Dişhekimi 64.Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası

Transkript

Dişhekimi 64.Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası
dişhekimi
haber
1
başkan
Prof. Dr. Ali Rıza Alpöz
İzmir Dişhekimleri
Odası Başkanı
dişhekimi
Sevgili meslektaşlarım
Bu satırları yazarken, ülkemizin içine
düşürüldüğü duruma isyan ediyorum.
Yeter diyoruz verdiğimiz şehitlere, yeter artık. Haykırıyoruz. Terör ve destekçilerine lanet olsun diyoruz ama
yetmiyor işte. Hergün acı haberlerle,
yetim kalan küçücük evlatlarla, sönen
ocakların haberleriyle uyanıyoruz. Gazete okumak bile içimizden gelmiyor.
Bunların yanında bir de korkudan ya
da duyarsızlıktan belki de umudunu
yitirmiş olmaktan mıdır bilemiyorum,
yürüyoruz, toplanıyoruz, haykırıyoruz
ama maalesef on kişi bile yok etrafımızda meslektaştan koskoca İzmir’de.
Ortadoğu ülkeleri üzerine oynanan
emperyalist oyunda sıranın acaba ülkemize mi geldiği yönündeki endişelerimiz her geçen gün artıyor. Bunların
işbirlikçilerinin kim olduğunu, terörü
nasıl tezgahladıklarını göre göre bu
acıları yaşıyoruz.
Malum yönetmeliğin çıkmaması için
defalarca İl Sağlık Müdürlüğü önünde
toplandık, Ankara’ya gittik, haykırdık,
yapmayın dedik ama sadece yine en
fazla on kişiydik. Duyarsız ve boşvermiş
bir toplum olmak kanımca ülkemizdeki
en büyük tehlikedir.
2
Ülkemizde morallerin bozulmasına,
ekonomik durumun çok da iç açıcı olmamasına rağmen yılmadan, geleceğe
umutla bakıp mesleğimizi icra etmeye, hastalarımızı tedavi etmeye çalışıyoruz. Perşembe seminerlerimiz başlıyor, odamız üyesi olsun olmasın tüm
meslektaşlarımızı bekliyoruz, odamız
hakkındaki tüm bilgilere ve duyurulara
www.izdo.org adresinden ulaşabilir
daha fazla bilgi alabilirsiniz.
27, 28 ve 29 Kasım 2015 tarihlerinde İzmir Swiss Otel’de gerçekleştireceğimiz Uluslararası İZDO kongremizin
hazırlıkları bitti. Duyurumuzu da dergimizde bulacaksınız. Bilimsel komitemizin özenle hazırladığı program,
alanında isim yapmış yerli ve yabancı
meslektaşlarımızı sizlerle buluşturacak,
sosyal etkinlikler ve bilimsel sunumlar
ile bilgilerimizi tazeleceğiz.
Kasım ayı sonunda İzmir’de buluşmak dileğiyle.
Ülkemizde barışa, kardeşliğe, dostluğa en fazla ihtiyaç duyduğumuz bu
günlerde herkesin sağduyulu olması,
bu kirli oyunlara gelmemesi dileğiyle,
en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum hepinize.
dişhekimi
başkan
3
editör
dişhekimi
Değerli Meslektaşlarım Merhaba;
Ersin ATİNEL
[email protected]
Her sayıda, bir diğer sayımıza kadar
güzel günler yaşanır dileği ile cümleleri
sonlandırsam da olmadı. Kişisel çıkarların toplumsal çıkarların üstünde tutulduğu müddetçe şu güzel memleketin
daha nice evlatlarını kanlı ellere feda
etmiş olacağız. Nasıl bir vicdandır ki
oturur yerinde? Bizler ki insan sağlığı ve
yaşam kalitesi için yeminler etmişiz nasıl
suskun kalabiliriz? Acıyı tarif etmek için
bu güzel vatana ve evlatlarına böylesi mi
hak görülür? Tüm şehitlerimizi bu vatan
unutmayacak, onları şehit edenleri de;
ettirenleri de... Acıları acımızdır...
Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan
Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin yürütmesinin durdurulmasına
ilişkin dava, Sağlık Bakanlığı’nın savunmasının alınmasından sonra Ekim ayında karara bağlanacak. Sonucun mesleğimizin düştüğü çıkmazı sonlandırması
arzusundayız.
Türk Tabipleri Birliği ile Türk Dişhekimleri Birliği tarafından E-Nabız genelgesinin iptali için açılan davada ara kararın
ardından yürütmenin durdurulması istemine ilişkin karar verilmesi beklenirken
Bakanlık bu kez ikinci bir genelge çıkarttı. Yeni genelgenin de iptali istendi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile
Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba
sağlık çalışanlarına yıpranma hakkı tanınması için yasa teklifi hazırladı.
Danıştay 15. Daire, Türk Dişhekimleri
Birliği tarafından açılan davada verdiği yürütmenin durdurulması kararında
SGK’ya hukuk devletinin ne olduğunu
anlatarak; muayenehaneler ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan ağız diş tedavilerinin bedelinin ödenmeyeceği, engellilerin kamu sağlık tesisleri dışında ağız ve
diş sağlığı hizmetine erişebilmeleri için
sağlık kurulundan rapor almaları gerektiği ile muayenehaneler ve özel sağlık kuruluşlarından alınan sağlık hizmeti bedelinin SUT eki tarifeye göre ödeneceğine
ilişkin kuralların yürütmesini durdurdu.
İzmir Dişhekimleri Odası’nın düzenlediği “22. Uluslararası Bilimsel Kongre ve
Sergisi” bu yıl 27 - 29 Kasım tarihlerinde
4
Swissotel Büyük Efes, İzmir’de yapılacak.
Alanında uzman yerli ve yabancı akademisyenlerin yer alacağı kongrede, bilimsel sunumlar, kurslar, paneller, tartışma
platformu ve çeşitli sosyal etkinlikler gerçekleştirilecek. Şimdiden sizleri aramızda görmenin heyacanını yaşıyoruz. Lütfen ajandanıza not almayı unutmayınız.
14 yıl sonra Türk Dişhekimleri Birliği
(TDB) Uluslararası Kongresi’ne ev sahipliği yapacak olan İzmir, ilk kez TDB Türk
Dişhekimleri Birliği Öğrenci Kolu 10. Ulusal Öğrenci Kongresi’ne de ev sahipliği
yapma hazırlıklarına başladı.
Odamıza üye olan tüm meslektaşlarımız her yıl olduğu gibi bu yılda
18.07.2015 - 18.07.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Ferdi Kaza ve
Kaza Sonucu İş Görememezlik Sigortası
kapsamına alındı. Bu yıl ilk defa meslek
hastalığından olan “tenisçi dirseği ve
carpal tünel sendromu” tanısıyla ameliyat olan meslektaşlarımızın ameliyat
nedeniyle 30 güne kadar olan süre için
günlük iş göremezlik ödeneği 1 TL/kişi/
yıl prim karşılığında ve günlük 75 TL üzerinden teminat kapsamına alınmıştır.
Evvel Zaman İzmir’de köşemizin bu
sayı konuğu İzmir’in bir başka prestijli simgelerinden Karataş’taki tarihi
asansör ve asansörün bulunduğu sokağa ismini veren büyük sanatçı Dario
Moreno’nun öyküsünü sizlere aktaracağız.
Dişhekimi Kürşat Çavuşoğlu, Dünya
Tıp ve Sağlık Oyunları’nda masa tenisi
branşında altın madalya kazandı. Kendisini tebrik ediyor başarılarının devamını
diliyoruz.
İçimizden biri köşesinin bu sayımızdaki konuğu meslektaşımız Abdurrahman
Alam.
Köşelerimizin en büyük destekçileri
Emel Gökmen, Serdar Sıralar, Müge
Sandıkçıoğlu, Mavisel Yener, Sinan Şahan ve Mete Ağaoğlu’na buradan teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Gülümseten sayfalarda buluşmak dileği ile sevgiyle kalınız...
dişhekimi
editör
5
içindekiler
dişhekimi
Yönetmeliğin
iptali ile ilgili davada
8
önemli gelişme
22. Uluslararası
Bilimsel Kongre ve
Sergisi Swissotel
Büyük Efes İzmir’de 20
E-Nabız davasında ara karar
Bakanlık yeni
genelge çıkarttı 10
n
İzmir’iim
geleri
yükselen s
Danıştay’dan
SGK’ya hukuk dersi
12
15 30
Dişhekimi Kürşat
Çavuşoğlu, Dünya
14 yıl
sonra
bayrağı devraldık
18
İzmir Dişhekimleri
Odası’ndan dişhekimliği
fakültesi öğrencilerine burs
Reklam İndeksi
AGS Medikal................................3
Dentsply......................Arka Kapak
Tıp ve Sağlık Oyunları’nda
masa tenisi branşında
altın madalya kazandı
34
İçimizden Biri köşemizin
bu sayı konuğu
Abdurrahman Alam
Meslektaşımızın
müzikle iç içe
yaşamı
DRD.........................Arka Kapak içi
En İyi Hekim.................................5
İpana / Oral-B..............................1
Haber Sorumlusu
Erdal BİLİCİ
Sahibi
İzmir Dişhekimleri Odas› ad›na
Yönetim Kurulu Başkan›
Ali Rıza ALPÖZ
Sorumlu Yaz› İşleri Müdürü
Ersin ATİNEL
Yay›n Kurulu
Ersin ATİNEL, Çiğdem PAŞALI,
Elif ÖZBOZDAĞ, Ümran Canay KAYA,
Ahmet CESUR
6
Görsel Yönetmen
Birsen BAĞARDI KÖSEOĞLU
Baskı
Gülermat Matbaa ve Yayıncılık
Meriç Mah. 5619 Sk. No.6
Çamdibi - Bornova / İZMİR
Tel: +90 232 433 6133
Fax: +90 232 433 6597
42
İpana / Oral-B..............................7
Özel GaziHastanesi.... Ön Kapak içi
Tidal İmplant................................9
Bas›m Tarihi:
Eylül 2015
Yay›n Türü:
Yayg›n Süreli Yay›n
İletişim Adresi
Anadolu Caddesi 40,
Tepekule İş Merkezi D: 209 /210 /211 Bayrakl› İzmir
Telefon 0.232 461 2152 - 461 3615 - 461 1571
Faks 0.232 461 3759
[email protected]
Dergide yer alan yaz›lar›n hukuki sorumluluğu yazar›na aittir.
Dergimiz 4.000 adet basılarak, Dişhekimlerine ve dişhekimliği fakültesi
son s›n›f öğrencilerine ücretsiz dağ›t›l›r.
haber
dişhekimi
Yönetmeliğin
iptali ile ilgili davada
önemli
gelişme
Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin dava, Sağlık Bakanlığının savunmasının alınmasından sonra incelenip karara bağlanacak.
3 Şubat 2015 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık
Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in yürütmesinin
durdurulması ve iptali istemiyle dava açılmıştı. Ardından Sağlık Bakanlığı, 20.04.2015 tarihli yazıyla
Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin uygulanmasında
yaşanan kimi sorunlara çözüm yolları önererek Yönetmeliğin yaptırımlarının 30.10.2015 tarihinden
itibaren uygulanacağını belirterek uygulama genelgesi yayınlamıştı. Türk Dişhekimleri Birliği Uygulama
genelgesi ile ilgili de kimi maddeler için iptal davası
açmıştı. Yönetmeliğin iptali için TDB tarafından açılan davada yürütmenin durdurulması istemine ilişkin
olarak bir karar verilmesi bekleniyordu. Bu konuyla
8
ilgili gelişme yaşandı. Sağlık Bakanlığı tarafından
çıkartılan dişhekimliği hizmetinin yürütülmesini zorlaştıran hükümlerinin yürütmesinin durdurulması ve
iptali için Türk Dişhekimleri Birliği tarafından açılan
davada, Danıştay 15. Daire’de yapılan ilk inceleme
sonunda yürütmenin durdurulması isteminin Sağlık
Bakanlığının davaya cevap vermesi ya da Bakanlığa
cevap için tanınan 30 günlük yasal sürenin geçmesinden sonra karara bağlanacağı belirtildi. Sağlık
Bakanlığı’nın, davaya cevap için kendisine tanınan
30 günlük sürenin uzatılmasını talebi ise reddedildi.
Bu durumda, 1 Eylül’e kadar adli tatil olduğu da
dikkate alındığında, Türk Dişhekimleri Birliği’nin yürütmenin durdurulması talebinin Ekim ayında karara bağlanması bekleniyor.
dişhekimi
haber
9
haber
dişhekimi
E-Nabız davasında ara karar
Bakanlık yeni
genelge çıkarttı
Türk Tabipleri Birliği ile Türk Dişhekimleri Birliği tarafından E-Nabız genelgesinin
iptali için açılan davada ara kararın ardından yürütmenin durdurulması istemine
ilişkin karar verilmesi beklenirken Bakanlık bu kez ikinci bir Genelge çıkarttı.
Sağlık Bakanlığı, 5 Şubat 2015 tarihinde, 2015/5
sayılı, “e-Nabız Projesi” konulu bir genelge yayınlayarak, Sağlık Net Online Sistemi kurduğunu
bildirmiş ve muayenehaneler de dahil olmak üzere -ve kamu ya da özel ayrımı yapılmaksızın- bütün sağlık kurum ve kuruluşlarından hastaların
01.01.2015 tarihinden itibaren tutulan bütün
10
kayıtlarının 01.03.2015 tarihinden başlayarak
kendisine gönderilmesini istemiş; bu Genelge’nin
iptali istemiyle Türk Tabipleri Birliği ile Türk Dişhekimleri Birliği tarafından dava açılmıştı. Söz konusu davada yürütmenin durdurulması istemine
ilişkin karar verilmesi beklenirken Bakanlık bu kez
ikinci bir Genelge çıkarttı.
haber
dişhekimi
E-NABIZ DAVASINDA ARA KARAR VERILDI
E-Nabız genelgesinin iptali için açılan davada
Danıştay Sağlık Bakanlığı’na genelgenin yasal
dayanağını sorarak yanıt istedi.Hasta bilgilerinin
merkezi olarak toplanması için yeni bir girişim
şeklinde ortaya çıkan, e-Nabız Projesi konulu Sağlık Bakanlığı genelgesinin iptali için Türk Dişhekimleri Birliği ve Türk Tabipleri Birliği tarafından
6 Nisan 2015 tarihinde Danıştay’a dava açılmıştı. E-Nabız projesi konulu
Sağlık Bakanlığı genelgesinin iptali istemli davada Danıştay genelgenin
yasal dayanağını sordu.
Danıştay 15. Daire’de
2015/2900 esas sayılı
dosyada incelenmekte olan davada Daire,
yürütmenin durdurulması istemine ilişkin kararın, Sağlık Bakanlığının
davaya yanıtından sonra verilmesine; ayrıca Bakanlıktan bu genelgenin hangi yasal düzenleme
ya da düzenleyici işlemlere dayalı olarak kurulduğunun sorulmasına karar verdi. Bu ara kararının gereğinin yerine getirilmesi için Bakanlığa 30
gün süre verildi. Danıştay’ın kanunları bilmediği
düşünülemeyeceğine göre; bu ara kararı, söz
konusu genelgenin yasal dayanağının olmadığının değerlendirildiğini gösteriyor. Bu çerçevede,
e-Nabız genelgesi ile ilgili olarak yürütmenin durdurulması isteminin, adli tatilden sonra, Ekim
ayında görüşülerek karara bağlanması bekleniyordu.
rütmesinin durdurulmasıyla iptali istendi.
Dava dilekçesinde; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarından
örnekler verilerek kişisel verilerin değeri ve korunması gereği açıklandıktan sonra dava konusu
Genelge’nin verilerin toplanmasında hastaların
rızasını aramayan, sağlık kuruluşlarının bütün bilişim sistemlerini Bakanlığın izlemine alan ve yine
sağlık kuruluşlarını Bakanlık tarafından yetkilendirilen bilişim firmalarıyla anlaşmaya zorlayan
kuralların hiçbir yasal
dayanağının olmadığı
da ifade edildi.
Bu davada yürütmenin
durdurulmasına ilişkin
istemin Aralık ayına kadar değerlendirilip karara bağlanması bekleniyor.
HEKIMLER UYARILDI
Hekimler, dişhekimleri ve sağlık kuruluşları, uluslararası insan hakları düzenlemeleri ve Anayasamızın 20. maddesine açıkça aykırı olmasının yanı
sıra, hasta haklarına ve hekimliğin temel değerlerinden olan sır saklama yükümlülüğüne açıkça
aykırılık taşıyan bu Genelge’yi dikkate almamalı,
hastalarının verilerini kanunla açıkça yetkili kılınanlardan başkalarıyla paylaşmaktan özenle kaçınmalıdır şeklinde meslek örgütleri tarafından
uyarıldı.
YENI GENELGENIN DE IPTALI ISTENDI
Bakanlığın ikinci Genelgesinde asıl olarak sağlık
bilgi sistemlerini sağlık kuruluşlarına satacak ve
sistemi işletecek olan taşeron firmaların uymaları gereken kurallar belirlenmiş, bu arada bütün
sağlık kuruluşlarına da klinik, idari ya da yönetimsel amaçlarla kullanılan yazılım sistemlerini
Sağlık Bakanlığı’nın bilişim sistemine entegre etmeleri ve hastaların bütün kişisel verilerini göndermeleri gerektiği vurgulanmıştır.
Anayasa’nın 20. Maddesindeki kişisel sağlık verilerinin toplanması ve işlenmesi için ilgilinin açık
rızasının olması ve bu alandaki kuralların mutlaka yasa ile belirlenmesi gerektiğine ilişkin temel
kural bile göz ardı edilerek hastaların en hassas
verilerini toplamayı amaçlayan 2015/17 sayılı
yeni Genelge de, Türk Tabipleri Birliği ile Türk
Dişhekimleri Birliği tarafından dava edilerek yü-
11
haber
dişhekimi
Danıştay’dan
SGK’ya hukuk dersi
Danıştay 15. Daire, Türk Dişhekimleri Birliği tarafından açılan davada verdiği yürütmenin durdurulması kararında SGK’ya Hukuk Devletinin ne olduğunu anlatarak; muayenehaneler ve
özel sağlık kuruluşlarında yapılan ağız diş tedavilerinin bedelinin ödenmeyeceği, engellilerin
kamu sağlık tesisleri dışında ağız ve diş sağlığı hizmetine erişebilmeleri için sağlık kurulundan rapor almaları gerektiği ile muayenehaneler ve özel sağlık kuruluşlarından alınan sağlık
hizmeti bedelinin SUT eki tarifeye göre ödeneceğine ilişkin kuralların yürütmesini durdurdu.
Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin genel sağlığın bir
parçası olduğu yaklaşımı ve sağlık hakkının temel
insan haklarının en başında gelenlerden biri olduğu bilinciyle konuyu değerlendiren Türk Dişhekimleri Birliği, Sağlık Uygulama Tebliğleri yoluyla ağız
ve diş sağlığı hizmetlerine erişimin zorlaştırılmasına ilişkin düzenlemelerin iptali için davalar açmıştı. Danıştay 15. Daire verdiği yürütmeyi durdurma
kararları ile SGK’ya adeta hukuk dersi verdi.
