İndir

Transkript

İndir
American Metal Market: Steel Success Strategies XXVII
18.06.2012 - 20.06.2012
Cihan Akdeniz
Özet
Ekonomik bilinmezlerin olduğu bir dünyadayız. Avrupa’daki kriz herkesi etkileyen
küresel bir tehdit olma yolunda. Gelişmekte olan ülkelerden Çin, Brezilya ve Hindistan’ın
büyüme oranları yavaşlama eğilimi gösteriyor. Talep fazlası çelik üretimi mevcut, bu da bazı
üreticileri üretim kapasitelerini azaltmaya veya fabrikalarını kapatmaya sürüklüyor. Kuzey
Amerika çelik sektörü yavaş bir hızla toparlanabiliyor. Bu toparlanmanın arkasında üretim
arıtışına yönelik çalışmalar ve enerji kullanımı konusunda yaşanan yeni gelişmeler var. ABD
otomobil üretimi de toparlanma gösteriyor ve önü açık gözüküyor. Enerji sektörüne
bakıldığında gelecek vaat ediyor ve çelik endüstrisi için özellikle ABD’nin avantaj elde edeceği
bir alan haline geleceği öngörülüyor.
Pazartesi, 18.06.2012
Atölye: Lojistik ve Taşımacılık
Greg Burns, Chairman & CEO, PLS Logistics
PLS firması daha büyük boyuttaki boru ve tüp türü çelik ürünlerinin taşımacılığını
yapıyor ve aynı zamanda gemi işletmeciliği de yapıyor. Şuan endüstriyi yaklaşmakta olan bir
fırtınanın ortasında görüyor. Kamyon taşımacılığı için zorlu bir dönem başlayacak, bu
sebepten kamyon kapasitelerinin akıllı düzenlenmesi gerekli. Kamyon taşımacılığı endüstrisi
2000-2002 yıllarında %7 kayıp yaşamıştı, 2008-2009 yıllarında ise %16 kayıp yaşadı.
Kamyon şoförlüğü yapan kişiler yaşlanıyor ve yerini dolduracak yeni yetişmiş çalışan
bulmakta zorluk çekiliyor, bu da endüstriye zarar veriyor. Kamyon talebi 2008 yılında çok
düşüktü, 2009 ve 2011 yıllarında daha iyiydi ancak en iyi dönemini 2010 yılında yaşadı. 2012
yılı ise karanlık gözüküyor. Talebin az olmasına rağmen fiyatlar yüksek seviyede kalıyor. Daha
fazla sürücüye olan ihtiyaç devam ediyor. Bu da sürücü maaşlarını yıllık 50 bin dolardan 7080 bin dolar seviyesine çıkarmak gerektiğini gösteriyor.
Vee Kachroo, Vice-President, Industrial Products, CN
Taşımacılık, yavaş büyüyen ekonomik gelişmelere rağmen 9 milyar dolarlık bir
endüstri olarak büyük bir önem taşıyor. CN daha çok metal, mineral ve demir cevheri taşıyan
bir firma. Tahminen 2-3 yıl sonra daha çok raya ihtiyaç olunacağını öngörüyorlar çünkü
endüstri trenle taşımacılık yönünde gelişeceğini gösteriyor. CN firması, özellikle kömür
ihracatı taşımacılığını ikiye katlamayı hedefliyor ve bu alanda 9 gemileriyle demir cevheri ve
kömürü farklı madenlerden taşıyorlar.
Michael J. Smolenski, President & CEO, Coil-Tainer Limited
Her yıl 200 bin metrik ton taşımacılık yapıyorlar. Yassı sarma ürünlerinin güvenliği için
büyük önem gösteriyorlar. Ürünler konteynırlara yükleniyor. Son 14 yılda tek bir hasar bile
olmadan ürünleri taşıyabilmişler. Lojistik ödülleri almışlar, BMW gibi büyük firmalara ürün
gönderebilen bir yapıya da sahipler.
1
Atölye: Yazılım Teknolojileri
John Underwood, President, Systems Alternatives International
Hurdanın depolanması ve tüketimine kadar olan süreci hesaplayan bir yazılım
geliştiriyorlar. Bugün çelik maliyetlerinde %60 oranında ham madde olurken %40
oranlarında enerji ve işgücü gibi maliyetler var.
Normal kaynak planlama yazılımları bu tür girdi maliyetlerini düzenlemekte
yetersiz gelebilirken, bu yazılım sayesinde karmaşık taşımacılık sistemlerini, hammadde
fiyatlarını, üretim değişiklikleri, ödemeler gibi tüm her işlemleri otomatik olarak
yapabilmek mümkün. Böylece çalışanlara daha az yük ve sorumluk düşüyor, çalışanlar
daha çok denetleme mekanizması olarak görev görüyorlar.
