merve oflaz - Diş Dostu Derneği

Transkript

merve oflaz - Diş Dostu Derneği
DİŞ DOSTU
DİŞ DOSTU
MART 2012
ORTO
DO
ÖZEL NTİ
SAYI
SI
Doç. Dr.
AHMET
KELEŞ
“70 yaşında bile
tedavi mümkün yeter
ki dişeti ve kemikler
sağlıklı olsun
NAZAN
KÜÇÜKKELEŞ
Prof. Dr.
Dişteli ve estetik
HAKAN
DÖNMEZ
Dr.
Yetişkinlerde
Ortadontik tedavi
MERVE
OFLAZ
HAYALİ
KALİTELİ BİR
PROGRAMDA
SUNUCULUK
MERVE OFLAZ
İ Ç İ N D E K İ L E R
H O Ş
S O H B E T
HAYALİ KALİTELİ BİR PROGRAMDA
SUNUCULUK YAPMAK
4
‘Var mısın Yok musun?’ ile tanındı, ardından ‘Survivor Kızlar-Erkekler’ ile herkesi şaşırttı.
Şimdi ‘Kalbim 4 Mevsim’de rol alıyor ve oyunculğu çok seviyor. “Televizyonculuk nankör
bir meslek” diyor ama Merve Oflaz’ın gönlünde sunuculuk var şimdilerde, tabii ki
oyunculuk hep devam edecek.
D İ Ş
E S T E T İ Ğ İ
Dİş Telİ ve
Estetİk
V E
T R E N D
S A Ğ L I K
“70 YAŞINDA BİLE TEDAVİ
MÜMKÜN YETER Kİ DİŞ,
DİŞETİ VE KEMİKLER
SAĞLIKLI OLSUN”
D İ Ş
YETİŞKİNLERE
ORTODONTİK TEDAVİ
Ortodonti uzmanları, dişlerin çapraşıklıkları
ve çenelerin düzensizliklerini düzeltiyor
ve Ortodontik tedavilerin yalnızca
uzmanları tarafından yapılması gerektiğini
savunuyorlar!
2 DİŞ DOSTU
Selda ALEMDAR
DİNÇER
Diş Dostu Derneği Adına
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Şila KOEN
Danışma Kurulu
Dr. Berna EVRENOL
Prof. Dr. Betül KARAGÜL
Dt. Güngör DOĞANER
Prof. Dr. İlknur TANBOĞA
Dt. Mıgır GÜLEZYAN
Dr. Oktay Dülger
Dr. Remzi ÜLGEN
Dr. Seyhan GÜCÜM
Ömür Matbaacılık A.Ş.
Beysan Sanayi Sitesi Birlik Cad.
No:20 Haramidere İstanbul
Tel: 0212 422 76 00
10
A Ğ I Z
Diş Dostu Derneği Adına
İmtiyaz Sahibi
Baskı
Artık estetik bir gülüşe sahip
olmak isteyenler Ortadontistlerin
kapısını çalıyor. Estetik kaygılarla
gelenler, ağız sağlığı sorunlarını
duyunca bundan kaçınamıyor.
Bir yandan dişler beyazlatılırken,
çürük tedavisine de başlanıyor...
14
DİŞ DOSTU
Doç. Dr. Ahmet Keleş’in kendi
buluşu olan ve adını verdiği ‘Keleş
Slider’, ‘Keleş Face Mask’ ve ‘Keleş
Expander’ortodontik apareyler
Amerika’da üretiliyor ve yaygın
olarak kullanılıyor. 50’nin üzerinde
bilimsel yayını bulunan Dr. Keleş
ile ortodonti üzerine aydınlatıcı bir
söyleşi gerçekleştirdik.
S A Ğ L I Ğ I
16
Yayına Hazırlayan
FORA MEDYA
Valikonağı Caddesi, Valikonağı
Plaza No: 173/3
Nişantaşı - İstanbul
Tel: 0212 246 6065
DİŞ DOSTU DERNEĞİ
Nişantaşı Plaza Şakayık Sok. No:
38/2 Kat 3 D: 9
Nişantaşı 34365 İstanbul
Tel: 0212 240 7353
Faks: 0212 240 7301
[email protected]
www.disdostu.org
Yayın Türü: Diş Sağlığı Projesi
© Yayın Hakları
DİŞ DOSTU, 3 ayda bir yayınlanır. Derginin
hiçbir bölümü izinsiz çoğaltılamaz, başka
bir dergide ve web sitesinde yayınlanamaz,
DİŞ DOSTU’nda yer alan yazılardaki fikirler
yazarlarına aittir ve yayıncı yazının
içeriğinden sorumlu tutulamaz.
Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan
sahiplerine aittir.
D İ Ş
D O S T U’ N D A N
DİŞ VE DİŞETİ HASTALIKLARI
BİR MEDENİYET HASTALIĞIDIR
Değerli Diş Dostu Okuru
Çevremizde ne kadar çok çocuğun çapraşık dişli veya ortodontik apareylere, tellere sahip olduğunun
farkında mısınız? Ağzını tam olarak kapatamayan veya zor yutkunan ne kadar çok çocuk var. Diş
çürükleri ve dişeti hastalıkları ile yarışır oldu kapanış bozuklukları… Bir anaokulunda yaptığımız çalışma
sırasında neredeyse üç çocuktan birinde kapanış bozukluğu vardı ve ne okul idaresi, ne aileler bunun
farkındaydı.
Hayattan beklenti
çıtamızın yükselmesi diş
ve dişeti hastalıklarımızı
önemsememizi
getirdi. Ancak şunu da
unutmamak gerekir ki,
ortodontik anomaliler
sadece bir hayat
kalitesi sorunu değil, bir
hastalıktır.
Neden?
Günde beş defayı geçen sık beslenme ve neredeyse çiğnemeden yutulmaya hazır duruma getirilmiş
gıdalar nedenlerin en başında yer alıyor. Elbette hayattan beklenti çıtamızın yükselmesi de bu
bozuklukları önemsememizi sağladı. Kısacası medeniyet hastalığıdır diş ve diş eti hastalıkları... Aslında
yaşam kalitesini etkilemesine rağmen ortodontik anomalileri hastalık olarak tanımlamamak gerekir.
Bununla beraber diş dizilerinin korunması çürük ve dişeti hastalıklarından korunmak kadar önemlidir.
Dikkat! Dişlerimiz tehdit altında…
Dişlerimiz sadece beslenmemize yardımcı olmakla kalmaz aynı zamanda konuşmamıza yardımcı olur
ve daha güzel görünmemizi sağlar. Tam protezi olanların protezleri olmadan nasıl konuştuklarını ve
göründüklerini gözünüzde canlandırmaya çalışın.
