inovatif-kimya-dergisi-sayi-23

Transkript

inovatif-kimya-dergisi-sayi-23
Kimya
Dergisi
İNOVATİF
Kimya Dergisi
YIL:3 SAYI:23 HAZİRAN 2015
3 Boyutlu Yazıcıların
Hammaddeleri
Çay Fabrikası
Atıklarının
Pirolizi ve
Piroliz
Reaksiyonu
Kinetiğinin
İncelenmesi
Haberler
Faydalı Linkler
Aromatikler
Yüzey Gerilimi
Prosim Plus
Programı
Bulmaca
Sözlük(İng-Trk)
Element Tanıma
Önsöz
Hakkımızda
İnovatif Kimya Dergisi Haziran 2013’te çalışmalarına başlayan Ağustos 2013’te ilk sayısını çıkaran,
internet ortamda faaliyet gösteren, Kimya ve Kimya
Sektörü hakkında yazılar yazılan, yazarlarını online
ortamdan edinen bir e-dergidir.
Dergimiz Kimya ile ilgili yazılarınızı online ortamda
sizlerden alarak sizi tanıtmayı, sektörden olan arkadaşlara kimya dergisi okumanın keyfini yaşatmayı,
kimya ile ilgili piyasada çok okunan bir dergi olabilmeyi kimyayı seven, kimyayı takip eden, kimya
ile ilgili bildiklerini paylaşan bir kesim oluşturmayı
hedef edinmiştir.
Dergimizde kimya üzerine bölüm okuyan, mezun
herkes bize yazabilir. Kimya ile ilgili bir bölüm
bitirmiş olmanız yeterli.
Dergimizde yazarlarımızın yazdığı yazılar kısmı,
haber kısmı, bulmaca kısmı, elementleri tanıyalım
kısmı, kimya sözlüğü kısmı ve faydalı web siteleri
kısmı adlı bölümler vardır.
Eğlenerek ve öğrenerek okumanız, bize yazmanız
dileğimizle...
İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi
Sahibi :
Yavuz Selim Kart
Genel Yayın Yönetmeni :
Yavuz Selim Kart
Yayın Danışmanı :
Yavuz Selim Kart
Dergi Editörleri :
Yavuz Selim Kart
Ebru Çetinkaya
Haber Bölümü :
Yavuz Selim Kart
Ebru Çetinkaya
Hatile Moumintsa
Facebook Yönetimi
ve Bilgi Araştırma :
Yavuz Selim Kart
Hatile Moumintsa
Twitter Yönetimi :
Yavuz Selim Kart
Instagram Yönetimi :
Yavuz Selim Kart
Dergi Tasarımı :
Yavuz Selim Kart
KURALLAR
Dergimiz Hakkında
1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir
makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını
aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumundasınız. Kullanmış olduğunuz bu yazıların
kaynağını bu dergi olarak belirtmek zorundasınız.
2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci
derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun
yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız.
3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gelebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu
değildir.
4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde
kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır. Aksi durum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak
hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız
telif haklarına riayet ederek resimlerini dökümanlarına eklemeleri. Buradan çıkacak problemlerden
doğrudan yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu
değildir.
5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız
var ise. Yazılarınız için lütfen Yavuz Selim KART ile
konuşun. Dergi ile iletişim kurmak için
www.facebook.com/groups/147842018740235/
Grubu aracalığı iletişim kurabilirsiniz. Bu grup
aracılığı ile bizimle iletişimde kalabilirsiniz.
6. Elimize çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı
yayımlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan
bir kesim sağlamak, hem bilgilerinizi 3. şahıslara
yaymak hem de sizleri en iyi şekilde tanıtmaktır.
7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları
[email protected] mail adresine
göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönderdiğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz
tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size
geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca
bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin.
Amaç daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi.
8. Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa
olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın.
9. Dergimize yapacağınız eleştirileri de arkadaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir
biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi
herkes gönüllü yapıyor. Lütfen saygıda kusur etmeyiniz.
10. Dergi ekibi gönüllü kişilerden oluşmuştur. Bu
dergi ilk kurulduğu andan beri böyledir. Dergi
ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır.
Gelen herkese en başta bu kural söylenir. Görevini
yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bozan, dergi yöneticisini dinlemeyen, ben kafama göre
hareket ederim diyen herkes ekipten çıkarılır.
11. Dergimizde yazabilecceğiniz konular
aşağıda listelenmiştir.
* Akademik Makaleler
* Endüstriyel Konular
* Üniversite Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar
(Kimya üzerine bölümler için)
* İş Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar
* Laboratuvar Üzerine Yazılar
* Kimya Sanayi Uygulamaları
* Teorik Kimya Üzerine Makaleler
* Ülkemizdeki Kimya ile ilgili Kanunlar Üzerine
Yazılar
* Kimya Sektöründe Güvenlik Önlemleri ve Dikkat
Edilecek Husular Üzerine Yazılar
* Kimya Sektöründe Bilgisayar Uygulamaları
Üzerine Yazılar
temel konular bunlar. Bu konular ile ilgili bize yazıp
gönderebilirsiniz. Göndereceğiniz şeyler Kimya
Dünyası ile alakalı olmalı yoksa yayımlanmaz.
12. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayımlanmaz. Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da
herhangi bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelimeler yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz
konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi
yayımlamama hakkını elinde tutar. Bu konuda son
söz dergi yöneticisine aittir.
13. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş
buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine
sahiptir.
14. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları
kabul etmiş sayılırlar.
İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi
Ekibimiz
BİZ KİMİZ
Yavuz Selim
KART
EBRU
ÇETINKAYA
Hatile
MOUMINTSA
Kimya
Dergisi
https://www.facebook.com/InovatifKimyaDergisi
https://twitter.com/InovatifKimya
http://www.linkedin.com/profile/view?id=299289606
Instagram
http://www.instagram.com/inovatifkimyadergisi
Editörden
Merhaba
İNOVATİF KİMYA Dergisi Okuyucuları
Değerli Okuyucularımız;
Gönüllülük esasına göre işleyen dergimizde sizlerin gönderdiği yazılarla 23. sayıyı çıkarmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Günler geçtikçe daha da büyüyoruz ve büyüyeceğiz Desteklerinizi
esirgemediğiniz için teşekkürler.
İnovatif Kimya Dergisi bu ay ve bundan sonraki aylar da geçerli olmak üzere ücretsiz kimya
ve kimya sektörü üzerine etkinliklere destek verecek demiştik. Üniversite kulüplerinin, derneklerin,
odaların kimya ve kimya sektörüne yönelik etkinliklerine (sadece etkinliğin tanıtılması şartıyla)
destek olmayı sosyal bir görev olarak benimsedik. Sadece bize ulaşmanız yeterli. Ayrıca bu ay ve
bundan sonraki aylarda geçerli olmak kaydıyla firmaların staj ilanlarını sosyal platformlarımızda
yayımlayarak hem sektördeki öğrencilere destek olmak hem de bu boşluğu doldurmak istedik. Bizi
her ay okuyan sektörde çalışan arkadaşlarımızdan ricamız bu konuda elinizi taşın altına koymanız.
Firma yetkililerine bu konuda bilgi iletmenizi rica ediyoruz. Tecrübeli kişi piyasada arıyorum demek
ile kimseyi bulamazsınız. Sizler üniversite hayatı boyunca öğrencilere destek olacaksınız ki sektör
tecrübeli arkadaşlar ile dolsun. Bu konuda da bize her zaman ulaşabilirsiniz.
Bu ay E-Dergimizde 5 farklı yazı bulunmakta. Bize bu ay gönderilen yazılar. Çay Fabrikası
Atıklarının Pirolizi ve Piroliz Reaksiyonu Kinetiğinin İncelenmesi yazısında, Çay atıkları hakkında içerikli bir yazı okuyacaksınız. Yüzey Gerilimi yazısı, her yerde karşılaşabileceğimiz kimya ile
hoş bir yazı. 3 Boyutlu Yazıcıların Hammaddeleri yazısı, bu ayın kapak konusu. Aromatikler yazısı,
laboratuvarda çok kullandığımız kimyasallar hakkında içerikli bir yazı. Prosim Plus Programı
yazısında ise her ay olduğu gibi bu ay da kimya ile ilgili bilgisayar programı hakkında bir yazı sizlere
sunuldu. Element Tanıma kısmınında bu ay sırada Sodyum Elementi var. Yurttan ve Dünyadan
Kimya Haberleri ile de gündemi takip edeceksiniz. Her ay web siteleri kısmı ile bu ay da birçok web
sitesi keşfedeceksiniz. Sözlük kısmında İngilizce-Türkçe Kimya kelimelerini öğreneceksiniz. Bulmaca
kısmında ise hem eğlenip hem öğreneceksiniz.
Umarız zevk alarak okursunuz. Bize yazı gönderen emek harcayan meslektaşlarımıza, takipçilerimize, sevenlerimize teşekkürü bir borç biliyoruz. Kimya üzerine bölüm okuyan, çalışan her kesimden
ve sektörden bilgilendirici yazılar bekliyoruz. Bir sonraki ay görüşmek üzere. Sevgiyle kalın.
Yavuz Selim Kart
Dergi Editörü
IÇINDEKILER
Çay Fabrikası Atıklarının Pirolizi ve
7
Piroliz Reaksiyonu Kinetiginin
Incelenmesi
9
Yüzey Gerilimi
3 Boyutlu Yazıcıların
12
Hammaddeleri
Aromatikler
15
.
