “TaĢeronlaĢma” denilen
ve iĢçilerin ve sendikalarının en çok yakındığı konuların baĢında gelen bu uygulama
ile bir iĢyerindeki iĢ bölünebildiği kadar bölünüp her biri ayrı alt iĢverenlere
verilmekte; sendikasız, sigortasız, hatta kimi zaman asgari ücretin bile altında iĢçi
çalıĢtıran alt iĢverenler yoluyla iĢçi maliyetleri düĢürülmektedir 161. ĠĢyerlerinde alt
iĢverenlere iĢ verilmesi çalıĢma hayatının gereklerinden olmakla beraber, ülkemizde
bu yolun doğrudan maliyeti düĢürmenin bir aracı haline getirilerek gerçekte asıl
iĢverenin çalıĢtırmak istediği kiĢileri, alt iĢverenin iĢçileri gibi göstermek üzere,
kısaca, “muvazaalı” iĢlemler yapıldığı yargı kararlarıyla da tespit edilmektedir 162.
Asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi, 4857 sayılı Yasa'nın md.2/VI. fıkrasında
tanımlanmıĢtır. Buna göre, “Bir iĢverenden, iĢyerinde yürüttüğü mal veya hizmet
üretimine iliĢkin yardımcı iĢlerinde veya asıl iĢin bir bölümünde iĢletmenin ve iĢin
gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢlerde iĢ alan ve bu iĢ için
161
ġAKAR, s.53.
162
EKONOMĠ, Toplantı, s.19.
görevlendirdiği iĢçilerini sadece bu iĢyerinde aldığı iĢte çalıĢtıran diğer iĢveren ile iĢ
aldığı iĢveren arasında kurulan iliĢkiye asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi denir.” (
ĠĢ.Y.md.2/f.VI ). Yine, Yargıtay'ın yeni tarihli bir kararında da, asıl iĢveren-alt
iĢveren iliĢkisinin tanımı yapılmıĢtır. Buna göre, asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi,
“...bir iĢverenden, iĢyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine iliĢkin yardımcı
iĢlerde veya hizmet üretimine iliĢkin yardımcı iĢlerde veya asıl iĢin bir bölümünde
iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢlerde iĢ alan
ve bu iĢ için görevlendirdiği iĢçilerini sadece bu iĢyerinde aldığı iĢte çalıĢtıran diğer
iĢveren ile iĢ aldığı iĢveren arasında kurulan iliĢki..” Ģeklinde tanımlanmıĢtır163.
Yukarıda görüldüğü gibi, ĠĢ Yasası ile getirilen bu hükümde, asıl
iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin tanımı unsurlarıyla birlikte açıklanmıĢ, unsurlarında
mevcut esaslar korunmakla beraber, doktrinde görüĢ ayrılıklarına sebep olan bir
konu da kavram açısından daraltıcı etkiye sahip bir hüküm haline getirilmiĢtir. Buna
göre, bir iĢyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine iliĢkin “asli iĢin bir
bölümünde” veya “yardımcı iĢlerinde” iĢ alan diğer iĢverenler, iĢçilerin “sadece bu
iĢyerinde” çalıĢtırıldıklarında asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi doğmuĢ olacak, buna
karĢı iĢyerinde yürütülen asli ve yardımcı iĢler dıĢında iĢ alan bir iĢveren, örneğin
163
Y.9.HD., 19.10.2005, E.2005/28488, K.2005/34058, ( ÇANKAYA / ÇĠL, s.56,57 ).
iĢyerinde bir ek inĢaat yapılması ya da bina onarım iĢini alan diğer iĢverenin alt
iĢveren kapsamında nitelendirilmesi mümkün olmayacaktır164.
§ 5 - HUKUKĠ NĠTELĠĞĠ
Bir hukuki muameleden söz edebilebilmesi için birden çok tarafın ortak
iradesi gerekli ise, burada iki ya da çok taraflı bir sözleĢme sözkonusudur 165. Bu tür
sözleĢmeler de, “tek tarafa borç yükleyen sözleĢmeler” ve “iki tarafa borç yükleyen
sözleĢmeler” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır166. “Tek tarafa borç yükleyen
sözleĢmeler” de, taraflardan biri borç altına girerken, diğer tarafın böyle bir
yükümlülüğü bulunmamaktadır. “Ġki tarafa borç yükleyen sözleĢmeler” de ise,
sözleĢmenin her iki tarafı da birbirlerine karĢı yükümlülük altına girmektedirler167.
Bu tür sözleĢmelerde, taraflardan her biri diğer tarafın edimini elde etmek için borç
altına girer. Burada bir tür edimlerin değiĢiminden bahsetmek de mümkündür168.
Asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin kurulmasında da, her iki iĢverenin
ortak iradelerinin varlığı gerekir. Bu nedenle, asıl iĢveren ile alt iĢveren arasında
yapılan iĢlemin, herĢeyden önce iki taraflı bir sözleĢme olduğunu söylemek
164
ġAHLANAN, Yeni ĠĢ Yasası, s. 26-27.
165
AKINCI, ġahin, Borçlar Hukuku Bilgisi, Konya 2000, s.48.
166
AKINTÜRK, Turgut, Borçlar Hukuku, 7. Bası, Ġstanbul 1999, s.18.
167
168
AKINCI, s.48,49.
OĞUZMAN / ÖZ, s.252.
gerekir169 . Asıl iĢveren ile alt iĢveren arasında yapılan sözleĢmeler, iki taraflı
olmalarının yanı sıra, her
iki tarafa da borç yükleyen sözleĢmelerdendir.
Taraflardan biri, bir iĢin yapılmasını üstlenirken diğer tarafta yapılan iĢ karĢılığında
diğer tarafa bir edimde bulunma borcu altına girmektedir. Mesela, asıl iĢveren ile alt
iĢveren arasında yapılan bir eser sözleĢmesinde, alt iĢverenin borcu, taahhüt ettiği
eseri meydana getirmektir. Asıl iĢveren ise, alt iĢverene bu çalıĢması karĢılığında
ücret ödeme borcu altına girmektedir. Görüldüğü üzere, her iki taraf da, birbirlerine
karĢı yükümlülük altına girmektedirler.
Asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinden söz edebilmek için; öncelikle asıl
iĢverene ait belli bir iĢin diğer bir iĢveren tarafından üstlenilmesi gerekir. Buna
yönelik olarak, asıl iĢveren ile alt iĢveren arasında, belirli bir iĢin yapılmasına
yönelik olan bir sözleĢme bulunması gerekmektedir. Her iki iĢveren arasındaki
iliĢkinin belirli bir sözleĢmeye dayanması, ortada serbest irade açıklaması ile kabul
edilmiĢ hukuki bir borç iliĢkisinin varlığını gerektirir170.
Asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi, istisna171, vekalet, kira172, taĢıma,
iĢletmecilik gibi iĢ sözleĢmesi dıĢında bir sözleĢmeye dayanır 173. Ancak, alım-satım
169
Ġki tarafa borç yükleyen sözleĢme ile ilgili geniĢ bilgi için bkz. OĞUZMAN, M.Kemal/ÖZ,
Turgut, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 2. Bası, Ġstanbul 1998, s.252 vd.
170
CANBOLAT, s.39.
171
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bir kararında, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 27.10.1994 tarih ve
1994/15464-14712 esas ve karar sayılı ilamına uygun olarak, iki iĢveren arasındaki hukuki iliĢkinin
sözleĢmesi ile bu iliĢkinin kurulması mümkün değildir. Aradaki sözleĢmenin üretim
ve hizmet konusunda olması gerekir174. ĠĢ sözleĢmesi dıĢında hangi tür bir sözleĢme
yapılırsa yapılsın, taraflar konusunda iĢçiler için öngörülen korumayı bertaraf eden
bir sözleĢme hükmü kabul edemezler175.
ĠĢ Yasası'nın md.2/VI. fıkrasında belirtildiği üzere “bir iĢverenden…...iĢ
alan” alt iĢveren ile asıl iĢveren arasındaki sözleĢmenin niteliğine bir sınırlama
getirilmemiĢtir. “SözleĢme özgürlüğü ilkesi” gereğince, bir sözleĢmenin konusu,
sözleĢmeyi yapanlar tarafından yasaların çizdiği sınırlar içerisinde istedikleri gibi
istisna akdine dayandığı gerekçesiyle 1475 sayılı ĠĢ Yasası'nın 1. maddesinin son fıkrasında
düzenlenen ( 4857 sayılı Yasa'nın 2. maddesinin 6. fıkrası ) asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinden ve
bundan doğan sorumluluktan söz edilemeyeceği sonucuna varmıĢtır ( Y.HGK., 7.2.1996, E.1995/9901 K.1996/44, Çimento ĠĢveren Dergisi, Mayıs 1996, s. 26-27 ).
172
Yargıtay bir kararında “Davalı BektaĢlar Motor Araçlar ve Nakliye Tic.Ltd. ġirketi'nin diğer
davalı Hilton Enternasyonel Otelcilik A.ġ.'nin otel iĢyerinin altında bulunan garaj ve oto yıkama
iĢyerini iĢletmek üzere kira sözleĢmesi düzenlediği, davacının, davalılardan BektaĢlar Motor Araçlar
ve Nakliye Tic.Ltd. ġirketi'nin iĢçisi olarak çalıĢtığı anlaĢılmaktadır. ĠĢyerinin konumu, taraflar
arasındaki sözleĢmenin koĢulları hep birlikte değerlendirildiğinde davalılar arasındaki sözleĢmenin
asıl iĢveren-alt iĢveren sözleĢmesi olduğu bu nedenle alt iĢveren iĢçisi olan davacının zamanında
hüküm altına alınan alacaklarından asıl iĢveren alt iĢverenle birlikte 4857 sayılı Yasa'nın 2. maddesi
gereğince sorumlu tutulması gerektiği saptandığından...” Ģeklinde hüküm kurmuĢtur ( Y.9.HD.,
19.12.2005, E.2005/35194, K.2005/39733, ÇANKAYA / ÇĠL, s.47 ).
173
SÜMER, s.20; DEMĠR, Fevzi, ĠĢ Güvencesi Ve 4857 Sayılı ĠĢ Kanununun BaĢlıca
Yenilikleri,THĠS yayını, Ġzmir 2003, s. 33; CANBOLAT, s.40; ġAKAR, s.51; EYRENCĠ /
TAġKENT / ULUCAN, s.35; TAġKENT, Alt iĢveren, s.363; Y.HGK.,6.6.200 E.2001/9-711,
K.2001/820 ( ÇANKAYA / ÇĠL, s.47 )
174
ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.30.
175
DEMĠR, ĠĢ Güvencesi, s.33.
belirlenebilir176. ĠĢ Yasası'nın aradığı diğer Ģartların da tekemmül etmesi sureti ile
herhangi bir sözleĢme ( alım-satım sözleĢmesi gibi bazı istisnalar hariç ) ile bu iliĢki
kurulabilecektir. Önemli olan bu iĢin nasıl üstlenildiği değil, bir iĢin üstlenilmesidir.
Bu sözleĢmenin türü, bu iliĢkinin kurulması açısından değil, ancak tarafların hak ve
yükümlülükleri bakımından önem arzedecektir.
Sonuç olarak, asıl iĢveren ile alt iĢveren arasındaki iliĢkinin hukuki
niteliğinin; istisna, kira, nakliye gibi sözleĢmelere dayanan, bu sözleĢmelerin
niteliği gereği her iki tarafın da ortak iradelerinin arandığı ve sözleĢme ile her iki
tarafın da birbirlerine karĢı bazı yükümlülükler altına girdiği bir hukuki muamele
olduğunu söylemek mümkündür.
§ 6 - ASIL ĠġVEREN ĠLE ALT ĠġVERENĠN
YÜKÜMLÜLÜKLERĠ
I - GENEL OLARAK
Asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi, ĠĢ Yasası'nda düzenlenmiĢ olmasına
rağmen, bu iliĢkinin tarafları olan iĢverenlerin birbirlerine karĢı olan yükümlülükleri
Borçlar Yasası'nın ilgili hükümleri çerçevesinde belirlenecektir. Çünkü, asıl iĢveren
176
ZEVKLĠLER, Aydın, Borçlar Hukuku, Özel Borç ĠliĢkileri, 6. Bası, Ankara 1998, s.7.
ile alt iĢveren arasındaki sözleĢme, iĢ sözleĢmesi dıĢındaki bir sözleĢmeye dayanır.
Bu tür sözleĢmeler de, genellikle Borçlar Yasası'nda düzenlenmiĢtir.
Yukarıda, asıl iĢveren ile alt iĢveren arasındaki sözleĢmenin, her iki
tarafa da borçlar yükleyen bir hukuki muamele olduğunu belirtmiĢtik 177. Asıl
iĢverenin alt iĢverene karĢı, alt iĢverenin de asıl iĢverene karĢı yükümlülüklerinin
belirlenebilmesi için, somut olayda, taraflar arasında ne tür bir sözleĢmenin
olduğunun belirlenmesi ve tarafların yükümlülüklerinin, bu sözleĢmenin niteliği ve
hükümleri
doğrultusunda
netleĢtirilmesi
gerekir.
Gerçekten,
bir
nakliye
sözleĢmesinde, alt iĢverenin borcu taahhüt ettiği Ģekilde eĢya, malzeme gibi malları
ilgili yere ulaĢtırmak iken, bir yerin temizliğinin yapılması ile ilgili sözleĢmedeki
borcu, bu yerin taahhüt ettiği Ģekilde temizlenmesidir.
II- ASIL ĠġVERENĠN YÜKÜMLÜLÜKLERĠ
1- Kamu ĠĢverenlerinin Tabi Olduğu Yükümlülükler
ĠĢverenlerin tabi oldukları genel hükümler dıĢında, bazı kamu kurum ve
kuruluĢlarının müteahhitlere yapım ve onarım iĢlerini vermeleri halinde, ĠĢ
Yasası‟nın 36. maddesi ile özel bazı yükümlülükler getirilmiĢtir178. Bu hüküm 4857
177
178
Bkz.s.
CANBOLAT, s.58.
sayılı Yasa ile herhangi bir değiĢikliğe uğramamıĢ, 1475 sayılı Yasadaki haliyle
4857 sayılı ĠĢ Yasası'nda yerini almıĢtır179. Buna göre “genel ve katma bütçeli
dairelerle, mahalli idareler ve kamu iktisadi teĢebbüsleri, yahut özel kanuna veya
özel kanunla verilmiĢ yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluĢlar; asıl
iĢverenler müteahhide180 verdikleri her türlü bina, köprü, hat ve yol inĢası gibi
yapım ve onarım iĢlerinde çalıĢan iĢçilerden müteahhit veya taĢeronlarca ücretleri
ödenmeyenlerin bulunup bulunmadığının kontrolü, ya da ücreti ödenmeyen iĢçinin
baĢvurusu üzerine, ücreti ödenmeyen varsa müteahhitten veya taĢeronlardan
istenecek bordrolara göre bu ücretleri bunların hak ediĢlerinden öderler” (
ĠĢ.Y.md.36/f.I ).
Ancak kamu iĢverenleri, kamu iĢvereni olmayan asıl iĢveren veya alt
iĢverenin karĢısında sadece üç aya kadar ve sadece ücret alacakları bakımından
sorumlu tutulmuĢlardır (ĠĢ.Y.md.36/f.III). Dolayısıyla, ihbar, kıdem tazminatı ve
diğer iĢçilik haklarından sorumlu tutulmamaktadır.
179
TĠSK., Gerekçe, s.138.
180
CANBOLAT'a göre, buradaki müteahhit deyimi, kamu iĢverenlerinden yapım ve onarım
iĢlerini doğrudan alan kimseler için kullanılmıĢtır. Bunların, aldıkları iĢlerde iĢçi çalıĢtırıyor olması
zorunlu olmadığı için “iĢveren” ve dolayısıyla da “alt iĢveren” sıfatına sahip olmaları gerekli
değildir. Madde metnindeki “taĢeron” deyimi ise, iĢlerini doğrudan kamu iĢverenlerinden almamıĢ
olmakla beraber, kamu iĢverenlerinin müteahhitlere verdikleri iĢlerde iĢçi çalıĢtıran iĢverenler
anlamında kullanılmıĢtır
( CANBOLAT, s.59 ); aksi yönde ġEN'e göre, kamu iĢverenleri,
sözkonusu iĢlerin tamamını bir baĢka kiĢi ya da kuruluĢa yaptırıyorsa müteahhitlik, bir kısmını
yaptırıyorsa taĢeronluk sözkonu olacaktır. Ayrıca, müteahhitin, aldığı iĢte iĢçi çalıĢtırması gerekir (
ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.113 ).
Kamu iĢverenlerine karĢı doğrudan doğruya müteahhitler sorumlu
tutulduğuna göre, ücretleri ödenmeyen taĢeron iĢçileri için müteahhidin hak
ediĢinden kesinti yapılması halinde, müteahhitlerinde bu miktar için alt iĢverenlerin
kendilerinden olan alacaklarından kesinti yapabileceklerini kabul etmek gerekir181.
2- Diğer Asıl ĠĢverenlerin Tabi Olduğu Yükümlülükler
Genel olarak asıl iĢverene düĢen asli edim, alt iĢveren tarafından yapılan
veya yapılmakta olan iĢ karĢılığında ücret ödeme borcudur. Bunun dıĢında yukarıda
da belirttiğimiz gibi sözleĢmenin niteliği ve içeriğine göre borçları belirlenecektir.
Mesela, asıl iĢveren ile alt iĢveren arasındaki sözleĢmenin bir eser sözleĢmesi
olduğunu varsayarsak, asıl iĢverenin alt iĢverenin ifasını kabul etme borcu
bulunmaktadır. Alt iĢverenin ifasını makul bir sebep öne sürmeksizin reddettiği
takdirde alacaklının temerrüdüne düĢecek ve bunun sonuçlarına katlanmak zorunda
kalacaktır182.
Asıl iĢverenin diğer bir yükümlüğü de alt iĢverenin iĢçilerine karĢıdır. ĠĢ
Yasası md.2/VI. fıkrası gereğince asıl iĢverene, alt iĢverenin iĢçilerine karĢı bazı
sorumluluklar yüklenmiĢtir. Bu konu aĢağıda183 ayrıntılı bir Ģekilde incelenmiĢ
olduğundan burada, asıl iĢverenin alt iĢverenin iĢçilerine karĢı iĢ sözleĢmesinden, ĠĢ
181
CANBOLAT, s.62.
182
Alacaklının temerrüdü ile ilgili olarak geniĢ bilgi için bkz., OĞUZMAN / ÖZ, s.268 vd.
183
Bkz.s.39 vd.
Yasası'ndan ve alt iĢverenin taraf olduğu toplu iĢ sözleĢmesinden alt iĢveren ile
birlikte sorumlu olduğundan bahsetmekle yetiniyoruz.
Bir baĢka husus ise, kamu asıl iĢverenleri için bir yükümlülük olmasına
rağmen, diğer asıl iĢverenler için bir yükümlülük olarak düzenlenmeyen ancak
istedikleri takdirde bu yetkilerini kullanabileceklerini belirten ĠĢ Yasası'nın
md.36/son fıkrasıdır. Burada, kamu tüzel kiĢilerine ve bazı teĢekküllere verilen,
özetle, iĢçilerin paralarının ödenip ödenmediği hususundaki denetim yetkisini,
istedikleri takdirde ĠĢ Yasası'nın md.2/VI. fıkrası gereğince sorumluluk taĢıyan
diğer iĢverenler de kullanabileceklerdir. Burada bahsedilen, ĠĢ Yasası'nın md.2/VI.
fıkrası gereğince sorumluluk taĢıyan iĢveren kavramından, asıl iĢveren-alt iĢveren
iliĢkisindeki asıl iĢveren anlaĢılmalıdır. Buna göre asıl iĢveren, alt iĢverene ifası
karĢılığında ödemesi gereken ücretini öderken, alt iĢverenin iĢçilerinin paralarının
ödenip ödenmediği hususundaki denetim yetkisini kullanabilecek ve ücreti
ödenmeyen varsa alt iĢverenden isteyeceği bordrolora göre bu ücretleri alt iĢverene
ödeyeceği ücretten mahsup ederek iĢçiye ödeyebilecektir ( ĠĢ.K.md.36/f.I ve son ).
III - Alt ĠĢverenin Yükümlülükleri
Alt iĢverenin asıl iĢverene karĢı asli yükümlülüğü üstlendiği iĢi
aralarındaki sözleĢmeye uygun olarak yerine getirmesidir. Alt iĢveren, üstlendiği iĢi
sözleĢme koĢulları doğrultusunda ama kendi adına ve bağımsız olarak yürütür.
ÇalıĢtırdığı iĢçiler ile de kendi adına iĢ sözleĢmesi yapar184. Asıl iĢverenle
arasındaki iliĢki istisna, kira, taĢıma gibi bir sözleĢmeye dayanan alt iĢveren kendi
iĢçileri karĢısında bir iĢveren niteliği taĢır185. Nitekim, ĠĢ Yasası 2. maddesinde alt
iĢvereni
ifade
etmek
üzere
“diğer
iĢveren”
deyimine
yer
verilmiĢtir
(ĠĢ.K.md.2/f.VI). ÇalıĢtırdığı iĢçiler, ücretlerini ve diğer haklarını ondan alırlar,
onun talimatlarına uygun olarak iĢ görme borçlarını yerine getirirler186.
Alt iĢveren, her ne kadar asıl iĢverenden aldığı iĢi asıl iĢverenin iĢyerinde
yapmakta ise de, iĢ alınan bu yer alt iĢveren ve onun iĢçileri için ayrı bir iĢyeridir 187.
Nitekim, Yasamızın 3. maddeisinde, alt iĢverenin bu sıfatla mal veya hizmet üretimi
184
EYRENCĠ / TAġKENT / ULUCAN, s.35; TAġKENT, Alt iĢveren, s.363.
