transatlantik eğilimler - The German Marshall Fund of the United

Transkript

transatlantik eğilimler - The German Marshall Fund of the United
TRANSATLANTİK EĞİLİMLER
Temel Bulgular 2014
Transatlantik Eğilimler 2014 Ortakları
TRANSATLANTİK EĞİLİMLER 2014
Önsöz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1
Özet . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3
Araştırma Yöntemi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 11
1. Transatlantik İlişkiler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 13
2. Ekonomi, AB ve Göç . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 25
Krizin Ekonomik Etkisi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 25
Avrupa Projesi’nin Geleceği . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 26
Hareketlilik, Göç ve Entegrasyon . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 32
3. Güvenlik Alanında Transatlantik İşbirliği . . . . . . . . . . . . . . . . . . 42
Bölgesel İşbirliği . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 42
NATO . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 44
İran . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 48
Avrupa’nın Doğu Komşuları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 49
4. Rusya . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 53
Rusya’nın Ekonomi ve Göçe Dair Görüşleri . . . . . . . . . . . . . . . . . 53
Rusya’nın Uluslararası İşbirliğine Dair Görüşleri . . . . . . . . . . . . . . 53
Rusya ve Avrupa’nın Doğu Komşuları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 55
Önsöz
B
u araştırma, 2002’de Dünya Görüşleri adıyla başlayan “Transatlantik Eğilimler” araştırmasının onüçüncüsüdür. On yıldan fazla bir süredir “Transatlantik Eğilimler”, dış
politika güçlükleri, NATO’ya destek, ekonomi ve diğer dünya güçlerinin yükselişi
dahil bir dizi Atlantik aşırı konuda Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa kamuoyunun önde
gelen kaynaklarından biri olmuştur. Araştırmanın sunduğu veriler politika yapıcılar, medya,
düşünce kuruluşları ve akademisyenler için değerli bir araç haline gelmiştir. Özgün bir araştırma yaratmanın yanında Transatlantik Eğilimler’in amacı transatlantik topluluğun üyeleri
olarak ABD ve Avrupa’nın stratejik politika hedefleri, amaçları ve değerleri üzerinde yapılan
tartışmaları zenginleştirmektir.
Araştırmalarımızda yansıtılan bu on üç yıl, ABD’nin Irak müdahalelerine, ittifakın Afganistan’daki rolüne ve küresel ekonomik krize dair Atlantik’in iki yakasında uzun zamandır
yaşanan ciddi görüş ayrılığıyla şekillenen çalkantılı bir dönem olmuştur. Araştırma, Atlantik’in
iki yakasındaki kamuoyunun tekrar yakınlaşmaya başladığı bu günlerde Avrupa’da giderek
derinleşen Kuzey–Güney ayrımına da dikkat çekmektedir. Araştırma, önceki yıllarda gerçekleştirilen “Transatlantik Eğilimler: Göç” araştırmasını esas alarak bu sene de hareketlilik, göç
ve entegrasyona dair verilere yer vermiştir.
Bu senenin Transatlantik Eğilimler araştırmasına Yunanistan ve Rusya eklenmiştir. Bu nedenle
verilerde fark edeceğiniz gibi dış politika, güvenlik ve ekonomi politikası konularında zorunlu
eklemeler yapılması gerekmiştir. Rusya ve Yunanistan’ın eklenmesi, küreselleşmiş bir dünyada
transatlantik ilişkilere yönelik artan ilginin görüldüğü bu dönemde araştırmaya derinlik ve
çeşitlilik katmıştır.
Karen Donfried
Başkan, Marshall Fonu
Transatlantik Eğilimler 2014
1
2
The German Marshall Fund of the United States
Özet
O
Geçen sene boyunca Atlantik’in her iki yakasında politika yapıcılar, ekonomik kriz bir
adım gerilemiş olsa da, giderek daha da ağırlaşan dış politika güçlükleri ile karşılaşmışlardır: Orta Doğu’da kanlı savaşlar ve iç kargaşalar ve Ukrayna’da gün geçtikçe kötüleşen bir çatışma. Bu duruma partizan siyasi bölünmeler ve vatandaşların uluslararası olaylara
katılım iştahını sınırlayan ülke içi endişeler de eklenmiştir. Bu koşullar altında siyasetçiler ve
halk, transatlantik işbirliği, NATO’nun geleceği ve Avrupa Projesi, İran’ın nükleer programına
dair müzakereler, göç ve hareketliliğin dış politika ve güvenlik politikası üzerinde etkileri ve
Batı’nın Rusya ile olan ilişkilerine yönelik yük paylaşımı konusunda zorlu sorunlarla karşı
karşıya gelmektedir.
Transatlantik Eğilimler 2014, ABD ve Avrupa arasındaki karmaşık ilişkiyi ve iki tarafın da bu
güçlüklere verdiği tepkiyi ortaya koymaktadır.
Bu senenin araştırması bazı önemli bulguları açığa çıkarmıştır. Bunlardan yedisi özellikle
dikkat çekmektedir:
• Amerikalılar ve Avrupalılar transatlantik ilişkilerin geleceği hakkında aynı görüşe sahip
değildir. Avrupalılar’ın çoğunluğu (özellikle Almanlar) daha bağımsız bir yaklaşımı tercih
etmektedir.
• İlk defa Amerikalılar’ın çoğunluğu, Başkan Barack Obama’nın uluslararası politikalarını
onaylamamıştır.
• Kuzey-Güney bölünmesi Avrupa için sorun olmaya devam etmektedir ve dört Avrupalı’nın
üçü AB’nin ekonomik krizle mücadele için yeterince uğraşmadığını söylemektedir.
• Avrupa’da (Fransa hariç) çoğunluk, AB’den ayrılmasındansa Birleşik Krallık’ın endişelerine
müsamaha gösterilmesini istemektedir.
• Transatlantik çoğunluk, Rusya ile çatışmanın devam etmesi riskine rağmen Ukrayna’ya
ekonomik ve siyasi desteğin sürdürülmesini istemektedir. Araştırmaya katılan
Amerikalılar’ın çoğunluğu Ukrayna’ya NATO üyeliği verilmesini isterken, Avrupalılar’ın
çoğunluğu AB üyeliği tanınmasını talep etmektedir. Yanıt verenlerin üçte ikisi Rusya’ya
karşı daha güçlü yaptırımlar uygulanmasını desteklemektedir.
• Araştırmaya katılan Ruslar’ın çoğunluğu AB ile çatışma riski bile olsa Rusya’nın Ukrayna
üzerindeki etkisini sürdürmesi gerektiğini söylemektedir.
• Amerikalılar’ın çoğu yasadışı göçmenlere statülerini yasal hale getirme fırsatı tanınmasını
isterken, bu grubun etkileyici bir çoğunluğu bunun vatandaşlığa giden yolu da içermesi
gerektiğini belirtmiştir.
Transatlantik İlişkiler: Önceki yıllarda olduğu gibi Atlantik’in her iki yakasındaki çoğunluk
birbiri hakkında olumlu görüşlere sahiptir ve küresel ilişkilerde ABD ve Avrupa’nın güçlü
liderliği olumlu karşılanmaktadır. Rusya veya Çin’in liderlik rolü oynamasını her iki taraf da
istememektedir; ancak Amerikalılar’ın önemli bir azınlığı Rusya’nın daha güçlü rolü olmasına
sıcak yaklaşmaktadır. Avrupalılar’ın çoğunluğu hala ülkelerinin ilişkilerde daha bağımsız bir
yaklaşım benimsemesini istemektedir.
Transatlantik Eğilimler 2014
3
Amerika Birleşik Devletleri: Her dört Amerikalı’dan üçü halen ekonomik krizden etkilenmeye devam ettiğini söylemektedir. ABD’de yanıt verenler transatlantik ilişkiler konusunda
farklı görüştedir. Siyasi parti tercihlere göre bakıldığında Demokratlar daha yakın bir ilişki
isterken, Cumhuriyetçiler daha bağımsız bir yaklaşımı desteklemektedir. Amerikalılar AB’nin
daha güçlü bir küresel rolü olmasını da olumlu karşılamaktadır.
Avrupa Birliği: Atlantik’in her iki yakasında giderek büyüyen çoğunluklar AB’nin daha güçlü
bir küresel rolü olmasını istemektedir. AB içerisindeki çoğunluk, AB üyeliğinin, özellikle de
AB’nin bir arada hareket eden demokrasiler topluluğu olması nedeniyle, ülkeleri için iyi olduğunu söylemektedir. Avro’nun üye devletlerin ekonomileri için kötü olduğu inancı ve AB’nin
giderek artan bütçe yetkisine yönelik eleştiriler giderek azalmaktadır.
Güney Avrupa: Başarılı ekonomiler ile sorunlu ekonomiler arasındaki Kuzey-Güney
ayrımı Avrupa’da göze çarpmaya devam etmektedir. Kuzeyde ekonomik koşullar iyileşirken,
ekonomik krizden kişisel olarak etkilendiklerini söyleyenlerin oranı Almanya’da 14 puan,
Hollanda’da 7 puan, İsveç’te 7 puan ve Birleşik Krallık’ta 7 puan gerilemiştir. Güneydeki
ülkelerin ise daha çok yol kat etmesi gerekmektedir: Yunanistan’da %95, Portekiz’de %91,
İspanya’da %81 ve İtalya’da %72 halen ekonomik krizden etkilendiklerini belirtmektedir. Aynı
zamanda bu ülkeler, Birleşik Krallık ile beraber, AB üyeliğinin ülkeleri için kötü olduğunu en
çok dile getiren ülkeler olmuştur.
Liderlere Destek: ABD’de yanıt verenlerin çoğunluğu Başkan Barack Obama’nın dış politikalarını ilk defa onaylamamaktadır. Avrupa’da çoğunluk onaylamaya devam etse de, bir düşüş
eğilimi vardır ve bu olumlu görüşlerin %20 azaldığı Almanya’da özellikle göze çarpmaktadır.
Avrupalılar’ın kendi hükümetlerinin uluslararası politikalarına verdikleri destek istikrarlıdır ve
pek çok ülkede olumludur.
Ekonomik Politika: Atlantik’in iki yakasında da kamuoyu ekonomik konular hakkında aşırı
ölçüde endişelidir.
Göç: İsveç, Polonya ve Rusya hariç transatlantik çoğunluklar hükümetlerinin göç konusundaki
tutumunu desteklememektedir. Birleşik Devletler’de yanıt verenler ülkelerindeki göçmen sayısı
ile ilgili karışık duygular içindedir, ancak gerçek rakamlar kendilerine söylendiğinde görüşleri
yumuşamıştır. Genellikle Avrupalılar, AB dışından gelen göç hakkında AB içindeki hareketliliğe ve Avrupa’dan göçe kıyasla daha fazla endişe duymaktadır. ABD’de yanıt verenlerin çoğu
yasadışı göçmenlere ABD’de yasal statü alabilme imkanı verilmesini istemektedir.
Güvenlik Politikası: NATO, Polonya’da çok ciddi bir artışla, Atlantik’in iki yakasında
da (Yunanistan’da hariç) gerekli olarak görülmeye devam etmektedir. ABD ve Avrupa’da
çoğunluk, NATO’nun kendi sınırlarının savunması ile ilgilenmesi gerektiğine katılırken, bölge
dışı operasyonları ve başka ülkelere eğitim ve silah teminini onaylamamaktadır. Ancak hem
Amerikalılar, hem de Avrupalılar Orta Doğu veya Çin ile ilgili bölgesel güvenlik işbirliği konusunda karışık duygulara sahiptir.
Ukrayna: Transatlantik çoğunluk Rusya ile çatışmanın devam etmesine yol açma riskine
rağmen Ukrayna’ya ekonomik ve siyasi desteğin sürmesini istemektedir. Araştırmaya katılan
4
The German Marshall Fund of the United States
Amerikalılar’ın çoğunluğu, Ukrayna’ya NATO üyeliği verilmesini isterken, Avrupalılar’ın
çoğunluğu da AB üyeliği tanınmasını talep etmektedir. Üçte iki, Rusya’ya karşı daha güçlü
yaptırımları desteklerken, benzer bir oran (Polonya’da hariç) Ukrayna’ya askeri malzeme temin
edilmesine karşı çıkmaktadır.
Rusya: Rusya ve Rusya’nın küresel liderliğine dair görüşler Atlantik’in iki yakasında da olumsuzlaşmaya devam etmiştir. Ruslar da ABD ve Avrupa hakkında aynı şekilde düşünmektedir.
Ruslar’ın çoğu NATO ile Rusya arasında daha bağımsız bir ilişkiyi istemektedir. Beş Rus’tan
dördü ülkelerinin uluslararası politikalarını onaylamaktadır. Araştırmaya katılan Ruslar’ın
çoğunluğu, AB ile çatışma riski dahi olsa, ülkelerinin Ukrayna üzerindeki etkisini sürdürmesi
gerektiğini söylemektedir.
İran ve Afganistan: İran’ın nükleer programı söz konusu olduğunda yaptırımlar, Atlantik’in
iki yakasında da çoğunluğun seçimi olmaya devam etmektedir. Benzer şekilde, ABD ve
Avrupa’da çoğunluk, NATO’nun Afganistan gibi yerlerde istikrarı sağlamak için çaba göstermeye devam etmesini desteklemektedir.
Çin: Amerikalılar ve Avrupalılar büyük ölçüde Çin’in küresel liderlik rolünü istemedikleri
görüşünü paylaşmakta, Çin hakkında da olumsuz düşünmektedir. Ancak Amerikalılar’ın
çoğunluğu Çin ile ikili düzeyde iş yapmak isterken, Avrupalılar, Çin ile kendi ülkelerinin ikili
düzeyde çalışması ile diğer AB ülkeleri ile beraber hareket edilmesi arasında görüş ayrılığı
yaşamaktadırlar.
Almanya: ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın casusluğu konusunun ABD ile ilişkilerde ciddi
bir gerilim kaynağı olduğu Almanya’da yanıt verenler Amerika Birleşik Devletleri hakkında
olumlu düşünmeye devam etmektedir; ancak gelecekteki işbirliği konusundaki düşüncelerde
bir gerileme gözlenmektedir. İlk defa Almanlar’ın çoğunluğu, 2013’e göre 17 puan artışla,
ABD’den daha bağımsız bir yaklaşım benimsenmesini istemiştir.
Polonya: Polonya’da yanıt verenler ABD’ye karşı yine sıcaktır ve özellikle Rusya’ya karşı
soğuktur. Avrupalılar’a kıyasla Polonyalılar, Ukrayna’ya AB ve NATO üyeliği verilmesi konusunda daha isteklidir ve Batı’nın Ukrayna’ya askeri malzeme göndermesini tek onaylayan
Polonyalılar olmuştur.
İsveç: İsveçliler uluslararası konulara müdahil olma konusuna olumlu bakmaktadır ve
ekonomi hakkında da en az kötümser olanlardır. Araştırmaya katılan İsveçliler’in çoğunluğu
ülkelerinin NATO’ya girmemesi gerektiğini söylemektedir ancak bunu söyleyenlerin sayısı
2012’den beri yavaş yavaş azalmaktadır.
Türkiye: Transatlantik ilişkilere son yıllarda en az angaje olan Türkler, AB ve NATO ile çok
sayıda cephede yeniden angaje olmak için daha istekli görünmektedir. 2006’dan beri ilk defa
Türkler’in çoğunluğu AB üyeliğinin ülkeleri için iyi olacağına inanmaktadır.
Transatlantik Eğilimler 2014
5
Araştırmanın Temel Bulguları
Transatlantik İlişkiler
• Atlantik’in her iki yakasında da çoğu kişi ekonomik sorunları ülkelerinin karşılaştığı en
önemli konu olarak nitelendirmiştir. Amerikalılar bu soruya basitçe “ekonomi” cevabını
verirken, Avrupalılar “ekonomi” ve “işsizlik” arasında bölünmüştür.
• AB’de yanıt verenlerin yarısından fazlası (%56), Amerika Birleşik Devletleri’nin dünyada
güçlü bir lider olmasını istemektedir. Bu yanıt 2013’e göre neredeyse değişmeden kalmıştır.
ABD’ye dair olumlu görüşler 2013’e göre Avrupa’da üç yüzde puanı düşmüştür ancak yine
de Avrupalılar’ın %67’si ABD hakkında olumlu görüşlere sahip olmaya devam etmektedir.
• Öte yandan ABD’ye yönelik olumlu görüşler, Almanya’da 2013’de %68 iken, bu sene %58’e
düşmüştür.
• Atlantik’in her iki yakasında giderek büyüyen bir çoğunluk Avrupa Birliği’nin güçlü liderliğini istediğini belirtmektedir. Dört Amerikalı’nın neredeyse üçü (2013’e göre 13 yüzde
puanı artışla, %70) ve yanıt veren Avrupalılar’ın %73’ü bu görüştedir.
• AB’ye yönelik olumlu görüşler ABD’de yedi yüzde puanı artarak %57 olmuştur. Avrupa’da
yanıt verenlerin %65’i bu konuda olumlu görüş bildirmiştir. Türkler’in yüzde kırk beşi
(2013’e göre on yüzde puanı artışla) AB’ye dair görüşlerini olumlu olarak tanımlarken, %31
(2013’e göre beş yüzde puanı artışla) AB liderliğini istediğini söylemiştir.
• Rusya’nın liderlik rolü sorulduğunda Avrupa’da yanıt verenlerin %68’i Rusya’nın küresel
liderlik rolünü istemediklerini belirtmiştir. ABD’de yanıt verenlerin yüzde elli üçü
Rusya’nın liderlik rolünü istemezken, %39 daha güçlü bir rol oynamasını desteklemiştir.
• Avrupa’da yanıt verenlerin %65’i Çin’in liderlik rolünü istemezken, Amerikalılar’da bu oran
2013’e göre sekiz yüzde puanı artışla %55, Türkler’de ise %70 olmuştur. ABD’de yanıt verenlerin %34’ü Çin için olumlu görüşlere sahipken, Avrupalılar’ın %35’i bu görüşe katılmaktadır.
• Amerikalılar’ın yüzde kırk üçü Obama’nın uluslararası politikalarını desteklerken,
geçen seneye göre dokuz yüzde puanı artışla %53, bu görüşe katılmamaktadır. Avrupa’da
Obama’nın uluslararası politikalarını destekleyenlerin oranı 2013’e göre (%69) beş yüzde
puanı düşüşle %64 olmuştur.
• Almanya’da Obama’nın uluslararası politikalarına destek 2013’de %76 iken, bu sene %56’ya
gerilemiştir. Onaylamayanların oranı 2013’e göre 19 yüzde puanı artarak %38’e çıkmıştır.
• Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa Birliği arasındaki ortaklık daha yakınlaşmalı
mı diye sorulduğunda yanıtlar Atlantik’in iki yakasında da bölünmüştür. ABD’de yanıt
verenlerin %34’ü (beş yüzde puanı artışla) ilişkilerin daha yakın olmasını isterken, %27
aynı düzeyde kalmasını arzu etmektedir. Yüzde otuz üç ise, ABD’nin daha bağımsız bir
yaklaşım benimsemesini desteklemektedir. Ancak Avrupa’da 2013’e göre sekiz yüzde puanı
artışla %50, ülkelerinin daha bağımsız bir yaklaşım benimsediğini görmek istemektedir.
6
The German Marshall Fund of the United States
Bu değişim özellikle Almanya’da belirgindir: Almanların yüzde 57’si (2013’e göre 17 yüzde
puanı artışla) ülkelerinin daha bağımsız hale gelmesini istemektedir.
Ekonomi, AB ve Göç
• Amerikalılar halen ekonomik krizden etkilendiklerini düşünürken (%73), Avrupa’da buna
ilişkin rakam 2013’e göre yedi puan gerileyerek %58 olmuştur.
• Yunanistan’da (%95), Portekiz’de (%91) ve İspanya’da (%81) istikrarlı bir çoğunluk kişisel
olarak krizden etkilendiğini belirtirken, Birleşik Krallık, Polonya, Hollanda, İsveç ve
Almanya’daki rakamlar azalmıştır.
• Avrupa’da yanıt verenlerin çoğunluğu (%73), AB’nin krizle yeterince mücadele etmediğini
düşünmektedir. En çok etkilenen AB ülkeleri özellikle daha fazla hayal kırıklığına uğrayanlar olmuştur: İspanya’da (%88) ve İtalya’da (%87) büyük çoğunluk AB’nin yeterince
çabalamadığına inanırken, AB’nin çabalarını yeterli görenlerin oranı en yüksek Almanya’dadır (%34 AB’nin çabalarını yeterli görürken, %60 çabaları yetersiz görmektedir).
Avrupalılar’ın çoğunluğu (%66) krizden en fazla etkilenmiş olan ülkelerin kendi ekonomilerini düzeltmek için yeterince çaba göstermediğini düşünmektedir.
• AB’de yanıt verenlerin çoğunluğu (%65) AB üyeliğinin ülkeleri için faydalı olduğunu
düşünmektedir. Bu görüşü en az destekleyenler, üye olsalardı iyi mi olurdu şeklinde soru
sorulan Türkler olmuştur (%53).
• AB üyeliğinin ülkeleri için iyi olduğunu söyleyenler arasında çoğu kişi (%31) bunun
nedenini “AB’nin beraber hareket eden bir demokrasiler topluluğu olması” ile açıklamıştır.
Yüzde yirmi yedi Avrupa Birliği sınırları içerisinde serbest dolaşım, iş ve eğitim imkanı
olmasından dolayı üyeliğin yararlı olduğunu düşünmektedir.
• Avrupa Birliği üyeliğinin ülkeleri için kötü olduğuna inananlar arasında yanıt verenlerin
%45’i bunun nedenini AB’nin ulusal ekonomilerine zarar vermesi olarak açıklamıştır. Bu
yanıt özellikle İtalya (%66) ve Portekiz’de (%56) daha çok tercih edilmiştir.
• Araştırmanın yapıldığı hemen her ülkede çoğunluk, Avro’nun ekonomileri için kötü
olduğuna (üye olmayan ülkelerde de kötü olacağına) inanmaktadır. AB genelinde böyle
düşünenlerin oranı %56’dır. Ancak İtalya ve İspanya hariç Avro’nun ekonomileri için kötü
olduğunu söyleyenlerin sayısında 2013 düzeylerine kıyasla her ülkede düşüş görülmüştür.
Örneğin, Fransa’da 13 yüzde puanı düşüşle bu oran %51 olmuştur. Avrupalı yanıt verenlerin yüzde otuz yedisi Avro’nun ekonomileri için iyi olduğuna inanmaktadır. Almanya’da
çoğunluk (%60), Hollanda’da ise çoğu kişi (%47) bunu desteklemektedir.
• Araştırmanın yapıldığı her ülkede (Fransa hariç) Birleşik Krallık’ın AB’yi terk etmesindense, diğer AB üye devletlerinin İngilizler’in endişelerini gidermek için daha çok şey
yapması gerektiği ifadesi paylaşılmaktadır. AB genelinde %51 bu görüşü paylaşırken, %38
Birleşik Krallık’ın AB’yi terk etmesini istemektedir.
• Atlantik’in her iki yakasında da yanıt verenler, hükümetlerinin dış göçle ilgili tutumunu
onaylamamaktadır (Amerikalılar: %71, Avrupalılar: %60). Yanıt veren İspanyollar en
Transatlantik Eğilimler 2014
7
olumsuz görüşe sahiptir (%77). İsveç’te ise çoğunluk (%60) hükümetin göç konusundaki
tutumunu onaylamaktadır.
• Göçmenlerin ülkelerine neden geldiği sorulduğunda “çalışmak için” cevabı Avrupalı yanıt
verenlerin %61’i, Amerikalılar’ın %70’i tarafından dile getirilmektedir. “Sosyal yardımlardan yararlanma” cevabı Avrupa’da %41, ABD’de %45 oranında verilmiştir. Türkler ise
Türkiye’ye göçün en önemli nedeninin sığınma talebi olduğunu düşünmektedir (%77).
