2013 Yılı Plan Bütçe Komisyonu Konuşması
Transkript
2013 Yılı Plan Bütçe Komisyonu Konuşması
2013 YILI BÜTÇE SUNUMU Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner Yıldız’ın, Bakanlığın 2013 Yılı Bütçesini TBMM Plân ve Bütçe Komisyonuna Sunuş Metni 14 Kasım 2012 STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri, Konuşmama başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2013 yılı Bütçesini sunmak üzere huzurlarınızda bulunuyorum. Bakanlığımız bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşları ile birlikte; yaklaşık 5 milyar liralık yıllık yatırım bütçesine ulaşmıştır. Bakanlığımız, ülkemiz adına çok önemli uluslararası projeleri yürütmekle birlikte ülkemizin enerji altyapı yatırımlarının gerçekleştirilmesi ve enerji piyasalarının rekabete dayalı olarak yeniden yapılandırılması sürecini yönetmektedir. Bakanlığımızca; Enerji sektöründeki gelişmeler dikkatle izlenmekte ve bunun neticesinde gerekli tedbirler alınmaktadır. Ülkemiz enerji arz güvenliğinin sağlanmasına Bakanlığımızca büyük önem verilmekte, artan enerji talebi dikkate alınarak enerji arz güvenliğimize yönelik politikalar oluşturulmaktadır. Bu bağlamda; enerji arz güvenliğinden kaynaklanan riskleri azaltmak için, Serbest piyasa unsurlarının işlevselliğinin artırılması, Yatırım ve ticaret ortamının iyileştirilmesi, Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına öncelik verilerek kaynak çeşitlendirmesinin sağlanması, Enerji sektörünün sürdürülebilirliğini temin etmek amacıyla enerji kaynaklarının, taşıma güzergâhlarının ve enerji teknolojilerinin çeşitlendirilmesi, Nükleer enerjinin sisteme entegrasyonu, Ülkemiz yeraltı ve yerüstü kaynaklarının ülke ekonomisine yüksek katma değer sağlayacak şekilde değerlendirilmesi, Enerji arz ve talep zincirinin her halkasında enerji verimliliğinin artırılması, Enerji diplomasisi kapsamında uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi yönündeki çalışmalarımız devam etmektedir. 1 Ülkemizdeki enerji talebi artışı ile birlikte dünya enerji talebi de her ülkede farklı oranlarda olmakla birlikte küresel ölçekte sürekli artmaktadır. Bu talebi karşılamak için küresel enerji yatırımları her yıl artış göstermektedir. Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre enerji sektörüne 2011-2035 yılları arasında küresel ölçekte toplam 37,9 trilyon dolar yatırım yapılacağı tahmin edilmektedir. Yatırımların; 16,9 trilyon dolarının elektrik sektörü (% 58 üretim, % 11 iletim ve % 31 dağıtım), 10 trilyon dolarının petrol sektörü (% 87 arama ve üretim, % 3 taşıma ve % 10 rafinaj), 9,5 trilyon dolarının gaz sektörü ( % 71 arama ve üretim, % 23 iletim ve dağıtım ve % 6 sıvılaştırılmış doğal gaz), 1,2 trilyon dolarının kömür sektörüne (% 94 madencilik ve % 6 taşıma) yapılması planlanmaktadır. 2011-2035 Yılları Arasında Yeni Politikalar Senaryosu Dikkate Alındığında Kaynaklara Göre Enerji Arzı Altyapı için Yatırımlar 2 Uluslararası Enerji Ajansının tahminlerine göre 12,13 milyar TEP olan dünya birincil enerji talebinin 2035 yılında; Mevcut enerji politikaları ile devam senaryosuna göre yüzde 51 oranında artışla 18,3 milyar TEP, Verimliliğin teşvik edildiği yeni politikalar senaryosuna göre yüzde 40 oranında artış ile 16,96 milyar TEP, 450 ppm senaryosuna göre yüzde 23 oranında bir artışla 14,85 milyar TEP’e ulaşması beklenmektedir. Söz konusu senaryoların tamamına göre fosil yakıtların (petrol, doğal gaz, kömür) payları nispeten azalmakla birlikte, miktarsal olarak artmakta ve bu yakıtlar hâkim kaynaklar olmaya devam etmektedir. 2035 Yılı Enerji Ve İklim Senaryolarına Göre Dünya Birincil Enerji Talebi Projeksiyonları Milyon Mevcut politikalar TEP 18.3 TEP 12.1 Milyar 16.9 TEP 14.9 Milyar TEP TEP Uluslararası Enerji Ajansı (UEA), 2011 *Atmosferde bir milyon partikül içerisinde 450 partikül sera gazı hedefi) 3 senaryosu Yeni politikalar senaryosu 450 ppm senaryosu* Milyar Milyar Dünya birincil enerji kaynaklarının yüzde 81’ini oluşturan fosil yakıtların 2035 yılındaki payı, mevcut enerji politikaları ile devam senaryosuna göre yüzde 80’e, yeni politikalar senaryosuna göre yüzde 75’e düşecektir. Uluslararası Enerji Ajansı projeksiyonlarına göre 2035 yılı birincil enerji talebinde kömürün payı, mevcut politikalar ile devam edilmesi durumunda yüzde 30, yeni politikalar senaryosuna göre yüzde 24 ve 450 ppm senaryosuna göre yüzde 16’dır. Petrolün ve doğalgazın payı her üç senaryoda da önemli derecede farklılıklar göstermemekte ve petrolün payının yüzde 27 ve doğal gazın payının yüzde 23 olacağı tahmin edilmektedir. Nükleer enerjinin birincil enerji kaynakları içinde payı yüzde 5,79 iken 2035 yılında mevcut enerji politikaları ile devam senaryosuna göre yüzde 6, yeni politikalar senaryosuna göre yüzde 7,15’e çıkması beklenmektedir. Dolayısı ile nükleer enerjinin önemini kaybetmeyeceği görülmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının 2035 yılındaki payının, mevcut politikalar senaryosuna göre yüzde 14 oranında, yeni politikalar senaryosu’na göre yüzde 18 ve 450 ppm senaryosuna göre ise yüzde 27 olacağı beklenmektedir. Türkiye, dünya ülkeleri arasında; birincil enerji tüketiminde 21. petrol tüketiminde 26. doğal gaz tüketiminde 20. kömür tüketiminde 14. elektrik tüketiminde 20. En fazla kömür rezervine sahip 17. En fazla kömür üreten 13. elektrik üretiminde 20., Jeotermal enerji kapasitesinde 12., güneş enerjisi kapasitesinde 27. rüzgar enerjisi kapasitesinde 16. ülke konumundadır. 4 2035 Yılı Birincil Enerji Talebi Projeksiyonu (Uluslararası Enerji Ajansı) 450 ppm senaryosu Kömür 16 25 21 11 3 16 8 Yeni politikalar senaryosu Petrol Doğalgaz 24 28 23 7 3 11 4 Nükleer Mevcut politikalar senaryosu Hidroelektrik 30 27 23 6 2 9 3 Biyokütle ve çöp gazı Diğer yenilenebilir kaynaklar 0 25 50 75 100 OECD ülkelerinde 2010 yılında 5,6 milyar TEP olan dünya birincil enerji talebinin yüzde 3,5 oranında artarak 2030 yılında 5,8 milyar TEP’e ulaşması beklenmektedir. OECD üyesi olmayan ülkelerde ise 2010 yılında 6,4 milyar TEP olan dünya birincil enerji talebinin yüzde 69 oranında artarak 2030 yılında 10,9 milyar TEP’e ulaşması öngörülmektedir. Türkiye, OECD ülkeleri içerisinde geçtiğimiz 10 yıllık dönemde enerji talep artışının en hızlı gerçekleştiği ülke durumundadır. Aynı şekilde ülkemiz, dünyada 2002 yılından bu yana elektrik ve doğal gazda Çin’den sonra en fazla talep artış hızına sahip ikinci büyük ekonomi olmuştur. Bakanlığımızca yapılan projeksiyonlar bu eğilimin orta ve uzun vadede de devam edeceğini göstermektedir. 5 Dünya Birincil Enerji Talebi Ülkemiz birincil enerji talebi 2011 yılında yaklaşık 115 milyon TEP olarak gerçekleşmiştir. Birincil enerji talebi içerisinde kömürün payı yüzde 31, doğal gazın payı yüzde 32, petrolün payı yüzde 27, hidrolik enerjin payı yüzde 4 ve yenilenebilir ve diğer enerji kaynaklarının payı yüzde 6’dır. 2023 yılında birincil enerji talebimizin yüzde 90 oranında artarak 218 milyon TEP’e ulaşması beklenmektedir. Kömürün payının yüzde 37, doğal gazın yüzde 23, petrolün yüzde 26, hidrolik enerjinin payı yüzde 4, nükleer enerjinin yüzde 4 ve yenilenebilir ve diğer enerji kaynaklarının yüzde 6 olması öngörülmektedir. 6 2023 Yılında Birincil Enerji Talebi 218 MTEP %4 %2 %4 %4 % 26 115 MTEP % 23 %4 %4 % 27 % 32 % 31 7 % 37 Enerji Politika ve Stratejilerimiz Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri, Konuşmamın bu bölümünde enerji sektöründe politika ve stratejilerin hayata geçirilmesine ilişkin çalışma ve uygulamalarımız hakkında bilgi vereceğim. Strateji ve politikalarımız; enerji arz güvenliği, alternatif enerji kaynakları, kaynak çeşitliliği, yerli kaynakların ekonomiye kazandırılması, sürdürülebilirlik, enerji piysalarında serbestleşme ve enerji verimliliği temellerine dayanmaktadır. Bu politikalarımız, jeopolitik konumumuzun avantajları kullanılarak ve ülke gerçekleri ile küresel ölçekli dinamikler çerçevesinde yönetilmektedir. Enerji arz güvenliğini esas alan temel politika ve amaçlarımız; Yerli kaynaklara öncelik vermek suretiyle kaynak çeşitliliğini sağlamak, Yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji arzı içindeki payını arttırmak, Enerji verimliliğini artırmak, Serbest piyasa koşullarına tam işlerlik kazandırmak ve yatırım ortamının iyileşmesini sağlamak, Petrol ve doğal gaz alanlarında kaynak çeşitliliğini sağlamak ve ithalattan kaynaklanan riskleri azaltacak tedbirleri almak, Jeostratejik konumumuzu etkin kullanarak, enerji alanında bölgesel işbirliği süreçleri çerçevesinde ülkemizi enerji koridoru ve terminali haline getirmek, Enerji ve tabii kaynaklar alanlarındaki faaliyetlerin çevreye duyarlı halde yürütülmesini sağlamak, Doğal kaynaklarımızın ülke ekonomisine katkısını artırmak, Endüstriyel hammadde, metal ve metal dışı madenlerimizin üretimlerini arttırarak yurt içinde değerlendirilmesini sağlamak, Maliyet, zaman ve miktar yönlerinden enerjiyi tüketiciler için erişilebilir kılmak şeklinde özetlenebilir. 8 Ülkemiz Enerji Sektörüne Genel Bakış Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri, Bu bölümde, ülkemiz enerji sektörüne ilişkin bazı temel göstergelere değinmek istiyorum. Ülkemizde, yüksek büyüme oranlarının sonucu olarak uzun yıllardan beri yıllık elektrik enerjisi tüketim artışı ortalama yüzde 7-8 seviyelerinde gerçekleşmiştir. 2002 yılında 129 milyar kWh olan elektrik üretimimiz, 2011 yılı sonunda 230 milyar kWh’e çıkmıştır. Üretim kapasite projeksiyonlarına göre bu artış önümüzdeki on yıllık süreç içinde de devam edecek olup, yıllık ortalama talep artışının yüksek talep senaryosunda yüzde 7,5 ve düşük talep senaryosunda ise yüzde 6,5 seviyelerinde oluşması öngörülmektedir. Son yıllarda, belirli bir anda talep edilen en yüksek elektrik enerjisi talebi (puant talep); 2009 yılında 29.870 MW, 2010 yılında 33.392 MW, 2011 yılında 36.122 MW, 2012 yılı içinde rekor seviyede bir artışla Temmuz ayında 39.045 MW olarak gerçekleşmiştir. 2002 yılında 31.846 MW olan elektrik enerjisi kurulu gücümüz 2012 yılında Eylül ayı sonu itibarıyla yüzde 75 artışla 55.633 MW’a yükselmiştir. Bu rakam Ekim ayı sonunda 55.785 MW’a ulaşmıştır. 2011 yılında işletmeye alınan santrallar ile elektrik enerjisi kurulu gücümüze 3.387 MW’lık kapasite eklenmiştir. Ayrıca ülkemizde 2002 yılında 300 olan elektrik üretim santrali sayısı, 2011 yılı sonu itibarıyla 643’e, 2012 yılı Ekim ayı sonu itibarıyla ise 743’e yükselmiş olup 2012 yılı içerisinde 2.874 MW’lık kapasite artışı olmuştur. 9 Ülkemiz Elektrik Üretim Değerleri (Milyar kWh) 250 200 MILYAR KWH 150 100 50 0 Üretim Değeri 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 129 141 151 162 176 192 198 195 211 229 2012 Eylül Sonu 182 2012 Yılı Eylül Ayı Sonu İtibarı ile Elektrik Enerjisi Üretiminin Birincil Enerji Kaynaklarına Göre Dağılımı (%) Rüzgar 2,4% Jeotermal 0,3% Diğer 0,9% Kömür 27,2% Hidrolik 25,9% Fuel-Oil 1,6% Yenilenebilir 0,3% Doğal Gaz 41,4% 10 Ülkemiz Toplam Elektrik Üretim Kurulu Gücü (MW) 60.000 50.000 40.000 MW 30.000 20.000 10.000 0 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Eylül Sonu Kurulu Güç 31.846 35.587 36.824 38.820 40.502 40.836 41.817 44.761 49.524 52.911 55.785 2012 Yılı Eylül Ayı Sonu İtibarı İle Kurulu Gücün Birincil Enerji Kaynaklarına Göre Dağılımı (MW-%) Jeotermal 114 Rüzgar 0,2% 2.106 3,8% Diğer 3.859 6,9% Kömür 12.526 22,5% Fuel-Oil 1.196 2,1% Hidrolik 18.596 33,4% Doğal Gaz 17.089 30,7% Yenilenebilir 147 0,3% 11 2002’de 41.933 km olan elektrik iletim hattımız yapılan yatırımlarla 2012 yılı Ekim ayı sonu itibarıyla 49.993 km’ye çıkarılmıştır. Ülkemiz İletim Hattı Uzunluğu (km) 52.000 50.000 48.000 46.000 44.000 42.000 40.000 38.000 36.000 2002 2012(Ekim Sonu) Toplam trafo gücümüz 2002’de 65.133 MVA iken elektrik iletim hattı alt yapımızı güçlendirmek için yapılan yatırımlarla trafo gücümüz 2012 yılı Ekim ayı sonu itibarıyla 108.378 MVA’ya çıkarılmıştır. Ayrıca TEİAŞ’ın 2012 Yılı Yatırım Programında yer alan projelerinden 26 adet 2000 MVA gücünde trafo merkezi tesislerinin 2012 yılı sonu itibarıyla tamamlanması planlanmıştır. Elektrik dağıtım hattımız ise 2002 yılında 812.399 km iken 2012 yılı Ekim ayı itibarıyla 1.000.000 km’ye ulaşmıştır. 12 Ülkemiz Elektrik Dağıtım Hattı Uzunluğu (km) 1.000.000 900.000 800.000 700.000 600.000 500.000 400.000 300.000 200.000 100.000 0 2002 2012(Ekim sonu) Elektrik piyasasının serbestleştirilmesi için yürütülen çalışmalar çerçevesinde, üç uzlaştırma dönemini temel alan geçiş dönemi dengeleme ve uzlaştırma mekanizması yerine, 1 Aralık 2009 tarihi itibarıyla nihai Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliğinin (DUY) yürürlüğe girmesi ile birlikte, temel amacı Sistem İşletmecisine (TEİAŞ) gün öncesinden dengelenmiş bir sistem sağlamak olan ve gün öncesi ticareti için kullanılan “Gün Öncesi Planlama” ve arz ve talebin gerçek zamanlı dengelenmesi amacına hizmet eden “Dengeleme Güç Piyasası” olmak üzere iki ayrı piyasa oluşturulmuş bulunmaktadır. Ayrıca dengesizliklerin uzlaştırılması da saatlik olarak yapılmaya başlanmıştır. 01 Aralık 2011 itibarıyla da Gün Öncesi Planlamanın yerini katılımın zorunlu olmadığı, talep tarafı yönetimine ve piyasa ayrışımına imkan tanıyacak olan “Gün Öncesi Piyasası” almıştır. Önümüzdeki yılda gün içi piyasa temelli olmak üzere Enerji Piyasası İşletme Anonim Şirketi (EPİAŞ) bünyesinde enerji borsasının kurulması için gerekli çalışmalar yürütülmektedir. Doğal gazın kullanılmaya başlandığı 1987 yılında 500 milyon sm3 olan yıllık yurtiçi doğal gaz tüketimimizin 2012 yılı bitimine kadar 48,5 milyar sm3 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. Öte yandan 2002 yılında 4.510 km olan doğal gaz iletim boru hattı uzunluğu, devam eden hatların tamamlanarak işletmeye alınması ile bugün itibarıyla 12.215 km’ye ulaşmıştır. 13 Doğal Gaz İletim Boru Hattı Uzunluğu (km) 14.000 12.000 10.000 8.000 6.000 4.000 2.000 0 20122012 Ekim Sonu 2002 Devam eden doğal gaz iletim boru hatlarının tamamlanarak işletmeye alınması ile 2012 yılı sonunda ise boru hatlarımızın yaklaşık 12.290 km’ye ulaştırılması hedeflenmektedir. 2002’de sanayi ile konutta 5 şehrimize, sadece sanayide ise 9 şehrimize giden doğal gaz iletim hattı, bugün itibarıyla 71 şehrimize ulaşmıştır. Diğer illerimize de doğal gaz arzı sağlamaya yönelik olarak Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ) Genel Müdürlüğü ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından çalışmalar devam etmektedir. “Yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji arzı içindeki payını arttırmak” Yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji arzı içindeki payının arttırılmasına yönelik olarak hem yasal altyapı çalışmalarını hem de sektörü harekete geçirecek kapsamlı çalışmaları yürütmekteyiz. Yenilenebilir enerji kaynağına dayalı üretim tesisleri için sağlanan fiyat teşviğinin kaynak bazında yeniden düzenlenmesi ve bahse konu tesislerle ilgili yerli imalatlara verilecek ilave teşviklerin belirlenmesi amacıyla 5346 sayılı Kanunda değişiklik yapan 6094 sayılı Kanun 8 Ocak 2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 6094 sayılı kanun kapsamında, yenilenebilir enerji kaynağına dayalı üretimde tesis tipine göre; hidroelektrik üretim tesisi ile rüzgar enerjisine dayalı üretim tesisi için 7,3, jeotermal enerjisine dayalı üretim tesisi için 10,5, biyokütleye dayalı üretim tesisi (çöp gazı dahil) ile 14 güneş enerjisine dayalı üretim tesisi için 13,3 (ABD Doları cent/kWh) fiyat desteği sağlanmıştır. Ayrıca kanun kapsamında, yurt içinde gerçekleşen imalat için de teşvik mekanizması getirilmiştir. Bahse konu kanun kapsamında “Güneş Enerjisine Dayalı Elektrik Üretim Tesisleri Hakkında Yönetmelik” ile “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Enerjisi Üreten Tesislerde Kullanılan Aksamın Yurt İçinde İmalatı Hakkında Yönetmelik” 19 Haziran 2011 tarihli ve 27969 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. “Güneş Enerjisine Dayalı Elektrik Üretim Tesisleri Hakkında Yönetmelik” kapsamında; güneş enerjisine dayalı elektrik üretim tesislerinde kullanılan aksamın sahip olması gereken standartlar, test yöntemleri ve denetimi düzenlenmiş ayrıca güneş enerjisine dayalı veya güneş enerjisi ile birlikte diğer enerji kaynağı kullanan hibrit tesislerde üretilen elektrik enerjisi içerisindeki güneş enerjisine dayalı üretim miktarlarının denetimi ile ilgili usul ve esasları düzenlenmiştir. Bununla birlikte, "Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Enerjisi Üreten Tesislerde Kullanılan Aksamın Yurt İçinde İmalatı Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" 26 Temmuz 2012 tarihli ve 28365 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelik ile 5346 sayılı YEK Kanunun ekinde yer alan II sayılı Cetvele göre ülkemizde imal edilecek parçalar için ilave fiyatın belirlenmesi, belgelendirilmesi ve denetlenmesi ile ilgili usul ve esaslar yeniden düzenlenmiştir. Bu çerçevede, yerli ekipman tanımına bütünleyici parçalar için en az yüzde 55’lik bir oran aranması öngörülmektedir. Yatırımcıların bu yöndeki taleplerini karşılamış durumdayız. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi yapan tesislerde yurt içinde üretilmiş ekipman kullanıldığı takdirde 0,4 ile 3,5 Dolar Cent arasında ilave fiyat desteği verilmektedir. Bu düzenleme ile birçok yerli ve yabancı yatırımcıların, ülkemizde ekipman üretim tesisleri açması yönünde çalışmalara başlaması sağlanacaktır. Eğer süreç bu şekilde devam ederse, ülkemiz bölgede en büyük yenilenebilir ekipman ve parça tedarikçisi olacaktır. Bunun yanında Güneş enerjisine dayalı elektrik üretim tesisi kurmak için yapılacak lisans başvuruları kapsamında yatay yüzeye gelen yıllık toplam güneş radyasyonu değerinin 1.620 kWh/m2.yıl’a eşit veya yüksek olması zorunluluğuna ilişkin duyuru Bakanlığımızca 04 Şubat 2012 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. 2002 yılında 12.241 MW olan hidrolik kurulu gücümüz yüzde 49 artışla 2012 yılı Ekim sonu itibarıyla 18.747 MW’a ulaşmıştır. Bugün itibarıyla ekonomik kategoride olduğu belirlenen 140 milyar kWh/yıllık Türkiye hidrolik enerji potansiyelinin yüzde 37’lik kısmı işletmede, yüzde 21’lik kısmı (özel teşebbüs tarafından yapımı sürdürülen projeler dahil) ise inşa halindedir. 15 2012 yılı Eylül ayı sonu itibarı ile 8.953 MW kurulu gücünde 302 adet yeni rüzgar projesine lisans verilmiştir. 2002 yılında neredeyse yok sayılacak düzeyde (18,9 MW) olan rüzgar enerjisi kurulu gücü 2012 yılı Ekim ayı itibarıyla 2.106 MW’a ulaşmıştır. Bir diğer yenilenebilir enerji kaynağı olan jeotermal enerjinin yenilenebilir enerji kaynaklarımıza dahil edilmesine yönelik sürdürülen çalışmalarla 2002 yılı sonu itibarıyla sadece 17,5 MW olan jeotermal kurulu gücümüz ise bugün itibarıyla yaklaşık 114,2 MW’a ulaşmıştır. Ülkemiz Jeotermal kaynaklar yönünden zengin konumda ve teorik potansiyelimiz 31.500 MWt’dir. Özellikle 1990 yılından bu yana durma noktasına gelen jeotermal enerji arama çalışmaları; son yıllarda hızlandırılarak, ülkemizde 40 yılda görünür hale getirilen jeotermal kaynak ısı kapasitesi 3.100 MWt iken, son 8 yılda (2004 yılından itibaren) yaklaşık yüzde 54 arttırılmış, doğal çıkışlarla birlikte 4.809 MWt’e yükseltilmiştir. 