THY Teknik A.Ş. - Turkish Technic

Transkript

THY Teknik A.Ş. - Turkish Technic
GÜNDEM
Merhaba Arkadaşlar,
Yoğun sezonumuza girmiş bulunuyoruz. MNG ve HABOM A.Ş. şirketlerinin artık ortak adı ve çatısı olan ve bizim bir parçamız olarak değerlendirdiğimiz THY HABOM A.Ş. ile beraber iş yoğunluğumuzu kaldırıp
müşterilere daha iyi bir hizmet verme imkânına kavuşacağız. Kapasite
ihtiyacımızın şimdilik küçük bir kısmını ilk sivil havacılık denetlemişini
geçirmiş olan THY HABOM A.Ş. tesisleri karşılayacaktır. Zamanla bu kapasite tesisin diğer kısımlarının devreye girmesi ile artacaktır. Şimdiye
kadar olduğu gibi bu artışı da yine hep beraber gerçekleştireceğiz. Bu
süreçlerde katkısı olmuş ve olacak bütün arkadaşlarımıza tekrar teşekkürü bir borç biliyorum.
Yeni kapasite artışları ile hedeflerimizi büyütürken bunun rekabet ortamının giderek arttığı MRO dünyasında maliyet yapımızı da ona göre ayarlamamız gerektiğinin bilincindeyiz. Çalışanlarımızın bu yöndeki çabalara
olan ve olacak destekleri bizim için son derece önemli. Şirketlerimizin
istihdam artışının uzun ömürlü olmasının, yeni iş alanlarına girmesinin
ve dünya üzerinde söz sahibi olmasının gereklerini hep birlikte yerine
getirme konusunda hepimizin mutabık olduğuna inanıyorum.
Şirketimiz bünyesinde İSGÇ kavramları konusunda bilinçlendirme ve farkındalık sağlama yönünde kullanılmaya başlanan görsellerin faydalı olduğunu umuyor; bu konuda görüş, öneri ve aktif katkılarınızı beklediğimi
belirtmek istiyorum.
Kasım, önemli ve bir o kadar özel günlerin çok sayıda olduğu bir ay. Toplum sağlığını yakından ilgilendiren, hepimizin bilinçli ve hassas davranması gereken konulara yönelik iki haftayı ayın ilk 10 gününde bir arada
yaşayacağız. Bunlardan ilki 2-8 Kasım tarihleri arasında bir daha hatırlamamamız ve “Ben nasıl bu alanda faydalı olabilirim?” diye kendimize
sormamız gereken Lösemili Çocuklar Haftası. İkincisi ise ondan hemen
bir gün sonra başlayan ve 9 Kasım’a kadar süren Organ Bağışı ve Nakli
Haftası.
Her iki hafta ile ilgili etkinliklere, bilgilendirici programlara ve duyurulara
karşı hassasiyet göstereceğinizi umuyorum.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü, 10-16 Kasım tarihleri arasında, Atatürk Haftası kapsamında gerçekleştirilecek
etkinliklerle anacağız.
24 Kasım ise hepimizin yetişmesinde büyük emeği olan öğretmenlerimizin en özel günü. Bu vesile ile yeni neslin yaratıcısı öğretmenlerimizin
Öğretmenler Günü’nü kutlamak istiyorum.
Esen kalın,
Doç. Dr. İsmail Demir
Genel Müdür
01
02 İÇİNDEKİLER
04
TEKNİK’TEN
HABERLER
09
HABOM’DA
SON DURUM
04
10
11
EĞITIM
SÜREKLİ GELİŞİM
09
14
17
12
14
17
İŞ SAĞLIĞI VE
GÜVENLİĞİ
HAVACILIK
DÜNYASINDAN
TEKNOLOJİ
18
20
EMNİYET
KÖŞESİ
ÖZEL RÖPORTAJ
22
Sahibi
THY TEKNİK A.Ş.
Doç. Dr. İsmail DEMİR
(Genel Müdür)
YAYIN
THY TEKNİK A.Ş.
Medya Reklam
Halkla İlişkiler Şefliği
Ferhat Yenibertiz
(Medya, Reklam & Halkla İlişkiler Şefi)
Pınar Yılmaz Kaynak
(Yayın Koordinatörü, Uzman)
Cemal Gökgöz
(Medya, Reklam & Halkla İlişkiler, Muhabir)
BİREBİR
24
BİLGİ
TEKNOLOJİLERİ
26
26
22
BİZDEN
28
GEZİ-YORUM
30
30
SAĞLIK
REHBERİ
28
THY TEKNİK A.Ş.
Katkıda Bulunanlar
Abdullah Enes Bolat, Emre Kara,
Ahmet Umur Çakmak, Reyyan Demir
YAPIM
GODE İSTANBUL
Alev Aktaş
(Yayın Grup Direktörü)
Songül Kurnaz
(Yapım Koordinatörü)
Ulaş Atay
(Editör)
Meltem İşleyen
(Art Direktör, Kapak Tasarım)
Asım Hocagil
(Grafik Uygulama)
Jülide Türkay
(Redaksiyon Editörü)
Ergün Tozan
(Müşteri Temsilcisi)
Fotoğraflar
İstanbul Fotoğraf Atölyesi (İF Atölye)
Baskı ve Cilt
Bizim Matbaa
GODE İSTANBUL
Al Karanfil Sokak
No: 5 Levent / İstanbul
godeistanbul.com
444 02 90
04 TEKNİK’TEN HABERLER
THY Spor Basketbol Turnuvası’nın
şampiyonu Kemankeşler
THY Teknik A.Ş., THY HABOM ve THY Kargo çalışanlarından
oluşan 28 takımın katıldığı Türk Hava Yolları Spor Basketbol
Turnuvası, 9 Ekim Çarşamba günü oynanan final maçı ile sona
erdi. THY Teknik A.Ş. basketbol sahasında Kemankeşler ile
TK5 Veteranlar takımları arasında çekişmeli ve centilmence
geçen mücadeleyi 20-10 kazanan Kemankeşler turnuvanın
şampiyonu oldu. Air Turks’ün üçüncü, Ateş Topu’nun dördüncü
sırada tamamladığı turnuvanın sayı kralı Umut Bekbay oldu.
Şampiyon takıma kupasını THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç.
Dr. İsmail Demir verdi. Skytech ekibi olarak, şampiyon Kemankeşler takımını ve turnuva boyunca mücadele eden tüm sporcuları tebrik ediyoruz.
THY Teknik A.Ş.’ye veda ettiler
THY Teknik A.Ş.’de uzun yıllar hizmet eden Mehmet Tilla,
Siyami Çınar, Hilmi İzbul, Münir Yafay, Güray Önem, Haluk İsmail Özyol, Ömer Kuzucuoğlu ve Mehmet Aras emekli oldu.
THY Teknik A.Ş.’nin emektar çalışanları için Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen veda kokteyline, yöneticiler
ve emekli olan isimlerin çalışma arkadaşları katıldı.
Emekliye ayrılan THY Teknik A.Ş. çalışanları, böyle bir kurumun çatısı altında yıllarca çalıştıkları için kendilerini çok
şanslı gördüklerini, arkadaşlarından ayrılmanın burukluğu
ile yeni bir yaşama merhaba demenin heyecanını birlikte
yaşadıklarını ifade etti. Skytech ekibi olarak, emekliye ayrılan THY Teknik A.Ş. çalışanlarına huzurlu ve sağlıklı bir
yaşam diliyoruz.
THY Teknik
A.Ş. ailesi
bayramlaştı
THY Teknik A.Ş. ailesi, Kurban Bayramı dolayısıyla bayram öncesinde II. hangarda bir araya gelerek bayramlaştı. Bayramlaşma
törenine THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir,
Genel Müdür Yardımcısı Fazıl Çiftçi, Genel Müdür Yardımcısı Altan Büyükyılmaz, Genel Müdür Yardımcısı Vekili Hüseyin Sağlam,
yöneticiler ve çalışanlar katıldı. Çalışanlarla tek tek bayramlaşan
Demir, “Kurban Bayramı’nın, THY Teknik A.Ş. çalışanlarına, ailelerine ve ülkemize huzur getirmesini dilerim. Bayramlaşma kardeşliğe, birlik ve beraberliğimize vesile olsun” dedi.
Hava Harp
Okulu’ndan THY
Teknik ziyareti
Hava Harp Okulu Komutanlığı bünyesinde yer alan Havacılık ve
Uzay Teknolojileri Enstitüsü’nde 2013-2014 eğitim ve öğretim
yılında eğitime başlayacak olan öğrenciler ve hocalardan oluşan
20 kişilik grup THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Grup önce Motor
Atölyesi ve İniş Takımları Atölyesi’ni, daha sonra da hangarları gezdi. Mühendislik öğrencilerinden oluşan Hava Harp Okulu
grubuna gezi sırasında THY Teknik A.Ş.’nin bakım kabiliyetleri
hakkında ayrıntılı bilgi verildi. Gezide, Türkiye’nin 2023 vizyonu
çerçevesinde, her alanda olduğu gibi havacılık sektöründe de
gelinen noktada ve gelecek projelerin hayata geçirilmesi ile bölgesinde ve dünyada önemli bir güç olacağına vurgu yapıldı.
Kosovalı acenteler
İstanbul’a geldi
Türk Hava Yolları Priştine Müdürlüğü, 27 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında, Nevşehir’i ve İstanbul’u içeren bir fam trip
düzenledi. Kosova’nın en büyük seyahat acentelerinin üst
düzey yetkililerinden oluşan bir grup, Nevşehir’de geçirdiği
iki günde balon turuna çıktıktan; Derinkuyu Yeraltı Şehri,
Devret Vadisi, Avanos, Göreme Açık Hava Müzesi, Halı Fabrikası ve Hacıbektaş gibi bölgenin turistik yerlerini ziyaret
ettikten son anahmet Camii’ni gezen konuklar, bir sonraki
gün Türk Hava Yolları Uçuş İşletme Başkanlığı’nın ve Turkish
Do&Co’nun ardından THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. THY
Teknik A.Ş. hakkında detaylı bilgi verilen gruba, daha sonra
atölyeler ve hangarlar gezdirildi. Gezi sonrasında, dünyada önemli bir konumda olan Türkiye’nin, havacılık, bakım
onarım ve modifikasyon anlamında da çok önemli bir yerde
olduğunu gördüklerini ifade eden yetkililer, kendilerine gösterilen misafirperverlikten dolayı çok mutlu olduklarını dile
getirdi ve teşekkür etti.
05
06 TEKNİK’TEN HABERLER
Yenilikçi Düşünme
ve İnovasyon
Semineri yapıldı
Sivil Havacılık Mühendisleri Derneği (SHMD) tarafından düzenlenen ‘Yenilikçi Düşünme ve İnovasyon Semineri’, THY Teknik
A.Ş. Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda yapıldı.
Değişime ayak uydurmayı değil, değişimi yönetmeyi hedefleyenler için önemli bir kavram olan inovasyon hakkında bilgi ve
fikir üretmenin inceliklerinin anlatıldığı seminerde, inovasyonun nasıl yapıldığı, türleri ve fikir üretme yolları hakkında bilgi
verildi.
THY Teknik A.Ş.
TRT Haber’de
TRT Haber, THY Teknik A.Ş. markasının tanıtımı amacıyla,
kurumun farklı birimlerinde ekim ayında röportajlar gerçekleştirdi. Bu röportajlara TRT Haber’in 23 Ekim 2013 tarihli
arşivlerinden ulaşabilirsiniz.
THY HABOM
A.Ş.’de ilk
bayramlaşma
THY HABOM A.Ş.’de ilk bayramlaşma töreni Kurban Bayramı’nda yapıldı. Törene, THY HABOM A.Ş. Genel Müdür
Yardımcısı Can Şaşmaz, yöneticiler ve çalışanlar katıldı. HABOM’un Dar Gövde Hangarı’nda gerçekleştirilen bu ilk bayramlaşma töreni oldukça coşkulu geçti.
Teknisyenler THY Teknik
A.Ş.’de oryantasyona
katıldı
Türk Hava Yolları Hat Bakım Başkanlığı’nda işe başlayan teknisyenler, kurumu ve iştirak şirketlerini yakından tanımak
amacı ile düzenlenen oryantasyon kapsamında THY Teknik
A.Ş.’yi ziyaret etti. Teknisyenler, Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda yapılan sunumun ardından hangar ve atölyeleri gezdi. Duvarlarda ve hangarlarda yapılan çalışmaların çok farklı olduğunu, duygusal temaların işlendiğini söyleyen teknisyenlere,
Medya, Reklam ve Halkla İlişkiler’in ele aldığı bu görsellerin, iş
güvenliği ile ilgili sıradışı, farkındalık yaratan çalışmalar olduğu
ve bunların olumlu sonuçlarının alındığı bilgisi verildi.