Bir ömür geçireceğimiz dişlerimiz ne iç organlarımız gibi kapalı ve steril ortamda bulunuyorlar ne de
gözümüz kulağımız gibi ilk bakışta göze çarpan yerde. Isı, nem, besin maddeleri bakımından bakteriler
için cennet bir ortam. Ancak yanaklarımız ve dudaklarımız tarafından kapatıldığı için ağrı oluncaya
kadar saklanabilecek bir yerdeler. Bir manken, bir sanat eseri gibi makyajlı ve giyimli bir hanımın veya
yakışıklı bir beyin ağzının içi bazen “Ne siz sorun ne ben anlatayım!” görüntüsünde olabiliyor. Neredeyse
en şanssız organımız. Üstelik bulundukları yerin de garantisi, tapusu yok. Çevre organların baskısı, karşı
ve komşu dişlerin varlığı, çiğneme, yutkunma gibi hareketlere bağlı olarak denge sağlamak üzere yer
değiştirebiliyorlar.
Çapraşıklıklar ve çene kapanış bozuklukları sadece çiğnemeyi ve konuşmayı etkilemiyor, aynı zamanda
duruş bozukluklarına da neden oluyor. Alt çenesi önde olan çocuk geriye doğru eğilerek alt çenenin
önde oluşunu telafi etmeye çalışırken, alt çenesi geride olanlar öne doğru eğilerek omurga sistemlerinin
de olumsuz yönde etkilenmesine neden oluyorlar. Kapanış bozukluğu olan çocukların nasıl sesli
uyuduklarını, hatta horladıklarını ve bu nedenle büyüme çağında beyinlerinin nasıl oksijensiz kaldığını
göz ardı etmek mümkün mü? Ya yutkunma zorlukları?
Özellikle barınma, örtünme ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarını karşılayan insanoğlu güzel görünüşünü
önemsemeye başlıyor. Güzel dişler, gelir düzeyinin artmasına paralel olarak önem kazanıyor.
Yaşadığı toplumda fark edilmek ve önemsenmek daha önemli oluyor. Özellikle belirli eğitim ve gelir
düzeyine sahip okuyucuların dikkatini çekecektir bu yazı… Anne-babalar için geçerli olan bu görüş
çocuklar için doğru değildir. Onlar gelişme çağında topluma “Ben de varım, beni de fark edin” mesajını
vermeye çalışırken sahip olduğu ekonomik değerlerin üzerinde taleplerde bulunur. Çoğu zaman
çocuklarımızın istekleri ailenin bütçesini zorlar. Çocuk geçim sıkıntısını bilmez. Güzel görünmek onlar
için önemlidir. Elbette yüzün ortasında yer alan dişler güzel görünmenin vazgeçilmezi… Çapraşık dişleri
olan gelişme çağındaki bir çocuğun kendine olan güveni gelişmeyecek ve içine kapanık olacaktır.
Özellikle ergenlik sonrası kendini akranları ile kıyaslamaya başladığı zaman... Çocuklar hep beş-yedi
yaşlarında kalacak olsaydılar o zaman estetik nedenle yaşanan sorunlar hiç yaşanmayacaktı ama
çocuklarımız büyümeye devam ediyor.
En ucuz tedavi korumaktır!
Duruş bozukluğu, beslenme, çapraşıklık nedeni ile oluşan çürükler ve diş eti hastalıkları onlar için hiç
de önemli değildir. Öncelikle aynada nasıl görünüyorlar? Çocuğun yaşadığı sorunları ailenin öncelikle
fark etmesi gerekir. Çoğu zaman çocuk dişlerinden şikayet etmeye cesaret bile edemiyor. Ancak
tedaviye başlanınca gerçekte tellerin dişlere değil bireyin ruhuna takıldığını görüyorsunuz. Ruhsal
değişim apareyler veya teller takılır takılmaz başlıyor. Çocuğun ruh sağlığı düzeliyor derken ortodontik
tedavi fiyatları bu defa da anne-babanın ruh sağlığını bozabiliyor. Zaten diş tedavileri her zaman pahalı
olmuştur.
En ucuz tedavi korumaktır. Belki çoğu zaman ağız-diş sağlığı koruyucu hizmetleri denince aklımıza
çürüklere karşı korunma geliyordu. Dişlerin güzel ve düzgün görünüşünün de önemi ekonomik
gelişmeye paralel olarak artıyor. Çocuklarımızı beş yaşından itibaren ortodontik bakımdan da bir
dişhekimine muayene ettirmek gerekiyor. Erken dönemde alınacak önlemlerle anomalileri önlemek
veya ileride daha kolay ve ucuz tedavilerini sağlamak bakımından oldukça önemlidir.
Sevgi ve saygılarımızla
Dr. Remzi Ülgen
MART 2012 3
H O Ş
4 DİŞ DOSTU
S O H B E T
H O Ş
S O H B E T
MERVE OFLAZ
HAYALİ KALİTELİ BİR
PROGRAMDA SUNUCULUK
‘Var mısın Yok musun?’ ile tanındı, ardından ‘Survivor KızlarErkekler’ ile herkesi şaşırttı. Şimdi ‘Kalbim 4 Mevsim’de rol alıyor
ve oyunculğu çok seviyor. “Televizyonculuk nankör bir meslek”
diyor ama Merve Oflaz’ın gönlünde sunuculuk var şimdilerde,
tabii ki oyunculuk hep devam edecek.
B
u sayımızdaki Hoş Sohbet konuğumuz, ‘Var
mısın Yok musun?’ yarışmasıyla televizyon
dünyasında adını duyuran ve ardından ‘Survivor Kızlar-Erkekler’ yarışmasının birincisi
olarak herkesi şaşırtan ve Türkiye çapında üne
kavuşan ‘Amazon’ lakaplı Merve Oflaz… Yarışmanın
ardından yer aldığı yeni projelerle de başarıyla ilerleyen sempatik güzel Merve Oflaz ile hayatı, televizyon
dünyası, kariyer planları üzerine keyifli bir sohbet
gerçekleştirdik.
Türkiye sizi önce ‘Var mısın Yok musun?’ ile tanıdı,
ardından ‘Survivor’ ile fenomen haline geldiniz. Bu
başarıları bekliyor muydunuz?
Ben hayatımda her zaman başarılı bir insandım. Özel
bir şey yapmadım, nasılsam öyle davrandım, insanlar
beni bir şekilde sevdi ve benimsedi.
Bu programlarla birlikte hayatınız büyük ölçüde
değişti. Kontrolü elinizde tutabiliyor musunuz?
Hayatım değişmedi, ben hâlâ aynı ben olduğum için
kontrolümü hiç kaybetmedim. Sadece çalıştığım iş
alanı değişti o kadar.
Survivor’dan ayrılalı epey bir süre
olmasına rağmen hâlâ taşıdığınız
izler var mı?
