SAYI: 83 / OCAK 2007 - tc millî eğitim bakanlığı

Transkript

SAYI: 83 / OCAK 2007 - tc millî eğitim bakanlığı
editörden...
2007 y›l›n›n Türk milletine ve bütün insanl›¤a sa¤l›k, mutluluk, huzur ve bar›fl getirmesi dilekleriyle siz okuyucular›m›z› selaml›yoruz..
*
Yeni y›l›n bu ilk say›s›nda e¤itim alan›nda genifl bir yelpazeye yay›lan yaz›lardan oluflan bir dergiyle karfl›n›zday›z. Sekiz y›ll›k zorunlu e¤itim ve ç›rakl›k e¤itim merkezlerinden yat›l› ilkö¤retim bölge
okullar›na, ilkö¤retimde yabanc› dil ö¤retimi için örnek proje uygulamas›ndan ö¤renme s›ras›nda karfl›lafl›lan güçlüklere, yeni ö¤retim programlar› ve ö¤retmenlerimizin bu ö¤retim programlar›na uyumundan e¤itimde toplam kalite uygulamalar›na kadar genifl bir alan› kucaklayan bu yaz›lardaki çeflitlili¤i sizler de dergi sayfalar›n› kar›flt›rmaya bafllay›nca fark edeceksiniz.
*
Bunlar›n d›fl›nda, bugüne kadar pek yay›mlamad›¤›m›z türden bir yaz›ya özellikle dikkat çekmek
istiyoruz. Kendimizin ya da çevremizdeki insanlar›n günlük hayat›n› kolaylaflt›rmak için küçük ayr›nt›lar›n ne kadar önemli oldu¤u gerçe¤i bu yaz› okundu¤unda bir kez daha ortaya ç›kacakt›r. Mobilya ve
Dekorasyon Ö¤retmeni Zafer Cantürk’ün “Tekerlekli Sandalye Ba¤›ml›s› Ev Han›mlar› ‹çin Mobilya Tasar›m›” adl› yaz›s›, özellikle engellilerin hayat›n› kolaylaflt›r›c› bir öneriler listesi içeriyor. Bu yaz›y›
okuyucular›m›z›n çevresindeki engellilerle paylaflmalar›ndan büyük mutluluk duyaca¤›z.
*
2007 y›l›nda yeni say›larla karfl›n›zda olmak dile¤iyle…
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
Ayl›k E¤itim Dergisi
SAHİBİ
Doç. Dr. Hüseyin ÇELİK
Millî Eğitim Bakanı
YIL: 7
SAYI: 83
Genel Yayın Yönetmeni
Şadi KESKİN
Yayımlar Dairesi Başkanı
Yayın Kurulu
Dinçer EŞİTGİN
Şaban ÖZÜDOĞRU
Hakkı USLU
Çağrı GÜREL
Aysun İLDENİZ
Celal ASLAN
Yazı İşleri Müdürü
Selâmi YALÇIN
([email protected])
Tasarım
Hakkı USLU
([email protected])
OCAK 2007
ISSN-1302-5600
Dizgi
Reyhan İLKER
Abone / Dağıtım
Fikri NAYIR
Tel: (0312) 212 76 63 / 14
Baskı
Devlet Kitapları Müdürlüğü
Yönetim Merkezi
Yayımlar Dairesi Başkanlığı Teknikokullar/ANKARA
http://yayim.meb.gov.tr e-posta: [email protected]
Tel: (0 312) 212 81 48 - 213 65 12
Fax: (0 312) 212 81 48
Gönderilen eser ve çalışmalar yayımlansın veya yayımlanmasın, iade edilmez. Yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. Yayın Kurulu
yazılar üzerinde değişiklik yapabilir. “Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim” adı anılmadan alıntı yapılamaz. Millî Eğitim Bakanlığı Yayımlar
Dairesi Başkanlığının 22.12.2005 tarih ve 6088 sayılı oluru ile basılmıştır.
Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları: 4346
Süreli Yayınlar Dizisi: 218
Dergimizin yıllık abone bedeli 20 YTL (öğretmen ve öğrenciler için 15 YTL)’dir.
Abone bedelinin Ziraat Bankası Şehremini-İstanbul şubesindeki Devlet Kitapları Döner Sermayesi Müdürlüğünün 130978 numaralı hesabına
yatırılarak makbuzun ve açık adresin Yayımlar Dairesi Başkanlığı Teknikokullar - ANKARA adresine gönderilmesi gerekmektedir.
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
‹Ç‹NDEK‹LER
7
10
Her Bakan Vuruluyor • Bestami YAZGAN I
4
I
Hasret Ninnisi • Kenan ÇARBO⁄A I
5
I
Beklemekle Geçen Zaman • Tuba BENL‹ I
7
I
Ö¤renme Güçlü¤ü • Devrim KOÇER I
Yeni Müfredat ve
Ö¤retmenlerden
Beklentiler
10I
I
14I
I
17I
Ba¤›ms›zl›k Meflalesi • Merve Nur ÖZDO⁄DU I
23I
•
Y›lmaz BALAMAN
‹kö¤retimde Yabanc› Dil
Ö¤retiminde ‘Proje’ Etkinli¤i
Üzerine K›sa Bir Proje
•
‹smail ÇAKIR
14
2
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
OCAK 2007
I
I
24
24I Ümit Fehmi SORGUNLU
27I Zafer CANTÜRK
•
Ak Ölüm
Tekerlekli Sandalye
Ba¤›ml›s› Ev Han›mlar› ‹çin
Mobilya Tasar›m›
•
Sekiz Y›ll›k Zorunlu E¤itim
ve Mesleki (Ç›rakl›k) E¤itim
Merkezleri
I
32I Kemal TURAN
•
I
38I Ayhan KILIÇ
Yat›l› ‹lkö¤retim Bölge
Okullar›na Genel Bir Bak›fl
•
Kadir ÇET‹N
H. Ö. GÜLSEREN
I
43I
I
50I GÜNDEM
ocak 2007
e¤itim
•
38
Toplam Kalite Yönetimi
Uygulamalar› ve
Ödüllendirme
50
3
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
BESTAM‹ YAZGAN
HER BAKAN VURULUYOR
Senin güzel gözünde
Mavi denizler sakl›,
Onun için dalgalar
Olur kanl› b›çakl›.
Mücevheri koruyan
Kirpiklerin sanki ok.
Her bakan vuruluyor,
Korkar›m çaresi yok.
Bir seher sabâ ile
Gezdim ‹rem ba¤›n›.
Gördüm ki cümle güller
K›skan›r yana¤›n›.
Rüzgâr›n okflad›¤›
Saçlar›n tuzak olur,
Bir teline ba¤lanan
Can›ndan uzak olur.
Aflk yurdunu bir ömür
Dolaflt›m diyar diyar.
Seni sevenler yanm›fl,
Sevmeyenler bahtiyar!
4
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
KENAN ÇARBO⁄A
HASRET N‹NN‹S‹
Sen uyurken ben sana hasretler büyütürüm
Karanl›klar emzirir süt rengi düfllerimi
Ninniler uydururum yalan olsa ne ç›kar
Söyledi¤im yalana kendim de inan›r›m
‹nan›r›m ninniler iflgal etmifl beynimi
Vefakar m› nankör mü sormaya mecalim yok
Çaresizce sokulur gölgesinde uyurum
Kapanmayan gözlerle karfl›lar›m sabah›
Bazen kap›ma rüzgâr geçerken bir dokunsa
Sen mi geldin diyerek koflar›m var gücümle
Gerçe¤in so¤uk yüzü dikilince karfl›ma
Sevincim mecbur döner bin y›ll›k hücresine
ocak 2007
5
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
Davetsiz misafirim sonu gelmez korkular
Nedense senden sonra yaln›z b›rakmaz beni
Nere gitsem ne yapsam peflimdeler her zaman
Her zaman sorgusuzca kemirirler sabr›m›
Neflterler at koflturur yüre¤imin üstünde
‹çime oluk oluk yaln›zl›¤›m dökülür
‹syan›n kenar›nda umudum boynu bükük
Mesafeler ba¤lam›fl kollar›m› k›rk yerden
Ve böyle devam eder takvimden düflen günler
Gün dünden beter olur yar›nlar eli kanl›
Ald›¤›m her nefesi haram sayd›m sensizken
Att›¤›m her ad›mda kahrederim hayata
Her gece çöktü¤ünde hasretin huysuzlafl›r
Hayallerle doyurur ninniler uydururum
Befli¤ini sallar›m bir anne flefkatiyle
Sen uyurken ben sana hasretler büyütürüm
6
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
BEKLEMEKLE GEÇEN ZAMAN
TUBA BENL‹*
Zaman... Geçmesini engelleyemedi¤imiz, h›zla
ak›p giden, bizi dünden bugüne, bugünden yar›na
sürükleyen zaman. An, bu an dedi¤imiz, ancak hep
yar›n› yaflad›¤›m›z mefhum. Zaman› çerçeveleyip
duvara assak ya da kufl misali yakalay›p kafese
koysak... Beyhude çabalar... Alaaddin’in lambas›ndaki cin misali o f›rsat›n› bulur ç›kar. O kaçan,
biz kovalayan; o mafluk, biz âfl›k. Zaman› yakalamak, h›z›na ve gücüne eriflmek ne mümkün. fiairin dedi¤i gibi; “Ne içindeyiz zaman›n, ne de büsbütün d›fl›nda.” O bizi dün veya bugüne de¤il,
do¤ruca yar›na savuruyor. Dünün özlemleri veya
piflmanl›klar› ile yar›n›n dumanl› hayaleri kaplam›fl
bugünümüzü. Bir sis perdesi çözmüfl bugünümüze,
görebildiklerimiz ise hayallerden ibaret. Onlar da kimi
zaman silik, kimi zaman korkutucu.
Zaman, geç kalanlar› beklemeyen, acelesi olanlar› in* Çankaya Mithatpafla ‹lkö¤retim Okulu Türk Dili ve Edebiyat› Ö¤retmeni
ocak 2007
7
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
dirmeyen ve durmak bilmeyen bir tren, sonu bafl›
belli olmayan bir nehir, önüne ne gelirse al›p götüren k›zg›n bir sel gibi. Bekledi¤inde gelmeyen,
istemedi¤inde seni al›p götüren ve bir daha da getirmeyen zaman. Bugünü ve dünü b›rakarak kendini yar›na kapt›ran zamane çocuklar› neflesiz,
renksiz, buruk, tats›z, tuzsuz ve zamana küskün.
Onun dost olmad›¤›n›, ona güvenemeyeceklerini ve s›¤›namayacaklar›n› anlam›fllar. Dünle
yar›n›n aras›nda s›k›flarak nefes alamayanlar, zamana çizik
atamayanlar, zamana söz dinletemeyenler k›r›k; zaman kadar h›zl› koflmay› ö¤renemeyenler
bedbin ve yorgun.
Hayat
geçmiflin özlemi
veya piflmanl›klar›yla, yar›nlar›n
beklentisi ve umutlar›na feda edilecek kadar hor kullan›lmay› hak
etmeyecek güzellikte bugüne
dair görevler sunuyor bizlere. Bugününü geçmifl ve gelecek mengenesine s›k›flt›rarak
yaflad›¤›n› zannedenler zamana yenik düflenlerdir.
Zaman var m›d›r, varsa nerededir; zaman
herkes için ayn› m›d›r veya herkes için ayn› h›zda
m› akar? Zaman durdu¤u yerde veya nerdeyse
oradad›r ya da yoktur. Geçen, belki de zaman de¤il bizizdir. Yaflad›¤›m›z sürece atan bir kalbimiz
olacak ve atan kalbimizi akan zaman gibi alg›layaca¤›z.
Beklemek... Anahtar›n sesini iflitmek “ç›t”
8
diye. Daha öncesi d›fl kap›n›n sesini ve onu takip
eden ayak seslerini. Heyecand›r, ümittir beklemek, art›k geçmek bilmez, adeta durmufltur bizim
için zaman. Dakikalar saate, saatler günlere dönüflür. Zaman›n neresindeyiz bilemeyiz. Az m›, çok
mu kalm›flt›r kavuflmaya anlayamay›z. Bekleyifl
zamanda yolculuktur, gideni veya geleni beklerken biz zaman›n içinde yol alm›fl›zd›r.
Günler geçer ama saatler geçmez, saatler geçer ama dakikalar geçmez. Haftalarca süren ayr›l›klardaki bekleyifllerde
güçlü olmam›za
ra¤men bizi sab›rs›zland›ran
saatlerdir.
Geçmez dört
befl saat. Beklerken düflünürüz... Bizi
de ayn› heyecanla, ayn› sab›rs›zl›kla beklemifl midir sevdiklerimiz? Ayn› zamanda
sab›rs›zlanmakt›r asl›nda beklemek. Büyük üstat
Necip Faz›l’›n kaleminde;
“Ne hasta bekler sabah›
Ne taze ölüyü mezar
Ne de fleytan bir günah›
Seni bekledi¤im kadar”
dizeleriyle bu sab›rs›zl›k zirve noktas›na
ulaflarak, adeta flaha kalkm›fl durumdad›r.
Seven bizsek kendi heyecanlar›m›z› bilir,
bizi titreten ve ayaklar›m›z› dolaflt›ran duyguyu tan›r›z. Beklerken de bekletirken de acele eden hep
biz, sab›rl› olan ise sevdiklerimizdir. Sevdiklerimizin sabr› üzer bizi. ‹steriz ki onlar da acele etsin,
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
onlar da özlemi yüreklerinin en derininde hissetsin.
Hayat›n bir bekleyifl oldu¤unu anlar›z. Bekledi¤imiz sadece sevdiklerimiz de¤il, ayn› zamanda kendimizi de bekleriz. Olgunlaflmay›, iyi bir insan olmay›, yar›nlardaki mutlu olaca¤›m›z ve gülece¤imiz güneflli güzel günleri bekleriz. Hiçbir
fley için geç de¤il, “bekle...” deriz kendimize.
Sen hayat› en canl› renklerle boyayacaks›n.
‹stedi¤in rengi seçeceksin. Mavi, sar›, mor... ille
de k›rm›z›. Ama beklemelisin. Elde edemedi¤in
hiçbir fley için üzülme. Sevdiklerime kavuflamad›m diye tasalanma. Anahtar›n sesini duyacaks›n
bir gün “ç›t” diye. Hayattan ne bekliyorsun diye
soracaklar sana. Senin cevab›n haz›r. Sa¤l›k, huzur, mutluluk; tabii bir de para diyeceksin. Bekleyeceksin hep sevdi¤ini bekledi¤in gibi. Ayak seslerini duyacaks›n zaman zaman sana do¤ru geliflin.
Sab›rs›zl›kla bekleyeceksin. Bekleyiflin sonuna geldi¤inde heyecanlanacak, telafllanacak
hatta kavufltu¤unda yaflayaca¤›ndan daha fazla
sevineceksin. Belki de hep beklemek isteyeceksin hayat› ve sevdiklerini.
Beklemek seni yoracak, beklemek seni hayattan koparacak ama sen yine de bekleyeceksin
inatla. Kendine diyeceksin ki: “Her fley güzel olacak.” Durakta otobüs bekler gibi bekleyeceksin
hareketsiz. Senin için hayat bir nevi bekleme odas› olacak ve sen hep o odada bekleyeceksin. Baflar›y›, mutlulu¤u, paray›...
Kavufltu¤unu bile anlamadan bekleyeceksin. Beklemek senin kaderin olacak. Ama bu kaderi sen yazacaks›n. Ruhunu bekleyeceksin, benli¤ini bekleyeceksin. Aramadan, sadece bekleye-
ocak 2007
e¤itim
ceksin gelmesi umuduyla. Orhan Veli misali, bekledi¤ini söyledikten sonra “unutman›n mümkün
olmayaca¤› bir havada gelmesini” f›s›ldayacaks›n
sevgilinin kula¤›na.
Beklemek ve kavuflmak anlam›n› yitirecek
sende. “Ne kadar bekledim, nerede kavufltum?”
sorular›n›n cevab›n› düflünmeyeceksin bile. Beklediklerine kavufltu¤unu fark etmeden bekleyeceksin. Hep bekleyeceksin hayal liman›ndaki yolcunun gemisini. Bekliyorum diyeceksin herkese
ve kendine. Bir yalana dönecek bekleyiflin.
Bu yalan; beklediklerinin avuçlar›n›n içinde, yast›¤›n›n baflucunda, sevdi¤inin gözlerinde,
kendinin ise yüre¤inde oldu¤unu anlayana kadar
sürecek. Anlayacaks›n ki bekleyerek aldatm›fls›n
kendini. Dünü, yar›n› beklemek olmamal›yd› benim iflim diye hay›flan›p k›zacaks›n kendine. ‹flte
beklediklerim bugünde diyeceksin.
Ama bir fleyi hiç beklemeyeceksin: Ölümü.
Dudaklar aras›nda aç›l›p kapand›kça gidip
gelinen çok ince bir çizgi var asl›nda ölümle yaflam aras›nda...
Ölümü beklemedi¤in için hayat›n beklemekle geçecek. Gelen ayak sesleri ölümün ayak
sesleri diye hiç düflünmeden bekleyeceksin. Bunca zaman beklerken “mutlak son” akl›na bir kez
gelmifl olsayd› zamana yenik düflmeyecektin.
Beklemeyi b›rak›p yaflamay› ö¤renecektin. Nereye gider beklemekle geçen zaman, nereye akar?
Geldi mi seni beklemez ölüm. Art›k bekleyecek
kadar bile vaktin yoktur.
Beklemekle geçen hayat›nda, beklediklerine kavuflamadan boynunu hasretle öpecek ölüm.
Beklerken beklenmedik bir ölümle son bulacak
hayat›n.
9
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
Ö⁄RENME GÜÇLÜ⁄Ü
DEVR‹M KOÇER*
“Bir berber bir berbere gel beraber bir berber dükkan› açal›m; bu köfle yaz köflesi, bu köfle
k›fl köflesi; dal saklar kartal kalkar, kartal kalkar
dal saklar” gibi tekerlemeleri çocuklu¤umuzda
ezberlemeye çal›fl›r ve bunlar› arkadafllar›m›z›n
tekrarlamas›n› isterdik. Baz›lar› tekerlemeyi ak›llar›nda tutamad›¤›ndan bafl› ile sonunu kar›flt›r›rd›. Tabii ki bu tekerlemeleri bir ç›rp›da söyleyen
arkadafllar›m›z da vard›. Bu ve buna benzer tekerlemeler, ö¤renme güçlü¤ü olan çocuklar›n e¤itiminde kullan›lmaktad›r. Burada anlat›lan durum
ise ö¤renme güçlü¤ünün özelli¤inden birisidir.
Ö¤renme güçlü¤ünü tan›mlamakta yarar
var. Ö¤renme güçlü¤ü, ö¤renmeyle ilgili bir sorun olarak alg›lanmakla ve tan›t›lmakla birlikte;
gördü¤ümüz, duydu¤umuz ya da dokundu¤umuz, tan›maya çal›flt›¤›m›z nesnelerin alg›lanma-
s›yla ya da ifllenmesiyle ilgili bir güçlüktür. Görülme s›kl›¤› % 1-3 aras›nda de¤iflir ve bu erkeklerde
daha s›k görülür.
Ö¤renme Güçlü¤ünün Belirtileri:
1. Okumay› ö¤renmede gecikme, okuma
h›z›n›n düflüklü¤ü, yanl›fl okuma ve okudu¤unu
anlayamama,
2. Okurken sat›r atlama, yerini kaybetme,
3. Harflerin s›ras›n› kar›flt›rma (için-çini),
4. Yazmay› ö¤renmede gecikme, yaz› yazmaya karfl› isteksizlik, görsel sembolleri kar›flt›rma (b-d, ›-i, m-n, 2-5 gibi),
5. Sözcü¤ü ters çevirme (baz› harfleri ayna
görüntüleri fleklinde kullanma. Örne¤in; “b” yerine “d” ya da “u” yerine “n” gibi,
* Çankaya Rehberlik ve Araflt›rma Merkezi Müdürlü¤ü /ANKARA
10
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
6. Sözlü yönergeleri dinleme ve izlemede
güçlük çekme,
7. Sözlü-yaz›l› ifade de güçlük yaflama,
8. Sa¤-sol kar›flt›rma ve yön (yukar›, afla¤›)
gibi bulmakta zorlanma,
9. Gün, ay, y›l gibi zaman (önce, sonra, dün
yar›n) gibi kavramlar› kar›flt›rma,
10. Gördü¤ü fleyi yanl›fl alg›lama; uzakl›¤›,
derinli¤i ve mekân› alg›lamada zorluk yaflama,
11. Top oynarken, ip atlarken, yaz› yazarken, saç tararken sanki beceriksizmifl gibi görünen sorunlar yaflama,
e¤itim
en uygun sözcü¤ü seçmede zorluk (yar›n geldim,
dün gelece¤im gibi.),
22. ‹çgüdüleri ö¤renmede güçlük çekme,
23. Kavramlar› ö¤renmede güçlük çekme,
24. ‹liflkileri kavramada güçlük çekme,
25. ‹puçlar›n› de¤erlendirmede yavafl olma
durumu,
26. S›navlarda baflar›s›zl›k; çok çal›fl›p yine
de baflar›l› olamama durumu,
27. Evde ö¤rendiklerini okulda hat›rlayamama,
12. Kar›fl›k bir çekmecede arad›¤› fleyi bulamama,
13. Gürültülü ortamlarda sesleri ay›rt edememe,
14. S›raya koymada, organize etmede sorunlar yaflama,
15. Öyküleri duydu¤u gibi anlatamama; bafl›n›, ortas›n›, sonunu kar›flt›rma,
16. Saati, çarp›m tablosunu ö¤renmede
güçlük çekme,
17. Soru soruldu¤unda yan›tlamada, kendili¤inden konuflmaya bafllamada, yürüme, koflma,
yazma gibi etkinliklerde sorun yaflama,
18. Arkadafl iliflkilerinde uyum sorunlar› yaflama,
19. Bazen de akademik baflar›s›zl›¤›n› örtmek için oldu¤undan farkl› davranma; flamatac›,
dersi kaynatmaya çal›flan, dikkati çeken bir çocuk olma,
20. Koordinasyonunun kötü (sakar yürüyüfl) olmas›,
21. Konuflmas›n›n
yavafl olmas› ve konuflurken anlama
ocak 2007
11
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
lerince gerekli muayenelerinin yap›lmas›d›r.
2.
Psikopedagojik
De¤erlendirme: Geliflim
özelliklerinin, zekân›n, görsel-iflitsel alg›n›n, davran›fl›n, okuma-yazma-aritmetik becerilerin de¤erlendirilmesini kapsar. Bu de¤erlendirme, anne-baba ile görüflme, detayl› anamnez
(öykü) alma, gözlem, bireysel test ve ölçeklerle yap›lmaktad›r.