Barselonalı
acente yetkileri
İstanbul’daydı
THY Teknik’ten
Erzincan
Üniversitesi’ne
destek
MNG Havayolları’nın uzun yıllar kargo uçağı olarak kullandığı,
daha sonra Ankara Esenboğa Havalimanı’nda ‘ground ettiği’
ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ne (DHMİ) hibe edilen
F27-600 tipi bir uçağın, Erzincan Üniversitesi Sivil Havacılık
Yüksek Okulu’na verilmesi kararı alındı.
Bunun üzerine harekete geçen THY Teknik A.Ş. Esenboğa
Uçak Müdürlüğü, uçağı park yerinden hangara alarak, bir
hafta gibi kısa bir sürede ana hatları ile parçalarına ayırdı ve
Erzincan Üniversitesi Yerleşkesi’nde yeniden monte etti. Uçağın tüm gövdesi Türk Hava Yolları uçakları gibi boyanırken,
uçağın üzerinde Ulaştırma Bakanlığı, DHMİ, Erzincan Üniversitesi ve THY Teknik A.Ş. logolarına yer verildi.
Barselona’da hizmet veren acente yetkilileri, Türk Hava Yolları
Barselona Müdürlüğü tarafından düzenlenen fam trip organizasyonu kapsamında THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Tesisleri
gezen konuklar, uçak bakım faaliyetlerini ve sunulan hizmetleri
yakından görme imkânı buldu.
Etkinlik ajans
temsilcilerinden
ziyaret
Türkiye’de hizmet veren etkinlik ajans temsilcilerinden oluşan
yaklaşık 30 kişilik grup, Türk Hava Yolları’nın davetlisi olarak,
Türk Hava Yolları iştiraklerini ve THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti.
Motor, İniş Takımları ve APU atölyelerinin yanı sıra hangarları
gezen gruba, THY Teknik A.Ş.’nin kabiliyetleri hakkında bilgi
verildi.
07
08 TEKNİK’TEN HABERLER
İsrailli temsilciler THY Teknik A.Ş.’yi gezdi
Dünyanın önemli şirketlerinin üst düzey temsilcilerinden oluşan toplam 35 kişilik bir grup, Türk Hava Yolları Tel Aviv Müdürlüğü tarafından organize edilen fam trip kapsamında, 1024 Ekim tarihleri arasında İstanbul’daydı. Önce Uçuş İşletme
Başkanlığı’ndaki simülatörleri ve Turkish Do&Co’yu gezen konuklar, daha sonra THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. THY Teknik
A.Ş. atölye ve hangarlarını gezen gruba, firmanın kabiliyetleri
hakkında ayrıntılı bilgi verildi.
Sosyal medya
ajanslarından THY
Teknik A.Ş. ziyareti
Sosyal medya ajans temsilcilerden oluşan bir grup, THY Teknik
A.Ş.’yi ziyaret etti. Kendilerine önce kısa bir sunum yapılan ziyaretçiler, daha sonra atölye ve hangarları gezerek bakım faaliyetleri hakkında bilgi aldı.
Grup üyeleri, bakım, onarım ve modifikasyon hizmetlerinin
önemli temsilcilerinden olan THY Teknik A.Ş.’yi yakından tanımaktan dolayı son derece mutlu olduklarını dile getirdi.
Sivil Havacılık
Mühendisleri
Derneği brunch’ta
bir araya geldi
Meslektaşların birbirini yakından tanıması ve dostluk bağlarını güçlendirmesi amacıyla Sivil Havacılık Mühendisleri
Derneği (SHMD) tarafından organize edilen brunch, 5 Ekim
Cumartesi günü Kadıköy Moda’da gerçekleştirildi. SHMD
üyelerini ve ailelerini bir araya getiren etkinlik geç saatlere
kadar sürdü. Kurulduğu 1976 yılından bu yana faaliyetlerine
devam eden SHMD, sivil havacılık sektöründe faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlarda çalışan mühendislerin, sosyal,
kültürel ve mesleki gelişimlerine katkı sağlamayı ve ülkemizde sivil havacılığı daha da geliştirmeyi amaçlıyor.
HABOM
Kaf etery
a
HABOM’DA
SON DURUM
HABOM Projesi’nin ilk fazına ait binaların (Dar Gövde Hangarı, Güvenlik
Binası, Kimyasal Depo, Otopark Binası ve Sosyal Bina) işletmeye açılması
için Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne yetki başvurusunda bulunulması
sonrasında yetkili kişiler tarafından yapılan denetlemeler olumlu şekilde sonuçlandı. Hazır halde bulunan Dar Gövde Hangar Binası’na gerekli
atölyeler ve ofisler yerleştirilmiş durumda. Dar Gövde Hangarı, kasım
ayında tamamen faaliyete geçecek. Sosyal Merkez, Güvenlik-Giyinme-Eğitim Binası ve Otopark binası tamamen kullanıma hazır durumda. Geniş
Gövde Hangarı’nda ince işler ve CTI firmasının vinç ve tele platform montaj çalışmaları halen devam ediyor. Atölye Binası’nın çatı katında yer alan
spor kompleksinin kullanıma hazır hale gelmesi için sadece kapalı spor
salonunun çatı kaplamalarının tamamlanması gerekiyor.
övde Ha n
gar
ı-
At
So sya
ö
l Bina -
Gir
iş
e
E
im
ğ it
a
B in
f
sı - SI nI
Da
öv
rG
D ar G
ly
d e H a n g a rı - A n n
eks
Of
is
i
Eğ i t i m
Bi n ası - A
m fi
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün ekim
ayı içerisinde HABOM’da gerçekleştirdiği
denetleme olumlu şekilde sonuçlandı. Artık
detaylar üzerinde çalışılan HABOM’da Dar
Gövde Hangarı kasım ayında tamamen
faaliyete geçecek.
09
10 EĞİTİM
Ankara’da eğitimli günler
Ankara Esenboğa Havalimanı’ndaki THY Teknik
A.Ş. hangarında görev yapan personele ‘Şirket
Prosedürleri’ ve ‘İnsan Faktörleri’ derslerinin
tekrar eğitimleri verildi. Aynı hangarda yeni
işbaşı yapan taşeron firma çalışanları ise
‘EASA Part 145 Başlangıç Eğitimi’ aldı.
Fatih Aydemir artık
HABOM’da
2005 yılından bu yana Eğitim Müdürlüğü’nde
görev yapan Fatih Aydemir, HABOM A.Ş.’de
Part 145’den Sorumlu Eğitim Müdürü olmak
üzere, THY Teknik A.Ş.’deki görevinden
ayrıldı. Düzenlenen veda programında,
Eğitim Müdürlüğü tarafından verilen hediyeyi
en kıdemli öğretmen olan İlhan Hoca’dan
alan Aydemir, gösterdiği samimi ve öğretici
yaklaşımdan dolayı THY Teknik A.Ş. ailesine
teşekkür etti. Fatih Aydemir’e yeni görevinde
başarılar diliyoruz.
Yeni bir eğitim
Airbus ve Boeing firmalarının geliştirdiği
Airn@v (Airbus), Maintenance Tool Box
doküman sistemlerinin genel tanıtımı temeli
üzerine kurulu olan eğitim şu konuları
içeriyor:
• Uçak bakımlarında on-wing personelin
kullandığı AMM (Aircraft Maintenance
Manual) dokümanının genel özellikleri;
chapter ve page block bilgilendirme;
temel task card iş akış işlem adımlarının
öğretilmesi,
• AIPC (Aircraft Illustrated Parts Catalog)
dokümanının kullanımı, uçak efektivitesine
göre uçak parçalarının siparişi ve muadillik
gibi özelliklerinin öğretilmesi,
• TSM (Trouble Shooting Manuel) ve FIM
(Fault Isolation Manuel) dokümanlarının
kullanım özellikleri ve uçakta meydana
gelen arızaların tespiti ve çözülmesi için
takip edilecek işlem adımları,
• Uçaklarda B2 personelin kullandığı ASM
(Aircraft Schematic Manual) ve SSM
(System Schematic Manual),
• WDM (Wiring Diagram Manual ), WDL
(Wiring Diagram List), ESPM (Electrical
Standard Practices Manual) ve SWPM
(Standard Wiring Practices Manual)
dokümanlarının genel tanıtımı,
• Uçakların yapısal tamirlerinin referans
dokümanı olan SRM’in (Structural Repair
Manual) genel tanıtımı,
• MEL (Minimum Equipment List)
dokümanının genel tanıtımı.
SÜREKLİ GELİŞİM
Çalıştay 1310
Boya Atölyesi’ne gelen plansız talepler ile ilgili işlemlerin teslim sürelerinde iyileştirme yapılması amacı ile oluşturulan ekip
ile birlikte bir iyileştirme çalışması gerçekleştirildi. Çalışma sonunda yazılan iyileştirme fırsatlarının 90 gün içinde kapatılmasına ve teslim süresinde beklenen iyileştirme oranının yüzde
10 olmasına karar verildi.
Çalıştay Ekibi: M. Serhat Öztop (KIBM), Muhammet F. Kahraman (Mühendislik Başkanlığı), Yüksel Bozkurt (Süreç Geliştirme), Rıdvan Sarıca (YBM), Haldun Halis (TGPM), Turgay Hayrullah (YBM), Aydın Yöndem (KIBM).
Yalın yayılım
şampiyonları
toplandı
Yalın Bakım Sistemi’nin gelişimi ve yayılımında rol üstlenecek, tüm müdürlüklerden seçilen asil ve yedek yayılım şampiyonları ilk toplantılarını gerçekleştirdi. Katılımcılara, önce
Yalın Bakım Sistemi tanıtıldı, daha sonra ise yayılımın nasıl
gerçekleştirileceği; görev ve sorumlulukların nasıl paylaşılacağı hakkında bilgi verildi.
Öneri Sistemi
THY Teknik A.Ş.’nin ana kaynağı olan çalışanların, gerçekleştirdikleri işlemleri daha verimli uygulamak amacı ile verdikleri
fikirlerden oluşan ‘Öneri Sistemi’ prosedürü (MPM 0.4) revize
edilerek yeni bir sisteme geçiş sağlandı. Revize edilen bu prosedür halen gözden geçiriliyor.
Bu yeni sistemde, verilen her öneri için sistem tarafından kredi atanacak. Bunun sonucunda, kabul edilen krediler için 3,
kabul edilmeyenler için ise 1 kredi verilecek.
2013 yılının önerilerinin de kredi verilerek değerlendirileceği sistemde, kredi karşılığı kazanılan hediyeler Mart 2014’te
anons edilecek ve hediye kataloğu kullanılarak dağıtılacak.
Sürekli gelişim araçları
• 5S (Sınıflandırma, düzenleme, tertip, standartlaştırma,
disiplin)
• VSM (Value Stream Mapping / Değer Akışı Haritalama)
• 3P (Preparation, Production, Process / Hazırlık, Üretim,
Süreç)
• Standart işlem (AIW: Accelerated Improvement Workshop
/ Hızlandırılmış İyileştirme Çalışması)
• Hazırlık süresi azaltımı (AIW: Accelerated Improvement
Workshop / Hızlandırılmış İyileştirme Çalışması)
• Müşteri geri bildirim analizi
• TPM (Total Productive Maintenance / Toplam Verimli
Bakım)
• Kök neden analizi
• Kıyaslama
• Tekrarlı işlemler için veri toplama ve analiz
• Süreç yönetimi ve sertifikasyonu
11
12 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
MAKINE ATÖLYELERINDE
ÇALIŞANLAR IÇIN GENEL
IŞ GÜVENLIĞI KURALLARI
İşyerinin temiz ve düzenli tutulması
1
Genel iş güvenliği kuralları
• Yapacağınız işe uygun iş elbisesi
giymeniz gerektiğini unutmayın.
• Daima size sağlanmış olan güvenlik
araçlarını kullanın.
• Araç ve gereçlerdeki herhangi bir
arızayı derhal amirinize bildirin.
• İşyerinde asla koşmayın.
• İnsanların takılarak düşmesine yol açabilecek
cisimleri ayakaltında tutmayın.
• İşyerinin döşemesi üzerinde sıvı veya
katı yağ döküntülerinin olmamasına
dikkat edin. Kaygan zemin son derece
tehlikelidir.
• Dökülen sıvı veya katı yağ ya da
kimyasal maddeler dökülür dökülmez
temizleyin.
• Makine, mengene ve raflardan dışarıya
uzanan metal çubuk ve parçalara dikkat
edin.
• Araç gereçleri kullandıktan sonra mutlaka
yerlerine kaldırın.
2
Tezgâhlar
Kaldırma araçları
3
• Yetkiniz olmadan bir kaldırma
aracını kullanmayın. Durumun
aciliyeti varsa, yetkisi olan birinden
yardım alın.