185
SÜZEK, s.161, aynı yönde; NARMALIOĞLU, s.114-115.
186
SÜZEK, s.161; TAġKENT, Alt iĢveren, s.363; ÇENBERCĠ, Mustafa, ĠĢ Kanunu ġerhi, B.6,
Ankara 1986, s.149; BAġBUĞ'a göre, alt iĢverenin talimatlarına uygun olarak iĢ görme borcunu
yerine getiren iĢçinin, bunun yanında, asıl iĢverenin iĢyerinde çalıĢması nedeni ile, onun iĢ düzenine
uymak zorundadır. Alt iĢveren iĢçisinin bu düzene uymaması halinde, asıl iĢveren, kendisi tarafından
düzenlenen iĢyeri iç yönetmeliği gibi düzenlemelere dayanarak o iĢçiye disiplin cezası verebilecek,
hatta iĢçinin iĢ sözleĢmesini feshedebilecektir ( BAġBUĞ, Aydın, Alt ĠĢveren ĠĢçisi Ġle Asıl ĠĢveren
Arasındaki Borç ĠliĢkisi ve Bu ĠliĢkinin Doğurduğu Hukuki Sorunlar, Kamu-ĠĢ Dergisi, C:4, S:3,
Ocak 1998, s.73 ); BAġBUĞ'a karĢı görüĢte ÇANKAYA / ÇĠL'e göre, asıl iĢverenin, alt iĢverenin
iĢçilerine karĢı, disiplin cezası uygulama ya da iĢ sözleĢmelerini feshetme gibi yaptırımları
uygulaması mümkün değildir. Ancak, iĢyeri düzenini bozan bir alt iĢveren karĢısında, asıl iĢveren bu
iĢçiye gerekli yaptırımın uygulanması talebi ile alt iĢverene baĢvurabilir. Alt iĢverenin bunu
uygulamaması halinde, asıl iĢveren için alt iĢveren ile arasındaki sözleĢmeyi feshetme hakkı
doğacaktır ( ÇANKAYA / ÇĠL, s.31 ).
187
Y.9.HD. 11.3.1996, E.1996/2554, K.1996/4851; Y.9.HD. 23.9.1996, E.1996/16162,
K.1996/17617
( GÜNAY, 2004, s.285 ).
için meydana getirdiği kendi iĢyeri için bildirim yapmakla yükümlü olduğu hükme
bağlanmıĢtır ( ĠĢ.K.m. 3/II ).
Alt iĢverenin asıl iĢverene karĢı yükümlüğünün, asıl iĢveren ile
arasındaki sözleĢmenin niteliğine ve içeriğine göre değiĢeceğini daha önce
belirtiĢmiĢtik188. Gerçekten de, alt iĢverenin asıl iĢverene karĢı yükümlülüğü bir eser
sözleĢmesinde, üstlendiği eseri sözleĢmedeki Ģartlar çerçevesinde yerine getirmek
olurken, bir nakliye sözleĢmesinde, nakliyesini üstlendiği mal veya insanlar
sözleĢmedeki Ģartlar çerçevesinde taĢımak olacaktır.
§ 7 - ASIL ĠġVERENLE ALT ĠġVERENĠN BĠRLĠKTE
SORUMLULUĞU
I- GENEL OLARAK
Asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinde asıl iĢveren, alt iĢverenin iĢçilerine
karĢı o iĢyeri ile ilgili olarak ĠĢ Yasasından, iĢ sözleĢmesinden veya alt iĢverenin
taraf olduğu toplu iĢ sözleĢmesinden doğan yükümlülüklerinden alt iĢverenle
birlikte sorumludur (ĠĢ.Y.md.2/f.VI).
ĠĢ Yasası, alt iĢverenin iĢçilerine, alacaklarını hem asıl iĢverenden hem
de kendi iĢverenleri olan alt iĢverenden isteyebilmeleri konusunda, bir güvence
188
Bkz.s.
getirmektedir. Amaç, küçük sermaye sahibi olan alt iĢverenlerin iĢçilerine karĢı
sorumluluklarını yerine getiremez duruma düĢmeleri halinde, bunların emrinde
çalıĢan iĢçileri korumaktır189.
Asıl iĢverenin alt iĢverenin iĢçilerine karĢı alt iĢverenle birlikte sorumlu
olmasının, alt iĢverenin ekonomik olarak zayıf olması nedeni ile iĢçilerinin
haklarının korunması amacından baĢka nedenleri de vardır. Öncelikle, alt iĢverenin
iĢçileri, asıl iĢverenin iĢyerinde ve onun hukuki tasarruf ve hakimiyet alanı
içerisinde çalıĢmaktadır. Asıl iĢveren, alt iĢverenin yaptığı iĢlerden doğrudan veya
dolaylı olarak yararlanmaktadır190. Öte yandan, iĢin yapıldığı yerde gerek fiziken
gerekse hukuken, özellikle iĢçi sağlığı ve iĢ güvenliği gibi iĢçilerin maddi ve
manevi bütünlüklerinin korunması konusunda yetkili olan kiĢi asıl iĢverendir 191. ĠĢte
bu gibi nedenler de, asıl iĢvereni alt iĢverenle birlikte sorumlu olması hususunun
dayanağını oluĢturmaktadır.
Alt iĢverenin iĢçisi olarak çalıĢanlara karĢı asıl iĢveren de alt iĢverenle
birlikte sorumlu tutularak, alt iĢveren iĢçileri için çok önemli maddi ve hukuki
güvence sağlanmıĢtır. Eski ĠĢ Yasası'nın uygulanmasında asıl iĢverenin maddi ve
189
ġAKAR,
s.51;
ÇELĠK,
ĠĢ
Hukuku,
s.46
TAġKENT,
Alt
iĢveren,
s.366;
MOLLAMAHMUTOĞLU, s.145; TURAN, s.256; DEMĠRCĠOĞLU / CENTEL, s.51;
AYDEMĠR, s.121; ĠNCĠROĞLU, Lütfi, Yeni ĠĢ Hukuku Uygulaması, 2. Baskı, Ġstanbul 2004,
s.35; ERDĠNER, Ercan, ĠĢ Kanunu ġerhi, Ankara 2004, s.8.
190
TAġKENT, Alt iĢveren, s.366.
191
AYDINLI, s.168.
hukuki sorumluluğu çok daha sınırlı tutulmuĢtu192. Eski 1475 sayılı ĠĢ Yasası
m.1/V'e göre, asıl iĢveren, alt iĢverenin iĢçilerine karĢı ĠĢ Yasasından ve alt iĢveren
ile iĢçisi arasındaki hizmet sözleĢmesinden doğan yükümlülüklerden alt iĢverenle
birlikte sorumlu idi. Alt iĢverenin taraf olduğu toplu iĢ sözleĢmesinden doğan
yükümlülükler açısından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktaydı. Ancak yeni
4857 sayılı ĠĢ Yasası ile asıl iĢverenin sorumluluğu geniĢletilmiĢ ve alt iĢverenin
taraf olduğu toplu iĢ sözleĢmesinden doğan yükümlülüklerden de alt iĢverenle
birlikte sorumlu olması benimsenmiĢtir ( ĠĢ.Y.md.2/f.VI ).
Asıl iĢvereni de alt iĢveren ile birlikte sorumlu tutan bu düzenleme, iĢçi
haklarının korunması bakımından oldukça isabetli bir düzenlemedir. Uygulamada
görülen iĢçilerin hak ettiği ücret ve sair diğer haklarını alt iĢverenin ekonomik
zayıflığı veya kasıtlı olarak ödememesi üzerine meydana gelen iĢçi mağduriyetlerini
önleyebilecek bir düzenlemedir. Bu düzenleme ile alt iĢverenin iĢçileri kendi
iĢverenleri ile birlikte sorumlu olan asıl iĢverene baĢvurabilecekler ve maddede
anılan Ģekilde, Yasa'dan, iĢ sözleĢmesinden veya alt iĢverenin taraf olduğu toplu iĢ
sözleĢmesinden doğan haklarını asıl iĢverenden de isteyebileceklerdir193.
192
KONUK Ali Nafiz, AB Ülkelerinde Esnek ÇalıĢma Ve 4857 Sayılı ĠĢ Kanunu‟nda Yer Alan
Esnek ÇalıĢma Düzenlemeleri, Mercek Dergisi, Yıl:8, Sayı:31, 2003, s.56.
193
“Bir iĢin bölüm ve eklentilerinde aracı olarak iĢ alan diğer bir iĢverenin çalıĢtırdığı iĢçilerin iĢ
kazasına uğraması halinde, ona iĢ vermiĢ olan asıl iĢveren de birlikte sorumlu olur”
Y.
9.H.D.,29.11.1971, E.23431, K.22930 ( YELEKÇĠ, Memduh/YELEKÇĠ, Ġlhami, ĠĢ Kanunu
Külliyatı, B.3, Ankara 1992, s.31 ).
4857 sayılı Yasa, asıl iĢverenin alt iĢveren ile birlikte sorumluluğundan
bahsederken, asıl sorumluluğun alt iĢverende olduğunu belirtmiĢtir194. Çünkü alt
iĢverenin iĢçileri ile alt iĢveren arasında iĢ sözleĢmesi vardır. Bu doğrultuda, asıl
sorumlulunun da alt iĢveren olması adildir. Ancak, alt iĢverenin iĢçileri Yasa'da
belirtilen haklarını alamadığı zaman her iki iĢverene de gidebilir. Asıl iĢverenin,
iĢçilere öncelikle alt iĢverene baĢvurmaları konusunda cevap vermesi mümkün
değildir.
II- ġARTLARI
4857 sayılı ĠĢ Yasası uyarınca asıl iĢverenin, alt iĢverenin iĢçilerinin
taleplerine karĢı alt iĢverenle beraber müteselsil sorumlu olabilmesi için daha önce
baĢka bir baĢlık altında iĢlediğimiz, alt iĢveren iliĢkisinin kurulabilmesi için gerekli
olan unsurların bulunması gerekir. Ancak bu Ģekilde geçerli bir asıl iĢveren-alt
iĢveren iliĢkisi kurulduktan sonra asıl iĢveren, alt iĢverenin iĢçilerine karĢı alt
iĢverenle birlikte sorumlu tutulacaktır195.
194
AYDEMĠR, s.124.
195
ġAHLANAN, Fevzi, Yeni ĠĢ Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna BakıĢı Sorunların
Değerlendirilmesi ve Çözümleri, Ġstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ĠĢ ve Sosyal Güvenlik
Hukuku AraĢtırma ve Uygulama Merkezi Ġle Türkiye ĠnĢaat Sanayicileri ĠĢveren Sendikası Arasında
06 Mayıs 2004 Tarihinde OrtaklaĢa Düzenlenen Toplantı Notları, Ġntes, Yayın No:10, Ankara
2004,s.47.
Her Ģeyden önce, asıl iĢverenin, “iĢveren” niteliğinde, yani, “iĢçi
çalıĢtıran” bir gerçek veya tüzel kiĢi olması gerekir196. Asıl iĢverenin bir fabrika
veya imalathane sahibi ya da anahtar teslimi iĢ yapan bir müteahhit inĢaat firması
olması da mümkündür. Ancak, anahtar teslimi bir iĢi ihale eden iĢ sahibinin, ihaleyi
alan iĢverenin iĢçilerinin ücret ve diğer haklarından sorumlu tutulması beklenemez.
Çünkü, ihale eden kiĢi, burada iĢçi çalıĢtırmamaktadır. Dolayısıyla iĢveren
konumunda değildir. Belki bu kiĢi, baĢka iĢlerinde iĢçi çalıĢtıran bir gerçek veya
tüzel kiĢi iĢveren olabilir. Ancak ihaleye verdiği iĢte iĢçi çalıĢtıran bir iĢveren
olmadığından ve bu durum nedeni ile de asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi
doğmadığından, bu iĢverenin iĢçilerinin haklarından sorumlu tutulamaz 197. Bu
konuyla ilgili olarak, Yargıtay, bir kararında aynı sonuca ulaĢmıĢtır198.
Ġkinci olarak; alt iĢverene verilen iĢin, asıl iĢverenin iĢyerinde yürütülen
mal veya hizmet üretimine iliĢkin yardımcı iĢte veya asıl iĢin bir bölümünde
196
DEMĠR, Mess, s.91; ĠNCĠROĞLU, s.38,39; HGK. 24.5.1995, E.1995/9-273, K.1995/548
( GÜNAY, 2004, s.276 ).
197
DEMĠR, ĠĢ Güvencesi, s.37-38.
198
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, asıl iĢi otomobil ve buna benzer araçlar üretimi olan iĢverenin,
binanın onarımını bir bütün olarak baĢka bir iĢverene yaptırması halinde, gördüğü iĢin niteliği
bakımından bağımsız ve ayrı bir iĢveren olan onarım iĢini üstlenen iĢverene bağlı iĢçilerin
geçirdikleri iĢ kazasından sorumlu tutulamayacağına hükmetmiĢti. ( 21.HD.,4.7.1995, E.1995/2660
K.1995/3844, Yargıtay Kararları Dergisi, Ekim 1995, s.1612-1614 ); aynı yönde Y.9.HD.,
10.9.1992, E. 1992/2463, K.1992/9734 ( Tekstil ĠĢveren Dergisi, Ocak-ġubat 1993, s.43 ); Y.9.HD.,
13.9.1994, E.1994/3429, K.1994/1465 ( Yargıtay Kararları Dergisi, ġubat 1995, s.224,225 );
Y.9.HD., 23.1.1995, E.1994/15267, K.1995/695 ( Çimento ĠĢveren Dergisi, Mart 1995, s.21 ).
iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iĢ olması
gerekir ( ĠĢ.Y.md.2/f.VI ). Bu tür iĢler dıĢında, mesela salça üretilen fabrika
binasının onarımı gibi iĢ üstlenen diğer bir iĢveren, alt iĢveren olarak
nitelenemeyeceğinden, burada diğer iĢverenin sorumluluğu olmayacaktır 199. Çünkü,
binanın onarımı iĢi, bu iĢyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine iliĢkin bir
yardımcı iĢ değildir. Yine, bir inĢaat yapım iĢinin anahtar teslimi Ģeklinde verilmesi
durumunda da iĢ sahibinin sorumluluğundan bahsetmek mümkün değildir200.
Burada da ne bir yardımcı iĢin ne de asıl iĢin bir bölümünün alt iĢverene verilmesi
sözkonusu olmadığından, birlikte sorumluluktan da söz edilemeyecektir. Buna
karĢın, büyük bir iĢ merkezinin yapılmasını, anahtar teslimi üzerine alan asıl
iĢverenin, iĢ merkezinin kaba inĢaatını bitirdikten sonra çatı, doğrama, elektrik, su,
kalorifer tesisatı, boya-badana ve çevre düzenlemesi gibi “asıl iĢi tamamlayıcı”
nitelikteki iĢleri, konusunda uzmanlaĢmıĢ alt iĢverene vermesi mümkündür201.
Buradaki “asıl iĢi tamamlayıcı” ifadesinden, asıl iĢin bir bölümü anlaĢılmalıdır.
Çünkü, anahtar teslimi Ģeklinde bir binanın yapımı asıl iĢ olarak kabul edildiğinde,
elektrik tesisatı, çatı yapılması gibi iĢler de bu binanın tamamlanması için olmazsa
olmaz iĢlerdendir. Bu niteliği ile de, bu iĢler asıl iĢe yardımcı iĢler değil, asıl iĢin bir
bölümü olan iĢlerdir
199
ÇELĠK, ĠĢ Hukuku, s.47.
200
Y.9.HD. 29.1.1996, E.1995/856, K.1996/897 ( GÜNAY, 2004, s.275 ).
201
DEMĠR, ĠĢ Güvencesi, s.38-39.
1475 sayılı Yasa'da, alt iĢverene verilecek iĢin niteliği hakkında bir
açıklık yoktu202. Bu Yasa'da, sadece, alt iĢverene verilecek iĢin “belirli bir iĢin bir
bölümünde veya eklentilerinde” olması gerektiği yönünde bir düzenleme
bulunmaktaydı. Bu konuda iki farklı görüĢ ortaya çıkmıĢtı. Bunlardan birine göre,
alt iĢverene verilecek iĢin, iĢyerinin üretim ve faaliyet kapsamında olması
gerekiyordu203. Diğer görüĢe göre ise, alt iĢverene verilecek iĢin, asıl iĢverene ait
iĢyeri ile ilgili olması yeterli kabul edilmeliydi204. Kanaatimize göre, eski
düzenleme de, 4857 sayılı Yasa'ya paraleldir. 4857 sayılı Yasa kadar ayrıntılı ve
açık düzenlenmiĢ olmamasına rağmen, “belirli bir iĢin bir bölümünde veya
eklentilerinde” kavramından anlaĢılması gereken, alt iĢverene verilecek iĢin,
iĢyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine iliĢkin olmasıdır. Burada belirtilen
“eklentilerinde” ifadesi ile anlatılmak istenen, iĢyerinin eklentileri değil, “belirli bir
iĢin eklentileri” dir. Bu nedenle, iĢyerinde üretilen mal veya hizmet üretimine iliĢkin
olmayan bir iĢin, diğer iĢverene verilmesi ile asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢki
doğmayacaktır. Nitekim Yargıtay bir kararında, “belirli bir iĢin bir bölümünde veya
202
ÇANKAYA / ÇĠL'e göre, 1475 sayılı Yasa'da asıl iĢ ve yardımcı iĢ Ģeklinde bir ayırım
olmaması nedeni ile, bu Yasa döneminde asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin kullanılması
yaygınlaĢmıĢtır
203
( ÇANKAYA / ÇĠL, s.15 ).
OĞUZMAN, Kemal, Hukuki Yönden ĠĢçi ĠĢveren ĠliĢkileri, C:1 Temel Bilgiler, Ankara 1986,
s.11; ġAHLANAN, Fevzi, Türk ĠĢ Hukukunda Alt ĠĢveren, ĠĢ Hukuku Dergisi, Temmuz-Eylül 1992,
326.
204
CANBOLAT, s.25,26.
eklentilerinde” ifadesini, asıl iĢin bir parçası olarak yorumlamıĢ ve buna göre
hüküm kurmuĢtur205.
Üçüncü koĢul ise; alt iĢveren iĢçilerinin sadece iĢ alınan iĢyerinde
çalıĢtırılmasıdır. ĠĢ Yasası‟nın md.2/VI. fıkrasında düzenlenen asıl iĢveren-alt
iĢveren iliĢkisinden doğan birlikte sorumluluk esasının uygulanmasında, diğer
unsurların yanında, eski Yasadaki esasa uygun olarak, bir iĢ yerinde iĢ alan alt
iĢverenin iĢçilerinin sadece206-207 bu iĢyerinde üstlendiği iĢte çalıĢtırmasının varlığı
aranacaktır208. Bu nedenle, iĢ merkezinin elektrik, su, kalorifer tesisatını döĢeyen,
badana ve boya iĢlerini yapan veya çevre düzenlemesinde çalıĢan alt iĢveren
iĢçilerinin “sadece” o iĢyerinde çalıĢan iĢçiler olmaları gerekir. Bunun gibi, bir
205
Yargıtay, 1475 sayılı Yasa dönemine ait olan bir uyuĢmazlık için verdiği bir kararında,
“...Dosya içerisinde bulunan 7.11.2001 tarihli sözleĢme ile Ali Kaya davalı TPAO sondaj
müdürlüğüne bağlı iĢyerlerindeki tüm sondaj kulelerinin bakım, onarım, montaj, demontaj, temizlik,
boyama vs. iĢlerini, bu sözleĢme hükümleri uyarınca yapmayı kabul etmiĢtir.....Davalı TPAO asıl iĢi
olan petrol arama ve çıkarma iĢi ile uğraĢırken asıl iĢinin bir parçası olan kulelerin bakım, onarım,
temizlik vs. iĢlerini de yapılan sözleĢme ile Ali Kaya'ya ihale yolu ile vermiĢtir. Yani 1475 sayılı
Kanun'un 1/son maddesi anlamında belirli bir iĢin bir bölümünde ve eklerinde iĢ almıĢtır...”
Ģeklindeki yorumu ile, bugünkü düzenlemeye paralel bir karar vermiĢtir ( Y.9.HD., 21.3.2005,
E.2004/20819, K.2005/9072, ÇANKAYA / ÇĠL, s.76 ).
206
“Sadece” sözcüğü eski yasal düzenlemesindeki “münhasıran” sözcüğünün yerini almıĢtır.
207
ġAHLANAN, Konferans, s.81; CANBOLAT'a göre, sadece iĢ alınan iĢyerinde iĢçi
çalıĢtırmanın söz konusu olmasında, alt iĢverenin bazı iĢçilerini o iĢyerinde çalıĢtırması müteselsil
sorumluluğun doğumu için yeterli olup, bu iĢverenin iĢ yaptığı baĢka iĢyerleri arasında diğer
iĢçilerini
değiĢtirerek
çalıĢtırması
bu
iĢyerindeki
(CANBOLAT,s.68.); aksi yönde SÜZEK, Konferans, s.67.
208
ÇELĠK, ĠĢ Hukuku, s.48.
sorumluluğunu
ortadan
kaldırmaz
tekstil fabrikasının iĢçi servislerinde, paketleme ve nakliye iĢlerinde, yemekhanede,
temizlik ve bahçe tanziminde çalıĢan alt iĢveren iĢçileri, sadece asıl iĢverenin
iĢyerinde çalıĢmalıdırlar. Ancak bu halde asıl iĢveren ve alt iĢveren iĢçilik
haklarından “birlikte sorumlu” olabilirler209. Bunun aksine, elektrik, su veya
kalorifer tesisatını döĢeyen alt iĢveren firmaların “kontrol mühendisleri” Ģayet her
gün bir baĢka iĢverene giderek, iĢçilerin döĢediği tesisatı denetliyorsa, “kontrol
mühendisleri” nin iĢçilik haklarından asıl iĢverenin de sorumlu tutulması
beklenemez. Aynı Ģekilde, iĢçi servisinde çalıĢan ve alt iĢverenin iĢçisi olan Ģoförün
sadece tekstil fabrikasına değil, baĢka fabrikalara da aynı gün veya baĢka günlerde
hizmet vermesi, onu asıl iĢverenin sorumluluğundan mahrum kılar210.
