Dişhekimi 55. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası

Transkript

Dişhekimi 55. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası
dişhekimi
haber
1
haber
2
dişhekimi
dişhekimi
haber
3
haber
4
dişhekimi
dişhekimi
haber
5
haber
6
dişhekimi
dişhekimi
haber
7
haber
8
dişhekimi
dişhekimi
haber
9
editör
dişhekimi
Merhaba,
Özlem KEKEÇ
[email protected]
Kamuoyunda “Tam Gün Tasarısı” olarak bilinen, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı
Kuruluşların teşkilat ve görevleri hakkında değişiklik yapılmasına olanak
sağlayan“Torba Tasarı”,sağlık çalışanlarının ve sağlık meslek örgütlerinin tepkilerine rağmen TBMM’de kabul edildi.
Yasa’nın meclisten geçen maddelerini
ve mesleğimizi doğrudan ya da dolaylı
olarak etkileyebilecek düzenlemeleri ilgili haberimizden takip edebilirsiniz.
Sağlık Bakanı Müezzinoğlu’nun, katıldığı bir canlı yayında söyledikleri Torba
Yasa içinde yer alan “hastaların kişisel
sağlık verilerinin toplanması” ile ilgili
düzenlemede geri adım atıldığı izlenimini uyandırdı. Müezzinoğlu, kimliğini
önemsemeksizin hastayı X kişi olarak
görecek bir sistem üzerine çalıştıklarını
söyledi.
Yanında eleman çalıştıran meslektaşlarımız için 1 Ocak 2014 tarihinden
itibaren geçerli olan işyeri hekimi ve
iş güvenliği uzmanından hizmet alma
zorunluluğuna devlet desteği geldi.
Yetkililer bu hizmetin Toplum Sağlığı
Merkezleri bünyesinde kurulan Çalışan
Sağlığı Birimleri (ÇSB) tarafından verileceğini açıkladılar. İzmir Çiğli’de kurulan
ÇSB, Türkiye’de kurulan ilk ÇSB olması
özelliğiyle işyeri hekimliği hizmetlerinin
yürütülmesi uygulamalarında örnek
oldu.
Türk Tabipleri Birliği ve Türk Dişhekimleri Birliği başta olmak üzere aralarında
SES, DİSK gibi sendikaların da olduğu
sağlıkla ilgili 12 meslek örgütü Ağız ve
Diş Sağlığı Haftası sebebiyle ortak bir
10
bildiri yayınladılar. Bildiride ülkemizdeki
ağız diş sağlığı verileri, mevcut diş hekimi istihdamı ve izlenmesi gereken sağlık politikaları üzerinde duruldu.
Sağlık Bakanlığı’na bağlı Kütahya Ağız
ve Diş Sağlığı Merkezi’nin teknik şartname ile 6 ay süreliğine diş hekimi
hizmeti almak istemesi meslek çevrelerinde tepkiyle karşılanmış, biz de bu
garip uygulamaya geçtiğimiz sayıda sayfalarımızda yer vermiştik. Sağlıkta taşeronlaşmanın önünü yeniden açacak bu
girişim, gelen tepkiler sebebiyle iptal
edildi.
İzmir Karşıyaka’daki dişhekimi olmadan işlem yapan, fakat çalışmadığı için
kapanan beyazlatma merkezleri için
devam ettirdiğimiz hukuk mücadelemizde bir gelişme yaşandı. Açılan kamu
davasının sonucuna göre White Smile
isimli ticari işletmenin sahibi ve çalışanının 2 yıl, 6 ay, 4 gün hapis cezası ile
cezalandırılmasına karar verildi.
Bu sayımızda ayrıca aynı yıl içinde
ikinci kitabı okurla buluşan meslektaşımız ve dergimiz yazarı Dr. Müge
Sandıkçıoğlu’nun yazı dünyasını ve
Fethiye ADSM’de görev yapan meslektaşımız Cenk Bağcıoğlu’nun çalıştığı kuruma açtığı davalarla hak arama mücadelesini ilgiyle okuyacağınızı
umuyoruz.
Yeni yılın size ve sevdiklerinize sağlık,
mutluluk ve başarı dolu günler getirmesini diliyorum…
Yeniden buluşana dek sevgiyle kalın…
dişhekimi
editör
içindekiler
dişhekimi
Hükümet’in
16
Torba Yasa inadı!
Beyazlatma merkezleri
kapandı ancak
cezadan kurtulamadı
İş güvenliği hizmetine
28
DEVLET DESTEĞİ
Türkiye’de ilk kez İzmir Çiğli’de kurulmakta olan Çalışan Sağlığı Birimleri
(ÇSB) meslektaşlarımıza işyeri güvenlik hizmeti vermeyi planlıyor.
26
18
EGE BÖLGESİ DİŞHEKİMLERİ ODALARI
ULUSLARARASI BİLİMSEL KONGRE ve SERGİSİ
22 Kasım 105. Ağız ve Diş
International Scientific Congress and Exhibition
Tepekule Kongre Merkezi
İş gücü arttı, sorunlar
Sağlığı Haftası’nı çeşitli
etkinliklerle kutladık
İKİYE KATLANDI 38
22
Türk Sağlık-Sen tarafından Ağız ve Diş Sağlığı Haftası nedeniyle bir araştırma
yapıldı. İstihdamın az iş yükünün çok arttığı ortaya çıkan araştırmada Avrupa
Birliği standartlarına yetişmek için 26 bin hekime ihtiyaç olduğu belirtildi.
Meslektaşımız Ortodontist Dr. Müge Sandıkçıoğlu
Meslek
örgütlerinden
SERT
BiLDiRi
24
Meslek örgütleri Ağız ve Diş Sağlığı haftası sebebiyle yayınladığı bildiride önce
koruyucu Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti, sonra da “Eşit, Nitelikli ve Ulaşılabilir
Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti” için birlikte mücadele kararlılığını vurguladı.
“Yazmak,
bir çeşit
zemberek
boşalması
sanki”
42
Reklam İndeksi
BBK Organizasyon......................57
BEGO........................................ 8-9
Biofocuks...................................59
Biomet 3İ...................................33
CNR Expo....................................4
GSK........................................ 7-17
İpana................1-11-Arka kapak içi
Lider Diş............................... 13-53
Ortotek................................. 44-45
Sarp Dental...............................41
Haber Sorumlusu
Erdal BİLİCİ
Sahibi
İzmir Dişhekimleri Odas› ad›na
Yönetim Kurulu Başkan›
İlkay Karademirci Ülkü
Sorumlu Yaz› İşleri Müdürü
Özlem Kekeç
Yay›n Kurulu
İlkay Karademirci Ülkü, Özlem Kekeç
12
Görsel Yönetmen
Birsen BAĞARDI KÖSEOĞLU
Baskı
Şan Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti.
Ayazağa Mah. Kemerburgaz Cad.
No: 13 Şişli - İSTANBUL
Tel: 0.212 289 24 24
Faks: 0.212 289 07 87
Sirona..........................................5
Tidal implant.................... 34-35-51
Toros Dental........................ 2 ve 6
UMG...........................................3
Ünaldı Medikal............Arka Kapak
Bas›m Tarihi:
Aralık 2013
Yay›n Türü:
Yayg›n Süreli Yay›n
İletişim Adresi
Anadolu Caddesi 40,
Tepekule İş Merkezi D: 209 /210 /211 Bayrakl› İzmir
Telefon 0.232 461 2152 - 461 3615 - 461 1571
Faks 0.232 461 3759
[email protected]
Dergide yer alan yaz›lar›n hukuki sorumluluğu yazar›na aittir.
Dergimiz 22.600 adet basılarak, Dişhekimlerine ve dişhekimliği fakültesi
son s›n›f öğrencilerine ücretsiz dağ›t›l›r.
haber
Hükümet’in
Torba Yasa
inadı!
dişhekimi
Hangi maddeler
meclisten geçti?
