Rehber - Çanakkale Valiliği

Transkript

Rehber - Çanakkale Valiliği
Rehber
TROİA
DESTANLARIN YARATILDIĞI TROIA
© Türkiye Cumhuriyeti,
Çanakkale Valiliği
www.canakkale.gov.tr
EDİTÖR
Ümit Yaşar Gözüm
METİN YAZARLARI
Ümit Yaşar Gözüm
İlhan Akşit (Arkeolog)
Veysel Tolun (Yrd. Doç. Dr.)
Ferah Özkök (Doç. Dr.)
Ahmet Kaşıkçı
FOTOĞRAFLAR
Berica Nevin Berberoğlu
ASİSTAN
Şükrü Akcan
BASKI
Mas Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş.
Hamidiye Mah. Soğuksu Cad. No: 3
Kâğıthane 34408 İstanbul
+90 212 294 10 00
[email protected]
Sertifika No: 12055
TASARIM
Monroe Creative Studio
Doğukan Karapınar
www.monroeistanbul.com
BİRİNCİ BASKI
2000 adet
© Bütün hakları, Türkiye Cumhuriyeti Çanakkale Valiliği’ne
aittir. Kaynak gösterilmek kaydıyla, tanıtım amaçlı kısa alıntı
dışında yayımcının yazılı izni olmadan hiçbir yolla çoğaltılamaz.
Yayımlanan yazıların ve fotoğrafların sorumluluğu yazarlarına ve
sanatçısına aittir.
ISBN-978-605-149-588-0
Destanların Yaratıldığı
TROİA
İÇİNDEKİLER
6
12
22
32
Giriş
Destanların
Yaratıldığı Troia
Troia Kültür
Tabakaları
Troia Kazıları
44
45
46
Kronoloji
Ulaşım
İletişim
GİRİŞ
Akhaların M.ö. 1180’lerde Troia’yı Almak İçin 1000 Gemiyle Geldikleri Beşige Limanı
Anadolu, insanlık tarihinin, bilinen önemli olaylarının
yaşandığı, büyük uygarlıkların yaşam bulduğu bir
coğrafyadır. Mitolojinin beşiği olarak kabul edilen,
Ege’nin iki yakasından birisi, Türkiye’nin batısındaki
bu eşsiz bölgede yapılan kazılarla, Troia her yıl biraz
daha gün yüzüne çıkıyor.
6
TROİA
Benzersiz tarihsel birikimi ile mitolojik kahramanların evi konumundaki bu coğrafya, aynı zamanda
büyük dramların, savaşların ve zaferlerin meydanı
olmuştur.
Tarihte iz bırakanlardan Pers Kralı Kserkes, Büyük
İskender, Roma imparatorları Hadrian ve Agustus’un yanı sıra Fatih Sultan Mehmet, Troia’yı
ziyaret ederek, kutsanmış gücün, büyük aşkların,
savaşların ve zaferlerin yaşandığı bu coğrafyada
geçmişe yolculuk etmişlerdir.
Ünlü tarihçi (Gökçeadalı) İmbroslu Kritovulos
orijinali Topkapı Sarayı Kütüphanesi’nde bulunan
kitabında, Fatih Sultan Mehmet’in kentin tarihine
verdiği önemi gösteren ziyaretinde “...Allah aradan
bunca yıl geçmiş olmasına rağmen, bu şehrin ve halkının intikamını alma hakkını bana nasip eylemiştir”
söylediğini aktarmaktadır.
GİRİŞ
7
Troia Antik Kenti
Güç, zafer ve aşk, uygarlıklar, insanlığın bu
ortak arayışlarının peşinde koşarken şekillenmiş
ve bu coğrafya üzerinde medeniyetler, tanrılar,
kahramanlar, aşklar ve mitolojik destanların
birer yansıması olarak günümüze ulaşmışlardır.
Bazı efsaneler ve hazineler gün yüzüne çıktığında ve gerçekle buluştuklarında göz kamaştıran
sonsuz bir zevk bırakırlar arkalarında. Troia da,
eşsiz bir hazine olarak, binlerce yıldan günümüze değerini koruyarak ulaşmış ve sonsuzluğa
yolculuğunu sürdürmektedir.
On yıllık Troia Savaşı’nı bizler, özellikle savaşın
son günlerinin anlatıldığı Homeros’un İliada’sından öğreniyoruz. Odysseia ile birlikte en eski
edebiyat eseri olduğu düşünülen Homeros’un
Troia Savaşı’nı anlattığı bu destanı, epik bir şiirdir. Dünya edebiyatının önemli başyapıtlarından
birisi olarak kabul edilen destan, Floransa’da
1488 yılında kitap olarak yayınlanmıştır. Unesco
Dünya Miras Listesi’nde yer alan, destanların
yazıldığı ve yaşandığı Troia, bu çalışmada lirik
anlatımla sunuluyor sizlere.
8
TROİA
İliada’nın Yaratıcısı
İzmirli Ozan Homeros’un Büstü.
GİRİŞ 9
10
TROİA
Troia
Antik Kenti
GİRİŞ
11
DESTANLARIN
YARATILDIĞI TROİA
Troia Antik Kenti
Troia, Homeros’un yazılı edebiyat metni olan
İliada ve Odysseia destanlarına konu olmuş,
aynı zamanda birbiri üzerine dokuz kez kurulduğu tespit edilen Troia kazılarıyla da dünyada
ün yapmıştır. Dünyaca tanınan bu antik kent,
1996 yılında Milli Park olarak ilan edilmiş, 1998
yılında da Unesco’nun Dünya Kültür Mirası
Listesi’ne alınmıştır.
Homeros destanlarının günümüze ulaşması bir
bakıma Troia Savaşı ve bu savaşta yer alan kahramanların trajik hikâyeleri olarak düşünülebilir.
