gazeteni okumak için buraya tıklayın

Transkript

gazeteni okumak için buraya tıklayın
8
saray
Sayı:90 - 15 Mart 2013
Işık Koleji bölge birincisi oldu
Erbil Türk Işık Koleji’nden büyük başarı. Okul bölge genelinde düzenlenen Coca Cola futbol turnuvasında
şampiyon oldu. Işık Koleji önümüzdeki temmuz ayında Türkiye’de düzenlenecek bir şampiyonada bölgeyi
temsil edecek.
15 yaş altı Coca Cola futbol turnuvası final maçında Erbil Türk Işık
Koleji Duhok’un Özel Zriland Okulu
ile karşılaştı. Maçı Işık Koleji 10-7’lik
skorla kazandı.
Erbil’in Blo salonunda yapılan karşılaşmayı eğitim bakanı danışmanı
Fahrettin Bahaaddin, Erbil eğitim
dairesi genel müdürü Bekir Kerim,
spor ve sanat genel müdürü Halo
Dizayi ve kalabalık bir seyirci kitlesi
izledi.
Maçı kontrol etmeyi başaran ve iyi
bir performans gösteren Işık futbolcuları rakip takımın kalesini gol
yağmuruna tuttular. Taraftarının
desteğiyle sahaya inen Işık Koleji
takımı, kupayı kasasına götürmeyi
başardı.
Işık Koleji takımının önümüzdeki
temmuz ayında Türkiye’de düzenlenecek bir şampiyonada bölgeyi
temsil edecek.
Söylemeye değer ki, iki yıldır üst
üste düzenlenen turnuvaya bölgeden 530 okul katıldı.
Saray
Özel ihtiyaç sahipleri sporclar
sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar.
Bölgedeki özel ihtiyaç sahipleri
sporcuların hem Irak hem de Asya
düzeyinde iyi sonuçlar elde etmiyorlar. Hükümetten destek isteyen bu
sporcular iyi sonuçlar elde etmeye
çalışıyorlar.
Atlet Kovan Hasan hükümetten gördükleri desteği dile getirdi. Ayrıca
spor makamlarının da kendilerine
gerekli desteği verdiğini dile getiren
Hasan, bölge adına iyi başarılara
imza atmayı umduklarını söyledi.
Görme engelli Erbil golbol takımı
oyuncusu Yasin Yunus, görme
engellileri olarak hükümet ve spor
makamlarından gerekli yardım ve
desteği görmediklerini kaydetti.
Saray’a konuşan Yunus, Irak milli
takımına çağrıldığını, ancak destek
yetersizliği nedeniyle takıma devam
etmediğini söyledi.
Takım olarak sadece iki adet topa
sahip olduklarını belirten Yunus,
ayrıca özel bir sahaya da sahip
olmadıklarını kaydetti.
Birçok şeyden mahrum kaldıklarını
ifade eden görme engellisi Yunus,
kursları açıtıklarını belirtti.
Özel ihtiyaç sahipleri sporcların iyi
bir seviyeye geldiklerini ve birçoğunun Irak milli takımı formasını
giydiklerini ifade eden Kadir, olimpiyat komitesi olarak bu sporcuları
desteklediklerini kaydetti.
Kürdistan para-olimpik komitesi
başkanı Zahir Reşit ise, kendilerine
bütçe sağlayan hükümete teşekkür
etti. 2009’dan beri kendilerine bütçe
sağlandığını ifade eden Reşit, daha
önce aldıkları 37 milyon dinarlık
bütçenin 2013’te 60 milyona arttırıldığını kaydetti.
Bu bütçeyle faaliyetlerine devam
ettiklerini dile getiren Reşit, kendilerine özel spor salonları talep etti.
“2012 yılında Erbil, Duhok, Süleymaniye ve Germiyan bölgelerinde
kendileri için özel spor salonları inşa
edilecekti” diyen yetkili Reşit, ancak
bu projenin hayata geçmediğine
dikkat çekti.
Faaliyetler için bir merkezlerinin de
bulunmadığını ifade eden Kürdistan
para-olimpik komitesi başkanı Zahir
Reşit, karşılaştıkları sorunların giderilmesi durumunda daha iyi sonuçlara imza atacaklarını kaydetti.
Saray- Karzan Kanabi
Özel ihtiyaç sahipleri sporcular destek istiyorlar
kendi dallarında başarılı olabilmek
için desteğe ihtiyaç duyduklarını
söyledi.
Kürdistan olimpiyat komitesi yetkilisi
Dr. Alan Kadir, özel ihtiyaç sahipleri
sporclara gereken desteği sağla-
dıklarını ve bütçelerini arttırdıklarını
söyledi. Saray’a konuşan Kadir,
bunlar için sürekli olarak eğitim
Eski Alman kaleci Oliver Rolf Kahn’ın başarılarla dolu futbol yaşamı
Saray
Eski Alman kaleci Oliver Rolf Kahn 15
Haziran 1969’de doğdu. Kaleci pozisyonunda oynayan oyuncu, kariyerine
Karlsruher SC yıldız futbol takımında
başladı. İlk profesyonel karşılaşmasına 1987 yılında çıktı. 1994 yılında
4.600.000 Alman markı karşılığında
kariyerinin sonuna kadar oynayacağı
Bayern Münih’e transfer oldu. Sekiz
Bundesliga, altı Almanya Kupası, bir
UEFA Kupası (1996), UEFA Şampiyonlar Ligi (2001) ve Kıtalararası
Kupa (2001) şampiyonluğu yaşayan
Kahn, Alman futbolunun yakın tarihte
yetiştirdiği en başarılı oyunculardan
oldu. Bireysel çapta gösterdiği başarılar ona art arda dört UEFA Avrupa’nın
En İyi Kalecisi, üç IFFHS Dünyanın
En İyi Kalecisi ve iki kez de Almanya’da Yılın Futbolcusu ödülü kazandırdı. 2002 FIFA Dünya Kupası’nda
aldığı Altın Ayakkabı Ödülü ile birlikte,
turnuva tarihinde bu ödülü kazanan
ilk ve tek kaleci unvanını elde etti.
1994’ten 2006’ya kadar Almanya
Millî Futbol Takımı’nda oynayan
Kahn, Andreas Köpke’nın millî takımı
bırakmasından sonra sahaya ilk
11’de çıkmaya başladı. 2002 FIFA
Dünya Kupası’nda takımını finallere
taşıyan ve kalesinde yalnızca üç gol
Başyazar Yardımcısı
İsa Abdulkahhar
DİZGİ
ROMAN BEKİR
gören kaleci, buna rağmen finalde
Brezilya’ya 2-0 kaybettikleri karşılaşma yüzünden eleştirilere maruz
kaldı. Ancak sonunda turnuvanın en
iyi oyuncusu olmayı veAltın Ayakkabı
Ödülü’nü almayı başardı.
Kahn Karlsruhe’de dünyaya geldi. Leton asıllı olan futbolcunun, Letonyalı
babaannesi ve babası, kendisinin de
hâlâ çok meşhur olduğu Letonya’nın
Liepāja kentinde doğdu. Kahn’ın Almanya ikinci liginde Karlsruher adına
oynamış Axel adında bir ağabeyi
vardır. 2010 yılında iki çocuğu bulunan karısı Simone’la on yıllık evliliğini
bitirdi. Şubat 2011’de de kız arkadaşı Svenja bir erkek çocuk dünyaya
getirdi.
2009 yılında Schalke 04’ten aldığı
teknik direktörlük teklifini geri çevirdi.
İki yıl sonra, Nisan 2011’de Alman
mahkemesi Kahn’ı Dubai’den gelirken beraberinde getirdiği 6.687 Euro
tutarındaki lüks eşyaların bedelini
gümrüğe bildirmediği için vergi kaçırma suçundan 125.000 € (182.223
$) para cezasıyla cezalandırdı. Yine
2011 yılında efsanevi kaleci, Schalke
04’ün kalecisi Manuel Neuer için 20
milyon Euro ödemeye hazırlanan
eski kulübünü, geleceği görememekle suçladı. Kahn, “Teknik adamın
sürekli görev yapması, başarının
temelidir. Bayern’de şu an bir futbol
felsefesi göremiyorum. Barcelona örneği, uzun vadeli düşünmek
gerektiğini gösteriyor” diye konuştu.
Kahn Almanya ve Avrupa çapında
kültürlerarası uzlaşı, eğitim değerleri
ve korunma konulu bir çağdaş sokak
futbolu projesi olan, Münih sokak
futbolu ligi Bunt kickt gut’u;okullar,
kulüpler ve hapisanelerde futbolu
aşılayan Sepp-Herberger vakfını
ve amacı gençleri şiddet, alkol ve
uyuşturucudan korumak olan Justin
Rockola Derneği’ni desteklemektedir.
Bayern Münih
-Bundesliga (8): 1997, 1999, 2000,
2001, 2003, 2005, 2006, 2008
-Almanya Kupası (6): 1998, 2000,
2003, 2005, 2006, 2008
-Almanya Lig Kupası (6): 1997,
1998, 1999, 2000, 2004, 2007
-UEFA Kupası (1): 1996
-UEFA Şampiyonlar Ligi (1): 2001
-Kıtalararası Kupa (1): 2001
Uluslararası
BAŞYAZAR
07504487791
07704487791
Email: [email protected]
Email: [email protected]
-Avrupa Futbol Şampiyonası: 1996
-FIFA Konfederasyon Kupası Üçüncülük: 2005
-FIFA Dünya Kupası İkincilik: 2002
-FIFA Dünya Kupası Üçüncülük:
2006
Bireysel
-UEFA Şampiyonlar Ligi Maçın Adamı: 2001
-UEFA Fair-Play Ödülü: 2001
-Almanya’da Yılın Futbolcusu: 2000,
2001
-FIFA Dünyada Yılın Futbolcusu