• Kaldırma araçları, üzerlerinde
açık bir şekilde yazılı olan azami
miktarda yükü kaldırabilir.
Taşınabilir yük sınırını kesinlikle
aşmayın.
• Makine, zincir ve iplerin, gözle
görülen arızaları bulunmadığından
ve kaldırabilecek yüke göre doğru
olarak konumlandırıldıklarından
emin olmak için kontrol etmeyi
ihmal etmeyin.
• Kaldırma araçları kullanılırken
yüklerin altında yürümeyin.
• Bir makineyi yalnız başınıza kullanabilmenizi
sağlayacak şekilde eğitilmediğiniz sürece
kesinlikle kullanmayın.
• Kullandığınız bir makinenin en çabuk
şekilde nasıl durdurulacağını
bildiğinizden emin olun. Durdurma
düğmesinin yerini öğrenin.
• Bir makineyi çalıştırmaya başlamadan
önce, makinenin koruyucu siperlerinin
yerinde olup olmadığını kontrol edin.
Onların sizin güvenliğiniz için oraya
konduğunu unutmayın.
• Kullandığınız makineyi işiniz bitince
mutlaka temizleyin. Asla çalışan makineyi
temizlemeye kalkışmayın.
• Tezgâh üzerindeki metal talaşları temizlerken bir fırça veya
talaş toplama çengeli kullanın. Onlara elle dokunmayın.
Elinizi kesebilirsiniz.
• Tezgâhlar veya diğer elektrikli araçlar ana elektrik
şebekesine bağlıdır. Bir arıza meydana gelirse hemen
makineyi durdurun ve amirinize haber verin.
4
Kendinizi veya çalışma arkadaşlarınızı iş kazalarından uzak tutabilmek
için çevrenizdeki tehlikeleri ve onlardan nasıl uzak duracağınızı
bilmeniz gerekir. Bu nedenle iş güvenliği kurallarını ve güvenlik
teçhizatını kullanmayı mutlaka öğrenin.
Basınçlı hava
5
• Zaman zaman kullandığınız araçların
aksamını temizlemek için basınçlı hava
kullanıyor olabilirsiniz; basınçlı havayı
insanlardan uzak tutmaya dikkat edin.
• Basınçlı hava kullanırken daima
koruyucu gözlük takın.
• Yüksek basınçlı hava akımı
çok tehlikelidir, gerektiği gibi
kullanılmazsa ciddi yaralanmalara
veya ölümlere sebep olabilir. Bu
nedenle dikkatli kullanın.
Mekanik atölyelerde kişisel koruyucu
donanımlar
• Makine atölyelerinde çalışırken uygun iş giysileri giyilmesi
gerektiğini, gevşek veya yırtık giysilerin bir makineye kolay
şekilde kaptırılabileceğini asla unutmayın. Üzerinize tam olarak
oturan iş elbiseleri giyin.
• Önünüzü, ceplerinizi, yakalarınızı ve kollarınızı düğmeleyin;
saat ve yüzüklerinizi çıkartın.
• Uç tarafı takviyeli iş emniyet ayakkabısı; kalın,
kaymayan tabanlı ve sağlam üst kısma sahip olan
ayakkabılar giyin. Ayakkabılarınızı, gevşek kalan
herhangi bir ucu dışarıya taşmayacak şekilde
bağlayın.
• Uçan parçacıklara karşı yeterli koruma
sağlanamayan durumlarda koruyucu iş güvenliği
gözlüklerinizi takın.
• Düşme tehlikesi olan cisimlerin bulunduğu bir
alanda veya tehlike olacak bir ortamda çalışıyorsanız
koruyucu kep giyin.
• Gürültü düzeyinin 85 desibeli aştığı alan ve makinelerde
mutlaka kulak koruyucusu kullanın.
• Çok tozlu bir atmosferde veya boya, yağ vb. püskürtmesinin
kullanıldığı yerlerde çalışmanız gerekiyorsa, uygun bir filtre ile
birlikte bir yüz maskesi takın.
• Sıcak parçaları, sac gibi sivri malzemeleri ve tehlikeli kimyasal
maddeleri taşırken daima işe uygun koruyucu eldiven kullanın.
Matkap’ta çalışırken asla eldiven kullanmayın.
7
El aletleri
• Hiçbir zaman arızalı araç
kullanmayın. Özellikle gevşek
başlıklı çekiçler çok tehlikelidir.
• Başları çok çapaklanmış keskilere
dikkat edin; ellerinize zarar
verebilir.
• Sapsız bir eğeyi kesinlikle
kullanmayın. Daima sapının eğeye
iyi oturmuş ve hasarsız olmasına
dikkat edin.
6
Yangında yapılması gerekenler
• Yangın çıkması halinde derhal arkadaşlarınıza,
amirlerinize ve yangın ihbar butonunu kullanarak
itfaiyeye (Dah: 27777) haber verin. Etrafınızdaki
kişileri uyarın.
• Parlayıcı-patlayıcı özelliği olan maddeleri
ve teçhizatları yangın yerinden
uzaklaştırın.
• Hava akımını önlemek için yangın
kapılarını ve pencereleri kapatın;
vantilatörleri durdurun.
• İtfaiye teşkilatı yangın yerine ulaşana
kadar taşınabilir yangın söndürücülerle
yangını söndürmeye çalışın.
• Eğer bir yağ çeşidi veya magnezyum gibi
bir metal yanıyorsa ya da elektrikle bağlantılı
bir yangın varsa, patlamaya yol açabileceği için
su kullanmaktan kaçının. Bu tür yangınlar için
karbondioksitli söndürücüler kullanın.
• Eğer giysileriniz tutuşursa, hemen yere yatıp
yuvarlanın. Eğer yakınlarda bir battaniye veya
benzeri bir kumaş parçası varsa, buna sarınarak
tutuşan bölgeyi söndürmeye çalışın.
8
13
14 HAVACILIK DÜNYASINDAN
İlk Hercules’in
modifikasyonu tamamlandı
İsrail Havacılık ve Uzay Sanayi (IAI) firması, İsrail Hava Kuvvetleri’nin C-130H tipi Hercules uçağı için yaptığı kablolama
sistemi ve wingbox değişimini kapsayan kapsamlı yenileme/
modifikasyon işlemini tamamlayarak uçağı teslim etti.
İsrail Hava Kuvvetleri, iki yıl önce, bir yaşam uzatma programının bir parçası olarak, C-130H tipi uçakların bir dizi merkez
wingbox bölümünün değişimi işinde IAI’ı seçmişti. IAI, ilk yenileme/modifikasyon işlemini tamamlayarak uçağı hizmete sundu. Kısa bir süre önce ikinci bir örnek üzerinde çalışmaya başlayan firma, kanat alt merkez bölgesinde yapılan değişim ile
beraber planlanan bakım süresi kısaldı ve uçağın kablolama
sistemi ve dokümantasyonu uluslararası standartlara uygun
hale getirildi.
Hava Kuvvetleri test pilotları, modifikasyondan sonra uçağı
geniş bir uçuş test modu yelpazesinden geçirerek birçok test
uçuşu gerçekleştirdi. Bu uçuşlar sonucunda pilotlar, işçilik kalitesinden ve uçağın genel performansından son derece memnun olduğunu dile getirdi.
Kaynak: Flight Global
HAECO, TIMCO’yu satın alıyor
Hong Kong Aircraft Engineering Co. (HAECO), TIMCO Aviation’ı 388,8 milyon dolara satın alacağını duyurdu. Satın alma
sürecinin, hukuki koşulların ve düzenlemelere uygunluğun
sağlanması sonrasında, 2014’ün ilk çeyreğinde tamamlanması bekleniyor. Bu satın alma ile Kuzey Amerika MRO
marketine girecek olan HAECO, hem kabin içi üretim hem de
diğer bakım kabiliyetlerini artırmış olacak. Bu, aynı zamanda
HAECO’nun kabin içi mühendislik hizmetlerine son yıllarda
verdiği önemi ortaya koyan da bir gelişme.
komponent bakımına kadar tüm alanlarda servis hizmeti verebilecek. TIMCO CEO’su Kevin Carter, konu ile ilgili olarak,
müşterilerine daha kapsamlı ürün ve hizmet sunacaklarını,
aynı zamanda kabin içi mühendislik ve üretim bakımından
global anlamda yeni fırsatları daha iyi yakalayacaklarını belirtti. TIMCO Başkan Yardımcısı Kip Blakely ise TIMCO’nun
bu anlaşma sayesinde Asya-Pasifik’te daha önce tek başına
başaramadığı alanlarda büyüme olanağı kazanacağını ifade
etti.
Böylece dar gövde ve bölgesel uçak servis alanlarında hizmet yelpazesini genişletecek olan HAECO, ayrıca teknik kabiliyetlerini daha da geliştirerek, işgücünü artırabilecek ve
kabin içi hizmetlerde, tasarımdan sertifikasyona, üretimden
Satın alma süreci tamamlanınca TIMCO’nun adında ve üst
yönetiminde herhangi bir değişiklik olmayacak.
Kaynak: Aviation Week
Boeing 787-9
üretimini
artıracağını
açıkladı
Boeing, 3. çeyrek finansal durum raporunun açıklanması sırasında, talep artışından dolayı Boeing 787-9 Dreamliner üretimini 2016 yılında ayda 12 uçağa çıkaracağının duyurusunu
da yaptı. Rapora göre Boeing, 22 milyar dolar ile geçen yılın
aynı dönemine göre 2 milyar dolar daha fazla kazanmış durumda. 3. çeyrekte 170 ticari uçak siparişi alan Boeing’in bu
siparişlerinin 23’ünü oluşturan 787, ilk iki sırada yer alan 777
ve 737’den sonra üçüncü sırada yer alıyor.
Raporun açıklaması sırasında yaptığı konuşmada, güçlü operasyonel performansın daha yüksek kazanç, ciro ve nakit akışı
sağladığını, bunun da hissedarlara daha büyük getiri olarak
döndüğünü ifade eden Boeing CEO’su Jim McNerney, 3. çeyrekte 787-9’un ilk uçuşunu tamamladığını, 170 uçağı teslim
ettiklerini ve 7 milyar dolarlık sipariş aldıklarını belirtti. Boeing
787, 2013 başında lityum iyon batarya sisteminden kaynaklanan sorunlar nedeniyle havalanamama sorunu yaşamasına
rağmen, havayolu şirketleri 787 siparişi vermeye devam ediyor. En son Norveç havayolları iki adet 787 uçağında fren ve
kokpite oksijen sağlayan destek sistemlerinde sorun olduğunu, Air India da havalanmaya hazırlanan Boeing 787 uçağının
gövdesinden bir parça düştüğünü açıklamıştı. Bu olaylarda hiç
bir yolcu zarar görmezken, Boeing, yaşanan sorunların sebebini araştırmaya devam ediyor.
Konuşmasında, gündemde olan bu konuya da değinen McNerney, şu anda bir numaralı önceliklerinin, yaşanan bu sorunların giderilmesi olduğunun altını çizdi.
Boeing, bütün bu olumsuzluklara rağmen, 90 adet kesinleşmiş sipariş ile 787 ailesine gelen yüksek talep nedeniyle Boeing 787-10 programına başladığını da duyurdu.
Kaynak: Aviation Today
15
16 HAVACILIK DÜNYASINDAN
Dünya genelinde 28 bin
teknisyen açığı var
CFM Leap-1B
motorların montaj
test aşaması
devam ediyor
CFM International, üçüncü versiyon Leap Serisi turbofan
motor ailesinin montaj çalışmalarına başladı. Bu yeni
versiyonun ilk test sonuçları şirket yetkilileri tarafından
heyecan ile karşılandı. Boeing 737 Max’in ilk Leap-1B
montajı ise kasım ayının sonlarında başlayacak. CFM International, Leap motorunun Airbus A320neo ve Comac
C919m sürümünü testlerine başladı. Leap-1B testlerinin
de Haziran 2014’te başlaması planlanıyor. CFM International Başkan Yardımcısı Chaker Chahrour, konu ile
ilgili olarak, “Motorun çok düzgün bir şekilde çalıştığını
söylemekten büyük bir mutluluk ve gurur duyuyorum. Bu
motor çalışmak istiyor” dedi.
CFM International, Boeing 737 Max ve C919 için özel motor sağlayıcı olsa da, Leap Serisi motorlar, A320neo ailesi
siparişleri için Pratt & Whitney PW1100G turbofan motorları ile kıyasıya bir mücadele verecek gibi görünüyor.
Pratt & Whitney, PW1100G turbofan motorların uçuş testlerini en son geçen mayıs ayında gerçekleştirdi. Ancak
havayolu şirketleri, her iki motorun test verilerini inceleyerek, her ikisine de şans tanıyacak gibi duruyor.