Medeniyetin en etkileyici eserlerinden biri olan
Homeros’un İliada’sı on yıl süren savaşın son 51
gününü yansıtmaktadır.
12
TROİA
Homeros destanın XX. Bölüm ve 215-240
dizelerinde:
“Bulut devşiren Zeus ilkin baba oldu Dardanos’a,
Dardanos kurdu Dardanie’yi, o zamanlar kutsal
İlyon yoktu, ölümlü insanların büyük şehri yoktu
ovada” diyerek Troia’nın kuruluş öyküsünü verir ve
devam eder.
Tanrılar Tanrısı Zeus, Atlas’ın kızı Elektra ile birleşmiş ve bu birleşmeden Dardanos adlı bir çocuk
dünyaya gelmiştir. Dardanos ve kardeşi İasion
Semendirek Adası’nda yaşarken, İasion ölür ve
adayı sular basar. Dardanos ise bir sal üzerinde
Çanakkale kıyılarına çıkar. Burada Teuker adlı bir
kral yaşamaktadır. Kral felaketzedeyi sarayına
alır, daha sonra da onu kızı ile evlendirir. Kralın
ölümüyle Dardanos kralın yerine geçer ve kendi
adını taşıyan bir şehir kurar. Dardanos’tan sonra
oğlu Erikhtonios, ondan sonra da oğlu Tros bu şehre
DESTANLARIN YARATILDIĞI TROİA
13
kral olur. Tros’un İlos, Assarakos ve Ganymedes
adlı üç oğlu vardır. Assarakos Dardanos’ta kral
olurken, güzelliğiyle ün salan Ganymedes şarap
dağıtmak için tanrılar tarafından Olympos’a
kaçırılır. Tros’un Kallirhoe’den olan oğlu İlos
Troia’ya kral olur. Ondan sonra da İlos’un oğlu
Laomedon başa geçer. Onun krallığı zamanında
Zeus, Poseidon ile Apollon’u cezalandırır ve tanrısal yeteneklerini alarak Laomedon’un emrine
verir. Kral, Poseidon’a surları yaptırtır, Apollon’a
da sürülerini gütme görevini verir. İş bitiminde Laomedon tanrılara vaat ettiği sözü yerine
getirmediği için Poseidon ona bir deniz canavarı
gönderir. Kâhinler bu canavardan kurtulmak için
kralın kızını kurban etmesi gerektiğini söylerler
ve kız kurban edilmek üzere iken Herakles 12 görevinden biri gereğince Troia’dan geçer ve kralın
kızını kurtarır. Kral Laomedon, ona vaat ettiği
kutsal atları vermez ve bu nedenle adı “kötü
kral”a çıkar. Laomedon’dan sonra oğlu Priamos
Troia’nın başına geçer.
Priamos Troia’da karısı Hekabe ile mutlu yaşarken Hekabe yeni bir çocuğa hamile kalmıştır.
Bir gece rüyasında karnından çıkan alevlerin
Troia’yı yaktığını görür ve korkuyla uyanarak
rüyasını kâhinlere yorumlatır. Kâhinler bu rüyanın hayra alamet olmadığını, doğacak çocu-ğun
kutsal Troia’nın yıkımına neden olacağını
bildirirler. Kral ve kraliçe çocuklarına kıyamazlar ama Troia’nın yıkımına da razı olmadıklarından bebeği öldürmesi için bir uşağa verirler.
Uşak, Paris adı verilen bu çocuğa acıyarak onu
İda Dağı’nda bir ayı inine bırakır. İnin sahibi ayı
geldiğinde bu çocukla karşılaşır ve onu kendi
yavruları gibi emzirerek büyütür. Bir gün İda
Dağı’nda çobanlık yapan Agelaos adlı bir çoban,
çocuğu alıp evine götürürür. Paris İda Dağı’nın
temiz havasında büyür ve serpilir.
Kendisine bir sürü verilerek gütmesi istenir.
“Sürülerini çok iyi otlattığından dolayı ona koruyu-
14
TROİA
Kızı Kurban Edilen Hekabe’nin
Yas Tuttuğu Lahit Kabartması.
DESTANLARIN YARATILDIĞI TROİA 15
cu manasına gelen Aleksandros adı verilir”. İda Dağı’nın Nymphalarından olan Oinone ile tanışıp
onunla evlenir.
Bu sırada Olympos’ta bir şölen sırasında üzerinde “en güzele” yazan bir altın elma kavga
tanrıçası tarafından ortaya atılmıştır. Zeus’un
karısı Hera, Zekâ Tanrıçası Athena ve Güzellik
Tanrıçası Aphrodite kendilerinin en güzel olduklarını iddia ederek altın elmayı almaya çalışırlar.
Bunun üzerine Tanrılar Tanrısı Zeus, Haberci
Tanrı Hermes’i İda Dağı’na yollayarak Paris’i
onlara hakem tayin ettiğini bildirir. Üç tanrıça
Paris’e altın elmayı kendisine verirse birçok
şey vaat ederler. Hera, Paris’e Asya krallığını,
Athena akıl ve başarıyı, Aphrodite ise dünyanın
en güzel kadınını vaat etmişlerdir. Paris Aphrodite’nin teklifini daha cazip bulduğundan
altın elmayı ona verir. Hera ve Athena “seni bin
pişman etmezsek” diyerek Olympos’a dönerler.
Böylece Paris’in yeni yazgısı da başlamış olur.
Paris Troia’da yapılan bir yarışmaya katılır ve
birinci olur. Priamos’un bilici kızı Kassandra onu
tanımış ve “o bize yıkım getirecek” diye bağırmaya başlamıştır. Ancak kral ve kraliçe yıllar önce
ölmesi için İda’ya bırakılan çocuklarını yakışıklı
bir delikanlı olarak görünce çok sevinirler ve onu
saraya alırlar.
