Color Sky 5K Renkli Koşu

Transkript

Color Sky 5K Renkli Koşu
BAŞKE
i
G
S
G YE
Ni
G
A
NT
kültür-sanat
ZETE
BASKENT
HAFTALIK EKONOMİK AKTÜEL SİYASİ GAZETE
Minimal-depresif
Çiğdem
ÖZCAN
[email protected]
Dokunulmazlık
istiyoruz!
İçimizdeki çocuklar hala öldürülmemişken!
Meclis’te “boşanma komisyonu”
kurulmuştu ve raporlarını da geçtiğimiz
günlerde yayınladılar. Komisyon’un
amacı boşanma olaylarının araştırılması ve aile kurumunun güçlendirilmesi.
Şimdi rapora bakıyoruz aile kurumunun sağlam temellerde olması için
koydukları çözümlemeler ne yazık ki
göz yaşartıcı. Neye göre, kaç kişiyle,
neyi dinleyerek bu raporun çıkarıldığını tam olarak netleştiremedim. Lakin
tecavüzcüsüyle evlenen çocuğun ya da
kişinin belli bir süre sorunsuz geçinmesi kısmının hangi sağlıklı ailenin temelini oluşturduğunu bilemedim.
Zaten son yıllarda ben bu ülkenin
hangi kurumunun ne iş yaptığını hala
algılayabilmiş değilim ki bu benim
eksikliğimdir kusuruma bakmayın.
Kusur demişken;
Çocuğa yetişkin gözüyle, cinsel
materyal olarak bakmak kusurdur...
Çocuğu cinsiyetçi kavramlarla büyüterek ahlaksız, mantıksız ve şuursuzca
yakıştırdığınız sıfatlarınıza malzeme
yapmak kusurdur...
Çocuğu ne görüşten olursanız olun
siyasete alet etmek kusurdur...
Bir kadını mesai saatleri içinde ya
da dışında dövmek kusurdur...
Bir kadının yalnız yürümesini, koşmasını, yaşamasını beyin yerine başka
organla değerlendirme yaparak etiket
yapıştırmak kusurdur...
Bir çocuğu kirli hissettirmek kusurdur...
Bir kadını ya da çocuğu suçlu psikolojisine sokmak kusurdur...
Geçmiş zamandan örnek vererek
tacizi meşru hale getirmek kusurdur...
Tüm bunlara uzaktan bakıp vah tüh
yapmak kusurdur...
Birilerini memnun etmek adına
hiçbir mezhebe sığmayan belden aşağı
açıklamalar yapıp kendini insan sanmak kusurdur...
Bunca kusura rağmen hala ağzından köpükler saçarak masumiyet timsali olarak ortada gezinmek insanlık
tanımına sığmaz.
Siz dokunulmazlık tartışmalarınızla,
alan razı veren razı alışverişlerinizle,
hangi ideololojik kavramdan çıktığı
belli olmayan görüşlerinizle ve sığ
hakaretlerinizle kalın...
Çocuklarımıza dokunmayın, kızlarımıza dokunmayın, kadınlarımıza
dokunmayın...
Madem aile kavramı bu kadar özel
Allah aşkına burunlarınızı o özelden
uzağa çekiverin...
Çocuklarımıza dokunulmazlık istiyoruz... Hadi bunu tartışalım; içimizdeki
çocuklar hala öldürülmemişken...
Kitaro Ankara’da
80’li yıllarda İpekyolu Belgesel müzikleriyle Türkiye’de milyonların aklında yer etmeyi
başaran Altın Küre ve Grammy ödüllü Kitaro
Congresium’da sahne alacak.
Etnik ve elektronik öğeleri bir araya getiren
yenilikçi müziğiyle dünyanın dört bir yanında dinleyenleri derin ve ruhani yolculuklara
çıkaran Kitaro, müzikal ilgi ve becerisini kendi
imkânlarıyla geliştirmiş, lise döneminde kurduğu “Albatross” adını taşıyan müzik grubuyla
bu alandaki üretiminin ilk eserlerini ortaya
koymuştur. Kitaro hayata bakışını şöyle özetler,
“İç huzuruma kavuşmamı sağlayan olay, doğduğum şehirden kilometrelerce uzakta ve de ona
kesinlikle benzemeyen bir başka ülkede, mesela
Kalküta’nın herhangi bir sokağındaki bir dilenciyle eşit olduğumu farketmemdir”.