>Bundan sonra
neler değişecek?
>
14
tam gün
dişhekimi
Kamuoyunda “Tam Gün Tasarısı” olarak bilinen, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı
Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair “Torba Tasarı”, TBMM’de kabul edildi.
Torba yasanın içinde yer alan ve mesleğimizi doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyebilecek kimi düzenlemeler şöyle sıralanıyor: Yasaya göre, memurlar,
mesleki faaliyette veya serbest meslek icrasında bulunmak üzere ofis, büro, muayenehane ve benzeri yerler açamayacak. Ancak memurların insani ve
sosyal amaçlı gönüllü çalışmaları bu yasaklamanın
dışında olacak. Komisyondan geçen şekliyle; bütün
tıp fakültesi ve diş hekimliği fakültesindeki öğretim
üyeleri tam gün mesailerini (saat 17.00’ye kadar)
kendi kurumlarında yapacaklar. Saat 17.00’den
sonra iki alternatifleri olacak: Ya kendi kurumlarında çalışmaya devam edecekler ya da vakıf hastaneleri ya da özel hastanelerde çalışabilecekler.
Doktor Paranın Yarısını Alacak
Tasarıya göre öğretim üyelerinin mesai saatleri dışında üniversitede sundukları sağlık hizmetlerinden
dolayı alınan ilave ücretler, döner sermaye işletme-
Kişisel verileri
göndermeyene
para cezası
verilecek
Taslakta ayrıca, Sağlık Bakanlığı tarafından
uygulanacak ceza yaptırımları da ayrıntılı
biçimde düzenlendi. Sağlık Bakanlığı’nın
Anayasa’nın 20. maddesine rağmen uygulamaya çalıştığı kişisel verilerin toplanması ile
ilgili yaptırımı da dikkat çekiyor. Buna göre,
Bakanlığın istediği verilerin gönderilmemesi
halinde sağlık kuruluşu iki kez uyarılacak,
yine de veri gönderimi sağlanmazsa bir önceki ay brüt gelirinin yüzde biri kadar idari
para cezası verilecek.
sinin ayrı bir hesabında toplanacak. Bu şekilde elde
edilen gelirin yüzde 50’si öğretim üyesine ödenecek. 17:00’den sonra özel hastanelerde çalışabilecek akademisyenlerin sözleşmesi üniversite ile özel
hastane arasında yapılacak.
Doktor yaralayana tutuklama
Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı, görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu tutuklama
nedenleri arasında sayılacak. Ruhsatsız olarak önceden hazırlanarak eczanede bulundurulan hazır
ilaç imal edenler veya bu şekilde imal edilen bu
ilaçları bilerek satan, satışa arz eden veya sattıranlara 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek. Tasarıda organ bağışı ile ilgili maddeler de var. Kornea
gibi ceset üzerinde bir değişiklik yapmayan dokular,
aksine bir vasiyet ibraz edilmediği takdirde alınabilecek. İhtiyaç duyulduğu takdirde kadavra ithal
edilebilecek.
Aile hekimlerine nöbet,
yeni ikamet zorunluluğu
Sağlık personeli, mesai saatleri dışında da hastane ya da sağlık kuruluşuna çağrılabilecek Taslak
düzenlemede sağlık çalışanlarının mesai saatleri
dışında da hizmetlerine gereksinim duyulması durumunda sağlık kuruluşuna ulaşabilmeleri için alınacak önlemler ve ilgililerin uyacağı kuralların Bakanlık tarafından belirleneceği ifade ediliyor.
663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen, sağlık çalışanlarının görevli oldukları yerleşim
yeri sınırlarında ikamet etme zorunluluğu Anayasa
Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. Şimdi, benzeri bir düzenleme çıkartılarak adı konulmadan,
çalışanlar için ikametgah kısıtlamalarının Bakanlık
tarafından getirilebileceği belirtiliyor. Sağlık çalışanlarına ödenen nöbet ücretleri yoğun bakım,
acil servis ve 112 acil sağlık hizmetlerinde tutulan
nöbetler için yüzde 50 oranında fazla verilecek.
Yükseköğretim kurumlarının kadro ve pozisyonlarında bulunmayan profesör ve doçentler, tıp ve diş
hekimliği fakültelerinde sözleşmeli öğretim üyesi
olarak istihdam edilebilecek. GATA’da da sözleşmeli profesör ve doçent çalıştırılabilecek.
15
tam gün
dişhekimi
Dişhekimliği
son sınıf öğrencisine ücret
Tıp fakültelerinin son sınıfında öğrenim görenlere ücret ödenmesine ilişkin bir düzenleme
yapılmıştı. Taslak`la bu düzenleme içine dişhekimliği fakültesi son sınıf öğrencileri de dahil
edildi. Ancak ücret ile ilgili iyileştirme yapılmadığı gözlendi.
İşyeri hekimliğine yeni düzenleme
Taslak`ta işyeri hekimliği ile ilgili de iki düzenleme yer alıyor. Birincisi; kamuda görevli olan ve
yöneticilik görevi bulunmayan bütün tabiplerin,
kamu mesai saatleri dışında, aylık 30 saati geçmemek üzere işyeri hekimliği yapmalarına izin
verildi. İkincisi; az tehlikeli işyerlerinde, işyeri hekimliği sertifikası olmayan hekimlerin de işyeri
hekimliği yapabilecekleri hükme bağlandı.
Acil sağlık hizmetine “Gezi” ayarı
Gezi Parkı yaralılarına doktor ve tıp öğrencilerinin yardım etmesi, yeni ‘Tam Gün’ yasasında ele
alındı. İzinsiz tedavi yapan hapis cezası alacak.
Tasarının 33. maddesiyle olağanüstü durumlarda mesleğini icraya yetkili kişilerce acil sağlık hizmeti ulaşana kadar verilecek olan sağlık hizmeti
hariç, ruhsatsız olarak sağlık hizmeti sunan veya
yetkisiz kişilerce sağlık hizmeti verdirenlerin 1
yıldan 3 yıla kadar hapis ve para cezası ile cezalandırılması öngörülüyor. Ayrıca, aynı maddeye
göre, herhangi bir gösteri sırasında resmi ambulans bulunması, ehil ve bağımsız hekimlerin acil
tıbbi hizmet vermelerini engelleyici bir gerekçe
sayılabileceği gibi, acil müdahalede bulunanlar
kovuşturmaya uğrayabilecek.
Bu maddeye uluslararası tepki geldi
İnsan Hakları için Hekimler Organizasyonu (PHR)
Kıdemli Baş danışmanı Dr. Vincent Iacopino söz
konusu düzenlemenin geçtiğimiz yaz Gezi protestoları sırasındaki doktorları rahatsız etme
amacı taşıdığını söyledi. Iacopino “Acil sağlık hizmetleriyle ilgili bu madde hem uluslararası standartlarla, hem tıp etiğiyle; hem de Türk Ceza
Kanunu’yla çelişiyor. Geçtiğimiz hafta PHR’nin
de aralarında bulunduğu önde gelen tıp grupları Türk Sağlık Bakanı’na, söz konusu maddeyi
16
yasa tasarısından çıkarması için bir mektup gönderdi” dedi.
Bir tepki de BM’den geldi
Birleşmiş Milletler (BM) sağlık hakkı özel raportörü Anand Grover, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen ve kamuoyunda “Tam Gün” yasası olarak
bilinen yasa tasarısının 33. maddesini eleştirerek
yasalaşmamasını talep etti.