• Yanıt verenlere göçmen sayısının çok mu olduğu sorulduğunda Amerikalılar ikiye bölünmüştür: %38 çok fazla derken, %36 çok ama çok fazla değil şeklinde yanıt vermiştir.
Avrupalılar’ın çoğu (%44) çok ama çok fazla değil demiştir.
• Ancak yanıt verenlere ülkelerindeki göçmen sayısına dair gerçek istatistikler gösterildiğinde (yanıt verenlerin yarısına gösterilmiştir) bu rakamlar önemli ölçüde değişmiştir: çok
fazla bulanların oranı ABD’de 17 yüzde puanı gerileyerek %21’e, Avrupa’da 11 yüzde puanı
düşerek %21’e inmiştir.
• Avrupa’da çoğu kişi (%40) ülkelerinin mültecilere karşı politikalarının daha kısıtlayıcı
olmasını isterken, ABD’de yanıt verenlerin %38’i buna katılmakta; %34 ise mevcut politikaları “doğru” bulmaktadır. Atlantik’in iki yakasında da sadece azınlık daha az kısıtlayıcı
politikalar istemektedir (Avrupa’da %21, ABD’de %20).
• Amerikalılar’ın yüzde kırk beşi yasadışı göçmenlerin ABD’de yasal statü alabilmelerini
isterken, %27 anavatanlarına dönmeleri gerektiğini söylemektedir.
• Avrupa’da çoğunluk AB içi göç için endişelenmemektedir (%55 endişe duymuyorken, %43
endişelenmektedir). Yanıt verenlerin %56’sı AB dışı göçten endişe duymaktadır. Portekiz’de
yanıt verenler AB içi göçten en çok endişe edenlerdir (%62). Yunanistan’da yanıt verenler
ise AB dışı göçten en çok endişe edenler olmuştur (%84).
• Amerika Birleşik Devletleri’nde yanıt verenlerin yüzde elli biri ilk kuşak göçmenlerin iyi
entegre olduğunu söylerken, Avrupalılar arasında görüş ayrılığı vardır: %48 iyi entegre
olmadıklarını, %46 iyi entegre olduklarını düşünmektedir.
• Dışa göç Avrupa’da sorun olarak nitelendirilirken (%58), ABD’de yanıt verenlerin
çoğunluğu (%66) bunu sorun olarak görmemektedir. Avrupa’da yanıtlar değişkendir.
Yunanistan’da yanıt verenlerin %95’i, Portekiz’de %93’ü ve İspanya’da %87’si dışarıya göçün
sorun olduğuna inanırken, Hollanda’da (%13) ve İsveç’te (%15) pek az kişi bu görüşe katılmaktadır.
Güvenlik Alanında Transatlantik İşbirliği
• Çin ile ilişkiler yürütülürken kiminle beraber hareket edilmesi gerektiği sorulduğunda
Avrupalılar görüş ayrılığına düşmüştür. Yüzde kırk iki diğer AB ülkeleri ile beraber hareket
etmek isterken, %44 kendi ülkesinin Çin ile ilişkileri ikili düzeyde yürütmesini istemektedir. Avrupa’da yanıt verenlerin sadece %9’u Çin ile ilişkilerde ABD ile beraber hareket
etmek istemektedir.
8
The German Marshall Fund of the United States
• Avrupa’da yanıt verenler Orta Doğu konusunda da görüş ayrılığı yaşamaktadır: %44 diğer
AB ülkeleri ile beraber hareket etmek isterken, %41 ilişkileri bağımsız yürütmek arzusundadır. Türkiye’de çoğu kişi Orta Doğu’ya karşı bağımsız bir yaklaşım benimsenmesini
istemektedir (%46).
• Amerika Birleşik Devletleri’nde çoğunluk (%53) Çin ile ikili düzeyde ilişki kurmak
istemektedir. Amerikalılar’ın %48’i Orta Doğu’yla olan ilişkilerin bağımsız yürütülmesini
tercih ederken, AB ile beraber hareket etmek isteyen Amerikalılar’ın oranı %45’tir.
• Türkler’in çoğu hala ülkelerinin yalnız hareket etmesini isterken (%33), AB ile işbirliği
yapmak isteyenlerin sayısı 2013’e göre yedi yüzde puanı artarak %28 olmuştur.
• NATO, Avrupa’da yanıt verenlerin %61’i, Amerika’da %58’i tarafından “hala gerekli” olarak
nitelendirilmektedir. Hollanda’da yanıt verenler bu görüşü en çok destekleyenler olmuştur
(%81). Bu destekte en büyük değişiklik 15 yüzde puanı sıçramayla Polonya’da olmuştur.
Yunanistan, Avrupa Birliği içinde NATO’yu çoğunluğun “artık gerekli bulmadığı” tek ülke
olmuştur (%52).
• NATO’nun ne çeşit misyonları olması gerektiği sorulduğunda Atlantik’in her iki yakasında da çoğunluk, Avrupa’nın sınırlarınının savunulması (Amerikalılar’ın % 59’u ve
Avrupalılar’ın %73’ü) cevabını vermiştir. Ancak AB’de ve ABD’de yanıt verenler NATO’nun
ABD ve Avrupa dışında askeri operasyonlar yapıp yapmaması konusunda farklı görüşlere
sahiptir. ABD’de yanıt verenlerin çoğu (%49) ve Avrupa’da çoğunluk (%51) böylesi askeri
operasyonlara karşıdır. ABD’de yanıt verenlerin çoğunluğu (%53) NATO’nun diğer ülkelere
eğitim ve silah temin etmesi fikrini desteklerken, Avrupalılar (%52) buna katılmamaktadır.
• Amerikalılar’ın (%53) ve Avrupalılar’ın (%57) çoğunluğu ve Türkler’in çoğu (%43)
NATO’nun Afganistan gibi yerlerde istikrarı sağlama çabalarını onaylamaktadır.
• İran’ın nükleer silah edinmesinin en iyi nasıl engelleneceği konusunda transatlantik
görüşler istikrarlı kalmıştır. ABD’de ve AB’de yanıt verenlerin %32’si ekonomik yaptırımları
tercih etmiştir. ABD’de yanıt verenlerin ikinci tercihi bilgisayar sabotajı (%17) olurken,
Avrupalılar ekonomik teşvikler sunulmasını (%21) tercih etmiştir. Askeri güç kullanımı
sorulduğunda Avrupalılar’ın %6’sı, Amerikalılar’ın %12’si bunu ilk tercihleri olarak belirtmiştir.
• Ukrayna’daki durumla ilgili olarak Atlantik’in her iki yakasında da yanıt verenler, Rusya
ile çatışmanın sürmesi riskine rağmen, Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya siyasi ve ekonomik
destek vermeye devam etmesini istemektedir. ABD’de %57 ve AB’de %58 bu görüştedir.
Araştırmanın yapıldığı tüm ülkeler içinde sadece Yunanistan’da yanıt verenlerin çoğu bu
görüşe katılmamaktadır (%49).
• Ukrayna’nın NATO üyesi olup olmaması sorulduğunda ABD’de çoğunluk (%68) olsun
şeklinde yanıt verirken, Avrupalılar eşit şekilde bölünmüştür (%46 olsun, %47 olmasın
demektedir). Avrupalılar’ın yüzde elli ikisi AB’nin Ukrayna’ya üyelik teklif etmesini
isterken, yanıt verenlerin %43’ü buna karşı çıkmaktadır. ABD’de (%58) ve Avrupa’da
(%68) çoğunluk, hükümetlerinin Ukrayna’ya ekonomik yardımı artırması görüşündedir.
Transatlantik Eğilimler 2014
9
Ancak Ukrayna’ya askeri malzeme yollanması sorulduğunda Avrupalılar’ın %71’i ve
Amerikalılar’ın %52’si buna karşı çıkmaktadır. Araştırmanın yapıldığı ülkeler içinde sadece
Polonya’da yanıt verenlerin çoğunluğu (%52) askeri malzeme yollanmasını onaylamıştır.
• ABD’de (%64) ve Avrupa’da (%61) yanıt verenlerin üçte ikisi Ukrayna’ya yönelik hareketleri
nedeniyle Rusya’ya karşı daha güçlü ekonomik yaptırımlar uygulanmasını istemektedir.
Rusya
• Araştırmaya katılan Avrupalılar’ın yüzde altmış sekizi Rusya’nın liderlik rolünü istemezken,
Amerikalılar’ın %53’ü bu görüştedir. Amerikalılar’ın yüzde otuz dokuzu Rusya’nın liderlik
rolüne sıcak bakmaktadır.
• Amerikalılar’ın yüzde yetmiş biri Rusya ile ilgili olumsuz görüşlere sahipken, Avrupalılar’ın
%68’i bu görüştedir.
• Rusya’da yanıt verenlerin yüzde seksen biri ABD’nin liderlik rolünü istemezken, %49 bunu
hiç istememektedir. Yüzde altmış iki Avrupa’nın liderlik rolünü de istememektedir.
• Ruslar’ın yüzde seksen altısı Başkan Barack Obama’nın uluslararası politikalarını onaylamazken, %87 Obama’nın Rusya ile olan ilişkileri yürütme şeklini onaylamamaktadır. Yüzde
seksen üç, Rus hükümetinin uluslararası politikaları ele alış şeklini onaylamaktadır.
• Ruslar’ın yüzde yetmiş ikisi ABD’ye olumsuz yaklaşırken, %52 AB hakkında olumsuz
düşünmektedir.
• Rusya’da yanıt verenlerin yüzde kırk yedisi Rusya ve NATO arasındaki ilişkinin daha
bağımsız hale gelmesini isterken, %31 ilişkinin aynı kalmasını arzu etmektedir.
• Rusya’nın uluslararası düzeyde kiminle beraber hareket etmesi gerektiği sorulduğunda
Rusya’da yanıt verenlerin %36’sı yükselen güçlerle derken, %29 Bağımsız Devletler Topluluğu, %14 AB üye devletleri ve %10 yalnız hareket etmelidir şeklinde yanıt vermiştir.
Sadece %2 Rusya’nın ABD ile beraber hareket etmesi gerektiğini söylemiştir.
• Yanıt veren Ruslar’ın üçte ikisi (%64) Ukrayna hakkında olumsuz görüşlere sahip olduğunu bildirmiştir.
• Araştırmaya katılan Ruslar’ın yüzde otuz altısı ülkelerinin Avrupa’nın doğu komşularıyla
ilgili tek başına hareket etmesini isterken, %22 bu konuda AB ve ABD ile beraber hareket
edilmesini tercih etmektedir.
• Rus yanıt verenlerin yüzde elli üçü Avrupa Birliği ile çatışma riski pahasına Rusya’nın
Ukrayna üzerindeki kontrolünü sürdürmesi gerektiğine inanırken, %29 bu görüşe katılmamaktadır.
10
The German Marshall Fund of the United States
Araştırma Yöntemi
A
raştırma anketi TNS Opinion tarafından, Polonya, Rusya ve Türkiye haricinde (bu
ülkelerde telefon kullanımı daha düşük olduğundan yüz yüze görüşmeler yapılmıştır)
tüm ülkelerde Bilgisayar Destekli Telefon Mülakatı kullanılarak gerçekleştirilmiştir.
Rusya hariç tüm ülkelerde rastgele seçilen 18 yaş ve üstü yaklaşık 1000 erkek ve kadın ile
görüşme yapılmıştır. Rusya’da örneklem büyüklüğü 1500 olmuştur. Görüşmeler, 2 Haziran ile
25 Haziran 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir.
Araştırmanın yapıldığı 13 ülkenin her birindeki ulusal örnekleme dayalı sonuçların %95
oranında güvenilir olduğu ve örnekleme ve rastgele hatalara bağlı hata payının artı eksi üç
yüzde puanı olduğu söylenebilir. AB örnekleminin toplamına dayanan sonuçlar için ise hata
marjı, artı/eksi bir yüzde puanıdır. Örnekleme bağlı hataların yanında, soruların yazılış tarzı
ve araştırmanın gerçekleştirilmesinde ortaya çıkan fiili zorluklar da kamuoyu araştırmalarının
bulguları açısından hataya veya sapmaya neden olabilir.
Geçen senelerin raporlarıyla tutarlılığı sağlayabilmek üzere 2010 yılından önce ilk kez sorulan
eğilimle ilgili sorular için ortalamalar, her bir ülkedeki erişkin nüfusun büyüklüğüne bağlı
olarak ağırlıklandırılmıştır. 2010 veya takip eden yıllardan itibaren sorulan yeni sorular için
sonuçlar, örneklemin nüfusunun yaş, cinsiyet ve eğitim gibi karakteristiklere uyumlu olması
için yine ağırlıklandırılmıştır.
Verilerin işlenmesi tamamlandığında, araştırma ile ilgili veriler Michigan Üniversitesi Üniversitelerarası Siyasi ve Sosyal Araştırmalar Konsorsiyumu (Inter- University Consortium for
Political and Social Research - ICPSR), Connecticut Üniversitesi Roper Kamuoyu Araştırmaları Merkezi (Roper Center for Public Opinion Research) ve GESIS Leibniz Sosyal Bilimler
Enstitüsü’ne (GESIS-Leibniz Institute for the Social Sciences) teslim edilmiş ve akademisyen
ve diğer ilgili tarafların kullanımına açılmıştır.
Araştırma yöntemine dair daha detaylı bilgiye ve verilere www.transatlantictrends.org adresinden ulaşabilirsiniz.
Avrupa Ortalamalarına Dair Notlar:
Zaman içerisinde araştırmaya yeni Avrupa ülkeleri dahil edilmiştir. Yeni ülkelerin eklenmesi
Avrupa çapındaki ortalamaları değiştirmişse de, istatistiksel açıdan önemli bir değişiklik
yaratmamıştır. Bu nedenle, sunumun daha kolay olabilmesi için çok sayıda farklı ortalamalar
tek bir ortalamanın parçasıymış gibi değerlendirilmiştir. Daha önceki yıllar için AB ortalamaları
belirtildiğinde, 2002-2003 için AB7, 2004-2010 için AB8, 2011-2013 için AB9 ve 2014 için AB10
kullanılmıştır.
Bildirilen Avrupa Ortalamaları
AB7
2002-03
İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda, İtalya, Polonya ve Portekiz
AB8
2004-10
AB7 ile aynı + İspanya
AB9
2011-13
AB8 + İsveç
AB10
2014
AB9 + Yunanistan
Transatlantik Eğilimler 2014
11
Toplam Kapsam
YIL
KAPSAM
AVRUPA KAPSAMI
2002
ABD + E6
Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Polonya, Birleşik Krallık
2003
ABD + E7
Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Polonya, Birleşik Krallık, Portekiz
2004- 05
ABD + E10
Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Polonya, Birleşik Krallık, Portekiz, Türkiye,
Slovakya, İspanya
2006-10
ABD + E12
Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Polonya, Birleşik Krallık, Portekiz, Türkiye,
Slovakya, İspanya, Bulgaristan, Romanya
2011
ABD + E13
Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Polonya, Birleşik Krallık, Portekiz, Türkiye,
Slovakya, İspanya, Bulgaristan, Romanya, İsveç
2012
ABD + E13 +
Rusya
Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Polonya, Birleşik Krallık
2013
ABD + E12
Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Polonya, Birleşik Krallık, Portekiz, Türkiye,
Slovakya, İspanya, Romanya, İsveç
2014
ABD + E11 +
Rusya
Fransa, Almanya, Yunanistan, İtalya, Hollanda, Polonya, Birleşik Krallık, Portekiz,
Türkiye, İspanya, İsveç
12
The German Marshall Fund of the United States
1
Transatlantik İlişkiler
2
008’in sonlarından beri Atlantik’in her iki yakasında politika yapıcıları ve halkı sıkıştıran ekonomik kriz geçen sene içerisinde bir nebze hafiflerken, aynı durum Amerika
Birleşik Devletleri ve Avrupa’nın yükselen güçlerle ilgili endişeleri için de geçerli
olmuştur. Bu süre içerisinde transatlantik ilişkilerde müttefiklerin Avrupa kıtasının güvenliğine yönelik taahhütleri, Rusya ile ilişkiler ve ABD Ulusal Güvenlik Ajansı ile ilgili iddialarla
ortaya çıkan karşılıklı güven soruları da dahil geleneksel konular kamuoyunun dikkatini
çekecek şekilde ön plana çıkmıştır. Ancak kamuoyu bölünmüş görünmektedir; bir taraf ulusal
ekonomilerin durumu ve işsizlik gibi ülke içi konularla ilgilenirken, diğer taraf uluslararası
endişeler ve krizlere odaklanmıştır.
Bu koşullar altında Amerikalılar ve Avrupalılar, dikkat gerektiren küresel politika sorunları
ile mücadelede Batı’nın liderlik rolüne ihtiyaç olduğunu savunmaya devam etmekte ve Rusya
ve Çin gibi Batı dışı güçlerden sakınmayı sürdürmektedir. Ancak buna rağmen ABD Başkanı
Barack Obama’nın pek çok politikası Avrupa’da tartışma konusu olmaya devam etmektedir.
Çok sayıda Amerikalı, AB’nin küresel mali krizin yarattığı ayrışmaları iyileştirme yetisini
sorgulamakta, AB’nin hem üye devletlerin hem de komşularının güvenliğini, dış tehlikelere
karşı koruma konusunda liderlik yapamayabileceğinden endişe duymaktadır.
Bu bölümde sorulan sorular liderlikle, ülkelerle, genel olarak hükümetlerin uluslararası politikalarıyla ve transatlantik ilişkilerin geleceğiyle ilgilidir. Almanya ve Polonya’daki görüşler ile
Atlantik’in her iki yakasındaki partizan bölünme altta yatan başlıca eğilimlere işaret etmektedir.
Ülke içi Endişeler Dış Politikadan Baskındır
Ülkelerinin karşı karşıya olduğu en önemli sorun sorulduğunda Atlantik’in her iki yakasında
da çoğu kişi ekonomik endişelerden söz etmiştir. Ancak Amerikalılar (%28) ekonominin
kendisinden daha çok söz ederken, Avrupalılar ekonomiyi (%26) ve işsizliği (%27) eşit ölçüde
dile getirmişlerdir.1
Avrupa içinde de önemli farklılıklar vardır: Fransız ve Yunanlı yanıt verenler ekonominin
ülkelerinin karşı karşıya olduğu en önemli konu olduğunu düşünürken (sırasıyla %43 ve %49),
yanıt veren Almanlar eğitimi tercih etmişlerdir (%20). İngilizler daha çok göç demiştir (%25).
Hollandalı yanıt verenler hem ekonomi hem de sağlık hizmetleri yanıtını vermişlerdir (ikisi de
%29). Yanıt veren Polonyalı, İspanyol ve İtalyanlar daha çok işsizlik demişlerdir (sırasıyla %44.
%43 ve %40).
Dile getirilen endişeler içinde “uluslararası istikrarsızlık” en çok Rus yanıt verenlerce tercih
edilmiştir (%22). Yanıt veren Türkler daha çok terörizm demiştir (%24).
Pek az yanıt veren suçtan söz etmiştir ve çevre konusunun anlamlı bir ölçüde dile getirildiği
tek ülke İsveç olmuştur (%17).
Avrupa’nın ABD’nin Liderlik Rolüne Verdiği Destek Güçlü ama Dağılım Eşit Değil
Avrupa’nın Amerika’nın liderlik rolüne yönelik desteği istikrarlıdır. Avrupalılar’ın %56’sı
- 2013’e göre bir yüzde puanı artışla - Amerika Birleşik Devletleri’nin küresel sorunlarda
güçlü bir liderlik sergilemesini istemektedir. 2013’e göre üç yüzde puanı düşüşle Almanlar’ın
1 Soru 0: Sizce şu anda ülkenizin karşı karşıya olduğu en önemli sorun nedir?
Transatlantik Eğilimler 2014
13
yüzde altmışı güçlü bir ABD liderliğini istediğini belirtirken, yanıt veren İsveçliler’in %62’si,
İngilizler’in %65’i (ikisi de 2013’e göre değişmemiştir) ve Hollandalılar’ın %68’i (2013’e göre
dört yüzde puanı artışla) aynı düşüncededir. Polonyalı yanıt verenlerin yüzde altmış biri
ABD’nin liderliğini istemektedir. Bu, 2013’den beri 11 yüzde puanı artış demektir ve 2006’daki
%39’dan sonra neredeyse sabit bir yükselişe işaret etmektedir.2
Yunanistan ve İspanya bu konuda daha az isteklidir. Yanıt veren Yunanlılar’ın sadece %31’i
güçlü bir ABD liderliği isterken, 2013’den beri dokuz yüzde puanı artışa ve 2008’deki %18
olarak kaydedilen düşük noktadan 21 yüzde puanı artışa rağmen İspanyollar’ın %39’u bu
yanıtı vermiştir. Fransa, İtalya ve Portekiz’de karışık duygular ifade edilmiştir. Fransa’da yanıt
verenlerin %51’i, İtalya’da %55’i ve Portekiz’de %53’ü güçlü bir ABD liderliği isterken, bu ülkelerde sırasıyla %48, %42 ve %37 bunu istememiştir.
Türkiye’de yanıt verenlerin yüzde yirmisi ABD’nin liderlik rolünü istemektedir. 2013’deki %21’e
göre pek değişiklik olmamıştır ancak 2007’deki düşük kaydedilen %7’ye göre artış söz konusudur. Yanıt veren Türkler’in yüzde yetmiş biri güçlü bir ABD liderliğini istememektedir.
Güçlü AB Liderliğine Destek Artıyor
AB’nin liderlik rolüne hali hazırda çoğunlukların destek verdiği ülkelerin dışında kalan hemen
her ülkede yanıt verenler 2013’e göre AB’nin liderlik rolü için daha isteklidir. Genel olarak
Avrupalı yanıt verenlerin yüzde yetmiş üçü (2013’e göre iki yüzde puanı artışla) uluslararası
konularda AB’nin güçlü bir rolü olmasını istemektedir. Bazı ülkelerdeki sonuçlar özellikle
dikkate değerdir: İspanyollar’ın %65’i (2013’e göre dokuz yüzde puanı artışla) güçlü bir AB
liderliğini istemektedir ve neredeyse 2012 düzeylerine (%67) dönüş söz konusudur. Polonyalı
yanıt verenlerin %73’ü AB liderliğini istemektedir. Bu, 2007’den (%76) beri tespit edilen en
yüksek destek oranıdır. Yanıt veren İngilizler’in de %62’si aynı görüştedir ve mevcut siyasi
iklimde 2013’e (%60) göre ciddi bir kaymanın görülmemesi ayrıca dikkate değerdir. Avrupa’da
yüzde kırk bir ile en çok İtalyanlar güçlü bir AB liderliğini “çok istediklerini” söylemişlerdir.3
AB’nin liderlik rolüne Avrupa’da en az destek Yunanistan’dan gelmiştir. Yunanlılar’ın %59’u
AB’nin liderlik rolüne destek verirken, %38’i desteklememektedir.
Türkler’in ise yüzde otuz biri (2006’da kaydedilen %35 ve 2013’te kayedilen %26’ya kıyasla)
AB’nin güçlü liderlik rolünü istediğini belirtirken, %59 (2013’de %63 idi) istemediğini ifade
etmiştir.
Belki de en çok göze çarpan ABD’de alınan yanıtlardır. ABD’de yanıt verenlerin yüzde yetmişi
(2013’e göre 13 yüzde puanı artışla) güçlü bir AB liderliğini isterken, 2013’e göre 8 yüzde puanı
düşüşle sadece %21 bunu istememektedir. Daha da önemlisi artış güçlü bir AB liderliğini “çok
isteyenler” arasında olmuştur (2013’e göre 11 yüzde puanı artışla, %32).
