NİN SESİ

Transkript

NİN SESİ
’NİN SESİ
TEMMUZ 2014 SAYI: 383
Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı
Sektör Ro-Ro hakkında
Ne düşünüyor?
“Ya Yeni Bir Yol Bulacağız,
Ya Yeni Bir Yol Yapacağız”
UND’nin iftar yemeğinde sektör bir araya geldi
Lojistik eğitimindeki dağınık yapı ULAKDER ile son bulacak
Sayı: 383
24
42
18 UND’nin Yetkilendirilmiş Yükümlü Destekleme
Projesi ile gümrüklerdeki bekleme çilesine son!
Dünyanın 46 ülkesinde kabul görmüş AEO Yetkilendirilmiş Yükümlü
Sertifikası ile nakliye firmaları artık iç gümrük idarelerine gitmeyecek.
20 Lojistik eğitimindeki dağınık yapı
ULAKDER ile son bulacak
Kısa adı ULAKDER olan Ulaştırma ve Lojistik Eğitim Kurumları ve Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği toplantısı temmuz
ayında gerçekleştirildi.
24 Türkiye uluslararası yakıt kartları ile
gerçek anlamda son 3-4 yılda tanıştı
AS24 Türkiye ile UND arasında Mayıs 2014‘te yeniden işbirliği anlaşması yapıldı ve önümüzdeki dönemlerde UND üyelerine özel cazip tekliflerle bu işbirliği artacak.
Temmuz
2014
26 MÜSİAD, lojistik meslek yüksekokulu
için kolları sıvadı
MÜSİAD Lojistik Sektör Kurul Toplantısı ve iftar yemeği The President
Otel’de gerçekleşti.
’NİN SESİ
UND Danışmanlık ve Tanıtım
Hizmetleri A.Ş İktisadi
İşletmesi Adına Sahibi
Ömer Çetin Nuhoğlu
36
Genel Yayın Yönetmeni
Fatih Şener
Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü
Hatice Hacısalihoğlu
Yayın Kurulu
Ali Çiçekli, Şerafettin Aras,
Nagihan Soylu,
Banu Damla Alışan
30
Yazı Kurulu
Alper Özel, Evren Bingöl,
Muammer Ünlü, Elif Sevim
Haber Merkezi
Alpdoğan Kahraman, Berkalp Kaya,
Erman Ereke, Gürol Gülbeyaz,
İbrahim Çolak, Burak Çığa,
Kadir Çirkin
Mali İşler Müdürü
Muhammet Haybarlık
28 Ford Otosan İnönü Motor Test Merkezi’ni
Eskişehir’de hizmete açtı
Ford Otosan, Gölcük’ün ardından, ikinci Motor Test Merkezi’ni Eskişehir İnönü
Fabrikası’nda açtı. 3 milyon Euro’luk yatırımla hayata geçirilen ve ileri teknolojileriyle
dünyadaki benzerlerine öncülük edecek olan merkez, Türkiye’de 13 litre üzeri motor
testleri yapabilen ilk tesis olma özelliğine sahip.
30 Şerafettin Aras: Alternatif merkezlere kanalize
olup esnek ve hareketli yapıyı oluşturabilmeliyiz
Hilaltrans Yönetim Kurulu Başkanı ve UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şerafettin Aras, lojistik sektörünün hem etkileyen hem de etkilenen bir sektör olduğunu ifade
ederek, “Lojistikçinin işi müteşebbisin işine bağlı olup, dolayısı ile ticareti hareketli ve
güvenli olan yerdedir” dedi.
32 Haziran ayı ihracatı yüzde 6.6 artışla
12 milyar 544 milyon dolar oldu
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi,
Haziran ayı ihracat rakamlarını Kırıkkale’de açıkladı.
34 İhracatın Finansmanı İstanbul’da masaya yatırıldı
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ihracatçıların “en büyük problem” olarak tanımladıkları, ihracatın finansmanı sorununu düzenlediği panelle tartıştı.
Reklam Sorumlusu
Hatice Hacısalihoğlu
0212 359 26 00 / 208
Yayına Hazırlık
LOCA MEDYA
ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ
Genel Yönetmen
Mutlu Doğan
Editör
Ahmet Doğan
Grafik Tasarım
Erhan Aydın
İletişim
0212 579 92 35
ctp baskı ve cilt
İstanbul Basım Ltd.Şti
0212 603 26 20
Temmuz 2014
adres
Cennet Mah. Hürriyet Cad.
No: 1/1 B Blok
Cennet / Küçükçekmece
İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel: 0212 579 92 35
Fax: 0212 598 47 62
[email protected]
Yerel ve Süreli Yayın
BAŞYAZI
ÖMER ÇETİN NUHOĞLU
UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Değerli Dostlarım,
Türkiye uluslararası nakliye sektörü yıllardan beri pek çok haksız ve hukuki dayanağı olmayan muameleler ile uğraşmak zorunda kaldı. UND olarak sektörümüzün uğradığı bu haksızlıklara çözüm üretebilmek için Kamu’nun ilgili birimlerini de yanımıza alarak
STK’larımızla beraber var gücümüzle çalışıyoruz. Özellikle batı sınır
kapılarımızda yaşanan sıkıntılar bizleri Ro-Ro’yu tekrar düşünmeye sevk etti. Geçtiğimiz ay içerisinde Ro-Ro konusunu işlediğimiz bir
toplantı gerçekleştirdik ve Ro-Ro’nun sektörümüze sunacağı katma
değerleri açıkladık. Bu ay gerçekleştirdiğimiz geleneksel UND iftar
yemeğinde TİM Başkanı Sayın Mehmet Büyükekşi ve İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Sayın Ömer Cihad Vardan ile sektörümüzün güzide oyun kurucuları ile buluştuk. UND olarak 40. yılımızı kutladığımız 2014 yılı içerisinde sektörümüzün geçmişten bu yana gelen
sorunlarını çözme noktasında emin adımlarla ilerliyoruz. Geleneksel iftar yemeğimizde sektörümüze yıllarını vermiş emektar girişimcilerimizi ve yeni jenerasyonu bir arada gördük. Tecrübenin ve dinamizmin aynı çatı altında buluştuğu iftar yemeğimizde gençlerin ışıldayan enerjik gözlerinde sektöre çok büyük şeyler verebileceğini birebir gözlemledim. Deneyimin ve enerjinin aynı potada buluşması
sektörümüz adına son derece sevindiricidir.
Türkiye, 2023 hedefleri doğrultusunda 500 milyar dolar ihracat hedefliyor. Büyüyen ve gelişen Türkiye’nin artık durma, yerinde sayma
gibi bir lüksü olamaz. Pazar, hız ve zaman kavramlarının her şeyden
önde geldiği günümüz rekabet ortamında ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşmasının tek ve asıl koşulu uluslararası nakliye sektörüdür.
Bizler olmazsak ülkemizin 2023 hedeflerini kimler, nasıl gerçekleştirebilir? Lojistik, taşıma olmadan bu hedeflere ulaşılabilir mi? Kısacası biz olmadan 2023 hedeflerine ulaşılamaz. Geçen yıl ‘şirketlerinizi satmayın, güzel günler yakında’ demiştim. Buradan uluslararası nakliye sektörümüzün değerli girişimcilerine bir kez daha sesleniyor ve şirketlerinizi satmayın çağrımı yineliyorum.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği, 1974’te kuruldu. Tam 40 yıllık
bir derneğiz. 40 yıllık geçmişe bir tarihi sığdırdık. Uluslararası Nakliyeciler Derneği dediğiniz zaman aslında uluslararası nakliye sektörünün tarihini konuşuyoruz. Uluslararası nakliye sektörümüzün tarihi
bu Dernekle başladı. Türkiye’de ilk defa 2023 yılı yani cumhuriyetimizin 100’üncü yılında ihracat hedeflerimiz bilimsel ve çağdaş metotlarla ölçülmeye ve hayata geçirilmeye başlandı. Ve 2023’e 9 yıl
kaldı. Geri sayıma geçtiğimiz bu günlerde 2023 hedeflerine ulaş-
mak için birincil kıstas olan ‘uluslararası nakliye sektörü’nün analizi ve sektörümüzün açık ve ihtiyaç duyulan alanları da bilimsel veriler ışığında hazırlanmıştır. Sektör olarak her zaman eğitime ve bu
bağlamda akademik çevreye büyük önem verdik. 2013 yılında tarihte ilk defa Türkiye Kalkınma Bakanlığı 10’uncu Kalkınma Planı’nı
yaparken lojistiği kalkınma planının temel taşlarından biri haline getirdi ve 2018 yılındaki 288 milyar dolarlık ihracat hedefini belirledi.
Türkiye Cumhuriyeti gücünün farkında… Hem doğuya hem batıya,
hem kuzeye hem güneye yapacağı taşımalarla ilgili kalkınma modeli ihracata oturmuş ve bunun için de yetkinlik tanımını yapmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti; hem sivil toplum örgütlerinde, hem kamuda, hem hükümette her türlü desteği verir hale gelmiş bir yapıdadır.
Bu birliktelik ile gücümüzü ve enerjimizi verimli kullanmamız gerekmektedir. Bugün aslında tüm bu yaşananlara baktığımızda sevinçli,
gururlu ve de ümitliyiz.
Özellikle son 2-3 yılda yaşanılan sıkıntılar ortada. Haksız rekabetlere karşı verdiğimiz mücadeleyi herkes biliyor. Birbirimize inanan,
birbirimize güvenen ve de başarma azmi ile dolu olan insanlarız.
Bugün çevremizde yapılan uygulamalar özellikle Türk mallarının
Avrupa’ya, Orta Asya’ya taşınmasının önüne engel çıkarmak için
malların transferini engellemek üzere önümüze konan kotalar, yüksek geçiş paraları, vize sorunları bütün bunların bilincindeyiz. Bunlarla nasıl yıllarca mücadele ettiysek bugün de yarın da mücadele edeceğiz. Bugün ne yapılırsa yapılsın, ne tür engel konursa konsun son 1-2 yılda Avrupa’daki her kuruma, her hükümete Avrupa
Birliği’nin her makamına Türkiye’de uygulanan bu haksızlığı anlattık ve anlatmaya devam edeceğiz. Bir tek hayalim var: Buradan çıkan araçlarımızın 36 saat sonra Münih’e varması… Bunu elbirliği ile
gerçekleştireceğiz. Lojistik sektörü bu ülkenin temel taşıdır, devletin
politikasıdır, devletin her konuda destek olduğu temel alt yapıdır. Bir
kez daha altını çizerek vurgulamak isterim: 500 milyar dolar ihracat,
2018’de 288 milyar dolar ihracatın bizler olmadan gerçekleşmesi mümkün değil. Bu malları başkaları taşıyamaz. Bizim Avrupa’ya
yaptığımız taşımaların yarısından fazlası karayolları ile gitmek zorundadır. Zaten lojistiğin verdiği avantajı hepimiz biliyoruz. Bu bölge
özellikle üç günde Avrupa’ya malı ulaştırmak zorundadır. Önümüzdeki yıl UND’nin 41’inci yılını büyük bir şölenle kutlayacağız. Şimdiden 41 kere maşallah diyor, herkesin Ramazan Bayramı’nı tebrik ediyorum.
Saygı ve Sevgilerimle...
8
UND’DEN
Temmuz 2014
Haziran ayında ihracatımız, geçen yılın aynı ayına göre yüzde
6,6 artışla, 12,5 milyar dolar oldu. Yılın ilk yarısında ise ihracatımızın yüzde 7,3 artarak 80 milyar dolara ulaştı. Haziran ayında
AB’ye ihracatımızın yüzde 15 artarken, Kuzey Amerika’ya yüzde
12 ve Ortadoğu’ya yüzde 2 ihracat artışını yakaladık. En fazla ihracat yaptığımız 30 ülke arasında en yüksek ihracat artışını yüzde
94 ile Suriye ile yakaladık. Diğer taraftan Rusya, Ukrayna, Irak, Libya ile Ortadoğu ülkelerinde yaşanan konjonktürel sorunların ihracatımıza da yansıdığını görüyoruz. Haziran ayında Libya’ya ihracatımız
yüzde 25, Ukrayna’ya ihracatımız yüzde 20, ve Rusya’ya ihracatımız yüzde 4 düşüş gösterdi.
Editör’den
Merhaba,
Fatih ŞENER
UND İcra Kurulu Başkanı
İhracatımız artıyor
Uluslararası Nakliyeciler Derneği olarak temmuz ayı içerisinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde ‘Geleneksel UND İftar Yemeği’ni gerçekleştirdik. Yemeğe, TİM Başkanı Sayın Mehmet Büyükekşi, İktisadi
Kalkınma Vakfı Başkanı Sayın Ömer Cihad Vardan gibi önemli isimlerin yanı sıra sektörümüzün önde gelen kişileri katıldı. Yemekte, Başkanımız Sayın Çetin Nuhoğlu, Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda lojistik sektörünün ne denli olduğuyla ilgili bir konuşma gerçekleştirdi. Nuhoğlu’nun da dediği gibi 2023 hedefleri doğrultusunda gerçekleştirilmek istenen 500 milyar dolarlık ihracat lojistik sektörü olmadan başarılamaz.
Sektörümüzün son yıllarda yaşadığı sıkıntılar ortada. UND, bu sıkıntıların giderilmesi için var gücüyle çalışıyor. Kotalar, engellemeler,
keyfi bekletmeler, vizeler, sınır kapılarında yaşadığımız zorluklar vs.
sektörümüzü haksız bir rekabetle karşı karşıya bırakıyor. Varış yerlerine zamanında gidememe, rakiplerimizi bizden bir adım öne geçiriyor. Biz, Türk nakliye sektörü olarak her zaman eşit rekabet etmekten yana tavır koyduk. Doğumuzda ve güneyimizde komşu ülkelerimizin yaşadığı sıkıntılar sektörümüz için ciddi tehlikeler oluştursa da
sektör olarak ‘anında karar verme, hızlı refleks gösterebilme’ gücüne sahibiz. Bu sebeple eşit şartlar sağlanması halinde ülkemiz lojistik sektörü her geçen gün gücüne güç katacağı iddiamızı yüksek sesle dile getiriyoruz.
Yabancı ülkelerin taşımalarındaki pay, üzerinde düşünülmesi gereken bir diğer konu… UND olarak yabancı taşımalardaki pay artışını daha önce sizlerle paylaşmıştık. Türkiye’nin yakın coğrafyasında
meydana gelen ve bizleri birebir etkileyen olaylara rağmen ekonomimizdeki iyileşme ve artış biz nakliye sektörünü hem sevindiriyor hem
de bu artışta payımız olduğu duygusunu uyandırarak bizleri daha
da motive ediyor. UND’nin düzenlediği iftar yemeğinde TİM Başkanı
Sayın Büyükekşi bu konuyla ilgili çok çarpıcı rakamlar verdi. İhracatımızın bu yılı başarılı bir tempoyla sürdüğünü ifade eden Büyükekşi,
gelişmiş ülkelerdeki toparlanma ile birlikte ihracat performansımızın
hızla arttığını söyledi. Haziran ayında ihracatımızın, geçen yılın aynı
ayına göre yüzde 6,6 artışla, 12,5 milyar dolar olduğunu ifade eden
Büyükekşi, yılın ilk yarısında ise ihracatımızın yüzde 7,3 artarak 80
milyar dolara ulaştığı bilgisini verdi. Haziran ayında AB’ye ihracatımızın yüzde 15 artarken, Kuzey Amerika’ya yüzde 12 ve Ortadoğu’ya
yüzde 2 ihracat artışını yakaladığımızı ifade eden TİM Başkanı, en
fazla ihracat yaptığımız 30 ülke arasında en yüksek ihracat artışını
yüzde 94 ile Suriye’yle yakaladığımızı söyledi. Diğer taraftan Rusya,
Ukrayna, Irak, Libya ile Ortadoğu ülkelerinde yaşanan konjonktürel
sorunların ihracatımıza da yansıdığını ifade eden Büyükekşi, Haziran
ayında Libya’ya ihracatımızın yüzde 25, Ukrayna’ya ihracatımız yüzde 20, ve Rusya’ya ihracatımız yüzde 4 düşüş gösterdiğinin altını çizdi. Yıllık 12 milyar dolarlık ihracat yaptığımız ikinci büyük ihraç pazarımız Irak’a ihracatımızda birtakım sıkıntılar yaşandığını belirten Büyükekşi, şu aşamada sadece alternatif Kerkük yolu üzerinden sınırlı miktarda ticaret yapılabildiğini belirtti. TİM Başkanı, Irak’a ihracatımızda yaşanan sıkıntıları alternatif rotalarla aşacağımızı düşündüğünü, Irak’ta oluşan ihracat kaybımızın da geçici olduğuna inandığını
antiparantez dile getirdi.
UND’nin Sesi olarak sektörümüzdeki tüm gelişmeleri sizlerle paylaşıyoruz. Dergimizin bu sayısında birbirinden önemli bilgilendirici haberler ve dosya çalışmaları var. Bu sayımızda UND’nin Ro-Ro
girişiminin sektördeki yankılarını sizlerle paylaşmaya gayret ettik. RoRo’nun sektörümüze ne gibi artıları ve katma değerleri sunacağını
sektörümüzün önemli firmalarına sorduk. UND olarak ‘ekmeğine ve
emeğine sahip çık’ diyoruz ve bu bağlamda önemli çalışmalara imza
atıyoruz. UND olarak yaptığımız, yapacağımız çalışmaları dergimiz
kanalı ile sizlere iletiyoruz. Tüm sektörümüzün Ramazan Bayramı’nı
tebrik eder, hayırlara vesile olmasını dilerim.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar hoşçakalın…
Saygılarımla…
10
UND’DEN
UND, serbest bırakılan şoförlerin sağ salim
evine dönmelerini memnuniyetle karşıladı
Son günlerin sektörümüz ve ülkemiz adına en önemli gündem konusu IŞİD’in kaçırdığı şoförlerimiz
oldu. Şoförlerimizin 23 gün sonra serbest bırakılmasından dolayı
UND Başkanı Çetin Nuhoğlu UND
olarak memnun olduklarını ifade
ederek, “Uluslararası Nakliyeciler
Derneği (UND) olarak, Irak’ın Musul kentinde Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarınca 10 Haziran
2014 tarihinde alıkonulup, 23 gün
tutulduktan sonra serbest bırakılan
32 Türk TIR şoförümüzün sağ salim ülkemize geri dönerek ailelerine kavuşmalarından büyük mutluluk duyduk. Alıkonulma sürecinde;
şüphesiz bölgesinin en güçlü ülkesi olan Türkiye’nin büyüklüğüne yakışır bir kararlılık sergileyerek, şoförlerimizin burunları bile kanamadan yurda dönmeleri için ilgili tüm
birimlere gerekli talimatları veren
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, bu konuda gece gündüz demeden çok
büyük bir diplomatik faaliyet yürüten Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu
ile MİT Müsteşarımız Sayın Hakan
Fidan ve bağlı personeline sonsuz
teşekkürlerimizi sunuyoruz. Evlerinin temel direkleri; kimisi oğul, kimisi eş, kimisi kardeş olan yakınlarının yabancı bir ülkede alıkonulmasına rağmen olayın en başından itibaren Türk ulusuna yakışan
vakur ve soğukkanlılıkla sevdiklerinin Türkiye’ye dönmelerini bekleyen TIR şoförlerimizin değerli ailelerinin bu tavırlarını da takdire şayan buluyoruz. Bir büyük teşekkü-
rü de; TIR şoförlerimiz serbest kaldıktan sonra hemen bir uçak tahsis ederek, Irak’tan Türkiye’ye hızlı ve güvenli bir şekilde dönmelerine olanak sağlayan Türk Hava
Yolları’nın (THY) değerli yöneticilerine sunuyoruz. UND olarak
dünyanın dört bir tarafına yük taşıyan TIR şoförlerimizin bundan sonraki süreçte benzer bir olayla karşılaşmamalarını canı gönülden temenni ediyoruz” dedi.
Mersin Bölge ve İran-Irak-Afganistan-Türki Cumhuriyetler
Çalışma Grubu Toplantısı gerçekleştirildi
Mersin Bölge ile İran-Irak-AfganistanTürki Cumhuriyetler Çalışma Grubu
toplantısı 23 Haziran 2014 tarihinde
UND Mersin Bölge Temsilciliği’nde
gerçekleştirildi. Toplantıda IŞİD militanlarının Irak’ın Musul – Bağdat arasındaki bölgeyi kontrol altına alması
ile beraber Irak’ın güney bölgelerine
yapılan taşımalarımızın durması konusunda durum değerlendirmesi yapılmış ve alternatif güzergahların belirlenmesi konusu görüşüldü. Toplantıya Yönetim Kurulu Üyeleri Hakkı Keleş (Özkeleşler), Ercan Arslan (Meter)
ve Hacı Abay (Özabay), YİK Üyemiz
Abdulkadir Denli’nin katılım sağladığı Çalışma Grubumuza Erkan Yurteri (Botros&Levante), başkanlık etmiş
Temmuz 2014
M.Mücahit Altay (Gültur), Dinç Özbiçer (İkra), Nevaf Kılıç (Merbil), İlker Sungur (Teknotaş), M.Nuri Bulun
(Özbilal), Ferid Cevheroğlu (Cevhe-
roğlu), Salih Yiğit (Say Nak), Nazan
Üngör (Duru) ve UND Mersin Bölge Temsilcisi Şemsettin Kurtay katılım sağladı.
12
UND’DEN
İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve
Lojistik Yüksekokulu uluslararası akreditasyon aldı
İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve
Lojistik Yüksekokulu, 16 Haziran
2014 tarihinde IRU ile akreditasyon
anlaşması imzalayarak Türkiye’de
bu akreditasyonu alan ilk devlet
üniversitesi oldu. İmzalanan bu anlaşmayla, mezun olan tüm öğrenciler aralarında AB ülkeleri, ABD,
Kanada ve Çin’in de bulunduğu 75
ülkede akredite olarak çalışabilecekler.
1999 yılında Türkiye’nin ulaştırma
ve lojistik alanında ilk ve tek okulu
olarak kurulan İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu, Birleşmiş Milletler menşeili IRU
(International Road Transport Union - Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği) akreditasyon sürecini
tamamlamıştır. Böylece Ulaştırma
ve Lojistik Yüksekokulu Türkiye’deki
IRU akrediteli ilk devlet üniversitesi olma özelliği yanında, İstanbul Üniversitesi bünyesinde İşletme
Fakültesi’nden sonra uluslararası
akreditasyon alan ikinci okul olma
özelliğine sahip oldu. Diğer taraftan, yüksekokul, Türkiye’de lisans
ve yüksek lisans seviyesinde IRU
tarafından akredite edilen ilk okul
oldu. Uluslararası prestijli bir mes-
lek örgütü olan IRU, Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu, Uluslararası Taşımacılık Forumu, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Taşımacılık Çalışanları Federasyonu’nun dahil olduğu uluslararası örgütlerin önde gelen uzmanlarından oluşan danışma
komitesinin uluslararası bilinirlik ve
desteğinden de yararlanıyor. IRU
bünyesinde yer alan IRU Academy,
lojistik ve ulaştırma sektöründe çalışacak olan yetkin işgücünün geliştirilmesi amacıyla eğitim faaliyetleri organize ediyor ve eğitimin ardından Mesleki Yeterlilik Diploması veriyor. IRU’nun akredite ettiği
okul ve kurumlar, gerekli akreditasyon kriterlerini sağlayarak bu diplomayı vermeye hak kazanıyorlar.
İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve
Lojistik Yüksekokulu vizyon ve misyonu ile örtüşen Profesyonel Yönetici Yetkinlik Sertifika (CPC, Certificate of Professional Competence) programına akredite olmuştur.
İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve
Lojistik Yüksekokulu öğrencilerine
kendi diplomalarının yanında verilecek olan IRU Academy CPC Diploması, onlara uluslararası geçerli
bir Mesleki Yeterlilik Diploması kazandıracak, aralarında AB ülkeleri, ABD, Kanada ve Çin’in de bulunduğu IRU üyesi 75 ülkede akredite olarak çalışmalarına imkan
sağlayacak.
İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik
Yüksek Okulu 11. dönem mezunlarını uğurladı
Eğitim hayatına 1999 yılında başlayan İstanbul Üniversitesi Ulaştırma
ve Lojistik Yüksekokulu, Öğrencileri ve UND üyelerinin katıldığı coşkulu bir törenle 11. dönem mezunlarını sektöre uğurladı. Törende konuşan UND Genel Sekreteri Ali Çiçekli, bölgesinin en önemli geçiş noktasından biri olan Türkiye lojistik sektörünün eğitimli elemana olan ihtiyacının her gecen gün arttığını ve UND
üyelerinin lojistik mezunu gençlerin
yanında olduğunu belirtti. Mezuniyet
töreninde diplomaları öğretim görevlileri yanısıra UND ve sektör temsilcileri tarafından verildi.
Temmuz 2014
13
Temmuz 2014
14
UND’DEN
Türkiye-Gürcistan KUKK Toplantısı gerçekleştirildi
Türkiye-Gürcistan KUKK toplantısı 19-20 Haziran 2014 tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi. Heyet Başkanlığını Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü, Genel Müdürü Ali Rıza Yüceulu’nun gerçekleştirdiği toplantıda Gürcistan taşımalarımız açısından birçok olumlu gelişme
kaydedildi. Öncelikle Gürcistan’a ve
Gürcistan üzerinden transit taşımalarımızın daha da artmasını sağlayacak İkili tektip geçiş belgesi kotası 3 binden 5 bine çıktı, 2014 yılında ilave kullanılabilecek 2 bin adet
geçiş belgesi KUKK toplantısı esnasında karşılıklı teati edildi. Geçiş belgelerinin geçerliliğinin bir sonraki yılın 31 Ocak tarihine kadar geçerli olduğu hususunda heyetlerce mutabık
kalınmış olup, 2014 yılı geçiş belgeleri kotaları şu şekildedir: Tek Girişli
Geçiş Belgesi (İkili/transit/boş girişe
izin verir) : 5.000. Çoklu Giriş Belgesi (İkili/transit/boş girişe izin verir)
: 10.000, üçüncü ülke belgesi (boş
girişe izin verir) : 2.000. Türk heyeti mevcut geçiş belgelerinin boş girişleri kapsamamasını, boş girişler için
ayrı bir kotanın üretilmesini ve çoklu
geçiş belgesi kotasının 15 bin adete
çıkarılmasını önerdi.
Gürcü Tarafı cevabını
2014 yılı içeresinde
Türk Tarafına iletecek
Gürcistan’a taşımalarımızda en büyük sorunlarımızdan biri olan çekici ve römork değişikliği yapılmasına engel, çoklu geçiş belgesi üzerine çekici ve römork numarası yazılması uygulaması ile ilgili olarak Türk
ve Gürcü Makamları çoklu giriş belgesi üzerine sadece çekici plakası
yazılması hususunda mutabık kaldılar. Söz konusu uygulamanın başlama tarihi 1 Temmuz 2014 olarak belirlendi, Gürcü Makamları ilgili kontrol noktalarını bilgilendireceğini ifa-
de ettiler. Gürcistan’da yaşadığımız
sorunlara ilişkin Türk tarafı şu başlıkları gündeme getirdi: Türk araçlarına yüksek ve orantısız ceza kesilmektedir. Gürcü Tarafı konuyla ilgili bir çalışmanın hazırlanmakta olduğunu ve yeni yasayla kategorilere göre orantılı cezalar uygulanmaya başlanacağı hususunda bilgi verdi. Türk araçlarının dâhil olduğu kazalara ilişkin kaza raporları verilmemekte veya geç teslim edilmekte. Konuyla ilgili Gürcü Makamları ilgili kurumları uyaracak. Mobil
tartım istasyonlarında hatalı ölçümler yapılıyor ve taşımacılarımız sorun yaşıyor. Gürcü Delegasyonu ilgili yeni yasayla birlikte mobil tartım istasyonlarının kaldırılacağını
deklare etti. Türk araçlarından yüksek refakat ücretleri alınıyor. Konu
ilgili Gürcü Makamlarına iletilecek.
Gürcü Makamları ADR yükü taşıyan
her türlü araçtan ADR sertifikası talep edildiğini belirtti. Türk Makamları Türkiye’de ADR yükü taşıyan tanker harici araçlardan araç sertifikası
istenmediğini belirtti. Gürcistan Makamları Gürcistan’ın ADR sistemine
girme yönünde çalışmalarının devam ettiğini, çalışmaların akabinde
bu tür sorunların yaşanmayacağını belirtti. Gürcü KUKK toplantısına
UND’yi, UND Yönetim Kurulu Üyeleri Abdullah Özer ve Alişan Topaloğlu, UND Trabzon Bölge Temsilcisi Hakan Demircan temsil etti.
Taşıma Hukuku Çalışma Grubu sektörün
hukuksal sorunlarını görüştü
UND’nin en faal çalışma gruplarından biri olan Taşıma Hukuku Çalışma Grubu, 2 Temmuz 2014 Perşembe günü Yönetim Kurulunun da katılımları ile birlikte gerçekleştirdiği toplantıda Taşıma Hukuku alanına giren
sektör sorunlarını görüştü. Toplantıda devam eden iş mahkemeleri, emniyeti suiistimal ile ilgili yaşanan sorunlar, sürücü istihdam kılavuzu ile ilgili sektördeki firmalarımıza yapılan
seminerler ve bölgelerde düzenlenecek seminerler ve UND’nin konuya
ilişkin diğer faaliyetleri görüşüldü ve
karşılıklı fikir istişaresinde bulunuldu.
Temmuz 2014
15
Temmuz 2014
16
UND’DEN
UND Heyeti Schengen Direktörü Pyke’a
Şoför Vizeleri Sorunlarını anlattı
Heyet, 4 Temmuz 2014 tarihinde
AB Komisyonu’nun İçişleri Genel
Müdürlüğü’ne bağlı Schengen Müdürlüğü yetkilileri ile Brüksel’e bir
toplantı gerçekleştirdi. Schengen
Sistemi’nin 28 AB üye ülkesinde
uygulanmasından sorumlu müdürü Belinda Pyke ve Vize Politikaları
Birimi Başkan Yardımcısı Diederik
Paalman ile gerçekleştirilen görüşmede Türk şoförlerinin AB taşımalarında karsılaştıkları vize sorunları, özellikle son dönemde uygulamaya konan geriye dönük hesaplama yöntemi bağlamında sektörden
yoğun şikayetlere neden olan kalış
süresi kısıtlamalarının sürücüler ve
firmalar için yarattığı mağduriyetler
vurgulanarak aktarıldı. Görüşmede
İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Almanya, Danimarka ve Hollanda’da
Türk şoförlerine tanınan ‘hizmet
sağlayıcı statüsünün’ tüm Schengen bölgesine temsil edilmesi gerektiğini ifade etti ve Türk şoförlerine yönelik vize kısıtlamalarının
Türkiye-AB ticaretine olumsuz etkilerini rakamlarla açıkladı.
Bugün Türkiye’de kayıtlı olarak faaliyet gösteren, toplam sayı 25 bini
geçmeyen, AB’ye çalışan uluslararası profesyonel şoförlerin bu mesleği icra edebilmek için yerine getirmeleri gereken zorlu koşullar olduğunu, ayrıca devlet ve şirketlerce
yakından takip edildiklerinden dolayı AB için yasadışı göç riski arz etmediğine dikkat çekerek vize konu-
sunda özel muameleyi hak ettiklerini belirti. Aralık 2013’ten bugüne,
yeni Schengen kısa süreli vize kalış süresi hesaplama metodu sonucunda özellikle Slovenya’da sınırdan Türkiye’ye geri gönderilen şoför sayısının 150’yi geçtiğini bildiren Şener, Türk Hükümetinin de Yabancı şoförlere yönelik olarak, karşılıklılık ilkesi gereği benzer kısıtlamalar başlatmasının söz konusu olmasıyla, bu sorunun diğer AB ülkelerinin de sorunu haline geldiğine
dikkat çekti ve AB Komisyonu’ndan
sorunun acil çözümü için destek talep etti.
UND heyetinin sorularını samimiyetle
yanıtlayan Schengen Direktörü,AB’nin
vize uygulamalarının basitleştirilmesi amacıyla AB Komisyonu’nun bazı
iyileştirme önerilerini yayınladığını,
bunlar içinde kalış süresi kısıtlamalarına bazı iyileşmeler getirebilecek
önerilerin de yer aldığını belirterek,
meselenin AB üye ülkelerinin yetki
alanı içinde olmasının, bu önerilerin
kabulü ve hayata geçmesi sürecini zorlaştırdığına dikkat çekti. Pyke,
UND’nin, yaşanan sorunları özellikle
üye ülkeler nezdinde gündeme getirmeye devam etmesinin faydalarına değinerek, Slovenya örneğindeki gibi yoğun sıkıntı yaşanan uygulamaların mevcut Schengen kurallarına uygunluğunu da araştıracaklarını söyledi.
