Neden Hala Sigara Ġçiyoruz?

Transkript

Neden Hala Sigara Ġçiyoruz?
Neden Hala Sigara Ġçiyoruz?
Allen Carr
Hepimiz genellikle sosyal baskılar ve sosyal arkadaĢ ortamları gibi saçma sapan
nedenler yüzünden sigaraya baĢlıyoruz. Peki oltaya yakalandığımızı fark
ettiğimizde neden hala sigara içmeye devam ediyoruz?
Sigara içen sıradan bir insan, neden sigara içtiğini bilmez. Gerçek nedeni bilselerdi
sigarayı bırakırlardı. Seanslarımda binlerce tiryakiye neden sigara içtiklerini
sorarım. Gerçek neden hiç değiĢmese de yanıtlar çok farklıdır. Bu, benim
seanslarda en komik fakat aynı zamanda en acıklı bulduğum bölümdür.
Sigara içen herkes kalbinin derinliklerinde aptalca bir Ģey yaptığının farkındadır.
Oltaya yakalanmadan önce sigara içmeye gerek duymadığını bilir. Birçok tiryaki
ilk sigarasının tadının ne kadar iğrenç olduğunu ve bağımlı olabilmek için ne denli
çaba harcadığını hala anımsar. Tiryakiler sigara içmeyenlerin aslında hiçbir Ģey
kaçırmadıklarının farkındadırlar ve kendileriyle alay etmelerine çok kızarlar.
Yine de tiryakiler mantıklı ve zeki insanlardır. Sağlık konusunda çok büyük risk
aldıklarım ve sigara için ömür boyu bir servet harcadıklarını bilirler. Bu yüzden
sigara içmelerini haklı çıkarmak için mantıklı bir açıklama yapmak gereksinimi
duyarlar.
Tiryakilerin sigara içmeye devam etmelerinin gerçek nedeni önümüzdeki iki
bölümde anlatacağım faktörlerin kurnazca bileĢimidir.
NIKOTĠN BAĞIMLILIĞI.
BEYIN YIKAMALAR.
Nikotin Bağımlılığı
Tütünün içindeki renksiz yağlı bileĢim nikotin tiryakiyi sigaraya bağlayan
uyuĢturucu maddedir, insanlığın bildiği uyuĢturucu maddelerin hepsinden daha
hızlı bağımlılık yaratır; tek bir sigara bile bağımlılık için yeterli olur.
Sigaradan çekilen her nefes ciğerlerden beyne ufak bir doz nikotin taĢır ve bu doz
etkisini bir bağımlının damarlarına enjekte ettiği eroinden daha çabuk gösterir.
insan bir sigaradan ortalama olarak yirmi nefes çekerse bir tek sigaradan yirmi doz
uyuĢturucu madde almıĢ olur.
Nikotin etkisini çabuk gösteren bir uyuĢturucu maddedir ve kandaki nikotin miktarı
sigara içtikten genelde yarım saat sonra yarıya, bir saat sonra ise dörtte bire düĢer.
Bu da birçok tiryakinin neden günde yaklaĢık yirmi tane sigara içtiğini açıklar.
Ġçici sigarasını söndürür söndürmez nikotin hızla vücudunu terk etmeye baĢlar ve
içici nikotinin geri çekilme semptomlarının verdiği rahatsızlık nedeniyle tekrar
sigara içmek ister.
Bu noktada tiryakilerin nikotin eksikliğinin yarattığı özlem duygusu (geri çekilme
spazmları) konusunda düĢtükleri yaygın yanılgıyı düzeltmek istiyorum. Tiryakiler
nikotin eksikliğinin yarattığı acıların sigarayı bırakmaya çalıĢırken yaĢanan o
korkunç sarsıntı (travma) olduğunu sanırlar. Aslında bu özlem duygusu öncelikle
zihinseldir, tiryaki zevk ya da destek diye bildiği Ģeyden yoksun kaldığını düĢünür.
Sonra bu konuya ayrıntılı olarak değineceğim.
Nikotin eksikliğinin yarattığı gerçek özlem duygusu o kadar zayıftır ki çoğu tiryaki
uyuĢturucu madde bağımlısı olduğunu fark etmeden yaĢar ve ölür. “Nikotin
bağımlısı” dediğimizde “kötü bir alıĢkanlığa” baĢladığımızı düĢünürüz. Çoğu
tiryakinin uyuĢturucu maddelerden ödü kopar, oysa kendileri uyuĢturucu madde
bağımlısıdır. Allah‟tan kurtulması kolay bir uyuĢturucu fakat insan önce bağımlı
olduğunu kabul etmek zorundadır.
Nikotini kesmek hiçbir fiziksel ağrı vermez. Yalnızca bir Ģeyin eksildiğini
anımsatan boĢ, huzursuz bir duygu belirir. Bu yüzden birçok tiryaki sigaranın
ellerle ilgisi olduğunu sanır. Bu huzursuz duygu uzun sürerse tiryaki sinirli, gergin,
güvensiz ve hassas hale gelir. Aynen açlık gibidir ama bu sefer? Bir zehire
NIKOTĠN‟e.
Bir sigara yaktıktan yedi saniye sonra vücuda taze nikotin girer ve özlem sona erer;
böylece sigaranın tiryakiye verdiği rahatlama ve güven duygusu sağlanmıĢ olur.
