co2

Transkript

co2
Çocuk deyince aklınıza gelen kelimeyi sorsam, vereceğiniz ilk
cevap ‘Oyun’ olurdu sanırım. İşte bu nedenle Uzman Psikolog
Sibel Opak ile yapacağım ilk röportajın konusunun da ‘Oyun’
olmasını istedim. Oyunun çocuk dünyasının her anını
kapsadığını düşünürsek hem ebeveynler hem de eğitimciler için
aşağıdaki bilgiler oldukça aydınlatıcı diye düşünüyorum. Her
hafta farklı konularla devam edecek röportaj dizimizin ilki
aşağıda. İşte röportajın ayrıntıları…
- Çocuklar için oyun ve oyuncaklar hayatlarının vazgeçilmez bir parçası.
‘Oyunu bu derece önemli kılan nedir?’ sorusuyla başlamak doğru olacak
sanırım!
Oyun, çocukların sonucunu düşünmeden, eğlenmek adına yaptığı hareketlerin tümüdür.
Hal böyle olunca oyun; çocuklar için nasıl ‘vazgeçilmez bir parça’ olmasın ki…☺
Peki, gelelim asıl soruya, oyunu bu derece önemli kılan faktör nedir? Oyun çocuğun
enerjisini boşaltmasını ve bütün düşüncelerini ortaya koymasını sağlar. Hayal gücünü
genişletir. Çocuk oyun esnasında gerçek ile gerçek dışı arasındaki farkı öğrenir. Oyun
sayesinde çocuk sosyalleşir, paylaşmayı öğrenir, yaşıtları ile iletişim kurmayı öğrenmeye
başlar… Bunlar öncelikli olarak aklıma gelen önemli faktörler, sıralamaya devam edersem
sanırım bu liste uzar gider.
‘Oyun oynamadan büyümüş bir çocuk, çocukken ihtiyaçlarını
karşılayamamış bir yetişkine dönüşür.’
- Bu durumda ‘Oyun çocuk için bir ihtiyaçtır!’ diyebilir miyiz?
Kesinlikle. Oyun oynamadan büyümüş bir çocuk, çocukken ihtiyaçlarını karşılayamamış
bir yetişkine dönüşür.
- Yaş grubuna göre çocukların oyun ve oyuncak seçiminde farklılıklar
görüyoruz. Bu durumun, içinde bulundukları gelişim dönemiyle ilgisi nedir?
Bu
soruya
bir
alıntı
yaparak
cevap
vermek
doğru
olur;
Piaget (1962), çocukların oyunlarını, zihinsel gelişime paralel olarak 3 aşamada
açıklamıştır. Bu 3 aşamayı kısaca anlatacak olursak;

Alıştırmalı oyun: Çocuk, doğumundan 18 aylığa kadar taklit davranışları gösterir. Bu
dönemde, bakma, emme, elleri açıp kapama gibi bedensel eylem türündeki basit
davranışları sergiler.

Sembolik oyun: 2–12 yaşlar arasını kapsayan bu dönemde çocuk, çevresinde yaşadığı
olayları, kişileri, nesneleri ve hayvanları taklit etmeye başlar. Çocuk, oyunda gerçek
model olmaksızın bir bardaktan yalancıktan su içebilir veya at gibi davranabilir.

