İçindekiler

Transkript

İçindekiler
øçindekiler
Bölüm 1: Hücre: YapÇ ve ÆÍlevin Temeli (Prof. Dr. Lokman ÖZTÜRK) ...............................................
5
Bölüm 2: Vücudun Organizasyonu (Prof. Dr. Lokman ÖZTÜRK) .....................................................
15
Bölüm 3: Embriyoloji (Prof. Dr. Lokman ÖZTÜRK) ...........................................................................
21
Bölüm 4: Æskelet ve Eklemler (Prof. Dr. Tuncay VAROL) ...................................................................
31
Bölüm 5: Beden, Kaslar ve Spor (Prof. Dr. Tuncay VAROL) .............................................................
81
Bölüm 6: DolaÍÇm Sistemi (Prof. Dr. Z. AslÇ AKTAN ÆKÆZ) ..................................................................
143
Bölüm 7: Solunum Sistemi (Prof. Dr. Z. AslÇ AKTAN ÆKÆZ) .................................................................
153
Bölüm 8: Sindirim Sistemi (Prof. Dr. Z. AslÇ AKTAN ÆKÆZ) ..................................................................
163
Bölüm 9: Üriner Sistemi (Prof. Dr. Z. AslÇ AKTAN ÆKÆZ) ......................................................................
181
Bölüm 10: Genital Sistemi (Prof. Dr. Z. AslÇ AKTAN ÆKÆZ) ..................................................................
185
Bölüm 11: Sinir Sistemi (Prof. Dr. Lokman ÖZTÜRK)........................................................................
197
Bölüm 12: Duyu organlarÇ (Prof. Dr. Lokman ÖZTÜRK) ...................................................................
343
Bölüm 13: Endokrin Sistemi (Prof. Dr. Lokman ÖZTÜRK) ................................................................
351
ùekil 1.6: Mayoz Bölünme ile Spermatogenesis ve Oogenesis
AMćTOZ BÖLÜNME: Basit bir hücre bölünmesidir. Bölünmenin baĩlangÆcÆnda Hücrenin nükleusu boþumlanÆr. Daha sonra sitoplazma da boþumlanarak bölünmeye katÆlÆr. BoþuntularÆn ilerleyip ayrÆlmalarÆ
ile iki yeni hücre oluĩur (Ĩekil 1.7).
ùekil 1.7: Amitoz Bölünme
12
Bölüm 2:
VÜCUDUN ORGANÆZASYONU:
Dokular, Organlar ve Sistemler
Tek hücreli canlÆlarda hücre ile ilgili bütün iĩlevler, hücrenin kendi organelleri
tarafÆndan yürütülür. Bu canlÆlarda her bir hücre organeli hücrenin ihtiyacÆnÆ gideren bir sistem olarak çalÆĩÆr. Çok hücreli canlÆlarda (multisellüler) ise hücreler
arasÆnda bir görev bölümü olmaktadÆr. Bu nedenle aynÆ iĩlevi görecek olan ve
ĩekil bakÆmÆndan birbirine benzeyen hücreler biraraya gelerek dokularÆ meydana
getirmektedir. Ĩekil ve görev bakÆmÆndan birbirine benzerlikleri olan hücrelerin
bir dokuyu oluĩturabilmeleri için hücreleri yapÆĩtÆrÆcÆ özelliþi olan bir madde ile
bir arada tutulmalarÆ gerekir. Hücreler arasÆ madde hücreler tarafÆndan sentezlenir. Sentezlendikten sonra ise hücreler arasÆ boĩluklara verilir. Doku tipine özgü
olarak hücreler arasÆ boĩluklarda bulunan maddenin miktarÆ az veya çok olabilir.
Hücreler arasÆ maddenin fazla, hücrelerin azÆnlÆkta olduþu doku tipi ise baþ dokusudur.
ćnsan vücudu yapÆ, görünüĩ ve fonksiyon bakÆmÆndan birbirinden farklÆ 4 tip
dokudan yapÆlmÆĩtÆr. DokularÆn çalÆĩmasÆ ve onlarÆn organlarÆ nasÆl teĩkil ettikleri histolojinin (doku bilimi) konusudur.