2 Soru 1a: ABD’nin dünyada güçlü bir lider olması ne ölçüde istenmektedir?
3 Soru 1b: AB’nin dünyada güçlü bir lider olması ne ölçüde istenmektedir?
14
The German Marshall Fund of the United States
Tablo 1: AB’ye Karşın ABD Liderliği
100
80
ABD’de AB’nin liderlik rolünü isteyenler
76
73
68
72
70
69
63
60
55
Yüzde
40
72
AB’de ABD’nin liderlik rolünü isteyenler
37
36
36
2006
2007
2008
56
54
57
52
56
55
20
0
2009
2010
2011
2012
2013
2014
S1a, 1b
Avrupalılar ve Amerikalılar Rusya’dan Uzak Durmaya Devam Ediyor...
Atlantik’in her iki yakasında da güçlü bir Rusya liderliğine destek zayıf olmuştur. ABD’de yanıt
verenlerin yüzde otuz dokuzu (2013’de %40) Rusya’nın liderlik rolünü isterken, 2013’e göre
yedi yüzde puanı artışla %53 bunu istememektedir. 2013’e göre değişmeden kalarak ortalamada Avrupalılar’ın %27’si Rusya’nın liderlik rolünü isterken, 2013’e göre üç yüzde puanı
artışla %68 bunu istememektedir.4
Polonyalı ve İspanyol yanıt verenler Rusya’nın liderlik rolünü özellikle istemeyenler olmuşlardır (sırasıyla %81 ve %84). Ancak bu duygular çok sayıda ülkede baskın çoğunluklar
tarafından da ifade edilmiştir: 2013’e göre sekiz yüzde puanı artışla İsveç’te %77, 2013’e göre
sekiz yüzde puanı artışla Fransa’da %72 ve 2013’e göre 15 yüzde puanı artışla Portekiz’de %69.
Almanya’da 2013’e göre daha az kişi Rusya’nın liderlik rolünü istemediğini belirtmiştir (2013’e
göre 10 yüzde puanı düşüşle, %59). 2013’e göre 11 yüzde puanı artışla daha fazla kişi de Rus
liderliğini istediğini söylemiştir (%38).
Sadece Yunanistan’da çoğunluk Rusya’nın liderlik rolünü istediğini söylemiştir. %52 isterken,
%40 istemediğini belirtmiştir.
Yanıt veren Türkler’in yüzde on dördü Rusya’nın liderlik rolünü isterken, %71 istemediğini
söylemiştir.
4 Soru 1c: Rusya’nın dünyada güçlü bir lider olması ne ölçüde istenmektedir?
Transatlantik Eğilimler 2014
15
Tablo 2: Kimin Küresel Liderlik Rolü İsteniyor?
100
80
83
ABD
73
70
AB
Yüzde
60
Rusya
56
Çin
40
39
38
27
20
31
28
20
14
16
0
ABD’de
AB’de
Türkiye’de
S1a-d
....ve Aynısı Çin için de Geçerli
Hem Avrupa’da hem de Amerika’da yanıt verenlere Çin’in liderlik rolü sorulduğunda benzer
karşıt görüşler tespit edilmiştir. ABD’de yanıt verenlerin yüzde otuz sekizi (2013’e göre dört
yüzde puanı düşüşle) güçlü Çin liderliğini isterken, 2013’e göre sekiz yüzde puanı artışla %55
bunu istememektedir. Avrupa’da 2013’e göre iki yüzde puanı artışla %28 Çin’in liderlik rolünü
isterken, 2013’deki gibi %65 bunu istememektedir.5
Avrupa’da Çin’in liderlik rolünü isteyenler arasındaki en yüksek oran (%53) ve istemeyenler
arasındaki en düşük oran (%39) yine Yunanistan’da kaydedilmiştir. Hollandalı ve İngiliz yanıt
verenler de bu konuda görece olumlu düşünmektedir (sırasıyla %45 ve %41 istemektedir).
Polonya ve İspanya’da yanıt verenler Çin’e karşı özellikle olumsuzdur. Polonya’da sadece %13 ve
İspanya’da sadece %16 Çin’in liderlik rolünü isterken, sırasıyla %69 ve %80 bunu istememektedir.
Türkiye’de yanıt verenlerin yüzde on altısı (2013’e göre bir yüzde puanı artışla) Çin’in liderlik
rolünü isterken, 2013’e göre iki yüzde puanı düşüşle %70 bunu istememektedir.
5 Soru 1d: Çin’in dünyada güçlü bir lider olması ne ölçüde istenmektedir?
16
The German Marshall Fund of the United States
Parti Tercihine Göre Transatlantik İlişkiler Hakkında Görüşler
2014’de araştırmaya katılan Amerikalılar’ın görüşleri bölünmüştür: bazıları daha yakın transatlantik
ilişkiler isterken (%34), bazıları mevcut durumu tercih etmekte (%27), bazıları da ABD’nin daha
bağımsız bir yaklaşım benimsemesini istemektedir (%33). Bu ayrım yanıt verenlerin parti tercihlerine göre sınıflandırılmasıyla daha da belirginleşmektedir. Demokrat olduğunu veya Demokrat
Parti’ye yakın olduğunu söyleyenlerin yüzde kırkı daha yakın ilişkiler isterken, bu oran Cumhuriyetçi
olduğunu veya Cumhuriyetçi Parti’ye yakın olduğunu söyleyenler arasında %27’dir. Buna karşın
Cumhuriyetçiler’in %43’ü daha bağımsız transatlantik ilişkiler istemekteyken, Demokratlar’ın %24’ü
buna katılmaktadır.1
Bu hiç bir şekilde yeni bir gelişme değildir; ancak ayrışmanın yoğunluğu farklılık göstermektedir. 2013’de Cumhuriyetçiler’in %42’si daha bağımsız bir ilişki isterken, Demokratlar’ın %22’si
bunu onaylamıştır. Cumhuriyetçiler’in %30’u ve Demokratlar’ın %38’i daha yakın ilişkiler istemiştir. 2010’da Cumhuriyetçiler’in %38’i ve Demokratlar’ın %60’ı daha yakın ilişkiler isterken,
Cumhuriyetçiler’in %34’ü ve Demokratlar’ın sadece %16’sı daha fazla bağımsızlık talep etmişlerdir.
Bu eğilim, tersine olmakla beraber, Avrupa’da da mevcuttur. Almanya’da merkez sağ koalisyon ortağı
Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) içinde %27 daha yakın bir ilişki isterken; merkez sol koalisyon ortağı
Sosyal Demokrat Parti (SPD) içinde daha yakın ilişki isteyenlerin oranı sadece %17 olmuştur. Aynı
zamanda CDU üyelerinin %47’si ve SDP üyelerinin %54’ü daha fazla bağımsızlık talep etmektedir.
Fransa’da merkez sağdaki Halk Hareketi Birliği (UPM) eşit şekilde bölünmüştür; %42 daha yakın
ilişkiler, %44 bağımsızlık istemektedir. Öte yandan Sosyalist Parti içinde %56 daha fazla bağımsızlığı
tercih ederken, %29 daha yakın ilişkiler istemektedir.
1 Bu rakamlar Soru 5’e verilen yanıtların siyasi parti tercihleriyle çapraz tablolanmasıyla hesaplanmıştır.
Obama’nın Dış Politikasına Destek Azalmaya Devam Ediyor...
Başkan Obama’nın uluslararası ilişkileri ele alış şekline destek, 2009’da seçim sonrası kayedilen yüksek değerlerden sonra, hem ABD’de hem Avrupa’da inişe geçmiştir. Amerikalılar’ın
yüzde kırk üçü (2013’e göre yedi yüzde puanı düşüşle) Obama’nın uluslararası politikalarını
onaylarken, %53 (2013’e göre dokuz yüzde puanı artışla) onaylamamaktadır. Transatlantik
Eğilimler araştırmasında bu görüş ilk defa ABD’de çoğunluk tarafından ifade edilmiştir.6
Avrupa’da %64 (2013’e göre beş yüzde puanı, 2009’a göre 21 yüzde puanı düşüşle) Obama’nın
uluslararası politikalarına destek vermektedir. Bazı ülkelerde destek daha da azdır: yanıt
veren Yunanlılar’ın sadece %33’ü Obama’nın politikalarını desteklerken, %60 desteklememektedir. İspanyollar’ın %34’ü desteklemezken, %55 desteklemektedir. Ancak en önemli
kayma Obama’nın uluslararası politikalarına verilen desteğin 2013’e göre 20 yüzde puanı
düştüğü Almanya’da olmuştur (%56). Obama’nın uluslararası politiklarına destek vermeyen
Almanlar’ın oranı 2013’e göre 19 yüzde puanı artışla %38 olmuştur.
2013’e göre yedi yüzde puanı düşüşle Portekiz’de yanıt verenlerin yüzde altmış sekizi
Obama’nın uluslararası politikalarını onayladıklarını söylemektedir. Obama’nın Polonya’daki
popülerliği 2012 yılında kaydedilen düşük orandan (%49) sonra artmaya devam ederek bu
sene %68’e ulaşmıştır. İtalyan ve Hollandalı yanıt verenler en olumlu izlenimlere sahiptir. İki
ülkede de yanıt verenlerin %74’ü olumlu görüş bildirmişlerdir.
6 Soru 2.1: ABD Başkanı Barack Obama’nın uluslararası politikaları ele alış şeklini onaylıyor musunuz veya onaylamıyor
musunuz?
Transatlantik Eğilimler 2014
17
Tablo 3: Başkan Obama’ya Destek
100
2009
91
90
85
74
85
82
75
74
69
68
60
Yüzde
92
90
88
80
2014
68
64
64
63
56
55
55
57
50
40
43
34
33
26
20
7
an
*R
us
ya
Yu
na
ni
st
D
Tü
rk
iye
AB
pa
ny
a
İs
k
an
ya
m
Al
şik
Kr
al
lı
eç
sv
*İ
rle
Bi
*İsveç verileri 2011, Rusya verileri 2012’dendir
AB
Po
lo
ny
a
Po
rte
ki
z
Fr
an
sa
lla
nd
a
Ho
İta
lya
0
S2.1
Türkiye’de yanıt verenlerin yüzde otuz dördü (2013’e göre bir yüzde puanı düşüşle) Obama’nın
uluslararası politikalarını onayladığını söylerken, geçen seneye göre dört yüzde puanı artışla
%57 onaylamadığını ifade etmiştir.
... Vatandaşların Kendi Hükümetlerine Desteği İstikrarlı
Araştırmaya katılanların kendi hükümetlerinin uluslararası politikaları hakkındaki görüşleri
fazla değişiklik göstermemiştir. Avrupalılar’ın yüzde elli ikisi, 2013’e göre iki yüzde puanı
artışla, hükümetlerinin uluslararası politikasını onaylarken, 2013’e göre üç yüzde puanı
düşüşle %42 onaylamamaktadır.7
Ancak Avrupa’da bir farklılaşma mevcuttur. Polonya’da %52 (2013’e göre 14 yüzde puanı
artışla) hükümetlerinin uluslararası politikalarını desteklemektedir. Hükümetler İtalya ve
Birleşik Krallık’ta da destek kazanmıştır: geçen seneye göre altı yüzde puanı artışla İtalya’da
%51 ve yedi yüzde puanı artışla Birleşik Krallık’ta %51 olumlu görüş bildirmiştir. 2013’e göre
altı yüzde puanı artış da olsa İspanya’da politikalara destek verenlerin oranı %33’te kalmıştır.
Almanya’da yanıt verenlerin %68’i hükümetlerinin uluslararası politikalarını onaylamaktadır
ama 2013’e göre dokuz yüzde puanı düşüş söz konusudur. Yunanistan’da sadece %28 hükümetlerinin uluslararası politikalarına destek verirken, %66 onaylamamaktadır.
7 Soru 3.1: Hükümetinizin uluslararası politikaları ele alış şeklini onaylıyor musunuz, onaylamıyor musunuz?
18
The German Marshall Fund of the United States
Tablo 4: Kendi Hükümetine Destek
100
52
12
80
19
25
33
42
38
43
47
42
47
58
62
66
83
Onaylamayanlar
Onaylayanlar
74
68
Yüzde
60
60
52
52
51
40
51
47
47
44
35
33
28
20
Bi
D
pa
ny
Yu
na a
ni
st
an
AB
İs
Tü
rk
iye
Po
rte
ki
z
İta
lya
Fr
an
sa
AB
Po
lo
ny
rle
a
şik
Kr
al
lık
lla
nd
a
Ho
ç
an
ya
ve
m
İs
Al
Ru
sy
a
0
S3.1
Türkiye’de yanıt verenlerin görüşleri bölünmüştür: 2013’e göre dört yüzde puanı düşüşle %47
hükümetlerinin uluslararası politikalarını onaylarken, %47 onaylamamaktadır.
ABD ve AB için Olumlu Görüşler Devam Ediyor; Çin ve Rusya için bu Görüşler Geçerli
Değil
Obama’nın uluslararası politikalarına destek Avrupa’da bile azalırken; ABD’nin genel olarak
popülerliği devam etmektedir: 2013’e göre üç yüzde puanı düşüşle Avrupalılar’ın %67’si
Amerika Birleşik Devletleri hakkında olumlu izlenimleri olduğunu söylerken, 2013’de %26’dan
%29’a artan bir kesim izlenimlerinin olumsuz olduğunu bildirmiştir.8
Polonyalı, Hollandalı ve Fransız yanıt verenler ABD’yi özellikle olumlu bulmaktadır. Sırasıyla
%78, %75 ve %73 olumlu görüştedir. Ancak Yunanlı yanıt verenlerin sadece %40’ı buna katılmaktadır ve %55 olumsuz görüş bildirmiştir. Almanya’da ABD’ye dair olumlu görüşler 2013’e
göre on yüzde puanı düşerek %58 olmuştur; olumsuz görüşler ise 2013’e göre on yüzde puanı
artışla %40 olarak kayedilmiştir.
Türkler’in yüzde otuz biri, 2013’e göre bir yüzde puanı düşüşle, Amerika Birleşik Devletleri
hakkında olumlu görüşleri olduğunu söylemektedir.
8 Soru 4.1–3, 5: Lütfen bana ABD /Avrupa / Çin / Türkiye hakkındaki görüşünüz olumlu mu, biraz olumlu mu, biraz olumsuz mu veya çok mu olumsuz söyleyiniz.
Transatlantik Eğilimler 2014
19
Tablo 5: Dünya Güçleri Hakkında Olumlu Görüşler
100
80
81
ABD
67
Yüzde
60
AB
65
Rusya
57
Çin
45
40
35
34
20
31
25
20
20
20
0
ABD’de
AB’de
Türkiye’de
S4.1-4.4
Tablo 6: ABD – AB Ortaklığının Geleceği
100
18
32
28
80
69
33
20
26
8
19
26
Daha
yakın olsun
36
32
14
57
37
35
21
12
58
34
18
32
20
58
Yüzde
19
24
9
60
19
27
55
51
50
36
Daha
bağımsız
yaklaşım
47
40
Aynı
kalsın
42
35
34
33
20
22
20
D
Po
lo
ny
a
AB
ve
ç
Tü
rk
iye
İs
Kr
al
lık
Bi
rl
eş
ik
AB
lla
nd
a
Ho
İs
pa
ny
a
Al
m
an
ya
Po
rte
ki
z
Fr
an
sa
İta
lya
Yu
na
ni
st
an
0
The German Marshall Fund of the United States
S5
Polonya’da Transatlantik İlişkiler Sağlıklıdır
Polonyalılar, komşularıyla ve ABD’yle çalışmak için daha istekli görünmektedirler. Daha yakın transatlantik ilişkiler isteyen Polonyalılar’ın sayısında geçen seneye göre hafif bir artış olmuştur (beş
yüzde puanı artışla 37 ve bu değer Avrupa’nın en yükseği olmuştur) ama NATO desteğinde daha da
güçlü bir artış yaşanmıştır. On beş yüzde puanı artışla yanıt verenlerin %62’si ittifakın ulusal güvenlik
için hala gerekli olduğunu söylerken, bu rakam 2002’de kaydedilen %64’ten sonra en yüksek oran
olmuştur. Polonyalılar ABD’nin liderlik rolüne daha fazla destek vermektedir (2013’e göre 11 yüzde
puanı artışla, %61) ve kendi hükümetlerinin uluslararası politikalarına verdikleri onayı da tekrar dile
getirmişlerdir (2013’e göre 14 yüzde puanı artışla, %52).1
Polonyalılar’ın ittifaklarının daha güçlü olmasıyla 2013’e kıyasla neden daha fazla ilgilendiklerini
anlamak o kadar da zor değildir: Polonyalılar’ın Rusya hakkındaki olumlu görüşleri 11 yüzde puanı
düşerek %19 (İsveç’ten (%14) sonra Avrupa’daki en düşük rakam) olmuştur ve %81’i Rusya’nın
liderlik rolünü de istememektedir. Ayrıca Ukrayna’daki olaylar Polonyalılar’ı çok sarsmıştır. %56
(Avrupa’da en yüksek), Ukrayna ile ilgili olumlu görüşlere sahipken, %67 Avrupa Birliği’nin, Rusya ile
çatışmanın sürmesi anlamına dahi gelse, Ukrayna’ya yönelik desteğini sürdürmesini istemektedir
(%73 ile bu görüşü paylaşan İsveç’ten sonra Avrupa’da ikinci ülke).
Polonyalı yanıt verenler özellikle de krizle mücadele taktikleri açısından katıdır. ABD hariç tüm diğer
ülkelere oranla en büyük çoğunluk (%63) Ukrayna’ya NATO üyeliği verilmesini isterken, bu soru için
araştırmada alınan en yüksek oranda kişi de (%69) AB üyeliği teklif edilmesini desteklemektedir.
Polonyalılar aynı zamanda Ukrayna’ya ekonomik yardım teklif edilmesini (%78) ve Rusya’ya karşı
daha güçlü yaptırımlar uygulanmasını (%77) en çok isteyenler olmuştur. Ukrayna’ya askeri malzeme
ve ekipman yollanmasını çoğunluğun desteklediği tek ülke de Polonya olmuştur (%52).
1 Bu kutucukta atıfta bulunulan sorular şunlar: 5.10 (Bazı insanlar NATO’nun hala ülkenin güvenliği için gerekli olduğunu düşünüyor. Diğerleri artık gerekli değil diyor. Bu görüşlerden hangisi size daha yakındır?) 1.a. 3.1. 4.4. 1c. 4.6 (Ukrayna’ya destek).
16a (Rusya ile çatışmanın artma riskine rağmen Avrupa Birliği Ukrayna’ya siyasi ve ekonomik desteği sürdürmeli mi?) ve 16b.
1.5 (AB ve ABD’nin Rusya’nın Ukrayna’daki hareketlerine karşı nasıl tepki vermesini istiyorsunuz? Aşağıda verilen her bir seçenek
için olumlu mu olumsuz mu düşündüğünüzü söyleyiniz: Ukrayna’ya NATO üyeliği teklif edilsin / Ukrayna’ya AB üyeliği teklif edilsin
/ Ukrayna’ya ekonomik yardım artırılsın / Ukrayna’ya askeri malzeme ve ekipman yollansın / Rusya’ya daha güçlü ekonomik
yaptırımlar uygulansın)
Avrupa Birliği’ne dair görüşler büyük ölçüde aynı kalmıştır: geçen seneye göre yedi yüzde
puanı artışla ABD’de yanıt verenlerin %57’si olumlu görüşteyken, 2013’e göre bir yüzde puanı
düşüşle Avrupalılar’ın %65’i de bu görüşte olduklarını söylemiştir. Genel olarak münferit
Avrupa ülkelerinde de görüşler istikrarlıdır: İspanya olumlu görüşlerde beş yüzde puanı artışla
toplamda %64’e ulaşarak en önemli kaymayı ortaya koymuştur. Polonyalı ve Alman yanıt
verenler AB ile ilgili en olumlu görüşleri ortaya koyanlardır (sırasıyla %76 ve %75). Yunanlı
(%51) ve İngiliz (%43) yanıt verenlerse görüşlerini olumsuz olarak nitelendirmişlerdir.
Sadece Türkiye’de görüşler fark edilir derecede değişmiştir. 2013’e göre on yüzde puanı artışla
Türkler’in yüzde kırk beşi, AB ile ilgili olumlu düşündüğünü söylerken, dokuz yüzde puanı
düşüşle %51 olumsuz görüşte olduğunu söylemiştir.
Çin ile ilgili sorular sorulduğunda Amerikalılar ve Avrupalılar daha ihtiyatlı görüşler bildirirken, Amerikalılar’ın %34’ü, geçen seneye göre iki yüzde puanı artışla, olumlu düşündüğünü söylemiş, 2013’e göre dört yüzde puanı artışla Avrupalılar’ın %35’i bu görüşe katılmıştır.
Avrupa içerisinde Çin hakkında en olumlu düşünenler %62 ile Yunanlılar olmuştur. Onları
Transatlantik Eğilimler 2014
21
%45 ile Hollandalılar takip etmiştir. İtalyanlar en olumsuz düşünenlerdir (%67) ve onları %62
ile Almanlar izlemektedir. Türk yanıt verenler de Çin hakkında olumsuz görüşler beslemektedir (%68).
Son olarak, 2014’de Türkiye hakkında olumlu görüşlerde de bir düşüş söz konusudur. 2013’de
%43 iken bu sene Amerikalılar’ın yüzde otuz altısı Türkiye hakkında olumlu görüşleri olduğunu söylemiş, 2013’de %42 iken Avrupalılar’da bu oran bu sene %31 olmuştur. Düşüş özellikle
Almanya’da gözlemlenmektedir. Olumlu görüşte olanların yüzdesinde 24 puan azalma olmuş
ve rakam bu sene %23’e gerilemiştir. Türkler’in kendileri de ülkelerine duydukları inancı yitiriyor gibi görünmektedir: Geçen seneye göre on iki yüzde puanı düşüşle %73 Türkiye ile ilgili
olumlu görüş bildirmiştir.
Transatlantik İlişkiler Avrupa Tarafında Gözle Görülür Ölçüde Soğuyor
Trantlantik Eğilimler araştırmasında güvenlik ve diplomasi alanında transatlantik ortaklığın
gidişatı ile ilgili tercihler sorulduğunda Avrupalılar’ın ve Amerikalılar’ın yanıtları farklılık
göstermiştir. 2013’e göre sekiz yüzde puanı artışla Avrupalılar’ın yüzde ellisi ülkelerinin
ABD’den daha bağımsız olmasını isterken, ABD’de çoğu kişi (2013’e göre beş yüzde puanı
artışla, %34) ilişkilerin daha yakın olmasını istediğini söylemiştir. %27 ilişkilerin aynı
kalmasını, %33 ise ABD’nin daha bağımsız bir yaklaşım benimsemesini istediğini belirtmiştir.
2013’e göre daha az Avrupalı daha yakın ilişkiler (%29’a karşılık, %26) veya aynı düzeyde
ilişkiler (%25’e karşılık %21) istemektedir.9
Araştırmaya ilk defa bu sene dahil edilen Yunanistan’da bu soruya yanıt verenlerin %69’u daha
fazla bağımsızlık istemektedir. Avrupa’da pek çok ülkede daha fazla bağımsızlık isteğini dile
getirenlerin sayısında dramatik artışlar görülmüştür: İtalya’da 2013’e göre dokuz, İspanya’da
altı yüzde puanı artış vardır. Birleşik Krallık (%42), Portekiz (%55), Hollanda (%47) ve Fransa
(%51) da ABD’den daha bağımsız olmayı istemektedir.
En çok Almanlar’ın yanıtları dikkat çekmektedir: 2013’e göre 17 yüzde puanı artışla
Almanlar’ın yüzde elli yedisi ülkelerinin daha bağımsız olmasını tercih ettiğini söylerken,
2013’e göre altı yüzde puanı düşüşle %19 daha yakın transatlantik ilişkiler talep etmektedir.