Grover ve Dünya Tabipleri Birliği (WMA) Genel
Sekreteri Otmar Kloiber, yaptıkları ortak yazılı
açıklamada, tasarıda yer alan, “acil durumlarda
devlet ambulansı geldikten sonra bağımsız hekimlerce sağlık yardımı yapılmasını suç sayan” düzenlemenin yasalaşmaması çağrısında bulundu.
dişhekimi
haber
17
iş güvenliği
dişhekimi
İş güvenliği hizmetine
DEVLET DESTEĞİ
İş Sağlığı Ve Güvenliği Hizmetlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik
yayınlandı.Türkiye’de ilk kez İzmir Çiğli’de kurulmakta olan Çalışan Sağlığı
Birimleri (ÇSB) meslektaşlarımıza işyeri güvenlik hizmeti vermeyi planlıyor.
Bilindiği üzere iş sağlığı ve güvenliği kanununa
göre; yanında eleman çalıştıran meslektaşlarımızın1 Ocak 2014 tarihinden itibaren işyeri hekimi ve
işgüvenliği uzmanından hizmet alma yükümlülüğü
başlıyor. Bu konuyla ilgili ayrıntıları Dişhekimi
dergimizin 54. sayısında vermiştik. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sağlık
Bakanlığı arasında 26 Ekim 2010 tarihinde imzalanan iş sağlığı ve güvenliği alanında işbirliği protokolü kapsamında Toplum Sağlığı Merkezleri bünyesinde kurumsal olarak işyeri hekimliği hizmeti sunmak
üzere Çalışan Sağlığı Birimleri (ÇSB) kurulmaktadır. Çiğli Toplum Sağlığı Merkezi’nde kurulan ÇSB
Türkiye’de kurulan ilk ÇSB olması özelliğiyle işyeri
hekimliği hizmetlerinin yürütülmesi uygulamaların-
18
da örnek olmuştur. Bu protokol kapsamında Toplum Sağlığı Merkezlerinde 1-9 çalışanı olan işyerleri için işyeri hekimliği ve iş güvenliği hizmetinin
verilebilmesi için çalışmalara başlanmıştır.İzmir’de
Çiğli ve Torbalı’daki Toplum Sağlığı Merkezlerinin
bu hizmeti verebileceği yetkililerce ifade edilmiştir.
Devlet desteğine yönelik mevzuata ilişkin yönetmelik 24 Aralık 2013 tarihinde yayınlandı. Bu hizmetin
nasıl verileceğine dair ayrıntılar netleşti. Bu doğrultuda isteyen meslektaşlarımız piyasada hizmet veren OSGB ler ile anlaşma yapabilir. (Odamıza teklif
veren firmaları www.izdo.org adresinde bulabilirsiniz.) veya isteyen meslektaşlarımız devletin Toplum
Sağlığı Merkezlerinden vereceği hizmetden yararlanabilirler.
haber
dişhekimi
Devlet desteğine ilişkin
yönetmeliğin ayrıntıları
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 7.
maddesinde düzenlenen işyerlerinin iş sağlığı ve
güvenliği hizmetlerini almalarıyla ilgili olarak desteklenmesine ilişkin yönetmelik, 24.12.2013 tarih
ve 28861 sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.
İş Sağlığı Ve Güvenliği Hizmetlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmeliğe göre SGK tarafından
sağlanacak destekten Türkiye genelinde ondan az
çalışanı bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer
alan işyerlerinin işverenleri yararlanabilecek.
Bilindiği üzere dişhekimi muayenehaneleri ile poliklinik ve merkez gibi yerler tehlikeli sınıfta değerlendirilmişti. Bunlardan çalışanı ondan az olanlar
iş sağlığı ve güvenliği hizmetleriyle ilgili destekten
yararlanabilecekler.
Destek miktarı SGK
borcundan düşülebilecek
Desteğin miktarı işyerinde çalışan sigortalı sayısı
ve ay içindeki çalışma gününe göre belirlenecek.
Çalışan başına günlük miktarı, 16 yaşından büyük
sigortalılar için belirlenen prime esas kazanç alt sınırının günlük tutarının %1,4’ü olacak. 2014 yılı ilk
6 ayı için bu miktar (35,02x1,4/100=) 0,49 TL’dir.
Örnek verilecek olursa Muayenehanede 4 çalışanı olduğu ve 30 gün prim ödendiği takdirde aylık
(0,49 x 4 x 30=) 58,8 TL destek verilecek.
Destek, SGK tarafından her üç ay sonunda bir hesaplanarak işverene ödenecek. İşverenin SGK’ya
prim borcu varsa bu destek borca mahsup edilebilecek.
Destekten nasıl
yararlanabileceksiniz ?
Destekten yararlanabilmek için İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği uyarınca hizmet
sunucusu kabul edilen yerlerden birinden hizmet
alınması için sözleşme yapılmış olması ve SGK’ya
başvurulması gerekiyor. Yönetmelik 1 Ocak 2014
tarihinde yürürlüğe girecek. Söz konusu başvurunun şimdiden yapılarak o tarihten sonra uygulamaya konulması istenebileceği gibi anılan tarihten
sonra da başvuru yapılabilecek. Başvuru için örnek
dilekçe TDB internet sitesinde yer alıyor.
Torba Yasa Tasarısı TBMM
önünde protesto edildi
esi
Türk Tabipler Birliği, dördüncü kez ertelenen Sağlık Torba Yasa Tasarı’sının geri çekilm
taleplerini dile getirmek için TBMM Dikmen Kapısı önünde basın açıklaması yaptı.
Sağlık Torba Yasa Tasarısı, Türk Tabipleri Birliği ve Ankara Tabip Odası tarafından Türkiye
Büyük Millet Meclisi (TBMM) önünde yapılan
basın açıklaması ile protesto edildi. Hatırlanacağı üzere, Türkiye Büyük Hekim Meclisi, Türk
Tabipleri Birliği’nin çağrısıyla 22 Aralık 2013
tarihinde Ankara’da toplanmış, yüz otuz bin
hekimi temsilen, Türkiye’nin dört bir yanından gelen iki yüz ellinin üzerinde hekimin
oyuyla TBMM’de görüşülmekte olan Sağlık
Torba Yasa Tasarısı oy birliği ile reddedilmişti.
TBMM Dikmen Kapısı önünde yapılan basın
açıklamasında ise dördüncü kez ertelenen
Sağlık Torba Yasa Tasarısı’nın Genel Kurul
gündemine bir kez daha getirilmemesi ve tasarının geri çekilmesi talepleri dile getirilerek,
“TBMM, Türkiye Büyük Hekim Meclisi’nin
reddettiği Sağlık Torba Taslağı’nı bir kez daha
Genel Kurul gündemine alacak olursa, görüşmelerin yapılacağı günden başlayarak Süresiz
Eyleme Hazır Olduğumuzu kamuoyuna duyururuz” denildi. Basın açıklaması TTB Merkez
Konseyi Genel Sekreteri Bayazıt İlhan tarafından yapıldı. Basın açıklamasında SES Genel
Başkanı Çetin Erdolu ile KESK Genel Sekreteri
İsmail Hakkı Tombul da birer konuşma yaptı.
19
haber
dişhekimi
TAŞERON
Dişhekimi İhalesi
iptal edildi
Meslek örgütlerinin sert bir dille kınadığı
“ihale ile taşeron dişhekimi alımı” tepkiler sebebiyle iptal edildi.
Sağlık Bakanlığı’na bağlı Kütahya Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin teknik şartname ile 6 ay süreliğine
dişhekimi hizmeti almak istemesi şaşkınlık yaratmış, söz konusu haberi ‘’Mevsimlik Taşeron Dişhekimi Aranıyor’’ başlığı ile sayfalarımızdan duyurmuştuk . Sağlıkta taşeronlaşmanın önünü yeniden
açacak bu girişim, tepkiler sebebiyle iptal edildi.
“Teknik şartnamede bulunan hatadan dolayı” iptal
edildiği duyurulan ihalenin yeniden yapılıp yapılma-
20
yacağı ise henüz belli değil. Haberimizin ardından
TDB’nin ve meslek örgütlerinin sert bir dille kınadığı ihale ile ilgili olarak bir bildiri yayınlandı.
