İşçi - Köylü - Özgür Gelecek

Transkript

İşçi - Köylü - Özgür Gelecek
±CMYK
Egemenler söz dalafl
flllar›yla halk›
kendi gerçekli¤inden uzaklafl
fltt›r›yor
Katledilifl
fliinin 35. y›l›nda
ifl
flk
kencede k›z›l bir direnifl
fl....
1 May›s’ta iflçi s›n›f›na ve yandafllar›na karfl› gösterilen
tahammülsüzlük nedeniyle egemen s›n›f kliklerinin
söz dalafl› yeni biçimler alt›nda devam ederken ve
Tayyip Erdo¤an ayaküstü “Kas›mpaflal›”l›¤›na
uygun yeni deyimler bulup ortaya saçarken d›fl
politikada TC, halka ra¤men büyük oyunlara arac› olmay› sürdürmektedir.. ❐ Sayfa 9
Bundan tam 35 y›l önce, Proletarya Partisi’nin kurucusu ve teorik kuramc›s›, Türkiye proletaryas›n›n komünist önderi, ‹brahim Kaypakkaya, faflist diktatörlü¤ün cellatlar› taraf›ndan
Diyarbak›r Zindan›’nda hunharca katledildi.
❐ Sayfa 8
iflflççi-köylü
Enternasyonal
Filipinler halk›n›n
büyük evlad›
Crispin
Beltran’›
kaybettik!
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
[email protected]
Say›: 18
*Y›l:1 *30 May›s-12 Haziran 2008 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X
Her gün bir ifl cinayetinin yafland›¤› Tuzla’da s›n›f dayan›flmas›!
‹flçi s›n›f›n›n ve Filipinler halk›n›n büyük kahraman› ve büyük enternasyonalist Crispin Beltran “Ka
Bel”, 75 yafl›nda aram›zdan ayr›ld›.
Evinin çat›s›n› tamir ederken 10
metre yükseklikten düflen Beltran
bu talihsiz kazan›n ard›ndan kald›r›ld›¤› hastanede kurtulamam›fl ve
20 May›s’ta hayat›n› kaybetmifltir.
❐Sayfa 10
‹fl cinayetleri kader de¤ildir!
Desa’da
direnifl sürüyor
1985’den bu yana Türkiye’deki tersanelerde ölen 96 iflflççinin 21’i 22
Temmuz 2007’den bu yana Tuzla’da katledildi.
Tersaneler cehenneminde yaflananlar, s›n›f mücadelesinde birçok önemli hususa dikkat çekip dersler sunarak
ilerlemektedir. Tafleron-esnek üretim düzenine karfl› mücadele ile örgütlenme refleksi ve taktikleri konusunda sendikal alan faaliyetinin aczi
ve ihmali bir kez daha gözler önüne
serilmifltir. Özellikle Türk-‹fl ve ço¤u
flube yönetimlerinin patron kulübü
hüviyetinde çal›flt›klar› -yeni bir ör-
nekle- somut biçimde görülmüfltür.
S›n›f sendikac›l›¤›nda iflçi havzalar›n› dikkate alan bir perspektifle örgütlenme ve faaliyet yürütmenin gere¤i,
kendi gerçekli¤ini dayatacak aç›kl›ktad›r. S›n›f dayan›flmas› ve devrimci dayan›flma diye çokça dillendirilen olgular›n, mevki ve grup hesaplar›na bo¤durulmayacak önemde a¤›rl›k tafl›d›¤› her geçen gün daha fazla hissedilmektedir.
Türkiye’nin en büyük Deri markalar›ndan Desa Deri’de iflçilerin mücadelesi patronun, jandarman›n ve valili¤in tüm engellemelerine ra¤men sürüyor.
❐Sayfa 4
Engellere
ra¤men eylem...
‹pleri emekçilerin “bildirisi” koparacak!
Kad›n sorununu sorgulamak
sistemi sorgulamakt›r!
Ülke emekçi s›n›flar›n›n düzene karfl› hoflnutsuzlu¤unun ifadesi olan hareketlenmelerle birlikte, kendi seçmenleri de dahil, halk deste¤ini giderek yitirmeye bafllayan
AKP’nin flu süreçteki tek umudu art›k emperyalist güçlerdir.
Kad›nlar›n ilahi
mahkumiyeti...
Neredeyse bafl döndürücü bir h›zla yaflanan geliflmelerle birlikte, ülke iflçi
ve emekçi y›¤›nlar›n› hayati olarak ilgilendiren gündemler habire öteleniyor, gözler istenildi¤i ve de hedeflendi¤i biçimiyle, bu suni denebilecek tart›flmalara çevriliyor.
Ölümle
burun
buruna
yaflam!
Kot pantolon giydi¤i için, “göz süzdü¤ü,
tahrik edici bakt›¤›” için, tecavüzcüsüne “a¤›r tahrik olma” indirimi uyguland›¤›, tecavüze u¤rarken korkusundan
sesini ç›karamayan k›z çocu¤unun tecavüz r›zal› oldu¤una kanaat getirildi¤i bu
“adalet” topraklar›nda faflist, eril siyasetin, hukukun ve dilin itinayla korunmas›
tacize-tecavüze, cinayete giden yolda daha nicelerinin s›rt›n›n s›vazlanmas› de¤il
midir? ❐Sayfa 12
‹flçi köylü’den
18 May›s’›n
ard›ndan...
Son günlerde meydana gelenlerle birlikte, art›k seri cinayete dönüflen
ifl cinayetleri, tüm gözleri bir kez
daha Tuzla Tersaneleri’ne çevirdi.
Ancak bas›nda pek de¤inilmese de
tersane iflçileri sadece ifl yerlerinde
de¤il, günlük yaflamlar›nda da büyük
zorluklarla yüz yüze. Özellikle de
“gurbetçi iflçiler” olarak tan›mlanan kesim.
Tüm çal›flma alanlar›nda, belli toparlanmalar›n
oldu¤u bir süreçte, komünist önder ‹brahim Kaypakkaya anmalar›n› geride
b›rakt›k. Sayfa 2
Büyük ço¤unlu¤u, Urfa, Diyarbak›r,
Bitlis gibi, Kürt illerinden gelen bu
iflçiler, a¤›r ve kurals›z ifl koflullar›n›n yan› s›ra, kelimenin tam anlam›yla insanl›k d›fl› koflullarda yaflamaktalar.
Gurbetçi iflçilerin yaflamlar›n› biraz daha yak›ndan görmek için kald›klar›
yere giderek, kendileriyle görüfltük.
❐Sayfa 2
S›n›fsal Yaklaflfl››m
Tersanelerde ölüm de¤il,
direnifl kazanacak!
Sayfa 3
Gerici egemen s›n›f klikleri aras›ndaki
dalafl› yeni bir düzeye tafl›yan son
geliflme, Yarg›tay Baflkanlar Kurulu’nun (YBK) hükümeti hedef
alan aç›klamas›yla birlikte yafland›.
Özü “laikler” ile “dinciler” aras›ndaki çat›flma olarak getirilen ve “laik” kesimi temsil etti¤i varsay›lan,
YBK taraf›ndan 21 May›s’ta yay›mlanan bildiride, AKP hükümeti
“Cumhuriyet’in temel ilkelerini zedelemek”, “yarg› erki”ne karfl› sistemli sald›r›lar yürütmek, kendine
“yandafl yarg›” yaratmaya çal›flmakla suçlan›yor. ❐ Sayfa 3
Emekçinin Gündemi
‹flçi cinayetlerinin gerçek
sorumlusu sistemin afl›r›
kâr h›rs›d›r!
Sayfa 4
Yaz›n gelmesiyle birlikte bir taraftan “su sorunu yok” aç›klamalar›na h›z veren, di¤er taraftan köylülere ya¤mur duas›na
ç›kmay› öneren devlet yetkilileri, bu konuyu gündemine alanlar› engellemek için de elinden
geleni yap›yor.
❐Sayfa 5
Çürümüfllük
sistemin
temelindedir!
Hiçbir iflkence hiçbir zor arac› ezilenin sömürülenin meflru direnifline k›rmaya yetmemifltir,
yetmeyecektir. Bu nedenle
farkl› yollar aranmakta, yöntemler hayata geçirilmektedir.
Bu yöntemlerden birisi de kültürel yozlaflmad›r.
❐Sayfa 6
Evrensel Bak›fl
Pusula
Süreci analizci tutum
ve militanca
karfl›lamal›y›z!
Sayfa 11
Do¤al afetlerin
yaratt›¤› “f›rsat”lar
Sayfa 13
İşçi-köylü 2
Yaşamın İçinden
Gurbette, ölümle burun buruna,
yoksulluk içindeki yaflamlar!
Son günlerde meydana gelenlerle birlikte, art›k seri cinayete dönüflen ifl cinayetleri, tüm gözleri bir kez daha tersanelere çevirdi. Ancak bas›nda pek de¤inilmese de tersane iflçileri sadece ifl yerinde de¤il, günlük
yaflamlar›nda da büyük zorluklarla yüz yüze.
Özellikle de “gurbetçi iflçiler” olarak tan›mlanan kesim.
Büyük ço¤unlu¤u, Urfa, Diyarbak›r, Bitlis gibi, Kürt illerinden gelen bu iflçiler, a¤›r
ve kurals›z ifl koflullar›n›n yan› s›ra, kelimenin
tam anlam›yla insanl›k d›fl› koflullarda yaflamaktalar.
Gurbetçi iflçilerin yaflamlar›n› biraz daha
yak›ndan görmek için kald›klar› yere giderek,
kendileriyle görüfltük.
Görüfltü¤ümüz gurbetçilerden biri Yasin Yalç›n. Bitlis’ten geldi¤ini ö¤rendi¤imiz
Yasin’le o günün sabah›, Selah Tersanesi
önünde yap›lan eylemde tan›flt›k ve akflam
buluflmak üzere sözlefltik. Saat 18.30 civar›nda buluflup gurbetçilerin kald›¤› eve do¤ru
yola koyulduk. Yasin ‹stanbul’a çal›flmaya gelifl nedenini, daha yolda anlatmaya bafllad›:
“Biz tar›m ve hayvanc›l›kla u¤rafl›yorduk.
Topra¤›m›z bize yetiyordu. Kendi iflimizin
ustas›yd›k. Bu¤day, pamuk, patates ve daha
bir dizi ürün ç›kar›yorduk. Ancak kurakl›k
geldi. Özellikle de bu y›l büyük bir kurakl›k
var. Hiç kimse (yetkili) gelip halimizi sormad›. Topra¤›m›z› terk etmek zorunda b›rakt›lar bizi. Kimse zorunlu olmasa topra¤›n›, evini b›rak›p gelmez buraya. ”
Bu arada kald›klar› binaya geliyoruz. Bina d›flar›dan bak›ld›¤›nda bile harabe bir görüntü içinde. Bu görüntünün nedenini ise
içerde yapt›¤›m›z sohbette ö¤reniyoruz. Bina depremden dolay› hasarl›ym›fl ve bunun
için de normalde oturulmas› sak›ncal›ym›fl.
Bu yüzden de ailelere kiraya veremiyormufl
ev sahibi.
Binada 100 kadar iflçi kal›yor. 10-12
metre karelik odalarda 4-5 kifli birarada yafl›yor. Mutfak olarak kullan›lan alan da dahil,
bütün yaflam alanlar› bu kadar.
Birinci kata ç›k›yoruz ve buradaki odalardan birine giriyoruz. Binada kalan iflçiler
a¤›rl›kl› olarak Urfal› olmas›na karfl›n, bu
odada kalanlar Diyarbak›rl›.
“‹flçiye hayvan gözüyle
bak›l›yor!”
‹lk olarak Kas›m Pervane anlat›yor. 26
yafl›nda olan Kas›m, 2-3 y›ll›k tersane iflçisi
oldu¤unu söylüyor. Memleketinde oldukça
Tepki eylemleri
sürüyor
Kartal
Tersane patronlar›n›n örgütü olan
G‹SB‹R, tersane tafleronlar› ve de
iflçi s›n›f›n›n düflman› konumundaki
Dok Gemi-‹fl Sendikas› taraf›ndan,
23 May›s günü tersanelerde gerçeklefltirilen provokatif eylemin ard›ndan, emek örgütleri taraf›ndan gerçeklefltirilen eylemlerden biri de,
25 May›s’ta Kartal Meydan›’nda
gerçekleflti.
Saat 13.00’de Limter-‹fl Sendikas›
taraf›ndan gerçeklefltirilen eyleme
Emekli-Sen, EKD, ESP, Partizan,
ÖDP, E¤itim-Sen ve Tüm BelSen de kat›larak destek verdi.
Tersanelerde yaflam›n› yitiren ve çal›flan iflçilerin ailelerinin de kat›ld›¤›
eylemde yap›lan aç›klamada, tersane patronlar›n›n, ölümlerin sorumlusu olarak "d›fl güçleri" göstermesi protesto edildi. Aç›klaman›n
ard›ndan tersanelerde yaflam›n› yitirenlerin aileleri de söz alarak, k›sa birer konuflma yapt›lar.
Bursa
Tuzla Tersanelerinde yaflanan iflçi katliamlar› Bursa’da Partizan, ESP,
BDSP’nin örgütledi¤i SDP, DHP
ve ‹HD’nin de destekledi¤i tabutlu
bir eylemle protesto edildi.
24 May›s günü Çiçekçiler Park›’nda biraraya gelen kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan Serpil
Arslan, aç›klamada "Tuzla Tersaneleri’ndeki ölümlerin sorumlusu
AKP ve önceki hükümetlerin uygulad›¤› özellefltirme, tafleronlaflt›rma,
kay›ts›z güvencesiz kölece çal›flma
koflullar›d›r" dedi.
iyi bir ifli varm›fl daha önceleri. “Ama ekonomik krizle birlikte ifl batt›, borçlar giderek
yükseldi. Ben de memleketimi b›rak›p gelmek zorunda kald›m” diyor. “Neden tersane?” sorumuza yan›t›: “Yapacak baflka ifl
yoktu. Tersanelerde çal›flan arkadafllar vard›,
ben de ancak burada ifl bulabildim” oluyor.
Memlekette ancak sezonluk ifllerin bulundu¤unu, bunlara girmenin ise, talebin
çoklu¤undan dolay›, neredeyse imkans›z oldu¤unu söylüyor.
S›ra kald›klar› yerin koflullar›ndan söz et-
Ancak bunun nedenini sadece bekar olmalar›na ba¤lam›yorlar. Kürt olmalar›n›n da büyük pay› oldu¤unu düflünüyorlar. Hem ev
hem de ifl bulmada Kürt olmalar› “dezavantaja” dönüflüyormufl. Ayd›n bu duruma iliflkin yaflad›klar›n› flöyle aktar›yor: “Bir gün bir
ifl yerinin cam›nda bir ifl ilan› gördüm. ‹çeri
girdim sordum. Önce olumlu yaklaflan patron, Diyarbak›rl› ve Kürt oldu¤umu ö¤renince beni ifle almad›. Ayn› flekilde ev sahipleri
de. Bekara ev veren yerler olsa da. Kürt ve
bekar oldu¤umuzu ö¤renince vazgeçiyorlar.
ortadan kalkan insanlar, önce bölgelerindeki
büyük kentlere gelmifl. Oradan da süreç
içinde ‹stanbul’a uzanan gurbet yolculuklar›
bafllam›fl.
Ayn› odada kalan Ayd›n Ercan da yine
benzer nedenlerle gelenlerden. Ayd›n 28 yafl›nda ve evli. O da memleketinde hayvanc›l›k ve tar›mla u¤rafl›yormufl gelmeden önce.
“Kurakl›k, iflsizlik bizi mecbur etti buraya.
Burada ise her gün ölüme biraz daha yaklafl›yoruz” diyor, tersanedeki koflullar› kast
ederek. Söz çal›flma koflullar›na geliyor.
Ölümle burun buruna olarak tan›mlanmas›
gereken koflullar, k›fl aylar›nda daha da zorlafl›yor diyorlar.
Çözüm bütün
iflçilerin birli¤inde
Gurbete ç›kmalar 1990’lar›n bafl›ndan itibaren artm›fl. Bu y›llar bölgede köy yakma ve boflaltmalar›n da en yo¤un olarak hayata
geçirildi¤i y›llar. Köylerinde kalma koflullar› ortadan kalkan insanlar, önce bölgelerindeki büyük kentlere gelmifl. Oradan da
süreç içinde ‹stanbul’a uzanan
gurbet yolculuklar› bafllam›fl.
meye geliyor. Kifli bafl› ayl›k 130 YTL veriyorlarm›fl. Binan›n küçücük mutfa¤›n› bile, 45 kifliye ayn› anda, oda olarak kiraya veriyormufl ev sahibi. Lavabolar› (tuvalet) ise ortak.
Bir lavaboyu en az 20 kifli kullan›yorlarm›fl.
Bölgedeki bina sahipleri aralar›nda anlaflm›fllar ve tümü binalar›n› ayn› koflullarda kiraya
veriyormufl. Ev sahiplerinin kendilerine bak›fl
aç›s›n› ise flöyle özetliyor Kas›m: “Bunlar bizi insan olarak görmüyorlar. ‹flçiye hayvan
gözüyle bak›yorlar.”
Bekara ev yok,
Kürt bekara hiç yok!
Bar›nma sorununu ortak ev tutarak çözmeye çal›flm›fllar. Ancak bunda pek baflar›
sa¤layamam›fllar. Çünkü bölgede bekarlara
ev vermeye yanaflan ev sahibi bulmak zor.
Yani bekara ev yok. Kürt bekara hiç yok!”
Ayn› flekilde çal›flt›klar› ifl yerinde de
patron ve akrabalar›n›n Kürtlerden bahsederken a¤›zlar›na gelen küfrü ettiklerini söylüyorlar. Dahas› kendilerine potansiyel “terörist”, “bölücü” gözüyle bak›lmas›ndan
büyük rahats›zl›k duyuyorlar.
Ölümle burun buruna
Memleketlerini b›rak›p, gurbet yoluna
düflme nedenlerini, iflsizlik ve kurakl›k gibi
gerekçelerle aç›klasalar da, kendilerini gurbete ç›kmaya zorlayan gerçek nedenin daha
farkl› oldu¤unu düflünmekteler.
Gurbete ç›kmalar 1990’lar›n bafl›ndan
itibaren artm›fl. Bu y›llar bölgede köy yakma
ve boflaltmalar›n da en yo¤un olarak
yafland›¤› y›llar. Köylerinde kalma koflullar›
Tersanelerde son aylarda yap›lan eylemlerin içinde yer alm›fl hepsi de. Ancak kat›lmayanlar›n say›s›n›n oldukça yüksek oldu¤unu söylüyorlar. ‹nsanlar›n bu tutumunu ise,
evlerine ekmek götürme derdinde olmalar›na ba¤l›yorlar. Eylemlere en yüksek kat›l›m›
gurbetçi iflçiler sa¤l›yormufl. Patron cephesinin, eylem ve grevleri terör olarak gösterme
çabas› baz› iflçiler aras›nda baflar›ya ulaflm›fl
ve eylemlere kat›lmayan bu iflçiler eylemlere
terör gözüyle bakar olmufl. “‹flverenlerin
yapt›¤› ‘grev alet ediliyor, terör örgütleri lehine eylem yap›yorlar’ propagandas›n›n sonucudur bu” diyorlar
27-28 fiubat grevinde, birço¤u ne ifle gitmifl ama ne de grev yerine. Evlerinde kalm›fllar. “‹flçiler aras›nda birlik yok” diyor Kas›m
ve ekliyor; “Çözüm ancak bütün iflçilerin
birlik olmas›nda, toplu ifl b›rakmas›nda. ‹flçiler ifle gelmezse, gemiler yap›lamaz ve patronlar talepleri kabul etmek zorunda kal›r.”
Yasin, Kas›m ve Ayd›n’›n d›fl›nda odada
kalan bir di¤er iflçi de Fersende Ercan. Ercan k›sa süre önce gelmifl. Memlekette niflanlanm›fl, flimdi evlenebilmek için para biriktirmeye çal›fl›yor. Düflüncesini almak istedi¤imizde, “susma hakk›m› kullan›yorum” diyor espriyle. Konuflmak istememesinin as›l nedeni, ifle yeni girmesi ve söyleyeceklerinin patronun kula¤›na gitmesi durumunda, iflten at›lma riskiyle yüz yüze gelecek
olmas›.
Asl›nda hepsi ayn› kayg›y› tafl›yorlar. Daha eski olanlar bu kayg›y› bir kenara b›rakabilirken, yeni olanlar konuflmamay› tercih
ediyorlar. Neredeyse tamam›n› Kürtlerin
oluflturdu¤u gurbetçi iflçiler, üzerlerindeki,
ulusal-s›n›fsal, bask› ve sömürüyü yaflamlar›n›n her alan›nda hissetmelerine karfl›n, fakirli¤in, ezilmiflli¤in, sömürünün Kürt-Türk ayr›m› yapmad›¤›n›n, her milliyetten iflçi ve
emekçiyi kapsad›¤›n›n da fark›ndalar.
Bunu da ayr›l›rken flu sözlerle ifade ediyorlar: “‹flçinin Kürdü-Türk yok. ‹flçi iflçidir.
Türk-Kürt-Çerkez fark etmiyor. Tüm iflçiler
sömürülüyor, hepsi fakirlik içinde!” (Kartal)
Tersane patronlar› kana doymuyor!
Kuruldu¤u günde bu yana, tespit edilebilen iflçi ölümü say›s› 95’i bulan Tuzla
Tersaneleri’nde, sadece 2008’in ilk befl
ay›nda yaflam›n› yitiren iflçi say›s› 10.
En son ölümler ise, Selah ve Desan
Tersane’lerinde, ‹zzet Gider, Deniz
Kafl›keman ve Murat Çal›flkan adlar›ndaki üç iflçinin, ard› ard›na yaflam›n› yitirmesiyle gerçekleflti.
Ölümlerin h›z kesmeden sürdü¤ü
günlerde ise, Çal›flma Bakan› Faruk Çelik hükümetin ve de devletin tüm kurum
ve kurulufllar›yla sermayenin ve de böylelikle, tersane patronlar›n›n yan›nda oldu¤unun da ispat› olarak, ölümlerin art›k
kan›ksand›¤›n› ve hatta devam edece¤ini
söylüyordu “aç›k yüreklilikle”!
Ancak gerek tersane iflçileri, gerek
emek örgütleri gerekse de bir bütün olarak duyarl› kamuoyu bunun böyle olmad›¤›n›, olamayaca¤›n› ve de buna izin verilmeyece¤ini hayk›rmay› sürdürüyor.
Son eylem, 20 May›s günü, sabah saat
07.30’da, Selah Tersanesi önünde gerçekleflti.
Eylem sabah› Limter-‹fl Sendikas›
önünde biraraya gelen tersane iflçileri ve
sendikac›lar, ellerinde dövizlerle Selah
Tersanesi önüne kadar yürüdüler. Yürüyüfl boyunca tersane iflçilerine eyleme
kat›lma ça¤r›s› yap›l›rken, polisin tersane
etraf›nda yo¤un “güvenlik” önlemi ald›¤›
gözlendi. ‹fl bafl› yapmak üzere gelen iflçilerin eyleme kat›lan iflçiler ve sendikac›-
lar taraf›ndan eyleme kat›lmaya ça¤r›lmas› çabalar› ise polisin müdahalesiyle karfl›laflt›. Ça¤r›lar›n sürmesi durumunda gözalt›na almakla tehdit eden polis, eyleme
kat›lanlar›n karfl› koymas› üzerine geri
ad›m atmak zorunda kald›.
Tersane önündeki aç›klamada ilk sözü, Limter-‹fl Genel Baflkan› Cem Dinç
ald›. Dinç konuflmas›nda “Tuzla art›k
kangren olmaya bafllad›” dedi.
Aç›klaman›n ard›ndan 5 dakikal›k bir
oturma eylemi gerçeklefltirildi. Yaflam›n›
yitiren iflçileri temsilen haz›rlanan iki tabutun da tersane önüne b›rak›ld›¤› eylemde, “Tersane patronlar› kana
doymuyor. Bu kan› gözlerini doyursun diye döküyoruz” sözleri eflli¤inde,
yere ve tabutlar›n üzerine, kan› simgeleyen k›rm›z› boya döküldü.
Ölümlerle gündeme gelen Selah Tersanesi, bu eylemden bir gün sonra Valilik
taraf›ndan kapat›ld›.
Provokasyonlar
“meyvesini” veriyor!
Selah Tersanesi’nin kapat›lmas›, gerek sendikalar›n gerekse kamuoyunun
“çözüm kapatmada de¤il, insanca
çal›flma koflullar› yaratmada” olarak
özetlenmesi gereken aç›klamalar›n› da
beraberinde getirdi. Çeflitli sendika ve
kurumlar ayn› günlerde Selah Tersanesi
önünde protesto eylemleri gerçeklefltirmeye devam ettiler.
23 May›s Cuma günü, saat 12.30’da,
Emekli-Sen ‹stanbul fiubeleri, G‹SB‹R
Hastanesi önünden bafllayan bir yürüyüflle, tersane önüne gelerek, burada bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdiler.
Bu aç›klamadan bir saat sonra,
TMMOB bünyesindeki Gemi Mühendisleri Odas› ayn› yerde bir aç›klama gerçeklefltirdi. Ancak bu aç›klama adeta patronlar›n, tafleronlar›n ve de patrona
uflakl›k eden ustabafl› vb. kifliliklerin, iflçileri karfl› karfl›ya getirme hedefini yans›tan bir görüntü içinde gerçeklefliyordu.
Eylem, “bölücülere” ve Limter-‹fl Sendikas›’na karfl› bir gösteriye dönüfltürülmeye çal›fl›l›yordu. S›n›f bilincinden yoksun, gerçek düflman›n›n kim oldu¤unu
görmekten uzak baz› iflçilerin ellerine
“Limter-‹fl sana Tuzla’da Mama
yok”, “Bölücüler defolun” yaz›l› pankartlar verilmiflti. Çok say›da Türk bayra¤› da yine “görselli¤i tamamlamak”
amac›yla, ustalar›n, tafleronlar›n ve de
gerçekte patronlar›n “telkinleri” ile, eylem alan›na getirilmifl olan iflçilere da¤›t›l›yordu. Selah Tersanesi’nde usta oldu¤unu sonradan ö¤rendi¤imiz bir kifli ise,
ölümlerin yalan oldu¤u, bunlar› bölücülerin icat etti¤i yönlü konuflmalar yap›yordu. ‹flçi kan› üzerinden beslenen bu faflist
güruhlar ayn› s›rada, “yalan haber”
yapma, “bölücüleri koruma” iddialar›yla, devrimci ve sosyalist bas›n› da hedef gösterdiler.
(Kartal)
30 Mayıs-12 Haziran 2008
işçi-köylü’den
18 May›s’›n ard›ndan...
Tüm çal›flma alanlar›nda, belli toparlanmalar›n oldu¤u, çal›flmalar›n belli düzeyde de olsa bir sistemati¤e
oturdu¤u bir süreçte, komünist önder ‹brahim Kaypakkaya anmalar›n› da geride b›rakt›k. Birçok yerde, olanaklar ve güç ölçüsünde eylem, etkinlik vb. anmalar gerçeklefltirildi¤ini görüyoruz. Kimi yerlerde kat›l›m aç›s›ndan
önemli geliflmeler kaydedilmiflken, kimi yerlerde soka¤a
ilk kez ç›k›l›yor oluflu, kimi yerlerde uzun y›llar sonra ilk
kez anma yap›l›yor olmas› dikkat çekiyor. 8 Mart’tan 1
May›s’a kadar geçen ve de egemenlerin sald›r›lar›n›n ard›ndan geliflen eylemlilik sürecinin coflkunlu¤unun ve kazan›mlar›n›n bu çal›flmam›za da yans›d›¤›n› ifade etmek
gerekiyor.
fiimdi önümüzdeki sürecin görevlerini belirlerken,
özellikle geçirdi¤imiz dönemin kimi özelliklerine vurgu
yapmak gerekiyor. S›kça tekrarlad›¤›m›z gibi, özellikle
Sosyal Güvenlik ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasa
Tasar›s›’n›n emekçi kitleler üzerinde yaratt›¤› öfke sonucu iflçi ve emekçi eylemlerinde önemli mesafelerin kat
edildi¤ine tan›kl›k ettik. Baflta ‹stanbul olmak üzere birçok ilde oluflturulan platformlarla sürece müdahale edilmeye çal›fl›ld› ve önemli eylem ve etkinliklerin alt›na imza at›ld›. Ard›ndan yine özellikle ‹stanbul’da 1 May›s tart›flmalar› ve devletin sald›rgan tutumu gündeme geldi.
Emekçiler ve devrimciler ‹stanbul özgülünde Taksim ›srar›n› aç›k ve net olarak sürdürürken, bu ›srar tüm illerdeki çal›flmalarda coflku ve kararl›l›k olarak yans›d› ve
güç verdi. Konfederasyonlar›n bu süreçteki tutumu ise
daha önceki say›m›zda da ifade etti¤imiz gibi ibretlikti.
Ancak daha da çarp›c› olan ise, 1 May›s öncesi ve 1 May›s günü ile birlikte bir ivme yakalanm›flken, hemen sonras›nda ise devletin ve hükümetin tüm teflhir olmufllu¤una, burjuva-feodal medyada dahi buldu¤u yank›ya ra¤men derin bir sessizli¤e geçilmesidir. Taksim’de yap›lmak istenen 1 May›s kutlamalar›na karfl› yaflanan azg›nca
sald›r› 2008 1 May›s’›n daha çok bu boyutuyla ve direnifl
eksenli tart›fl›lmas›na yol açt› denilebilir. Oysa yukar›da
da alt›n› çizdi¤imiz gibi, 2008 1 May›s’›n› geçen y›ldan
farkl› k›lan elbette ki, içinden geçti¤imiz süreçtir.
1 May›s’la birlikte militan mücadelenin de ivme kazanmas› beklenirken, aç›kt›r ki konfederasyonlar›n 1
May›s’taki tutumunun bir devam› olarak, meselenin sessizlikle geçifltirilmesi, sar›-reformist özelliklerine ek olarak popülist yaklafl›mlar›n da ortaya ç›kt›¤›n› görüyoruz.
1 May›s ile ilgili tart›flmalarda bu meselenin esasta
devrimcilerin öncülü¤ünde çözülebilece¤ini daha önceki
yaz›lar›m›zda da ifade etmifltik. Yukar›da bahsetti¤imiz
gerçeklikler de göz önüne al›nd›¤›nda bundan sonraki
sürecin de devrimciler taraf›ndan örgütlenece¤ini aç›kça
ortaya ç›kmaktad›r. Bu do¤rultuda bulundu¤umuz her
alanda, sendikalar› sürecin bir parças› haline getirmek
için u¤raflmak ve çaba sarf etmenin ötesinde devrimcilerle birlikte ortak bir direnifl hatt› örmeyi önümüze
koymak durumunday›z.
Konfederasyonlar›n içinde bulunduklar› süreç öylesine bir hal alm›flt›r ki, ‹stihdam Paketi gibi, son say›lar›m›zda özellikle vurgu yapt›¤›m›z ciddi bir sald›r› yasas›
daha (üstelik tek bir bas›n aç›klamas›yla dahi protesto
edilmeden) Çankaya’n›n noteri taraf›ndan onaylanm›flt›r.
Bunun yan› s›ra Desa, fiahin Motor, Tuzla Tersaneleri, Yörsan, Nefle Plastik vd. birçok iflçi direnifli lokal
olarak kendi alanlar›na s›k›flt›r›lmaya, direnifllerin baflka
alanlarda yank› bulmas›n›n önüne geçilmeye çal›fl›lmaktad›r. Öyle ki Düzce’deki Desa Deri direniflini yaln›zlaflt›rmak için elele veren Valilik ve Jandarma bölgeye iflçi olmayanlar›n girifl ç›k›fl›n› yasaklama seviyesine kadar vard›rm›flt›r aymazl›¤›n›. S›n›f dayan›flmas›na ihtiyac›n bu kadar yo¤un oldu¤u bir süreçte, bu direnifllerin bulundu¤umuz her alanda sesi olmak önemli bir görevdir.
Önümüzde bu direnifllerle birlikte daha bir anlam kazanacak olan 15-16 Haziran Büyük ‹flçi Direnifli’nin
y›ldönümü bulunmaktad›r. Geçen say›lar›m›zda da önder yoldafltan bahsederken alt›n› önemle çizdi¤imiz köylülerin içinde olma, iflçi s›n›f›n›n grev ve eylemlerine kat›lma ve bu direnifllerden ders ve deneyim ç›karma prati¤i hepimize örnek olmal›d›r. Bunun için yap›lacak direnifl ziyaretleri, ortak eylemler, örgütlenen etkinliklere
güçlü bir flekilde kat›l›m sa¤lama vb. pratikler bu süreçte önemlidir. Bu pratikler bize genifl kitlelerin sorunlar›n› anlama, kavrama ve müdahale etme anlam›nda oldu¤u
gibi, yaflanan sorun ve s›k›nt›lar›m›z› aflman›n yöntemlerini de sunacakt›r.
İşçi-köylü 3
30 Mayıs-12 Hazriran 2008
AKP’ye aç›lan kapatma davas›yla
birlikte yeni bir boyuta tafl›nan, ülke
egemen s›n›f klikleri aras›ndaki hegemonya dalafl›, yeni, ancak yabanc›
olunmayan, biçim ve yöntemlerle
gündemdeki yerini koruyor.
Neredeyse bafl döndürücü bir
h›zla yaflanan geliflmelerle birlikte,
ülke iflçi ve emekçi y›¤›nlar›n› hayati
olarak ilgilendiren gündemler habire
öteleniyor, gözler istenildi¤i ve de
hedeflendi¤i biçimiyle, bu suni denebilecek tart›flmalara çevriliyor.
Gerici egemen s›n›f klikleri aras›ndaki dalafl› yeni bir düzeye tafl›yan son geliflme, Yarg›tay Baflkanlar Kurulu’nun (YBK) hükümeti hedef alan aç›klamas›yla birlikte yafland›. Özü “laikler” ile “dinciler” aras›ndaki çat›flma olarak getirilen ve “laik” kesimi temsil etti¤i
varsay›lan YBK taraf›ndan 21 May›s’ta yay›mlanan bildiride, AKP hükümeti “Cumhuriyet’in temel
ilkelerini zedelemek”, “yarg›
erki”ne karfl› sistemli sald›r›lar yürütmek ve kendine “yandafl yarg›”
yaratmaya çal›flmakla suçlan›yor.
Ayr›ca anayasa de¤iflikli¤i giriflimlerine, AKP’ye aç›lan kapatma davas›na ve AKP’nin bu kapatma davas›
özgülünde AB ile gelifltirdi¤i iliflkilere, sözde ciddi elefltiriler getiriliyor.
Egemenler aras›ndaki bu dalafltan nemalanan burjuva-feodal medya, bildirinin aç›kland›¤› saatlerde
yapt›¤› “son dakika” haberleri ile
Ankara’da “ipleri kopar›yor”, ancak yine de her an de¤iflebilecek
“dengelerden” dolay›, ç›karlar›na
“halel” getirmemek için, dikkatli bir dil kullanmay› da ihmal etmiyordu.
Kapatma davas›yla birlikte kendini zor duruma düflürecek aç›klama
ve ç›k›fllardan uzak durmaya çal›flan
AKP ise, bu defa “so¤ukkanl›” olmay› elden b›rak›yor ve ayn› sertlikte
aç›klamalar yapmakta gecikmiyordu.
CHP, MHP gibi faflist partilerin bildiriden yana aç›k tav›r koymas› fleklinde devam eden “bildiri savafl›”na Dan›fltay Baflkanlar Kurulu da dahil olarak, Yarg›tay’a aç›k destek veriyordu. AKP hükümetinin gündeminde
Yarg› Reformu Strateji Tasla¤›’n›n
bulundu¤u ve bu tasla¤›n Yarg›tay ve
Dan›fltay’a sunulmadan, AB’ye sunulmas› üzerinden tart›flmalar›n yürütüldü¤ü bir dönemde ortaya ç›kan
bildiri, AKP’nin yarg›da kadrolaflma
çabalar›n›n yaratt›¤› rahats›zl›¤›n ürünü olarak da getirilmekte.
Bu arada, bir faflist-gerici kli¤in
di¤er bir faflist-gerici klik üzerinde
üstünlük sa¤lama çabas›na da ba¤lanmas› gereken mevcut çat›flmay›
h›zland›ran bafll›ca etkenin, AKP gericili¤inin mevcut konumunu, tüm
devlet ayg›tlar›nda ve de toplumsal
yaflam›n tüm alanlar›nda güçlendirme çabas› oldu¤unun, bunu sa¤lamaya dönük çeflitli yol ve yöntemlere baflvurdu¤unun da alt›n› çizmek
gerekmekte. ABD emperyalizminin
yan› s›ra, AB emperyalistlerinin
AKP’ye dönük
desteklerinin
sürdü¤ü izlenimine bak›ld›¤›nda
ise,
Tekrar yarg›ya iliflkin tart›flmalara dönecek olursak, bu tart›flmalar›n
merkezine “yarg›n›n ba¤›ms›zl›¤›”
üzerinde yürütülen tart›flmalar›n
damgas›n› vurdu¤unu söyleyebiliriz.
Ancak tart›flmalar yap›l›rken
gözlerden kaç›r›lmaya çal›fl›lan bir
fley var ki, o da yarg›n›n zaten bugüne kadar hiçbir zaman ba¤›ms›z olmad›¤›d›r. Gerek ülkemizde gerekse sömürü sisteminin
hüküm sürdü¤ü di¤er ülkelerde,
yarg› her zaman egemen
tir. Ve AKP’nin köflke ç›kard›¤› ve
Çankaya “noteri olarak” adland›r›lan Gül’ün, bunlardan boflalacak olan
görevlere kendi yandafllar›n› atamas›na kesin gözüyle bak›lmaktad›r.
Bunun fark›nda olan “laik” kesimin, kapatma davas› ve son bildiriyle yapmaya çal›flt›¤› ise, bir yandan
da bunu engellemeye, bu “son kalelerini” de yitirmemeye dönük olarak da okunabilir. Ayr›ca faflist
TSK’nin, yap›ld›¤› söylenen baz› “anlaflmalar” sonucu, “laiklik” konusunda uzunca süredir içine girdi¤i “sessizlik”le birlikte, ellerinde kalan son
kozlar› oynamaya çal›flt›¤› da söylenebilir.
k›flt›r›lmaya bafllam›flt›. Küresel ekonomide ortaya ç›kan belirsizlikler,
yabanc› sermayenin giriflindeki h›z›
düflürmüfl, Türkiye’nin cari ifllemler
a盤›nda yaflanan finansman zorlu¤u,
ülke ekonomisini giderek daha fazla
tehdit eder olmufltu. Bu tehdit, varil
fiyat› giderek artan, 200 Dolar gibi
rekor bir düzeye ulaflaca¤› söylenen
petrol fiyatlar›ndaki art›flla birlikte,
daha da büyümekte.
Siyasal krize ba¤l› olarak büyüyen ekonomik kriz, bir yandan da
egemen klikler aras›ndaki dalafl›n sona erdirilmesini, bu yönlü formül
aray›fllar›na gidilmesini de zorunlu
k›lmaktad›r. Bu zorunluluk ise bir
süre önce AKP taraf›ndan “herkese oh dedirtecek formül
aray›fl› içinde olundu¤u”
biçiminde aç›klanm›flt›r.
Yarg›tay bildirisinin bu
formül aray›fl›n› ne kadar
etkiledi¤ini ise, önümüzdeki günlerde görece¤iz. Ancak
net olan bir fley varsa, o da
egemen kliklerin, derinleflen
siyasal-ekonomik krizin yans›malar› olarak ortaya ç›kan
dalaflta, uzlaflma sinyalleri
vermeye bafllad›klar›d›r. Yarg›tay Baflkan›’n›n bildiri tart›flmalar›n›n sürdü¤ü günlerde, “kutuplaflmadan yana
olmad›klar›” yönlü aç›klamas›na bak›ld›¤›nda da bunu
‹pleri emekçilerin “bildirisi” koparacak!
AKP’nin bu yönlü çaba ve giriflimlerinde neden bu kadar “cesur” davranabildi¤i de görülecektir.
Ülke emekçi s›n›flar›n›n düzene
karfl› hoflnutsuzlu¤unun, eskisi gibi
yönetilmek istemediklerinin ifadesi
olan hareketlenmelerle birlikte,
kendi seçmenleri de dahil, kitledeste¤ini giderek yitirmeye bafllayan
AKP’nin flu süreçteki tek umudu art›k emperyalist güçlerdir. Bu süreçte yapt›klar› destekleyici aç›klamalara bak›ld›¤›nda ise, bu güçlerin, bölgesel politikalar›ndaki biçtikleri rolü- en son, AKP’nin önayak oldu¤u
‹srail-Suriye görüflmesinde de görüldü¤ü gibi- büyük bir gayretkefllikle
yerine getirmeye çal›flan AKP ile ifllerinin henüz bitmedi¤i söylenebilir.
S›n›fsal Yaklafl›m
Tersanelerde ölüm de¤il
Direnifl kazanacak!
E¤er patronlar›n gözü dönmüfl
kâr h›rs› seri cinayetlerle örülü bir
katliam süreci yaratmasayd›, kamuoyu, Tuzla tersanelerinde trilyonluk yat ve gemilerin iflçilerin
ölümüne çal›flt›r›ld›¤› koflullarda
infla edildi¤ini ö¤renemeyecekti.
Zira, 1985’den bu yana Türkiye’deki tersanelerde ölen 96 iflçinin 21’i 22 Temmuz 2007’den bu
yana Tuzla’da katledildi. Sorunun
esas›na iliflkin en aç›klay›c› demeç,
Çal›flma Bakan› Faruk Çelik’in, “20
tersane olmas› gereken yerde
50 tersane olursa ve bu bir flekilde ruhsatland›r›l›rsa, o karmaflan›n içinde ne yaz›k ki bu
üzücü olaylar cereyan etmeye
devam edecek” (19.05.08) yan›t›yla ortaya serilmifl, yaflananlar›n
ihmal, bozukluk ve sorumsuzlukla
aç›klanamayacak bir düzen sorunu oldu¤u kan›tlanm›flt›.
Bu aç›klama, çaresizli¤e gönderme içermiyor, devletin tercihini aç›k bir biçimde gösterme
özelli¤i tafl›yordu. Ölümleri durdurmak için yap›lmas› gerekenlerin
bir dizi uzman raporuyla da sabit
oldu¤u durumda, koflullar› de¤ifltirmek amac›yla ad›m atmayacaklar›n› kesin bir dille belirtenlerin, cinayetlere iliflkin, -eylemlerini üstlenircesine- “ölümler sürecek”
diye konuflmas›ndan daha do¤al
bir fley olamazd›.