Yukarıdaki Ģartları taĢımasına rağmen, muvazaalı olarak kurulan asıl
iĢveren-alt iĢveren iliĢkilerinde ise birlikte sorumluluktan bahsedilemeyecektir. ĠĢ
Yasası'nın muvazaa saydığı ve Borçlar Yasası'na göre muvazaa olduğu tespit edilen
durumlarda, alt iĢveren iĢçisi direkt olarak asıl iĢverenin iĢçisi olarak iĢlem
209
DEMĠR, ĠĢ Güvencesi, s.40; Yargıtay bir kararında, “...davacı alt iĢveren iĢçisinin,
çalıĢmalarını münhasıran davalı iĢverene ait iĢyerine hasrettiği anlaĢıldığından 1475 sayılı Yasa'nın
1/son fıkrası gereğince dava konusu alacaklardan davalı iĢveren, dava dıĢı alt iĢveren ile birlikte
sorumludur...” Ģeklinde hüküm kurmuĢtur ( Y.9.HD., 12.4.2005, E.2004/16673, K.2005/12981,
ÇANKAYA / ÇĠL, s.73 ).
210
SÜZEK, Konferans, s.67; DEMĠR, ĠĢ Güvencesi, s.40.
göreceğinden,
sözkonusu
iĢçiler
tüm
iĢçilik
haklarını
asıl
iĢverenden
isteyebileceklerdir (ĠĢ.Y.md.2/f.VII),( BY.md.18 )211.
III- HUKUKĠ NĠTELĠĞĠ
ĠĢ Yasası, asıl iĢverenin, alt iĢverenin iĢçilerine karĢı alt iĢveren ile
birlikte sorumlu tutulacağını bildirmiĢ ancak, bunun ne tür bir sorumluluk olduğunu
belirtmemiĢtir.(ĠĢ.Y.md.2/f.VI)
ĠĢ Yasası alt iĢveren iĢçilerine, alacaklarını hem asıl iĢverenden hem de
kendi iĢverenleri olan alt iĢverenden isteyebilmeleri konusunda bir güvence
getirmektedir. Amaç, küçük sermaye sahibi olan alt iĢverenlerin iĢçilerine karĢı
sorumluluklarını yerine getiremez duruma düĢmeleri halinde, bunların emrindeki
iĢçileri korumaktır212.
Asıl iĢverenin, alt iĢverenin iĢçilerine karĢı sorumluluğunun, B.K. 50 ve
51 inci maddelerinde düzenlenen müteselsil ( zincirleme ) sorumluluk olduğu kabul
edilmektedir213. Bu tür sorumlulukta, bir borçtan sorumlu olan birden fazla kiĢi,
211
ġAHLANAN, Yeni ĠĢ Yasası, s.28.
212
ġAKAR, s.51.
213
SÜZEK, s.14; ġAKAR, s.51-52; MOLLAMAHMUTOĞLU, s.144; CANBOLAT, s.70;
borcun tamamından ve aynı derecede sorumludurlar214. Örneğin, alt iĢveren iĢçileri,
alt iĢverenin ödemekten kaçındığı ücretlerini veya iĢ kazasından doğan tazminat
alacaklarını asıl iĢverenden isteyebilirler215. Asıl iĢveren, alt iĢverenle aralarındaki
sözleĢme gereğince, alt iĢverene yapması gereken ödemelerini yaptığını ileri sürerek
sorumluluktan kurtulma Ģansına sahip değildir216. Alt iĢveren iĢçisi, asıl iĢveren ve
alt iĢverenin birlikte sorumlu olduğu haklarını, bu iĢverenlerden ayrı ayrı veya
birlikte isteyebilir217.
Müteselsil sorumluluk, iĢçinin haklarını talep etme noktasında, diğer
borç iliĢkileri ile karĢılaĢtırıldığında, iĢçiye, iĢverenler karĢısında güçlü ve
ayrıcalıklı bir durum sağlar. Buna göre iĢçi, müteselsil sorumluluk kapsamındaki
taleplerini talep ederken seçim hakkını kullanır. Bunu yaparken, açacağı davayı,
ELBĠR, s.9; ÜNSAL, s.541; ESENER, Turhan, ĠĢ Hukuku, B.3, Ankara 1978, s.70.
214
AKINTÜRK, Turgut, Müteselsil Borçluluk, Ankara 1971, s.35; EREN, Fikret, Borçlar
Hukuku Genel Hükümler, C:I, 6. Bası, Ġstanbul 1998, s.803; OĞUZMAN/ÖZ, s.809; ġAKAR,
s.52,
215
SÜZEK, s.165.
216
ġAKAR, s.52.
217
ÇELĠK, Seminer, s.166; EYRENCĠ/TAġKENT/ULUCAN, s.38; AKI, Erol, Ferdi ĠĢ
ĠliĢkisinin Kurulması ve ĠĢin Düzenlenmesi, Yargıtay‟ın ĠĢ Hukukuna ĠliĢkin 1998 Kararlarının
Değerlendirilmesi, Mess Yayını, Ġstanbul 2000, s.336; aynı yönde MOLLAMAHMUTOĞLU,
s.144; Yargıtay bir kararında, öncelikle kendi iĢvereni olan alt iĢverene dava açan ve bu davayı
kazanan alt iĢveren iĢçisinin, aynı hakları baĢka bir dava ile asıl iĢverenden de istemesini uygun
bulmuĢtur. Davacının mükerrer yararlanıp yararlanmadığı hususunun, bu kararların infazı sırasında
değerlendirilmesi gerektiğini hükme bağlamıĢtır
K.2004/11266, ÇANKAYA / ÇĠL, s.102,103 ).
( Y.9.HD., 11.5.2004, E.2003/16658,
ekonomik olarak güçlü olan iĢverene ( genellikle bu asıl iĢveren olacaktır )
yöneltmesi uygun olacaktır. Bunun yanında, sözkonusu uyuĢmazlıkla ilgili ispat
vasıtaları hangi iĢverene yönelttiği zaman daha kuvvetli olacaksa, o iĢverene dava
açılması tabiki daha uygun olacaktır218.
ĠĢçinin talep ettiği haklar, asıl iĢveren veya alt iĢveren tarafından
ödenmesi
ile
sona
erer.
Yine,
bu
iĢverenler
tarafından
kısmi
ödeme
gerçekleĢtirildiği takdirde, o kısım için iĢverenlerin sorumluluğu sona erecek, geride
kalan kısım için sorumluluk devam edecektir.
Alt iĢverenin, bir iĢçinin iĢçilik hakkını yerine getirmeyerek temerrüde
düĢmesi halinde, asıl iĢverenin de sorumlu olduğu bu haktan dolayı ayrıca
temerrüde düĢürülmesine gerek yoktur. Müteselsil sorumluluğun bir gereği olarak,
alt iĢverenin temerrüde düĢmesi ile birlikte asıl iĢveren de temerrüde düĢmüĢ
olacaktır219.
IV- KAPSAMI
1 - 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Yasası Açısından Sorumluluğun
Kapsamı
218
219
EREN, s.811.
ALPAGUT, Konferans, s.58.
4857 sayılı ĠĢ Yasası'nda, asıl iĢverenin alt iĢveren ile birlikte
sorumluluğunun kapsamı belirtilmiĢtir. Bundan baĢka 506 sayılı Sosyal Sigortalar
Yasası'nda da, birlikte sorumlulukla ve sorumluluğun kapsamı ile ilgili bir hüküm
bulunmaktadır. Buna göre, “Sigortalılılar üçüncü kiĢinin aracılığı ile iĢe girmiĢ ve
bununla sözleĢme yapmıĢ olsalar bile bu Kanun'un iĢverene yüklediği ödevlerden
dolayı, aracı olan kiĢi ile birlikte asıl iĢveren de sorumludur” ( SSY.md.87/f.I ).
Sosyal Sigortalar Yasası'nda belirtilen “aracı” kavramı, bazı hallerde alt
iĢveren kavramı ile aynı anlamı taĢımasına rağmen bazı hallerde ise bu kavramdan
farklı bir anlam taĢıyabilmektedir. Ancak, Sosyal Sigortalar Yasası'nın bu
hükmünün düzenlenirken sigortalılık esası dikkate alınırken, ĠĢ Yasası'nda birlikte
sorumluluk esasına göre düzenleme yapılmıĢtır. Bu bağlamda, Sosyal Sigortalar
Yasası'nın kapsamı, ĠĢ Yasası'nın kapsamından çok daha geniĢtir.
Asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi kurulduğunda, asıl iĢveren kavramı
mutlaka Sosyal Sigortalar Yasası kapsamında değerlendirilmelidir. Çünkü ĠĢ Yasası
çerçevesinde asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin kurulduğu her durum, Sosyal
Sigortalar Yasası'nda düzenlenen hükmün kapsamından değerlendirilebilirken,
Sosyal Sigortalar çerçevesinde kurulan bir iĢ iliĢkisi her zaman ĠĢ Yasası
kapsamında değerlendirilemeyebilir.
Sosyal Sigortalar Yasası tarafından getirilen bu hükümle, Sosyal
Sigortalar Kurumunun prim alacağı ve üçüncü kiĢinin aracılığı ile iĢe gören
sigortalıların haklarını korunmaya çalıĢılmaktadır. Asıl iĢverenin, aracı ile birlikte
sorumlu olduğu bazı yükümlülükler, iĢçilerinden prim kesilmesi ve Sosyal
Sigortalar Kurumu'na zamanında yatırılması, aylı sigorta primleri bildirgesi ile dört
aylık sigorta primleri bordrolarının verilmesi, gerekli kağıt ve defterlerin tutulması,
iĢçi sağlığı ve iĢ güvenliği ile ilgili önlemlerin alınması gibi ödevlerdir220.
Asıl
iĢverenin
buradaki
birlikte
sorumluluğu,
sadece
hukuki
yöndendir221, cezai sorumluluğu kapsamaz222. Mesela; süresi içinde Sosyal
sigortalar Kurumuna bildirim yapılmamıĢ olmasından kaynaklanan para cezası, asıl
iĢveren için söz konusu değildir223. Aksi halde, bu tür uygulama, ceza hukukunun
“cezaların kiĢiselliği” (Ģahsiliği) ilkesine aykırı olurdu224. Ayrıca, asıl iĢverenin
sorumluluğu, aracının sorumluluğu ile sınırlıdır. Mesela; aracının kasıtlı olarak
çalıĢanlarının primini gerçekten fazla göstermesi sonucunda doğacak borçtan,
220
221
TUNCAY, A. Can, Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri, 10. Bası, Ġstanbul 2002, s.208.
DEMĠR, ĠĢ Güvencesi, s.32.
222
ġAKAR, s.52.,aynı görüĢte; SÜZEK, s.166-167; CANBOLAT, Talat, ĠĢ ve Sosyal Güvelik
Hukukunda Alt ĠĢveren Kavramı, ĠĢ Hukuku Dergisi, Nisan-Haziran 1992, s.219.
223
SÜMER, s.21; Yargıtay bir kararında, süresinde sigorta prim bildirgesi vermeyen ve hakkında
idari para cezası kararı veilmiĢ olan alt iĢverenin Sosyal Sigortalar Kurumuna olan bu borcundan
dolayı, ihale makamı olan asıl iĢverenin sorumlu olmadığına karar verilmiĢtir ( Y.10.HD., 14.9.1998,
E.1998/5238, K.1998/5445, Yargıtay Kararları Dergisi, ġubat 1999, s.197 ).
224
DEMĠR, ĠĢ Güvencesi, s.32; ĠNCĠROĞLU, s.36,37.
aracının gerçekte sorumlu olduğu miktar kadar sorumludur. Asıl iĢveren, bunun
üzerinde kalan borçlardan sorumlu değildir225.
2 - 4857 Sayılı Yasa Açısından Sorumluluğun Kapsamı
4857 sayılı ĠĢ Yasası'nın 2/VI. maddesinde “...Bu iliĢkide asıl iĢveren, alt
iĢverenin iĢçilerine karĢı o iĢyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iĢ sözleĢmesinden
veya alt iĢverenin taraf olduğu toplu iĢ sözleĢmesinden doğan yükümlülüklerinden
alt iĢveren ile birlikte sorumludur.” denilmektedir ( ĠĢ.Y.md.2/f.VI ). Görüldüğü
üzere, birlikte sorumluluk, maddede 3 ( üç ) baĢlık altında zikredilmektedir. Bunlar
“ĠĢ Yasası'ndan”, “ĠĢ SözleĢmesinden” ve “Alt ĠĢverenin Taraf Olduğu Toplu ĠĢ
SözleĢmesinden” doğan yükümlülüklerdir. Buna göre, alt iĢverenin iĢçisi ĠĢ
Yasasından, alt iĢveren ile arasındaki iĢ sözleĢmesinden ve alt iĢverenin taraf olduğu
toplu iĢ sözleĢmesinden kaynaklanan haklarını her iki iĢverenden de ayrı ayrı veya
birlikte isteyebilecektir226.
a) ĠĢ Yasası'ndan Doğan Yükümlülükler
ĠĢ Yasası'ndan doğan yükümlülükler dediğimiz zaman ilk akla gelen iĢçi
hakları; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücretleri, hafta tatili ücretleri,
ulusal bayram tatili ücretleri, yol yardımı, ikramiye, prim, iĢ güvencesi hükümleri
225
226
TUNCAY, Sosyal Güvenlik, s.208.
SÜZEK, s.164; ġAHLANAN, Yeni ĠĢ Yasası, s.27; EKMEKÇĠ, Seminer, s.67; ÇANKAYA
/ ÇĠL, s.29.
uyarınca doğan tazminatlar ve yıllık izin ücretleridir227. Alt iĢveren iĢçilerinin hak
kazandığı bu gibi hakların alt iĢveren tarafından yerine getirilmemesi halinde, iĢçiler
bu haklarını her iki iĢverenden de talep etme hakkına sahiptirler.
Bazı hallerde, iĢçinin ĠĢ Yasası'ndan doğan bir hakkı bulunmakla birlikte,
bunu sadece kendi iĢvereninden isteyebileceği durumlar da olabilir. 4857 sayılı
Yasa'nın 18 vd. maddelerinde düzenlenen iĢ güvencesi hükümleri buna örnek olarak
verilebilir. ĠĢ güvencesi hükümleri uyarınca iĢe iade davası açan alt iĢveren
iĢçisinin, bu talebi mahkeme tarafından kabul gördüğü takdirde, bu iĢçiyi iĢe iade
alma yükümlülüğü alt iĢverene aittir. Bu yükümlülükten asıl iĢverenin de, alt
iĢveren ile birlikte sorumlu olması mümkün değildir. Ancak, alt iĢveren tarafından
mahkeme kararı doğrultusunda verilen iĢe iade kararı uygulanmaması sebebi ile,
yine iĢ güvencesi hükümleri arasında düzenlenen, iĢçiye ödenmesi gereken
tazminatlar ve ücretlerden asıl iĢveren de alt iĢveren ile birlikte sorumlu olacaktır228.
ĠĢ Yasası'ndan doğan yükümlülükler kavramı, gerçekten geniĢ bir
kavramdır. ĠĢ Yasası'nda bulunan birçok hüküm diğer yasaları da ilgilendirdiğinden,
bu yasalardan doğan haklar da, ĠĢ Yasası'ndan doğan yükümlülükler kavramı
227
ÇANKAYA / ÇĠL, s.29.
228
Y.9.HD., 12.10.2005, E.2005/27556, K.2005/33221; Y.9.HD., 5.10.2005, E.2005/29174,
K.2005/32481;
Y.9.HD.,
15.9.2005,
E.2005/26212,
K.2005/30041;
Y.9.HD.,
4.7.2005,
E.2005/18377, K.2005/23621; Y.9.HD., 15.3.2005, E.2005/4783, K.2005/8577 ( ÇANKAYA /
ÇĠL, s.57,58,59,67,68,77 ).
içerisinde yorumlanmaktadır. Bu nedenle, asıl iĢverenin sorumluluğunun kapsamı
da geniĢtir. Mesela; 2821 sayılı Sendikalar Yasası'nda düzenlenen sendikal
tazminata hak kazanan alt iĢveren iĢçisi, bu hakkını asıl iĢverenden talep edebilecek
midir?
4857
sayılı
Yasa'nın
5.
maddesinde,
iĢverenin
eĢit
davranma
yükümlülüğünden bahsedilmektedir. Bu yükümlülüğe aykırı hareket edilmesi
halinde ise, iĢveren bazı yaptırımlara tabi olmaktadır. Bunlardan biri de, sendikal
tazminattır. ĠĢte bu gibi nedenlerle, baĢta 2821 sayılı Yasa'da düzenlenen sendikal
tazminattan asıl iĢverenin sorumlu olmayacağı gibi bir düĢünce belirse de, ĠĢ
Yasası'nın, bu Yasa'ya yaptığı atıf nedeni ile, asıl iĢveren bu tazminattan da, alt
iĢveren ile birlikte sorumlu olacaktır. Nitekim bu husus Yargıtay'ın önüne bir
uyuĢmazlık olarak gelmiĢ ve bu uyuĢmazlık, asıl iĢverenin sendikal tazminattan
sorumlu olacağı yönünde karara bağlanmıĢtır229.
b) ĠĢ SözleĢmesinden Doğan Yükümlülükler
4857 sayılı ĠĢ Yasası'nın 8/I. maddesinde “ĠĢ sözleĢmesi bir tarafın ( iĢçi )
devamlı olarak iĢ görmeyi, diğer tarafın ( iĢveren ) da ücret ödemeyi üstlenmesinden
oluĢan sözleĢmedir. ĠĢ sözleĢmesi, Kanunda aksi belirtilmedikçe özel bir Ģekle tabi
değildir.” hükmü yer almaktadır ( ĠĢ.Y.md.8/f.I ). Madde metninden anlaĢılacağı
229
Y.9.HD., 27.12004, E.2003/15922, K.2004/5455 ( ÇANKAYA / ÇĠL, s.29 ).
üzere, iĢ sözleĢmesinin temel esaslarından biri, iĢçiye ödenecek ücretin
belirlenmesidir. Bu sözleĢme ile belirlenen ücret yükümlülüğünden dolayı asıl
iĢveren ve alt iĢveren birlikte sorumludur. Yine burada da, alt iĢveren iĢçisi bu
hakkını her iki iĢverenden de isteme hakkına sahiptir. ĠĢ sözleĢmesinden doğan iĢçi
hakları ücretle sınırlı değildir. Bunun yanında, sözleĢme ile belirlenmiĢ yakacak
yardımı, giyim yardımı, kira yardımı gibi yükümlülüklerden de asıl iĢveren alt
iĢveren ile birlikte sorumlu olacaktır.
c) Alt ĠĢverenin Taraf Olduğu Toplu ĠĢ SözleĢmesinden Doğan
Yükümlülükler
4857 sayılı Yasa ile, alt iĢverenin taraf olduğu toplu iĢ sözleĢmelerinden
doğan yükümlülüklerden de asıl iĢverenin alt iĢveren ile birlikte sorumlu tutulması
esası benimsenmiĢtir. Buna göre, alt iĢverenin taraf olduğu toplu iĢ sözleĢmesi ile
alt iĢveren iĢçisine tanınmıĢ haklardan her iki iĢveren de sorumlu olacaktır. Mesela;
toplu iĢ sözleĢmesi ile, fesih bildirim süreleri uzatılmıĢtır. Alt iĢveren, bu toplu iĢ
sözleĢmesinden yararlanan bir iĢçisinin iĢ sözleĢmesini bildirim sürelerine iliĢkin
ücreti peĢin ödeyerek feshederken eksik ödeme yaptığı takdirde, iĢçi bu eksik
ödemeyi her iki iĢverenden de talep edebilecektir.
Burada dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise, birlikte sorumluluk
kapsamında bulunan toplu iĢ sözleĢmesinin, alt iĢveren ( ya da yetkili iĢveren
sendikası ) ve yetkili iĢçi sendikası arasında yapılmıĢ olmasıdır. Aksine, asıl
iĢverenin taraf olduğu bir toplu iĢ sözleĢmesinden alt iĢveren iĢçilerinin
yararlanması mümkün değildir230. Çünkü asıl iĢveren ile alt iĢverenin iĢyerleri
hukuken iki farklı iĢyeridir231. Ancak bu konu hakkında Yargıtay, eski yıllarda
farklı düĢünmekteydi232. Yargıtay'ın bu kararı doktrin tarafından da eleĢtirilmiĢti233.
230
Y.HGK.,6.6.2000,
E.2001/9-711,
K.2001/820;
Y.9.HD.,
25.3.2004,
E.2003/16528,
K.2004/5827 ( ÇANKAYA / ÇĠL, s.33,47,108 ); farklı görüĢteki ġEN'e göre 94 nolu ILO
sözleĢmesinde nasıl ki kamu makamları tarafından ihale ile yaptırılan belirli iĢlerde aynı ya da
benzer bir iĢteki toplu iĢ sözleĢmesi ihale sözleĢmesinin eki sayılıyorsa, toplu iĢ sözleĢmesi
imzalandıktan sonra iĢin alt iĢverene verilmesi durumunda, asıl iĢyerindeki toplu sözleĢme de, alt
iĢveren sözleĢmesinin zorunlu eki sayılmalıdır. Toplu iĢ sözleĢmesi yapılmadan önce iĢin bir bölümü
ya da iĢyerinin eklentisinde yapılan iĢler alt iĢverene verilmiĢ ise, asıl iĢyerinde yetki aĢamasından
itibaren alt iĢveren iĢyeri de asıl iĢyeriyle birlikte değerlendirilmeli, böylece alt iĢverenin de toplu iĢ
sözleĢmesiyle bağlı olması sağlanmalıdır ( ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.118,119 ).
