8 ABD`nin İkinci Dünya Savaşı sırasında, Japonya
Transkript
8 ABD`nin İkinci Dünya Savaşı sırasında, Japonya
8 Ali Ýsmail Korkmaz öldürüldüðünde "Kendi arkadaþlarý zarar verdi” diyen Eskiþehir Valisi, bir polisin tutuklanmasýnýn ardýndan dün sözünün arkasýnda durdu. Vali, öldüren “arkadaþlýðýn” polis ve sopalý siviller arasýnda olduðuna iþaret eden belgeleri yine görmezden geldi Gezi direniþçisi Ali Ýsmail Korkmaz’ýn Eskiþehir’de 2 Haziran gecesi aralarýnda sivil polislerin de olduðu eli sopalý bir grup tarafýndan saldýrýya uðramasý sonucu beyin kanamasý geçirmesinin ardýndan Vali Güngör Azmi Tuna önce “yürüyüþe katýlanlar birbirlerine zarar vermiþtir” ardýndan da “esnaf yapmýþtýr” açýklamasýný yapmýþtý. Ancak önceki gün 4’ü polis 8 kiþinin gözaltýna alýnmasý, aralarýnda Terörle Mücadele Þubesi’nde görevli polis Mevlüt Saðalman’ýn da olduðu 4 kiþinin kasten adam öldürme suçundan tutuklanmasý, Vali Tuna’nýn açýklamalarýný çürüttü. Tutuklanan fýrýn çalýþanlarýnýn ise, “Polis bize eylemcileri durdurmamýz talimatýný verdi” ifadeleri, Eskiþehir’deki “sivil þiddet”in arkasýnda polisin olduðunu ortaya çýkardý. Gülsuyu Mahallesi'nde devrimcilere ve halka karþý saldýrýlarýný artýran çetelerin, birbiriyle baðlantýlý iki amacý var. Ýlki, devletin siyasi operasyonlarla yok edemediði devrimcileri, mahalleden silmek. Ardýndan, 20 yýldýr uygulanamayan kentsel dönüþümü hayata geçirmek. Kentsel yýkýmýn tetikçileri haline gelen mahalle çetesinin, devlet destekli olduðu da mahallede herkesin katýldýðý genel bir görüþ. NE OLDU? Ýstanbul'un emekçi semtlerinden biri olan Gülsuyu Mahallesi son günlerdir çetecilerin saldýrýlarýyla gündemde. Temmuz ayýnýn baþýnda BDP üyelerine saldýran çeteler, saldýrýlarýný 25 Temmuz'dan itibaren artýrdý. 25 Temmuz günü, mahalledeki parkta oturan SGD üyesi Cebrail Günebakan, silahlý saldýrýda karnýndan yaralandý. Bu saldýrý, mahalledeki huzursuzluðu artýrýrken, çeteciler, bu yýl 7. kez ESP tarafýndan düzenlenecek Sanat ve Hayat Kültür Festivali'nin afiþlerini asan Sosyalist Gençlik Derneði üyesi iki gence saldýrdý. Hacýbektaþ Ýlçemizde 7 Aðustos günü Dedebað'da çadýrlarda kaldýklarý ileri sürülen hýrsýzlýk çetesinin 11 elemaný, polisin operasyonu ile yakalandý. Son 1 ayda Nevþehir merkez baþta olmak üzere ilçe merkezlerinde hýrsýzlýk olaylarýnýn artmasý üzerine yapýlan araþtýrmalarda, Nevþehir Emniyet Müdürlüðü ekipleri, hýrsýzlýk olaylarýný gerçekleþtirenlerin Kayseri ve Kýrýkkale'de oturmalarýna karþýn, Hacýbektaþ ilçemizdeki etkinlikleri fýrsat bilerek Dedebað merkezini ana merkez olarak kullandýklarýný belirledi. Nevþehir baþta olmak üzere Kýrþehir, Aksaray, Konya, Niðde'de hýrsýzlýk yapanlarýn çadýrlarýna yönelik olarak, 94 polisin katýldýðý aramalarda 1 Baretta marka tabanca, 1 þarjör, 15 fiþek, 1 Fransýz onlusu olarak tabir edilen tabanca, tabancaya ait 1 þarjör ve 11 fiþek, 8 ’D E Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Hacýbektaþ Ýlçe Baþkanlýðýnca organize edilen bayramlaþma programýnda, Ýlçe Baþkaný Arif Yoldaþ Altýok, Yönetim Kurulu Üyeleri, Belediye Meclis Üyeleri, Ýl Genel Meclis Üyesi ve bir grup CHP Belediye Baþkanlýðý Aday Adaylarý... Antik Yunan’da filozoflarýn siyaset felsefesiyle ilgili görüþleri, tarihçilerden çok, yaygýn olarak, felsefeciler ile siyaset teorisyenlerinin ilgi ve konu odaðý olagelmiþtir. Felsefeciler, yaygýn olarak filozoflarýn görüþ ve kavramlarý hakkýnda konuþur, orada da genellikle Platon ile Aristoteles üzerinde dururlar. Siyaset teorisyenleri, daha doðrusu akademisyenleri ise felsefecilerle birlikte ayný teorik güzergâhý izlemekle birlikte, kýsmi olarak pratik alandan da söz ederler; özellikle demokrasi fenomeni bakýmýndan. ABD’nin Ýkinci Dünya Savaþý sýrasýnda, Japonya’nýn Hiroþima kentine attýðý atom bombasý sonucu yaþamýný yitirenler, 68. yýldönümü’nde baþta Hiroþima olmak üzere dünyanýn pek çok ülkesinde törenlerle anýldý. Hiroþima’da nükleer bombanýn düþtüðü yerde inþa edilen Barýþ Parký’nda gerçekleþtirilen anmaya onbinlerce insanýn katýldýðý bilgisi alýndý. Gezi direniþine katýlan milyonlarý gözlemleyenler, aðýrlýklý olarak üç unsura dikkat çektiler. 1-Kadýnlar ön plandaydý. 2-Çoðunluk gençti. 3-Polisin ölümüne saldýrýlarýna raðmen direniþe þekil veren, Uykusuz'dan bir arkadaþýn ifadesiyle karikatüristleri dahi 'ezikleyen' bir 'orantýsýz zeka' kullanýmý vardý. Bu tabloya bakarak, AKP'nin yasakçý ve/veya muhafazakar politikalarýndan en çok etkilenen, bireysel özgürlüklerine ket vurulduðunu düþünenlerin isyan ettiðini söylemek mümkün. Nitekim kahve sohbetlerinden gazete köþelerine "Gezi'de ne oldu?" sorusuna yanýt arayan herkes, kürtaj hakkýna baskýdan içki yasaklarýna, deðiþen devlet ideolojisinden artan muhafazakarlýða ve hükümet erkanýnýn uzman dinlemez, insan aþaðýlar tavrýna kadar halkýn 'damarýna basan' ne geliþme varsa sayýp, isyanýn 'heterojen' yapýsýna vurgu yaptý. Evet, isyanýn sosyal yapýsý heterojendi. Ya ekonomik yapýsý? Bu sorunun yanýtý en basit tabirle 'havada kaldý', çünkü bu konu ne zaman açýlsa bir 'orta sýnýf' lafýdýr aldý yürüdü. Orta sýnýf sorunlu kavram. Ekonomide benim bildiðim bir 'orta direk' vardýr, bir de 'orta burjuvazi'; kapitalist sistemi 'ortalayan' bu yeni kavram ise içinde geçen 'sýnýf' kelimesine karþýn, bir ekonomik durumdan çok sosyal durumu anlatýr nitelikte görünüyor. Yani bir sýnýftan çok, yeni dünyada statüsü deðiþen 'beyaz yakalýlar' ile yaþam biçimleri birbirine yakýnlaþan 'memur' ve 'iþçi' kesiminin, ek olarak küçük iþ sahiplerinin ortak kümesini anlatmakta kullanýlýyor. Buna, ekonomik bir tahlil demek mümkün deðil, buradan çýkýþla Gezi için bir 'homojen' grup tanýmlamak mümkün deðil. Ancak Türkiye'deki isyanýn ekonomik bileþenini ararken, 'homojen' duruma iþsizlik verilerinde rastlamak mümkün. GENÇLER ÝÞSÝZ Türkiye'de Nisan ayý itibarýyla iþgücüne dahil olan her 100 gençten 17'si iþsiz. Ýsyanýn çýktýðý kentlerde bu oran (tarýmdýþý genç iþsizlik oraný) yüzde 20,5. Gençlerin iþsizlik oraný 2009 krizinde tarýmdýþýnda yýllýk yüzde 29,8 ortalama ile rekor seviyeye yükselmiþti. Son 10 yýlda da hiçbir zaman yüzde 20'nin altýna inmedi. Özeti þu: Türkiye'de on yýldýr deðiþmeyen tablodur, iþgücüne dahil olan kentli HER 5 GENÇTEN EN AZ BÝRÝ hep iþsizdir. KADINLAR DAHA ÝÞSÝZ Çalýþan veya iþ arayan 15-24 yaþ arasý gençlerden oluþan 'genç iþgücünün' cinsiyete göre daðýlýmýna bakýldýðýnda, kadýnlarýn durumu iç acýtýyor. Son verilere göre Türkiye'de tarýmdýþý genç iþsizlik oraný erkeklerde yüzde 18 iken kadýnlarda yüzde 25,7. Arada yaklaþýk 8 puanlýk fark var. Son 10 yýlýn verilerine bakýldýðýnda ise bu oranýn yüzde 26-33 arasýnda gidip geldiði görülüyor. Yani deðiþmeyen biçimde on yýldýr HER 4 GENÇ KADINDAN EN AZ BÝRÝ ÝÞSÝZ. GENÇLÝK BÝTSE DE ÝÞSÝZ Kentlerde kadýnlarýn iþsizlik sorunu, erkekleri katlar seviyede. Türkiye'de son veriler itibarýyla tarýmdýþýnda genel iþsizlik oraný yüzde 11,5; erkeklerin iþsizlik oraný yüzde 9,9; kadýnlarýn iþsizlik oraný ise yüzde 16. Bu oranlar, Türkiye'de kadýnlarýn iþgücüne katýlým düzeyleri erkeklere göre daha düþük olduðu halde ortaya çýkan veriler. Ýstatistiklere göre 28,3 milyon kiþilik iþgücünün 19,5 milyonunu erkekler oluþtururken 8,7 milyonunu kadýnlar oluþturuyor. 8,7 milyon kadýndan 954 bini iþsiz. ÝÞ BULMA SÜRESÝ UZUN Kadýn veya erkek, Türkiye'de iþsiz birinin iþ bulmasý uzun sürüyor. Nisan itibarýyla 2 milyon 641 bir iþsizin 768 bini 1-2 aydýr, 688 bini 3-5 aydýr, 408 bini 6 aydýr, 129 bini 9-11 aydýr, 648 bini 1 yýl ve daha uzun süredir iþ arýyor. 6 ay ve üzerinde sürelerle iþ arayanlarýn oraný, toplam iþsizlerin yaklaþýk yarýsýný oluþturuyor. ÝÞSÝZ SAYILMAYAN ÝÞSÝZLER Resmi iþsizlik rakamlarý 3 ay ve daha uzun süredir iþ aramayan iþsizleri 'iþsiz' saymýyor. Oysa Türkiye'de 'çalýþmaya hazýr olduðunu ancak iþ aramadýðýný' ifade eden, bu nedenle 'iþsiz' sayýlmayan 1 milyon 940 bin kiþi bulunuyor. 