Yarg› hiçbir zaman
ba¤›ms›z olmam›flt›r
Politika gündem
Devlet tercihini çoktan yapm›flt›. Türkiye’yi tersanecilik sektöründe 2002’de 23. iken bugün
dünya sekizincisi, “mega yat”
üretiminde ise dünya üçüncüsü
konumuna getirebilmek için Tuzla’da gerekli “altyap›” özellikle
son 6 y›l içerisinde oluflturuldu.
Say›lar› 44’e ulaflan tersanelerde
(Türkiye toplam› 62) çal›flma düzeni büyük oranda (yüzde 90) tafleron sistemine ba¤l› olarak flekillendirildi. Öyle ki 30 bine ulaflan
iflçilerin 20 bini bu tafleron firmalara ba¤l› olarak çal›flt›r›l›yor(du).
Gerek çal›flma düzeni-saatleri (esnek üretim) gerek ifl koflullar› gerekse de ücret bak›m›ndan kölelik ve angaryan›n en afla¤›l›k ve
vahfli biçimi devreye sokuldu. Haliyle en önemli yasak örgütlenmeye yönelikti ve sendikal› iflçi say›s›
yüzde 10’lar› aflamad›.
Bu koflullarda her gün ifl kazas›
yaflanmas›, onlarca iflçinin ölmesi,
yüzlercesinin yaralanmas› ve sakat
kalmas›yla beraber a¤›r meslek
hastal›klar›na yakalanmas› da kaç›n›lmazd›. Bunun “üretim/ifl zayiat›” olarak de¤erlendirilece¤i ve
düzenin bozulmas›n› gerektirmeyece¤i tabiiydi. Nitekim, patronlar›n örgütü G‹S-B‹R (Gemi ‹nfla Sanayicileri Birli¤i)’in beyan›na göre
2009’a kadar yeni siparifl alamayacak denli ifl kapasitesi dolu olan
s›n›flar›n hizmetinde olmufltur/olmaktad›r. Yarg›n›n iflçi ve emekçi y›¤›nlar›n hak alma mücadeleleri ve
hak gasplar› noktas›nda ald›¤› tutuma
ve kararlara bak›ld›¤›nda, gerçekte
ba¤›ms›z olmad›¤› da net olarak görülecektir. Bunun içindir ki, bu bildirinin bugünlerde gündeme gelmesi,
gündem sapt›rma oldu¤u gibi, kendini
“laik” olarak tan›mlayan kesimin,
AKP’yi köfleye s›k›flt›rmaya dönük yeni bir hamlesi olarak da alg›lamak gerekmektedir.
En üst yarg› organlar›nda, örne¤in
Anayasa Mahkemesi’nde hali haz›rdaki üyelerin ço¤unlu¤unu Sezer döneminde atanan “laik” kesimden hukukçular oluflturmaktad›r. Ancak bunlar›n
görev süresi 2 y›l içinde sona erecek-
Tuzla tersanelerinde, dur-durak
tan›maz bir tempodan taviz verilemezdi. Kald› ki G‹S-B‹R baflkan›
Murat Bayrak, t›pk› bakan gibi net
ve “samimi” konuflmay› tercih etmiflti: “Bizim kâr›m›z tamamen
iflçilikten, iflçilik fiyatlar› da Avrupa’n›n fiyatlar› düzeyine gelirse, Türkiye’deki gemi infla sanayisinin avantajlar› yavafl yavafl
ortadan
kalkar.”
(01.09.2007)
Yasalarda pefl pefle yap›lan düzenlemelerle amaçlanan›n ne oldu¤u, genellikle uygulamadaki a¤›r
sonuçlar›yla ancak görülebilmektedir. 4857 say›l› ifl yasas›yla 2003 y›l›nda getirilen hükümlerin Tuzla’daki katliama zemin haz›rlayan
önemli faktörler aras›nda yer almas› gibi. Tersanelere kurulan
ölüm çark›n›n difllileri, esnek üretim ve tafleronluk yeni yasa sayesinde donan›ml› biçimde hukuki
altyap›ya kavuflturulunca daha h›zl›
ifllemeye bafllad›. Örgütlenme ve
hak aramaya yönelik yeni engel ve
yapt›r›mlar da yasan›n cendereyi
sa¤lama alan di¤er yenilikleriydi.
SSK taraf›ndan kay›t alt›na al›nabilen rakamlara göre, ifl kazalar›nda dünya üçüncüsü ve Avrupa
birincisi konumundaki Türkiye’de; 2002’deki kazalarda hayat›n›
kaybedenler 878 kifliyken, bu say›
2006 y›l›nda (79 bin kaza) yüzde
83’lük bir art›flla 1601’e ç›km›flt›r.
Bu tablo, pefl pefle gelen ölümlerle
hakl› olarak ilgi oda¤› haline gelen
Tuzla tersanelerinin “özel” ve
“istisnai” bir yere sahip olmad›¤›n›, iflçi ve emekçi kitlelerin bir
bütün olarak “ölüm” ve “y›k›m”la yüz yüze, iç içe yaflad›¤›n›
Geliflmeler derinleflen
krizin d›fla vurumudur
Dünyada yaflanan siyasal-ekonomik krizin yans›malar›n› mümkün
mertebe gizleme çabas›n›n da rol oynad›¤› klik çat›flmalar›n›n, gerçekte ne
kadar suni oldu¤u da yine ayn› günlerde ortaya ç›k›yordu. Kendine dönük
sald›r›lar›, Ergenekon operasyonu ve
Anayasa de¤iflikli¤i gibi giriflimlerle yan›tlamaya çal›flan AKP, asl›na bak›l›rsa,
bu giriflimlerin, önünde daha çok engel olmaya bafllad›¤›n› görmüfl ve son
dönemde uzlaflma sinyalleri de vermeye bafllam›flt›.
Çünkü AKP sadece “laik” klik taraf›ndan de¤il, ayr›ca TÜS‹AD gibi
sermaye kurulufllar› taraf›ndan da s›-
göstermektedir. Ölüm, yaralanma,
sakatlanma, meslek hastal›klar› ve
di¤er bütün bedeller, sektöre göre
de¤iflen biçim ve oranda s›n›f›n
“kaderi” olmaktad›r.
Egemen s›n›flar›n, patronu, bakan›, müsteflar› ve sistemin bütün
kurumlar›yla birlikte uyum içinde
hareket etmesi, mevcut düzeni bu
tarzda kurmas›, iflletmesi ve korumaya çal›flmas›nda flafl›lacak hiçbir
fley yoktur. Dahas›, 9-17 May›s tarihleri aras›nda 1 haftada 3 iflçinin
ölümü üzerine artan tepkiler karfl›s›nda süresiz olarak kapat›lan Selah Tersanesi’yle ilgili karar› protesto amac›yla patron örgütü G‹SB‹R’le birlikte eylem düzenleyen
ve iflçileri Limter-‹fl’e karfl› sloganlarla (örn.“bölücüler defolun!”)
k›flk›rtmaya çal›flan Türk-‹fl’e ba¤l›
Dok Gemi-‹fl Sendikas›n›n tutumuna da flafl›rmamak gerekir. Üstelik
ayn› gün Türk-‹fl genel baflkan›
Mustafa Kumlu bu kapatma karar›
için, “Geç kalm›fl olsa da olumlu
bir ad›md›r.”(24.05.08) dedi¤i
halde… Hatta bu eyleme destek
veren Gemi Mühendisleri Odas›’n›n saf›n› “kar›flt›ran” tutumunu da yad›rgamamak gerekir!
Elbette, hükümet Selah Tersanesi’ni kapatma karar› ile yasak
savmaya çal›flmakta ve kamuoyu
bask›s›n› düflürmeyi hedeflemektedir. Kuflkusuz, Selah’ta çal›flan iflçilerin bir süre ya da süresiz iflsiz
kalmas› son derece olumsuz bir
durumdur. Yine, Selah ya da di¤er
baflka tersanelerin kapat›lmas› çözüm için geçerli yöntem de¤ildir.
Ancak bütün bu do¤rular›n ötesinde, patronlar›n kapatma karar›n›
kullanarak yapmak istedikleri ey-
net olarak görmek mümkündür. Bunun baflka türlü olmas› da zaten
mümkün de¤ildir. Çünkü çat›flmalar›n bafllamas› oldu¤u kadar bitirilmesi süreci de, baflta güdümünde olunan emperyalist güçler olmak üzere,
sermaye s›n›flar›n›n inisiyatifinde
gerçekleflmektedir ve mevcut krizin
giderek büyüdü¤ü bir süreçte, egemen s›n›f cephesinde yaflanan bu
sürtüflme, ya¤ma ve talan politikalar›n›n zora girmesini de beraberinde
getirecektir. Bunun içindir ki, gerilimin “kabul edilebilir” düzeye
indirilmesi, bir kez daha “ortak düflmana” karfl› birleflilmesi, egemen s›n›flar›n flu süreçte ihtiyaç duydu¤u
en acil yönelim olarak önlerinde
durmaktad›r. Bu “ortak düflman”
lemle esas hedefleri, Tuzla tersanelerinde geliflmekte olan direniflin k›r›lmas› ve iflçi kan› dökerek
büyüttükleri saltanatlar›n›n y›k›lmamas›d›r. Dolay›s›yla patronlarla
böyle bir eylemi örgütleme ya da
destek verme tavr›n›, “iflçilerin
haklar›n› savunma” fleklinde
örtmeye çal›flmak, kabul edilebilir
gibi de¤ildir.
Tuzla’da yaln›zca katliam ve sömürü yoktur. Elbette ki nerede
bask›, terör ve zulüm varsa orada
direnifl ve isyan da olacakt›r.
Tersanelerdeki katliam ve zulme
karfl› tek sendikal mevzi olarak
D‹SK’e ba¤l› Limter-‹fl, kendi kapasitesini zorlayan bir mücadele içerisindedir. S›n›f›n di¤er sektörlerindeki örgütlü güçlerin, baflta Tuzla
olmak üzere içinde bulundu¤u iflçi
havzas›ndaki dinamiklerin, bütün
demokratik, yurtsever ve devrimci
güçlerin azami deste¤ine ihtiyac›
vard›r. Tuzla’da kamuoyuna genifl
çapl› mal olmas› itibar›yla iflçi s›n›f›
mücadelesini do¤rudan etkileyecek önemde bir çat›flma yaflanmaktad›r. Sorunun, baz› kesimlerin trajik bir dekor alt›nda duygusal tepki
ile berhava etmeye çal›flt›klar› türden “insani tepki” düzlemine
kayd›r›lmas›na izin verilmemeli,
egemenlerin yeni hamle ve ataklarla yüklendikleri devrimci direnifl
cephesi güçlendirilmelidir.
Tersaneler cehenneminde yaflananlar, s›n›f mücadelesinde birçok
önemli hususa dikkat çekip dersler sunarak ilerlemektedir. Tafleron-esnek üretim düzenine karfl›
mücadele ile örgütlenme refleksi
ve taktikleri konusunda sendikal
alan faaliyetinin aczi ve ihmali bir
ise, sisteme karfl› öfkesi giderek kabaran, emekçi halk y›¤›nlar›ndan baflkas› de¤ildir. Çünkü onlar da çok iyi
bilmekteler ki, emekçiler bildiri verdi¤inde ipler gerçekten kopacakt›r!
Emekçi y›¤›nlar ciddi
bir s›navla yüz yüze
Egemenler cephesinde yaflanan
bu geliflmeler, yoksullaflt›rma, sindirme vb. sald›r›larla teslim al›nmaya
çal›fl›lan emekçi y›¤›nlar›n, kendilerini “ortak düflman” olarak gören
egemen s›n›flar›n topyekun sald›r›lar›na karfl› topyekun bir karfl› koyuflu
örgütlemelerinin aciliyetini, giderek
daha fazla dayatmaktad›r.
Özellefltirmelere, örgütsüzlefltirmeye, tafleronlaflt›rmaya vb. sosyal
y›k›m sald›r›lar›na karfl›, say›lar› her
geçen gün artan grev vb. direnifllerin, s›n›fsal öze kavuflturularak, bunlar›n do¤rudan sistemi hedef alan
mücadeleler olarak ele al›nmas›, art›k zorunluluktan da öte bir hal alm›flt›r.
Yine Kürt halk›na dönük imhainkar sald›r›lar›n›n, ›rkç›-faflist k›flk›rtmalar eflli¤inde geldi¤i boyut,
böl-parçala-yönet politikas›na karfl›,
anti-faflist mücadelenin, iflçi-emekçi
y›¤›nlar›n direniflleriyle birlikte ele
al›nmas›n› gerektirmektedir. Egemen s›n›flar›n söz konusu ›rkç›-faflist k›flk›rtmalar›n›, art›k aç›k bir biçimde iflçilerin grev ve direnifllerini,
birliklerini bozmaya dönük hayata
geçirme çabalar›, emekçilerin grev
vb. eylemlerini “bölücü”, “terörist” ilan etmeleri, sald›r›lar›n ald›¤›
ve daha da alaca¤› boyutlara iflaret
etmektedir.
Bu geliflmelere bak›ld›¤›nda ortak
bir mücadele hatt› örmenin önemi ve
aciliyeti daha da anlafl›lacakt›r. Kürt,
Türk ve tüm milliyetlerden ülke
emekçilerinin eflitlik-kardefllik ve bar›fl
içinde yaflayabilece¤i bir sistemin önü
de ancak bu ortak mücadeleyle aç›lacakt›r. Bu vesileyle söylemek gerekirse, Kürt halk›n›n mücadelesinin önündeki engel, Kürt Ulusal mücadelesini
bugünlere tafl›madaki en önemli faktör olan, silahl› mücadele de¤il, ezilen
tüm emekçi kesimlerin, gerek ülke faflist egemen s›n›flar›na gerekse emperyalistlere karfl›, anti-faflist, anti-emperyalist bir ortak mücadele hatt›
örememesidir. Ancak bunun için geç
kal›nm›fl de¤ildir!
kez daha gözler önüne serilmifltir.
Özellikle Türk-‹fl ve ço¤u flube yönetimlerinin patron kulübü hüviyetinde çal›flt›klar› -yeni bir örnekle- somut biçimde görülmüfltür. S›n›f sendikac›l›¤›nda iflçi havzalar›n› dikkate alan bir perspektifle örgütlenme ve faaliyet yürütmenin
gere¤i, kendi gerçekli¤ini dayatacak
aç›kl›ktad›r. S›n›f dayan›flmas› ve
devrimci dayan›flma diye çokça dillendirilen olgular›n, mevki ve grup
hesaplar›na
bo¤durulmayacak
önemde a¤›rl›k tafl›d›¤› her geçen
gün daha fazla hissedilmektedir.
‹flçi ve emekçilerin geliflen mücadelesinin Taksim’de kitlesel bir
flahlan›flla bentlerini y›kan bir
noktaya tafl›nmamas› için bütün
güçlerini seferber eden faflist diktatörlük, bunda göreceli olarak baflar›l› olmuflsa da; sergiledi¤i dizginsiz terör ve acz nedeniyle u¤rad›¤›
yenilgi ve bu durumda bafl rol oynayan devrimci irade ve kararl›l›¤›n elde etti¤i kazan›mlar›n önüne
geçememifltir. fiimdi, k›yas›ya sürmekte olan çat›flman›n t›pk› 1 May›s
gibi çeflitli k›r›lma noktalar› olacak,
buralarda hamle üstünlü¤ü sa¤layan
taraf ilerleme kaydedecektir.
Tuzla, bu muharebe alanlar›n›n
bafl›nda gelmektedir. 16 Haziran’da devreye sokulacak olan
grevle beraber direnifl daha ileri
noktalara tafl›nabilecektir. S›n›f bilinçli iflçilere ve tüm devrimci-demokrat güçlere düflen görev, Tuzla tersanelerindeki direnifl yang›n›n› büyütmektir. Komprador
patron-a¤a düzeninin esnektafleron tarzla bütün sanayi
kollar›na dolad›¤› zincir, Tuzla’da parçalanmal›d›r.
İşçi-köylü 4
İşçi/köylü
Türkiye’nin en büyük Deri
markalar›ndan Desa Deri’de iflçilerin mücadelesi patronun, jandarman›n ve valili¤in tüm engellemelerine ra¤men sürüyor.
Sefaköy, Çorlu ve Düzce’de
kurulu bulunan fabrikalarda dünyaca ünlü uluslararas› markalara
üretim yapan Desa Deri’de Deri‹fl Sendikas›’n›n Desa’da örgütlenme çal›flmas› yürütmesi sonucu 29 Nisan’da 5 iflçiyi iflten ç›karan patron, sendikalaflman›n devam etmesi üzerine 40’a yak›n iflçiyi daha iflten ç›kard›. Patronun
bask›lar›na karfl› anayasal bir hak
olan sendika hakk›na sahip ç›kan
iflçilerin fabrika önündeki direnifli
devam ediyor. Desa’da yaflanan
geliflmelerle ilgili olarak sendikan›n görüflme talebini reddeden
patron, sendikay› karalayarak iflçilerin güvenini de sarsmaya çal›fl›yor. Deri-‹fl Sendikas›n›n Desa’da yaflanan hukuksuzlu¤un engellenmesi amac› ile Düzce Valili¤i ile yapmak istedi¤i görüflmeler
de sonuçsuz kald›.
16 May›s günü Desa’n›n
Düzce’deki
fabrikas›
önünde iflçilerle birlikte
bekleyen sendika temsilcisi Cemil T›knaz, jandarma taraf›ndan gözalt›na al›nd›. Daha önce
de Deri-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Musa Servi’yi gözalt›na alan jandarma, Desa patronu
ile birlikte sendika düflman› yüzünü bir kez daha gösteriyor.
Desa’da direnifl sürüyor
‹flçilerin fabrika önünde yapt›klar› eylemler jandarma taraf›ndan “2911 Say›l› Kanuna” ayk›r› oldu¤u gerekçesiyle engelleniyor.
16 May›s günü Desa’n›n Düzce’deki fabrikas› önünde iflçilerle
birlikte bekleyen sendika temsilcisi Cemil T›knaz, jandarma ta-
Fabrikalar›n
hurdas› bile iflçilere
mezar oluyor
Tuzla Tersanelerinde ifl cinayetleri
devam ederken di¤er yandan
da fabrikalar›n hurdas› bile can
al›yor...
Geçti¤imiz günlerde Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren bir sabun fabrikas›nda meydana gelen patlama, bir kiflinin yaflam›na mal olurken 2 kifli de a¤›r yaraland›.
15 May›s’ta gerçekleflen olay›n, oksijen tüpünün patlamas› sonucu meydana geldi¤i aç›kland›.
Olay›n meydana geldi¤i, sabun imalat› yapan ASC
isimli fabrikan›n, yaklafl›k on y›ld›r bölgede faaliyet
sürdürdü¤ü, ancak geçti¤imiz y›llarda banka borcu nedeniyle TMSF taraf›ndan el konuldu¤u ö¤renildi.
Fabrika flu an tam bir faaliyet göstermezken,
patronun fabrikada bulunan kimi makine ve kazanlar›, herhangi bir güvenlik önlemi almadan paraya çevirmek istedi¤i ve bu nedenle de hurdac›lara satmaya çal›flt›¤›, patlaman›n da bu s›rada
meydana geldi¤i söyleniyor. Patlaman›n, hurda
olarak sat›lmak istenen makine ve kazanlar› almak için fabrikaya gelen üç hurdac›n›n, oksijen
kazanlar›ndan birini keserek arabaya yüklemek istedi¤i s›rada gerçekleflti¤i bildiriliyor. Patlamada
Mehmet Atlan adl› hurdac› yaflam›n› yitirirken,
di¤er ikisi de a¤›r yaraland›. Yaral›lar Kartal E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi ve Tuzla Devlet Hastanesi’ne kald›r›larak, tedavi alt›na al›nd›lar.
Konuya iliflkin fabrikan›n muhataplar› taraf›ndan herhangi bir aç›klama yap›lmazken, olayla ilgili bilgi almaya giden Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi yöneticileri, fabrikaya gittiklerinde muhatap
bulamad›klar›n›, kap›da sadece bekçilerin bulundu¤unu söylemekteler.
(Kartal)
dayan›flma ziyaretlerini engellemek amac›yla “iflçi olmayanlar›n organize sanayi bölgesine giremeyece¤i” karar›n›
ald›. Tüm bunlara ra¤men iflçiler
22 May›s günü bir eylem gerçeklefltirerek sendikalaflma mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini
hayk›rd›lar.
22 May›s günü Desa Düzce
Fabrikas› önünde biraraya gelen
iflçiler, halaylar çekerek direnifl
coflkusunu dosta ve düflmana
gösterdiler. TEKS‹F sendikas›na
üye olduklar› için iflten at›lan Venüs Giyim iflçilerinin de destek
verdi¤i eylemde iflçiler “Sendika
anayasal hakt›r, sendika hakk›m›zd›r engellenemez, sendikaya üye olmak suç de¤ildir” yaz›l› pankart açt›lar. ‹flçilere
seslenen Musa Servi, patronun
hukuksuzlu¤una ra¤men direniflin
sürece¤ini söyledi.
Desa’da iflçiler 440 YTL’ye açl›k s›n›r›n›n alt›nda bir ücretle çal›flmak zorunda. ‹flçiler ald›klar›
ücretleri yükseltmek için de mesaiye kal›yor. Ailesinin yüzünü bile
göremeyen iflçiler ayda 180 saate
varan mesailerle zorla çal›flt›r›l›yor. Marka denetçilerinin geldi¤i
günlerde damacanalardan su içen
di¤er günlerde tuvaletlerde gezen
hortumlardan doldurulan sular›
içen iflçiler insanca çal›flma koflullar› istiyor.
(‹stanbul)
Sermaye ilaç pazar›ndaki pastaya da göz dikti!
‹stanbul Eczac› Odas›,
baz› ilaçlar›n eczane d›fl›nda
da sat›labilmesini, ilaç reklam›n›n yap›labilmesini ve eczac› olmayanlar›n da eczane
açabilmesini sa¤layacak yasa
tasar›lar›na karfl› eyleme gitti.13-14 May›s günlerinde
vitrinlerini karartan eczaneler, ayr›ca 14 May›s’ta, ‹stiklal Caddesi boyunca
gerçeklefltirdikleri bir yürüyüfl sonucunda, Taksim’de
bir bas›n aç›klamas› yapt›lar.
Eczac›lar, ç›kar›lmak istenen
yasalar›n, ilac› eczac›dan ve
kamusal güvenceden koparmay› amaçlad›¤›n›, ilaç ve eczac›l›k alan›n›n denetiminin,
Sa¤l›k Bakanl›¤›’ndan al›n›p
‹laç Kurumu
gibi toplumsal sorumlulu¤u olmayan
sözde özerk
ve sermayenin etkisi alt›nda bir kuruma devredilmek istendi¤ini söylediler.
Eczac›lar›n vitrinlerini
karartt›klar› günlerde, eyleme kat›lan baz› eczanelere
giderek, görüfllerini ald›k.
‹lk görüflmemizi, Kartal’daki Eczane Medikal’in
kalfas› Ecevit ‹flenfl ile gerçeklefltiriyoruz. ‹flenfl’in ilk
söyledi¤i fley, “Bu yasayla
birlikte halk›n yaflam›n›
tehlikeye at›yorlar” oluyor. Devam›nda ise “iflin
ehli olmayan, ancak büyük flirketleri olan insanlar, eczaneler zinciri kuracak” diyor.
Görüflünü ald›¤›m›z bir
di¤er kifli ise, Yeni Kartal Ec-
zanesi’nin sahibi, eczac› Hale Mekik. Mekik “Yasa,
sermayenin ilaç pazar›na göz dikmesinin ürünüdür” diyor do¤rudan.
“‹laç pazar›ndaki pastadan pay kapmaya çal›fl›yorlar” diye de ekliyor.
Yine Kartal’da bulunan
Lale Eczanesi’nin kalfas› ‹hsan Aynac›’n›n ilk sözleri
ise, “Bu iflten devlet ve
sermaye kârl› ç›kacak”
fleklinde oluyor. Eczac› odalar›n›n devre d›fl› b›rak›laca¤›n›, halk›n bilinçsiz ilaç tüketimine zorlanaca¤›n› ve bunun ise do¤rudan halk›n sa¤l›¤› ile oynamak anlam›na
geldi¤ini söylüyor. (Kartal)
fiahin Motor’da
anlaflma süreci
Patronun, sendikal örgütlenmeyi tasfiye etmek
amac›yla iflten ç›kard›¤› fiahin
Motor iflçilerinin direnifli, 3
aya yaklaflt›. Direniflin 80’li
günlerinde, bir kez daha iflçilerin yan›na gittik ve direniflin geldi¤i aflamayla ilgili görüfltük.
‹flyeri temsilcisi fiaban
Gündüz, flu an anlaflma sürecine girildi¤ini, karfl›l›kl›
güvencelerin verildi¤ini, protokol oluflturma aflamas›na
gelindi¤ini söylüyor. Kimlerin hangi koflullarda ifle tekrar geri al›naca¤›na bu süreçle birlikte karar verilecekmifl.
Direniflin taleplerinin ko-
Emekçinin Gündemi
‹flçi cinayetlerinin gerçek sorumlusu
sistemin afl›r› kâr h›rs›d›r!
Tuzla Tersaneler bölgesinde
meydana gelen iflçi cinayetleri son aylarda art›nca ve art›k m›zrak çuvala
s›¤maz hale gelince iflçi cinayetleri kamuoyunda tart›fl›lmaya baflland›. Görünürde bu sorunun tart›fl›lmas›n› ve
çözümler üretilmesini istiyormufl gibi
yapan patronlar ve egemenler, esasta
cinayetlerin gerçek nedenlerinin kamuoyundan gizlenmesi için büyük çaba içindeler. Sorunun kayna¤›nda iflçilerin e¤itimsizli¤inin yatt›¤›n›, alt yap›n›n yetersiz oldu¤unu, tersane
say›s›n›n çok oldu¤unun propagandas›n› yapt›lar. Oysa yaflananlar›n esas
raf›ndan gözalt›na al›nd›. Daha
önce de Deri-‹fl Sendikas› Genel
Baflkan› Musa Servi’yi de gözalt›na alan jandarma, Desa patronu
ile birlikte sendika düflman› yüzünü bir kez daha gösteriyor.
Jandarma iflçileri ve sendika
görevlilerini sürekli rahats›z ederken Düzce Valili¤i giderek artan
30 Mayıs-12 Haziran 2008
nedeni sistemin afl›r› kâr h›rs›d›r. Yukar›da ifade edilenler bu afl›r› kâr h›rs›n›n sonuçlar›d›r.
1940 y›l›ndan günümüze kadar
yaflanan 60 y›ll›k zaman içinde
yaflanan ifl cinayetlerindeki ölüm rakamlar›n› incelerken Türkiye’de sigortas›z, kay›t d›fl› çal›flmaya zorlanan
iflçilerin say›s›n›n sigortal› ve kay›tl›
çal›flan iflçilerin say›s›ndan katbekat
fazla oldu¤unu unutmamak gerekir.
Yine kay›t d›fl› çal›flmaya zorlanan iflçilerin çok daha zor ve sa¤l›ks›z koflullarda çal›flt›r›ld›¤› dikkate al›nd›¤›nda bu rakamlar›n da ancak buz da¤›-
runup korumad›¤› yönlü sorumuzu “Talepler tam
karfl›lanm›yor. Karfl›l›kl›
geri ad›mlar söz konusu.
Bunda bizim mevcut durumumuz da etkili oldu.
Maddi vb. zorluklar insanlar›n dayanma gücünü azaltt›” sözleriyle yan›tl›yor.
Kendini Geyveli Emin
olarak tan›tan 26 y›ll›k iflçi
ise, baz› iflçilerin direnifl yerine gelmek yerine, evde
oturmay› tercih etmelerini
elefltiriyor ve diyor ki; “Hak
al›nd›¤›nda herkesin hakk› al›nacak. Ancak mücadele edenler bu hakk›
onuruyla hak edecek, di-
n›n görünen k›sm› oldu¤u anlafl›lacakt›r. 1946’dan bu yana ifl cinayetlerinde ölen iflçi say›s› 55 bine, sakat kalan
iflçi say›s› ise 145 bine ulaflm›flt›r. 60
y›l›n ortalamas›na bakt›¤›m›zda her
y›la 900 iflçi ölümü düflüyor. Son 25
y›lda ise 70 bin iflçi ifl cinayetleri sonucu hayat›n› kaybetmifltir. Bunun y›ll›k ortalamas› ise her bir y›la 1.200
iflçi ölümüdür.
Tuzla Tersanelerindeki ifl cinayetlerinin kamuoyunda yer bulmas› sonucu bu yaflananlar›n sektöre zarar
vermemesi gerekti¤i tüm egemen
güçler taraf›ndan ifade edilmeye baflland›. Türkiye’nin gemi yap›m› ve sökümü alan›nda dünyada 5., Avrupa’da
ise 1. oldu¤u ifade edildi. Bu sorunlar›n bu flekilde gündeme tafl›nmas›ndan sektörün zarar görece¤ini, yaflanan sorunlar›n ifl cinayetlerinin öne
ç›kar›lmamas›n› isteyerek kendileri
için pek önemli bir sorun olmad›¤›n›
Aile hekimli¤i
protesto edildi
21 May›s Çarflamba günü Adana Tabip Odas›
ve SES Adana fiubesi’nin ortak örgütledi¤i
ve çeflitli demokratik kitle örgütlerinin destek verdi¤i bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aile
hekimli¤i uygulamas›n›n Adana’da bafllamas›yla ilgili olarak Reflatbey Sa¤l›k Oca¤›
önünde yap›lan bas›n aç›klamas›nda ortak
haz›rlanan bas›n metnini SES fiube Baflkan›
Dr. Mehmet Antmen okudu. Okunan
bas›n metninde; “Sa¤l›k çal›flanlar›n›n
çal›flma ortam›n› bozan, halk›m›z›n
sa¤l›k hizmetlerinden yararlanmalar›n› engelleyen bu sistem bugün sorunsuz bir flekilde uygulanacakm›fl gibi görünse de özellikle SSGSS’nin yürürlü¤e girmesiyle çok ciddi sa¤l›k sorunlar›n›n gündeme gelmesi kaç›n›lmazd›r” ifadelerine yer verildi. Aç›klamaya alk›fllar ve sloganlarla son verildi.
(Adana YDG)
Nefle Plastik
iflçileri greve ç›kt›
Petrol-‹fl Sendikas› ‹stanbul 2 No’lu flubenin örgütlü oldu¤u, Gebze-fiekerp›nar, TOSB-TAYSAD Organize Sanayii Bölgesi’nde bulunan
Nefle Plastik Ticaret ve Sanayi Ltd. fiti’nde çal›flan 141 iflçi, 5 Aral›k 2007’den beri süren
Toplu ‹fl Sözleflmesi (T‹S) görüflmelerinden
bir sonuç ç›kmay›nca, greve gittiler.
Petrol-‹fl Genel Merkezi, Nefle Plastik’te bafllayan greve iliflkin yapt›¤› aç›klamada, T‹S
görüflmelerine kat›lan patron temsilcilerinin, ücret ve ücretle ba¤lant›l› maddelerde
art›fl yapmaya yanaflmamas› nedeniyle,
uyuflmazl›k prosedürü bafllat›ld›¤›na, ortalama ücretin 750 YTL ve sosyal yard›mlar›n
son derece düflük oldu¤u iflyerinde, daha
sonraki süreçte iflverenin “zam vermeme”
yaklafl›m›n›n afl›ld›¤›na, ancak verilen teklifin
düflük olmas› nedeniyle anlaflmaya var›lamayarak, sendikaya üye 141 iflçinin greve
ç›kt›¤›na yer verdi.
Grev karar›ndan sonraki günlerde görüfltü¤ümüz Petrol-‹fl Sendikas› 2 No’lu fiube yöneticileri, aradan geçen süreye ra¤men,
patron cephesinden henüz olumlu bir ad›m
at›lmad›¤›n› ve grevin ayn› kararl›l›kla sürdü¤ünü söylediler.
Nefle Plastik önüne as›lan “Bu ifl yerinde
grev vard›r” pankart› önünde süren grev
4’er kiflilik ekipler halinde, iflyeri temsilcileri gözetiminde gerçeklefltiriliyor. (Kartal)
SES Adana
fiubesi’nden
bas›n aç›klamas›
¤erleri böyle bir onura
sahip olamayacak.”
O s›rada 16 y›ll›k fiahin
Motor iflçisi Özkan Dursun söze giriyor ve maddi
imkans›zl›klar›n herkesi zorlad›¤›n›, ancak kendisinin flu
ara geceleri bir yerde geçici
bir iflte çal›flt›¤›n›, gündüzleri
ise akflama kadar burada nöbet tuttu¤unu söylüyor.
Direniflçi iflçilerden Deniz Kalem ise, en çok da
y›llar boyu patrona kanmalar›na içerliyor.
bir kez daha ifade etmifl oldular. Tuzla Tersaneleri ald›klar› siparifllerle
2012 y›l›na kadar % 100 kapasitede
çal›flacakt›r. Y›ll›k elde edilen cironun
3 milyar dolar›n üstünde oldu¤unu da
düflündü¤ümüzde patronlar›n as›l sorununun bunlar› kaybetme korkusu
oldu¤u, iflçi ölümlerinin onlar için hiçbir fley ifade etmedi¤i bir kez daha
tüm ç›plakl›¤›yla ortaya ç›km›fl oluyor.
Emperyalistlerin yo¤un emek gerektiren sektörleri daha ucuz ifl gücünün oldu¤u yar›-sömürge ülkelere
kayd›rd›¤› bir gerçek. Gemi yap›m› ve
sökümü de yo¤un emek gerektiren
sektörlerden biri. Bunun yan›nda gemi söküm iflleri hem insan sa¤l›¤› hem
de çevre için tehlikeli olan kimyasal
maddeleri de içeriyor. Emperyalistler
bu konuda kendi ülke kamuoylar›nda
oluflan tepki ve duyarl›l›k nedeniyle
de bu tür iflleri yar›-sömürge ülkele-
Fabrikada çal›flan iflçi say›s› 2001 y›l›na kadar yaklafl›k 120 kifliymifl. Patron o y›l
47 kifliyi iflten ç›karm›fl. Geriye kalan ve flu an iflten ç›kar›lm›fl olan 59 kifliden her
biri, 2001’den itibaren iki kiflilik çal›flmak zorunda kalm›fl.
fiahin Motor iflçisi görüflmelerin sonucunu bekliyor.
Talepleri tam olarak karfl›lanmasa da, direniflin belli
kazan›mlarla sonuçlanaca¤›na inan›yorlar.
(Kartal)
12 May›s Ebeler ve Hemflireler Günü vesilesiyle SES Adana fiubesi sendika binas›nda
bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Yeni ç›kar›lan SSGSS yasas›yla sa¤l›k çal›flanlar›n›n
ve halk›n zor duruma düflmesinden bahsedilen bas›n aç›klamas›n› SES Adana fiubesi E¤itim Sekreteri Halide ‹nci okudu. Bas›n
aç›klamas›nda; “Koruyucu sa¤l›k hizmetlerine yeterince önem verilmemesi, tedavi edici sa¤l›k hizmetlerinde y›¤›lmaya neden olmakta, bunun sonucunda ise tedavi edici
hizmetlerde görev yapan ebe ve hemflirelerin ifl yükü artmaktad›r” ifadelerine yer verildi. ‹nci, konuflmas›n› SSGSS yasas›na karfl›
ortak mücadele etmenin önemine bir kez
daha vurgu yaparak sonland›rd›.
(AdanaYDG)
re havale ediyorlar. Köyden flehre
göçün her gün artt›¤›, flehirlerde milyonlarca iflsizin var oldu¤u koflullarda
egemenler ucuz ifl gücü bulmakta
zorlanm›yorlar. Ailesinin geçimini
sa¤lamak, açl›ktan ölmemek için her
türlü sosyal haktan yoksun en az ücrete emek gücünü satmaya haz›r milyonlarca iflsizin olmas› egemenlere
bu durumu azami ölçüde sömürme
olana¤›n› sunuyor. Emperyalist politikalar sonucu tar›m›n tasfiyesinin her
geçen gün h›zlanarak devam etmesi
nedeniyle köyünden, topra¤›ndan kopar›lan milyonlar ifl bulma umuduyla
flehirlerin yoksul emekçi semtlerinde
çok zor flartlarda yaflamaya mahkum
ediliyor.
Tersaneler bölgesindeki patronlar da kârlar› artt›kça daha fazla kâr
elde edebilmek için sömürüyü daha
fazla artt›r›yorlar. Artan sömürüye ve
kârlar›na paralel ifl cinayetlerinin de
artmas› bu kârlar›n iflçilerin canlar›ndan, kanlar›ndan elde edildi¤inin somut kan›t›d›r.
Bu yaflananlar bir kez daha göstermifltir ki, en azg›n sömürüye ve
bask›ya toplumun en yoksul kesimleri u¤ramaktad›r. Bizler de kitlelerle
bütünleflmeye toplumun en yoksul
kesimlerinden bafllamal›y›z. Bilinç düzeyleri objektif gerçeklikten dolay›
geri olsa da yine objektif durumlar›ndan kaynakl› en h›zl› flekilde bilinçlenecek kesim toplumun en yoksul kesimleridir. Eski al›flkanl›klar›m›zla hareket etmeyip kelimenin gerçek anlam›yla “zincirlerinden baflka kaybedecek bir fley olmayanlara” gitmeli, onlarla bütünleflmenin yol ve yöntemlerini gelifltirmeliyiz. Kitlelerle bütünleflmek, onlarla birlikte ilerlemek ancak o zaman bir niyet olmaktan ç›k›p,
pratikte ete kemi¤e bürünecektir. Bu
gerçekli¤i bir an olsun unutmamal›y›z.
İşçi-köylü 5
30 Mayıs-12 Haziran 2008
İşçi/köylü
Engellemelere ra¤men
kurakl›kla ilgili eylemler yap›l›yor
Bismil’de de kurakl›k mitingi
Hükümet bir yandan su
sorununun
varl›¤›n›
yalanlayan aç›klamalar
yaparken bir yandan da
gerçekleri söyleyenleri
susturmaya çal›fl›yor.
az›n gelmesiyle birlikte bir taraftan “su sorunu yok” aç›klamalar›na h›z veren, di¤er taraftan köylülere ya¤mur duas›na ç›kmay› öneren devlet yetkilileri, bu
konuyu gündemine alanlar› engellemek için de elinden geleni yap›yor.
Bunun son örne¤i Batman’da
DTP taraf›ndan kurakl›k nedeniyle düzenlenen bas›n aç›klamas›na kat›lmak
isteyen köylülerin, jandarma taraf›ndan
engellenmek istenmesidir. Ancak tüm
engelleme ve para cezalar›na ra¤men
yüzlerce kiflinin kat›ld›¤› aç›klamada,
öfke AKP hükümetine yönelikti.
Panzerler eflli¤inde “güvenlik”
önlemi alan askerler, traktörleri ile
Y
gelen köylülerin ilçe girifline izin vermedi ve ayr›ca baz› köylülere de 110
ile 170 YTL aras›nda para cezas› vererek cezaland›rmaya çal›flt›.
Traktörleri ile köylülerin kat›ld›¤›
aç›klamada, “Toprak reformu istiyoruz”, “Toprak hazinenin de¤il çiftçinin mal› olmal›d›r”, “Baraj de¤il ifl
istiyoruz”, “Önce insan yerine önce
talan dediniz”, “Yeni göçlere dur
diyece¤iz”, “Köylü milletin efendisi
midir?”, “Ankara Ankara duy sesimizi iflte bu çiftçinin ayak sesleri”, “AKP do¤al olmayan bir afettir”, “Yayla yasa¤›na son”, “Adaletin bu mu Tayyip?”, “Devlet a¤a ka
erdê me” dövizleri aç›ld›.
Divri¤i’de neler
yaflan›yor?
14 May›s Çarflamba günü iflten ç›kart›lan iflçilerle dayan›flmak için Divri¤i’ye gidildi. Divri¤i’de
k›sa süre önce iflten at›lan 25 güvenlik görevlisi ile röportaj yapt›k ve iflten at›lm›fl iflçilerin
yo¤un oldu¤u yerde gazete da¤›t›m› yapt›k.
14 May›s 2007 tarihinde 18 iflçi iflten at›lm›flt›.
Bu iflçiler yaklafl›k 1-2 ay önce sözleflmeli olarak ifle al›nm›fl, ancak a¤›r sanayide, kötü koflullar alt›nda ve düflük ücretle çal›flmak zorunda b›rak›lm›flt›. Çal›flma Bakanl›¤›’na daha
iyi bir ifl imkân› için dilekçe veren 18 iflçi iflten
at›lm›flt›r. Bakanl›¤›n gönderdi¤i müfettifl, iflçilerin asgari ücretle bu koflullar alt›nda çal›flt›r›lamayaca¤› karar› vermifl, ancak iflletme sahibine herhangi bir yapt›r›mda bulunmad›¤› gibi
iflçiler ifllerinden olmufltur.
Kamuoyu oluflturulup, iflçilerin tekrar ifle al›nmas› istemiyle imza toplanm›fl. 22 A¤ustos
2007 tarihinde toplanan imzalar›n içinde olduklar› için iflletmede çal›flan 3 kifli daha iflten at›lm›flt›r. Bu 3 kifli daha önce iflletme
özellefltirilirken performanslar›ndan dolay› ustabafl›l›¤a yükseltilmiflti.
31 Mart 2008’de de 25 güvenlik görevlisi hiçbir
gerekçe gösterilmeden, keyfi olarak iflten at›lm›flt›r. Divri¤i Platformu kurulmufl ve bir heyet oluflturularak OYAK Divri¤i Demir-Çelik
Yönetim Kurulu’na gönderilmifl; platformun
içinde Belediye Baflkan›, Kaymakam, parti
temsilcileri, sendika yönetimi olmas›na ra¤men hiçbir sonuç al›namam›flt›r. 3 Nisan tarihinde Divri¤i’den Demir-Çelik’e kadar yürünmüfl ve bas›n aç›klamas› yap›lm›flt›r. ‹flten at›lan iflçilerin yerine ise kendi kadrolar›n› yerlefltiren OYAK yönetimi, bu iflçilere iflten att›klar› iflçilerden daha iyi imkânlar sa¤lam›flt›r.
Öyle ki; bar›nma, beslenme ve ücret konusunda neredeyse 2 kat daha fazla ödeme yapmaktad›r.
Daha sonra Divri¤i Belediyesi’nde yaflanan
olaylar› ö¤renmek için D‹SK Genel-‹fl Divri¤i
Temsilcili¤i’ne gidildi ve bafl temsilci Nusrettin Özgür ile görüflüldü.
