Dişhekimi 64.Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası
Transkript
Dişhekimi 64.Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası
dişhekimi haber 1 başkan Prof. Dr. Ali Rıza Alpöz İzmir Dişhekimleri Odası Başkanı dişhekimi Sevgili meslektaşlarım Bu satırları yazarken, ülkemizin içine düşürüldüğü duruma isyan ediyorum. Yeter diyoruz verdiğimiz şehitlere, yeter artık. Haykırıyoruz. Terör ve destekçilerine lanet olsun diyoruz ama yetmiyor işte. Hergün acı haberlerle, yetim kalan küçücük evlatlarla, sönen ocakların haberleriyle uyanıyoruz. Gazete okumak bile içimizden gelmiyor. Bunların yanında bir de korkudan ya da duyarsızlıktan belki de umudunu yitirmiş olmaktan mıdır bilemiyorum, yürüyoruz, toplanıyoruz, haykırıyoruz ama maalesef on kişi bile yok etrafımızda meslektaştan koskoca İzmir’de. Ortadoğu ülkeleri üzerine oynanan emperyalist oyunda sıranın acaba ülkemize mi geldiği yönündeki endişelerimiz her geçen gün artıyor. Bunların işbirlikçilerinin kim olduğunu, terörü nasıl tezgahladıklarını göre göre bu acıları yaşıyoruz. Malum yönetmeliğin çıkmaması için defalarca İl Sağlık Müdürlüğü önünde toplandık, Ankara’ya gittik, haykırdık, yapmayın dedik ama sadece yine en fazla on kişiydik. Duyarsız ve boşvermiş bir toplum olmak kanımca ülkemizdeki en büyük tehlikedir. 2 Ülkemizde morallerin bozulmasına, ekonomik durumun çok da iç açıcı olmamasına rağmen yılmadan, geleceğe umutla bakıp mesleğimizi icra etmeye, hastalarımızı tedavi etmeye çalışıyoruz. Perşembe seminerlerimiz başlıyor, odamız üyesi olsun olmasın tüm meslektaşlarımızı bekliyoruz, odamız hakkındaki tüm bilgilere ve duyurulara www.izdo.org adresinden ulaşabilir daha fazla bilgi alabilirsiniz. 27, 28 ve 29 Kasım 2015 tarihlerinde İzmir Swiss Otel’de gerçekleştireceğimiz Uluslararası İZDO kongremizin hazırlıkları bitti. Duyurumuzu da dergimizde bulacaksınız. Bilimsel komitemizin özenle hazırladığı program, alanında isim yapmış yerli ve yabancı meslektaşlarımızı sizlerle buluşturacak, sosyal etkinlikler ve bilimsel sunumlar ile bilgilerimizi tazeleceğiz. Kasım ayı sonunda İzmir’de buluşmak dileğiyle. Ülkemizde barışa, kardeşliğe, dostluğa en fazla ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde herkesin sağduyulu olması, bu kirli oyunlara gelmemesi dileğiyle, en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum hepinize. dişhekimi başkan 3 editör dişhekimi Değerli Meslektaşlarım Merhaba; Ersin ATİNEL [email protected] Her sayıda, bir diğer sayımıza kadar güzel günler yaşanır dileği ile cümleleri sonlandırsam da olmadı. Kişisel çıkarların toplumsal çıkarların üstünde tutulduğu müddetçe şu güzel memleketin daha nice evlatlarını kanlı ellere feda etmiş olacağız. Nasıl bir vicdandır ki oturur yerinde? Bizler ki insan sağlığı ve yaşam kalitesi için yeminler etmişiz nasıl suskun kalabiliriz? Acıyı tarif etmek için bu güzel vatana ve evlatlarına böylesi mi hak görülür? Tüm şehitlerimizi bu vatan unutmayacak, onları şehit edenleri de; ettirenleri de... Acıları acımızdır... Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin dava, Sağlık Bakanlığı’nın savunmasının alınmasından sonra Ekim ayında karara bağlanacak. Sonucun mesleğimizin düştüğü çıkmazı sonlandırması arzusundayız. Türk Tabipleri Birliği ile Türk Dişhekimleri Birliği tarafından E-Nabız genelgesinin iptali için açılan davada ara kararın ardından yürütmenin durdurulması istemine ilişkin karar verilmesi beklenirken Bakanlık bu kez ikinci bir genelge çıkarttı. Yeni genelgenin de iptali istendi. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba sağlık çalışanlarına yıpranma hakkı tanınması için yasa teklifi hazırladı. Danıştay 15. Daire, Türk Dişhekimleri Birliği tarafından açılan davada verdiği yürütmenin durdurulması kararında SGK’ya hukuk devletinin ne olduğunu anlatarak; muayenehaneler ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan ağız diş tedavilerinin bedelinin ödenmeyeceği, engellilerin kamu sağlık tesisleri dışında ağız ve diş sağlığı hizmetine erişebilmeleri için sağlık kurulundan rapor almaları gerektiği ile muayenehaneler ve özel sağlık kuruluşlarından alınan sağlık hizmeti bedelinin SUT eki tarifeye göre ödeneceğine ilişkin kuralların yürütmesini durdurdu. İzmir Dişhekimleri Odası’nın düzenlediği “22. Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi” bu yıl 27 - 29 Kasım tarihlerinde 4 Swissotel Büyük Efes, İzmir’de yapılacak. Alanında uzman yerli ve yabancı akademisyenlerin yer alacağı kongrede, bilimsel sunumlar, kurslar, paneller, tartışma platformu ve çeşitli sosyal etkinlikler gerçekleştirilecek. Şimdiden sizleri aramızda görmenin heyacanını yaşıyoruz. Lütfen ajandanıza not almayı unutmayınız. 14 yıl sonra Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Uluslararası Kongresi’ne ev sahipliği yapacak olan İzmir, ilk kez TDB Türk Dişhekimleri Birliği Öğrenci Kolu 10. Ulusal Öğrenci Kongresi’ne de ev sahipliği yapma hazırlıklarına başladı. Odamıza üye olan tüm meslektaşlarımız her yıl olduğu gibi bu yılda 18.07.2015 - 18.07.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Ferdi Kaza ve Kaza Sonucu İş Görememezlik Sigortası kapsamına alındı. Bu yıl ilk defa meslek hastalığından olan “tenisçi dirseği ve carpal tünel sendromu” tanısıyla ameliyat olan meslektaşlarımızın ameliyat nedeniyle 30 güne kadar olan süre için günlük iş göremezlik ödeneği 1 TL/kişi/ yıl prim karşılığında ve günlük 75 TL üzerinden teminat kapsamına alınmıştır. Evvel Zaman İzmir’de köşemizin bu sayı konuğu İzmir’in bir başka prestijli simgelerinden Karataş’taki tarihi asansör ve asansörün bulunduğu sokağa ismini veren büyük sanatçı Dario Moreno’nun öyküsünü sizlere aktaracağız. Dişhekimi Kürşat Çavuşoğlu, Dünya Tıp ve Sağlık Oyunları’nda masa tenisi branşında altın madalya kazandı. Kendisini tebrik ediyor başarılarının devamını diliyoruz. İçimizden biri köşesinin bu sayımızdaki konuğu meslektaşımız Abdurrahman Alam. Köşelerimizin en büyük destekçileri Emel Gökmen, Serdar Sıralar, Müge Sandıkçıoğlu, Mavisel Yener, Sinan Şahan ve Mete Ağaoğlu’na buradan teşekkürlerimizi sunuyoruz. Gülümseten sayfalarda buluşmak dileği ile sevgiyle kalınız... dişhekimi editör 5 içindekiler dişhekimi Yönetmeliğin iptali ile ilgili davada 8 önemli gelişme 22. Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi Swissotel Büyük Efes İzmir’de 20 E-Nabız davasında ara karar Bakanlık yeni genelge çıkarttı 10 n İzmir’iim geleri yükselen s Danıştay’dan SGK’ya hukuk dersi 12 15 30 Dişhekimi Kürşat Çavuşoğlu, Dünya 14 yıl sonra bayrağı devraldık 18 İzmir Dişhekimleri Odası’ndan dişhekimliği fakültesi öğrencilerine burs Reklam İndeksi AGS Medikal................................3 Dentsply......................Arka Kapak Tıp ve Sağlık Oyunları’nda masa tenisi branşında altın madalya kazandı 34 İçimizden Biri köşemizin bu sayı konuğu Abdurrahman Alam Meslektaşımızın müzikle iç içe yaşamı DRD.........................Arka Kapak içi En İyi Hekim.................................5 İpana / Oral-B..............................1 Haber Sorumlusu Erdal BİLİCİ Sahibi İzmir Dişhekimleri Odas› ad›na Yönetim Kurulu Başkan› Ali Rıza ALPÖZ Sorumlu Yaz› İşleri Müdürü Ersin ATİNEL Yay›n Kurulu Ersin ATİNEL, Çiğdem PAŞALI, Elif ÖZBOZDAĞ, Ümran Canay KAYA, Ahmet CESUR 6 Görsel Yönetmen Birsen BAĞARDI KÖSEOĞLU Baskı Gülermat Matbaa ve Yayıncılık Meriç Mah. 5619 Sk. No.6 Çamdibi - Bornova / İZMİR Tel: +90 232 433 6133 Fax: +90 232 433 6597 42 İpana / Oral-B..............................7 Özel GaziHastanesi.... Ön Kapak içi Tidal İmplant................................9 Bas›m Tarihi: Eylül 2015 Yay›n Türü: Yayg›n Süreli Yay›n İletişim Adresi Anadolu Caddesi 40, Tepekule İş Merkezi D: 209 /210 /211 Bayrakl› İzmir Telefon 0.232 461 2152 - 461 3615 - 461 1571 Faks 0.232 461 3759 [email protected] Dergide yer alan yaz›lar›n hukuki sorumluluğu yazar›na aittir. Dergimiz 4.000 adet basılarak, Dişhekimlerine ve dişhekimliği fakültesi son s›n›f öğrencilerine ücretsiz dağ›t›l›r. haber dişhekimi Yönetmeliğin iptali ile ilgili davada önemli gelişme Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin dava, Sağlık Bakanlığının savunmasının alınmasından sonra incelenip karara bağlanacak. 3 Şubat 2015 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açılmıştı. Ardından Sağlık Bakanlığı, 20.04.2015 tarihli yazıyla Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin uygulanmasında yaşanan kimi sorunlara çözüm yolları önererek Yönetmeliğin yaptırımlarının 30.10.2015 tarihinden itibaren uygulanacağını belirterek uygulama genelgesi yayınlamıştı. Türk Dişhekimleri Birliği Uygulama genelgesi ile ilgili de kimi maddeler için iptal davası açmıştı. Yönetmeliğin iptali için TDB tarafından açılan davada yürütmenin durdurulması istemine ilişkin olarak bir karar verilmesi bekleniyordu. Bu konuyla 8 ilgili gelişme yaşandı. Sağlık Bakanlığı tarafından çıkartılan dişhekimliği hizmetinin yürütülmesini zorlaştıran hükümlerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Türk Dişhekimleri Birliği tarafından açılan davada, Danıştay 15. Daire’de yapılan ilk inceleme sonunda yürütmenin durdurulması isteminin Sağlık Bakanlığının davaya cevap vermesi ya da Bakanlığa cevap için tanınan 30 günlük yasal sürenin geçmesinden sonra karara bağlanacağı belirtildi. Sağlık Bakanlığı’nın, davaya cevap için kendisine tanınan 30 günlük sürenin uzatılmasını talebi ise reddedildi. Bu durumda, 1 Eylül’e kadar adli tatil olduğu da dikkate alındığında, Türk Dişhekimleri Birliği’nin yürütmenin durdurulması talebinin Ekim ayında karara bağlanması bekleniyor. dişhekimi haber 9 haber dişhekimi E-Nabız davasında ara karar Bakanlık yeni genelge çıkarttı Türk Tabipleri Birliği ile Türk Dişhekimleri Birliği tarafından E-Nabız genelgesinin iptali için açılan davada ara kararın ardından yürütmenin durdurulması istemine ilişkin karar verilmesi beklenirken Bakanlık bu kez ikinci bir Genelge çıkarttı. Sağlık Bakanlığı, 5 Şubat 2015 tarihinde, 2015/5 sayılı, “e-Nabız Projesi” konulu bir genelge yayınlayarak, Sağlık Net Online Sistemi kurduğunu bildirmiş ve muayenehaneler de dahil olmak üzere -ve kamu ya da özel ayrımı yapılmaksızın- bütün sağlık kurum ve kuruluşlarından hastaların 01.01.2015 tarihinden itibaren tutulan bütün 10 kayıtlarının 01.03.2015 tarihinden başlayarak kendisine gönderilmesini istemiş; bu Genelge’nin iptali istemiyle Türk Tabipleri Birliği ile Türk Dişhekimleri Birliği tarafından dava açılmıştı. Söz konusu davada yürütmenin durdurulması istemine ilişkin karar verilmesi beklenirken Bakanlık bu kez ikinci bir Genelge çıkarttı. haber dişhekimi E-NABIZ DAVASINDA ARA KARAR VERILDI E-Nabız genelgesinin iptali için açılan davada Danıştay Sağlık Bakanlığı’na genelgenin yasal dayanağını sorarak yanıt istedi.Hasta bilgilerinin merkezi olarak toplanması için yeni bir girişim şeklinde ortaya çıkan, e-Nabız Projesi konulu Sağlık Bakanlığı genelgesinin iptali için Türk Dişhekimleri Birliği ve Türk Tabipleri Birliği tarafından 6 Nisan 2015 tarihinde Danıştay’a dava açılmıştı. E-Nabız projesi konulu Sağlık Bakanlığı genelgesinin iptali istemli davada Danıştay genelgenin yasal dayanağını sordu. Danıştay 15. Daire’de 2015/2900 esas sayılı dosyada incelenmekte olan davada Daire, yürütmenin durdurulması istemine ilişkin kararın, Sağlık Bakanlığının davaya yanıtından sonra verilmesine; ayrıca Bakanlıktan bu genelgenin hangi yasal düzenleme ya da düzenleyici işlemlere dayalı olarak kurulduğunun sorulmasına karar verdi. Bu ara kararının gereğinin yerine getirilmesi için Bakanlığa 30 gün süre verildi. Danıştay’ın kanunları bilmediği düşünülemeyeceğine göre; bu ara kararı, söz konusu genelgenin yasal dayanağının olmadığının değerlendirildiğini gösteriyor. Bu çerçevede, e-Nabız genelgesi ile ilgili olarak yürütmenin durdurulması isteminin, adli tatilden sonra, Ekim ayında görüşülerek karara bağlanması bekleniyordu. rütmesinin durdurulmasıyla iptali istendi. Dava dilekçesinde; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarından örnekler verilerek kişisel verilerin değeri ve korunması gereği açıklandıktan sonra dava konusu Genelge’nin verilerin toplanmasında hastaların rızasını aramayan, sağlık kuruluşlarının bütün bilişim sistemlerini Bakanlığın izlemine alan ve yine sağlık kuruluşlarını Bakanlık tarafından yetkilendirilen bilişim firmalarıyla anlaşmaya zorlayan kuralların hiçbir yasal dayanağının olmadığı da ifade edildi. Bu davada yürütmenin durdurulmasına ilişkin istemin Aralık ayına kadar değerlendirilip karara bağlanması bekleniyor. HEKIMLER UYARILDI Hekimler, dişhekimleri ve sağlık kuruluşları, uluslararası insan hakları düzenlemeleri ve Anayasamızın 20. maddesine açıkça aykırı olmasının yanı sıra, hasta haklarına ve hekimliğin temel değerlerinden olan sır saklama yükümlülüğüne açıkça aykırılık taşıyan bu Genelge’yi dikkate almamalı, hastalarının verilerini kanunla açıkça yetkili kılınanlardan başkalarıyla paylaşmaktan özenle kaçınmalıdır şeklinde meslek örgütleri tarafından uyarıldı. YENI GENELGENIN DE IPTALI ISTENDI Bakanlığın ikinci Genelgesinde asıl olarak sağlık bilgi sistemlerini sağlık kuruluşlarına satacak ve sistemi işletecek olan taşeron firmaların uymaları gereken kurallar belirlenmiş, bu arada bütün sağlık kuruluşlarına da klinik, idari ya da yönetimsel amaçlarla kullanılan yazılım sistemlerini Sağlık Bakanlığı’nın bilişim sistemine entegre etmeleri ve hastaların bütün kişisel verilerini göndermeleri gerektiği vurgulanmıştır. Anayasa’nın 20. Maddesindeki kişisel sağlık verilerinin toplanması ve işlenmesi için ilgilinin açık rızasının olması ve bu alandaki kuralların mutlaka yasa ile belirlenmesi gerektiğine ilişkin temel kural bile göz ardı edilerek hastaların en hassas verilerini toplamayı amaçlayan 2015/17 sayılı yeni Genelge de, Türk Tabipleri Birliği ile Türk Dişhekimleri Birliği tarafından dava edilerek yü- 11 haber dişhekimi Danıştay’dan SGK’ya hukuk dersi Danıştay 15. Daire, Türk Dişhekimleri Birliği tarafından açılan davada verdiği yürütmenin durdurulması kararında SGK’ya Hukuk Devletinin ne olduğunu anlatarak; muayenehaneler ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan ağız diş tedavilerinin bedelinin ödenmeyeceği, engellilerin kamu sağlık tesisleri dışında ağız ve diş sağlığı hizmetine erişebilmeleri için sağlık kurulundan rapor almaları gerektiği ile muayenehaneler ve özel sağlık kuruluşlarından alınan sağlık hizmeti bedelinin SUT eki tarifeye göre ödeneceğine ilişkin kuralların yürütmesini durdurdu. Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin genel sağlığın bir parçası olduğu yaklaşımı ve sağlık hakkının temel insan haklarının en başında gelenlerden biri olduğu bilinciyle konuyu değerlendiren Türk Dişhekimleri Birliği, Sağlık Uygulama Tebliğleri yoluyla ağız ve diş sağlığı hizmetlerine erişimin zorlaştırılmasına ilişkin düzenlemelerin iptali için davalar açmıştı. Danıştay 15. Daire verdiği yürütmeyi durdurma kararları ile SGK’ya adeta hukuk dersi verdi. Davada skandal savunma: Dişhekimliği fakültesi öğrencileri de dikkate alındığında kamudaki dişhekimi sayısı yeterlidir! 25.07.2014 tarih ve 29071 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile muayenehaneler ve özel 12 sağlık kuruluşlarından alınan ağız ve diş sağlığı hizmetinin bedelinin ödenmeyeceği, engellilerin muayenehaneler ve özel sağlık kuruluşlarından aldığı hizmetin ödenebilmesi için üç dişhekiminin vereceği heyet raporu gerektiği ve bu şekilde alınan sağlık hizmetinin bedelinin de SUT ekindeki tarifeye göre ödeneceği kurallarının yürütmesinin durdurulması ve iptali istenmiştir. Türk Dişhekimleri Birliği tarafından açılan davada süreç özetlenip düzenlemelerin sağlık hizmetine erişimi ölçüsüz biçimde kısıtladığı ortaya konulmuştur. Diğer yandan, 2007 yılından bugüne kara bu alandaki davalar ve yargı kararları da ortaya konularak İdare’nin yargı kararlarının yerine getirilmesi gerektiğine ilişkin Anayasal kural ile Hukuk Devleti ilkesini de ihlal ettiği açıklanmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davaya verilen yanıtta ağız ve diş sağlığı alanında kamu sağlık dişhekimi hizmetlerinin yeteri olduğu savunulurken dişhekimliği fakültesi 3, 4, ve 5. sınıflarında öğrenim görmekte olan 5815 öğrenci de hesaba katılmıştır! Oysa bilinmektedir ki, bir kişinin dişhekimi olarak kabul edilebilmesi için öncelikle dişhekimliği fakültesinden mezun olması gerekir. Öğrencilerin, eğitim amacıyla ve bu sınırlılık içinde, öğretim üyesi gözetiminde hasta tedavisine katılmalarının dişhekimi insan gücü hesabına dahil edilmeleri için yeterli olmadığı tartışmasızdır. Danıştay’dan SGK’ya: Yargı kararlarının gereğini yerine getir! Danıştay 15. Daire, 2013 yılından yayınlanan Tebliğ’e karşı yine Türk Dişhekimleri Birliği tarafından açılan davada verilen yürütmenin durdurulması kararı ve İdari Dava Daireleri Kurulu’nun itiraz üzerine verdiği yürütmenin durdurulması kararındaki değerlendirmeleri aktardıktan sonra; bu davadaki her bir taleple ilgili ayrıntılı hukuksal değerlendirmeler yapmış ve Türk Dişhekimleri Birliği’nin bütün taleplerine ilişkin olarak yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir. Kararda, yargı kararlarının yerine getirilmesi ve Hukuk Devleti ile ilgili olarak şu tespitlere yer verilmiştir: “…yargısal içtihatlara aykırı olarak davalı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, dava konusu düzenlemeler ile özel sağlık hizmeti sunucuları ile Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşmesi olmayan resmi sağlık hizmeti sunucularındaki diş ünitelerinde yapılan ağız diş sağlığına ilişkin tedavilerin ödenmeyeceği belirtilmiştir. … yargısal denetim, tek başına, bir devletin Hukuk Devleti niteliğini kazanılabilmesi için yeterli görülemez. Bunun yanında; Devletin tüm organlarının yargısal kararlara saygılı olmaları yanında bu kararların gereğinin de tam anlamıyla yerine getirilmesi gerekmektedir. İşte bu nedenledir ki; mahkeme kararlarının gereğini yerine getirmek, yasama ve yürütme organları ile idare için, bir yetki değil, bir “anayasal ve yasal yükümlülük” tür. Biri, yasalarda gösterilen süreler içinde yargı kararlarının gereklerine uygun işlem yapmak ve eylemde bulunmak; diğeri de, bu kararları hiçbir suretle değiştirmemek gibi iki yönlü olan bu yükümlülük, yasama ve yürütme organları ile idareye, yargı kararlarının hukuki sonuçlarının oluşmasına engel olma ya da onları etkisizleştirme yetkisi tanıma- haber makta; aksine, yargı kararlarının bu etki ve sonuçlarının yaşama geçirilebilmesi için gerekeni yapma zorunluluğu getirmektedir. Buna göre, mahkeme kararlarının gereği gibi yerine getirilmesi konusunda “anayasal ve yasal yükümlülük” altında bulunan idarenin bu kararların gerekçelerine uygun olarak düzenleme yapılması gerekirken aksini öngören dava konusu düzenlemelerde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Bunun yanında, özel sağlık kurum ve kuruluşları ile sözleşmesiz resmi sağlık kurum ve kuruluşlarına yapılacak şevkin tamamen ortadan kaldırılmasını gerektiren hukuken kabul edilebilir bir neden de ortaya konulamamıştır.” Danıştay’dan SGK’ya: Birlik tarafından yayımlanan Tarife’nin altında bedel belirlemeyi gerektirecek haklı nedenleri ortaya koyamadınız Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yapılan düzenlemeyle, ağır sevk şartlarını yerine getirebilen engellilerin muayenehaneler ve özel sağlık kuruluşlarındaki tedavileri- 13 haber ne getirilen bir diğer engel de bunun için ödenecek ücretin TDB tarafından belirlenen Tarife yerine SUT ekindeki bir listeye göre belirlenmesidir. Sosyal Güvenlik Kurumu bu hükmün yürütmesinin durdurulması istemine verdiği yanıtta TDB tarafından belirlenen Tarife’nin yasa değişikliği ile rehber olarak belirlendiği, dolayısıyla dişhekimlerinin bu Tarifede belirlenen ücretin altında bir ücret alabileceği; acil hallerde sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından alınan hizmetin bedelinin SUT’ta belirlenen tarifeye göre olmasının da 5510 sayılı Yasa hükmü gereği olduğunu savunmuştur. Danıştay Kararında “… Birlikçe yayımlanan tarife rehber tarife olsa da, bu tarifede yaralan fiyatlara neden uyulmadığı, bu bedellerden daha düşük fiyat belirlemesini gerektirecek haklı nedenlerin, fiyatların belirlenmesi konusunda takdir yetkisi kullanılırken diğer bir ifade ile Tebliğin eki EK-2/Ç’deki fiyatlar belirlenirken hangi somut kriterlerin esas alındığı, bölgesel gelişmişlik düzeyi, teknolojik imkan ve donanım ile personel sayısı ve hizmet kalitesi gibi kriterlerin göz önünde bulundurulup bulundurulmadığı ortaya konulamamıştır.” denilerek SGK’nın ücret belirlemesinde keyfi bir tutum içinde olamayacağı açıkça ortaya konulmuştur. 14 dişhekimi Şimdi ne olacak? SGK ve Sağlık Bakanlığı tarafından bu Karara karşı 7 gün içinde itiraz edilebilecektir. İtirazlar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunda görüşülerek karara bağlandıktan sonra Danıştay 15. Daire davanın esasına ilişkin karar verecektir. Ancak bütün bu sürecin işlemesi Danıştay Kararının uygulanmasının engeli değildir. SGK bu Kararın gereğini en geç 30 gün içinde yerine getirecektir. SGK tarafından hastaların kamu sağlık kuruluşları yanı sıra muayenehaneler ve özel ağız diş sağlığı kuruluşlarından da hizmet alabilmelerini sağlayacak kuralların bir an önce yayınlanıp sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması gereklidir. Ancak SGK tarafından herhangi bir ek düzenleme yapılmasa da, bu Kararla birlikte; muayenehaneler ve özel ağız ve diş sağlığı kuruluşlarından alınan sağlık hizmeti için hiçbir ücret ödenmeyeceğine, engellilerin sevkinin sağlık kurulu tarafından yapılacağına ve kamu sağlık kuruluşları dışında alınan ağız diş sağlığı hizmetlerinin SUT Eki tarifeye göre ödeneceğine ilişkin kuralların yürütmesi durdurulduğundan, bu kuralların getirdiği sınırlamalar da ortadan kalkmıştır. Uygulamanın buna göre yapılması gerekecektir. dişhekimi 14 yıl haber sonra bayrağı devraldık 14 Yıl aradan sonra İzmir’de gerçekleştirilecek olan Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Uluslararası Kongresi için binlerce meslektaşımız İzmir’e gelecek. 14 yıl sonra Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Uluslararası Kongresi İzmir Dişhekimleri Odası Yönetimi’nin çabası ve TDB’nin destekleriyle, 19-21 Mayıs 2016’da İzmir’de gerçekleşecek. İstanbul Kongre Merkezi Harbiye Oditoryumu’nda yapılan 21.Uluslarası TDB Kongresi’nde İzmir Dişhekimleri Odası (İZDO) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Alpöz, kapanış töreninde Türk Dişhekimleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Taner Yücel ve İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Murat Ersoy’dan kongre bayrağını teslim almış ve İzmir’e dönmesiyle birlikte İZDO Yönetimi olarak çalışmalara başlamıştı. İzmir’in yeni fuar ve kongre merkezi olan Gaziemir deki, Fuar İzmir’in varlığını da değerlendiren Prof. Dr. Alpöz ve çalışma arkadaşları, İzmir’in turizmine ve ekonomisine katkı sağlayacak Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Uluslararası Kongresi’ni en iyi şekilde gerçekleştirmek için kolları sıvadı. İZFAŞ VE İZTO’DAN DESTEK Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Uluslararası Kongresi’nin İzmir’de gerçekleştirecek olması iş dünyası temsilcileri tarafından da memnuniyetle kar- şılandı. Etkinliğin gerçekleştirilmesi planlanan yeni kongre merkezi Fuar İzmir’i bu kongreye açan İZFAŞ ve tüm desteği vereceklerini açıklayan İzmir Ticaret Odası organizasyonun en büyük destekçileri olacak. İzmir Dişhekimleri Odası Yönetimi kongre desteği için İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş ve TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Hande Arslanalp ile İzmir Ticaret Odası’nda bir araya geldi. İzmir Dişhekimleri Odası Genel Sekreteri Ersin Atınel ve Yönetim Kurulu Üyesi Can Say’ında katıldığı görüşmede dayanışma içinde olmanın organizasyonun İzmir’e yakışabilirliğini olumlu yönde etkileyeceğini belirten İzmir Dişhekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Rıza Alpöz, “tüm enerjimiz ve gücümüzle, İzmir’de yıllar sonra bu kongreyi en iyi şekilde organize etmek için çalışıyoruz. Bu Kongre, İzmir’ in sosyal ve ticari hayatına büyük bir soluk getirecek 3000’e yakın yerli ve yabancı diş hekimini ve dental sektörü İzmir’de buluşturacak” diyerek destekleri için, İzmir Büyük şehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş ve İZFAŞ yetkilileri ve TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Hande Arslanalp’e teşekkür etti. 15 haber dişhekimi TMMOB’dan ortak açıklama Türk Mühendis ve Mimarları Odaları Birliği’ne bağlı 24 meslek odası saldırılara karşı ortak basın açıklaması yaptı Cumhurbaşkanlığı sarayındaki iftar yemeği ile ilgili yorumları sebebiyle kendilerine karşı başlatılan karalama kampanyasına TMMOB ve ona bağlı 24 meslek odasından sert yanıt geldi. Talana karşı mücadele ettikleri için hedef alındıklarını söyleyen Odalar, “TMMOB susmadı, susmaz. Güneş balçıkla sıvanamaz” dedi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin geçen hafta Cumhurbaşkanlığı sarayında ki iftar maliyetini açıklamasıyla Türk Mühendis ve Mimarları Odaları Birliği (TMMOB) ve ona bağlı meslek odaları dikkatleri çekmişti. Hükümete yakınlığı ile bilinen basın organları ile sosyal medyada Mimarlar Odası Ankara Şube yöneticileri ve TMMOB’a karşı adeta karalama kampanyası başlatılmıştı. TMMOB’a bağlı 24 odadan yapılan “Birliğimiz TMMOB ve Mimarlar Odası ile tam bir dayanışma içindeyiz” başlığıyla yapılan ortak açıklamada, “Son 10 gündür ağız birliği etmişçesine, neredeyse aynı cümleler ile üst birliğimiz TMMOB ve Mimarlar Odası’na yönelik, kendi kültürlerine uygun düzeysiz, yalan, iftira, hakaret ve suçlamalarda bulunmaktadır” denildi. “Bir milletvekili, Odaların denetiminin Sayıştay’da olduğunu ama bu denetimin de yapılmadığını zannettiğini söyleyerek, kamu işleyişinden bihaberliğinin harika bir örneğini veriyor! Bir başkası, Odaların 16 yetkilerinin cumhurbaşkanında bile olmadığı gibi kargaların bile güleceği sözler söyleyebiliyor” denilen açıklamada, “TMMOB ve bağlı Odaların, AKP ve yandaşlarının havsalasının almayacağı ölçüde temiz olduğu kamuoyunca bilinmektedir. 12 Mart ve 12 Eylül gibi baskı dönemlerine nasıl direndi isek, AKP iktidarının baskılarına da onurlu bir şekilde direneceğimiz açıktır, kesindir”ifadeleri kullanıldı. O açıklamanın tam metni şöyle: “TMMOB’ye Bağlı 24 Oda’dan Ortak Açıklama: Birliğimiz TMMOB ve Mimarlar Odası ile Tam Bir Dayanışma İçindeyiz Ne iktidarın baskıları ne de yandaş medyasının yalan ve tehditleri bizleri kamusal, toplumsal, mesleki yararları savunmaktan alıkoyamaz. KARGALAR BİLE GÜLER Kamuoyu, siyasi iktidarın Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve bağlı Odalarını etkisizleştirmeye; kamusal hizmet, kamusal denetim, dişhekimi kamusal-toplumsal yarar fonksiyonlarından arındırmaya ve rant yağmasının önünde oluşturduğumuz engelleri yıkmaya yönelik girişimleri ile bu yöndeki mevzuat değişikliği hamlelerini bilmektedir. Şimdi de yandaş medya ve bazı köşe yazarları, hatta cumhurbaşkanının bir danışmanı ile bir milletvekili, son 10 gündür ağız birliği etmişçesine, neredeyse aynı cümleler ile üst birliğimiz TMMOB ve Mimarlar Odası’na yönelik, kendi kültürlerine uygun düzeysiz, yalan, iftira, hakaret ve suçlamalarda bulunmaktadır. Ve bir milletvekili, Odaların denetiminin Sayıştay’da olduğunu ama bu denetimin de yapılmadığını zannettiğini söyleyerek, kamu işleyişinden bihaberliğinin harika bir örneğini veriyor! Bir başkası, Odaların yetkilerinin cumhurbaşkanında bile olmadığı gibi kargaların bile güleceği sözler söyleyebiliyor. Dertleri, TMMOB ve Mimarlar Odası ile biz TMMOB’ye bağlı bütün Odaların tarih, kültür, doğa, kent ve kır, enerji, maden, tarım, gıda rantları önünde engel oluşturmamız, sanayisizleştirme süreci ve özelleştirme talanına dur dememizdir. Kurulduğu tarihlerden bu yana iktidarların karar ve tasarruflarını toplumsal yarar ve mesleki fayda süzgecinden geçiren, mesleki-bilimsel doğruları dayanak alarak muhalif tavrını ülkenin en karanlık dönemlerinde bile sergilemekten geri durmayan TMMOB ve bağlı Meslek Odaları, AKP iktidarının ve yandaş medyasının önde gelen hedeflerinden biridir. Ancak bilinmesini isteriz ki, rant politikaları ile kentlerimizi, yaşam alanlarımızı, doğayı ve tüm çevremizi talan eden AKP’ye karşı çıkan TMMOB ve bağlı Odaları, Anayasa ve hukuktan aldığı güçle kamusal ve toplumsal yarar ilkesinden asla taviz vermemiş, bilimsel-mesleki kabullerin taşıyıcısı, savunucusu olmuştur. 12 EYLÜL’E DİRENDİĞİMİZ GİBİ DİRENECEĞİZ TMMOB ve bağlı Odaların, AKP ve yandaşlarının havsalasının almayacağı ölçüde temiz olduğu kamuoyunca bilinmektedir. 