Prosim Plus Programı 19
Element Tanıyalım 21
Sözlük (Ing-Trk) 22
Haberler 23
Faydalı Siteler 33
Kimya Bulmaca 34
Kimya Bulmaca Çözüm (Önceki Ay) 35
Sizde Yazarımız Olun 36
Sümeyye KÜÇÜKALI
[email protected]
ÇAY FABRİKASI
ATIKLARININ
PİROLİZİ VE
PİROLİZ REAKSİYONU
KİNETİĞİNİN İNCELENMESİ
Kimya
Mühendisi
(Ögrenci)
Ü
lkemizde özellikle Karadeniz kıyılarında önemli
bir tarım ürünü olan çayın fabrikasyonu sonucu
oluşan çay atıkları(ÇA), yerel bir fabrikadan alınmış ve termal davranışı incelenmiştir. ÇA pirolizi, dinamik
koşullarda 25-1000°C arasında farklı ısıtma hızlarında,
termogravimetrik analiz cihazında inert N2 atmosferinde
gerçekleştirilmiştir. Cihazdan alınan veriler Kissinger-Akahira-Sunose (KAS) ve Ozawa–Flynn–Wall (OFW)
kinetik modelleri ile birlikte kullanılarak reaksiyona ait
aktivasyon enerjileri belirlenmiştir. Dönüşüm ile değişen
aktivasyon enerjileri, ÇA pirolizi sırasında farklı reaksiyonların birlikte gerçekleştiğini göstermiştir.
1. Giriş
Endüstrileşme ve nüfusta hızlı artış fosil yakıtların hızlı bir şekilde azalmasına neden olmaktadır. Ayrıca
fosil yakıtların çevreye verdiği zararlar insanları güneş, rüzgar ya da biyokütle gibi alternatif enerji kaynaklarına yöneltmiştir. Biyokütle, ucuz ve bol bulunmasının yanı sıra her yerde bulunabilme özelliğinden dolayı diğer alternatif enerji türlerine göre daha avantajlıdır. Ayrıca biyokütle birçok farklı kimyasala
ya da enerji türüne dönüştürülebilmesi nedeniyle çok yönlü bir kaynaktır [1]. Biyokütle, piroliz ile katı
kok, sıvı bio-yağ ve gaz ürünlerine dönüştürülebilir. Tüm ürünler yanıcıdır. Ayrıca bio-yağ içerisinde
birçok değerli kimyasal vardır. Tarımsal atıklar biyokütle kaynaklarının büyük kısmını oluşturmaktadır.
Bu kaynaklar genel olarak atık durumdadır ve kullanılmamaktadır. Piroliz gibi termokimyasal yöntemler ile bu atıklar değerli ürünlere piroliz reaktörlerinde dönüştürülebilir. Bu tür reaktörlerin verimli
şekilde tasarlanması için reaksiyon mekanizmasının bilinmesi oldukça önemlidir. Termogravimetrik
analiz (TGA) cihazı kütlenin, zamanın ve sıcaklığın bir fonksiyonu olarak azalmasını kaydetmektedir.
TGA’dan alınan veriler, piroliz reaksiyonunun belirlenmesinde oldukça yaygın şekilde kullanılmaktadır.
Bu çalışmada ülkemizin önemli tarım ürünlerinden biri olan çayın fabrikasyonu sonucu meydana gelen
atıklarının piroliz kinetiği incelenmiştir.
2. Deneysel Çalışmalar
Çay fabrikasından alınan atıklar, laboratuarda 70°C sıcaklıkta 5 saat süreyle kurutuldu. Ev tipi bir kahve
öğütücüde öğütüldükten sonra elekten geçirildi ve 63-125 µm arasındaki boyut deneylerde kullanıldı.
Böylece kütle ve ısı transferi sınırlamaları ortadan kaldırıldı. TGA cihazında örnekler oda sıcaklığından
1000°C ye kadar farklı ısıtma hızlarında ısıtıldı. Cihazdan alınan veriler, literatürde verilen eşitlik(1)’de
verilen KAS ve eşitlik(2)’de verilen OFW model eşitliklerinde kullanıldı.
7
Şekil 1.Çay için DTG ve TGA grafikleri
8
Burada ß ısıtma hızı, E aktivasyon enerjisi, R gaz sabiti ve T mutlak sıcaklıktır.ln(ß/T2 )’ye karşı
1/T ve log(ß)’ye karşı 1/T grafikleri çizilir ve grafiklerin eğiminden de E belirlenir.
a)
b)
Şekil 2. ÇA pirolizi için aktivasyon enerjisinin belirlenmesi a) KAS modeli b) OFW modeli
3. Sonuçlar ve Tartışma
Bu çalışmada ülkemizde büyük miktarda üretimi yapılan çayın fabrikasyon atıklarının piroliz kinetiği
incelenmiştir. Piroliz kinetiğinin belirlenmesi piroliz reaktörlerinin verimli bir şekilde tasarlanması
ve çalıştırılması açısından önemlidir. Kinetik analiz sonucu ÇA için ortalama E, KAS ile 154.2 kJ/mol,
OFW ile 137.4 kJ/mol olarak bulunmuştur. Bu değerler daha önce literatürde mısır koçanı, pirinç kabuğu, fındık kabuğu gibi farklı biyokütlelerin aktivasyon enerjileri değerleri aralığındadır. Bu nedenle
çay atıklarının piroliz ile değerli katı, sıvı ve gaz ürünlerine dönüştürülme potansiyeli vardır.
Kaynaklar :
[1] Xiaowei Peng, Xiaoqian Ma, Zhibin Xu, Thermogravimetric analysis of co-combustion between
microalgae and textile dyeing sludgeOriginal Research Article
Bioresource Technology, Volume 180, March 2015, Pages 288-295
Anıl Yasin AKDOGAN
[email protected]
YÜZEY
GERİLİMİ
Kimya
Teknikeri
(Mezun)
Yüzey gerilimi kimya , fizik ve günlük yaşantımızda
sıkça karşılaştığımız bir durumdur. Ben bu ayki yazımda yüzey gerilimi nedir , nasıl oluşur , dış etkilerle
nasıl düşürebiliriz , adhezyon ve kohezyon kuvvetleri
nedir , yüzey gerilimini etkileyen faktörler nelerdir
sorularına cevap bulup yüzey gerilimi ile ilgili bazı
özellikleri sizlerle paylaşacağım.
Yüzey gerilimi sıvı üzerindeki kohezyon kuvvetinin
etkisi ile sıvı yüzeyinin zar gibi davranmasıdır. Sıvı
yüzeyinde ince zar gibi bir tabaka vardır. Bu tabaka
delinmez ise üzerinde cisim durabilir. Örneğin su üzerinde yürüyen böcekler veya bir atacı su üzerine zarı
delmeden bırakırsak su üzerinde kalır. Birkaç örnek
verecek olursak;
* Suya batırılan bir fırçanın sudan çıkarılırken kıllarının birbirine yapışması.
* Ebru sanatı icra ederken bırakılan boyaların su üzerinde kalması
* Su üzerinde yüzen yapraklar
Yüzey gerilimi sıcaklıkla azalır. Ayrıca yüzey aktif maddeler olarak tanımlanan bazı maddeler de yüzey
gerilimini düşürürler. Mesela sabun ve deterjanlar yüzey aktif maddeler olup suyun yüzey gerilimini
düşürerek köpük denilen gaz-sıvı karışımı meydana getirirler.
Yüzey geriliminin sebebi nedir?
Bu kuvvetin kaynağı temel olarak su moleküllerini bir arada tutan moleküller arası çekici kuvvetlerdir.
Suyun içinde olan moleküller her yönden komşu moleküllerle kuşatıldıkları için, üzerlerine etkiyen toplam kuvvet sıfırdır. Buna karşın, yüzeydeki moleküllerin sadece bir tarafı diğer su molekülleriyle çevrili
olduğu için, bunlar içeriye doğru net bir kuvvetle çekilirler. Bu durum yüzeyde bir gerilme oluşturup
yüzeyin minimum olmasını sağlar. Hacimleri eşit birçok geometrik şekil içinde yüzey alanı en az olan
küredir. Su damlalarının küresel bir şekil alması da yüzey geriliminin en az yüzey oluşturacak şekilde
molekülleri hareket ettirmesidir.
Yüzey Gerilimi nasıl değişir?
Sıvı üzerindeki gaz yoğunluğu çok fazla arttırıldığında veya bu sıvı üzerine bu sıvıda çözünmeyen bir
başka sıvı ilave edildiğinde sıvının yüzey gerilimi karşı fazdaki moleküllerle gireceği moleküler etkileşmeler sonucu bir miktar azalacaktır.
9
Çoğu sıvıların yüzey gerilimleri artan sıcaklıkla doğrusal bir şekilde azalır(bazı erimiş metaller hariç )
ve moleküller arası kohezyon kuvvetlerinin sıfıra yaklaştığı kritik sıcaklık civarında çok küçük bir değer
olur.
Saf bir madde içerisinde bir madde çözünüyorsa çözünen maddenin ve çözücünün karakterine bağlı
olarak yüzey geriliminin değiştiği gözlenmiştir. Ayrıca yapılan incelemelerle çözünen maddenin sıvının
iç kısımlarındaki konsantrasyonun birbirinden farklı olduğu gözlenmiştir ki bu beklenen bir olaydır.
Adhezyon ve Kohezyon Kuvvetleri
Sıvının bir yüzeyi ıslatması ya da yüzeyde küresel damlalar hâlinde kalması, aşağıda tanımlanan iki kuvvete bağlıdır. Sıvı molekülleri (benzer moleküller) arasındaki çekim kuvvetlerine kohezyon kuvvetleri;
sıvı molekülleri ile kap çeperleri (farklı moleküller) arasındaki çekim kuvvetlerine de adhezyon kuvvetleri denir.
10
* Yağmur yağdıktan sonra su damlacıklarının cama yapışması
* Banyodan çıktıktan sonra vücudumuzda su damlacıklarını kalması,
* Duvara sürülen boyanın yapışması
* Yüzdükten sonra saçlarımızın birbirine yapışması adezyona örnektir
Kohezyon kuvvetinin oluşmasının sebebi de elektriksel ve gravitasyonel kuvvetlerdir. Kohezyon kuvvetinin en güzel örneği su damlasının küresel bir yapıda dağılmadan durmasıdır. Su damlacıklarının bir
arada durması kohezyon kuvvetine örnek, su damlacıkların farklı moleküllere yapışması adezyon kuvvetine örnektir.