'Umutsuzlar' diye bildiðimiz bu kitle toplamlara dahil edildiðinde, genel iþsizlik oraný nisan itibarýyla yüzde 9,3 deðil, yüzde 16'ya çýkýyor. EÐÝTÝM ÝÞSÝZLÝK DEMEK Gezi direniþine damga vuran 'orantýsýz zeka'ya gelince... Bu zekanýn bir izdüþümü de eðitim seviyesi olarak düþünüldüðünde, izdüþümünü eðitim seviyesine göre artan iþsizlikte bulmak mümkün gibi görünüyor. Eðitim durumuna göre bakýldýðýnda kadýnlarda iþsizliðin artýþ biçimi ise en iyi ifadeyle 'alarm' veriyor. Türkiye'de okur yazar olmayan nüfusta iþsizlik oraný genelde yüzde 5,3; erkeklerde yüzde 12,3; kadýnlarda yüzde 2,5. Lisealtý eðitimde genel oran yüzde 9,2'ye; kadýnlarda yüzde 8,8'e yükselirken, erkeklerde yüzde 9,4'e geriliyor. Lise eðitimi almýþlarda genel oran yüzde 11'e, kadýnlarda yüzde 17'4 fýrlýyor; erkeklerde yüzde 8,5'e iniyor. Mesleki veya teknik liselerde genel oran yüzde 10,6'ya; kadýn oraný yüzde 19,9'a kadar çýkýyor; erkeklerde yüzde 10,6'ya iniyor. Yükseköðretimde genel oran yüzde 9,0; kadýn iþsizlik oraný yüzde 13,4; erkek iþsizlik oraný yüzde 6,2. BU DA MI TESADÜF Türkiye'de iþsizlik sorunu yapýsal bir sorun. Resmi iþsizlik yüzde 9,3; umudu kalmayanlarla birlikte iþsizlik oraný yüzde 16. (Eksik istihdama, esnek çalýþma biçimlerine hiç girmedik.) Ýþsizliðin yapýsal sorununda en çarpýcý veri, bu sorunun gençlere, kadýnlara ve eðitim seviyesine göre bakýldýðýnda giderek büyümesi olarak karþýmýza çýkýyor. Bu, Gezi direniþine katýlan milyonlarýn heterojen yapýsýnýn 'genel kesiþim kümesi' ile paralellik içeriyor. Gezi'nin homojenliðini 'faiz lobisi'nde arayan hükümete bu kez biz soralým: Bu da mý tesadüf? Birgün Doðu EROÐLU Ali Ýsmail Korkmaz öldürüldüðünde "Kendi arkadaþlarý zarar verdi” diyen Eskiþehir Valisi, bir polisin tutuklanmasýnýn ardýndan dün sözünün arkasýnda durdu. Vali, öldüren “arkadaþlýðýn” polis ve sopalý siviller arasýnda olduðuna iþaret eden belgeleri yine görmezden geldi Gezi direniþçisi Ali Ýsmail Korkmaz’ýn Eskiþehir’de 2 Haziran gecesi aralarýnda sivil polislerin de olduðu eli sopalý bir grup tarafýndan saldýrýya uðramasý sonucu beyin kanamasý geçirmesinin ardýndan Vali Güngör Azmi Tuna önce “yürüyüþe katýlanlar birbirlerine zarar vermiþtir” ardýndan da “esnaf yapmýþtýr” açýklamasýný yapmýþtý. Ancak önceki gün 4’ü polis 8 kiþinin gözaltýna alýnmasý, aralarýnda Terörle Mücadele Þubesi’nde görevli polis Mevlüt Saðalman’ýn da olduðu 4 kiþinin kasten adam öldürme suçundan tutuklanmasý, Vali Tuna’nýn açýklamalarýný çürüttü. Tutuklanan fýrýn çalýþanlarýnýn ise, “Polis bize eylemcileri durdurmamýz talimatýný verdi” ifadeleri, Eskiþehir’deki “sivil þiddet”in arkasýnda polisin olduðunu ortaya çýkardý. BirGün'e konuþan Korkmaz ailesi ve kentteki kitle örgütleri vali Tuna'nýn istifasýný istedi. KESK Eskiþehir Þubeler Platformu sözcülerinden Ali Paþa Þanlý Eskiþehir halkýnýn, daha önceki sözlerinin arkasýnda olduðunu belirten Vali Tuna’nýn istifasýný beklediðini söylerken, ÝHD Eskiþehir Þube Baþkaný Ahmet Uluçelebi, suçlularý saklamanýn bir devlet geleneði olduðunu ifade etti. Ali Ýsmail Korkmaz’ýn babasý Þahap Korkmaz ise Vali Tuna’ya, “Vicdaný sýzlamýyor mu?” diye seslendi. TAKTÝK DEÐÝÞTÝRDÝLER Beþik Otel’in güvenlik görüntülerinde Sanayi Sokak’ta eylemcileri darp eden kiþilerden üçünün polis olduðunun BirGün tarafýndan tespit edilmesi Gezi eylemleri sýrasýndaki sivil-polis iþbirliði ihtimalini güçlendirmiþti. Harman Fýrýn’ýn “kurtarýlamaz durumda” denilen görüntü kayýtlarýnýn Jandarma Kriminoloji’de incelenmesi sonucunda, Ali Ýsmail’in darp edilmesi olayýndaki faillerin üçünün sivil, birininse Terörle Mücadele Þubesi’nde görevli polis Mevlüt Saðalman olduðunun anlaþýlmasý, bu kanlý iþbirliðini iyice somutlaþtýrdý. VALÝ SÖZÜNÜN ARKASINDAYMIÞ! Ali Ýsmail Korkmaz’ýn faillerinden birinin polis olduðunun ortaya çýkmasý, 2 Haziran gecesi eylemcileri darp eden pek çok sivil giyimli þahsýn ise emniyet mensubu olduklarýnýn ispatlanmasýna karþýn Vali Tuna, dün yaptýðý açýklamalarda sözlerinin arkasýnda olduðunu belirtti. Konuyla ilgili sorularý yanýtlayan Vali Tuna, “Adli yargýlama süreci devam ediyor. Birilerinin iddia ettiði gibi, belki öyle olmasýný arzu ediyordu o insanlar, örtbas edelim, suçu devlete atalým diye bir þey olmadýðý ortaya çýktý. Biz bunu polis yapmadý demiþtik, yine o sözümüzün arkasýndayýz. Burada aðýrlýklý olarak sivil kiþiler iþin içinde. Teþkilatýn içinde, buna karýþmýþ, maksadýný, haddini aþan görevlilerimiz olabilir ve bununla ilgili gereken yapýlýr demiþtik. Hem idari soruþturma açýlarak görevinden uzaklaþtýrýldý, hem de adli mekanizmalarca tutuklama yapýldý. Süreç belki yavaþ ilerliyor ama emin adýmlarla ilerliyor. Teknoloji biliyorsunuz çok ilerledi. Bir þeyi ne kadar karatmaya çalýþýrsanýz karartamazsýnýz. Kim ne yaptýysa yaptý ve karþýlýðýný bulacaktýr” diye konuþtu. KÝM NE DEDÝ? Þahap Korkmaz, Ali Ýsmail’in babasý: “Her þey baþtan ortadaydý. Çýkan ilk görüntülerden polisin bu olayda baþrolde olduðu belliydi. Vali olayda esnafýn payýnýn daha büyük olduðunu söylüyor. Olayda esnafýn payý varsa, oradaki sivil polislerden güvence aldýklarý içindir. Sivil bir þahýs, polisin kovaladýðý bir kiþiye herhangi bir güvence almadan müdahale edebilir mi? Polis, “yakalayýn” demese yapamazlardý. Olayýn üzerini örtmeye çalýþacaklarýný, polisi koruyacaklarýný biliyorduk. Ama bu iþ tek bir polislik iþ deðil. Tek bir polis kendi baþýna eylemcileri sivillerle kovalama kararý alamaz. Ayný sokakta baþka polislerin de eylemcileri darp ettikleri açýk. “Polisim destan yazdý” diyen Baþbakan’ýn, “Arkadaþlarý yapmýþtýr” diyen Vali’nin vicdanlarý sýzlýyor mu? Bu olay kendi evlatlarýnýn baþýna gelseydi yine polisi gizleyecekler miydi? Yeni görüntüler kamuoyuna gösterilince bizim televizyonda her görüþümüzde yine canýmýz yanacak ama gerçek de ortaya çýkacak.” Ahmet Uluçelebi, Ýnsan Haklarý Derneði Eskiþehir Þube Baþkaný: “Türkiye polisinin geleneksel tutumlarýndan birisi, her þeyi çok iyi bildiðini, vataný en çok kendilerinin sevdiðini sanmaktýr. Polisler, Ali Ýsmail gibi gencecik bir çocuðu ülkenin çýkarlarý için öldürdüklerini sanýyorlar. Vali daha ilk günden beri yurttaþlarý ve emekçileri suçladý Eskiþehirlilerin tümü bu iþin arkasýnda polisin olduðunu biliyordu. Devlet bürokrasisinin çarpýtma, özeleþtiri vermeme, suçluyu baþka yerde arama kültürü Vali’nin açýklamalarýyla ortaya çýktý. Devlet görevlilerini koruyup yurttaþlarý suçlamak utanýlacak bir þey. Ali Ýsmail’in katillerinin bulunmasý Eskiþehir halkýnýn baþarýsýdýr; halk bitmez bir enerjiyle adalet talep etti ve katili söküp aldý.” Ali Paþa Þanlý, Eskiþehir KESK Þubeler Platformu dönem sözcüsü: “Polis olduðundan baþýndan beri emindik ama silinen görüntüler yüzünden bir muðlaklýk vardý. Saldýrýlarda yer aldýklarý kesinleþen diðer polisler ve serbest býrakýlan Serkan Kavak’ýn yargýlanmasý gerekiyor ancak darp edilen gençler þikâyetçi olmadýklarý için soruþturmalar havada kaldý. Cinayetin ardýndan Vali Tuna, týpký Baþbakan Erdoðan gibi, Eskiþehir polisinin kendi polisi olduðunu söyledi. Önce “Arkadaþlarý yapmýþtýr” dedi, görüntüler gelince hedefine esnafý koydu. Dün kalabalýklar attýklarý sloganlarla Vali’yi istifaya davet ettiler. Kentteki eylemlilik sonuna kadar sürecek; Eskiþehir halký faillerin cezalandýrýlmasýný ve Vali’nin istifa etmesini istiyor.” BÝRGÜN Yoldaþ Altýok, Yönetim Kurulu Üyeleri, Belediye Meclis Üyeleri, Ýl Genel Meclis Üyesi ve bir grup CHP Belediye Baþkanlýðý Aday Adaylarý ile birlikte; partililer ve vatandaþlarla bayramlaþtý. kardeþliðe ve huzura vesile olmasýný temenni etti. CHP Hacýbektaþ Ýlçe Baþkanlýðýnda gerçekleþtirilen tören 9 Aðustos 2013 Cuma günü saat 12.00’de baþladý. Çok sayýda Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Cuma Onur ÞAHÝN Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Hacýbektaþ Ýlçe Baþkanlýðýnca organize edilen bayramlaþma programýnda, Ýlçe Baþkaný Arif partilinin katýldýðý bayramlaþma töreninde; Ýlçe Baþkaný Arif Yoldaþ Altýok, bayramlaþma törenine katýlan partililere ve vatandaþlara hoþ geldin selamlamasý yaptýktan sonra kýsa bir konuþma yaparak, bayramýn barýþa, ÝTHAL LÝNYÝT PORTAKAL KÖMÜR VE KURU MEÞE ODUNU alýmý 4734 sayýlý Kamu Ýhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açýk ihale usulü ile ihale edilecektir. Ýhaleye iliþkin ayrýntýlý bilgiler aþaðýda yer almaktadýr: Ýhale Kayýt Numarasý : 2013/109438 1-Ýdarenin a) Adresi : ZÝR MAH. HACIBEKTAÞI VELÝ BULVARI NO:125 HACIBEKTAÞ/NEVÞEHÝR b) Telefon ve faks numarasý : 3844413338 - 3844413328 c) Elektronik Posta Adresi : [email protected] ç) Ýhale dokümanýnýn görülebileceði internet adresi (varsa): https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2-Ýhale konusu malýn a) Niteliði, türü ve miktarý : Ýhalenin niteliði, türü ve miktarýna iliþkin ayrýntýlý bilgiye EKAP’ta (Elektronik Kamu Alýmlarý Platformu) yer alan ihale dokümaný içinde bulunan idari þartnameden ulaþýlabilir. b) Teslim yeri : Rýfat Kartal Huzurevi Müdürlüðü Ýdaresince uygun görülen kömür deposuna teslim edilecektir. c) Teslim tarihi : SÖZLEÞME SONRASI MAL TESLÝM EDÝLECEKTÝR. 