e-bülten - 2009 Ocak

Transkript

e-bülten - 2009 Ocak
 İÇİNDEKİLER
S2: BİZ KİMİZ & e-BİLGİ
S8: KÜÇÜKKUYU SEVGİ EVLERİ ZİYARETİ
S3: BAHÇELİEVLER YUVASI ZİYARETİ
S9: KÜÇÜKKUYU SEVGİ EVLERİ ZİYARETİ
S4: BAHÇELİEVLER YUVASI ZİYARETİ
S10: KÜÇÜKKUYU SEVGİ EVLERİ ZİYARETİ
S5: FATİH YUVA ZİYARETİ
S11: KÜÇÜKKUYU SEVGİ EVLERİ ZİYARETİ
S6: FATİH YUVA ZİYARETİ
S12: KÜÇÜKKUYU SEVGİ EVLERİ ZİYARETİ
S7: YAKACIK YUVASI ZİYARETİ
S13: KÜÇÜKKUYU SEVGİ EVLERİ ZİYARETİ
1 BENİMYUVAM - E-BÜLTEN
SAYI: 6 (OCAK – ŞUBAT / 2009)
BİZ KİMİZ
Benimyuvam Grubu hakkında; Nedir? Kimdir? Ne yapar? Nasıl yapar? Neden yapar? gibi sorularınız varsa; başlangıç için aşağıdaki linkten sorularınıza cevap bulabilirsiniz:
http://www.benimyuvam.org/index.php?pid=1 Benim Yuvam grubu olarak İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde bulunan Sosyal Hizmetlere bağlı yuva ve yetiştirme yurtlarına yaptığımız ziyaretler esnasında düzenli gönüllü gruplarının eksikliğini yoğun olarak hissettik. Yaptığımız görüşmelerde İstanbul gibi büyük şehirlerin bu konuda şanslı olduğu ancak kırsala gidildikçe kurumların gönüllüler tarafından çokta sahiplenilmediği yetkililerce tarafımıza iletildi. Oysa her ilimizde üniversiteler mevcut. Üniversitelerimizle Sosyal Hizmetler Kurumu arasında yapılacak bir protokol ile her kuruma gönüllü abla ve abiler kazandırmak mümkün. Bu fikir çerçevesinde yaptığımız araştırmalar sonucu Bursa ilinde yaşayan genç arkadaşlarımızla yollarımız kesişti. Yapılan toplantılar sonucu Benim Yuvam Grubu ‐ Bursa Şubesi olarak bu ildeki yuvalarımızda gönüllü çalışmalarımız başlamış oldu. Bu oluşumun zaman içinde tüm illere yayılması en büyük dileğimiz aynı zamanda hedefimizdir. Zonguldak ve Çanakkale illerinde bu yöndeki girişimlerimiz halen devam etmektedir. Bursa'dan sesimize ses veren genç arkadaşlarımıza sonsuz teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz. www.benimyuvam.org E-BİLGİ
Ocak‐Şubat 2009 bültenimizde, aramıza yeni katılan gönüllü arkadaşlarımız ve mevcut gönüllülerimizin hafızasını tazelemek için e‐bilgide SHÇEK' in "Çoçuk Evleri Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliği"ne yer veriyor ve okumadan geçmemenizi öneriyoruz. SOSYAL HİZMETLER VE ÇOCUK ESİRGEME KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇOCUK EVLERİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; hakkında korunma/tedbir kararı bulunan çocukların toplum içinde yetiştirilmelerinin sağlanabilmesi için, çocuk evlerinin açılması, evlerde verilen hizmetin türü, niteliği, işleyişi, personelin görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esasları belirlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 24/5/1983 tarih ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu ile 3/7/2005 tarih ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında haklarında korunma ya da tedbir kararı verilen 0–18 yaş arası korunmaya muhtaç çocukları korumak, bir iş veya meslek sahibi yapmak, izlemek ve desteklemekle görevli ve yükümlü olan çocuk evlerini kapsar. Dayanak MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun 15 inci maddesi hükümlerine dayanılarak; 27/1/1995 tarihli ve 22184 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye paralel olarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Bakıcı anne/bakım elemanı: Çocuk evlerinde çocukların gelişiminden ve bakımından sorumlu personeli, b) Çocuk evleri: İkinci maddede tanımlanan sosyal hizmet