Yazı için tıklayınız. - MER-DER

Transkript

Yazı için tıklayınız. - MER-DER
FISTIK YETĐŞTĐRĐCĐLĐĞĐ VE
FISTIKTA AFLAOKSĐNLE MÜCADELE
Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmekte olup Birleşmiş Milletler Kalkınma
Programı tarafından GAP Bölge Kalkınma Đdaresi ile Đşbirliği halinde GAP GĐDEM
(Girişimci Destekleme Merkezleri) projesi Hibe programı kapsamında gerçekleşmiştir.
Bu yayın Avrupa birliği desteği ile oluşturulmuştur. Bu yayının içeriklerinin sorumluluğu
yalnızca Siirt Ticaret ve Sanayi Odasına aittir ve hiçbir şekilde Avrupa Birliği’nin görüşlerini
yansıtmamaktadır.
FISTIK YETĐŞTĐRĐCĐLĐĞĐ
EKOLOJĐK ĐSTEKLERĐ
:
Fıstık yazları uzun, sıcak, kurak ve kışları nispeten soğuk olan bölgelerde ekonomik
olarak yetişebilmektedir. Yaz aylarında meyvenin gelişmesi ve olgunlaşması için oldukça
fazla ve uzun süre yüksek sıcaklık, kış aylarında ise belli süre düşük sıcaklığa ihtiyaç gösterir.
Kış soğuklarının -15 derece ve daha fazla düşme ihtimalinin olduğu alanlarda meyve gözleri
zarar görür. Bölgemizde, fıstık ağaçları Nisan ayının ilk yarısında çiçek açmaktadır. Bu
dönemde olabilecek düşük sıcaklıklar, ağaçların ileriki aşamada küçük meyve dökümüne
neden olmaktadır. Fıstığın, bitkinin gelişmesi, meyve içinin tam olarak dolması ve
olgunlaşma için, uzun bir vejetasyon süresi ile birlikte yüksek sıcaklığa ihtiyaç duymaktadır.
Sıcaklık toplamının yetersiz olduğu yıllarda ve bölgelerde, meyveler içlerini tam
dolduramamakta, çıtlama oranı ve çıtlama aralığı az olmakta, dış kabuk sert kabuktan zor
ayrılmaktadır.
Çiçeklenme döneminde uzun süre devam eden serin ve yağışlı hava erkek ağaçların
çiçek tozlarının yayılmasını olumsuz etkilemektedir.
Fıstık nispeten derin, süzek, tınlı ve kısmen kireçli toprakları sevmektedir. Karakter
olarak kurak şartlarda yetişebilen bir meyve türüdür
şekil 1 : Fıstık ağacı
DÖLLENME BĐYOLOJĐSĐ :
Fıstıkta erkek ve dişi çiçekler ayrı ayrı ağaçlar üzerinde bulunur. Meyve
oluşumu için tozlanma ve döllenme zorunludur. Döllenmeyen çiçekler dökülür veya
bunlardan içi boş (fıs) meyveler meydana gelir. Fıstıkta tozlanma rüzgar vasıtasıyla olur. Bu
nedenle, erkek ağaçların bahçeye yerleştirilmesinde hakim rüzgarın yönüne dikkat
edilmelidir.
şekil 2. dişi anaç
DÖKÜMLER
şekil 3. erkek anaç
:
Fıstıkta çiçek ve küçük meyve dökümleri ile Haziran dökümleri olmak üzere iki
döküm periyodu vardır.
Fıstıkta ilk önemli döküm periyodu, tam çiçeklenmeden hemen sonra başlayan,
yaklaşık 1 ay devam eden çiçek ve küçük meyve döküm oranı % 71 ‘dir. Bunlar salkım
silkmesi ve salkım seyrelmesi olarak görülür.
Salkım silkmesinde çiçek salkımları kuruyarak dökülür. Salkım silkmesinin nedenleri,
iklim faktörleri ve beslenme yetersizliği olarak gösterilebilir.
