Ocak 2006 - Binfikir

Transkript

Ocak 2006 - Binfikir
04.01.2006
08:13
Seite 1
Göçmenlerden
‘partiler arasý’ göç
Tek baþýna iyisin,
birlikte en iyiyiz
Ben, a-capella müzik dinlemeyi
Yaklaþan yerel seçimler arife-
Fýkrayý çoðunuz bilirsiniz;
tercih ettim ve iyi de etmiþim. Önce
üç bayandan oluþan bir grup bizi
bir kýtadan öbürüne götürdü.
sinde Brüksel’deki Türk ve diðer
yabancý kökenli siyasetçilerin
koyduklarý tavýrlar vardý.
LEYLA ERTORUN
ERDEM RESNE
4
Melekler cehenneme dolaþmaya
gelmiþ, baþ zebani gezdiriyor...
5
ERDÝNÇ UTKU
8
kı 4.
’la ak 2
dız h en
Yıl ma em .
Ay a ara çin h akın
v i b
da k a
be etme ayfay
e s
eld
Gâvur gelinler
Akþam
Gazetesi’nden
Þenay Yýldýz ve
Anadolu Ajansý’ndan
Gamze Rastgeldi’nin
Belçika izlenimleri
6’da
Yeni yýlla gelen yenilikler!
www.binfikir.be
Sayfa 1.qxp
Okuyun, bir fikir edinin
Sayý 3 - Ocak 2006
Ýþyerlerinde sigara yasaðý
baþlarken, iþsizler iþsizlik bürolarýna gidip mühür bastýrmak
zorunda kalmayacaklar. Otomobillerin plakalarý da artýk
bedava alýnabilecek.
11. sayfada
Flaman Hükümeti Uyum Bakaný Marino Keulen’den tarihi itiraf: Entegrasyon politikamýz baþarýsýz...
‘Bu hepimizin ayýbý’
laman Hükümeti Uyum
Bakaný Keulen Binfikir
gazetesine tarihi itirafta
bulundu. Bakan Keulen, “Þimdiye
kadar uygulanan entegrasyon
politikasý baþarýsýz olmuþtur. Ýstatistiklere baktýðýmýzda, fiyaskoyu
görüyoruz. Meslek eðitiminde
yabancý öðrenci sayýsýnýn yüksekliðine karþýlýk, yüksek öðrenimde sayýlarýnýn azlýðý gibi verilere bakýldýðýnda, entegrasyon
politikasýnýn baþarýsýzlýðý net bir
þekilde gözüküyor” dedi.
F
Ýstatistiklerde bunun net bir
þekilde gözüktüðünü ifade eden
Bakan, “Nerdeyse hiç yabancý
uyruklu ögretmenimiz yok.
Yabancýlarýn iþsizlik oraný yerlilerin 4 veya 5 katý. Özel sektörde
idari boyutta üst kadrolar gibi
önemli yerler beyazlarla dolu,
hiç renklilik yok. 40 yýl göçten
sonra istatistiklerimiz bunlarý
gösteriyorsa, ‘entegrasyon baþarýsýz’, demekten baþka ne diyebiliriz ki? Bu hepimizin ayýbý” diye
konuþtu.
Fethi Gümüþ’ün röportajý 12-13’te
Þomaj / Dop’a veda
elçika Ýþ ve Ýþçi Bulma Kurumu’nun
yeni uygulamasý çerçevesinde iþsizler son olarak Aralýk ayýnda ‘þomaj-dop’
bastýlar. Belçika’da 1936 yýlýndan beri
iþsizlerin her ay iki defa baðlý bulunduklarý belediyeye giderek iþsizlik kartlarýna
mühür bastýrmalarý (þomaj-dop) tarihe
karýþtý.
B
Yeni uygulamadan memnun olduklarýný
dile getiren Sosyalist Sendikalar Federasyonu (ABVV/FGTB) ve Hristiyan Sendikalar Konfederasyonu (ACV/CSC), iþsizlerin daha da kaderlerine terk edilmesinden endiþe duyduklarýný söylediler.
10. sayfada
editör’den
oca bir yýlý geride býrakýrken,
henüz hangi olaylara ve haberlere gebe olduðunu bilmediðimiz 2006
yýlýný, bu bilinmezliðin verdiði umutla
ve kutlamalarla karþýladýk.
3. sayfada
K
erel siyasetçilerden Genk
Belediyesi Meclis Üyesi Ali
Çaðlar (CD&V) 2006’ya yönelik çalýþmalarýný ve beklentilerini kaleme aldý.
Y
19. sayfada
Yeni yýlýnýzý ve Kurban Bayramýný kutlarýz...
Sayfa 2.qxp
04.01.2006
10:27
Seite 1
Sayfa 3.qxp
04.01.2006
08:19
Seite 1
Ocak 2006
YORUM
2
6...
3
editör’den
[email protected]
Yeni yýla
girerken
oca bir yýlý geride býrakýrken, henüz hangi
olaylara ve haberlere gebe olduðunu bilmediðimiz 2006 yýlýný, bu bilinmezliðin verdiði umutla ve
kutlamalarla karþýladýk. Havai fiþeklerin aydýnlattýðý gökyüzüne bakarken, önümüzdeki yýlýn da
aydýnlýk geçmesini diledik. Binfikir ekibi olarak bu
kutlamalara, gazetemizin üçüncü sayýsýnýn çýkýþ
sevincini de ekledik. Yeni bir yýla yeni bir sayý ile
adým atmak, ekibimize, geçtiðimiz yýlýn Belçika ve
dünya gündeminin
önemli olaylarýný okuyucularýmýza topBakan Keulen’ün
luca sunma sorum“Sizler toplumlar
luluðunu da yükledi.
Bu sebeple yaklaþýk
arasýnda önemli
üç sayfada, geçtiðiköprüler kuruyorsumiz yýlýn deðerlendirmesinin yanýnda
nuz” sözleri bir
Belçika ve dünyada
anlamda amacýmýzý
geliþen önemli olayda özetliyor.
larý kronolojik olarak aktarmaya çalýþtýk.
2005 yýlýnýn son günlerinin yaþandýðý Aralýk ayýnda gerçekleþen olaylarý ise mercek altýna aldýk.
Yolsuzluklarýn gölgesinde geçen 2005 yýlý Belçika
politik yaþamýnýn yanýnda, Aralýk ayýnda ard arda
istifa eden yerel Türk kökenli siyasetçiler de dikkat
çekti. Þevket Temiz ve Nezahat Namlý’nýn ortak partileri olan Frankofon Liberal Partisi’nden (MR) istifalarýnýn arkasýnda yatan sebepleri irdelemeye çalýþtýk.
Yerel Türk siyasetçilerinin politik yaþamýndaki
hareketlilik elbette sadece istifalar deðildi.
Frankofon Yeþiller Partisi’nden (Ecolo) Süleyman
Özdemir, Shaerbeek Belediyesi meclis üyesi olarak
görevine baþladýðýnda Binfikir de oradaydý. Yeni
yýlla birlikte yaþamýmýzý etkileyen yeni düzenlemeler de Binfikir haber sayfalarýnda yerini bulurken,
yaklaþan Kurban Bayramý vesilesiyle Brüksel
Hükümeti Devlet Sekreteri Emir Kýr’ýn, kurban kesimi ile ilgili gerçekleþtirdiði yeni düzenlemeleri özellikle kurban kesecek vatandaþlarýmýzýn dikkatine
sunmak istedik.
Ýþsizlik ödeneði ile geçimini saðlayan kiþilerin, o
gün çalýþmadýklarýný belgelemek amacýyla uygulanan mühür basma iþleminin kaldýrýlmasý ve bu
konuda yapýlan yeni düzenlemeleri sizler için araþtýrdýk. Orta sayfada Fethi Gümüþ, en seksi erkek
politikacý seçilen Flaman Hükümeti Uyum Bakaný
Marino Keulen ile söyleþti. Bakan Keulen,
Binfikir’in iki toplum arasýnda köprü görevi yapan
faydalý bir inisiyatif olduðunu vurgularken,
Binfikir’e entegrasyon konusunda önemli açýklamalarda bulundu. Bu sayýmýzda ilk bölümünü yayýnladýðýmýz BÝZlenim bölümünde, geçtiðimiz aylarda
Kral Baudouin Vakfý bursu ile Belçika’ya gelerek
göçmenlik konusunda gözlemlerde bulunan Türk
gazetecilerin Belçika izlenimlerini sunduk. Önümüzdeki birkaç sayý devam edecek olan bu yazýlarda ilginç gözlemlere þahit olacaksýnýz.
Bu yoðun gündemi sizler için, bizler izliyoruz.
Siz de bizi izleyin...
K
2005’in bilançosu
eni yýlýn ilk günlerin- neredeyse kimse inanmýyor.
de geçen yýlýn deðer- Belçikalýlarýn %80’i 2006’nýn
lendirmesini yapýp 2005’den daha iyi olmayacaðýný
Emir Kýr hakkýnda verilen
gelecek yýla iliþkin beklentiler düþünürken, %60’ý 2006’da karar, Belçika’daki Türkçe yerel
sýralanýr. Gazetesinden televi- iþsizliðin artmasýný bekliyor.
medya’daki yaprak dökümü,
zyonuna, interneýrkçýlýktaki artýþ,
tinden radyosuna
iþsizlik, Fransa oherkes kendi gölaylarýnýn Belçi2005'in çok da fena geçmediðini düþünebilizüyle dünyada ve
ka’ya yansýmasý,
ülkedeki önemli oenerji fiyatlarýndariz. Ama hiç kuþkusuz, çok daha iyisini istiyolaylarý sýralar. Bir
ki yüksek artýþlar,
ruz. Umarýz bu kez Belçikalýlar yanýlýr ve
sonraki yýlla ilgili
Ýstihdam yaratma
beklentiler konuanlaþmasýndaki
2006'in sonunda 2005'i mumla aramayýz.
sunda anketler yaanlaþmazlýklar ve
yýmlanýr. Genellikle
grevler gibi olumBelçikalýlar yeni yýl konusunda
Belçikalýlar sosyal barýþ suzluklarýn sayýsýný çoðaltabilikaramsardýrlar ve ne yazýk ki konusunda da kötümser. An- riz. Ancak iyimser olmak için de
bunda hiç yanýlmazlar.
kete katýlanlarýn %56’sý anlaþ- oldukça fazla neden var;
Belçikalýlar 2006’da fazla bir mazlýklarýn ve grevlerin sürece- Binfikir’in basýlý hale gelmesi,
þeyin deðiþeceðini sanmýyor. ðini düþünüyor.
Fransa olaylarýnýn çok ucuz
TNS Dimarso’nun her yýl sonunÝþ güvencesi konusunda ise atlatýlmýþ olmasý, Naima Amda yaptýðý ankette Belçikalýlarýn Belçikalýlar olumlu yaklaþým zil’in yýlýn insaný seçilmesi,
karamsarlýðý bir kez daha teyit sergiliyorlar. %73’ü kendisini Ekonomideki hafif de olsa yeniedildi. Büyük bir kesim halen çalýþtýðý iþte güvende his- den canlanýþ, siyasi yolsuzlukla2006’nýn 2005 ile ayný olacaðýný sederken sadece %26’sý iþini rýn ortaya çýkarýlmasý ve sorum(%42) düþünürken %31 iyileþ- kaybetme korkusu yaþýyor. lularýna gerekenin yapýlmasý,
me, %25 ise daha kötü bir yýl Ýþten atýlýr atýlmaz hemen iþ enerji fiyatlarýndaki artýþ nedebekliyor. Kadýnlar erkeklerden bulabileceðini düþünen Belçi- niyle ailelere enerji yardýmý
daha iyimser ve en iyimserler kalýlarýn oranýnda da artýþ kay- yapýlmasý, istihdam yaratma
35 yaþýndaki kadýnlar.
dedildi. (%55)
anlaþmasýnda sonuca yaklaþýlBelçikalýlarýn sadece %14’ü
Belçikalýlarýn yaklaþýk yarý- masý, ýrkçý e-posta gönderenle2006’da ekonomide iyileþme sý(%48) uluslararasý anlaþmazlý- rin iþlerinden atýlmasý...
bekliyor. AB’nin geniþlemesi ve klarýn azalmayacaðýný düþünürBinfikir’in derlediði yýl desonuçlarý ve petrol fiyatlarýnda- ken sadece % 7’si 2006’nýn ulus- ðerlendirmesine baktýðýmýzda
ki artýþ Belçikalýlarýn gözünü lararasý alanda barýþçýl bir yýl 2005'in, çok da fena geçmediðikorkutmuþa benziyor. Ýstihdam olacaðýna inanýyor. Kadýnlar ni düþünebiliriz. Ama hiç kuþYaratma Anlaþmasý’ndaki belir- daha barýþçýl bir yýl beklerken, kusuz, çok daha iyisini istiyosizlikler ve Valon Bölgesi için bu konuda Valon Bölgesinde ruz. Umarýz bu kez Belçikalýlar
büyük yeniden yapýlanma planý yaþayanlar (% 10) Flaman yanýlýr ve 2006'nýn sonunda
Belçikalýlarý ikna etmeye yetme- Bölgesindekilerden(%5) daha 2005'i mumla aramayýz.
miþ.
iyimserler.
Binfikir
Ýþsizliðin azalacaðýna ise
Y
Ýmtiyaz Sahibi OPEN WINGS BVBA Genel Yayýn Yönetmeni Serpil Aygün
Genel Yayýn Koordinatörü Erdem Resne Haber Koordinatörü Fikret Aydemir
Yayýn Kurulu Ýlknur Cengiz, Leyla Ertorun, Serpil Aygün, Erdem Resne, Erdinç Utku,
Fethi Gümüþ, Fikret Aydemir Lay-out Deniz Aydýn
REKLAM [email protected] ADRES Max Roosstr. 39, 1030 Brussel
TEL 0032 2 242 01 53 e-mail [email protected] WEB www.binfikir.be
Serpil Aygün
sayfa 4.qxp
04.01.2006
08:31
Seite 1
Ocak 2006
GÜNDEM
4
Bir yýl böyle geçti
[email protected]
Gâvur gelinler
on yýllarda Avrupa’da bir world music rüzgarýdýr esip gidiyor. Bu, bir taraftan farklý müzik
türlerini tanýtýyor diðer taraftan da «melez sound»lar
yaratýyor. Hele hele bir çok Batý Avrupa ülkesinde
yaþayan deðiþik kökenli insanlarýn etkisini de katarsak güzel þeyler ortaya çýkýyor. Belçika’da «melez»
sesleri daha çok Kuzey Afrika kökenliler, özellikle
Faslýlar, Endelüz müziði ile Arap müziðini harmanlayarak sunuyorlar. Bunu çalýþmalarýnda en çok kullananlardan biri Musta Largo. Bir çok kültürel etkinlikte, baþka gruplar da bu
esintileri kullanýyorlar. EBen, a-capella
sasýnda bu giriþimlerin
genel akýmdan etkilendikmüzik dinlemeyi
lerini söylemekle birlikte,
tercih ettim ve iyi
aslýnda diðer toplumlara
de etmiþim. Önce
açýlýmda bir kültürlerarasý
etkileþimi kolaylaþtýrma isüç bayandan oluteði, çabasý da hissedilþan bir grup bizi
mekte.
Avrupa’da
yaþayan
bir kýtadan öbürüTürk kökenli müzisyenlene götürdü. Daha
rin çabasý ise daha çok
sonra, Onlar,
Türkiye’ye yönelik. Bazýlarý
kendi tarzlarýnda piyasayý
sanatçý Sibel’in
zorluyorlar Ýsmail Y.K.
çalýþtýrdýðý grup,
gibi, bazýlarý ise, bilinen bir
alanda devler arasýnda yer
bizim kýzlara,
bulabiliyorlar kendilerine,
nam-ý diðer
Kubat gibi. Mahir Tezerdi
«Gâvur Gelinlere»
ve Emre Gültekin ise
melez müzik etkinliklerine
eþlik ettiler.
kendi tarzlarýnda kalarak
katýlanlardan.
Yeni denemelerde en çok yer alan Türk kökenli
müzisyen esasýnda Aykut Dursen. Kontrbasýyla
zaman zaman diðer klasik enstrümanlara eþlik ederken zaman zaman da daha popüler, ya da daha yöresel sazlara eþlik ediyor ve gerçekten keyif verici denemeler çýkýyor ortaya.
Geçenlerde, basýn dýþýndan Belçikalý iþ arkadaþlarýmdan Fuji ve Martine «biz Türkçe þan çalýþýyoruz,
Schaerbeek’te bir mekanda bir icraatýmýz olacak,
istersen dinlemeye gel» dediler. Ayný gün Schaerbeek
Belediye meclisinin toplantýsý vardý ve gündem maddesinde son dakika bombalarý liberal partiden Þevket
Temiz’in istifasý ile Yeþiller’den de bir istifa ve yerine
Türk asýllý Süleyman Özdemir’in getiriliþi vardý.
Ben, a-capella müzik dinlemeyi tercih ettim ve iyi
de etmiþim. Önce üç bayandan oluþan bir grup bizi
bir kýtadan öbürüne götürdü. Daha sonra, Onlar,
sanatçý Sibel’in çalýþtýrdýðý grup, bizim kýzlara, nam-ý
diðer «Gâvur Gelinlere» eþlik ettiler ve «fincaný taþtan
oyar» deminde türküleri, zaman zaman çekingen ama
büyük bir cüretle icra ettiler. Gruptan Fuji’nin eþi
Türk mahallesinden bir Türk ve diðer Türklerin O’na
gavur gelin diye hitap ettiklerini, zaman zaman da
bazý Türklerin O’na « Flaman gelin » dediklerini söylüyor. Flaman olmadýðýný söylemesine raðmen, insanlarýn O’na öyle hitap etmeye devam ettiklerini söylerken, gavur kelimesinin kötü bir niyetle söylenmese
de esas anlamýný bildiðini hissettiðimiz bir sitem
seziyoruz. Buna raðmen ya da buna inat grubun adýný
«Gavur Gelinler» koyuyorlar.
S
2005’e bakýþ
2005 BELÇÝKA
OCAK
- Siyasi parti ödenekleri ile ilgili
yeni düzenleme uzun süren tartýþmalar sonucu Senato’da
onaylandý. Demokratik olmayan
partilerin ödeneklerinin kesilmesinin gündeme gelmesi
Vlaams Belang’ý zor durumda
býraktý.
- Terör gruplarý listesinin
Vlaams Belang partisine sýzdýrýlmasý ile ilgili olarak Federal
Savcýlýk, Anvers Emniyetinde,
Vlaams Belang parti merkezinde ve parlamentoda bürosunda
arama yaptý.
ÞUBAT
- Sosyal sektör iþçileri Belçika
genelinde toplu greve gitti.
- Belçika’nýn kuruluþunun 175.
ve Belçika Federal Devleti’nin
25. yýlýný kutlamalarý baþladý.
Kutlamalar ülkenin her bölgesinde sergiler, konserler ve özel
etkinliklerle sürdü.
- Amerika Birleþik Devletleri
Baþkaný George Bush
Belçika’ya resmi ziyaretinde,
Brüksel’de protesto gösterileri
ile karþýlandý.
MART
- Senato Baþkaný Anne-Marie
Lizin’in bir hakime mektup
göndererek, yargýya müdahale
etmesi kriz yarattý.
- Adalet Bakanlýðý himayesinde
kurulan Müslümanlar Üst
Kurulu seçimleri yapýldý. 68
sandalyeli Kurulu’un 40 sandalyesine Türk adaylar seçildi.
- Baþbakan Guy Verhofstadt
tatilini yarýda keserek, Gent
Üniversite Hastahanesi’nden
açýk kalp ameliyatý geçirdi.
NÝSAN
- Belçika Senatosu, Avrupa
Anayasasý'ný onayladý. 54 senatör olumlu oy kullanýrken, aþýrý
sað partili 9 senatör karþý oy
kullandý.
- Sinemacý Dardenne kardeþlerin son filmleri de Cannes Film
Festivali’nde ödüle layik görüldü.
Belçika 2005 yýlýnda, kuruluþunun
175. yýlý ve federal
devlet oluþunun 25.
yýlý kutlamalarý,
Brüksel-HaleVilvoorde seçim bölgesi tartýþmalarý,
siyasi gaflar, grevler
ve skandallara
sahne oldu.
- Ahmet Yumrukaya, Türkiye
Baþbakaný R. Tayyip Erdoðan’ýn
Basýn Yayýn Müþaviri Mehmet
Temel Kartal ve üç arkadaþý
Brüksel’de iþadamý Eray
Serimözü’nü kaçýrmaktan gözaltýna alýndý. Federal Polis
Müdürü, kaçýrma eyleminin
emrini Avrupa Parlamentosu
Almanya Milletvekili Vural
Öðer’in verdiðini ileri sürdü.
- Brüksel’in sembolü 102 metre
yüksekliðinde ve 9 toptan oluþan Atomiun’un mühendisi
Andre Waterkeyn 88 yaþýnda
hayata gözlerini yumdu.
MAYIS
- Brüksel-Halle-Vilvoorde seçim
bölgesinin ayrýlmasý krizi federal hükümeti zor durumda
býraktý. Tartýþmalar sonunda
Verhofstadt kabinesi güvenoyu
tazelemek zorunda kaldý.
Verhofstadt Hükümeti için yapýlan güven oylamasýnda, 97
lehte 50 aleyhte oyla, Federal
Hükümet’e güven tazelendi.
KASIM
- Binfikir gazetesi yayýn hayatýna baþladý.
- Flaman Sosyalist Parti (sp.a)
Genel Baþkaný Steve Stevaert
Limburg valiliðine atandý.
Sp.a’nýn yeni baþkaný Johan
Vande Lanotte oldu.