Belediye iflçilerinin mesai saati d›fl›nda ve olur
olmaz zamanlarda çal›flt›r›lmas› ve ücret verilmemesi üzerine bafllat›lan direnifl sonunda imzalanan toplu sözleflme emekçilerin lehine
sonuçlanm›flt›r. 8 Ocak 2008 tarihinde imzalanan toplu sözleflme görüflmeleri s›ras›nda
sözleflmenin baz› maddelerinde anlafl›lamamas› üzerine Belediye’nin yüksek hâkim ça¤›rmas› iflçileri çileden ç›karm›flt›r. “Yüksek hâkim istemiyoruz” slogan›yla toplu sözleflme
maddelerinin hepsinin kabul edilmemesi halinde greve bafllayacaklar›n› belirten iflçiler birkaç gün içinde grev ça¤r›s›na bafllamalar› ve
k›smi ifl yavafllatmalar› üzerine iflçilerin kararl›
olduklar›n› gören Belediye, toplu sözleflme
maddelerinin hepsini kabul etmifltir.
(Sivas YDG)
Burada bir konuflma yapan Befliri
Belediye Baflkan› Burhan Kurhan,
aç›klamaya gelmek isteyen köylülerin askerler taraf›ndan engellendi¤ini
ifade etti. Yaflan›lan co¤rafyada binlerce sorunun oldu¤unu söyleyen
Kurhan, kurakl›¤›n kendilerini son
derece üzdü¤ünü söyledi. ‹stem ve
taleplerinin insani oldu¤unu belirten
Kurhan, “Kaymakaml›k ve güvenlik
güçleri 3 gündür Befliri’de ellerinden
geleni yap›yorlar. Askerler köylülerin çiftçilerin aç›klamaya gelmesini
engelleyerek, cezalar kesiyor. Sizin
sesinizi k›s›tlayan bir anlay›flla karfl›
karfl›yay›z” diye konufltu.
DTP Batman ‹l Baflkan› Özcan
Son dönem bölgede yaflanan kurakl›¤a karfl› Diyarbak›r’›n Bismil
ilçesinde de DTP taraf›ndan miting
düzenlendi. Öncesinde yap›lan mitingler gibi Bismil mitingi de, halk›n
sistemin tar›m politikalar›na karfl› öfkesini ve taleplerini dile getirmesine
vesile oldu. Öncelikle bölgenin afet
bölgesi ilan edilmesi talep edildi. Mitingde konuflan Diyarbak›r Milletvekili Gülten K›flanak köylünün büyük oranda zarar gördü¤ünü, buna
karfl›l›k devletin zarar› gidermeye
yönelik köklü çözümler getirmeyerek, sadece köylünün devlete olan
Erdem ise kurakl›¤›n bu¤day, arpa
ve mercimek tar›m›n› yüzde 90 ve
yüzde 100’lere varan bir oranda etkiledi¤ini söyledi. Bölgenin temel geçim kaynaklar›ndan biri olan hayvanc›l›kta da ciddi kayg›lar›n yafland›¤›n›
ifade eden Erdem, kurakl›k nedeniyle otlak alanlar›n yeflermedi¤ine ve
meralar›n tamamen çölleflti¤ine de
vurgu yapt›.
Aç›klamaya kat›lmayan Befliri Ziraat Odas›’n› elefltiren Erdem, “Sivil
toplumculukla hükümetin kuyru¤una
tak›lmay› ayn› sayanlar› kutluyoruz.
Afette bile yan›n›zda olmayanlar› ve
ses ç›karmayanlar› kutluyoruz” diyerek tepki gösterdi. (H. Merkezi)
borçlar›n› bir y›ll›¤›na ertelemesine
tepki gösterdi.
Üreticinin seneye de borçlar›n›
ödeyemeyece¤ine vurgu yap›ld›. Öyle ki; her ne kadar yaflanan kurakl›ktan kaynakl› bu y›l üreticiler daha zor
durumda olsa da, üreticinin yaflad›¤›
s›k›nt› bu y›la özgü de¤ildir. Sistemin
tar›m politikalar›n›n yan›nda söz konusu bölge T. Kürdistan› olunca, Tar›m Bakan› baflta olmak üzere sistem
sözcüleri olabildi¤ince aymazca davranmaktad›r. Alanda toplanan binler
2 saat sonra da¤›larak miting sonland›r›ld›.
(Diyarbak›r YDG)
Kurakl›k ar›c›l›¤› da vurdu!
Bitkilerin kurakl›ktan açmamas›
ya da kurumas› nedeniyle hayvanc›l›k
sektörü de zor günler yafl›yor. Çiçek
açmamas› nedeniyle polen bulamayan ar›lar kurakl›ktan en çok etkilenen hayvanlar aras›nda. Operasyonlar sonucu yaylaya da ç›kamayan ar›c›lar zor günler geçiriyor.
D‹HA’ya bilgi veren ar› besicisi
Aziz Umut, ilkbaharda ar›lar› flekerle
beslemek zorunda kald›klar›n›, her y›l
onlarca çiçek çeflidinin açt›¤› tarlalarda,
bu y›l kurakl›k nedeniyle otlar›n bile
yeflermedi¤ini söyledi. Bu y›l yaylalara
ç›kmalar›na izin verilmedi¤i takdirde
ar›lar›n›n telef olaca¤›n› söyleyen
Umut, flu ana kadar 750 ar› kovan›ndan 250’sinin telef oldu¤unu ifade etti.
K›fl mevsiminde ar›lar›n› Mersin’e
götürdü¤ünü, yaz aylar›nda ise Bingöl
ve Hakkâri yaylalar›na ç›kt›¤›n› dile
getiren Mehmet Ak ise, “güvenlik” nedeniyle bir süredir yayla yasaklar›n›n konuldu¤unu kaydetti.
Devletin bir an önce yaylalara ç›kmalar›na izin vermesini isteyen Ak flunlar› söyledi: “Ya tekrar yaylalara gitmemize izin versinler ya da kurakl›ktan zarar gören ar›c›lar›n zararlar›n›
karfl›las›nlar. fiu anda ar›lar› besleyecek flekeri bile alam›yoruz. Bu y›l da
kurakl›k nedeniyle ar›lar›m›z bahar
mevsimi gelmesine ra¤men maalesef
bal yapamad›klar› gibi do¤adan gerekli besini alamad›¤› için ölmeye
bafllad›.”
(H. Merkezi)
Samanda¤’da baz istasyonuna tepki
Antakya Samanda¤’a ba¤l› Ataköy s›n›rlar›na baz istasyonu kurulmak istenmiflfl,, köylüler taraf›ndan baz istasyonu k›r›lm›flfl,, ancak daha sonra jandarma müdahalesiyle
baz istasyonu kurulmuflflttur. Bizler Ataköy ve baz istasyonundan etkilenen Çanako luk köylülerinin baz istasyonuna karflfl›› hakl› olarak verdikleri mücadelede yanlar›nda
oldu¤umuzu göstermek amac›yla onlarla görüflflttük.
Baz istasyonlar›, GSM iletifliminin kapsama alan›n› geniflletmek
için kurulan ve mikrodalga yayan
cihazlard›r. Baz istasyonlar›n›n
yayd›¤› mikrodalgalar, çevresinde
bir elektro manyetik alan›n oluflmas›na neden olur. Bu da çevrede
elektro manyetik kirlili¤e neden
olur. Yay›lan mikrodalgalar, insanlarda unutkanl›k, sinirlilik, uykusuzluk, bafl a¤r›s›, bafl dönmesi,
depresyon, Alzheimer, Parkinson gibi hastal›klara neden olur.
Ayr›ca hücre enzimlerinde bozulmalar ve DNA tahribine yol açar.
Lenf bezi kanseri, ben kanseri,
erbezi tümörü, çocukluk kanserlerine neden olur. Gözde katarakt, iris iltihab›, kulakta iflit-
me kayb›na yol açar. Cinsel yaflam› etkiler. Kan›n yap›s›n› bozarak ölüme neden olabilir. Ba¤›fl›kl›k sistemine olumsuz etkileri vard›r. Hamilelerde düflü¤e neden
olur. Mutat bebek do¤umlar›na
yol açar. Bütün bu olumsuzluklar›
nedeniyle baz istasyonlar›na çeflitli
yerlerde defalarca davalar aç›lm›flt›r. Bu davalar›n sonucunda halk
kazanm›fl, baz istasyonlar›n›n kald›r›lmas›na karar verilmifltir.
Bunlar çok iyi bilinmesine ra¤men egemen s›n›flar, emekçi halk›n sa¤l›¤›n› ve yaflam›n› hiçe sayarak daha fazla kâr amac›yla yerleflim yerlerine baz istasyonlar› kurmaya devam etmektedir. Burjuva
kalemflörleri de baz istasyonlar›-
TZOB: Kurakl›k en çok
bölgeyi vuracak
ürkiye Ziraat Odalar› Birli¤i (TZOB)
Baflkan› fiemsi Bayraktar, 14 May›s Dünya Çiftçiler Günü’nü bu y›lki
kurakl›k ve hükümetin tar›m politikalar›n›n
yaratt›¤› sorunlar nedeniyle s›k›nt›yla kutlad›klar›n› belirterek, tar›m sektörünün darbe
almas›yla birlikte özellikle T. Kürdistan›’nda
ekonomik ve sosyal sorunlar›n artaca¤›na
dikkat çekti.
Bu y›l Devlet Meteoroloji ‹flleri Genel
Müdürlü¤ü’nden al›nan ilk verilerin bölgede
kurakl›¤› gösterdi¤ini dile getiren Bayraktar,
DM‹’nin Ya¤›fl Raporu’na göre 1 Ekim
2007-31 Mart 2008 tarihlerini kapsayan 6
ayl›k dönemde normale göre en fazla ya¤›fl
azalmas›n›n yüzde 44 oran› ile bölgede gerçekleflti¤ini vurgulad›.
TZOB verilerine göre kurakl›¤›n tar›ma
verdi¤i zarar›n 5 Milyar YTL’ye ulaflt›¤›n› ve
tar›mda yüzde 7.3 oran›nda bir küçülme
meydana geldi¤ini dile getiren Bayraktar,
yapt›klar› bir çal›flma sonucunda Mardin,
fianl›urfa, Diyarbak›r, Batman, Hakkari,
Mufl, Siirt, fi›rnak, Gaziantep, Elaz›¤ illerinde
T
bu¤day ve arpada zarar
oranlar›n›n yüzde 90’›,
k›rm›z›
mercimekte
yüzde 60’› buldu¤unu
kaydetti.
“Türkiye bu¤day
üretiminin 2.8 milyon
tonunu gerçeklefltiren
Güneydo¤u Anadolu
Bölgesi’nde görülecek
yüzde 90 azalma ile
Türkiye bu¤day rekoltesinde 2.5 milyon ton
azalma, yine Türkiye’de
arpa üretiminin 1.55
milyon tonunu gerçeklefltiren
Güneydo¤u
Anadolu Bölgesi’nde
görülecek yüzde 90
azalma ile Türkiye arpa
rekoltesinde ise 1.4
milyon ton azalma beklenmektedir” diye konufltu. (H. Merkezi)
n›n zararlar›n›n kan›tlanmad›¤›n›
yazmaktad›r. Hatta yüzsüzlükte
daha ileri giderek baz istasyonlar›n›n toplum yarar›na oldu¤unu,
amac›n topluma hizmet oldu¤unu
iddia etmekteler(!) Bu iddialarda
bulunurken baz istasyonlar›n›n
yerleflim yerlerinin d›fl›na kurulabilece¤ini, fakat bunun daha masrafl› oldu¤unu, dolay›s›yla daha fazla kâr etmek için yerleflim yerlerinin seçildi¤ini emekçi halktan itinayla sakl›yorlar.
Antakya Samanda¤’a ba¤l› Ataköy s›n›rlar›na da baz istasyonu
kurulmak istenmifl, köylüler taraf›ndan baz istasyonu k›r›lm›fl,
ancak daha sonra jandarma müdahalesiyle baz istasyonu kurulmufl-
tur. Bizler Ataköy ve baz istasyonundan etkilenen Çanakoluk
köylülerinin baz istasyonuna karfl›
hakl› olarak verdikleri mücadelede
yanlar›nda oldu¤umuzu göstermek
amac›yla onlarla görüfltük. Baz istasyonlar›n›n baflta insan olmak
üzere tüm canl›lara verdikleri zararlarla ilgili bir bildiri da¤›tt›k. Daha sonra bir avukatla beraber baz
istasyonundan etkilenen her iki
köye gidip toplant› yaparak neler
yap›laca¤›yla ilgili sohbet ettik. Öncelikle bir imza kampanyas› yap›lmas›na ve kampanyan›n bas›n aç›klamas›yla deklare edilmesine karar
verildi. Yap›lan bu imza kampanyas›n›n olumlu bir sonuç vermemesi
durumunda, Ataköy ve Çanakoluk
köylüleri GSM flirketine dava
açacaklar›n› belirttiler. Köylüler
baz istasyonuna karfl› mücadelede
hakl› ve sonuna kadar kararl›lar.
(Antakya ‹K okurlar›)
“IMF yüzünden
tar›mda çöküfl sürecindeyiz!”
ntakya’da
gerçeklefltirilen Ziraatç›lar Zirvesi’ne
kat›lan
Gökhan
Günayd›n, Antakya
Gazeteciler Cemiyeti’ndeki bas›n toplant›s›nda
ülke tar›m›nda
1980 y›l›ndan itibaren gerileme
döneminin yafland›¤›n›, bu durumun 2000’li y›llarda çöküfle dönüfltü¤ünü, 20042007 y›llar› aras›nda 1.4 milyon
köylünün karn›n›
doyuramamas›
gerekçesiyle köyünü terk edip
A
varofllara yerleflti¤ini belirtti. Tar›mda yap›lan temel yanl›fllar, tekelleflme ve ya¤maya
dönüflen özellefltirmelerin kötü gidiflatta
büyük etken oldu¤unu belirten Günayd›n,
mevcut siyasi iradenin bu yap›s›yla tar›mda
dönüflüm sa¤layamayaca¤›n› söyledi. Günayd›n, “Türkiye gibi bir ülke do¤ru ve rasyonel tar›m uygulamalar› koyarsa çöküflü
sona erdirip kalk›nabilir. Ancak IMF ve
Dünya Bankas›’n›n talimatlar› do¤rultusunda devam edilirse çöküfl de devam eder”
dedi.
70 milyonun üzerinde bir nüfusu olan
Türkiye’nin tar›mda kendini doyuramayan
konumda oldu¤unu, pamuk, ya¤ bitkileri,
çeltik, bu¤day, arpa, m›s›r, soya ve yem bitkilerinin ithal edildi¤ini belirten Günayd›n,
“70 milyonluk ülkede 3.5 milyarl›k ithalat
yap›l›yorsa yar›n öbür gün 100 milyon oldu¤umuzda ithalata verilecek paran›n haddi hesab› olmaz. Tar›m ülkesi olan Türkiye
bugün kendini doyurmakta zorlan›yorsa
ileride daha büyük s›k›nt›lar yaflanacak demektir” dedi.
(H. Merkezi)
İşçi-köylü 6
Dengê azadî
30 Mayıs-12 Haziran 2008
Çürümüflflllük sistemin temelindedir...
Geçti¤imiz günlerde Diyarbak›r’›n Hani ilçesinde görev yapan bir sivil polisin genç bir kad›na tecavüz giriflimi, halk›n yürüyüfle geçmesine neden olmufltu.
‹lkin söz konusu polisin derhal
görevden al›naca¤›n› aç›klayan ilçe Emniyet Müdürlü¤ü, daha
sonra olay›n tecavüz de¤il karfl›l›kl› iliflki oldu¤u yolunda beyanlarda bulunmufltur. Devletin
kutsall›¤›na halel getirmemeye
ant içmifl “apoletli medya” da
olay karfl›s›nda üç maymunu oynayarak görevini yapmaktad›r.
Belki olay kapand› veya kapanacak. Ancak bu olay ak›llara birçok fleyler getiriyor/hat›rlat›yor.
Özelikle T. Kürdistan›’nda
direnenleri iflkenceyle çözemeyen bu katil sürüsünün elemanlar›n›n, iflkence ettikleri kiflinin
eflini, k›z›n› veya sevdi¤ini iflkencehaneye alarak gözleri önünde
tecavüz tehdidinde bulunduklar›n› hat›rlat›yor mesela...
Mardin Derik’e ba¤l› Çayköyü’nde yaflayan fi.E., ilk olarak
’93 Kas›m’›nda gözalt›na al›n›yor.
Surat›na yedi¤i yumrukla üç difli
k›r›l›yor. Bir üste¤men saçlar›ndan tutup kafas›n› panzere vuruyor. Sonra karakol. Orada ç›r›lç›plak soyuyorlar. Bir araba lasti¤inin içine yerlefltirip, ellerindeki
sopay› cinsel organ›na sokuyorlar. Bu arada üstüne tazyikli su
s›k›yorlar. O bir hafta boyunca
tazyikli su, elektrik verme, tekerin içine sokma, filistin ask›s›,
ayaklardan bafl afla¤› asma iflkencelerinin yan› s›ra defalarca tecavüze u¤ruyor. Bir hafta sonra
Hiçbir iflflkkence hiçbir zor
arac› ezilenin sömürü lenin meflflrru direniflfliine
k›rmaya yetmemiflflttir,
yetmeyecektir. Bu ne denle farkl› yollar aranmakta, yöntemler hayata geçirilmektedir.
Bu yöntemlerden birisi
de kültürel dezenfor masyondur.
savc›l›¤a ç›kar›lmadan serbest b›rak›l›yor. Dört ay sonra, evi bas›larak bir kez daha gözalt›na al›n›yor. Bu kez de ayn› iflkenceler
ve iki hafta boyunca sürekli tecavüz. Yine savc›ya ç›kar›lmadan,
olanlar› anlatmaya kalkarsa k›z
kardefllerini de ayn› muamelenin
bekledi¤i tehdidiyle sal›verilme...
fi.E., köyüne dönemeyip Derik’te akrabalar›n›n evinde saklanmaya bafll›yor. Ancak birkaç
ay sonra köyüne dönüyor. Bir
tarlada çal›flmaya bafll›yor. Bu
kez de operasyona ç›kan bir askeri birlik onu ve birkaç kifliyi
tarladan al›p boflalt›lm›fl köydeki
evlerden birine sokuyor. Dayak
yiyor. A¤z›na tuz dolduruluyor.
“‹ri, yeflil gözleri olan bir subay
vard›. Beni ç›r›lç›plak soyup üzerimden geçti. ‹flini bitirdikten
sonra oradaki askerlere dönüp
‘siz de serbestsiniz’ deyince bu
kez de onlar üzerime sald›rd›.
Bay›lana dek dört kifli daha tecavüz etti.” Silah dipçi¤iyle dövülen
Sivas’ta
faflist sald›r›
16 May›s Cuma günü gece saat 23.00 s›ralar›nda Sivas Adliye binas›n›n arkas›nda, yani flehrin ortas›nda, yaklafl›k 20 kiflilik faflist bir grup 7 arkadafl›m›za demir
sopalarla sald›rm›flt›r. Sald›r›ya u¤rayan
7 arkadafl›m›z çeflitli yerlerinden a¤›r flekilde yaralanm›flt›r.
12 May›s Pazartesi günü bafllayan geleneksel Cumhuriyet Üniversitesi Bahar fienlikleri’nde devrimci ve demokrat ö¤rencilerin açt›¤› stantlara tacizde bulunan
faflistler, flenlik bitiminde gerçek yüzlerini göstermifllerdir.
Bahar fienlikleri’nde biz de Demokratik
Ö¤renci Kulübü olarak açt›¤›m›z standa
yönelik yap›lan tacizler sonras›nda üniversitenin Özel Güvenlik Birimi’ni uyarm›fl, ç›kacak olaylardan sorumlu olmayaca¤›m›z› bildirmifltik. Ancak faflistler arkadafllar›m›za pusu kurarak, haz›rl›ks›z
yakalam›fl ve haince sald›rm›flt›r. Burada
önemli olan bir di¤er nokta da olay s›ras›nda bölgedeki esnaf›n tutumudur.
Olay s›ras›nda esnaf kap›lar› kilitleyerek
olaya seyirci kalm›fllard›r.
Sald›r›y› k›namak için 17 May›s Cumartesi
günü saat 13.30’da bir bas›n aç›klamas›
yap›lm›flt›r. Bas›n aç›klamas›nda flunlara
de¤inilmifltir: “Uzun süredir ülke genelinde yayg›nlaflt›r›larak hâkim k›l›nmak
istenen faflist gerici terörün iç yüzünü
dün Gazi’de, Eskiflehir’de, Akdeniz’de,
Erzincan’da ve Sakarya’da, 1 May›s Taksim’de en vahfli boyutuyla görürken bugün bir yenisini Sivas’ ta yaflad›k. Bu sadece 3-5 çapulcunun yapt›¤› bir olay de¤il, genel olarak ülke genelinde oynanan
oyunun bir parças›d›r.”
Aç›klamaya yaklafl›k 250 kifli kat›l›rken Sivas caddeleri “Faflizme karfl› omuz
omuza”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Sivas faflizme mezar olacak!”,
“Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤aca¤›z!”
sloganlar› ile inletildi.
(Sivas YDG)
fi.E., öldü san›l›p orac›kta b›rak›l›yor. Gözünü hastanede aç›yor.
Birkaç ay sonra ‹zmir’deki akrabalar›n›n yan›na kaç›yor. Kimseyle konuflmamas›, s›k s›k düflüp bay›lmas›, sinir krizleri geçirmesi akrabalar›n› kayg›land›r›yor. fi.E.’yi 1995 A¤ustos’unda
Türkiye ‹nsan Haklar› Vakf› tedavi merkezine götürüyorlar.
Orada üç ay boyunca tedavi görüyor. Raporuna düflen, anlatt›¤›
hikâyelere uygun travma belirtileri, afl›r› güvensizlik, majör depresif bozukluk ve yüksek anksiyete düzeyi. Sürekli kâbuslar
gördü¤ü, dikkat toplamakta güçlük çekti¤i de raporda belirtilmifl. 1997 y›l›nda köyünden gelen akrabalar›n›n “askerler seni ar›yor” haberi üstüne Almanya’ya kaç›yor. ’98’de Almanya’da “Kad›na Yönelik Devlet
Kaynakl› fiiddet” konulu bir
panelde söz al›p a¤layarak bafl›ndan geçenleri anlat›nca tam befl
y›l sonra bafllayacak bir hukuki
süreci tetiklemifl oluyor.
fi.E.’nin anas› ‹.E. de, k›z› ilk
tutukland›¤›nda yan odada k›z›n›n 盤l›klar›n› dinleyerek ayn›
muameleden geçiyormufl. O da
k›z›n›n ac›lar›ndan ve neden sonra rahminden ameliyat oluncaya
dek kesilmeyen kanamalar›ndan
söz ediyor. Ana da daha sonra
a¤›r iflkenceye ve tecavüze maruz kalm›fl. fi.E. ve anas›, o yörede gözalt›nda tecavüze u¤rayan
binlerce kad›ndan sadece ikisi.
T. Kürdistan›’nda özellikle ’9095 y›llar› aras›nda gözalt›nda tecavüzün sistematik olarak uyguland›¤›n› bilmeyen kald›ysa hat›rlatal›m. Bir örnek: O dönemin
Derik Karakol Komutan› Yüzbafl› Musa Çitil, daha önce de fiükran Ayd›n’a tecavüz suçuyla yarg›lanm›fl, tabii ki delil yetersizli¤inden beraat etmiflti. Yörede
naml› bir iflkenceci olarak tan›nan yüzbafl›, bu topraklarda yar-
g›lanamay›nca ifl A‹HM’e kalm›fl,
Türkiye, iflkence kurban› Salih
Tekin’e 25 bin sterlin tazminat
ödemek zorunda b›rak›lm›flt›.
Karakolda askerlerin cinsel ihtiyaçlar›n› karfl›lamak için mutlaka
gözalt›na al›nm›fl bir kad›n kurban bulunduruldu¤u da ayyuka
ç›km›fl “söylentilerden”. Tecavüz, gerek kan›tlanmas› güç oldu¤undan, gerekse kurbanlar›n
bafllar›na geleni anlatamamas›ndan, herkesin bilip kimsenin engelleyemedi¤i bir gerçeklik olarak surat›m›za s›r›t›yor.
“Türk askeri böyle fley
yapmaz” diye hayk›ranlar, bu
y›l Newroz kutlamalar›na izin
verilece¤ini aç›klayan Bakanl›k’a
ra¤men asker taraf›ndan iflbafl›na
sürülen polislerin Yüksekova’da
panzerlerinden megafonla yapt›¤›, “Jandarmalar geliyor. Bac›lar›n›z› yollay›n” anonslar›n›
hat›rlamad›.
Hiçbir iflkence hiçbir zor
arac› ezilenin-sömürülenin meflru direniflini k›rmaya yetmemifltir, yetmeyecektir. Bu nedenle
farkl› yollar aranmakta, yöntemler hayata geçirilmektedir. Bu
yöntemlerden birisi de kültürel
yozlaflmad›r. Bu durumu engellemek için kurulan kurumlara,
gelifltirilen etkinliklere devlet fuhufl evlerini, birahaneleri, kafe
görünümlü randevu evlerini desteklemekle karfl› duruyor. T.
Kürdistan›’ndan o kadar örnek
verebiliriz ki bu konuya. Oysa
söz tükenmifltir ço¤u zaman.
Çürümüfllük d›fl yüzeyinde de¤il
sadece, sistemin temelindedir...
Deniz Gezmifl ve arkadafllar› an›ld›
Mersin
Deniz Gezmifl, Yusuf
Arslan ve Hüseyin ‹nan’›n
idam edilifllerinin 36. y›ldönümünde Mersin’de binlerce
kiflinin kat›ld›¤› bir etkinlik
düzenlendi. Suavi’nin de
konser verdi¤i etkinlikte,
dönemin tan›klar› o günleri
anlatt›. Mersin 68’liler ve
78’liler Derne¤i’nin düzenledi¤i baz› siyasi partiler, devrimci ve demokratik kurumlar›n ve sendikalar›n
deste¤iyle
örgütlenen
“‹dam Edilifllerinin 36.
Y›ldönümünde Denizleri
An›yoruz” adl› anma etkinli¤i Bar›fl ve Kardefllik Orman›’nda gerçeklefltirildi.
Yerel gruplar, Önder D›lb›r›n ve Suavi’nin konserleriyle renklenen anma etkinli¤ine dönemin tan›klar›ndan
Deniz Gezmifl’in arkadafllar›
Ertu¤rul Kürkçü, Eflber Ya¤murdereli, Fahri Aral, Celal
Do¤an, Emine Ayna, Filiz
Koçali ve Hamiyet K›z›ler
konuflmac› olarak kat›ld›.
Gençlerin yo¤un kat›l›m
gösterdi¤i, s›k s›k sloganlar›n
at›ld›¤› etkinlikte marfllar ve
türküler söylendi.
Mersin 68’liler Derne¤i
Baflkan› Selçuk Polat ile
Mersin 78’liler Derne¤i Baflkan› Osman Koçak’›n konuflmalar›yla bafllayan etkinlikte dönemin tan›klar› kürsüye ç›karak, Deniz Gezmifl
ve arkadafllar›n›n mücadelesi
ile günümüzde gelinen noktay› anlatt›. Mahir Çayan ve
arkadafllar›n›n öldürüldü¤ü
K›z›ldere çat›flmas›ndan yaral› kurtulan tek kifli olan eski Dev-Genç lideri Ertu¤rul Kürkçü, bugün bir kez
daha devrimci dalgan›n yeni-
den kabarmaya bafllad›¤›na
tan›k olduklar›n› söyledi. Eski Gaziantep Büyükflehir Belediye Baflkan› ve Deniz
Gezmifl’in ev arkadafl› Celal
Do¤an da, mücadelenin demokratik yollarla yap›lmas›
gerekti¤ine vurgu yapt›. Do¤an’›n, “Gençlere tavsiyem;
bütün inançlar›n›z›, düflüncelerinizi demokratik ortamda
tart›flarak
çözme yolunu seçiniz. Yap›lmas› gereken fludur; gençlerimizi k›rd›rmadan, ölüme
sevk etmeden, silahl› mücadeleden al›koyarak, inanarak
ve isteyerek demokratik
cephede birlefltirmeliyiz”
sözleri üzerine kat›l›mc›lar-
dan birço¤u tepki göstererek, Do¤an’›n kürsüden inmesini istedi. Tart›flma bir
süre karfl›l›kl› at›flmayla sürerken, konuflmas›na devam
etmek isteyen Celal Do¤an’›n sözleri bu kez de
gençlerin att›¤› sloganla kesildi.
Kahvalt› ve ö¤le yeme¤inin verildi¤i anma etkinli¤i,
bir forum ve Suavi konseriyle sona erdi. Partizan
olarak anmadaki yerimizi ald›k ve kitlesel bir kat›l›mla
sloganlar att›k.
Malatya
Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan ve Hüseyin ‹nan’›n idam
Anneler gereken
aç›klamay› yapt›lar
11 May›s günü “Analar ‹nisiyatifi” ad› alt›nda biraraya gelen DTP’li kad›nlar, “Anneler Günü” nedeniyle Hasret Dü¤ün
Salonu’ndaki etkinlik öncesi bas›n aç›klamas› yapt›. DTP Efl Baflkan› ve Mardin Milletvekili Emine Ayna’n›n da kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda DTP’li kad›nlar, “Askere gitme kardefl kan› dökme”, “Asker analar› evlatlar›n›z› öldürtmeyin” yaz›l› dövizler tafl›d›. Burada Analar
‹nisiyatifi ad›na aç›klama yapan DTP yöneticisi Fatma Bozaner, “Anneler Gü-
edilmeleri yap›lan bir yürüyüfl ve bas›n aç›klamas› ile
protesto edildi. YDG, SGD,
DÖDER ve Emek Gençli¤i
taraf›ndan, Pir Sultan Abdal
Kültür Derne¤i önünden
Emeksiz Üst Kavfla¤›’na kadar bir yürüyüfl yap›ld›. Yürüyüfl boyunca çeflitli sloganlar at›ld› ve meydana karanfiller b›rak›ld›. Yap›lan bas›n
aç›klamas›nda, “Onlar 6. Filo’nun Amerikan askerlerini
Dolmabahçe’de denize dökerek anti-emperyalist mücadele bayra¤›n› ve tam ba¤›ms›zl›k talebini yükselttiler.
Onlar 15-16 Haziran ‹flçi Direnifli’nde, Malatya köylüsünün haflhafl mitinginde, üniversitelerin bilimsel demokratik mücadelesinde bütün
güçleriyle yer ald›lar” denildi.
Ayr›ca aç›klamada “‹brahimler, Mahirler, Denizler,
bask› ve iflkenceler karfl›s›nda direngenlikleriyle, birbirleri için ölümü göze alan
devrimci dayan›flmalar›yla
bizlere yol gösterdiler” denildi. Aç›klama at›lan sloganlarla sona erdirildi.
(Malatya YDG)
nü”nde çocuklar› taraf›ndan çiçekle ve
sevgiyle karfl›lanmak istediklerini, ancak
yaflananlar›n buna engel oldu¤unu belirtti.
Konuflmas›nda, ülkede bir savafl ortam›n›n
oldu¤unu vurgulayan Bozaner, “Biz kendi
can›m›zdan bir parça olan çocuklar›m›z›
askere göndermeyece¤imizi söylüyoruz.
Bütün annelere sesleniyoruz; çocuklar›n›z›
askere göndermeyin. En çok ac›y› çeken
bizleriz” dedi.
Aç›klaman›n ard›ndan DTP’li kad›nlar k›sa
süreli oturma eylemi yaparken, bas›n aç›klamas›n› de¤erlendirmesi istenen Emine
Ayna, “Anneler gereken aç›klamay› yapt›lar” diye konufltu.
(Mersin)
Yedinci Gün
Gazetesi imtiyaz
sahibi tutukland›
Devrimci, sosyalist ve yurtsever bas›na yönelik bask› ve sald›r›lara bir yenisi daha eklendi. Yedinci Gün gazetesi imtiyaz sahibi Ali
Turgay tutukland›.
Terörle Mücadele Kanunu kapsam›nda gözalt›na al›narak tutuklanan Turgay, Gündem
gelene¤ine yönelik tahammülsüzlü¤ün son
örne¤i oldu. Ç›kart›lan TMK ile birlikte ifade özgürlü¤üne ciddi darbeler vurulurken
gazete sayfalar›na yans›yan her aç›klama
yard›m ve yatakl›k kapsam›nda cezalara
çarpt›r›ld›.
4 A¤ustos 2006 ile 13 May›s 2008 tarihleri
aras›nda Ülkede Özgür Gündem, Gündem,
Yaflamda Gündem, Güncel, Azadiya Welat,
Gerçek Demokrasi, Yedinci Gün, Haftaya
Bak›fl, Yaflamda Demokrasi, Toplumsal Demokrasi, Öteki Bak›fl ve Yeni Bak›fl gazeteleri toplam 31 kez kapat›ld›.
Yurtsever bas›na yönelik engellemeler ifade
ve bas›n özgürlü¤ünün ülkemizde ne anlama
geldi¤ini de gösteriyor. Kürt halk›na yönelik
sald›r›lar ile imha ve inkâr politikas›n› sürdüren devlet gerçekleri halka ulaflt›ran bas›n›
da k›skaca al›yor. Emekçilere yönelik yo¤un
bir propaganda yürüten devletin bu çemberini k›rmak, halka do¤ruyu götürmek amac›yla faaliyet gösteren devrimci ve ilerici bas›n tutuklamalar ve gözalt›larla durdurulmaya çal›fl›l›yor.
Ali Turgay’›n tutuklanmas›na iliflkin ‹stanbul 9.
A¤›r Ceza Mahkemesi’ne yap›lan iki itiraz da
reddedildi. Toplatma ve kapatmalara ra¤men Gündem gelene¤i ç›kard›¤› yeni yay›nlar ile yoluna devam ediyor. Alternatif gazetesi Gündem gelene¤inin son gazetesi
olarak okuyucular› ile bulufltu.
Yay›n hayat›na 19 May›s günü bafllayan Alternatif gazetesi Mardin’in Derik Maz›da¤›,
Midyat, Nusaybin ve K›z›ltepe ilçelerinde,
fi›rnak Cizre’de Hakkari Yüksekova’da ve
‹stanbul’un birçok bölgesinde okurlar› taraf›ndan da¤›t›larak emekçilere ulaflt›r›ld›.
(‹stanbul)
Yasa¤›n s›n›r› yok:
Önce yaylalar,
flimdi de
tarihi mekanlar!
Kürt halk›na dönük imha-inkar politikalar›n›n
olanca h›z›yla sürdü¤ü günümüzde, Türk
egemen s›n›flar›n›n Kürtlere dönük yasak
kapsam› da giderek geniflliyor. Diyarbak›r’da yaflanan son geliflme ise, yasa¤›n boyutlar›n›n nerelere varabilece¤i noktas›nda
önemli bir ipucu sunuyor.
Ergani’de bulunan tarihi Hilar Ma¤aralar›’n› gezmek isteyen gençler, jandarma engeline tak›ld›! Gençlerin önüne barikat kuran jandarma, ma¤aralara geçifllerine izin
vermedi. “Propaganda yapacaklar”›
için bu yasa¤› koydu¤unu aç›klayan jandarma, gençler taraf›ndan protesto edildi.
Ülkenin çok say›da tarihi de¤erini yok eden
zihniyet, yok edemediklerine ise yasak getirerek, bölge halk›n›n tarihi de¤erlere ulafl›m›n› engellemekte sak›nca görmüyor. Diyarbak›r’da “Genç Yüreklerle Özgür
Yar›nlara” slogan›yla gerçeklefltirilen Yeniflehir Gençlik Kültür ve Spor fienlikleri’nin son gününde, flenlik kapsam›nda Hilar
Ma¤aralar›’na gezi düzenlendi. Batman Bahar Kültür Merkezi bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Arsen Poladov Tiyatrosu
oyuncular› taraf›ndan sergilenen, “Çend
Dîmen Ji Jiyanê” adl› oyunun ard›ndan,
araçlarla Ergani’ye 8 kilometre uzakl›kta
bulunan ma¤araya do¤ru hareket eden kitle, buraya vard›¤›nda, bölgeye y›¤›nak yapm›fl olan jandarman›n üst aramas› dayatmas›yla karfl›laflt›. Jandarman›n tüm ›srarlar›na
karfl›n üst aramas› yapt›rmamadaki kararl›l›¤›n› koruyan ziyaretçiler, geziyi iptal etme
karar› ald›lar.
Geziye kat›lan gençler ise olay›n ard›ndan yap›lan görüflmelerde, Kürt gençlerinin kendi
tarihlerinden kopar›lmaya çal›fl›ld›¤›n›, siyasi faaliyetleri gibi, sportif ve kültürel faaliyetlerinin de engellenmek istendi¤ini belirttiler.
İşçi-köylü 7
30 Mayıs-12 Haziran 2008
Halkın gündemi
“Kay›plar Haftas›”nda mücadeleyi yükseltme ça¤r›s›
ettiklerini ve bu tarihten itibaren her
y›l kay›plar› and›klar›n› söyledi. Bas›n
aç›klamas›n› okuyan ‹HD Genel Sekreteri Sevim Saliho¤lu, kay›plarla
birlikte insanl›¤›n kayboldu¤unu belirterek, kaybedilenlerin hikayesinden
örnekler vererek aç›klamaya devam
etti.
Diyarbak›r
‹HD Diyarbak›r fiube Baflkan›
Muhharrem Erbey yaz›l› aç›klama
yapt›. Erbey, Türkiye’de yaflam haklar›
devlet güvencesi alt›nda olan yüzlerce
kiflinin yak›nlar›ndan kopar›larak, ans›z›n benzer yöntemlerle ortadan kayboldu¤una dikkat çekti. Erbey, “Onlar›
unutmam›z› bekleyenlere bir kez daha
sesleniyoruz. Asla unutmayaca¤›z” dedi.
‹stanbul
Ankara
‹HD Ankara fiubesi Yüksel Caddesi ‹nsan Haklar› An›t› önünde bas›n
aç›klamas› yapt›. Aç›klamada, “Kay›plar bize sesleniyor, Neredesiniz ey insanlar?” pankart› aç›ld›. Aç›klamada
konuflan ‹HD Genel Baflkan› Hüsnü
Öndül, 1995 y›l›nda gözalt›nda kay›plar›n artmas› üzerine 17-31 May›s tarihlerini Kay›plar Haftas› olarak ilan
Merhaba,
18 May›s 2008 tarihinde 1995 Gazi
olaylar›nda gözalt›na al›narak katledilen Hasan Ocak’› anmak için ESP’nin
düzenlemifl oldu¤u anmaya Gazi Mahallesi Partizan olarak destek verdik.
Cemevi önünde toplanan kitle, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar›yla yürüyüfle geçerek Gazi Mezarl›¤›’na yürüdü. “‹brahim Kaypakkaya
ölümsüzdür”, “Hasan Ocak
ölümsüzdür” sloganlar› s›k s›k at›ld›.
Burada yap›lan anmadan sonra Gazi
Partizan faaliyetçileri olarak 27 May›s
2007 tarihinde Dersim da¤lar›nda faflist TC devletinin kolluk güçleriyle
girmifl olduklar› çat›flmada flehit düflen halk savaflç›s› Mahmut Polat ve
H›d›r U¤ur’un katlediliflinin 1. y›ldönümü vesilesiyle Mahmut Polat’›n
mezar›na giderek k›sa bir anma yapt›k. Sloganlar atarak mezar temizli¤i
yap›p Partizan flamas›n› mezar tafl›na
asarak mezarl›ktan ayr›ld›k.
27 May›s 2007 tarihinde Dersim da¤lar›nda faflist TC devletinin teslim ol
uyar›lar›na karfl› silahlar›na sar›lan
Mahmut Polat ve H›d›r U¤ur düflmana teslim olmam›fl ve kanlar›n›n son
damlas›na kadar savaflm›fllard›.
(Gazi Mahallesi Partizan)
17-31 May›s Kay›plar Haftas› nedeniyle, birçok
ilde yap›lan aç›klamalarda, mücadeleyi yükseltme ça¤r›s› yap›ld›.
8 May›s 2008 tarihinde Çi¤li’nin Güzeltepe semtinde oturan 3
lise ö¤rencisi, fiehit Erdal K›l›ç
Karakolu’nun önünden geçerken
nöbet tutan bir polisin sözlü sataflmas›na maruz kald› ve böyle bafllayan olay, karakolda iflkence ile bitti.
Gençlerin anlat›m›na göre, saat
23.15 civar› karakolun önünden geçerlerken bir polis memurunun söz-
bizden daha iyi mi biliyorsun?” denilerek tekrar dövülmeye bafllad›klar›n› söylediler.
Yaflanan bu olay ilk olmad›¤› gibi
son da de¤ildir. Yine 16 May›s 2008
günü ‹zmir’in Bornova semtinde yaflayan asistan doktor Deniz Yaz›c›
evine geldi¤i s›rada kap›s›n›n önünden al›n›p iflkenceye maruz kald›.
Evinin
Kay›plara Karfl› Uluslararas› Komite (ICAD), Yak›nlar›n› Kaybeden
Ailelerle Yard›mlaflma ve Dayan›flma
Derne¤i (YAKAY-DER) ve ‹HD ‹stanbul fiubesi Galatasaray Postanesi
önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›.
Gözalt›nda kaybedilenlerin foto¤raflar›n›n tafl›nd›¤› aç›klamada, yere k›rm›z› karanfiller b›rak›ld›. Aç›klamay›
okuyan ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan›
Gülseren Yoleri, yaklafl›k 20 y›ldan
beri gözalt›nda kay›plar için mücadele
karakola götürülen doktor, burada
da ç›r›lç›plak soyularak dövülmüfltür.
Yaflanan bu olay›n ard›ndan protesto eylemi yapan doktorlar soruyorlar: “Can güvenli¤imizi teslim etti¤imiz kiflilerin, doktor oldu¤unu
söyleyen birini karakolda ç›r›lç›plak
soyarak dövmelerinin gerekçesini
ö¤renmek istiyoruz ?”
‹flkence
her yerde!
lü sataflmas›n›n ard›ndan, dövülerek
karakolun içine götürülen gençlere
burada yang›n söndürme tüpleri, tabanca dipçikleri ve coplarla sald›r›ld›
ve ayr›ca tecavüz ile tehdit edildiler.
Gençler kimlik sorgulamas› yap›ld›¤›
s›ras›nda do¤um yerlerini söyledikleri zaman kafalar›n›n duvarlara vuruldu¤unu, ailelerine haber vermek isteyip, bunun bir yasal hak oldu¤unu
söylediklerinde kendilerine “yasalar›
önünde
kendisine kimlik soran polislere kimli¤inin yan›nda olmad›¤›n›,
doktor oldu¤unu, kaflesini gösterebilece¤ini söyleyen doktor, dövülerek polis arac›na bindirildi. Bofl bir
araziye götürülen Yaz›c›, burada da
polis daya¤›na maruz kald›. Ard›ndan
Bu co¤rafyada iflkence görmek
için her zaman bir “neden” vard›r.
