Kapsamlı, bütüncül ve işbirliğine dayalı bir strateji gerekli

Transkript

Kapsamlı, bütüncül ve işbirliğine dayalı bir strateji gerekli
KAPAK
“Kapsamlı,
bütüncül
ve
işbirliğine
dayalı bir
strateji
gerekli”
Megakentlerin iklim değişikliğine adaptasyonları konusunda çalışan Dr. Kerstin
Krellenberg’le İstanbul’da verimli ve etkili bir iklim değişikliğiyle mücadele
planının nasıl oluşturulabileceğini konuştuk.
- AYŞE BİLGE DİCLELİ
N
isan 2013’te karbon ayak izini ilk kez uluslararası standartlar temelinde açıklayan İstanbul şimdi bir iklim eylem planı oluşturmak göreviyle karşı karşıya. Verimli ve etkili
bir iklim değişikliğiyle mücadele planı nasıl
oluşturulabilir? Bu süreçte yerel yönetimlerle resmi kurumların yanı sıra kimler, nasıl yer almalı? Bu konuyu, 2007’den
bu yana Helmholtz Çevre Araştırmaları Merkezi’nde
megakentlerin iklim değişikliğine karşılık verme kapasiteleri alanında araştırmalar yapan Dr. Kerstin Krellenberg’le
konuştuk. Krellenberg, Mercator Vakfı ile Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Araştırma Bursu kapsamında “Megakentlerin iklim değişikliğine adaptasyonlarını
incelemek için genel çerçeve” başlıklı bir araştırma projesi
üzerinde çalışıyor.
ARALIK 2013
İstanbul’la ilgili çalışmalarınız konusunda bilgi
verebilir misiniz?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) benim projemde kent
düzeyinde iklim değişikliğine koordineli bir karşılık oluşturulmamış olması nedeniyle yer alıyor. İBB’de iklim değişikliğine karşılık vermek üzere bir planın olup olmadığını,
yoksa bunun nedenlerini veya nasıl olması gerektiğini ortaya çıkarmak için 32 görüşme yaptım. 1 Temmuz 2013’te
farklı düzeydeki karar vericiler, akademisyenler ve sivil
toplum temsilcilerini İstanbul Politikalar Merkezi’nde, Bölgesel Çevre Merkezi Türkiye (REC) ve Birleşmiş Milletler
Kalkınma Programı (UNDP) ortaklığıyla gerçekleştirilen
bir çalıştayda bir araya getirdim. Amaç, iklim değişikliğine
karşılık verme kapasitelerini güçlendirmek, bilgi eksikliklerini tespit etmek, program ihtiyaçlarını belirlemek ve ilgili
48
OPTİMİST
Enerji sektörü ve hızlı kentleşme konusunda
neler söylemek istersiniz?
Şili, Santiago projesi örneğini vereyim.
Nüfus artışıyla GSYH artış oranları Santiago’da
enerji ihtiyacını artırmıştı. Sıcaklıkların artmış olması
nedeniyle elektrik ihtiyacı da klima ve soğutucuların
yoğun çalıştırılması yüzünden daha da artmıştı. Ne
var ki, ısınma için gaz ve petrol ürünlerine talep
azalmıştı. Bu nedenle iki noktaya ağırlık verildi.
Birincisi; elektrik üretimindeki enerji kaynakları
çeşitlendirildi; hidrolik ve termik santraller gündeme
geldi. İkinci olarak da, enerji tüketimi oranlarına
sınırlama (ve azaltma) gündeme getirildi; böylelikle
ilerideki enerji arzına yönelik etkilerin azaltılması
düşünüldü. Bu temel enerji politikalarının
uygulanması için uygun politik ve kurumsal çerçeve
koşulları gerekir; tabii ki kamuoyu ile şirketlerin
farkındalığı ve desteği de.
aktörlerle kurumların ilerideki işbirliği için bir başlangıç
noktası oluşturmaktı.
Çalıştaya kimler katıldı?