Sigaraya baĢladığımız ilk günlerde sigara eksikliğinin yarattığı özlem duygusu ile
sigaranın verdiği rahatlama duygusu o kadar hafiftir ki varlıklarını fark etmeyiz
bile. Düzenli olarak sigara içmeye baĢladığımızda ya sigaradan tat almaya
baĢladığımızı ya da “alıĢkanlık” edindiğimizi sanırız. Ama asıl gerçek tuzağa
düĢtüğümüzdür. Biz fark etmesek de o küçük nikotin canavarı artık içimizde
yazıyordur ve artık ara sıra onu beslememiz gerekir.
Tiryakilerin hepsi hiç gereği olmadığı halde saçma sapan nedenlerden dolayı
sigaraya baĢlarlar. Az sigara da içsek çok sigara da içsek devam etmemizin tek
nedeni o küçük nikotin canavarını beslemektir.
Sigara konusu bir dizi bilmecedir. Bütün tiryakiler aslında aptalca birĢey
yaptıklarını ve Ģeytani bir Ģey tarafından tuzağa düĢürüldüklerinin farkındadırlar.
Benim için sigara içmenin en acıklı yanı, sigara içen insanın sigaradan aldığı tek
keyfin, sigaraya bağımlılık kazanmadan önce sahip olduğu iç huzura, sükûnet ve
özgüvene kavuĢmaya çalıĢmasıdır.
Hani komĢumuzun alarmı bütün gün çalar ve bunun gibi küçük bir Ģey sizi bir süre
rahatsız eder, sonra birden bire ses kesilir. Huzur ve sükûn dolu bir duygu kaplar
içinizi. Fakat bu huzur gerçek anlamda bir huzur değil yalnızca rahatsızlığın sona
ermesidir.
Nikotin zincirleriyle bağlanmadan önce fiziksel açıdan hiçbir eksiğimiz yoktur.
Derken vücudumuza nikotin vermeye baĢlarız. Her sigara söndürüĢümüzde
nikotinin etkisi kaybolur ve bedenimiz bir bozukluk duyar bu fiziksel bir ağrı
değildir. Biz bu duygunun farkına bile varmayız ama o bedenimizin içinde su
damlatan bir musluk gibidir. Mantığımız bunu anlayamaz, anlamak zorunda da
değildir. Bildiğimiz tek Ģey bir sigara istediğimizdir, sigarayı yaktığımızda aĢerme
gider ve kendimizi o an için hoĢnut ve güvenli hissederiz aynen sigaraya
baĢlamadan önceki gibi. Fakat bu doyum geçicidir, çünkü artık aĢermemizi
gidermek için sürekli daha fazla nikotin vermek zorundayız. Bir sigarayı söndürür
söndürmez açlık yeniden baĢlar ve kısır döngü devam eder. KIRMADIĞINIZ
TAKTĠRDE bu kısır döngü yaĢam boyu sürer.
Sigara içmek sadece çıkardığınızda yaĢayacağınız rahatlama için dar ayakkabı
giymeye benzer. Bir tiryakinin olayı gerçek yüzüyle görmemesinin üç ana nedeni
vardır.
1. YaĢamımız boyunca beynimize bir sürü asılsız düĢünce iĢlenir, ve beynimiz
yıkanır. Bu beyin yıkamalar bize sigara içicilerinin sigarada harika bir keyif
aldıklarını ve zor anlarda destek olduklarını söyler. Neden sorgulasın ki? Bunca
insan bu kadar zararına rağmen bu kadar parayı boĢuna harcıyor olamaz ya!
2. Nikotin çekilmesinde beden de farkedilebilir bir ağrı yoktur. O yalnızca boĢ,
güvensiz duygudur. Aynı açlık yada stres gibi.
3. Sigara içicilerinin sigara tuzağını gerçek yüzüyle görmemelerinin asıl sebebi
herĢeyin ters çalıĢmasıdır. Sigara içmediğimiz zaman o boĢluk duygusu yaĢanır.
Ama ilk günlerde oltaya yakalanma süreci çok yavaĢ ve sinsi olduğu için, bu
boĢluk duygusu da bildiğimiz açlık ve stres duygularına benzediği için, bu boĢluk
duygusunu normal kabul ederiz ve bunun asıl suçlusunun, yani yaratıcısının bir
önceki sigara olduğunu anlamayız! Sigarayı yaktığınız anda, anında bir güçlenme,
daha az gergin ve rahatlamıĢ hissedersiniz ve bunu sigaranın yaptığım
zarınedersiniz. HerĢey tersten yürür. insan sigara içmediği zaman o boĢluk
duygusunu yaĢar ve sigarayı suçlamaz bir sigara yakar yakmaz rahatlar. Bu yüzden
sigaranın ona güç verdiği ya da destek olduğu yanılgısına düĢer.
Bu noktada sigara hakkındaki bazı yanılgıları gidermem gerekecek. Sigara içmek
alıĢkanlık değildir. YaĢamımızda her türlü alıĢkanlığımız olur, bazıları çok da
eğlencelidir. Fakat iğrenç bir tadı olan, bir servete mal olan, pis ve tiksindirici
bulduğumuz ve zaten kurtulmak istediğimiz bir alıĢkanlığı kolaylıkla bırakmamız
gerekirken neden bu kadar zorlanırız? Çünkü bu bir “alıĢkanlık” değil, bir
UYUġTURUCU MADDE BAĞIMLILIĞIDIR.
Sigaraya ilk baĢladığımızda içmeyi öğrenmemiz gerekir. Daha nasıl olduğunu
anlayamadan yalnızca düzenli olarak sigara satın almakla kalmaz aynı zamanda
sürekli sigaraya gereksinim duymaya baĢlarız. Sigaramız olmadığında paniğe
kapılır, giderek daha fazla sigara içeriz.