kuruluşu olup, her ilin sosyal, kültürel açıdan çocuk yetiştirmeye uygun bölgelerinde tercihen il merkezinde okul ve hastanelere yakın apartman dairesi veya müstakil dairelerde 5 ila 8 çocuğun kaldığı evleri, c) Çocuk evleri koordinasyon merkezi: İl müdürlüğü bünyesinde oluşturulan, çocuk evlerinin bağlı olduğu birimi, ç) Çocuk evi sorumlusu: Çocuk evlerinde verilecek hizmetin koordinasyon kurulunda alınacak kararlar doğrultusunda yürütülmesinden sorumlu kişiyi, d) Ekip çalışması: Mesleki bilgi, deneyim ve yetenek sahibi kişilerin, ortak bir amaca yönelik iş bölümü yaparak, planlanmış bir zaman dilimi içerisinde eşgüdüm içinde çalışmasını, e) Genel Müdürlük: Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünü, f) Gönüllü aile: Sosyal inceleme ve araştırma sonucunda bir çocuğun bakım, gözetim sorumluluğunu üstlenebilecek, evlat edinme hizmetinden yararlandırılabilecek çocuklar dışında, aileleri tarafından fazla ziyaret edilmeyen çocukları yanına izinli alan aileyi, g) İl müdürlüğü: İl sosyal hizmetler müdürlüğünü, ğ) Koordinasyon merkezi: Çocuk evleri koordinasyon merkezini, h) Korunmaya muhtaç çocuk: Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun 3 üncü maddesinin (b) bendinde tanımlanan çocuk ile Çocuk Koruma Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) nolu alt bendinde tanımlanan çocuğu, ….devamı için tıklayınız. 2 BENİMYUVAM - E-BÜLTEN
SAYI: 6 (OCAK – ŞUBAT / 2009)
BAHÇELİEVLER ZİYARETLERİMİZ
DUYGULAR
3 Ocak 2008 günü ziyaretimizi, yüreğimizi ağzımıza getiren, gözlerimizi çakmak çakmak yapan, içimizde heyecan seli uyandıran, saçlarımızı diken diken eden duygularımız hakkında oyunlar oynayarak, sohbet ederek geçirmek istedik. Öncelikle yerde duran uçan halımızın üstüne oturarak Funda Kaptan öncülüğünde Duygular Ülkesi’ne uçtuk. Bu diyarda bizi aynalar karşıladı. Aynalara baktığımızda sevinince gözlerimizin küçüldüğünü, sinirlenince kaşlarımızın V harfi gibi olduğunu, şaşırınca ağzımızın açıldığını, üzülünce dudaklarımızın aşağı düştüğünü gördük. Bizi nelerin sevindirdiği, üzdüğü, sinirlendirdiği, şaşırttığı üzerine uzun uzun sohbet ettik. Aynalara yansıyan hallerimizi de kağıtlar üzerinde resmettik. Ardından Duygular Ülkesi’ne veda ederek, uçan halımızı havalandırdık ve evimize geri dönerek çocuklarımızla iki hafta sonra görüşmek üzere diyerek vedalaştık. KIZILAY HAFTASI 17 Ocak Cumartesi günü yine Bahçelievler yuvadayız ve ana temamız olarak Kızılay haftasını seçtik. Kızılay'ı tanımak için fotoğraflara bakarak bu kurumun neler yaptığını, kimlere hangi koşullarda yardım ettiğini anlattık çocuklarımıza. Bütün bunları tam olarak anlatabildik mi bilmiyoruz ama çocuklarımızın Kızılay'ın amblemini ve sağlıkla ilişkisini çok iyi anladıklarını düşünüyoruz. Çünkü meleklerimiz, üzerinde amblem olan karton ilkyardım çantalarına bonibondan ilaç, yara bandı ve pamuklar yerleştirip yine çantalardaki karton şırıngalarla bize iğne yaptılar, hastalıklardan korunalım diye. Güzel bir kahvaltı sonrasında yeni adı "sihirli" olan halımıza oturduk ve soru‐cevap şeklinde sağlımızı korumak için temizliğin ve beslenmemizin ne kadar önemli olduğuna değinmeye çalıştık. Fırçalanmayan dişlerin nasıl olduğunu, kirli ellerle yemek yenince neler olabileceğini, bahçede oynadıktan sonra eve döndüğümüzde neler yapmamız gerektiğini öğrendik. Son olarak sihirli halımızın üstünde tırtıl olup yarıştık ve güzel öpücüklerle vedalaştık çocuklarımızla. 