28. T›rnak yeme (enürezis, enkoprezis efllik
edebilir),
29. Baflar›s›zl›¤› kendi hatas› olarak görme,
30. Dikkat-konsantrasyon güçlükleri,
31. Dikkat eksikli¤i ve hiperaktivite bozuklu¤u efllik edebilir, biri di¤erinden daha a¤›r olabilir.
Bu belirtilerin hepsi ayn› anda bir çocukta
görülmez. Her özel ö¤renme güçlü¤ü gösteren çocuk birbirinden farkl›d›r. Ö¤retmenler, ö¤renme
güçlü¤ü olan çocuklar›n yeterli zekâya sahip olduklar›n›, ilgi alanlar›n›n da oldu¤unu ama ö¤reniyor göründükleri fleyleri ö¤renemediklerini ifade ederler. Unutulmamal›d›r ki; ö¤renme güçlü¤ü zekâ sorunu de¤ildir.
12
Ö¤renme güçlü¤ü tan›s› ilkö¤retimin 2. s›n›f›n›n
birinci dönemine do¤ru konulmaktad›r. Genelde çocu¤un okuma-yazmaaritmetik becerisi akranlar›ndan veya bu becerilerden birinde geridir. Yani çocuk okumay› ö¤renmifl olup yazmay› ö¤renemez. Bu durum ö¤renme güçlü¤ü tan›s›n› güçlendiren etkenlerden
birisidir.
Çocu¤unuzun görsel ve iflitsel alg›s›n›n geliflmesini sa¤lamak için afla¤›da verilen etkinlikleri çocu¤unuzla birlikte uygulaman›z önerilir. Afla¤›daki etkinliklerin 5 yafl ve üstü çocuklara daha
uygun oldu¤u söylenebilir.
•Çocu¤un misket, ip atlama, yakan top, ortada s›çan, köfle kapmaca, sek sek gibi görsel-devinsel bütünlefltirmeyi içeren çocuk oyunlar› oynamas› sa¤lanabilir.
Ö¤renme bozuklu¤unun tan› ve de¤erlendirilmesi iki yönde yap›lmaktad›r. Bunlar; t›bbi
de¤erlendirme ve psikopedagojik de¤erlendirmedir.
•Top, fasulye torbas›, k⤛t tomarlar›n› atma ve yakalama etkinlikleri yapt›r›labilir. E¤er, çocuk bu etkinlikleri yapmakta güçlük çekiyorsa
güven ve beceri kazanana kadar balon kullan›labilir.
1. T›bbi De¤erlendirme: Belirgin bir pataloji bulunmad›¤›n› belirlemek amac›yla psikiyatri,
nöroloji, kulak burun bo¤az (KBB) ve göz hekim-
•Çocuk resimlere bakarken yetiflkin taraf›ndan sa¤-sol iflaret edilebilir.
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
•Çocu¤a paltosunu giydirirken “kolunu
uzat” yerine “sa¤ kolunu uzat” denilebilir.
belirtmesi istenilebilir. Örne¤in; “Mavi olabilecek
her fleyi belirt” denilebilir.
•Çocuktan arkadafl› ya da yetiflkin taraf›ndan çal›nan çalg›n›n sesini izlemesi istenilebilir.
Kal›n, ince, k›sa ve uzun seslere dikkat etmesi istenilebilir.
Ö¤renme güçlü¤ü olan çocuklar akranlar›yla birlikte ayn› e¤itim ortam›ndan yararlanmaktad›rlar. E¤itim yaflamlar› boyunca kaynaflt›rma e¤itim uygulamas› olarak nitelendirilen e¤itimden
yararlanmaktad›rlar. Bu durum; akranlar›na göre
daha az ev ödevi verilmesini, s›navlar›n›n test, k›sa yazmal› s›nav, do¤ru-yanl›fl, boflluk doldurma
biçiminde yap›lmas›n› gerektirmektedir. Ayr›ca
bu çocuklar›n, okul d›fl›nda birebir e¤itim olarak
nitelendirilen bir ö¤retmenden özel ders almas›
önerilmektedir.
•Çocu¤un kafiyeli oyunlar oynamas› sa¤lanabilir. Örne¤in; dem, ay, buz sözcükleriyle kafiyeli olabilecek sözcükler buldurulabilir.
•Birkaç cümlelik k›sa bir öykü anlat›l›p çocuktan tekrarlanmas› istenilebilir.
•Çocuktan resimlerin s›n›fland›r›lmas› istenilebilir. Örne¤in; “Giyebilece¤in fleylerin resimlerini seç ve adlar›n› söyle” denir.
•Çocu¤a bilmeceler sorulabilir. Çocu¤a bir
sözcük söyleyip; o sözcükle ça¤r›flt›r›lan her fleyi
ocak 2007
Sonuç olarak anne-babalar çocuklar›nda
böyle bir durumla karfl›laflt›klar›n› sezdikleri zaman, uzman kiflilerden profesyonel yard›m almay› unutmamal›d›rlar.
13
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
YEN‹ MÜFREDAT VE
Ö⁄RETMENLERDEN BEKLENT‹LER
YILMAZ BALAMAN*
H›zla de¤iflen ve geliflen, gün geçtikçe küçülüp bir köy hâlini alan modern dünyada, geliflmifl
ülkelerin son y›llarda yapt›¤› genifl kapsaml› e¤itim reform dalgalar›, sanayi toplumundan bilgi
toplumuna geçiflte büyük önem arz etmifl ve yap›lan reformlar bu ülkelere önemli avantajlar sa¤lam›flt›r. Küreselleflen bir dünyada, küreselleflmenin
bask›s›yla bu alandaki yetersizli¤imiz a盤a ç›km›fl, geliflmelerden uzak kalamayaca¤›m›z anlafl›lm›flt›r. Ezberci, yaflanan hayattan kopuk ve ö¤retmen merkezli bir anlay›fl›n de¤iflmesi gerekti¤i ortaya ç›km›flt›r. Millî e¤itimde köklü bir anlay›fl de¤ifliminde, ça¤›n istek ve beklentilerine cevap verebilen, küreselleflme içerisinde kendi millî ve yerel de¤erlerini koruyabilen, kendini tan›yabilen,
bireysel hedeflerini belirleyebilen, yeteneklerini
gelifltirebilen, bunlar› kendisinin ve toplumun yarar›na kullanabilen, insan haklar›na sayg›l›, kendine ve çevresine güven duyabilen, planl› çal›flan,
bofl zamanlar›n› etkin ve verimli de¤erlendirebilen, giriflimci, tutumlu, kibar, sevgi dolu, bireysel
farkl›l›klara sayg›l›, her türlü görüfl, inanç, anlay›fl
ve düflüncelere hoflgörü ile bakabilen, sorumluluk alabilen, toplumsal sorunlarla ilgilenen, bunlar›n çözümüne katk› sa¤layacak nitelikte projeler
gelifltirip uygulayabilen, çevresine duyarl›, liderlik
özelliklerine sahip bireyler olarak yetiflmelerini
sa¤lay›c› bir müfredat... E¤itimdeki problemlerin
çözümü için ö¤retim programlar›n› de¤ifltirmek
elbette yeterli olmayacak. Bunun yan›nda ö¤ret-
* ‹skenderun ‹lçe Millî E¤itim fiube Müdürü / HATAY
14
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
men yetifltirme, ders kitaplar›n›n uluslararas› kitap yazma
standartlar›na göre haz›rlanmas›, ö¤retim materyallerinin çoklu¤u, okullar›n fiziki flartlar›,
okullar›m›zda en k›sa sürede
internet altyap›s›n›n tamamlanmas› vb. çal›flmalar›n da ivedilikle yap›lmas› gerekir.
Yeni müfredatla;
Birey aktif olup, deneyimler yaflayarak, sorgulayarak,
araflt›rarak ve deneyerek elde
etti¤i bilgileri daha önceki deneyim ve bilgileriyle iliflkilendirir ve böylece kendine özgü bir
bilgi ortaya ç›km›fl olur. Ö¤retmen merkezli de¤il, tamamen ö¤renci merkezlidir. Mutlaka ö¤rencisinin sahip oldu¤u ilgi ve beceriler, ö¤retim süresince dikkate al›n›r. Vurgu,
ö¤retmeden ö¤renmeye kaym›flt›r. Bireyin ö¤renmesi esas al›n›r. Ö¤rencinin ilgi, kabiliyet seviyesi, alg›lama becerisi, nas›l ö¤rendi¤i mutlaka dikkate al›n›r. Dersler etkinliklerle zenginlefltirilerek
ö¤renci merkezli hâle getirilir. Aktif olan, sorgulayan, çözüm üreten ve ö¤renmenin ö¤renilmesi,
bilginin haz›r verilme yerine bilgiye giden yollar›n
bilinmesi esast›r. Ö¤renci verilen bilgileri ezberlemek yerine, ö¤renme-ö¤retme sürecine aktif olarak kat›l›r. Ö¤renilenler ö¤renci taraf›ndan anlamland›r›l›r.
Ö¤rencilerin yaln›zca yüksek notlar almalar›n› hedefleyen bir ö¤retim anlay›fl› yerine, onlar›n
okul d›fl›ndaki hayatlar›nda kullanabilecekleri bilgi ve beceriler kazanmalar›n› hedefler. Konular
gerçek hayattan örneklerle iliflkilendirilmeli, gerçek hayatta karfl›lafl›labilecek problemlere çözüm
üretebilecek bireyler yetifltirmek hedeflenilmelidir. Ders ortamlar›nda ö¤rencilerin duygu ve düflüncelerini rahatça ifade edebilecekleri, derslere
isteyerek kat›labilecekleri çeflitli etkinliklere yer
ocak 2007
verilmelidir. Ö¤rencilere oyun, grup çal›flmalar›,
tart›flma, sunum, araflt›rma, drama vb. etkinliklerle elefltirel düflünme, iletiflim kurma, araflt›rma ve
sorgulama, problem çözme, ak›l yürütme, karar
verme, teknolojiyi kullanma, giriflimcilik, kaynaklar› etkili kullanma, ifl birli¤i, tak›m çal›flmas›, bilimsel düflünme, Türkçeyi do¤ru, etkili ve güzel
kullanma becerilerine sahip, güncel geliflmeleri
anlamland›rabilen, donan›ml› bireyler yetifltirilmesini hedefler.
Bu hedeflere ulafl›labilmesi için en önemlisi,
müfredat› uygulayacak olan siz vefakâr, yüre¤i
e¤itime sevdalanm›fl, gelece¤imizin mimar› olacak olan yeni nesli yetifltirecek çal›flkan, umut dolu, büyük bir azim ve sab›rla ilmik ilmik gelece¤imizi ören ö¤retmen arkadafllar›m›z›n müfredata
inanmas›, özümsemesi gerekir. Bu amaçlarla ö¤retmenlerimiz;
• Ö¤retim ortam›n› düzenlemek, ö¤rencilerin
aktif olarak kat›lacaklar› etkinlikler haz›rlamak,
rehberlik yapmak, yönlendirici ve kolaylaflt›r›c›
bir rol üstlenmek,
• Ö¤rencilerle sürekli etkileflim ve meslektafl-
15
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
• Geri bildirimlere
mutlaka yer ve önem
vermek,
• Ölçme ve de¤erlendirmede, ö¤rencilerin ö¤renme süreçlerindeki geliflimlerini takip etmek ve en ufak
bir geliflmeyi bile desteklemek,
lar›yla ifl birli¤i hâlinde olmak, meslektafllar›n›n
tecrübe ve tavsiyelerinden yararlanmak, ö¤rencilerin geliflim özelliklerini, duygu, düflünce ve becerilerini belirlemede ailelerle görüflüp onlarla ifl
birli¤i yapmak,
• Ö¤retim etkinliklerini ve ders planlar›n› düzenlerken ö¤rencilerin bireysel farkl›l›klar›n› göz
önünde bulundurmak ve uygulamada da bunlara
dikkat etmek,
• Ö¤rencilerin derse aktif kat›l›mlar›n› sa¤lamak için s›n›fta güven duygusu oluflturmak, onlar› teflvik etmek,
• Ö¤rencilerin ifl birli¤i içerisinde grup çal›flmalar›na önem vermek,
• Ö¤rencilerin ö¤renme arzular›n› art›rmak,
• Ö¤rencilere sorulan sorularla düflünebilmelerini, kendisine sunulan bilgileri iliflkilendirebilmesini, karfl›laflt›rabilmesini sa¤lamak,
16
• Ö¤rencilerin, sorumluluklar›n› ve haklar›n› bilen, çevresiyle
uyumlu kifliler olarak
yetiflmeleri için çaba göstermek,
• Bireylerin bilinçli vatandafllar olarak ba¤›ms›z kararlar alabilecek de¤er yarg›lar› gelifltirebilen, sorumluluklar›n› ve haklar›n› bilen kifliler olarak yetiflmeleri için rehber olmak, ö¤rencinin kiflisel mutlulu¤unu ve baflarma zevkini sa¤lamak
için çaba göstermek,
• Ö¤rencilerin fiziksel ve psikolojik aç›dan
sa¤l›kl› bireyler olarak yetiflmeleri için çaba sarf
etmek, okumaktan ve ö¤renmekten zevk almalar› için ö¤rencilere ortamlar haz›rlamak ve okuma
al›flkanl›¤› kazand›rmak için gerekli tedbirleri almak,
• Ö¤rencilere çevresinde oluflan h›zl› de¤iflim ve geliflimin fark›nda olmay› sa¤layacak flartlar sa¤lamak, bu vb. çal›flmalarla bu yüzy›lda yeni
ve ça¤dafl bir e¤itim anlay›fl›yla, gelece¤imizi kuracak olan nesli yetifltirmenin önemini ve sorumlulu¤unu kavramak zorundad›rlar.
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
‹LKÖ⁄RET‹MDE YABANCI D‹L
Ö⁄RET‹M‹NDE “PROJE” ETK‹NL‹⁄‹
ÜZER‹NE KISA B‹R PROJE
‹SMA‹L ÇAKIR *
Millî E¤itim Bakanl›¤›n›n son zamanlarda
üzerinde s›kça durdu¤u ve ilkö¤retim müfredat›na paralel olarak not verme sisteminde de¤iflikli¤e gitmeyi planlad›¤› ve bu konuda da çal›flmalar›n devam etti¤i bilinmektedir. Getirilmesi gereken önemli de¤iflikliklerden birisi de ö¤renci baflar›s›n›n de¤erlendirilmesi yönündedir. Yaz›l› s›nava dayal› ölçme de¤erlendirmenin yan›nda
‘performans ödevi’, ‘proje’ ve ‘derse kat›l›m’ alanlar›nda ayr› ayr› de¤erlendirmelerin yap›l›p sonucun bir bütün olarak belirlenmesi, yeni müfredatta dikkat çeken önemli noktalardand›r. Ölçme de¤erlendirmede, sonuca dayal› bir anlay›fl yerine,
süreci de de¤erlendiren bir anlay›fla geçilmesi ve
temelde yüzeysel davran›fl ifadesi yerine bilgi, beceri, anlay›fl ve tutumlar› içerecek flekilde kazan›mlar kullan›lmas›n›n hedeflenmesi önemli
ad›mlardan say›labilir (Selçuk, 2005).
Ö¤renciyi bir bütün olarak ele alan bu yaklafl›mda tek bir göstergenin (s›nav sonucu) ö¤renci baflar›s›nda yeterli olmad›¤› düflüncesi, “s›navda farkl› sebeplerle baflar›s›n› kan›tlayamayan bir
ö¤renci pekâlâ s›n›f içi etkinliklerde, proje çal›flmalar›nda, grup çal›flmalar›nda veya performans
ödevlerinde baflar›l› olabilir” anlay›fl›yla, tarihe
kar›flmaktad›r. Ö¤rencilerin ilgi ve becerilerini
gösterebilecekleri etkinliklerden birisi olan “proje” çal›flmas› bu yüzden önem tafl›maktad›r. ‹flte
ö¤rencinin s›n›f içi oldu¤u kadar s›n›f d›fl› etkinli¤i olarak da de¤erlendirebilece¤i proje çal›flmas›
yaln›zca bir konunun haz›rlanmas› olarak kalmay›p ders d›fl› bir çok etkileflimin de olabilece¤i çok
yararl› bir çal›flma olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r.
Yabanc› dil ö¤retiminde ö¤rencilerin, özellikle ilkö¤retimdekilerin, yeni bir fley ö¤renebilmelerini kolaylaflt›rmak ve ö¤renilen konular›n
* Dr., K›r›kkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi
ocak 2007
17
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
uzun süre hat›rda kalabilmelerini sa¤lamak, ders
ö¤retmenleri için kolay olmamaktad›r. Bu konuda
neyin ne kadar ak›lda tutulabilece¤ini Rief (1993,
53) flöyle aç›klamaktad›r: “Ö¤renciler okuduklar›n›n % 10’unu, iflittiklerinin % 20’sini, gördüklerinin %30’unu, görüp iflittiklerinin % 50’sini,
söylediklerinin % 70’ini, söyleyip yapt›klar›n›n %
90’›n› ak›llar›nda tutabilmektedirler.” Proje çal›flmas› gibi a¤›rl›kl› olarak ö¤rencinin kendisinin
içinde oldu¤u etkinlik sayesinde ö¤renilen konular›n uzun süreli haf›zada daha çok kald›¤› ve
unutulmas›n›n da di¤erlerine göre daha geç gerçekleflti¤i e¤itimciler taraf›ndan savunulmaktad›r.
Bunun temelinde yatan prensip, esas olarak ö¤renciler özellikle de çocuklar yaparak ve e¤lenerek ö¤renmekten zevk al›rlar.
Neden Proje Çal›flmas›?
Olumlu motivasyon e¤itimde hiç flüphesiz
baflar›ya götüren önemli etkenlerden biridir
(Hutchinson&Woodbridge, 2000, 8). Gerekli motivasyonu sa¤layamad›¤›n›z zaman ö¤rencinin yeni bir fley ö¤renmesini beklemek do¤ru de¤ildir.
Bu bak›mdan proje çal›flmas› bu olumlu ortam›n
oluflmas›na katk› sa¤layan ve dolay›s›yla da ö¤rencinin fark›na varmadan ö¤renmesine yard›m
eden bir etkinlik olarak kabul edilmektedir. Özellikle yabanc› dil e¤itiminde yarat›c›l›k, kendini ifade edebilme, hayal gücü gibi özelliklerin kullan›m›na s›kça ihtiyaç duyulmas› ve bunlar›n da bir
proje çal›flmas›nda büyük bir oranda ortaya ç›kmas› bu tür etkinliklerin ne derece önemli oldu¤unu göstermektedir. Öte yandan ders ö¤retmeni aç›s›ndan düflünüldü¤ünde, ö¤rencilerde bulunan ama kendisinin fark›na varamad›¤› farkl› ö¤renme yöntemleri (learning styles) ve zekâ (intelligence) yap›lar›yla ilgili bulgular›n elde edilmesi
aç›s›ndan da proje çal›flmalar› önemli bir f›rsatt›r.
Bu potansiyeli de¤erlendirmek için çeflitli alternatifler aramak gerekmektedir (Gardner, 1994,
582.). Bu tür potansiyelin ortaya ç›kar›l›p ifllenebilece¤i ortamlar olan proje çal›flmalar› grup çal›fl-
18
mas› olabilece¤i gibi bireysel bir çal›flma olarak
da uygulanabilir. Yabanc› dil ö¤retiminin yap›ld›¤› bir s›n›f düflünüldü¤ünde ise grup çal›flmas›n›n
farkl› dil seviyelerindeki ö¤rencilerin kaynaflmalar› ve her ö¤rencinin kendinden projeye bir fleyler katabilece¤i de unutulmamal›d›r.
Yabanc› Dil Ö¤retiminde Proje
Yabanc› dil ö¤retiminde proje çal›flmas› belki de en çok üzerinde durulan etkinliklerden birisidir. S›n›f içerisinde sözel ve iflitsel yöntemlere
dayal› bazen de görsel kabul edebilece¤imiz tekniklerin yabanc› dil ö¤retiminde kullan›lmas› her
zaman istenilen konular›n ö¤renciye verilmesinde yeterli olamad›¤› bilinen bir gerçektir. Bu yüzden de di¤er bütün derslerde oldu¤u gibi farkl›
teknik ve yöntemlerle ö¤renci ö¤retme ve ö¤renme sürecine dahil edilmektedir. Demirel’e göre
(1993, 64) s›n›f içi etkinliklerinin ö¤rencinin befl
duyusuna hitap etmesi ö¤rendiklerini daha çok
hat›rlamas›na katk›da bulunacakt›r. S›n›f içi ve
özellikle de s›n›f d›fl› etkinli¤i olarak yap›lacak
proje çal›flmalar› ise befl duyunun büyük oranla
kullan›labilece¤i ve sosyal yönden de gelifltikleri
etkinliklerdir. Yabanc› dil ö¤retiminde proje çal›flmas›n›n ö¤renciye kazand›rd›klar› olarak belirtilen afla¤›daki özellikler asl›nda e¤itimin geneli
için genel kabul gören özelliklerdir. K›saca proje
çal›flmas›yla ö¤renci:
• S›n›rl› say›da olan kelime bilgisini pekifltirir.
• Yaparak ö¤renir.
• E¤lenerek ö¤renir.
• Araflt›rarak ö¤renir.
• Birlikte çal›flarak ö¤renir.
• Ö¤rendi¤i dilbilgisi kurallar›n› uygular.
• Yabanc› dil ö¤renmekten korkmaz zevk
almaya bafllar.
• Bir fleyler üretti¤ini görür.
• Birey veya grup rekabeti içerisinde ö¤renir.
• Kendine güvenini artt›r›r.
• Baflkalar›yla etkileflim içerisinde olur ve
sosyalleflir.
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
‹lkö¤retim 5. S›n›f ‹ngilizce Dersi için Proje Önerileri
ÜN‹TE
KONU
PROJE
AMAÇ
SÜRE
1
My name is..
Dünyaca ünlü futbolcular›n listesini ç›kar›p
Ad, yafl, ülke adlar› gibi
He is from..
adlar›n›, yafllar›n› ve nereli olduklar›n› karkonular› pekifltirmek.
She is ten years old.
ton üzerinde resimleriyle birlikte gösterin.
2 hafta
2
S›n›f arkadafllar›n›z›n do¤um tarihlerini ö¤- Do¤um gününü sorabilAy adlar›n› ö¤renmek renip, hangi aylarda do¤duklar›n› belirten mek, ve ay adlar›n› ö¤bir grafik çal›flmas› haz›rlay›n.
renmek.
2 hafta
3
“In, on, under, between, near …etc.
Kendi odan›z›n resmini çizerek odan›zda
bulunan eflyalar›n ne oldu¤unu altlar›na Neyin nerede oldu¤unu
yaz›n. Daha sonra baflka bir yere hangi efl- yer bildirerek ö¤renmek.
yan›n nerede oldu¤unu bildiren bir rapor
haz›rlay›n.
2 hafta
4
“Can”
Baz› yayg›n olan spor dallar›n›n listesini “Can” yap›s›n› spor adç›kar›p okuldaki ö¤retmenlerinize sorarak lar›yla soru içerisinde
ele ald›¤›n›z sonuçlar› rapor hâlinde sunun.
kullanmak.
2 hafta
5
6
7
“I like” ve “I don’t like”
yap›lar›n›n yiyecek-içecek adlar›yla kullan›lmas›.