Josh Cole, Principal, Manufacturing & Distribution Performance Consulting,Crowe
Horwath LLP
Bilgi teknolojileri ve metal birlikte uygulama alan çok olan bir konu. Çelik
firmalarının çoğu mevcut kaynak planlama yazılımlarından memnun değiller. Yapılan bir
araştırmada bu firmaların %43ü yeni yazılım sistemi istediği saptanıyor. Şirketler için
mevcut yazılımlarını değiştirmek zorlu bir süreç fakat doğru yazılım kullanmak uzun
vadede büyük yarar sağlıyor.
Atölye: Teknolojinin Yardıma Gelmesi: İlk Bölüm
Ryan Derouin, NA Metals Leader, GE Global Industries, Metals Solutions
Andreas Flick, Chief Technology Officer, Siemens VAI Metals Technologies GmbH
Rüdiger Zerbe, Member of the Managing Board, SMS Demag AG
Edward Meng, Chief Financial Officer, China Gerui Advanced Materials
Sıcak yassı sacı, soğuk yassı ürünlere çeviren bir fabrikaları var. Çin içinde 200
firmaya hizmet veriyor. Mevcut durumda Çin iç pazarına yeterli gelmiyorlar ancak
ihracata geçmek de istiyorlar. Şirket özel üretimler yapabilmesiyle biliniyor. Araştırma ve
geliştirmeye yönelik yatırımlar yapıyorlar ve kendi makinelerini kendileri tasarlıyorlar.
Atölye: Teknolojinin Yardıma Gelmesi: İkinci Bölüm
Gianpietro Benedetti, Chairman, Danieli & C. SpA
Stephen Montague, Vice President Sales & Marketing, Midrex
Yasukuni Yamasaki, President, Mitsubishi-Hitachi Metals Machinery
Pablo Duarte, Commercial Director, Tenova HYL
Bu bölümde enerji maliyetlerini azaltmaya yönelik geliştirilen yeni teknolojiler ve
bu teknolojilerin uygulandığı bazı çelik fabrikaları tanıtıldı.
2
Salı, 19.06.2012
1. Açılış Konuşmacısı: Lakshmi N. Mittal, CEO, Arcelor Mittal
Lakshmi Mittal, konuşmasında küresel ekonomik dengeler hakkında geniş bir
görünüm çizdi. Dünyadaki mevcut durumun 2008’den bu yana olan en ciddi durum olduğunu
söyledi.
Yunanistan’da yaşanan ekonomik ve politik zorluklardan bahsetti. İspanyadaki
ekonomik gidişat ve oradaki bankaların yardıma ihtiyacı olduğunu anlattı. Hindistan’daki
düşmekte olan büyüme oranını dile getirdi. Tüm bu yaşanan küresel zorlukları anlatmak için
Ekonomist dergisinden alıntı yaparak “batmakta olan bir gemi” tanımlamasını kullandı. Tüm
anlattığı bu küresel sorunların çelik talebini doğrudan etkilediğini, Avrupa’daki kriz öncesi
çelik talebinin 200 milyon ton seviyesindeyken şimdi ise 150 milyon tona düştüğünü,
Avrupa’daki talebin tekrar kriz öncesi seviyelere ulaşması için daha 4 veya 5 yıl beklemek
gerektiğini açıkladı. Küresel çelik talebinin 2012 ve 2013 yıllarında artacağı tahminine
katıldığını, ama üreteci ülkelerin bu talebe kendilerini hazırlamak için ekonomik önlemler
almaları gerektiğini söyledi. Verdiği örnekte: Çin, büyüyen ekonomisini kontrol altında
tutmak için çaba gösteriyor, Hindistan ve benzeri yapıdaki bazı ülkeler ise büyümeye devam
edebilmeleri için yabancı yatırımcılara ihtiyaç duyuyorlar. Tüm bu zorluklarla baş edebilmek
için ise çelik firmalarının küresel gidişata uyum sağlamaya çalışmalarını gerektiğini söyledi.





Arcelor Mittal için her zaman sağlık ve güvenlik bir numaralı öncelikleri olmuştur. Her
yıl tekrarlanan “güvenlik günü” etkinlikleri düzenliyorlar.
Arcelor Mittal güçlü bir bilanço yapısına sahip, 2008 yılından bu yana olan net
borcunu %25 düşürmüştür.