15
A- EPćTEL DOKUSU: Epitel dokusu birbirine bitiĩik epitel hücrelerinden yapÆlmÆĩtÆr. Hücreler arasÆ
madde çok azdÆr. Epitel dokusu damar içermeyen bir doku olduþu için, beslenmesi üzerine oturduþu
baþ dokusu içindeyer alan kapillerlerden dÆĩarÆya sÆzan besleyici sÆvÆnÆn epitel hücrelerine diffüzyonu ile
saþlanÆr. Sinir sonlanmalarÆ ise epitel hücreleri arasÆna kadar girerler.
Epitel dokusunun baĩlÆca fonksiyonlarÆ yüzeyleri örtmek ve döĩemek (örneþin deri), emilim (örneþin
baþÆrsaklarda), salgÆlama (örneþin tükrük bezlerinde), duyu alÆmÆ (örneþin dildeki tat alma cisimcikleri,
gözün retina tabakasÆndaki koni ve basil hücreleri)’dir (Ĩekil 2.1).
ùekil 2.1: Epitel dokusu çeúitleri
B- DESTEK DOKUSU: Bu doku organizmada çok yaygÆn bulunan doku türüdür. Destek dokusu da
diþer dokular gibi, cansÆz olan hücreler arasÆ madde ile canlÆ hücrelerden oluĩmuĩtur.
Esas görevleri baþlayÆcÆlÆk yapmak ve metabolizmada rol oynamaktÆr. Destek dokusunun, baþlayÆcÆlÆk ve
metabolizma iĩlevleri hücrelerarasÆ madde tarafÆndan yerine getirilirken, organizmayÆ hücresel (fagositoz) ve humoral (antikorlar) yolla savunmak da destek dokusu hücrelerinin görevidir. Destek iĩlevi daha
fazla olduþu zaman, metabolizmadaki rolü azdÆr, bunun aksi de geçerlidir.
Epitel hücrelerinin çoþunun en az bir yüzleri destek dokusu ile temas halindedir. Kas dokularÆnda ise kas
hücrelerinin aralarÆnÆ tamamen destek dokusu doldurmuĩtur. Destek dokusunun diþer bir özelliþi ise
kan damarlarÆnÆ taĩÆmaktÆr. Böylece epitel ve kas dokularÆndaki hücrelerin beslenmelerine saþlarlar. Kan
damarlarÆ sinir dokusuna da destek dokusu ile sarÆlÆ olarak girerler.
Destek dokusunun dört esas tipi mevcuttur (Ĩekil 2.2):
16
Göbek kordonu
Uterus
Amniotik sıvı
Placenta
Cervix
Fetus
Vagina
ùekil 3.6: Fötal Devre
Embriyonun geliĩtiþi ilk sekiz hafta içinde geliĩmenin ilk olaylarÆ olan bölünme, farklÆlaĩma, göç etme ve
büyüme gerçekleĩir. Zigot oluĩtuktan sonra insan yaĩamÆ baĩlamÆĩ olur. Zigotun ardÆ ardÆna bölünmeleriyle hücrelerin sayÆsÆ giderek artar. Böylece zigot hücre topu meydana getirir. Buna MORULA (dut)
denir. Bu olaylar sÆrasÆnda (geliĩmenin ilk yedi gününde) döllenmenin gerçekleĩtiþi döllenme tüplerinden (tuba uterina’lardan) rahime (uterus’a) doþru bir göç de gerçekleĩir. Embriyonun bunu izleyen günlerde uterus duvarÆ içerisine gömülmesi gözlenir (implantasyon). Gömülme onikinci günde bitirilmiĩ
olur. Geliĩmenin ikinci yedi günü içinde yÆþÆntÆ ĩeklindeki hücre kitlesi geçirdiþi deþiĩikliklerle endoderm ve ektoderm adÆ verilen yapraklarÆ oluĩturur. SonralarÆ bu iki yaprak arasÆnda mezoderm yapraþÆ
oluĩur. Ektoderm’den oluĩan organlar en az iki, bazen üç yapraþÆn katÆlmasÆ oluĩurlar. Fakat bir organÆn
veya sistemin yapÆsÆna en çok katÆlan embriyonal yaprak o organÆn karakterini belirler.