3- Ýhalenin a) Yapýlacaðý yer : HACIBEKTAÞ RIFAT KARTAL HUZUREVÝ MÜDÜRLÜÐÜ ZÝR MAH. HACIBEKTAÞI VELÝ BULVARI NO:125/HACIBEKTAÞ/NEVÞEHÝR b) Tarihi ve saati : 22.08.2013 - 14:00 4. Ýhaleye katýlabilme þartlarý ve istenilen belgeler ile yeterlik deðerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. Ýhaleye katýlma þartlarý ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatý gereði kayýtlý olduðu Ticaret ve/veya Sanayi Odasý ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasý belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kiþi olmasý halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduðu yýlda alýnmýþ, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasýna ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasýna kayýtlý olduðunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kiþi olmasý halinde, ilgili mevzuatý gereði kayýtlý bulunduðu Ticaret ve/veya Sanayi Odasýndan, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduðu yýlda alýnmýþ, tüzel kiþiliðin odaya kayýtlý olduðunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduðunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kiþi olmasý halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kiþi olmasý halinde, ilgisine göre tüzel kiþiliðin ortaklarý, üyeleri veya kurucularý ile tüzel kiþiliðin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamýnýn bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmamasý halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususlarý gösteren belgeler ile tüzel kiþiliðin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Þekli ve içeriði Ýdari Þartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Þekli ve içeriði Ýdari Þartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5 Ýhale konusu alýmýn tamamý veya bir kýsmý alt yüklenicilere yaptýrýlamaz. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliðe iliþkin belgeler ve bu belgelerin taþýmasý gereken kriterler: Ýdare tarafýndan ekonomik ve mali yeterliðe iliþkin kriter belirtilmemiþtir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliðe iliþkin belgeler ve bu belgelerin taþýmasý gereken kriterler: Ýdare tarafýndan mesleki ve teknik yeterliðe iliþkin kriter belirtilmemiþtir. 5.Ekonomik açýdan en avantajlý teklif sadece fiyat esasýna göre belirlenecektir. 6. Ýhaleye sadece yerli istekliler katýlabilecektir. 7. Ýhale dokümanýnýn görülmesi ve satýn alýnmasý: 7.1. Ýhale dokümaný, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirasý) karþýlýðý Hacýbektaþ Rýfat Kartal Huzurevi Müdürlüðü adresinden satýn alýnabilir. 7.2. Ýhaleye teklif verecek olanlarýn ihale dokümanýný satýn almalarý veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar HACIBEKTAÞ RIFAT KARTAL HUZUREVÝ MÜDÜRLÜÐÜ ZÝR MAH. HACIBEKTAÞI VELÝ BULVARI NO:125/HACIBEKTAÞ/NEVÞEHÝR adresine elden teslim edilebileceði gibi, ayný adrese iadeli taahhütlü posta vasýtasýyla da gönderilebilir. 9. Ýstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. Ýhale sonucu, üzerine ihale yapýlan istekliyle her bir mal kalemi miktarý ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatlarýn çarpýmý sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleþme imzalanacaktýr. Bu ihalede, iþin tamamý için teklif verilecektir. 10. Ýstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (ALTMIÞ) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. ( B11) CHP Ýlçe Baþkaný Altýok, konuþmasýnda Cumhuriyet Halk Partisi Kemal Kýlýçdaroðlu’nun bayram sonrasý programýndan söz ederek; “ Sayýn Baþkanýmýz 15 Aðustos 2013 Perþembe günü Gülþehir’de Ýstanbul Kartal Belediyesince yaptýrýlan turistik otelin açýlýþýný yapacak. Bir gece otelde konakladýktan sonra 16 Aðustos 2013 Hacý Bektaþ Veliyi Anma etkinliklerine katýlmak için 50 otobüslük Kartallý misafir konvoyu ile birlikte Hacýbektaþ’a gelecek. Biz Hacýbektaþ Ýlçe örgütü olarak 5000 þapka ve parti bayraðý daðýtýmý yaparak kitlesel bir þekilde Sayýn Baþkanýmýz Kemal Kýlýçdaroðlu ve beraberindeki çok sayýda partili milletvekillerimizi karþýlayacaðýz. Þimdiden bize destek verecek olan halkýmýza teþekkür eder, bayramlarýný kutlarým.” Dedi. CHP Hacýbektaþ Ýlçe Baþkanlýðýnda yapýlan bayramlaþma programýnda, bayram ‘Þeker Bayramý’ olurda þeker, ikram olmaz mý? Hele birde ziyaretçi çocuk olursa, kutlama ve bayramlaþma daha bir sýcak olur. Halkýmýzýn ve ülkenin geleceði çocuklarýmýzýn bayramýný kutlarýz. Bu yýl 50 ci Ulusal 24 ci Uluslar arasý Hacý Bektaþ Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri 16 Aðustos günü kutlanmaya hazýrlanýrken, Hacýbektaþlý olmak veya Hacýbektaþ felsefesine gönül vermek.! Ne kadar ilgilendirmeli, ne kadar önemsenmeli ve ne kadar düþündürmelidir ? Bu topraklarý kutsayanlar, Orta çaðýn zifiri karanlýðýnda, ak donlu bir güvercin olarak aklýn kendisini donattýðý cesaretle, Anadolu ya gelirken Horasan ýn, Niþaburlu Hacý Bektaþýn, ne arkasýnda vurucu bir ordusu, ne kervanýn da tükenmez hazineleri vardý..Ne bileklerinde zorbalýk, ne kafasýnda karýþýk kavramlar ve nede yüreðinde kinlerin karanlýðý vardý, dayanaðýnda imparatorluk, beylik ve büyük zenginliklerin kalýtýmý da yoktu.Ancak o sýradan bir gurbetçi, yolunu arayan bir yabancý gibiydi, Hacý Bektaþ Veli Anadolu’da. O bozuk düzeni deðiþtirmeyi, dinde ve sosyal yapýda devrimleri amaçlarken, insan sevgisinin aydýnlýðý ile yapýlý bir yürek ve gerçekçi bir kafadan yana baþka hiçbir silaha sahip deðildi. Ýþte orta çaðýn zifiri karanlýðýndan evreni aydýnlatan, Horasan Erenlerinin memleketi, Suluca Karahöyük de bu yýl Hacý Bektaþ Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinliklerinin 50. sini idrak edeceðiz! Hacýbektaþlý olarak veya Hacý Bektaþ Veli ce düþünerek, bu felsefenin bu gün siz, biz (hepimiz) neresindeyiz ? Ýþte bu mana da, bu ülkede Hacýbektaþlý olmak, çok ayrýcalýklý, çok avantajlý, çok özel ve (bunu idrak eden) herkes için çok onurlu bir kavramdýr. Ama Hacýbektaþlý olmak, ayný zamanda çok engebeli, çileli, meþakkatli, hep ayrýþtýrýlan, ötekileþtirilen, sinsice aþaðýlanmýþ bu ülkenin yapýsýnda, var olan hiç bir olanaklardan yararlanamayan, hep zorlarý aþarak yaþama sarýlan, ülkeyi yönetenlerin, (siyaset gereði, gelin yaklaþýn siz bizim birinci sýnýf vatandaþlarýmýzsýnýz) aldatmacalarýyla yýllardýr uyutulan, hiç bir devlet yardýmýndan yeterince pay alamayan, ibadet yerlerimiz olan, Cem evlerine cümbüþ evleri diyecek kadar küstahlaþan, yýllardýr K, Maraþ, Çorum, Sivas, Gazi de kýyýma uðrayan, hak arama yeri olan mahkemeleri, (katilleri koruyucu,toplu katliam davalarýný) zaman aþýmýna uðratýlarak adalet kapýlarý kapanan, bu yurdun vatandaþlarý olmuþuzdur. Alevi/Bektaþiler, bu ülkede bu gibi adaletsizliklere uðradýðý gibi, bu ilçenin de tüm sakinleri, hiç bir zaman birinci sýnýfý býrakýn, yaklaþýk yetmiþ yýldýr diðer sýnýflarýnýn da vatandaþý olamamýþtýr. Hacýbektaþ doðumlu olanlar ve düþünceye gönül verenler için yýllardýr bu bir realitedir. Þimdi kalkýp, tüm bu yörenin insanýyla bir anket yapsanýz her birinin itilmiþlik-kakýlmýþlýkla ne çok acý hatýralarý vardýr. (Alevi olduklarýný, inanç kimliklerini daha düne kadar hep saklamýþlardýr.) Bu ülkede bu insanlar asimilasyon politikalarýna kurban edilmiþ, aþaðýlanmýþ, horlanmýþtýr. Yýllardýr, ülkeyi yöneten baðnaz ve saðcý iktidarlar, karanlýðýn ve faþizmin koyun postuna bürünmüþ, siyaset simsarlarý hep maðduru oynayarak inanç özgürlüðü sloganlarýyla sinsi asimilasyon politikalarýyla, tuzaklarýna baþta beldemiz Hacýbektaþ halký olmak üzere, tüm Anadolu Alevilerini kurban etmiþlerdir. 72 milleti bir nazarda görme öðretisiyle, Ýncinsen de incitme edebiyle, Ýnsan-i kamil olma olgunluðu ile aydýnlýðýn, nur yüzlü, sevgi dolu, çatýk kaþlý, dik duruþlu, edep erkan yol düsturuyla yetiþtirilmiþ, Allah Muhammet Ali sevgisini rehber alan alevi gençliði bu gün yalnýz kimliklerinden ötürü, (tüm yurttaþlýk görevlerini yerine getirseler bile) kendi öz vatanlarýnda iþsizliðe, yoksuzluða, maðduriyete terk edilmiþler dir. ** Hacýbektaþ Aleviliðin Ser Çeþmesi dir..! ** Bu ülkede, binlerce Alevi/Bektaþi Kültür dernekleri bu-lunmakta dýr..! Kimdir öyleyse bu yoksul ve iþsiz gençliðin sahipleri ? Veya bu ülkede onlarýn sahipleri kimler olmalýdýr o zaman ? - Demokrasinin eþitlik ilkesine , anayasanýn baþta 14. maddesi olmak üzere ve belirtilen diðer maddelerine uyulamayan bir düzen mi ? - Kendi için de basit ve kýsýr döngülerle ülke genelinde birliði saðlayamayan, rüþtünü ispat edememiþ dernekler mi ? - Yýllardýr çaresizlik içinde, ekonomik kaynaklarýn varlýðýný bile kanýtlayamamýþ daðda (keçi patikasý yollarý gibi) Hacý Bektaþ Veli gibi bir Ulunun beldesinde, dört anayol kavþaðýný bile yaptýramamýþ, çarþýlarý çirkin, mahalleleri kirli, pis ve bütün sokaklarý dikenlerle kaplý köy görünümüne terk edilmiþ, akýl dýþý bir yönetim zafiyetleriyle boðuþan,A sosyal, tek tip, atýl zihniyetler