2013’e göre dokuz yüzde puanı düşüşle %24, transatlantik ilişkilerin aynı düzeyde sürmesini
istemektedir.
9 Soru 5: Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa Birliği arasındaki güvenlik ve diplomatik ilişkiler konusundaki ortaklığın
yakınlaşması gerektiğini mi, yaklaşık olarak aynı kalması gerektiğini mi yoksa (ortakların) daha bağımsız hareket etmesi
gerektiğini mi düşünüyorsunuz?
22
The German Marshall Fund of the United States
Almanya ve ABD: İlişkilerde Soğukluk
Geçtiğimiz yıl ABD – Almanya ilişkileri açısından zor bir yıl olmuştur. 2013 yılında Transatlantik
Eğilimler araştırmasının saha çalışması yürütülürken Edward Snowdon tarafından ifşa edilen ABD
Ulusal Güvenlik Ajansı’nın Almanya’daki gizli dinleme faaliyeti iki müttefik arasında derin bir uçurum
açmıştır. Programın kapsamı hakkında yapılan her yeni açıklamayla da bu uçurum giderek derinleşmektedir.1
Bu gerilim bu yılın araştırma sonuçlarına da yansımıştır. Almanlar, ABD’nin uluslararası konulardaki rolü hakkında olumlu düşünmeye devam etmektedir. 2013’te kaydedilen %63’e ve Başkan
Obama’nın göreve başladığı 2009 yılındaki %65’e kıyasla %60, ABD’nin liderlik rolüne destek
vermektedir; ancak Amerika Birleşik Devletleri’nin seçtiği yöntemleri desteklememektedir. 2013’e
göre yirmi, 2009’a göre otuz altı yüzde puanı düşüşle Almanlar’ın yüzde elli altısı, Obama’nın uluslararası politikaları ele alış şeklini desteklerken, 19 yüzde puanı artışla %38 desteklememektedir.
Bu düşüş en çok Obama’ya kuvvetli bir şekilde destek verenler arasında olmuştur. 2009’da %40,
Obama’yı kuvvetle desteklediğini ifade ederken, bu rakam bu sene sadece %8 olmuştur. Almanlar
genel olarak da Amerika Birleşik Devletleri hakkında daha az olumlu görüşler ifade etmişlerdir. %58
(2013’e göre on yüzde puanı düşüşle) genellikle olumlu görüşte olduğunu söylerken, %40 (2013’e
göre on yüzde puanı artışla) olumsuz düşündüğünü ifade etmiştir.
20
Tablo 7: Başkan Obama’ya Verilen Destekte Değişim (2013 – 2014)
0
1
0
-1
-2
-2
-3
-4
-5
-7
D
AB
AB
Fr
an
sa
lla
nd
a
Ho
pa
ny
a
İs
İta
lya
Tü
rk
iye
Kr
al
lık
Bi
rle
şik
ve
ç
-20
İs
Po
lo
ny
a
-20
-7
Po
rte
ki
z
Al
m
an
ya
Yüzde
8
S2.1
1 This box references Questions 1a, 2.1, 4.1, and 5.
Transatlantik Eğilimler 2014
23
Tablo 8: Transatlantik İlişkilerde daha Bağımsız Yaklaşım
60
57
ABD
56
Almanya
53
51
40
39
Yüzde
34
30
29
26
20
57
41
42
33
34
33
33
2011
2012
2013
2014
40
30
27
20
0
2004
2005
2006
2007
2008
2009
Soru 2007’de sorulmamıştır, veri yok.
2010
S5
Belki de en endişe verici olan Almanlar’ın transatlantik ilişkilerin geleceği hakkında sorulan soruya
verdikleri yanıttır. 2013’e göre altı yüzde puanı düşüşle %19 daha yakın ilişkiler isterken, 2013’e
göre dokuz yüzde puanı düşüşle %24 aynı kalmasını talep etmektedir. İlk defa çoğunluk (17 yüzde
puanı artışla, %57) Almanya’nın daha bağımsız bir yaklaşım benimsemesini istemektedir. Almanlar
Amerika’nın liderlik rolünü halen desteklemektedir ama ABD’nin bu rolü başka bir bölgede sürdürmesini tercih etmektedirler.
24
The German Marshall Fund of the United States
2
A
Ekonomi, AB ve Göç
BD ve AB için beş yıldan fazla bir süredir sorun olan ekonomik krizin azalacağına ve
Atlantik’in her iki yakasında büyümenin tekrar başlayacağına dair belirtiler 2014 yılı
itibariyle çoğalmaya başlamıştır.
Araştırmanın bu bölümünde sorulan sorular, ekonomik krizin halkın kişisel yaşamı üzerindeki etkisi, AB ve krizden en çok etkilenen ülkelerin kriz yönetimine dair görüşleri, AB
üyeliği, Avro ve AB bütçe üzerindeki yetkisine karşı tutumlar ve Birleşik Krallık’ı AB içinde
tutmanın bedeli ile ilişkilidir. Bu bölüm, göçe dair bir dizi soru ile sona ermektedir.
Avrupa’daki Kuzey – Güney ayrımı, Türkler’in AB’ye karşı tutumu ve ABD’nin yasadışı
göçmenlerle ilgili görüşlerinin yer aldığı bölümler bu yılın araştırmasının üç önemli alt başlığını oluşturmaktadır.
KRİZİN EKONOMİK ETKİSİ
Avrupa’da ekonomik açıdan bazı iyileşme belirtilerine rağmen krizin sona erdiğini net
bir şekilde söylemek mümkün değildir. Bu krizin yeni ve derin sosyal, ekonomik ve siyasi
çatlaklar yarattığı gayet açıktır. Özellikle İspanya, Portekiz, İtalya ve Yunanistan ekonomik
güçlüklerle boğuşmakta, Fransa da ekonomik reformlarla mücadele etmektedir.
Krizden Etkilenen Çoğunluklar: ABD’de Sabit, Avrupa’da Azalıyor
Ekonomik krizin etkisi sorulduğunda Avrupalılar ve Amerikalılar kişisel olarak etkilendiklerini ifade etmeye devam etmişlerdir. 2013’e göre iki yüzde puanı düşüşle ama 2009’daki %74’e
göre neredeyse değişmeden ABD’de yüzde yetmiş üç kendilerinin veya ailelerinin krizden
büyük ölçüde veya biraz etkilendiklerini söylemişlerdir. Ancak Avrupa’da sadece %58 (2013’e
göre yedi yüzde puanı düşüşle) benzer şekilde yanıt vermiştir.10
Kişisel olarak etkilendiğini söyleyenlerin oranının en yüksek olduğu yer Yunanistan’dır (%95).
Avrupa’nın sorunlu güney bölgesinde yanıtlar genel olarak çok da değişmemiştir; 2013’e göre
bir yüzde puanı artışla Portekizliler’in %91’i etkilendiğini söylerken, İspanya’da bir yüzde
puanı düşüşle %81 etkilendiğini belirtmiştir. Geçen seneye göre dört yüzde puanı düşüşle
İtalya’da yüzde yetmiş iki bu ifadeyi paylaşmıştır. Fransa’da bir yüzde puanı düşüşle yanıt
verenlerin %64’ü krizden etkilendiğini söylemiştir.
Ancak diğer AB ülkelerinde krizden kişisel olarak etkilendiğini söyleyenlerin sayısında bir
azalma olmuştur. Hatta bazı yerlerde düşüş önemli ölçüdedir. Birleşik Krallık (2013’e göre yedi
yüzde puanı düşüşle, %62), Polonya (2013’e göre sekiz yüzde puanı düşüşle %52) ve Hollanda
(2013’e göre yedi yüzde puanı düşüşle %47) bu ülkeler arasındadır.
Daha önceleri çoğunluğun kişisel olarak etkilenmediğini söylediği Almanya ve İsveç’te
rakamlar azalmaya devam etmiştir (2013’e göre 14 yüzde puanı düşüşle Almanya’da %30 ve 7
yüzde puanı düşüşle İsveç’te %22).
10 Soru 18: Peki, sizin veya ailenizin şu andaki ekonomik krizden kişisel olarak etkilenme derecesini düşünecek olursanız,
ailenizin ekonomik durumu ekonomik krizden ne derece etkilenmiştir? büyük ölçüde etkilenmiş/ biraz etkinlenmiş / pek
etkilenmemiş / hiç etkilenmemiş
Transatlantik Eğilimler 2014
25
Tablo 9: Ekonomik Krizden Etkilenenler
100
2009
95
91
80
81
60
Yüzde
2014
78
76
74 73
72
64
64
60
62 62
54
47
40
58
58
52
56
50
47
46
42
30
20
31
22
20
eç
sv
*İ
AB
Po
lo
ny
a
*R
us
ya
Ho
lla
nd
a
Al
m
an
ya
k
al
lı
Kr
şik
Fr
an
sa
rle
*Rusya verileri 2012; İsveç verileri 2011’dendir.
Bi
İta
lya
D
AB
Tü
rk
iye
Yu
na
ni
st
an
Po
rte
ki
z
İs
pa
ny
a
0
S18
2013’e göre 14 yüzde puanı artışla yanıt veren Türkler’in yüzde yetmiş altısı krizden büyük
ölçüde veya biraz etkilendiğini söylerken, %21 (2013’e göre 12 yüzde puanı düşüşle) etkilenmediğini belirtmiştir.
AVRUPA PROJESİNİN GELECEĞİ
Avrupa’daki kriz, Avrupa projesinin geleceği hakkında çok temel soruları ve Birleşik Krallık
gibi bazı ülkelerin üye olarak kalma isteğini gündeme getirmiştir. Transatlantik Eğilimler araştırmasında ilk kez farklı ülkelerde yanıt verenlere AB üyeliğinin ülkeleri için iyi olup olmadığı
sorulmuştur.
AB Üyeliğinin Yararlı Olduğu İnancı Avrupa’da Güçlü
Avrupalı yanıt verenlerin yüzde altmış beşi – araştırmanın yapıldığı her ülkede çoğunluk
– AB üyeliğinin genel olarak ülkeleri için iyi olduğunu söylemiştir. Alman, Polonyalı ve
Fransız yanıt verenler buna en çok inananlardır (sırasıyla %76, %73, %71). AB üyeliğine dair
en az destek, yanıt verenlerin %53’ünün AB üyeliğinin iyi olabileceğini belirttiği Türkiye’de,
Yunanistan’da (%53) ve Birleşik Krallık’tadır (%51).11
AB genelinde %28, AB üyeliğinin kötü olduğunu düşünmektedir. Kötü olarak nitelendirenlerin sayısı %42 ile Yunanistan, %40 ile Birleşik Krallık, %36 ile İtalya ve %36 ile Portekiz’de en
yüksek düzeydedir.
11 Soru 22: Genel olarak ülkenizin AB’ye (AB’de üye olmasının/Türkiye’de: üye olacak olmasının) iyi olduğuna mı inanıyorsunuz?
26
The German Marshall Fund of the United States
Tablo 10: AB Üyeliği Yararlı
100
21
24
26
13
80
76
73
26
36
42
36
Katılmıyorum
40
29
Katılıyorum
71
65
60
Yüzde
33
28
63
63
61
56
55
53
53
51
40
20
Po
rte
ki
z
Tü
rk
iye
Yu
na
ni
st
Bi
an
rle
şik
Kr
al
lık
İta
lya
ç
ve
pa
ny
a
İs
İs
lla
nd
a
AB
Po
lo
ny
a
Fr
an
sa
Ho
Al
m
an
ya
0
S22
Neden AB Üyeliği İyi: “Demokrasiler Topluluğu” En Sık Kullanılan Yanıt
Bu senenin Transatlantik Eğilimler araştırmasında ilk defa AB üyeliğinin ülkeleri için iyi
olduğunu söyleyenlere bu inancın nedeni sorulmuştur. Belirli seçenekler üzerinden yanıt
verenler arasında %31 “AB’nin beraber hareket etmesi gereken demokrasiler topluluğu”
olması yanıtını seçmiştir. Bu yanıt %41 ile İtalya’da, %39 ile İsveç’te, %35 ile Fransa’da, %32
ile Almanya ve İspanya’da en sık tercih edilen olmuştur. Yanıt verenlerin yüzde yirmi yedisi
“Avrupa Birliği sınırları içinde eğitim, iş ve seyahat serbestisi olmasını” neden olarak seçmiştir.
%43 ile Polonya, %42 ile Portekiz ve %34 ile Yunanistan bu yanıtı verenlerin en çok olduğu
ülkelerdir. Yanıt verenlerin yüzde on dokuzu “Avrupa Birliği’nin Avrupa’da barışı koruması”
yanıtını vermiştir. %28 ile Almanya ve Fransa ve %20 ile Türkiye bu yanıtı tercih etmiştir. Yanıt
verenlerin yüzde on altısı “Avrupa Birliği’nin Avrupa ekonomilerini güçlendirdiğini” söylemişlerdir. Bu yanıt en çok Türkiye (%29), Hollanda ve Polonya (%24) ve Birleşik Krallık’ta (%20)
verilmiştir.12
AB Üyeliği Neden Kötü? Çoğu Kişi Ekonomiye Zarar Verdiğini Söylüyor
Yine bu sene Transatlantik Eğilimler araştırmasında ilk kez AB üyeliğinin ülkeleri için kötü
olduğunu söyleyenlere bu inancın nedeni sorulmuştur. Belirtilen seçenekler üzerinden
yanıt verenlerin yüzde kırk beşi “Avrupa Birliği’nin ülkelerinin ekonomisine zarar verdiğini”
söylemiştir. Bu yanıt %66 ile İtalya, %56 ile Portekiz, %53 ile İspanya, %47 ile Almanya, %46
ile Fransa ve %44 ile Yunanistan’da en sık verilen yanıttır. Yanıt verenlerin yüzde yirmi üçü
12 Soru 23a: AB üyeliğinin iyi olmasının en önemli nedeni nedir?
Transatlantik Eğilimler 2014
27
Tablo 11: AB Üyeliği Neden İyi?
5
11
AB bir demokrasi
topluluğudur
Serbest dolaşım
imkanı tanıyor
16
Avrupa’da barışı
koruyor
31
Avrupa ekonomilerini
güçlendiriyor
Birden fazla seçenek
Hiçbiri
19
Bilmiyor/
Cevap yok
27
S23a
Tablo 12: AB Üyeliği Neden Kötü?
Ülke ekonomisine
zarar veriyor
Çok fazla yetkisi var
2 2
5
11
Kültürümüzü göz ardı
ediyor
Demokratik değil
45
13
Birden fazla seçenek
Hiçbiri
23
Bilmiyor/
Cevap yok
S23b
28
The German Marshall Fund of the United States
Türkiye Avrupa’ya Yöneliyor
Türkler’in, Avrupa Birliği hakkındaki görüşleri geçtiğimiz yıllarda ne sıcak ne de soğuktu. 2013
yılında %45 (2012 yılına kıyasla bir yüzde puanı artışla) AB üyeliğinin iyi olacağını ifade ederken, %
36 (2012’ye göre bir yüzde puanı düşüşle) kötü olacağına inandığını belirtmiştir. Ancak 2014’de
Türkler’in çoğunluğu (%53), Avrupa Birliği’ne katılımın ülke yararına olacağını ifade etmiş, giderek
küçülen bir azınlık (%29) bu görüşe katılmamıştır.1
Türkler ayrıca AB ile ilgili de olumlu düşünmekte (2013’e göre on yüzde puanı artışla, %45) ve AB’nin
küresel liderlik rolüne destek vermektedirler (2013’e göre beş yüzde puanı artışla, %31). Türkiye tek
başına hareket etmeyi eskiye kıyasla daha az tercih etmektedir. Yanıt veren Türkler’in %33’ü (2013’e
göre beş yüzde puanı düşüşle) uluslararası konularda yalnız hareket etmek isterken, %28 (2013’e
göre yedi yüzde puanı artışla) Avrupa Birliği ile beraber hareket edilmesini istemektedir.
Türkler, NATO ile ilgili de daha olumlu düşünmektedir. Türkler’in %49’u, NATO’nun güvenlik için gerekli
olduğunu söylemiştir. Bu rakam, 2005’den beri kaydedilen en yüksek orandır ve geçen seneye göre
on yüzde puanı artışa ışık tutmaktadır. Fakat NATO’nun nasıl bir rolü olması gerektiği sorulduğunda
Türkler görüş ayrılığı yaşamaktadır. Yüzde elli yedi, NATO’nun Avrupa’nın sınırlarının korunmasına
destek vermesi gerektiğini söylemektedir. %42, bölge dışı operasyonlara karşıdır. %47, diğer ülkelere
(Ukrayna’dan özel olarak söz edilecek olursa, %41) eğitim ve silah temin edilmesini onaylamamaktadır. %43, Afganistan gibi yerlerde istikrar sağlama çabalarını olumlu bulmaktadır.
1 Soru 22: Genel olarak ülkenizin AB’ye (AB’de üye olmasının/Türkiye’de: üye olacak olmasının) iyi olduğuna mı inanıyorsunuz?
“Avrupa Birliği’nin çok fazla yetkisi var” derken, %55 ile İsveç ve %40 ile Hollanda bu yanıtı
tercih etmiştir. Yanıt verenlerin yüzde on üçü “Avrupa Birliği’nin ülkelerin kültürünü göz
ardı ettiğini” söylemiştir ve bu yanıt %42 ile Türkiye’de, %25 ile Birleşik Krallık’ta ve %17 ile
Fransa’da göze çarpmaktadır. Yanıt verenlerin sadece %11’i “Avrupa Birliği’nin demokratik
olmamasını” neden olarak göstermektedir. %21 ile Türkiye, %16 ile Yunanistan ve %15 ile
Polonya bu yanıtın en sık alındığı yerlerdir.13
Avro’nun Zarar Verdiği İnancı Azalıyor
Araştırmaya katılan hemen her ülkede Avro kullanımının ülkelerinin ekonomisi için kötü
mü olduğu/olacağı sorulduğunda çoğunluk, kötü yanıtını vermiştir ama bu eğilimin tersine
döneceğine dair belirtiler mevcuttur. Avrupalı yanıt verenlerin yüzde elli altısı (2013’e göre
dört yüzde puanı düşüşle ve 2010’a göre bir yüzde puanı artarak) Avro kullanımının kötü
olduğunu, %37 ise (2013’e göre dört yüzde puanı artışla ve 2010’a göre sabit) iyi olduğunu
söylemiştir. Avro kullanımının kötü olduğunu söyleyenlerin sayısı araştırmanın yapıldığı tüm
ülkeler düşmüştür ama en dikkate değer düşüş Fransa’da olmuştur (2013’e göre 13 ve 2010’a
göre 9 yüzde puanı düşüşle, %51). Avro kullanımının kötü olduğuna inananların sayısı sadece
İtalya’da (%58) ve İspanya’da (%62) sabit kalmıştır. Yunanlılar’ın bu konudaki olumsuz görüşleri de dikkat çekmektedir (%69).14
13 Soru 23b: Üyeliğin kötü olmasının en önemli nedeni nedir?
14 Soru 24: Genel olarak Avro kullanımının ülkenizin ekonomisi için iyi olduğuna / olacağına inanıyor musunuz?
Transatlantik Eğilimler 2014
29
Avrupa’da Kuzey – Güney Ayrımı Artıyor
Bu yılın araştırmasında verilen yanıtlar ekonomik kriz dalgasının geri çekilmeye başladığını gösterse
de krizin altında yatan zemin büyük değişikliklere uğradığı için bu eğilim ülkelere göre eşit bölünmemiştir. Almanya’da yanıt verenlerin %30’u (2013’e göre 14 yüzde puanı düşüşle) ekonomik krizden
kişisel olarak etkilendiğini söylemiştir. Hollanda’da geçen seneye göre yedi yüzde puanı düşüşle, %47
ve İsveç’te 2013’e göre yedi yüzde puanı düşüşle, %22 kişisel olarak etkilendiğini belirtmiştir.1
Öte yandan Avrupa’nın güneyindeki yanıtlarda pek de bir değişim olmamıştır. Yanıt veren
Portekizliler’in %91’i (2013’de %90 ve 2012’de %89 iken) etkilendiğini söylerken, İspanya’da %81
(2013’de %82 ve 2012’de %80 iken), İtalya’da %72 (2013’de %76 ve 2012’de %75 iken) krizden
halen etkilendiğini ifade etmektedir. Bu sene araştırmaya ilk defa katılan Yunanistan’da %95 etkilendiğini ve %73 çok fazla etkilendiğini söylemiştir. Fransa bile bu yıl güçlü bir duruş sergileyememiştir.
2013’de etkilendiğini söyleyenlerin oranı %65 iken, bu sene rakam %64 olmuştur.
Krizden en fazla etkilenmiş olan ülkeler Avrupa Birliği’nin krizle mücadele için fazla çabalamadığını
da en çok söyleyenlerdir. İspanya’da yanıt verenlerin %88’i, İtalya’da %87’si, Yunanistan’da %85’i
ve Fransa’da %83’ü bu düşüncededir. Öte yandan Almanya’da %60, AB’nin yeterince uğraşmadığına inanırken, %72 krizden etkilenen ülkelerin yeterince uğraşmadığını düşünmektedir. Bu ifadeye
İsveç’te %67, İspanya’da ve İtalya’da da %74 katılmaktadır.
Tablo 13: Ekonomik Krizle Başa Çıkabilme
İspanya
15
3
İtalya
4
Yunanistan
71
4
Fransa
68
16
61
22
5
Portekiz
35
6
Polonya
47
5
10
AB
14
İsveç
14
18
Almanya
20
Her ikisi de
yeterince
uğraşmıyor
40
9
22
0
53
16
Etkilenen
ülkeler yeterince
uğraşmıyor
AB yeterince
uğraşmıyor
53
11
10
Hollanda
54
20
10
Birleşik Krallık
45
43
47
11
40
Yüzde
60
80
100
S19,20
1 Soru 18. 19 (Avrupa Birliği, Avrupa’daki ekonomik krizle mücadele etmek için yeterince çaba sarf ediyor mu?) ve 20 (Sizce
ekonomik krizden en yoğun şekilde etkilenen ülkeler krizle mücadele etmek için kendileri yeterince çaba sarf ediyorlar mı?)
30
The German Marshall Fund of the United States
İsveç ve Birleşik Krallık kesinlikle Avro’ya karşıdır. İsveç’te %75 ve Birleşik Krallık’ta %83,
ulusal ekonomileri için Avro kullanımının kötü olacağını söylemektedir. Avro kullanımının iyi
olduğunu düşünen ülkeler arasında yanıt veren Almanlar’ın üçte ikilik çoğunluğu (2013’e göre
sekiz yüzde puanı artışla, %60) dikkat çekmektedir. Yanıt veren Hollandalılar’ın çoğu (2013’e
göre beş yüzde puanı artışla, %47) Avro kullanımının iyi olduğu görüşüne katılmaktadır.
...AB’nin Ulusal Ekonomik Politikalar Üzerindeki Kontrolünün Artmasına Karşı
Çıkanlar da Azalıyor
Avrupa Birliği’nde çoğunluk, AB’nin üye devletlerin ekonomik ve bütçe politikaları üzerinde
daha fazla yetkisi olmaması gerektiğine inanmaktadır ama bu eğilimde de hafif de olsa bir
değişim belirtisi göze çarpmaktadır. Yüzde altmış dört (2013’e göre dört yüzde puanı düşüşle
ama 2011’e göre dokuz yüzde puanı artışla) her üye devletin ulusal ekonomisi üzerinde kendi
yetkisinin olması gerektiğini söylemektedir. Bu görüş özellikle Yunanistan’da güçlüdür (%79).
