Haydi Seçime 2004
Transkript
Haydi Seçime 2004
Haydi Seçime 2004 Karar sizin! Bündnis 90/Die Grünen - Birlik 90/Yeþiller Avrupa Parlamentosu Seçimi - Özel Sayý Integration kann unter einem Dach gelingen! Uyum bir çatý altýnda toplanarak olur! Heyecan verici en önemli toplumsal sorulardan biri: burada yaþayan farklý etnik kökenli insanlarý bir çatý altýna toplamak mümkün olacak mý, yönünde. Böyle bir çatýyý inþa ederken neleri göz önünde bulundurmak gerekir? Bir defa bu çatýnýn saldýrýlara dayanabilmesi için çok stabil olmasý gerekir. Ben bu soruyu kendime uzun zamandan beri soruyorum. Örneðin, 11 Eylül 2001 tarihinde yaþananlar Amerika´da deðil de burada yaþanmýþ olsaydý, Almanlar ve yabancýlar arasýndaki kötü iliþki acaba hangi boyuta ulaþýrdý? Ýlk camiiler ne zaman yanmaya baþlardý? Dany Cohn Bendit Rebecca Harms Michael Cramer Ýçindekiler Inhalt Fatih Akýn support Cem Özdemir Claudia Roth ile söyleyiþi Benim açýmdan bu soru sadece Ýslam ile ilgili önyargýyla baðlantýlý deðil, daha çok buradaki kültürlere, özellikle yabancý olarak bakýlan kültürlere olan yaklaþým ile ilgili. Ariel Þaron´ un izlediði Ýsrail politikasýndan dolayý önyargý ile karþýlaþan Musevi vatandaþlara bakarsak, yukarda bahsettiðim bir durumun neticesini az çok düþünebilirsiniz. Örneðin, eski Hrýstiyan Demokrat partili milletvekili Hohmann Musevilere karþý sergiledeði olumsuz tutumdan dolayý, partisini ve koltuðunu terk etmek durumunda kaldý. Oysa ayný partinin milletvekili olan Sayýn Nitzsche Türkler ile ilgili çok garip þeyler söylemesine raðmen, koltuðuna tekrar çok rahat bir þekilde oturuverdi. Hatýrlarsanýz Nitzsche: Bir Müslüman elini keser, ama yine de CDU´ya oy vermez demiþti. Söyledikleri yetmiyormuþ gibi, Nitzsche bir de kredi borçlarý ile finanse edilen sosyal sigortamýzdan Camiiden çýkan her Ali-Veli bile yararlanýyor diyerek, mesajýný her yere duyurmuþtu. Acaba Sayýn Nitzsche, Ýslam ile ilgili hangi bilgiye dayanarak bunlarý söyledi? Ýslam´ daki farklý mezhebleri biliyor muydu? Ýslam dinindeki farklarý biliyor muydu? Bilmiyorsa bile, Ýslam dinine kayýtlý olan ateistleri biliyor muydu? Hayýr! Osama Bin Laden´ in baþaramadýðýný Nitzsche baþarmýþtý, çünkü ona göre bir insan Müslüman ise Müslümandý, ayrýntýlarýn hiç önemi yoktu. Bu olaya medya ve toplum suskun kaldý ve herkes iþinin baþýna döndü. Öyle görünüyor ki, kültürlerin, toplumlarýn ve dinlerin bir hiyerarþiye sokulmasý burada hiçbir zaman sona ermeyecek. Ana yasada sözü edilen eþitlik ve dýþlama yasaðýna da güvenim kalmadý. Örneðin Bavyera´ daki Mehmet olayýnda burada doðan ve burada büyüyen ve burada raydan çýkan bir Türk (!) çocuðunun agresif hareketlerine kimse tahammül edemiyordu. Mehmet´in sýnýr dýþý edilmesi de iç siyasetinin en önemli görevi haline gelmiþti. Ayný zamanda ise, dazlak kafalý Alman çocuklarý, annesi-babasý esas Alman olan çocuklar, mülteci yurtlarýna Cem Özdemir saldýrýp, rahatlýkla adam öldürebiliyorlardý, gerekçe olarak da, adamýn kýyafetini beðenmediklerini gösteriyorlardý. Bu duruma ise herkes son derece anlayýþ gösteriyordu, çünkü o dazlak çocuklar afedilmesi gereken zavallý insanlar idi. Oysa bu haksýzlýk, bu çifte standart dayanýlmaz ve anlaþýlmaz bir boyutta idi. Öldürülenler için kim tarafýndan öldürüldükleri, katilllerin hangi dili konuþtuðu önemli miydi? Hayýr, ama bu haksýzlýk çok þey ifade ediyordu. Þimdi benim çok katý olduðumu düþünebilirsiniz. Veya bu tür olaylarýn abartýldýðýný düþünebilirsiniz. Ama ne yazýk ki benim gördüklerim ve yaþadýklarým da bu olaylarý doðruluyor. Sizce acaba geçenlerde çok tanýnmýþ Hamburglu bir haber magazininde yayýnlananlar Amerika´´ da o þekilde yayýnlanabilir miydi? Yeþiller ile ilgili bir portrede þöyle bir ifade kullanýlmýþtý: Özdemir kendi adamlarýndan olan 42 Türkü yanýnda getirdi. Burada yaþayan devamý 2. sayfada Von Ankara über Kopenhagen nach Brüssel Kopenhag üzerinden Ankara´dan Brüksel´e 2 3 Avrupa Parlamentosu seçimlerinin Türkiye-AB müzakereleri ile ne ilgisi var? Aslýnda ilgisi yok! Sevgili hemþerilerim 3 1999 yýlýnda Türkiye nihayet aday ülke olarak kabul edilince belli kriterleri yerine getirme durumunda kaldý - Kopenhag kriterlerini. Buna göre Türkiye hem siyasi hem de ekonomik açýdan Türkiye, Avrupa Birliði´nin bir parçasýdýr! 4 belli standartlara uyum saðlayýp AB-adaylýðýnýn birlikte getirdiði sorumluluklarý üstlenmek Kendi aðzýndan Rebecca Harms 4 durumundaydý. AB Komisyonu nihayet bu yýlýn sonunda kriterler yerine getirildiði takdirde, Türkiye için bir müzakere tarihi belirleyecek. Avrupa´nýn yolu açýk olsun! 5 Oktay Urkal wählt grün 6 Türkiye´ye verilen bu imkan, derece sevindirici. Türkiye gerçekleþtirilen reformlardan eskiden akla bile gelmeyecek bir Cumhuriyeti hükümeti bu ciddi bizzat þahit oldum. Bu reformlar AB´nin büyümesi ve iyi komþuluk iliþkileri 6 siyasi dinamik yarattý ve 2001 reformlarýn dýþýnda kadýn ve sayesinde toplumsal geliþmeler de yýlýndan bu yana önemli erkeðin eþitliðini ve Devlet þeffaf bir hale gelmiþ ve siyasi Avrupa´yý geliþtirmek reformlarýn gerçekleþmesini Güvenlik Mahkemesinde deðiþim farklý bir dinamik Karar senin! 