Davada skandal savunma: Dişhekimliği
fakültesi öğrencileri de dikkate alındığında kamudaki dişhekimi sayısı yeterlidir!
25.07.2014 tarih ve 29071 sayılı Resmi Gazete’de
yayınlanarak yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile muayenehaneler ve özel
12
sağlık kuruluşlarından alınan ağız ve diş sağlığı
hizmetinin bedelinin ödenmeyeceği, engellilerin
muayenehaneler ve özel sağlık kuruluşlarından
aldığı hizmetin ödenebilmesi için üç dişhekiminin
vereceği heyet raporu gerektiği ve bu şekilde alınan sağlık hizmetinin bedelinin de SUT ekindeki
tarifeye göre ödeneceği kurallarının yürütmesinin
durdurulması ve iptali istenmiştir. Türk Dişhekimleri Birliği tarafından açılan davada süreç özetlenip düzenlemelerin sağlık hizmetine erişimi ölçüsüz biçimde kısıtladığı ortaya konulmuştur. Diğer
yandan, 2007 yılından bugüne kara bu alandaki davalar ve yargı kararları da ortaya konularak
İdare’nin yargı kararlarının yerine getirilmesi gerektiğine ilişkin Anayasal kural ile Hukuk Devleti
ilkesini de ihlal ettiği açıklanmıştır.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davaya verilen
yanıtta ağız ve diş sağlığı alanında kamu sağlık
dişhekimi
hizmetlerinin yeteri olduğu savunulurken dişhekimliği fakültesi 3, 4, ve 5. sınıflarında öğrenim
görmekte olan 5815 öğrenci de hesaba katılmıştır! Oysa bilinmektedir ki, bir kişinin dişhekimi olarak kabul edilebilmesi için öncelikle dişhekimliği
fakültesinden mezun olması gerekir. Öğrencilerin, eğitim amacıyla ve bu sınırlılık içinde, öğretim
üyesi gözetiminde hasta tedavisine katılmalarının
dişhekimi insan gücü hesabına dahil edilmeleri
için yeterli olmadığı tartışmasızdır.
Danıştay’dan SGK’ya:
Yargı kararlarının gereğini yerine getir!
Danıştay 15. Daire, 2013 yılından yayınlanan
Tebliğ’e karşı yine Türk Dişhekimleri Birliği tarafından açılan davada verilen yürütmenin durdurulması kararı ve İdari Dava Daireleri Kurulu’nun itiraz
üzerine verdiği yürütmenin durdurulması kararındaki değerlendirmeleri aktardıktan sonra; bu davadaki her bir taleple ilgili ayrıntılı hukuksal değerlendirmeler yapmış ve Türk Dişhekimleri Birliği’nin
bütün taleplerine ilişkin olarak yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir.
Kararda, yargı kararlarının yerine getirilmesi ve Hukuk Devleti ile ilgili olarak şu tespitlere yer verilmiştir:
“…yargısal içtihatlara aykırı olarak davalı Sosyal
Güvenlik Kurumu tarafından, dava konusu düzenlemeler ile özel sağlık hizmeti sunucuları ile Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşmesi olmayan resmi
sağlık hizmeti sunucularındaki diş ünitelerinde yapılan ağız diş sağlığına ilişkin tedavilerin ödenmeyeceği belirtilmiştir.
… yargısal denetim, tek başına, bir devletin Hukuk Devleti niteliğini kazanılabilmesi için yeterli
görülemez. Bunun yanında; Devletin tüm organlarının yargısal kararlara saygılı olmaları yanında
bu kararların gereğinin de tam anlamıyla yerine getirilmesi gerekmektedir.
İşte bu nedenledir ki; mahkeme kararlarının
gereğini yerine getirmek, yasama ve yürütme organları ile idare için, bir yetki değil, bir
“anayasal ve yasal yükümlülük” tür. Biri, yasalarda gösterilen süreler içinde yargı kararlarının gereklerine uygun işlem yapmak ve
eylemde bulunmak; diğeri de, bu kararları
hiçbir suretle değiştirmemek gibi iki yönlü
olan bu yükümlülük, yasama ve yürütme
organları ile idareye, yargı kararlarının hukuki sonuçlarının oluşmasına engel olma
ya da onları etkisizleştirme yetkisi tanıma-
haber
makta; aksine, yargı kararlarının bu etki ve sonuçlarının yaşama geçirilebilmesi için gerekeni yapma
zorunluluğu getirmektedir.
Buna göre, mahkeme kararlarının gereği gibi yerine getirilmesi konusunda “anayasal ve yasal yükümlülük” altında bulunan idarenin bu kararların
gerekçelerine uygun olarak düzenleme yapılması
gerekirken aksini öngören dava konusu düzenlemelerde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bunun yanında, özel sağlık kurum ve kuruluşları
ile sözleşmesiz resmi sağlık kurum ve kuruluşlarına
yapılacak şevkin tamamen ortadan kaldırılmasını
gerektiren hukuken kabul edilebilir bir neden de
ortaya konulamamıştır.”
Danıştay’dan SGK’ya: Birlik tarafından
yayımlanan Tarife’nin altında bedel
belirlemeyi gerektirecek haklı
nedenleri ortaya koyamadınız
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yapılan düzenlemeyle, ağır
sevk şartlarını yerine getirebilen engellilerin muayenehaneler ve özel sağlık kuruluşlarındaki tedavileri-
13
haber
ne getirilen bir diğer engel de bunun için ödenecek
ücretin TDB tarafından belirlenen Tarife yerine SUT
ekindeki bir listeye göre belirlenmesidir.
Sosyal Güvenlik Kurumu bu hükmün yürütmesinin
durdurulması istemine verdiği yanıtta TDB tarafından belirlenen Tarife’nin yasa değişikliği ile rehber
olarak belirlendiği, dolayısıyla dişhekimlerinin bu
Tarifede belirlenen ücretin altında bir ücret alabileceği; acil hallerde sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından alınan hizmetin bedelinin SUT’ta belirlenen tarifeye göre olmasının da 5510 sayılı Yasa
hükmü gereği olduğunu savunmuştur.
Danıştay Kararında “… Birlikçe yayımlanan tarife
rehber tarife olsa da, bu tarifede yaralan fiyatlara neden uyulmadığı, bu bedellerden daha düşük
fiyat belirlemesini gerektirecek haklı nedenlerin,
fiyatların belirlenmesi konusunda takdir yetkisi kullanılırken diğer bir ifade ile Tebliğin eki EK-2/Ç’deki
fiyatlar belirlenirken hangi somut kriterlerin esas
alındığı, bölgesel gelişmişlik düzeyi, teknolojik imkan ve donanım ile personel sayısı ve hizmet kalitesi gibi kriterlerin göz önünde bulundurulup bulundurulmadığı ortaya konulamamıştır.” denilerek
SGK’nın ücret belirlemesinde keyfi bir tutum içinde
olamayacağı açıkça ortaya konulmuştur.
14
dişhekimi
Şimdi ne olacak?
SGK ve Sağlık Bakanlığı tarafından bu Karara karşı
7 gün içinde itiraz edilebilecektir. İtirazlar Danıştay
İdari Dava Daireleri Kurulunda görüşülerek karara
bağlandıktan sonra Danıştay 15. Daire davanın esasına ilişkin karar verecektir.
Ancak bütün bu sürecin işlemesi Danıştay Kararının uygulanmasının engeli değildir. SGK bu Kararın
gereğini en geç 30 gün içinde yerine getirecektir.
SGK tarafından hastaların kamu sağlık kuruluşları
yanı sıra muayenehaneler ve özel ağız diş sağlığı
kuruluşlarından da hizmet alabilmelerini sağlayacak kuralların bir an önce yayınlanıp sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması gereklidir.
Ancak SGK tarafından herhangi bir ek düzenleme
yapılmasa da, bu Kararla birlikte; muayenehaneler
ve özel ağız ve diş sağlığı kuruluşlarından alınan
sağlık hizmeti için hiçbir ücret ödenmeyeceğine,
engellilerin sevkinin sağlık kurulu tarafından yapılacağına ve kamu sağlık kuruluşları dışında alınan
ağız diş sağlığı hizmetlerinin SUT Eki tarifeye göre
ödeneceğine ilişkin kuralların yürütmesi durdurulduğundan, bu kuralların getirdiği sınırlamalar da
ortadan kalkmıştır. Uygulamanın buna göre yapılması gerekecektir.
dişhekimi
14 yıl
haber
sonra
bayrağı devraldık
14 Yıl aradan sonra İzmir’de gerçekleştirilecek olan Türk Dişhekimleri Birliği
(TDB) Uluslararası Kongresi için binlerce meslektaşımız İzmir’e gelecek.
14 yıl sonra Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Uluslararası Kongresi İzmir Dişhekimleri Odası Yönetimi’nin
çabası ve TDB’nin destekleriyle, 19-21 Mayıs
2016’da İzmir’de gerçekleşecek. İstanbul Kongre
Merkezi Harbiye Oditoryumu’nda yapılan 21.Uluslarası TDB Kongresi’nde İzmir Dişhekimleri Odası
(İZDO) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Alpöz, kapanış töreninde Türk Dişhekimleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Taner Yücel ve İstanbul Dişhekimleri
Odası Başkanı Murat Ersoy’dan kongre bayrağını
teslim almış ve İzmir’e dönmesiyle birlikte İZDO Yönetimi olarak çalışmalara başlamıştı. İzmir’in yeni
fuar ve kongre merkezi olan Gaziemir deki, Fuar
İzmir’in varlığını da değerlendiren Prof. Dr. Alpöz ve
çalışma arkadaşları, İzmir’in turizmine ve ekonomisine katkı sağlayacak Türk Dişhekimleri Birliği (TDB)
Uluslararası Kongresi’ni en iyi şekilde gerçekleştirmek için kolları sıvadı.
İZFAŞ VE İZTO’DAN DESTEK
Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Uluslararası
Kongresi’nin İzmir’de gerçekleştirecek olması iş
dünyası temsilcileri tarafından da memnuniyetle kar-
şılandı. Etkinliğin gerçekleştirilmesi planlanan yeni
kongre merkezi Fuar İzmir’i bu kongreye açan İZFAŞ
ve tüm desteği vereceklerini açıklayan İzmir Ticaret
Odası organizasyonun en büyük destekçileri olacak.
İzmir Dişhekimleri Odası Yönetimi kongre desteği
için İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş ve
TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Hande Arslanalp
ile İzmir Ticaret Odası’nda bir araya geldi. İzmir
Dişhekimleri Odası Genel Sekreteri Ersin Atınel ve
Yönetim Kurulu Üyesi Can Say’ında katıldığı görüşmede dayanışma içinde olmanın organizasyonun
İzmir’e yakışabilirliğini olumlu yönde etkileyeceğini
belirten İzmir Dişhekimleri Odası Başkanı Prof. Dr.
Rıza Alpöz, “tüm enerjimiz ve gücümüzle, İzmir’de
yıllar sonra bu kongreyi en iyi şekilde organize etmek için çalışıyoruz. Bu Kongre, İzmir’ in sosyal ve
ticari hayatına büyük bir soluk getirecek 3000’e yakın yerli ve yabancı diş hekimini ve dental sektörü
İzmir’de buluşturacak” diyerek destekleri için, İzmir
Büyük şehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir
Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş ve İZFAŞ yetkilileri ve TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Hande
Arslanalp’e teşekkür etti.
15
haber
dişhekimi
TMMOB’dan ortak açıklama
Türk Mühendis ve Mimarları
Odaları Birliği’ne bağlı 24 meslek odası
saldırılara karşı ortak basın açıklaması yaptı
Cumhurbaşkanlığı sarayındaki iftar yemeği ile ilgili yorumları sebebiyle kendilerine karşı başlatılan karalama kampanyasına TMMOB ve ona bağlı 24 meslek
odasından sert yanıt geldi. Talana karşı mücadele ettikleri için hedef alındıklarını
söyleyen Odalar, “TMMOB susmadı, susmaz. Güneş balçıkla sıvanamaz” dedi.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin geçen hafta
Cumhurbaşkanlığı sarayında ki iftar maliyetini açıklamasıyla Türk Mühendis ve Mimarları Odaları Birliği (TMMOB) ve ona bağlı meslek odaları dikkatleri
çekmişti. Hükümete yakınlığı ile bilinen basın organları ile sosyal medyada Mimarlar Odası Ankara Şube
yöneticileri ve TMMOB’a karşı adeta karalama kampanyası başlatılmıştı.
TMMOB’a bağlı 24 odadan yapılan “Birliğimiz
TMMOB ve Mimarlar Odası ile tam bir dayanışma
içindeyiz” başlığıyla yapılan ortak açıklamada, “Son
10 gündür ağız birliği etmişçesine, neredeyse aynı
cümleler ile üst birliğimiz TMMOB ve Mimarlar
Odası’na yönelik, kendi kültürlerine uygun düzeysiz,
yalan, iftira, hakaret ve suçlamalarda bulunmaktadır” denildi.
“Bir milletvekili, Odaların denetiminin Sayıştay’da
olduğunu ama bu denetimin de yapılmadığını zannettiğini söyleyerek, kamu işleyişinden bihaberliğinin harika bir örneğini veriyor! Bir başkası, Odaların
16
yetkilerinin cumhurbaşkanında bile olmadığı gibi
kargaların bile güleceği sözler söyleyebiliyor” denilen açıklamada, “TMMOB ve bağlı Odaların, AKP ve
yandaşlarının havsalasının almayacağı ölçüde temiz
olduğu kamuoyunca bilinmektedir. 12 Mart ve 12
Eylül gibi baskı dönemlerine nasıl direndi isek, AKP
iktidarının baskılarına da onurlu bir şekilde direneceğimiz açıktır, kesindir”ifadeleri kullanıldı.
O açıklamanın tam metni şöyle:
“TMMOB’ye Bağlı 24 Oda’dan Ortak Açıklama:
Birliğimiz TMMOB ve Mimarlar Odası ile Tam Bir
Dayanışma İçindeyiz
Ne iktidarın baskıları ne de yandaş medyasının yalan
ve tehditleri bizleri kamusal, toplumsal, mesleki yararları savunmaktan alıkoyamaz.
KARGALAR BİLE GÜLER
Kamuoyu, siyasi iktidarın Türk Mühendis ve Mimar
Odaları Birliği (TMMOB) ve bağlı Odalarını etkisizleştirmeye; kamusal hizmet, kamusal denetim,
dişhekimi
kamusal-toplumsal yarar fonksiyonlarından arındırmaya ve rant yağmasının önünde oluşturduğumuz
engelleri yıkmaya yönelik girişimleri ile bu yöndeki
mevzuat değişikliği hamlelerini bilmektedir.
Şimdi de yandaş medya ve bazı köşe yazarları, hatta
cumhurbaşkanının bir danışmanı ile bir milletvekili,
son 10 gündür ağız birliği etmişçesine, neredeyse
aynı cümleler ile üst birliğimiz TMMOB ve Mimarlar Odası’na yönelik, kendi kültürlerine uygun düzeysiz, yalan, iftira, hakaret ve suçlamalarda bulunmaktadır. Ve bir milletvekili, Odaların denetiminin
Sayıştay’da olduğunu ama bu denetimin de yapılmadığını zannettiğini söyleyerek, kamu işleyişinden
bihaberliğinin harika bir örneğini veriyor! Bir başkası, Odaların yetkilerinin cumhurbaşkanında bile
olmadığı gibi kargaların bile güleceği sözler söyleyebiliyor.
Dertleri, TMMOB ve Mimarlar Odası ile biz
TMMOB’ye bağlı bütün Odaların tarih, kültür, doğa,
kent ve kır, enerji, maden, tarım, gıda rantları önünde engel oluşturmamız, sanayisizleştirme süreci ve
özelleştirme talanına dur dememizdir. Kurulduğu
tarihlerden bu yana iktidarların karar ve tasarruflarını toplumsal yarar ve mesleki fayda süzgecinden
geçiren, mesleki-bilimsel doğruları dayanak alarak
muhalif tavrını ülkenin en karanlık dönemlerinde
bile sergilemekten geri durmayan TMMOB ve bağlı
Meslek Odaları, AKP iktidarının ve yandaş medyasının önde gelen hedeflerinden biridir. Ancak bilinmesini isteriz ki, rant politikaları ile kentlerimizi, yaşam
alanlarımızı, doğayı ve tüm çevremizi talan eden
AKP’ye karşı çıkan TMMOB ve bağlı Odaları, Anayasa ve hukuktan aldığı güçle kamusal ve toplumsal
yarar ilkesinden asla taviz vermemiş, bilimsel-mesleki kabullerin taşıyıcısı, savunucusu olmuştur.
12 EYLÜL’E DİRENDİĞİMİZ GİBİ DİRENECEĞİZ
TMMOB ve bağlı Odaların, AKP ve yandaşlarının
havsalasının almayacağı ölçüde temiz olduğu kamuoyunca bilinmektedir. 12 Mart ve 12 Eylül gibi baskı
dönemlerine nasıl direndi isek, AKP iktidarının baskılarına da onurlu bir şekilde direneceğimiz açıktır,
kesindir. AKP’nin TMMOB ve Odalarına yönelik baskıcı bir zihniyetle vesayet kurmak üzere yaptığı tüm
düzenlemelerin geri alınması, Odaların özerk ve bağımsız yapılarının güçlendirilmesi ve kamu-toplum
yararı ile kamusal hizmet üretimi için mücadelemize
kararlılıkla devam edeceğiz.
Kamuoyuna sesleniyoruz. Ellerimiz temiz, alnımız ak, başımız diktir. TMMOB’ye bağlı Odalar Anayasa’nın 135. maddesine göre kurulmuş
kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır,
haber
demokratik meslek Odalarıdır. Her bir Odamızın
Anayasa’dan ve 6235 sayılı TMMOB Yasası’ndan
aldığı yetkiyle oluşturduğu uygulama yönetmelikleri
doğrultusunda Genel Kurulları, Yönetim Kurulları,
Onur Kurulları, Denetleme Kurulları bulunmaktadır.
Bu kurullar Anayasa’nın amir hükümleri doğrultusunda Odaların her türlü idari ve mali denetimlerini
gerçekleştirmektedir. Her bir kuruşa kadar gelir ve
giderlerimizin denk bütçe esasıyla yapılan bütün
dökümü, genel kurul çalışma raporlarında, dönem
içlerinde hazırlanan raporlarda yer almakta ve web
sayfalarımızda yayımlanmaktadır. İddia ediyoruz,
TMMOB’ye bağlı meslek Odaları, AKP hükümeti ve
Sayıştay denetiminden kaçırılan tüm kurum ve kuruluşlardan şeffaf ve temizdir.
Ne iktidarın baskıları ne de yandaş medyasının yalan ve tehditleri bizleri kamusal, toplumsal, mesleki
yararları savunmaktan ve gerçekleri teşhir etmekten
alıkoyamayacaktır. Meslek Odaları susmadı, susmaz;
güneş balçıkla sıvanamaz.