Bu olayÆ izleyen birinci ay boyunca sinir sisteminin, ilk göz taslaklarÆnÆn, kalp-damar sisteminin,
barsaklarÆn biçimleri ortaya çÆkar. Çene yapÆsÆnÆn kÆvrÆmlarÆ oluĩmaya baĩlar. Tiroid ve karaciþer taslaþÆ
belirir. Solunum sistemi taslaþÆ, kol ve bacaklarÆn ön tomurcuklarÆ görülmeye baĩlar. Bu ayÆn sonunda
embriyonun boyu sadece 3-5 mm. olup, görünümü minik bir dikensiz denizkestanesine benzer.
27
Os parietale (Çeper kemik): Cranium'un üst kÆsmÆnda orta bölümde yer alan bir çift kemiktir. Os
parietale yassÆ, dört köĩeli ve iki yüzü olan bir kemiktir.
Os occipitale (Ense kemiþi): Cranium'un arka ve alt kÆsmÆnÆn bir bölümünü kapatÆr. ćç yüzü beyin ve
beyincikle komĩuluk yapar. Squama occipitalis, pars basilaris ve partes laterales olmak üzere üç bölümü vardÆr. Kemiþin bölümleri alt kÆsÆmda bulunan içinden medulla spinalis (omurilik), önemli damar ve
sinirlerin geçtiþi foramen magnum adlÆ deliþi çevreler.
Os sphenoidale (KanatsÆ kemik): Cranium'un kaidesinde bulunan, kanatlarÆ açÆk kuĩa benzeyen bir kemiktir. Ortada yer alan gövde bölümünde bir bölme ile ikiye ayrÆlmÆĩ boĩluk sinus sphenoidalis olarak
adlandÆrÆlÆr (Ĩekil 4.35). Bu sinüs burun boĩluþunun arka bölümü ile irtibatlÆdÆr. Gövdenin üst kÆsmÆnda
bulunan çukura fossa hypophysialis adÆ verilir ve bu çukurda glandula hypophysialis (hipofiz bezi)
bulunur.
Os temporale (Ĩakak kemiþi): Cranium'un kÆsmen yan, kÆsmen alt bölümünün yapÆsÆna katÆlÆr. ćçinde
iĩitme ve denge ile ilgili yapÆlarÆ ihtiva etmesi nedeniyle komplike bir yapÆya sahiptir. DÆĩ kulak yolunun
kemik parçasÆ bu kemiþin dÆĩ yüzünde bulunur. Kemiþin pars petrosa, pars tympanica, pars squamosa
ve pars mastoidea olmak üzere dört bölümü vardÆr. Pars mastoidea'da bulunan mukoza ile döĩenmiĩ,
hava içeren, birbiriyle irtibatlÆ küçük boĩluklara cellulae mastoideae adÆ verilir (bu boĩluklardan en büyüþü antrum mastoideum adÆnÆ alÆr).
Os ethmoidale (Kalbursu kemik): Burun boĩluþunun (cavum nasi) üst ve yan duvarlarÆnÆn yapÆsÆna
katÆlÆr, os frontale ile os sphenoidale arasÆnda bulunur. Kemiþin lamina perpendicularis denen bölümü
burun kemik bölmesinin (septum nasi osseum) yapÆsÆna katÆlÆr. Lamina orbitalis'leri göz çukurunun iç
duvarÆnÆn büyük kÆsmÆnÆ oluĩturur. Kemiþin üst bölümünde yer alan lamina cribrosa'da bulunan deliklerden koku duyusunu ileten sinir lifleri geçer. Kemiþin içinde celluleae ethmoidales adÆ verilen mukoza
ile döĩeli hava boĩluklarÆ bulunur (Ĩekil 4.35). Bu yapÆlar da burun boĩluþu ile irtibatlÆ olduklarÆ için
paranazal sinüsler içinde deþerlendirilir.
ùekil 4.34: Cranium, yandan görünüú.
56
ùekil 4.41: Art. humeri; radyografik görüntü.
Omuz eklemi günlük yaĩam, çalÆĩma ve sportif aktivitelerde bütünleĩtirici bir rol oynar. Özellikle yüzme,
tenis, voleybol, atma sporlarÆ, su topu gibi sporlarda omuz eklemi oldukça hareketlidir. Bu sporla uþraĩanlarda omuz ĩikayetleri daha sÆk görülmektedir. Üst ekstremitelerin baĩ üzerindeki aktivitelerinde
omuz ekleminin dinamik ve statik yapÆlarÆna aĩÆrÆ yük binmektedir. Bu tip sporlarla uþraĩanlarda bu
yükü azaltmak için, omuz eklemini etkileyen kaslarÆn (m. trapezius, m. serratus anterior, mm.