Çok geçmeden Paris Yunanistan’a giden elçiler
heyetine dahil olur ve Sparta sarayına gider.
Orada Aphrodite’nin vaat ettiği en güzel kadın,
Menelaos’un karısı Helena yaşamaktadır. Aphrodite onları birbirine aşık etmiştir. İki aşık Menelaos’un Girit’te olmasını fırsat bilerek Troia’ya
kaçmaya karar verirler. Helena Sparta hazinesini
de yanına alır, Troia’ya gelirler ve burada kabul
görerek saraya yerleşirler. Sparta Kralı Menelaos Girit’ten dönmüş, karısının Paris tarafından
kaçırıldığını öğrenerek ağabeyi Mykene Kralı
Agamemnon’dan yardım istemiştir. Agamemnon
Karadeniz yolu üzerindeki zengin Troia’yı almayı planlarına uygun bularak Troia’ya sefer açar.
16
TROİA
Zamanında Helena’nın bütün talipleri Helena
kimi seçerse zor gününde ona yardım edeceklerine dair yemin etmişlerdir. Bu nedenle bu sefere
Yunanistan’daki bütün krallar katıldığı halde
Akhilleus ortalarda yoktur.
Kâhinler Akhilleus olmadan Troia’nın alınamayacağını bildirirler. Annesi Thetis seferden dönemeyeceğini bildiği için onu Skryos Adası’nda
Lykomedes’in sarayında, kızları arasında saklamıştır. Akhilleus’u getirmek için İthake Kralı
Odysseus adaya elçi olarak gönderilir. Hediye
olarak bir elinde süs eşyaları, diğerinde bir kama
getirmiştir. Kızlar süs eşyaları ile ilgilenirken
içlerinden birisi kıymetli kama ile ilgilenmektedir, bu Akhilleus’tur.
Böylece Akha gemileri Aulis limanında toplanmıştır. Ancak rüzgâr olmadığı için hareket
edemezler. Kâhinler rüzgârı bulmak için Agamemnon’un kızını kurban etmesi gerektiğini
bildirince Troia’nın fethi için harekete geçmiş
Agamemnon, kızını kurban etmeye karar verir
ama Tanrıça Artemis onu son anda kurtarır.
Bin gemilik Akha ordusu Anadolu kıyılarını
vura vura nihayet Troia’nın limanı olan Beşige’ye gelmişler, kumsala çıkarak çadırlarını
kurmuşlardır. On sene sürecek savaş başlamak
üzeredir. Bu savaşı İzmirli Ozan Homeros 16 bin
dizeli ve 24 bölümden oluşan İliada destanında
olanca canlılığı ile anlatır. Akhalar Anadolu kıyılarından geçerken rahip Khryses’in kızını esir
almış ve Agamemnon’a hediye etmişlerdir. Destan Khryseli rahibin kurtarmalıklar getirip kızını
Agamemnon’dan istemesiyle başlar. Hakarete
uğrayıp kovulan rahip Khryses, tanrısı Apollon’a
“birgün sana yaraşır bir tapınak yaptıysam” diye
başlayan yalvarmalardan sonra Akhalardan
öcünü almasını ister. Apollon onun duasını kabul
ederek 9 gün boyunca Akhalar üzerine veba
salgını salar. İliada destanı böyle başlar ve Priamos’un oğlu Troialı kahraman Hektor’un ölümü
ile son bulur.
DESTANLARIN YARATILDIĞI TROİA
17
Hektor’un ölümünden sonra da savaş bitmez
ve bir çok olay yaşanır. İliada sonrası oluşan bu
olayları biz Euripides, Aiskhlos, Sophokles ve
Virgilius gibi yazarlardan öğreniyoruz. Nihayet
Paris ölüm saçan Akhilleus’u topuğundan bir
okla vurarak öldürür. Çünkü Akhilleus’un annesi
onu sadece topuğundan vurulduğunda ölümlü
yapmıştır.Akhilleus’a görkemli bir mezar yapan
Akhalar, Troia’nın bir türlü düşmemesi üzerine
bir tahta at hilesi düşünürler.
İda Dağı’ndan kesip getirdikleri kerestelerle bir
tahta at yaparlar, içine de 20 kadar Akhalı yiğit
biner. Akhalar sanki savaş bitmiş gibi gemilerini
Tenedos’un (Bozcaada) arkasına çekerler. Atın
yanında bıraktıkları Sinon, Akhaların bu atı Troialılara hediye olarak bıraktıklarını söyleyerek
onları inandırır. Rahip Laokoon ile Priamos’un
bilici kızı buna inanmamışlardır. Poseidon, rahibi
yılanlar göndererek boğdururken Kassandra’ya
bilicilik veren Apollon aşkına karşılık vermediği
için “ileriyi gör fakat sana kimse inanmasın” diye
onun biliciliğini yarıya indirir. Bunun için de
Troialılar savaş ganimeti olarak tahta atı şehrin
meydanına çekerler ve eğlenip, ölüm saçan
savaşın bitmesine sevinerek derin bir uykuya
dalarlar. Tahta atın içinden inen Akhalar Troia
Kalesi’nden meşalelerle Tenedos’taki gemilere
işaret vermişlerdir.
Gelen Akhalar sabaha dek Troialıları kılıçtan
geçirirler, bunlar içinde Kral Priamos da vardır.
Troialı kadınları sahilde toplayarak aralarında
bölüşürler.
18
TROİA
Seramik Vazo
Üzerindeki Akhilleus.
DESTANLARIN YARATILDIĞI TROİA 19
Troia Savaşı’ndan Sonra Akhilleus’un Oğlu Neoptolemos’un, Priamos’un
En Küçük Kızı Polksene’yi Babasının Mezarı Başında Kurban Edişi.