6 saðladý. Birlik 90 Yeþiller Partisi, yürütülen soruþturmalarýnýn sona kazanmýþ. bu reformlarý, özellikle idam ermesini saðlamýþ bulunuyor. Birlik 90 / Yeþiller partisi için cezasýnýn kaldýrýlmasýný, bundan sonra da Tüm bu reformlar takdir edilecek Karar Sizin iþkencenin üzerine gidilmesini, siyasi ve dini özgürlüðü, ayrýca kadar da ciddi. Nisan 2004 gerçekleþtirelecek olan reformlar Haydi Seçime Kürtlere tanýnan kültürel haklarý tarihinde sivil toplum örgütleri ve Türkiye´ nin bu konuda sergilediði son derece takdir ediyor. Bunun kamu kurumlarý ile Istanbul, ciddiyeti ve istikrarý gösterecektir. 13 Haziran 2004 dýþýnda OHAL´in kaldýrýlmasý ve Ankara ve Diyarbakýr´ da devamý 2. sayfada askeriye´nin yeni tutumunu da son yaptýðým görüþmelerden sonra, Angelika Beer Haydi Seçime 2004 Seite / Sayfa 2 Uyum bir çatý altýnda toplanarak olur! 1. sayfanýn devamý yaklaþýk 2,5 milyon Türk Türk kelimesi ile neyin ifade edilmeye çalýþýldýðýný çok iyi biliyorlar. Metni yazan gazetecinin o insanlarýn Alman vatandaþý olabileceði hic aklýna gelmemiþti, ki hemen hemen hepsi Türk kökenli Alman vatandaþý idi. Amerika´da acaba buna benzer bir haberde renkli veya zenci kelimesi yer alabilir miydi? Mümkün deðil. Bu tür þeyler yazan bir gazeteci, böylesi kelimeler içeren bir yazýyý satmakta inanýlmaz zorlanýrdý. Alman vatandaþý olanlar hakkýndan Alman pasaportlu Türk diye bahsedilirse, uyum sorunu bizi þaþýrtmamalý. Demek ki bu tür olaylar eþit haklarýn ve katýlýmýn toplum ve yetkililer tarafýndan istenmediðini gösteriyor. Yabancýlar arasýnda, özellikle medyada, siyasette ve ekonomide önemli pozisyonlara gelmek isteyenler yabancýlar arasýnda, bu durum çok belirgin bir þekilde hisediliyor. Herneyse, burada PISA araþtýrmasý sonuçlarýndan çýkarýlanlara ne demeli? PISA sonuçlarýnýn kötü olmasýný da burada kötü Almanca konuþan yabancý çocuklara mal ediyorlar. Ýyi güzel de, PISA araþtýrma sonuçlarýnýn iyi çýkan ülkedeki yabancý çocuklara ne demeli? Onlar daha akýllý da buradaki Mehmet´ler daha aptal ve daha mý saldýrgan? Olumlu çok kültürlü bir vizyon nasýl olmalý? Mehmet´ler, Giovanni´ler ve Olga´lar, ebeveynlerinin kültürünü inkar etmeden, topumun birer parçaþý olabilmelidirler. Toplumda Karar sizin! Avrupa Parlamentosu Seçimi- Özel Sayý mevcut olan çifte kimlikler sayesinde nasýl Anadolulu Suebyalý olunuyorsa, Olga da Almanca konuþan bir Rus olabilmelidir. Cok kültürlerin birarada yaþadýðý bir toplumda da hepimizin ortak noktasý ülkenin Anayasasý olmalý. Anayasada kökten dinciliðin ve hoþgörüsüzlüðün yeri olmamalýdýr. Toplumda ayrý ayrý sýnýflarýn yaratýlmasý istenmiyorsa, eðitimde de ebeveynlerin ana dilinden ve eðitim düzeyinden baðýmsýz bir eþitlilik ve eþit haklar olmalý. Daniel Cohn-Bendit mit eigenen Worten Kendi agzýndan Daniel Cohn-Bendit Cok kültürlü Almanya´da ortak prensiplerin ve deðerlerin oluþmasý için çok kültürlü birikime ihtiyaç var. Eski Polonyalýlarýn ve Fransýzlarýn asimilasyon örneði benim görüþüme göre çok iyi bir örnek deðildir. Amerika´da mevcut olan ve burada alaylý bir þekilde siyasi doðruluk olarak nitelendirilen bir dýþlama yasaðýnýn çok gerekli olduðunu düºünüyorum. Bu deðiþimin çok yavaþ ama gerçekleþtigi konusunda umut verici emareler var. Eðitimde çok kültürlülüðe yer verilirse, Müslüman cenazeler kaldýrýldýðýnda kafalar sallanýlmasa ve yaþlýlar yurdunda misafir iþçiler de yer almaya baþlarsa, toplumda bir deðiþimin gerçekleþtiðini iddia edebiliriz. 2000 yýlýnda daha yeni inþa edilen vatandaþlýk yasasýna veya henüz tartýþýlan Göç Yasasýna bakarsak, siyasetin biraz geç kaldýðýný görürüz, ancak þu da bir gerçek: artýk yolun baþýnda deðiliz, ilk adýmlar atýlmýþ vaziyette. Cem Özdemir Birlik 90 / Yeþiller Avrupa Parlamentosu adayý 4 Nisan 1945 tarihinde Montauban/Fransa´da doðdum. Daha sonra Oberhambach kasabasýnda OdenwaldOkulu´nda okuyup 1965 yýlýnda liseyi bitirdim. 1968 yýlndan sonra Frankfurt´ta çocuk projeleri ve yuvalarý için çalýþtým. Ayný zamanda bir kitap evinde çalýþýp Revolutionärer Kampf yani Devrimci Mücadele adý altýnda bir grup kurdum. O tarihlerde Joschka Fischer ile birlikte Frankfurt´un Sponti-Grubuna dahildim, evleri basýp, sokaklarda ve þirketlerde sosyal devrim gerçekleþtirmeyi deniyorduk. 1984 yýlýnda Yeþiller Partisine üye oldum ve orada ökolojiks o s y a l köktenciliðe þiddetle karþý çýktým. RealoGrüner, yani realist Yeþil olarak Hessen Eyaleti Çevre Bakaný F i s c h e r ´ i destekledim. Frankfurt´ta Mart 1989 tarihinde hükümet deðiþip, Volker Hauff Baþkanlýðý´nda kýrmýzý-yeþil olunca, ben de Belediye´de danýþman oldum ve yeni kurulan Amt für multikulturelle Angelegenheiten adlý kurumda çokkültürlülükten sorumlu oldum. Mültecilik haklarýnýn kýsýtlanýlmasý istendiði yýllarda yabancýlarýn haklarýný savundum ve yabancýlar yasasýnýn liberalleþmesini talep ettim. Kasým 1993 tarihinde Parti Kurultayý´nda Avrupa Parlamentosu´na aday gösterildim ve Avrupa Parlamentosu milletvekili olduktan sonra da Frankfurt Belediyesi´nde gönüllü olarak çalýþmaya devam ettim. 