File - oguzhan aggul

Transkript

File - oguzhan aggul
LINUX İŞLETİM SİSTEMİ
VE
TÜRKİYE
Oğuzhan AĞGÜL
2013
ÖNSÖZ
1991 yılında hayat bulan Linux işletim sistemi hızlı bir gelişme dönemi geçirerek bugün
dünya çapında kullanılan ve diğer işletim sistemlerinin tersine firma bağımlı olmayan bir yapıya
kavuşmuştur.
Kitabın birinci bölümünde genel olarak işletim sistemlerinin özellikleri ve Unix ve Linux
işletim sistemlerinin tarihi hakkında bilgiler verilmiştir. Bazı sürümler tanıtılmıştır. LINUX
işletim sistemi hakkında genel bilgiler sunulmuştur.
İnsanların günümüz teknolojisine ayak uydurmak için geliştirilmiş işletim sistemlerine
ihtiyaç duydukları kesindir ancak bu işletim sistemi ile ilgili bilgileri tam olarak bildikleri
muamma bir konudur.
Kitabımız Türkiye’de kullanılan Linux işletim sistemleri ve bu sistemler hakkında bilgiler
içermektedir. Kitabımızın asıl araştırma konusu insanların “LINUX virüs içermez.” veya “LINUX
diğer işletim sistemlerine göre çok daha güvenlidir.” Bilgilerini araştırmak için yazılmıştır.
Kitabımız ilk önce LINUX işletim sistemin hakkında genel bilgi sunduktan sonra ara yüz
hakkında bilgi sunar hemen ardından LINUX işletim sisteminin güvenlik sistemleri ve bu
sistemler hakkında gerçekler barındırmaktadır.
Günümüz de Türkiye’ye ait milli bir işletim sistemi gerçekten de var mı? Pardus milli bir
işletim sistemi mi? Bu soruların cevabını kitabımız da bulabilirsiniz.
Oğuzhan AĞGÜL
İÇİNDEKİLER
UNIX İŞLETİM SİSTEMİ…………………………………………………………………………………………………………5
MINIX İŞLETİM SİSTEMİ……………………………………………………………………………………………………….6
GNU UNIX DEĞİLDİR…………………………………………………………………………………………………………….7
LINUX MASAÜSTÜ ORTAMLARI……………………………………………………………………………………………7
a) KDE…………………………………………………………………………………………………………………….8
b) GNOME…………………………………………………………………………………………………………...9
c) Enlightenment……………………………………………………………………………………………….10
d) XFC………………………………………………………………………………………………………………..11
LINUX İŞLETİM SİSTEMLERİ…………………………………………………………………………………………………13
a)
b)
c)
d)
UBUNTU…..………………………………………………………………………………………………………….13
LINUX MINT…………………………………………………………………………………………………………15
DEBIAN………………………………………………………………………………………………………………..16
FEDORA……………………………………………………………………………………………………………….17
LINUX VE DİĞER İŞLETİM SİSTEMLERİ……………………………………………………………………………..18
TÜRKİYE VE DÜNYADA LİNUX………………………………………………………………………………………..20
LINUX GERÇEKTEN GÜVENLİ Mİ?..........................................................................................21
BAZI LINUX AÇIKLARI………………………………………………………………………………………………………….23
HÜRRİYET GAZETESİNİN PARDUS ÜZERİNE YAZISI…………………………………………………………..25
LINUX TÜRKİYE RAPORU……………………………………………………………………………………………….26
TÜBİTAK MİLLİ İŞLETİM SİSTEMİ PROJESİ………………………………………………………………………..28
UNIX İŞLETİM SİSTEMİ
Unix işletim sistemi 1969 yılında AT&T Bell Laboratuvarları'nda ABD de Ken Thompson, Dennis Ritchie, Brian
Kernighan, Douglas McIlroy, Michael Lesk ve Joe Ossanna tarafından tasarlanıp uygulamaya konmuştur.İlk
olarak 1971'de yayınlandı ve başlangıçta tamamen bilgisayar programlarının yazılmasında kullanılan alt seviyeli
bir çevirme dilinde yazılmıştı. Daha sonra 1973'te Dennis Ritche tarafından C programlama diliyle tekrar yazıldı.
UNIX hızlıca büyüdü ve öğretim kurumları ve işletmeler tarafından kabul edilir oldu.
Dennis MacAlistair Ritchie (d. 9
Eylül 1941 - ö. 12 Ekim 2011), uzun
süre birlikte çalıştığı arkadaşı Ken
Thompson ile birlikte C programlama
dilini ve Unix işletim sistemini yazan
saygın ABD'li bilgisayar mühendisi.
1983’te Turing Ödülü’nü, 1999’de
Ulusal Teknoloji Madalyası ödülünü
aldı. 12 Ekim 2011'de hayatını
kaybetmiştir. Ritchie C programlama
dilinin yaratıcısı ve Unix’in en önemli
geliştiricilerinden biri olarak bilinir. C
programlama dili bugün hâlâ yazılım
dünyasında aktif olarak kullanılmaktadır.
Günümüzde neredeyse tüm işletim sistemlerinin (Microsoft
Windows, GNU/Linux, *BSD, Minix) yapımında %95' lere varan
oranda kullanılmış, halen daha sistem, sürücü yazılımı, işletim
sistemi modülleri ve hız gereken heryerde kullanılan oldukça yaygın
ve sınırları belirsiz oldukça keskin bir dildir. Keskinliği, programcıya
sonsuz özgürlüğün yanında çok büyük hatalar yapabilme olanağı
sağlamasıdır.Programlamanın
gelişim
süreciyle
beraber
programlamanın karmaşıklaşması, gereksinimlerin artması ile
uygulama programlarında nesne yönelimliliğin ortaya çıkmasından
sonra C programcıları büyük ölçüde nesne yönelimliliği destekleyen
bir alt küme C++ diline geçmişlerdir.1970'lerin sonunda C, en çok
kullanılan mikrobilgisayar dili olarak BASIC'in önüne geçmeye
başladı. 1980'lerde ise, IBM PC ile kullanılmak üzere
benimsenmesiyle birlikte popülaritesi iyice artmaya başladı. Aynı
zamanda, Bell Laboratuvarları'nda Bjarne Stroustrup ve iş
arkadaşları C'ye nesneye yönelim eklemek üzere çalışmaya
başlamışlardı. C bugün UNIX dünyasında en çok kullanılan dil olarak kalırken, Stroustrup'un geliştirip C++ adını
verdiği dil Microsoft Windows işletim sisteminde en önemli dil oldu.
UNIX, çok kullanıcılı (multiuser), çok görevli yapıyı destekleyen (multitasking) bir bilgisayar işletim sistemidir.
Komut yorumlayıcı yazılımlar (shell) aracılığı ile kullanıcı ve bilgisayar sisteminin iletişimi sağlanır. Linus
Torvalds tarafından temelleri atılan Linux, bir UNIX türevidir.
MINIX İŞLETİM SİSTEMİ
Minix , bütün kaynak kodları mevcut olan serbest bir unix clone’dur. İsminin açılımı mini-unix şeklindedir.
Bütün kaynak kodları C diliyle yazılmış olup, içerisinde güçlü bir ANSI-C compiler bulundurur. Minix ‘in yazılma
amacı : Gerçek bir işletim sistemini parçalara ayırmak için kullanılan deneysel bir işletim sistemidir.
Kullanıcıların kendi kişisel bilgisayarlarında Unix’in çalışma sistemini öğrenmelerini amaçlar. Unix ile tam
uyumlu olmasına karşın iç yapısı Unix den farklıdır. Örneğin Minix’in dosya sistemi tamamen işletim sisteminin
bir parçası değildir. Fakat bir kullanıcı programı olarak çalışır. Bir çok yardımcı program cat,grep,ls,man,make...
shell üzerinde bulunur ve bunlar Unix fonksiyonları ile aynı görevi görürler. Shell ise Bourne shell
yapısındadır.Minix Unix kadar etkin değildir., çünkü okumak için tasarlanmıştır. Minix en büyük özelliğinden
biriside çok az alan kapsamasıdır. İlk versiyonlarında 5mb yer kaplayan minix’in en son versiyonu 2.0 20mb yer
kaplamaktadır. Bu işletim sistemi UNIX sistemini anlamak için tasarlanmış eğitim amaçlı işletim sistemidir.