ikinciliği: 2002
-Avrupa’da Yılın Futbolcusu Bronz
Top: 2001, 2002
-IFFHS Dünyanın En İyi Kalecisi:
1999, 2001, 2002
-UEFA Kulüp Futbolu Ödülleri – En
İyi Kaleci: 1999, 2000, 2001, 2002
-Avrupa’nın En İyi Kalecisi: 1999,
2000, 2001, 2002
-En İyi Bundesliga Kalecisi: 1994,
1997, 1998, 1999, 2000, 2001, 2002
-FIFA Dünya Kupası Altın Ayakkabı
Ödülü: 2002
-Yaşin Ödülü: 2002
-FIFA Dünya Kupası En İyiler Takımı:
2002 -FIFA 100
Adres: Erbil,
Minare Mahallesi, Aşgal Caddesi
7
Hazırlayan: Saray
Mao Zedong 1893 yılında Çin’in
Human eyaletinde doğdu. Babası
zengin bir kişiydi. 13 yaşına kadar
sabahları tarlada çalışan öğleden
sonraları da okula giden Mao
Zedong, 1911 yılında Guomindang
ordusuna katıldı. Bu ordu 1912
yılında Mançu Hanedanı’nı devirerek cumhuriyet ilan etti. Mao,
Marksist fikirlerle de öğretmen
okulunda okurken tanıştı; bu fikirler Pekin’e yaptığı bir gezi sırasında pekişti; bu gezi aynı zamanda
ÇKP’yi kuracak olan öncülerle
tanışma fırsatı verdi Mao’ya.
Mao, soydaşı olan Li Dazhao’dan
çok etkilendi ve Li’nin “Çin’deki
devrimin ancak köylü tarafından
başarılabilir” fikrini daha sonraki
mücadelelerinde ana düstur olarak
benimsedi.
Mao, ilk siyasal faaliyetlerini Hunan’da özerklik yanlısı bir hareket
içinde yürütmeye ve bu hareketin
sosyalist gençlik bölümünü örgütlemeye koyuldu. Ardından ÇKP’nin
eylemlerine katılacak ve onun desteklediği işçi sendikalarıyla bağlantılı bir madenciler grevi örgütleyecektir. 1921’de yapılan ÇKP
kongresinde Mao sekreter oldu.
ÇKP’nin ilk taktiği, birleşik milliyetçi taktiği oldu; bu cephede anarşistlerle omuz omuza mücadele
yürütüldü ve hatta Cumhuriyetçi
Sun Yat-Sen’in Guomindang’ı ile
bütünleşildi.
ÇKP, 1925 yılındaki ilk devrimci
ayaklanmasını organize etti ve
bu ayaklanma kanlı bir şekilde
bastırıldı. Bu ayaklanma ÇKP için
sonun başlangıcı gibiydi; 1927’ye
gelindiğinde hemen hemen sıfır
noktasına gelmişti. On yıl sonra
parti Japon işgalcilerine karşı bir
kez daha Guomindang ile işbirliği
yaptı; ancak bu kez, kendi birliklerinin bağımsızlığını korudu; çünkü
rüzgar artık Mao’nun kızıl devrimcilerinden yana esiroydu.
Aslında Mao, 1925 yılından itibaren parti ile ters düşen tezleri
savunuyordu. Büyük ayaklanmalar
geleneğini sürdüren Mao, Hunan
eyaletinde ilk köylü birliklerinin kuruluşunu destekledi. Mao, yabancı
etkisine açık olan şehirlerinden
ziyade bu etkiye kapalı olan köylülerin harekete geçirilmesinin daha
kolay olduğunu düşünüyordu.
Ayrıca ÇKP’nin şehirli yöneticilerinin SSCB’nin sözcülüğünü yapmaktan başka bir iş yapmadığını
düşünüyordu. Bu hareket Mao’nun
liderliğe yükselmesinde önemli bir
dönüm noktası oldu.
1927’deki kırımdan sonra komünistlerin yeniden örgütlenişi
sırasında Çin Köylüler Birliği’nin
yönetimine seçildi Mao. “Güz hasadı ayaklanması”ndan arta kalan
birkaç köylüyü bir araya getiren
Mao, ilk devrimci orduyu kurdu.
Ne var ki Guomindang’ın lideri
General Çan Kay-Şek’e bağlı hükümet birlikleri, Mao’nun devrimci
ordusunu Jinggang Dağlarına
sığınmaya zorladı; Mao, burada
Parti’nin destek vermemesine
rağmen, kasım 1927’den itibaren
toprakları köylüler arasında paşlaştırdı ve köylüleri silahlandırdı.
Kızıl Ordu’nun gelecekte komutanı
olacak olan Zhu De’nin askeri yardımıyla kızıl üsler, özellikle Jiangxi
Eyaletinde çoğaldı. 1931’de devlet
başkanlığını Mao’nun üstlendiği bir
Çin Sovyet Cumhuriyeti ilan edildi;
iki yıl sonra, Parti Merkez Komite-
saray
Sayı:90 - 15 Mart 2013
Mao Zedong (1893 - 1976)
si’nin geri çekilmesi üzerine Mao
bu eyalette komünist devrimin
başına geçti.
UZUN YÜRÜYÜŞ VE İKTİDAR
Komünistler, 1934 sonbaharında
bir yıl sürecek bir Uzun yürüyüş
için Jiangxi’yi boşaltmak zorunda
kaldılar: yola çıkan yaklaşık 100
000 kişiden yürüyüşün sonunda
ancak onda biri hayattta kalabilmiştir. Kızıl Ordu birlikleri, düşman
kuşatmasından kurtulmak için kendinden daha kalabalık ve daha iyi
silahlanmış hükümet kuvvetleriyle
çarpışa çarpışa kuzeybatıya doğru
zorlu bir dağlık arazide 10 000
kilometre yol yürümüşlerdi.. İşte
bu Uzun Yürüyüş’ün mimarları ve
kalan 10 000 kişi, Çin devriminin
de seçkinlerini oluşturdu.
Uzun yürüyüş ve daha sonraki dönemde ÇKP ve Mao, milliyetçi tepkiden de destek alarak kendi yönetimi altındaki topraklarda karşılıklı
yardımlaşma ekipleri oluşturarak
ekonomik örgütlenmeyi sürdürdü.
Bu tarz örgütlenme şu ilkeden
hareket ediyordu: “Parti otoritesi,
ilke olarak tabana ifade özgürlüğü
tanıyan ama yukarıdan alınan kararların tartışılmasını yasaklayan
bir demokratik merkeziyetçilik ve
dünşünceyi baskı altına alan “özeleştiri”. Mao, Makyavel’den itibaren
siyasette geçerli olan bir ilke ile
başlangıçta, Parti’nin genel direktiflerine aykırı olarak (hedef için her
yol meşrudur), zengin köylülerin
desteğini yitirmemek için, aşırı sert
bir tarım reformundan uzak durma
politikasını uyguladı.
Mao, Guonmindang’a karşı üç yıl
süren savaş ve Kuzey Çin köylülerinin yoğun bir biçimde hareket geçirilişi sonucunda, 1 Ekim
1949’da Pekin’de Tian An Men
Meydanı’nda bir bildiri okuyarak
Çin Halk Cumhuriyeti’ni ilan etti.
(Kaynak: Büyük Ansiklapedi) 1954
yılında Devlet başkanı seçilen
Mao, artık rejimin ideolojik güvencesi ve yeniden kavuşulan birliğin
Kültür Devrimi*’nin temelinde de
bu fikirlerin olduğu görülecektir.
K. Mehnert, bu konuda “Mao,
kurduğu bu düzenin felsefi dayanağını “Çin sosyalizminin temeli,
Darwin’e ve Evrim Teorisi’ne
dayanmaktadır” diyerek açıkça
belirtmişti” demektedir.
simgesiydi.
DÜŞÜNCESİ
1956’da Hrusçov’un Stalin’in
kişiliğini tapınmayı eleştiren ve
hatalarını ortaya koyan raporundan sonra, Çinli yöneticiler, ölmüş
totoliter şefi savunmaya kalkıştılar;
böylece Mao’ya yönelebilecek
eleştirilerin önünü kesmek istediler. Nitekim Mao da, 1957’de
verdiği Halkın İçindeki Çelişkilerin
Adil Çözümü konulu söylevinde
Marksist ve Leninis anlayışlarla
arasındaki mesafeyi dile getirdi.
geleneğine yaslanmakta tereddüt
göstermeyerek, çelişkili etkenlerin
ortadan kalkması nedeniyle, ideolojik devrimin ekonomik devrimden
önce geldiği “kitle çizgisi” halinde
kollektif enerjiyi seferber edecek
ard arda devrimlerin zorunlu olduğunu ileri sürdü. Bu bağlamda,
İleriye Doğru Büyük Sıçrama
(1957-1960) gönüllü stratejisini
benimsedi; bu doğrultuda “tarım
cephesi askerleri” haline getirilmiş köylülerden ölçüsüz bir üretim çabası istendi. Büyük Sıçrama’nın sonucu 13 milyon kişinin
açlıktan ölmesine yol açan bir
kıtlık oldu. Bunun üzerine “Büyük Önder(!)” ülkenin doğrudan
yönetiminden çekildi.
Sosyalizme geçiş evresi boyunca, Marksiszm-Leninizm, önceliği
ekonomik etkenlere verir ve partinin ideolojisinin egemen olduğu
Mao’nun önemli fikir kaynaklakültürel alanı her türlü çelişkiden
rından biri de Charles Darwin’di.
uzak tutar. Mao, Taocu yin ve yang Daha sonra anlatılacak olan
II. DÖNEM İKTİDAR
1963’ten itibaren, belli başlı Maocu tezlere dayalı olarak olağanüstü bir propaganda saldırısı,
bir sosyalist eğitim kampanyası
başlatıldı: partinin kitleler tarafından denetlenmesi, hiyerarşiye
son verilmesi, el emeğiyle kafa
emeği, şehirle köy arasındaki faklılığın kaldırılması. Halk
Kurtuluş Ordusu’nun yöneten Lin
Biao, Mao’nun kişiliğinde gerçek