31 Ocak Cumartesi günü yine Bahçelievler Yuva’mızda çocuklarımızla bir arada olmanın keyfindeydik. Ocak ayının son gününe denk gelen bu ziyaretimizde ne kadar özlendiğimizi bilmenin ve her defasında onlara kavuştuğumuzda ne kadar mutlu olduğumuzu sanırım onlar bizlere, bizlerde çocuklara kolaylıkla yansıtabiliyorduk. Güzel bir kahvaltının ardından hemen projemiz ile ilgili hazırlıklara başladık. Bu hafta çocuklarımıza keyifli bir oyun ile "Özbakım Temizliği" konusunda bilgi vermek istedik. Günlük yaşantımızda çok önemli yer tutan kişisel temizliğin önemi faaliyet sorumluları Didem Furtun, Ceyda ve Erol Karpat’ın yer aldıkları "Bay Mikrop" adlı keyifli bir oyun ile çocuklarımıza öğretilmeye çalışıldı. Oyun süresince, Bay Mikrop tarafından sevimlice kandırılan ve annesinin söylediklerini dinlemeyen küçük kız, miniklerimiz tarafından anneye şikâyet edildi. Keyifli oyunumuz bittiğinde Bay Mikrop yaptığı yanlışlar ve kandırmacalar nedeniyle çocuklarımız tarafından cezalandırıldı. Oyunumuzun ardından yapılan boyama faaliyeti sonrasında sürpriz hediyelerimizi de takdim ettikten sonra bol bol öpüşerek vedalaştık miniklerimizle. 3 BENİMYUVAM - E-BÜLTEN
SAYI: 6 (OCAK – ŞUBAT / 2009)
BAHÇELİEVLER ZİYARETLERİMİZ
KONUĞUMUZ; BAY MİKROP 14 Şubat Cumartesi günü yine saatlerimiz 9:30' u gösterdiğinde Bahçelievler yuvasındaydık. Sarılarak, öpüşerek merhabalaştık ve bazılarımız faaliyet sorumlusu arkadaşlarımızın getirdiği meyveleri dilimlerken içeriden gelen boğuşma, kudurma sesleri muhteşemdi. Faaliyet sorumlularımız Gülseren ve Nur çocuklarımız için meyvelerden oluşan bir kardan insan düşünmüşlerdi. Kivi, elma, portakal, muz ve nardan oluşan renkli kardan insanımız için tabaklarımızı hazırlayıp çocuklarımızı masaya aldık. Ama melekler kardan adam kısmından çok yeme kısmıyla ilgilendiler ve meyveleri kısa sürede afiyetle yiyip bitirdiler. Bu bol vitaminli kahvaltının ardından Funda abla eşliğinde mevsimlerimiz konusunu işlemeye başladık. Sonbaharın rüzgârı olduk estik yaprakları savurduk, kışın yağan karda kartopu oynadık, ilkbahar gelince kuşların cıvıltısı dinledik ve yaz sıcağında serin denizlerde kulaç attık. Ardından dört mevsim temalı ve boyamalı‐çıkartmalı kitaplarla doyasıya eğlendik. MEVSİMLER Ödül şekerlerimiz dağıtılırken anladık ki ziyaretimizin sonuna geldik. Çocuklarımıza bizimle oynadıkları için teşekkür ederek ayrıldık yuvadan. YAŞLILAR HAFTASI Yaklaşan Yaşlılar Haftası sebebiyle, 28 Şubat 2009 tarihli ziyaretimizin konusunu yaşlılara saygı olarak belirledik ve çocuklarımız için ufak bir tiyatro gösterisi hazırladık. Önce Gönüllülerimizden İknur Kaplan, nine olarak çıktı karşımıza. İki arkadaşımız da yürümesine yardım etmek için kollarından tuttu ve ninemize, bindiği otobüste oturması için yer verildi. Ardından sahneyi meleklerimize bıraktık. Bu defa gönüllülerimizden Sinan Avcı dede olarak karşımızdaydı. Çocuklar bir önceki oyunda bizi izleyerek öğrendiklerini, bu defa Sinan Dede ile canlandırdılar. Otobüse binen dedeye yer verdiler. Hatta kendilerine çok yakın buldukları tonton dedeye yeni nesil danslar öğrettiler. Günün sonunda ise yavrucaklarımız kartona çizilmiş dede ve ninelerimizi rengarenk kağıtlarla, pamukla süsleyerek bir kez daha sanatçı yanlarını konuşturdular. 4 BENİMYUVAM - E-BÜLTEN
SAYI: 6 (OCAK – ŞUBAT / 2009)
FATİH G.Ç.V. ZİYARETLERİMİZ