2 hafta
Kartondan bir duvar saati yap›n. Daha sonra s›n›fa getirip ö¤rendi¤iniz saat söyleme
ilgili konuyu kendi saatinizde söyleyin.
Saat sormak ve söylemek.
2 hafta
Ailenizle birlikte piknikte çekilmifl olan bir
resminizi karton üzerine yap›flt›r›n. PiknikWhat are you doing?
te kimin ne yapt›¤›n› oklarla gösterip belirtiniz. Örn. My father is sleeping.
Present Continous
yap›s›n› kullanmak.
2 hafta
“I like”
“I don’t like”
“What time is it?
ocak 2007
Sevdi¤iniz yiyecek ve içeceklerin listesini
ç›kar›p resimleriyle birlikte bir karton
üzerinde gösterin.
19
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
Çoklu Zekâ Kuram› ve Proje Etkinli¤i
Proje çal›flmas› ile Çoklu Zekâ Kuram›n›n
(Multiple Intelligences Theory) kullan›m› ders ö¤retmeni taraf›ndan bilinçli olarak yap›ld›¤›nda daha faydal› olacakt›r. Unutulmamal›d›r ki herhangi
bir proje çal›flmas› en az üç veya dört zekân›n (intelligence) birlikte çal›flmas›n› mümkün k›lar.
Görsel-mekansal zekâ, kinestetik-bedensel zekâ,
sözel-dilsel-zekâ baflta olmak üzere konular›na
göre kiflisel-içsel zekâ veya kiflileraras›-sosyal zekâ, müziksel-ritmik zekâ veya do¤a zekâs› proje
haz›rlanmas›nda ve sunumunda birbirlerinden etkileflirler. Farkl› zekâ türüne sahip ö¤rencilerin bir
araya gelmesiyle oluflan gruplarla haz›rlanacak
farkl› proje çal›flmalar›, e¤lenerek ö¤renmeyi sa¤layacak özellikle proje çal›flmalar› s›ras›nda araflt›rma, anket, soru-cevap gibi tekniklerin uygulanmas›yla sosyal zekâlar›n›n geliflip toplum içerisinde kendilerini ifade edebilmeleri sa¤lanacakt›r.
20
Projenin Amac› Ne Olmal›d›r?
Haz›rlanacak proje mutlaka bir amaca yönelik olmal›d›r. Amaç gözetilmeden yap›lan hiçbir
çal›flmadan istenilen fayda sa¤lanamaz. Proje haz›rlarken amaç, ya yeni ö¤renilen bir konunun
pekifltirilmesi için ya da ö¤renilecek konular›n
araflt›r›lmas› için ö¤renciyi ö¤renme ve ö¤retme
sürecine katmak olmal›d›r. Ö¤renci ö¤renme sürecine ne kadar katk›da bulunursa ö¤renme de o
kadar h›zl› ve baflar›l› olur. Ö¤rencilerin sorumluluk bilincinin geliflmesi, kendine güveninin artmas›, insanlarla daha iyi sosyal iliflkiye girmesi
projede hedeflenen en önemli amaçlardand›r.
Ne Kadar S›kl›kla Proje
Haz›rlanmal›d›r?
Bir proje çal›flmas› uzun bir haz›rl›k gerektirece¤i için projenin de içeri¤ine ba¤l› olarak en az
iki ve en çok dört haftal›k bir süre tan›nmal›d›r.
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
Çok s›k aral›klarla yap›lan veya çok uzun süreye
yay›lan projelerin kontrolü zor olmaktad›r. Projelerin hangi konularda oldu¤u, nas›l haz›rlanmas›
gerekti¤i, kullan›lacak araç ve gereçler ve hangi
s›n›rl›l›klar içerisinde olmas› gerekti¤i ilgili ders
ö¤retmeni taraf›ndan aç›kça belirtilmelidir.
Projelerin De¤erlendirilmesi
Haz›rlanan projeler, ilgili ders ö¤retmeni taraf›ndan titizlikle de¤erlendirilmelidir. Dil bilgisi
kurallar›n›n do¤ru kullan›m›n›n yan› s›ra, projenin
düzenli olup olmad›¤›, istenilen konunun dikkat
çekecek bir flekilde haz›rlan›p haz›rlanmad›¤›, yeterli eme¤in harcan›p harcanmad›¤› gibi konular
proje de¤erlendirmesinde göz önünde bulundurulmas› gereken hususlardand›r. fiuras› unutulmamal›d›r ki yabanc› dil ö¤retiminde yanl›fl düzeltmek için, proje çal›flmas› d›fl›nda birçok f›rsat vard›r. Dolay›s›yla sadece hata aramak maksad›yla
projeyi de¤erlendirmeye almak, proje çal›flmas›n›n amac›na ters düflmektedir. Gerekirse hatalar
ocak 2007
e¤itim
görmezden bile gelinip ö¤rencinin kendine güveni artt›r›labilir. Düzeltilmesi gerekli ciddi hatalar›n, ilgili ders ö¤retmeni taraf›ndan, bir ka¤›da
not edilerek ö¤renciye verilmesinin de ö¤renci
aç›s›ndan faydal› olaca¤› düflünülmelidir.
Ö¤renciler aras›nda ö¤renmenin zevkli hâle gelmesi için haz›rlanan projeler aras›nda belli
bir düzeyi yakalam›fl olanlar›n s›n›f veya okul panolar›na as›lmalar›; mümkün olabilirse yerel yay›n organlar›nda yay›mlat›lmas› sa¤lanabildi¤i ölçüde ö¤rencilerin ilgi ve motivasyonlar› artacakt›r. Kendi projelerinin baflkalar› taraf›ndan okunmas›yla, ö¤rencinin kendine güveni artacak ve
ö¤renci bir sonraki çal›flmay› daha özen ve istekle haz›rlayacakt›r.
Sonuç
Teknolojinin h›zla geliflti¤i günümüzde ö¤renciyi merkez alan e¤itim sisteminin önemi yads›namaz bir gerçektir. Ö¤rencinin yaln›zca s›n›f
içerisinde bir varl›k olarak kabul edilmesinin yan-
21
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
l›fll›¤›; onun farkl› özelliklere, yeteneklere ve ö¤renme yöntemlerine sahip oldu¤u ve bunlardan
faydalanmas› gerekti¤i düflüncesi art›k oldukça
kabul görmektedir. Bütün bunlar›n de¤erlendirilebilece¤i önemli ortamlardan birisi say›lan proje
çal›flmalar› ö¤renciyi ö¤renme ve ö¤retme sürecinin içine çekerek ö¤renilen konular›n daha kal›c›
kalmas›na olanak sa¤lar. Yabanc› dil ö¤retiminde
de yeni ö¤renilen konular›n daha kal›c› ve e¤lenceli olabilmesi için yaparak, e¤lenerek, araflt›rarak, grup çal›flmalar› ile ö¤renciler yap›c› bir çal›flma sürecine girerler. Önemli olan bu konuda ö¤rencilerin iyi yönlendirilmeleri, amaçs›z çal›flmalar›n engellenmesi ve elde edilen ürünlerin de ö¤rencileri cesaretlendirecek yöntemlerle de¤erlendirilmesi ilgili ders ö¤retmenine düflmektedir.
Unutulmamal›d›r ki e¤itim uzun zaman, çaba ve
özveri isteyen sonu gelmeyen bir süreçtir.
22
Kaynaklar
Demirel, Ö. 1993. Genel Ö¤retim Yöntemleri.
USEM Yay›nlar›: Ankara.
__________ 1999. ‹lkö¤retim Okullar›nda Yabanc› Dil Ö¤retimi, MEB Yay›nlar›, ‹stanbul.
Gardner, H. 1994 Frames of Mind: The Theory of
Multiple Intelligences. New York: Basic Books,
Hutchinson, T. and Woodbridge, T. 2000. Project 1, Oxford University Pres, Oxford.
Phillips, S. 2001. Young Learners. Oxford University Press. Oxford.
Rief, Sandra. How to Reach and Teach
ADD/ADHD Children: Practical Techniques, Strategies, and Interventions for Helping Children with Attention Problems and Hyperactivity. The Center For Applied Research in Education, 1993, p. 53.
Selçuk, Ziya 2005. Yeni Müfredat ile ‹lgili Aç›klama. www.meb.gov.tr programlar.meb. gov.tr/index/baskan.htm. 03.05.06.10:30.
Sönmez, A. ve Yitim, B. 2005. ‹lkö¤retim Enjoy
English 5. Milsan Bas›n Sanayi A.fi. ‹stanbul
Yavuz, K.E. 2001. E¤itim Ö¤retimde Çoklu Zekâ
Teorisi ve Uygulamalar› Özel Ceceli Okullar› Yay›nlar› 1. Ankara.
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
BA⁄IMSIZLIK MEfiALES‹
MERVE NUR ÖZDO⁄DU*
Ben bir flark› söylüyorum. Avaz›m ç›kt›¤›
kadar ba¤›r›yorum, nefesim yetene dek… Kimse
sesini ç›karm›yor, kar›flm›yor bana. ‹çimden geldi¤i gibi boflalt›yorum ruhumu notalara… Bir baflka
yerde k›s›tlan›yor sesler. A¤›zdan ç›kan tek harf
bahane edilip canlara k›y›l›yor. Ben burada s›cak
ekme¤imi yerken, o yerde bo¤azlara dü¤ümleniyor lokmalar. Her an bafl›na namlu dayanacak
korkusuyla ürperiyor yürekler.
Benim ülkemin bebekleri istedikleri gibi
a¤layabiliyorlar. Hiçbir suç ifllememifl masum yavruya dönmüyor ülkemde silahlar. Korkudan sinip
kalm›yor ülkemin insanlar› bir köflede. Bayra¤›m
çi¤nenmiyor yerlerde, hep göklerde dalgalan›yor.
Oca¤›mda rahat rahat uyuyabiliyorum. Özgürce
dolaflabiliyorum sokaklarda. Ya iflgal alt›ndaki ülkelerde; bafl›n› yast›¤a koyan insanlar uyuyabiliyorlar m› bir dakika olsun? “Her an kap› k›r›lacak,
silahlarla yok olacak ailemin arkas›ndan yafll› göz-
lerle bakaca¤›m. Belki de bedenim bakamayacak,
ruhum a¤layacak için için” diye düflünmüyorlar
m›? Ben burada kana kana berrak sular›m› içerken, onlar›n bo¤azlar›ndan neden her damlas›
kan kokan sular geçiyor? Çünkü orada “savafl”
var…
“Savafl” ne kadar dehflet verici bir sözcük!
Kan›n› donduruyor insan›n. ‹flte, telaffuzu bile ürperten bu “ac›mas›zl›k k›skac›”n›n içinde yafl›yor
bu insanlar. Kim mi bu insanlar? Malum, Irak halk›, ama ne önemi var kim olduklar›n›n? Sonuçta
milyonlarca can gidiyor, oluk oluk kan ak›yor.
Onlar insan, yok olan da bir ülke…
Benim ülkem ise bugün ayakta ve elindeki
ba¤›ms›zl›k meflalesini öyle bir gururla tutuflturmufl ki; Cumhuriyet kuruldu¤undan bu yana sönmemifl. Ve eminim ki; bu meflale sonsuza dek her
zamanki gibi ihtiflamla alevlenecek…
* Hilmi F›rat Anadolu Lisesi 9/C Söke / AYDIN
ocak 2007
23
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
AK ÖLÜM
ÜM‹T FEHM‹ SORGUNLU
24
Odan›n içi her zamankinin d›fl›nda a¤z›na
kadar doluydu. Yeni gelenler oturacak bir yer bulmakta güçlük çekiyor, birkaç genç kap›n›n önünde sigara içiyordu. Yüz hatlar› gergin, bak›fllar›
donuktu. ‹çerde konuflulanlar›n ço¤unu duymuyordum. Ama benden bahsettikleri, o¤lumu konufltuklar› belliydi. Ancak yak›n›mdakilerin sözlerini anlayabiliyor, baz›s›na bafl hareketleriyle cevap vermeye çal›fl›rken, ço¤unu da duymazl›ktan
geliyordum. “Kaderden kaç›lmaz, Allah’›n takdiri
böyleymifl” diyorlard›. Aksini savunmuyorum ki
neden üstüme üstüme geliyorlar anlayam›yordum. E¤er ölen kendi evlatlar› olsayd›, böyle metanetli konuflabilir, kendi kendilerini teselli edebilirler miydi? Ölüm Allah’›n emri; ona flüphe yok.
Bunu biliyorum. Ama atefl de düfltü¤ü yeri yak›yor, bu da bir gerçek.
raday›m.” Elinde çantas›, kap›dan ç›karken, son
söyledi¤i sözler bunlar olmufltu. Annesi, o giderken aynan›n üzerine su dökmüfl, okuyup üflemiflti. Gelinim Ayfle ise tez dönsün diye, adaklar adam›flt›. Gerçekten de bir ay sonra dönmüfltü o¤lum. Ama nas›l? Gece yar›s› gelen askerî araç, bütün dünyam›z› karartm›flt›. Zapsuyu kenar›nda
pusu kurup, kurflunlam›fllar. Metanetli olmal›ym›fl›m. Cenazesi, ö¤le namaz›na müteakip, Kayseri
Hunat Cami’inden merasimle kalkacakm›fl.
Bir ay önce, bu kap›dan yolcu etmifltim
onu. Giderken, “az kald› baba” demiflti. “‹ki ay
sonra tezkereyi al›yorum. Kurban bayram›na bu-
Dönüp bakt›m. O¤lumun en yak›n arkadafl›
Salim. Ne zaman gelmifl fark›nda de¤ilim.
O¤lum benim. Yirmi y›l›n tek umudu. Do¤um esnas›nda ölen k›z›mdan sonra tek evlad›m,
tek dayana¤›md›. Kimler devirdi benim fidan› m›?
Neden hâlâ susuyor analar babalar? Bu batan kaç›nc› günefl?
– Bafl›n sa¤olsun baba.
– Art›k ben var›m. Ben de senin bir evlad›-
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
n›m, diyerek beni teselliye çal›fl›yordu. Sesi a¤lamakl›yd›. Kap›da duran di¤er gençler de yan›ma
geldiler. Hepsi o¤lumun akran›. Hep birlikte gezer, birlikte otururlard›. fiimdi içlerinde neden o¤lum yok?
‹çeri odadan, kad›nlar›n 盤l›klar› geliyordu. Hepsi de a¤l›yordu. Ama, içlerinden yine de
kar›m›n sesini ay›rt edebiliyordum. Zavall›, “o¤lum” diye vurunuyordu flimdi. Ya Ayfle, torunum
Mahmut’a sar›lm›fl, sessiz sessiz, gözyafllar›n› içine
ak›t›yordur. Babas›z büyüdü¤ü için, içine kapan›k
bir k›z olarak yetiflmifl, arad›¤› sevgi ve flefkati bizde bulmufltu. Ben de onu, ölen k›z›m Esma’n›n
yerine koymufl, öz k›z›m gibi sevmifltim.
Salim, bir bardak ayran tutuflturdu elime.
– ‹ç baba, biraz aç›l›rs›n.
Barda¤› ald›m elinden. Hiç içesim olmad›¤›
ocak 2007
e¤itim
hâlde, zoraki yudumlad›m. Bofl barda¤› gençlerden birine verip; o¤lum diye söylendi a¤lamaks›.
Gençler, bafllar›n› önüne e¤mifl susuyorlard›. Yumruklar› h›nçla bir yerlere inmek ister gibi
s›k›l›yd›.
– A¤lama, dedi Salim. fiehit babas› a¤lamaz.
A¤lam›yorum dedim. Sonra utan›p bafl›m›
önüme e¤dim. Bir süre sessizce kald›m. Akrabalardan biri:
– Gidelim isterseniz, dedi. fiehre anca var›r›z. Hep birlikte sessizce ç›kt›k evden. Köyden,
Kayseri’ye ulaflmak için akrabalar›n tuttu¤u otobüse bindik. Camiye yak›n bir yerde otobüsten
inerek, a¤›r a¤›r yürüdük. Dizlerim beni tafl›makta güçlük çekiyordu. Millet Caddesi’nin bafl›na
geldi¤imizde günefl, iç kalenin as›rl›k esrar›n› içinde saklayan, a¤lar gibi mütemadiyen sessiz duran,
25
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
as›k yüzlü surlar›n, Selçuklu gözyafllar›n› silip kurutmak ve binlerce y›l›n s›rr›n› iffla etmek ister gibi, ihtiyar Hunat Cami’nin ard›ndan, olanca ihtiflam›yla parl›yordu. Kayseri Kalesi, yüzlerce y›l›n
çalkant›s›, yüzlerce y›l›n efsunlu, k›l›ç ve kalkan
sesini sa¤›r duvarlar› içine hapsetmifl, bir ata yadigâr› gibi saklay›p dururken Hunat Camii, onun
kadar sessiz ve içine kapan›k de¤ildi. Gökyüzüne
do¤ru uzanan yafll› minaresi, uzaktan uza¤a Erciyes’le selamlafl›rken, içindeki yüzlerce y›l›n ilahî
miras›n›, her f›rsatta tekbir sesleriyle d›flar› vurmak ister gibi semaya do¤ru hayk›r›p duruyordu.
– O¤lum Cami’nin önünde musalla tafl›nda,
o çok sevdi¤i bayra¤a sar›l› yat›yordu. Bafl›nda,
ya¤›z iki genç Mehmet nöbet tutuyordu. Kendimi
tutamay›p tabutun üzerine “Mehmet’im” diye kapand›m. Bir kaç genç geldi yan›ma. Koluma girip
beni o¤lumdan zorla ay›rd›lar. ‹çlerinden birisiyle
göz göze geldik. O siyah gözleriyle etrafa k›v›lc›mlar saçar gibiydi. Bana g›ptayla bakt›¤›n› fark
ettim. fiehit babas› oldu¤um için mutlu olmam gerekti¤ini ima eder gibiydi sanki. Daha askere bile
gitmemifl olan bu gençteki iman ve o¤luma olan
hayranl›¤› beni utand›rd›. Gözlerimdeki ›slakl›¤›
silerek, yavaflça camiye girdim. Diz üstü çöküp
oturdum. Huflu ile bafl›m› dizlerimin üzerine e¤dim. A¤lamadan, inlemeden, sessiz bir iç tefekkürü ile uzun müddet öylece kald›m. Dua da etmiyordum. Çünkü bütün isteklerimize ve dünyevi
düflüncelerimize set çeken, gizli bir kuvvetin art›k
her fleyi ele ald›¤›na inan›yordum. Onun iradesi,
irademizi bizden ç›kar›yor ve o¤lumu belirli maceralar›n içinden geçirerek, geldi¤i yere tertemiz
olarak geri çekiyordu. “Bu bir imtihan m›yd›?”
‹çimden s›k s›k, “Bu bir imtihan m›yd›?” diye geçi-
26
riyordum. E¤er bir imtihansa ki öyle; s›navlar›n en
a¤›r›yla deneniyordum.
Camiden ç›k›p cenaze namaz› için saf durdu¤umuzda, subay ve askerler çak› gibi haz›r
bekliyordu. Binlerce kalabal›k, ayn› inanç ve duygu ile doldurmufltu caminin önünü. Müftü Efendinin konuflmas›ndan sonra, o¤lumun namaz› k›l›nd›.
Art›k silah arkadafllar›na emanetti o. Alt›
Mehmetçi¤in omuzlar›nda, “da¤›n üstünde bir
da¤ gibi” sessizce o¤lum Mehmet gidiyordu. Akrabalardan birkaç kifli yan›ma geldi. En önde o¤lumun resmi, arkas›nda subaylar ve protokol yürüyoruz. Cenazeye gelen duyarl› ve öfkeli kalabal›¤›n aras›ndan birkaç slogan yükseldi. “fiehitler
ölmez!” gibi...
Güneflin ›fl›nlar› siyah asfalt›n üzerine yans›yordu. Bir ara, bu gün yollara vuran ayd›nl›k, ›fl›k
m›, yoksa o¤lum için ebedi bir saadetin bafllang›c› m› diye düflünmekten kendimi alamad›m. Ruhumun bunald›¤›n› hissettim. Biraz evvelki tefekkür ve teslimiyetime ra¤men, yumruklar›m› s›k›p
o¤lumu bu hâle getiren sözde insanlara ve onun
savunucular›na isyan etmek istedim. Fakat isyan›m, milletin huzurunu bozan, duyars›z ve kifliliksiz zalimlere ne kadar gülünç gelecekti. Yumruklaflan ellerim gevfledi. Kalabal›klar içinde, c›l›z bedenimle kendimi öylesine çaresiz hissettim ki o
an sadece kendi acizli¤imi ve güçsüzlü¤ümü
yumruklayarak, a¤lamak, ba¤›rmak ve s›n›rs›zca
hayk›rmak istedim. Ama onu da yapamad›m.
Gözlafllar›m› içime ak›tarak o¤lumun arkas›ndan,
Kartal fiehitli¤i’ne do¤ru yürüdüm.
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
TEKERLEKL‹ SANDALYE BA⁄IMLISI
EV HANIMLARI ‹Ç‹N
MOB‹LYA TASARIMI
ZAFER CANTÜRK*
Dünya Sa¤l›k Örgütü’nün tan›m›na göre “sa¤l›k; yaln›z hastal›k ve sakatl›¤›n olmamas› de¤il,
ayn› zamanda bedensel, ruhsal ve toplumsal yönden tam bir iyilik durumudur.” Sakatl›k ise; bedensel, zihinsel, duyusal ve sosyal özelliklerinde
belirli bir oranda fonksiyon kayb›na neden olan
organ yoklu¤u veya bozuklu¤u sonucu normal
yaflam gereklerine uymama hâlidir. Bugün ülkemizde 4,5-5 milyon engelli insan bulundu¤u tahmin edilmektedir. Bu oran›n nüfusumuzun %
10’unu oluflturdu¤u düflünüldü¤ünde; ülkemizde
engellilik önemli bir problem olarak ortaya ç›kmaktad›r. Kaza, hastal›k, yetersiz beslenme, yafll›l›k ve do¤ufltan gelen bir tak›m nedenlerden dolay› sakatlanan bu insanlar›n fiziksel hareketleri
oldukça k›s›tlanm›flt›r. Engelli insanlar için yap›lacak bir evin özel olarak tasarlanmas› gerekmektedir. Konutlara, ana giriflten itibaren basamaks›z
olarak ulafl›labilmelidir. Asansörler önünde
140x140 cm’lik bir hareket alan› ve yap›lar›n içinde tekerlekli sandalyelerin konulaca¤› bir mekân
ön görülmelidir.
Engelli insanlar›n vücudundaki ifllev kabiliyetinin yetersiz olmas›, çevredeki mimarî engellerin
hareketi k›s›tlamas›, ayr›ca günlük faaliyetlerin
yap›m› ve uygulanmas› esnas›ndaki yöntem de¤ifliklikleri bu insanlar›n yaflama flekillerini s›n›rlayarak birçok problemle de karfl› karfl›ya b›rakmaktad›r.