Salkım seyrelmesi; Salkım üzerindeki çiçek ve küçük meyvelerin büyük kısmının
dökülmesi veya kuruyup kalması şeklinde meydana gelir. Salkım seyrelmesi daha çok
yetersiz döllenme sonucu meydana gelmektedir.
Haziran dökümü iri meyve dökümü olup, haziran ayı sonuna kadar devam eder.
Haziran dökümünün sebebi su ve besin maddesi eksikliğidir.
Şekil 4. Fıstıkta salkım silkmesi.
BOŞ MEYVE OLUŞUMUNUN NEDENLERĐ :
1-Bahçe içerisindeki erkek ağaç sayısının az olması ve dişilerle aynı zamanda çiçek
açmaması.
2-Diğer meyve türleri ile karışık bahçe tesisi.
3-Çevrede arıcılık yapılması.
4-Erkeklerin zayıf anaç üzerine aşılanması.
5-Đklim faktörleri.
YAPAY DÖLLENME
:
Çeşitli nedenlerle yeterli tozlanma olmayan bahçelerde yapay tozlanma yöntemi
uygulanır. Yapay tozlanma, çiçeklenme başlangıcında toplanan erkek çiçek salkımlarının dişi
ağaçlara asılması şeklinde ya da havada gerilmiş ince bir elek teli üzerine konularak bunların
çiçek tozları saçması sağlanarak uygulanır.
FISTIĞIN ANAÇLARI :
1-Fıstık
2-Buttum
3-Melengiç
4-Atlantik sakızı
Yöremizde, doğal olarak yetişen ve yüksek adaptasyon yeteneği gösteren melengiç
ağaçları anaç olarak kullanılmaktadır.
ÇOĞALTMA
:
1-Doğada kendiliğinden yetişen anaçlar üzerine aşılama.
2-Tohumla elde edilen çöğürlerin üretim bahçelerine dikilerek yerinde aşılama.
3-Aşılı tüplü fidan.
Şekil 5. Tüplü fıstık fidanı
AŞILAMA
:
Fıstıkta genellikle sürgün göz aşıları uygulanmaktadır. Bunun yanında aşılama
mevsimini uzatmak ve aynı yıl daha fazla aşı yapabilmek amacıyla durgun göz aşısı,bor
aşısı,yonga aşı ve yama aşısı yapılmaktadır.Yöremizde genellikle sürgün göz aşıları Mayıs
sonu –Haziran başında yapılmaktadır.
Şekil 6. Fıstık aşısı
Şekil 7. Aşılanmış fıstık ağacı
FISTIKTA BAKIM
Bütün meyve ağaçlarında olduğu gibi fıstıkta da bol ve kaliteli ürün almak için yıllık
bakım işlemlerinin zamanında ve düzenli yapılması gerekir. Aynı zamanda fıstıkta düzensiz
meyve verme (periyodisite) ve buna bağlı olarak ürün azlığı yetiştiricilikte karşılaşılan önemli
sorunların başında gelmektedir. Bakım işlemleri ile bu özellik asgari seviyeye indirilebilir.
1-TOPRAK ĐŞLEME :
Kış aylarına girerken üç veya beş soklu pullukla derin olarak yapılan kontur (çapraz)
sürüm yağmur sularının toprağın alt katmanlarına inmesini sağladığından yapılması gereken
önemli bir sürümdür. Çiftçiler buna zemheri sürümü de derler. Kayalık ve fazla eğimli
yerlerdeki fıstık bahçelerinde kontur sürümün yapılması biraz zordur. Eğime dik olarak toprak
işleme yapılamıyorsa teraslama yapılmalıdır.
Đlkbaharda sürümü genellikle iki kez ve yüzeysel olarak yapılır.Birinci Sürüm Nisan
ayında yabancı ot kontrolüne yönelik,ikinci sürüm ise Mayıs ayında yağmurların
kesilmesinden hemen sonra, toprak tavında iken yabancı ot kontrolü ve toprakta suyun
muhafazasına yönelik yapılır.