231
GÜNAY, Konferans, s.28; ÇELĠK, Ekonomi'ye Armağan, 169 vd.; ÇENBERCĠ, s.148-151;
REĠSOĞLU, Seza, “Aynı ĠĢyerinde Birden Çok ĠĢverenin ĠĢçilerinin Birlikte ÇalıĢmasından Doğan
Hukuki Sorunlar”, Tühis, Kasım 1990, s.7; ELBĠR, s.8; CANBOLAT, 86; ULUCAN, 230-232;
TUNCAY, Can, “Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ĠliĢkisi”, KĠPLAS, Y:6, S:24, Ocak 1991, s.9,10; Ayrıca
GÜNAY göre, asıl iĢveren tarafından, kendisinin taraf olduğu toplu iĢ sözleĢmesinden alt iĢverenin
iĢçilerinin yararlandırılması halinde, bu iĢçilerin artık asıl iĢverenin iĢçileri olarak kabul edilmesi
gerekir ( GÜNAY, Konferans, s.33 ); aksi görüĢteki ġEN'e göre, “Sendikalar Yasasında alt iĢveren
konusunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği için, kollektif iĢ hukuku açısından alt iĢveren
sorununu kollektif iĢ hukukunun kendi mantığı, iç tutarlılığı içinde ele almak gerekmektedir. Bu
durumda, alt iĢveren iĢyerinin ĠĢ Yasası'na göre ayrı bir iĢyeri olarak, Sendikalar Yasası'na göre ise
asıl iĢyeriyle birlikte bir bütün olarak değerlendirilmesinin günümüzde karĢılaĢılan sorunların
çözümü açısından uygun bir yol olacağını düĢünmekteyiz ( ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.118,119 ).
232
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu' nun 1985 ve 1987 tarihinde verdiği kararlarda, asıl iĢverenin
taraf olduğu bir toplu iĢ sözleĢmesinden alt iĢveren iĢçilerinin de yararlanabileceğine hükmedilmiĢtir
( Y.HGK., 18.12.1985, E.1985/9-737, K.1985/1108, ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.122; Y.HGK., 4.11.1987,
E.1987/9-166, K.1987/815, ÇANKAYA / ÇĠL, s.33, dn.40 ). Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun
1985 tarihli kararı özetle, “Davalı taĢeronun yaptığı iĢ ve kullandığı iĢyerinin tamamen diğer
davalı/asıl iĢverene ait iĢyerinin ve iĢyerlerinin bir bölümü ve eklentisi niteliğinde bulunduğu
anlaĢılmaktadır. Bu durumda ĠĢ Yasasının 1. maddesi uyarınca davadan asıl iĢverenin birlikte
sorumlu tutulması gerekir...TĠS'in taĢeron iĢyerini kapsamadığı yolundaki karar da hatalıdır”
Ģeklindedir ( ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.122 ); Yargıtay'ın 1986 tarihli benzer bir kararı ise özetle, “Davacı
taĢeron iĢçisidir ve asıl iĢyerinde TĠS imzalandıktan sonra taraf sendikaya üye olmuĢtur. Davacının
çalıĢtığı iĢyeri de, yer itibari ile yararlanmak istenilen TĠS kapsamındadır. TĠS'den yararlanma
hukukumuzda bağlılık ilkesine dayandırılmıĢtır, bağlılık iĢkesi de üyelik ile gerçekleĢir. ĠĢverenin
değiĢmesi TĠS'den yararlanmayı engellemez. Bu sözleĢmeye bağlılık ilkesi dıĢında, sorumluluk
yönünden ĠĢ Yasası'nın 1/son fıkrasındaki hükmü deaynı doğrultudaki görüĢü pekiĢtirecek
niteliktedir. Bütün bunların sonucu olarak davacının üyeliğinin iĢverene bildirildiği tarihten itibaren
TĠS'den yararlanması gerekir. “ Ģeklindedir ( Y.9.HD., 20.11.1986, E.1986/9508, K.1986/10485,
TÜRK-Ġġ Dergisi, Mayıs 1994, s.24 );
233
EKONOMĠ'ye göre, Yargıtay, öncelikle toplu iĢ sözleĢmesinin tarafları yönünden hataya
düĢmüĢtür. ĠĢçinin alt iĢverenin iĢçisi kabul edildiği halde, salt sözleĢmeye taraf olan iĢçi sendikasına
üye olmakla, kendi iĢvereninin taraf teĢkil etmediği bir toplu iĢ sözleĢmesinden yararlanması
öngörülmekte ve bu “bağlılık ilkesine” dayandırılmaktadır. Toplu iĢ sözleĢmesi, bu sözleĢmeye taraf
olan kiĢilerle, onların üyelerini ve çalıĢtırdığı kimseleri bağlar. Asıl iĢveren ile yapılmıĢ olan bir
toplu iĢ sözleĢmesinde, sadece ona iĢ sözleĢmesi ile bağlı olan kendi iĢçileri hakkında uygulanabilir.
Alt iĢverenin iĢçileri ile asıl iĢveren arasında bir hizmet sözlemesi olmadığı için, bu iĢçilerin toplu iĢ
sözleĢmesinden yararlanabilmesi mümkün değildir ( EKONOMĠ, Tekstil ĠĢveren, s.5 );
AYDINLI'ya göre, “Hem Ferdi ĠĢ Hukuku hem de Toplu ĠĢ Hukuku düzenlemelerinde, iĢveren ve
ona hizmet aktiyle bağlı olarak çalıĢan iĢçilerin hak ve yükümlülükleri, her iĢçi iĢveren iliĢkisinde
ayrı ayrı ele alınır. Yani Yasa'da açıkça belirtilmedikçe ( 1475.s.ĠĢ.Y.md.1/5 fıkrasında olduğu gibi )
hiçbir iĢveren kendine hizmet akti ile bağlı olmayan iĢçinin haklarından sorumlu değildir. Bu da özel
hukukun nispiliği ilkesinden kaynaklanırç Aynı ilke toplu iĢ iliĢkilerinde de vardır. ĠĢçisi olmayan
bir iĢçinin sırf kendi iĢyerinde çalıĢması dolayısıyla orada yapılacak toplu iĢ sözleĢmesinden
yararlanacağı anlamına gelmez. Çünkü; toplu iĢ sözleĢmesinden sadece o iĢyerinin iĢverenine bağlı
iĢçiler yararlanabilir ( AYDINLI, Ġbrahim, Türk ĠĢ Hukukunda ĠĢyeri ve ĠĢletme Kavramları, Ankara
2001, s.125 ); EYRENCĠ'ye göre, “Gerçekten, ülkemizde toplu iĢ iliĢkilerini düzenleyen 2821 ve
2822 sayılı Yasalardaki esaslar dikkate alındığında, bir toplu iĢ sözleĢmesinin kiĢiler bakımından
uygulama alanına, sözleĢmeye taraf iĢveren sendikasına üye olan veya sendika üyesi olmayan
iĢveren ile onun sözleĢmeye taraf iĢçi sendikasına üye olan iĢçileri girer. AbĢka bir anlatımla,
iĢyerinde çalıĢan iĢçi toplu iĢ sözleĢmesinin tarafı iĢverene hizmet akdi ile bağlı olmalıdır. Asıl
Bu eleĢtiriler doğrultusunda, Yargıtay zaman içerisinde bu görüĢünü değiĢtirmiĢ ve
asıl iĢverenin taraf olduğu toplu iĢ sözleĢmelerinden alt iĢveren iĢçilerinin
yararlanamayacağını kabul etmiĢ ve bu karar Yargıtay'ın istikrar kazanmıĢ
görüĢlerinden olmuĢtur234.
Burada tartıĢma yaratabilecek ve uygulamada bazı problemler ortaya
çıkarabilecek bir durum da asıl iĢverenin, alt iĢverenin taraf olduğu toplu iĢ
sözleĢmesinden doğan yükümlülüklerden alt iĢverenin iĢçilerine karĢı birlikte
sorumlu olmasıdır. Düzenleme her ne kadar iĢçi haklarını korumaya yönelik olsa da
iĢverenin iĢçisi olmayan alt iĢverenin iĢçileri için bu bağ mevcut olmadığından, bu iĢçiler taraf
sendikaya üye olsalar ve yararlanma talebinde bulunsalar dahi, asıl iĢverenin taraf olduğu bir toplu iĢ
sözleĢmesinden yararlanmaları mümkün değildir. Ancak, sendika koĢulları varsa alt iĢverenle bir
toplu iĢ sözleĢmesi yapabilir ve alt iĢverenin iĢçileri taraf sendikaya üye olarak veya dayanıĢma
aidatı ödeyerek bu sözleĢmeden yararlanabilirler ( EYRENCĠ, Öner, Toplu ĠĢ ĠliĢkileri Açısından
Yargıtayın 2001 Yılı Kararlarının Değerlendirilmesi, Yargıtayın ĠĢ Hukukuna ĠliĢkin Kararlarının
Değerlendirilmesi 2001, Ankara 2003, s.182,183 ); CANBOLAT, s.106; ELBĠR, s.11; GÜNAY,
Cevdet Ġlhan, Toplu ĠĢ SözleĢmesi Grev ve Lokavt Hukuku, Ankara 1999, s.295.
234
Y.HGK., 14.11.2001, E.2001/9-711, K.2002/820; Y.9.HD. 23.9.1996, E.1996/16162,
K.1996/17617 ( GÜNAY, 2004, 277-285 ); Y.9.HD., 5.4.1996, E.1995/34095, K.1996/2188 (
EKONOMĠ, Münir, Yargıtay‟ın ĠĢ Hukukuna ĠliĢkin 1996 Yılı Emsal Kararları, Ankara 1998,
s.43,44 ); Y.HGK.,6.6.2000, E.2001/9-711, K.2001/820; Y.9.HD., 25.3.2004, E.2003/16528,
K.2004/5827 ( ÇANKAYA / ÇĠL, s.33,47,108 ); Y.9.HD., 11.3.1996, E.1996/2554, K.1996/4851 (
ÇELĠK, Nuri, Alt ĠĢveren ĠĢçilerinin Asıl ĠĢverenle Yapılan Toplu ĠĢ SözleĢmesinden
Yararlanamayacağı Konusundaki Yargıtay Kararı, Prof. Dr. Kenan Tunçomağ'a Armağan, Ġstanbul
1997, s.71 ); Y.9.HD., 29.4.1997, E.1996/3762, K.1997/7742 ( ĠĢveren Dergisi, TĠSK, Temmuz
1997, s.15 ); Y.9.HD., 18.6.1997, E.1997/8568, K.1997/12193; Y.9.HD., 18.11.1997, E.1997/16673,
K.1997/19164 ( EKONOMĠ, Münir, Yargıtay‟ın ĠĢ Hukukuna ĠliĢkin 1997 Yılı Emsal Kararları,
Ankara 2000, s.10-16 );
aynı görüĢte ÖZDEMĠR, Burhan, Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ĠliĢkisi ve
Yargıtayın Konu Hakkındaki Yeni Kararı, Çimento ĠĢveren Dergisi, Mart 1997, s.27,28.
asıl iĢveren açısından ağır sonuçlar doğurabilecektir. ġöyle ki, alt iĢveren her nasıl
olmuĢsa her iki iĢverene de çok ağır borçlar yüklemiĢ bir toplu iĢ sözleĢmesi
imzalamıĢsa asıl iĢveren de büyük borçlar altına girebilecektir. Özellikle değinmek
istediğimiz konu, alt iĢverenin kasıtlı olarak asıl iĢvereni zarara uğratmak saikiyle
hareket ettiği durumlarda asıl iĢvereni koruyan bir düzenlemenin bulunmamasıdır.
Bu düzenlemenin neler getireceği uygulamada daha iyi görülecektir.
d) Birlikte Sorumluluğun Bazı Sınırları
Birlikte sorumluluğun kapsamı, ilk olarak, alt iĢverenin iĢçileri ile ilgili
olarak sadece o iĢyerinde ve orada çalıĢtıkları süre ile sınırlıdır235. Asıl iĢverenin alt
235
EYRENCĠ/TAġKENT/ULUCAN, s.38; TAġKENT, Alt iĢveren, s.366; GÜNAY, 2004,
s.272; ĠNCĠROĞLU, s.36; UÇUM, s.24; DĠSK/Genel-ĠĢ Eğitim Yayınları, s.8; Yargıtay bir
kararında, “...Davacı iĢçi, alt iĢverenin görevlendirmesi üzerine bir asıl iĢverene ait iĢyerinden
alınmıĢ ve baĢka bir asıl iĢveren nezdinde çalıĢmaya baĢlamıĢtır. Bu nedenle davalı Polat ĠnĢaat A.ġ.
sadece kendi iĢyerinde geçen çalıĢmalar sebebiyle doğan iĢçilik haklarından sorumlu tutulmalıdır.
Davacının kıdem tazminatı ve izin alacağına hak kazanabilmesi için gereken bir yıllık çalıĢma Ģartı,
bu iĢyeri bakımından gerçekleĢmemiĢtir. 1475 sayılı ĠĢ Kanununda asıl iĢveren ile alt iĢverenin
birlikte sorumluluğuna gidilebilmesi için “o iĢyeri ile ilgili” bir yükümlülüğün doğmuĢ olması
gerekir. Bu nedenle, davalı Polat ĠnĢaat A.ġ.'nin kıdem tazminatları ile izin alacağından sorumlu
tutulması hatalı olmuĢtur...” Ģeklinde hüküm kurmuĢtur ( Y.9.HD., 15.2.2005, E.2004/10569,
K.2005/4336, ÇANKAYA / ÇĠL, s.80 ). 1475 sayılı Yasa dönemine ait olan bir uyuĢmazlık
hakkında verilen bu karar, 4857 sayılı Yasa açısından da geçerlidir. Gerçekten, 4857 sayılı Yasa'nın
2/VII. maddesinde de “o iĢyeri ile ilgili olarak” ifadesi aynen yer almaktadır.
iĢveren ile birlikte sorumluluğu, iĢin alt iĢverene verildiği tarihten itibaren
baĢlayacaktır236. Aynı Ģekilde, alt iĢveren o iĢyerindeki iĢini bitirmesi veya herhangi
bir Ģekilde ayrılması halinde sorumluluk kendiliğinden sona ermiĢ olacaktır. Asıl
iĢverenin alt iĢverenin iĢçilerine karĢı Yasanın öngördüğü Ģekildeki birlikte
sorumluluğu, süre yönünden, asıl iĢverenden iĢ alan alt iĢverenin iĢe baĢlama tarihi
ile bitirme ( ya da bırakma ) tarihi arasındaki zaman ile sınırlıdır 237. Ayrıca, alt
DEMĠR, s.15; ÜNSAL, s.541; aynı yöndeki bir Yargıtay kararında, “...Davacı dava
dilekçesinde, davalılardan Mensoy ınĢaat Sanayi Ticaret Limited Ģirketinde 1 Ağustos 1994 tarihinde
iĢe baĢladığını ve 4 Aralık 1998 tarihinde sözleĢmesini feshettiğini ve bu nedenle taĢaron olarak yol
yapımını üstlenen Mensoy Ģirketi ile yol ihalesini alan Nurol Ģirketinden müĢtereken ve müteselsilen
kıdem tazminatı ile izin ücreti ve 1998 yıllarına ait ekim ve kasım ayı ücretlerinin tahsiline karar
verilmesini istemiĢtir...Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı iĢçinin 1994 yılı Ağustos ayından
4.12.1998 tarihine kadar Mensoy Limited Ģirketinde çalıĢtığı ve bu firmanın 24 Haziran 1996 tarihli
sözleĢme ile otoyol inĢaatının beton iĢlerinin yapımını Nurol firmasından taĢaron sıfatı ile almıĢ olduğu
ve davacının ise ekim ve kasım 1998 aylarına iliĢkin ücretlerinin ödenmeyiĢi nedeni ile iĢ akdini sona
erdirdiği anlaĢılmaktadır. 1475 sayılı ĠĢ Kanununun birinci maddesinin son fıkrasında; "bir iĢverenden
belirli bir iĢin bir bölümünde veya eklentilerinde iĢ alan ve iĢçilerini münhasıran o iĢyerinde ve
eklentiklerinde çalıĢtıran diğer bir iĢverenin kendi iĢçilerine karĢı o iĢyeri ile ilgili ve bu kanundan veya
hizmet akdinden doğan yüklemlerinden asıl iĢverende birlikte sorumludur." denilmektedir. Bu madde
hükmünden hareket edildiği takdirde Nurol A.ġ.nin sorumluluğu "o iĢyeri tabirinden de" anlaĢılacağı
Ģekilde Mensoy A.ġ.ne iĢin verildiği tarihten itibaren baĢlar. Daha önceleri için her iki Ģirket arasında
bir bağlantı bulunmadığından bu Ģirketi tüm hizmet süresi için sorumlu tutmak mümkün değildir.”
Ģeklinde hüküm kurmuĢtur ( Y.9.HD., 22.2.2001, E.2000/19790, K.2001/3151, ĠĢveren Dergisi, TĠSK,
Mayıs 2001, s.16-17 ).
237
MOLLAMAHMUTOĞLU, s.144; ARSEVEN, Faik, Yeni ĠĢ Kanununun Getirdiği BaĢlıca
236
Yeniliklerin Değerlendirilmesi, Mercek Dergisi, Nisan 2004, s.23; Yargıtay bir kararında,
31.12.2001 tarihinde davalı Ģirketler arasında asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi sona ermiĢ olduğundan,
bu tarihten sonra davacı iĢçinin doğan alacaklarından, asıl iĢverenin alt iĢveren ile birlikte sorumlu
tutulamayacağına karar vermiĢtir ( Y.9.HD., 19.7.2005, E.2005/22035, K.2005/26438, ÇANKAYA /
ÇĠL, s.64,65 ); aynı yöndeki baĢka bir Yargıtay kararında, davacı alt iĢveren iĢçisinin iĢ sözleĢmesi,
asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin son bulmasından sonra feshedilmesi nedeni ile, asıl iĢveren
aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiĢtir ( Y.9.HD., 17.2.2005, E.2005/3257, K.2005/4494,
ÇANKAYA / ÇĠL, s.79 )
iĢverenin daha önce ve devamlı olarak çalıĢtırdığı iĢçiler de bu sorumluluğun
kapsamı dıĢındadırlar.
Asıl iĢverenin birlikte sorumluluğunun diğer bir sınırı ise, alt iĢverenin
kendi iĢçilerine karĢı sorumluluğunun kapsamıdır238. Alt iĢverenin iĢçileri, asıl
iĢverenden ancak kendi iĢverenleri olan alt iĢverenden isteyebileceği hakları
isteyebilecektir. Bunun dıĢına çıkarak, alt iĢverenin sorumluluğunun dıĢındaki bir
hak talebi asıl iĢveren açısından da geçerli olmayacaktır.
3 - 4857 Sayılı ĠĢ Yasası Ġle 1475 Sayılı ĠĢ Yasası'nın KarĢılaĢtırılması
4857 sayılı Yasa ile asıl iĢverenin sorumluluğu geniĢletilmiĢ ve eski
düzenlemeden farklı olarak, alt iĢverenin taraf olduğu toplu iĢ sözleĢmelerinden
238
Y.HGK., 14.11.2001, E.2001/9-711, K.2002/820; Y.9.HD., 29.4.1997, E.1997/3762,
K.1997/7742 ( GÜNAY, 2004, s.277-284 ); Y.HGK.,6.6.2000 E.2001/9-711, K.2001/820 (
ÇANKAYA / ÇĠL, s.47 );Y.9.HD., 5.4.1996, E.1995/34095, K.1996/2188 ( EKONOMĠ, s.43,44 );
MOLLAMAHMUTOĞLU, s.144; GÜNAY, Konferans, s.32; ÇANKAYA, Osman Güven, “Türk
ĠĢ Hukukunda Alt ĠĢveren Kavramı”, Uygulamada Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ĠliĢkilerinden Doğan
Bazı Sorunlar, Aydın Özkula'a Armağan, Kamu-ĠĢ Yayını, 2002, s.23; Yargıtay bir kararında,
“...davacının alt iĢverenin iĢçisi olması halinde asıl iĢveren durumundaki davalı iĢverenin taraf
oldupu TĠS'den yararlanamaz. Bütün bunlardan ve kıdem tazminatından aslında alt iĢverenin
sorumlu tutulması kuraldır. Asıl iĢverenin sorumluluğu ise, alt iĢverenin sorumlu olduğu miktar ile
sınırlıdır. Bu durumda taĢeron kıdem tazminatından hangi miktarda sorumlu ise davalının da o
miktar ile sınırlı sorumluluğu kabul edilmelidir.” Ģeklinde hüküm kurmuĢtur ( Y.9.HD., 11.5.1998,
E.1998/582, K.1998/8740, ĠĢveren Dergisi, S:10, TĠSK, Temmuz 1998 ).
doğan yükümlülüklerden de asıl iĢveren alt iĢveren ile birlikte sorumlu tutulması
esası benimsenmiĢtir239.