Rhomboidei gibi) özel olarak antrene edilmesi gereklidir. Bunun yanÆnda, fizyolojik hareket geniĩliþinin
üst limitlerinde yapÆlan egzersizlerde, eklem çevresinde yer alan dinamik ve statik yapÆlarÆn zarar görmemesi için, eklem üzerinde dolaylÆ olarak etkili olan diþer kas gruplarÆnÆn çalÆĩtÆrÆlmasÆ da gereklidir.
Pars Libera Membri Superioris (Üst Ekstremite Serbest KÆsÆm Kemikleri);
Serbest kÆsÆmlar proksimalden distale doþru; humerus (kol kemiþi), radius ve ulna (önkol kemikleri) ile
ossa manus (el kemikleri) dan oluĩmaktadÆr Ossa manus ossa carpi (el bileþi kemikleri), ossa metacarpi (el taraþÆ kemikleri) ve ossa digitorum (phalanges-parmak kemikleri) olmak üzere üç bölümde
incelenir.
Humerus (Kol kemiþi): Üst ekstremitenin en uzun ve kalÆn kemiþidir. Üst ucu caput humeri adÆnÆ alÆr ve
art. humeri yapÆsÆna katÆlÆr. Caput humeri'nin hemen dÆĩ tarafÆndaki kabartÆya tuberculum majus adÆ
verilir ve kola dÆĩ rotasyon yaptÆran kaslar bu kabartÆya tutunur. Bu kabartÆnÆn iç-alt tarafÆnda kalan daha
küçük kabartÆ ise tuberculum minus adÆnÆ alÆr ve bu kabartÆya kola iç rotasyon yaptÆran kaslar tutunur.
Bu iki kabartÆ arasÆndan m. biceps brachii caput longum kiriĩinin geçtiþi oluk (sulcus intertubercularis)
bulunur (Ĩekil 4.41).
67
ùekil 5.1. Cimnastik yapan çocuklar
Anatomik avantajlar sadece boy ve kilo ile sÆnÆrlÆ deþildir. Örneþin maraton koĩucularÆ, bisiklet yarÆĩçÆlarÆ
ve kürekçiler daha geliĩmiĩ akciþere sahiptirler. Bu sayede belirli bir sürede normal bir insanÆn tüketebileceþi oksijenin 2 katÆnÆ kullanabilmeleri mümkün olmaktadÆr. Yine özellikle uzun mesafe koĩucularÆnÆn
kalp atÆm ritmi, normal insanlara göre daha yavaĩtÆr ve bu sayede yarÆĩ esnasÆnda performanslarÆnÆ daha
fazla yükseltmeleri mümkün olmaktadÆr.
Sonuç olarak, anatomik farklÆlÆklar bazÆ spor dallarÆ için ĩampiyonluk yolunda önemli bir avantaj olurken, diþer spor dallarÆ için dezavantaj olabilmektedir. Günümüzde ĩampiyon olmak, rekor kÆrabilmek
için o sporun gerektirdiþi farklÆ anatomik yapÆya sahip olmanÆn önemi herkesçe kabul edilmektedir. Ancak “anatomik yapÆ + uygun spor” kuralÆnÆn istisnalarÆ da yok deþildir. Bu istisnalar gözardÆ edilirse,
anatomik avantajlar insanüstü bir antreman süreciyle deþerlendirilirse, ĩampiyonlarÆn çÆkmamasÆ için
hiçbir sebep yoktur. Anatomik yapÆsÆ belli bir spor dalÆ için uygun olmayan bir kiĩiye uygulanacak yoþun
antreman ve egzersiz, o kiĩiyi ĩampiyonluþa götürmeye yetmeyecektir. Çünkü ortaya çÆkan deþiĩiklikler,
o organizmanÆn iç dinamiklerinin izin verdiþi ölçüde gerçekleĩir.