bir tapınmayı örgütledi. Mao, bir
kez daha ekonomi uzmanlarına
karşı çıktı ve iktidarı ele geçirmek üzere parti aygıtına karşı
Kültür Devrimi’ni (1965-1969)
yönetti. Dört Eski’yi (eski düşünceler, eski kültür, eski alışkanlıklar ve eski adetler) yok etmeyi,
Kültür Devrimi, bürokrasiyi
eleştiriyordu.
Liselerde ve üniversitelerde
şiddet hareketleri başladı, öğretmenler dövüldü; 1966’da
çoğunluğu öğrencilerden, fanatik
gençlerden oluşan milyonlarca
Kızıl Muhafız’ın seferber edilmesiyle terör doruk noktasına
ulaştı. Bu döneme hakim olan
Kaostu. Komünizmin Kara Kitabı
adlı eserde bu dönem şöyle
tasvir ediliyordu: “Hepsi ölüme
mahkum edilen devrim karşıtları,
bütün halkın davet edildiği açık
duruşmalarda, Kızıl muhafızlar
tarafından parçalanıyorlardı.
Halk ise bu esnada “öldür
öldür!” diye bağırıyordu. Kızıl
Muhafızlar bazen parçaları
kızartıp yiyor ya da hala canlı
olan mahkumun gözleri önünde ailesine yediriyordu; herkes
“eski mülk sahibi”nin karaciğerinin ve kalbinin yendiği ziyafetlere ve konuşmacının yeni
kesilmiş kafalardan yapılmış
bir kazık dizisi önünde konuştuğu toplantılara davetliydi.”
Çin’de yamyamlığa varacak
kadar şiddetlenen nefret ve
vahşet hakimdi. (Komünizmin
Kara Kitabı, s. 617)” Kızıl Muhafızlar, şehirleri denetim altına aldılar ve geçmişin simgesi
dedikleri her şeyi yakıp yıktılar.
Kendi içlerinde de bölünmüş
haldeki Kızıl Muhafızlar, ordu
tarafından düzene uymaya
çağrıldı. Bu düzenleme bizzat Mao tarafından yönetildi.
Mao’nun en çok eleştirilen
yönü de bu oldu.
Kendisinden sonra gelen
yöneticiler tarafından Mao’nun
uyguladığı Kültür Devrimi, rejimin uğradığı tüm başarısızlıkların nedeni olarak gösterildi.
Aynı şekilde, İleriye Doğru Büyük Sıçrama’dan başlayarak,
Mao’nun tüm hataları, ihtiyarlayan otokrat üzerinde büyük
etkisi olan eşi Jiang Quing**’in
yönettiği Dörtlü Çete’ye mal
edildi. Kültür Devrimi’nin hem
örgütlenmesine hem bastırılmasına katılmış olan bu
önde gelen Maocular, 9 Eylül
1976’da Mao’nun ölmesinden
sonra iktidarlarını sürdüremediler.
6
saray
Sayı:90- 15 Mart 2013
Sibel Can’dan Kaçak Cip Fırçası
Sibel Can, kendisine kaçak cip satan Mehmet
Çelik’e sert çıktı: Sen önce
alnındaki lekeyi temizle
Sibel Can, kendisine kaçak cip satan Mehmet
Çelik’in “Bu işten bizi sorumlu tutup sırtımızdan
vurdu!” sözüne tepki gösterdi: Özür dileyip alnındaki lekeyi temizleyeceğine
saçma sapan konuşuyor!
Mercedes’E EL KONULDU
Kaçak cip davasında söz
düellosu! Sibel Can’ın;Mehmet Çelik’ten aldığı
Mercedes marka cipine
kaçak çıktığı için el konulmuştu. Bu yüzden Can
dava açmış, Çelik ise ona
sitem etmişti: “Sibel Hanım’ın bu olaydan beni
sorumlu tutması, sırtımdan hançerlenmek gibi bir
şey!” Can; arkadaşı Sibel
Turnagöl’le evli olan Çelik’e sert çıktı.
ARKADAŞIM OLMASAYDI...
Can, “Ahlaklı bir işadamının; çıkıp özür dileyeceğine, böyle konuşması
çok ayıp! Alnımın teriyle
aldığım arabam, Çelik’in
dalavereli işleri nedeniyle elimden alındı. Sırttan
bıçaklamak lafı ne Mehmet Bey’e ne de eşine
yakışıyor. Sibel arkadaşım
olmasa çok daha ağır konuşurdum. Sibel de, eşinin
işlerine karışıp bu olaya
alet olmasın!”
2. Kristal Fare Ödülleri
Sahiplerini Buldu
10’uncu yaşını kutlayan medya haber
portalı Medyafaresi.com tarafından bu
yıl ikincisi düzenlenen Kristal Fare ödülleri sahiplerini buldu.
10’uncu yaşını kutlayan medya haber
portalı Medyafaresi.com tarafından bu
yıl ikincisi düzenlenen Kristal Fare ödülleri sahiplerini buldu. Gecede, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ‘Sosyal Medyayı
En İyi Kullanan Siyasetçi’ ödülünü ikinci
kez alırken, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan öncülüğünde ülke genelinde başlatılan Gönül
Elçileri Projesi ‘En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi’ kategorisinde ödüle layık
görüldü.
Point Hotel Barbaros’ta düzenlenen gecenin sunuculuğunu Esra Erol ve İzzet
Çapa üstlendi. Medyafaresi.com’un kurucusu ve sahibi Kubilay Tümen ve eşi
Hande Ertekin Tümen’in ev sahipliğini
üstlendiği geceye, Uğur Dündar, Can
Ataklı, Reha Muhtar, Nazlı Tolga, Fatih
Portakal, Demet Akalın eşiOkan Kurt,
Gupse Okay, Meryem Uzerli, Umur
Birand ve eşi Caterina, Ece Vahapoğlu,
Yüksel Aytuğ eşi Özlem Doğan, Melek
Baykal, Nurseli İdiz, Ali Eyüpoğlu, Yavuz Bingöl, Tolgahan Sayışman, Gani
Müjde eşiBelma Canciğer’in yanı sıra
iş, medya ve sanat dünyasından birçok
isim katıldı.
CUMHURBAŞKANI GÜL İKİNCİ KEZ
ÖDÜL ALDI
Şarkıcı Linet’in konseriyle başlayan
Tatlıses’in Bebeğinin Adı Belli Oldu
gecede 19 kategori ve bazı özel ödüller
verildi. Gecede, Sosyal medyayı en iyi
kullanan siyasetçi ödülü; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e verildi. Geçen yılda
ödül alan Gül adına ödülü Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanlığı’ndan Fatih Özutku aldı.
Gecede, En iyi sosyal sorumluluk projesi ödülünü; Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan öncülüğünde başlatılan Gönül Elçileri Projesi aldı. Geceye katılamayan Emine
Erdoğan bir mesaj gönderdi. Sunucu
Esra Erol tarafından okunan mesajda
özetle, “Çok çeşitli kesimlerin katılım ve
destekleriyle her geçen gün büyüyen,
her geçen gün çocuğumuza daha çok
ihtiyaç sahibine ulaşan gönül elçileri projesi bu tür ödüllerle daha fazla
tanınacak ve farkedilebilir olacaktır. Bu
gönül hareketinin yaygınlaşmasında
katkıda bulunan medyafaresi internet
sitesine, Kristal Fare ödülleri tertip komitesine özelliklede takdirleriyle projemizi onurlandıran oy kullanıcılarına en
kalbi şükranlarımı sunarım. Başta sayın
Cumhurbaşkanımız olmak üzere değerli şahıs ve kurumlarımızı tebrik ediyor
tüm katılımcılara selam ve sevgilerimi
iletiyorum” denildi. Aynı kategoride
yarışan adaylardan bir diğeri de, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün himayesinde gerçekleşen
81 İlden 81 Yıldız Eğitim projesiydi.
Tatlıses çifti kız bebeğinin ismini
belirledi.
2011 yılında İbrahim Tatlıses ile
nikah masasına oturan ve hamile
olan Ayşegül Tatlıses çok kısa bir
süre sonra bebeğini doğuracak.
Ve Tatlıses çifti kız olan bebeğin
ismine karar verdi.
Anne olmak için gün sayan
Ayşegül Tatlıses’i yakın çevresi
şimdiden hediyeye boğmaya
başladı.
Bebek Tatlıses için Ayşegül’e
mama önlüğü hediye eden Burcu
Karabacak, çektiği fotoğrafı Instagram’da paylaştı.
Fotoğrafın altına ‘Babasının
prensesi Elif Naz Tatlıses’ yazan
Karabacak, bebeğin adının ‘Elif
Naz’ olacağının sinyalini verdi.
Tatlıses’in ilk eşi Adalet Durak’tan Gülşen, Gülden ve
Ahmet, Perihan Savaş’la birlikteliğinden kızı Melek Zübeyde,
Derya Tuna’dan ise oğlu İdo var.
‘Eşimin ayaklarını bile...’
Songül Karlı’dan şaşırtan açıklama...
Yaklaşık 2 yıl önce sunuculuğunu yaptığı programda evlendiği iş
adamı Metin Yüncü’yle çok mutlu
olan Karlı, eşinin çok kıskanç olduğunu doğruladı. Tam bir geyşa gibi
davranan ve evin kadını olan Karlı,
eşinin ayaklarını bile yıkadığını dile
getirdi.
NE YAPACAĞINI ŞAŞIRDI
Sebiha Şakir Huzurevi Sakinleri ve
kimsesiz çocuklar için gerçekleşen
söyleşi ve imza gününde sevenleriyle buluşan Karlı ile Arslan’ın
sevenleri, ikiliyi soru yağmuruna
tuttu. Özellikle Songül Karlı, kendisine yöneltilen zor sorular karşısında ne yapacağını şaşırdı.