CFM International, havayollarının, Leap-1A modelinin
bugüne kadarki test sonuçlarının cesaret verici olduğunu bilmesini istiyor. Motorun mekanik açıdan kusursuz
çalıştığını belirten Chahrour, testler sırasında herhangi bir
sorunla karşılaşmadıklarını söylüyor.
Kaynak: Flight Global
Boeing’in kısa süre önce gerçekleştirdiği bir çalışma, dünya genelinde hâlâ çok ciddi sayıda teknisyene ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Bu çalışmaya göre bu sayı 28 bin. Ancak daha gelişmiş
komponentler içeren yeni teknolojilerin, birçok alanda daha az
bakıma ve daha az teknisyen ihtiyacına neden olması bekleniyor. Bir başka deyişle, yeni nesil verimli uçakların yaygınlaşması
ve daha çok bakım isteyen eski uçakların filolardan çıkması ile
teknisyen ihtiyacının zamanla azalacağı öngörülüyor. Bugüne
kadar kendi bölgeleri dışından bakım teknisyenleri temin eden
gelişen pazarlar, yerel işgücü arasından kalifiye teknik personel
yetiştirmek ve eğitmek için güçlü bir altyapı oluşturmak zorunda.
Beklenen bu eksponansiyel talep artışını karşılamak için yenilikçi çözümler ve yeni dijital teknolojileri kullanarak, yeni nesillerin
eğitim ihtiyaçlarını karşılamak gerekiyor. Havacılık personellerinin her geçen gün artan çeşitliliği, eğitmenlerin, kültürlerarası
ve nesillerarası becerilere sahip olmasını gerektiriyor.
Bölgelere göre teknisyen sayısı
BölgeSayı
Asya-Pasifik
215.300
Avrupa
108.200
K. Amerika
97.900
Ortadoğu
53.100
G. Amerika
47.600
Rusya ve CIS
18.000
Afrika
15.900
Toplam
556.000
Kaynak: MRO News Focus
Başarılı ilk uçuşlar
İki Pratt & Whitney PW1500G motoru ile güçlenen Bombardier
C Serisi uçuş testi aracı FTV 1, 16 Eylül günü 130 dakikalık
başarılı bir test uçuşu gerçekleştirerek 12.500 feet irtifaya
ulaştı. Flap ve iniş takımları açılış-kapanış içeren testlere, test
edilmeyi beklenen diğer beş CS100 tipi uçak da katılacak. 17
Eylül’de ise bir Boeing 787-9 tipi uçak, Rolls-Royce Trent 1000
motorları ile beş saatlik bir ilk uçuş gerçekleştirdi. 20.400 feet
yüksekliğe ve 250 kilometre/saat hıza ulaşan uçak sorunsuz
bir şekilde indi. Boeing 787-8’den altı metre daha uzun bir
gövdesi bulunan uçak, aynı zamanda +40 koltuk ve 300 nm
daha fazla götürebilme özelliklerine de sahip.
Kaynak: MRO News Focus
TEKNOLOJİ
Otomobilini üç ayda
robota çevirdi
Uzay taksisi test
uçuşunu gerçekleştirdi
Önce arka tekerlekleri ayağı oldu, daha sonra kapıları kola dönüştü. Çömelip oturmuş şekilde duran bu robot neredeyse gerçek gibi... İngiliz sanatçı Hetain Patel, 1988 model Ford Fiesta
marka otomobilini ‘Transformers’dan esinlenerek bir robota
dönüştürdü. Patel’in üç aylık dönüştürme çalışmasına babası
ve kardeşi de katıldı. Çizgi diziden sinemaya uyarlanan ‘Transformers’ serisinden etkilenen çalışma, Fransa’da bir galeride
sergileniyor. Hint kökenli sanatçı çalışmasının sadece Hollywood’a bir gönderme olmadığını, göçmen olarak kimliğini yansıttığını, sınıf ve aile ilişkilerini ele aldığını ifade etti.
Özel bir şirketin NASA ile ortaklaşa geliştirdiği uzay taksisi
‘Rüya Kapanı’, test uçuşunu ABD’nin Kaliforniya eyaletinde
gerçekleştirdi. Helikopterle belli bir yüksekliğe çıkarılan araç,
daha sonra bırakılarak piste süzülmesi sağlandı. Uçuş sırasında havada bir sorun yaşamayan ‘Rüya Kapanı’, inişte tek
tekerleğinin açılmaması nedeniyle hasar gördü.
Uzay taksisi, astronotları uluslararası uzay istasyonuna ulaştırma amacıyla tasarlandı. NASA ile işbirliği yapılarak üretilen
‘Rüya Kapanı’, geliştirilmekte olan üç araçtan yalnızca biri.
NASA, 2017 yılında kadar uzay taksilerini işler hale getirmeyi
planlıyor.
NASA Kızıl Gezegen’den
vazgeçmiyor
NASA, Mars atmosferini inceleyecek ve
Kızıl Gezegen’de su arayacak yeni uzay
aracını basına tanıttı. Maven adı verilen
araç, Mars’ın yörüngesine girerek Kızıl
Gezegen’in atmosferini inceleyecek.
Mars atmosferinde gerçekleştirilecek
bu çalışma ile yeni bilgilere erişmeyi hedefleyen NASA yetkilileri, konu ile ilgili
olarak şu açıklamayı yaptı: “Maven’ın
amacı, Mars atmosferinin geçmişini incelemek. Yaşanan iklim değişimlerini
ve bunun Mars yüzeyine etkilerini öğrenmeyi amaçlıyoruz.” 18 Kasım’da Florida’dan uzaya gönderilecek olan Maven’ın 22 Eylül 2014’te Kızıl Gezegen’e
ulaşması planlanıyor.
17
18 EMNİYET KÖŞESİ
Uçak Motorunda
Alev Uzaması
MEDA Araştırması
MEDA Konusu
MEDA Rapor No
Olay Tarihi
Olay Referansı
: Uçak Motorunda Alev Uzaması
: 13035
: 07.05.2013
: 2013FB088 (Müşteri Bildirimi)
07.05.2013 saat
18.30’da bakımda olan
uçağın yeşil hidrolik
sistem filtresinin popout indikatörünün atık
olduğu tespit edilmiştir.
Kart gereği, indikatöre
basılıp motorun
kuru çalıştırılması
gerekmektedir.
(Dry Motoring)
Dışarıda bulunan
personel, kulaklıktan
uçağın sol motorunda
yangın olduğunu ifade
etmiştir.
Motoru çalıştıran
personel panikleyerek
tüm sistemi kapatmıştır.
Alev uzaması olan motora, bakım ekibi
tarafından iki adet 10 kilogramlık
CO2 ve olay yerine gelen itfaiye ekibi
tarafından da iki adet 10 kilogramlık
CO2 ve 1 adet 50 kilogramlık FOAM
uygulanmıştır.
Motorun kuru
çalıştırılması işlemi
başlatılarak, manuel
start’a başlanılmış,
pedestalda yer alan
ignition nub’ın IGV start’ta
olduğu fark edilmiş ve
crank’a alınmıştır.
Dışarda bulunan
personel itfaiyeye
motorda yangın
olduğunu bildirmiştir.
Uygulanan FOAM, uçak motorunda
korozif etki yapan kirlilik oluşturmuştur.
Section IV - Contributing Factor Checklist
A.7. Information not used
Standart uçak motor bilgisi (AMM,
vs.) kullanılmaması.
H.6. Work
process/
procedure
Acil durumda
müdahale ile
ilgili karmaşıklık
yaşanması.
E.1. Technical
skills
Teknik yetersizlik
sonucunda panik
yaşanması.
E.2. Task
knowledge
Motorun kuru çalıştırılması
ile ilgili bilgi eksikliği.
Section III Maintenance
System
Failure
Section II
Event
6.e. Fire/
smoke
2. Aircraft
Damage
Event
Cost: 200.000 TL
E.7. Teamwork skills
Ekipler arasında iletişim
eksikliği.
F.13. Situation
awareness
Duman kaynaklı yaşanan
panik.
B.6. Inappropriate
for the task
Alev uzamasına ilk olarak bakım
ekibi tarafından CO2 gazlı yangın
söndürücü tüp ile müdahale edilmiş,
durumun itfaiyeye yangın olarak
bildirilmesi sonrasında, itfaiye önce
CO2 gazı, daha sonra da köpüklü
yangın söndürücü tüp ile alev
uzamasına müdahale etmiştir.
J.4. Between
maintenance crew
and lead
Acil durumda lidere haber
verilmemesi.
3. WHY
2. WHY
1. WHY
EVENT
19
20 ÖZEL RÖPORTAJ
THY Teknik A.Ş.-ULS Airlines Cargo
Köklü ve güçlü işbirliği
Sektörün deneyimli isimlerinden
ULS Airlines Cargo Teknik Başkanı
Hasan Keser, A310 uçaklarının
tüm C bakımlarının THY Teknik
A.Ş. tarafından yapıldığını, ayrıca
iki şirket arasında bir komponent
destek anlaşması olduğunu ve
şu ana kadar bu anlaşmanın
sağladığı artılardan memnun
olduklarını belirtiyor.
T
ürk havacılık sektöründe son yıllarda yaşanan hızlı büyümenin bakım-onarım anlamında da karşılığını bulduğunu dile getiren belirten ULS Airlines Cargo Teknik
Başkanı Hasan Keser, THY Teknik A.Ş. ile sıkı bir işbirliği içinde
olduklarını ve HABOM’un faaliyete geçmesinden sonra bunun
daha da güçleneceğini belirtiyor.
Kendinizden ve havacılık sektöründeki geçmişinizden
bahsedebilir misiniz bize?
İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak Mühendisliği Bölümü’nden
mezunum. Okul sonrası hemen askere gittim. Daha sonra,
Kasım 1987’de, THY Teknik A.Ş.’de çalışmaya başladım. Yaklaşık dokuz yıl burada çalıştıktan sonra Mayıs 1996’da ayrıldım. Sırasıyla, Air Alfa, Fly Air, Saga Hava Yolları ve Best Air’de
görev yaptım. Dört yıldır da ULS Airlines Cargo’da çalışıyorum.
Bu şirketlerin çoğunda kalite müdürü olarak görev yaptım. ULS
Airlines Cargo’da da aynı unvanla çalışmaya başladım. Ancak
iki yıldır teknik başkan unvanı ile görev yapıyorum.
ULS Airlines Cargo’yu tanıyabilir miyiz?
2004 yılında kurulan ULS Airlines Cargo, satın aldığı Kuzu Kargo’dan beş adet A300 B4 tipi uçak devralarak çalışmalarına
başlamış. Daha sonra filosunu Emirates Hava Yolları’ndan satın aldığı üç adet A310 ile güçlendirmiş. Şu anda üçü A300-B4
ve üçü A310-300 olmak üzere toplam yedi adet kargo uçağından oluşan bir filoya sahibiz. Toplam taşıma kapasitemiz ise
300 ton. Geçtiğimiz aylarda aldığımız bir kararla, filomuzdaki
A300-B4 uçaklarının teknik bakımdan ömrünü doldurduğuna
ve bu nedenle ‘ground’ edilmelerine karar verdik. Hatta bu
uçaklarımızdan birini kısa bir süre sonra parçalayacak ve motorlarını sökeceğiz. Şu anda aktif olarak kullandığımız üç adet
A310 uçağımızdan biri THY Kargo adına seferler gerçekleşti-
riyor. Diğer ikisi ise Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan, ağırlıklı
olarak Estonya’nın başkenti Tallinn’e ve Libya’ya uçuyor. Uçakların sefer yapmadığı ya da bakımda olmadığı dönemlerde,
bunların yanı sıra yarış atı ya da gösteri yunusları veya Çin’den
çeşitli mallar da taşıyoruz.
Teknik altyapınızdan bahsedebilir misiniz? Kaç kişilik
bir ekibiniz var?
Ben teknik başkan olarak doğrudan genel müdüre bağlıyım.
Teknik Başkan Yardımcısı, Mühendislik Müdürlüğü, Bakım Müdürlüğü ve İkmal Müdürlüğü bölümlerinde bana destek olan
dört yardımcı birim var. Teknik Başkanlık çatısı altında, şoföründen hizmetlisine, depo sorumlusundan teknisyenine yaklaşık 70 kişi çalışıyor. Ana üssümüz Atatürk Havalimanı. Bir başka deyişle, herhangi bir havalimanında teknik desteğe ihtiyaç
olduğunda teknisyen arkadaşlarımız Atatürk Havalimanı’ndan
hareket ediyor ve en kısa sürede ilgili yere ulaşıyor. Yalnızca
bazı teknisyen arkadaşlarımız düzenli olarak Sabiha Gökçen
Havalimanı’na gidiyor.
Türk havacılık sektörünü bakım-onarım anlamında
nerede görüyorsunuz?
