dosyayı indir

Transkript

dosyayı indir
SERHAN SAVRAN
20080302022
GENEL ÖZELLİKLERİ
Yarasalar ya da Chiroptera, uçma
yeteneğine sahip memeli
hayvanlar takımıdır.
 El parmakları uzamış ve esnek
uçma derisiyle çevrilmiş
canlılardır. Çoğu tür, baş aşağı
tutunarak uyurlar. Geceleri aktif
olan bu canlıların koklama ve tat
alma duyuları çok iyi gelişmiştir.
Meyveyle beslenen türler
haricinde, görme duyuları iyi
gelişmemiştir. Çıkardıkları çok
yüksek frekanslı ses dalgalarının,
etraflarındaki cisimlere çarpıp geri
dönmesi yardımıyla yönlerini
bulurlar (ekolokasyon). Bu sesler,
çoğunlukla insanlar tarafından
duyulamaz.

GENEL ÖZELLİKLERİ
Yarasaların memeleri ve
döl yatakları çifttir. Bazılarının dişileri hayız görür.
Gebelik süresi 110 gün kadardır. Genellikle 1 veya 2
yavru doğururlar. Dişiler yavrularını büyüyünceye
kadar kanatlarının altında taşırlar. Yarasada annelik
şefkati yüksektir.
15-20 yıl kadar yaşarlar.
Uzmanlar onlarla ilgili geniş çaplı araştırmalara
girişmişlerdir. Bütün yarasaların gözleri görür, fakat
görmekten çok radar sistemi olan his organlarını
kullanırlar. Yarasa, ses-yankı sistemiyle bezenmiş,
canlı bir radardır. 200.000 frekanslı sesleri rahatlıkla
duyarlar. Hâlbuki insan, frekansı azami 20.000 olan
titreşimleri ses olarak duyar. Ses-yankı sistemiyle
çalışan radarları sayesinde karanlık gecede, gündüz
gibi hiçbir yere çarpmadan rahatlıkla uçarlar.
GENEL ÖZELLİKLERİ
Yarasalar böcek avlarken uçuş esnasında
saniyede 200 çığlık çıkarırlar. Silahlı kuvvetler
yarasaların ekolokasyon(yankı ile yer tespiti)
sistemi üzerinde çalışmışlardır.
Buna bağlı olarak radar ve sonarlar
geliştirilmiştir.Bilim adamlarına göre yarasanın
sonar sistemi,insanoğlunun yapmış olduğu
radar ve sonar sistemlerinden bir milyar defa
daha hassas ve tesirlidir.

Bir deneyde kör edilen bir yarasanın hiçbir
yere çarpmadan uçtuğu gözlenmiştir. Yarasa
süpersonik sesleri burnu ve ağzı ile çıkarır.
Hassas kepçe kulakları ve hissî organlarıyla
algılar.
Yarasalar hakkında bazı gerçekler

Meyve yiyen yarasalar, 450 kadar ticari
maddeyi ve 80 kadar ilacı insanoğlunun
hizmetine sunmaktadır. Yağmur ormanları
için yarasalar, yaşamsal önem taşır.
Yarasalar, bu bölgedeki ağaçların polen ve
tohumlarını taşıyarak yaklaşık yüzde 95’inin
çoğalmasını sağlar.
Dünyadaki 1000’i aşkın yarasa türünden
sadece 3’ü vampir yarasadır ve bunlar
Latin Amerika’da yaşar. Vampir yarasalar
insanlara saldırmazlar. Kümes hayvanlarını
tercih ederler.
Avrupa’nın ve Türkiye’nin en küçük
yarasası olan cüce yarasa sadece 5 gram
ağırlığındadır.
Dünya üzerinde yaklaşık 4500 memeli türü
bulunmaktadır ve bunların 1000’den
fazlasını yarasalar oluşturur.
YARASALARIN RADAR SİSTEMİ