Güzel anılarım var. Kötüleri düşünmüyorum. Çok düşünürsem inanamıyorum
tüm bunları benim yaşadığıma, hayal
gibi geliyor.
Survivor’da koşulların zorluğu sizi
yaşamla ada arasında nasıl bir mücadeleye taşıdı?
Çok hırslandım ve inatçılığım arttı. Zaten tutuğunu koparan bir insandım, bu
huyumdan hiç taviz vermeden devam
ettim. Biraz yıprandım ama geçti.
Yarışmalarla gelen şöhret konusunda
ne düşünüyorsunuz?
Benimki şöhret değil, şöhret farklı
bir şey. Yarışmayla sadece popülerlik
kazandım, onu da ben istemiyorum.
Kendiliğinden oluşan bir süreç. Sonrasında televizyondan pek çok iş geliyor,
MART 2012 5
H O Ş
S O H B E T
hepsine atlayanlar oldu ve unutuldular. Gelen işleri iyi değerlendirmek gerekli. Bence ben şöhret değilim, iyi bir oyuncuyum.
Marmara Üniversitesi Spor Akademisi’nde okuduğunuzu biliyoruz eğitimle ilgili son durum nedir? Hayatınıza neler kattı?
Okulum kaldı maalesef!… Her zaman sporcuydum, o yüzden okulu
çok seviyorum, bitireceğim inşallah.
Usta sanatçıların arasında yer alıyorum ve sette de
ne kadar şanslı olduğumu hissetiriyorlar. Eğlenceli
zamanlar geçiriyoruz.
Hangi tarz projelerde yer almayı tercih ediyorsunuz?
Bir sitcom’da yer almayı çok isterdim ya da olabilirse mistik bir
filmde yer almayı… Dizilerde de karakter oyuncusu olmak isterim.
Dizi ekibiyle ilişkileriniz nasıl?
Çok güzel ve özel bir set ekibimiz var, herkes çok
mutlu çalışıyor. İyi insanlar bir araya gelmişiz.
‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisindeki ‘Ayşe Hatun’
rolü için teklif nasıl geldi?
Yarışmada birinci olduktan sonra pek çok
teklif geldi. Menajerim Aslı İslamoğlu ile
birlikte değerlendiriyorduk. Muhteşem
Yüzyıl’dan da böyle bir teklif gelince çok
hoşuma gitti ve kabul ettim.
Bu karakteri canlandırmak için ön çalışma
yapmanız gerekti mi?
Hayır hiçbir zaman ön çalışma yapmam.
İçimden ne gelirse onu yaparım, en doğrusu da bu sanırım… Birşeylere bağlı olunca
olmuyor.
Sete gideRKEN yanına
diş fırçasını almayı hiç
unutmuyor. Ayrıca her
zaman yanında diş ipi de
bulunduruyor. Hem
mesleğinden dolayı
diş görünümüne önem
vermesi gerektiğinden,
hem diş sağlığına her
zaman dikkat ettiğinden...
Televizyon sektörünü ve oyunculuğu nasıl değerlendiriyorsunuz?
TV sektörü çok nankör... Birgün her an bitebilir, hazırlıklı olmak
gerek. Oyunculuğumu kendimce beğeniyorum. Bana verilen rolün
hakkını verdiğimi düşünüyorum. Yorumlar da hep bu yönde oldu. Kariyerinize ne doğrultuda yön vermeyi düşünüyorsunuz?
Oyunculuğa devam ederken kaliteli yapımlarda sunuculuk yapmayı
düşünüyorum.
Şu an rol aldığınız ‘Kalbim 4 Mevsim’ nasıl gidiyor?
Dizimizi çok seviyorum. Kaliteli bir yapım, oyuncular mükemmel.
6 DİŞ DOSTU
Oyunculuk için eğitim sizce şart mı?
Konservatuar anlamında soruyorsanız,
değil sanırım. Çünkü ekranlarda çok
az okullu oyuncu var. Onun dışında
yeteneğiyle göz dolduran ve kendini
geliştiren oyuncular da var. Tabii bu
sektöre girdikten sonra birtakım eğitimler gerekiyor.
Gelecekte kendinizi nerede görüyorsunuz?
İyi yerlerde görüyorum ama kafamda
belirgin bir yer yok!..
Evliliğe bakış açınızı öğrenebilir miyiz? Henüz
erken mi, yoksa biraz gecikti mi?
Henüz çok erken...
Reklam ve dizi oyunculuğu derken mimikler, yüz,
gülüş ve dişler önem kazanıyor. Ağız bakımınız
için neler yapıyorsunuz?
Çalıştığım sete diş firçamı mutlaka götürürüm. Bir
şey yiyip içtikten sonra hemen dişlerimi fırçalarım,
yoksa rahat edemem. Yanımda sürekli diş ipi bulunur ve gerektiğinde mutlaka kullanırım.
K I S A
K I S A
Bebeklere özel dİş macunu
ve dİş fırçası R.O.C.S. Baby
İlk dişin çıkması ile birlikte, çürükleri engellemek ve
ağız hijyeni sağlamak için R.O.C.S. Baby yutulabilir diş
macunu ve diş fırçası annelerin yardımına koşuyor.
R.O.C.S. Baby diş macunu doğal
içeriği bebeklerin dişlerini çürüklere
karşı korur, mineraller sayesinde
dişleri güçlendirir, ıhlamur ve
papatya özleri ile de diş çıkarma
döneminde oluşan ağrı ve iltihabın
azaltılmasına yardımcı olur. Ürün
yutulabilir özellikte olduğundan
florid, yapay tatlandırıcı ve
renklendirici içermez.
R.O.C.S. Baby diş fırçasının ultra
yumuşak fırça kılları, narin bebek
diş minesi ve dişetleri için çok
güvenlidir. Geniş fırça sapı diş
fırçasının bebeğin ağız boşluğuna
gereğinden fazla girmesini
engeller.
R.O.C.S. Baby ürünlerini
eczanelerde, E-bebek ve Joker
mağazalarında bulabilirsiniz.
Clinpro™ White Varnish, TCP (Trİ Kalsİyum Fosfat)
İçerİğİyle artık daha İyİ koruma sağlıyor
Yıllar boyunca, dişhekimleri tarafından kullanılan ve aşırı
hassasiyet tedavisi için üretilmiş, bir cila olan Clinpro™
White Varnish, TCP içeriğiyle tamamen yenilendi.
3M ESPE patentli olan Tri-Kalsiyum Fosfat içeren Clinpro™
White Varnish, tükürükte doğal olarak bulunan flor, kalsiyum
ve fosfat komponentlerini içeren patentli bir formüle sahip.