Koskoca bir yılı geride bıraktık ve yeni yılın ilk ziyaretini 3 Ocak Cumartesi günü yuvamızda gerçekleştirdik. Kış ayının bu güzel gününde belki kar yoktu ama oldukça soğuk bir hava vardı. Neyse ki yuvadan içeri adım attığımız an bizleri sarmalayan sımsıcak kucaklar hem yüreğimizi hemde bedenimizi ısıtmıştı. Yeni katılımcı arkadaşlarında eşlik ettiği bu haftaki ziyaretimizde oldukça iyi hazırlanan, bileğine ve kuvvetine güvenen çocuklarımız, gönüllü abileriyle güreşe başladılar. Oldukça yorucu ama bir o kadarda keyifli olan bu mücadele sonrasında, mağlup olan abiler, sanıyoruz ki antrenmansız yakalanmışlardı. Güreş müsabakasından sonra işin en keyifli kısmına gelmiştik. Arzu Sarı, Banu Zerde ve Rabia Yavuz’un sorumluluğunda pasta yapacağız. İtinayla hazırlanan önlüklerimiz ile rengârenk görüntüler oluşturduk ve pastanın her türlü renginden nasibimizi aldık. Her çocuğumuzun kendi pastasını yaptığı, süslediği, sanatını konuşturduğu ve sonrasında da iştahla yediği bu güzel uğraşta, bizler çıraklık görevini yerine getirdik. Ortaya sunulan birbirinden lezzetli el emeği göz nuru pastaların içinde sadece kek, krema, çikolata yoktu. MİNİ PASTA Minik yüreklerde biriktirilen ve bir gün gerçekleşmesi istenilen dilekler de vardı. Yaptıkları pastaların üzerine koydukları mumları üfleyerek, 2009 yılı ve sonrası için güzel dileklerde bulunan çocuklarımızı, tüm dileklerinin gerçekleşmesi dileğiyle öpüp kokladıktan sonra yuvadan ayrıldık. 17 Ocak Cumartesi günü yine yuvamızda, yine çocuklarımızla bir aradaydık. Yaşadığınız tüm olumsuzlukları, hayatın tüm karamsarlığını ve gel‐gitlerini size birkaç saat unutturan, olduğunuzdan daha enerjik, daha mutlu ve çocuk ruhunuzun ayaklandığı bir ortamda bulunmak nasıl bir duygu derseniz size şöyle diyebiliriz. En basitinden çocuklar ile bir halka oluşturup, "mutfakta neler oluyor" ile başlayan ve sonrasında 3‐5‐6 derken size dokunan bir el ile yarışmayı kaybettiren, kazananın mutlu, kaybedenin ise daha hırslı olduğu keyifli bir oyunu en son ne zaman oynamıştınız. İşte yuvada, ruhunuzda sakladığınız çocuk ortaya çıkıyor ve siz üzerinizdeki tüm yüklerden kurtularak bu duygu ile onlara yanaşıyor ve tadına varıyorsunuz. İşte bu ziyaret gününde çocuklarla önce halka olduk. Bu halka içinde oyunun melodisini mırıldandık, sonrasında da tek tek eleyerek/elenerek yarışmanın galibini ortaya çıkardık. Oldukça keyifli bu oyundan sonra sıra proje sorumluları olan Levent Uçarı, Gülşen Yirmibeş ve Tamer Kadıoğlu’ nun hazırladıkları "CD’den saat yapımı" aktivitesine geldi. Bir sürü CD, Atatürk resimleri, rengarenk kartonlar, kalemler, akrep ve yelkovanın birbirini kovalamadan önceki halleri ve 1’den başlayıp 12’ye kadar uzanan rakamlar... CD DEN SAAT Oldukça keyifli ve uğraş isteyen bu çalışma sonrasında herkes kendi saatini yapmış ve zamanını da ona göre ayarlamıştı. Bizler ise büyük bir heyecanla beklediğimiz bir sonraki ziyaret günümüz için saatimizi her zamanki gibi 15.30’a kurduk ve yanaklarımıza konulan buseleri saklayarak, 31 Ocak’ta iade etmek üzere çocuklarla vedalaştık. 