Kimli¤imiz, bunun için bir nedendir,
düflüncelerimiz bir nedendir. 12 yafl›nda bir çocuksundur “yasad›fl›
örgüte üyelikten” 13 kurflun ile
ettiklerine ancak kay›p olgusunda
devletin de rolü oldu¤u için önemli
bir yol alamad›klar›na dikkat çekti.
‹zmir
Konak Pier önünde bir araya gelen ‹HD ‹zmir fiubesi üyeleri, Konak
eski Sümerbank’a do¤ru yürüyüfle
geçti. Yürüyüflte “Susma, sustukça s›ra sana gelecek”, “‹nsanl›k
onuru iflkenceyi yenecek” sloganlar› at›ld›. Aç›klamay› yapan ‹HD
‹zmir fiubesi Baflkan› Lütfü Demirkap›, “22 y›ld›r yürüttü¤ümüz insan
haklar› mücadelesinde kay›plarla birlikte kaybolan›n insanl›¤›m›z oldu¤unu bilerek mücadele ettik ve kay›plar›n ak›betini sorduk” dedi.
Adana
‹nönü Park›’nda bir araya gelen
‹HD, KESK, DTP, ÖDP, EMEP,
ölebilirsin. Karakolun önünden geçen 15 yafl›nda bir çocuksundur, dayakla içeri al›nd›ktan sonra do¤um
yerin be¤enilmemifltir, kafan duvarlara vurulabilir. Newroz kutlamalar›na kat›lm›fls›nd›r, tüm ülkenin gözü
önünde kolun k›r›labilir. Dergi sat›yorsundur, sokak ortas›nda polis
kurflunu yiyebilirsin. Tutsak düflmüflsündür tecrit, izolasyon, hak
gasplar› ile “sessiz iflkence”ye
maruz kalabilirsin. “Ayak tak›m›”s›nd›r, kendilerini bafl sananlar, o bafl› da ayaklar›n tafl›d›¤›n› unutanlar sana 1 May›s’a
kat›ld›¤›n için gaz bombalar›,
coplar ve tekmelerle sald›rabilir.
Egemenlerin iflkence
için her zaman bir “nedeni” vard›r.
Tüm bu sald›r›lar ve bask›zor muhaliflerin susturulmas›,
devrimci düflünceye sahip
olanlar›n y›ld›r›lmas› amac›yla
yap›lmaktad›r. Ezilen halklar›n
gözü kula¤›, atan yüre¤i olan devrimci düflüncenin tüm bu yaflananlar›n nedenlerini do¤ru kavramas› ve
verilecek yan›t› bu do¤ru üzerinden
bilince ç›karmas› gerekmektedir.
(‹zmir’den bir YDG’li)
Merhaba,
14 May›s 2008 tarihinde Gazi Mahallesi
‹smet Pafla Caddesi ve Fevzi Çakmak
Caddelerinde “‹brahim Kaypakkaya ölümsüzdür-Partizan” yaz›l›
afiflleri yaparken 3 arkadafl›m›z yap›lan çal›flman›n yasal bir dayana¤› olmad›¤› ve çevre kirlili¤i yaratt›¤› gerekçe gösterilerek gözalt›na al›narak
saatlerce bekletilmifltir. Gazi Karakolu’na götürülen arkadafllar›n ifade
vermemeleri sonucu, kendilerine para cezas› verilerek 4 saatlik bir keyfi
gözalt›dan sonra serbest b›rak›lm›fllard›r. Genç bir kad›n arkadafl›m›za
çikolata teklif eden faflistler, arkadafl›m›z›n tavr› karfl›s›nda babacan pozlar›na girerek “iyi niyetli” olduklar› yalan›na baflvurmufllard›r. Oysa ki bizler onlar›n ne kadar “iyi niyetli” oldu¤unu çok iyi biliyoruz.
Yaflanan bu keyfi gözalt› sonras› çal›flmalar ayn› flekilde devam etmifltir ve
edecektir.
(Gazi Mahallesi Partizan)
Sansür
protestosuna
sansür!
Yürüyüfl Dergisi’nin kapat›lmas› üzerine
yay›n hayat›na bafllayan Halk Gerçe¤i Dergisi’ne yönelik yay›n durdurma karar›n› protesto etmek isteyen
çal›flanlar ve okurlar› ‹stanbul Adliyesi önünde polis sald›r›s›na u¤rad›.
Halk Gerçe¤i Dergisi’ne 13. A¤›r Ceza Mahkemesi taraf›ndan 1 ay süreyle
verilen yay›n durdurma karar›n› protesto etmek isteyen kitle polis terörüne maruz kald›. Polis, gazetecilere
yönelik gözalt› sald›r›s›na gerekçe
olarak savc› emri oldu¤unu gösterdi.
(H. Merkezi)
F tiplerinde hak ihlalleri sürüyor...
F tiplerinde yaflanan sorunlar
her geçen gün artarak devam ediyor. Aç›k görüfl alanlar›na konulan
kameralar, sürekli verilen keyfi disiplin cezalar›, tedavi engelleri gibi
sorunlar bunlar›n baz›lar›. Bu sorunlara dikkat çekmek için ‹HD
Ankara fiube Cezaevi Komisyonu,
22 May›s günü dernek binas›nda
düzenledikleri bas›n toplant›s› ile
(Ocak–Nisan 2008) 4 ayl›k ‹ç
Anadolu Bölgesi Cezaevi Raporu’nu aç›klad›.
Komisyon ad›na yap›lan aç›klamada; “Cezaevlerinde yaflanan
keyfi hak gasplar› her geçen gün
artarak devam etmektedir. Keyfi
uygulanan disiplin cezalar› ile birlikte haberleflme hakk› engellenirken aç›k görüfl yerlerine konan
kameralar sonucu tutsaklar görüfle ç›kmamaktad›r” denildi.
Aç›klaman›n devam›nda yap›lan baflvurulardan örnekler de verildi;
- Adalet Bakanl›¤›’n›n 2007 y›l›n›n bafl›nda yay›mlad›¤› 10 kiflinin
haftada 10 saat görüflmesine olanak tan›yan 45/1 say›l› genelge cezaevi idaresince uygulamand›¤› gibi uygulama adeta iflkenceye dönüfltürülmüfltür.
- SES MYK Üyesi Meryem
Özsö¤üt mahkemeye gelifl-gidifllerde askerin adli tutuklular› k›flk›rtmas›yla adli kad›n tutuklular›n
sald›r›s›na u¤ram›flt›r. Yine mahkemeye gelifl-gidifllerde Resmiye
Vatansever ve arkadafllar› askerlerin sald›r›s›na u¤ram›flt›r.
- Mahkeme ve hastaneye geliflgidifllerde askerler taraf›ndan tutsaklara özellikle kaburga bölgelerine dirsekle vurulmak suretiyle
iflkence yap›lmaktad›r.
Aç›klaman›n sonunda ‹HD Ankara fiube Cezaevi Komisyonu
olarak hapishanelerde yaflanan
hak ihlallerinin takipçisi olacaklar›
dile getirildi. Komisyonun yapt›¤›
aç›klaman›n ard›ndan Selvi Gülmez de k›sa bir konuflma yaparak
yaflad›¤› s›k›nt›lar› dile getirdi.
(Ankara)
SDP, ESP, ÇHKM, Partizan, Sosyalist Parti Giriflimi, PSAKD, Halkevleri ve THAY-DER konuya iliflkin
bas›n aç›klamas› yapt›. “Kay›plar
bulunsun faillerden hesap sorulsun” pankartlar›n›n aç›ld›¤› eylemde kitle ad›na bas›n aç›klamas›n›
okuyan ‹HD Adana fiubesi Yöneticisi Osman Kara, J‹TEM, T‹T, Vatansever Kuvvetler Güç Birli¤i, Ergenekon ad› alt›nda devlet içerisinde
örgütlenen bu çetelerin kirli faaliyetler yürüttü¤ünü dile getirdi.
Bursa
25 May›s günü Büyükflehir Belediyesi önünde toplanan ‹HD, ESP,
Partizan ve BDSP bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamay› okuyan ‹HD
fiube Baflkan› Abdullah Akyol, son
dönemde artan sald›r›lara de¤inerek
mücadeleyi büyütme ça¤r›s› yapt›.
El Nakba’ya
‹stanbul’dan lanet!
‹flgal alt›ndaki Filistin halk› taraf›ndan
“Felaket Günü” (El Nakba)
olarak kabul edilen ‹srail’in kuruluflunun 60. y›l› tüm dünyada lanetlendi.
‹stanbul’da da Filistin Halk›yla Dayan›flma Derne¤i (FHDD) taraf›ndan oturma eylemi ve yürüyüfl
yap›ld›. Filistin bayraklar› tafl›yan
kitle, Filistin’in 1948’den 2000 y›l›na kadar toprak de¤iflimini simgeleyen haritalar tafl›d›. FHDD
Baflkan› Füsun Band›r, 10 Nisan 1948’den bu yana ‹srail’in Filistin’de katliamlar yapt›¤›n› belirtti. “Deir Yasin, Sabra-fiatilla,
Tel Zaater gibi katliamlar ve soyk›r›mlarla, baflta Filistin halk› olmak üzere, Ortado¤u ve dünya
halklar›na varl›¤›n› kabul ettirmeye çal›flan Sionist ‹srail, haydut
ABD eliyle varl›¤›n› sürdürmeye
çal›flm›flt›r” diyen Band›r, ‹srail’in
ABD deste¤iyle katliamlar gerçeklefltirdi¤ini söyledi.
Aç›klaman›n ard›ndan FHDD üyeleri, 5 dakikal›k oturma eylemi yaparak, sessiz bir flekilde ‹stiklal
Caddesi’nden Taksim Tramvay
dura¤›na kadar yürüdü.
(‹stanbul)
Pendik’te
zab›ta terörü
Bafl›büyük’te
aldatmaca
Bafl›büyük halk›n›n Kentsel
Dönüflüm’e karfl›, aylard›r polis
ablukas› ve terörü alt›nda sürdürdü¤ü direniflte yaflanan son
geliflmeler, Belediye’nin halka
dönük yeni bir aldatmaca hamlesi gerçeklefltirdi¤ini gösteriyor.
Polis barikatlar›n›n hemen
karfl›s›nda kurduklar› çad›rlarda
geceli-gündüzlü bir bekleyifl sürdüren Bafl›büyüklüler, aldatmacan›n yan› s›ra, yine belediyenin
“el alt›ndan” yürüttü¤ü “bölünme” riskiyle yüz yüze.
Geçti¤imiz haftalarda halk ve
Belediye aras›nda gerçekleflen
görüflmeler s›ras›nda Belediyeye
taleplerini ileten Bafl›büyüklüler,
kendilerine verilen sürenin sonunda, taleplerinin karfl›lanmak
yerine, y›k›m projesinin aynen
hayata geçirilmesi yönlü giriflimlerin geçerlili¤ini korudu¤unu
ö¤renmifllerdi. Çünkü ayn› günlerde yap›lan Belediye Meclis
Toplant›s›’nda proje aynen kabul edilmiflti.
Talepleri dikkate al›nmayan
Bafl›büyüklüler, halen mahalleyi
abluka alt›nda tutan polis y›¤›na¤›n›n karfl›s›nda bekleyifllerini
sürdürüyorlar.
Geliflmelerin hangi aflamada
oldu¤unu ö¤renmek için Bafl›büyük Mahallesi Çevre Düzenleme ve Koruma Tabiat› Yaflatma
Derne¤i Baflkan› Adem Kaya
ile görüfltük.
Kaya, resmi anlamda bir görüflme olmazken, halk› bölme
giriflimleriyle yüz yüze olundu¤unu vurguluyor ve flöyle diyor:
“Belediye kamuoyunu aldatmaya dönük beyanlarda bulunuyor.
Bu beyanlar, halkla uzlaflma sa¤land›¤›, halk›n onay›n›n al›nd›¤›
yönlü. Oysa böyle bir durum
yoktur. Biz taleplerimizdeki ›srar›m›z› koruyoruz. Fakat bu
günlerde ö¤rendi¤imiz bir fley
var ki, o da kimi mahalleliyle yap›lan gizli görüflmeler ve uzlaflmalar oldu¤u yönünde. Biz bu
durumu engellemeye dönük bir
dizi eylem-etkinlik kararlar› alma aflamas›nday›z ve direnifli aynen devam ettirmede kararl›y›z.”
(Kartal)
Faflist devletin kolluk güçleri taraf›ndan hayata geçirilen iflkence vahfletinin en son örneklerinden biri
de Pendik’te yafland›. ‹flkenceciler
bu defa polis de¤il, polisten ald›klar› iflkence yöntemlerini kullanan
zab›talard›.
K›sa bir süre önce, zab›talar›n baz›
belediyeler taraf›ndan halka dönük sald›r›larda kullan›lmak üzere,
polisler taraf›ndan e¤itildi¤i haberleri gündeme gelmifl, hatta
Ankara Alt›nda¤ Belediyesi’nin zab›talar› k›sa süre önce, robokop
k›yafetleri giydirilerek, ellerine
kalkan verilerek, belediye baflkanlar› eflli¤inde bas›na “poz” vermifllerdi.
Ankara’da ka¤›t toplayarak geçimini
sa¤layan emekçilere dönük gerçekleflen zab›ta terörünün daha
katmerlisi bu defa Pendik’te yafland›.
Pendik sahilinde balon satan Yusuf
fiirin, seyyar sat›c›l›k yapt›¤› gerekçesiyle üç zab›ta taraf›ndan belediyeye ait bir depoya götürülerek, burada öldürülesiye dövüldü.
Balonlar›na, kazand›¤› 60 YTL’ye
ve cep telefonuna da el konulan,
a¤›r yaral› halde Kartal Devlet
Hastanesi’ne kald›r›lan fiirin’in
böbre¤i ve dala¤› al›nd›, bir daha
çal›flamaz raporu verildi.
Pendik Belediye Baflkan› Erol Kaya
ise, olay›n duyulmas›yla birlikte,
olay›n üzerini örtmek amac›yla fiirin’i hastanede ziyaret etti ve zab›talar› korudu.
(Kartal)
İşçi-köylü 8
Politik gündem
30 Mayıs-12 Haziran 2008
‹flkencede k›z›l bir direnifl
ve önder olarak Kaypakkaya!
Bundan tam 35 y›l önce, Proletarya
Partisi’nin kurucusu ve teorik kuramc›s›,
Türkiye proletaryas›n›n komünist önderi, ‹brahim Kaypakkaya, faflist diktatörlü¤ün cellatlar› taraf›ndan Diyarbak›r
Zindan›’nda hunharca katledildi.
Kaypakkaya, Türkiye Komünist Partisi’nin kurucu önderi Mustafa Suphi ve
yoldafllar›n›n 1921 y›l›nda Kemalistlerce
Karadeniz’de katledilmelerinin ard›ndan, uzun bir dönem önderliksiz kalan
s›n›f hareketinin sessizli¤ini, 24 Nisan
1972 y›l›nda, Proletarya Partisi’ni kurarak bozdu. Yeni Demokratik Devrim
mücadelesini gerçek önderli¤ine yeniden kavuflturdu. 24 Nisan, bu anlam›yla,
Türkiye devrim tarihine alt›n harflerle
yaz›lm›flt›r. 24 Nisan 1972, Demokratik
Halk Devrimi’nin kurulufluna giden yolun en önemli ve ilk ad›m›d›r. Gerçek s›n›fsal kurtulufl için s›k›lan ilk kurflundur,
bir baflkald›r›d›r, bir isyand›r.
Neydi o dönemde
Proletarya Partisi’ni
do¤uran iç ve
d›fl flartlar?
1917’de Lenin önderli¤inde Rusya’da Çarl›k y›k›larak ilk sosyalist devlet
kurulmufltu. Ekim Devrimi sadece Rusya s›n›rlar› içinde kalmam›fl, dalga dalga
dünyan›n di¤er co¤rafyalar›nda da yank›s›n› bulmufltu. Proleter devrimler ça¤›n› da açan nitel özelli¤iyle tüm 20. yüzy›la damgas›n› vurmufl, sosyalizm teoriden maddi bir güce dönüflerek, proletarya diktatörlü¤ü zalimlerin korkulu
rüyas› olmufltu.
Ekim Devrimi’yle birlikte do¤an bir
dizi komünist partisi, elde etti¤i birikim
ve dersler ›fl›¤›nda, Sovyetler Birli¤i’nin
2. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’nda Hitler faflizmini ve müttefiklerini, tarihin
derinliklerine gömerken, iflgal alt›ndaki
ülkelerde iflgalci emperyalistlere ve iç
gericili¤e karfl› elde edilen baflar›larla yine bir dizi demokratik ve sosyalist cumhuriyetler kurulmufltu.
Dünya halklar›, arkalar›na ald›klar›
bu rüzgarla devrim f›rt›nas›n› büyüttüler. 1949’da, Asya k›tas›nda Baflkan
Mao önderli¤inde, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulmas›yla dünya devrimi yeni bir aflamaya giriyordu. Baflkan Mao,
sadece Çin’de devrimi baflar›ya ulaflt›rmakla kalm›yor, ayn› zamanda Marksizm-Leninizm’e yapt›¤› katk›larla yeni
bir 盤›r aç›yordu. Çin’de baflar›ya ulaflan Demokratik Halk Devrimi, Büyük
Proleter Kültür Devrimi’yle dünyay› kas›p kavurmufltu. Asya’dan Latin Amerika’ya, Avrupa’ya, Afrika’ya yay›lan sosyalizm f›rt›nas›, ayn› zamanda Rusya’da
ifl bafl›na gelen yeni tipte revizyonistlere
de ideolojik bir cevap niteli¤indeydi.
Ülkemiz bu geliflmelerin d›fl›nda kalamazd›. Ve öyle de oldu. Bir yandan
Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin etkisi, di¤er yandan ülkemizdeki 15-16
Haziran ‹flçi Direnifli, topraks›z köylülerin toprak iflgalleri, ve ö¤renci gençli¤in
baflkald›r›s›, ba¤r›ndan genç, at›lgan ve
özgün fikirleriyle yeni önderleri ç›kard›.
50 y›ll›k proleter suskunluk bozuldu. Ve
Proletarya Partisi, s›n›fla buluflma, köylülü¤e yol gösterme, ö¤renci gençli¤i
saflar›nda toplama, ayd›nlar› politik yönden etkileme mücadelesinde genç bir
komünist partisi olarak, 24 Nisan
1972’de, sosyal kurtulufl u¤runa politika
sahnesinde yerini ald›.
Kaypakkaya sadece Proletarya Partisi’ni kurmakla kalmad›. O, ayn› zamanda, onun teorik önderli¤ini de omuzlayarak, Proletarya Partisi’ni bilimsel olarak yönlendirerek asgari ve azami bir
programa da kavuflturdu. O, tezlerini
MLM bilimi üzerine infla etti. Evrenselden somuta inerek Türkiye’yi tahlil etti.
Sald›rganl›k artt›kça,
sosyalizme özlem de
art›yor!
Katlediliflinin 35. y›l›nda ‹brahim
Kaypakkaya’y› and›¤›m›z tarihin bu an›nda, s›n›f mücadelesi tüm fliddetiyle devam ediyor. Emperyalistler ve uflaklar›
dünyan›n her yerinde iflçi s›n›f›na, yoksullara ve insanl›ktan yana olan herkese
daha azg›n sald›rmaktad›rlar.
Faflizmle yönetilen bizimki gibi ülkelerde hak ihlalleri, politik bask›lar, katliamlar, ulusal sorundaki çözümsüzlük,
inanç özgürlüklerinin önündeki engeller, yoksulluk ve açl›k bir kadermifl gibi
dayat›lmaktad›r. “Küreselleflme” gerici
dünyan›n yeni politik argüman› olarak
yayg›nlaflt›r›l›rken, emperyalist ve kapitalist ülkelerde bile kan ve can pahas›na
kazan›lan haklar, birer birer gasp edilmektedir. Ücretler sürekli düflürülmekte, toplu sözleflmelerde en düflük ücretler dayat›lmakta, ö¤renim ve sa¤l›k
paral› hale getirilmektedir.
ABD’de bafllayan ve tüm dünya kapitalist sistemini bir anda saran ekonomik kriz, emperyalizmin ne kadar zay›f
oldu¤unu aç›k olarak göstermektedir.
Bir kan emici olan emperyalizm flifltikçe
daha fazla sermayeye ihtiyaç duymakta,
buna yat›r›m alan› bulamad›¤›nda ise,
sistem yeni krizlere gebe olmaktad›r.
Bunun için her f›rsatta ve her yerde sald›rganlaflmakta, iflgaller yapmakta, katletmektedir.
En yak›n›m›z olarak Ortado¤u buna
tan›kl›k etmeye devam ediyor. Irak iflgaliyle emperyalizmin ne vahfli bir sald›rganl›k oldu¤unu gördük ve yafl›yoruz.
Emperyalizmin tüm vahflice sald›r›lar›na ve bütün dezavantajlar›m›za ra¤men, ezilen mazlum halklar›n mücadelesi de giderek ivme kazanmaktad›r. Filipinler ve Hindistan’daki Halk Savafllar›,
Asya’da yeni umutlar› aralarken, Nepal’de NPK(Maoist) önderli¤indeki seçim zaferi emperyalistleri daha flimdiden tedirgin etmektedir. Latin Amerika’da silahl› halk hareketleri ve ABD
karfl›t› politikalar›yla ifl bafl›na getirilen
yeni hükümetler, halk›n sosyalizme duydu¤u özlemi sembolize etmektedir. Avrupa k›tas›nda; Yunanistan, Almanya ve
Fransa’daki iflçi grevleri emperyalist-kapitalist tekelleri köfleye s›k›flt›rmas›yla,
dipten gelen dalgan›n önümüzdeki y›l-
larda giderek daha da büyüyece¤inin
flimdiden iflaretini vermektedir.
Ülkemizde burjuva-feodal sistemin
derin bir bunal›m içinde oldu¤unu art›k
kimse inkâr edemiyor. Hâkim s›n›flar bu
bunal›mlar›n› örtbas etmek için halka
sald›rmaktan geri kalm›yor. 1 May›s
2008’de devletin iflçi ve emekçilere tüm
gücüyle sald›rmas›na ra¤men iflçi s›n›f›n›n, devrimci iradenin Taksim’e ç›k›fl›n›
engelleyememifltir.
Efendilerine uflakl›kta kusursuzca
hizmetlerine devam eden AKP hükümeti, emperyalistlerin tüm istemlerini yerine getirmekten geri durmamaktad›r.
Yoksulluk ve açl›k daha da katlanarak devam etmektedir. Binlerce insan›n
yeterli beslenemedi¤i, bar›namad›¤›, ifl
bulamad›¤›, ürününü satamad›¤› bu koflullarda, üstüne üstelik ç›kart›lan yeni
Sosyal Güvenlik Yasas› ile çal›flan emekçiler daha da yoksullaflmakta, yeni ceza
yasalar›yla toplum k›skaca al›nmakta,
hapishanelerde devrimci tutsaklar üzerindeki bask›lar daha da a¤›rlaflt›rmakta,
polise tan›nan genifl yetkisiyle tam bir
devlet terörü uygulanmaktad›r.
Sökecek flafa¤›n tüm toplumun üzerine do¤aca¤› günleri yak›nlaflt›rmak bize ve yaln›zca bize ba¤l›d›r. ‹flimiz zor,
bunun bilincindeyiz, sorumluluklar›m›z
büyük, bunun da fark›nday›z. Kitlelerin
burjuva yaflam tarz› ve ideolojisi ile yolundan sap›t›l›p, sapt›r›l›p, aldat›ld›¤› bir
mecraday›z. ‹nsanl›¤›n sermayenin “küreselleflme” masal›yla bozulup a¤uland›¤› an›n koflullar›nda, zenginleflmek u¤runa “her fleye ihanet etmeye yatk›n” bir
toplumun fidelendi¤i bir dönemde, insanlar›n adeta tüketim budalas› ve terbiyeli birer maymuna çevrildi¤i bir dünyada ve de üstelik ilk hamlesinde yenilgiye
u¤rayarak s›¤ sulara çekilen bir devrim
dalgas›n›n olumlu-olumsuz bütün miras›n› s›rt›m›zda tafl›d›¤›m›z bir evrede, iflimizin çok daha zor olaca¤› aç›kt›r.
Ancak bilinmelidir ki, zorluklar olmadan, devrimin yol kazalar› olmadan,
ara s›ra büyük gerilemeler olmadan
dünya tarihi anlafl›lamaz ve toplum ileriye do¤ru yol alamaz. Bunun tersi, tarihi
ve tarih bilincini kendi “dar ufkumuz”
içinde hapsetmek olur. ‹deal ve uygun
olmayan koflullarla kuflat›lm›fl da olsak,
yeterince hareket serbestimizi sa¤layacak olan etmenlerden yoksun olsak da,
yenilgilerden, gerileme ve savrulmalardan ders ç›karacak devrimci bir ruha,
kararl›l›¤a ve cürete her zaman sahip olduk/olaca¤›z. Biz biliyoruz ki ve devrimci Marksizm bize ö¤retmifltir ki, tüm
politik yaflam ve tarih, sonsuz halkalar
dizisinden oluflan, sonsuz bir zaman zinciridir. Öncünün tüm mahareti, bu sonsuz zincir içinde en önemli olan, en zaruri olan halkay› bulup ç›karmas›nda
yatmaktad›r.
Proletarya Partisi’nin 8. Konferans›
da iflte bu halkay› göstermifltir; bize düflen görev onda ›srar ve inat etmektir.
Ve bizler, bize “pahal›ya mal olmufl
deneyimlerimizden” ne denli çok
ö¤renirsek, kendi “öz yan›lg›lar›m›zla”
kendimizi ne denli iyi e¤itirsek ve hata-
lar›m›z› “felaket görmeyip” onlar›n “sonuçlar›ndan” ne denli çok dersler ç›kar›rsak, kitlelere o denli iyi önderlik eder
ve Halk Savafl›n› o denli iyi örgütleriz.
Ve elbette ›srarla yinelenen bir mücadele ruhunu asla yitirmeden hedefe kilitlenirsek eninde sonunda muzaffer
olabiliriz
Katlediliflinin 35. y›l›nda komünist
önder ‹brahim Kaypakkaya yolumuzu ayd›nlatmaya devam ediyor. Onun
yol göstericili¤inden flaflmadan varl›¤›n›
sürdüren ve pekifltiren Proletarya Partisi; devrimci kurtulufl mücadelesi yolunda sab›r, inat ve ›srarla kuvvet biriktiriyor!
Bugün, da¤lar›n doruklar›nda, fabrikalarda, okullarda Kaypakkaya’n›n ard›llar› faflizme karfl› partizanca direniyor.
Kaypakkaya’n›n bütün ard›llar›; parti
kadrolar›, militanlar ve partizanlar, ayn›
inanç ve kararl›l›kla, k›z›l bayra¤› elden
ele dalgaland›rmay› sebatla sürdürüyorlar, özgür gelece¤imizin k›z›l iradesi Partizanlar›n doruklarda ve enginlerdeki k›z›lca kavgalar› yolumuzu ayd›nlat›yor!
Bu bölümde M›s›r’dan kat›l›mc›n›n
yapt›¤› konuflma oldukça canl› ve çarp›c›yd›. 24 Aral›k 2006 y›l›nda 24 bin tekstil iflçisinin grev ve direnifl sürecini, devletin bu direnifle yönelik sald›r›lar›n› anlatt›. “Direniflle birlikte devlet iflçilere bir tak›m haklar›n sa¤lanaca¤› konusunda sözler verdi, ancak
verdi¤i sözlerde durmad›. Bunun
üzerine El-Mahalla’daki iflçiler
greve ç›kacaklar›n› aç›klad›. Devlet bu aç›klamay› önce dikkate almad›. Ancak grev ve eylemlerle
birlikte önemsemek ve ciddiye almak zorunda kald›” diyerek konuflmas›n› bitirdi.
Bu bölümden sonra Uluslararas›
Dayan›flma bafll›kl› bölüme geçildi.
Delegasyonlar›n yapt›klar› sunumlarla
Konferans Sonuç Bildirgesi’nin haz›rlanmas› için ara verildi. Sonuç deklarasyonu kat›l›mc› ülkelerden onay al›nmad›¤›
için okunmad› ve önümüzdeki günlerde
ilan edilece¤i aç›klamas›yla bitirildi.
Konferansa Türkiye’den kat›l›mc›lar›n yapt›klar› konuflmalarda Sosyal Güvenlik Yasas›’na karfl› son dönemde kurulan yerel platformlara de¤inilmesi
önemliydi. Bu platformlar›n son dönem
geliflen sald›r›lara yan›t olmas› anlam›nda önemli pratikleri gerçeklefltirmesi,
mevcut sendikal bürokrasiye tav›r almas› anlam›nda önemsenmesi ve yayg›nlaflt›r›lmas› vurgusu öne ç›kt›. Ankara, Adana gibi illerden gelen delegeleri
kamu, iflçi sendikalar› ayr›m› yap›lmaks›z›n bu birlikteliklerin kurulmas› ça¤›r›s›nda bulundu. Bu tarz yaklafl›mlar mev-
cut sendikalardan beklentinin olmad›¤›n› gösterirken ayn› zamanda muhalif anlay›fl ve mücadelenin buralardan yükselece¤i yönlü e¤ilimi de göstermektedir.
Konferans gerek ülkemiz gerekse
de dünya iflçi s›n›f›na yönelik tek merkezden yönelen sald›r›lar›n boyutunu
gösterirken, bu sald›r›lar›n görülmesinin ve tespit edilmesinin bir anlam› olmad›¤›n› da bize bir kez daha gösterdi.
Tart›fl›lan konu bafll›klar› bugün yaflanan
temel sorunlar› kapsasa da önemli olan
bunlara karfl› nas›l bir durufl sergilenece¤idir. Emperyalizmin ve yerli iflbirlikçi
ve uflaklar›n›n iflçi s›n›f›na yönelik kapsaml› sald›r›lar›n›n ancak militan ve kararl› bir mücadele ile afl›laca¤› gerçe¤ini
unutarak, çözümü belli reformlar›n gerçeklefltirilmesinde arand›¤›nda bunun
kitlelerin beklentilerini ve umutlar›n› k›raca¤› ortadad›r. Dünya ve ülkemiz ezilenlerinin bu düflüncelerin etkisi alt›ndan ç›kar›lmas›n›n ve do¤ru hedefin
gösterilmesinin önemli bir görevimiz
oldu¤unu bizlere bir kez daha gösterdi.
Potas›nda eritti¤i dinamiklerle reformizm sadece ülkemizde de¤il
dünya iflçi s›n›f›n›n mücadelesine
de zarar vermektedir. Küba’da, Venezüella’da “tamamlanmam›fl sosyalizmi” selamlayanlar›n, Asya’da ezilenlerin
mücadelesini görmemesi bir tesadüf
de¤il, bilinçli bir tercihtir, bilinçli bir
körlüktür. 3 günlük konferans ülkemiz
ve dünya ezilenlerinin sorunlar›n›n ortakl›¤›n› gösterirken, çözüm yollar›m›z›n ayr›, reformizmin renginin her yerde ayn› oldu¤unu bir kez daha kan›tlad›.
4. Uluslararas› Sendikal Konferans gerçeklefltirildi!
Sald›r›lar ortak, çözüm yollar› ayr›,
reformizmin rengi her yerde ayn›!
23-25 May›s tarihleri aras›nda
Gönen’de bulunan Birleflik Metal-‹fl
Sendikas› Kemal Türkler Sosyal
Tesisleri’nde 15 ülkeden, toplam 300
delegenin kat›l›m›yla 4. Uluslararas›
Sendikal Konferans gerçeklefltirildi.
Türkiye’den ev sahipli¤ini EMEP ve çeflitli sendikalar›n yapt›¤› Konferansa M›s›r, Tunus, ‹ran, Yunanistan, ‹spanya,
Irak vs. ülkelerden kat›lan delegeler iflçi
s›n›f›na yönelik sald›r›lardan, bu sald›r›lar›n kendi ülkelerinde nas›l yaflama geçirildi¤inden, örgütlenme ve mücadele
deneyimlerinden söz ettiler.
Program 23 May›s’ta delegelerin tan›flmas› amac›yla verilen kokteylle bafllad›. ‹kinci gün sabah 9:30’da bir sinevizyon gösterimi yap›ld›. Sinevizyon s›n›fa
yönelik sald›r›lar› ve Uluslararas› Sendikal Konferans’›n tan›t›m›n› içeriyordu.
Enternasyonal dayan›flman›n da vurguland›¤› sinevizyonda, ülkeleri temsilen
ulusal bayraklar›n gösterilmesi oldukça
ilginçti. Türkiye iflçi s›n›f› ve ezilen halk›n› temsil etti¤i iddia edilen Türk bayra¤›n›n ekranda dalgaland›r›lmas›, etkinli¤in içeri¤inin, politik muhtevas›n›n, nas›l
sonuçlar›n ç›kabilece¤inin sinyallerini de
veriyordu.
Divan›n oluflturulmas›ndan sonra
kat›l›mc› delegelerin sunumlar›yla Konferans bafllat›ld›. Kemal Türkler Tesisleri’nde yap›lan etkinlikte onun flahs›nda
bile olsa sayg› duruflunda bulunulmamas› ise gözden kaçmayacak önemli bir ayr›nt› olarak yaz›ld› ilk güne. Belli ki konferansa ev sahipli¤i yapanlar, iflçi s›n›f›n›n
kurtuluflu mücadelesinde ölümsüzleflenleri unutarak, an›lar›n› yad ettikleri
sohbetlerde b›rakarak gelmifllerdi.
Konferans Birleflik Metal-‹fl Sendi-
kas› Baflkan› Adnan Serdaro¤lu’nun
yapt›¤› aç›l›fl konuflmas›yla bafllad›. Serdaro¤lu s›n›fa yönelik artan sald›r›lardan
söz ederek, mevcut konfederasyonlar›n
gelifltirdi¤i “sosyal diyalog” prati¤inin
verdi¤i zarardan kaynakl› bu anlay›fla
son verilmesi gerekti¤ini vurgulad›. Serdaro¤lu’nun konuflmas›n›n ard›ndan
“Sermayenin ‹flçi S›n›f›na Yönelik
Sald›r›lar›” konu bafll›kl› I. Oturuma
baflland›. KESK Genel Baflkan› ‹smail
Hakk› Tombul’un sunumuyla bafllayan oturumda, ikinci sözü ‹talya’dan
CGL Sendikas› ad›na kat›lan Giggi
Drozedari ald›. Drozedari ülkelerindeki yoksulluktan söz ederek, devletin son dönem yo¤unlaflt›rd›¤› özellefltirme
sald›r›s›na vurgu yapt›.
Tunus Sa¤l›k Emekçileri
Sendikas›’ndan Mohamed Syoud, kendi ülkelerinde de t›pk› di¤er
ülkelerde yaflanan sald›r›
örneklerini ve biçimlerini aktard›. Ard›ndan Tek
G›da-‹fl Sendikas› 10
No’lu fiube Baflkan› Muzaffer Dilek
söz ald›. Konuflmas›nda örgütlenme sorunlar›ndan söz ederek, Yörsan’da yaflanan süreci anlatt›. BES Genel Sekreteri Döndü Taka Ç›nar da k›sa bir
konuflma yapt›. Bölüm bafll›¤› alt›nda Almanya’dan Ver.di Hamburg fiubesi’nden gelen Olaf Harms, Yunanistan
delegesi PAME LarissaTemsilcisi ve
Yunan Komünist Partisi Milletvekili Tsiogas Dimitris, K›br›s Rus Kesimi’nden
Tüm Emek Federasyonu Temsilcisi
Antonis Shiathas sunum yapt›lar.
Ver.di sendikas› ad›na yap›lan konuflmada AB Konseyi’nin 2000 y›l›nda
Lizbon’da yapt›¤› toplant›da çal›flma
koflullar›n›n esneklefltirilmesi ve a¤›rlaflt›r›lmas›, özellefltirmeler, kamu hizmet ve yard›mlar›n›n kald›r›lmas› gibi
kararlar›n al›nd›¤›n› vurguland›.
Yunanistan’da reformist-sar› sendikalardan biri olan PAME ad›na yap›lan konuflmada iflçilerin sermaye ile uzlaflmadan(!) kendi iktidar mücadelesini
yürütmesi gerekti¤i söylendi.
Birinci konu bafll›¤› Petrol-‹fl Alia¤a
fiube yöneticisi ve E¤itim-Sen üyesi Ha-
san Toprak’›n ard›ndan Belediye-‹fl ‹stanbul 2 No’lu fiube ad›na Bak›rköy iflyeri temsilcisi Selvi Dönmez’in yapt›¤› konuflmayla sonland›. Dönmez konuflmas›nda ülkemiz iflçi hareketinin
son sürecini de¤erlendirdi. 1 May›s
2008 kutlamalar› özgülünde faflist diktatörlü¤ün s›n›fa yönelik gerçeklefltirdi¤i
sald›r›lar›, bu sald›r›lar karfl›s›nda konfederasyonlar›n iflbirlikçi ve uzlaflmac›
tavr›n›, bunun s›n›fta yaratt›¤› güvensizli¤i vurgulad›. Kürt ulusal hareketine yönelik s›n›r ötesi ve T. Kürdistan›’nda yo-
¤unlaflan sald›r›lara da de¤inen Dönmez, iflçi s›n›f›n›n yönelen sald›r›lar› iflbirlikçi-reformist mücadele anlay›fl ve
yöntemleriyle de¤il, ancak devrimcilerin
öncülü¤ünde yürütece¤i mücadele ile
aflabilece¤ini vurgulad›. Bugün yaflanan
esasl› sorunlardan birinin s›n›fa önderlik
sorunu oldu¤unu hat›rlatarak, devletin
önümüzdeki dönemde devrimci ve ilerici kesimlere yönelik sald›r›lar›n› artt›raca¤›n›, bu sald›r›lara karfl› militan bir
mücadele hatt›n›n örülmesi gerekti¤i
ça¤r›s›nda bulundu.
Salonda dikkatle dinlenen konuflman›n baz›
kesimleri rahats›z etti¤i,
konuflma sonras› yap›lan
uyar›lardan ve kimi konuflmac›lar›n Türk-‹fl’e
sahip ç›kma telafl›ndan
aç›kça anlafl›ld›.
Ö¤le yeme¤i aras›ndan sonra 1. günün
ikinci konu bafll›¤› olan
‹flçi Hareketi ve
Sendikalar bafll›¤›na
geçildi. Bu konu bafll›¤›nda da di¤er ülkelerden ve ülkemizden kat›l›mc›lar sunumlar›n› yapt›lar.
Akflam saat 19.30’da bitirilen 1. gün
oturumlar›, yemekten sonra çeflitli konu bafll›klar›n› kapsayan atölye çal›flmalar› ile sürdü.
2. gün Sendikal Örgütlenme,
Yaflanan Sorunlar ve Deneyimler
konulu tart›flmayla bafllad›. Ça¤layan
Tekstil iflçileri ad›na konuflan Derya
Kaya, 10 bin tekstil iflçisinin Ça¤layan’da çok a¤›r koflullarda çal›flt›¤›n› ifade ederek, hiçbir sosyal haklar›n›n olmad›¤›na vurgu yapt›.
İşçi-köylü 9
30 Mayıs-12 Haziran 2008
1 May›s’ta iflçi s›n›f›na ve yandafllar›na karfl›
gösterilen tahammülsüzlük nedeniyle egemen
s›n›f kliklerinin söz dalafl› yeni biçimler alt›nda
devam ederken ve Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an ayaküstü “Kas›mpaflal›”l›¤›na uygun yeni
deyimler bulup ortaya saçarken d›fl politikada
TC, halka ra¤men büyük oyunlara arac› olmay› sürdürmektedir. Türkiye halk› söz konusu
dalafl›n renkli ve dolay›s›yla aldat›c› etkisiyle
gerçekli¤ine yabanc›laflmakla kalm›yor, bölgedeki kardefl halklara karfl› oynanan oyunlara da
böylece sessiz b›rak›l›yor.
Bir dinci parti kuruldu¤unda yüzünü Ortado¤u’daki din a¤›rl›kl› devletlere dönece¤inden
neredeyse kuflku duyulmayan, 1 Mart tezkeresinin Meclis ço¤unlu¤unca reddedilmesiyle
bölgede “itibar” kazanan ve devam eden süreçte de hakim klikler dalafl›nda “laiklik karfl›tl›¤›n›n oda¤›” olarak damgalanan AKP,
tüm bu unvanlar›na ra¤men ABD-‹srail merkezli bir Ortado¤u politikas› izlemektedir. Halk›m›z yo¤unluklu olarak bu “dinci” partinin
Kemalizm’in aleyhine çal›flt›¤›na dair manipüle
edilirken gerçekte d›fl politika “yurtta sulh
dünyada sulh” denen tek çizgiye uygun seyretmektedir. Sözde muhalefet lideri Deniz Baykal
Erdo¤an’› Katar’› (o da kar›flt›r›p ‘Kuveyt’ diyecek kadar ciddiyetsizce) ziyareti dolay›s›yla
elefltirmektedir sadece. ‹ran’a yönelik emperyalist sald›r› haz›rl›¤›n›n bir parças› olarak hareket edilmesi hiç önemsenmemektir. Zira
Kemalizm ‹ran ile de¤il emperyalizm ile bar›fl›
esas al›r!
Renkli iç tart›flmalar kadar cazip olmasa da
yaklafl›k bir ayd›r gündemde olan Suriye-‹srail
“bar›fl”›, üzerinde durulmas› gereken bir konudur. Çünkü merkezinde ABD ve ‹srail’in vazgeçmedi¤i ‹ran’a sald›r› plan› bulunmaktad›r.
Belli aral›klarla gündeme gelen ‹ran’a sald›r›
olas›l›¤› aç›s›ndan Suriye’nin verece¤i taviz(ler)
büyük önem tafl›maktad›r.
Suriye ile ‹srail aras›nda Golan Tepeleri’nin
‹srail taraf›ndan terk edilmesini amaçlayan, daha do¤rusu içeren görüflmelerin oldu¤una ve
devam edece¤ine dair haberler okumaktay›z.
Hemen bunlar›n Ortado¤u’da bafllat›lan ancak sonuçlanmas› mümkün olmayan “bar›fl” görüflmeleri haberlerinden oldu¤unu düflünüyoruz, hakl›
olarak! Ne var ki bu ilk de¤erlendirme hiç de yeterli de¤ildir. Zira koflullar, iliflkiler, hedefler göz önüne al›nmadan belirlenen genel geçer bir sonuçtur bu. Kuflkusuz sonuç önemlidir.