Başta Türk Dişhekimleri Birliği olmak üzere Türk
Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık ve Sosyal Hizmet
Emekçileri Sendikası (SES), DİSK, Devrimci Sağlık
İşçileri Sendikası (Dev Sağlık İş), Türk Hemşireler
Derneği (THD), Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği
(SHUD), Tüm Radyoloji Teknisyenleri/Teknikerleri
dişhekimi
haber
Derneği (TÜMRAD DER) ve Tüm Medikal Radyoteknoloji Teknisyenleri / Teknikerleri Derneği’nin
(TMRT DER) içinde bulunduğu sağlık meslek örgütleri, yaptıkları ortak açıklama ile Kütahya Ağız
Diş Sağlığı Merkezi’nde dişhekimliği hizmetlerinin
taşeronlar eliyle verilmesi için ihale açılmasını sert
bir dille kınadılar.
Modern kölelik: Taşeronlaşma
Meslek örgütlerinin ‘’Modern Kölelik: Taşeronlaşma’’ başlığı altında yayınladıkları bildiride; “Anayasası olan bir ülkede parlamento yasa çıkaracak,
yasalara uygun düzenlemeleri de hükümetler yapacak, sonra dönüp uygulamalara baktığımızda;
yönetim organlarınca bütün yazılı kurallar hiçe sayılarak; “ben yaptım, oldu” “oldu - bitti” anlayışı
içinde; “hak, adalet, sorumluluk” duygularından
uzak, devlet olma ciddiyeti taşımayan kişilerin eliyle
kuralsızlığı devlete egemen kılacaksınız. Her şeyi bir
sonraki seçimlerde nasıl oya tahvil edebilirim anlayışı ile uzun erimli sorumluluğun taşınmadığı bu yönetim biçimi, makyajla halkımızın aldatılmasından
başka bir şey değildir” ifadelerine yer verildi.
Bildiride ayrıca; “Çalışanlar ve hizmet alanlar, yerleşmiş teamüller içerisinde yönetilmek ve yasalara
güvenmek isterler. Ancak öyle acımasız ve öylesine temel insan haklarını göz ardı eden bir yönetim
tarzı sergilenmekte ki; işsizlik çarkı içinde sıkışmış
milyonlarca eğitimli insanı karın tokluğuna çalışmaya zorlayan ve iktidar gücüyle yaratılan yeni kuşak
yandaş işverenlerin emek sömürüsü içinde; mutsuz, konuşamayan, çaresiz ve korkak “ insan tipi”
yaratılmaktadır ülkemizde. Çağlar öncesinin kölelik
düzeni, maalesef ve yazık ki son 10 yıldır hayatımızın her alanına “taşeronlaşma” adı altında, yerleştirilmiştir. Taşeron çalıştırma bizleri güvencesiz
koşullarda çalıştırmak demektir. Taşeron düzeni ile
sağlık emekçileri daha ucuza çalıştırılırken en temel
sosyal ve ekonomik haklarından dahi mahrum bırakılmak istenmektedir. Gururlu bir yaşam düzeninde
başı dik insanımız, artık yarın ne olacağı kaygılarını
dahi hissedemeyecek kadar moral değerlerini yitirmiştir” denildi.
Bildiri şu ifadelerle sona erdi:
“Sağlık alanında da yaratılan bu “oldu-bittiler” öylesine sıklaşmıştır ki; Anayasaya, yasalara, insanlık
erdemine, hekimlik ruhuna, hastaya saygı ilkesine
nasıl yakıştırılıyor anlamak mümkün değildir. Dayatılan sayısal veriler ile cebire tabi tutulan hekimler
nasıl çalıştırılabilir, bu koşullarda çalışan bir hekime hasta ne kadar güven duyabilir?
Bugün kalktığımızda da, Sağlık Bakanlığı tarafından “Kütahya Ağız Diş Sağlığı Merkezinde” dişhekimliği hizmetlerinin taşeronlar eliyle verilmek üzere bir ihale açıldığını, dişhekimlerini ve mesleğini
kor bir ateşin içine atan uygulamaya start verildiğini gördük. Sağlık gibi temel hakkı bu kadar
“ucuz” gören anlayışı reddediyoruz. Sağlık emekçileri olarak bu kölece çalıştırma düzenini reddediyor ve söz konusu ihalenin derhal iptal edilmesini
istiyoruz. Aksi durumda her türlü hukuki ve fiili
mücadeleyi vereceğimizin bilinmesini istiyoruz.”
21
22 Kasım
m
ı
s
a
K
22
dişhekimi
105. Ağız ve Diş
Sağlığı Haftası’nı
çeşitli etkinliklerle
kutladık
Türkiye’de bilimsel dişhekimliğinin kuruluş günü olan 22
Kasımı içine alan Ağız ve Diş Sağlığı Haftası İzmir Dişhekimleri Odası tarafından düzenlenen etkinliklerle kutlandı.
İlk etkinlik Cumhuriyet Meydanı’nda Atatürk Heykeli’ne çelenk bırakılması ile başladı. Dişhekimliği Fakülteleri dekan
ve yöneticilerinin de katıldığı törende dişhekimliğinin dünü
ve bugünü anlatıldı. Kutlamaların ikinci bölümü İzmir Dişhekimleri Odası Türk Sanat Müziği Korosu’nun Tepekule
Kongre Merkezi’nde gerçekleştirdiği konserle başladı. Çok
sayıda meslektaşımızın izlediği konserde sazlar eşliğinde
müzik ziyafeti sunuldu. Konser sonrasında İzmir Dişhekimleri Odası Başkanı İlkay Karademirci Ülkü ve yönetim
kurulu üyelerinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen törende,
İzmir Dişhekimleri Odası’na kayıtlı ve meslekte 25, 40 ve
50.yıllarını dolduran meslektaşlarımıza plaketleri verildi.
İzmir’de bulunan dişhekimliği fakültelerinin temsilcileri ile
CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı ve Acil Tıp Derneği Başkanı Ülkümen Rodoplu’nun da hazır bulunduğu Tepekule
Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen törene çeşitli illerde
görev yapan çok sayıda meslektaşımız ve yakınları katıldı.
Tören sonrasında düzenlenen kokteylde meslektaşlarımız
canlı müzik eşiliğinde eğlenceli bir gece geçirdi.
22
dişhekimi
Kişisel sağlık verilerinin
toplanmasında
Sağlık Bakanlığı
geri adım mı atıyor?
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu
kişisel verilerin toplanması ile ilgili,
hastayı X kişi olarak görecek bir
sistem üzerine çalıştıklarını söyledi.
Türk Tabipleri Birliği, Türk Dişhekimleri Birliği, Türk
Eczacılar Birliği ve Türkiye Barolar Birliği tarafından
3 Aralık 2013 tarihinde İstanbul Tabip Odası’nda,
Kişisel Sağlık Bilgilerinin Paylaşılmasını Ön Gören
Yasa Taslağı’na ilişkin bir basın toplantısı düzenlenmişti. “Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması Bir
Haktır” başlıklı bildiride hastaların sağlık bilgilerinin
hekimlerin ortak paylaşımına açan düzenlemenin
yaratacağı olumsuzluklar hatırlatılmıştı. Bu düzenlemenin 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname
içinde yer aldığı ancak, Anayasa Mahkemesi’nin bu
kanun maddesini yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle
iptal ettiğinin de hatırlatıldığı toplantıdan 10 gün
sonra Sağlık Bakanı bir canlı yayında bu konuda ilgi
çekici bir açıklamada bulundu.
Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, “Kişinin kimliği lazım
değil sağlık bilgileri lazım. O nedenle, şimdi yeni çalışmamız kişiyi X olarak görebilmek” dedi. Bu açıklama Sağlık Bakanlığı’nın geri adım attığı şeklinde
yorumlandı.