Yarasalar çok ilginç varlıklardır. Onları
ilginç kılan özelliklerinin başında ise,
olağanüstü yön bulma yetenekleri gelir.
Yarasaların bu yeteneği, bilim adamları
tarafından yürütülen bir dizi deneyle
ortaya çıkarıldı. Bu canlıların yapısındaki
olağanüstü tasarımı görmek için, bu
deneyleri biraz inceleyelim:
Bu deneylerin ilkinde, yarasa tamamen
karanlık bir odaya bırakıldı. Aynı odanın
bir ucuna ise yarasanın besini olan bir
sinek yerleştirildi. Bu andan itibaren
odada olup bitenler ise gece görüş
kabiliyeti olan kameralarla takip edildi.
Sinek havada daha ilk kanat çırpışlarını
yaparken odanın bir ucundan hızla
harekete geçen yarasa doğrudan sineğin
yanına gelerek onu avladı. Bu deney ile
yarasaların karanlıkta bile işleyen çok
keskin bir algılama kabiliyeti olduğu
sonucuna varıldı. Ama yarasanın bu
algılaması, işitme duyusundan mı, yoksa
sahip olduğu bir gece görüş sisteminden
mi kaynaklanıyordu?
YARASALARIN RADAR SİSTEMİ

İşte bunun için ikinci bir deney yapıldı. Aynı odada bir köşeye bir grup tırtıl
yere bırakıldı ve üzerleri bir gazete sayfası ile örtüldü. Serbest kalan yarasa,
hiç zaman kaybetmeden, yerdeki gazete sayfasını kaldırarak tırtılları yedi.
Bu, yarasanın yön bulma yeteneğinin görme duyusuyla ilgili olmadığını
gösteriyordu.
Bilim adamları yarasalarla ilgili deneylerine
devam ettiler: Yeni deney uzun bir koridorda
gerçekleştirildi. Bir uca yarasa, diğer uca ise
yem olarak bir grup kelebek yerleştirilecekti.
Ancak bundan önce koridoru diklemesine
kesen, birbirine paralel duvarlar yapıldı. Daha
sonra da bu duvarların her birine, ancak bir
yarasanın geçebileceği kadar genişlikte birer
delik açıldı. Ama delikler her duvarın farklı bir
noktasındaydı. Yani yarasanın bu duvarları
aşması için adeta “slalom” yarışı yapan
kayakçılar gibi sürekli manevra yapması
gerekecekti.
YARASALARIN RADAR SİSTEMİ
Zifiri karanlık olan koridorun başındaki yarasanın serbest bırakılmasıyla
birlikte bilim adamları gözlemlerine başladı. Yarasa ilk duvara
yaklaştığında doğrudan deliğe doğru hareket ederek buradan
kolaylıkla geçti. Bundan sonraki her duvarda aynı şey gözlemlendi:
Yarasa duvara çarpmak bir yana, duvar yüzeyindeki deliği aramaya bile
gerek duymadı. Son duvarı da rahatlıkla geçen yarasa burada
yakaladığı kelebeklerle karnını doyurdu.
 Bu durum karşısında hayranlıklarını gizleyemeyen bilim adamları,
yarasanın algılamasındaki hassasiyeti anlamak için son bir deney daha
yapmaya karar verdiler. Bu kez amaç yarasanın algı sınırlarını daha
kesin belirlemekti. Yine uzun bir tünel hazırlandı ve tünel boyunca 0.6
mm kalınlığındaki çelik teller tavandan yere inecek şekilde dağınık bir
tarzda gerildi. Yarasa, deneyi yapanları bir kez daha şaşırtarak, gerili
tellerden hiçbirine takılmadan, tek seferde aralarından geçerek
yolculuğunu başarıyla tamamladı.
Peki bu ayarlama nasıl gerçekleşir?

