Sevgideğer Kitap Kokusu sever, Tavsiyeye konu kitap : Kahkahalar

Transkript

Sevgideğer Kitap Kokusu sever, Tavsiyeye konu kitap : Kahkahalar
Sevgideğer Kitap Kokusu sever,
Tavsiyeye konu kitap : Kahkahalar Ülkesi – Jonathan Carroll.
Bu defa tavsiyelerimizi yaparken öncelikle yazardan yola çıkarak, korku, fantezi edebiyatı
üzerinden seçkilerle bezeli bir yol izlemek istiyoruz.
Herşeyden önce Jonathan Carrol öykü dalında Dünya Fantazya Ödülü’nü, Bram Stoker Ödülü’nü,
romanlarıyla (Kahkahalar Ülkesi ve The Teeth of Angels) İmgelem Büyük Ödülü’nü (Grand Prix de
L’imaginaire), Outside the Dog Museum adlı romanıyla İngiliz Fantazya Ödülünü almış yıldızı
oldukça parlak edebi bir kişilik.
Yazarın almış olduğu ödüllerden yola çıkalım ve hemen hızlı bir not düşelim: size yalnızca 3 veya 4
tavsiyede bulunacağız, zira tüm külliyatı ortaya koymak hem derinlemesine bir çalışma gerektirir
hem de amacımızın dışına çıkmış oluruz.
(Tavsiyeleri okurken ilk dinlediğimde tüylerimi ürperten Overkill I hear Black albümünden - Ghost
Dance dinlemeye ne dersiniz?
http://www.youtube.com/watch?v=PUULdAMZYhAhttp://www.youtube.com/watch?
v=PUULdAMZYhA)
Ne okusanız?
1. Titus Groan (Gormenghast) – Mervyn Peake: Fantastik kurgu deyince ilk akla gelen isim çoğu
zaman J.R.R.Tolkien olsa da bu şaheseri ve ustayı kesinlikle unutmamak gerekir. İngiliz Fantazya
Ödülü bize bu esrarengiz dünyayı hatırlattı.
Bakın Anthony Burgess Titus Groan hakkında ne demiş:
“Titus Groan’da bizimkine yakın bir dünya neredeyse paranoyakça bir ayrıntı yoğunluğuyla
betimlenmiştir. Ama bu delilik aldatıcıdır ve kontrol asla elden bırakılmaz. Akıl tarafından tam
uygun dereceye gelene dek soğutulmuş kaliteli bir hayal gücü şarabıdır. Nesir edebiyatımızın
tamamında ona yakın bir başka yapıt yoktur. Eşsiz ve dâhicedir. Onu modern bir klasik olarak
tanımlamakta haklıyızdır.”
Bu kitap takdir ettiğimiz İthaki yayınevinden ve yine beğendiğimiz bir çevirmen Dost Körpe'nin
süzgecinden biz okuyuculara ulaştı. Tavsiye ederiz.
http://www.ithaki.com.tr/yeni-cikanlar/titus-groan-gormenghast-1.htm
2. Gotik Öyküler – H.P. Lovecraft: Bram Stoker ödülü aklımızı farklı alanlara yöneltiyor. Ve
korku edebiyatının ve gotik öykülerin gelmiş geçmiş en büyük ustalarından bir tanesi olan
H.P.Lovecraft tavsiyelerimiz arasında yer alıyor. Bu yazarın Edgar Alan Poe gibi yazarlarla anılması
hiç de tesadüf değil. Bu kitabı, kitapçılarda yazarının adıyla aramanızı tavsiye ederiz, zira birden
fazla yayınevi farklı isimlerle, yazarın öykülerini yayımladılar. (Gotik Öyküler, Toplu Eserler,
Deliliğin Dağlarında gibi...)
“Anlatmam gereken gerçeklerden kaçınılmaz olarak kuşku duyulacak; yine de eğer mantıksız ve
inanılmaz gözu?ken şeyleri çıkaracak olsaydım, geriye hiçbir şey kalmazdı.
Howard Phillips Lovecraft, küçük yaşta babasını kaybeden, gençliğinde de annesini akıl
hastanesine uğurlayan yalnız bir adamdı. Bu?yu?kbabasının anlattığı korku öyku?leri onun
dehşetlere gebe hayal dünyasının kapılarını açtı. Hep içine kapanık biri oldu. Tek çaresi yazmaktı.