Unix aslında bir veya iki kişi tarafından değil bir çok çalışan ve öğrenci tarafından geliştirilmiştir. Her hangi bir
işletim sisteminin kesinlikle geliştirme süreci sona eremez sadece sürüm farkları ortaya çıkabilir. Bu sorunlar
günümüzde update yapılarak çözüme kavuşturulabilir. Unix üniversiteler ve gereksinim duyulan bölgelere
dağıtıldı. Kesin bir şartı vardı, bu işletim sistemi tamamen ücretsizdi. Ancak insanların ve kurumların baskılı
isteği bazı kişi veya kişilerin ticaret ve para iştahını açtı ve Bell Labs 1972 yılında sanki sadece kendileri yapmış
gibi lisans hakkını alarak ilk unix sürümünü duyurdu. Bu süreç toplumu çok kızdırmıştı çünkü artık insanlar
özgürce işletim sistemini kullanamıyorlardı çünkü lisans hakları başkalarına aitti ve bunu kullanabilmek için
belirli bir ücret ödemeleri gerekiyordu. Ardından University of California BSD (Berkeley Software Distrubition)
adı altında kendi Unix işletim sistemini duyurdu. Bu çekişme uzun yıllar devam etti. Birçok üniversite ve şirket
bu süreçte başarısızlığa uğrayarak daha tanıtıma geçemeden bu gizli ama etkili savaşta kayboldular. 1980
yılında Microsoft firması PC tabanlı Xenix’i geliştirdi. 1982 yılında AT&T tarafından ticari Unix sürümü olan
System 3 (daha sonradan takip eden System V) geliştirildi. Daha sonraki yıllarda farklı kuruluşlar, özellikle kendi
sistemleri üzerinde çalışabilecek kendi Unix işletim sistemlerini geliştirdi. (Novell firması tarafından NetWare
sistemlerde çalışabilen UnixWare, IBM iş istasyonlarında çalışabilecek AIX, Macintosh sistemlerde çalışabilecek
AUX, Sparc sistemlerde çalışabilecek Solaris vb.) Böylece PC tabanlı sistemlerde çalışabilecek bir Unix işletim
sistemine olan ihtiyaç gündeme geldi.
1991 yılında Linus tarafından yeni bir işletim sistemi geliştirildi. Linus 21 yaşındaydı ve artık insanların bu ticari
anlayışına katlanamıyordu. Şu gerçeği biliyordu şu ana kadar geliştirilen tüm işletim sistemleri insanların
katkıları ile geliştirildi. O dönemlerde PC tabanlı işletim sistemlerinde minix (Andrew tarafından geliştirilen PC
işletim sistemi arabirimi) programı ile Unix sistemlerin bazı özellikleri çalıştırılabiliyordu. Linus minix sayesinde
Unix işletim sisteminin bazı özelliklerini aktif şekilde çalıştırabilen bir işletim sistemi çıkarmıştı bu işletim
sisteminin adı LINUX. Linux Unix işletim sistemin in bazı özelliklerini çalıştırabiliyordu. Elbette yeniydi ve birçok
eksiği vardı. Ama linus bu işletim sisteminin temellerini atarken bir ideali vardı ve bunu gerçekleştirecekti.
Linux 0.11 sürümünü insanlara tanıttı ve bir istekte bulundu isteği şöyleydi “ Bu işletim sistemi ücretsizdir. Bu
işletim sistemi üzerinden ticaret yapılmayacaktır ancak insanların bu işletim sistemine yeni olanaklar vermesi
ve platform yenilikleri sunmaları gerekmektedir.” Diyerek insanlara çağrıda bulundu ve beklediğinin üzerinde
platformlar gelişti ve kullanıcılar oluştu. Linux işletim sistemi şu anda bir çok işletim sisteminden daha aktif ve
özgür çalışmaktadır ancak Linux işletim sistemi kesinlikle sıradan kullanıcılara göre değildir zaten araştırma
konumuz bu kullanım üzerine olacaktır. Türkiye de Linux işletim sistemi ve kullanılabilirlik derecesi hakkında bir
araştırma yapmış bulunmaktayım. Şimdi bu konuyu daha iyi anlamamız için Unix sistemini yüzeysel tanıdıktan
sonra Linux sürümlerini yazalım ve Linux işletim sisteminin yapısını tanıyalım.
GNU’s Not Unix
GNU, çekirdeği, sistem araçlarını, açıcılarını, kütüphanelerini ve son kullanıcı yazılımlarını içeren bir işletim
sistemidir. İsminin açılımı "GNU's Not Unix" (GNU Unix değildir) dir. Bu ismi almasındaki sebep de tasarımının
Unix'e benzerken kendisinin özgür yazılım olması ve herhangi bir UNIX kodunu içermemesidir. GNU işletim
sistemi planı 1983 Eylül'ünde Richard Stallman tarafından duyurulmuş, 1984 Ocak ayında işleyişe başlamıştır.
2006 itibarıyla GNU hâlâ etkin olarak gelişmektedir.
GNU'nun geliştirilmesi GNU Tasarısı tarafından gerçekleştirilmektedir ve bu tasarı altında birçok GNU belgeleri
ve yazılımları bulunur. Günümüz itibarıyla hâlâ tamamlanmış bir GNU sistemi sunulmamıştır. Resmi çekirdeği
GNU Hurd'dür ancak Hurd henüz bitmemiştir zira geliştirilmesi aşamasında bazı lisans sorunları yaşanmış ve
yapısal değişikliğe gidilmiştir. Linux'un da devreye girmesiyle birçok GNU kullanıcısı Linux çekirdeğine geçiş
yapmış böylece Linux, Hurd'ün yerini doldurmuştur. GNU resmi olarak başka yazılımları da desteklemektedir.
Sistemin başlıca içeriği GNU Compiler Collection (GCC), GNU Binary Utilities (binutils), bash kabuğu, GNU C
kütüphanesi (glibc) ve coreutils'den oluşur. Görsellik açısından X.Org'u; yazım açısından da TeX yazılımlarını
kullanır. Tüm GNU yazılımları halen GNU Hurd çekirdeğiyle uyumlu değildir. Linux çekirdeğini kullanan
kullanıcılar sistemlerine Linux demektedir ancak GNU project GNU/Linux denmesini önerir. Bu konudaki
tartışma uzun süredir devam etmektedir. Birçok GNU yazılımları diğer işletim sistemlerinde de kullanılmıştır.
(Windows, BSD, Solaris ve Mac OS gibi) GNU Genel kamu lisansı (GPL), GNU Lesser General Public License
(LPGL) ve GNU Free Documentation License (GFDL) GNU tarafından yazılmıştır ancak bambaşka birçok diğer
konuda da kullanılmaktadır. GNU kamu mali olarak görülmektedir ve başarısının arkasında olan da herkese
olan açıklığıdır. Her kullanıcı GNU'yu daha geliştirebilir.
LINUX MASAÜSTÜ ORTAMLARI
Gnu/Linux üzerinde neredeyse her alanda pek çok yazılımı bulabiliriz. Bu yazılımlar aynı amaca hizmet etseler
de sahip oldukları özellikler ile birbirlerinden ayrılırlar. Bahsettiğimiz çeşitlilik kullanıcının grafiksel ara yüzler
aracılığı ile sistem ile etkileşime girmesini sağlayan ve günlük bilgisayar kullanımında çok önemli bir yere sahip
olan masaüstü yöneticilerinde de karşımıza çıkıyor. Masaüstü yöneticileri, kullanıcıların bilgisayar
kullanımlarında, grafiksel ara yüzler ve araçlar aracılığıyla sistem ile etkileşimli olarak çalışmalarına yardımcı
olur. Her kullanıcının farklı ihtiyaçlara ve sisteme sahip olduğu düşünüldüğünde farklı geliştirme, yapılandırma
ve çalışma mantıklarına sahip masaüstü yöneticisinin ortaya çıkması doğaldır. Linux ve diğer kardeş
sistemlerde çalışması için geliştirilmiş onlarca masaüstü yöneticisi bulunuyor, bunlardan en çok kullanılanlarını
ve bilinenleri sıralayacağız. Bizim burada bilmemiz gereken biz bu masaüstü ortamları domain’e benzetebiliriz.
Yani 199.34.228.53 yerine akılda kalabilecek http://oguzhanaggul.weebly.com yazısını yazarak sitemize
bağlanabilme özelliğine benzetebiliriz eğer bu şekilde olmasaydı farklı işlemler için farklı kodlar ezberleyecek
ve yaptığımız hatalarda bir daha baştan başlamak zorunda kalacaktık. Elbette bazı işlevler terminal ortamda
yani kod ortamında yapılmalıdır mesela root diğer bir adıyla administrator şifresini almak yeni kullanıcılar için
can alıcı bir noktadır çünkü hiçbir kod bilmezler ve araştırma yapmak yerine bilgisayarı biçimlendirirler. Aslında
yapması gereken “Sudo passwd root” yazıp yeni şifresini onaylatıp ardından “Su” yazarak root yani admin
olmak. İşte bu yüzden masaüstü ortamları çok önemlidir. Eğer böyle olmasaydı üniversitenin her bölümünde
ayrıca ileri düzey bilgisayar dersi verilmek zorunda kalınırdı. Bu yüzden Linux sürümlerinden önce masaüstü
ortamlarını tanımamız gerekmektedir.