UND, İstanbul Sanayi Odasını ziyaret etti
Uluslararası Nakliyeciler Derneği
(UND) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin
Nuhoğlu ve beraberindeki heyet, İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ı makamında ziyaret etti. Ekonomideki son gelişmeler ve
Türk Karayolu Taşımacılığı Sektörü’nün
sorunlarının görüşüldüğü ziyarette,
özellikle Avrupa geçişlerinde birçok ülkenin getirmiş olduğu geçiş kısıtlamalarının ülke ihracatı ve nakliye şirketleri-
Temmuz 2014
ne bıraktığı zor durumlar hakkında bilgi verildi. Sorunların çözümü noktasında İstanbul Sanayi Odasının destek ve
işbirliği bekledikleri dile getirildi. İSO
Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye’nin
ihracatının sekteye uğramaması için
UND ile işbirliği yapacaklarını söyledi.
UND Heyetinde Başkan Nuhoğlu’nun
yanı sıra; İcra Kurulu Başkanı Nejat Fatih Şener, Danışman Can Baydaroğlu,
Genel Sekreter Ali Çiçekli yer aldı.
17
İzinli Gönderici Bilgilendirme Semineri
İzmir’de gerçekleştirildi
İzinli Gönderici Statüsü bilgilendirme
seminerlerinin ikincisi İzmir’de yapıldı.
17 Temmuz 2014 tarihinde İzmir’de
gerçekleştirilen toplantıya 28 adet firma katılım gösterdi. Toplantıda, İzinli Gönderici Statüsü’nün taşımacı firmalara getirdiği avantajlar aktarıldı.
UND, Alberk Qa Technic Uluslararası Teknik Kontrol ve Belgelendirme
firmasıyla imzaladığı protokol kapsamında taşımacı firmaların İzinli Gönderici Statüsü’ne sahip olabilmeleri için gerekli şartlardan biri olan ISO
27001 Bilgi Yönetim Sistemi ve ISO
9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgeleri, UND üyelerine özel olarak düzenlenen toplu eğitim ve danışmanlık hizmeti kapsamında çok uygun maliyetler ile elde edilebilmekte olup sürece
ilişkin tüm detaylar İzmir’de gerçekleştirilen “İzinli Gönderici Statüsü Bilgilendirme Toplantısı’nda” Alberk Qa
Technic yetkililerince katılımcı firma-
larımız ile paylaşıldı. Taşımacı firmaların AEO - Yetkilendirilmiş Yükümlü
Sertifikası kapsamında elde edecekleri “İzinli Gönderici Statüsü” sayesinde iç gümrük idarelerinde ve gümrük
kapılarında yaşanan beklemelerden,
gecikmeli teslimlere kadar birçok sorundan kurtulmasını sağlayan, gümrüklerdeki zaman kaybına son veren
ve gümrük süreçlerini basitleştirerek
rekabette bir adım öne taşıyan İzinli Gönderici Statüsü’ne sahip olabilme şartlarından biri olan ISO 27001
Bilgi Yönetim Sistemi ve ISO 9001
Kalite Yönetim Sistemi Belgeleri’ne
avantajlı maliyetler kapsamında sahip olabilmek için Alberk Qa Technic
firması ile iletişime geçmeleri yeterli.
Licard’ın avantajları Gaziantep,
Hatay ve Ankara’da UND üyelerine anlatıldı
oranları ile alakalı bilgiler verildi. Üyelerden gelen çeşitli soruları da cevaplandırıldı. BDT ülkelerindeki piyasanın tartışmasız lideri olan Lukoil Petrol
Şirketi’nin ürünü olan LICARD, akaryakıt kartları konusunda uzmanlaşmış
kadrosu ile UND üyeleri, Rusya, Ukrayna, Azerbaycan ve Beyaz Rusya’da
ki 2 bin 500’den fazla LUKOIL istasyonundan yakıt alımlarını en iyi ko-
şullarda sağlayacak. Licard akaryakıt kartları ile, Lukoil istasyonlarından UND üyelerine en kaliteli yakıtın en uygun fiyat ile temin edilmesi sağlanacak. Licard akaryakıt kartları UND üyelerine, online çip tabanlı çözüm, en yüksek güvenlik standardı, esnek kart ayarları ve kart kısıtlama imkanları, online ve offline işlem
yetenekleri sağlayacak.
UND’nin, ‘Rusya ve BDT Bölgesi’nde’
akaryakıt kart hizmetlerinin Türk taşımacılık sektörünün kullanımına sunulması yönündeki çalışmaları sonucunda Lukoil’in kart şirketi Licard ile Lukoil istasyonlarından UND üyelerine
en kaliteli yakıtın en uygun fiyat ile temin edilebilmesi amacıyla oluşturduğu işbirliği Gaziantep, Hatay ve Ankara üyelerine anlatıldı. Lukoil yetkilileri tarafından Gaziantep, Hatay ve
Ankara’lı üyelere Lukoil’in genel yapısı istasyon sayısı, diğer firmalardan
farkları ile ilgili genel bilgiler, indirimli akaryakıt kartını tanıtarak indirim
Temmuz 2014
18
UND’DEN
UND’nin Yetkilendirilmiş Yükümlü Destekleme
Projesi ile gümrüklerdeki bekleme çilesine son!
Dünyanın 46 ülkesinde kabul görmüş AEO Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası ile nakliye firmaları artık iç gümrük idarelerine gitmeyecek. Gümrük kapılarında beklemeyecek. Bu uygulama İle 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefi mümkün olacak.
Türkiye, Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde yürüttüğü uyumlaştırma çalışmaları çerçevesinde Yetkilendirilmiş Yükümlü uygulamasını başlatarak, tüm dünyada sürmekte olan “ticareti kolaylaştırıp hızlandırma” çalışmalarına başladı. Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin Alberk Qa Technic Uluslararası Teknik Kontrol ve Belgelendirme firmasıyla imzaladığı protokol ile UND’nin üyesi olan taşımacı firmalar AEO - Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası kapsamında elde
edecekleri “İzinli Gönderici Statüsü”
Temmuz 2014
sayesinde iç gümrük idarelerinde ve
gümrük kapılarında yaşanan beklemelerden, gecikmeli teslimlere kadar
birçok sorundan kurtulmuş olacaklar.
Gümrüklerdeki zaman kaybına son
verecek ve gümrük süreçlerini basitleştirerek ticari faaliyetlere büyük ivme
katacak bu statü, firmaları rekabette
bir adım öne taşıyacak.
ISO 27001 Bilgi Yönetim Sistemi
ve ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgeleri’ne sahip olmayı şart koşan “Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası” ve taşımacılarımızı ilgilendi-
ren “İzinli Gönderici Statüsü” dünyanın önde gelen 46 ülkesinde kabul görmüş durumda. UND’nin Alberk Qa Technic Uluslararası Teknik Kontrol ve Belgelendirme firmasıyla imzaladığı protokol kapsamında ISO 27001 ve ISO 9001 belgeleri UND üyelerine özel olarak düzenlenen toplu eğitim ve danışmanlık hizmeti kapsamında çok uygun
maliyetler ile elde edilebilecek. Sınır kapısından geçiş 1 saate inecek;
Kapıkule’de yaklaşık 3 bin araç işlem görebilecek.
19
kesinde uygulanmaya konulmuş durumda. ABD ve AB Ülkeleri başta olmak üzere bu belgeye sahip olan firmalar diğer firmalardan daha güvenilir, saygın ve ticari itibarı olan firmalar olarak kabul ediliyor ve gümrük kapılarında işlemlerini daha hızlı gerçekleştirebiliyorlar. UND’nin
hedefi, batı sınır kapılarından geçişin 1 saate indirilmesi ve bu kapılardan günde ortalama 3 bin aracın işlemlerini tamamlayıp geçebilmesinin sağlanmasıdır” dedi. Yetki belgesinin sağladığı avantajları da toplantıya katılan üyelere aktaran Şener konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu
yetkiye sahip olan üyeler; İç gümrük
idarelerine gitmeden kendi tesislerinden araçlarının ihracat ve gümrük işlemlerini tamamlama, sınır ka-
pılarında beklemeksizin tanınan öncelik kapsamında çıkış işlemlerini öncelikli olarak tamamlama, ithalatta
gümrük idaresine gitmek yerine doğrudan kendi tesislerinde aracı boşaltma; belge ve araç kontrol oranlarının
azalması ve gerekli olması durumunda firmaya öncelik tanınması, kontrol işlemlerinin kendi tesislerine gelecek olan muayene memurları tarafından yapılması, azaltılmış zorunlu bilgilerden oluşan özet beyan verme gibi imkânlara sahip olacaklar.”
Şener ayrıca, UND, başlatmış olduğu
bu proje ile üyelerine toplu eğitim ve
danışmanlık hizmeti sağlayarak daha
ekonomik ve daha hızlı sistemler kurulmasını sağlayacak. Hedefimiz yılsonuna kadar yetkilendirilmiş kuruluş
sayısını 20’ye çıkarmak” dedi.
Yetkilendirilmiş Yükümlü Destekleme Projesi’nin
sunduğu avantajlar
Şener: Hedefimiz yılsonuna
kadar yetkilendirilmiş kuruluş
sayısını 20’ye çıkarmak
Çobantur, Greeneks, Karakuş ve
Ulusoy‘dan oluşan 4 firma ile başlattıkları AEO Yetkilendirilmiş Yükümlü
Statüsü kapsamında İzinli Gönderici
Sertifikası alımını destekleme projesi imza töreninde konuyla ilgili açıklamalarda bulunan UND İcra Kurulu
Başkanı Fatih Şener, “Yetkilendirilmiş
yükümlü sertifikası dünyanın 46 ül-
UND’nin son dönem hedefinde batı sınır kapılarından geçişin 1 saate indirilmesi ve bu kapılardan günde ortalama 3 bin aracın işlemlerini tamamlayıp geçebilmesinin sağlanması bulunuyor. Bu hedefin, en gelişmiş
elektronik bilgi ve iletişim sistemlerinin sınır kapılarına entegre edilmesinin
yanı sıra “Yetkilendirilmiş Yükümlü ve İzinli Gönderici Statüsü” gibi temel
kurallara uygun işlem yapan firmalara şu avantajlar sağlanıyor:
. İç gümrük idarelerimize gitmeden kendi tesislerimizden araçlarımızın ihracat ve gümrük işlemlerini tamamlama imkânı.
.Sınır kapılarında beklemeksizin tanınan öncelik kapsamında çıkış işlemlerimizi öncelikli olarak tamamlama imkânı.
.İthalatta gümrük idaresine gitmek yerine doğrudan kendi tesislerimizde
aracı boşaltma imkânı.
.Belge ve araç kontrol oranlarının azalması ve gerekli olması durumunda
firmamıza öncelik tanınması imkânı.
.Kontrol işlemlerinin kendi tesislerimizde gelecek olan muayene memurları tarafından yapılması imkânı.
.Azaltılmış zorunlu bilgilerden oluşan özet beyan verme imkânı.
İzinli gönderici statüsüne sahip olacak firmaların gümrük süreçleri basitleşecek, ticari faaliyetleri ve taşımaları hız kazanacak ve gerek maddi gerek ise zaman kazanımları ile birlikte rekabette bir adım öne geçecekler.
Temmuz 2014
20
UND’DEN
Lojistik eğitimindeki dağınık yapı
ULAKDER ile son bulacak
Kısa adı ULAKDER olan Ulaştırma ve Lojistik Eğitim Kurumları ve Programları
Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği toplantısı temmuz ayında gerçekleştirildi. UND Yöneyim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, UND olarak ULAKDER’e sonuna kadar destek olacaklarını ifade etti.
Ulaştırma ve Lojistik Eğitim Kurumları ve Programları Değerlendirme
ve Akreditasyon Derneği (ULAKDER)
Kurucu Üyeler Toplantısı gerçekleşti. Doç. Dr. Avni Zafer Acar (Okan
Üniversitesi), Yrd. Doç. A. Özgür Karagülle (İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu) ve Halim
Yurdakul (Beykoz Lojistik MYO) liderliğinde Türkiye’de ulaştırma ve lojistik alanında lisans düzeyi öğretimde müfredatın iyileştirilmesi ve sektörün beklentileri doğrultusunda mezunların yetiştirilmesi amacıyla Ağustos 2013 tarihinden bu yana UND Lisans Müfredatı Çalışma Grubu tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda Ulaştırma ve Lojistik Eğitim Kurumları ve Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (ULAKDER) unvanıyla bir dernek
Temmuz 2014
kurulması kararlaştırıldı. ULAKDER
adıyla kurulması planlanan dernek,
ulusal ve uluslararası düzeyde ortak
kabul görmüş belirli standartlar çerçevesinde; ulaştırma ve lojistik öğretimi gerçekleştiren akademik eğitim
kurumlarının eğitim-öğretim, araştırma faaliyetleri ile idari hizmetlerini değerlendirmek, akredite etmek
ve bilgilendirme çalışmaları yapmak; Türkiye’de ulaştırma ve lojistik
eğitim-öğretiminin uluslararası alanda rekabet edilebilir düzeyde kalitesinin geliştirilmesine katkıda bulunmak
ve böylece güncel ve gelişmekte olan
teknolojileri kavrayan, araştırma temeline dayalı bilgi ve beceri ile donanmış, etik ilke ve tutuma sahip ve
yaşam boyu öğrenmeyi ilke edinmiş
nitelikli ulaştırma ve lojistik uzmanları yetiştirilerek toplum refahının ile-
ri götürülmesi amacıyla ve bu amacı gerçekleştirmek üzere faaliyetlerde bulunacak.
Nuhoğlu: UND, ULAKDER’e
sonuna kadar destek verecek
İlgili çalışma grubunun organizasyonuyla, 27 Haziran 2014 Cuma
günü UND Merkezi’nde gerçekleşen ilk ULAKDER Kurucu Üyeler Toplantısı’na çeşitli üniversite
ve sektör kurumlarından, sektörde “yüksek öğretim alanında tecrübesi ve yaptığı faydalı çalışmalar” ile öne çıkan akademisyen ve
sektör temsilcileri katıldı. Toplantıda, UND’nin ulaştırma ve lojistik yükseköğretimi vizyonuna ilişkin
bilgiler veren UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, sektörel yükseköğretim alanında stan-
21
dartların bağımsız bir yapı tarafından, şeffaf ve iyi tanımlanmış kriterlere göre ve gelişmiş dünya örnekleriyle kıyaslama yapılarak belirlenmesinin önemine ve gereğine dikkat
çekti. Nuhoğlu, günümüzde “rekabette bireylerin yetkinliklerinin doğrudan firmaların yetkinliğini etkilediğine vurgu yaparak, sektörün yeni
iş modellerine uyum sağlayabilecek
yetkinliklere sahip, strateji geliştirebilen, vizyon sahibi genç nesillerin
yetiştirilmesine ihtiyaç duyduğunu,
UND’nin bu amaç doğrultusunda
ULAKDER tarafından yapılacak tüm
çalışmalara bir sosyal sorumluluk
anlayışıyla sonuna kadar destek vereceğini ifade etti. Kuruluş çalışmalarını yaz döneminde tamamlamayı hedefleyen ULAKDER, yükseköğretim alanında sektörün beklentileri
doğrultusunda iyileşme projelerine
katkı sağlamayı arzu eden sektör
paydaşlarının kişisel üyelik taleple-
rine açık olup, eylül ayında gerçekleştirilecek olan ilk genel kurulunda
gelecek dönem çalışmalarını planlayacak. ULAKDER’in kurucu üyeler toplantısına Prof. Dr. Oktay Alnıak, Emre Cevdet Çizmecioğlu, Elçin
Çakmak Erarslan, Yrd. Doç. Kenan
Dinç, Cem Kumuk, Yrd. Doç. Ahmet
Murat Köseoğlu, Yrd. Doç, A. Özgür
Karagülle, Doç. Dr. Avni Zafer Acar,
Dr. Halim Yurdakul ve UND temsilcileri katıldı.
Lojistik eğitimindeki dağınıklık ULAKDER’in çıkış noktası oldu
Okan Üniversitesi Uluslararası Lojistik Bölüm Başkanı,
ULAKDER Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. A. Zafer Acar
“Küreselleşme ve rekabet arttıkça lojistik hizmetlerin önemi günden güne
artıyor. Dolayısıyla bu alan, başlı başına bir sektör haline gelmiştir.
Tüm dünyada süre giden bu eğilim
Türkiye’de de kendini göstermektedir. Günden güne birçok yeni lojistik ve taşımacılık firmasının kurulduğunu görmekteyiz. Ancak bu sektörde rekabetçi olabilmek ve sürdürülebilir bir büyümeyi yönetebilmek için
yetkin ve eğitimli çalışanlara ihtiyaç
duyulmaktadır. Bu ihtiyaç yine dünyaya paralel olarak birçok üniversitede
lojistik bölümlerinin açılması sonucunu doğurmuştur. Ancak sanırım bu
kez kantarın topuzu biraz kaçtı. Halen Türkiye’de 27 adet 4 yıllık lojistik bölümü, 124 adet ise 2 yıllık lojistik programı bulunmaktadır. Ancak bu bölüm ve programların müfredatlarını incelediğimizde her birisinin lojistiği ayrı bir şekilde tanımladığını ve ona göre eğitim verdiğini
görmekteyiz. Üstelik bu konuda yeterli öğretim elemanı olmadığını ço-
ğumuz bilmekteyiz. Lojistiğin YÖK ve
ÜAK (Üniversiteler Arası Kurul) tarafından bağımsız bir bilim dalı ve doçentlik alanı olarak kabul edilmemesi nedeniyle ilgili öğretim elemanları kendi kariyerlerini farklı alanlarda
sürdürmektedirler. Üniversiteler ise
lojistiğin çok disiplinli yapısını avantaj olarak kullanarak işletme, pazarlama ve endüstri mühendisi birkaç
öğretim elemanı ismi vererek yeni
bir lojistik bölümünü kolaylıkla açabilmektedirler. Bu dağınık yapı sonuç olarak sektörün istediği niteliklerle donanmış mezunların yetişmemesine neden olmaktadır. İşte bu
problem sahası bizlerin çıkış noktası
oldu. ULAKDER (Ulaştırma ve Lojistik Eğitim Kurumları ve Programları
Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği), ulusal ve uluslararası düzeyde
ortak kabul görmüş belirli standartlar çerçevesinde; ulaştırma ve lojistik öğretimi gerçekleştiren akademik
eğitim kurumlarının eğitim-öğretim,
araştırma faaliyetleri ile idari hizmetlerini değerlendirme, akredite etme ve bilgilendirme çalışmaları yapmak; Türkiye’de ulaştırma ve
lojistik eğitim-öğretiminin uluslararası alanda rekabet edilebilir düzeyde kalitesinin geliştirilmesine katkıda bulunmak ve böylece güncel ve
gelişmekte olan teknolojileri kavrayan, araştırma temeline dayalı bilgi ve beceri ile donanmış, etik ilke
ve tutuma sahip ve yaşam boyu öğrenmeyi ilke edinmiş nitelikli ulaştırma ve lojistik uzmanları yetiştirilerek toplum refahının ileri götürülmesi amacıyla ve bu amacını gerçekleştirmek üzere faaliyetlerde bulunmak üzere kurulmuştur.”
ULAKDER, üniversite ve sektör
arasında bir köprü olacak
“ULAKDER’in kuruluş senedini birçok
kurucu son toplamızda imzalamıştır.
ULAKDER’in temel hedefi, ulusal ve
uluslararası düzeyde ortak kabul görmüş belirli standartlar çerçevesinde:
i) Ulaştırma ve lojistik alanında
eğitim-öğretim veren akademik eğitim kurumlarının, eğitim-öğretim,
araştırma faaliyetleri ile idari hizmetlerini; değerlendirme, akredite etme
ve bilgilendirme çalışmaları yapmak;
ii) Türkiye’de ulaştırma ve lojistik eğitiminin uluslararası alanda rekabet
edebilir düzeyde kalitesinin geliştirilmesine katkıda bulunmak ve böylece:
iii) Güncel ve gelişmekte olan teknolojileri kavrayan, araştırma temeline dayalı bilgi ve beceri ile donanmış, etik
ilke ve tutuma sahip ve yaşam boyu
öğrenmeyi ilke edinmiş nitelikli ulaştırma ve lojistik uzmanları yetiştirilerek
toplum refahının ileri götürülmesidir.
ULAKDER, temel hedefini gerçekleştirmek için şu konularda faaliyetlerde
bulunabilecektir:
i) Kurumların başvurusu üzerine,
ulaştırma ve lojistik alanında eğitimöğretim veren akademik kurumları ve
eğitim programlarını, Yükseköğretim
Akademik Değerlendirme ve Kalite
Geliştirme Komisyonu’nun belirlediği/belirleyeceği süreç, usul ve esaslar
ön planda tutularak; değerlendirmek
ve akredite etmek;
ii) Akreditasyon çalışmalarında görev
alacak değerlendiricilerin seçimi ve
eğitimini yürütmek;
iii) Kurum yöneticilerinin ve öğretim
üyelerinin program değerlendirmesi
konusunda bilgilendirilmesi ve eğitimini gerçekleştirmek;
Temmuz 2014
22
UND’DEN
iv) Ulaştırma ve lojistik eğitimöğretim kurumlarının paydaşlarının
şimdiki ve gelecekteki gereksinimlerini izleyerek program değerlendirme
ölçütlerinin belirlenmesini, gerektiğinde değerlendirme ölçütlerinin ve
süreçlerinin gözden geçirilmesini ve
yenilenmesini sağlamak;
v) Amaçlarını gerçekleştirmek için
ulusal ve uluslararası düzeyde kurs,
seminer, konferans, panel, çalıştay vb. toplantılar düzenlemek ve
bu kapsamdaki eğitim çalışmalarına
destek vermek;
vi) Eğitim, değerlendirme ve akreditasyon ile ilgili ulusal ve uluslararası dernekler, meslek örgütleri ve akreditasyon kuruluşlarıyla
iletişim kurmak, işbirliği yapmak,
ortak projeler yürütmek, yardımlaşmak.
ULAKDER koordinasyon ve destek sağlayacak
İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu Müdür Yardımcısı
Ulaştırma ve Lojistik Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Yrd.Doç.Dr.A.Özgür Karagülle
“Türkiye’de büyümekte ve gelişmekte olan lojistik sektöründe bu
büyümeyi taşıyabilecek nitelikli insan kaynağına olan ihtiyaç gün
geçtikçe artmaktadır. Bu nedenle 1999 yılında İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu
öncülüğünde başlamış olan akademik eğitim de büyük bir hızla büyümekte ve gelişmektedir. Her eğitim
öğretim yılında akademik programlarını uygulamaya koyan üniversiteler ve bölümlerin lisans ya da ön lisans düzeyinde programlar açtığını
görmekteyiz. Gün geçtikçe sayıları artan lojistik bölümlerinden beklenti de aynı paralellikte büyümektedir. Bir yandan sektörde yer alan
şirketler, diğer yandan da çocuklarına iyi bir gelecek sunmayı hedefleyen aileler lojistik alanında eğitim
veren okullardan beklentilerini artırmaktadır. ULAKDER’in hedefi lojistik alanında eğitim veren kurumların belirli standartları yakalamalarını sağlayacak, eğitim programlarının daha hedefe yönelik olmasını sağlayacak denetim mekanizmalarını işletmek, bu yönde koorTemmuz 2014
dinasyon ve destek sağlamak olacaktır. Bu kapsamda eğitim programlarını müfredat, öğretim elemanı ve eğitim kurumu altyapısı olmak
üzere üç ana başlık altında değerlendirip, belirli bir standardı yakalayan eğitim programlarını kamuya ilan etmek olacaktır. ULAKDER,
özellikle eğitim programlarının yapısı ve içeriğine odaklanarak üniversitelerin bu alanda eğitim veren bölümlerinin eğitim kalitesini ve sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücünü arttırmayı hedeflemektedir. ULAKDER’in kuruluş faaliyetlerini kısa zamanda tamamlamayı planlıyoruz. Yılsonuna kadar
organizasyonel yapılanmamızı tamamlayıp vakit kaybetmeksizin gerekli çalışmalara başlamayı hedefliyoruz. ULAKDER’e lojistik eğitim
sektörü içinde yer alan akademisyen ve idareciler ile lojistik şirketlerinin ve bu alandaki sivil toplum örgütlerinin kurumsal ve bireysel olarak katılmalarını diliyoruz. Tarafsızlık ve bağımsızlık ilkelerine bağlı kalmak adına lojistik sektörü ve
lojistik eğitiminin içinde bulunduğu tüm paydaşlardan katılım, destek ve öneri bekliyoruz. Bu çerçevede ULAKDER’in temel faaliyet noktası olan ulaştırma ve lojistik eğitim programları akreditasyonunda
ana ilkeleri şekillendirmek amacıyla tüm paydaşlarımızın katılımıyla
bir çalıştay düzenlemeyi planlıyoruz. Başta UND olmak üzere sektörel kurum ve kuruluşların bize desteği, eğitim standardı ve nitelikli işgücü kalitesini artırmayı hedefleyen herkesin bu oluşuma katılması bizim açımızdan oldukça önemli. Çünkü sektörde kurumlar, şirketler ve okullar üstü bir yapıyla lojis-
tik eğitimini geliştirmeyi hedeflemekteyiz.”
ULAKDER sektör-akademik
hayat işbirliğinde ivme
noktası olacak
“ULAKDER benzeri kurumların gelişmiş ülkelerde var olduğunu, sektörel eğitimin gelişiminde önemli bir rol üstlendiklerini kesin çizgilerle söylemek mümkündür. Hatta bu kurumlar öyle etkin ve güçlüler ki yükseköğretimi düzenleyen
kurumlar ve kamu otoritesi üzerinde de önemli bir etkiye sahipler. Bu
şekilde sektör ve akademik hayatın
bir çeşit karşılıklı kazanımını düzenleyici konumdalar. Lojistik eğitiminde sektör-akademik hayat ilişkisi oldukça hayati öneme sahip bu haliyle ULAKDER’in Türkiye’de yıllardır
arzu edilen sektör – akademik hayat
işbirliğinde önemli bir ivme noktası
olacağını düşünüyorum. Karşılıklılık
yerine birlikte ve ortak hareket prensibiyle eğitim kurumlarının da sektörde yer alan şirketlerin de birbirlerini daha iyi anlamalarını, karşılıklı
beklentilerini daha iyi tanımlamalarını ve biraz da eğitim kalitesini arttırmaya yönelik baskı gücü oluşturmayı hedeflemekteyiz. ULAKDER’in
dünyadaki güçlü ve başarılı örneklerden bir benzerini Türkiye’de de
hayata geçireceğini, üniversite – sanayi işbirliğini güçlendirip, ulaştırma
ve lojistik alanında çeşitli düzeylerde eğitim programlarının etkinliğini
arttıracağını düşünüyorum. Bir toplumun gelişmişlik düzeyinin o toplumdaki sivil toplum kuruluşlarının
etkinliğiyle ilgili olduğu noktasından
hareketle bu girişimin başarıya ulaşmasını ve ülkemizin refahına katkıda
bulunmasını diliyorum.”
23
Ekonomi Bakanlığı bir dizi
“Irak Değerlendirme Toplantısı”
düzenleyerek sektörün önerilerini aldı
Irak’ta yaşanan gelişmeleri değerlendirmek üzere Ekonomi Bakanlığı bir dizi
Irak Değerlendirme Toplantısı düzenleyerek sektörün önerilerini aldı. UND tarafından hazırlanan Irak Değerlendirme Notu, Yönetim Kurulu Üyesi Memik Taner ve UND Gaziantep Bölge Temsilcisi İzzettin Elçi tarafından ilgililere iletildi.
Son dönemde yaşanan gelişmelerin ülkemizin Irak ile olan ticari ilişkilerine yönelik etkilerinin değerlendirilmesi amacıyla, Ekonomi Bakanlığı Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım’ın
başkanlığında; GAP Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Fikret Erol, Gaziantep Ulaştırma Bölge Müdürü Orhan
Özülker’in yanı sıra ilgili kamu kurum
kuruluş ve STK’ların başkanlarının katılımlarıyla 9 Temmuz 2014 tarihinde
Gaziantep’te Güneydoğu Anadolu
İhracatçı Birlikleri Toplantı Salonu’nda
gerçekleştirildi. Irak Ülke Toplantısı’na
Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık, UND Yönetim Kurulu Üyesi Memik Hilmi Taner,
UND Gaziantep Temsilcisi İzzettin Elçi
ve Irak’a taşıma yapan üye firmalar
tarafından yoğun katılım gerçekleşti.
Taşıma ve lojistik firmaları ile ihracat
firmalarının talep ve önerilerinin alın-
dığı toplantıda, konuya dair oluşturulacak yol haritası için bütün taleplerin
değerlendirileceği ve en kısa zamanda, yararlı ve doğru çözümün oluşturulması için ilgili Bakanlıklar olarak girişimleri koordine ettiklerini belirten Ekonomi Bakan Yardımcısı Sayın Yıldırım; özellikle Irak ile iş yapan
taşımacı ve ihracatçı firmaların finansal boyutuyla desteklenmesi konusuna hassasiyetle yaklaştıklarını, pazar
kaybı yaşanmaması ve ürün hareketliliğinin ilgili ülkeye sağlıklı ve en uygun maliyetlerle taşınması için UND
ile ortak hareket ettiklerini ifade etti.
UND ile alternatif
güzergah sorunları çözülecek
Bu kapsamda gerek Irak içinden
Süleymaniye-Başmak-Mehran güzergahı gerekse de Gürbulak-Mehran
güzergahında tespitlerin UND tara-
fından iletildiği ve güzergahın sağlıklı işlenmesi için “İran akaryakıt fiyat
farkının ortadan kaldırılması, Mehran
Gümrüğü’nün işlevselliğinin artırılması,
TIR araçlarının boşaltma noktalarına
direkt taşıma gerçekleştirilmesi için sürücü vizesi şartının askıya alınması, gerekirse alternatif Ro-Ro kurulması hususlarını değerlendirdiklerini ve en kısa
zamanda UND ile alternatif güzergah
sorunlarını çözeceklerini belirten Yıldırım, ayrıca finansal yapı ile ilgili olarak
da bu hafta içinde Bankalar Birliği ile
bir toplantı gerçekleştirerek firmaların
ödemelerinin ötelenmesi hususunu değerlendireceklerini ve Hükümet olarak
desteklerin çerçevesini belirleyeceklerini belirtti. UND tarafından hazırlanan
Irak Değerlendirme Notu, Yönetim Kurulu Üyesi Memik Taner ve UND Gaziantep Bölge Temsilcisi İzzettin Elçi tarafından ilgililere iletildi.
Temmuz 2014
24
GÜNDEM
“Türkiye uluslararası yakıt kartları ile
gerçek anlamda son 3-4 yılda tanıştı”
AS24 Türkiye ile UND arasında Mayıs 2014‘te yeniden işbirliği anlaşması yapıldı
ve önümüzdeki dönemlerde UND üyelerine özel cazip tekliflerle bu işbirliği artacak. AS24 Türkiye-Gürcistan Genel Müdürü Reşit Can, “Türkiye uluslararası yakıt
kartları ile gerçek anlamda son 3-4 yılda tanıştı ve henüz tam olarak istenilen seviyede yaygın değildir. Halen bazı şirketlerde sefer başına veya km başına sabit yakıt ve otoyol ücreti uygulaması mevcut olup sürücüye nakit ödenmektedir” diyor.
20 yılı aşkın bir süredir Avrupa’da faaliyet gösteren AS24, 2009 yılından
bu zamana Türkiye’deki faaliyetlerini sürdürüyor. AS24; başta Fransa
olmak üzere Avrupa’nın 28 ülkesinde, 750’den fazla akaryakıt istasyonu ile 35 bin müşteriye 500 bin AS24
kartı ve 150 bin otomatik geçiş cihazı ile hizmet veriyor. “Türkiye‘de yaklaşık 400 uluslararası nakliye şirketi ile çalışmakta olup bu şirketlerin
yakıt, otoyol, KDV iadesi ihtiyaçlarını karşılıyoruz” diyen AS24 TürkiyeGürcistan Genel Müdürü Reşit Can
ile konuyu detaylandırdık.
çekleştirmekte ve sektörün ihtiyaçlarına özel çözümler, hizmetler sunmaktadır. AS24, uluslararası taşımacılık sektörünün coğrafik olarak sürekli değişen güzergahlarını gözönüne alarak; özellikle Gürcistan ve Rusya gibi BDT ülkelerinde, Doğu Avrupa, Balkan Ülkeleri’nde ve İskandinav Ülkeleri’nde yeni istasyonlar
açarak gelişimini ve yayılımını sürdürmektedir.
AS24 Türkiye’nin geleceğini
nasıl görüyorsunuz?