1962 yılından beri açılan toplam 544 kuyunun 196 adedi bu dönemde açılmıştır. Ülkemizde jeotermal enerjiden doğrudan kullanım olarak, merkezi ısıtma, sera ısıtması ve termal turizmde yararlanılmaktadır. Ülkemizde 19 yerleşim alanında merkezi konut ısıtması (889.443 konut eşdeğeri, 805 MWt), 19 sahada seracılık (2,83 milyon m2, 506 MWt) ve 350 adet termal tesiste tedavi ve termal turizm amaçlı yararlanılmaktadır. MTA tarafından keşfedilen sahaların ihale yolu ile yatırımcıya devri 5686 Sayılı Kanun ile mümkün hale getirilmiştir. Bu kapsamda 2008-2012 yılları arasında gerçekleştirilen ihaleler sonucunda 16 adet enerji üretimine, 69 adet ısıtma ve termal turizme uygun, toplam 85 saha ihale edilerek yatırımcıya devredilmiş ve ülkemiz ekonomisine yatırım olarak kazandırılmıştır. Özelleştirme kapsamında devredilen Denizli-Kızıldere jeotermal sahası ile birlikte devredilen jeotermal sahaların ihale bedeli toplam 546,9 milyon $’dır. 2002 yılında 12.277 MW olan yenileneblir enerji kaynakları kurulu gücümüz yüzde 65 oranında artarak 2012 yılı Ekim ayı sonu itibarı ile 21.114 MW’a ulaşmıştır. 2002 yılında yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimimiz 34 milyar kWh iken, 2011 yılında yüzde 71 artışla 58,2 milyar kWh’a çıkmıştır. 2012 yılı içinde işletmeye alınan yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi yapan santralların toplam kurulu gücü 2.014 MW olup bunların; 378 MW’ı rüzgar, 1.610 MW’ı hidrolik, 26 MW’ı çöp gazı 16 elektrik üretim santrallarıdır. Ar-Ge projeleri sonucunda geliştirilecek teknoloji ve çözümlerin, özellikle yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi alanında kullanımı ile bu konulardaki dışa bağımlılığın azaltılması amacıyla Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile TÜBİTAK arasında 13 Ağustos 2012 tarihinde imzalanan protokol kapsamında, önümüzdeki 10 yıllık dönem içerisinde Ar-Ge projeleri gerçekleştirilecektir. “Yerli kaynaklara öncelik verilmek sureti ile kaynak çeşitliliğini sağlamak” Yerli Fosil Kaynaklarımız Bakanlığımız tarafından yapılan arz planlamalarında, 2023’e kadar yerli linyit, taşkömürü, petrol ve doğal gaz potansiyelimizin tamamının ortaya çıkarılması hedeflenmiştir. Bu kapsamda, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü (TKİ) ve Elektrik Üretim Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü (EÜAŞ) uhdesinde bulunan kömür sahalarının santral yapma koşuluyla özel sektöre devredilmesi ve ekonomiye kazandırılmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Ayrıca, ülkemizin kömür potansiyelini daha doğru bir şekilde belirleyebilmek için ise 2005 yılından itibaren başta Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) ve TKİ olmak üzere, ilgili kuruluşlarımızın imkanları seferber edilerek bir kömür arama hamlesi başlatılmıştır. Elektrik üretiminde kullanılan yerli kaynaklarımızdan linyitten elde edilebilecek elektrik enerjisi üretim potansiyeli olarak, MTA tarafından yeni keşfedilen sahalarla birlikte ülkemizde 17.000 MW santral kurulabilecek güce sahip linyit rezervi bulunmaktadır. Diğer yandan Eskişehir, Alpu-Dinar’da MTA tarafından çalışmalara devam edilmekte olup, Denizli Çivril, IspartaŞarkıkaraağaç ve Konya Ilgında yeni sahalar belirlenmiştir. Linyit rezervlerimizden üretilebilecek elektrik üretim potansiyelinin tespitine yönelik fizibilite çalışmaları Bakanlığımız ilgili birimleri tarafından yürütülmektedir. Türkiye Kömür işletmeleri (TKİ) Genel Müdürlüğü uhdesinde 2,76 milyar ton linyit rezervi bulunmakta olup bu rezervlerin elektrik ürem amaçlı kullanımı için özel sektöre rödevans usulü ile ihale edilmesi çalışmaları sürdürülmektedir. TKİ tarafından 2011 yılında yapılan toplam linyit üretim miktarı 33,4 milyon ton olarak gerçekleştirilmiştir. 2012 yılında 32,8 milyon ton üretim yapılması programlanmış, 2012 Ekim ayı sonu itibarıyla gerçekleşme 28,2 milyon ton olmuştur. TKİ tarafından 2011 yılında yapılan 17 dekapaj miktarı 210 milyon m3’tür. 2012 yılında ise Ekim ayı sonu itibarıyla gerçekleşme 129 milyon m3 olmuştur. 2011 yılında yapılan satış miktarı 35,4 milyon tondur. Bunun 27,7 milyon tonu termik santrallara, 7,7 milyon tonu ise teshin ve sanayiye verilmiştir. 2012 yılı için 26,6 milyon tonu termik santrallara olmak üzere toplam 34,0 milyon ton kömür satışı programlanmış, 2012 Ekim ayı sonu itibarıyla gerçekleşme 22,7 milyon tonu termik santrallara olmak üzere toplam 28,5 milyon ton düzeyinde olmuştur. Yıl sonunda program hedefi tutturulacaktır. Önceki dönemlerde termik santral kurma şartı ile ihaleleri yapılarak çalışmalara başlanılan; Bolu-Göynük (270 MW), Eskişehir-Koyunağılı (294 MW), Şırnak-Silopi ve Şırnak-Merkez (toplam 810 MW) sahalarındaki projelerin tamamlanıp devreye alınması planlanmış olup bu yöndeki çalışmalar devam etmektedir. Buna ilaveten; 2012 yılında Adana/Tufanbeyli’deki (600 MW) sahamızın da aynı kapsamda ihalesi yapılarak ihaleyi kazanan firma ile 2012 Haziran ayında sözleşme imzalanmıştır. Aynı şekilde Soma-Deniş (450 MW) sahasının 2012 Ağustos ayında ihalesi yapılarak kazanan firma ile 2012 Ekim ayında sözleşme imzalanmıştır. Yine, Bursa Davutlar ve Harmanalanı (toplam 270 MW) sahaları için de 1 Kasım 2012 tarihinde ihaleye çıkılmış ve kazanan firma ile önümüzdeki günlerde sözleşme imzalanacaktır. TKİ ayrıca, yer altı kömür üretim miktarının artırılması için projeler yürütmektedir. Bu projelerin yanında, temiz kömür teknolojileri konusunda çalışmalar sürdürülmekte olup özellikle kömürün gazlaştırılması konusuna hız verilmiştir. Kömürün daha çevre dostu olarak tüketilmesi ve değişik kullanım alanlarının oluşturulması için AR-GE projeleri yürütülmektedir. Yürütülen projeler sayesinde düşük kalorili kömür rezervlerimizde ekonomiye kazandırılmış olacaktır. Düşük kalorili linyitleri yakabilecek bir kazan tasarımı geliştirmek üzere Bakanlığımız tarafından TÜBİTAK ile işbirliği içerisinde “Milli Kazan Projesi” çalışmalarına başlanmıştır. Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) Genel Müdürlüğü bünyesinde 4,8 milyar ton linyit rezervi bulunmaktadır. Bu rezervin yaklaşık 4,3 milyar ton’u Afşin-Elbistan havzasında bulunmaktadır. Afşin-Elbistan kömür havzasındaki C ve E kömür sahaları için danışmanlık hizmet alımı ihalesine çıkılmış ve sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşme kapsamında, danışman firmanın projelerin gerçekleşmesini teminen hazırladığı Strateji Raporu idare tarafından değerlendirilmiş ve onaylanmıştır. Projelerin uygulanabilirliğine dair hazırlanan ön fizibilite raporları değerlendirilmiş ve kabul edilmiştir. İhale dokümanları danışman firma tarafından teslim edilmiş olup, değerlendirilmektedir. İhale dokümanlarına son şekli verilerek ihale takvimi oluşturulacaktır. 18 Çayırhan II. Saha Sondajlı Etüt Projesi ile ilgili olarak MTA ile 14 Temmuz 2010 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. Proje kapsamında yapılacak sondaj, kömür analizleri ve hidrojeolojik etütler sonucunda sahadaki kömürün özelliklerinin yanı sıra sahanın kömür rezervi belirlenmiş olacaktır. Proje tutarı 147,3 milyon TL’dir. Toplam 261.900 metre sondaj yapılacak olup Eylül 2012 sonu itibarıyla 211.913 metre sondaj yapılmıştır. Afşin Elbistan Kömür Havzası Üst Akifer Drenajı ve Susuzlaştırma Projesi için MTA ile sözleşme imzalanmıştır. Proje, Afşin –Elbistan A ve B Termik Santralları ile Kışlaköy Kömür İşletmesinde, işletme ve iş güvenliğini sağlamak amacıyla yapılmaktadır. Proje tutarı 38,5 milyon TL’dir. 11 milyar kWh/yıl potansiyele sahip olan taşkömürünün ise yüzde 21’lik kısmı değerlendirilmiş durumdadır. Bu potansiyelin değerlendirilmesinde, yüksek verimin sağlanmasına ve çevrim teknolojilerinin kullanılmasına ayrı bir önem verilmektedir. 5177 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemelerle özel sektörün Zonguldak Havzasında rödovans yoluyla üretim yapabilmesinin önü açılmış, böylece havzadaki taşkömürü ve diğer yer altı kaynaklarımızın en iyi şekilde değerlendirilmesi, üretim ve istihdamın arttırılması ile bölge ekonomisine canlılık kazandırılmıştır. Bu kapsamda 29 taşkömürü, 3 kuvars kumu ve 1 boksit olmak üzere toplam 33 saha rödovans yoluyla özel sektör işletmeciliğine açılmıştır. Günümüzde deniz araştırmaları teknolojisinin büyük hızla ilerlemesiyle bir çok ülke, kutuplarda da dahil olmak üzere tüm denizlerde doğal kaynakların tespit edilmesi ve işletilmesi yönünde yoğun bir yarışın içerisine girmiştir. Bu değerlendirmeler ışığında, denizlerdeki doğal kaynakların aranması ve araştırılması amacıyla MTA tarafından modern, ulusal yeni bir araştırma gemisinin temin edilmesi yönündeki girişimlerin gerçekleştirilmesi sonucunda, açık denizlerde, iki ve üç boyutlu derin sismik araştırma kapasitesinde bir gemiye sahip olacak olan ülkemiz bu yönden dışa bağımlılığından kurtularak söz konusu yarışın içerisine etkin bir şekilde girmiş olacaktır. Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) tarafından yürütülen ihale işlemleri sonucunda 24 Nisan 2012 tarihinde SSM ve yüklenici firma arasında “Sismik Araştırma Gemisi Tedarik Sözleşmesi” imzalanmış, geminin yapımına 2012 yılında başlanmış olup, 2015 yılında tamamlanacaktır. Yeni sismik araştırma gemisi ile depremsellik, maden, petrol, doğal gaz arama, deniz kirliliği ve deniz altından geçen boru hatları ve diğer mühendislik hizmetlerine yönelik çalışmalar yapılabilecektir. 19 Bunun yanı sıra, gemiyle derin sularda yapılacak olan arama ve araştırmaların sığ deniz alanlarında da yapılabilmesine olanak sağlayacak olan 21 metre boyundaki MTA Selen Araştırma Gemisi 2011 yılı başında hizmete girmiştir. Bu araştırma gemisi ile sığ sularda jeoloji, jeofizik, hidrografi ve oşinografi çalışmaları yürütülmekte ve bu çalışmalar için ihtiyaç duyulan görüntüleme, ölçüm ve örnekleme işlemleri gerçekleştirilmektedir. Petrol ve doğal gaz yurtiçi arama yatırımlarımız ise 2002 yılına oranla yaklaşık 15 kat arttırılmıştır. 2002 yılı sonu itibarıyla 42 milyon Dolar olan yurtiçi toplam arama yatırımımız, 2012 yılında 610 Milyon Dolar olarak planlanmıştır. 2002 yılında 47.000 metre olan sondaj metrajı 2012 yılında 247.550 metre olarak öngörülmüş olup, 2012 Ekim ayı sonu itibarıyla 148.428 metre olarak gerçekleşme sağlanmıştır. TPAO Yurtiçi ve Yurtdışı Yatırımları (Milyon $) 1.600 1.400 1.200 Milyon $ 1.000 800 600 400 200 0 2002 2011 Yurtiçi Yurtdışı 2012 (Program) Toplam Türkiye Petrolleri, her geçen gün artan petrol ve doğal gaz ihtiyacımızı yurtiçi ve yurtdışı kaynaklardan karşılama yönündeki vizyonu ve misyonu doğrultusunda son yıllarda geliştirdiği yeni arama stratejisi ile faaliyetlerini ülkemizin yeterince aranmamış basenlerine, özellikle Karadeniz ve Akdeniz deniz alanlarına yönlendirerek, yatırımlarına büyük bir ivme kazandırmıştır. Ülkemizin hampetrol ve doğal gaz arzına katkıda bulunmak amacıyla yurtdışında da Azerbaycan, Irak, Libya, Kazakistan, Afganistan Kolombiya ve Kuzey Kıbrıs 20 Türk Cumhuriyeti’nde çalışmalarını sürdürmektedir. Yüksek donanımlı ve modern petrol arama sismik geminin satın alınmasına ilişkin süreç devam etmektedir. Ülkemizde 31 Ekim 2012 tarihi itibarıyla toplam 52 adet petrol arama ve üretim şirketi bulunmaktadır. Bu şirketler 385 adet arama ve 83 adet işletme ruhsatında faaliyet göstermektedir. “Tabii kaynaklarımızın ülke ekonomisine katkısını arttırmak” Ülkemizin karmaşık jeolojik ve tektonik yapısı nedeniyle çok çeşitli maden yataklarının bulunmasına olanak sağlamıştır. Türkiye, yeraltı kaynakları yönünden dünya madenciliğinde adı geçen 132 ülke arasında maden çeşitliliği itibarıyla 10’uncu sırada yer almaktadır. Başta endüstriyel hammaddeler olmak üzere, metalik madenler, enerji hammaddeleri ve jeotermal kaynaklar açısından ülkemiz zengindir. Günümüzde dünyada ticareti yapılan 90 çeşit madenden 77’sinin varlığı ülkemizde saptanmış, 60 civarında maden türünde üretim yapılmaktadır. 3213 sayılı Maden Kanununda yapılan değişikliklerle sektörde hareketlilik sağlanmış, sektörün ihracat ve milli gelir içindeki payında önemli artışlar olmuştur. Bu düzenlemeler kapsamında madencilik faaliyetlerinde kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasını sağlamak için yeni kriterler belirlenmiştir. Bu bağlamda ülkemizin maden kaynakları çantacı olarak tabir edilen oyunculardan kurtarılarak gerçek yatırımcının önü açılmıştır. 2012 yılında Ekim ayı sonu itibarıyla toplam 4.309 adet maden ruhsatı müracaatı yapılmıştır. Bu dönemde 2.059 adet arama, 1.256 adet işletme ruhsatı olmak üzere toplam 3.315 ruhsat düzenlenmiştir. 5995 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce toplam ruhsat sayısı 43.166 iken Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra bu sayı 14.380 adedi arama 13.137 adedi işletme olmak üzere toplam 27.517’e gerilemiştir. 2003 yılından itibaren sondajlı aramalara verilen önemle birlikte, 2002 yılında 100 bin metre olan kamu-özel sektör maden arama sondaj miktarı bugün itibarıyla 1 milyon 500 bin metre düzeyine ulaşmıştır. 21 Maden Arama Sondajı (Milyon metre) 1,60 1,40 Milyon metre 1,20 1,00 0,80 0,60 0,40 0,20 0,00 2002 2012 (Ekim Sonu) Metalik maden ve endüstriyel hammadde aramalarına yönelik olarak sondajlı çalışmalara da ağırlık verilmiş ve bu çalışmalar sonucunda önemli gelişmeler sağlanarak, yeni maden sahalarının varlığına yönelik bulgular elde edilmiştir. Bu kapsamda, 300 bin ton bakır, 60 ton altın, 4,5 milyar ton dolomit, 2,4 milyar ton kalsit ve 40 milyon ton seramik hammaddesi, 919 milyon ton feldispat, 573 milyon ton kuvarsit-kuvars kumu, 406 milyon ton mermer-doğaltaş, 1,8 milyar ton kaya tuzu rezervi ile 646 milyon ton sodyum sülfat potansiyeli rezervi tespit edilmiştir. 2002 yılında yaklaşık 700 milyon Dolar olarak gerçekleşen maden ihracatımız 2011 yılında 3 milyar 876 milyon Dolar ve 2012 yılı Ekim ayı sonu itibarıyla de 3 milyar 355 milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir. 22 Maden İhracatı (Milyar $) 4,0 3,5 3,0 MILYAR $ 2,5 2,0 1,5 1,0 0,5 0,0 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 İhracat Değeri 0,608 0,841 1,208 1,525 2,081 2,715 3,261 2,509 3,655 3,876 2012 Ekim Sonu 3,015 Madencilik sektörünün gayri safi yurtiçi hasıla içindeki değeri 2002 yılında 1 milyar 900 milyon Dolar olarak gerçekleşirken 2011 yılında 11 milyar 480 milyon Dolara, 2012 yılının ilk 6 aylık diliminde ise 5 milyar 04 milyon Dolara yükselmiştir. 23 Madenciliğin GSMH İçindeki Payı (Milyar $) 20,0 18,0 16,0 14,0 MİLYAR $ 12,0 10,0 8,0 6,0 4,0 2,0 0,0 Madenciliğin Payı 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 3,226 4,538 5,899 7,629 8,952 10,531 13,030 14,235 15,785 2011 2012 Ağustos Sonu 19,249 9,080 Bor Madeni ETİ Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün çalışmaları neticesinde dünya rezervinin yüzde 72’sine sahip olduğumuz bor madeninde, üretim, satış ve ihracat rakamlarında önemli ilerlemeler sağlanmıştır. 2002 yılında 436.000 ton olan bor kimyasalları ve eşdeğeri ürün üretimi 2011 yılında 1,8 milyon tona çıkarılmıştır. 2012 yılında ise 2,1 milyon ton bor kimyasalları ve eşdeğeri ürün üretimi programlanmış olup, Ekim sonu itibarıyla 1,5 milyon ton üretim gerçekleştirilmiştir. Bor ihracatında, konsantre ürünlerin payı azaltılırken, bor kimyasalları ve eşdeğeri ürünlerin payı katma değerinin yüksek olması nedeniyle arttırılmaktadır. 2002 yılında yüzde 65 bor kimyasalları ve eşdeğeri ürün, yüzde 35 konsantre bor şeklinde olan satış kompozisyonu, şu anda yüzde 92 bor kimyasalları ve eşdeğeri ürün, yüzde 8 konsantre bor şekline dönüşmüştür. 2011 yılı bor ihracat tutarı 2002 yılına göre yüzde 446 artarak 829 milyon Dolara ve toplam bor satış hasılatı ise 850 milyon Dolara yükselmiştir. 2012 yılında 790 milyon Doları ihracat olmak üzere toplam 815 milyon Dolar bor satışı gerçekleştirilmesi programlanmıştır. 2012 yılı Ekim sonu itibarıyla 462 milyon Dolar bor ihracatı gerçekleştirilmiştir. 24 Bor İhracatı (Milyon Ton) 1,80 1,60 1,40 Milyon Ton 1,20 1,00 0,80 0,60 0,40 0,20 0,00 2002 Konsantre Bor 2011 Bor Kimyasalları ve Eşdeğeri Ürün “Nükleer güç santrallarını arz kaynaklarımıza dahil etmek” Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı verilerine göre dünyada bugün elektrik üretiminin yüzde 13,5’i nükleer enerjiden sağlanmaktadır. Ayrıca yarısı Fransa, ABD ve Japonya’da olmak üzere dünyada 437 nükleer santral işletmede, 64’ü ise inşa halindedir. 25 Dünya Elektrik Üretiminin Kaynaklara Göre Dağılımı Petrol 5,5% Diğerleri 2,8% Hidro 15,9% Nükleer 13,5% Gaz 21,3% Kömür 41,0% Dünya Nükleer Santral Dağılımı Hindistan 4% Güney Kore 5% Diğerleri 13% Japonya 12% ABD 24% Çin 3% Ukrayna 3% Kanada 4% Rusya 7% Brezilya 1% İngiltere 4% Almanya 4% Fransa 13% 26 İsveç 2% Arjantin 1% Fransa elektrik üretiminin yüzde 74’ünü, Japonya yüzde 29’unu, Almanya yüzde 28’ini, ABD yüzde 20’sini nükleer enerjiden karşılamaktadır. Ülkemizde ise nükleer enerjinin enerji arz kaynaklarımız arasına dahil edilmesi, artan elektrik enerjisi talebinin karşılanması ve ithal yakıtlara bağımlılıktan kaynaklı risklerin azaltılması için elzemdir. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılında elektrik enerjisi ihtiyacımızın bugünkü düzeyin iki katından daha fazla yaklaşık 500 milyar kWh olacağı tahmin edilmektedir. Bu doğrultuda, yenilenebilir enerjiden ve enerji verimliliğinden maksimum düzeyde yararlanmaya çalışmamıza karşın kaynaklarımızın, hızla artan elektrik enerjisi ihtiyacımızı karşılamaya yetmemesi nükleer santralları bir zorunluluk olarak karşımıza çıkarmaktadır. Bunun yanısıra nükleer enerjiye alternatif olan fosil yakıtların kullanımı karbon salınımını arttırdığı için çevreye olumsuz etkileri olabilmektedir. Bu gerçekler karşısında ülkemizde, 2023 yılına kadar 2 nükleer güç santralinin devreye alınması ve 3. santral inşasına başlanması ile nükleer enerjinin elektrik enerjisi üretimimiz içerisindeki payının arttırılması hedeflenmektedir. Bu amaçla; Mersin İli Akkuyu Bölgesinde nükleer güç santralı kurulmasına yönelik 12 Mayıs 2010 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında yapılan anlaşma çerçevesinde projenin yürütülmesi için 13 Aralık 2010 tarihinde Akkuyu Nükleer Güç Santrali Elektrik Üretim A.Ş. adı ile proje şirketi kurulmuştur. Projeye ilişkin arazi tahsis işlemleri tamamlanmıştır. Proje Şirketi, EPDK’ya Elektrik Üretim Lisansı başvurusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ÇED Başvurusunu geçen yıl içerisinde yapmıştır. Ayrıca Proje Şirketi sermaye artırımı ile sermayesini 700 milyon dolara çıkarmıştır. Diğer taraftan, Akkuyu sahasına ilişkin olarak zemin etüt çalışmaları sürdürülmektedir. İlgili kurumlardan izin, lisans ve ruhsatlar alındıktan sonra inşaat süreci başlayacak ve en geç yedi yıl içerisinde santralın birinci ünitesi ticari işletmeye alınacaktır. Santralın gerek inşaatı gerek işletimi sırasında mümkün olduğunca Türk personelin eğitilmesi, çalıştırılması ve insan kaynakları potansiyelimizin geliştirilmesi, ayrıca en üst düzeyde yerli katkının kullanılması hedeflenmektedir. 