a) KDE ( K Desktop Environment – K Masaüstü Ortamı)
KDE 1996 yılında Matthias Ettrich tarafından; Tübingen Üniversitesi'nde okurken geliştirilmiştir. O
dönemde UNIX ile sorunlar yaşayan Ettrich, bir newsgroup'a attığı iletiyle aradığı yazılımları ve nasıl
hissettiğini yazmıştır. Kullanımı kolay olan bir masaüstü ortamını, o dönemde kız arkadaşı kullanmakta
zorluk çekiyor diye başlatmıştır. Bu oldukça ilgi çekmiş ve KDE projesi doğmuştur. Vikipedi gibi birçok
açık kaynak tasarısı katılımcıların gönüllü ve özverili katkılarıyla gerçekleşmektedir. Ancak Novell (SuSE),
Trolltech, ve Mandriva gibi şirketler de birçok geliştiricisini tasarının içinde çalıştırmaktadır. Bu
katılımcılarla birlikte KDE'ye birçok kod, tercüme ve sanatsal destekte bulunulmaktadır. Birçok sorun eposta listelerinde tartışılmakta ve çözülmektedir. Bunun yanı sıra; IBM ve Dell de başta olmak üzere;
Ubuntu tasarısının sahibi Mark Shuttleworth yaptığı yüksek bağış ile (15 Ekim 2006) KDE'nin en büyük
sponsoru olmuştur. Nokia da yeni sponsorlardan biridir, ve yeni cep telefonlarında KDE'nin
kullanılabilirliğini araştırmaktadır. KDE geliştiricilerinin yanı sıra; özellikle önemli ve resmî değişiklikler
kde-core-devel listesi tarafından yapılmaktadır. Kendileri kaynak geliştiriciler olarak tanımlanırlar. Uzun
süredir KDE'ye katılım gösterirler ve oylama yerine e-posta listelerinde tartışmaların çözülmesiyle
sonuca giderler. Geliştiricilerin Dünya'nın dört bir yanından katılım göstermesinin yanı sıra, tasarının en
fazla katılımcısı Almanya'dan olmaktadır. Sunucuları Kaiserslautern ve Tübingen Üniversitelerinde
bulunmaktadır. KDE toplantıları da Almanya'da yapılmaktadır. KDE için yazılmış yazılımların başında
genelde “K” harfi bulunmaktadır.
b) GNOME ( GNU Nerwork Object Model Environment – GNU Ağ Nesne Model Ortamı )
Ağustos 1997'de Richard Stallman'ın özgür yazılım öğelerini tam olarak taşıyan bir masaüstü ortamı
arayışları doğrultusunda Miguel de Icaza ve Federico Mena tarafından, o sıralar özgür yazılım olmayan
QT kütüphanesini kullanan KDE' ye bir başka seçenek olması için geliştirilmeye başlanmış ve
günümüzde de KDE ile birlikte en popüler Unix masaüstü ortamı olmuştur. GIMP Toolkit (GTK+) ve
kendine ait GNOME kütüphaneleri kullanılarak geliştirilmektedir. Yalnızca kişisel bilgisayarlar için değil,
taşınabilir ortamlar için de yavaş yavaş yer edinmeye başlamış ve Nokia'nın ağ (web) tablet ürünleri için
kullanıcı arabirimi ortamı olarak kullanılmaktadır. GMEA ile bu platform OpenMoko ve Intel MID ve
diğer taşınabilir aygıtlarına da taşınmaktadır.
En eski dağıtımlardan Slackware’in başı Patrick J. Volkerding’in dağıtımına GNOME’u dahil etmeyeceğini
açıklaması ve daha sonra Linus Torvalds’ın Linux kullanıcılarına KDE’yi önermesi bu çok sevilen
masaüstü yöneticisini kullananları ve geliştirenleri biraz üzdü.
c) Enlightenment
Basit, hızlı, sade ve kullanışlı bir masaüstü ortamı yaratmak için başlatılan bir projedir. EFL
(Enlightenment Foundation Libraries) adı verilen pek çok parçadan oluşmuş bir grup kütüphane üzerine
inşa edilmiştir. Bu kütüphaneler ARM, Sparc, PowerPC, i386 gibi çeşitli mimarilerde ve BSD, MacOsX,
Linux ve Windows gibi işletim sistemlerinde de çalışabilecek şekilde geliştirilmektedir. Enlightenment'in
grafik yetenekleri oldukça üst seviyededir. EFL kendi grafik soyutlama katmanına sahiptir, bu sayede
geliştiriciler OpenGL, XRender, DirectFB gibi teknolojileri tek bir kütüphaneden kolaylıkla
kullanabilmektedir. Ayrıca projenin kendi iç grafik kütüphanesi de mevcuttur ve OpenGL veya iç
kütüphaneler ile 2D ve 3D nesneler ile geliştirme yapmaya imkan vermektedir. Son sürümünde fizik
kütüphanesi de bunlara eklenmiştir. Tüm bu etkileyici özelliklere rağmen yıllarca yardımcı uygulamalar
açısından tam teşekküllü bir masaüstü ortamı sunamamıştır. Örneğin EFL kütüphanesi ile geliştirilmiş
dosya yöneticisi ancak 2012 yılında 1.7.3 sürümünde kısıtlı özelliklerle sunulmuştur ve bir medya
oynatıcısı bulunmamaktadır. Ancak bu tür ihtiyaçlar farklı yazılımlarla kolaylıkla karşılanabilmektedir.
Bunun yanında temel masaüstü araçları, özelleştirilebilme imkanları ve tema desteği yeterli düzeydedir.
Projenin ana hedefi GNU/Linux ve BSD kurulu iş istasyonlarınında (sunucular v.b.) kullanılan bir
masaüstü ortamı olmaktı. 10 Yılı aşkın bir süredir devam eden projenin gelişimi KDE ve Gnome
masaüstü ortamları kadar geliştirici desteği bulamadığından istenilen hızda olmamıştır. Bu nedenle az
sayıda dağıtımda öntanımlı olarak kullanılmaktadır. Bu durum çok fazla kullanıcı tarafından tercih
edilmemesine de neden olmuştur. Ancak hemen bütün majör masaüstü dağıtımlarının depolarında
kurulmaya hazırdır ve Türkçe çeviri oranı da çok iyidir.
Enlightenment'ın diğer masaüstü yöneticilerinden en üstün olduğu durum performansı ve hızıdır.
Sistem ihtiyaçları çok düşük olduğu için özellikle eski bilgisayarlar, işlemci hızları ve belleği düşük olan
tablet ve benzeri küçük cihazlar veya sistemini mümkün olan en hızlı biçimde çalıştırmak isteyenler için
çok iyi bir seçenek durumundadır.
d) XFC (XForms Common Environment – Xformları Ortaklaşma Alanı)
Unix ve benzeri platformlarla uyumlu masaüstü ortamıdır. Linux, BSD ve Solaris gibi çekirdeklerle
çalışabilir ve düşük hızlardaki makineler için idealdir. Hafif yapısı ve GTK uyumu sayesinde birçok
program sorunsuz çalışmaktadır.
Xfce bir de geliştirme ortamı sunmaktadır. Kendisi dışında Xfce kütüphanelerini kullanmakta olan
Mousepad metin düzenleyici, Xfmedia medya oynatıcısı ve Terminal gibi üçüncü parti yazılımlar da
bulunmaktadır.
Xfce, GNOME gibi GTK+ 2.x araçları kullanılarak geliştirilmektedir ve 4.6 sürümünden itibaren Thunar
dosya yöneticisini kullanmaktadır. Xfce, ticari CDE'ye benzemektedir fakat her yeni sürümde biraz daha
ileriye gitmektedir. Xfce masaüstü ortamı sürüm 2'den 3'e ve sonrasında 4'e geçişte olmak üzere,
toplamda iki defa baştan kodlandı)
LINUX İŞLETİM SİSTEMLERİ
a) Ubuntu
Debian Linux dağıtımı temel alınarak yola çıkılan ilk Ubuntu sürümü, 20 Kasım 2004 tarihinde
yayımlanmıştır. O zamandan beri her 6 ayda bir yeni sürüm yayımlanmaktadır. MEPIS, Xandros,
Linspire, Progeny ve Libranet gibi diğer Debian tabanlı işletim sistemlerinin aksine Ubuntu, Debian'ın
felsefesine sadık kalmış ve özgür bir yazılım olarak yoluna devam etmiştir. Ubuntu logosu ilk sürümden
beri değişmemiştir. Elde çizilmiş ve şimdi ubuntu-title adlı bir yazı tipi olan bu logo, Andy Fitzsimon
tarafından yapılmıştır. Logoda işlenen tema, insanlar arasındaki eşitliğe ve kardeşliğe dikkat
çekmektedir. Ubuntu logosu, el ele tutuşmuş insanları temsil eder. Ubuntu 10.04 Lucid Lynx sürümüyle
birlikte logo güncellenerek yeniden tasarlanmıştır.