Türkiye ve Avrupa’da kaç noktada bu kart kullanılıyor? Bir
yılda Türk nakliyecileri ne kadarlık bir yakıt, yol geçiş harcaması yapıyor?
Türkiye’den iş hacmimizin artmasına yönelik büyük beklentilerimiz var.
AS24 Türkiye, 2009 yılında ilk kurulduğundan bu yana sürekli büyüyen
ve gelişen bir şirket olmayı başardı.
Bu başarıda müşterilerimizin AS24’e
olan güveni ve iş ortaklığımızın sürekliliği en önemli etkendir. Buna
ek olarak dinamik ve çözüm odaklı bir ekibimizin ve uluslararası nakliye sektörünün önemli kuruluşlarından UND ile olan işbirliğimizin katkısı da önemli bir yer tutmaktadır.
Avrupa’da 20 yıldan fazla
bir süredir bulunuyor
AS24 kaç firma-kişi tarafından
kullanılıyor? Bu kart pazarının
Türkiye ve Avrupa’daki potansiyelini değerlendirir misiniz?
TOTAL grubu şirketlerinden olan
AS24, Avrupa’da 20 yıldan fazla
bir süredir, Türkiye’de ise 2009 yılındandan beri, uluslararası taşıma şirketlerinin yakıt tedariğini, otoyol ödemelerini, KDV iadelerini ger-
Temmuz 2014
35 bin müşteriye 500 bin AS24
kartı ve 150 bin otomatik geçiş
cihazı ile hizmet veriyor
AS24 olarak; başta Fransa olmak
üzere Avrupa’nın 28 ülkesinde,
750’den fazla akaryakıt istasyonu
ile 35 bin müşterimize 500 bin AS24
kartı ve 150 bin otomatik geçiş cihazı ile hizmet vermekteyiz. Türkiye‘de
yaklaşık 400 uluslararası nakliye şirketi ile çalışmakta olup bu şirketlerin yakıt, otoyol, KDV iadesi ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Türkiye’de yurt içinde TOTAL ile birlikte AS24 kartlarının kullanılması için çalışmalarımız
halen devam etmektedir. Kısa bir zaman süresi içerisinde Türkiye’de de
müşterilerimize hizmet vermeyi planlıyoruz.
AS24 kullanıcıları hangi
hizmetlerinden yararlanabiliyor? Sizleri rakiplerinizden
ayıran noktalar nelerdir?
AS24 Yakıt Kartı ile müşterilerimize Avrupa’nın 28 ülkesinde 750‘den
fazla AS24 istasyonlarımızdan akar-
yakıt ve 510 istasyonda dökme olarak adblue tam otomatik, güvenli alım yapmalarını sağlıyoruz. Nakliye sektörünün ihtiyaçları doğrultusunda özellikle taşıma maliyetlerini düşürmek amacı ile tüm istasyonlarımızda dizel ve adblue ürünlerini
oldukça rekabetçi fiyatlarla müşterilerimize sunuyoruz. AS24 – Eurotrafic kartımızla birlikte müşterilerimize hem 750’den fazla AS24 istasyonlarından hem de Avrupa genelinde 12 binden fazla TOTAL istasyonlarından dizel ve adblue tedariği sağlamaktayız. Aynı zamanda
AS24-EUROTRAFIC kartı ile 19 Avrupa ülkesinde otoyol, tünel, köprü
vs. ödemeleri gerçekleştirilmekte ve
yol yardım, arıza, trafik cezası ödeme gibi assistans hizmetlerinden de
faydalanma imkanı sağlanmaktadır.
AS24 tarafından sağlanan Passango otomatik geçiş cihazı ile; Fransa,
İspanya, Portekiz otoyolları; BelçikaLiefkenshoek tüneli, muhtelif köprü ve tüneller, otoyol üzerindeki TIR
25
online bloke edilmesi, kartları geçici olarak durdurma ve yeniden açma
vs), tüketim ve işlemlere dair eş zamanlı raporlara erişim gibi yeni özellikler sunmaktadır. AS24 internet sitesi üzerinde her bir müşteriye özel
“Müşteri Alanı”ndan erişilebilen tüm
raporlar; sektörün halihazırda kullandığı yazılımlar ile entegre olabilmekte ve müşterinin tüm verileri otomatik olarak kendi sistemlerine yüklenebilmektedir.
UND ile işbirliği
Türkiye ve Avrupa’daki nakliyecilerin kullanım alışkanlıkları değerlendirdiğinizde nasıl sonuçlar çıkıyor?
parkları dahil bir çok noktada ödeme tek bir cihaz ile sağlanabilmektedir. Passango cihazı ile Fransa otoyollarından yüzde 13‘e varan, İspanya otoyollarından yüzde 50’ye varan
indirimlere erişme imkanı mevcuttur.
Fransa‘daki ulusal yollarda alınması planlanan ancak halen netleşmemiş olan Ağır Vasıta Ekovergi (Ecotaxe) için ise ;Ekovergi ile Passango
cihazı birleştirilerek tüm yönetmeliklere uygun olarak yeniden üretilmiştir. Ekovergi‘nin başlaması ile birlikte ulusal yol ödemeleri de hızlı bir şekilde başlatılacaktır. Yeni Ekovergi
cihazı ile daha geniş kapsamlı: gps
uydu ile yer tespiti, güzergah planlama, uzaktan programlama, günlük
işlemlerin takibi vs. gibi yeni hizmetlerden de yararlanma imkanı sağlanacaktır. Müşterilerimiz; AS24 Grubu şirketi EuroVAT ile Avrupa ülkelerinden KDV iadelerini en hızlı şekilde
geri alabilmektedir. Ayrıca; AS24‘ün
belirli ülkelerde ActiVAT – KDV’siz net
ödeme hizmeti ile müşterilerimiz kendilerine sunulan finansal çözümlerden de faydalanabilirler.
liyetlerini düşürmek amacı ile kaliteli yakıt ve adblue tedariğinde her
zaman daha rekabetçi fiyatlarla birlikte, sektörün beklentileri dahilinde
yenilikçi hizmetleri sunmaktır. AS24
istasyonlarımız tamamen ağır vasıtalara özel tasarlanmış, geniş pompa aralıklarına ve yüksek hızlı yakıt
pompaları ile teknik altyapıya sahip
olup fazladan kilometre yapılmasını
engellemek amacıyla ana yollara ve
önemli lojistik merkezlerinin olduğu
stratejik noktalara yakın bölgelerde
yer almaktadır. AS24 olarak müşterilerimize; her zaman kaliteli ürünler, rekabetçi ve şeffaf fiyat, güvenli işlemler sağlamak en büyük hedefimiz olduğunu tekrar belirtmek isteriz. AS24 ile çalışan uluslararası taşımacılık şirketleri; ürün kalitesi ve
rekabetçi fiyatlarla birlikte güvenli
bir sisteme de sahip olmaktadır. Bilindiği üzere; Taşımacılık sektörünün
ana maliyet kalemini oluşturan yakıt
alımları AS24 istasyonlarında insan
faktörü olmaksızın yapılmakta olup
gerçek zamanlı olarak kontrol ve takip edilebilmektedir.
Sektörün taleplerini büyük
ölçüde karşılayacak ürün ve
hizmetler çeşitliliğine sahibiz
Nakliyede telematik
uygulamaları gelişiyor.
AS24 sistemi bu sistemlere
nasıl entegre oluyor?
AS24 kullanan bir nakliyeci
kullanmayana göre ne kadarlık bir avantaj sağlıyor?
AS24’ün kuruluş amacı; sadece taşımacılık sektörünün ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu nedenle sektörün taleplerini büyük ölçüde karşılayacak
ürün ve hizmetler çeşitliliğine sahibiz.
AS24 olarak hedefimiz; taşıma ma-
Avrupa genelinde AS24 dahil farklı yakıt kartları yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak Türkiye uluslararası
yakıt kartları ile gerçek anlamda son
3-4 yılda tanıştı ve henüz tam olarak
istenilen seviyede yaygın değildir. Halen bazı şirketlerde sefer başına veya
km başına sabit yakıt ve otoyol ücreti uygulaması mevcut olup sürücüye
nakit ödenmektedir. Bu uygulama yakıt ve adblue kalitesi, düzensiz fatura/
fiş problemleri, KDV iadesi kaybı gibi
problemleri de beraberinde ortaya
çıkarmaktadır. AS24 kartı ile müşterilerimize hem yakıt ve adblue kalitesini garanti ederken, rekabetçi fiyatla
birlikte kolay ve hızlı KDV iadesi, takip
edilebilen güvenli işlemler ve finansal
çözümler sunmaktayız. Sonuç olarak;
AS24 Türkiye ile UND arasında Mayıs 2014‘te yeniden işbirliği anlaşması yaptık ve önümüzdeki dönemlerde UND üyelerine özel cazip tekliflerle bu işbirliğini artırmayı hedefliyoruz.
UND ve üyelerine işbirliği için şimdiden çok teşekkür ederiz...
AS24, akıllı kart teknolojisi ile çok
yakın zamanda müşterilere özel yeni
hizmetler sunmayı planlamaktadır. “AS24 Akıllı Kart” teknolojisi ile
daha güvenli işlemler, internet üzerinden hızlı ve etkin filo yönetimi, ihtiyaçlara göre kartların limitlenmesi
(yakıt alım limitleme, alım peryodu
ve coğrafik kısıtlamaları, kartların
Temmuz 2014
26
UND’DEN
MÜSİAD, lojistik meslek
yüksekokulu için kolları sıvadı
MÜSİAD Lojistik Sektör Kurul Toplantısı ve iftar yemeği The President Otel’de
gerçekleşti. MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanı Emin Taha, işbirliği vurgusunda bulunurken MÜSİAD Danışmanlık ve Eğitim Sektör Kurulu Başkanı Salim
Çam da MÜSİAD olarak bir ‘lojistik yüksekokulu’ açacaklarının müjdesini verdi.
MÜSİAD Lojistik sektör kurulu toplantısı ve iftar yemeği İstanbul The President Hotel’de gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren
MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanı ve Taha Group Yönetim Kurulu Başkanı Emin Taha, Ortadoğu’da
yaşanan olumsuzluklara dikkat çekerek bu durumun üzüntü verici olduğunu söyledi. Taha, “Türkiye olarak
bugüne kadar hükümetimiz, devletimiz Ortadoğu’daki gelişmelere çok
duyarlı kaldı, elinden geleni yaptı ve
yapmaya da devam ediyor. Özellikle
Türk Kızılay’ı çadır, gıda yardımlarıyla her yere yetişmeye çalışıyor. Biz lojistik sektörü kurulu olarak buradayız.
Bugünkü toplantımızın amacı iki sektörün yönetim kurulu üyeleri birbirleriyle tanışsınlar, ilişki kursunlar gerekirse şirketler bazında birbirleriyle iş
yapsınlar. Zaten MÜSİAD camiasının hedeflerinden biri budur. İlk önce
üye olan şirketler birbirleriyle ticaret,
iş ve işbirliği yapmalı” dedi. MÜSİAD
Danışmanlık ve Eğitim Sektör Kurulu
Başkanı Salim Çam da, “Danışmanlık
ve eğitim sektör kurulu Türkiye’de ilk
Temmuz 2014
defa MÜSİAD tarafından kurulan bir
sektör. Bu sektörün kurucu başkanlığını sürdürüyorum. Allah’ın izni ile elbirliği ile Türkiye’nin önünde hiç kimsenin durabileceğini zannetmiyoruz.
Yeter ki güç ve iş birliğini oluşturalım”
dedi. İşbirliğinin kaçınılmaz olduğunu
ifade eden Çam, entegre bir sektör
olan lojistiğin her türlü işbirliğine açık
olduğunu ve bu durumun çok iyi etüt
edilmesi gerektiğini söyledi.
MÜSİAD’dan Lojistik
Meslek Yüksek Okulu Geliyor
Sektörde eğitimli insanlara ihtiyacın
her geçen gün daha çok arttığını dile
getiren Çam, “Bu işbirliği çerçevesinde ilk olarak lojistik üzerine bir meslek yüksekokulu projesi gündeme getireceğiz. Bunun dışında eğer birtakım problemler varsa onları çözmek
için danışmanlık ve eğitim sektör kurulu olarak her zaman diğer sektör
kurullarının da, lojistik sektör kurullarının da yanındayız. Bu konudaki derdimiz ve davamız her bir sektörümüzü
marka değerinin artırarak, markasını
yaygınlaştırarak dünya çapında nomi-
nal anlamda marka değerine ulaşabilmesini sağlamak” dedi. MÜSİAD
Lojistik Meslek Yüksek Okulu projesini 2009-2010 yıllarında MÜSİAD
ile paylaştıklarını ifade eden Çam,
“Biz genel anlamda bir meslek yüksekokulunun gerekliliği konusunda
çeşitli formülleri sizler ile paylaşacağız. İsteğimiz kurumların iş dünyasının ihtiyacına cevap veren yüksek nitelikli iş gücünü yetiştirebilmek” dedi.
Çam, üniversiteden mezun öğrencilerin dersleri sadece pratikte bildiğini
ama uygulama konusunda üniversite
eğitimlerinin çok kısır olduğunun da
altını özellikle çizdi. MÜSİAD’ın Türkiye için çok önemli bir güç olduğunu
ifade eden Çam, MÜSİAD’ın mutlaka ve mutlaka bir lojistik meslek yüksekokulu projesinde yer alması gerektiğini ifade etti.
Uluslararası saygınlığı
olan bir yüksekokul
Çam, 10-12 yıldır çeşitli üniversitelerde ders verdiğini ifade ederek, “Birçok meslek yüksek okullarında, üniversitelerde yaklaşık 10-12 yıldır ders
27
veriyoruz. Bu süreçte ders verdiğimiz
öğrencilerin toplam sayısına baktığımızda 3 bin-3 bin 500 öğrenci bizim
sınıflarımızdan geçmiş durumda. Ancak elimizde tutabileceğimiz öğrenci
sayısı çok az. Yani bir elin 5 parmağını maalesef geçemiyor. Çünkü çok
üstün durumda olanlar yurt dışına gidiyor. Türkiye’de kalanları da maalesef odaklaştıramıyoruz veya mesleki
anlamda dertleri ve davaları çok az.
Küresel bakış açısına sahip, araştırmacı, nitelikli öğretim üyeleri olması lazım. Teknik donanımlı en az bir
yabancı dili bilen eğitim sürecinde ve
sonrasın da başarılı sürekli takip edilen mezun olduğunda kurumlar ve iş
dünyası tarafından tercih edilen öğrenciler olması lazım. Meslek yüksekokulları konusunda swot analizi yaptık. Bugün en büyük zayıflıklara baktığımızda yeni kurulan bir yüksekokul
olmasından dolayı ilk yılda tanınırlık konusunda sıkıntı var. İlk yılda ben
buradan çok ciddi bir bedel kazanacağım diye bakmamalı, bedel kazanmak üzere de kurulmamalı vakıf üniversitesi. Fakat bugün baktığımızda
ciddi anlamda bedel de kazanılabilir. Diğer bir zayıflık olarak daha önceden kurulan vakıf meslek yüksekokulları gittikçe yoğunlaşan rekabetten
dolayı nitelik konusun da algı sorunu
oluşmaya başladı. Bir meslek yüksek
okulunun vakıf üyelerinin donanımlı,
evrensel danışmanları ve müşavirleri
olması lazım. Fakat üzülerek söylüyorum ki iyi olan kolejler üniversiteler ve
meslek yüksekokulları işportacı zihniyeti ile kuruldu ve halende devam ediyorlar. Boy boy reklamlar verilip birtakım çalışmalar yapıyorlar” dedi. Bütün bunlardan ders alınıp çok farklı, saygınlığı olan ve uygulamalı eğitimi ana prensip edinmiş bir yüksekokul ile Türkiye eğitimine katkı sunmayı istediklerini ifade eden Çam, ilerleyen dönemlerde bu projeyi hayata geçireceklerinin altını çizdi. Son olarak
Çam, yurt dışında ABD’de ve AB’deki
üniversitelerle işbirliği yapılarak öğ-
rencilerin yurt dışı deneyimlerini geliştirmelerini hedeflediklerini de antiparantez olarak kaydetti. MÜSİAD
Lojistik Sektör Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Baykara da üniversite eğitimi konusunda sektörün bir hayli yol
aldığını ifade ederek UND’nin bu konuda çok ciddi çalışmaları olduğunu
ve açılması planlanan bu yüksekokul
ile ilgili olarak UND’den de destek
alınması gerektiğini söyledi.
Emin Taha: Irak’ta
ekonomik kayıp sürüyor
Toplantıdan sonra mini bir söyleşi gerçekleştirdiğimiz MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanı ve Taha
Group Yönetim Kurulu Başkanı Emin
Taha, IŞİD terör örgütünün Irak’ta
çok ciddi ekonomik ve can kaybına
neden olduğunu ifade ederek Irak’ın
en büyük ikinci kenti olan Musul’un
IŞİD’in kontrolünde olduğunu ifade etti. Taha, “Özellikle şoförlerimizin sadece ve sadece Duhok, Süleymaniye, Erbil bölgesinde kalmalarını
ve o bölgelerden aşağı inmemelerini tavsiye ediyoruz. Bu durumda ortam tehlikelidir, güvenlik kalmamıştır ve nakliyecilik yapan firmaların bu
talimatımıza tavsiyelerimize uymaları
gerekmektedir. Aksi takdirde başlarına kötü işler gelebilir. Irak’ta yaşanan durumun sonucu olarak ihracat
hacmimiz azaldı” dedi. Irak’ta yaşayan insanların gelecek endişesi taşıdığını ve yarınından korktuğunu ifade eden Taha, yarınını göremeyen insanların alışveriş yapmaktan kaçındığını ve dolayısıyla da ihracatın yara
aldığını ifade etti.
Yüzde 21 oranında düşüş var
Irak’ta meydana gelen olayların ihracatı derinden etkilediğini ifade eden
Taha, Iraklı vatandaşların ne olacağını bilemedikleri için ticareti, alışverişi bir kenara bıraktıklarını belirterek
yaşanan kaybın şu an yüzde 21 olduğunu söyledi. Taha konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şu anda resmi rakam-
lara göre yüzde 21 oranında bir düşüş var. Ama düşüş artacaktır. Irak,
iğneden ipliğe kadar Türkiye’den ithalatını yapıyor. Türkiye’nin imalatının ihracatının ana ekseni Irak’tır.
Demir-çeliğimizin şu anda yüzde 75
ihracatı Irak’adır. Çimento ve temel
gıda ürünleri, buna bağlı ilaç sektörü,
konfeksiyon, tekstil, hazır giyim, terlik,
ayakkabı, çanta ve züccaciye aynı şekilde… Onun için kısa süre içerisinde Irak piyasasında gittikçe ürün tükeniyor. O piyasa bu ürünlere muhtaç. Bizim ihracatımız mutlaka bir şekilde illaki o bölgelere başlayacaktır.
Şu anda kuzey bölge güvenlidir, bir sıkıntı yoktur. Fakat bir gerçek daha var
Musul IŞİD’in elinde olmasına rağmen
biz oraya ihracatını yaptığımız ürünleri
Iraklı TIR’lar ile günlük olarak Musul’a
sevkiyatımızı yapmaktayız. Bir problem yaşanmıyor. Ama piyasa durgun
haldedir. Alış verişin oranı düştü. Yani
Iraklılar zaruri ürünler dışında mal almak istemiyor. Çünkü yarından korkuyor. Daha iyi ya da daha kötü olacağını bilmediği için tedirgin. Bu yüzden
fazla mal almak istemiyor” dedi. Şu
anda ticaretin ve müteahhitlik sektörlerinin ciddi zararlar gördüğünü ifade
eden Taha, Türkiye’nin büyük ve güçlü bir devlet olduğunu ve bu durumu
en kısa sürede atlatacağını ifade etti.
Temmuz 2014
28
TİCARİ ARAÇ
Ford Otosan İnönü Motor Test Merkezi’ni
Eskişehir’de hizmete açtı
Ford Otosan, Gölcük’ün ardından, ikinci Motor Test Merkezi’ni Eskişehir İnönü
Fabrikası’nda açtı. 3 milyon Euro’luk yatırımla hayata geçirilen ve ileri teknolojileriyle dünyadaki benzerlerine öncülük edecek olan merkez, Türkiye’de 13 litre üzeri motor testleri yapabilen ilk tesis olma özelliğine sahip.
Türkiye otomotiv sektörünün ArGe’ye en büyük yatırım yapan şirketi Ford Otosan, 3 milyon Euro’luk
yeni bir yatırımla, 4 ay gibi kısa sürede tamamladığı Ford Otosan İnönü
Motor Test Merkezi’ni hizmete açtı.
Türkiye’de 13 litre üzeri motor testleri yapabilen ilk tesis olma özelliğine
sahip olan merkezde, 5 farklı yatakta Euro 6 normlarını karşılayan Ecotorq motorların geliştirme ve dayanım testleri yapılacak. Tesis, global
Ford’a da hizmet verecek. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Ford Otosan
Genel Müdürü Haydar Yenigün, 12
yıldır lideri oldukları otomotiv sektörüne yeni bir yatırımla yön vermekten
mutluluk duyduklarını belirterek şunları söyledi: “Temellerini 1961 yılında
attığımız Ar-Ge faaliyetlerimiz ile bugün, bir marka haline gelmiş olmanın gururunu yaşıyoruz. Bundan 54
yıl önce 10 mühendisle başlayan ArGe yolculuğumuza, bugün 1.300 ArGe mühendisimizle devam ediyoruz.
Geldiğimiz noktada, Türkiye otomotiv sektörünün en büyük teknoloji ve
Ar-Ge üssüne sahibiz. 436 patent
başvurusuyla, Türkiye’nin Ar-Ge devleri arasında yer alıyoruz ve bu sayede sektör liderliğimizi sürdürüyoruz. İstihdam, patent başvurularımız
ve projelerimizle Türkiye’nin otomotiv sektöründeki en büyük Ar-Ge teşkilatı olmakla birlikte otomobil, orta
ve hafif ticari, ağır ticari ve dizel motorların mühendislik merkezi olarak
Ford’un da dünyadaki 3’üncü büyük
Ar-Ge merkezi olarak çalışıyoruz.”
Haydar Yenigün:
Ülkemize dünya çapında
öncü bir tesis kazandırdık
Bugüne kadar 15 adet motor, bunların farklı versiyonları ile 100’ün üzerinde proje geliştirdiklerini ve 550
binden fazla motor ürettiklerini de
sözlerine ekleyen Yenigün, açıklamasına şöyle devam etti: “Yurtdışın-
Temmuz 2014
da bu tarz mühendislik hizmeti veren firmalar olmasına karşın, biz büyük bir sorumluluk aldık ve dünya çapında öncü özelliklere sahip bir tesisi
ülkemize kazandırdık. Baştan sona,
geçmişi başarılarla dolu Ford Otosan mühendisleri tarafından tasarlanan merkezimizle, ülkemize katma değer sağlamış olduk. Sadece
Ford Otosan için değil, Ford’un global projeleri için de çalışacak olan
tesisimiz, sektörümüz ve ülkemiz için
büyük önem taşıyor. Gölcük fabrikamızdaki Motor Test Merkezimiz; Au-
tomotive Testing Technology International dergisi tarafından 2013 yılının motor test merkezi seçildi. Bu
ödül hem Ford’un dünya çapındaki
tesisleri hem de Türkiye’deki tesisler
için bir ilk olarak bizi gururlandırdı.
Ford Otosan’ın Gebze’deki mühendislik merkezinde yaptığımız, motor ve aktarma organları ürün geliştirme çalışmalarındaki kalitemizi,
bu yeni yatırımımız sayesinde arttırılmış test kapasitesi ve gelişkin teknolojilerimizle bir üst aşamaya taşıyacağız.”
İleri teknolojilere sahip bir merkez
İnönü Test Merkezi, Türkiye’de 13 litre üzeri motor testleri yapabilen ilk tesis
olma özelliğine sahip. Tüm soğutma kapasiteleri bu öngörüye göre yapılan
merkezde, 5 farklı yatakta Euro 6 normlarını karşılayan Ecotorq motorların
geliştirme ve dayanım testlerini yapılacak. Motor testlerinin yanında araç
egzoz sistemi, ÜRE sistemi gibi testlerin de yapılabileceği tesis, farklı projeler için de kullanılabilecek. Eylül ayında kullanıma açılacak olan 5 numaralı odada CNG/LNG yakıtlı motorları test edilecek. Verimlilik ve sürdürebilirlik amacı ile kapalı tip soğutma kulesi kullanılan merkezde, araç seviyesinde aftertreatment sistemlerini test edebilecek kapasite de mevcut. İnsan
sağlığına zararlı karbondioksitli yangın söndürme sistemleri yerine FM200
gazlı söndürme sistemlerinin kullanıldığı merkez, tek noktadan tüm test
odaları ve bina otomasyonu kontrolünü sağlayan ileri teknolojilere sahip.
29
Dünya Bankası Lojistik Performans
Endeksi Projesi’nde Türkiye, pilot ülke
Ülkemizin “2023 Türkiye İhracat Stratejisinin Lojistik Hedefleri”, “2023 Ulaşım
ve İletişim Stratejisi” hedefleri ve 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2014-2018) kapsamındaki lojistik hedefler çerçevesinde, Türkiye’nin dış ticaret lojistiğinin performansının ve rekabet gücünün artırılması için yapılan ve yapılması gereken
çalışmalar tanımlandı, Dünya Bankası Küresel Lojistik Performans Endeksi kriteleri kabul edildi. Türkiye, dünya lojistiğinde önemli bir konumda bulunuyor.
Endekse göre ilk yüzde 20 başarılı ülkeler arasında yer alıyor.
Dünya Bankası organizasyonunda
çeşitli kurum ve kuruluşların destekleriyle yürütülen kapsamlı bir ankete dayanan araştırma olan “Küresel Lojistik Performansı Endeksi” ilk
olarak 2007; sırasıyla 2010, 2012
ve son olarak 2014 yılında yayınlandı. Tüm dünyanın iş ve lojistik çevrelerin yakından takip ettiği bu endeks,
Dünya Bankası, lojistik hizmet sağlayıcıları ve akademisyenlerin ortak bir
çalışmasının ürünü olup, endeksi belirleyen “anket çalışması” 160 ülkenin kıyaslanmasına imkân verirken
ülkelerin sıkıntılı alanları ve fırsatları belirlemesine ve lojistik performanslarını artırmasına olanak sağlıyor. 2012 yılında yayınlanan endekste 3.51’lik genel lojistik puanı ile 27.
sırada yer alan Türkiye, 2014 yılında
ise 160 ülke arasında 3.50 genel lojistik puanı ile 30.sırada yer aldı.
Türkiye, dünya lojistiğinde
önemli bir konumda
Ülkemizin “2023 Türkiye İhracat Stratejisinin Lojistik Hedefleri”, “2023 Ulaşım ve İletişim Stratejisi” hedefleri ve
10. Beş Yıllık Kalkınma Planı (20142018) kapsamındaki lojistik hedefler
çerçevesinde, Türkiye’nin dış ticaret lojistiğinin performansının ve rekabet
gücünün artırılması için yapılan ve yapılması gereken çalışmalar tanımlandı, Dünya Bankası Küresel Lojistik Performans Endeksi kriteleri kabul edildi.
Türkiye, dünya lojistiğinde önemli bir
konumda olup, endekse göre ilk yüzde
20 başarılı ülkeler arasında yer alıyor.
Türkiye’nin jeo-politik açıdan önemli bir konumda bulunması, lojistiği, taşımacılığı çok yönlü ve farklı bölgelere
olması nedeniyle, Dünya Bankası’nın
Lojistik Performans Endeksi’nin daha
da ileriye götürülmesi, endeksin öl-
çülebilirliğini artırılması teminen yeni
bir çalışma başladı ve Türkiye pilot ülke seçildi. UND’nin işbirliği ile
Türkiye’den gerekli görüşü, desteği ve
fikirleri almak için Dünya Bankası Danışmanı Lauri Ojala, ITF’den Araştırmacı Dilay Çelebi üç günlük bir çalışma için ülkemize geldi. Yapılan çalışmanın ilk gününde Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ziyaret edildi, ikinci gününde TOBB ev sahipliğinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı,
TCDD, TOBB yetkilileri ile görüşüldü,
üçüncü gününde ise Türkiye İhracatçılar Meclisi ev sahipliğinde TİM Lojistik Konseyi’nde çalışmalar yapıldı.
Ankara’da yapılan çalışma sonunda, Ankara Lojistik Üssü ziyaret edildi
ve yürütülen faaliyetler hakkında bilgi alındı.
Temmuz 2014
30
RÖPORTAJ
Şerafettin Aras: Alternatif merkezlere
kanalize olup esnek ve hareketli yapıyı
oluşturabilmeliyiz
Hilaltrans Yönetim Kurulu Başkanı ve UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şerafettin Aras, lojistik sektörünün hem etkileyen hem de etkilenen bir sektör olduğunu ifade ederek, “Lojistikçinin işi müteşebbisin işine bağlı olup, dolayısı ile ticareti hareketli ve güvenli olan yerdedir. Muhakkak ki sektördeki her
kuruluşun ağırlık merkezli faaliyet alanları var. Önemli olan, alternatif merkezler oluşturup, ağırlıklı merkeze vurulabilecek bir sekteye karşı süratle alternatif
merkezlere kanalize olabilecek esnek ve hareketli yapıyı oluşturabilmek” diyor.
ticaretimize ve buna bağlı olarak
uluslararası taşımacılığa etkisi oldukça sınırlı kalmış, işlerimize sekte vurucu boyutlara ulaşmamıştır.
Yılsonuna doğru ve 2014 başlarında kurlarda meydana gelen yükselme, işimizin ithalat ayağını etkilemiş
olup, bu durum yeni yılın ilk yarısı
boyunca kendini hissettirmeye devam etmiştir. İçerisinde bulunduğumuz sezon itibarı ile genel bir durgunluğun bizi beklediğini bilsek de
sezon ertesi start alacak hareketliliğin yıl sonuna kadar hız kesmeden
süreceğini umuyoruz. Tabii ki uluslararası ölçekte tatsız gelişmeler yaşanmaması kaydı ile…
Hilaltrans olarak 2013 yılı hedeflerini
tutturduklarını ifade eden Hilaltrans
Yönetim Kurulu Başkanı ve UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şerafettin Aras, 2014’te hedeflerinden
bir sapma olmadığını söylüyor. 10
Ocak 2013 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren ‘Yetkilendirilmiş Yükümlü/
Gönderici’ statüsüne hak kazanma
yolunda belgelerini verdiklerini belirten Aras ile hem Hilaltrans özelinde
hem de lojistik genelinde söyleştik.
Hilaltrans olarak 2013 yılını nasıl
geçirdiniz? 2014 yılının ilk yarıyıl
değerlendirmesini 2013 yılına kıyasla anlatır mısınız?
2013 yılında hedeflerimizi tutturabildiğimizi söyleyebiliriz. Malum olduğu üzere ülkemizin siyasi ortamında ivme kazanan bazı gelişmelerin ekonomimize, dolayısı ile dış
Temmuz 2014
Öncelikli hedefimiz ‘Yetkilendirilmiş Yükümlü/Gönderici’
statüsüne hak kazanmak
2014 yılı yılsonu hedefleriniz
hakkında bilgi verir misiniz?
Mevcudun iyileştirilmesi ve yeni yatırımlar için planladığımız takvimde bir sapma öngörmüyoruz. Bunların yanında öncelikli hedefimiz, 10
Ocak 2013 tarihi itibarı ile yürürlüğe
giren Yetkilendirilmiş Yükümlü/Gönderici statüsüne hak kazanmaktır. Bu
konudaki çalışmalarımızı tamamlayarak müracaatımızı sunduk. Yerinde gümrükleme yöntemi, kapsamının dar tutulması nedeni ile eleştiriliyor ve rağbet görmüyor. Oysaki bakanlığımız kapsamın rağbet doğrultusunda genişletileceği işaretini veriyor. İşlemleri ve denetimleri en kısa
zamanda sonuçlandırarak bu ayrı-
calıklı statünün öncüleri arasına girmeyi hedefliyoruz.
Her adımda uygun
pozisyonu almak
Türkiye’de şu sıralar en çok 2023
hedefleri konuşuluyor. Hilaltrans
olarak sizin 2023 hedefleriniz
nelerdir?
Gerçekçi olmak gerekirse, eski zamanlara nazaran daha uzun soluklu planlar yapabilmekle beraber, günümüz koşullarında ve sektörümüzün konuları kapsamında 10
sene sonrası için hedef koymaktan
çok temennide bulunmak, hali hazırda daha uygun bir yaklaşım olur.