2011 yılı Eylül ayında Türkiye’den 50 öğrenci Rusya’da MEPhI Üniversitesinde eğitim görmek üzere seçilmiş ve 22 Eylül 2011 tarihinde anılan program kapsamında Moskova’ya gönderilmişlerdir. Bu yıl da 67 öğrenci seçilmiş olup, Eylül ayı içerisinde Rusya’ya eğitim için gönderilecektir. Ülkemize kazandırmayı düşündüğümüz ikinci nükleer güç santralı için Japonya, Çin, Güney Kore ve Kanada ile teknik görüşmeler devam etmektedir. Vatandaşlarımızın haklı olarak 27 hassasiyet gösterdiği nükleer güvenlikle ilgili olarak Türkiye'de yapılacak santrallarda en son teknolojinin kullanılacağını ve lisanslama çalışmalarında bu konuya özen gösterileceğini özellikle belirtmek isterim. “Serbest piyasa koşullarına tam işlerlik kazandırmak ve yatırım ortamının iyileşmesini sağlamak” Ülkemizde, enerji sektöründe rekabete dayalı piyasaların oluşturulması stratejisi çerçevesinde, elektrik, doğal gaz ve petrol sektörlerinde sürdürülebilir bir büyümeyi temin edecek yatırım ortamının oluşturulmasına yönelik önemli aşamalar kaydedilmiş, enerji sektöründe rekabete dayalı ve işleyen piyasaların oluşturulmasına yönelik önemli adımlar atılmış, sektörde faaliyet gösteren kamu kuruluşları yeniden yapılandırılmış ve serbestleşmeye yönelik kurallar uygulanmaya başlanmıştır. Özel Sektör Yatırımları Ülkemiz enerji sektörünün 2023 yılına kadar ki toplam yatırım ihtiyacının 120-130 milyar Doları aşacağı tahmin edilmektedir. Bu çerçevede ihtiyaç duyulan yatırımların mümkün olduğu kadar özel sektör tarafından yapılmasını sağlayacak düzenlemelerin hayata geçirilmesi yönünde gerekli çalışmalar yürütülmektedir. Yapılan çalışmalarla elektrik kurulu gücünde özel sektörün payı 2002’de yüzde 32 iken, bugün yüzde 56 düzeyine ulaşmıştır. Bugün itibarıyle elektrik enerjisi üretiminde özel sektörün payı yüzde 61 seviyesine ulaşmıştır. Başvuru, inceleme değerlendirme ve uygun bulma aşamaları dışında bugün itibariyle lisans verilen özel sektör üretim tesisi yatırımlarının adedi 1549, kurulu gücü ise 70 bin 472 MW’ tır. Bunun yanında, lisanslandırma süreci devam eden özel sektör üretim tesisi adedi 750, kurulu gücü ise 73 bin 229 MW’ tır. İçinde bulunduğumuz yılda 9 bin 302 MW’a ulaşan 208 adet başvuruya lisans verilmiştir. Elektrik sektöründe arz güvenliği ve sistemin geleceği açısından en çok önem verilen konu üretim yatırımlarının gerçekleşmesidir: Son 8 yılda lisans alan projelerden yaklaşık 18 bin 347 MW kurulu gücündeki yeni kapasite sisteme dâhil edilmiştir. 28 2003 yılında devreye giren elektrik üretim kapasitesinin yaklaşık olarak yarısı doğal gaz kaynaklı iken son yıllarda bu kapasitenin üçte biri doğal gaz kaynaklı, geri kalanı ise rüzgar, hidrolik ve kömür kaynaklı olarak gerçekleşmektedir. 2012 yılı Ekim sonu itibarıyla özel sektöre ait toplam 2.450 MW kurulu gücünde, 159 yeni veya ünite ilavesi yapılan santralın geçici kabulleri yapılmış ve işletmeye alma izni verilmiştir. Bu santralların; 1.590 MW’lık kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarından, 35 MW’ı Kömür+Linyit+İthal Kömür ve kalan 825 MW’ı doğal gaz yakıtlı santrallardan oluşmaktadır. Enerji sektöründeki yüksek oranlı talep artışını karşılamada en önemli stratejlerimizden biri rekabete dayalı yatırım ortamının geliştirilmesidir. Elektrik Dağıtım ve Üretim Özelleştirmeleri Gelinen aşamada elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi sürecinde Başkent, Sakarya, Meram, Osmangazi, Uludağ, Çamlıbel, Çoruh, Yeşilırmak, Fırat ve Trakya Elektrik Dağıtım Şirketlerinin hisse devri yapılarak özelleştirme işlemleri tamamlanmıştır. Vangölü, Boğaziçi, Dicle, Akdeniz, AYEDAŞ ve Toroslar Elektrik Dağıtım Şirketlerinin özelleştirme süreci ise devam etmektedir. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından Akdeniz, Boğaziçi ve Gediz Elektrik Dağıtım Şirketlerinin özelleştirilmesi için ihale ilanı yayınlanmış ve son teklif verme tarihleri Kasım ayı içerisinde birer hafta arayla olacak şekilde belirlenmiş olup Akdeniz EDAŞ için 06 Kasım 2012 tarihi itibarıyla son teklifler Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından alınmıştır. Şu an itibarıyla 13 Elektrik Dağıtım Şirketi özel sektör tarafından işletilmektedir. Ayrıca ÖİB ve Bakanlığımız tarafından koordineli olarak EÜAŞ bünyesindeki santrallerin özelleştirme sürecine ilişkin çalışmalarımız devam etmektedir. Son olarak Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından Hamitabat Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.’nin özelleştirilmesi için ilana çıkılmış olup son teklif verme tarihi 22 Kasım 2012 olarak belirlenmiştir. Ayrıca yine Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarfından Seyitömer ve Kangal Termik santrallerinin özelleştirilmesi için işlemler başlatılmış olup Seyitömer Termik santrali için son teklif verme tarihi 20 Aralık 2012 ve Kangal Termik santrali için ise 17 Ocak 2012 olarak belirlenmiş ve ilana çıkılmıştır. Doğal Gaz Kontrat Devirleri 4646 sayılı Doğal gaz Piyasası Kanunu hukuki olarak Boru Hatları İle Petrol Taşıma A.Ş. Genel Müdürlüğü (BOTAŞ)’nün tekel konumunu ortadan kaldırmıştır. Kanunda öngörüldüğü 29 üzere şehir içi dağıtım lisansları için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından ihaleler düzenlenmektedir. Doğal gaz alım anlaşmalarının özel sektöre devri ile ilgili olarak uygulamada karşılaşılan sorunların giderilmesi amacıyla 4646 sayılı Kanunda değişiklik yapılarak 64 lot (16 milyar m3) yani pazarın yüzde 64’ü için ihaleye çıkılmıştır. 4 milyar m 3 karşılığı toplam 16 lot için geçerli teklif veren 4 istekliye sözleşme devri yapılmıştır. Bilahare BOTAŞ’ın Gazprom export LLC ile olan 15.12.1997 tarihli 16 milyar kontrat m 3/yıllık Doğal Gaz Alım Satım Sözleşmesi (İthalat Sözleşmesi) kapsamında her biri 250 milyon m 3/yıl büyüklüğündeki 24 lot halinde toplam 6 milyar kontrat m 3/yıllık miktar için 13.05.2011 tarih ve 27933 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İhale İlanı ile yeniden Kontrat Devri ihalesine çıkılmıştır. İhale 8 Eylül 2011 tarihinde gerçekleştirilmiş olup, söz konusu ihale geçerli teklif verilmediğinden iptal edilmiştir. Bu kapsamda yeni bir kontrat devri ihalesine çıkılmasına ilişkin çalışmalar sürdürülmektedir. Doğal gaz sektöründe rekabete dayalı serbest piyasanın oluşumu, belirli bir geçiş dönemini gerektirmektedir. Geçiş dönemi sürecinin arz güvenliği açısından risk oluşturmasını engellemek için, dünyadaki yönelimleri, diğer ülkelerin geçiş döneminde karşılaştıkları güçlükleri ve deneyimleri de dikkate alarak, ülkemizde piyasa oluşumuna ilişkin gelişmeler yakından takip edilmekte ve Doğal gaz Piyasası Kanununda değişiklik yapılması konusunda çalışmalar sürdürülmektedir. “Enerji verimliliğini arttırmak” 2007 yılında Enerji Verimliliği Kanununun yürürlüğe konulması ile enerjinin ve enerji kaynaklarının verimli kullanımını teşvik eden ve zorunlu kılan düzenlemeler getirilmiş ve uygulamalara başlanmıştır. 2008 yılında çıkarılan Başbakanlık Genelgesi ile kamuda verimsiz lamba kullanımı yasaklanmıştır. Kamuda verimli aydınlatmaya geçiş ile her yıl yaklaşık 50 milyon lira tasarruf edilmektedir. Sanayi ve bina sektörlerine yönelik Enerji Yönetim Programı kapsamında düzenlenen eğitimler neticesinde Ağustos 2012 tarihi itibarıyla 4504 kişi enerji yöneticisi olmak üzere sertifikalandırılmıştır. Ayrıca, Enerji Verimliliği Kanunu uygulamaları kapsamında, mevcut sistemlerde verimliliği arttırmak üzere hazırlanan Verimlilik Arttırıcı Projelerin (VAP) ve gönüllülük esasına dayalı olarak enerji yoğunluğunu üç yılda ortalama olarak en az yüzde 10 azaltabilen endüstriyel işletmelerin desteklenmesi uygulamalarına 2009 yılında başlanmıştır. 30 Enerji üretiminde verimliliği arttırmak amacıyla yıllardır işletilen kamuya ait termik ve hidrolik santrallarımıza ait verim değerleri hesaplanmış ve yeni teknolojiler kullanılarak verimi yükseltmek ve üretim kapasitesini arttırmak için 2005 yılından itibaren rehabilitasyon çalışmaları başlatılmıştır. Rehabilitasyon projeleri ile birlikte 13,9 milyar kWh üretim artışı sağlanacaktır. Yapılan rehabilitasyonlar sonucunda Ekim 2012 sonu itibarıyla yaklaşık 7,8 milyar kWh üretim artışı sağlanmıştır. 2023 yılına kadar enerji yoğunluğunun en az yüzde 20 azaltılması hedefine yönelik olarak enerji verimliliği çalışmalarını desteklemek amacıyla “Enerji Verimliliği Strateji Belgesi” 25 Şubat 2012 tarih ve 28215 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. “Kayıp Kaçak Oranlarını En Aza İndirmek” TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nün 2003 yılından 01 Kasım 2012 tarihine kadar yaptığı etkin kayıp-kaçak tarama çalışmaları sayesinde yaklaşık 46,9 milyon abonenin kontrolü gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda toplam 10,04 milyar kilovat/saat, yani 2,5 milyar TL kaçak tahakkuku gerçekleştirilmiş olup 629 bin abone hakkında ise savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur. Bu çalışmalar neticesinde elektrikteki kayıp kaçak oranı bugün itibarıyla (özel şirketler dahil) yüzde 16,8 seviyesindedir. Özelleştirilen elektrik dağıtım şirketlerine ise kayıp kaçakları azaltma zorunluluğu getirilmiş olup ülkemiz genelinde kayıp kaçakta 2015 yılı hedefi yüzde 10 düzeyi olarak belirlenmiştir. “Enerji ve Tabii Kaynaklar Alanındaki Faaliyetleri Çevreye Duyarlı Hale Getirmek” Ülkemiz, 2004 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (UNFCCC) ve Ağustos 2009’da Kyoto Protokolü’ne EK-I ülkesi olarak resmen taraf olmuştur. Ülkemizin 2012 yılına kadar olan dönemde Kyoto Protokolü çerçevesinde emisyon azaltma yükümlülüğü bulunmamasına rağmen enerji sektöründe enerji verimliliğinin geliştirilmesi ve potansiyelinin değerlendirilmesi yenilenebilir kaynakların daha fazla kullanımı, temiz kömür teknolojilerinin yaygınlaştırılması ve nükleer enerjinin kullanılması hususları enerji ve çevre bağlantısı içinde sorunları ele almada başlıca politikalarımız arasında yer almaktadır. Bu kapsamda; 31 Enerji kaynaklarının yol açtığı kirlenmenin azaltılması konusunda ulusal ve uluslararası boyutlarda çalışmalar yapmak, bunu teşvik etmek, İklim ve Enerji Politikalarını oluşturmak, Dünyada ve Avrupa Birliğinde yürütülen emisyon ticareti faaliyetlerini takip etmek, ilk etapta yerel ve sektörel emisyon ticareti konusunu değerlendirmek ve buna göre gerekli faaliyetleri başlatmak,Ulusal ve uluslararası iklim değişikliği ve düşük karbonlu kalkınma politikaları ile Bakanlık Politikalarının uyumlu hale getirilmesini sağlamak, AB Çevre Mevzuatının yerli mevzuata uyarlanması çalışmalarına katılmak, Çevrenin enerjiye olan ekonomik maliyeti ve çevre politikalarının enerji yatırımları üzerindeki etkilerini araştırmak, Enerji ve Tabii Kaynaklar alanındaki faaliyetleri çevreye duyarlı hale getirilmesi ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Madencilik faaliyetlerinin çevreye olan olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi amacına yönelik olarak, maden işletme sahalarında gerçekleştirilen faaliyetlerin işletme projesi ve çevreye uyum planında belirtilen çalışmalara uygun olarak yürütülüp yürütülmediği Maden Kanununun ilgili maddeleri uyarınca gerçekleştirilen mahallinde tetkikler esnasında kontrol edilmektedir. Madencilik faaliyetlerinin başlangıcından sonuna kadar yapılan bu kontrollerle çevre ile uyumlu, sürdürülebilir madencilik faaliyetinin gerçekleştirilmesi sağlanmaktadır. Bu kontroller kapsamında 2011 yılında toplam 6.315 sahanın, 2012 yılında ise 09 Kasım itibarıyla toplam 6.011 sahanın denetimi yapılmıştır. “Kömür Yardımları” Sosyal devlet olma ilkesinin gereği olarak 2003-2012 yılları arasında 10 yıllık dönemde her yıl ortalama 1 milyon 800 bin aileye kömür yardımı yapılmıştır. Dağıtılan kömür miktarı ise 2012 yılı Ekim ayı sonu itibarıyla teslimatı gerçekleştirilen 1,5 milyon ton kömür ile birlikte yaklaşık 14,8 milyon tona ulaşmıştır. 32 Kömür Yardımları 2500 2000 1500 1000 500 0 2003 2011 Dağıtılan Kömür (Bin Ton) 2012 (Ekim Sonu) Tutar (Milyon TL) Van ilinde meydana gelen deprem sonucunda, deprem mağduru olup olmadığına bakılmaksızın 2011-2012 kış sezonu için 236.805 ton kömürün dağıtımı yapılmıştır. “Ülkemizin enerji alanında bölgesel ve küresel etkinliğini arttırmak” Enerji koridoru ve terminali konseptimizi sağlamlaştıran yurtdışı temaslarımızda önceki yıllardaki Türkiye algılamaları ile şimdiki Türkiye algılamaları arasında büyük ölçüde farklılıklar bulunduğunu da müşahede ettik. Ülkemiz Ortadoğu, Hazar Bölgesi ve Orta Asya gibi dünyanın ispatlanmış petrol ve doğal gaz rezervlerince zengin kaynak ülkelere coğrafi olarak yakın bir konumda bulunmaktadır. Kaynak ülkeler ile tüketici ülkeler arasında doğal bir köprü oluşturmakta olan Türkiye, enerji kaynaklarının ve taşıma güzergahlarının çeşitlendirilmesini sağlamaya yönelik projelerde önemli bir aktör olarak yer almaktadır. Gelecek 20 yıl içerisinde yaklaşık yüzde 40 oranında artması beklenen dünya enerji tüketiminin büyük bir bölümünün içinde bulunduğumuz bölgeden karşılanması öngörülmektedir. Dünya petrol rezervlerinin yüzde 65’i ve doğal gaz rezervlerinin yüzde 71’i Türkiye’yi çevreleyen Hazar Havzası ve Ortadoğu ile Rusya Federasyonu’nda bulunmaktadır. 33 Orta Asya’daki rezervler dünya enerji talebini karşılamada önemli bir alternatif kaynak olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye, gerek coğrafi, gerekse jeopolitik konumu ile Ortadoğu ve Orta Asya’nın üretiminin dünya pazarlarına ulaşmasında hem bir köprü hem de bir terminal olma özelliği taşımaktadır. 34 Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri, Şimdi de kısa kısa ülkemizin bu konumunu güçlendirme hedefi doğrultusunda yürüttüğümüz uluslararası projelerden bahsetmek istiyorum. Doğu-Batı Enerji Koridorunun en önemli bileşenini oluşturan Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Ham Petrol Ana İhraç Boru Hattı ile 4 Haziran 2006 tarihinde Ceyhan İhraç Terminali’nden yüklenen ilk petrol tankeri ile işler hale gelmiş ve başta Azeri petrolü olmak üzere, Hazar Bölgesi’nde üretilecek petrolün uluslararası pazarlara taşınmasına başlanmıştır. Azerbaycan-Türkiye, Bakü-Tiflis-Erzurum (BTE) Doğal gaz Boru Hattı ile 2007 yılı Temmuz ayından itibaren doğal gaz tedarik edilmektedir. BTE Doğal gaz Boru Hattı yıllık 20 milyar m3 azami tasarım kapasitesi ile sadece Türkiye’nin yurtiçi doğal gaz talebinin karşılanması açısından değil, aynı zamanda AB’nin hızla artan doğal gaz ihtiyacının bir kısmının karşılanması açısından da önemlidir. Azerbaycan gazına ilişkin olarak, Şah Deniz Konsorsiyumunun üreteceği Faz II gazından yıllık yaklaşık 10 milyar m³’ün BOTAŞ doğal gaz iletim sistemi ve/veya bağımsız bir boru hattı üzerinden Avrupa tüketim noktalarına transit iletimine ve ayrıca 6 milyar m³ gazın iç tüketimimizde kullanılmak üzere ülkemize nakline yönelik anlaşmalar 25 Ekim 2011 tarihinde imzalanmıştır. 24 Aralık 2011 tarihinde ise Bakanlığımız ile Azerbaycan Cumhuriyeti Sanayi ve Enerji Bakanlığı arasında Azeri gazının ülkemiz üzerinden taşınması için Münhasır Boru Hattı “Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP)” geliştirilmesine ilişkin Mutabakat Zaptı imzalanmış, daha sonra 26 Haziran 2012 tarihinde TANAP Projesi’ne ilişkin Hükümetlerarası Anlaşma ve Ev Sahibi Hükümet Anlaşma imzalanmış bulunmaktadır. 2007 yılı Kasım ayında işletmeye alınan Türkiye-Yunanistan Doğal gaz Boru Hattı ile Güney Avrupa Gaz Ringi Projesi’nin ilk ayağı tamamlanmış, ülkemiz doğal gaz iletim şebekesinin komşu ülkelerin altyapısıyla enterkonneksiyonu gerçekleştirilmiş ve ülkemiz doğal gazda köprü tedarikçi konumuna gelmiştir. Güney Avrupa Gaz Ringi Projesi’nin bir sonraki aşamasını ise Türkiye-Yunanistan Doğal gaz Boru Hattı’nın, Adriyatik Denizi’nden geçecek bir hat ile İtalya’ya uzatılması oluşturmaktadır. Türkiye’nin Avrupa’ya açılım stratejisi kapsamında diğer bir proje ise Türkiye- 35 Bulgaristan-Romanya-Macaristan ve Avusturya güzergahlı Nabucco Doğal gaz Boru Hattı Projesi’dir. Ortadoğu ve Hazar Bölgesi doğal gaz rezervlerini Avrupa pazarlarına bağlamayı öngören Türkiye-Bulgaristan-Romanya-Macaristan-Avusturya Doğal gaz Boru Hattı (Nabucco) ile Avusturya’nın Avrupa’da önemli bir doğal gaz dağıtım noktası olma özelliğinden de faydalanılarak bölge ülkelerin gaz taleplerindeki gelişmelere göre Batı Avrupa’ya ulaşılması amaçlanmaktadır. Son dönemde yaşanan gelişmeler neticesinde Nabucco Şirketi, Azeri gazını Gürcistan sınırımızdan teslim alacak asıl Nabucco Projesi’ne ilave bir öneri olarak, gazı Bulgaristan sınırımızdan teslim almayı ve sonrasında Avusturya’ya kadar taşımayı öngören Nabucco Batı konseptini Şahdeniz Konsorsiyumuna teklif etmiş bulunmaktadır. Şahdeniz Konsorsiyumu, 2013 yılı Haziran ayına kadar Trans-Adriyatik Doğal Gaz Boru Hattı ya da Nabucco Batı projelerinden birisini seçerek Azeri gazının Ülkemizden sonraki güzergahını belirleyecektir. 8 Ekim 2012 tarihinde Viyana’da gerçekleştirilen Nabucco Komitesi Toplantısında geçiş ülkeleri Nabucco Batı konseptine desteklerini ifade etmişlerdir. Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı Projesinde ilgili anlaşma, protokol ve mutabakat zabıtlarında değişiklik öngören ve bu anlaşmaların süresini 15+5 yıl uzatan değişiklik anlaşması 19 Eylül 2010 tarihinde Bağdat’ta imzalanmıştır. Anlaşma, ülkemiz için tarife değişikliğinin uygulanması bakımından önem arz etmektedir. Bakanlığımız başta komşu ülkeler olmak üzere enerji üreticisi ülkeler (Birleşik Arap Emirlikleri, Lübnan, Yemen, Nijerya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Sudan, Somali, Cibuti gibi) ile önümüzdeki dönemde Mutabakat Zabıtları ve/veya Anlaşmalar imzalamayı planlamaktadır. Bu tarz Anlaşmalar ile sadece kamunun değil aynı zamanda özel sektöründe bu ülkelere yatırım yapabilmesi mümkün olabilecektir. Ayrıca elektrik ithalat ve ihracat potansiyelini arttırmak, elektrik arz güvenliğini desteklemek ve enterkonnekte şebekelerin diğer teknik avantajlarından yararlanmak açısından, elektrik şebekelerinin enterkoneksiyonu hususu önem arz etmektedir. Ülkemiz açısından öncelik ve temel amaç, Avrupa Elektrik Şebekesi İletim Sistem İşletmecileri Kıta Avrupası Senkron Bölgesi (ENTSO-E CESA) ile senkron-paralel çalışmasını temin etmektir. Söz konusu proje AB Trans-Avrupa Enerji Şebekeleri kapsamında Öncelikli Proje Eksenleri arasında yer almaktadır. Bu çerçevede Türkiye Elektrik Sistemi, 18 Eylül 2010 günü ENTSO-E Kıta Avrupası Senkron Bölgesi Şebekesine bağlanmış bulunmaktadır. Türkiye Elektrik Sistemi, ENTSO-E üyeleri olan Bulgaristan Elektrik Sistemine iki 400 kV iletim hattı ile Yunanistan Elektrik Sistemine ise bir 400 kV iletim hattı ile bağlanmıştır. Türkiye Elektrik Sisteminin, Avrupa Ülkeleri Elektrik Şebekesine Senkron Paralel Bağlantısı 36 ile kalite ve güvenilirliği artarken, Avrupa Elektrik Piyasasına erişim imkânı da sağlanmış bulunmaktadır. Deneme işletme süreci üç fazdan oluşmuş ve ilk ikisi başarıyla tamamlanmıştır: 1. Birinci Faz: Kararlılık periyodu: programlanmış elektrik enerji alışverişinin yapılmadığı fazdır. 