Bu patentli TCP teknolojisi, Clinpro™ White Varnish’in
hedefe yönelik olarak ve devamlı flor ve kalsiyum salınımı
yapmasını sağlıyor. Dişlerin yüzeyine ve diş aralarına
akabilme özelliği sayesinde daha fazla vernik daha fazla diş
yüzeyine ulaşıyor. Hemen sertleşmeme ve uygulandığı yerde
kalma gibi özellikleriyle dikkat çeken Clinpro™ White Varnish
uzun süre akıcı kalıyor ve tedavi edilen diş yüzeylerinden
tedavi edilmeyen yüzeylere akmaya devam ediyor.
0. saniye
8 DİŞ DOSTU
10. saniye
1. dakika
5. dakika
MART 2012 9
T R E N D
S A Ğ L I K
“70 YAŞINDA
BİLE TEDAVİ
MÜMKÜN
YETER
Kİ DİŞ,
DİŞETİ VE
KEMİKLER
SAĞLIKLI
OLSUN”
Doç. Dr. Ahmet Keleş’in kendi
buluşu olan ve adını verdiği ‘Keleş
Slider’, ‘Keleş Face Mask’ ve ‘Keleş
Expander’ ortodontik apareyler
Amerika’da üretiliyor ve yaygın
olarak kullanılıyor. 50’nin üzerinde
bilimsel yayını bulunan Dr. Keleş
ile ortodonti üzerine aydınlatıcı bir
söyleşi gerçekleştirdik.
Söyleşi l Deniz Kahveci
Ortodontist olmaya nasıl karar verdiniz?
Annem, 1964’te Konya’da ilk muayenehanesini açmış. Türkiye’nin ilk kadın
dişhekimlerindendir. Dönemin ilk hekimleri arasında olduğundan, önümde bir
modeldi. Dişhekimliği ailemizin içindeydi, hayatımızın parçasıydı. O dönem
yuvalar olmadığı için annemle muayenehaneye sıklıkla giderdim. Annemin bir
teknisyeni vardı ve o teknisyenin yaptığı dişler, maketler bana çok eğlenceli
gelirdi. Daha çocukken işin laboratuvar ortamını görme şansını yakaladım. Sonra dişhekimliğinin en önemli branşlarından olduğunu düşündüğüm ortodontiyi
seçip ABD’ye gittim.
de Marmara Üniversitesi’ne döndüğümde hocalarım da
önümü açarak araştırmalarımı destekledi. Geliştirdiğim
apereyleri hastalara uygulama şansım oldu. Üç- dört
sene sonra bunların sonuçları çıktı. Bu sonuçları Avrupa,
ABD, dünyadaki pek çok ortodonti dergisine gönderdik ve
iki ayda araştırmaların kabul edildiğine ve orijinal olduklarına dair cevap geldi. ABD’de orijinallik önemli. Doktora
demek; orijinallik demek... Buluşunuz faydalı da olmalı.
Türkiye, klinik araştırma anlamında vaha gibiydi.
1990 yılında Harvard Üniversitesi Ortodonti dalında doktora yapmak
üzere MEB bursuyla ABD’ye gittiğinizi biliyoruz. Türkiye’de kalmış olsaydınız, mesleki anlamda bu keşifleri yapabilir miydiniz? ABD’nin rolünden
bahseder misiniz? Genç dişhekimi adaylarına önerileriniz neler?
Gidince, çalışma kapasitesi ve IQ seviyesi olarak Türk insanının oradaki insanlardan hiçbir farkı olmadığını gördüm. Türkiye’de mesela malzemeniz bitince
derhal bir B planı yapmanız gerekiyor çünkü diş doldurulacak ve hastanız orada. Ama ABD’de hastayı geri gönderiyorlar. Bizdeki yaratıcılık burada devreye
giriyor. Bu işin üstesinden nasıl gelebileceğinizi düşünüyorsunuz. Ama ABD’de
de kendinize güveniniz geliyor. Aldığınız eğitim, bilgi ve teknolojisi çok ileri.
Genetik, moleküler biyoloji gibi konularda bizim o denli gelişmiş altyapımız yok.
Çünkü ABD’de dişhekimliği okumak için dört sene biyoloji, biyokimya branşlarında kolej eğitimi almanız gerekiyor; diş hekimliği eğitimine sonra geçiyorsunuz.
O yüzden ABD’ye doktoraya gittiğimde ilk sene teorik anlamda epey zorlandım.
Araştırmalar ve buluşlar konusuna gelirsek eğer; bu düşünceler aklınızda olduğu
sürece nerede yaşadığınız önemli değil. Hatta Türkiye’de olmak benim için
bir avantajdı. Çünkü düşüncelerimi hastalara uygulamak gerekiyordu. Ayrıca
ABD’de buradaki kadar çok hasta yok. ABD’de edindiğim teorik birikim sayesin-
Adınızı taşıyan ‘Keleş Slider’, ‘Keleş Face Mask’
ve ‘Keleş Expander’ patentlerinizden bazıları… Diş
Dostu okurlarını buluşlarınız hakkında bilgilendirir
misiniz?
Keleş Slider, azı dişlerini geriye iterek düzeltir. Eskiden
11–12 yaşına kadar çocukların dişlerinin çıkması beklenirdi. Çıkamayanlar olursa da köpek dişlerinin arkasındaki
‘birinci küçük azı’ adı verilen dişler çekilerek o çapraşıklık
ya da ileri itim durumları düzeltiliyordu. Eğer başka bir
tedavi şekli varsa sırf ortodonti uğruna sağlam dişleri
çekmek akıl kârı değil. Erken teşhisle azı dişlerini geriye
itme imkânımız var. Bunu da akrilik bir butonu olan ve
damaktan destek alarak dişleri gövdesel anlamda geriye
iterek, çapraşık olan dişlere yer hazırlayan Keleş Slider
ile yapıyoruz. Böylece diş çekmeye gerek kalmıyor. Keleş
Face Mask ise üst çenesi geride ve iskeletsel bozukluğu
olan, orta yüzün az geliştiği vakalarda kullanılan bir maske. Bununla ilgili iki doktora çalışması yapıldı ve bunların
10 DİŞ DOSTU
hepsi Amerikan Ortodonti Dergisi’nde yayımlandı. Keleş Slider, Almanya gibi
gelişmiş bir ülkede bile bir doktora öğrencisinin tez konusu oldu. Ülkeme dönüp
de dünyaya bir şeyler kazandırmak çok keyifli…
Ortodontik tedavinin yaşı nedir? Doğru bilinen yanlışlar neler?