Bunu sağlıklı şekilde değerlendirebilmek için sivil havacılık
otoritesinin nereden nereye geldiğine bakmamız lazım. Otorite,
eskiden bünyesinde sadece 10-15 mühendis bulundururken,
bugün yüzün üzerinde mühendisle hizmet veriyor. Bu da otoritenin, denetleme, bilgilendirme, yetkilendirme gibi pek çok
aşamada gelişmiş bir boyuta ulaştı. Örneğin ilkokul mezunu
arkadaşlarımızın teknisyen olarak çalıştığı günleri hatırlıyorum.
Şimdi ise çok daha eğitimli, altyapısı daha sağlam arkadaşlarımız teknisyen olarak görev yapıyor. Türkiye olarak çok önemli
adımlar attık. Uçak sayısından, filo yapılarına son derece ciddi
gelişmeler yaşandı ve yaşanıyor sektörde. Teknik anlamda ilk
zamanlar bu büyümeye karşılık vermekte zorlandık ama son
yıllarda dengeyi yakaladık. Bunda sivil havacılık otoritesinin,
gerekli kısıtlamaları getirmesi, yaptırımları uygulaması ciddi
anlamda etkili oldu. Sonuç itibarıyla bazı eksiklikler yaşansa
da gelinen noktayı tatminkâr buluyorum.
ULS Airlines Cargo ile THY Teknik A.Ş. arasında nasıl
bir işbirliği var?
Uzun yıllardır THY Teknik A.Ş. ile birlikte çalışıyoruz. Hangi teknik bakım şirketi ile çalışacağımız konusunda hem Türkiye’den
hem de yurtdışından çok sayıda firma ile görüştük, teklif aldık
ve son kararımız THY Teknik A.Ş. oldu. Bugüne kadar A310
uçaklarımızın tüm C bakımları THY Teknik A.Ş. tarafından yapıldı. Bunun yanı sıra THY Teknik A.Ş. ile aramızda bir de komponent destek anlaşması var. Şu ana kadar bu anlaşmanın sağladığı artılardan da son derece memnunuz. Sektördeki herkes
az çok birbirini tanıyor, bir hukuku var. Ancak bizim THY Teknik
A.Ş. ile ilişkilerimiz farklı. Kendi adıma söylemem gerekirse,
eski bir THY Teknik A.Ş. çalışanı olarak, diğer bakım şirketlerine gittiğim zamankinden daha farklı, daha rahat hissediyorum
kendimi THY Teknik A.Ş.’de. Her iş ilişkisinde olduğu gibi ufak
tefek anlaşmazlıklarımız oluyor tabii, ama aynı dili konuştuğumuz için onları da kısa sürede çözüyoruz.
Sektörün deneyimli isimlerinden biri olarak HABOM
hakkında ne düşünüyorsunuz?
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda MyTechnic’e alternatif bir bakım merkezinin olması bizim
adımıza sevindirici. Alternatif sahibi olmak, yoğun zamanlarda
son derece faydalı oluyor. HABOM faaliyete geçince Sabiha
Gökçen Havalimanı Hat Bakım İstasyonumuz için orada ofis ve
depo alanları kiralayacağız. Bu konuda sözlü olarak olur aldık.
İlerleyen günlerde bunu Destek ve Hizmet Anlaşması imzalayarak resmi boyuta da taşıyacağız.
Türkiye olarak çok önemli
adımlar attık. Uçak sayısından,
filo yapılarına son derece ciddi
gelişmeler yaşandı ve yaşanıyor
sektörde. Teknik anlamda ilk
zamanlar bu büyümeye karşılık
vermekte zorlandık ama son
yıllarda dengeyi yakaladık.
21
22 BİREBİR
Gezgin, fotoğrafçı ve taraftar
Ersen Kuzu
Dünyanın farklı
yerlerini gezmeyi,
farklı kültürleri
tanımayı seven Airbus
Bakım Planlama
Teknisyeni Ersen
Kuzu, aynı zamanda
fotoğrafçılığa meraklı
koyu bir Eskişehirspor
taraftarı.
New York
Malezya’dan ABD’ye pek çok ülkeyi gezen
Airbus Bakım Planlama Teknisyeni Ersen
Kuzu, seyahat ettiği ülkelerin turistler
tarafından pek bilinmeyen yerlerini keşfetmeyi seven bir modern zaman seyyahı.
şıyordum. Her insanın bir kitap olduğunu
düşünürüm. Gittiğim yerlerde de evlere
bakar ve bu evlerde kimler, neler yaşadı
diye hayal kurarım. Bir nevi o ‘kitaplar’
hakkında kafa yorarım.
Bize kendinizden bahseder misiniz?
İlk olarak hangi ülkeye gittiniz?
Bugüne kadar nerelere seyahat
ettiniz?
1983 yılında Eskişehir’de doğdum.
Küçük yaşlardan beri havacılığa büyük
bir ilgim vardı. Eskişehir Anadolu Teknik
Lisesi’nde uçak elektroniği üzerine
eğitim aldım. Hayalim pek çok genç gibi
pilot olmaktı. Çok da yaklaştım aslında,
ancak olmadı. Ben de bunun üzerine
endüstriyel otomasyon okudum. Halen
Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nde
okuyorum. 2004 yılından bu yana THY
Teknik A.Ş.’de çalışıyorum. Kabin İçi
Bakım Müdürlüğü’nde Teknisyen olarak
çalışmaya başladım. Yaklaşık dört yıl bu
unvanla çalıştıktan sonra askerliğimi
yapmak üzere bir süre işten ayrıldım. Askerden dönünce aynı departmanda, aynı
unvanla birkaç ay görev yaptım. Daha
sonra ise Üretim Planlama ve Kontrol
Müdürlüğü’nde Airbus Bakım Planlama
Teknisyeni olarak çalışmaya başladım ve
halen bu görevi sürdürüyorum.
Seyahat etmeyi çok sevdiğinizi
biliyoruz. Bu sevginiz neye
dayanıyor?
Kabin İçi Bakım Müdürlüğü’nde çalışırken oldukça iyi anlaştığım, seyahat
etmeyi seven bir arkadaş grubum vardı.
Buradaki arkadaşlarımla birlikte geziler
planlıyor ve birlikte seyahatlere çıkıyorduk. Türk Hava Yolları çatısı altında
çalışıyor olmamız da gezmek için iyi bir
fırsat oldu tabii. Çocukluğumdan bu yana
ailemle de çok sık seyahat ediyorum.
Tanınmış yerlerden çok, pek bilinmeyen,
insanların henüz keşfetmediği yerlere
gitmeyi çok severdik. Arkadaşlarımla
yaptığım seyahatlerde de aileden gelen
bu yönümü korudum. Gittiğimiz yerlerde
popüler mekânlar, yapılar yerine; kıyıda
köşede kalmış, pek bilinmeyen ama bir
özelliği, estetiği olan yerleri görmeye çalı-
İlk olarak Makedonya’ya gittik. 2006
yılında gerçekleştirdiğimiz bu gezi sırasında bir otomobil kiraladık ve üç günde
Makedonya’yı köy köy, kasaba kasaba
gezdik. Daha sonra sırasıyla Azerbaycan’ı
ve Ukrayna’yı gezdik. Bir sonraki gezimizde ise umreye gittik. Bu geziye annem ve
babam da katıldı. Ardından Bosna-Hersek’e ve Çek Cumhuriyeti’ne gittik. Bu
geziden sonra askerlik nedeniyle işten
ayrıldım. Büyük bir şans eseri askerliğimi
Belçika’nın başkenti Brüksel’de Avrupa
Müttefik Kuvvetleri Başkomutanlığı’nda
(SHAPE HQ) yaptım.
Askerliğiniz sırasında da seyahat
etme şansı buldunuz diyebiliriz
herhalde?
Kesinlikle. Klasik bir askerlik yaptığımı
söyleyemem; sık sık izinlerimiz oluyordu.
Bu izinlerimizde, bir arkadaşımla beraber
çok ucuza satın aldığımız 1994 model bir
otomobille seyahat ediyorduk.
İlk olarak Paris’e gittik. Bu seyahat sırasında otobandan gitmeyi tercih etmeyerek, yol üzerindeki yerleşim yerlerini
görme şansı da bulduk. Daha sonra
Fransa’nın güneyini, İtalya’yı, Almanya’yı, Hollanda’yı ve Lüksemburg’u da
gezdim. Genellikle arkadaşlarımla aynı
zamanda izinli olmuyorduk. Bu nedenle
bu seyahatlerin çoğuna ben yalnız çıktım.
Kendimle baş başa kaldığım ve fotoğrafa olan ilgimin arttığı bir dönemdi aynı
zamanda bu. İlk fotoğraf makinemi de o
dönemde Brüksel’den satın aldım.
Yurtdışında askerlik yapmak, hem yabancı dilimin gelişmesini hem de dünyayı
gezmemi, görmemi sağladı. Bu nedenle
askerliğin hayatımda önemli bir yeri var.
Venedik
Askerlik sonrasında nerelere
gittiniz?
Askerlik sonrası evlendim. O dönemde
bir yıl kadar seyahate çıkmadım. Daha
sonra eşimle birlikte gezmeye başladık.
Önce Maldivler’e gittik. Daha sonra eşime doğum günü sürprizi yaptım ve 2011
yılında Venedik’e gittik. 2012 yılının kış
aylarında Güney Afrika Cumhuriyeti’nin
Capetown şehrine seyahat ettik. 10 günlük keyifli bir tatildi. Aynı yılın yaz aylarında ise ABD’ye gittik. İki hafta süresince
New York’u ve kuzeyindeki eyaletleri,
New England adı verilen bölgeyi gezdik.
Bu seyahat sırasında, yıllardır çok merak
ettiğim Niagara Şelalesi’ni görme şansımız da oldu. Gerçekten görülmeye değer
bir yer. Geçtiğimiz yaz 20 günlük uzun bir
Uzakdoğu seyahatine çıktık. Tayland’a
gittik. Başkent Bangkok’un yanı sıra
Puket, Phi Phi Adaları gibi turistik adaları
da gezdik. Malezya’yı ve Singapur’u da
gördük bu gezimizde. Eşim başlarda biraz büyük seyahat çantaları hazırlıyordu
ama zaman içinde küçük seyahat çantaları hazırlamaya, yanına az eşya almaya
alıştı. Yurtdışına yaptığımız gezilerin yanı
sıra yurtiçinde gitmediğimiz şehir hemen
hemen kalmadı. Türkiye’nin dört bir köşesinden lezzetleri tatmayı ve oralardaki
kültürleri yakında tanımayı çok seviyoruz.
Sizi en fazla etkileyen,
unutamadığınız yer ya da ülke
neresi?
İstanbul-Kigali hattının açılışı için
Ruanda’ya gitmiştik. O seyahat beni çok
etkiledi. Ruanda 90’lı yıllarda çok kanlı
bir iç savaş yaşamıştı. Hatta o dönemi
anlatan ‘Hotel Ruanda’ filmini de daha
önce izlemiştim. Soykırım Müzesi’ni ziyaret ettik. İnsanların iç savaş sırasında
tüyler ürpertici acılar yaşadığını bir kere
daha hatırladım.
Bu seyahatlerde birbirinden
farklı yemekler tatma şansı da
bulmuşsunuzdur…
Elbette. Capetown’ın tanınmış restoranlarından Ocean Basket’te yediğimiz
balıklar ve deniz mahsulleri; ABD’de gittiğimiz Meksika restoranında yediğimiz
‘fajita’ gerçekten çok lezzetliydi. Daha
sonra Türkiye’de denediğim fajitalarda
aynı tadı bulamadım. Hayatta yediğim
en lezzetli kuru fasulyeyi Makedonya’da
yedim. Kuru fasulyeyi köfte ile birlikte
servis ediyorlar orada. Gerçekten çok
farklı ve çok leziz bir yemekti.
Brüksel’de başlayan fotoğrafçılık
hobinizden bahsedebilir misiniz?
Brüksel’den satın aldığım Nikon D80 ile
yaptım ilk çekimlerimi. Sadece Fran-
Bangkok
sızca ve Flemenkçe kullanma kılavuzu
olduğu için makineyi biraz el yordamıyla
çözdüğümü söyleyebilirim. Forumlardan
okuduklarımın da faydası oldu. Hâlâ
öğrenmeye, kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Brüksel’den İstanbul’a dönünce,
hafta sonları çekim yapmaya başladım.
İlk adresim Tarihi Yarımada oldu. Daha
sonra, fotoğrafçılıkla ilgilenen birkaç
arkadaşımla beraber İstanbul içinde,
küçük fotoğrafçılık gezilerine çıkmaya
başladık. Ama daha sonra iş hayatının
yoğunluğu nedeniyle düzenli olarak fotoğraf çekemedim. Artık fırsat buldukça
fotoğraf çekmeye çıkıyorum.