12 Mart ve 12 Eylül gibi baskı dönemlerine nasıl direndi isek, AKP iktidarının baskılarına da onurlu bir şekilde direneceğimiz açıktır, kesindir. AKP’nin TMMOB ve Odalarına yönelik baskıcı bir zihniyetle vesayet kurmak üzere yaptığı tüm düzenlemelerin geri alınması, Odaların özerk ve bağımsız yapılarının güçlendirilmesi ve kamu-toplum yararı ile kamusal hizmet üretimi için mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz. Kamuoyuna sesleniyoruz. Ellerimiz temiz, alnımız ak, başımız diktir. TMMOB’ye bağlı Odalar Anayasa’nın 135. maddesine göre kurulmuş kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır, haber demokratik meslek Odalarıdır. Her bir Odamızın Anayasa’dan ve 6235 sayılı TMMOB Yasası’ndan aldığı yetkiyle oluşturduğu uygulama yönetmelikleri doğrultusunda Genel Kurulları, Yönetim Kurulları, Onur Kurulları, Denetleme Kurulları bulunmaktadır. Bu kurullar Anayasa’nın amir hükümleri doğrultusunda Odaların her türlü idari ve mali denetimlerini gerçekleştirmektedir. Her bir kuruşa kadar gelir ve giderlerimizin denk bütçe esasıyla yapılan bütün dökümü, genel kurul çalışma raporlarında, dönem içlerinde hazırlanan raporlarda yer almakta ve web sayfalarımızda yayımlanmaktadır. İddia ediyoruz, TMMOB’ye bağlı meslek Odaları, AKP hükümeti ve Sayıştay denetiminden kaçırılan tüm kurum ve kuruluşlardan şeffaf ve temizdir. Ne iktidarın baskıları ne de yandaş medyasının yalan ve tehditleri bizleri kamusal, toplumsal, mesleki yararları savunmaktan ve gerçekleri teşhir etmekten alıkoyamayacaktır. Meslek Odaları susmadı, susmaz; güneş balçıkla sıvanamaz. Bilgisayar Mühendisleri Odası Çevre Mühendisleri Odası Elektrik Mühendisleri Odası Fizik Mühendisleri Odası Gemi Makinaları İşletme Mühendisleri Odası Gemi Mühendisleri Odası Gıda Mühendisleri Odası Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İçmimarlar Odası İnşaat Mühendisleri Odası Jeofizik Mühendisleri Odası Jeoloji Mühendisleri Odası Kimya Mühendisleri Odası Maden Mühendisleri Odası Makina Mühendisleri Odası Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası Meteoroloji Mühendisleri Odası Mimarlar Odası Orman Mühendisleri Odası Petrol Mühendisleri Odası Peyzaj Mimarları Odası Şehir Plancıları Odası Tekstil Mühendisleri Odası Ziraat Mühendisleri Odası 17 haber dişhekimi Sağlık çalışanlarına yıpranma hakkı için yasa teklifi CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, sağlık çalışanlarına yıpranma hakkı tanınması için yasa teklifi hazırladı. TBMM Başkanlığına sunulan teklif, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda değişiklik yapılmasını öngörüyor. Teklif, sağlık kuruluşlarında görev yapan hekim, diş hekimi, eczacı, psikolog, bi- yolog, hemşire, hasta bakıcı, ebe, laborant ve diğer sağlık personelinin fiili hizmet süresi zammına kavuşturulmasını içeriyor. Teklifin gerekçesinde, sağlık sektöründe görev yapan personelin güç koşullar altında bulunduğu ve fiili hizmet süresi zammından yararlanmaları gerektiği bildirildi. Konunun zaman zaman gündeme gelmesine karşın hükümetin net tutum alıp gerekli adımları atmadığı belirtilen gerekçede, “Bu kadar hayati bir görev yapan ve tüm toplumun sağlığı için güç koşullar altında çalışan, tehdit alan, şiddete maruz kalan, hayatını kaybeden sağlık personelinin bu durumda bırakılması kabul edilebilir bir durum değildir. Teklifle, bu durumun ortadan kaldırılarak fiili hizmet süresi zammı uygulamasından yararlanan diğer meslek grupları ile birlikte sağlık hizmetinde görevli personelin de bu uygulamadan yararlanması amaçlanmaktadır” ifadesine yer verildi. İzmir Dişhekimleri Odası’ndan dişhekimliği fakültesi öğrencilerine burs İzmir Dişhekimleri Odası tarafından ilk kez 20152016 eğitim döneminde Ege üniversitesi ve Katip Çelebi Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi öğrencilerine karşılıksız Eğitim Bursu verilecek. İzmir Dişhekimleri Odası Yönetim Kurulu Dişhekimliği Fakültesi öğrencilerine karşılıksız eğitim bursu verme kararı aldı. Alınan kararla oda etkinlikleri arasında yer alan Perşembe seminerleri gelirlerinin bir kısmı, Ege üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi ve Katip Çelebi Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi 3, 4 ve 5.sınıf öğrencilerinden seçilecek dört öğrenciye 10 ay boyunca karşılıksız ayda 250 TL eğitim bursu verilecek. Burs verilecek öğrencilerde 3., 4., 5. sınıf öğrencisi olmak, T.C vatandaşı olmak, başka bir burstan yararlanmıyor olmak gibi şartlar göz önünde bulundurulacak. Burs komisyonu üyeleri tarafın- 18 dan, yapılan başvurulardan titizlikle seçilecek öğrencilerimizin faydalanacağı burs olanaklarının önümüzdeki yıllarda artarak süreceği belirtildi. Burs başvurusunda bulunmak isteyen adaylar, 9 Ekim 2015 tarihine kadar öğrenci belgesi, T.C Kimlik No bulunan kimlik, aile gelirini gösteren belge, dilekçe ve banka hesap no ile ilgili evrakları tamamlayarak İzmir Dişhekimleri Odası özlük işlerine başvuruda bulunabilecekler. dişhekimi haber Prof. Dr. Taner Yücel Seçili Başkan Adayı TDB Genel Başkanı Prof. Dr. Taner Yücel, Bangkok Tayland’da gerçekleştirilecek FDI 103.Genel Kurulu’nda seçili başkan adayı oldu. TDB Genel Başkanı Prof. Dr. Taner Yücel’in FDI Seçili Başkanlığına adaylığı, Dünya Dişhekimleri Birliği’nin (FDI) web sitesinde resmi olarak açıklandı. Yapılan açıklamada, Yücel’in yanı sıra Amerikan Dişhekimleri Birliği’nden Dr. Kathryn Kell’in de aday olduğu belirtildi. Böylece 24 Eylül 2015 tarihinde Bangkok Tayland’da gerçekleştirilecek FDI 103.Genel Kurulu’nda yapılacak seçimlerde FDI Seçili Başkanlığı için iki adayın yarışacağı kesinleşmiş oldu. Diş hekimliği mesleği tanıtım rehberi yayınlandı Diş hekimliği mesleğine adım atacak olan gençlere yönelik “Dişhekimliği Mesleği Tanıtım Rehberi” Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) tarafından yayınlandı. Bu konuda yeteneklerinin farkına varmış bireyler için hazırlanan 25 sayfalık rehberde; meslek seçerken dikkat edilmesi gerekenler, Dişhekimliği mesleğinin tanımı, bir dişhekiminde bulunması gereken özellikler, meslekte risk taşıyan hastalıklar, meslek rahatsızlıkları, Dişhekimliği eğitimi veren üniversiteler vb bilgiler yer aldı. Türk Dişhekimleri Birliği tarafından yapılan açıklamada; Meslek seçiminin kimliğimizi, geleceğimizi, giderek yaşamımızı şekillendiren en önemli kararlardan biri olduğu vurgulandı. Meslek seçiminde böylesine önemli kararı verirken çok az kişi kendisine uygun ve mutlu olabileceği bir seçim yapmakta denilen açıklamada; ‘’Kendimizi ve mesleğimizi yeterince tanıyabilirsek ancak o zaman en doğru seçimi yapabilmemiz mümkün olacaktır. Hazırlanan “Dişhekimliği Mesleği Tanıtım Rehberi” ile yeteneklerinin farkına varmış bireylere “Dişhekimliği” mesleğinin kendileri için uygun olup olmadığını anlamaları konusunda yardımcı olunması amaçlanmıştır. Mesleğe merhaba diyecek gençlerimize beklentilerinin ve umutlarının gerçekleşmesi yolundaki çabalarında başarılar diliyoruz’’ denildi. Rehbere TDB resmi internet sitesi üzerinden de ulaşılabiliyor. 19 dişhekimi 22. Kongre 22. Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi Swissotel Büyük Efes İzmir’de İzmir Dişhekimleri Odası’nın düzenlediği “22. Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi” bu sene 27-29 Kasım tarihlerinde Swissotel Büyük Efes, İzmir’de yapılacak. Alanında uzman yerli ve yabancı akademisyenlerin yer alacağı kongrede, canlı ve anlatımlı sunumlar, kurslar, paneller, tartışma platformu ve çeşitli sosyal etkinlikler gerçekleştirilecek. Güzel İzmir’imizin nadide semti Alsancak’ta, şehrin dinamik, iş ve alışveriş sahalarına yakın İzmir Körfezi kıyısındaki muhteşem Kordon’a yürüme mesafesinde bulunan Swissotel Büyük Efes’te düzenlenecek, çok sayıda yerli ve yabancı akademisyenin konuşmacı olarak yer alacağı 22. Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi’nin bilimsel komitesinde; Prof. Dr. Murat TÜRKÜN (Başkan), Prof. Dr. Sevtap GÜNBAY, Prof. Dr. Pelin GÜNERİ, Prof. Dr. Banu DİNÇER, Prof. Dr. Ece EDEN, Prof. Dr. Mine DÜNDAR ÇÖMLEKOĞLU, Doç. Dr. Esin ALPÖZ, Doç. Dr. Esra UZER ÇELİK, Uzm. Dr. Orhun BENGİSU, Yard. Doç. Dr. Mehmet Emin KAVAL, Uzm. Dr. Ayhan TETİK, Doç. Dr. Nejat NİZAM yer alıyor. 21 22. Kongre dişhekimi 22. Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi Bilimsel Komite Başkanı Prof. Dr. Murat Türkün; İzmir Dişhekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Alpöz; Kongre hazırlıklarının tüm heyecanıyla devam ettiğini belirten Prof. Dr. Alpöz ; ‘’Uluslararası İzmir Dişhekimleri Odası Kongremiz yaklaşıyor, 27,28 ve 29 Kasım 2015 tarihlerinde yine önemli bir organizasyona ev sahipliği yapmanın gururunu yaşıyoruz. Bilimsel komitemizin özenle hazırladığı program, alanında isim yapmış yerli ve yabancı meslektaşlarımızı güzel İzmir’imizin nadide semti Alsancak’ta bulunan şehrin dinamik, iş ve alışveriş sahalarına yakın İzmir Körfezi kıyısındaki muhteşem Kordon’a yürüme mesafesinde bulunan Swissotel Büyük Efes’de sizlerle buluşturacağız. Güçlü sosyal etkinlikler ve bilimsel sunumlar ile bilgilerimizi tazeleyip, dostluklarımızı pekiştireceğiz’’ dedi. İzmir Dişhekimleri Odası olarak ev sahibi olduğumuz, 27,28 ve 29 Kasım 2015 tarihlerinde gerçekleştireceğimiz 22.Uluslararası İZDO Bilimsel Kongre ve Sergisi hazırlıklarımızı tüm hızıyla sürdürüyoruz. Bilimsel Komitemizin özenle hazırladığı programımızı ve alanlarında başarılı olmuş değerli akademisyen ve klinisyenleri sizlerle buluşturup bilgilerimizi güncelleyeceğiz. Sürekli dişhekimi eğitiminin en önemli görevimiz olduğu bilinciyle hazırladığımız bilimsel programın yanında yoğun sosyal aktivitelerin yer alacağı bir kongremizde daha sizlere merhaba diyebilmek, ılık ve güneşli İzmir sonbaharını sizlerle paylaşmak bizleri çok mutlu edecek. Panoromik İzmir Körfezi manzarası, kordon ve muhteşem gün batımının en iyi izlendiği noktalardan birinde konumlanan Swissotel Büyük Efes’te İzmir’in enerjik havasını solumanın sizlere de çok iyi geleceğine inanıyor ve siz meslektaşlarımı kongremize davet ediyorum. Sosyal Aktiviteler yer alacak Kongrenin açılışında Soprano Aytül Büyüksaraç, Piyanist Demet Eytemiz eşliğinde bir resital verecek. Dünya mutfaklarından seçkin örneklerle tanışmak ve damaklarda iz bırakacak lezzetlerin yaratıcısı olmak isteyen katılımcılarımız Café Swiss’te buluşacak. Sev- 22 diklerini farklı tatlarla şaşırtmak ve yeni lezzetleri ustasından öğrenmek isteyenler için Swissôtel Büyük Efes’in Baş Aşçısı Wolfgang Goedl, mutfak sırlarını 28 Kasım Cumartesi günü katılımcılarımızla paylaşıyor olacak. Kursa katılım kontenjanla sınırlı, kurs katılım bedeli ise 95 TL olacak. Atilla Cengiz Kılıç Seramik Sergisi ve Seramik Workshop gerçekleştirilecek. Atilla Cengiz Kılıç ‘Seramik Sergisi’ kongre süresince ziyaret edilebilecek olup dileyen katılımcılarımız, Seramik Workshop’a katılarak içlerindeki sanatçıyı ortaya çıkarırken bir yandan da negatif enerjilerini çamur ve suyla birlikte akıp gidişine şahit olabilecekler. Workshop katılım ücretsiz olup kontenjanla sınırlı olacak. Gala gecesinde ise Sunshine Band grubu şarkılaıyla renk katacak. dişhekimi TDB öğrenci kongresi TDB Ulusal Öğrenci Kongresi İzmir’de yapılacak Bu yıl 10. ‘su düzenlenecek olan TDB Ulusal Öğrenci Kongresi’ne İzmir Diş Hekimleri Odası Öğrenci Kolu ev sahipliği yapacak 14 yıl sonra Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Uluslararası Kongresi’ne ev sahipliği yapacak olan İzmir, İlk kez TDB Türk Dişhekimleri Birliği Öğrenci Kolu 10.Ulusal Öğrenci Kongresi’ne de ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Çeşitli konularda seminer ve konferansların gerçekleştirileceği öğrenci kolu kongresinde ayrıca meslekle ilgili gelişmeler tüm boyutlarıyla ele alınacak. Kongrede Estetik Diş hekimliğindeki yeni uygulamalardan, çocuk dişleri sağlığına, ve tedavi yöntemlerine, implant uygulamalarından, endodontik tedavilerin tüm inceliklerine, ağız ve çene hastalıklarının teşhis ve tedavisi, yeni cerrahi uygulamalarından diş eti tedavilerindeki yeniliklere, protez alanındaki tüm yeni uygulamalara ve diş hekimliğindeki yeni malzemeler İzmir’deki üç büyük fakültemizin önde gelen öğretim üyeleri tarafından sunulacak. İlk kez kongreye ev sahipliği yapacak olmanın haklı heyecanı içerisinde Bilimsel Kongre hazırlıklarını tüm hızıyla büyük bir titizlik içerisinde sürdürdüklerini belirten İzmir Dişhekimleri Odası Öğrenci Komisyonu Başkanı Çağkan Tekbaş; Her yıl, yeni terimler, sınıflamalar, teşhis metotlarını ve alternatif tedavi seçenekleri ile mesleğimizin çizgileri değişmekte ve gelişmektedir. Öğrenim hayatı içerisinde ve henüz mesleğe yeni adatacak olmanın heyecanı içerisindeyken bu yeniliklerin ve değişimlerin hepsini yakalamak öğrenmek pek mümkün olamamaktadır. Bu amaçla kongremizin bu yeniliklerin öğrenebileceği en doğru yerlerden biri olacağına inanıyorum. Tüm bu bilimselliğin yanında hazırlayacağımız sosyal programlar çeşitli aktiviteler ve şehir gezisi ile katılımcılarımıza Türkiye’mizin yaşanacak şehri olan İzmir’de keyifli anlar yaşatarak okul hayatının yorucu temposundan onları bir miktar uzaklaştırmayı hedefliyoruz. Kongremize tüm diş hekimliği öğrencilerini davet ediyor saygı ve sevgilerimi sunuyorum’’ dedi. 23 perşembe akşamı semineri dişhekimi Perşembe Akşamı Seminerleri 17 Eylül’de başlıyor İzmir Dişhekimleri Odası’nın en çok ilgi gören etkinlikleri arasında yer alan “Perşembe Akşamı Seminerleri” 17 Eylül akşamı başlayacak. Sektörün önde gelen firmalarının yeni ürünlerini tanıtma fırsatı bulduğu, alanında uzman Diş hekimlerinin yer aldığı seminerler bu yıl yine yoğun ilgi görecek. 17 Eylül tarihinde gerçekleştirilecek seminerde ilk olarak Msc. Seyyid Bucak; “Şeffaf aparey; ortodontik tedavi sistemi” konusunu anlatacak. İlk seminerle birlikte önümüzdeki yaz sezonuna kadar perşembe günleri bir çok firma meslektaşlarımız için alanında uzman hekim- 24 leri buluşturacak. İzmir Dişhekimleri Odası Genel Sekreteri Ersin Atınel meslektaşlarımızın bu dönem gerçekleştirilecek Perşembe Akşamı Seminerleri’ni daha verimli hale getirmek için çalışmalar yaptıklarını belirtirken,’’Bilindiği gibi geçtiğimiz sene itibariyle yönetim olarak seminer salonunu ve teknik ekipmanı yeniledik. Bu yılda değişiklikler yaptık. Önümüzdeki sezon için seminerlerin daha iyi bir şekilde sürdürülmesi için firmalarla yoğun görüşmeler yapıyoruz. 17 Eylül’de başlayacak olan seminerlere tüm meslektaşlarımızı davet ediyoruz’’ dedi. haber dişhekimi Ferdi Kaza ve Kaza sonucu iş görememezlik sigortası ile Mesleki Destek ve Yardımlaşma Uygulaması devam ediyor Odamıza Üye olan tüm Meslektaşlarımız her yıl olduğu gibi bu yılda 18.07.2015-18.07.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Ferdi Kaza Ve Kaza Sonucu İşgörememezlik Sigortası kapsamına alındı. Türk Dişhekimleri Birliğinin organizasyonu ve dişhekimleri odalarımızın ödentileri ile meslektaşımız, TDB ve DUBAİ STARR SİGORTA arasında imzalanan protokol ile Ferdi Kaza Sigortası ve Kazaya Bağlı İşgörememezlik Sigortası kapsamına alındı.Sigorta Poliçelerinin bedelleri her yılın temmuz ayında odamız tarafından düzenli olarak ödeniyor.. Kaza sonucu yapılacak olan işlemler ve ayrıntılı bilgi için web sayfamızda Üye girişinden sigorta linkine tıklayarak ulaşabileceksiniz. Bu yıl yapılan değişiklikle sigortadan yararlanabilmek için 65 yaş sınırı getirildi. Kaza geçiren dişhekiminin sigorta firmasına başvurusunun, kazanın oluşunu takiben 10 gün içerisinde yapması gerekiyor. Diğer değişiklikler için Web sitemizi ziyaret ederek ayrıntılı bilgi alınabilecek. Mesleki yardımlaşma uygulamasından hekimlerimiz yararlanmaya devam ediyor. 