1475 sayılı ĠĢ Yasası'nın 2/V. maddesinde birlikte sorumluluk “Bir
iĢverenden belirli bir iĢin bir bölümünde veya eklentilerinde iĢ alan ve iĢçilerini
münhasıran o iĢyerinde ve eklentilerinde çalıĢtıran diğer bir iĢverenin kendi
iĢçilerine karĢı o iĢyeri ile ilgili ve bu kanundan veya hizmet akdinden doğan
yüklemlerinden asıl iĢveren de birlikte sorumludur.” Ģeklinde belirtilmiĢti (
E.ĠĢ.Y.md.2/V ). Görüldüğü üzere, sorumluluğun kapsamı iki ana unsurdan
oluĢmaktadır. Bunlar ĠĢ Yasası'ndan doğan yükümlülükler ve iĢ sözleĢmesinden
doğan yükümlülüklerdir.
1475 sayılı ĠĢ Yasası'nı yürürlükten kaldırarak bu Yasa'nın yerine
yürürlüğe giren 4857 sayılı ĠĢ Yasası'nın 2/VI. maddesinde ise “...Bu iliĢkide asıl
iĢveren, alt iĢverenin iĢçilerine karĢı o iĢyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iĢ
sözleĢmesinden veya alt iĢverenin taraf olduğu toplu iĢ sözleĢmesinden doğan
yükümlülüklerinden alt iĢveren ile birlikte sorumludur.” denilmek sureti ile, eski
Yasa'dan farklı olarak alt iĢverenin taraf olduğu toplu iĢ sözleĢmelerinin de birlikte
239
MOLLAMAHMUTOĞLU, s.144; DEMĠR, Mess, s.90; KUTAY, Rıfat, “ĠnĢaat Firmaları
Açısından Alt ĠĢveren Uygulamaları ve Sorunlar”, Yeni ĠĢ Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna BakıĢı
Sorunların Değerlendirilmesi ve Çözümleri, Ġstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ĠĢ ve Sosyal
Güvenlik Hukuku AraĢtırma ve Uygulama Merkezi Ġle Türkiye ĠnĢaat Sanayicileri ĠĢveren Sendikası
Arasında 06 Mayıs 2004 Tarihinde OrtaklaĢa Düzenlenen Toplantı Notları, Ġntes, Yayın No:10,
Ankara 2004,s.36; ÇANKAYA / ÇĠL, s.32; ERDĠNER, s.8.
sorumluluk kapsamı içine alındığı görülmektedir ( ĠĢ.Y.md.2/VI )240. Burada
getirilen değiĢikliğin uygulamaya nasıl yansıyacağı Yargıtay kararları ile
belirlenecektir.
1475 sayılı Yasa döneminde, Yargıtay tarafından, asıl iĢverenin, alt
iĢverenin taraf olduğu toplu iĢ sözleĢmesinden sorumlu olacağı yönünde kararlar
verilmiĢtir241. 1996 tarihli bir Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında da, alt
iĢverenin taraf olduğu toplu iĢ sözleĢmesinden doğan iĢçi haklarından asıl iĢverenin
de sorumlu olduğu kabul edilerek, bugünkü düzenlemeye paralel bir karar
verilmiĢtir242. Bu nedenle, 4857 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemenin uygulamada
herhangi bir değiĢiklik yapmayacağı açıktır. Bu durum, 4857 sayılı Yasa ile
getirilen “alt iĢverenin taraf olduğu toplu iĢ sözleĢmesinden doğan iĢçi haklarından
asıl iĢveren ve alt iĢverenin birlikte sorumlu olduğu” hususundaki düzenlemenin,
Yargıtay'ın bu konudaki içtihadı doğrultusunda yapıldığına iĢarettir243. Yargıtay'ın
240
CANBOLAT'a göre, eski düzenleme zamanında da, alt iĢverenin kendi iĢçileri ile arasında
yaptığı toplu iĢ sözleĢmesine dayanan iĢçi taleplerinden asıl iĢveren de sorumlu idi ( CANBOLAT,
Talat, Alt ĠĢveren Kavramı ve Uygulama Sorunları, Ġstanbul Barosu ÇalıĢma Hukuku Komisyonu
Bülten, C:1, S:2, Haziran 1997, s.32 ).
241
Y.9.HD., 11.3.1996, E.1996/2554, K.1996/4851 ( Yargıtay Kararları Dergisi, Eylül 1996,
1414-1415 ); Y.9.HD., 17.1.1996, E.1995/2398, K.1996/174 ( Tekstil ĠĢveren Dergisi, Aralık 1996,
s.20 ); Y.9.HD., 23.6.1996, E.1996/16162, K.1996/17617 ( Tekstil ĠĢveren Dergisi, ġubat 1997, s.14
).
242
Y.HGK., 7.2.1996, E.1995/9-901, K.1996/44 ( ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.107, dn.149 )
243
MOLLAMAHMUTOĞLU, s.147.
bu yöndeki kararları, her zaman belirtilen alt iĢverenin iĢçilerinin korunması
ilkesine uygun olmuĢtur244.
§ 8 - ASIL ĠġVEREN-ALT ĠġVEREN ĠLĠġKĠSĠNDE MUVAZAA
I - GENEL OLARAK
Muvazaa, genel olarak, sözleĢmeyi yapan tarafların üçüncü kiĢileri
aldatmak amacıyla ve gerçek iradelerini uymayan, aralarında hüküm ve sonuç
meydana getirmeyen Ģekilde yaptıkları sözleĢmelerin tabi olduğu bir yaptırımdır.
Muvazaada, mutlaka tarafların üçüncü kiĢileri aldatma ve görünüĢte yaptıkları
sözleĢmenin kendileri arasında bir hüküm doğurmayacağı hususlarında anlaĢmıĢ
olmaları gerekir. Buradaki aldatma kavramından anlaĢılması gereken, tarafların
aralarında yaptıkları sözleĢme ile üçüncü kiĢileri yanıltmaya yönelik niyetleridir 245.
4857 sayılı ĠĢ Yasası‟nda asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi tekrar
düzenlenmiĢ ve muvazaa olgusu gibi bazı esaslı noktalarda önemli değiĢiklikler
yapılmıĢtır. Yargıtay kararları doğrultusunda muvazaayı yaratan durumlar ve iĢ
hayatında ortaya çıkan uyuĢmazlıklar tespit edilmiĢ, bu konuda daha ayrıntılı bir
244
Asıl ĠĢverenle Yapılan Toplu ĠĢ SözleĢmesinde Alt ĠĢveren ĠĢçilerinin Yararlanıp
Yararlamayacaklarına ĠliĢkin Yargıtay Kararlarının GeliĢimi, Prof. Dr. Nusret Ekin'e Armağan,
Tühis Yayını, Yayın No:38, Ankara 2000, s.787.
245
Y.HGK.,6.6.200 E.2001/9-711, K.2001/820 ( ÇANKAYA / ÇĠL, s.46,47 ).
düzenlemeye gidilerek246 bazı durumlarda bu iliĢkinin kurulamayacağı hükme
bağlanmıĢtır247. Yukarıda bahsedildiği üzere, muvazaa esaslı olarak Borçlar
Yasası'nda düzenlenmiĢtir. Ancak, asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin kurulması ile
meydana gelen bazı sıkıntılar, muvazaa olgusunun somut örneklerinin ĠĢ Yasası'nda
düzenlenmesine neden olmuĢtur.
Muvazaa olgusunu hakimin re'sen gözetmek zorundadır. Tarafların böyle
bir iddiada bulunmalarına gerek yoktur248. Asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi ile ilgili
olarak önüne bir uyuĢmazlık gelen hakim, öncelikle bu iliĢkide muvazaa olup
olmadığı hususunu açıklığa kavuĢturmalıdır. Zira, alt iĢveren iĢçisinin asıl
iĢverenden iĢçi haklarına iliĢkin talepte bulunduğu bir durumda, asıl iĢveren ile alt
iĢveren arasındaki iliĢkinin muvazaalı olması, çok farklı sonuçlara yol açacaktır.
II - Ġġ YASASI AÇISINDAN MUVAZAA
246
TĠSK, 4857 sayılı ĠĢ Kanunu ve Gerekçesi, s.101; Bu konuda kazuistik, meseleci bir yöntemin
benimsenmesi yerinde olmamıĢtır. Burada da, diğer Yasalardaki gibi soyut bir düzenleme yapılarak,
ayrıntıların yargının yorumuna bırakılması daha doğru olacaktı ( CENTEL, Konferans, s.53 ); aksi
yönde SÜZEK'e göre, Yasada muvazaalı hallerin belirtilmesi olumludur. Bunların Yasada
belirtilmesi önleyici nitelik taĢıyacaktır. Bu hükümleri Anayasal hükümleri gözönüne alarak
yorumladığımızda, sözleĢme, çalıĢma özgürlüğüne yönelik kaygılar da giderilmiĢ olacaktır (
SÜZEK, Konferans, s.71 ).
247
GÜNAY, Konferans, s.25.
248
GÜNAY, 2004, s. 283; Yargıtay bir kararında, “
( Y.9.HD., 16.10.1995, E.1997/10874,
K.1997/31656, GÜNAY, 2004, s. 284 ); ÇANKAYA / ÇĠL, s.36.
4857 sayılı Yasa'nın 2/VII. maddesine göre “Asıl iĢverenin iĢçilerinin alt
iĢveren tarafından iĢe alınarak çalıĢtırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları
kısıtlanamaz veya daha önce o iĢyerinde çalıĢtırılan kimse ile alt iĢveren iliĢkisi
kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl iĢveren alt iĢveren iliĢkisinin muvazaalı
iĢleme dayandığı kabul edilerek249 alt iĢverenin iĢçileri baĢlangıçtan itibaren asıl
iĢverenin iĢçisi sayılarak iĢlem görürler. ĠĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik
nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢler dıĢında asıl iĢ bölünerek alt iĢverenlere
verilemez.” ( ĠĢ.Y.md.2/f.VII ).
1980'li yıllardan sonra, ekonomik Ģartların etkisiyle, alt iĢverene verilen
iĢlerin sayısında önemli artıĢlar olduğunu daha önce belirtmiĢtik250. Bu artıĢın bir
sonucu olarak, iĢçilerin bireysel ve kollektif haklarının sınırlandırılması, bu hakların
kullanılamaz hale getirilmesi olayları yoğunlaĢmakla birlikte, bu durum yargıya
intikal eden uyuĢmazlıklarla da doğrulanmıĢtır. Yargıtay'ın tespitlerinde, muvazaalı
iĢlemlerin belirli ölçütlerle açıkça ortaya konulması ve hukuki sonuçları önemli bir
fren oluĢturmuĢsa da; Yargıtay'ın görüĢleri esas alınarak asıl iĢveren-alt iĢveren
249
Burada kullanılan “muvazaalı iĢleme dayandığı kabul edilerek” ifadesi Bilim Komisyonu
tarafından önerilen bir ifade değildir. Bilim Komisyonu burada “muvazaalı iĢlem kanıtlandığında”
ifadesini kullanmıĢ ve TBMM 'ne bu Ģekilde metin teklif edilmiĢtir ( SÜZEK, Konferans, s.44 ).
250
Bkz.s.5.
iliĢkisinin kötüye kullanılmasına fırsat yaratmamak üzere konunun madde
hükümleri arasına alınarak düzenlenmesi uygun görülmüĢtür251.
Ġlk olarak Yasa'nın muvazaalı olarak kabul ettiği bir iliĢki, asıl iĢverenin
iĢçilerinin alt iĢveren tarafından çalıĢtırılmaya devam ettirilmesi suretiyle haklarının
kısıtlanmasıdır ( ĠĢ.K.m.2/VII ). Burada önemli olan husus, alt iĢveren tarafından
çalıĢtırılan, asıl iĢverenin eski iĢçisinin haklarının kısıtlanıp kısıtlanmadığıdır.
Yoksa, baĢlı baĢına asıl iĢverenin iĢçilerinin alt iĢveren tarafından iĢe alınarak
çalıĢtırılması muvazaalı bir durum olarak gösterilmemiĢtir. Bu nedenle, hakları
herhangi bir Ģekilde kısıtlanmamıĢ bir asıl iĢverenin iĢçisinin alt iĢveren tarafından
iĢe alınarak çalıĢtırılmasında herhangi bir sakınca yoktur252. Yasakoyucu, bu
251
DĠSK/Genel-ĠĢ Eğitim Yayınları, s.9.
252
Aksi yöndeki bir Yargıtay kararında “...Dosya içeriğine göre, davacının dahili davalı iĢçisi
olarak çalıĢırken iĢ sözleĢmesinin 15.01.2004 tarihinde ihbar ve kıdem tazminatları ödenerek
feshedildiği, 16.01.2004 tarihinde davalı ve dahili davalı arasında taĢıma iĢi konusunda sözleĢme
imzalandığı, dahili davalı Ģirketin asıl iĢinin de taĢıma iĢi olduğu, davacının bu kez 16.01.2004
tarihinde taĢıma iĢini ihale ile alan davalının iĢçisi olarak çalıĢmaya aynı yerde devam ettiği ve iĢ
sözleĢmesinin davalı Ģirketçe 01.11.2004 tarihinde ihbar tazminatı ödenerek feshedildiği
anlaĢılmaktadır. Belirtmek gerekir ki, 4857 sayılı ĠĢ Kanununun 2/son maddesi uyarınca “asıl
iĢverenin iĢçilerinin alt iĢveren tarafından iĢe alınarak çalıĢtırılmaya devam ettirilmesi suretiyle
hakları kısıtlanamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl iĢveren alt iĢveren iliĢkisinin muvazaalı iĢleme
dayandığı kabul edilerek alt iĢverenin iĢçileri baĢlangıçtan itibaren asıl iĢverenin iĢçisi sayılarak
iĢlem görürler. ĠĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iĢler dıĢında
asıl iĢ bölünerek alt iĢverenlere verilemez.” Somut olayda davacı, dahili davalı Arkas UlaĢtırma A.ġ.
iĢçisi olarak çalıĢırken, iĢ sözleĢmesi feshedilmiĢ ve adı geçen Ģirket, asıl iĢi olan taĢıma iĢini bölerek
alt iĢveren diğer davalı Kara Nakliyat Ģirketine vermiĢ bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen hükmün
ihlal edildiği açıktır....” Ģeklinde hüküm kurulmuĢtur ( Y.9.HD., 12.12.2005, E.2005/36137,
hükümle, daha önce asıl iĢverenin iĢçisi olarak çalıĢan bir iĢçinin almıĢ olduğu ücret
miktarından kesinti yapmak suretiyle alt iĢveren tarafından iĢe alınarak
çalıĢtırılmasının önüne geçmek istemiĢ ve bir muvazaa örneği olan bu durumu
açıkça belirterek yaptırıma bağlamıĢtır253.
Yasa'nın ilgili maddesinde belirtilen diğer bir muvazaalı durum ise, asıl
iĢveren tarafından daha önce çalıĢtırılan iĢçi ile asıl iĢveren arasında asıl iĢveren-alt
iĢveren iliĢkisinin kurulamayacağı hususudur ( ĠĢ.Y.md.2/f.VII ).
Buna örnek
olarak, iplik üretimine yönelmiĢ bir iĢyerinde iplik boyama bölümünden sorumlu
olarak çalıĢan bir iĢçi ile asıl iĢveren arasında asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi
kurulmak sureti ile bu sorumlu iĢçinin iĢyerinin aynı bölümünde çalıĢmalarına
devam etmesi verilebilir. Gerçekten de uygulamada görülen diğer bir muvazaa
yöntemi budur ve Yasakoyucu bu hüküm ile, daha önce asıl iĢverenin iĢyerinde
çalıĢan iĢçinin o iĢyerinden ayrılarak kendi sağladığı iĢçilerle o iĢi yürütmek sureti
ile o iĢyerinde sendikasız ve ucuz iĢçi çalıĢtırılmasının önüne geçmek istemiĢtir254.
K.2005/39139, ÇANKAYA / ÇĠL, s.48-5 ).
253
TAġKENT, Alt iĢveren, s.365.
254
TAġKENT' e göre, buradaki amaç, iĢçilerin hak kaybına uğramamaları için kötüye
kullanımların önüne geçmektir. Bir hak kaybı olmadığı takdirde, o iĢyerinde 2-3 sene önce çalıĢmıĢ
bir iĢçi ile asıl iĢveren arasında asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin kurulmasını engellemek doğru
değildir. Burada önemli olan ortada muvazaalı bir iliĢkinin olup olmadığı ve bir hak kaybının
yaĢanıp yaĢanmadığıdır ( TAġKENT, Alt iĢveren, s.365 ); aksi görüĢte, AKYĠĞĠT, Ercan, ĠĢ
Hukuku, 3. Bası, Ankara 2003, s.70.
Yukarıda belirtilen ve ĠĢ Yasası tarafından muvazaalı olduğu kabul
edilen durumları Usul Hukuku açısından bir yasal karine olarak kabul etmek
gerekir255. Bu karinenin her zaman aksini isbat etmek mümkündür.
Muvazaa ile ilgili bu hükümlerin Yasa'da yer almasının sebebi, geçmiĢte
görülen ve sendikal örgütlenmeyi engelemeyi amaçlayan giriĢimlerdir. Mesela; bir
iĢveren, iĢyerindeki sendikal örgütlenmeyi engellemek amacı ile, kendi iĢçilerini bir
alt iĢverenin aracılığı ile çalıĢtırmaya devam ediyor. Bir ay önce kendi çalıĢtırdığı
iĢçilerini, bir ay sonra alt iĢveren çalıĢtırıyor. ĠĢte burada, Yasa'nın engellemeye
çalıĢtığı bir durum vardır. Aksi takdirde, iyiniyetli ve ihtiyaçlara cevap veren bir
giriĢimi Yasa'nın engellemeye çalıĢması mümkün değildir256. Ancak, sözkonusu
düzenlemelerin bazı sorunları da beraberinde getireceği açıktır. ĠĢ Yasaları'nın genel
ilkesi olan iĢçinin korunması esası çerçevesinde yapılacak yorumlar neticesinde,
özellikle iĢverenlerin aleyhine durumlar ortaya çıkabilecektir. Mesela, iĢyerinde
yüzlerce iĢçi çalıĢtıran ve sık aralıklarla, asıl iĢinin bir bölümünü veya yardımcı
iĢlerini alt iĢverenlere gördüren bir asıl iĢverenin, iĢ verdiği alt iĢverenlerin
iĢçilerinin daha önce kendi iĢçisi olarak çalıĢıp çalıĢmadığını tespit edebilmesi
neredeyse
255
imkansızdır.
ĠĢte
bu
gibi
hallerde,
Yasa
olumsuz
sonuçlar
SÜZEK, Konferans, s.44; ġAHLANAN, Konferans, s.50,51; DEMĠRCĠOĞLU / CENTEL,
s.52; EYRENCĠ / TAġKENT / ULUCAN, s.38; aksi yönde ÇANKAYA / ÇĠL, s.24; EYRENCĠ,
s.22.
256
ġAHLANAN, Konferans, s.50.
doğurabilecektir257. Bunun aksine iĢçi aleyhine de bazı sonuçlar ortaya çıkabilir.
Mesela; asıl iĢveren tarafından, içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılardan dolayı
bazı yardımcı iĢleri alt iĢverenlere verme, kendi iĢçilerinden birkaçının da iĢ
sözleĢmelerini feshetme iĢlemi yapılmak istendiğinde, asıl iĢverenin iĢçisi olarak
çalıĢan ancak iĢ sözleĢmeleri feshedilecek olan iĢçiler, hak kısıtlamasını kabul
etseler dahi, yardımcı iĢlerin verileceği alt iĢverenlerin iĢçisi olarak çalıĢmaları
muvazaa olgusunu ortaya çıkaracaktır. Alt iĢverenin iĢçisi olarak daha düĢük ücretle
dahi olsa çalıĢmayı kabul eden iĢçinin aleyhine bir durum ortaya çıkacaktır.
Sözkonusu düzenleme, 1475 sayılı ĠĢ Yasası'nın yürürlükte olduğu
dönemdeki düzenleme ile karĢılaĢtırıldığında, aslında yapılan değiĢikliğin eski
düzenleme karĢısında çok farklı yorumlanacağını söylemek mümkün değildir. Eski
düzenleme zamanında da, Yargıtay önüne gelen uyuĢmazlıklarda muvazaa
olgusunu, bugünkü düzenleme ile paralel bir Ģekilde değerlendiriyordu. Bu nedenle,
yeni düzenlemenin yargı kararlarında önemli bir değiĢiklik yapmayacağı
düĢünülmektedir.
III - BORÇLAR YASASI AÇISINDAN MUVAZAA
4857 sayılı Yasada belirtilen bu muvazaalı halleri sınırlı bir Ģekilde
düĢünmemek gerekir. Asıl iĢveren ile diğer iĢveren arasında kurulmuĢ olan iliĢki
257
ÇANKAYA / ÇĠL, s.25.
genel hükümlere göre her zaman değerlendirilecek ve gerek görüldüğü hallerde de,
bu iliĢkinin muvazaalı kurulduğu sonucuna varılabilecektir.258 Bu durumda da, diğer
iĢveren tarafından çalıĢırılan iĢçiler asıl iĢverenin iĢçileri kabul edilecektir259.
818 sayılı Borçlar Yasası'nın “Akitlerin Tefsiri Muvazaa” baĢlıklı 18.
maddesinin 1. fıkrasında “Bir akdin Ģekil ve Ģartlarını tayininde, iki tarafın gerek
sehven gerek akitteki hakiki maksatlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere ve
isimlere bakılmıyarak, onların hakiki ve müĢterek maksatlarını aramak lazımdır.”
hükmü getirilmiĢtir ( BY.md.18/I ). Asıl iĢveren de, bazı yükümlülüklerden
kaçınmak için, bu türden sözleĢmelere taraf olabilir. Bunları sınırlı bir Ģekilde
saymak mümkün değildir. Madde kapsamında olan her türlü sözleĢme, burada
belirtilen yaptırıma tabi olacaktır. Ancak, asıl iĢvereni muvazaalı sözleĢme yapmaya
götüren baĢlıca nedenlerden bahsetmek uygun olacaktır.