Sigarayı artırmamızın nedeni vücudun her uyuĢturucu maddemde olduğu gibi
nikotinin etkilerine bağıĢıklık kazanması ve sonuç *; olarak giderek daha fazla
nikotine gereksinim duymamızdır. Kısa bir süre sonra sigara, doğurduğu açlık
duygusunu tam anlamıyla .dindirmemeye baĢlar; öyle ki bir sigara yaktıktan sonra
kendimi„ zi bir an öncesine göre daha iyi hissetmemize rağmen sigara içerken bile
içmediğiniz zamanlardakinden daha sinirli ve gerginizdir. Sigara içmek dar
ayakkabı giymekten bile daha saçmadır, lakin 0' ağrının bir kısmı ayakkabı
çıktıktan sonra bile sürer, v Aslında durum daha da kötüdür, çünkü nikotin vücuttan
çok çabuk sigara biter bitmez çıkmaya baĢlar, insanların sıkıntılı anlarında bir
sigarayı söndürüp öbürünü yakmalarının nedeni bu, dur iĢte.
Daha önce de söylediğim gibi sigara içmek “alıĢkanlık” değildir. Tiryakilerin sigara
içmeye devam etmelerinin gerçek nedeni içlerindeki küçük canavardır. Onu bazen
beslemek zorundadırlar. ) Tiryaki bu anı yani canavarı ne zaman besleyeceğini dört
durum" dan biri ya da bunların bir araya gelmesi anında kendisi seçer. Bu dört
durum Ģunlardır:
CAN SIKINTISI / KONSANTRASYON iki zıt durum
STRES / RAHATLAMA Ġki zıt durum
Hangi sihirli uyuĢturucu madde yirmi dakika önce yarattığı etkiyi birdenbire tam
tersine çevirebilir? insan Ģöyle bir düĢündüğünde bu yukarıdaki dört durumdan
baĢka yaĢamda uyku dıĢında ne kalıyor ki? Aslında sigara ne can sıkıntısı veya
stresi geçirir ne de konsantrasyonu veya rahatlamamızı sağlar. Bunların hepsi
sadece aldatmacadır.
Nikotin yalnızca bir uyuĢturucu madde değil aynı zamanda zararlı böceklere karĢı
kullanılan etkisi çok güçlü bir zehirdir (ansiklopediye bakabilirsiniz). Bir sigaranın
içerdiği nikotin miktarı doğrudan doğruya damarlarınıza verilirse, bu sizi öldürür.
Tütün aynı zamanda karbonmonoksit dahil baĢka birçok zehir de içerir ve tütün
bitkisi “öldürücü avrat otu” bitkisiyle aynı ailedendir.
Pipo ya da puroya geçme hayalleriniz varsa bu kitabın tütünün her türünü ve
nikotin içeren her türlü cismi (sakızlar, vücuda yapıĢtırılan bantlar, çeĢitli spreyler)
hedef aldığını belirteyim.
insan vücudu yeryüzündeki en sofistike nesnedir. Amipler ve solucanlar dahil
hiçbir canlı türü besinle zehir arasındaki farkı bilmeden yaĢayamaz.
Binlerce yıldır devam eden doğal seçim sürecinde insan vücudu ve beyni yemekle
zehir arasındaki ayrımı yapacak teknikleri ve zehri dıĢarıya atacak yöntemleri
geliĢtirmiĢtir.
Bağımlılık kazanmadan önce kimse tütünün kokusundan ve tadından hoĢlanmaz.
Herhangi bir çocuğun ya da hayvanın yüzüne,tabii bağımlı olmadan önce tütün
dumanı üflediğinizde öksürmeye ve tükürmeye baĢladığını görürsünüz.
ilk sigaramızı içtiğimizde içimize çektiğimiz duman öksürmemize neden olur. Çok
içersek baĢımız dönmeye baĢlar ve kendimizi iyi hissetmemeye baĢlarız.
Vücudumuz bize bu yolla, “BANA ZEHĠR VERĠYORSUN. YAPMA,” der. iĢte
tiryaki olup olmama bu noktada belli olur. Sigaraya genellikle fiziksel ve ruhsal
bakımdan zayıf insanların baĢladığı doğru değildir. ilk sigaralarından nefret edenler
çok Ģanslıdır, ciğerleri dumanla baĢa çıkamayanları ya da bu zor öğrenme sürecini,
dumanı öksürmeden içine çekiyi öğrenmeyi göze alamayanların yaĢamları
kurtulmuĢ olur. Benim için sigara konusunun en üzücü yanı tuzağa düĢmek için >k
çaba harcamamızdır. Gençleri durdurmak bu yüzden zordur. Sigara içmeyi
öğrenme aĢamasında oldukları için sigaranın tadım ala iğrenç bulurlar ve ne zaman
isterlerse bırakabileceklerini sanırlar. Neden bizden öğrenmezler? Biz neden arıne
babamızdan 'Öğrenmedik ki?
Birçok tiryaki tütünün tadından ve kokusundan gerçekten keyif aldığını sanır. Bu
bir yanılgıdır. Sigara içmeyi öğrendiğimizde nikotin alabilmek için vücudumuza
kötü kokuya ve kötü tada 'karĢı duyarsız olmayı öğretiriz, tıpkı kendilerine iğne
yapmaktan hoĢlandığını sanan eroinmanlar gibi. Eroin eksikliğinin yarattığı geri
çekilme spazmları oldukça Ģiddetlidir ve eroinmanların gerçekte zevk aldıkları tek
Ģey bu acının dinmesidir.