Şekil 1. Adhezyon ve kohezyon kuvvetleri arasında ki ilişki
Su ile cam arasındaki adhezyon kuvvetleri su molekülleri arasındaki kohezyon kuvvetlerinden büyük
olduğundan su yüzeyi iç bükeydir. Cıvada ise kohezyon kuvvetleri, adhezyon kuvvetlerinden büyük olduğundan cıva yüzeyi dış bükeydir.
Yüzey Gerilimine Etki Eden Faktörler
Sıvıların yüzey gerilimine etki eden faktörlerden biri sıcaklık bir diğeri ise sıvının içine çözünen veya
çözünmeyen başka bir sıvının ya da katının eklenmesidir. Bazı erimiş metaller dışında, birçok sıvının
yüzey gerilimi sıcaklık arttıkça azalır.
Saf sıvıya bu sıvıda çözünmeyen başka bir sıvı eklendiğinde sıvının yüzey gerilimi bir miktar düşer.
Bunun nedeni sıvının diğer sıvı molekülleri ile arasında gerçekleşecek zayıf etkileşimlerdir. Saf sıvıya
(çözücü) içerisinde çözünen bir madde eklendiğinde ise çözünen ve çözücünün yapısına bağlı olarak yüzey gerilimi değişir. Çözücünün yüzey gerilimini düşüren maddelere yüzey aktif maddeler,
değiştirmeyenlere ise yüzey inaktif maddeler denir. Örneğin deterjan, asitler, alkoller, esterler yüzey
aktif; şeker, gliserin, organik asit tuzları yüzey inaktif maddelerdir. Ayrıca sıvı üzerindeki gaz yoğunluğunun arttırılması da yüzey gerilimini bir miktar azaltır.
Yüzey gerilimi ile ilgili özellikler;
* Sıcaklığı artan bir maddenin yüzey gerilimi azalır.
* İyonik tuzların suda çözülmesi yüzey gerilimini arttırır.
* Yüzey gerilimi sayesinde böcekler su yüzeyinde yürüyebilir.
* Her sıvının kendine ait bir yüzey gerilimi katsayısı vardır, ayırt edici özelliktir.
Kaynaklar :
http://www.fizikbilimi.gen.tr/yuzey-gerilimi-ve-kilcallik/
http://www.ogunhoca.com/10snf2/401-yuezey-gerilimi-ve-vizkozite.html
http://kimyasaldeneyler.blogspot.com.tr/2012/12/yuzey-gerilimietkiyen-kuvvetler-ve.html
11
3 BOYUTLU
YAZICILARIN
Ece KILIÇ
[email protected]
Yüksek
Kimyager
(Mezun)
Umut CEVRI
[email protected]
Bilim
Sanat
Merkezi
(Ögrenci)
HAMMADDELERI
3
boyutlu yazıcılar kuşkusuz 'kendin yap' dünyasının
önde gelen cihazlarından. Peki, bu yazıcıların baskı
yaparken hangi materyalleri kullandığını biliyor
musunuz? 3 boyutlu yazıcılarda şu anda en çok kullanılan
maddeler ABS ve PLA plastikleri. Şimdi 3 boyutlu yazıcıların
inanılmaz dünyasına giriyorsunuz, kemerlerinizi takın,
çünkü başlıyoruz!
ABS
12
ABS plastiği, petrol kökenli hammaddelerden üretilir. Plastik enjeksiyon sektöründe yaygınca kullanılan hafif ama
dayanıklı bir termoplastiktir. Örneğin LEGO parçaları bu
materyalden yapılır. Ayrıca yüksek darbe direnci nedeniyle tercih edilen bir üründür. ABS’nin en olumsuz özelliği
ise ısıtıldığında HCN(Hidrosiyanik asit) yayar. Bu oldukça
zehirli bir gazdır. İlaveten PLA’ya göre şekil verilmesi daha
zordur ve daha çok mühendisler ve 3 boyutlu yazıcılar
konusunda profesyonelleşmiş kişiler tarafından tercih edilir.
Açılımı Akrilonitril Bütadien Stiren’dir
PLA
PLA plastiği, nişasta kökenli hammaddelerden üretilir. Bu nedenle ABS’de daha sağlıklıdır. PLA medikal
sektörde implant ve protezlerde sıklıkla kullanılmaktadır. PLA, ABS’ye göre daha dayanıksızdır bu
nedenle darbe alması muhtemel ürünlerin yapımında kullanılmamalıdır. Ayrıca PLA’nın ısıya karşı
dayanıklılığı ABS’ye göre daha azdır, sertleşme süresi
ABS’ye göre daha uzun olduğundan dolayı yazım hızı
arttırıldığında kötü sonuçlar verebilmektedir. İlaveten 3 boyutlu yazıcı kullanmaya yeni başlanan kişiler
tarafından kullanılması önerilir. Açılımı Polilaktik Asit’tir.
PLA Sentezi
Halka açılması ve
polimerleşme reaksiyonu
Şekil 1 : PLA sentez metotları
PLA polimerinin sentezi yukarıda da gösterildiği tek basamaklı veya iki basamaklı olmak üzere iki farklı
yolla yapılabilir. İki basamaklı fermentasyon ve kimyasal polimerizasyon yöntemiyle pahalı ve karmaşık
bir yol izleyerek sentezlenen PLA, metabolizması geliştirilmiş E-coli bakterisi kullanılarak hem PLA
polimerinin hem de kopolimerlerinin tek basamaklı sentez yöntemiyle üretilebileceği gösterildi.
Biotechnology ve Bioengineering akademik dergilerinde yayınlanan çalışmada, fosil bazlı petrokimya
türevlerinin yerine biyo-mühendislik ile yenilenebilir kaynakların kullanılabileceği, PLA ve içerisinde
laktat bulunan kopolimerlerin daha ucuza ve ticari olarak daha tutarlı sentezlenebileceği düşünülüyor.
ABS Sentezi
ABS açılımından da anlaşılabileceği gibi Akronitril, bütadien ve stirenden oluşur. Stiren
plastiğin parlak ve iyi bir yüzeyinin olmasını
sağlar. Bütadien ise plastiğe kauçuk özelliklerini ve düşük sıcaklıklarda bile rahat bir biçimde esnemesini sağlar. Bir kg ABS sentezlemek
için 2 kg petrol ve enerjiye ihtiyaç vardır. Dünya çapında ABS üreten ülkelerin arasında bu
işlemi en çok miktarda yapan ülke Tayvan’dır.
3 Boyutlu Yazıcıların Gelecekteki Kullanım Alanları
3 boyutlu yazıcı teknolojisi gün geçtikçe gelişiyor ve yenileniyor. Bilim adamlarının çoğu geleceğimizi
şekillendireceğini söylüyor. Ayrıca bir çok firma bu konuda çalışmalar yapmaya başladı bile. Örneğin;
NASA’nın üç boyutlu yazıcılar ile roketler için ürettiği enjektörler ısı testini başarıyla geçti. Araba firması
olan Ford ise tüm araba parçalarının prototiplerini 3 boyutlu yazıcılar kullanarak üretiyor.
13
İlaveten NASA uzay yolculuklarında ve Uluslararası
Uzay İstasyonu’nda kullanılacak olan gerekli aletleri, 3
boyutlu yazıcı teknolojisini kullanarak üretmek böylece
fazladan yük taşımak zorunda kalmamak için planlar yapmaya başladı. Bu gibi gelişmeler ışığında bile 3
boyutlu yazıcıların gelecekte önemli bir yer tutacağı
aşikardır.
Kaynaklar :
http://polimernedir.com/?p=772
http://www.ukmk11.ogu.edu.tr/arsiv/ukmk9/Poster%20Sunumlar/7.%20%C7evre%20Dostu%20Teknolojiler/7-473.pdf
http://www.3byazici.com/2012/12/3d-yazicida-abs-mi-pla-mi-kullanmali.html
http://www.priyoid.com/3d-yazici-hakkinda-bilinmesi-gerekenler/hangi-hammadde-size-gore-plami-abs-mi/
http://www.4bmuhendislik.com/abs-mi-pla-mi/
http://tr.wikipedia.org/wiki/Akrilonitril_b%C3%BCtadien_stiren
http://kobitek.com/3-boyutlu-yazicilarin-yaratacagi-sinirsiz-dunya
14
Mustafa ALTUNKAYNAK
[email protected]
AROMATIKLER
Kimyager
(Kimya Ög.)
D
eğerli okuyucular; sizlere Aromatik
bileşiklerle ilgili genel bilgi vereceğim.
Bu bileşiklerden olan Fenol, Toluen,
Anilin, Naftalin ve Antrasenin genel yapılarını ve
özelliklerini değişik kaynaklardan alıntılı olarak
açıklayacağım.
Aromatik bileşiklerin adı aromadan gelmektedir.
Aromalar, koku veya tat vermek ya da gıdaların sahip olduğu koku veya tadı kuvvetlendirmek ya da
değiştirmek amacıyla gıdalara ilave edilen ürünlerdir. Türkçede güzel koku anlamına gelir. Organik
kimyada bazı atom halkalarının yapısı beklenenin
üstünde kararlıdır. Doymamış bağlar, yalın elektron çiftleri veya boş orbitallerden oluşan konjüge
bir halkanın konjüge olmasından beklenecek
kararlılıktan daha yüksek bir kararlılık gösterme
özelliğine aromatiklik (aromatisite) denir.