mi ? Cihan Ýmparatorluðu da denen Osmanlýya, Yeniçeri Ocaðý duasýyla ' feyiz veren ve Ýlk defa ''Adý Cumhuriyet Olacak'' Sözüyle, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluþ felsefesine ev sahipliði yapmýþ, Mustafa Kemal Paþayla, Cumhuriyetin temelinin atýldýðý bu topraklar yerleþik halk katmanlarýyla, evrensel insan haklarý öðretisine uygun halk önderleriyle, tarihin altýn sayfalarýn da yerini almýþtýr. Efendiler, Hacýbektaþ dýr burasý,.! Orta çaðýn taassup dolu karanlýðýndan, günümüze dek, tüm egemen güçlerin, itibarsýzlaþtýrmaya çalýþtýðý, baský ve asimilasyon politikalarýyla boðmaya çalýþtýðý bu topraklar, insanlýðýn aydýnlanmasýnda, özgürlük ve barýþýn tesis edilmesinde, vatan ve millet sevgisinin irfanýyla, Hacý Bektaþ Veli yolunda Anadolu bilgelerinin harman olduðu topraklar dýr burasý..! Pir, Hünkar Hacý Bektaþ Veli yi mutakiben ve onun halifeleri, olarak, (Cemal Seyyid, Saru Ýsmail, Kolu Açýk Hacým Sultan, Baba Resul, Pir Ebi Sultan, Receb Seydi, Sultan Bahaeddin, Yahya Paþa, Barak Baba, Ali Baba, Saru Kadý, Atlaspûþ Sultan, Dust-ý Hudâ, Hýzýr Sâmit Koluaçýk Hacým Sultan, Balým Sultan, Þah Kalender, Pir Hamdullah Çelebi ve Cemalettin Çelebi), Anadolu Aleviliðinin Serçeþmesi, bu günki Hacýbektaþ ilçesinden baþta Balkanlar olmak üzere, dünyaya açýlan Alevi/ Bektaþi inancýnýn misyonerleri ve önderleri olmuþlardýr. - Hacým köy, Suluca Karahöyük, Hacýbektaþ dýr burasý, Karanlýk çaðlara ýþýk tutan, ''Benim kabem insandýr '' diyerek, Hakk'ý insanlýðýn cemalinde bulmuþ dostluðun ve engin insan yüceliðinin vazgeçilemez olduðu yer.! - Sevgi ve muhabbetin, gönül kazanlarýnda kaynadýðý, - Bülbüllerinin þevkle yürekler de güller açtýrdýðý, - Hýrslarýn, kinlerin aþk ile meydanlarýnda yok olduðu, - Aslanlarla Ceylanlarýn, ayný kucakta oturduðu bir felsefenin bu gün ki yönetenleri, (Hacý Bektaþ Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri) nin 50 ci yýlýnda bu idealist þuurun bu gün neresindedirler .? - Ve kendini Hacýbektaþlý sanan, Hacýbektaþ'a gönül baðý olanlar ve onun gibi düþünenler (merakla soruyorum) bu kavramlarýn neresindedirler. ? ** Hacýbektaþlý olmak, Hacý Bektaþ Veli felsefesine ve öðretisine yakýþýr olmaktýr..! ** Yüzün yerde, gönlün darda, ömrün hizmet yolunda olmaktýr..! ** Hacýbektaþlý olmak, ham ervahlýktan kurtulmuþ, insani kamil, vahdet-i vücut olmaktýr.,! ** Haksýzlýðýn karþýsýnda, hakkýný kaybetmekle kalmayýp, þerefini de kaybetmemek için, gerekirse ölümü seçebilme erdemliliðini göstermektir..! ** 21 ci yüz yýlda, (Maviye sinsiliði ile, yapýlan politikalarýna) 25 milyon Anadolu Aleviliðini arkana alarak, onlarýn sesi, sözü ve yüreði olarak Serçeþme den dað gibi patlayarak karþý dura bilmektir. Hünkar Hacý Bektaþ Veli gibi akýlcýlýkla, Þeyh Bedretin, Torlak Kemal, Börklüceli Mustafa, Pir Sultan Abdal gibi dik duruþla, Dostlarýmýzýn, (düþmanýn taþý yerine), gül attýðý günümüz insan karakterinin yanýnda, Kýrþehir þeriat mahkemelerini dize getiren Pir Hamdullah Çelebi gibi, olmalýdýr.! Onun içinde önce yürek gerek..! Hele bu önemli günler, baðnazlýðýn, yobazlýðýn kapýlarýmýzýn eþiðini bile zorladýðý þu günler..! Ülkeyi yeþil sermayenin ahtapot gibi sardýðý özellikle de, hak etsin etmesin, liyakati olsun olmasýn, önümüzdeki sonbaharýn baþlangýcýnda, tüm siyasi adaylarýn görücüye çýkacaðý þu kritik günlerde ülke atmosferindeyken. Bu ulu topraklarýn evlatlarý ve mirasçýlarý olarak sizler, bizler bugün bu hazýrlanan tuzaklarýn neresindeyiz ? Gerçekten, samimiyetle sizlere sormak isterim, sevgili Hacýbektaþlýlar.? '' Okunacak en büyük kitap insandýr '' diyerek, evrenin tüm, kitaplarýna dogmatik, ezoterik kültürlerine baþ kaldýrmýþ. Sözleri Dünya insan haklarý evrensel beyannamesine girmiþ, tüm kimlikler üstün bir þahsiyet ulu Hünkar, Hacý Bektaþ Veli nin öðretisi 800 yýldýr Ýnsan olmak. ! Bunu anlayamayanlar, Alevi öðretisiyle halg olamamýþlar, ne yazýk ki iþte bu gün bu çok önemli günlerde, böylesi acý ve gülünç manzaralar sergileyerek yalnýz, kiþisel egolarýný tat-min etmekten öteye gidemezler. Ama çok yazýk olur, bu beldeye gönül verenlere, yazýk olur, seksen bin Rum erenleri, doksan bin Anadolu pirlerinin sekiz asýrlýk bu topraklarýna. Ve çok yazýk olur, tüm bu beldenin çaresiz esnafýna ve sizler asli unsurlarýna. Hacýbektaþlý olmak, 50. yýlýnda, Hacý Bektaþ Veli nin öðre-tisiyle, onurlu tarihine yakýþýr olmaktýr. Veya tam anlamýyla o yüce zatý anlamaktan geçer..! - Bilirmisiniz, Hacý Bektaþ Veli dergahýnda Huzuru Pire, kaç kapýdan girilir ? - Nedir bu her kapýnýn adlarý, niçin bu adlar verilmiþtir ? - Ulu pirin, tarihteki tasavufi mekanlarý nerelerdir ? - Ne anlama gelmektedir, - Bilinmeyen mekanlarý ve neden bu makamlar bu gün atýl durumdadýr. ? (Karahöyük Cevizli dere, Hamur kaya, At kaya, Kuluçkaya, Sýyrýngaç, Suluca, Beþtaþlar, Hanbaðý, Hýrka tepesi, Kýzýl öz, Dedebaðý, Gölbaþý, Kadýncýkana, Kýzýlca Halvet, (Kýrkbudak Meydaný) nerelerdedir ? - Yüz yýllardýr atalarýmýz ve sonrada bizler bu beldede otururuz, kaçýmýz biliriz bu þehirde kaç çeþme vardýr, adlarý nedir, tarihteki yeri nedir, kimler yaptýrmýþtýr, ne için, ne tür hizmetler görmüþlerdir ? (Cevizli Pýnarý, Savat pýnarý, Halim Pýnarý, Hoca Vaki, Bengiler, Dede pýnarý, Þeker pýnarý, Akpýnar, Sýtma pýnarý, Üçler pýnarý, Uç pýnar, Aslanaðzý, Karasokak, Baba pýnarý, Karapýnar, Anapýnar, Baðdöndü Çeþmesi) Çilehane (Zemzem), Balýmpýnarý, Göçerpýnarý, Gürses Çeþmesi.) SERÇEÞME veya (Serçeþmegân):Ulular ulusu, ayrýcalýklý özelliklerle donatýlý, bilgelik veya akan cümle pýnarlarýn kavþak noktasý, meydan evi, vahdeti vücut olma meydaný, akil insan yetiþtirme mektebi, caðýl caðýl akan akýl denen us'un göl olduðu mekan Ser çeþme.! Velhasýl, 50. yýlýnda Hacýbektaþlý olmak, Hacýbektaþ'ý benimsemek, içimsemektir. Hacýbektaþ'ýn bilimsel, kültürel ve inançsal mirasýna, sahip çýkmak adeta bir siratimustakim dir, ateþten gömlek giymektir, demirden leblebi yutmaktýr, insanlýðýn þahsýnda Dar-ý Mansur olmak kadar önemlidir..! Ýþte o nedenle sevgili dostlar, kaynaðýný insan sevgisinden alamamýþ güdük, kaprisli zihniyetlere, kindar ve hýrslý kafa yapýlarýna artýk günümüz akýlcýlýðýnda pek ihtiyaç kalmamýþtýr. Görün, izleyin, gözlemleyin lütfen, Bu yýl 50 ci Ulusal 24 ci Uluslar arasý Hacý Bektaþi Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri'ne on gün kala, bakýn þu memleketin haline, 50 ci yýl etkinliklerinin tanýtým afiþlerine, insanlarýn yaklaþýmýna ve programlarýn içeriðine bakýn lütfen inceleyiniz ve oturup tartýþalým sizlerle. Hacý Bektaþi Veli 'nin evrensel boyuttaki, dünyadaki tartýþýlmaz büyüklüðünü. Ulusal ve Uluslar arasý, ona yakýþýr bir organizasyonun yapýlmasý var iken, o nedenle tüm Hacýbektaþlýlar, bir sevgi seli içinde seferber edilerek bir bütünlüðün saðlanmasý var iken, 50. yýlýnda bu festivallerin 1964 de baþlatýlmasýnda emeði geçen, baþta, Cumhur Baþkaný, merhum Cemal Gürsel, CHP Erzincan Millet Vekili ve o dönemin Turizim Bakaný, merhum Ali Ýhsan Göðüþ, CHP Hacýbektaþ Belediye Bþk. ve Turizm Tanýtma Derneði Bþk merhum, Salih Sümer. Hacýbektaþ Müze mdr. ve Eski Kýrþehir Millet Vekili, merhum Ýbrahim Turan tüm bu merhum deðerler, 50 ci Ulusal 24 ci Uluslar arasý Hacý Bektaþ Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri nin Kutlanmasýna ilçe olarak hazýrlanýrken tüm, yaptýklarý hizmetler ve bu etkinliklerin ilk mimarlarý olarak þükran ve minnetle bu büyüklerimizi yad etmeli ve bü güne kadar emeði geçen tüm Belediye Baþkanlarýmýzý ve mensubu hizmet erlerini, 50 ci yýlýn hatýrasý adýna ve toplumsal barýþýn tesisi adýna,''50.Yýl Sevgi ve Dostluk Plaketi''yle onurlandýrmamýz gerekmez mi dir.! Deðerli arkadaþlar, sevgili Hacýbektaþlýlar, yukarýdan beridir, sizlere anlata geldiðim, tüm bu konunun bir tek temel dayanaðý var. 50 yýldan bu yana, tüm yöneticiler, tüm hizmetkarlar ve bu beldeye gönül verenlerin her biri, gerçekten ve yürekten üç taþ koysalardý, þimdi bizler, anlata geldiðimiz bu eleþtirilerin hiç birisini söylemeden onlarý övgüyle, þükran ve minnet duygularýmýzla ifade edecektik. Ama o zaman, önümüzde su, elektrik, alt yapý sorunlarý bitmiþ, bayýndýr, süper ve çaðdaþ bir Hacýbektaþ bulmuþ olacaktýk, kültür ve onurumuza yakýþýr. Ýþte bu mucizeler, bu ulu topraklarda, bilinçli, hassas, duyarlý ve onurlu Hacýbektaþ halkýnýn yüreðinde sulanýp, beyninde yeþerdiði müstesna duygularýnda bir gün HALG olacaktýr. 