01 Ocak 2015 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan “Mesleki Destek ve Yardımlaşma Uygulama- sı” çerçevesinde, Kamuda görevi olmayan, Sadece aktif olarak serbest muayenehanesinde çalışan, TDB Ferdi Kaza ve Sigorta Fonundan geçici iş göremezlik desteği için başvurmuş ve destek almış olan İzmir Dişhekimleri Odası Üyesi meslektaşlarımız maksimum üç ayı geçmemek üzere, raporlu olduğu süre boyunca ayda 2000 (İki bin) TL odamızdan maddi destek sağlanacağı duyurulmuştu. Bu uygulamadan ilk kez yararlanan meslektaşımız Ecren Altınyaprak olmuştu. Geçtiğimiz sayıda haberini yaptığımız meslektaşımızın ardından 3 meslektaşımız daha bu uygulamadan yararlandı. Geçtiğimiz ay geçirdiği bir kaza sonrası mesleğini icra edemeyen 3 meslektaşımız TDB Ferdi Kaza ve Sigorta Fonundan geçici iş göremezlik desteği için başvurmuş ve destek almaya hak kazanmıştı. Ferdi kaza şartlarına uyan ve o süre içerisinde mesleğini sürdüremeyen meslektaşlarımız bu uygulamadan yararlanarak bu zor süreçte birazda olsa destek görmüş oldular. 25 röportaj > Salvo Kohen dişhekimi 85 dişi vardı, 58’i çekildi 20 yaşındaki Mesut Küskü yıllarca bir çok dişhekimine gitti, dişlerini düzelttirmek için uğraştı. Çünkü genç adamın ağzında tam 85 diş vardı. Ağzında 85 diş bulunduğu için sadece çorbayla beslenen ve sosyal hayatta zorluklar yaşayan Mesut Küskü; Prof. Dr. Serhat Yalçın tarafından yapılan operasyonla 58 dişini çektirerek sağlığına kavuştu. Prof. Dr. Yalçın, 2 yıl boyunca uyguladığı tedaviyi ve yaşadığı ilginç deneyimi Dişhekimi Dergisi’ne anlattı. Mesleki deneyimin yanı sıra, diş hekimliği literatürüne geçecek türden bir olayı da yaşadınız. Her hekimin kolay kolay yaşayamayacağı bir vakaya müdahale ettiniz. Bize biraz o günden, 85 dişi olan hastanızla ilk karşılaşmanızdan bahseder misiniz? Bir dostum tedaviyle ilgilenip ilgilenemeyeceğimi sordu. Ben de öncelikle hastayı görmek istedim. 20 yaşlarında kısa boylu bir çocuk ve ağzında çok 26 sayıda diş eksikliği vardı. Bir röntgen çektik. Röntgende diş tarlası şeklinde alt ve üst çenelerinde çok sayıda gömük diş bulunuyordu. Bir tomografi çektik ve sayabildiğimiz kadarıyla 85 tane diş çıktı. Detaylı incelediğimiz zaman da hastada Cleidocranial Dysostosis dediğimiz genetik geçişli bir hastalık ortaya çıktı. Aslında ben size işin televizyon kısmını anlatayım. Televizyon programlarında bize müracaat edin size dişhekimi biz yardımcı olalım gibi şeyleri görüp, bu nedenle televizyon programına müracaat edip bana geldi. Dediler ki,“Tedaviyi üstlenir misiniz”. Dişler çekilecek, implant yapılacak vb. protezler yapılacak yani uzun süreçli bir şey. Tedaviyi üstleneceğimi ve herhangi bir tedavi ücreti talebinde bulunmayacağımı ama implant ve üzerine porselenin masrafının olacağını söyledim. Sponsor bulabileceklerini söylediler. Hastanın tedavisine başladım, çok sayıda cerrahi müdahale yaptık. Bu tedavilerin sonunda protez aşamasına geldiğimizde implantı kendi cebimden karşılayamayacağımı söyledim. Hastanın ağzına 25 tane porselen diş yapıldı ve bunların bir bütçesi var ama hiç ilgilenmediler. Sonuçta topu bana attılar, hasta benim kliniğimde kaldı. Klinik olarak sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde ele almaya karar verdik. Hasta, bu kadar zaman hayatını bu şekilde nasıl sürdürmüş? Hasta bu zamana kadar sürekli diş hekimlerine gitmiş ve kendisine bir şey yapılamaz denmiş. En sonunda ergenlik döneminde sosyal ilişkilerinde daha çok beğenilmek, daha güzel gözükmek gibi kaygılarla bu işi daha ciddiye almış anladığım kadarıyla. Hastaya, “Böyle bir tedaviye girersen yapacak hiçbir şey yok, tedavi olmaya kalkarsan masada kalırsın” diye birisi söylemiş, “ölürsün” demişler korkut- röportaj muşlar ve hastanın da yapacağı bir şey kalmamış. Peki hasta yemek yerken ve sosyal hayatında ne tür güçlükler yaşıyor? Hasta yemek yiyemiyor, sosyal hayatı açısından büyük problemler var. Hem estetik görüntüsü var hem de fonksiyonel olarak çiğneyemiyor. Ayrıca bu durumun genç bir delikanlı için getirdiği psikolojik bir sıkıntı da var. “MİLYONDA BİR GÖRÜLEN BİR ŞEY” Bu vaka karşısında sizin şaşkınlığınız oluştu mu? Dünyada bir örneği var mı? Cleidocranial Dysostosis hastalığını ben daha önceden gördüm. Yaklaşık milyonda bir görülen bir şey. Çok şiddetli bir hastalık. Hindistan’da buna benzer 27 röportaj çok sayıda gömük dişle birlikte bu şiddette olan bir vaka var. Ancak bu kadar çok sayıda gömük dişle birlikte seyreden , bu zamana kadar başka bir vaka görmedim. Çok nadir görülen Otozomal Dominant dediğimiz genetik geçişle baskın karakterli bir rahatsızlık. Kardeşlerine baktık gerçi hepsini görmedik bir kısmını gördük ama kardeşlerinde bir belirti bulamadık. Köprücük kemiği oluşmuyor veya az gelişiyor. Dolayısıyla klinik olarak teşhis koymak için en tipik bulgu omuzlarını uç uca getirip bunları değdirmeye çalışmaktır. En tipik belirtisi çeşitli kemiklerde yine kafa kemiklerinde değişiklik ve bozulmalar var. Bunlar kemiklerin gecikmesi ve düzensiz kemikleşmesi, iskeletsel anomalilerle karşımıza çıkan bir durum. Genellikle hastalarda bu görüntü diş eksikliği gibi nedenlerle saptanıyor. Klinik belirtiler olarak gömük dişler var; süt dişlerinde gecikme var daimi dişlerin sürmesinde gecikme var; çok sayıda fazla dişi var; çeneler arasında bozukluk var. Class 2 ve class 3 maloklüzyonlar bu hastalarda karşımıza çıkabiliyor. Derin ve dar damak, diş dokularında değişiklikler, çenelerde diş kaynaklı kistler, alt çenenin ileride olması, Mandibular Prognatizm de klinik olarak belirtileri arasında. 28 dişhekimi İmplant uygulamalarına DİKKAT İmplant diş hekimi uygulamalarında gerç ekten tecrübe edindiğimiz ve çok yüksek başa rı oranı olan bir bilim dalı. Doğal diş eksikliklerine hastalara ilk önereceğimiz şey implant oluyor. Özellikle diş kayıplarından hem en sonra implant yapılması çene kemiğind eki kayıpların oluşmasını engellemesi açısında n çok önemli. Meslektaşlar ve hastalara imp lant konusunda vurgulamak istediğim şey kullanılan implantın kalitesi ve kullanılan markanın devamlılığı çok önemli. O kada r çok hasta var ki bunların bir kısmında ban a geliyor işte x implantını yaptırmış ama artık öyle bir firma yok. İşte bir implant yaptırmı ş ama implantın ne markası ne çapı ne boyu hiçbir özelliği yok. Sonuçta hastaların ağzı nda bir implant var ama bununla ilgili hiçb ir bilgi olmadan ortada kalıyorlar ve baze n biz bu hastalara yardımcı olamayabiliyoruz. Onun için hem hastaların hem hekimle rin mutlak suretle yapılan implantla ilgili bir doküman vermeleri lazım. Uzun süre paza rda olan ve güvenilir bilindik firmaların implant larını kullanıyor olmaları çok önemli. röportaj dişhekimi “TEDAVİ SIRISINDA KEMİL OLUŞTURDUK” Hastanın buraya geliş gidişleri ve uygulanan operasyonlardan biraz bahsedebilir misiniz? Ne kadar sürdü, neler yapıldı? Çok uzun sürdü. 1,5-2 seneye yakın bir süreç oldu. Arada molalar verdik. Mesut arada dinlendi, toparlandı. Hakikaten diş tedavilerinden de korkuyordu. O kadar çok gömük diş var ki. Mesut çalışıyor bu arada izin almak açısından patronu da ona destek oldu. Arada birtakım sıkıntılar yaşadık. 2 tanesi genel anesteziyle, 4 tanesi lokal olmak üzere 6 operasyon geçirdi. Toplamda 58 dişi çekildi. Burada tabii dişlerin bir kısmı göz tabanında, burun boşluğuyla komşu sinüs içi zaten dolu, alt çenede alt çene siniri gibi oluşumlar üzerinde vardı. Çekim sonrası herhangi bir komplikasyon yaşamadık. Cerrahimize bağlı istenmeyen bir durum gelişmedi. Daha sonra bu dişleri çektik ama çektiğimiz dişlerde kemik boşlukları oldu. Bu boşluklara da hem hastanın kendi kemiğini aldık hem banka kemiğini kullandık hem de trombositten zengin fibrinler kullanarak rejenerasyon yaptık. Özellikle bu üst çenede çok ihtiyaç duyulan bir durumdu Mesut için. Yaptığımız ileri teknikler ciddi boyutta kemik üzerine uygulanan şeylerdi, yani kemik oluşturduk. Mesut gerçekten sağlığına kavuşmuş oldu mu bu tedavi sürecinin ardından? Şu aşamada sağlığına kavuşmuş oldu. Nüksedecek bir durum değil. Ailesi bu süreçte yanınızda mıydı? En son size yaptıkları jest veya ilginç bir anı var mıydı? Biz Mesut’u evlendireceğiz tüm bu şeyler evlilik için, dişlerin düzelip, görüntünün düzelmesi lazımdı. Şimdi burnunu da düzeltmek istiyor. Evleneceği zaman kızı biz isteyeceğiz. Nikah şahidi de ben olacağım. Benim için onu, o halden kurtarıp mutlu mesut görmek gayet yeterli. Prof. Dr. Serhat Yalçın Kimdir? cük’te 1962 yılında Göl Ünidoğdu. İstanbul imliği versitesi Diş Hek 1984 Fakültesi’nden du. yılında mezun ol ek yetDoktorasını böbr stalardaki mezliği olan ha lguları ağız, diş, çene bu 90’da üzerine yaptı. 19 giltere’de bir süreliğine İn versitesi Queen Mary Üni lıştı. Hastanesi’nde ça , 1999 1993’te doçent ör yılında ise profes yerli ve oldu. Çok sayıda hakemyabancı dergide ral ve lik yaptı. Türk O errahi C l Maksillofasiya netim Derneği’nde yö ptı. Evli kurulu üyeliği ya sıdır. ve 2 çocuk baba 29 evvel zaman izmir’de dişhekimi İzmir’iinmgeleri yükselen s Değerli okurlarımız, bu sayımızda İzmir’in bir başka prestijli simgelerinden Karataş’taki tarihi asansör ve asansörün bulunduğu sokağa ismini veren büyük sanatçı Dario Moreno’nun öyküsünü sizlere aktaracağız. Asil ÖZGÜR (Profosyonel Turist Rehberi) Bu 2 simgenin aynı sokakta kesişmesinin temeli 16. YY’a dayanmaktadır. 1 Kasım 1478 yılında İspanya engizisyonu başlamış, İspanya’da yaşayan Museviler için büyük bir baskı oluşmuştu. Bu baskı 1492 Kral Ferdinand ve Kraliçe İzabel’in oluşturduğu Katolik birliği ile iyice artmış ve Yahudiler İspanya’dan kovulmuştu. O dönem Osmanlı sulatanı II. Beyazıt’ın emriyle binlerce Yahudi Osmanlı kadırgalarıyla Türk topraklarına taşındı. Bir kısmı İstanbul’u kendilerine mesken edinen Yahudiler, ağırlıklı olarak İzmir’e yerleşmişler, bu kentin önemli toplum unsurlarından birisi haline gelmişlerdir. Kendine has kültürleri, yaşam tarzları, örf adetleriyle bu kentin yükselmesinde büyük pay sahibi olmuş İzmir’e renk katmışlardır. İzmir Yahudilerinin ekonomik açıdan durumu iyi olanlar Alsancak ile Karataş hattında ikamet et- 30 mekteydi. Çoğunluğu kemer altı çarşısında esnaflık yapmakta idi. Takı, mücevherat, kuyumculuk ve altın borsasında da etkin olan İzmir Yahudileri ekonomik anlamda iyi durumdaydılar ve bu ekonomik durum şehrin gelişmesine de yansımaktaydı. (bkz. Önceki yazılarımızdan İzmir’in tarihi hava gazı fabrikası ve İzmir’in ilk gaz yağı ile aydınlatılan mevkii) Ekonomik açıdan durumu iyi olmayan Yahudiler ise Mezarlık başı semtinde tıpkı şimdi bu semt nasıl koşullara sahip ise benzer şartlarda yaşamaktaydı. İşte bugün bu yazımızda İzmir Yahudilerinden en önemli 2 figürünün aynı sokakta birleşen hikâyesini işleyeceğiz İzmir’in Karataş semti bugün ki adıyla Mithat Paşa Caddesi 1840 lı yıllardan itibaren Musevilerin yoğun yaşadığı bir semtti. İzmir’in tanınmış iş adam- dişhekimi larından Nesim Levi Bayraklıoğlu’da bu semtte ikamet etmekteydi. Karataş semti öncelerden taş ocağı olarak kullanıldığından Mithat Paşa Caddesi ile Halil Rıfat Paşa Caddesi uçurumlarla birbirlerinden ayrılmıştı. Nesim Levi, Karataş’ta bu uçurumdan ötürü oluşan çıkmaz sokakların birinin içinde Sakız evlerinde ikamet etmekteydi. Bu 2 caddeyi birbirine bağlamak için merdivenler inşa edilmiş, Türkler bu merdivenlere ‘Karataş merdivenleri olarak adlandırırken, Yahudiler de Merdivenlerin üst kısmı yani Halil Rıfat Paşa kısmının hemen yanı başında yaşayan Yahudi ailesi olan Devidas ailesinin ismiyle ‘Devidas’ merdivenleri olarak adlandırmıştı. Hayli keskin olan bu uçuruma yapılan merdivenler oldukça dikti ve özellikle yaşlılar 155 basamaklı merdiveni tırmanırken zorluk çekiyordu. Kışın yağan yağmurla merdivenler kayganlaşıyor ayrıca yağmur suları adeta şelale etkisi yapıyordu. Nesim Levi’nin de samimi dostu olan Baba Devidas’ın bir gün bu merdivenleri kullanırken düşüp ayağını kırmasıyla birlikte Nesim Levi, Avrupa şehirlerinde görmüş olduğu sokak asansörlerinin bir benzerini bu sokağa yapma fikrini ortaya çıkardı. Nesim Levi, İtalya’dan ve Fransa’dan mühendisler temin etmiş ve onlara bu fikrini anlatmış, mühendisler de bu isteğe göre planı çizmişti. Tuğlaları Marsilya’dan gelen asansörün inşası 1907 yılında bitmişti. Asansörün giriş kapısı üzerindeki yuvarlak madalyonunda bulunan yazı ‘asceseur consruit par nessim levi 1907’ kitabe niteliğindedir. Asansör kulesinde 2 adet asansör bulunmakta bunlardan soldaki buhar gücü ile çalışmaktaydı. Sağdaki ise elektrikle çalışmaktaydı. Mithat paşa caddesi girişinde holün solunda hidrolik kazan dairesi yer almaktadır. Eski İzmirlilerin söylediklerine göre asansör buhardan önce su gücü ile çalıştırılmış. Halil Rıfat paşa caddesi seviyesinde asansör ‘ün solunda makine dairesi yer almakta, ayrıca istinat duvarı içinde de kullanılan mekânlar bulu nma ktadır. Asansör ‘ün Halil evvel zaman izmir’de Rıfat paşa Caddesi’ne ulaştığı yerde demir konsollar ile taşınan ahşap bir balkon bulunmaktadır. Balkonun dökme demir korkuluklarının o dönemde İzmir ve İstanbul’da çok sık kullanılan motifleri taşıması ilgi çekicidir. Kule, taş olan ilk bölümden sonra tuğla olarak yükselmekte ve balkona kadar iki kademede ufalmaktadır. Balkonun üzerinde kalan bölüm ise daha ufaktır. Asansörü kullananlar çok cüzi bir meblağ ödüyor, bu meblağdan oluşan kaynak ise yine Nesim Levi’nin yapımını üstlendiği Karataş Hastanesinin giderlerini karşılamakta kullanılıyordu. Asansör ‘ün inşa edildiği aynı yıl, yine Karataş’ta Bet İsrail Sinagogu açılmış, Karataş semti, Musevilerin yoğunlukta olduğu bir yer halini almıştı. Asansör ’ün bulunduğu sokak ise ‘asansör çıkmazı’ olarak anılmaya başlanmıştı. Asansör, 1942 yılında el değiştirene dek Karataş hastanesinin mülkü olarak kalmıştı, 1942 de Şerif Remzi Reyent’e satılan asansör, onun ölümü üzerine yeğeni Ayla Hanım’a kalmış, Ayla Hanım 1970 lere dek aktif olarak işletmiş, ancak daha sonra kullanıma kapanmıştır. 1983 yılında Ayla Hanım Asansör’ü belediyeye bağışlamış, Belediye de başlattığı restorasyonla 1985 yılında tekrar kullanıma açmıştır. Bu restorasyon kapsamında soldaki buharla çalışan asansör de elektrikle çalışır hale getirilmişti. 