Beden Tipleri (Somatotip)
Olgun çaþda olan insan vücudunun nornal ĩekil ve yapÆsÆ incelenirse, vücudun biçimine ve fiziksel tipine
göre sÆnÆflamalar yapÆlabilir. Sheldon’un (William H. Sheldon, 1898-1977) geliĩtirdiþi sistemde insanlar,
vücutlarÆnÆn belirgin yapÆsÆna göre üç grupta toplanmÆĩtÆr:
1- Endomorfik tip (yuvarlak, ĩiĩman tip): Vücut çizgileri yuvarlak olan insan tipidir. En belirgin
endomorflarÆn vücudu olabildiþince yuvarlaktÆr; baĩ yuvarlak ve vücuduna göre biraz irice, boyun kÆsa
ve kalÆn, göþüs kafesi kÆsa, kalÆn ve yuvarlak, karÆn geniĩ ve yuvarlak, iç organlar vücut boyutlarÆna göre
büyük, alt ve üst ekstremiteler oldukça kÆsa, kollar ve uyluklar ĩiĩman, el ve ayak bilekleri ince, el ayasÆ
82
B- Omurga kaslarÆ
Omurlar birbirleri ile eklemler, baþlar ve discus intervertebralis' ler vasÆtasÆ ile birleĩerek, omurgayÆ
(columna vertebralis) oluĩtururlar. OmurganÆn kendisinde eklemlerin, baþlarÆn ve intervertebral
diskuslarÆn verdiþi bir stabilite olmasÆna karĩÆn, mevcut mekanik stabilitenin büyük bir kÆsmÆ, iyi geliĩmiĩ dinamik kas yapÆlarÆna ve merkezi sinir sistemine baþlÆdÆr. Omurga kanalÆnda (canalis vertebralis)
omurilik (medulla spinalis) bulunur. Omurga, baĩ ve gövdenin aþÆrlÆþÆnÆ pelvise iletir. Omurga, baĩ, boyun ve gövdenin arasÆnda, fizyolojik hareketlerde gerekli bütünselliþi saþlar. Omurga belirli bir postürde
gövdeye stabilite saþlamak ve normal fizyolojik aktiviteyi sürdürmek için sinir-kas baþlantÆsÆndan oluĩan
karmaĩÆk bir kontrol sistemi gerektirir. ćyi bir postür enerjik, saþlam ve dengeli bir vücudun ilk iĩaretidir. BaĩÆ dik, göþsü ileride, omuzlarÆ geride ve karnÆ çekik vaziyette tutan bir postür, ideal bir postür
olarak deþerlendirilir. Bu postür estetik ve enerjik bir görünüm yanÆnda, vücut kÆsÆmlarÆnÆn birbirlerine
göre konumunu belirleyerek, organ ve ekstremitelerin fonksiyonlarÆnÆ en kolay ĩekilde yerine getirmesini
saþlayan bir duruĩtur. Normal insan postürünü etkileyen iki önemli bölgenin omurga ve pelvis olduþu
unutulmamalÆdÆr. Bu nedenle omurganÆn durumunu, kiĩinin postürüne bakarak kestirebiliriz. Yorgunluk, uykusuzluk, kötü beslenme, ruhsal depresyon kötü postüre neden olabileceþi gibi, ligamentleri
saþlam olmasÆna karĩÆn güçlü kaslardan yoksun olan omurgada da postür bozukluþu geliĩebilmektedir.
Kötü postürde dizler fleksiyonda, karÆn sarkÆk, göþüs düz, baĩ ve boyun öne doþru eþik, yandan bakÆldÆþÆnda vücut "S" ĩeklindedir. Postürü kontrol edebilecek tek faktör saþlÆklÆ kaslardÆr. KaslarÆn uygun
tonus, kasÆlma ve gevĩeme eĩgüdümünün geliĩtirilmesi ile postürün kontrolu mümkündür. Atletlerin,
sanatçÆlarÆn, dansçÆlarÆn ve iĩçilerin herhangi bir harekete baĩlamadan önce, vücudun bölümlerini veya
bütününü en kolay ve en etkili ĩekilde kullanmak için hazÆr tutmalarÆna "dinamik postür" adÆ verilmektedir. KararlÆlÆk, yumuĩaklÆk, zamanlama, ritim ve eĩgüdüm iyi bir dinamik postürün bileĩenleridir. Temel dinamik pozisyondaki bir kiĩi, hafif eþilmiĩ bir durumda, kalça, diz ve ayak bileþi fleksiyonda, gövde ve baĩ öne doþru yer deþiĩtirmiĩ, gövde hafif fleksiyonda, kollarÆ gevĩek bir durumdadÆr. PenaltÆyÆ
kurtarmaya hazÆrlanan bir kalecinin durumu, temel dinamik pozisyona örnek gösterilebilir. Temel dinamik pozisyon futbol, tenis ve kayakta sÆklÆkla kullanÆlÆr.