Ortodontik tedavi için esasında yedi-sekiz yaşının beklenmesi, çene yapısının
ve dişlerin çıkışının bir görülmesi gereklidir. Panoramik bir röntgenle bütün çıkacak dişlere bakılmalı. Bu yaştan önce bu tedavi için doktora gitmenin anlamı
yok. Ama illa yedi yaşında başlayacak diye bir kaide de yok. İskelet, kemik ve
diş yaşı önemli. Kronolojik, iskelet ve diş yaşı olmak üzere üç yaş türü vardır.
Bunlar birbiriyle alakasız olabilir. Bazen 12 yaşında bir çocuğun birçok süt dişinin ağzında durduğunu görebiliyorsunuz. Bizim için önemli olan kronolojik yaş
değil, iskelet ve diş yaşıdır. Panoramik röntgen ve el- bilek röntgeniyle hastanın
gelişimini görür, iskeletsel bozukluk varsa, buna 11-12 yaşına kadar müdahale
edebiliriz. Fakat bu yaştan sonra çene kemikleri nihai şeklini aldığından, bir
düzeltme yapma şansımız olmuyor. Tüm kemikler kaynamış oluyor. Ama dişler
70 yaşına kadar düzeltilebilir. Yeter ki diş, dişeti ve kemik sağlıklı olsun.
Ortodontik bozuklukların nedenleri neler? Ne gibi önlemler alınmalı?
Ortodontik bozuklukların genetik ve çevresel faktörler olmak üzere iki nedeni
vardır. Çevresel faktörler; alışkanlıklar, ağız solunumu, parmak emme, dudak
ısırma, kalem ısırma, vs... Klarnet gibi bazı müzik aletlerini çalanlarda da üst
dişlerde ileriye itim, alt çenede geriye konum söz konusu olabiliyor. Ya da ağız
solunumu yapanlarda alt yüz yüksekliği uzayabiliyor. Alerjik astımı olanlarda
ağız açıklığı, dudak ve çene yapısı kapanışı bozuluyor. Onlar edimsel dediğimiz durum... En önemli faktörse genetik. Mesela annenin dar bir çene yapısı,
babanın da iri dişleri varsa, bu çocuğa yansıyor. Çapraşıklık dediğimiz durum
“Invisalign’ çok
güzel bir sistem.
Ağızda yokmuş
gibi görünüyor.
‘Harmony’
adlı sistem de
yaygınlaşmaya
başladı.”
oluşuyor. Küçük çeneye bütün dişler sığmıyor. Tam tersi de
olabiliyor. Anneden minik dişleri, büyük çeneyi de babadan
alıyor. Bu sefer de dişlerin arasında açıklık oluyor, estetik
durmuyor.
“Diş teli küçük yaşta takılır, büyüklere olmaz” diye
bilirdik. Ama artık yetişkinler de takabiliyor. Üstelik
‘invisalign’ yöntemiyle tel yerine şeffaf kalıplar kullanılıyor. Bu yöntem hakkında bilgi verir misiniz?
Yurtdışında ve Türkiye’de çok uygulanan bir yöntem.
Invisalign şeffaf kalıplarla dişleri düzelten, takıp çıkarılan bir sistem. Burada en önemli konu hastanın işbirliği.
Hasta eğer damak tarzındaki bu kalıpları takmazsa
dişleri düzeltemiyorsunuz çünkü takıldığı sürece etkili ve
onun düzeltebildiği bozukluklar sınırlı. Örneğin ufak bir
aralık, bir dişte ufak rotasyon, hafif bir çapraşıklık var; bu
tip durumları düzeltebiliyor ama altını çizerek belirtmek
MART 2012 11
T R E N D
S A Ğ L I K
“INVISALIGN ŞEFFAF KALIPLARLA
DİŞLERİ DÜZELTEN, TAKIP
ÇIKARILAN BİR SİSTEM. BURADA
EN ÖNEMLİ KONU HASTANIN
İŞBİRLİĞİ. HASTA DAMAK
TARZINDAKİ BU KALIPLARI GÜNDE
14-16 SAAT TAKMAK ZORUNDA…
BU KURALA UYARSA UFAK
BİR ARALIK, BİR DİŞTE UFAK
ROTASYON, HAFİF BİR
ÇAPRAŞIKLIK DÜZELTİLEBİLİYOR.”
isterim ki hasta bunu günde 14-16 saat takmak zorunda.
Şeffaftır, görülmez ancak yemeklerde ve dişleri fırçalarken
çıkarılması gerekir. Esas ‘lingual’ dediğimiz sistem, çok
heyecan verici. Dişlerin arkasına yapıştırılan braketler ve
robotların büktüğü teller var, üç boyutlu… Çığır açacak bir
uygulama. ABD ve Avrupa’da yeni uygulanmaya başlandı.
Türkiye’deki hastalarımıza da başladık bunu uygulamaya…
Bunun güzel tarafı tak-çıkar durumunun olmaması, sabit
oluşu. Bir doktor olarak, dizginler elimde oluyor ve hastaya
sekiz ay sonra dişlerinin dümdüz olacağını söyleyebiliyorum.
Ama diğerinde hasta takmazsa, doktorun yapabileceği bir
şey yok. ‘Invisalign’ yönteminde tek kalıp olmuyor. Kalıplar
sıra sıra değiştiriliyor. Fakat dıştan takılan tellerle her tip
bozukluğu düzeltebilirken, ‘Invisalign’ için sınırlı. ‘Harmony’
denilen sistemde ise tel bükümünü artık robot yapıyor. Bu
da hata oranını azaltıyor. X, Y, Z koordinatları var o telde ve
ben hastanın ağzının nasıl olduğunu ve nasıl olması
gerektiğini dijital platformda görüyorum. Tel buna göre
bükülüyor.
Türkiye’de de uygulanmaya başlanan ‘Invisalign’
yöntemiyle diş tellerine veda ediliyor. Lens gibi kolay
uygulanan bu yöntemle çarpık dişler, şeffaf diş kalıbı
şeklindeki apereylerle estetik görüntüyü bozmadan
tedavi ediliyor. Bu tedavinin Türkiye’deki bilinirliği ve
yaygınlığı nedir?
Yavaş yavaş yayılıyor ama aslında sekiz senedir var, yeni
değil. ABD’de yaygın olarak kullanılıyor. ABD’de bir laf vardır:
Hastaların bunu inanç gibi takmaları gerekiyor. Ama mesela çalışıyorsunuz ve iş görüşmelerine giderken çıkarmanız
gerekebiliyor. ‘Invisalign’ bu anlamda çok güzel bir sistem.
Ağızda bir şey yokmuş gibi görünüyor. ‘Harmony’ adlı sistem ise son dönemde oldukça yaygınlaşmaya başladı.
12 DİŞ DOSTU
Tüm ortodontistler bu yöntemi uygulayabilir mi?