1999 yýlýnda Fransýz Yeþilleri için Avrupa Parlamentosuna aday oldum ve seçildim. 13 Haziran 2004 yýlýnda yapýlacak olan seçimlerde ise yine Alman Yeþillerinin adayýyým. Avrupa Parlamentosunda Kültür, Gençlik, Eðitim, Medya ve Spor Komisyonu üyesiyim, ayný zamanda Dýþiþleri Komisyonunda ve Savunma ve Güvenlik Komisyonunda yedek üyeyim. FATIH AKIN SUPPORT CEM ÖZDEMIR Kopenhag üzerinden Ankara´dan Brüksel´e 1. sayfanýn devamý Eðer iþkence sadece kaðýt üzerinde yasak deðil de, polisler tarafýndan da soruþturulmaya baþlanýrsa, reformlarýn gerçekleþtirildiðini iddia edebiliriz. Çünkü aslolan, halkýn ve insanlarýn can güvenliðidir. Tabii ki demokratikleþme sürecinin dünden bugüne gerçekleþtirilemeyeceðini biliyoruz, ancak bu konuda duruklamamanýn da gerektiðini biliyoruz. Bu açýdan reformlarýn toplum ve kamu kuruluþlarý tarafýndan da benimsenmesi gerekiyor. Bu konuda henüz farklý görüþlerin mevcut olduðunu Leyla Zana konusunda gördük. Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi Leyla Zana´ ya karþý alýnan kararýn yanlýþ olduðunu açýklamasýna raðmen, Ankara´daki Mahkeme alýnan kararý tekrar doðruladý. Bu karar da tüm reformlara raðmen, Kürt sorununun politik bir þekilde çözülmeyeceðini gösteriyor. Eski Baþbakan Mesut Yýlmaz´ýn Avrupa´ya giden yol Diyarbakýr´ dan geçer sözünün hala geçerli olmasýna raðmen bu söz unutulmuþa benziyor. Bu durum da tüm reformlarýn riskli görünmesine yol açýyor. Kürtlere tanýnan haklar verilmediði sürece ve DEHAP´a karþý yürütülen dava sona ermediði sürece gerçek demokratikleþme de gerçekleþmeyecektir. Oysa biz Yeþiller, yýllardan beri insan haklarýnýn mücadelesini veriyor ve Türkiye´ nin baþlatmýþ olduðu reformlarý en samimi þekilde destekliyoruz. Türkiye´ nin AB´ ye girebilmesi için Kopenhag kriterlerinin mutlaka yerine getirilmesi gerekiyor. Buna karþýn da 1999 yýlýnda Türkiye´ ye verilmiþ olan sözün yerine getirilmesi gerekiyor. Eðer bu söz yerine getirilmezse, tüm reform süreci baþa dönecektir ve çalýþmalar son derece gerileyecektir. Türkiye´ ye özel statü tanýnsýn diyerek göz boyamaya çalýþan gruplarýn Avrupayý bölmelerine izin vermeyeceðiz. Burada yaþayan Türklerin dýþlanmasýna da izin vermeyeceðiz. Ayrýca Merkel ve Stoiber´in yürüttüðü anti-Türkiyekampanyasýna çok düzeyli bir þekilde karþýlýk vereceðiz. Peki Kopenhag kriterleri neler içermekte? Siyasi kriterler: kurumsal stabilite, demokrasi ve hukuksal düzen, insan haklarýnýn çiðnenmemesi, azýnlýk haklarýnýn yerine getirilmesi. Ekonomik kriterler: Avrupa´ da rekabete karþýlýk verecek olan düzenli bir serbest piyasa. Acquis-Kriteri: AB üyeliðinden doðacak olan sorumluluklarý yerine getirmek için gerekli alt yapý, kapasite ve istek. Angelika Beer Birlik 90 / Yeþiller partisi baþkaný ve Avrupa Parlamentosu adayý Liebe Leserinnen und Leser, ich werde Cem Özdemir (Bündnis 90 / Die Grünen) wählen, damit er meine (und unsere) Interessen im europäischen Parlament vertritt! Ob wir nun in der EU sind, oder nicht, es leben mehr als zwei Millionen türkischstämmige Bürger in diesem Land und auch wenn die meisten von uns nicht wahlberechtigt sind, ist es doch von fundementaler Bedeutung, das wir eine Stimme haben! Eine Stimme, die uns vertritt, eine Stimme, die unsere Sorgen mitteilt, eine Stimme, damit die anderen wissen, wir haben EINE Stimme. Es reicht nicht, kulturell erfolgreich zu sein. Es reicht auch nicht, das die Grand Prix de Eurovision de Chansons dieses Jahr in Istanbul stattfindet. Es reicht auch nicht, das Galatasaray den UEFA-Pokal gewinnt. WIR BRAUCHEN AUCH EINE POLITISCHE STIMME IN EUROPA! Also steht auf und wählt! Fatih Aký n, Filmemacher Berlinale Sieger 2004 mit Gegen die Wand Haydi Seçime 2004 Karar sizin! Avrupa Parlamentosu Seçimi- Özel Sayý Seite / Sayfa 3 Interview mit Claudia Roth Claudia Roth ile söyleyiþi Ýstanbul, Bodrum, Antalya, Mardin ve Diyarbakýr´da bulunan arkadaþlarým bana zaten CSU´lu siyasetçilerden daha yakýn. Ben tek kültürlü bir yerde yaþamak istemiyorum. Cok kültürlülük toplumumuzun ve Avrupa´nýn bir zenginliðidir. B.Ö.: Kýbrýs Rum kesimi referanduma olumsuz yanýt verdi, Türkler ise Ada´nýn birleþmesini benimsediler. Sence bu durumdan hangi sonuç çýkýyor veya hangi sonuç çýkmalý? Bilkay Öney: Sevgili Claudia, sen Türkiye´de çok popüler bir siyasetçisin. Türkiye ile olan baðlantýný açýklayabilir misin? Claudia Roth: 18 yýldan beri Türkiye ile baglantýlarým var. Türkiye´deki insanlarla iyi bir diyaloðum var. B.