(gebze) fosil yataklarında yeni bulgular

Transkript

(gebze) fosil yataklarında yeni bulgular
ESKİHİSAR (GEBZE) FOSİL
YATAKLARINDA YENİ
BULGULAR
Nurfeddin KAHRAMAN*
Giriş
İstanbul’u Anadolu’ya bağlayan kara ve demiryollarının geçtiği Kocaeli Yarımadası, yeni
ulaşım hatlarının yapımı ile birlikte daha yoğun şekilde beşeri etkinliklere açılmaktadır. Bu
durum yarımadanın tarihî dokusu yanında, sahip olduğu doğal oluşumlarının da tahribine
yol açacak gibi görünmektedir. Ortaya çıkan gelişmeler, bölgede bulunan söz konusu
kültür ve tabiat varlıklarının tespiti ve bu tespitler doğrultusunda korunmalarını gerekli
hale getirmektedir.
Kocaeli Yarımadası’nın güney kıyılarına yakın konumda bulunan Gebze ilçesine bağlı
Eskihisar Köyü çevresinde (Harita 1), ilk kez 1896 yılında Alman jeologu F. Toula tarafından
ortaya çıkarılan Neojen omurgalı fosilleri, yarımadanın sahip olduğu tabiat varlıklarına
örnek oluşturmaktadır.
Eskihisar faunasını barındıran fosil yataklarına dikkat çekmek için 1998 yılında, Türk
Coğrafya Kurumu Dergisi’nde bir makale yayınlandı. Fakat bu makalede ele alınan Eskihisar
faunasına beklenen ilgi gösterilmedi. Sonraki yıllarda da bölgeden uzak kalmamız nedeniyle
konu ile yakından ilgilenmek mümkün olmadı.
Kuruçeşme Dere Fosil Yatakları
Eskihisar faunasına ait fosiller, Gebze’nin kurulduğu plato sahasından kaynaklanarak
İzmit Körfezi’ne dökülen Kuruçeşme Dere üzerinde inşa edilen Bağdat-Hicaz demiryolu
köprüsünün ayakları için yapılan kazılarda ortaya çıkmıştır1 (Foto 1). Buradan alınan fosiller,
Almanya’da Laipzig’e götürülerek orada sergilenmiştir. Bilimsel literatürde “Eskihisar
faunası” olarak tanınan bu fosiller içerisinde şu türler tayin edilmiştir:
Mastodon Pandionis Falc.
Equus sp. Namadiscus Falc.
Elephants clifti Falc.
* Doç. Dr., Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, e-mail: nurfeddin.
[email protected]
1 E. Chaput, 1976, Türkiye’de jeolojik ve jeomorfojenetik tetkik seyahatları, (çev. A. Tanoğlu). İst. Üniv. Yay. No.
324. İstanbul. s. 241.
73
Rhinoceros cf. Blanfordi Lydekker
Nurfeddin
KAHRAMAN
Hippotherium (Hipparion) cf. Antilopium Falc.
Stegodon cf. Clifti Falc.
Aceratherium cf. Blanfordi Lyd.
Eskihisar faunal topluluğu içinde bulunan Mastodon Pandionis Falc. ve Aceratherium
cf. Blanfordi Lyd. örnekleri, Belucistan’daki Dera Bugti’den yakınlarındaki tepelik
arazilerden Pilgrim tarafından toplanmıştır2. Bazı araştırmacılar içerdikleri fosil türler
bakımından, Eskihisar faunasının Hindistan’daki Siwalik yatakları ile de bağlantılı olduğunu
belirtmektedirler (Chaput 1976).
Sonraki yıllarda Eskihisar çevresinde yayılış gösteren Neojen karasal dolgulardaki arama
çalışmalarında, bu fosillere ait herhangi bir bulguya rastlanamamıştır (Erguvanlı 1949
ve Chaput 1976). Toula’dan sonra ilk kez, 1979 yılında bölgede yaptığımız incelemeler
sırasında iki lokalitede, bu faunaya ait fosiller ortaya çıkarılmıştır.