TASARIM VE DÜZENLEMELERiN ÖNEMi
Tekerlekli sandalyeye ba¤›ml› olarak hayat›n›
sürdüren insanlar için yemek yemek, giyinmek ve
kiflisel ihtiyaçlar›n giderilmesi yaflant›n›n getirdi¤i
* Turgut Özal ‹.Ö.O. ve ‹fl O., Mobilya ve Dekorasyon Ö¤r. Yeflilyurt / MALATYA
ocak 2007
27
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
Engelli insanlar›n vücudundaki ifllev kabiliyetinin yetersiz olmas›,
çevredeki mimarî engellerin hareketi k›s›tlamas›,
ayr›ca günlük faaliyetler esnas›ndaki yöntem de¤ifliklikleri
bu insanlar›n yaflama flekillerini s›n›rlayarak
birçok problemle de karfl› karfl›ya b›rakmaktad›r.
bafll›ca faaliyetlerdendir. Özellikle tekerlekli sandalyeye ba¤›ml› kifli kad›n ise; yemek haz›rlama,
bulafl›k y›kama, ev temizli¤i, çamafl›r y›kama, giyim eflyalar›n›n sat›n al›nmas› ve bak›m› gibi evde
ailesi ve kendisi için yerine getirmesi gereken çeflitli sorumluluklar› vard›r. Bütün bunlar› yapmak
çok yorucudur. Tekerlekli sandalye kullanan bir
kad›n, belli yüksekliklere uzanamaz, yüksek raflardan ihtiyac› olan araç-gereçleri alamaz. Lavabo
ve dolaplar›n yükseklikleri ve kap› aralar›ndaki
eflikler onlar için büyük engel teflkil etmektedir.
Ayr›ca dar alanlarda tekerlekli sandalyenin dönmesi ve hareket etmesi de zor olacakt›r.
Genifl alanlarda ise engellinin daha çok hareket etmesi gerekece¤inden, zaman ve enerji kayb› ortaya ç›kacak ve ev ifllerinin yap›m› esnas›nda
zorlanacakt›r. Halbuki ev içerisinde yap›labilecek
bir tak›m de¤ifliklikler ve düzenlemeler, bu kiflilerin günlük faaliyetlerini kendi bafllar›na rahatl›kla
yapmalar›na imkân sa¤lanabilecektir. Dolay›s›yla
engelli insanlar›n karfl›laflt›klar› birçok sorun mevcuttur.
BiNALARIN PLANLANMASI
Antropometrik tasar›mlarda genel olarak uygulanan yaklafl›m; toplumun belirli bir yüzdesinin
ölçülerini esas alarak tasar›m› ölçülendirmektir.
Oysa engelli kiflilerin çal›flaca¤› mekânlar›n ve çal›flma esnas›nda kullanacaklar› araç-gerecin “kifliye özel” olarak tasarlanmas› gerekmektedir. Engelliler için tasarlanan mekânlar› hem engelli insanlar hem de normal insanlar kullanacaklard›r.
28
Bu durumda her iki grup insan da rahat yaflayabilmelidir. Tasar›mlar, engelli olan insan›n erkek veya kad›n olmas›na göre de farkl›l›k arz etmektedir.
Engelli olan insan erkek ise, evde erke¤in çok
kulland›¤› mekânlar›n erke¤e göre düzenlenmesinde fayda vard›r. E¤er engelli olan kad›n ise ve
kad›n›n evde çok kulland›¤› mekanlar›n kad›na
göre düzenlenmesinde fayda vard›r.
Merdivenler tekerlekli sandalyeye göre emniyetli olarak tasarlanmal›d›r. Engelliler için merdivenden çok asansörler kullan›fll›d›r. Yap›lar›n bütün bölümlerine giriflten itibaren asansörle ulafl›labilmelidir. Yine asansör ölçüleri de normal insanlar›n kulland›¤› asansörlere göre farkl›l›k arz eder.
Özürlü kiflinin oturdu¤u binalarda yap›lacak
asansörler tekerlekli sandalyenin ölçüleri dikkate
al›narak yap›lmal›d›r.
YATAK ODASI PLANLAMASI
Yatak odalar›; çocuklar için, gençler için ve
evli olan insanlar için farkl›l›k arz etmektedir. Uyku ve dinlenme d›fl›nda yatak odalar› fazla kullan›lmaz. Ancak dar gelirli ailelerde çocuklar günün
büyük bir bölümünü yatak odalar›nda oynayarak
geçirirler. Yine yatak odalar›n›n düzenlenmesi
odan›n tek kiflilik veya çift kiflilik olmas›n göre de
farkl›l›k arz eder. Yatak odalar› düzenlenirken bütün bu faktörler göz önünde bulundurulmal›d›r.
Elbise Dolab›
Elbise dolab› yüksekli¤i 160-170 cm yap›labi-
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
lir. Daha yüksek dolaplar› tekerlekli sandalye kullanan engellilerin kullanabilmesi oldukça zordur.
Elbise ask› yüksekli¤i sandayede oturan engellinin rahatl›kla elbiseleri al›p tekrar yerine asabilece¤i yükseklikte (130-140) cm yap›labilir. Dolap
genifllikleri fazla yap›lmamal›d›r. Mobilyalarda çekilip aç›labilen kapaklarla sürme kapaklar tercih
edilebilir.
Tuvalet Masas›
Tuvalet masas› tabla yüksekli¤i, ayna yüksekli¤i ve diz bofllu¤u ölçüleri, tekerlekli sandalyede
oturan engellinin boyutlar› dikkate al›narak yap›lmal›d›r. Tekerlekli sandalyede oturan engellilerin
mobilyan›n en alt çekmecesine veya raf›na uzanmalar› oldukça zordur. Bunu ortadan kald›rabilmek için baza yüksekli¤ini artt›rmak gerekir. Çekmeceler fazla derin yap›lmamal›d›r.
e¤itim
MUTFAK PLANLAMASI
Evde en çok kullan›lan alanlardan birisi de mutfakt›r. Mutfaklar
evde en s›k aral›klarla, en yo¤un
kullan›lan, ailenin beslenmesi ve
daha baflka faaliyetlerin de yer ald›¤› gerekli ve vazgeçilme bir
servis alan›d›r. Tekerlekli sandalyeye ba¤›ml› olarak hayat›n›
sürdürmek zorunda olan bir
kad›n, oturdu¤u yerden bulafl›klar› y›kayabilir ve rahatl›kla yemek haz›rlama ifllemlerini yürütebilir. Ayr›ca mutfakta y›kama ve depol a m a
fiifoniyer
Yine di¤er mobilyalarda oldu¤u gibi flifoniyerde de baza yükseklikleri fazla yap›lmal›d›r. fiifoniyer derinli¤i fazla olmamal›d›r. Dolap yüksekli¤i 80-85 cm yap›labilir. Çekmeceler kolay aç›labilen rayl› sistemlerle yap›lmal›d›r.
Karyola ve Komodin
Karyola ve komodinler normal insanlar›n kulland›klar›yla ayn› yap›labilir. Yaln›z, karyola yan›na özürlünün
tekerlekli sandalyeden karyolaya geçebilmesi veya karyoladan tekerlekli sandalyeye geçebilmesi için yard›mc› tutunma kollar› yap›lmas›nda fayda vard›r.
ocak 2007
29
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
ünitelerinin ayn› yerde planlanmas› bir çok defa
gidip gelmeleri önleyebilecektir.
Mutfakta araç-gerecin düzensiz yerlefltirilmesinden dolay› uzanma, e¤ilme ve sa¤a-sola hareket daha çok olacakt›r. Ayn› zamanda bu hareketler bir çok riski de beraberinde getirebilir. Normal
bir insan için bile çal›flma alan› ve kullan›lan araçgereç ve ekipmanlar›n uygun bir flekilde düzenlenmemesi vücutta ifl yapma esnas›nda, kullan›lan
organlarda da geçici veya sürekli rahats›zl›klara
yol açabilmektedir. Tekerlekli sandalye kullanan
kad›nlar›n kolayca raflara veya mutfak dolaplar›na uzanabilmesi için yükseklik ölçülerine ihtiyaç
vard›r. Raf ya da mutfaktaki duvar dolaplar›n›n
yüksekli¤i 110-130 cm yap›labilir, ayr›ca raflara
rahatça uzan›p gerekli arac› almak veya gerekti¤inde yerine koyabilmek için pens gibi araçlar
yard›mc› olabilir. Tekerlekli sandalyeye ba¤›ml›
olarak hayat›n› sürdüren kad›nlar için ya da oturarak ifl yapan kad›nlar için çekilip aç›labilen ve kulland›ktan sonra geri kapanabilen tezgahlar oldukça kullan›fll›d›r. Bunlar›n yerden yüksekli¤i 60-65
cm yap›labilir.
Tezgah›n yerden yüksekli¤i 76 ile 92 cm aras›nda olmal›d›r. Ayr›ca çal›flma yüzeyinin alt›nda
dizler için gerekli bofl alan b›rak›lmal›d›r. Mutfakta yiyecek haz›rlama ifllerinin bir ço¤u oturur pozisyonlarda baflar›yla yap›labilir. Bunun için uygun çal›flma yüzeyinin yüksekli¤i, tezgah›n derinli¤i ve tezgah alt›nda uygun boflluk b›rak›lmas›yla
sa¤lanabilir. Mutfaktaki elektrikli araçlar›n bir ço¤u ifl gücünü azaltt›¤› gibi zaman ve enerji bak›m›ndan da tasarruf sa¤lar. Oturarak ifl yapan kiflilerin bu araçlar› rahatl›kla kullanabilmesi için
prizler tezgah›n üzerinde ve yerden 92 cm yükseklikte yap›lmal›d›r. Ayr›ca elektrik tablalar›n›n
ba¤lant› k›s›mlar› tehlikeye meydan vermeyecek
flekilde izole edilmifl olmal›d›r.
Evyelerin derinli¤i 13-16 cm’den daha derin
olmamal› evye e¤er de¤ifltirilemeyecekse ve derin
ise evye içine konulan bir yükseklik sayesinde
30
bulafl›k ve sebze y›kama ifllemleri rahatl›kla yap›labilir. Mutfaktaki servis kap›lar›n›n say›s› tekerlekli sandalyenin hareketini engellememesi için
mümkün oldu¤u kadar azalt›lmal› ve sürgülü kap›lar tercih edilmelidir. E¤er bu mümkün de¤ilse
kap›lar›n d›flar›ya aç›lmas› sa¤lanmal›d›r.
Buzdolab›; el, ayak ya da pedalla aç›labilmeli, dikifl makinalar› elle, ayakla çal›flt›r›labilecek
flekilde imal edilmelidir. Elektrikli aletlerin üzerine konulan uyar› lambalar› ve iflaretler kullan›m›
kolaylaflt›r›r. Termostatik kontrollü elektrikli araçlar otomatik olarak kapanaca¤›ndan yang›n tehlikesini azalt›rlar. Elektrikli aletler üzerine ç›k›nt›l›
ve çukur k›s›mlar›n yerlefltirilmesi görme özürlülerin kullan›m› için uygundur. Ayr›ca buharl› ütülerin elbiseleri yakma olas›l›¤› zay›f oldu¤undan
ve yavafl kullan›ma uygun oldu¤u için kullan›m
kolayl›¤› sa¤lar.
BANYO PLANLAMASI
Tekerlekli sandalye ba¤›ml›s› engelli insanlar›n banyoya girmelerini, yaln›z bafllar›na elbiselerini ç›kar›p giyebilmelerini, banyodaki lavaboyu,
tuvaleti ve küveti kullanabilmeleri için dizayn
edilmifl yard›mc› araçlara gereksinim vard›r. Tasarlanan banyolar aras›nda ölçü farkl›l›klar› vard›r. Tekerlekli sandalyeye ba¤›ml› engellilerin dufl
alabilmeleri için ayarl› dufl ve oturma kombinasyonu dizaynlar› gelifltirilmifltir. Tekerlekli sandalyeden inebilmek ve tekrar sandalyeye binebilmek
için yard›mc› tutunma kollar› yap›labilir.
SALON VE OTURMA ODASI
PLANLAMASI
Salon ve oturma odalar› misafirlerin a¤›rland›¤› alanlar oldu¤u ve ailenin di¤er fertlerinin oturup dinlendikleri alanlar oldu¤u için bu mekânlarda fazla de¤ifliklikler yap›lmayabilir. Yine de
mobilyalar yerlefltirilirken iki mobilya aras›nda b›-
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
rak›lan geçifl alanlar› ve tekerlekli sandalyenin dönüfl alanlar› dikkatle ayarlanmal›d›r.
KAPI VE PENCERELER‹N PLANLAMASI
Kap› genifllikleri, tekerlekli sandalyenin rahatl›kla geçbilece¤i ölçüde (en az 88.5 cm) yap›lmal›d›r. Kap›larda tekerlekli sandalye ba¤›ml›lar›
için en büyük engel efliklerdir. Tekerlekli sandalyenin geçebilece¤i hiçbir yerde eflik bulunmamal›d›r.
Tekerlekli sandalye ba¤›ml›s› engelliler için
bir baflka problem ise kap›lar›n aç›lmas› ve kapanmas›d›r. Maddî yönden a¤›r olan ve özel tasar›m gerektiren, tekerlekli sandalye kap›ya geldi¤inde aç›labilen ve geçti¤inde kapanabilen fotoselli kap›lar en ideal kap›lard›r.
E¤er bunu yapmak mümkün de¤ilse elektrik
ile çal›flan sürme kap›lar tercih edilebilir ve bu kap›lar bir butonla kontrol edilebilir. Bu da mümkün de¤ilse normal rayl› sürme kap›lar yap›labilir
veya d›fla do¤ru aç›lan kap›lar tercih edilmelidir.
Kap› kollar› tekerlekli sandalyede oturan kiflinin
rahatl›kla uzan›p kap›y› açabilece¤i yükseklikte
yap›lmal›d›r. Ayr›ca kap› kollar› sandalyede otu-
ocak 2007
e¤itim
ran özürlünün elini uzat›p rahat bir flekilde çekebilece¤i ölçüde d›fla do¤ru ç›k›nt›l› yap›labilir.
Pencereler, tekerlekli sandalyede oturan kiflinin
d›flar›y› rahat seyredebilece¤i bir flekilde yere yak›n yap›labilir. Pencere kanatlar› tekerlekli sandalyede oturan özürlünün rahatl›kla aç›p kapayabilece¤i yükseklikte yap›labilir. Yine burada da
sürme kanatlar tercih edilebilir. Bu planlamada;
tekerlekli sandalyede hayatlar›n› geçirmek zorunda olan, özürlü kad›nlar›n karfl›laflt›klar› zorluklar
göz önünde bulundurularak, onlar›n yaflamlar›n›
daha güvenli ve sa¤l›kl› bir flekilde sürdürebilmelerini sa¤lamak amac› ile ev ve mobilya tasar›mlar› üzerinde çal›flmalar yap›lm›flt›r.
Sonuç olarak; tekerlekli sandalye kullanan insanlar›n, mutlu bir hayat geçirebilmeleri, baflkalar›n›n yard›m›na ve himayesine muhtaç olmadan,
kendi öz enerji ve yeteneklerine güvenerek yaflayabilmeleriyle mümkün olabilecektir.
Tekerlekli sandalyeye ba¤›ml› olarak hayat›n›
sürdüren kad›nlar›n, evde karfl›laflt›klar› sorunlar›n azalt›lmas› neticesinde hem kiflisel ihtiyaçlar›n› yaln›z bafllar›na gidermeleri sa¤lanacak hem de
ev ifllerini daha rahat bir flekilde yapabilmelerine
yard›mc› olunabilecektir.
31
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
SEK‹Z YILLIK ZORUNLU E⁄‹T‹M VE MESLEK‹
(ÇIRAKLIK) E⁄‹T‹M MERKEZLER‹
KEMAL TURAN*
G‹R‹fi
Toplum içinde yaflayan fertlerin, toplumsal
görevlerini yerine getirebilmeleri için bir tak›m
davran›fllar› ö¤renmesi gerekir. Onlar, bu tür davran›fllar› sadece aile ortam›nda de¤il, özellikle
toplumun di¤er bireyleriyle iliflki kurarak ö¤renirler. Böylece toplumdaki fertler aras›nda e¤itimsel
iliflkiler a¤› kurulmufl olmakta ve bu iliflkileri düzenleyen birimler taraf›ndan da e¤itim sistemi
oluflturulmaktad›r. (Baflaran, 1996, s.4-5)
fiu hâlde, bir toplumu oluflturan bireylerin
e¤itimi söz konusudur. Nitekim e¤itim öz olarak,
insanlar› belli amaçlara göre yetifltirme sürecidir.
Emil Durkheim’e göre ise e¤itim, genç kuflaklar›n
yöntemli bir biçimde toplumsallaflt›r›lmas›n› içermektedir. (fiener, 1996, s.1-5)
E¤itimin temel amac› da, millî kültürün devaml›¤›n›n sa¤lanmas›, millî ve manevi de¤erlerin
genç kuflaklara ö¤retilmesi, sosyal geliflme ve
* Doç. Dr., Marmara Üniversitesi, Teknik E¤itim Fakültesi, Ö¤retim Üyesi Göztepe-‹stanbul
32
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
ekonomik büyüme içinde bir vas›ta olarak kullan›lmas›d›r. (Kurtkan, 1986, s.5)
Günümüzdeki h›zl› teknolojik geliflmeler ve
de¤iflmelerin, buna ba¤l› olarak çeflitlilik kazanan
günlük ihtiyaçlar›n karfl›lanmas›nda mevcut e¤itim sisteminin kâfi gelmedi¤ini gören uluslar, geliflmifllik düzeyi ile e¤itim süresi aras›nda pozitif
bir iliflki oldu¤u için, e¤itim sürelerinin art›r›lmas›
ve mesleki e¤itim konusunda yeni projeler gelifltirip uygulamaktad›rlar. AB’ye girme süreci içinde
bulunan Türkiye de, e¤itim alan›ndaki geliflmelere yönelik hem genel hem de mesleki e¤itim konusunda yasal düzenlemeler dahil bir tak›m çal›flmalar› - uygulamalar› bafllatm›fl durumdad›r.
e¤itim
karm›flt›r. ‹flte bu geliflmeler do¤rultusunda Türk
insan›n›n e¤itim düzeyini ve niteli¤ini yükseltmek
ve ça¤dafl milletlerle olan rekabette üstün k›lmak
için e¤itim sisteminde yeni düzenlemelerin yap›lmas› gerekli görülmüfltür. Çünkü e¤itimin önemini kavrayan ülkeler, günün teknolojik geliflmelerine paralel olarak bir taraftan zorunlu e¤itim sürelerini art›r›rken, di¤er yandan da uygulamal› mesleki ve teknik e¤itime gereken önemi vermifllerdir. (Ayhan, 2004, s.15-18)
Örnek teflkil etmesi bak›m›ndan 172 ülkenin zorunlu ilkö¤retim sürelerini basit bir tablo ile
göstermeye çal›flal›m:
Ülke Say›s›
E¤itim Süresi (Y›l )
1. ‹lkö¤retimin 8 Y›la Ç›kar›lma
Zorunlulu¤u
Yap›lan bilimsel araflt›rmalar, ilkö¤retimde
öngörülen amaçlara 5 y›ll›k bir e¤itimle ulaflman›n pek mümkün olamayaca¤›n› ortaya koymufltur. Çünkü ilkokul ça¤› (7-12 yafl) çocuklar›n henüz yeteneklerinin tam olarak ortaya ç›kmad›¤›,
bilimsel ve teknolojinin h›zla geliflti¤i ve toplumsal yap›lar›n süratle de¤iflti¤i, sosyo-ekonomik ve
kültürel hayat› da karmafl›k hâle getirdi¤i bir dönemde, 5 y›ll›k temel e¤itimin çocuklar› hayata
haz›rlamada yetersiz kald›¤› görülmektedir. Bu
gerekçe ile 1997 tarih ve 4306 say›l› Kanunla Türkiye’de zorunlu ilkö¤retim süresi 8 y›la ç›kar›lm›flt›r. Çünkü ülkelerin geliflmifllik seviyeleriyle zorunlu e¤itim süreleri aras›nda pozitif bir iliflkinin
oldu¤u, buna göre geliflmifllik düzeyinin yüksek
oldu¤u ülkelerde zorunlu e¤itim sürelerinin de
yüksek oldu¤u ifade edilmektedir. (Akyol, 1991,
s.35-67)
O hâlde, ça¤›m›zdaki teknolojik geliflmeler,
kas gücü, beden gücü yerine beyin gücünün önemini ortaya koyarken, bilgiyi kullanan ve yeni
teknolojiler üreten eleman ihtiyac›n› ön plana ç›-
ocak 2007
8
12
7
11
38
10
30
9
31
8
9
7
37
6
12
5
_______
172
Yukar›daki tabloda görüldü¤ü gibi, zorunlu
ilkö¤retim süresi 5 y›l olan ülkelerin ço¤u Asya ya
da Afrika’da bulunan ve baz›lar›n›n isimlerinin bile haritada yeri belli olmayan geri kalm›fl ülkelerdir.
Di¤er yandan Avrupa Toplulu¤u içinde yer
alan baz› ülkelerin zorunlu e¤itim sürelerini de
flöyle gösterebiliriz: (Akyol, 1991, s.35-67)
33
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
Ülkeler
E¤itim Süreleri (Y›l )
Almanya
12
Belçika
12
Hollanda
12
‹ngiltere
11
Fransa
10
‹spanya
10
‹talya
10
Danimarka
9
Lüxsenburg
9
‹rlanda
9
Portekiz
9
Yunanistan
9
Yukar›daki tabloya bak›ld›¤›nda, Türkiye’nin AB’ye girmeye çal›flt›¤› bir dönemde, zorunlu e¤itim sürelerinin söz konusu bu ülkelerde
9-12 y›l aras›nda de¤iflti¤i ve böylece ülkemizde
8 y›ll›k bir zorunlu e¤itim süresi üzerindeki tart›flmalar›n yersiz oldu¤u görülmektedir.
2. Mesleki Teknik E¤itimdeki
Geliflmeler
E¤itim alan›ndaki geliflmeler, sadece genel
e¤itimi de¤il mesleki e¤itimi de hâliyle etkilemifltir. Nitekim, 18.yüzy›la, yani endüstri devrimine
kadar, ifl piyasas›n›n ihtiyac› olan ifl gücünün yetifltirilmesi, ç›rakl›k sistemi (ustadan ç›ra¤a geçme) ile mümkün olabilmifltir. Ancak, bu dönemden sonra insan gücü ihtiyaçlar›nda da bir tak›m
farkl›l›klar meydana ç›km›flt›r. Böylece geleneksel
ç›rak yetifltirme usülleri art›k günün ihtiyaçlar›n›
karfl›layamayacak duruma gelmifltir. Bunun için
sanayileflmifl ülkeler ç›rak yetifltirme metodlar›n›
bu ihtiyaçlar› karfl›layabilecek flekilde gelifltirmeye çal›flm›fllard›r.