Tiryaki nikotinine kavuĢabilmek için beynine kötü tat ve kötü kokuyu kapmayı
öğretir. Tütünün tadından ve kokusundan zevk aldığı için sigara içtiğine inanan bir
tiryakiye, “Hep içtiğiniz marka yerine hiç sevmediğiniz bir marka sigara
bulduğunuzda sigarayı bırakır mısınız?” diye sorun. Asla. Tiryakiler hiçbir Ģey
içmemektense kenevirden yapılmıĢ eski urganları bile içerler; sarma sigara,
mentollü sigara, puro ya da pipo hiç fark etmez. BaĢlangıçta tadı iğrenç gelse de
biraz inatla onları içmesini de öğrenirler. Tiryakiler soğuk algınlığına, gribe, boğaz
ağrısına, bronĢite veya amfizeme rağmen sigara içmeye devam ederler.
Bunun zevkle bir ilgisi yoktur. Eğer olsaydı kimse birden fazla sigara içmezdi.
Sigarayı bırakmıĢ binlerce kiĢi doktorların verdiği o „ Ġğrenç nikotinli sakızlara
bağımlıdırlar, birçoğu hala sigara içtiği halde.
Seanslarım sırasında bazı tiryakiler uyuĢturucu bağımlısı olduklarını
öğrendiklerinde paniğe kapılırlar, bu durumun bırakmalarım daha da
zorlaĢtıracağım sanırlar. Aslında gerçek durum iki nedenden dolayı o kadar kötü
değildir:
1. Sigaranın dezavantajlarının avantajlarından çok daha fazla olduğunu bilmemize
rağmen birçoğumuzun sigara içmeye devam etmesinin nedeni sigaranın bize
gerçekten zevk verdiğine ya da bir Ģekilde yardımcı olduğuna inanmamızdır.
Sigarayı bıraksak bir boĢluk doğacağını ve yaĢamımızın belirli kesimlerinin bir
daha eskisi gibi olamayacağını sanırız. Bu bir yanılgıdır. Gerçek, sigaranın bize
hiçbir Ģey vermediğidir; bizden alır götürür ve yanılsamayı yaratmak için de ancak
kısmen geri verir. Bunu sonra baĢka bir bölümde daha ayrıntılı olarak anlatacağım.
2. Nikotin çok kısa süre içinde bağımlılık yaratması yüzünden dünyanın en güçlü
uyuĢturucusu olarak bilinse de bağımlılık derecesi o denli güçlü değildir. Çabuk
etki gösteren bir madde olduğundan nikotinin vücuttan yüzde doksan dokuz
oranında atılması yalnızca üç hafta gibi kısa bir süre içinde gerçekleĢir ve nikotin
eksikliğinin verdiği geri çekilme tepkileri o kadar yumuĢaktır ki birçok tiryaki acı
çektiğini bile anlamadan bu süreci geçirir.
Çok haklı olarak, “O zaman bir sürü tiryaki sigarayı bırakmakta neden o denli
zorlanıyor, aylarca eziyet çekiyor ve yaĢamının geri kalan bölümünde ara sıra hala
sigara özlemi duyuyor?” diye soracaksınız. Vereceğim yanıt aynı zamanda sigara
içmemizin ikinci nedenini de açıklayacak beynimizi sürekli olarak yıkayan asılsız
düĢünceler yüzünden. Kimyasal bağımlılıkla baĢ etmek kolaydır.
Çoğu tiryaki bütün bir geceyi sigara özlemi yüzünden uyanmadan sigarasız geçirir.
Birçok tiryaki ilk sigarasını yakmadan önce ' yatak odasından çıkmıĢ olur, birçoğu
önce kahvaltı yapar, birçoğu ise iĢ yerine gidene kadar bekler. On saat boyunca
rahatlıkla sigarasız kalabilir, fakat gündüz on saat sigara içmese deliye döner.
Birçok tiryaki yeni aldığı arabasında sigara içmez. Birçoğu tiyatroya, süpermarkete,
camiye vs. gider ve oralarda sigara içememek onları hiç rahatsız etmez. Metrolarda
bile Ģimdiye kadar bu yüzden ayaklanma çıkmadı. Tiryakiler sigara içmeleri
kısıtlandığında neredeyse sevinirler. “Kendim yapamıyorum bari bu sayede
içmem”
Bugün birçok tiryaki sigara içmeyenlerin evlerinde ya da onlarla beraberken büyük
bir sıkıntı çekmeden sigarayı unutabilir. Aslında tiryakilerin çoğu fazla eziyet
çekmeden uzun süre sigarasız kalabilir. Ben bile bütün akĢam mutlu bir Ģekilde
sigarasız rahatlayabiliyorum. Tiryakiliğimin son yıllarında akĢam olsun da kendimi
zehirlemekten kurtulayım diye beklerdim (ne kadar gülünç bir “alıĢkanlık”).
Kimyasal bağımlılıkla baĢ etmek kolaydır. Ara sıra sigara içen binlerce kiĢi uzun
süre sigarasız kalabilir ama aslında ardı ardına «sigara içenler kadar bağımlıdırlar.
Sigarayı bırakmayı baĢarmıĢ fakat ara sıra puro içen eski tiryakiler vardır, o puro
bağımlılıklarını devam ettirir.
Daha önce belirttiğim gibi asıl sorun nikotin bağımlılığı değildir. O aklımızı
karıĢtırıp gerçek sorunu beynimizi yıkayan boĢ inançları anlamamızı engelleyen bir
katalizör görevi görür,
YaĢamı boyunca koyu bir tiryaki olmuĢ kiĢiler sigarayı kendirinin de arada sırada
içenler kadar kolaylıkla bırakabileceklerini öğrendiklerinde belki biraz avunurlar.