2. İkinci Faz: Türkiye sistem işleticisi ile sırasıyla Bulgar ve Yunan sistem işleticileri arasında her iki yönde ve sınırda fiziksel, ticari olmayan elektrik enerji alışverişinin gerçekleştiği faz. Böylece fiziksel elektrik enerjisi alışverişi herhangi bir ticareti içermemiştir. Bu faz, 21 Şubat 2011 tarihinde başlatılmış ve 1 Haziran 2011 tarihinde sonlandırılmıştır. 3. Üçüncü Faz: Birinci ve ikinci fazların başarıyla tamamlanmasından sonra, Bulgaristan, Yunanistan ve Türkiye arasında, Avrupa Birliği kuralları ve ENTSO-E uygulamaları doğrultusunda, Türkiye elektrik sistemi ve ENTSO-E Avrupa Kıtası Senkron Bölgesi arasında ticari elektrik enerji alışverişi için sınırlı miktarda kapasite tahsisine izin verilmiştir. ENTSO-E Avrupa Kıtası Bölgesel Grubu, Türkiye elektrik sisteminin performansını izlemekte, bölgedeki elektrik sistemlerine olumsuz etkilerini incelemektedir. TEİAŞ’ın alması gereken bir dizi özel önlemler tanımlanmaktadır. ENTSO-E Avrupa Kıtası Bölgesel Grubu, Güneydoğu Anadolu Bölgesi sulama yüklerinin sistemde ani gerilim dalgalanmalarına neden olması ve sistemdeki önemli arızalar nedeniyle, Türkiye elektrik sistemi performansında istenen kriterleri sağlanamadığı için, izleme süresinin bu sorunların ortadan kaldırılmasına kadar uzatılmasına karar vermiştir. Teknik gerekçeler dikkate alınarak, Türkiye elektrik sisteminin Avrupa Kıtası’yla sürmekte olan senkron paralel işletme sürecinin 18 Eylül 2013’e kadar uzatılmasına karar verilmiştir. TEİAŞ’ın ENTSO-E ile senkron paralel deneme işletme sürecinin başarıyla tamamlanmasının ardından ENTSO-E ile bağlantımız üyelik işlemlerinin de tamamlanmasını takiben kalıcı olarak sürdürülecektir. Kapasite Tahsisi İhale Yöntemi ile yapılmakta olup, 01 Haziran 2011 tarih ve 27951 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Elektrik Piyasası İthalat ve İhracat Yönetmeliği"ne ve “Elektrik Piyasası İthalat ve İhracat Yönetmeliği Uyarınca Kapasite Tahsisine ve İkincil Ticari İletim Hakkı Piyasasına İlişkin Usul ve Esaslar” dokümanına uygundur. Fiyatlar ihale sonucunda ortaya çıkmaktadır. Ticari elektrik enerjisi alışverişleri, halihazırda, Bulgaristan, Yunanistan ve Avrupa’dan Türkiye yönüne 400 MW’a, ters yönde de 300 MW’a kadar olmak üzere sürdürülmektedir. 37 Komşumuz Gürcistan ile ülkemiz arasında tesis etmeyi planladığımız 400 kV’lık BorçkaAhıska İletim Hattı’nın yapımına ilişkin çalışmalar devam etmektedir. Gürcistan ile devam eden elektrik ticaretinin geliştirilmesine önemli katkıları olacak olan söz konusu hattın 2012 yılında Gürcistan ile eş zamanlı olarak bitirilmesi planlanmaktadır. Ayrıca, bu hatta ilave olarak Muratlı ile Batum arasında da 154 kV’luk yeni bir iletim hattının yapım çalışmaları devam etmektedir. “Tahkim Davaları” Enerji sektörünün serbestleşmesini amaçlayan 4628 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce 3096 sayılı Kanun kapsamında imzalanmış olan üretim ve dağıtım tesislerinin İşletme Hakkı Devri (İHD) sözleşmelerinin büyük bir bölümü Danıştay tarafından iptal edilmiş, sözleşmesi imzalanmış ancak henüz inşaatına başlanmamış olan Yap-İşlet-Devret (YİD) projelerinin de bir bölümü serbest piyasa şartlarına uymadığı ve Hazine garantisi verilmediği için uygulanamamıştır. Bu projelerden Atam Alaplı B.V. tarafından Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıkları Çözüm Merkezi (ICSID) nezdinde açılan tahkim davasında Şirket 100 milyon Dolar tazminat talebinde bulunmuştur. Esasa ve Yetkiye ilişkin duruşmalar 10 Ocak-11 Şubat 2011 tarihleri arasında Paris’te yapılmıştır. Hakem Heyeti nihai kararını 16 Temmuz 2012 tarihinde vermiş olup, Şirketin tüm talepleri reddedilmiştir. İHD ve YİD projeleri dışında, sözleşmeye aykırı davranışlar nedeniyle iptal edilen imtiyaz sözleşmeleri konusunda da ICSID (Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözüm Merkezi) nezdinde açılan tahkim davaları mevcuttur. Bu davalar şunlardır; Çukurova Elektrik A.Ş. ve Kepez Elektrik T.A.Ş. şirketlerinden her birinin toplam sermayesinin yaklaşık yüzde 66’sına sahip olduğunu iddia eden Güney Kıbrıs menşeli Libananco Holdings Co. Ltd. tarafından Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine 10 milyar 100 milyon Dolar tazminat talepli olarak ICSID nezdinde enerji şartı anlaşması çerçevesinde tahkim davası açılmış olup yetkiye ilişkin duruşma yapılmıştır. Hakem Heyetinin söz konusu kararıyla, davacı Libananco’nun 10 milyar 100 milyon ABD Doları tutarındaki tazminat talebi reddedilmiş olup, davacı tarafından Devletimize toplam 15.602.500 ABD Doları ödenmesine hükmedilmiştir.19.12.2011 tarihinde Hakem Heyetinin 02.09.2011 tarihli Kararının İptali yönünde şirket tarafından ICSID nezdinde dava açılmıştır. Davaya ilişkin süreç devam etmektedir. Büyük bir ekiple, uzun bir sürenin ardından kazandığımız bu dava ülkemizi büyük bir kamburdan kurtarmıştır. 38 Çukurova Elektrik A.Ş.’nin toplam sermayesinin yüzde 12,24’ünü, Kepez Elektrik T.A.Ş.’nin toplam sermayesinin ise yüzde 10,73’ünü elde ettiğini iddia eden Polonya menşeli Cementownia Nowa Huta tarafından Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine ICSID nezdinde açılan tahkim davası devletimiz lehine sonuçlanmıştır. Çukurova Elektrik A.Ş.’nin toplam sermayesinin yüzde 10,24’üne ve Kepez Elektrik T.A.Ş.’nin toplam sermayesinin ise yüzde 11,61’ine sahip olduğunu iddia eden Polonya menşeli Europe Cement Investment and Trade S.A. tarafından Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine tazminat talepli olarak ICSID nezdinde açılan tahkim davası da devletimiz lehine sonuçlanmıştır. Kemal Uzan, Rumeli Elektrik, Çukurova Elektrik A.Ş. (ÇEAŞ) ve Kepez Elektrik T.A.Ş. (KEPEZ) 22 Mayıs 2003 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmuştur. Söz konusu başvurunun kabul edilebilirliğine ve esasına ilişkin olarak mahkemenin talebi üzerine 30 Kasım 2010 tarihinde Strazburg’da duruşma yapılmıştır. Duruşmada Türkiye Cumhuriyeti adına gerekli açıklamalar ve savunmalar yapılmıştır. Mahkeme 29 Mart 2011 tarihinde, davacıların başvurularının kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. ÇEAŞ ve KEPEZ’ in İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB) işlem gören hisselerinin bir bölümünün sahibi olan başvuranların (Erol Soyuer ve 46 kişi, 49445/07 vd.); bahsekonu şirketlerin İMKB'deki işlemlerinin durdurulması sebebiyle maddi kayba uğradıklarını ileri sürerek AİHM’ e yaptıkları başvurular ile ilgili olarak, AİHM 21 Haziran 2011 tarihinde, Erol Soyuer ve 46 kişi (49445/07 vd.) tarafından yapılan başvurunun da kabul edilmez olduğuna karar vermiştir. Tunçbilek Termik Santralı ve Sivas-Kangal Termik Santralı ile ilgili olarak ICC nezdinde açılan davalar ise Devletimiz lehine sonuçlanmış olup,Tunçbilek Termik Santralı’na ilişkin olarak Hakem Heyeti’nin nihai kararı ile davacı tarafından Devletimize, dava sürecinde yapmış olduğumuz avukatlık ücretleri ve harcama tutarlarının ödenmesine hükmedilmiştir. Sivas-Kangal Termik Santralı’na ilişkin olarak ise Hakem Heyeti’nin nihai kararı ile davacının yapmış olduğu masraflara ilişkin olarak davacı Şirkete 13 Milyon ABD Dolar ödenmesine hükmedilmiştir. 39 “Hedeflerimiz” Arz güvenliğimizi sağlamaya yönelik olarak; Bilinen linyit ve taşkömürü kaynaklarının 2023 yılına kadar elektrik enerjisi üretimi amacıyla değerlendirilmiş olması hedeflenmiştir. 2023 yılına kadar 2 nükleer santralin devreye alınması ve 3. nükleer santralin inşasına başlanması hedeflenmektedir. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarımıza ilişkin; 2023 yılı kadar yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji arzı içindeki payının yüzde 30’a çıkarılması, 2023 yılı kadar teknik ve ekonomik olarak değerlendirilebilecek hidroelektrik potansiyelimizin tamamının elektrik enerjisi üretiminde kullanılması, Rüzgar enerjisi kurulu gücünün 2023 yılına kadar 20.000 MW'a çıkarılması, 600 MW'lık jeotermal potansiyelimizin tümünün 2023 yılına kadar işletmeye alınması hedeflenmiştir. Ayrıca 2023 yılında elektrik enerjisi kurulu güç kapasitemizi 100 bin MW’a ve toplam elektrik enerjisi üretimimizi 500 milyar kWh’e yükseltilmesi hedeflenmektedir. Enerji Verimliliğine ilişkin olarak: 2023 yılında Türkiye’nin GSYİH başına tüketilen enerji miktarının yoğunluğunun) 2011 yılı değerine göre en az yüzde 20 azaltılması, Elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımında teknik kayıpların asgariye indirilmesi ve dağıtımda kaçak kullanımın engellenmesi, Mevcut kamu elektrik üretim santrallerinde yeni teknolojiler kullanılarak verimi yükseltmek ve üretim kapasitesini artırmak için yapılan bakım, rehabilitasyon ve modernizasyon çalışmalarının 2014 yılı sonuna kadar tamamlanması hedeflenmiştir. 40 (enerji Ülke, Kaynak ve Güzergah Çeşitlendirmesine yönelik olarak; 2015 yılına kadar yurt dışı ham petrol ve doğalgaz üretimimizin 2008 yılı üretim miktarına göre iki katına çıkarılması, 2009 yılı itibari ile 2.1 milyar m3 olan mevcut doğalgaz depolama kapasitesinin, 2015 yılına kadar 2 katına çıkarılması, Doğalgaz ithalatında 2015 yılına kadar, en fazla ithalat gerçekleştirdiğimiz ülke payını yüzde 50’nin altına indirecek kaynak ülke çeşitliliğinin sağlanması, Ulusal petrol stoklarının güvenli düzeyde muhafazasının sürdürülmesi hedeflenmiştir. Jeostratejik konumumuzu etkin kullanarak, enerji alanında bölgesel işbirliği süreçleri çerçevesinde ülkemizi enerji koridoru ve terminali haline getirmeye yönelik olarak; 2023 yılı sonuna kadar ülkemizin ve Avrupa’nın petrol ve doğalgaz arz güvenliğinin artırılması yönünde gündemde olan projelerin gerçekleştirilmesi, 2015 yılına kadar, Ceyhan’a gelen petrol miktarının 2008 yılına göre iki katına çıkarılması, Ceyhan Bölgesi’nin farklı kalite ve özelliklerdeki ham petrolün uluslararası piyasalara sunulabildiği, rafineri, petrokimya tesisleri ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihraç terminalinin bulunduğu entegre bir enerji merkezi haline getirilmesi, Transit petrol ve doğal gaz boru hattı projelerinde Türkiye’nin jeopolitik ve stratejik liderliğinin sürdürülmesi, Türkiye’nin enerji hub’ı (terminali) olabilmesi yolunda enerji borsası ve uluslararası piyasa entegrasyonu projelerinin hayata geçirilmesi hedeflenmektedir. Enerji ve tabii kaynaklar alanlarındaki faaliyetlerin çevreye olan olumsuz etkilerini en aza indirmeye yönelik olarak; 41 Enerji sektöründen kaynaklı sera gazı emisyon artış hızında azalma sağlanması, 2014 yılı sonuna kadar madencilik piyasasında faaliyet gösteren 10 bin maden işletmesinin çevreye uyum planlarının denetimi yapılması hedeflenmektedir. Tabii kaynakların ekonomiye katkısını artırmak amacıyla; 2013 yılına kadar, madencilik işlerinin e-devlet kapsamında yürütülmesi, 2014 yılı sonuna kadar toplam maden üretimimizin, 2008 yılına göre 2 katına çıkarılması, hedeflenmektedir. Bu kapsamda; endüstriyel hammadde, metal ve metal dışı madenlere ilişkin olarak; 2009 yılında 1,3 milyon ton olan bor kimyasalları ve eşdeğeri ürün üretim kapasitesinin 2014 yılı sonuna kadar 2,8 milyon tona çıkarılması 2014 yılı sonuna kadar mermer ve doğal taş işlenmiş ürün ihracatının 5 milyar dolara çıkarılması hedeflenmektedir. 42 Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri, BAKANLIĞIMIZ BAZI BİRİMLERİ İLE BAĞLI, İLGİLİ VE İLİŞKİLİ KURULUŞLARININ FAALİYETLERİ 1. PETROL İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (PİGM) 2 Kasım 2011 tarih ve 28103 Sayılı Mükerrer Resmi Gazete de yayımlanan 662 Karar Sayılı (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname” ile Petrol İşleri Genel Müdürlüğü yayım tarihinden itibaren kapatılarak aynı adla Bakanlığımız bünyesine dahil edilmiştir. Eylül 2012 tarihi itibarıyla ülkemizde 25 yerli 26 yabancı olmak üzere toplam 51 petrol şirketi 388 adet arama, 83 adet işletme ruhsatında ham petrol ve doğal gaz arama faaliyeti yapmıştır. 2012 yılının 8 aylık döneminde ruhsat sahalarında 3043 km 2 boyutlu, 539 Km2 3 boyutlu sismik çalışma gerçekleştirilmiştir. 2012 yılı 9 aylık dönem içerisinde 90 adet arama ve tespit kuyusu, 35 adet üretim kuyusu olmak üzere toplam 125 adet petrol ve doğal gaz bulmak amacıyla kuyu açılmıştır. Açılan bu kuyularda yapılan metraj 236 bin m. dir. Böylece, 1934 yılından 30 Eylül 2012 yılı sonuna kadar ülkemizde 2542 adet arama ve tespit kuyusu 1687 adet ise üretim kuyusu olmak üzere toplam 4229 adet kuyu açılmış ve toplam 7882 km. sondaj yapılmıştır. Açılan kuyuların yüzde 70’i Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, yüzde 22’si Trakya Bölgesinde, yüzde 8’i de diğer bölgelerimizde yer almaktadır. Bu çalışmalar sonucu 118 adet ham petrol sahası, 54 adet doğal gaz sahası keşfedilmiştir. Bu sahalarda halen; 1222 kuyudan ham petrol 281 kuyudan ise doğal gaz üretimi yapılmaktadır. 2012 yılı 9 aylık dönemde 1,7 milyon ton ham petrol, 503 milyon m 3 doğal gaz üretimi yapılmış olup ortalama günlük ham petrol üretimi 43.778 varil, doğal gaz üretimi ise günlük 1,84 milyon m3 olarak gerçekleşmiştir. 43 Başlangıçtan 30 Eylül 2012 yılı sonuna kadar 139,7 milyon ton ham petrol, 13,32 milyar m 3 doğal gaz üretimi yapılmıştır. Eylül 2012 itibarıyla 44,74 milyon ton ham petrol, 7 milyar m3 doğal gaz rezervimiz kalmıştır. 2. YENİLENEBİLİR ENERJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (YEGM) 2 Kasım 2011 tarih ve 28103 sayılı Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname” ile 14 Haziran 1935 tarihli ve 2819 sayılı Elektrik İşleri Etüd İdaresi Genel Müdürlüğü’nün Teşkiline Dair Kanun yürürlükten kaldırılmış ve Kuruluşun hidrometrik araştırma ve etüt çalışmaları, jeoloji ve sondaj çalışmaları, baraj ve nehir tipi hidroelektrik santral ile pompaj depolamalı hidroelektrik santral çalışmaları, bunlara ilişkin harita çalışmaları ve bu çalışmaların yürütülmesinde kullanılan makina ve teçhizatın bakım, onarım ve idamesinde destek hizmeti çalışmaları yürütmekte olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tâbi memurlar ile sözleşmeli personel ve 4857 sayılı İş Kanununa tâbi personel, ve bunlarla ilgili taşınırlar, taşıtlar, araçlar, gereçler ve malzemeler, yazılı ve elektronik ortamdaki her türlü kayıtlar ve diğer dokümanlar, mevcut sözleşmeler, protokoller, sözleşme ve protokollerle ilgili dava ve icra takipleri, yukarıda sayılan görevlerin yürütülmesinde destek hizmeti sağlayan imalat ve motor atölyelerindeki makina ve teçhizat (yayımı takip eden altıncı ayın sonu itibarıyla) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne devredilmiştir. Söz konusu KHK ile DSİ’ye devredilenler hariç olmak üzere kapatılan Kuruluşumuza ait her türlü taşınır, taşıt, araç, gereç ve malzeme, borç ve alacaklar, hak ve yükümlülükler, yazılı ve elektronik ortamdaki her türlü kayıtlar ve dokümanlar ile kadro ve pozisyonlarda istihdam edilen personel, yayım tarihinde Bakanlığımıza devredilmiş olup Bakanlığımızda “Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü” kurulmuştur. Rüzgar Enerjisi Santralı (RES) işletmecilerine ve TEİAŞ’a gerçek zamanlı rüzgar tahminlerini üretmek için, EİE’de Rüzgar İzleme ve Tahmin Merkezi kurulmasına yönelik çalışmalar TÜBİTAK–UZAY ile ortak olarak yürütülmekte olup çalışmalar Temmuz 2010 tarihinde fiilen başlamıştır. Genel Müdürlük binası içerisinde bir merkez kurulmuş, proje kapsamındaki pilot santralların üretimlerinin izlenmesine başlanmıştır. Projenin birinci aşamasının 2012 yılında tamamlanması planlanmaktadır. Elektrik enerjisi üretiminde rüzgar enerjisinin etkin ve verimli kullanımını sağlamak amacıyla 9 Kasım 2008 tarihinde Rüzgâr Enerjisine Dayalı Lisans Başvurularının Teknik 44 Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik yayımlanmıştır. Yönetmelik esaslarına göre 1 Kasım 2007 tarihi ve öncesinde yapılan ve inceleme ve değerlendirme kapsamına alınan RES lisans başvurularının teknik değerlendirilmeleri tamamlanarak oluşan görüşler EPDK’ya bildirilmiştir. Ayrıca, TEİAŞ tarafından yapılan yarışma neticesinde güçlerini düşüren başvuruların teknik değerlendirmeleri ile lisanslarında türbin koordinatı değişikliği veya kapasite artışı isteyen tüzel kişilerin talepleri de incelenerek görüşler EPDK’ya gönderilmektedir. Güneş ve biyokütle kaynaklarımızı etkin ve verimli kullanabilmeye ve bu kaynakları enerji üretiminde değerlendirebilmeye yönelik potansiyel belirleme çalışmalarımız tamamlanmış ve bu kapsamda üretilen bilgilerin “GEPA (Türkiye Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlası) Albümü” adı ile baskısı tamamlanmıştır. 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunun 6/C maddesinde yer alan; “31 Aralık 2015 tarihine kadar her yıl güneş enerjisine dayalı üretim tesislerinin bağlanabileceği trafo merkezleri ve bağlantı kapasiteleri, EİE İdaresi’nin ve TEİAŞ’ın teknik görüşleri alınarak Bakanlık tarafından belirlenir ve yayımlanır.” hükmü gereğince yatay yüzeye gelen toplam güneş radyasyonu değeri 1.620 kWh/m2-yıl’dan büyük olan bölgeler Türkiye Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlası GEPA verileri kullanılarak hazırlanmış ve TEİAŞ’ın görüşleri doğrultusunda belirlenen trafo merkezleri 04.02.2012 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Sanayi ve bina sektöründe enerji yönetimi uygulamaları kapsamında 2.300’ü EİE tarafından olmak üzere toplam 4.911 kişi eğitilmiş ve bunlardan 4.392 kursiyer sertifikalandırılmıştır. Ayrıca, bölgesel işbirliklerinin geliştirilmesi amacıyla başta Türk Cumhuriyetleri olmak üzere Asya, Orta Doğu ve Balkan ülkelerine yönelik Uluslararası Enerji Yöneticisi Eğitim Programları 2002 yılından bu güne kadar her yıl düzenli olarak sürdürülmektedir. Enerji Verimliliği Kanunu uygulamaları kapsamında, mevcut sistemlerde verimliliği arttırmak üzere hazırlanan Verimlilik Arttırıcı Projelerin (VAP) ve gönüllü olarak enerji yoğunluğunu üç yılda ortalama olarak en az yüzde 10 azaltabilen endüstriyel işletmelerin desteklenmesi uygulamalarına 2009 yılında başlanmıştır. Enerji Verimliliği Koordinasyon Kurulu kararı ile belirlenen 25 endüstriyel işletmede toplam yatırım bedeli 10,5 milyon TL olan 32 adet VAP desteklenmektedir. Desteklenen bu projelerin uygulanması ile, toplam 13.141 TEP civarında enerji tasarrufu sağlanması beklenmektedir. 