Aromatiklik, halkasal delokalizasyon ve rezonansın bir belirtisi olarak da düşünülebilir. Aromatikliğin
nedeni genelde, halkasal düzenlenmiş ve birbirlerine almaşık olarak tek ve çift bağlarla bağlı atomlar
etrafında elektronların serbestçe dönebilmesine bağlanır. Bu bağlar birbirinin aynı olup her biri tek ve
çift birer bağın birleşimi olarak düşünülebilir. Aromatik halkalar hakkındaki bu yaygın model, örneğin
benzenin almaşık tek ve çift bağlardan oluşan altı kenarlı bir halka (sikloheksatrien) olduğu fikri, Kekulé
tarafından geliştirilmiştir. Benzen modeli iki rezonans biçiminden oluşmaktadır, bunlar çift ve tek
bağların birbiriyle yer değiştirmesine karşılık gelir. Yüklerin delokalizasyonu göz önüne alınmazsa benzenin aslında olduğundan çok daha az kararlı olması beklenir. Aromatik bileşikler halkalı yapıda çift bağ
taşıyan kararlı bileşiklerdir. Aromatik bileşiklerin en küçük üyesi benzendir.
•
•
•
•
•
•
•
Halkadaki elektron sayısı 4n+2 dir.
Her bir karbon atomu sp2 hibritleşmesi yapmıştır.
Üç tane π bağı vardır.
Bağ açıları 120° dir.
Apolar moleküldür ve suda çözünmez.
Kararlı yapıda çift bağ içerdiğinden katılma tepkimesi vermez. Fakat yer değiştirme tepkimesi
verebilir.
Diğer bir üyesi naftalin ve antrasendir. ( C10H8 ) ve ( C14H10 )
15
Benzenin kendine özgü üç türevi vardır. Bunlar Toluen, Anilin ve Fenol dür. Kapalı formülleri sırasıyla
C6H5-CH3, C6H5-NH2 ve C6H5-OH dır. Benzen halkasına bazı köklerin bağlanmasıyla oluşan bileşikler
özel olarak adlandırılır. Numaralandırma yapılırken alfabetik sıra dikkate alınır. Benzen halkasında iki
grup bağlanmış ise; bunlar birbirlerine belli uzaklıklarından dolayı; orto, meta, para diye isimlendirilirler.
Aromatik bileşikler, Hückel kuralına uygun belirli sayıda ikili bağ içeren düzlemsel yapıda ve elektron
delokalizasyonu gösteren bileşiklerdir. Heterosiklik halka sistemlerinin çoğunun da aromatik özellik
göstermesi nedeni ile, sistematik isimlendirme bakımından aromatik bileşikler yerine, maksimum sayıda
nonkümülatif ikili bağ içeren bileşiklerdir
-CH=C=C=C=CH-
Kümülâtif ikili bağlar -CH=CH-CH=CH-CH=CH
Nonkümülatif ikili bağlar
Maksimum sayıda nonkümülatif ikili bağ içeren bileşiklerde temel yapı benzen halkası olmakla birlikte,
benzenik yapıda olmayan başka halka sistemleri de bulunmaktadır. Bunlardan bazılarında, molekülün
geometrisi nedeni ile aromatik özellikler gözlenmez.
Aromatik bileşiklerin isimlendirilmesi şöyledir:
Benzen halkasına bazı köklerin bağlanmasıyla oluşan bileşikler özel olarak adlandırılır. Numaralandırma yapılırken alfabetik sıra dikkate alınır. Benzen halkasında iki grup bağlanmış ise; bunlar birbirlerine
belli uzaklıklarından dolayı; orto, meta, para diye isimlendirilirler.
16
Fenol
Fenol benzen halkasına OH- molekülünün bağlanmasıyla oluşur. Fenoller, aromatik
halkaya bir ya da daha fazla hidroksil grubunun bağlandığı aromatik bileşiklerdir. Saf
halde, renksiz veya beyazdan hafifçe pembeye çalan renkte kristal katı şeklindedir. Ampirik (kimyasal) formülü C6H5OH şeklindedir.
Zayıf asidik özelliğe sahiptir. Alkol değildir
Sulu çözeltisi FeCl3 ile mor renk verir. Bu fenolün tanınma reaksiyonudur.
Fenol formaldehit ile polimerleşerek plastik oluşturabilir.
Toluen
Hippürik asit olarak da adlandırılır. Benzen halkasına CH3
grubu bağlıdır. Sürekli bitkisel olarak beslenen insanların
idrarlarında yüksek dozda rastlanması ilginç bir veridir.
Diğer adları; Toluen, toluol, fenilmetan veya metil benzendir.
Renksiz, hoş kokulu bir sıvıdır. Kaynama noktası: 110,6 °C
Yoğunluk: 866,90 kg/m³ Mol kütlesi: 92,14 g/moldür.
Anilin
Anilin, Benzenden türeyen bir amindir. Kauçuk, ecza, boya, patlayıcı Madde yapımında
ve daha birçok endüstride geniş ölçüde
kullanılan organik bir madde. Havada kahverengiye dönüşen, yağımsı, renksiz, tadı acı,
zehirli, kokusu hoş bir sıvıdır. -6 0C de donar
0
ve 184,4 C de kaynar. Anilin 1826’da Otto Unverdorben tarafından İndigo denilen kimyevi maddenin
bozunma ürünleri arasında keşfedildi. Anilin ismi indiogonun Sanskritçe karşılığından gelir. 1856
yılında William H. Perkin ham anilinin kromik asitle reaksiyonundan kinin elde etmek isterken leylak
renginde ilk sentetik boyayı elde etti ve böylece anilin, ilk defa ticari maksatla kullanılmaya başlandı.
Renksiz kokulu bir sıvıdır. Toksik etkisi şiddetlidir.
Naftalin
Naftalin; Kızıl dereceye kadar ısıtılmış bir tüpten, birçok
organik bileşik buharının geçirilmesiyle elde edilen,
kendine has bir kokuya sahip, beyaz kristal yapıda bir
hidrokarbondur. 1819’da ilk defa kömür katranından
elde edildi. Bugün ise, petrolün katalizör yardımı ile
parçalanmasından elde edilmektedir. Kömür katranının
fraksiyonlu destilasyonundan elde edilen ve 170-230°C
arasında geçen orta yağda naftalin vardır. Orta yağda
naftalinden başka fenol ve piridin bazı da bulunur. Bu
yağdan kristallendirilerek alınan naftalin, sodyum hidroksit ile muamele edilerek fenolden kurtarılır. Bundan
sonra da, erimiş halde seyreltik sülfürik asitle muamele
edilir ve böylece diğer safsızlıklardan kurtarılır. Sonra da destilasyona ve sublimasyona tabi tutularak
iyice saflaştırılır.
Özellikleri: Saf naftalinin bileşimi 1826’da tayin edildi. Moleküler formülü C10H8 olup, iki karbonuna
hidrojen bağlı değildir. Bu karbonlar arasındaki çift bağların yerleri, sabit olmayıp, titreşim halinde yer
değiştirirler.
Saf naftalin 80,1°C’de erir ve 218°C’de kaynar. Suda, soğuk alkolde çözünmez, fakat sıcak alkolde
ve eterde çözünür. Süblime olma özelliği vardır. Pikrik asitle sağlam bir bileşik meydana getirir. Bu
bileşiğin erime noktası 151°C’dir. Bu reaksiyondan faydalanarak naftalin karakterize edilir.
Naftalin kokusu güveleri kaçırıcı özellikte olduğundan, yün eşyaların korunmasında kullanılır. Naftalinin göze etki eden zehir özelliği vardır.
Naftalinin reaksiyonları genelde benzenin reaksiyonlarına benzer. Naftalin, benzenden daha az doymuş olduğu için, kısmi katılma reaksiyonları verir. Naftalin, çoğu boyaların ve reçinelerin elde edilmesinde kullanılır. Mesela indigo boyasının elde edilmesinde bir ara maddedir. Ayrıca, trifenilmetan
boyaları, antrakinon ve bunun türevleri, naftalinden elde edilir.
Antrasen
Katrandan elde edilen, beyaz kristal yapılı, polisiklik bir hidrokarbondur. (C14H10). Mavi bir flüora ışık gösterir; içindeki yabancı maddelerden ötürü bu renk çoğunlukla sarıya kaçar. Suda çözünmez, karbon
tetraklorürde (CCl4) çözünür. 351°C 'ta kaynar, 27°C 'ta erir. Boya
sanayinde kullanılır.
17
Antrasen, kömür katranından elde edilen üç halkalı aromatik bir bileşiktir. Taş kömürü katranının
destilasyonundan benzen, tolüen, ksilen, naftalin ve antrasen gibi aromatik hidrokarbonlar ve arenler ile piridin ve türevleri, fenol ve türevleri gibi diğer aromatik bileşikler ele geçer. Bunlardan naftalin
ve antrasen katranda en bol bulunan hidrokarbonlardır. Antrasenin kömürden elde edilen bir bileşik
olması antrasen iskelet yapısının yaygın olarak bulunduğunu göstermektedir. Antrasen ve antrakinon
türevi bileşikleri, biyolojik ve tıbbi etkileri kadar, ileri endüstriyel malzemelerde kullanımı ve bu yöndeki
potansiyeli ile dikkat çekmektedir. Kimyasal abstraklar antrasen türevleri ile ilgili son 20 yıl içinde on
binlerce çalışmayı göstermektedir.
“Aromatikler kimya endüstrisi ve günlük hayatın birçok alanında kullanılmaktadır. Bu kullanımın
son aşaması olan atık kısmının da çözümlenerek daha kısa bir döngü ile veya geri dönüşümle ilgili
çalışmaların artırılması sağlıklı bir çevre kazandırır.”