31 Ocak Cumartesi günü çocuklar gibi şendik, çocuklar ile şenlendik, tahta kaşıktan kuklalar ile çokça eğlendik. Evet, Ocak ayının son ziyaret gününde yuvamızda "Tahta Kaşıktan Kuklalar" yaptık. Ama öncesinde aradan geçen 15 günün özlemi, yanaklarımıza konan buseler vardı. Çokça sarıldık, kokladık ve özlemimizi bir nebzede olsa giderdik. Çocuklarla sohbet ettik ve uzun süredir devam ettikleri antrenmanların yorgunluğunu gidermek için onlar için hazırladığımız ve çok keyif alacakları projemizden bahsettik. Masalarımızı birleştirip, üzerlerine bolca renk renk kumaşlar, kalemler, boncuklar koyduktan sonra, başkahramanımız tahta kaşıkları sırasıyla dağıtmaya başlandık. Kim derdi ki yemek yaparken kullandığımız kaşıklar bu kadar sevimli kuklalar olacaklardı. Öncelikle kaşıklarımızın üzerlerine şık kostümler yapıldı, ardından herkesin zevkine göre sarı, siyah, mavi saçlar yerleştirildi. Kalemle boyanan ya da yapıştırılan gözlerle kimi zaman komik kimi zaman da afeti devran yüzler resmedildi. Kuklalarımızın çoğunu gelin ve damatların oluşturduğuna bakmayın, bunların çoğu abi ve ablaların hayallerini yansıtan çalışmalar. Çocuklarımız ise çocukça kattıkları duyguları ile en güzel kuklaları zaten gözler önüne serdiler. KAŞIKDAN İNSANLAR Çok eğlendik ve daha da eğlenceli projelerin bizleri beklediği bir sonraki ziyarette görüşmek üzere diyerek vedalaşmadan önce Nagehan'ın getirdiği tatlı kurabiyeleri ikram ettik çocuklarımıza. Bekle bizi 14 Şubat... 5 BENİMYUVAM - E-BÜLTEN
SAYI: 6 (OCAK – ŞUBAT / 2009)
FATİH G.Ç.V. ZİYARETLERİMİZ
14 Şubat Cumartesi ne kadar özel ne kadar güzel ve ne kadar aşkı içinde barındıran bir gün. Malum Sevgililer Günü, yani temelinde "Sevgi" günü, bir ek takarsak kuyruğuna "Sevgi(li)" biraz daha tak takıştır yaparsak "Sevgi(li)(ler) Günü" olarakta gayet şık durmakta takvim yaprakları arasında. İşte bu günde buluşma öncesi aldığımız tüyoya göre bugün özel bir konuğumuz olacak. Mirzeta Hersekli, Gülten Kesim ve Özlem Uçarı’nın birlikte hazırladıkları organizasyonda, gitarı ile bizlere Atakan abimiz eşlik edecekti. Gitarın kulağımızdaki pası sildiği, güzel şarkıların ise bizleri olduğumuz yerden farklı yerlere götürdüğü, dans edilen, göz göze, yürek yüreğe dile gelen bakışların, içimizi ısıttığı bu güzel günde gerçekten de sevgiyi en güzel yerinden yakalamıştık. SEVGİ GÜNÜ Şubat ayında doğan çocuklarımızın doğum gününü de kutladığımız bu günde, birbirinden lezzetli pastanın, kısırın ve kurabiyenin tadı damağımızda kaldı. 14 Şubat gerçekten de her yönden özel ve her yönden güzel oldu bizim için. Yeni bir yaşa, yeni bir yaşama adım atarken çocuklarımızın yanında olmak, onlarla birlikte büyümek, onlardan çokça şey öğrenmek açısından, her yönden zenginlik. Biz alacağımızı aldık bu güzel günde, darısı herkesin başına.14 Şubat Sevgi günümüz kutlu olsun. Sevmek ve sevilmek en büyük hediyeniz olsun. “benim balonlarım vardı
BAY VE BAYAN BALONLAR; Onları kimler aldı” … diye bir şarkı vardı, eskilerden kalan. Evet bizim balonlarımız vardı hepsi renk renk, hepsi birbirinden sevimli, yeri gelmiş balık yeri gelmiş tavşan olmuş ama hepsi de el emeği göz nuru çocuklarımız tarafından sevgiyle ve büyük bir keyifle şekilden şekile bürünmüş balonlar. 28 Şubat 2009 Cumartesi günü faaliyet sorumlularımız Sinan Avcı, Murat Ak ve Erol Karpat’ dı. Bu güzel faaliyet öncesinde büyük bir çember oluşturarak artık her ziyarette nerdeyse alışkanlık haline getirdiğimiz “mutfakta neler oluyor” oyunu ile ısınma turunu oluşturduk. Çocuklar mı hırslı, bizler mi inatçıyız bilmiyorum ama bu çember iki kişi kalacağına sürekli büyüyor ve nedense bir türlü birinciye giden yolu bir türlü bulamıyorduk, anlaşılan bu keyifli oyun hepimizin çok hoşuna gidiyor ki bir sonrakine daha da inatlaşıyoruz ve birinci olmak yolunda hırslanıyoruz. Bu güzel ısınma turu sonrasında ekip hemen hazırlıkları bitiriyor ve yine masanın etrafında yerimizi alarak