50.YILINDA, HACIBEKTAÞLI OLMAK VE HACI-BEKTAÞ DA YAÞAMAK 50 ci Ulusal 24 ci Uluslar arasý Hacý Bektaþ Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri nin Kutlanmasýna ilçe olarak hazýrlanýrken, sizlere sunduðum bu düþüncelerimle ve bu çýðlýðýmla, bir nebzede olsa, üzerinde ki ölü topraðý sessizliðini ve suskunluðunu yýrtmak istedim, bunu algýlayanlar adýna..! Antik Yunan’da filozoflarýn siyaset felsefesiyle ilgili görüþleri, tarihçilerden çok, yaygýn olarak, felsefeciler ile siyaset teorisyenlerinin ilgi ve konu odaðý olagelmiþtir. Felsefeciler, yaygýn olarak filozoflarýn görüþ ve kavramlarý hakkýnda konuþur, orada da genellikle Platon ile Aristoteles üzerinde dururlar. Siyaset teorisyenleri, daha doðrusu akademisyenleri ise felsefecilerle birlikte ayný teorik güzergâhý izlemekle birlikte, kýsmi olarak pratik alandan da söz ederler; özellikle demokrasi fenomeni bakýmýndan. Bu baðlamda da yaygýn olarak üzerinde durulan Perikles dönemidir, kýsmi olarak da Solon’dan söz edilir. Ortaöðretimden öðrenegeldiðimiz, doðruluk bakýmýndan oldukça sorunlu ideolojik yargýdan da söz etmek gerekir: “Demokrasi eski Yunanistan’da ortaya çýkmýþ, oradan geliþmiþtir ve Yunanistan demokrasinin beþiðidir.” Buradaki ideolojik örgü, “beþik” sözcüðünü larva olarak kullanýr: Eski Yunanistan, demokrasinin elini ayaðýný kullanamadýðý, yürüyemediði bebeklik evresini temsil ederken, bugün içinde bulunduðumuz durum, demokrasinin ilerlemiþ, geliþmiþ evresini temsil eder; bundan sonraki evre ise “daha ileri demokrasi evresi” olacaktýr. Gerçekten de öyle mi? Sadece son argümanla ilgili deðil, Antik Yunan siyasî düþüncesiyle ilgili bütün argümanlarýmýz bakýmýndan soruyorum, inandýðýmýz bu kanýlar, gerçek durumla ne kadar ilgili? Paul Cartledge’in Pratikte Antik Yunan Siyasî Düþüncesi özellikle bu durum bakýmýndan önemli bir kitap. Bugün, Antik Yunan kültürüne, mitolojisine ve felsefesine yönelik özel bir tarihçilik alaný geliþmiþ durumda. Pierre Vidal-Naquet, Marcel Detienne, Moses Finley, Pierre Hadot bunlardan bazýlarý. Paul Cartledge de bu tarihçiler içinde yer alýyor. Cartlenge’in bu çalýþmasý da Finley ile Vidal-Naquet anýsýna ithaf edilmiþ. Cartledge, biraz farklý olmakla birlikte çok daha temel bir soruna, felsefecilerin, siyasî düþüncenin pratiði üzerinde pek durmadýklarý problemine dikkat çekiyor. Tarihçiler, felsefi inceliklere burun kývýrýp göz ardý ederken, “birçok profesyonel felsefeci de genelde, siyasi düþüncenin var olma koþullarýný saðlayan tarihi –toplumsal, ekonomik ve kültürel tarihi de- tartýþmasýz bilmeleri gerektiði kadar bilmiyor ya da tutkuyla ilgilenmiyorlar”. Ýtiraf etmek gerekir ki durum gerçekten de böyledir. Felsefe eðitimim sýrasýnda Homeros ile Heseidos salýk verildi ama bu þairlerin metinleri üzerinde felsefi, tarihsel veya edebi bir analiz yapýlmadý. Birçok arkadaþým okudu mu, hatýrlamýyorum; ben, daha çok þairliðimden dolayý okudum. Yunan siyasî düþüncesinde demokrasi fikrinin, metin analizleri vasýtasýyla, Homeros ve Heseidos’la baþlayarak tedrici bir þekilde Solon, Kleisthenes, Perikles, Sofistler ve Sokrates’in yargýlanmasý sürecinde ortaya çýkýp tamamlandýðýný, demokrasinin asýl icadýnýn Kleisthenes’e ait olduðunu, itiraf etmek gerekir ise, Cartledge’in bu kitabýndan okudum. Bununla birlikte, Cartledge’in kitabý, sadece tarihsel geçmiþe iliþkin bir arþiv ve kaynak metni niteliðinde bir çalýþma da deðil. E.R. Carr’ýn, tarihçilik mesleðinin temel kaygýsýyla ilgili ünlü savsöz-ilkesini hatýrlayalým: Tarihçi, geçmiþe bugünden hareketle bakar. Tarihçinin, geçmiþi incelerken, bugün yaþanýlan temel sorunlara iliþkin “sözünün” olduðunu unutmayalým. Dolayýsýyla Cartledge, bir taraftan demokrasinin nerede icat edildiðini ve asýl nerede gerçekleþtiðini araþtýrýrken ayný zamanda, Antik Yunan demokrasisiyle ilgisi bulunmayan günümüzün modern temsili demokrasisinin sorunlarýnýn, Antik Yunan demokrasisinin hangi koþullarda ne ölçüde olanaklý kýlýnarak aþýlabileceði problemi üzerinde de durmaktadýr. Örneðin Antik Yunanlýlara göre, üst düzey eðitim almýþ olmaklýk, yani eleþtirel düþünme düzeyine gelmiþ olmaklýk, katýlýmcý demokrasi için vazgeçilmez önemdedir. Antik Yunan demokrasi anlayýþý, vatandaþ olunmadan demokrasinin vücuda gelemeyeceðini dile getirir. Ama vatandaþ olabilmek içinde polis’in varlýðý þarttýr. Platon’un kavgalý olduðu dönemin ünlü þairi Simonides “polis insana [vatandaþ olmayý] öðretir” der. Polis, kýsmen þehir, kýsmen bir devlettir. Hem fiziki, coðrafi bir varlýk, hem de metafizik bir soyutlamadýr. Cartledge’e göre, birçok Antik Yunan tarihçisi, demokrasi fikri için Homeros’u tarihi bir kaynak olarak ele alýr. Oysa Homeros’ta “vatandaþ” deðil “vatanseverlik” kavramý vardýr. Vatanseverlik, insanýn uðruna savaþmasý gerektiði bir ülkesi olduðu fikri iken vatandaþlýk, kiþinin kendisini de ilgilendiren siyasi kararlara katýlma durumunu gerektirir. Bunu ilk gerçekleþtiren ise Solon veya Perikles deðil, Kleisthenes olmuþtur. Solon reformlarý, borçlarýn kaldýrýlmasý ve sýradan, fakir vatandaþýn sesini duyurmasýný amaçlamasý bakýmýndan, demokrasinin vücut bulmasýnda çok önemli bir baþlangýçtýr. Borç, bir boyunduruk biçimidir ve kiþisel özgürlüðün kaybetmesini saðlar. Bu bakýmdan borç, demokrasinin çok önemli bir tehdidini oluþturur. Ama kurumlaþmasý bakýmýndan demokrasi devrimi, Cartledge’e göre Kleisthenes’le baþlar. Çünkü Kleisthenes, deme’yi, (yani mahalle, yerel köy, semt) icat etmiþtir. Kiþiye vatandaþ olma statüsünü veren þey deme’ye kayýtlý olmaktýr. Meclise potansiyel üyelik de, deme seviyesinde belirlenir. Üçüncü yüzyýlda yaþamýþ Afrikalý Hýristiyan Tertullian’ýn bir sözü var: “Atina’nýn Kudüs’le ne iþi vardý?” Bu sözün, Antik Yunan siyasetiyle, yani “dêmokrasi” fenomeniyle ne alakasý vardýr ve bu “alakanýn” günümüz için ne türden bir öneminden söz edilebilir? Kudüs, Atina’ya ne yaptý? Cartledge, Roma siyasetinin baþlangýcý döneminde, Platon sonrasýnda oluþan “kamusal vatandaþlýk ahlaký” kavramýnýn “ruh ahlaký” kavramýna dönüþtüðüne dikkat çekiyor. Roma siyaseti dolayýmýnda Hýristiyanlýðýn çeþitli formlarýnýn nihai yükseliþiyle “ruh” kavramý teorik olarak, “ölümden sonraki hayatý” kapsayacak bir içerikle ölümsüz olarak nitelenecek ve “ölümden sonraki hayat, bedbaht dünyevi hayattan katbekat önemli” olduðu anlayýþýyla sonuçlanacaktýr. Böylece, Antik Yunan siyaset teorisinin, katýlým siyaseti vasýtasýyla, aristokrat olmayan sýradan vatandaþ halkýn dünyevi hayatta iliþkin taleplerini dile getirme ve bu taleplere iliþkin karar verici gücünün kurumsallaþmasý, yerini, artýk “ölümden sonraki hayata” ertelenmesinin kurumsallaþmasýna býrakacaktýr. Antik Yunan demokrasisi artýk hiçbir zaman onaylanmaz, ondan söz edenler derhal susturulur. Ama demokrasi kavramýnýn telaffuzundan da vazgeçilmez. Örneðin, Roma Ýmparatorluðu, “tek bir kiþi altýnda, mükemmel bir demokrasi” olarak tanýmlanýr. Halkýn, siyasi kararlarýn alýnmasý sýrasýndaki her türlü katýlýmýnýn veya katýlým talebinin anarþi olarak adlandýrýlmasý gibi. PRATÝKTE ANTÝK YUNAN SÝYASÎ DÜÞÜNCESÝ Paul Cartledge Çeviren: Kývanç Tanrýyar Bilgi Üniversitesi Yayýnlarý 2013, 224 sayfa, 28 TL. Radikal Kitap Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Cuma Onur ÞAHÝN Hacýbektaþ Ýlçemizde 7 Aðustos günü Dedebað'da çadýrlarda kaldýklarý ileri sürülen hýrsýzlýk çetesinin 11 elemaný, polisin operasyonu ile yakalandý. Son 1 ayda Nevþehir merkez baþta olmak üzere ilçe merkezlerinde hýrsýzlýk olaylarýnýn artmasý üzerine yapýlan araþtýrmalarda, Nevþehir Emniyet Müdürlüðü ekipleri, hýrsýzlýk olaylarýný gerçekleþtirenlerin Kayseri ve Kýrýkkale'de oturmalarýna karþýn, Hacýbektaþ ilçemizdeki etkinlikleri fýrsat bilerek Dedebað merkezini ana merkez olarak kullandýklarýný belirledi. Nevþehir baþta olmak üzere Kýrþehir, Aksaray, Konya, Niðde'de hýrsýzlýk yapanlarýn çadýrlarýna yönelik olarak, 94 polisin katýldýðý aramalarda 1 Baretta marka tabanca, 1 þarjör, 15 fiþek, 1 Fransýz onlusu olarak tabir edilen tabanca, tabancaya ait 1 þarjör ve 11 fiþek, toplam 120 gram esrar, 4 altýn bilezik, içerisinde Ayþe ibaresi yazýlý 1 altýn alyans, 1 taþlý altýn yüzük, 6 çeyrek altýný, 3 tam Cumhuriyet Altýný, 1 yarým Cumhuriyet altýný, 2 çalýntý cep telefonu, 390 Euro, 7 burma bilezik, 1 düz kalýn bilezik, 9 bin 600 TL ele geçirildi. NEVÞEHÝR/Kapadokya Eðitim Akademisi Derneði AB Gençlik projeleri kapsamýnda 'Spor ve Saðlýklý Yaþam' adlý AB Gençlik projesi kapsamýnda 11 katýlýmcý 11-19 Aðustos tarihleri arasýnda Estonya'da olacak. Kapadokya Eðitim Akademisi Derneði AB Gençlik projeleri kapsamýnda 'Spor ve Saðlýklý Yaþam' adlý AB Gençlik projesini yürütüyor. Proje kapsamýnda 11 katýlýmcý 11-19 Aðustos tarihleri arasýnda Estonya'da bulunacak. Proje ortaðý ülkeler Estonya, Hollanda ve Türkiye olarak belirlendi. Projenin amacý, gençlere saðlýklý