Kaynaklar :
Organik Kimya
tr.wikipedia.org/wiki/Aromatik_hidrokarbon
www.kimyasanal.com
www.izomerkimya.com.tr/urunler/toluen
naftalin.nedir.com
www.turkcebilgi.com/antrasen
www.dersimiz.com
http://www.eba.gov.tr/
18
Yavuz Selim KART
[email protected]
ProSim Plus
Programı
M
Kimya
Mühendisi
(Mezun)
erhaba İnovatif Kimya Dergisi okurları,
Bu sayımızda, sizlere kimya mühendisliği proses uygulaması programlarından olan bir programı anlatmaya çalışacağım. Diğer anlatmış olduğum programlardan farklı olarak bu programı kullanmadan
anlatacağım. Program, gerçek hayatta uygulamaları olan geniş içerikli bir programdır. Ayrıca bu konuda
Türkçe kaynak bulmanız da olası değildir.
ProSimPlus esnek bir süreç mühendisliği yazılımıdır. Zorlu kütle ve enerji denklikleri için geniş bir dizi
endüstriyel işlemi yapabilen bir programdır. Program, tasarımın yanı sıra mevcut tesisleri için çalışma
performans optimizasyonu, proses birimleri için sorun giderme ve mühendislik analizi işlemlerinde
kullanılır.
ProSimPlus programı mevcut sürecin
1. Modellenmesi
2. Simülasyon veya statik analizi kullanılarak analiz-performans ölçümlerini tahmin edilmesi
3. Tasarım için yeni süreçlerin geliştirilmesi ve mevcut süreçlerde dahil olmak üzere entegrasyon sağlanmasında kullanılmaktadır.
Dünyada olan yeni düzenlemelere daha rekabetçi birimleri tasarlamak için (çevre, güvenlik , ...) kullanılır, çünkü mühendisler basit kimyasal modellerle memnun olmaz. Tesislerde olan davranışları simüle
etmek, karar verme gücünü artırdığı gibi mühendislere optimum çözümler de sunar. Bu yönden bu programın yenilikçi ve alternatif çözümler ürettiği aşikardır. Resim 1’de programdan bir kesit görmektesiniz.
Resim 1 :
ProSim Plus Programı
Arayüzü
19
Birçok simülatörde basit modellerle elde edilen çözümler uygulanmaktadır. ProSimPlus ise mühendisin
daha ileri gerçek tesis davranışını tüm karmaşıklığı ile temsil etme gibi sofistike modeller kullanmanıza
olanak sağlar.
ProSim Plus, 70'in üzerinde temel işleme ve daha özel spesifik işlemlere olanak sağlamaktadır. Bunlardan
bazıları aşağıdadır:
1.Birçok kimyasal reaktör (CSTR PFR, vb.), geniş bir kütüphane, kimyasal reaksiyon modelleri;
anlık, bölücülerinin yardımıyla, kinetik kontrollü, karmaşık reaksiyonlar.
2. Çok aşamalı LV veya LLV kolonları, muhtemel reaktif, distilasyon, emilim veya dağıtma için
3. Sıvı-sıvı ekstraksiyon için çok aşamalı separatörler
4. Çok aşamalı separatörler, transfer modelleri
5. Çok akışkanlı ısı eşanjörleri (plaka fin eşanjör)
6. Katı arıtma ekipmanları (kristalizatörler, filtreler)
Prosim Plus, süreçleri yakalamak ve kurgulamak için sıralı durumlar oluşturan bir yapıya da sahiptir.
Süreç açıklamalarını ve nedensellik ilişkilerini gösteren yapıya sahip özellikler programda mevcuttur.
Belirli bir iş durumu hakkında olaylar analiz edebilme ve bunları program ile kurgulama özelliğine sahiptir. Bu işlemi yaparken dikdörtgen kutular aracılığı ile çizimler oluşturulup ( UnitOf Behavior (UOB)
) senaryomuzu yaparız. Bu süreçler birbirine bağlanır ve sürecin akışı görüntülenir. Resim 2’de programın bu kısmından bir kesit görmektesiniz.
20
Resim 2 : Sipariş Süreci ve Süreç Akış Şeması
Malzeme talep edimi ve tedarikçilerden alımı süreç şemasını Resim 2’ de görmektesiniz. Burada, sürecin
akış şeması sayesinde tasarladığınız üretim sürecini profesyonelleştirmiş oluyorsunuz.
Program ücretli ve profesyonel bir programdır.İnternetten indirip, deneme imkanı olan bir program
değildir. Programın üreticisi Fransa’dır. 63 ülke tarafından da bu programın kullanımı mevcuttur.
http://www.prosim.net/en/index.php sitesinden daha fazla bilgiye ve programla ilgili çekilmiş ekran
görüntülerine ulaşabilirsiniz. Bir sonraki sayıda görüşmek üzere. Sevgi ve saygılarımla.
Kaynaklar :
www.informs-sim.org/wsc97papers/0718.PDF
http://www.prosim.net/en/index.php
ELEMENT
TANIYALIM
Sodyum
Simgesi:
Na
Grubu:
1A (Alkali metal)
Atom numarası:
11
Bağıl atom kütlesi:
22,98977
Oda sıcaklığında:
Katı
Erime noktası:
98°C
Kaynama noktası:
883°C
Yoğunluğu:
0,971 g/cc
Keşfi:
1807 - Sir Humphrey Davy
Atom çapı:
2,23 Å
Elektronegatifliği:
0,93
2 2 6 1
Elektron dizilimi:
1s 2s p 3s
Yükseltgenme basamağı (sayısı):
1
Sodyum periyodik cetvelde Na simgesi ile gösterilen ve atom numarası 11 olan element. Sodyum
yumuşak ve kaygan bir metal olup alkali metaller grubuna aittir. Doğal bileşiklerin içinde (özellikle
NaCl) bol miktarda bulunur. Yüksek oranda reaktifdir, sarı bir alevle yanar, su ile şiddetli reaksiyon
verir ve havada hızla oksitlenir. Dolayısıyla, vazelin, gazyağı vb. gibi hava ve su ile temasını kesecek inert bir ortamda saklanması gerekir. Diğer alkali metaller gibi sodyum da, hafif, yumuşak,
gümüşümsü beyaz renkte ve reaktif bir metaldir. Yüksek reaktif özelliğinden dolayı, doğada hiçbir
zaman saf ve elementel halde bulunmaz. Sodyum metali suda yüzer; şiddetli bir şekilde reaksiyona
girerek ısı çıkışına, yanıcı hidrojen gazı çıkışına ve kostik (NaOH) çözeltisi oluşumuna yol açar.
21
Sodyum’un Elde Edilmesi
Sodyumun, ilk olarak Davy tarafından, Elektroliz yoluyla elde edilmiştir. 1880 yıllarında sodyum, Castner tarafından geliştirilen bir yöntemle üretildi. Kostik soda ve zift biçiminde karbonun gözenekli demir
varlığında 1000°C’a ısıtılmasına dayanan Castner yöntemiyle, kostik soda, karbon tarafından metal
sodyuma indirgeniyordu.
1890 yıllarında elektrik üretim teknolojisinin ilerlemesi, Castner’ın Davy’nin özgün yöntemine dönmesine yolaçtı. Castner, elektrolit olarak kostik soda kullandı ve sodayı, erime sıcaklığının 10°C kadar
üstünde tutarak, bir elektroliz hücresi geliştirdi. Kostik sodanın 318°C olan erime sıcaklığı, sodyum
klorür ve sodyum karbonat katılarak 300°C’ın altına indirilir. Sodyum, hücrenin dibine kadar batırılmış
bir demir çubuk olan katot (eksi elektrot) üstünde oluşur. Açığa çıkan sodyum, yoğunluğunun düşük
olması nedeniyle, erimiş sodyum hidroksit yüzeyine toplanır ve bir kepçeyle alınır.
Kullanım Alanları
Eczacılık, tarım ve fotoğrafçılık alanlarında sıkça kullanılır. Sokak aydınlatmalarında, pillerde, cam
yapımında ve sofra tuzu (NaCl) eldesinde kullanılan önemli bir bileşendir. Sıvı sodyum, nükleer santrallerde soğutucu görevinde de kullanılmaktadır. Dünya kabuğunun %2.6’sını oluşturan sodyum, dünyada en bol bulunan altıncı elementtir ve alkali metaller arasında da en bol bulunanıdır. Buna karşın,
doğada element halinde rastlanmaz ve kuru sodyum kloridin (NaCl) elektrolizi yoluyla elde edilir.
Metal hali, esterlerin (oksijenli asitler ve alkollerin tepkimesi sonucu oluşan maddeler) ve çeşitli organik
bileşiklerin eldesi için önemlidir. Çeşitli alaşımların yapılarının kuvvetlendirilmesinde ve dökme metallerin saflaştırılmasında kullanılır. NaK alaşımı, önemli bir ısı ileticisidir. Sodyum elementinin diğer
önemli bileşikleriyse soda külü (Na2CO3), kabartma tozu (NaHCO3) ve sodyum nitrattır (NaNO3).
SÖZLÜK
Ingilizce-Türkçe
Isomerization
Isolation
Yalıtma, Ayırma
Ionic
İyonik
Oven
Fırın
Process Water
22
İzomerleşme
İşletme Suyu
Principal
Ana, Baş
Quicklime
Sönmemiş Kireç
Qualify
Nitelemek
Removal
Çıkarma, Giderme
Regenerator
Yenileyici
Reflux
Geri Akış
Refined Iron
Arı Demir
Region
Bölge
Resinify
Reçineleştirmek
Resolution
Çözme
Saline
Tuzlu
Rubber
Kauçuk, Lastik
Scum
Köpük
Soap Powder
Sabun Tozu
Single-Phase
Tek Fazlı
Slime
Balçık
Soat
Kurum
Stone
Taş
HABERLER
Yurttan Kimya Haberleri
İLAÇ GİBİ MEYVE: ARONİYA
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Türkiye’de ilaç sarfiyatı ve ilaç ithalatını azaltmaya yönelik bir çalışma
başlattı.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Türkiye’de ilaç sarfiyatı ve ilaç ithalatını azaltmaya yönelik bir çalışma
başlattı. Bakanlık, anavatanı Kuzey Amerika olan Avrupa’da da yoğun bir şekilde yetiştirilen Aroniya
meyvesi ormanları kuracak. Bu ormanlar ilk etapta Bolu’da 2 bin dekarlık alanda oluşturulacak, daha
sonra Türkiye’nin aynı ekosistem özelliğini taşıyan değişik bölgelerinde kurulacak.