Devletimizin deklare ettiği hedefleri tabii ki önemsiyor ve ilgiyle takip
ediyoruz. Dileğimiz, bunların adım
adım hayata geçirilmeleri ve bizlerin de her adımda uygun pozisyonu
alarak, Cumhuriyetimizin 100. yılına devletimizle birlikte dünyanın en
güçlü ekonomilerinden birinin lojistik sektörü olarak ulaşmamızdır.
Lojistikçinin işi
müteşebbisin işine bağlı!
Türkiye, çok önemli bir bölgede yer alıyor. Bölgede lider olmanın yolu da üretim, ihracat ve
lojistikten geçiyor. İçinde bulunduğumuz bölgede savaş, iç kargaşa eksik olmuyor. Son olarak
Suriye ve Irak’ta yaşananlar ortada. Ortadoğu ve Kuzey Afrika
pazarları Türkiye için son derece
önemli. Ama bu pazarlarda cid-
31
di bir kaos var. Bu durumda lojistikçilerimiz ne yapmalı, nasıl bir
strateji izlemeli?
Lojistikçiler olarak global ölçekte
vuku bulan siyasi gelişmelere paralel cereyan eden ekonomik hadiselere müdahil olmamız ve bu hadiselere
yön vermemiz elbette mümkün değil.
Bizlere ancak izlemek, akılcı öngörü ve çıkarımlarda bulunmak, bunların doğrultusunda stratejiler geliştirmek düşer. Lojistikçinin işi müteşebbisin işine bağlı olup, dolayısı ile ticareti hareketli ve güvenli olan yerdedir.
Muhakkak ki sektördeki her kuruluşun ağırlık merkezli faaliyet alanları
var. Önemli olan, alternatif merkezler oluşturup, ağırlıklı merkeze vurulabilecek bir sekteye karşı süratle alternatif merkezlere kanalize olabilecek esnek ve hareketli yapıyı oluşturabilmek.
Muhataplarımız
UND’yi dinliyor artık
Türkiye, uluslararası nakliye sektöründe kotalar, engellemeler, vizeler, haksız bekletmeler vs. birçok sorun ile uğraşmak durumunda kalıyor. UND, bu konularda oldukça aktif çalışıyor. UND
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak gelinen son noktayı ve
UND’nin çalışmalarını değerlendirir misiniz?
Memnuniyetle ifade edebilirim ki,
derneğimiz STK olarak üzerine düşeni fazlası ile yerine getirmektedir. Son dönemde özellikle kotalar ve buna bağlı olarak transit serbestisi konularında gayet atak bir
tempoda çalışmalarımız sürmekte olup, bu çalışmaların meyveleri toplanmaya başlanmıştır. Uluslararası platformda sesimizi hiç
olmadığı kadar yükseltmiş ve neticesinde muhataplarımızı bizleri dinlemeye mecbur bırakmış bulunuyoruz. Dünya Bankası’nın hazırlamış olduğu ve 8 Nisan 2014
tarihinde açıklanan “AB-Türkiye
Gümrük Birliği Değerlendirmesi
Raporu” ortadadır. Sadece bu bile
bir çıkış noktası ve saygın bir referans olarak her platformda elimizi güçlendirmiştir. Israrla takipçisi olduğumuz konuların başında
2013 Aralık ayında Bali’de aralarında AB ülkelerinin de bulunduğu 159 DTÖ üyesi tarafından paraf edilen “Ticareti Kolaylaştırma Anlaşması”nın 11. maddesine
konu olan “Transit Serbestisi” bulunmaktadır. AB üyesi ülkeler üzerinden yapılan transit taşımalarda Türk araçlarına yönelik olumsuz ayrımcı uygulamaları çürütme çabalarımıza temel teşkil eden
bu maddeyi, kazanımlarımızı elde
edinceye kadar sürekli gündemde
tutmamız gerekiyor. Ana tezimiz;
“İkili taşımalar, ilgili ülkeler arasında geçerli olan anlaşmaların
özel hükümleri ile düzenlenebilir.
Ancak transit, evrensel bir hak ve
coğrafi sorumluluktur. Bu hak, ikili
anlaşmaların kapsamı dışında ve
üzerinde değerlendirilmelidir.” Biz,
coğrafi konumumuz itibarı ile transit konumunda çok önemli bir ülke
olarak Bali vizyonunu desteklemek
amacı ile topraklarımız üzerinden
gerçekleştirilen transit taşımaları
tamamen libere etme değerlendirmelerine başlamış bir ülkeyiz. Tabii ki karşımızdaki güçlü blok birkaç toplantı ve müzakereden sonra pes edip kapılarını bizlere ardına kadar açacak değildir. Fakat bir
başlangıç yapılmıştır ve maksimum
kazanım için tüm imkanlarımızı seferber ederek canla başla çalışmaya devam edeceğiz.
Lojistik sektöründe acilen çözülmesi gereken konu ya da konuları listelemenizi istesem listenin ilk
5 sorununu sizin pencerenizden
hangileri oluşturur?
Transit serbestisi ve kotalar, vizeler,
iç mevzuat, tam uyumlu NCTS, istihdam kalitesi. Son günlerde uğraştığımız güncel problemlerden biri
de özellikle yabancı plakalı araçlara yönelik taşıma izin belgelerinin
kontrolünün iç gümrüklerde yapılmaya başlanması ile ilgili ortaya çıkan uygulama aksaklıkları oldu. Aslında usulsüz taşımalarının daha ilk
etapta tespit ve bertaraf edilmesini
amaçlayan bu uygulama, U-Net entegrasyonundaki bazı uyumsuzluklar sebebi ile ihracat çıkış işlemlerini
başlangıçta büyük ölçüde aksatmıştır. Saptanan aksaklıklar tespit edilerek derneğimiz UND tarafından ilgili makamlara sunulmuş ve sırasıyla üretilen çözümlerle sistem yeni
uygulamaya adapte olmuştur. Sorunun süratle giderilmesi konusunda yardımlarını esirgemeyen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret bakanlığı yetkililerine buradan teşekkürlerimizi sunarız.
Temmuz 2014
32
AKTÜEL
Haziran ayı ihracatı yüzde 6.6 artışla
12 milyar 544 milyon dolar oldu
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Haziran ayı ihracat rakamlarını Kırıkkale’de açıkladı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre Haziran ayı ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,6 artışla
12 milyar 544 milyon dolar oldu.
Yılın ilk 6 aylık toplam ihracatı, yüzde 7,3 artışla 79 milyar 935 milyon
dolar olarak gerçekleşti. Birlik kaydından muaf ihraç kalemleri hariç
net mal ihracatının ilk 6 aydaki kümüle artış performansı ise yüzde
6,7 oldu. TİM Başkanı Büyükekşi,
güncel ekonomik ve politik konular hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, tüm adaylara başarılar dileyen Büyükekşi, seçim sürecinin ülkemizin demokrasisini derinleştirmesini, toplumsal uzlaşı ve mutabakat zeminini öne çıkarmasını diledi. İlk defa doğrudan
seçeceğimiz Cumhurbaşkanımızın
ülkemiz için hayırlara vesile olmasını temenni etti. Kırıkkale’nin silah
Temmuz 2014
ve savunma merkezi olduğunu hatırlatarak, yatırım teşvik sisteminde
4. bölgede bulunan Kırıkkale’ye iş
adamlarını yatırım yapmaya davet
etti. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Merkez Bankası’nın piyasa dinamiklerinin gerisinde kalmadan
kademeli faiz indirimlerine proaktif bir şekilde devam etmesini istiyoruz. Yüksek faiz firmaların yatırım iştahını negatif etkiliyor” dedi.
Büyükekşi, “IŞİD’in Musul’u ele geçirmesi yüzünden Irak’a ihracatımızda sıkıntılar yaşanmaya başladı. Haziran ayında ihracatımız yüzde 21 gerilerken, Haziran ayı bazında Irak en fazla ihracat yaptığımız 3. ülke konumuna düştü. Şu
aşamada sadece alternatif Kerkük
yolu üzerinden sınırlı miktarda ticaret yapılabiliyor” diye konuştu.
AB ekonomilerindeki
toparlanma ve canlanan talep
rüzgârını değerlendirmeliyiz
FED’in politika faizlerinin uzun vadede geleceği seviyeyi aşağı yönlü olarak revize ettiğini hatırlatan
Büyükekşi, “ABD’nin büyüme beklentisi de yüzde 2.9’dan yüzde 2.12.3 aralığına getirildi. Fed ayrıca,
aylık tahvil alım hacmini 10 milyar dolar daha azaltarak 45 milyar dolardan 35 milyar dolara düşürdü” diye konuştu. Büyükekşi,
Avrupa Merkez Bankası’ndan gelen ek parasal genişlemeyle birlikte AB’nin büyümesi ve artan iç ta-
33
leple, ithalatının artış trendine girmesini beklediklerini söyledi.
İlk çeyrekte büyümenin
kalitesi bizleri memnun etti
2014’ün ilk çeyreğinde Türkiye’nin
tüm uluslararası tahminleri aşarak,
yüzde 4,3 büyüdüğüne dikkat çeken
Büyükekşi, “ Türkiye bu büyüme temposuyla gelişen ülkeler arasında 4.
sırada yer aldı. Türkiye aynı zamanda
yılın ilk 4 ayındaki ihracat artış performansları karşılaştırıldığında Çek
Cumhuriyeti ve Polonya’nın ardından
Avrupa’da 3.sırada yer aldı. İhracata dayalı büyüme bizi yukarılara taşıdı” diye konuştu. Büyükekşi, dış ticaret açığının yüzde 25 gerilemesinin makroekonomik politikaların ne
kadar isabetli olduğunu gösterdiğini
ifade etti.
ret yapılabiliyor. Irak, yıllık 12 milyar dolar ihracat ile Almanya’nın ardından ikinci büyük ihraç pazarımız.
2014’ün ilk 5 ayında Irak’a ihracatımız yüzde 11 artışla 5 milyar 40
milyon dolara yükseldi. Ancak Haziran ayında aylık ihracat yüzde 21
geriledi. Suriye’de de benzer şekilde
krizle beraber ilk dönemde ihracatımız ciddi şekilde düştü, ancak doğal
olarak gerçekleşen talep ve ihtiyaçları karşılamak üzere ihracatımız tekrar
artarak rekorlar kırıyor. Irak’ta oluşan kaybımızı yeni hedef pazarlardaki performansımızla telafi edeceğiz,
Nasıl ki 2009’da Avrupa pazarındaki krizi Orta Doğu pazarıyla aştıysak,
Şu anda Orta Doğu’da yaşanan duraklamayı da canlanan AB pazarı ile
telafi edeceğiz.”
Faiz indirimleri pro-aktif
şekilde devam etmeli
Büyükekşi, MB’nin geçen hafta gerçekleştirdiği faiz indirimini “kısıtlı” olarak tanımladı. “Geçen hafta Merkez Bankası, borç verme faizini 0,75 puan daha indirerek yüzde 8,75 seviyesine çekti. Biz Merkez
Bankası’nın piyasa dinamiklerinin
gerisinde kalınmadan kademeli faiz
indirimlerinin pro-aktif bir şekilde
devam etmesini istiyoruz. Yüksek
faiz oranı bilhassa tüm sektörlerdeki firmaların yatırım iştahını negatif etkiliyor. Faiz düşüşünün devamıyla rekabetçi kur seviyelerinin
korunması gerektiğine inanıyoruz”
dedi. Büyükekşi, “AB-28 ülkelerinin
ilk 4 aylık ithalatı yüzde 2 geriledi,
13 milyar Euro daraldı. Biz aynı dönemde AB’ye ihracatımızı yüzde 14
artırdık. Talebin daraldığı bir pazara daha fazla hacimde ihracat yapmak, belirgin bir fiyat baskısı yaratıyor. Bu da kurların belli bir seviyede
tutunmasını gerektirir” dedi.
Irak en fazla ihracat yaptığımız
ülkeler sıralamasında ikincilikten üçüncülüğe geriledi
Irak’ta yaşanan son gelişmelere değinen Büyükekşi şöyle konuştu:
“Irak’ta yaşanan son gelişmeler bizleri endişeye sevk ediyor. IŞİD’in 80
vatandaşımızı kaçırması bizleri hayli
üzdü. Diğer taraftan IŞİD’in Musul’u
ele geçirmesi yüzünden Irak’a ihracatımızda sıkıntılar yaşanmaya başladı. Sadece alternatif Kerkük yolu
üzerinden çok sınırlı miktarda tica-
İhracat rakamları
Tim Başkanı Mehmet Büyükekşi tarafından açıklanan Haziran ayı rakamlarından
bazı başlıklar ise şöyle: Haziran ayında ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde
6,6 artışla 12 milyar 544 milyon dolar oldu. Irak’a olan ihracatın olağan seyrinde
devam etmemesinin ihracat artışına 2,5 puan negatif etkisi oldu. İlk 6 ayda ihracat
yüzde 7,3 artışla 79 milyar 935 milyon dolar oldu. Son 12 aylık ihracat ise yüzde
2,6 artışla 156 milyar 594 milyon dolara yükseldi. Haziran ayında en fazla ihracatı, 2 milyar 31 milyon dolarla otomotiv sektörü yaparken, hazır giyim ve konfeksiyon
sektörü, 1 milyar 601 milyon dolar ihracat ile ikinci sırada, kimyevi maddeler sektörü ise 1 milyar dolar 524 milyon dolar ihracat ile üçüncü sırada yer aldı. Haziran
ayında en fazla ihracat artışını yüzde 31 ile fındık ve mamulleri sektörü yakaladı. Bu
sektörü yüzde 21 ile tütün ve yüzde 15 ile kimyevi maddeler sektörleri izledi. Haziran ayında en fazla ihracat yapılan 5 ülke sırasıyla Almanya, İngiltere, Irak, Fransa
ve İtalya oldu. Almanya’ya ihracat yüzde 10, İngiltere’ye ihracat yüzde 22, Fransa’ya
ihracat yüzde 12 İtalya’ya ihracat yüzde 18 arttı. Irak’a ihracat ise yüzde 21 geriledi. En fazla ihracat yapılan 10 ülke arasında en yüksek ihracat artışını yüzde 40 ile
İran’a gerçekleştirdik. Haziran ayında ihracat artışında öne çıkan ülkeler şöyle oldu.
Haziran’da Umman’a ihracat yüzde 181, Katar’a yüzde 154, Hırvatistan’a yüzde
108, Suriye’ye yüzde 94, Güney Kore’ye yüzde 64 arttı. Haziran ayında AB’ye ihracat yüzde 15 artarken, Kuzey Amerika’ya yüzde 12 ve Ortadoğu’ya yüzde 2 ihracat
artışı yakalandı. En fazla ihracat yapan ilk 10 il arasında ihracatını en fazla artıran il
yüzde 13 artışla İzmir oldu. İzmir’i yüzde 12 artışla Denizli ve Kayseri, yüzde 8 ile İstanbul, Manisa ve Sakarya, yüzde 6 ile Kocaeli, yüzde 5 ile Bursa, yüzde 1 ile Gaziantep takip etti. Ankara’nın ihracatı ise yüzde 3 geriledi. Kırıkkale’nin Haziran ayı
ihracatı yüzde 80 artarak 917 bin dolara, ilk 6 aylık ihracatı ise yüzde 82 artarak 4
milyon dolara yükseldi.
Temmuz 2014
34
AKTÜEL
İhracatın Finansmanı
İstanbul’da masaya yatırıldı
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ihracatçıların “en büyük problem” olarak tanımladıkları, ihracatın finansmanı sorununu düzenlediği panelle tartıştı. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Türkiye hedefleri için yeni bir hikaye yazmalı. İhracatın finansmanı bu yeni hikaye için oldukça önemli” diye konuştu. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “ Rekorlar kırıyoruz ancak ihracatçılarımız dış ticaretin finansmanı konusunda sıkıntı yaşıyor. Bu konuda Merkez Bankası’ndan ihracatçı dostu politikalar bekliyoruz” dedi. Uluslararası Bankacı Walter Buddy
Baker, ABD’ye ihracat yapacak Türk şirketleri uyararak, “ABD’li alıcılar, bilanço ve stoklarını düşünerek ihracatçılardan daha uzun vade istiyor. Finansmanı
bankalardan değil, tedarikçilerden sağlıyor” dedi.
Türkiye’nin 2023 yılı 500 milyar dolar ihracat hedefinin mimarı olan
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM),
hedefe giden yolda, ihracatçıların
sorunları için de çözüm yolları geliştiriyor. Bu bağlamda, yapılan eğilim
anketlerinde en büyük sorunlardan
biri olarak ortaya çıkan ihracatın uygun koşullarda finansmanı konusuyla ilgili bir panel düzenlendi.
Merkez Bankası’na çağrı
Panel öncesi bir açılış konuşması yapan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, finansman konusunun ihracatçılar için tam bir darboğaz teşkil ettiğini söyledi. Büyükekşi, ihracatçıTemmuz 2014
lar, bankacılar, sigortacılar ve Eximbank yetkililerinin düzenlenen panel
ile konunun çözüm yollarını tartıştığını vurgulayarak “ Rekorlar kırıyoruz ancak ihracatçılarımız dış ticaretin finansmanı konusunda sıkıntı yaşıyor. İhracatta yaşanan olumlu tempo, ihracatçılarımızın yaşadığı sorunların üstünü örtmemeli. Bu konuda Merkez Bankası’ndan ihracatçı
dostu politikalar bekliyoruz” diye konuştu. Finansmanın maliyetinin düşürülmesi noktasında MB’den aktif
olmasını isteyen Büyükekşi, şöyle devam etti: “Son dönemde MB’nin sadece faiz kararları ile gündeme geldiğini görüyoruz. Biz bu noktada ih-
racatçıyı destekleyen ve yatırımı cazip kılan faiz seviyesi talebimizi yineliyoruz. Çünkü yüksek faizler yüksek enflasyona neden oluyor. Yüksek enflasyon da ihracatçılarımızın
TL bazlı maliyetlerini artırıyor. Yüksek faizler yatırım fizibilitelerine girdi teşkil ediyor, karlılık ve getiri beklentilerini, değerlemeleri negatif etkiliyor”
Eximbank 2013 yılında
Türkiye ihracatının
yüzde 19’unu finanse etti
Büyükekşi, Eximbank’ın ihracatın finansmanı konusunda verdiği desteklere de değindi. “2013 yılın-
35
da Türk Eximbank nakdi kredi ve sigorta imkanı ile ihracata 28 milyar
dolar destek sağladı. Böylece Türk
Eximbank, 2013 yılında Türkiye ihracatının yüzde 19’unu finanse etti”
diye konuşan Büyükekşi, 2014 yılında Türk Eximbank’ın yüzde 20 artışla ihracata 33,8 milyar dolar toplam
destek sağlamayı hedeflediğini ifade etti.
“Türkiye yeni bir
hikaye yazmalı”
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ise
konuşmasında, ihracatın finansmanı kavramının aslında dolaylı yoldan
ekonomi, sanayi, kalkınma ve bü-
yüme gibi kavramları da etkilediğini söyledi. “2023 hedeflerine eldeki malzeme ile ulaşmamız çok zor.
Bu noktada Türkiye yeni bir hikaye
yazmalı ve edilgen ekonomiden, etken ekonomiye geçmeli” diye konuşan Zeybekci, Türkiye’nin sanayici
ve ihracatçısı için dünyada kullanılan tüm enstrümanları kullanmasını,
hatta kendi şartları ve yapısına göre
yeni enstrümanları hayata geçirmesi
gerektiğini sözlerine ekledi.
Finansman olanaklarınız
için bankalarla biraraya gelin
Panel öncesinde konuşan, Fifth
Third Bank Başkan Yardımcısı Ulus-
lararası Ticaret Finansmanı Uzmanı ICFT Yönetim Kurulu ÜyesiWalter “Buddy” Baker, katılımcılarla deneyimlerini paylaştı. Baker, Türk ihracatçılarına satışlarını yapılandırmadan önce bankalarıyla biraraya gelmelerini önerdi. Bankaların, pazarlık
yapılabilecek finansman olanaklarında daha ayrıntılı bilgiye sahip olduklarının altını çizen Baker, “İhracatçılar, şirket hedeflerine ve nakit akışlarına uygun olmak şartıyla bankalarla görüşme yapmalı. Bu şekilde banka garantisiyle işlem yapmak, tedarik finansmanı ya da alacakların sigortalanması mümkün” dedi. Özellikle ABD’ye ihracat yapmak isteyen
şirketlere önerilerde de bulunan Baker, şunları söyledi: “Özellikle ABD
ve Batı Avrupa’da tedarik finansmanı büyük trend. ABD’ye satış yaparken şaşırmayın. ABD’li alıcılar, bilanço ve stoklarını düşünerek ihracatçılardan daha uzun vade istiyor. Finansmanı bankalardan değil, tedarikçilerden sağlıyor.”
En iyi finansman örnekleri
ve trendler tartışıldı
Açılış konuşmalarının ardından, Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Kerem Alkin moderatörlüğünde, “İhracatın Finansmanı En İyi Örnekler ve
Trendler” konulu panele geçildi. TEB
Holding Yönetim Kurulu Üyesi Varol
Civil, Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Levent Çakıroğlu,
COFACE Türkiye Genel Müdürü Belkıs Alpergun veTürk Eximbank Genel
Müdür Yardımcısı Necati Yeniaras’ın
konuşmacı olduğu panelde, hem
bankacı hem de ihracatçı tarafları, finansmanın yöntemleri ve örneklerini
katılımcılarla paylaştı.
Temmuz 2014
36
“Ya yeni bir yol bulacağız,
ya yeni bir yol yapacağız”
Roma ordularına ‘kök söktüren’, ‘stratejinin babası’ unvanlı Kartacalıların ünlü
komutanı Hannibal, Pirene Dağları’nı Keltiber kabileleri ile dövüşe dövüşe geçiyor ve onları karşılamak üzere gelen Roma ordusundan önce Rhône Vadisi’ne
varıyor. Bölgedeki Romalılar ve müttefiklerini atlatmak için “Ya yeni bir yol
bulacağız, ya yeni bir yol yapacağız” diyen Hannibal, vadinin yukarısından bir
yay çizip Alp Dağları’nı geçiyor. Bu geçişte Montegnevre Geçidi ya da Küçük St.
Bernard geçitlerin kullandığı tahmin ediliyor. Büyük bir ordu ve filler ile antik
çağ koşularında yapılan bu yolculuk, çok büyük bir başarı olarak tarihe damgasını vuruyor. Kotalar, vizeler, keyfi bekletmeler, engellemeler ve daha birçok sorunla karşı karşıya olan Türkiye lojistik sektörüne, komşu ülkelerimizde
yaşanan iç kargaşalar ve karışıklıklar da eklenince sorunlar ‘işin içinden çıkılmaz bir hal’ almaya başlıyor. Sorun yumağı haline gelen bir dönemde UND, tarihe mal olmuş ünlü Kartaca Komutanı Hannibal gibi; “Ya yeni bir yol bulacağız, ya yeni bir yol yapacağız” diyor. Sınır kapılarında yaşanan gerginlikler ve
keyfiliklere ve komşu ülkelerdeki karışıklıklara UND, Ro-Ro ile ‘yeni bir yol yaparak’ cevap veriyor. UND’nin Ro-Ro’yu satın alma projesi yapılan bir toplantı
ile sektöre ve kamuoyuna duyuruldu. Sektörün Ro-Ro hakkındaki düşüncelerini UND’nin Sesi olarak derledik…
Temmuz 2014
37
Asya-Avrupa ve Afrika’nın kesişim
alanlarında bulunan Türkiye, jeostratejik konumu ile çok kritik bir yerde bulunuyor. Türkiye’nin bu konumu,
Türkiye’yi çok daha ‘özel’ kılıyor. Üç
tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye’de
denizyolu taşımacılığı lojistik sektörünün ‘olmazsa olmaz’ları arasında geliyor. Karayolu taşımada dünyaya bir
model olma yolunda ilerleyen Türkiye, hava, demir ve deniz yollarını da
kullanarak lojistik süreçleri tüm modlara yayan ender ülkelerden biri konumunda. Ülkemizin genç nüfusu, eğitimli beyin takımı ile birleşince ‘taşımacılığın yerini lojistik’ alıyor. Lojistikte gelinen bu noktalarda birtakım sıkıntılar da yok değil. Özellikle karayolu taşımada ‘yolların güvenli’ olması şart. Son dönemlerde ‘Arap Baharı’ ile başlayan ve Ortadoğu’yu etkisi
altına alan rüzgar Türkiye lojistikçisini derinden etkilemiş durumda. Arap
Baharı ile birlikte eski diktatörlükler yıkılırken (Kaddafi, Mübarek vs.) bu yönetimlerin yerinin hala doldurulamaması ve bu bölgelerde güvenlik ve
geçiş açısından bir ‘kaos’ yaşanması Türk nakliyecisini olumsuz etkileyen
unsurların başında geliyor. Türkiye’nin
en önemli ihracat ülkelerinden biri
olan Irak da aynı konudan mustarip.
Irak’ta son dönemlerde IŞİD terör örgütünün meydana getirdiği kaos, şoförlerin ve konsolosluğumuzdaki yetkililerin kaçırılmasına kadar uzandı.
Karayolundaki bu güvensizlik ve belirsizlikler Türk nakliye sektörünün başat
sorunlarından biri halinde…
Bakanlık; Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı
olarak yeniden yapılandırıldı
Akdeniz, Ege ve Karadeniz ile üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye’de
son dönemlere kadar ‘Denizcilik Ba-
kanlığı’ bulunmuyordu. Denizlerin, deniz taşımacılığının önemini ‘devlet politikası’ olarak kavrayan Türkiye’de Ulaştırma Bakanlığı,
Ulaştırma, Habercilik ve Denizcilik
Bakanlığı olarak yeniden yapılandırıldı. 2023 hedefleri doğrultusunda
500 milyar dolarlık ihracatı gözüne
kestiren Türkiye’de deniz taşımacılığı
lojistik sektörüne can suyu sunuyor.
Türkiye lojistik sektörünün sorunlarını derinlemesine inceleyen, çözümler sunan, araştırmalarla sektöre ve
sektörün eğitimine katkıda bulunan
ve sektörün ‘beyin takımı’ olarak nitelenen Uluslararası Nakliyeciler
Derneği (UND), ‘ortak girişim’ modeli oluşturarak Ro-Ro işine tekrar
gireceğini temmuz ayında yapılan
bir toplantı ile açıkladı. İlk etapta şu
anda satışta olan UN Ro-Ro’ya teklif verecek olan girişim, Ro-Ro işinde
oldukça kararlı. Akdeniz’de Ro-Ro
liderliğini yeniden ele geçirmeyi hedefleyen UND’nin yeni oluşumunda
bir firmanın alacağı en büyük hisse
oranı 4,5’u geçmeyecek. 5 yıl içinde
de hisselerin yüzde 50’si halka açılacak.
Nuhoğlu: Sürdürülebilirlik
için Ro-Ro şart
Sektörün sorunlarına çözüm sunan
UND, temmuz ayı içerisinde gerçekleştirdiği bir toplantıyla Ro-Ro
için kararlı olduğunu açıkladı. Toplantıya UND Yönetim Kurulu üyeleri, Ekol Lojistik Ortak Girişimi de katıldı. UND Yönetim Kurulu Başkanı
Çetin Nuhoğlu yaptığı açıklamada,
Avrupa yönlü taşımalardaki sıkıntıları anlatarak Ro-Ro’nun sürdürülebilirlik için şart olduğunun altını çizdi. İlk etapta UN Ro-Ro’yu satın almak için ihaleye gireceklerini, bu iş
olmazsa ya başka Ro-Ro firmasını
alacaklarını ya da kendi firmalarını kuracaklarını ifade etti. Yeni ortak
girişimin önemli hedefler koyduğunun üzerinde duran Başkan Nuhoğlu, sürdürülebilirlik, şeffaflık, herkese eşit mesafede olma, rekabetçi-
lik, hesap verebilirlik gibi özellikleriyle yeni oluşumun batıya taşıma yapan
tüm uluslararası taşımacılara açık olduğunu aktardı.
Bu proje bizim yaşam
mücadelemizdir
2007 yılında ABD’li fon şirketi KKR’ye
satılan UN Ro-Ro şirketinin hisselerinin satılacağının duyurulması üzerine, daha önce satılmış olan hisselerini geri almak üzere harekete geçen
UND Yönetimi, üyeleriyle temel ilkeler üzerinde uzlaştığı yeni bir ortaklık
ile teklif sunmaya karar verdi. 1994
yılında, Yugoslavya’daki savaş nedeniyle Avrupa’ya karayolu taşımalarının tıkanması sonucunda UND liderliğinde ve UND üyeleri tarafından
yeni bir iş modeli üzerinde kurulan
Ro-Ro hattı, yıllar içinde verimli bir işletmeye dönüştü.
1994’te başarıyla hayata geçirilen ve
yıllar içinde sürdürülebilirliğini kanıtlayan UN Ro-Ro şirketine yeniden talip olduklarını belirten UND Yönetim
Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, böyle
bir oluşumun temel nedenini öncelikle ülke performansına katkı sağlayacak yapıların oluşturulması, daha sonra sektör firmalarının başarılı olabilecekleri altyapıların hazırlanması” olarak açıkladı. Ortak girişim adına UND
Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, “Satın alma kararımız; Türkiye ve
AB arasında yapılan ticaretin gelişmesi ve taşımacılarımızın rekabet gücünün artması için çok önemlidir. Türkiye 2008-2013 yıllarında yapılan taşımalarda pazar payı kaybetti. 2008 yılında toplam 400 bin taşıma varken,
2013 yılında bu sayı 500 bine çıktı.
2008 yılında 400 bin taşımanın 335
bini Türk taşımacılar tarafından yapılırken sadece 65 binini yabancılar taşıyordu. 2013 yılında 500 bine çıkan
Türkiye’nin Avrupa’ya yapılan taşımalarında Türk taşımacıların payı 335
binden 310 bine düştü. 65 bin taşıyan
yabancıların ülkemizden batıya gerçekleştirdikleri sefer sayısı ise son 10
yılda yüzde 300 artarak 190 bine çık-
UND ‘ortak girişim modeli’ oluşturarak Ro-Ro işini tekrar girecek
UND ortak girişim modeli oluşturarak Ro-Ro işine tekrar gireceğini temmuz ayında yapılan bir toplantı ile açıkladı. İlk etapta şu anda satışta
olan UN Ro-Ro’ya teklif verecek olan girişim, Ro-Ro işinde oldukça kararlı. Akdeniz’de Ro-Ro liderliğini yeniden ele geçirmeyi hedefleyen UND’nin
yeni oluşumunda bir firmanın alacağı en büyük hisse oranı 4,5’u geçmeyecek. 5 yıl içinde de hisselerin yüzde 50’si halka açılacak.
Temmuz 2014
38
DOSYA
tı. 2004 yılında batıya yapılan taşımaların merkezi olan İstanbul’da 443 firmamız varken bu firmaların sayısı 400
binin altına düştü. Son 10 yılda ihracatımız 3 kat artmasına rağmen firma
ve sefer sayılarımız ise düşüş gösterdi. UN Ro-Ro ise bu dönemde büyüme taleplerimizi yerine getirmedi. Dolayısıyla bu proje bizim yaşam mücadelemizdir. Bu sorumluluğu yerine getirmek için de bu kararı aldık” diyerek
hedefe odaklandıklarını ifade etti. Akdeniz çanağında, Doğu Afrika’ya kadar uzanabilecek yeni ulaştırma koridorlarının oluşturulması hedefiyle
yola çıktıklarını aktaran Nuhoğlu, tüm
UND Yönetim Kurulu Üyeleri’nin yanı
sıra mevcut Ro-Ro hatlarını en fazla
kullanan ve büyük nakliyecilerle yaptıkları istişareler sonucunda yeni yatırım ortaklığı için temel ilkeler üzerinde
uzlaşıldığını da söyledi.
Ahmet Musul:
“Ayrıcalık yok, herkesle aynı hakkımız olacak”
UND’nin temmuz ayında gerçekleştirdiği toplantıda Ekol Lojistik
Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, tüm güçleriyle, hacimleriyle ve
deneyimleriyle bu girişime destek
vereceklerini belirterek, firma olarak kendilerinin ortak girişim içinde
yer aldıklarını, ancak diğer firmalardan farklı bir haklarının olmayacağının altını özellikle çizdi. Musul,
bir firmanın en fazla yüzde 4,5 hisseye sahip olabileceğini hatırlatarak yeni oluşumun sınırlarını ortaya koydu.
Karakuş Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Bahaddin Karakuş:
Ro-Ro hatlarına yapılacak yatırım Türk lojistik sektörünün rekabet
gücünü artıracak bir altyapı yatırımıdır
Türk taşımacıların sürdürebilir bir
rekabetçi yapıya kavuşması için
Avrupa’ya yaptığı taşımalarda kullandığı güzergahların ekonomik güvenli ve işler durumda olması lazım.