Ö.: O halde Türkleri çok iyi tanýmalýsýn. Türkiye´de ve Türklerde hangi özellikleri seviyorsun? Hoþuna gitmeyen þeyler hangileridir? C.R.: Türkiye´deki misafir perverliði, sýcaklýðý, þefkat dolu yaklaþýmý çok seviyorum. Oradaki insanlarýn insan haklarý konusunda gösterdikleri çabayý ve onurlu tavýrlarý çok beðeniyorum. Türkiye´de çok yüce bir kültür var, tarihinde bazý kopukluklar var, ama temelde bir dostluk, sadakat ve gurur mevcut. Türk mutfaðýný Suebya mutfaðýnýn yanýnda Dünyanýn en iyi mutfaðý olarak görüyorum ve seviyorum. Hoþuma gitmeyen konulara gelince: Türkiye´de hemen ya dost, ya da düþman olunuyor. Ben bunu ne yazýk ki Türk medyasý ile yaþadýðým olaylardan dolayý biliyorum. B.Ö.: Türkiye´deki reformlarý görüyorsun. Bunlar sence ne kadar inandýrýcý? Henüz hangi eksiklikler gözüne çarpýyor? C.R.: Reformlar çok inandýrýcý. Yýllardan beri reformlardan bahsedildi ve nihayet konuþulanlar gerçekleþtirildi. Öyle zannediyorum ki idam cezasýnýn kaldýrýlmasý en önemli adýmlardan bir tanesiydi. Reformlarýn hýzý ve kapsamý gerçekten de inanýlmaz boyutlarda, ancak henüz yeterli olduðu söylenemez. Reformlarýn bir de hayata geçirilmesi gerekiyor, bu konuda eksiklik görüyorum. Eðer iþkence Karar Sizin Haydi Seçime 13 Haziran 2004 gerçekten mahkemeler tarafýndan soruþturulursa, Kürtlere belli haklar tanýnýrsa, azýnlýklara eþit davranýlýrsa ve insan haklarý bütün insanlar için geçerli olursa, reformlarýn baþarýlý olduðunu iddia edebiliriz. Leyla Zana konusundaki kararý üzüntü ile karþýladým. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kaldýrýlmasýný gerekli görüyorum. Zana konusunda farklý bir kararýn alýnmasý hem Kürtler için, hem de Avrupa Birliði için çok pozitif bir sinyal yaratacaktý. B.Ö.: Türkiye´nin AB üyesi olmasýna karþý olanlar Türkiye´nin Avrupai olmadýðýný iddia ediyorlar. Sence Türkiye ne kadar Avrupai? C.R.: Türkiye, Avrupa´nýn bir parçasýdýr, çünkü Avrupa sadece jeo-kültürel açýdan tanýmlanmýyor. Türkiye´nin AB´ye girmesi de Batý ve Islam Dünyasý arasýnda bulunan engelleri veya hudutlarý gidermek açýsýndan önemli. Cünkü bu, Avrupa´ya daha fazla emniyet saðlayacaktýr. Kültürel açýdan Türkiye´nin bir ayaðýnýn zaten AB´de olduðunu görürüz. Türkiye´nin en büyük ticari partneri olarak ekonomik açýdan çok þey kazanacaðýmýzý düþünüyorum. Ayrýca burada yaþayan Türklerin uyumu da daha baþarýlý olacaktýr. Diðer taraftan ise AB, Türkiye´nin demokratikleþmesini saðlayacaktýr ve Orta Doðu´yu daha stabil bir hale getirecektir. Özellikle 11 Eylül´deki olaydan sonra. Benim açýmdan, Türkler kendilerini Avrupalý olarak gördükleri için Türkiye Avrupa Birliðine girmelidir. B.Ö.: Son olarak, Türkiye için neler temenni ediyorsun? Neler diliyorsun? C.R.: Daha fazla reform, demokrasi ve insan haklarý. Türkiye´nin modern ve çaðdaþ bir ülke olmasýný ve o yönde hareket etmesini istiyorum. Kendim için de birisinin bana niyahet bu zor dili, yani Türkçeyi öðretmesini diliyorum. C.R.: Ben Rum kesiminin kararýna çok üzüldüm. Bu sonuç farklý bir çýkar siyasetinin izlendiðini ve Kýbrýs Rum hükümetinin ve Denktaþ´ýn yürüttüðü kampanyanýn baþarýlý olduðunu gösteriyor. Kuzey´deki insanlarýn tutumu ise, hudutlarýn var olduðunu ve bu hudutlarý yok etmek gerektiðini gösteriyor. Bence Avrupa Birliði bundan böyle, Kuzey Kýbrýs´a yönelik bir uyum politikasý izlemelidir. Kýbrýslý Türkler geleceðe yönelik bir karar verdiler, Kýbrýslý Rumlar ise geçmiþe yönelik davrandýlar. B.Ö.: Peki sence Avrupa Birliðinin Türkiye´ye yönelik tutumu ne derece samimi? Ve sence Hrýstiyan Birlik Partileri bu konuda ne derece samimi? C.R.: Avrupa Birliði bu konuda bir sorumluluk üstlendi ve bu görevi yerine getirme durumundadýr. Türkiye þartlarý yerine getirdiði takdirde Aralýk´ta bir müzakere tarihi belirlenmelidir. AB bu sözü yerine gestirmeli. Türkiye´ye karþý olan gruplar, Avrupa Birliðini sözünü tutmamasýna ikna edebilirse insan haklarýnýn hiç önemi olmadýðýný, demokrasinin hiç önemi olmadýðýný ve dini özgürlüðün hiç önemi olmadýðýný, çünkü Avrupa Birliðinin aslýnda bir Hrýstiyan Kulübü olduðunu göstermiþ olurlar. CDU ve CSU bu konuda son derece popülistce ve samimiyetsiz davranmakta. Helmut Kohl ile bugünki CDU arasýndaki farka bakarsak, vaktinde Türkiye´ye söz verildi ve vaatlerde bulunuldu, þimdi ise iþ ciddiye binince kapýyý Türkiye´nin yüzüne kapadýlar. Reformlarýn karþýlýðý bu mudur yani? Bu hem son derece samimiyetsiz hem de son derece tehlike bir tutum, çünkü böylece burada yaþayan insanlarý 3. sýnýf vatandaþ yerine koyuyorlar. B.