yaþam ve sporun öneminin benimsetilmesi, sporun önemi hakkýnda toplumda farkýndalýk oluþturulmasý ve imkaný kýsýtlý gençlerin projeye dahil edilmesiyle kültürler arasý öðrenme ortamý oluþturmak olarak Nevþehir Ticaret Borsasý (NTB) belirlendi. Projenin, Estonya ayaðýnda gerçekleþtirilecek etkinlikler ise doða yürüyüþleri, tüm yerel halkýn davet edildiði bisiklet sürme etkinliði, milli sporlarýn tanýtýlmasý ve spor ve saðlýklý yaþam hakkýnda yapýlacak açýk oturumlardan Temmuz ayý iþlem hacmi 60 Milyon 228 bin 21 TL olarak gerçekleþirken borsada en fazla iþlem gören ürün Buðday oldu. NTB´dan yapýlan açýklamaya göre, borsanýn Temmuz ayý iþlem hacmi 60 Milyon 228 bin 21 TL oldu. Geçtiðimiz yýlýn Temmuz ayýnda iþlem hacmi 28 Milyon 131 bin 374 TL olarak oluþacak. Estonya'ya hareket öncesinde Kapadokya Eðitim Akademisi Derneði Baþkaný Tuncay Özdemir, katýlýmcýlarý bilgilendirmek amacýyla Endüstri Meslek Lisesi Konferans Salonu'nda toplantý düzenledi. Toplantýda programýn amacý, gidilecek ülke hakkýnda bilgi veren Özdemir, katýlýmcýlara yapacaklarý hazýrlýklar hakkýnda da açýklamalarda bulundu. Toplantý sonrasý açýklama yapan Dernek Baþkaný Tuncay Özdemir, bunun Gençlik Deðiþimi Projesi olduðunu ve projeye katýlacak gençlerin sosyal, iletiþimsel ve yabancý dil yönünden kendilerini geliþtirme imkaný bulacaklarýný söyledi. Projenin ayný zamanda hayat boyu öðrenme ilkeleri doðrultusunda yaparak ve yaþayarak öðrenme süreci olduðunu kaydeden gerçekleþirken geçen yýla oranla bu yýlki artýþ dikkat çekti. Borsada en fazla iþlem gören ürünler arasýnda ise 28 Milyon 287 bin 757 TL´lik iþlem hacmi ile Buðday ilk sýrada yer alýrken onu Buðday Unu, Ýnek Sütü ve Kabak çekirdeði izledi. Kaynak:Nevþehir Gazete Polis ekipleri tarafýndan hýrsýzlýk olaylarýna karýþtýðý tespit edilen 11 þüpheli gözaltýna alýnýrken, hýrsýzlýk olayýnda kullandýklarý belirlenen 2 otomobile de el konuldu. Hacýbektaþ Ýlçe Emniyet Müdürlüðü'ndeki sorgularýnýn ardýndan mahkemeye sevk edilen zanlýlarýn tamamý tutuksuz yangýlanmak üzere serbest býrakýldý. Özdemir, Estonya'da sportif faaliyetlerin tümüne gençlerin aktif olarak katýlacaklarýný belirtti. Kaynak:Son Dakika Haber Gülsuyu Mahallesi'nde devrimcilere ve halka karþý saldýrýlarýný artýran çetelerin, birbiriyle baðlantýlý iki amacý var. Ýlki, devletin siyasi operasyonlarla yok edemediði devrimcileri, mahalleden silmek. Ardýndan, 20 yýldýr uygulanamayan kentsel dönüþümü hayata geçirmek. Kentsel yýkýmýn tetikçileri haline gelen mahalle çetesinin, devlet destekli olduðu da mahallede herkesin katýldýðý genel bir görüþ. NE OLDU? Ýstanbul'un emekçi semtlerinden biri olan Gülsuyu Mahallesi son günlerdir çetecilerin saldýrýlarýyla gündemde. Temmuz ayýnýn baþýnda BDP üyelerine saldýran çeteler, saldýrýlarýný 25 Temmuz'dan itibaren artýrdý. 25 Temmuz günü, mahalledeki parkta oturan SGD üyesi Cebrail Günebakan, silahlý saldýrýda karnýndan yaralandý. Bu saldýrý, mahalledeki huzursuzluðu Ýçki denilince akla alkollü olaný gelir. Hatta düðünlerimizde içkicilerin yiyeceði mezeler bile ayrý hazýrlanýr. Soðuk, sýcak içecekler herkese aittir, raký baþta olmak üzere soðuk içkiler hep içkiciler için hazýrlanýr bizim buralarda. Düðünlerin tadýdýr içkili sofralar. Hele birde ince sazlarý varsa yanlarýnda deðme keyiflerine. Ýnce saz içinde bir saz, bir keman ve bir darbuka vardýr. Öyle mikrofon, anfi, hoparlör falan da istemezler. Birlikte yer içer, türkü çýðýrýr ince sazcýlarýmýz. Ara sýra küçük bahþiþler atarsanýz daha damar parçalar da dinlersiniz. Ancak söyledikleri türküleri en fazla otuz metreden dinlersiniz, zevk alýrsýnýz, düðünün kokusundan da, sesinden de. Defalarca yazdým yine yazayým içkili ya da içkisiz düðünlerde kurulan kocaman çadýrlar ve onlarca sokaðý ve yüzlerce insaný saatlerce teslim alýp çirkin müziklerini dinlemeye mecbur ediyorlar. Kim izin veriyor bu kepazeliðe? Kim susturacak bu gürültüyü? Tamam belki salon tutacak paran yok ve sokak ya da kýr düðünü yapmak istiyorsun amenna. Ancak ben senin dinlediðin müziði gece yarýsýna kadar dinlemek zorunda deðilim. Ýçki içen yurttaþlar mý bu gürültüyü yapýyor sizce? Yasak falan getirmedik diyen hükümet halinden pek memnun. OECD ülkelerinde yapýlan mutluluk anketinde sonuncu sýrada imiþiz. Bu V. Murat içki yasaklarýndan sonra mutluluk sýralamasýndaki yerimiz yükselir artýk ellaham… Yine OECD ülkelerinde alkollü içki tüketiminde sonuncu sýrada olduðumuzu biliyorum. Peki, bu yasaklardan sonra çiftçiden üreticiye; satýcýdan tüketiciye kadar birçok insanýn yaþam alanýna fiili baský yapmak sizi çok mu mutlu edecek? Unutmayýn içkiden alýnan vergiler ile yapýlýyor birçok yatýrým ve maaþlarýnýz, maaþlarýmýz… Bu yasak gündeme geldiðinden beri sosyal medyadaki konu ile ilgili gönderilen yazýlarýn bir kýsmýný not etmiþtim. Kýsa kýsa paylaþacaðým, beðenirsiniz umarým: “Sanki ortalýk alkolikten geçilmiyormuþ gibi… Sanki memleket alkolizm bataklýðý içinde debeleniyormuþ gibi… Sanki analar, babalar, bacýlar “kurtar bizi devlet baba” diye feryat figan ediyorlarmýþ gibi… Sanki baðýmlýlýk merkezleri alkolizm bataklýðýna düþmüþ on binlerce alkolikle dolup taþýyormuþ gibi… Üç gün içinde jet hýzýyla, doðru dürüst tartýþmadan ve tartýþtýrmadan þak diye geçirdiniz ya o yasayý… Ýþte bu yüzden hiç inandýrýcý deðilsiniz. Hiç inandýrýcý deðilsiniz. “Alkolizm” ile “alkol kullanmak” arasýndaki mahiyet farkýnýn farkýnda deðilsiniz. Size göre içkiye bulaþan herkes kafasý kýyak alkolikten baþka bir þey deðil. Önyargýlýsýnýz. Empati yoksunusunuz. Ýþte bu yüzden inandýrýcý deðilsiniz. Hiç inandýrýcý deðilsiniz...” Ahmet Hakan “Nitelikli dolandýrýcýlýk, kalpazanlýk, ihaleye fesat karýþtýrma, rüþvet, kaçakçýlýk gibi suçlardan fezlekesi bulunan mütedeyyin milletvekilleri var. Asla içki içmiyorlar. Abra kadavra þirketleri, davul tozu, minare gölgesi holdingleri kurdular, camilerde tezgah açýp ortaklýk parasý topladýlar, paralar hokus pokus oldu… Býrak içkiyi, alkol var diye kolonya bile sürmezlerdi. Berlin'in en lüks genelevini bir vatandaþýmýz açtý. Havuz var, sauna var, disko var, restoran var, sarýþýn var, siyah var, her renk fuhuþ var, her yol var. Bi tek alkol yok. Mekana içki sokmuyor...” Yýlmaz Özdil “Saðlýklý dindar nesiller yetiþtirebilmeyi engelleyebilecek iki 'musibet' daha kamusal alanýn tümüyle dýþýna itilerek, sigara ve alkol kullanmanýn 'suç' kategorisine alýnmasý iþlemi tamamlanmýþ oldu. Böylece iktidar, tütün ve içki içmenin bireyin özgür istemiyle karar verebileceði, bireysel bir seçim olduðu gerçeðinin üstünü örterek sigara içenin içmeyenin havasýný zehirlediði, alkol kullananýn da ailesine, çevresine zarar verecek bir alkolik olduðu imgesini kuruyor. Oysa AKP saðlýðýn özelleþtirilmesi, bireysel saðlýk sigortasý, katký paylarý, özel hastane farklarý gibi düzenlemelerle, devletin güvence ve sorumluluðunu giderek artan oranda bireyin ekonomik gücüne ve özel saðlýk þirket ve sigortalarýnýn insafýna býrakýyor. Paran kadar saðlýk sistemini aþamalý olarak dayatýyor. Ama ayný iktidar kendi saðlýðýný kendi seçimi olarak gören ve bu saðlýðý riske atma pahasýna sigara, içki içenlere ise topluma zararlý suçlu muamelesi yapýyor. Bireyin hayat tarzý ve seçimlerini, toplumun bütüncül saðlýðýný bozma riski üzerinden suç kategorisine göre denetlemeyi ilk akýl eden Naziler olmuþtu. Naziler önce kadýnlarýn, sonra askerlerin ardýndan erkeklerin sigara içmesini yasaklamýþtý. Gerekçe hep Alman ýrkýnýn saðlýðýný korumak olmuþtu. Son sigara ve içki yasaklarýnýn bireyin saðlýðýný koruma çabasý deðil, ýrkçýlýk olduðu açýk. AKP'nin saðlýk üzerinden dayattýðý ýrkçýlýk tek tipçi toplumu inþa etme uðraþýndan öte bir deðer taþýmýyor. Bireyi ve onun özgür seçimini yok sayan, yerine bir örnekleþmiþ bireysel farklýlýklarý silinmiþ toplumu inþa etme giriþimi. AKP, bu topraklarýn nerden baksanýz son iki yüzyýllýk tarihsel sürecinin kazanýmý olan bireyi geriye çevirmeye çalýþýyor. En modern yöntemlerle iþletilen demodernizasyon. AKP'ye içi boþaltýlmýþ laiklik söylemleri deðil bireyler karþý çýkacak, yeter ki onlarý örgütleyebilecek bir sol olabilsin...” Selçuk Candansayar Yine baþka bir caný yanan Ali arkadaþ bakýn neler demiþ: “Hükümete sormak lazým. Yasak getirmediniz herkes hayatýndan memnun da bu yazýlarý yazmanýn alemi ne? Spor olsun diye mi yazýlýyor bu yazýlar?” artýrýrken, çeteciler, bu yýl 7. kez ESP tarafýndan düzenlenecek Sanat ve Hayat Kültür Festivali'nin afiþlerini asan Sosyalist Gençlik Derneði üyesi iki gence saldýrdý. Sinan Saðýr iki bacaðýndan, Aykan Þimþek bir bacaðýndan kurþunla yaralandý. Ayný gün öðle saatlerinde çeteciler bu kez, ESP Maltepe Ýlçe Örgütü'nü hedef aldý. Parti binasýna ateþ açan saldýrganlar, SGD üyeleri Özgür Bedel ve Deniz Karacagil ile Partizan dergisi okuru Çaðdaþ Temuroðlu'nu yaraladý. Gülsuyu emekçi halký, 8 Aðustos akþamý çetelere karþý sokaða çýktý. Polis karakolunun önüne yürüyen kitlenin üzerine ateþ açan çeteciler, bu kez 2'si gazeteci 5 kiþiyi yaraladý. Hafif þekilde yaralananlar hastaneye kaldýrýlýrken, Heykel Meydaný'na yürüyen kitleye, çeteler ikinci kez saldýrdý. Saldýrýlarýn ardýndan ESP binasýna çekilen kitleye, yeni bir çete saldýrýsý daha oldu. Ancak bu kez þans eseri yaralanan olmadý. KÝM BU ÇETE? Saldýrýyý gerçekleþtiren çete, mahallede “Sakarya Çetesi”nin uzantýsý olarak biliniyor. Uyuþturucu ve kadýn bedeni ticareti, haraç toplamak, tehdit etmek gibi çeþitli suçlarýn faili. Özellikle, topladýklarý haraçlar mahalle halkýný bezdirmiþ durumda. Ayrýca halkýn can güvenliði de risk altýnda. Bu riskin yarattýðý korku, halkýn kitlesel bir þekilde sokaða çýkýþýna da engel oluyor. NE AMAÇLIYORLAR? 