- Brüksel bölgesi devlet sekreteri Emir Kýr’ýn, baðýmsýz gazeteci Mehmet Köksal hakkýnda
“kiþisel sataþma” ve “basýn
özgürlüðünü kötüye kullanma”
nedeniyle açtýðý davada mahkeme, Emir Kýr’ý haksýz buldu.
- Dünyanýn dört yanýnda binlerce çýplak insaný kamuya açýk
alanlarda fotoðraflayan Spencer
Tunick Belçika’ya geldi.
HAZÝRAN
- Belçika Dýþiþleri Bakaný Karel
De Gucht’un, Hollanda
Baþbakaný Jan Peter
Balkenende’yi “Harry Potter”a
benzetmesi iki ülke arasýnda
diplomatik krize neden oldu.
De Gucht özür dilemek zorunda kaldý.
EYLÜL
- Valon Hükümeti Baþbakaný
Van Cauwenberghe, La
Carolorégienne sosyal konutlarýyla ilgili ortaya çýkan skandal
sonucu istifa etti. Frankofon
Sosyalist Parti (PS) Genel
Baþkaný Elio Di Rupo yeni
Baþbakan oldu.
EKÝM
- Sosyalist Sendikalar
Federasyonu (ABVV/FGTB), 24
saatlik genel grev ilan etti. Ülke
genelinde toplu taþýma felç
oldu.
- Irak’ta ilk kadýn intihar
komandosu Belçikalý çýktý. Eski
eþi Türk olan kadýn intihar
komandosunun kimliðinin açýða
çýkmasýndan sonra polis, çeþitli
kentlerde geniþ çaplý operasyonlar düzenledi.
- Fransa’da baþlayan ‘varoþ
isyaný’ Belçika’ya sýçradý.
Molenbeek ve Anderlecht’te
arabalar ateþe verildi. Polis tüm
izinleri kaldýrarak, güvenlik
önlemlerini üst düzeye çýkarttý.
ARALIK
- Flaman bölgesinde Jozef De
Veuster adlý rahip Pater
Damiaan Valon bölgesinde
Jacques Brel “En büyük
Belçikalý” seçildi.
- Eþcinsellerin ‘evlat edinmeleri’
Federal Meclis tarafýndan onaylandý.
- Aþýrý saðcý Vlaams Belang partisine yeniden ýrçýlýk suçlamasý
yapýldý. Vlaams Belang’ýn bastýrdýðý “Stop Immigratie” broþüründe ýrkçýlýk yaptýðý iddasýyla
dava açýldý.
- Þair/düþünür Arthur Houlot,
ressam Follon ve þarkýcý Pierre
Bachelet vefat etti.
Sayfa 5.qxp
04.01.2006
08:34
Seite 1
Ocak 2006
GÜNDEM
5
A
ralýk ayýnýn en önemli geliþmeleri arasýnda, yaklaþan yerel
seçimler arifesinde Brüksel’deki Türk
ve diðer yabancý kökenli siyasetçilerin
koyduklarý tavýrlar vardý. Þevket Temiz,
liberal partiden (MR) ve Schaerbeek
belediye meclis üyeliðinden istifa etti;
Nezahat Namlý, ayný partiden istifa etti
fakat Saint-Josse’taki encümenliðine
devam edecek. Bu yýl daha önce Forest
ve Molenbeek’te de Maðrip asýllý bazý
isimler, partilerinden istifa etmiþti.
Öncelikle þunu söyleyelim: partiler
tarafýndan oy avý için kullanýlan yabancý kökenliler, yavaþ yavaþ uyanýp gerçekten siyaset yapacaklarsa, bu tavýrlar
hayra alamettir. Zaten MR’deki Türk
kökenliler, Ermeni soykýrýmý konusunda partileriyle zor durumdaydýlar.
Kabul görmeseler bile kendi görüþlerinin arkasýnda durmalarý, dürüstlük
adýna iyi bir geliþmedir. Fakat bu istifalar görüþ ayrýlýðýndan ziyade seçim
hesaplarý içeriyorsa, bu adaylar bir süre
daha “sadece bizim listemizde yabancý
vardý” denmesi için kullanýlýrlar.
Gelecek seçimlerin bir baþka önemi
þu: AB dýþýndan gelen yabancýlar da oy
kullanabilecek. Yani Belçika vatandaþý
olmayan yabancýlar (dolayýsýyla da
sayýlarý çok olan Türkler ve
Maðripliler) da sandýk baþýna gidecek.
2005 DÜNYA
OCAK
- Ukrayna Turuncu Devrim'e
sahne oldu. Seçimlere usûlsüzlük karýþtýðýný iddia eden
binlerce Yuþçenko taraftarýnýn
protestolarý yanký buldu ve
Seçim Komisyonu,
Yuþçenko’yu seçimlerin galibi
ilan etti.
- Irak’ta halk Saddam rejiminin devrilmesinin ardýndan
yapýlan ilk demokratik seçimler için sandýk baþýna gitti.
ÞUBAT
- Yazar Orhan Pamuk, "bu
topraklarda 30 bin Kürt ve 1
milyon Ermeni öldürüldü.
Benden baþka kimse bundan
bahsetmeye cesaret edemedi"
açýklamasýnda bulundu. Þiþli
Cumhuriyet Baþsavcýlýðý,
Pamuk hakkýnda 'Türklüðü
alenen aþaðýlama' suçundan
altý ay ile üç yýl arasýnda
hapis cezasý istemiyle kamu
davasý açtý.
- Lübnan eski baþbakaný Refik
Hariri’nin konvoyuna düzenlenen saldýrýda Hariri ve beraberindeki 20 kiþi öldü.
- George W. Bush ikinci
dönemi için yemin ederek
göreve baþladý.
MART
- 8 Mart Dünya Kadýnlar
Günü öncesinde Ýstanbul
[email protected]
Göçmenlerden
“partiler arasý” göç
Partileri tarafýndan oy avýnda kullanýlan yabancý kökenliler,
yavaþ yavaþ uyanýp gerçekten siyaset yapacaklar mý?
Bu, baþlýca sol partilerin desteklediði
bir karardý, zira gelir düzeyi daha
düþük bu vatandaþlarýn sol partilere
yönelmesi olasý. Demokrasi adýna
önemli bir geliþme. Fakat ters etkisi de
olacaktýr: zaten tüm soydaþlarýnýn oylarýný toplayan yabancý asýllýlar, öz
Belçikalýlardan daha þanslýydý. Bazý
belediye meclislerinde Fas asýllý üyelerin oraný, nüfustaki oranlarýna göre çok
daha yüksek ve bu durum, partileri de
zora sokuyor. Mesela Brüksel Merkez
Belediyesi. Geçen seçimlerden sonra
tüm Maðrip asýllý meclis üyeleri, partiler üzerinde bir tutum sergileyip, sayýlarý gereðince en az iki encümenlik
talep ettiler. Sonunda partiler galip
geldi ve sadece bir Maðrip asýllý encümen atandý (Faouzia Hariche, PS).
Fakat bu encümen de Fas deðil,
Cezayir asýllý olunca, bu sefer sosyalist
parti içinde yabancýlar arasýnda da ger-
ginlikler baþladý. Bu seçimlerde daha
da çok yabancýnýn oy kullanacaðý göz
önüne alýnýrsa, edindiðim bilgilere göre
Frankofon Sosyalist Partisi PS (bu,
diðer partiler için de geçerli) listesindeki yabancý asýllýlarýn sayýsýný azaltacak.
Ýstifacý MR’lilerden Þevket Temiz,
Brüksel Merkez Belediyesi’nden PS’ten
seçime gireceðini açýkladý (PS’ten
konuþtuklarým henüz doðrulamadýlar).
Temiz, zaten liberallere katýlmadan
önce EYAD Derneði derneðiyle sosyalist bir aday için kampanya yapmýþtý.
Ayrýca PS, Brüksel Merkez’de Türk asýllý aday kýtlýðý da yaþýyor. Bu iki bilgi alt
alta sýralanýnca, bu tercihin “Türk oylarýný toplama” stratejisi olarak algýlanma
duygusu güçleniyor. Baþta da dediðim
gibi bu tercih eðer oy potansiyelini
yükseltmek için yapýlýyorsa, baþarýlý
olmasý zor. Üstelik anlattýðým gibi listelerde yabancý asýllýlarýn sayýsý azaltýlacak ve PS’teki yabancýlar zaten büyük
rekabet içindeler.
Yani anlayacaðýnýz istifalar da, partiler arasý transferler de, yine bir takým
hesaplarýn döndüðünü gösteriyor. Asýl
soru ise: adaylar hesaplara alet mi olacak, yoksa siyasi ve dürüst tercihler mi
yapacaklar? Seçim listeleri þekillenince
bu sorunun cevabý da az çok ortaya
çýkacak...
Dünya 2005 yýlýnda deprem, kasýrga ve kuþ gribi gibi felaketler
yanýnda, Irak savaþý, terörist saldýrýlar, kimyasal zehirlenmeler ve
açlýk gibi insan eseri felaketlere de tanýk oldu.
Beyazýt Meydaný'nda yapýlan
izinsiz gösteride polis 500
kiþilik gruba biber gazý ve
copla müdahale etti. Olay AB
Troykasý'ndan sert tepki
gördü, konu hakkýnda soruþturma baþlatýldý.
NÝSAN
- Papa II. John Paul,
Vatikan'da hayatýný kaybetti.
Alman Kardinal Joseph
Ratzinger, yeni Papa seçildi.
- Irak’ta Kürt lider Celal
Talabani Devlet Baþkaný oldu.
Talabani, Irak'ýn ilk Kürt lideri.
- Hariri suikasti sonrasý
baþlayan süreçte Suriye,
Lübnan’daki 29 yýllýk askeri
varlýðýný sona erdirdi. Suriye
askerleri, uluslararasý baskýnýn
da etkisiyle Lübnan’dan tamamen çekildi.
MAYIS
- Mýsýr'ýn en önemli turizm
merkezlerinden Kýzýldeniz
kýyýsýndaki Þarm El Þeyh,
ülkede 1981 yýlýndan bu yana
yaþanan en büyük terör saldýrýsýna hedef oldu. 88 kiþi
öldü, 200'ün üzerinde kiþi
yaralandý.
- Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol
Boru Hattý'ndan ilk petrol,
resmi bir tören ve dev bir
organizasyonla pompalandý.
Petrolün Ceyhan'a ilk akýþý
gerçekleþti.
- Fransa’da AB Anayasasý
onaylanmadý. Fransa’yý
Hollanda izledi. Bazý AB ülkelerinde yapýlan oylamalarda
anayasaya 'evet' denilse de,
Birliðin önde gelen ülkelerinin anayasayý reddi kriz yarattý ve AB Anayasasý - henüz
tüm ülkelerde oylanmamýþken
- rafa kaldýrýldý.
HAZÝRAN
- Michael Jackson çocuklara
cinsel tacizde bulunduðu
iddiasýyla yargýlandý ve hakkýndaki tüm suçlamalardan
beraat etti.
TEMMUZ
- Afrika'daki açlýk ve yoksulluða dikkat çekmek amacýyla
düzenlenen 'Live 8' konserleri
dört kýtada, 10 ayrý kentte
düzenlendi. Pink Floyd,
1981'den bu yana ilk kez bir
arada sahne aldý.
- Ýngiltere'nin baþkenti
Londra'da üç metro istasyonu
ile bir otobüse bombalý saldýrýlar düzenlendi. Terör saldýrýlarýnda toplam 56 kiþi öldü,
700'den fazla kiþi yaralandý.
Saldýrýlarý El Kaide'ye baðlý
Ebu Hafs El Mýsri Tugaylarý
üstlendi.
AÐUSTOS
- Ýsrail'in 38 yýllýk Gazze iþgali
sona erdi. Ýsrail ordusu, son
yerleþim birimi Netzarim'de
de tahliye iþlemlerini tamamladý ve ertesi gün Batý
Þeria’dan da çekildi.
- ABD tarihinin en büyük
doðal afetleri arasýnda gösterilen Katrina kasýrgasý Florida'yý
vurdu ve New Orleans'a
doðru ilerlemeye baþladý.
Kasýrga arkasýnda bini aþkýn
ölü býraktý.
EKÝM
- Türkiye'nin AB sürecinde en
kritik dönemeç aþýldý ve
müzakereler uzun süren
pazarlýklarýn ardýndan baþladý.
- Pakistan'da 7.6 büyüklüðündeki deprem meydana geldi.
Hindistan’ý da etkileyen
depremde 100 binden fazla
kiþi hayatýný kaybetti,
Keþmir'in Pakistan'a baðlý
kesiminde 3.5 milyon kiþi
evsiz kaldý.
- 2005 Nobel Edebiyat Ödülü'nü Irak savaþý karþýtlýðýyla
tanýnan Ýngiliz oyun yazarý,
senarist, þair, tiyatro yönetmeni ve aktör Harold Pinter aldý.
- Fransa’nýn baþkenti Paris’te
iki Müslüman gencin polisten
kaçarken elektrik akýmýna
kapýlarak ölmesi göçmen isyanýný tetikledi. Bir aydan daha
kýsa bir zaman dilimi içinde
en az 9 bin araç yakýldý, çok
sayýda kamu binasý, okul,
spor merkezi ve maðaza
kundaklandý, büyük bölümü
Afrika va Arap kökenli olan 3
bin kiþi gözaltýna alýndý.
KASIM
- Avrupa Ýnsan Haklarý
Mahkemesi, Leyla Þahin'in
açtýðý türban davasýnda
Türkiye'yi haklý buldu.
- Fransýz doktorlar dünyanýn
ilk kýsmi yüz naklini yaptý.
Yüzü bir köpek tarafýndan
parçalanan 38 yaþýndaki kadýna burun, dudaklar ve çene
nakli yapýldý.
ARALIK
- 'Miss World 2005' yarýþmasýný 21 yaþýndaki Unnur Birna
Vilhjalmsdottir seçildi.
- Rus Gazprom þirketi ve
Rusya hükümeti, gaz fiyatlarýnýn artacaðýný açýklayýnca
Ukrayna ile Rusya arasýnda
diplomatik kriz çýktý.
Avrupa’nýn önemli enerji kaynaklarý arasýndaki
Gazprom’un bu kararýnýn
ekonomiyi de etkileyeceðine
kesin gözüyle bakýlýyor.
Sayfa 6.qxp
04.01.2006
08:40
Seite 1
Ocak 2006
BÝZLENÝM
6
Kral Baudouin Vakfý’nýn
düzenlediði gazeteci
deðiþim programý sayesinde Belçika’ya gelen
iki Türk gazeteci, izlenimlerini Binfikir’e
yazdý. Ýþte Türkiye gözlükleriyle Brüksel ve
buradaki Türkler...
Þenay YILDIZ
Akþam Gazetesi
Diplomasi Muhabiri
nkara'dan daha önce de defalarca geldiðim Belçika'ya gelirken, "Acaba bu Türkler 40 yýldýr burada olup, nasýl bu kadar az entegre olabilmiþler?" diye düþünüyordum. Türkiye ve Türk kimliðinin Avrupa'nýn kalbinde bu kadar kapalý bir kutu içinde
korunmasý anlamakta zorluk çektiðim
bir durumdu. Schaerbeek... Brüksel'in
kalbindeki Türk mahallesi. Bu bir savaþýn kaybý mýydý, yoksa aslýnda bir baþa-
A
Göçmenler uzaylý deðil
rý öyküsü mü? Benim gibi dýþardan
bakan herkes bunu sadece bir baþarýsýzlýk olarak görüyordu. Ama iþin içine
girip, insanlarla konuþtukça, olaylara
yaklaþýmlarýmýn deðiþtiðini itiraf etmeliyim.
Kimdi bu entegre olamadýlar diye
eleþtirdiðimiz Türkler? Gökten mi
düþmüþlerdi Belçika'ya?
Onlar,
ekonomik
krizde iþsiz kalýp
ülkesini terk eden
Türkiye'nin ilk mühendisleri, komþusuna özenip Belçika'ya iþ aramaya gelen çobanlar, çifçiler, hademeler, din öðretmenleri,
milli gelinler ve pek konuþulmasa da
damatlar.. Her bir röportaj, hayatýma
yeni bir zenginlik kattý, her bir insanýn
hikayesinde yeniden Anadolu'yu gördüm. O güne kadar hayatýmda hiçbir
anlamý olmayan Afyon'un Emirdað
ilçesi, hayatýmda o güne dek hiç kapýsýnýn çalmadýðým "Diyanet", günlük
hayatta hiç kafa yormadýðým "helal et",
birden çok önemli parametreler haline
dönüþtü.
HATIRLANAN TÜRKÝYE FARKLI
Konuþtuðum kimse "Evet ben
buraya isteyerek geldim ve çok mutluyum" demedi ve hep geri dönme
hayalini iþittim. Ama benim için bu
"Türkiye'ye dönüþ" hayali, asla gerçekleþmeyeceði bilinen ama hafýzada hep
taze tutulmak istenen bir düþten öteye
gitmedi. Herkesin konuþtuðu ama
aslýnda çok da istemediði bir hayal..
Zaten herkesin bahsettiði, "Denizi,
havasý, güneþi, insaný güzel ülke"
Türkiye'yi tam olarak anlatan bir tarif
de deðil. Ama, uzun yýllar gurbette
olmanýn psikolojisi ile akýllarda sadece
Türkiye'ye ait güzel þeylerin kaldýðýný
gördüm. Kimse Belçika ile kýyaslayýnca Türkiye'deki saðlýk
hizmetlerinin kötülüðünden
veya bir gecede nasýl fakirleþtiðimizden bahsetmedi.
Üniversite mezunlarýnýn
iþþiz gezmesi, siyasi ve
toplumsal çalkantýlar
gibi ayrýntýlar ise uzaktan pek
hissedilmiyor veya hissedilmemiþ gibi
yapýlýyordu.
Yýllardýr burada yaþayan pek çok
insanýn Türkiye'deki hayatýný aynen
taþýmaya çalýþtýðý için pek de Belçika
ile ilgilenmediði doðruydu elbet. Yani
bu anlamda eleþtiriler doðruydu ama
nedenler de sonuçlar kadar önemli.
Çünkü bu, hep söylendiði gibi bir tembellikten deðil, Avrupa'nýn ortasýnda
yaþam mücadelesi vermenin zorluðundan kaynaklanýyor. Maddi olarak daha
rahat olan ikinci ve üçüncü nesil, yavaþ
yavaþ gözlerini Belçika'ya da çevirmiþ,
dil de öðrenmeye baþlamýþ. Hatta uç
örneklerde, Türk kültürüne yabancýlaþýp, Avrupalý kimliðininin benimsendiðini de gözlemledim.
Ýnsanlarýn azmine raðmen, büyük
organizasyonlarýn altýndan kalkabilecek bir yönetim ve ciddiyet eksikliði
olduðunu gördüm. Belçika'da geçirdiðim 5 haftada, ortada ciddi bir göçmen
politikasý varmýþ da herkes elinin tersi
ile itmiþ gibi gelmedi. Yýllarca kimsenin
önem vermediði "iþçi Türkler", "sorun-
lu göçmenler" olunca birden fark edilmiþti sanki.. Zaman zaman Türkiye'yi,
zaman zaman Belçika Hükümeti'ni,
zaman zaman da Türkiye'de yaþayan
Türklerden biri olarak kendimi sorguladým. Türkiye Büyükelçiliði ile ilgili
yakýnmalar ise, en çok içimi acýtan þeylerden biri oldu. Günler geçtikçe, kendimi yanmakta olan bir kovanýn içine
elimi sokmaya çalýþýyor gibi hissettim.
Öðrendikçe, büyük denizde yolunu
arayan bir balýk olmaktan öteye gidemeyeceðimi düþündüm.
Ama bazý þeyler gerçekten þaþýrtacak
derecede aynýydý. Belçika'da en sevdiðim þeylerden biri de trafikteki yaya
üstünlüðüdür.
Ancak, bir gün
Schaerbeek'te yeþil ýþýkta karþýdan karþýya geçerken üzerime araba sürülünce,
kendi kendime gülümseyerek "Türk
mahallesindeyim" diye düþündüm.
Orada bir ‘Türk’ var uzakta
Gamze Rastgeldi
Anadolu Ajansý
Dýþ Haberler Servisi
Muhabiri
ürkiye'nin herhangi bir kentinde, bir mahallede doðmak,
orada büyümek ve oraya ait olmakla,
Belçika'da bir Türk mahallesinde yaþamak birbirinden son derece farklý
anlamlar taþýyor. Bitip tükenmek bil-
T
mez AB haberlerinin mahreci, uzaktan
neye benzediði hiç bilinmeyen
Brüksel’in orta yerinde, küçücük bir
Türkiye, baðýmsýz bir cumhuriyet gibi
varlýðýný sürdürüyor. Hem sonradan
eklendiði hem de bu haliyle hep
ayrýksý kalacaðý için bir yamaya benzeyen bu mahalle, çok uzakta, kendi
ülkemin neredeyse her parçasýný içinde barýndýran küçük bir model gibi.
Ýlk anda güven duygusu veren bu
tanýdýklýk, kebap ve pide salonu tabelalarýnýn cazibesinden
sýyrýlýp konuþtukça,
tanýdýkça, gördükçe,
yerini þaþkýnlýk, üzüntü
bazen de öfkeye býraktý.
Belki bu konuda taraf olmamdan kaynaklýdýr ama yolculuðumdan
önce, uyum sorunlarýnýn sürüyor olmasýnýn
yegane sorumlusunun
"yeterli sosyal desteði
vermeyen, üstelik iki-
yüzlü bir tavýrla
þimdi de þikayet
eden Avrupalýlar"
olduðunu
düþünüyordum. Bu "yaþlý kýta sakinleri",
yüzyýllardýr sömürünün türlü þekillerini
keþfeden, bunu okyanuslar ötesinde vücuda
getiren, anlatsak roman
olacak çeliþkileri bünyelerinde huzurla sindiren,
bugünün "insan haklarý
neferi", Irak iþgalcisi kapitalistler deðil midir? E o
zaman, en "pis" iþlerde kullanacaklarý
yabancýlara kapýlarýný açmalarýndan,
dengeler deðiþince "Turken raus!"
demelerinden doðal ne var?