34
Nitekim, Türkiye’de de, 19.yüzy›la kadar
sanat ve meslek erbab›, ustadan ç›ra¤a geçme
usulü ile, Ahilik, Lonca ve Gedik teflkilatlar›n›n
sorumlulu¤unda yetifltirilmeye çal›fl›lm›flt›r. Ancak, 1860’l› y›llardan sonra de¤erli devlet adam›
Mithat Pafla’n›n sayesinde sanat okullar›n›n aç›lmas›yla örgün meslek e¤itimine geçildi¤ini görüyoruz. O tarihten itibaren, özellikle Cumhuriyet’in
ilan›ndan sonra, mesleki e¤itim, gerek teflkilat gerekse ö¤retim programlar› ile sürekli gelifltirilmeye çal›fl›lm›flt›r. (Turan, 1992, s.35)
Özellikle, 1923-1950’li y›llar aras›, mesleki
e¤itim sisteminin kurulufl dönemi olarak kabul
edilirken 1960’l› y›llardan sonras› ise, mesleki ve
teknik e¤itimin h›zl› bir geliflme kaydetti¤i y›llar
olarak görülmektedir. Nitekim, 1963 y›l›nda, I.
Befl Y›ll›k Kalk›nma Plan›yla, planl› kalk›nma dönemine girilmifl ve böylece sanayileflmeye ve bu
alan›n ihtiyac› olan teknik insan gücünün yetifltirilmesine önem verilmeye bafllanm›flt›r. (Do¤an
vd., 1991, s.268-284)
1977 tarih ve 2089 say›l› “Ç›rak, Kalfa ve Ustal›k Kanunu” ile ç›rakl›k e¤itimi yasal hâle getirilmifl, ancak 9 y›l uygulamada kalan bu kanundan
maalesef istenilen sonuç al›namam›flt›r. Böylece
1986 y›l›nda 3308 say›l› “Ç›rak ve Meslek E¤itimi
Kanunu” yürürlü¤e konmufltur.
Ç›rakl›k ve meslek e¤itimin bir bütünlük
içerisinde olmas› amaçlanan ve yay›mland›¤› tarihte sadece 14 meslek dal›n› kapsayan bu Kanunun, daha sonraki y›llarda, 23.7.2000 tarihinde,
tüm ülke düzeyinde geniflletilerek uyguland›¤›n›
görüyoruz.
8 y›ll›k bir ö¤retimi tamamlayarak; sa¤l›¤›,
yapt›¤› mesle¤e uygun bir ifl yerinde çal›flan 14
yafl›ndaki ç›raklar art›k e¤itim alt›na al›nm›fl bulunmaktad›r. (Babal›k vd., 1989, s.577-585)
Ç›rakl›k e¤itimi, mesle¤in özelli¤ine göre 34 y›l devam etmektedir. Bu süreci tamamlayanlar,
kalfal›k s›navlar›na girme hakk›na sahip olmakta
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
ve bu s›nav› baflaranlara da “Kalfal›k Belgesi” verilmektedir. Bunu, ustal›k e¤itim kurslar› izlemektedir. Kalfa olarak en az 3 y›l çal›flma flart›n› yerine getiren adaylar, tekrar s›nava girerek “Ustal›k
Belgesi” almaktad›r. Ustal›k e¤itimine kat›lmayan
kalfalar ise, mesleklerinde en az 5 y›l çal›flmak
flart›yla ustal›k s›nav›na girebilmektedir. (Do¤an,
Aklan, 1991,s .268-284)
Di¤er yandan, meslek lisesi mezunlar› ise,
farkl› bir uygulama içindedirler. Bunlar, mesleklerinde 1 y›l çal›flarak yap›lan bir s›navla “Ustal›k
Belgesi” alabilmektedir. Teknik lise mezunlar›na
ise, en az 1 y›l baflar›l› bir çal›flma sonucunda bir
ifl yeri açma belgesi verilmektedir. (Arslan, 1993,
s.50-63)
1997 tarih ve 4306 say›l› Kanunla da, küçük
ve orta büyüklükteki iflletmelerde ç›rak bulundurulmas› zorunlulu¤u getirilmifltir. Zorunlu e¤itimin 8 y›l ya da daha uzun süreli olmas›, kuflkusuz
son derece olumlu ve ça¤dafl bir geliflmedir. Ancak, gerekli kademelendirme ve yönlendirme olmadan uygulamaya konmas›, mesleki ve teknik
e¤itimin geliflmesi bak›m›ndan bir engel teflkil
edece¤i belirtilmektedir. (Karaman, 1995, s.71-84)
3308 Say›l› Kanuna göre, ç›rakl›k sisteminin, ifl hayat› ile bütünleflmeyi esas almas› bak›m›ndan meslek okullar›na göre bir üstünlü¤ü vard›r. Ancak bu kanunun, günün flartlar›na uymayan yetersiz baz› yanlar› da bulunmaktad›r. Mesela; kanunda gençlere haftan›n 4 ya da 5 günü kald›klar› ifl yerlerinde kazand›r›lacak e¤itimle ilgili
konularda yeterli düzenlemeler getirilememiflti.
(Ayhan, 2004, s.37-38)
Oysa, ülke ekonomisi için belirtilen hedeflere uygun olarak nüfus art›fl›n›n getirdi¤i ihtiyaçlar› karfl›lamak için e¤itimin de gelifltirilmesi laz›md›r. Günümüzde nitelikli eleman yetifltirmede
mesleki ve teknik ö¤retim okullar› yetersiz kalmaktad›r. Zorunlu e¤itim süresinin 8 y›la ç›kar›lmas›n›n, ö¤rencilerin de 14-15 yafllar›ndan sonra
ocak 2007
e¤itim
ç›rakl›k e¤itimine bafllamalar›n›n, meslek e¤itiminde niteli¤in art›r›lmas›na önemli katk›s› olaca¤› ifade edilmektedir. (Öztürk vd., 1997, s.46) Ancak, gençlere, ç›rakl›k e¤itimine bafllayabilmeleri
için ilkö¤retim zorunlulu¤unun (ve hele 8 y›ldan
12 y›la ç›kar›lmas› durumunda) getirilmesi, ç›rakl›k e¤itiminin hedef kitlesini bir süre (geçici de olsa) büyük ölçüde küçültecektir. Böylece ilkö¤retim mezunu olmak uzun y›llar alabilece¤i (gençlerin farkl› y›llarda mezun olmalar› düflünülürse)
için bu süre zarf›nda zorunlu e¤itimi tamamlayamayan gençler, ç›rakl›k e¤itim; hakk›nda belli bir
süre mahrum kalabileceklerdir. (Kurt, 1995, s.583590)
Ayr›ca, meslek lisesi mezunu ile ç›rakl›k
e¤itim merkezinden mezun olan iki genç aras›nda
hem yasal hem de e¤itim süresi bak›m›ndan farkl›l›k vard›r. Mesela; meslek lisesi mezunu bir genç,
bir y›l ayn› ifl kolunda sigortal› olarak çal›flt›¤›n›
belgelendirmek suretiyle ustal›k s›navlar›na girmeye hak kazan›rken, ç›rakl›k e¤itim merkezinden mezun bir gencin ise, sadece kalfal›k s›navlar›na girme hakk› vard›r. Ustal›k s›navlar›na girebilmesi, 3308 say›l› Kanunun 28.maddesi gere¤ince
ustal›k e¤itimine kat›larak baflar›l› olmas›na ba¤l›d›r. ‹flte bu konudaki farkl› bir uygulaman›n ç›rakl›k e¤itimini olumsuz yönde etkiledi¤i belirtilmektedir. (Taflyürek, 1995, s.88-90)
Türkiye’de mesleki ve teknik e¤itimin geliflmesi yönünde zaman zaman bir tak›m yasal düzenlemeler ve uygulamalara giriflildi¤i görülmektedir. Nitekim, 3308 say›l› Kanun’da de¤ifliklik yapan 2001 tarih ve 4702 say›l› Kanun’la ortaö¤retimin, mesleki ve teknik e¤itim a¤›rl›kl› olarak yeniden yap›land›r›lmas› öngörülmüfltür. Ayr›ca bu
kanunla, mesela; Ç›rakl›k E¤itim Merkezi, Mesleki
E¤itim Merkezi, ç›rak, personel ismini alarak ö¤rencinin basit bir ç›rak olarak alg›lanmas› imaj› silinerek bir ö¤renci gibi görülmesi sa¤lanm›flt›r.
(www.istanbul-web.gov.tr)
35
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
SONUÇ
Mesleki e¤itim merkezlerinde gerek uygulamadan gerekse yasal düzenlemeden kaynaklanan bir tak›m sorunlar vard›r. Bu tür sorunlar, hâliyle bu e¤itim kurumlar›n›n verimli hâle gelmesi
ve geliflmesi bak›m›ndan engel teflkil etmektedir.
Yapt›¤›m›z araflt›rmada tesbit edebildi¤imiz kadar›yla sorunlar ve bunlara getirebildi¤imiz çözüm
önerilerini flöyle s›ralayabiliriz:
1. Araflt›rmaya kat›lan ö¤retmenlerin % 90’›
ö¤rencilerin e¤itim-ö¤retim dönemlerinde yap›lan ara s›navlar›ndan ald›klar› notlar›n etkili olmad›¤› için derslere karfl› ilgilerinin de azald›¤›n› belirtmifllerdir. Oysa ö¤renciler, ara s›navlarda baflar›l› olduklar› derslerden kalfal›k s›navlar›ndan
muaf tutulmufl olsayd›, onlar›n da derslere karfl› ilgisi artm›fl olurdu.
2. Mesleki e¤itim merkezlerinde beden e¤itimi dersinin programda yer almas› gerekir. Çünkü, bu merkezlere gelen ö¤rencilerin yafllar› genelde 14-18 aras› oldu¤u için, henüz bedensel
geliflme aflamas›ndad›r. Ayr›ca, bu ö¤rencilerin
bulunduklar› ifl yerlerinde sportif faaliyetleri yapma imkânlar› da yoktur. Bu durum, ö¤rencilerin
gelece¤e yönelik ruhsal geliflmelerinde de olumsuz etkiler b›rakabilir. Bu nedenle, okulda haftal›k
ders program›na beden e¤itimi dersinin konmas›nda fayda vard›r.
3. Mesleki e¤itim merkezlerinde rehber ö¤retmenler bulunmamaktad›r. Hâlbuki bu merkezlerdeki ö¤rencilerin, gerek meslek seçimlerinde
gerekse di¤er problemlerinin çözümünde rehber
ö¤retmenlere ihtiyaçlar› vard›r. Ayr›ca, mesleki
rehberlikle ilgili bilgilerin henüz temel e¤itimin
son s›n›f›nda, yani 8. s›n›ftaki ö¤rencilere verilmesi, mesleki e¤itim merkezlerinin tan›t›lmas› ile ilgili çal›flmalar›n yap›lmas› uygun olur. Böylece ilkö¤retimle mesleki e¤itim merkezleri aras›nda yap›lacak s›k› bir iflbirli¤i, ö¤rencilerin isabetli meslek seçimlerini kolaylaflt›rm›fl olacakt›r.
36
4. 8 y›ll›k temel e¤itimden gelen ö¤rencilerin iflletmelerdeki e¤itimlerinde baflar›l› olduklar›
görülmüfltür. Ancak, baz› mesleklerde el becerisi
çok önemlidir ve bunun da küçük yafllarda al›nmas› gerekir. Araflt›rmaya kat›lan ö¤retmenlerin %
52’si temel e¤itimden gelen ö¤rencilerin el becerilerinin tam olarak geliflmedi¤ini ifade etmifllerdir. Bu bak›mdan, özellikle el becerilerinin önemli oldu¤u mesleklerde (kuyumculuk gibi) ö¤renciler, zorunlu e¤itim süreleri içinde el becerilerini
kazanmal›d›rlar. Bunun sa¤lanmas› için de 8 y›ll›k
e¤itimin son 3 y›l›nda iyi bir rehberlik çal›flmas›
gereklidir.
5. Mesleki e¤itim merkezinde, mesle¤in durumuna göre 2-3 y›l okuduktan sonra kalfal›k s›nav›na girmeye hak kazanan bir ö¤renci kalfal›k
belgesini ald›ktan sonra 3308 say›l› Kanun’un
28.maddesine göre ustal›k e¤itimine kat›larak baflar›l› olma durumunda, en az 4-5 y›lda ancak ustal›k s›nav›na girmeye hak kazan›rken, endüstri
meslek lisesi mezunu bir ö¤renci ise, 3 y›lda ustal›k s›navlar›na girmeye hak kazanmaktad›r. Oysa,
yap›lacak yeni bir düzenlemeyle, müfredat program›na konabilecek yeni derslerle iki e¤itim kurumu aras›ndaki 1,5-2 y›ll›k bir fark›n ortadan kald›r›lmas›, mesleki e¤itim merkezi mezunu ö¤rencilerin lehine bir geliflme olacakt›r.
6. Mesleki e¤itim merkezlerinde, branfl ö¤retmenlerin d›fl›nda, pedagojik formasyon dersleri almayan kadrolu usta ö¤reticiler de vard›r. Gerek okul içi iliflkilerde gerekse e¤itim-ö¤retim faaliyetlerinde bu ö¤reticilerin formasyon eksikleri
sebebiyle bir tak›m sorunlar yaflanmaktad›r. Bunun için, bu ö¤reticilere, MEB ve üniversitelerle
iflbirli¤ine gidilerek yap›lacak protokollerle pedagojik formasyon kazand›r›lmal›d›r.
7. ‹fl yerlerinde uygulanan mesleki programlar›n mesleki e¤itim merkezlerindeki ders
programlar›yla genelde paralellik arz etmedi¤i
görülmektedir. Bunun için, okul ve iflveren belirli
zamanlarda bir araya gelerek günün koflullar›na
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
göre yeni projeler üreterek programlar haz›rlanarak uygulamaya konmal›d›r. Basit ya da eksikliklerle dolu veya teknolojinin gerisinde bulunan
e¤itim programlar›n›n uygulanmas›ndan vazgeçilmelidir.
8. Ço¤u iflveren ö¤rencileri, sigorta primi,
toplu sözleflme muafiyeti, sendikal faaliyetlere kat›lmama, asgari ücretin % 30 ile çal›flt›rma gibi nedenlerle mesleki e¤itim merkezlerine göndermektedir. Öyleyse iflletmelerce, sözleflme hükümlerine göre, ifl piyasas›ndaki yo¤un ifller gerekçe
gösterilmeyerek ö¤renciler okula gönderilerek
onlar›n teorik bilgileri almalar› sa¤lanmal›, ö¤renciler bir iflçi gibi görülmemeli, yasal saatler d›fl›nda çal›flt›r›lmamal› ve yasal izinleri de zaman›nda
kulland›r›lmal›d›r. Aksi takdirde okul-aile iflbirli¤iyle, iflverenin yasal görevini yerine getirmesi
yolunda çaba sarfedilerek ö¤rencilerin özlük haklar›n›n korunmas›na çal›fl›lmal›d›r.
KAYNAKÇA
Akyol, A., Neden ve Niçin Sekiz Y›ll›k Zorunlu E¤itim, Ankara, 1991.
Arslan, N., Türkiye’de Ç›rakl›k ve Meslek E¤itimi, 4.Ulusal Ergonomi Kongresi (1993), 50-63.
Ayhan, Zorunlu E¤itim Süresinin Art›r›lmas›-
ocak 2007
e¤itim
n›n Ö¤retmenlere Göre Mesleki (Ç›rakl›k) E¤itim
Merkezlerine Olan Etkisi (Yüksek Lisans Tezi) Dan›flman: Doç.Dr. Kemal Turan), M.Ü. Fen Bilimleri
Enstitüsü, ‹stanbul, 2004.
Babal›k, F., Öztürk, F., Öztürk, N., “‹fl Kazalar› ve ‹fl Yeri Düzeninin Ergonomik Faktörlerle ‹liflkisi”, 2.Ulusal Ergonomi Kongresi (1989), 577-585.
Baflaran, ‹.E., Türkiye E¤itim Sistemi, Ankara,
1996.
Do¤an, H., Aklan, C., Mesleki ve Teknik E¤itimin Esaslar›, Ankara, 1991.
Karaman, A., “Türkiye’de Ç›rakl›k ve Mesleki
E¤itimin Yap›lanmas›”, 5.Ulusal Ergonomi Kongresi
(1995), 71-84.
Kurt, M., “‹fl Kazalar›na ‹fl Bilimsel Yaklafl›m”,
5.Ulusal Ergonomi Kongresi (1995), 583-590.
Kurtkan, A., Milli E¤itim Stratejimiz Nas›l Olmal›, ‹stanbul, 1986.
Öztürk, M., Yeflil, H., Aksoy, ‹., Çal›flma Hayat› ve Mesleki E¤itim Sisteminde Ç›rakl›k E¤itimi
Araflt›rmas›, Ankara, 1997.
fiener, S., Sosyoloji, ‹stanbul, 1996.
Taflyürek, M., “‹fl Kazalar›na Karfl› Önlemler”,
5.Ulusal Ergonomi Kongresi (1995), 88-90.
Turan, K., Mesleki Teknik E¤itimin Geliflmesi
ve M.Rüfltü Uzel, ‹stanbul, 1992.
www.istanbul-web.gov.tr (Eriflim Tarihi: Mart
2003)
37
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
YATILI ‹LKÖ⁄RET‹M BÖLGE OKULLARINA
GENEL B‹R BAKIfi
AYHAN KILIÇ *
Ülkemizin ve bölgemizin co¤rafyas›n›n
da¤l›k olmas›, sosyal ve ekonomik flartlar, insani
iliflkiler, e¤itim düzeyi gibi benzeri koflullar da¤›n›k yerleflimin olmas›na sebebiyet vermifltir. Anayasam›zda temel haklardan say›lan e¤itim hakk›n›n ülkemizin her birimine, her bireyine ulaflt›r›lmas› ya da götürülmesi hem insan›m›z›n mutlulu¤u ve gelece¤i hem de ülkemizin altyap›s› için zorunludur.
K›rsal kesimlerde yaflanan iflsizlik ve di¤er
sorunlar köyden kente yo¤un göçün yaflanmas›na
neden olmaktad›r. Bu da zaten nüfusu az olan
yerleflim yerlerinin nüfusunun daha da azalmas›na sebep olmaktad›r. Öyle ki befl-on haneden ibaret olan köyler bile mevcuttur.
Nüfusu bu denli az olan yerleflim yerlerine
hâliyle sekiz y›ll›k e¤itime uygun okullar yapmak
olanaks›zd›r. Bu yerleflim yerlerinde okumakta
olan ö¤rencilerimizi tafl›mal› kapsam›na almak da
özellikle bölgemiz Do¤u Anadolu için çok sa¤l›kl› de¤ildir. Çünkü; iklimin buna ciddi engeller ç›kard›¤› aflikârd›r. Ulafl›mda özellikle k›fl mevsiminde ciddi s›k›nt›lar yaflanmaktad›r. ‹flte bu noktada Y‹BO’lar›n (Yat›l› ilkö¤retim bölge okullar›)
önemi ortaya ç›kmaktad›r. Gönül ister ki çocuklar›m›z kendi ailelerinin yan›nda s›cak yuvalar›nda
anne baba flefkatiyle mutlu bir flekilde e¤itimlerini sürdürsünler. Ancak ülkemizin bugünkü flartlar› buna müsait de¤ildir.
Yat›l› ‹lkö¤retim Bölge Okullar›: Nüfusu az,
da¤›n›k, okulu bulunmayan veya ilkö¤retim hizmetlerinin götürülemedi¤i yerleflim yerlerinde zorunlu ö¤renim ça¤›ndaki ö¤rencilerin paras›z yat›l›, çevresindeki ö¤rencilerin gündüzlü olarak
e¤itim-ö¤retim gördükleri ilkö¤retim okullar›d›r
(1).
Okulu bulunmayan, ö¤renci yetersizli¤i nedeniyle okulu kapat›lan yerleflim birimlerindeki
* Ozanlar Y‹BO Müdür Yard›mc›s› / A⁄RI
38
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
ö¤renciler ile birlefltirilmifl s›n›flar› bulunan okullarda ilk befl s›n›f› tamamlayan tafl›mal› ilkö¤retim
kapsam›na al›namayan zorunlu e¤itim ça¤›ndaki
ö¤renciler de yat›l› ilkö¤retim bölge okulu ile
pansiyonlu ilkö¤retim okullar›na al›n›rlar (2).
flim yerlerine olan yak›nl›¤› ve altyap› sorunlar› gibi önemli problemler önceden ciddi bir flekilde
hesaplanmal›d›r. Deprem kufla¤› üzerinde olan
bir ülke oldu¤umuzu unutmadan, zemini sa¤lam
yerleri seçmemiz gerekir.
Yat›l› ilkö¤retim bölge okullar› ve pansiyonlu ilkö¤retim okullar›, 1962 y›l›nda 222 Say›l› ‹lkö¤retim ve Temel E¤itim Kanunu’na göre, haz›rlanan Bölge Okullar› Yönetmeli¤i’nin 1. maddesindeki “Çeflitli sebeplerle henüz bir ilkokul aç›lmam›fl olup, birbirlerine yak›n birkaç köyün bulundu¤u yerlerde veya evleri ve ev gruplar› da¤›n›k olan köylerde, yat›l›, daha sonra 1739 Say›l›
Millî E¤itim Temel Kanunu’nun 25. ve 222 say›l›
maddesine göre ilkö¤retim pansiyonlu bölge
okullar› aç›l›r.” hükmü gere¤ince planlanarak aç›lmaya bafllanm›flt›r (3).
Konut ve sanayi alanlar›n›n zemin etüt raporlar› haz›rlanmal›, yap›laflmaya uygun olmayan
yerler tespit edilmelidir. Konut ve sanayi tesisleri
depremin fliddetini azaltan sa¤lam zeminler üzerine yap›lmal›d›r. Yap›lar depremlerden zarar görmeyecek flekilde infla edilmeli ve yap› malzemesi
standartlara uygun olmal›d›r (4). Y‹BO’lara bu konuda daha çok önem verilmelidir. Çünkü yat›l›
ö¤renciler yirmi dört saat boyunca okuldad›rlar.
Pansiyonlar› evleridir.
Yat›l› ilkö¤retim bölge okullar›ndan mezun
olup da flu anda ülkemizin de¤iflik yerlerinde hizmet vermekte olan yüzlerce insana rastlamak
mümkündür.
Yat›l› ilkö¤retim bölge okullar›n›n daha nitelikli, daha ifllevsel olabilmesinin olanaklar›n›
oluflturmak ve bunlar› bir an önce hayata geçirmekte yarar vard›r.