23 Mayıs 2016 Pazartesi
www.yenibaskentgazetesi.com
ANADOLU
RÜYASI
BAŞLIYOR
Vizyona yeni
giren filmler
Yakışıklı Rocky
C M Y B
Türkiye’nin 7 bölgesinden 250 Uğur Okulları öğrencisinin hayata geçirdiği “Anadolu Rüyası” projesi, “Kültürler Buluşması” adını verdiği ilk gösterisini 21 Mayıs Cumartesi günü sahneye taşıyor.
Kültür elçisi misyonu taşıyan ve
Anadolu ile Türk folklorunun tüm dünyaya
öğretilmesi hedefiyle hayata geçen “Anadolu
Rüyası’’projesi, Türkiye’nin kültürel zenginliklerini güzel bir gösteriyle sahneye taşıyor.
Türkiye’nin 7 bölgesi arasında kültür köprüsü oluşturan proje; 250 dansçı ve 40 müzisyenden oluşan Büyük Türkiye Orkestrası,
60 sahne arkası ekibi ile 21 Mayıs Cumartesi
günü Türker İnanoğlu Maslak Show
Center’da izleyenlerle buluşmaya hazırlanıyor. Büyük Türkiye Orkestrası’nın dinletisiyle başlayacak ve ikinci perdede öğrencilerin halk oyunları gösterisiyle devam edecek
olan gösterinin görsel sanat yönetmenliğini
Bahçeşehir Üniversitesi Halk Oyunları
Topluluğu’nun Başkanı Okan Gürbüz üstelenecek. Bir çocuğun rüyası ile başlayıp
Anadolu’yu karış karış gezen “Anadolu
Rüyası” serüvenin müzik direktörlüğünü ise
Tarkan Erkan üstlenecek.
TÜRKİYE’DE BİR İLK
Color Sky 5K
Renkli Koşu
Amerika’da başlayıp tüm dünyaya yayılan 5 km Renkli Koşu
Festivali Color Sky 5K, her yaştan,
her bedenden insanın ister koşarak,
ister yürüyerek ama mutlaka çok
eğlenerek tamamlayacağı Renkli
Koşu bir yarış değil, bir koşu festivalidir. Bu etkinlik davetine aileniz ve
arkadaşlarınızla beraber katılabilir
ve bu sıra dışı deneyimi birlikte yaşayabilirsiniz.
Her bir kilometrede kurulu renk
istasyonlarımıza ulaştığınızda, ekibimiz ve gönüllüler tarafından, farklı
Color Sky renkleriyle dizayn edilen
renkli toz yağmuruna tutulacaksınız. Bitiş alanına vardığınızda beyaz
T-shirtleriniz ve siz, Color Sky renklerine bürünmüş olacaksınız.
Koşucu numarası, Color Sky
T-Shirt, geçici dövme, renkli toz ve
koşucu bilekliğinden oluşan koşu
paketinizi 4 Haziran Cumartesi günü
etkinlik alanında saat 11:00-17:00
arasında alabilirsiniz. Şehir dışından
gelecek koşucularımız koşu paketlerini etkinlik günü 09:00-12:00 saatleri
arasında alabilirler. Saat 12:00’dan
sonra koşu paketi verilemeyecektir.
DJ eşliğinde Müzik saat 11:00’da
başlayacak ve 17:00 ye kadar devam
edecektir. Renkli Koşu Startı festival
alanında saat 14:00’de verilir.
Color Sky 5K Renkli Koşusu
Bedensel Engellilerle Dayanışma
Derneği işbirliğinde yapılıyor. Renkli
Koşu ayrıca Tohum Otizm Vakfını
destekliyor. Biletli bir ebeveyn ile
katılan 10 yaş ve altı çocuklar ücretsizdir.
Halk oyunları ve Türk kültürünün
uzman eğitmenler tarafından kurallarına
uygun şekilde aktarılmasını ve aynı zamanda öğrencilerin kültürüne karşı duyarlı
bireyler olarak yetişmesini amaçlayan
“Anadolu Rüyası”, Türkiye’nin farklı bölgelerinde eğitim gören öğrencilerin emeklerini
ortaya koydukları bir kültür projesi. 4 farklı
yaş grubunun buluştuğu ve Türkiye’de
bir ilk olan proje, Türkiye karması ile
Türkiye’nin renklerini dünyaya tanıtmayı
hedefliyor.