Bilgisayar Mühendisleri Odası
Çevre Mühendisleri Odası
Elektrik Mühendisleri Odası
Fizik Mühendisleri Odası
Gemi Makinaları İşletme Mühendisleri Odası
Gemi Mühendisleri Odası
Gıda Mühendisleri Odası
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
İçmimarlar Odası
İnşaat Mühendisleri Odası
Jeofizik Mühendisleri Odası
Jeoloji Mühendisleri Odası
Kimya Mühendisleri Odası
Maden Mühendisleri Odası
Makina Mühendisleri Odası
Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası
Meteoroloji Mühendisleri Odası
Mimarlar Odası
Orman Mühendisleri Odası
Petrol Mühendisleri Odası
Peyzaj Mimarları Odası
Şehir Plancıları Odası
Tekstil Mühendisleri Odası
Ziraat Mühendisleri Odası
17
haber
dişhekimi
Sağlık çalışanlarına
yıpranma hakkı için yasa teklifi
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile Genel Başkan
Yardımcısı Veli Ağbaba, sağlık çalışanlarına yıpranma hakkı tanınması için yasa teklifi hazırladı.
TBMM Başkanlığına sunulan teklif, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda değişiklik
yapılmasını öngörüyor. Teklif, sağlık kuruluşlarında
görev yapan hekim, diş hekimi, eczacı, psikolog, bi-
yolog, hemşire, hasta bakıcı, ebe, laborant ve diğer
sağlık personelinin fiili hizmet süresi zammına kavuşturulmasını içeriyor. Teklifin gerekçesinde, sağlık
sektöründe görev yapan personelin güç koşullar altında bulunduğu ve fiili hizmet süresi zammından
yararlanmaları gerektiği bildirildi.
Konunun zaman zaman gündeme gelmesine karşın
hükümetin net tutum alıp gerekli adımları atmadığı belirtilen gerekçede, “Bu kadar hayati bir görev
yapan ve tüm toplumun sağlığı için güç koşullar
altında çalışan, tehdit alan, şiddete maruz kalan,
hayatını kaybeden sağlık personelinin bu durumda
bırakılması kabul edilebilir bir durum değildir. Teklifle, bu durumun ortadan kaldırılarak fiili hizmet
süresi zammı uygulamasından yararlanan diğer
meslek grupları ile birlikte sağlık hizmetinde görevli
personelin de bu uygulamadan yararlanması amaçlanmaktadır” ifadesine yer verildi.
İzmir Dişhekimleri Odası’ndan
dişhekimliği fakültesi öğrencilerine burs
İzmir Dişhekimleri Odası tarafından ilk kez 20152016 eğitim döneminde Ege üniversitesi ve Katip
Çelebi Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi öğrencilerine karşılıksız Eğitim Bursu verilecek.
İzmir Dişhekimleri Odası Yönetim Kurulu Dişhekimliği Fakültesi öğrencilerine karşılıksız eğitim
bursu verme kararı aldı. Alınan kararla oda etkinlikleri arasında yer alan Perşembe seminerleri
gelirlerinin bir kısmı, Ege üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi ve Katip Çelebi Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi 3, 4 ve 5.sınıf öğrencilerinden
seçilecek dört öğrenciye 10 ay boyunca karşılıksız ayda 250 TL eğitim bursu verilecek. Burs
verilecek öğrencilerde 3., 4., 5. sınıf öğrencisi
olmak, T.C vatandaşı olmak, başka bir burstan
yararlanmıyor olmak gibi şartlar göz önünde
bulundurulacak. Burs komisyonu üyeleri tarafın-
18
dan, yapılan başvurulardan titizlikle seçilecek
öğrencilerimizin faydalanacağı burs olanaklarının önümüzdeki yıllarda artarak süreceği belirtildi. Burs başvurusunda bulunmak isteyen
adaylar, 9 Ekim 2015 tarihine kadar öğrenci belgesi, T.C Kimlik No bulunan kimlik, aile gelirini
gösteren belge, dilekçe ve banka hesap no ile
ilgili evrakları tamamlayarak İzmir Dişhekimleri
Odası özlük işlerine başvuruda bulunabilecekler.
dişhekimi
haber
Prof. Dr. Taner Yücel Seçili Başkan Adayı
TDB Genel Başkanı Prof. Dr. Taner Yücel, Bangkok Tayland’da gerçekleştirilecek FDI 103.Genel Kurulu’nda seçili başkan adayı oldu.
TDB Genel Başkanı Prof. Dr. Taner Yücel’in FDI
Seçili Başkanlığına adaylığı, Dünya Dişhekimleri Birliği’nin (FDI) web sitesinde resmi olarak
açıklandı. Yapılan açıklamada, Yücel’in yanı sıra
Amerikan Dişhekimleri Birliği’nden Dr. Kathryn
Kell’in de aday olduğu belirtildi. Böylece 24 Eylül 2015 tarihinde Bangkok Tayland’da gerçekleştirilecek FDI 103.Genel Kurulu’nda yapılacak
seçimlerde FDI Seçili Başkanlığı için iki adayın
yarışacağı kesinleşmiş oldu.
Diş hekimliği mesleği
tanıtım rehberi yayınlandı
Diş hekimliği mesleğine adım atacak olan gençlere yönelik “Dişhekimliği Mesleği Tanıtım Rehberi”
Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) tarafından yayınlandı. Bu konuda yeteneklerinin farkına varmış bireyler için hazırlanan 25 sayfalık rehberde; meslek
seçerken dikkat edilmesi gerekenler, Dişhekimliği
mesleğinin tanımı, bir dişhekiminde bulunması gereken özellikler, meslekte risk taşıyan
hastalıklar, meslek rahatsızlıkları, Dişhekimliği eğitimi veren üniversiteler
vb bilgiler yer aldı. Türk Dişhekimleri
Birliği tarafından yapılan açıklamada;
Meslek seçiminin kimliğimizi, geleceğimizi, giderek yaşamımızı şekillendiren
en önemli kararlardan biri olduğu vurgulandı. Meslek seçiminde böylesine
önemli kararı verirken çok az kişi kendisine uygun ve mutlu olabileceği bir
seçim yapmakta denilen açıklamada;
‘’Kendimizi ve mesleğimizi yeterince
tanıyabilirsek ancak o zaman en doğru seçimi yapabilmemiz mümkün olacaktır. Hazırlanan “Dişhekimliği Mesleği Tanıtım Rehberi” ile yeteneklerinin
farkına varmış bireylere “Dişhekimliği” mesleğinin
kendileri için uygun olup olmadığını anlamaları konusunda yardımcı olunması amaçlanmıştır.
Mesleğe merhaba diyecek gençlerimize beklentilerinin ve umutlarının gerçekleşmesi yolundaki çabalarında başarılar diliyoruz’’ denildi. Rehbere TDB
resmi internet sitesi üzerinden de ulaşılabiliyor.
19
dişhekimi
22. Kongre
22. Uluslararası Bilimsel
Kongre ve Sergisi Swissotel
Büyük Efes İzmir’de
İzmir Dişhekimleri Odası’nın düzenlediği “22. Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi” bu
sene 27-29 Kasım tarihlerinde Swissotel Büyük Efes, İzmir’de yapılacak. Alanında uzman
yerli ve yabancı akademisyenlerin yer alacağı kongrede, canlı ve anlatımlı sunumlar, kurslar, paneller, tartışma platformu ve çeşitli sosyal etkinlikler gerçekleştirilecek.
Güzel İzmir’imizin nadide semti Alsancak’ta, şehrin
dinamik, iş ve alışveriş sahalarına yakın İzmir Körfezi
kıyısındaki muhteşem Kordon’a yürüme mesafesinde bulunan Swissotel Büyük Efes’te düzenlenecek,
çok sayıda yerli ve yabancı akademisyenin konuşmacı olarak yer alacağı 22. Uluslararası Bilimsel Kongre
ve Sergisi’nin bilimsel komitesinde; Prof. Dr. Murat
TÜRKÜN (Başkan), Prof. Dr. Sevtap GÜNBAY, Prof.
Dr. Pelin GÜNERİ, Prof. Dr. Banu DİNÇER, Prof. Dr.
Ece EDEN, Prof. Dr. Mine DÜNDAR ÇÖMLEKOĞLU,
Doç. Dr. Esin ALPÖZ, Doç. Dr. Esra UZER ÇELİK,
Uzm. Dr. Orhun BENGİSU, Yard. Doç. Dr. Mehmet
Emin KAVAL, Uzm. Dr. Ayhan TETİK, Doç. Dr. Nejat
NİZAM yer alıyor.
21
22. Kongre
dişhekimi
22. Uluslararası Bilimsel Kongre ve
Sergisi Bilimsel Komite Başkanı
Prof. Dr. Murat Türkün;
İzmir Dişhekimleri
Odası Başkanı
Prof. Dr. Ali Rıza Alpöz;
Kongre hazırlıklarının tüm heyecanıyla devam ettiğini belirten Prof. Dr. Alpöz ; ‘’Uluslararası İzmir
Dişhekimleri Odası Kongremiz yaklaşıyor, 27,28 ve
29 Kasım 2015 tarihlerinde yine önemli bir organizasyona ev sahipliği yapmanın gururunu yaşıyoruz.
Bilimsel komitemizin özenle hazırladığı program,
alanında isim yapmış yerli ve yabancı meslektaşlarımızı güzel İzmir’imizin nadide semti Alsancak’ta
bulunan şehrin dinamik, iş ve alışveriş sahalarına
yakın İzmir Körfezi kıyısındaki muhteşem Kordon’a
yürüme mesafesinde bulunan Swissotel Büyük
Efes’de sizlerle buluşturacağız. Güçlü sosyal etkinlikler ve bilimsel sunumlar ile bilgilerimizi tazeleyip,
dostluklarımızı pekiştireceğiz’’ dedi.
İzmir Dişhekimleri Odası olarak ev sahibi olduğumuz, 27,28 ve 29 Kasım 2015 tarihlerinde gerçekleştireceğimiz 22.Uluslararası İZDO Bilimsel Kongre
ve Sergisi hazırlıklarımızı tüm hızıyla sürdürüyoruz.
Bilimsel Komitemizin özenle hazırladığı programımızı ve alanlarında başarılı olmuş değerli akademisyen
ve klinisyenleri sizlerle buluşturup bilgilerimizi güncelleyeceğiz.
Sürekli dişhekimi eğitiminin en önemli görevimiz
olduğu bilinciyle hazırladığımız bilimsel programın
yanında yoğun sosyal aktivitelerin yer alacağı bir
kongremizde daha sizlere merhaba diyebilmek,
ılık ve güneşli İzmir sonbaharını sizlerle paylaşmak
bizleri çok mutlu edecek. Panoromik İzmir Körfezi
manzarası, kordon ve muhteşem gün batımının en
iyi izlendiği noktalardan birinde konumlanan Swissotel Büyük Efes’te İzmir’in enerjik havasını solumanın sizlere de çok iyi geleceğine inanıyor ve siz meslektaşlarımı kongremize davet ediyorum.
Sosyal Aktiviteler yer alacak
Kongrenin açılışında Soprano Aytül Büyüksaraç, Piyanist
Demet Eytemiz eşliğinde bir
resital verecek. Dünya mutfaklarından seçkin örneklerle
tanışmak ve damaklarda iz
bırakacak lezzetlerin yaratıcısı
olmak isteyen katılımcılarımız
Café Swiss’te buluşacak. Sev-
22
diklerini farklı tatlarla şaşırtmak ve yeni lezzetleri ustasından öğrenmek isteyenler için
Swissôtel Büyük Efes’in Baş
Aşçısı Wolfgang Goedl, mutfak sırlarını 28 Kasım Cumartesi günü katılımcılarımızla paylaşıyor olacak. Kursa katılım
kontenjanla sınırlı, kurs katılım
bedeli ise 95 TL olacak.
Atilla Cengiz Kılıç Seramik Sergisi ve Seramik Workshop gerçekleştirilecek. Atilla Cengiz
Kılıç ‘Seramik Sergisi’ kongre
süresince ziyaret edilebilecek
olup dileyen katılımcılarımız,
Seramik Workshop’a katılarak
içlerindeki sanatçıyı ortaya çıkarırken bir yandan da negatif enerjilerini çamur ve suyla
birlikte akıp gidişine şahit olabilecekler. Workshop katılım
ücretsiz olup kontenjanla sınırlı olacak. Gala gecesinde ise
Sunshine Band grubu şarkılaıyla renk katacak.
dişhekimi
TDB öğrenci kongresi
TDB Ulusal Öğrenci
Kongresi İzmir’de yapılacak
Bu yıl 10. ‘su düzenlenecek olan TDB Ulusal Öğrenci Kongresi’ne
İzmir Diş Hekimleri Odası Öğrenci Kolu ev sahipliği yapacak
14 yıl sonra Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Uluslararası Kongresi’ne ev sahipliği yapacak olan İzmir,
İlk kez TDB Türk Dişhekimleri Birliği Öğrenci Kolu
10.Ulusal Öğrenci Kongresi’ne de ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
Çeşitli konularda seminer ve konferansların gerçekleştirileceği öğrenci kolu kongresinde ayrıca meslekle ilgili gelişmeler tüm boyutlarıyla ele alınacak.
Kongrede Estetik Diş hekimliğindeki yeni uygulamalardan, çocuk dişleri sağlığına, ve tedavi yöntemlerine, implant uygulamalarından, endodontik tedavilerin tüm inceliklerine, ağız ve çene hastalıklarının
teşhis ve tedavisi, yeni cerrahi uygulamalarından
diş eti tedavilerindeki yeniliklere, protez alanındaki
tüm yeni uygulamalara ve diş hekimliğindeki yeni
malzemeler İzmir’deki üç büyük fakültemizin önde
gelen öğretim üyeleri tarafından sunulacak. İlk kez
kongreye ev sahipliği yapacak olmanın haklı heyecanı içerisinde Bilimsel Kongre hazırlıklarını tüm
hızıyla büyük bir titizlik içerisinde sürdürdüklerini
belirten İzmir Dişhekimleri Odası Öğrenci Komisyonu Başkanı Çağkan Tekbaş; Her yıl, yeni terimler,
sınıflamalar, teşhis metotlarını ve alternatif tedavi
seçenekleri ile mesleğimizin çizgileri değişmekte ve
gelişmektedir. Öğrenim hayatı içerisinde ve henüz
mesleğe yeni adatacak olmanın heyecanı içerisindeyken bu yeniliklerin ve değişimlerin hepsini yakalamak öğrenmek pek mümkün olamamaktadır. Bu
amaçla kongremizin bu yeniliklerin öğrenebileceği
en doğru yerlerden biri olacağına inanıyorum.
Tüm bu bilimselliğin yanında hazırlayacağımız sosyal programlar çeşitli aktiviteler ve şehir gezisi ile
katılımcılarımıza Türkiye’mizin yaşanacak şehri olan
İzmir’de keyifli anlar yaşatarak okul hayatının yorucu temposundan onları bir miktar uzaklaştırmayı
hedefliyoruz.
Kongremize tüm diş hekimliği öğrencilerini davet
ediyor saygı ve sevgilerimi sunuyorum’’ dedi.
23
perşembe akşamı semineri
dişhekimi
Perşembe Akşamı Seminerleri
17 Eylül’de başlıyor
İzmir Dişhekimleri Odası’nın en çok ilgi gören
etkinlikleri arasında yer alan “Perşembe Akşamı
Seminerleri” 17 Eylül akşamı başlayacak. Sektörün önde gelen firmalarının yeni ürünlerini
tanıtma fırsatı bulduğu, alanında uzman Diş hekimlerinin yer aldığı seminerler bu yıl yine yoğun
ilgi görecek. 17 Eylül tarihinde gerçekleştirilecek
seminerde ilk olarak Msc. Seyyid Bucak; “Şeffaf
aparey; ortodontik tedavi sistemi” konusunu anlatacak. İlk seminerle birlikte önümüzdeki yaz
sezonuna kadar perşembe günleri bir çok firma
meslektaşlarımız için alanında uzman hekim-
24
leri buluşturacak. İzmir Dişhekimleri Odası Genel Sekreteri Ersin Atınel meslektaşlarımızın bu
dönem gerçekleştirilecek Perşembe Akşamı
Seminerleri’ni daha verimli hale getirmek için
çalışmalar yaptıklarını belirtirken,’’Bilindiği gibi
geçtiğimiz sene itibariyle yönetim olarak seminer
salonunu ve teknik ekipmanı yeniledik. Bu yılda
değişiklikler yaptık. Önümüzdeki sezon için seminerlerin daha iyi bir şekilde sürdürülmesi için firmalarla yoğun görüşmeler yapıyoruz. 17 Eylül’de
başlayacak olan seminerlere tüm meslektaşlarımızı
davet ediyoruz’’ dedi.
haber
dişhekimi
Ferdi Kaza ve Kaza sonucu iş görememezlik sigortası ile
Mesleki Destek ve Yardımlaşma
Uygulaması devam ediyor
Odamıza Üye olan tüm Meslektaşlarımız her yıl olduğu gibi bu yılda
18.07.2015-18.07.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Ferdi
Kaza Ve Kaza Sonucu İşgörememezlik Sigortası kapsamına alındı.
Türk Dişhekimleri Birliğinin organizasyonu ve dişhekimleri odalarımızın ödentileri ile meslektaşımız,
TDB ve DUBAİ STARR SİGORTA arasında imzalanan
protokol ile Ferdi Kaza Sigortası ve Kazaya Bağlı
İşgörememezlik Sigortası kapsamına alındı.Sigorta
Poliçelerinin bedelleri her yılın temmuz ayında odamız tarafından düzenli olarak ödeniyor.. Kaza sonucu yapılacak olan işlemler ve ayrıntılı bilgi için web
sayfamızda Üye girişinden sigorta linkine tıklayarak
ulaşabileceksiniz. Bu yıl yapılan değişiklikle sigortadan yararlanabilmek için 65 yaş sınırı getirildi. Kaza
geçiren dişhekiminin sigorta firmasına başvurusunun, kazanın oluşunu takiben 10 gün içerisinde
yapması gerekiyor. Diğer değişiklikler için Web sitemizi ziyaret ederek ayrıntılı bilgi alınabilecek.
Mesleki yardımlaşma uygulamasından hekimlerimiz
yararlanmaya devam ediyor.
01 Ocak 2015 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan “Mesleki Destek ve Yardımlaşma Uygulama-
sı” çerçevesinde, Kamuda görevi olmayan, Sadece
aktif olarak serbest muayenehanesinde çalışan,
TDB Ferdi Kaza ve Sigorta Fonundan geçici iş göremezlik desteği için başvurmuş ve destek almış olan
İzmir Dişhekimleri Odası Üyesi meslektaşlarımız
maksimum üç ayı geçmemek üzere, raporlu olduğu süre boyunca ayda 2000 (İki bin) TL odamızdan
maddi destek sağlanacağı duyurulmuştu. Bu uygulamadan ilk kez yararlanan meslektaşımız Ecren Altınyaprak olmuştu. Geçtiğimiz sayıda haberini yaptığımız meslektaşımızın ardından 3 meslektaşımız
daha bu uygulamadan yararlandı. Geçtiğimiz ay
geçirdiği bir kaza sonrası mesleğini icra edemeyen
3 meslektaşımız TDB Ferdi Kaza ve Sigorta Fonundan geçici iş göremezlik desteği için başvurmuş ve
destek almaya hak kazanmıştı. Ferdi kaza şartlarına uyan ve o süre içerisinde mesleğini sürdüremeyen meslektaşlarımız bu uygulamadan yararlanarak
bu zor süreçte birazda olsa destek görmüş oldular.