Ö.: Peki sence Türkiye neden Avrupa Birliðine girmelidir? C.R.: AB ve Türkiye arasýnda 1963 yýlýndan beri baðlar var. Ankara ile yapýlmýþ sözleþmeye göre Türkiye belli þartlarý yerine getirdiði takdirde AB üyesi olacaktýr. Burada yaþayan 2,5 milyon Türke bakarsak, Claudia Roth, Bilkay Öney ‘le birlikte Sevgili hemserilerim, 2004 yýlý Türkiye için çok önemli bir yýldýr. Bu yýl, Türkiye´nin Avrupa Birligi kaderi belirlenecek ve Türkiye´nin, Avrupa Birligi konusunda 40 yýldan beri sürdürdügü mücadele bu yýlýn Aralýk ayýnda sonuçlanacaktýr. Bilindigi gibi Avrupa Birligi 1997 yýlýnda meþhur Luxemburg kararlarýyla Türkiye´nin 1963 Ankara anlaþmasiyla baþlayan Avrupa Birligi serüvenini noktaladý. O zaman Kohl hükümeti baþta olmak üzere sag partilerin çogunlukta oldugu Avrupa-Birligi ülkeleri Türkiye´ye AB kapýsýný kapadýlar. Fakat daha sonra 1999 Helsinki zirvesinde alýnan kararlarla Kopenhag kriterleri dogrultusunda, Türkiye´ye Avrupa-Birligi kapýsý tekrardan açýlmýþ oldu. Helsinki zirvesinde Türkiye´nin aday olarak kabul edilmesi özellikle Federal Almanya Dýþiþleri Bakaný Joschka Fischer´in baþarýsýdýr. Diger yandan Türkiye Büyük Millet Meclisi Agustos 2002´de yogun çalýþma ve tartýþmalardan sonra Kopenhag kriterlerinin bir çogunu yerine getirip, kimsenin beklemedigi bir hizla gerekli reformlarý gerçekleþtirdi. Yeni hükümet ayný kararlýlýkla 2003 yýlýnda birçok reforma imza atmýþtýr. Fakat Türkiye´yin Avrupa-Birligi macerasi henüz bitmiþ degil. Ancak Aralýk 2004 Avrupa-Birligi geniþleme süreci tamamen netleþecektir. Bu yüzden önümüzdeki 12 ay büyük önem taþimaktadýr. Özellikle reformlarýn uygulanmasý konusunda var olan eleþtirilerden dolayý gerekli adýmlarýn atýlmasý kaçýnýlmazdýr. Birlik 90 / Yeþiller Partisi olarak, Türkiye Cumhuriyeti´nin bu çabalarýný her zaman desteklemiþizdir ve Türkiye´nin yerinin Avrupa Birligi içerisinde oldugunu savunmuþuzdu. Partimizin Aralýk 2003´de Dresden gerçeklesen son kurultayýnda destegimizi yenileyip, Hrýstiyan Birlik partilerine gereken cevabý verdik. Ayný zamanda Dýþiþleri bakanýmýz Joschka Fischer açýlýs konuþmasýnda CDU-CSU partilerinin Istanbul´da cereyan eden Terrör saldýrýlarýný bile Türkiye alehi propagandasý için kullanmalarýný agýr bir dille elestririp bu partilere Türkiye-AB konusunda hodri meydan demiþtir. 2004 yýlýnýn Türkiye açýsýndan hayýrlý bir yýl olmasýný umuyor, hepinizi 13 Haziran´da Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Birlik 90 / Yeþilleri seçmeye davet ediyorum. Özcan Mutlu Berlin Milletvekili Haydi Seçime 2004 Seite / Sayfa Avrupa Parlamentosu Seçimi- Özel Sayý 4 Karar sizin! Die Türkei gehört in die Europäische Union Türkiye, Avrupa Birliði´nin bir parçasýdýr! Aralýk 2004 tarihinde, AB Komisyonu Türkiye ile müzakerelerin baþlayýpbaþlamama konusunda bir karar verecek. AB´nin Türkiye ile zaten 1963 yýlýndan beri baðlarý var. Cünkü o tarihte Türkiye ve AB arasýnda bir anlaþmaya varýlmýþtý ve buna göre Türkiye´ye tam üyelik perspektifi açýlmýþtý. Türkiye, 1996 yýlýndan beri Gümrük Birliðinde yer almakta ve 1999 yýlýndan beri de üyelik adayý konumunda. AB üyeliði için belli kriterler mevcut. Bunlar 1993 yýlýnda Kopenhag zirvesinde belirlenmiþti. Bu kriterlere göre insan haklarýný ve azýnlýk haklarýný garantileyen stabil yasal bir düzen ve demokratik bir yapýlanma gerekmekte. Bu þartlar tartýþýlamaz. Müzakereler baþlamadan once de bu þartlarýn yerine getirilmesi gerek. Siyasi kriterlerin dýþýnda, ekonomik ve kamusal kriterler de yerine getirilmek durumundadýr. Türkiye, AB yolunda Türkiye´ye verilen tam üyelik perspektifi Türkiye´de çok ciddi bir deðiþime ve insan haklarý ile ilgili reformlarýn gerçekleþtirilmesine yol açtý. Ýdam cezasý kaldýrýldý, iskence yasaklandý, miting ve toplanma yasasý liberalleþti, ayrýca dini azýnlýklara da daha fazla serbestlik tanýndý. Güney Doðu´da OHAL kaldýrýldý ve Askeriye´nin gücü kýsýtlandý. Bu reformlar, AB Komisyonu tarafýndan izlenip, denetlendi ve 2003 yýlýnda çýkan bir rapor ile belgelendi. Raporda Türkiye´nin bu konudaki istikrarý övüldü ve daha fazla reformun gerektiði belirtildi. En büyük engellerden bir tanesi Kýbrýs sorunu ve onun çözümü idi. 1974 yýlýndan beri Kuzey Kýbrýs Türk birliklerinin iþgali altýnda. Üyelik perspektifi bu konunun da yakýn zaman içerisinde çözüleceðini iºaret etmekte. Almanya´da yaklaþýk 2,2 milyon Türk yaþamakta. Bu insanlar Almanya´ya sadece ekonomik açýdan deðil, kültürel açýdan da büyük bir kazanç saðlamaktalar. Almanya uzun zamandan beri Türkiye´nin en önemli ekonomik partneri. Türkiye´nin üyeliði sadece Almanya´nýn ekonomisi için deðil, burada yaþayan insanlarýn uyumu için de faydalý olurdu. Avrupa´da güvenlik ve stabilite Tam üyelik yerine özel partner statüsü mü? Müslüman bir ülke olan Türkiye´yi Avrupa Birliði üyesi yapmak önemli bir deney olurdu, çünkü böylece Ýslam´ýn demokrasi ve insan haklarý ile baðdaþtýðý görülürdü. Bu denli modern bir Türkiye diðer Müslüman ülkeleri için iyi bir örnek olurdu. Türkiye´nin Türkiye´ye karþý olanlar tam üyelik yerine Türkiye´ye özel partner statüsü verilmesini savunuyorlar. Ancak bu zaten 1996 yýlýndan beri Gümrük Birliði anlaþmasýndan dolayý mevcut. Bu öneri sadece diplomatik baðlarý tehdit edip, Türkiye´deki reformlarý tehlikeye