koyuluyoruz, rengârenk balonları şekilden şekle büründürmeye. Mavi sarı ile bütünleşiyor, sarı pembe ile, ortaya çıkan ilginç suratlar sonrasında balonlarımız, hayal gücümüzün yaratıcılığı ile oldukça sevimli görünüyorlardı. Tabi sevimli olan sadece balonlar değil, çocuklarımız ile bir arada olmanın sarhoşluğu ile bizlerde en sevimli hallerimizi alıyoruz ve diyoruz ki; Şubat kış ayına veda ederken hemen arkasından nasıl baharı emanet ediyorsa bizlere, bizlerde çocuklarımıza en tatlı buseleri emanet ediyoruz ve baharın ilk ziyaret gününde iadelerimizi almak üzere sözleşiyoruz. 6 BENİMYUVAM - E-BÜLTEN
SAYI: 6 (OCAK – ŞUBAT / 2009)
YAKACIK ZİYARETLERİMİZ
MONDIAL SİRKİ 10 Ocak 2009 tarihinde Yakacık yuvadaki tüm çocuklarımızı dünyaca ünlü Mondial Sirki'ne götürmek üzere planımızı yaptık. Herkes oldukça heyecanlıydı çünkü gönüllüsünden çocuğa, çoğu ilk defa sirke gidecekti. Arkadaşlarımız Derya ve Ümit erkenden Kurtköy'e gidip yer ve biletleri ayarladı. İşte saat bir ve o şirin suratlar iki küçük minibüse sığmış, yüzlerinde gülümseme ile park yerine geldi. Öğretmenlerinin liderliğinde güzelce sıra olup ikişer ikişer içeri girdik ve tabi soru yağmuru başladı. Aslan var mı? Fil var mı? Hangi hayvanlar var? şeklinde uzadı gitti bu sorular. Yerlerimize oturduk ve heyecanla beklemeye başladık. Önce iki akrobat dönen halkaların üzerinde adrenalini yüksek bir gösteri yaptı, sonrasında komik ve interaktif bir şovla süper bir palyaço. Daha sonra bir çift, çok ama çok estetik bir akrobasi gösterisi sundu. Solukların kesildiği an ise kaplanların sahneye girişi oldu. Bizim bıdıklar çok renk vermeseler de korktular haliyle. Kaplanların gösterisinden sonra verilen arada bizler keklerimizi yiyip meyve sularımızı içtik. Sirkin ikinci bölümü akrobasi ve palyaço şovlarıyla devam etti. Kapanış ise yüreklerimizi ağzımıza getiren bir motor şovuyla gerçekleştirildi. Çocuklarımızı yüzlerinde büyülenmiş bir ifadeyle minibüslerine bindirip yolcu ettik. 24 Ocak Cumartesi gününde işte yine Yakacık'tayız. Her zamanki gibi özledik, heyecanlı ve mutluyuz. Yuvadan içeri girince size doğru koşup kucağınıza atlayan çocuklar "İşte bu!" dedirtiyor insana. Bu haftanın faaliyetleri tahta kaşıktan kukla yapımı, matematik ve okuma yarışması. Kardelen, Serçe ve Bülbül evleri sinema salonunda, diğer gruplar ise kendi evlerinde aktivite yapacak. İşte sinema salonunun küçük misafirleri geliyor ve bizler tarafından önceden hazırlanmış masalara oturuyorlar. Önce malzemeleri dağıtıyoruz ve kısaca o tahta kaşıklarla ne yapılabileceğini anlatıyoruz. Lafı çok uzatmaya gerek yok gerisi tamamen çocuklara ait. Zira tecrübeyle sabittir ki yetenekleri ve hayal güçleri sınır tanımayan çocuklarımız var bizim. Sinema salonunda hummalı bir kukla yapımı sürerken, Gelincik Evi ve Kanarya Evi'nde matematik/okuma yarışması var. Çocuklar bir yandan gönüllülerinde yardımıyla matematik problemlerini üzerinde çalışıp "Önce ben çözdüm" diye bağırırken, diğer evde gönüllülerinde yarışmaya katılmasıyla hızlı hızlı okuma yapan ve oldukça eğlenen çocukların "Hadi en hızlı kim puzzle yapacak" diyerek oyunun başına oturmaları, parça bulmaktaki heyecanları, ellerinin ve zekâlarının hızı için yine "Anlatılmaz yaşanır" diyoruz. Sonraki ziyaretimiz 7 Şubat Cumartesi günü ve biz şimdiden özlemeye başladık küçük beyleri ve bayanları. 