Arcelor Mittal bazı rekabet gücü yüksek çelik fabrikalarındaki üretimini arttırmış, bazı
uygun gördüğü fabrikalarda ise üretimi durdurmuş veya fabrikaları kapatmıştır.
Arcelor Mittal daha güçlü ve daha hafif otomobil üretmek için araştırma ve geliştirme
çalışmaları yürütmüştür ve bu müşterilerinden çok olumlu geri dönüşler almalarını
sağlamıştır.
Arcelor Mittal için beklenen en büyük değişiklik ise son dönemlerde demir cevheri
çıkarma çalışmalarına verdikleri önemi arttırmaları olmuştur. Son dört yılda bu
alandaki projelere yatırımlar yapmışlar, demir madeni yataklarında çalışmalarını
yoğunlaştırmışlardır. Bu alanda belirledikleri hedef ise 2015 yılında yaklaşık 100
milyon ton demir cevheri çıkarabilmektir.
3
Bölüm 1: Bir Dönemin Bitişi: Çelik üreticilerinin ham madde girdileri için
fiyatlar yüksek mi olacak?
John Lichtenstein, Managing Director, Global Metals Industry Practice, Accenture
Alexey A. Mordashov, CEO, Severstal, Russia
Dr. Jo-Chi Tsou, Chairman, China Steel, Taiwan
Win Viriyaprapaikit, President, Sahaviriya Steel Industries, Thailand
Moderatör: Ian Christmas, Editor-at-Large, Steel First
Küresel sıkıntıların yaşandığı bu dönemde hayatta kalmak bazı hazırlıklar yapmayı ve
yatırımlar planlamayı gerektirir. Çünkü ham madde fiyatlarının artacağı bekleniyor ve yakın
gelecekte ham madde talebinin yüksek olmaya devam etmesi öngörülebiliyor. Bu talebi
yüksek tutan ülkelerin başında ise Çin ve Hindistan geliyor. Çin, toplamda ABD’den 8 kat
daha fazla çelik üretebiliyor. Ayrıca tüm denize yakın madenlerin 2/3’ünden demir cevheri
alıyor ve Dünya demir cevheri tüketiminin yaklaşık %50’sini tek başına gerçekleştiriyor. 2010
ve 2011 yılları arasında, Çin dünya’nın en hızlı kentleşen ülke olma rekorunu kırdı. Hızlı artan
nüfusunun neden olduğu bu hızlı kentleşme, Çin için artan çelik talebi ve beraberinde
getirdiği hammadde ihtiyacı sorununu doğruyor. Çin’in bu hızlı kentleşmeye yetecek olan
çelik üretimi karşılayacak hammadde bulması önümüzdeki 10 yıl içinde zorlaşacak. Çin’e
rakip olarak değerlendirebileceğimiz Rusya ve Hindistan’da da devam eden yüksek
hammadde talebi ve tüketimi görülecek. Dünyada her yıl madenlerin %4’ü tükenme
seviyesine geldiği hesaplanıyor. Hammadde kaynaklarında beklenen çok belirgin azalma ve
tükenmeler yaşanması ve aynı zamanda madenlerdeki hammaddeye ulaşımın teknik olarak
zorlaşması da hammadde fiyatlarında artışa sebep olacak. Hammadde fiyatlarındaki artış ve
çelik fiyatlarındaki olası düşüş de kar paylarında düşüşlere neden olacak. Bunun sonucu
olarak bazı projelerin ertelenmesi mümkün. Yakın gelecekte demir cevheri fiyatları
zayıflayabilir de ama 2005 seviyelerine dönmeyecek ve bu da geçmiş dönemlerdeki çelik
üretimindeki yüksek karlılığı geri getirmeyecek.
Ekonomik göstergelere bakıldığında ise, Çin’de önceki %10-11 oranlarındaki GSYH,
önümüzdeki yıllarda %6-8 oranlarına düşecek ama yine de bu mevcut büyüme ile çelik
talebini sürdürecek.
Rusya için ise hedef üretim hacmini arttırmak değil, karlılığı arttırmak. Rus uzmanlar
karlılıklarının yakın gelecekte %40 seviyesine ulaşabileceğini öngörüyorlar. Bu hedef
doğrultusunda odaklandıkları noktalar ürünleri, yani hacim artışı konusunda Çin ile rekabet
etmeye çalışmıyorlar. Rusya’nın 1 Eylül itibariyle Dünya Ticaret Örgütüne dâhil olması artık
önümüzdeki yıllarda özellikle Avrupa’da daha rekabetçi olabileceğinin sinyallerini veriyor.