2 milyon TL civarında verilecek toplam destek miktarına karşın işletmelerin de katkıları ile toplam 10,5 milyon TL civarında yatırım yapılması ve buna karşılık her yıl 11,5 milyon TL civarında tasarruf sağlanması beklenmektedir. Enerji yoğunluklarını üç yıl içinde en az yüzde 10 oranında azaltmak isteyen 22 endüstriyel işletme ile gönüllü anlaşma yapılmış olup izleme çalışmaları devam etmektedir. Söz konusu endüstriyel işletmelerin taahhütlerini yerine getirmeleri durumunda bir kez verilecek azami 2,2 45 milyon TL’lik destek miktarına karşın sağlanması beklenmektedir. her yıl 44.500 TEP/yıl civarında enerji tasarrufu EİE tarafından yürütülen yetkilendirme faaliyetleri kapsamında bugüne kadar Makine Mühendisleri Odası enerji yöneticisi ve eğitim-etüt-proje eğitimleri yapmak ve EVD şirketlerini yetkilendirmek, Elektrik Mühendisleri Odası ve Gazi Üniversitesi sadece enerji yöneticisi eğitimleri yapmak ve 38 Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketi ise enerji yöneticisi eğitimi, enerji etüdü, VAP hazırlama, uygulama ve danışmanlık faaliyetlerini yürütmek üzere yetkilendirilmiştir. Endüstriyel işletmelere yönelik destek kapsamında, 2009 yılından bu yana Enerji Verimliliği Koordinasyon Kurulu tarafından desteklenmesi uygun görülen 25 endüstriyel işletmeye ait, toplam yatırım tutarı 10.840.858 TL olan 32 Verimlilik Artırıcı Projenin (VAP) desteklenmesine karar verilmiş ve projelerin toplam yatırım tutarının 2.096.732 TL’sinin işletmelere hibe şeklinde devlet desteği olarak verilmesi öngörülmüştür. Söz konusu VAP uygulamalarının tamamlanması ile yaklaşık olarak yıllık 13.100 TEP ve 11.300.000 TL tasarruf sağlanması hedeflenmektedir. Bu çerçevede, 32 adet verimlilik artırıcı projeden uygulaması tamamlanan 20 proje için işletmelere 1.146.182 TL destek ödemesi yapılmış ve yatırım bedeli 6.7 milyon TL olan bu projeler ile yalaşık 11.500 TEP ve 9,4 milyon TL tasarruf sağlanmıştır. Yapılan yönetmelik değişikliği ile öngörülen proje bedeli 500.000 TL’den 1.000.000 TL’ye, ödenecek destek miktarı ise en fazla 100.000 TL’den 300.000 TL’ye çıkartılmıştır. Ayrıca endüstriyel işletmelerin enerji ihtiyacının bir bölümünü karşılamak maksadıyla tesislerine en fazla on kilometre mesafe içerisinde kurulan yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim sistemlerini veya toplam çevrim verimi en az yüzde seksen ve üzeri olan kojenerasyon veya mikrokojenerasyon sistemlerinin bedeli proje bedelinin en fazla yüzde ellisini oluşturacak şekilde proje bedeli kapsamına dahil edilerek destek kapsamına alınmıştır. Ayrıca, Enerji yoğunluklarını üç yıl içinde en az yüzde 10 oranında azaltmak isteyen 22 endüstriyel işletme ile gönüllü anlaşma yapılmıştır. Bu işletmelerin taahhütlerini yerine getirmeleri halinde en çok 2,2 milyon TL destek ödemesine karşılık her yıl 44 bin TEP karşılığı yaklaşık 32 bin TL eşdeğeri tasarruf sağlanması beklenmektedir. İşletmelerin sözleşme dönemi devam etmekte olup, sözleşme yapılan işletmelerin enerji yoğunlukları izlenmektedir. Gönüllü Anlaşmalar yoluyla işletmelerin geçmiş beş yıllık enerji yoğunluklarının ortalaması olan referans enerji yoğunluğuna göre, üç yıllık izleme dönemi sonunda ortalama en az yüzde 10 olmak kaydıyla taahhüt edilen oranda enerji yoğunluğunu azaltan işletmelere hibe 46 şeklinde devlet desteği verilmektedir. Gönüllü Anlaşma başvuruları 2009 yılında başlanmış olup 2009 ve 2010 yılı için toplam 22 adet endüstriyel işletme ile Gönüllü Anlaşma yapılmıştır. Üç yıllık izleme dönemi içerisinde işletmelerin taahhüt ettiği oranlarda enerji yoğunluklarını azaltması durumunda 2.200.000 TL destek ödemesi yapılacaktır. Yapılan bu Gönüllü Anlaşmalar ile yaklaşık olarak yıllık 44.500 TEP ve 32.000.000 TL tasarruf sağlanacaktır. Yapılan Yönetmelik değişikliği ile ödenecek destek miktarı 100.000 TL’den 200.000 TL’ye çıkarılmıştır. Enerji Verimliliği Kanunu uygulamaları kapsamında, YEGM tarafından yürütülen yetkilendirme faaliyetleri kapsamında; enerji yöneticisi ve etüt-proje konusunda eğitimler vermek ve Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketlerini (EVD) yetkilendirmek üzere Makine Mühendisleri Odası yetkilendirilmiş, sadece enerji yöneticisi eğitimleri yapmak üzere Elektrik Mühendisleri Odası ve Gazi Üniversitesi yetkilendirilmiş ve 34 Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketi ise enerji yöneticisi eğitimi, enerji etüdü, VAP hazırlama, uygulama ve danışmanlık faaliyetlerini yürütmek üzere yetkilendirilmiştir. 3. MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (MTA) MTA, Ülkemiz hammadde ihtiyacının yerli kaynaklarımızdan karşılanması amacıyla 2012 yılı yatırım programında yer alan arama faaliyetlerini kısa ve uzun vadeli olarak havza bazında gerçekleştirerek, geçmişte birinci etap madencilik olarak adlandırılan mostra madenciliği ve aramacılığı yerine, bu gün ikinci etap madencilik diyebileceğimiz, aramada karşılaşılan riskleri azaltarak örtülü ve gömülü maden yataklarının aranmasında bilimsel ve teknik yöntemleri kullanan ve alt yapı bilgileri üreten kurum haline gelmiştir. MTA, yaptığı jeolojik araştırmalar sonucunda değişik ölçekte jeoloji haritaları hazırlayarak kullanıcıların hizmetine sunmaktadır. Ülkemiz 5.547 adet 1/25.000 ölçekli paftadan oluşmakta olup, bu paftalara ait jeoloji haritalarının tamamı MTA tarafından yapılmış ve sayısallaştırılmıştır. 2012 yılında da Trakya ile Orta Anadolu, Akdeniz ve Doğu Karadeniz bölgelerinde 100 adet paftanın güncelleştirilmesi çalışmalarına devam edilmektedir. Türkiye genelinde hazırlanan bu haritaların sayısal ortama aktarılmasıyla da Türkiye Jeoloji Veri Bankası oluşturulmuştur. Ayrıca ülkemizde sanayi-madencilik ve pek çok alt yapı hizmetinde önemli bir yeri olan 1/100.000 ölçekli jeoloji haritalarından 262 adedi açıklama kitapları ile birlikte basılmıştır. Bir ülkenin deprem tehlikesi ve riskinin anlaşılabilmesi için öncelikle deprem kaynağı olan yani depreme yol açan diri (aktif) fayların bilinmesi gerekmektedir. Ülkedeki deprem tehlikesinin en doğru şekilde ortaya konulabilmesi eldeki diri fay bilgisiyle doğru orantılıdır. 47 Deprem, jeolojik kökenli süreçlerden kaynaklanan bir doğal afettir. Ülkemizin jeolojik yapısı gereği deprem, heyelan gibi doğal afetlerden sıkça etkilendiği bilinmektedir. 2004 yılında başlanan Türkiye Diri Fay Haritası’nın Güncellenmesi projesi arazi çalışmaları 2011 yılı sonunda tamamlanmıştır. Çalışma sonucunda ülkemizi kapsayan 1/250.000 ölçekli diri fay haritalarının tamamı (59 adet) basılmış ve düzenlenen basın toplantısı ile Bakanlığımız tarafından kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bu haritalara altlık oluşturan 1/25.000 ölçekli toplam 1930 adet Diri Fay Haritası da sayısal ortamda kullanıcıların hizmetine sunulmuştur. Ülkemizde depremden sonra en çok can ve mal kaybına yol açan doğal afet kaynağı heyelandır. Planlama ve uygulamalarda kullanılmak üzere ülke genelinde heyelanları belirleyip, risk potansiyelini ortaya koymak amacıyla başlatılan Türkiye Heyelan Envanteri Projesi kapsamında ülkemiz heyelan haritaları tamamlanmış ve 1/500 bin ölçekli Heyelan Envanteri Haritalarının tamamı (18 adet) ile 1/1.500.000 ölçekli Heyelan Haritasının basımı gerçekleştirilmiştir. 2003 yılından itibaren sondajlı aramalara verilen önemle birlikte, o yıllarda 32 bin metrelerde olan sondajlı arama metrajı, 2011 yılı sonunda 322 bin metreye ulaşmıştır. 2012 yılında 400 bin m sondajlı arama hedeflenmiş olup, Ekim 2012 itibari ile 275.000 metre sondajlı arama gerçekleşmiştir. 2005 yılından itibaren MTA yatırım bütçesindeki artışlara paralel olarak, 2009 yılında jeotermal amaçlı 3 adet (1 adet 2.500 m, 2 adet 1500 m), maden arama amaçlı 750-1500 m derinlikte arama kapasiteli 15 adet yeni ve 2012 yılında 1 adet 750 m kapasiteli havalı sondaj makinesi alınmış, ayrıca neredeyse durma noktasına gelmiş olan jeofizik etütler için gerekli makine ve teçhizatlar alınarak tüm jeofizik yöntemler uygulanabilir hale getirilmiştir. MTA’nın arama ruhsat sayısı 2004 yılında 25 iken, Ekim 2012 itibariyla; 188 adet kömür, 7 adet 6. grup uranyum-toryum, 1 adet V. Grup, 187 adet maden (137 metalik+ 50 endüstriyel hammadde), 196 adet jeotermal olmak üzere toplam 579 adettir. Ayrıca Maden Kanununda yapılan değişiklikle havza madenciliğini geliştirmek amacıyla, MİGEM’in ihalelik sahalarından MTA’nın talebi ile verilen sahalarda yoğun arama ve sondaj faaliyetleri artarak devam etmektedir. 2012 yılında metalik maden ve endüstriyel hammadde arama ruhsat sahalarında detaylı maden jeolojisi araştırmaları sürdürülmüş olup, 2011 de 20.00 metre olan sondajlı arama 2012 yılında 93.000 metre olarak hedeflenmiştir. Ekim 2012 itibarıyla yaklaşık 62.532 metre sondajlı arama gerçekleştirilmiştir. 48 Sürdürülen arama çalışmaları ile, Malatya Kuluncak’ta en yüksek 450 metreye ulaşan kalınlıklar sunan ortalama yüzde 15-25 Fe tenörlü önemli demir cevheri sahası keşfedilmiştir. Buna eşlik eden binde 4-5 tenörlü bakır zonları ile NTE, Bizmut varlığı tespit edilmiştir. 2012 yılında 15.000 m olarak yapılması planlanan sondajın 9.712 metresi tamamlanmış olup çalışmalar devam etmektedir. Adıyaman bölgesinde Sincik, Koçali ve Tut’da bakır ve Trabzon-Taştepe’de çinko yatağı bulunmuştur. Batı Anadolu’da, Çanakkale-Gökçeada’da arama sondajları tamamlanmış, düşük tenörlü büyük bir porfiri bakır-altın sahası (düşük kurşun-çinko içerikli) keşfedilmiş, 126 milyon ton yüzde 0,3 tenörlü bakır sahası bulunmuş, ve MİGEM’e devri yapılmıştır. Sivas-Divriği’de önemli altın-bakır-nikel, Çorum-Oğuzlar’ da altın bulguları elde edilmiş, bu sahalarda 10.656 m sondaj çalışması tamamlanmış olup, yıl sonuna kadar 30.000 m sondaj yapılması hedeflenmektedir. K.Maraş’ta yapılan sondajlı arama çalışmalarında 400-500 m kalınlık sunan bakır-molibden-kurşun-çinko mineralizasyonları içeren cevherli zonlar kesilmiş çalışmalar devam etmektedir. Endüstriyel mineral ve hammadde kaynaklarının araştırılmasına yönelik olarak yürütülen arama ve araştırmalarla Niğde, Konya ve Çankırı-Çorum evaporit havzalarında önemli miktarlarda sodyum sülfat ve kaya tuzu kaynakları, Niğde-Konya ve Sivas evaporit havzasında ise bitümlü şeyl potansiyeli keşfedilmiştir. Trakya’da ise yeni bentonit oluşumları belirlenmiştir. Sondajlı arama çalışmaları tamamlanmış, laboratuvar çalışmalarına ise devam edilmektedir. K. Maraş, Sivas ve Malatya’da tuz aramalarına yönelik olarak yapılan maden jeolojisi etütleri sonucunda potansiyel alanlar belirlenmiştir. Ruhsatları alınarak detay etütleri yapılacaktır. MTA tarafından, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğüne ait işletme ve ruhsat sahalarında rezerv geliştirme ve bor arama projesi kapsamında, halen devam eden çalışmalar sonucunda, görünür+muhtemel+mümkün olarak 2 milyar ton olan bor rezervimiz 1 milyar tondan fazla artış sağlanmış, rezerv 3 milyar tonun üzerine çıkarılmış ve rezervlerimiz büyük oranda görünür hale gelmiştir. Proje kapsmında 2012 yılında Eskişehir-Sivrihisar’da MTA tarafından daha önce bulunan yatakta NTE ve Kütahya-Emet ile Balıkesir-Bigadiç havzalarında bor rezervlerini geliştirmeye yönelik sondajlı arama çalışmalarına devam edilmektedir. Bakanlığımızın enerjide yerli kaynaklarının kullanımını artırma politikası çerçevesinde 2005 yılından itibaren başlatılan yoğun kömür arama çalışmalarına 2012 yılında Konya, Denizli, Afyonkarahisar, Aydın, Eskişehir, Kırklareli, Isparta, Burdur, Kayseri, Sivas Amasya, illerinde devam edilmiş, 2012 yılında 250.000 metre sondaj yapılması hedeflenmiştir. Ekim ayı itibarı ile yaklaşık 160.000 metre sondajlı arama tamamlanmıştır. 49 2005-2012 yılları arasında yapılan bu çalışmalar sonucunda; Konya-Karapınar Sahasında 1,832 milyar ton, Trakya-Çerkezköy Havzasında 498 milyon ton, Elbistan MTA Sahasında 515 milyon ton, Kırklareli-Pınarhisar-Vize Sahasında 140 milyon ton, Malatya-Yazıhan Sahasında 17,5 milyon ton görünür linyit rezerv belirleme çalışmaları tamamlanmış olup, Konya-Karapınar, Çerkezköy ve Elbistan Sahaları (Toplam 2,845 milyar ton) EÜAŞ’a devir edilmiştir. Ayrıca, çalışmaları devam eden Eskişehir-Alpu Sahasında 777 milyon ton, Afyon-Dinar Sahasında 545 milyon ton linyit varlığı belirlenmiştir. Bunun yanında, kurumlar arası işbirliği kapsamında, Afşin-Elbistan EÜAŞ Sahasında 1,3 milyar ton, Manisa-Soma TKİ Sahasında 205 milyon ton linyit rezerv artışı sağlanmış, böylelikle toplam 5.829,5 milyar ton ilave linyit rezervi tespit edilmiştir. Ülkemiz Jeotermal kaynaklar yönünden zengin konumdadır. Teorik potansiyeli 31.500 MWt’dir. Özellikle 1990 yılından bu yana durma noktasına gelen jeotermal enerji arama çalışmaları; son yıllarda hızlandırılarak, Ülkemizde 40 yılda görünür hale getirilen jeotermal kaynak ısı kapasitesi 3100 Mwt iken, son 8 yılda (2004 yılından itibaren) yaklaşık yüzde 54 arttırılmış, doğal çıkışlarla birlikte 4809 Mwt ‘e yükseltilmiştir. 1962 yılından beri açılan toplam 544 kuyunun 196 adedi bu dönemde açılmıştır. Ülkemizde jeotermal enerjiden doğrudan kullanım olarak, merkezi ısıtma, sera ısıtması ve termal turizmde yararlanılmaktadır. Ülkemizde 19 yerleşim alanında merkezi konut ısıtması (889443 konut eşdeğeri, 805 MWt), 19 sahada seracılık (2.8 milyon m2, 506 MWt) ve 350 adet termal tesiste tedavi ve termal turizm amaçlı yararlanılmaktadır. MTA tarafından keşfedilen sahaların ihale yolu ile yatırımcıya devri 5686 Sayılı Kanun ile mümkün hale getirilmiştir. Bu kapsamda 2008-2012 yılları arasında gerçekleştirilen ihaleler sonucunda 16 adet enerji üretimine, 69 adet ısıtma ve termale uygun toplam 85 saha ihale edilerek yatırımcıya devredilmiş ve ülkemiz ekonomisine yatırım olarak kazandırılmıştır. Özelleştirme kapsamında devredilen Denizli-Kızıldere sahası ile devir edilen sahaların toplam bedeli 546.9 milyon $’dır. Genel Müdürlüğümüz tarafından Jeotermal Enerji Aramalarında 2012 yılı içerisinde Afyon, Aksaray, Ankara, Çanakkale-Balıkesir, Aydın, Denizli, Eskişehir, Konya, Çankırı, Kırıkkkale, Sivas, Yozgat, Kırşehir, Hatay, Gaziantep ve Diyarbakır illerinde etüt ve sondaj çalışmaları tamamlanmış olup, 2012 yılı içerisinde yapılan sondaj 18.700 metreye ulaşılmıştır. Nevşehir ili Merkez ilçesi Göre’de 2905 m derinlikte sondaj çalışması tamamlanmış olup, kuyu dibinde 183 ºC, kuyu ağzında ise 65 ºC sıcaklıkta ve 3 l/s debide akışkan elde edilmiştir. Laboratuvarlarda yapılan, analiz/test sonuçlarının uluslararası geçerliliğinin sağlanabilmesi amacıyla başlatılan akreditasyon çalışmaları sonucunda 2010 yılında laboratuvarlar 50 Akreditasyon Belgesini almış, 2011 yılında da kapsam genişletme çalışmalarına devam edilmiştir. Akreditasyon kapsamı, kömür analizleri, doğal taş testleri ve toprakta bakır tayini analizinin yanı sıra su ve altın analizlerinde de çalışmaların tamamlanması neticesinde toplam 24 metot-37 analiz/teste ulaşılmıştır. MTA analiz faaliyetlerinde, analiz ve teknoloji laboratuvarlarına son yıllarda yapılan yatırımlarla yeni cihaz ve ekipmanlar alınmış, son beş yılda laboratuvarların kapasitesi numune sayısı bazında 32.000’lerden 70.000’e, yapılan analiz/test sayısı bazında ise ise son beş yılda 210 binden 600 binlere çıkarılmıştır. Ekim 2012 sonu itibari ile toplam 42.218 numunede 395.600 adet analiz/test yapılmıştır. MTA, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün birlikte yürüttüğü ve Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardım Programı (IPA) kapsamında desteklenen “Maden Atık Yönetimi” Projesi çalışmaları devam etmekte, bu projeyle ülkemizin maden atık mevzuatının AB ile uyumlaştırılmasının yanında kapatılmış ve terkedilmiş maden işletmelerinin atık envanterlerinin çıkarılması planlanmaktadır. Yakın gelecekte, yaşamsal öneme sahip doğal kaynakların (fosil yakıtları, jeotermal enerji, endüstriyel hammadde kaynakları, metalik maden yatakları vb) karalardaki potansiyeli tüketilmiş olacağından, günümüzde deniz araştırmaları teknolojisinin büyük hızla ilerlemesiyle bir çok ülke, kutuplarda da dahil olmak üzere tüm denizlerde doğal kaynakların tespit edilmesi ve işletilmesi yönünde yoğun bir yarışın içerisine girmiştir. Bu değerlendirmeler ışığında, denizlerdeki doğal kaynakların aranması ve araştırılması amacıyla MTA’nın modern, ulusal yeni bir araştırma gemisinin temin edilmesi yönündeki girişimlerinin gerçekleştirilmesi sonucunda, açık denizlerde, iki ve üç boyutlu derin sismik araştırma kapasitesinde bir gemiye sahip olacak olan ülkemiz bu yönden dışa bağımlılığından kurtularak söz konusu yarışın içerisine etkin bir şekilde girmiş olacaktır. Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) tarafından yürütülen ihale işlemleri sonucunda 24 Nisan 2012 tarihinde SSM ve yüklenici firma arasında “Sismik Araştırma Gemisi Tedarik Sözleşmesi” imzalanmış olup geminin yapımına 2012 yılında başlanmış olup, 2015 yılında tamamlanacaktır. Yeni sismik araştırma gemisi ile depremsellik, maden, petrol, doğal gaz arama, deniz kirliliği ve deniz altından geçen boru hatları ve diğer mühendislik hizmetlerine yönelik çalışmalar yapılabilecektir. Bunun yanı sıra, gemiyle derin sularda yapılacak olan arama ve araştırmaların sığ deniz alanlarında da yapılabilmesine olanak sağlayacak olan 21 metre boyundaki MTA Selen 51 Araştırma Gemisi 2011 yılı başında hizmete girmiştir. Bu araştırma gemisi ile sığ sularda jeoloji, jeofizik, hidrografi ve oşinografi çalışmaları yürütülmekte ve bu çalışmalar için ihtiyaç duyulan görüntüleme, ölçüm ve örnekleme işlemleri gerçekleştirilmektedir. 4. TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ KURUMU BAŞKANLIĞI (TAEK) Nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanımının sağlanması kapsamında TAEK iki ana görevi üstlenmiş durumdadır. Bunlardan birincisi nükleer enerji kullanımına ilişkin temel ilke ve politikaların belirlenmesine katkıda bulunmak ve bu konuda gerekli araştırma-geliştirme çalışmalarına öncülük etmek; diğeri de nükleer enerjiyle ilgili faaliyetler ve radyasyon uygulamaları sırasında nükleer güvenliğin ve radyasyondan korunmanın sağlanması için gerekli düzenleme ve denetleme faaliyetlerini yürütmektir. Nükleer teknolojinin ülke çıkarlarına uygun olarak kullanılabilmesine yönelik çalışmalar TAEK’in öncülüğünde sürdürülmektedir. TAEK’in 2012 Yılı Yatırım Programında 8 adet yatırım projesi ile ülkemizin ihtiyaçlarını karşılayan cihaz ve hizmet üretimlerinin gerçekleştirildiği çok sayıda faaliyet yer almaktadır. Ayrıca TAEK tarafından Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ve İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatına bağlı Nükleer Enerji Ajansı (OECD/NEA) ile işbirliği içinde nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanımına ilişkin faaliyetler yürütülmektedir. Nükleer teknoloji alanında yapılan çalışmalar kapsamında ülkemizde öncü bir kuruluş olan Bakanlığımıza bağlı Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, bu çalışmaların ülkemizde yaygınlaştırılmasına katkı sağlamak amacıyla önemli faaliyetler sürdürmektedir. Bunun en son örneği nükleer tıpta kullanılan radyoizotop ve radyofarmasotiklerin üretileceği, nükleer alanda Ar-Ge çalışmalarının yapılacağı ve vasıflı insan gücünün yetiştirilmesi amacıyla eğitim faaliyetlerinin yürütüleceği TAEK Proton Hızlandırıcısı Tesisi’dir. TAEK Proton Hızlandırıcısı Tesisi’nin açılışı, 30 Mayıs 2012 tarihinde Başbakanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından yapılmıştır. Proton Hızlandırıcısı Tesisi’nde gerçekleştirilen deneme faaliyetleri kapsamında radyoizotop ve radyofarmasotik üretimi de başarıyla gerçekleştirilmiştir. Halen radyasyon güvenliği bakımından lisaslama faaliyetleri devam etmekte olup 2013 yılında Sağlık Bakanlığı’ndan alınacak izin ve ruhsatlar ile tesiste üretilecek ürünler hastalarımızın hizmetine sunulacaktır. Böylece TAEK tarafından yapılan yatırım ile hayata geçirilen bu tesis vasıtasıyla ülkemiz ilk defa proton hızlandırıcısı teknolojisiyle tanışırken, sağlık alanında teşhise yönelik ürün çeşitliliğini sağlama yönünde de önemli bir adım atılmıştır. TAEK’in düzenleme ve denetleme faaliyetleri; nükleer madde, nükleer tesisler ve radyasyon tesislerine ilişkin tüm faaliyetler ile radyasyon uygulamalarının güvenli bir şekilde 52 yürütülmesinin sağlanması amacıyla lisanslama ve denetim faaliyetlerini kapsamaktadır. Bu çerçevede Akkuyu Nükleer Santralinin günümüz uluslararası nükleer güvenlik anlayışına uygun olarak kurulması, işletilmesi ve işletmeden çıkartılmasını garanti altına almak üzere Kurucu firma faaliyetleri TAEK tarafından yetkilendirilmekte ve denetlenmektedir. Bu kapsamda nükleer güç santralini kurmak üzere 13 Aralık 2010 tarihinde kurulan “Akkuyu NGS Elektrik Üretim A.