Hasta X Kişi olarak görülecek
Kişinin özel sağlık bilgilerini, hekimi dışında paylaşılmasını “doğru bulmadığını” belirten Müezzinoğlu,
bu anlamda gerek Anayasa gerekse yasalarda ilgili
düzenlemelerin olduğunu vurguladı. Türkiye’nin
sağlığını iyi planlayacaksak, bu tür verilere ihtiyacımız var. Kişinin kimliği lazım değil sağlık bilgileri
lazım. O nedenle, şimdi yeni çalışmamız kişiyi X
olarak görebilmek. Biz, kişiyi X olarak görelim, X’i
yalnız hasta ile hekim bilsin diyerek bu konuda geri
adım attığı yolunda izlenim uyandırdı.
23
haber
dişhekimi
Meslek
örgütlerinden
SERT BiLDiRi
Meslek örgütleri Ağız ve Diş Sağlığı haftası sebebiyle yayınladığı bildiride önce
koruyucu Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti, sonra da “Eşit, Nitelikli ve Ulaşılabilir
Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti” için birlikte mücadele kararlılığını vurguladı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Dişhekimleri Birliği
(TDB), Sağlık ve Sosyal Hizmet, Sağlık Emekçileri
Sendikası (SES), DİSK, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık İş) Türk Hemşireler Derneği, Türk
Ebeler Derneği (TED), Tüm Radyoloji Teknisyenleri/
Teknikerleri Derneği (TÜMRAD DER), Türk Medikal
Radyoteknoloji Derneği (TMRT DER), Sosyal Hizmet Uzmanlar Derneği (SHUD) 22 Kasım gününü
içine alan “ağız ve diş sağlığı haftası” sebebiyle bir
bildiri yayınladı.
Bildiride şu ifadelere yer verildi;
Ülkemizde 22 Kasım gününü içine alan hafta;
“ağız ve diş sağlığı” konusunda halkın bilinçlenmesine katkı sağlamak, dikkatini çekmek, doğru
alışkanlıklar kazandırmak amacıyla “Toplum Ağız
Diş Sağlığı Haftası” olarak kutlanmaktadır.
Sağlık Bakanlığı politikalarını, Dünya Sağlık Örgütü
(DSÖ) ve Dünya Dişhekimleri Birliği (FDI) öncülüğünde başlatılan ve İstanbul`da gerçekleştirilen
FDI Kongresi`nin de sonuç bildirgesinde (FDI 2020
Vizyonu) yer alan “Ağız sağlığı, genel sağlığın
ayrılmaz bir parçasıdır ve temel insan hakkıdır.” anlayışı doğrultusunda oluşturmalıdır. Bu
amaçla da; bireyin ağız diş sağlığının iyileştirilmesi
ve nitelikli Ağız ve Diş Sağlığı hizmetinin sunulması
için; bilimsel temelli, kanıta dayalı ve koruyucu ağız
diş sağlığını önceleyen politikalar ivedilikle hayata
geçirilmelidir.
24
Artık tüm dünyada, ağız ve diş sağlığı modelini
oluştururken, bulaşıcı olmayan hastalıklarla (kalp,
şeker hastalığı, kronik solunum hastalıkları, ruh
sağlığı hastalıkları, kanser vb.) ağız sağlığının ortak
risk faktörlerine göre değerlendirilip ele alınması
yönünde çalışmalar yapılmaktadır.
Dünyadaki ölümlerin % 60 ‘tan fazlasının, başka
bir deyişle yılda 36 milyon insanın bu hastalıklardan
öldüğü gerçeği göz önünde bulundurulduğunda ve
bu konu ağız sağlığı ile ilişkilendirildiğinde, ağız diş
sağlığının ne kadar önemli olduğu görülmektedir.
Ülkemizde, % 90‘ın üzerinde tedaviye muhtaç
diş eti hastalıkları, diş çürükleri ve diş eksikliği görülmektedir. 65 yaş üstü insanımızdaki
dişsizlik oranı % 67 iken, 0-11 yaş grubundaki
her çocuktan 6’ya yakınında tedavi edilmesi
gereken dişeti sorunu, diş çürüğü ve eksik dişi
varken, bu konuda bakanlığın etkili bir çalışma yürütmemesi, bu alandaki emek ve meslek örgütleriyle işbirliği içinde bir program oluşturmaması bu
konuya olan duyarlılığın da göstergesidir.
Sağlık Bakanlığı’nın 75 milyon ülke nüfusuna 7000
dişhekimi kadrosuyla Ağız Diş Sağlığı merkezlerinde verilmeye çalışılan hizmetler; 15,7 saatlik bir
çalışmayı gerektirirken, bu hizmetin 8 saat içinde yapılmak üzere kurgulanması; kalite sorgulamasını, Ağız ve Diş Sağlığı merkezi çalışanlarının
hangi koşullarda çalışmaya zorlandıklarını, halkın
haber
dişhekimi
“Uzun
soluklu makro
planlar yerine günü
kurtaran açıklamalarla
75 milyonluk bir ülkede
sağlık yönetimi
yapılamaz.”
sağlığının nasıl göz ardı edildiğini çok açık ortaya koymaktadır. ADSM’lerde çalışanlar bu ağır
iş yükü altında ezilirken, silikozis başta olmak üzere
birçok meslek hastalığı ve risklerle de karşı karşıyadır.
Üstelik özlük haklarıyla ilgili adaletsizliklerle de karşı
karşıyadır. “Toplum Ağız Diş Sağlığı Haftası” nedeniyle irdelediğimiz bu konudaki politika zaafiyetini tüm sağlık mesleklerinde görmek mümkündür.
Uzun soluklu makro planlar yerine her gün kalktığımızda değişen günü kurtaran “açıklamalarla” 75
milyonluk bir ülkede “sağlık yönetimi” olamaz!
Sağlık Emek ve Meslek
Örgütleri Olarak;
3 Sağlık Bakanlığına bağlı kurumların ağırlıklı
olarak koruyucu ağız diş sağlığı hizmetleri vermesini,
3 Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin nitelikli ve
sürdürülebilir olması için, atıl durumda bırakılan
15.000 serbest çalışan dişhekiminin de ülkenin
ağız diş sağlığı hizmetlerine dahil edilmesini,
3 Nitelikli eğitim
ve nitelikli insan gücü için üniversitelerin alt yapı ve öğretim üyesi ve akade-
misyen sorunu çözülmeden hızla artışın durdurulması ve fakültelerin performans kıskacından
kurtarılarak, gerçek görevi olan bilimsel araştırma ve eğitim çalışmalarına yönlendirilmesini,
3 ADSM’lerde istihdam edilen tüm çalışanların
yıpranma, iş riskleri, iş kazaları ve meslek hastalıklarına yönelik sorunlarının bir an önce çözümlenmesini, bunun için de ilgili emek ve meslek
örgütleriyle ortak çalışmalar yürütülmesini,
3 ADSM çalışanlarının özlük haklarıyla ilgili adaletsizliklerin giderilmesi, performans gibi çağdışı
bir uygulamaya son verilerek, emekliliğe yansıyacak bir ücretlendirme için gerekli düzenlemelerin yapılmasını,
3 Ağız ve Diş Sağlığı konusunda da taşeron
çalışma ve hizmet alımından bir an önce vazgeçilmesini,
ve bu konuda tüm mesleklerin örgütleriyle iletişime geçilmesini talep ediyoruz.
Önce koruyucu Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti, sonra
da “Eşit, Nitelikli ve Ulaşılabilir Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti” için birlikte mücadele kararlılığımızı
bir kez daha ilgililer ve kamuoyunun bilgisine
sunarız.
25
beyazlatma merkezleri
dişhekimi
Beyazlatma merkezleri kapandı
ancak cezadan kurtulamadı
İzmir Karşıyaka’daki dişhekimi
olmadan işlem yapan beyazlatma
merkezinin işletme sahibi ve çalışanına
2 yıl 6 ay 4 gün hapis cezası verildi.