Ama daha da önemli olan konu “bar›fl”›n olup olmayaca¤›ndan öte bunun
neden ve nas›l gündeme geldi¤idir…
Bilinmektedir ki, Suriye ‹ran ile iliflkileri ve Lübnan’daki etkinlikleri nedeniyle ABD ve ‹srail taraf›ndan düflman
saflarda de¤erlendirilmektedir. Suriye
çeflitli vesilelerle bu ülkeler taraf›ndan
suçland› ve bu suçlamalara ço¤u kez ayn› düzeyde karfl›l›k verdi. 2007 Eylül ay›nda ‹srail
uçaklar›n›n güya nükleer santral inflaat›na gerçeklefltirdi¤i sald›r› bu suçlamalar›n niteli¤ini
anlamak aç›s›ndan bir veridir. Türkiye’nin hava
sahas›n›n kullan›ld›¤› bu sald›r› neredeyse tüm
devletler taraf›ndan ola¤an karfl›land›. Suriye
olas› bir savafl› göze alamayacak oldu¤undan
“misilleme” hakk›n› sakl› tuttu, askeri sald›r›yla
cevap vermeyece¤ini de aç›kça belirtti…
Ortado¤u gündeminin
merkezi: ‹ran
‹srail ile Suriye aras›ndaki görüflmeleri tart›fl›rken ‹ran unsurunu göz ard› etmek mümkün de¤ildir. Zira Suriye’nin bu derecede gündemde olmas›n›n esas nedeni ‹ran ile iliflkileridir.
‹ran Ortado¤u’daki politikas›n› bu ülke
üzerine oluflturmufl ABD aç›s›ndan en önemli
ülkedir. Uzun zamand›r dünyada ABD’nin
‹ran’a sald›r›s› tart›fl›l›yor. ‹srail de olas› her aksi geliflmede restini çekip ABD yönetiminin
elinde patlamaya haz›r silah olmaktan vazgeçmeyece¤ini aç›kl›yor. ABD’li istihbarat flirketleri ‹ran’›n nükleer silah üretimine son verdi¤ini aç›klamalar›ndan sonra ‹srail ve ABD yönetiminden yetkili kifliler bu “yeni” duruma pek
fazla k›zm›fllard›. Zaten o raporlardan sonra da
politikalar›nda bir de¤iflikli¤e gitmediler. ABD
ve ‹srail halen dünya halklar›n› ‹ran’›n çok tehlikeli bir devlet oldu¤una inand›rmaya çal›flmaktad›r.
‹ran’a sald›r› olas›l›¤› geçerlili¤ini korumaktad›r. Suriye’nin “bar›fl” sürecine sokulmak istenmesi de bu olas›l›¤›n bir parças› olarak de¤erlendirilmelidir. Yoksa böylesi bir “bar›fl”
için baflka geçerli bir neden bulunmamaktad›r.
Annapolis Zirvesi’nden bu yana Suriye,
emperyalizmin bölgeye dönük politikalar›nda
esasl› bir yer iflgal ediyor. An›msanaca¤› üzere
bu zirvede görünürdeki problem Filistin-‹srail
“bar›fl”›yd›. Olmert ve Abbas önce Türkiye’ye
Politik gündem
‹ran’a sald›r› olas›l›¤›
geçerlili¤ini korumaktad›r.
Suriye’nin “bar›fl” sürecine
sokulmak istenmesi de
bu olas›l›¤›n bir parças›
olarak de¤erlendirilmelidir.
Yoksa böylesi bir
“bar›fl” için baflka geçerli
bir neden bulunmamaktad›r.
›n›
k
l
a
h
e
y
i
k
r
ü
yla T
›
r
a
l
fl
a
l
a
d
z
sö
ak
r
Egemenler
a
r
›
t
fl
a
l
k
a
z
en u
d
n
i
¤
i
l
k
e
ç
r
e
kendi g
Bölgedeki kardefl halklara karfl›
oynanan oyunlara sessiz b›rak›yor
gelmifl ve bar›fl konusunda Meclis’te birer konuflma yapm›fllard›. Bu konuflmalarda yeni ve
somut hiçbir fley olmad›¤› halde “büyük ilerleme”den söz edilerek Annapolis’e gidildi. Türkiye devlet yetkilileri de bundan övünç duydular; güya Filistin-‹srail bar›fl›na büyük katk› sunmufllard›! Ancak Annapolis’teki sonuç bildirgesi umutlar›n beyhude oldu¤unu zaman geçmeden gösterdi. Geriye Olmert gibi bir Siyonist’in ve Abbas gibi düflmüfl bir iflbirlikçinin
Meclis’te “bar›fl” üzerine nutuklar›ndan övünç
duyanlar›n utanmazl›klar› kald›! Ama sadece
bu de¤il! Türkiyeli yetkililerin as›l baflar›s›n›n
Suriye’ye bask› yaparak onu Annapolis Zirvesi’ne kat›lmaya ikna etmeleri oldu¤unu unutmamal›y›z. Gerçekten de Annapolis’te Filistin‹srail “ba-
r›fl›”ndan ziyade ‹ran’a karfl› biraraya getirilen
devletlerin “kararl›l›klar›” sergilendi. ABD,
‹ran’a karfl› Arap-‹srail ittifak›n› perçinliyordu
Annapolis’te. Buna Suriye’nin kat›lmas› önemliydi. ‹flte Suriye “dostu” Türkiye bu hizmeti
gördü…
Annapolis Zirvesi, gündemine ald›¤› “bar›fl”›n d›fl›nda ‹ran’a karfl› ABD flemsiyesi alt›nda infla edilen Arap-‹srail koalisyonunun bir
gövde gösterisiydi. Suriye de bu koalisyona
katt›r›lmak, en az›ndan boyun e¤mek durumunda kalacak “yeni” bir üyeydi. Elbette Annapolis’te bu konuda bir netleflme olmad›, hatta bir ad›m dahi at›ld›¤› söylenemez. Sadece
devam edecek süreçte politikalar göze daha
net görünür oldu. Suriye, diplomasi yoluyla kazan›lmal›yd›. Takip edilece¤i alan da Lübnan’d›.
Lübnan özgülünde bask› devam ettirilecekti…
Golan Tepeleri ve
Suriye’den beklenenler
Dick Cheney’in ‹ran ziyaretinden hemen
sonra Suriye’nin baflkenti fiam’da gerçekleflecek zirveye (Arap Birli¤i Zirvesi) davet edilen
Suudi Arabistan ve M›s›r’›n üst düzeyde kat›l›m
yapmayaca¤›n› aç›klamalar›, Birli¤in baflkan›
Amr Musa’ya toplant› yerini de¤ifltirmesi ça¤›r›s›nda bulunmalar› manidard›. Ayn› aç›klamay› Libya ve Lübnan da yapt›. Zira Suriye
devleti Lübnan’daki siyasi krizin sorumlusuydu! K›sacas› Arap-‹srail koalisyonu Suriye’ye somut ad›mlar atmas› için aç›k ve a¤›r
bask›lar uygulamaya devam ediyordu. T›pk›
Annapolis Zirvesi’ne kat›lmas› yönünde Suriye’ye bask› yaparken Abdullah Gül’ün nas›l bir
bölge ve devlet politikas› istendi¤ini aç›klamas›
gibi: Emperyalizme kafa tutmayan bir Suriye
bekleniyordu!
Arap Birli¤i Baflkan› Amr Musa Suriye’nin
kabul edemeyece¤i bu talebi hemen reddetti.
Birlik esas tafllar› olmadan topland› ve hemen
hiçbir karar alamad› denebilir.
Ancak bundan sonra Golan Tepeleri’nin
merkezde oldu¤u toplant›lar›n, görüflmelerin
Lübnan’›n kaotik yap›s›!
Lübnan’daki geliflmeler her zaman oldu¤u gibi yine ABD ile ‹ran aras›ndaki husumetin bir uzant›s› olarak de¤erlendirilmektedir. Belki de en kolay› budur veya
bu de¤erlendirme ayn› zamanda bize genifl
bir perspektif de sunuyor olabilir. E¤er sadece Lübnan hükümeti ile Hizbullah aras›ndaki çat›flmalar› ABD-‹srail ile ‹ran-Suriye aras›ndaki çeliflkinin devam› oldu¤undan bahsedip ama ayn› zamanda Lübnan’daki iç sorunlardan, Hizbullah’›n neyi
temsil etti¤inden, amac›ndan taleplerinden
söz etmeyecek olursak neredeyse
hiçbir fley ifade etmemifl oluruz.
Ama meseleleri Lübnan’daki iç sorunlardan hareketle de¤erlendirirsek, ayn› zamanda ‹ran ve Suriye’nin
konumunu da anlamaya bafllar›z.
Lübnan hiçbir zaman sadece
Lübnan olmad›. Ortado¤u ne derece karmafl›k ve çat›flmal› bir bölge
ise Lübnan da ona lay›k derecede
kaotik bir ortama sahip olmufltur.
Bunun böyle olmas›nda d›fl güçlerin
belirleyici düzeyde katk›lar› olmufltur. Ancak bir nedeni de Lübnan’da farkl› dini ak›mlar›n, mezheplerin varl›¤› oldu¤unu da hat›rlamal›y›z. Üç büyük dinin kutsal mekanlar› ile olan yak›nl›¤› ve her bir dinin
birbirinden son derece farkl› yaflan›fl› Lübnan’da daima bölünmelere neden olmufltur. Bu dini ak›mlar›n ve mezheplerin Lübnan’da görece yaflama, varl›¤›n› sürdürme
imkan› bulmas› yine kendi ülkelerinden sürülenlerin, kaçanlar›n bu ülkeyi genellikle
tercih etmesi de söz konu karmafl›k yap›n›n bir nedenidir.
H›r›stiyan Marunilerin egemenli¤ine
karfl› tarihi bir hoflnutsuzluk esasen hakim
olmakla beraber gerek yoksul halk›n iç
birli¤inin olmay›fl› gerekse de ABD ve Avrupal› emperyalistlerin ço¤unlukla aç›ktan
müdahalesi sonucunda Marunilerin egemenli¤i süregelmifltir. Bu egemenli¤in feodal-komprador karakter tafl›d›¤› da malumdur.
fiiiler bu ülkede ekseriyetle yoksul
köylülerden, son dönemde k›smen artan
iflçilerden oluflmaktad›r. Sünni ve Maruniler ise daha çok orta s›n›flar›n içinde etkilidir. 1960’l› y›llardan sonra fiiilerin ad›m
ad›m güçlendi¤ini ve buna uygun olarak siyasal taleplerinin artt›¤›n› görmekteyiz. ‹ç
savafllar da yaflayan Lübnan’da yönetim
aç›k olarak dini ak›mlar ve mezhepler taraf›ndan paylafl›lmaktad›r. Maruniler Cumhurbaflkan›, Sünniler Baflbakan ve fiiiler de
Meclis Baflkan›’n› tayin ediyorlar. Bakanl›klar da yine mezheplere göre ayr›fl›yor.
Özellikle
‹srail’in
sald›r›lar›na
(1982’deki sald›r›s›, kuflatma ve karfl› direnifl an›lmaya de¤erdir. En son 2006’da bir
ay süren sald›r› ve direnifl ise henüz herkesin hat›r›ndad›r) karfl› fiiilerin cevab› onlar› tart›fl›lmaz biçimde en etkili ak›m haline getirmifl ve statüko ile de uzlaflmazl›¤›
derinlefltirmifltir.
Hizbullah’›n özellikle ‹srail siyonizminin sald›r›lar›na güçlü, etkili karfl› koyufllar›, halk içindeki çal›flmalar› onu bir numaral› muhalif güç duruma getirmifltir. Ayn›
zamanda di¤er ülkelerden ayr› olarak Hizbullah, Lübnan’da yasal siyasetin de içinde
yer almay› görev kabul ederek bu alanda
da ilerleyen bir süreç infla etmifltir. Kuflkusuz bunda gerek ‹ran gerekse de Suriye’nin yard›m ve destekleri göz ard› edilemez.
Lübnan’da Marunilerin üstünlüklerini
koflulsuz kabul ettirmeye devam etmek istediklerini ve bu nedenle ABD ve Avrupal› emperyalist güçlerden destek ald›klar›n›
bilmeliyiz. Sünnilerin de halihaz›rdaki statükoyu, yerine daha iyisini (kendi ç›karlar›na göre) koyamayacaklar›ndan ehveni
fler kabul ettiklerini de unutmamal›y›z.
Ancak esasen yoksul halk› örgütlemifl olan
Hizbullah, bu iki ak›m ve gücün de üstünlü¤ünü, egemenli¤ini ve zorbal›¤›n› kabul
etmemektedir. Bu noktada ezilenlerin s›n›fsal davran›fllar›n›n Hizbullah taraf›ndan
manipüle edildi¤ini ve dini bir egemenlik
u¤runa kullan›lmakta oldu¤unu özellikle
belirtelim.
Öz olarak; Lübnan’daki bu iç karmaflan›n ayn› zamanda ‹ran ve ABD aras›ndaki
çeliflkinin artmas› demek oldu¤unu belirtelim. Hizbullah’›n silahs›zland›r›lmas› hedefinde baflar›l› olmayan ABD, yine Fuad
Sinyora hükümetini kullanarak ‹srail ile
mücadelede etkili tek hareket olan Hizbullah’› farkl› alanlarda etkisizlefltirmek
amac›ndad›r. Oysa bugünkü durumda Hizbullah Lübnan’da tart›flmas›z tek etkili
güçtür. ABD bir kez daha ‹srail’in güvenli¤i u¤runa Ortado¤u’da bu kez Lübnan’da
bir yenilgi ald›. Her yenilgi ‹ran’a olas› sald›r›y› da koflullamaktad›r.
TC devleti ise bu sürece arac›l›k yapmaktad›r. Vatandafl› oldu¤umuz devlet,
haks›z savafllar›n, iflgalin, sald›r›lar›n ve bu
amaçlar› içeren bar›fl›n hizmetlisi olarak çal›fl›yor ve bundan
övünç duyuyorsa devrimi, demokratik sorumluluk, halklar›n
kardeflli¤ine samimi yaklafl›m
kesinlikle bu politikay› protesto etmek ve mümkünse uygulanmas›n› engellemektir. Çokça
demokrasiden, demokrasinin
devlet eliyle, mevcut düzen
partileri arac›l›¤›yla gelifltirilmesi gere¤inden söz edenlere
önümüzde duran bu gerçekli¤e
bakmalar›n› öneririz. Demokratl›¤›n birinci flart› baflka ülkelere dönük bu sald›rganl›¤a
karfl› durmakt›r. E¤er demokrasi gelifltirilecekse bunun yolu
halk›n inisiyatifini bu gibi meselelerde a盤a ç›kartmak ve etkili olmas›n› sa¤lamak üzere harekete geçmesine teflvik etmekten geçer. Demokrasi, nihayetinde ezilenlerin ç›karlar›
u¤runa kendilerini ifade etmeleri ve buna uygun olarak politikalar›n› egemenlefltirme sürecidir. Egemenler bu süreci kendileri için iflletip ezilenleri d›fllarlar. “Ayaklar›n bafl olmas›n›n
k›yamete” yorulmas› da bundand›r.
gerçekleflmeye bafllad›¤›n› ö¤renmifl bulunmaktay›z. Golan Tepeleri’nin gündemde olmas› Suriye’nin flart›n›n kabul gördü¤üne yorulabilir. Zira ‹srail bunu gündeme almakta neredeyse kesin bir kararl›l›¤a sahipti. Tepeleri
terk etmesi ise beklenmeyecek kadar büyük
bir geri ad›md›. ‹srail aç›s›ndan gündeme getirip, hatta karar da al›p uygulamamak tutumu
flafl›rt›c› olmayacakt›r. Ancak gene de sözü edilen geliflme Suriye’nin tavr›n›n netleflmesi bak›m›ndan pek önemlidir. Golan Tepeleri’nin
terk edilmesi karfl›l›¤›nda Suriye’den beklenenler bölgedeki geliflmeleri belirleyecektir.
Suriye’den beklenen sadece Lübnan’daki
siyasi krizdeki sorumlulu¤una son vermesi de¤il, bundan daha da önemli olarak ‹ran’›n yaln›zlaflmas›na tam destek olmas› ve bölgedeki
emperyalizme-Siyonizm’e direnifl odaklar›na
deste¤ini çekmesidir.
Golan Tepeleri’nde iflgalin sona erebilece¤ine dair haberler hiç kuflkusuz pek mümkün
olmayan “yeni” bir “bar›fl” hayali olarak yorumlanmaktad›r. Kimileri ‹srail’in böyle bir
ad›m atamayaca¤›ndan emin davranmaktad›r.
Ne var ki bu yaklafl›m “‹ran’›n göz göre göre
nükleer silaha sahip olmas›na izin vermeme”
hikayesini yeterince önemsemeyen bir içeriktir. ‹ran’a sald›r› olas›l›¤› varl›¤›n› güçlü bir flekilde korudu¤u sürece ‹srail bu gibi ad›mlar›
atmakta sonuç olarak tereddüt etmeyecektir.
Kaba bir ifadeyle “kaz gelen yerden tavu¤u
esirgemeyecek”tir.
‹lkin söz konusu haberin içinde TC’nin arabulucu olarak konumland›¤›n› hat›rlayal›m.
Türkiye’nin “dinci” hükümeti, “Müslüman”
Baflbakan› Suriye’yi ‹ran’a karfl› oluflturulmakta
olan Arap-‹srail Koalisyonu’na katmak için
az›msanmayacak bir çaba içerisinde! Elbette,
biliyoruz bu bir devlet politikas›, hükümetleri
aflar. Gerçi hükümetleri aflmayan ne kald› ya
da ne var ki memlekette!
‹kinci olarak da “Golan Tepeleri’nin terk
edilmesi karfl›l›¤›nda Suriye’ye dayat›lan›n Ortado¤u’nun istilas›na kap›lar› açmas› oldu¤unu
unutmayal›m. ‹srail’in Hizbullah’› ezmek ve Suriye’yi dize getirmek amac›yla gerçeklefltirildi¤i Lübnan’a sald›r›dan sonra bu en önemli
hamledir. TC öteden beri diplomasinin hayata
geçmesini savunuyordu ve flimdi diplomasinin
arac›l›¤›n› yürütmektedir.
TC bu içerikteki görüflmelere arabuluculuk yapmakla övünmektedir. D›fliflleri Bakan›
Ali Babacan, ‹srail D›fliflleri Bakan› Tzipi Livni
ile Suriyeli yetkililer aras›nda “Müslüman dost
ülke” imaj›n› kullanarak ‹ran’› yaln›zlaflt›rman›n,
Hizbullah’› etkisizlefltirmenin, Hamas’› Mahmud Abbas’a mahkum etmenin yolunu döfleyecek! Övünülen arabuluculuk ABD ve ‹srail’in bölgeye dönük iflgalci ve sömürgeci politikalara aç›k destektir. Halk›m›z bunu ö¤renmelidir.
Suriye’yi Annapolis Zirvesi’ne kat›lmaya ikna etmek için bask› uygulayan, Golan Tepeleri’nin karfl›l›¤›nda ABD ve Siyonizm’e karfl› direnifl odaklar›n›n tasfiyesini öngören bir anlaflmaya arabuluculuk yapan bir devlet ne halk›n›n
ne de Ortado¤u halklar›n›n ç›kar›n› savunuyordur. Bu gibi arabuluculuklar sözde bar›fl
ad›na büyük sald›r›lara destekten baflka bir fley
de¤ildir. ‹srail’in Golan Tepeleri’ndeki iflgale
son vermesinin baflka bir izah› mümkün müdür?
İşçi-köylü 10
Enternasyonal
30 Mayıs-12 Haziran 2008
Filipinler halk›n›n büyük evlad›
Crispin Beltran “Ka Bel”i kaybettik!
Sen art›k her da¤›n bafl›ndan d
ünyaya
gülümseyeceksin Ka Bel yoldafl
!
Bir gün gidersen e¤er
K›nal› bir kufl getirir haberini.
Bir gün gidersen e¤er
Kar tanelerinden anlar›m, gitmiflsin
FKP’nin kurucu önderlerinden
olan ve Sison’un son nefesine kadar halka hizmet eden bir kahraman olarak tan›mlad›¤› Ka Bel için
iflçi s›n›f›n›n kahraman› ve yaflayan
efsane gibi adland›rmalarda da bulunulmaktad›r. Mütevazili¤i ile herkesin sevgisini kazanan Ka Bel,
tüm yaflam›n› devrime adayarak
çok farkl› alanlarda farkl› kitlelerin
aras›nda baflar›yla mücadelesini
sürdürmüfl, “halka hizmet” fliar›n›
her alanda büyük bir özveriyle yerine getirebilmifltir. Zaman›n zorlu
testinden baflar›yla geçen Ka Bel
her türlü adaletsizli¤e karfl› militan
mücadelede sembol haline gelmifl,
yaflam›n› Filipinler’de demokrasi,
sosyalizm ve ulusal kurtulufl ve
dünya halklar›n›n ve enternasyonal
proletaryan›n adaletli ve eflit bir
dünyada yaflama mücadelesine
adam›flt›r.
“Mücadele
devam ediyor”
‹flçi s›n›f›n›n ve Filipinler halk›n›n büyük
kahraman› ve büyük enternasyonalist Crispin Beltran“Ka Bel”, 75 yafl›nda aram›zdan
ayr›ld›. Evinin çat›s›n› tamir ederken 10
metreden düflen Beltran bu talihsiz kazan›n
ard›ndan kald›r›ld›¤› hastanede kurtulamam›fl ve 20 May›s’ta hayat›n› kaybetmifltir.
Filipinler halk›n›n ulusal ve sosyal
kurtulufl mücadelesine 60 y›l› aflk›n
süre boyunca hizmet eden ve halk
aras›nda “Ka Bel” ismiyle tan›nan
Beltran yabanc› ve iç sömürücülere
ve zalimlere karfl› militan mücadelenin önderleri aras›nda yer alm›flt›r. 2.
Emperyalist Paylafl›m Savafl› s›ras›nda Japon
iflgaline karfl›
gerilla
Bir gün gidersen e¤er namludan ç›kan
mermi h›z›yla
Gelirim sana
Bir gün gidersen ve günefl do¤mam›flsa
o gün
Anlar›m gitmiflsin o zaman.
Yüre¤inde atefl
sevdanda türkü
kavganda s›k›l› yumru¤u olurum yoldafl›m
!
kuvvetlerinde kurye görevini üstlenen Ka
Bel, ard›ndan taksi floförlerinin örgütlenmesinde, militan iflçi federasyonlar›n›n kurulmas›nda yer alm›fl, Markos diktatörlü¤üne
karfl› savaflm›fl, siyasi tutsakken zindandan
kaçmay› baflarm›fl ve k›rsala giderek gerilla
olarak iflçi ve köylülerin örgütlenmesi çal›flmalar›na kat›lm›flt›r. Ard›ndan KMU (1 May›s Hareketi Sendikas›) baflkanl›¤›n› üstlenmifl ve Filipinler Meclisi’ne seçilerek çok
farkl› alanlarda iflçi s›n›f›n›n ve halk›n ç›karlar›n› savunmufltur. 2001 y›l›nda Halklar›n
Uluslararas› Mücadele Ligi (ILPS) Baflkanl›¤›na seçilen Ka Bel uluslararas› anti-emperyalist mücadelenin geliflmesine de büyük hizmetlerde bulunmufltur.
Ezilen kitlelerle ve emekçilerle s›k›
ba¤lar kuran Ka Bel, bir önderin halk›n sevgi ve sayg›s›n› nas›l kazanabilece¤ini yaflam›yla göstererek önderlik
yöntemlerine muazzam katk›lar sunmufltur. Ezenlere ve sö-
Ço¤u zaman bir yoldafl›m›z› kaybetti¤
imizde, onunla ne
kadar çok sohbet etmek istedi¤imizi
düflünürüz ve
gerçek hayatta buna ne kadar az imk
an buldu¤umuzu söyleriz. Ka Bel yoldafl, bu insanlar
dan bir tanesiydi.
Seninle ilk tan›flt›¤›m›zda Atatürk Hav
aliman›’nda elimi
s›k›p “merhaba, sizlere Filipin
ler’den s›cak
selamlar getirdim” demifl ve kuc
aklam›flt›n. Vedalaflt›¤›m›zda ise yine “ülkeme
sizlerden çok
selam götürece¤im ve burada
verdi¤iniz zor
ama anlaml› mücadeleyi anlatac
a¤›m, sadece herhangi bir mücadele de¤
il, yoldafl mücadelesi” sözlerini sarfetmifltin, bir
de flunu eklemifltin; “‹ki ayr› toprakta verdi¤i
miz mücadeleyi y›llard›r bilmekteyiz, anc
ak gelip görmek çok ayr› bir duygu ve bun
u hiçbir zaman unutmayaca¤›m”. Ne kadar
do¤ruydu sözlerin, do¤ruydu, çünkü mücadelem
iz enternasyonaldi, do¤ruydu, çünkü bizi birlefltire
n enternasyomürenlere karfl› tavizsiz durunal ideolojimizdi.
fluyla ve derin s›n›f kiniyle ör- ‹nsan bu dünyada
yapt›klar›yla an›l›r ve hat›rlat›l›r. Baz
›
nek olmufltur.
insanlar vard›r, öldüklerinde ülke ve
dünya durur,
toprak a¤lar ve topra¤a gömüldükler
Ka Bel zor zamanlarda do¤ru ve
inde üzerine
dökülen gözyafllar›ndan yeni bir tohu
kararl› durufllar sergileyerek de
m filizlenir ve
büyür. Çünkü onlar, insanl›¤›n kurtulufl
güçlü bir önder oldu¤unu kan›tlamücadelesinin neferleridirler. Sadece kendileri
m›flt›r. 1990’lar›n bafllar›nda iflçi haiçin de¤il, bütün emekleriyle insanl›k için yaflarlar
reketini pasifize edip sa¤c›laflt›rmak
. Sen de öyleydin Ka Bel yoldafl, küçük yafltan itiba
isteyenlere karfl› net bir durufl serren düzene isyankarl›¤›n ve direngenli¤in ile öne
gilemifl ve iflçi hareketinin do¤ru
ç›k›yordun. Bu
yap›nla birçok insana örnek oldun.
hatta devam etmesine emsalsiz
‹flçi s›n›f›n›n örgütlemelerinde en ön
katk›larda bulunmufltur.
saflarda halk›n›n
ba¤›ms›zl›¤›, demokrasi mücadelesi
veriyordun. SeSon y›llarda ise Anakpawis
ni ne zaman görsem heyecanl› hey
ecanl› kaç tane
(Ezilen Kitleler) partisinin
greve kaç tane eyleme kat›ld›¤›n› anla
t›rd›n. Ülkebaflkan› olarak Temsilciler Mecmize geldi¤inde Tuzla’da iflçilerin önü
nde yapt›¤›n
lisi’nde iflçi-köylü ittifak›n› gelifltirbir konuflman›n ard›ndan “evet, bura
s›
güzel” demek için çaba harcam›flt›r.
mifltin. Yapt›¤›n ajitasyon konuflmadan
sonra sana
“bizim sendika temsilcilerimiz bura
Ka Bel enternasyonalist bir
da böyle konuflma yapsalar, dava aç›l›r belki de hap
devrimci olarak dünya çap›ndaki
ishaneye giderler” demifltim, sen de gülerek, “öy
anti-emperyalist hareketin de
ledir yoldafl,
faflizm budur! Ben de kendi ülk
içinde yer alm›fl ve birçok uluslaemde böyle
konuflsam beni de tutuklarlar.
raras› örgütte yöneticilik yapm›flOnun için sizin oraya gelmeniz gerekiyor”
t›r. Ka Bel’i “yaln›zca” Filipinfleklinde espri
yapm
›flt›n.
ler’deki grevlerde, flehirlerdeki
kitlesel eylemlerde, meclis kori- Sen son nefesine kadar dava ve ilkelerine ba¤l› bir
insan olarak her bir k›z›l militan için
dorlar›nda, k›rsalda de¤il ayn› zaörnek teflkil ettin ve düflman aç›s›ndan da “k›rm›z
manda Hong Kong’da Dünya Ti›” tehlike oluflturd
un. Bofluna seni defalarca tutuklamad›la
caret Örgütü karfl›t› eylemlerr ve sana suikast girifliminde bulunmad›lar
de, Kanada’da Asya-Pasifik Eko. Sadece verdi¤in mücadeleden dolay› de¤il, kiflili¤in,
nomik ‹flbirli¤i Örgütü karfl›t›
dürüstlü¤ün
ve sadeli¤in ile anacak seni proleta
yürüyüfllerde yer al›rken, binlerya enternasyonalizmi… Sözüyle ve eylemiyle ayn›
re seslenirken görmek mümyd›n.
En son tutukland›¤›nda kalp rahats›zl
kündür.
›¤›ndan dolay› Manila’daki hastaneye götürdüler seni,
seni orada görÇok küçük yaflta Japon iflgadü¤ümde, her fleye ra¤men, gözlerin
deki kavga ateline karfl› verilen gerilla mücaflinin ve coflkusunun hiç sönmedi¤ini
de görmüfldelesinde kurye olarak yer alan
tüm. Senin ölüm haberini almak hep
imizin yüre¤inKa Bel, savafl›n ard›ndan benzin
de büyük bir yara aç›lmas›na sebep
oldu
. S›n›f müistasyonunda çal›flm›fl, otobüs
cadelesinde birçok dost ve yoldafl›m
›z› kay›p edefloförlü¤ü yapm›fl, daha sonrariz… Üzülürken de elbette güçlü
olm
ak zorunda
s›nda ise taksi floförü olarak
olmam›z gerekti¤ini ve ilerlemek zoru
nda oldu¤uyaflam›n› sürdürmüfltür. 20 yamuzu bilerek hareket ederiz, çünkü
ente
rnasyonal
fl›nda taksi floförlerinin grevine
proletaryaya ve ezilen halklar ve ulus
lara sözümüz
kat›lm›fl, bu greve vahflice salvar; fiehitlerimizden devrald›¤›m›z
bayr
a¤› yukar›
d›ran polis 3 emekçiyi katlettafl›yaca¤›z!
mifl, onlarcas›n› yaralam›flt›r. Sen
art›k her da¤ bafl›ndan dünyaya gülü
mseyeceksin,
O günden bu yana Ka Bel iflçi
savaflan her k›z›l militan›n tetikteki nam
lu h›z›yla sals›n›f›n›n saflar›ndaki mücadetanat›n› y›kmada yer almaya devam
ede
ceksin. Filesini sürdürmüfltür.
ziksel olarak bizden ayr›ld›n, ama kavg
am›zda, yüre ¤imizde ebediyen yaflayacaks›n!
Taksi fioförleri Birli¤i ör(Bir yoldafl›n)
gütünün kuruluflunda yer alan
Ka Bel 1955-63 aras› bu örgütün baflkanl›¤›n› üstlenmifltir. Ard›ndan iflçi hareketinin di¤er önemli önderleriyle birlikte Filipinler ‹flçi Konfederasyonu’nun
örgütleniflinde yer alm›fl ve 1963-1972
y›llar› aras›nda baflkan yard›mc›l›¤› görevini yerine getirmifltir.
Cuntan›n bask›c› koflullar› alt›nda Rizal flehrinde Sendikalar Federasyonu’nun
ve Filipinler Ulusal ‹flçi Örgütü’nün kuruluflunda yer alm›flt›r ve KMU’nun
1980’de kurulufluna kadar bu örgütlerde
mücadelesini sürdürmüfltür. 1980’lerde
KMU’nun üye say›s›n› 100 binden 500 bine ç›karmas›na emek vermifl ve KMU’nun
Markos diktatörlü¤ünün faflizmine karfl›
halk›n mücadelesini birleflmesinde ve güçlenmesindeki katk›lar›nda önderlik düzeyinde yer alm›flt›r.
Markos’un 1982 A¤ustos’unda gerçeklefltirdi¤i darbeden sonra Ka Bel ilk tutuklananlar›n aras›ndayd›. 1984 Kas›m’›nda
hapishaneden firar eden Ka Bel k›rsalda
gerilla olarak mücadelesini sürdürmüfltür.
1987’de KMU Baflkan› Olalia’n›n vahflice
katledilmesinin ard›ndan Ka Bel KMU’nun
baflkanl›¤›n› üstlenmifl ve 2003 Mart’›na kadar KMU’nun baflkanl›¤›n› sürdürmüfltür.
1987 y›l›nda Bayan Partisi’nin listesinden senatör olmak için aday olan Ka Bel’in
1.5 milyondan fazla oy almas›na ra¤men seçim hileleriyle senatör olmas› engellenmiflti.
Toplumun farkl› kesimlerini temsil eden
örgütlerin oluflturdu¤u Yeni Yurtsever ‹ttifak (BAYAN) örgütünün Ulusal Konsey
üyeli¤ine 1985 y›l›nda seçilen Ka Bel 199399 y›llar› aras›nda bu örgütün baflkanl›¤›n›
da üstlenmifltir.
2001-2003 y›llar› aras›nda “Önce Halk”
Partisi’nin baflkan yard›mc›l›¤›n› yapan Ka
Bel ayn› zamanda partinin Temsilciler Meclisi’ndeki 3 üyesinden biriydi. 2004 y›l›nda
Anakpawis Partisi’nin listesinden yeniden
Meclis’e girerek iflçilerin, köylülerin, kent
yoksullar›n›n ve ezilen di¤er kitlelerinin
temsilcisi-sesi olmaya devam etmifltir. Ka
Bel 2007 y›l›nda da ayn› partiden meclise
girmeyi baflarm›flt›r. Meclis’te yer ald›¤› süre boyunca iflçi s›n›f›n›n, halk›n, özellikle de
marjinal kesimlerin haklar› do¤rultusunda
ve yurtsever duygularla çok say›da yasa tasla¤› haz›rlam›fl ve meclisin en aktif üyeleri
aras›nda yer alm›flt›r. Meclis üyeli¤i s›ras›nda “Y›l›n Filipinlisi” ödülünü alan Ka Bel
ayn› zamanda 2002-2005 döneminde “En
Sayg›de¤er Meclis Üyesi” ödülünü de alm›flt›r. Bu ödüllerden de anlafl›laca¤› üzere
halk›n büyük sayg› ve sevgisini kazanan Ka
Bel karfl›s›nda Arroyo yönetimi paniklemifl
ve 2006 fiubat’›nda sa¤l›k sorunlar›na ve yafl›na ra¤men Ka Bel’i sahte belgelerle darbe
planlamak iddias› ile tutuklatt›rm›flt›r. 1.5 y›l
hapiste kalan Ka Bel hakk›ndaki delillerin
yetersizli¤inden ve halk›n artan tepkisinden
kaynakl› serbest b›rak›lm›flt›r.
FKP’nin kurucu önderlerinden Sison’un
son nefesine kadar halka hizmet eden bir
kahraman olarak tan›mlad›¤› Ka Bel için iflçi
s›n›f›n›n kahraman› ve yaflayan efsane gibi
adland›rmalarda da bulunulmaktad›r. Mütevazili¤i ile herkesin sevgisini kazanan Ka Bel
tüm yaflam›n› devrime adayarak çok farkl›
alanlarda farkl› kitlelerin aras›nda baflar›yla
mücadelesini sürdürmüfl, “halka hizmet” fliar›n› her alanda büyük bir özveriyle yerine
getirebilmifltir. Zaman›n zorlu testinden baflar›yla geçen Ka Bel her türlü adaletsizli¤e
karfl› militan mücadelede sembol haline gelmifl, yaflam›n› Filipinler’de demokrasi, sosyalizm ve ulusal kurtulufl ve dünya halklar›n›n ve enternasyonal proletaryan›n adaletli
ve eflit bir dünyada yaflama mücadelesine
adam›flt›r.
Marksizm-Leninizm-Maoizm’e tüm kalbiyle ba¤l› olan ve Filipinler Komünist Partisinin Merkez Komitesi üyesi olan Ka Bel’in
s›kça tekrarlad›¤› gibi “Mücadele devam
ediyor!”
İşçi-köylü 11
30 Mayıs-12 Haziran 2008
… Yine bir telafl, bir heyecan ve
canl›l›k esintisi yerini güçlü bir rüzgara
b›rak›yor. Aylar önce ayr›lm›fl olan
baflka bir gerilla grubu da nihayet karargaha dönüfl yapt›. Sar›lmalar, kucaklaflmalar öylesine duygulu ki... Evet
son grup da gelmiflti. Hep birlikte geçirilen k›fl üslenimi sonras› ayr› ayr›
alanlara yol alm›flt›k. Her grup düfltü¤ü yollara umudu tafl›yacakt›.
***
Bir ay kadar zaman geçmiflti. M›nt›ka gruplar›n›n faaliyetlerindeki kimi
geliflmeler yans›yordu. Düflman›n kapsaml› yönelimleri buna iflaretti. Nafile
yine de Partizan yürekler inad›na kitlelere gitmekten geri durmad›.
3. M›nt›ka Gerilla Grubu da kendi
faaliyetleriyle h›zl› bir koflturmaca
içindeydi. Gerilla grubunun öncüsü
R›za (Bülent Ertürk) yoldaflt›. Randevuya giden birim görev için haz›rl›klar›n› yapm›fl yola koyulmufltu. Randevu alan›na gelince R›za öncülü¤ünde
d›¤› bir çat›flma esnas›nda gruptan kopuyor, tek kal›yor. Dört gün dört gece durmadan yürüyerek muhtemelen
tahmin etti¤i ve bulaca¤›n› umdu¤u
alana gelerek 3. M›nt›ka’ya tesadüfen
ulafl›yor.
Zaman ak›p gidiyordu. Görevler
yap›l›yor, kofluflturmaca devam ediyordu. Ve gerillan›n aya¤›n› prangalayan k›fl mevsimi yaklafl›yordu. 3. M›nt›ka güçleri de di¤er m›nt›kadakiler gibi geçen 3-4 ay›n özlemleriyle buluflma günlerini büyük bir sab›rs›zl›kla
bekliyordu. Ancak 3. M›nt›ka güçleri
yaflanan kimi aksiliklerden kaynakl› k›fl
dönemini bulundu¤u alanda geçirecekti. ‹flte bu gerillan›n duymak istemedi¤i bir geliflmeydi. Gerillalar genelde k›fl› beraber geçirirlerdi. Bar›nak
ortamlar›n›n canl›l›¤› bundand› ve onca emek, çal›flma sonunda biraraya gelememenin hüznü büyüktü. Ancak
m›nt›ka güçleri gelen k›fla karfl› haz›rl›k
yapmal›yd›. Canla-baflla çal›flarak ta-
l› henüz k›sa bir
zaman geçmiflti bir anda silah sesleri....
Telsizden hemen girildi cevap veren yok! Gerilla birli¤i hemen mevzilendi. Çat›flma çok k›sa sürdü. Hakim
bir yere çekilinmeliydi. ‹ki yoldafl buluflma noktas›nda kalarak grup uygun
bir alana çekildi. Etrafta farkl› bir fley
yoktu, çat›flma durmufltu. Sessizlik bir
an hakim olmufltu. Zaman ne kadar da
yavafllam›flt›, ilerlemek bilmiyordu.
Oysa nas›l da h›zl›yd›, ak›p gidiyordu.
Derken telsizden bekleyen birim sorumlusu konufltu; “‹ki yoldafl da geldi.
Durumlar› a¤›r, yard›m gerekiyor”. Bu
inan›lmaz bir sevinçti gerilla için. Hemen afla¤›ya at›l›nd› ve yoldafllar›n oradan uzaklaflt›r›lmas›na giriflildi. Böyle
anlarda bir baflka olur partinin çocuklar›. Difle difl inada inat çeker al›rlar
yoldafllar›n› oradan. May›s’›n 21’iydi,
derhal savunma al›narak yaral›lara yo¤unlafl›ld›. R›za ve Duran yoldafllar afl›r› kan kay›plar›na ra¤men kendilerini
yoldafllar›n›n bekledikleri yere kadar
zorlam›fl ve baflarm›fllard›r. Gelir gelmez kendi durumlar›ndan ziyade faaliyetini anlatmaya çal›flarak “yoldafl depo patlam›fl düflman bafl›na pusu at-
gözleri yuvalar›na
çekilmifl, rengi iyice solmufltu. Yoldafllar komutan›n kolunu tutarak olanca
gücüyle “yoldafllar bizi b›rak›n, birazdan düflman yüklenecek, gidin” dediler. B›rakmak, hem can›n›, bir parçan›,
yüre¤ini, mümkün mü bu? Hay›r, zaten takibe bafllam›fllard›, bulurlard›
ama iyi bir yer bulup gizlersek sonradan alabilirdik. Komutan “Hay›r devam edece¤iz, az kald›. Direncinizi yitirmeyin” deyip devam etti. Düflman›n
farkl› yönlerdeki takviye gücü gelmeye
bafllam›flt›. Duran yoldafl iyice bilincini
kaybetmiflti. T›rman›fl bitmiflti. Biraz
da yan yan yol al›n›rsa art›k yeni bir
fleyler yap›labilirdi. K›sa bir moladan
sonra yeniden yola koyulundu. Yaral›lar›n “b›rak›n” ›srarlar› sürerken yoldafllar›n duygular› daha da kabar›yordu. ‹lk temastan sonra bir buçuk saat
geçmiflti. Gidifl yönü kontrol edilip
zorlu yürüyüfle devam edildi. Tam bu
esnada düflman›n z›rhl› araçlar› geldi
ve ikinci temas bafllad›. Z›rhl› karfl›s›nda etkili olacak bir silah›n olmay›fl› ve
yaral›lar›m›z›n durumu çat›flmay› etkiledi. Arazinin sarp, kayal›k olmas› ise
ayr› bir dezavantaj oldu. Bir anda
amans›z bir çat›flma bafllad›. Z›rhl›ya
yönelik her ne kadar ferdi silahlarla
müdahale edilse de ilk anda etkili olmad›. Bu esnada derhal yaral›lar ç›ka-
r›lmal›yd›. R›za yoldafl› tafl›yan yoldafl
hemen s›cak temas ortam›ndan yoldafl› ç›karm›fl fakat Duran yoldafl ise ç›kart›lamam›flt›. Yoldafl att›¤› sloganlarla çat›flan yoldafllara güç vermeyi elden b›rakmad›. Ve orada Bektafl Yaylas› E¤ricek mevkiinde 21 May›s günü
Karadeniz’in sular›na rengini verdi.