2. Açılış Konuşmacısı: John P. Surma, Chairman & CEO, U.S. Steel
2012 yılının başında iyi giden ABD üretiminde son aylarda düşüşler başladı. Aynı zamanda
çelik ürün ve otomobil satışları da düşüyor. ABD ekonomisi ancak yavaş bir hızda
toparlanabiliyor ve bu toparlanmayı sağlayan öncü etken ise üretim endüstrileri. Gelecekteki
ABD hükümetinin üretim endüstrilerini daha çok desteklemesi lazım ama mevcut hükümet
4
hizmet sektörünü daha çok destekliyor. ABD’de yer alan potansiyel doğal gaz kaynakları çelik
sektörü için hayatta bir kez karşılaşılacak kadar nadir bir büyüme fırsatı sunuyor. US Steel için
kaya gazı fırsatını yakalayarak yükselmesi çok uygun çünkü kaya gazını çıkarmak için yapılan
sondaj çalışmaları çok fazla çelik gerektiriyor ve gaz fiyatları düştükçe üretim maliyetlerini de
kısabilirler. Dünyadaki en çok doğal gaz kaynaklarına sahip olan ülke ABD, mevcut gidişatıyla
kendisine 100 yıl yetecek kadar doğal gaza sahip. Uzmanlara göre ABD toplamda yaklaşık
olarak 88 milyar ton petrol ve 66 trilyon ton da doğal gaza sahip. Bu sebepten, ABD stratejik
davranarak Dünya’ya olan enerji bağlılığını azaltma yoluna gitmeli. ABD’nin ilk olarak
Dünya’da yaygın kullanılan girdi yöntemlerini takip etmeyi bırakması gerekir. ABD,
geçmişinde İngiliz kültüründen gelen kömürden üretim yerine doğal gaz kaynaklarını
kullanarak daha az maliyetli üretim yapabilir ve çevreyi daha az kirleterek daha duyarlı bir
ülke olabilir. Ancak bu sayede üretim işleri ABD’ye döndürülebilir, mevcut ithalat azaltılarak
ihracata yönelik üretim arttırılabilir.
ABD’de artan bir altyapı geliştirme ihtiyacı var. Bir asırlık boru sistemlerini yenilemek
gerek ve bu da ülke içinde talep oluşturarak kazan-kazandır senaryosu doğurabilir. Öte
yandan doğal gaz ve petrol için yapılan sondaj çalışmaları ABD’de geçmiş yıllarda tavan yaptı.
Bu çalışmalar da doğal kaynakların en ucuz şekilde taşınabilmesini sağlayan çelik boru
talebinde büyük bir artışı tetikledi. ABD’ye olan çelik boru ihracatı bu yıl %17-28 arasında
artış gösterdi ve yine bu ABD’nin çelik ticaret açığı için tedirginlik yaratan bir durum. Bu
sebepten tüm bu çalışmaların ABD içinde üretime göre planlanması gerekir. ABD’de 2012’nin
ilk çeyreğinde çelik tüketimi %11,8 artış gösterirken, Avrupa’da %4 oranında artış var. Ancak
incelendiğinde 2012’nin ilk çeyreğinde ABD’nin çelik ithalatı %30 artış gösteriyor. Bu da yine
hükümetinin ithalat oranlarını arttırmaya yönelik politikasından ötürü olduğu vurgulanıyor.
Bölüm 2: Kuzey Amerikalı çelik üreticileri başarıya hazır mı?
Andre Gerdau Johannpeter, CEO, Gerdau,
Mark Millet, President and CEO, Steel Dynamics
Mike Rippey, CEO, Flat Products, ArcelorMittal USA
Nicholas J. Sowar, Partner, Global Steel Leader, Deloitte & Touche LLP
James L. Wainscott, Chairman, President & CEO, AK Steel
Moderatör: Philipp Englin, Manager – Special Projects, World Steel Dynamics
Önümüzdeki 3 yılda ABD için yüksek işsizlik oranları olması bekleniyor ancak buna
rağmen bu sürede Kuzey Amerika’da otomotiv sektörünün büyüyeceği hesaplanıyor.
Otomobil üretimi aynı zamanda otomobil satışlarını da arttıracak. Önümüzdeki 10 yılda ABD
nüfusunun 30 milyon artması, 20 yılda ise 60 milyon artması bekleniyor ve bu artış uzun
vadede otomobil endüstrisine büyük yarar sağlayacak. Otomobil endüstrisi gelecekte çelik
endüstrisine bağımlı kalmaya devam edecek çünkü üreticiler araçlarını sağlam ve uzun
ömürlü yapmayı terci ediyorlar. Alüminyum, otomotiv sektörü için hafiflik sağlaması yönüyle
avantajlı gözükse de, çelik üretiminde yaşanan yeni gelişmeler sayesinde bazı çelik araç
parçalarında %30 oranında hafiflik sağlanabiliyor, bu da çelik endüstrisinin otomotiv sektörü
içindeki yerini sağlamlaştıracak bir gelişme olarak görülüyor.