20 TROİA
Bu yıkımdan sadece Aineias kurtulabilmiştir.
Yanındakileri alarak İda Dağı’na kaçar, orada bir
gemi yaparak İtalya’ya gider ve Roma’yı kurar.
Bu nedenle Roma imparatorları Troia’yı kutsal
sayıp ziyaret etmişlerdir. Onlardan önce Pers
Kralı M.Ö. 480 yılında Yunanistan’a giderken
Troia’yı ziyaret ederek bin sığır kurban etmiştir.
Büyük İskender M.Ö. 334’te Pers seferine çıkarken Troia’ya uğrayıp kendi yaptıklarını anlatacak bir Homeros’un olmadığından yakınmıştır.
İskender’den sonra Trakya Kralı olan Lysimakhos harap İlion’u imar ederek ünlü Athena
Tapınağı’nı yaptırmıştır. İstanbul’u alarak yeni
bir çağ açan Fatih Sultan Mehmet de 1462’de
Troia’yı ziyaret etmiştir.
DESTANLARIN YARATILDIĞI TROİA
21
TROİA KÜLTÜR
TABAKALARI
Helenistik Devire Ait Troia Kutsal Alanı
Çanakkale’nin 30 km. uzağında yer alan Troia,
doğal afet ve savaşlarla dokuz kez yakılıp
yıkıldıktan sonra eski kentin üzerine bir yenisi
kurulmuş, böylece ovada 16 m. yüksekliği bulan
bir höyük oluşturmuştur. Çanakkale Boğazı’na
hâkim bir tepe üzerine kurulması onun 9 kez
yıkılmasına neden olmuştur. Homeros destanında da anlatılan ünlü savaş her ne kadar bir
kız kaçırma hadisesine bağlansa da esas neden
Akhaların Karadeniz’e ulaşmak, Anadolu’nun
zengin topraklarına sahip olmak istemesidir.
Bölgede Frank Calvert tarafından tespit edilen
höyüğün Troia’ya ait olduğu görüşü Alman arkeolog Schliemann tarafından yapılan kazılarla
kesinlik kazanmıştır. Schliemann’ın 1873’te bulduğu ve Priamos’un zannettiği hazinenin M.Ö.
2550 yıllarında kurulan II. Troia’ya ait olması
Troia’nın yüksek kültürünün ispatıdır.
22
TROİA
Troia Planı
A.Tahta At, 1.Troia gezi başlangıç noktası.
2. Doğu duvarı.
3. Kale kapısı ve önündeki kule.
4. Athena Tapınağı’nın kalıntıları.
5a.VI.Troia evleri.
5b. II. Troia duvarları.
5. I. Troia surları.
6. I. ve II. Troia evleri.
7. Troia tabakaları.
8. II.Troia’nın rampalı kapısı.
9. VI.Troia’nın VIM evi.
10. Kutsal alan.
11. Aşağı Şehir’e giden yol.
12. Odeion.
13. VI.Troia güney kapısı.
14. Bouleuterion.
TROİA KÜLTÜR TABAKALARI
23
I. Troia’nın Evleri
I. Troia
Troia, I. İlk Tunç Çağı’nda Hisarlık tepesinde, M.Ö. 2920 yıllarında bir ana kaya üzerine
kurulmuş, 90 m. çapında köy karakterli küçük
bir yerleşmedir. Taş temel ve kerpiç duvarlardan
dikdörtgen şeklindeki bitişik evlerden oluşmuştur. Evlerin etrafında küçük taşlardan yapılmış
güçlü bir savunma sistemi görülür. Surlar
üzerinde, küçük taşlardan yapılmış ama bir
hayli güçlü bir kale, kazılarla açığa çıkarılmış
olup bugün gezi yolu üzerinde görülebilir. Ayrıca
iki kule ile savunulan 2 m. enindeki kent kapısı
da ilginç bir şekilde inşa edilmiştir.
Blegen’in yaptığı kazılarda taşların aşağıdan yukarıya doğru küçüldüğü görülmüştür. Amerikalı
kazıcılar bu taş surların üzerinin kerpiçten bir
korkulukla çevrili olduğunu tespit etmişlerdir.
Schliemann’ın Priamos’un hazinesini bulmak
için açtığı yarmada taş temel ve kerpiç duvardan
yapılmış, birbirine yakın evler görülür. Bunların
içinde en önemli buluntu 102 no. ile işaretlenen
ev, boyutları ve biçimiyle antik Yunan tapınak-
24
TROİA
larına öncülük etmiş olan ilk megaron örneğidir.
Duvarları balık kılçığı şeklinde örülmüştür.
Tarım ve balıkçılıkla uğraşılan I. Troia’da koyu
kahverengi, siyah-beyaz ve kazı bezekli çanak
çömlekler ele geçmiştir. Evlerin içinde bulunan
çocuk mezarları o dönemdeki ölü gömme adetlerini yansıtması açısından önemlidir. I. Troia
ondört yapı evresine sahip olup M.Ö. 2550’lerde
son bulmuştur.
II. Troia
Bu ilk Troia’nın üzerine sekiz yapı evresinden
oluşan II. Troia kurulmuş, M.Ö. 2550’den 2250
yıllarına kadar yaşamıştır. Bu dönemde daha
görkemli bir kale yerleşmesinin inşa edildiği anlaşılmaktadır. Rampalı kapı ve yüksek kulelerin
olması, ayrıca Schliemann’ın bulduğu hazinenin
bu kata ait olması, II. Troia’nın zengin ve kültürü
yüksek bir kent olduğunu gösterir. Ayrıca anıtsal
megaronların bir cephe oluşturacak şekilde
sıralanmış olması ve kent kompleksine propylonla girilmesi bir kent planının var olduğunu
da göstermektedir. 1873 yılında Schliemann’ın
Priamos’un hazinesi olduğunu zannettiği ve
kaçırdığı hazineler de II.Troia’ya aittir. Elde edilen yeni bilgilerin ışığında, Schliemann buranın
Priamos’un Troia’sı olmadığını ölmeden önce
kabul etmiştir.