Ş.” (Proje Şirketi) “Nükleer Tesislere Lisans Verilmesine İlişkin Tüzük’ün 6 ıncı Maddesi uyarınca “Kurucu” sıfatıyla tanınmak için Türkiye Atom Enerjisi Kurumuna başvuruda bulunmuş ve 28 Şubat 2011 tarihinde Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Akkuyu NGS Elektrik Üretim A.Ş.’yi kurucu olarak tanıdığını şirkete bildirmiştir. Proje şirketi saha özelliklerini ve parametrelerini güncellemek üzere Akkuyu sahasında yer etütlerine başlamış ve yer etütlerinin birinci aşamasını tamamlayarak hazırlamış olduğu “Güncellenmiş Yer Raporu”nu 22 Mayıs 2012 tarihinde TAEK'in değerlendirmesine sunmuştur. TAEK’in değerlendirmeleri halen devam etmektedir. Proje Şirketinin hazırladığı ve düzenli olarak Bakanlığımıza ve TAEK’e sunduğu proje takvimine göre, Temmuz 2013’te ilk santral ünitesi için inşaat lisansı başvurusunun yapılması ve bu ünitenin 2020 yılında işletmeye alınması beklenilmektedir. Bu görevler yürütülürken var olan mevzuatın ulusal ve uluslararası tecrübelere dayanarak güncelleştirilmesi ve gerekli görülen alanlarda yeni mevzuatın tesis edilmesi çalışmaları sürdürülmektedir. Bakanlık olarak, ülkemizin nükleer teknoloji geliştirme ve enerji üretmeye yönelik hedeflerine ancak kararlı bir nükleer program dâhilinde, ulusal endüstrimiz ve insangücümüz ile ulaşılacağını düşünmekteyiz. Bu bağlamda TAEK, nükleer teknolojinin ülke menfaatine uygun olarak güvenli ve emniyetli bir şekilde kullanılmasına yönelik çalışmalara öncülük etmeye devam edecektir. 5. TÜRKİYE ELEKTRİK İLETİM A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (TEİAŞ) TEİAŞ, elektrik enerjisinin iletimi görevinin yanında ulusal elektrik sisteminin işletilmesini, elektrik piyasasının rekabete dayalı işlemesini sağlayacak olan Piyasa Mali Uzlaştırma Sisteminin çalıştırılmasını ve sistem işletmesine yönelik olarak yatırımların (idame-yenilemeyeni) gerçekleştirilmesini sağlamakla da sorumludur. Bu kapsamda TEİAŞ tarafından tamamlanması planlanan tüm yatırımlar gerçekleştirilmiş olup, 2011 yılı Ocak ayı itibarıyla sanal, Mart ayı itibarıyla ise Avrupa Elektrik Piyasası ile tam uyumlu bir elektrik piyasası uygulaması başlatılmıştır. 53 TEİAŞ’ın 2012 Yılı Yatırım Programında yer alan projelerinden toplam uzunluğu 560 km olan 21 adet enerji iletim hattı (380–154 kV) ile 26 adet toplam 2000 MVA gücünde trafo merkezinin (380–154 kV) tesisleri 2012 yılı Ekim sonu itibarıyla tamamlanmıştır. TEİAŞ’ın 2012 Yılı Yatırım Programında yer alan projelerinden toplam uzunluğu 933,56 km olan 19 adet (Yer altı kablolar dahil) enerji iletim hattı (380–154 kV) ile 42 adet toplam 3200 MVA gücünde trafo merkezinin (380-154 kV) tesislerinin ise 2012 yılı sonu itibarıyla tamamlanması planlanmıştır. TEİAŞ’ın 2012 Yılı Yatırım Programında İletim Tesisleri Grubunda 116 adet 380 kV (Proje Tutarı 2,7 milyar TL), 356 adet 154 kV (Proje Tutarı 1,9 milyar TL) olmak üzere toplam 472 adet ve diğer projelerle birlikte toplam 506 adet proje yer almaktadır. Toplam proje tutarı 4,95 milyar TL olup 2012 yılı yatırımı 650 milyon TL’dir. Planlanan iletim tesisleri ile; iletim sistemi işletme performansının yükseltilmesi, enterkonnekte sistemde üretim ve tüketim bölgeleri arasında iletim kapasitelerinin ve uluslararası enterkonneksiyonlarımızdaki transfer kapasite limitlerinin arttırılması amaçlanmıştır. Bu kapsamda TEİAŞ tarafından mevsimsel olarak 350-700 MW aralığında güçte bir enerjinin aktarılabileceği 120km uzunluğunda olan 380 kV’luk Borçka–Sınır (Gürcistan) Enerji İletim Hattının (EİH) sözleşmesi 32.600.000.-TL bedel üzerinden 05 Eylül 2011 tarihinde imzalanmış olup, 2012 yılı Aralık ayı ortalarında bitirilmesi öngörülmektedir. 380 kV’luk Gercüş-Ilısu-Cizre-Sınır(Irak) EİH 130 km. olup,tesis ihalesi Aralık 2011 yılı içerisinde 38.834.000 TL bedel üzerinden yapılmış olup,Cizre-Sınır(Irak) bölümünün Ocak 2013 başında tamamlanması ve Irak tarafındaki Musul-Sınır hattının da tamamlanmasıyla hat,öncelikle 154 kV ile enerjilendirilecek ve 50 MW güçle kısıtlı miktarlar üzerinden Irak’a elektrik ihracatı başlatılacaktır.Diğer taraftan,380 kV’luk Gercüş-Ilısu-Cizre EİH’nın Kasım 2013 başında tamamlanması ile Cizre-Musul arasındaki EİH’nın nominal değeri olan 400 kV ile enerjilendirilmesi suretiyle 350 MW’lık bir güç üzerinden Irak’a elektrik ihracatı artarak sürdürülecektir. Borçka–Sınır (Gürcistan) EİH’nın yapımına paralel olarak Gürcistan tarafında da 700 MW kapasiteli Back to Back İstasyonu Gürcistan Hükümeti tarafından tesis edilecektir. Ayrıca, İran ve Suriye ile yapılan/yapılacak enerji alışverişinin miktarını arttırmak (600 MW) amacıyla Van’da ve Şanlıurfa’da (Birecik) Back to Back İstasyonu tesis edilmesi üzerine fizibilite çalışmaları tamamlanmış olup 2012 yatırım programına alınmıştır. 54 TEİAŞ, büyük şehirlerimizin meskun mahalleleri içerisinde kalmış, işletme problemleri yaşanan, enerji iletim hatlarının teknik olarak mümkün olanlarının yeraltına alınması projelerine devam etmektedir. 6. ELEKTRİK ÜRETİM A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (EÜAŞ) Ekim ayı sonu itibarıyla 24.654,3 MW olan kurulu gücü ile Türkiye kurulu gücünün yüzde 44’ünü ve Türkiye elektrik enerjisi üretiminin yüzde 38,6’sını karşılamaktadır. 2012 yılı sonu itibarıyla kuruluşun elektrik enerjisi üretiminin bağlı ortaklıkları ile birlikte 94 milyar kWh'ye ulaşması beklenmektedir. Uzun yıllardır işletilen termik ve hidrolik santrallarımızda yeni teknolojiler kullanılarak verimi yükseltmek ve üretim kapasitesini arttırmak için 2005 yılında başlatılan rehabilitasyon çalışmaları devam etmektedir. Rehabilitasyon projeleri kapsamında santralların performansı, güvenilirliği ve ömrünün arttırılmasının yanı sıra çevre mevzuatına uygunluğun sağlanması da amaçlanmaktadır. Kangal Termik Santralı 1. ve 2. Ünite Kazanları Rehabilitasyonu ve Optimizasyonu Projesi için yüklenici firma ile 7 Eylül 2006 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. 1. ünite 22 Aralık 2009 tarihinde geçici kabul yapılarak tamamlanmıştır. 2. ünite ise, deneme işletmesi, demontaj ve montaj işlerini müteakip 8 Haziran 2010 tarihi itibarıyla başarılı bir şekilde tamamlanmıştır. Ağustos 2010’da başlayan geçici kabul çalışmaları, yüklenici firmanın iflası nedeniyle yarıda kalmıştır. 28 Şubat 2011 tarihli Yönetim Kurulu Kararı ile sözleşme feshedilmiş olup tasfiye işlemleri devam etmektedir. Her iki ünite de işletmededir. Kangal Termik Santralı 1. ve 2. Ünite Baca Gazı Kükürt Arıtma Tesisi Projesi ile ilgili ihale dökümanı hazırlama çalışmaları son aşamada olup 2012 yılı sonuna kadar ihaleye çıkılması planlanmıştır. Karakaya, Seyhan-1, Kadıncık-1 ve Kadıncık-2 HES’lerde Türbin Verimliliğinin Arttırılması, Danışmanlık, Etüt ve Rehabilitasyon İşleri için ihale dökümanları hazırlama ve kontrolorlük hizmetleri konusunda Havelsan A.Ş. ile 31 Aralık 2010 tarihinde Danışmanlık Hizmet Alımı Sözleşmesi imzalanmıştır. Bu kapsamda söz konusu santrallarla ilgili ihale dokümanları hazırlama çalışmaları tamamlanmış olup 2012 yılı sonuna kadar ihale ilanına çıkılacaktır. Keban HES Rehabilitasyonu projesi ile ilgili ihale dökümanı hazırlık çalışmaları tamamlanmış olup 2012 yılı sonuna kadar ihale ilanına çıkılacaktır. Üretim kapasitemizin arttırılması için en önemli yatırımlarımızdan birisi olan; Ambarlı Fuel-Oil Santralı 4. ve 5. Ünitelerinin Gaz Türbini İlave Edilerek Kombine Çevrim Santralına Dönüştürülmesi Projesi için 10 Kasım 2008 55 tarihinde 384 milyon Avro bedelle sözleşme imzalanmıştır. Bu proje ile santralın kurulu gücü 540 MW arttırılarak 840 MW’a yükseltilecektir. Yüzde 96,4 oranında fiziki gerçekleşme sağlanmıştır. Atık ısı kazanlarının montajları tamamlanmış ve hidrostatik testleri yapılmıştır. 380 kV şalt ve 154 kV şalt sahası ile ilgili çalışmalar tamamlanmıştır. Santralın ulusal şebekeye senkronizasyonu 4. ünitede 27.04.2012 tarihinde, 5. ünitede ise 18.05.2012 tarihinde yapılmıştır. 4. Ünitenin 60 günlük deneme işletmesine 19.09.2012 tarihinde başlanmıştır. ancak buhar türbini jeneratöründe yaşanan sorun nedeniyle deneme işletmesi Ocak 2013’e ertelenmiştir. 5. Ünitenin 72 saatlik ön deneme işletmesine 9 Kasım 2012 tarihinde, akabinde ise 60 günlük deneme işletmesine başlanacaktır. Projenin 2013 Mart ayı sonuna kadar tamamlanması planlanmıştır. Yeniköy Termik Santralı 1. ve 2. Ünite Kazanlarının Rehabilitasyonu ve Yanma Optimizasyonu Projesi için yüklenici firma ile 29 Kasım 2007 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. Sözleşme bedeli 57,5 milyon Avrodur. Her iki ünitenin de rehabilitasyonu tamamlanmış ve geçici kabulleri yapılmıştır. Soma Termik Santralı 1. ve 2. Ünite Kazan Rehabilitasyonu ve Yanma Optimizasyonu ile 1-6 Üniteler Otomasyon, Regülasyon ve EHS Sistemlerinin Yenilenmesi Projesinde ihale hazırlık çalışmaları devam etmektedir. Proje tutarı 208 milyon TL’dir. Ayrıca, SOMA EÜT A.Ş. Genel Müdürlüğünce TÜBİTAK MAM'a akışkan yataklı kazan kurulumunun fizibilitesi yaptırılmış olup, fizibilite raporunun değerlendirilmesini müteakip Soma Elektrik Üretim A.Ş. tarafından ihaleye çıkılması planlanmıştır. Soma Termik Santralı 3. ve 4. Ünite Elektrofiltre Rehabilitasyonları Projesi için 02.01.2012 tarihinde 13.300.000 EURO bedelle sözleşme imzalanmış olup iş devam etmektedir. Afşin-Elbistan kömür havzasındaki C ve E kömür sahaları için danışmanlık hizmet alımı ihalesine çıkılmış ve sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşme kapsamında, danışman firmanın projelerin gerçekleşmesini teminen hazırladığı Strateji Raporu idare tarafından değerlendirilmiş ve onaylanmıştır. Projelerin uygulanabilirliğine dair hazırlanan ön fizibilite raporları değerlendirilmiş ve kabul edilmiştir. İhale dokümanları danışman firma tarafından teslim edilmiş olup, değerlendirilmektedir. İhale dokümanlarına son şekli verilerek ihale takvimi oluşturulacaktır. Çayırhan II. Saha Sondajlı Etüt Projesi ile ilgili olarak MTA ile 14 Temmuz 2010 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. Proje kapsamında yapılacak sondaj, kömür analizleri ve hidrojeolojik etütler sonucunda sahadaki kömürün özelliklerinin yanı sıra sahanın kömür rezervi belirlenmiş olacaktır. Proje tutarı 147,3 milyon TL’dir. Toplam 261.900 metre sondaj yapılacak olup Eylül 2012 sonu itibarıyla 211.913 metre sondaj yapılmıştır. 56 Afşin Elbistan Kömür Havzası Üst Akifer Drenajı ve Susuzlaştırma Projesi için MTA ile sözleşme imzalanmıştır. Proje, Afşin –Elbistan A ve B Termik Santralları ile Kışlaköy Kömür İşletmesinde, işletme ve iş güvenliğini sağlamak amacıyla yapılmaktadır. Proje tutarı 38,5 milyon TL’dir. Proje ile ilgili çalışmalar devam etmekte olup işin ilerlemesi yüzde 73 seviyesindedir. 7. TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (TETAŞ) Devletin genel enerji ve politikalarına uygun olarak Kamu adına elektrik ticaret ve taahhüt faaliyetlerinde bulunmak üzere kurulmuş olan TETAŞ, toplam kurulu gücü 8.818 MW olan, Yap-İşlet, Yap-İşlet Devret ve İşletme Hakkı Devri ve İşletme Hakkı Devri Modelleri ile işletilen santrallerden, toplam kurulu gücü 7000 MW olan Elektrik Üretim A.Ş’ye Hidrolelektrik Santrallerden, İthalat/ Mübadele Anlaşmaları kapsamında diğer ülkelerden ve PMUM’dan elektrik enerjisi satın almakta ve bu enerjiyi, dağıtım şirketlerine, İletim Sistemine bağlı müşterilerine, İhracat/Mübadele Anlaşmaları kapsamında diğer ülkelere ve PMUM’a satmaktadır. Ülkemizde tüketilen elektrik enerjisinin yüzde 33’ünü alıp satan TETAŞ, 2011 yılında 82,3 milyar kWh elektrik enerjisini toplam 11,6 milyar TL bedelle satın almış, 80,7 milyar kWh elektrik enerjisini toplam 11,187 milyar TL bedelle satmıştır. 2012 yılında ise, 83,4 milyar kWh elektrik enerjisini toplam 14,5 milyar TL bedelle satın almayı, 81,3 milyar kWh elektrik enerjisini toplam 15,3 milyar TL bedelle satmayı planlamıştır. Bakanlığımızca, komşu ülkelerle ülkemiz arasındaki enerji iletim hattı bağlantılarındaki kapasiteler, bu ülkelerin enerji alt yapıları ve arz-talep durumları izlenmek suretiyle, enerji ithalatı/ihracatı ile ilgili ilişkiler canlı tutulmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda: Bakanlığım ile Gürcistan Enerji Bakanlığı arasında, 13 Aralık 2010 tarihinde imzalanmış olan Elektrik Enerjisi Alış-Verişi hakkında 26 Eylül 2006 tarihli protokolde değişiklik yapılmasına ilişkin 1 No’lu Protokol çerçevesinde, “TETAŞ ile JSC Energo-Pro Georgia arasında mübadele kapsamında Elektrik Enerjisi Alış-Veriş Antlaşması” 28 Ocak 2011 tarihinde imzalanmıştır. Mübadele kapsamında elektrik enerjisi alış-verişinin başladığı 2005 yılından 2012 yılı ekim ayı sonuna kadar Acara’ya 319 milyon kWh elektrik enerjisi verilmiş olup 1.01 milyar kWh elektrik enerjisi alınmıştır. Azerbaycan Nahcivan Özerk Bölgesi’ne 1991 yılında imzalanan Protokol çerçevesinde yapılan enerji transferi, Nahcivan Elektrik İdaresinin talebi üzerine 2007 yılı Nisan ayı 57 itibarıyla durdurulmuş ve tek yönlü olarak enerji alınmaya başlanılmıştır. 2012 yılı Ekim ayı sonu itibarıyla Nahcıvan’dan toplam 1,3 milyar kWh elektrik enerjisi alınmış, 5,16 milyar kWh elektrik enerjisi verilmiştir. Diğer taraftan TETAŞ’a, Rusya ile Ülkemiz arasında imzalanan Uluslararası Anlaşma çerçevesinde Akkuyu’da tesis edilecek toplam 4800 MW gücündeki Nükleer Güç Santralinin birinci ve ikinci ünitelerinde üretilecek enerjinin yüzde 70’ini, üçüncü ve dördüncü ünitelerinde üretilecek enerjinin ise yüzde 30’unu, 15 yıl süre ile satın alma görevi verilmiştir. Rusya’nın belirlediği proje şirketinin gerekli lisansları almasını müteakip TETAŞ ile proje şirketi arasında Enerji Satınalma Sözleşmesi görüşmelerine başlanacaktır. 8. TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (TEMSAN) TEMSAN, Ankara ve Diyarbakır’da bulunan tesisleri ile özet olarak; hidroelektrik santralların elektromekanik teçhizatının tasarımı, projelendirilmesi, imalatı, montajı ve devreye alınması işlerinin anahtar teslimi esasına göre yürütülmesi, kamu ve özel sektör kuruluşlarına çeşitli tip şalt malzemelerinin imalâtı, trafo merkezlerinin yapımı, santralların rehabilitasyonu, çeşitli sanayi kolları için büyük güçte makine ve çelik konstrüksiyon imalâtının gerçekleştirilmesi ile termik ve hidroelektrik santrallarda kullanılan muhtelif güçlerdeki elektrik motorlarının yenilenmesi faaliyetlerini yürütmektedir. TEMSAN ayrıca yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmak amacıyla enerji sistemlerinin geliştirilmesi ve üretilmesi faaliyetlerini yürütmektedir. TEMSAN, kuruluşundan günümüze kadar yaklaşık 870 MW gücünde 18 adet (47 ünite) hidroelektrik santral ve 52 adet trafo merkezi, 5 adet pompa istasyonu, şalt sahaları gibi projeleri gerçekleştirmiştir. 2012 yılı içinde, toplam 9 üniteden oluşan yaklaşık 180 MW olmak üzere, DSİ için Alpaslan 1 HES (4x41,75 MW), özel sektör için de Cüniş HES (3x2,984 MW) ve Dumlu HES (2x2,095 MW) tamamlanmıştır. DSİ için 4 adet (Kılavuzlu, Manyas, Topçam, Çine HES) hidroelektrik santralın çalışmalarına devam edilmektedir. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne ait Kirazdere HES ile özel sektör için Gelinkaya, İncebel ve Yahyabey HES’in çalışmalarına devam edilmektedir. Öte yandan, küçük su kaynaklarından enerji elde etmek üzere bugüne kadar çeşitli güç ve tiplerde yaklaşık 50 adet türbin projelendirilerek, 63 adet türbin imalâtı gerçekleştirilmiştir. Ayrıca TİKA projesi kapsamında yurtdışında (Fiji Adaları’nda) 25 kW gücündeki bir mikro santral enerji nakil hattı ile birlikte kurulmuştur. 58 9. TÜRKİYE PETROLLERİ ANONİM ORTAKLIĞI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (TPAO) 1954 yılında kurulmuş olan TPAO son 10 yıldır yurt içinde deniz alanlarına ve yurt dışında da öncelikli olarak yakın coğrafyasındaki ülkelere yoğunlaşarak büyük yatırım hamlesi başlatmıştır. TPAO yurtiçi-yurtdışı toplam yatırım bütçesini 2012 yılında yaklaşık 1,6 milyar dolar seviyesine kadar yükseltmiş olup, önümüzdeki üç yıl için ise yaklaşık 6,2 milyar dolar yurtiçi-yurtdışı yatırım yapılması planlamıştır. Karadeniz’de, 2004-2011 yılları arasında yaklaşık 61.000 km 2B ve 14.000km2 3B sismik çalışma gerçekleştirilmiştir. Yapılan sismik ve jeolojik çalışmalarda bölgenin hidrokarbon potansiyeli hakkında önemli bulgular elde edilmiştir. Karadenizde 2004-2011 yıllarında BP, Petrobras, ExxonMobil ve Chevron ile yapılan ortak arama çalışmalarında Hopa-1, Sinop-1, Yassıhöyük-1, Kastamonu-1 ve TPAO tarafından Sürmene-1/1RE “ultra derin deniz” sondajları gerçekleştirilmiştir. 2012 yılında da sondajı tamamlanan Istranca-1 kuyusundaki testlerden alınan doğal gaz ve elde edilen jeolojik veriler büyük önem taşımakta olup, bu kuyu sayesinde Batı Karadenizdeki prostpektler hususunda çok önemli bilgilere sahip olunmuştur. Türkiye Petrolleri, Yassıhöyük-1 ve Sürmene-1/1RE kuyularının sondaj operatörlüğünü yaparak, dünyada ultra derin denizlerde bu işi yapabilen 12 büyük şirketten birisi olmuştur. Açılan bu kuyuların bilgisi ışığında Karadeniz’in derin suları altında tespit edilen yapıların hidrokarbon potansiyelinin keşfedilmesini ve ekonomiye kazandırılmasını hedeflenmektedir. Ayrıca, 2014 yılında Chevron ortaklığında Kuşkayası-A ve kendi başına Derin Limanköy-1 kuyuları, 2015 yılında ise Kuşkayası-B derin deniz sondaj çalışmalarının yapılması planlanmaktadır. Diğer taraftan, Akdeniz’de (İskenderun, Kıbrıs, Mersin, Antalya açıkları) 2005-2012 yılları arasında 23.000 km 2B ve 2.600 km2 3B sismik çalışma gerçekleştirilmiştir. Yapılmakta olan sismik ve jeolojik çalışmalarda bölgenin hidrokarbon potansiyeli hakkında önemli bulgular elde edilmiştir. Doğu Akdeniz’deki ruhsatlarımızda gerek kendi öz sermayemiz ile gerekse de ihtiyaç duyulması halinde yabancı şirketler ile ortaklığa giderek İskenderun Baseninde 2013 yılında Gülcihan-2 ve Yılankale-1 kuyuları, 2015 yılında ise Erdemli-1 kuyusu ile bölgedeki arama faaliyetlerine devam edilmesi planlanmaktadır. Ortaklığımızın Akdeniz deniz alanlarında sahip olduğu ve/veya olacağı ruhsatlar, ülke çıkarları ve uluslararası stratejilerde büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda, KKTC kara alanında 2012 yılında Türkyurdu-1 arama kuyusunun sondajı tamamlanmış olup, bölgenin jeolojik bulgularına yönelik önemli bilgiler elde edilmiştir. Ayrıca, Edremit Körfezlerinde de sondajlı arama faaliyetlerini başlatmak için teknik çalışmalar devam etmektedir. 