Bildiğiniz üzere kara güzergahları
sektörde rakibimiz olan komşu ülkelerin sürekli, direkt ya da dolaylı yollardan engellemeleri ile karşı karşıya kalmaktadır. AB ile süregelen ticari ilişkilerimizde bir taşımaya, vize,
geçiş belgesi kotaları, geçiş ücretleri, tren zorunluluğu gibi maliyet artırıcı olumsuz engellerle 4-0 geriden
başlıyoruz. Sınır kapılarındaki inanılmaz bekleme sürelerini koyduğunuzda sektörün günden güne kan
Temmuz 2014
kaybetmesi sürpriz olamazdı olmadı da… Son 3 yıl içinde yüzde 25
büyüyen pazara rağmen Türk taşımacıların payı yüzde 8 küçülürken (335 binden 310 bin taşımaya düştü ), yabancıların payı da yüzde 292 artmıştır. ( 65 binden 190
bine çıkmıştır. ) Bu, çok önemli bir
göstergedir. Böyle bir tabloda ihracatın atar damarları olan güzergahlarda iyileştirme yapmanın yanısıra,
alternatif taşıma modların ve güzergahlarında mutlak açılması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Yani Ro-Ro
hatlarına yapılacak yatırım aslında
Türk lojistik sektörünün rekabet gücünü artıracak bir altyapı yatırımıdır. Türkiye’nin 2023 ihracat hedeflerine ulaşması için bu tür yatırımların da süratle yapılması kaçınılmazdır. Kanaatime göre Türk taşımacılarının gerileme dönemi 2007 yılında UND Ro-Ro’nun KKR‘ye satışı
ile başlamıştır. Satış bedeline bakıldığında çok başarılı bir satıştır. Ancak kesinlikle sektörün geleceğine
uzun vadede olumlu katkı yapmamıştır. Zira rakip ülke taşımacılarına karşı beklenen rekabet ortamını sağlayamadığı gibi Türk taşımacılara karşı da eşit davranmamış, yeteri kadar şeffaf olamamıştır. Bana
göre UND’nin sektörün altyapısına
yatırım yapılmasına kesinlikle öncülük etmelidir bunu yaparken de yaşamış olduğu ‘UND Deniz’ tecrübesinden de çıkarttığı dersleri dikkatle uygulamaya koymalıdır. Hepimiz biliyoruz ki; UND Deniz’in başarısızlığının temel kaynağı tabii ki
Rekabet Kurumu’nun da tescil ettiği
gibi; bugün faaliyette bulunan UN
Ro-Ro’nun hakim durumunu kötüye
kullanarak yıkıcı rekabet uygulamasıdır. Ancak sektör mensupları o günün koşullarında menfaatleri doğrultusunda kısa vadeli düşünerek
günü kurtaracak şekilde hareket ettikleri de bir gerçektir. Uzun vadede
sürdürülebilir rekabetçi yapıya kavuşturulmasına destek olmaları gerekirken tam aksine yıkıcı rekabete
bilmeyerek gaz verdiler. İşte tam bu
nokta şapkaları önümüze koyup düşünmemiz gereken noktadır. Sahiplenmeyi neden tabana yayamadık,
bugünü kurtaran reaksiyonu neden
öngöremedik? Projenin her taşımacıya eşit mesafede duracağını, sektörün genelinde kabul görmüş, şeffaf ve hesap verebilir yönetim kurulu oluşturulacağını, hakim hisse olmayacağını yeteri kadar anlatamadık da ondan mı dersiniz?
39
Emin Taha/ Taha Group Yönetim Kurulu Başkanı:
Tam destek veriyoruz çünkü deniz yolu
hem maliyeti düşürüyor hem de daha güvenlidir
Türkiye, 2023 hedefleri kapsamında
500 milyar dolarlık bir ihracat rakamını konuşuyor. Türkiye, çok özel bir konumda yer alıyor. Ülkemizin bu özel
durumu Türkiye’nin güçlü olmasını da
beraberinde getiriyor. Ülkemizin güçlü olması demek komşularımız ve bölgedeki huzur açısından da son derece
önemlidir. Güçlü ekonomi güçlü ihracatla olur. Güçlü ihracat ise güçlü lojistik ile gerçekleşir. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), Türkiye lojistik sektörü için çok önemli işleri gerçekleştiriyor. Lojistik sektörünün daha
da gelişebilmesi için UND, pratik, kollektif ve pragmatik çözümler üretiyor.
UND’nin Ro-Ro girişimi bence geç alınan bir karardır. Bunu; kitabını iyi ya-
zarak, iyi okuyarak, altyapısını iyi hazırlayarak yapmak ve sektörün hizmetine sunmak gerekir. Aceleyle hiç düşünmeden olursa yanlış olur. UND’nin
şimdiki başkanına ve yönetim kuruluna güvenimiz tamdır. En doğrusunu
yapacaklarına eminiz. Kendi firmam
adına Taha Lojistik olarak biz bu projeye destek veriyoruz. Olması da gerekir… Türkiye’nin 4’te 3 ‘ü denizdir.
Bundan faydalanmamız lazım. Gemi
ile TIR’ların daha düşük bir navlunla
gitmesi, daha sağlıklı, daha salim bir
yöntemdir. Hacim olarak da daha fazla yük alır. Böylelikle bizim ihracatımız
Avrupa’ya artacak ve fiyatı maliyet konusunda aşağı çekmiş olacağız. Başarılar diler ve tebrik ederim. Biz de bu
konuya desteğimizi veriyoruz. Nedeni
ise maliyetin düşmesidir. Deniz yolu
her zaman daha güvenlidir. Deniz yolunda kaza olmaz, yollar yıpranmaz.
Yani milli zararımız azalır. Yolarımız da
rahatlayacak. Ayrıca kazaları da önlemiş olacağız. Normal vatandaşlarımızın o yoları kullanmalarını daha
rahat bir hale getirmiş olacağız. Bunun yanında doğaya da az zarar vereceğiz ve doğayı kirletmeyeceğiz. Şu
anda lojistik sektörümüzün güneydoğu bölgesinde 30 bin tane TIR’ı var.
Bu 30 bin tane TIR’ın çoğu Irak’ı kullanıyor. Günlük bizim ortalama 2 bin
500 TIR’ımız ihracat yükü taşıyıp Irak’a
gidiyor. Şimdi bu 2 bin 500 TIR’dan
800-900 arası TIR’lara düştü. Burada
bizim bankalardan da bir ricamız olacak: Bankalar Birliği ile oturup toplantı yapmamızda fayda var. Tırcıların birçoğunun taksit ödemeleri var. Birçoğu
zorlanıyor ve TIR’ını satmaya çalışıyor.
Şu anda hepsi büyük zararda… Bu konuda bankalar Irak krizi çözülene kadar taksitlerin ötelenmesini sağlamalı. Bizim TIR sahiplerine, lojistik firmalarımıza burada bir kolaylık getirmeleri
lazım. Bu özel ve olağanüstü durumda
bir müsamaha göstermeleri lazım. Yoksa ülke ekonomisine katma değer sağlayan arkadaşlarımız perişan durumda
olacak. Irak ve benzeri coğrafyalarda
yaşanan bu olumsuz durumun uzaması Türkiye’nin hayal edemediği sıkıntılara yol açar. İnşallah o boyuta gelmez.
Lojistik sektörümüzde güzel şeyler oluyor, olacak. Bakın şu günlerde mesela Ro-Ro’yu ve Ro-Ro’nun getireceklerini konuşuyoruz. Dolayısıyla lojistik sektörünü toptan değerlendirmek gerekir.
Bankaların da bu konularda sektörümüzü ve sektörümüzde yaşanan gelişmeleri görerek hareket etmelidirler.
ABC Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Bilen:
Oluşacak yeni yapıda herhangi bir ayrımcılık olmayacak
UND’nin UN Ro-Ro’yu satın alması veya yeni bir şirket kurmasıyla öncelikle sektörde birlik beraberliği sağlayacak. Oluşacak yeni yapıda herhangi bir ayrımcılık olmayacak. Teknik olarak da adalete dayalı bir işletme anlayışı sürdürülecek. Yani limana
varan araçların geliş sırası ile gemiye bindiği temel düzeyde basit ve adil
bir anlayış ile hizmet yürüyecek. Sektörün tüm dinamiklerini bilen oyuncuların yöneteceği bir işletmenin verimliliği ve bunun ülkemizin genel performansına katkısı çok daha yüksek
olacaktır. ABD’li fon yönetiminin satmaya karar verdiği hisselerin sektör
mensuplarının ve emekçilerinin değil, tamamen ticari yaklaşımlı yatırımcıların eline geçmesi halihazırda
yaşanan sorunların derinleşerek artmasına yol açacaktır. Bunun dışında bu proje Türkiye-Avrupa arasında ki tüm taşımalarda Türk nakliyecisini Avrupalı nakliyecilere karşı koruyarak güçlendirecek çok önemli
bir projedir. Hem intermodal taşıma-
nın yaygınlaşması, ekolojik avantajlar, hem de maliyet avantajı ile katma
değer üretilecektir. Bu iştirakin içinde hissedar olarak yer alacak şirketlerimiz de, bu iştirakin yeni hizmet anlayışından faydalanacak şirketlerimiz
de sefer sayılarından, genel karlılığına
kadar etki edecek önemli bir değişim
rüzgarının içinde olacak. Sonuçlarından çok olumlu olarak etkileneceklerdir. Hiçbir teminat vermeden ve ekstra ödeme yapmadan kullandığı sayı
oranında iştirake hissedar olunacak
şeffaf, adil bir ortaklık ilkesi ile sektör
mensupları arasında özlenen bir gönül ve misyon birliği sağlanacak. Ortak menfaatlerin çok sesli ve çoklu katılımlı geliştirilerek korunacağı bir oluşum ortaya çıkacaktır.
Temmuz 2014
40
DOSYA
Ekol Lojistik Filo Genel Müdürü Cavit Değirmenci:
Sektör adına tarihin altın bir fırsatı olarak görüyoruz
Öncelikle Ro-Ro’nun sektör hayatına girişini ve kuruluş amaçlarını hatırlamak bu bağlamda mevcut durumunun kuruluş amacına ne kadar
hizmet ettiğine bakmanın uygun olacağını düşünüyoruz. Balkanlar’daki
konjonktür nedeniyle en yoğun kullanılan güzergâhlardaki geçiş yolları kapanmış, yurt dışına çıkışlar çok
sınırlı ve kısıtlı bir şekilde yapılmakta
olup, lakin yetersiz olması sebebiyle sektör durma noktasına gelmiş,
dış ticaretimiz ciddi anlamda kan
kaybetmeye başlamıştı. Bu dönemde mevcut sorunları aşmak veya kısmen iyileştirmek anlamında sektörün bu segmentine adım atılmaya
karar verilmiştir. Anılan dönemdeki sektör büyüklerinin önderliğinde
proje, devletin de desteğiyle Deniz
Nakliyat’tan 2 adet Ro-Ro kiralanarak hayata geçirilmiştir. Projenin hayata geçmesiyle, sektörde yaşanan
yangın kısmen sönmüş olup, devam
eden süreçte filoya ilave Ro-Ro’ların
katılmasıyla da dış ticaretimizi gerçekleştirdiğimiz en önemli kapı haline gelmiş, sektör için deniz otobanı
vazifesini yapmaya başlamıştır. Zaman içinde başarı öyküsü haline gelen proje, dış yatırımcıların da ilgisini çekmiş yakından izlenmeye başlanmıştır. İştahlı yatırımcıların bol sıfırlı teklifleri karşılığında hakim hisse sahipleri daha fazla dayanamayarak hisselerini devretmişlerdir.
Sektör için kurulan, daha önemlisi
dış ticaretimizin tıkanmadan, maliyet avantajı yaratarak hızlı biçimde
akması için devlet desteğiyle kurulan Ro-Ro şirketi, sektörün elinden
kayıp gitmiştir. Ro-Ro’nun yeni sahipleri, sektörle uzaktan yakından
ilgisi olmayan, yapmış oldukları yatırımlar karşılığında doğal olarak
konulara ticari bakan bir kuruluştur. Bu yaşanan süreç sonrası bunun
bedelini maalesef sektör oyuncuları
ödemeye başlamıştır. Sürekli artan
bir maliyet baskısıyla, yarınlara endişe ile bakıp tünel sonundaki ışığı
göremez olmuştur. Bu süreç alternatif Ro-Ro’nun kurulmasıyla durmuş,
rekabetin getirdiği avantajı, sektör
yaşamaya başlamıştır. Hali hazırda
1800 avro civarlarında olan taşıma
ücretlerinin, 2.500 avro olması sek-
Temmuz 2014
tör tarafından zikredilen bir gerçektir. Mevcut Ro-Ro özelindeki güncel
gelişmelere baktığımızda bahsetmiş
olduğumuz gelişmelerin benzerleri yaşanmaya başlanmıştır. Yerli ve
yabancı yatırımcıların yakın ilgisinde takip edilmektedir. Sektörün dışında bir yatırımcının eline geçmesiyle, yeni yatırımcının beklentilerini karşılaması için maddi baskı zaten ayakta durmakta zorlanan sektör oyuncularının üzerinde olacaktır.
Ro-Ro’ların kuruluş, varoluş amaçlarının dışında ticari bir enstrüman
olarak rotasının dışına çıkarak, savrulmaya devam edecektir.
Başkanımız Çetin Nuhoğlu’nun da
her platformda belirttiği gibi RoRo’ların gerçek sahibi nakliyecilerdir. Gerçek sahiplerinin kontrollerinde ve kuruluş amacına uygun
olarak yönetilmelidir. Bu nedenle
bahse konu, UND’nin ortak girişimiyle oluşturulan modelle Ro-Ro işlerine tekrar girmesini sektör adına
tarihin altın bir fırsatı olarak görüyoruz. Sektörün kullanmış olduğu
Ro-Ro’lar bir kâr merkezi olmamalıdır. Aksine, maliyet avantajı yaratarak, 2023 hedeflerini yakalamamız açısından dış ticaretimizde ihracatçımızın elini global rekabette
güçlendirmelidir. Hali hazırda uluslararası arenada sürekli sekteye uğrayan ve global rekabette bitkisel
hayatta olan sektörümüzün, ayakta
kalması ve sürdürülebilir olması için
Ro-Ro taşımalarında tek yönde 900
avro civarlarında olan maliyetlerin,
orta vadede 600-650 avro seviyesine inmesi oksijen etkisi yaratacaktır.
Uluslararası sorunlarda mevcut RoRo’lar, hiçbir ticari kaygı olmaksızın
sektörün ve devletin yanında olmalıdır. Bunun için hızlı ve çevik karar
alınmalı ve uygulamada da manevra alanı yaratılmalıdır. Bugünkü yapıyla bundan bahsetmek olası bile
değildir. Halbuki sektörün yönetiminde olan bir yapıyla, geçtiğimiz
aylarda yaşadığımız Bulgaristan krizi bu boyutlara gelmeden hatta masaya dahi oturulmadan çözülebilirdi. Ve böylece bu noktada elimiz
daha güçlü olabilirdi. Alternatif olarak Romanya Köstence Limanı’na
konulacak olan Ro-Ro’lar ile bu so-
run fevkalade aşılabilirdi. Zira bahse konu hattın açılmasında, Ulaştırma Bakanlığı’nın da yoğun desteği vardı. Lakin, mevcut yapının karar alma ve hayat geçirmedeki ticari endişesi buna mani olmuştur. Salt
bu örnekten bile bakacak olursak
UND’nin mevcut girişiminin doğru
bir hamle olduğunu söyleyebiliriz.
Sektör ve dış ticaretimiz adına bu
projeyi tarihi bir fırsat olarak görüyoruz. Mevcut Ro-Ro kullanıcıları,
bugünkü şartlarda artı hiç bir bedel ödemeden, yıllık Ro-Ro’ya verdikleri araç sayısı oranlarında hisse sahibi olacaklardır. Bu proje; tamamen şeffaf, izlenebilir ve ölçülebilir bir organizasyonun yöneteceği, herkese aynı mesafede duracak, kimsenin diğerinden farklı olmayacağı ve sürekli olarak maliyet
baskısının yaşanmayacağı bir ortamı vaat etmektedir. Beş yıl içerisinde halka arzla birlikte hakim
hissenin tamamen UND’nin olacağı bir yapıdan bahsediyoruz. Özetlemek gerekirse; bizler de Ekol Lojistik olarak başkanımız gibi düşünüyoruz. Ro-Ro, gerçek sahiplerinin
olmalıdır. Sektöre geri gelmelidir ve
kuruluş amacına uygun kullanılmalıdır. Bunun için değerli meslektaşlarımız, karanlığa göz kırpmak yerine aydınlığa mum yakıp, bu projeye
sahip çıkıp, desteklemelidir.
41
Batu Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Taner Ankara:
UN Ro-Ro karayolu handikaplarına karşı ciddi alternatif olacak
Kasım 1993’te 47 nakliyeci ve
UND’nin bir araya gelerek AB ülkelerine en kolay ulaşım imkanını yaratmak amacıyla kurduğu UN Ro-Ro,
kurulduğu dönemde tek bir gemi ve
“UND Ro-Ro” adıyla hizmet veriyordu. Türkiyeli ihracatçı ve nakliyeciler
UN Ro-Ro ile Akdeniz’de intermodal
kısa deniz taşımacılığı hizmeti ile ilk
kez tanışırken şirket birkaç yıl içinde dünyanın en büyük kombine taşımacılık yapan firmalarından biri haline geldi ve geliri yüzde 25 arttı. Yani
taşımacıların zarar ettiği bir ortamda satın alma ile birlikte sektör adına kalkınma başlayacak ve tekelleşme ortadan kalkacak keyfi zamlar olmayacak. Bu satıştan her iki taraf da
kârlı çıktı çıkmasına ama ihracatının
yüzde 40’ını Avrupa ülkelerine gerçekleştiren Türkiye’de Batı’ya çıkışlarda sorun yaşanması kara taşımacılarını ‘kara kara’ düşündürmeye başladı. Son dönemde Bulgaristan’ın İpsala, Hamzabey ve Kapıkule sınır kapılarından çıkış yapan Türk TIR’larına
zorluk çıkarması ile nakliyeciler iyice
çileden çıktı. Sürekli ceza yiyen yerli nakliyecilerin 2008’de yüzde 45
olan pazar payları, UND verilerine
göre bu yıl yüzde 30’a kadar geriledi. U.N. Ro-Ro’yu eskisi gibi potansiyel müşteriler yani nakliyeciler kendi içlerinde çok şeffaf ve iyi pir planlamayla bunu tekrar geri satın almalı bunun dışındaki seçeneklerin
sektör adına yürümesi mümkün değil. Sadece bir nakliye şirketinin satın alması da doğru değildir. Dolayısıyla eğer bu şirketin satışı söz ko-
Sürdürülebilirlik, şeffaflık, herkese
eşit mesafede olma, rekabetçilik,
hesap verebilirlik
UND, temmuz ayı içerisinde gerçekleştirdiği bir toplantıyla Ro-Ro için kararlı olduğunu açıkladı. Toplantıya UND Yönetim Kurulu
üyeleri, Ekol Lojistik Ortak Girişimi de katıldı. UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu yaptığı açıklamada, Avrupa yönlü taşımalardaki sıkıntıları anlatarak Ro-Ro’nun
sürdürülebilirlik için şart olduğunun altını
çizdi. İlk etapta UN Ro-Ro’yu satın almak için
ihaleye gireceklerini, bu iş olmazsa ya başka
Ro-Ro firmasını alacaklarını ya da kendi firmalarını kuracaklarını ifade etti. Yeni ortak
girişimin önemli hedefler koyduğunun üzerinde duran Başkan Nuhoğlu, sürdürülebilirlik, şeffaflık, herkese eşit mesafede olma, rekabetçilik, hesap verebilirlik gibi özellikleriyle yeni oluşumun batıya taşıma yapan tüm
uluslararası taşımacılara açık olduğunu aktardı.
nusu ise eskiden olduğu gibi nakliyecilerin ortaklığında bir sistemle satın
alınmalı ve şeffaf bir şekilde yönetilmelidir. U.N. Ro-Ro’nun geri alınması ile birlikte çekici yatırımlarında ciddi azalma olacak, finans sorunu yaşayan firma sahipleri rahatlayacak,
sektör kendi gemisine binecek karayolu handikaplarına karşı ciddi alternatif olacak.
Rakamlarla Türk taşımacısının pazar kaybı
UND Yönetim Kurulu Başkanı Nuhoğlu istatistiklerle Türk taşımacısının pazar kaybını şu şekilde ifade ediyor: “Türkiye 2008-2013 yıllarında yapılan taşımalarda pazar payı kaybetti. 2008 yılında toplam 400 bin taşıma varken, 2013 yılında bu sayı 500 bine çıktı. 2008 yılında 400 bin taşımanın 335 bini Türk taşımacılar tarafından yapılırken sadece 65 binini yabancılar taşıyordu. 2013 yılında 500 bine çıkan Türkiye’nin Avrupa’ya yapılan taşımalarında Türk
taşımacıların payı 335 binden 310 bine düştü. 65 bin taşıyan yabancıların ülkemizden batıya gerçekleştirdikleri sefer sayısı ise son
10 yılda yüzde 300 artarak 190 bine çıktı. 2004 yılında batıya yapılan taşımaların merkezi olan İstanbul’da 443 firmamız varken bu
firmaların sayısı 400 binin altına düştü. Son 10 yılda ihracatımız 3
kat artasına rağmen firma ve sefer sayılarımız ise düşüş gösterdi”.
UN Ro-Ro’nun ise bu dönemde büyüme taleplerini yerine getirmediğini ifade eden Başkan Nuhoğlu, bu projenin Türkiye lojistik sektörünün yaşam mücadelesi olduğunu ve bu sorumluluğu yerine getirmek için de bu kararı aldıklarını ifade ederek hedefe odaklandıklarının altını çiziyor.
Temmuz 2014
42
İFTAR
UND’nin iftar yemeğinde
sektör bir araya geldi
UND’nin Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlediği iftar yemeğinde sektör bir
araya geldi. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve İKV Başkanı Ömer Cihad
Vardan’ın birer konuşma yaptığı iftar yemeğinde yılın sürücüsü ödülünü
“Vizesiz Avrupa” davasını kazanan Mehmet Soysal aldı. Yemekte bir
konuşma yapan UND Başkanı Nuhoğlu, “Bir tek hayalim var:
Buradan Münih’e 36 saatte varmak” dedi.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği 16
Temmuz 2014 Çarşamba tarihinde
İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde
iftar yemeği düzenledi. Geleneksel
hale gelen iftar yemeğinde uluslararası nakliyeciler bir araya geldi. Nakliyecilerin yoğun ilgi gösterdiği iftar yemeğine TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi, İktisadi Kalkınma Vakfı
(İKV) Başkanı Ömer Cihad Vardan
gibi isimler katılırken UND üyeleri tam kadro iftar yemeğindeydi. Yemeğe katılamayan Ulaştırma Haber-
Temmuz 2014
cilik ve Denizcilik Bakanı Lütfü Elvan
ise bir mesaj göndererek iftar yemeğinde bulunamadığı için üzüntülerini ifade etti.
UND Başkanı Nuhoğlu:
500 milyar dolarlık ihracat
bizler olmadan gerçekleşemez!
UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin
Nuhoğlu, Türkiye uluslararası nakliye sektörünün yıllardan beri haksızlıklarla uğraşmak zorunda kaldığına işaret ederek; “Geçen yıl ki if-
tar yemeğimizde araçlarınızı satmayın çağrısı yapmıştım, güzel günler
olacağını ifade etmiştim. Başta TİM,
TOBB gibi kuruluşlarımız olmak
üzere kamu ve STK’larla el ele vererek nakliyecilerimizin çektiği sorunları bitirme yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Bu bağlamda TİM’in,
İKV’nin, TOBB’un ve konuyla ilgili
muhatap bakanlarımızın yanımızda
olduğunu biliyoruz. Tek hayalim 36
saat içerisinde varış noktamıza ulaşabilmek” dedi. Nuhoğlu, 2023 he-
43
deflerine ulaşılabilmesinin tek ve en
büyük dayanağının lojistikçiler olduğunu belirttiği konuşmasında; “Biz
olmadan 2023 hedeflerine ulaşılamaz” ifadesini kullandı.
Uluslararası nakliye
sektörü UND ile başladı ve
40. yılımızı kutluyoruz
UND Yönetim Kurulu Başkanı Nuhoğlu iftar yemeğinde gençlerle bir
önceki neslin bir arada bulunduğuna işaret ederek, “Bu mübarek günde beraber olduğumuz için hepinize
teşekkür ediyor hoş geldiniz diyorum.
Bu sektörde son zamanlarda yaşanan
sıkıntılardan, yaşanan dar boğazlardan dolayı artık yeni nesle gençlere
bırakanlar da var. Daha önce başka işlerin yanında denemek için diğer sektöre giren arkadaşlarımız da
var. Belki de faaliyette olmayan ama
yıllardır beraber olduğumuz için bugünün anısına dostları beraber görmek için buraya gelenler de var. Ben
onlara bir kez daha burada oldukları için çok teşekkür ediyorum hoş
geldiniz diyorum. Bu sene 40. yılımızı
kutluyoruz. Uluslararası Nakliyeciler
Derneği, 1974’te kuruldu. Tam 40
yıllık bir dernek. 40 yılda Türkiye’nin
çok mesafe kat ettiği, düşünemeye-
ceğimiz boyutta batıda ülkelerin 40
yılda yapamadıklarını bizler aslında son yıllarda yaptık. 40 yıllık geçmişe bir tarihi sığdırdık. Uluslararası Nakliyeciler Derneği dediğiniz zaman aslında uluslararası nakliye sektörünün tarihini konuşuyoruz. Uluslararası nakliye sektörü tarihi bu dernekle başladı ve Türkiye’nin 500 milyar dolarlık ihracat hedefinde de yine
bu sektörün bu hedefi yerine getirmek
üzere kolları sıvadı. Ne güzel bir şeydir ki 40 yıllık bir dernek her şeyden
önce hem tek başına hem bütün üyelerini en iyi temsil eden hem de gelecek vizyonuyla beraber hem strateji
geliştiren ve bir amaç uğruna mücadele veren bir haldedir” dedi. 2009
yılında ilk defa Türkiye’de uzun vadeli planların yapıldığına işaret eden
UND Başkanı Nuhoğlu, Türkiye’de
ilk defa 2023 Cumhuriyet tarihinin
100’üncü yılında ihracat hedefinin bilimsel ve çağdaş metotlarla ölçerek
hayata geçirilen bir dönem olduğunu söyledi. 2023 yılına 9 yıl kaldığını
ifade eden Nuhoğlu, Hepsinden ötesi 500 milyar dolarlık hedefte bu ihracatı gerçekleştirmek için ihtiyaç duyulan taşıma gücünün analizini yapan ve onun için ihtiyaç duyulan gelişmeye açık alanları tespit eden ve de
hepsinden ötesi bunlar için her türlü
desteği veren bir anlayışın hâkim olduğu dönem olduğunu söyledi ve bu
Temmuz 2014
44
İFTAR
dönemi verimli kullanmak gerektiğini belirtti. Türkiye’nin hızlı bir şekilde ilerlediğini ifade eden Nuhoğlu,
2013 yılında tarihinde ilk defa Türkiye Kalkınma Bakanlığı’nın 10’uncu
kalkınma planını yaparken lojistiği kalkınma planının temel taşlarından biri haline getirdiğini ve 2018
yılındaki 288 milyar dolarlık ihracat hedefini belirlediğini söyledi. Bunun için de Türkiye’nin lojistik performans endeksini masaya yatırdığını
ve de yol haritasını çıkarttığını ifade
eden Nuhoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti gücünün farkında… Hem doğuya
hem batıya, hem kuzeye hem güneye yapacağı taşımalarla ilgili kalkınma modeli ihracata oturmuş ve bunun için de yetkinlik tanımını yapmış.
Hem kurumunda hem sivil toplum
örgütlerinde hem kamuda hem hükümette her türlü desteği verir hale
gelmiş bir yapıdadır. Bugün aslında
Temmuz 2014
bunu gördüğümüz zaman hem çok
sevinçliyiz, gururluyuz hem de ümitliyiz” dedi.
Tek hayalim araçlarımızın 36
saat sonra Münih’e varmasıdır
Son 2-3 yılda yaşanılan sıkıntıların
ortada olduğunu ifade eden Nuhoğlu, haksız rekabetlere karşı verdikleri mücadeleyi herkesin bildiğini ifade etti. Nuhoğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Birbirimize
inanan, birbirimize güvenen ve de
başarma azmi ile dolu olan insanlarız. Bugün çevremizde yapılan uygulamalar özellikle Türk mallarının
Avrupa’ya taşınmasının önüne engel
çıkartmak için malların transferini
engellemek üzere önümüze konan
kotalar, yüksek geçiş paraları, vize
sorunları bütün bunların bilincindeyiz. Bunlarla nasıl yıllarca mücadele ettiysek bugün de yarın da mü-
cadele edeceğiz. Bugün ne yapılırsa yapılsın, ne tür engel konursa
konsun son 1-2 yılda Avrupa’daki
her kuruma, her hükümete Avrupa
Birliği’nin her makamına Türkiye’de
uygulanan bu haksızlığı anlattık ve
anlatmaya devam edeceğiz. Bir tek
hayalim var: Buradan çıkan araçlar 36 saat sonra Münih’e varacak. Hatırlayın geçen sene size şirketlerinizi satmayın demiştim. Geçen sene gerçekten lojistik sektörü bu ülkenin temel taşıdır, devletin politikasıdır, devletin her konuda
destek olduğu temel alt yapıdır demiştim. Yine aynı şeyi bir kez daha
söylüyorum. 500 milyar dolar ihracat, 2018’de 288 milyar dolar ihracatın bizler olmadan gerçekleşmesi
mümkün değil. Bu malları başkaları taşıyamaz. Bizim Avrupa’ya yaptığımız taşımaların yarısından fazlası karayolları ile gitmek zorunda-
45
dır. Zaten lojistiğin verdiği avantajı hepimiz biliyoruz. Bu bölge özellikle üç günde Avrupa’ya malı ulaştırmak zorundadır.” Önümüzdeki yıl
UND’nin 41’inci yılını büyük bir şölenle kutlayacağını ifade eden Nuhoğlu, 41 kere daha yeni hedeflerle sektörün önündeki engellerin aşılmasında büyük mücadele vereceklerini vurguladı. ‘Şoförler bizim temel taşlarımızdır’ diyen Nuhoğlu,
şoförlerin rekabetçiliğin temel taşı
ve hepsinden ötesi başarının anahtarı olduğunun altını özellikle çizdi.
TİM Başkanı Büyükekşi:
“Ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız”
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı
Mehmet Büyükekşi komşu ülkelerde yaşanan sıkıntılara vurgu yaptığı konuşmasında yılmadan çalışmaya devam edilmesi gerektiğinin altını
çizdi. Büyükekşi şöyle konuştu: “İhracatımız bu yılı başarılı bir tempoyla sürdürüyor. Gelişmiş ülkelerdeki
toparlanma ile birlikte ihracat performansımız hızla artıyor. Haziran
ayında ihracatımız, geçen yılın aynı
ayına göre yüzde 6,6 artışla, 12,5
milyar dolar oldu. Yılın ilk yarısında
ise ihracatımız yüzde 7,3 artarak 80
milyar dolara ulaştı. Haziran ayında
AB’ye ihracatımız yüzde 15 artarken, Kuzey Amerika’ya yüzde 12 ve
Ortadoğu’ya yüzde 2 ihracat artışı
yakaladık. En fazla ihracat yaptığımız 30 ülke arasında en yüksek ihracat artışını yüzde 94 ile Suriye’ye
yakaladık. Diğer taraftan sizlerin de
çok yakından takip ettiği üzere Rusya, Ukrayna, Irak, Libya ile Ortadoğu ülkelerinde yaşanan konjonktürel sorunlar ihracatımıza da yansıyor. Haziran ayında Libya’ya ihracatımız yüzde 25, Ukrayna’ya ihracatımız yüzde 20, ve Rusya’ya ihracatımız yüzde 4 düşüş gösterdi. Yıl-
lık 12 milyar dolarlık ihracat yaptığımız
ikinci büyük ihraç pazarımız Irak’a
ihracatımızda birtakım sıkıntılar yaşıyoruz. Şu aşamada sadece alternatif Kerkük yolu üzerinden sınırlı
miktarda ticaret yapılabiliyor. Irak’a
ihracatımızda yaşanan sıkıntıları alternatif rotalarla aşacağımızı düşünüyoruz. Irak’ta oluşan ihracat kaybımızın da geçici olduğuna inanıyoruz. Bu kayıpları da hem yeni pazarlarla hem de güçlenen mevcut pazarlarımızla telafi edebileceğimize
inanıyoruz. Değerli konuklar, Uzun
Temmuz 2014
46
İFTAR
vadeli hedeflerimiz, inanç ve direncimizi güçlü tutuyor. Ünlü komutan
Hanibal’ın dediği gibi ”Ya bir yol
bulacağız, ya bir yol açacağız” Yol
açmanın, 2023 hedeflerine ulaşmanın yolu da ihracatımızın katma değerini artırmaktan geçiyor. Bu anlamda TİM olarak 2023 hedefleri yolunda Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşmaya büyük önem
verdiğimizi her platformda vurguluyoruz. Türkiye İnovasyon Haftamız,
tasarım yarışmaları, AR-GE proje pazarları, TEB ortaklığıyla Girişim Evi İnovaLİG gibi çok kapsamlı
çalışmalar yürütüyor, organizasyonlar gerçekleştiriyoruz. Bu yıl Türkiye İnovasyon Haftası etkinliklerimizi Anadolu illerimize yayma kararı
aldık. İlkini 29-30 Mayıs’ta İzmir’de
5 bine yakın katılımla düzenlediğimiz buluşmaların ikincisini, 21-22
Ekim’de Ankara’da ve üçüncüsünü
6-7 Kasım’da Gaziantep’te gerçek-
leştireceğiz. Tüm bu çalışmalarla,
ihracatımızın katma değerini yükseltmek en öncelikli hedefimiz. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen,
açtığımız yeni yollarla ve inovatif
çalışmalarımızla ülkemizin ihracat
gelişimine büyük katkı sağlayacağız. Lojistik sektörümüz de ihracatımızın en önemli paydaşı. Dolayısıyla 2023 hedeflerine lojistik sektörümüzün bize vereceği büyük destek ile ulaşacağımıza inanıyoruz.”