25
röportaj
> Salvo Kohen
dişhekimi
85 dişi vardı, 58’i çekildi
20 yaşındaki Mesut Küskü yıllarca bir çok dişhekimine gitti, dişlerini düzelttirmek için uğraştı. Çünkü genç adamın ağzında tam 85 diş vardı. Ağzında 85 diş bulunduğu için sadece
çorbayla beslenen ve sosyal hayatta zorluklar yaşayan Mesut Küskü; Prof. Dr. Serhat Yalçın
tarafından yapılan operasyonla 58 dişini çektirerek sağlığına kavuştu. Prof. Dr. Yalçın, 2 yıl
boyunca uyguladığı tedaviyi ve yaşadığı ilginç deneyimi Dişhekimi Dergisi’ne anlattı.
Mesleki deneyimin yanı sıra, diş hekimliği literatürüne geçecek türden bir olayı da yaşadınız. Her hekimin kolay kolay yaşayamayacağı
bir vakaya müdahale ettiniz. Bize biraz o günden, 85 dişi olan hastanızla ilk karşılaşmanızdan bahseder misiniz?
Bir dostum tedaviyle ilgilenip ilgilenemeyeceğimi
sordu. Ben de öncelikle hastayı görmek istedim.
20 yaşlarında kısa boylu bir çocuk ve ağzında çok
26
sayıda diş eksikliği vardı. Bir röntgen çektik. Röntgende diş tarlası şeklinde alt ve üst çenelerinde
çok sayıda gömük diş bulunuyordu. Bir tomografi
çektik ve sayabildiğimiz kadarıyla 85 tane diş çıktı.
Detaylı incelediğimiz zaman da hastada Cleidocranial Dysostosis dediğimiz genetik geçişli bir hastalık
ortaya çıktı.
Aslında ben size işin televizyon kısmını anlatayım.
Televizyon programlarında bize müracaat edin size
dişhekimi
biz yardımcı olalım gibi şeyleri görüp, bu nedenle
televizyon programına müracaat edip bana geldi.
Dediler ki,“Tedaviyi üstlenir misiniz”. Dişler çekilecek, implant yapılacak vb. protezler yapılacak yani
uzun süreçli bir şey. Tedaviyi üstleneceğimi ve herhangi bir tedavi ücreti talebinde bulunmayacağımı
ama implant ve üzerine porselenin masrafının olacağını söyledim. Sponsor bulabileceklerini söylediler. Hastanın tedavisine başladım, çok sayıda cerrahi müdahale yaptık. Bu tedavilerin sonunda protez
aşamasına geldiğimizde implantı kendi cebimden
karşılayamayacağımı söyledim. Hastanın ağzına 25
tane porselen diş yapıldı ve bunların bir bütçesi var
ama hiç ilgilenmediler. Sonuçta topu bana attılar,
hasta benim kliniğimde kaldı. Klinik olarak sosyal
sorumluluk projesi çerçevesinde ele almaya karar
verdik.
Hasta, bu kadar zaman hayatını bu şekilde nasıl sürdürmüş?
Hasta bu zamana kadar sürekli diş hekimlerine gitmiş ve kendisine bir şey yapılamaz denmiş. En sonunda ergenlik döneminde sosyal ilişkilerinde daha
çok beğenilmek, daha güzel gözükmek gibi kaygılarla bu işi daha ciddiye almış anladığım kadarıyla.
Hastaya, “Böyle bir tedaviye girersen yapacak hiçbir şey yok, tedavi olmaya kalkarsan masada kalırsın” diye birisi söylemiş, “ölürsün” demişler korkut-
röportaj
muşlar ve hastanın da yapacağı bir şey kalmamış.
Peki hasta yemek yerken ve sosyal hayatında
ne tür güçlükler yaşıyor?
Hasta yemek yiyemiyor, sosyal hayatı açısından
büyük problemler var. Hem estetik görüntüsü var
hem de fonksiyonel olarak çiğneyemiyor. Ayrıca bu
durumun genç bir delikanlı için getirdiği psikolojik
bir sıkıntı da var.
“MİLYONDA BİR GÖRÜLEN BİR ŞEY”
Bu vaka karşısında sizin şaşkınlığınız oluştu
mu? Dünyada bir örneği var mı?
Cleidocranial Dysostosis hastalığını ben daha önceden gördüm. Yaklaşık milyonda bir görülen bir şey.
Çok şiddetli bir hastalık. Hindistan’da buna benzer
27
röportaj
çok sayıda gömük dişle birlikte bu şiddette olan bir
vaka var. Ancak bu kadar çok sayıda gömük dişle
birlikte seyreden , bu zamana kadar başka bir vaka
görmedim. Çok nadir görülen Otozomal Dominant
dediğimiz genetik geçişle baskın karakterli bir rahatsızlık. Kardeşlerine baktık gerçi hepsini görmedik bir kısmını gördük ama kardeşlerinde bir belirti bulamadık. Köprücük kemiği oluşmuyor veya
az gelişiyor. Dolayısıyla klinik olarak teşhis koymak
için en tipik bulgu omuzlarını uç uca getirip bunları
değdirmeye çalışmaktır.
En tipik belirtisi çeşitli kemiklerde yine kafa kemiklerinde değişiklik ve bozulmalar var. Bunlar kemiklerin gecikmesi ve düzensiz kemikleşmesi, iskeletsel
anomalilerle karşımıza çıkan bir durum. Genellikle
hastalarda bu görüntü diş eksikliği gibi nedenlerle
saptanıyor. Klinik belirtiler olarak gömük dişler var;
süt dişlerinde gecikme var daimi dişlerin sürmesinde gecikme var; çok sayıda fazla dişi var; çeneler
arasında bozukluk var. Class 2 ve class 3 maloklüzyonlar bu hastalarda karşımıza çıkabiliyor. Derin ve
dar damak, diş dokularında değişiklikler, çenelerde diş kaynaklı kistler, alt çenenin ileride olması,
Mandibular Prognatizm de klinik olarak belirtileri
arasında.
28
dişhekimi
İmplant
uygulamalarına
DİKKAT
İmplant diş hekimi uygulamalarında gerç
ekten tecrübe edindiğimiz ve çok yüksek başa
rı oranı olan bir bilim dalı. Doğal diş eksikliklerine hastalara ilk önereceğimiz şey implant
oluyor. Özellikle diş kayıplarından hem
en
sonra implant yapılması çene kemiğind
eki
kayıpların oluşmasını engellemesi açısında
n
çok önemli. Meslektaşlar ve hastalara imp
lant konusunda vurgulamak istediğim
şey
kullanılan implantın kalitesi ve kullanılan
markanın devamlılığı çok önemli. O kada
r
çok hasta var ki bunların bir kısmında ban
a
geliyor işte x implantını yaptırmış ama artık
öyle bir firma yok. İşte bir implant yaptırmı
ş
ama implantın ne markası ne çapı ne boyu
hiçbir özelliği yok. Sonuçta hastaların ağzı
nda bir implant var ama bununla ilgili hiçb
ir
bilgi olmadan ortada kalıyorlar ve baze
n
biz bu hastalara yardımcı olamayabiliyoruz.
Onun için hem hastaların hem hekimle
rin
mutlak suretle yapılan implantla ilgili bir
doküman vermeleri lazım. Uzun süre paza
rda
olan ve güvenilir bilindik firmaların implant
larını kullanıyor olmaları çok önemli.
röportaj
dişhekimi
“TEDAVİ SIRISINDA KEMİL OLUŞTURDUK”
Hastanın buraya geliş gidişleri ve uygulanan
operasyonlardan biraz bahsedebilir misiniz?
Ne kadar sürdü, neler yapıldı?
Çok uzun sürdü. 1,5-2 seneye yakın bir süreç
oldu. Arada molalar verdik. Mesut arada dinlendi,
toparlandı. Hakikaten diş tedavilerinden de korkuyordu. O kadar çok gömük diş var ki. Mesut çalışıyor bu arada izin almak açısından patronu da ona
destek oldu. Arada birtakım sıkıntılar yaşadık. 2
tanesi genel anesteziyle, 4 tanesi lokal olmak üzere 6 operasyon geçirdi. Toplamda 58 dişi çekildi.
Burada tabii dişlerin bir kısmı göz tabanında, burun boşluğuyla komşu sinüs içi zaten dolu, alt çenede alt çene siniri gibi oluşumlar üzerinde vardı.
Çekim sonrası herhangi bir komplikasyon yaşamadık. Cerrahimize bağlı istenmeyen bir durum gelişmedi. Daha sonra bu dişleri çektik ama çektiğimiz dişlerde kemik boşlukları oldu. Bu boşluklara
da hem hastanın kendi kemiğini aldık hem banka
kemiğini kullandık hem de trombositten zengin
fibrinler kullanarak rejenerasyon yaptık. Özellikle
bu üst çenede çok ihtiyaç duyulan bir durumdu
Mesut için. Yaptığımız ileri teknikler ciddi boyutta kemik üzerine uygulanan şeylerdi, yani kemik
oluşturduk.
Mesut gerçekten sağlığına kavuşmuş oldu
mu bu tedavi sürecinin ardından?
Şu aşamada sağlığına kavuşmuş oldu. Nüksedecek bir durum değil.
Ailesi bu süreçte yanınızda mıydı? En son size
yaptıkları jest veya ilginç bir anı var mıydı?
Biz Mesut’u evlendireceğiz tüm bu şeyler evlilik
için, dişlerin düzelip, görüntünün düzelmesi lazımdı. Şimdi burnunu da düzeltmek istiyor. Evleneceği zaman kızı biz isteyeceğiz. Nikah şahidi de
ben olacağım. Benim için onu, o halden kurtarıp
mutlu mesut görmek gayet yeterli.
Prof. Dr. Serhat
Yalçın Kimdir?
cük’te
1962 yılında Göl
Ünidoğdu. İstanbul
imliği
versitesi Diş Hek
1984
Fakültesi’nden
du.
yılında mezun ol
ek yetDoktorasını böbr
stalardaki
mezliği olan ha
lguları
ağız, diş, çene bu
90’da
üzerine yaptı. 19
giltere’de
bir süreliğine İn
versitesi
Queen Mary Üni
lıştı.
Hastanesi’nde ça
, 1999
1993’te doçent
ör
yılında ise profes
yerli ve
oldu. Çok sayıda
hakemyabancı dergide
ral ve
lik yaptı. Türk O
errahi
C
l
Maksillofasiya
netim
Derneği’nde yö
ptı. Evli
kurulu üyeliği ya
sıdır.
ve 2 çocuk baba
29
evvel zaman izmir’de
dişhekimi
İzmir’iinmgeleri
yükselen s
Değerli okurlarımız, bu sayımızda İzmir’in bir başka prestijli simgelerinden
Karataş’taki tarihi asansör ve asansörün bulunduğu sokağa ismini veren büyük
sanatçı Dario Moreno’nun öyküsünü sizlere aktaracağız.
Asil ÖZGÜR
(Profosyonel Turist Rehberi)
Bu 2 simgenin aynı sokakta kesişmesinin temeli 16.
YY’a dayanmaktadır. 1 Kasım 1478 yılında İspanya
engizisyonu başlamış, İspanya’da yaşayan Museviler
için büyük bir baskı oluşmuştu. Bu baskı 1492 Kral
Ferdinand ve Kraliçe İzabel’in oluşturduğu Katolik
birliği ile iyice artmış ve Yahudiler İspanya’dan kovulmuştu. O dönem Osmanlı sulatanı II. Beyazıt’ın
emriyle binlerce Yahudi Osmanlı kadırgalarıyla Türk
topraklarına taşındı.
Bir kısmı İstanbul’u kendilerine mesken edinen
Yahudiler, ağırlıklı olarak İzmir’e yerleşmişler, bu
kentin önemli toplum unsurlarından birisi haline
gelmişlerdir. Kendine has kültürleri, yaşam tarzları,
örf adetleriyle bu kentin yükselmesinde büyük pay
sahibi olmuş İzmir’e renk katmışlardır.
İzmir Yahudilerinin ekonomik açıdan durumu iyi
olanlar Alsancak ile Karataş hattında ikamet et-
30
mekteydi. Çoğunluğu kemer altı çarşısında esnaflık
yapmakta idi. Takı, mücevherat, kuyumculuk ve
altın borsasında da etkin olan İzmir Yahudileri ekonomik anlamda iyi durumdaydılar ve bu ekonomik
durum şehrin gelişmesine de yansımaktaydı. (bkz.
Önceki yazılarımızdan İzmir’in tarihi hava gazı fabrikası ve İzmir’in ilk gaz yağı ile aydınlatılan mevkii)
Ekonomik açıdan durumu iyi olmayan Yahudiler ise
Mezarlık başı semtinde tıpkı şimdi bu semt nasıl
koşullara sahip ise benzer şartlarda yaşamaktaydı.
İşte bugün bu yazımızda İzmir Yahudilerinden en
önemli 2 figürünün aynı sokakta birleşen hikâyesini
işleyeceğiz
İzmir’in Karataş semti bugün ki adıyla Mithat Paşa
Caddesi 1840 lı yıllardan itibaren Musevilerin yoğun yaşadığı bir semtti. İzmir’in tanınmış iş adam-
dişhekimi
larından Nesim Levi Bayraklıoğlu’da bu semtte ikamet etmekteydi.
Karataş semti öncelerden taş ocağı olarak kullanıldığından Mithat Paşa Caddesi ile Halil Rıfat Paşa
Caddesi uçurumlarla birbirlerinden ayrılmıştı. Nesim Levi, Karataş’ta bu uçurumdan ötürü oluşan
çıkmaz sokakların birinin içinde Sakız evlerinde ikamet etmekteydi. Bu 2 caddeyi birbirine bağlamak
için merdivenler inşa edilmiş, Türkler bu merdivenlere ‘Karataş merdivenleri olarak adlandırırken, Yahudiler de Merdivenlerin üst kısmı yani Halil Rıfat
Paşa kısmının hemen yanı başında yaşayan Yahudi
ailesi olan Devidas ailesinin ismiyle ‘Devidas’ merdivenleri olarak adlandırmıştı.
Hayli keskin olan bu uçuruma yapılan merdivenler
oldukça dikti ve özellikle yaşlılar 155 basamaklı
merdiveni tırmanırken zorluk çekiyordu. Kışın yağan yağmurla merdivenler kayganlaşıyor ayrıca
yağmur suları adeta şelale etkisi yapıyordu. Nesim
Levi’nin de samimi dostu olan Baba Devidas’ın
bir gün bu merdivenleri kullanırken düşüp ayağını
kırmasıyla birlikte Nesim Levi, Avrupa şehirlerinde
görmüş olduğu sokak asansörlerinin bir
benzerini bu sokağa yapma fikrini ortaya çıkardı.
Nesim Levi, İtalya’dan ve Fransa’dan mühendisler temin etmiş ve onlara bu fikrini
anlatmış, mühendisler de bu isteğe göre
planı çizmişti. Tuğlaları Marsilya’dan
gelen asansörün inşası 1907 yılında
bitmişti. Asansörün giriş kapısı üzerindeki yuvarlak madalyonunda bulunan
yazı ‘asceseur consruit par nessim levi
1907’ kitabe niteliğindedir. Asansör
kulesinde 2 adet asansör bulunmakta
bunlardan soldaki buhar gücü ile çalışmaktaydı. Sağdaki ise elektrikle
çalışmaktaydı. Mithat paşa caddesi girişinde holün solunda hidrolik kazan dairesi yer almaktadır. Eski İzmirlilerin söylediklerine
göre asansör buhardan önce su
gücü ile çalıştırılmış. Halil Rıfat
paşa caddesi seviyesinde asansör ‘ün solunda makine dairesi yer almakta, ayrıca istinat
duvarı içinde
de kullanılan
mekânlar bulu nma ktadır.
Asansör ‘ün Halil
evvel zaman izmir’de
Rıfat paşa Caddesi’ne ulaştığı yerde demir konsollar ile taşınan ahşap bir balkon bulunmaktadır.
Balkonun dökme demir korkuluklarının o dönemde İzmir ve İstanbul’da çok sık kullanılan motifleri
taşıması ilgi çekicidir. Kule, taş olan ilk bölümden
sonra tuğla olarak yükselmekte ve balkona kadar
iki kademede ufalmaktadır. Balkonun üzerinde kalan bölüm ise daha ufaktır.
Asansörü kullananlar çok cüzi bir meblağ ödüyor, bu meblağdan oluşan kaynak ise yine Nesim
Levi’nin yapımını üstlendiği Karataş Hastanesinin
giderlerini karşılamakta kullanılıyordu. Asansör ‘ün
inşa edildiği aynı yıl, yine Karataş’ta Bet İsrail Sinagogu açılmış, Karataş semti, Musevilerin yoğunlukta olduğu bir yer halini almıştı. Asansör ’ün bulunduğu sokak ise ‘asansör çıkmazı’ olarak anılmaya
başlanmıştı.
Asansör, 1942 yılında el değiştirene dek Karataş
hastanesinin mülkü olarak kalmıştı, 1942 de Şerif
Remzi Reyent’e satılan asansör, onun ölümü üzerine yeğeni Ayla Hanım’a kalmış, Ayla Hanım 1970
lere dek aktif olarak işletmiş, ancak daha sonra
kullanıma kapanmıştır. 1983 yılında Ayla Hanım
Asansör’ü belediyeye bağışlamış, Belediye de başlattığı restorasyonla 1985
yılında tekrar kullanıma açmıştır. Bu
restorasyon kapsamında soldaki buharla çalışan asansör de elektrikle çalışır hale getirilmişti.
3 Nisan 1921 de Aydın’da dünyaya gelen David Arugete Musevi bir ailenin
4. Çocuğuydu. Şimendifer işçisi olan
babasını 2 yaşında kaybedince, Annesi Madam Roza çocuklarıyla birlikte İzmir’e taşındı. Mezarlık başı
semtine yerleşen aile geçim sıkıntısı
çekmekteydi ve Anne Madam
Roza oğlu David’i yetimhaneye
vermek zorunda kaldı.
Azimli olan David, ilkokulu bitirdikten sonra pek çok işte çalıştı.
Semti olan Mezarlık başında
esnafların yanında çırak olarak
çalışıp hem geçimini sağlıyor
hem de hayatı öğreniyordu.
Amatör olarak müzikle ilgileniyor ve darbuka çalarak
içinde ki ritim yeteneğini keşfediyordu. İzmir’in ünlü
31
evvel zaman izmir’de
avukatlarının birisinin bürosunda getir götür işi yaparak başlamış ve kâtipliğe kadar yükselmişti. Milli
kütüphanede sabahlara kadar çalışmış, Fransızcayı
sökmüştü. Eline geçen gitarla müzik yeteneği ilerlemişti. Hem Bar-mitsvah törenlerinde, hem de düğünlerde ve çeşitli mekânlarda şarkı söylüyordu.
1940 lı yıllarda askere alındı. Burada caz orkestrasına katıldı. Ankara, Konya ve Akhisar orduevlerinde
sahne aldı müzik yeteneğini olgunlaştırdı. Tekrar
İzmir’e döndüğünde Kordon’daki NATO binasının
yerinde bulunan Marmara gazinosunda sahne aldı.