2012 yılında Gökçeada-1 arama kuyusunun sondajı tamamlanmış olup, 59 elde edilecek jeolojik veriler ışığında Kuzey Ege offshore alanlarına yönelik önümüzdeki dönemde de sismik çalışma programı planlanmaktadır. Denizlerimizdeki sondajlardan elde edilebilecek başarılı sonuçların; hem Türkiye Petrolleri’ni hem de Türkiye’yi, 2023 yılı hedeflerine taşıyacak önemde olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Trakya, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerimiz başta olmak üzere diğer kara alanlarımızdaki geleneksel metotlarla arama çalışmaları yoğun olarak sürdürülmekte olup, ayrıca ülkemizde bir ilk olan geleneksel olmayan yöntemler ile petrol ve doğal gaz üretimi yapmaya yönelik çalışmalarımız devam etmektedir. Bu yöntem ile ABD’de büyük miktarlarda gaz üretimi gerçekleştirilmiş olup, gaz fiyatları rekabet nedeni ile önemli oranda düşmüştür. 2011 yılında geleneksel olmayan gaz üretimi küresel üretimin yüzde 16’sını oluşturmuştur. Bu sayede 2008 yılında 460 dolar seviyelerinde seyreden doğal gaz fiyatları bugünlerde 100 dolar seviyelerine kadar düşüş göstermiştir. Bu bağlamda, geleneksel olmayan enerji kaynakları sağladığı avantajlar sayesinde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yeni bir alternatif olarak yerini almıştır. Bu kapsamda Shell ile 23 Kasım 2011 tarihinde Güneydoğu Anadolu’da bazı ruhsatlar için Anlaşma imzalanmış olup, buradan olumlu sonuçlar elde edilmesi durumunda önemli bir üretim kaynağı devreye sokulmuş olacaktır. Ayrıca, SHELL ile 23 Kasım 2011 tarihinde Akdeniz Deniz Alanları için imzalanan anlaşma çerçevesinde Antalya Körfezi kapsamında jeoloji ve jeofizik değerlendirme çalışmaları sürdürülmektedir. Önemli bir diğer adımımız ise ülkemizin acil ihtiyacı olan ve deniz aramacılığında dışarıya olan bağımlılığımızı ortadan kaldıracak, günümüz teknolojilerine sahip bir sismik araştırma gemisi almak için başlattığımız çalışmalar son aşamaya gelmiştir. Ülkemizin ithal doğal gaza bağımlılığı, mevcut tesislerimizden başka depolama tesisi bulunmayışı ve Ortaklığımız dışında, tüketilmiş petrol ve/veya doğal gaz sahalarını doğal gaz deposuna dönüştürebilecek kuruluşların bulunmaması nedeniyle, mevcut tesislerin depolama ve geri üretim kapasitelerinin üç aşamada (Silivri Proses Tesisleri Revizyon Projesi, Değirmenköy Tevsi ve Çevre Doğal Gaz Sahaları Depolama Projesi ile Kuzey Marmara Sahası Depolama Tevsi Projesi) artırılmasını öngörerek, 2,66 milyar sm3 olan depolama kapasitemizin 2,84 milyar sm3’e, azami 17 milyon sm3/gün olan geri üretim kapasitemizin ise azami 50 milyon sm3/gün’e yükseltilmesi için çalışmalar sürdürülmektedir. Ortaklığımızca, ülkemiz kaynaklarından sağlanan hidrokarbon üretimi yanında ülkemiz ihtiyacının kesintisiz, yeterli ve ekonomik bir biçimde karşılanması amacıyla yurtdışında da petrol ve doğal gaz arama, sondaj ve üretim faaliyetlerini finansman yükümlülüğü olan projelerimizden Kazakistan, Azerbaycan'da; ACG, Şah Deniz, Alov, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ana 60 İhraç Hampetrol Boru Hattı ve Güney Kafkasya Doğal Gaz Boru Hattı, Libya’da; Blok 147/34, Irak’ta; Badra, Missan, Siba, Mansurya, Blok-9 ve bunların dışında Afganistan, Kolombiya ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sürdürmektedir. 10. BORU HATLARI İLE PETROL TAŞIMA ANONİM ŞİRKETİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (BOTAŞ) 2012 yılında Ekim ayı sonu itibarıyla 6 milyar sm3’ü doğal gaz eş değeri sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) olmak üzere yaklaşık 34,4 milyar sm3 doğal gaz ithalatı, yine 2012 yılı Ekim ayı sonu itibarıyla toplam 32,5 milyar sm3 yurtiçi doğal gaz satışı gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, 2012 yılı Ekim ayı sonu itibarıyla 507 milyon sm3 doğal gaz da Yunanistan’a ihraç edilmiştir. Halihazırda doğal gaz alımına yönelik olarak Türkmenistan dahil toplam 6 ülke ile 8 ayrı doğal gaz ve/veya LNG alım ve satım anlaşması imzalanmış durumdadır. Diğer taraftan Rusya Federasyonu’ndan ülkemize Batı Hattı yoluyla yılda 6 Milyar Kontrat metreküp doğal gaz alımına ilişkin 14 Şubat 1986 tarihli Doğal Gaz Alım Satım Anlaşması'nın süresi 31 Aralık 2011 tarihinde sona ermiştir. İthal edilen doğal gazın tüketim noktalarına ulaştırılması ve doğal gazın ülke sathında yaygınlaştırılması için 2002 yılından 2011 yılı sonuna kadar BOTAŞ tarafından yaklaşık 1,9 milyar dolar yatırım yapılmıştır. Bu kapsamda inşa edilen doğal gaz boru hatlarının uzunluğu 2002 yılında 4.510 km iken 2011 yılı sonu itibarıyla 12.215 km’ye ulaşmıştır. Devam eden doğal gaz boru hatlarının tamamlanarak işletmeye alınması ile 2012 yılı sonunda doğal gaz boru hatlarının yaklaşık 12.290 km’ye ulaşması hedeflenmektedir. Kuzey Marmara ve Değirmenköy’deki 1,6 milyar sm3 depolama kapasiteli doğal gaz depolama tesisleri 2007 yılı içinde devreye alınmış olup Eylül 2009 tarihi itibarıyla bu kapasite 2,6 milyar sm3’e çıkarılmıştır. Söz konusu deponun 2,1 milyar sm3’ kapasitesi BOTAŞ’a tahsis edilmiştir. Kış aylarında arz-talep dengesinin sağlanması amacıyla 2012 yılı Ekim ayı itibarıyla 2,1 milyar sm3 doğal gaz söz konusu depolarda geri üretim yapılmak üzere hazır bulundurulmaktadır. Ayrıca, Tuz Gölü Doğal Gaz Yeraltı Depolama Projesinin 2011 yılı içerisinde yapım sözleşmesi imzalanmış olup, 8 yıl sürmesi planlanan proje kapsamında 12 adet depo oluşturularak yaklaşık 1 milyar sm3 işletme gazı depolanması sağlanacaktır. İlk 6 deponun 2015-2016 döneminde, ikinci 6 deponun 2018-2019 döneminde devreye alınması planlanmakta olup, proje için Dünya Bankası kredisi kullanılmaktadır. Projenin en önemli noktalarından biri olan tuzlu su deşarjı ile her geçen yıl kurumakta olan Tuz Gölü’ne de hayat verilecektir. 61 11. ETİ MADEN İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (ETİ MADEN) Eti Maden ve MTA arasında yapılan bir protokolle yürütülen Bor Master Arama Projesi kapsamında, 20022009 yılları arasında bor ve altın araması amaçlı toplam 66.450 metre sondaj gerçekleştirilmiştir. Bor Master Arama Projesi 2010-2014 yıllarını kapsayan 5 yıllık dönemde ise 35.000 metre sondaj yapılması planlanmakta olup, böylece toplam 102 bin metre sondaj gerçekleştirilmiş olacaktır. 2012 yılında 9.445 metre sondaj yapılması planlanmış olup Ekim ayı sonu itibarıyla toplam 5.863,55 m sondaj gerçekleştirilmiştir. Diğer yandan, MTA tarafından yapılan araştırmalar sonucunda Eskişehir-Sivrihisar’da bulunan ve 1990 yılında Eti Maden’e devredilen nadir toprak elementleri de içeren toryum sahasında, 2011 yılında rezerv geliştirme çalışmaları yapılmıştır. Sahanın ekonomiye kazandırılması amacıyla fizibilite çalışmaları yapılmış ve bugünkü fiyatlarla ülkemiz ekonomisine yılda yaklaşık 1 milyar dolar katkı sağlayacağı tahmin edilen üretim tesisi kurulmasına karar verilmiştir. 10 yıl süreyle yılda 10.000 t/yıl NTE ve buna bağlı olarak 250 ton/yıl Toryum, 72.000 ton/yıl barit ve 70.000 ton/yıl florit üretimi Hizmet Alımı Yöntemiyle gerçekleştirilmesi amacıyla gerekli YPK kararı alınmış olup, projenin 06.12.2012 tarihinde ihalesi gerçekleştirilecektir. Bu çerçevede, Eskişehir-Sivrihisar Toryum-NTE sahasında rezerv geliştirme ve üretime hazırlık amacıyla 2012 yılında 6.000 m sondaj programlanmış olup, 2012 yılı Ekim ayı itibarıyla; 12 lokasyonda toplam 2.166,25 m sondaj gerçekleştirilmiştir. Eti Maden uhdesinde; 8’i bor, 6’sı uranyum, 1’i toryum, 1’i trona, 1’i mermer, 1’i şap, 1’i bakır ve terk talepli 1’i kaolen ve 1’i zeolit olmak üzere toplam 21 adet maden sahası bulunmaktadır. Madencilik ve imalat/kimya sanayi sektörlerinde yatırım faaliyetlerini sürdüren Eti Maden’in 2011 yılı yatırım ödeneği 158 milyon TL olup, 2011 yılı sonunda 88,7 milyon TL yatırım harcaması gerçekleştirilmiştir. 2012 yılı Yatırım Programı 172 milyon TL programlanmış olmakla birlikte, yıl içerisinde temin edilen ek ödeneklerle birlikte Ekim ayı sonu itibarıyla 2012 yılı Revize Yatırım Programı 202,8 milyon TL olmuştur. Eti Maden ürün portföyünde yer alan borik asit ve boraks pentahidrat ürünlerinde, dünyada sektörel ve bölgesel gelişmelere bağlı olarak tüketim miktarının artacağı ve bunun sonucunda arz açığı oluşacağı tahmin edilmektedir. Eti Maden pazarda oluşacak fırsatları değerlendirebilmek için, yeni ve modern teknoloji ile büyük ölçekli yatırımlar yapılmasını strateji olarak benimsemiştir. Bu çerçevede, yatırım programında yer alan 500.000 ton/yıl kapasiteli V. Pentahidrat Tesisi/Kırka projesinin 62 yapımına devam edilmektedir. Bunun yanı sıra özellikle LCD sektöründe kullanılan ultra düşük sülfatlı borik asiti üretmek üzere 50.000 ton/yıl kapasiteli Emet Çok Amaçlı Borik Asit Üretim Tesisinin 2013 yılı sonunda tamamlanması hedeflenmektedir. Eti Maden’in güvenilir tedarikçi konumunu koruyabilmesi için Emet Bor İşletme Müdürlüğü bünyesinde 500.000 ton/yıl kapasiteli Emet III. Borik Asit Tesisi ve söz konusu tesis ile entegre olarak çalışmak üzere 550.000 ton/yıl kapasiteli Emet Sülfürik Asit Tesisi kurulmasına karar verilmiştir. Her iki projenin 2012 yılı Yatırım Programına yeni proje olarak ilave edilmesi Yüksek Planlama Kurulunun 19.10.2012 tarihli ve 2012/24 sayılı kararı ile uygun bulunmuştur. Son dönemde Bağımsız Devletler Topluluğu ve Uzakdoğu'daki bor ürünleri pazarının büyüme göstermesi, Eti Maden’in bu bölgelerde de pazarlama organizasyonu yapılanma çalışmalarına hız vermesini sağlamıştır. Bu çerçevede, Bağımsız Devletler Topluluğu pazarı ve Uzak Doğu pazarına yapılacak bor ürünleri satışlarının hedeflere uygun olarak gerçekleştirilmesini teminen Rusya'da ve Çin’de pazarlama şirketi kurulmuştur. 2002 yılına göre 2011 yılında değer bazında Uzakdoğu’ya yapılan ihracat 15 kat, Çin’e yapılan ihracat ise 36 kat artmıştır. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğümüz son yıllarda, izlediği yatırım politikaları ve etkin pazarlama anlayışı ile pazar payını kademeli olarak arttırarak miktar bazında 2010 yılında yüzde 42 seviyelerine çıkarmış olup, 2011 yılında ise bu oran yüzde 46 olarak gerçekleşmiştir. Eti Maden 2005 yılından bu yana bor pazarında dünya lideridir. 2012 yılında ise bu oranının yüzde 50 olarak gerçekleşmesi öngörülmektedir. 2012 yılı brüt karının 797 milyon TL olması hedeflenmekte olup 2012 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla brüt karı 559 milyon TL seviyelerine ulaşmıştır. Eti Maden’in 2011 yılı toplam satış gelirlerinin yaklaşık yüzde 97’si yurtdışı satış gelirlerinden oluşmaktadır. 12. TÜRKİYE KÖMÜR İŞLETMELERİ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (TKİ) Kurum tarafından 2011 yılında yapılan dekapaj miktarı 210 milyon m 3’tür. 2012 yılında ise Ekim ayı sonu itibarıyla gerçekleşme 129 milyon m3 olmuştur. 2011 yılında yapılan toplam üretim miktarı ise 33,4 milyon ton olarak gerçekleştirilmiştir. 2012 yılında 32,8 milyon ton üretim yapılması programlanmış 2012 Ekim ayı sonu itibarıyla gerçekleşme 28,2 milyon ton olmuştur. 2011 yılında yapılan satış miktarı 35,4 milyon tondur. Bunun 27,7 milyon tonu termik santrallara, 7,7 milyon tonu ise teshin ve sanayiye verilmiştir. 2012 yılı için 26,6 milyon tonu termik santrallara olmak üzere toplam 34,0 milyon ton kömür satışı programlanmış, 2012 63 Ekim ayı sonu itibarıyla gerçekleşme 22.7 milyon tonu termik santrallara olmak üzere toplam 28,5 milyon ton düzeyinde olmuştur. Yıl sonunda program hedefi tutturulacaktır. Önceki dönemlerde termik santral kurma şartı ile ihaleleri yapılarak çalışmalara başlanılan; Bolu-Göynük, Eskişehir-Koyunağılı, Şırnak-Silopi ve Şırnak-Merkez sahalarındaki projelerin tamamlanıp devreye alınması planlanmış olup bu yöndeki çalışmalar devam etmektedir. Buna ilaveten; 2012 yılında Adana/Tufanbeyli’deki sahamızın da aynı kapsamda ihalesi yapılarak ihaleyi kazanan firma ile 2012 Haziran ayında sözleşme imzalanmıştır. Aynı şekilde Soma-Deniş sahasının 2012 Ağustos ayında ihalesi yapılarak kazanan firma ile 2012 Ekim ayında sözleşme imzalanmıştır. Yine, Bursa Davutlar ve Harmanalanı sahaları için de 1 Kasım 2012 tarihinde ihaleye çıkılmış ve kazanan firma ile önümüzdeki günlerde sözleşme imzalanacaktır. Kurum ayrıca, yer altı kömür üretim miktarının artırılması için projeler yürütmektedir. Bu projelerin yanında, temiz kömür teknolojileri konusunda çalışmalar sürdürülmekte olup özellikle kömürün gazlaştırılması konusuna hız verilmiştir. Kömürün daha çevre dostu olarak tüketilmesi ve değişik kullanım alanlarının oluşturulması için AR-GE projeleri yürütülmektedir. Yürütülen projeler sayesinde düşük kalorili kömür rezervlerimizde ekonomiye kazandırılmış olacaktır. Kurumuzun Faaliyetlerine İlişkin İlave Bilgiler 1) Kurumun 2009-2011 Dönemi Faaliyet Sonuçları, 2012 Program ve Ekim Sonu İtibariyle Gerçekleşme Durumları ile 2013-2014 Hedeflerine Ait Sayısal Veriler; YILI DEKAPAJ Emanet (Bin m3) İhale . Toplam ÜRETİM SATIŞ (Bin ton) . (Satılabilir) Isınma+Sanayi (Bin ton) 32.451 6.452 Termik KAR /ZARAR Toplam YATIRIM (Nakdi) (Bin TL) 46.282 64.176 2009 81.201 137.449 218.650 26.596 33.048 (Bin TL) 424.021 2010 70.162 139.456 209.618 29.713 6.389 23.390 29.779 340.110 2011 69.191 141.298 210.489 33.401 7.622 27.694 35.316 513.807 61.674 2012P 62.050 147.650 209.700 32.888 7.337 26.620 33.957 731.398 107.500 2012F 49.770 79.590 129.360 28.180 5.866 22.672 28.538 750.000 25.780 2013 61.900 174.100 236.000 36.608 7.477 30.598 38.075 819.114 126.800 2014 61.800 179.100 240.900 37.460 7.570 30.598 38.168 870.817 94.800 2) Yeniden Yapılanma Çalışmaları ve Kar/Zarar Durumu Devletin genel enerji politikalarına uygun, kömür rezervlerimizin daha uygun maliyetlerle üretimin artırılması yönünde yeniden yapılanma çalışmalarıyla ilgili olarak; 64 Verimli çalışmayan, rezerv ve üretim yönünden TKİ’nin içinde çok küçük bir paya sahip olan işletmelerimiz özel sektör çalışmasına açılmıştır. Diğer taraftan; Kurumumuz; 2004 yılından itibaren “Satıştan - Üretime” dönük yeni bir yapılanma içine girmiş bulunmaktadır. Bu kapsamda; A) Termik Santral: Termik santrallara verilecek kömür miktarı her yıl genel enerji dengesi gözetilerek EÜAŞ ile yapılan toplantılarda KİT Finansman Kararnameleri çerçevesinde belirlenmekte; kömür satış fiyatları ise 1 Temmuz 2008 ‘de yürürlüğe giren YPK Kararı doğrultusunda maliyet bazlı otomatik fiyatlandırma modeli ile belirlenmekte ve protokoller EÜAŞ ile 2 yıllık imzalanmaktadır. B) Isınma Sektörü: Isınma amaçlı halk ihtiyacı olan kömürler 2004 yılı Ağustos ayına kadar, üretim yerlerinde, Kurumumuz Yetkili Birimleri ve Yönetim Kurulunca belirlenmiş FOB satış fiyatlarıyla satışa sunulmakta idi. Söz konusu ihtiyacın en ucuz şekliyle karşılanması için 2004 yılından itibaren sözleşme imzaladığımız bayilerimiz aracılığı ile ısınma nitelikli kömürler nihai tüketiciye ulaştırılmaktadır. C) Fakir Ailelere Kömür Yardımı: 2003 yılından itibaren çıkarılan Bakanlar Kurulu kararları gereği, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü ile yürütülen Fakir Ailelere Kömür Yardımı uygulaması Kurumumuzca gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda, Kurumumuzca fakir ailelere; 2003-2004 kış sezonu için 1.085.511 aileye 662.720 ton, 2004-2005 kış sezonu için 1.490.301 aileye 1.046.931 ton, 2005-2006 kış sezonu için 1.861.057 aileye 1.318.590 ton, 2006-2007 kış sezonu için 1.754.590 aileye 1.262.390 ton, 2007-2008 kış sezonu için 1.859.687 aileye 1.472.415 ton, 2008-2009 kış sezonu için 2.057.146 aileye 1.627.619 ton, 2009-2010 kış sezonu için 2.227.066 aileye 1.935.689 ton, 2010-2011 kış sezonu için 2.076.112 aileye 1.521.219 ton, 65 2011-2012 kış sezonu için ise, ihtiyaç sahibi 2.017.985 aileye 1.475.851 ton, (31.10.2012 itibarıyla) kömürün teslimatı gerçekleştirilmiştir. D) Bayilik Sistemi: 2004-2005 Sezonunda İlk defa uygulamaya konulan Bayilik Sistemi ile; vatandaşa daha ucuz kömür kullanma imkanı sağlanmış ve orta ve uzun vadeli stratejimizde yer alan “satıştan-üretime” dönük yapılanmanın ilk adımı atılmıştır. Alınan bu önlemler sonucunda, Kurumumuz 2009 yılında 424 milyon TL, 2010 yılında 340 milyon TL ve 2011 yılında da 513 milyon TL kar ile faaliyetlerini sonuçlandırmış olup, 2012 yılında da 731 milyon TL kar etmeyi planlamış bulunmaktadır. E) Sanayi Sektörü: Ülke genelinde faaliyet gösteren sanayi işletmelerinin kömür ihtiyacını karşılamak için yıllık bazda sözleşmeler yapılmaktadır. Çimento sektörü ile ilgili de 5 yıllık çerçeve ve yıllık sözleşmeler kapsamında satış sözleşmeleri yapılmaktadır. 3) Kömür Kalitesini İyileştirmeye Yönelik Faaliyetler A) Lavvar Tesisleri Kuruma bağlı müessese ve işletmelerde mevcut lavvar tesislerinin toplam kapasitesi 25 milyon ton seviyesindedir. Düşük kalorili kömür bu tesislerden geçirilip kalitesi yükseltilerek çevreyle uyumlu hale getirilmek suretiyle termik santraller ile ısınma ve sanayi sektörüne verilmektedir. B) Termik Santrallere Verilen Kömürlerin İyileştirilmesi Çalışmaları Termik santrallere uygun nitelikte ve daha kaliteli kömür verebilmek amacıyla; Orhaneli’de 300 ton/saat, Keles’de 150 ton/saat, Çan’da 750 ton/saat, Seyitömer’de 5 Adet toplam 3600 ton/saat’lik eleme–ayıklama tesisi mevcuttur. Ayrıca, Kemerköy Termik Santrali’ne verilen kömür için 2008 yılından itibaren hizmet alımı yöntemi ile 1.000 ton/saat kapasiteli bir eleme–ayıklama tesisinden yararlanılmaktadır. C) Torbalama Tesisleri Isınma amaçlı piyasaya verilen kömürlerin torbalanmış olarak pazarlanması için 6 işletmede toplam 14 adet torbalama tesisi kurularak yılda 8 milyon ton torbalama kapasitesine ulaşılmıştır. 66 4) Yeraltı İşletmeciliği İle Üretilebilecek Rezervlerin Değerlendirilmesine Yönelik Çalışmalar İleride üretim darboğazına düşülmemesi ve yeraltı/yerüstü orantısızlığının dengelenmesi amacıyla, yeraltı işletmeciliği yöntemi ile üretilebilecek rezervlerin değerlendirilmesine yönelik önceki yıllardan başlatılan çalışmalar hızlandırılmıştır. Bu kapsamda; – Soma (Eynez, Geventepe, Darkale ve Eynez-Karanlıkdere) ve Tunçbilek (Büyükdüz) havzalarındaki sahaların özel sektörce işletilmesi sağlanmış ve bu sayede ilave iş imkanı ile 2004 yılından itibaren üretim çalışmalarına başlanılmıştır. – Soma’da 2011 yılında ihalesi yapılıp projesi onaylanan ve 2014 yılından itibaren 15 yılda 36,5 milyon ton kömürün üretilmesine yönelik projenin hazırlık çalışmaları yüklenici firma tarafından sürdürülmektedir. – GLİ Müessesesi Ömerler Yeraltı Mekanizasyon Tevsii Projesi ile ilgili çalışmalar devam etmektedir. Projenin tamamlanması ile 350 bin ton/yıl olan üretim kapasitesi 1,05 milyon ton/ yıl artışla 1,4 milyon ton/yıl’a çıkarılmış olacaktır. Ayrıca, Ömerler B ve Derin Sahalar ile Tunçbilek 42 pano ve İğdekuzu sahalarıyla ilgili çalışmalar devam etmekte olup, İğdekuzu sahasının 22.05.2012 tarihinde ihalesi yapılarak ihaleyi kazanan firma ile 02.07.2012 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. – GELİ Müessesesi Turgut ve Eskihisar Sahalarında yeraltı işletmeciliğine yönelik sondaj ve proje çalışmaları devam etmektedir. – Diğer yandan, TKİ’nin yatırım yaparak işletmeyi planlamadığı Soma-Eynez Derin Sahalardaki yaklaşık 400 milyon ton rezerv ile Kütahya-Tunçbilek Derin Sahalardaki yaklaşık 180 milyon ton rezervin özel teşebbüsçe işletilmesi için çalışmalar da sürdürülmektedir. Bu çalışmalar kapsamında; 2011 yılında yeraltından 11 milyon ton tüvenan kömür üretimi gerçekleştirilmiş olup, önümüzdeki yıllarda bu miktarların daha da artırılması için çalışmalar sürdürülmektedir. 