Yine de araştırmanın yapıldığı tüm AB devletlerinde ulusal bütçenin kontrolünü üye devletlerin kendilerinin ele alması gerektiğine inananların sayısı, bazı ülkelerde ciddi oranda, düşüş
göstermiştir. Bu ülkeler arasında Hollanda (2013’e göre 8 yüzde puanı düşüşle ancak 2011’e
göre 12 yüzde puanı artışla, %67), Portekiz (2013’e göre 8 yüzde puanı düşüşle ancak 2011’e
göre 3 yüzde puanı artışla, %59), İspanya (2013’e göre 14 yüzde puanı düşüşle ancak 2011’e
göre 8 yüzde puanı artışla, %61) ve İsveç (2013’e göre 8 ve 2011’e göre 2 yüzde puanı düşüşle,
%73) bulunmaktadır. Sadece Almanya’da bu görüşte olanlar %60 ile sabit düzeyde kalmıştır
(ama 2011’e göre 16 yüzde puanı artış olmuştur).15
15 Soru 21: Bazı kişiler yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle AB’nin üye devletlerin ekonomik ve bütçe politikaları
üzerinde daha fazla yetkisi olması gerektiğini söylüyor. Bazıları da yetki üye devletlerde olmalı diyor. Hangi görüş size daha
yakındır?
Popülist Seçmenler Diğer Partilerden Memnun Değiller – Hollanda Hariç
Mayıs’da gerçekleşen Avrupa Parlamentosu seçimleri Avrupa projesinin destekçilerine endişe verici
bir mesaj iletmiştir: Avrupa Birliği’nin kendisindense AB’ye şüpheyle bakan popülist partiler pek
çok üye devlette güç kazanmıştır ve belki de entegrasyona en çok gereksinim duyulan bu günlerde
Avrupa entegrasyonunun geleceğine gölge düşürmektedir.1
Ancak daha derin Avrupa entegrasyonunu destekleyenleri rahatlatacak haber, bu oyların çoğunun
popülist projelere yönelik gerçek desteği ifade etmekten ziyade diğer seçenekleri protesto etmek
amacıyla verilmiş olduğudur. Bu seneki araştırmada popülist partilere eğilimi olanlara veya kendini
popülist partinin seçmeni olarak tanımlayanlara popülist partinin politikalarını beğendikleri için mi
yoksa diğer partiler iyi çalışmadıkları için mi popülist partiyi tercih ettikleri sorulmuştur. Almanya’da
Almanya için Alternatif partisine oy verenlerin %58’i diğer partilerin işini iyi yapmamasından dolayı
bu partiye oy verdiklerini söylemiştir. İtalya’da Beş Yıldız Hareketi’ne oy verenlerin %50’si de aynısını
ifade etmiştir (Partinin politikalarını destekleyen %43’e karşılık). Fransa’da Ulusal Cephe seçmenlerinin %66’sı ve Birleşik Krallık’ta Bağımsızlık Partisi seçmenlerinin %60’ı bu görüştedir.
Tek istisna Hollanda’dır. Yanıt verenlerden Özgürlük Partisi’ne oy veren %58 partinin politikalarını
beğendikleri için oy verdiklerini söylemiştir. Sadece %28 diğer partilerden memnun olmadıkları için
popülist partiye oy verdiğini belirtmiştir.
1 Kendini popülist olarak tanımlayan seçmen sayısının azlığı nedeniyle bu sorunun örneklemi küçük olmuştur. Buradaki yüzdeler
Almanya’da 52, İtalya’da 117, Fransa’da 139, Hollanda’da 71 ve Birleşik Krallık’ta 205 yanıt veren kişiden çıkarılmıştır. Bu
sonuçlar kesin değerler olarak değil, genel görüşler olarak değerlendirilmelidir.
Soru D7a: Mayıs ayında gerçekleşen Avrupa Parlamentosu seçimlerinde pek çok kişi oy kullanmaktan kaçınmıştır. Siz oy verdiniz
mi?
Transatlantik Eğilimler 2014
31
AB’nin ulusal ekonomik politika üzerinde kontrolü olması gerektiğini en çok dile getirenler
Almanlar ve Fransızlar olmuştur; ama yine de bu görüş bu iki ülkede sadece %37’lik bir azınlık
tarafından paylaşılmaktadır. Almanya’da bu rakam 2011 yılına kıyasla (%54) on yedi yüzde
puanı düşüşü gösterirken, Fransa’da da 2013 yılına kıyasla sekiz yüzde puanı artışa işaret
etmektedir. Tüm diğer ülkelerde AB’nin bütçe üzerinde daha fazla yetkisi olmasını isteyenlerin
yüzdesi artmıştır, hatta bazı ülkelerde ciddi ölçüde artış söz konusudur. İsveç’te 2013’e göre 10
yüzde puanı artışla %22 ve İspanya’da 14 yüzde puanı artışla %35 bu görüşü ifade etmiştir.
Bir Çok Kişi Birleşik Krallık’ın AB’den Ayrılmasındansa Desteklenmesini İstiyor
Transatlantik Eğilimler’de bu yıl ilk defa Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılmasına
dair güncel tartışmalar sorulmuştur. Araştırmanın yapıldığı AB üye devletlerinde yanıt verenlerin çoğunluğu (%51), AB üye devletlerinin Birleşik Krallık’ın endişelerini gidermek için
daha çok şey yapması gerektiğini söylemişlerdir. Bunlar arasında en başta Birleşik Krallık’ın
kendisi (57%) gelmektedir. İsveç’te (%56), Yunanistan ve Polonya’da (ikisi de %55), Portekiz
ve İtalya’da (ikisi de %52), Almanya ve İspanya’da (ikisi de %50) çoğunluk ve Hollanda’da çoğu
kişi (%45) bu görüştedir.16
Tablo 14: AB Birleşik Krallık’ın Endişelerini Gidermeli Midir?
100
35
80
26
52
41
38
36
31
37
40
30
23
Birleşik Krallık
AB’den çıkmalı
Yüzde
60
57
56
55
55
52
52
51
50
50
45
40
42
AB
Birleşik Krallık’ın
endişelerini
gidermesine
yardımcı
olmalı
20
Fr
an
sa
lla
nd
a
Ho
pa
ny
a
İs
an
ya
m
AB
Al
Po
rte
ki
z
İta
lya
İs
ve
ç
Yu
na
ni
st
an
Po
lo
ny
a
Bi
rle
şik
Kr
al
lı
k
0
S25
16 Soru 25: Bildiğiniz üzere Birleşik Krallık kendisinin AB üyelik koşullarına dair endişe duymaktadır ve Birleşik Krallık’ın
AB’den ayrılmasına dair tartışmalar mevcuttur. Sizce diğer AB üye devletleri Birleşik Krallık’ın endişelerini gidermesine
yardımcı olmalı mıdır veya Birleşik Krallık’ın AB’den çıkması mı daha iyi olur?
32
The German Marshall Fund of the United States
Ortalamada %38 ise Birleşik Krallık’ın AB’den çıkmasının daha iyi olacağına inanmaktadır.
Sadece Fransa’da bu görüş yanıt verenlerin çoğunluğu tarafından dile getirilmiştir (%52).
HAREKETLİLİK, GÖÇ VE ENTEGRASYON
Atlantik’in her iki yakasında hareketlilik, göç ve entegrasyon konuları dış politika, güvenlik
politikası ve ekonomik ve sosyal politikalar ile ilişkilidir.17 Suriye’de ve dünyanın başka yerlerinde yaşanan çatışmalar insanları daha güvenli buldukları komşu ülkelere kaçmaya zorlamaktadır. Akdeniz’de sınır geçişlerinin giderek artması sonucunda Güney Avrupa ülkelerinin daha
fazla destek ve AB üye devletleri arasında yük paylaşımı talep etmesi iltica ve mülteci konularının AB içerisinde daha fazla ağırlık kazanmasına yol açmıştır. Aynı zamanda ekonomik
baskılar, Avrupa Birliği içinde hareketliliğin başlıca tetikleyicilerinden olmuş ve göç alan ülkelerde sosyal yardımlara erişim ve entegrasyon ile birlikte göçmenlerin ayrıldıkları ülkelerdeki
durum üzerine olan tartışmaları alevlendirmiştir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde göç reformu ve 11-12 milyon yasadışı göçmenle ne yapılacağı
tartışması politika yapıcılar için hala zorlu bir konudur. Son iki yılda Orta Amerika’dan gelen
refakatsiz çocuk sayısındaki şimdiye dek görülmemiş artış da göç politikası ile ilgili harekete
geçmeye yönelik baskıları artırmıştır.
Çoğu Amerikalı ve Avrupalı’nın Göçmen Arkadaşları Var
Avrupa’da (%58) ve Amerika’da (%69) çoğunluk başka ülkelerde doğmuş en az bir iki göçmen
arkadaşı olduğunu söylemektedir. Amerikalılar’ın %30’u ve Avrupalılar’ın %41’i göçmen arkadaşı olmadığını belirtmiştir. İsveçliler bir çok arkadaşının (%21) ve bir kaç arkadaşının (%63)
yurt dışında doğduğunu en çok söyleyenlerdir. Alman (%66), İspanyol (%64), Fransız (%63),
Yunanlı (%59) ve İngiliz (%58) yanıt verenler de göçmen arkadaşları olduğunu söylemektedir.
AB’de yanıt verenlerin çoğunluğunun yurt dışında doğmuş arkadaşı olmadığını söylediği tek
ülke Polonya’dır (%70).18
Türkiye’de %68 arkadaşlarının hiç birinin yurt dışında doğmadığını söylerken, %21 “pek azı”
cevabını vermiştir.
ABD ve AB’de Büyük Çoğunluk Hükümetlerinin Göç Politikalarını Desteklemiyor
Transatlantik Eğilimler araştırmasında yanıt verenlere hükümetlerinin başka ülkelerden
göç edenlere yönelik icraatını beğenip beğenmediği sorulmuştur. Avrupalılar’ın %60’ı,
Amerikalılar’ın %71’i beğenmediğini söylemiştir. Avrupa’da olumsuz görüşler en belirgin
İspanya (%77), Yunanistan (%75), Birleşik Krallık (%73), İtalya ve Fransa’dadır (ikisi de %64).
Türkiye’de %67 beğenmediğini söylerken, İsveç (%60) ve Polonya’da (%50) çoğunluk beğendiğini ifade etmiştir.19
17 Bu bölümde bildirilen 2008-2011 verileri Transatlantik Eğilimler – Göç (TTI) araştırması tarafından toplanmıştır. Bazı
TTI eğilimlerine dair sorular bu bölümde kullanılmıştır. Buradaki göç sorularının güvenlik, dış politika ve ekonomi politikası sorularıyla birlikte soruluyor olması bir çerçeve etkisi doğurmuştur ve bu da 2014 ve 2013 verilerinin daha önceki veri
kümeleriyle kıyaslanabilirliği sınırlamaktadır.
18 Soru D15: Şu anda ülkenizde yaşayan başka ülkede doğmuş arkadaşlarınız var mı?
19 Soru 3.3: Hükümetinizin diğer ülkelerden gelen göçmenlere yönelik politikalarını destekliyor musunuz?
Transatlantik Eğilimler 2014
33
Tablo 15: Hükümetin Göç Politikaları
100
20
22
25
23
27
33
34
36
40
46
60
67
44
50
80
77
75
73
71
Yüzde
60
67
Beğeniyor
Beğenmiyor
64
64
60
57
51
40
48
38
36
26
20
ve
ç
Po
lo
ny
a
Ru
sy
a
İs
AB
lla
nd
a
Al
m
an
ya
Po
rte
ki
z
Ho
İta
lya
D
Tü
rk
iye
Fr
an
sa
AB
İs
pa
ny
Yu
a
na
ni
Bi
s
ta
rle
n
şik
Kr
al
lık
0
S3.3
Bu sonuçlar 2013’deki sonuçlara benzemektedir. 2013 araştırmasında yanıt verenlere hükümetlerinin göç politikasını iyi bir şekilde yürütüp yürütmediği sorulmuştur. Avrupalılar’ın
%58’i yürütemediğini söylerken, Amerikalılar’ın %68’i bu görüşte olmuştur. İspanyollar’ın
yüzde yetmiş dördü iyi yürütülmediğini söylerken, İngilizler’in %72’si onlara katılmıştır.
İsveçli yanıt verenlerin yüzde altmış dördü hükümetlerinin göç politikalarını desteklememektedir. Bu rakam önceki senelere göre ciddi terse dönüşü yansıtmaktadır. Aynısı 2013’de %49’un
hükümetin bu konudaki politikalarını desteklemeyen Polonya için de söylenebilir.
Almanya’da yanıt verenlerin %46’sı, hükümetlerinin göç politikalarına destek vermektedir
ve bu oran, 2013’te %54’e varan sıçramaya rağmen, neredeyse 2011 düzeylerine (%38) dönüş
demektir. Almanya’da yanıt verenlerin yüzde elli biri ise hükümetlerinin göç politikalarını
desteklememektedir.
Çoğunluk Göçmenlerin Çalışmak için Geldiği Konusunda Hemfikir
Yeni bir soru olarak Transatlantik Eğilimler araştırmasında göçmenlerin ülkenize gelişinin iki
ana nedeni ne olabilir diye sorulmuştur. Cevaplar ülkeden ülkeye büyük farklılık göstermektedir.20
20 Soru 26a+b: Sizin görüşünüze göre diğer ülkelerden gelen göçmenlerin ülkenize gelişinin en önemli nedeni nedir? İkinci
neden ne olabilir? Bu sorunun ülke yüzdeleri toplamı 200’dür çünkü soruda iki yanıt istenmiştir.
34
The German Marshall Fund of the United States
Tablo 16: Göçmenler Ülkenize Neden Geliyor?
İstihdam
Aile
birleşimi
Hiçbiri
Sosyal
yardım
Eğitim
Bilmiyor/
Cevap yok
İltica için
AB
3
4
4
ABD
6
2 3
7
5
7
40
18
46
29
26
Türkiye
4
3
12
Rusya
13
4
17
2
2 2
22
52
60
16
Sonuçlar verilen birincil yanıtları yansıtmaktadır
S26a
Transatlantik Eğilimler 2014
35
Avrupa’da yanıt veren üç kişiden ikisi (%61) ve ABD’de dört kişiden üçü (%70) ilk veya ikinci
ortak neden olarak “çalışmak” için demiştir. Bu seçeneğin en çok dile getirildiği ülkeler
İspanya (%74), Yunanistan (%72) ve Polonya’dır (%67).
Takip eden bir diğer yanıt “sosyal yardım için”dir. Avrupa’da %41 ve ABD’de %45, bu nedeni
söylemiştir. Bu seçenek en sık Hollanda (%56) ve Fransa’da (%54) dile getirilmiştir. Birleşik
Krallık’ta yanıt verenlerin %55’i “sosyal yardımlara erişim” (buradaki tartışmaya daha iyi hitap
edebilmek amacıyla biraz farklı bir ifadeyle) şeklinde neden belirtmiştir.
“İltica için” motivasyonu Avrupa’daki göçmenlere en sık yakıştırılan üçüncü nedendir (%40)
ama Amerikalılar’ın sadece %18’i buna katılmaktadır. Bu neden Avrupa’da en sık İsveç’te
(%68), Almanya ve Holanda’da (%47) ve İtalya’da (%46) dile getirilmiştir.
“Aile üyeleriyle birleşim” dördüncü sıradadır. Avrupa’da %22 ve ABD’de %30 bunu söylemiştir.
En çok İsveç (%46) ve Fransa’da (%31) dile getirilmiştir.
“Eğitim için” Amerikalılar’ın dördüncü en sık söylediği neden olmuştur (%23). Avrupalılar
için beşinci veya son nedendir (%18). Avrupa’da en çok Portekizliler (%34), İngilizler (%32) ve
Polonyalaılar (%27) tarafından belirtilmiştir.
Türkiye’de dikkat çeken bir çoğunluk (%77), göçmenlerin iltica etmek amacıyla geldiklerini
söylemektedir. %47, sosyal yardım için geldiklerine inanırken, %35 çalışmaya geldiklerini
ifade etmiştir.
Mültecilere Yönelik Politikalar Hakkında Görüşler Bölünmüş
Transatlantik Eğilimler araştırmasında ilk defa yanıt verenlerin ülkelerinde mültecilere yönelik
politikaların nasıl olduğu sorulmuştur. Avrupa’da çoğu kişi (%40) ülkelerinin politikalarının
daha kısıtlayıcı olmasını isterken, %34 mevcut politikaların “doğru” olduğunu söylemiştir.
ABD’deki sonuçlar benzerdir: çoğu kişi (%34) mevcut politikaların “doğru” olduğunu düşünürken, %38 daha kısıtlayıcı olması gerektiğine inanmaktadır. Avrupa’da (%21) ve ABD’de
(%20) azınlık ülkelerinin mültecilere karşı daha az kısıtlayıcı olmasını istemektedir.21
Daha kısıtlayıcı mülteci politikaları olmasını en çok isteyenler İtalya’da (%57), Yunanistan’da
(%56) ve Birleşik Krallık’tadır (%48). Polonya (%42), Fransa ve İsveç’te (%40) yanıt verenler
ülkelerinin politikalarını olduğu şekliyle doğru bulmaktadır. Daha az kısıtlayıcı mülteci politikaları olmasını isteyenlerin yüzdesinin en yüksek olduğu ülkeler Almanya (%31), Hollanda
(%26), Polonya ve İspanya’dır (ikisi de %24).
Üç Türk’ten ikisi (%66) daha kısıtlayıcı mülteci politikaları istemektedir; %21 politikalar daha
az kısıtlayıcı olsun derken, sadece %10 mevcut politikaları doğru bulmaktadır. Yanıt veren
Türkler’in yüzde yetmiş yedisi mülteciler konusunda endişeli olduğunu belirtirken, %20 endişelenmemektedir.
21 Soru 28: Mültecilere yönelik ülke politikalarının daha kısıtlayıcı / daha az kısıtlayıcı / aynı mı olmasını istersiniz?
Soru 29.5 (Sadece Türkiye’de sorulmuştur): Mülteciler konusunda endişeli misiniz / endişeli değil misiniz?
36
The German Marshall Fund of the United States
Avrupalılar AB içi Hareketliliktense AB Dışı Göç İçin Daha Fazla Endişelidir
Transatlantik Eğilimler araştırmasında ilk defa Avrupalılar’a AB içi veya AB dışı göçten
duydukları endişe sorulmuştur. Avrupa’da yanıt verenlerin yüzde elli beşi AB içi göçten
endişelenmediğini söylerken, %43 endişelendiğini belirtmiştir. %56 ise AB dışı göçten endişe
duyduğunu, %42 endişe duymadığını söylemiştir.22
Yanıt veren İsveçliler AB içi göçten endişe etmediklerini söylemişlerdir (%82). İsveçlileri, %72
ile Polonyalılar, %65 ile Almanlar izlemiştir. AB içi göçten en çok endişe edenler Portekiz’dedir
(%62). Portekiz’i İspanya (%53), İtalya ve Birleşik Krallık (ikisi de %51) takip etmektedir.
Cevap veren Yunanlılar AB dışı göçten daha fazla endişe duyduklarını en çok söyleyenler
olmuşlardır (%84). İtalyanlar (%76) ve Fransızlar (%59) onları takip etmiştir. AB dışı göçten
endişe etmeyenlerin oluşturduğu grubun lideri ise %69 ile İsveç ve onu takip eden Polonya’dır
(%57).
ABD’de Çoğunluk İlk Kuşak Göçmenlerin İyi Entegre Olduğunu Söylerken, Avrupa’da
Görüşler Bölünmüş
Avrupa ve ABD’de kamuoyu ikinci kuşak göçmenler sözkonusu olduğunda entegrasyon
konusunda daha iyimserdir. ABD’de yanıt verenlerin çoğunluğu (2013’e göre on yüzde puanı
düşüşle, %51) ilk kuşak göçmenlerin Amerikan toplumuna iyi entegre olduklarını düşündüklerini söylemiştir. Avrupa’da görüş ayrılığı vardır: %46, ilk kuşak göçmenlerin iyi entegre
olduğunu düşünürken, %48 buna katılmamaktadır. Çoğunluğun ilk kuşak göçmenlerin entegrasyonunu olumlu bulduğu ülkeler %83 ile Portekiz, %59 ile İspanya, %54 ile Polonya ve %46
ile Birleşik Krallık’ olmuştur.23
Ancak Yunanistan’da (%70), İsveç’te (2013’e göre 4 yüzde puanı artışla, %65), Fransa’da
(2013’e göre 3 yüzde puanı artışla, %56), İtalya’da (2013’e göre 17 yüzde puanı artışla, %52)
ve Almanya’da (2013’e göre 3 yüzde puanı artışla, %51) çoğunluk ve Birleşik Krallık’ta ve
Hollanda’da yanıt verenlerin %50’si entegrasyonun zayıf olduğuna inanmaktadır.
Türkiye’de yanıt verenlerin %66’sı (2013’e göre 8 yüzde puanı düşüşle) ilk kuşak göçmenlerin
entegrasyonunu zayıf bulmaktadır. 2013’e göre 19 yüzde puanı artışla, yüzde otuz iki buna
katılmamaktadır.
Çoğunluk Göçmenlerin Çocuklarının İyi Entegre Olduklarını Söylüyor
Yanıt verenlere ikinci kuşak göçmenler sorulduğunda yanıtlar daha olumlu olmuştur. 2013’e
göre bir yüzde puanı artışla, Amerikalılar’ın yüzde altmış dokuzu ikinci kuşağın iyi entegre
olduğunu söylerken, 2013’e göre iki yüzde puanı artışla Avrupalılar’ın %61’i bu görüşü paylaşmaktadır. Bu görüşü en çok onaylayanlar Portekiz (2013’e göre dört yüzde puanı artışla, %86),
Yunanistan (%70), İspanya (2013’e göre dört yüzde puanı düşüşle, %69), Hollanda (2013’e göre
beş yüzde puanı artışla, %66) ve Almanya, İtalya ve Birleşik Krallık (üçü de %63) olmuştur.24
22 Soru 29.3, 4: AB içi / AB dışı göçten endişeleniyor musunuz, endişelenmiyor musunuz?
23 Soru 32a: Genel olarak göçmenlerin topluma entegrasyonu hakkında ne düşünüyorsunuz?
24 Soru 32b: Genel olarak göçmenlerin çocuklarının topluma entegrasyonu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Transatlantik Eğilimler 2014
37
Bilginin Göç Algısında Yarattığı Değişim
Transatlantik Eğilimler 2014, TTI 2010’da yapılmış bir deneyi tekrar etmiştir. Amaç gerçek göç istatistiklerinin yanıt verenlerle paylaşılmasıyla göçmen sayısına dair algılarının nasıl değiştiğini ortaya
koymaktır. Bu soru için her bir ulusal örneklemin sadece yarısına ülke nüfusuna oranla göçmenlerin
yüzdesini gösteren Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tahminleri verilmiş, yarısına ise
verilmemiştir.1
Sonuçlar 2010 sonuçlarını desteklemektedir: Bilgi, göçmen sayısı ile ilgili algıyı değiştirmektedir.
Soruyu duymadan önce resmi tahmini öğrenenler arasında (özellikle Yunanistan ve Birleşik Krallık’ta)
ülkelerinde çok fazla sayıda göçmen olduğunu söyleme eğilimi daha azdır. Bilgi verilmeden önce
Yunanlı yanıt verenlerin %58’i ülkelerinde çok fazla sayıda göçmen olduğunu söylerken, bilgi
verildiğinde sadece %27 göçmen sayısının çok olduğunu ifade etmiştir. Birleşik Krallık’ta da durum
böyledir. Çok fazla diyenlerin oranı %54’ten, %31’e gerilemiştir. Aynı rakam İtalya’da %44’ten, %22’ye
inerken, “çok değil” yanıtını tercih edenler de %15’den %34’e çıkmıştır.