Zaten sadece ortodontistler uygulayabilir. Dişhekimleri kesinlikle yapamaz. Dört
yıllık bir eğitim almak şart. Ortodondist olmak da yetmiyor. Bunun bir kursu
ve bir öğrenme eğrisi var. Altı-sekiz ay sürüyor. Ben, ABD’de doktora yaparken
başladım. O zamanlar braketler çabuk kırılıyordu, temizliği zordu, rahatsızlık
veriyordu. Şimdi artık telleri bükmek gerekmiyor. 18 sene olmuş bu uygulamayı
öğreneli.
Çocuklarda ortodontik tedaviye daha kapsamlı değinebilir miyiz? Tedavi için ilk ortodontik muayene ne zaman yaptırılmalı?
Yedi–sekiz yaş arasında yapılmalı. Felsefi olarak; tek bir tedavi metodu yoktur.
Bazı hekim diyebilir ki, “Biraz bekleyin, 12 yaşında bu dört dişi çekerek bu dişleri
yerleştirelim”; benim gibi hekimlerse erken tedavi ile çeneyi genişletip hiç diş
çekmeden, dişleri yerine oturtma yolunu seçer. Çeneyi genişleterek bu çapraşıklığı ortadan kaldırmak mümkün.
Eklemek istedikleriniz…
Türkiye’de ortodonti eğitimi ve fakültelerimiz oldukça iyi ama mutlaka branş
eğitimi de alınmalı. Sadece dişhekimi olmak yetmiyor. ABD’de pek çok dal var.
Artık dişhekimliğinin de dalları arttı. Türkiye’deki politikalar da uzmanların artmasını destekler durumda. Bazen dişhekimlerinin bu konuda sitemi olabiliyor.
“Ben her şeyi yapabilirim” diye bir şey yok, durmadan geliştirmek lazım. Ben
de dişhekimiyim ama 25 senedir diş çekmedim, diş taşı bile temizlemedim. Bu
yapamadığım anlamına gelmez. Ama ben bir kanalda uzman olmayı, bu alanda
en iyisini yapmayı ve hastaya ideal olan hizmeti verebilmeyi doğru buluyorum.
Meslektaşlarıma da bu şekilde ilerlemeyi tavsiye ediyorum.
YENİ ÜRÜNLER
İmplant Çeşitleri.
Tekdiş rekonstrüksiyonları, vidalı veya simante köprü sistemi ve
total protez uygulamalarında ihtiyacınız olan her çözüm MIS İmplant
sisteminin geniş ürün yelpazesinde mevcuttur. Aynı zamanda MIS
İmplantları her tür cerrahi ve kemik augmentasyonu uygulamalarında
kullanılabilir. Tüm implantlar uluslararası standartlara uygun; ISO,
FDA ve CE onaylarına sahiptir. İmplantlar biyolojik olarak uyumluluğu
kanıtlanmış titanyum malzemeden üretilmekte, yüzey pürüzlülüğü
kumlama ve asitleme tekniği ile sağlanmaktadır.
© MIS Corporation. All rights Reserved.
MIS’ in geniş ürün yelpazesinde implant cerrahisinde
karşınıza çıkabilecek her türlü zor durumda yaratıcı ve kolay
çözümler sağlayacak cerrahi kitler ve araparçalar mevcuttur.
Daha fazla bilgi için web sayfamızı ziyaret ediniz:
www.mis-implants.com ; www.misdent.com.tr
0483, ISO 9001:2000, ISO 13485:2003
DENT 13
MART 2012
D İ Ş
E S T E T İ Ğ İ
Dİş Telİ ve Estetİk
Artık estetik bir gülüşe sahip olmak isteyenler Ortadontistlerin kapısını çalıyor. Estetik kaygılarla
gelenler, ağız sağlığı sorunlarını duyunca bundan kaçınamıyor. Bir yandan dişler
beyazlatılırken, çürük tedavisine de başlanıyor...
Prof. Dr. Nazan Küçükkeleş Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Günümüzde estetik algısı çeşitli medya araçlarıyla gün be gün beynimize
kazınıyor. Daha güzel vücutlar, daha bakımlı kadınlar, belirli hatlar, güzel
saçlar, bembeyaz dişler... Tüm bunlar estetik kaygının nasıl da arttığını ve
güzelliğin nasıl da tek tipleştirilmeye çalışıldığının göstergesi. Hal böyle
olunca da estetik cerrahların kapısı her geçen gün daha çok çalınıyor.
Hem sadece estetik cerrahlar değil, ortodontistler de bundan nasibini
alıyor. Ama aslında sağlık açısından işe de yaramıyor değil. Ortodontistlere estetik kaygılarla gelenler ağız sağlık sorunlarını duyunca haliyle kaçamıyor. Bir yandan dişler beyazlatılıp, çene yapısıyla ilgilenilirken çürük
tedavisine de başlanıyor. Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi
Ortodonti Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazan Küçükkeleş, ortodontik tedaviyle ilgili sorularımızı yanıtladı.
Ortodontik tedavi nedir, neleri düzeltir?
Ortodontik tedavinin yaygın olarak bilinen tanımı dişlerdeki çapraşıklığın
tellerle düzeltilmesi. Ancak hadise bu kadar da basit değil. Ortodonti,
sadece dişlerdeki çapraşıklığın düzeltilmesi durumu değil, çenenin tümü
ve yüzle ilgili bir bilim dalı. Çenelerin konumunun bozulması, hem estetik
hem de fonksiyon bozukluğuna yol açıyor. Bu çiğneme, konuşma ve eklem
fonksiyonlarından biri olabilir. Çene bozukluğunun yüze yansıması fark edilebiliyor. Kimi zaman genetik olarak düşünülse de tedavisi mümkün. Yani
14 DİŞ DOSTU
çene ve yüz deformasyonları da ortodontinin kapsamına
giriyor. Önceleri hastalar bu tip sorunlar için estetik cerraha gidiyordu, ancak günümüzde biliyoruz ki bu tedaviler
ortodontist ve cerrahın yer aldığı bir ekiple gerçekleşiyor
ve ilk başvuru da genellikle ortodontiste oluyor. Çene
bozuklukları, ortopedik ya da cerrahi yollarla düzelebiliyor.
Tedavi yaşında sınır var mı?
Özellikle çene bozukluğu vakalarında erken yaşta teşhis
önemli. O yüzden kontrolü yedi-sekiz yaşlarında hiçbir
şey fark edilmese bile öneriyoruz. Çapraşıklık tedavisi
içinse 12-13 yaş ideal. Yıllar ve yaş geçtiyse dişlerdeki
çapraşıklığa çare yok diye düşünmeyin. Bu mümkün
olduğu gibi eskiye göre çok daha estetik bir şekilde
yapılabiliyor. Üstelik yaş sınırı da yok. Yetişkin hastalar
tellerin görünmesinden rahatsız oluyor fakat ona da
çözüm bulundu, diş renginde braketler ya da tamamen
görünmez diş telleri var.