Her Derde Deva
Dünya pazarlarında tıbbi ve aromatik bitkilere olan talep her geçen gün biraz daha artarken, C vitamini
açısından zengin olan bu meyvenin yetiştirildiği ülkelerde daha az hastalık görüldüğü saptandı. Kansere
karşı etkili olan Aroniya meyvesi bağışıklık sistemini güçlendirirken kalp ve damarları koruyor ve kalp
damarlarını (koroner) gevşetiyor. Arteryoskleroz ve yüksek tansiyona karşı da etkili. Nörolojik hastalıklarda, diyabet hastalarda kullanılıyor. Karaciğeri koruyor, yaşlanmayı önlüyor. İdrar yolları enfeksiyonuna karşı etkisinin yanı sıra ağır metallerin vücuttan atılmasını sağlıyor. Ayrıca, Radioaktif maddelerden bazılarının da (strontiumu) vücuttan atılmasını sağlıyor.
İlaç Sarfiyatına Son Verecek
Bu bitkiyi kullanan ülkelerde ilaç kullanımında önemli miktarda tasarruf sağlanması üzerine Bakanlık
da çalışmalarına hız vererek Türkiye’de ilaç sarfiyatını ve ilaç ithalatını azaltmayı hedefliyor.
23
BAKANLIĞIN ARAŞTIRMASINDA KOZMETİK ÜRÜNLERİNİN
YARISINDAN FAZLASI GÜVENSİZ ÇIKTI
Bazı ürünlerde arsenik gibi zararlı kimyasallar tespit edildi.
24
Sağlık Bakanlığı kozmetik ürünlerini mercek altına aldı, bazı ürünlerde arsenik gibi zararlı kimyasallar
tespit edildi. Yılan yağı şampuanlarında mikrobiyal üreme, tüy dökücü kremlerde “arsenik” gibi zararlı
kimyasallar tespit edildi. İlgili firmalara 290 bin 414 TL idari para cezası kesildi.
2015 yılının ilk 3 ayında yapılan bin 135 denetimde 470 ürünün uygunsuz, 15 ürünün ise güvensiz
olduğu belirlendi. Denetimlerde kadınlar tarafından kullanılan yılan yağı şampuanlarında mikrobiyal
üreme tespit edildi.
4 bin 311 kozmetik ürünün 2 bin 873’ü güvensiz
Lütfü Erdoğan’ın Habertürk’te yer alan haberine göre, tüy dökücü kremlerde “arsenik”, kil maskelerinde
bir tür alerjen kimyasal olan “Methyldibromo glutaronitrile” adlı maddeye rastlandı. İlgili firmalara
290 bin 414 TL idari para cezası kesildi. Ürünler için geri çekme ve imha kararı alındı. Türkiye İlaç ve
Tıbbi Cihaz Kurumu’nun geçen yıl denetlediği 4 bin 311 kozmetik ürünün 2 bin 873’ü güvensiz çıktı.
Toplatma ve imha kararı
Ürünlerin bin 92’sine ise ‘teknik düzenlemeye aykırı’ damgası vuruldu. Söz konusu malzemelere toplatma ve imha etme kararları verildi. Ürünler arasında maskara, tüy dökücü krem, parfüm, bebek pudrası,
sabun, kil maskesi, cilt bakım kürü ve nemlendirici losyon yer aldı.
LİSE TALEBELERİ SUYU KLOR MAHALİNE ÇIRAYLA TEMİZLEDİLER
Kayseri Özel Mustafa Yelkenoğlu Liseleri talebesi Fatma Buse Bebütoğlu ve Buse Tekden, içme suyunun
klor mahaline çırayla temizlenebileceğini ispatlayarak bilim olimpiyatlarında hayat birinciliği ele geçirdi.
Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te 9.’su tertip eden ‘Uluslararası Çocuk Mucitler Proje Olimpiyatları’nda,
40 ülkeden fizik, kimya, biyoloji, matematik, haber teknolojileri ve mühendislik olmak üzere finale
olan toplamında 90 proje yarıştı. Özel Mustafa Yelkenoğlu Liseleri 1bir. dershane talebesi Fatma Buse
Bebütoğlu ve Buse Tekden da ‘Çam Yakacağı Odun İle İçme Suyunun Temizlenmesi’ isimli projeleriyle kimya dalında jüri karşısına çıktı. İçme suyunun klor mahaline milletçe aralarında çam çırası olarak
malum pirus nigra ağacıyla temizleneceğini anlattılar. Talebeler , suyun dezenfektasyonunda kullanılan
klorun sıhhat üst kısmına negatif etkilerini gidererek natürel yollarla bu problemi çözdüklerini biyolojik
yollarla kanıt ettiler. Projelerini başarıyla ifade eden talebeler , birincilik kürsüsüne çıkmaya doğruluk
kazandı.
Türkiye’ye bilimde tek altın madalya ek olarak kazandırmış olmanın sevincini yaşadıklarını dile getiren
Fatma Buse Bebütoğlu, “İçme suyunu natürel yollarla dezenfekte edilebileceği üst kısmına uzunca
süredir çalışmalar gerçekleştiriyorduk. Araştırmalar sonucu olarak Pinus nigra ağacının dezenfektan özelliğini keşfettik ve yaptığımız deneylerle bu özelliğini biyolojik olarak da meydana koyduk.
Proje yöntemimizle, suyun fizyolojik ve kimyevi hiçbir özelliğinin değişmediğini Erciyes Üniversitesi’nde ve Kayseri Milletçe Sıhhati Merkezinde deneyler sonucu olarak saptama ettik .” diye konuştu.
Proje ortağı Buse Tekden de projelerindeki yolun yeryüzünde inşa edilmiş önce iş meydana geldiğini
ifade etti.
Elde edilen başarıyla alakalı haber verici Özel Yelkenoğlu Liseleri Müdürü Hayrettin Taş ise okul olarak hem tek TÜBİTAK aracılığıyla inşa edilmiş olan proje yarışmalarına hem tek de beynelmilel arenadaki yarışmalara katıldıklarını belirtti . Taş , “Bu anlamda Gürcistan’daki ‘Genç Mucitler Proje
Yarışması’ndan hayat birinciliğiyle dönen talebelerimizi ve proje danışman öğretmeni Fatma Büte’yi
tebrik ediyorum.” halinde sohbet etti .
25
ALEVLENME DAYANIMI YÜKSEK PLASTİK GELİŞTİRDİLER
26
Niğde Üniversitesinde yürütülen çalışmalar sonucunda, tamamen yerli ham maddeler kullanılarak alevlenme dayanımı yüksek olan ve zehirli gazların oluşumunu önleyen plastik üretildi – Proje yürütücüsü
Doç. Dr. Ersoy: “Türkiye kaynaklı bor, nano kil, karbonat ve hidroksit mineralleri plastik içerisine
karıştırılarak plastiğe alevlenme dayanımı kazandırdık” – “Üniversite-sanayi iş birliğiyle tüm kaynaklar ve kullanılan malzemeler yerli olmak kaydıyla alevlenme dayanımı yüksek plastikler, Türkiye’de ilk defa bu proje kapsamında üretildi”
Niğde Üniversitesinde yürütülen çalışmalar sonucunda, tamamen yerli ham maddeler kullanılarak alevlenme dayanımı yüksek olan ve zehirli gazların oluşumunu önleyen plastik geliştirildi.
Niğde Üniversitesi Merkez Araştırma Laboratuvarında projeyi yürüten Doç. Dr. Orkun Ersoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üniversite-sanayi iş birliğinde yürütülen “Yerli Hammaddeler Kullanılarak
Termo Plastiklerin Alevlenme Dayanımlarının Arttırılması Projesi” kapsamında, alevlenme dayanımı
yüksek plastik ürettiklerini bildirdi.
Çalışmalarını, üniversitenin Nanoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Nanokompozit Laboratuvarı’nda yürüttüklerini dile getiren Ersoy, geliştirdikleri plastiğin yerli ham maddeyle üretilmesinin ülke
ekonomisi açısından önemli olduğunu vurguladı.
Bina, taşıt ve uçaklardaki plastik aksamlarda kullanılabilecek malzemenin, olası yangında toksit gaz
salmadığı için buna bağlı zehirlenme ve ölümlerin de önüne geçebileceğine işaret eden Ersoy, ” Türkiye
kaynaklı bor, nano kil, karbonat ve hidroksit mineralleri plastik içerisine karıştırılarak plastiğe alevlenme dayanımı kazandırdık. Bu minerallerin sinerjisi sayesinde plastik geç alevlenmekte” dedi.
Ersoy, geliştirdikleri plastiğin yüksek ısıda, su ve karbondioksit bırakarak alevi söndürmeye çalıştığını
belirterek, şunları söyledi:
“Dumanı bastırarak zehirli gazların çıkmasını önlemekte ve aynı zamanda bir bariyer oluşturarak kendini alevden korumaktadır. Özellikle binalardaki elektrik aksamında, kablolarda yaygın bir
şekilde kullanılabilecek. Yangınlar genellikle evlerde kablolardan, prizlerden çıkabiliyor. Kablonun
aniden alevlenmesini engelleyen, insanların tahliyesine olanak sağlayan, yangına müdahale eden
kişileri zehirli gazlardan koruyan bir ürün olacak.”
“Ürünümüz A kalitesinde”
Plastiğin, yoğunluğu düşük ve kolay işlenebilme özellikleri nedeniyle çok fazla kullanım alanına sahip olduğunu dile getiren Ersoy, proje üzerinde 2 senedir çalıştıklarını söyledi.