İKV Başkanı Vardan:
Sorun hepimizin sorunudur
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ömer Cihad Vardan, yakın coğrafyamızda komşularımızın içinde bulunduğu duruma dikkat çekerek, “Biz iş dünyasının temsilcileri olarak malları üretiyoruz, imal etmeye, satmaya gayret ediyoruz. Ama
bu malları o noktalara ulaştıramazsak bunların hiçbir kıymeti yok. Bunları da sizler yapıyorsunuz. Onun
için ben sizlere ayrı ayrı teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Çok zor görev yapıyorsunuz. Değişik coğrafyalarda çalışıyorsunuz. Doğumuz, batımız, kuzeyimiz inanılmaz sıkıntılarla dolu. Siz bu sıkıntılarla boğuşarak o malları gereken yerlere ulaştırıyorsunuz. Asıl teşekkürü sizler hak
ediyorsunuz” dedi. Vardan İKV olarak, Türkiye’nin kalkınmasında rol
oynadıklarını ifade ederek önümüzdeki sene İKV’nin 50. yılını kutlayacaklarını belirtti. Vardan, “İKV olarak çalışma alanımız Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne giriş sürecinde iş dünyasının sıkıntılarını görebilmek bunlara çözüm bulabilmek Türkiye’yi
Avrupa’ya Avrupa’yı da Türkiye’ye tanıtmaya çalışmak. 1963 yılında imzalanan Ankara Anlaşması’nın hemen akabinde bu kurum kurulmuş.
Yaklaşık 50 yıldır çalışıyor. Bütün
Türkiye’nin sıkıntıları sizlerin sıkıntıları bizim de sıkıntı alanımızı çalışma alanımızı teşkil ediyor. Son günlerde ciddi bir problemle karşı karşıya kaldınız. Biz de elimizden geldiği kadar buna destek olmaya gayret ediyoruz. Sorun sadece sizin soTemmuz 2014
rununuzda değil Türkiye’nin, hepimizin sorunu. Malların serbest dolaşımından bahsediyoruz… Peki bu malları nasıl taşıyacaksınız? Buna engel
koyuyorsunuz. Satmaya çalışan insanlara engel koyuyorsunuz. Bildiğiniz gibi inanılmaz bir haksız rekabetle karşı karşıyayız. İhracatımızın yaklaşık yarıya yakınını Avrupa’ya gönderiyoruz. Avrupalı dostlarımız kendi mallarını veya o tüccarlar kendileri bu malları satmak için ülkemize rahatlıkla gelebiliyorlar ve onları gönderebiliyorlar. Fakat biz aynı kolaylıkla malları gönderemiyoruz. Onun
için biz çalışma alanlarımızdan bir tanesi olarak vize konusunu ve serbest ticaret anlaşmalarını ele aldık. Çok yoğun bir şekilde bu alanda çalışıyoruz.
16 Aralık 2013’te imzalanan Geri Kabul Anlaşması’yla birlikte vize muafiyeti
sürecinin de başlamış olması aslında
bizim için yeni bir adım oldu. Bu anlaşma geçen 25 Haziran’da meclisimiz tarafından da kabul edildi. Bizim
arzumuz önümüzdeki 3 -3,5 yıl içinde
Geri Kabul Anlaşması’nın bütün gerekliliklerinin yerine getirilmesi ve aynı
zamanda vize muafiyeti diyalogu sürecinin de tamamlanarak sizin, şoförlerimizin ve biz iş adamlarının sıkıntı çekmiş olduğu vize probleminin çözülmesidir. İnşallah hep birlikte el ele
verirsek bütün sorunlarımızı orta yere
koyup orta noktada bir çözüm bulmaya çalışırsak ve bir olursak biz bunu
çözeriz diye düşünüyorum” dedi. Vardan, haksız uygulamalara karşı ortak
hareket edilmesi gerektiğini belirterek
işbirliğine hazır olduklarını ve bu konuda UND’ye sonuna kadar destek
olacaklarını ifade etti.
47
Haydar Özkan:
Güçlü lojistik için güçlü karayolu taşımacılığı
IRU (Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği) Bölge ve Ortadoğu Daimi Temsilcisi Haydar Özkan, 20012005 yılları arasında bir ferdi olmaktan guru ve onur duyduğum UND ailesinin bugünkü iftar yemeğinde bulunmaktan ve sizlerle bulunmaktan
duyduğum gurur ve sevinci arz etmek
istiyorum. Güçlü Türkiye için güçlü lojistik aslında çok önemli anacak yetmez. Biraz daha açmak lazım
güçlü lojistik için güçlü karayolu taşımacılığı…” dedi. Özkan, güçlü karayolu taşımacılığı için eğitimli, profesyonel nakliye yöneticileri ve eğitimli profesyonel örnek sürücüler olması gerektiğini ifade ederek yönetici ve sürücülerin başarılı olabilmesi için ise kotasız yollar ve bekleme
olmayan sınır kapılarının bulunması
gerektiğini belirtti. IRU’nun bu bağlamda UND’nin yanında yer aldığını
sözlerine ekleyen Özkan, işbirliğinin
şart olduğunu belirtti.
Başarılı sürücüler ödüllendirildi,
Mehmet Soysal yılın sürücüsü oldu
UND’nin iftar yemeğinde başarılı sürücüler de ödüllendirildi. IRU Yılın Sürücüleri Ödül Töreni’ ile artık geleneksel hale gelen ödül töreninde şoförler ödüllerine kavuştu. “Vizesiz Avrupa” davasını kazanan Mehmet Soysal, yılın sürücüsü
seçildi. Mehmet Soysal’ın ödülünü UND Başkanı Çetin Nuhoğlu ve IRU (Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği) Bölge ve Ortadoğu Daimi Temsilcisi Haydar Özkan birlikte verdi.
Temmuz 2014
48
UND’DEN
Türkiye- Avusturya Ro-La Toplantısı’nda
hedef “Maksimum Kapasite- Sıfır Bekleme”
Türkiye-Avusturya Ro-La Toplantısı gerçekleştirildi. Ortak çalışma grubunun
temel amacı Ro-La hatlarında maksimum kapasite kullanımı ve buna karşılık
araçların “sıfır bekleme” olarak gerçekleştirmek. Yapılan görüşmede; sefer iptal sebeplerin araştırılması ve önlenmesi, yoğunluk izleme sisteminin kurulması, 12 saati aşan beklemeler, rezervasyon sisteminin analizi ve iyileştirilmesi,
terminal hizmetlerinin analizi ve iyileştirilmesi, araç güvenliği ve yolcu konforunun iyileştirilmesi konuları tartışıldı.
20–21 Mayıs 2014 tarihinde yapılan Türkiye- Avusturya KUKK Toplantısı sonucunda alınan karar gereği Ro-La hatlarında bekleme sürelerinin azaltılması, rezervasyon
sistemin iyileştirilmesi vb. konularda RCA ve nakliyecilerden oluşan
bir çalışma grubu kurulmasına, bu
çalışma grubunun ilk toplantısının 1
ay içerisinde ve çalışma başladıktan
sonra 6 ay içinde mutabık kalınan
konular iki ülke arasında yapılacak
olan KUKK toplantısında değerlendirmek her iki taraf ilgili bakanlıklarına alınan kararları iletmek üzere ilk toplantısı 8 Temmuz 2014 tarihinde Maribor’da gerçekleşti. Türk
heyeti sabah Maribor Terminali’ne
vardı ve orada bulunan Türk sürücüleri ile görüştü. Heyet, terminalde bulunan bir vagonu inceledi ve
daha sonra Rail Cargo Austria ve
Adriakombi yetkilileri ile bir araya
Temmuz 2014
geldiler. Toplantıda gözlemci olarak
Türk Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan bir temsilci de
hazır bulundu.
Maksimum kapasite
kullanımı ve sıfır bekleme
Ortak çalışma grubunun temel amacı Ro-La hatlarında maksimum kapasite kullanımı ve buna karşılık araçların “sıfır bekleme” olarak gerçekleştirmek. Yapılan görüşmede özetle şu
konular tartışıldı:
Sefer iptal sebeplerin araştırılması ve
önlenmesi
Yoğunluk izleme sisteminin kurulması
12 Saati Aşan Beklemeler
Rezervasyon sisteminin analizi ve iyileştirilmesi
Terminal hizmetlerinin analizi ve iyileştirilmesi
Araç güvenliği ve yolcu konforunun
iyileştirilmesi
Ro-La hatları Türk taşımacılarının Avrupa’ya yönelik taşımalarında önemli bir güzergâh teşkil ediyor. Bu konuda UND, son bir yılda
başlatmış olduğu eylemler ve girişimler sonucunda yıllar sonra Avusturya geçiş belgelerinde ilk defa artış sağlandı, bonus oranı artırıldı ve
Türk taşımacısının sorunlarını çözmek adına iki ülke arasında Ro-La
Çalışma Grubu kuruldu. Bu vesileyle, çalışma grubunun gündeme getirilmesi teminen; Ro-La taşımaları ile
ilgili olarak herhangi bir sorun yaşandığında taşımacılar tarafından
anında UND’ye bilgi verilmesi gerekiyor. Bu tür bildirimler görüşmelere güç katacak. Çalışma Grubu’na,
UND adına İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Bolu Çalışma Grubu Üyesi Ömer Gülen, Fatih Sakancı ile
İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Alper
Özel katıldı.
49
U-NET Kayıt ve Kontrol İşlemlerine
İlişkin Son Gelişmeler!
Hayati Yazıcı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı sistemlerinde teknik bir problemin olması durumunda, daha önce 90 dakika olan sınır kapılarında bekleme süresinin, yeni uygulamayla 15 dakikaya indirileceğini, 15 dakikayı
geçen sistem kaynaklı kesintiler olması durumunda, kesintinin giderilmesi beklenmeden sınır geçişlerin yapılacağı bilgisini verdi.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile müştereken gerçekleştirdiği
çalışmalar neticesinde Türk taşımacılarının uğradığı mağduriyeti giderebilmek ve yabancı araçlar tarafından yapılan usulsüz taşımaları daha başlangıç noktasında durdurabilmek adına
23 Haziran 2014 tarihinde uygulamaya konan U-Net kayıt ve kontrol işlemlerinin iç gümrük idarelerinde başlatılması yeni bir uygulama olması sebebiyle bazı gümrük idarelerinde sorunlara yol açmış olsa da, UND’nin, yoğun girişimleri akabinde her iki bakanlığın ve gümrük idarelerindeki memurların azami gayretleri ve yoğun mesaileri ile yaşanan sorunların en aza indirgenmesi ve uygulamanın iyileştirilmesi adına çalışılmaların başladığını söyleyen Hayati Yazıcı, bununla birlikte, hali hazırda yaşanmakta olan sıkıntılar sebebiyle özellikle işlem hacmi yoğun olan Halkalı ve Erenköy gibi
Gümrük İdareleri’nde sorunlar daha
fazla hissedilmiştir. “Yerel uygulamalar
ile teknik bazı aksaklıklardan” kaynaklanan bu geçici sorunun mümkün olduğu kadar hızla çözülmesi için Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından azami gayret gösteriliyor. Yaşanan yoğunluklar da dikkate
alınarak, U-Net kayıtlarındaki sorunlar giderilinceye kadar özellikle yükleme yeri İstanbul dışında olan operasyonların gümrükleme işlemlerinin Halkalı ve Erenköy Gümrük Müdürlükleri haricindeki en yakın gümrük idarelerinden gerçekleştirilmesi, özellikle bu
iki yoğun gümrüğümüzdeki bekleme
sürelerinin azaltılmasına yardımcı olacak” dedi.
Yazıcı: “U-NET kayıt ve
kontrolleri artık iç
gümrüklerde yapılacak”
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın ti-
caret erbabının işlemlerini kolaylaştırmaya devam ettiğini belirten Bakan Hayati Yazıcı, sınır kapılarındaki bekleme ve sıraların azaltılması
amacıyla Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı arasında imzalanan protokol uyarınca devreye alınacak yeni uygulamayla sınır kapılarındaki gümrük işlemlerinin çok
daha hızlı yapılabileceğini ve beklemelerin oldukça azalacağını ifade etti. Yazıcı, yeni uygulama kapsamında, daha önce sınır kapılarında yapılan Ulaştırma (U-NET) kayıt
ve kontrollerinin artık iç gümrüklerde yapılacağını, işlemlerin daha hızlı
ve verimli yürütüleceğini belirtti.
İhracat beyannameleri
daha erken kapanacak
Diğer taraftan, yeni uygulama sayesinde ihracat beyannamelerinin kapanmasındaki teknik sıkıntıların da
giderilmiş olacağı bilgisini veren Yazıcı açıklamasında şu bilgilere de
yer verdi: “Daha önce ortak transit
(NCTS) kapsamında taşıması yapılan
bir ihracat eşyasının beyannamesi, eşyanın alıcı ülkeye ulaşmasıyla kapatılıyor iken; yeni uygulamada, ülkemizi
terk eder etmez ihracat beyannamesinin işlemleri tamamlanmış olacak ve
beyanname kapatılacak. Böylece ihracatçımız da vergi iadesi, taahhüt kapatma gibi işlemlerini daha kısa sürede tamamlama fırsatına kavuşacak.”
Sistem kaynaklı kesinti
nedeniyle bekleme süresi
15 dakikaya iniyor
Hayati Yazıcı ayrıca, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı sistemlerinde teknik bir problemin olması durumunda, daha önce 90 dakika olan sınır kapılarında bekleme
süresinin, yeni uygulamayla 15 dakikaya indirileceğini, 15 dakikayı geçen sistem kaynaklı kesintiler olması durumunda, kesintinin giderilmesi
beklenmeden sınır geçişlerin yapılacağı bilgisini verdi.
Temmuz 2014
50
RÖPORTAJ
Yaşam boyu lojistiği öğrenebilecek
mezunlar yetiştirmek hedefindeyiz
İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölümü Bölüm
Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şerafettin Düztepe yaşam boyu lojistiği öğrenebilecek
ve kendini geliştirebilecek donanıma sahip mezunlar vermek hedefinde
olduklarını ifade ediyor.
Türkiye’de üniversite yaşamına yeni
bir soluk getirmek amacıyla yola çıkan İstanbul Bilgi Üniversitesi, “Okul
için değil, yaşam için öğrenmeli”
(Non scholae sed vitae discimus) ilkesini benimsiyor. Bu ilke doğrultusunda 20 binden fazla mezunu, 900’ü
aşkın nitelikli akademik personeli ve
16 bin öğrencisiyle BİLGİ, sosyal bilimler, idari bilimler, beşeri bilimler,
iletişim, hukuk, mimarlık, mühendislik ve sağlık bilimleri gibi alanlarda eğitim veriyor. 6 fakülte, 5 enstitü, 3 yüksekokul ve 3 meslek yüksekokulu ile BİLGİ’de lisans, lisansüstü, ön lisans öğretimi veren 150’yi
aşkın program bulunuyor. BİLGİ’de
69 profesör, 39 doçent, 146 yardımcı doçent, 39 doktoralı öğretim görevlisi olmak üzere 639 kadrolu akademik personel bulunuyor. Bunların
yanı sıra bünyesinde pek çok projeyi
hayata geçirmiş 18 araştırma merkezini ve bugüne kadar 400’ü aşkın kitap basmış İstanbul Bilgi Üniversitesi
Yayınları’nı barındıran İstanbul Bilgi
Üniversitesi, salt öğretime dayalı bir
akademik merkez olmanın ötesinde,
araştırma, geliştirme, üretim ve sosyal sorumluluk projelerini eksen edinen çok yönlü ve bütünlükçü bir eğitim kurumu. 2006’dan bu yana dünyanın en büyük üniversiteler ağı Laureate International Universities’in
Türkiye’deki tek üyesi olarak BİLGİ, ABD’den Çin’e kadar 30 ülkede 800 binin üzerinde öğrenci nüfusu olan global ağın bir parçası. BİLGİ, öğrencileri bu sayede 75’ten fazla üniversitenin de öğrencisidir. BİLGİ, uluslararası saygınlığa sahip birçok üniversite ile öğrenci değişimi,
ortak program ve çift diploma anlaşmaları sayesinde, yabancı öğrencilerin de tercih ettiği bir kurum haline geliyor. Böylece BİLGİ öğrencileri
Türkiye’de de kalsalar yurt dışına da
gitseler, gerçek bir “uluslararası” deTemmuz 2014
neyim ediniyorlar. İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölümü ile ilgili olarak İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararasi Lojistik ve Taşımacılık Bölümü Bölüm
Başkanı Yrd.Doç.Dr. Şerafettin Düztepe şu bilgileri veriyor: “Türkiye’de
lojistik sektörü hızla gelişmekte olup,
büyüme hızı diğer sektörlerden daha
yüksektir. Sektörün iyi eğitim almış,
lojistik konularda bilgili, yetişmiş insan kaynağına gereksinimi vardır. Bu
gereksinimin artarak devam edeceği
konusunda sektörde hemen herkes
aynı düşünceyi paylaşıyor. İş dünyasında rekabetin artık tedarik ağları
arasında yaşandığını bilerek, tedarik
zincirinin iyi yönetilmesi ve lojistik verimlilik yardımıyla maliyetleri indirme
ve hizmeti iyileştirmenin mümkün olduğuna inanıyoruz. Lojistiğin yöneticiler tarafından bir rekabet avantajı
olarak kullanılabilmesi için lojistiğin
tedarik zincirindeki konumu ve ana
faaliyetleri ekonomik, bilimsel, teknolojik ve doğru lojistik uygulamaları
öğrenilerek gerçekleştirilebilir.
Buradan yola çıkılmış ve BİLGİ’de;
Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık
Bölümü, Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu’na bağlı bir bölüm olarak açılmış ve 2011-2012 akademik
dönemde ilk öğrencilerini alarak öğrenime başlamıştır. Bugün itibarıy-
la henüz mezun vermedik. Haziran
2015’te ilk mezunlarımızı vereceğiz. Hazırlık sınıfında, birinci sınıfta,
ikinci sınıfta ve üçüncü sınıfta toplam 136 öğrencimiz var. Öğrenim
dört yıllık bir lisans programıdır ve
İngilizce olarak yürütülmektedir. Bölüm derslerini içinde bulunduğumuz
akademik yılda, 9’u tam ve yarı zamanlı, 16’sı sektörden olmak üzere
toplam 25 öğretim elemanı ile yürütüyoruz. Öğrencilerimiz diğer bölümlerdeki öğretim elemanlarından
da bazı zorunlu ve seçmeli dersleri
almaktadırlar.”
Sektör hangi bilgilerle donatılmış mezunlar istiyor sorusuna
yanıt vermeye çalıştık
“Lojistik; tüketici gereksinimini karşılamak üzere, ham madde temininden başlamak üzere, ürünün tüketildiği son noktaya kadar olan tedarik zinciri içindeki malzemelerin,
servis hizmetlerinin ve bilgi akışının
etkili ve verimli bir şekilde, her iki
yöne doğru taşınması, bu faaliyetlerin planlanması, uygulanması ve
kontrol edilmesi şeklinde tanımlanabilir. Depolamada; depo yerinin seçiminden, raf düzeninin nasıl olacağı, teslim alma ve teslim etme yerlerinin nasıl olması gerektiği, Taşımada; hangi tür taşıma şeklinin uygula-
51
cılığı gibi dersler işlenmektedir” diyor. Bölümün, 2014-2015 akademik
dönemde 80 öğrenci almayı planladığını, bu öğrencilerin 8’ine yüzde
100, 28’ine yüzde 50, 14’üne yüzde
25 burs verileceğini belirten Düztepe,
alınacak olan 80 öğrenciden 50’sine
çeşitli oranlarda burs olanağı yaratıldığının altını çiziyor.
Bölüm olarak sektör
uzmanlarıyla çalışıyoruz
nacağı, hangi araçların uygun olduğunun belirlenmesi, maliyet hesaplarının yapılması, Tedarikte; tedarik süreç ve teknikleri ve bunun yönetilmesi, bütün bunlar yapılırken teknolojiden yararlanabilmek, sürdürülebilir
ve çevre dostu olarak bunları gerçekleştirebilmek, yasal yükümlülükleri
yerine getirerek istenilen mal/hizmeti istenilen zamanda ve özelliklerde
hazır bulundurabilmek lojistiğin ilgi
alanlarıdır. Görüleceği gibi birçok
bilim dalı ile ilgili olup disiplinler arası bir çalışmayı gerektirmektedir” diyen İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölümü
Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şerafettin Düztepe, programı hazırlarken lojistik sektörünün gereksinimlerinden
yola çıktıklarını ve ‘sektör hangi bilgilerle donatılmış mezunlar istiyor?”
sorusuna yanıt vermeye çalıştıklarını
ifade ediyor. Programın derslerini ve
içeriklerini hazırlarken akademisyenler ve sektör çalışanlarının birlikte olduklarını kaydeden Düztepe, “Bun-
dan sonraki gelişmeleri de sektör
çalışanları ile birlikte yapmayı planlıyoruz. İlk mezunlarımızdan itibaren
mezunlarımızı da bu çalışma gurubumuz içerisine alacağız. Öğrencilerimizin programdaki zorunlu derslerle lojistik konusunda uzman, seçmeli derslerle de üniversite nosyonu
kazanmış ve diğer öğretilerden yararlanarak lojistik konulara yaklaşabilecek bilgi düzeyine ulaşmasını hedefleyen bir program izlemekteyiz.
Lojistik derslerinin daha iyi kavranabilmesi amacıyla; ekonomi, işletme,
hukuk ve istatistik gibi derslerle birlikte, uzmanlaşmaya yönelik olarak
tedarik zinciri yönetimi, lojistikte sayısal yöntemler, stok yönetimi, satın alma ve kontrat yönetimi, taşıma
sistemleri, taşımada çoklu modeller,
stratejik lojistik yönetimi, tedarik zincirinde modelleme, tedarik zincirinde risk yönetimi, taşımada sigortalama, liman işletmeciliği ve gümrük,
lojistikte bilgi sistemleri, lojistikte kalite yönetimi, tehlikeli madde taşıma-
Türkiye’de 2000’li yılların lojistik eğitiminin üniversitelere girdiği yıllar olduğunu ifade eden Düztepe, Bu nedenle bu konuda eğitim almış olan,
yeni mezunların olduğu bir dönemin yaşandığını ifade ediyor. Düztepe, bugün ülkemizdeki lojistik şirketlerin genel müdürleri, genel müdür yardımcıları ve bölüm sorumlularının büyük çoğunluğunun üniversitelerin lojistik programları dışındaki programlardan mezun olduklarını belirtiyor. ‘Seçkin lojistik şirketlerini başarı ile yöneten ve geliştiren bu
değerli insanların üniversite dönemlerinde lojistik profesyonelliği veren
programlar bulunmamaktaydı’ diyen
Düztepe, “Lojistik konuları yaşadıkça
öğrendiler, büyük zaman harcadılar,
bazen de büyük sıkıntılarla karşılaştılar ve bugünkü başarılarını çok kolay elde etmediler. Bugün durum biraz daha farklı, üniversiteler sadece bu konuda uzmanlaşan mezunlar
vermeye başladı. Önümüzdeki yıllarda lojistik şirketlerin üst düzey yönetiminde bu mezunları göreceğiz. Böylece zamandan kazanım sağlanacak. Mezunlar, diğer sektörlere göre
daha hızlı büyüyen lojistik sektöründe
daha hızlı ilerleyebilme sansını yakalayabilecekler. Bunu hem bireysel kazanım, hem sektörün kazanımı hem
de ulusal ve uluslararası bir kazanım
olarak değerlendirebiliriz. Ülkemizde
2 yıllık ön lisans ve 4 yıllık lisans lojistik programlarının sayısı hızla artarak 80’in üzerine çıkmakla birlikte,
içerik ve yabancı dille eğitim verenlerin mezun sayısı, sektörün gereksinimi ile karşılaştırıldığında, bu sayının oldukça az olduğu söylenebilir.
İngilizce ve çoğu zaman ikinci bir yabancı dil bilmeden var olmanın mümkün olmayacağı lojistik dünya düşünüldüğünde, iyi yetişmiş, profesyonel lojistikçilere olan gereksinim devam edecektir. BİLGİ bu süreçte gerekli temel ve lojistik alan bilgilerini
içselleştirmiş, en az bir yabancı dil bi-
Temmuz 2014
52
RÖPORTAJ
len, dünya ile entegre olmuş, çevresinin farkında, teknolojiyi etkili kullanabilen ve çözüm üreten mezunlarıyla lojistik eğitiminde fark yaratacaktır. Bölümümüz sektörle işbirliği halinde gerek ders içeriklerini hazırlanması, gerekse derslerin işlenmesi sırasında sektör uzmanları ile çalışmaktadır. Dersler akademisyenler ve halen sektörde çalışanlar tarafından verilmektedir. Bu eğitim yılında sektörden 16 uzman derslerimize katkı sağlamaktadır. Bu yıl ikinci
ve üçüncü sınıfı bitirecek olan öğrencilerimizden bazılarını Avrupa’daki
lojistik şirketlerinde üç ay süreli olarak staj yapmaları için göndereceğiz” diyor. Bu staj süresince öğrencilerin Erasmus fonlarından yararlanacaklarını ve ülkelere göre değişmekle birlikte 400- 600 Euro arasında
aylık parasal destek alacaklarını ifade eden Düztepe, bu yaz ilk olarak
başlayacak uygulamanın çok önemli ve bölümlerine ayrıcalık kazandıracak bir uygulama olacağını ifade
ediyor. Öğrenci değişim programı
kapsamında bölümlerinden ders almış ve alacak olan yabancı öğrenciler olduğunu ifade eden Düztepe,
“Bizim öğrencilerimiz de Erasmus
öğrenci değişim programı kapsamında yabancı üniversitelerden ders
alıp kredilerini transfer edebilmektedirler. Avrupa’da bulunan dört üniversitesinin bizimle benzer programları ile yapmış olduğumuz öğrenci
değişimi anlaşması çerçevesinde, isteyen öğrencilerimiz bir ya da iki yarıyılını, Erasmus parasal desteğinden
de yararlanarak bu üniversitelerde
geçirebilir ve aldıkları derslerin kredilerini bölümümüze transfer edebi-
Temmuz 2014
lirler” diyor. Programın başarı ile tamamlanabilmesi için iki staj zorunluluğu olduğunun altını çizen Düztepe,
birincisi ikinci sınıf bitiminde, ikincisinin üçüncü sınıf bitiminde yapıldığını söylüyor. Bunlardan birisini, özellikle ikincisini yurt dışında yapmalarını istediklerini ve öğrencileri bu yönde teşvik edip desteklediklerini ifade eden Düztepe, yurt içi stajı için ise
derse gelen sektör çalışanlarının öğrencilere staj olanakları sunduklarını, ilk stajını tamamlayan öğrencilerden bazılarının iş tekliflerini aldıklarını sözlerine ekliyor.
Sektör-üniversite iş ve
güçbirliğine her zaman açığız
“Ülkemiz lojistik sektöründe lojistik
şirket sahiplerinin de söylediği üzere ‘eğitimli ana elaman’ ihtiyacı hat
safhada… Bu paralelde siz üniversite eğitimi olarak bu boşluğu doldurduğunuzu düşünüyor musunuz?” sorumuza yönelik olarak İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararasi Lojistik
ve Taşımacılık Bölümü Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şerafettin Düztepe, “Evet, kesinlikle düşünüyorum.
BİLGİ’nin genel kazanımları olan, özgür düşünebilen, yaratıcılık yönü gelişmiş olmanın yanında; lojistik faaliyetin her alanında bilgi sahibi, bu konularda gerek duyabileceği ileri bilgi düzeyine ulaşabilmeyi bilen, lojistik problemleri anlayabilen, analiz
eden ve çözüm önerileri oluşturabilen, stok, depolama, ulaştırma, satın
alma, gümrük, sigorta, tedarik zinciri gibi temel konularda yeterli bilgiye
sahip bu bilgiyi etkin kılabilmek için
gerekli programları bilen ve kullanabilen yaşam boyu lojistiği öğrenebi-
lecek ve kendini geliştirebilecek donanıma sahip mezunlar vermek hedefimizdir. Mezunlarımız sektördeki lojistik eğitimli eleman açığının
kapatılmasına direkt katkı sağlayacak olup, lojistik eğitimi almış yöneticilerle sektörün daha ileriye gideceğini hep birlikte göreceğiz” diyor.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği
(UND) ile şu ana kadar ortak bir çalışmalarının olmadığını dile getiren
Düztepe, lojistik alanda faaliyet gösteren tüm firma, kurum ve kuruluşlar ile işbirliğine ve çalışmaya hazır
olduklarını ifade ediyor. Üniversitesektör işbirliği sayesinde, akademik
çalışma gerektiren projelerde katkı sağlanabileceğini, ortak çalışmalar yapabileceğini, sektördeki birikimi eğitime aktarabileceklerini ifade eden Düztepe, lojistiğin aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğu için
durağanlığı sevmeyen, sürekli hareket içerisinde olmayı arzu eden, gerektiğinde 24 saat işi ile yaşayabilecek, lojistik sektöründe gelecek gören gençlerin bu bölümü seçmelerini önerebileceğini belirtiyor. Sektörün uzmana gereksinim duymasını ve hızlı büyümesinin bir artı değer olarak kabul edilebileceğini belirten Düztepe, lojistiğin herhangi bir
alanında, aile işletmesi olarak faaliyet gerçekleştiren ve bu işletmeleri devam ettirecek olan gençlere de
önerilebilecek bir program olduğunu söylüyor.
Son olarak Düztepe, lojistiğe ilgi duyan ve lojistiği seven, problem çözmeye meraklı, sürekli kendisini geliştirmeye istekli olan bütün öğrencileri bölümlerine beklediklerini vurguluyor.
53
Mercedes-Benz Türk Eğitim Alanında da
Öncülüğünü Sürdürüyor
Mercedes-Benz Türk, müşterilerine
“Sürücü Eğitimleri” vermeye devam
ediyor. Mercedes-Benz Türk Sürücü
Eğitimleri” kapsamında 2013 yılında
şehirlerarası otobüs müşterileri ara-
sından 725, şehir içi otobüs müşterilerinden 15, kamyon müşterilerinden
4.371, hafif ticari araç müşterilerinden ise 154 sürücü ekonomik sürüş
eğitimi aldılar. Mercedes-Benz Türk,
karayolu taşımacılığının en önemli
faktörü olan insana, sürücü ve yolcuların güvenliğine yatırım yaparak karayolu trafik emniyetine yönelik hassasiyetini gösteriyor ve sürekli müşteri memnuniyetini ön planda tutmaya
devam ediyor. Bu kapsamda şirket,
otobüs ve kamyonda filo ve bireysel
müşterilerine yönelik 10 yıldan fazla süredir düzenlemekte olduğu “Sürücü Eğitimleri”ni 2014 yılında da
sürdürüyor. Mercedes-Benz Türk’ün
“Ekonomik Araç Kullanım Eğitimi”
ve “Araç Tanıtım Eğitimi” olarak iki-
ye ayırdığı eğitim programı, Otobüs
için İstanbul Hadımköy’de bulunan
eğitim tesislerinde, kamyon için Aksaray fabrikasında, ya da müşterilerin lokasyonlarında yapılıyor, teorik
ve pratik eğitimler olarak uygulanıyor.