Normal postüre sahip bir kiĩide; vücudun aþÆrlÆk merkezi oksipitoservikal, servikotorakal, torakolomber
ve lumbosakral omurga bileĩkelerinden veya bunlara yakÆn yerlerden geçer.
Omurgadaki boyun, göþüs ve bel bölgesindeki eþrilikler de dahi, omurlar aþÆrlÆk ekseninden çok uzakta
deþildir. Böyle saþlÆklÆ bir postüre sahip bir insanda vücudun dengesel kararlÆlÆþÆ çok az bir enerji ile
saþlanÆr. Kiĩi kendi aþÆrlÆk eksenini yerçekimine paralel tutarak bunu baĩarÆr. Normal bir postüre sahip
kiĩide, omurga çevresinde yer alan ligamentlerin bütünü, omurganÆn fizyolojik sÆnÆrlar içerisindeki hareketlerine minimum direnç gösterir. Hareket fizyolojik sÆnÆrlarÆ zorladÆþÆnda ise, söz konusu ligamentler
medulla spinalis' i korumak için güçlü bir direnç gösterirler. OmurlarÆ birbirleriyle birleĩtiren bu
ligamentlerin diþer bir önemli fonksiyonu da, minimum bir enerji harcanarak gövdenin dik tutulmasÆna
yardÆmcÆ olmaktÆr.
Göþüs kafesi omurga yapÆsÆnÆn bir parçasÆ olduþundan, omurgayÆ önden ve yandan gelen travmalara
karĩÆ korur. Kostovertebral eklemler (articulationes costovertebrales) omurga stabilitesine katkÆda bulunan ek ligament yapÆlarÆ saþlarlar.
Yine de unutulmamalÆdÆr ki, güçlü kaslardan yoksun bir omurga modeli son derece dengesiz bir yapÆdÆr.
Özellikle omurganÆn tek parça bir sütun olmayÆp, oynar eklemlerle birbirine baþlanmÆĩ omurlardan yapÆldÆþÆnÆ düĩünürsek, omurga kaslarÆnÆn önemini kavrayabiliriz. Omurgaya tutunan çeĩitli uzunluktaki
kaslarÆ birbirine karĩÆ gerginliklerini deþiĩtirerek, gövdenin hareketlerine olanak saþlarlar
103
Gergin göþüs (m.pectoralis major) ve kalça ekstensor kaslarÆna baþlÆ olarak omurga postürü bozularak
kifoz oluĩabilir, hatta yapÆsal karakter kazanabilir. Sonuç kronik sÆrt ve bel aþrÆsÆdÆr. Bu durumda dengeleyici yeni postürel deformiteler ortaya çÆkar. BirtakÆm egzersizlerle baĩlangÆçta olumsuz etkiler önlenebilirse de, egzersiz her zaman yeterli olmaz.
C- Göþüs kaslarÆ
Göþüs kaslarÆnÆn esas görevi solunum ile ilgilidir. Bu kaslarÆn belli baĩlÆlarÆ mm. intercostales externi,
mm. intercostales interni ve diaphragma' dÆr. Kaburgalar arasÆnda bulunan interkostal kaslardan mm.
intercostales externi kasÆldÆklarÆnda kaburgalarÆ yükselterek göþüs boĩluþunun geniĩlemesine ve dolayÆsÆyla nefes almaya (inspirasyon) yardÆm ederler. Mm. intercostales interni kasÆldÆklarÆnda kaburgalarÆ
aĩaþÆ doþru çekerek nefes vermeye (ekspirasyon) yardÆmcÆ olurlar (Ĩekil 5.12). Kaburgalar arasÆnÆ dolduran bu kaslar göþüs boĩluþunun hava geçirmez (hermetik) bir aralÆk olarak tutulmasÆna hizmet ederler.
Diþer bir ifade ile, göþüs içi basÆnca oranla daha fazla olan atmosfer basÆncÆna karĩÆ koyarlar. BasÆnç deþiĩikliklerinde gerginliklerini deþiĩtirerek dengeyi saþlarlar. Normalde atmosfer basÆncÆnÆn etkisiyle
interkostal kaslar, bir miktar içe çökmüĩ haldedirler ve bu durum kaburgalar arasÆnda hafif oluklar ĩeklinde dÆĩarÆdan görülebilir.