Yat›l› okullarda okumufl ve flu anda Ozanlar
Y‹BO’da çal›flan biri olarak edindi¤im gözlemlerimi sizlerle paylaflmak istiyorum:
Yat›l› okullar kurulurken ilk önce fizibilite
çal›flmas›n›n çok iyi yap›lmas› gerekiyor. Fizibilite
çal›flmas›ndan kast›m; okulun kurulaca¤› alan›n
geniflli¤i, zemin etüdü, ulafl›m problemleri, yerle-
Ülkemizde yap›lan binalar›n ço¤u, baflta
devlet binalar› olmak üzere çok k›sa bir süre içinde dökülmeye bafll›yor. Çeflitli flekillerde yap›lan
güçlendirmeler de bu binalar›n ömrünü uzatmaya
yetmiyor. Oysa kontrol mekanizmas› çok ciddi bir
flekilde devreye sokulursa, denetleyenleri baflkalar› denetlerse, devleti zarara u¤ratanlara maddi
ve manevi olarak çok ciddi cezalar verilirse hem
devletimiz hem de insan›m›z bundan büyük yarar
görecektir.
Yat›l› okullar›n binalar› yap›l›rken, bar›nma
ve ders d›fl›nda di¤er birimlerinin de itinal› bir flekilde ve bu birimlerde yap›lacak çal›flmalar›n esasen e¤itimin vazgeçilmez temel halkalar›ndan olaca¤› gerçe¤i unutulmamal›d›r. Biliflim s›n›flar›, laboratuvarlar›, güzel sanatlar atölyesi, tiyatro ve
skeçlerin yap›labilece¤i salonlar›, yemekhanesi,
kütüphanesi, anas›n›f›, tar›m dersi için uygulama
Yat›l› ‹lkö¤retim Bölge Okullar›, nüfusu az, da¤›n›k,
okulu bulunmayan veya ilkö¤retim hizmetlerinin götürülemedi¤i
yerleflim yerlerinde zorunlu ö¤renim ça¤›ndaki ö¤rencilerin paras›z yat›l›,
çevresindeki ö¤rencilerin gündüzlü olarak
e¤itim-ö¤retim gördükleri ilkö¤retim okullar›d›r
ocak 2007
39
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
bahçesi, spor salonlar› gibi birimleri özenle yap›lmal›d›r. Bu okullar, çevre düzenlemesiyle örnek
olmal›. Ö¤rencilerin temizlik ihtiyaçlar›n› rahat bir
flekilde karfl›layabilmeleri için k›z ve erkeklere iki
ayr› banyonun kabinler fleklinde yap›lmas› gerekir. Toplu yaflam›n oldu¤u yat›l› okullarda salg›n
bir hastal›k okulda bulunan herkese bulaflmaktad›r. Bu nedenle okulun bütün birimlerinin temizli¤ine son derece dikkat edilmelidir. Bu okullarda
çok amaçl› spor salonu olmal›; bu salonlar basketbol, voleybol, hentbol, masa tenisi, yüzme havuzu vb. etkinliklere yönelik olacak flekilde yap›lmal›d›r. Özellikle Do¤u Anadolu’da k›fl mevsimi
uzun sürmektedir. E¤itim-ö¤retimin neredeyse
üçte ikisini kapsamaktad›r. Dolay›s›yla ö¤rencilerimiz vakitlerinin önemli bir k›sm›n› kapal› alanlarda geçirmek zorundalar. Bu gibi salonlar ö¤rencilerin sosyal etkinliklerini rahat bir flekilde
yapmalar›na, bireysel becerilerini sergilemelerine, enerjilerini olumlu yönde harcamalar›na, kat›lma, birlikte ifl yapma ve paylaflmalar›na, fiziksel
ve ruhsal yönden daha sa¤l›kl› bireyler olarak geliflmelerine olanak sa¤layacakt›r. Ço¤u yat›l› okulun yemekhanesi, mutfa¤› dersliklerin oldu¤u bi-
40
nan›n içindedir. Bu bölümler ba¤›ms›z birimler
fleklinde olmal›d›r. Ders esnas›nda buralarda yap›lan temizlik ifllerinden ç›kan gürültü, ders yap›lan tüm s›n›flarda rahat bir flekilde duyulmaktad›r.
Bunun her gün tekrarland›¤›n› düflünürseniz, ne
denli s›k›nt› oluflturdu¤unu anlars›n›z.
Anne ve baba flefkatinden yoksun, aileden
ayr›, kendi ayaklar› üzerinde durmaya çal›flan,
tüm temel ihtiyaçlar›n›n devletin imkânlar›yla taraf›m›zdan karfl›land›¤› bu ö¤rencilerimize rehberlik mutlak bir zorunluluktur. Yat›l› okul ö¤rencileri aile s›cakl›¤›ndan uzakta olmay› kendilerine
verilen bir ceza gibi alg›larlar. ‹çlerine kapan›k
olurlar. Duygular› hassast›r. Ço¤u güven duygusundan yoksundur. Ö¤rencilerimizin güven duygular›n› güçlendirmeliyiz. Onlara de¤er vermeli
ve çeflitli alanlarda sorumluluklar yüklemeliyiz.
Kusurlar›n›, duygular›n› zedelemeyecek flekilde,
olumlu telkinlerde bulunarak gidermeye çal›flmal›y›z. ‹yi yönlerini her zaman takdir etmeliyiz. De¤er verme ve takdir etme kendilerine olan güven
duygusunu daha da güçlendirecektir. Onlar› rahatlatacak aç›klamalar yapmal›y›z. Bunun içindir
ki dan›flman ve rehber ö¤retmenlerin atamalar›n-
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
Anne ve baba flefkatinden yoksun,
kendi ayaklar› üzerinde durmaya çal›flan,
tüm temel ihtiyaçlar› devletin imkânlar›yla karfl›lanan
bu ö¤rencilerimize rehberlik mutlak bir zorunluluktur.
da Y‹BO’lar öncelikli olmal›. Mümkünse her yat›l› okulda en az biri bayan olmak üzere, iki hatta
üç rehber ö¤retmen bulundurulmal› ve rehberlik
servisi aktif bir flekilde ö¤rencilere hizmet vermelidir. Bunun yan›nda di¤er ö¤retmenler de baflta
kendi s›n›flar› olmak üzere özellikle belleticilik
görevleri esnas›nda ö¤rencilerde görmüfl olduklar› uyumsuzluklara müdahale etmeli, ö¤renciyle
birebir konuflmal›, var olan durumdan mutlaka
rehberlik servisini haberdar etmelidir. Gerek ö¤rencilerin OKS’ye haz›rlanmalar›na yönelik, gerekse tercihlerini yapmalar›nda aileleriyle iflbirli¤ine gidilerek, umutlar› biz olan bu ö¤rencilerimize her alanda oldu¤u gibi, özellikle s›nav dönemlerinde ihtiyaç duyduklar› rehberli¤i en iyi flekilde
yapmam›z gerekir.
ocak 2007
Yat›l› ilkö¤retim bölge okullar›nda çal›flan
ö¤retmenlerin deneyimli olmalar›ndan yanay›m.
Kendi branfllar›nda uzmanlaflm›fl, yüreklerinde
flefkat, hoflgörü ve sevginin yer edindi¤i, y›llar›n
birikimine sahip ö¤retmenlerimizin bilgiyi, yaflamdan edindikleriyle, deneyim süzgecinden geçirip
ö¤rencilerimize aktarmas› onlar›n iyi davran›fllar›n›n daha h›zl›, daha kal›c› olmas›n› sa¤layacakt›r.
Bakanl›¤›m›z yat›l› okullara deneyimli ö¤retmenlerin atanaca¤›na dair aç›klamalar yapm›flt›r.
Y‹BO’larda çal›flan yönetici ve ö¤retmenler
vakitlerinin önemli bir k›sm›n› ö¤rencilerle, okulun sorunlar›yla geçirmektedir. Her biri bir yat›l›
ö¤renci gibidir. Bu yüzden bu okullarda çal›flan
yönetici, ö¤retmen ve hizmetlilerin motivasyonlar›n› yükseltmek, bu okullarda kalmalar›n› sa¤la-
41
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
Yat›l› ilkö¤retim bölge okullar›nda çal›flan ö¤retmenlerin
kendi branfllar›nda uzmanlaflm›fl, y›llar›n birikimine sahip,
bilgiyi, yaflamdan edindikleriyle, deneyim süzgecinden geçirmifl
olmalar› gerekir.
mak maksad›yla maddi yönden iyilefltirmeler yap›lmal›d›r.
Yat›l› ilkö¤retim bölge okullar›nda çal›flan
hizmetlilerin de deneyimli ve ayn› zamanda kadrolu olmas›ndan yanay›m. Çünkü; temizlik flirketlerinin çal›flt›rd›¤› kiflilerin birço¤u k›sa bir süre
çal›flt›ktan sonra ya ifllerine son veriliyor ya da
kendi istekleriyle ayr›l›yorlar. Bu da ifllerin aksamas›na, verimlili¤in düflmesine neden olmaktad›r.
‹nsanl›k tarihi, bugün bafl döndürücü h›zl›
geliflmelerin tüm semeresini e¤itime borçludur.
Ülkelerin kalk›nmas› ve geliflmesi ancak bireylerin kaliteli e¤itilmeleriyle mümkün olabilir. Biz
e¤itim sistemimize ne kadar de¤er verirsek, ülkemize de o kadar katk› sa¤lam›fl olaca¤›z.
42
Avrupa Birli¤i süreciyle ülkemiz yeni bir
döneme girmifltir. Ülkemiz, farkl› insanl›k de¤erlerini buluflturacak, medeniyetleri çat›flmalardan
kurtaracak, bar›fl› hakim k›lacak ve dünya tarihine
yön verecek bir sürecin öncüsü olacakt›r. Medeniyetler bir araya geldi¤i zaman insanl›k ça¤ atlam›fl, dünya ayd›nlanm›flt›r. ‹nsanl›¤a yeni de¤erler
katabilmek ancak güçlü bir e¤itimle mümkün olabilir.
KAYNAKÇA
(1) MEB, ‹lkö¤retim Kurumlar› Yönetmeli¤i
(2) MEB, ‹lkö¤retim kurumlar› Yönetmeli¤i
(3) Yat›l› ‹lkö¤retim Bölge Okullar› ve Pansiyonlu ‹lkö¤retim Okullar› Yönetici K›lavuzu
(4) MEB, Deprem ve Depremden Korunma Yollar› El Kitab›.
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
TOPLAM KAL‹TE YÖNET‹M‹
UYGULAMALARI VE ÖDÜLLEND‹RME
KAD‹R ÇET‹N* - H. ÖMER GÜLSEREN**
Girifl
Millî E¤itim Bakanl›¤›nda Kas›m 1999’da bir
yönerge ile bafllat›lan toplam kalite yönetimi
(TKY) uygulamalar›n›n hedefinde; çal›flanlar›n
bilgilendirilmesi, bulunduklar› konumda inisiyatif
kullanabilmeleri için yetkilendirilmesi, tak›m çal›flmas› al›flkanl›¤› kazanmas›, ifl yapma yöntem ve
tekniklerini, ifl süreçlerini sorgulayarak süreç iyilefltirmelerini sürekli k›lmalar› ve e¤itim paydafllar›n›n sunulan hizmetten memnun olacaklar› yeni
bir çal›flma kültürünü yerlefltirmeleri gibi hususlar
vard›r. Bununla birlikte güven ve performans art›rmaya dayanan bir ifl ortam› oluflturma ve kaynak kullan›m›nda daha verimli ve etkili olabilme
gibi hedefler de bulunmaktad›r.
E¤itimde TKY Uygulama Süreci
TKY uygulamalar› çerçevesinde MEB merkez
teflkilat› birimleri ile okul/kurumlarda “Kalite Kurulu” ve “Kalite Gelifltirme Ekipleri” oluflturulmufl,
TKY uygulamalar›n› yayg›nlaflt›rmak amac›yla
“MEB Taflra Teflkilat› TKY Uygulama Projesi” haz›rlanm›flt›r. Proje çerçevesinde 205 formatör yetifltirilerek TKY anlay›fl›n›n okul ve kurumlara tafl›nmas›na çal›fl›lm›flt›r. MEB taflra teflkilat›nda TKY
uygulamalar› ile planl› okul geliflimi uygulamalar›n›n yayg›nlaflt›r›lmas› çal›flmalar›n›n paralel yürütülmesi düflünülerek, TKY uygulamalar› ile
“Planl› Okul Geliflimi” uygulamas› ifllem basamaklar› bütünlefltirilmifl ve bir genelge ile taflraya bildirilmifltir. Ayr›ca, okul ve kurumlarca TKY uygulamalar› konusunda yap›lmas› gereken çal›flmalar›n ayr›nt›l› olarak aç›kland›¤› “MEB Taflra Teflkilat› TKY Uygulama Projesi K›lavuzu” haz›rlanm›flt›r.
MEB’de TKY uygulamalar›n›n, geçerlili¤i ve
güvenilirli¤i uluslararas› kabul görmüfl bir model
* Daire Baflkan›, Personel Genel Müdürlü¤ü
** Ö¤retmen, Personel Genel Müdürlü¤ü
ocak 2007
43
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
Kurumsal amaçlar›n gerçeklefltirilmesinde s›k› denetim ve cezan›n
tek yol olarak görülmemesi gerekir. Çal›flanlar›n kurumsal amaçlara
ba¤l›l›¤›, kurumsal amaçlar›n elde edilmesi sonucu verilen ödüllerle
do¤rudan ilgilidir. Yani kurumsal amaçlar›n gerçeklefltirilmesine
katk›da emsallerine göre üstün gayret gösteren ve baflar›l› olanlar
ödüllendirilmelidir.
esas al›narak yap›lmas› sa¤lanm›flt›r. Bu ba¤lamda
Türkiye Kalite Derne¤i (KalDer) ile MEB aras›nda
yap›lan bir protokol ile (25 Kas›m 1999) MEB’de
TKY uygulamas›n›n, Avrupa Kalite Yönetimi Vakf› (EFQM) taraf›ndan gelifltirilen Mükemmellik
Modeli esas al›narak yap›lmas›na karar verilmifltir.
EFQM Mükemmellik Modeli 06-10 Kas›m 2000 tarihleri aras›nda MEB ve KalDer uzmanlar›ndan
oluflan karma bir komisyon çal›flmas› ile e¤itime
uyarlanm›flt›r. MEB merkez ve taflra teflkilat› personeline yönelik TKY ve Mükemmellik Modeli
konusunda yo¤un e¤itim programlar› gerçeklefltirilmifl olup May›s 2006 tarihi itibariyle, sadece
merkezden organize edilen seminer ve kurslara
e¤itim yöneticisi, deneticisi ve di¤er prsonelden
toplam 23935 çal›flan›n kat›l›m› sa¤lanm›flt›r.
Yap›lan bu bilgilendirme ve e¤itim faaliyetlerinin sonucunda okul/kurumlarda daha kaliteli
bir e¤itim hizmetinin sunumunu gerçeklefltirerek,
endüstrinin kavram› olan TKY’nin e¤itim kurumlar› için de geçerli bir yönetim yaklafl›m› oldu¤u
ortaya ç›km›flt›r. Akademik çevrelerin dikkatini
çeken MEB TKY uygulamalar›, üniversitelerde
araflt›rma konusu olmufl ve onlarca yüksek lisans
ve doktora tezi yap›lm›flt›r. Yap›lan araflt›rmalar›n
ortak bulgusu ise; “uygulamada teflvik unsuru olacak ödüllendirmenin olmay›fl›” görüflü olmufltur.
Bu akademik bulgular› da dikkate alan ve uygulama sürecindeki bu eksikli¤i gidermeye yönelik
olmak üzere; “MEB TKY Uygulamalar› Ödül Yönergesi” haz›rlanarak yeni bir aflamaya gelinmifltir.
44
Ödüllendirme
Bir kurumda kaliteli ifl, ifllem ve hizmet davran›fllar›n›n kazan›larak pekifltirilmesinde en etkili araçlardan birinin ödüllendirme sistemi oldu¤u
bilinmektedir. Baflar›l› olan kurum ya da personelin ödüllendirilmesiyle di¤er kurum ve personelin
istenilen çal›flmaya yönelece¤i arzu edilmektedir.
Bütün ödüllendirme araçlar›n›n verilmesinde
amaç, do¤ru davran›fl› takdir etmek, henüz do¤ru
davranmam›fl olanlara da “bak›n siz de böyle davran›rsan›z, sizi de ödüllendiririz” diyerek do¤ru
davran›fla yönlendirmektir (fiimflek, 2004, s.197).
Yap›lan bir araflt›rmada da (Gülseren, 2003)
MEB’deki TKY uygulamalar›n›n etkinli¤inin art›r›lmas› için “uygulamay› destekleyecek somut örnekler ile objektif de¤erlendirmelere dayal› ödüllendirme yap›lmas›n›n gere¤ine” dikkat çekilmektedir.
Kurumsal amaçlar›n gerçeklefltirilmesinde s›k› denetim ve cezan›n tek yol olarak görülmemesi gerekir. Çal›flanlar›n kurumsal amaçlara ba¤l›l›¤›, kurumsal amaçlar›n elde edilmesi sonucu verilen ödüllerle do¤rudan ilgilidir. Yani kurumsal
amaçlar›n gerçeklefltirilmesine katk›da emsallerine göre üstün gayret gösteren ve baflar›l› olanlar
ödüllendirilmelidir. En de¤erli olan ödül (kifliden
kifliye de¤iflmekle birlikte) ise psiko-sosyal benlik
doyurma (selfactualization) ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas›d›r (Eren, 1989, 30). Ödüllendirme ile çal›flanlar›n motivasyonlar›n›n ve ifl tatminlerinin
sa¤lanmas› da beklenmektedir.
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
Motivasyon ve ‹fl Tatmini
e¤itim
tatmini de gerçekleflmemektedir (Çelebi, 2000).
Motivasyon; yöneticilerin, çal›flanlar› kurum
amaçlar›n›n gerçeklefltirilmesi yolunda çeflitli güdülerle teflvik etme eylemi (fiimflek, 1988) veya
kurumun ve bireyin ihtiyaçlar›n›n tatmini ile sonuçlanacak bir ifl ortam› oluflturup bireyin harekete geçmesini sa¤layacak flekilde etkilenmesi ve
isteklendirilmesi süreci (Can, 1992) olarak tan›mlanmaktad›r. ‹fl ortam›n› motivasyonda önemli bir
faktör olarak görmek mümkündür. Bireysel
amaçlar›n gerçeklefltirildi¤i bir ifl ortam›nda, tatmin yüksek ve çal›flan›n iflinde gayret gösterme
e¤ilimi fazlad›r. Çal›flana göre iflin önemi de¤erlendirildi¤inde dört temel aç› ortaya konulmufltur
(Terry, 1977, akt. Çelebi, 2000):
Genelde kamu yönetiminde, özelde Millî E¤itim Bakanl›¤›nda vatandafla sunulan hizmetlerde;
kalite, kaynak kullan›m›nda verimlilik, etkilik ve
rekabet hassasiyetinin oldu¤u bir uygulamadan
söz etmek bugün için oldukça zordur. Söz konusu hassasiyetlerin oluflabilmesi amac›yla ifl ortam›nda çal›flan›n gelifltirilmesi ve hayat standartlar›n›n yükseltilmesi öncelikler aras›ndad›r. Bu öncelikleri gerçeklefltirmeden ifl doyumu ve geliflmifllikten söz etmenin de mümkün olamayaca¤›
ortadad›r. Çal›flanla çal›flmayan›n, (testiyi k›ranla
suyu tafl›yan›n ayr›m›n›n yap›lmad›¤› bir çal›flma
ortam›nda, çal›flma bar›fl›, kaliteli hizmet ve ifl doyumunu sa¤lamak mümkün görülmemektedir.
1. ‹flin genel do¤as›: Vizyon ve yeteneklerini
kullanma gere¤i.
Bu sebeple kurumlarda iyinin, güzelin, baflar›n›n, yeni, orijinal olan›n ve geliflmenin, kurumun hedeflerinin gerçeklefltirilmesine katma de¤er katan›n, kaliteli hizmetin önünü açan her türlü çal›flman›n takdir edilmesi ve tan›nmas› gerekmektedir. “Marifetin iltifata tabi oldu¤u” gerçe¤i
unutulmamal›d›r. Bu anlamda hizmet ortaya koyan kifli ve ekiplerin ödüllendirilmesi, kurumda
neyin önemli, neyin önemsiz oldu¤u, kurum çal›flanlar›nca bilinecek ve bu durum herkesin iflini
en iyi flekilde yapma istek ve arzusunu ön plana
ç›karacakt›r. Bu ayn› zamanda, çal›flan›n, baflar›l›
olan›n ödüllendirildi¤i, kaçan›n, kaytaran›n yan›na kâr kalmad›¤› bir anlay›fl›n da kurumda yerleflik bir kültür hâline gelmesini sa¤lam›fl olacakt›r.
2. ‹flteki çal›flma özgürlü¤ü: Kiflisel düflünceleri uygulama, ifl performans›n› sa¤layan hayati
çabalar› hisset(tir)mek ve ifl hakk›nda karar verme.
3. Büyüme geliflme f›rsat›: Performans›n karfl›l›¤›n›n al›nmas›, farkl› de¤erlendirmelerin (fark›n›n) kabul edilmesi.
4. Performans›n tan›mlanmas›: Performans
kriterlerinin belirlenmesi.
Çal›flanlar aç›s›ndan iflin do¤as›, ifl ortam›ndaki inisiyatif, kiflisel geliflime sa¤lanan f›rsat ve gösterilen iyi performans›n fark edilmesi önemli görülmektedir. Herzberg’in çift faktör teorisine göre
ise; çal›flanlar›n iflten ayr›lmalar›na ve doyumsuzluklar›na neden olan (hijyenik) faktörler ile çal›flanlar› ifl ortam›nda mutlu eden, doyuma ulaflt›ran (motivasyon) faktörlerin birbirinden ayr›lmas›
gerekmektedir. Motivasyon faktörleri içinde say›lan; baflar› ihtiyac›, di¤erleri taraf›ndan tan›nma,
sorumluluk, iflin kendisi, geliflme ve ilerleme faktörleri birincil olarak ifl tatminini sa¤lamaktad›r.
Bir çal›flan›n iflinde motivasyon faktörlerini yeterli kalite düzeyinde elde edememesi durumunda ifl
ocak 2007
Özde¤erlendirme
MEB e¤itimde kalite ödülüne esas olan sürecin anahtar› TKY ilkelerine dayal› niteliksel özde¤erlendirmedir. Bu özde¤erlendirme yaklafl›m› ile
okul ve kurumlarda kalite sorumlulu¤u olanlar›n
bu sorumlulu¤u yerine getirmelerini sa¤lay›c›
özelli¤i vard›r. Bu özde¤erlendirme çal›flmalar›
bizzat okul/kurumda çal›flanlar taraf›ndan gerçeklefltirilmektedir. E¤itim kurumlar›n›n niteli¤i gere¤i, kriterleri yumuflat›lm›fl bir özde¤erlendirme ta-
45
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
sarlanm›fl ve e¤itimde kalite ödülü el kitab›nda
yay›mlanm›flt›r. Okul/kurumlar›n yeniden tasarlanan bu özde¤erlendirmeyi içine alan bir ödül sürecine baflvuru yapmalar› istenmektedir. Ensari’ye
göre, “Uygun bir model kullan›larak yap›lacak
özde¤erlendirme okul ile kurumlar›n baflar›lar›n› ve ilerlemelerini de¤erlendirebilmek için uygun bir yöntem olacakt›r. Ödülün kendisi, bir
çok e¤itim kurumu için gerçekçi bir amaç olmasa da ödül sürecinin kendisi, okul ve kurumlar›n
kendi geliflim takvimi ba¤lam›nda gelifltirici ve
yararl›d›r.” (1999, s. 195, 206)
Özde¤erlendirmenin Önemi
Özde¤erlendirme yapan okul ve kurumlar
yapt›klar› ölçme ile baflard›klar›n› ve yap›lmas›
gerekenleri görmeleri bak›m›ndan ilk elde edilecek bir sonuçtur. Elde edilen sonuçlar konusunda
okul/kurum çal›flanlar›n›n bir uzlafl›m sa¤lamalar›, öncelikleri belirlemeleri, iyilefltirmenin nas›l
yap›laca¤›na iliflkin bilgi edinmeleri ise di¤er
önemli sonuçlard›r. Ayr›ca e¤itim sektöründeki
kurumlar›n baflard›klar›ndan ö¤renmek f›rsat› da
bulunmaktad›r. Okul/kurumdaki de¤erlendirme,
gelifltirme ve iyilefltirme sürecine herkesin kat›l›m›n› sa¤lamak baflarman›n anahtar› olmaktad›r.