Onların durumu bir yerde daha bile kolaydır. Sigara içmeye devam ettikçe daha
kötü bir duduma düĢer, bıraktığımızda da daha çok Ģey kazanmıĢ oluruz.
BaĢka bir avuntu da etrafta ara sıra dolaĢan söylentilerin (örneğin “en son yapıĢkan
pisliğin vücudu terk etmesi yedi yıl sürer” ya da “içilen her sigara insan
yaĢamından beĢ dakika götürür”) doğru olmamasıdır.
Sigaranın kötü etkilerinin abartıldığını sanmayın. Abartı değil tam tersine az bile
anlatılıyor. Fakat o “beĢ dakika” kuralı belli ki kaba bir tahmin ve ancak ölümcül
bir hastalığa yakalandığınızda ya da atardamarlarınızı kalbiniz duruncaya dek o
“yapıĢkan pislikle” doldurduğunuzda geçerli olabilir.
Aslında “yapıĢkan pislik” bedeninizi hiçbir zaman tam anlamıyla terk etmez.
Etrafta sigara içenler olduğunda sigara içmeyenler de havadaki pislikten nasiplerini
alırlar. Yine de insan vücudu olağanüstü bir makinedir ve çaresiz bir hastalığa
yakalanmadıysa kendi kendini tedavi edecek büyük bir güce sahiptir. ġimdi
bırakırsanız vücudunuz birkaç hafta içinde sanki hiç sigara içmemiĢsiniz gibi dinç
olur.
“Sigarayı bırakmak için çok geç” diye bir Ģey yoktur. Ben elli, altmıĢ yaĢına gelmiĢ
birçok tiryakiye yardımcı oldum, bazıları yetmiĢinde sekseninde bile vardı. Bir süre
önce kliniğe doksan bir yaĢındaki bir kadınla altmıĢ beĢ yaĢındaki oğlu geldiler.
Kadına neden sigarayı bırakmaya karar verdiğini sorduğumda, “Oğluma örnek
olmak için,” demiĢti. Altı ay sonra benimle tekrar irtibata geçmiĢ ve kendisini
tekrar genç bir kız gibi hissettiğini söylemiĢti.
Sigara sizi ne kadar aĢağıya çekerse, bıraktıktan sonra yaĢayacağınız rahatlama da o
kadar artar. Sonunda sigarayı bıraktığımda içtiğim sigara sayısı birdenbire yüzden
SIFIRA düĢtüğü halde sigarayı hiç aramadım. Sigarasızlığa alıĢma zamanından bile
zevk aldım.
Fakat önemli olan yıllardır inandırıldığımız aldatmacaların izlerini silmektir.
Beyin Yıkamalar Ve “Uyuyan Ortak”
Sigaraya nasıl ve neden baĢlarız? Bunu tam olarak anlayabilmek için bilinçaltının
ya da benim deyiĢimle “uyuyan partnerimizin” olağanüstü gücünü incelemek
gerekir.
Hepimiz kendi yolunu kendi çizen zeki, üstün varlıklar olduğumuzu düĢünmeye
meyilliyizdir. Aslında yaĢamımızın yüzde doksan dokuzu önceden belirlenmiĢtir.
Biz içinde yaĢadığımız toplumun ürünüyüz. Nasıl giyineceğimizi, ne tür evlerde
oturacağımızı, yaĢam tarzımızı, değiĢik olduğumuz yönleri bile (örneğin politikada
tutucu mu yoksa açık görüĢlü mü olduğumuz) toplum belirler. Son verdiğim örnek
rastlantıya değil, içinde bulunduğumuz sınıfa bağlıdır. Bilinçaltının üzerimizdeki
etkisi çok büyüktür ve düĢünceler dahi gerçekler konusunda milyonlarca insanı
yanıltabilir. Kolomb dünyanın çevresini gezmeden önce çoğunluk dünyanın düz
olduğuna inanıyordu. Bugün bir küre olduğunu biliyoruz. Bir sürü kitap yazıp sizi
dünyanın düz olduğuna inandırmaya çalıĢırsam bile baĢarılı olamam, oysa kaçımız
uzayda bulunup dünyanın küre olduğunu kendi gözleri ile gördü? Dünyanın
çevresini uçakla ya da gemiyle dolanmıĢ olsanız bile düz bir yüzey üzerinde daire
çizmediğinizi nereden biliyorsunuz?
Reklamcılar bilinçaltının yönlendirme gücünü çok iyi bilirler; bu yüzden yollar bizi
adım adım takip eden büyük reklam afiĢleriyle, gazetelerin her sayfası ise ilanlarla
doludur. O kadar para boĢuna mı harcanıyor sanıyorsunuz? O reklamlar size sigara
aldırtmıyor mu? Yanılıyorsunuz! Kendiniz deneyin! Soğuk bir günde bir bara ya da
restorana gittiğinizde yanınızdaki kiĢi ne içmek istediğinizi sorduğunda, “Bir
viski,” (ya da herhangi baĢka bir Ģey) yerine, “Canım bugün ne istiyor biliyor
musun? Bir viskinin o yumuĢacık sıcaklığını,” deyin. Viski sevmeyen birinin bile
size katıldığını göreceksiniz.
Çocukluğumuzdan beri her gün sigaranın bizi rahatlattığına, bize cesaret ve güven
verdiğine ve dünyadaki en değerli Ģeyin sigara olduğuna dair mesajlar alırız.
Abarttığımı mı sanıyorsunuz? Filmlerdeki bütün idam sahnelerinde idam edilecek
kiĢilerin en son arzuları nedir? Doğru, bir sigara. Bunun bizde bıraktığı etki çok
derindir. Bilincimiz fark etmese de “uyuyan partnerimiz” mesajı alacak zamanı
bulur. Buradaki mesaj: “Dünyadaki en değerli Ģey, en son düĢüncem ve en son
yaptığım Ģey bir sigara içmektir.” Bütün savaĢ filmlerinde yaralılara bir sigara
verilir.