Belirtilen fosil lokalitelerinin ilki, Toula’nın Eskihisar faunasına ait omurgalı fosillerini
ortaya çıkardığı Kuruçeşme Dere’deki eski demiryolu köprüsünün yakın çevresidir (Harita
2, Şekil 1). Gebze İstasyonu’nun 500 m. kadar doğusunda, adı geçen derenin batı
yamaçlarından topladığımız fosil parçaları arasında Yalçınlar’a göre gazella sp. ve hipparion
sp. örnekleri vardır. Burada açılan yol yarmalarındaki siltli, killi yol yarması yüzeylerinde,
seyrek şekilde rastlanan azı dişi örnekleri toplanmıştır.
Otobur türlere ait fosil parçaları topladığımız ikinci nokta, Kuruçeşme Dere demiryolu
köprüsünün yakın doğusundaki tünel yarmalarıdır. 1964-65 yıllarında yapılan tünelin
doğu çıkışındaki yarmalarda ve tünel hafriyatı içinden, kemik parçaları ve diş örnekleri
toplanmıştır. Buradan toplanan fosil örnekleri, İstanbul Üniversitesi Coğrafya Enstitüsü’ne
götürülmüş, bu parçalar da Yalçınlar tarafından Hipparion ve Gazella sp. olarak tayin
edilmiştir.
Yukarıda tanımlamış olduğumuz fosil lokaliteleri, yakın zamanlarda yapılan yeni
demiryolu hatları ve düzenleme çalışmaları nedeniyle büyük ölçüde ortadan kaldırılmıştır.
Fosil bulundurması muhtemel olan araziler ise yerleşim alanları içinde kalmıştır.
Kuruçeşme Dere üzerinde, 1890’lı yılların sonlarında inşa edilen demiryolu köprüsünün
kazıları sırasında ortaya çıkarılan omurgalı fosillerinin yaşları tartışmalı olsa da, bulunan
türlere göre söz konusu yatağın Üst Miyosen’e ait olduğu görüşü ağırlık taşımaktadır
(Chaput 1976, Yalçınlar 1979).
Yenibağlar Omurgalı Fosil Yatağı
İzmit Körfezi’nin Eskihisar Köyü ile Diliskelesi arasındaki kuzey kıyıları, İzmit Körfezi’ne
inen bazı dere ağızları hariç falezli kıyılardır (Şekil 1). Belirtilen yerleşmeler arasında, kıyıdan
kuzeye doğru basamaklar halinde yükselen yamaçların büyük bölümü, TÜBİTAK Marmara
Araştırma Merkezi’nin arazileri içerisinde kalmaktadır. Bu kesimde deniz seviyesinden
yaklaşık 50-60 m. yükseltilerde, Kuvaterner denizel seki dolguları ile kaplı düzlükler,
parçalar halinde yer alır (Harita 2). Söz konusu araştırma merkezinin körfez kıyılarındaki
sosyal tesisleri gerisinde bulunan Yenibağlar Mevkii’ndeki düzlük kesimlerde toprakla örtülü
şekilde çakıllı, kumlu Kuvaterner yaşlı seki dolguları, birkaç hektarlık alanda yayılır. Ostrea,
pecten, cardium, gibi denizel yumuşakçalara ait kavkılar içeren bu denizel seki dolgularının
benzerleri, İzmit Körfezi’nin kuzey kıyıları boyunca, aşınımdan korunabilmiş kesimlerde de
bulunmaktadır (Göney 1964).