7 Şubat Cumartesi günü Yakacık Yuvamız’da yine her zaman ki gibi dolu dolu bir ziyaret bizi bekliyor. Kanarya Evi'nde film seyredileceğinden sinema salonu hazırlanmaya başlandı. DVD ve projektör kurumu için hem biz hem de çocuklar hummalı bir çalışma içine girdik. Çocuklarımızın bir kısmı ile biz gönüllüler sinema izleminin vazgeçilmezi mısırlarımızı patlatırken yanına lezzetli bisküvi ve çerezler de hazırladık. Sandalyeleri itina ile sinema düzeni şeklinde dizdikten sonra yuvadaki bazı gruplarımızın tiyatro nedeniyle dışarıda olması nedeniyle bu grupların gönüllüleri de sinema salonu ekibine eklendi. Ve film başlıyor... Çocuklar, gönüllülerle heyecanlı, bol kahkahalı, hareketli dakikalar geçirirken, büyük kızlar grubunda tahta mandaldan boyama ve süsleme ile askılık ve peçetelik yapılıyor. Yaratıcılık konusunda birbiri ile yarışan kızlarımız ve becerikli gönüllülerimiz sayesinde çok ama çok güzel askılık ve peçetelikler çıktı ortaya, fotoğraflara da yansıdığı gibi. Evlerdeki aktivitelerimiz sona erdiğinde, tiyatrodan dönen çocuklarımızın da katılımıyla kalabalık bir şekilde kendimizi bahçeye attık. Top oynama, kovalamaca, sohbet, saç örme derken ayrılık vakti. Klasik olarak bol öpücükle ayrılıyoruz yuvadan, 2 hafta sonra görüşmek üzere diyerek. 7 BENİMYUVAM - E-BÜLTEN
SAYI: 6 (OCAK – ŞUBAT / 2009)
KÜÇÜKKUYU SEVGİ EVLERİ ZİYARETİMİZ
ÇETİNİN YERİ SAAT SABAH: 7: 30 Gecenin sabaha kavuştuğu yerde bekleyen çocuk
Sana bu yolculuğum. Kendime birazda, Güneşin deniz ile öpüştüğü yerde bekleyen çocuk Sana bu özlemim Kendime birazda, Ve sana bu hayranlığım çocuk Senin insan duruşuna Sende bulduğum kendime birazda…. 8 BENİMYUVAM - E-BÜLTEN
SAYI: 6 (OCAK – ŞUBAT / 2009)
‐Yere yatırma ya yırtılacak şimdi
küçükkuyuya gidiyoruzzz küçükkuyuya gidiyoruzzz küçükkuyuya gidiyoruzzz küçükkuyuya gidiyoruzzz ‐Eeee ben insanım ☺ küçükkuyuya gidiyoruzzz ‐Ben at oldum. Sen nesin? ‐Hepiniz buraya taşınsanıza.
‐Ama hepimize iş bulman gerekir
Ya ben bu kadar kişiye nerden iş bulcam? Çocuk: Senin güçlerin varmış Gönüllü: Ne gücü? Çocuk: Kemik gücü Kızlar anne olur ama erkekleri ne yapcam ben yaaaa
9 BENİMYUVAM - E-BÜLTEN
SAYI: 6 (OCAK – ŞUBAT / 2009)
‐Saat yok uyanınca geleceğiz. ‐Yarın saat kaç da geleceksiniz? Duvarı göstererek;
‐Saat var. ?!?!?!?! ‐Sen çocuk musun?
‐Neden? —Biliyor musun ben dua ettim ve siz geldiniz. ‐Balon ile oynuyorsun! —Siz gittikten sonra gün saymaya başlıyoruz. 5 hafta sonra geleceksiniz. ‐Funda ablaya söyleyin 23 Nisan'da gelebilirsiniz. 10 BENİMYUVAM - E-BÜLTEN
SAYI: 6 (OCAK – ŞUBAT / 2009)
Küçükkuyu insanı; Leyla yapar, Mecnun yapar, şair yapar, ozan yapar, yazar yapar… Sevgi arsızı yapar, kocaman insanları şımarık yapar… Aşık yapar, seyyah yapar,
Anne yapar, baba yapar, ağabey yapar, abla yapar, Sevgiyi sonsuz yapar… Dost yapar, arkadaş yapar… Çocuğu büyük, büyüğü çocuk, hüznü az, sevinci çok, seni ben, beni sen yapar… Bağımlılık yapar, hayalperest, animatör, temizlikçi, organizatör ve gönülülerini çocuk yapar… Ağlak yapar, Güleç yapar, Mutlu, huzurlu yapar, Aşık yapar… Rüyaları, hayalleri gerçek, Olmazları olur, olumsuzları olumlu yapar Yaşanmışı unutturup, yaşanmışı sorgulatıp Tokat yemiş gibi yapar Kah balondan balık, kah köpekbalığı, kah bay mikrop, kah gözyaşı yapar… Önce 0 Sonra 1 Sonra 2 Sonra 3 4‐5‐6‐7‐8‐9‐10... Bir yuvam var benim, Kendi yuvamın hayaliyle uyuduğum
Aynı yastığa, Aynı kaderle Baş koyduğum, Can yoldaşım, Yol arkadaşım 11 BENİMYUVAM - E-BÜLTEN
SAYI: 6 (OCAK – ŞUBAT / 2009)
KÜÇÜKKUYUDAN DÖNÜNCE
Küçükkuyu' dan kısmen döndük...