Bu son zamanlarda değiĢti mi sanıyorsunuz? Hayır, kocaman reklam panoları ve
gazete ilanları çocuklarımızın beynine iĢlemeye devam ediyor. Sözüm ona
televizyonda sigara reklamı yapılması yasak. Televizyonun en çok izlendiği
saatlerde gösterilen filmlerde oyuncuların büyük bir keyifle sigaralarını yaktıklarını
görüyoruz. Bugün reklamcılığın en sinsi yanı sigarayı spor olayları ve zenginlik ile
bağdaĢtırmaktır. Bunu da doğal olarak tütün devleri finanse ediyor. YarıĢ arabaları
model ve isimlerini sigara markalarından alıyorlar ya da tam tersi mi? Çıplak bir
çiftin seks sonrası yatakta bir sigara paylaĢtığı reklamlar gördüm. Bunun ne tür bir
çağrıĢım yaptığı bellidir. Asıl Ģu konuları yüzünden değil ama kampanyanın
mükemmelliğinden dolayı bayılıyorum. Hepsinde bir adam ölüm veya felaketle
karĢı karĢıyadır; birinde balonu yanıyor ve düĢmek üzere, diğerinde motosikleti bir
nehre uçmak üzere, bir baĢkasında kendisi Kolomb kılığında ve gemisi dünyanın
ucundan aĢağı düĢmek üzere. Hiçbirinde konuĢma yok. Hafif bir müzik çalıyor.
Adam bir sigarillo yakıyor ve yüzüne kendinden geçmiĢ bir ifade yerleĢiyor. Sigara
içen bir kiĢi reklamı gördüğünü belki fark etmez bile fakat “uyuyan partner” amacı
çok açık olan bu reklamı sabırla sindirir.
Doğal olarak diğer taraf da reklam yapılıyor; Kanserin tehlikesi, kesilmiĢ bacaklar,
kötü kokan nefes vs. Bunların hiçbiri sigara içenleri sigaradan vazgeçiremiyor.
Mantıklı düĢünürsek vazgeçirmesi gerekir ama vazgeçirtemiyor. Gençleri sigaraya
baĢlamaktan bile alıkoyamıyor. Sigara içtiğim yıllar akciğer kanseri ile sigara
içmek arasındaki bağlantıyı bilseydim kesinlikle sigaraya baĢlamazdım diye
düĢünüyordum. Aslında değiĢen en ufak bir Ģey yok. Tuzak dün ne idiyse bugün de
o. Sigaraya karĢı olan bütün kampanyalar sadece aklımızın daha fazla karıĢmasına
yarıyor. Sizi içindeki Ģeyleri içmeye iten o parlak paketlerin üzerinde bile uyarı
yazısı var. Hangi tiryaki okuyor ki o yazıyı, nerede kaldı o yazıdan sonuçlar
çıkarmak?
Önde gelen bir sigara firmasının o uyarı yazısını bile ürünlerini satmak için
kullandığına inanıyorum. Reklamların çoğu örümcekler, kocaman böcekler ve
sinek kapanı gibi korkunç örneklerle dolu. Uyarı yazısı artık o kadar büyük ve
dikkat çekici ki, insanın bunu görmemezlikten gelmesi olanaksız. Tiryakilerin
yaĢadığı korkular, yaldızlı parlak paketlerle birlikte yönlendirilmemize yol açıyor.
Bu beyin yıkama olayında en etkili faktör tiryakilerin kendileridir. Sigara içen
insanların zayıf iradeli ve zayıf bedenli kiĢiler oldukları doğru değildir. O zehirle
baĢa çıkmak için iyi bir kondisyon gerekir.
Tiryakiler sigaranın sağlığa zararlı olduğunu ısrarla ortaya koyan istatistikleri bu
yüzden görmezlikten gelirler. Herkesin günde iki paket sigara içen, yaĢamı boyunca
bir gün bile hastalanmamıĢ ve seksen yaĢına gelmiĢ bir amcası vardır. Kimse genç
yaĢlarda ölen diğer yüzlerce tiryakiyi ya da o amcanın sigara içmeseydi hala
yaĢayacağını aklına bile getirmez.
ArkadaĢlarınız arasında küçük bir anket yaptığınızda çoğu tiryakinin güçlü
kiĢiliklere sahip insanlar olduğunu görürsünüz. Çoğunlukla serbest çalıĢan, yönetim
pozisyonlarında bulunan ya da doktor, avukat, polis, öğretmen, hemĢire, sekreter
gibi belli bir eğitim gerektiren mesleklerde çalıĢan, diğer bir deyiĢle yaĢamları stres
dolu kiĢilerdir. Tiryakilerin düĢtüğü en büyük yanılgı sigaranın stresi hafiflettiğidir.
Bu yüzden sigara sorumluluk sahibi olan ve stresli bir yaĢam süren ve aynı
zamanda hayranlık duyulan ve taklit edilen baskın insan tipi ile sık sık bağdaĢtırılır.
Can sıkıntısı sigara içmenin ikinci nedeni olarak bilindiğinden bağımlılığın yaygın
olduğu bir baĢka grup da tekdüze iĢ yapan kiĢilerdir. Korkarım ki sigaranın can
sıkıntısını geçirdiği düĢüncesi de bir yanılgıdır.
Beynimizi yıkayan aldatmacaların boyutları inanılmayacak kadar büyüktür.