‘AYAKLARINI YIKADIĞIM DA OLUYOR’
Karlı’ya yöneltilen en ilginç soru
”Eşiniz çok kıskanç size şiddette
bulundu mu?” oldu. Güzel şarkıcı
”Evet eşim kıskanç. Ama hiçbir
zaman şiddete başvurmadı. Kıs-
kanç olduğu kadar bir o kadar da
kibardır. Her evlilikte tartışmalar
olur biz de ona benzer ufak tefek
tartışmalar yaşıyoruz” dedi. Karlı
”Siz eşinizi mutlu etmek için neler
yapıyorsunuz?” şeklindeki bir soru
karşısındaysa, ”Onun sevdiği yemekleri yapıyorum, sözünden hiç
çıkmıyorum. Tabii ki aynı şeyleri
eşimde yapıyor benim için. Bazen
ayaklarını yıkadığım bile oluyor”
dedi.
KOCASI DA İZLEYENLER ARASINDAYDI
İmza ve söyleşiyi izleyenler arasında Songül Karlı’nın eşi Metin Yüncü’de vardı. Karlı eşini konuklar
arasında görünce ”kocam bu kadar
da sürpriz yapmayı sever” diyerek
onu zorla sahneye çıkarttı.
İmza sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan güzel şarkıcı, son
zamanlarda Seda Sayan ile karşılaştırılmasıyla ilgili olarak ”Bu konu
hakkında konuşmak istemiyorum”
ded
5
saray
Sayı:90 - 15 Mart 2013
Türkmen Yazarlar ve Edebiyatçılar Birliği 3 şairi ödüllendirdi
Saray- Erbil
Türkmen Yazarlar ve Edebiyatçılar Birliği 3 şairi ödüllendirdi. Edebiyat ve şiir hayatına girişlerinin 50. yıldönümü
nedeniyle şair ve hoyrat
yazarları Burhan Yaralı,
Muhiddin Kahveci ve Kemal
Latif Erbilli ödüllendirildi.
Erbil Royal Van otelinde
düzenlenen törende Burhan
Yaralı, Muhiddin Kahveci ve
Kemal Latif Erbilli 50. yıl hizmet plakatı takdim edildi.
Türkmen Yazarlar ve Edebiyatçılar Birliği Başkanı Esat
Erbil, “Birlik olarak şair ve
edebiyatçılarımızı hayattayken ödüllendirmek istiyoruz.
Ancak bazıları bunları öldükleri zaman ödüllendiriyorlar”
dedi.
Konuşmasında Türkmen
Törende ödüllendirilen şair
Burhan Yaralı, hayata devam
ettiği sürece Türkmen edebiyatına hizmet etmeye devam
edeceğini söyledi. Yaralı
Türkmen edebiyat ve kültürünün korunmasını talep etti.
Türkmen hoyrat yazarı Kemal Latif Erbilli ise Türkmen
Yazarlar ve Edebiyatçılar
Birliği’nin bu jestine teşekkür
ederek, milli kültür ve edebiyatına hizmet etmeye gayret
edeceğini söyledi.
Törende şairler Yaralı, Erbilli
ve Kahveci’ye plakatları takdim edildi.
Törende şiir ve hoyrat okundu, konuşmalar yapıldı.
çevrelerinin birlik olmasını
talep eden Erbil, “Bölge yönetimi bize bir görev verdiği
göreve getireceğini şaşırıyor
zaman Türkmen çevreleri
ve görev boş kalıyor” diye
onlarca aday gösteriyorlar.
Böyle olunca yönetim kimi bu konuştu.
Garibi kız lisesi öğrencileri Tükmen kıyafeti giydi
öğrencilerinin Türkmen kıyafeti giydiklerini kaydetti.
Okul öğretmenlerinden
Azat Küreci ise yaptığı açıklamada bugünün
önemine dikkat çekti. Erbil
halkından kendi kültürlerine bağlı kalmasını talep
eden Küreci, Türkmen
kıyafeti giymenin güzel ve
anlamlı olduğunu savundu.
Yetkilileri bu meseleye
önem vermeye çağıran
öğretmen Küreci, “Yeter
artık, yetkililer kendi menfaatlerini düşünmekten
vazgeçsinler” diye konuştu.
Saray- Erbil
Her yıl kutlanan 10 Mart
Milli Kıyafet Günü törenlerle kutlandı. Türkmen
Garibi Kız Lisesinde düzenlenen törene eğitim
bakanı, eğitim bakanlığı
danışmanı ve Türkmen
yetkililer katıldı.
Lise öğrencilerinin Türkmen kıyafeti giydiği törende Doğramacı Vakfı Milli
Sanat Takımı bir halay
gösterisi yaptı.
Lise müdürü bayan Jiyan Reşit Ahmet, 10 Mart
Milli Kıyafet Gününü her
yıl kutladıklarını söyledi.
Saray’a konuşan Ahmet,
Riyaz Demirci’nin şiir
albümü çıktı
Saray- Erbil
Türkmen şair ve yazar Riyaz
Demirci “Kalbime gömdüm” adlı
şiir albümünü yorumladı. Demirci aşk, vatan sevgisi, dostluk ve
birlik ve beraberlik temalarının
işlendiği şiir CD’sinin çıkmasında
kendisine Türkmen Kültür ve Sanat Müdürlüğünün destek oldu-
ğunu söyledi. Çıkardığı CD’den
150 nüsha bastığını ifade eden
genç şair Demirci ileriye yönelik
çalışmasını Saray’la paylaştı.
Demirci, “Olaylara değinen hoyratlar” adlı çalışmasını basma
niyetinde olduğunu kaydetti.
Demirci’nin yorumladığı şiirler,
genç şair Murat Yaşar’a ait.
Muhammet Neccar’dan yeni albüm
Saray-Erbil
Türkmen ses sanatçısı Muhammet Neccar, 12 şarkıdan oluşan
yeni bir albüm hazırlıyor. “İki
bacı” adındaki albümde yer alan
şarkıların sözleri Hüsam Hasret,
Murat Yaşar, Yaşar Altıparmak,
Esat Erbil ve Şemsettin Veli Erbilli’ye ait.
Şarkı bestelerini kendisinin hazırladığı Neccar, albüm hazırlığında
kendisine hiçbir tarafın yardım
Heriş Erbilli’den 9 şarkılı bir albüm
Saray-Erbil
Türkmen ses sanatçısı
Heriş Erbilli 9 şarkılı yeni
bir albüme imza atacak.
“Aman baba” adlı albümde yer alan şarkıları sözleri, Hüsam Hasret, İmat
Neccar ve Yunus Tütüncü’ye ait. Bestelerin dördü
Erbilli’ye kalan 5 şarkının
bestesi ise Yunus Tütüncü’ye ait.
Albümün Türkmen Kültür ve Sanat Müdürlüğü
tarafından çıkarılacağını
ifade eden ses sanatçı,
kendisine maaş bağlayan
Türkmen Kardeşlik Ocağı
ve bizzat Vedat Arslan ve
Aydın Arslan’a teşekkür
etti. Bazı tarafları törenler
etmediğini söyledi. Saray’a konuşan Neccar, geçenlerde çıkarmış
olduğu bir albümde kendisine
Türkmen Kardeşlik Ocağı’nın
yardım ettiğini kaydetti.
Haba ve Mışko kasetçiliği tarafından çıkarılan albümün yakın gelecekte piyasaya çıkacağını ifade
eden ses sanatçı Muhammet
Neccar, Güzel Sanatlar Enstitüsü
müzik bölümünde son sunufta
tahsilini sürdürüyor.
düzenlenirken Erbil
dışından şarkıcı getirdikleri için eleştiren
Erbilli, şarkıcılar olarak farklı bir şekilde
muamele görmelerine
sitem etti.
4
* Ahenk Nakşibendi
Sara, Mısırlı ünlü yazar Abbas Mahmut Akad’ın kaleme
almış olduğu bir eserinin
adıdır. Akad eserinde sıradan bir kadının hayatını
gündeme alıyor.
24 Haziran 1889’da Mısır’ın
Aswan kentinde dünyaya
gelen Akad 12 Mart 1964’te
Kahire’de vefat etti.
Babası Mısırlı olan yazar
Akad’ın annesi Diyarbakırlı
bir Kürt’tür.
Sadece ilkokul okuyabilse
de Akad 100 esere imza
atmış bir şair, filozof ve aydındır.
İngilizce ve Fransızca’yı
çok iyi bilirdi, okumayı çok
severdi. Ancak kamuda
çalışmaktan nefret ederdi.
Kendisi memurları yirminci
yüzyılın mahpusları olarak
nitelerdi. Kimi dönemlerde
memur olarak farklı görev-
saray
Sayı:90 - 15 Mart 2013
Sara
lerde bulunsa da, ancak
hemen istifa edip “Aman
kurtuldum” derdi.
Din, siyaset, edebiyat konularında eserler ortaya atam
Akad arkadaşları İbrahim
El-Mazini ve Abdurrahman
Şükri ile bir şiir okulu kurdu.
Akad’ın hayatında iki kadın
vardı. Birincisi Sara adında
Lübnanlı bir Hıristiyan diğeri ise Mısır’ın ünlü kadın
oyuncusu Mediha Yusri. Bu
iki kadının Akak üzerinde
büyük etkileri vardı. Ancak
hiçbirisiyle evlenemiyordu.
Çünkü Sara bir İngilizle
evlilik dışı bir ilişki yaşıyordu. Bir çocuğa sahip olan
Sara’nın hedefi İngiliz arkadaşının geçimini sağlamaktı. Akad Sara adlı bir eseri
kaleme aldı. Aslında Akad
bu eserde kendi hayatından
söz ediyordu.
Akad Mediha Yusri ile tanıştığında çok yaşlanmıştı.
Yusri ise daha çok gençti ve
sinemayı bırakmak istemiyordu. Dolayısıyla evlenemiyorlardı. Edebiyatçı ve yazar
Akad’ın Yusri hakkında çok
meşhur bir şiir yazdı. Şiirin
adı “Güneşin battığı anda
tufan”.
Mısır’ın büyük yazarı Enis
Mansur Akad hakkında şunları yazıyor: “Akad’ın yatma
odasında bir tablo asılıydı.
Tabloda bir pasta ve pastayı
çevrileyen böcekler çizilmiş-