Özellikle fotoğrafını çekmeyi
sevdiğiniz objeler ya da mekânlar
var mı?
İnsan fotoğrafları çekmeyi seviyorum
aslında, ama genellikle çekilen kişinin
haberi olmadan yakalayamadığım
için bu alanda pek başarılı olduğumu
söyleyemeyeceğim. Klasik olarak bina ve
doğa fotoğrafları çekmeyi de seviyorum.
Sıkı bir Es-Es taraftarı
Doğduğunuz şehir sizin ne kadar şansınız olabilir bilmiyorum, ama ben Eskişehir’de
doğduğum için kendimi şanslı görüyorum. Bu şehrin en güzel taraflarından biri de ‘şehir takımı’ kültürüne sahip olması. Bu nedenle çocukluğumdan beri benim hayatımda
Eskişehirspor vardı, halen de var. Bu durumu Eskişehirlilerin çoğunda görebilirsiniz.
Ben İstanbul’da yaşamama rağmen, kulübe destek olmak amacıyla her yıl kombine
kart satın alıyorum. Eskişehir’de yaşarken en az ayda bir defa maça giderdim. Şimdi
de Eskişehirspor’un İstanbul’da yaptığı maçlara gidiyorum. Eşim de Eskişehirli ve
haliyle o da Eskişehirspor taraftarı.
23
24 BİLGİ TEKNOLOJİLERİ
GÖNÜLLÜ
BILDIRIM
SISTEMI
(GBS)
G
önüllü Bildirim Sistemi yazılımına,
Ekim 2012’de Kalite Yönetim ve
Geliştirme Müdürlüğü’nün, “Takibi
e-mail, Excel dokümanı üzerinden
yapılan personel geri bildirimlerinin yönetimini kolaylaştıracak web tabanlı bir
uygulama” talebiyle başlandı. 2013’ün
başlarında kullanıma sunulan projenin
geliştirilmesine devam ediliyor.
Gönüllü Bildirim Sistemi, THY Teknik
A.Ş.’deki kalite ve emniyet standartlarına uymayan durumların, mevcut
ve muhtemel tehlike ve risklerin geri
bildirimler aracılığıyla takibini sağlıyor.
Çeşitli yönetim kademelerince yürütülen sürecin çalışanlar ile paylaşımının,
emniyet ve kaliteyi artıran geri bildirimlerin yapılmasını teşvik ederek,
organizasyonel bir katılımla, gelişmiş bir
GÖNÜLLÜ BILDIRIM SISTEMI AKIŞ SISTEMI
GBS: Gönüllü Bildirim Sistemi
EY: Emniyet Yönetim
Personel GBS kullanarak
bildirim yapma kararı alır
Personel bildirim
yapma yolunu
seçer
1
2
Kutulardan / Elden /
[email protected]’dan
bildirim yapar
WEB’ten bildirim
yapar
EY Şefliği’nde
değerlendirilir
3
EY Şefliği ilgili birime/
birimlere yönlendirir
4
İlgili birim/birimler
cevabını EY Şefliği’ne
WEB üzerinden verir
H
5
6
İlgili birim/
birimler cevabı
yeterli mi?
İlgli birime aksiyonları
tamamlaması için
hatırlatma maili
gönderilir
11
H
İlgili aksiyonlar
tamamlandı
mı?
Bildirim ile
ilgili termin
tarihi/tarihleri
var mı?
H
10
E
7
E
Cevap/çözüm
bildirimi yapan
personele iletilir
Açık olan bildirim
kapatılır
Termin
tarihinde
aksiyonlar
tamamlandı
mı?
8
E
12
13
İlgli birime termin
tarihi ile ilgili
hatırlatma maili
gönderilir
H
9
emniyet ve kalite kültürü oluşturması
hedefleniyor. Kısaca aşağıda verilen
GBS akış süreci, personelin GBS sitesi
üzerinden gizli veya açık bildirimde
bulunmasıyla başlıyor. İlgili personele,
bildirimi takip edebilmesi için sistem tarafından oluşturulan bir referans kodu
veriliyor. Bildirim ilgili birimlere yönlendirildiğinde, 10 gün içerisinde çözüm
öneren bir aksiyon almaları için ilgili
birimlerden sorumlu kişi ya da kişilere
bilgilendirme maili gönderiliyor. Süre
yeterli gelmediği takdirde, ilgili birimler alacakları aksiyonun limit süresini
uzatabiliyor.
İş akış sürecine hız katması amacıyla,
limit süreyi geçen ya da tamamlanmasına bir aydan az süre kalan kapatılmamış her aksiyon için ilgili birimlerdeki sorumlu personellere her hafta
hatırlatma maili gönderiliyor. Aksiyonları
tamamlanmış bildirim kapatıldığında
ise ilgili birimlere ve bildirimde bulunmuş personele, açık bildirimde bulunup
kişisel bilgilerini paylaşmış ise, sürecin
tamamlandığına dair mail gönderiliyor.
Süreç boyunca personele geri bildirimleri ve ilgili birimlerce önerilen çözümleri değerlendirme imkânı da sunuluyor.
Ayrıca sistem tarafından oluşturulan
raporlama ve istatistikler, ilgili birimlerce tamamlanması gereken aksiyonların
süresinin geçmesi olasılığını en aza
indirmeyi amaçlıyor.
Yusuf Atala
Kalite Yönetim ve
Geliştirme Müdürlüğü
Hüseyin Çelik
Kalite Yönetim ve
Geliştirme Müdürü
GBS, şirketimizde halihazırda kurulmuş olan online
raporlama sisteminin daha
etkin bir şekilde çalıştırılması ve takibi için yazılan,
kullanımı son derece
kolay, kullanıcı dostu bir
yazılımdır. Bu yazılım sayesinde sistemden yapılan
gönüllü bildirimlerin takibi
için atılması gereken uyarı
mesajları ve hazırlanması
gereken raporlar artık
otomatik olarak alınıyor.
Böylece bir çalışanımızın
bir yılda harcadığı 100
adam/günlük çalışma
zamanı kazanılıyor. Şirketimizde, bu şekilde takip
gerektiren diğer işlerde de
aynı şekilde otomasyonun
sağlanması ve kayıpların
önüne geçilmesi gerektiğini
düşünüyorum.
Yusuf Soğukoğlu
Kalite Yönetim ve
Geliştirme Müdürlüğü
Daha önce bir arkadaşımızın tam mesaisini alan
Excel tabloları ile gönüllü
bildirimlerin takibi ve yönetilmesi metodu GBS’nin hayata geçmesi ile bırakıldı.
Yeni sistem, ciddi oranda
adam/saat tasarrufu
sağladı. Ayrıca verilerin birikmesi sonucunda ortaya
çıkan karmaşıklık ortadan
kalktı ve raporlama yapabildiğimiz, beklentilerimizin
tamamını karşılayan bir
sistem içerisinde çalışmaya
başladık.
Ali Gürler
Kalite Yönetim ve
Geliştirme Müdürlüğü
GBS, gelen bildirimleri
sistemde hemen
görmemizi ve ilgili
birimlere herhangi bir
iletişim sorunu olmadan
kolaylıkla iletmemizi
ve bildirimin sonradan
takibinin düzenli
yapılmasını sağlıyor.
GBS, daha önce Excel
kullanılarak takip edilen
gönüllü bildirimler
ve bu bildirim ile ilgili
raporlamaların otomatik
olarak, daha hızlı ve
daha güvenilir şekilde
yapılmasını sağlıyor.
Gelen bildirimler ilgili
birimlere yönlendiriliyor
ve yönlendirilen her
bildirim için ilgili birime
aksiyon açılıyor ve 10
gün içerisinde cevap
isteniyor. İlgili birimlerin
cevapları, aksiyon
gerçekleştirme süreleri
ve sorumluları gibi birçok
veri sistemde kayıt altına
alınıyor ve anlık rapor
oluşturuluyor. Bu sayede
bildirim süreci otomatik
olarak takip edilebiliyor ve
aksiyonların zamanında
tamamlanması sağlanıyor.
Tüm çalışanlara açık
olan yazılım sayesinde
bildirimler şeffaflık
esasına dayanılarak
yapılabiliyor ve
raporlanabiliyor.
25
26 BİZDEN
“Bisiklet benim için
özgürlüğün tanımı”
Bisiklet, THY HABOM A.Ş. Uçak Bakım Yardımcı Teknisyeni Sermet
Gündüzcü’nün hayatında farklı ve özel bir anlam taşıyor. “Bisikletin
üstündeyken her yer benim. Fosil yakıt harcamıyorum ve kalori
yakıyorum; kendimi sağlıklı ve mutlu hissediyorum” diyen Gündüzcü,
bisikletin kendisi için ‘özgürlüğün tanımı’ olduğunu söylüyor.
Hayatının her evresinde bisiklete özel bir yer veren THY HABOM Uçak Bakım Yardımcı Teknisyeni Sermet Gündüzcü,
yakında evleneceğini ve mutlaka bir bisiklet parkuruna yakın oturmayı istediğini söylüyor.
Sizi yakından tanıyabilir miyiz?
1988 Tekirdağ Çerkezköy doğumluyum. Çerkezköy Halit
Narin Teknik Lisesi Elektronik Bölümü’nü birincilikle bitirdikten sonra Sakarya Üniversitesi Elektronik Öğretmenliği
Bölümü’nü bitirdim. Aralık 2010’da THY Havacılık Akademisi’nde teorik, THY Teknik A.Ş.’de pratik olmak üzere Uçak
Bakım Teknisyenliği eğitimleri aldım. Eğitimler sonrasında
yapılan modül sınavlarını 100 üzerinden minimum 75 alarak başarıyla tamamladım. 2011 yılının eylül ayında HABOM
A.Ş.’de çalışmaya başladım. Önce THY Teknik A.Ş.’de Avi-
yonik Bakım Müdürlüğü, Uçak Bakım Planlama ve Kontrol
Müdürlüğü ve Uçak Bakım Müdürlüğü’nde teknisyenlik yaptım ve çeşitli görevlerde bulundum. THY Havacılık Akademisi’nden ‘A319/320/321 Type L1 General Familiarization’
kursu aldım. Şu anda THY HABOM A.Ş. Atatürk Havalimanı
hangarlarında Üs Bakım Müdürlüğü Board 6. Uçak Bakım
Yardımcı Teknisyeni olarak görev yapıyorum.
Ailem Çerkezköy’de yaşıyor. Babam emekli fabrika işçisi,
annem ise terzi. Babam halen emekli olduğu fabrikada çalışmaya devam ediyor. Antalya’nın Alanya ilçesinde dört yıllık turizm işletmeciliği eğitimi alan kardeşim, Erasmus bursu ile Macaristan’a gitti. Nişanlım ise özel bir dershanede
matematik öğretmeni olarak çalışıyor.
Ne zamandan bu yana bisiklete ilginiz var? Bisiklet
kullanırken kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Kendimi bildim bileli bisiklete ilgim var. Üç yaşında da bisikletim vardı, beş yaşında da, 15 yaşında da. Bugün 25 yaşındayım, şimdi de var. Bisiklet benim için özgürlüğün tanımı.
Bisikletin üstündeyken her yer benim. Yakıt harcamıyorum
ve kalori yakıyorum; kendimi sağlıklı ve mutlu hissediyorum.
Yolda sürekli bir hareket var. Bu hareketin içinde olmak çok
keyifli ve heyecanlı. Ayrıca bisiklet kullanırken ister istemez
serotonin salgılıyorsunuz, bu da insanı mutlu ediyor. İlk zamanlar kaskım ve fosforlu yeleğim yoktu. Onları aldıktan
sonra taksilerin ve otobüslerin daha saygılı davrandığını
gördüm. Motorlu taşıt sürücüleri bisiklet kullananlara genellikle hiç saygı göstermiyor.
Öğrencilik yıllarınızda da bisikletten uzak
değildiniz…
Evet. Sakarya Üniversitesi’nde okurken Toplum Gönüllüleri
Vakfı’na üyeydim. Vakfın ve Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği bisiklet turları oluyordu, ben de bu turlara
katılıyordum. Sakarya bu anlamda çok avantajlı bir yer. Harika bir doğası var. Bisikletle dolaşmak için olduğu kadar
her tür doğa sporu için de uygun. Şu anda Atakent Bisiklet
Kulübü’ne, Küçükçekmece Bisiklet Kulübü’ne ve Avrupa Yakası Bisiklet Kulübü’ne üyeyim. Tüm bu kulüplerin etkinliklerini sosyal medyadan takip ediyor ve mümkün olduğunca
katılıyorum. Zaten bir etkinliğe katıldığınız zaman, dernek
yöneticileri o etkinlik sonrasında, bir sonraki etkinlik hakkında detaylı bir duyuru yapıyor.