Grup toparlanmaya ve yeniden manevra yapmaya yöneldi. R›za yoldafl
ikinci çat›flma seyrinde arazinin kötü
flartlar›ndan dolay› yine kan kayb›na
maruz kald›. Düflman›n yo¤un sald›r›lar›na ra¤men çok az da olsa temas
alan›n›n d›fl›na ç›k›labildi. Düflman›n
psikolojik sald›r›lar›na karfl›l›k silahlar›n ve sloganlar›n yank›s› susmad›. R›za yoldafl art›k ayakta duram›yordu ve
konuflmas› güçleflmiflti. Helikopter
destekli alana y›¤›nak sürüyordu. R›za
yoldafl› saklamak ve ilk müdahaleyi yap›p b›rakmak gerekiyordu. Çok zordu
bunu yapmak. Herkes ilk defa böyle
bir fleyi yafl›yordu. Belki bunun bilincinde olunabilir ama yaflam an› tarif
edilemez. R›za yoldafl “Yoldafllar beni b›rak›n, bir daha çat›flmaya
girmeyin, hemen uzaklafl›n buradan. Yoldafllara selam söyleyin”
deyip kendinden geçmiflti.
R›za’n›n ifadeleri herkesi allak bullak etmiflti. Karar verildi. Yaralar›na
müdahale edildi, sar›ld› ve üzeri örtülerek yan›na yiyecek ve tabanca b›rak›larak ayr›lma an› geldi. Her yoldafl
aln›ndan öperek gözyafllar› aras›nda
yola ç›kmaya bafllad›. Gerilla grubu
ömrünün en zor olan›n› istemeyerek
de olsa yap›yordu. Geride kalan de¤il
ya da yitip giden de¤il ama hayatta kal›p da onu yaflayanlar için daha zordur
böylesi fleyler.
21 May›s, iki can yoldafl›m›z,
Partizan›m›z en güzel an›ndayken
duygular›n, beklentilerin flehit düfltüler. Çok fleyler b›rakt›lar ard›ndan.
Parti ruhunu, s›n›f kini ve donanm›fl,
bilenmifl kavga tavr›n› sergilediler.
Ölümü öylesine hiçe sayarlar ki yoldafllar›na direnç kayna¤› oldular. Feda
ruhunu May›s tad›nda yaflatt›lar. R›za
yoldafl›n en güzel düflüydü yoldafllar›na kavuflmak ama asla tereddüt etmedi yaral› haline, kavuflamama kayg›s›na
kap›lmad›. Giderken bile selams›z koymad› yoldafllar›n›. Duran yoldafl sloganlar›yla partiyi hayk›rd› ve inanc›n,
ba¤l›l›¤›n 盤l›¤›n› yayd› Karadeniz’in
coflkun sular›na, sarp vadilerine.
***
R›za yoldafl iki y›ll›k gerilla yaflam›nda att›¤› ad›mlarla ve önüne koydu¤u hedeflerle örnek bir yoldafl olmufltur. Halka adanm›fll›¤›n ruhunu
hissettirdi d›fl›ndakilere. Parti denince
akl›na ilk gelen fley mücadele için büyük-küçük her türden görevi yapmak
olurdu. Çal›flkanl›¤›, özverisi ve hesaps›z-ç›kars›z düflünüflü onun en önemli
özellikleriydi. Düflman kafas›nda aç›k
ve netti. Yoksullu¤u, ezilmiflli¤i yaflam›fl, eme¤in bilincinde oldu¤undan sahiplenme yönü geliflkindi. Maddi-manevi her de¤ere yaklafl›m›nda tafl›d›¤›
hassasiyet, duyarl›l›k ve kat›l›m en güzel göstergesiydi.
Duran yoldafl dört y›ll›k gerilla yaflam›nda en çok yoldafllara olan ba¤l›l›-
durufl konusunda olmas› gereken yerde
olmamas›d›r. Günümüz aç›s›ndan bu
durufl kendisini flu ana özelliklerle d›fla
vurmaktad›r: Zihinsel olarak tembel, yani soru sorma ve çözümleme gücü zay›flam›fl, bedel ödeme
ve at›lganl›kta tereddütlü, kazanma bilinci ve moral gücü sars›larak
gerilemifl bir devrimci gerçekli¤i.
Elbette ki, bu tablo bir sürecin ürünüdür. Ve bu durum iç ve d›fl nesnel
koflullardan ba¤›ms›z olarak da ele al›namaz. Bu bir. ‹kincisi; bunu de¤ifltirmek
bizim elimizdedir. Çünkü; art›k ufukta
s›n›f mücadelesi alanlar›nda lehimize ortaya ç›kan iflaretler vard›r. Israrl› ve militanca yürütece¤imiz devrimci çabalar›n karfl›l›¤›n› düne göre daha h›zl› bulman›n koflullar› art›yor. Yeter ki sorunlar›n çözümüne hizmet etmeyen eski
olumsuz al›flkanl›klar›m›zdan kurtulma
becerisini gösterelim.
Bugün aç›s›ndan bakt›¤›m›zda günün
sorunlar›n› anlamak için s›n›f savafl›m›n›n
yasalar›n› kavramaya, tarihi tecrübelerden ö¤renmeye çal›flmal›y›z. Yani devrimci ve komünist partilerin mücadele
tarihlerinde karfl›laflt›klar› sorunlar›, çö-
züm yöntemlerini incelemeliyiz. Devrimleri zafere götüren iç ve d›fl nesnel
koflullar› iyi tahlil etmeliyiz. Çünkü tüm
bu bilgilerden yoksun, donan›ms›z bir
tarzla has›mlar›m›z›n bize karfl› yürüttü¤ü sald›r›lar› püskürtemeyiz. Geri kitlelerin beyinlerinde yaratt›klar› karanl›k
tabloyu ayd›nlatamay›z; zorbal›kla yüreklere sald›klar› korkular› silemeyiz.
Ayd›nlatmak için ayd›nlanmaya, korkular› yok etmek için militanca bir durufla,
söz ve eylemin uyumuna ihtiyaç vard›r.
Her devrimci militan bu sorumluluk bilinciyle görevine sar›lmak zorundad›r.
Art›k flu gerçe¤i kabul etmeliyiz: inceleme ve araflt›rmada, soru sormada henüz
zay›f›z. Zihinsel plandaki bu tembelli¤imiz analiz gücümüzü de zay›flat›yor. Bu
eksikliklerimizi görmeliyiz ve gidermek
için de devrimci bir tarzda kendimize ve
hayat›n her alan›na müdahale etmeliyiz.
fiu aç›k ki; devrimcilerin ve komünistlerin bugünkü en büyük günah›, kitleler nezdinde varolan sayg›nl›klar›n›
önemli oranda kaybetmeleridir. Bu durum kaç›n›lmaz olarak güvensizliklere;
yap›lan devrimci ça¤r›lara ileri kitlelerin
kay›ts›z kalmalar›na yol açmaktad›r. ‹flte
k›smi hareketlenmelerin oldu¤u böylesi
dönemler önümüze f›rsatlar ç›karmaktad›r. Bu f›rsatlar› do¤ru de¤erlendirmek hakl› ve meflru olan her sese ses
katmakla, kitlelerin sorunlar›na yan›t,
hakl› öfkelerine militan olmakla mümkündür. Kaybettiklerimizi ancak böyle
kazanabiliriz.
Bu konuda ‹brahimlerin, Mahirlerin,
Denizlerin pratiklerine bakal›m. Nerede bir hareket varsa onlar oradad›r. Bu
da tüm duyarl› kitleler içinde, devrimcilerin haktan, adaletten, eflitlikten yana
oldu¤u düflüncelerini gelifltirdi. Ve dolay›s›yla devrimci mücadele sömürü ve
zulme karfl› meflru bir mücadele olarak
alg›land›. Kitleler üzerinde yarat›lan
devrimci sayg›nl›k, devrimci otorite izlenen bu pratik duruflun ürünüdür. Yani hiçbir fley kendili¤inden oluflmad›. Yarat›lan her fley yo¤un bir eme¤in ve
ödenen a¤›r bedellerin sonucudur. Dolay›s›yla sars›lan otoritenin-prestijin yeniden sa¤lanmas› için her alanda yeniden militanca durufllar sergilemek
gerekir. Biz de¤iflime ve dönüflüme inanan bilimsel bir bak›fl aç›s›na sahibiz. Pekala dün olmayan bugün olabilir. Dün
geçilerek (vadinin di¤er yamac›) sabah
kahvalt›s› için mola verildi. Yap›lan
kahvalt›dan sonra yola devam edilecekti. Bundan önce, önceki y›l›n bar›nak deposu kontrol edilecekti. O güne kadar herhangi olumsuz bir geliflme yans›mam›flt›, olmuflsa bile grubun
haberi yoktu. Komutanl›k bunu konuflurken R›za yoldafl kendisini önerdi.
“Ben gideyim, ne de olsa onca
eme¤im var o deponun üzerinde.” Ayn› flekilde Duran yoldafl da
devreye girerek gitme talebini bildirdi.
‹ki yoldafl da o çal›flman›n bütün sürecinde yer alm›fllard›. Ve bir k›fl, güçlerimizin üslenimi aç›s›ndan önemini
görmüfllerdi. K›vançl›yd›lar. ‹ki yoldaflla gereken konuflma yap›larak göreve
gönderildi. Özellikle üzerinden geçen
zaman ve bilgisizli¤imize dikkat çekildi.
O noktay› ve çevresini iyi bildiklerinden daha emin ad›mlarla yürüdüler.
Gerilla birli¤i kahvalt› sonras› toparlanmaya bafllam›flt› ve yoldafllar ayr›la-
Bülent Ertürk (R›za-Polat) ve Murat Ar›cak (Duran) yoldafllar›n an›s›na…
Feda ruhunu
May›s tad›nda yaflayanlara
m›fl. Son anda fark etsek de temas kaç›n›lmaz oldu” demeyi elden b›rakmad›lar. Afl›r› kan kaybetmifllerdi, yaralar› a¤›rd› ve müdahalesi zor olan yerlerdeydi. Bacaklar, kas›klar oldu¤undan art›k ayakta duram›yorlard›. Özellikle Duran yoldafl daha a¤›rd›. Durumuna ra¤men “yan›t verdim yoldafl, silah›m› kulland›m ama...” sözlerini bitiremiyordu. “Beni b›rak›n, benden
bu kadar, hemen ç›k›n yoldafllar”
dedikçe kavga yoldafllar›n›n tafl›ma
h›rslar› daha da artm›flt›. Hemen uygun bir noktaya çekilip ilk müdahale
yap›lmal›yd›. Çünkü düflman kan izlerini takip edecek, b›rakmayacakt›, en k›sa zamanda takviye güçler gelecekti.
Bunun için ilk olarak k›sa da olsa alan
de¤ifltirilmeliydi. Tüm yoldafllar›n yo¤un çabalar›na ra¤men yaral› yoldafllar›n a¤›rlaflan durumlar›, al›nmas› gereken yolu iyice zorlaflt›rmaya bafllam›flt›. Buna ra¤men ilk hedef baflar›ld›. Yaral›larla kritik bir
noktan›n üzerine
geçildi.
R›za
yoldafl biraz daha iyiydi. Destekle yürütülüyordu. Kan kayb›ndan
Yeniden, yaflananlar süzüldü, elendi ve harmanland›. Ç›kar›lan dersler iyisiyle,
kötüsüyle ortaya konuldu ve tekrar yollara koyulman›n sab›rs›zl›¤› bafllad›.
2002 A¤ustos’uyla üç ayr› alana ve her biri bütünün bir görevini omuzlayarak
da¤›ld›lar. Ve bir daha buluflman›n heyecan› yeniden ayr›l›kla bafllad›. Beklentiler, umutlar her zamanki gibi canl› ve s›cak ve gerillalar koyuldular yola.
bir birim keflif için çevreye ç›k›yor.
Alan kontrol edilip uygun yerlere konumlan›l›yor. R›za yoldafl en önde ve
yol hatt›na do¤ru mevzileniyor. K›sa
bir süre sonra yoldan birileri gözüküyor. Karanl›kta gelen seçilemedi¤inden R›za emniyeti aç›k, el tetikte durumu birim komutan›na sessizce iletiyor. Tam bu esnada gelen kifli iflaret
vererek; “Ben Duran” diyor.
R›za “Nerden ç›kt› bu, ne ifli var
randevu noktas›nda? Yoksa oyun mu
bu? Duran bir ay önce 2. M›nt›ka Grubu’yla gitmiflti, nas›l geldi buraya?”
Onlarca soru gelip geçiyor. Atefl edip
etmeme aras›nda kalsa da Duran R›za’n›n sesini tan›d›¤› için üzerine do¤ru yürüyor. Ve böylesi bir anda karmafl›k duygular eflli¤inde kucaklafl›l›yor.
Evet gelen Duran yoldafl (Murat
Ar›cak). 2 . M›nt›ka Grubu’nun yafla-
sarlad›klar› geçici k›fl üslerini yapt›lar.
Böylece Seyit Külekçi Geçici K›fl
Üssü süreci bafllam›fl oldu. Çal›flkanl›¤›, becerileri ve gerçek bir sahiplenme
bilincinin davran›fl›yla sürece kat›lan
R›za yoldafl›n bu çal›flmadaki emekleri
bir baflka idi. Ekme¤ini kazanmas›n›
al›nteriyle ö¤renmiflti. Çal›flma özelli¤i, ona devrimcilik öncesi yaflam›ndan
kalm›flt›. ‹flçi olman›n kiflilik özellikleri
vard› onda. Sab›rl›yd›, mütevaziydi.
Ayn› zamanda inatç›yd›. Bu özelliklerin
iç içe geçmesi onda esasta olumlu bir
duruflu var ediyordu.
Duran yoldafl da y›llar›n tecrübesiyle bu tür çal›flmalara destek olurdu.
Gördükleri, ö¤rendikleri ve kendinde
somutlad›¤› biçimler üzerinde hareket
ederdi. Çal›flman›n her türlüsünde yer
al›r ve gücünü sonuna kadar kullan›rd›.
***
Gerilla sab›rla bekledi bahar günlerini, doldu ve taflmak istiyordu. Hiç
zaman kaybetmeden üslenim alan›n›n
kamufle haz›rl›klar› yap›ld›.
Duran yoldafl daha öncesinde
alanda faaliyet sürdürdü¤ü için daha
rahatt›. R›za yoldafl ise öncülü¤ün
avantajlar› yan›nda araziyi kavrama
özelli¤iyle ayn› özgüveni tafl›yordu.
Dolu dolu yollarda ak›yordu gerilla
grubu. Derken 2001-2002 Üslenim
Alan›’na ulafl›ld›. Belirli bir dinlenme
ve erzak temininden sonra yola devam edildi. Gerilla birli¤inin herhangi
bir a盤› yoktu. Etraf sakin görünüyordu. Yine de temkinlilik elden b›rak›lmamal›yd›. Üslenim alan›n›n karfl›s›na
Pusula
Süreci analizci tutum
ve militanca karfl›lamal›y›z!
Teori ile pratik, söz ile eylem, örgüt
ile hareket iliflkisi s›n›f mücadelesinde
asla gözard› edilmemesi gereken iliflkilerdir. Tek bafl›na birinin varl›¤› s›n›f savafl›m› için bir anlam ifade etmez. Örne¤in; pratik yaflamda hayat bulamayan
bir teorinin do¤rulu¤u her zaman tart›flmal› hale gelir. Ama bir teorinin hayat
bulmas› da örgütü ve hareketi flart koflar. Yine hareketin-eylemlili¤in olmad›¤›
bir yerde yarat›lan tüm örgütlenmeler
zay›f, karfl› sald›r›lar› gö¤üslemede de
yetersiz olurlar.
Militan örgütlenmeler, militan
prati¤in ürünüdür. Tersten ifade
edecek olursak, militan pratikler, sa¤lam ve sald›r›lar karfl›s›nda kolayca yok
olmayacak örgütlenmelerin oluflturulmas›na yol açar. Dolay›s›yla parti örgütünün olmad›¤› yerde ne güçlü bir kitle
çal›flmas›ndan ne de planl›-sistemli bir
pratikten söz edebiliriz. Kitle çal›flmas›nda, militanca bir prati¤in yarat›lmas›nda örgüt ve örgütlülük olmazsa olmazd›r. Ve tüm bunlar bize içinden geçti¤imiz sürecin zorluklar›n› aflmak için
çal›flmalar›m›zda karfl›l›kl› olarak birbirini besleyen bu temel olgular› do¤ru bir
tarzda ele alma gerçe¤ini dayat›yor.
Özellikle örgütlülü¤e karfl› isteksizli¤in,
militanca duruflta zay›fl›klar›n oldu¤u
dönemlerde, pratik hareketlili¤e ve örgütlülü¤e daha çok önem vermeliyiz.
Pratik tecrübeler bize flu gerçe¤i
gösteriyor: Devrimci çal›flmada kendi
yaflam›n› örgütlemede zaafl› olan bir faaliyetçi, kolektif çal›flmaya karfl› da gereken duyarl›l›¤› ortaya koyamaz. Yani; disiplinli çal›flma, kolektifin belirledi¤i görevleri yerine getirme çabas› eksik ve
yetersiz olur. Tabi ki bunun esas nedeni, bireyin örgütlü yaflam ve militanca
Kavga okulu
Kavgada
ölümsüzleflenler!
Naki Göksu: Malatya do¤umludur. Proletarya partisi ile 88 y›l›nda tan›fl›r. GB saflar›nda faaliyet yürütür. Bu dönemde gerillaya kat›lmaya karar verir. Haziran 91’de bir
çat›flma s›ras›nda yaralan›r. Birlikten ayr› düfler. Gitti¤i köyde düflmanla tekrar çat›fl›r ve tutsak düfler. Köylülerin gözü önünde iflbirli¤ine zorlanmas›na direnerek yan›t
verir. Bunu hazmedemeyen devlet
O’nu köylülerin gözü önünde katleder.
Y›ld›z Çiçek: 1968 Dersim
Merkez Gevrek köyü do¤umludur.
Artvin’e atanan gerilla birli¤inin komutanlar›ndand›r. 1 Haziran
1992’de fiavflat’ta bir hainin verdi¤i
bilgiler üzerine gerilla birli¤i kuflat›l›r. Say›ca ve silah gücüyle çok üstün olan düflmana karfl› saatlerce
çat›fl›rlar. Çat›flmada komutan Kinem flehit düflerken yoldafllar›
çemberi yarmay› baflarm›fllard›r.
Ahmet Karg›n: 1963 Dersim
Ovac›k Tetufla¤› köyü do¤umlu
olan Ahmet Karg›n, T‹KKO gerillas› iken Erzincan-Ergani yöresinde
konaklad›klar› s›rada bir hain taraf›ndan Haziran 92’de katledilir.
H›d›r Do¤an: Dersim Hozat
Alanc›k Köyü do¤umludur. fiehir
askeri faaliyetindeyken 1991’de gerillaya kat›l›r. 6 Haziran 92’de Dersim Limek k›rsal›nda TC güçleriyle
ç›kan çat›flmada flehit düfltü. Cenazesi halk›n yo¤un kat›l›m›yla u¤urland›.
Zülfü Y›ld›z: 1953 Elaz›¤ Karakoçan do¤umludur. Tüm MadenSen içerisinde örgütlü faaliyet yürütmüfltür. Bulundu¤u 1 May›s mahallesinde halk›n sorunlar›yla da yak›ndan ilgilenen bir kiflili¤i vard›. 12
Eylül AFC’si sonras› yaflad›¤› tutsakl›ktan sonra yurtd›fl›na ç›kar ve
orada örgütlülü¤ünü sürdürür. 8
Haziran 1993’te geçirdi¤i bir kalp
krizi sonucu yaflam›n› yitirdi.
Ramazan K›lavuz: 1959 Urfa
Siverek do¤umludur. 1975’te örgütlendi. 80 AFC’si döneminde Diyarbak›r Zindanlar›nda a¤›r iflkencelerden geçirildi. 4’ü tecritte 11
y›l yaflad›¤› zindanlarda psikolojik
ve fiziki tahribatlar nedeniyle Avrupa’ya ç›kt›. Mücadelesini burada da
sürdürdü. Ancak iflkencenin yaratt›¤› tahribat› atamayarak 3 Haziran
2001’de ‹sviçre’de intihar ederek
aram›zdan ayr›ld›.
¤›yla öne ç›km›flt›r. Duygusall›¤›, ba¤l›l›¤› ve düflmana karfl› tutumundaki
netli¤i Duran’›n özellikleriydi. Girdi¤i
birçok çat›flmada tak›nm›fl oldu¤u tav›r herkese güç vermifltir. Zerre kadar kiflisel bir kayg› gütmeksizin sonuna kadar çat›fl›r -ta ki herkes alan›n d›fl›na ç›kana kadar- ve devam ederdi.
Kitlelere gitti¤i zamanki heyecan› tarif
edilemez. Etkileyici, aç›klay›c› konuflma tarz›yla ortama canl›l›k katard›.
(Bir yoldafl›)
a¤›r aksak yürüyen, bugün ad›mlar›n›
daha da h›zland›rabilir. Yeter ki tüm
bunlar› sa¤layacak, yönlendirecek kolektif iradeyi harekete geçirmeyi baflaral›m. O zaman yaflanan de¤iflimleri
görece¤iz. Bunun için kolektif
emek, kolektif üretim ve militan
pratik olmazsa olmazd›r.
Sömürü ve zulüm düzenine karfl›
ezilenler cephesinde tepkilerin giderek
artt›¤› bu dönemde, kitleleri örgütlemek için tam da yukar›da ifade etti¤imiz
bak›fl aç›s›yla, bir duruflla gereken devrimci müdahaleyi yapmal›y›z. Bu müdahalede yöntem ve araç zenginli¤i yaratmak için daha çok çaba sarf etmeliyiz.
‹flçiye, köylüye, gençli¤e, imha ve inkâra
maruz kalan Kürtlere ve di¤er az›nl›klara yaklafl›mda yürütece¤imiz propaganda çal›flmalar›, yarataca¤›m›z örgütlenme araçlar› somut duruma denk düflmelidir. Gerçek durumla uyumlu olmayan tüm emeklerin, tüm çabalar›n sonuç itibariyle hedefine ulaflamayaca¤›
gerçe¤ini ön görmeliyiz. Bunun için analizci, tutum yarat›c› pratik, temel felsefemiz olmal›d›r. Kal›plar›n gücüne de¤il,
gerçeklerin gücüne dayanmal›y›z.
İşçi-köylü 12
Göğün yarısı
Kad›n›n ilahi mahkumiyeti
Tanr›n›n, Adem’e ilk efl olarak yaratt›¤› Lilith’i “itaatsiz, asi” olmas› nedeniyle cennetten geri al›p, “uysal, ideal efl” olarak Havva’y›
göndermesi, kad›n›n köle cinsi olarak sürecek
yazg›s›n›n ilahi iflaretiydi asl›nda! Kapitalist-emperyalist s›n›flar bugün kad›n›n bu “misyonu”nu ve eflitsizli¤ini kendinden evvel toplumsal düzenlerden devralarak, yeni boyutlar kat›p
büyüterek devam ettiriyor olma potansiyeliyle, “flehvet sektörünün” bulunmaz metas›
olufluyla toplumsal bir çürümenin bata¤›na itilmifl durumda. Art›k kad›n›n konumu, bugüne
dek hiç olmad›¤› kadar yaflan›lan sosyo-ekonominin karakterini yans›tmakta; kad›n›n yazg›s›
nefes al›nan toplum düzeninin yazg›s›yla koflullanm›fl bulunmaktad›r. Bu yüzden Pippa Bacca,
milyonlarca kad›n›n her bir k›tada yükselen
feryad›ndan birisi olmas›yla, burjuva-feodal
kültürün sahipleri, tafl›y›c›lar› ve 盤›rtkanlar›yla ortaklafla ifllenmifl bir tecavüzün, cinayetin
kurban› olarak kavranmak durumundad›r.
Kot pantolon giydi¤i için, “göz süzdü¤ü,
tahrik edici bakt›¤›” için, tecavüzcüsüne
“a¤›r tahrik olma” indirimi uyguland›¤›, tecavüze u¤rarken korkusundan sesini ç›karamayan k›z çocu¤unun tecavüz r›zal› oldu¤una kanaat getirildi¤i bu “adalet” topraklar›nda faflist,
eril siyasetin, hukukun ve dilin itinayla korunmas› tacize-tecavüze, cinayete giden yolda daha nicelerinin s›rt›n›n s›vazlanmas› de¤il midir?
Pippa Bacca’n›n hemen ard›ndan Gebze’de
“toplumsal iliflkiler” görevlisi bir polisin bir
kad›na evinde tecavüz etmesiyle beraber, kad›nlara yönelik bu sald›r›lara tepki gösteren kad›nlar›n bizzat Emniyet Müdürünce taciz edilip,
engellenmesi flimdi münferitten mi say›lmal›?
Yoksa rejimin asli refleksine bir örnek mi?
“Helga Türk erkeklerinin ateflli oldu¤unu söylüyor… Christin Türk erkeklerine bay›ld›” manfletleriyle plajlardaki turist ka-
Pippa Bacca, milyonlarca kad›n›n her bir k›tada yükselen
feryad›ndan birisi olmas›yla,
burjuva-feodal kültürün sahipleri, tafl›y›c›lar› ve 盤›rtkanlar›yla ortaklafla ifllenmifl
bir tecavüzün, cinayetin kurban› olarak kavranmak durumundad›r.
Kad›n›n durumunu
sorgulamak
rejimi sorgulamakt›r
d›nlar›n mayolu foto¤raflar›n› bas›p kad›nlara ayn› anda b›y›k buran salyal› medyac›lar›n da taciz
ve tecavüzleri k›flk›rtmaktan yarg›lanmalar›n› talep etmek çok mu safça olur? 2007 y›lbafl›nda
Taksim’de e¤lenen turistlerin toplu tacizcilerini
de bir ‹ranl›y› yakalay›p afifle ederek kurtaranlar›n ayn› riyakarlar olmas› flafl›rt›c› m›d›r?
Ülkemizde kad›n›n fliddete maruz kalmas›n›n “itaatsizlik (% 13), ekonomik sorunlar (%
14), geçimsizlik (% 6), psikolojik sorunlar (%
9), erkeklik gösterisi, güçsüzlük ya da acizlik
nedeniyle üstünlük sa¤lama (% 27)” sebeplerinden hemen hepsi egemen ideolojik/kültürel
zeminde boy vermektedir.
30 Mayıs-12 Haziran 2008
Geçen sene 72 bin 643 kad›n›n fliddete
maruz kald›¤›,
842’sinin cinayete kurban gitti¤i,
5 bin 852’sinin intihar girifliminde bulundu¤u,
1113 kad›n›n tecavüze u¤rad›¤› kay›tl›d›r.
Ancak bu sadece buzda¤›n›n görünen yüzüdür.
Taciz, tecavüz ve fliddet cehennemi çok büyük
oranda ev/akraba/çevre içinde yaflan›p, feodal
bir suskunlu¤a hapsedilmektedir. Pippa Bacca’n›n resmini büyütüp popüler bir dram hikâyesi yazan, milli bir davaya dönüfltürenlerin görünmez, sorgulanmaz k›lmak istedikleri bir cehennemdir bu. Zira bu cehennem, bu kay›t rakamlar› rejimin bakiyesidir. Kad›n›n
bu cehennem üzerine düflünmek, bu rakamlar›n anlam›n› ortaya koymak burjuva-feodal çürümüfllü¤ünü sorgulamay› getirecektir.
Mesela neden kad›nlar›n kendilerini koruyabilme ve örgütlenme haklar›n›n bast›r›lm›fl
oldu¤unu, kad›n emek gücünün neden bu denli ucuz k›l›nd›¤›n›, erkek eme¤iyle eflitsiz oldu¤unu soraca¤›z.
Kad›n›n özneleflti¤i, toplumsal kabu¤unu
çatlatt›¤› yerde mesela bir türban sorununun
kad›nlar›n tart›flmay›p din ticaretinde, egemen
s›n›f dalafl›nda malzeme oluflunun tuhafl›¤›n›
fark edebilece¤iz.
Mesela, kapitalist tüketim ve pazarlama kültürüne neden kad›n bedeninin malzemelefltirildi¤ini, bundan kâr› olanlar›n kad›n›n ezilmiflli¤i
üzerinden nas›l beslendi¤ini görebilece¤iz.
Dinsel, feodal dogmalar›n, gelenek ve tutumlar›n mutlak ve kaç›n›lmaz olarak -kad›nlar
gibi- ezilmifllerle, ikinci s›n›flarla katmanlanm›fl/eflitsizlenmifl bir toplum olmadan nas›l da
gereksizleflece¤i sonucunu ç›karabilece¤iz.
Emperyalist-kapitalist dünya düzeninin, sözde
sa¤lad›¤› özgürleflmenin asl›nda ezilmiflli¤i, katmanlaflmay› derinlefltirdi¤ini, çürüttü¤ünü; zira
“dini bütün bir Yahudi’yi gene dini bütün bir
Yahudi” yapan flartlar gibi “burjuvay› burjuva yapan” flartlar›n bu adaletsizlik üzerine kurulu oldu¤unu görebilece¤iz.
Güldünya’n›n ad›na da tahammül yok!
Devlet ve yetkilileri kad›n katliamlar›
karfl›s›nda k›l›n› k›p›rdatmazken katledilen
kad›nlar›n ard›ndan yap›lmak istenen tüm giriflimlere ise engel olmaya çal›fl›yor. Öyle ki,
Bitlisli iki kad›n namus cinayetine kurban giden Güldünya Tören’in ad›n› yeni kurduklar› bir derne¤e vermek isteyince, bafllar›na
gelmeyen kalmad›. Aile içi fliddete de maruz
kalan kad›nlar, flikayetçi olmak için gittikleri
karakolda sözlü tacize u¤rad›. Güldünya’n›n
ailesi taraf›ndan da tehdit edilen kad›nlar,
binbir güçlükle kurduklar› dernekte, ma¤dur
kad›nlar›n sesi olmaya çal›fl›yor.
Güldünya Tören, 22 yafl›ndayken “namus
cinayeti”yle yaflam›n› kaybettikten sonra Bitlis’te kurulan Güldünya Tören Bitlis Kad›n Derne¤i fliddete, namus ad›na ifllenen
cinayetler baflta olmak üzere birçok zorluk
ve engellemelere karfl› mücadele edecek yürekli kad›nlar›n ortaya ç›kmas›na da vesile
oldu. Dernek, 25 fiubat 2008 tarihinde
Güldünya’n›n 6. ölüm y›ldönümünde kuruldu. Derne¤in kurucular›ndan Riskiye
Aksoy ve Birsen Yaflar’›n yaflad›klar› ise
bir kez daha Güldünya’n›n memleketinde yaflaman›n, kad›n olman›n zorlu¤unu gözler
önüne serdi.
‘Neden o kad›n›n ismini kullan›yorsunuz?’ dediler. Bizim çok
ciddi ve kararl› oldu¤umuz
anlay›nca bu kez fliddete baflvurdular. Babam d›flar›ya ç›kmayay›m diye tüm kimliklerime el koymufltu. 1 hafta ev
hapsi uygulad›.”
“Güldünya
bizim içimizi ac›tt›”
Derne¤in Baflkan› ayn› zamanda ö¤retmen olan Birsen Yaflar, “Asl›nda bir itilmiflli¤in, afla¤›lanman›n ve horlanman›n içinde oldu¤umuzun fark›ndayd›k. Bir k›zg›nl›¤›m›z da vard›, ama yans›tam›yorduk. Kendimize bir nevi öncü ar›yorduk” dedi. Bu çeliflkileri yaflad›klar› dönemde bir kad›n derne¤inin düzenledi¤i e¤itim seminerine kat›ld›¤›n›
kaydeden Yaflar, “Güldünya bizim memleke-
timizdendi. Çok talihsiz bir olay›n kurban›
oldu. Bizim içimizi ac›tt›. Kad›n derne¤ini
kurma fikri akl›m›zdan geçti¤inde ilk akl›m›za
gelen ise Güldünya oldu” dedi. Derne¤in kurucular›ndan ö¤renci Riskiye Aksoy ise yaflad›klar›ndan yola ç›karak böyle bir dernek
kurmaya karar verdiklerini belirterek, “Güldünya bizim kanayan yaram›zd›” diye
konufltu.
Bu dönem 9 kad›n taraf›ndan dernek kuruldu. Derne¤i kurarken birçok sorunla karfl›laflan kad›nlar ilk önce ailelerinde fliddete
Ucuz iflgücü olarak görülmek...
Ucuz iflgücü olarak görülmenin, ev içindeki eme¤inin görmezden gelinmesinin yan›
s›ra emekçi kad›nlar›n ifl yaflam›nda karfl›laflt›¤› bir di¤er mesele de, kriz an›nda ya da di¤er nedenlerle iflten ilk at›lacak kesimi oluflturmas›…
‹flsizli¤in son y›llardaki rekor art›fl› kuflkusuz tüm emekçi halk›m›z›n önemli bir sorunu,
ve bu açlar ordusuna yönelik politikalar gelifltirmesi gereken de devrimci güçlerdir. Zira
Ocak 2008’de Ocak 2007’ye göre çal›flma ça¤›ndaki nüfusun 750 bin kiflinin artt›¤›, iflgücünün ise 219 bin kifli azald›¤› belirtiliyor. Yani iflgücüne dahil olmayanlar›n say›s›n›n 1 milyon
kifliye yak›n artt›¤› kaydediliyor. Ancak bu ordunun önemli ve özel olarak ilgilenilmesi gereken kesimini de kad›nlar oluflturuyor. Ev kad›nlar› say›s›ndaki y›ll›k art›fl 578 bine ulaflm›fl
durumda.
Devletin ve patron örgütlerinin verdi¤i
istatistiksel bilgilerin ne kadar do¤ruyu yans›tt›¤›n› bir yana b›raksak dahi, T‹SK’in (Tür-
kiye ‹flveren Sendikalar› Konfederasyonu)
kad›nlara yönelik verdi¤i rakamlar durumu
gözler önüne seriyor. Yapt›klar› aç›klamaya
göre kad›nlardaki iflsizlik oran› yüzde 11.2’yi
bulmufl durumda. Son bir y›lda iflsiz kalan,
yani istihdam d›fl›na ç›kart›lan kad›nlar›n yüzde 1.4’ünün yüksek ö¤renimli kad›nlardan
olufltu¤u da verilen rakamlar aras›nda.
Asl›nda bu durum, R. T. Erdo¤an’›n kad›n› kuluçka makinesi yerine koyarak 3 çocuk
do¤urmalar› gerekti¤i yönündeki muhteflem
tezleriyle de uyumlu görünüyor. Zira 3 çocuk
do¤urup onlar›n bak›m›n›n birinci (ço¤unlukla
da tek) dereceden sorumlulu¤unu alan kad›n›n ifl yaflam›nda kalmas›n›n imkan› yok. Sürekli do¤um izni alan kad›nlar› patronlar da pek sevmez. Hat›rlanaca¤› gibi Antalya’da direnifle geçen Novamed iflçisi kad›nlar›n en büyük sorunlar›ndan biri de patronun
kad›n iflçileri do¤um yapma s›ras›na koymas›yd›.
Emekçilere yönelik “‹stihdam Paketi”
olarak an›lan sald›r›da da kad›nlara yönelik
herhangi olumlu bir düzenleme, kad›nlar›
üretimin içine katma gibi bir dertlerinin olmad›¤› da geçti¤imiz günlerde onaylanan yasan›n görülecektir. Oysa yasa tasar›s›n›n
propagandas› yap›l›rken kad›nlara ve gençlere yönelik özel önlemlerin oldu¤undan bahsediliyor.
Sözlerimizi T‹SK’in aç›klad›¤› rakamlarla
bitirelim:
“- Kad›nlarda iflgücüne kat›lma oran› yüzde 24’ten yüzde 22.3’e, yüksekö¤renimli kad›nlarda yüzde 71’den yüzde 69.6’ya geriledi.
- Sanayi istihdam› bir y›lda 155 bin kifli
artt›, ancak sanayide kad›n istihdam› 25 bin
kayba u¤rad›.
- Kad›n istihdam› ekonomi genelinde 295
bin, tar›mda 363 bin azald›. Tar›m d›fl› kad›n
istihdam› sadece 65 bin artabildi.
- Kad›n iflsizlik oran› yüzde 10.9’dan yüzde 11.2’ye, genç iflsizlik oran› yüzde 20.6’dan
yüzde 21’e ç›kt›.”
maruz kald›. Dernek Baflkan› Birsen Yaflar,
yaflad›klar› süreci flu flekilde özetledi: “Ailemizden fliddet gördük. Sebeplerden bir tanesi de derne¤in Güldünya Tören an›s›na yap›lm›fl olsayd›. ‘Neden o kad›n›n ismini kullan›yorsunuz?’ dediler. Bizim çok ciddi ve kararl›
oldu¤umuzu anlay›nca bu kez fliddete baflvurdular. Babam d›flar›ya ç›kmayay›m diye tüm
kimliklerime el koymufltu. 1 hafta ev hapsi uygulad›.” Yaflar, gizlice evden ç›k›p derne¤e giderken babas› ile karfl›laflt›. Zorla eve götürülen Yaflar, “Evden ç›kt›m derne¤e do¤ru gidiyorum, babam karfl›ma ç›kt› beni zorla eve
götürdü. fiiddet uygulamaya bafllad›” dedi.
Riskiye Aksoy da fliddete maruz kald›.
“Benim a¤abeyim daya¤a meyilli. Dernek çal›flmalar›ndan dolay› tepki duyuyordu. Bir
tart›flmada ona, ‘Bana fliddet uygulayamazs›n’
dedim. Bir akflam kalk›p beni dövdü, polisi
arad›m” diyen Aksoy, fliddetin karakolda da
devam etmesini flu flekilde anlatt›: “Polisi
arad›¤›ma piflman oldum. Bu kez de kurumsal fliddete maruz kald›m. Mahallebafl› Karakolu’na gittik. Polis arac›n›n içinde a¤abeyim
beni tehdit edince, ‘Sen beni tehdit edemezsin’ dedim. Polis bana ‘sen sussana k›z’ fleklinde laflar etti. Karakolda sözsel fliddete
maruz kald›m. Bu a¤abeyimin fliddetinden
daha a¤›r gelmiflti. Savc›l›¤a ç›kar›ld›¤›m›zda
da savc›l›kta ayn› tavr› sergiledi.” Aksoy, dernekle birlikte ailelerinde de bir farkl›laflma
oldu¤unu belirtti.
Yaklafl›k 4 ayd›r kurulu olan derne¤e
flimdiye kadar 15 kad›n maruz kald›klar› fliddet nedeniyle baflvuru yapt›.
En son Gürormak ilçesinde efli ölen ve sürekli kayn› taraf›ndan tecavüz edilmek istenen
bir kad›na yard›m ettiklerini belirten Aksoy,
“Kayn› kad›n› döverek da¤a ç›karm›fl. Tecavüz
etmeye çal›flm›fl, kad›n karfl› ç›km›fl izin vermemifl. Da¤daki çobanlar kad›n› kurtarm›fl.
Biz kad›n›n baflvurusunu ald›k. Kad›na köyün
imam› iki seçenek sunmufl, ya bununla evleneceksin ya da köyü terk edeceksin. Köy korucu köyü. Kad›nla görüfltük. K›z›n›n evine s›¤›nm›flt›. K›z›n›n da durumu iyi de¤ildi. Ev tuttuk,
eflyalar›n› temin etti. 1 y›ll›k kiras› ödendi, çocuklar› sa¤l›k kontrolünden geçirildi. Okuyan
k›z›na burs ayarlad›k. Bunu yapan 3 kifli de
yarg›lan›yor” fleklinde konufltu.
Tüm engellemelere ra¤men çal›flmalar›n›
yürüten dernek yöneticilerine dolayl› yollardan Güldünya Tören’in ailesinden tehdit geldi¤i de belirtildi.
Yorumsuz...
* Van’›n Çald›ran ilçesinde hasta oldu¤u
gerekçesiyle götürüldü¤ü hastanede
do¤um yapan 12 yafl›ndaki Z.K., 5 ay
sonra kendisine babas›n›n tecavüz etti¤ini öne sürdü. ‹ddialar üzerine baba
Y.K tutukland›. Z.K. ise “koruma” alt›na al›narak Sosyal Hizmetler Kurumu’na gönderildi.
* Diyarbak›r’›n Hani ilçesinde 18 May›s’ta
‹lçe Emniyet Müdürlü¤ü’nde görevli A.
adl› bir polisin F.A. adl› genç kad›n ile
kentin ç›k›fl›nda görülmesi üzerine ç›kan olaylar›n ard›ndan toplanan aile
meclisi F.A. hakk›nda ölüm karar› ald›.
Bu iki kiflinin Hani-Dicle Karayolu üzerinde bir grup genç taraf›ndan bir araçta
uygunsuz bir flekilde görülmeleri üzerine polis memuru A. linç edilmek istenmiflti. Koruma alt›na al›nan F.A.’n›n
nerede tutuldu¤una iliflkin bilgi verilmezken, olay›n ard›ndan genç kad›n›n
aile meclisinin toplanarak, F.A. hakk›nda “ölüm” karar› ald›¤› ö¤renildi. Bunun üzerine DTP Hani ‹lçe Örgütü
devreye girdi. DTP’liler F.A’n›n ailesine ulaflarak, bunun insani bir karar olmad›¤›n› belirtti. Konu hakk›nda bilgi
veren DTP Hani ‹lçe Yönetimi Veysi
Nazl›er, olay olduktan sonra F.A.’n›n
evine gittiklerini belirterek, “Buralarda feodalizm hakim” dedi.
* Ortado¤u yolculu¤u için motosikletle
Danimarka’dan yola ç›kan ve 15 Nisan’da Türkiye’ye girifl yapan Danimarkal› kad›n turist, 10 May›s’ta Yozgat’›n Sorgun ilçesine ba¤l› Karaveli
köyü yak›nlar›nda iki kiflinin tecavüzüne u¤rad›. Yol üzerindeki bir çeflmede
mola verdi¤i s›rada 5 kiflinin sald›r›s›na u¤rayan kad›n turiste 2 kifli tecavüz
etti.
* 15 May›s günü fiemdinli’nin Tekeli (Garê) köyüne ba¤l› Günyaz› Mezras› yak›nlar›nda pancar toplarken patlay›c›
maddeye basan Nazdar Tekin (50)
isimli kad›n yaflam›n› yitirdi.
* Sivas’›n Suflehri ilçesinde bir kad›n, bir
süre önce bofland›¤› eski eflinin tecavüzüne u¤rad›¤› iddias›yla polise baflvurdu. Evine gelen eski efli S.P. ile aralar›nda tart›flma ç›kt›¤›n› ileri süren
F.D, tart›flman›n ard›ndan S.P’nin tabancayla kendisini tehdit ederek tecavüz etti¤ini söyledi.
Çantas›nda leke ç›kar›c›
tafl›yan kaç kad›n var?
Kad›nlar›n Medya ‹zleme Grubu
(MED‹Z), 14 May›s günü Reklâmc›lar Derne¤i önünde “cinsiyetçi reklâmlar›” protesto eylemi yapt›. MED‹Z, Reklâmc›lar Derne¤i önünde yapt›¤› bas›n aç›klamas› ile
“medya genelinde egemen olan cinsiyetçi reklâmlardan b›kt›k art›k” dedi.