ti. Akda sabah akşam tabloyu seyrederken pastanın
Mediha Yusri’yi böceklerin
ise sinema ışığı ve çevresindekileri temsil ettiğini diyordu”.
Mısır’da Akad’ın hayatını
konu alan bir dizi yayınlandı.
Türkçesi “dev” anlamında
olan “El-İmlak” adındaki dizide Akad’ı ünlü oyuncu Mamhut Mursi canlandırıyordu.
Din, siyaset ve diğer konularda 100’den fazla eser
veren Akad, “İblis” adında
meşhur bir esere de sahiptir.
Sara nedir?
Akad eserinde aslında kendi ruh halini anlatıyor. Sara
ile nerede görüştüğünü ve
onu nasıl sevdiğini anlatıyor.
Ayrıca nasıl ondan vazgeçemediğini ve bu kadının yaşadığı anormal hayatı nasıl
düşündüğünü de yazıyor.
Akad arkadaşlarından kendisini sevdiğini anlamak için
nasıl Sara’yı takip etmelerini
istediğini de anlatıyor.
Akad eserin bir bölümünde
Sara’yı neden terk ettiğini
şöyle anlatıyor: “Sara birgün bir parkta çocuğuna
karşı çok çirkin bir harekette
bulundu. Kendisine neden
böyle bir harekette bulunduğunu sorduğumda bana
“hayatın ne kadar kötü olduğunu anlaması için” diye
cevap verdi”.
Saray’ın bundan sonra
gözünden düştüğünü ifade
eden Akad, “pislik ve kötülüğün Sara’nın ta kendi içindedir kanaatine vardım” diyor.
Akad Kahire Üniversitesi’nin
kendisine verdiği fahri doktorayı kabul etmedi. Ayrıca
dönemin devlet başkanı Cemal Abdülnasır’ın ödülünü
de almayı reddettti.
Ben Sara adlı eseri hem 25
Ghandi ve tuz yürüyüşü
Necat Yasin Neccar
1928’de Hindistan’a bir yıl
içinde dominyon statüsü
verilmesi teklifine İngilizlerin olumlu cevap vermemesi üzerine önce INC,
26 Ocak 1930’da bağımsızlık ilan etti ve 12 Mart
1930’da Gandhi ve 78
yoldaşı (satyagrahis) ünlü
Tuz Yürüyüşü’ne başladı.
Yürüyüşün amacı, 1762
yılında Doğu Hindistan
Kumpanyası’nın mirası
olan ve yılda 25 milyon
pound’luk vergiye kaynaklık eden Tuz Yasası’nı
(Britanya’nın tuz tekelini)
ihlal etmek için denizden
tuz çıkarmaktı.
Gandhi, yürüyüşe başlamadan önce Britanya
Genel Valisi Lord Irwin’e
bir mektup yazmış ve yasanın kaldırılmasını, aksi
takdirde şiddet içermeyen
bir direniş yapacağını
bildirmişti. Ardından da
halka “kendinizi yeterince
güçlü hissediyorsanız hükümetin işlerini terk edip,
bu yürüyüşe katılın” çağrısını yapmıştı.
Gujarat Eyaleti’nin başkenti Ahmedabad yakınlarındaki Sabarmati
Aşram’dan başlayan yürüyüşe yolda binlerce kişi
katıldı. Hint Okyanusu
kıyısındaki Dandi köyüne
kadarki 388 kilometrelik
mesafeyi çıplak ayakla 24
günde kat eden 61 yaşındaki Gandhi, 6 Nisan
sabahı İngiliz polislerinin
şaşkın bakışları arasında
denize yürüdü ve çamura
karışmış bir topak tuzu
avuçlarına alarak tatlı
suda yıkayarak ufaladı.
Böylece bir Hindu’nun
tuz çıkaramayacağına
dair Tuz Yasası’nı ihlal
etti. Ardından Gandhi’nin
çağrısına uyan binlerce
köylü deniz kıyılarına akın
ederek tuz çıkarmaya
başladılar. Gandhi ve 60
bin eylemci hapse atıldı
ancak yasa da işlemez
hale getirild.
Ancak yandaşları tuz
çıkarmaya devam ettiler.
Yandaşları Hindistan’ın
dört bir yanında sattıkları
tuzdan elde ettikleri geliri Kongre partisi lehinde
kullanmak üzere bir fonda
toplamaya başladılar.
Ghandi’nin tutuklanması
yaşındayken hem 50 yaşındayken okudum ve şunu
anladım ki kişilik, düşünce
ve kanaatimde değişiklikler
olmuş.
Akad gibi birisini delice sevebilirsin, ama ne zaman o
insana küs olup nefret edersen onu kolay gözden çıkarabilirsin,... siyaset bile...
Milletvekili
lan kampanya sırasında
Ghandi günde 4 saatini
ilkel bir dokuma makinesiyle kumaş dokumak için
tahsis etti.
Ghandi’nin kampanyası
tüm ülkede kabul görerek
her yere yayıldı. Böylece
halk Britanya ürünlerini
boykot etti. Kampanya
sonuç vererek İngiliz fabrikaları çalışamaz duruma
geldi. Bu ülkenin Hindistan’a kumaş ihracatında
büyük bir düşüş yaşandı.
Hintli tüccar ve zenginleri
ellerindeki yabancı kumaşları ateşe vermeye
başladılar. Örneğin Bombai’de 150 bin ithal parça
kumaş yakıldı.
Bu hareket Hintliler içindeki zafer duygusunu
ve milli haysiyeti ilk kez
kamçıladı. Bunun üzerine
İngilizler geri adım atarak
Ghandi ile müzakere maülkede büyük bir infiale
sasına oturdular. Ardından
yol açarak, ülke güvenlida bu ülkeye bağımsızlık
ği ciddi tehlikelerle karşı
hakkı tanıdılar.
karşıya kaldı. Bunun üze- Keşke Kürdistan bölge
rine işgalci ülke İngiltere
hükümeti toplumsal özgürGhandi’nin taleplerine
lükler yaymak suretiyle el
boyun eğmek zorunda
işleri ve yerel işçilere deskalarak iki taraf arasında
tek verseydi. Hükümetin
1931’de “Delhi anlaşması” yerli sanayiye destek veimzalandı.
rerek iskan, petrol ve gaz
Ondan da birkaç yıl önce
üretiminde görülen gelişGhandi, yerli kumaş ve
melere paralel diğer yerel
dokuma kampanyası
mal üretimine de destek
başlattı. 1920’de başlatıvereceğini umarım.
3
saray
Sayı:90 - 15 Mart 2013
Bölgedeki siyasi partilerin bütçesi denetim altına alınmıyor
Saray-Erbil
Bölge mali denetim
kurumunun aktif olmaması
nedeniyle siyasi partilerin
harcamaları denetlenmiyor.
Ki bu da kendiliğinde
Kürdistan parlamentosunun
partiler yasasının 7.
maddesinin ihlali anlamına
geliyor. Söz konusu
maddeye göre bölgedeki tüm
partiler yıllık harcamalarını
bölge mali denetim
kurumuna göndermeleri
gerekiyor.
Söz konusu madde ayrıca
partilerin yurtdışındaki
paraları veya kendilerine
gönderilen para
havalelerinden yetkili
makamların bilgilendirilmesi
gerekiyor.
Ancak uzmanlara göre böyle
bir şey söz konusu değil.
Çünkü bölge hükümeti,
partilerin gelir ve giderlerine
kayıtsız kalıyor.
Kürdistan Komünist Partisi
Erbil Şube sorumlusu
Ahmet Şervani, parti olarak
harcamalarını maliye
denetiçilerine göstermeye
hazır olduklarını söyledi.
Saray’a konuşan Şervani,
harcamaları ve gelirlerinin
şeffaf olduğunu ve bu
konuda etik davrandıklarını
kaydetti. Partilerin gelir ve
giderlerinin denetim altına
alınması gereğini savunan
Kürt yetkili, ancak bölgede iki
yönetimin söz konusu olduğu
için böyle bir denetimin
yapılmadığını belirtti.
Bölge mali denetim
kurumunun yaşı 20 yıl
olsa da, icraatları belli
değil. Kuruma, bölgede iki
yönetimin birleşmesinin
ardından bir sorumlu
atanması gerekiyordu.
Ancak böyle bir şey henüz
gerçekleşmiş değil.
İslami Hareketi’nin siyasi
büro üyesi ve parlamenter
Dr. Ahmet Verte, bütçenin
kabulü sırasında maliyeden
partilere sağladığı bütçeyi
açıklanması isteniyor. Ancak
maliye bakanlığı bunu
kabul etmiyor. Çünkü siyasi
partilerin harcamaları ve
gelirleri mali denetimden
geçmiyor.
Kurumun faal olmadığını
savunan yetkili, kurumun
aktif olmasının hem
hükümete hem de
vatandaşlara faydalı
olabileceğini kaydetti.
Türkmen Kardeşlik Ocağı
yetkilisi Abdülkerim
Mollaoğlu, grup olarak
kurumun kayıtsız
davranmasının bazı partileri
gayri meşru gelirler elde
etmeye sevk edebileceği
uyarısında bulundu.
Kurumun bugüne kadar
başsız olduğunu ve raporlar
hazırlamadığını ifade eden
maliye uzmanı Fırsat Sofi,
kurumun yapılanmasının
gözden geçirilmesinin
öncelik taşıdığını söyledi.
Mali kurumunun aktif
olmamasının sorunlara yol
açacağını dile getiren Sofi,
kurumun görevinin sadece
siyasi partileri değil cemiyet
ve derneklerin de gelir ve
giderlerini denetlemesi
gerektiğini savundu.
Partiler arasındaki rekabet,
parlamentonun aktif
olmaması ve bölgedeki
harcama ve gelirlerini
partisel çalışma şeklinin