Çalıştaya 20 kurumdan 28 temsilci katıldı. İBB’den katılım
olmadı ama TBMM Çevre Komisyonu üyesi Mehmet Hilal
Kaplan, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma
ve Kontrol Dairesi Başkanı Şafak Hengirmen Tercan ve
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’ndan Hülya Silkin’in katkılarıyla uzmanlar, akademisyenler ve sivil toplum aktivistleri
arasında yararlı bir görüş alışverişi gerçekleşebildi. Çalıştay bana şunları gösterdi: İklim değişikliği konuları henüz
Türkiye’de siyasetin, akademisyenlerin ve sivil toplumun
gündeminin ön sıralarında değil. Türkiye’de iklim değişikliği konusunda yapılan bilimsel çalışmalar politikalara
yansıyamıyor. İklim değişikliğiyle ilgili teknik olanak, eğitim ve kapasite mevcut, ancak güçlendirilmek durumunda. Değişik aktörler arasında daha fazla işbirliği yapılması gerekiyor. Şu ana kadar yerel düzeyde, özellikle de İBB
düzeyinde, meydana gelmekte olan iklim değişikliğiyle
ilgili istikrarlı ve kapsamlı çok az veri ve çalışma olduğu
görülüyor.
tör ve sivil toplum mensuplarının katıldığı bir süreç yaşandı. Santiago projesinde üç yıl içinde 10 yuvarlak masa
toplantısı yapıldı. Geliştirilen bilimsel politikaya diğer paydaşlar önemli katkılarda bulundu. Önlemler bütün paydaşlar tarafından birlikte geliştirildi. Bu arada, yaşamsal önem
taşıyan bir şey varsa, o da verilerin doğruluğuna, enformasyonun saydamlığına gösterilen özen ile bilim insanlarıyla
politikacılar arasındaki güvendi.
Peki, sizce bu çalışmalar nasıl yapılırsa daha
etkin ve verimli sonuçlar alınabilir?
İklim değişikliği karmaşık bir olgu; bu nedenle işbirliğine,
bilimsel çalışmalara dayalı bir politika oluşturmak için disiplinler arası çalışma yürütülmeli. Bundan önce Şili Santiago Büyükşehir Belediyesi’nin İklim Değişikliğine Uyarlanma Planı projesini oluşturmak üzere bir proje yürüttüm.
Projede gelecekteki iklim değişikliklerinin öngörülmesi
için Şilili doğa bilimciler yer aldı. Bunların sağladığı veriler ışığında enerji ve su sektörü, arazi kullanımı, sel ve
aşırı sıcaklar gibi farklı hassas durumlar incelendi. Projeyi
siyasetçiler, akademisyenler ve sivil toplum temsilcileri de
destekledi. Sonuçta bir Bölgesel İklim Değişikliğine Uyarlanma Planı ile Uygulama El Kitabı, ayrıca üç belediye için
Uygulamacının El Kitabı hazırlandı. Bunlar kolay anlaşılır
bir dille kaleme alınmıştı; basılarak kentte dağıtıldılar. Ayrıca herkesin serbestçe indirebilmesi için de internet sitesine kondular.
İstanbul’la ilgili neler düşünüyorsunuz?
Araştırmam bana şunu gösterdi: İBB için iklim değişikliğiyle mücadelede bütüncül ve işbirliğine dayalı bir tarzda
uzun erimli bir kurumsal ve örgütsel yaklaşım oluşturabilmenin yolu kısa ve orta vadeli çözümler üretmekten geçiyor. Bütün aktörlerin, bilim insanlarının ve sivil toplumun
ortak çabaları İstanbul gibi bir megakenti bir fırsatlar ve
umut şehri yapabilir. Başka megakentlerde geliştirilmiş ve
uygun düşen önlemler dikkate alınabilir. İstanbul eğer kapsamlı ve bütüncül bir iklim değişikliğini önleme ve buna
uyarlanma stratejisi geliştirirse, dünyanın öteki megakentleriyle yarışacak duruma gelir ve aynı zamanda Türkiye’nin
diğer kentlerine de örnek oluşturabilir. C40, Global Network of United Cities and Local Governments üyesi olarak
İstanbul öteki kentlerin deneyimlerinden öğrenme, onlarla
görüş alışverişinde bulunma olanağına sahip; dahası, iklim
değişikliğiyle mücadelede aktif bir rol oynayabilir.
Bu sürecin başarılı olmasında en önemli etken
sizce neydi?
Bilim insanları, ulusal-bölgesel-yerel yöneticiler, özel sek-
“Bütün aktörlerin, bilim insanlarının ve sivil
toplumun ortak çabaları İstanbul gibi bir megakenti bir fırsatlar
ve umut şehri yapabilir”
ARALIK 2013
49
OPTİMİST