3 Nisan 1921 de Aydın’da dünyaya gelen David Arugete Musevi bir ailenin 4. Çocuğuydu. Şimendifer işçisi olan babasını 2 yaşında kaybedince, Annesi Madam Roza çocuklarıyla birlikte İzmir’e taşındı. Mezarlık başı semtine yerleşen aile geçim sıkıntısı çekmekteydi ve Anne Madam Roza oğlu David’i yetimhaneye vermek zorunda kaldı. Azimli olan David, ilkokulu bitirdikten sonra pek çok işte çalıştı. Semti olan Mezarlık başında esnafların yanında çırak olarak çalışıp hem geçimini sağlıyor hem de hayatı öğreniyordu. Amatör olarak müzikle ilgileniyor ve darbuka çalarak içinde ki ritim yeteneğini keşfediyordu. İzmir’in ünlü 31 evvel zaman izmir’de avukatlarının birisinin bürosunda getir götür işi yaparak başlamış ve kâtipliğe kadar yükselmişti. Milli kütüphanede sabahlara kadar çalışmış, Fransızcayı sökmüştü. Eline geçen gitarla müzik yeteneği ilerlemişti. Hem Bar-mitsvah törenlerinde, hem de düğünlerde ve çeşitli mekânlarda şarkı söylüyordu. 1940 lı yıllarda askere alındı. Burada caz orkestrasına katıldı. Ankara, Konya ve Akhisar orduevlerinde sahne aldı müzik yeteneğini olgunlaştırdı. Tekrar İzmir’e döndüğünde Kordon’daki NATO binasının yerinde bulunan Marmara gazinosunda sahne aldı. Sahne adı ise Dario Moreno olmuştu. İlk konserini Konak vapur iskelesi üzerindeki gazinoda verdi ve müzisyenlikten elde ettiği gelirle hep hayal ettiği, yaşamak istediği asansör çıkmazında ki Sakız evlerinden bir daire satın alıp annesiyle burada yaşamaya başladı. Mezarlık başında sefaletle başlayan İzmir sevdası bu sokağa taşınarak bir tutkuya dönüşmüştü. Sonrasında Ankara Gar gazinosundan gelen teklif ile Ankara’ya gitti. Kaldığı otelde ki 32 dişhekimi oda arkadaşıyla yoğun çalışma temposundan ötürü ancak 1 hafta sonra tanışacak ve odayı paylaştığı Orhan Veli ile çok samimi bir dostluk kuracaktı. 1960 lar Akdeniz Latin romantizminin zirvede olduğu yıllardı. Ayrıca müzikte aranjman furyası başlamış, bir çok şarkı Türkçe ’ye aranje edilir olmuştu. Dario Moreno, ünlü söz yazarlarından Fecri Ebcioğlu’ndan kendi şarkıları için söz yazmasını istemiş, Ebcioğlu’da Deniz ve Mehtap ve Her akşam rakı votka şarap şarkılarının sözlerini yazmıştı. Ünü gittikçe yayılmış ülke dışına çıkmıştı, önce Atina’ya sonrasında ise Fransa’nın Nice kentine gitmişti. Sahne performansını ve ses yeteniğini; renkli kişiliği ve esprileriyle bir Show programına çevirmiş, bu yeteneği ile müzikallerde yer almasını sağlamıştı. Dönemin ünlü aktristi Bridget Bardot ile başrol oynamış, Venedik film festivalinde en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü almıştır. Aldığı ödüllerde ise hep kendini Türk olarak tanıtmış, her daim İzmir’den bahsetmiş, fırsatını buldukça da İzmir’e gelip şehirden kopmamıştır. Hatta vasiyetini; “İzmir tatlı ve sevgili şehrim. Bir gün şayet senden uzakta ölürsem; beni sana getirsinler. Fakat; mezarıma götürürken öldü demesinler, uyuyor desinler koynunda tatlı İzmir’im” şeklinde yazmış hatta kasede doldurmuştur. Kiloları ona tonton ve şirin bir imaj yaratsa da diyabet hastası olduğu için risk oluşturuyordu. Kilo vermesi gerekiyordu ve bunu başarmıştı da. Ancak dişhekimi Paris’in ünlü tiyatrolarından birisinden bir teklif almış ve Don kişot müzikalinde Sancho Panza rolü kendisine verilmişti. Teklifi kabul eden Moreno sahne karakterinin özelliğinden ötürü tekrar kilo almaya başlamıştı. Ayrıca hipertansiyon hastası olan Moreno, 30 Kasım 1968 günü müzikalde sahne almak üzere Paris uçuşu için Yeşilköy hava limanına gitti. Stresliydi zira İstanbul Paris uçuşu haftada 3 gündü ve ertesi gün uçak yoktu geç kalabilirdi. Havalimanına gittiğinde kontuarlar kapanmıştı, kendini tanıttı ve durumunu anlattı, kendisine yardımcı olunmayınca diyabetin de etkisiyle sinirlendi, görevlilerle tartışırken fenalaştı yere yığıldı, hastaneye kaldırıldı ve beyin kanaması teşhisi kondu, tüm müdahalelere rağmen kurtulamadı ve 1 Aralık 1968 de hayatını kaybetti. Ölümüyle ilgili çeşitli söylentiler bulunmakta, bun- evvel zaman izmir’de lardan en çarpıcısını ise Hıncal Uluç kendi köşesinde kaleme almıştı, ne kadar doğrudur bilemem ancak ben bu anekdotu kaleme almak istemedim. Vasiyetine rağmen Bayan Roza oğlunun na’şını İsrail’e götürdü ve Holon kentinde İzmir’den götürülen toprakla defnedildi. Ancak kazandığı ilk parayla aldığı evin sokağına adı verilmiş, İzmir kendisine bu denli aşık adama bir nevi vasiyetini yerine getirmiştir. Bugün ziyaret ettiğinizde o sokağı önce sizi Dario Moreno’nun heykeli karşılar. Kulaklarınızda Deniz ve Mehtap şarkısının tınısıyla yürüyerek asansör ‘ün önünde bulursunuz kendinizi ve yukarıya çıktığınızda Moreno’nun avcuna verdiği denizin uçsuz bucaksız halini, eşsiz İzmir manzarasını ve alaycı martıların uçuşunu görür ayrıca rüzgârın gülüşünü yüzünüzde hissedebilirsiniz… 33 röportaj dişhekimi Dişhekimi Kürşat Çavuşoğlu, Dünya Tıp ve Sağlık Oyunları’nda masa tenisi branşında altın madalya kazandı ı s rı a ş a b k ü y ü b ın ız ım ş ta k le Mes İrlanda’nın Limerick kentinde düzenlenen 36.Dünya Tıp ve Sağlık Oyunları’nda masa tenisi branşında yarışan ve tek erkeklerde rakiplerini yenerek altın madalyayı kazanan meslektaşımız Kürşat Çavuşoğlu, çift erkeklerde ise gümüş madalyanın sahibi oldu. 2012, 2013 ve 2014 yıllarında da Sağlık Olimpiyatı olarak adlandırılan bu oyunlarda birincilik kazanan Çavuşoğlu, 4.kez dünya şampiyonluğunu kazanan ilk Türk erkek masa tenisi sporcusu unvanının da sahibi oldu. Büyük başarıya imza atan meslektaşımız Kürşat Çavuşoğlu ile başarı öyküsünü konuştuk. 34 Dünya Tıp ve Sağlık Oyunları (Medigames) hakkında bilgi verirmisiniz? Dünya Tıp ve Sağlık Oyunları (Medigames) her yıl yapılmaktadır. 1978 yılından bu yana 37 yıldır farklı ülkelerde Olimpiyat Ruhu’na sahip çıkarak süregelmiş, sporun güzelliğini, çabanın zenginliğini ve fair-play ruhunu ön plana çıkarmayı hedeflemiştir. İrlanda’da gerçekleşen 36. Dünya Tıp ve Sağlık Oyunları (Medigames) 5 kıtadan 40 ülkenin üzerinde tıp ve sağlık sektörü çalışanı katıldı, her yaştan binlerce sporcu, 22 ayrı branşta bireysel ya da takım dişhekimi röportaj olarak yarıştı. ‘Tıp Olimpiyatları’ olarak da adlandırılan organizasyonda futbol ve basketbolun yanı sıra atletizm, yüzme, tenis, masa tenisi, voleybol, bisiklet ve satranç gibi spor dallarında sporcular, olimpiyat ruhuna sahip çıkarak birbirine üstünlük sağlamaya çalıştı. Dünya Tıp ve Sağlık Oyunlarında masa tenisi branşında altın madalya kazandınız duygularınız neler ? 4 kez katıldığım Dünya Tıp ve Sağlık Oyunları’nda (Medigames) ülkeme 6 altın ve 2 gümüş madalya kazandırdığım için mutluyum. Şanlı bayrağımızı dalgalandırdığım için de çok gururluyum. Hayal ötesi ve tarihi bir başarıdır. Bu madalyaları ülkem için kazandım. Bu gururu yaşamak için yaz-kış, Karyağmur, sıcak-soğuk demeden çok çalıştım. Bu ülkede eğitim gören ve bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen ve çalışan bir vatandaş olarak tek borcum; ülkeme olan gönül borcumdur. Onu da madalyalar kazanarak ödemeye çalışıyorum. Altın madalya kazandığım zaman hedefimin bir sonraki şampiyonada altın madalya kazanmak oluyor. Büyük bir azim ve çalışma sonrası hayallerime kavuştum diyebilirim. Kazandığım madalyaları tutkuyla sevdiğim güzel ülkeme armağan ediyorum. Bu sporla tanışmanız nasıl başladı, ne kadar zamandır uğraşıyorsunuz ? Ailemde babam sporcuydu, beni ve kardeşlerimi hep spora yönlendirdi. Erken yaşta spora başladım, mahalledeki çocuklardan çok da farkım yoktu. Çocukların düzenli olarak spor yaptığı bir ortamda büyüdüm. Spor yapıyordum; çünkü bizim orada, tüm çocuklar bunu yapardı. Futbol, basketbol, voleybol, Atletizm, yüzme, bisiklet, masa tenisi… Bizim oranın çocukları, bunlardan birini mutlaka yapardı. O yüzden, ilk çocukluk yıllarımda, sadece spor yaptığım için özel bir çocuk olduğumu hissetmedim. Arkadaşlarımdan ayrışmam. Onların biraz önüne geçmem için yaşımın ilerlemesi ve büyümem gerek- 35 röportaj ti. Aynı şekilde, kardeşlerimle ilişkim de hiç anormal olmadı. Onlar da sporun içimdeydiler. Hatta belli bir yaşa kadar, ailede en başarılı sporcu sıralaması yapılsa, muhtemelen ben onların gerisinde yer alırdım. Büyüdükçe ve başarılı olduğumu gördükçe, sporla ilgili başarılı olabileceğimi düşünmeye başladım. Kerkük’ün en ünlü kulübü El-Savra’ya (Devrim) üye oldum. Bu arada Irak Milli takımının Çinli antrenörünün Kerkük’te düzenlediği masa tenisi kampına katıldım ve kısa zamanda Kerkük’te 1 numara oldum ve 1977’de Irak Genç Milli takımına seçildim. 36 dişhekimi Uluslararası turnuvalarda Irak’ı temsil ettim. Bu yıllar boyunca Onlarca ulusal ve uluslararası şampiyonluklar kazandım. Bu branşta başka başarılarınız var mı ? Ben, küçük yaşlarda Kerkük’te başladığım spora “büyük bir tutkuyla” bağlı kaldım. Küçük yaşlarda kazanmaya başladığım başarılara, her seferinde bir yenisini ekledim. 13-17 Aralık 2013 tarihlerinde Şarm El-Şeyh’de düzenlenen Mısır 14. Uluslararası Veteran Masa Tenisi Turnuvasında madalya dişhekimi Türkiye’nin adını bütün dünyaya duyurdu, tanıttı ve alkışlattı. 2012’nin Spor “En”leri belli olurken, listede Kürşat Çavuşoğlu kendisine en iyiler arasında yer edindi ve “Yılın hekimi” seçildi. 4 ülkenin (Irak, Türkiye, Danimarka ve İsveç) liglerinde masa tenisi oynamış ender sporculardan biridir. kazanan ilk Türk sporcu oldum, ayrıca turnuvanın sürprizi ve en iyi oyuncusu seçildim. Dünyanın dört bir yanından usta oyuncuların katıldığı 20. Uluslararası Veteran Masa Tenisi Açık Turnuvası 29 Eylül-03 Ekim 2014 tarihleri arasında Antalya Kemer’de yapıldı. Mini bir dünya şampiyonası niteliğinde olan bu turnuvaya 29 ülkeden 110 kadın toplam 418 masa tenisçi katıldı. Türkiye adına turnuvaya katıldım. İsmail Hakkı Özçelik ile birlikte 50 yaş üstü çift erkeklerde şampiyon oldum ve altın madalya kazandım. Çavuşoğlu, İstanbul Tenis Eskrim Dağcılık (TED) Spor Kulübü’nün masa tenisi takımında 9 yıl oynadım. TED Spor Kulübü’nün masa tenisi takımında oynarken Türkiye Masa Tenisi Terfi Lig’i müsabakalarında şampiyon, 3. Lig’de şampiyon, 2. Lig’de şampiyon, 1. Lig’de ikinci olarak Türkiye Süper Ligi’ne yükselme başarısında payım oldu. Daha sonra Medical Park Antalyaspor Kulübü’nde 10 yıl hem formasını giydim hem de takımın kaptanlığını yaptım. Medical Park Antalyaspor Kulübü için ter dökerken, Medical Park Antalyaspor Türkiye Masa Tenisi Terfi Ligi müsabakaları, 2. Lig, 1. Lig’de ise Türkiye ikinciliği elde edilerek Türkiye Süper Ligi’ne yükselme başarısında katkım oldu. 2014 yılında Türkiye Profesyonel Masa Tenisi 2. ligi 4. Etap müsabakalarında, kaptanlığını yaptığım Antalya Rixos Spor Erkek Masa Tenisi Takımı 2013’de Türkiye Masa Tenisi Terfi Lig’i müsabakalarında dereceye girerek 2.Lig’e yükseldik., Antalya Rixos Spor’un tarihinde ilk kez mücadele ettiği Türkiye 2. Ligi’nde 16 takım arasından ikinciliği elde ederek Türkiye 1. Ligi’ne yükseldi. Son olarak Dünya Tıp ve Sağlık Oyunları’nda (Medigames), masa tenisi dalında teklerde Türkiye’ye üst üste 4 kez dünya şampiyonluğu kazandırdım. 2012 (Türkiye), 2013 (Hırvatistan), 2014 (Avusturya) ve 2015 yılında (İrlanda) bu turnuvayı 4 kez üst üste kazanan ilk başarılı Türk sporcu oldum. Başarı sonrası aldığınız tepkiler Dünya Tıp ve Sağlık Olimpiyatlarında 6 altın ve 2 gümüş madalya almam, pek çok kişi tarafından övüldüm. Meslektaşlarımdan bir çok tebrik mesajları aldım. röportaj Milli takımda ve dört ülke liginde masa tenisi oynamak, onlarca ulusal ve uluslararası şampiyonluklar kazanmak, müthiş bir başarıdır, bu başarıları neye bağlıyorsunuz? Hayatım boyunca disipline odaklandım. İyi bir masa tenisçi olmak için çok çalışmaya özen gösterdim. Hedef olmadan ve çalışmadan hiç bir şey olmuyor. Amacım hep, yapabileceğimin en iyisini yapmak oldu. Bu yaşıma gelene kadar bu kurallar içinde yaşadım. Küçükken arkadaşlarım gezerken, sinemaya giderken ve oyun oynarken ben masa tenisi antrenmanına gidiyordum. Bu başarıları kazanmak için tüm hayatım boyunca çalıştım. Şimdi geriye baktığımda bunların benim için doğru adımlar olduğunu görüyorum. Ailem de beni doğru yönlendirmiş. O zamanki disiplinden ve şu an bulunduğum konumdan dolayı da çok mutluyum. Oyunun zihinsel yönüne gelirsek, teknik yönü kadar, zihinsel yönünün de önemli olduğunu düşünüyor musun? Çok önemli olduğunu düşünüyorum. En çok neyi antrenman yapıyorsun? Masa tenisinde en önemli konu ne? Bence en önemlisi konsantrasyon. İyi bir oyuncu olmak için ne kadar çalışmak gerekir? Günde 5-6 saat, haftada 6 gün. 12-14 yaşından başlayarak bu şekilde çalışmak lazım, haftada en az 30 saat. Masa tenisi dışındaki zamanında ne yapıyorsun? Ailemle vakit geçiriyorum, kitap okuyorum, film seyrediyorum ve müzik dinliyorum. Son olarak neler söylemek istersiniz? Bu başarılarda bana her zaman destek olan aileme, arkadaşlarıma ve antrenörlerime (Yahya Gürcüm ve Enver Abbas’a) çok şey borçluyum. Kendilerine teşekkür ediyorum. 37 bilimsel dişhekimi Endodontide yeniden geri kazanım Ahmet CESUR Kaybettiğimizi düşündüğümüz bazı değerlerimizi, aslında kaybetmediğimiz, tekrar geri kazanabileceğimiz bize söylendiğinde, mutluluk ve heyecanımızın betimlemesi bile zordur. Özellikle sağlığımızla ilgili kaybımızı tekrar kazanabilmenin mutluluk sınırı, olmasa gerek. Mesleğimiz içinde değişik disiplinlerde yapılan dental tedavilerin tekrarlanarak, geri kazanımlarını görebiliyoruz. Tıbbi olarak bu tür tedavilerin bir kısmına retreatement olarak isimlendiriyoruz. Bu tür tedavilerden olan , endodontik tedavi görmüş olan bir dişin, yenilenen bir kanal tedavisi ile geri kazanılması bu makalenin konusunu oluşturacak. Amacımız bilimsel temelde, fakat bilimsel eğitim amacından uzak, klinik ortamında pratisyen bir dişhekiminin bu tür tedavileri yapabilmeleri için desteklemek, cesaretlendirmek. Bu şekilde diş çekim oranını düşürüp, doğalı koruyabilmek için kök kanal tedavilerine yeniden kazanım tedavilerini de uygulayabilecek zaman ve cesareti gösterecekleri desteklemek. Kısaca “Bakın ben yaptım oldu, sizde denemek istemez misiniz?”dir. Endodontik tedavi görmüş bir dişin başına gelebilecek tek komplikasyon tekrarlayan apikal paradontit değildir mutlaka. Kron kırıkları, vertikal kök kırıklar, bifurcatio çatlak ve kırıkları, kanal aleti kırılmaları, yalancı kanal açılması sayılabilir. Burada sadece kök kanal sistemindeki yetersiz kanal dolgularının çıkarılarak yenilenmesi sonucunda çekim endikasyonu ile gelen hastaya dişini tekrar kazandırabilme çalış- 38 malarımızdan birkaç örnek vermek istiyoruz. Öncelikle endodontinin olmazsa olmaz bilimsel temel kurallarının rehberliğinde tedaviye başlamayı tercih ediyoruz. Kanal tedavilerinin yenilenmesinin endikasyonundan çok, kontraendikasyonlarını öncelikle gözden geçirmek gerekiyor: 3 Dişin kron kısmı restore edilemeyecek düzeyde harapsa 3 Kron-kök oranı post veya post-kor uygulamasına uygun değilse 3 Apikal bölgeye taşmış güta perka, pat veya kanal aleti var ve çıkarılması mümkün değilse 3 Eğri kanallarda basamak oluşmuşsa, ve özellikle apikal üçlüde kanal eğriliği, dallanma ve kireçlenme varsa 3 Kron veya kök kanalında iyileşmeyen perforasyon varsa 3 İleri derecede periodontal hastalık, endodontik olarak iyileşmeyen eksternal