Oysa Belçika'da gördüðüm kadarýyla mevzu ne bu kadar açýk, ne de tek
taraflý. Avrupa'nýn sosyal güvenlik
sistemi en güçlü devletlerinden birisi
olan Belçika'da, gerçekten çözülmesi
gereken bir "uyum" sorunu var.
Uyumu, asimilasyon/entegrasyon tartýþmasýnýn dýþýnda, "yabancý bir ülkede, o
ülkede yaþayan diðerlerinin varlýðýna tehdit oluþturmadan, kendini gerçekleþtirebilmek" olarak tanýmlýyorum. Çok
geniþ gibi görünen bu
taným, aslýnda bireye
yaptýðý vurguyla, birçok sorunun kaynaðýný iþaret ediyor.
Kendini gerçekleþtirmek,
öncelikle kendini ifade etmeyi yani
ortak bir dili gerektiriyor. Belçika'da
çözülmesi iki kez zor gözüken dil sorunu, eðitimdeki baþarýsýzlýða neden
oluyor. Eðitim düzeyinin düþüklüðüne,
bir de gizli ya da açýk, evden ya da
sokaktan "ayrýmcýlýk" serpilince, uyum
sorunlarý "babadan oðula" aktarýlmaya
baþlanýyor.
DEVAM EDECEK...
Sayfa 7.qxp
04.01.2006
08:44
Seite 1
Ocak 2006
.beMLEKETTEN
7
Schaerbeek’in yeni üyesi Özdemir
Brüksel yerel siyasetinde taþlar yerinden
bir kez daha oynadý.
Schaerbeek’in son
seçilmiþi, Yeþiller
Partisi’nden (Ecolo)
Süleyman Özdemir
oldu.
[email protected]
Zaman duraðandýr
Haber Merkezi
chaerbeek
Belediye
Meclisi’nden
Þevket
Temiz ve Saint-Josseten-Noode Belediye Meclisi’nden Nezahat Namlý partileri
Frankofon Liberaller’den (MR)
istifa ederken, Ecolo’dan Süleyman Özdemir ise yeni üye olarak göreve baþladý.
Yeþiller Partisi’nden seçilen
Fas asýllý Mohamed El Arnouki’nin, Schaerbeek Belediye
Meclis üyeliðinden istifa etmesi
üzerine ayný partinin yedek üyesi Süleyman Özdemir, Belediye Meclis üyeliðine getirildi.
S
Yaklaþan yerel seçimler de
göz önüne alýnýrsa, Schaerbeek
gibi Türk nüfusu yüksek belediyelerde Türk asýllý seçmenler
nezdinde oy potansiyeli daha
düþük olan Ecolo’nun, bu hamlesi, Türkleri cezbetme giriþimi
olarak yorumlandý. Ancak,
Ecolo Grup Baþkaný Mohamed
El Khattabi, “Bu, seçim kaygýsýyla yapýlmýþ bir hamle deðildir” dedi. El Khattabi “El
Arnouki’nin kiþisel sebeplerden
dolayý ayrýldýðýný ve Özdemir’in
seçim sonuçlarý ve liste sýralamasý itibarý ile, seçim kanunlarý
doðrultusunda þu an için
mevcut ilk yedek olduðunu”
Kurban kesiminde
yeni düzenlemeler
Haber Merkezi
u yýl ilk defa
Brüksel Bölgesi,
insan saðlýðý ve
ve temizliðine uygun,
kanunlar çerçevesinde kurban kesimin saðlýklý koþullarda saðlanabilmesi için
6000 adet koyunun kesimine olanak saðlayan bölgesel bir kesimhane oluþturuyor.
Brüksel Yat Kulübü’nden kiralanmýþ olan 20 bin
metrekarelik
hangardan
oluþan kesimhanede koyun
satýþý, kesimi ve organlarýna
ayrýlmasý iþlemleri yapýlabilecek. 100-150 civarýnda
personel kurban kesimi için
hizmet verecek.
Herkesin önceden kararlaþtýrýlan tarihte gidip
kurbanlýk koyununu satýnalabilmesi saðlanýrken, idari
formalitelerin yerine getirilmesi için 25 Euro ödeyecekler.
Kurbanlarýn belirtilen bu
B
er yýl, bir önceki yýlýn muhasebesi yapýlýr.
Yeni gelen yýldan umutlar bekleriz.
Eskiyen yýlda yapamadýklarýmýzý yapabilmek için.
‘Eski’yen ne, ‘yeni’ olan ne getirecek?
Zaman mý duraðandýr yoksa insan mý?
Ýþte ‘bir yýl’ýn muhasebesi...
CHP Lideri, “Baþbakan ülkeyi yokluða sürüklüyor”
dedi.
Baþbakan, “CHP bugüne kadar ne iþe yaradý ki”
dedi...
Rektörler Baþbakan'ý protesto etti.
Sanayiciler Baþbakan'a
muhtýra verdi.
Demirel'in yeðeninin
“Zaman durayeni marifetleri ortaya
ðandýr, insanlar
çýktý.
Milli Eðitim Bakaný
içinden geçer.
hakkýnda ‘parti kadroDolayýsýyla
laþmasý’ nedeniyle gen‘zamanýn geçtiði’
soru verildi.
Baþbakan, “Ermeni
yanýlgýsýna düþemeselesini tarihçilere
riz” tezine inat...
býrakalým” dedi.
Yunanistan Baþbakaný
Karamanlis, “Kýbrýs'ýn
geleceðine ancak Kýbrýslýlar karar verebilir” dedi.
Denktaþ, “Baðýmsýzlýðýmýz elden gidiyor” dedi.
Sophia Loren onur konuðu olarak Türkiye'ye geldi.
Öðretmenlerin açlýk sýnýrýnýn altýnda yaþadýðý açýklandý.
7 bin köy yolu kardan kapandý.
Karadeniz'de selden 36 kiþi öldü.
Eurovision'da madara olduk.
Dünya Kupasý'na gidemedik.
Sean Connery, Ýstanbul'a geldi.
Trafik kazalarýnda ölenlerin sayýsý, bir önceki yýla
göre yüzde 5 arttý.
Kaçak gecekondu sayýsýnýn, yasal ev sayýsýndan kat
kat fazla olduðu açýklandý.
SSK iflas etti, hastane kuyruklarý içler acýsý..
Düðünde havaya ateþ açmanýn son kurbaný, 2
yaþýndaki kýz çocuðu oldu.
30 yeni imam hatip lisesi açýldý.
MGK, “Ýrticanýn arttýðýný” açýkladý.
Adana'da Atatürk büstü balyozlu saldýrýya uðradý.
Cumhurbaþkaný, imam hatip mezunlarýnýn üniversiteye girebilmesini öngören yasayý veto etti.
Genelkurmay Baþkaný'nýn görev süresinin bir yýl
uzatýlmasý tartýþýldý.
Emekli Kuvvet Komutaný rüþvetten hâkim önüne
çýktý.
Milletvekili maaþlarýna zam yapýlmasý TBMM'de
kabul edildi.
Baþbakan “Eninde sonunda Avrupa kulübünün
üyesi olacaðýz” dedi.
ABD Türkiye'ye yeni kredi verdi.
vesaire... vesaire...
Yapý Kredi Yayýnlarý’ndan çýkan Cumhuriyet
Ansiklopedisi’nin 3. ciltinde 1975 yýlýnýn izdüþümleri bunlar.
Aradam tam 30 yýl geçmiþ.
30 yýl ‘eski’tmiþsiz.
Oysa hepsi ‘yeni’ yaþandý, yaþanýyor.
(u)mutlu yýllar...
H
kesimhanelerde kesilmesinin tertip ve düzen, saðlýk
ve hijyen ile yasallýðý açýsýndan çok önemli olduðunu
belirten Devlet Sekreterý
Emir Kýr, bu projenin baþarýsýnýn, projenin iyi duyurulmasýna baðlý olduðunu
söyledi.
Müslüman Temsilciler
Üst
Kurumu
Baþkaný
Coþkun
Beyazgül
ise,
Brüksel Bölgesi'nde yýllýk
15 bin ile 17 bin kurbanýn
kesildiðini, 6750 adet koyunun kesimine olanak
saðlayan Brüksel Bölgesi,
Schaerbeek ve Molenbeek
kesimhanelerin yetersiz olduðunu ama yine de bu
adýmýn önemli olduðunu
vurguladý.
- Kesimhane Adresi:
Chaussée de Vilvorde
(Vilvoordessesteenweg) 15,
1020 Bruxelles/Brussel
- Kurban satýnalma ve
kesimi için randevu, ücretsiz olan 0800 21 890 nolu
yeþil hattan yapýlabilir.
ifade etti.
Brüksel’in son ‘seçilmiþi’
Süleyman Özdemir, “Kýsa sayýlabilecek bir süre için de olsa
içinden çýktýðým topluma hizmet etme olanaðý bulunduðum
için sevinçliyim. 2001 yýlýnda
bana oy verenlerin sorumluluðunu omuzlarýmda hissediyorum. Partim Ecolo, Schaerbeek
Belediyesi’nin büyük ortaðý.
Entegrasyondan sorumlu encümenin Ecolo’dan olmasý, Türk
toplumunun eðitimine, iþsizlik,
suç iþleme ve bunun gibi
uyuma dönük sorunlarýn çözülmesine katkýda bulunmamýz
için bir fýrsat” dedi.
En Büyük Belçikalý:
Brel ve Damiaan
Tüm zamanlarýn ‘En Büyük
Belçikalý’sý seçildi. Valonlarýn
En Büyük Belçikalýsý þarkýcý
Jaques Brel, Flamanlarýn ise
Rahip Damiaan.
arkýcý Jaques Brel’in ‘En
Büyük Belçikalý’ seçen
Frankofon Radyo Televizyon Kurumu RTBF seyircileri,
ikinci olarak Kral Baudoin ve
üçüncü olarak da Rahip Damiaan’ý
tercih ettiler. Jacques Brel, 1929
yýlýnda doðmuþ ve dünyaca ünlü
Belçikalý müzisyen. Özellikle gerçekçi þarký sözleri ile tanýnan
müzisyen 30 yýl önce ölmesine
raðmen hala unutulmadý.
Flaman Radyo Televizyonu
‘één’ izleyicileri, Het Volk ve Het
Nieuwsblad gazeteleri okurlarý
Flamanlar ise ‘En Büyük Belçikalý’
olarak, Rahip Damiaan’ý seçtiler.
Damiaan, Honolulu’da hayatýný
cüzzamlý hastalara adayan bir
rahip. 1840’da doðan Damiaan,
1889’da cüzzamdan öldü.
Þ
Sayfa 8.qxp
04.01.2006
08:47
Seite 1
Ocak 2006
SÝZbize
8
Speakers
Avrupalý Türk Demokratlar
Birliði’nden Emir Kýr’a destek
Corner
[email protected]
Tek baþýna iyisin,
birlikte en iyiyiz
ýkrayý çoðunuz bilirsiniz; Melekler cehenneme dolaþmaya gelmiþ, baþ zebani gezdiriyor.
Fokur fokur kaynayan kazanlarýn baþýndaki diðer
zebaniler çýkmaya çalýþanlarý geri itekliyorlar. Ama
bir kazanýn baþýnda zebani yok. Melekler þaþýrýp '
bu kazanýn baþýnda neden zebani olmadýðýný'
soruyorlar. Baþ zebani, ‘diðer kazandakiler “sonra
o da bize yardým eder ve biz de çýkarýz diye” kazandan çýkmaya çalýþana destek oluyor. Bu yüzden
çýkmaya çalýþanlarý engellemek için baþlarýna zebani koyduk. Türklerin bulunduðu, baþýnda zebani
olmayan kazanda ise kazandan dýþarý çýkmaya çalýþaný zaten diðer Türkler aþaðý çektiklerinden zebaniye gerek yok'
diye yanýt veriyor.
Zebanisiz kazan fýkYa bir Fransýz
rasý tarihe karýþýyor,
Büyükelçinin
Türkler için yaptýFransýz elçisinin yanýlðý tespiti duydudýðý ortaya çýkýyor;
nuz mu? Bakýn ne
Binfikir “tek baþýna
demiþ “Siz Türkler
100 kiþi otursanýz
zaten iyi olanlarý”
yýllarca bir fikir
biraraya getirip, “en
üretemezsiniz
ama içinizden biiyiyi” üretiyor.
risi bir fikir bildirHalkýmýz da bu olumlu
se, 99’unuz buörneðe sahip çýkýyor.
nun üzerine hücum eder, olmazlarý tartýþýrsýnýz”
Bir fikir üretmekte zorlandýðý söylenen toplumun bireyleri olarak bizler Binfikir üretmeyi denedik, fena da olmadý. Binfikir ekibinin baþarýsý þu iki
tümcede gizli; “Hiç kimse birinci adam deðil, hepimiz ikinci adamýz” ve “Tek baþýna iyisin, birlikte en
iyiyiz”. Birinci tümcede tek kiþilik gösteri devrinin
kapandýðý, hiç kimsenin vazgeçilmez ve yeri doldurulamaz olmadýðý vurgulanýrken, ikincisinde ekip
çalýþmasýnýn önemi anlatýlýyor. “Bir elin nesi var, iki
elin sesi var” ve “Birlikten kuvvet doðar” gibi atasözlerimizi iyi özümseseydik, ekip çalýþmasýnýn
önemini vurgulamak için bu Amerika çýkýþlý pazarlama sloganlarýna gereksinim olmazdý. “Nerede
çokluk, orada bokluk” sözü gibi ekip çalýþmasýný
baltalayan vurgular daha fazla ilgi görüyor her
nedense. Örgütlenmeye olumsuz bakýþýmýzda da
zaten bunun payý var. Derneklerde, siyaset ve iþ
dünyasýnda birazcýk ileri çýkan bir arkadaþýmýzýn
diðer Türkler tarafýndan hemen aþaðýya çekilmeye
çalýþýlmasý bana hep zebanisiz kazaný anýmsatýr.
Türkler çok büyük þirketlerde çok önemli
görevleri
yüzlerinin
akýyla
baþarýyorlar.
Belçikalýlarla ve diðer uluslardan insanlarla uyumlu
bir ekip çalýþmasý gerçekleþtiren insanlarýmýzýn,
kendi yurttaþlarýyla birlikte baþarýlý ekip çalýþmalarýna imza atamamasýný ya da mümkün olduðunca
Türklerden kaçmasýný aklým almýyor. Bu baðlamda
Binfikir deneyini sýradýþý ve olumlu bir örnek oluþturuyor. Siyasette, iþ dünyasýnda, kýsacasý toplumsal
yaþamýn her alanýnda Binfikir örnekleri çoðalacak.
Amarikalýlarýn sloganlarýna artýk gerek kalmayacak!
F
u bildiri Baþkent Brüksel Bölgesinin Kent
Temizliði ve Tarihi Eserlerden sorumlu Devlet
Bakaný Sn. Emir KIR çevresinde oluþturulan tartýþmalara
iliþkin, Avrupalý Türk Demokratlar Birliði (UETD)’nin
açýklamasýdýr.
B
Biz, Sn. Emir KIR’ýn bu ülkenin vatandaþý olmaktan
doðan düþünce edinme ve bu düþünceyi açýklama hakkýný saygýyla karþýlarken, onun düþüncelerine yapýlan
eleþtirileri de bir düþünce hürriyeti kapsamýnda görmek
isteriz. Ayrýca KIR / Köksal – Pierre-Yves Lambert
davasýndaki kararý saygýyla gözönünde tutuyoruz.
Ancak bizi rahatsýz eden durum, siyasi bir þahsiyet
olan Sn. Emir KIR’ýn görev alaný dýþýndaki düþüncelerinden dolayý siyasi çalýþmalarý ve baþarýlarýnýn gözardý
edilmesi ve daha ileri olarak karalanmasýdýr.
Þu anda Brüksel Hükümetinde çalýþmalarý konusunda
bir deðerlendirme yapýlsaydý Sn. Emir KIR baþarý
yönünden ön plana çýkardý. Durum bu iken, Sn. Emir
KIR’ýn kamu imajýnýn Türk aslýna odaklanarak etnikleþtirilmesi, siyasi yeteneklerini ve baþarýlarýný gölgede
býrakmaktadýr.
Devlet Bakaný’nýn tarihi ilgilendiren bir konu hakkýnda, düþünce açýklamaya zorlanmasý zaten tartýþmanýn
siyasi deðerini yitirdiðine iþaret etmektedir.
Biz, Sn. KIR’ýn siyasi çalýþmalarýný þimdiye kadar
olduðu gibi bundan sonra da baþarýyla sürdürmesini
istiyoruz. Görev alaný içerisinde olarak Kurban bayramýna iliþkin almýþ olduðu olumlu kararlardan dolayý da
kendisini takdirle karþýlýyoruz. Devlet Bakanlýðýyla alakasý olmayan tartýþmalara sürüklenmesinin anlamsýzlýðýna inanýyoruz. Bu sebeple de Brüksel’de yaþayan herkes için yararlý olan çalýþmalarýný sürdürmesini bekliyor,
ve bu anlamdaki desteðimizi sunuyoruz.
Bu tartýþmalarýn içine sürüklenmek istenen kamuoyunu da sükunete çaðrýyoruz.
ÝKÝ IRMAK
Hiç yaþanmamýþ bir yaz
Ve uzun sürmüþ bir güzsün
Ki çalarsýn "gümüþ gül" rumuzuyla
"Anýlara kapalý" kapýsýný sevdanýn
Ben bir ýrmaðým
Sabýrlý, atak
Ýzini sürerim antik aþklarýn
Akdenizli duyarlýðýnda
Berrak.
Sen de bir ýrmaksýn
Cömert yaðmurlar
Ve kaygýsýz kentler boyu
Gergefinde dokunur
Yýldýzsýz bir gökyüzü
Sakin, rahat.
Ben bir ýrmaðým
Bir yaným yayladýr; buz baðlar
Bir yaným bozkýr, sarý sýcak
Bundandýr amentüm
Karýþýp kaynaþýp bir olmak.
Sen de bir ýrmaksýn
Ne Flaman yeþili gözlerinde
Yoklar, yoksulluklar yangýný,
Ne de yitirip bulmalarýn mutluluðu.
Bundandýr sözlüðünde
"Ben" olarak açýklanýr aþk.
Ben bir ýrmaðým
Kim bilir kaç kez dönmüþümdür
Yüz geri daðlardan
Biraz kýrýk, biraz hýrçýn
Biriktirip kendimi
Dökülürüm uçurumlarýna mutlak.
Hamdi Topçu
Ýsmail Doðan
Sayfa 9.qxp
04.01.2006
08:54
Seite 1
Ocak 2006
SÝZbize
9
‘Eski refah kalmadý’
Brüksel-Laken’da yaþayan vatandaþlarýmýz 2005 yýlýna ait düþüncelerini
ve yeni yýla iliþkin beklentilerini muhabirimiz Ece Ayaydýn’a anlattý
[email protected]
2005 senesi maddi
ve manevi olarak
39-Uydu anten satýcýsý
güzel bir yýldý. Bu
iþe yeni baþlamama
raðmen zararsýz bir
þekilde 2005’i bitiriyoruz. Ama vatandaþýn alým gücünün
her geçen gün düþtüðünü görmemek
de mümkün deðil.
Euro’ya geçiþ bütün
sektörleri olumsuz
etkiledi. 2006’ya
daha iyi iþ imkanlarý
yaratmak, kendi hayallerimi gerçekleþtirmek umuduyla giriyorum. Belçika’daki ve Türkiye’deki politikacýlarýmýzdan, buradaki vatandaþlarýn ekonomik durumlarýný iyileþtirmek için daha çok
çalýþmalarýný istiyorum. Saðlýk, mutluluk,
saygý bizlerle olsun.
Ertan Öz
Baki Türk
50 - Züccaciyeci
Artýk eski refah kalmadý,
Avrupa’da bence. 75-80’lerde
böyle deðildi. Her þey çok
deðiþti. Zaman geçtikçe daha
da kötüleþeceðini düþünüyorum. Kiralar çok yüksek.
Halkta alým gücü olmadýðýndan para harcayamýyor.
Devletin bizlere, esnafa
destek olmasý lazým. Ben 30
senedir ticaretle uðraþýyorum.
O nedenle, yine de iyi kötü bir iþ ala-
2005 yýlý güzeldi
ama 2006’dan
30 - Ýþsiz
tabii ki daha fazla
þeyler bekliyorum.
2005 yýlýnda iþsizdim ama bence zaten bir
iþte çalýþsam, iþsizlik maaþýmdan daha az
kazanacaðým. O yüzden bir þikayetim yok.
Ben burada yalnýz yaþýyorum, bakmam gereken insanlar yok. Ailesi olanlara bu para hiç
yetmiyor. Tabii bir yandan da bunun zararlarý
da var bize. Çalýþmaya teþvik eden bir sebep
yok. Bu yüzden 2006’da kendi iþimi açmayý
istiyorum. O zaman, kazancým daha iyi olur.
Eðer 2006’da iþyerimi açamazsam
Türkiye’ye geri
dönmeyi istiyorum.
Aslýnda buradan
çok memnunum.
Buranýn ekmeðini
yiyorum ve bugüne kadar hiçbir
zorluk yaþamadým
burada ama ülkemi özlüyorum.
Zekeriya Karakuþ
Ýnsanlarla iç içe
Fatih Çallý
çok güzel bir
23 - Kahvehane sahibi
sene geçirdim.
Altý sene oldu
kahvemi açalý.