Uzun vadeli ilerlenecek yön ve amaç tutarl›l›¤›n›
sa¤lamak kurumun stratejik planlama ve yönetim
baflar›s›n›n göstergesi olacak, kalite gelifltirme ve
sorun çözme tekniklerini kullanarak iyilefltirme
ve gelifltirme çal›flmalar› günlük ifl yaflant›s›n›n içine entegre edilecektir.
E¤itimde Kalite Ödülü
Kamu kurumlar›nda oldu¤u gibi MEB’e ba¤l›
e¤itim kurumlar›nda da kurumsal performans ve
ekip performans› de¤erlendirmesi bulunmamaktad›r. Elbette de¤erlendirmenin ard›ndan takdir
ve tan›ma beraberinde gelmektedir. Bu anlay›fltan
hareketle 2005 y›l›nda yürürlü¤e konulan “MEB
TKY Uygulamalar› Ödül Yönergesi” ile “Y›l›n Kaliteli Okulu/Kurumu” ve “Y›l›n Kaliteli Ekibi” ol-
46
mak üzere iki kategoride ödül verilmesi öngörülmüfltür. MEB TKY Uygulamalar› Ödül Yönergesi’nin 12’nci maddesinin (b) f›kras›nda yer alan
“E¤itimde Kalite Ödülü El Kitab›” haz›rlanm›flt›r.
El kitab›nda; TKY konusunda teorik bilgiler ve
ödül için yap›lacak de¤erlendirmede kullan›lacak
formlar, ödüle esas olan kriterler, kriterlerin puan
a¤›rl›klar›, puan de¤erleri, ödül süreci ile ilgili di¤er aç›klamalara yer verilmifltir. “TKY Uygulamalar› Ödül Yönergesi” çerçevesinde haz›rlanan
“E¤itimde Kalite Ödülü El Kitab›” (http://personel.meb.gov.tr/yodged/alt/meb_tky_uyg.htm) internet ortam›nda yay›mlanm›flt›r.
Y›llara Göre Kazan›mlar
2002 Y›l›
Toplam Kalite Yönetimi uygulamalar› ile öne
ç›kan baz› okul/kurumlar çal›flmalar›n›n görülmesi ve takdir edilmesi ad›na KalDer taraf›ndan her
y›l verilen Kamu Kalite Ödülü’ne, 2002 y›l›nda
baflvurmufllard›r. TÜS‹AD-KalDer iflbirli¤i ile düzenlenen 2. Kamu Kalite Sempozyumu’nda Kamu
Kalite Ödülüne baflvuran Merkez Teflkilat›ndan
E¤itimi Araflt›rma ve Gelifltirme Dairesi Baflkanl›¤›
(EARGED) ile ‹stanbul-Kad›köy Anadolu Lisesi
Jüri Teflvik Ödülü alm›fl, ‹zmir Buca Lisesi, Samsun Atatürk Anadolu Lisesi ve ‹stanbul M. Akif Ersoy ‹lkö¤retim Okulu ise saha ziyaretine kalma
baflar›s›n› göstermifllerdir.
Di¤er taraftan, Ankara Ayd›nl›kevler Ticaret
Meslek ve Anadolu ‹letiflim Meslek Lisesi ve ‹stanbul Ziya Kalkavan Anadolu Teknik Lisesi, Personel Genel Müdürlü¤ünce Yalova/Esenköy Hizmet
‹çi E¤itim Merkezinde düzenlenen “‹yi Uygulamalar›n Paylafl›m Toplant›s›”nda ve KalDer Ankara
fiubesince ODTÜ Kültür Merkezi’nde düzenlenen
“Kalite Çemberleri Paylafl›m Toplant›s›”nda okullar›ndaki TKY çal›flmalar›n› genifl kat›l›mc› kitlelerle paylaflm›fllard›r.
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
Tablo 1: Ödül Baflvuru Raporlar›n›n ‹llere Göre Da¤›l›m›
2003 Y›l›
Okullar›m›z›n TKY çal›flmalar›yla gerçeklefltirdikleri örnek uygulamalar, düzenlenen toplant›larda e¤itim camias› ile paylafl›lmaktad›r. Bu
amaçla baflta ‹stanbul Millî E¤itim Müdürlü¤ü olmak üzere birçok ilimizde 2002 y›l›ndan beri
“TKY Örnek Uygulama Paylafl›m Toplant›lar›” organize edilmifltir. MEB Personel Genel Müdürlü¤ü
ile Ankara Millî E¤itim Müdürlü¤ünün ortaklafla
organize etti¤i “Okullardaki TKY Uygulamalar› 1.
Paylafl›m Toplant›s›” 28.08.2003 tarihinde Millî
E¤itim Bakan› Sn. Doç. Dr. Hüseyin ÇEL‹K’in teflrifleriyle MEB fiûra Salonunda gerçeklefltirilmifltir.
‹stanbul, Ankara, Kütahya illerinden kat›lan 6
okul TKY ile ilgili uygulamalar›n› kat›l›mc›larla
paylaflm›fllard›r.
2006 Y›l›
22 Temmuz 2005 tarih ve 45355 say›l› “MEB
TKY Uygulamalar› ve Ödüllendirme” konulu Genelge ve “E¤itimde Kalite Ödülü El Kitab›”nda yer
alan kriterler esas al›narak il düzeyinde ödül baflvurusu yap›lmas› sa¤lanm›flt›r. Ödül baflvuru raporlar›n›n illere göre da¤›l›m› Tablo 1’de verilmifltir.
Tablo 1’de görüldü¤ü üzere y›l›n kaliteli okulu/kurumu kategorisinde ödül baflvurusu yapan il
say›s› 52, ödül baflvurusu yapmayan il say›s›
29’dur. Y›l›n kaliteli ekibi kategorisinde ise 54 il
ödül baflvurusu yaparken 27 il yapmam›flt›r. E¤i-
ocak 2007
timde kalite ödülü uygulamas›n›n ilk y›l› olmas›
nedeniyle ödül baflvuru say›s›n›n beklenenin üzerinde oldu¤u söylenebilir. Ödül baflvuru raporlar›n›n okul türlerine göre da¤›l›m› ise Tablo 2’de
verilmifltir.
Tablo 2 incelendi¤inde Millî E¤itim Bakanl›¤›na ba¤l› oldukça çeflitli tür ve kademedeki
okul/kurumun ödül baflvurusu yapt›¤›n› söylemek mümkündür. Y›l›n kaliteli okulu/kurumu kategorisinde; 2 anaokulu, 29 ilkö¤retim okulu, 10
de¤iflik türde lise, 9 de¤iflik türde meslek lisesi ile
2 rehberlik araflt›rma merkezi (RAM) olmak üzere
52 okul/kurum ödül baflvurusu yapm›flt›r.
Y›l›n kaliteli ekibi kategorisinde ise; 3 anaokulu, 25 ilkö¤retim okulu, 9 de¤iflik türde lise,
15 de¤iflik türde meslek lisesi ve 2 il millî e¤itim
müdürlü¤ü ile 54 okul/kurumun ödül baflvurusu
yapt›¤› görülmektedir. Ödül baflvuru say›lar›n›n
genel olarak da¤›l›m›na bak›ld›¤›nda; okul tür ve
kademelerine göre 5 anaokulu, 54 ilkö¤retim
okulu, 19 de¤iflik türden lise, 24 de¤iflik türden
meslek lisesi, 2 RAM ve 2 il millî e¤itim müdürlü¤ü olmak üzere her iki ödül kategorisinde 106
okul/kurum ödül baflvurusu yapm›flt›r.
Özel ö¤retim kurumlar› aras›ndan ise her iki
ödül kategorisinden 4 ilkö¤retim okulu ve 5 lise
olmak üzere toplam 9 özel okul, e¤itimde kalite
ödülü baflvurusu yapm›flt›r.
E¤itimde kalite ödülü baflvurular›yla ilgili
47
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
Tablo 2: Ödül Baflvuru Raporlar›n›n Okul Türlerine Göre Da¤›l›m›
Tablo 1 ve Tablo 2 verileri de¤erlendirildi¤inde,
2006 y›l› için TKY uygulamalar›n›n ödül süreciyle
daha anlaml› bir duruma geldi¤i söylenebilir.
Okullarda ve kurumlarda TKY uygulamalar› kapsam›nda ortaya konan iyi çal›flmalar›n ve örnek
uygulamalar›n; toplant›, konferans veya panel türü oturumlarla ülke genelinde paylafl›m›n›n sa¤lanmas› neticesinde daha anlaml› ve anlafl›l›r olaca¤› düflünülebilir. 2007 y›l› ödül süreci sonucunda elde edileceklerin önemli bir gösterge olaca¤›n› flimdiden belirtmek mümkündür.
Ödül Baflvuru Raporlar›n›
De¤erlendirme
Y›l›n kaliteli okul/kurumu ve y›l›n kaliteli ekibi kategorilerinde il birincisi 52 okul/kurum ve 54
ekip olmak üzere toplam 106 ödül baflvuru raporu, Bakanl›¤›m›z E¤itimde Kalite Hareketi Yürütme Kurulu üyeleri ve MEGEP sosyal ortaklar›ndan
oluflan “Bakanl›k De¤erlendirici Ekibi” taraf›ndan,
27 fiubat-3 Mart 2006 ile 9-10 Mart 2006 tarihleri
aras›nda de¤erlendirilmifltir. Yap›lan de¤erlendir-
48
me sonucunda ilk 10’a giren okul/kurum ile ilk
12’ye giren ekip raporlar› belirlenmifltir.
14 Haziran 2006 tarihinde yap›lan “Okullarda
TKY Uygulamalar› 2. Paylafl›m Toplant›s› ve Ödül
Töreni”nde dereceye giren okul/kurum ve ekipler Bakan›m›z Sn. Doç. Dr. Hüseyin ÇEL‹K’in elinden ödüllerini alm›fllard›r.
Derece Ödülleri
Y›l›n kaliteli okulu/kurumu kategorisinde birincilik ödülü; BURSA Tophane Anadolu Teknik
Lisesi, Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesine,
ikincilik ödülü; ANKARA/Keçiören Ayd›nl›kevler
Ticaret Meslek ve Anadolu ‹letiflim Meslek Lisesine verilmifltir. Üçüncülük ödülleri ise; BALIKES‹R
S›rr› Y›rcal› Anadolu Lisesi ile ESK‹fiEH‹R Av. Mail Büyükerman Anaokulu aras›nda paylafl›lm›flt›r.
Y›l›n kaliteli ekibi kategorisinde birincilik
ödülü; ‹STANBUL/Bahçelievler Özel Gökkufla¤›
Kolejine, ikincilik ödülü; ‹ZM‹R/Bornova Mazhar
Zorlu Anadolu Teknik ve Plastik Endüstri Meslek
Lisesine verilmifltir. Üçüncülük ödülleri; ED‹R-
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
NE/Meriç fiehit Ö¤retmen Ayd›n Y›lmaz ‹lkö¤retim Okulu ile SAMSUN/Havza Mehmet Öngel ‹lkö¤retim Okulu aras›nda paylafl›lm›flt›r.
Teflvik Ödülleri
Y›l›n kaliteli okulu/kurumu kategorisinde;
BARTIN Akçal› ‹lkö¤retim Okulu, ‹STANBUL/Zeytinburnu Tekstil Anadolu Teknik ve
Tekstil Meslek Lisesi, KAHRAMANMARAfi Anadolu Ö¤retmen Lisesi, KOCAEL‹ Seka ‹lkö¤retim
Okulu, R‹ZE Rehberlik Araflt›rma Merkezi ve TEK‹RDA⁄ Kamil Korkmaz Zafer ‹lkö¤retim Okuluna verilmifltir.
Y›l›n Kaliteli Ekibi Kategorisinde; ANKARA
Gülveren Lisesi, ANTALYA Zafer Anaokulu, B‹LEC‹K/Bozüyük Anadolu Seramik Meslek Lisesi ve
Meslek Lisesi, DEN‹ZL‹/Bekilli Defldemir Ayfle
Baflar ‹lkö¤retim Okulu, KARS/Sar›kam›fl Halitpafla ‹lkö¤retim Okulu, MU⁄LA/Milas Anadolu Ticaret ve Ticaret Meslek Lisesi, TOKAT Anadolu Teknik, Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi ve
ZONGULDAK/Çaycuma Sandallar ‹lkö¤retim
Okuluna verilmifltir.
Sonuç
E¤itimde kalite ödülü ile bafllat›lan sürecin
e¤itim kalitesine önemli katk›s› olaca¤› düflünülmektedir. TKY ilkelerinin okul/kurumlarda uygulanabilir bir ortam bulmas›n› sa¤layan özde¤erlendirme çal›flmalar› ve bu çal›flmalar›n devam›
niteli¤indeki iyilefltirme ve gelifltirme çal›flmalar›n›n okulun/kurumun paydafllar›n›n kat›l›m› ile
gerçeklefltirilmesi yeni bir çal›flma kültürünün
oluflumunu da sa¤layacakt›r. Okullar›n/kurumlar›n ilerleyecekleri yönü görmeleri, hedef koyarak
yap›lacaklar› planlamalar›, tak›m çal›flmas› ile sürekli iyilefltirme yapmalar› ve emsal kurumlarla
ocak 2007
e¤itim
kendilerini k›yaslayacaklar› ortak bir dil oluflturmalar› önemli geliflim ad›mlar›d›r. E¤itimde kalite
uygulamalar›n›n ödül süreciyle desteklenmesini
yeni bir heyecan ve yeni bir s›çrama olarak de¤erlendirmek mümkündür.
KAYNAKÇA
CAN, H. (1992). Organizasyon ve Yönetim. Ankara: Ad›m Yay›nc›l›k (2. Bask›).
ÇELEB‹, H.F. (2000). Toplam Kalite Yönetiminde
Motivasyon, Dr. Herzberg’in Motivasyon Teorisi ve Çal›flanlar›n ‹fl Tatmini Üzerinde Etkisi. (Yay›mlanmam›fl
Yüksek Lisans Tezi). Ankara: Gazi Üniversitesi, Makine
E¤itimi Anabilim Dal› Fen Bilimleri Enstitüsü.
ENSAR‹, H. (2000). 21. Yüzy›l Okullar› ‹çin Toplam Kalite Yönetimi. ‹stanbul: Sistem Yay›nc›l›k (2.
Bask›).
EREN, E. (1989). Yönetim Psikolojisi. ‹stanbul: ‹flletme ‹ktisadi Enstitüsü Yay›nlar›.
GÜLSEREN, H.Ö. (2003). MEB’de Toplam Kalite
Yönetimi Uygulamalar›n›n Örgüt Kültürüne Etkileri
(Yay›mlanmam›fl Yüksek Lisans Tezi). Ankara: Ankara
Üniversitesi, E¤itim Bilimleri Enstitüsü, E¤itim Yönetimi ve Teftifli Program›.
fi‹MfiEK, M. (1988). Yönetim ve Organizasyon.
Konya: Damla Ofset Matbaac›l›k ve Tic.A.fi.
fi‹MfiEK, M. (2004). Toplam Kalite Yönetimi. ‹stanbul: Alfa Yay›m Da¤›t›m Ltd.fiti. (4. Bas›m).
TERRY, G.R. (1977). Principles of Management.
Seventh Edition, Richard. D. IRWIN Inc. Homewood,
Illinois. Akt. ÇELEB‹, H.F. (2000). Toplam Kalite Yönetiminde Motivasyon, Dr. Herzberg’in Motivasyon Teorisi ve Çal›flanlar›n ‹fl Tatmini Üzerinde Etkisi. (Yay›mlanmam›fl Yüksek Lisans Tezi). Ankara: Gazi Üniversitesi, Makine E¤itimi Anabilim Dal› Fen Bilimleri Enstitüsü.
49
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
gündem
M‹LLÎ E⁄‹T‹M BAKANI
DOÇ. DR. HÜSEY‹N ÇEL‹K
YURT DIfiINDA Ö⁄REN‹M GÖRECEK
Ö⁄RENC‹LERE SESLEND‹
Millî E¤itim Bakan› Doç.
Dr. Hüseyin Çelik, Baflkent Ö¤retmenevi’nde, yurt d›fl›nda lisansüstü
ö¤renim görecek ö¤renciler için
düzenlenen “Yönlendirme Kursu”nun aç›l›fl›na kat›ld›. Buradaki
konuflmas›nda ö¤rencilere seslenen Bakan Çelik, 1929 y›l›nda yurt
d›fl›na burslu ö¤renci gönderilmesine iliflkin ç›kar›lan 1416 say›l› yasa çerçevesinde bugüne kadar pek
çok kiflinin e¤itim görerek, ülkesine dönüp hizmet verdi¤ini belirtti.
1980’li y›llarda dünyada 50
milyon yüksekö¤retim ö¤rencisi
bulundu¤unu, 2000’li y›llarda bu
rakam›n 100 milyona yaklaflt›¤›n›
kaydeden Millî E¤itim Bakan› Doç.
Dr. Hüseyin Çelik, bunun 2015 y›l›nda 200 milyona ç›kaca¤›n›n tahmin edildi¤ini söyledi. Dünyada 2
milyon ö¤rencinin kendi ülkesi d›fl›nda ö¤renim gördü¤ünü ifade
eden Çelik, art›k e¤itimin de küreselleflti¤ine, teknolojinin ve iletiflim
araçlar›n›n dünyay› “küçük bir
50
gular›yla gider gelirseniz, slogan
atman›za, ba¤›r›p ça¤›rman›za gerek yok. Makine mühendisi misiniz, makine konusunda en iyi flekilde yetiflip dönerseniz, en büyük
milliyetçisiniz.”
köy” hâline getirdi¤ine iflaret ederek, “Saatlerini 1940’larda durduranlar bugünü anlayamazlar” diye
konufltu.
Küreselleflmenin
faydal›
olup olmad›¤›n› tart›flman›n anlam›
kalmad›¤›n› belirten Millî E¤itim
Bakan› Doç. Dr. Hüseyin Çelik, bu
süreçte, Türkiye’nin yönlendirilen
mi yoksa yönlendiren bir ülke mi
olaca¤›n›n önem kazand›¤›n› ifade
eden Çelik, “Öyle hamasetle, kuru
kuruya laflarla milliyetçi olunmaz.
Milliyetçilik, icraatla olur. Vatan›n›
en çok seven insan, iflini en iyi yapan insand›r. Dolay›s›yla siz yurt
d›fl›na giderken “ülkeme tekrar dönece¤im. Orada ö¤rendiklerimi, birikimimi ülkeme tafl›yaca¤›m’ duy-
Bütün e¤itim hayat›n› paras›z yat›l› okullarda geçirdi¤ini, yurt
d›fl›na da Yüksekö¤retim Kanunu’nun 33. maddesine göre burslu
gitti¤ini ifade eden Doç. Dr. Hüseyin Çelik, sözlerini flöyle sürdürdü:
“Hangi maddeyle, hangi kanalla
gitti¤iniz önemli de¤il, orada ne
yapt›¤›n›z önemli. Orada geceli
gündüzlü laboratuarda bilgisayar›n›n bafl›nda çal›flan arkadafllar da
vard›; üzülerek ifade edeyim,
Londra’da kebapç›, dönerci dükkânlar›nda çal›flan 1416 say›l› kanunla gelen ö¤renciler de vard›.
Onlar size asla örnek olmamal›.
‘Buraya gelmiflken biraz para kazanal›m’ diyenleri de gördük. Asl›nda
devletin verdi¤i burs savurgan,
müsrif olmazsan›z sizi orada bafl›
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
gündem
dik flekilde idare etmeye yeter. Niye? Okul paran›z› biz veriyoruz,
k›rtasiye yard›m› yap›yoruz, yol paras› yard›m› yap›yoruz. Her ay maafl›n›z, bulundu¤unuz ülkedeki para birimi cinsinden hesab›n›za yat›r›l›yor. Böyle bir imkân varken, açgözlülük yap›p ‘buraya gelmiflken
dönercide çal›fl›rsam saati flu kadar
dolard›r, flu kadar pounddur’ hesab› yapmak, bence, kesinlikle size
bu görevi, sorumlulu¤u yükleyen
milletimize karfl› ihanet olur. Çünkü bu paralar, halk›m›z›n verdi¤i
vergilerle size ödeniyor.”
Türkiye’nin AB’ye aday oldu¤unu hat›rlatan Millî E¤itim Bakan› Doç. Dr. Hüseyin Çelik, binlerce yabanc› dil bilen, alan›nda iyi
yetiflmifl insanlara ihtiyaç duyuldu¤unu vurgulayarak, rekabet edilen
dünyan›n flartlar›n›n da göz önünde bulundurulmas› gerekti¤ini belirtti. Türkiye’nin, e¤itim için yurt
d›fl›na her y›l 40-50 kifli göndererek
bu ihtiyac› karfl›layamayaca¤›n› dile getiren Çelik, ilk etapta hiç olmazsa bin kifli gönderilmesinin ka-
rarlaflt›r›ld›¤›n› bildirdi. Doç. Dr.
Hüseyin Çelik, 5 y›lda 5 bin ö¤renci gönderilmesini hedeflediklerini,
sonuncu ekip gönderildi¤inde ilk
ekibin dönmüfl olaca¤›n› belirterek, böylece bir bilimsel hareketlilik de sa¤lanaca¤›n› kaydetti. Güney Kore’nin bu flekilde kalk›nd›¤›n› hat›rlatan Çelik, Güney Kore’de
bazen yurt d›fl›nda doktora ve master yapan ö¤renci say›s›n›n içerde
master ve doktora yapanlar›n birkaç kat›na kadar yükseldi¤ini söyledi. Çin’in bugün yurt d›fl›nda ö¤renim gören ö¤rencilerinin 800 bini buldu¤una dikkat çeken Çelik,
Çin’in küreselleflmenin fark›na vard›¤›n› ve yükselmeye bafllad›¤›n›,
di¤er ülkelerin ise Çin ile nas›l bafla ç›kacaklar›n› düflündüklerini belirtti. Bakan Çelik sözlerine flöyle
devam etti: “ABD, ‹ngiltere, Fransa,
Almanya yine var ama bugün Kanada, dünyan›n önemli bilim merkezlerinden birisidir. Art›k kimse
Avustralya’y› görmezlikten gelemez. Kimse Yeni Zelanda’n›n
birikimini göz ard› edemez. Hin-
distan, yaz›l›m alan›nda dünyada
bir numarad›r. Çin, art›k bizim için
önemli bir yerdir. 5 arkadafl›m›z
Güney Kore’deki tecrübeyi buraya
tafl›rsa bizim için hazine olur.”