sokuyor. Karar Sizin Haydi Seçime 13 Haziran 2004 AB´ye girmesi, Batýlý Dünya ve Ýslam arasýndaki engelleri yok ederdi. Kökten dinci Müslümanlarýn Batýlý Dünya´ya karþý yönelttiði düþmancýl parolalar da inandýrýcýlýðýný yitirirdi. Bu durum, Avrupa´ya önemli derecede güvenlik saðlardý. Avrupa Birliði´nde sabit bir yeri olan Türkiye, Orta Doðu´ya önemli derecede stabilite saðlardý. Oysa müzakereler baþlamadan bir kaç yýl daha geçecektir bu arada Türkiye çok daha farklý bir Türkiye olacaktýr. Avrupa Birliði´nin Türkiye´nin üyeliðinden dolayý hareket edemez hale geleceði iddia edilse de, bu dogru deðildir, çünkü eski Doðu Blok ülkelerinin üyeliðinden sonra Avrupa Birliði de yeniden yapýlanacaktýr. Bugün, Türkiye´nin üyeliðinin kaç paraya mal olacaðýný söyleyenler, ciddiyetsizdirler. Oysa biz, bugünden bile Türkiye´nin üyeliðinden dolayý artýlarýn daha fazla olacaðýný biliyoruz. Bazý insanlar ise, dini sebepleri öne sürüyorlar, oysa unutmamalý ki, Avrupa´da zaten bütün dinler ve bir çok dini etkenler mevcut. Avrupa Birliði, kendisini dini veya jeografik konumu ile tanýmlamýyor. Avrupa Birliði, kendisini burada mevcut olan ortak deðerler üzerinden tanýmlýyor. Dýþlama yerine hoþgörü Biz Yeþiller, Avrupa Birliði´nin izlediði politikayý destekliyoruz, çünkü izlenilen politika inandýrýcýdýr ve Türkiye´deki reformlarý olumlu yönde etkilemiþtir. Avrupa Birliði, Türkiye´ye belli þartlar koydu. Bunlar yerine getirildiði takdirde Aralýk ayýndan sonra müzakerelere baþlamalýdýr. Avrupa Birliði bu konuda söz verdi! Eðer AB sözünü tutmazsa ve Türkiye karþýtlarý baþarýlý olursa, insan haklarýnýn aslýnda önemsiz olduðunu, demokrasinin ve dini özgürlüklerin aslýnda önemsiz olduðunu ve Avrupa Birliðinin sadece bir Hrýstiyan Kulübünden ibaret olduðunu görmüþ oluruz. Oysa önemli olan dýþlamaya karþý hoþgörülü olmaktýr. Türkiye´de gerçekleþen reformlarýn boyutu ve hýzý inanýlmaz olsa da, henüz yetersiz olduðunu söylemek gerekir. Önemli olan kaðýt üzerindeki yasa tasarýlarý deðil, yasalarýn gerçekleþtirilmesi ve yürürlüðe girmesidir. Ancak bu þekilde gerçek bir demokrasiden söz edebiliriz. Ancak iþkence sona ererse, Kürtlerin haklarý tanýnýrsa, azýnlýklar eþit olursa ve insan haklarý herkes için geçerli olursa, reformlarýn baþarýlý olduðunu söyleyebiliriz. Rebecca Harms mit ihren Worten Kendi aðzýndan Rebecca Harms Ben 1956 yýlýnda Uelzen´de doðup, ayný kasabada 1975 yýlýnda liseyi bitirdim ve ardýndan bahçývanlýk mesleðini öðrendim. Daha sonra üniversiteye kayýt oldum, ancak 1984 yýlýnda Undine von Blottnitz Avrupa Parlamentosuna seçilince beni iþe aldý ve Brüksel´de çalýþmaya baþladým. O yýllar üniversite egitimi kadar deðerliydi benim için ve benim daha sonraki iþime baþlamama yardýmcý oldu. 1988-1994 yýllarý arasýnda wendländische Filmcooperative adlý kuruluþtu belgesel filmlerinde çalýþtým. Bu iþim sayesinde bir kaç kez Amerika´ya gidip, orada uzun bir süre kalabildim. Bugün ise film kooperatifinin ortaklarý ile birlikte Wendland´ýn Dickfeitzen kasabasýnda oturuyorum. 1994 yýlýndan beri Aþaðý Saksonya Eyaleti´nde milletvekiliyim, 1998 yýlýndan beri de grup baþkan vekiliyim ve Parti´nin Üst Kurulunda yer almaktayým. Haydi Seçime 2004 Karar sizin! Avrupa Parlamentosu Seçimi- Özel Sayý Seite / Sayfa 5 „Bahn frei für Europa“ Avrupa´nýn yolu açýk olsun! Avrupa Birliði´nin geniþlemesi ile Almanya´nýn da konumu deðiþiyor. Ýkiye bölünmüþ bir dünyanýn bulunduðu bir yer yerine transit ülkesi haline geliyor. Artan trafikten dolayý özellikle Berlin-Brandenburg bölgesinde týkanýklýklar ve hava kirliliðinin yaþanýp yaþanmamasý ise izlenilen trafik politikasýna baðlý. Avrupa Birliði, çýkarttýðý Weißbuch yani beyaz kitapcýkta araba trafiðinin tren raylarýna kaydýrýlmasýný talep ediyor, ancak AB´nin büyüme süreci boyunca bundan hiç söz edilmedi. Müzakerelerin yýllardýr sürmesine raðmen AB Komisyonu nihayet 2003 yýlýnýn baþýnda bu sorunu kavrayýp, o zamanýn trafik sorumlusu Karel van Miert Baþkanlýðýnda bir bilirkiþi raporu hazýrlattý. Bu çok gerekliydi, çünkü trafik konusunda hala bir demir perde mevcuttu. Örneðin tren yoluyla Berlin´den Tallin´e gitmek yaklaþýk 60 saat sürüyor. 1700 kilometrelik yol boyunca 9 aktarma yapýlýyor ve tren toplam 60 istasyonda duruyor, yani bir saatte ancak 30 kilometrelik bir yol katetmiþ oluyorsunuz. 