5
Dünya Çelik Örgütünün öngördüğü üzere: ABD’de çelik tüketimi, Dünya çelik tüketim
artışından daha fazla artacak. Bu artışı sağlayacak etkenlerden biri de enerji alanında
beklenen gelişmeler. 2008-2012 yılları arasında enerji fiyatları %163 artış gösterirken,
enerjinin verimli kullanımı ise 20 yılda büyük artışlar gösterdi. Alternatif enerji kaynaklarına
yönelerek ABD üretimde avantajlar yakalayabilir ve böylece tüketimini de arttırabilir.
Bölüm 3: Küresel çellik talebi ve ticaret yönü: Kim kazanıyor?
Christian Dohr, President & CEO, ThyssenKrupp Steel USA, LLC
Jim Forbes, Global Metals Leader, PricewaterhouseCoopers LLP
Kemal Özden, Director, Erdemir, Turkey
Ian Christmas, Director, Thysson Krupp
Moderatör: Peter F. Marcus, Managing Partner, World Steel Dynamics
Kuzey ve Orta Amerika’da azalan bir büyüme oranı bekleniyor. Buna karşılık Güney
Amerika’da yer alan komşu Brezilya’nın güçlü ekonomik bir tablo çizmesi bekleniyor. Çünkü
Dünya’daki hammadde fiyatlandırma modelleri değişti, Brezilya’nın hammadde konusunda
avantajları var.
Dünya’da, büyük çelik üreticisi olmamalarına rağmen yüksek oranda çelik talebi
potansiyeli olan bazı ülkeler var. Bunlar Endonezya, Kazakistan, Belarus ve Gürcistan. Bu
ülkeler dışında yüksek oranda çelik talebi olan ülkeler de mevcut, ancak onların çelik üretim
ve tüketim oranları daha dengeli bir yapıda seyrediyor.
Değişen dünyada çelik talepleri de değişkenlik gösteriyor. Eskiden daha yaygın olan
üretim oranlarındaki artışa göre öne geçmek yerini teknolojik alanda gelişmelerle ilerlemeye
bırakıyor. Artık ticaret oyununu kazanmak tonlarla değil, yeni fikir ve teknolojilerle mümkün
olabilir. Özellikle son 20 yılda çelik alanında yeni teknolojiler çeşitlendi. Çelik alanında başarılı
olmak hem yenilikçi olmayı gerektiriyor hem de hayatta kalmak için enerji kaynaklarına sahip
olmayı mecbur kılıyor. Başarmak için tonlarca üretim yapma çabalarını bırakmak gerekiyor.
Buna örnek vermek için, Avrupa’daki talep oranlarından bahsediyor ve ekliyor: Avrupa’daki
geçmiş dönemlerde yaşanan yüksek miktardaki çelik talepleri gelecekte tekrar yaşanmayacak
ama bu Avrupa’da talep olmayacağı anlamına gelmiyor. Oradaki oluşacak talebi karşılamak
için kalite arttırma çalışmalarına gidilmesi öneriliyor.
Çarşamba, 20.06.2012
Bölüm 4: Çin ve Gelişen Dünya: Yeni Başarı Stratejileri
Ali Hosseini, Managing Director, ADPICO, UAE
Pierre Mangers, Executive Director, Performance Improvement, Ernst & Young
Richard McLaughlin, Director, Hatch Beddows
Wu Wenzhang, President, Shanghai Steelhome, China
Li Xinchuang, President & Chief Engineer, China Metallurgical Industry Institute, China
Modeatör: Spencer Wicks, Publisher, Metal Bulletin, U.K
6
Genel tabloya bakıldığında, Dünya’da dört temel endişe unsuru var:
1. Yakın gelecekte Çin gibi büyük ekonomilerde GSYH büyüme oranında düşüş olması
bekleniyor.
2. Çelik kar payları konusunda genel bir baskı yaşanıyor. Enerji, doğal kaynaklar ve
enflasyon nedeniyle düşük kar paylarına mecbur kalınabilir.
3. Pazarların büyük değişkenliği sorun oluşturabiliyor. Ülkelerin bazı dönemlerde azalan
talepleri olabiliyor. Örnek olarak bu yıl Çin’in Avrupa birliğine ihracatı %10 düşüş
gösterdi.