1920li ve 30lu yıllarda yazdığı öykuülerle korku edebiyatına damgasını vurdu ve korku diye
adlandırdığımız duyguyu yeniden tanımladı. Onun eserlerinin çoğu modern insanın
adlandıramadığı dehşetler hakkındaydı.
Deliliğin Dağlarında, adlandıramamanın yarattığı dehşeti bir bilim adamının, yani asıl işi
tanımlamak ve sınıflandırmak olan birinin gözu?nden yansıtıyor okura. Tam da bu yüzden korku
edebiyatının meselesi olan metinlerinden biri bu. Bilinmeyeni aydınlatma çabasının ve modern
insanın umutlarının karşısında, derinden yükselen bir karanlığın ve sözcüklere dökülemeyen bir
deliliğin öyküsü...
http://www.dr.com.tr/Kitap/Deliligin-Daglarinda/HP-Lovecraft/Edebiyat/Roman/KorkuGerilim/urunno=0000000425127
3. Lanark – Alasdair Gray: İngilterenin yükseklerine İskoçya'ya uzanmadan geçmeyelim. Nevi
şahsına münhasır bir dünyadan sıradışı bir zihin, kalem... Metis yayınevinden, Emine Ayhan
çevirisiyle.
“Güneşten mahrum, kurşuni bir dünya, doğaüstü olaylar, gizemli hastalıklar ve tüm bunların
ortasında ne aradığını, nereden gelip nereye gittiğini bilmeyen bir karakter... Lanark'ın tek isteği bu
distopik, cehennemi dünyadan kurtulup güneşin ışıdığı bir dünyaya gitmek, ama bunun için önce
bir dizi cehennemden geçmesi gerekiyor. Yolculuğunun bir noktasında saf bilinçten ibaret olan bir
kâhinle karşılaşan Lanark, ondan Duncan Thaw adlı genç bir sanatçının iniş çıkışlarla dolu
trajikomik hikâyesini dinliyor.
Lanark'ın kendi hikâyesi Duncan Thaw'unkinden her ne kadar farklı görünse de aralarında bir
paralellik var elbette. Duncan Thaw nasıl sanatın zincire vurulduğu, maddiyatçı bir dünyadan
kaçarak sanatsal özgürlüğe ve yetkinliğe ulaşmaya çalışıyorsa, Lanark da soğuk, sevgisiz, hissiz bir
dünyadan kaçıp daha insani bir hayata ulaşmaya çabalıyor. Bu uğurda imkânsıza meydan okuyup,
zamanın tuhaf oyunlar oynadığı, bildiğimiz fizik kanunlarının altüst olduğu "takvimlerarası"
bölgeleri aşan, aykırı kişiliğiyle otoriteleri kızdırıp başını derde sokan, saflığıyla politikacıların
ağına düşen Lanark tüm yaşadıklarına rağmen inatçı iyimserliğini asla yitirmiyor.”
http://www.metiskitap.com/Catalog/Book/5142
4. Yürek Burgusu – Henry James: Yukarıda saymış olduğumuz eserlerden daha farklı bir noktada,
duygulara dokunan, perdelerin ardından gerilimi an be an artıran bir başka tavsiye sunmak istiyoruz
size. Bu kitap ile ilgili detaylı tavsiyelerimiz KK.Net adresinde de bulunabilir.
“Bly köşküne iki tatlı çocuğun mürebbiyesi olarak atanan vazife perver bir hanımefendinin dirençli
hikayesi bu. Malikanenin soğuk ve donuk ortamı, tekinsiz havası bu tatlı bayanın ve yardımcısı
bayan Grose'un dayanışması ile çekilir hale gelse de karanlığın ürperten elleri her daim duygu
geçirmez kapıların ardında ve karanlık koridorlarda ya da göl kenarında sizi bekliyor.