2 G. E. Pilgrim, Descripition of some new suidae from the Bugti Hills, Beluchistan survey of India.
74
Yenibağlar’ın 1 km kadar doğusundaki Kazmalı Dere vadisinin doğu yamaçlarını
oluşturan sırt, demiryolu yapımı ile oldukça geniş bir şekilde yarılmıştır (Foto 2, 3). Yarılma
sonucu sırtın merkezi kesiminin 200 X 100 m ebadında, karasal dolgularla kapanmış bir
çukurluk olduğu görülmüştür. Yaptığımız incelemeler sonucu, Neojen karasal dolgularla
kaplı bu çukurluğun, paleokarstik bir çanak olduğu da anlaşılmıştır. Çakıllı, kumlu, silt ve
killi dolgulardan oluşan tabakalı seviyeler (Foto 3) arasında üste doğru kumlardan oluşan
çapraz tabakalar içinde bulduğumuz kafatası parçaları arasında, bir türe ait iyi korunmuş
alt çene kemiğinden iki diş örneği alınmış ve teşhis için İstanbul Üniversitesi Coğrafya
Bölümü’ne götürülmüştür. Diş örnekleri, Yalçınlar tarafından Dinotherium sp. olarak tayin
edilmiştir. Hortumlular sınıfının ilk örneklerinden olan böyle bir türün bölgede bulunması
önemlidir. Bu tür, Toula’nın Kuruçeşme Dere kazılarında ortaya çıkardığı türler arasında
bulunmamaktadır.
Nurfeddin
KAHRAMAN
Yenibağlar omurgalı fosil yatağının bulunduğu paleokarstik çukurluğun merkezî kesimi,
demiryolunu geçirmek için yarılmış ve buradan çıkan karasal dolgunun büyük bölümü
ortadan kaldırılmıştır. Bu nedenle hafriyat çalışmalarından arta kalan dolgu materyali, vakit
geçirilmeden incelenerek dolgu içinde kalması muhtemel olan fosil kalıntılar alınmalıdır.
I. ve II. Zaman Arazilerindeki Denizel Fosiller
Kocaeli Yarımadası’nda Paleozoik (I. Zaman), Mesozoik (II. Zaman) ve Senozoik
(III. Zaman) yaşlı araziler yaygındır. Eskihisar faunasının bulunduğu lokalitelerin yakın
çevresinde başkalaşıma uğramamış, Paleozoik ve bunların üzerine uyumsuz olarak oturan
Mesozoik formasyonlar geniş alanlar kaplar (Şekil 2). Bu formasyonların bazı seviyeleri,
denizel fosil bakımından oldukça zengindir.
Paleozoik’e ait denizel fosiller, Gebze’nin batısında Çakaldere ile Gebze arasındaki
yamaçlarda bulunur. Bütünüyle yapılaşma alanları içinde kalan bu kesimde, Paleozoik’in
alt devirleri olan Silüriyen ve Devoniyen’e ait formasyonlar bulunur. Silüriyen yaşlı kiltaşları
(şeyl) içinde halysites gibi mercan türleri, yumuşakçalardan spiriferler eklembacaklılardan
trilobitler hayli yaygındır. Devoniyen yaşlı, kiltaşı ve kalker tabakalarında da bu fosil türler
bulunabilmektedir.
Gebze’nin güneyinde Kuruçeşme Dere’nin vadi yamaçlarında Karasal Karbonifer’e
ait kiltaşı, kalker ve kumtaşı tabakalarından oluşan yüzeylerde, özellikle kiltaşları içinde
Lepidendron Stenbergi sp., Henopteris sp. ve Calamites gibi o döneme ait bitki fosillerine
rastlanır.
Gebze, Eskihisar ve doğuya doğru Diliskelesi arasındaki arazilerde ise İkinci Zaman’ın
alt devirlerinden olan Triyas ve Üst Kretase’ye ait formasyonlar, birbiri üzerine uyumsuz
olarak oturur. Her iki devre ait fosil lokaliteleri, çoğu yerde bulunur ve bu lokaliteler değişik
denizel türlere ait fosil bakımından da zengindir. Özellikle Gebze-Diliskelesi arasındaki
İzmit Körfezi kıyılarını takip eden demiryolu hattı boyunca, Muallimköy’ün güneyindeki
yol yarmaları ve kıyı gerisindeki falez yüzleklerinde, Triyas’ı karakterize eden Ammonit,
Orthoceras, Ceratites, Daonella gibi denizel fosiller, koyu renkli kalkerler içinde cepler
halinde bulunmaktadır. Üst Triyas’ın Karniyen katı için karakteristik olan ve bordo renkli
kalkerler içinde de Belemnites, Halobia, Trachyceras türleri, Dilburnu gerisindeki bordo
renkli kalkerlerde yaygındır.