Ubuntu paketlerinin çoğunluğu Debian tasarısının kararsız bölümünden derlenir. Ubuntu ve tüm resmi
türevleri .deb paketleri ve APT/Synaptic tabanlı paket yöneticisi kullanır. Ubuntu tasarısı, paketlerle
ilgili bazı konularda Debian ile ortak çalışmaktadır. Ubuntu'ya yüklenen paketler Debian'ın kararlılık
seviyesi için bir deneme ortamı yaratmaktadır.
Öte yandan Ubuntu ve Debian çok sayıda kişi tarafından yeterince beraber çalışmamakla
suçlanmaktadır; zira Ubuntu .deb'leri ve Debian .deb'leri birbiriyle uyumlu değildir. Her ne kadar çok
sayıda Debian geliştiricisi aynı zamanda Ubuntu'nun gelişimine yardım ediyor olsa da Debian'ın
kurucusu Ian Murdock Ubuntu'nun ayrı bir proje olduğunu ve Debian ile yeterince ortak noktaya sahip
olmadığını belirtmiştir. Ubuntu, 11.04 (Natty Narwhal) sürümüne kadar GNOME ara yüzünü kullanmış,
bu sürümle birlikte GNOME masaüstü ortamına, Ubuntu'ya özgü Unity kabuğu eklenmiştir. Ancak
istenirse Ubuntu'de GNOME kullanılabilmektedir. Ubuntu, başta Linux işletim sistemi çekirdeği olmak
üzere, çok sayıda yazılım paketinden oluşmaktadır. Büyük çoğunluğu bir özgür yazılım lisansı altında
dağıtılan bu bileşenler içinde tek istisna, bazı özel donanım sürücüleridir. [8] Ubuntu'da kullanılan ana
lisans, GNU Genel Kamu Lisansı (GNU GPL) ile birlikte GNU Kısıtlı Genel Kamu Lisansı (GNU LGPL)'dır. Bu
özgür lisanslar, yazılımın kullanıcısına ve yazılımın kodlarını kullanmak isteyen kimselere kopyalama,
dağıtma, üzerinde çalışma, değiştirme, geliştirme gibi çeşitli hak ve özgürlükler vermektedir. Ubuntu ile
birlikte LibreOffice ofis seti, Mozilla Firefox İnternet tarayıcı, Mozilla Thunderbird e-posta istemcisi gibi
yaygın kullanılan özgür yazılım araçlarının yanı sıra müzik çalar, video oynatıcı, sohbet iletişim aracı,
CD/DVD yazdırıcı, PDF görüntüleyici, çeşitli hafif oyunlar (örneğin, sudoku ve satranç gibi) gibi geniş bir
yazılım yelpazesi, yüklü olarak gelmektedir. Ayrıca "Ubuntu Yazılım Merkezi" üzerinden Ubuntu paket
depolarında yer alan binlerce yazılım kolayca indirilip kullanılabilir. Ubuntu paket depolarındaki
yazılımlar, çoğunlukla ücretsizdir. Ancak ücretli uygulamalar ve e-dergi gibi çeşitli ürünler de
bulunabilir. Ubuntu, 11.04 sürümüne kadar GNOME ara yüzünü kullanmış, bu sürümle birlikte GNOME
masaüstü ortamına, Ubuntu ‘ya özgü Unity kabuğu eklenmiştir. Ubuntu aynı zamanda Çalışan-Sistem
(DVD/USB) özelliklidir. Yani Ubuntu bilgisayara kurulmadan, bilgisayarınızdaki mevcut işletim sistemine
ve belgelere zarar vermeden doğrudan DVD ya da USB bellek üzerinden çalıştırılarak denenebilir.
Böylece kullanıcılar Ubuntu'yu kurmadan Ubuntu'nun genel işleyişi hakkında fikir sahibi olabilirler ve
donanım uyumluluklarını kontrol edebilirler. Ayrıca Ubuntu'nun sistem kurulum aracı olan Ubiquity
yükleyicisi, kullanıcının Çalışan-Sistem ortamını terk etmeden Ubuntu kurulumuna başlatıp
tamamlamasına da imkan vermektedir. UNIX ve Linux tabanlı sistemlerde bu sistemlerin mimarisinden
kaynaklanan nedenlerle virüslerin bilgisayarlar arasında yayılması oldukça güçtür. Ubuntu da Linux
mimarisini kullanarak bu korunaklı ortamı kullanıcılara aynen sunmaktadır.
Linux sürümleri arasında en çok kullanıcısı olan bir sistemdir. Kullanım olarak kolaylığı ile ortaya
çıkmaktadır. Güzel stabil olarak çalışan linux sürümleri arasındadır. Desteğin ve güncellemeleri
sayesinde linux sürümlerinin en çok tercih edilen sürümüdür.
b) Linux Mint
Ubuntu ve Debian'ı temel alan ancak Ubuntu ile yollarını ayırma kararı alan bir Linux dağıtımıdır.
İrlanda kökenli bir dağıtım olma özelliğini 5. sürümü ile geri plana atmış olan Linux Mint artık
uluslararası topluluk tarafından geliştirilmeye başlanmıştır. DistroWatch’ın sayfasında Linux Mint uzun
zamandır en popüler Linux dağıtımları arasında ilk ikide yerini korumaktadır.
Ubuntu ve Debian'ın aksine içerisinde son kullanıcı için gereken bütün araçları barındırır. Ubuntu ABD
yasaları gereği, Debian ise GNU felsefesi yüzünden codec, flash, mp3 çalıcı gibi uygulamaları içerisinde
barındırmaz. İstenirse bu dağıtımlara da gerekli bileşenler yüklenebilir.
Linux Mint, 11. sürümü ile birlikte içerisinde kodek ve multimedia paketleri bulunmayan bir sürümde
hazırlamaya başlamıştır. Bu sürümü kurarken kodek ve multimedia paketlerini tek tıkla İnternet
üzerinden çektirip kurdurabilirsiniz. Bu özellik tıpkı Ubuntu ve Debian Linux dağıtımlarında olduğu gibi
kurulumda seçmeli hale getirilmiştir.
c) Debian
Debian Projesi kapsamında dünyanın çeşitli bölgelerindeki gönüllüler tarafından hazırlanan;
GNU/Linux, GNU/Hurd gibi farklı çekirdek seçeneklerine dayalı tamamen özgür bir Linux dağıtımıdır. En
yaygın GNU/Linux dağıtımlarından biri konumundaki Debian aynı zamanda; Mepis, Ubuntu, Yoper,
Knoppix, Libranet, Linspire, Xandros ve Adamantix gibi birçok GNU/Linux dağıtımına da kaynak teşkil
etmekte ve Google başta olmak üzere iyi tanınan birçok Web sitesinde de tercih edilmektedir. Debian,
farklı işletim sistemi çekirdekleriyle birlikte i386, AMD64, PowerPC, SPARC, DEC Alpha, ARM, MIPS,
HPPA, S390, IA-64 gibi çok sayıda donanım platformunda da çalışabilmektedir.
Desteklediği donanım ve çekirdek zenginliğinin yanı sıra Debian'ı diğer dağıtımlara nispetle özgün kılan
en önemli husus, dağıtım kapsamındaki yazılımların bütünüyle özgür lisans şartlarına sahip olması,
yazılım özgürlüğünü denetlemek ve sürekli kılmaya yönelik bir Debian Sosyal Sözleşmesi'nin
bulunmasıdır.
1993 yılında Purdue Universitesi'nde bir öğrenci olan Debian'in kurucusu Ian Murdock ; "Debian
Manifesto" isimli yazısında Debian'ın misyon ve felsefesini anlatmıştır. Bu doğrultuda Debian İnternet
üzerindeki ilk demokratik topluluklardan birini temsil etmektedir. 1996 yılında Ian Murdock'in yeri
Bruce Perens'e geçerken; Ian Murdock halen Debian içerisinde görevlerine devam etmektedir.
"Debian" adı, Ian Murdock'ın sevgilisi Debra'nın Deb'i ve Ian'ın ismi yanyana getirilerek
oluşturulmuştur.
Debian'da, kendine özgü bir paket (uygulamalar) biçemi olan .deb kullanılmaktadır. Paket yönetimi için
alt seviyede dpkg ve buna eşlik eden bir dizi araçla birlikte, daha üst seviyede APT denilen gelişkin bir
paket yönetim sistemi de mevcuttur. İstenilen bir paketin, bağımlı olduğu diğer paketlerle birlikte
İnternet veya CD-ROM gibi ortamlar üzerindeki paket arşivlerinden otomatik olarak kurulumuna imkân
veren APT sistemini, apt-get adında basit bir komut satırı istemcisiyle veya ncurses tabanlı bir metin
arayüzü sunan dselect, aptitude veya GTK+ tabanlı bir grafik kullanıcı arayüzü sunan synaptic gibi
uygulamalarla kullanmak mümkündür.