Alevlenme dayanımı yüksek plastik üretiminde kullanılan mineraller hakkında bilgi veren Ersoy, şunları
kaydetti:
“Yurtdışına işlenmemiş olarak ülkemizden ihraç edilen mineraller, zenginleştirilmiş ve öğütülmüş
şekilde tekrar ülkemize ‘alev geciktirici’ olarak çok yüksek fiyatlarla giriş yapıyor. Projenin en büyük
amaçlarından biri de yerli firmayla beraber tozları tamamen kendi yer altı kaynaklarımızdan elde ettiğimiz minerallerden üreterek plastik ürün haline getirmek ve son ürün olarak kullanıcıya sunmak. AB
uyum sürecinde birçok alanda kullanılması zorunlu hale gelecek alevlenme dayanımı yüksek malzemelerin kendi yer altı kaynaklarımızdan üretilecek olması, ekonomik yarar ve ulusal kazanıma dönüşecek.”
Doç. Dr. Ersoy, ürettikleri ürünün A sınıfında olduğunu vurgulayarak, “Yaptığımız testle ürünümüzün
A sınıfında olduğunu belirledik. Türkiye’de ürünü endüstri ve plastik sanayiyle buluşturmak üzere
üniversite-sanayi iş birliği kapsamında Termo Form Plastik AŞ ile Ar-Ge çalışması yürütüyoruz. Üniversite-sanayi iş birliğiyle tüm kaynaklar ve kullanılan malzemeler yerli olmak kaydıyla alevlenme dayanımı
yüksek plastikler, Türkiye’de ilk defa bu proje kapsamında üretildi” diye konuştu.
27
Dünyadan Kimya Haberleri
MUTANT ENZİM SAYESİNDE GELİŞTİRİLEN YAPAY KAN
BÜTÜN KAN GRUPLARINA VERİLEBİLECEK
28
Kan bağışına gelince, tüm kan gruplarına kan verebilmesi nedeniyle “0 kan grubu” en önemli kan grubudur. Buna karşılık, A grubu sadece A ve AB kan gruplarına kan verebilirken, B kan grubu sadece B ve
AB kan gruplarına kan verebilir. Buna ek olarak, 0 kan grubu da sadece 0 kan grubundan kan alabilir.
Ama yeni araştırmalar sayesinde bu durum değişecek gibi duruyor.
Bugüne kadar bilim insanları bakterilerden elde ettikleri enzimlerle A veya B spesifik şekerleri(antijen)
kandan ayırmanın yollarını arasalar da bu enzimlerin çok etkili olmadığı ve bu nedenle istenilen miktarda kan elde edilemediği görüldü. Ama bu durum sonunda değişmek üzere olabilir. British Columbia
Üniversitesi ve Kan Araştırmaları Merkezi'nden bir ekip daha etkili bir "mutant" enzimi yarattı.
Bakteri genine enzim kodları ekleyerek mutasyonlar yaratarak, bu enzimlerle enzimlerle antijenleri etkili
biçimde kesmeyi başardı. Beş nesil sonra enzimin mevcut antijen presedörlerine oranla 170 kez daha
etkili olduğu görüldü.
Laboratuvar testlerinde enzimin A ve B kan grubundaki pek çok antijeni kaldırabildiği gösterilmiştir.
Tabi bu teknoloji insanlara uygulanmadan önce bütün antijenlerin kaldırılması gerekiyor. Çünkü en ufak
bir uyumsuz antijen transfüzyonda problem yaratabilir.
Bu araştırma sayesinde yapay kan ve laboratuar üretimi kan projelerinde gelişim yaşanması bekleniyor.
BİLİM ADAMLARI FOTONİK KRİSTALLERDE IŞIK VE ISI
AKIŞINI KONTROL EDECEK YOL GELİŞTİRDİ
Fransa’daki Thales Araştırma ve Teknoloji’den ve Hollanda’daki Twente Üniversitesi Nanoteknoloji
MESA + Enstitüsü'nden bilim adamları, yüksek hızlı iletişim ve kuantum bilgi teknolojileri için kullanılacak fotonik nano-boyutlu cihazlarda, ısı yayılımı kontrol etmek için bir yol buldu.
Fotonik kristaller, ışık kontrolü için yararlı olan nano-boyutlu geometrik özelliklere sahip fotonik
yapılar,örneğin ışık için ultra-kompakt entegre devreler yapmak için kullanılabilir. Bu devreleri kontrol
etmenin en basit ve en çok yönlü yollarından biri onları ısıtarak özelliklerini değiştirmektir.Ancak, doğru yerde ısı uygulamak son derece önemlidir, ama bu ısı yayılım eğilimi nedeniyle zordur.İnce membranlarda ısı yayılımı, ekstra ısı dağılımını kontrol etmek ortama bağlıdır.Bu nedenle, membran boyunca
sıcaklık dağılımı gömme ortamı değiştirerek azaltılabilir.
Araştırmacılar deneysel ve teorik olarak yüksek ısı iletkenliği olan gazlar kullanılarak önemli
ölçüde daha iyi kontrol edildiğini görmüşlerdir.Ortam gazı olarak helyum kullanıldığında, hava ile
karşılaştırıldığında yapıda ısı dağılımı genişliğinin %30 azalma olduğunu bulmuşlardır.
Araştırmacılar tarafından elde edilen sonuçlar oldukça önemlidir, çünkü programlanabilir optik devreler
oluşturmak için arayış içinde değerli olacak, birleştirilmiş rezonatörlerin ısı ayarlamasını sağlar.
29
KÜRESEL İLAÇ ENDÜSTRİSİNDEN YENİ BULUŞLAR İÇİN 2 MİLYAR DOLARLIK FON
Dünyadaki enfeksiyonların tedavi edilmesi ve modern tıp ile cerrahinin bilinen şekilde devamını
sağlamak için yeni antibiyotikler üretmek şart oldu. Bunun için küresel ilaç endüstrisi 2 milyar dolarlık
yeni fon oluşturacak.
Küresel ilaç endüstrisine, antibiyotiklerle ilgili araştırmalarda yeni bir ivme için önerilen 2 milyar dolarlık yeni fonuna katkı yapmaları çağrısında bulunuldu.
30
BBC’de dün yayınlanan habere göre, bu katkı sayesinde, çok büyük ihtiyaç duyulan yeni antibiyotikler
geliştirip üretecek şirketlere parasal kaynak verilmesi garanti ediliyor. Antibiyotiklere dirençli bakterilerin küresel düzeyde yayılmasına rağmen, çok az sayıda yeni antibiyotik geliştiriliyor. İngiltere
hükümetinin atadığı ekibin başkanı ve ekonomi uzmanı Jim O’Neill, bu konudaki raporu sunarken,
“Dünyadaki enfeksiyonların tedavi edilmesi ve modern tıp ile cerrahinin bilinen şekilde devamını
sağlamak için ihtiyaç duyulan ilaçların geliştirilmesi hamlesini başlatmak zorundayız” dedi.
10 Milyon Kişi Ölür
O’Neill, daha önce de, ilaca dirençli mikropların 2050 yılına kadar dünya çapında yılda 10 milyon kişinin
ölümüne yol açabileceğini ve ekonomilere 100 trilyon dolar zarar yaratacağını söylemişti. Antibiyotiklere
dirençli bakteri türleri küresel düzeyde yayılmaya devam ederken, mevcut ilaçları hastalıklar karşısında
etkisiz hale getiriyor. Şimdi oluşturulması öngörülen 5 yıl süreli ve 2 milyar dolarlık küresel fon, ilaç ve
teşhis alanlarındaki araştırmalarda kullanılacak ve paranın çoğu üniversitelerle, küçük çaplı biyoteknoloji şirketlerine ayrılacak.
Direnç Kıracaklar
Desteklenmesi öngörülen araştırma alanlarından biri “direnç kırıcılar” denilen bileşikler üzerinde
olacak. Mevcut antibiyotiklerin gücünün artırılması, yeni ilaçlar bulunmasından çok daha düşük maliyetli. Örneğin Londra Üniversitesi’nden Prof. Anthony Coates’un kurduğu Helperby Therapeutics şirketi,
hastane süper virüsü MRSA’ya karşı savaş veren bir direnç kırıcı geliştirdi. Cadila Pharmaceuticals India
şirketince üretilen HT61 adlı bileşiğin klinik deneyleri, yakında Hindistan’da yapılacak. Bu tür araştırmaların oluşturulacak yeni fondan yararlanabileceği kaydediliyor.
Ekonomi uzmanı Jim O’Neill, büyük ilaç şirketlerinin kısa vadeli kar zarar hesaplarının ötesine bakarak
bu fonu desteklemeleri gerektiğini vurguladı. Daha önce Goldman Sachs’ta baş ekonomist olan O’Neill,
‘bankacılık krizi ile antibiyotiklerin artık işe yaramayacağı bir küresel felaket arasında fark olmadığını
savunuyor. O’Neill, geçen yıl İngiltere Başbakanı David Cameron tarafından, mikroplarla savaşa direnç
konusunda hazırlanacak raporun başkanlığına getirilmişti. Mikropların ilaç direncinin Avrupa’da yılda 30 bin
insanın ölümüne yol açtığı tahmin ediliyor. Pek çok ilaç şirketi, antibiyotik araştırmalarını bıraktı. Raporda,
bunun, yeni antibiyotiklerin getireceği karın belirsizliğinden kaynaklandığı kaydediliyor.
Türkiye’de 3 Reçeteden Birinde Antibiyotik Bulunuyor
Sağlık Bakanlığı’nın 2014’te hazırladığı Türkiye’nin ilk ilaç raporuna göre Türkiye’de yılda yaklaşık 2 milyar
kutu ilaç tüketiliyor. Bu da nüfusumuzun 76.6 milyon kişi olduğu düşünülürse bebek, genç, yaşlı demeden
kişi başına yılda yaklaşık 26 kutu ilaç tükettiğimiz anlamına geliyor. Yani her Türk iki haftada bir kutu ilaç
tüketiyor. İlaca ödediğimiz bedel ise 2013 sonu itibariyle 16.3 milyar TL. Türkiye genelinde yılda 130 milyon
reçete yazıldığını belirledi. Yazılan her üç reçetenin birinde antibiyotik bulunduğu bilgisine ulaşıldı.