Özürlü iĢçi çalıĢtırma zorunluluğu, 4857 Sayılı ĠĢ Yasamızın 30.
maddesinde “Özürlü, eski hükümlü ve terör mağduru çalıĢtırma zorunluluğu”
baĢlığı altında düzenlenmiĢtir. Buna göre, özürlü çalıĢtırma zorunluluğunu doğuran
Ģart, bir iĢverenin 50 veya daha fazla iĢçinin çalıĢtığı bir iĢyerine sahip olmasıdır.
Böyle bir iĢyerine sahip olan iĢveren, ĠĢ Yasası uyarınca belli oranlarda özürlü iĢçi
258
ÇANKAYA / ÇĠL, s.26.
259
ÖZVERĠ, s.397.
çalıĢtırmak zorundadır260. ĠĢte burada belirtilen 50 iĢçi çalıĢtırma Ģartının her iĢveren
için ayrı ayrı gerçekleĢmesi gerekir. Çünkü asıl iĢveren ile alt iĢveren birbirinden
bağımsız iki farklı iĢverendir261. Asıl iĢveren kendi iĢçi çalıĢtırarak iĢi yapmak
yerine, bu iĢi alt iĢverene vererek ve kendi iĢçi sayısını artırmayarak, burada
belirtilen yükümlülükten kaçabilmektedir262. Bu amaçla kurulacak asıl iĢveren-alt
iĢveren iliĢkisi, muvazaalı olması nedeni ile geçerli olmayacaktır263.
Toplu
iĢçi
çıkarma,
4857
sayılı
Yasa'nın
29.
maddesinde
düzenlenmiĢtir. Buna göre, “ ĠĢveren; ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri
iĢletme, iĢyeri veya iĢin gerekleri sonucu toplu iĢçi çıkarmak istediğinde, bunu en az
otuz gün önceden bir yazı ile, iĢyeri sendika temsilcilerine, ilgili bölge müdürlüğüne
ve Türkiye ĠĢ Kurumuna bildirir.
ĠĢyerinde çalıĢan iĢçi sayısı:
a. 20 ile 100 iĢçi arasında ise, en az 10 iĢçinin,
b. 101 ile 300 iĢçi arasında ise, en az yüzde on oranında iĢçinin,
c. 301 ve daha fazla ise, en az 30 iĢçinin,
260
AYDIN, Nahit Gürhan, 4857 Sayılı Yeni ĠĢ Kanunu'nda Özürlü ĠĢçi ÇalıĢtırma Zorunluluğu,
DüĢünsel Dergisi, Zihinsel Özürlüler Federasyonu Yayın Organı, Y:4, S:12, Mart 2005, s.16.
261
Bkz.s.
262
ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.103.
263
GÜNAY, Konferans, s.28.
iĢine 17. madde uyarınca ve bir aylık süre içinde aynı tarihte veya farklı
tarihlerde son verilmesi toplu iĢçi çıkarma sayılır.” Maddenin devamında, toplu iĢçi
çıkaracak iĢveren için birtakım yükümlülükler öngörülmektedir. Burada belirtilen
yükümlülüklerin iĢveren açısından geçerli olabilmesi için, iĢverenin yine yukarıda
belirtilen iĢçi sayısı ile ilgili düzenlemelerin kapsamında bulunması gerekir. ĠĢte,
bir iĢveren, burada belirtilen yükümlülüklerden kaçınmak için, iĢi kendi iĢçileri ile
değil de, alt iĢverenin iĢçileri ile gerçekleĢtiriyorsa, asıl iĢveren ile alt iĢveren
arasında yapılan sözleĢme muvazaalı bir sözleĢmedir.
ĠĢ güvencesi hükümleri, 4857 sayılı Yasa'nın 18 vd. maddelerinde
düzenlenmiĢtir. 4857 sayılı ĠĢ Yasası'nın “Feshin geçerli sebebe dayandırılması”
baĢlıklı 18. maddesinde “Otuz veya daha fazla iĢçi çalıĢtıran iĢyerlerinde en az altı
aylık kıdemi olan iĢçinin belirsiz süreli iĢ sözleĢmesini fesheden iĢveren, iĢçinin
yeterliliğinden veya davranıĢlarından ya da iĢletmenin, iĢyerinin veya iĢin
gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.” Ģeklindeki
düzenleme ile iĢverenlerin bazı Ģartların varlığı halinde keyfi iĢten çıkarma halleri
sınırlandırılmıĢtır
(
ĠĢ.Y.md.18/I
).
Görüldüğü
üzere,
bu
düzenlemenin
uygulanabilmesi için, ilgili iĢyerinde en az 30 iĢçinin çalıĢması gerekmektedir. 30
iĢçinin hesaplanmasında, asıl iĢveren ve alt iĢveren ayrı ayrı değerlendirilecektir.
Çünkü asıl iĢveren ile alt iĢveren birbirinden bağımsız iki farklı iĢverendir 264. Asıl
264
Bkz.s.
iĢveren burada da, iĢ güvencesi hükümlerinden kaçınmak amacıyla, iĢi alt iĢverene
yaptırarak 30'dan az iĢçi çalıĢtırıyorsa, asıl iĢveren ile alt iĢveren arasında yapılan
sözleĢme muvazaalı bir sözleĢmedir.
ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kurulu, 4857 sayılı Yasa'nın 80. maddesinde
düzenlenmiĢtir. Bu maddede, ĠĢ Yasası'na göre sanayiden sayılan, devamlı olarak en
az elli iĢçi çalıĢtıran ve altı aydan fazla sürekli iĢlerin yapıldığı iĢyerlerinde, her
iĢverenin ayrı bir ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kurulu kurmakla yükümlü olduğu
belirtilmektedir. Buradaki asgari iĢçi sayısı, bu Kurulun kurulması için gerekli olan
en önemli Ģartlardan biridir. ĠĢçi sayısı 50 'den az olduğu takdirde, iĢverenin bu
maddede
belirtilen
yükümlülüğünden
bahsedilemeyecektir.
ĠĢveren,
bu
yükümlülüğünden kaçınmak amacıyla, iĢçi sayısını 50'nin altında tutmak isteyebilir.
Bu amaçla, alt iĢveren ile yaptığı sözleĢme de muvazaalı olduğundan geçerli
olamayacaktır.
Tesis yapma mükellefiyeti, 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğünün TeĢkilat ve Görevleri Hakkında Yasa'nın 26. maddesinde
düzenlenmiĢtir. Buna göre, “Memur ve iĢçi sayısı 500'den fazla olan kuruluĢlar ve
fabrikalar, öncelikle kendi personeline beden eğitimi ve spor yaptırmak için ilgili
yönetmeliğinde belirtilecek esaslara göre spor tesisleri yapmaya ve antrenör
tutmaya mecburdurlar.” Burada bizim için önemli olan, asıl iĢvereni tesis yapma
konusunda yükümlülüğe götüren 500'den fazla iĢçi ve memur sayısıdır. Bu sayıda
iĢçi veya memur olmaması durumunda, bu yükümlülükten bahsedilemeyecektir.
Gerçekten, burada belirtilen yükümlülükler, iĢverenler açısından ağır mali yükler
getirmektedir. ĠĢveren bu mali yüklerden kaçınmak isteyebilir. Bunun için de, bazı
iĢleri alt iĢverene yaptırarak, toplam iĢçi ve memur sayısını 500'den az tutmaya
çalıĢabilir. ĠĢverenin bu amaçla yapacağı, asıl iĢveren-alt iĢveren sözleĢmesi de
muvazaalı olacak, alt iĢverenin iĢçileri asıl iĢverenin iĢçisi gibi iĢlem görecektir.
Oda ve yurt açma yükümlülüğü, 4857 sayılı Yasa'nın 88. maddesine
dayanılarak çıkarılan “Gebe veya Emziren Kadınların ÇalıĢtırılma ġartlarıyla
Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik” in 15. maddesinde
düzenlenmiĢtir. Buna göre, “YaĢları ve medeni halleri ne olursa olsun 100-150
kadın iĢçi çalıĢtırılan iĢyerlerinde, bir yaĢından küçük çocukların bırakılması ve
bakılması ve emziren iĢçilerin çocukarını emzirmeleri için iĢveren tarafından,
çalıĢma yerlerinden ayrı ve iĢyerine en çok 250 metre uzaklıkta bir emzirme
odasının
kurulması
zorunludur.”
Burada
da,
iĢveren
tarafından
bu
yükümlülüklerden kaçınmak amacıyla ve iĢ alt iĢverene verilmek suretiyle bir asıl
iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi kurulmuĢsa, bu iliĢkiyi kuran sözleĢme muvazaalı
olduğundan geçerli olduğu söylenemeyecektir.
Yine söylemek gerekir ki, yukarıda bahsedilen muvazaalı durum yaratılabilecek
hususlar sınırlı değil aksine çok geniĢtir. Ayrıca, burada belirtilen durumların da her
zaman muvazaalı olduğunu sözlemek mümkün olmayacaktır. Bu nedenle, her somut
olayda ayrı ayrı değerlendirme yapmak ve tarafların asıl iĢveren- alt iĢveren iliĢkini
kurma noktasındaki niyetleri gözetilmelidir. Yargıtay, kararlarında muvazaa
olgusunu araĢtırırken, asıl iĢveren ile alt iĢveren arasında yapılan istisna, nakliye
gibi sözleĢmelerin gerçek olup olmadığını araĢtırır ve bunu yaparken de ihale
dosyalarını ister, sözleĢme eklerini inceler ve bunlara göre sonuca ulaĢır 265. Yine,
asıl iĢverenin, alt iĢveren iĢçisi üzerindeki talimat verme, iĢten çıkarma gibi yetkileri
de, muvazaanın tespitinde önemlidir. Çünkü, alt iĢverenin iĢçisi üzerindeki talimat
verme266, iĢe alma, iĢten çıkarma yetkileri alt iĢverenindir. Bu yetkilerin asıl iĢveren
tarafından kullanılması, muvazaanın kuvvetli delillerindendir267.
265
GÜNAY, Konferans, s.26; Yargıtay‟ın, muvazaanın tespitine yönelik olarak verdiği bir
kararda, asıl iĢveren ile alt iĢverenin arasındaki sözleĢmeninin muvazaalı olup olmadığı Ģu Ģekilde
tetkik edilmiĢtir: “...Somut olayda, davalı iĢverenin, alt iĢverene verilebilen temizlik, tahliye ve
tahmil gibi yardımcı iĢleri ihaleye çıkardığı, ihaleye birden fazla firmanın katıldığı, ihale
sözleĢmesinin Kamu Ġhale Yasası'na uygun olarak yapıldığı, davalı kurumun asli görevlerinin
dıĢında olan temizlik iĢlerinin en uygun teklif veren firmaya verildiği, yapılan ihalenin Bakanlar
Kurulunca çıkarılan tip Ģartname hükümlerine, Sosyal Sigortalar Kurumunun tebliğlerine ve nihayet
Maliye Bakanlığı'nın bu konudaki tamimlerine uygun olarak yapıldığı anlaĢılmaktadır. Davacıyı iĢe
alan, ücretini, sosyal haklarını, sigorta primlerini ödeyen, çalıĢtıran, kendi iĢyerinde iĢe giriĢ ve prim
bildirgesi veren ihaleyi alan dava dıĢı alt iĢverendir. Dinlenen davacı tanıkları, aynı Ģekilde
uyuĢmazlığa taraf konumunda kiĢiler olduğundan, tanıklarına itibar edilememesi gerekir. Ayrıca,
ihaleyi alan firmanın 500 milyon lira sermaye ile kurulmuĢ ve asgari giderleri ile 150 milyar zarar
edeceği bir sözleĢmeyi bile bile imzalamıĢ olması muvazaa olgusu için yeterli bir neden değildir. Bu
nedenle, alt iĢverene ihale ile verilen iĢin ihale bedelinden hareketle muvazaa değerlendirmesi
yapılması da yerinde görülmemiĢtir...” ( Y.9.HD., 24.1.2005, E.2004/30506, K.2005/, ÇANKAYA /
ÇĠL, s.84-86 ).
266
BirleĢik Metal-ĠĢ Sendikasının, özel sektörde yaptığı bir araĢtırmada, alt iĢveren iĢçilerinin %
65.8'ine asıl iĢverenin, % 31.6'sına ise alt iĢverenin talimat verdiği sonucuna ulaĢılmıĢtır ( Metal
IV - MUVAZAANIN SONUÇLARI
Asıl iĢveren ile alt iĢveren arasındaki sözleĢmenin muvazaalı Ģekilde kurulduğu
tespit edilirse, alt iĢverenin iĢçisi olarak çalıĢan iĢçiler asıl iĢverenin iĢçisi olarak
kabul edileceklerdir268. Dolayısıyla, asıl iĢverenin iĢçilerinin tüm haklarına onlar da
kavuĢacaklardır. Mesela; bir asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin muvazaalı kurulduğu
tespit edildi. Asıl iĢveren ile kendi iĢçileri arasında bir toplu iĢ sözleĢmesi var.
Yukarıda da belirtildiği üzere, alt iĢverenin iĢçileri, asıl iĢverenin taraf olduğu toplu
Sektöründe Teknolojik, Yönetsel DeğiĢim ve ĠĢçiler, BirleĢik Metal-ĠĢ Yayınları, Ocak 1999, s.30 ).
267
Yargıtay bir kararında, “...Davacının davalı Ġstanbul Menku Kıymetler Borsası BaĢkanlığı
iĢyerinde 1.7.1997-2.7.2004 tarihleri arasında taĢeronlar değiĢtiği halde çalıĢmasını devam
ettirdiği,fesih bildiriminin her ne kadar davalı gösterilen taĢeron Sardunya Hazır Yemek Üretim ve
Hizmet A.ġ.tarafından davacıya yöneltilmiĢ ise de; fesih yazısında diğer davalı ĠMKB BaĢkanlığının
talimatları gerekçe gösterilerek fesih iĢlemini gerçekleĢtirdiği anlaĢılmaktadır. Gerek taĢeronların
değiĢmesine rağmen davacının davalı ĠMKB iĢyerinde çalıĢması gerek davalı ĠMKB BaĢkanlığının
iĢçi alma yetkisinin ve iĢçilere talimat verme hakkını kendinde bulundurması nedeniyle ortada 4857
sayılı ĠĢ Kanununun 2/6-7 maddesinde öngörüldüğü Ģekilde muvazaalı iĢleme dayandığı açık
olduğundan ...” Ģeklinde hüküm kurmuĢtur ( Y.9.HD., 25.1.2005, E.2004/32270, K.2005/1470,
ÇANKAYA / ÇĠL, s.83,84 ); aynı yöndeki bir Yargıtay kararında, “...Davalı ile alt iĢveren adı
verilen kiĢi arasında yapılan sözleĢmelerde, iĢçinin iĢe alınması, nitelikleri, iĢten çıkartılması ve
ücretlerinin belirlenmesi konularında tüm yetkiler davalı kuruma tanınmıĢtır. Aynı iĢyerinde
doğrudan davalı tarafından çalıĢtırılan iĢçiler de bulunmakta ve iĢyerinin çalıĢma düzeni, iĢle ilgili
talimatlar doğrudan davalı tarafından verilmektedir. Bütün bu olgular, davacının gerçekte davalının
iĢçisi olduğunu, asgari ücretle çalıĢtırılabilmesi için görünümde bir alt iĢverenin aracı olarak
gösterildiğni açıkça ortaya koymaktadır.” Ģeklinde hüküm kurmuĢtur ( Y.9.HD., 24.5.1995,
E.1995/3521, K.1995/14038, ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.124,125 ).
268
ÇANKAYA / ÇĠL, s.34.
iĢ sözleĢmesinden yararlanamaz269. Ancak bu halde, muvazaalı iĢlem dolayısıyla, alt
iĢverenin iĢçileri asıl iĢverenin iĢçisi olarak kabul edileceğinden, bu iĢçilerde ilgili
sendikaya üye olmak ya da dayanıĢma aidatı ödemek sureti ile asıl iĢverenin taraf
olduğu bu toplu iĢ sözleĢmesinde yararlanabileceklerdir270.
Muvazaa olgusuna dayalı davalarda, davanın yöneltileceği taraf veya
taraflar da büyük önem arzetmektedir. Alt iĢverenin iĢçisi olarak çalıĢan bir iĢçi, asıl
iĢveren ile alt iĢveren arasındaki sözleĢmenin muvazaalı olduğu hususuna dayanarak
bazı taleplerde bulunuyorsa, bu davayı, uyuĢmazlığın durumuna göre sadece asıl
iĢverene ya da asıl iĢveren ile alt iĢverene birlikte dava açmalıdır. Çünkü, yargılama
ile sözleĢmenin muvazaalı olduğu sabit görülürse, davacı iĢçi asıl iĢverenin iĢçisi
sayılacak ve taleplerini bu iĢverenden isteyecektir. Mesela; iĢ sözleĢmesi alt iĢveren
tarafından feshedilen bir alt iĢveren iĢçisi, asıl iĢveren ile alt iĢveren arasındaki
sözleĢmenin muvazaalı olduğunu düĢünüyor ve iĢ güvencesi hükümleri uyarınca iĢe
iade davası açmak istiyorsa, bu davayı alt iĢverene değil, asıl iĢverene açmalıdır.
ĠĢçinin bu davayı alt iĢverene açması halinde, dava husumet yönünden
269
Bkz.,s.
270
GÜNAY, Tühis, s.8; Yargıtay bir kararında muvazaayı tespit etmiĢ ve asıl iĢveren-alt iĢveren
iliĢkisinin muvazaadan dolayı olayda bulunmadığını belirtmiĢ ve iĢçinin toplu iĢ sözleĢmesinden
yararlanarak, talep ettiği hakların bu sözleĢme hükümlerine göre hüküm altına alınması
doğrultusunda karar vermiĢtir ( Y.9.HD., 9.2.1999, E.1998/17926, K.1999/1759, EKONOMĠ, 1999
Yılı Emsal Kararları, s.16-19 ).
reddedilecektir271. Bu nedenlerle, mahkeme önüne gelen uyuĢmazlıklarda öncelikle
muvazaa iddiası araĢtırılmalıdır272.
§ 9 - ASIL ĠġVERENĠN ALT ĠġVERENE RÜCUU
Aynı zararı birden çok kiĢinin tazmin yükümlülüğünün doğması halinde,
ortada çözümlenmesi gereken iki sorun bulunmaktadır. Bunlardan ilki zarar veren
ile zarar gören arasında, diğeri ise, bu zararı tazmin edildikten sonra zarar verenler
arasındadır. Zarar veren ile zarar gören arasındaki iliĢkiye “dıĢ iliĢki”, zarar verenler
arasındaki iliĢkiye de “iç iliĢki” adı verilir. ĠĢte, bu iç iliĢkide bulunan zarardan
sorumlu olanlar arasındaki hesaplaĢma, “rücu davası” ile olmaktadır273.
271
Yargıtay bir kararında, dosya içeriğine göre, davalılar arasındaki sözleĢmenin 4857 sayılı ĠĢ
Kanunu'nun 2. maddesine aykırı olduğu, dolayısıyla asıl iĢveren ile alt iĢveren arasındaki
sözleĢmenin geçersiz olduğu, bu nedenle davacı iĢçinin asıl iĢverenin iĢçisi olarak kabul edilmesi
gerektiği, bu nedenle iĢçinin alt iĢveren hakkında açtığı iĢe iade davasının husumet yönünden
reddine karar vermiĢtir ( Y.9.HD., 12.12.2005, E.2005/36006, K.2005/39122, ÇANKAYA / ÇĠL,
s.50,51 ); aynı yöndeki baĢka bir Yargıtay kararında, Kütahya Porselen A.ġ.'de iĢ alan bir alt
iĢverenin iĢçisi olan davacının, asıl iĢveren ile alt iĢveren arasındaki sözleĢmenin muvazaalı olduğu,
iĢ sözleĢmesinin feshinin geçersizliği ve iĢe iade ile ilgili açtığı davada, asıl iĢveren ile alt iĢveren
arasındaki sözleĢmenin muvazaalı olduğunun tespit edilmesi nedeni ile, davacı iĢçinin alt iĢveren
hakkında açtığı davanın husumet yönünden reddine karar verilmiĢtir ( Y.9.HD., 21.2.2005,
E.2004/32616, K.2005/5688, ÇANKAYA / ÇĠL, s.77-79 )
272
Yargıtay bir kararında, “...Davacı taĢeronluk iliĢkisinin muvazaaya dayandığını iddia ettiğine
göre; öncelikle bu durum tarafların tüm delilleri toplanarak 4857 sayılı ĠĢ Yasası'nın 2/V-VI.
Fıkralarına göre açıklığa kavuĢturulmalıdır...” Ģeklinde hüküm kurmuĢtur ( Y.9.HD., 13.1.2005,
E.2004/29394, K.2005/901; aynı yönde Y.9.HD., 10.1.2005, E.2004/24066, K.2005/418,
ÇANKAYA / ÇĠL, s.87-90 ).
273
EREN, s.811.
Borçlar Yasası md.50/f.I ve md.51'e göre, tazminatın tamamen veya
kısmen müteselsil sorumlulardan biri tarafından ödenmesi ve özellikle kendi
payından fazla ödemede bulunması ve özellikle kendi payından fazla ödeme
yapması halinde, diğer sorumluya/sorumlulara hangi esaslar içinde rücu edeceğini
düzenlemektedir. Rücu iliĢkisi, zarar ve tazminatın müteselsil sorumlular arasında
kesin ve nihai Ģekilde paylaĢtırılması ile ilgilidir274.