Millî E¤itim Bakan› Doç. Dr.
Hüseyin Çelik, yurt d›fl›nda lisansüstü ö¤renim görecek ö¤rencilere
yapt›¤› konuflmas›n›n sonunda,
gidecekleri ülkelerdeki Türkler ile
yak›n iliflki içinde olmalar›n› ö¤ütlerken, sosyal çevrelerini tamamen
Türklerden oluflturmalar› hâlinde
dil ö¤renemeyecekleri konusunda
da uyar›da bulundu. Doç. Dr.
Hüseyin Çelik son olarak bu milletin, devletin ve hükümetin her
türlü fedakârl›¤› yapmaya haz›r oldu¤unu ifade ederek, “Eminim ki,
orada gariplik çekmeyeceksiniz.
Size bu imkânlar› haz›rlayan milletimize, devletimize vefa borcunuzu ayn› flekilde ödemenizi
diliyorum” dedi.
TÜB‹TAK’IN
ÖDÜL TÖREN‹
TÜB‹TAK’›n düzenledi¤i
2006 ulusal olimpiyatlar ile uluslararas› bilim olimpiyatlar›nda derece kazanan ö¤renciler ödüllendirildi. MEB fiura Salonu’nda düzenlenen ödül töreninde konuflan Millî
E¤itim Bakan› Doç. Dr. Hüseyin
Çelik, bilginin en büyük zenginlik
ocak 2007
kayna¤› oldu¤unu vurgulad›. “Bill
Gates’i zengin yapan bilgidir” diyen Bakan Çelik, Türkiye’nin bilim, ekonomi alan›nda kahramanlara ihtiyac› oldu¤unu kaydetti. Bakan Çelik, “Bizim kalemiyle kahramanl›k yapacak gençlere ihtiyac›m›z var” dedi.
51
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
gündem
Çal›flmalar›ndan dolay›
TÜB‹TAK’a ve Baflkan Vekili Nükhet Yetifl’e teflekkür eden Millî E¤itim Bakan› Doç. Dr. Hüseyin Çelik,
2003-2006 aras›nda TÜB‹TAK’›n bilim insan› yetifltirmek amac›yla 5
bin 200 ö¤renciye burs verdi¤ini
kaydederek projelere verilen deste¤i anlatan Bakan Çelik, 2002 y›l›nda 150 trilyon lira olan destek
miktar›n›n bu y›l 1 katrilyon 283 liraya yükseldi¤ini belirterek, “‹flte
bilim budur” diye konufltu. Olimpiyatlarda derece kazanan ö¤rencileri yetifltiren ö¤retmenleri ve velileri
de kutlayan Bakan Çelik, baflar› dile¤inde bulundu.
TÜB‹TAK Baflkan Vekili
Prof. Dr. Nükhet Yetifl de kurumun
uzun süredir bilim olimpiyatlar›
konusunda önemli bir rol üstlendi¤ini belirterek, nitelikli insan gücü
ve özellikle bilim insan› yetifltirilmesinde üzerine düflen görevi yerine getirmeye çal›flt›¤›n› ifade etti.
Olimpiyatlara kat›lan ö¤rencilerin ödül kazans›n kazanmas›n, bilimin öneminin fark›na vard›klar›n› kaydeden Yetifl, “Bu yolda
devam edin. Biz, her safhada size
destek vermeye devam edece¤iz”
diye konufltu.
Arjantin’de 9-16 Temmuz
2006 tarihleri aras›nda düzenlenen
17. Uluslararas› Biyoloji Olimpiyat›’nda gümüfl madalya kazanan
Ecem Zeliha Ergün de konuflmas›nda, kazand›¤› ödül ile ilgili
duygular›n› dile getirdi.
Konuflmalar›n ard›ndan
Çelik, “Türkiye’nin alt›n beyinleri”
dedi¤i ö¤rencilere ödüllerini verdi.
TÜRK‹YE’DE
‹NTERNET
KONFERANSI
Türkiye’de ‹nternet Konferans›, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde bafllad›. Konferans›n aç›l›fl›nda konuflan Millî E¤itim Bakan› Doç. Dr. Hüseyin Çelik,
20. yüzy›l›n en büyük keflfinin internet oldu¤unu belirterek, küreselleflme denen sürecin en büyük
aktörünün de yine internet oldu¤unu ifade etti.
Bugün toplumlarda en büyük zenginli¤in bilgi oldu¤unu
kaydeden Bakan Çelik, “Bill Gates’i dünyan›n en büyük zengini
yapan da budur” diye konufltu. Bakan Çelik, hükümetin çal›flmalar›yla Türkiye’de biliflim sektörünün
son 4 y›lda yüzde 400 büyüdü¤üne
52
venli¤i konusuna da de¤inen Bakan Çelik, güvenlik ve özgürlük
aras›nda mutlak bir denge olmas›
gerekti¤ini bildirdi. Yeryüzünde
suistimali olmayan, kötüye kullan›lmayan hiçbir fley olmad›¤›n› ifade eden Bakan Çelik, “Internet denince, benim akl›ma dünyan›n en
büyük sanal kütüphanesi geliyor,
ama nimet kötüye kullan›l›rsa felakete dönüflebilir” dedi.
iflaret ederek, internet kullan›m›n›n
yüzde 22’ye yükseldi¤ini, ancak
yeterli olmad›¤›n› söyledi.
Konuflmas›nda Internet gü-
‹nternetteki tek problemin
çocuk pornosu olmad›¤›n› ifade
eden Bakan Çelik, daha baflka tuzaklar da bulundu¤unu, bunlar›n
mutlak surette üstüne gidilmesi gerekti¤ini kaydetti.
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
gündem
Millî E¤itim Bakanl›¤›n›n,
800 bin ortaö¤retim ö¤rencisinin
s›nav baflvurusunu internet ortam›nda ald›¤›n› da ifade eden Bakan Çelik, “Posta yoluyla müracaatta baflvuru 8 kere gidip geliyordu. Bu, 6 milyon 400 bin posta demek. Bunu s›f›rlad›k, son 2 y›ld›r
bakanl›¤›m›z bunu elektronik postayla yap›yor” diye konufltu.
Bakan Çelik, ö¤retmen atamalar›nda da internet ortam›ndan
yararlan›ld›¤›n›, böylece mesai saatinin 7 gün 24 saate yükseldi¤ini,
bakanl›k koridorlar›n›n da kaostan
kurtuldu¤unu bildirdi. Tek partili
bir hükümet döneminin avantajlar›yla daha kolay kararlar alabildiklerini vurgulayan Bakan Çelik, pek
çok konuda elefltiriler ald›klar›n›
ifade ederek flunlar› kaydetti: “Siz,
bize karfl› icra gücünün yapmas›
gereken meselelerde sitemkar olabilirsiniz; peki biz kime sitem edelim. Biz hangi ad›m› at›yorsak Türkiye’de baflka bir mekanizma var.
Sosyal Güvenlik Kurumlar›n› tek
çat› alt›nda toplama ile ilgili prosedürün nerelere vard›¤›n› gördünüz. Bir ad›m at›yorsunuz, Türkiye’yi rahatlatmak ad›na. Sosyal güvenlik sistemi çökmüfl, BA⁄KUR
primleri ödenmiyor, BA⁄KUR
emeklileri artm›fl kimin umurunda.
Fildifli kulelerimizde oturuyoruz
çok rahat ahkam kesebiliyoruz.
Ama memleketin gerçeklerinden
maalesef baz› kurulufllar›m›z, kurumlar›m›z haberdar de¤il. Bu kurumlardan biz de muzdaribiz.”
Bakan Çelik, ö¤retmenlerin
biliflim teknolojisi konusunda iyi
yetiflmesi için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini ifade ederek,
ocak 2007
flunlar› söyledi: “Ama ‘bundan sonra gelen ö¤retmenler yetiflmifl olarak gelsinler’ dedik. ‘Asgari 25 kredi saatlik biliflim dersi almayan,
belli sertifikalara sahip olmayanlar
ö¤retmen olarak bize müracaat
edemez’ dedik. Dan›fltay, bunu iptal etti. Ben kime flikayet edeyim.
Türkiye’de, Dan›fltay üstünde baflka Dan›fltay yok ki. Yarg› karar›na
karfl› boynumuz k›ldan ince, bu karara uyaca¤›z. Ama ben bu karar›
be¤enmek zorunda de¤ilim, bunu
elefltirme hakk›na sahibim ve elefltiriyorum.”
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Tahsin Kesici de konuflmas›nda,
internetin son günlerde yararl›
yönlerinden çok zararl› taraflar›n›n
konuflulmaya baflland›¤›n› ifade
ederek, bu yaklafl›m›n do¤ru olmad›¤›n› bildirdi.
Gençlerin ve çocuklar›n internetten uzak tutulmamas› gere¤ini vurgulayan Prof. Dr. Kesici, interneti kötülemenin kolaya kaçmak olaca¤›n› söyledi. Prof. Dr.
Kesici, internette yay›nlanan her
fleyin do¤ru olmad›¤› bilincinin
yerlefltirilmesi gerekti¤ini vurgulayarak, “Sanal ortamda herkes, do¤ru ya da yanl›fl kendi görüflünü ortaya koyabiliyor. Bu konuda seçici
olmal›, gençlere do¤ruyu ö¤retmeliyiz” diye konufltu Prof. Dr. Kesici,
Türkiye’de internet altyap›s›n›n yeterli olmad›¤›n› ifade ederek, bu
konuda TÜRKSAT’a büyük görevler düfltü¤ünü bildirdi.
Türkiye Biliflim Derne¤i
Baflkan› Turhan Mentefl de internetin düzgün kullan›ld›¤›nda çok ya-
rarl› bir teknoloji oldu¤unu vurgulad›. ‹nternetin, Türkiye gündemine son günlerde çocuk pornosu
olay›yla girdi¤ine iflaret eden Mentefl, “Burada çok dikkatli olunmas›
gerek. Suçun internet ortam›nda
yap›lm›fl olmas› suçun niteli¤ini de¤ifltirmez. Çocuk pornosu normal
hayatta da suçtur. ‹nternet, bu suçu
kolaylaflt›rmaktad›r. Bu noktada titiz davran›lmas› gerekir” diye konufltu.
TÜRKSAT Genel Müdürü
Osman Dur ise dünyadaki geliflmifllik parametrelerinin art›k internete giren insan say›s›yla ölçüldü¤ünü belirterek, Türkiye’nin bu parametreleri iyi de¤erlendirmesiyle
global yar›flta ciddi bir mesafe alaca¤›na inand›¤›n› ifade etti.
TÜRKSAT’›n, bilginin ve iletiflimin oldu¤u yerde bulunmak istedi¤ini anlatan Dur, bilgiden iletiflime geçmek için kafa yorduklar›n›
bildirdi. Kablo ile ilgili hiçbir sorunlar›n›n olmad›¤›n› ifade eden
Dur, kablonun özelleflmesi için bir
an önce ad›m atmaya çal›flt›klar›n›
anlatt›.
Bilkent Üniversitesi Ö¤retim
Üyesi Mustafa Akgül de konuflmas›nda, Türkiye internetinde koordinasyon eksikli¤i bulundu¤unu belirterek, Telekom’da serbestleflme
sa¤lanamad›¤›n›, kablo konusunda
da durumun çok daha karmafl›k oldu¤unu ifade etti. Türkiye’de internet ortam›nda yönetiflim eksikli¤inin kanayan yara oldu¤unu ifade
eden Doç. Dr. Akgül, “Türkiye’yi
bilgi toplumuna tafl›yacaksak böyle
sorunlar›m›z olmamal›” dedi.
53
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
gündem
BEN‹MLE
OYNAR MISIN?
Millî E¤itim Bakan› Doç. Dr.
Hüseyin Çelik, “Benimle Oynar M›s›n?” adl› çocuk oyunlar› filminin,
Bakanl›k Baflö¤retmen Salonu’nda
yap›lan tan›t›m toplant›s›na kat›ld›.
Danone ile MEB’in iflbirli¤i içinde
gerçeklefltirilen toplant›da konuflan Bakan Çelik, çocukluk y›llar›n›
masallarla ve arkadafllar›yla oynad›klar› oyunlarla geçirdiklerini söyledi.
Yöresel oyunlar›n, çocuklar›n sosyalleflmesini, paylafl›m duygusunu yaflamas›n› sa¤layaca¤›n›
belirten Bakan Çelik, yöresel oyunlar›n yer ald›¤› film ile bu yöresel
oyunlar›n kaybolmamas› için de
önemli bir ad›m at›ld›¤›n› kaydetti.
“Mendil kapmaca”, “Sek sek” gibi
oyunlar›n tek kifliyle oynanmad›¤›n› ifade eden Bakan Çelik, çocuklar›n bir arada oynayacaklar› bu
oyunlarla sosyallefleceklerini, paylaflmay› ö¤reneceklerini anlatt›.
Bakan Çelik, teknolojinin
yayg›nlaflmas›n›n insanlar için
önemli bir avantaj oldu¤unu, ancak bunun dezavantajlar›n›n da
bulundu¤unu söyledi. Çocuklar›n
büyük ço¤unlu¤unun bilgisayar
oyunlar›n› tercih etmeye bafllad›k-
54
lu’nca süzgeçten geçirilen ve ‹lkö¤retim Genel Müdürlü¤ünce onaylanan yöresel oyunlar›n yer ald›¤›n›
bildirdi. Bakan Çelik, oyunlar› içeren filmin, Millî E¤itim Bakanl›¤›
internet sitesine konulaca¤›n› ve
her ilkö¤retim okulunda bu oyunlar›n bilgisayara indirilerek ö¤rencilere ö¤retilece¤ini belirtti.
lar›n›, bunun olumlu-olumsuz yönlerinin araflt›r›lmas› gerekti¤ini vurgulayan Bakan Çelik, çocuklar›n,
fliddet unsuru içeren bilgisayar
CD’lerini birbirlerine arma¤an ettiklerini, çocuklar›n bu oyunlarda
yüzlerce kiflinin öldü¤ü manzaralarla karfl› karfl›ya kald›klar›n› anlatt›.
Çocuklar›n bunu okulda arkadafllar›na uygulad›klar›n› belirten Bakan Hüseyin Çelik, bilgisayarla eve giren bu oyunlar›n çocuklar› son derece olumsuz etkiledi¤ini vurgulad›. Çocuklara “yapma-etme” demekle yetinmenin pedagojik bir yaklafl›m olmayaca¤›na
iflaret eden Bakan Çelik, çocuklara
olumlu baz› alternatifler sunulmas›
gerekti¤ini kaydetti.
Bakan Çelik, haz›rlanan
filmde, Talim ve Terbiye Kuru-
Oyunlar›n takip edilece¤ini
ve çocuklar aras›nda en çok hangi
oyunun tutuldu¤u konusunda çal›flma yap›laca¤›n› anlatan Bakan
Hüseyin Çelik, bu oyunlara yenilerinin de eklenece¤ini bildirdi.
Bakan Hüseyin Çelik, Türkiye’de internetin çok olumsuz
amaçlarla kullan›ld›¤›n› ifade ederek, “Eskiden tuvalet arkas›na yaz›lanlar art›k internete yaz›l›yor. Hükümet, bunun önüne geçmek için
çal›flmalar yap›yor” dedi.
Projeye destek veren Danone Firmas› Genel Müdürü Serpil Timuray da proje ile çocuklar›n oyun
da¤arc›klar›n›n gelifltirilmesi, sosyal yanlar›n›n güçlendirilmesi, aktif
ve kat›l›mc› olarak yafl›tlar›yla daha
çok bir arada olabilmelerinin hedeflendi¤ini anlatt›.
ocak 2007
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
gündem
Toplant›da, Millî E¤itim Bakanl›¤› ‹lkö¤retim Genel Müdürü
Yüksel Özden ile Danone Genel
Müdürü Serpil Timuray, projeye
iliflkin protokolü imzalad›lar.
Bakan Çelik, daha sonra ilkö¤retim okulu ö¤rencilerinin,
Burdur yöresine ait “eski minder”,
Tokat yöresine ait “beyaz kelebekler” ve Kütahya yöresine ait “Pem-
be nine” adl› geleneksel oyunlar›n›
izledi.
Bakan Hüseyin Çelik, oyunlar›n ard›ndan çocuklarla birlikte
süt içti.
MEHMET AK‹F ERSOY
B‹LG‹ fiÖLEN‹
Millî E¤itim Bakan› Doç. Dr.
Hüseyin Çelik, Mehmet Akif Ersoy’un vefat›n›n 70. y›l› dolay›s›yla
E¤itim-Bir Sen, Memur-Sen, MÜS‹AD Ankara fiubesi, Polatl› Belediyesi, Sa¤l›k-‹fl ve Türkiye Yazarlar Birli¤i’nce Diyanet Vakf› Kocatepe
Konferans Salonu’nda düzenlenen
“70 Y›l Sonra Mehmet Akif Ersoy
Bilgi fiöleni”ne kat›ld›.
soy’un Safahat eserinin ilk s›ralarda
yer ald›¤›n› kaydetti. Bakan Çelik,
“Safahat’› bilmeyen bizi bilemez.
Safahat’› bilmeyen tarih içindeki
maceram›z›, bugüne geliflimizi bilemez. Bugünü de¤erlendiremez ve
Türkiye’yi yar›nlara haz›rlayamaz.
Bunun için Safahat’› bütün Türk çocuklar›na okutmak boynumuzun
borcudur” dedi.
Burada konuflan Bakan Çelik, de¤erli insanlar›n, gömülen hazineler gibi olduklar›n›, as›rlar geçse de tazeliklerini koruduklar›n› ve
eserleriyle yaflama devam ettiklerini
ifade etti. Bakan Çelik, ‹stiklal Marfl›’n›n flairi Mehmet Akif Ersoy’un da
Türk tarihinin en de¤erli insanlar›ndan biri oldu¤unu söyledi.
Bakan Çelik, tüm dünyada
bir ülkenin resmi dilinin o ülkenin
insanlar›n›n uzlaflma zemini oldu¤unu, ancak Türkiye’de ise dilin bir
çat›flma alan› haline getirildi¤ini ifade etti. “Dil meselesi maalesef Türkiye’nin kanayan yaralar›ndan biridir” diyen Çelik, flöyle devam etti:
“Dilde tasfiyecilik hareketi Türkçeye zarar vermifltir. Öz Türkçecilik
ad› alt›nda maalesef Türkçenin fakirlefltirilmesi prosedürü yaflanm›flt›r. Elbette Türkçe ba¤›ms›zl›¤›n› korumal›d›r.
Bakan Çelik, “Mehmet Akif
Ersoy, büyük mevkilerin, makamlar›n sahibi olmamas›na ra¤men e¤er
bugün gönüllerimizde yafl›yorsa,
gömülen bir hazine gibi tazeli¤ini
muhafaza ediyorsa, bu onun de¤erli bir flahsiyet, abide bir flahsiyet, örnek al›nmas›, okunmas› ve okutul-
ocak 2007
mas› gereken bir flahsiyet olmas›ndan kaynaklan›yor” diye konufltu.
Ersoy’un eserleriyle hem yaflad›¤› dönemi yans›tt›¤›n› hem de
gelece¤e yönelik önemli tespitlerde
bulundu¤unu vurgulayan Bakan
Çelik, Millî E¤itim Bakanl›¤›n›n lise
ö¤rencilerine yönelik olarak belirledi¤i 100 Temel Eser aras›nda Er-
Türkçe kendisi olmaktan ç›kmamal›d›r. Gelifltirilmeli, zenginlefltirilmelidir. E¤er biz Türkçeleflmifl
55
Bilim ve Aklın
Aydınlığında
e¤itim
gündem
kelimeleri Türkçe kabul etmezsek
bu iflin içinden ç›kamay›z. Yeryüzünde saf dil yoktur. Diller, kültürler birbirlerinden etkilenirler. Etkileflim son derece tabiidir. Ama etkileflim sonucu kendimiz olmaktan ç›karsak, bunu tabii karfl›lamak mümkün de¤ildir.”
Etkinli¤e “bilgi flöleni” ad›n›n
verildi¤ini, bunun sempozyum karfl›l›¤›nda kullan›ld›¤›n› belirten Bakan Çelik, “Yar›n verem bilgi flöleni
desek, böyle bir fley olabilir mi? Peki seminere, konferansa, foruma,
panele ne diyece¤iz?” fleklinde konufltu. Türkçeye mal olan ve günlük
hayatta kullan›lan kelimeleri öz
Türkçe olmad›¤› gerekçesiyle dilden atman›n yanl›fl oldu¤unu söyleyen Bakan Çelik, “Mehmet Akif’i
56
anlamak, onu özümsemek, Mehmet
Akif Ersoy’un sahip oldu¤u kelime
dünyas›na sahip olmak, o dünyaya
girebilmekle ilgili bir olayd›r. Dil,
kültürün en önemli tafl›y›c› unsudur. E¤er gençli¤imiz dilini kaybederse, kültürünü kaybetti demektir.
Bizi biz yapan güzellikleri nesilden
nesile aktarmak istiyorsak dilimizi
sa¤lam tutmak zorunday›z” dedi.
Türkiye’nin kendine has
özelliklerini kaybetmeden dünyan›n bir parças› olmas› gerekti¤ini ve
globalleflmenin d›fl›nda kalamayaca¤›n› da vurgulayan Bakan Çelik,
öz niteliklerin korunmas› noktas›nda Ersoy’un eserlerinin önemli bir
kaynak oldu¤unu bildirdi.
TBMM Anayasa Komisyonu
Baflkan› Burhan Kuzu da gençlerde
tarih bilgisi ve sevgisinin eksik oldu¤unu gözlemledi¤ini belirterek,
bu eksikli¤in giderilmesinin önemine de¤indi.
Etkinlikte Memur-Sen Genel
Baflkan› Ahmet Aksu, E¤itim-BirSen Genel Baflkan› Ahmet Gündo¤du, Türkiye Yazarlar Birli¤i fieref
Baflkan› Mehmet Do¤an, MÜS‹AD
Ankara fiube Baflkan› Hüdaverdi
Do¤an ve Polatl› Belediye Baflkan›
Yakup Çelik de Mehmet Akif Ersoy
ve eserlerinin önemine iliflkin konuflmalar yapt›lar.
“Mehmet Akif Ersoy Bilgi fiöleni”nin son gününde, adlar›n› yazar›n fliirlerinden alan oturumlarda
Ersoy’un eserleri ve dünya görüflüne iliflkin bildiriler sunuldu.
ocak 2007

Benzer belgeler