2-GÜBRELEME
:
Fıstıkta periyodisitenin kısmen indirilerek, bol ve kaliteli ürün alınabilmesi için
dengeli ve yeterli düzeyde gübreleme yapılmalıdır.
Yöremizde, Fıstık yetiştirildiği alanlarda toprak PH‘sı alkali özelliktedir. Bu nedenle
asit kökenli gübreler (A.Sülfat-Üre) kullanılmalıdır.
Yöredeki yağış zamanı dikkate alınarak, Şubat yada Mart ayı başında Ağacın yaşına
göre 2-5 Kg/ağaç A.Sülfat önerilebilir. Gübre ağacın yaklaşık 1 m çapındaki kısmının dışında
kalan taç izdüşüm alanına serpilerek toprağa karıştırılmalıdır. Yağışın az olduğu zamanlarda
Ocak ayında da verilebilir.
Fıstığın fosfor, potasyum ve organik gübre uygulamalarının birlikte yapılması önemli
faydalar sağlamaktadır.
Şekil 8. Fıstıkta gübreleme şekli
3-BUDAMA
Fıstık reçineli olduğundan, prensip olarak, budamada kalın dal kesilmemelidir. Reçine
akan yerlerde kurumalar olabilmektedir.
Ağaç fidan devresinde iken, üç veya dört bazen iki ana dal bırakılarak şekil budaması
yapılır. Fıstık ağaçlarında budama; fidan döneminde şekil budamasından sonra, genç
ağaçlarda kuru dalların ayıklanması, sık birbiri aleyhine gelişen dalları seyreltilmesi, çok yaşlı
ağaçlarda yeni sürgün teşekkülünü teşvik etmek için fazla derin olmayacak şekilde kesimler
yapılması şekilde olmalıdır.
Kuru dal ayıklanmasına hasattan hemen sonra, kuru yaş kısımları belli iken girilebilir.
Fıstıkta kuru dal ayıklanması çok önemlidir. Mutlaka yapılmalı ve ağaçta hiç kuru dal
bırakılmamalıdır. Aksi halde kuru dallar haşere yatağı olmaktadırlar.
Budamada dikkat edilecek en önemli nokta, budamanın tırnak bırakılmadan yapılmasıdır
4-SULAMA
Yağışla birlikte verim çağındaki fıstık ağaçlarının yıllık su ihtiyacı 620-760 mm.
arasındadır. Haziran-Ağustos ayları sonunda, o yılki yağışa ek olarak 20 gün ara ile sulama
yapılması, fıstıkta gelişmeyi arttırıp periyodizitenin kısmen önlenmesine etkili olmaktadır.
Şekil 9. Fıstıkta sulama
FISTIK ZARARLILARI
Fıstık, meyveleri taze ve kuru olarak iç ve dış pazarlarda her zaman alıcı bulan; son
yıllarda ülkemize önemli oranda döviz kazandıran; satış değeri yüksek, verimi iyi ve bakım
giderleri ucuz olan önemli bir meyve çeşidimizdir.
1-FISTIK YAPRAK PSYLLASI (Agonoscena targionii)
Ülkemiz Fıstık alanlarında gerek yayılış alanı ve gerekse yoğunluk bakımından en
önemli zararlılardan biri Fıstık Yaprak Psyllası’dır.
Şekil 10. Fıstık yaprak psyllası nimfleri.
Yumurtadan çıkan nimfler, yapraklarda bitkinin özsuyunu emerek beslenirler. Zarar
gören yapraklar sararıp dökülürler. Yaprakların zamanından önce dökülmesi, hem ağacın
zayıf kalıp bodurlaşmasına, hem de sürgünlerdeki bir yıl sonra meyve verecek karagözlerin
dökülmesine sebep olmaktadır. Nimfler, beslenmeleri esnasında tatlımsı bir madde
salgılamaktadır. Zararlının çok yoğun olduğu ağaçların altı, toz şeker serpilmiş gibi görünür.