Alt iĢverenin iĢçileri, asıl iĢverenden alınan bu iĢte çalıĢmalarından
dolayı kendi iĢverenlerinden isteyebilecekleri bütün haklarını, doğrudan, asıl
iĢverenden isteyebilirler275. Çünkü asıl iĢveren, alt iĢverenin iĢçilerine karĢı alt
iĢverenle birlikte sorumludur. Bu sorumluluğun hukuki mahiyeti ise müteselsil
sorumluluktur.
Müteselsil sorumlular, zarar görene karĢı zararın tamamından sorumlu
olmasına rağmen, birbirlerine karĢı kusurları oranında sorumludurlar276. ĠĢçi alacağı
için asıl iĢverene baĢvurduğu takdirde, ödemeyi yapan iĢverenin, alt iĢverene rücu
hakkı saklıdır277. (BY.md.141.vd.) Asıl iĢveren, alt iĢverenden fazla yaptığı
274
275
EREN, s.811.
CANBOLAT, s.75; TAġKENT, Alt iĢveren, s.366; ĠNCĠROĞLU, s.37.
276
GÖKCAN, Hasan Tahsin, Hukukumuzda Haksız Fiil Sorumluluğu ve Tazminat Davaları,
Ankara 2003, s.42.
277
SÜZEK, s.165; ġAKAR, s.52; ÇELĠK, Seminer, s.166; MOLLAMAHMUTOĞLU, s.144;
EYRENCĠ/TAġKENT/ULUCAN, s.38; ÇANKAYA, s.23; ġEN, Selüloz-ĠĢ, s.107; ĠNCĠROĞLU,
s.37.
ödemeleri “rücu davası” açarak her zaman isteyebilir278. Bu durumda asıl iĢveren,
olayda kusurlu ya da tam kusurlu olmaksızın iĢçiye para ödemiĢse, kusurlu olmadığı
takdirde ödediği paranın tamamını, tam kusurlu olmadığı takdirde, kusurlu olmadığı
kısma iliĢkin ödediği miktarı alt iĢverenden talep edebilecektir. Asıl iĢverenin, alt
iĢverene rücu hakkı olup olmadığı ve bunun ölçüsü hakim tarafından ayrıca takdir
olunacaktır279.
Yasadan doğan bu sorumlulukları hafifletmek amacıyla, uygulamada
kimi iĢverenler, alt iĢveren çalıĢtırdıkları takdirde, onlarla yaptıkları istisna, nakliye
veya kira sözleĢmelerine, iĢçilerine karĢı yükümlülüklerini yerine getirip
getirmediklerini kontrol yetkisi veren hükümler koymaktadırlar. Örneğin;
sözleĢmelerde her ay bordro örneklerinin veya ücret ödeme belgelerinin bir
örneğinin kendilerine verilmesini, aksama halinde derhal kendilerinin haberdar
edilmesini Ģart koĢabilmektedirler280.
§ 10 - UYUġMAZLIKLARDA GÖREVLĠ MAHKEME
I - Asıl ĠĢveren Ġle Alt ĠĢveren Arasındaki UyuĢmazlıklarda
278
DEMĠR, Mess, s.88; ÖZER, Atilla, ĠĢ Hukuku, Çelik-ĠĢ Eğitim Yayınları Dizisi:1, Ankara
1978, s.26;
KUTAY, s.37.
279
ÇELĠK, ĠĢ Hukuku, s.47.
280
SÜZEK, s.165.
Daha öncede belirttiğimiz üzere alt iĢveren ile asıl iĢveren arasında
kurulan iliĢki, iĢ sözleĢmesi dıĢında bir sözleĢmeye dayanmaktadır. Bu sözleĢme
eser, istisna, kira, taĢıma, temizlik gibi çeĢitli Ģekillerde yapılabilir.
Bu akitle tarafların birbirlerine karĢı olan yükümlülükleri açısından
önemlidir. Yoksa asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinin kurulması açısından bir önemi
yoktur. ĠĢte taraflar, aralarında yaptıkları akitlere aykırı hareket ettiklerinde bu
uyuĢmazlıkların
çözümü
gerekir.
Bu
uyuĢmazlıkların
çözümü
ise
ĠĢ
Mahkemeleri‟nde değil, genel hükümlere göre genel mahkemelerde görülecektir.
UyuĢmazlığın niteliğine veya miktarına göre, Sulh, Asliye Hukuk Mahkemeleri ya
da Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olabileceklerdir281.
281
Taraflar iki ayrı iĢveren olup aralarındaki iliĢki istisna sözleĢmesinden kaynaklanmaktadır.
Aralarında hizmet akdi iliĢkisi bulunmamaktadır. Dava, ĠĢ Mahkemesi sıfatı ile açılmıĢ ve
sonuçlandırılmıĢtır. 5521 sayılı ĠĢ Mahkemeleri Kanunu‟nun 1. maddesinde ĠĢ Mahkemesi‟nin alınan
iliĢkiden doğan davalara bakacağı öngörülmemiĢtir. Bu tür uyuĢmazlıkların çözüm yeri hukuk
mahkemesidir. Bu itibarla görevsizlik kararı verilmesi gerekirken iĢin esasına girilerek hüküm tesisi
hatalı olup bozmayı gerektirmiĢtir…( HGK,3.2.1999, E.1999/9-42, K.1999/51.) EKONOMĠ Münir,
Yargıtay‟ın ĠĢ Hukukuna ĠliĢkin 1999 Yılı Emsal Kararları, Ankara 2002, s.13-14; Bir iĢverenle
“Ambar Hizmetleri SözleĢmesi” adı altında yapılan ve alt iĢveren iliĢkisi kuran taĢeronluk
anlaĢmasından kaynaklanan uyuĢmazlık iĢçi ile iĢveren veya iĢveren vekili arasında hizmet akdinden
yahut ĠĢ Kanunu‟ndan doğan uyuĢmazlık olmadığı için, çözüm yeri iĢ mahkemesi değil, hukuk
mahkemesidir.(Y.9.HD, 14.9.1999, E.1999/11026, K.1999/13180.) EKONOMĠ, 1999 Yılı Emsal
Kararları, s.15; Y.9.HD., 22.11.2004, E.2004/28953, K.2004/25865 ( ÇANKAYA / ÇĠL, s.94 );
AYDEMĠR, s.132.
Gerçekten, 5521 sayılı ĠĢ Mahkemeleri Yasası'nın 1. maddesine göre, “ ĠĢ
Kanununa göre iĢçi sayılan kimselerle (o kanunun değiĢtirilen ikinci maddesinin Ç,
D ve E fıkralarında istisna edilen iĢlerde çalıĢanlar hariç) iĢveren veya iĢveren
vekilleri arasında iĢ akdinden veya ĠĢ Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından
doğan hukuk uyuĢmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde
iĢ mahkemeleri kurulur.” ( ĠĢ.Mah.Y.md.1 ) Bu düzenleme karĢısında, aralarında
iĢçi-iĢveren iliĢkisi bulunmayan, aralarında iĢ sözleĢmesi dıĢında bir sözleĢme
bulunan asıl iĢveren ile alt iĢveren arasındaki uyuĢmazlıkların ĠĢ Mahkemelerinde
görülebilmesi olanaklı değildir282.
II- Alt ĠĢverenin ĠĢçisi Ġle Ġlgili Olan UyuĢmazlıklarda
ĠĢ hukukunun kendine özgü ilke ve kuralları, genel yargı dıĢında, özel iĢ
mahkemelerinin kurulmasını gerekli kılmıĢtır. Ayrı bir uzmanlık alanı isteyen bu
mahkemeler ve yargılama kuralları 5521 sayılı “ĠĢ Mahkemeleri Yasası” ile
282
Yargıtay bir kararında, “...5521 sayılı ĠĢ Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesine göre, ĠĢ
Mahkemeleri, ĠĢ Kanununa göre iĢçi sayılan kimselerle iĢveren veya iĢveren vekilleri arasındaki iĢ
akdinden veya ĠĢ Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan uyuĢmazlıkların çözüm
yeridir. Somut olayda, iki Ģirket arasında alacak iliĢkisinden kaynaklanan uyuĢmazlık sözkonusu
olup, taraflar arasında iĢçi ve iĢveren iliĢkisi bulunmamaktadır. Genel hukuk mahkemeleri görevli
olduğundan, mahkemece mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekir...” Ģeklinde hüküm
kurmuĢtur ( Y.9.HD., 10.10.2005, E.2005/31330, K.2005/33063, ÇANKAYA / ÇĠL, s.58 ).
düzenlenmiĢtir283. Bu Yasa'nın 1. maddesine göre, iĢçi ile iĢveren veya iĢveren
vekilleri arasında iĢ akdinden doğan veya ĠĢ Yasası‟na dayanan her türlü hak
uyuĢmazlıklarının çözüm yeri ĠĢ Mahkemeleri‟dir.
1 - Asıl ĠĢveren Ġle Alt ĠĢverenin ĠĢçisi Arasındaki UyuĢmazlıklarda
Asıl iĢveren ile alt iĢverenin iĢçisi arasındaki uyuĢmazlıklarda da aynı
Ģekilde, görevli mahkeme ĠĢ Mahkemeleri‟dir. ĠĢçiler, kendi iĢvereni olan alt
iĢverenden, ĠĢ Yasası‟na dayanan haklarını nasıl talep ediyorlarsa, asıl iĢverenden
de o Ģekilde talep edebildikleri için dolayısıyla bu uyuĢmazlıkların çözüm yeride ĠĢ
Mahkemeleri‟dir. ġüphesiz bu iĢçiler asıl iĢverenden alınan iĢte çalıĢan iĢçiler
olacaktır.
2 - Alt ĠĢveren Ġle Kendi ĠĢçisi Arası ndaki
UyuĢmazlıklarda
Alt ĠĢverenin, Kendi ĠĢçisi Ġle Olan UyuĢmazlıklarda çözüm yeri ĠĢ
Mahkemeleri‟dir. Bu iĢçilerin, asıl iĢverenden alınan iĢte çalıĢıp çalıĢmaması bu
açıdan fark yaratmaz. Kısacası bu davaların ĠĢ Mahkemesi‟nde görülebilmesi için
tek Ģart, uyuĢmazlığın ĠĢ Yasası‟na dayanan bir hak iddiasından doğmuĢ olması
gerekmektedir284.
283
R.G.,4.2.1950,7424.
284
CANBOLAT, s.76-77.
SONUÇ
ĠĢverenler, ekonomik nedenlerle ya da çalıĢma hayatının geliĢmesiyle
birlikte bir ihtiyaç haline gelen iĢbölümü ve uzmanlaĢma gereksinimleri nedeni ile
iĢlerinin belirli bir bölümünü veya bazı iĢlerini baĢka iĢverenlere yaptırma yoluna
gitmektedirler. Buna imkan sağlayan müesseselerden biri ve en önemlisi de asıl
iĢveren-alt iĢveren iliĢkisidir.
Önceleri herhangi bir yasal düzenleme olmaksızın uygulamada kendini
gösteren asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisi, daha sonraları uygulamaların artması ve
bazı kötüniyetli iliĢkilerin görülmesi üzerine, yasal zeminde düzenlenme ihtiyacını
hissettirmiĢ ve bu doğrultuda yapılan ilk düzenleme 1936 yılında olmuĢtur.
Bu iliĢkide, asıl iĢverenden iĢ alan alt iĢverenlerin genel olarak ekonomik
durumlarının çok güçlü olmaması nedeni ile, bunların emrinde çalıĢan iĢçiler, bazı
zamanlarda
emeklerinin
karĢılığını
alamama
durumu
ile
karĢı
karĢıya
kalmaktadırlar. Tabi ki bu durum sadece alt iĢverenlerin ekonomik durumun zayıf
olması nedeni ile değil, bazı iĢverenlerin kasıtlı davranıĢları ile iĢçilerin haklarını
ödemekten kaçınma Ģeklinde de olabilmektedir. Yasal düzenlemeler yapılırken hep
bu husus gözönünde bulundurulmuĢ ve alt iĢverenin iĢçilerinin haklarının
korunması amacı temel ilke olarak kabul edilmiĢtir. Gerçekten de, Ģu anda yürülükte
olan 4857 sayılı Yasa'yı, bu Yasa'dan bir önce yürürlükte olan 1475 sayılı Yasa ile
karĢılaĢtırdığımızda, yapılan değiĢikliklerin muvazaalı durumları engellemeye ve alt
iĢverenin iĢçilerinin haklarını korumaya yönelik olduğu açıkça görülebilecektir. Bu
amaç doğrultusunda yapılan bir düzenleme sonucunda, 4857 sayılı Yasa'nın
geneline hakim olan esneklik ilkesi asıl iĢveren-alt iĢveren iliĢkisinde kendisini
gösterememiĢtir.
4857 sayılı yeni ĠĢ Yasası ile eski ĠĢ Yasası‟na göre asıl-iĢveren
iliĢkisinde nispeten çok daha katı hükümler getirmekle birlikte, Yasa'nın bu konuda
getirdiği yeni düzenlemelerin olumlu veya olumsuz olduğu hususu, bu
düzenlemelerin çalıĢma hayatına nasıl yansıyacağına bağlıdır. Mesela; alt iĢveren
kullanımının, iĢletmenin ve iĢin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren
iĢlerde mümkün olduğu Yasa'da belirtilmiĢ olmakla beraber, bu kavramların soyut
kavramlar olması nedeni ile uygulamaya nasıl yansıyacağı bilinmemektedir.
KAYNAKÇA
AKBULUT, Servet
: Türk Endüstriyel ĠliĢkiler Sisteminde Alt
ĠĢveren ( TaĢeron ), Master Tezi,
Ankara 1994.
AKÇAKAYA, Erol
: 4857 sayılı ĠĢ Kanunu, 2. Baskı, Ankara
2003.
AKI, Erol
: Ferdi ĠĢ ĠliĢkisinin Kurulması ve ĠĢin
Düzenlenmesi, Yargıtay‟ın ĠĢ Hukukuna
ĠliĢkin 1998 Kararlarının Değerlendirilmesi, Mess Yayını, Ġstanbul 2000.
AKINCI, ġahin
: Borçlar Hukuku Bilgisi, Konya 2000.
AKINTÜRK, Turgut
: Müteselsil Borçluluk, Ankara 1971.
AKINTÜRK, Turgut
: Borçlar Hukuku, 7. Bası, Ġstanbul 1999.
AKKANAT, Halil
: TaĢeronluk ( Alt Müteahhitlik )
SözleĢmesi, Ġstanbul 2000.
AKTAY, Nizamettin
: “Türk ÇalıĢma Hayatının Güncel
Sorunları Semineri, 18-22 Haziran Ofo
Oteli, Antalya 1999.
AKTAY, Nizamettin
: Alt ĠĢveren Kurumu ve Hukukumuzda
Doğan Sorunlar, Kamu-ĠĢ Dergisi, C:3,
S:3, Ocak 1994. ( Alt ĠĢveren )
AKYĠĞĠT, Ercan
: ĠĢ Hukuku, 3. Bası, Ankara 2003.
ALPAGUT, Sevil
: Yeni ĠĢ Yasası ile Alt ĠĢveren
Kurumundaki Yeni Yapılanma,Yeni ĠĢ
Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna BakıĢı
Sorunların Değerlendirilmesi ve
Çözümleri, Ġstanbul Üniversitesi
Hukuk
Fakültesi ĠĢ ve Sosyal Güvenlik
Hukuku
AraĢtırma ve Uygulama Merkezi
Ġle
Türkiye ĠnĢaat Sanayicileri ĠĢveren
Sendikası Arasında 06 Mayıs 2004
Tarihinde OrtaklaĢa Düzenlenen
Toplantı Notları, Ġntes, Yayın
No:10,
ARSEVEN, Faik
Ankara 2004.
: Yeni ĠĢ Kanununun Getirdiği BaĢlıca
Yeniliklerin Değerlendirilmesi, Mercek
Dergisi, Nisan 2004.
AYDEMĠR, Murteza
: Türk Hukukunda ĠĢveren, ĠĢveren Vekili
ve Alt ĠĢveren Kavramları, MESS, Yayın
No: 185, 1993.
AYDIN, Nahit Gürhan
: 4857 Sayılı Yeni ĠĢ Kanunu'nda Özürlü
ĠĢçi ÇalıĢtırma Zorunluluğu, DüĢünsel
Dergisi, Zihinsel Özürlüler Federasyonu
Yayın Organı, Y:4, S:12, Mart 2005.
AYDINLI, Ġbrahim
: ĠĢverenin Sosyal Temas Ve ĠĢ
AYDINLI, Ġbrahim
: Türk ĠĢ Hukukunda ĠĢyeri ve ĠĢletme
Ġl
Kavramları, Ankara 2001.
( ĠĢyeri ve iĢletme )
BAġBUĞ, Aydın
: Alt ĠĢveren ĠĢçisi Ġle Asıl ĠĢveren
Arasındaki Borç ĠliĢkisi ve Bu ĠliĢkinin
Doğurduğu Hukuki Sorunlar, Kamu-ĠĢ
Dergisi, C:4, S:3, Ocak 1998.
BAġESGĠOĞLU, Murat
: 4857 Sayılı ĠĢ Kanununun Temel ve
Uygulamayı Etkileyecek Hükümleri,
Ġntes, Eylül-Ekim 2003.
BAYBORA, Dilek
: Türk ĠĢ Hukukunda Alt ĠĢveren Kavramı
CANBOLAT, Talat
: Türk ĠĢ Hukukunda Asıl ĠĢveren-Alt
ĠĢveren ĠliĢkileri, Ġstanbul 1992.
ve
CANBOLAT, Talat
: ĠĢ ve Sosyal Güvelik Hukukunda Alt
ĠĢveren Kavramı, ĠĢ Hukuku Dergisi,
Nisan-Haziran 1992. ( ĠHD )
CANBOLAT, Talat
: Alt ĠĢveren Kavramı ve Uygulama
Sorunları, Ġstanbul Barosu ÇalıĢma
Hukuku Komisyonu Bülten, C:1, S:2,
Haziran 1997. ( Bülten )
CENTEL, Tankut
: Türk ÇalıĢma YaĢamı ve Yeni ĠĢ
Kanunu, Ġntes, Mayıs-Haziran 2003.
CENTEL, Tankut
: Yeni ĠĢ Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna
BakıĢı Sorunların Değerlendirilmesi ve
Çözümleri, Ġstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi ĠĢ ve Sosyal Güvenlik Hukuku
AraĢtırma ve Uygulama Merkezi Ġle
Türkiye ĠnĢaat Sanayicileri ĠĢveren
Sendikası Arasında 06 Mayıs 2004
Tarihinde OrtaklaĢa Düzenlenen Toplantı
Notları, Ġntes, Yayın No:10, Ankara 2004
( Konferans ).
ÇANKAYA, Osman Güven
: “Türk ĠĢ Hukukunda Alt ĠĢveren
Kavramı”, Uygulamada Asıl ĠĢveren-Alt
ĠĢveren ĠliĢkilerinden Doğan Bazı
Sorunlar, Aydın Özkul'a Armağan,
Kamu-ĠĢ Yayını, 2002.
ÇANKAYA, Osman Güven/
ÇĠL, ġahin
: ĠĢ Hukukunda Üçlü ĠliĢkiler, Asıl ĠĢveren
Alt ĠĢveren ĠliĢkisi, Geçici ( Ödünç ) ĠĢ
ĠliĢkisi, ĠĢyeri Devri, Hizmet Akti Devri,
Ankara 2006.
ÇELĠK, Aziz
: Yeni ĠĢ Yasasının Anlamı, Türkiye
ÇELĠK, Nuri
: ĠĢ Hukuku Dersleri, 16.B., Ġstanbul 2003.
( ĠĢ Hukuku )
ÇELĠK, Nuri
: “ĠĢ Hukukunun Güncel Sorunları”
Semineri, 9-12 Aralık Turhan Abant
Oteli, Bolu 1997. ( Seminer )
Ba
ÇELĠK, Nuri
: Türk ĠĢ Hukukunda Asıl ĠĢveren-Alt
ĠĢveren ĠliĢkisinden Doğan Bazı
Uygulama Sorunları, Münir EKONOMĠ
60. YaĢ Günü Armağanı Ankara 1993.
( Ekonomi 'ye Armağan .
ÇELĠK, Nuri
: Asıl ĠĢverenle Yapılan Toplu ĠĢ
SözleĢmesinde Alt ĠĢveren ĠĢçilerinin
Yararlanıp Yararlanamayacaklarına
ĠliĢkin Yargıtay Kararlarının GeliĢimi,
Prof. Dr. Nusret Ekin'e Armağan, Tühis
Yayını, Yayın No:38, Ankara 2000.
( Ekin'e Armağan ).
ÇELĠK, Nuri
: Alt ĠĢveren ĠĢçilerinin Asıl ĠĢverenle
Yapılan Toplu ĠĢ SözleĢmesinden
Yararlanamayacağı Konusundaki
Yargıtay Kararı, Prof. Dr. Kenan
Tunçomağ'a Armağan, Ġstanbul 1997.
( Tunçomağ'a Armağan )
ÇENBERCĠ, Mustafa
: ĠĢ Kanunu ġerhi, B.6, Ankara 1986.
ÇULCUOĞLU, Osman
: Endüstriyel ĠliĢkiler Sisteminde Alt
ĠĢveren Uygulamaları ve Vagon Sanayi
Örneği, Sakarya Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü ÇalıĢma Ekonomisi ve
Endüstriyel ĠliĢkiler Anabilim Dalı
Yüksek Lisans Tezi, Sakarya 1997.
DEMĠR, Fevzi
: ĠĢ Hukuku ve Uygulaması, Ġzmir 2003.