2006’dan iyi bir
gelecek, güzel
bir hayat
bekliyorum.
2005’te kimi
arkadaþlarýmýzýn
yaþadýðý maddi
sorunlarýn çözülmesini istiyorum.
Euro’ya geçiþten
sonra olan deðiþiklik herkesin hayatýný etkiledi. Bizim iþimizi de etkiledi. Eskiden insanlar haftada
yüz Euro harcarken, artýk otuz, kýrk euro
harcayabiliyorlar. Umarým yeni yýl maddi
ve manevi anlamda güzel günleri bize
getirir. Herkese iyi yýllar...
ným var ama yeni çalýþmaya baþlayanlar için iþ
sahasý yok. Kaçak iþçiler
çok fazla, iþ bulmak
mümkün deðil. Devletin
2006’da ilk olarak bunu
engellemesi lazým ki, iþ
sahalarý açýlsýn. Ýlerisi için
tek bir dileðim var o da
inþallah Türkiye AB’ye giremez de onlar da orada
bizim gibi yanmazlar. Biz de
beþ altý sene sonra ülkemize
geri dönüp kemer sýkmaktan
kurtuluruz. Çünkü borç harç,
idare ediyoruz sadece.
Derviþ Güçlü
37 - Manav
2005, maddi manevi güzel bir seneydi. Eðer çalýþýp gayret edersen, her
zaman para kazanýlýr. Önemli olan
çoluðumun çocuðumun saðlýðý,
mutluluðu.
2006’dan kendim
için beklentilerim
elbette var ama
benim asýl dileðim buradaki Türk milleti
için. Ýnþallah 2006’da daha çok çalýþýp
kahvehanelerden kurtuluruz. Buradaki
Türklerin yaklaþýk yüzde onu çalýþýyor.
Biz buraya çalýþmaya, baþarýlý olmaya geldik. Bunu hiçbirimizin unutmamasý lazým.
Birbirimize iþ konusunda destek olmalýyýz ki hepimiz büyüyelim. Herkesin yeni
yýlýný kutlarým.
Ece Ayaydýn
Yýlbaþý primi
u dönemlerde bana en çok sorulan soru, yýlbaþý primi ile ilgilidir. Öncelikle yýlbaþý primi, yýllýk izin parasý ile ayný mevzuatlara baðlý deðildir. Yani
izin parasý mecburidir fakat yýlbaþý primi deðildir.
Belçika Ýþ Kanunu’nda “yýlbaþý primi ödenmelidir”
diye bir madde yoktur. Ama yine de çoðu iþveren, bu
primi ödemek zorundadýr. Bir iþçi yýlbaþý primini alabilmek için aþaðýdaki maddelerden birini kaynak ve
delil olarak kullanabilir:
- Toplu Ýþ Sözleþmesi’nde
Birçok sektörde
(T.Ý.S.) öngürülmüþ ise,
yýlbaþý priminin
- Ýþ sözleþmesinde öngörülmüþ ise,
ödenip öden- Çalýþtýðý iþyerinin iþ kuralmemesi, o seklarýný açýklayan metninde
öngörülmüþ ise,
törün T.Ý.S.
- Ýþ yerindeki devamlý
anlaþmalarýnuygulan kural olarak yani yýlda belirtilmiþtir.
larca alýþýlagelmiþ olarak ödeniyor ise.
Birçok sektörde yýlbaþý priminin ödenip ödenmemesi, o sektörün T.Ý.S. anlaþmalarýnda belirtilmiþtir.
Her hangi bir T.Ý.S.’nde yýlbaþý primi öngörülmemiþ
ise, iþveren ile iþçi arasýnda imzalanan iþ sözleþmesinde öngürülmüþ olabilir. Bu yazýlý ve sözlü iþ anlaþmasýný kapsar. Lakin sözlü anlaþmalarda iþveren tarafýndan ödenmesine söz verilip de, ödenmediði taktirde,
iþverenin vermiþ olduðu sözü tescil eden, bir þahit
gösterilmesi gerekiyor.
Yýlbaþý primi iþyerinde geçerli olan iþ kurallarýný
açýklayan metinde öngürülmüþ olabilir. Bu hususta Ýþ
Kanunu açýsýndan herhangi bir sorun teþkil etmiyor,
çünkü iþveren bu iþ kurallarýný açýklayan metne
uymak zorundadýr.
Herhangi bir iþ yerinde alýþýlagelmiþ bir uygulama
olarak, her yýl sonunda sürekli olarak yýlbaþý primi
ödeniyor ve tüm iþçileri kapsýyor ise, bu kazanýlmýþ
hak mevzuatýna girer ve ödenmediði takdirde, iþçi
veya memur bunu delil olarak kullanabilir ve hak
talep edebilir.
B
Ýnterim (Ýþ Bulmada Aracý Kuruluþ) bürosu
aracýlýðý ile çalýþanlarýn yýlbaþý primi
Ýnterim bürosu aracýlýðý ile çalýþanlarýn yýlbaþý primini hak edebilmesi için 01/04/2004 tarihi ile
31/03/2005 arasýnda en az günde 3 saat olmak üzere
65 iþgünü çalýþmýþ olmasý gerekiyor. Bu yýlbaþý primi
brüt kazancýn % 8’idir.
Bu prim genelde ocak ayýnda ödenir.
Ýnterim bürosu aracýlýðý ile çalýþanlarýn, bu primi
alabilmek için kendilerinin herhangi bir inisiyatifte
bulunmasýna gerek yoktur. Ýnterim bürolarýnýn baðlý
olduðu Sosyal Fon, bu çalýþanýn yýlbaþý primini hak
edip etmediðini hesaplar ve gereken ödeme belgesini gönderir. Ýþçi ya da memur, kendisinin çalýþmýþ
olduðu günleri not ederek, hak edip etmediðini kendisi de tespit eder ve herhangi bir ödeme belgesi gelmediði taktirde, yukarýda adý geçen Sosyal Fon’a veya
sendikasýna þikayette bulunabilir. Söz konusu olan 65
iþ gününün, tek bir interim bürosuna ait olma þartý
aranmaz. 65 iþ günü deðiþik interimler aracýlýðýyla
01/04/2004 – 31/03/2005 tarihleri arasýnda çalýþýlmýþ
olabilir.
2006 yýlýnýn saðlýklý geçmesini dilerim...
Sayfa 10.qxp
04.01.2006
08:24
Seite 1
Ocak 2006
GÜNDEM
10
Þomaj / Dop’a veda...
Ýþsizler son olarak Aralýk ayýnda ‘þomaj-dop’ bastýlar. Belçika’da 1936 yýlýndan beri
iþsizlerin her ay iki defa baðlý bulunduklarý belediyeye giderek iþsizlik kartlarýna
mühür bastýrmalarý tarihe karýþtý…
Fikret Aydemir
elçika Ýþ ve Ýþçi
Bulma Kurumu’nun
yeni uygulamasý çerçevesinde, iþsizlerin her ay iki
defa iþsizlik kartlarýna mühür
bastýrmalarý (þomaj-dop) geçtiðimiz yýl Aralýk ayýndan itibaren tarihe karþtý. Ýþsizler 5
Aralýk günü son kez
þomaj-dop
bürosuna giderek, mühür
bastýlar. Ayda
bir kez mühür
bastýran malulen
emekliler ya da
20 yýldan daha
uzun süre çalýþmýþ olan iþsizler ise 15 Aralýk 2005 tarihinde
son defa mühür bastýlar.
Yeni uygulama ile Avrupa’da son ülke olan Belçika
da iþsizlerin mühür basmalarýný kaldýrmýþ oldu. Sendikalar,
B
yeni uygulamadan memnun
olduklarýný açýklarden, Hristiyan Sendikalar Birliði, yeni
uygulamanýn iþsizleri daha da
yalnýzlýða itebileceðine dikkat
çekti.
Sosyalist Sendikalar Konfederasyonu (FGTB/ABVV)
yeni düzenlemenin nasýl
iþleyeceði, iþsizlerin iþ bulmalarý
konusunda soru
iþaretlerinin ortadan kalkmadýðýný ve sendikalarýn iþsizlerle
daha yakýndan ilgilenmeleri gerektiðini duyurdu.
Yeni yýl ile birlikte baþlayan yeni uygulamaya göre
iþsizler, kartlarýný doldurmaya
devam edecek. Ancak, bu
kartlara mühür bastýrmaksýzýn
ay sonunda sendikalarýna vermeye devam edecek.
Þomaj/Dop’un tarihçesi
1936: Her iþsiz her gün Ýþ
ve Ýþçi Bulma Kurumu’na
giderek kartýna ‘mühür bastýrmak’la yükümlü kýlýndý.
1975: Geçici iþsizler ve
malulen emekliler her gün
‘mühür bastýrmak’tan muhaf
tutulmaya baþlandý.
1980: Eðitimini devam ettirmek isteyen ve geçerli sosyal
ve ailevi gerekçeleri olan kiþilere de günlük mühür bastýrmama serbestliði verildi.
1991: Her gün mühür
bastýrmak uygulamasý kaldýrýlarak, ayda sadece iki defa
mühür bastýrýlma uygulamasýna geçildi.
2006: Halk dilinde Þomaj /
Dop denilen ‘mühür bastýrmak’ uygulamasý kaldýrýldý.
TÖSED’e yeni baþkan
Haber Merkezi
ýsa adý ´TÖSED´
olan Türk Özel
Sektör Dostluk
Derneði´nin olaðan genel
kurul toplantýsýnda baþkanlýða Pelin Erbil seçildi.
Yeni baþkan Pelin
Erbil, Binfikir’e yaptýðý
özel açýklamada, TÖSED’in amaçlarý arasýnda bulunan üyeler arasýndaki
dostluðun geliþtirilmesi
için özel gayret göstereceklerini söyledi. TÖSED’i
Belçika
makamlarýnýn
Türklerle ilgili çalýþmalarýnda baþvuracaðý bir dernek olarak ön plana çýkarmayý hedeflediklerini söylerken önümüzdeki günlerde duyuracaklarý “TÖSED Fikir Kulübü”nden de
bahsetti. Þu anda bir alt
grupla çalýþmasýna baþlanan TÖSED Fikir Kulübü
projesi ile önceden belirledikleri konular hakkýnda
tartýþma gruplarý oluþturu-
K
rulacak.
Bu gruplar daha önceden uzmanlar tarafýndan
konu hakkýnda bilgilendirilerek tartýþmalarýn doðru
verilerle yapýlmasýna zemin hazýrlanacak.
Sayfa 11.qxp
04.01.2006
08:58
Seite 1
Ocak 2006
GÜNDEM
11
Ö
zellikle 3 Ekim 2005’te müzakerelere baþlama yönünde alýnan kararla teknik anlamda belli bir
temele oturan Avrupa Birliði – Türkiye
iliþkileri siyasi açýdan gerekli olgunluða
ulaþmakta zorlanýyor. 40 yýldan fazla
süredir birbirleriyle iliþki halinde olmalarýna karþýn her iki tarafýn yetkilileri
bazen akýl sýnýrlarýný zorlar giriþimlere
imza atýyorlar. Bazen inatlaþma izlenimi veren misillemelerin giderek artmasý 2006’ya yönelik beklentilerin de düþmesine neden oluyor.
Türkiye’nin müzakerelerde ilerlemesinin en önemli unsurlarýndan birini
oluþturan teknik süreç daha esasa geçilememiþ olmasýna karþýn bir kenara itilmiþ durumda. Süreci çok yakýndan
izleyenler dýþýnda müzakere sürecinde
ne aþamada olunduðu, iþlerin yolunda
olup olmadýðýyla kimse ilgilenmiyor.
Aslýnda bunu çok da yadýrgamamak
gerek çünkü Ankara-Brüksel hattý siyasi þovlarla, diplomatik gerginlikler ve
entellektüel kývýrmalarla beslenmediði
takdirde süreç nefes almakta zorlanýyor. Bu iliþki maalesef normal bir sürece alýþýk deðil. Korkarým kafalar deðiþmedikçe de daha uzun bir süre bu itiþ
kakýþ dozu yüksek manzarayý seyretmek durumunda kalacaðýz.
Son gerginlik unsurunu hepimiz
[email protected]
Ýtiþ kakýþsýz olmuyor
Ankara-Brüksel hattý siyasi þovlarla, diplomatik
gerginlikler ve entellektüel kývýrmalarla beslenmediði taktirde süreç nefes almakta zorlanýyor.
biliyoruz. Orhan Pamuk davasý dillerden düþmüyor, karþýlýklý yanlýþlar birbirini izliyor ve gelinen aþamada Türkiye
– AB iliþkileri sadece bu davadan ibaretmiþ izlenimi yaratýlýyor. Bu izlenimin
yaratýlmasýnda her iki kanadýn da
büyük yanlýþlarý var.
Her þeyden önce AB’nin destek
konusunu abarttýðýnýn altýný çizmek
gerek. Brüksel, “destek” baþlýðý altýnda
yaptýklarýnýn dava sürecini ters yönde
etkileyeceðini göremedi ya da görmek
istemedi. Davanýn hemen öncesinde
AB Komisyonu’nun geniþlemeden
sorumlu üyesi Olli Rehn’in yaptýðý
“Yargýlanan Pamuk deðil Türkiye” sözleri yenilir yutulur cinsten deðildi.
Haddini aþan bu sözlerin AB süreci açý-
sýndan yarattýðý olumsuz etki de ortada.
Avrupa Parlamentosu’nun da biri resmi
diðeri gayrýresmi iki heyetle davayý
izlemeye kalkmasý abartýnýn sýnýrlarýný
geniþleten bir etki yarattý. Tabii bu
süreçte Türkiye de hatalara imza attý.
Hükümetten davaya yönelik olarak
yapýlan tansiyonu yükseltici açýklamalar, dava için gerekli güvenlik önleminin alýnmamasý, dava sürecinin
“AB’ciler ve ulusalcýlar” kavgasýna
dönüþtürülmesi ilk akla gelen “aþýrýlýklar”.
Türkiye açýsýndan gerçekten zorlu
geçecek bir yýlla karþý karþýyayýz. Bu
iliþkinin normal sürecinde ve kavgasýz,
gürültüsüz iþlemesi isteniyorsa her iki
taraf da biraz silkinip kendine gelmeli.
2006’da Ankara’nýn, tepeden bakmayý
seven, çoðu zaman þýmarýk ve provokatif davranan AB’nin kýþkýrtmalarýna
kriz yönetimine uygun tepkilerle karþýlýk verebilmesi büyük önem taþýyacak.
2005 bu açýdan iyi bir sýnavýn verildiði
bir yýl olarak anýmsanmayacak. Son
aylarda AKP hükümetinin söylem ve
uygulamalarýndaki farklýlaþma da bir
yandan 2006 için umutlarýn azalmasýna diðer yandan da Türkiye’nin
Brüksel’le iliþkiler açýsýndan göstereceði performansýn üzerinde þüphe bulutlarýnýn yoðunlaþmasýna neden oluyor.
Yeni yýl
yeni düzenlemelerle geldi
Ýþyerlerinde sigara yasaðý
baþlarken, iþsizler iþsizlik
bürolarýna gidip mühür basmak zorunda kalmayacaklar.
Otomobillerin plakalarý da
artýk bedava alýnabilecek.
Serpil Aygün
eni yýl ile birlikte bazý
düzenlemeler de yürürlüðe
giriyor. Bunlardan en önemlisi Ocak’tan itibaren þirketlerde
sigara yasaðýnýn baþlamasý kuþkusuz.
Bu uygulamaya göre iþyerlerinde
sadece belirlenen sigara içme yerlerinde sigara içilebilecek.
Otomobillerin plakalarý da artýk
bedava alýnabilecek. Daha önce de
haber yaptýðýmýz gibi yeni yýlda iþsizler iþsizlik bürolarýna didip mühür
basmak zorunda kalmayacaklar. Ýþsizler iþsizlik belgelerini kendileri evlerinde doldurabilecekler.
Y
2006’ya sakin girdik
2005 yýlýný 2006’a baðlayan gece
baþkent Brüksel ve diðer kentlerde
havai fiþek gösterileri yapýldý. Ýnsanlar
kent merkezlerindeki caddeleri doldurdular. Belçika’da lokantalarýn çoðu
ilgisizlik nedeniyle açýlmadý. Diðer
taraftan cep telefonu þirketleri rekor
sayýda kýsa mesaj gönderilmesi nedeniyle çok iyi iþ yaptýlar.
Belçikalýlar ‘PTT’ oldu
Belçikalýlar yýlbaþýnda PTT (Pijama, Terlik, Televizyon) olmayý tercih
etti. Brüksel’deki her iki restorandan
biri müþterilerin ilgi göstermemesi
yüzünden kapalý kaldý. Ayný eðilim
Belçika’nýn diðer büyük kentlerinde
de gözlemlendi. Belçikalýlar evlerinde
yeni yýl partileri düzenlemeyi tercih
ettiler. Belçikalýlarýn bir kýsmý yemeklerini kendileri piþirmeyip yemek
daðýtým þirketlerinden yararlandýlar ya
da "rent-a-cook" yöntemiyle aþçý kiraladýlar.
32 milyon kýsa mesaj
Bu yýl da Belçikalýlarýn çoðu birbirlerinin yeni yýllarýný kýsa mesaj göndererek kutladýlar. Toplam 32 milyon
kýsa mesajýn geçildiði Belçika’da
Proximus saat 20.00 ile 08.00 arasýnda
18 milyon kýsa mesaj gönderildiðini
açýkladý. (Bu geçen yýla göre yüzde 2
– 3 oranýnda bir artýþ demek) BASE ise
yüzde 25’lik bir artýþla 6 milyon kýsa
mesaj gönderildiðini açýkladý. Mobistar ise yüzde 10’luk bir artýþla 8
milyon rakamýna ulaþtý.
The Responsible Young Drivers
(RYD) 1.800 kiþiyi eðlence yerinden
evine taþýdý. “Eðlenceye katýlanlardan
önceden belirlenen birinin alkollü içki
içmeyip þoförlük yaptýðý” BOB uygulamasýnýn da yoðun ilgi gördüðü belirtildi. Taksiler için de yoðun bir gece
yaþandý. Taksiciler 100 bin sefer yaptýlar. Toplu taþýma þirketleri de ücretsiz hizmet verdi.
Belçika gündemi her an elinizin altýnda
www.binfikir.be
Sayfa 12.qxp
04.01.2006
09:04
Seite 1
12
SÖYLEÞTÝK
Ocak 2006
Uyum bakanýndan
ÝTÝRAF
Fotoðraflar: Ece Ayaydýn
“Uygulanan entegrasyon politikasý baþarýsýz
olmuþtur. Ýstatistiklere baktýðýmýzda, fiyaskoyu görüyoruz. Bu hepimizin ayýbý...”
Fethi Gümüþ
laman Liberal Parti
(VLD)’li Marino Keulen,
Flaman Hükümeti’nde içiþleri yönetimi, büyükþehir
yönetimi, ikamet ve “inburgering”
gibi Türkçe’ye tercümesi zor alanlardan sorumlu Bakan. Bizi en çok
ilgilendiren sorumluluðu (aksilik
iþte) en son saydýðým alan. Tercüme
ve açýklamasý söyleþide açýða kavuþacak.
Kapýdan girer girmez, genç (1963
doðumlu) Bakan’ýn ayaða kalkýp
bizi güler yüzle ve enerjik þekilde
karþýlamasý, ayrýca ikimizin de
Limburg’dan hemþehri olmamýz
hemen buzlarý eritti.
F
B
u þöyleþiyi sonra Türkçe’ye tercüme edeceðim ama Türkçe’de
“inburgering” kelimesine, karþýlýk bulmakta zorlanýyorum. Bu kavramý açýklarsanýz, çeviriye epey yardým etmiþ
olursunuz.
Bence “inburgering” kelimesi, burada
yaþayan “azýnlýklarýn entegrasyonu”
kavramýyla eþ anlamlýdýr. Aslýnda ülkemizde “yurttaþlaþmalarýný”, onlarýn da
burada kendilerini bir “vatandaþ” olarak
görmelerini amaçlayan bir kavram.
Þimdiye kadar uygulanan entegrasyon
politikasý baþarýsýz olmuþtur. Ýstatistiklere baktýðýmýzda, fiyaskoyu görüyoruz.
Meslek eðitiminde yabancý öðrenci
sayýsýnýn yüksekliðine karþýlýk, yüksek
öðrenimde sayýlarýnýn azlýðý gibi verilere bakýldýðýnda, entegrasyon politikasýnýn baþarýsýzlýðý net bir þekilde gözüküyor. Hala istatistiklerde neleri görüyoruz? Din dersi öðretmenlerinin
yanýsýra neredeyse hiç yabancý uyruklu
öðretmenimiz yok, yabancýlarýn iþsizlik
oraný yerlilerin 4 veya 5 katý.
Yurtdýþýndan gelen bir kaç konuk profesörün dýþýnda, üniversitelerde öðretim
üyeleri, yok denecek kadar az. Özel
sektörde idari boyutta üst kadrolar gibi
önemli yerler, beyazlarla dolu, hiç renklilik yok. 40 yýl göçten sonra istatistiklerimiz bunlarý gösteriyorsa, entegrasyon
baþarýsýz, demekten baþka ne diyebiliriz
ki? Bu hepimizin ayýbý ve ...
Þ
u ana kadar uygulanan entegrasyon politikalarýný baþarýsýz buluyorsunuz. “Yurttaþlaþma” politikasýnýn
hangi özelliðine güvenerek, daha baþa rýlý olacaðýna inanýyorsunuz? Þu ana
kadar söyledikleriniz bana “eski tas
eski hamam” izlenimi verdi.
Çünkü eski “yurttaþlaþma” konseptinde göçmenlerin pasif, edilgen deðil,
yaþadýklarý toplumla
bütünleþmeleri
için daha aktif olmalarý teþvik ediliyor.