Tanıtım eğitimlerinde, araçların teknik tanıtımı yapılırken, Mercedes-Benz
otobüs ve kamyon teknolojisinin verimli kullanılması, böylece sürüş, yük
ve yolcu taşıma performansının arttırılması hedefleniyor. Ekonomik sürüş
eğitimleriyle de, Mercedes-Benz ticari araçlar teknolojilerinin verimli kullanılması, yeni sürüş felsefesi sayesinde müşteri karlılığının ve verimliliğinin
arttırılması, yakıt, bakım ve sarf malzeme giderlerinin azaltılarak işletmelerin tasarruf sağlaması hedefleniyor.
Scania, Krone, Meiller için Ankara
Ağır Vasıta’dan İzmir’de modern tesis
Scania, Krone, Meiller markaları için
İzmir’de hizmet verecek olan Ankara Ağır Vasıta’nın modern tesisi törenle hizmete açıldı… Doğuş Otomotiv tarafından distribütörlük faaliyetleri yürütülen Scania, Krone, Meiller markalarının Yetkili Satıcı ve Servisi Ankara Ağır Vasıta’nın İzmir’deki
yeni tesisi, düzenlenen törenle hizmete girdi. Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, Doğuş Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Ali
Bilaloğlu, Doğuş Otomotiv Scania,
Krone, Meiller Genel Müdürü İlhami Eksin ve Ankara Ağır Vasıta Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mutlubaş ile çok sayıda davetlinin katıldığı törenle hizmete açılan modern
tesis, 10 milyon TL. harcanarak 10
bin m2’lik bir alanda inşa edildi. Ankara Ağır Vasıta’nın tesisinde 4 bin
m2 servis, 500 m2 showroom ve 5
bin 500 metrekare açık alan bulunuyor. Scania, Krone, Meiller markalarına İzmir ve çevresi için hizmet verecek Ankara Ağır Vasıta’da 42 uzman
çalışan ve 2 adet tam donanımlı acil
servis aracı bulunuyor. Ankara Ağır
Vasıta’nın yeni tesisinin açılış töreninde bir konuşma yapan Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan
Acar, mükemmel hizmet anlayışları
doğrultusunda ve otomotiv sektörünün her halkasında güçlü bir şekilde yer aldıklarını belirterek, “Bu tesisin altında çok ciddi bir emek ve
çalışma yatıyor. Bu tesisi İzmir’e kazandırdığı için Mustafa Mutlubaş’a
teşekkür ediyor, tesisimizin bölgeye
ve ülkemize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Ankara Ağır Vasıta,
İzmir’de 1 numaralı hizmet vermek
için burada” dedi.
Acar: Liderliğimizi
devam ettiriyoruz
Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu
Başkanı Aclan Acar,, “Doğuş Otomotiv olarak, ilk 5 aylık sonuçlara baktığımızda liderliğimizi devam
ettiriyoruz. Scania’da da aynı şekilde liderlik için çalışıyoruz. Scania,
Krone, Meiller ile İzmir ve ülkemizi daha iyi yerlere taşımaya devam
edeceğiz” şeklinde konuştu. Ankara Ağır Vasıta Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mutlubaş ise, Ankara
Ağır Vasıta’nın tüm ağır vasıta kullanıcıları ve nakliye şirketleri için
önemli bir merkez olacağını kaydederek, “2006 yılından bu yana Doğuş Otomotiv’in Yetkili Satıcı ve Ser-
visi olarak hizmet veriyoruz. Sürekli
gelişen ve büyüyen bir ailenin mensubu olmak, yeni yatırımlarımızı hayata geçirmemize yardımcı oluyor”
diye konuştu. Mutlubaş, uzun vadeli,
karşılıklı güvene dayalı ve her iki taraf için de kârlı bir ortaklığın sağlandığını söyleyerek, 10 milyon TL’lik yatırımla gerçekleştirdiğimiz bu tesis 4
bin m2 servis 500 m2 showroom ve
5 bin 500 m2 açık alan olmak üzere toplam 10 bin m2 alanda faaliyet göstermektedir. 42 çalışanımız, 2
adet tam donanımlı acil servis aracımız ile günde yaklaşık 30 adet araca
hizmet verebilmekteyiz” dedi.
Temmuz 2014
54
KISALAR
Transportx.com’da daha fazla firma daha fazla yük!
Taşıyıcıları ve yükverenleri bir araya getiren Transportx.com büyümeye devam ediyor. Kara yolundan sonra deniz ve hava yolu taşıyıcıları ile
yeni yükverenlerinin sisteme katılmasının ardından sistemdeki hareketlilik
her geçen gün artıyor. Ücretsiz nakliye ve yük arama motoru Transportx.
com’un mevcut aktif kullanıcı sayısı artmaya devam ediyor. Şu anda
aktif bini aşkın üyesi bulunan platformu yaklaşık 600 yükverenin yanı
sıra 400’ü aşkın taşıyıcı ve forwarder
kullanıyor. Üyelerinin yaklaşık yüzde 55’ini yükverenlerin oluşturduğu
Transportx.com’da, her sektörden firma yer alıyor. En çok metal & makine
sanayi sektörüne ait firma bulunan
sistemde metal & makine sanayi sektörünü, tekstil & dokuma, inşaat &
yapı malzemeleri üretimi/satış, gıda
sanayi ve plastik sanayi takip ediyor.
Ocak 2014 tarihinde yük ilanının sisteme katılmasıyla beraber sistemdeki hareketlenme de göze çarpıyor.
Ocak 2014’te 907 toplam girişin yapıldığı Transportx.com’da Şubat’ta
917, Mart’ta 1007, Nisan’da 1650,
Mayıs ayında ise 2212 giriş sağlandığı gözleniyor. Bununla beraber bırakılan boş araç ve yük ilanları sayısındaki artış da dikkat çekiyor. Farklı kullanıcılar tarafından Mart ayında
31 boş araç, 44 yük ilanı, Nisan’da
74 boş araç, 80 yük ilanı bırakılırken Mayıs ayında bu sayı 90 boş araç
ve 137 yük ilanı olarak raporlanıyor.
Hava, deniz ve kara yolu taşıyıcılarının ve yükverenlerinin bir arada bulunduğu Transportx.com, üyelikleri
yılsonuna kadar ücretsiz olarak kabul
etmeye devam ediyor.
40. yaşını kutlayan Lassa’dan ‘Yeşil’ lastik
Brisa’nın lastik sektöründe 40’ıncı yılını kutlayan markası Lassa, sağlamlık, yakıt tasarrufu ve uzun ömür performanslarını bir araya getirerek geliştirdiği ekonomi segmentindeki yeni
ürünü ‘Greenways’i pazara sundu.
Düşük yuvarlanma direnci ve yeni
teknoloji hafif konstrüksiyonu sayesinde yakıt tüketimini azaltarak, hem
kullanıcının bütçesine hem de çevrenin korunmasına katkı sağlayan Greenways, şehir içi kullanıma yönelik en
fazla 1,6 lt motora sahip kompakt ve
orta sınıf araçları tercih eden sürücülere hitap ediyor. Sağlamlık ve ömür
testlerinden başarıyla geçen lastik,
Türkiye’de geliştirilen özel asimetrik
deseniyle, hem kuru hem de ıslak zeminde, Lassa’nın ekonomi segmentindeki bir önceki nesil desenine göre
iyileştirilmiş ıslak fren mesafesiyle iyi
bir performans sergiliyor. Suda kızaklama ve kaza riskini en aza indirerek, kullanıcılarına güvenli bir sürüş sağlıyor.
20 bin kilometrede
yaklaşık 500 TL yakıt tasarrufu
Lassa Greenways’in düşük yuvarlanma direnci, ıslak ve kuru zemin performansıyla genel sürüş konforundaki başarısı, TUV testlerinde kanıtlandı. Greenways, bir önceki nesil Lassa desenine göre, hafif konstrüksiyonu, optimize edilmiş diş derinliği, yeni teknolojilerle geliştirilmiş modern deseni sayesinde yaklaşık yüzde 5,5 yakıt tasarrufu ile etiket değerlerinde de iyileşme göstererek, 20 bin km’de yaklaşık 500
Güneydoğu’nun tekstil ihracatı arttı
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yılın ilk 6 ayındaki tekstil ihracatı geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 15 artarak 1 milyar 523 milyon
dolara yükseldi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden 2014’ün ilk yarısında
gerçekleştirilen tekstil ihracatı, geçen
yılın aynı dönemine göre yüzde 15
artarak 1 milyar 523 milyon dolara
ulaştı. Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri verilerinden derlenen bil-
Temmuz 2014
gilere göre, bölgenin ocak-haziran
dönemi ihracatı 4 milyar 535 milyon 203 bin dolar olarak gerçekleşti. Yılın ilk 6 ayındaki tekstil ihracatı ise geçen senenin aynı dönemine
göre yüzde 15 artarak 1 milyar 523
milyon dolara yükseldi. Tekstil ihracatı içinde en fazla payı 347 milyon
788 bin dolarla kimya ürünleri aldı.
Bu ürünü 257 milyon 474 bin dolarla konfeksiyon takip etti.
TL gibi bir yakıt tasarrufu
sağlıyor. Türkiye’nin farklı
yol koşullarında test edilen çevreci ve uzun ömürlü Lassa Greenways, hem
Türkiye’de hem de uluslararası pazarlarda 14 inç
ve 15 inç ebatlarda jant
kullanan orta segment,
kompakt ve ekonomik binek otomobil sürücüleri için 17 farklı ebatla pazara sunuldu. Yeni Greenways, Lassa, Bridgestone, OtoPratik ve Lastiğim tabelalı satış ve hizmet noktalarında araç sahipleriyle buluşuyor. Greenways lastiklerle birlikte sağlanan Lassa Yol Yardımı hizmeti
de, 7 gün 24 saat boyunca, yolda ihtiyaç duyulan her anda ihtiyaçlara cevap veriyor.
55
Gençlere ihracatı ihracatçılar öğretecek
Özel üniversitelerin eğitim hayatımıza girmesiyle beraber iş dünyası ve meslek örgütleri de özel üniversitelerin ihtiyaçlarına cevap olma yolunda ilerliyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), gençlere ihracat süreçlerini daha iyi anlatmak
için Nişantaşı Üniversitesi ile bir protokol imzaladı.
tokol imzaladı. TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi ve Nişantaşı Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Kerem Alkin’in imzaladığı protokole göre TİM, üniversite bünyesinde yürütülen uluslararası ticaret ve lojistik lisans programı ile
dış ticaret ve lojistik ön lisans programlarının içeriklerini denetleyecek,
müfredatlarının geliştirilmesi konusunda üniversiteye teknik destek verecek.
cı olduğu alanlarda eğitim almalarının, onların mezun olduktan sonra iş
bulmalarını da hızlandıracağını dile
getiren Alkin, imzalanan protokol ile
üniversitenin, TİM ve ihracatçı birliklerine kurum içi eğitim seminerleri, belli konularda bilgilendirme toplantıları ve bilimsel konferanslar düzenleyeceğini ve TİM’in ihtiyaç duyduğu konularda bilimsel çalışmalar
yapacağını söyledi.
Gençler, ihracatçının
ihtiyacına göre yetiştirilecek
Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılı
olan 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefi çalışmalarını tüm
hızıyla sürdüren Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), bu hedefe ulaşmak için önemli bir adım daha attı.
İhracatçıları Ar-Ge, inovasyon, marka ve modaya yönlendirerek katma
değeri yüksek ürün üretmeye teşvik eden TİM, ihracatçıların eğitimli iş gücü sorununu çözmek amacıyla
da Nişantaşı Üniversitesi ile bir pro-
İş dünyasında en büyük sermayenin
insan kaynağı olduğunu belirten TİM
Başkanı Mehmet Büyükekşi, şirketlerde bu konuda büyük açık olduğunu bildirdi. Büyükekşi, Nişantaşı Üniversitesi ile yaptıkları işbirliğinin, ihracat camiasının eğitimli iş gücü ihtiyacının karşılanması ve 500 milyar
dolar hedefine ulaşmak için önemli
bir adım olduğunu vurguladı.
Mezuniyet sonrası
iş imkanları artacak
Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Kerem Alkin de ilk kez bir üniversitenin içerik denetimini konunun
uzmanı olan bir kuruma açtığını belirtti. Gençlerin ihracatçıların ihtiya-
Üniversite-sektör
işbirliği şart
Ekonomik
büyümesini
tamamlamış önemli ülkelerin en
önemli göstergelerinden biri
de üniversite-sanayi iş ve güçbirliği. Ülkemizde son dönemlerde özel üniversitelerin eğitim hayatına girmesiyle beraber üniversite-sektör işbirliği
artıyor. Nişantaşı Üniversitesi ve Türkiye İhracatçılar Meclisi arasında imzalanan bu protokolle öğrenciler uygulamalı
olarak ihracatta yaşanan tüm
süreçleri birebir görebilecekler.
Temmuz 2014
56
EĞİTİM
Kordsa Global ve Sabancı Üniversitesi
stratejik işbirliği örnek oluyor
Üniversite-sanayi işbirliğinde model şirket Kordsa Global, bu doğrultuda bir
adım daha attı. Sabancı Üniversitesi ile “Stratejik İşbirliği Çerçeve Sözleşmesi”
imzalayan lastik takviye malzemeleri sektörünün dünya lideri firması Kordsa
Global, bilim dünyasıyla iletişimini güçlendiriyor.
Sabancı Üniversitesi Rektörü Nihat
Berker ve Kordsa Global CEO’su
Cenk Alper’in katılımlarıyla gerçekleşen imza töreniyle uygulamaya başlanan sözleşme kapsamında Kordsa Global üniversitenin bilimsel birikiminde yararlanma imkânı elde etti.
Sabancı Üniversitesi araştırma cihaz/
ekipmanlarına düzenli erişim, Sabancı Üniversitesi ve MIT (Massachusetts Institute of Technology) öğretim
üyelerinden danışmanlık, Mühendislik ve Yönetim bilimleri konularında
eğitim destekleri, Bilgi Merkezi üyeliği ve kampüs sosyal imkânlarından
yararlanma olanaklarına sahip olan
Kordsa Global, SUNUM ’da (Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi) yönlendirme kuruluğu üyeliği de yapacak. Sözleşmeyi değerlendiren Kordsa Global CEO’su Cenk Alper, Kordsa Global’in sanayi ve bilim dünyası işbirliğinde model bir şirket haline geldiğini belirterek şunları söyledi:
“Hizmet verdiğimiz lastik sektörü ve
yeni ürünlerimizle var olacağımız inşaat ve kompozit alanlarında teknolojiye hâkimiyet çok önemli bir rekabet avantajı getiriyor. Değer yaratan
buluşlar, bir başka deyişle inovasyon,
çağımızda ekonominin motoru durumunda. Kordsa Global olarak bu
yöndeki çalışmalarımızı pek çok koldan sürdürüyoruz ve Sabancı Üniversitesi ile yaptığımız bu anlaşma ile
de önemli bir ivme kazanıyoruz. Sayın Rektörümüz Nihat Berker’e ve Sabancı Üniversitesi’nin değerli üyelerine bize bu değerli olanağı sundukları
için çok teşekkür ediyorum. Yararlanma imkânı bulacağımız bilimsel birikimi, işimize en iyi şekilde yansıtmak
için gayret ediyor olacağız” dedi.
Sabancı Üniversitesi sanayi projeleri
ile farkını ortaya koyuyor
Sabancı Üniversitesi Rektörü Nihat
Berker, günümüz bilgi temelli toplum
yapısı içinde, sanayi kuruluşları için
Temmuz 2014
Sabancı Üniversitesi Rektörü Nihat Berker ve Kordsa Global CEO’su Cenk Alper
üniversitelerde üretilen yeni bilginin
ve yeni teknolojilerin ortaya çıkarılması, üniversite-sanayi işbirliği sonucunda oluşan bilginin ve teknoloji transferinin inovasyon sürecini hızlandırması ve iş sonuçlarına olumlu
yönde etkiler doğurması sebebi ile
önemini artırmakta olduğunu söyledi. Üniversiteler ve sanayi kuruluşlarının koordinasyon içerisinde çalışıyor olmasının ülkemize büyük katma değer sağlayacağını belirten Sabancı Üniversitesi Rektörü Nihat Berker, gelecek ile ilgili kaygı duymamak için bu iki kurumun kamu ile beraber sıkı bir işbirliği içinde çalışmalarını sürdürmeleri gerektiğini belirtti.
Sabancı Üniversitesi’nin kuruluşundan bugüne Türkiye’de eğitim ve öğretime fark getirecek bir yapı ile üniversite – sanayi işbirliği konusunda
öncü olmaya devam etmekte olduğunu belirten Nihat Berker, Sabancı
Üniversitesi’nin yenilikçiliğe, girişimciliğe ve yaratıcılığa oldukça fazla
önem vermekte; bilimsel çalışmala-
rı iş dünyası ile buluşturmakta olduğunu söyledi. Bu bağlamda üniversite çatısı altında görev yapan öğretim üyeleri ve öğrencilerin çalışmalarının, kamu yararına olması çabası içerisinde, patentlerin alınması,
fikri mülkiyetin tescillenmesi ve ticarileştirilmesi yolunda ilk gerçek organizasyon ve yapıyı kuran üniversite olduğuna da dikkat çekti. Bilim
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın
politikaları çerçevesinde Türkiye’nin
geleceği için çok önemli olan bu
konunun desteklenmesi, teşvik edilmesi ve örnek gösterilmesi için objektif bir değerlendirme ile TÜBİTAK tarafından iki yıldır oluşturulan
Üniversitelerarası Girişimcilik ve Yenilikçilik Endeksi’nde Sabancı Üniversitesi, tüm Türkiye’deki üniversiteler arasında yapılan değerlendirmeler sonucunda ilk sırada yer alan
vakıf üniversitesi olduğunu hatırlatan Nihat Berker, Kordsa ile verimli
ve uzun soluklu bir işbirliği sürdüreceğimize yürekten inandığını belirtti.
57
Türk insanı imitasyon
otomotiv parçalarına güvenmiyor
Honeywell’in Türkiye’de ‘taklit ürün kullanımı’ ile ilgili araştırması ilginç sonuçlar ortaya çıkardı. Araştırmaya katılanların yüzde 74’ü otomotiv dışında taklit
ürün aldığını belirtirken yalnızca yüzde 18’i imitasyon otomobil parçalarına güven duyduğunu ifade ediyor. Honeywell, ucuz diye alınan taklit ürünlerin uzun
vadede düşük motor performansı, yüksek yakıt gideri ve kaza gibi sonuçlara
neden olduğu gerekçesiyle tüketicileri uyarıyor.
Dünyanın lider otomotiv turboşarj üreticisi Honeywell (NYSE: HON) Turbo
Technologies ile Ipsos araştırma şirketinin yaptığı, ‘Türkiye’de imitasyon
ürün kullanımı’ ile ilgili anket ilginç
sonuçlar ortaya çıkardı. Türkiye’deki
her 5 tüketiciden 4’ü saat, aksesuar,
güneş gözlüğü, çanta gibi ürünlerin
ucuz taklitlerini rahatlıkla bulabildiklerini belirtiyor. İş otomotive geldiğinde
ise tüketici güvenliğe her şeyden daha
fazla değer veriyor. Honeywell’in
araştırmasına göre, ülkemizde tüketiciler dikkat çekmek için farklı kategorilerde düşük fiyatlı taklit ürünlerin cazibesine kapılmalarına rağmen, kişisel
güvenlik konusunda karar alırken çok
daha seçici davranıyor.
Araştırmadan çıkan
temel bulgular
• Güneş gözlükleri, saatler, aksesuarlar ve ayakkabılar: Bu kategoriler taklitleri en çok tercih edilen ürünler olarak öne çıkıyor. Anketi cevaplayanların yüzde 74’ü kendilerinin veya tanıdıklarının bilerek ucuz taklit, kopya
veya imitasyon aldıklarını kabul ediyor.
• Taklit otomobil yedek parçaları: Ankete katılanların yalnızca yüzde 13’ü,
sahte bir otomobil veya motor yedek
parçası aldığını belirtiyor ve bu durum, iş kişisel güvenliğe geldiğinde,
Türk tüketicilerin aslında orijinal bir
ürüne yatırım yapmayı tercih ettiğini
ortaya koyuyor. Araştırma, otomobilleri ile hobi olarak ilgilenmeyi seven
Türk erkeklerinin bile, oto sanayi sitelerine veya yetkisiz servislere kolay kolay güvenmediğini gösteriyor.
• Türkiye pazarında turbo motorlarındaki yükseliş: Güvenilir yedek parçaya olan ihtiyaç sektör rakamlarına
da yansıyor. Araştırma 2013 yılında
Türkiye’de satılan yeni arabaların yüzde 77’sinde turbo motorların olduğu-
nu ortaya çıkarıyor. Bu oran 2014’ün
ilk çeyreğinde – yüzde 67’lik turbo
dizel satışlarının da etkisiyle - yüzde
82’ye ulaşmış durumda.
• Küresel pazarda turbo teknolojideki büyüme: Honeywell dünya genelindeki turboşarj kullanımının 2018’e
kadar yüzde 7’lik bir büyümeyle yüzde 38’e ulaşacağını öngörüyor
İmitasyon yedek parçalarında
araçlar, sürücüler ve yolcular
için pek çok tehlike bulunuyor
Honeywell Turbo Technologies’in
Bağımsız Satış Sonrası Piyasası Global Yöneticisi Clement de Valon,
“Ucuz taklit parçaları satın almak ilk
başta maliyet açısından daha karlı gibi görünse de, pek çok durumda
bu tasarruf kısa süreli oluyor. Tüketicinin daha düşük kalitede, taklit parçalar satın alarak girdiği risk, sürüp
giden tamirlere, yakıt ekonomisi kaybına ve en önemlisi de kazalara yol
açabilecek güvenlik sorunlarına neden olabiliyor. Tüm bu faktörler müşteriye olan maliyetin önemli miktarda
artmasına yol açıyor, ancak ilk adımda orijinal bir parçaya gerekli yatırımı yapmak daha fazla tasarruf edil-
mesini sağlıyor” diye konuştu. De Valon, tüm Türkiye’de Garrett® Yetkili Merkezleri’ni hizmete açmaya başladıklarını belirterek, “Biz ürünlerimizin güvenilirliğini çok ciddiye alıyoruz
ve taklit otomotiv parçalarının, kamu
güvenliğini riske atacak şekilde kolaylıkla bulunabilmesinden endişe duyuyoruz. Yetkili merkezlerimizle gerçek
ve yüksek kaliteli ürünlerimizin tüm
Türkiye’de tüm mekanik teknisyenlerce kolayca erişilmesini sağlayarak taklit yedek parça sorununa çözüm bulma konusunda ilk adımı attığımıza
inanıyoruz” dedi. Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren İstanbul Teknik
Üniversitesi Metalürji Bölümü’nden
Doçent Dr. Şeref Sönmez; “İmitasyon
otomobil yedek parçalarında araçlar, sürücüler ve yolcular için pek çok
tehlike bulunuyor” dedi. Sönmez sözlerini şöyle sürdürdü; “Taklit ürünlerin
standardizasyonu konusunda maalesef hiçbir prosedür mevcut değil; uygun malzemelerin seçilip seçilmediğine dair hiçbir kontrol yapılmıyor. Buna
ek olarak, üretim yöntemleri de çoğunlukla mevzuatlara uygun yürütülmüyor. Bu durum güvenlik risklerine
yol açabiliyor” ifadesini kullandı.
Temmuz 2014
58
GIDA
Baltalı: Çözüm ortağı mantığıyla
çalışabilen lojistik firmaları tercihimiz oluyor
Yaptıkları işte pazara zamanında ulaşabilmenin kaçınılmaz olduğunu ifade
eden Baltalı Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Funda Özer Baltalı, çözüm ortağı
mantığı ile hareket eden, bilinirliği olan, kurumsallaşmış, müşteri odaklı çalışan lojistik firmalarını tercih ettiklerini ifade ediyor.
Baltalı Gıda, 2008 yılında İzmir Seferihisar Düzce Köyü’nde kuruluyor.
İlk önce bir keçi çiftliği ile yola çıkılıyor, daha sonrasında da aynı alanda
süt ve süt ürünleri işlemek üzere tesis kuruluyor. Şu anda firmanın yaklaşık 45 personeli var. Baltalı Gıda
Yönetim Kurulu Başkanı Funda Özer
Baltalı, “Ürün segmentimizde, yüzde 100 keçi sütü ile ürettiğimiz, günlük yüzde 100 keçi sütü, günlük light
yüzde 100 keçi sütü, UHT yüzde 100
keçi sütü ve klasik peynirlerden; keçi
peyniri, tulum peyniri, kaşar peyniTemmuz 2014
ri, lor peyniri, sürülebilir peynir, krem
keçi peyniri, labneh, armola, hellim
peyniri, dil peyniri, Fransız tipi peynirlerden büş peyniri bulunmaktadır” diyor. Gıda sektöründe yer alan
bir şirket olarak hammadde temininden; kullanılan malzemeye; üretim şartlarından; ürünün tüketilmesine kadar olan zincirde hiçbir aksaklığa veya dikkatsizliğe neden olamayacaklarını ifade eden Baltalı, “Bu
bilinçte üretim yapan bir firma olarak; alıcılarımız nezdinde tüm dünyada geçerli uluslararası tedarikçi sıfa-
tına haiz olduğumuz kalite belgelerimiz olduğu gibi ISO 9000 ; ISO
22000 sertifikalarımız bulunmaktadır.Bu ay sonu itibariyle BRC sertifikası alınmak üzeredir” diyor.
Kendi alanında tek firma ve
pazar lideri
“İnek, koyun sütü kullanmadan sadece ve sadece yüzde 100 keçi sütü
kullanarak pastörize günlük süt;
UHT süt ve yüzde 100 keçi sütünden 15 çeşit peynir üretip bunu yılın
her günü başta ulusal zincir mağa-
59
sınır komşularımız Azerbeycan, Kıbrıs, Kuveyt vb. gibi ülkelere yapıyoruz” diyen Baltalı, çalışma ve denetimlerine tabi oldukları AB onaylı süt
tesisi lisansını aldıktan sonra AB üye
ülkelerine ihracat yapma şansına
sahip olacaklarının da altını çiziyor.
Lojistik firmalarından zamanında ve sorunsuz teslimat
bekliyoruz
zaları ve şarküterilerde tüketicilerimize sunan firmamız kendi alanında tek
firmadır; pazar lideridir. Keçi sütü pazarının Türkiye süt üretiminde payının
manda sütü ile birlikte yüzde 1-2 seviyesinde olduğunu düşünürsek; piyasa oldukça küçük hacimli ancak
her yıl düzenli artış gösteren bir yapıdadır. Lider olduğumuz bu piyasa
yapısında uzun vade hedefimiz pazarı daha da büyüterek liderliğimizi sürdürmektir” diyen Baltalı, 2013 yılında
şirket olarak cirolarını yüzde 100 artırdıklarını belirtiyor. 2014 içinde bilançolarının ülkemiz ekonomisindeki
büyüme tahminine göre yüzde 60 ila
yüzde 70 oranında büyümesini beklediklerini ifade eden Baltalı, yatırım
olarak ürün gamlarında tereyağ ve
yoğurt üretimini planladıklarını ifade
ediyor. “İhracat; ülke ekonomisinin iç
talep ağırlıklı büyümesinin zorlandığı durumlarda hem kapasite kullanım oranlarını gerçekleştirmek hem
azalan iç talebi ikame etmek amacıyla her şirket için olduğu gibi bizim
için de önemli bir imkan. Daha çok
İhracat yapacakları ülke ile olan
ithalat-ihracat işlemlerinde, o ülkeye taşıma yapan ve en yüksek payı
almış nakliye şirketlerini tercih ettiklerini ifade eden Baltalı, bu tür firmaların daha uzmanlaşmış ve parsiyel taşıma, gümrükleme vb. konularında daha branşlaşmış olduklarını
belirtiyor. Bu tür firmaların işlemlerinde kendilerine çok zaman kazandırdıklarını ifade eden Baltalı, “Lojistik firmasından beklentimiz tabi
ki zamanında ve sorunsuz teslimatın gerçekleştirilmesidir. Çalıştığımız firmalarımız bu beklentimizi karşılıyor. Üretimimizde gösterdiğimiz
sorumluluk-kalite ve iş yapma konularındaki titizliğimizi; verdiği hizmet
kalitesi ile ürünümüze katma değer
olarak yansıtabilecek lojistik firmaları her seçkin markanın portföyünde yer alır” diyor. Kendi işlerinde lojistiğin son derece önemli olduğunu
ifade eden Baltalı, lojistik firmalarından sadece ‘taşıma’ beklemediklerini, aynı zamanda çalıştıkları lojistik
firmalarından çözüm ortağı ve partnerlik de beklediklerini ifade ediyor.
Sorun çözmede esneklik gösteren lojistik firmaları her zaman
tercihimiz oluyor
“İşini kaliteli ve titiz yapan, planlandığı gibi zamanında teslimat yapan
ve sorun çözmede esneklik gösteren
lojistik firmalarımızın her zaman başarılı olacağına inanıyoruz. Sektörde yer alan çok başarılı firmalarımız
bunun güzel bir örneğini oluşturuyor”
diyen Baltalı, karşılaştıkları ya da karşılaşabilecekleri sorunlarda lojistik
firmalarında çözüm ortağı anlayışı ile
hareket etmelerini beklediklerini belirtiyor. Baltalı, “Tüm sektörlerin ana
omurgası olarak gördüğümüz lojistik
sektörünün geçmiş yıllardan bu yana
sağlamış olduğu gelişme ve başarılar
firmamızı ve ülkemizi gururlandırıyor.
Onların desteği ile ürünlerimizi satış noktalarına sevk ediyor, satışa dönüştürebiliyoruz” diyor. Zaman ve hız
kavramının kendileri için çok önemli olduğunu ifade eden Baltalı, kendi işlerinde özellikle müşteri ve pazara ulaşabilme anlamında lojistik şirketlerine büyük sorumluluk düştüğünü ve bu sorumluluğu taşıyabilecek,
bu bilinçle hareket edebilecek lojistik firmaları ile çalışmanın kendilerine katma değer sağladığını belirtiyor.
Temmuz 2014
60
GÜNCEL
Batı Karadeniz Lojistik Yatırımları Bekliyor
Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA) Genel Sekreteri Faruk Tezel, lojistik
sektörü için uygun bir lokasyondan bulunduklarını ve bölgenin lojistik yatırımlarına uygun olduğunu vurguluyor.
Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA), faaliyete başladığı tarih itibariyle
7 adet Mali Destek Programı ilan ediyor. Bunlardan ilki 2010 Yılı İşletmelerin Ekonomik Gücünü ve Rekabet Kabiliyetini Arttırmaya Yönelik Mali Destek Programı. Ardından 2011 Yılı KOBİ
ve Sosyal Kalkınma, 2013 KOBİ ve Küçük Ölçekli Altyapı Mali Destek Programları yürütülüyor. Şu anda ise 2014
Yılı KOBİ ve Sosyal Kalkınma Mali
Destek Programları yürütülüyor. Mali
Destek Programları’nın yanı sıra 2011,
2012 ve 2013 yıllarında Doğrudan
Faaliyet Destek Programı ve 2012 ve
2013 yıllarında Teknik Destek Programı yürütülüyor. 2014 yılı Doğrudan Faaliyet Desteği ve Teknik Destek programları ilan ediliyor ve yıl boyunca
başvuruya açık... Ajansta genel sekreter dâhil 28 kişi çalışıyor. 22 uzman ve
5 destek personeli bulunuyor. Konuyla ilgili olarak BAKKA Genel Sekreteri Faruk Tezel şu bilgileri veriyor: “Batı
Karadeniz Kalkınma Ajansı Zonguldak
Merkezli TR81 Düzey 2 Bölgesi’nde
kurulmuştur. Eski Zonguldak olarak da
tabir edebileceğimiz Zonguldak, Karabük ve Bartın illerinde faaliyette bulunmaktadır. Batı Karadeniz Bölgesi ülke
ithalatının yaklaşık yüzde 1’ini gerçekleştirmektedir. 2002 yılından 2012 yılına kadar geçen 10 yıllık süreçte bölTemmuz 2014
ge payı yüzde 0,74 ila yüzde 1,35 arasında değişmiştir. Bölgede en fazla ithalatını Zonguldak İli gerçekleştirmektedir. 2008 yılına kadar bölge ithalatının yaklaşık yüzde 90’lık kısmını tek
başına yapan il, her sene payının bir
kısmını Karabük İline aktarmıştır. İthalatçı firma başına 16 Milyon 538 bin
dolar ithalat yapılmıştır. Kişi başına ithalat ise 2 bin 512 dolardır. Karabük
İlinde ithalatçı firma başına 16 Milyon
ABD Doları ithalat yapılmıştır. Kişi başına ithalat ise 1.902 dolardır. Bartın
İlinin ithalattaki bölge payı 10 yıllık süreç içerisinde neredeyse hiç değişmemiş ve yüzde 1’lik seviyesini korumuştur. İthalatçı firma başına 742 bin dolar ithalat yapılmıştır. Kişi başına ithalat ise 79 dolar seviyesindedir.”