Eylemde aç›klamay› okuyan Bahar Çelik,
cinsiyet ve cinselli¤e dair önyarg›lar üreten,
cinsiyetçi tabular› yans›tan reklâmlar görmek istemediklerini belirtti.
Kad›nlar eylemde, “Çantam›zda leke
ç›kar›c› tafl›m›yoruz”, “Reklâmlarda cinsel istismara son”, “K›zlar›m›za Barbi almayaca¤›z, kal›plara sokmayaca¤›z”,
“Dikkat emperyalizm ve sömürü içerir”,
“Eve t›k›l›p taç takaca¤›ma fabrikada
çal›fl›r bone takar›m” dövizleri tafl›d›.
Eylemde kad›nlar, çeflitli müzik aletleriyle
protestolar›n› destekleyen sloganlar att›lar.
(H. Merkezi)
İşçi-köylü 13
30 Mayıs-12 Haziran 2008
Dünya
Güney Afrika
Yunanistan’da
genel grev
yaflam› felç etti
Yunanistan’da kamu ve özel sektör
çal›flanlar›n›n gerçeklefltirdi¤i 24
saatlik genel grev ülkede yaflam›
felç etti. Yunanistan ‹flçi Sendikalar›
Konfederasyonu
(GSEE) ile Yunanistan Kamu Çal›flanlar›
Konfederasyonu’nun
(ADEDY) ça¤r›s›yla yap›lan greve, devlet daireleri, kamu kurumlar›, yerel yönetim ve banka çal›flanlar›, posta, elektrik ve su iflleri çal›flanlar›n›n da kat›lmas› hizmetlerde aksakl›klar yaflanmas›n›
beraberinde getirdi..
Sivil hava yolu tafl›mac›l›¤› ile deniz
yolu ulafl›m› çal›flanlar›n›n da greve
kat›lmas› nedeniyle, iç ve d›fl hat
uçufllar›nda çok say›da sefer iptal
edilirken, ana kara ile adalar aras›ndaki ba¤lant› koptu. Yunan devlet Radyo-Televizyon Kurumu
(ERT) teknik elamanlar› da saat
12.00-15.00 aras› genel greve destek amac›yla ifl b›rakt›. Bunun yan›
s›ra, Atina ile Pire kentlerinin de
içinde yer ald›¤› Atika bölgesinde,
devlet hastanelerinde çal›flan doktorlar›n, çal›flma koflullar›n› protesto etmek için gerçeklefltirdikleri 48 saatlik grev nedeniyle, devlet hastanelerinde yaln›zca güvenlik ve acil yard›m birimleri görev
yapt›.
Pancar iflçileri
direniflte
May›s ay›n›n ilk günlerinde greve ç›kan ‹ranl› pancar iflçileri, direnifllerini kararl›l›kla sürdürüyorlar.
Grevin 13. gününde aileleri ile birlikte fiufl kentinde bir yürüyüfl düzenleyen iflçilere verilen destekle
birlikte, yürüyüfle kat›lanlar›n say›s› 5 binin üzerine ç›kt›.
‹deoloji ve politikada uzlaflma yok...
Nepal Komünist Partisi (Maoist) Enternasyonal Büro üyesi CP Gajurel ile
NKP (Maoist)’in ‹ngilizce yay›n organ› K›z›l Y›ld›z’da ç›kan röportaja yer veriyoruz.
Kurucu Meclis seçimlerinde kazan›lan zaferin ard›ndan
ulusal ve uluslararas› alanda
NKP (Maoist)’in karfl›laflt›¤›
temel sorunlar nelerdir?
Kurucu Meclis seçimlerinin sonuçlar›n›n aç›klanmas›n›n ard›ndan
partimiz zaferi elde etmifl ve
KM’deki tek büyük parti olmufltur.
Bu yaln›zca Nepal halk›n›n zaferi
de¤ildir, ayn› zamanda dünyan›n
ezilen halklar›n›n zaferi olarak da
kabul edilmelidir. Fakat bu nihai
zafer de¤ildir ve art›k baflka mücadelelerin olmayaca¤› anlam›na da
gelmemektedir. Halen çözmemiz
gereken büyük sorunlar›m›z mevcuttur. Zaferimize ra¤men di¤er
partiler iktidar› partimize vermeye
haz›r de¤iller ve halen kimin Baflbakan ve Baflkan olaca¤› üzerine
tart›flmalar devam etmektedir. Bir
di¤er tart›flma ise temel bakanl›klar›n üç parti aras›nda nas›l paylafl›laca¤› üzerinedir.
‹kincisi, baz› güçler Maoistlerin
tek büyük parti olmas›n›, Maoistlerin seçimden zaferle ç›kmas›n› istemediler. Ve halen sorun ç›karmaya
devam ediyorlar, öncelikle hükümetin kurulmas›nda ve ikincisi hükümet olufltuktan sonra da sorunlar yaratarak Maoist hükümetin
do¤ru yönetemedi¤ini göstermeye
çal›fl›yorlar. “fieylerde, mallarda ve
materyallerde k›tl›k oldu¤u için kitlelerde memnuniyetsizlik oluflacak
ve Maoistlerin hükümeti iyi yönetemeyecekler.” Bunlar çözmemiz
gereken sorunlard›r. Fakat bizler
milyonlar›n deste¤ine sahibiz, Nepalli kitlelerin ve dünyadaki milyarlarca insan›n deste¤ine sahibiz. Bu
Bunun uluslararas› toplulu¤a verdi¤i mesaj nedir?
Evet, Rus Devrimi KM seçimleri esnas›nda gerçekleflti. Çünkü
Menflevikler ve Sosyalist Devrimciler (SD) her aflamada güçlüydüler
ve koltuklar›n ço¤unlu¤unu elde
edebiliyorlard›. Bolflevikler az›nl›kla
yetinmek zorundayd›lar.
Bu koflullar alt›nda Lenin devrimi sürdürme karar›n› verdi ve
KM’yi da¤›tt›. Çünkü sa¤c›lar ve
oportünistler kapitalist s›n›f›n temsilcileriydi, proletaryan›n yeni bir
anayasa haz›rlamas›na izin vermiyorlard› ve Bolflevik Parti için devrimin bast›r›lmas› tehlikesi vard›.
Fakat flimdi koflullar daha farkl›.
SMD sisteminde (karma seçim sis-
teminde her bölgeden en fazla oyu
alan›n kazand›¤› yöntem-çev) yar›s›ndan fazlas›n› kazanabildik. Nispi
sistemde ise ço¤unlu¤u elde edemedik ama en büyük parti olduk.
Di¤er hiçbir parti bu oy oran›na
ulaflamad›. Çünkü gericilerin, sa¤c›
partilerin ve revizyonist partilerin
kitlelere, kitlelerin ise onlara güveni yoktur. Partimiz
10 y›ll›k Halk Savafl›nda ve 19 günlük
Halk Hareketinde
temel rolü oynam›flt›r, geçmiflte k›rsalda
yeni hükümetin kurulmas›nda elde etti¤imiz deneyimler sayesinde kitlelerin
tek umudu NKP
(Maoist)’tir. Bu nedenle yeni anayasay›
yazmas› için bize oy
verdiler.
Gelecekteki
hükümetin
önünde çok say›da sorun var
ve halk NKP (Maoist)’ten oldukça umutlu. Yeni anayasada
halk›n özlem ve ihtiyaçlar›na
dönük hangi gündemler öne
al›nacak?
(…) Yeni Demokratik Cumhuriyete do¤ru yol almada baz› sorunlarla karfl›laflaca¤›z. Çünkü burjuvazi kesinlikle bu süreci sabote
etmek isteyecektir. Yenilen s›n›f iktidar› geri almak isteyecektir. ‹stedikleri zaman herhangi bir bahaneyle sorun yaratabilirler, sorun
yaratmaya müsait bir atmosfer var.
Öncelik olarak tüm sorunlara
cevap olabilmeyiz. Örne¤in ilk ola-
rak siyasi anlamda monarfliyi yok
etmeli ve Federal Demokratik
Halk Cumhuriyeti kurulmal›d›r. Ve
ikinci olarak toplumumuzun temel
ekonomik sorunlar› çözülmeli ve
yoksullu¤un üstesinden gelmeliyiz.
Kitlelerin temel ihtiyaçlar›n› karfl›lamak zorunday›z. (…)
NKP (Maoist) hükümet
olacak. Devlet ve devletleraras› iliflkilerle Komünist partiler ve örgütler aras›ndaki karfl›t iliflkileri nas›l ele alacaks›n›z?
Hükümetteyken bu iki çeflit iliflkiyi kesinlikle ele almak durumunday›z. Çünkü bizler komünistiz ve
partimiz Komünist partisidir, hedefimiz sosyalizmden komünizme geçifli sa¤lamakt›r. Hedefimizden vazgeçmedik. Bu yönde devam ediyoruz. Enternasyonalistiz çünkü komünistiz. Bu nedenle di¤er komünist partilerle iliflkilerimiz de proletarya enternasyonalizmi temelinde
olacakt›r. Hiçbir Komünist partisinin ifline müdahalede bulunmadan
proletarya enternasyonalizmi temelinde iliflkilerimizi gelifltirece¤iz.
Devletleraras› iliflkilerde söz
konusu oldu¤unda ise bar›fl içinde
bir arada yaflaman›n befl ilkesi temelinde iliflkilerimizi gelifltirece¤iz,
iki iliflkiyi bir arada sa¤laman›n büyük bir sorun olaca¤›n› düflünmüyoruz çünkü daha öncesinde iktidarda olan di¤er komünist partilerin derslerinden çok fazla fley ö¤rendik. (…) Hükümette olmak
ad›na ideolojimizi ve politikalar›m›z› uzlaflma veya pazarl›k konusu
yapmay›z.
Rusya
Moskova demiryollar›nda çal›flan iflçiler ücretlerinin art›r›lmas› talebiyle,
iki ana hatta grev yapt›lar.
Grev iflçilerin yeni kurdu¤u ve mücadeleci çizgide oldu¤u bildirilen demiryolu sendikas›n›n öncülü¤ünde
gerçeklefltirildi. Bunun bir uyar›
grevi oldu¤unu, talepleri karfl›lanmazsa tekrar greve gideceklerini
aç›klayan iflçiler, ayr›ca daha önce
üye olduklar› sermaye yanl›s› sendikayla, böyle bir grev karar› al›nmas›n›n mümkün olamayaca¤›n›n
da alt›n› çizmekteler.
Peru
Peru Maden ve Metal ‹flçileri Sendikas›’n›n ça¤r›s›yla süresiz greve giden Perulu maden iflçileri, grevlerini kararl›l›kla sürdürmekteler. Perulu madencilerin grevine hem ülke içinden hem de ülke d›fl›nden
destek ya¤›yor.
Hindistan
Sabah saatlerinden itibaren Valilik
önünde toplanarak sloganlar atan
iflçilere, göz yaflart›c› gazla sald›ran
polis, çok say›da iflçiyi yaralad›.
FHKC
militan›
flehit düfltü
Haft Tapeh fleker pancar› iflçileri, iki
ayl›k fazla mesai ücretlerinin
ödenmesini, iflçi önderlerine karfl›
aç›lan davalar›n düflürülmesini, flirketin müdür ve yönetiminin görevden al›nmas›n› ve iflçilere karfl›
aç›lan davalarda, delil üreten fabrika güvenlik flefinin, iflten ç›kart›lmas›n› talep ediyorlar. Son bir y›l
içinde üçüncü kez greve giden iflçilerin befl önderi daha 20 May›s’ta mahkemeye ç›kart›lacak. En
son geçen Perflembe günü 2000
iflçinin yapt›¤› yürüyüfle polis sald›rarak befl iflçiyi yaralam›flt›. fieker
pancar› iflçileri, grevlerini talepleri
kabul edilinceye kadar sürdüreceklerini aç›klamaktalar.
iyonist devletin kurulufl y›ldönümünü, “El Nakba”,
yani “felaket” olarak adland›ran Filistinlilerin, El Nakba gününde gerçeklefltirdikleri protestolar sürdü¤ü s›rada, 41. kurulufl
y›l›nda olan FHKC de yi¤it bir militan›n› flehit verdi.
18 yafl›ndaki Hamdi Kader,
14 May›s’ta, Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Hanun’un ‹srail taraf›ndan bombalanmas› s›ras›nda yaflam›n› yitirdi. FHKC taraf›ndan yap›lan aç›klamada, Hamdi Kader’in
iki y›l önce FHKC’ye kat›ld›¤›na
yer verilerek, yoldafllar›na ve halk›na olan ba¤l›l›¤›na vurgu yap›ld›.
S
Evrensel Bak›fl
Do¤al afetlerin yaratt›¤› “f›rsat”lar
Myanmar’da meydana gelen f›rt›nayla birlikte ortaya ç›kan felaketin çap›,
2004 y›l›n›n son günlerinde Güney Asya’y› vuran Tsunami felaketine yaklaflt›.
Yüz binin üzerinde insan›n yaflam›n› yitirdi¤i f›rt›nada, milyonlarca insan›n evsiz kalmas›, g›da ve içme suyu sorununun had safhaya ulaflmas›, bulafl›c› hastal›klar›n kol gezme tehlikesinin giderek
artmas› da, felaketin di¤er bir boyutunu
oluflturmakta.
Bu felaket de, t›pk› 2004 y›l›ndaki
Tsunami döneminde oldu¤u gibi, öncü
emperyalist güçler aç›s›ndan, bölgeye
dönük ç›karlar›n› hayata geçirmenin f›rsat› olarak de¤erlendirilmekte gecikmedi. Felaketin ilk günlerinde, yard›mlar›
“kendi elleriyle” da¤›tmakta ›srar
eden emperyalist güçler, faflist cuntan›n
ülkeye girmelerine izin vermedi¤ini gerekçe göstererek, yard›m gönderme giriflimlerini durdurduklar›n› aç›klad›lar.
sorunlar› çözece¤imiz konusunda
kendimize güvenimiz tam.
NKP (Maoist)’in KM seçimindeki zaferi proleter s›n›f›n zaferidir.
Tarihte Lenin yoldafl›n önderli¤indeki Bolflevikler KM seçimlerine
kat›lm›fllar fakat yenilmifllerdi. Bugün Nepal’de NKP (M) muzaffer
oldu.
Uzun y›llar boyunca ›rkç› “Apartheid” rejimi alt›nda büyük insanl›k
dramlar› yaflamak zorunda b›rak›lan
Güney Afrika’n›n yoksullar›, ülkede
göçmen iflçi olarak çal›flan, di¤er
yoksullara karfl› k›flk›rt›l›yor. Bu k›flk›rtmalar sonucu yaflam›n› yitiren
göçmen say›s› ise 50’yi geçmifl bulunuyor. Emperyalist-kapitalist sistemin ya¤ma ve talan› sonucu giderek
yoksullaflan Güney Afrika emekçilerine, yoksullu¤un nedeni olarak
göçmen iflçileri hedef alan propagandalar yap›lmas› sonucu ortaya
ç›kan çat›flmalar hala dinmifl de¤il.
Güney Afrika Ulusal Metal ‹flçileri
Sendikas› ve Uluslararas› Metal
Sendikalar› Birli¤i ise, olaylar›n sürdü¤ü günlerde bir aç›klama yaparak, yaflananlar›n, egemen s›n›flar›n,
dünyan›n büyük bölümünde hayata
geçirdi¤i böl-parçala-yönet politikas›n›n sonucu oldu¤unu aç›klad›lar
ve ›rkç› sald›r›lar›n son bulmas› için
çaba gösterme ça¤r›s› yapt›lar.
Oysa bölgeye giden ve geliflmeleri
kamuoyuna aktaran kimi yard›m kurulufllar›, söz konusu yard›mlar›n, Hindistan, Bangladefl ve Tayland üzerinden
ulaflt›r›lmas›n›n mümkün oldu¤unu, buralardan geçifle herhangi bir engelin bulunmad›¤›n› bildiriyorlard›.
Ancak emperyalistleri ilgilendiren
esas konu, Myanmar halk›n›n çekti¤i ac›lar de¤il, bölgedeki nüfuzlar›n› geniflletmekti. Yard›mlar› “elleriyle” da¤›tmaktaki ›srar›n ard›nda yatan gerçek neden
de yine buydu. Myanmar üzerinde hayli
bir nüfuza sahip olan Çin, yapt›¤› anlaflmalar ve yat›r›mlarla, ülkenin ham maddelerinin büyük bir bölümünü ele geçirmeyi sürdürüyordu. Bat›l› emperyalistler, felaketi f›rsat bilerek, Çin’in bu
avantaj›n› lehlerine çevirme telafl›na
düflmüfllerdi.
Yard›mlar›n engellenmesi gibi de bir
bahaneleri vard› art›k. BM’in, herhangi
Strasbourg’da ›rkç›l›¤a karfl› panel
Demokratik Kitle Örgütleri
Platformu’nun Avrupa Strasbourg
bileflenleri olan Tohum Gençlik
Evi, Yaflanacak Dünya gazetesi ve
Fransa Demokratik Haklar
Federasyonu, son dönemde artan ›rkç› sald›r›lara karfl› 18 May›s
günü bir panel örgütlediler. Panel,
18 May›s vesilesiyle 35 y›l önce katledilen ‹brahim Kaypakkaya flahs›nda demokrasi ve devrim mücadelesinde flehit düflenler an›s›na yap›lan
bir dakikal›k sayg› durufluyla bafllad›. Ard›ndan sunum yapmak üzere
s›ras›yla Yaflanacak Dünya gazetesi temsilcisine, Alsace Kürt
Evi temsilcisine ve AT‹K Konsey
üyesine söz hakk› verildi. Yaflanacak Dünya gazetesi temsilcisinin ard›ndan sunum yapan Alsace Kürt
Evi temsilcisi, “kalkan sosyal devlet
bir ülke rejiminin kendi halk›na yard›m
etmeyi ret etmesi ve/veya yap›lmak istenen yard›mlar› engellemesi, halk›na bask› uygulamas›, insan haklar›n› ihlal etmesi durumunda, “kriz bölgelerine” do¤rudan müdahaleyi öngören “koruyucu sorumluluk” olarak özetlenebilecek konseptini hayata geçirmek için harekete
geçmekte gecikmediler. ABD emperyalizmi ayn› günlerde, üzerinde, ABD Ordusu’na ba¤l› savafl uçaklar› ve helikopterler olan savafl gemilerini, Myanmar’a
do¤ru yola ç›kard›. Fransa, bir savafl gemisi göndermek için haz›rl›klara bafllad›.
“‹nsani yard›m” ad› alt›nda ülkelerin
iflgalini öngören bu BM konseptinin
özünde yatan gerçek niyete gelince; bu
niyet (bugüne kadar örne¤ine çokça
rastland›¤› gibi) kriz yaflanan ülkelerde
ortaya ç›kabilecek halk ayaklanmalar›n›n
ve özgürlük mücadelelerin bast›r›lmas›
olarak aç›klanabilir. ‹flte hem Çin hem
de bat›l› emperyalist güçler flu günlerde,
zaten uzunca zamand›r isyanlarla sars›lan ülkede, bu felaketle birlikte bu tür
ayaklanmalar›n gündeme gelebilece¤inin
ve ç›karlar›n›n tehlikeye girece¤inin hesaplar› içinde hareket etmekteler. Ayn›
yap›s›n›n sonucu olarak ›rkç›l›¤›n
yaflanan her gün ve her ortamda
hissedildi¤ine” dikkat çekti. Ard›ndan konuflan AT‹K Konsey üyesi,
›rkç›l›¤›n bir devlet politikas› oldu¤unun alt›n› çizdi. Irkç›l›¤›n salt göçmenlere özgü bir sorun olmad›¤›n›,
devlet politikas› oldu¤undan ötürü
yerli halk› da do¤rudan ilgilendirdi¤ini belirten Konsey üyesi, bu anlamda eylem birliklerine yerli kurumlar› da dâhil ederek ›rkç›l›¤a ve
di¤er sorunlara karfl› etkili tav›r
sergilenebilece¤ini söyledi.
Sunum bölümünün ard›ndan
kendi görüfllerini ve sorular›n› dile
getirmek üzere söz hakk› panele
kat›lan kitleye verildi. Ard›ndan toparlama bölümüne geçildi. Bu bölümde panelistler, temsil ettikleri
kurumlar›n bu tür eylem birliktelikzamanda Myanmar faflist cuntas›n› da bu
yönlü uyarmaktan geri durmamaktalar.
Faflist rejim bu tehlikeyi art›k daha yak›ndan hissetmifl olacak ki, geçti¤imiz
günlerde bat›l› güçlerin yard›mlar›n›n ülkeye girifline izin verdi¤ini aç›klad›.
Ayn› günlerde Çin’de yaflanan deprem, bat›l› güçlerin önündeki Çin engelinin, en az›ndan geçici süre de olsa,
kalkmas›n› da beraberinde getirdi denebilir. Resmi rakamlara göre 50 binin
üzerinde insan›n yaflam›n› yitirdi¤i bu
deprem, Çin’deki sosyal çöküntünün ne
kadar derinleflti¤ini de gözler önüne seriyordu.
Bilim insanlar›n›n olaca¤› yönünde
önceden uyard›¤› deprem, Çin’deki kapitalist restorasyonunun y›k›c› sonuçlar›n›
da ortaya ç›kar›yordu. Örne¤in, karton
gibi, binlerce ö¤rencinin üzerine çöken
okullar›n neredeyse tamam› 1980-90’larda infla edilmiflti. Ayn› y›llardan itibaren
infla edilen ve yine depremde binlerce
insana mezar olan çok say›da ev gibi, bu
okul binalar› da, neredeyse hiç beton
kullan›lmayan, çürük binalard›. Bu binalar restorasyon sürecinde h›zl› ve yüksek kâr elde etme derdinde olan in-
lerini önemsediklerini ve çal›flmalar›n› bu yönde sürdüreceklerini ifade ettiler. DEKÖP- Strasbourg bilefleni olmayan Alsace Kürt Evi ad›na konuflan panelist, bu tür eylem
birliklerini desteklediklerini, bu sebeple bundan sonraki çal›flmalarda
kendilerine düflen sorumluluklar›
yerine getirmek üzere yer alacaklar›n› ifade etti. AT‹K Konsey üyesi
ise eylem birliklerine verdikleri
önemin alt›n› bir kez daha çizerek,
dünya çap›nda ayn› ihtiyaç ve duyarl›l›kla kuruluflu ilan edilecek olan
Uluslararas› Göçmen Örgütleri Konferans›’n›n yan› s›ra üçüncü
kongresi yap›lacak olan Halklar›n
Uluslararas› Mücadele Ligi’ne de¤indi. Kat›lan kitle taraf›ndan olumlu de¤erlendirilen panel, toparlama
bölümünün ard›ndan sona erdi.
flaat firmalar›nca yap›lm›flt›.
Ancak gerek günümüz Çin egemen
medyas› gerekse bat›l› emperyalist güçlerin güdümündeki medya, depremle
birlikte ortaya ç›kan ve gerçekte Çin
Devriminin kazan›mlar›n›n bir bir ortadan kald›r›lmas›n›n sonucu olan bu sosyal çöküntüyü, Mao Zedung önderli¤indeki Çin Halk Cumhuriyeti’nin deprem
politikas›na ba¤lamakta ve bir k›flk›rtma
harekât›na giriflmekte gecikmedi.
Oysa, deprem kufla¤›nda bulunan ve
bunun için de s›k s›k depremler yaflanan
Çin’de kapitalist restorasyon öncesi dönemde yaflanan deprem süreçlerine bak›ld›¤›nda, sosyalist Çin’in ne kadar do¤ru ve halk›n yaflam›n› ön planda tutan bir
deprem politikas› izledi¤ini görebiliriz.
2 fiubat 1975’de yaflanan deprem,
önceden tespit edilerek, bölgelerdeki
parti örgütleri, önlemler almak üzere
harekete geçirilmiflti. Bu önlemler nedeniyledir ki, deprem bafllad›¤›nda halk›n büyük bölümü evlerini önceden boflaltm›fl bulunmaktayd›. A¤›llardaki hayvanlar bile, daha deprem bafllamadan d›flar› ç›kar›lm›flt›. Böylece bu depremin
yaratt›¤› tahribat olabildi¤ince asgari dü-
Hindistan’›n Tamil Nadu Eyaleti’nde bulunan Gudalur’daki binlerce
plantaj iflçisi, çal›flma koflullar›n› protesto etmek için, kitlesel eylemler
yapt›lar. Aylard›r ödenmeyen maafllar›n› talep eden iflçiler, yollar› trafi¤e
kapatarak, barikatlar kurdular.
‹spanya
‹spanya’n›n baflkenti Madrid’de
biraraya gelen on binin üzerinde
ö¤renci, AB devletlerinin hayata
geçirmeye çal›flt›¤›, Bologna Süreci’ne karfl› eylem yapt›. Ö¤renciler
büyük tekellerin üniversitelere giderek büyüyen bir h›rsla el atmalar›n› ve de giderek kötüleflen sosyal
koflullar› protesto etti.
Güney ‹spanya’daki Bask ülkesinin
Bilbao kentinde eylem yapan 16
bin kifli de politik tutsaklar›n serbest b›rak›lmas›n› talep etti. Eylemin ön saflar›nda yer alan tutsak
yak›nlar›, 700 politik tutsa¤›n resimlerini tafl›d›.
zeyde kalm›flt›. Çin halk› bu depremin
ard›ndan, deprem konusunda e¤itimden
geçirildi. Böylece belli bir deneyim edinen Çin halk›, sonraki y›llarda meydana
gelen depremlerde, ola¤anüstü bir gayret göstererek, tüm yaralar›n› kendi
olanaklar›yla sard›.
Bunun içindir ki, Çin’de yaflanan son
depremdeki tahribat›n oldukça büyük
olmas›n›n nedeni, kapitalist restorasyonun sonucu olarak ortaya ç›kan sosyal çöküntünün geldi¤i boyutun yans›mas›ndan, devrimin kazan›mlar›n›n bir
bir ortadan kald›r›lmas›ndan, bununla
birlikte daha fazla kâr h›rs›yla, insan yaflam›na verilen de¤erin giderek ortadan
kalkmas›ndan baflka bir fley de¤ildir.
Bugün, do¤al afetlerin yaratt›¤› “f›rsatlardan” yararlanarak, Çin Devrimi’ne, özde ise Mao Zedung’a dönük
gerçeklefltirilen sald›r›lar›n ard›nda yatan neden ise bambaflkad›r. Bu neden,
emperyalist sald›rganl›¤›n giderek t›rmand›¤› bu süreçte, Maoizm’in, özellikle
de Asya halklar›n›n kurtulufl mücadelesinde tuttu¤u yerdir. Maoizm’in bayra¤›n›n giderek daha yükseklerde dalgalanmas›d›r!
İşçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
30 Mayıs-12 Haziran 2008
Dersimliler
piknikte buluflflttu!
FKÖ; Bir efsanenin sonu!
‹srail devletinin 1948 y›l›nda
kurulmas›ndan sonra, sistematik
bask› ve katliamlara, sürgünlere
maruz kalan Filistin halk›, tüm
bunlara karfl› mücadele etmekten geri durmad›. Dünyan›n en
geliflmifl askeri teknolojisi ile kuflanm›fl, emperyalistlerin deste¤i
ve yönlendirmesi ile kurulmufl
‹srail devletine karfl› Filistin halk›,
flanl› bir mücadele gelene¤i yaratmay› baflard›.
Filistin halk›n›n iflgale karfl›
intifadalar› ve direnifli birçok örgütün kurulmas›n› da beraberinde getirdi. Halk›n deste¤ini ve
güvenini kazanmay› baflarm›fl örgütlerin en önemlilerinden biri
de Filistin Kurtulufl Örgütü’dür.
Filistin halk›n›n ‹srail Siyonizmine karfl› verdi¤i ba¤›ms›zl›k mücadelesinin en önemli
aktörlerinden olan Filistin
Kurtulufl Örgütü’nün temelleri 13 Ocak-16 Ocak
1964’te Kahire’de toplanan
Arap Zirvesi’nde at›ld›. 29
May›s 1964 tarihinde Filistin
Ulusal Konseyi’nin toplanmas›n›n ard›ndan 2 Haziran
1964’te Filistin Kurtulufl
Örgütü kuruldu.
Siyonizme karfl› mücadele yürüten El-Fetih,
Güç 17, Havari Grubu,
Filistin Halk Kurtulufl
Cephesi (FHKC) ve Filistin Demokratik Halk
Kurtulufl
Cephesi
(FDHKC) gibi örgütlerin
biraraya gelerek oluflturdu¤u FKÖ, ‹srail sald›r›lar› karfl›s›nda gösterdi¤i direnifl veYaser
Arafat ve E1-Kaddumi gibi etkili isimleri ile Filistin halk›n›n
sözcüsü konumuna geldi.
FKÖ özellikle 1967 Arap-‹srail savafl›nda etkinli¤ini artt›rd›.
Ve 1968 y›l›nda yap›lan Filistin
Ulusal Konseyi’nin dördüncü
toplant›s›nda yeniden örgütlendi.
FKÖ, 1969 y›l›nda Filistin’de “laik ve demokratik” bir devlet
kurulmas› amac›yla çal›flaca¤›n›
aç›klad›. Silahl› gruplar›n FKÖ
içindeki a¤›rl›¤› artarken askeri
bir kanat oluflturuldu. FKÖ ‹srail’le mücadelede silahlara yöneldi. Uçak kaç›rma ve ‹srail hedeflerine yönelik gerçeklefltirdi¤i
eylemler ile sesini duyurdu.
FKÖ’nün en önemli organ›
Filistin Parlamento’suna eflde¤er
olan Ulusal Konsey’dir. Konsey’in mevcut kurulu askeri
gruplar, Filistin birlikleri, meslek
örgütleri ve önde gelen Filistinlilerin görüflmeleriyle belirlenmektedir. Konsey, FKÖ’nün siyasetini ve programlar›n› oluflturan en üst kuruldur.
FKÖ kuruluflundan itibaren Filistin halk›n›n deste¤inin yan›nda Arap devletlerinin de yo¤un bir deste¤ini
ald›. M›s›r devlet baflkan› Cemal
Abdulnas›r, FKÖ’nün kurulmas›nda en etkili isimlerden biri olmufltur. Arap devletleri FKÖ’yü
askeri olarak gelifltirmek hedefi
ile üyelerini askeri okullarda yetifltirme talebinde bulundular.
FKÖ’nün finansman› için Filistin
Milli Fonu oluflturuldu. Arap
devletlerinde FKÖ’nün temsilcilikleri oluflturuldu, bürolar aç›ld›.
Gazze ve Sina’da üstlenecek
bir Filistin Kurtulufl Ordusu kuruldu. FKÖ içinde en büyük ve
etkili örgüt Yaser Arafat’›n liderli¤ini yapt›¤› El-Fetih’tir. Arafat
1969’da FKÖ Yönetim Kurulu
Baflkanl›¤›’na getirildi. Yaser Arafat 1967’den sonra Ürdün’e
1970’te Lübnan’a ve 1982 y›l›nda
da ‹srail’in Lübnan’› iflgal etmesi
ile Tunus’a tafl›nd›. Arafat,
FKÖ’ye sürgün hükümeti niteli¤i
kazand›rd›. 1974 y›l›na Arap
Birli¤i ‹slam Konferans› Örgütü (‹KÖ) ve Birleflmifl Milletler (BM) taraf›ndan Filistinli-
lerin temsilcisi olarak tan›nd›.
FKÖ, halk deste¤i kazanmas›n›
sa¤layan silahl› mücadele ve direnifl çizgisini bu y›llardan itibaren
yavafl yavafl de¤ifltirmeye bafllad›.
Filistinli direnifl gruplar›n›n
‹srail hedeflerine yönelik eylemlerine karfl›l›k FKÖ Baflkan› Arafat, 1988 y›l›nda
“terörizm”i k›nad›¤›n› aç›klad›. 1990 y›l›nda Kuveyt’i iflgal eden Saddam Hüseyin’e
tam destek verdi.
1994 y›l›nda yap›lan GazzeEriha Anlaflmas› ve Eylül
1995’te yap›lan II. Oslo Anlaflmas›’yla ‹srail Gazze fieridi’nin
tamam›na yak›n›n›n, Bat› fieria’n›n ise baz› bölgelerinin yönetimini Filistin Otoritesi’ne b›rakt›. 1996 y›l›n›n Ocak ay›nda
yap›lan seçimlerin sonucunda 88
üyeli Filistin Otoritesi Konseyi
oluflturuldu. Seçimlerin sonunda
Arafat Filistin Otoritesinin baflkan› olarak göreve bafllad›. 23
bakanl›ktan oluflan Filistin Otoritesi kabinesinin önemli kararlar›
alma yetkisi Arafat’a verildi. Ayr›ca hükümette önemli pozisyonlar El-Fetih üyelerine verildi.
Oslo’da 1993 y›l›nda yap›lan görüflmeler Ortado¤u tarihinde
yeni bir sayfa açt›. FKÖ Baflkan›
Yaser Arafat ile ‹srail Baflbakan›
‹zak Rabin, Amerikan Baflkan›
Bill Clinton’›n önünde gazetecilere poz verdiler, el s›k›flt›lar.
Oslo’da bafllayan ‹srail-Filistin görüflmelerinin sonucunda imzalanan anlaflma ile
FKÖ ‹srail devletini tan›m›fl
oldu.
FKÖ 1970’li y›llar›n ortalar›nda itibaren savundu¤u çizgi ile
Filistin halk›n›n deste¤ini kaybetmeye bafllad›. FKÖ ‹srail Siyonizmine karfl› Filistin halk›n›n gücüne güvenmekten öte emperyalist
devletlerle ve iflbirlikçi uflak
Arap devletleri ile iliflkilerini gelifltirdi. Amerikan emperyalizmi
ile dirsek temas›na girdi. Ve ‹srail devletini tan›d›. Bu durum
FKÖ’nün s›n›fsal temelinin bir
sonucu olarak ortaya ç›kt›. FKÖ
kuruluflundan beri Arap devletlerinin ve emperyalistlerin deste¤ini ve yard›m›n› ald›.
’68’li y›llarda dünya genelinde
geliflen kitle hareketlerinin de
etkisi ile Marksizm-Leninizm’i
daha fazla dillendiren ve ‹srail’e karfl›
önemli bir direnifl
hatt›
oluflturan
FKÖ, ülkemizden
giden birçok devrimci kadroya olanaklar›n› açarak gerilla e¤itimi vermifltir. FKÖ Filistin ulusunun ba¤›ms›zl›k
mücadelesini kuruluflundan itibaren
emperyalist koridorlarda yürütme
yolunu tuttu.
Kuflkusuz
bu
durum Filistin burjuvazisinin niteli¤ine
uygun düflmektedir.
FKÖ Filistin halk›n›n Siyonizm’e karfl› yürüttü¤ü
ba¤›ms›zl›k savafl›n› emperyalist
pazarl›klarla heba etti. Bunun
bir sonucu olarak da halk
deste¤ini önemli oranda
kaybetti. FKÖ’nün emperyalistlerle olan iliflkileri Yaser Arafat’›n sürgünde Filistin devletinin
baflkan› olmas›ndan sonra Filistin
halk› için daha fazla su yüzüne
ç›kt›. Oslo’dan sonra Yaser Arafat Amerikan emperyalizmi ile
iliflkilerini aç›ktan gelifltirdi. Kurulan sürgünde Filistin devleti,
‹srail hedeflerine yönelen eylemcilerin pefline düfltü. Filistin polisi iflgale karfl› direnen gruplar›
karfl›s›na ald›. Yaser Arafat’›n
2004 y›l›nda ölümünün ard›nda
FKÖ’nün bafl›na geçen Mahmut
Abbas’la iflbirlikçi çizgi daha da
derinleflti. Hamas’›n seçimlerden ezici bir üstünlükle ç›kmas›n›n ard›ndan FKÖ Filistin davas›n› bir kenara b›rakarak on y›llard›r ‹srail devletinin türlü entrikalarla gerçeklefltirmek istedi¤i
kardefl kavgas›na girdi. El-Fetih
yanl›lar› Hamas ile çat›flarak birçok insan› öldürdü. FKÖ bu tavr›yla Hamas ile birlikte Filistin
halk›n›n ba¤›ms›zl›k mücadelesine önemli bir darbe indirmifl oldu. Çat›flmalar sonucu FKÖ Bat› fieria, Hamas ise Gazze’yi
yönetmeye bafllad›. Yaflanan bu
tablo içinde en fazla zarar gören
yine Filistin halk› oldu. Filistinliler
bir yandan emperyalistlerle iflbirli¤i içindeki Hamas ve FKÖ
aras›ndaki çat›flman›n ortas›nda
kal›rken öte yandan ‹srail’in devam eden sald›r›lar› alt›nda can
vermektedir.
Filistin’de iç çat›flmalar yaflan›rken ‹srail Gazze fieridi’ni abluka alt›na ald›. Binlerce Filistinli g›da, elektrik ve suyun olmad›¤›
kentte hayatta kalma mücadelesi
veriyor. Tüm bu yaflananlar
FKÖ’nün Filistin halk›n›n taleplerinden ne kadar uzaklaflt›¤›n› da
gösteriyor. Filistinliler ‹srail
iflgali alt›nda inlerken FKÖ
bu duruma seyirci kald›. Filistin halk› büyük bir açl›k ve yoksullukla bo¤uflurken FKÖ yöneticileri büyük yolsuzluklar yapt›.
FKÖ örne¤i ba¤›ms›zl›k mücadelesi veren hareketlerin do¤ru bir
ideolojiye sahip olmad›klar›nda
gelece¤i yeri iflaret etmektedir.
Ulusal burjuva ideolojisinin
önderlik etti¤i FKÖ dönem
dönem halk›n deste¤ini kazansa da esas olarak Filistin
halk›n›n ç›karlar›n› savunmaktan uzakt›r. Bu, bugün
çok daha genifl iflçi emekçi Filistinliler taraf›ndan görülmektedir.
Filistin burjuvazisi, Filistin halk›n›n özgürlük düflünden ba¤›ms›zl›k tutkusundan yararlanmakta,
bunu sömürmektedir. Bunun en
önemli ve etkili arac› da FKÖ olmufltur. Ancak Filistin halk› son
seçimlerde ‹srail’e karfl› silahl›
mücadeleyi yükselten Hamas’›
seçerek bu oyunu bozmufl, direniflten, en önemlisi silahl› mücadeleden yana oldu¤unu göstermifltir.
Tunceli Dernekleri Federasyonu (TUDEF)
taraf›ndan düzenlenen piknikte buluflan Dersimliler,
Munzur’da yap›lmak istenen barajlara hay›r dedi.
25 May›s günü Sar›yer Mehmet Akif Ersoy Piknik Alan›’nda biraraya gelen Dersimliler yok edilmeye çal›fl›lan Dersim kültürüne ve do¤an›n katledilmesine seyirci kalmayacaklar›n› dile getirdi. “Munzur
da barajlara hay›r” yaz›l› pankartlar açan Dersimliler siyanürlü alt› arama çal›flmalar›na bafllayan
Rio-Tinto flirketini de protesto etti. Dersim halk
oyunlar› ekibinin k›sa bir gösteri sundu¤u program
boyunca Emre Salt›k, Ferhat Tunç, Mehmet Çetin, Y›lmaz Çelik, Agire Jiyan, Kibar Aslan, Hasan
Sa¤lam ve Grup Vardiya da sahne ald›.
Piknikte biz de “Çelik ald›¤› suyu unutmad›
unutmayacak!” yaz›l› Partizan imzal› pankart›m›zla
stant açt›. Kitaplar›m›z› yay›nlar›m›z› Dersimli emekçilere ulaflt›rmaya çal›flt›k. Piknik boyunca ‹brahim Kaypakkaya’ya ve stand›m›za yo¤un bir ilgi oldu.
(Bir ‹K okuru)
fieyh Bedrettin için
EKM’de panel
Stuttgart E¤itim Kültür Merkezi’nde (Tohum,
IBS, Gik-Der) 18 May›s günü bir panel düzenlendi.
‹lk olarak komünist önder ‹brahim Kaypakkaya
flahs›nda tüm devrim ve komünizm flehitleri için
sayg› duruflunda bulunuldu. Ard›ndan panelistler,18
May›s tarihinin önemine, ‹brahim Kaypakkaya’y›
komünist bir önder yapan formülasyonlara k›saca
de¤indi. Daha sonra Bedrettin’in düflüncelerinin
felsefi flekillenifli ifllenerek o dönem Balkanlar’da
yaflanan Stoiker (Papaz) ‹syan›’n›n, Bedrettin’in düflünsel flekillenifli üzerinde ciddi etkisi oldu¤u belirtildi. fieyhli¤in geleneksel feodal-kültürel bir s›fatlamadan öte Bedrettin flahs›nda bir fley ifade etmedi¤i vurguland›. Bedrettin’in “...tüm varl›klar do¤adan
gelir, yine do¤aya döner..” diyerek canl›lar›n yarat›l›fl öyküsüne materyalist bak›fl aç›s›yla bakt›¤›, yine; “...Yarin yana¤›ndan gayri her yerde,her fleyde,
hep birlikte..” demesindeki komünal bak›fl aç›s›n›n
öneminin alt› çizildi.
Panelin ak›fl› içerisinde bir arkadafl taraf›ndan da
Naz›m Hikmet’in fieyh Bedrettin Destan›’ndan kesitler okundu. Panelist arkadafllar›n sunumundan
sonra, dinleyiciler gerek yorumlar›yla ve gerekse
de sorular›yla canl› bir atmosfer oluflturdular. Bu
etkinlikten sonra oluflan ortak kan›, tarihi süreçlerin tart›fl›lmas› ve bilimsel bir flekilde irdelenmesine daha fazla ihtiyaç oldu¤u yönündeydi.
(Stuttgart ‹flçi köylü okurlar›)
Kültür-sanat
Sivas ‘93; Hesab› sorulmam›fl bir katliam
1993 y›l›nda yaflanan ve sadece halk› birbirini k›rd›rmakla kalmay›p ilerici ve ilerletici,
pek çok sanatç› ve düflünürü de aram›zdan alma “baflar›s›na” ulaflan Sivas katliam›n›n 15.
y›l›n›n içindeyiz. Mafla olarak kullan›lan ve bizzat devlet taraf›ndan beslenen birkaç kifli, d›fl›nda suçlanan olmad› hala “ba¤›ms›z yarg›”
taraf›ndan…
Uzun y›llard›r, baflar›l› tiyatroculu¤u ve
muhalif durufluyla tan›d›¤›m›z Genco Erkal
bir kez daha harekete geçmifl ve yürek yakan
bu katliam› belgesel niteli¤inde bir tiyatro
oyunuyla tekrar gündeme getirmifltir. Oyuna
haz›rl›k sürecinde pek çok kifli ve kurumun
deste¤ini de gören Erkal, katliam s›ras›nda yap›lan çeflitli kay›t, tutanak ve belgeden yararlanarak, bu oyunu sahnelemifl. Oyunun büyük
bir bölümünde koltuklar›m›zda nefesimizi tutarak oturuyor ve yaflanan gerçek diyaloglar›
baflar›l› oyuncular›n seslerinden dinleyerek,
yaflanan katliama tan›kl›k ediyoruz. Bu durumun en büyük destekçisi ise, oyun boyunca
arkada akmaya devam eden katliam›n gerçek
görüntüleri oluyor. Sloganlarla toplanan kalabal›¤a, y›llarca milliyetçilik ve gericilik ile beslenerek silah haline getirilmifl bu kalabal›¤a öfke ve ac›yarak bak›yorsunuz.