1990'lý yýllarýnýn ortalarýnda emekçi semtlerde, denetimi ve kontrolü ellerinde tutan devrimci örgütlerin, 2000'li yýllarýn baþýnda bu mahallelerdeki etkisini kaybetmesinin ardýndan devletin özel yönlendirmesiyle çeteler hýzla ortaya çýktý. Gülsuyu Mahallesi de ayný süreci yaþadý. Bir dönem sokaklarýnda milislerin devriye gezdiði, polisin ana cadde dýþýnda mahallenin hiçbir sokaðýna giremediði Gülsuyu Mahallesi'ndeki tablo da, diðer mahallelere benziyor. Ancak, son günlerde yaþananlar mahallede daha özgün bir durumun olduðunu gösteriyor: Kentsel dönüþüm ya da kentsel yýkým. ANF'ye konuþanlarýn dikkat çektiði nokta da bu. Artan saldýrýlarýn ardýnda iki amaç olduðunu anlatýyorlar: “Ýlki, kentsel dönüþüme direnecek olan devrimcileri mahalleden silmek. Bununla baðlantýlý olarak da, kentsel yýkýmý hýzla hayata geçirmek. ” YIKIM 20 YILDIR YAPILAMADI Gülsuyu Mahallesi yýllardýr kentsel dönüþüm kapsamýnda. Ancak, halkýn tepkisi nedeniyle bunu bir türlü hayata geçiremediler. 1990'larýn baþýnda gündeme gelen yýkým söylentileri bile, binlerce kiþiyi sokaða döküyordu. ANF'ye konuþan Ezilenlerin Sosyalist Partisi üyesi Mustafa Kapar da artan saldýrýlarýn ardýnda “kentsel yýkým” planý olduðu görüþünde: “Bu mahalle eski bir mahalle ve insanlar yerleþik. Kentsel dönüþümün kolay kolay hayata geçirilemeyeceði bir yer. Bu nedenle, insanlarý tedirgin ederek buralardan sürmek istiyorlar. Bununla baðlantýlý olan ilk amaç ise, önce devrimcileri mahallede yok etmek. Devlet, siyasi operasyonlarla Gülsuyu'ndan devrimcileri atmaya çalýþtý. Ancak etkisini kýrdý belki ama mahalleden silemedi. Þimdi çeteleri devreye sokarak bunu yapmaya çalýþýyorlar.” Kapar, çeteleri, devletin gayri resmi örgütü olarak tanýmladý: "Rojava'dakiler gibi. Orada da, Türkiye'nin desteðini alan gayri resmi devlet örgütleri, halka saldýrýyor, katliam yapýyor. Gülsuyu'ndakiler de ayný þekilde devlet tarafýndan bizzat örgütleniyor" dedi. ESP Gülsuyu Ýlçe Yöneticisi Zelal Armutlu da, ESP'nin özel olarak hedef alýnmasýnýn nedeninin mahallede "yozlaþma, çeteleþme ve uyuþturucu"ya karþý yürüttüðü çalýþma olduðu görüþünde. Bu yýl 7. kez düzenlenecek olan Sanat ve Hayat Kültür Festivali'nin de ana sloganýnýn "Yozlaþma, çeteleþme ve uyuþturucuya karþý mahallemizi savunuyoruz" olduðunu hatýrlatan Armutlu, "Çetelerin vurduðu iki SGD üyesi, saldýrý sýrasýnda festival afiþlerini asýyorlardý” dedi. Zelal Armutlu da kentsel dönüþümü hayata geçirmek için saldýrýlarýn yapýldýðý görüþünde. Armutlu, "Mahallede kentsel yýkýma karþý eylemler, toplantýlar yeniden baþladý. Devlet, çeteler eliyle kentsel yýkýma karþý mahallenin direniþini kýrmak istiyor" diye konuþtu. Mahallede çalýþma yürüten BDP Ýl Yöneticisi Besim Yýlmaz da, son günlerde yaþanan saldýrýlar için, “Kendiliðinden geliþen, üç beþ kiþinin saldýrýsý deðil. Emniyetin ya da emniyet içinde bazý güçlerin dolaylý ya da direkt içinde olduðu saldýrýlar” dedi. 2009 yýlýnda baþlatýlan KCK operasyonlarýný hatýrlatan Yýlmaz, “Bu operasyonlarda, Gülsuyu, 1 Mayýs, Okmeydaný, Sarýgazi gibi devrimcilerin, yurtseverlerin etkisinin olduðu mahallelerden binlerce genç, devrimci, yurtsever gözaltýna alýndý, tutuklandý. Devlet, bu boþluklarý hýzlý bir þekilde, geçmiþte olduðu gibi çetelerle doldurmaya çalýþtý” dedi. Saldýrýlarýn ardýndan kentsel dönüþümü uygulama amacý olduðunun altýný çizen Yýlmaz, “Bu mahallelerde, belediyeler, kepçe, dozer ve polise ile geldiðinde, kitlesel tepkiyle karþýlaþacaðýný bilir. Bu nedenle, çeteleri salarak, halka korku yaratmak ve sindirmek, ardýndan da göçertmek istiyorlar” diye konuþtu. POLÝS ÝLE ÝÞBÝRLÝÐÝ YAPIYORLAR Mahalle halký, çetelerin polis ile iþbirliði içinde çalýþtýðý görüþünde. Bu iþbirliðine dikkat çeken ESP Ýlçe Yöneticisi Zelal Armutlu, þöyle konuþtu: “Esenkent Karakolu'ndan bir baþ komiser beni aradý. Saldýrý sýrasýnda MOBESE'lerin bozuk olduðunu söyledi. Her zamanki olay yani. En basit bir basýn açýklamasýnda dahi, MOBESE'lerin tamamý her zaman çalýþýyor. Ayrýca bir kiþinin gözaltýna alýndýðýný söylediler. Ama bu konuda net bir bilgimiz yok." BDP Ýl Yöneticisi Besim Yýlmaz da, Temmuz ayýnýn baþýnda BDP üyelerine yönelik olarak gerçekleþen saldýrýnýn faillerinin isimlerini polise vermelerine raðmen tek bir kiþinin bile gözaltýna alýnmadýðýna dikkat çekti. 7 Aðustos günü gerçekleþen saldýrýnýn ardýndan polisin kendilerine “Bize yardýmcý olun” dediðini hatýrlatan Yýlmaz, þunlarý söyledi: “Ýstihbarat toplamak vatandaþýn görevi deðil. Bu ülkenin bütçesinin yüzde 40'ý istihbarata gidiyor. Söz konusu devrimciler olduðunda, helikopterlerle, nokta operasyonu yapýyorlar. Bugüne kadar sadece bir kiþi tutuklandý. Cebrail Günebakan'ý vuran Kimyas Taþar teslim oldu, tutuklandý. Diðer saldýrganlarýn, polisin elinde ismi, cismi var. Ama hala dýþarýda dolaþýyorlar” dedi. 7 Aðustos akþamý gerçekleþen saldýrýdan önce, çetelerin etrafta dolaþtýðý yönünde polis yetkililerine bilgi verdiklerini ve önlem alýnmasýný istediklerini söyleyen BDP Ýl Yöneticisi Besim Yýlmaz, “Ancak önlem almadýklarý gibi, önce çeteler, ardýndan polis saldýrdý” dedi. MEDYA YALAN SÖYLÜYOR Gülsuyu'ndaki çete saldýrýsý ana akým medyada geniþ yer buldu. Ancak, “Saldýrýya uðrayanlarýn ifade vermekten kaçýndýðý” þeklinde yalan bilgiler de bu haberlerde yer aldý. ESP Ýlçe Yöneticisi Zelal Armutlu, ana akým medya için “Kesinlikle yalan haber yapýyorlar” dedi ve ekledi: “Hem yaralýlarýn bazýlarý, hem de tanýklar ifade verdi. Yalan haberde o kadar ileriye gittiler ki, ATV Haber, 'Solcu örgütler birbirleriyle silahla çatýþtý' diye haber verdi.” Ruken Adalý - Ýstanbul ABD’nin Ýkinci Dünya Savaþý sýrasýnda, Japonya’nýn Hiroþima kentine attýðý atom bombasý sonucu yaþamýný yitirenler, 68. yýldönümü’nde baþta Hiroþima olmak üzere dünyanýn pek çok ülkesinde törenlerle anýldý. Hiroþima’da nükleer bombanýn düþtüðü yerde inþa edilen Barýþ Parký’nda gerçekleþtirilen anmaya onbinlerce insanýn katýldýðý bilgisi alýndý. Japonya Baþbakaný Þinzo ABE’nin dünyanýn pek çok ülkesinden gelen temsilcinin katýldýðý anma töreninde yaptýðý konuþmada; nükleer malzemelerden arýnmýþ bir dünya için mücadele sözü verdiði, atom bombasýnýn yarattýðý felaketin bir daha tekrar etmemesi için Japonya’nýn nükleer Torba Yasa’dan “sahtekarlýk” yaptýðý iddiasý ile haklarýnda soruþturma açýlan ve tarýmsal desteklemelerden yararlanmasý yasaklanan çiftçilere af çýktý. Bu çiftçiler iki ay içerisinde baþvurarak üretim yaptýklarýný kanýtlamak þartýyla 2006'dan bu yana alamadýklarý destekleri alabilecekler. Resmi Gazete’nin 2 Aðustos tarihli sayýsýnda yayýnlanarak yürürlüðe giren “Torba Yasa”da Tarým Yasasý’na geçici bir madde eklendi. Haksýz yere tarýmsal destek alan ve haklarýnda soruþturma açýlan çiftçilere af getiren geçici madde þöyle: “Bu Kanun(Tarým Kanunu) uyarýnca yapýlan desteklemelerle ilgili olarak bu maddenin yürürlüðe girdiði tarih itibarýyla devam eden her türlü incelemeler veya adli ve idari soruþturmalar sonuçlanýncaya kadar destekleme ödemelerinin yapýlmamasý amacýyla konulan ödeme yasaklarý, bu maddenin yürürlüðe girdiði tarihten itibaren en geç iki ay içinde haklarýnda ödeme yasaðý konulan kiþilerin Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðýna baþvuruda bulunmalarý durumunda anýlan Bakanlýk tarafýndan altý ay içinde yapýlacak incelemede gerçek üretim yapýldýðýna dair bulgu ve emarelerin tespit edilmiþ olmasý þartýyla kaldýrýlýr. 