6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNU`NDA 6335 VE 6353 SAYILI
Transkript
6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNU`NDA 6335 VE 6353 SAYILI
6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNU’NDA 6335 VE 6353 SAYILI KANUNLARLA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER 1. GİRİŞ 14/02/2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu, bazı istisnaları dışında genel olarak 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ticaret hayatı üzerinde önemli ölçüde değişiklik, düzenleme, kısıtlama ve yenilikler getiren Kanun, daha yürürlüğe girmeden tartışılmaya ve eleştirilmeye başlanmıştır. Çeşitli gerekçelerle yapılan bu eleştiriler ve yaşanabilecek sıkıntılar nedeniyle anılan kanun, daha yürürlüğe girmeden 30/06/2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6335 sayılı Kanunla önemli ölçüde değiştirilmiştir. Ancak anılan Kanunda yapılan değişiklikler bununla kalmamış ve 12/07/2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6353 sayılı Kanunla özellikle mesleğimizi de yakından ilgilendiren bir düzenleme daha yapılmıştır. Bu çalışmamızda söz konusu kanunlarla yapılan değişiklikler ana hatlarıyla ele alınacak ve özellikli hususlar vurgulanacaktır. 2. CEZALARLA İLGİLİ DEĞİŞİKLİKLER 6102 sayılı TTK Md. 38’de yer alan tescil ve kayıt için gerçeğe aykırı beyanda bulunanlara verilmesi öngörülen üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası, ikibin Türk Lirası idari para cezasıyla değiştirilmiştir. Kanun’un “Suçlar ve cezalar” başlıklı 562’nci maddesinde yapılan değişiklikle a) 1 ve 2. fıkralarda sayılan fiiller için öngörülen adli para cezaları idari para cezalarına çevrilmiştir. b) 3 ve 4. fıkralardaki (4. Fıkra denetime engel olunması ile ilgilidir) hapis cezaları adli para cezalarına çevrilmiştir. c) 351’inci maddeye aykırı rapor veren kurum denetçisinin üçyüz günden az olmamak üzere adli para cezası kaldırılmıştır. d) 551’inci maddeye aykırı hareket edenlere üç aydan iki yıla kadar hapis cezası yerine doksan günden az olmamak üzere adli para cezası getirilmiştir. e) 552’nci maddeye aykırı hareketin cezası altı aya kadar iken altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına artırılmıştır. f) 1524’üncü maddesine göre internet sitesini oluşturmayan şirketlerin yönetim organı üyeleri için altı aya kadar hapis cezası ve yüz günden üçyüz güne kadar adli para cezası öngörülürken hapis cezası kaldırılmıştır. g) 1524’üncü maddesine göre internet sitesine konulması gereken içeriği usulüne uygun bir şekilde koymayan şirketlerin yönetim organı üyeleri için üç aya kadar hapis ve yüz güne kadar adli para cezası öngörülürken hapis cezası kaldırılmıştır. h) Bu Kanun kapsamındaki idari para cezalarının, aksine hüküm bulunmayan hâllerde, mahallin en büyük mülki amiri tarafından verileceğine ilişkin bir fıkra maddeye eklenmiştir. Kanun’un 562’nci maddede belirlenen suçlar resen takip olunacağını belirten “Soruşturma ve kovuşturma usulü” başlıklı 563’üncü maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. 3. YÖNETİM KURULLARI İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİKLER Ticaret Ünvanı Kullanma Zorunluluğu ile ilgili 39’uncu maddesinde şirketin internet sitesinde, anonim şirketlerde yönetim kurulu başkan ve üyelerinin adları ve soyadları, limited şirketlerde müdürlerin adları ve soyadları ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde yöneticilerin adları ve soyadları ile taahhüt edilen ve ödenen sermaye miktarının yayımlanmasına ilişkin değişiklik yapılmıştır. Kanun’un “Üyelerin sayısı ve nitelikleri” başlıklı 359’uncu maddesinde yer alan Temsile yetkili en az bir üyenin yerleşme yerinin Türkiye'de bulunması ve Türk vatandaşı olması şartı kaldırılmıştır. Kanun’un “Üyelerin sayısı ve nitelikleri” başlıklı 359’uncu maddesinde yer alan tek üyeli yönetim kurulları dışında yönetim kurulu üyelerinin en az dörtte birinin yükseköğrenim görmüş olması zorunluluğu da kaldırılmıştır. Kanun’un 553’üncü maddesinde yapılan değişiklikle kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu oldukları belirtilmiştir. Böylece sorumlu olmaları için kusurlu olmaları aranacaktır. Eski şekline göre bu kişiler sorumlu tutulmamaları için kusurlarının olmadığını ispat zorunda kalmaktaydılar. 