Yarasanın beyninde, sonar
sistemini denetleyen iki farklı tipte
nöron (sinir hücresi)
bulunmaktadır; bunlardan biri
yansıyan ultrasonu algılar, diğeri
bazı kaslara komut vererek
yarasanın çığlığını oluşturur. Bu iki
nöron beyinde eş güdümlü çalışır;
öyle ki yankının frekansı değişince,
birinci nöron bunu algılar ve ikinci
nöronu baskılayarak veya
uyararak, çığlığın frekansının
yankının frekansına uymasını
sağlar. Sonuçta yarasanın çığlığı
ortamın durumuna göre frekans
değiştirir ve en verimli şekilde
kullanılır.
Yarasaların Yaşam Ortamları
Yarasaların yiyecek ortamları ile
barınak ortamları arasında bir
dengenin olması gereklidir. Yarasalar
hayatlarının yarısını, rahatsız
edilmeyen, çeşitli faktörlere karşı
doğal olarak korunmuş mağara, kaya
oyukları, ağaç yuvaları gibi
barınaklarda geçirirler.
Bu barınaklar kış aylarında yarasaların
kış uykusuna yatması ve genç
yarasaların büyümesi açısından
önemli yerlerdir. Örneğin; barınakların
gün boyu sıcaklıkları 80ºF ve 90ºF
sıcaklıklarını koruması, genç
yarasaların büyümesi açısından son
derece önemlidir.
YARASALARIN BİLİMSEL ÇALIŞMALARA
VE İLAÇ SEKTÖRÜNE KATKILARI
Danimarka’da bir ilaç firması olan
H.Lundbeck,yarasaların bir türü olan vampir
yarasanın tükürüğünden felç ilacı üretmiştir.
Günümüzde felçli hastalarının %80’ ı ilk üç
saat içerisinde tedavi edilememektedir.
Nedeni de elimizdeki bütün felç ilaçlarının
felcin oluşumundan üç saat sonra etkisinin
kalmamasından dolayıdır. Geliştirilmiş yeni
ilaç ise özellikle bu üç saatlik sürenin
artırılmasını sağladığı için önem arz
etmektedir.
Vampir yarasanın tükürüğünde yer alan ‘desmoteplase’ maddesi felç oluşumundan
dokuz saat sonraya kadar etkisini kaybetmemektedir. Bu da ilacın, beyine giden
atardamarların tıkanması sonucu meydana gelen felç vakalarının tedavisinde ve felç
riski olan hastaların hastaneye ulaşmaları için gerekli olan altı saat zamanda etkili
olabildiğini göstermektedir.
YARASALARIN NEDEN OLDUĞU
ZARARLAR
Yarasalar dünya üzerinde, insanlardan sonra en fazla ve en yaygın memelilerdir. Antartika ve bazı
küçük adalar haricinde dünya genelinde yaygındırlar.Zoonoz hastalıkların yayılması ve
rezervuarı(taşıyıcı) olmaları bakımından önemli bir rol oynamalarına karşın, halen yarasalar ile
ilişkili olan çok sayıda zoonoz hastalıkların sebepleri ve nitelikleri konusunda çok şey
bilinmemektedir.Sadece dünya genelinde virus (kuduz virusu),bakteri, parazit, mantar ve
riketsiyal etkenlere bağlı zoonitik hastalıkların yayılmasında rol oynadığına
dair raporlar mevcuttur.
YARASALAR NEDEN ASILI DURUR?
Yarasalar gibi uçma yeteneğinde olan
böcekler ve kuşlar gibi hayvanlar, aynı
zamanda yürüme yeteneğine de sahiptir.
Fakat yarasaların el ve ayak yapıları
yürümeye elverişli değildir.Dolayısıyla, diğer
uçan hayvanlar gibi ayakları üzerinde
duramadıklarından, tünek yerlerinde arka
ayakları ile asılı ve baş aşağı durmak
zorundadırlar.Diğer bir neden de yarasaların
asılı durarak diğer canlıların ulaşamadığı
yerlerdeki besinlere ulaşabilme amacıyla
böyle bir yetenek kazanmışlardır.
Sınıflandırma