4 FARKLI YAŞ GRUBU
Anadolu Rüyası BUEK Kültür
Projesi’nin en önemli farkı, ilköğretim I.
kademe, ilköğretim II. kademe, ortaöğretim
ve üniversite olmak üzere 4 farklı yaş grubunu kapsaması. 4 farklı yaş ve eğitim grubunu ortak bir halk oyunları projesinde buluşturan bu proje Türkiye’de bir ilk. Anadolu
Rüyası için tüm öğrenciler arasından seçilen
Türkiye Karması ve bu karmanın ilköğretim, lise ve üniversite öğrencilerimizin aynı
koreografi içerisinde hep birlikte sahne alacak olması da bir diğer ilk.
Nishikant Kamat yönetmenliğindeki
filmin başrollerinde John Abraham, Diya
Chalwad, Shruti Haasan, Nishikant Kamat
ve Sharad Kelkar yer alıyor. Küçük bir
komşu kızıyla tehlikenin içinde yakışıklı
bir adamın öyküsü…
Misafir
Yıllar önce
işlerin bir
türlü yolunda
gitmediği baba
evinden kovulan bir kadın.
Yönetmenliğini
Mehmet
Eryılmaz’ın
üstlendiği film
evrensel bir
tema olan anne
kız ilişkisini
ölüm teması
çevresinde merkezine alırken;
ülkemizde de oldukça yaygın bir sorunsal
olan aile içi cinsel taciz meselesini de alt
hikaye bağlamında gündemine alıyor.
İyi Adamlar
Filmin yönetmen koltuğunda
Iron Man 3 ve
Kiss Kiss Bang
Bang filmlerinin unutulmaz
yönetmeni
Shane Black
oturuyor.1970’leri
beyaz perdeye
taşıyan film iki
dedektifin hikayesini anlatıyor.
Başımın Belası
PROJE NASIL ORTAYA ÇIKTI
Bahçeşehir Üniversitesi Halk Oyunları
Topluluğu GSK Derneği ve BUHOT Akademi
tarafından 2015 yılında kurulan Anadolu
Rüyası, Uğur Okullarında eğitim gören 8-18
yaş grubundaki öğrencilerden oluşan halk
oyunları topluluğunu kapsıyor. Projenin
amacı Türkiye’nin çocuklarına Anadolu kültürünün öğretilmesi olarak belirlenirken,
Bahçeşehir Üniversitesi bünyesinde görev
yapan BUHOT GSK Derneği ve öğrenci kulübüne kayıtlı öğrenciler projede görev alabiliyor. Tüm bu planlama dahilinde konservatuar halk oyunları bölümü mezunu eğitmenler
ve Türkiye Halk Oyunları Federasyonu
bünyesinde görev alan lisanslı antrenörler
tarafından öğrencilere Türk halk oyunları
ve folkloru konusunda eğitimler veriliyor.
Proje ayrıca Bahçeşehir Üniversitesi’nde
eğitim gören yabancı uyruklu öğrencileri de
kapsıyor.
Festival ödül töreni ile sona erdi
9.Uluslararası Çaydaçıra Film
Festivali düzenlenen ödül töreniyle sona
erdi. Türk Sineması’nın ustalarının ve
davetlilerin yoğun katılım gösterdiği
gecede ödüller sahiplerini buldu.
Ödül törenine, ünlü sanatçılar Cihat
Tamer, Mehmet Ümit Yesin, Anta Toros,
Nermin Denizci,Tuğrul Meteer, Devlet
Devrim, Suna Yıldızoğlu, Menderes
Samancılar, Asuman Betil ve çok
sayıda davetli katıldı. Program, vefat
eden Türk sinemasının ünlü oyuncusu Oya Aydoğan’ı anlatan sinevizyon
gösterisiyle başladı. Elazığ Kültür ve
Sanat Derneği Başkanı Serdar Kara
Festivalden öte Elazığ’ın tanıtımına,
kültürüne, turizmine sahip çıkmak amacıyla bir şeyler yaptıklarını söyleyerek,
“Gücümüzün yettiğince maksimum
değerlere kadar çıkabildik. Çayda Çıra
Film Festivali 2008 yılında başladı.