Debian'ın, 15000'in üzerinde derlenmiş paket içeren zengin paket depoları sayesinde, belirli bir
uygulamayı kurmak veya kurulan bir paketi yeni sürüme yükseltmek çok kolaydır. İnternet üzerindeki
paket depoları dünyanın çeşitli konumlarında yansılanmaktadır. apt-spy, netselect-apt gibi araçlarla
bulunduğunuz konuma en yakın depoyu seçmek ve bu suretle sistemi ağ üzerinden sürekli güncel
durumda tutmak mümkün olmaktadır.
d) Fedora
Fedora, Fedora Projesi'nin ürettiği Açık Kaynak kodlu bir Linux dağıtımıdır.Red Hat Linux un devamı
olarak adlandırılabilecek Fedora Core hiçbir kar amacı gütmeyen bir organizasyon tarafından
üretilmektedir. Her ne kadar bir zamanlar efsane olan Red Hat kadar büyük bir popülerliği yoksa da
Linux dünyasının en sevilen ve en başarılı dağıtımlarından biridir. Mandriva veya Suse kadar olmasa da
oldukça güncel paketlere sahip Fedora onlardan daha sağlam ve kararlı bir dağıtım olması ile ünlüdür.
Fedora, varsayılan olarak GNOME masaüstü kullanır ayrıca KDE ve Xfce masaüstlerini de seçenek olarak
sunar.
Fedora Projesi aslen Red Hat Linux'a ekstra RPM paketleri sağlamak amacı ile oluşturulmuş bir ekstra
paket projesi idi. Red Hat'in 2003 yılında Açık Kaynak sürüm çıkartmayacağını, bunun yerine hiçbir kar
amacı gütmeyen ve mevcut Red Hat kaynağını alıp geliştirecek bir organizasyona destekçi olacağını
açıkladı. Bu proje önce Red Hat Linux Project olarak adlandırılmıştı ancak daha sonraları Fedora Projesi
ile birleşince nihai isim Fedora olarak kaldı.
Fedora, fötr şapkanın İngilizce karşılığıdır ve Red Hat'ın meşhur logosundaki şapkaya atıfta
bulunmaktadır. İsmi daha önce Cornell Üniversitesi'nde geliştirilmiş başka bir yazılımın adı olduğu için
tartışma konusu olmuş fakat kullanımı devam etmiştir. Fedora projesi eskiden kullanılan paketleri
Fedora Core (Fedora Çekirdeği veya Fedora Temeli) ve Fedora Extras adlı iki temel paket deposuna
bölmüştü. Core Red Hat tarafından geliştirilen temeli, Extras da gönüllüler tarafından geliştirilen
eklentileri ifade ediyordu. Core 6 sürümünden sonra iki deponun birleştirilmesi kararı alındı ve yeni
sürümün adı Fedora 7 oldu.
Fedora sürümleri yaklaşık olarak altı ayda bir yenilenir. Yeni sürümün çıkmasından bir ay sonra iki
önceki sürüme destek sona erer. Bu bir aylık geçiş dönemi dışında, güncel sürüm ve bir önceki sürüm
desteklenir. Örneğin; Fedora 9 "Sulphur"un çıkışından bir ay sonra Fedora 7 "Moonshine"a destek sona
erecek, 9 "Sulphur"la birlikte 8 "Werewolf"a destek devam edecektir. Fedora'nın her bir sürümü için
çeşitli dillerde ayrıntılı sürüm notları bulunmaktadır. Türkçe sürüm notları oluşturma çabamız devam
etmektedir.
Linux ve Diğer İşletim Sistemleri
Linux ve diğer işletim sistemleri arasındaki ilişkiyi, benzerlikleri ve farklılıkları bilmek önemlidir. Linux işletim
sistemi, diğer sistemler ile birlikte aynı sabit diski paylaşabilir. UNIX'i öğrenmek için kesinlikle en kolay ve ucuz
yol olan Linux, diğer işletim sistemlerine karşı her zaman güçlü bir alternatif olmaktadır. İnternet servis
sağlayıcılarının büyük çoğunluğu, Linux kullanmakta, İnternet bağlantılarını, e-posta ve haber grubu alış-verişini
Linux sayesinde yapmaktadır.
Bir kişisel bilgisayarı satın aldığınız zaman çok büyük ihtimalle üzerinde MS-DOS veya türevi bir işletim sistemi
yüklenmiş olduğunu göreceksiniz. Her kullanıcı o veya bu şekilde MS-DOS ile tanışır. MS-DOS, üzerinde en fazla
program yazılan işletim sistemi olmuş, bu yüzden modern işletim sistemleri çıkmadan önce her kullanıcının
kurtarıcısı gözüyle bakılmıştır. Fakat MS-DOS arabirimi programlanırken ileriyi düşünemeyen programcılar, bu
işletim sistemine Linux'ta olan bazı hayati özellikleri kazandıramamışlardır. MS-DOS, çok kullanıcılı bir sistem
değildir ve aynı anda birden çok işi yapamaz. İsterseniz çalıştırılabilecek en geniş programın büyüklüğünü
görmek için mem komutunu kullanmayı deneyin. Linux, sadece üzerindeki hafıza ile sınırlıdır. 80x86 tabanlı
mikroişlemcinin her özelliğini sonuna kadar kullanır. Bunun sonucu olarak verimli bir işletim sistemi sayılabilir.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen yine de MS-DOS kullanmak istiyorsunuz. Onun da kolayını bulmuş Linux
programcıları. Ücretsiz dağıtılan MS-DOS ve Windows emülatörü yardımıyla MS-DOS altında çalışan
programların hemen hepsi Linux'la birlikte de çalışabilir. WinWord 2.0, sysinfo, Civilization ve Qbasic Linux
altında sorunsuz çalışan MS-DOS/Windows programlarından birkaçı.
Profesyonel bir yatırım sayılabilecek Windows NT'nin çok görevlilik ve hafızayı mükemmel kullanma gibi
özellikleri vardır. Buna karşılık fiyatı oldukça yüksektir ve çalışmak için gayet yüksek standartlı bir makina ister.
IBM firmasının geliştirdiği OS/2 de NT'ye benzer şekilde çok görevli işletim sistemi olup fiyat/performans oranı
açısından makul sayılabilecek bir işletim sistemi olarak göze çarpar.
Linux, herkese göre bir işletim sistemi değildir. UNIX'i benimsemeyen bir kullanıcıdan Linux'u kullanmasını
bekleyemezsiniz. İnternet'in kendisi UNIX tabanlı olduğu için Linux bu alanda yukarıda sözü geçen sistemlerden
daha avantajlı bir duruma gelir. Dağıtımı tek firmayla sabit olmadığı için geliştirilme aşamasında dünyanın dört
bir yanından katkı ve destek gelir. UNIX'e belirli bir standart getirilmesi için yapılan çalışmalara uyan Linux,
POSIX standardını destekler.
RedHat, Caldera gibi çeşitli Linux sürümleri da piyasada satılmakta, çok zengin bir doküman ve arşiv kaynağı ile
kullanıcılara sunulmaktadır. 80x86 tabanlı işlemciler üzerinde kurulabilen ve İnternet üzerinde bedava dağıtılan
diğer işletim sistemlerinden birisi FreeBSD'dir. FreeBSD, bir grup programcı tarafından BSD standardını 80x86
bilgisayarlara taşımak üzere geliştirilmiştir ve Linux ile büyük benzerlikleri bulunur.
Linux işletim sisteminin güvenilir ve sağlam yapısından haberdar olmayan, hatta bu gerçeği bilerek ücretli
sistemlerdem medet uman kişiler vardır. Sabit fikirli olmadan önce bu sistem hakkında daha fazla verinin
dağıtılması, kullanıcıların bilinçlendirilmesi gereklidir. Bu da ancak, Linux'un yapabildiklerini göstermekle
olabilir.
Türkiye'de ve Dünyada Linux
Eğer Linux'u sever ve bu sistemin yaygınlaşmasında, bihaber kullanıcılara tanıtımında öncülük etmek isterseniz,
bu bölüm tam size göredir.
Henüz tüzel kişiliği olmayan Türkiye Linux Kullanıcıları Grubu sayfası Türkiye'de Linux çalışmaları için iyi bir
başlangıç noktasıdır. Türkçe ve İngilizce Türkiye'deki en geniş kapsamlı Linux sunucusunun genişlemesinde yeni
fikirlere, çözüm önerilerine ihtiyaç vardır. Bu da ancak Linux seven bir kitlenin varlığıyla mümkündür.
Dünyada ve Türkiye'de İnternet Servis Sağlayıcıları (İSS) Linux'u uzunca bir süredir ticari olarak kullanıyorlar.
Uygulama yazılımları da bu yönde kullanıcıların hizmetine sunuluyor. Fakat güvenlik sorunları nedeniyle Linux
kullanan servis sağlayıcıları, müşterilerini bu hizmetten yoksun tutuyorlar. Açık sistem kavramının
yaygınlaşması da bu sebepten dolayı sekteye uğruyor. http://www.10mb.com/linux/ adresinde, ticari
uygulama yazılımlarına destek veren bir proje yer almakta.