4. Şirketlerdeki hissedarların gergin tutumları Dünya’da yaygın olarak görülüyor. Makro
ekonomik bilinmezlikler, şirketlerin yön belirlemelerinde kararsızlık yaratıyor, bu da
şirketlerin daha ileri seviye tahmin ve planlama yapma gereksinimlerini doğuruyor.
Çevre kirliliği ile ilgili endişeler de büyük. Çelik endüstrisi bu alanda değerlendirildiğinde,
Dünya enerji tüketiminin %25ini çelik üreticileri yapıyor ve dünya çevre kirliliğinin de
%30’una yine çelik üreticileri neden oluyor. Karbondioksit (CO2) emisyonunu azaltma yoluna
gitmek daha az enerji harcamak ve daha kazançlı üretim yapabilmek anlamına geliyor ve bu
sayede çevreye daha duyarlı olunabileceği düşünülüyor. Bu konuda birçok teknolojik gelişme
sunuluyor. Ülkeler özelikle Japonya’da yaşanan nükleer hadiseden sonra daha az nükleer
enerji ve daha çok yeni çevre dostu enerji kaynaklarına yönelmeye çabalıyorlar. Seçenekler
içinden, doğal gaz hem fiyat olarak hem de çevre kirliliği açısından avantajlı bir çözüm olarak
değerlendiriliyor.
Çin 2001-2010 arasında %17 çelik üretim artışı sağladı. 2010-2020 yılları arasında daha az
bir artış bekleniyor. Çin’in çelik üretiminin 2015 yılında 800 milyon ton ve 2020 yılına
gelindiğinde ise 870 milyon tona ulaşacağı tahmin ediliyor. Dünya üretiminin ise 2020 yılında
1800 milyon tona ulaşacağı hesaplanıyor. 2011 yılında Çin %30 ihtiyaç fazlası ürettim
yapmıştı. Bu ihtiyaç fazlası üretimin 2020de devam etmesi bekleniyor ve bunun sonucu
olarak Çin’in yassı ürün ihracatını arttıracağı düşünülüyor. Bunun tüm dünyadaki fiyatları ve
kar oranlarını düşüreceği hesap ediliyor.
2030 yılına gelindiğinde dünya elektrikli ark ocaklarından (EAF) üretim 0.89 milyar ton
seviyesine ulaşacağı hesaplanıyor. Dünya hammadde fiyatları artmış olacak, bu da hurda
talebinin 1.09 milyar tona çıkmasını sağlayacak. Çinin büyümesi gelecekte daha çok hurda
oluşturması anlamına da geliyor. Öte yandan Brezilya ve Şili’nin elektrik sorunları var bu da
çelik üretimlerini etkileyen bir durum, hurdadan üretim için dezavantajlı yapıdalar.
Dünyada mevcut kolay yerlerde bulunan demir cevherleri zaten çıkarıldı. Bu yüzden
demir cevheri çıkarmaya çalışmak yeni yatırımlar gerektiriyor, bu da anapara ihtiyacını
doğuruyor. Bunların sonucu olarak da demir cevheri fiyatının artış göstereceği tahmin
ediliyor. Fakat öngörülen senaryolar bu dönemde yapılan yatırımların yakın gelecekte %300
kar getireceğini ortaya koyuyor. Bu da çelik endüstrisinin geleceğinin daha yatırım odaklı bir
yapı haline geleceğinin sinyallerini veriyor.
Çin’de yeni 240 üzerinde 1000 kübik metre üstü BAF üretildi. Ancak 2001-2011 yılları
arasında demir cevheri fiyatları 10 kat arttı ve daha da artacağı hesaplanmakta. Bu sebepten
Çin’in ekonomik kayıp yaşayacağı düşünülüyor. Çin’de üretilen nihai ürünler incelendiğinde
7
ise, Çin’in ürünlerinin %54’ünün inşaatta kullandığı görülüyor. Ancak özellikle otomotiv ve
uzay endüstrisinde kullanılan yüksek kalite yassı ürün üretimi de mevcut. Çin’de çeliğin daha
çok kullanıldığı başlıca projeler: büyük stadyum, otomotiv, gökdelen, askeri ve yeni uzay
projeleri olarak sayılabilir.
Petrol fiyatlarının ise gelecekte artacağı hesaplanıyor ve fiyatlar arttığında AB’nin petrol
ithalatı tüm GSYH’ sının %2,8’ine bedel olacak. Eğer petrol fiyatları 10 dolar bile artarsa,
ABD’de 320 milyar dolarlık açık oluşuyor çünkü tüm bu para Orta Doğu’ya aktarılmış oluyor.