Sahne adı ise Dario Moreno olmuştu. İlk konserini
Konak vapur iskelesi üzerindeki gazinoda verdi ve
müzisyenlikten elde ettiği gelirle hep hayal ettiği,
yaşamak istediği asansör çıkmazında ki Sakız evlerinden bir daire satın alıp annesiyle burada yaşamaya başladı. Mezarlık başında sefaletle başlayan
İzmir sevdası bu sokağa taşınarak bir tutkuya dönüşmüştü. Sonrasında Ankara Gar gazinosundan
gelen teklif ile Ankara’ya gitti. Kaldığı otelde ki
32
dişhekimi
oda arkadaşıyla yoğun çalışma temposundan ötürü ancak 1 hafta sonra tanışacak ve odayı paylaştığı Orhan Veli ile çok samimi bir dostluk kuracaktı.
1960 lar Akdeniz Latin romantizminin zirvede
olduğu yıllardı. Ayrıca müzikte aranjman furyası
başlamış, bir çok şarkı Türkçe ’ye aranje edilir olmuştu. Dario Moreno, ünlü söz yazarlarından Fecri
Ebcioğlu’ndan kendi şarkıları için söz yazmasını istemiş, Ebcioğlu’da Deniz ve Mehtap ve Her akşam
rakı votka şarap şarkılarının sözlerini yazmıştı.
Ünü gittikçe yayılmış ülke dışına çıkmıştı, önce
Atina’ya sonrasında ise Fransa’nın Nice kentine
gitmişti. Sahne performansını ve ses yeteniğini;
renkli kişiliği ve esprileriyle bir Show programına
çevirmiş, bu yeteneği ile müzikallerde yer almasını
sağlamıştı. Dönemin ünlü aktristi Bridget Bardot ile
başrol oynamış, Venedik film festivalinde en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü almıştır. Aldığı ödüllerde ise hep kendini Türk olarak tanıtmış, her daim
İzmir’den bahsetmiş, fırsatını buldukça da İzmir’e
gelip şehirden kopmamıştır. Hatta vasiyetini;
“İzmir tatlı ve sevgili şehrim.
Bir gün şayet senden uzakta ölürsem;
beni sana getirsinler.
Fakat; mezarıma götürürken öldü
demesinler, uyuyor desinler
koynunda tatlı İzmir’im”
şeklinde yazmış hatta kasede doldurmuştur.
Kiloları ona tonton ve şirin bir imaj yaratsa da diyabet hastası olduğu için risk oluşturuyordu. Kilo
vermesi gerekiyordu ve bunu başarmıştı da. Ancak
dişhekimi
Paris’in ünlü tiyatrolarından
birisinden bir teklif almış ve
Don kişot müzikalinde Sancho Panza rolü kendisine verilmişti. Teklifi kabul eden
Moreno sahne karakterinin
özelliğinden ötürü tekrar
kilo almaya başlamıştı. Ayrıca hipertansiyon hastası
olan Moreno, 30 Kasım
1968 günü müzikalde
sahne almak üzere Paris
uçuşu için Yeşilköy hava
limanına gitti. Stresliydi
zira İstanbul Paris uçuşu
haftada 3 gündü ve ertesi gün uçak
yoktu geç kalabilirdi. Havalimanına gittiğinde kontuarlar kapanmıştı, kendini tanıttı ve durumunu
anlattı, kendisine yardımcı olunmayınca diyabetin
de etkisiyle sinirlendi, görevlilerle tartışırken fenalaştı yere yığıldı, hastaneye kaldırıldı ve beyin kanaması teşhisi kondu, tüm müdahalelere rağmen
kurtulamadı ve 1 Aralık 1968 de hayatını kaybetti.
Ölümüyle ilgili çeşitli söylentiler bulunmakta, bun-
evvel zaman izmir’de
lardan en çarpıcısını ise
Hıncal Uluç kendi köşesinde kaleme almıştı, ne
kadar doğrudur bilemem
ancak ben bu anekdotu
kaleme almak istemedim.
Vasiyetine rağmen Bayan Roza oğlunun na’şını
İsrail’e götürdü ve Holon
kentinde İzmir’den götürülen toprakla defnedildi.
Ancak kazandığı ilk parayla aldığı evin sokağına adı
verilmiş, İzmir kendisine bu
denli aşık adama bir nevi vasiyetini yerine getirmiştir.
Bugün ziyaret ettiğinizde o sokağı önce sizi Dario
Moreno’nun heykeli karşılar. Kulaklarınızda Deniz
ve Mehtap şarkısının tınısıyla yürüyerek asansör
‘ün önünde bulursunuz kendinizi ve yukarıya çıktığınızda Moreno’nun avcuna verdiği denizin uçsuz
bucaksız halini, eşsiz İzmir manzarasını ve alaycı
martıların uçuşunu görür ayrıca rüzgârın gülüşünü
yüzünüzde hissedebilirsiniz…
33
röportaj
dişhekimi
Dişhekimi Kürşat Çavuşoğlu,
Dünya Tıp ve Sağlık Oyunları’nda
masa tenisi branşında altın madalya kazandı
ı
s
rı
a
ş
a
b
k
ü
y
ü
b
ın
ız
ım
ş
ta
k
le
Mes
İrlanda’nın Limerick kentinde düzenlenen 36.Dünya
Tıp ve Sağlık Oyunları’nda masa tenisi branşında yarışan ve tek erkeklerde rakiplerini yenerek altın madalyayı kazanan meslektaşımız Kürşat Çavuşoğlu,
çift erkeklerde ise gümüş madalyanın sahibi oldu.
2012, 2013 ve 2014 yıllarında da Sağlık Olimpiyatı
olarak adlandırılan bu oyunlarda birincilik kazanan
Çavuşoğlu, 4.kez dünya şampiyonluğunu kazanan
ilk Türk erkek masa tenisi sporcusu unvanının da
sahibi oldu. Büyük başarıya imza atan meslektaşımız Kürşat Çavuşoğlu ile başarı öyküsünü konuştuk.
34
Dünya Tıp ve Sağlık Oyunları (Medigames)
hakkında bilgi verirmisiniz?
Dünya Tıp ve Sağlık Oyunları (Medigames) her yıl
yapılmaktadır. 1978 yılından bu yana 37 yıldır farklı ülkelerde Olimpiyat Ruhu’na sahip çıkarak süregelmiş, sporun güzelliğini, çabanın zenginliğini ve
fair-play ruhunu ön plana çıkarmayı hedeflemiştir.
İrlanda’da gerçekleşen 36. Dünya Tıp ve Sağlık
Oyunları (Medigames) 5 kıtadan 40 ülkenin üzerinde tıp ve sağlık sektörü çalışanı katıldı, her yaştan
binlerce sporcu, 22 ayrı branşta bireysel ya da takım
dişhekimi
röportaj
olarak yarıştı. ‘Tıp Olimpiyatları’ olarak da adlandırılan organizasyonda futbol ve basketbolun yanı
sıra atletizm, yüzme, tenis, masa tenisi, voleybol,
bisiklet ve satranç gibi spor dallarında sporcular,
olimpiyat ruhuna sahip çıkarak birbirine üstünlük
sağlamaya çalıştı.
Dünya Tıp ve Sağlık Oyunlarında masa tenisi
branşında altın madalya kazandınız duygularınız neler ?
4 kez katıldığım Dünya Tıp ve Sağlık Oyunları’nda
(Medigames) ülkeme 6 altın ve 2 gümüş madalya
kazandırdığım için mutluyum. Şanlı bayrağımızı dalgalandırdığım için de çok gururluyum. Hayal ötesi ve tarihi bir başarıdır. Bu madalyaları ülkem için
kazandım. Bu gururu yaşamak için yaz-kış, Karyağmur, sıcak-soğuk demeden çok çalıştım. Bu ülkede eğitim gören ve bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen ve çalışan bir vatandaş olarak tek borcum;
ülkeme olan gönül borcumdur. Onu da madalyalar
kazanarak ödemeye çalışıyorum. Altın madalya kazandığım zaman hedefimin bir sonraki şampiyonada altın madalya kazanmak oluyor. Büyük bir azim
ve çalışma sonrası hayallerime kavuştum diyebilirim.
Kazandığım madalyaları tutkuyla sevdiğim güzel ülkeme armağan ediyorum.
Bu sporla tanışmanız nasıl başladı, ne kadar
zamandır uğraşıyorsunuz ?
Ailemde babam sporcuydu, beni ve kardeşlerimi
hep spora yönlendirdi. Erken yaşta spora başladım,
mahalledeki çocuklardan çok da farkım yoktu. Çocukların düzenli olarak spor yaptığı bir ortamda büyüdüm. Spor yapıyordum; çünkü bizim orada, tüm
çocuklar bunu yapardı. Futbol, basketbol, voleybol,
Atletizm, yüzme, bisiklet, masa tenisi… Bizim oranın çocukları, bunlardan birini mutlaka yapardı. O
yüzden, ilk çocukluk yıllarımda, sadece spor yaptığım için özel bir çocuk olduğumu hissetmedim.
Arkadaşlarımdan ayrışmam. Onların biraz önüne
geçmem için yaşımın ilerlemesi ve büyümem gerek-
35
röportaj
ti. Aynı şekilde, kardeşlerimle ilişkim de hiç anormal
olmadı. Onlar da sporun içimdeydiler. Hatta belli bir
yaşa kadar, ailede en başarılı sporcu sıralaması yapılsa, muhtemelen ben onların gerisinde yer alırdım.
Büyüdükçe ve başarılı olduğumu gördükçe, sporla
ilgili başarılı olabileceğimi düşünmeye başladım.
Kerkük’ün en ünlü kulübü El-Savra’ya (Devrim) üye
oldum. Bu arada Irak Milli takımının Çinli antrenörünün Kerkük’te düzenlediği masa tenisi kampına
katıldım ve kısa zamanda Kerkük’te 1 numara oldum ve 1977’de Irak Genç Milli takımına seçildim.
36
dişhekimi
Uluslararası turnuvalarda Irak’ı temsil ettim. Bu
yıllar boyunca Onlarca ulusal ve uluslararası şampiyonluklar kazandım.
Bu branşta başka başarılarınız var mı ?
Ben, küçük yaşlarda Kerkük’te başladığım spora
“büyük bir tutkuyla” bağlı kaldım. Küçük yaşlarda
kazanmaya başladığım başarılara, her seferinde
bir yenisini ekledim. 13-17 Aralık 2013 tarihlerinde Şarm El-Şeyh’de düzenlenen Mısır 14. Uluslararası Veteran Masa Tenisi Turnuvasında madalya
dişhekimi
Türkiye’nin adını
bütün dünyaya
duyurdu, tanıttı ve
alkışlattı. 2012’nin
Spor “En”leri belli
olurken, listede
Kürşat Çavuşoğlu
kendisine en iyiler
arasında yer edindi
ve “Yılın hekimi”
seçildi. 4 ülkenin
(Irak, Türkiye,
Danimarka ve
İsveç) liglerinde
masa tenisi
oynamış ender
sporculardan biridir.
kazanan ilk Türk sporcu oldum,
ayrıca turnuvanın sürprizi ve en
iyi oyuncusu seçildim. Dünyanın
dört bir yanından usta oyuncuların katıldığı 20. Uluslararası Veteran Masa Tenisi Açık Turnuvası
29 Eylül-03 Ekim 2014 tarihleri
arasında Antalya Kemer’de yapıldı. Mini bir dünya şampiyonası niteliğinde olan bu turnuvaya
29 ülkeden 110 kadın toplam
418 masa tenisçi katıldı. Türkiye
adına turnuvaya katıldım. İsmail
Hakkı Özçelik ile birlikte 50 yaş
üstü çift erkeklerde şampiyon oldum ve altın madalya kazandım.
Çavuşoğlu, İstanbul Tenis Eskrim
Dağcılık (TED) Spor Kulübü’nün
masa tenisi takımında 9 yıl oynadım. TED Spor Kulübü’nün masa
tenisi takımında oynarken Türkiye Masa Tenisi Terfi Lig’i müsabakalarında şampiyon, 3. Lig’de
şampiyon, 2. Lig’de şampiyon,
1. Lig’de ikinci olarak Türkiye Süper Ligi’ne yükselme başarısında
payım oldu. Daha sonra Medical Park Antalyaspor
Kulübü’nde 10 yıl hem formasını giydim hem de takımın kaptanlığını yaptım. Medical Park Antalyaspor
Kulübü için ter dökerken, Medical Park Antalyaspor
Türkiye Masa Tenisi Terfi Ligi müsabakaları, 2. Lig,
1. Lig’de ise Türkiye ikinciliği elde edilerek Türkiye
Süper Ligi’ne yükselme başarısında katkım oldu.
2014 yılında Türkiye Profesyonel Masa Tenisi 2. ligi
4. Etap müsabakalarında, kaptanlığını yaptığım Antalya Rixos Spor Erkek Masa Tenisi Takımı 2013’de
Türkiye Masa Tenisi Terfi Lig’i müsabakalarında
dereceye girerek 2.Lig’e yükseldik., Antalya Rixos
Spor’un tarihinde ilk kez mücadele ettiği Türkiye 2.
Ligi’nde 16 takım arasından ikinciliği elde ederek
Türkiye 1. Ligi’ne yükseldi. Son olarak Dünya Tıp ve
Sağlık Oyunları’nda (Medigames), masa tenisi dalında teklerde Türkiye’ye üst üste 4 kez dünya şampiyonluğu kazandırdım. 2012 (Türkiye), 2013 (Hırvatistan), 2014 (Avusturya) ve 2015 yılında (İrlanda)
bu turnuvayı 4 kez üst üste kazanan ilk başarılı Türk
sporcu oldum.
Başarı sonrası aldığınız tepkiler
Dünya Tıp ve Sağlık Olimpiyatlarında 6 altın ve 2 gümüş madalya almam, pek çok kişi tarafından övüldüm.
Meslektaşlarımdan bir çok tebrik mesajları aldım.
röportaj
Milli takımda ve dört ülke liginde masa tenisi oynamak,
onlarca ulusal ve uluslararası
şampiyonluklar
kazanmak,
müthiş bir başarıdır, bu başarıları neye bağlıyorsunuz?
Hayatım boyunca disipline odaklandım. İyi bir masa tenisçi olmak
için çok çalışmaya özen gösterdim. Hedef olmadan ve çalışmadan hiç bir şey olmuyor. Amacım
hep, yapabileceğimin en iyisini
yapmak oldu. Bu yaşıma gelene
kadar bu kurallar içinde yaşadım.
Küçükken arkadaşlarım gezerken, sinemaya giderken ve oyun
oynarken ben masa tenisi antrenmanına gidiyordum. Bu başarıları kazanmak için tüm hayatım
boyunca çalıştım. Şimdi geriye
baktığımda bunların benim için
doğru adımlar olduğunu görüyorum. Ailem de beni doğru yönlendirmiş. O zamanki disiplinden
ve şu an bulunduğum konumdan
dolayı da çok mutluyum.
Oyunun zihinsel yönüne gelirsek, teknik yönü
kadar, zihinsel yönünün de önemli olduğunu
düşünüyor musun?
Çok önemli olduğunu düşünüyorum.
En çok neyi antrenman yapıyorsun? Masa tenisinde en önemli konu ne?
Bence en önemlisi konsantrasyon.
İyi bir oyuncu olmak için ne kadar çalışmak
gerekir?
Günde 5-6 saat, haftada 6 gün. 12-14 yaşından
başlayarak bu şekilde çalışmak lazım, haftada en
az 30 saat.
Masa tenisi dışındaki zamanında ne yapıyorsun?
Ailemle vakit geçiriyorum, kitap okuyorum, film
seyrediyorum ve müzik dinliyorum.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Bu başarılarda bana her zaman destek olan aileme,
arkadaşlarıma ve antrenörlerime (Yahya Gürcüm
ve Enver Abbas’a) çok şey borçluyum. Kendilerine
teşekkür ediyorum.
37
bilimsel
dişhekimi
Endodontide yeniden geri kazanım
Ahmet CESUR
Kaybettiğimizi düşündüğümüz bazı değerlerimizi,
aslında kaybetmediğimiz, tekrar geri kazanabileceğimiz bize söylendiğinde, mutluluk ve heyecanımızın betimlemesi bile zordur. Özellikle sağlığımızla
ilgili kaybımızı tekrar kazanabilmenin mutluluk sınırı, olmasa gerek.
Mesleğimiz içinde değişik disiplinlerde yapılan
dental tedavilerin tekrarlanarak, geri kazanımlarını görebiliyoruz. Tıbbi olarak bu tür tedavilerin bir
kısmına retreatement olarak isimlendiriyoruz. Bu
tür tedavilerden olan , endodontik tedavi görmüş
olan bir dişin, yenilenen bir kanal tedavisi ile geri
kazanılması bu makalenin konusunu oluşturacak.
Amacımız bilimsel temelde, fakat bilimsel eğitim
amacından uzak, klinik ortamında pratisyen bir
dişhekiminin bu tür tedavileri yapabilmeleri için
desteklemek, cesaretlendirmek. Bu şekilde diş çekim oranını düşürüp, doğalı koruyabilmek için kök
kanal tedavilerine yeniden kazanım tedavilerini de
uygulayabilecek zaman ve cesareti gösterecekleri
desteklemek. Kısaca “Bakın ben yaptım oldu, sizde
denemek istemez misiniz?”dir.
Endodontik tedavi görmüş bir dişin başına gelebilecek tek komplikasyon tekrarlayan apikal paradontit
değildir mutlaka. Kron kırıkları, vertikal kök kırıklar,
bifurcatio çatlak ve kırıkları, kanal aleti kırılmaları,
yalancı kanal açılması sayılabilir. Burada sadece kök
kanal sistemindeki yetersiz kanal dolgularının çıkarılarak yenilenmesi sonucunda çekim endikasyonu
ile gelen hastaya dişini tekrar kazandırabilme çalış-
38
malarımızdan birkaç örnek vermek istiyoruz.
Öncelikle endodontinin olmazsa olmaz bilimsel temel kurallarının rehberliğinde tedaviye başlamayı
tercih ediyoruz. Kanal tedavilerinin yenilenmesinin
endikasyonundan çok, kontraendikasyonlarını öncelikle gözden geçirmek gerekiyor:
3 Dişin kron kısmı restore edilemeyecek düzeyde
harapsa
3 Kron-kök oranı post veya post-kor uygulamasına
uygun değilse
3 Apikal bölgeye taşmış güta perka, pat veya kanal
aleti var ve çıkarılması mümkün değilse
3 Eğri kanallarda basamak oluşmuşsa, ve özellikle
apikal üçlüde kanal eğriliği, dallanma ve kireçlenme varsa
3 Kron veya kök kanalında iyileşmeyen perforasyon varsa
3 İleri derecede periodontal hastalık, endodontik
olarak iyileşmeyen eksternal veya perfore internal
rezorbsiyon varsa yenilenecek bir kök kanal tedavisine gerek yoktur. (Prof. Dr. K. Çalışkan, endodontide tanı ve tedaviler. Değerli hocama mesleğimize
bu değerli eseri kazandırmasından dolayı teşekkür
etmek istiyorum.)