9000 m²’lik bir alan üzerine kurulmuş II. Troia,
eğimli bir taş temel üzerine kerpiçten örülmüş
4 m. genişliğinde ve 330 m. uzunluğunda bir
sur duvarı ile çevrilmiştir. Duvarların yüksekliği yaklaşık 6 m. kadardır. Kentte uzun planlı,
megaron tipi evler bir revakla sınırlandırılmıştır.
Ev duvarlarının yapımında kerpiç kullanılmıştır.
Yapı evresi süresince kentin üç büyük yangın
geçirdiği anlaşılmıştır. Bu tabakada kalıp
dökümü seri metal üretimini sağlayan kalayın
Orta Asya’dan getirilmiş olması II. Troia’nın
çok uzaklarla ticaret yaptığını göstermektedir.
TROİA KÜLTÜR TABAKALARI
25
Ayrıca çömlek üretimi için çömlekçi çarkının
kullanılması da çok önemli bir bulgudur. Uzun
gövdeli ve çift kulplu kaplar (depas amphikypellon) buluntular arasındadır. Kalenin güneyinde ana kayaya oyulmuş, ahşap bir savunma
sisteminin çevrelediği 90,000 m²’lik bir aşağı
kent bulunmuş, ancak burada giriş bölgesindeki
temel çukurlarının izleri günümüze gelebilmiştir. Burada taş levhalarla döşeli rampalı (Fm
girişi) kapı yer almıştır. Schliemann Priamos’un
zannettiği hazineyi bu kapının sağ tarafında
bulmuştur. Bir yangınla son bulan II. Troia’nın
yangın izlerini rampalı kapıya gelmeden biraz
önce kerpiç duvarlarda bütün açıklığı ile görmek
mümkündür.
Troia’nın Şarap Kupası Olan Çift Kuplu Kap,
“Depas Amphikypellon”
26
TROİA
III. - IV. - V. Troia
III. Troia (M.Ö. 2250-2200), yanarak son bulan
II. Troia’nın üzerine kurulmuştur. Bu katta da II.
Troia’nın ortak özelliklerinin devam ettiği görülür. Bu kültürel bir devamlılık olduğunu gösterir.
Dört evreden oluşan bu Troia da bir yangınla son
bulmuştur.
Bu kentin üzerine kurulan IV. ve V. Troia M.Ö.
2200-1740 yılları arasına tarihlenir. 18.000
m²’lik bir alana yayılan kentin yedi yangın evresi
geçirdiği kazılarda tespit edilmiştir.
VI. Troia
Bunun üzerine kurulan VI. Troia en gelişkin
kat olarak karşımıza çıkar. Birçok yapı evresine
sahip olup bu katlarda Anadolu etkisi yaratılmıştır. M.Ö. 1740-1300 yılları arasına tarihlenen
bu Troia’nın 4-5 metre genişliğinde ve 6 metre
yüksekliğindeki görkemli sur duvarları Troia gezisinin başladığı noktada görülebilir. Burada sur
duvarlarından ileri çıkmış bir kule dikkati çeker.
Surlar, “testere dişi” tabir edilen duvar tekniği ile
yapılmıştır. Surların içinde saray kalıntıları da
günümüze ulaşabilmiştir.
Troia gezisine başlarken sol tarafta yer alanlar
VIC, VIE ve VIF yapıları olup rampalı kapıya varmadan önce görülen VIM yapısı saray
kalıntısıdır. Burada yaygın formlar, insan yüzlü
kaplar ve çift kulplu kapların üretildiği görülür.
Priamos’un Troia’sı olarak adlandırılan VI. Troia
aynı zamanda Anadolu’daki Hitit İmparatorluğu’nun Wilusa adlı uç beyliğidir. 20.000 m²’lik
bir alana yayılan bu kent bir depremle sona
ermiştir.
TROİA KÜLTÜR TABAKALARI
27
28
TROİA
II. Troia’nın Rampalı Kapısı.
Schliemann Priamos’un
zannettiği hazineyi 1873’te
bu rampanın yanında
bulmuştur.
TROİA KÜLTÜR TABAKALARI
29
VII. - VIII. - IX. - X. Troia
Troialılar deprem sonrası yaralarını çabucak
sararak yeniden şehirlerinde yaşamaya başlamışlardır. Kazıcılar bu Troia’ya VIIa Troia’sı
ismini vermişlerdir. M.Ö.1300-1180 yılları
arasına tarihlenen bu Troia’da savaş olmuş ve
yakılıp yıkılmıştır. Kazılarda bu tabaka sokaklarında ok ve mızrak uçları olması savaşın bu
katta yapıldığını ispat etmiştir. Bundan sonraki
VIIb1 tabakası M.Ö.1180-1130 yılları arasına
tarihlendirilir. Yine bir yangınla sona eren bu
tabakadan sonra görülen Troia VIIb2 ve Troia
VIIb3 tabakası M.Ö.1130-950 yıllarına tarihlenmektedir. Bundan sonra bir boşluk ve karanlık
çağ yaşayan Troia’nın bu dönemi M.Ö. 950-720
arasına yerleştirilir.
M.Ö. 720-85 arasında arkaik ve Helenistik Troia
olarak bilinen VIII. Troia kurulur. Bu katta Trakya Kralı Lysimakhos Athena Tapınağı’nı yaptırır.
Kutsal alanın yapımı da yine bu döneme aittir.