9’uncusu olur mu diye düşünürken,
artık 9 bitti 10’nun çalışmalarına başlayacağız . Festivalde Elazığ ve bölge
halkına 60’a yakın film izletildi. Artık
Çayda Çıra Festivali Elazığ’da değil ilçelerimizde, beldelerimizde sergilendi ve
buralarda halkla buluştuk. 4 günü dolu
dolu sinema sevenlerle, halkımızla geçirdik” ifadelerini kullandı.
Oya Aydoğan’ı n vefatından dolayı
üzüntüsünden konuşmakta zorluk çeken
Nermin Denizci, “Bugün bizler için çok
zor bir gün. Yarın da kocaman çok zor
bir gün bizleri bekliyor. Bugün sevgili
Oya Aydoğan da aramızda olacaktı.
Maalesef herkesin bildiği kötü haberi
aldık. Bundan sonraki günlerde inşallah
sağlık ve sıhhatle aranızda oluruz” diye
konuştu.
Oya Aydoğan’ın kaybetmenin
üzüntüsünü yaşayan Devlet Devrim,
“Aranızda bulunmak hem heyecanlı hem
de bugünümüzün üzüntüsü üzerimizde.
Elazığ halkını sonsuz sevgilerle selamlıyorum nice mutlu yarınlar diliyorum”
11
Yönetmenliğini Sean Mewshaw’un
üstlendiği filmde Rebecca Hall ve Jason
Sudeikis başrolleri paylaşırken, onlara
Joe Manganiello, Dianna Agron ve Blythe
Danner gibi isimler eşlik ediyor.
Annemle Geçen Yaz
Brezilya’da aile ve sınıf meselelerini
yeni, çağdaş ve tempolu bir tarzda ele alan
film, 13 yıldır Sao Paolo’da hizmetçilik
yapan Val’ın geride bıraktığı kızı Jessica
için duyduğu suçluluğu hikayenin odağına
alınmış.
Alamet-i Kıyamet
Oyuncu kadrosunda Büşra
Çubukçuoğlu, Funda
Ersin, Murat Onuk,
Doğuş Gün Demir,
Müge Esmeray, Belgi
Saygı, Enis Zeytinler
ve Sedat Savtak
isimlerinin yer aldığı
filmin senaryosu ve
yönetmenliği ise Doğa
Can Anafarta’ya ait.
Korku ve gerilim
türündeki filmin yapımcılığını ise Asteros
Film üstleniyor.
şeklinde konuştu.
Çok üzgün olduğunu söyleyen Anta
Toros ise, “Oya’mızı kaybettik. Çok iyi
bir insandı. Nurlar içinde yatsın. Allah
oğluna da sabırlar versin. Hepimizin
başı sağ olsun” diye konuştu.
Morallerinin çok bozuk olduğunu
vurgulayan Tuğrul Meter de, “Sanat
dünyasında yaprak dökümü devam ediyor. Buradan Oya Aydaoğan’a Allah’tan
rahmet diliyorum, saygı ve sevgilerimi sunuyorum” şeklinde konuştu.
“Son zamanlarda birçok arkadaşımızı
kaybettik” diyen Suna Yıldızoğlu ise,
“Sümer Tilmaç, Levent Kırca, Zeki
Alasya’yı kaybettik. Hepsi için dua
ediyorum. İnşallah hepsi Oya’yla beraber bizi izliyorlardır. Sizleri ve sanatçı
arkadaşlarımı çok seviyorum. Ben 1978
yılında Elazığ’a sanatçı olarak geldim.
1980’lerde yine şarkıcı olarak geldim.
Sizler sayesinde geçen sene ve önceki
sene geldim. Her seferinde yeni başka
bir şeyler görüyorum. Buradaki huzur
çok hoşuma gidiyor” ifadelerini kullandı. Menderes Samancılar da, “Hüznümüz
var. Aslında bu festival daha coşkulu ve
yüksek ritimde olabilirdi fakat bildiğiniz gibi ülkemizin içinde bulunduğu bu
ateş çemberi hepimizi yakmış durumda.
Aslında hiç birimizin gülecek, eğlenecek
hali yok. Ama bu ülke bunları da aşacak.
Biz yine bu ülkede kardeşçe omuz omuza
yürüyeceğiz” diye konuştu. Program
ödüllerin verilmesiyle sona erdi.
7. Gün
Kelvin Tong’un yönettiği filmin başrollerini Elizabeth Rice ve Matthew Settle paylaşıyor. Gizemli bir ölüm, şeytan ve yeni
bir korku filmi… Korku sevenlere…

Benzer belgeler