SSC (Specialized Systems Consultants - http://www.scc.com), ``Linux Journal'' adında bir dergiyi başarıyla
dağıtıyor. Tirajı on binleri bulan bu aylık dergide bu işletim sistemini aktif kullanan herkes için, her konuda, her
düzeyde makale bulmak mümkündür.
Linux Türkiye’de güvenli ve ücretsiz olduğu gerekçesiyle kullanılmaktadır. Ancak bu materyalleri
kanıtlayabilecek sistem gerçekten var mı? Araştırmam bunun üzerine yoğunlaşmış ve Türkiye’de Linux
kullanımının derecesi ve sonuçlarına bakmıştır.
Linux Gerçekten Windows’tan Güvenli mi?
Kurumsal networkler aylardır, Microsoft yazılımlarının zayıf noktalarına yönelmiş bir dizi virüs ve kurtçuk
saldırısına hedef oluyor. Linux kullanan IT yöneticileri, bu saldırıların kendilerine yönelmediğini görüp rahat bir
nefes alsalar da gerçekten güvende olup olmadıkları aslında bir soru işareti.
Her iki işletim sisteminin de güvenlik konusunda birbirlerine karşı üstünlükleri ve zayıflıkları bulunuyor. Fakat
temel olarak sistemlerin zayıf noktaları üzerinde durmak gerekiyor. Windows’un güvenlik açıkları kullanıcıların
onları fark edip yamamalarına olanak veremeyecek kadar hızlı biçimde ortaya çıkıyor. Linux’un güvenliğinde de
kendine özgü farklı gedikler var. Fakat bu gedikler medyanın ilgisini Windows’unkiler kadar çekmiyor. Bunun
sebebi Linux’un Windows kadar yaygın kullanılmıyor olması. Microsoft’un yazılım açıkları en büyük şirketlerin
güvenlik sorumlularından tutun da bu insanların anneleri ve komşularına kadar uzanan,geniş bir toplum
kesitini ilgilendirdiği için tüm dikkatleri üzerine topluyor.
Medina, Ohio merkezli bir anti-virus şirketi olan Central Command’ın başkan yardımcısı Steven Sundermeier
virüsleri yaratanların asıl istediklerinin isimlerini duyurmak olduğunu bunun için de geniş kullanıcı kitlelerine
yarattıkları virüsleri bulaştırma yöntemini benimsediklerini söylüyor ve ekliyor “Eğer yarattığınız virüsün
tanınmasını ve bilinmesini isterseniz hedef olarak Microsoft işletim sistemini seçersiniz. Bu virüslerin Linux’a
bulaşamayacağı anlamına gelmez, virüslerin Linux’u hedef olarak seçmediği anlamına gelir. Ve bu değişebilir.”
Sundermeier, Central Command’in bugüne kadar Linux işletim sistemini hedef seçen 200’den fazla virüs
belirlediğinin altını çiziyor. Bu rakam ilk değerlendirmede göze oldukça yüksek gibi görünse de şirketin
toplamda yaklaşık 75000 virüsü belgelediği dikkate alındığında önemini yitiriyor. Toplam virüs sayısından DOS
ve Unix bazlı sistemlere yöneltilmiş olanları çıkarıldığında Windows’u hedef seçen virüs sayısının 65000 ile
70000 arasında olduğunu ortaya çıkıyor.
Hepimiz işletim sistemlerinin atası makine kodunu yani binary sistemini biliriz çünkü çok basittir bir ve sıfır
ancak çok azımız bunları nasıl ve nerede kullanacağımızı bilmekteyiz. Virüs, ghost veya trojen ne derseniz deyin
bunların tümü aslında aynı sistemden gelmekte sadece yöntemleri ve şekilleri farklıdır. Unix’in de, Linux’un da
hatta Microsoft’un da bir çok yazılım yönünden ortak yönü olduğunu biliyor ve bu ortak yönlerin aslında çok
aktif bir şekilde kullanılacağını inkar etmiyoruz. Virüsler insanların elektroniksel faaliyetlerini etkilemek,
işlemlerini devre dışı bırakmak için tasarlanmış mini programlardır. Biri veya birileri tarafından tasarlanmıştır.
Aslında isimleri farklı olsa da tümünün amacı aynıdır. Sahibini memnun etmek.
Londra merkezli bir dijital risk değerlendirme kuruluşu olan Mi2g’nin raporuna göre Ağustos ayında en fazla
dijital virüs saldırısına uğrayan işletim sistemi Linux oldu. Saldırıların %67’si Linux’a yönelirken %23’ü de
Windows’u hedef seçti.
Lynnfield Massacuseths’de bulunan Sophos anti virüs firmasının baş analistlerinden Chriss Belthoff istenildiği
taktirde Linux’a yönelip, bu sisteme tecavüz eden virüs saldırılarını tasarlamanın mümkün olduğu gerçeği
ışığında Linux’un Windows’dan daha çok ya da daha az güvenli olmadığı sonucuna varacağımız söylüyor ve
ekliyor “Eğer Linux’un Pazar payı artar ve bu sistem daha yaygın hale gelirse şu bir gerçek ki Linux’u hedef alan
yeni saldırı biçimleri doğacaktır. Çünkü bu durumda sistem yaygınlaştıkça virüsleri yaratan insanların daha çok
dikkatini çekecektir.”
BAZI LINUX AÇIKLARI
a) Opera Güvenlik Açıkları için Yama
Firma Macromedia Flash Player ve Linux/Unix kullanıcılarını etkileyen kod çalıştırma açıkları için bir
güncelleme çıkardı.
b) Oracle E-Business Suite ve Oracle Applications güvenlik açıkları
Uzaktan kod çalıştırma, kullanıcı bilgilerinde değişiklik yapabilme ve görüntüleme
c) Kernel do_mremap yerel yetki yükseltme açığı
2.4 ve 2.6 serisi Linux kernel bellek yönetim kodundaki mremap(2) sistem çağrısında, yerel kullanıcıların
yetkilerini yükseltmek amacıyla kullanabilecekleri bir güvenlik açığı bulundu.
d)
Linux kodlarına Hacker saldırısı
Linux çekirdeğin yeni versiyonunun kodlarına girerek betaya Trojen programı bulaştırmaya çalıştırdığı
açıklandı. Kaynak kodu güvenlik birimi, dışarıdan gelen bu müdahaleyi 24 saat içerisinde tespit ederek
açık veri tabanını kapadı, böylece hackerin çekirdek üzerinde yapmak istediği değişiklikler Linux
kodlarına yansımadı.
e) Haftalık güvenlik duyuruları
2.0 kerneli IP stack’ın, ICMP hatası için olan bir ICMP “citation” boyutunu hesaplamada güvenlik açığı
içerdiği rapor edildi.
f) Lynx Syslog URI Biçim Dizini Zayıflığı
Lynx’in bir biçim dizimi zayıflığı içerdiği açıklandı. Bu zayıflık eğer URI’ların syslog’lanması açık ise ortaya
çıkıyor.
g) Mandrake Linux rpmdrake Güvensiz Geçici Dosya Kontrolü Zayıflığı
Rpmdrake’in geçici dosyalar üzerindeki kontrolünden kaynaklanan bir zayıflığı bulunuyor.
h) Apache SSI çapraz site betik çalıştırma açığı
Apache’nin çapraz site betik çalıştırma açığından etkileniyor. Açık SSI sayfalarının kötü amaçlı HTML
kodlarına karşı doğru olarak kontrol edilmemesinden kaynaklanıyor.
i) Netscape/Mozilla JAR güvenlik açığı
Netscape ve Mozilla tarafından kullanılan HAR URI handler’da bir güvenlik açığı tespit edildi.
j) Truva atı içeren tcmdump ve libpcap dağıtımları
Libpcap ve tcpdump paketlerinin kaynak kodu dağıtımları bazı saldırganlar tarafından Truva atı içerecek
şekilde değiştirilmiştir.
Buradan da anlaşılacağı gibi virüs bulundurmayan Linux işletim sistemi veya güvenlik açığı bulunmayan
Linux işletim sistemi diye bir şey yoktur. Linux işletim sistemi yoğun kullanıma maruz kalmadığı için
tersine mühendislik yapan kişi veya kişiler aşırı derece bu işletim sistemine yoğunlaşmamış dolayısıyla
fazla virüs içermemiştir. Kullanım oranı artıkça buna bağlı olarak virüs çeşidi de artacaktır.
HÜRRİYET GAZETESİNİN PARDUS ÜZERİNE YAZISI
Ücretsiz işletim sistemi Pardus, kamu ve KOBİ’lerin yanı sıra evlerde de kullanılabilecek. Artık Linux’taki
tüm gelişmeler anında Pardus’a da yansıyacak. FATİH projesi çerçevesinde 85 bin akıllı tahtada
kullanılan sistem, önümüzdeki süreçte dağıtılması planlanan 550 bin akıllı tahtada tek başına
kullanılacak. TÜBİTAK Başkanı Prof. Yücel Altunbaşak, ‘Pardus öldü, emekler çöpe atıldı’ iddialarının
doğru olmadığını aksine Pardus’un çok daha önemli bir proje haline getirilerek, tüm ülkeye yayılmasını
hedeflediklerini söyledi.