veya perfore internal rezorbsiyon varsa yenilenecek bir kök kanal tedavisine gerek yoktur. (Prof. Dr. K. Çalışkan, endodontide tanı ve tedaviler. Değerli hocama mesleğimize bu değerli eseri kazandırmasından dolayı teşekkür etmek istiyorum.) Endodontik tedavilerin başarı veya başarısızlığında birçok faktörü etken olarak görebiliyoruz. Bu etkenlerin en önemlisi ise kesinlikle kişisel immünitenin rolüdür. Bu bilimsel tespitin endodonti yapan dişhekimlerinin klinik duvarına çerçeveleyip asmalarını öneririm. dişhekimi Normal olarak radyolojik bir tetkik yapmadan hiçbir vakaya müdahale edilmedi. Kanalın önceki doldurulmasında ne gibi hataların yapılmış olabileceği, kırık ve çatlak gibi etkenler, taşkın eksik ve gevşek görünümlü,taşkın kanal dolgusu, arandı. Eğer diş bütünlüğü sağlam görünüyorsa, bu bütünlük bir dolgu veya kron kaplama ile de sağlanmış olabilir, görüş açısı geniş olan bir endodontik giriş kavitesi hazırlandı. Mümkün olduğunca diş yapıları korunarak restorasyonlardan aşındırılarak dişin zayıf ve dirençsiz duruma düşmesini engellemeye çalıştık. Kronlu bir dişse kron çıkarıldı. Kronun, kök aksı konusunda yanıltıcı olduğunu düşünmekteyiz. Ancak zorunlu durumlarda ön bölge dişlerinde lingualden bir giriş kavitesi açılarak kronu çıkarmadan müdahale edildi. Bir kanal tedavisinin yenilenme nedeni, başarısız olması, kısaca kök kanal sisteminin mikroorganizmalarca istila edilmesinin sonucundadır. Objektif olarak apikal bölgede radyolüsent alan tespiti ve/ veya subjektif olarak da hastanın ağrı yakınmaları, ve ilgili dişini kullanamamasıdır. Her radyolüsant apikali olan dişe hemen tedavi için girişim yapılmayıp, radyolojik ve subjektif bulgularla desteklenmesi gerekmektedir. Desteklenmiyorsa belirli aralıklarla diş takibe alınmalıdır. Başarısız endodontik tedavi görmüş olgularda, %57.4 oranında fakültatif anaerop ve % 83.3 vakada gram pozitif mikroorganizmalar saptanırken en sık rastlanan mikroorganizmanın ise Enterococcus faecalis olduğu görülmüş. Bu nedenle çalışmalarımızı mümkün olduğunca ağız bulaş ortamından izole olarak biomekanik ve kemomekanik olarak gerçekleştirmek zorundayız. Kök kanal yapısı içindeki eski dolgu artıklarını mekanik olarak Protaper Marka retreatement eğeleri başta olmak üzere değişik döner eğeler kullanarak çıkarmaya çalışıldı. Bu bilimsel arada K tipi ve Hedström el eğelerinden mekanik temizlik için yardım alındı. K tipi bir el eğesiyle dikkatlice güta ve diş duvarı arasında bir yol oluşturup Hedström eğe ile güta dışarı doğru çekildi. 0,04 ve 0,06 taper açılı Ni-Ti eğeler gütanın uzaklaştırılmasında en etkili alet gurubu olduğu görülmüştür. Bazı güta çözücülerle mekanik temizlemeye destek olmaya çalıştık. Amacımız hep aseptik bir ortam oluşturmaktı. Son yıkamaları %2’lik Chlorheksidine glukonat ile yaptık. Eğeleme aralarında %17’lik EDTA ve %5.25’lik Sodyum hipoklit sıkça kullanıldı. Seans sonunda Chlorheksidine jel pamuk meçe emdirilerek kanal içinde 4-5 gün bırakıldı. Kanal doldurulmadan son pansumanda ise piyasada Roza jel (piyasa değeri 2 TL. dental olarak dişhekimliği piyasasında satılan benzerlerinden çok ekonomik )adıyla eczanelerde satılan metranidazol ve chlorheksidine jel kalsiyum hidroksitle karıştırıp yaklaşık bir hafta,on gün bekletildi. Literatür araştırmalarında kalsiyum hidroksiti, araştırmacıların bu tedavilerde mutlaka kullandıklarını görüyoruz. Bütün bunlara rağmen tam asepsiyi sağladığımızı düşünerek kendimizi aldatmak istemedik. Aynı zamanda tam sızdırmaz bir kanal dolgusunu şartlarımız dâhilinde yapamayacağımızı biliyoruz. Objektif ve subjektif belirtilerin ortadan kaybolduğunu görmek, hastalarımızın mutlu yüz ifadeleri ile birlikte bizleri de mutlu ediyordu. Bu son tablo, implanta yönelmeyen fakir ama mağrur ve gururlu hekimler safında yerimizi almamızı sağlıyordu. Yine literatür araştırmalarımızda; Apikal lezyonu olmayan, yetersiz kanal dolgulu dişlerde yapılan yenilenmelerde başarı oranı %94, periapikal lezyonlu dişlerde kanal dolgusu kısa seviyede ise başarı %48, tam çalışma boyunda ise %81, taşkın kanal dolgusu yapıldığında da başarı oranının düştüğü görülmüş. 39 bilimsel dişhekimi > VAKA 1 Hasta Bahar. E. 60 yaşlarında bayan hasta. Sağ alt beş nolu dişde çok eski bir kron kaplama, dışarıdan yüz şiş akut enfeksiyonlu, diş dokunmaya karşı hassas. İlk seansta müdahale şansı yok. Antibiotik ve antienflamatuar içeren bir reçete ile hassasiyeti geçtikten sonra müdahale etmeye karar verildi. Radyolojik olarak yarım yapılmış bir kanal dolgusu mevcut. Hastaya ikinci seansta kanal içi boşaltıldı fakat kanal içinde ilerlemekte zorlandık. Kanalın niçin yarıya kadar doldurulmuş olduğu görüldü. % 17’lik EDTA ve EDTA jel ile birlikte Ni-Ti K- File ve döner aletlerle 3 seans sonra çalışma boyuna ulaşıldı. Bu arada hasta şikayetleri iyice azalmıştı. Seans aralarında roza jel ve chlorheksidine jel pamuk meç ile uygulandı. Son pansumanda ise bu karışıma kalsiyumhidroksit ilave edilerek 7-10 gün bekledikten sonra kanal dolgusu yapıldı. Yaz dönemi, tatiller derken kanal dolgusundan bir ay kadar sonra cam fiber destekli post-core uygulaması yapıldı, diş kesilerek kesik diş formu verildikten sonra iskelet protezi ile ölçü alınarak porselen kron ile restorasyon tamamlandı. fistül görünüyor, o nedenle ağrı yok. Hastamız fistül ve ağız kokusundan şikayetçi. İlk seansta kanal içi temizlendi bu sırada bol- ca yıkamalar yapıldı. Zamanımız kısa olduğu için ilk seansta son pansuman medikamenti olarak kullandığımız klorheksidin+metr anidazol+kalsiyum hidroksit patını kanal içine yerleştirdik. İkinci seansta fistül hemen hemen kapanmak üzereydi. Tekrar pansumana aldık ve dört gün sonra kanal dolgusu için hastayı çağırmak zorundaydık. Amerika,ya dönüşe bir gün kala tedavi bitirildi. Çünkü literatürde kanalı iyi kurutabiliyorsak ve kanal içinden herhangi bir akıntı gelmiyorsa kanallar doldurulabilir, bilgisi vardı. Sonuç şifa ile sonlandırıldı. Biz de kendimize değil ama ülkemize dolar gibi değerli bir döviz kazandırmanın gurur ve mutluluğunu yaşadık. > VAKA 2 Hasta Deniz. T. Y 38 yaşlarında erkek hasta Vaka1 deki bayan hastanın Amerika’da yaşayan damadı. Sağ alt altı nolu dişinde 40 bilimsel dişhekimi > VAKA 3 Hasta Rukiye Y. 22 yaşlarında bayan bir genç öğrenci kardeşimiz. Sağ alt altı numaralı diş. Kanal içi boşaltılırken mesio lingual kanalın yanlış olarak iatrojenik açılmış olup, bir başka yöne gittiğini ve perforasyon olduğunu saptadık. Hasta dişinin kurtulmasını çok istiyordu. Öncelikle olayı gözde büyütmemek için ilk seansta distal kanallar üzerinde durduk. Perfore kanalı saptadıktan sonra çalışma azim ve gücümüzün kırılmaması için bu kanal üzerindeki çalışmayı sonraki seansa bıraktık. Kanal tedavisi yapmayı planlayan hekimlerin tedaviyi gözde büyütmemeleri için her bir kökü ayrı bir dişte çalışıyormuş gibi düşünüp, kolaylaştırıcı psikolojik doping almalarını öneririm. Hastanın uzun soluklu bir şekilde kanalları boşaltılıp, pansumanları yapılıp doldurulmaları sağlandı. Perfore kanal duvarları ise MTA ile sıvandı, kanal patı ve güta ile rutin yöntemlerle kanal dolgusu tamamlandı. Koronor olarak kompozitle bitirildi. uzun süre kullandığını ve artık tedavisinin herhalde olamayacağını ve çekilmesini istiyordu. Ağrı şikayeti yoktu. Önce röntgen çekerek incelemek istediğimi belirttim. Kabul etti ve yüzünde aniden bir mutluluk belirdi. Radyolojik tetkik sonrasında bu dişi kendisine geri kazandırabileceğimizi belirtince mutluluk sevinçle birleşti. Tedavi maliyetini belirtmemiz bile hastaya hiç gelmişti. Yukarıda uyguladığımız protokolü bu dişe de uyguladık. Cam fiber post ve kompozit kor sonrası diş kesimi ve porselen kron ile mutlu sona kavuşmuş olduk. Tedavilerini yenileyerek tekrar kazandırdığımız bu dişlerin ömürleri için bir süre veremesek de hastalarımızı bir süreliğine kendi organlarını kullandırmış oluyoruz. İmplant rehabilitasyonuna kadar uygulanabilecek koruyucu tedavilerin öncelikli olarak uygulanması her zaman tedavi planlamasında yer alması gerekir düşüncesindeyiz. > VAKA 4 Hasta Hatice G., 55 yaşlarında bayan. Sol alt dört nolu dişinin aşırı kron harabiyeti ve estetik kaygılarla kliniğimize geldi. Daha önce kanal tedavisi de yaptırdığını 41 içimizden biri dişhekimi Meslektaşımızın müzikle iç içe yaşamı Müzik, çoğumuz tarafından genellikle bir eğlence aracı olarak algılanıyor. Fakat biraz düşündüğümüzde bilgi dağarcığımız önce bulanıyor sonra yavaş yavaş bazı taşlar yerine oturmaya başlıyor. Müzik, duygu ve düşünceleri seslerle anlatan ve dinleyeni de fizyolojik ve psikolojik olarak etkileyen bir sanat diye düşünmeye başlıyoruz. Aklımıza, marşlar, arabesk, müzikaller, opera ve operetler, klasik, sufi ve saymakla bitiremeyeceğimiz türleri ve etkileri geliveriyor. Müzik ve tıp bilimi neredeyse iç içe geçmiş birbirini tamamlayan unsurlar olarak bile değerlendirilebiliyor. Günde 20 Dakika klasik batı müziği veya Türk müziği dinletilen yoğun bakım hastalarının, hareket ettiremedikleri bazı uzuvlarını hareket ettirmeye başladıkları, bilimsel bir araştırmada saptanmış. Müzik ve Tıp konusunu meslektaşımız Dişhekimi Abdurrahman Alam ile tartıştık ve aynı zamanda onun uzun soluklu profesyonel bir müzisyen olarak fikirlerini aldık. Öncelikle geçirmiş olduğunuz motor kazası nedeniyle geçmiş olsun. Bir süre bu kaza nedeniyle de çalışamadınız. Umarız bu sohbetimiz size moral olur. Kendinize müzik tedavisini uyguladınız mı?...Sohbetimize Abdurrahman Alam ve müzik diye başlarsak ve sözü size verirsek neler söylersiniz…… Geçen ay Çeşme’de küçük bir motosiklet kazası geçirdim. Çeşme’nin yüksek kalabalığında bir yerden bir yere ulaşmamı daha kolay sağlamak için olduk- 42 ça düşük hızda kullanıyordum motosikleti. Kazada sol kolumu ve sağ baş parmağımı kırdım. Sağ baş parmağın kişi için ne kadar değerli olduğunu da bu kaza ile anlamış oldum… Bir çatalı bile tutamıyorsunuz, kavrama açısından çok önemli ve kaybı el için yüzde elli kayıp kabul ediliyormuş Bu kazadan sonra da motosikleti satmaya karar verdim. Sanırım artık 4 tekerlekli vasıtalardan vazgeçmemeliyim. Bu dönemde iki ay kadar çalışamadım da. Elim parmağım bağlı yatmak durumunda kaldım. Bu konuyla ilgili olarak İzmir Dişhekimleri Odasının yeni dönemde bizim için sağladığı kaza sigortasından da faydalanmayı düşünüyorum. Çünkü iki ay kadar çalışamadım, ilgili doktor raporları ve röntgenlerimle başvurup bu hakkımı kullanmak isterim. Bu dönemde tabi ki müzik dinledim. Benim için müziksiz bir hayat olamaz. Hayatımın çoğu anında müzik dinleyerek zaman geçiririm. Kendimden ve aile hayatımdan bahsedecek olursam, Ankara doğumluğuyum ancak bir yaşımdan beri İzmir’de yaşamaktayım. Ailem ise yedi kuşaktır İzmir- dişhekimi li. 1975 yılında evlendim, eşim ev hanımı, 1977 ve 1982 yıllarında dünyaya gelen iki oğlum var. Üç tane de kız torum var. Büyük oğlum eşi ve çocuklarıyla birlikte Amerika’da Atlanta’ da yaşıyor. Gelinim CNN’ de çalıştığı için CNN’nin merkezi olan Atlanta’ya yerleştiler. Her ne kadar kazançları ve yaşam standartları yönünden mutlu olsalar da Türkiye özlemleri var. Küçük oğlum burada serbest bölgede bir firmada çalışıyor, o da sistem ve endüstri mühendisi, eşi ise psikolog, onların da bir yaşında bir kızları var. Sizin müziğe karşı olan ilginiz nasıl ve ne zaman başladı ? Çok küçük yaşlarda başladı. 7-8 yaşında kendi kendime, merdiven boşluklarında evde şarkı söylerdim. Çünkü oralar yankı yapardı, eko gibi gelirdi. 14 yaşında grupla müzik yapmaya başladım. O zaman henüz bir enstrüman çalmıyordum ama şarkı söylüyordum. O zamandan beri hep müziğe ilgim var. 1965 yılında da Maça Beşlisi’ni kurduk. Bize Maça Beşlisi grubunuzdan biraz bahseder misiniz? 50 sene önce bu gruba ilk başladığımızda yakın arkadaşlar olarak birlikte müzik yapmaktan keyif aldığımız için başlamıştık. Sonra baktık ki her şey çok güzel gidiyor. İnsanlar beğeniyorlar, bizi seviyorlar devam ettik. Şimdi 50 yıldır grubumuz devam ediyor. İnsanlar bu rakamı duyunca şaşırıyorlar tabiki, Türkiye’nin en eski müzik grubuyuz. Eskilerden meşhur olan çok fazla isim bizimle çalıp söylemiştir. Örneğin Ajda Pekkan, Cem Karaca, Nurhan Dam- içimizden biri cıoğlu, Tanju Okan, Dario Moreno ve daha fazlası. Bir iki arkadaş değişikliği oldu ama en başından beri hemen hemen aynı kadro devam ediyor grubumuz. Bir tane yine dişhekimi olan bir arkadaşımız vardı grubumuzda, o Almanya’da çalışmaya karar verdi ve oraya taşındı. Diğer bir arkadaşımız İstanbul’a taşındı ve hayatına profesyonel müzik yaparak devam etme kararı aldı. Onun dışında buradaki arkadaşlar hep beraber devam ettik. Hepimizin maça beşlisindeki rolleri dışında farklı meslekleri var. Ben bildiğiniz üzere diş doktoruyum, gitar çalan arkadaşımız ortopedi profesörü, bir arkadaşımız Güzelyalı’da eczane sahibi, bir işadamı arkadaşımız var bir de bizim müzik yaptığımız Bonjour ve Kordon otelin sahibi olan arkadaşımız var. Şu anda Maça Beşlisi olarak nerede müzik yapıyorsunuz? Biz çok uzun yıllardır aynı yerde müzik yapıyoruz. Eskiden Alsancak Gül sokak’ta Bonjour adında bi mekan vardı, orada da çalıyorduk. Ama uzun yıllardır neredeyse 20- 22 sene oldu, şu an Kordon Otel’de program yapıyoruz. Bu oteller dışında farklı yerlerde de çaldık. Çeşme Altınyunus Oteli bunlardan bir tanesi. Eskiden Almanya-Dusseldorf ’da dişhekimliği balolarına gider 22 Kasım’larda orada da çalardık. Şu anda kışın 2 ya da 3 ay Cuma günleri Kordon Otel’de nostalji günleri yapıyoruz. Çok köklü bir grup olduğumuz için bizi eskiden beri takip eden sevenlerimiz var. Bizim program yaptığımız günler mekan dostlarla tıklım tıklım doluyor. Eski günleri yad ediyoruz. Gerçekten çok keyifli oluyor… 43 içimizden biri dişhekimi Sizin en sevdiğim müzik tarzı diyebileceğiniz bir müzik tarzı var mı? Sahnede gerçekten sevdiğiniz müzik tarzını mı çalıyorsunuz? Türkçe müzik ile çok ilgim yok. Çok öyle türküler falan da dinleyemiyorum. Ama Türkçe hafif batı müziği dinliyorum. Hafif pop İtalyanca, Fransızca, İngilizce parçalar dinliyorum, smooth jazz seviyorum. Genel olarak aslında çaldığımız tarz müzikleri dinlemekten keyif alıyorum. Ailenizde müziğe ilgisi olan birileri var mı? Benim iki oğlum da bateri çalıyor. Ben yönlendirmedim ya da ben teşvik etmedim ama ikisi de çok severek bateri çaldı. Müzik evrensel bir dil olduğuna göre tüm insanlığa sesleniyor ve duygularınızı paylaşıyorsunuz. Bir sanatçı olarak nasıl bir duygu? Bir sanatçı olarak diyebilirim ki bu çok yönlü bir duygu. O kadar keyif aldığımız bir şey ki, insanların bize dönüşü çok farklı oluyor. Bir parça çalıyoruz, insanlar dans ediyor. Bir kadın geliyor bana diyor ki, kocam bana bu kadar sıkı hayatında sarılmamıştı. Bunlar çok güzel çok farklı duygular. Genel olarak ne tarz müzikler çalıyorsunuz? Dans müzikleri çalıyoruz. Özellikle 60’lar dans müzikleri. Fransızca, İtalyanca, İngilizce ve Türkçe repertuarımız var. Fransızca şarkıları eczacı olan arkadaşımız söylüyor. İtalyanca, İngilizce ve Türkçeleri de ben söylüyorum. Grupta sadece şarkı söylemiyorum, aynı zamanda davul da çalıyorum. Davul dışında çaldığınız başka bir enstrüman var mı? Maça Beşlisi olarak hiç albüm yapma ya da beste yapma isteğiniz oldu mu? Biraz piyano çalabiliyorum ama onu sahnede çalmıyorum. Biz genel olarak sevdiğimiz parçaları çalıyoruz. Hiç beste yapmadık, kendi şarkımızı yayınlamadık. Hep birilerinin müziğini çaldık. Albüm çıkartmak için de biliyorsunuz korkunç telif hakkı istiyorlar. Bu sebeple de hiç albüm yapmayı düşünmedik. 