2-FISTIK KABUKLU BĐTĐ VE KOŞNĐLLER
Fıstık bahçelerinde Fıstık Koşnili, Fıstık Torbalı Koşnili, Fıstık Beyaz Kabuklu Biti,
Fıstık Virgül Kabuklu Biti olmak üzere 4 farklı tür bulunmaktadır.
Larvalar, yaprakların özsuyunu emmek suretiyle zararlı olurlar. Yoğunluğun fazla olduğu
fıstık bahçelerinde sürgün ve dallar gelişemez, yapraklar zamanından önce dökülür.
Sonuçta fıstık ağaçları zayıf kalır, meyve verimi ve kalitesi düşer.
Fıstık koşniline karşı mücadele, kültürel önlem olarak, yoğun şekilde bulaşık dal ve
sürgünler budama sırasında kesilerek bahçeden uzaklaştırılmalıdır. Đlaçlı mücadelede
yumurtaların tamamının veya tamamına yakın bir kısmının açıldığı dönem en uygun
mücadele zamanıdır.
Şekil 11 ve 12. Fıstık beyaz kabuklu biti.
3-ŞIRALI ZENK
Nimflerinin yan yan yürümeleri ile tanınır. Fıstık alanlarında önemli zararlılardan
birisidir. Ergin ve nimfleri bitki özsuyu ile beslenirler. Ayrıca salgıladıkları tatlımsı madde
nedeniyle fumajin oluşumuna neden olmakta ve bunun sonucu olarak aynı yıl ürünü nitelik ve
nicelik olarak olumsuz yönde etkilemektedir. Şıralı Zenke karşı mücadelede yaz aylarında
nimfleri hedef alınır.
Şekil 13 ve 14. Fıstıkta şıralızenk hastalığı
4-FISTIK MEYVE ĐÇ KURDU
1- Fıstık iç güvesi
2- Fıstk meyve iç kurdu
Fıstık iç güvesinin larvaları henüz taze olan meyve kabuğunu meyve sapına yakın bir
yerden delerek içeri girmekte ve yeni oluşan meyve içini tahrip etmektedir. Larvalar
buldukları meyvede besin azaldığında başka meyvelere geçerek zararlarına devam etmektedir.
Bir larva 8-12 meyveyi tahrip edebilmektedir.
Şekil 15. Fıstık iç güvesi
şekil 16. Fıstık meyve iç kurdu
Meyve içlerinde ilk genç larvaların görüldüğü dönem en uygun mücadele zamanıdır.
5-FISTIK DAL GÜVESĐ
Fıstığın sürgünlerin uç kısımlarında beslenerek büyüme konisini tahrip eden, salkımlar yolu
ile sürgün içinde galeri açarak beslenen, sürgün ve yapraksız salkımların oluşmasına neden
olan önemli bir zararlıdır.
Şekil 17. Fıstık dal güvesi
Şekil 18. fıstık dal güvesi zarar şekli
Fıstık Dal Güvesinin mücadelesinde, yumurtalardan yeni çıkan genç larvaların, sürgün
içindeki asıl beslenme yerlerine ulaşmadan ilaçla temas edip ölmeleri hedef alınmaktadır.
6-FISTIK KARAGÖZ KURDU
Fıstık Karagöz Kurdu, üreme ve beslenme zararı olmak üzere iki şekilde zarar
yapmaktadır. Üreme sırasındaki larvalar ağaçlarda galeri açarak iletim kanallarını tahrip
etmekte ve kurumalarına neden olmaktadır. Beslenme sırasında sürgün ve meyve gözleri
diplerinde beslenmekte, meyve gözleri kurumakta ve dökülmektedir.