Dünyada 18 familyaya bağlı, 986 tür yarasa varken
Türkiye’de 4 familyaya bağlı, 30 tür yarasa bulunmaktadır.
Türkiye’de yaşayan yarasa familyaları şunlardır:
Uçan köpekler (Pteropodidae)
2. Nal burunlu yarasalar(Rhinolophidae)
3. Düz burunlu yarasalar (Vespertilionidae)
4. Kuyruklu yarasalar(Buldok yarasalar)
(Molossidae)
1.
1.MEYVE YARASALARI(PTEROPODİDAE)
Afrika meyve yarasası
Alem:
Animalia (Hayvanlar)
Şube:
Chordata (Kordalılar)
Sınıf:
Mammalia (Memeliler)
Takım:
Chiroptera (Yarasalar)
Familya:
Pteropodidae (Meyve
yarasaları)
Cins:
Rousettus
Tür:
R. aegyptiacus
Afrika meyve yarasası
Boyu 15 cm.yi, kanat açıklığı 60 cm.yi bulur. Ağırlığı 45-75 gr. arasındadır. Yüzü bir köpeğinkini
andırır. 20 yıl kadar yaşayabilirler.Kıbrıs ve Türkiye’den, Arabistan Yarımadası ve Pakistan’a, Kuzey
Afrika ve Sahra’nın güneyine kadar yayılırlar. Türkiye’de ise Doğu Akdeniz’de görülür.
Büyük koloniler halinde (bazen 2000 üyeli) mağara ve kovuk gibi karanlık yerlere yerleşirler.
Kullanılmayan binaları da yuva olarak kullanabilirler. Çok karanlıkta görev yapmayan gözlerin yerini,
ilkel bir ekolokasyon yöntemi alır. Dilleriyle oluşturdukları ultrasonik seslerle çevreye uyum sağlarlar.
Sulu meyveler ve nektarla beslenirler. Polen ve diğer bitkisel materyalle de beslendikleri
görülmüştür. Bitki üremesine böylece katkı sağlarlar. Gebelikleri 4 ay sürer. Yavrular 6 ay kadar
annelerince bakılır. Çoğunlukla her doğumda tek yavru, nadiren de ikiz doğururlar. Afrika meyve
yarasası, Kırmızı listede ‘’V’’ (tehdit altında, zarar görebilir) kategorisindedir. Yani soyu hızla
tehlikeye düşmektedir. Tarımsal ilaçlar, bu yarasa türünün maruz kaldığı en büyük potansiyel
1.NAL BURUNLU
YARASALAR(RHİNOLOPHİDAE)
Alem:
Animalia (Hayvanlar)
Şube:
Chordata (Kordalılar)
Sınıf:
Mammalia (Memeliler)
Takım:
Chiroptera (Yarasalar)
Familya:
Rhinolophidae (Nal
burunlu yarasalar)
Cins:
Rhinolophus
Tür:
R. ferrumequinum
Büyük nalburunlu yarasa
Büyük nalburunlu yarasa
Büyük nalburunlu yarasa (Rhinolophus ferrumequinum), burnu atnalı şeklinde olan, Türkiye’de de
yaşayan böcek yiyen bir yarasa türü.Boyu 6 cm, kanat açıklığı 35 cm.’yi bulur. Ağırlığı 16-28 gr.arasındadır.
Sırt kısımları gri-kırmızımsı kahverengi, karın kısımları krem-sarı olur. Ormanlarda, ağaçlık ve çalılık
yerlerde yaşarlar. Mağara, tünel ya da bodrum gibi yerlerde kış uykusuna yatarlar. Bunun dışında
gündüzleri ağaç kovuklarında asılarak dinlenirler.Orta ve Güney Avrupa, Kuzey Afrika, Asya’da
(Japonya’ya kadar) görülürler. Türkiye’nin her yerinde; Trakya, Akdeniz kıyı şeridi ve Kars’ta daha sık
olarak bulunur.Alçaktan (0.5-5 m) ve kelebek gibi uçarlar. Bu uçuşlarına akşamın geç saatlarinde başlar ve