Diliskelesi ilçe merkezinin kuzeyindeki Tepeköy’ün çevresinde, II. Zaman’ın ilk devresi
olan Triyas’ın alt katlarından Ladiniyen ve Karniyen yaşlı araziler, denizel faunaya ait fosiller
bakımından bölgenin en zengin kesimlerindedir. 2011 yılında Tepeköy çevresine yaptığımız
bir günlük araştırma gezisinde, bu fosil yataklarının da bozulmalara uğradığını tespit ettik.
Tepeköy fosil yataklarının köyün 3-4 km. güneyinde kurulan organize sanayi bölgesinin
etki alanı içinde kalması, bu yataklar için de ciddi tehdit oluşturmaktadır.
75
Nurfeddin
KAHRAMAN
Darıca ve Hereke’de kurulu bulunan çimento fabrikalarının hammadde ihtiyacını
karşılayan killi kalkerler, II. Zaman’ın Üst Kretase devrinde çökelmiş denizel formasyonlardır.
Bu formasyonlar içinde bulunan ekinit, ammonit türlerine Darıca, Eskihisar, Muallimköy
çevrelerinde ve İzmit’in kuzeyindeki arazilerde fazla oranda rastlanmaktadır. Hereke
civarında da hippuritesli kalkerler yaygındır.
Sonuç ve Öneriler
Kocaeli Yarımadası’nda Paleozoyik’ten Kuvaterner’e kadar geçen zamanlara ait
oluşuklar bulunur. Paleozoyik de dâhil bütün bu zamanlara ait formasyonlar başkalaşıma
uğramamıştır. Bu durum, belirtilen jeolojik zamanlara ait formasyonlar içinde bulunan
canlı kalıntılarının ilksel biçimleri ile günümüze kadar ulaşabilmesini sağlamıştır. Adı geçen
zamanlara ait formasyonlar, birbiri üzerine açısal uyumsuz olarak gelirler. Bir zamana ait
oluşuklardan sonraki zamana geçişler genellikle taban konglomeraları ile başlamaktadır.
Bu durum bölgede deniz basması olaylarının adeta jeolojik kayıtlarıdır. Gebze doğusunda,
Kocaeli Triyasının bitki fosilli Karbonifer yaşlı formasyonlar, Hereke civarında “Hereke
pudingleri” olarak adlanan Üst Kretase yaşlı taban konglomeralarının da Triyas üzerine
açısal uyumsuz olarak gelmeleri, bölgenin paleocoğrafik özellikleri bakımından önemlidir.
1896 yılında Eskihisar’da ilk kez ortaya çıkarılan ve çoğu araştırmacı tarafından Üst
Miyosen yaşı verilen omurgalı türlere ait fosiller, Anadolu ve Avrupa karaları arasında
zamanımızdan 8-10 milyon yıl önce meydana gelen hayvan göçleri hakkında bilgiler
önemli sağlayabilir. Yeni yapılacak araştırmalarla Kocaeli Yarımadası üzerinde yüzeylenmiş
olan Neojen karasal dolguların yayılış alanları, başta omurgalı fosiller olmak üzere fosil
potansiyeli sağlıklı bir şekilde ortaya konmalıdır.
Bağdat-Hicaz demiryolunun yapımı sırasında Eskihisar çevresindeki omurgalı
fosilleri bilim dünyasına kazandıran Alman jeolog F. Toula, çıkardığı fosilleri Almanya’ya
götürerek Laipzig’de sergilemiştir. Böyle bir çalışma geçirilmeden Türkiye’de de yapılmalı
ve Eskihisar fosil yataklarından yeni araştırmalarla çıkarılacak geçmiş jeolojik devirlerde
yaşamış hayvanlara ait buluntular, kamu yararına olacak şekilde bir doğa tarihi müzesinde
sergilenmelidir.