gösteren faturaları mali
böyle bir denetimi
denetim kurumuna
engellediğini dile getiren
göndermeye hazır olduklarını Sofi, bu konuda acilen tedbir
söyledi. Saray’a konuşan
alınmasını istedi.
Mollaoğlu, bütçelerini halkın Saray konuyla ilgili mali
hizmeti için harcadıklarına
denetim kurumu yetkilileri ve
dikkat çekti.
bölge yolsuzlukla mücadele
Bugüne kadar hiçbir
kurum sorumluları ile temas
denetiçinin kendilerini
kurmaya çalıştı. Ancak
ziyaret etmediğini ifade
bu yetkililer konuşmak
eden Türkmen yetkili, bunun istemediler. Saray ayrıca
yönetimin sorunu olduğunu
bölge genel iddia yardımcısı
kaydetti.
Sazgar Ali ile de temas
Bölge denetim kurumunun
kurmaya çalıştı. Ancak Ali
aktif olmamasını Saray’a
telefona cevap vermedi.
değerlendiren bir uzman,
Türkmen Demokratik Hareketi’nin üst düzey
bazı yöneticileri istifa etti
Saray- Özel
Türkmen Demokratik
Hareketi’nde istifa
depremi. Partide bütçe
paylaşımındaki adaletsizlik
ve ayrımcılık istifaların
sebebi olarak gösterildi.
Türkmen Demokratik
Hareketi Başkan Yardımcısı
ve Maliyeden sorumlu üye
Nureddin Hasan Saray’a
yaptığı açıklamada partiden
çekilme nedenlerini dile
getirdi. Parti bütçesinin
miktarı konusundaki
belirsizlik istifaya yol açan
en önemli nedendir.
Bu konuda Hasan şöyle
konuştu: “Partide altı yıl
boyunca hem başkan
yardımcısı hem de
maliyeden sorumlu üye
olarak görev yaptım. Parti
başkanı üyelere dağıtmak
üzere ayda bana 17 milyon
dinar teslim ediyordu. Tabi
ki kendi ve kardeşlerinin
maaşı ve bina kirası
hariç. Bunların toplamı
22 milyon dinar ediyordu.
Ancak parti olarak 10
Şubatta medyaya kapalı
gerçekleştirmiş olduğumuz
üçüncü kongremizde parti
başkanı Karhi Altıparmak
aylık bütçemizin 50 milyon
dinar olduğunu açıklaması
beni şaşırttı. Çünkü hem
başkan yardımcısı hem
de maliyeden sorumlu
üye olarak benim bundan
haberim yoktu ve hiç de
olmadı”.
Ayda toplam 33 milyon
dinarın kaybolduğunu
savunan Hasan, bu
miktarın altı yıldaki
toplamının 1 milyar 967
milyon 760 bin dinar
olduğunu söyledi.
İlgili makamları bu konuda
partiye karşı soruşturma
başlatmaya çağıran üst
düzey yetkili Hasan, parti
içindeki büyük yolsuzluğa
dikkat çekti. Yetkili şöyle
devam etti: “Kongrede
yapılan seçimde parti
başkanı oyların %100’ünü
aldı ve kendisinin
hazırladığı listedeki
adayları işbaşına getirdi.
Üç gün sonra toplanan
karar merkez kurulunda
başkan yardımcısı ve
siyasi büro üyeleri seçildi.
Toplantıda Altıparmak
Şirzat Abdülkadir ve
kardeşi Nihat Altıparmak’ı
kendisine yardımcı olarak
seçti. Ben ise toplam 7
oydan 3’ünü kazandım.
Burada bir oyunun
oynandığını sezdim ve beni
uzaklaştırmaya çalıştıklarını
anladım. Bunun nedenlerini
öğrenmedim. Ancak partiye
karşı hiçbir kusurum olmadı
ki bana böyle yaptılar.
Bunun üzerime imajımı
korumak için partiden
çekilmeye karar verdim.
Parti üyelerine teşekkür
ediyorum”.
Saray’ın elde ettiği bilgilere
göre; partinin siyasi
sekreteri Müeyyet İlhanlı
da istifa etti. Ancak bazı
sebeplerden dolayı kararını
kamuoyla yaplaşmak
istemiyor.
Saray’a konuşan İlhanlı,
siyasi hayattan uzaklaşmak
istediğini söyledi.
Partinin son kongresine
katılmadığını ifade eden
İlhanlı, partiden çekildiğini
kaydetti. Partiden
çekilen bir isim de Azat
Küreci’dir. “Partide bütçe
paylaşımında adaletsizlik
ve ayrımcılık var” diyen
Kahveci, partiyi “aile partisi”
olarak niteledi. Kahveci:
“Partide kararları parti
başkanı ve kardeşleri
alıyor. Bütçeyi bunlar
aralarında paylaşıyor” diye
konuştu.
Partiden neden 7 yıl
dayanabildiği ve istifa
etmediği yönündeki
sorumuzu yanıtlayan
Küreci, “Parti bütçesinin
50 milyon dinar olduğunu
bilmiyorduk. Bunu sonradan
öğrendik. Bu süre zarfında
partide büyük miktar bir
para kayıptır” dedi.
Saray konuyla ilgili söz
konusu parti başkanı ve
siyasi büro üyeleri ile temas
kurmaya çalışarak soruları
kendilerine gönderdi.
Ancak soruları aldıktan
iki gün sonra cevap
vermeyeceklerini bize
bildirdiler.
Türkmen Demokratik Hareketi’nin yeni kadrosu şunlardır:
Başkan
Karhi Altıparmak
Başkan yardımcıları
Şirzat Kadir ve Nihat
Altıparmak
Siyasi Büro Üyeleri
Yaşar Altıparmak, Geylan
Altıparmak, Hüseyin Talat,
Rizgar Abdok, Nakip Necip
Muhsin, Şamil Abdülkadir,
Necdet Enver İlhanlı
2
Sayı:90 - 15 Mart 2013
4 Türkmen grup TKO toplantısına katılmadı
Türkmenler yine anlaşamadı
Saray- Erbil
Türkmen grupları mevcut
kabinede kendilerine
verilecek muhtemel görevler
için adayları seçmek
amacıyla bir araya geldi.
Türkmen Kardeşlik Ocağı
(TKO)’da gerçekleşen
toplantıdan sonuç
çıkmadı. Mart ayı başında
gerçekleşen toplantıya
Türkmen Demokratik
Hareketi, Türkmen Liberaller
Cemiyeti, Türkmen
Bağımsızlar Hareketi ve
Türkmen Reform Hareketi
katılmadı.
Konuyla ilgili olarak konuşan
Türkmen Kardeşlik Ocağı
yöneticisi Abdülkerim
Mollaoğlu ise, TKO’nun
Erbil’de mücadele eden tek
kuruluş olduğunu söyledi.
Saray’a konuşan Mollaoğlu,
partilerinin eskilerde de tek
başına mücadele ettiğini
kaydetti. Gerek Türkmen
Cephesi zamanında gerekse
öncesi hiçbir tarafı göz ardı
etmediklerini ifade eden
Mollaoğlu, tek hedeflerinin
Türkmen tarafları bir arada
toplamak olduğunu belirtti.
Hükümetten kendilerine
önerilen görevleri
kaçırmamak için bir
mekanizma aradıklarını
ifade eden Mollaoğlu:
“Üçüncü kezdir Türkmen
grupları yakınlaştırmaya
çalışıyoruz. TKO’da
yaptığımız toplantıdan
hedef bir meclis kurmak ve
tek ses olmaktı. Ancak tek
ses olmamız belli ki kısmet
değilmiş. Dolayısıyla TKO
olarak sahada tek başımıza
kalsak bile mücadeleden
vazgeçmeyiz. Bize destek
olanlara destek olacağız.
Diğerleri ise kendilerine bir
yol bulsunlar”.
Türkmen Liberaller Cemiyeti
Başkanı Sami Şebek,
meclisin partilerin rolünü
etkileyeceğini söyledi.
Meclis kurulmasına karşı
çıkan Şebek, böyle bir
meclisle partilerin safdışı
bırakılacağını kaydetti.
Şebek’e destek veren
diğer bir parti başkanı
ülkede siyaseti partilerin
yönettiğini söyledi. Türkmen
Demokratik Partisi Başkanı
Dilşat Çavuşlu, tarafsızlar
ve örgütlerin ülkeyi
yönetmediklerini belirtti.
Türkmenlere önerilen
görev ve imtiyazların
kaçırılmasının kime fayda
sağlayacağı yönündeki
soruyo yanıtlayan Çavuşlu,
“Kimse fayda görmez. İktidar
meşruiyet kazandırdığı
Türkmen partilerden birlik
olmalarını istiyor” dedi.
TKO toplantısına katılmayan
Türkmen Demokratik
Hareketi Başkanı Kahri
Altıparmak, bu türden birçok
toplantıya katıldıklarını,
ancak hiçbir sonuç elde
etmediklerini söyledi.
Dolayısıyla bu tür
toplantılara katılmamaya
karar verdiklerini ifade eden
Altıparmak, Türkmen birliğini
sağlayacak toplantılara
katılacaklarını söyledi.
Altıparmak yaptıkları son
kongrelerinin parolasının
Türkmen birliği olduğunu
hatırlattı.
Irak siyasi sahasında
belirgin bir etkinliğe sahip
olan Irak Türkmen Cephesi
(ITC) üst düzey yetkilisi
Aydın Maruf, Türkmen
birliğini sağlamaya
yönelik toplantılara
olumlu yaklaştıklarını ve
desteklediklerini söyledi.
Saray’a konuşan Maruf,
ITC’nin TKO toplantısına
çağrılmamasını
değerlendirdi. Bazı
Türkmen tarafların
ITC’nin siyasi denklemde
varlık göstermediğini
iddia ettiklerini ifade
eden Maruf: “Aksine
ITC siyasi denklemde
varlık gösteriyor. Hem
KDP hem KYB hem de
muhalefet ITC’yi muhatap
olarak görüyor ve kabul