4. DEFTER TUTMA İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİKLER Kanun’un Defter Tutma Yükümlülüğü başlıklı 64’üncü maddesinde önemli değişiklikler yapılmıştır. Ticari defterlerin Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun olması şeklindeki ifade maddeden çıkarılmıştır. Türkiye Muhasebe Standartlarına ve Türkiye Muhasebe Standartları Kuruluna yapılan göndermelerin tümü Kanundan çıkarılmıştır. a) Tüm ticari defterlerin, açılış ve kapanışlarında noter tarafından onaylanacağı şeklindeki düzenlemede değişikliğe gidilmiştir. Değişikliğe göre, yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri ile pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri gibi işletmenin muhasebesiyle ilgili olmayan defterlerin açılış onayları, kuruluş sırasında ve kullanılmaya başlanmadan önce noter tarafından yapılır. Bu defterlerin izleyen b) faaliyet dönemlerindeki açılış onayları, defterlerin kullanılacağı faaliyet döneminin ilk ayından önceki ayın sonuna kadar notere yaptırılır. Pay defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defteri yeterli yaprakları bulunmak kaydıyla izleyen faaliyet dönemlerinde de açılış onayı yaptırılmaksızın kullanılmaya devam edilebilir. Değişiklik sonrasında kapanış onayı sadece yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defteri için ve izleyen faaliyet döneminin üçüncü ayının sonuna kadar notere yaptırılacaktır. c) Fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticari defterlerin nasıl tutulacağı, defterlere kayıt zamanı, onay yenileme ile açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esaslarının tebliğle belirleme yetkisi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yanında Maliye Bakanlığına da verilmiştir. d) Yevmiye, defteri kebir ve envanter defteri dışında tutulacak defterlerin Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından bir tebliğ ile belirleneceği şeklindeki düzenleme maddeden çıkarılarak yerine 213 sayılı Vergi Usul Kanununun defter tutma ve kayıt zamanıyla ilgili hükümleri ile aynı Kanunun 175 inci ve mükerrer 257 nci maddelerinde yer alan yetkiye istinaden yapılan düzenlemelere uyulacağına ilişkin düzenleme getirilmiştir. e) Kanun’un “Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun yetkisi” başlıklı 88’inci maddesi “Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun yetkisi” başlığıyla tamamen değiştirilmiştir. Maddede yapılan önemli bir değişiklik “uluslararası standartlara tam uyumlu olacak şekilde” ifadesindeki tam kelimesinin çıkarılmasıdır. 5. DENETİMLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİKLER TTK’nın önemli unsurlarından olan işlem denetçileri Kanun’dan çıkarılmıştır. Bunu sağlamak üzere şirket birleşme, bölünme, tür değiştirme, kuruluş, denetim leriyle ilgili 138, 139, 149, 156, 157, 166, 169, 170, 171, 175, 186, 187, 188, 193, 207, 310, 336, 343, 349, 351, 376, 400, 401, 404, 407, 408, 457, 458, 462, 469, 470, 472, 473, 479, 554, 586, 605, 616, 635, 642, 644, ’uncu maddelerinde yapılan değişiklikle işlem denetçileriyle ilişkili düzenlemeler çıkarılmıştır. Kanun’un esas sermayeyi oluşturan payların tamamının, kurucular tarafından esas sözleşmede taahhüt olunduğunun, esas sözleşmenin altında yer alan bir noter şerhi ile onaylanmasını gerektiren “Taahhüdün onaylanması” başlıklı 341’inci maddesi kaldırılmıştır. Kanun’un “DENETLEME” başlıklı 3’üncü bölümünde yer alan 397’nci maddesinde önemli değişiklikler yapılmıştır. a) Öncelikle denetime tabi olacak şirketleri belirlemek konusunda Bakanlar Kurulu yetkilendirilmiştir. b) Denetime tabi olanların, hazırlanmış olan finansal tablolarının denetimden geçip geçmediğini, denetimden geçmiş ise denetçi görüşünü ilgili finansal tablonun başlığında açıkça belirtmesi zorunlu tutulmuştur. Yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu için de bu zorunluluk söz konusudur. Kanun’un “Denetçi olabilecekler” başlıklı 400’üncü maddesinde de değişiklik yapılmıştır. a) Bu değişiklikle, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa göre ruhsat almış yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir unvanını taşıyan ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen kişilerin ve/veya ortakları bu kişilerden oluşan