Uzman ve dişhekimi gözetimi olmadan beyazlatma yapan merkezler girişimlerimize rağmen yasal olarak değil iş yapmamaları sebebiyle kapanmıştı. Ancak bu merkezlerin kapanmaları ceza
almalarını engelleyemedi.
Çalışmadıkları için kapanan beyazlatma merkezlerinin hukuki yönden devam eden mücadelesinde bir gelişme yaşandı. İzmir Diş hekimleri Odası
hukuk danışmanı Arzu Ayşe İşseven aracılığı ile
Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş ve kamu davası açılmıştı.
Geçtiğimiz günlerde dava sonuçlandı White
Smile isimli ticari işletmenin sahibi ve çalışanının 1219 sayılı yasanın 41. maddesine muhalefetten ayrı ayrı 2 yıl 6 ay 4 gün hapis
cezası ile cezalandırılmasına karar verildi.
Avukat Arzu Ayşe İşseven konuyla ilgili olarak
şunları söyledi; ‘’Suç duyurumuzda ve müdahil olduğumuz kamu davasında beyazlatma işleminin meslek içi eğitim çalışmalarına
konu olan “bir tedavi” türü olduğuna ve bu
tedavinin hatalı uygulanması sonucunda kişilerin gerek ağız ve diş sağlığı gerekse genel sağlıkları açısından olumsuz sonuçlarla karşılaşacaklarına
vurgu yaptık. Adı geçen işletme sahibi ve çalışanının dişhekimi olmadığı halde ağız ve diş sağlığına
ilişkin bir iş yeri açmak ve burada kişilere beyazlatma tedavisi uygulamak yolu ile 1219 sayılı yasanın
41. maddesindeki suçu işledikleri belirtilerek cezalandırılması istedik. Mahkeme tarafından beyazlatma işleminin bir tedavi olduğu gerçeği kabul edildi
ve dosyadaki delillerden “sanıkların dişhekimi
olmadıkları halde ağız ve diş sağlığına ilişkin
tedavileri gerçekleştirmek suretiyle 1219 sayılı yasaya muhalefet suçunu işlediklerine ve
belirtilen ceza ile cezalandırılmalarına karar
verildi’’ denildi. Beyazlatma merkezi avukatları bu
karar üzerine temyiz haklarını kullandı.
26
Temyiz başvurusuna itiraz edildi
İzmir Diş hekimleri Odası hukuk danışmanı Arzu Ayşe
İşseven, Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin
hapis kararının ardından işletmenin temyize başvurması üzerine dilekçe ile cezanın onanması için
Yargıtay Ceza dairesi’ne başvurdu. Dilekçede; ceza
alan işletme sahibi ve çalışanının, dişhekimi olmadıkları halde ağız ve diş sağlığı hizmetine yönelik
bir müessese işlettikleri, burada kişilere ağız ve diş
sağlığına ilişkin müdahalede bulundukları, dolayısıyla 1219 sayılı yasanın 41. maddesi gereğince hapis
cezası ile cezalandırılmalarına ilişkin yerel mahkeme
kararının onanması gerektiği vurgulandı.
haber
dişhekimi
Reklam ısrarına
meslekten men
CEZASI
İstanbuldaki özel bir ağız diş sağlığı merkezine,
“ağız kokusu şikayetiniz mi var” başlıklı, içeriğinde “…… ağız kokusu kliniği açıldı, ağız kokusu
tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır, ağız kokusu problemi olan hastaların bir uzmana danışarak tedavi olmaları gerekmektedir, randevu için
lütfen bizi arayın.” şeklinde ifadelere yer verdiği
elektronik postalarla reklam yapması sebebiyle
Türk Dişhekimleri Birliği(TDB) tarafından disiplin
soruşturması açıldı. Reklam yasağına aykırı fiilleri
sebebiyle daha önce de aldığı cezalar dikkate alınarak; kuruluşun sorumlu dişhekimi geçici olarak
meslekten men edildi.
Bu işlemin iptali için sorumlu dişhekiminin açtığı
İstanbul’da özel bir
ağız ve diş sağlığı
merkezinin, kişilere
gönderdiği
elektronik posta
yoluyla reklam
yaptığı saptanan
sorumlu hekimi,
bir ay süreyle
meslekten
men cezası aldı.
davada, Ankara 14. İdare Mahkemesi, reklam
yasağına ilişkin düzenlemeler doğrultusunda hareket eden TDB’nin işleminin hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verdi. Kararın temyizi üzerine davayı değerlendiren Ankara
Bölge İdare Mahkemesi 1. Kurulu da dava konusu
disiplin cezasının hukuka uygun olduğunu belirterek mahkeme kararının onanmasına karar verdi.
Böylece verilen geçici men cezası hukuk yoluyla
da onanmış oldu.
Dişhekiminin benzer bir eylem sebebiyle yeniden
meslekten men cezası alması halinde bu cezanın
yasa gereği, bağlı olduğu bölgede çalışmaktan
men cezası olarak uygulanacağı belirtildi.
27
20. Kongre
dişhekimi
EGE BÖLGESİ
DİŞHEKİMLERİ ODALARI
EGE BÖLGESİ DİŞHEKİMLERİ ODALARI
ULUSLARARASI BİLİMSEL KONGRE ve SERGİSİ
International Scientific Congress and Exhibition
Tepekule Kongre Merkezi
28
20. kongre
dişhekimi
20. EBDO Kongre
meslektaşlarımızdan
tam not aldı
İzmir Dişhekimleri Odası’nın düzenlediği, “20. Uluslararası
Bilimsel Kongre ve Sergisi” 8-10 Kasım 2013 tarihleri arasında
Tepekule Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.
Bilgileri tazelemek, becerileri geliştirmek, yeni tedavi yöntemleri ile tanışmak ve dental sektörün
hizmetimize sunduğu yeni ürün ve teknolojilerle
tanışmak amacıyla gerçekleştirilen kongre yoğun
katılımla gerçekleşti. Kongrenin açılış konuşmasını
yapan İzmir Diş hekimleri Odası Başkanı İlkay Karademirci Ülkü, bilimsel aktivitelerin önemine vurgu
yaparak emeği geçen herkese teşekkür etti.
Üç ayrı salonda yapılan sunumlar ve paneller meslektaşlarımızın güncel uygulamalar konusunda
bilgilenmesi açısından etkili oldu. Kongre bilimsel
programı kapsamında, diş hekimliğinin çeşitli klinik
alanları ve klinik temel bilim branşları ele alınarak
bu alan ve branşlarda sunumlar yapıldı.
Posterler ödüllendirildi
Tepekule Kongre Merkezi’nin üstkatında sergilenen posterler kongre katılımcıları tarafından
ilgiyle takip edildi. Akademisyenlerden oluşan jüri
posterleri tek tek değerlendirdi. Poster ödülleri
kongrenin ikinci akşamı Kaya Termal Otel’de gerçekleştirilen gala gecesinde sahiplerini buldu. Poster birincilik ödülü Yard.Doç.Dr. Murat ÜNAL,
Yard.Doç.Dr. Ali ÖZER, Dr.Evrem GÜLNAHAR,
Dt.Osman VAROL ve Prof.Dr. Giray BOLAYIR’ın
birlikte hazırladıkları “Plazma Ark Işık Kaynağının
Farklı Bulk Fill Kompozitlerin Mikrosertlikleri Üzerine Etkisi” isimli poster oldu.