ediyor.
Türkmen taraflarının
yakınlaştırılması için
önümüzdeki günlerde
bir planı ortaya
atacaklarını dile getiren
ITC yetkilisi, Kürdistan
parlamentosuna önerilen
bir yasada Türkmence’nin
resmi dil olmasını ve
Türkmenlerin ana grup
olarak kabul edilmesini
talep ettiklerini kaydetti.
Maruf: “Bu hakları
sağlamadığımız takdirde
diğer hakları da almamız
çok zorlaşır” diye konuştu.
Bölge İstatistik Kurumu Başkanı Sirvan Muhiddin: Bölge
nüfusu 5 milyon civarında, Erbil’inki ise 1 milyon 600 bindir
Röp Saray
Kürdistan Bölgesi İstatistik
Kurumu Başkanı Sirvan
Muhiddin bölge nüfusunun
5 milyon civarında
olduğunu söyledi. Saray’a
röportaj veren Muhiddin,
Erbil nüfusunun ise 1
milyon 600 bin olduğunu
belirtti. Yetkili bölgede yıllık
nüfus büyüme oranının %4
olduğunu kaydetti.
Saray: Faaliyetlerinizden
söz eder misiniz?
S.Muhiddin: 20122013yılları arasında bir takım
çalışmalar gerçekleştirdik.
Nüfusun sosyal ve
ekonomik yapısını
araştırmak için çalışmalar
gerçekleştirdik. Buna göre
nüfusun gelir ve gider oranı
sınırını da öğrenmektir. Biz
şunu biliyoruz ki yoksulluk
oranı bölgeye nazaran
Irak’ın diğer bölgelerinde
çok yüksektir. Geçen sene
yaptığımız bir çalışmaya ek
olarak fakirlik sınırı ve anne
vefatlarını araştıracağız.
Ilerideki yakın zamanda
yayınlayacağımız 2012
yılı istatistik çalışmasında
bölgedeki ekonomik
ve sosyal durum
hakkında detaylı bilgiler
edinebilirsiniz.
Saray: Bölgede neden bugüne kadar bir nüfus sayımı
ve sağlık ve eğitim durumu yapılmadı?
konularında veriler topladık. S.Muhiddin: Aslında sayım
Ayrıca diğer bir amaç da,
2004’de yapılmalıydı.
hem Irak hem de Kürdistan Bunun için hazırlıklar
bölgesinde yoksulluk
yapıldı. Ancak yapamadık.
Çünkü Irak’ta bazı
gruplar siyasi nedenlerle
sayımı erteletmeye
çalıştılar. Egemenlikle
alakalı olan sayımı
bölgede tek taraflı olarak
gerçekleştiremeyeceğiz.
Çünkü bu yetki bizde
değil merkez hükümette.
Parlamentodan ne zaman
sayım kararı çıkarsa bizde
bölge istatistik kurumu
olarak üzerimize düşeni
yaparız.
Saray: Acaba Erbil ve çevresinin nüfusu kaçtır?
S.Muhiddin: 2009’de Erbil
için gerçekleştirdiğimiz
tahmini rakama göre
Mahmur ilçesi hariç kent
ve çevresinin toplam
nüfusu 1 milyon 600 bindir.
Eğer buna Mahmur’u da
katarsak nüfus 1 milyon
750 bini aşar.
Saray: Peki bölge nüfusu
kaçtır?
S.Muhiddin: 2012 yılına
kadarki rakama göre
bölge nüfusu 5 milyon
200 bindir. Bölgede yıllık
nüfus büyüme oranının
ise %4’tür. Bu arada
Süleymaniye nüfusun en az
büyüdüğü kenttir.
Saray: Siz aynı zamanda
Erbil ili tayin komisyonu
üyesisiniz?
S.Muhiddin: Tayin işi
20112012- yılları arasında
kurumumuza devredildi.
Ancak kurum olarak bu
işi başka bir kuruma
devretmeye çalışacağız.
Partilerin gelir ve giderleri
denetlenmiyor...3
Sayı:90 - 15 Mart 2013
2
Çavuşlu: Ülkeyi
partiler yönetir
Saray TDH›li 3 yöneticinin istifa
nedenlerini ortaya çıkardı
3
5
3 Türkmen şair
ödüllendirildi
5
Kızlarımız Türkmen
kıyafeti giydiler
Genel bütçeden Türkmen bölgelerine 285 milyar dinar tahsis edildi
Saray paranın nasıl harcanacağını yayınlıyor
Saray-Erbil
Irak parlamentosu Türkmen
bölgeleri için 2013 genel
bütçesinden 285 milyar dinar
ayırdı. Tahsisat okul, hastane ve
konut yapımı için kullandırılacak.
Bu para illerden sorumlu devlet
bakanı Dr. Turhan Müfti’nin
başkanlığında kurulacak özel
komisyon tarafından harcanacak.
Irak parlamentosu Türkmen
bölgeleri için 2013 genel
bütçesinden 285 milyar dinar
ayırdı. Tahsisatın illerden
sorumlu devlet bakanı Dr. Turhan
Müfti’nin başkanlığında kurulacak
özel komisyon tarafından
harcanması bekleniyor.
Irak parlamentosunun Türkmen
milletvekillerinden bayan
Müdrike Ahmet, kurulacak özel
komisyonda paranın harcanacağı
bölgelerin milletvekilleri ve
bazı kişilikler üye olacağını
söyledi. Komisyonun illerden
sorumlu devlet bakanı Dr.
Kale’nin etrafı yeşil bölge olacak
Saray Özel
Kale’nin etrafındaki işyerleri
yıkılarak yeşil bölgeye
dönüştürülecek. İşyeri sahiplerine
ise tazminat ödenecek.
Erbil ili enformasyon şube
müdürü Hamza Hamit, Kale’nin
etrafındaki 90 bin metrekarelik
alan yıkılarak yeşil bölgeye
dönüşeceğini söyledi. Saray’a
konuşan Hamit yıkılacak bölgede
park, fıskiye ve kültür merkezleri
inşa edileceğini kaydetti.
Kale’nin etrafındaki bazı kamu
binaları da yıkılacak. Yıkılacak
binalar arasında Erbil valiliği
binası, adliye binası, tapu binası,
santral binası, sağlık dairesi
binası ve Erbil eğitim dairesi
binası da bulunuyor.
Yeni inşa edilen Erbil valilik
binasının büyük ölçüde
tamamlandığına dikkat çeken
yetkili, adliye binasının ise
inşasının tamamen bittiğini
söyledi. Adliye binasının
Turhan Müfti’nin başkanlığında
olacağını ifade eden Ahmet,
böyle bir kararın hayata geçirilip
geçirilmeyeceği yönündeki
sorumuzu yanıtladı.
Kararın hayata geçirileceğini
vurgulayan Türkmen vekil,
kararın yasalaştığına dikkat çekti.
Türkmenler olarak bütçeden pay
aldıklarını dile getiren Ahmet,
kararın parlamenterlerin oyuyla
alındığının altını çizdi.
Paranın ne zaman harcanacağı
konusundaki diğer bir sorumuzu
yanıtlayan bayan milletvekili,
kararın 10 içerisinde bakanlar
kurulunda kabul edildikten
sonra kullandırılmak üzere
tahsisatın Türkmen bölgelerine
gönderileceğini söyledi.
Bu konuda hiçbir bölgeye öncelik
tanınmayacağına dikkat çeken
Ahmet, tahsisatın eşit zamanda
kullandırılacağını kaydetti.
Paranın okul, hastane ve konut
yapımında harcanacağını
ifade eden Ahmet, kurulacak
komisyonun önüne gelecek
projeleri onaylayacağını söyledi.
Musul yolu üzerindeki Sami
Abdurrahman parkı karşısında
bulunduğunu ifade eden Hamit,
eğitim dairesi inşaatına yakında
başlayacaklarını kaydetti.
Kale’nin etrafında yıkılacak olan
bölgede 4 bin kapasiteli bir araba
parkının da inşa edileceğini
belirten Erbil valiliği yetkilisi,
bu çalışmayla Kale’ye güzel
bir manzara kazandırılacağını
sözlerine ekledi.
Erbil valilik binasının inşasına 6
ay kaldığını dile getiren Hamit,
yeni çalışmalarının 2014 yılı sonu
başlayacağını tahmin ettiklerini
bildirdi. Kale’nin etrafında
gerçekleştirecekleri çalışmaları
yabancı şirketlerin üstlendiğini ve
bu konuda çağa uygun tasarımlar
hazırladıklarını kaydetti.
İhsan Doğramacı Erbil Bilkent Kolejin’de kayıtlar başlamıştır
İhsan Doğramacı Bilkent Erbil Koleji Kayıt Başvuruları
İhsan Doğramacı Bilkent Erbil Koleji 2013- 2014 akademik yılı için öğrenci başvurularını kabul edecektir. Kontenjanlar 2008 ve 2009 yıllarında doğmuş olan öğrenciler için ayrılmıştır. 1.,2.,3.,4., sınıf öğrencileri için kontenjanlar sınırlı olup öğrencinin İngilizce dil becerilerine
bağlıdır. Hafta içi hergün (pazar-Perşembe) saat 8:00 – 16:00 arasında kayıt başvurusu yapabilirsiniz.
Admissions for ihsan Dogramaci Bilkent Erbil College
IDBEC will accept applications for the 2013 – 2014 school years.
Places will be offered to students born in 2008 and 2009 .Limited places are available for students in G1-G4 and will depend on the
students command of english . School hours are Sunday to Thursday from 8:00AM to 4:00 PM.
Adreess; ıhsan dogramaci bikent erbil college /toreq village mosul road, erbil,ıraq Tel: 0750 383 8101 -0750 383 8102- 06626449180662644917- Web: www.bilkenterbil.org