Endodontik tedavilerin başarı veya başarısızlığında
birçok faktörü etken olarak görebiliyoruz. Bu etkenlerin en önemlisi ise kesinlikle kişisel immünitenin rolüdür. Bu bilimsel tespitin endodonti yapan
dişhekimlerinin klinik duvarına çerçeveleyip asmalarını öneririm.
dişhekimi
Normal olarak radyolojik bir tetkik yapmadan hiçbir vakaya müdahale edilmedi. Kanalın önceki doldurulmasında ne gibi hataların yapılmış olabileceği,
kırık ve çatlak gibi etkenler, taşkın eksik ve gevşek
görünümlü,taşkın kanal dolgusu, arandı. Eğer diş
bütünlüğü sağlam görünüyorsa, bu bütünlük bir
dolgu veya kron kaplama ile de sağlanmış olabilir,
görüş açısı geniş olan bir endodontik giriş kavitesi
hazırlandı. Mümkün olduğunca diş yapıları korunarak restorasyonlardan aşındırılarak dişin zayıf ve
dirençsiz duruma düşmesini engellemeye çalıştık.
Kronlu bir dişse kron çıkarıldı. Kronun, kök aksı konusunda yanıltıcı olduğunu düşünmekteyiz. Ancak
zorunlu durumlarda ön bölge dişlerinde lingualden
bir giriş kavitesi açılarak kronu çıkarmadan müdahale edildi. Bir kanal tedavisinin yenilenme nedeni,
başarısız olması, kısaca kök kanal sisteminin mikroorganizmalarca istila edilmesinin sonucundadır.
Objektif olarak apikal bölgede radyolüsent alan
tespiti ve/ veya subjektif olarak da hastanın ağrı
yakınmaları, ve ilgili dişini kullanamamasıdır. Her
radyolüsant apikali olan dişe hemen tedavi için girişim yapılmayıp, radyolojik ve subjektif bulgularla
desteklenmesi gerekmektedir. Desteklenmiyorsa
belirli aralıklarla diş takibe alınmalıdır.
Başarısız endodontik tedavi görmüş olgularda,
%57.4 oranında fakültatif anaerop ve % 83.3 vakada gram pozitif mikroorganizmalar saptanırken
en sık rastlanan mikroorganizmanın ise Enterococcus faecalis olduğu görülmüş. Bu nedenle çalışmalarımızı mümkün olduğunca ağız bulaş ortamından
izole olarak biomekanik ve kemomekanik olarak
gerçekleştirmek zorundayız. Kök kanal yapısı içindeki eski dolgu artıklarını mekanik olarak Protaper
Marka retreatement eğeleri başta olmak üzere değişik döner eğeler kullanarak çıkarmaya çalışıldı. Bu
bilimsel
arada K tipi ve Hedström el eğelerinden mekanik
temizlik için yardım alındı. K tipi bir el eğesiyle dikkatlice güta ve diş duvarı arasında bir yol oluşturup
Hedström eğe ile güta dışarı doğru çekildi. 0,04
ve 0,06 taper açılı Ni-Ti eğeler gütanın uzaklaştırılmasında en etkili alet gurubu olduğu görülmüştür.
Bazı güta çözücülerle mekanik temizlemeye destek
olmaya çalıştık. Amacımız hep aseptik bir ortam
oluşturmaktı. Son yıkamaları %2’lik Chlorheksidine glukonat ile yaptık. Eğeleme aralarında %17’lik
EDTA ve %5.25’lik Sodyum hipoklit sıkça kullanıldı. Seans sonunda Chlorheksidine jel pamuk meçe
emdirilerek kanal içinde 4-5 gün bırakıldı.
Kanal doldurulmadan son pansumanda ise piyasada Roza jel (piyasa değeri 2 TL. dental olarak
dişhekimliği piyasasında satılan benzerlerinden çok
ekonomik )adıyla eczanelerde satılan metranidazol
ve chlorheksidine jel kalsiyum hidroksitle karıştırıp
yaklaşık bir hafta,on gün bekletildi. Literatür araştırmalarında kalsiyum hidroksiti, araştırmacıların
bu tedavilerde mutlaka kullandıklarını görüyoruz.
Bütün bunlara rağmen tam asepsiyi sağladığımızı
düşünerek kendimizi aldatmak istemedik. Aynı zamanda tam sızdırmaz bir kanal dolgusunu şartlarımız dâhilinde yapamayacağımızı biliyoruz. Objektif
ve subjektif belirtilerin ortadan kaybolduğunu görmek, hastalarımızın mutlu yüz ifadeleri ile birlikte
bizleri de mutlu ediyordu. Bu son tablo, implanta
yönelmeyen fakir ama mağrur ve gururlu hekimler
safında yerimizi almamızı sağlıyordu.
Yine literatür araştırmalarımızda; Apikal lezyonu
olmayan, yetersiz kanal dolgulu dişlerde yapılan yenilenmelerde başarı oranı %94, periapikal lezyonlu
dişlerde kanal dolgusu kısa seviyede ise başarı %48,
tam çalışma boyunda ise %81, taşkın kanal dolgusu
yapıldığında da başarı oranının düştüğü görülmüş.
39
bilimsel
dişhekimi
> VAKA 1
Hasta Bahar. E. 60 yaşlarında
bayan hasta. Sağ alt beş nolu
dişde çok eski bir kron kaplama,
dışarıdan yüz şiş akut enfeksiyonlu, diş dokunmaya karşı hassas. İlk
seansta müdahale şansı yok. Antibiotik ve antienflamatuar içeren
bir reçete ile hassasiyeti geçtikten
sonra müdahale etmeye karar
verildi. Radyolojik olarak yarım yapılmış bir kanal dolgusu mevcut.
Hastaya ikinci seansta kanal içi
boşaltıldı fakat kanal içinde ilerlemekte zorlandık. Kanalın niçin
yarıya kadar doldurulmuş olduğu
görüldü. % 17’lik EDTA ve EDTA
jel ile birlikte Ni-Ti K- File ve döner
aletlerle 3 seans sonra çalışma
boyuna ulaşıldı. Bu arada hasta
şikayetleri iyice azalmıştı. Seans
aralarında roza jel ve chlorheksidine jel pamuk meç ile uygulandı.
Son pansumanda ise bu karışıma
kalsiyumhidroksit ilave edilerek
7-10 gün bekledikten sonra kanal
dolgusu yapıldı. Yaz dönemi, tatiller derken kanal dolgusundan bir
ay kadar sonra cam fiber destekli
post-core uygulaması yapıldı, diş
kesilerek kesik diş formu verildikten sonra iskelet protezi ile ölçü
alınarak porselen kron ile restorasyon tamamlandı.
fistül görünüyor, o nedenle ağrı
yok. Hastamız fistül ve ağız kokusundan şikayetçi. İlk seansta kanal içi temizlendi bu sırada bol-
ca yıkamalar yapıldı. Zamanımız
kısa olduğu için ilk seansta son
pansuman medikamenti olarak
kullandığımız klorheksidin+metr
anidazol+kalsiyum hidroksit patını kanal içine yerleştirdik. İkinci seansta fistül hemen hemen
kapanmak üzereydi. Tekrar pansumana aldık ve dört gün sonra
kanal dolgusu için hastayı çağırmak zorundaydık. Amerika,ya
dönüşe bir gün kala tedavi bitirildi. Çünkü literatürde kanalı iyi
kurutabiliyorsak ve kanal içinden
herhangi bir akıntı gelmiyorsa
kanallar doldurulabilir, bilgisi vardı. Sonuç şifa ile sonlandırıldı.
Biz de kendimize değil ama ülkemize dolar gibi değerli bir döviz
kazandırmanın gurur ve mutluluğunu yaşadık.
> VAKA 2
Hasta Deniz. T. Y 38 yaşlarında
erkek hasta Vaka1 deki bayan
hastanın Amerika’da yaşayan
damadı. Sağ alt altı nolu dişinde
40
bilimsel
dişhekimi
> VAKA 3
Hasta Rukiye Y. 22 yaşlarında
bayan bir genç öğrenci kardeşimiz. Sağ alt altı numaralı diş. Kanal içi boşaltılırken mesio lingual
kanalın yanlış olarak iatrojenik
açılmış olup, bir başka yöne gittiğini ve perforasyon olduğunu
saptadık. Hasta dişinin kurtulmasını çok istiyordu. Öncelikle
olayı gözde büyütmemek için ilk
seansta distal kanallar üzerinde
durduk. Perfore kanalı saptadıktan sonra çalışma azim ve gücümüzün kırılmaması için bu kanal
üzerindeki çalışmayı sonraki seansa bıraktık. Kanal tedavisi yapmayı planlayan hekimlerin tedaviyi gözde büyütmemeleri için her
bir kökü ayrı bir dişte çalışıyormuş
gibi düşünüp, kolaylaştırıcı psikolojik doping almalarını öneririm.
Hastanın uzun soluklu bir şekilde
kanalları boşaltılıp, pansumanları
yapılıp doldurulmaları sağlandı.
Perfore kanal duvarları ise MTA
ile sıvandı, kanal patı ve güta ile
rutin yöntemlerle kanal dolgusu
tamamlandı.
Koronor olarak
kompozitle bitirildi.
uzun süre kullandığını ve artık tedavisinin herhalde olamayacağını
ve çekilmesini istiyordu. Ağrı şikayeti yoktu. Önce röntgen çekerek
incelemek istediğimi belirttim.
Kabul etti ve yüzünde aniden bir
mutluluk belirdi. Radyolojik tetkik sonrasında bu dişi kendisine
geri kazandırabileceğimizi belirtince mutluluk sevinçle birleşti.
Tedavi maliyetini belirtmemiz bile
hastaya hiç gelmişti. Yukarıda
uyguladığımız protokolü bu dişe
de uyguladık. Cam fiber post ve
kompozit kor sonrası diş kesimi
ve porselen kron ile mutlu sona
kavuşmuş olduk. Tedavilerini yenileyerek tekrar kazandırdığımız
bu dişlerin ömürleri için bir süre
veremesek de hastalarımızı bir
süreliğine kendi organlarını kullandırmış oluyoruz. İmplant rehabilitasyonuna kadar uygulanabilecek koruyucu tedavilerin öncelikli
olarak uygulanması her zaman
tedavi planlamasında yer alması
gerekir düşüncesindeyiz.
> VAKA 4
Hasta Hatice G., 55 yaşlarında bayan. Sol alt dört nolu dişinin aşırı
kron harabiyeti ve estetik kaygılarla kliniğimize geldi. Daha önce
kanal tedavisi de yaptırdığını
41
içimizden biri
dişhekimi
Meslektaşımızın
müzikle iç içe yaşamı
Müzik, çoğumuz tarafından genellikle bir eğlence aracı olarak algılanıyor. Fakat biraz
düşündüğümüzde bilgi dağarcığımız önce bulanıyor sonra yavaş yavaş bazı taşlar yerine oturmaya
başlıyor. Müzik, duygu ve düşünceleri seslerle anlatan ve dinleyeni de fizyolojik ve psikolojik olarak
etkileyen bir sanat diye düşünmeye başlıyoruz. Aklımıza, marşlar, arabesk, müzikaller, opera ve
operetler, klasik, sufi ve saymakla bitiremeyeceğimiz türleri ve etkileri geliveriyor.
Müzik ve tıp bilimi neredeyse iç içe geçmiş birbirini
tamamlayan unsurlar olarak bile değerlendirilebiliyor. Günde 20 Dakika klasik batı müziği veya Türk
müziği dinletilen yoğun bakım hastalarının, hareket ettiremedikleri bazı uzuvlarını hareket ettirmeye başladıkları, bilimsel bir araştırmada saptanmış.
Müzik ve Tıp konusunu meslektaşımız Dişhekimi
Abdurrahman Alam ile tartıştık ve aynı zamanda
onun uzun soluklu profesyonel bir müzisyen olarak
fikirlerini aldık.
Öncelikle geçirmiş olduğunuz motor kazası
nedeniyle geçmiş olsun. Bir süre bu kaza nedeniyle de çalışamadınız. Umarız bu sohbetimiz
size moral olur. Kendinize müzik tedavisini
uyguladınız mı?...Sohbetimize Abdurrahman
Alam ve müzik diye başlarsak ve sözü size verirsek neler söylersiniz……
Geçen ay Çeşme’de küçük bir motosiklet kazası geçirdim. Çeşme’nin yüksek kalabalığında bir yerden
bir yere ulaşmamı daha kolay sağlamak için olduk-
42
ça düşük hızda kullanıyordum motosikleti. Kazada
sol kolumu ve sağ baş parmağımı kırdım. Sağ baş
parmağın kişi için ne kadar değerli olduğunu da bu
kaza ile anlamış oldum… Bir çatalı bile tutamıyorsunuz, kavrama açısından çok önemli ve kaybı el için
yüzde elli kayıp kabul ediliyormuş
Bu kazadan sonra da motosikleti satmaya karar verdim. Sanırım artık 4 tekerlekli vasıtalardan vazgeçmemeliyim. Bu dönemde iki ay kadar çalışamadım
da. Elim parmağım bağlı yatmak durumunda kaldım. Bu konuyla ilgili olarak İzmir Dişhekimleri Odasının yeni dönemde bizim için sağladığı kaza sigortasından da faydalanmayı düşünüyorum. Çünkü iki
ay kadar çalışamadım, ilgili doktor raporları ve röntgenlerimle başvurup bu hakkımı kullanmak isterim.
Bu dönemde tabi ki müzik dinledim. Benim için müziksiz bir hayat olamaz. Hayatımın çoğu anında müzik dinleyerek zaman geçiririm.
Kendimden ve aile hayatımdan bahsedecek olursam,
Ankara doğumluğuyum ancak bir yaşımdan beri
İzmir’de yaşamaktayım. Ailem ise yedi kuşaktır İzmir-
dişhekimi
li. 1975 yılında evlendim, eşim ev hanımı, 1977 ve
1982 yıllarında dünyaya gelen iki oğlum var. Üç tane
de kız torum var. Büyük oğlum eşi ve çocuklarıyla birlikte Amerika’da Atlanta’ da yaşıyor. Gelinim CNN’ de
çalıştığı için CNN’nin merkezi olan Atlanta’ya yerleştiler. Her ne kadar kazançları ve yaşam standartları yönünden mutlu olsalar da Türkiye özlemleri var. Küçük
oğlum burada serbest bölgede bir firmada çalışıyor,
o da sistem ve endüstri mühendisi, eşi ise psikolog,
onların da bir yaşında bir kızları var.
Sizin müziğe karşı olan ilginiz nasıl ve ne zaman başladı ?
Çok küçük yaşlarda başladı. 7-8 yaşında kendi kendime, merdiven boşluklarında evde şarkı söylerdim.
Çünkü oralar yankı yapardı, eko gibi gelirdi. 14 yaşında grupla müzik yapmaya başladım. O zaman
henüz bir enstrüman çalmıyordum ama şarkı söylüyordum. O zamandan beri hep müziğe ilgim var.
1965 yılında da Maça Beşlisi’ni kurduk.
Bize Maça Beşlisi grubunuzdan biraz bahseder
misiniz?
50 sene önce bu gruba ilk başladığımızda yakın
arkadaşlar olarak birlikte müzik yapmaktan keyif
aldığımız için başlamıştık. Sonra baktık ki her şey
çok güzel gidiyor. İnsanlar beğeniyorlar, bizi seviyorlar devam ettik. Şimdi 50 yıldır grubumuz devam
ediyor. İnsanlar bu rakamı duyunca şaşırıyorlar tabiki, Türkiye’nin en eski müzik grubuyuz. Eskilerden
meşhur olan çok fazla isim bizimle çalıp söylemiştir.
Örneğin Ajda Pekkan, Cem Karaca, Nurhan Dam-
içimizden biri
cıoğlu, Tanju Okan, Dario Moreno ve daha fazlası.
Bir iki arkadaş değişikliği oldu ama en başından beri
hemen hemen aynı kadro devam ediyor grubumuz.
Bir tane yine dişhekimi olan bir arkadaşımız vardı
grubumuzda, o Almanya’da çalışmaya karar verdi
ve oraya taşındı. Diğer bir arkadaşımız İstanbul’a taşındı ve hayatına profesyonel müzik yaparak devam
etme kararı aldı. Onun dışında buradaki arkadaşlar
hep beraber devam ettik. Hepimizin maça beşlisindeki rolleri dışında farklı meslekleri var. Ben bildiğiniz üzere diş doktoruyum, gitar çalan arkadaşımız
ortopedi profesörü, bir arkadaşımız Güzelyalı’da eczane sahibi, bir işadamı arkadaşımız var bir de bizim
müzik yaptığımız Bonjour ve Kordon otelin sahibi
olan arkadaşımız var.
Şu anda Maça Beşlisi olarak nerede müzik yapıyorsunuz?
Biz çok uzun yıllardır aynı yerde müzik yapıyoruz. Eskiden Alsancak Gül sokak’ta Bonjour adında bi mekan vardı, orada da çalıyorduk. Ama uzun yıllardır
neredeyse 20- 22 sene oldu, şu an Kordon Otel’de
program yapıyoruz. Bu oteller dışında farklı yerlerde de çaldık. Çeşme Altınyunus Oteli bunlardan bir
tanesi. Eskiden Almanya-Dusseldorf ’da dişhekimliği
balolarına gider 22 Kasım’larda orada da çalardık.
Şu anda kışın 2 ya da 3 ay Cuma günleri Kordon
Otel’de nostalji günleri yapıyoruz. Çok köklü bir
grup olduğumuz için bizi eskiden beri takip eden
sevenlerimiz var. Bizim program yaptığımız günler
mekan dostlarla tıklım tıklım doluyor. Eski günleri
yad ediyoruz. Gerçekten çok keyifli oluyor…
43
içimizden biri
dişhekimi
Sizin en sevdiğim müzik tarzı diyebileceğiniz
bir müzik tarzı var mı? Sahnede gerçekten
sevdiğiniz müzik tarzını mı çalıyorsunuz?
Türkçe müzik ile çok ilgim yok. Çok öyle türküler
falan da dinleyemiyorum. Ama Türkçe hafif batı
müziği dinliyorum. Hafif pop İtalyanca, Fransızca,
İngilizce parçalar dinliyorum, smooth jazz seviyorum. Genel olarak aslında çaldığımız tarz müzikleri
dinlemekten keyif alıyorum.
Ailenizde müziğe ilgisi olan birileri var mı?
Benim iki oğlum da bateri çalıyor. Ben yönlendirmedim ya da ben teşvik etmedim ama ikisi de çok
severek bateri çaldı.
Müzik evrensel bir dil olduğuna göre tüm insanlığa sesleniyor ve duygularınızı paylaşıyorsunuz. Bir sanatçı olarak nasıl bir duygu?
Bir sanatçı olarak diyebilirim ki bu çok yönlü bir duygu. O kadar keyif aldığımız bir şey ki, insanların
bize dönüşü çok farklı oluyor. Bir parça çalıyoruz,
insanlar dans ediyor. Bir kadın geliyor bana diyor ki,
kocam bana bu kadar sıkı hayatında sarılmamıştı.
Bunlar çok güzel çok farklı duygular.
Genel olarak ne tarz
müzikler çalıyorsunuz?
Dans müzikleri çalıyoruz.