Kurallı oyun: 7-12 yaşlarında görülür. Bu dönemde, oyunlar kurallı olur. Kurallara
uymayana cezalar verilir, böyle davranışların tekrarlanmasını önlemeye başlarlar.
- ‘Oyuncaklar için bir öğrenme aracıdır!’ diyebilir miyiz?
Oyuncaklar,
çocuğun
yeteneklerini gelişmesini sağlayan, böylelikle de büyük bir eğitimsel amacı yerine getiren
oyun malzemeleridir.
Oyunlar, nasıl yaş ve cinsiyete göre ayırım gösteriyorsa oyuncaklarda da bu ayırım söz
konusudur. Ancak ortak noktaları şudur; hepsi birer öğrenme aracıdır.
Oyuncaklara, çocuğun toplum ve çevreyle olan ilişkilerini düzenleyen bir sistem olarak
da bakılabilir. Oyuncaklar, çocukların renk, boyut ve şekillerden haberdar olmasını
sağlar. Her yaşta farklı oyuncaklar ile oynanır ve gelişimin her evresinde yer alan
oyuncaklar çocuklar için bir öğrenme aracıdır.
- Oyun oynayabilmek için oyuncak şart mıdır?
Çocuk oyun döneminde etrafındaki bütün objeleri kendine bir oyun malzemesi haline
getirebilir. Bu da yine hayal gücünün gelişmesini sağlar. Ancak dikkat edilmesi gereken
bir durum var ki; kendisine veya başkasına zarar verebilecek objelerden uzak
tutulmalıdır.
- Oyuncak dükkanından özenle seçip aldığımız bir oyuncakla hiç ilgilenmeyen
çocuklar, tencere kapaklarıyla, ambalaj kağıtlarıyla, bir kepçeyle saatlerce
oyun oynayabiliyorlar. Biz yetişkinlerin oyuncak diye tanımladığı nesnelerle
çocukların oyuncak olarak tercih ettiği nesneler farklılaşabiliyor sanırım!
Az önce bahsettiğim konuya geliyoruz sanırım. Dediğim gibi çocuklar için oyuncak aslında
çok da şart değil, etrafında ilgisini çeken bütün nesneleri bir oyun objesi haline
çevirebilir. Ebeveyn olarak bu konuya çok müdahale edilmemelidir, hayal güçleri
sınırlandırılmamalıdır. Uygun bir nesneyi veya objeyi seçmiyor ise ebeveyn çocukla
konuşmalı, neden onu seçmek istediği ile ilgili çocuktan duygularını öğrenmelidir.
Çocuğun verdiği cevaplar ebeveyni endişelendiriyorsa uzman desteği gerekebilir.
”Şiddete eğilimi olan bir çocuğun tabanca, kılıç vb. şiddet
içeren oyuncaklar ile oynaması, çocuğu şiddete daha da fazla
yakınlaştırabilir.”
- Barbie bebeklerin çocuklarının güzellik ve beden algısını yanlış yönlendirdiği
konusu sürekli tartışılıyor. Hatta geçtiğimiz günlerde bir gazete haberinde
büyük beden Barbie oyuncakların piyasaya sürüldüğünü okudum. Benzer bir
durum tabanca, kılıç vb. şiddet içeren oyuncaklar için de geçerli. Bu örnekler
üzerinden gidecek olursak yanlış oyuncak seçimi çocukları nasıl etkiliyor?
Burada genel bir değerlendirme yapmak bence yanlış olur. Örneğin şiddete eğilimi olan
bir çocuğun tabanca, kılıç vb. şiddet içeren oyuncaklar ile oynaması, çocuğu şiddete
daha da fazla yakınlaştırabilir. Barbie bebeklerde de bu geçerli. Yani kendi beden algısı
ile sıkıntı yaşıyorsa (ki bunu ebeveyn yaşatıyordur!) çocuğu barbie bebekler negatif
yönde etkileyebilir.
- Bilgisayar oyunlarının çocuklar üzerindeki etkisi çok tartışılan bir diğer konu.
Terazinin bir kefesine bilgisayar oyunlarının faydasını diğer kefesine
zararlarını koyarsak sizce hangisi ağır gelir?
Soru sadece bilgisayar olsaydı fazlaca yararlarından bahsederdim. Zararları için ise