Genel olarak hem Avrupa’da hem de Birleşik Devletler’de resmi istatistikleri almayanların üçte
birinden fazlası, ülkelerinde çok fazla göçmen olduğuna inanmaktadır (Avrupa %32, ABD %38). Bu
rakamlar, soru sorulmadan önce bilgi verilenlere ait rakamlardan çok farklıdır: Avrupa’da ve ABD’de
sadece beş kişiden biri (Avrupa’da 11 yüzde puanı, ABD’de 17 yüzde puanı düşüşle, %21) çok fazla
göçmen olduğunu düşünmektedir.
Tablo 17: Ülkemizde Çok fazla Göçmen Var
80
Göçmenlerin yüzdesi
konusunda bilgilendirilenler
Göçmenlerin yüzdesi
konusunda bilgilendirilmeyenler
60
58
Yüzde
54
44
40
39
34
31
29
27
20
38
22
32
31
28
21
29
29
24
21
21
19
17
15
19
17
9
9
Po
lo
ny
a
eç
İsv
an
ya
m
Al
Fr
an
sa
Ru
sy
a
lla
nd
a
AB
Ho
D
an
ya
İsp
AB
Po
rte
ki
z
İta
lya
al
lık
Kr
şik
Bi
rle
Yu
na
ni
st
an
0
S27a-b
1 Soru 27 b: Genel olarak ülkenizde doğmamış ama ülkenizde yaşayan kişilerin sayısı hakkında ne düşünüyorsunuz? Soru 27a:
Belki de bildiğiniz gibi resmi tahminlere göre ülkeniz nüfusunun %XX’i başka bir ülkede doğmuştur. Sizin görüşünüze göre bu
rakam çok fazla mıdır, çok ama fazla değil midir yoksa çok değil midir?
38
The German Marshall Fund of the United States
Tablo 18: Göçe Dair Endişeler
100
AB içinden
göç
80
AB dışından
göç
84
76
60
62
Yüzde
59
40
48
56
56
51
56
53 54
51
49
44
54
51
43
40
34
20
27
24
16
ç
ve
İs
Po
lo
ny
a
an
ya
m
k
al
lı
Kr
şik
rle
Al
pa
ny
a
Bi
İs
Po
rte
ki
z
lla
nd
a
Ho
AB
Fr
an
sa
İta
lya
Yu
na
ni
st
an
0
S29.3-4
Göçmen çocuklarının entegrasyonun zayıf bulanlar arasında bu sava en az destek verenler
Fransa’da (2013’e göre yedi yüzde puanı düşüşle, %48) ve İsveç (2013’e göre iki yüzde puanı
düşüşle, %41) olmuştur.
2013’e göre iki yüzde puanı düşüşle yanıt veren Türkler’in yüzde elli dördü ikinci kuşak
göçmenlerin entegrasyonunu zayıf bulmaktadır. %42 (2013’e göre dokuz yüzde puanı artışla),
ikinci kuşağın entegrasyonunun iyi olduğunu söylemektedir.
Amerikalılar Dış Göç Sorun Değil Diyor, Avrupalılar – Bazıları Şiddetle, Katılmıyor
Başka ülkelere göçün ülkeleri için sorun olup olmadığı sorulduğunda üç Amerikalı
yanıt verenden ikisi (2013’te kayedilen %69’a kıyasla, %66) sorun olmadığını söylerken,
Avrupalılar’ın %58’i (2013’te %57 iken) sorun olduğunu söylemiştir. Avrupa’da buna katılanların oranının en yüksek olduğu ülkeler %95 ile Yunanistan, %93 (2013’e göre beş yüzde puanı
artışla) ile Portekiz, %87 (2013’e göre yedi yüzde puanı artışla) ile İspanya, %84 (2013’e göre
iki yüzde puanı artışla) ile İtalya ve %83 (2013’e göre bir yüzde puanı artışla) ile Polonya’dır.
Hollanda (%13) ve İsveç’te (%15) yanıt verenler başka ülkelere göçün kendi ülkeleri için sorun
olduğunu en az söyleyenler olmuşlardır.25
25 Soru 33: Sizce, ülkenizden diğer ülkelere yapılan göç, yani başka ülkelerde yaşamak üzere ülkenizden ayrılan vatandaşların sayısı ne derece ciddi bir sorun teşkil ediyor? Çok ciddi bir sorun mu, biraz ciddi bir sorun mu teşkil ediyor, ciddi bir
sorun teşkil etmiyor mu yoksa bu durum ülkeniz için bir sorun değil mi? Soru D18a, b: Anavatanınızdan bir yıl veya daha
uzun süre için hatta kalıcı olarak ayrılmayı düşündünüz mü? / Ekonomik kriz dikkate alındığında anavatanınızdan bir yıl
veya daha uzun süre için hatta kalıcı olarak ayrılmayı düşündünüz mü?
Transatlantik Eğilimler 2014
39
Tablo 19: Dışa Göç Bir Sorun
100
95
93
87
80
84
83
75
60
Yüzde
59
58
56
40
37
33
31
20
15
13
rle
lla
nd
a
ve
ç
Ho
İs
D
AB
k
an
ya
m
Al
Kr
al
lı
şik
Fr
an
sa
Bi
AB
Ru
sy
a
Tü
rk
iye
Po
lo
ny
a
İta
lya
Yu
na
ni
st
an
Po
rte
ki
z
İs
pa
ny
a
0
S33
Türkiye’de dışa göçü sorun olarak görenlerin sayısında bir sıçrama olmuştur. 2013’e göre 29
yüzde puanı artışla, %75 bu görüştedir. %21 (2013’e göre 24 yüzde puanı düşüşle), buna katılmamaktadır.
Kişisel olarak yurt dışına taşınmayı düşünüp düşünmedikleri sorulduğunda Amerikalılar’ın
%68’i ve Avrupalılar’ın %51’i bunu hiç düşünmediğini söylemiştir. Portekizliler, Yunanlılar ve
İngilizler bunu yaptıklarını veya yapmayı düşündüklerini Avrupa’da en çok dile getirenlerdir:
sırasıyla %58, %55 ve %55. Hiç bir yere ayrılmak istemeyenler en çok Polonya’dadır (%59).
Türkler’in yüzde yetmiş ikisi, başka bir ülkeye taşınmayı hiç düşünmediklerini söylemişlerdir.
Ekonomik kriz bağlamında başka ülkelere gitme konusunda ne düşündükleri sorulduğunda
Amerikalılar’ın %68’i ve Avrupalılar’ın %63’ü bunu hiç düşünmediklerini belirtmişlerdir.
40
The German Marshall Fund of the United States
Amerikalılar Yasadışı Göçmenler için Endişe Duyuyor ama Çoğu Onlara Yasal Statü
Tanınmasını İstiyor
Amerika Birleşik Devletler’inde göçmen reformuna dair hararetli tartışma devam ederken, ülkeye
yasal belgeleri olmadan gelen 11-12 milyon kişi için ne yapılacağı konusu şu anda gündemdedir.
Birincil soru bu kişilerin yasal statüye kavuşturulup kavuşturulmayacağı, onlara vatandaşlık yolunun
açılıp açılmayacağıdır.1
Yasadışı göçmenler konusu sorulduğunda %60 (2013’te kaydedilen %61’e kıyasla), endişe
duyduğunu söylemektedir. %38 (2013’te %37 idi), endişeli olmadığını belirtmektedir. 2013’e göre
beş yüzde puanı artışla, Amerikalı yanıt verenlerin yüzde yetmiş sekizi, yasal göçmenlerden endişe
etmediğini söylerken, 2013’e göre 4 yüzde puanı düşüşle %21 endişelidir.
Tablo 20: Yasadışı Göçmenlerin Geleceği
60
45
40
Yüzde
Transatlantik
Eğilimler araştırmasında Amerikalılar’a
yasadışı göçmenlerin menşe
ülkelerine geri
gönderilmeleri mi
yoksa yasal statü
verilerek ABD’de
kalma imkanı mı
verilmesi gerektiği
sorulmuştur. Çoğu
kişi (%45) yasadışı
göçmenlerin ABD’de
yasal statü alabilmeleri gerektiğini
söylemiştir. %27
ülkelerine dönmelerini istemiştir. Yüzde
yirmi altı, duruma
bağlı olduğunu
belirtmiştir. Yasal
statü tanınmasını destekleyen
Amerikalılar içinde
%86, yasal statünün
ABD vatandaşlığına giden yolu da
içermesi gerektiğini
söylemiştir. Sadece
%11, buna karşı
çıkmıştır.
27
26
20
0
Yasal statü yolu
Ülkelerine geri gönderme
Duruma bağlı
Göçmenlerin Yasal Statüsü
ABD vatandaşlığı
yolunu içermeli
3
11
ABD vatandaşlığı
yolunu içermemeli
Bilmiyor/
Cevap yok
86
S30,31
1 Soru 29.1, 2: Yasal / yasadışı göçten endişeleniyor musunuz, endişelenmiyor musunuz? Soru 30: Ülkenizde yasadışı bulunan
göçmenleri düşününce menşe ülkelerine dönmelerine mi, yoksa ülkenizde kalmalarına izin verecek yasal statü almalarına mı izin
verilmelidir? Ve filtreli soru 31: Yasadışı olarak ülkenizde bulunan göçmenlerin yasal statü alabilmeleri imkanı olması gerektiğini
söylediniz. Sizce bu yasal statü ABD vatandaşlığına giden yolu da içermeli midir?
Transatlantik Eğilimler 2014
41
3
Güvenlik Alanında Transatlantik İşbirliği
G
eçtiğimiz yıl Güney Çin Denizi’nden Orta Doğu’ya uzanan coğrafyada ortaya çıkan
gerginlikler - Irak’ta ve Suriye’de kontrolsüz devam eden iç savaş, Libya’daki şiddetli
kargaşa ve Gazze Şeridi’nde patlak veren çatışmalar gibi – sonucunda küresel güvenliğe
yönelik tehditler şiddetlenmiştir.26 Daha önceden Sovyetler Birliği’nin bir parçası olan fakat şu
anda AB’nin “Doğu Ortaklığı”nın üyesi olan ve Avrupa ile yakın birliktelik hedefleyen Ukrayna’daki kriz nedeniyle çatışma, Avrupa sınırlarına 1990’lardaki Balkan savaşlarından beri ilk
defa bu kadar yakın olmuştur.
Araştırmanın bu bölümünde sorulan sorular güvenlik alanında transatlantik ortaklık, işbirliği
alanları, NATO, İran’ın nükleer programına dair müzakereler ve Avrupa’nın doğu komşularındaki çatışmalar gibi konuları kapsamaktadır. İsveçli seçmenlerin tutumuna dair olan bölüm
ise bir grup yanıt verenin ülkelerinin uluslararası konulara müdahil olma isteğinin, Avrupa
ortalamasının sürekli olarak üzerinde olduğuna işaret etmektedir.
BÖLGESEL İŞBİRLİĞİ
Avrupalılar’ın neredeyse yarısı genel olarak ABD’den bağımsız hareket etmek istediklerini belirmiştir. Söz konusu belirli bölgesel ilişkiler ve endişeler olduğunda ise daha da
fazla bağımsızlığı veya AB içinde daha fazla işbirliği tercih etmektedirler. İlk defa 2014’de
Amerikalılar’a ve Avrupalılar’a belli başlı bölgesel ilişkiler ve endişeleri nasıl ele almak istedikleri sorulmuştur.
Avrupalılar, Çin’le beraber mi Yoksa Ayrı Ayrı mı İlişki Kuracakları Konusunda
Kararsız, Türkler Bağımsız Yaklaşımı Tercih Ediyor
Çin ile ilişkilerinde Avrupalılar’ın %42’si, Avrupa Birliği’nin diğer üyeleriyle yakın çalışmak
istediğini söylerken, %44 ülkelerinin Çin’e karşı bağımsız bir yaklaşım benimsemesini istemektedir. Fransa’da yanıt verenlerin çoğunluğu (%51) ve Hollanda’da (%48), İspanya’da (%47)
ve İsveç’te (%45) çoğu kişi Avrupa Birliği’nin diğer üyeleriyle yakın çalışmayı istemektedir.
Yunanlı, Portekizli ve İngiliz yanıt verenler Çin ile ilişkilerin ikili düzeyde yürütülmesi arzusundadır (sırasıyla %62, %55 ve %49).27
Avrupa’da önemli bir kesimin ABD ile beraber hareket etmek istediğini belirttiği tek ülke
Polonya olmuştur (%19). İngiliz ve İtalyan yanıt verenlerin %11’i de aynı şeyi söylemiştir.
Yanıt veren Türkler’in %44’ü Çin ile ilişkilerini başka ülkelere bağımlı olmadan yürütmek istemektedir. %21, ABD ile beraber hareket etmeyi tercih ederken, %19 bu konuda Avrupa Birliği
ülkeleriyle yakın çalışmak arzusundadır.
26 Bu senenin araştırmasının saha çalışmasından sonra ortaya çıkan Gazze’deki İsrail-Hamas çatışması ve Libya’daki mücadele araştırma raporu baskıya girerken hala devam etmekteydi.
27 Soru 6a.2: Çin ile ilişkilerinizde ülkeniz diğer AB ülkeleriyle mi çalışmalı, yoksa bağımsız bir yaklaşım mı benimsemeli?
42
The German Marshall Fund of the United States
Tablo 21: AB Çin ile İlişkilerini Nasıl Yürütmeli?
AB ülkeleriyle
6
Bağımsız
yaklaşım
9
ABD ile
x
42
Bilmiyor/
Cevap yok
44
S6a.2
Tablo 22: AB Orta Doğu ile İlişkilerini Nasıl Yürütmeli?
AB ülkeleriyle
5
Bağımsız
yaklaşım
10
ABD ile
x
44
Bilmiyor/
Cevap yok
41
S6a.3
Transatlantik Eğilimler 2014
43
Avrupalılar Orta Doğu Konusunda da Kararsız, Türkler Bağımsız Yaklaşımı Tercih
Ediyor
Avrupalılar’a aynı soru Orta Doğu için sorulduğunda benzer yanıtlar alınmıştır. %44,
bölgedeki konularla ilgili olarak Avrupa Birliği’nin diğer üyeleriyle beraber hareket etmek
isterken, %41 bağımsız hareket etmek istemektedir. Fransız, İspanyol ve İtalyan yanıt verenler
AB’nin diğer üyeleriyle beraber hareket etmeyi en çok isteyenlerdir. (sırasıyla %53, %49 ve
%49). Yunanlı, Alman ve İngiliz yanıt verenler ise bağımsız hareket etmeyi en çok isteyenler
olmuştur (sırasıyla %53, %49 ve %47).28
Polonyalılar yine ABD ile işbirliğini en çok isteyenlerdir (%21). Onları İngiliz, Hollandalı ve
İtalyanlar takip etmektedir (üçü de %12).
Türkler’in yüzde kırk altısı, Orta Doğu ile ilişkilerinde aracı istemiyorken, %21 Avrupa Birliği
üyeleri ile işbirliğini tercih etmektedir. Yüzde on sekiz, Amerika Birleşik Devletleri’yle beraber
çalışmak istemektedir.
Amerikalılar Çin ve Orta Doğu ile İlişkilerde Yalnız mı, AB ile İşbirliği İçinde mi
Hareket Edilmeli Konusunda Bölünmüş
Amerikalılar, söz konusu Çin olduğunda Avrupa ile beraber hareket etme konusunda benzer
şekilde karışık duygulara sahiptir. Çoğunluk (%53) Çin ile ikili düzeyde çalışmak isterken, %42
Amerika’nın Çin ile ilişkilerini Avrupa Birliği ile işbirliği içinde yürütmesini istemektedir.29
Çoğu Amerikalı (%48) Orta Doğu’da bağımsız çalışmayı tercih ederken, %45 Avrupa ile
beraber hareket etmek arzusundadır.
Diğer Ülkelerle İşbirliği Türklere Daha Cazip Gelmeye Başlıyor
Türkler’e genel olarak kiminle işbirliği yapmak istedikleri sorulduğunda %33 Türkiye’nin
yalnız hareket etmesini istemiştir. Ancak bu rakam 2013’e kıyasla beş, 2008’e kıyasla on beş
yüzde puanı düşmüştür. 2013’e göre yedi, 2008’e göre sekiz yüzde puanı artışla %28, Avrupa
Birliği ile beraber hareket etmek istemektedir.30
Yüzde on dört (2013’e göre altı, 2008’e göre üç yüzde puanı artışla), Orta Doğu ülkeleriyle
beraber hareket etmeyi tercih etmektedir. Sadece %10 (2013’e göre iki, 2008’e göre yedi yüzde
puanı artışla), ABD’yi tercih etmektedir. Yüzde dört (2013’e göre iki, 2008’e göre üç yüzde
puanı artışla), Rusya ile beraber hareket etmeyi istemektedir.
NATO
Afganistan’daki NATO misyonunun 2014 yılının sonunda çekilme planırken, Eylül’de Galler’de
düzenlenecek NATO toplantısı liderlerin rutin bir buluşması olarak görülmüştü. Fakat, Ukrayna’daki çatışma ve Rusya’nın konuya dahil oluşu toplantıya yeni bir aciliyet ve önem kazandırmıştır. Transatlantik Eğilimler araştırmasında Amerikalılar’a ve Avrupalılar’a transatlantik
ittifakın askeri kolu hakkında ne düşündükleri ve gelecekte NATO’nun ne çeşit misyonlarda
görev almasını istedikleri sorulmuştur.
28 Soru 6a.3: Orta Doğu ile olan ilişkilerinizde … ile beraber hareket edilmelidir?
29 Soru 6b.2, 3: Çin / Orta Doğu ile ilişkilerinizde … ile beraber mi hareket edilmelidir?
30 Soru 7: Uluslararası konularda sizce Türkiye aşağıdaki ülkelerden hangisiyle işbirliği içinde olmalıdır?
44
The German Marshall Fund of the United States
Tablo 23: NATO Hala Gerekli
100
ABD
AB
Türkiye
80
69
62
Yüzde
60
56
53
60
61
57
52
55
40
60
55
60
59
62
62
60
62
59
58
58
56
55
61
58
49
44
35
38
35
37
38
39
2011
2012
2013
30
20
0
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2014
Soru 2003’de sorulmamıştır, veri yok
S10
NATO’ya Destek Atlantik’in Her İki Yakasında Güçlü, Bazı Ülkelerde Artıyor
Avrupalılar’ın yüzde altmış biri (2013’e göre üç yüzde puanı artışl, ancak 2002’ye göre
sekiz yüzde puanı düşüşle), NATO’nun hala güvenlik için gerekli olduğuna inanmaktadır.
Amerikalılar’ın yüzde elli sekizi (2013’e göre üç, 2002’ye göre iki yüzde puanı artışla), buna
katılmaktadır. Avrupalılar’ın yüzde otuz altısı, NATO’yu artık gerekli görmezken bu sonuç
geçen seneye benzemektedir (ama 2002’ye göre sekiz yüzde puanı artış vardır). Amerikalılar’ın
%29’u (2013’e göre üç, 2002’ye göre bir yüzde puanı düşüşle), aynı düşüncededir.31
Avrupa’da Hollandalılar NATO’yu en gerekli görenlerdir (2013’e göre dokuz yüzde puanı
artışla, %81). Onları %70 ile İngilizler (2013’e göre bir yüzde puanı artışla), %68 ile Portekizliler (2013’e göre beş yüzde puanı artışla) ve %64 ile Almanlar (2013’e göre dört yüzde puanı
artışla) takip etmektedir.
Destekte en yüksek artış Polonya’dadır. %62 NATO’yu ülke güvenliği için gerekli görmektedir.
2013’e göre 15 yüzde puanı artış söz konusudur.
Yunanlı yanıt verenler NATO’yu en az gerekli görenlerdir (%41). Yunanistan, çoğunluğun
NATO’yu gerekli görmediği tek Avrupa ülkesi olmuştur (%52). İtalya’da (%42) ve İspanya’da
(%38) çoğu kişi buna katılmaktadır.
31 Soru 10: Bazı kişiler NATO’nun hala ülke güvenliği için gerekli olduğunu düünüyor. Bazıları gerekli değil diyor. Hangisi
sizin görüşünüze yakın?
Transatlantik Eğilimler 2014
45
Türkiye’de yanıt verenlerin %49’u NATO’yu gerekli olarak tanımlamıştır; 2013’e göre on yüzde
puanı artış söz konusudur ve bu 2004’de tespit edilen %53’ten beri en yüksek rakamdır. %33
(2013’e göre altı yüzde puanı düşüş ama 2004’e göre yedi yüzde puanı artışla), NATO’nun artık
gerekli olmadığını söylemektedir.
Çoğunluk NATO’nun Sınırların Savunmasıyla İlgilenmesini İstiyor
Bu sene Transatlantik Eğilimler araştırmasında yanıt verenlere ilk defa NATO’nun ne çeşit
misyonları olması gerektiği sorulmuştur. Amerikalılar’ın yüzde elli dokuzu ve Avrupalılar’ın
%73’ü, NATO’nun Avrupa sınırlarının savunmasıyla ilgilenmesini isterken, Amerikalılar’ın
%30’u ve Avrupalılar’ın %23’ü buna katılmamaktadır. Hollandalı, Polonyalı ve Portekizli
yanıt verenler bu görüşe en çok katılanlardır (sırasıyla %83, %82 ve %80). Yunanlı, Fransız ve
İtalyan yanıt verenler buna katılmamaktadır (sırasıyla %46, %28 ve %28).32
Yanıt veren Türkler’in çoğunluğu genel görüş birliğine katılmaktadır: %57, NATO’nun
Avrupa’nın sınırlarının savunmasıyla ilgilenmesini istemektedir. %26, buna karşıdır.
NATO’nun Bölge Dışı Operasyonları Konusunda Amerikalılar ve Avrupalılar’ın
Görüşleri Farklı
Avrupalılar’ın çoğunluğu (%51) NATO’nun ABD ve Avrupa dışında askeri operasyonlar
yapmamasını, Amerikalılar’ın çoğu (%43) yapmasını istemiştir. Portekiz, Hollanda ve
Fransa’da çoğunluk, NATO’nun ABD ve Avrupa dışında hareket edebilmesini istemektedir
Tablo 24: NATO’nun Ne Tür Misyonları Olmalı?
80
73
Avrupa sınırlarının savunması
60
59
53
55
57
ABD ve Avrupa dışı askeri
operasyonlar
57
53
Eğitim ve silah temini
Yüzde
49
40
43 43
41
41
43
38
36
Ukrayna gibi ülkelere
eğitim ve silah temini
Afganistan’da istikrar
20
0
ABD
AB
Türkiye
S11.1-5
32 Soru 11.1: Sizce, NATO, şimdi okuyacağım hangi görevlere müdahil olmalı mıdır? 1. Avrupa’nın sınırlarının savunması.
46
The German Marshall Fund of the United States
İsveç, NATO ve Uluslararası Angajman
Son yıllarda ABD’nin ve NATO’nun askeri müdahalelerine katılım söz konusu olduğunda İsveç,
Avrupa’da bu konudaki istekliliğiyle öne çıkmaktadır. 2014’de İsveçliler’in %54’ü, NATO’nun yürüttüğü
askeri operasyonlara katılımı desteklemiştir. 2013’te bu rakam %47 olmuştur. Operasyonun Birleşmiş
Milletler tarafından yapılması durumunda destek %60’a çıkmaktadır. İsveçliler’in yüzde otuz dokuzu,
İsveç’in NATO’ya katılımını desteklemektedir. Yavaş da olsa bir artış eğilimi söz konusudur: 2013’te
İsveç’in NATO’ya katılmasını %36, 2012’de %24 desteklemiştir. %54lük bir çoğunluk İsveç’in NATO’ya
girmemesini söylemeye devam etmektedir ama bu sorunun Transatlantik Eğilimler’de ilk kez sorulduğu 2012 yılına göre on beş yüzde puanı, 2013’e göre iki yüzde puanı düşüş görülmüştür.1
Bu tutumlar, uluslararası angajmana yönelik güçlü tercihler çerçevesinde ortaya çıkmaktadır. İsveçli
yanıt verenler, ABD ve AB’nin küresel liderlik rolünü ciddi ölçüde istemektedir (%62 ve %76) ve
Rusya’nın liderlik rolüne kesinlikle karşı çıkmaktadır (%77; bu rakam Rusya’ya karşı olumsuz görüşleri
olan %78 ile uyum göstermektedir). İsveçliler, hükümetlerinin uluslararası politikalarını da kuvvetle
desteklemektedirler (%74; ama Rusya ile ilişkileri ele alış şekline destek %56). İran konusunda ise
yaptırımlara belirgin bir destek vardır (%38). Ukrayna’ya dair duygular karışık olmasına rağmen (%35
olumlu, %45 olumsuz) dört İsveçli’den üçü (%73), Rusya ile çatışma riskine rağmen, Ukrayna’ya
destek verilmesini istemektedir. Buna Ukrayna’ya AB üyeliği teklif edilmesi (%56) ve ekonomik yardım
sağlamak (%72) da dahildir. Fakat, %49 NATO üyeliği teklif edilmesine ve %54 askeri malzeme yollanmasına sıcak bakmamaktadır. %68, Rusya’ya karşı ekonomik yaptırımları desteklemektedir.