ùekil 5.12: Thorax üzerinde yer alan solunum ile ilgili kaslar.
Diaphragma, göþüs boĩluþunu alttan kapatan ve karÆn boĩluþundan ayÆran kas ve zarlardan yapÆlmÆĩ
(muskulo-aponeurotik) bir bölmedir. Diaphragma' nÆn kas dokusu göþüs kafesinin alt sÆnÆrlarÆ (apertura
thoracis inferior) çerçevesi üzerine tutunmuĩtur. Göþüs boĩluþunda negatif basÆnç olmasÆ dolayÆsÆyla,
diaphragma kubbe ĩeklinde yukarÆ doþru yükselmiĩ haldedir. Kubbe ĩeklindeki tavanÆn üst orta bölümü
kas dokusundan deþil, baþ dokusundan (centrum tendineum) yapÆlmÆĩtÆr. Diaphragma' nÆn göþüs kafesinin alt sÆnÆrlarÆ üzerine yapÆĩan kas fibrilleri kasÆldÆþÆ zaman, diaphragma kubbesi alçalÆr. Böylece göþüs içi hacim artmÆĩ ve akciþerlerin geniĩlemesi için bir alan yaratÆlmÆĩ olur. Bu olay her nefes alÆpvermede tekrarlanÆr. Bu nedenle solunum kasÆ olan diaphragma, kalp kasÆndan sonra insanÆn en fazla
çalÆĩan kasÆdÆr. ýöþüs boĩluþundaki negatif basÆncÆn korunmasÆnda önemli görevler yüklenen
diaphragma' nÆn solunum iĩinden baĩka, kan dolaĩÆmÆnda da önemli rolü vardÆr.
107
Ayaþa fleksiyon yaptÆran bacaþÆn derin fleksor kaslarÆ:
Üç tanedir (Ĩekil 5.40):
Š M. flexor hallucis longus
Š M. flexor digitorum longus
Š M. tibialis posterior
Derin plan kaslarÆ ayak parmaklarÆna ve ayaþa fleksiyon, supinasyon ve adduksiyon hareketleri yaptÆrÆrlar. Bu kaslarÆn kiriĩleri iç malleolun (malleolus medialis) arkasÆndan dolandÆktan sonra ayaþÆn iç kenarÆna gelirler. Daha sonra ayaþÆn iç kemerini destekleyerek tabana yönelir. M. tibialis posterior ayak bilek
kemiklerinde, m. flexor hallucis longus ayak baĩparmaþÆnda, m. flexor digitorum longus diþer parmak
kemiklerinde sonlanÆr. M. tibialis anterior, m. tibialis posterior, m. peroneus longus ve m. flexor
hallucis longus ayak kubbesinin korunmasÆnda birlikte görev yaparlar. M. flexor hallucis longus derin
fleksor kaslar arasÆnda en kuvvetli olanÆdÆr. Bu kas m. triceps surae ile birlikte çalÆĩarak yürüyüĩlerde ve
koĩma esnasÆnda gövdenin öne itilmesinde önemli rol oynar. M. flexor hallucis longus' un statik rolü de
çok önemlidir. Bu kasÆn kiriĩi ayaþÆn iç tarafÆndaki kemerin (arcus longitudinalis medialis pedis) çok
kuvvetli ve aktif bir destekçisidir. Bu bakÆmdan rolü, aynÆ görev ile ilgili olan m. tibialis posterior' dan
daha önemlidir. M. flexor digitorum longus yürüyüĩ esnasÆnda m. flexor hallucis longus' a yardÆmcÆ olur.
Fakat kuvvet bakÆmÆndan m. flexor hallucis longus, m. flexor digitorum longus' a nazaran çok daha üstündür.
ùekil 5.40. Baca÷Õn derin fleksör kaslarÕ (sol bacak arkadan görünüú).
Yürüyüĩte ayaþÆn yerden ayrÆlmasÆ, gövde aþÆrlÆþÆna karĩÆ koyma ve gövdenin öne doþru itilmesi bakÆmÆndan m. flexor hallucis longus daha önemlidir. Bu kas güçsüz ise, baĩparmak ekstensor kasÆn deneti-
135
25 günlük
35 günlük
40 günlük
50 günlük
7 aylık
6 aylık
5 aylık
100 günlük
9 aylık
8 aylık
ùekil 11.11: Anne karnÕnda beynin geliúimi ve do÷umda beyin
BEYćN
Doþum öncesi
AýIRLIýI
20-24 haftalÆk:
100 gr.