sermaye şirketlerinin denetçi olabileceği belirlenmiştir. b) Bir şirketin denetiminde görev yapma süresine ilişkin kısıtlama getiren fıkrada yapılan değişiklikle, on yıl içinde aynı şirket için toplam yedi yıl denetçi olarak seçilen denetçinin üç yıl geçmedikçe denetçi olarak yeniden seçilemeyeceği hükmü getirilmiş, ayrıca Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumuna bu süreleri kısaltma yetkisi verilmiştir. Kanun’un “Görüş yazıları” başlıklı 403’üncü maddesinde, denetçi tarafından olumsuz görüş yazılan hâllerde yönetim kurulunun dört iş günü içinde genel kurulu toplantıya çağırması ve genel kurulun yeni bir yönetim kurulu seçmesi şeklinde düzenleme yapılmıştır. Değişiklikle esas sözleşmede aksi öngörülmemişse, eski yönetim kurulu üyelerinin de yeniden seçilebileceği belirtilmektedir. Seçilen yeni yönetim kurulu altı ay içinde, kanuna, esas sözleşmeye ve standartlara uygun finansal tablolar hazırlatarak ve bunları denetleme raporu ile birlikte genel kurula sunacaktır. Kanun’a eklenen geçici 6’ncı maddenin 4’üncü fıkrası ile maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla YMM hakkını kazanmış olan meslek mensupları ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müfettişlerinden ticaret şirketleri nezdinde denetim yetkisine en az on yıldır sahip olanların, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca öngörülen eğitimi tamamlamış olmaları hâlinde sınav veya başkaca bir şart aranmaksızın bağımsız denetçi olarak yetkilendirilmesine ilişkin hüküm, 6353 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. 6. BORÇLANMA YASAĞINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER Kanun’un “Pay sahiplerinin şirkete borçlanma yasağı” başlıklı 358’inci maddesinde yer alan borçlanma yasağı yeniden düzenlenmiştir. Yeni düzenlemeye göre Pay sahipleri, sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmedikçe ve şirketin serbest yedek akçelerle birlikte kârı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanamazlar. Kanun’un “Şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma yasağı” başlıklı 395’inci maddesinde yer alan ve üzerinde çok tartışma yaratan düzenleme değiştirilmiş ve 358’inci maddede yapılan düzenlemeye koşut olarak pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri ile yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmayan 393’üncü maddede sayılan yakınlarının şirkete nakit borçlanmalarını yasaklayan bir şekle kavuşturulmuştur. 7. ÇEŞİTLİ DEĞİŞİKLİKLER 6102 sayılı TTK’nın Ticari Davalarla ilgili 4 ve 5’inci maddelerinde Çekişmesiz Yargı İşlerini de kanun içerisine alacak şekilde bazı değişiklikler yapılmıştır. 6102 sayılı Kanunun 24’üncü maddesine "Ticaret sicili kayıt işlemlerinin elektronik ortamda yapılması için toplanması ve işlenmesi gerekli olan kişisel veriler, kişisel verilerin korunması ve bilgi güvenliğinin sağlanmasına ilişkin mevzuata uygun bir şekilde korunur." şeklinde (4) numaralı fıkra eklenmiştir. 6102 sayılı TTK’nda tüzükle düzenlenmesi öngörülen bazı konuların yönetmelikle düzenlenmesine ilişkin değişiklikler yapılmıştır. a) Ticaret sicili kayıtlarının elektronik ortamda tutulmasına ilişkin usul ve esaslar (Md. 24) b) Ticaret sicili müdürünün atanmasına ilişkin hususlar (Md. 25) c) Ticaret sicili müdürlüğünün kurulması, sicil defterlerinin tutulması, tescil zorunluluğunun getirilmesine ilişkin usul ve esaslar, sicil müdürlerinin kararlarına karşı itiraz yolları, sicil müdür ve yardımcıları personelde aranacak nitelikler, disiplin işleri ile bu konuyla ilgili diğer esas ve usuller (Md. 26) d) Ticaret şirketlerinin, bu Kanun kapsamındaki işlemleriyle ilgili, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı denetim elemanları tarafından yapılacak denetimin ilkeleri ve usulü ile denetime tabi işlemler (Md. 210) e) Güvenli elektronik imza kullanımı konusunda yönetmelikle yapılması öngörülen düzenlemeler (Md. 1526) f) Anonim şirketlerde elektronik ortamda katılımla yapılacak genel kurullarla ilgili düzenlemeler (Md. 1527) 6102 sayılı TTK’nda yönetmelikle düzenlenmesi öngörülen bazı konuların tebliğle düzenlenmesine ilişkin değişiklikler yapılmıştır. Ticaret sicili müdürlüğünün kurulmasında aranacak şartlar ve odalar arasında sicil işlemleri ile ilgili olarak