Ýþ bulmakta daha baþarýlý olmalarýný saðlamak, gençlerin eðitimde daha iyi
diplomalar almalarýný hedeflemek için
daha aktif inisiyatifleri teþvik etmeli.
Daha katýlýmcý olmalarý için, ülkemizde
geçerli olan bazý köklü deðerlerimizin,
ilkelerimizin olduðunu ve bu ilkelerden
doðan bir takým temel kurallarýn bilinmesi önemlidir. Kurallar sadece yabancýlar için deðil, kuþaklardýr burada
yaþayan herkes için geçerli. Kimliklerini
rahatça yaþayabilmeleri, bu ülkede olan
temel prensip ve kurallara raðmen
deðil, o kurallarýn sayesinde ancak
mümkündür. Farklý kimlikler toplumumuzun özrü deðil, zenginliðidir. Bu
ancak düzenimizin bazý temel prensiplerine saygýlý olmakla yaþanýr. Ýnsanlarýn
siyasi düþünceleri, inançlarý, hangi kitaplarý okuduklarý, neyi sevip sevmedikleri, temel özgürlükleridir ve beni hiç ilgilendirmez. Batý gitgide renkleniyor ve
daha da renklenecek, bu gerçeði artýk
hepimizin benimsemesi gerekir.
Göçmenleri, “40 yýl boyunca, bizi
sadece iþe yarayan iþçiler olarak gördü ler. Yýllardýr bizlere dönüp bakmadýlar
ve þimdi iþler kesat gidince, sanki suçlu
bizmiþiz gibi, bizi sýký takibe alýyorlar
ve nasýl yaþamamýz gerektiðini, belirlemeye çalýþýyorlar” sitemini anlayabiliyor musunuz?
Buna benzer sitemleri ben de
duyuyorum, evet. Ciddiye alýyorum,
ama doðru bulmuyorum. Bu, olumsuz
algýlamadan ve karþýlýklý önyargýdan
doðuyor. Bu yanýlgýlarý önlemek için
sürekli diyalog içinde bulunmamýz
lazým. Bazýlarýnýn yaptýðý gibi karþýlýklý
atýþmalar, ültimatomlar ve kýþkýrtma
içeren mesajlarla bir çözüme gidemeyiz.
Önyargýlarýmýzý, ancak açýk ve net
fikir paylaþýmýyla ve birbirimize saygýlý
diyalogla ortadan kaldýrabiliriz. Bazý
uygulamalarý
zorunlu
kýlmalýyýz.
Flaman bölgesine yaþamaya gelenler,
geleceðini burada görenler, yeni yaþam
ve ortamlarýnda baþarýlý olmak istiyorlarsa, burada konuþulan dili öðrenmek
zorundalar. Ýþ bulmakta, eðitimde, yeni
çevreyle saðlýklý paylaþým içinde sosyal
iliþki kurmakta, önyargýlarý önlemekte,
karþýlýklý saygýyý geliþtirmekte, dil her
bakýmdan önemli. O halde dil öðrenmeyi zorunlu kýlmak niye yanlýþ olsun?
Yeni uygulamamýzda ihtiyacý olan herkese “yurttaþlaþma” yolunda zorunlu
bir yurttaþlýk-prosedürü var. Prosedür
iki boyutlu: biri Flamanca öðrenmek,
diðeri yaþadýklarý yeri daha yakýndan
tanýmak için rehberlik; bu bölümde
buraya yeni gelenlere hangi sorunlarý
için hangi kurumlara gidebilecekleri
gibi pratik bilgiler verilmekte.
H
azýrlanan yeni “yurttaþlaþma”
yasasýnda benim anlamadýðým
bir þey var. Yeni yasaya göre bunun
maliyetinin bir bölümünün, kursu takip
eden kiþi tarafýndan ödenmesi söz
konusu. Hem zorunlu kýlýyorsunuz
hem de zorunlu kýldýðýnýz kiþiden para
istiyorsunuz. Nasýl olabilir bu?
Zorunlu kýlýnan bölümler, yine ücretsiz kalacak. Ama yeni gelenlere prosedürün birkaç bölümü zorunlu olacak,
birkaç bölümü de tavsiye edilecek.
Tavsiye edilen kurslarýn maliyetinin bir
bölümünü kursu takip eden karþýlasýn
istiyoruz. Ama yeni yasa, hala tasarým
aþamasýnda, aslýnda þu an kesin bir þey
söylemem doðru olmaz, henüz Flaman
Hükümetine sunulmadý, Hükümet’in
önce tartýþmasý gerekiyor. 12 aydan
fazla burada olup da hala iþsiz durumda olanlarý da tekrar aktive etmek
istiyoruz. Þu an 40.000 eleman aranmakta. Bir süredir burada olup hala iþ
bulamayanlarý tekrar Flamanca veya
meslek kurslarýna yönlendirdiðimizde,
açýk kalan iþlerin bir kýsmýný bu insanlar doldurabilir.
Önemli ayrýcalýðý olanlar da var,
örneðin cami imamlarý gibi yurtdýþýndan gelen dini eðitim üyeleri. Bunlar
için özel Flamanca ve rehberlik kurslarý düzenleyeceðiz. Elbette din derslerinin veya vaazlarýnýn içeriðine karýþmayacaðýz, ama dini açýdan da önemli
olan bazý yeni uygulamalardan haberdar olmalarýný yararlý buluyoruz.
Aklýma gelen örnekler: Belçika’da
eþcinsellerin evlenebilmeleri, doktorlarýn belirli koþullarda bir hastanýn hayatýna son verebilmeleri, bir kadýnýn
çocuk aldýrabilme hakký. Bu uygulamalarla rahipler veya imamlar hemfikir
olmayabilirler, hatta dini açýdan aykýrý
da bulabilirler, ama ülkemizde bu tür
bilgilere sahip olmalarý önemlidir. Fikir
ve düþüncelerini kesinlikle kýsýtlamak
istemiyoruz. Ülkemizin zenginliklerinden birisi fikrini ifade etme özgürlüðüdür, buraya gelenlerin bunu bilmeleri
çok önemli.
Sayfa 13.qxp
04.01.2006
09:14
Seite 1
13
Ocak 2006
S
osyal konutlara yazýlanlarý Flamanca öðrenmeyi
zorunlu tutacaksýnýz. Dil bilen lere öncelik mi verilecek ve
bilmeyenlerin artýk sosyal
konutlarda þansý olmayacak
mý?
Hayýr öyle deðil. Adý üstünde, “sosyal” konutlar. Bu bir
dýþlama politikasý deðil, daha
sosyal olmayý teþvik eden bir
önlem. Sosyal evlere yazýlanlarýn Flamancalarý zayýf veya hiç
yoksa, dili öðrenme niyetleri
olup olmadýklarý sorulacak.
Bilmelerini deðil, öðrenmeye
niyetli olmalarýný bekliyoruz.
“Niyetliyim” diyenler için
sorun yok, Flamanca kursuna
tabi tutulacaklar. Bir örnek:
Anvers’te “Chicago binalarý”
diye bilinen oldukça büyük
sosyal konutlar bloðu var.
Yüzlerce aile var, her biri
dünyanýn baþka yerlerinden
gelmiþler ve her türlü dil
konuþuluyor, ama Flamanca
konuþulmuyor. Kapý komþularýnýn birbirleriyle konuþup
anlaþacak, sohbet edecek
ortak
bir
dili
yok.
Anlaþmazlýklarýn büyük bir
kýsmý Flamanca bilmemelerinden kaynaklanýyor. Anne
babalar çocuklarýnýn tercümanlýðýyla, kavga ediyorlar
veya ortak sorunlarýný çözmeye çalýþýyorlar. Flamanca
bilmek, her derdin sihirli devasý deðil, biliyorum. Yaþadýðýn
yerin dilini bilmek, birçok
sorunlarý ortadan kaldýracak
veya kolaylaþtýracaktýr.
Antoine bana þöyle soruyor:
“Mons bölgesinde yaþayan ve
Kortrijk’te çalýþan bir çift, iþine
daha yakýn olmak için o bölgeden bir sosyal konuta yazýldýðýnda, siz nasýl olur da
Flamanca öðrenmelerini mecbur kýlarsýnýz?”. Yanýtým gayet
net. Tabii onlar da Flamanca
kursuna gidecekler. Beraber
çalýþtýklarý iþ arkadaþlarý ve
yeni evlerinde komþularý
Flamanca konuþuyor. Flamanca öðrenmeleri her bakým-
ve artýk parasal destek alma
zamaný geldi. Bu konuda
büyük bir risk alýyorum.
Vlaams Belang (Flaman ýrkçý
partisi) gibi partilerin öncülüðünde bana karþý protesto ve
kampanyalarla dolu e-postalar
geliyor.
Ülkemizde diðer dini oluþumlara para veriliyor. Müslümanlara þu ana kadar bir
kuruþ
verilmedi.
Federal
Hükümet dini görevlilerin
maaþýný ve emekliliðini ödüyor, Flaman Hükümeti ibadethanelerin inþaat masraflarýnýn
%30’unu karþýlýyor, belediyeler
ve vilayetler diðer çalýþma
giderlerini ödüyor. Yeni uygulamada Ýslam dini ile devletin
arasýndaki iliþkiyi normalleþtirmek istiyoruz. Gereðinden
fazla birbirimizden kopuk
yaþadýk. Ýslam dini tanýnmýþ
ise para da almalý, bütçemizde
3.700.000 Euro ayrýldý. Bu para
6 din arasýnda paylaþtýrýlacak
ve tarihimizde ilk defa Ýslam
dini de para alacak.
toplum örgütlenmelerin huzurlu ve beraber yaþamaya büyük
katkýsý olduðunu tekrar hatýrlattý bize. Oluþabilecek gerginlikleri önlemekte mahalli ve bölgesel boyutta asayiþle ilgilenen
polis görevlilerinin yaný sýra
Faslý ve Türklerimizin yardým
ve desteklerini ne kadar vurgulasam azdýr. Çýkarýlmasý gereken derslerden birisi, sokak ve
semtlerde çocuklarýmýza ve
gençlerimize yönelik faaliyetlerin, oyun alanlarýnýn ve derneklerin ne kadar deðerli ve önemli olduðudur. Sosyal aðlarýn,
sosyal baðlar oluþturduðunu
görebildik tekrar. Belçika’da
yönetim halkýna çok yakýndýr,
siyasi yönetimin vatandaþla
mesafesi ne kadar az olursa,
karþýlýklý anlayýþ o kadar geliþir.
Sosyal iliþkilerimizi daha fazla
geliþtirmemiz gerekir. Sosyal
konutlarda olsun, zorunlu yurttaþlýk ve dil kurslarýnda olsun,
ibadethanelere parasal destek
te olsun, bütün çabalarýmýz
daha iyi beraberlik içindir.
Kurban bayramýna da deðinmek istiyorum. Önceki yýl
geçerli olan uygulamalar aynen devam edecek. Bir de herkes ayný günde kesim yapmakta anlaþýrsa, güzel olur. Bu
tarihi ben deðil YÝK belirleyecek. Ýslamda üstelik bir alternatif var. Kurban kesilmeli
diye bir þart yok, isteyen kurban yerine zekat da verebilir.
Hayýr kurumlarýna veya yoksul
insanlara baðýþta bulunabilmek, bence güzel bir seçenek.
Paris’in kenar semtleriyle buralar arasýnda kýyaslanamayacak
kadar farklar var. Paris’in o bölgeleri sosyal anlamda terk edilmiþ çöller gibidir. Bir ders daha
var: net kurallar koymaktan
çekinmemek. Düzenli ve huzurlu yaþamda kurallarýn olmasý ve bilinmesi önemlidir.
“S
osyal uygulama” diye
vurguluyorsunuz, ama
diðer taraftan “bu ýrkçý bir
uygulamadýr” diye haykýranlarýn baþýnda yer alanlar yaban cýlar deðil, saygýn Valon polititikacýlar. Neden ‘ýrkçýlýk’týr
diye tepkiler geliyor peki?
(Sorudan
hoþlanmadýðýný
gizlemeden) Ýnsanlarý dýþlamak, ayrým yapmak, temel hak
olan ikamet ve konut haklarýndan mahrum býrakmak için
Flamanca dili bir araç, bir
bahane olarak kullanýlýrsa bu
ýrkçý bir uygulama olurdu,
evet. (yüksek sesle vurgulayarak) Ama asla bu uygulamanýn
niyeti ayrýmcýlýk deðil ve olamaz da!
Valon meslektaþým André
dan kendilerine ve çevrelerine
faydalý olacaktýr. Tekrarlýyorum, ayrýmcýlýðý deðil sosyal
paylaþýmýn pekiþmesini hedefliyoruz.
1974’den bu yana Belçika’da
6 din tanýnmakta, ama ...
Evet, ... ama bir tek Ýslam
dini devletten para almýyor.
Yeni Yüksek Ýslam Konseyi
(YÝK) nihayet göreve baþladý
S
ayýn Bakan, Fas kökenli Milletvekili Anissa
Temsamani’nin, Durex’in kamuoyu yoklamasýna göre
yýlýn en seksi bayan siyasetçisi seçildiðini biliyor muydunuz?
(Temkinli bir gülümsemeyle) Evet biliyorum, çünkü ben
de “en seksi erkek politikacý” seçilmiþim. Bu konuda bir
hayli soru ve tepki de aldým.
Bu ünvan benim için hiçbir þey ifade etmiyor. En kötü
politikacý seçilmekten daha iyi tabii. Yaklaþýk iki yýldýr
bakaným, bu görevimin sonunda, sadece “en seksi bakan”
olarak hatýrlanýrsam zoruma gider. Gülüp geçmeli böyle
þeylere, hoþ ama önemsiz.
C
amilerden çýkalým. Dýþarýdaki sokaklar bir hayli
sarsýldý, alevlendi bu yýl.
Fransa’daki olaylara baktýðý nýzda, hangi dersler çýkardýðýnýzý söyleyebilirsiniz?
Ne yalan söyleyeyim, buralara da sýçrar diye korktum.
Bizim göçmen toplumumuzun
ne kadar saðduyulu olduðunu
tekrar gördük. Mahalli ve sivil
T
erörü anlamaya çalýþan
uzmanlara göre, bombalý
saldýrganlarýn %75’ten fazlasý
Batý’ya göç eden insanlardan
oluþuyor. Batý’da doðup büyüyen gençler bile, Batý’ya
karþý kin besler hale geliyorlar.
Yýllarca dýþlanmýþlýðýn doðurduðu sonuç: Batýnýn kendi
yarattýðý intihar komandolarý.
3’üncü kuþaktan bir gencin bu
ülkeden hala nefret edebilme sinin sebeplerine de deðinse niz?
(Ýstemeyerek itiraf edercesine) Nereye gelmek istediðinizi
biliyorum. Evet ülkemizde çirkin ýrkçýlýk da var ve bu dýþlamanýn birçok insaný ne kadar
derinden yaraladýðýný gözardý
edemeyiz. Yabancýlarýn uyum
saðlamasýný beklerken ayný
zamanda biz Flamanlar da
kucaklarýmýzý
daha
fazla
açmayý öðrenmeliyiz. Hep tek
taraftan gayret ve çaba beklemekten vazgeçilmeli. Burada
yetiþen, yüksek okulu baþarýyla bitiren gençlere de imkanlar
ve fýrsatlar vermeliyiz. Yoksa
sarfettikleri bütün gayretlerden
sonra, doðan hayal kýrýklýðýnýn
nefrete dönüþme tehlikesiyle
karþý karþýya kalabiliriz. Önemli olan elinden geleni yapmaktýr, göçmenler elinden geleni
yapýyorsa, her türlü zorluklarý
aþýp elinde iki tane üniversite
diplomasýyla, iþ bulmak için
200 tane baþvuru mektubundan sonra, hala iþ verilmiyorsa,
ayýrýmcýlýða karþý da kararlý
önlemler alýnmalý. Flamanlarýn
birçoðu hoþgörü eðiliminden
uzak, bunu maalesef itiraf
etmeli.
Hayal kýrýklýðýnýn nefrete ve
aþýrý þiddete dönüþmesi bizleri
çözüme yaklaþtýrmaz. Bakýn
benim Bin Laden’e, teröre
karþý bir misyondaymýþým gibi
göçmenler politikasý uygulamam yanlýþ olur. Ne kadar
dýþlanmýþlýk hissini azaltabilirsek, ne kadar bu ülkede
yaþayanlarý bize ait bir vatandaþ, bir yurttaþ gibi kucaklarsak, bu tür korkunç olaylardan
o kadar uzaklaþýrýz.
F
laman hükümeti ilke ola rak salt veya büyük oran da kendi toplumuna yönelik
faaliyet gösteren inisiyatifleri
desteklemiyor. Doðru mu?
Evet doðru.
B
iz Binfikir olarak bunu
yapýyoruz ve üstelik
sadece Türkçe dilinde yazýyo ruz. Ýlkenize sadýk kalarak bu
söyleþiyi kabul etmemeliydiniz. Neden kabul ettiniz?
(Gülerek) Evet beni ikileme
düþürdünüz. Ama sizler, toplumlar arasýnda önemli köprüler kuruyorsunuz, yani amacýnýz da ayrým deðil bütünleþme.
Sayfa 14.qxp
04.01.2006
09:19
Seite 1
Ocak 2006
HAYIF-life
14
Yeraltýnda sanat var
[email protected]
Zavallýlarýn marifetleri
ýyýlarda çaresiz bekleyiþlerde kalanlarýn da
söylecek sözleri vardý,
Anlatmaya baþladýklarýnda, sözleri bir gün havada
kalmýþtýr,
Birden bire yarým kalmýþtýr,
Söyleyecek sözleri bitmiþtir.
K
Kenarlarda umutsuz duranlarýn da yaþanacak
umutlarý vardý,
Yaþamaya kalktýklarýnda, hayatlarý bir yerlerde
donup kalmýþtýr,
Birden yaþam göbekten kopmuþtur,
Yaþanacak umutlarý durmuþtur.
Kimsesiz, sahipsiz uykular uyumalarý,
Gölgesinden bile nefret edip ürkmeleri,
Sabah kalkýp kendi kokusunu bile tanýmamalarý,
Ýnanmayýp ezan seslerini dahi özlemeleri,
Kafasýnda nasýl toparlayýp ifade edebilir ki insan!
Sözlerin aðýzdan, kalemden geçen dökümü,
Kýzgýn kristal veya kurþun dökümünden zordur.
Brüksel metrosunda
yolcular günlük koþuþturmaca esnasýnda çaðdaþ
resim ve heykel sanatýndan örneklerle karþýlaþýyorlar. Ýsteseler de istemeseler de, her gün binlerce
yolcu çaðdaþ sanatýn
yanýndan geçiyor.
Erdinç Utku
eçtiðimiz yüzyýlýn ikinci
yarýsýnda metro kullanýcýlarýnýn artýþý dikkatleri
kitle ulaþým araçlarýna ve bunlarýn kent içi ulaþýmda kullanýlmasýna çekti. Böylece metrolar aç
gözlü reklamcýlarýn ilgi odaðý ya
da devletlerin güçlerini göster-
G
Bilmezler zindanlardan geçmeyenler,
Zifiri karanlýðýn öldürücülüðünü.
Bilmezler ani bitiþlerin, neler söküp aldýðýný.
Yitik hasretlerin açtýðý yaralarýn ne zor
kapandýðýný,
Bilmezler param parça daðýlmayanlar.
Kendine ýþýk vermeyen lamba olup,
yaþamýn sönüp, umutlarýn durduðundan,
dünyayý terk edip, iç dünyalarda yaþamalar.
Geceleri, sokak lambalarýnýn altýnda dikilip,
baþkalarýna söyleyecek sözleri bittiðinden,
kendine konuþup, gülümsemeler.
Gören tiksintiyle bakýp, zavallý birini görür,
iðrenç, terkedilmiþin yanýndan tedirgin geçer.
Bilmez ki asýl terkedilmiþin, dünyamýzý
iðrenç bulup, sýrt çevirip, terkettiðini.
Her zaman öbür dünyalara ölmekle mi gidilir?
Ölmeden gitmeyi bilenler de var.
Bilmez ki kenardakilere, kýyýlardakilere bakanlar,
Bakýlanýn kendini merkezde ve bakaný kenarlarda gördüðünü.
Herkes baktýðýný deðil, görmek istediðini görür.
Baþarý için her gün telaþla yanýndan geçenlerin
Zavallý esirler olarak görülmediði ne mâlum?
Birileri zavallýya bakýp acýrken,
Birileri zavallýya bakýp alay eder.
Yaa ... acýyanlar da alay edenler de
Fevkalade zavallý olabilirmiþ demek
Asýl zavallýlar hangisi?
Söyleyecek sözü bitirmiþ olanlar mý?
Söyleyeceklerini bi türlü bitiremeyenler mi?
Asýl marifetliler hangisi?
Ölmeden öbür dünyaya gidenler mi?
Ölerek bu dünyadan göç edenler mi?
meye çalýþtýðý anýtsal vitrinleri
oldu. Sanki sonsuzmuþ gibi uzanan yeraltý tünelleri, kentlerin
insanlýktan uzaklaþmasýnýn ve
yapaylýðýn sembolü olarak algýlandý. Ýçine girdiðiniz andan itibaren dýþ dünyayla baðýnýzý koparan, yaþamý yalnýzca bir takým
istasyon isimleri ve hatlara çeviren yeraltý hapishanelerinin ortak adýydý sanki metro.
60’lý yýllarýn baþýnda Brüksel’de
metro yapýmýna dönük somut bir
proje baþlatýlýnca, tasarýmcýlar o
ana kadar yapýlanlarýn dýþýna çýktýlar. Bu yeni metro aðýnýn inþasýnda “açýk, hayat dolu, canlý,
orijinal çevreye uyumlu” olmayý
rehber olarak aldýlar kendilerine.