Özellikle 60’lar dans müzikleri. Fransızca, İtalyanca, İngilizce ve Türkçe repertuarımız var. Fransızca
şarkıları eczacı olan arkadaşımız söylüyor. İtalyanca,
İngilizce ve Türkçeleri de
ben söylüyorum. Grupta
sadece şarkı söylemiyorum, aynı zamanda davul
da çalıyorum.
Davul dışında çaldığınız başka bir enstrüman
var mı? Maça Beşlisi olarak hiç albüm yapma
ya da beste yapma isteğiniz oldu mu?
Biraz piyano çalabiliyorum ama onu sahnede çalmıyorum. Biz genel olarak sevdiğimiz parçaları çalıyoruz. Hiç beste yapmadık, kendi şarkımızı yayınlamadık. Hep birilerinin müziğini çaldık. Albüm çıkartmak
için de biliyorsunuz korkunç telif hakkı istiyorlar. Bu
sebeple de hiç albüm yapmayı düşünmedik. 44
Müziğin, insanın ruhsal,
duygusal ve düşünce
dağarcığının bir ifade
şekli olarak değerlendirirsek bu konuyu biraz açabilir miyiz? Siz
canlı müzik yaparken
o anki yorumunuz psikolojinizden etkileniyor mu? Nasıl?
Müzik çok şeyi hatırlatır bize tıpkı koku gibi.
Bilinçaltımıza yerleşir
ve bizi alıp bambaşka
bir ana götürebilir, örneğin Kordon’da yürüyüş yaptığımız bir akşam üstüne götürür bizi. Bir
müzisyen olarak canlı müzik yaparken elbette gün
içinde gelişen olaylar o anki performansınızı etkiliyor.
Örneğin klinikte yaşanan olumsuz bir durum o akşamki çalışmada insanın kafasında takılı kalabiliyor.
Müziği yapanın yanında dinleyicinin de ruhsal,
psikolojik ve fizyolojik etkileşimi konusunda
neler söylemek istersiniz?
Az önce de bahsettiğim gibi müzik insan psikolojisi üzerinde oldukça etkili, zamanda yolculuk misali
pek çok etkisi vardır. İcra eden kadar dinleyiciyi de
dişhekimi
sürükler, bu açıdan ikisi de benzer
şekilde etkileniyor diye düşünüyorum. Tarihte de hastalar üzerinde
müziğin terapi gücünden faydalanılmış. Günümüzde de modern
tıpta örneğin ameliyathanelerde
müzik yayını duymak mümkün.
Özellikle benim kliniğimde hastalarım müzik olmadığını fark ederse
şaşırırlar, doktor bey bugün neden
müzik yok diye muhakkak sorarlar.
O kadar müzikle içi içe çalışırım.
Müziğin partneri olarak dans
konusunda neler söylemek istersiniz?
Açıkçası benim dansla ilgili bir deneyimim olmadı,
biz daha ziyade dans ettirdik. Pistin dolu olması bizim için çok önemli bir motivasyondur, dolu olmadığında müzik kalitemiz düşer. O yüzden müziğin
partneri olarak dans ettirmeye özen gösteriyoruz.
Müzik ve tıp birlikteliği için neler söyleyebilirsiniz? Müzik yapmanızın ve enstrüman kullanmanızın mesleğiniz üzerinde sizce etkisi var
mı? Varsa nelerdir?
Aslında çalmakta olduğum müzik aletinin davul olduğunu düşünürsek, ağız içi gibi hassasiyet ve özen
gerektiren bir çalışma ortamıyla bağdaştırmak zor.
Ancak tabii ki müzikle uğraşmanın verdiği mutluluk ve rahatlama işime motivasyon olarak yansıyor.
içimizden biri
Özellikle bizimki gibi stresli meslek
gruplarında hem müzikle uğraşmanın hem de dinlemenin hem
kişinin kendi ruh sağlığı hem de iş
motivasyonu açısından çok değerli
olduğunu düşünüyorum . Örneğin
ben bu akşam provaya gideceğim
ve bugünü onun heyecanıyla geçiriyorum. Her hafta provalarımız
oluyor. Neredeyse elli yıldır provalarımızı aksatmadan yapmaya
çalışıyoruz. Çünkü iyi müzik provadan geçer. Provalarımızı sahne
aldığımız mekanda yapıyoruz. Elli yıl
süresince de oldukça geniş bir repertuarımız oldu
özellikle eski parçalardan oluşan, ama kulağımıza
hoş gelen, beğendiğimiz son dönem Türkçe pop
şarkılarından da repertuarımıza aldıklarımız oluyor.
Sizce muayenehanelerimizde ne tür müzikleri
dinlemeli ve hastalarımıza dinletmeyi tercih
etmeliyiz?
Daha ziyade kendi beğendiğim parçaları tercih
ediyorum. Ama bir klinikte müzik olacaksa klasik
tarzda piyano ve kemanının olduğu veya semi klasik dediğim 60’lı ve 70’li yıllardaki parçaların enstrümantal olarak çalınanları; örneğin “Shadow of
your smile” gibi tercih edilebilir. Benim bu yönde
kliniğimde özel ve geniş bir arşivim vardır. Bence
hastaları rahatlatan etkisi göz ardı edilmemeli.
45
hobi
Emel GÖKMEN KİPER
[email protected]
dişhekimi
‘Latte’nizi
nasıl
alırdınız?
Bizim için bir ‘Türk kahvesi’ popülaritesine sahip olamasa da ‘Caffe Latte’
tüm dünyada oldukça çok sevilen ve
tüketilen bir kahve çeşididir.
“Latte” sözcüğü İtalyancada süt anlamına gelir. Caffé Latte ise “kahve ve
süt” anlamındaki ‘caffè e latteve’ sözcüğünün kısaltması sayılabilir. Latte,
espresso kahvenin ve sütün bir araya
geldiği bir lezzettir. Latte tarifine göre,
standart bir lattenin 1/3 kadarı espresso, kalan 2/3’lük kısmı ise buharla
ısıtılmış sıcak süttür. Bu karışımın üstüne ise yaklaşık 5 milimetre kalınlığında
süt köpüğü eklenerek kahveniz hazırlanmış olur. Latte’nin bu en üstteki
köpük katmanı üzerine yapılan desen
46
çalışmalarıyla da sadece bu kahve bir
içecek olmaktan çıkıp sanat haline gelmiştir.Latte art (latte süsleme sanatı)
olarak tanımlanan bu sanat ilk olarak İtalya’da ortaya çıkıp, Amerika’da
1980-90’larda hızla gelişme göstermiştir, hatta bu konuda eğitimler bile verilmeye başlanmıştır.
3 boyutlu kahve sanatıyla öne çıkan
Japon Kazuki Yamamoto’nun ve kahve dükkanında gece vardiyasında çalışırken bu sanata merak salan ve geliştiren Michael Breach’ın çalışmalarından
birkaçını paylaşmak isterim. Ülkemizde
de kahve festivallerinde yapılan yarışmalar ile bu alana ilgi ve merak yaygınlaşmaktadır.
Zaman içinde her şeyde olduğu gibi sanatın bu
dalının içine de teknoloji dahil olmuş ve bilgisayar
yazıcıları şeklinde teknik destekle yapılan latte süslemeleri yapılmaya başlanmıştır. Başlangıcında basit figürler, desenler yapılırken şimdi ise her türlü
kompleks resim kahvenin üzerine aktarılabilir düzeye gelinmiştir. Sosyal paylaşım sitesi Instagram’da
en çok paylaşılan resimlerin çeşitli şekillerle süslenmiş latte fincanları olduğunu belirleyen Stream CC
şirketi bu alana yatırım yapmaya karar vermiş ve
3D printer ve süt köpüğü printer teknolojisini bir
araya getirerek latte printeri ‘ripple’ i yaratmış.‘Anlık mutluluklarının sevildiğini belirten şirketin CEO
görevindeki Yossi Meshulam insanların güzel ve
mutluluk veren şeyleri paylaşmak isteyeceğinden
hobi
ve aynı zamanda reklam içeren uygulamalarda
kullanılmak üzere tercih edilebilir olduğunu düşündükleri için ‘ripple’yi tasarladıklarını belirtmiş.
İçinde gerçek kahve özü olan bir kartuş kullanılarak
sadece 10 sn gibi bir sürede detaylı bir fotoğraf
bilgisayar ya da akıllı telefona yüklenen uygulaması
aracılığıyla süt köpüğünün üzerinde görülebiliyor.
Stream CC şirketi hedefleri doğrultusunda VIP lounge larında kullanılmak üzere Lufthansa havayolları ile sözleşme imzalamış ve bu latte sanat akımını
fırsata dönüştürmeyi başarmıştır.
Ya da başka amaçlar için de bu teknoloji kullanılabilir.
Süt köpüğünün üzerine desenlerin daha kolay ve düzgün
aktarılabilmesi için hazır şablonlar bile tasarlanmıştır.
dişhekimi
47
oral-moral
dişhekimi
2050’de dişhekimliği
nasıl olacak?
Serdar SIRALAR
[email protected]
Her ne kadar benim için “Futursuz”
deseler de aslında oldukça Futurist
bir dişhekimiyimdir. Bu ileri görüşlülük
meziyetim sayesinde, mesleğimizin
geleceğinde bizleri nelerin beklediğini
paylaşmak istiyorum bu bilimsel makalemde. Aslında bu tip makaleler hep sinir bozucu gelmiştir bana. Başlığa bak!
“2050’de dişhekimliği nasıl olacak?”
Sana ne? Yani bana ne? Sen önce şunu
sor bakalım: O zaman ben hayatta olacak mıyım? Hadi hayatta olsam bile, diş
hekimi olacak mıyım?
Ama merak işte. Eh madem merak
ediyorsunuz, ben de yazayım. Kim
2050’de gelip de “Yahu sen şöyle şöyle olacak demiştin 2014’deki yazında
ama hiç biri olmadı” diye hesap soracak ki?
Dişhekimleri disposable olacak:
Yeni dişhekimliği fakülteleri açma hızı
böyle devam ederse, yaşanacak hekim
enflasyonu sonucu “kullan-at hekim”
uygulamasına geçilecek. Bilindiği gibi
günümüzde bazı dişhekimliği aletleri
sterilize edilip tekrar kullanılırken, bir
çok alet de tek kullanımlık olarak üretiliyor. Oysa hekim, her hastadan sonra
otoklava sokulamıyor. 2050’de mezun
olan bir dişhekimi ilk hastasına, kısmetinde ne varsa (mesela bir dolgu) yapıp
emekli olacak.
Bleaching isteyen boks yapacak:
Gelecekte kozmetik ile sağlık hizmetleri, etik nedenlerle kesin olarak birbirinden ayrılacak. Diş beyazlatmanın sağlıkla ilgisi olmadığı ve kozmetiğe girdiği
için, bu uygulamayı yaptırmak isteyen
kişinin bir amaca hizmet ediyor olması
şart koşulacak. Bu durumda kişi örneğin boks yaparsa, spora hizmet ettiği
gerekçesiyle, maç boyunca taktığı dişliğine ev tipi bleaching jeli koymasına
izin verilecek.
Diş çekimi tarih olacak: Bugünkü
kaba saba çekim tekniği terk edilecek.
Muhtemelen İsviçreli bilim adamları
tarafından keşfedilecek bir mikro patlayıcı, çekilmesi istenen dişin kök kanalından geçirilerek apikal foramene yerleştirilecek. Diş çok köklüyse bu işlem
her kökün ucuna uygulanacak. Bir düğmeye basınca patlayıcı patlayacak ve
koca diş, dentin tozları arasında kendi
içine doğru çökerek yok olacak. (Bkz.
National Geography kanalında eski büyük binaların yıkımı).
İsviçre çakısı DENTIST modelini
üretecek: Bu İsviçreli bilim adamları ra-
48
dişhekimi
oral-moral
ve sistem diyetisyenle dişhekiminin cebine “İllegal
yeme girişimi” uyarı mesajı gönderecek.
Kontürlü dolgu sistemine geçilecek: Geleceğin
dünyasında, hastaya bir dolgu yapıldığında, hasta “Haftaya da öbür diş için geleceğim. O zaman
ikisini bir öderim” falan diyemeyecek. Dolgunun
altına dişhekimi tarafından özel bir sim kart yerleştirilecek. Hasta, hekimden kontür aldıkça dolguyu kullanabilecek. Örneğin 100 kontür 2 ay, 250
kontür 6 ay ve 500 kontür 1.5 yıl süreyle dolgunun çiğnemeye açık olmasını sağlayacak. Kontür
azalmaya başlayınca söz konusu dişte bir zonklama başlayarak hastayı uyaracak. Faturalı tarifeyi
tercih edenler ise her ay çiğnedikleri kadar ödeyecekler. Operatör değiştirmek isteyenler ( yanlış
yazmadım,dişhekimleri de operatördür) dolgularını söktürüp yenisini yaptırabilecekler.
hat durmayacak. İlle de dişhekimliği alanında yeni
bir şeyler bulmak için kafa patlatacaklar. Sonunda,
tüm el aletlerimizi üzerinde taşıyan bir çakı üretecekler..
Yemekten önce uygulanan diş ipleri çıkacak:
Malum adamlar tarafından icat edilecek nal şeklindeki bu plastik aparey, üzerinde tüm dişlerin aralarına girecek ipler bulunduracak. Kişi yemek öncesi
hem alt hem de üst çeneye bu apareyleri takacak.
Yemek bittiğinde bunları çıkartması ara yüz temizliğini bir defada gerçekleştirecek.
Diyetisyenlik dişhekimliğiyle birleşecek: 2050
sonrası, obez hastaların çene eklemine özel bir
elektronik kilit sistemi takılacak. Alt ve üst dudaklara yerleştirilecek mikro lazer okuyucular, ağza
atılmaya çalışılan besini tarayacak ve diyetisyenin
yasakladığı bir durum ( yüksek kalori gibi) tespit
ederse çeneyi otomatik olarak kitleyecek. Aynı
anda hastanın beyninde alarm sesleri uğuldayacak
Sokaklara DENTOMAT’lar kurulacak: Robot
dişhekimlerinin hizmet vereceği bu kabinler, orta
gelir düzeyindeki vatandaşa hizmet sunacak. Hasta kabine girip bir tabureye oturacak ve kafasını
özel bir bölümden içeri sokacak. Ağzını açacak ve
bir kamera ağzının içini tarayarak birkaç saniyede
tüm yapılması gereken tedavileri ve fiyatlarını bir
ekrana dökecek. Hasta hangi tadaviyi yaptırmak
istiyorsa ekrandan onu seçecek ve bir delikten bozuk para atarak ya da Akbil’ini özel bir göze okutarak ödemesini yapacak. (Evet, Akbil o zaman da
kullanılıyor olacak). Sonra duvardan iki robot kol
çıkıp hastanın ağzına girecek ve olaylar gelişecek.
Mesleki terminoloji değişecek: Öncelikle “Hasta” kelimesi hoş olmayan anlamlar içerdiğinden,
2050’de artık “Isırma özürlü” olarak değişecek.
Buna göre, Dişhekimi: Çiğnetimsel sağaltman,
Röntgen: İks ışınsal doküman, Çürük: Diş yitimselliği, Ortodonti: Telli yönlendirim, Protezler:
Yapay ısırgaç, falan gibi bir şeyler olacak.
Bak buraya yazıyorum. 2050’de bunlar olmazsa,
isteyen gelsin kreşuarıma tükürsün!
49
diş ile düş arasında
dişhekimi
İsterim de isterim…
Müge SANDIKÇIOĞLU
50
Yirmi sekiz yıldır sadece ortodontik tedavi yapıyorum; yani mezun olur olmaz
doktoraya başladım ve bir daha hiç başka
bir tedavi yapmadım. Ortodonti öğrenmek için geçen yıllarıma ve hastalarıma
bir saygı duruşudur bu! Diş çekmem ya
da kanal tedavisi yapmam gerekse, sanırım yapamam. Minimum bir detartraj dışında müdahale etmem. Zaten aletlerim
de öğrenciliğimden kalma; başka bir şey
yapmamaya o kadar niyetliydim ki. Ancak konsültan bir hekim olarak, ortodontik tedavi dışındaki ihtiyaçları sıralayıp,
önerilerde bulunup, ya yollayan hekime
ya da hekimi yoksa bir arkadaşıma yollarım. İlk kez gelen hastayı güzelce muayene edip, gerekenleri sıralarım. Bunun için
bazen yarım saate varan vakitler ayırırım.
Aynı soruyu 3-4 kez cevaplamak zorunda
kalabilirim. Ebeveynlerin ya karakteristik
olarak var olan ya da başka bir hekim tarafından yaratılmış lüzumsuz endişelerini
yatıştırmak için psikolojik destek veririm.
Nefesim daralacak hale gelse de, hastanın tedaviye niyeti olmadığını anlasam
da, sabrımı pompalar, sonuna kadar nezaketimi kaybetmem. Hastanın yanında
gelenlerin ayaküstü ağzının dibini parmağıyla işaret ederek danışmak istediklerine cevap veririm. Koltuğa oturmalarını
istediğimde, oturmayarak muayene ücretinden yırtma planlarına aldırmam. Hem
zaten muayene ücreti de al(a)mam ki.
Bu kişiler daha randevu alırken muayene
ücreti sorma uyanıklığını göstermemiştir. O yüzden de ben ve yardımcım daha
arkamızı dönemeden kapıyı açıp kaçıp
gitmelerini neşeyle izlerim. “Muayene
ücreti almayacaktık ki,” diyebilmek isterim. Bunu söylerken çok mu mutlu olacağımdır? Yoo… Ama onlara bilgimi, deneyimimi, yılların emeğini somut olarak
gösteremediğimden, yani satın aldıkları
malı gözlerine sokamadığımdan dolayı,
para istemek de neyin nesidir canım! İnsan ancak eliyle tutabildiği, gözüyle görebildiği şeye para ödemeli di mi ama!
Hani şöyle evindeki kanepenin yanına ya
da yeni aldığı halının üstüne konabilecek bir şey satıyor olsam neyse. Ben de
bir âlemim canım… Yok yok âlem değilim; zaten muayene ücreti istemiyorum
(üçüncü söyleyişim değil mi?!)
Tedaviye başlamaya karar verildikten,
yani ödeme planında karşılıklı anlaştıktan
sonra, ödemeleri altı ay sonra başlatabilirler mi, diye sormalarına delirmemeye çalışırım. İç sesim: “Yok artık, daha neler!”
derken, dış sesimle: “O mümkün değil,
malzemeleri satın almam gerekir, benim
de malzemeciye ödeme yapmam gerekir,” demek zorunda kalırım. İlk birkaç ay
düzenli ödemeyle beni paraya boğduklarını (!) ve yeterince şımarttıklarını (!) düşünen hasta velilerine, ödemesiz geçen
2-3 ay sonrasında şunları demek isterim:
“Ben 2-3 aydır sizin çocuğunuzun tedavisini kendi cebimden yapıyorum. Benim
çocuğumun da kışlık monta ihtiyacı var,
siz de onu alır mısınız benim için?”