Toplumumuz tiner gibi uçucu madde bağımlılığını ve eroin bağımlılığını dıĢlar
oysa yılda tinerden ölenlerin sayısı onu, eroinden ölenlerin sayısı yüzü bulmaz.
Fakat nikotin adında baĢka bir uyuĢturucu vardır ki, yüzde altmıĢtan fazlamız
yaĢamında bir kez bağımlılık kazanır ve çoğu, yaĢamının sonuna dek bu yüzden
çok para harcar, insanlar harçlıklarının büyük bir kısmını sigaraya harcarlar ve
sigara her yıl binlerce kiĢinin yaĢamını mahveder. Batı toplumunda trafik kazaları,
yangınlar dahil bir numaralı ölüm nedeni sigaradır.
Bir servete mal olan ve bizi gerçekten öldüren bir uyuĢturucu bir süre öncesine
kadar hiçbir sakıncası olmayan sosyal bir davranıĢ olarak değerlendirilirken eroini
neden büyük bir dert olarak görüyoruz? Son yıllarda genel kanı biraz değiĢti ve
sigara içmek sağlığa zarar verebilen biraz antisosyal bir alıĢkanlık olarak
nitelendirilmeye baĢladı. Fakat hala her markette, büfede yaldızlı paketler içinde
yasal olarak satılmaya devam ediliyor. Bunda en çok Çıkarı olan devlettir. Sigara
içenlerden trilyonlarca tütün vergisi almıyor ve tütün endüstrisi yalnızca reklam
için yılda yüzlerce milyar harcıyor.
Bir galeride elden düĢme bir araba alırken galeri sahibini nezaketle dinler ama
söylediklerinin bir kelimesine bile inanmazsınız ya, aynı Ģekilde sigara konusunda
beynimize iĢledikleri bu boĢ düĢüncelere de tepki göstermeniz gerekir.
Öncelikle o parlak yüzlü paketlerin içine bakın da orada ne kadar pislik ve zehir
gizli bir görün. Kristal küllükler veya altın çakmaklar ya da kandırılmıĢ
milyonlarca kiĢi yüzünden aklınızın karıĢtırılmasına izin vermeyin ve kendinize Ģu
sorulan yöneltin:
Ben niye sigara içiyorum?
Gerçekten içmek zorunda mıyım?
HAYIR, TABĠĠ Ki ĠÇMEK ZORUNDA DEĞĠLSĠNĠZ. .
Beynimizi yıkayan asılsız inançların açıklamakta en çok güçlük çektiğim yanı diğer
her bakımdan mantıklı, akıllı, bir kiĢinin bağımlılığı yüzünden nasıl bu denli
aptalca hareket ettiğidir. Hiç istemeyerek itiraf etmeliyim ki alıĢkanlıklarından
vazgeçmelerinde yardımcı olduğum binlerce kiĢinin içinde en aptalı bendim.
Günde bazen yüz tane sigara içiyordum. Babam da ağır bir tiryakiydi. Boylu poslu,
güçlü bir adamdı ama tam gençlik yıllarında sigara yüzünden durulmuĢtu. Küçücük
bir çocukken onu öksürür ve balgam tükürürken izlediğimi anımsıyorum.
Görüyordum ki o da halinden memnun değildi. Kötü bir ruh tarafından ele
geçirilmiĢ olduğunu düĢünürdüm. Anneme, “Sakın hiçbir zaman sigara içmeme
izin verme,” dediğimi hala anımsıyorum.
On beĢ yaĢımdayken spor hastasıydım. Bütün hayatım spordu ve kendine güvenen
yaĢam dolu bir insandım. Bana o zamanlar biri bir gün, günde yüz tane sigara
içeceğimi söyleseydi, bunun hiçbir zaman gerçekleĢmeyeceği üzerine ömür boyu
kazanacağım maaĢımın üzerine bahse girerdim.
Kırk yaĢıma geldiğimde fiziksel ve zihinsel açıdan sigaranın esiri olmuĢtum. Artık
hiçbir fiziksel hareketi ya da düĢünsel olayı bir sigara yakmadan yapamıyordum.
Birçok tiryaki bir stres halinde hemen sigaraya uzanır, örneğin telefon çaldığında
ya da toplum içinde hareket etmek zorunda kaldığında. Ben ise artık sigara
yakmadan ne televizyonun kanalını ne de bir ampul değiĢtirebiliyordum.
Sigaranın beni öldürdüğünü biliyordum. Bu konuda kendimi aldatmam olanaksızdı.
Ama zihinsel açıdan beni ne hale getirdiğini nasıl oldu da anlayamadım
bilmiyorum. Oysa o kadar belliydi ki, burnumun dibindeydi. ĠĢin en gülünç
tarafıysa birçok tiryakinin bir süre sigaranın bir keyif olduğuna inanmasıdır. Ben bu
yanılgıya hiç düĢmedim. Benim inancıma göre sigara sinirlerime iyi geliyor ve
konsantrasyonumu artırıyordu. Artık sigara içmiyorum ve yaĢamımın bir dönemini
sigara içerek geçirdiğime inanamıyorum. Bu sanki bir kabustan uyanmak gibi bir
Ģey hem de ne kabus! Nikotin insanın tat ve koku duyularını da hissizleĢtiren bir
uyuĢturucu maddedir. Sigaranın en kötü yanı sağlığa ve cüzdana verdiği zarar
değil, insanda yarattığı psikolojik etkidir. Ġnsan sigara içmeye devam edebilmek
için akla gelebilecek her tür açıklamayı arar. BaĢarısızlıkla sona eren bir sigarayı
bırakma giriĢiminden sonra zararının daha az olduğuna inandığım için pipoya
geçiĢimi anımsıyorum.