M.Ö. 85 yılında Romalı komutan Fimbria kenti
tümüyle yıkar.
IX. Troia M.Ö. 85 ile M.S. 500 tarihleri arasına
konur. Bu Roma Troia’sında Romalıların İlion dedikleri Troia’yı kutsal şehir saydıkları ve Roma
İmparatorluğu’nun atalarının Troia soyundan
geldiklerine inandıkları bilinir. Bu inanış Aineias’ın Troia yakılınca şehirden kaçıp İtalya’da Roma’yı kurmasına bağlanır. Hadrian ve Caracalla
gibi birçok Roma imparatorunun ziyaret ettiği
Troia’da bu dönemde büyük onarımlar yanında
Athena Tapınağı da yeniden yapılmıştır. Aşağı
Şehir’de bulunan Roma Troia’sının kazısı halen
devam etmektedir. Romalılar kutsal saydıkları
bu yerde Odeion, Bouleuterion, tiyatro ve hamam
gibi büyük yapılar yaptırmışlardır. Odeion
yanında 1973 yılında Roma İmparatoru Hadrianus’un bir heykeli bulunmuştur. IX. Troia M.S.
500’lerde meydana gelen iki depremle yıkılmıştır. Roma’nın 395’te ikiye ayrılmasıyla Bizans
adını alan Doğu Roma İmparatorluğu döneminde
Troia X olarak tespit edilmiştir.
30
TROİA
Troia’nın Roma Devrine Ait Odeion’u
TROİA KÜLTÜR TABAKALARI 31
TROİA
KAZILARI
Troia’nın efsane haline gelen kazı hikayesi ve
kazıcı Schliemann’ın renkli kişiliği Troia antik
kentini çok daha ilgi alanı haline getirmiştir.
Schliemann’dan önce de bu bölgeye Fr. Le Chevalier (1785), mimar A. F. Mauduit (1811), Fransa
Büyükelçisi Choiseul-Gouffier (1818) ve Ch.
Texier (1833) gibi seyyah ve bilginlerin geldiği
bilinmektedir.
Bunlar Troas bölgesinde küçük sondajlar yaparak neticeleri memleketlerine döndüklerinde
kitap halinde yayınlamışlardır. Yine Schliemann’dan önce 1863-65 yılları arasında İngiliz
Frank Calvert’in de birçok yerde mühim sondajlar yaparak eserler topladığını görürüz. Calvert
arkeolojik saha olabilecek yerleri satın almış ve
buralarda dilediğince sondajlar yapmıştır. Bunlar
arasında Hisarlıktepe ve onun bulunduğu geniş
arazi de vardır. Troia’nın 6 km. güneyindeki bir
32
TROİA
tepede birçok prehistorik eser
ele geçirilmiştir. Akçaköy yakınındaki Apollon Tapınağı’nı
bulması da ayrı bir önem taşır.
Böylece Calvert’e Çanakkale
bölgesinde ilk araştırma yapan
kişi diyebiliriz. Bu yüzdendir
ki 1868’de Schliemann Çanakkale’ye ayak bastığı zaman
Calvert’in rehberliğine muhtaç
olmuş ve onun sayesinde Troia’yı bulmuştur.
Odeion’da Bulunan Roma
İmparatoru Hadrianus’un Heykeli.
TROİA KAZILARI
33
Schliemann Kimdir?
O Macklenburglu bir papazın oğludur. Daha
ilkokul çağlarında Homeros’u ezberlemiş, ona
adeta âşık olmuştur. 14 yaşında bir bakkal çırağı
iken ağır işi yanında Homeros’u daha iyi anlamak için 6 ay gibi kısa bir zamanda İngilizce,
Fransızca ve Rusça’yı öğrenmiş, 1863 yılında da
Homeros’u satır satır, kelime kelime ezberlemiştir. ABD ve Rusya ile yaptığı ticaret sayesinde çok zenginleşmiş, zengin bir dul olan Sophie
ile ikinci evliliğini yaparak dünyanın sayılı
zenginleri arasına girmiştir. Artık
hayalindeki Homer Troia’sını bulabilir, Akha ve
Troia ordularının savaştığı toprakları görüp, o
havayı teneffüs edebilirdi. Vakit geçirmeden de
tatbikata geçerek 1868’de Çanakkale’ye gelir.
Homer’in Troia’sının izinde
Schliemann Troia’yı aramaya önce Pınarbaşı’ndan başlamış, ama burası Homeros’taki ve hayalindeki yerlere hiç uymamıştır. Tetkiklerine Ballı
Dağ’da devam etmişse de İda Dağı görülmediği
için burayı da terk etmek mecburiyetinde kalır.
İntepe’de de kazılar yapmış, bir at iskeletinden
başka bir şey bulamamıştır. En sonunda Calvert’in yol göstermesi ile Hisarlık höyüğüne gelir.
Burası İliada’da anlatılanlara en uygun yerdir.
Kazmaya karar vererek Almanya’ya döner.
1870’de Troia’yı kazmaya başlar. Fakat hem izni
olmadığı için, hem de arsa sahibinin şikâyeti
üzerine kazılar durur. Schliemann uzun uğraşlardan sonra izin alarak Troia’ya gelir. 1871’de 80
işçisi ile Troia’nın kuzeyindeki yarmada 10 metre kadar aşağıya iner. 1872’de mühendisi ve 150
işçisiyle Mart ayında tekrar Troia’da görülür. 33
ve 71 metre genişliğindeki yarmalarda 16 metrede ana toprağı bulmuştur. Priamos’un hazinesini
bulma hevesiyle maalesef önüne gelen tabakaları ortadan kaldırmıştır. Güneyde açtığı yarmada
34
TROİA
Roma ve Helenistik eserlere rastlamış, onlar
da Schliemann’ın gadrine uğramışlardır. Hele o
muhteşem Athena Tapınağı’nı ortadan kaldırması, Troia’yı bulmasıyla kazandığı başarıdan
sonra en büyük hatasıdır. Şehrin kuzey surları
da aynı bahtsızlığa uğramıştır. 1873’te 160
işçisiyle yine Troia’dadır ve her yerde sondajlar
yapıp her tarafı didiklemektedir.