Doþumda:
350-400 gr.
18 AylÆk:
800-900 gr.
3 yaĩ:
1100 gr.
Eriĩkin:
1300-1400 gr
209
Medulas spinalis
Motor duyu
aksonları
Duyu
aksonları
M. biceps brachi
Kas igciği
Golgi tendon
organı
ùekil 11.6: Kas kasÕlmasÕ ve Proprioceptörler
Komĩu iki nöron veya nöron ile effektör yapÆlar (kas, bez, organ) arasÆndaki uyarÆnÆn geçiĩ bölgelerine
sinaps denir. Aksondaki elektriksel uyarÆ sinaptik aralÆþa nörotransmitterlerin dökülmesini saþlar.
Nörotransmitterler uyarÆnÆn kimyasal olarak bir sonraki yapÆya aktarÆlmasÆ iĩini yürütür (Ĩekil 11.7).
204
TALAMUS
Hipotalamus
Epifiz bezi
Ön hipofiz
Arka hipofiz
rahim
aksitosin
meme
PRL
adrenal
tiroid
ACTH
TSH kemik
GH
böbrek
ADH
over testis
LH ve FSH
ùekil 11.17: Hypothalamus, Hypophysis (Pituitary) ve Neurohemal Organlar
Truncus cerebri (Beyin SapÆ)
Truncus cerebri; mesencephalon, pons ve bulbus denilen beyin bölümlerinden oluĩur. Beyin sapÆ küçük
olmakla birlikte, beyin ile vücudun geri kalan kÆsmÆ arasÆndaki bütün sinir baþlantÆsÆ buradan geçtiþinden hayati öneme sahip bir bölgedir. Beyin sapÆ, aynÆ zamanda kalp ve solunum sisteminin çalÆĩmasÆnÆn
düzenlenmesinde de önemli rol oynar. Kranial sinirlerin ilk ikisi (N. Olfactorius ve N. Opticus) hariç,
geriye kalan 10 tanesinÆn çekirdekleri (Nucleus’larÆ) beyin sapÆndadÆr (Ĩekil 11.18).
216
•
Merkel diskleri :
Dokunma duyusunu algÆlar.
•
Meissner cisimciþi:
Dokunma duyusunu algÆlar.
•
Paccini cisimciþi :
Mekanik deþiĩimleri (BasÆnç, gerilim) algÆlar.
•
Krause cisimciþi :
Soþukluk (Vücut ÆsÆsÆndan daha düĩük ÆsÆyÆ) duyusunu algÆlar.
•
Ruffini cisimciþi :
SÆcaklÆk (Vücut ÆsÆsÆndan daha yüksek ÆsÆyÆ) duyusunu algÆlar.
•
Serbest sinir uçlarÆ : AþrÆ, dokunma, basÆnç ve ÆsÆ duyusunu alÆrlar.
TÆrnak (unguis), kÆl, ter, yaþ ve meme bezleri derinin eklentileri olarak bilinir.
GÖRME ORGANI (ORGANUM VćSUS, GÖZ)
Göz anatomisi iki bölümde incelenir:
1- Bulbus oculi(göz küresi)
2- Organa oculi accessoria(gözün yardÆmcÆ organlarÆ)
Göz küresi, orbita(göz çukuru) içerisindeki yaþ kitlesinin(corpus adiposum orbitae) içinde bulunur. 7-9
gram aþÆrlÆþÆnda olan bu organ üç tabakadan oluĩur. Bu tabakalarÆn dÆĩtan içe doþru sÆralanÆĩÆ ĩu ĩekildedir (Ĩekil 12.2) :
ùekil 12.2: Göz yuvarla÷ÕnÕ oluúturan tabakalar.
245

Benzer belgeler

bitkisel dokular

bitkisel dokular Derin plan kaslarÆ ayak parmaklarÆna ve ayaþa fleksiyon, supinasyon ve adduksiyon hareketleri yaptÆrÆrlar. Bu kaslarÆn kiriĩleri iç malleolun (malleolus medialis) arkasÆndan dolandÆktan sonra ayaþÆ...

Detaylı