Petrol fiyatlarının artışa gitmesinin arkasındaki sebep ise petrolün yeterli gelmeyişi olarak
görülüyor. Çünkü petrole olan talep çok yüksek, ancak buna karşılık üretim son 10 yılda
sadece %1 artış gösterdi. Suudi Arabistan kapasite üstü üretim yaparak kendi uluslararası
kota kısıtlamasının üzerinde ihracat yapıyor fakat yine de yeterli gelmiyor. Öte yandan İran’a
olan yaptırımlar fiyatları etkiliyor. 12 İran bankası SWIFT dışı bırakıldı. Türkiye, İran petrolüne
çok bağımlı bir yapı olma özelliği gösteriyor. Petrol ithalatının %60’ı İran’dan gerçekleşiyor.
Tüm uluslararası yaptırımlara rağmen 2012’de İran petrol geliri 100 milyar dolar seviyesine
ulaştı. Bu tabloya göre Çin, Kore ve Türkiye’nin tüketim oranlarında büyük artışlar bekleniyor.
Hindistan ise farklı stratejiler deneyerek, İran’dan alım yapabilmek için Rupee ile ödeme
yapma yolunda çalışmalar yürütüyor, bu sayede İran’a olan mevcut yaptırımlardan sıyrılmayı
hedefliyor. Bu yaptırımlar aslında en çok AB ve ABD’yi etkiliyor olmasına rağmen bu ülkelerin
yaptırımlara yönelik tutumları halen devam ediyor.
3. Açılış Konuşmacısı: Naveen Jindal, Jindal Steel & Power Ltd., India
Hindistan’da hükümetin 1 trilyon dolara yakın altyapı, tren yolu, telekomünikasyon ve
benzeri alanlara yönelik yatırımları var. Hindistan’da kentleşme 2012 yılında 400 milyondan
2015 yılında 600 milyona çıkarak 200 milyon artış gösterecek. 2015 yılına kadar Çin’de olması
beklenen kentleşme artışı ise 300 milyon. Bu anlamda Hindistan’da da büyük gelişmeler
yaşanıyor.
Hindistan’da 2020 yılında çelik üretiminin 220 milyon ton olması bekleniyor ve kişi başı
çelik tüketiminin ise 150 kilogram olacağı tahmin ediliyor. Hindistan dünya nüfusunun
%17’sine sahip ancak dünya yüzölçümünün ancak %2,5’ini kaplıyor. Hindistan fırsatlarla dolu
bir ülke, özellikle altyapı ve inşaat alanlarında fırsatlar sunuyor. Buna karşılık zorlukları da
barındırıyor, elektrik ihtiyacı da bunlardan biri. Hindistan para birimi Rupee dolar karşısında
48’den 56’ya yükselerek değer kaybetti, bu durumdan Hindistan’ın ihracatı da etkileniyor.
Ancak 1 yıl içerisinde 50 Rupee seviyesine gelerek dengeli bir gidişat oluşturulması
hedefleniyor.
Jindal Steel firması 3 milyon ton üretim kapasitesini 2020 yılında 18 milyon tona çıkrmayı
planlıyor. Fabrikanın olduğu Urisa limanında POSCO ve Arcelor Mittal gibi firmaların da 12şer
milyon ton kapasiteli yatırımları var. Jindal sadece Hindistan’da değil, tüm dünyada yatırım
fırsatları araştırıyor. Uman’da da yatırım yaptılar, Güney Amerika ve Mozambik’te de maden
operasyonları var. Bolivya’dan 20 milyar ton demir cevheri yatağı satın aldılar ve 5 senedir
orada çalışmaktalar. Ayrıca dünyanın en uzun demir yolu raylarını da üretebiliyorlar ve bu
raylar yaklaşık 120 metreyi buluyor. Çubuk ve filmaşin üretimleri de mevcut.
8
5. Açılış Konuşmacısı: Daniel R. DiMicco, Nucor Corporation
ABD’de oluşan yüksek işsizlik oranlarına ilişkin rakamlar mevcut. Çin, Kore ve
Türkiye’den yüksek oranda ithalat yapılıyor bu da daha az üretim yapmalarını ve daha çok
ithalata devam etmelerine neden oluyor. Farklı dönemlerdeki krizleri karşılaştırarak, 2008
yılından sonra 2012 yılında da ABD’de yine bir kriz oluşabileceğini öngörüyor. Birçok ülke de
6-8 ay içerisinde bu ekonomik krizi öngörmekte. Ekonomik krizlerde işsizlik oranları çok
artıyor ve bu tekrar ABD’de üretimi olumsuz olarak etkileyecek. Bu alanda dengeleri
değiştirebilecek bir etken ise doğal gaz kaynakları. ABD bu yönde kendi içinde yatırım
yapmalı. Uzun süreden sonra tekrar doğal gaz ile işleyen DRI tesisleri kuruluyor. Üretimi
arttırmak için gerekli eksikler ancak yeni yatırımlar ve eğitimli işgücü projeleriyle kapatılabilir.