alınabilecek önlemleri vurgulardım.
Ancak sorumuz bilgisayar değil, bilgisayar oyunları! Çocuğa ne gibi yararları var diye
düşündüğümde tek başına oyun oynamayı öğrendiğini söyleyebilirim. Ancak bilgisayar ile
fazla zaman geçirdiklerinde arkadaşlarından ve sosyal ortamdan uzaklaşmaları sonucu
çocukların sosyal gelişimlerinin zarar gördüğünü söyleyebilirim!
Yalnız biliyoruz ki bilgisayar oyunu oynamayan çocuk neredeyse yok! Bu gerçekten dolayı
ortak bir nokta bulunmalı diye düşünüyorum. Burada (her konuda olduğu gibi☺)
ebeveyne oldukça önemli bir görev düşüyor. Benim fikrime göre; ebeveyn zaman
yönetimini sağlamak konusunda çocuğa destek oluyorsa hiç bir sıkıntı yoktur. Yani ‘1 saat
bilgisayar oyunu oynayabilirsin.’ şeklinde bir süre belirlendiyse, vakti geldiğinde
çocuğun bilgisayar başından kalkmasını sağlamak gerekir. Sağlanmazsa ergenlik
döneminde bu konu teknoloji bağımlılığına doğru yol alır.
‘Çağ değişiyor ve hızla gelişen bir teknoloji ağı var. Biz ne
kadar dikkat edersek edelim çocuklar tablet bilgisayarlarla ve
akıllı cep telefonları ile tanışıyor. Ancak yine de çocuk, tablet
bilgisayar gibi araçlarla ne kadar geç tanışırsa o kadar iyi diye
düşünüyorum.’
- Geçtiğimiz günlerde bir gsm operatörü ‘İnternetiniz yavaş diye canınızı
sıkmaya değer mi?’ sloganıyla bir reklam yayınladı. Reklamda bir bebek
annesinin cep telefonunda bir çizgi film izliyor, internet yavaş olduğu için
video sürekli kesiliyor ve bebek her seferinde ağlamaya başlıyor. Uzmanlar
tarafından eleştirilen reklamı yayınlayan TV kanallarına RTÜK tarafından
uyarı cezası verildi. Reklam yayından kaldırıldı kaldırılmasına ama çocuklu
evlerdeki durum reklamda yansıtılandan çok da farklı değil, tablet
bilgisayarlar ve akıllı cep telefonlarına bağımlı çocuklar konusunda sizin
gözleminiz nedir?
Bence reklamın kaldırılması yerinde bir karar oldu. Evet; bu durum bir çok evde
yaşanıyor, ama reklam bunu yapmayan ebeveynleri de teşvik eder nitelikteydi. Benim en
çok dikkatimi çeken reklamdaki bebek tablet bilgisayarla tanışmak için çok küçük
yaştaydı.
Tabii çağ değişiyor ve hızla gelişen bir teknoloji ağı var. Biz ne kadar dikkat edersek
edelim çocuklar tablet bilgisayarlarla ve akıllı cep telefonları ile tanışıyor. Ancak yine
de çocuk, tablet bilgisayar gibi araçlarla ne kadar geç tanışırsa o kadar iyi diye
düşünüyorum.
- Oyun sırasında gözlemleyerek çocuklar hakkında çeşitli bilgiler edinmek
mümkün mü?
Bir çok bilgi edinmek mümkün! Hatta çocuğun bütün duygu ve düşüncelerini öğrenmek
mümkün diyebiliriz. Örneğin anne ve babasının boşanma evresine şahit olan çocuklarla
evcilik oynarken, içinde sakladığı bütün düşünceler ortaya çıkar. Mesela baba figürünü
oyun dışı bırakır, ‘O işten hep geç gelir zaten.’ gibi cümleler kurar ya da kardeş
kıskançlığı yaşayan bir çocuk, kardeş olarak belirlediği bebeğin saçlarını kesip onu çirkin
bir hale getirmek isteyebilir. Ebeveynler bu ve benzeri sorun durumlarında oyunu bir
terapi yöntemi kullanan ‘Oyun Terapisi’ gibi teknikleri uygulayan uzmanlara
başvurabilirler.

Benzer belgeler