2013’te İsveçliler, İtalyanlar hariç diğer tüm yanıt verenlere kıyasla, Orta Doğu’da demokrasinin
istikrara tercih edilebileceğini en çok söyleyenler olmuşlardır (ikisi de %73) ve Fransızlar’ın ardından
Suriye’ye müdahaleyi en kuvvetle destekleyenlerdir (yine de her iki ülkede de çoğunluk – Fransa’da
%65 ve İsveç’te %61 - müdahaleye karşıdır). İsveçliler’in yüzde altmış üçü (Avrupa ortalaması %53
iken) Afganistan’da bazı birliklerin ordu ve polis kuvvetlerini eğitmek amacıyla kalmasını onaylamıştır.
2012’de İsveçliler’in %56’sı Irak müdahalesini doğru bulduğunu belirtmiştir (Avrupalı yanıt verenlerin
%38’i onaylamıştır). %62 aynı şeyi Afganistan için ifade etmiştir (Avrupalılar’ın %42’si onaylamıştır).
Göze çarpan bir çoğunluk (%68), Libya müdahalesini de desteklemiştir (Avrupalılar’ın %48’i onaylamıştır). İsveçli yanıt verenler Afganistan’daki birliklerin düzeyinin aynı kalmasını en çok (%45) ve tüm
birliklerin çekilmesini de en az (%26) isteyenler olmuşlardır.
1 Soru 12a: Geleceği düşünecek olursak İsveç’in BM destekli NATO operasyonlarına katılmasını ister misiniz, istemez misiniz?
Soru 12b: İsveç’in NATO’nun askeri operasyonlarına katılmasını ister misiniz, istemez misiniz? Soru 13: Bazıları İsveç’in NATO
ittifakının bir üyesi olması gerektiğini söylüyor. Diğerleri İsveç’in NATO’ya girmesini istemiyor. Sizin görüşünüz hangisine daha
yakındır?
(sırasıyla %65, %58 ve %55). Yunanistan, Almanya, İtalya’da büyük çoğunluk buna katılmamıştır (sırasıyla %69, %63 ve %59).33
Türkler eşit şekilde bölünmüştür: %41, NATO’nun Avrupa ve ABD dışında operasyonları
olabileceğini düşünürken, %42 olmamalıdır demektedir.
Amerikalı ve Avrupalı Görüşler Diğer Ülkelere Savunma Amaçlı Eğitim ve Silah
Temini Hakkında da Farklı
Amerikalılar’ın çoğunluğu (%53), NATO’nun diğer ülkelere savunmada yardımcı olmak
için eğitim ve silah temin etmesini desteklemektedir. Avrupalılar’ın çoğunluğu (%52) buna
33 Soru 11.2: ABD ve Avrupa dışında askeri operasyonlar düzenlemek
Transatlantik Eğilimler 2014
47
karşıdır. Polonyalı, Portekizli, İngiliz ve Hollandalı yanıt verenler – sırasıyla %58, %55, %50
ve %50 - Avrupa ortak görüşünden en çok sapanlar olup NATO’nun diğer ülkelere eğitim ve
silah temin etmesini desteklemektedir. İtalya, İspanya ve Fransa ciddi bir şekilde buna karşı
çıkmıştır (sırasıyla %70, %61 ve %56).34
Yanıt veren Türkler’in yüzde kırk yedisi, NATO’nun diğer ülkelere eğitim ve silah temin etmesine karşı çıkmış, %38 NATO’nun bunu yapması gerektiğini söylemiştir.
Ukrayna’daki mevcut kriz yanıt verenlerin fikrini çok da değiştirmemiştir: aynı örneklemin
yarısına NATO’nun Ukrayna gibi ülkelere silah ve eğitim sağlamalı mı sağlamamlı mı diye
sorulduğunda Avrupalılar’ın %53’ü (Ukrayna’dan bahsedilmeden tespit edilenden bir yüzde
puanı yüksek) sağlamamalı derken, Amerikalılar’ın %55’i sağlamalı demiştir. Alman ve Portekizli yanıt verenlerin görüşleri Ukrayna söz konusu olunca farklılaşmıştır: Almanlar’ın %54’ü
NATO’nun Ukrayna gibi ülkelere eğitim ve silah temin etmesini istemezken, soru belirsiz
şekilde sorulduğunda %49 aynı yanıtı vermiştir. Portekizli yanıt verenlerin %44’ü, Ukrayna’dan
bahsedilince, NATO eğitim ve silah etmeli derken, soru belirsiz olunca %55 bu yanıtı vermiştir.35
...Ama NATO’nun Afganistan gibi Yerlerde İstikrarı Sağlaması Konusunda Hemfikir
ABD (%53) ve Avrupa’da (%57) çoğunluk NATO’nun Afganistan gibi yerlerde istikrarı sağlamaya çalışmasına destek vermektedir. Portekizli, İspanyol ve Hollandalı yanıt verenler bunu
en çok destekleyenlerdir (sırasıyla %69, %67 ve %62). Yunanistan’da çoğu kişi (%49) buna
katılmamıştır, onları %45 ile Alman ve %41 ile Fransız yanıt verenler izlemiştir.36
Türkler daha kararsızdır, %43 NATO’nun bunu yapmasını isterken, %37 karşı çıkmış, %20
bilmediğini veya yanıt vermek istemediğini söylemiştir.
İRAN
İran’ın nükleer programına karşı transatlantik tartışmaların odağını oluşturan güç kullanımı
seçeneği, ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Almanya, Çin, Rusya ve İran arasında Viyana’da
gerçekleşen müzakereler sırasında askıya alınmıştır. İran’ın programının bir bölümünü imha
etmek zorunda olup olmaması üzerine ortaya çıkan anlaşmazlıkların giderilebilmesi için
Temmuz ortası olarak belirlenen anlaşma süresi dört ay daha uzatılmıştır.
Transatlantik Topluluğun İran için Seçtiği Araç: Yaptırımlar
İran’ın nükleer programının yarattığı tehditle mücadele için düşünülen bir dizi seçenek
arasında (ekonomik teşvikler, ekonomik yaptırımlar, İran hükümetine muhalif olanların
desteklenmesi, bilgisayar sabotajı ve askeri operasyon) Atlantik’in her iki yakasında çoğu kişi
(ABD’de %32, AB’de %32) aynen 2013’te olduğu gibi ekonomik yaptırımları tercih etmiştir.
ABD’de ikinci tercih bilgisayar sabotajı olmuştur (geçen seneye göre dört yüzde puanı artışla
34 Soru 11.3: Diğer ülkelerin savunmasına yardım için eğitim ve silah temini
35 Soru 11.4: Ukrayna gibi ülkelere kendilerini savunmaları için eğitim ve silah temin etmek
36 Soru 11.5: Afganistan gibi yerlerde istikrarı sağlamaya çalışmak
48
The German Marshall Fund of the United States
%17). Avrupalılar’ın %21’i ekonomik teşviklerin sunulmasını istemektedir (2013’e göre üç
yüzde puanı artışla).37
Yaptırım seçeneğine en fazla destek İsveç ve İspanya (%38), Hollanda (%36), İtalya ve
Fransa’dan (%34) gelmiştir. Ekonomik teşvikler için en fazla destek ise Almanya’dadır (2013’e
göre altı yüzde puanı artışla, %33), onu Yunanistan izlemektedir (%31).
Daha önceki yıllarda olduğu gibi Avrupalılar’ın sadece %9’u ve ABD’de yanıt verenlerin %6’sı,
İran muhaliflerine destek vermeyi istemektedir. Avrupalılar’ın %6’sı ve Amerikalılar’ın %4’ü,
diğer seçenekler masada olsa da, İran’ın nükleer silah edinmesini kabul etmeye hazırdır.
Yanıt veren Türkler öncelikler açısından Avrupalılar’a benzemektedir: %20 İran’a karşı
ekonomik yaptırımları tercih ederken, %13 İran’ın nükleer kapasitesinden vazgeçmesi için
ekonomik teşvikler sunulmasını istemiştir. %13 bilgisayar sabotajını isterken, %12 İran’ın
nükleer silah edinmesini kabul edeceğini bildirmiştir.
Son Çare Olarak İran’a Karşı Güç Kullanımı?
Amerikalılar’ın sadece %12’si (2013’e göre altı yüzde puanı düşüş) ve Avrupalılar’ın %6’sı
(2013’e göre bir yüzde puanı artış) birinci seçenek olarak askeri güç kullanımını desteklemektedir. ABD’de sadece %4 ve Avrupa’da %6 İran’ın nükleer silahlanmasını kabul etmeye
hazır olduğunu en başta söylemiştir. Bu şekilde yanıt verenlerin dışındakilere, tüm diğer
seçeneklerin denenmesinden sonra İran’a askeri harekat yapılıp yapılmaması sorulduğunda,
Amerikalılar’ın %60’ı (2013’e göre dört yüzde puanı düşüşle) askeri harekatı desteklerken, %27
İran’ın nükleer silah edinmesini kabul edeceğini belirtmiştir. Askeri harekat veya nükleer silah
edinimini kabul etme seçeneğini belirtmeyen Avrupalılar’ın yüzde ellisi (2013’e göre iki yüzde
puanı artışla) tüm diğer seçenekler tükenirse fikir değiştireceklerini söylerken, %35 fikirlerinin değişmeyeceğini söylemiştir.38
Bu koşullar altında askeri harekat seçeneği en çok Fransa (%70), Portekiz (%67) ve İspanya’da
(%59) desteklenmiştir. Askeri harekatın tek seçenek olması durumunda İran’ın nükleer silah
edinimini kabul edenler en çok Almanya’da (%51), Birleşik Krallık’ta (%47), Hollanda’da ve
Yunanistan’dadır (ikisi de %41).
Türkler bölünmüştür: yüzde altı, masada başka seçenekler de olsa, İran’a askeri harekat
yapılmasını kabul etmekte, kabul etmeyenlerin yüzde otuz sekizi (2013’te %23 idi) tüm diğer
seçenekler tüketilirse fikir değiştireceğini söylemektedir. Çoğu Türk (2013’ten beri beş yüzde
puanı düşüşle, %43) nükleer İran’ı kabul etmeyi tercih etmiştir.
37 Soru 14: Bilebileceğiniz gibi İran’ın nükleer silah edinimini önleme çabaları devam etmektedir: Ekonomik teşvikler /
ekonomik yaptırımlar / muhaliflerin desteklenmesi / bilgisayar teknolojisinin kullanımıyla nükleer tesislerin sabote edilmesi
/ askeri harekat / İran’ın nükleer silahlanmasını kabul etmek
38 Soru 15: Farz edelim ki tüm askeri olmayan seçenekler tüketildi ve İran’ın nükleer silah edinmesini engelleyecek tek
seçenek askeri güç kullanımı kaldı. Bu durumda (AB / ABD / Türkiye / Rusya) İran’a karşı askeri harekat yapmalı mı yoksa
İran’ın nükleer silah edinmesini kabul mü etmeli?
Transatlantik Eğilimler 2014
49
AVRUPA’NIN DOĞU KOMŞULARI
2014 yılı Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri için AB’nin doğu sınırları ile Rusya’nın batı
sınırları arasında kalan bölgede AB’nin doğu komşuları açısından sorunların tırmandığı bir yıl
olmuştur. Senenin başında bölgenin üç ülkesi – Ukrayna, Gürcistan ve Moldova, AB ile ortaklık
anlaşmaları müzakerelerine başlamışlardır. Ukrayna’nın o dönemki Devlet Başkanı Viktor
Yanukoviç Moskova’dan gelen baskılarla ülkesinin müzakerelerini durdurmuş ve Ukrayna’nın
AB yerine Rusya önderliğindeki Avrasya Birliği’ne gireceğini söyleyince Ukrayna’da her yerde
gösteriler başlamıştır. En sonunda Yanukoviç ülkesini terk etmek zorunda kalınca, yeni bir
geçici hükümet kurulmuştur. Mayıs’ta da seçimler gerçekleştirilmiştir.
Devlet Başkanı Poroshenko’nun Ukrayna’sı AB ile daha yakın ilişkiler kurmak istemekte; ancak
Rusya’nın Ukrayna’nın Kırım Yarımadası’nı topraklarına katması ve Doğu Ukrayna’daki ayrılıkçı güçler ile Ukrayna arasındaki çatışma, Ukrayna’nın gelecekteki demokratik dönüşümünü
belirsiz hale getirmekte ve tüm bölgenin güvenliğini tehlikeye sokmaktadır.
Ukrayna’ya ilişkin Görüşler ABD’de Orta Derecede Olumlu, Avrupa’da Karışık,
Türkiye’de Olumsuz
Belirli ülkelere dair düşüncelerin sorulduğu bir soru dizisi içinde Transatlantik Eğilimler araştırmasında Amerikalılar’a ve Avrupalılar’a bu sene ilk defa Ukrayna hakkında ne düşündükleri
sorulmuştur. ABD’de çoğu kişi (%44) Ukrayna hakkında olumlu düşündüğünü söylerken, %32
olumsuz görüşte olduğunu bildirmiş, %24 bilmediğini veya yanıt vermek istemediğini söylemiştir.39
Avrupalı yanıt verenlerin görüşleri bölünmüştür: %43 olumlu, %42 olumsuz görüştedir.
Avrupa’da Ukrayna’ya yönelik en olumlu görüşler Polonya’dadır (%56); onu Fransa (%50),
Almanya ve Birleşik Krallık takip etmektedir (ikisi de %43). AB içinde Ukrayna’ya yönelik en
olumsuz görüşler İtalya ve Hollanda’dadır (ikisi de %50), Yunanistan ve İsveç onları izlemektedir (ikisi de %45). Alman yanıt verenlerin görüşleri neredeyse eşit bölünmüştür (%43 olumlu,
%45 olumsuz).
Ukrayna’ya yönelik en olumsuz düşünceler Türkiye’dedir (%57).
Çoğunluk Ukrayna’ya Ekonomik ve Siyasi Destek Vermek İstiyor, Yunanistan Karşı
Çıkıyor
2014’te ilk defa sorulan bir soruda Avrupa Birliği’nin (Amerikalılar’a ABD’nin) Rusya ile
çatışmanın artacak olması riskine rağmen Ukrayna’ya siyasi ve ekonomik destek verilmeye
devam edilip edilmemesi sorulmuştur. Amerikalılar’ın (%57) ve Avrupalılar’ın (%58) çoğunluğu yardım edilmesi gerektiğini düşünürken, Avrupa içinde bazı farklılıklar vardır. Avrupa’da
her yerde çoğunluk onaylarken, sadece Yunanistan’da çoğu kişi (%49) desteğin sürdürülmesine
karşı çıkmaktadır. En yüksek onay İsveç (%73), Polonya (%67), Almanya (%65), Portekiz (%64)
ve Birleşik Krallık’tadır (%59). En düşük onay oranı %42 ile Türkiye’dedir ancak yanıt vermeyen
veya bilmediğini söyleyenlerin oranı %24 olmuştur.40
39 Soru 4.6: Ukrayna ile ilgili görüşünüz çok olumlu / olumlu / olumsuz / çok olumsuz mudur?
40 Soru 16a: AB / ABD, Rusya ile çatışma riskinin artacak olmasına rağmen Ukrayna’ya ekonomik ve siyasi destek vermeye
devam etmeli midir?
50
The German Marshall Fund of the United States
Tablo 25: Rusya ile Çatışma Pahasına Ukrayna’ya Ekonomik
ve Siyasi Destek Verilmesi
100
20
32
28
24
33
35
38
36
39
39
43
49
80
34
73
67
Yüzde
60
65
64
Hayır
Evet
59
58
58
57
53
52
40
48
44
42
20
İs
pa
ny
Yu
a
na
ni
st
an
Tü
rk
iye
İta
lya
D
lla
nd
a
AB
Ho
AB
Fr
an
sa
İs
ve
ç
Po
lo
ny
a
Al
m
an
ya
Po
rte
Bi
ki
rle
z
şik
Kr
al
lık
0
S16.a
Amerikalılar ve Avrupalılar Ukrayna’ya NATO Üyeliği Verilmesinde Anlaşamıyor
Başka bir yeni soruda Rusya’nın Ukrayna’da yaptıklarına karşılık alınabilecek diğer
önlemler sorulmuştur. Ukrayna’ya NATO üyeliğinin teklif edilip edilmemesi sorulduğunda,
Amerikalılar’ın üçte ikisi (%68) onaylarken, Avrupalılar ikiye bölünmüştür (%46 olumlu,
%47 olumsuz). Bu öneriye en büyük destek Polonya (%63), Portekiz (%61), İspanya (%57) ve
Türkiye’den (%52) gelmiştir. En olumsuz düşünenler Almanya (%67) ve Fransa’dadır (%53).41
Avrupalılar Ukrayna’nın AB Üyeliği için Kendi Aralarında Anlaşamıyor
Avrupalılar’ın çoğunluğu (%52), AB’nin Ukrayna’ya üyelik teklif etmesini onaylamakta, %43
onaylamamaktadır. Polonyalılar, NATO’dansa AB üyeliğini tercih etmektedir (%69). Onları
%64 ile Portekiz, %62 ile İspanya, %61 ile Yunanistan, %58 ile İtalya ve %56 ile İsveç takip
etmektedir. En olumsuz düşünenler %63 ile Almanya, %57 ile Hollanda ve %52 ile Fransa’dadır. Yanıt veren Türkler’in yüzde elli dördü, Ukrayna’ya AB üyeliği teklif edilmesini
desteklemektedir.
Çoğunluk Ukrayna’ya Ekonomik Yardım Artırılsın İstiyor
Yanıt veren Avrupalıların üçte ikisi (%68) AB’nin Ukrayna’ya yönelik ekonomik yardımını artırmasını istemektedir. ABD’nin yardımı artırmasına Amerikalılar’ın %58’i onay vermiş, %37 buna
41 Soru 16b: Rusya’nın Ukrayna’da yaptıklarına karşılık (AB / ABD’nin) tepkisi hakkında bir dizi öneri bulunmaktadır:
Ukrayna’ya NATO üyeliği verilmesi / Ukrayna’ya AB üyeliği verilmesi / Ukrayna’ya ekonomik yardımın artırılması /
Ukrayna’ya askeri malzeme ve ekipman sağlanması / Rusya’ya karşı daha güçlü ekonomik yaptırımların uygulanması...
Transatlantik Eğilimler 2014
51
Tablo 26: Rusya’nın Ukrayna Müdahalesine Karşılık Alınacak Önlemler
100
Rusya’ya karşı yaptırımlar
80
Ekonomik yardım
77 78
60
68
64
52
40
43
NATO üyeliği teklifi
Askeri malzeme ve
ekipman temini
63
61
58
Yüzde
69
68
52
AB üyeliği teklifi
46
25
20
0
ABD
AB
Polonya
S16b.1-5
karşı çıkmıştır. Avrupa içinde en yüksek onay oranları Polonya (%78), Almanya (%77), İsveç
(%72) ve Portekiz’de (%71) kayedilmiştir.
Polonya Hariç Çoğunluk Ukrayna’ya Askeri Malzeme Yollamak İstemiyor
Araştırmaya katılan Avrupalılar’ın neredeyse dörtte üçü (%71), Rusya’nın yaptıklarına
karşılık Ukrayna’ya askeri malzeme ve ekipman yollama önerilerine katılmadıklarını
söylemiştir. Amerikalılar’ın %52’si de bu öneriyi olumsuz bulurken, %43 askeri malzeme ve
ekipman yollanmasını istemektedir. Sadece Polonya’da yanıt verenlerin çoğunluğu (%52) bu
seçeneği benimsemiştir. Avrupa’da bu öneriye yönelik en olumsuz görüşler %85 ile Almanya,
%81 ile Fransa ve %80 ile İtalya’dadır.
Amerikalılar ve Avrupalılar Rusya’ya Karşı daha Güçlü Ekonomik Yaptırımlar İstiyor
Amerikalılar’ın ve Avrupalılar’ın üçte ikisi (sırasıyla %64 ve %61) Rusya’ya karşı Ukrayna’da
yaptıklarından dolayı daha sert ekonomik yaptırımlar uygulanmasını istemektedir. Polonyalılar bu seçeneği en çok destekleyenlerdir (%77). Onları %71 ile İspanyollar ve %68 ile İsveçliler izlemektedir. En olumsuz görüşler %61 ile Yunanistan’dadır. Almanlar bölünmüştür: %49
istemezken, %50 daha güçlü yaptırımları desteklemektedir.
52
The German Marshall Fund of the United States
4
Rusya
T
ransatlantik Eğilimler tarihinde ikinci defa (ilki 2012’de idi) bu yıl, tam da Ukrayna’daki
krizde Rusya’nın rolünün hararetle tartışıldığı sırada, Rusya’yı araştırmaya dahil etmiştir.
Temmuz ayının sonunda Ukrayna’nın Avrupa ve Rusya ile ilişkileri hakkında bölgesel bir
çatışma olarak başlayan anlaşmazlığın, Rusya ile Batı arasında ciddi bir siyasi çatışmaya dönüşebileceği anlaşılmıştır.
RUSYA’NIN EKONOMİ VE GÖÇE DAİR GÖRÜŞLERİ
Şu anda ülkelerinin karşı karşıya bulunduğu en önemli sorun sorulduğunda Ruslar’ın çoğu
(%29) ekonomi derken, “uluslararası istikrarsızlık” ikinci sırada (%22), “yolsuzluk” üçüncü
sırada (%11) yer almıştır.42
Yanıt veren Ruslar’ın yüzde ellisi, 2012’ye göre sekiz yüzde puanı düşüşle, ekonomik krizden
çok veya biraz etkilendiğini söylemiştir. 2012’ye göre sekiz yüzde puanı artışla yüzde kırk altı
etkilenmediğini belirtmiştir.
Ruslar Ülkelerinde Çok Fazla Göçmen Olduğunu Düşünmüyor ama Bağımsız
Devletler Topluluğu’ndan Gelen Göç Hakkında Endişeli
Hükümetlerinin göç politikaları hakkındaki görüşleri ilk defa sorulan Ruslar’ın yüzde altmış
yedisi onay verirken, %26 onaylamamaktadır. Yanıt veren Ruslar’ın göze çarpan bir çoğunluğu
(%76), göçmenlerin ülkelerine çalışmaya geldiğini düşünürken, %42 iltica etmek için, %40 da
sosyal yardımlardan faydalanmak için demiştir.
Ayrıca yanıt verenlerin çoğu (%40) ülkelerinde “çok fazla değil ama çok” göçmen olduğunu
söylemiş, %29 “çok fazla” göçmen olduğunu ifade etmiştir. Yüzde yirmi iki “çok değil” demiştir.