Nedir bu görünmeyen diş teli?
Dişlerin arka yüzeylerine yapıştırılan diş telleridir. Bu
Estetik bir gülüş Ortodontik tedavi ile elde
edebileceklerinizden sadece biridir. Diğer
yandan hastalar Ortodontiste önce estetik
kaygılarla gelmiş olsa da sonrasında farklı
tedavilere de KABULLENİYOR.
uygulamaya lingual teknik diyoruz. Bu konuda en fazla
talep buluğ çağı ve sonrası hastalar ile giderek sayıları
artan erişkin hastalardan geliyor. Muayenehanemde
tedavi gören hastaların nerdeyse yarısını 20-50 yaş
arası bireyler oluşturuyor. Bunların içinde yöneticiler,
işadamları ve medya mensupları var. Orta derecede
bir çapraşıklıkta tellerin ağızda kalma süresi bir buçukiki yılı bulabiliyor. Doğal olarak bu bireyler, tellerinin
görünmesini istemiyorlar. İşte bu teknik, bu ihtiyaca
cevaben ortaya çıktı. Ülkemizde çok yaygın olmasa da
dünyada 20 yılı aşkın bir süredir uygulanıyor. Önceleri
standart boyutlarda hazırlanan bu tellerin teknolojileri
de her gün yenileniyor.
Bu uygulama klasik diş tellerinden
daha mı pahalı?
Evet, biraz daha pahalı. Bunun iki nedeni var: Birincisi,
sistem Avrupa’daki laboratuvarlarda hazırlanmakta ve
ülkeye gümrük ödenerek gelmekte; ikincisi, biz hekimlerin bu hastalar için harcadığı zaman ve emeğin daha
fazla oluşu. Yine bu tekniği uygulayabilmesi için ilgili
hekimin kurslara katılmış, yöntemin incelikleri konusunda tecrübe kazanmış olması gerekiyor ki bunun da bir
maliyeti var. İlgilenenler www.lingualtechnik.de isimli
web sitesinden bu teknikle ilgili detaylı bilgi alabilirler.
Ortodontik tedavi sadece estetik amaçlı mıdır?
Öyle sanılıyor fakat tabii ki değil. Bozuk diş kapanışı ya da bozuk çene
konumu sadece gülüşü ve yüz görünümünü değil tüm çiğneme sistemini etkiler. Bazı vakalarda bu durum çok daha ciddi sorunlara yol açar.
Ağız kapanmıyorsa ağız kuruluğu, dişeti hastalıkları ve giderek diş kaybı
oluşabilir. Çapraşıklığa bağlı olarak yetersiz diş temizliği söz konusu olur
bu da daha fazla çürük dişe yol açar. Yine kapanış bozukluğu ilerleyen
dönemde eklem sorunlarına bu da çiğnemede problemlere ve ağrılara yol
açabilir. Estetik bir gülüş ortodontik tedavi ile elde edebileceklerinizden
sadece biridir. Diğer yandan hastalar Ortodontiste önce estetik kaygılarla gelmiş olsa da sonrasında farklı tedavilere de başlayabiliyoruz. Bu
anlamda olumlu katkısı olduğu söylenebilir. Ancak ağız sağlığı konusunda
bilinçlenmek için biraz daha zamana ihtiyaç var belli ki.
Hastaların yaklaşık
yüzde 50’sini 20-50
yaş arası bireyler
oluşturuyor. Bunların
içinde yöneticiler,
işadamları ve medya
mensupları var.
Orta derecede bir
çapraşıklıkta tellerin
ağızda kalma süresi
1,5-2 yılı bulabiliyor.
MART 2012 15
100 % kişiye özel tedavi imkanı
Kişiye özel tel üretimi, 3 D modelleme, braket yerleşimi
İstanbul : Teşvikiye Caddesi
No.47 K.3 D.3 Nişantaşı Tel. (0212) 219 97 55
Ankara : Ziya Gökalp Caddesi No.7 K.7 D.27 Kızılay Tel. (0312) 435 35 22
İzmir : Cumhuriyet Bulvarı No.181 K.3 D.3 Alsancak Tel. (0232) 421 59 65
www.medikodental.com
16 DİŞ DOSTU
F. (0212) 219 97 60
F. (0312) 435 35 09
F. (0232) 464 88 74
facebook.com/Medikodental
A Ğ I Z
V E
D İ Ş
S A Ğ L I Ğ I
YETİŞKİNLERDE
ORTODONTİK TEDAVİ
Ortodonti uzmanları dişlerin çapraşıklıkları ve çenelerin düzensizliklerini düzeltirler. Beş yıllık dişhekimliği
eğitiminden sonra yaklaşık olarak beş-yedi yıl uzmanlık eğitimi alarak uzman olurlar. Ortodonti uzmanları
ortodontik tedavilerin yalnızca uzmanları tarafından yapılması gerektiğini savunuyorlar!
Dr. Hakan Dönmez Dişhekimi Ortodonti Uzmanı
İ
dealinde, alt dişlerin düzgün ve kutu gibi, üst dişlerin ise düzgün
ve kutunun kapağı gibi olması gerekir. Ortodontik tedavinin en
önemli avantajlarından biri şudur; dişler çene kemiği içinde hareket
ederler.Kesmeye, kaplama yapmaya gerek kalmadan doğal olarak
düzelirler.
Yetişkinlerde ortodontik bozukluk olarak; çapraşıklık, seyreklik, ön-yan
çapraz kapanış, diş gıcırdatma-aşınma, dişeti sorunları, gömük-devrilmiş -eksik dişler, fırlaklık, açık kapanış, derin kapanış, alt ve üst çenelerin önde ya da geride olması görülebilir. Tüm bu bozuklukların tedavisi,
dişleri saran dişeti ve kemik dokusu sağlıklıysa her yaşta mümkündür.
Ortodontik tedavinin ilk günlerinde (sadece üç-beş gün) dişlerin hareket
etmeye direnç göstermeleri sebebiyle kişiden kişiye değişen oranlarda
ağrı ve sızlama olabilir. Birinci-ikinci haftada dudak ve yanak içlerinde
sabit ortodontik aygıtlardan kaynaklanan tahriş oluşabilir. Sonrasında
neredeyse tedavinin hiçbir safhasında bu tarz rahatsızlıklar yaşanmaz.
Yetişkinlerdeki bazı ortodontik bozuklukların sadece dişleri hareket
ettirerek düzeltilmesi mümkün değildir. Ortognatik cerrahi tedavisi
ile çenelerin hareket ettirilmesi gerekebilir. İlk önce dişler düzeltilir,
ardından çenelerin düzeltilmesi için çene ameliyatı yapılır, son olarak da
dişler detaylandırılır ve pekiştirme tedavisine başlanır.