Herkesin ayrı bir dünya olduğu ve dünyaların benim olduğu bir hafta sonuydu... 40 küsür gün off konumdayım. Taaki Küçükkuyu tabelasını görene kadar Ne mutlu oldum anlatamam... Şimdi bir masal ülkesindeyim. Etrafımda bolca periler, melekler... Hepsi benimle, hepsi yüreğimde, hepsi sağımda solumda koşuyoruz, oynuyoruz. Ne dert kalıyor insanda, Ne de keder. Bir çift gülüşe tav oluyor, ışıl ışıl parlayan gözlerde kayboluyorsun... Vallahi ben hızla gittim ve hızla döndüm yapacak çok iş var zira Çocukların peşlerinden ilk gidişimizin ardından devamının olacağını hayal bile etmediğim... Katılabildiğim her ziyarete şükrettiğim... 13. kez yapılan gönül yolculuğundan Küçükkuyu' dan döndük... Onca sevginin altında ezilerek... küçülerek... ama bir o kadar da büyüyerek... Yine geleceğiz diye sözler vererek döndük... Bir sonraki ziyaret için tiyatro dedik, yarışma dedik ve şunun şurasında sadece 40 bilemediniz 45 günümüz var. Çok çalışmak lazım çok Biz geldik mi?????
Hakan abileri oldum, adanalı oldum ama en önemlisi ben onların abisi oldum. Bana verdikleri değere bakarmısınız? Allahım bana her zaman sizin yanınızda olmayı nasip etsin... sizi çok seviyorum... Evet biz döndük Küçükkuyu' dan ama sadece bedenlerimiz... Zira yüreklerimiz aklımız hala orada... Kalbimiz yine Ege'de... Çok güzeldi çook, hepinize teşekkürler. 12 BENİMYUVAM - E-BÜLTEN
SAYI: 6 (OCAK – ŞUBAT / 2009)
Bazen gittiğin her yerden gittiğin gibi bir bütün olarak dönemezsin.
Sanırım çoğumuz bir bütün değiliz şimdi, çoğumuzun eksik bir yanı var. Gülüşlerimizin ortasına gizlediğimiz bu eksikliğin adı Küçükkuyu. Denize nazır bir hüzün şehri kuruldu içimde... Bu şehir gitgide büyümekte... Sürekli göç alan ardı arkası kesilmeyen... Sokak‐sokak ve yürek‐yürek büyümekte... Ben şimdi bir otobüsün içinde sallanan bir perdenin, minicik bir elin, “neden gidiyorsun” deyişinin, “yine gelir misin; hasta olma sende emi; seni çok sevdim ben” cümlesinin Hiçbir sevgilinin diline yakışmayacak kadar güzel ve bir bıçak kadar keskin olduğunu öğrenmiş, yarısı otobüsün tekerleri dönmese keşke diyen bir yüreğin sahibiyim... Size kızgın, yinede sonsuz bir teşekkür içinde, huzurluyum... Neden daha önce kolumdan tutmayıp sürükleye‐sürükleye getirmediniz beni Küçükkuyu’ya... Sağ olun, var olun... Canıma can kattığınız için ve canımın içinde gizli bütün canları ortaya çıkardığınız için... Bir gönüllü olarak bin gönülle her birinize ayrı‐ayrı teşekkür ediyorum. Benimyuvam e‐Bülteni hazırlığında emeği geçen gönüllülerimiz:
Arzu SARI
Hilal ÇETİN
Atilla ÖZ Meltem GÜLMEZ Ceyda KARPAT Neslihan ALTINEL Didem COŞKUN Nurhayat KÖSEAHMETOĞLU Funda DİCLE Sinan AVCI Gökhan CÖRÜT Şenay TOLUAY Gülcan LAZIM Bülten hakkındaki yorum ve eleştirileriniz için bizimle iletişim kurabileceğiniz e‐posta adresimiz: [email protected]
13 

Benzer belgeler

e-bülten - 2010 Ocak

e-bülten - 2010 Ocak Benimyuvam Grubu hakkında; Nedir? Kimdir? Ne yapar? Nasıl yapar? Neden yapar? gibi sorularınız varsa; başlangıç için aşağıdaki linkten sorularınıza cevap bulabilirsiniz:

Detaylı