DEMĠR, Fevzi
: Yeni ĠĢ Kanunu Ve ÇalıĢma YaĢamı,
Mercek Dergisi (MESS),Yıl:8,Sayı:31,
2003. ( Mess )
DEMĠR, Fevzi
: ĠĢ Güvencesi Ve 4857 Sayılı ĠĢ
Kanununun BaĢlıca Yenilikleri,TÜHĠS
yayını, Ġzmir 2003. (ĠĢ Güvencesi)
DEMĠRCĠOĞLU, A. Murat/
CENTEL, Tankut
: ĠĢ Hukuku, 9.B.,Ġstanbul 2003.
DEMĠRCĠOĞLU, A. Murat
: Sorularla Yeni ĠĢ Yasası, Ġstanbul Ticaret
Odası, Yayın No: 2003-42, Ġstanbul 2003.
EKMEKÇĠ, Ömer
: 4857 sayılı ĠĢ Kanunu Üzerine Bir
Değerlendirme, Mercek dergisi
(MESS),Yıl:8,Sayı:31, 2003.
EKMEKÇĠ, Ömer
: 26 Haziran 2002 Tarihli ĠĢ Kanunu
Tasarısının Bazı Hükümleri Üzerine,
ÇalıĢma Hayatımızda Yeni Dönem
Semineri, 25-29 Eylül, Marmaris 2002.
( Seminer )
EKMEKÇĠ, Ömer
: Yeni ĠĢ Kanunu KarĢısında Yargı, Dava
Sü
EKMEKÇĠ, Ömer
: “Yeni ĠĢ Kanunu Neler Getiriyor?”
S
(Yeni ĠĢ Kanunu Neler Getiriyor).
EKMEKÇĠOĞLU, Hüseyin
: 4857 Sayılı ĠĢ Kanununun Genel
EKONOMĠ, Münir
: Yargıtay‟ın ĠĢ Hukukuna ĠliĢkin 1996 Yılı
Emsal Kararları, Ankara 1998. ( 1996 Yılı
Emsal Kararları )
EKONOMĠ, Münir
Yılı
: Yargıtay‟ın ĠĢ Hukukuna ĠliĢkin 1997
Emsal Kararları, Ankara 2000.
( 1997 Yılı Emsal Kararları )
EKONOMĠ, Münir
Yılı
: Yargıtay‟ın ĠĢ Hukukuna ĠliĢkin 1999
Emsal Kararları, Ankara 2002.
( 1999 Yılı Emsal Kararları )
De
EKONOMĠ Münir
: Hizmet Akdinin Feshi Ve ĠĢ Güvencesi
Toplantısı, Çimento ĠĢveren Dergisi Özel
Eki, Cilt:17, Sayı:2, 2003. (Toplantı)
EKONOMĠ, Münir
: Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ĠliĢkileri ve
ELBĠR, Halid Kemal
: Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ( MüteahhitTaĢeron ) Kavramları Hakkında Bazı
DüĢünceler, ĠĢ Hukuku Dergisi, C:1, S:1,
Ocak-Mart Ġstanbul 1991.
ENGĠN, Murat
: “Alt ĠĢveren Kavramı”, Yargıtayın ĠĢ
Hukukuna ĠliĢkin Kararların
Değerlendirilmesi 2000, ĠĢ Hukuku ve
Sosyal Güvenlik Hukuku Türk Milli
Komitesi, Ankara 2002.
ENGĠN, Murat
: “Üçlü ĠĢ ĠliĢkileri: Alt ĠĢveren Kavramı,
ĠĢ Aracılığı, ve Ödünç ĠĢ ĠliĢkisi”,
Yargıtay‟ın ĠĢ Hukukuna ĠliĢkin Kararl
arın Değerlendirilmesi 2000, ĠĢ Hukuku
ve Sosyal Güvenlik Hukuku Türk Milli
Komitesi, Ankara 2002.
ERDĠNER, Ercan
: ĠĢ Kanunu ġerhi, Ankara 2004.
Uygu
ÇUBUKÇU, Erdoğan
: “Türk ĠĢ Hukukunda Asıl ĠĢveren-Alt
ĠĢveren ĠliĢkileri”, Tühis, C:17, S:4-5,
Mayıs-Ağustos 2002.
EREN, Ahmet
: ÇağdaĢ Bir ĠĢ Kanunu Ġhtiyacı
Sürmektedir, Mercek Dergisi(MESS),
Yıl:8, Sayı:31,2003.
ERGĠN, Berin
: Yeni ĠĢ Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna
BakıĢı Sorunların Değerlendirilmesi ve
Çözümleri, Ġstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi ĠĢ ve Sosyal Güvenlik Hukuku
AraĢtırma ve Uygulama Merkezi Ġle
Türkiye ĠnĢaat Sanayicileri ĠĢveren
Sendikası Arasında 06 Mayıs 2004
Tarihinde OrtaklaĢa Düzenlenen Toplantı
Notları, Ġntes, Yayın No:10, Ankara 2004.
ESENER, Turhan
: ĠĢ Hukuku, B.3, Ankara 1978.
EYRENCĠ, Öner
: Toplu ĠĢ ĠliĢkileri Açısından Yargıtay‟ın
2001 Yılı Kararlarının Değerlendirilmesi,
Yargıtay‟ın ĠĢ Hukukuna ĠliĢkin
Kararlarının Değerlendirilmesi 2001,
Ankara 2003 ( 2001 Değerlendirme ).
EYRENCĠ, Öner
: Ferdi ĠĢ ĠliĢkisinin Kurulması ve ĠĢin
EYRENCĠ, Öner
: 4857 Sayılı ĠĢ Kanunu Ġle Getirilen Yeni
Düzenlemeler, Legal ĠĢ Hukuku ve
Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, C:1,
S:1, Ġstanbul 2004.
EYRENCĠ, Öner/ TAġKENT, SavaĢ/
ULUCAN Devrim
: Bireysel ĠĢ Hukuku, 2.Baskı, Ġstanbul
2005.
GÖKCAN, Hasan Tahsin
: Hukukumuzda Haksız Fiil Sorumluluğu
ve Tazminat Davaları, Ankara 2003.
GÜMÜġ, Veysel/YILMAZ, Mustafa
: Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren Hukuki ĠliĢkisi,
Hizmet Sunum SözleĢmelerinde
Muvazaa Olgusu ve Yargıtay
Uygulamaları, Hukukla YaĢam Dergisi,
Hukuk ve YaĢam Derneği Yayını, S:1,
Y:1, Mayıs 2005.
GÜNAY, Cevdet Ġlhan
: ġerhli ĠĢ Kanunu, Cilt:1, 2. Baskı, Ankara
2001. ( 2001 )
GÜNAY, Cevdet Ġlhan
: ĠĢ Hukuku Yeni ĠĢ Yasaları, 2. Baskı,
Ankara 2004. ( 2004 )
GÜNAY, Cevdet Ġlhan
: “Yargıtay Kararları Açısından Alt ĠĢveren
Sorunlarının Değerlendirilmesi” Yeni ĠĢ
Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna BakıĢı
Sorunların Değerlendirilmesi ve
Çözümleri, Ġstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi ĠĢ ve Sosyal Güvenlik Hukuku
AraĢtırma ve Uygulama Merkezi Ġle
Türkiye ĠnĢaat Sanayicileri ĠĢveren
Sendikası Arasında 06 Mayıs 2004
Tarihinde OrtaklaĢa Düzenlenen
Toplantı Notları, Ġntes, Yayın No:10,
Ankara 2004 ( Konferans ).
GÜNAY, Cevdet Ġlhan
: Toplu ĠĢ ĠliĢkileri Açısından Alt ĠĢveren
ĠĢçilerinin Hukuki Durumu, Tühis,
Mayıs-Ağustos 1993. ( Tühis )
GÜNAY, Cevdet Ġlhan
: Toplu ĠĢ SözleĢmesi Grev ve Lokavt
Hukuku, Ankara 1999.( Toplu ĠĢ
SözleĢmesi)
GÜVEN,Ercan / AYDIN, Ufuk
: Bireysel ĠĢ Hukuku, EskiĢehir 2004.
GÜZEL, Ali
: Alt ĠĢveren ( TaĢeron ) Uygulamasının
Endüstri ĠliĢkileri Sistemine Etkileri,
Çimento ĠĢveren Dergisi, C: 7, S:5, Eylül
1993. ( TaĢeron )
GÜZEL, Ali
: ĠĢ Yasasına Göre Alt ĠĢveren Kavramı ve
Asıl ĠĢveren Alt ĠĢveren ĠliĢkisinin
Sınırları, ÇalıĢma ve Toplum Dergisi,
S:2004/I, Ġstanbul 2004.( Alt iĢveren )
IġIKLI, Alpaslan
: ĠĢ Hukuku, 5. Baskı, Ankara 2003.
ĠMER, Hatice Elmas
: Bireysel ve Toplu ĠĢ ĠliĢkileri Bakımından Yargı Kararları Çerçevesinde Hukukumuzda Alt ĠĢveren Kurumu, Gazi
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
ÇalıĢma Ekonomisi ve Endüstri ĠliĢkileri
Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi,
Ankara 1994.
ĠNCĠROĞLU, Lütfi
: Yeni ĠĢ Hukuku Uygulaması, 2. Baskı,
Ġstanbul 2004.
ĠZVEREN, Adil/ AKI, Erol
: ĠĢ Hukuku, Cilt:1, B.1, Ġzmir 1998.
KARAMAN, Cengiz
: Alt ĠĢveren Kavramı Ve Uygulama
Sorunları, Ġstanbul Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü ÇalıĢma Ekonomisi ve
Endüstri ĠliĢkileri Anabilim Dalı Yüksek
Lisans Tezi, Ġstanbul 1995.
KILIÇOĞLU, Mustafa
: 4857 Sayılı ĠĢ Kanunu Yorumu Ve
Yargıtay Uygulaması, Ġstanbul 2005.
KOÇOĞLU, M.ġükrü
: Yeni ĠĢ Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna
BakıĢı Sorunların Değerlendirilmesi ve
Çözümleri, Ġstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi ĠĢ ve Sosyal Güvenlik Hukuku
AraĢtırma ve Uygulama Merkezi Ġle
Türkiye ĠnĢaat Sanayicileri ĠĢveren
Sendikası Arasında 06 Mayıs 2004
Tarihinde OrtaklaĢa Düzenlenen Toplantı
Notları, Ġntes, Yayın No:10, Ankara 2004.
KONUK, Ali Nafiz
: AB Ülkelerinde Esnek ÇalıĢma Ve 4857
Sayılı ĠĢ Kanunu‟nda Yer Alan Esnek
ÇalıĢma Düzenlemeleri, Mercek Dergisi,
Yıl:8, Sayı:31, 2003.
KUTAL, Metin
: Türk ĠĢ Hukuku Açısından Alt ĠĢveren ve
Sorunları, KĠPLAS 1990 Yılı Eğitim
Programı, Tebliğler, Sorular ve Cevaplar,
Ġstanbul 1993.
KUTAY, Rıfat
: “ĠnĢaat Firmaları Açısından Alt ĠĢveren
Uygulamaları ve Sorunlar”
Yeni ĠĢ Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna
BakıĢı Sorunların Değerlendirilmesi ve
Çözümleri, Ġstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi ĠĢ ve Sosyal Güvenlik Hukuku
AraĢtırma ve Uygulama Merkezi Ġle
Türkiye ĠnĢaat Sanayicileri ĠĢveren
Sendikası Arasında 06 Mayıs 2004
Tarihinde OrtaklaĢa Düzenlenen Toplantı
Notları, Ġntes, Yayın No:10, Ankara 2004.
MAHĠROĞULLARI, Adnan
: Türkiye'de SendikalaĢma Evreleri ve
SendikalaĢmayı Etkileyen Unsurlar, Doç.
Dr. Feramuz AYDOĞAN'ın Anısına,
Cumhuriyet Üniversitesi Ġktisadi Ġdari
Bilimler Dergisi, C:2, S:1, Nisan 2001.
MARANGOZOĞLU, Osman
: Türk ĠĢ Hukuku'nda Alt ĠĢveren Kavramı,
Uygulamada KarĢılaĢılan Sorunlar Ve
Yeni Bir Model Denemesi, Gazi
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ĠĢ
Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku
Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi,
Ankara 1999.
MOLLAMAHMUTOĞLU, Hamdi
: ĠĢ Hukuku, 2. Bası, Ankara 2005.
NARMANLIOĞLU, Ünal
: Ferdi ĠĢ ĠliĢkileri I, 3.B., Ġzmir 1998.
OĞUZMAN, M.Kemal
: Hukuki Yönden ĠĢçi ĠĢveren ĠliĢkileri,
Temel Bilgiler, C:1, Ankara 1986.
OĞUZMAN, M.Kemal/ÖZ Turgut
: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ġkinci
Bası, Ġstanbul 1998.
ÖZDEMĠR, Burhan
: Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ĠliĢkisi ve
Yargıtay‟ın Konu Hakkındaki Yeni
Kararı, Çimento ĠĢveren Dergisi, Mart
1997.
ÖZER, Atilla
: ĠĢ Hukuku, Çelik-ĠĢ Eğitim Yayınları
Dizisi:1, Ankara 1978.
ÖZVERĠ, Murat
: Alt ĠĢveren Uygulaması ve Yeni ĠĢ
Yasası, Legal ĠĢ Hukuku ve Sosyal
Güvenlik Hukuku Dergisi, C:1, S:2,
Ġstanbul 2004.
REĠSOĞLU, Seza
: “Aynı ĠĢyerinde Birden Çok ĠĢverenin
ĠĢçilerinin Birlikte ÇalıĢmasından Doğan
Hukuki Sorunlar”, Tühis, Kasım 1990.
SÜMER, Haluk Hadi
: ĠĢ Hukuku, 9. B., Konya 2003.
SÜZEK, Sarper
: ĠĢ Hukuku, 1.B., Ġstanbul 2002.
SÜZEK, Sarper
: Yeni ĠĢ Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna
BakıĢı Sorunların Değerlendirilmesi ve
Çözümleri, Ġstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi ĠĢ ve Sosyal Güvenlik Hukuku
AraĢtırma ve Uygulama Merkezi Ġle
Türkiye ĠnĢaat Sanayicileri ĠĢveren
Sendikası Arasında 06 Mayıs 2004
Tarihinde OrtaklaĢa Düzenlenen Toplantı
Notları, Ġntes, Yayın No:10, Ankara 2004.
( Konferans ).
ġAHLANAN, Fevzi
: “Yeni ĠĢ Kanunu Neler Getiriyor?”
Semineri, TĠSK. 40. Yıl, Ġzmir 2003.
(Yeni ĠĢ Kanunu Neler Getiriyor).
ġAHLANAN, Fevzi
: Yeni ĠĢ Yasası, TTSÇVCSĠS Yayını,
25-29 Haziran, ÇeĢme 2003.
(Yeni ĠĢ Yasası)
ġAHLANAN, Fevzi
: Yeni ĠĢ Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna
BakıĢı, Sorunların Değerlendirilmesi ve
Çözümü, Ġntes, Yayın No:19, Ankara
2004.
ġAHLANAN, Fevzi
: Türk ĠĢ Hukukunda Alt ĠĢveren, Mercek
Dergisi ( MESS ), Yıl:2, S:2, 1997.
ġAHLANAN, Fevzi
Değerlendirme
: 4857 Sayılı Yeni ĠĢ Yasasını
Konferans Notları, Türk-ĠĢ
Yayını, Koru
Otel/Bolu 12-13 Temmuz
2003.
ġAHLANAN, Fevzi
: Türk ĠĢ Hukukunda Alt ĠĢveren, ĠĢ
Hukuku Dergisi, C:II, S:3, Temmuz-Eylül
1992 ( ĠHD ).
ġAHLANAN, Fevzi
: Yeni ĠĢ Yasasının Alt ĠĢveren Kurumuna
BakıĢı Sorunların Değerlendirilmesi ve
Çözümleri, Ġstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi ĠĢ ve Sosyal Güvenlik Hukuku
AraĢtırma ve Uygulama Merkezi Ġle
Türkiye ĠnĢaat Sanayicileri ĠĢveren
Sendikası Arasında 06 Mayıs 2004
Tarihinde OrtaklaĢa Düzenlenen Toplantı
Notları, Ġntes, Yayın No:10, Ankara 2004.
( Konferans ).
ġAKAR, Müjdat
: ĠĢ Hukuku Uygulaması, 5.B.,Ġstanbul
2003.
ġEN, Sabahattin
: Alt ĠĢverenlik, Tanımlar ve Gerçekler,
Sendikal Notlar, Petrol-ĠĢ Sendikası
Dergisi, S:9, Haziran 2001. ( Petrol-ĠĢ )
ġEN, Sabahattin
: TaĢeronluk ( Alt ĠĢverenlik ) ve
Endüstriyel ĠliĢkilere Etkileri, Selüloz-ĠĢ
Sendikası Eğitim Yayınları, No: 14, 2.
Bası, Ġstanbul 2002. ( Selüloz-ĠĢ )
ġEN, Sebahattin
: Türk ĠĢ Hukukunda Alt ĠĢveren ve
Uygulamada KarĢılaĢılan Sorunlar, ĠĢ
Hukukuna ĠliĢkin Sorunlar ve Çözüm
Önerileri, Ekim 2000 Ġstanbul Toplantısı,
Ġstanbul 2002. ( Toplantı )
ġEN, Sebahattin
: Ekonomik ve Teknik Anlamda
TaĢeronluğun ( Alt ĠĢverenlik ) Tanımı ve
Sınıflandırılması, Çimento ĠĢveren
Dergisi, C: 10, S:1, Ocak 1996.
TAġKENT, SavaĢ
: Alt ĠĢveren, Legal ĠĢ Hukuku ve Sosyal
Güvenlik Dergisi, C:1, S:2, Ġstanbul 2004.
( Alt iĢveren )
TAġKENT, SavaĢ
: ĠĢ Güvencesi ve TaĢeron Uygulamalarından Sorunlar, Türkiye Sendikacılığının
Temel Sorunları, BirleĢik Metal ĠĢçileri
Sendikası Yayınları, Ġstanbul 1996.
TUNCAY, A. Can
: Asıl ĠĢveren-Alt ĠĢveren ĠliĢkisi, KĠPLAS
Y:6, S:24, Ocak 1991.
TUNCAY, A. Can
Bası,
: Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri, 10.
Ġstanbul 2002. ( Sosyal Güvenlik )
TUNÇOMAĞ, Kenan/
CENTEL, Tankut
: ĠĢ Hukukunun Esasları, 3. Bası, Ġstanbul
2003.
TURAN, Kamil
: ĠĢ Hukukunun Genel Esasları, Ankara
1990.
UÇUM, Mehmet
: Yeni ĠĢ Kanunu Seminer Notları, Ġstanbul
2003.
UĞUR, Ġbrahim
: Bireysel ĠĢ Hukukunda Asıl ĠĢveren
ULUCAN, Devrim
: “TaĢeron Uygulaması ve Sorunları”,
2000'li Yıllarda Endüstri ĠliĢkilerine
BakıĢ, Mess Yayını, Ġstanbul 1994.
UYGUR, Turgut
: ĠĢ ve Sosyal Güvenlik Hukukunda Temel
Kavramlar, Ankara 1980.
UZUN, Bekir
: Yeni ĠĢ Yasası Semineri, Ġstanbul Ticaret
Odası, Yayın No: 2004-31, Ġstanbul 2004.
(
ÜNSAL, Engin
: 4857 Sayılı Yasa'ya Göre Asıl ĠĢverenAlt ĠĢveren ĠliĢkisinin Kurulması, Legal
ĠĢ Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku
Dergisi, C:2, S:6, Ġstanbul 2005.
YALÇINDURAN, Türker
: Alt Ġstisna ( TaĢeronluk ) SözleĢmeleri,
Ankara 2000.
YELEKÇĠ, Memduh/
YELEKÇĠ, Ġlhami
: ĠĢ Kanunu ġerhi, B.3, Ankara 1992.
YÜCESOY, Ekrem ġevket
: 4857 Sayılı Yeni ĠĢ Kanunu Ġle 1475
Sayılı Eski ĠĢ Kanunu'nun KarĢılaĢtırılması Yorumu Ve Gerekçesi, Orman-ĠĢ
Yayınları, No:15, 1. Baskı, Ankara 2003.
ZEVKLĠLER, Aydın
: Borçlar Hukuku, Özel Borç ĠliĢkileri, 6.
Bası, Ankara 1998.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, 100 Soruda ĠĢ Yasası, Bursa Ticaret ve Sanayi
Odası Hukuk MüĢavirliği, Bursa 2003.
Çimento ĠĢveren Dergisi, Eylül 1992.
Çimento ĠĢveren Dergisi, Mart 1995.
Çimento ĠĢveren Dergisi, Mayıs 1996.
DĠSK/Genel-ĠĢ Eğitim Yayınları, (4857 sayılı ) ĠĢ Kanunu, Ankara 2005.
ĠĢveren Dergisi, TĠSK, Ağustos 1994.
ĠĢveren Dergisi, TĠSK, Temmuz 1997.
ĠĢveren Dergisi, TĠSK, Temmuz 1998
ĠĢveren Dergisi, TĠSK, Mayıs 2001.
Tekstil ĠĢveren Dergisi, ġubat 1989.
Tekstil ĠĢveren Dergisi, Ocak-ġubat 1993.
Tekstil ĠĢveren Dergisi,Eylül 1996.
Tekstil ĠĢveren Dergisi, Aralık 1996.
Tekstil ĠĢveren Dergisi, ġubat 1997.
TÜRK-Ġġ Dergisi, Mayıs 1994.
Türkiye ĠĢveren Sendikaları Konfederasyonu,4857 sayılı ĠĢ Kanunu ve Gerekçesi,
Ankara 2003.(Gerekçe)
Yargıtay Kararları Dergisi, ġubat 1995.
Yargıtay Kararları Dergisi, Ekim 1995.
Yargıtay Kararları Dergisi, Eylül 1996.
Yargıtay Kararları Dergisi, ġubat 1999.

Benzer belgeler