Fıstık Karagöz Kurduna karşı mücadelede, kimyasal mücadele ekonomik ve başarılı
olmamaktadır. Bunun yerine ekonomik ve etkisi kesin olan kültürel önlemler öğütlenir. Şubat
ve Mart aylarında bahçelerdeki budama artıkları demet yapılır ve tuzak olarak ağaç altına
bırakılır. Bahçede bulunan bütün erginler üremek amacıyla dalların içine girerler ve yumurta
bırakırlar. Erginlerin ilk giriş deliklerinden talaş çıkmaya başlayınca bu demetler toplanıp
yakılmalıdır.
Şekil 19. Fıstıkta karagöz kurdu mücadele şekli
7-FISTIK GÖZ KURDU
Đlkbaharda yumurtadan çıkan larvaların zararı sonucu fıstık ağaçları çiçek açmamakta
ve meyve bağlamamaktadır.
Şekil 20. Fıstık göz kurdu zarar şekli
AFLATOKSĐN NEDĐR ? NASIL OLUŞUR ?
Đnsan gıdalarında, tahıllarda, yemlerde ve her türlü kuru yiyeceklerde rutubetin
artmasına ve sıcaklığa bağlı olarak, mantar türleri hızla üreyerek mikotoksin (küf zehiri)
denilen zararlı bir toksin (zehir) üretirler. Bunların en önemlisi “Aflatoksin”dir.
Aflatoksinler, kuvvetli zehir ve kanserojen maddelerdir. En zehir etkili olanı hem kanser hem
de gen yapısını değiştirebilen Aflatoksin B1’dir.
Küfler yiyecekler üzerinde pamuk görünümünde, bazen renkli oluşumlar yaparak
ürerler. Hatta ürünün gözle görülür küf gelişmesi olmayan derin kısımlarına kadar girerler.
Bu nedenle küflenmiş gıdaların, küflenmiş kısımlarının atılarak diğer kısımlarının tüketilmesi
yanlıştır.
Mikotoksinlerin Đnsan ve Hayvan Sağlığı Üzerine Olan Olumsuz Etkileri;
Mikotoksinler insan ve hayvanlarda; karaciğer, böbrek, beyin, sinir sistemi, kan,
akciğer ve sindirim sistemini olumsuz etkiler.
Mikotoksinler insanlarda;
◄ karaciğer kanserine ve gen yapısında değişikliklere yol açar,
◄ vücudun hormonal dengesini bozar,,
◄ vücudun koruyucu sistemini zayıflatır,
◄ kısırlığa neden olur,
◄ gıda emilimini azaltır ve kemikleri zayıflatır,
◄ vücut direncini düşürerek vücudu hastalıklara açık hale getirmektedir.
Hayvanlarda ise;
◄ mide-bağırsak sistemlerini tahrip eder,
◄ büyümede ve yem dönüşümünde zayıflamaya yol açar,
◄ verimde düşüş yapar,
◄ hastalıklara dayanıksızlığa sebep olur,
◄ kanatlılarda yumurta üretimini düşürür,toplu ölümlere neden olur.
Đnsanlar ve hayvanlar mikotoksinleri direk olarak, aflatoksinle bulaşmış gıda ve yem
maddelerini tüketerek alırlar. Ayrıca aflatoksin bulaşmış yemle beslenen hayvanların,
yumurta,peynir ve süt gibi ürünlerine de toksin (zehir) bulaşmış olur. Bu yolla insanlara da
geçmiş olur.
Küflerin neden olduğu zehirlenmeler; kısa sürede belirtilerini göstermez. Uzun süre
küflü besinlerin tüketilmesi sonucu sinsi bir şekilde ortaya çıkar.