29
20. kongre
dişhekimi
Canlı sunumlar yine ilgiyle izlendi
Kongrenin ilk gününden itibaren konusunda uzman meslektaşlarımız İzmir Diş hekimleri Odası operasyon odasında bulunan klinikten canlı
yayın gerçekleştirdiler. “Sinüs Lifting yöntemleri
ve komplikasyonlar, hasta başında anında kalıcı bireysel abutment yapımı, kemik transfer seti
ile greftleme, bio materyaller ve kullanım yerleri
konularının yer aldığı canlı cerrahi sunumlar yine
büyük ilgi gördü. Canlı sunum gerçekleştiren akademisyenler aynı zamanda Anadolu Salonu’nda
sunumları izleyen meslektaşlarımızın sorularını
da yanıtladılar.
Canlı sunumların
yanı sıra bilimsel
program kapsamında farklı konularda kurslar
da düzenlendi.
Kongre süresince 3 ayrı salonda
düzenlenen ve
konusunda uzman akademisyenlerin verdiği
30
kurslarda meslektaşlarımız teorik bilgilendirme
ve pratik uygulamalarla eksik oldukları konular ve
yenilikler hakkında kendilerini geliştirme şansını
yakaladılar.
dişhekimi
20. kongre
Akademisyenlerden, “Şiirlerle İstanbul” dinletisi
Açılış programında yer alan, çeşitli görseller ve müzik
eşliğinde gerçekleştirilen ‘Şiirlerle İstanbul’’ dinletisi
büyük ilgi gördü. İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencilerinden oluşan, Prof.
Dr. Raif Erişen yönetmeliğindeki ekip hem göze hem
kulağa hitap ettikleri bir gösteri sundu. Müziklerini Diren Demirci’nin hazırladığı dinletide, Prof. Dr. Hasan
Meriç, Prof. Dr. Seçkin Dindar, Prof. Dr. Tamer Erden,
Prof. Dr. Berna Tarım, Prof. Dr. Sami Büyükgökçesu,
Prof. Dr. Yavuz Gömeç, Prof. Dr. Tonguç Sülün, Prof.
Dr. Hakan Özyuvacı, Dr. Meral Gül Uzman, Dr. Rüştü
Dağlaroğlu, Hande Erdin, Yağmur Yalçın görev aldı.
Muhteşem İstanbul fotoğraflarının yer aldığı sunumun
sonunda tüm ekip uzun uzun alkışlandı.
10 Kasım’da Ulu Önder
Mustafa Kemal Atatürk’ü andık
Kongrenin son günü Ulu
Önder Mustafa Kemal
Atatürk ölümünün 75′inci
yılında saygıyla anıldı.
Kongreye katılan meslektaşlarımızın önemli bölümü ve
akademisyenler düzenlenen
etkinlikte bir araya geldi.
Saygı duruşu ve İstiklal
Marşı’nın ardından Sakarya Destanı Film Gösterimi
gerçekleştirildi.
31
20. kongre
dişhekimi
KATILIMCI GÖRÜŞLERİ
Reha Öngen (K.Maraş):
Ben 10 yıldır K.Maraş’tayım,
İzmir’de dişhekimliği öğrenimimi gördüm, ailem de
burada, kongreyi ailemi görmek açısından da tercih ettim. Serbest dişhekimlerine
yönelik açıklayıcı, herkesin
anlayabileceği gayet güzel
bir kongre. Uluslararası gittiğim bir kongreden içerik
olarak da kalite olarak da organizasyon olarak
da daha iyi. Stantların fazla olması beni memnun
etti. Beklentilerimi karşılayan bir organizasyon
olarak görüyorum.
Sibel Kepez Ülkü (Ankara):
Ben beş yıldır EBDO kongrelerine katılıyorum. Bu sene
katılımı biraz daha az gördüm ancak FDI Kongresi’nin
yakın tarihte olmasından kaynaklandığını düşünüyorum.
Bu kongreyi tercih etmemde
iki etken var; birincisi konu
çeşitliliği ve canlı sunumların
olması, ikincisi ise İzmir’i seviyor olmam. Sevdiğim bir şehir bu yüzden de tercihim bu kongre oldu. Akademik anlamda yeterli
bir kongre olduğunu söyleyebilirim. Teknolojik ya
da pratik anlamda gelişme olan konularla ilgili yeterince fikir edindiğimi düşünüyorum.
Mete Dalbeler (İstanbul):
EBDO Kongresine tavsiye
üzerine katıldım, tavsiyelerin de yerinde olduğunu
gördüm. Bunu tüm samimiyetimle söyleyebilirim. Konu
seçimi açısından oldukça
kaliteli bir kongre gördüm.
Bunun yanında katılımcılarında birikimli olduğunu fark
ettim. Bunun kongreye ayrı
bir kalite kattığını düşünüyorum. Tüm oturumlara katıldım ve zevkle dinledim. Akademik anlamda yeni bilgiler edindim.
Emeği geçenlere teşekkürler.
32
Rabia Bilgiç (Erzurum):
EBDO kongresini kendi adıma yeterli buldum. Kongrenin işleyiş, yönetim ve bilgi
sunumu çok güzel. Üç ayrı
salonda tüm sunumlara katılmak mümkün olmadı ancak benim izleme şansı bulduğum sunumlar oldukça
iyiydi. Birçok konuda hem
canlı sunumlarla hem de diğer sunumlarda fikir edindim. Güzel bir organizasyon olmuş.
Funda Korkmaz (İstanbul):
Genel olarak kongreden
memnun kaldım. Ben geçen
sene katılamadım daha önceki senelerde 3-4 kez bu
kongreye gelmiştim. Bilimsel
anlamda içeriği kendi adıma
yeterli buldum. İzmir’deki kongrelerde içerik diğer
kongrelere oranla daha kapsamlı. Bir de ne kadar önemsiz görünse de aralarda çay kahve ikramları ve
yemek konusunda katılımcılara özen göstermeleri
beni memnun ediyor. Bazı organizasyonlarda su
dahi içemediğimiz oluyor. Bu kongrede kendimi
evimde gibi rahat hissediyorum. Yani hem bilimsel
anlamda hem katılımcı olarak verilen değer anlamında memnun kaldığımı rahatlıkla söyleyebilirim.
Müşerref Sert (Antalya):
Ben daha öncede kongrelerinize katılmıştım. Bu sene içerik
olarak biraz zayıf olduğunu
düşünüyorum. Canlı sunumlar geçtiğimiz yıl daha fazlaydı,
özellikle bu sunumların fazla
olması sebebiyle birçok meslektaşımız bu kongreyi tercih
ediyor. Organizasyonu yapan
emeği geçenlerin bunu dikkate almalarını diliyorum. Kimi aksaklıklar vardı ama bu tür kapsamlı
organizasyonlarda bu olumsuzluklara anlayışla
bakmamız gerektiğini de düşünüyorum. Bunların
dışında yine birçok organizasyona göre bu kongrenin fark yarattığını söylemek isterim.
dişhekimi
haber
33
haber
34
dişhekimi
dişhekimi
haber
35
röportaj
dişhekimi
Görev yaptığı Ağız Diş Sağlığı Merkezi’nde haksızlığa uğrayan Dişhekimi
Cenk Balcıoğlu, başlattığı
hukuk mücadelesini kazandı
Fethiye ADSM’de görev yapan Cenk Balcıoğlu
tedavisini üstlendiği bir hasta için tedavi planı çıkardı, ancak hasta ücretini ödemedi ve tedaviden
vazgeçti. Bu arada hastanın kayıtları silinmeyince
Balcıoğlu usulsüzlükle suçlandı. Bunun üzerine
haklı olduğunu ispat etmek için hukuk mücadelesi
başlatan meslektaşımız Cenk Balcıoğlu mücadelesini ve yaşadığı huuki süreci Dişhekimi Dergisi’ne
anlattı.
Cenk Bey kendinizi biraz tanıtır mısınız?
2010 yılından beri Fethiye ADSM’de diş hekimi
olarak çalışıyorum. İşe 4B’li yani sözleşmeli olarak
başladım. 2011 yılında ise kalıcı kadroya geçtim.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın
Fethiye İlçe Temsilciliği Yönetim Kurulu üyesiyim.