Artık Reçetesiz Satışı Yasak
2013 yılında Torba Yasa ile yapılan düzenleme ile antibiyotiklerin reçetesiz satışına sıkı denetim getirildi. Türkiye’deki ilaçların sadece 60’ı reçetesiz satılabiliyor. Başta antibiyotikler olmak üzere sayıları 12 bine yaklaşan
ilaçların reçete ile satılması gerekiyor. İlaçlar reçeteli satılmasına rağmen denetim konusunda yaşanan kanuni
boşluk nedeniyle reçetesiz ilaç satışı bir türlü denetlenemiyordu. Torba Yasa ile eczanelerde satışı yapılan tüm
ilaçların ilaç takip sistemine kayıt zorunluluğu getirildi.
31
VOLKANLAR DAYANIKLILIK VE YALITIM ARAYAN BİLİM ADAMLARININ İLHAM
KAYNAĞI OLDU
Bilim adamları dayanıklılık ve yalıtım üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Polonyalı araştırmacılar daha
önce kullanılan maddeler yerine yalıtımda volkanik kaya kullanımının nasıl sonuç vereceğini araştırıyor.
Bunun halihazırda kullanılagelen maddelere göre daha ekonomik olabileceği düşünülüyor.
Krakow Teknoloji Üniversitesi’ndeki çalışmalarda volkanik kaya ve küller kullanılarak elde edilen inorganik jeopolimer, Profesör Janusz Mikula’ya göre yalıtkan ve granit kadar da sert:
32
“Bizim elde ettiğimiz jeopolimer kendine has özellikleriyle diğerlerinden ayrılıyor. Her şeyden önce
ısıyla dayanıklılığı artıyor. Evinizde bir yangın olduğunu düşünün. İçerideki sıcaklık 800-900 dereceye kadar çıkar. Normalde bildiğimiz inşaat malzemeleri ve hatta polimer dahi gücünü kaybedecektir. Yırtılma ve parçalanmalar başlar. Fakat bizim polimerimizde aksine dayanıklılık artacaktır.”
Krakow Teknoloji Üniversitesi’ndeki bilim adamları ürettikleri jeopolimerin ideal bir inşaat malzemesi olduğu görüşünü taşıyor. Onlara göre bu madde yapı malzemesi olarak kullanılabilmesinin yanısıra
kaplama malzemesi olarak kullanıldığında metallerin paslanmasını da engellebiliyor ve yalıtım için kullanılan polistrenin de yerini alabilecek. Araştırmacılar büyük bir adım daha öteye giderek bunun uzay
araçlarında nasıl bir işlevi olabileceği üzerinde çalışıyor.
Kaynaklar :
http://www.gizmag.com/blood-antigen-enzyme/37289/
http://www.sciencedaily.com/releases/2015/05/150507114046.htm
http://www.inovatifkimyadergisi.com/kimyahaberleri/kuresel-ilac-endustrisinden-yeni-buluslar-icin-2-milyar-dolarlik-fon.html
http://www.inovatifkimyadergisi.com/kimyahaberleri/kimya-endustrisinde-su-kullaniminda-cevreci-metodlar.html
http://www.inovatifkimyadergisi.com/kimyahaberleri/ilac-gibi-meyve-aroniya.html
http://www.inovatifkimyadergisi.com/kimyahaberleri/bakanligin-arastirmasinda-kozmetik-urunlerinin-yarisindan-fazlasi-guvensiz-cikti.html
http://www.inovatifkimyadergisi.com/kimyahaberleri/lise-talebeleri-suyu-klor-mahaline-cirayla-temizlediler.html
http://www.inovatifkimyadergisi.com/kimyahaberleri/alevlenme-dayanimi-yuksek-plastik-gelistirdiler.
html
FAYDALI
LINKLER
Anorganik Kimya ile ya da Kimya ile ilgili
çeşitli notlara ya da sorulara bakabileceğiniz
bir site. Sitede birçok soru da mevcut. Sınavlarda ve okul hayatınızda bu soruları çözerek
başarınızı artırabilirsiniz. İyi incelemeler.
http://kbk.gop.edu.tr/dersnotu.htm
Kimya ile ilgili birçok şeye ulaşabileceğiniz bir
site. Siteyi gezdikçe kimya ile ilgili sorulara ve
çeşitli notlara ulaşacaksınız. Sınav dönemlerinizde ya da projelerinizde işe yarayacaktır. İyi
incelemeler.
http://kimya.uzerine.com/
İnorganik Kimya ile ilgili çeşitli notlar ve
bilgiler olan bir site. Site ingilizcedir lakin
içindeki bilgiler ve görseller oldukça hoş ve
güzeldir. İyi incelemeler.
http://chemwiki.ucdavis.edu/Inorganic_Chemistry
33
BULMACA
Kimya Bulmacasi
1
2
3
4
5
6
7
8
34
Soldan Saga
1. Ortalama kinetik enerjisi fazla olan moleküllerin, sivi
fazdan gaz fazina geçmeleri olayina denir
5. Suda çözündügünde ortama asit çözeltisi veren ya da baz
veya bazik oksitlerle reaksiyona girerek tuz olusturan
ametal oksitidir.
6. Bir çözeltide iki tuzun etkilesimi veya sicaklik degisiminin
çözünürlüge etkisi sonucu çözünmeyen kati bir bilesigin
olusmasidir
7. Negatif (–) yüklü iyondur.
8. Bir elementin tüm kimyasal özelliklerini gösteren en
küçük parçasidir.
Yukaridan Asagiya
1. Açik hava basincini ölçmek için kullanilan düzenege
verilen addir.
2. Civanin diger metaller ile olusturdugu alasimlara denir.
3. Iki ya da daha fazla cins elementin belirli oranlarda
birlesmesinden olusan saf maddenin adidir.
4. Kimyasal denklemlerde element ya da bilesiklerin önüne
konulan mol sayilarinin esitlenmesi olayina denir.
8. Karisimi olusturan maddeleri fiziksel yöntemlerle ayristirma
islemine denir.
BULMACA
Geçen Ayın Çözümü
Kimya Bulmacasi
1
B
U
2
H A
R
L
A
S
M A
K
L
A
S
T
R
E
S
3
Ç
F
4
I
B
E
R
R
M
7
8
A
B
T
B
I
Y
5
B
N
E
T
N
O
i
R M A
L
E
6
A
D
I
Z
Y
I
O M
N
A
R O M E
E
L
Ü
K
T
G
35
A
9
Ç Ö
Z
Ü
N
Ü
R
L
Soldan Saga
1. Bir sivinin, kaynama noktasina kadar isitilmasina gerek
olmadan buhari haline dönüsmesi. [BUHARLASMA]
4. Atik su aritmada uygulanan bir islemdir
[BERRAKLASTiRMA]
5. Açik hava basincini ölçmek için kullanilan düzenek
[BAROMETRE]
7. Petrol bazli dizel yakitina alternatif olarak üretilmeye
baslanmis olan bir dizel motor yakitidir. [BIYODIZEL]
8. Bir elementin tüm kimyasal özelliklerini gösteren en
küçük parçasidir. [ATOM]
9. Bir solvent içinde çözünebilen maddenin en fazla miktari
o madde-nin o solvent içindeki çözünürlügünü tanimlar.
Buna ne denir [ÇÖZÜNÜRLÜK]
Yukaridan Asagiya
2. Distilasyon veya ekstraksiyondan elde edilen, siyah
renkli, kristal olmayan, isitilinca yumusayan viskoz, yari
kati bir maddedir. [ASFALT]
3. Toz halinde alumina, silika, kireç ve diger bazi maddeler
karisimidir [ÇIMENTO]
5. Hampetrolün birinci distilasyonuyla üretilen üründür
[BENZIN]
6. Karasal alanda organik maddelerin anaerobik
parçalanmasiyla meyda-na gelen gazdir [BIYOGAZ]
E-Dergide
Yazarlık
SİZDE YAZARIMIZ
OLUN
-- Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden
ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz
ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz ki aksi durumda yazınız kopya yazı
sıfatı görür yayımlanmaz.
-- Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli. Aksi durumda sorumluluk yazardadır.
-- Yazılar Facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Bu bizim işimizi zorlaştırıyor.
Yazılar [email protected] adresine gönderilmeli.
-- Yazmayı düşünen arkadaşlarımız
Yavuz Selim Kart adlı arkadaşımıza ulaşması gerekmektedir.
-- Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. Yoksa yazınız
yayımlanmayacaktır.
36
--Ad Soyad
Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı)
Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz üniversite ismi
Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz.
-- 2015 Temmuz ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Haziran 2015’tir.
Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar bir sonraki ay yayımlanacaktır.
-- Kopyala-Yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle yayınlanmaz.
Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey değil. Sonuçta
yazılarınızı okunuyor ve araştırılıyor.
-- Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Yazdığınız yazı en az bir kaç görsel içersin.Fikir
düşünce yazılarında olmayabilir ama diğer konularda en az bir kaç tane olmalı çünkü görsellik yazıya
çok şey katıyor.
-- Herhangi bir sorun olursa yazı gönderen meslektaşımıza ulaşırız. Gerekli düzeltmeleri yapması için
bildirimler yaparız. Gerekli görüldüğü takdirde yazınızın güzel görünmesi adına küçük değişiklikler
yaparız ve sizi bu durumdan haberdar ederiz.
-- İnovatif Kimya Dergisi gönderdiğiniz yazıların yayınlanıp yayınlanmaması hakkını elinde tutar.
İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi

Benzer belgeler