TÜBİTAK Başkanı Altunbaşak, ULAKBİM Müdürü Ahmet Kaplan ve Pardus Proje Yöneticisi Abdullah Erol
ile birlikte, Türkiye’nin yerli işletim sistemi Pardus’un 2013 sürümünün başlaması dolayısıyla bir basın
toplantısı yaptı. Altunbaşak, Pardus’un zaman içinde çok daha önemli bir noktaya geleceğini, 2-3 ay
içinde çok büyük açılımlar yapılacağını söyledi. Ancak şu aşamada bunların neler olduğu konusunda
bilgi veremeyeceğini belirten Altunbaşak, “Pardus ölmediği, emekler boşa gitmediği gibi daha da
büyüyecek” diye konuştu.
Pardus konusunda bir felsefe değişikliğine gittiklerini ifade eden Altunbaşak, 2003 yılında başlayan
Pardus’un 2012 yılına kadar bilimsel bir proje olduğunu vurguladı. Ama artık Pardus’u kamu ve
KOBİ’lerden başlayarak yaygınlaştırmayı hedeflediklerini açıkladı. Bugüne kadar Pardus’un ana gövde
Linux’tan biraz ayrıldığını, oradaki iyileştirmelerin Pardus’a yansımasında sıkıntı yaşandığını anlatan
Altunbaşak, yeni sürümle birlikte bu sıkıntının tamamen ortadan kalktığına dikkat çekti. “Linux’ta
yapılan her türlü ilerleme otomatikman Pardus’a da yansıyacak” dedi.
Pardus’u kritik bir kütleye ulaştırmak için ULAKBİM bünyesine aldıklarını anlatan Başkan Altunbaşak,
Pardus ile ilgili en büyük sorunun, bir sıkıntı çıktığında kullanıcıların ulaşabilecekleri bir adresin
bulunmaması olduğuna dikkat çekti. Bu sorunu aşmak için Pardus ile ilgili eğitim, destek ve program
sağlayıcı özel firmaların devreye girebilmesi için TÜBİTAK’ın sertifikasyon vereceğini açıkladı. Bu
sertifikayı almaya hak kazanan firmaların önümüzdeki süreçte kullanımı yaygınlaşacak olan Pardus’la
ilgili hizmet verebileceğini vurguladı. Türkiye’de KOBİ sayısının 1 milyonun üzerinde olduğuna dikkat
çeken Altunbaşak, özel sektörün bu alana girmek isteyeceğini söyledi.
TÜBİTAK öncülüğünde geliştirilen Pardus, Linux tabanlı bir işletim sistemi. Şimdiye kadar 5 ana ve 2
kurumsal sürümüyle kullanıcılarıyla buluşan Pardus 2013’te ise, kamu kurumları ve KOBİ’lerin güvenle
kullanabileceği, yüksek performanslı, Türkçe destekli uygulamalar yer alırken, sürekli güncel ve güvenli,
düşük maliyetli, işlevsel olarak tanımlandı.
Bugüne kadar FATİH Projesi kapsamında 85 bin akıllı tahtanın yanı sıra Milli Savunma Bakanlığı’nda 9
bin 500 kullanıcılı sistem Pardus’a taşındı. İstanbul Su ve Kanalizasyon İşletmesinde 1500 bilgisayarın
Pardus’a göçü tamamlandı. Yıl sonuna kadar GenelkurmayBaşkanlığı Sağlık Komutanlığı, Sosyal
Güvenlik Kurumu, Adalet Bakanlığı ile Türkiye Yeminli Mali Müşavirler, Muhasebeciler Odasının
(TÜRMOB) da taşınması bekleniyor.
Ev kullanıcıları için özel bir sürüm olmasa da kurumsal sürüm üzerine istedikleri uygulamaları ekleyerek
özelleşmiş işletim sistemine sahip olabilecekler. Ev kullanıcılarından zaman içinde gelecek istekler ile
yazılım havuzu hızla geliştirilecek ve problemlerine yanıt verilecek.
Kamu ve özel kurumlarla birlikte ev kullanıcılarına yönelik sosyal bir platform oluşturma hedefiyle
Pardus Portal da kuruldu. Portal, sürekli yaşayan,g üncel tutulan ve etkileşim içinde kullanıcılarıyla
büyünleşecek. Haberler, duyurular, forum, blok, wiki gibi sosyal uygulamaların yanı sıra TÜBİTAK
tarafından üretilen tüm belgeler, çağrı merkezine sorulan sorular ve yanıtları, Linux dünyasına ilişkin
haberler, yeni geliştirilen uygulamalar ve kullanımları, yardım belgeleri, TÜBİTAK tarafından Pardus
özelinde geliştirilen uygulamalar ve yol haritaları da portal üzerinden paylaşılacak.
LINUX TURKIYE RAPORU
Rapor sonucumuz da Linux işletim sistemimizin Türkiye şartlarında henüz kullanmaya müsait olmadığı
kişisel kullanım da Microsoft ve APPLE firmalarını henüz aşamadığı kullanıcıların bir çok sorunla karşılaştığı ve
bunları gideremediği ayrıca diğer işletim sistemleri ile uyumlu bir çok materyali çalıştıramadığı bunun
sonucunda sağlıklı bir kullanım oluşamadığı belirlenmiştir.
Her ne kadar Pardus işletim sistemi milli işletim sistemi desek te kernel bakımından diğer milletler
tarafından geliştirilmiş olup bizim sadece katkılarımızla bugüne getirilmiştir. Pardus işletim sistemini ele almak
gerekirse; ara yüzü değiştirilmiş, yeni kütüphaneler oluşturulup kernele destek uygulanmıştır. Bunları yapmak
Türkiye ye ait olmayan bir marka arabanın dış görünümünü değiştirip içerisinde birkaç yeni aksesuar takmak
gibi bir şey olmakta. Şimdi size soruyorum sizce bu araba milli bir marka mı oldu? Elbette hayır milli bir marka
olmadı bu yüzden Pardusa biz milli işletim sistemi diyemeyiz.
Her ne kadar güvenli işletim sistemi olarak bilinse de Linux aslında henüz tam olarak kullanılmaya
başlanmadığı için bir takım bilgisayar uzmanları tarafından yeni ekonomi fırsatları yaratmak için zararlı
yazılımlar üretilmemiştir. Zararlı yazılım ile işletim sisteminin kullanılması paralel olarak artacaktır.
TÜBİTAK MİLLİ İŞLETİM SİSTEMİ PROJESİ
Savunma sanayinde gerçekleştirdiği projelerle Türk Silahlı Kuvvetleri’ne millî ürünler kazandıran TÜBİTAK,
uydu, füze, radar ve sonar çalışmalarının ardından yazılım ve işletim sisteminde de yerli devrime imza attı.
TÜBİTAK, savunma sektöründeki tüm sistemlerde kullanılan ve dünyada 11 adet bulunan Gerçek Zamanlı
İşletim Sistemi’ni (GİS) tamamen yerli olarak geliştirdi. Yerli sistem ile insansız hava araçları, helikopter ve uçak
gibi savunma sistemlerinde kullanılan kritik teknolojilerin tamamen özgün olarak geliştirilmesine imkân
sağlanıyor ve bu sayede tüm yazılımlar millî olarak geliştirildiğinden dışarıdan müdahale ihtimali tamamen
ortadan kalkıyor.
12.’sini Türkiye Yaptı
TÜBİTAK BİLGEM Bilişim Teknolojileri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Koray İnçki, dünyada Amerika, İsrail, Güney
Kore ve Kanada gibi az sayıda ülkenin sahip olduğu Gerçek Zamanlı İşletim Sistemi’nin (GİS) gayretli çalışmalar
sonucunda TÜBİTAK BİLGEM’e bağlı Bilişim Teknolojileri Enstitüsü’nce tamamen yerli imkanlarla ve Türk
mühendislerince geliştirildiğini söyledi. İşletim sisteminin ülke savunma sanayi için çok kritik öneme sahip
olduğuna dikkat çeken İnçki: “Çünkü bunlar gömülü sistemler dediğimiz yazılımlar. Bu sistemler millî olmadıkça
sızmalara ve müdahalelere karşı kendinizi tam olarak güvende hissetmeniz mümkün değil. Yani füze, insansız
hava aracı, helikopter, uçak yapabilirsiniz. Ancak bu GİS gibi sistemleri millî yapmazsanız kafanızda her zaman
kuşkular olacaktır. Bu sebeple konunun ne kadar kritik olduğu ortada. TÜBİTAK dünyada sadece 11 adet
bulunan ‘DO-178B’ Sertifikalandırılabilir gerçek zamanlı işletim geliştirmeyi başardı. Bu sistemle dünyada 12.