bütün gece uçarak avlanırlar. Sesten hoşlanırlar. Çıkardıkları çok alçak frekanslı seslerle, avlarının
uzaklığını ve büyüklüğünü saptayabilirler. Bu sesler insanlar tarafından ancak özel dedektörlerce
algılanabilir. Yazın çok gürültücü olurlar. Kısa mesafelerde göç ederler. 20 yıl kadar yaşarlar.
1.NAL BURUNLU
YARASALAR(RHİNOLOPHİDAE)
Alem:
Animalia (Hayvanlar)
Şube:
Chordata (Kordalılar)
Sınıf:
Mammalia (Memeliler)
Takım:
Chiroptera (Yarasalar)
Familya:
Rhinolophidae (Nal
burunlu yarasalar)
Cins:
Rhinolophus
Tür:
R. hipposideros
Küçük nalburunlu yarasa
Küçük nalburunlu yarasa
Nal şeklinde burnu vardır. Boyu ortalama 4 cm, kanat açıklığı 20 cm. ağırlık 3-10 gr.
arasındadır. Sırt kısımları gri-kahverengi, karın kısımları daha açık.Orta ve Güney Avrupa,
Doğu Afrika, Güneydoğu Asya ve Türkiye’nin her yerinde görülürler.Ağaç bulunan açık
alanlar, parklarda yaşarlar. Şehir içinde de dolaşır. Kış barınakları mağara ve kovukların yanı
sıra bodrumlar, harabeler, yaz barınakları ise daha çok büyük kır evlerinin çatı altlarıdır. Kış
için 11 °C’ye kadar olan ve nemli yerleri tercih ederler. Yaz barınaklarında çok sayıda birey
birbirlerine belirli bir uzaklıkta dururlar. Kış barınaklarında ise (kış uykusu sırasında) az
sayıda birey bir arada bulunur.Alçaktan (2–5 m) ve yavaş, kelebekler gibi uçarlar. Hava iyice
karardıktan sonra ortaya çıkarlar, şafağa kadar aktiftirler. Genelde bir alan belirleyip, o alan
içinde aynı rotayı izleyerek defalarca dolaşırlar ve avlarını (küçük böcekler) toplarlar.
Ortalama ömrü 4-5 yılı aşmaz. Yavrularını 6-8 hafta emzirirler.
DÜZ BURUNLU
YARASALAR(VESPERTİLİONİDAE)
Bayağı cüce yarasa
Alem:
Animalia (Hayvanlar)
Şube:
Chordata (Kordalılar)
Sınıf:
Mammalia
(Memeliler)
Takım:
Chiroptera
(Yarasalar)
Familya:
Vespertilionidae
Cins:
Pipistrellus
Tür:
P. pipistrellus
Bayağı cüce yarasa
Bayağı cüce yarasa (Pipistrellus pipistrellus), Avrupa, Kuzey Afrika ve
Ortadoğu'ya kadar yayılan küçük bir yarasa türü. Muhtemelen Kore'ye kadar bir
alanda da yaşıyor. Bayağı cüce yarasa, Türkiye'nin en küçük yarasa çeşitidir. Boyu
3,5 ila 4,5 cm., kanat açıklığı 19 cm. ila 25 cm.'dir. Daha çok ormanlarda ve kırsal
bölgelerde yaşarlar, ama şehirlerin içinde de görüldükleri olur. Tavanaralarında
uyurlar.

Benzer belgeler

Türkiye Yarasaları Türkiye yarasaları ile ilgili

Türkiye Yarasaları Türkiye yarasaları ile ilgili genetik metotlar kullanarak Myotis alcathoe türünün Türkiye’den ilk kaydını Trakya bölgesinden vermişlerdir. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar sonucunda Türkiye’de biri meyve, 35’i böcekle beslenen ...

Detaylı