Her istasyon biçim ve iþleme açýsýndan farklý bir kavramla (con-
ceptle) ele alýndý ve dekorasyonda da saðlam bir bütünlük oluþturuldu. Brüksel’de metro yolcularý,
“kendine özgü bir atmosferi ve
kiþiliði olan ve içinde yön duygusunun yeniden kazanýlmasýný
(oriyentasyonu) kolaylaþtýracak
sabit ögeler bulunan” istasyonlar
arasýnda yolculuk yapýyorlar.
Nasýl bir moda tasarýmcýsý yeni
kreasyonunu sunarken mankenleri en güzel mücevherlerle süslerse, Brüksel metrosunu tasarlayanlar da bu büyük yapýtlarýnda
sanatýn kullanýlmasýna karar vermiþler. Sanat sadece müzelerde,
saraylarda, kültür merkezlerinde,
büyük mali kuruluþlarda ya da
özel koleksiyonlarda sýkýþýp kalmamalý diye düþünmüþ olmalýlar.
(Maalesef günümüzde bile sanat,
yaygýnlaþmasýna, her yerde olmasýna raðmen hala çoðu zaman
küçük bir azýnlýðýn tekelindeki
bir sýr gibi kalýyor.)
Kaos halindeki trafikte sýkýþýp
kalmadan yol almanýn “çok zor ve
yaratýcý bir sanat” olduðu Brüksel’de, her geçen gün daha fazla
insan metroyu tercih ediyor.
Brüksel metrosunda yolcular günlük koþuþturmaca esnasýnda çaðdaþ resim ve heykel sanatýndan
örneklerle karþýlaþýyorlar. Ýsteseler
de istemeseler de, her gün binlerce yolcu çaðdaþ sanatýn yanýndan
geçiyor, bu da onlarýn sanatsal
geliþimine katkýda bulunuyor.
Hizmete açýlýþýndan bu yana
yapýlanlarla, Brüksel metrosu
yaþayan bir müze haline gelmiþ.
69 sanatçýnýn yapýtý, peronlarý,
Kaybedenlerin barýnaðý
Yeraltýna inerseniz, yalnýzca metroyu ve yolcularý deðil orada
tutunmaya çalýþan insanlarý da görürsünüz. Onlarýnki metronun
karanlýðýnda var olup özgürleþen; çalgýcýlar, satýcýlar, dilenciler,
rockerlar, uyuþturucu baðýmlýlarý ve evsizlerden oluþan "baþka"
bir toplum biçimidir. Metropollerin hýzlý yaþam tarzý, acýmasýz
rekabeti, sosyo-psikolojik baskýsý birtakým insanlarý hayattan
koparýr, sistemin "görünmeyen eli" onlarý "kaybedenler" olarak
yeraltýna ve sokaða iter.
asma katlarý, tünelleri ve metrodaki diðer mekanlarý süslüyor. Yeni
sanatýn Belçika’daki öncülerinden
Victor HORTA’dan ünlü çizgi kahraman Tenten’in yaratýcýsý Herge’ye (Georges Remi) kadar
resim, heykel, karikatür, fotoðraf
vb. sanatýn tüm dallarý temsil ediliyor metro istasyonlarýnda. Bezden bronza, ahþaptan cam ve çeliðe her türlü materyal kullanýlmýþ
yapýtlarda. Örneðin Stockel/
Stokkel metro istasyonundaki her
biri 135 metre uzunluðundaki iki
kabartma üzerine yapýlmýþ olan
“Tenten metroda” (Tintin dans le
métro) adlý eserde 22 Tenten
albümünden 140 tip yer alýyor.
Yapýtýn taslaklarý ölümünden az
önce ünlü çizgi romancý Herge
tarafýndan çizilmiþ.
Botanique/Kruidtuin metro istasyonunda yer alan Yolcular adlý
çalýþmada ( Les Voyageurs-Pierre
CAILLE) ise ahþap heykellerle
yapýlan yolcular, “akþamlarý geri
dönmek için sabahlarý yer altýndan gelen” insan grubu olarak
simgeleniyor. Yine ayný istasyonda bulunan “Son Göç” (The Last
Migration Jean-Pierre GHYSELS)
adlý duvara asýlý sanat eseri özgürlüðe uçuþ halindeki kuþlarý simgeliyor. Birer ikiþer metro istasyonlarýna daðýtýlmýþ olan birbirinden
ilginç sanat ürünleri, hem metro
yolculuðunuzu daha insani ve
keyifli hale sokuyor hem de
metroda beklerken, yeraltýnda
yeni dünyalar keþfetmenize yardýmcý oluyor. Brüksel’de sanat
metroyu, metro da sanatý fethetmiþ durumda; Birbirlerine de çok
iyi yakýþýyorlar.
Sayfa 15.qxp
03.01.2006
12:51
Seite 1
Sayfa 16.qxp
04.01.2006
09:27
Seite 1
Ocak 2006
ARTfikir
16
Halk Müziði sanatçýsý Mahir Tezerdi TV programý HiJazz’ý Binfikir’e anlattý
‘Halayýn baþýný
biz çekmeliyiz’
[email protected]
Köprüler yoldan
önce donar
eni bir yýla girmek demek, yeni bir yol katedilecek demektir.
Yeni bir yol. Yeni bir köprü.
Ve bu yeni yolda en zor ve heyecanlý olaný da
karþýdan karþýya geçiþlerdir.
Karþýdan karþýya geçmenin heyecanýndan bahsederken, aklýma küçüklüðümüzdeki su üzerine
uzatýlmýþ aðaç gövdelerinden oluþan köprülerden geçiþimiz geldi.
Ne kadar da heyecanlanýrdýk o köprülerden
geçerken...
Y
Sel ve fýrtýna birçok þeyi yýkýp geçse bile
köprülerden mutlaka izler kalýr. Çünkü
onlar yollarýn ayrýlmaz sýrdaþlarýdýr
Köprünün altýndaki derenin coþkulu akýþý bizi
de coþtururdu. Sanki o derenin akýþýndan etkilenirdi köprümüz ve endamý daha da bir artardý.
Masallarý andýran ve ayný zamanda cesur bir
duruþu da vardýr köprülerin.
Köprüler sayesinde ne kanyonlar, ne haliçler,
ne nehirler aþýlmýþ ve karþýya varýlmýþtýr.
Köprüler karþýda olmanýn yoludur.
Ýki yakayý bir araya getiren köprüler uzun süre
dayanmasý amaçlanan yapýlardýr.
Zor ve yýpratýcý koþullara maruz kalýr köprüler.
Bu yüzden de kanýtlanmýþ performanslarý vardýr.
Köprüler kimine göre bir ev, kimine göre bir
geçiþ noktasýdýr. Bazen gece yolcularýnýn
boþ þiþelerine sarýldýklarý bir çatý, yaralarýnýn
sarýldýðý yer ve bazen de ayrýlan aþýklari denize
kavuþturan bir yoldur.
Köprüler üzerinde durulunca hayata en güzel
bakýþ açýsý olmanýn yanýnda bazýlarýnýn da
ölümle buluþmasýna þahitlik etmiþlerdir.
Dünden yarýna köprüler kurmaktan bahsederiz.
Geçmiþi günümüze, günümüzü de yarýna baðlayan yapýlarýn baþýnda yýllara meydan okuyan
köprüler geliyor.
Üstlerinden geçerken hissettirdikleri, býraktýðý
etkiler ve çevresinde barýndýrdýklarýyla
farklý özellikler içeren köprüler, yüzyýllardýr
insanlarý birbirine kavuþturuyor.
Köprüler iki yakayý birleþtirirken sevgililere de
su üstünde öpüþme fýrsatý verirler.
Dikkat ederseniz her köprüde mutlaka aþktan
kalýntýlar vardýr.
Sel ve fýrtýna birçok þeyi yýkýp geçse bile köprülerden mutlaka izler kalýr. Çünkü onlar yollarýn
ayrýlmaz sýrdaþlarýdýr. Kuzey Amerika’da köprülerin giriþindeki uyarý levhalarý da belki bunun
bir kanýtýdýr. Levhada der ki "Dikkat! Köprüler
yoldan önce donar"
Köprü demek buluþmak demektir. Bu yüzden
olsa gerek ki, köprüde yürümek zannedeldiði
kadar kolay deðildir.
Serpil Aygün
enüz anne
kucaðýndayken
Belçika’ya göçtü. 6
yaþýnda ülkesine dönmenin
sevincini yaþayamadý, geçim
sýkýntýsý sebebiyle ikinci kez
Belçika’ya geldi. Belki de
Anadolu’nun Halk Müziði’ni
bu kadar güzel
yorumlamasýndaki sýr, küçük
yaþlarda tanýdýðý gurbet
duygusunda yatýyor. O,
Anadolu türkülerinin bu tadýný
Belçikalýlara da tattýran önemli
bir isim. Bununla yetinmeyip
yaþadýðý tolpumun çok
kültürlülüðünden de nasibini
alarak, farklý arayýþlara girdi.
Ýngilizce çalýþmalarý yanýnda
Ýtalyanca, Farsça ve Türkçe
eserlerden oluþan ilk albümü
“Tezerdi”yi çýkardý. Ýkinci
albümününden sonra
bugünlerde tatlý bir telaþ
içinde. Anvers’te kurduðu
stüdyoda 12 kiþilik ekibiyle
HiJazz adlý programýný
hazýrlýyor. Mahir Tezerdi ile
program çekimleri öncesi
söyleþtik.
H
Mahir Tezerdi’nin müzikle
iletiþimi nasýl baþladý?
Mahir Tezerdi, ailesinin biraz
para kazanýp tekrar dönmek
amacýyla göçtüðü Belçika’ya 1
yaþýnda gelmiþtir. 6 yaþýndayken
Türkiye’ye geri döndük ancak
Türkiye’de koþullar anne babamýn umduðu gibi olmadýðý için
ikinci kez Belçikaya göçtük.
Çocukluk fotoðraflarýma baktýðýnýzda elimde hep bir müzik
aleti görürsünüz. Öyle araba,
bisiklet falan bulamazsýnýz çocukluk fotoðraflarýmda. Ya bir
gitar ya bir saz veya baþka bir
müzik aleti görürsünüz…
Oyuncak saz, gitar yani…
Hayýr, hayýr.. Gerçek saz,
gitar. Bu þekilde büyüdüm ben.
O zaman ailenizde müzikle
ilgilenenler vardý...
Babam baðlama çalar. Ayrýca
o dönemler konser organizasyonlarý falan da yapardý. Bir
de evimize ozanlar, aþýklar
sürekli gelirdi. Annem de türkü
söyler. Annem bana bir gün
Türkiye’den cura getirdi. Onu
kendi kendime týngýrdatýp,
çalardým. Cura çalmayý kendi
kendime öðrendim, diyebilirim.
Daha sonra ben de babamla
birlikte çalmaya baþladým. Bir
süre sonra da Halk Müziði
dýþýnda baþka þeyler denemek
istedim. Bir ara Belçikalý bir
grubumuz vardý, onlarla Ýngilizce þarkýlar söyledim. Ýlk albümümü “Tezerdi” adýyla Ýtalyanca, Farsça ve Türkçe eserlerle yaptým.
Peki, albüm çalýþmalarýna gelirsek... En son “Ýki Keklik” albümünü yaptýnýz. Daha sonra bir
albüm çýkmadý...
Çýkmadý, ama bu arada Belçika’da ve Türkiye’de piyasaya
çýkan bazý arkadaþlarýn albümlerine katkýda bulundum. Türkiye’de piyasaya çýkan Cihan Sezer’in “Ney” albümünde þerpe
çaldým mesela.
Son olarak HiJazz isimli bir
program yapýyorsunuz. Ne kadar zamandýr var bu program?
Mart ayýnda bir yýl olacak.
Baþta Almanya’da çekim yapýyorduk. Haftada bir kez yayýnlanan bu programý hazýrlamak
bu nedenle çok yorucu oluyordu. Þimdi Anvers’te bir stüdyo
kurduk ve çekimlerimizi burada,
Belçika’da yapýyoruz. Yine haftada bir gün (her Pazar) TVT
televizyonundan programýmýzý
izleyebilirsiniz. Bir müzik ve
televizyon stüdyosu kurduk,
biz. Bu stüdyoda televizyon çekimleri yapýlabildiði gibi albüm
çalýþmalarý da yapýlabiliyor. Kapýlarýmýzý baþkalarýna da açtýk.
Ýsteyen burada ses veya görüntü
kayýtlarý yapabilir.
Belçikalýlara Türk Halk Müziðini tanýtan kiþilerdensiniz...
Evet, Flaman Kültür Bakanlýðý’nýn sunduðu bir olanakla
sazýn Belçika toplumuyla bütünleþtirilmesi yönünde 2 yýl boyunca anaokullarýndan, ilkokul,
üniversite ve konservatuarlara
kadar pek çok okulda çalýþmalar
yaptýk. Önceden belirlediðimiz
okullara giderek sabahtan akþama kadar halk müziði dersleri
verdik. O sürede yaklaþýk 1000
kiþiye ders verdim. Þimdi 100150 kiþiye ders veriyorum. Artýk
benim öðrencilerim farklý farklý
bölgelerde ders verir hale geldi.
Sayfa 17.qxp
04.01.2006
09:33
Seite 1
Ocak 2006
ARTfikir
Bunlarý ücretsiz mi yapýyorsunuz?
Normal standartlarýn altýnda
bir ücret karþýlýðýnda yapýyoruz.
Tabii ki bu iþler çok maliyetli…
Peki neden bir TV programý
yapmaya gerek duydunuz?
Ben gerek duymadým aslýnda.
Almanya’dan TVT televizyonu
yöneticilerinden teklif geldi.
Ben de bunu bir imkan olarak
gördüm ve neden olmasýn,
dedim.
Programýn içeriði nedir?
Bol müzikli, fazla sohbetin
olmadýðý bir program. Sonuçta
ben bir sunucu deðilim, müzisyenim ve insanlara mümkün
olduðunca geniþ bir program
sunmak istiyorum. Benim çok
kültürlü bir yaþamým var: Faslý,
Ýtalyan pek çok arkadaþým var.
Programýma da bu çok kültürlülüðü yansýtýyorum. Flamenko’dan, Fas ve Ýtalyan müziklerine kadar hepsini tanýtmak
istiyorum.
Tabii ki Belçika’da yapýlan bir
program olduðu için de Belçika’ya aðýrlýk vermek istiyorum.
Sokak röportajlarýndan, Belçika’da gerçekleþtirilen etkinliklerin tanýtýmýna kadar pek çok iþ
yapmak istiyorum. Bunlarýn
yanýnda baþarýlý Türkleri (iþadamý, sanatçý vs.) programýma
davet edip, gençlerimize onlarý
cesaretlendirecek örnekler olarak sunmak istiyorum. Böyle bir
programý toplumumuzun desteklemesini istiyorum.
Biz Belçika’da bir ilki gerçekleþtiriyoruz. Avrupa’nýn baþkentinin bulunduðu, Nato’nun bulunduðu bu ülkede böylesi bir
sanatsal çalýþma ilk kez yapýlý-
[email protected]
Yaðmur taþýnda
yitik Belçika
yor. Halayýn baþýný bizim çekmemiz gerektiðini düþünüyorum.
Bu çalýþmanýn Belçika’daki
Türk toplumuna faydalý olduðuna inanýyorum.
kü l t ü r s a n a t
etkinlik takvimi
‘Gül üreten kýz’
Sadýk Aygül / ANVERS
esimiz Tiyatro Grubu, iki yýl önce Nazým Hikmet’in “Sevdalý Bulut” eserinden derlenen oyununuyla Küba Çocuk Tiyatro Festivali’nde
ikinci seçildikten sonra, 29
Ocak’tan itibaren tekrar bir
çocuk oyunuyla sahnelerde.
Lütfi Kaleli’nin “Gül Üreten Kýz” masalýný, çocuklar,
Flamanca “Het Bloemenmeisje” olarak oynuyorlar.
Masalýn doðu motifleriyle
iþlenip, Anadolu’da “seyir”
oyunlarýndaki deve gelene-
S
ðiyle süslenip, Belçikada
yaþayan çocuklarýmýzýn “modern” katkýlarýyla özgün bir
düzen aldýktan sonra, ortaya
fýkýr fýkýr, cývýl cývýl bir tiyatro
oyunu çýkmýþ.
Maharadja Prensi, alnýnda
havuç büyüyen bir kýz, aksi
bir deve, cadý bir teyze, yoksul bir çoban gibi personajlar, çöllerden saraylara
uzanan serüvenler yaþarlar.
Ýç güzellik ve dýþ güzellik
arasýnda bir güç oyunu,
çocuklar tarafýndan oynanýnca daha baþka bir boyut,
daha þirin bir þekil almýþ.
Oyun Tarihleri:
Pazar: 29-01-05 saat 15.00 St.
Andries, st.- Andriesplaats 1,
Antwerpen
Pazar: 02-02-05 saat 15.00
Zuiderspershuis, Waalse Kaai 14,
Antwerpen
Cumartesi: 18-02-05 saat 20.00
De Centrale, Kraankinderstraat 2,
Gent
Pazar: 26-02-05 saat 15.00 St.
Andries, st.- Andriesplaats 1,
Antwerpen
Cuma: 03-03-05 saat 15.00 Kavka,
Oudaan 14, Antwerpen
Cumartesi: 08-04-05 saat 20.00
Casino, Kioskplein 25, Beringen
Detaylý bilgi için 0484/53 41 60’ý
arayabilirsiniz.
TÝYATRO
Belçika’da ilk Türk Futbol takýmý
olan FC Anadol yararýna
Kardeþlik Tiyatro Grubu
“Tuvaletler Müdürü Bay Mürteza”
oyununu sergiliyor.
ABONELÝK
Tarih: 29/01/2006 Pazar
Saat : 18:30
Yer : Heusden Zolder Kültür
Merkezi
Dekenstraat 40, 3550 Heusden
Zolder
Bilgi: 0485 68 92 90
17
MISIRLI AHMET VE LEVENT
YILDIRIM PERKÜSYON KONSERÝ
Dünyanýn çok önemli iki perküstyonisti olan Ahmet Yýldýrým ve
Levent Yýldýrým kardeþler Gent
De Centrale Kültür Merkezi’nde
izleyicileri ile buluþuyor.
Tarih : 21/01/2006 Cumartesi
Saat : 20 :00
Yer : De Centrale Kültür Merkezi
De Kraankindersstraat 2, 9000
Gent
Kültür Sanat
Vakfý organizasyonu ile
“Hababam Sýnýfý
Üçbuçuk” ve
“Keloðlan
Karaprense
Karþý” filmleri
Ocak ayý sonunda Kinepolis
Sinemalarýnda.
Binfikir artýk size daha da yakýn!
Gazetemizi posta ücreti (15 Euro) karþýlýðýnda bir yýl boyunca adresinize
gönderiyoruz. Geniþ bilgi için TEL: 0484 528 902
elçika Kralý II. Albert 2006 yýlýna girerken halkýna seslenerek “ulusal birlik ve uyum” çaðrýsýnda bulundu. Konuþmasýnýn büyük bir kýsmýný
Belçika’nýn bölünmesine, haritadan silinmesine
yönelik yapýlan çalýþmalarýn gölgesinde yaptýðý hissedildi.
Belçika basýný bile 2005 yýlý boyunca “devletin
sonu geliyor” haberleriyle
ülkede “federal sistemin
çökmekte olduðunu” ve
Her yerde ve her
“devletin paylaþýldýðýný”
aðýzda “gerçek-ler”
gündemde tuttu. Ülkede
kelimesi var. Ben
varolan sistemin en kaygan noktasý olan ekonoise özgürlüðü tercih
mik þartlara yenik düþülederim. Çünkü
düðüne hep birlikte
þahit olduk. Belçika
“özgürlük” gerçekdemokratik bir sisteme
lere karþýttýr.
sahip olduðu halde yalÖzgürlüðün aksine
nýzca yönetim ve ekonomi þebekesini elinde tutgerçek yaþam içinanlara maruz kaldý.
de deðiþken bir
Çünkü, þatolarda toplaþeydir.
nan bir tür siyasetçiler ile
ekonomik forumlarda
buluþan yetkililerin hepsinin açýkça parasal endeksli birimlere ait olduklarýný hayretle izledik. Hatta yýl içinde yayýmlanan ve
çeþitli devlet formüllerini gündeme taþýyan “manifestoyu” kaleme alanlarýn neredeyse hepsi menfaat
ortamýndan gelmekteler. Hatta Flamanlar, Valonlarý
vampirlere, Valonlar da Flamanlarý kovboylara benzettiler. Birincisi yaþamak için baþkalarýnýn kanýyla
beslenen yaratýk, ikincisi de çýkarlarý için kanun ve
nizamý hiçe sayan hayduttur. Artýk Belçika, vampirler ve kovboylar ülkesi.
Öyle sanýyorum ki, bugün demokrasi büyük
katedrallerle tam bir benzerlik sergiliyor: görkem,
boþluk, ilgisizlik ve sessizlik. Diyeceðim, geçen çaðýn
büyük eseri; koca bir halkýn tümüyle büyülü bir
duygu paylaþýmýyla tüketilen demokrasi, artýk nesnesel çekiciliðini yitirmek üzeredir.
Tek sesli düþünce her zaman kusursuzluðun niteliklerindendir, denir. Çünkü tersine tümüyle insansal
ve çok kültürlülük iþlemini ortaya koyar. Sanki,
günümüz demokrasisinin, bir lehimli öðeler dünyasýndan çýkarcasýna, yalnýzca eþsiz biçimlerinin etkisiyle ayakta duran bir yaný vardýr. Bunun iþlevi de
daha kolay bir doða-l düþünce getirmek. Tehlikeli
çifte hedefli bir yaptýrýmdýr bu.