Aflatoksin Oluşabilen Ürünler Nelerdir ? Sert kabuklu yağlı-kuru meyveler ( fındık, fıstık
ve yer fıstığı ), bazı kuru meyveler (kuru incir, kuru üzüm), yağlı tohumlar (Pamuk tohumu),
bazı tahıllar ve baharatlar (kırmızı biber, karabiber, hindistan cevizi), ayrıca bazı hayvansal
ürünler de (süt, peynir, sakatat) gerekli koruyucu tedbirler alınmazsa aflatoksin meydana
gelebilir.
Şekil. 21,22,23 ve 24( Bazı aflatoksin içerebilen meyveler)
FISTIĞIN DEPOLANMASINDA AFLATOKSĐNE KARŞI ALINMASI
GERKEN ÖNLEMLER
▲ Fıstıkta raf ömrünü kısaltan etkenlerden en önemlisi küflenme’dir. Fıstıkta küf gelişmesi
ve dolayısıyla aflatoksin oluşumunun en önemli nedeni yüksek su aktivitesi ve sıcaklıktır.
▲ Fıstıkta aflatoksin oluşumunun engellenmesi, küfün ürüne girme ve toksin (zehir)
oluşturma şartlarının yok edilmesinden geçmektedir. Eğer fıstıkta aflatoksin oluşmuşsa bunu
uzaklaştırmak veya yok etmek mümkün değildir. Önemli olan aflatoksinin oluşmasını hasat,
harman ve depolama aşamasında engellemektir.
▲ Depolamada amaç; küflenme, renk bozukluğu, acılaşma, tat, lezzet ve aroma kaybının
önlenmesidir. Depolarda sağlanan düşük hava nemi ve düşük sıcaklıkla küflerin üremesi
durdurulur. Bu nedenle fıstığın nemi, depo sıcaklığı ve depo nemi kontrol altına alınmalıdır.
▲ Depo olarak kullanılacak yerlerin özellikleri şunlardır ;
◊ Serin ve kuru nitelikte olmalıdır.
◊ Doğrudan güneş ışığı almamalı, nem yapmamalıdır.
◊ Depo tabanı su baskınlarına karşı yerden yüksek olmalıdır.
◊ Depo üstü tavan ve çatılar akmayı, sızmayı önlemeli, sıcaklık değişmelerinden etkilenmeyi
önleyecek şekilde yalıtımlı olmalıdır.
◊ Kanalizasyon boruları geçen ve lavabo olan yerler depo olarak kullanılmamalıdır.
◊ Depo Sıcaklığı 5-10 derece olmalı, depo bağıl neminin % 70’in üzerine çıkmaması
sağlanmalıdır.
◊ Deponun kapı, pencere ve diğer kısımları bulaşmaları ve zararlı girişini önleyecek şekilde
yapılmalıdır.
◊ Depo tabanında ızgara bulunmalı, ızgaralar üzerine üst üste 10 çuvaldan fazla
konulmamalı, istifler arasında boşluk bırakılmalıdır. Đstiflenen çuvallar depo duvarından 10
cm. uzakta olmalıdır.
▲ Fıstık mutlaka
kullanılmamalıdır.
jüt çuvallara doldurularak depolanmalıdır. Kesinlikle naylon çuvallar
Şekil.25 Fıstıkta depolama sistemi
▲ Depolamadan önce fıstıkta nem, gizli çürük, toplam küf ve aflatoksin analizleri
yapılmalıdır. Ayrıca en az ayda bir kontrol edilmelidir.
▲ Yığın halinde ve çok sayıda çuvalı üst üste koyarak depolama yapılmamalıdır. Özellikle
yığın halinde depolamada fıstık havasız kalabildiğinden küf gelişmesi için uygun bir ortam
oluşur. Ayrıca aşırı basınç bedeniyle hücre zarlarının zarar görmesi acılaşmayı hızlandırır.