31 Mayıs 1873’te ansızın hayalinin gerçekleşti-
Priamos’un Zannettiği Troia Hazinelerini Bulup
Kaçıran Schliemann.
ğini görür ve işçileri evlerine yollayarak Priamos’un zannettiği hazineyi bulur. Daha sonra
bunları Calvert’in çiftliğine taşır. 17 Haziran’da
kazıya son vererek hazineyi Yunanistan’a, sonra
da Almanya’ya kaçırırlar.
TROİA KAZILARI
35
Kalan işçilerde, altın avadanlıklar bulununca,
Schliemann’ın hazineyi bularak kaçtığı anlaşılır.
Schliemann 1874 yılında Mora’da kazı yapmaktadır. Osmanlı hükümeti Schliemann aleyhine
dava açmıştır. Atina’da kurulan mahkeme onun
10.000 frank para cezası ile 3 ay Türk müzeleri
için Troia’da çalışmasına karar verir.
Schliemann 10.000 yerine 50.000 frank verip
Osmanlı hükümetinin öfkesini yatıştırdıktan
sonra 1876 yılında yeni bir fermanla Troia’da görülür. Vali İbrahim Paşa, İzzet Efendi’yi kazı komiseri olarak Troia’ya gönderir. İzzet Efendi göz
açtırmadığı için Schliemann Atina’ya dönmeye
mecbur kalır. Buradan yabancı basınla Osmanlı
hükümetine baskı yaparak valiyi Çanakkale’den
aldırtır.
1878’de İngiltere büyükelçisi vasıtasıyla aldığı
yeni bir fermanla tekrar Troia’ya gelir. Şimdi yanında hükümetin bir komiseri ve 10 jandarması
vardır. Bulunan eserlerin 2/3’ü Türk hükümetine
kalacaktır. 1879’da beşinci çalışma devresinde
tekrar Troia’dadır. Prof. R.Virchow ve Fr. E.
Burnouf, Schliemann’a yardımcı olarak gelmişlerdir. Kuzey tarafta yine bazı hazineler ele
geçirilir.
1882 yılına kadar Schliemann ile alay edilmiş,
Homer’in Troiası’nı bulamadığı ve onun bir
şarlatan olduğu söylenmiştir. 1889’da Paris’te
Prehistorik Arkeoloji Kongresi toplanmıştır, bir
üyesi de Schliemann’dır. Burada ona hakarete
varan ithamlar yapılmış, buna kızan Schliemann
heyeti Troia’ya davet etmiştir.
Schliemann, Henri Babin, Alman Rudolf Virchow, Carl Humann, Dr. Charles Waldstein, Dr.
Friedrich von Duhn ve Calvert’in teşkil ettiği
heyet önünde kazı yapar. Bu heyete Türk müzeleri müdürü Osman Hamdi Bey başkanlık eder.
36
TROİA
30 Mart 1890 tarihinde bilginler heyeti
bir tutanakla Schliemann’ın haklı olduğunu ve
Homer’in Troiası’nın burası olduğunu dünyaya
ilan ederler. Ancak Schliemann bir sene sonra
başarısının tadını çıkaramadan ölür. Bundan
sonra kazılara mimar Dörpfeld devam eder.
Schliemann’ın Eşi Sophia ve Üzerindeki
Troia Hazineleri
TROİA KAZILARI
37
1890’dan itibaren başlayan bu kazı mevsimine
ikinci safha demek lazım gelir. Zira Schliemann’ın düzensiz kazıları bitmiş, düzenli bir
kazıya geçilmiştir. 1893’te Dörpfeld ile beraber
arkeolog Alfred Bruckner, prehistoryacı Max
Weigel ve mimar Wilbert Troia’da bilimsel araştırmalarına devam ederler.
Schliemann’ın bulduğu hazine II. Dünya Savaşı
sırasında Almanya’dan Rusya’ya götürülür, bugün bu hazine Moskova’daki Puşkin Müzesi’nde
sergilenirken çok az kısmı da Berlin, Atina ve
İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde yer alır.
Troia Hazinelerinden Sallantılı Küpeler,
İstanbul Arkeoloji Müzeleri
38
TROİA
Troia Hazinelerinden Sallantılı Küpeler, İstanbul Arkeoloji Müzeleri
III. Safha Troia Kazıları
Bu safha Cincinnati Üniversitesi’nden Carl Blegen başkanlığındaki bir heyet tarafından yaptırılan bir Amerikan kazısıdır. 1932 yılında değerli
bilim adamlarından kurulmuş bu Amerikan
heyeti üçüncü kez Troia’yı kazmaya karar vererek birinci kazı mevsimini açmışlar, büyük bilgin
Dörpfeld’i de bu kazıya davet etmişlerdir. Bundan sonra yedi mevsim daha Troia’da çalışılarak
en küçük teferruatına kadar inceleme yapılmıştır. Troia tabakalarının kronolojisini sağlam bir
biçimde belirleyen Blegen kazı sonunda “Troy”
adlı bir kitap yayınlamıştır.
Troia’da IV. Dönem kazıları 1988 yılında Tübingen Üniversitesi profesörlerinden Manfred
Korfmann başkanlığında başlamış ve onun 2005
yılında ölümüne kadar sürmüştür. Bu kazılarda Prof. Korfmann Troia VII tabakasının Hitit
İmparatorluğu’nun Wilusa adıyla Hititlerin
uç beyliği olduğunu bir mühürle ispatlamıştır.