1935 yýlýnda kullanýlan dumanlý tren geleceði ve projelerin önemi konusunda bir bilgi vermiyor. Oysa Avrupa gerçekten birleþmek istiyorsa, yeni ülkelere giden yollara ve trafiðe öncelik tanýmalý. Tren yollarý yani raylý sisteme daha çok aðýrlýk verilmeli. Avrupa´da, Paris´ten Varþova´ya, Lisbon´dan Helsinki´ye ve Londra´dan Atina´ya tren yollarý olmalý. Tam Karar Sizin Haydi Seçime 13 Haziran 2004 ortada Berlin bulunmakta. Demek ki Berlin çevresinde bulunan tüm yollarýn acilen Kyoto´da hazýrlanan protokol gereðince emisyonu %8 civarýnda azaltmak durumunda. Emisyon konusunda endüstri´nin yanýsýra trafikteki toplam emisyon oraný %20 civarýnda. Bundan dolayý artan hava kirliðinin dýþýnda yýlda trafikte can veren 40.000 kiþi de unutulmamalýdýr. Bu sayýnýn da düþürülmesi için tren yollarý tercih edilmelidir. Tren yollarýnýn onarýlmasý dýþýnda bir çok sorun mevcut. Örneðin Avrupa Birliðinde toplam 15 sinyal sistemi, beþ farklý elektrik akýmý ve üç farklý ray boyutu mevcut. Bu yerel verileri geride býrakýp, ortak bir noktada buluþmak gerekir. Avrupa Birliði sýnýrlarýnda geçerli olan ehliyet henüz sokaklar için geçerli, tren yollarý için deðil, oysa orda da þoför hýzýndan daha düþük olmasýna þaþmamak gerekir. Farklý þeylerin de mümkün olduðunu ise ABD´de görebiliriz, çünkü orada tren yollarý toplu trafiðin %60 kapsýyor. Michael Cramer, Berlin Eyalet Milletvekili ve Avrupa Püarlamentosu adayý ile gidilmiþ olsaydý, ayný yol çok daha çabuk gidilmiþ ve sadece 27 saat sürmüþ olacaktý. Savaþtan önce Berlin´den Bratislava´ya gitmek bile sadece üç saat sürüyordu, þimdi ise ayný yolculuk tam altý saat sürüyor. Miert Komisyonunun sonuçlarý geçen yýlýn sonunda açýklandý ve sonuçlar çok düþündürücüydü, çünkü ulusal çýkarlar, bencillikler ve ökolojik bilinçsizlik aðýr basmaktaydý. Örneðin Ýtalya, Sicilya Adasý ve kara arasýndaki oto yolu çok önemli olarak deðerlendiriyordu, Danimarka ise Fehmarn üzerindeki köprüyü. Rapor, 2020 yýlýna kadar tamamlanacak tam 42 projeden ve 220 milyar Euroluk bir yatýrýmdan söz ediyor, ancak paranýn nereden onarýlmasý ve yapýlmasý gerekir. Ancak bu þekilde Avrupa Birliði birleþebilir. Ne yazýk ki Berlin Senatosu´da farklý bir tercihte bulunup, Doðu´ya giden oto yolu deðil de þehirde bulunan oto yola öncelik tanýdý. Bu þekilde çevrenin korunamayacaðý da çok açýk bir þekilde ortada. Orta ve Doðu Avrupa´ya giden tren yollarý ise Berlin trafiði ve ulaþýmý için de çok gerekli, çünkü sýnýrlar ötesi trafik çözülürse, ulaþým ve kaynaþma sorunu da çözümlenebilir. Bu sebepten dolayý artan trafik ancak mantýklý bir yerel politika ile çözümlenebilir. Unutmayalým ki Avrupa Birliði, deðiþiyor. Böyle olunca tren hýzýnýn ortalama 13 kilometre (saat baþý) olmasýna ve TIR Die grüne Bundesliste für das Europäische Parlament im Überblick Birlik 90 / Yeþiller Avrupa Parlamentosu Aday Listesi: 1. Rebecca Harms 2. Daniel Cohn-Bendit 3. Heide Rühle 4. Friedrich-Wilhelm Graefe zu Baringdorf 5. Angelika Beer 6. Cem Özdemir 7. Gisela Kallenbach 8. Frithjof Schmidt 9. Hiltrud Breyer 10. Michael Cramer 11. Elisabeth Schroedter 12. Milan Horacek 13. Helga Trüpel 14. Benjamin von der Ahe 15. Andrea Asch 16. Christian Sterzing 17. Hildegard Lingnau 18. Alfonso Fazio 19. Anne Brooks-Senftleben 20. Michael Bärmann 21. Karin Schmitt-Promny 22. Farid Müller 23. Eva Quistorp 24. Memet Kilic 25. Stefanie Hähnlein Haydi Seçime 2004 Karar sizin! Avrupa Parlamentosu Seçimi- Özel Sayý Erweiterung und gute Nachbarschaft Seite / Sayfa 6 Oktay Urkal, Box-Europameister AB´nin büyümesi ve iyi komºuluk iliºkileri Ich wähle die Grünen, 1 Mayýs 2004 AB´ye dahil olan yeni 10 ülkeden sonra da AB´nin geniþleme süreci devam edecektir. Bulgaristan ve Romanya ile süren müzakerelerin yakýn zaman içerisinde baþarýlý bir þekilde sona ermesi bekleniyor ki iki ülke de 2007 yýlýnda AB´ye dahil olabilsin. Bu müzakereler ve öbür anlaþmalar gereðince diðer Balkan ülkelerinin de üyeliði gündemde. Bu konuda AB´nin çok dikkatli davranmasý ve bütün güçleri ve aktörleri iyi bir þekilde koordine etmesi gerekiyor ki, o yöredeki huzursuzluk ve gerginlik tekrar etmesin. AB´ye, artýk Ýslam ülkeleri ile girilen diyalog konusunda çok önemli bir görev düþmekte. Diplomatik, ekonomik, kültürel ve toplumsal bazda anlaþmazlýklar çözülebilir, iliþkiler kurulabilir ve reformlar desteklenebilir. AB´nin dýþpolitikasýnda bu önemli bir yer almalýdýr. Türkiye ve AB iliþkileri uzun bir maziye dayanmaktadýr. Birlik 90 / Yeþiller Partisi Türkiye´nin üyelik perspektifini sonuna kadar destekliyor: eðer bir ülke insan ve azýnlýk haklarý konusunda ve diðer demokratik haklar konusunda Kopenhag kriterlerini yerine getiriyorsa, üyelik için müzakereler baþlamalýdýr. Reformlar konusunda ise, AB eskiden olduðundan daha fazla destek saðlamalý ve her konuda yardýmcý olmalýdýr. Türkiye´nin AB´ye girmesi hem siyasi açýdan hem de ekonomik açýdan büyük bir þanstýr. Türkiye´nin AB´ye girmesi ülkenin modernleþmesini ayrýca demokratik ve hukuksal reformlarýn gerçekleþmesini saðlayacaktýr. Türkiye´nin AB üyeliði ayný zamanda Almanya´da ve Avrupa´da yaþayan Türklerin uyumunu da olumlu derecede etkileyecektir. Bunun için daha sýk bir bilgi alýþveriþinde bulunulmalý, siyasi kurumlar ve diðer kuruluþlar bilgilerini paylaþmalýdýrlar, ayrýca maddi ve manevi yardýmda da bulunulmalýdýr. 