Bölüm 5: Çelik Üreticlerinin Metalleri: Destekleyici gücü asla hafife almamak lazım
Frank Bekaert, Director, McKinsey & Company
Joseph A. Carrabba, CEO, Cliffs Natural Resources
Michael Marley, Vice President, World Steel Exchange Marketing
Fritz Henderson, Chairman & CEO, SunCoke Energy, Inc.
Ernie Thrasher, CEO & Chief Marketing Officer, Xcoal Energy & Resources
Moderatör: David Brooks, Senior Vice President, American Metal Market
Dünya çelik talebi her yıl %3 artmakta ve bu talebi karşılayacak yeterli demir cevheri
Dünya’da mevcut. Bunun yanı sıra hurda ve geri dönüşümün önemi artıyor. Tahminen 5-10
yıl içinde hurda daha büyük bir rol taşıyor olacak. ABD’nin hurda ihracatının yaklaşık yarısı
Türkiye’ye gerçekleşiyor. Fakat Türkiye’nin hurda alımları dengesizlik gösteriyor, örneğin
bugün 60-70 bin ton alabilirken yarın 16-20 bin ton alabilir ve bu ABD hurda ihracatı
planlaması için sorun teşkil ediyor. Tabi ABD bu hurdayı sadece kendi içinde üretmiyor, aynı
zamanda İngiltere, İsveç, Almanya, Hollanda gibi ülkelerden de hurda ithal ediyor.
Kanada’dan ABD’ye 60 bin tona varan hurda ihracatları oluyor. Bu gelişmeler hurda
fiyatlarında düşüşe neden olabilir. Bu fiyatlardaki düşüş aynı zamanda ABD içindeki hurda
üretimine yönelik çalışan yıkıcıları, ayrıştırıcıları ve toplayıcıları da etkiliyor.
Çelik endüstrisi özelikle ABD’nin gelişimi için de çok önemli. Çelik sektöründe
yaratılan her istihdam için, bu sektöre bağlı olarak ortalama 7 istihdam daha
oluşturulabiliyor. Bu yönüyle ABD içinde toplanan vergiler ile ABD altyapısının yenilenmesi
değerlendirilmeli ve buna yönelik çelik üretim stratejileri izlenmeli.
Enerji kaynakları için karşılaştırma yapıldığında, fiyat bazında incelendiğinde kok 16
dolar, PCI kömür 5 dolar ve doğal gaz ise 3 dolar birim fiyatıyla karşımıza çıkıyor. Bu yönüyle
doğalgazdan üretim çok büyük üretim maliyeti avantajı sağlıyor.
Çin hükümeti enflasyonu önleyebilmek için para politikaları uyguluyor ve daha az kok
ithal etme yoluna gidiyor. Avustralya’da yaşanan sellere rağmen uzmanlar 2012 için kömür
fiyatlarında artış bekliyorlar. Yüksek kaliteli kömür için 225 dolar ve düşük kalite için 15 dolar
fiyat tahmininde bulunuyorlar. Kömür tüketimi genelde üreticilerin yüksek ve düşük kalite
9
kömürleri dengeli karıştırarak kullanmasıyla oluyor ancak uzmanlar sadece iyi kalite kömür
kullanmanın daha iyi sonuçlar doğurabileceğini hesaplıyorlar.
Bölüm 6: Finans ve Gelecek: Geleceğin Çağı Burada
Dong Chaobin, President, CBMX, China
Mike Frawley, Global Head of Metals, Newedge Group
Harriet Hunnable, Managing Director, Metals Products, CME Group
Jonathan C. Putman, President & CEO, Standard Steel Trading Company
Jim Tumulty, Senior Managing Director, The Seaport Group LLC
TBA, Shanghai Futures Exchange, China
Moderatör: Patrick A. McCormick, President, World Steel Exchange Marketing
Bu bölümde daha çok çelik ticaretinde sabit fiyatlarla alım yapılabilmesini sağlayan,
alıcı yerine fiyat farkı riskini üstlenebilen internet sistemleri ve benzeri sigorta yapıları
tanıtıldı.
10