Zonguldak bölgenin
ihracatına yön veriyor
Bölge genelinde ithal edilen ürünlerin sektörel dağılımları incelendiğinde
yaklaşık yüzde 63’lük payıyla en fazla
madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe
ürün ithal edildiği görülüyor. Bu sektörü yüzde 30,61’lik payı ile imalat sektörü ve yüzde 6’lık payıyla toptan ve perakende ticaret takip ediyor. Son on yıllık süreç incelendiğinde Batı Karadeniz Bölgesi’nin ülke ihracatındaki payının yüzde 0,12 ila yüzde 0,5 arasın-
da değiştiği görülüyor. Bölgenin ihracat performansı açısından son beş yıllık performansı dikkate alındığında on
yedinci, on sekizinci ve on dokuzuncu
sıralarda yer aldığı görülüyor. Bölgenin ihracatına yön veren il Zonguldak.
Son yıllarda ise Karabük ilinin yükselen performansıyla birlikte bölge ihracatı da farklı bir eğim kazanmış durumda. Karabük ili bölge ihracatının
yaklaşık yüzde 33’lük kısmını oluşturuyor. Bartın ilinin bölge payı yıllar itibarıyla değişse de genellikle yüzde 3 seviyesinde kalmış durumda. Bölge ihracatına yön veren sektörler incelendiğinde Zonguldak ve Karabük İllerinin de ihracatına yön veren çelik sektörünün baskın olduğu anlaşılıyor. Bu
sektörü çimento, cam, seramik ve toprak ürünleri sektörü takip ediyor. Diğer sektörlerin payları nispeten daha
az yer kaplıyor. Bölge ihracatında en
fazla söz sahibi olan ülke Romanya.
Romanya’yı, ABD ve Fas takip ediyor.
Bölgeden 137 farklı ülkeye ihracat yapılıyor.
BAKKA’nın desteklediği
projeler
BAKKA hizmete başlanan 2010 yılı
mart ayından itibaren TR81 Düzey 2
Bölgesi olarak belirlenmiş Zonguldak,
Bartın ve Karabük illerinin hem eko-
61
nomik hem de sosyal yaşantısına ciddi katkı sağlayacak mali destek programlarını başarı ile gerçekleştiriyor.
Batı Karadeniz Bölgesi’ndeki işletmelerin mali ve teknik kapasiteleri ile rekabet güçlerinin çevreye duyarlı bir şekilde geliştirilmesi, sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın sağlanması ve istihdamın artırılması amacıyla 2010 yılında KOBİ’lere yönelik gerçekleştirilen
Mali Destek Programı (MDP) tamamlandığında 563 kişilik istihdam sağlanıyor. Bu program kapsamında projelerini başarıyla tamamlayan işletmeler; organik reçel, atık yağ ve bitkisel
kaynaklı biodizel, pet bardak su, bölge sütüyle üretilmiş mozeralla peyniri
gibi 57 adet yeni ürün üretim kapasitesine sahip oluyor ve bölgenin ilk ısıl işlem yatırımı ve döküm ünitesi ülke ağır
sanayisine kazandırılıyor. BAKKA Genel Sekreteri Tezel, “MDP kapsamında sözleşme imzalayan firmalar tarafından 18 milyon 863 bin 732 TL tutarında toplam 465 adet yeni makine ekipman yatırımı gerçekleştirilmiştir. Program sürecini başarıyla tamamlayan 37 projeye Zonguldak’ta 4 milyon 349 bin 332 TL, Bartın’da 2 milyon 211 bin 221 TL ve Karabük’te 1
milyon 940 bin 262 TL olmak üzere 8
milyon 500 bin 815 TL tutarında ödeme yapılmıştır. İşletmelere mali kaynak aktarımı konusunda bölgemizdeki ilk çalışma olan Programa toplamda
174 adet başvurunun gelmesi, bölgemizdeki mali kaynak arayışının ve ihtiyacının boyutu ve önemi hakkında bize
yol göstermiş, Ajansımızın daha sonraki mali destek programı hazırlıklarına
yön vermiştir” diyor.
Tezel konuşmasını şu şekilde sürdürü-
2010 YILI SÖZLEŞME İMZALANAN KOBİ PROJELERİNE AİT ÖZET BİLGİLER
İLLER
SÖZLEŞME SAYISI
Başvuru
Sayısı İmzalanan Feshedilen
DESTEK MİKTARI
İmzalanan
Feshedilen
Kalan
Gerçekleşen Fiili
Destek Miktarı
İLLER
ZONGULDAK
96
22
3
5.696.174
1.033.165
4.663.009
4.349.332
243
47
10
1
2.129.908
27.193
2.102.715
1.940.262
159
4.401.004
BARTIN
31
9
0
2.268.486
-
2.268.486
2.211.221
133
4.818.348
174
41
4
10.094.568
9.034.210
8.500.815
535
19.480.010
Genel Toplam
1.060.358
la yürütülen KOBİ mali destek programı sonrasında proje sahibi firmalarımız tarafından 16 milyon 805 bin
729 TL’lik yatırım karşılığında bin 64
adet yeni makine ekipman satın alınarak toplam 85 adet yeni ürün üretilebilecek kapasiteye ulaşılmıştır.
KOBİ’lere yönelik olarak gerçekleştirilen bu mali destek programı neticesinde 366 kişilik istihdam sağlanmıştır. Program sonunda 35 başarılı projeye Zonguldak’ta 3 milyon 115 bin
280 TL, Bartın’da 2 milyon 768 bin
221 TL ve Karabük’te 2 milyon 420
bin 826 TL olmak üzere toplamda 8
milyon 304 bin 327 TL tutarında ödeme yapılmıştır.”
Bölge lojistik sektörü için
ideal konumda
TR81 Batı Karadeniz Bölgesi’nde
hâlihazırda otoyol bulunmamakla birlikte bölge, Ankara-İstanbul otoyoluna 120 km uzaklıkta yer alıyor. Ayrıca Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan
2035 hedefleri arasında Bartın-Bolu
otoyol hattı bulunuyor. Batı Karadeniz
Bölgesi’nde karayolu ağı iyileştirme
çalışmaları kapsamında ZonguldakEreğli, Zonguldak-Yeniçağa,
Zonguldak-Kilimli, Bartın-Kurucaşile,
Karabük-Kastamonu arasındaki kesimlerde Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından bölünmüş yol çalışmalarına devam ediliyor.
DESTEK MİKTARI
İmzalanan
Feshedilen
Kalan
Gerçekleşen Fiili
Destek Miktarı
Gerçekleşen
İSTİHDAM
EŞFİNANSMAN
DAHİL PROJE
BÜTÇESİ
ZONGULDAK
96
22
3
5.696.174
1.033.165
4.663.009
4.349.332
243
KARABÜK
47
10
1
2.129.908
27.193
2.102.715
1.940.262
159
4.401.004
BARTIN
31
9
0
2.268.486
-
2.268.486
2.211.221
133
4.818.348
174
41
4
10.094.568
9.034.210
8.500.815
535
19.480.010
Genel Toplam
1.060.358
yor: “Bir önceki yıldan alınan tecrübeyle, 2011 yılındaki mali destek programı
hem KOBİ’lerimize hem de kamu kurum ve kuruluşları ile STK statüsündeki organizasyonlara yönelik başlatılmış
olup 142’si KOBİ, 44’ü Sosyal Kalkınma olmak üzere toplam 186 başvuru
alınmıştır. Bölgemizdeki istihdam olanaklarının artırılarak turizm ve üretime
dayalı sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin yenilikçi üretim ve pazarlama kapasitelerini geliştirmek amacıy-
EŞFİNANSMAN
DAHİL PROJE
BÜTÇESİ
KARABÜK
2010 YILI SÖZLEŞME İMZALANAN KOBİ PROJELERİNE AİT ÖZET BİLGİLER
SÖZLEŞME SAYISI
Başvuru
Sayısı İmzalanan Feshedilen
Gerçekleşen
İSTİHDAM
10.260.658
Bartın-Karabük, Kilimli-Saltukova,
Zonguldak-Kozlu, Bartın-Boğaz,
Kurucaşile-Cide kesimleri arasında
da toplam 112 km uzunluğunda ihale
edilecek bölünmüş yol projesi mevcut.
Zonguldak-Devrek karayolu üzerin
deki Sapça tüneli ve Üzülmez tünelleri ile Zonguldak-Ereğli yolunun bölünmüş yol olarak kullanılabilmesi kapsamında projelendirilen tünel ve yol
yapım çalışmaları halen devam ediyor. Çaydamar-Kozlu arasında pro-
10.260.658
jelendirilen tünel çalışması ise Ereğli yoluna bağlanarak Ereğli istikametinden Ankara yönüne seyreden araçların Zonguldak şehir merkezine girmeden seyahat etmelerine imkân verecek. Karadeniz Sahil Yolu Projesi kapsamında bölgedeki çalışmalar
halen devam ediyor. Hopa’dan başlayıp Sinop’a kadar çalışmaların büyük ölçüde tamamlandığı hat Kurucaşile, Bartın, Filyos, Zonguldak ve Ereğli istikametinden geçerek üçüncü boğaz köprüsüne ulaşacak. Bu doğrultuda yapımına başlanan tüneller arasında Kurucaşile-Bartın yolu arasındaki tüneller ile Zonguldak-Filyos arasındaki Mithatpaşa tünelleri de yer alıyor.
Mithatpaşa tünellerinin Zonguldak’ı
Kilimli sahil yoluyla Filyos’a bağlayarak Zonguldak şehir merkezinden geçen trafiği yüzde 25 oranında azaltması, seyahat süresini ise 30 dakikadan 5
dakikaya indirmesi planlanıyor. Uzunluğu 415 km’yi bulan Irmak-KarabükZonguldak (IKZ) demiryolu hattı bölgeden geçiyor. Bu hattın 189 km’lik
kısmı bölge içinde bulunuyor. Mevcut
demiryolu hattı bölgede üretilen sanayi ürünlerini pazara ulaştırmada da oldukça yetersiz kalıyor. Hattın veriminin arttırılması ve daha etkin kullanımı kapsamında ağın modernleştirmesi 2010 yılı AB Katılım Ortaklığı Mali
Destek Programına alınmış ve 2012 yılında proje için sözleşme imzalanmış
durumda. Irmak-Karabük-Zonguldak
Hattının Rehabilitasyonu ile Sinyalizasyon ve Telekomünikasyon Sistemlerinin Kurulumu (IKZ) Projesi Avrupa Birliği ile Türkiye’nin ortaklaşa finanse ettiği Türkiye’deki en büyük hibe projesi. IKZ Projesi’nde, sözleşme bedelinin yüzde 85’i AB’den sağlanan hibe
ile yüzde 15’i ise Türkiye katkısı olarak
Avrupa Yatırım Bankası’ndan sağlanan
kredi ile karşılanacak ve proje yaklaşık
227 milyon avroya mal olacak. Bölgede üretilen malların ticari merkezlere
dağıtılabilmesi ve bölgeye hammadde
sevkiyatının sağlanabilmesi için bölgenin demiryoluyla Marmara Bölgesi’ne
bağlantısı gerekiyor. Bu sebeple DLH
tarafından bir proje hazırlatılarak
Adapazarı-Karasu-Akçakoca-EreğliZonguldak-Bartın arasında yaklaşık
uzunluğu 281 km olan ve yedi senede
Temmuz 2014
62
GÜNCEL
2010 YILI SÖZLEŞME İMZALANAN KOBİ PROJELERİNE AİT ÖZET BİLGİLER
İLLER
SÖZLEŞME SAYISI
Başvuru
Sayısı İmzalanan Feshedilen
DESTEK MİKTARI
Gerçekleşen Fiili
Destek Miktarı
Gerçekleşen
İSTİHDAM
İmzalanan
Feshedilen
Kalan
ZONGULDAK
96
22
3
5.696.174
1.033.165
4.663.009
4.349.332
243
KARABÜK
47
10
1
2.129.908
27.193
2.102.715
1.940.262
159
31
9
0
2.268.486
2.268.486
2.211.221
133
174
41
4
10.094.568
9.034.210
8.500.815
535
BARTIN
Genel Toplam
bitirilmesi hedeflenen demiryolu projesi hazırlanmış ve Adapazarı-Karasu
arasındaki yaklaşık 63 km uzunluğundaki ilk etabın ihalesi gerçekleştirilmiş.
Erdemir, Kardemir ve bu fabrikaların
üretim girdilerini sağlayan kömür üretim merkezleri ile Filyos Yatırım Havzası ve çevresinde yer alacak sanayi tesisleri, yapımına başlanan bu hat ile
önemli bir sanayi üretim merkezi olan
Kocaeli bölgesine bağlanacak.
Zonguldak’ta iki yeni
liman projesi bulunuyor
Zonguldak’ta yapılması planlanan
iki adet yeni liman projesi bulunuyor. Bunlardan biri Alaplı’da yapılması planlanan Alaplı Limanı ve diğeri
Çaycuma’da yapılması planlanan 25
milyon ton kapasiteli Filyos Limanı. Filyos limanının ihale modelinin seçilerek
2014 yılında ihale edilmesi planlanıyor. BAKKA Genel Sekreteri Tezel konuyla ilgili şu şekilde konuşuyor: “Avrupa Birliği uyum süreci dâhilinde yürütülen TINA-2020 (Türkiye Ulaşım Altyapı İhtiyaçlarının Belirlenmesi) kapsamında da öncelikli projeler kapsamına alınan Filyos Limanı’nın 25 milyon
ton kapasiteli olması planlanmaktadır.
Filyos Limanı’nın yapımı ile birlikte Filyos Serbest Bölgesi ile Filyos Endüstri
Bölgesi de aktif olarak faaliyete geçme
imkânına kavuşacaktır. Kalkınma Bakanlığı koordinasyonunda Filyos Projesinin endüstriyel simbiyoz projesi olarak uygulanabilirliğine yönelik çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmalara Kalkınma Bakanlığı, Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü, Sanayi Genel
Müdürlüğü, Verimlilik Genel Müdürlüğü, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım
Ajansı, Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı
temsilcileri iştirak etmektedirler. Filyos
Limanı yüzde 85 AB hibesiyle rehabilitasyon çalışmaları devam eden IrmakKarabük-Zonguldak demiryolu hattına 2 km, Zonguldak Havalimanı’na
5 km, İstanbul-Ankara otobanına (Yeniçağa kavşağı) 100 km mesafededir.
İstanbul’un desantralizasyonu kapsamında limanların işlevlerinin dağıtılması ile birlikte Filyos Limanı da özel bir
önem kazanacaktır. Irmak-KarabükZonguldak demiryolu hattının reTemmuz 2014
1.060.358
habilitasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla İç Anadolu Bölgesi’nin,
Sakarya-Karasu-Zonguldak-Bartın
demiryolu hattının tamamlanmasıyla
Marmara Bölgesi’nin limanla bağlantısı sağlanmış olacaktır.”
Bartın Limanı
Ro-Ro İskelesi Projesi
“Bartın Limanı RO-RO İskelesi Projesi” kapsamında mevcut Bartın
Limanı’nda Ro-Ro gemilerinin yanaşarak, indirme bindirme yapabilecekleri bir kapak atma rampası ve gemilerin bu işlemler sırasında yaslanabileceği bir iskele yapılması planlanıyor.
Bartın Limanı RO-RO İskelesi Projesi
kapsamında limanın sahasının doğu
ucunda, su derinliğinin -8 metre olduğu alanda 20 m genişliğinde ve 20 m
boyunda bir kapak atma rampası ile
12 m genişliğinde 126 m uzunluğunda yaslanma iskelesi yapılacak. Gerek
kapak atma rampası gerekse yaslanma iskelesinin 24 çapında çelik boru
kazıklar üzerinde yerinde dökme ve
prekast betonarme elemanlar ile yapımı öngörülüyor. Tasarlanan Ro-Ro
iskelesinin mevcut Bartın Limanı bünyesinde bulunması, Ro-Ro taşımacılığının bir gereği olarak herhangi bir elleçleme ekipmanına ihtiyaç duyulma-
masını sağlıyor. Bunun yanı sıra sadece kapak atma rampası ve yaslan10.260.658
ma iskelesinin yapımını proje için ye4.401.004
terli kılıyor. İdari bina, atık alım tesisi
4.818.348
vb. üstyapı tesisleri mevcut liman bün19.480.010
yesinde bulunan yapılar kullanılarak
sağlanacak. Bartın Limanı Ro-Ro İskelesi Projesi’nin hayata geçirilmesi ile
bu iskeleden yapılacak Ro-Ro taşımasının tahmini için yapılan değerlendirmelerden ilkinde Samsun ve Zonguldak limanlarından yapılan Ro-Ro taşımacılığından Bartın Limanı’nın alacağı öngörülen pay şu şekilde değerlendiriliyor: 2015 yılında 11 bin 388,
2035 yılında ise 55 bin 704 aracın
yükleme boşaltma yapması. Ortalama 100 TIR taşıyan Ro-Ro gemilerinin kullanıldığı hatların oluşturulduğu
göz önünde bulundurulursa, 2015 yılında haftada 1 gün karşılıklı, 2035
yılında ise haftada 5-6 gün karşılıklı
seferlerin düzenleneceği öngörülüyor.
Tezel, BAKKA ve TOBB Ekonomi ve
Teknoloji Üniversitesi tarafından TR81
Batı Karadeniz Bölgesi’nin tamamını
kapsayan bir Ulaşım ve Lojistik Master Planı hazırlandığını ifade eden Tezel, “Lojistik ve ulaştırma faaliyetlerine Türkiye ve dünyadaki uygulamaları üzerinden genel bir bakış açısıyla bakılan raporda TR81 Bölgesi’nin
ulaşım ve lojistik imkânlarının mevcut
durumu incelenmiş: güçlü yönleri, zayıf yönleri, kısıtları ve fırsatları doğrultusunda stratejiler belirlenmiştir” diyor. Tezel, bu raporun lojistikçiler tarafından incelenmesi gerektiğinin altını çiziyor.
EŞFİNANSMAN
DAHİL PROJE
BÜTÇESİ
63
Siemens Ray Teknolojisinin kullanıldığı
Hasanbey Lojistik Merkezi açıldı
Tüm sinyal ve telekomünikasyon sistemlerini Siemens’in tedarik ettiği,
yaklaşık 540 bin metrekarelik alanı
kaplayan, ray üretimi odaklı Hasanbey Lojistik Merkezi faaliyete başladı.
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD), Sakarya’nın Hasanbey köyünde bulunan ve yaklaşık
540 bin metrekarelik alanı kaplayan
ray üretimi odaklı Hasanbey Lojistik
Merkezi’ni faaliyete geçirdi. Tüm sinyal ve telekomünikasyon sistemlerini Siemens tedarik ettiği yeni lojistik
merkezi, yılda 1,4 milyon tonluk ürün
hacminin nakliyesini karşılamak üzere tasarlandı. Merkez, 20 bin metrelik yük aktarım rayları ve yaklaşık
6.500 metrelik yükleme-boşaltma
alanıyla dikkat çekiyor. 2012 yılın-
da alınan sipariş; sinyal sistemleri,
elektronik sinyal kutuları, tren algılama sistemi, LED sinyalleri ve elektrik dağıtım mekanizmalarının tedariki, kurulumu ve hizmete alınması kapsadı. Siemens ayrıca merkezin enerji ve dağıtım sistemleri ile kesintisiz güç kaynağı ekipmanlarını da
teslim etti. Avrupa ve Asya arasında
stratejik öneme sahip ulaşım yolları
üzerinde bulunan Türkiye, 2023 yılına kadar limanlarının, denizyollarının, karayollarının, demiryollarının
ve havalimanlarının genişletilip yaygınlaştırılması için yaklaşık 30 milyar
avro tutarında yatırım yapmaya hazırlanıyor. Şu an toplam trafikte yüzde 0,85’lik paya sahip olan demiryolu sistemi bu anlamda önemli bir
görev üstlenecek. Hasanbey’in örnek
alınacağı 11 lojistik merkezinin 2023
yılına kadar faaliyete geçmesi planlanıyor.
Elmas Grup Lojistik Ege Bölgesi’nde ‘Yetkilendirilmiş
Yükümlü Sertifikası’nı alan ilk firma oldu
Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası, dünyanın önde gelen ülkeleri tarafından ‘itibar ve saygınlık’ olarak değerlendiriliyor. UND de bu
kapsamda üyelerine ‘Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası’nın önemini her fırsatta anlatıyor ve bu konuda firmalara çeşitli eğitimler veriyor. Ege Bölgesi’nde ‘Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası’nı alan ilk
firma Elmaz Grup Lojistik oldu. Elmas Grup Genel Müdür Yardımcısı
ve Yönetim Kurulu Üyesi Akın Kaştaş, “ UND’nin de üyelerini teşvik
ettiği ve gerçekten sektörümüz için
çok faydalı olacağına, sektörümüze yeni bir vizyon katacağına ve
yurt dışında rekabet gücümüzü ve
güvenilirliğimizi artıracağına inandığımız yetkilendirilmiş yükümlü ve
izinli gönderici belgelerimizi Ege
Bölgesi’nde alan ilk lojistik firması
olduk. Gümrük ve Ticaret Bakanımız Hayati Yazıcı yetkilendirilmiş yükümlü statüsünün tanımını, “emniyet ve güvenlik standartlarına sahip
olan firmalara gümrük işlemlerinde
kolaylık ve imtiyazlar tanıyan uluslararası bir statü“ olarak tarif edi-
yor. Elmas Grup Lojistik A.Ş. olarak, hem yetkilendirilmiş yükümlü belgemizi, hem de izinli gönderici belgemizi, bölgemizde her iki
belgeyi aynı anda alan ilk kuruluş
olarak, Elmas Gümrük Müşavirliği
LTD. ŞTİ’nin eğitim ve danışmanlık
desteği ile teslim almış bulunuyoruz. Belgelerimiz, Ege Gümrük ve
Ticaret Bölge Müdürlüğü’nde dü-
zenlenen tören ile Ege Gümrük ve
Ticaret Bölge Müdürü Kaptan Kılıç
Bey ve Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdür Yardımcısı Ayşe Alagöz
tarafından Elmas Grup Lojistik A.Ş
Yönetim Kurulu Başkanı E.Cemal Elmasoğlu, Yönetim Kurulu Üyesi Akın
Kastaş ve Elmas Gümrük Müşavirliği Ltd. Şti. Müdürü Metin Arslan’a
yapılan törenle teslim edildi” dedi.
Temmuz 2014
64
KISALAR
Scania Top Team Servis Yarışması başlıyor
Scania’nın, eğitim sürecini desteklemek, bilgi ve yetenekleri geliştirmek
ve satış sonrası hizmetler personelinin motivasyonunu artırmak amacıyla düzenlediği Top Team yarışma-
sının elemeleri başlıyor. Elemelere
Doğuş Otomotiv distribütörlüğündeki Scania, Türkiye’nin de dahil olduğu 60 ülkeden yaklaşık 8 bin servis
teknisyeni ve uzman katılıyor. Scania
Ticari Operasyonlar Başkan Yardımcısı Christian Levin, Scania’nın dünya çapındaki servislerinde müşterilere en iyi destek hizmetlerini sağlamanın nihai hedef olduğunu belirterek “Bu da son derece yetkin servis
personeli gerektirmektedir. Scania
Top Team yarışması, teknolojik beceri ve takım çalışmasını sağlamanın
mükemmel bir yoludur” dedi. Scania Top Team yarışmasında ulusal
elemeler, oluşturulan takımların katılımıyla teori aşamasından başlaya-
cak. Ulusal elemeler sonrasında yarı
finale kalan takımlar arasından hem
teori, hem de uygulama aşaması
sonucunda birinci belirlenecek. Ulusal birinciler daha sonra 5 uluslararası bölge turunda yarışıp dünya finaline gidecek 10 takım arasına girmeye çalışacaklar. Bölgesel yarışmalardan başarıyla çıkan bu 10 takım, 3-5 Aralık 2015 tarihinde İsveç
Södertalje’de düzenlenecek dünya
finalinde yarışmaya hak kazanacak.
1989 yılında İsveç’te ulusal bir yarışma olarak başlayan Top Team yarışması, 2013 yılında İsveç’in Sponsorluk ve Etkinlikler Derneği tarafından
düzenlenen Golden Wheel ödüllerinde “Yılın Etkinliği” seçildi.
Shell ebeveyn ve minikleri bayramda unutmadı
Shell’in katkılarıyla, öğrencileri 9 bin
yıllık Çatalhöyük tarihi ile tanıştırmak
için hazırlanan “Arkeoloji Yaz Atölyesi” programı, 7 Ağustos’a kadar sürecek. Türkiye’nin dört bir yanından
gelen 9 yaş ve üzeri öğrenciler, atölye çalışmalarına ücretsiz olarak katılabiliyor. Konuklar Haftanın 6 günü
açık olan ve 10:00 - 15:00 saatleri
arasında yürütülen Çatalhöyük Arkeoloji Atölyesi’ne rezervasyon ile kabul ediliyor. Program kapsamında ailelere yönelik aktiviteler de yer alıyor.
Dünyanın en büyük arkeolojik çalış-
maları arasında yer alan ve 2012 yılında Unesco tarafından “Dünya Mirası” listesine dahil edilen Çatalhöyük Neolitik Çağ Yerleşmesi’ndeki
Arkeoloji Yaz Atölyesi etkinliğiyle,
çocuklara ‘kültürel mirasın koruyucusu olma’ kavramı öğretiliyor. Bugüne dek 5000’i aşkın öğrencinin
ücretsiz olarak katıldığı atölye çalışmalarında tarih bilincinin genç nesillere en sağlıklı şekliyle aktarılması
hedeflenirken; çalışma sonunda öğrencilere ‘kültürel emanetlerin koruyucusu’ sertifikası da veriliyor.
“Omsan, İstanbul Ticaret Odası Tarafından
Altın Plaket ile Ödüllendirildi…”
İstanbul Ticaret Odası (İTO),
Omsan’ı, 2012 yılında yüksek düzeyde Kurumlar Vergisi ödeyerek gösterdiği başarıdan ötürü “Altın Plaket” ile ödüllendirdi. Omsan, İTO
tarafından verilen “Altın Plaketlerine” bir yenisini daha ekledi. Omsan
Genel Müdürü Osman Küçükertan;
İTO tarafından ödüllendirilmiş olmaktan büyük mutluluk duyduklarını
belirtti. Küçükertan, Omsan’ın tüm
paydaşları nezdinde güvenilirliği ile
Temmuz 2014
bilinen bir şirket konumunda bulunduğunu ve alınan ödülün bu durumun önemli bir göstergesi olduğunu
vurguladı. Ayrıca Küçükertan, vergilendirilmiş kazancın kutsallığından
bahsederek, Omsan gibi her şirketin
vergisini tam ve düzenli olarak ödemesinin ülke ekonomisi için çok büyük önem taşıdığını, sorumlu bir kurumsal vatandaş olarak ülke ekonomisi için sürekli değer yaratmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.
65
Alışan’ın tank tipi konteyner taşıyıcıları Otokar’dan
Alışan Lojistik, Otokar’dan sipariş ettiği 30 adetlik tank tipi konteyner taşıyıcının (kılçık treyler) 10 adetlik kısmını düzenlenen törenle teslim aldı. Likit ve enerji alanında büyümek isteyen Alışan, yıl içinde araç alımlarına
ve yatırımlara devam edecek.
Otokar’ın Sakarya’daki fabrikasında düzenlenen teslimat töreninde konuşan Otokar İç Pazar Satış Müdürü Murat Tokatlı, treyler pazarının değerlendirerek ilk 5 ayda 11 bin adet
satış gerçekleştirildiğini söyledi. Geçen yıla göre aynı adetlerin yakalandığını belirten Tokatlı, yıl sonunda geçen yol olduğu gibi 25 bin adetlerle kapanacağı öngörüsünde bulundu. İlk 5 ayda 732 adet treyler satışı
gerçekleştirdiklerini kaydeden Tokat-
lı, bu rakamla geçen yıla göre yüzde 80 oranında büyüme kaydettiklerini söyledi.
Otokar’ın İSO listesinde 40 basamak birden yükseldiğine dikkat çeken Tokatlı, “87. sıradan 40. sıraya yükseldik. Dolayısıyla ilk 50’ye
girdik. Bu da bizim için bir gelişme
oldu. Üzerimize düşen görevler artıyor. Ar-Ge yatırımlarımız ciromuzun
yüzde 4’ünü oluşturuyor. Bu kapsamda treyler sektöründe ciddi yatırımlarımız devam edecek” dedi.
Alışan’a teslim edilen tank tipi konteyner taşıyıcı treylerin emsallerine
göre yüzde 15 daha hafif olduğu bilgisini veren Tokatlı, aracın 3 bin 800
kg boş ağırlığı ile müşterisine önemli
avantaj sağladığına dikkat çekti.
Alışan Lojistik İdari İşler Direktörü Ayhan
Özekin de tehlikeli madde taşımacılığında rakipsiz hizmetlere sahip olduklarını
belirterek likit ve enerji alanında büyümek istediklerini araç alımlarının da bunun bir göstergesi olduğunu söyledi.
Alışan’ın müşterilerinin yüzde 95’inin
yabancı olduğuna dikkat çeken Özekin, dizayn edilen araçların da müşteri taleplerine göre şekillendiğine dikkat
çekti. “Amacımız onlara daha verimli,
daha yüksek kapasiteli, daha kaliteli taşıma hizmeti sunmak. Bu nedenle emsallerine göre yüzde 15 daha hafif olan
ve bir takım ilave teknik donanımlardan
oluşan araçlarla filomuzu hem nitelik
hem nicelik olarak büyütmenin keyfini
yaşıyoruz.” diyen Özekin, Alışan’ın son
5 yılda yüzde 20 büyüdüğünü kaydetti.
Alışan Lojistik Likit ve Enerji Operasyonları Direktörü Anıl Özkan ise Türkiye’de
yıllık 30 bin dolayında tank konteyner
dolaşımının olduğundan bahsederek,
“Tank konteyner taşımacılığı Türkiye’de
ciddi olarak yükselmekte. Özellikle limanların özelleştirilmesiyle biz de bu talebi karşılamak için Alışan Lojistik olarak
elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.”
dedi. Söz konusu tank konteynerler sayesinde multimodal taşımacılık yapılabilindiğini dile getiren Özkan, hızlı boşaltım ve yükleme sayesinden tercih edildiğini söyledi.
Kässbohrer’i Intertank Lojistik tercih etti
Tırsan 2002 yılında bünyesine kattığı Kässbohrer markası ile başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa‘ya
Kässbohrer Kimyasal Tanker ihracatı gerçekleştiriyor. Yurtiçi teslimatlarına hızla devam eden Kässbohrer,
kimyasal taşımacılığa uygun 8 adet
Kässbohrer Kimyasal Tanker’i Tırsan Adapazarı fabrikasında düzenlenen törende Intertank Lojistik‘e teslim
etti. Törene, Intertank Loistik Operasyon Yöneticisi Mustafa Gençer, Satış
Yöneticisi Selim Aktaş, May Group
Ticari Satın Alma Müdürü Kemal Uysal, Ticari Satın Alma Yöneticisi Alp
Ekmekçi, Yönetim Sistemleri Yöneticisi Dilek Gümüş İlhan, Sinem Özer,
May Fabrika Üretim Amiri İlyas Aktay
ve DAF-TIRSAN Otomotiv Hadımköy
Satış Temsilcisi Özgür Ayçiçek katıldı.
Intertank Lojistik Operasyon Yönetici-
si Mustafa Gençer, “Firma olarak,
ADR mevzuatına uygun üretilmiş ve
geniş taşıma seçeneklerine sahip tanker filosu kurmak ve kimyasal taşımacılık sektörüne kaliteli hizmet verebilmek adına Kässbohrer‘in ADR mevzuatına tam uygun üretilen tankerlerini tercih ettik. Ayrıca, özel alimünyum
şasisinin araca sağlamış olduğu hafiflik
sayesinde, yasal sınırlara uygun olarak
daha fazla yük taşıyabilmekteyiz buda
bizim için büyük bir avantaj” diye açıklamada bulundu. Merkezi İstanbul’da
bulunan Intertank Lojistik kimyasal, yağ,
enerji ve gıda taşımacılığı alanında lojistik hizmeti veriyor.
Temmuz 2014
medya

Benzer belgeler