Artýk herkes yaþamýn hem özüne hem de eklenimlerine ilgi göstermelidir. Ýnsanlaþtýrýlmýþ bir
yaþam söz konusu olmalýdýr. Günümüzde yaþanan
demokrasi söyleminde bir deðiþikliði belirleme olanaðý ancak burada bulunmaktadýr. Her yerde ve her
aðýzda “gerçek-ler” kelimesi var. Ben ise özgürlüðü
tercih ederim. Çünkü “özgürlük” gerçeklere karþýttýr.
Özgürlüðün aksine gerçek yaþam içinde deðiþken
bir þeydir. Suni gerçek-ler ise özgürlüðünüzün düþmanýdýr.
Herkese hayýrlý yýllar dileðiyle.
B
Sayfa 18.qxp
04.01.2006
09:36
Seite 1
Ocak 2006
18
Hayt Huyt
Park Haydar
Abi
“Delikanlý adamýn köþesi...
Lightlar ve yumuþaklar okumasýn!”
Evrimini tamamlaymayýp magandalýkla delikanlýlýk arasýnda
kalmýþ, harbi yazarýnýz Haydar abi AB-T.C. iliþkilerinden
kadýn-erkek iliþkilerine; þomaj – dop basýmýndan sahte para
basýmýna; gerdek gecesinden Kadir gecesine; beyaz ticaretinden beyaz kadýn ticaretine; BABArazziden külüstür-sanata;
silahlý çatýþmadan kuþak çatýþmasýna aklýnýza gelebilecek her
konuda engin birikim ve deneyimlerini sizlerle paylaþýyor.
NOEL KUTLAMAK DELÝKANLILIÐI BOZAR
Noel, yýlbaþý ve Kurban Bayramý’ný ayný dönemde, peþpeþe karþýladýk. Sakýn yanlýþ anlamayýn, Noel’e falan karþýymýþým gibi algýlamayýn... Belçikalý arkadaþlara saygý duyarým ve zaten hepsinin de
Noel’ini kutlarým. Benim anlamadýðým husus bizim Türklerin ve
Faslýlarýn da bu Noel kutlama furyasýna katýlmasý oldu. Geçen gün
kahvede oturmuþ okey oynuyorduk, yine tam okeye dönüyorum,
bizim çocuklardan biri “Abi görüyor musun þu lavuklarýn yaptýðýný”
diye üzgün bir þekilde, De Morgen diye bir gazete getirdi. Flamanca
olarak yayýnlanan gazetenin manþetini hemen birilerini bulup tercüme ettirdik. Belçika’da yabancýlarýn üçte biri Noel kutluyormuþ.
Duyunca beynimden vurulmuþa döndüm þerefsizim. Üstelik bu
durumu uyum göstergesi olarak algýlýyorlarmýþ Belçikalýlar. Uyum
muyum ayaðýna iyice kendilerine uydurdular. Belçikalýlarýn kaçý
Kurban Bayramý kutluyor ki sen gidip onlarýn Noel’ini kutlayacaksýn? Þimdi bana “Haydar abi bu durumu büyütmeye gerek yok,
zaten Noel Baba da Anadolu’dan, Demre’den geliyor, sonuçta o da
bizden sayýlýr” diye entel dantel ve mozaik muhabbetleri yapmayýn.
Harbi ol, canýmý ye... Hristiyansan Noel’ini, Müslümansan Kurban
Bayramý’ný, Kadir gecesini bil... Bukelamun gibi her renge gireni
sevmem, bilesiniz. Bizim çocuklara görev verdim; Kurban
Bayramý’nda ekipler halinde kapý kapý dolaþýp, büyüklerin ellerinden öpecekler. Belçikalý, Türk ayrýmý yapmadan el öpüp, kurban eti
daðýtacaklar. Hedefimiz gelecek Kuran Bayramý’nda Belçikalýlarýn
da kutlamalara katýlmasý. Öyle baþa, böyle kampanya. Belçikalýlarýn
yarýsýný bayram kutlar hale getireceðiz. Önce gönüllü olarak katýlmalarýný önereceðiz, gerekirse de...
BUNLAR KÖTÜMSER DEÐÝL GÖ...
Belçikalýlar 2006’da fazla bir þeyin deðiþeceðini sanmýyormuþ. Yok
deve! Ulan daha ne olsun. Somaj basmak kaldýrýlmýþ. Al iþsizlik
parasýný paþa paþa git kahvede harca... Daha ne olsun. Bundan iyisi
Þam’da kayýsý! Yok abi bu Belçikalýlara yaranýlmaz. 2006 yýlýný özellikle iple çektim ve rakýyla karþýladým. Düþünsene somaj yok, kuyruk yok, mühür yok... Daha ne olsun. Söylemeye dilim varmýyo
ama (Can Yücel diye kendine Can Baba denilen bir entelin söylediði gibi) bunlar kötümser deðil, götümser!
YAZILARIMI BÝZZAT BEN YAZIYORUM
Evet sýkça sorulan bir soru bu: Haydar Abi köþesini kim yazýyor?
Ne yani yakýþtýramadýnýz mý delikanlýlýk alemine köþe yazarlýðýný!
Yazýlarýmý bizzat ben yazýyorum. Bizim çocuklardan bilgisayar olayýndan anlayanlar da bilgisayara geçip, emaille gazeteye yolluyorlar.
Tüm yazarlara uzunluk sýralamasý getirilirken bana laf geçiremiyorlar. Uzun yazarsam uzun, kýsa yazarsam kýsa giriyor. Yok arkadaþ,
ben yazýma müdahale ettirmem. Hele kadýn Genel Yayýn
Yönetmeni ve mizampajcýya, hiç!
BÝNFÝKÝR’Ý GALATASARAY BÜLTENÝNE ÇEVÝRDÝLER
Genel Yayýn Koordinatörü, Haber Koordinatörü ve Spor Muhabiri
Galatasaraylý olunca, spor sayfasý da GS bültenine dönüyor. Bir
Fenerli olarak bunu þiddetle kýnýyorum. Gelecek sayýdan itibaren
Fener’e ve diðer takýmlara yer vermezlerse üçünü de Hýncal Uluç ve
Ahmet Çakar gibi bacaklarýndan vurduracaðým. Benden uyarmasý...
Mizah dergisi
m
o
k
k.
i
15 Ocak’ta çýkýyor
m
ko
Brüksel’de
yaþayan çizer
Ýsmail Doðan
yönetiminde 15
Ocak’ta
KOMIK.KOM
adýnda bir
mizah dergisi
yayýn hayatýna
baþlýyor.
Binfikir’e “A5
formatýnda 16
sayfa ve siyah
beyaz olarak iki
ayda bir yayýnlanacak derginin kar
amacý gütmediðini” bildiren Ýsmail
Doðan, Fransýzca olarak yayýnlayacaklarý dergi ile hedeflerinin “sosyal
sorumluluk bilinciyle ýrkçýlýða ve
ayrýmcýlýða karþý, insanlarý düþündürerek güldürmek” olduðunu vurguladý.
Türk ve diðer uluslardan çizerleri kaynaþtýrmak ve çokkültürlü bir mizah
dergisi oluþturmak istediklerini söyleyen Doðan, ilk deneme sayýsýndan
sonra dernek kurma girisimlerine
baþlayacaðýný açýkladý. Dergiyi dernek
çatýsý altýnda çýkaracaðýný belirten
Doðan, ilk deneme sayýsýnýn destek
amaçlý olarak 2 Avro’dan satýlacaðýný
söyledi. Ýsteyenler
ise 12 Avro karþýlýðýnda abone olabilecekler. Dergide
Doðan dýþýnda
Almanya’da yayýnlanan "Don
Quichotte" dergisinden de yararlanýlacak. Dergide
baþlýca þu bölümler bulunuyor:
- Humosthérapie
sayfasý: Emil
FOLCQUE (gülmenin insaný rahatlattýðý)
- Kültür sayfasýnda: Aimé HACHAN
SON
- Bilmece-Bulmaca; Bolo
- Sanatçý tanýtýmý/karikatüristler
- Logistique destek; Yasmine CHEIK
- Ýsviçre'den çizgi: Ünal Mise
Sayfa 19.qxp
04.01.2006
09:40
Seite 1
Ocak 2006
19
Yeni yýla yeni ümitlerle
girerken geride kalanlar
ALÝ ÇAÐLAR
CD&V Genk Belediye
Meclis Üyesi
erel seçimleri geride býrakalý 5
yýl oldu. Atalarýmýzýn bir sözü
vardýr; “Sayýlý gün çabuk geçer” diye.
Bu sözün benim hayatýmda çok önemli bir yeri vardýr. Ömrüm boyunca bu
sözü sürekli aklýmda tutmuþumdur.
Belediye meclis üyesi olarak Genk
Belediyesi’nde yaptýklarýma baktýðýmda
bir taraftan kendimi baþarýlý bulurken
diðer taraftan ise içimde bir burukluk
hissediyorum. Çünkü toplum olarak
hâlâ birçok sorunla baþbaþayýz. Bu
sorunlarýn baþlýca; eðitim, iþsizlik, ýrkçýlýk, din ve gençlik alanlarýnda olduðunu gözlemleyebiliriz.
Eðitim alanýndaki sorunlarýn aþýlabilmesi için belediyemizin eðitim dairesi
ile göçmen derneklerinin pek çok
ortak çalýþmasý oldu. Benim de desteklediðim ve önderliðini yaptýðým çalýþmalardan birisi ise Türk velilerinin eðitim alanýnda yaþadýklarý sorunlarý
öðrenmek ve onlarýn düþüncelerini
almak amacýyla yapmýþ olduðumuz
dernek ve kahvehane ziyaretleridir. Bu
ziyaretler neticesinde memnuniyetle
Y
Ailevi nedenlerden dolayý
Siyaset Arenasýna yazýsýný
yetiþtiremeyen Nezahat
Namlý (MR - Saint-Josse
Belediyesi Çocuk, Temizlik
ve Din Ýþlerinden sorumlu
Encümeni) ile yaptýðýmýz
kýsa söyleþiyi yayýmlýyoruz.
ürk asýllý siyasetçiler
için Aralýk ayý bir hayli
hareketli geçti. En önemli
geliþme, St-Josse belediye encümeni Nezahat Namlý’nýn partisinden istifa etmesiydi.
MR’den (Frankofon Liberal)
ayrýldýðýný açýklayan Namlý,
henüz baþka bir partiyle nikah
kýymadý.
T
E.R. : Ýstifa nedeni olarak,
belediye meclisinde MR grup
baþkanvekiliyle olan görüþ
ayrýlýðýný dile getirdiniz. Nedir
bu görüþ ayrýlýklarý?
N.N. : 22 Haziran’da eþim
ve ben Simonet (not : Brüksel
Bölgesi MR parti teþkilatý baþkaný) ile görüþtük. St-Josse’taki
yerel sorunlarý anlatmaya gittik… Ama hiçbir adým atýlmadý
ve son çare istifaydý.
E.R. : Hangi sorunlardan
bahsediyorsunuz ?
gördüm ki bizim insanýmýz eðitime
son derece duyarlý. Fakat ne þekilde
bunu dile getirmesi gerektiðinin bilincinde deðil. Bu nedenle önümüzdeki
dönemde bu veliler arasýndan bir
komite oluþturup velileri bilgilendirmek ve daha fazla Türk velinin okullardaki veli komitelerine ve hatta okullarýn yönetim kurullarýna girmesini
desteklemek istiyoruz. Ayrýca yýllardýr
belediye olarak desteklediðimiz ve
Tügök (Türk Gençlik ve Öðrenci
Kuþaðý) derneði ile ortaklaþa yürüttüðümüz rehberlik projesinin kapsamýný
geniþletmek istiyoruz. Amacýmýz daha
fazla Türk gencinin yüksek okula ve
üniversiteye gitmesini saðlamlak ve
bu gençlere rehberlik etmek. Fakat
bunu saðlamak için gençlerin küçük
yaþlardan itibaren desteklenmesi
gerektiðinin de farkýndayýz.
Belediyenin yapmýþ olduðu anket
sonuçlarýna bakýldýðýnda Türk gençlerinin yarýdan fazlasýnýn mesleki bölümlerde okuduðunu görmekteyiz. Bizim
düþüncemize göre bu oran çok fazla.
Türk gençlerinin de düz lise ve teknik
liselerde baþarýlý olabilmeleri için
yeterli düzeyde desteklenmeleri gere-
kiyor. Ancak bu þekilde onlarýn da üst
seviyede eðitim almalarýný saðlayabiliriz. Bakanlýk tarafýndan da onaylanan
yeni bir proje sayesinde bu gençlerin
motive edilmeleri ve ders çalýþma
sistemlerinin saðlýklý geliþtirilmesi
yönünde imkanlar sunulacak.
Yeni iþ sahalarýnýn saðlanmasý ve
göçmen çocuklarýnýn da iþ sahibi olabilmeleri yönünde ise maalesef yerel
yönetim olarak yetki alanýmýz kýsýtlý.
Fakat buna raðmen bu konuyla ilgili
de imkanlarýmýzý zorluyoruz.
Geçtiðimiz Eylül ayýnda Belediye
Baþkanýmýz Jef Gabriels, Hasselt Üniversitesi Rektörü Luc De Schepper,
Genk Ticaet Odasý Baþkaný Johan
Hellings ve Genk Hastanesi Baþkaný Jo
Vandeurzen ile birlikte Türkiye ziyareti
yaptýk. Amacýmýz çeþitli alanlarda
Türkiye ile iþbirliði ve ortak çalýþmalar
yapmak. Bunun neticesinde önümüzdeki Mayýs ayýnda Genk’te düzenleyeceðimiz ekonomi zirvesinde Türkiye
ve Avrupa’nýn çeþitli yerlerindeki Türk
iþadamlarýný buraya davet edip, yatýrým
imkanlarýný araþtýracaðýz. Bu konuyla
ilgili somut adýmlar atýldý. Bunlardan
bir tanesi Genk’e Türk Ticaret
Merkezi’nin kurulmasý. Diðer alanlarda
da bu dönemde iþbirliði protokolleri
imzalanacak. Tabii ki bu zirveye
Genk’teki Türk iþadamlarýný ve Türk
gençlerini de katmak amacýndayýz.
Bu ekonomik zirvenin yanýnda sosyal ve kültürel aktiviteler de olacak.
Bununla ilgili de yine buradaki derneklerin katkýsýný bekliyoruz. Neticede
Genk’teki Türk dernekleri ortak çalýþmalar yapmak amacýyla birkaç yýl
evvel Genk Dernekler Birliði’ni oluþturdu. Ben de haklý bir gururla bu oluþumun önderliðini yaptýðýmý söyleyebilirim. Bu sayede sesimizi daha güçlü
bir þekilde duyurabiliriz. Birlik ve
beraberlik sayesinde daha büyük iþler
baþarabiliriz.
Bu birliðin sayesinde önümüzdeki
seçimlerde Genk Belediyesi encümenliðini hedefliyorum. Parti içerisinde bu
konu üzerine anlaþmalar saðlandý.
Halkýmýzýn ve tüm Genk’lilerin desteðiyle ilk göçmen asýllý encümen (editör’ün notu: yazar, Genk belediyesinde
ilk olmaktan söz ediyor; baþka belediyelerde bu göreve atanan yabancý
asýllýlar vardýr) olacaðým inancýndayým.
DÜZELTME
Bir önceki sayýmýzda Siyaset
Arenasý’nda konuðumuz olan
Beringen Belediye Encümeni
Selahattin Koçak’ýn soyadý, ön sayfada yapýlan duyuruda ‘Akkoç’ olarak yanlýþ yazýlmýþtýr. Kendisinden
ve okurlarýmýzdan özür dileriz.
‘Son çare istifaydý’
N.N. : Ne zaman projeler
sunsak kabul olmuyor, uzun
zamandýr hep ayný kafada
gidiliyor. 30 yýldýr orada olan,
ve ýrkçý demeyeyim de…
E.R. : Parti’nin sað kanadý
diyebilir miyiz?
N.N. : Evet! Bunun da
deðiþmeyeceðini görünce çýkýp gittik. Yoksa kiþisel bir
sorunum yoktu, beni takdir
ediyorlardý ama kendimi rahat
hissetmiyordum.
E.R. : kendinizi kullanýlmýþ
hissettiniz mi ?
N.N : denediler ama kullandýrtmadýk.
E.R. : 5 yýllýk Encümensiniz. Siyasi bilançonuz nedir?
Neleri gerçekleþtirdiniz, daha
neler var?
N.N. : En çok temizlik alanýnda memnunum. Hem personel, hem demirbaþ olarak
kapasitemizi arttýrdýk…
E.R. : Emir Kýr’ýn Bölge
Hükümetinde Temizlikten sorumlu
olmasýndan
sonra
destek arttý mý ? Ýlk bütçe daðýtýmý sýrasýnda Sosyalistlerin
iktidar olduðu belediyelere
(St-Josse da bunlardan biri)
daha fazla ödenek ayýrmakla
suçlanmýþtý kendisi…
N.N. : Gosuin zamanýnda
da artmýþtý. Ama doðru,
2006’da bütçemizin yüzde 50
arttýðýný gördüm.
E.R. : Din Ýþlerinden de sorumlusunuz. Müslüman Temsil
Kurulu seçimleriyle ilgili yerel
düzeyde çalýþmalarýnýz neydi?
N.N. : Özel bir çalýþma
olmadý. Seçimler için büro
açacaktýk ama Temsil kurulu,
Camilerde oy verileceðini açýkladý. Biz de o yönde destek
verdik. 2005’te her din için
ödenek verdik, din baþý 4.000
Euro, Müslümanlar da ilk kez
bundan yararlandý. Bir hayal
kýrýklýðým oldu: her dinden her
farklý mektep ve ülkeden insanlar istekte bulundu, ama
bizim belediye üzerindeki
Türk Camileri istekte bulunmadý... Halbuki dolaþtýk, sohbet ettik, görüþ aldýk ama hiç
istek gelmedi onlardan.
E.R. : Genelde bu seçimler
öncesi Türklerin iyi organize
olduklarý gözlendi. Hatta
Temsil kurulunda fazlaca seçildiler…
N.N. : St-Josse’ta durum farklý o zaman…
E.R. : 2006’da yine seçime
girecek misiniz ?
N.N. : Kesinlikle! Ama sýrf
aday olmak için olur olmaz bir
listeden girmem…
E.R. : Þu an baðýmsýzsýnýz.
Baðýmsýz olarak girer misiniz?
N.N. : Zannetmem.
E.R. : MR’den girmeyeceðinizi açýkladýnýz. Ayrýlmadan
önce seçim için konuþma,
anlaþmanýz oldu mu? Partiler
arasý anlaþmalar var mý?
N.N. : Þu an hiçbir þey yok.
2000’de de liste’de yer almak
için zorlandým, encümenlik
sözü de almamýþtým… Bazýlarý
da Encümen olmamý hazmedememiþ, eskilerden.
Ama þimdi partiden istifa
ettikten sonra liste’de ikinci
olmamý vaadediyorlar, ona
raðmen dönmem. Benim için
proje gerçekleþtiremedikten
sonra bu vaatler boþ.
E.R. : Ýstifanýza raðmen
seçildiðiniz liste’ye sadýk kala caðýnýzý açýkladýnýz (not: PS ve
MR ortak Belediye Baþkan
listesinden seçime ortak girmiþlerdi)… PS’e geçme olasýlýðýnýz var anlamýna geliyor mu?
N.N. : Hayýr henüz karar
vermedim, ama bu iktidarý
hâlâ destekliyorum…
E.R. : Ýstifanýzdan dolayý
Encümeliðinizi geri isteyenler
var mý parti içinde ? Sonuçta o
liste ve parti sayesinde seçildiniz…
N.N. : Hayýr, parti henüz
öyle birþey istemedi. Zaten
ortak liste olarak girdiðimiz
için isteyemezler. Partiden istifa ettim ama liste’ye sadýk kaldýðýmý açýkladým.
E.R. : Hmmm, anlaþýldý! Encümenliði kaybetmemek için
bu kararý aldýnýz o zaman!
N.N. : (gülüþ) Ehhh, doðruluk payý var…
Sayfa 20.qxp
04.01.2006
09:49
Seite 1
Ocak 2006
Sivil Toplum
20
Belçika Türk Dernekler Birliði
“Türkiye’de yaðmur yaðdýðýnda burada þemsiye açan insanlar olmayacaðýz”
Serpil Aygün
[email protected]
Hz. Ýsa Þam’a da
cama da inmeyecek
ürkler yaygýn olarak, Hz. Ýsa'nýn doðumunun
Hristiyanlarca yeni yýl olarak kutlandýðýný
sanýyor ama bu, yanlýþ. Yeni yýl Romalýlarda 1
Mart’ta kutlanýyordu. Ancak Milattan 44 yýl önce
Julius Caesar’ýn yürürlüðe koyduðu takvimle birlikte yeni yýl 1 Ocak’ta baþlýyor ve dolayýsýyla Hz.
Ýsa’nýn doðumu ve dinle hiç bir ilgisi yok.
Güya Hz. Ýsa, “ben Þam’a ineceðim” demiþ,
Hristiyanlar da bunu “cama ineceðim” diye anlamýþ
ve “Hz. Ýsa bizim eve insin” diye camlarýný süsleyip bayram yapýyorlarmýþ. Hz. Ýsa’nýn yaþadýðý
dönemlerde Süryani dili konuþuluyordu. Þimdi, bu
dilde acaba Þam, “Þam”mýydý? Cam, “cam” olarak
mý ifade ediliyordu? Yoksa bunlar Türkçe mi?
Hristiyanlarýn söylemediklerine bizim “onlar böyle
anladýlar” dememiz, bunlarý küçümsemek olur ki
bu bir Müslüman Türk’e yakýþmaz
T
Noel ve yýlbaþý hakkýnda Türkler arasýnda yanlýþ ve Hýristiyanlara hakaret niteliði taþýyan bilgiler olduðunu görüyorum.