▲ Depolama öncesi fıstığın çok iyi ayıklanması,
adımlardan birisidir.
aflatoksin oluşumunu engellemedeki
şekil 26.Aflatoksinli fıstık
AFLATOKSĐN FISTIK ĐHRACATINI NASIL ETKĐLER
◄ Đyi koşullarda yetiştirilmeyen ve usulüne uygun hasat/harman edilmeyen fıstıkta
kalite sorunları yaşanmaktadır. Fıstığa gereken özen gösterilmediği takdirde son derece
besleyici olan bu gıda maddesi insan sağlığını tehdit edebilmektedir. Avrupa ülkeleri,
Türkiye’den ihraç edilen fıstıkta fazla miktarda aflatoksin bulunduğunu ileri sürerek bu
ürünlerimizi geri göndermektedirler. Bu da büyük ekonomik kayıplara yol açmaktadır.
◄ Fıstıkta kalite kayıplarına neden olan ve dayanma süresini kısaltan etkenlerden en
önemlisi küflenmedir. Fıstıkta küf oluşması yaygın olup, gelişmeleri insan ve hayvan sağlığı
için önemli bir risk oluşturmaktadır. Küf gelişimi bahçede başlayabilmekte, hasat, yığın
halinde bekletme, yetersiz ve uygun olmayan kurutma koşulları ve fıstığın naylon çuvallarda
bekletilmesi nedeniyle gelişebilmekte, uygun olmayan depolama koşulları ve taşıma sırasında
da bu artış devam etmektedir. Küfün uygun sıcaklık, nem ve besi ortamında gelişmesiyle
Aflatoksin oluşmaktadır.
◄ Toplandıktan sonra harmana indirilinceye kadar naylon çuvallarda bekletilmiş,
toprakla fazla temas etmiş, gelişmemiş, iyi iç doldurmamış, erken veya çok geç hasat edilmiş,
erken patoza verilmiş, iyi kurutulmamış, kurutulurken ıslanmış, iyi şartlarda ve jüt çuvallarda
muhafaza edilmemiş fıstıkta Aflatoksin oluşumu daha fazla görülmektedir.
◄ Fıstıkta aflatoksin oluşması ve aflatoksinin kanserojen olması fıstığın tehlikeli
ürünler arasında yer almasına neden olmaktadır.
◄ 1 Mart 2002 tarihinden itibaren Türkiye’den Avrupa ülkelerine ihraç edilen her
fıstık partisinden numune alınarak aflatoksin analizi yapılmaktadır. Analizlerde yüksek
miktarlarda aflatoksin çıkarsa ürün ihraç edilememektedir. Başka bir ülkeye gönderilememesi
durumunda ise imha edilmesi gerekmektedir.
bunlarda fabrikada işlenmeden önce hasatta, harmanda, depoda aflatoksin oluşmuşsa
bunlardan elde edilecek ürünlerde de aflatoksin bulunacaktır. Eğer fıstıkta aflatoksin
oluşmuşsa bunu % 100 uzaklaştırmak veya tamamen yok etmek mümkün değildir. Önemli
olan fıstıkta aflatoksinin oluşmasını engellemektir.
▼
Erken hasat edilerek erken pazara getirilen, nem oranı yüksek, iyi seçilmemiş, iyi
kurutulmamış fıstık kesinlikle alınmamalıdır. “ Bir miktar yaş fıstık nasıl olsa kuru fıstığın
arasında kaybolur ” mantığı ile fıstık alınmamalı, yaş fıstıklar kuru fıstıklarla
karıştırılmamalıdır. Unutulmamalıdır ki; aflatoksin oluşumu direkt fıstığın içerdiği su
aktivitesi ile ilgilidir.
▼
Kabuklu fıstığın içi boş olmamalı, içleri normal gelişmiş ve sağlam olmalıdır. Fıstıkta
canlı veya ölü böcekler, zararlıların gözle görülür tahribatı, küflenme, hastalık ve çürüme
belirtileri, acılaşma, yabancı tad ve koku bulunmamalıdır.
▲
Satın alınacak kuru kabuklu fıstığın su aktivitesi 0.70’in altında olmalıdır.