Bu yıl, her yıl 22 Eylül’de etkinliklerle kutlanan ‘Dünya
Otomobilsiz Yaşam Günü’ kapsamında gerçekleştirilen organizasyonda bisikletimle Boğaziçi Köprüsü’nden geçtim.
Dünya genelinde bisiklet kullanımını artırmaya yönelik bu
organizasyon son derece keyifli geçti. Bizim katıldığımız,
bir hafta boyunca gerçekleştirilen etkinliklerin sadece bir
parçasıydı. Orada, işyerinden arkadaşlarım Uğur Karataş ve
Önder Öz ile karşılaşmam da hoş bir tesadüf oldu. Onlar
benden daha profesyonel bir şekilde ilgileniyor bisikletle.
Farklı bir sosyalleşme alanı da yaratıyor bisiklet. Sohbeti de
çok keyifli.
Şu anda ne tür bir bisiklet kullanıyorsunuz?
Şu anda bir dağ bisikletim (mountain bike) var. Oturduğum
semtteki bir bisiklet tamircisinden oldukça ekonomik bir
fiyata satın aldım. İkinci el bir bisiklete göre performansından oldukça memnunum; son derece verimli bir bisiklet.
İleride bisikletimi değiştirmeyi düşünüyorum.
Ne tür bir bisiklet almayı düşünüyorsunuz?
Yine dağ bisikleti alacağım. Çünkü dağ bisikletlerini hem
arazide hem de şehirde kullanabiliyorsunuz; sağlam oluyorlar. Alüminyum kadrolu vites sistemi güçlü ve disk frenleri
olsun istiyorum. Daha profesyonel bir bisiklet almak için
şartlarımı zorlamam gerekir. Ayrıca şu anda kullandığım bisiklet ihtiyacımı karşılıyor. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi
Teorisi’nden yola çıkarak hareket ediyorum biraz da. Hayatı
aşama aşama ele alan bir yapım var. Şu anda önceliğim
evlilik hazırlıkları.
İş temposu, evlilik, çocuklar vs. insanları
hobilerinden biraz da olsa uzaklaştırıyor. Bu
faktörleri de düşününce bisiklet tutkunuzun
geleceği hakkında ne söylersiniz?
Yakında evlenmeyi planlıyorum. Nişanlım da bisiklete binmeyi seviyor. Evimizin mutlaka bir bisiklet parkuruna yakın
olmasını istiyoruz. Örneğin Atatürk Havalimanı ile Çerkezköy arasında bir yer olabilir. Tabii bunda eşimin işyeri de
belirleyici olacak. Eşime de bir bisiklet alacağım ve birlikte
gezmeye çıkacağız. Çiftlerin, bu tür keyifli aktiviteleri birlikte
yapmasının, evlilikleri için çok olumlu olduğunu düşünüyorum. İlerde çocuğumuz olursa, ona da hemen bir bisiklet
alacağım. Benim çocukluğum da olduğu gibi onun da her
yaşta bisiklete biniyor olmasını istiyorum. Doğa dostu, sağlığa faydalı ve ekonomik bir araç bisiklet. Bir insanın eşine,
çocuğuna alabileceği en güzel hediye bence.
Bisikletli bir hayatı tam anlamıyla yaşam tarzı haline
getirmeyi planladığınızı söyleyebilir miyiz?
“Hafta sonları alırım bisikleti çıkarım fırsat
buldukça, saatlerce de gelmem” diyor musunuz?
Zaman zaman yapıyorum. Bir keresinde Halkalı’dan yola
çıktım ve Küçükçekmece, Florya, Kazlıçeşme, Topkapı güzergâhını takip ederek Taksim’e gittim. Gidiş-dönüş yaklaşık
60 kilometre sürdü. Yorucu ama keyifli bir gündü.Ailenizin
ve iş arkadaşlarınızın bu tutkunuza yaklaşımı nasıl? Çevremdeki herkes bisiklet tutkumu biliyor ve beni destekliyor.
Babam da bisiklete binmeyi çok sever, ancak Çerkezköy’deki bisikletim çalındığı için son zamanlarda binemiyor. Kendimi bildim bileli babamı bisiklet üzerinde gördüm, bir tek
bu aralar kullanmıyor. Son zamanlarda daha çok yürüyüş
yapıyor. Yürüyüşün stresini aldığını, kafasını rahatlattığını
söylüyor.
Kesinlikle. İnsanların genel eğilimi her şeyin ilk haline, en ilkeline dönmek yönünde. Çünkü en doğal, en zararsız olanın
o olduğunu biliyorlar artık. Petrol ile çalışan tüm araçların,
çevre kirliliğinden strese kadar ağır bedelleri oluyor insanlara. Bu nedenle bisiklet bir çözüm aynı zamanda. Bisikleti
bunun için de seviyorum.
27
13 günde 9 ülke 19 şehir
28 GEZİ-YORUM
“Çoğu kişiye yorucu ve hatta korkutucu gelebilir ama iyi bir planlama
ve biraz da sabırla yapılamayacak şey değil. Macerayı ve otomobil
kullanmayı seviyorsanız yeni yerler keşfetmeniz, ülkelerin ve şehirlerin
tarihine, kültürel dokusuna daha yakından dokunabilmeniz bu şekilde
daha mümkün” diye anlatıyor İşe Alım Şefi Yusuf Dumanoğlu yaşadığı
keyifli seyahati. 13 günde 9 ülke 19 şehir…
reği
ö
Boşnak B
Portofino
İ
lk durağımız Yunanistan’ın en büyük ikinci kenti ve tarihimizde önemli bir yeri olan Selanik. Yol boyunca eski Türk
köylerini görebiliyorsunuz. Mola vermek ve biraz soluklanmak isterseniz yabancı bakışlara maruz kalmamak için minareleri takip edebilirsiniz. Zira biz uğradığımız köyde yerli halkla
ve cami cemaatiyle güzel bir sohbet yapma imkânı bulduk.
Selanik 1917 yılında çıkan büyük bir yangınla neredeyse yok
olmuş. Bu nedenle “old city” olarak adlandırabileceğimiz eski
yerleşim yerleri yok denecek kadar az.
Biz simge yapılarından eski bir Osmanlı Eseri olan Beyaz Kule’yi, sahilini ve şehir içindeki müze ve kalan birkaç eski yapıyı
gezme fırsatı bulduk. Selanik tatlılarıyla ünlü; Selanik usulü
peynir tatlısı, hindistan cevizli Selanik tatlısı, Selanik (Kavala)
kurabiyesi, barbuşka tatlısı bunlardan bazıları. Yine önemli tatlılardan biri olan Bougatsa’nın bir çeşidi olan Bantis Bougatsa
da mutlaka tadılması gereken lezzetlerden biri.
Parga
Pargalı İbrahim’in şehri tam bir cennet
Sonraki durağımız Yunanistan’ın cennet köşelerinden biri olan
Parga. Hava ulaşımına biraz uzak olmasından dolayı Türkiye’de çok bilinmiyor. Muhteşem bir koyu olan kent zeytinyağı
ile tanınıyor ve gezilmesi gereken yerleri arasında bir zeytinyağı
fabrikası ilk sıralarda yer alıyor. Ayrıca şehre hakim bir mevkide
bulunan ve çarşının içinden beş dakikada çıkabileceğiniz kalesini de mutlaka ziyaret etmelisiniz. Yunanistan’dan İtalya’ya
geçmek için tam bir liman şehri olan ve ekonomisi de kültürel
yapısı da bu yönde gelişmiş Igoumenitsa’ya gidiyoruz. Dokuz
saatlik bir feribot yolculuğundan sonra ver elini Bari.
Kahve, pizza ve şans biberleri
Bari şirin bir şehir. İtalya’nın güneyindeki geri kalmışlık ilk kez
burada gözümüze çarpıyor. Daha sonra Napoli’de de karşılaşacağımız gibi. İtalya otobanlarında Yunanistan’da ve başka
ülkelerde göremediğimiz kadar dinlenme tesisi var. Marketleri
temiz ve düzenli. Hayatınızda görüp göremeyeceğiniz büyüklükte kahve makineleri ve önünde uzun kuyruklar oluşturmuş
insanlar var. Biz de sıramızı bekledik ve eşsiz güzellikteki İtalyan kahvelerinden birkaçını denedik. Zira önceki gece feribot
biletini güverte aldığımız için uykusuz kalmıştık. Napoli’de mutlaka pizza yemelisiniz, özellikle de L’antica Pizzeria da Michele’de. Önünde inanılmaz bir sıra oluyor ama beklemeye değer
doğrusu. Napoli Katedrali, Spaccanapoli Caddesi, tarihi şehir
(old city), Villa Comunale Parkı ve Napoli kaleleri gezilmesi gereken yerlerin başında geliyor. Napoli’den bereket ve şans getirdiğine inanılan şans biberlerinden alabilirsiniz. Bu biberlerin
evde yüksek bir yere asılması gerektiğini unutmayın! Buraya
kadar gelmişken Pompeii’ye uğramadan gitmeyin, Vezüv yanardağının 1700 yıl sakladığı bu şehir ilginç bir tarihe sahip.
Kuzeye çıktıkça İtalya’da her şey değişiyor
Sonraki durağımız eğri kulesi ile tanınan Pisa şehri ve ardından da eşsiz manzarasıyla Como Gölü oldu. Pisa’da anlatılacak pek fazla şey yok, kulenin bulunduğu meydan ve çevresindeki katedraller müthiş. Her yerde klasik kuleyi eliyle tutmaya
çalışırken poz veren insanların binbir şekle girdiğini görmek
mümkün. Como’da ise Volta Meydanı, Duomo, Villa d’Este, Şehir Kulesi, Buroletto Sarayı mutlaka görülmesi gereken yerler
arasında. Yine göl içerisinde ulaşımı sağlayan teknelerle küçük
bir göl turu atmak da mümkün. İtalya’dan, Fransa’nın güney
sahillerine geçiyoruz. Marsilya Güney Fransa’nın en büyük şehirlerinden. Şehir içine çok vakit ayırmadık ve tavsiye üzerine
küçük bir tatil kasabası olan Cassis’e geçtik. Burada limandan
küçük tekneler kiralayabiliyorsunuz. Size koyların bir haritasını
veriyorlar, ardından denizle başbaşasınız.
Portofino bir başka güzel. Şehire giriş polis kontrolünde. Küçük
bir yer olduğu için şehire girebilmeniz için otoparkta boş bir
yerin olması gerekiyor. Yani öylece sizi şehre almıyorlar. Biraz
sıra bekledik ama bu uygulama çok hoşumuza gitti. Portofino merkeze gelmeden arabanızı park edip yürüyebilirsiniz ki,
çoğunluk böyle yapıyor. Keyifli ve kalabalık bir yol. Bir sonraki
durağımız olan Monako’ya uzun, virajlı ve tünellerle dolu bir
yolun ardından varıyoruz. Büyük bir yat limanı var. Şehir dağın
yamacından aşağıya doğru iniyor. Dönüş yolunda dağa tırmandıkça muhteşem manzaralar karşılıyor sizi.
tışına da şahit olduğumuz bu güzel yerden hayran ayrıldık doğrusu. Yollarda turistik ve tarihi yerlerle ilgili birçok bilgilendirme
levhaları var. Biz de planımızda olmamasına rağmen büyük
bilimadamı ve mucit Nikola Tesla’nın doğduğu yerin tabelasını
görünce uğramadan geçemedik. Tesla için doğduğu evde bir
müze oluşturulmuş. İcatları çalışır halde sergileniyor. Hatta bir
salonda, o gürültülü Tesla Bobini’ni çalıştırdıklarında, elinde
kablosuz olarak floresanı yaktığı sahneyi siz de gerçekleştirebiliyorsunuz.
Böreği ve Mostar Köprüsü ile Bosna-Hersek
Dubrovnik’den Mostar’a geçerken yol üzerinde Počitelj adında küçük bir köy var, tamamen taş evlerden yapılmış bu şirin
köyü mutlaka ziyaret etmelisiniz. Bu geçiş yolundan ilerlemek
muhteşem doğasıyla ve küçük göletleriyle ayrı bir keyif. Mostar
ve Saraybosna için söylenecek çok şey var aslında. Böreğini ve
meşhur Ćevapčići Köftesi’ni hatırlatmadan geçmek olmaz. Savaştan sonra bir Türk Firması tarafından eski taşları nehirden
çıkarılarak restore edilen Mostar Köprüsü tüm ihtişamıyla sizi
bekliyor. Bosna-Hersek’te insanların yüzlerinde hâlâ o acımasız savaştan kalan izleri hissetmek mümkün. Bunu anlayamayanlar için ise duvarlarda kurşun izleri olan evler şehrin birçok
yerinde karşınıza çıkıyor. Bir sonraki durağımız, Sırbistan üzerinden geçerek gittiğimiz, Kosova’nın başkenti Priştine. Şehir,
savaş ve anlaşmazlıklar yüzünden biraz geri kalmış izlenimi
verse de hareketli bir hayatı var. Şehit düşen tek Osmanlı padişahı I. Murat’ın bir türbesi de bu şehirde.