Ülkelerinde yaşayan göçmenlerin yüzdesi açıklandığında yanıt veren Ruslar’ın %37’si “çok fazla
değil ama çok”, %38’i “çok değil”, %19 “çok fazla” demiştir. Eski Sovyet devletlerinden gelen
göçmenlerden endişe duyup duymadıkları sorulduğunda yanıt verenler eşit şekilde bölünmüştür; %48 endişelendiğini, %44 endişelenmediğini söylemektedir. Ruslar’a Sovyetler Birliği
dışından gelen göç sorulduğunda %38 endişelendiğini, %52 endişelenmediğini ifade etmiştir.
Ruslar’ın yüzde kırk üçü daha kısıtlayıcı mülteci politikalarını tercih ederken, %14 daha az
kısıtlayıcı olmasını, %36 da aynı şekilde kalmasını istemektedir.
Yanıt verenlerin yüzde elli beşi ilk kuşak göçmenlerin iyi entegre olduğuna inanmaktadır.
Yüzde otuz dört, buna karşı çıkmaktadır. Yüzde altmış üç, ikinci kuşağın iyi entegre olduğuna
inanırken, sadece %23 buna karşı çıkmıştır.
Yurt dışına göçün ülkeleri için sorun olup olmadığı sorulduğunda, Ruslar’ın %59’u sorun
derken, %36 sorun değil demiştir.
42 Soru 0, 3.3, 26a, 26b, 27b, 27a, 29.6, 7, 28, 32a, b, 33
Transatlantik Eğilimler 2014
53
RUSLAR’IN ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİNE DAİR GÖRÜŞLERİ
Ruslar Batı’nın da Çin’in de Liderlik Rolünü İstemiyor
ABD küresel liderliğini isteyip istemedikleri sorulduğunda, Ruslar’ın %10’u (2012’ye göre
9 yüzde puanı düşüşle) istediğini söylemiştir. Buna katılmayan %81 (2012’ye göre 17 yüzde
puanı artışla) içinde %49 (2012’ye göre 28 yüzde puanı artışla) ABD’nin güçlü liderlik rolünü
“hiç istemediğini” belirtmiştir. Avrupa Birliği’nin liderlik rolünü tercih edip etmeyecekleri
sorulduğunda, Ruslar’ın sadece %25’i (2012’ye göre 12 yüzde puanı düşüşle) tercih edeceğini
söylerken, %62 (2012’ye göre 18 yüzde puanı artışla) tercih etmediğini ifade etmiştir. Yanıt
veren Ruslar, Çin’in liderlik rolü hakkında da olumlu düşünmemektedir: araştırmaya katılan
Ruslar’ın üçte birinden azı (%28) Çin’in liderlik rolünü isterken, %53 bunu istememektedir.43
Rusya’nın liderlik rolünü isteyip istemedikleri sorulduğunda, Ruslar’ın üçte ikisinden fazlası
(2012’ye göre 3 yüzde puanı artışla, %72) istediğini, %21 (2012’ye göre 1 yüzde puanı artışla)
istemediğini söylemiştir.
Ruslar Obama’nın Dış Politikasını Onaylamıyor; Kremlin’in Politikasını Destekliyor
Ruslar’ın Barack Obama’nın uluslararası politikalarına yönelik olumlu görüşleri 2012 yılına
kıyasla 19 yüzde puanı düşerek %7’ye gerilemiş, aynı zamanda olumsuz görüşler de 38 yüzde
puanı aratarak %86’ya ulaşmıştır. Ruslar, Başkan Barack Obama’nın Rusya ile ilişkileri ele alış
şekline de olumsuz bakmaktadır. %87 desteklemiyorken, geçen seneye göre 31 yüzde puanı
düşüşle sadece %7, desteklemektedir.44
Ruslar’ın kendi hükümetlerinin uluslararası politikalarına yönelik desteği 2012’ye göre 12
yüzde puanı artarak göze çarpan bir çoğunluğa ulaşmıştır: %83. Onaylamayanlar 2012’ye göre
dokuz yüzde puanı düşüşle %12’de kalmıştır.
Rusya’nın Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği Hakkında Görüşleri
Olumsuzlaşıyor; Çin ile Türkiye Hala Popüler
Rusya’nın ABD hakkında görüşleri 2012 ile bu yıl arasında ciddi ölçüde hasar görmüştür.
Sadece %23 (2012’ye göre 27 yüzde puanı düşüşle) ABD hakkında olumlu düşündüğünü
söylerken, %72 (2012’ye göre 31 yüzde puanı artışla) olumsuz görüşte olduğunu söylemiştir.
AB ile ilgili görüşler biraz daha olumludur. Düşüş o kadar da sert olmamıştır. 2012’ye göre 23
yüzde puanı azalarak %41 olumlu görüşte olduğunu söylerken, %52 (2012’ye göre 28 yüzde
puanı artışla) olumsuz görüştedir.45
Bunun tersine Ruslar’ın Çin’e dair görüşleri iki yıl öncesine kıyasla çok daha olumludur. %77
(2012’ye göre 14 yüzde puanı artışla) Çin hakkında olumlu düşündüğünü söylerken sadece,
%17 (2012’ye göre 13 yüzde puanı düşüşle) olumsuz görüştedir.
Ruslar’ın Türkler hakkında görüşleri de olumludur; ama 2012’ye göre azalma vardır. %54
(2012’ye göre 7 yüzde puanı düşüşle) Türkiye hakkında olumlu düşünürken, %28 (2012’ye
göre 2 yüzde puanı artışla) olumsuz görüştedir.
43 Soru 1a, b, c, d
44 Soru 2.1 – 2, 3.1
45 Soru 4.1 - 3
54
The German Marshall Fund of the United States
Ruslar’ın Çoğu Rusya – NATO İlişkilerinde Bağımsızlık İstiyor ama Yükselen Güçlerle
İşbirliğini Hedefliyor
Transatlantik Eğilimler araştırmasında Avrupalılar’a ve Amerikalılar’a güvenlik ve diplomasi
alanında işbirliğinin Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa Birliği arasında daha yakın olması
mı, aynı kalması mı yoksa daha bağımsız bir yaklaşımın mı benimsenmesi sorulmuştur.
Rusya’da yanıt verenlere aynı soru Rusya ve NATO ilişkileri için sorulmuştur.46
Ruslar’ın çoğu (2012’ye göre 11 yüzde puanı artışla %47) Rusya’nın daha bağımsız bir yaklaşım
benimsemesini istemektedir. Aynı kalmasını isteyenlerin sayısı üçte bir olarak sabit kalmıştır
(%31, 2012’de de %30). Yanıt verenlerin sadece %15’i (2012’ye göre 6 yüzde puanı düşüşle)
ilişkilerin daha yakın olmasını istemektedir.
Ayrıca Ruslara AB mi, ABD mi, Çin veya Hindistan gibi yükselen güçlerle mi, Bağımsız
Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri ile mi daha yakın işbirliği yapılmalı yoksa yalnız mı
hareket edilmeli diye sorulduğunda yanıt verenlerin %36’sı yükselen güçler, %29 BDT devletleri, %14 AB ile yakın işbirliği içinde olmalı derken; %10 yalnız hareket etmeli demiştir.
Sadece %2, ABD ile beraber hareket edilmesini istemiştir.
Rusya’da yanıt verenlerin %63’ü, Çin ile ilişkilerin aracı olmadan yürütülmesini istemekte,
%19 AB ülkeleriyle beraber hareket edilsin demektedir. Sadece %6, ABD ile beraber hareket
edilmesini istemiştir. Rusların yüzde elli sekizi, Orta Doğu’da bağımsız hareket etmek isterken,
%21 bunu Avrupa Birliği ile ve yüzde yedi ABD ile işbirliği içinde yapmak istemiştir.
Ancak Ruslar işbirliği için bazı temel konularda daha isteklidir. Suriye’de istikrar söz konusu
olduğunda, %30 Rusya’nın yalnız hareket etmesini, %28 ABD ve AB ile beraber çalışmasını
istemektedir. Yüzde on beş, Rusya’nın sadece AB ile çalışmasını tercih ederken, %2 sadece
ABD demiştir. İran’ın nükleer programıyla ilgili devam eden müzakereler hakkında %29,
Rusya’nın yalnız hareket etmesini isterken, %30 AB ve ABD ile birlikte hareket edilmeli
demiştir. Yüzde on üç sadece AB, %3 sadece ABD yanıtını vermiştir.47
Ruslar’ın %23’ü, nükleer programını durdurması için İran’a ekonomik teşvikler sunulmasını
isterken, %17 yaptırımlar uygulanmasını, %11 İran’ın tesislerini sabote etmek için bilgisayar
teknolojisi kullanılmasını desteklemektedir. Yüzde dört, askeri harekatı onaylamaktadır. Askeri
harekatı desteklemeyenler içinde sadece %13, diğer seçenekler tükenirse, fikrini değiştireceğini söylemiş, %55 İran’ın nükleer silah edinmesini kabul edebileceğini bildirmiştir.
RUSYA VE AVRUPA’NIN DOĞU KOMŞULARI
Ruslar Moldovya, Beyaz Rusya için Olumlu Ama Gürcistan ve Ukrayna için Değil
Ruslar’ın komşuları hakkında görüşleri karışıktır. Yanıt verenlerin yüzde elli altısı, Moldovya
hakkında olumlu düşünürken, %28 olumsuz düşünmektedir. Daha yüksek bir oran (2012’ye
46 Soru 5: Rusya ile NATO arasında güvenlik ve diplomatik alanında işbirliğinin daha yakın olmasını mı, aynı kalmasını
mı veya ortakların daha bağımsız bir yaklaşım benimsemesini mi istersiniz? Soru 8: Uluslararası konularda Rusya sizce
aşağıdakilerden hangisi ile daha yakın çalışmalıdır? Avrupa Birliği ülkeleri / Amerika Birleşik Devletleri / Hindistan ve Çin
gibi yükselen güçler / BDT devletleri / Rusya yalnız hareket etmeli. Soru 6a.2 - 3
47 Soru 9.1, 2: Aşağıdaki konularda sizce Rusya’nın AB ile / ABD ile / her ikisi ile mi beraber çalışması daha iyi olur yoksa
yalnız mı çalışmalıdır? Suriye’de istikrar / İran ile nükleer program müzakereleri
Transatlantik Eğilimler 2014
55
göre on altı yüzde puanı artışla, %80) Beyaz Rusya için olumlu görüş ifade ederken, %14
(2012’ye göre 13 yüzde puanı düşüşle) olumsuz düşüncededir.48
Ancak Ruslar’ın Gürcistan ile ilgili duyguları karışıktır. 2012’ye göre 15 yüzde puanı artışla,
%42 olumlu görüşte olduğunu söylerken, 2012’ye göre 14 yüzde puanı düşüşle, %46 olumsuz
görüşleri olduğunu söylemiştir.
Ukrayna hakkında Ruslar’ın üçte ikisi (%64) olumsuz görüşte iken, %30 olumlu düşündüğünü
ifade etmiştir.
Bu Ruslar’ın açıkça bağımsız hareket etmeyi tercih ettikleri bir alandır. Avrupa’nın doğu
komşularının geleceği sorulduğunda, araştırmaya katılan Ruslar’ın %36’sı, ülkelerinin bu
konuda yalnız çalışması gerektiğini belirtmiştir. %22, AB ve ABD ile beraber çalışmayı tercih
etmiştir. Yüzde on dokuz, bu konuda sadece AB ile beraber çalışmak istediğini söylerken, ABD
için bunu söyleyenlerin oranı sadece %2 olmuştur.49
Son olarak, Ruslar’a Avrupa Birliği ile çatışma riski pahasına Ukrayna üzerindeki etkisini
sürdürmeye çalışıp çalışmayacağı sorulmuştur. Yüzde elli üç olumlu yanıt verirken, %29
olumsuz yanıt vermiştir. Yüzde on sekiz bilmediğini veya yanıt vermek istemediğini söylemiştir.
100
Tablo 27: Rusya’nın AB’nin Doğu Komşuları Hakkındaki Düşünceleri
64
14
80
80
28
46
Yüzde
60
Olumlu
56
Olumsuz
40
42
30
20
0
Beyaz Rusya
Moldovya
Gürcistan
Ukrayna
S4.6-9
48 Soru 4.7 - 9
49 Soru 9.3: Aşağıdaki konularda sizce Rusya’nın AB ile mi, ABD ile mi, ikisi ile beraber mi yoksa yalnız mı çalışması daha
iyidir? Avrupa’nın doğu komşularının geleceği? Soru 17: Rusya, Avrupa Birliği ile çatışma riskine ragmen, Ukrayna üzerindeki etkisini sürdürmeye çabalamalı mıdır?
56
The German Marshall Fund of the United States
Rusya’ya Dair Avrupa ve ABD Görüşleri
Avrupalılar Ruslar’ın Liderlik Rolünü İstemiyor, Amerikalılar Bölünmüş
Rusya’nın liderlik rolü hakkında görüşleri sorulduğunda, Avrupalılar’ın üçte ikisinden fazlası (2013’e
göre üç yüzde puanı artışla, %68) istemediklerini söylemiştir. Amerikalılar’ın çoğunluğu buna katılırken (2013’e göre yedi yüzde puanı artışla, %53), %39 (2013’te %40 idi) Rusya’nın liderlik rolünü
istediğini söylemiştir.1
Avrupa’da Rusya’nın liderlik rolüne karşı en olumsuz görüşler İspanya’da (2013’e göre üç yüzde
puanı artışla, %84), Polonya’da (2013’e göre altı yüzde puanı artışla, %81), İsveç’te (2013’e göre
sekiz yüzde puanı artışla, %77), Fransa’da (2013’e göre sekiz yüzde puanı artışla, %72) ve Türkiye’dedir (2013’e göre dört yüzde puanı artışla, %71) tespit edilmiştir.
Yunanistan çoğunluğun Rusya’nın liderlik rolüne destek verdiği tek AB ülkesi olmuştur (%52). %40,
istemediğini söylemiştir.
Almanya’da %59luk bir çoğunluk, Rusya’nın liderlik rolünü istemezken, yine de istemeyenlerin
oranının 2013’teki %69’a kıyasla on yüzde puanı düştüğü tek Avrupa ülkesi olmuştur. Almanya’da
isteyenlerin oranı 2013’e göre 11 yüzde puanı artarak %38 olmuştur.
Rusya’ya Dair Görüşler Atlantik’in İki Yakasında da Olumsuzlaşıyor
Rusya’ya dair görüşler olumsuzlaşmaya devam etmiştir. 2013’e göre 12, 2012’ye göre 23 yüzde
puanı artışla Amerikalılar’ın %71’i görüşlerinin olumsuz olduğunu söylerken, 2013’e göre altı,
2012’ye göre on üç yüzde puanı artışla Avrupalılar’ın %68’i aynı görüşte olduğunu belirtmiştir. Özellikle İsveçliler oldukça olumsuzdur. %78, görüşlerinin olumsuz olduğunu söylerken, Hollandalılar’ın
%73’ü buna katılmaktadır. Yunanistan Rusya hakkında olumlu izlenimleri olan tek ülke olmuştur.
%65, olumlu düşünmektedir. Türkler’in yüzde altmış sekizi, görüşlerini olumsuz olarak tanımlarken,
%20 olumlu olduğunu söylemiştir.2
Barack Obama’nın Rusya ile İlişkileri Avrupa’da Onaylanıyor, Amerika’da Görüşler Bölünmüş
Avrupalılar’ın çoğunluğu (%52) Başkan Barack Obama’nın Rusya ile ilişkileri yürütme şeklini desteklediğini söylese de, onaylamayanların oranı 2013’e göre 9 yüzde puanı artarak %35 olmuştur. ABD’de
yanıt verenlerin görüşleri bölünmüştür; %41 (2013’e göre 12 yüzde puanı düşüşle) onayladığını
söylerken, %49 (2013’e göre 15 yüzde puanı artışla) onaylamamaktadır. Onay oranları en yüksek
Hollanda’da (%65), İtalya’da ve İsveç’te (ikisi de %62) olmuştur. Onaylamayanlar ise en çok Yunanistan (%62) ve Türkiye’dedir (%61) .3
Başkan Obama’nın Rusya politikasına yönelik destekte en büyük değişiklik Türkiye’de olmuştur.
Onaylamayanların oranı 2013’e göre 17 yüzde puanı artmıştır. Almanya’da da onay oranı on yüzde
puanı düşerek %49 olmuştur. Onaylamadığını söyleyenlerin oranı da 15 yüzde puanı artarak %43
olmuştur. İsveç ise onay oranı 2013’e göre sekiz yüzde puanı artmıştır.
Avrupalılar’ın Hükümetlerinin Rusya Politikası Hakkındaki Görüşleri Bölünmüş
Transatlantik Eğilimler araştırmasında yanıt verenlere ilk defa kendi hükümetlerinin Rusya ile
ilişkileri yürütme şeklini beğenip beğenmedikleri sorulmuştur. Avrupalılar’ın görüşleri bölünmüştür.
%46, hükümetlerinin politikasını onaylarken, %42 onaylamamaktadır. Onay oranlarının en yüksek
olduğu ülkeler Almanya ve İsveç (ikisi de %56), Hollanda (%49) ve Fransa ve Birleşik Krallık’tır (ikisi
de %48). Onaylamayanlar en çok Polonya (%55), Türkiye (%54) ve İspanya’dadır (%52). Yanıt veren
1 Soru 1c: Rusya’nın güçlü bir küresel lider olmasını ne ölçüde istersiniz?
2 Soru 4.4 Rusya ile ilgili görüşleriniz çok olumlu, biraz olumlu, biraz olumsuz veya çok olumsuz mudur?
3 Soru 2.2: Başkan Barack Obama’nın aşağıdaki sıralananlar hakkındaki tutumunu destekliyor musunuz, desteklemiyor
musunuz? Rusya ile ilişkiler
Transatlantik Eğilimler 2014
57
Tablo 28: Rusya ile Yürütülen İlişkilere Onay
80
Başkan Obama’ya
onay
65
60
62
62
59
56
Yüzde
49
56
56
53
52
48
48
47
40
Kendi hükümetine
onay
49
46
45
41
40
41
39
35
33
27
26
20
25
7
Ru
sy
a
Tü
rk
iye
Yu
na
ni
st
an
D
AB
Po
lo
ny
a
pa
ny
a
İs
an
ya
m
AB
Al
k
al
lı
Kr
şik
Fr
an
sa
Bi
rle
İs
İta
lya
ve
ç
Po
rte
ki
z
Ho
lla
nd
a
0
S2.2, 3.2
Portekizliler’in yüzde yirmi sekizi ve İspanyollar’ın %21’i bilmediğini veya yanıt vermek istemediğini
söylemiştir.4
Az Sayıda Avrupalı Rusya ile İlişkilerde ABD ile Beraber Çalışmak İstiyor; Amerikalılar’ın
Transatlantik İşbirliği Konusunda Görüşleri Bölünmüş
TTransatlantik Eğilimler araştırmasında yanıt verenlere ilk defa hükümetlerinin Rusya ile ilişkilerinde
Avrupa Birliği’nin diğer üyeleriyle mi / Amerika Birleşik Devletleri ile mi daha yakın çalışması, yoksa
bağımsız bir yaklaşım mı benimsemesi gerektiği sorulmuştur. Avrupalılar ortalama olarak diğer AB
üye devletleriyle birlikte hareket edilmesi mi (%45) yoksa daha bağımsız bir yol mu seçilmesi (%41)
gerektiği konusunda görüş ayrılığı yaşamaktadır. Sadece %9, Amerika Birleşik Devletleri ile yakın
çalışmak istemektedir.5
Fransa, çoğunluğun diğer AB üye devletleriyle beraber çalışmak istediği tek ülke olmuştur (%55).
İtalya’da (%49), Hollanda’da, İspanya’da (ikisi de %48) ve İsveç’te (%47) çoğu kişi buna katılmaktadır.
Almanya’da yanıt verenlerin görüşleri AB içinde daha yakın işbirliği ile bağımsız yaklaşım arasında eşit
bölünmüştür (ikisi de %45). Yunanistan’da %60, Birleşik Krallık’ta %44, Portekiz’de %43, Türkiye’de
%40 ve Polonya’da %35, daha bağımsız bir yol tercih ettiklerini söylemiştir.
Amerika Birleşik Devletleri ile daha yakın hareket edilmesine en fazla desteği Türkiye (%27) ve
Polonya (%22) vermiştir. ABD ile birlikte hareket edilmesine yönelik oranlar %2 ile %10 arasında
değişmektedir.
ABD’de yanıt verenlerin görüşleri de aynı şekilde bölünmüştür. Yüzde kırk altı, AB ile yakın işbirliği
içinde olmayı, %48 bağımsız bir yaklaşımı tercih ettiğini söylemiştir.
4 Soru 3.2: Hükümetinizin Rusya ile ilişkileri yürütme şeklini destekliyor musunuz, desteklemiyor muzunuz?
5 Soru 6a/b.1: Peki Rusya ile ilişkilerimizin yürütülmesinde, (ülke) ...?
58
The German Marshall Fund of the United States
Transatlantik Eğilimler Program Notu
T
ransatlantik Eğilimler, ABD ve Avrupa
kamuoyuna yönelik her yıl gerçekleştirilen
kapsamlı bir araştırmadır. Araştırma, TNS
Opinion tarafından 2-26 Haziran 2014 tarihleri
arasında Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye, Rusya
ve Fransa, Yunanistan, Almanya, İtalya, Hollanda,
Polonya, Portekiz, İspanya, İsveç ve Birleşik Krallık
olmak üzere 10 Avrupa Birliği üye devletinde
gerçekleştirilmiştir. Araştırma, Marshall Fonu (GMF)
ve Compagnia di San Paolo’nun bir projesidir,
Barrow Cadbury Trust, BBVA Vakfı ve İsveç Dışişleri
Bakanlığı tarafından desteklenmektedir.
Araştırmanın danışma komitesinde İtalya Siena
Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü Pierangelo
Isernia, ABD Tufts Üniversitesi Siyaset Bilimi
Doçenti Richard Eichenberg, ve İtalya Compagnia
di San Paolo Program Yöneticisi Nicoló Russo Perez
bulunmaktadır. Göç ile ilgili veriler için Georgetown
Üniversitesi (ABD) Uluslararası Göç Çalışmaları
Enstitüsü Yönetici Direktörü Susan Martin, Konstanz
Üniversitesi (Almanya) Mikrososyoloji Profesörü
Claudia Diehl ve Barrow Cadbury Trust (Birleşik
Krallık) Program Yöneticileri Ayesha Saran ve Debbie
Pippard danışmanlık yapmıştır.
Temel Bulgular Raporu’nun yazarları, Transatlantik
Eğilimler Proje Lideri ve Kıdemli Transatlantik
Araştırmacı Constanze Stelzenmüller ve Transatlantik
Eğilimler Program Koordinatörü Josh Raisher’dir.
Göç ve Entegrasyon Programı Direktörü Astrid
Ziebarth ve Kıdemli Transatlantik Araştırmacı Tanja
Wunderlich, Temel Bulgular Raporu’ndaki göç ve
entegrasyon bölümlerini şekillendirmiş ve genel veri
analizine önemli katkılarda bulunmuşlardır. İtalya
Siena Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırma
yapan Linda Basile’nin yardımlarını da dile getirmek isteriz. Daniela Braun ve Bridget Parker
tablo ve şemaların oluşturulmasına ve bu raporun
hazırlanmasına yardımcı olmuşlardır.
www.transatlantictrends.org
Marshall Fonu (GMF) ve Compagnia di San Paolo’nun bir projesidir ve Barrow Cadbury Trust, BBVA Vakfı ve İsveç Dışişleri
Bakanlığı tarafından desteklenmektedir.

Benzer belgeler