Pipo tütünlerinin bazıları gerçekten iğrençtir. Kokusu gayet hoĢ olabilir ama içimi
bir felakettir. Dilimin ucunun üç ay boyunca yara olduğunu anımsıyorum. Piponun
ucunda, alt kısımda kahverengi bir su birikir. insan yanlıĢlıkla pipoyu eğdiğinde
daha farkına varmadan o pis suyu yutuverir ve içinden kusmak gelir.
Pipo içmeyi öğrenmem tam üç ay sürdü. Yalnız anlamadığım Ģey bu üç ay içinde
neden bir gün oturup da kendime bu iĢkenceyi niye yaptığımı sormamamdır.
Pipo içmeyi öğrenen bir sigara tiryakisi dünyanın en mutlu insanı olur. Birçoğu
pipoyu tadını sevdiği için içtiğini sanır. Daha önce piposuz gayet mutlu bir Ģekilde
yaĢarken bu zevki öğrenmek için neden bu kadar eziyet çekerler acaba? Çünkü
nikotine bağımlılık kazanır kazanmaz beynimizi yıkayan boĢ inançların etkisi iki
katma çıkar, insan bilinçaltından küçük canavarın beslenmesi gerektiğini bilir ve
diğer her Ģeyi aklından çıkarır. Daha önce belirttiğim gibi insanların sigara içmeye
devam etmelerinin nedeni vücuttaki nikotin miktarının azalır azalmaz ortaya
çıkardığı yoksunluk ve güvensizlik duygusundan korkmalarıdır. Bu korkunun
farkında olmamanız korkunuz yok demek değildir. Bir kedi için önemli olan
oturduğu yerin sıcak olmasıdır, yerin altındaki kalorifer borularının nerelerden
geçtiğini bilmesi gerekmez, siz de aynı Ģekilde bu mekanizmayı anlamak zorunda
değilsiniz.
Sigarayı bırakmamızı güçleĢtiren ana unsur beynimizi yıkayan asılsız inançlardır,
içinde büyüdüğümüz bu toplumun beynimize iĢlediği bu inançlara bir de
bağımlılığımızın yarattığı diğer boĢ inançlar fakat en önemlisi arkadaĢlarımızın
beynimizi yıkayarak inanmamızı sağladıkları aldatmacalar eklenir.
Sigaraya baĢlamamızın tek nedeni sigara içen diğer insanlardır. Ġçmezsek bir
Ģeyden yoksun kaldığımızı sanırız. AlıĢmak için o kadar zahmet çektikten sonra o
yoksun kalman Ģeyin ne olduğunu kimse bilmez. Ne zaman sigara içen bir insan
görsek, “Bu iĢte kesin bir Ģey olmalı, yoksa içmezdi” diye düĢünürüz. Sigarayı
bıraktığımız zaman bile bir parti ya da toplantıda sigarasını yakan birini görünce
içimizi bir yoksunluk duygusu kaplar ve, “O kendini güvenli hissediyor,
yakıveriyor bir tane,” diye kıskanırken sigaraya yeniden baĢlayıveririz.
Bu aldatmacaların gücünü hafife almamamız ve etkilerinin farkında olmamız
gerekir. SavaĢ sonrası radyoda yayınlanan Paul Temple adındaki polisiye diziyi
anımsıyorum. Çok sevilen bir diziydi. Bir bölümünde “ot” diye de bilinen
marihuana bağımlılığı konu edilmiĢti. Kötü adamlar sigaraların içine gizlice ot
koyup satıyorlardı. Bu sigaraların kimseye bir zararı olmadı, insanlar bağımlı
oldular ve o sigaralardan almaya devam ettiler. (Seanslarımda yüzlerce kiĢi
yaĢamlarında bir kez “ot” içmeyi denediklerini itiraf etti. Fakat hiçbiri bağımlı
olmamıĢ.) Ben o programı dinlerken yedi yaĢımdaydım. Bu benim uyuĢturucu
bağımlılığı konusunda edindiğim ilk bilgiydi. Bağımlılık, zorunlu olarak
uyuĢturucu almaya devam etmek düĢüncesi beni o kadar dehĢete düĢürmüĢtü ki
bugün “otun” daha az bağımlılık yarattığından neredeyse emin olmama karĢın
marihuana içmeye dünyada cesaret edemem. UyuĢturucudan bu denli korkarken
bağımlılık yaratan bir numaralı uyuĢturucunun esiri olmam ne büyük, bir çeliĢkidir.
Paul Temple beni keĢke sigaraya karĢı uyarmıĢ olsaydı! Kırk yıl sonra t insanlık
kanser araĢtırmalarına milyarlar harcarken sağlıklı gençleri iğrenç sigaraya itmek
için trilyonlar harcanıyor ve bu iĢte en büyük kar devletin kasalarına giriyor!
Beynimizi yıkayan o asılsız inançları aklımızdan çıkarmak üzereyiz. Bir Ģeyden
yoksun kalan sigara içmeyen değil, zavallı tiryakidir. Bütün yaĢamı boyunca
aĢağıdaki unsurları tüketir:
SAĞLIK ENERJĠ VARLIK IÇ HUZUR ÖZGÜVEN CESARET ÖZSAYGI
MUTLULUK ÖZGÜRLÜK
Bu verdiği Ģeylerin karĢılığında ise ne alır?
Hiç sigara içmeyenlerin sürekli sahip oldukları iç huzur ve özgüvene kavuĢma
hayalinden baĢka KESĠNLĠKLE HĠÇBĠR ġEY.

Benzer belgeler