Benzer belgeler

Demet Şarkılarını Gençler İçin Söyledi

Demet Şarkılarını Gençler İçin Söyledi düzeyinde iyi sonuçlar elde etmiyorlar. Hükümetten destek isteyen bu sporcular iyi sonuçlar elde etmeye çalışıyorlar. Atlet Kovan Hasan hükümetten gördükleri desteği dile getirdi. Ayrıca spor makam...

Detaylı

Adnan Şenses`e veda! Emrah`a Twitter şoku

Adnan Şenses`e veda! Emrah`a Twitter şoku gören kaleci, buna rağmen finalde Brezilya’ya 2-0 kaybettikleri karşılaşma yüzünden eleştirilere maruz kaldı. Ancak sonunda turnuvanın en iyi oyuncusu olmayı veAltın Ayakkabı Ödülü’nü almayı başard...

Detaylı

SARAI LATINInew.indd

SARAI LATINInew.indd eyaletinde ilk köylü birliklerinin kuruluşunu destekledi. Mao, yabancı etkisine açık olan şehirlerinden ziyade bu etkiye kapalı olan köylülerin harekete geçirilmesinin daha

Detaylı

SARAI LATINInew.indd

SARAI LATINInew.indd Kahn, Andreas Köpke’nın millî takımı bırakmasından sonra sahaya ilk

Detaylı

Fazla Kiloların Suçlusu Tayt Mı?

Fazla Kiloların Suçlusu Tayt Mı? gazete, TV ve dergilerde çıkan haberler, sosyal iletişim siteleri Facebook veTwitter’da kendilerini izleyen hayranlarının sayısının ve kamuoyu oluşturma konusunda etkilerinin de değerlendirilmeye k...

Detaylı

HAMİLELİKTE SİGARANIN ZARARLARI Serbest

HAMİLELİKTE SİGARANIN ZARARLARI Serbest Dünya kupalarında atılan en erken gol sahibi Hakan Şükür’ün futbol ve siyasi kariyeri Saray Hakan Şükür, Kosova göçmeni bir ailenin 2. çocuğu olarak 1 Eylül 1971′de Sakarya’da doğdu. İsmi Galatasar...

Detaylı

SARAI LATINInew.indd

SARAI LATINInew.indd Haziran 1969’de doğdu. Kaleci pozisyonunda oynayan oyuncu, kariyerine Karlsruher SC yıldız futbol takımında başladı. İlk profesyonel karşılaşmasına 1987 yılında çıktı. 1994 yılında

Detaylı

Baba oğul ilk defa aynı filmde Tayvan 50`nci

Baba oğul ilk defa aynı filmde Tayvan 50`nci Haziran 1969’de doğdu. Kaleci pozisyonunda oynayan oyuncu, kariyerine Karlsruher SC yıldız futbol takımında başladı. İlk profesyonel karşılaşmasına 1987 yılında çıktı. 1994 yılında 4.600.000 Alman ...

Detaylı

Burak Avrupa`nın en iyilerinden

Burak Avrupa`nın en iyilerinden düzeyinde iyi sonuçlar elde etmiyorlar. Hükümetten destek isteyen bu sporcular iyi sonuçlar elde etmeye çalışıyorlar. Atlet Kovan Hasan hükümetten gördükleri desteği dile getirdi. Ayrıca spor makam...

Detaylı

SARAI LATINInew.indd

SARAI LATINInew.indd düzeyinde iyi sonuçlar elde etmiyorlar. Hükümetten destek isteyen bu sporcular iyi sonuçlar elde etmeye çalışıyorlar. Atlet Kovan Hasan hükümetten gördükleri desteği dile getirdi. Ayrıca spor makam...

Detaylı