44 Müziğin, insanın ruhsal, duygusal ve düşünce dağarcığının bir ifade şekli olarak değerlendirirsek bu konuyu biraz açabilir miyiz? Siz canlı müzik yaparken o anki yorumunuz psikolojinizden etkileniyor mu? Nasıl? Müzik çok şeyi hatırlatır bize tıpkı koku gibi. Bilinçaltımıza yerleşir ve bizi alıp bambaşka bir ana götürebilir, örneğin Kordon’da yürüyüş yaptığımız bir akşam üstüne götürür bizi. Bir müzisyen olarak canlı müzik yaparken elbette gün içinde gelişen olaylar o anki performansınızı etkiliyor. Örneğin klinikte yaşanan olumsuz bir durum o akşamki çalışmada insanın kafasında takılı kalabiliyor. Müziği yapanın yanında dinleyicinin de ruhsal, psikolojik ve fizyolojik etkileşimi konusunda neler söylemek istersiniz? Az önce de bahsettiğim gibi müzik insan psikolojisi üzerinde oldukça etkili, zamanda yolculuk misali pek çok etkisi vardır. İcra eden kadar dinleyiciyi de dişhekimi sürükler, bu açıdan ikisi de benzer şekilde etkileniyor diye düşünüyorum. Tarihte de hastalar üzerinde müziğin terapi gücünden faydalanılmış. Günümüzde de modern tıpta örneğin ameliyathanelerde müzik yayını duymak mümkün. Özellikle benim kliniğimde hastalarım müzik olmadığını fark ederse şaşırırlar, doktor bey bugün neden müzik yok diye muhakkak sorarlar. O kadar müzikle içi içe çalışırım. Müziğin partneri olarak dans konusunda neler söylemek istersiniz? Açıkçası benim dansla ilgili bir deneyimim olmadı, biz daha ziyade dans ettirdik. Pistin dolu olması bizim için çok önemli bir motivasyondur, dolu olmadığında müzik kalitemiz düşer. O yüzden müziğin partneri olarak dans ettirmeye özen gösteriyoruz. Müzik ve tıp birlikteliği için neler söyleyebilirsiniz? Müzik yapmanızın ve enstrüman kullanmanızın mesleğiniz üzerinde sizce etkisi var mı? Varsa nelerdir? Aslında çalmakta olduğum müzik aletinin davul olduğunu düşünürsek, ağız içi gibi hassasiyet ve özen gerektiren bir çalışma ortamıyla bağdaştırmak zor. Ancak tabii ki müzikle uğraşmanın verdiği mutluluk ve rahatlama işime motivasyon olarak yansıyor. içimizden biri Özellikle bizimki gibi stresli meslek gruplarında hem müzikle uğraşmanın hem de dinlemenin hem kişinin kendi ruh sağlığı hem de iş motivasyonu açısından çok değerli olduğunu düşünüyorum . Örneğin ben bu akşam provaya gideceğim ve bugünü onun heyecanıyla geçiriyorum. Her hafta provalarımız oluyor. Neredeyse elli yıldır provalarımızı aksatmadan yapmaya çalışıyoruz. Çünkü iyi müzik provadan geçer. Provalarımızı sahne aldığımız mekanda yapıyoruz. Elli yıl süresince de oldukça geniş bir repertuarımız oldu özellikle eski parçalardan oluşan, ama kulağımıza hoş gelen, beğendiğimiz son dönem Türkçe pop şarkılarından da repertuarımıza aldıklarımız oluyor. Sizce muayenehanelerimizde ne tür müzikleri dinlemeli ve hastalarımıza dinletmeyi tercih etmeliyiz? Daha ziyade kendi beğendiğim parçaları tercih ediyorum. Ama bir klinikte müzik olacaksa klasik tarzda piyano ve kemanının olduğu veya semi klasik dediğim 60’lı ve 70’li yıllardaki parçaların enstrümantal olarak çalınanları; örneğin “Shadow of your smile” gibi tercih edilebilir. Benim bu yönde kliniğimde özel ve geniş bir arşivim vardır. Bence hastaları rahatlatan etkisi göz ardı edilmemeli. 45 hobi Emel GÖKMEN KİPER [email protected] dişhekimi ‘Latte’nizi nasıl alırdınız? Bizim için bir ‘Türk kahvesi’ popülaritesine sahip olamasa da ‘Caffe Latte’ tüm dünyada oldukça çok sevilen ve tüketilen bir kahve çeşididir. “Latte” sözcüğü İtalyancada süt anlamına gelir. Caffé Latte ise “kahve ve süt” anlamındaki ‘caffè e latteve’ sözcüğünün kısaltması sayılabilir. Latte, espresso kahvenin ve sütün bir araya geldiği bir lezzettir. Latte tarifine göre, standart bir lattenin 1/3 kadarı espresso, kalan 2/3’lük kısmı ise buharla ısıtılmış sıcak süttür. Bu karışımın üstüne ise yaklaşık 5 milimetre kalınlığında süt köpüğü eklenerek kahveniz hazırlanmış olur. Latte’nin bu en üstteki köpük katmanı üzerine yapılan desen 46 çalışmalarıyla da sadece bu kahve bir içecek olmaktan çıkıp sanat haline gelmiştir.Latte art (latte süsleme sanatı) olarak tanımlanan bu sanat ilk olarak İtalya’da ortaya çıkıp, Amerika’da 1980-90’larda hızla gelişme göstermiştir, hatta bu konuda eğitimler bile verilmeye başlanmıştır. 3 boyutlu kahve sanatıyla öne çıkan Japon Kazuki Yamamoto’nun ve kahve dükkanında gece vardiyasında çalışırken bu sanata merak salan ve geliştiren Michael Breach’ın çalışmalarından birkaçını paylaşmak isterim. Ülkemizde de kahve festivallerinde yapılan yarışmalar ile bu alana ilgi ve merak yaygınlaşmaktadır. Zaman içinde her şeyde olduğu gibi sanatın bu dalının içine de teknoloji dahil olmuş ve bilgisayar yazıcıları şeklinde teknik destekle yapılan latte süslemeleri yapılmaya başlanmıştır. Başlangıcında basit figürler, desenler yapılırken şimdi ise her türlü kompleks resim kahvenin üzerine aktarılabilir düzeye gelinmiştir. Sosyal paylaşım sitesi Instagram’da en çok paylaşılan resimlerin çeşitli şekillerle süslenmiş latte fincanları olduğunu belirleyen Stream CC şirketi bu alana yatırım yapmaya karar vermiş ve 3D printer ve süt köpüğü printer teknolojisini bir araya getirerek latte printeri ‘ripple’ i yaratmış.‘Anlık mutluluklarının sevildiğini belirten şirketin CEO görevindeki Yossi Meshulam insanların güzel ve mutluluk veren şeyleri paylaşmak isteyeceğinden hobi ve aynı zamanda reklam içeren uygulamalarda kullanılmak üzere tercih edilebilir olduğunu düşündükleri için ‘ripple’yi tasarladıklarını belirtmiş. İçinde gerçek kahve özü olan bir kartuş kullanılarak sadece 10 sn gibi bir sürede detaylı bir fotoğraf bilgisayar ya da akıllı telefona yüklenen uygulaması aracılığıyla süt köpüğünün üzerinde görülebiliyor. Stream CC şirketi hedefleri doğrultusunda VIP lounge larında kullanılmak üzere Lufthansa havayolları ile sözleşme imzalamış ve bu latte sanat akımını fırsata dönüştürmeyi başarmıştır. Ya da başka amaçlar için de bu teknoloji kullanılabilir. Süt köpüğünün üzerine desenlerin daha kolay ve düzgün aktarılabilmesi için hazır şablonlar bile tasarlanmıştır. dişhekimi 47 oral-moral dişhekimi 2050’de dişhekimliği nasıl olacak? Serdar SIRALAR [email protected] Her ne kadar benim için “Futursuz” deseler de aslında oldukça Futurist bir dişhekimiyimdir. Bu ileri görüşlülük meziyetim sayesinde, mesleğimizin geleceğinde bizleri nelerin beklediğini paylaşmak istiyorum bu bilimsel makalemde. Aslında bu tip makaleler hep sinir bozucu gelmiştir bana. Başlığa bak! “2050’de dişhekimliği nasıl olacak?” Sana ne? Yani bana ne? Sen önce şunu sor bakalım: O zaman ben hayatta olacak mıyım? Hadi hayatta olsam bile, diş hekimi olacak mıyım? Ama merak işte. Eh madem merak ediyorsunuz, ben de yazayım. Kim 2050’de gelip de “Yahu sen şöyle şöyle olacak demiştin 2014’deki yazında ama hiç biri olmadı” diye hesap soracak ki? Dişhekimleri disposable olacak: Yeni dişhekimliği fakülteleri açma hızı böyle devam ederse, yaşanacak hekim enflasyonu sonucu “kullan-at hekim” uygulamasına geçilecek. Bilindiği gibi günümüzde bazı dişhekimliği aletleri sterilize edilip tekrar kullanılırken, bir çok alet de tek kullanımlık olarak üretiliyor. Oysa hekim, her hastadan sonra otoklava sokulamıyor. 2050’de mezun olan bir dişhekimi ilk hastasına, kısmetinde ne varsa (mesela bir dolgu) yapıp emekli olacak. Bleaching isteyen boks yapacak: Gelecekte kozmetik ile sağlık hizmetleri, etik nedenlerle kesin olarak birbirinden ayrılacak. Diş beyazlatmanın sağlıkla ilgisi olmadığı ve kozmetiğe girdiği için, bu uygulamayı yaptırmak isteyen kişinin bir amaca hizmet ediyor olması şart koşulacak. Bu durumda kişi örneğin boks yaparsa, spora hizmet ettiği gerekçesiyle, maç boyunca taktığı dişliğine ev tipi bleaching jeli koymasına izin verilecek. Diş çekimi tarih olacak: Bugünkü kaba saba çekim tekniği terk edilecek. Muhtemelen İsviçreli bilim adamları tarafından keşfedilecek bir mikro patlayıcı, çekilmesi istenen dişin kök kanalından geçirilerek apikal foramene yerleştirilecek. Diş çok köklüyse bu işlem her kökün ucuna uygulanacak. Bir düğmeye basınca patlayıcı patlayacak ve koca diş, dentin tozları arasında kendi içine doğru çökerek yok olacak. (Bkz. National Geography kanalında eski büyük binaların yıkımı). İsviçre çakısı DENTIST modelini üretecek: Bu İsviçreli bilim adamları ra- 48 dişhekimi oral-moral ve sistem diyetisyenle dişhekiminin cebine “İllegal yeme girişimi” uyarı mesajı gönderecek. Kontürlü dolgu sistemine geçilecek: Geleceğin dünyasında, hastaya bir dolgu yapıldığında, hasta “Haftaya da öbür diş için geleceğim. O zaman ikisini bir öderim” falan diyemeyecek. Dolgunun altına dişhekimi tarafından özel bir sim kart yerleştirilecek. Hasta, hekimden kontür aldıkça dolguyu kullanabilecek. Örneğin 100 kontür 2 ay, 250 kontür 6 ay ve 500 kontür 1.5 yıl süreyle dolgunun çiğnemeye açık olmasını sağlayacak. Kontür azalmaya başlayınca söz konusu dişte bir zonklama başlayarak hastayı uyaracak. Faturalı tarifeyi tercih edenler ise her ay çiğnedikleri kadar ödeyecekler. Operatör değiştirmek isteyenler ( yanlış yazmadım,dişhekimleri de operatördür) dolgularını söktürüp yenisini yaptırabilecekler. hat durmayacak. İlle de dişhekimliği alanında yeni bir şeyler bulmak için kafa patlatacaklar. Sonunda, tüm el aletlerimizi üzerinde taşıyan bir çakı üretecekler.. Yemekten önce uygulanan diş ipleri çıkacak: Malum adamlar tarafından icat edilecek nal şeklindeki bu plastik aparey, üzerinde tüm dişlerin aralarına girecek ipler bulunduracak. Kişi yemek öncesi hem alt hem de üst çeneye bu apareyleri takacak. Yemek bittiğinde bunları çıkartması ara yüz temizliğini bir defada gerçekleştirecek. Diyetisyenlik dişhekimliğiyle birleşecek: 2050 sonrası, obez hastaların çene eklemine özel bir elektronik kilit sistemi takılacak. Alt ve üst dudaklara yerleştirilecek mikro lazer okuyucular, ağza atılmaya çalışılan besini tarayacak ve diyetisyenin yasakladığı bir durum ( yüksek kalori gibi) tespit ederse çeneyi otomatik olarak kitleyecek. Aynı anda hastanın beyninde alarm sesleri uğuldayacak Sokaklara DENTOMAT’lar kurulacak: Robot dişhekimlerinin hizmet vereceği bu kabinler, orta gelir düzeyindeki vatandaşa hizmet sunacak. Hasta kabine girip bir tabureye oturacak ve kafasını özel bir bölümden içeri sokacak. Ağzını açacak ve bir kamera ağzının içini tarayarak birkaç saniyede tüm yapılması gereken tedavileri ve fiyatlarını bir ekrana dökecek. Hasta hangi tadaviyi yaptırmak istiyorsa ekrandan onu seçecek ve bir delikten bozuk para atarak ya da Akbil’ini özel bir göze okutarak ödemesini yapacak. (Evet, Akbil o zaman da kullanılıyor olacak). Sonra duvardan iki robot kol çıkıp hastanın ağzına girecek ve olaylar gelişecek. Mesleki terminoloji değişecek: Öncelikle “Hasta” kelimesi hoş olmayan anlamlar içerdiğinden, 2050’de artık “Isırma özürlü” olarak değişecek. Buna göre, Dişhekimi: Çiğnetimsel sağaltman, Röntgen: İks ışınsal doküman, Çürük: Diş yitimselliği, Ortodonti: Telli yönlendirim, Protezler: Yapay ısırgaç, falan gibi bir şeyler olacak. Bak buraya yazıyorum. 2050’de bunlar olmazsa, isteyen gelsin kreşuarıma tükürsün! 49 diş ile düş arasında dişhekimi İsterim de isterim… Müge SANDIKÇIOĞLU 50 Yirmi sekiz yıldır sadece ortodontik tedavi yapıyorum; yani mezun olur olmaz doktoraya başladım ve bir daha hiç başka bir tedavi yapmadım. Ortodonti öğrenmek için geçen yıllarıma ve hastalarıma bir saygı duruşudur bu! Diş çekmem ya da kanal tedavisi yapmam gerekse, sanırım yapamam. Minimum bir detartraj dışında müdahale etmem. Zaten aletlerim de öğrenciliğimden kalma; başka bir şey yapmamaya o kadar niyetliydim ki. Ancak konsültan bir hekim olarak, ortodontik tedavi dışındaki ihtiyaçları sıralayıp, önerilerde bulunup, ya yollayan hekime ya da hekimi yoksa bir arkadaşıma yollarım. İlk kez gelen hastayı güzelce muayene edip, gerekenleri sıralarım. Bunun için bazen yarım saate varan vakitler ayırırım. Aynı soruyu 3-4 kez cevaplamak zorunda kalabilirim. Ebeveynlerin ya karakteristik olarak var olan ya da başka bir hekim tarafından yaratılmış lüzumsuz endişelerini yatıştırmak için psikolojik destek veririm. Nefesim daralacak hale gelse de, hastanın tedaviye niyeti olmadığını anlasam da, sabrımı pompalar, sonuna kadar nezaketimi kaybetmem. Hastanın yanında gelenlerin ayaküstü ağzının dibini parmağıyla işaret ederek danışmak istediklerine cevap veririm. Koltuğa oturmalarını istediğimde, oturmayarak muayene ücretinden yırtma planlarına aldırmam. Hem zaten muayene ücreti de al(a)mam ki. Bu kişiler daha randevu alırken muayene ücreti sorma uyanıklığını göstermemiştir. O yüzden de ben ve yardımcım daha arkamızı dönemeden kapıyı açıp kaçıp gitmelerini neşeyle izlerim. “Muayene ücreti almayacaktık ki,” diyebilmek isterim. Bunu söylerken çok mu mutlu olacağımdır? Yoo… Ama onlara bilgimi, deneyimimi, yılların emeğini somut olarak gösteremediğimden, yani satın aldıkları malı gözlerine sokamadığımdan dolayı, para istemek de neyin nesidir canım! İnsan ancak eliyle tutabildiği, gözüyle görebildiği şeye para ödemeli di mi ama! Hani şöyle evindeki kanepenin yanına ya da yeni aldığı halının üstüne konabilecek bir şey satıyor olsam neyse. Ben de bir âlemim canım… Yok yok âlem değilim; zaten muayene ücreti istemiyorum (üçüncü söyleyişim değil mi?!) Tedaviye başlamaya karar verildikten, yani ödeme planında karşılıklı anlaştıktan sonra, ödemeleri altı ay sonra başlatabilirler mi, diye sormalarına delirmemeye çalışırım. İç sesim: “Yok artık, daha neler!” derken, dış sesimle: “O mümkün değil, malzemeleri satın almam gerekir, benim de malzemeciye ödeme yapmam gerekir,” demek zorunda kalırım. İlk birkaç ay düzenli ödemeyle beni paraya boğduklarını (!) ve yeterince şımarttıklarını (!) düşünen hasta velilerine, ödemesiz geçen 2-3 ay sonrasında şunları demek isterim: “Ben 2-3 aydır sizin çocuğunuzun tedavisini kendi cebimden yapıyorum. Benim çocuğumun da kışlık monta ihtiyacı var, siz de onu alır mısınız benim için?” İnsan gibi davranmak zaten bünyede mevcuttur bende, ama tabii bir de hekim