Bu öyküyü şiddetle tavsiye ediyorum, daha önce okuduğunuz "açık" korku vaadeden bilindik
öykülerin ötesine geçiyor Henry James. Bilinen, fakat dillendirilemeyen gerçekliğin delirtici
sessizliği sizi her sayfada geriyor. Öykünün Yürek Burkan kısmı ise karakterlerin masumiyetinde
gizli.”
http://www.kitapkokusu.net/index.php/y/507-yuerek-burgusu.html
5. Kan Kitapları – Clive Barker : Okumalarımız arasına bir de dehşet serisi ekleyelim istedik.
Çok yönlü kişiliğiyle Clive Barkerdan: Hayat sıvısı içimizde akıp gidiyor. Zaman zaman çatlaklar
oluşuyor ve kırmızının binbir türü o çatlaklardan akıyor. Çağlayan kanın türküsü, korkuyla dans
etmeye başladığında kontrol edilemez düşünceler bizi ele geçiriyor. Bu türküyü besteleyen
ustalardan bir tanesi de "Clive Barker". Kan destanı, bu defa, Maceraperest Kitaplar'dan, Dost
Körpe'nin çevirisiyle karşımızda.
"Ölü gencin anatomisinin her kısmı hipnotize edici bir biçimde sallanmaktaydı. Dili açık ağzından
sarkıyordu. Başı yarımış boğazının ucunda sallanıyordu. Penisi bile deşilmiş karnının üstünde sağa
sola gdip gelmekteydi. Başındaki yarayla kesik şah damarından hala akmakta olan kan, kara bir
kovada toplanıyordu. Bu manzarada bir zerafet vardı."
http://www.kitapkokusu.net/index.php/k/17-kan-kitaplar.html
Ne izleseniz?
Okumalarda geçip biraz beyaz perdenin büyüsüne kapılayım derseniz, aman dikkat, zira korkugerilim derken ömrünüzü tüketseniz eritemeyeceğiniz bir filmografi içinde kaybolup gidebilirsiniz.
Biz size 2 adet film önereceğiz:
Sinister – Oldukça etkileyici, 2012 ABD yapımı bir gerilim filmi. Cinayetleri araştıran yazarımız
ve ailesi, geçmişte cinayetin işlendiği bir eve taşınır. Evin çatı katında nereden geldiği belli olmayan
bir takım video kayıtları bulunur. Yazarımız bunları inceledikçe ve kitabını yazmaya devam ettikçe
gerilimin dozu da gittikçe artar.
http://www.sinemalar.com/film/194874/sinister
Siyahlı Kadın (The Woman in Black) – Her ne kadar eleştirmenlerden çok iyi not almasa da
görsel açıdan etkileyici olduğunu düşündüğümüz, makyajın dozunun iyi ayarlandığı bir gerilim
filmi.
“Klasik hayalet hikâyesine dayalı olarak The Woman In Black, oğlunu terk etmek zorunda kalıp Eel
Marsh Malikhânesi'nin yeni ölmüş sahibinin işlerine katılmak için uzak bir köye seyahat eden
avukat Arthur Kipps'in (Daniel Radcliffe) yaşadığı olayları anlatıyor.Eski köşklerde yalnız başına
çalışan Kipps, kasabanın trajik ve işkence dolu sırlarını ortaya çıkarmaya başlıyor. Yerel
çocukların gizemli yollar ile öldürüldüğünü anlayan Kipps'in korkusu artmaya başlıyor. Siyahlar
içerisinde intikamcı bir kadın tarafından tehdit edilen Kipps, terörün dönügüsünü kırmak için bir
yol bulmalı.Klasik hayalet hikâyesine dayalı olarak The Woman In Black, oğlunu terk etmek
zorunda kalıp Eel Marsh Malikhânesi'nin yeni ölmüş sahibinin işlerine katılmak için uzak bir köye
seyahat eden avukat Arthur Kipps'in (Daniel Radcliffe) yaşadığı olayları anlatıyor.Eski köşklerde
yalnız başına çalışan Kipps, kasabanın trajik ve işkence dolu sırlarını ortaya çıkarmaya başlıyor.
Yerel çocukların gizemli yollar ile öldürüldüğünü anlayan Kipps'in korkusu artmaya başlıyor.
Siyahlar içerisinde intikamcı bir kadın tarafından tehdit edilen Kipps, terörün dönügüsünü kırmak
için bir yol bulmalı.”
http://www.sinemalar.com/film/57738/siyahli-kadin
Ve son olarak da Jonathan Carroll ile bir röportaj:
http://www.raintaxi.com/online/2002winter/carroll.shtml
Bizden şimdilik bu kadar... Yukarıdaki tavsiyelerimiz hakkında yorumlarınızı bekliyoruz.
Bol kitap kokulu günler dileriz.
KK.Net
Unutmayın! Podcastlerimiz devam ediyor!
http://www.kitapkokusu.net/index.php/podcast.html