İnsan gibi davranmak zaten bünyede
mevcuttur bende, ama tabii bir de hekim olarak hastalarımız için Hipokrat’a
verdiğimiz sözümüz vardır. Ayrıca ülkenin sağlık politikaları sonucu hastaların
özelden hizmet alma oranındaki düşüşü
düşününce, düşesi gelir insanın. Düşmemek için muayene odasına oksijen tüpü
koyarım, duvara tutunma demiri çakarım
(iyi fikirmiş). Oksijen tüpü demişken; benim gibi sadece ortodontik tedavi yapan
ortodonti uzmanı arkadaşlarıma da şart
koşulan diş hekimliği aletlerini ve ayrıca
acil setlerini muayenehanelerimizde bulundurma kararını sevgiyle anarım. Aslında ( yine de kendi adıma konuşayım),
o aletleri almam gerekirse, beni bir de
sınava tabi tutmalarını öneririm, çünkü hastada nasıl kullandığımı görmeleri
hasta hakları açısından önemlidir. Acil
setindekileri hiç tanımadığımı bilmelerini
isterim. Hadi tanıdım diyelim, kullanmayı
bilmediğimin altını çizmek isterim. Hadi
biliyorum diyelim, kullanma yetkimin olmadığını nasıl bilmediklerini öğrenmek
isterim. Ne doyumsuz bir insanım yahu!
Ne çok şey istiyorum. Daha var da, neyse susayım artık. Sayfadaki yerim doldu.
Yoksa kim susmak ister ki!
mavi köşe
dişhekimi
Utanç
Ma­vi­sel YE­NER
[email protected]
www.maviselyener.com
Nerede başlar bu kent, nerede biter
o bilirdi. Saldı mı kendini taştan, asfalttan, uzun, kısa, izbe, avare, kadife sokaklara, bin bir öykü yaşardı. Sefaletle
kıvranan toprak altı insanlarından tutun da gönül eğleyen palavracılara kadar, her yanda çiftleşen sokak kedilerinin iç çekişlerini bile ayrıntılarıyla bilirdi.
Bedenini, kayalaşıp çatlayıncaya kadar
bu şehirde tüketti. Yavaş yavaş yitirmek
her şeyini, sümüklü bir çocuktan tekme
yemek gibiydi. Bu acıyla körleşmek, her
geçen gün alışmak yaralara, bileğine jilet dayar gibi yaşamaktı onunkisi.
Büyülenmiş, küme küme tutkulu gözler bedeninden ayrıl(a)mazken, onların
sahiplerini tepeleme yaşatır, yalancı
mutluluklarına kestirmeden götürüverirdi.
Kestirme yolları aslında hiç sevmedi.
Hep korktu, oralarda üstüne bulanan
kumun, bir gün üzerine yapışıp kalacağından. Kestirme sandığı yollarda kaybolma olasılığının yüksek olduğunu da
biliyordu.
Ya hummalılar gibi kıvranıp durduğu
çıkmaz dar sokaklar... Yağmur, oyun,
kan, alkol, egzoz kokan sokaklar onun
ülkesiydi. Kentin damarlarında yelce
koşan vahşi bir at gibi dolanmak, bir
seviyi anla(t)-maktı aslında.
Hem “altının kıymetini sarraf bilir” deyip, hem de kıymet bilmeyen nice bıçkın sarraf tanıdı.
Son yavuklusu Dürzü Kâzım, yatsıdan
sonra dudaklarının arasında külü uzamış bir sigara ile yanına gelip orasını
burasını okşayarak, “Yarın işe çıkacağız, süslen az” dediğinde, acıların en
koyusunu yaşadı.
Yağmurdan ıslanmış, sığınacak yeri
olmayan bir köpek gibiydi bütün gece.
Kaypak ilgileri, zarif ihanetleri, ucuz
cesaretleri düşündü durdu. Paslı bir
sızı duyumsadı bedeninde. Sonradan
görme serüvenci âşıklara sunduğu gü-
zelliğini azar azar yitirerek varmıştı bu
uçurumun dibine. Dürzü Kâzım’ın sözleri çınlıyordu her yanda: “Yarın işe çıkacağız, süslen az!”
Gün öğlene devrildiğinde, klarnet çalan şu bulanık geçmişli adam, üzerine
tüneyip onu çiğnemeye başladı. Hırçın,
kimi kez incinmiş çıkıyordu sesi. Islıklar
gelmeye başladı sağdan soldan. Çoluk
çocuk, mahalleli toplanmıştı başına.
Utancından ne yapacağını bilemedi.
En çok, ilk yavuklusu Voryos’un, restore edilmek bahanesi ile sırtına apartman bindirilmiş, yarı tanrı, yarı insan
gibi görünen yalısının önünden geçerken utandı. Onun, ateşli, göz alan,
kaçamaklarla dolu günlerindeki gibi
anımsamasını istiyordu. Oysa değil geçmişi anımsamak, kendi adını bile bilmiyordu çişini tutamayan Voryos.
Ardından ıslık çalan kalabalığa baktı.
“Bir zamanlar üstünde aşk düşleri görülen, ilk öpüşmelerin rahmi, sigara yanıklarıyla dolu şu deri koltuklara sorun
beni” diye çığlık atmak istiyordu.
O gün dolanıp durdu, sokak sokak,
semt semt. Ihlaya, tıslaya çıktı yokuşları. Soluk soluğa kaldıysa da gökyüzü
begonvil rengine çalana değin ardına
onlarcasını takıp dolaştı imbat tutkunu
kentin damarlarında.
Ertesi gün, klarnetçi yine geldi. Yine
kalabalıklar toplandı süslü bedeninin
çevresine.
Kendine ait dili konuşmaya kararlıydı.
Kimse onu kullanamayacaktı! Kimseler kırk yıl öncesinin efsanevi arabası
Şevrole’ye, “eski model olduğu için
yalnızca sünnet arabası olarak kullanılıyor” diyemeyecekti artık.
Ne yapıp ettilerse de yerinden kıpırdatamadılar onu. Hareket etmesine
gerek yoktu zaten. Durduğu yerde bile
başka yerlere götürebiliyordu insanları.
51
kültür - sanat rehberi
dişhekimi
Konser
Vodafone Freezone Festivali / Teoman-Duman.................................................... 9 Ekim 2015 İzmir | Arena
Cem Adrian.....................................................................................................23 Ekim 2015 | Ooze Venue
Yaşar..............................................................................................................7 Kasım 2015 | Ooze Venue
Sıla............................................................................... 2 Ekim 2015 | İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu
Yemen Blues................................................................................ 16 Ekim 2015 | Hayal Kahvesi Alsancak
Yüzyüzeyken Konuşuruz.........................................................................................8 Ekim 2015 | Bios Bar
Tiyarto & Seminer
Red Bull Anadolu Break..............................................15 Ekim 2015| Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi
Müfettiş................................................................................18 Eylül 2015 | Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu
Nefesin Mucizelerini Keşfet...............................................................................17 Eylül 2015 | İzmir Hilton
52
kültür - sanat rehberi
dişhekimi
Kitap
D&R Çok Satanlar (İlk 10)
Göğe Bakma Durağı
Turgut Uyar
İçimizdeki Şeytan
Sabahattin Ali
Aylak Adam
Yusuf Atılgan
Tutunamayanlar
Bütün Eserleri-1
Oğuz Atay
Sineklerin
Tanrısı
Mina Urgan
Her şeye “karşı” duran, “karşı”
çıkan, “karşı” olan bir adam... Aylak
Adam... Bir adı bile yok. “C.” diyor
Yusuf Atılgan kısaca.
İnsan her şeye bunca “karşı”yken
kendine de “karşı” olmadan nasıl
sürdürülebiler bir “karşı” yaşamı?
C., sıradanlığa, tekdüzeliğe,
alışılmışın kolaycılığına hiç mi hiç
katlanamıyor. Hem farklıyı, hem
doğru olanı arıyor. Çabasının boşuna
olduğunun da farkında üstelik.
Zor bir karakter, zor bir yaşam, yalın
bir roman.
Otomatik Portakal
Anthony Burges
Zamanın Kısa Tarihi
Stephen Hawking
Serenad
Zülfü Livaneli
İkimiz birden sevinebiliriz
göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu
şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden
yaban otlarından
Durmadan harcadığım
şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
1000 Nokta
Başyapıtlar
Thomas Pavitte
İyi Psikolog
Meral Gök
‘Tutunamayanlar’, Türk edebiyatının
en önemli eserlerinden biridir.
Berna Moran, Oğuz Atay’ın bu
ilk romanını “hem söyledikleri
hem de söyleyiş biçimiyle bir
başkaldırı” olarak niteler. Moran’a
göre “Oğuz Atay’ın mizah gücü
ve duyarlılığı ve kullandığı teknik
incelikler, Tutunamayanlar’ı büyük
bir yeteneğin ürünü yapmış,
eserdeki bu yetkinlik Türk romanını
çağdaş roman anlayışıyla aynı
hizaya getirmiş ve ona çok şey
kazandırmıştır.” Küçük burjuva
dünyasını ve değerlerini zekice alaya
alan Atay, “saldırısı tutunanların
anlamayacağı, rededeceği türden bir
romanla yapar.”
53
bulmaca
> Arife Kişioğlu
dişhekimi
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
SOLDAN SAĞA
1)Bulunduğu bölgenin ekolojik şartları yüzün- 1
den yalnızca belirli bölgede yetişen, dünyanın
başka yerinde yetişme ihtimali olmayan, yöreye 2
özgü bitki türü - “Pembe Panter” ve “Tiffany’de 3
Kahvaltı” gibi klasiklerde imzası bulunan komedi
4
filmlerinin unutulmaz yönetmeni.2) Bir borcun
borçlusu tarafından ödenmeyip zorunlu veya 5
gönüllü olarak vade, faiz, tür ve benzeri yönler- 6
den yeniden yapılandırılması - Yaşayabilmesi ve
üreyebilmesi için serbest oksijenin bulunduğu 7
ortamlara gereksinim duyan organizma.3) Hip- 8
noz durumu - Taklit sanatçısı - Ehil, becerikli.4)
Kemik ucu - İstemli kas hareketlerinde düzensiz- 9
liğe yol açan eşgüdüm bozukluğu - Şam darısı 10
denen beyaz ve iri cins darı - İlkel benlik.5)(tersi)
11
Fas’ın resmi haber ajansı - Küçük tekne kaptanı - 1938-2006 yılları arasında yaşamış, ABD’de 12
caz ve folk müziği alanlarındaki beste ve düzen- 13
lemeleriyle tanınmış bestecimiz.6) İrlanda Kurtuluş Ordusu - Düşük nitelikli, kötü anlamında 14
argo sözcük - İşaret - Eski dilde civa.7) Sadece 15
düz giden bir satranç taşı - Bir tür hafif sis - Bir
sayı - İpek veya pamuktan yapılmış ipliklerle sık 16
dokunmuş bayan baş örtüsüne verilen ad - Ja- 17
ponya’daki dört çiçek düzenleme okulundan
18
biri.8) Argo’da garip çehreli, pörtlek gözlü kimse - Aristoteles’in bir yapıtı - Bir şeyin niteliklerini 19
övme.9) Yaygın medya kuruluşlarına giremeyen 20
veya girmek istemeyenlerin çıkardığı dergilere
verilen ad - Kars’in doğusunda ünlü antik kent
- Kazan Türkleri tarafından Volga Irmağı’na vesı - ……….. MORİSETTE Kanadalı şarkıcı -Yönetmenliğini Yavuz
rilen ad - Doğu.10) 1992’de yayımlanmış olan Michael Ondaatje Yalınkılıç’ın yaptığı 1987 yapımı film - Akıl.3) Kalıtımın temel madromanından uyarlanmış Oskar ödüllü bir film - Hıristiyan din adamı desi - Arjantin ve Uruguay kökenli bir müzik ve dans türü - Yazın,
.11)Yunan Mitolojisinde, şiddet tanrıçası - Akarsu yatağı, mecra literatür.4)Bir işin yapıldığı an, sıra - İşarete ait, işaretle alâkalı - Bir
- Çok eskiden kullanılan bir tür nefesli saz - Bir telgraf türü.12) yüzey ölçü birimi - Ama, fakat.5) Örnek, göstermelik - Tam tersine
Sırbistan’ın internet kodu - Ataların soyundan gelen kişi - Aktinyu- - Eski dilde ekmek.6)Vilayet - George William Russell (takma adı) mun simgesi - Radyumun simgesi - Eski dilde su.13) Tıp dilinde Hiçbir tehlike olmamasına karşın, kişiyi saran ani dehşet duygusu
derinin kanlanmasina verilen ad, kizariklik - ‘’Sis’’, ‘’Tula Teyze’’, - Shakspeare kralı.7) Güney Koreli ünlü yönetmen – “Doğrusunu
‘’Abel Sanchez’’ gibi romanları dilimize de çevrilmiş ünlü İspanyol isterseniz, aslında” anlamında kullanılan belirteç - Utanma - Nazi
yazar.14) ABD’de yayımlanan dünyanın en ünlü mizah dergilerin- hücum kıtası.8) Düzenci, entrikacı - Yargılar, hükümler - Sayı farden biri - Ün, şöhret - Sıkıntı, bezginlik duyguları belirten bir ün- kı.9) Ördek - Maksim Gorkinin bir romanı -Yapılması gerekli olan
lem.15)Bir pop müziği sanatçımız - Can Yücel’in bir siir kitabı - Mu- şey 10) Uyuşturucu bir madde - Parlak, mavi renkli gündüz kelehannet başına dünya dar ola/Bir adamda namus, gayret, ... ola” beği - Hareketli demir halka .11) Istanbul’daki en eski Bizans ki(Köroğlu) - Tantalın simgesi.16) İnsan yaşamayan ıssız yer - Bön, liselerinden biri - Olay, hadise12) Verem hastalığına yol açan bir
enayi - Eski dilde nefsin isteklerini kırma, perhiz.17) Dişlerin kök basil - Araba okunun ekseni - Bağırsak - Dingil - Çıplak.13)Genişlik
uçlarında gelişen enfeksiyonların giderilmesi için, iltihaplı kök ucu - (tersi) Demirin simgesi -Tanzanyanın plaka işareti - Bir nota - Bir
ve iltihabın yayıldığı çevre dokuların temizlenmesi için uygulanan organik bileşik formülünde aril kökünün varlığını gösteren simge
bir operasyon - Bileşikgillerden çiçekleri güzel, sarı renkli bir bitki. - Anlayış, zeka.14) Evliya -Emare, karine - Operada tek solist ta18) Tekrar - Bulgaristan’in ve Balkan Yarimadasinin en yüksek dağ rafından söylenen şarkı.15) Adalet Ağaoğlu`’nun üçleme kitabısırası - Güney Afrikanın plaka işareti - Bağışlama - Şikar.19)……. nın ismi - Bir soru sözü - Jüpiterin uydusu - Müstahkem mevki.16)
RULFO Dilimize de çevrilen ‘’Pedro Paramo’’, “Kızgın Ova” gibi ya- Uluslararası birim sisteminde manyetik akı birimi - Bir Mısır tanrısı
pıtlarıyla tanınmış Meksikalı yazar - İsimler” anlamında eski sözcük- - İlhan berk’in bir şiir kitabı - Işığı yansıtan cilalı ve sırlı cam.17) II.
Bir olumsuzluk öneki - Sunma.20) ks. İstanbul - Üstü sekerli, renkli Abdülhamit döneminde Mızıkayı Hümayun’da görev almış ve bir
ve parlak bir madde ile kaplanmis hap -Bulmaca resmi bulunan çok müzisyen yetişmesine katkıda bulunmuş İspanyol asıllı piyanist
değerli tiyatro ve sinema sanatçımız.
-Yelken açma komutu - Evre, safha.18) Çoğu tek parça kadın giysisi - (tersi) Bizmutun simgesi -Bayatlamamış olan -Acı, sızı duyulduYUKARIDAN AŞAĞIYA
ğunda veya sıkıntılı bir durumda söylenen bir söz - Arapça da “sa1)Bir organın ya da dokunun anatomik olarak normalde bulun- hip” anlamında kelime - (tersi) Kriptonun simgesi .19)ks.Desibel
masi gerektiği yerden farklı bir yerde bulunması - Özellikle sırt, bo- -Nazım Hikmet’in bir oyunu -Yerel bilgisayar ağı anlamında kullayun, omuzlar ve kalçalarda belirgin olmak üzere yaygın kas-eklem nılan kısaltma - Alçak gönüllülük.20) İsim - Uluslararası Sömürü ve
ağrısı, yorgunluk, sabah tutukluğu ile karekterize kronik bir kas Türkiye”, “Tarımsal Yapılar ve Kapitalizm”, “Türkiye İktisat Tarihi”,
iskelet sistemi hastalığı.2)Vincenzo Bellini’nin tanınmış bir opera- “Türkiye’de Devletçilik” gibi yapıtlarıyla tanınmış iktisatçımız.
54
duyuru
dişhekimi
Başsağlığı
Geçmiş Olsun
Meslektaşlarımızdan;
Meslektaşlarımızdan;
> Prof.Dr. Ali Leblebicioğlu,
> Nermin Dalkın’ın eşi Dişhekimi Niyazi Dalkın,
> Tayya Altıntığ’ın eşi,
> Prof. Dr. Tayfun Günbayın babası ve Prof. Dr. Sevtap
Günbayın kayınpederi, Prof. Dr Tarık Günbay,
> Dr. Mustafa Özgür’ün annesi ve
Dişhekimi Erşan Özgür’ün eşi Prof. Dr.Tomris Özgür,
> Dr. Eyüp İlhan Doğan’ın annesi ve
Prof. Dr. Servet Doğan’ın kayınvalidesi,
> Songül Düzgün Doğru’nun babası,
> Osman Zinnur Cilasun’a
> Cemal Kocatepe’ye
> Vahit Cüneyt Işıker’e
> Özlem Kekeç Bülbül’ün annesine
> İlkay Karedemirci Ülkü’nün kızına,
> Sevgül Bora’nın babasına,
> Selen Sakallı’nın dedesine,
vefat etmiştir. Merhumlara Allah’tan rahmet, yakınlarına
başsağlığı dileriz...
rahatsızlıklarından dolayı geçmiş olsun diliyoruz
Mutlu Günlerimiz
Meslektaşlarımızdan;
> Tolga Ata Han Tecim, eski oda çalışanımız Dalya Eştürkler ile dünya evine girdi.
> Çiğdem Paşalı, Yiğit Uçkan ile dünya evine girdi.
> Umut Tüfekçi ve Sibel Tekin dünya evine girdi.
> Arda Hacarlıoğlu ve Dişhekimi Hale Kaşıkçı dünya evine girdi.
> Hatice Berat Aydıngüneş ve Mehmet Karakuş dünya evine girdi.
> Ülkü Karlı ve Hayrettin Karlının Kızları Melis, Aşkın ile dünya evine girdi.
Tebrik ediyoruz.
63. sayıdaki bulmacanın çözümü
1 2
1
2
3
4
5
6
7 8
9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
63. say› bulmacam›z›
çözerek hediye kazanan meslektaşlarımız;
3
4
5
> Hülya DOYURUM
> İskender Fazıl KAÇAN
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
Duyuru sayfamızda yer alan haberler odamıza ulaşan bilgilerle sınırlı kalmaktadır. Sayfamızda yer almasını
istediğiniz kendiniz ve diğer meslektaşlarımız hakkındaki haberleri lütfen bize iletiniz.
55
karikatür
56
> Dişhekimi Mete Ağaoğlu
dişhekimi

Benzer belgeler