Kosova’nın Prizren şehri tam olarak bir Anadolu kasabasını
andırıyor. Resmi dili Türkçe desek yalan olmaz. Eski çarşısı, camileri ve kalesiyle küçük bir yerleşim yeri. Köftesini tadıp biraz
turladıktan sonra Makedonya’ya doğru yola koyuluyoruz. Makedonya’nın başkenti Üsküp’ün şehir meydanında hummalı bir
çalışma var; Makedonlar, şehrin tek turistik yeri olan eski Osmanlı çarşısına alternatif oluşturmak için her yere koca koca
heykeller dikiyorlar. Üsküp için modern ve büyük bir şehir demek yanlış olmaz. Burada, eski Osmanlı çarşısında güzel vakit
geçirebilir, kendi dilinizi konuşabilecek birilerini bulabilirsiniz.
Eski Yugoslavya’da tarih, doğa ve kültür bir arada
Slovenya’nın başkenti Ljubljana sembolü ejderha olan sakin
ve tarihi bir şehir. Meydanları, tarihi binaları ve şehre hakim
bir kalesi var. Tromostovje, yani Üçlü Köprü dedikleri yer şehrin
kalbi ve merkezi. Zmajski Most (Ejderha Köprüsü), Ljubljana
Kalesi, Cumhuriyet Meydanı, Tivoli Parkı, Aziz Nicholas Katedrali ve Joze Plecnik isimli ünlü Sloven mimarın evi şehrin görülmeye değer yerleri olarak sıralanabilir. Zadar, Hırvatistan’ın
kuzeye doğru Dubrovnik ve Split’den sonra gelen bir sahil şehri. Bir gecemizi burası için ayırdık. Hırvatistan otobanlarında
ilerlerken yol üzerlerinde vahşi hayvanların geçişi için yapılmış
köprüler dikkatinizi çekiyor. Yine yatların ve irili ufaklı teknelerin demir attığı koylar üzerinde inşa edilmiş viyadüklerden
geçerken manzaradan etkilenmemek elde değil. Güneşin ba-
Yusuf Dumanoğlu
29
30 SAĞLIK REHBERİ
Çocuğunuzu televizyondan
uzak tutun!
Televizyonun, konsantrasyon
sorunundan, dil gelişimine engel
olmasına; uyku bozukluğundan,
zekâ gelişimine kadar pek
çok alanda çocuklar üzerinde
yarattığı tahribatı Uzman
Psikolog ve Psikodrama Terapisti
Ayşegül Ünal Saraç anlatıyor.
E
beveynlerin ortak hayali, çocuklarının en iyi eğitimi alması
ve başarılı olmasıdır. Ancak televizyonun, bunun önündeki
en büyük engellerden biri olduğunu pek çoğu bilmez ya da
farkında değildir.
Televizyon düşünmeye fırsat bırakmıyor
Amerikan Pediatri Akademisi uzmanları, iki yaşın altındaki çocuklara asla televizyon izlettirilmemesi uyarısında bulunuyor
ve 0-7 yaş arasında televizyona maruz kalan çocuklarda dikkat
problemleri olabileceğini söylüyor. Bebekler, beyin gelişiminin en
önemli evresi olan ilk 24 ayda televizyondaki görüntülerle değil
insan ilişkileriyle büyütülmelidir diyen uzmanlar, 3-7 yaş arasındaki çocukların günde en fazla 30 dakika, 7-12 yaş arasındaki
çocukların ise günde en fazla bir saat televizyon izlemesini tavsiye ediyor. Düşünmenin en önemli parçalarından biri insanın bildikleriyle sonuca gitmesi ve yeni bir duruma uyarlayabilmesidir.
Okulda bu tür becerilere ihtiyaç duyulur, ama televizyon başında
duyulmaz. Çok hareketli bir çocuk dahi televizyon başında hareketsiz kalacaktır. Çünkü hem vücudu hem de zihni edilgen bir
konumdadır. Çocuk televizyon seyrederken düşünmesine fırsat
kalmaz. Düşünmeyen çocuk öğrenemez; öğrenemeyen çocuk
eğitim hayatında başarılı olamaz.
Dikkat! Televizyon dikkat bozukluğu yaratıyor
Ulusal Zihin Sağlığı Enstitüsü’nün yaptığı bir araştırmaya göre
aşırı televizyon seyretmek odaklanmayı değil, nesneleri gözden
geçirip bir sonrakine geçen beyin sistemlerini geliştiriyor. Televizyon programlarının ve sinema filmlerinin akış hızı, çocuklarda
odaklanma ve dikkat problemi yaratıyor. Çocuklar bazı görüntüleri üç saniye, bazılarını beş saniye, bazılarını ise yedi saniye
seyrediyor. Görüntüler ekrandan çok hızlı geçtiği için çocuğun
dikkati de dağılıyor. Televizyon seyretmek için kısa süreli odaklanma yeterli olurken; okumak, çalışmak, sınıfta ders dinlemek
uzun süreli konsantrasyon gerektiriyor. Televizyonun devamlı
değişen görüntüler ve seslerle vahşi bir hızla akıp gitmesi, bazı
çocukların sinir sistemini baskılar. Görüntülerin birdenbire yakınlaşıp uzaklaşması, renk patlamaları, birdenbire duyulan gü-
Televizyon çocuğunuzu pasifize ediyor
Çocuğunuzun eğitimine yapacağınız en büyük yatırım, onu, iki yaşına kadar ekrandan kesinlikle uzak tutmanızla başlıyor. Çocuğunuzla ilgilenen bakıcı, büyükanne gibi kişileri de televizyonun çocuğun gelişimine yapacağı olumsuz etkiler hakkında mutlaka
bilgilendirin. Anaokullarında bile iletişim kurulabilecek pek çok kişi ve oyun arkadaşı varken çocukların televizyon karşısında
pasifize edildiği günümüz şartlarında, yedi yaşına kadar olan dönemde, mümkün olduğunca çocuğunuzla birebir zaman geçirmeye
çalışın. Özellikle resimli kitaplar okumaya, karşılıklı etkileşim içinde olmaya ve oyun oynamaya öncelik verin. Televizyonu ise ancak
üç yaşından sonra, birlikte seyretmek ve günde yarım saati geçmemek koşulu ile yaşamına sokabilirsiniz.
rültüler, çocuğu beynini bağımsız bir şekilde kullanma yeteneğinden mahrum bırakır. Oysa bu yetenek sosyal ilişkiler, oyunlar,
hobiler veya sadece etrafta gezinmeyle dahi gelişebilir. Zihinsel
odaklanma ve konsantrasyonu güçlendirmek çocukken geliştirilen bir süreçtir. Çocukların konsantrasyon süreleri onların zihinlerini çalıştıracak eylemlerle gelişir. Uzmanlar, televizyondaki hızlı sahne değişimlerinin, henüz gelişimini tamamlamamış
beyin üzerinde, gerçek hayatta olanların çocuğa sıkıcı gelmesi
şeklinde etki gösterebileceğini belirtmektedir. Bu nedenle, televizyon seyreden çocuk, okul ödevleri gibi daha sıradan ve yavaş
ilerleyen görevlere karşı tahammülsüz olabilir. Yapılan araştırmalar, dikkat eksikliği gösteren çocukların televizyon izlemeyi
çekici bulduğunu ortaya koymuştur.
Sinirsel uyarılma mahrumiyetinin kaynağı
Beynin bazı bölümleri (Örneğin görsel korteks) yoğun olarak
hayatın ilk yılında gelişir. Bu gelişimin sağlıklı olması için bebeğin, insanlar ve nesnelerle çevrili olması ve hareket etmesi
gerekir. “Gelişen İnsan Beyni Üzerinde Televizyonun Etkisi” adlı
kitabın yazarı Keith Buzzell’e göre, altı-yedi yaşlarında bir çocuğun beynindeki sinir hücreleri milyonlarca bağlantı kurabilecek
kapasiteye sahiptir. Bu potansiyel, 10-11 yaşlarına geldiğinde
sona erer ve çocuk bu bağlantıların yüzde 80’ini kaybeder. Eğer
o yaşlara kadar çocukta bu sinir hücreleri arasındaki bağlantılar geliştirilmemiş ise artık geliştirilemez. Dolayısıyla çocuğun
gelişim sürecinde ihtiyaç duyduğu uyaranları alması, hayati bir
önem taşımaktadır. Çocuklar, ana beynin gelişimi sırasında ritmik hareketlere ihtiyaç duyar. Bu noktadaki eksiklik, ana beynin
sinir hücreleri arasındaki bağlantı bozukluğuna, o da çocuklarda dikkat ve odaklanma sorununa yol açar. Örneğin bir bebek,
topu eline almaya, dişlemeye ya da atmaya; toptan çıkan sesi ya
da kokuyu algılamaya çalışırken beynindeki sinir hücreleri kendi
aralarında bağlantılar kurar. Çocuk televizyon izlediğinde ise çok
yönlü sinirsel uyarılma mahrumiyeti yaşar. İşte bu nedenle, kendisi ile konuşulmayan, dokunulmayan ya da oynanmayan çocuğun beyin hacmi, normal çocuklara göre yüzde 20-30 oranında
daha küçük kalır.
Oysaki televizyondaki görüntüler bebeklerin boyut farklılıklarını
anlamasına yardım etmez. Bebekler, iki boyutlu bir çizim ile üç
boyutlu gerçek bir nesne arasındaki farkı televizyondan öğrenemez. Çünkü televizyonda derinlik yoktur. Erken yıllarda tamamlanan diğer önemli bir beyin gelişimi aşaması da, nesnelere farklı
açılardan bakınca onları farklı şekillerde göreceğimiz bilgisidir.
Oysaki televizyondaki görüntülere hangi açıdan bakarsak bakalım aynı şeyi görürüz. Yetişkin beyni bu yanılsamayı ayırt edebilir,
ancak bebeklerin beyni bunu yapamaz.
Dil gelişimini de olumsuz etkiliyor
Fazla televizyon seyreden çocuklar kendilerini ifade etmekte
zorlanır, dil gelişimi ve iletişim kurma açısından yaşıtlarının gerisinde kalır. Televizyon sadece zekâ gelişimini değil, dil becerilerini de olumsuz etkiler. Erken yıllarda dil gelişimi, yüz ifadesi,
ses tonu, işaret gibi pek çok sosyal ipucuna bağlıdır. Çocuklar
kelimelerin anlamını, nereye baktığımızdan, nasıl bir ses tonuyla söylediğimizden, neye işaret ettiğimizden yola çıkarak çözer.
Ayrıca çocuklar için dili öğrenmenin en iyi yolu, konuşmanın tanıdık bir kişi tarafından ve kendisiyle soru-cevap gibi karşılıklı
olarak yapılmasıdır. Televizyonda ise sosyal ipuçları ve karşılıklı
etkileşim olmadığından, çocuklar televizyon izleyerek dil öğrenemez. Üç yaşındayken, yaşıtlarına oranla standardın altında
konuşma becerisine sahip olan çocuklar bütün eğitim hayatları
boyunca zorluk çekebilir. Ayrıca ekranda sürekli değişen görüntülerin çocuğun zihnini dinlendirmekten ziyade yorduğunu, fazla
televizyon seyreden çocukların, şiddet içeren film seyretmeseler
bile, daha agresif ve daha yorgun olduklarını unutmayın.
Televizyon, çocuklarda uyku problemlerine de neden olabiliyor.
Çok televizyon seyreden çocuklar geç saatte yatıyor, uyumakta
güçlük çekiyor ya da daha sık uyanıyor. Bunun sonucunda ortaya çıkan uykusuzluk, çocukların okuldaki dikkatini ve ev ödevlerini konsantrasyonunu olumsuz yönde etkiliyor.
Görsel zekâ gelişimi için televizyonsuz hayat
Televizyon, beynin gelişim mekanizmasına aykırı prensiplerle
çalışır. Bir bebeğin görsel olarak derinlik, boyut, perspektif farklılıklarını anlaması beyin gelişimi adına attığı en önemli adımdır.
31
GEÇEN SAYININ CEVABI: ŞEHRENGİZ
32 BULMACA
Geçen sayının talihlileri Cenk Can, Sibel Ilgar, Koray Faruk Alparslan, Orhan Aksu ve Nevzat Akçahasan 100 TL tutarında Boyner hediye çeki kazandı.
Anahtar kelimeyi 22 Kasım 2013 tarihine kadar [email protected] adresine gönderen beş kişi, yapılacak çekilişle 100’er TL tutarında Boyner hediye çeki kazanacak.
ANAHTAR KELİME:
1
2
3
4
5
6
7
8

Benzer belgeler