5) TKİ’nin Elektrik Arz Güvenliğine Katkısı Ülkemizin artan enerji ihtiyacının karşılanmasında, TKİ üretim kapasitesini artırma gayretinin yanı sıra, özel sektörün bu alanda yatırım yapmasına da imkan tanımaktadır. 67 Bu kapsamda, Şırnak/Silopi (1x135 MW), Şırnak Merkez (2x135 MW), Bolu/Göynük (2x135MW) sahalarının termik santral kurma şartlı ihaleleri yapılarak çalışmalara başlanılmıştır. Şırnak/Silopi’deki (1x135 MW) sahanın projesi tamamlanarak devreye alınmış olup, diğer iki sahada ise ihaleyi alan firmalarca proje çalışmalarına devam edilmektedir. Bu sahalarda kurulacak santraller ile ülkemizin elektrik ihtiyacının karşılanması ve istihdama yönelik sağlayacağı katkı ile ulusal ekonomiye çok yönlü kazanım sağlanmış olacaktır. Buna ilaveten; 2012 yılında Adana/Tufanbeyli’deki sahamızın da aynı kapsamda ihalesi yapılarak ihaleyi kazanan firma ile 2012 Haziran ayında sözleşme imzalanmıştır. Aynı şekilde Soma-Deniş sahasının 2012 Ağustos ayında ihalesi yapılarak kazanan firma ile 2012 Ekim ayında sözleşme imzalanmıştır. Yine, Bursa Davutlar ve Harmanalanı sahaları için de 1 Kasım 2012 tarihinde ihaleye çıkılmış ve kazanan firma ile önümüzdeki günlerde sözleşme imzalanacaktır. Diğer yandan, Eskişehir–Mihalıçcık ‘da bulunan EÜAŞ ve Kurumumuz iştiraki KİAŞ ’a ait sahalar birlikte değerlendirilerek santral kurulumlu ihale edilmiş, firma 2x145=290 MW gücünde termik santral kurmak üzere lisans ve ÇED raporu almış, yeraltı üretim faaliyetleri ve santralı kurma çalışmaları devam etmektedir. Bingöl Karlıova’da termik santral kurulması şartı ile çıkılan ihalelerde teklif alınamamıştır. Ancak, talipli yatırımcı bulunması halinde saha elektrik üretim amaçlı değerlendirilebilecektir. Kurumumuza ait sahalarda ilave santral kurma kapasitesi olan rezervlerimiz değerlendirmeye alınmış olup, konuyla ilgili çalışmalar devam etmektedir. Ayrıca, elektrik arz güvenliğine katkı sağlamak kapsamında değerlendirilmek üzere 23.10.2012 tarihi itibarıyla Seyitömer Linyitleri İşletmesi Müessesesi Müdürlüğümüz EÜAŞ Genel Müdürlüğüne devredilerek özelleştirme kapsamına alınmıştır. 6) Kömür Arama Faaliyetleri 2004 yılına kadar ülkemizde 8,3 milyar ton rezerv olduğu ifade edilmekteydi. Ancak ülkemizde yeteri kadar arama faaliyetleri gerçekleştirilmediğinden ve mevcut rezervlerin sık sondajlarla korelasyona tabi tutulmaması nedeniyle ve ülkemizde farklı alanlarda faaliyet gösteren kurumların faaliyet alanlarına yönelik arama çalışmalarının birlikte değerlendirilmemesi gibi nedenlerle uzun yıllar rezerv artışı söz konusu olamamıştır. 2004 yılında Kurumumuz koordinatörlüğünde TPAO, DSİ, MTA, EİEİ, TUBİTAK ortaklaşa çalışmalar yürüterek, ilave sondajlar yapmanın yanısıra, varolan bilgileri birlikte paylaşmak 68 suretiyle ülke kömür rezervleri 1,3 milyar tonu Taşkömürü olmak üzere toplam 13,2 milyar tona ulaşmıştır. 2009 yılında YPK kararı ile uygulamaya konulan “Elektrik Enerjisi Piyasası Arz Güvenliği Strateji Belgesi” ile 2023 yılına kadar tüm yerli kömür potansiyelimizin ekonomiye kazandırılması hedefleri ve KYOTO Protokolü’ne göre 2014 yılından itibaren CO2 Emisyon Pazarı uygulamalarının da başlayacağı göz önünde bulundurularak rezervlerimizin tamamının arama çalışmalarının tamamlanması ve projelendirilmesi gerekliliği nedeniyle; TUBİTAK, Üniversiteler ve ilgili kurumlarımızla söz konusu çalışmalar ortaklaşa olarak yürütülmektedir. Kömür arama faaliyetlerinin daha aktif hale getirilebilmesi ve rezervlerimizin her yönü ile ortaya çıkarılabilmesi için 2012 Ekim ayında Kurumumuzca Jeolojik Etüt ve Arama Dairesi kurulmuştur. 7) TKİ’nin AR-GE Faaliyetleri Kömür ülkemiz açısından en önemli enerji kaynakları arasında yer almaktadır. Ülkemiz kömürlerinin düşük kaliteli, yüksek kül, kükürt ve nem içeriğine sahip olmasından dolayı, ülkemiz çevre mevzuatları, Kyoto Protokolü ve AB yaptırımları çerçevesinde oluşan zararlı emisyonları azaltmak ve birim kalori başına üretilen enerji miktarını arttırmak için temiz kömür teknolojilerinin kullanılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Kömürün ülkemiz açısından stratejik öneme sahip olması nedeniyle, kömürden kaynaklanan problemleri azaltarak, kömür kullanımının sürdürülebilmesi için ileri teknolojiler kullanılarak verimliliği artıran ve çevresel etkileri azaltan çeşitli Ar-Ge çalışmaları yapılmaktadır. Kurumumuz son 5 yıldır Ar-Ge faaliyetleri yürütmekte olup çalışmalar aşağıdaki alanlarda yoğunlaştırılmıştır: Kömür hazırlama, iyileştirme ve zenginleştirme, Kömürün gazlaştırılması, gazın temizlenmesi; sentetik gazdan elektrik, kimyasal ve sıvı yakıt üretimi, Kömür yakma teknolojileri, Kömürün farklı alanlarda kullanımı (alternatif ürünler elde edilmesi), Yeraltında kömürün gazlaştırılması, 69 Kömür arama ve üretimi. Kurumumuz tarafından “Ar-Ge ve Yenilikçiliğin Geliştirilmesi” amacıyla yürütülen çalışmalar aşağıda sıralanmıştır: Biyokütle ve Kömür Karışımlarından Sıvı Yakıt Üretimi (TRIJEN), 50 kg/saat ve 250 kg/saat Kapasiteli Kömür Gazlaştırma Tesislerinin İşletilmesi, Gazın Temizlenmesi ve Metanol Üretimi, AB 7. Çerçeve Programı kapsamında kazanılan "Yüksek Küllü Kömürlerin Elektrik Üretimi Amaçlı Gazlaştırılmasının Optimizasyonu-Optimash" Projesi, Kömür Karakterizasyonunun ve Yanma Davranışlarının İncelenmesi, 10 KW Gücünde Mikro-Dalga Plazma ile Kömür Gazlaştırma Sisteminin Tesis Edilmesi, USTDA (ABD Ticaret Geliştirme Ajansı) Kömür Gazlaştırma Fizbilite Etüdü, Yeraltı Kömür Gazlaştırması Fizibilite Etüdü Projesi (UCG) (Lawrence Livermore Ulusal Laboratuarları ile), Türk Kömürlerinin Kuru Yöntemler ile Zenginleştirilmesi, Lavvar Şlam atıklarının zenginleştirilmesi (MTA), Soma Tersiyer Havzasında Entegre Sismik Yöntemlerle Kömür Yayılımının Tespiti ve Kömür Gazı Potansiyelinin Araştırılması ve Modellenmesi Projesi (KAMAG), TKİ Uhdesindeki Bolu-Göynük-Hasanlar Sahası Bitümlü Şeylerin Değerlendirilmesiyle İlgili AR-GE Çalışmaları”, Hümik pilot tesisinin revizyonu ve ürün çeşitliğinin artırılması, Düşük Kalorili Linyitlerden MicGAS Biyoteknolojisi Kullanılarak Gaz, Hümik asit, Adsorban Madde ve Askeri Atıkların Bertaraf Edilerek Faydalı Gübre Şeklinde Kullanılmasını Sağlayacak Ürünlerin Üretilmesi (ArcTech), Biyolojik Yöntemle Kömürün Gazlaştırılması ve Hümik Asit Elde Edilmesi(TÜBİTAK), Pilot Ölçekte Kömürden Organomineral Gübre Üretim Çalışmaları, 70 Çeşitli Alanlarda (Boya, Seramik, Kauçuk ve Atıksu ve/veya İçme suyu Arıtımı) Kullanılmak Üzere Pilot Ölçekte Hümik Asit Esaslı Maddelerin Üretimi, Organik Toprak Düzenleyiciler İçin Sera ve Tarla Denemeleri, Uzaktan Kontrollü Maden Robotu, TKİ GLİ Müessesesinde Su Arıtımı/Geri Kazanımı ve Ömerler Beke Deresi Islahı, TKİ’ye bağlı işletmelerde Çevresel Durum Değerlendirme Çalışmaları Projesi. 13. TÜRKİYE TAŞKÖMÜRÜ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (TTK) TTK, ülkemizde tek taşkömürü havzasının bulunduğu Zonguldak’ta faaliyetlerini sürdürmektedir. Havzanın hesaplanmış jeolojik rezervi yaklaşık 1,3 milyar ton olup (-1.200 m derinliğe kadar) bunun yüzde 40’ı görünür rezervdir. 2011 yılı satılabilir üretimi 1,6 milyon ton olmuştur. 2012 yılı satılabilir üretim programı hedefi doğrultusunda 2011 yılı Kasım ayı sonu itibarıyla 1.212.572 ton üretim yapılmıştır. Üretimin artırılması ve maliyetlerin düşürülmesi amacıyla uygulanmakta olan Yeniden Yapılanma Programı kapsamında yatırım miktarlarında son yıllarda önemli artışlar sağlanmıştır. 2011 yılı yatırım tutarı 37,8 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. 2012 yılı yatırım programı 58 milyon TL olup 2012 yılı Ekim ayı sonu itibarıyla 17,5 milyon TL gerçekleşme sağlanmıştır. Yeniden Yapılanma Programı kapsamında yatırım miktarlarında son yıllarda önemli artış sağlanmıştır. Böylece Kurumun ana alt yapısını oluşturan derin kuyuların büyük bir kısmı tamamlanarak hizmete alınmış olup ana kat hazırlıklarının tamamlanmasına yönelik çalışmalara süratle devam edilmektedir. TTK Genel Müdürlüğü tarafından yapılan kömür yardımı 2012 Ekim ayı sonu itibarı ile 20.095 ton’dur. 14. ULUSAL BOR ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ (BOREN) 4865 sayılı Kanun ile ülkemizde ve dünyada bor, ürün ve teknolojilerinin geliştirilmesi ve kullanım alanlarının yaygınlaştırılması amacıyla değişik alanlarda kullanıcıların araştırmaları için gerekli bilimsel ortamı sağlamak, bor ve ürünlerini kullanan ve/veya bu alanda araştırma 71 yapan kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile işbirliği yaparak bilimsel araştırmaları yapmak, yaptırmak, koordine etmek ve bu araştırmalara katkı sağlamakla görevlendirilen Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN), kurulduğu 2003 yılından bu yana araştırma ve teknoloji geliştirme, bilgi yönetimi ve işbirlikleri geliştirme alanlarında faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu kapsamda, rezerv büyüklüğü ve üretim açısından dünyada birinci sırada yer aldığımız bor madeni konusunda BOREN’e 2004 yılından bu güne kadar desteklenmek üzere toplam 342 adet proje başvurusunda bulunulmuş, 172 adet proje desteklenmiştir. Bu kapsamda; 120 adet proje tamamlanmış 52 adet proje desteklenmeye devam etmektedir. Desteklenen projeler kapsamında geliştirilen 17 bor içerikli ürünün 7 adedinin ticari üretimi yapılmış, 5 adet bor ürünün pilot üretim ve endüstriyel uygulama girişimi gerçekleştirilmiştir. Ayrıca elde edilen 20 adet buluş için 16 adet patent başvurusu yapılmış, 9 adet patent belgesi alınmış olup kalan buluşlar için süreç devam etmektedir. Ayrıca 1 adet ürün için TS Standart belgesi alınmıştır. Ülkemizde mevcut ve gelişmekte olan teknoloji alt yapısının, uzmanlığın ve know-how’un BOREN ihtiyaçlarının örtüştürülmesini, süreklilik içinde en iyi şekilde kullanımını ve devamlılığını sağlamak, bor ürünlerinin ticarileşmesini, sektöre sunumunu sağlamak için potansiyeli yüksek, rekabetçi ürünler geliştirerek, ilgi alanında belirgin yetkinliği olan önemli, yeterli altyapı ve insan kaynağına sahip kurumlar, potansiyel kullanıcılar, üretici sektörler ile iş birliği sağlayabilmek için Boren’in idari ve stratejik kontrolü altında yetkinlik merkezleri oluşturulması benimsenmiştir. Bu kapsamda; Enstitü, öncelikli alanlarda yetkinlik merkezi oluşturmak ve güdümlü projeleri bu merkezlerde yürütmek amacıyla farklı üniversiteler bünyesinde borlu kaplama teknolojilerinin geliştirilmesi ve uygulanması, bor katkılı yanmaya dirençli ahşap ve ahşap kompozit malzeme üretimi ve karakterizasyonu teknolojilerinin geliştirilmesi ve sektörel uygulanması ile borun insan ve çevre sağlığı üzerine etkileri ile bor ve ürünlerinin biyolojik ve biyoteknolojik uygulamalarda kullanımına yönelik teknoloji geliştirme alanlarında olmak üzere 3 adet yetkinlik merkezi oluşturmuştur. Ayrıca, Enstitü bünyesinde oluşturulmuş olan Ar-Ge merkezinde İzotop Zenginleştirme alanında çalışmalar sürdürülmekte ve uluslararası iş birliği ile Borlu İleri Metal Alaşımları alanında altyapı oluşturularak çalışmalar başlamıştır. Yine, Bor’a dayalı Enerji Sektörü ile ilgili ürün ve üretim teknolojisini geliştirme ve geliştirilen teknolojinin sahada uygulanması alanında TÜBİTAK MAM bünyesinde “Bor-Enerji Uygulamaları Yetkinlik Merkezi” kurulması çalışmaları tamamlanmak üzeredir. Bu kapsamda, öncelikli olarak borlu hidrojen depolama ve yakıt pili araç uygulamaları için sektörel işbirliklerine yönelik projelerin geliştirilmesi hedeflenmiştir. Ayrıca, biri “Bor-Malzeme Uygulama” çalışmaları için olmak üzere imkanlar içerisinde birkaç yeni yetkinlik merkezi oluşturulması planlanmaktadır. 2012 yılında mevcut yetkinlik merkezleri bünyesinde 72 yürütülmek üzere sektörel iş birlikleri ile proje çalışmalarına başlanmıştır. İlgili sektörlerin katılımının da sağlanarak bu merkezler BOREN’in kabiliyetlerini ve geniş uzmanlık alanı üzerinde etkinliğini arttıracak, bor ürün ve teknolojilerinin geliştirilmesi ve üretilmesi konusunda önemli bir katkı sağlayacaktır. Diğer taraftan, genelde bor bazlı kimyasal hidrojen depolama teknolojileri ve özelde amonyum boran esaslı yakıt sistemi amacıyla Ar-Ge, pilot tesis ve üretime yönelik işbirliği sistematiği oluşturmak üzere yurt içinde kollektif Ar-Ge ve üretim yapılmasına yönelik olarak yurt dışı teknoloji transferi ve uluslararası işbirliklerini de içeren Eti Maden ile iş birliği içerisinde bir Ar-Ge projesi geliştirilmektedir. Ayrıca, 2012 yılı içinde TÜBİTAK ile yapılan işbirliği protokolü çerçevesinde, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu ve kalkınma planları önceliklerine uygun olarak BOREN tarafından önerilecek alanlarda hazırlanacak çağrı programları kapsamında öngörülebilir ve belirgin ticarileşme potansiyeli göstermesi beklenen “Bor Alanında Bilgi Üretimi ve Teknoloji Geliştirmeye Yönelik Araştırma Projeleri”nin işbirliği halinde eşit katkı ile oluşturulan ortak fon şeklinde desteklenmesi amaçlanmıştır. Böylece, araştırma alanında TÜBİTAK ile eşgüdüm içerisinde ve Enstitü stratejik önceliklerine uygun olarak faaliyet yürütülmesi hedeflenmiştir. Protokol kapsamında ilk çağrı programı ilan edilmiş olup, çağrıya gelen 104 adet proje başvurusu değerlendirilme aşamasındadır. Dünyada Borun kullanıldığı önemli alanlardan biri de tarım sektörüdür. Dünya bor tüketiminin yaklaşık yüzde 5’i bu sektörde gerçekleşmektedir. 2011 yılında Ülkemiz tarım sektöründe borun sistematik ve yaygın olarak kullanımını sağlamak amacıyla BOREN ve Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) işbirliği ile “Tarım-Bor Araştırma ve Uygulama Programı” başlatılmıştır. Anılan program kapsamında “Türkiye Bor Haritası” hazırlanarak tarım havzaları ortaya çıkarılmış ve ürün, alan spesifik çalışmalara yönelik proje uygulamalarına geçilmiştir. 2012 yılında tarım stratejik önceliklerine ve ekonomik potansiyele göre belirlenen tarım alan ve ürünlerine yönelik olarak çıkılan ilk çağrıya gelen 7 adet proje ve ikinci çağrı kapsamında gelen 1 adet projeye destek sağlanarak yürütülmeye başlanmıştır. Enstitü 2012 yılında KOSGEB ile işbirliği protokolü kapsamında küçük ve orta ölçekli firmaların ve girişimciliğin desteklenmesini ve TSE ile işbirliği protokolü kapsamında Bor ile ilgili sektörün gelişmesine katkı sağlayacak bor ürün ve teknolojileri ile ilgili standardizasyon, belgelendirme, ölçme, muayene, deney ve eğitim alanlarında faaliyet ve projeler yapılmasını hedeflemektedir. Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği içerisinde burslu statüde yurt dışına yüksek lisans öğrenimi görmek üzere üç öğrencinin gönderilmesi için çalışmalar tamamlanmıştır. 73 BOREN; yeni bor ürünleri, mevcut bor ürünleri için yeni kullanım alanları, fizibilitesi uygun olan mevcut bor türevlerinin yerli üretimlerinin gerçekleştirilmesinin yanı sıra, bor mineral ve bileşiklerinin çevre ile ilişkilendirilerek, insan sağlığına olan olumlu-olumsuz etkilerinin araştırıldığı birçok projeye destek vermektedir. Avrupa Birliği kimyasal maddelere ilişkin mevcut birçok mevzuatı tek bir çatı altında toplayan bir tüzük olan kimyasalların kaydı, değerlendirilmesi, izin ve kısıtlanması anlamına gelen REACH (Registration, Evaluation, Authorisation and Restriction of Chemicals) Regülasyonu kapsamında; Sodyum boratlar, borik asit ve bor oksit’i üremeye toksik etkili maddeler olarak sınıflandırmış bulunmaktadır. AB’nin yeterli bilimsel çalışma yapılmaksızın bu maddeleri bu kapsamda sınıflandırması kabul edilemez bir durumdur. Bu sınıflandırılmada yapılan hatanın giderilmesi için bilimsel dayanak sağlamak adına, BOREN tarafından ETİ Maden İşleri Genel Müdürlüğü eş güdümünde Bandırma Bor ve Asit Fabrikalarında yürütülmek üzere bir proje desteklenmiş, Bor ve ülkemiz için önemli bilimsel sonuçların alındığı bu proje tamamlanmış bulunmaktadır. Proje sonuçlarına göre, bu maddelerin insan üremesinde olumsuz etkisi olduğunu gösterecek herhangi bir bulguya rastlanmamış olup, çalışma saygın uluslararası dergilerde yayımlanmıştır. Mevcut Bor sınıflamasının lehimize düzeltilmesine yönelik önemli bir proje olan bu çalışmanın yanı sıra BOREN ilgili yetkinlik merkezlerinde Bor’un toksikolojik mekanizmaları aydınlatmaya ve insanlarda essansiyel bir besin elementi olduğunu göstermeye yönelik yeni projeleri geliştirmektedir. 2012 yılında Eti Maden İşletmelerinin ihtiyacı doğrultusunda başlatılan, çıkarılan bor cevherinin hızlı bir şekilde ve daha yüksek verimle robotik-otomatik makinalarda konsantre yüzdelerine göre ayrımlarının yapılması ve bu konudaki dışa bağımlılığı ortadan kaldıracak yerli teknoloji geliştirilmesi amacı ile bir özel sektör kuruluşu ile birlikte ETİ Maden eşgüdümünde yürütülen cevher zenginleştirme makinesi geliştirilmesi projesi devam etmektedir. 2012 yılında başlatılan Enstitü burs programı kapsamında Enstitü tarafından desteklenen veya yürütülen projelerde görev yapan ve proje alanında lisansüstü öğrenim görmekte olan veya doktora sonrası araştırmacı olan araştırmacılara yönelik ihtiyaç duyulan insan kaynağını geliştirmek üzere burs verilmeye başlanmıştır. Bu kapsamda bu güne kadar, desteklenmekte olan 10 proje kapsamında 9 yüksek lisans ve 1 doktora öğrencisine burs tahsis edilmiştir. Kaynaklar dahilinde burs programı genişleterek sürdürülecektir. Önümüzdeki yıl içinde de Enstitü yetkinlik merkezlerinde yürütülen projeler ve Kamu Kurumları, üniversiteler ve özel sektör kuruluşları tarafından yürütülen ve Enstitümüz tarafından desteklenen projeler ile TÜBİTAK-BOREN ortak çağrı programı kapsamındaki projelerin desteklenmesine devam edilecektir. 74 BOREN, üniversiteler başta olmak üzere kamu araştırma kurumları ve özel sektör ile işbirliği içinde katalizör görevi üstlenerek proje ve programlar geliştirmeye ve yürütmeye devam etmektedir. Kısa ve uzun vadeli hedeflere odaklı olarak yürütülen bu çalışmalar, Enstitünün kazandığı deneyimlere paralel olarak daha üst düzeyde yürütülmeye devam edecektir. “Bütçe” Bakanlığım, bağlı ve ilgili kuruluşlarının (TEDAŞ dahil) yürütmekte oldukları projelere 2013 yılı için tahsisi öngörülen toplam ödenek miktarı 5 milyar liradır. Bakanlığım merkez teşkilatına 2013 yılı bütçesi olarak; cari harcamalar için 100,28 milyon lira, yatırım harcamaları için 22,05 milyon lira, transfer harcamaları için 21 milyon lira, kamulaştırma harcamaları için 25 milyon lira ve borç verme harcamaları için 33,6 milyon lira olmak üzere toplam 201,93 milyon lira ödenek tahsis edilmiştir. Ödeneklerini Bakanlık bütçesi transfer kaleminden alan; MTA Genel Müdürlüğü’ne 160 milyon lirası yatırım olmak üzere toplam 285,1 milyon lira, TAEK Başkanlığı’na 46,8 milyon lirası yatırım olmak üzere toplam 105,5 milyon lira Bor Enstitüsü’ne ise 7 milyon lirası yatırım olmak üzere toplam 7,8 milyon lira (öz gelirler hariç) ödenek tahsis edilmesi öngörülmüştür. Bakanlığım faaliyetleri ve bütçemizle ilgili özet bilgiler sunmuş bulunuyorum. Çalışmalarımıza ışık tutacak görüş, eleştiri ve katkılarınız için teşekkür eder, hepinize saygılar sunarım. Taner YILDIZ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı 75