Dişlerin ve çenelerin düzeltilmesi yetmez, düzgün
konumlarının korunması ve kalıcılığı da gereklidir. Bu
yüzden, ortodontik tedavi sonunda pekiştirme tedavisi
yapılır. Fakat pekiştirmenin teşhis ve tedavi planlaması
safhasında başlaması ve tedavi sırasında olgunlaştırılması önemlidir.
YER DARLIĞI
Eğer aşırı yer darlığına bağlı çapraşıklık mevcutsa
bazen süt dişi olmayan sürekli dişler ve çürük olmayan
sağlam dişlerin çekilmesi gerekir. Bu dişlerin normalde
çekilmesini kimse istemez. Ancak, eğer dişlerin sağlıklı
ve kalıcı bir şekilde dizilebilmesi için yeterli çene
kemiği alanı mevcut değilse diş çekimi yapmamak,
düzeltilen dişlerin tekrar bozulmasına yol açar. Böyle
bir vakada, diş çekimi yapmak birkaç dişin kaybına
yol açsa da, tüm dişler düzgün dizildiğinden daha iyi
temizlenebilecek, kutu ve kapak ilişkisinde olacağından
daha iyi fonksiyon görecek, daha kalıcı olacak, özetle
uzun vadede çok daha sağlıklı olacaklardır.
MART 2012 17
A Ğ I Z
V E
D İ Ş
S A Ğ L I Ğ I
Eğer az düzeyde yer darlığına bağlı çapraşıklık mevcutsa diş çekimine
gerek kalmadan sadece dişlerin en geniş noktaları olan ekvator hatları
minimal düzeyde aşındırılarak da gerekli yer sağlanabilir. Bu işlem
zararlı, ağrılı, sancılı bir işlem değildir. Dişlerin minelerinin ancak çok
az bir bölümü aşındırılır ve parlatılır. Bu yüzden herhangi bir şekilde
çürük riskini artırmaz, hassasiyet ve sızlamaya neden olmaz. Fakat çok
dikkatle ve özenle yapılmalıdır. Genellikle iki-üç kez tekrarlanabilir.
AĞIZ HİJYENİ
Dişlerimizi her yemekten sonra yaklaşık beş dakika fırçalamalıyız.
Bunu yapmazsak genetik mirasımızın da kalitesine bağlı olarak
zamanla dişlerimiz çürüyebilir. Dişlerini hiç fırçalamayan fakat dişleri
çürümeyen, dişlerini çok fırçalayan fakat az da olsa dişleri çürüyen
insanlar olmasına rağmen sayıları azdır. Medeni ve sosyal bireyler
olarak dişlerimizi düzenli olarak fırçalamamamız zaten düşünülemez.
Deprem Dede’nin dediğini hatırlarsınız; “Deprem öldürmez, kötü inşaa
edilmiş binalar öldürür”.
Sabit ortodontik tedavi sırasında kullanılan braketler
dişleri çürütmezler ve dişlerin üzerlerinde hiç çıkmayacak lekeler oluşmasına da neden olmazlar yani
‘Diş Dostu’durlar. Ancak dişler tedavi sırasında tam
anlamıyla temizlenemezse maalesef dişler çürüyecektir ve kalıcı lekeler oluşacaktır.
ORTODONTİK AYGITLAR
Yediden yetmişe her insan düzgün dişlere sahip olmak ister fakat dişleri düzeltilirken, dişlerini düzelten
aygıtların görünmesini istemez. Bu gayet doğal bir
tepkidir çünkü ortodontik tedavi genellikle ‘tel tedavisi’ olarak bilinir. Kişiden kişiye değişiklik gösterse
de bir yıldan iki buçuk yıla kadar değişen aktif sabit
ve bir yıl pasif pekiştirme tedavisi olmak üzere uzun
bir dönemi kapsar. Bu süre genellikle insanlara çok
uzun gelmektedir. Bu süreyi aşırı uzun bulup, dişlerini
kestirip kaplama yaptıranlara da, şeffaf plakları ya
da şeffaf braketleri tercih edip dişlerini doğal olarak
düzelttirenlere de rastlanmaktadır. Bu yüzden son
zamanlarda şeffaf aygıtlarda teknolojik ve sayısal bir
çok gelişme olmuştur. Günümüzde geleneksel metal
braketler (sabit), şeffaf braketler (sabit), içten takılan
lingual braketler (sabit) ve şeffaf plaklar (takıp
çıkartılabilir) olmak üzere birçok seçenek mevcuttur.
Şeffaf plaklar her vakaya fayda sağlayabilirler fakat
her vakayı özellikle diş çekimi yapılan vakaları tamamen düzeltemeyebilirler. Burada ortodonti uzmanının
ayırıcı tanısı ve tedavi planı çok önemlidir.
Sabit ortodontik tedavi sırasında
kullanılan braketler dişleri çürütmezler
ve dişlerin üzerlerinde hiç çıkmayacak
lekeler oluşmasına da neden olmazlar
yani ‘Diş Dostu’durlar. Ancak dişler
tedavi sırasında tam anlamıyla
temizlenemezse maalesef dişler
çürüyecektir ve kalıcı lekeler oluşacaktır.
Sabit ortodontik aygıtlar ‘braket’ olarak adlandırılır.
Dişlerin üzerlerine yapıştırılır ve tedavi sonunda
çıkartılırlar. Metal olanlar en çok, şeffaf olanlar en
az görünürken, dil tarafına yapıştırılanlar (lingual)
hiç görünmezler. Sabit aygıtlar kullanılarak dişler her
vakada mümkün olan en ideal şekilde düzeltilirler.
Şeffaf plaklar takılıp çıkartılabilirler ve takıldıklarında fark edilmezler. Sadece dişleri parlatırlar. Şeffaf
plaklar kullanılarak dişler basit vakalarda ideal
şekilde düzeltilirler.
Uzun ve başlangıçta zorlukları olan ortodontik tedavi
sonunda, tedavinin artıları eksilerinden kat kat
fazladır. Ortodontik tedaviler ağız-diş sağlığımızı ve
estetiğimizi optimum düzeylere çıkartırlar. Sağlıklı
ve estetik bir ağız-diş yapısı prezentabl olmakta çok
etkilidir. Hayatlarımızın kişisel, sosyal ve mesleki
yönlerine gayet olumlu katkılarda bulunur.
18 DİŞ DOSTU
MART 2012 19
Diş Dostu
Kalite Belgesi ile
fark yaratın!

Benzer belgeler

Röportajın devamı için tıklayınız.

Röportajın devamı için tıklayınız. söyleşi gerçekleştirdik. Söyleşi l Deniz Kahveci

Detaylı