Aşağı Şehir’de yapılan bu kazılar Koffman’ın zamansız ölümü üzerine durmuşsa da 2014 yılında
yeniden başlayacaktır.
TROİA KAZILARI
39
40
TROİA
Troia Hazinesinden
Halkalı Sepetli Küpeler
Troia Hazinesinden Altın Bilezik.
İstanbul Arkeoloji Müzesi
TROİA KAZILARI
41
42
TROİA
1975 yılında
yaptırılan tahta at
TROİA KAZILARI
43
KRONOLOJİ
Troia I
Yaklaşık M.Ö. 2920-2550.
Troia II
Yaklaşık M.Ö. 2550-2250.
Troia III
Yaklaşık M.Ö. 2250-2200.
Troia IV/V
M.Ö. 2200-1740/30.
Troia VI
Yaklaşık M.Ö. 1740/30-1300.
Troia VII
Yaklaşık M.Ö.1300-1180.
Troia VII - (Troia VIIb1)
Yaklaşık M.Ö. 1180-1130.
Troia VIIb2 ve Troia VIIb3
Yaklaşık M.Ö. 1150-950.
Troia’nın zayıf yerleşmesi
M.Ö. 950-700.
Troia VIII
Yaklaşık M.Ö. 700-85.
Troia IX
M.Ö. 85- Yaklaşık M.S. 500.
Troia X
özellikle M.S. 12. ve 13. yüzyıl.
44
TROİA
ULAŞIM
Deniz yoluyla Çanakkale marinasına, İstanbul
ve Ankara’dan Çanakkale Havaalanı’na uçakla,
özel aracınızla veya otobüsle, karayoluyla Çanakkale’ye ulaşabilirsiniz.
Çanakkale kent merkezine 30 km.
uzaklıkta olan Troia’ya toplu taşıma
araçları çalışmaktadır.
ULAŞIM
45
İLETİŞİM
REHBERİ
Kurum
İletişim
Çanakkale Valiliği
(286) 217 12 34
www.canakkale.gov.tr
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
Kayserili Ahmet Paşa Caddesi
Tel: (286) 217 50 12
Faks: (286) 212 45 22
Turizm Danışma Bürosu
İskele Meydanı No 67
Tel: (286) 217 11 87
Troia Ören Yeri
Tevfikiye Köyü, Çanakkale
(286) 283 05 36 - 283 00 61
Haftanın her günü 8.00-17.00 (yaz
aylarında 19.30) saatleri arasında
açık olan ören yerine girişler ücretlidir.
Manfred Osman Korfmann
Kütüphanesi
(286) 213 72 12
Çanakkale Arkeoloji Müzesi
Barbaros Mahallesi, 100. Yıl Cad.
E-Mail: canakkalemuze@kultur
turizm.gov.tr
Tel: (286) 217 65 65- 217 67 40
Faks: (286) 217 11 05
Haftanın her günü 8.00-17.00 saatleri arasında açık olan müzeye girişler
ücretlidir.
46
TROİA
Kurum
İletişim
Çanakkale Boğaz Komutanlığı
Deniz Müzesi Fevzi Paşa Mahallesi, Çimenlik
Sokak-Çanakkale
(286) 213 17 30
Haftanın her günü (pazartesi,
perşembe hariç) 9.00-17.00 saatleri
arasında açık olan müzeye girişler
ücretlidir.
Kabatepe Müzesi
(286) 814 12 97
Haftanın her günü (pazartesi hariç)
8.00-17.00 saatleri arasında açık olan
ören yerine girişler ücretlidir.
Assos Ören Yeri
Behramkale Köyü, Ayvacık
(286) 721 72 18
Haftanın her günü 8.00-17.00
saatleri arasında açık olan ören yerine
girişler ücretlidir.
Alexandreia Troas Örenyeri
Dalyan Köyü, Ezine
Haftanın her günü, 8.00-17.00
saatleri arasında açık olan ören yerine
girişler ücretlidir.
47
TROİA
Troia, Zeus, Hera, Athena, Apollon,
Akhilleus, Hector, Paris ve Helena gibi
ölümsüz ve ölümlü kahramanlar üzerinden
bir yanıyla mitolojinin başkentidir. Bir
yanıyla da çeşitli Anadolu medeniyetlerinin
kendi damgalarını vurduğu antik yerleşimin
adı. Homeros'un İliada'daki eşsiz
anlatımıyla tarihe geçen çetin savaş
Akhalılarla Troialılar arasında
gerçekleşmişti. Akhalıların bir savaş
hilesiyle ele geçirdikleri Troia, daha sonraki
zamanlarda önemli tarihi insanların ilgisini
çekti. Kserkes, Büyük İskender, Hadrian ve
Augustus gibi nice kral ve imparator bu
şehri ziyaret etti. Bu şehri ziyaret eden son
imparator ise Fatih Sultan Mehmet'ti.
Bizanslı tarihçi Kritovulos, Fatih Sultan
Mehmet'in kenti ziyaretinde, "Allah bu
şehrin ve halkın intikamını almak hakkını
bana nasip eylemiştir" dediğini aktarır.
ISBN-13: 978-605-149-5880
ISBN: 978-605-149-5880
9 786051 495880

Benzer belgeler

Aynı Coğrafyada İki Savaş: Troia ve Çanakkale Savaşlarının

Aynı Coğrafyada İki Savaş: Troia ve Çanakkale Savaşlarının Reyhan Körpe, “ Boğaz Savaşları” Kubaba, 2006, Sayı 6, s. 27-36. Çanakkale Boğazının Anadolu yakasında ve Ege Denizi kıyısında, Dardanos’tan Beşige Koyuna kadarki kıyı kesiminde yapılan kazı ve yüz...

Detaylı