ürüne sahip olduk.” şeklinde konuştu.
“Dışa Bağımlılık Kalmayacak”
İnçki, geliştirilen sistemle yurt dışına bağımlılığın kalmayacağının altını çizerek, ” Gizli projelerde millî işletim
sistemi kullanılmaması durumunda işletim sisteminin satın alındığı kuruma ve dolayısı ile de yabancı bir ülkeye
proje ile ilgili bazı verilerin verilerek işletim sisteminin gerekli bilgilere göre uyarlanması gerekiyordu. Artık millî
bir işletim sistemi kullanarak kritik verilerin dışarıya açılmasının önüne geçilmesi ve gömülü platformlarda tam
millîleşmeye olanak sağlanacak. Azaltılmış maliyetler sayesinde de uluslararası rekabet edebilir sanayi
sektörüne destek olması da önemli bir özelliği. Millî GİS Türkiye’nin bu alanda dışa bağımlılığını azaltmada
önemli bir rol üstlenecektir. Hükümetimizin koymuş olduğu her alanda millîleşme hedefleri doğrultusunda
üretilmesi planlanan millî otomobil, millî uçak, millî füze ve millî uydu gibi alanlarda millîleşmeyi yüzde yüze
çıkaracak sistem olacak diyebiliriz” dedi.
Gizli Projeler Güven Altında
İnçki, sistemin kritik projeler için çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Gerçek zamanlı işletim sistemi neden
önemli derseniz; Bütün platformları yöneten, görev bilgisayarlarını çalıştıran, donanımları kontrol eden sistem
olduğu için. Yani üzerindeki yazılım ne olursa olsun sistemin beyni bu işletim sistemi. Tıpkı kişisel
bilgisayarlarda kullandığımız Windows, Pardus gibi ama savunma sanayinde kullanılan çok daha gelişmiş ve
hassas sistemler bunlar… Bu işletim sistemleri size ne kadar platform bilgisi açarsa siz o kadar donanımsal
yeteneklere sahip olabilirsiniz. İşletim sistemini yazan firmalar bazı bilgiler için size kısıtlama koyabilir.
Türkiye’de bu alanda tamamen yurt dışından alınan işletim sistemleri kullanılıyor. Mesela insansız hava
aracının yazılımını ve diğer parçalarını biz geliştirsek bile, eğer bu platformun üzerinde koşan gerçek zamanlı
işletim sistemi üzerinde bizim bilemediğimiz arka kapılar varsa işletim sistemi yetenekleri bizim bilgimiz dışında
kontrol edilebilir. Sözünü ettiğimiz bu işletim sistemlerinde yazılımların kontrolunu etkileyecek tasarımsal
farklılıklar platformların kullanımını etkileyecek sonuçlar doğurabilir. GİS’in bu manada ülke insanları
tarafından geliştirilmiş olması önemli. Bu tür projeler teknolojik bağımsızlığımızı ülkeye kazandırıyor ve bu da
TÜBİTAK olarak ana motivasyon kaynağımız.”
Diğer İşletim Sistemleriyle Yüzde Yüz Uyum
Koray İnçki, GİS’in ARINC-653 ve POSIX arayüz uyumluluklarının ayrı olarak geliştirilen test ortamları ile test
edildiğini ve bu testlerden başarı ile geçtiğini belirterek, “İşletim sistemi, aynı zamanda farklı işletim sistemleri
üzerinde çalışan diğer tek kart bilgisayarları ile haberleşerek bu konuda da standartlara uygunluğunu ispatladı.
Bu arayüzler kullanılarak, geliştirilmiş olan diğer işletim sistemleri üzerinde entegrasyonu yapılmış sistemleri
millî gerçek zamanlı işletim sistemine geçiş sürecinde kolaylıklar sağlıyor. Ayrıca sistemimiz, farklı mikroişlemci
aileleri ve farklı tek kart bilgisayarlar üzerinden çalışabilmesi için modüler bir yapıda tasarlandı” dedi.
Gerçek Zamanlı İşletim Sistemi (GİS) Nedir?
İşletim sistemi, bilgisayarda çalışan, bilgisayar donanım kaynaklarını yöneten ve çeşitli uygulama yazılımları için
yaygın servisleri sağlayan bir yazılımlar bütünüdür. İşletim sistemleri sadece bilgisayar, video oyun konsolları,
cep telefonları ve web sunucularında değil; arabalarda, beyaz eşyalarda hatta kol saatlerinin içinde bile yüklü
olabilir. GİS de adından da anlaşılabileceği gibi temelde işletim sistemidir. Normalde, günlük hayatta,
kullandığımız işletim sistemlerinden farklı olarak bu sistemlerin üzerinde çalışan programlar gerçek zamanlıdır.
Yani çalışan uygulamaların belirli bir süre içerisinde görevini bitirerek İşlemci kullanımını daha önceden
belirlenmiş diğer bir uygulamaya devretmesi gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında normal masaüstü
bilgisayarlarda kullandığımız işletim sistemlerine göre daha deterministik çalışmaktadır ve yazılımda
oluşabilecek hatalardan sistemin veya diğer yazılımların etkilenmesini engeller. GİS, onun üzerinde uygulama
yazan programcılara, uygulamaların birbirlerine göre olan öncelikleriyle ilgili daha fazla kontrol hakimiyeti
sağlar. Hatta bazen sistemin kendi uygulamalarının üzerinde bir öncelik bile tanımlanabilir. Bu durumda
GİS'lerin en önemli özelliklerinden biri, bir uygulamanın verdiği görevi bitirene kadar geçen sürede oldukça
tutarlı olmalarıdır.
ÖZET
Linux işletim sistemi ekonomi yönünden insanların sıkıntı çekmesi ve artık şirketlerin
insanlar üzerine kurduğu baskının açığa çıkması ile birçok insanın bu sisteme el atarak beraber
geliştirdikleri bir sistemdir.
Microsoft ve Apple gibi önemli ve kendini geliştirmiş firmalar güvenlik boyutunu iyice
aratırmış ve bu konu hakkında büyük yatırımlar uygulamıştır. İnsanların bu yatırımları göz ardı
etmeyip bu sistemler üzerine yoğunlaşması bu sistemler üzerinde çalışan birçok yazılımın
ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Linux işletim sistemi günümüzde aslında kavram karmaşası içerisinde kendini dengede
tutmaya çalışırken diğer işletim sistemleri ile açık bir savaşa girmiştir. Ancak Linux işletim
sistemi diğer işletim sistemlerinin yazılımlarını sağlıklı bir şekilde çalıştıramadığı için her zaman
bir yan işletim sistemi olarak kalmıştır.
Linux işletim sistemi kesinlikle tam olarak güvenli bir işletim sistemi değildir. Aslında
Linux işletim sistemlerinin kullanım alanı diğer büyük işletim sistemlerine göre kısıtlı olduğu
için Anti virüs şirketleri tarafından göz ardı edilerek, satış sağlanması için kötücül yazılım
üretilmemiş ve tersine mühendislik yapan insanlar tarafından fazla sistemi denetlenmemiştir.
Bunun vermiş olduğu sebepler Linux işletim sisteminde aşırı derece bir virüs, trojen veya ghost
meydana getirmemiş ve güvenlik açıkları aşırı boyutlara varılmamıştır.
Linux işletim sistemi kesinlikle tam olarak güvenli değildir. Linux işletim sistemi için artık
Türkiye’de de yoğun bir şekilde kullanım faaliyetleri yürütüldüğü için bu kişi veya kişilerin
dikkatini çekmiş ve bu konu üzerine yoğunlaşmışlardır. Artık Linux işletim sistemi kesinlikle
güvenli değildir. Linux işletim sistemi üzerinde ki virüs ve açıkları zaten araştırmam da
verilmiştir.
Pardus işletim sistemi milli bir işletim sistemi değildir. Çünkü ara yüz veya bir çok
materyal milli değildir. Kernel kodlarının çoğu alman bilgisayar sistem uzmanları tarafından
geliştirilmiş bir işletim sistemi kesinlikle milli olamaz. Şu ansa TÜBİTAK tarafından geliştirilen
milli işletim sistemi kişisel kullanıcılara özel olmasa da savunma sistemimizde kullanılacağı için
çok önemli bir boyuta sahiptir.
Araştırmamı okuduğunuz için teşekkür ederim.
Oğuzhan AĞGÜL
KAYNAKLAR
http://tr.wikipedia.org
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Bilgi işlem Daire Başkanlığı
http://www.guvenli.org/
http://www.tubitak.gov.tr/
Sybex – Linux System Administration

Benzer belgeler

Ders_5_-_isletim_sistemleri_2

Ders_5_-_isletim_sistemleri_2 • 1969 yılında proje karmaşık bir hal almaya başlamış ve AT&T Bell Labs projeden çekilmiştir. Ancak aynı yıl içinde, Bell'de araştırmacı olarak çalışan Ken Thompson'ın MULTICS programını simüle ede...

Detaylı