Doğa tarihi müzeleri, kuruldukları beldelere turizm açısından yeni ve farklı bir soluk
aldırdığı gibi, yetişen nesillerin de doğa eğitimine büyük katkılar sağlamaktadır. Bu
müzeler yeni iş alanları yaratabildiği gibi, zaman içinde birer araştırma merkezi haline
dönüştürülmekte, böylece sürdürülebilir kalkınmaya ciddi katkılar yapmaktadır.
KAYNAKÇA
•
Chaput, E. 1976, Türkiye’de jeolojik ve jeomorfojenetik tetkik seyahatları, (çev. A. Tanoğlu). İst. Üniv. Yay.
No. 324. İstanbul.
•
Erguvanlı, K. 1947, “Kocaeli Triyasında yeni fosil yatakları (New fosiliferous beds in Kocaeli Triassic
formations)”, Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni, C: 1, S: 1. s. 158-160. S. 22-23 s.
•
Göney, S. E. 1964, “İzmit Körfezi ve kuzey kıyılarının jeomorfolojisi”, Türk Coğ. Derg., Yıl: XVIII-XIX, S: 22-23.
s. 187-303.
•
Kahraman, N. 1998, “Eskihisar (Gebze) civarında yeni bir vertebre yatağı ve jeomorfolojik özellikleri (New
vertebrate bed and it’s geomorphological features around Eskihisar (Gebze)”, Türk Coğrafya Derg., S. 33,
s. 589-592.
•
Ketin, İ. 1983, Türkiye jeolojisine genel bir bakış, İTÜ Vakfı yay. No: 32. İstanbul.
•
Özdemir, Ü., “Kocaeli Triyasının tipik belemnitleri hakkında”, Maden Tetkik ve Arama Dergisi, Sayı 85 (1975),
s. 149-160.
•
76
Özdemir, Ü. Y. “Kocaeli Yarımadası, Tepeköy Triası mikrofaunası ve biostratigrafisi”, Maden Tetkik ve Arama
Dergisi, No. 77, s: 57-98. Ankara.
•
Pilgrim, G. E., Descripition of some new suidae from the Bugti Hills, Beluchistan, Geological survey of India.
•
Yalçınlar, İ. 1983, Türkiye’de Neojen ve Kuaterner omurgalı araziler ve jeomorfolojik karakterleri (Terrains
Nurfeddin
KAHRAMAN
a vertebres Neogenes et Quaternernaires en Turquie et leurs caracteres geomorphologiques), İst. Üniv. Ed.
Fak. Yay. No: 2741 İstanbul.
EKLER
Harita 1. Eskihisar faunasının bulunduğu Gebze-Eskihisar’ın konum haritası.
Harita 2. Eskihisar faunasına ait omurgalı fosil yatakları ve Kuvaterner yaşlı denizel sekilerin bulunduğu
yerler.
77
Nurfeddin
KAHRAMAN
Şekil 1. Gebze güneydoğusunda omurgalı fosil lokalitelerini ve demiryolu güzergâhını gösteren blokdiyagram.
Şekil 2. Gebze DGD’sunda uyumsuzluk hatlarını gösteren kesit (Ketin 1983’den).
Foto 1. Gebze demiryolu istasyonunun 500 m. kadar doğusundaki Kuruçeşme Dere vadisi üzerine 1896
78
yılında inşa edilen köprünün günümüzdeki ayakları.
Nurfeddin
KAHRAMAN
Foto 2. Dinotherium sp. fosilinin bulunduğu Kazmalı Dere vadisinin doğusundaki sırtta, hızlı tren hattı yapım
çalışmaları nedeniyle 2013 yılında açılan yeni yol yarmaların görünümü.
Foto 3. Kazmalı Dere doğusundaki sırtta açılan yeni yol yarmalarında omurgalı fosiller içeren karasal
formasyonların yakından görünüşü.
79