25/4/2006 tarihinden itibaren desteklemelerden yararlanmak için baþvuruda bulunduðu hâlde, meri mevzuat uyarýnca desteklemelerden yararlanabilmek için ibrazý öngörülen makbuz, fatura ve diðer belgelerin gerçeðe aykýrý, usulsüz veya sahte olduðu gerekçesiyle desteklemeden yararlandýrýlmayanlara veya yararlandýklarý destekleme tutarlarý ayný gerekçe ile bu Kanunun 23 üncü maddesi doðrultusunda geri alýnanlara, bu maddenin yürürlüðe girdiði tarihten itibaren üç ay içinde Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðýna baþvurmalarý ve Bakanlýk tarafýndan yapýlan incelemede bunlarýn gerçek üretim yaptýðýnýn tespit edilmesi hâlinde hak ettikleri destekleme ödemeleri yapýlýr. Yapýlan ödemelere faiz iþletilmez, masraf veya ek ödeme adý altýnda herhangi bir ödeme yapýlmaz. Ancak bu hükümden yararlananlardan bu Kanunun 23 üncü maddesi çerçevesinde tahsil edilmiþ olan faiz, 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayýlý Kanuna göre alýnan TEFE/ÜFE tutarý, katsayý tutarý ve geç ödeme zamlarý iade edilir. Bu hüküm yararlandýklarý destekleme tutarlarýnýn, ayný gerekçelerle geri alýnmasý yönünde haklarýnda takip baþlatýlanlar için de uygulanýr ve maddede öngörülen þartlarýn oluþmasý hâlinde haklarýndaki takip iþlemlerine son verilir. Ancak bu maddenin yürürlüðe girdiði tarihten sonra maddenin kapsadýðý dönemlere iliþkin olarak haklarýnda takip baþlatýlanlarýn, takibe iliþkin yazýnýn teblið tarihinden itibaren bir ay içinde anýlan Bakanlýða baþvurmalarý hâlinde bunlar da madde hükmünden ayný þartlar dâhilinde yararlandýrýlýr. Bu maddeden yararlananlara 23 üncü maddenin ikinci fýkrasý uyarýnca uygulanmasý öngörülen herhangi bir hak mahrumiyeti uygulanmaz. 25/4/2006 tarihinden itibaren meri mevzuat uyarýnca desteklemelerden yararlanabilmek için baþvuruda bulunan ancak ibrazý öngörülen makbuz, fatura ve diðer belgelerin herhangi birini ibraz edememesi nedeniyle desteklemeden yararlandýrýlmayanlara, bu maddenin yürürlüðe girdiði tarihten itibaren üç ay içinde Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðýna baþvurmalarý ve Bakanlýk tarafýndan yapýlan incelemede bunlarýn gerçek üretim yaptýðýnýn tespit edilmesi hâlinde hak ettikleri destekleme ödemeleri yapýlýr. Yapýlan ödemelere faiz iþletilmez, masraf veya ek ödeme adý altýnda herhangi bir ödeme yapýlmaz. Bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere baþvuruda bulunan ve madde hükmünden yararlananlarýn, bu maddenin yürürlüðe girdiði tarihten önce destekleme ödemeleri ile ilgili olarak açmýþ olduklarý davalar karþýlýklý olarak sonlandýrýlýr ve bu sebeple herhangi bir yargýlama gideri ile vekâlet ücreti talep edilemez. Bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere baþvuruda bulunan ve açtýklarý davalardan vazgeçenlerin bu ihtilaflarýyla ilgili olarak bu maddenin yürürlüðe girdiði tarihten sonra teblið edilen kararlar uyarýnca iþlem yapýlmaz ve bu kararlar ile idare aleyhine hükmedilmiþ yargýlama giderleri ve vekâlet ücreti bulunmasý hâlinde bunlar idareden talep edilemez.” Bu düzenlemeye neden ihtiyaç duyuldu? Tarýmsal desteklemelerle ilgili her yýl yayýnlanan Bakanlar Kurulu Kararý’nda ve daha sonra yayýnlanan uygulama tebliðlerinde tarýmsal destekleme yapýlmayacak olanlar ve yanlýþ beyanda bulunarak haksýz yere destek alanlarla ilgili yaptýrýmlar ayrýntýlý olarak yer alýr. Bu düzenleme ile sahtekarlýk yapan çiftçi veya onlar adýna evrak düzenleyerek haksýz yere destek alanlar ödüllendiriliyor. Dürüst çiftçi ise cezalandýrýlýyor. Haklarýnda soruþturma açýlan çiftçiler bahane edilerek destekler hep geç ödendi. Dürüst çiftçiler cezalandýrýldý. Þimdi sahte belge düzenleyenler af edilerek ödüllendiriliyor. Geçici maddeye göre,hakkýnda destekleme ödemesi yasaðý olanlar bu aftan yararlanmak için gerçek üretim yaptýðýna dair bulgu ve emareleri sunmasý gerekiyor. Çiftçi 2006 ve sonrasýnda üretim yaptýðýný bugün nasýl kanýtlayacak? Çiftçi Kayýt Sistemine kayýtlý olmayanlara destek ödemesi yapýlmýyor. Bakanlýk, kayýt sisteminden kimin ne ürettiðini hatta üretim yapýp yapmadýðýný tespit edemiyorsa o kayýt sistemini çöpe atýn gitsin. Özetle, dürüst çiftçi cezalandýrýlýrken sahte belge ile haksýz yere destek alanlar ödüllendiriliyor. Kaynak : Tarýmdunyasý.net Sulucakarahöyük/ANKARA Yýlmaz KIZILIRMAK silah üretmeme, nükleer silah bulundurmama ve Japonya topraklarýna nükleer silah sokmama ilkesine sahip çýkmaya devam edeceðini vurguladýðý öðrenildi. Hatýrlanacaðý gibi, ABD’nin bir savaþ uçaðý ile Hiroþima’ya attýðý atom bombasý büyük bölümü patlama anýnda olmak üzere 140 bin insanýn hayatýný kaybetmesine neden olmuþ, bu saldýrýdan 3 gün sonra ise Nagazaki’ye atom bombasý atýlmýþ ve her iki kentte 360 binden fazla insan yaþamýný yitirmiþti. Aradan geçen 68 yýla raðmen ortaya çýkan radyoaktivitenin neden olduðu saðlýk sorunlarýnýn günümüzde bile insanlarý etkilemeye devam ettiði belirtiliyor. Hiroþima ve Nagazaki’de meydana gelen nükleer felaket nedeniyle 6 Aðustos günü Nükleer Karþýtý Platform (NKP), Ankara’da yazýlý bir açýklama yaptý, NKP bileþenleri ise ülkenin birçok kentinde eylem ve etkinlikler gerçekleþtirdi. NKP’nin “HÝROÞÝMA, NAGAZAKÝ UNUTULMADI. Savaþsýz ve Sömürüsüz Bir Dünya Ýçin Nükleer Silahlanmaya Hayýr!” diye baþlayan basýn açýklamasýnýn tamamýný aþaðýda paylaþýyoruz. “6 Aðustos 1945 günü sabah saat 8.15’de Japonya’nýn Hiroþima kentine ve 3 gün sonra da Nagazaki’ye atýlan atom bombasý, çýkarlarý söz konusu olduðunda, emperyalist ülkelerin dünyayý ve insanlýðý göz ardý edebileceklerini, gerekirse en vahþi yöntemleri o “ileri” teknolojileri ile uygulayabileceklerini gösterdi. Sabah atýlan bomba kent nüfusunun sokakta en yoðun olduðu saate denk getirilerek ölü sayýsýný yükseltecekti. Hiroþima’da 120 bin, Nagazaki’de 75 bin kiþi öldü. Sonraki yýllarda ise ölümler, sakatlýklar, kanser çýð gibi büyüdü. Dünya’ya kimin patron olduðunu göstermek için gösteri büyük olmalýydý. Nükleer silahlar bugüne kadar Hiroþima ve Nagazaki dýþýnda kullanýlmamýþ olsa da üretilmeye, denenmeye, daha yýkýcý hale getirilmeye ve böylece dünya barýþýný ve dünyamýzý tehdit etmeye devam ediyor. Nükleer silah denemeleri atmosferde, yeraltýnda ve su altýnda yüzlerce kez yapýldý. Nükleer denemeler genellikle de fakir halklarýn, sesini çýkartamayan, gözden uzaklarýn yaþadýklarý bölgelerde yapýldý. Nükleer silahlanma yarýþý atom bombasý atýlmasýndan itibaren hýzla arttý. Günümüzde 24 binin üzerinde nükleer silah (ABD, Rusya, Ýngiltere, Fransa, Çin, Hindistan, Pakistan, Ýsrail, Kuzey Kore) bulunmaktadýr. Bu silahlarýn tahrip gücü 1945 yýlýnda Hiroþima’ya atýlan bombanýn 400 bin katýdýr. 2011 yýlýnda, askeri harcamalar 1.63 trilyon ABD Dolarý’ný bulmuþtur. Bu silahlanma yarýþý insanlýðýn üretimini savaþa kanalize etmekte; eðitim, altyapý ve saðlýk hizmetlerinden yoksun bir çok coðrafyayý kurtaracak birikimler silahlanma bütçelerine aktarýlmaktadýr. Kapitalizm krizlerini savaþlarla aþmaktadýr. Coðrafyamýzda yaþananlar ise Neo-Osmanlý düþleri kuran AKP Hükümeti’nin art arda uygulamaya koyduðu çýlgýn projelerinden birinin de bölgemizde yaþanan savaþlarýn destekçisi olmak, halklarý birbirine düþürme görevini yürütmek olduðu görülmüþtür. Dünyanýn her yerinden gelen paralý askerlere topraklarýný kullandýrtan, her türlü destek saðlayan hükümet kendi halkýna ise gözdaðý vermektedir. AKP’nin savaþ politikalarý, bölgesinde güçlü ülke olma hayalinin arkasýnda yatan o doymak bilmez kar hýrsý, büyüttüðü sermayeye yeni talan alanlarýný açmak zorunda olmasýndadýr. Nükleer teknolojiye sahip olma miti altýnda nükleer silahlanma amacýný gizleyen iktidarlar, nükleer enerjiyi de bu perdelenen hayalperestliðin meþru görünmesi için kullanmaktadýrlar. AKP Hükümeti’nin Akkuyu’da yapýlmasý planlanan santrale iliþkin düþleri de bizleri korkutmaktadýr. Kirli enerji olan nükleer enerjiye bel baðlanmasý hükümetin düþlerinin de kirli olduðunu göstermektedir. Bu kir giderek tüm alanlara yayýlmakta, insan yaþamýný yok sayan bir düzeye ulaþmaktadýr. Halkýn yaþam alanlarýna iliþkin görüþleri bile, sandýða indirgenen ileri demokrasi anlayýþýnda kendisine yer bulamadýðý gibi büyük bir þiddetle yok edilmeye çalýþýlmaktadýr. Gezi Direniþi’ne hükümetin uyguladýðý polis þiddeti artýk en temel itirazlara iliþkin tahammülün kalmadýðýný, gencecik canlara sokak ortasýnda kýyacak kadar gözü dönmüþ hýrslara sahip olunduðunu göstermiþtir. Doðaya ve onun parçasý olan insanlýða yapýlan saldýrýlar, elbet doðanýn ve onun parçasý olan insanlýðýn tepkisiyle karþýlaþacaktýr ve karþýlaþmýþtýr. Gezi Direniþi göstermiþtir ki her zaman umut vardýr. Savaþsýz ve sömürüsüz bir dünyayý yaratmayý ancak bizler baþarabiliriz. Onlarýn tek renkli dünyalarýna karþý biz daha renkli, daha yaratýcý ve daha çoðuz. Her yer Taksim, her yer direniþ!”