Hýristiyanlar, Aralýk ayýnýn 24’ünü 25’ine baðlayan geceyi Hz. Ýsa’nýn doðumu olarak kutluyorlar.
Bu gün onlar için kutsal bir gündür. Çam aðacý ve
diðer süsleme geleneðine gelince: yýlýn en uzun
gecesi olan 21 Aralýk’ta Germanlar, çam aðaçlarýný
yakar ve etrafýnda kutlamalar yaparlardý.
Hristiyanlar bunu inançsýzlarýn adeti olduðundan
reddetmiþ ve yasaklamýþlar. 16 yy’da ise Luther,
çam aðacýný kiliseye koymuþ ve bu aðaç cenneti,
Adem ve Havva’nýn yediði meyveleri andýrsýn diye
de yuvarlak süs toplarý koymuþlar. Bu adet yerleþmiþ. Þimdi herkes evinde çam aðacý süslüyor ve
altýna aile bireylerine vereceði hediyeleri koyuyor.
Hediye takasýna gelince, Sint-Niklaas (Santa
Claus)’dan kalma bir gelenek. Bilindiði gibi SintNiklaas Türkiye’de yaþamýþ bir din adamý. Bu adet
Ýspanya’ya, Ýtalya’ya oradan da Avrupa’ya yayýlmýþ.
Amerika da Sint-Niklaas’ý Noel Baba olarak adlandýrmýþ ancak Amerikalýlarýn Noel Babasý’nýn dinsel
bir tarafý yok.
Müslümanlar yýlbaþý olarak Muharrem ayýnýn
1’ini kabul ederler. Yeni yýl bu tarihte kutlanýrsa
daha iyi olur kanaatindeyim. Peki Müslümanlar 1
Ocak’ta yýlbaþý kutlar mý, kutlarsa günah ya da
haram mýdýr? Yukarýda anlattýðým gibi hiçbir dini
anlam taþýmadýðýndan yýlbaþýný alkolsüz kutlamanýn, “yeni yýldýr” diyerek havai fiþek gösterilerine
vs. gitmenin bence bir sakýncasý yoktur.
Bu ayýn 10’unda Kurban Bayramýný kutlayacaðýz.
Kurbanlarýnýzý Pakistan’a veya fakir akrabanýz varsa
Türkiye’ye gönderip orada kestirmenizi tavsiye
ederim. Þayet Belçika’da kesecekseniz, Belçikalý
komþularýnýza da kurban eti götüreceðinizi umuyorum. Kurban bayramýnýzý candan kutlar, tüm insanlýða hayýrlar getirmesini dilerim.
elçika Türk Dernekleri
Birliði
(BTDB)’nin
kurucu baþkanlýðýný
yapmýþ, 12 yýldýr Birlik içinde
çeþitli görevlerde bulunmuþ ve
son olarak BTDB’nin baþkanlýk
görevini yürüten Rýfat Can ile
Birliðin amaçlarý, hedefleri ve
çalýþmalarý hakkýnda sohbet
ettik.
“Bu zamana kadar iki yýlda
bir baþkan deðiþtirdik. Bu güne
kadar 6 baþkan görev yaptý.
Birçok eski baþkan arkadaþýmýz
yeni seçilen baþkanýn yönetiminde baþka görevler aldý. Son
dönemde arkadaþlarýmýn isteði
üzerine yeniden baþkanlýða getirildim” diyen Baþkan Rýfat Can,
BTDB’nin amaçlarýný sýraladý:
“Belçika’daki Türk Toplumu’nun
kurumsallaþmasýný hýzlandýrmak;
Türk toplumunun Belçika toplumuyla bütünleþmesini saðlamak;
hedef olarak da kurumsallaþmayý saðlamak; kuruluþlarýmýz
vatandaþlarýmýzýn imkanlarý ölçüsünde verdiði yardýmlarla
yaþamakta idi. Þimdi ise kabul
edilmiþ bir kuruluþ olarak
devletten almýþ olduðumuz
ödeneklerle hizmet veriyoruz.
Derneklerimizden aidat alma
yerine, üye derneklere maddi
yardýmda bulunuyoruz. Bu denli
kurumsallaþmayý bugüne kadar
herhalde hiç dile getiren olmadý.
Biz dile getiriyor ve hedef ortaya
koyuyoruz. Ýnþallah bunu da
zaman içerisinde baþaracaðýz”.
1993 yýlý sonu itibariyle
Beringen’de aktif faaliyet sürdüren BTDB, 6 Türk Kuruluþu’nun
bir araya gelmesiyle kurulmuþ.
Þu an Brüksel, Vlaams Brabant,
Anvers ve aðýrlýklý olarak da
Limburg Bölgesi’nde sosyal, kültürel, dini, sportif ve eðitim çalýþmalarý yürüten toplam 60 derneðin baðlý olduðu bir federasyon
olarak hizmetlerini sürdürüyor.
“Biz, derneklerimizden hiçbir
maddi karþýlýk beklemeden yardýmcý oluyor ve çalýþmalarýný
destekliyoruz. Üye derneklerin
faaliyetlerini içeren iki dilli broþürler basýp daðýtarak onlarý
tanýtýyoruz. Derneklerimize eðitimci, sosyolog, psikologlar
getirtiyor, seminer ve konferanslar düzenliyoruz. Bunlarýn masraflarýný Birlik karþýlýyor” diyen
Can, siyasi tutumlarýný da þöyle
açýklýyor: “Saðcýsý, solcusu, futbolcusu, öðrencisi, genci, erkeði
ve kadýnýnýn oluþturduðu aktif
teþkilatlarýmýz var. Hepsini ortak
paydada birleþtirip, temsil ediyor
ve onlara hizmet ediyoruz.
Türküz, Müslümanýz ve yaban-
B
cýyýz; bu üç unsur bizim ortak
paydamýzdýr. Bunun için de biz
kendimizi elbette merkezde
görüyoruz. Türkiye’de yaðmur
yaðdýðýnda burada þemsiye açan
insanlar olmayacaðýz, ama Türkiye’de bir yangýn varsa onu
söndürmek için var gücümüzle
gayret edeceðiz. Türkiyenin
günlük siyaseti ile etkimizin ve
yetkimizin olmadýðý boþ hayallerle hop oturup, hop kalkmayý
doðru bulmuyoruz.”
“Toplumsal konularda özellikle sosyal alanda belediye, valilik, bakanlýklar vs. kapsayan bir
çalýþma grubu ile sürekli toplanýyoruz. Bu esnada davetlilerle
sorunlar tartýþýlýyor ve birlikte
çözümler aranýyor. Böylece resmi kurumlara vatandaþlarýn
sorunlarýný iletiyoruz.”
EKÝP adýnda bir dergi yayýnlayan Birlik, yabancýlara yönelik
çalýþmalar yapan pek çok kurumun toplantýlarýný takip ediyor.
“Bu çalýþmalarý, bu kurullarýn
takibini denizaltý’na benzetiyorum. Çünkü halkýmýz görmüyor
ve bilmiyor. Bu kurullarýn aylýk
veya iki aylýk toplantýlarý var,
yabancýlar için çalýþmalar yapýlýp, oralarda kararlar alýnýyor. Bu
kurullar önemli ve takip edilmesi gerekli yerlerdir” diyen Rýfat
Can, Türk oluþumlarýnýn icraatta
zayýf kaldýklarýný belirtiyor: “Bu
ülkedeki insanlarýmýz arasýnda
oturanlar yürüyenlerden daha
fazla gürültü çýkarýyorlar. Biz
kaba gürültünün iþe yaramadýðýný iyi bilenlerdeniz. Onun için
bizim iþimiz, daha fazla çalýþmak, daha fazla üretken olmak,
daha fazla topluma yardýmcý
olmak.”
PROJELER
Ýþ Bulma projesi:
18 - 35 Yaþ arasýndaki gençlerimize iþ bulmak için baþlatýlan
ve 4 yýldýr devam eden proje
çerçevesinde bir çok insanýmýz
iþe yerleþtirildi.
Eðitim projesi:
Belçika’nýn eðitim sistemi
üzerinde velileri bilgilendirmek,
gençleri üniversiteye teþvik
etmek amacýyla çalýþmalar yapýlýyor.
Yaþlanma projesi:
Yaþlýlarýmýzýn hangi sosyal
haklarý var, bunlardan nasýl faydalanabilirler, hangi kurumlardan yardým alabilirler, evde
bakýma ihtiyaç varsa hangi þartlarda gerçekleþir, buradaki
huzur evleri nasýl, bu kurum ve
kuruluþlar gezdirilerek yerinde
görüp, bilgilendirilmektedir.
Gençlik projesi:
Bir çok sahada gençlerimiz
için projeler üretip, onlarla bu
çalýþmalarý gercekleþtiriyoruz.
Bu çerçevede: kültürel geziler,
uyuþturucu ile mücadele, amatör
tiyatro gruplarýmýzý profesyonelleþtirme v.b. çalýþmalar ortaya
koyduk.
Kadýnlar projesi:
Türk bayanlarýnýn sosyal
hayata aktif katkýda bulunmasý,
eþler arasýndaki rol, bayanlarýn
karþýlaþtýklarý problemler, bunlarýn çözüm yollarý üzerinde geliþtirilen bir proje çalýþmasýdýr.
Gelecek sayýmýzda,
Çaðdaþ Dernekler
Federasyonu’nu konuk
edeceðiz.
Sayfa 21.qxp
04.01.2006
09:57
Seite 1
Ocak 2006
SPOR
21
Futbol zamaný
Belçika Türk karmasý eleme karþýlaþmalarý Genk’te baþladý.
Caner Özkara / GENK
urkse Rangers tesislerinde
düzenlenen
futbol karþýlaþmasýnda Belçika Türk karmasý elemelerinde, Belçika’da üst düzey futbol takýmlarýnda top
koþturan gençler biraraya
geldi.
T
Brüksel Büyükelçisi Fuat
Tanlay, Anvers Baþkonsolosu
Gürol Sökmensüer, Türkiye
Futbol Federasyonu Belçika
Temsilcisi Beytullah Yöney ve
diðer dernek temsilcilerinin de
katýldýklarý maçta gençler,
Belçika Türk karmasýna seçilebilmek için olaðanüstü efor
sarfederek, futbolseverlere çok
zevkli bir maç
izlettirdiler. Maçýn baþýndan itibaren üstün oynayan KýrmýzýBeyaz
takým,
Mavi-Beyaz takým karþýsýnda
sahadan
Fatih
(2), Burhan (2),
Serdal ve Adem’in golleriyle 62’lik galibiyetle ayrýldý.
Maçtan sonra Binfikir’e
konuþan Turkse Rangers Onursal Baþkaný Cabbar Alkan,
gelecek için çok umutlu olduðunu söyledi. Alkan, “Belçika’da T.F.F. adý altýnda 20 yýldýr bir federasyon bulunuyor.
Ancak, bugüne kadar bu federasyon yeterli baþarýyý saðlayamadý. Biz bu federasyonu yeniden yapýlandýrarak, Hüseyin
Dönmez baþkanlýðýnda yeni
bir oluþum içerisindeyiz. Tüzük deðiþikliði ile geniþ kap-
Anderlecht’te Serhat Akýn bilmecesi
Ýlk yarýyý ikinci sýrada tamamlayan Anderlecht’te Serhat polemiði bitmiyor.
enerbahçe’den Anderlecht’e transfer olan Serhat Akýn baþarýlý olmasýna raðmen oynamamasý ve
“gidiyor-kalýyor” tartýþmalarýna neden oldu.
F
Teknik direktör Frank Vercauteren ile
arasý gergin olan Serhat, ‘son 8 maçta
oyundan alýnmak veya yedekte kalmaktan
rahatsýzlýk duyduðunu, teknik direktörünün uyguladýðý’ ve ‘sözde rotasyon sistemini' yalnýzca kendine uyguladýðýný ve bunu
dürüst görmediðini’ bu nedenle devre arasýnda Anderlecht’ten ayrýlabileceði ileri
sürüldü.
Anderlecht takým menajeri Herman Van
Holsbeeck, Serhat’a bazý gazetelerde hocasý aleyhine yaptýðý açýklamalar nedeniyle
ceza verileceðini söyledi. Bunun üzerine
basýna yazýlý bir açýklama gönderen Serhat
Akýn, hocasý hakkýnda konuþmadýðýný
belirtti.
Serhat Akýn’ýn ligin ikinci devresinde
Anderlecht’te kalýp kalmayacaðý belirsizliðini hala koruyor.
Yýlýn sporcularý
Tom Boonen ve Kim Clijsters
elçika’da geleneksel olarak
yapýlan yýlýn sporcularý yarýþýný
Tom Boonen ve Kim Clijsters
kazandý. Belçika Spor Muhabirleri
Derneði’nin düzenlediði bu yýlki seçimde
bisikletçi Tom Boonen ilk kez, tenisçi
Kim Clijsters ise beþinci kez yýlýn sporcusu ödülünü aldý.
Erkeklerde motor yarýþçýsý Stefan E-
B
verts ile yarýþçý Sven Nys adaylar arasýndayken, bayanlarda atlet Kim Gevaert ve
basketbol oyuncusu Ann Wauters adaylar
arasýnda yerlerini aldýlar. Toplam 206
spor muhabiri ve ödül almýþ 11 eski sporcunun oylarýyla belirlenen yýlýn sporcularýndan Tom Boonen, ayrýca 2005 yýlýnýn
“spor dünyasýnýn önemli þahsiyeti” ünvanýný da aldý.
samlý, günümüz çaðdaþlýk
anlayýþý içinde, Belçika’daki
Türk spor kulüplerini bir çatý
altýnda toplayýp, çalýþmalarýna
katký saðlamak istiyoruz.
Belçika’daki yetenekli gençlerimizi keþfedip, üst seviyedeki
futbol kulüplerine ve milli takýmýmýza kazandýrmak için çaba
sarf edeceðiz. Turkse Rangers’in ev sahipliði yapacaðý 19
Mayýs Atatürk Kupasý çalýþmalarýna þimdiden baþladýk” dedi.
Atatürk’ün adýna yakýþýr bir turnuva düzenleyeceklerini belirten Alkan, tüm spor kamuo-
yundan destek beklediklerini
ifade etti.
Kýrmýzý-Beyaz takým:
Murat, Ercan, Çetin,
Ferhat, Burhan, Burak,
Adem, Fatih, Serdal,
Zekeriya, Murat K.
Mavi-Beyaz takým:
Hüseyin, Engin, Ümit,
Mert, Ceyhun,
Muhammed, Mikail,
Lokman, Serdar, Gökhan,
Hakan
EUROAslan
Belçika’da kükrüyor
Haber Merkezi
rüksel’de açýlýþýný Galatasaray Spor Kulübü
Baþkaný Özhan Canaydýn ve Ergun Gürsoy’un yaptýðý
Avrupa Galatasaraylýlar Derneði
Baþkaný Taþkýn Kökten “Avrupa
coðrafyasýnda yaþayan GS spor
kulübü taraftarlarý olarak, gönül
verdiðimiz takýmýmýza her þart ve
koþul altýnda destek olmak, birlik
beraberlik ruhunu en üst seviyede tutarak kültürel deðerlerimizin
ýþýðýnda Avrupa’nýn en büyük
sivil taraftar toplum oluþumunu
kurarak Galatasaray’ýmýzýn büyüklüðüne güç katmak istiyoruz”
dedi.
B
Ultraslan Türkiye’de kurulan
bir oluþumdu. Bizler her ne
kadar ortak deðerlere sahip olsak
ta Avrupa’da yaþayan Türkler olarak olaylarý deðerlendirme açýlarýmýz kimi zaman farklý olabiliyor. Bunun neticesinde deðerleri
ve kurallarý bizler tarafýndan
konulan yeni bir hareket baþlatmaya karar verdik. Bunun adýný
da Avrupa’da yaþadýðýmýz için
EUROAslan koyduk” diye konuþtu.
Kuruluþ
aþamasýnda
olan
Belçika Jön Kartallar ile sürekli
irtibat halinde olduklarýný söyleyen EUROAslan Baþkaný Kökten,
Jön Kartallar’la her türlü desteðe
açýk olduklarýný belirtti.
Sayfa 22.qxp
04.01.2006
10:00
Seite 1
Ocak 2006
GÜLEN FÝKÝR GÜLEN ÇOCUK
22
þüpheli ve güvensiz yaklaþýmlardan kaçýnarak
gözlemlemelisiniz. Çocuklarýn yaþadýklarý ortamlar, daha önceki çalýþmalardaki sözcük zenginlikleri size fikir verebilir.
3) Anlatmaya baþladýðýnýzda sözcükleri özenle
söyleyin. Vurgular yapýn.
Filiz
TOSYALI
Çocuklarýmýzý
güldürelim
Sevgili anne babalar, çocuklarýmýzý güldürmek
için fýkra anlatýrken bazý þeylere dikkat etmemiz
gerekiyor.
1) Önce fýkranýn içindeki bütün sözcükleri bilip
bilmediklerini araþtýrýn. Bilmedikleri nesnelerin
ya da duygularýn sözcüklerini onlara anlatýn.
Çok kýsa bir zamanda nesneleri tanýmalarýný saðlayýn. Sevinç, heyecan, baþarý, özlem, telaþ,
acýma, v.s duygularýný tattýrýn. Yani öðretin.
2) Anlatmaya baþlamadan önce fýkranýn içinde
bilmedikleri sözcük olmadýðýndan emin olmalýsýnýz. “Bu sözcüðü bilmiyor olabilirsiniz” gibi
4)Çocuklarýn dikkatlerini daðýtmadan, daha önce
tasarladýðýnýz sözcüklerle anlatýn ya da okuyun.
5)Kahkahalarýný duymanýz yetmemeli.
Anladýklarýndan emin olmak için bir süre yine
gözlemlemelisiniz.
6)Anlattýðýnýz fýkralarý onlarýn arkadaþlarýna ya
da size anlatmasýyla ilgili bir çalýþma yapmak
istiyorsanýz, ayný günde iki fýkradan fazla anlatmayýn. Size anlatmak istediklerinde anlatacaklarý
fýkralarý iki fýkra içinden seçmelerine fýrsat verin.
7) Bu çalýþma içinde kendilerinin daha önceden
bildikleri fýkralarý anlatmak isteyenlere bunun
özel bir çalýþma olduðunu söyleyerek sonra
onlarýn fýkralarýný da dinleyeceðinizi açýklayýn.
Ders arasýnda size anlatmalarýný isteyebilirsiniz.
Fýkralarýný beðendiðinizde onlara baþka bir gün
kendi fýkralarýný anlattýrýn.
8)Fýkra anlatmanýn ve dinlemenin ya da okumanýn; eðlenmek ve neþelenmek için yapýldýðýný
hiç aklýnýzdan çýkarmadan eðitiminize devam
edin.
ÇOCUKLUK
Ýnsan her istediðini
Hiç bir zaman alamaz.
Sevdiðine kavuþsa
Bazen parasý olmaz.
Oyuncak bir bebeði
Özlerken yüreðimde
Bazen bir top bulurum
Ýki küçük elimde.
MEVSÝMLER
Aðaç çiçek açýnca
Çiçek koku saçýnca
Yaprak daldan uçunca
Kuþlar kara konunca
Bahar yazý çaðýrýnca
Yaz sonbahara baðýrýnca
O da kýþý kovunca
Dünya dönüp-durunca
Dört mevsim yaþanýyor.
Not: (hiç durmadan
dönme anlamý çocuklara açýklanýr)
ÇOCUKLUK
Çocukluk güzel bir
þey,
Onunla sevinirim.
Her çocuk gibi ben
de
Hemen büyümek
isterim.
Bilirsek biz gerçeði
Asla mutsuz olunmaz
Yaþam böyle bir
þeydir...
Her istediðine
kavuþulmaz...
TEKERLEME
SARI KADIN
Sekiz sarý
Sakýz kadýn,
Sarmaþýk.
Sekiz sarý
Sakýz kadýn,
Arma þýk.
Sekiz sarý
Sakýz kadýn
Aþýk.
Sekiz sarý
Sakýz kadýn
Þýk.
FÝKÝRCÝKLER
Savaþ/ANVERS (4)
Melisa/ANVERS (10)
Catherine/NAMUR (8)
Sevgili
çocuklar
Bu sayfada
yayýnlanmasýný
istediðiniz
resim, þiir,
öykü ve
yazýlarýnýzý
Rue Max Roos
39, 1030
Schaerbeek/
Bruxelles posta
adresine ya da
[email protected]
e-posta adresine gönderebilirsiniz.
Sayfa 23.qxp
29.11.2005
02:41
Seite 1
Sayfa 24.qxp
03.01.2006
13:34
Seite 1

Benzer belgeler

Mart 2006 - Binfikir

Mart 2006 - Binfikir Belçikalýlarý ikna etmeye yetme- Bölgesindekilerden(%5) daha 2005'i mumla aramayýz. miþ. iyimserler. Binfikir Ýþsizliðin azalacaðýna ise

Detaylı

Şubat 2007

Şubat 2007 - Dünyanýn dört yanýnda binlerce çýplak insaný kamuya açýk alanlarda fotoðraflayan Spencer Tunick Belçika’ya geldi. HAZÝRAN - Belçika Dýþiþleri Bakaný Karel De Gucht’un, Hollanda Baþbakaný Jan Pete...

Detaylı

Temmuz 2006

Temmuz 2006 rkçýlýk, kin, nefret ve þiddet dolu günlere bir nokta koymanýn tam zamaný. Belçika’nýn üzerinde dolaþan kara bulutlar yerini güneþli günlere býrakýyor. Okullar tatile girdi. Belçikalý Türkler her y...

Detaylı