Oyun sahnede ak›p giderken bu katliam›n nas›l aflamalarla planland›¤›n› ve
hayata geçirildi¤ini görme flans›n› yakal›yoruz. Günler öncesinden da¤›t›lan bildirileri, spor etkinli¤i bahanesiyle flehre getirilen fa-
flist ö¤rencileri görüyoruz. Tabi en can al›c›
olanlar günün erken saatlerinde bafllayan olaylar›n polisin ve di¤er devlet yetkililerinin seyrederek hatta zaman zaman kontrolünde oldu¤unu aç›k ederek izlemesi oluyor. En küçük
hak talebiyle yap›lan eyleme bile azg›nca sald›ran polis, ölüm getiren kalabal›¤›n çirkinleflerek büyümesini, y›karak ilerlemesini so¤ukkanl›l›kla izliyor.
Aziz Nesin’in dilinden yap›lan bir anlat›mda devletin son dü¤meye basarak oteli atefle vermeden önce içeride kendinden biri var
m›, yok mu diye kontrol etti¤ini ö¤reniyoruz.
‹ki sivil polis geliyor ve içeride polis olup olmad›¤›n› kontrol ediyor. Onlar›n ç›k›fl›n›n hemen ard›ndan otel atefle veriliyor…
Sahnede 盤l›klar, panik ve kofluflturmalar…
fians eseri kurtulanlar da oluyor. Aziz Nesin yang›ndan kurtulurken yaflad›¤› sald›r›lar,
sald›rganlar›n kimli¤i, katliam›n gerçek suçlular›n› iflaret ediyor.
Yang›ndan yaralar ve büyük hasarlarla kurtulabilen bir grup ise üstüne suçlu muamelesi
görüyor ve hastane yerine karakolda sabahl›yor.
Otelden ç›kan 33 can›m›z›n yanm›fl bedenleri hala gözümüzün önündedir. Suçunu gizleme gere¤i bile duymayan faflist TC’nin temsilcilerinin aç›klamalar› bu görüntüler kadar iç
yak›c›d›r.
Mesut Y›lmaz “Bu kadar insan futbol
maç›nda da ölüyor” diyor. O dönem Cumhurbaflkan› olan Süleyman Demirel “Devlet
güçleriyle halk› karfl› karfl›ya getirmemek laz›m” diyerek halk› kendi beslemeleriyle s›n›r-
l›yor. Ama en çok katliam›n kendilerinin ürünü oldu¤unu aç›k eden Baflbakan Tansu Çiller oluyor: “Otelin çevresindeki insanlar›m›za
zarar gelmemifltir ve devlet görevi bafl›ndad›r”…
O döneme tan›kl›k edememifl gençlere,
yaflan›lan kültür bombard›man›nda geçmifli
unutan halka ve medyaya katliam› tüm bu korkunç ayr›nt›lar›yla hat›rlatan Genco Erkal’› ve
oyundaki tüm sanatç›lar› tebrik ediyoruz.
Ancak oyunun bütününe hakim olan bir
bak›fl aç›s›, oyunun gerçek hedefine ulaflmas›n› engelliyor ve oyunun neden burjuva medya
ve pek çok köfle yazar› taraf›ndan bu kadar ilgi gördü¤ünü bizlere aç›kl›yor. Özellikle
AKP’nin hükümete oturmas›yla birlikte tekrar
körüklenen ve son y›llarda Cumhuriyet Mitingleri gibi büyük giriflimlerle büyütülen dincilaik tart›flmas›na Genco Erkal, Sivas ’93 oyunuyla kat›lm›fl oluyor. Egemenler taraf›ndan
sömürü tarihinin bafl›ndan beri kullan›lan ve
ülkemizde de yo¤un etkisi olan din, bizler için
kap›daki bir tehlike de¤il y›llard›r kullan›lan bir
bask›lama ve uyuflturma arac›d›r. fiu ana kadar
varolan tüm dini durumlar ve örgütler, devlet
taraf›ndan beslenmifl ve daha önce örneklerini gördü¤ümüz üzere kontrol alt›nda tutulmufl, zaman› geldi¤inde sahneden çekilmifltir.
Laik-dinci çat›flmas› geçim s›k›nt›s› ve iflsizlikle
bo¤uflan halkla yapay bir gündem olarak sunulur ve kendi sorunlar› yerine ilerici olarak sunulan ama sorunun tam kayna¤› olan Kemalist
rejimi savunmas› istenir. Yine Sivas katliam›nda da kullan›lan, devlet taraf›ndan beslenmifl afl›r› dinci örgütlerdir ama olay›n tüm aflamalar› ve yaflan›lan ac› süreç ortaya koymaktad›r ki, onlar sadece birer maflad›r. Gerçek
suçlu her zamanki gibi sömürücüler ve
onlar›n sömürü sistemidir.
Oyunun metnini de haz›rlayan Erkal, oyun
boyunca bize do¤rulu¤u olmayan bir vurguyu
gereksizce tekrarlar; kendilerine yard›m eden
Aziz Nesin’in korumalar›ndan birinin de polis
oldu¤u, onlar› orada b›rakan ve seyredenlerin de polis oldu¤u, a¤›r yan›klarla yang›ndan
flans eseri kurtulanlar› karakolda o halde tutanlar›n da onlar gibi çaresiz kald›¤›n›… Elbette kolluk güçleri de halktan insanlardan oluflur
ve aralar›nda yard›mc› olan veya memur mant›¤›yla hareket edenler vard›r. Ancak bu kolluk güçlerinin genel karakterini de¤ifltirmez.
Gözda¤› vermek istediklerinde halk›n üstünden savafl uçaklar›yla geçenlerin, tazyikli sular›n› ve gaz bombalar›n› ya¤mur gibi ya¤d›ranlar›n, onca insan› yanmaktan çekip almayaca¤›na ya da karakoldan hastaneye nakledemeyece¤ine inanmak hiç ak›l al›r bir fley de¤ildir.
Belgesel niteli¤indeki oyunda kullan›lan orijinal
diyaloglar, belgeler ve geliflmeler gerçek suçlular› ele verse de oyun metnine serpifltirilmifl
baz› konuflmalar, bizi koyu dinci örgüt ve yap›lanmalara, fleriat korkusuna sürüklemeye
çal›fl›yor. Bu da flu dönem AKP hükümeti karfl›s›ndaki kliklerde yer alanlar›n, Kemalistlerin
oyuna s›cak bakmalar›na neden olmakta.
Bu bak›fl aç›s›n›n bilinçlerde yarataca¤› bulan›kl›¤a dikkat çekmekle birlikte oyunun iyi
bir tan›k ve etkileyici bir bütün oldu¤unu söylemek gerek. Özellikle o dönemi yak›ndan yaflamam›fl gençlere ve olay› an›msamayanlara
bir buçuk saatlik etkileyici bir belgesel.
İşçi-köylü 15
30 Mayıs-12 Haziran 2008
Gazete/Okur
Uluda¤ Üniversitesi’nde yaflananlar
10 Mart günü faflistlerin sald›r›s›na u¤rayan 6 ö¤renciye destek vermek için biraraya gelen
200 civar›nda devrimci, demokrat ve yurtsever ö¤renci, kendilerine sald›ran jandarmayla çat›fl-
m›flt›r. Çat›flma sonras›nda bir
ö¤rencinin kolu ve bir di¤erinin
aya¤› k›r›lm›fl, ikisi uzman çavufl 6
asker yaralanm›flt›r. Çat›flma
sonras› müdahalede 70’e yak›n
ö¤renci gözalt›na al›nm›flt›r. Gözalt› süresi keyfi bir flekilde uzat›lan ö¤renciler, jandarma tara-
f›ndan küfür ve hakarete u¤ram›fl, psikolojik bask› görmüfltür.
Tuvalet ihtiyaçlar› dahi karfl›lanmayan ö¤renciler, sloganlar ve
marfllarla faflizmin cellatlar›na
kendi kalelerinde en güzel ceva-
larla yerlerinden sökülecek derecede fliddetle sars›larak, hiçbir
engelin devrimcileri durduramayaca¤› faflist Kemalist diktatörlü¤ün kolluk güçlerine bir kez daha karakol adeta dar edilerek
b› militanca vermifltir. 30 kiflinin
kapat›ld›¤› 20 metre kare kapal›
alana sabaha karfl› biber gaz› s›k›lm›fl ast›m› olan bir ö¤renci
keyfi bir flekilde hastaneye çok
geç götürülmüfltür. Bunun üzerine de sloganlar susmam›fl, demir
parmakl›klar tekme ve yumruk-
gösterilmifltir.
Olayla ilgili birçok defa mahkemenin serbest b›rakmas›na
karfl›n Savc›’n›n itirazlar›yla tekrar gözalt› ve tutuklamalar yaflanm›flt›r.
10 Nisan günü üniversite içerisinde olayla ilgili bas›n aç›kla-
mas› yap›lm›flt›r. 80’e yak›n kifliye
toplam 130 soruflturma aç›lm›flt›r. Bask› ve sindirme politikalar›n›n boyun e¤diremedi¤i, tutuklama ve soruflturmalar›n y›ld›ramad›¤› Uluda¤ Üniversitesi devrimci ve demokrat ö¤rencileri,
tepkilerini flenlik dönemine tafl›yarak, sistemin destekledi¤i/dayatt›¤› yoz kültür reddetmifl, davul zurna eflli¤inde halaylar çekmifl, türküler söylemifl, tulum eflli¤inde horon tepmifltir. El ele ve
omuz omuza birliktelik ve isyan
ruhunu kuflanan ö¤renciler, özgürlü¤ü simgeleyen uçurtmalar›n› göklere uçurmufl, her bireyin
kendisinin özgürce boyad›¤› ve
resimledi¤i “Arkadafl›ma dokunma!” yaz›l› tiflörtleri flenlik
boyunca giyerek, tüm ö¤rencileri yaflananlar karfl›s›nda duyarl›
olmaya ça¤›rm›flt›r.
Ö¤rencilere destek vermek
için biraraya gelen devrimci ve
demokratik kurumlar 12 Mart
günü Heykel Meydan› AVP
önünde bir bas›n aç›klamas› yapm›flt›r. Bas›n aç›klamas›n› E¤itim-Sen, KESK Bursa fiubeler
Platformu, TMMOB ‹KK Sekreterli¤i, D‹SK ve D‹SK’e ba¤l›
sendikalar, ‹HD, ÇHD, ÇGD
Bursa fiubesi bileflenleri örgütlemifl ve aç›klamaya; Partizan,
SDP, ÖDP, EMEP, Tuncelililer
Derne¤i, ESP, Halkevleri,
DHP, BDSP kat›lm›flt›r.
13 Mart günü savunmalar›n›
veren ilk grup ö¤renciler ç›k›flta
alk›fllarla karfl›lanm›fl ve akabinde
üniversite içerisinde bir bas›n
aç›klamas› daha yap›lm›flt›r. Kitle
ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan
Seher Tahran, üniversitede
yaflanan haks›z uygulamalar› protesto etmek için 3 Nisan 2008
günü yapt›klar› bas›n aç›klamas›ndan sonra kendileri hakk›nda
soruflturma bafllat›ld›¤›n› belirterek; “E¤er bu suçsa biz yine ayn›
suçu iflliyor ve bas›n aç›klamas›
yaparak yap›lan uygulamalar›
protesto ediyoruz. Yaflananlar
karfl›s›nda soruflturma aç›lan ve
aç›lmayan ö¤renciler olarak birlikte hareket etmeye devam
edece¤iz” dedi. Temsili demir
parmakl›klar ile a¤›zlar› bantl› bir
flekilde oturma eylemi yapan ö¤renciler, birlik ve dayan›flma içerisinde olduklar›n› bir kez daha
rektörlü¤e ve tüm ö¤rencilere
göstermifl oldu.
(Bursa)
‹nönü Üniversitesi’nde
alternatif flenlik
Kum torbas›
de¤il, ö¤renciyiz!
Üniversitelerde büyük flirketlerin sponsorlu¤unda yap›lan ve gençli¤in yozlaflmas›n›
sa¤layan flenliklere karfl› devrimci ve demokrat ö¤renciler
kendi flenliklerini yapt›lar.
‹nönü Üniversitesi’nde YDG,
DGH, Gençlik Derne¤i,
SGD, DÖDER, Emek Gençli¤i 19-20-21 May›s’ta alternatif flenliklerini yapt›lar. fienliklere ‹nönü Üniversitesi ö¤renci olan ve sivil faflistler taraf›ndan öldürülen Ümit Cihan Tarho ad›n› verdiler. Ve
bundan sonra her y›l bu flenliklerin yap›lmas›n› karalaflt›rd›lar.
fienliklerin ilk günü etkinliklerin neden yap›ld›¤›n›n ve
alternatif bir flenli¤in neden
yap›lmas› gerekti¤ini anlatan
bir konuflma yap›ld›. Daha
Ankara Üniversitesi ö¤rencileyoruz” dövizleri tafl›yarak “Azari, ÖGB ve okul idaresinin son dödi”, “Kum torbas› de¤il ö¤rennemlerde ö¤renciler üzerindeki
ciyiz” sloganlar›n› att›. Ö¤renciler
bask›lar›n› 16 May›s 2008 tarihinde
ad›na aç›klama yapan Zeynep
yapt›klar› yürüyüflle protesto etti.
Erel, Cebeci Kampüsü’nün son
Ankara Üniversitesi Cebeci
dönemlerde yar› aç›k cezaevini anKampüsü E¤itim Fakültesi önünde
d›rd›¤›n› belirterek, dekanl›k ve
biraraya gelen ö¤renciler, “Hapisrektörlü¤ün bu uygulamalara seshane de¤il, ünisiz kald›¤› için k›naversite istiyod›klar›n›
söyledi.
ruz” pankart› aça- AÜ ö¤rencileri, ÖGB Erel, bu tür uygulave okul idaresinin malar karfl›s›nda birrak, okul giriflindeson dönemlerdeki çok kez dilekçe ve
ki
turnikelerde
ö¤renciler üzerinde- imza toplad›klar›n›,
ÖGB’lerin 10 Maki bask›lar›n› protes- gönderdiklerini, bu
y›s’ta bir ö¤renciyi
to etti.
kameralardan uzak
uygulamalara bugün
bir yerde dövmeoldu¤u gibi yar›n da
sini protesto etti. Turnikelerin busessiz kalmayacaklar›n› belirtti.
lundu¤u yere kadar yürüyen ö¤Ö¤renciler, özel güvenlik birimi
renciler
“Susma
hayk›r
flefinin ad›n›n Aslan olmas› nedeÖGB’ye hay›r”, “Üniversiteler
niyle yüzlerine Aslan maskeleri tabizimdir bizimle özgürleflecek”,
karak ve ›sl›k çalarak eylemlerini
“Güvenlik de¤il özgürlük istisonland›rd›lar.
(Ankara)
sonra fliirler okundu ve halaylar çekildi. fienliklerin ilk gününde jandarman›n da bask›
vard›. Ö¤rencileri üstü kapal›
flekilde tehdit eden jandarma
‹nönü Üniversitesindeki flenliklere sivil
faflistler taraf›ndan
öldürülen Ümit Cihan Tarho ad› verildi.
herhangi bir müdahalede bulunmad› yaln›zca izlemekle yetindi. Çekilen halaylardan
sonra ertesi gün için buluflma
yeri kararlaflt›r›ld› ve kitle da¤›ld›.
Alternatif flenliklerin ikinci
günü daha kitlesel ve coflkuluydu. Türküler ve marfllar
hep bir a¤›zdan söylenip halaylar çekildi. Daha sonra
YÖK’ü teflhir eden bir skeç
gösterildi. Jandarman›n yo¤un
bir y›¤›nak yapt›¤› görüldü, buna ra¤men kitle kararl› bir flekilde kendi flenliklerini yapt›.
Üçüncü ve son gün ise en
kitlesel kat›l›m sa¤land›. Yine
fliirler okundu ve halaylar çekildi. Jandarma di¤er günlerde
oldu¤u gibi flenli¤imize yo¤un
“ilgi” gösterdi.
Bask›lara ra¤men kat›l›m›n
günden güne artmas› ve herhangi bir geri ad›m at›lmamas›
her fleye ra¤men halk gençli¤inin kendi kültürüne sahip ç›kt›¤›n›, yozlaflt›rma politikalar›n›n tutmayaca¤›n› ve devrimci
ve demokrat ö¤rencilerin alternatif yaratt›¤› oranda sistemin politikalar›n›n yaflam bulmayaca¤›n› gösterdi.
(Malatya YDG)
BURSA TUNCEL‹L‹LER
KÜLTÜR VE DAYANIfiMA DERNEG‹ DAYANIfiMA GECES‹
Sanatç›lar:
- Ferhat TUNÇ
- Metin&Kemal
KAHRAMAN
- Hilmi YARAYICI
- Nurettin GÜLEÇ
- Erdal BAYRAKO⁄LU
- Grup H‹WDA
- Konuk Sanatç›lar
Ç
I
K
T
I
H
A
Z
I
R
L
A
N
I
Y
O
R
H›d›r U¤ur
Merhaba,
27 May›s 2007 tarihinde faflist TC devletinin kolluk güçleriyle girmifl olduklar› çat›flmada flehit düflen Mahmut Polat ve
H›d›r U¤ur’un katledilifllerinin birinci y›l›
içerisindeyiz. Halk savaflç›s› Mahmut Polat
ve H›d›r U¤ur kavgalar›na olan ba¤l›l›k, cesaret ve inanç tohumlar›n› saçarak flehit
düflmüfllerdir. “Gerillalar ölmez, yaflas›n Halk Savafl›” diyerek Mahmut Polat’›n sevdi¤i bir fliiri tüm dostlar›m›zla paylaflmak istedik.
Yaflad›klar›mdan ö¤rendi¤im bir fley var
yaflad›n m› yo¤unlu¤una yaflayacaks›n bir fleyi
sevgilin b›kk›n kalmal› öpülmekten
sen bitkin düflmelisin koklamaktan bir çiçe¤i
insan saatlerce bakabilir gökyüzüne
denize saatlerce bakabilir,
bir kufla, bir çocu¤a
yaflamak yeryüzünde onunla kar›flmakt›r
kopmaz kökler salmakt›r oraya
kucaklad›n m› s›ms›k› kucaklayacaks›n
arkadafl›n›
kavgaya tüm kaslar›nla güvenle
tutkunla gireceksin
ve uzand›n m› bir kez s›ms›k› kumlara
bir kum tanesi bir yaprak gibi
bir tafl gibi dinleneceksin
‹nsan bütün güzel müzikleri dinlemeli
alabildi¤ine
hem de bütün benli¤ini seslerle
ezgilerle dolarcas›na
insan bal›klama dalmal› içine hayat›n
bir kayadan zümrüt bir denize dalarcas›na
Uzak ülkeler çekmeli seni
tan›mad›¤›n insanlar
bütün kitaplar› okumak bütün hayatlar›
tan›mak arzusu ile uyanmal›s›n
de¤ifltiremezsin hiç bir fleyi
bir bardak suyu içmenin mutlulu¤unu
fakat ne kadar sevinç varsa
yaflamak özlemiyle dolmal›s›n
Ve kederi de yaflamal›s›n namusluca
bütün benli¤inle
çünkü ac›lar da sevinçler gibi
olgunlaflt›r›r insan›
kan›n kar›flmal› hayat›n bütün dolafl›m›na
dolaflmal› damarlar›nda
hayat›n sonsuz taze kan›
Yaflad›klar›mdan ö¤rendi¤im bir fley var
yaflad›n m› büyük yaflayacaks›n ›rmaklara
gö¤e bütün evrene kar›fl›rcas›na
çünkü ömür dedi¤imiz bir fley
hayata sunulmufl bir arma¤and›r
ve hayat sunulmufl bir arma¤and›r insana.
Yer:
ATATÜRK KAPALI
SPOR SALONU
Tarih:
01/06/2008
Saat:
17:30
IK BÜROL
IL
C
IM
Y
A
Y
UMUT
Mahmut Polat
(Mahmut Polat’›n ailesi ad›na
ye¤eni)
Seni hiçbir fliire s›¤d›ramay›z
S›¤d›ramay›z gök kafese
Yüre¤imiz küçük kal›r
Sana olan hasretimiz s›¤maz içimize
Sen her do¤an günde, her açan çiçekte
Ya¤an her karda sakl›s›n
Gün gelecek gözlerin gözlerimiz olacak
ARINDA
Onlar sen gittin sand›lar
Seni al›p götürdükleri güne aldand›lar
Oysa sen, her zamanki gibi
O güzel gülümsemenle
Ve bir dal›n heybetiyle
Güleceksin onlara
Bilmezler mi sen güneflin çocu¤usun
Günefl do¤dukça sen
Hep yeniden do¤acaks›n
Ve flahin olup dolaflt›¤›n bu da¤larda
Sen, f›rt›na delikanl› hep eseceksin
Kampanya Fiyat›: 35 YTL
(Mahmut Polat’›n efli
Rahime Polat)
±CMYK
iflçi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹
Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah.
‹mam Murat Sok. No:8/1
Aksaray-Fatih/‹STANBUL
Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33
Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL
Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii
Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426
63 30-580 63 80
e-mail: [email protected]
BÜROLAR
KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 537 270 75 60
ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT: 3 DA‹RE: 32 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72
‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03
MALATYA: DABAKHANE MAH. TURGUT TEMELL‹ CADDES‹ BARIfi ‹fiHANI KAT: 3 NO: 94
ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19
BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98
MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N Cep: 0545 685 25 27
AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
O’nu ne düflmanlar› ne de ard›llar› unuttu!
‹stanbul’da eylemler
“Bugün katlediliflinin
ard›ndan geçen 35
y›la ra¤men ard›llar›n›n sürdürdü¤ü
mücadelede defalarca s›nanan pratikte kan›tlanm›flt›r
ki Kaypakkaya’y›
emekçi kitlelerin
bilincine kaz›yan
sadece 90 gün boyunca iflkencehanelerde göstermifl
oldu¤u destans›
direnifl de¤ildir.”
Ezilenlerin, zulme, sömürüye ve de egemen s›n›flar›n her türden sald›r›lar›na karfl› verdi¤i mücadelelerle yaz›lan insanl›k tarihinin sayfalar›na düflülen en önemli notlardan biridir 18 May›s. Ayn› zamanda insanl›¤›n kurtuluflu mücadelesinde, bedel
ödemenin s›n›r›n›n olamayaca¤›n›n ve bu bedeli
ödemenin, düflmana karfl› net bir durufl gerektirdi¤inin ad›d›r. 1971 devrimci ç›k›fl›n›n önderlerinden,
devrimci-komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n
tüm bu de¤erleri, ser verip s›r vermeyen bir direnifl destan›yla, ard›llar›na arma¤an etmesinin ad›d›r.
‹stanbul
Gazi Mahallesi
inanç, bile¤imizde güçtür ‹brahim Kaypakkaya" yazan iki pankart açarak yürüyüfle geçti.
Cadde boyunca, alk›fllar ve ›sl›klar eflli¤inde
süren yürüyüfl s›ras›nda jandarman›n y›¤›nak
yapt›¤› önlemi ald›¤› ve yolu keserek yürüyüflü engellemeye çal›flt›¤› gözlenirken, kitlenin kararl›l›¤›
karfl›s›nda geri ad›m atarak, yolu açmak zorunda
kald›. Aksoylar Dü¤ün Salonu önüne kadar süren
yürüyüfl, burada yap›lan sayg› durufluyla devam etti. Sayg› duruflunun ard›ndan Partizan ad›na bir
aç›klama yap›ld›. "Ölümsüzlü¤ünün 35. Y›l›nda
bayra¤›m›zd›r, gücümüzdür, önderimizdir
‹brahim" denilen anma eylemi hep birlikte söylenen "‹brahim Yoldafl" ezgisiyle sona erdi.
Ankara
karfl›s›nda yer al›naca¤›n›n ifade edildi¤i aç›klamada
“Onlar› bugün anmak kanla, bedel ödeyerek ve
ödeterek yaratt›klar› miras ve de¤erlere sahip ç›kmaktad›r” denildi.
* Ayn› günün akflam› Natoyolu Tekmezar Park›’nda toplanan Partizan, DHP, ESP ve Ankara
78’liler Birlik ve Dayan›flma Derne¤i sloganlarla
Tuzluçay›r’a kadar meflalelerle yürüdü. Tuzluçay›r’da yap›lan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan devam
eden yürüyüfl “Devrim flehitleri ölümsüzdür”,
“Önderimiz ‹brahim, ‹brahim Kaypakkaya”, “‹bo
Haydar Zülfikar, namludad›r iktidar” slogan›yla sona erdi.
* 18 May›s günü sabah saatlerinde Ankara’dan
yola ç›kan Partizan, DHP, DTP, ESP, Köz,
Ankara 78’liler Birlik ve Dayan›flma Derne¤i, ‹HD
Ankara fiube, Ovac›k Tuncelililer Derne¤i ve
Devrimci 78’liler Federasyonu ‹brahim’in
Ankara
* 18 May›s Pazar günü Gazi Mahallesi Eski Karakol Dura¤›’nda bafllayan ve Partizan taraf›ndan
örgütlenen eyleme ESP, DTP, BDSP ve DHP de
destek sundu. Yürüyüfl öncesi mahalle halk›na ajitasyon konuflmalar› yap›ld›. “Çelik ald›¤› suyu
unutmad›, unutmayacak”, “fiehitlerimiz
toprakta tohum hasad›m›z devrim olacakt›r” vd. pankartlar aç›larak, alk›fl ve z›lg›tlarla yürüyüfle geçildi. Yürüyüfl s›ras›nda da ajitasyon konuflmalar› yap›ld› ve marfllar söylendi. ‹smet Pafla
Caddesi’ne kadar yürüyen kitle, burada bas›n
aç›klamas› yapt›.
* Sar›gazi’de18 May›s günü Partizan taraf›ndan organize edilen ve DTP’nin yan›s›ra, çok
say›da kurumun da kat›larak destek verdi¤i anmada, saat 19:00’da Demokrasi Caddesi’nde toplanan kitle, üzerlerinde "Onu anmak savaflmakt›r" ve "Beynimizde bilinç, yüre¤imizde
Sar›gazi
* 17 May›s 2008 tarihinde Yüksel Caddesi’nde
yap›lan bas›n aç›klamas›n› düzenleyen Partizan,
DHP, DTP, ESP, Köz, Ankara 78’liler Birlik ve
Dayan›flma Derne¤i, Devrimci 78’liler Federasyonu ‹brahim Kaypakkaya ve Haki Karer’in
resminin yer ald›¤› “fiehitlere devrim sözümüz
var. Belki biz olmayaca¤›z ama bu çelik ald›¤› suyu unutmayacak” yaz›l› pankart açt›lar. Kurumlar ad›na yap›lan bas›n aç›klamas›nda medyan›n
dizilerle çarp›tarak ortaya koymaya çal›flt›¤› tarihe
sahip ç›k›larak devrimci de¤erlerin içinin boflalt›lmas›na izin verilmeyece¤i vurgusu yap›ld›.
Baflta Kemalizm ve Kürt Sorunu olmak üzere
sistemden köklü bir kopuflun temellerini atan Kaypakkaya’y› unutturmaya çal›flan tüm sald›r›lar›n
Gazi Mahallesi’nde “Çelik Ald›¤› Suyu
Unutmad›, Unutmayacak” Etkinli¤i
‹stanbul Avrupa yakas› Partizan okurlar›
olarak 24 May›s Cumartesi akflam› Komünist Önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n katlediliflinin 35. y›l›nda “Çelik Ald›¤› Suyu
Unutmad›, Unutmayacak” fliar›yla kitlesel bir anma etkinli¤i yapt›k.
Etkinlik Kaypakkaya flahs›nda tüm komünizm ve devrim flehitleri için yap›lan sayg›
durufluyla bafllad›. Daha sonra bir arkadafl
Partizan ad›na gecenin anlam ve önemine
iliflkin konuflma yapt›. Konuflman›n hemen
ard›ndan Ovac›kl› Reflo Memed’in Zazaca
skeciyle etkinlik devam etti.
Daha sonra Grup ‹syan Atefli sahne ald›. Kaypakkaya için besteledikleri kendi ezgileriyle bafllad›klar› dinletilerinde ‹brahim
Yoldafla A¤›t› Kürtçe söyleyen grubun ard›ndan sahneye Hilmi Yaray›c› ç›kt›. O da söyledi¤i parçalarla
18 May›s’› selamlad›. Yaray›c›’n›n ard›ndan Dursun Güngör sahne alarak Kaypakkaya için düzenlenen
böyle bir etkinlikte bulunmaktan
onur duydu¤unu belirtti ve Partizanlarla özdeflleflmifl türküleri söyledi. Daha sonra sahneye ç›kan
Cengiz Sa¤lam, Grup Kotan ve
‹mam Diler de söyledikleri Zazaca ve Türkçe türkülerle kitleyi coflturdular. Ard›ndan Hasan Sa¤lam
ve MKM bünyesinde çal›flmalar›n› sürdüren
Koma Çiya sahne ald›. Onlar da söyledikleri ezgilerle ve halay parçalar›yla etkinli¤e
ayr› bir renk katt›lar.
Etkinlikte baflta proletaryan›n ölümsüz
ustalar› Marks, Engels, Lenin, Stalin ve Mao
olmak üzere Proletarya Partisi’nin 4 genel
sekreteri ve tüm flehitleri, Türkiye devrimci
hareketinin flehitlerinden baz›lar›n›n resimleri etkinlik boyunca kurulu olan sinevizyondan gösterildi. Etkinli¤e ayr›ca hapishanelerden Tutsak Partizanlar, PfiTA, Yeni Demokrat Gençlik, BDSP ve Gazi Mahallesi Al›nteri ile Mücadele Birli¤i okurlar›
mesaj gönderdi.
mezar›n›n bulundu¤u Karakaya Köyü’ne 2 kilometre kala jandarma taraf›ndan durduruldu. Jandarma,
üzerinde ‹brahim Kaypakkaya ve Haki Karer’in resimlerinin bulundu¤u pankarta el koymak istedi.
Ancak avukatlar›n ve kurum temsilcilerinin müdahalesi ile jandarma geri ad›m atmak zorunda kald›.
Araçlar›n konvoy halinde mezarl›¤›n oldu¤u bölgeye gitmesine ise izin vermedi. Mezarl›¤›n giriflinde
tam bir abluka ile karfl›lafl›ld›. Jandarman›n savc›l›ktan ald›¤› izinle gelen kitleyi tek tek kimlik kontrolünden geçirmesi, GBT taramas› yapmas› ve bu esnada onursuz üst aramas› dayatmas› devletin ne
kadar korktu¤unun bir göstergesiydi. Yap›lan tüm
bu ifllemlerin sonunda bir de tutanak imzalat›ld›.
Tüm bu aramalara ra¤men mezarl›¤›n girifline jandarmalardan koridor yap›lmas› tepkiyle karfl›land›
ve jandarma çekilmeden yürüyüfle geçilmeyece¤i
dile getirdi. Kitlenin kararl› tutumuyla jandarma
ablukas›n›n aç›lmas›n›n ard›ndan ortak pankart aç›-
flehitlerini anmak için bütün kurumlara ça¤r› yap›lmas›na ra¤men Al›nteri ve Odak gazetesinin destekleyen kurumlar olarak imza atmas›n›n d›fl›nda
baflta devrimci kurumlar olmak üzere demokratik
kitle örgütlerinin ça¤r›y› yapan kurumlara (Partizan, DHP ve DTP) hiçbir flekilde cevap vermemesini ayr›ca belirtmek ve üzerinde düflünmek gerekir. Bu noktada sistemin yok sayd›¤› saklamaya çal›flt›¤› ‹brahim Kaypakkaya’ya hak etti¤i yeri ve gereken önemi vermenin devrimci mücadelenin ilkelerinden biri oldu¤unu bir kez daha hat›rlatma ihtiyac› duyuyoruz.
Bursa
* 17 May›s akflam› Partizan, DHP, BDSP,
ESP, SDP ve Bursa Tuncelililer Derne¤i iki ayr› etkinlikle Kaypakkaya’y› and›. ‹lk etkinlik AVP Tiyatrosu önünde yap›lan bas›n aç›klamas› ile kitlesel
olarak gerçeklefltirildi. Kaypakkaya flahs›nda May›s
ay› flehitleri ve tüm devrim flehitleri için yap›lan
sayg› duruflu ile bafllayan aç›klama, kitle taraf›ndan
alk›fl ve sloganlarla desteklendi.
* ‹kinci etkinlik ise saat 18.30’da Bursa Tunceliler Derne¤i lokalinde “68 ve 71 Devrimci Ç›k›fl›” bafll›¤› alt›nda yap›lan paneldi. Panelde Partizan, BDSP ve ESP’den konuflmac›lar düflüncelerini ifade ettiler. Konuflmac›lar 68’de dünyada ve ülkemizde yaflanan olaylar ve geliflmelere de¤indiler.
Panelin sonunda Tuncelililer Derne¤i Müzik
Grubu’nun kitleyle birlikte söyledi¤i türkü ve
marfllarla etkinlik sona erdirildi. ‹brahim Kaypakkaya’n›n Bursa’da ilk kez bir sokak eylemiyle an›lmas›n›n olumlulu¤unun yan›nda kendine devrimci, demokratik diyen kurumlar›n anma etkinli¤ine ça¤r›lmas›na karfl›n gelmemeleri ise bir olumsuzluktu.
‹zmir
* 17 May›s günü Mine Bademci Kültür Merkezi’nde Partizan, DHP, Devrimci Hareket ve
ESP’nin düzenledi¤i anma devrim flehitleri için yap›lan sayg› duruflu ile bafllad›. Sayg› duruflunun ard›ndan Partizan ve Devrimci Hareket ad›na konuflmalar yap›ld›. Etkinlik sinevizyon gösterimi, fliir dinletisi ve verilen müzik dinletileri ile sona erdi.
‹zmir
a¤›zdan söylendi.
Ayr›ca ‹brahim Kaypakkaya’y› anlatan bir konuflma yap›ld›.
Ö¤le yeme¤inden sonra YÖK Baflkan›’n›n aç›klamalar›n› konu alan k›sa bir skeç yap›ld›. Daha sonra davul zurna eflli¤inde çekilen halaylarla piknik
sonland›r›ld›. (Malatya YDG)
Sivas
Bursa
larak yürüyüfle geçildi. Sayg› duruflu ile bafllayan
anmada, kurumlar ad›na ortak bir aç›klama okundu. ‹brahim Kaypakkaya’n›n okul arkadafl› Salman
Kaya yapt›¤› konuflmada; Kaypakkaya’n›n mücadeleci yan›na vurgu yapt›. fiair ve avukat Ömer
Öneren ise, ‹brahim Kaypakkaya’ya yazd›¤› fliiri
okudu. Ovac›k Tunceliler Derne¤i ve ‹HD üyelerinin de destek verdi¤i anma, DTP Ankara il yöneticisinin yapt›¤› k›sa konuflman›n ard›ndan marfllar
okunarak sona erdi.
Anma etkinlikleri program› oluflturulurken ortaklafl›lan Devrimci 78’liler Federasyonu’nun gerek
yap›lan bas›n aç›klamas›nda gerekse mezarl›kta ayr›flan bir tutum içerisine girmesi eylem birlikteli¤i
ilkelerinin olmas› gerekti¤i gibi hayata geçmesinin
önünde engel oluflturdu. Yine tüm çevreler taraf›ndan devrimci bir önder olarak kabul edilen ve sahiplenilen ‹brahim Kaypakkaya ve ulusal hareketin
Elimize e-posta kanal›yla geçen ‹stanbul Semt Üst Komitesi imzal› bir habere göre TKP/ML militanlar› çeflitli eylemlerle ‹brahim Kaypakkaya’y› and›.
“May›s’›n
18’i,
partimiz
TKP/ML’nin öncülü¤ünde Türkiye
devrimini
gerçeklefltirece¤imize
olan inanc›m›z›n ve bu inançla harmanlanm›fl mücadele azmimizin bilendi¤i bir gündür” denilen aç›klamada
belirtildi¤ine göre 17 May›s’ta Ümraniye-1
May›s Mahallesi’nde “‹brahim Kaypakkaya beynimizde bilinç, yüre¤imizde
cesarettir” yaz›l› ve TKP/ML T‹KKO imzal› bomba süsü verilmifl pankart as›lm›flt›r.
Pankart iki saate yak›n as›l› kalm›fl, daha
sonra düflman taraf›ndan indirilmifltir.
Yine aç›klamaya göre18 May›s akflam›
1 May›s Mahallesi’nde TKP/ML ve PKK
militanlar› ortak bir illegal gösteri düzenledi. Gece saat 22.00’de yap›lan gösteriye
düflman önce z›rhl› araçlarla müdahale etmifl, ancak militanlar›n molotoflarla z›rhl›
araçlar› yakmalar› üzerine geri çekilmifllerdir. Ard›ndan bölgeye çevik kuvvet y›¤›lm›fl
ve iki saat boyunca çat›flma yaflanm›flt›r.
Militanlar daha sonra eylemi kendi inisiyatifleriyle bitirmifl ve hiçbir kay›p vermeden
geri çekilmifllerdir. Eylem boyunca “‹brahim Kaypakkaya ölümsüzdür”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “‹brahim Kaypakkaya, Mahmut Zengin, Eflref Any›k, Necmi
Öner, Ferhat Kurtay, Haki Karer ölümsüzdür” sloganlar› at›lm›flt›r. Ayr›ca TKP/ML
militanlar› s›k s›k “Yaflas›n partimiz
TKP/ML, Halk Ordusu T‹KKO,
TMLGB” sloganlar›n› hayk›rm›flt›r.
Ayr›ca aç›klamaya göre So¤anl›, ‹kitelli, Ümraniye, Gülsuyu, Alt›nflehir semtlerinde de ‹brahim Kaypakkaya an›s›na yay›nlanan TKP/ML MK-SB imzal› aç›klama
yo¤un bir flekilde da¤›t›lm›flt›r.
Yine Gazi Mahallesi’nde 16 May›s
2008 tarihinde akflam saatlerinde Gazi Mahallesi Fevzi Çakmak Caddesi Nalbur Dura¤›, ‹smet Pafla Caddesi ve Son Durak olarak
bilinen bölgelere “Komünist önder ‹brahim
Kaypakkaya
ölümsüzdürTKP/ML” yaz›l› afifller yap›lm›flt›r. Aç›klamaya göre kimi yerlerde düflmanla karfl›
karfl›ya gelen TKP/ML militanlar›, kararl› bir
flekilde ve cesaretle eylemlerini sürdürmüfl,
faflist TC devletinin kolluk güçlerinin “uyan›kl›¤›” ve yo¤un denetim devriyeleri bofla
ç›kar›lm›fl, TKP/ML militanlar› eylemi baflar›yla sonuçland›rm›flt›r.
* 18 May›s Pazar günü saat 13:00’de Konak Pier önünde toplanan Partizan, DHP, ESP, Devrimci Hareket, BDSP, KÖZ, ‹LGP, SDP ve DevLis buradan Sümerbank önüne yürüyerek bir bas›n aç›klamas› yapt›. Sayg› duruflunun ard›ndan okunan bas›n aç›klamas›nda “Kaypakkaya yoldafl›m›zdan devrald›¤›m›z ser verip s›r vermeme gelene¤imiz ile emperyalizme, faflizme, flovenizme ve her
türden gericili¤e karfl› kavgam›z› her zamankinden
büyük bir s›n›f kiniyle yükseltiyoruz” denildi.
Kat›l›m›n yüksek oldu¤u eylem, hep bir a¤›zdan
söylenen ‹brahim’e A¤›t parças› ve Ali Kaypakkaya’n›n o¤luna yazd›¤› bir fliirin okunmas›n›n ard›ndan
sona erdi.
Malatya
Kaypakkaya, 18 May›s günü Malatya’da yap›lan
bir piknikle an›ld›. Orduzu Piknik Alan›’na giden
otobüsü durduran polis burada yaklafl›k 45 dakika
kimlik kontrolü yapt›. Piknik alan›na var›ld›¤›nda
sayg› duruflunda bulundu. Hep birlikte yap›lan kahvalt›dan sonra, müzik ve fliir dinletisine geçildi.
Devrimci marfllar›m›z ve ‹brahim Kaypakkaya’n›n
sevdi¤i türkü olan Burçak Tarlas› türküsü hep bir
18 May›s Pazar günü saat 14.00’de E¤itim-Sen
Sivas fiubesi’nde ‹brahim Kaypakkaya anmas› yap›ld›. YDG ve DGH olarak ortak örgütlenen etkinli¤e yaklafl›k 40 kifli kat›ld›. Etkinli¤e sayg› duruflu ile
baflland›. ‹brahim Kaypakkaya hakk›nda yap›lan k›sa
konuflmalar›n ard›ndan, etkinli¤e kat›lan kiflilerle
‹brahim Kaypakkaya hakk›nda sohbet edildi.
Konuflmalar›n ard›ndan “Umudun Atefl
Toplar›na-2” isimli sinevizyon gösterilerek etkinli¤e son verildi. (Sivas YDG)
Trabzon
18 May›s günü SDP Trabzon fiubesinde
saat 14.00’te gerçeklefltirdi¤imiz anma ‹brahim flahs›nda sayg› durufluyla bafllad›.Bir arkadafl›m›z›n ‹brahim’in hayat›n› anlatmas›ndan
sonra ‹brahim’in politik duruflu, Kürt sorunu,
Kemalizm ve verdi¤i mücadele hakk›nda bilgi
verildi. Ard›ndan bugünün sorunlar›, gençli¤in
sorunlar› ve ‹brahim’i anlaman›n ne demek oldu¤u üzerine düflüncelerimizi anlatt›k.
Mersin
24 May›s 2008 tarihinde Partizan, DHP,
ESP ve Kald›raç taraf›ndan yap›lan panelle ‹brahim Kaypakkaya an›ld›. Panelist olarak kat›lan bir arkadafl›m›z ‹brahim’in ve di¤er devrimci önderlerden ayr›lma noktalar›n›n alt›n›
çizdi. Etkinlik süresince fliir ve müzik dinletileri de yap›ld›. Sayg› durufluyla bafllayan etkinlik
sloganlarla bitirildi.

Benzer belgeler