olarak hastalarımız için Hipokrat’a verdiğimiz sözümüz vardır. Ayrıca ülkenin sağlık politikaları sonucu hastaların özelden hizmet alma oranındaki düşüşü düşününce, düşesi gelir insanın. Düşmemek için muayene odasına oksijen tüpü koyarım, duvara tutunma demiri çakarım (iyi fikirmiş). Oksijen tüpü demişken; benim gibi sadece ortodontik tedavi yapan ortodonti uzmanı arkadaşlarıma da şart koşulan diş hekimliği aletlerini ve ayrıca acil setlerini muayenehanelerimizde bulundurma kararını sevgiyle anarım. Aslında ( yine de kendi adıma konuşayım), o aletleri almam gerekirse, beni bir de sınava tabi tutmalarını öneririm, çünkü hastada nasıl kullandığımı görmeleri hasta hakları açısından önemlidir. Acil setindekileri hiç tanımadığımı bilmelerini isterim. Hadi tanıdım diyelim, kullanmayı bilmediğimin altını çizmek isterim. Hadi biliyorum diyelim, kullanma yetkimin olmadığını nasıl bilmediklerini öğrenmek isterim. Ne doyumsuz bir insanım yahu! Ne çok şey istiyorum. Daha var da, neyse susayım artık. Sayfadaki yerim doldu. Yoksa kim susmak ister ki! mavi köşe dişhekimi Utanç Mavisel YENER [email protected] www.maviselyener.com Nerede başlar bu kent, nerede biter o bilirdi. Saldı mı kendini taştan, asfalttan, uzun, kısa, izbe, avare, kadife sokaklara, bin bir öykü yaşardı. Sefaletle kıvranan toprak altı insanlarından tutun da gönül eğleyen palavracılara kadar, her yanda çiftleşen sokak kedilerinin iç çekişlerini bile ayrıntılarıyla bilirdi. Bedenini, kayalaşıp çatlayıncaya kadar bu şehirde tüketti. Yavaş yavaş yitirmek her şeyini, sümüklü bir çocuktan tekme yemek gibiydi. Bu acıyla körleşmek, her geçen gün alışmak yaralara, bileğine jilet dayar gibi yaşamaktı onunkisi. Büyülenmiş, küme küme tutkulu gözler bedeninden ayrıl(a)mazken, onların sahiplerini tepeleme yaşatır, yalancı mutluluklarına kestirmeden götürüverirdi. Kestirme yolları aslında hiç sevmedi. Hep korktu, oralarda üstüne bulanan kumun, bir gün üzerine yapışıp kalacağından. Kestirme sandığı yollarda kaybolma olasılığının yüksek olduğunu da biliyordu. Ya hummalılar gibi kıvranıp durduğu çıkmaz dar sokaklar... Yağmur, oyun, kan, alkol, egzoz kokan sokaklar onun ülkesiydi. Kentin damarlarında yelce koşan vahşi bir at gibi dolanmak, bir seviyi anla(t)-maktı aslında. Hem “altının kıymetini sarraf bilir” deyip, hem de kıymet bilmeyen nice bıçkın sarraf tanıdı. Son yavuklusu Dürzü Kâzım, yatsıdan sonra dudaklarının arasında külü uzamış bir sigara ile yanına gelip orasını burasını okşayarak, “Yarın işe çıkacağız, süslen az” dediğinde, acıların en koyusunu yaşadı. Yağmurdan ıslanmış, sığınacak yeri olmayan bir köpek gibiydi bütün gece. Kaypak ilgileri, zarif ihanetleri, ucuz cesaretleri düşündü durdu. Paslı bir sızı duyumsadı bedeninde. Sonradan görme serüvenci âşıklara sunduğu gü- zelliğini azar azar yitirerek varmıştı bu uçurumun dibine. Dürzü Kâzım’ın sözleri çınlıyordu her yanda: “Yarın işe çıkacağız, süslen az!” Gün öğlene devrildiğinde, klarnet çalan şu bulanık geçmişli adam, üzerine tüneyip onu çiğnemeye başladı. Hırçın, kimi kez incinmiş çıkıyordu sesi. Islıklar gelmeye başladı sağdan soldan. Çoluk çocuk, mahalleli toplanmıştı başına. Utancından ne yapacağını bilemedi. En çok, ilk yavuklusu Voryos’un, restore edilmek bahanesi ile sırtına apartman bindirilmiş, yarı tanrı, yarı insan gibi görünen yalısının önünden geçerken utandı. Onun, ateşli, göz alan, kaçamaklarla dolu günlerindeki gibi anımsamasını istiyordu. Oysa değil geçmişi anımsamak, kendi adını bile bilmiyordu çişini tutamayan Voryos. Ardından ıslık çalan kalabalığa baktı. “Bir zamanlar üstünde aşk düşleri görülen, ilk öpüşmelerin rahmi, sigara yanıklarıyla dolu şu deri koltuklara sorun beni” diye çığlık atmak istiyordu. O gün dolanıp durdu, sokak sokak, semt semt. Ihlaya, tıslaya çıktı yokuşları. Soluk soluğa kaldıysa da gökyüzü begonvil rengine çalana değin ardına onlarcasını takıp dolaştı imbat tutkunu kentin damarlarında. Ertesi gün, klarnetçi yine geldi. Yine kalabalıklar toplandı süslü bedeninin çevresine. Kendine ait dili konuşmaya kararlıydı. Kimse onu kullanamayacaktı! Kimseler kırk yıl öncesinin efsanevi arabası Şevrole’ye, “eski model olduğu için yalnızca sünnet arabası olarak kullanılıyor” diyemeyecekti artık. Ne yapıp ettilerse de yerinden kıpırdatamadılar onu. Hareket etmesine gerek yoktu zaten. Durduğu yerde bile başka yerlere götürebiliyordu insanları. 51 kültür - sanat rehberi dişhekimi Konser Vodafone Freezone Festivali / Teoman-Duman.................................................... 9 Ekim 2015 İzmir | Arena Cem Adrian.....................................................................................................23 Ekim 2015 | Ooze Venue Yaşar..............................................................................................................7 Kasım 2015 | Ooze Venue Sıla............................................................................... 2 Ekim 2015 | İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu Yemen Blues................................................................................ 16 Ekim 2015 | Hayal Kahvesi Alsancak Yüzyüzeyken Konuşuruz.........................................................................................8 Ekim 2015 | Bios Bar Tiyarto & Seminer Red Bull Anadolu Break..............................................15 Ekim 2015| Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi Müfettiş................................................................................18 Eylül 2015 | Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu Nefesin Mucizelerini Keşfet...............................................................................17 Eylül 2015 | İzmir Hilton 52 kültür - sanat rehberi dişhekimi Kitap D&R Çok Satanlar (İlk 10) Göğe Bakma Durağı Turgut Uyar İçimizdeki Şeytan Sabahattin Ali Aylak Adam Yusuf Atılgan Tutunamayanlar Bütün Eserleri-1 Oğuz Atay Sineklerin Tanrısı Mina Urgan Her şeye “karşı” duran, “karşı” çıkan, “karşı” olan bir adam... Aylak Adam... Bir adı bile yok. “C.” diyor Yusuf Atılgan kısaca. İnsan her şeye bunca “karşı”yken kendine de “karşı” olmadan nasıl sürdürülebiler bir “karşı” yaşamı? C., sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışın kolaycılığına hiç mi hiç katlanamıyor. Hem farklıyı, hem doğru olanı arıyor. Çabasının boşuna olduğunun da farkında üstelik. Zor bir karakter, zor bir yaşam, yalın bir roman. Otomatik Portakal Anthony Burges Zamanın Kısa Tarihi Stephen Hawking Serenad Zülfü Livaneli İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım 1000 Nokta Başyapıtlar Thomas Pavitte İyi Psikolog Meral Gök ‘Tutunamayanlar’, Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. Berna Moran, Oğuz Atay’ın bu ilk romanını “hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı” olarak niteler. Moran’a göre “Oğuz Atay’ın mizah gücü ve duyarlılığı ve kullandığı teknik incelikler, Tutunamayanlar’ı büyük bir yeteneğin ürünü yapmış, eserdeki bu yetkinlik Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır.” Küçük burjuva dünyasını ve değerlerini zekice alaya alan Atay, “saldırısı tutunanların anlamayacağı, rededeceği türden bir romanla yapar.” 53 bulmaca > Arife Kişioğlu dişhekimi 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 SOLDAN SAĞA 1)Bulunduğu bölgenin ekolojik şartları yüzün- 1 den yalnızca belirli bölgede yetişen, dünyanın başka yerinde yetişme ihtimali olmayan, yöreye 2 özgü bitki türü - “Pembe Panter” ve “Tiffany’de 3 Kahvaltı” gibi klasiklerde imzası bulunan komedi 4 filmlerinin unutulmaz yönetmeni.2) Bir borcun borçlusu tarafından ödenmeyip zorunlu veya 5 gönüllü olarak vade, faiz, tür ve benzeri yönler- 6 den yeniden yapılandırılması - Yaşayabilmesi ve üreyebilmesi için serbest oksijenin bulunduğu 7 ortamlara gereksinim duyan organizma.3) Hip- 8 noz durumu - Taklit sanatçısı - Ehil, becerikli.4) Kemik ucu - İstemli kas hareketlerinde düzensiz- 9 liğe yol açan eşgüdüm bozukluğu - Şam darısı 10 denen beyaz ve iri cins darı - İlkel benlik.5)(tersi) 11 Fas’ın resmi haber ajansı - Küçük tekne kaptanı - 1938-2006 yılları arasında yaşamış, ABD’de 12 caz ve folk müziği alanlarındaki beste ve düzen- 13 lemeleriyle tanınmış bestecimiz.6) İrlanda Kurtuluş Ordusu - Düşük nitelikli, kötü anlamında 14 argo sözcük - İşaret - Eski dilde civa.7) Sadece 15 düz giden bir satranç taşı - Bir tür hafif sis - Bir sayı - İpek veya pamuktan yapılmış ipliklerle sık 16 dokunmuş bayan baş örtüsüne verilen ad - Ja- 17 ponya’daki dört çiçek düzenleme okulundan 18 biri.8) Argo’da garip çehreli, pörtlek gözlü kimse - Aristoteles’in bir yapıtı - Bir şeyin niteliklerini 19 övme.9) Yaygın medya kuruluşlarına giremeyen 20 veya girmek istemeyenlerin çıkardığı dergilere verilen ad - Kars’in doğusunda ünlü antik kent - Kazan Türkleri tarafından Volga Irmağı’na vesı - ……….. MORİSETTE Kanadalı şarkıcı -Yönetmenliğini Yavuz rilen ad - Doğu.10) 1992’de yayımlanmış olan Michael Ondaatje Yalınkılıç’ın yaptığı 1987 yapımı film - Akıl.3) Kalıtımın temel madromanından uyarlanmış Oskar ödüllü bir film - Hıristiyan din adamı desi - Arjantin ve Uruguay kökenli bir müzik ve dans türü - Yazın, .11)Yunan Mitolojisinde, şiddet tanrıçası - Akarsu yatağı, mecra literatür.4)Bir işin yapıldığı an, sıra - İşarete ait, işaretle alâkalı - Bir - Çok eskiden kullanılan bir tür nefesli saz - Bir telgraf türü.12) yüzey ölçü birimi - Ama, fakat.5) Örnek, göstermelik - Tam tersine Sırbistan’ın internet kodu - Ataların soyundan gelen kişi - Aktinyu- - Eski dilde ekmek.6)Vilayet - George William Russell (takma adı) mun simgesi - Radyumun simgesi - Eski dilde su.13) Tıp dilinde Hiçbir tehlike olmamasına karşın, kişiyi saran ani dehşet duygusu derinin kanlanmasina verilen ad, kizariklik - ‘’Sis’’, ‘’Tula Teyze’’, - Shakspeare kralı.7) Güney Koreli ünlü yönetmen – “Doğrusunu ‘’Abel Sanchez’’ gibi romanları dilimize de çevrilmiş ünlü İspanyol isterseniz, aslında” anlamında kullanılan belirteç - Utanma - Nazi yazar.14) ABD’de yayımlanan dünyanın en ünlü mizah dergilerin- hücum kıtası.8) Düzenci, entrikacı - Yargılar, hükümler - Sayı farden biri - Ün, şöhret - Sıkıntı, bezginlik duyguları belirten bir ün- kı.9) Ördek - Maksim Gorkinin bir romanı -Yapılması gerekli olan lem.15)Bir pop müziği sanatçımız - Can Yücel’in bir siir kitabı - Mu- şey 10) Uyuşturucu bir madde - Parlak, mavi renkli gündüz kelehannet başına dünya dar ola/Bir adamda namus, gayret, ... ola” beği - Hareketli demir halka .11) Istanbul’daki en eski Bizans ki(Köroğlu) - Tantalın simgesi.16) İnsan yaşamayan ıssız yer - Bön, liselerinden biri - Olay, hadise12) Verem hastalığına yol açan bir enayi - Eski dilde nefsin isteklerini kırma, perhiz.17) Dişlerin kök basil - Araba okunun ekseni - Bağırsak - Dingil - Çıplak.13)Genişlik uçlarında gelişen enfeksiyonların giderilmesi için, iltihaplı kök ucu - (tersi) Demirin simgesi -Tanzanyanın plaka işareti - Bir nota - Bir ve iltihabın yayıldığı çevre dokuların temizlenmesi için uygulanan organik bileşik formülünde aril kökünün varlığını gösteren simge bir operasyon - Bileşikgillerden çiçekleri güzel, sarı renkli bir bitki. - Anlayış, zeka.14) Evliya -Emare, karine - Operada tek solist ta18) Tekrar - Bulgaristan’in ve Balkan Yarimadasinin en yüksek dağ rafından söylenen şarkı.15) Adalet Ağaoğlu`’nun üçleme kitabısırası - Güney Afrikanın plaka işareti - Bağışlama - Şikar.19)……. nın ismi - Bir soru sözü - Jüpiterin uydusu - Müstahkem mevki.16) RULFO Dilimize de çevrilen ‘’Pedro Paramo’’, “Kızgın Ova” gibi ya- Uluslararası birim sisteminde manyetik akı birimi - Bir Mısır tanrısı pıtlarıyla tanınmış Meksikalı yazar - İsimler” anlamında eski sözcük- - İlhan berk’in bir şiir kitabı - Işığı yansıtan cilalı ve sırlı cam.17) II. Bir olumsuzluk öneki - Sunma.20) ks. İstanbul - Üstü sekerli, renkli Abdülhamit döneminde Mızıkayı Hümayun’da görev almış ve bir ve parlak bir madde ile kaplanmis hap -Bulmaca resmi bulunan çok müzisyen yetişmesine katkıda bulunmuş İspanyol asıllı piyanist değerli tiyatro ve sinema sanatçımız. -Yelken açma komutu - Evre, safha.18) Çoğu tek parça kadın giysisi - (tersi) Bizmutun simgesi -Bayatlamamış olan -Acı, sızı duyulduYUKARIDAN AŞAĞIYA ğunda veya sıkıntılı bir durumda söylenen bir söz - Arapça da “sa1)Bir organın ya da dokunun anatomik olarak normalde bulun- hip” anlamında kelime - (tersi) Kriptonun simgesi .19)ks.Desibel masi gerektiği yerden farklı bir yerde bulunması - Özellikle sırt, bo- -Nazım Hikmet’in bir oyunu -Yerel bilgisayar ağı anlamında kullayun, omuzlar ve kalçalarda belirgin olmak üzere yaygın kas-eklem nılan kısaltma - Alçak gönüllülük.20) İsim - Uluslararası Sömürü ve ağrısı, yorgunluk, sabah tutukluğu ile karekterize kronik bir kas Türkiye”, “Tarımsal Yapılar ve Kapitalizm”, “Türkiye İktisat Tarihi”, iskelet sistemi hastalığı.2)Vincenzo Bellini’nin tanınmış bir opera- “Türkiye’de Devletçilik” gibi yapıtlarıyla tanınmış iktisatçımız. 54 duyuru dişhekimi Başsağlığı Geçmiş Olsun Meslektaşlarımızdan; Meslektaşlarımızdan; > Prof.Dr. Ali Leblebicioğlu, > Nermin Dalkın’ın eşi Dişhekimi Niyazi Dalkın, > Tayya Altıntığ’ın eşi, > Prof. Dr. Tayfun Günbayın babası ve Prof. Dr. Sevtap Günbayın kayınpederi, Prof. Dr Tarık Günbay, > Dr. Mustafa Özgür’ün annesi ve Dişhekimi Erşan Özgür’ün eşi Prof. Dr.Tomris Özgür, > Dr. Eyüp İlhan Doğan’ın annesi ve Prof. Dr. Servet Doğan’ın kayınvalidesi, > Songül Düzgün Doğru’nun babası, > Osman Zinnur Cilasun’a > Cemal Kocatepe’ye > Vahit Cüneyt Işıker’e > Özlem Kekeç Bülbül’ün annesine > İlkay Karedemirci Ülkü’nün kızına, > Sevgül Bora’nın babasına, > Selen Sakallı’nın dedesine, vefat etmiştir. Merhumlara Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz... rahatsızlıklarından dolayı geçmiş olsun diliyoruz Mutlu Günlerimiz Meslektaşlarımızdan; > Tolga Ata Han Tecim, eski oda çalışanımız Dalya Eştürkler ile dünya evine girdi. > Çiğdem Paşalı, Yiğit Uçkan ile dünya evine girdi. > Umut Tüfekçi ve Sibel Tekin dünya evine girdi. > Arda Hacarlıoğlu ve Dişhekimi Hale Kaşıkçı dünya evine girdi. > Hatice Berat Aydıngüneş ve Mehmet Karakuş dünya evine girdi. > Ülkü Karlı ve Hayrettin Karlının Kızları Melis, Aşkın ile dünya evine girdi. Tebrik ediyoruz. 63. sayıdaki bulmacanın çözümü 1 2 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 63. say› bulmacam›z› çözerek hediye kazanan meslektaşlarımız; 3 4 5 > Hülya DOYURUM > İskender Fazıl KAÇAN 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Duyuru sayfamızda yer alan haberler odamıza ulaşan bilgilerle sınırlı kalmaktadır. Sayfamızda yer almasını istediğiniz kendiniz ve diğer meslektaşlarımız hakkındaki haberleri lütfen bize iletiniz. 55 karikatür 56 > Dişhekimi Mete Ağaoğlu dişhekimi