varlığı gerekli işbirliğinin sağlanmasına ilişkin esaslar (Md. 24) a) Şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede düzenlenmiş olması şartıyla, sermaye şirketlerinde yönetim kurulu ve müdürler kurulunun elektronik ortamda yapılması ve bu durumda oy kullanılması konularına ilişkin esas ve usuller (Md. 1527) b) Kanun’un 46’ncı maddesine göre gerçek kişilerin ticaret unvanlarına bir şirket olduğu izlenimini uyandıracak ekler yapamayacağı ve “Türk”, “Türkiye”, “Cumhuriyet” ve “Millî” kelimelerinin ticaret unvanı olarak kullanılması konusundaki yasağın çiğnenmesi ile ticaret unvanının 49’uncu maddeye aykırı olarak devredilmesi durumunda üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası öngörülmüştür. Ayrıca, 39, 45 ve 48’inci maddelerde belirtilen ticaret ünvanı kullanımıyla ilgili üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezaları ikibin Türk Lirası idari para cezasıyla değiştirilmiştir. Kanun’un a) 174’üncü maddesinde yer alan bölünmeye katılan şirketlerin alacaklılarını alacaklarını bildirmeye çağırmak üzere, b) 353’üncü maddesinde yer alan fesih davası açıldığının ticaret siciline tescil ve ilan olunmak üzere, c) “Rüçhan hakkı” başlıklı 461’inci maddesinde yer alan yönetim kurulunun yeni pay alma hakkının kullanılabilmesi konusundaki kararının ve bu kararda pay sahiplerine tanınan en az onbeş gün sürenin ilan olunmak üzere, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi dışında ayrıca, tirajı ellibinin üstünde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan en az üç gazetede yedişer gün aralıklarla üç defa ilan yapılmasına ilişkin düzenleme kaldırılmıştır. Şirket kuruluşlarında verilen bilirkişi raporunun tescil ve ilan olunacağına ilişkin 354’üncü madde hükmü kaldırılmış, raporun ticaret sicili müdürlüğüne tevdi edilmesi hükmü getirilmiştir. Kanun’un “İlan” başlıklı 524’üncü maddesinde yer alan, Anonim şirket ve topluluğun finansal tablolarını düzenlemekle yükümlü ana şirket yönetim kuruluna, bilanço gününden itibaren altı ay içinde; finansal tabloları, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunu, kâr dağıtımına ilişkin genel kurul kararını, denetçinin 403 üncü madde uyarınca verdiği görüşü ve genel kurulun buna ilişkin kararını, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan ettirme ve şirketin internet sitesinde duyurma zorunluluğu kaldırılmıştır. Benzeri bir düzenleme, Kanun’un “Yabancı şirketlerin Türkiye şubeleri” başlıklı 525’inci maddesinde yer alan merkezleri Türkiye dışında bulunan şirketlerin Türkiye şubelerinin müdürleri bakımından da yapılmıştır. Yukarıdaki iki değişikliğe koşut olarak da 526’ncı madde yürürlükten kaldırılmıştır. Kanun’un “Halktan para toplamak” başlıklı 552’nci maddesi, Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bir şirket kurmak veya şirketin sermayesini artırmak amacıyla yahut vaadiyle halka her türlü yoldan çağrıda bulunularak para toplanmasının yasak olduğu şeklinde yeniden düzenlenmiştir. Kanun’un limited şirketlerin kuruluş anını düzenleyen 585’inci maddesinde yapılan değişiklikle kurucuların sermayenin tamamını ödemeyi şartsız olarak taahhüt ettikleri, imzalarının noterce onaylandığı şirket sözleşmesinde limited şirket kurma iradelerini açıklamalarıyla kurulmuş olacağı hükmü getirilmiştir. Kanun’un “Özkaynakların yerini tutan ödünçler” başlıklı Ortaklar veya onlara yakın kişiler tarafından şirkete verilen ve özkaynakların yerini tutan nitelikteki ödünçlerle ilgili 615’inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. Kanun’un “Özkaynakların yerini tutan ödünçler” başlıklı 832’inci maddesinde yer alan “İzin almadan umumi mağaza açarak makbuz senedi veya varant düzenleyenler, üç aydan altı aya kadar hapis ve doksan günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılır.” Cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır. Kanuna eklenen 7’nci maddeye göre, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde belli koşullara uyan anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tescil ve kayıt silme işlemleri her türlü harçtan, bu işlemler için düzenlenecek kağıtlar damga vergisinden istisna tutulmuştur. Bu kapsamda Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanacak olan ilanlardan ücret alınmaz.