2004 yýlýnýn sonunda Bakanlar Kurulu Türkiye´nin AB´ye girebilmesi için þartlarýn yerine getirip-getirmediðine bakacaktýr. Türkiye, reformlar konusunda bu geriye kalan zamaný çok iyi deðerlendirmelidir. AB ise, Türkiye´yi bu yolda tüm gücüyle desteklemelidir. AB, siyasi bir projedir ve Avrupa için barýþ, refah ve sosyal adaleti amaçlamaktadýr. AB ne bir Hrýstiyan kulübüdür, ne de kültürel açýdan belirlenmiþ bir kurumdur. Biz, Kofi Annan´ýn Kýbrýs ile ilgili planýný destekliyor, Kýbrýs´ta taraflarýn anlaþýp, uzlaþmasýný bekliyoruz. AB´nin büyüme süreci boyunca kýtamýza yeni hudutlarýn çizilmesini istemiyor, komþu ülkeler ile iliþkilerimizi geliþtirmeyi amaçlýyoruz. Doðu´da ve Güney´de komþu iliþkilerinden bahsettigimiz vakit, oradaki demokratikleþmenin ve insan haklarýnýn geliþmesini ayný zamanda dostluðun ve çok kültürlülüðün geliþmesini amaçlýyoruz. Komþu ülkeler, mülteci akýnýnýn sorumluluðunu yanlýz baþýna taþýmamalýdýrlar, bu sorumluluk maddi ve manevi bütün AB ülkeleri tarafýndan bir mülteci fonu bazýnda eþit olarak paylaþtýrýlmalýdýr. weil sie die einzige Partei sind, die sich für die Rechte von Ausländern einsetzen. Als international agierender Sportler weiß ich, dass man irgendwie überall und immer ein Ausländer ist. Wichtig ist aber nicht die Herkunft, sondern der faire und menschliche Umgang miteinander. Die Grünen sind meiner Meinung nach die einzige Partei, die sich in dieser Frage ehrlich verhalten und sich offen für Menschen anderer Hautfarbe, Religion und Herkunft einsetzen. Auch in der EU-Beitrittsfrage der Türkei sind die Grünen dafür und fair, sie vertreten meine Position, daher wähle ich am 13. Juni 2004 Bündnis 90 / Die Grünen. Oktay Urkal, Box-Europameister und Silbermedaillengewinner Olympia 1996 in Atlanta Karar Sizin Haydi Seçime 13 Haziran 2004 Europa besser machen - Du entscheidest ! Avrupa´yý geliþtirmek Karar senin! Yeþiller Avrupa´ya yön verecekler. 2004 yýlýnda büyüyen ve artýk 25 ülkeyi kapsayan bir Avrupa´daki seçim sonucu ortak kaderimizi belirleyecektir. Yeþiller, Avrupa´nýn geniþleme sürecinin hep dürüst bir þekilde gerçekleþmesini istemiþlerdir. Duvarlarýn yýkýlmasýndan sonra Avrupa´nýn Birleþmesi AB´nin en büyük görevi olmuþtur. Bu arada Yeþiller, AB´nin daha tolerant, daha sosyal ve daha demokratik olmasýnda öncü olmuþlardýr. AB´de güçlü bir Yeþil ses sayesinde Avrupa´daki globalleþme adil bir þekilde geliþecektir. Ekonomi ve piyasa için geçerli olan kurallar mutlaka ökolojik ve sosyal olmalýdýrlar. Özellikle biz Yeþiller, Dünya düzeninin git gide bozulduðu bir dönemde barýþýn, yardýmlaþmanýn, dürüstlüðün ve karþýlýklý saygýnýn önemini savunuyoruz, çünkü adil ve kalýcý bir gelecek çözüm ister. Yeþiller, demokratik ve ökolojik deðerler bazýnda tarafsýz bir dýþ politika istiyorlar. AB´nin çevreye karþý taþýdýðý sorumluluðunu yerine getirmesini istiyor, bununla birlikte enerji ve trafik politikasýnda radikal bir dönümün gerçekleþtirilmesini talep ediyoruz. Atom enerjisinden adým adým çýkýlýp, onun yerine alternatif enerji kaynaklarýnýn kullanýlmasýný istiyoruz. Gelecek, güneþte, rüzgarda, biolojik maddelerde, suda ve yenileþtirilebilen enerji kaynaklarýndadýr. Biz, açýk ve hoþgörülü, kültürel ve tabii zenginliklerin korunduðu bir AB istiyoruz. Bizim Avrupa sosyal ve ökolojik yüksek standartlar üzerinde inþa edilmiþtir, bunlara ekonomik çýkarlar karþýsýnda öncelik tanýnmalýdýr. Yeþil Avrupa´da hukuki düzen, özlük ve vatandaþlýk haklarý askeri güç ve ökonomik baskýdan daha önemlidir. Yeþiller, bu konuda çok þey baþardý, ancak 2004 yýlýndaki AB seçimlerinde sizin desteðinizle daha çok þey baþarabileceðizdir. Yeni Avrupa anayasasý sayesinde AB daha sorumlulu, daha þeffaf ve daha demokratik olacaktýr. Anayasayý hazýrlatan Bakanlar Kurulu´nun bunu gözardý etmediðinden eminiz. Kurul, çok önemli tarihi bir belge hazýrlamýþtýr. Nizza Zirvesindeki korkunç tablolarýn mazide kalmasýný diliyor, anayasanýn referandum yoluyla onaylanmasýný istiyoruz. Avrupa´yý daha Yeþil yapabilmek için elimizden gelen herþeyi yapacaðýz ve anayasanýn tanýdýðý tüm imkanlarý kullanacaðýz. Buna göre, bir milyon AB vatandaþý bir talepte bulunurlarsa, AB komisyonu yeni bir yasa kararlaþtýrabilir. Vatandaþlarýn siyasete katýlmalarý ve demokratik karar mekanizmalarýnda yer almalarý bizim için her zaman önem taþýmýþtýr. Biz sosyal bir birlik istiyoruz ve bunun eþitlik ve kardeþlik üzerine kurulu olmasýný istiyoruz. AB´nin kalýcý ökolojik bir geliþmeyi desteklemesini istiyoruz. Yeþil vizyonumuza göre AB´nin barýþý teþkil etmesini istiyoruz. AB´nin, barýþý teþkil ettiði þekilde, barýþ için mücadele etmesini de diliyoruz. Sahibi Bündnis 90/Die Grünen Berlin (Birlik 90 / Yeþiller) Lindenstraße 20-25 10969 Berlin ve Bündnis 90/Die Grünen Platz vor dem Neuen Tor 1 10115 Berlin Yayýn kurulu Özcan Mutlu, Rüdiger Brandt, Bilkay Öney Dizgi ve Ilanlar Rüdiger Brandt Baský Henke Pressedruck, 13053 Berlin Baský adeti 20.000 V.i.d.S.P. Özcan Mutlu