▲
Farklı yıllarda hasat edilmiş fıstıklar birbirleriyle karıştırılmamalıdır.
▲
Fıstık depolanmadan önce kesinlikle jüt çuvallara doldurulmuş olmalıdır.
▲
Fıstık alırken mutlaka seçici davranılmalı, düşük fiyata daha çok ve her türlü fıstık (
özellikle yaş ve iyi seçilmemiş fındıkları) alma yoluna gidilmemelidir.
◄
Önümüzdeki yıllarda ihracatta aflatoksinin yanında, ürünün temas ettiği yüzeylerden
veya çalışanlardan bulaşabilecek Salmonella, Koliform, bakteri, maya, küf yükünden
kaynaklanan problemlerle karşılaşmamak için hijyenik kurallara uyulmalıdır.
Şekil 29. Aflatoksinin fıstık üstündeki etkisi
AB ÜLKELERĐNDE AFLATOKSĐNLERE DAĐR YÜRÜRLÜLÜKTEKĐ LĐMĐTLER
Aflatoksinler doğada yaygın olarak bulunan aspercgillus flavus, A.parasiticus küfleri
tarafından üretilen mikotoksindir. On sekiz değişik aflatoksin tipi tanımlanmış olup
B1,B2,G1,G2,M1 ve M2 en yaygın olanlardır. Aflatoksinler arasında ise aflatoksin B1 en
yüksek toksin aktivitesine sahiptir. Gıdalarda küf gelişmesi ve aflatoksin oluşumunda rol
oynayan en önemli faktörler gıdayı çevreleyen hava bağıl sıcaklık 25-30 C, %RH ise 88-95
olarak belirlenmiştir.
Şekil 30 Aflatoksin analizleri yapılan laboratuar
Aflatoksin
Gıda Maddesi
Tipi
Kabul Edilebilir
Kabul Edilebilir En
Yüksek Değer
(ppb= µg/kg)
B1
M
Doğrudan tüketime sunulmadan veya gıda
bileşeni olarak kullanılmadan önce ayıklama
veya benzeri fiziksel işlemler görecek
olan yağlı kuru meyveler, yağlı tohumlar ve
kurutulmuş meyveler
5
B1+B2+G1+G2
M
Doğrudan tüketime sunulmadan veya gıda
bileşeni olarak kullanılmadan önce ayıklama
veya benzeri fiziksel işlemler görecek
olan yağlı kuru meyveler, yağlı tohumlar ve
kurutulmuş meyveler
10
B1
M
Doğrudan tüketime sunulacak veya bir
gıda maddesinin üretiminde bileşen olarak
kullanılacak yağlı kuru meyveler, yağlı
tohumlar, kurutulmuş meyveler ve bunlardan
üretilen işlenmiş gıdalar
2
B1+B2+G1+G2
M
Doğrudan tüketime sunulacak veya bir
gıda maddesinin üretiminde bileşen olarak
kullanılacak yağlı kuru meyveler, yağlı
tohumlar, kurutulmuş meyveler ve bunlardan
üretilen işlenmiş gıdalar
4
TÜRK GIDA KODEKSĐ YÖNETMELĐĞĐNE GÖRE AFLATOKSĐN LĐMĐTLERĐ
Türkiye'de aflatoksin limitleri 16 Kasım 1997 tarihli Resmi Gazete sayfa 124'te
belirtildiğinde göre,Baharatlar+Kuru gıdalarda aflatoksin (B1+B2+G1+G2) = maksimum
10ppb olarak belirlenmiştir
AFLATOKSĐN
B1
(B1+B2+G1+G2)
TĐPĐ
GIDA MADDESĐ
M
M
BAHARATLAR
TÜM GIDA MADDELERĐ
KABUL EDĐLEBĐLĐR EN YÜKSEK
DEĞER (ppb=µg/kg)
5
10

Benzer belgeler