Zaman zaman Milliyet Blog’da yazılar yazıyorum
red edilince bir idari dava daha açtım. Anayasaya göre idare mesul olduğu her zararı ödemekle
mükellef. 15 aylık gecikmeli ödemenin mağduriyet yarattığı ortada. Bu mağduriyet sadece enflasyondan kaynaklanan bir mağduriyet de değil.
Yargıtay içtihatlarına göre gecikmeli ödemelerde
kişinin parayı kullanamamasından kaynaklı bir
mağduriyete uğradığı da kabul ediliyor. Bu dava
da lehimde sonuçlandı. İdare, gecikme faiziyle birlikte avukat masrafını ve mahkeme giderlerini de
ödemek zorunda kaldı.
Hukuk mücadelesine nasıl karar verdiniz?
Kararlı ve ilkeli mücadele veren bir sendikaya üye
olmam burada önemli bir etken oldu. Sağlık ve
Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) emeğin
hakları için esas olarak toplumsal alanda mücadele verirken hukuksal alanı kısmi kazanımlar
sağlayabilme potansiyeli sebebiyle yok saymıyor.
Bu sebeple verdikleri destek hukuksal mücadeleye karar vermemde önemli bir etken oldu.
Kınama cezası aldığınız olay nasıl gelişti?
Hastanın tedavi ücretini yatırmaması ve benim
hazırladığım tedavi planının silinmemesi sonucu
performans değerlendirmesi üzerine usülsüzlük
yapmakla suçlandım. 2011 yılında idare tarafından Bu tür bir hukuki bir mücadelede elimizi nekınama cezası verildi. İki aylık döner sermaye öde- ler güçlendirir?
mem kesildi. Bunun üzerine idare mahkemesinde Hukuksal mücadelenin olanaklarını ve sınırlarını
iptal davası açtım. Haklı olduğumu ispat ederek bizzat yaşayarak gördüm. Sosyoekonomik ve sidavayı kazandım. Kınama cezası kaldırıldı, döner yasal sistemin yapıtaşlarını oynatacak düzeyde olsermaye alacağım geri ödendi. Ancak 15
mayan konularda hukuksal mücadele ile
ay ödeme yapılmamasına rağmen
kazanımlar elde etmek mümkün.
geçmiş dönem yasal faizi ödenAncak çok kuvvetli gerekçeleri“Kişisel
medi. Bunun üzerine gecikme
niz ve delilleriniz de olsa bazı
haz değil hak arama
faizinin ödenmesi için bir dikonularda sistem kendisini
mücadelemle
sessiz
lekçe yazdım, bu isteğim
koruyor ve haklı da olsanız
kalanları motive etme ve
reddedildi.
sonuç alamıyorsunuz. İşte
bu noktada hukuksal müharekete geçirmek istedim.
Gecikme faizi için de
cadele değil toplumsal ve
Yürüyüş
ve
mitinglerde
çok
ayrı dava mı açtınız?
siyasal mücadele anahtar
beğendiğim bir slogan vardır:
Evet, kesilen döner sermarolü görecektir. Sendikalar,
ye geri ödemesi yapıldığınmeslek odaları, siyasi partiKurtuluş yok tek başına,
da aradan 15 ay geçmişti.
ler ve benzeri örgütlenmeler
ya hep beraber, ya hiç
İdareye bir dilekçe vererek geyeterli güce erişirse bu barajı
birimiz!”
cikme faizini de istedim. Talebim
aşabilerler.
36
dişhekimi
röportaj
Deneyiminize dayanarak ülkemizde bu tür
bir hukuksal süreçte hangi güçlüklerin yaşanabileceğini konusunda ne söyleyebilirsiniz?
Biraz daha somut konuşayım o zaman. Örneğin;
4483 sayılı kanuna göre bir devlet memurunun
göreviyle ilgili konularda savcılık tarafından soruşturulabilmesi bölgesindeki en yüksek mülki amirin
onayına bağlı. Bu eğer bir il merkezinde yaşıyorsanız il sağlık müdürünün göreviyle ilgili savcılık soruşturmasının valilik iznine bağlı olduğu anlamına
gelir. Hem vali hem de sağlık müdürü aynı iktidarın atadığı görevliler olduğu için bu izin genellikle
çıkmıyor, savcılar da gereğini yapamıyor. Yargının
iktidar tarafından kontrol altında alındığı ortamda
suç konusu savcılığa intikal etse bile sıkıntılar bitmiyor. Sürülme, dışlanma gibi baskıya maruz kalan savcıların görevini hakkıyla yapabilmesi de çok
zor. İşte bu nedenle diyoruz ki hukuksal mücadelenin kazanımları belli bir yere kadar. Sorunların
kökten çözümü ise örgütlenmektan yani dayanışmadan geçiyor.
Bu tür bir durumla karşı karşıya olan meslektaşlarınıza neler tavsiye edersiniz?
Benzer sorun yaşayan meslektaşlarıma öncelikle
mesleki ve sendikal örgütlenmelerde yer almalarını öneriyorum. Bu şekilde örgütün bilgi ve tecrübe
birikiminden faydalanabileceklerdir. Bu durum mücadelenin yol ve yöntemi konusunda olduğu kadar
dayanışma içinde olmanın ve yalnız kalmadığınızı
bilmenin ruhsal rahatlığını da sağlayacaktır.
Son durum nedir? Hukuki süreç bitti mi?
Şimdiye dek beş idari dava açtım. Üçünü kazandım, birini kaybettim, diğeriyse halen devam diyor.
Kaybettiğim dava mobbing davası . Kanımca çok
güçlü kanıtlarım olmasına rağmen Muğla İdare
Mahkemesi’nde red edildi. Bunun üzerine Aydın
Bölge İdare Mahkemesinde temyize gittim. Şimdi
temyiz sonucunu bekliyorum. Yani halen lehime
çevrime olasılığım var. İtirazım kabul edilirse yerel
mahkeme davayı tekrar görecek. Eğer bölge idare
mahkemesi de red ederse Anayasa Mahkemesi’ne
bireysel başvuru hakkımı kullanacağım. Bu kararlılığımın tek sebebi kişisel haklılığıma inancım ve sonuçta elde etmeyi umduğum kişisel haz değil hak
arama mücadelesinde sessiz kalanları motive etme
ve harekete geçirmek ümidi. Yürüyüş ve mitinglerde çok beğendiğim bir slogan vardır: “Kurtuluş yok
tek başına, ya hep beraber, ya hiç birimiz!’
37
haber
dişhekimi
İş gücü arttı, sorunlar
İKİYE KATLANDI
Türk Sağlık-Sen tarafından Ağız ve Diş Sağlığı Haftası nedeniyle bir araştırma
yapıldı. İstihdamın az iş yükünün çok arttığı ortaya çıkan araştırmada Avrupa
Birliği standartlarına yetişmek için 26 bin hekime ihtiyaç olduğu belirtildi.
Bir dişhekimine 11 bin 326 kişi düşüyor
Türk Sağlık-Sen’in yaptığı araştırmaya göre
Türkiye’de 20 bin 602 diş hekimi görev yapıyor. Diş
hekimlerinin 6 bin 667’si kamuda görev yapıyor.
Sağlık Bakanlığındaki görevli diş hekimleri dikkate
alındığında Türkiye’de bir diş hekime 11 bin 326 kişi
düşüyor. Diş hekimlerinin yüzde 45’i üç büyük il olan
İstanbul, İzmir ve Ankara’da görev yapıyor. (İstanbul: 5 bin 346, Ankara: 2 bin 356 ve İzmir: bin 727 )
AB’ye yetişmek için 26 bin hekime ihtiyaç var
Araştırmada Türkiye ve AB bölgesinde 100 bin kişiye
düşen diş hekimi oranlarına da yer verildi. Buna göre
Türkiye’de 100 bin kişiye 27 diş hekimi düşmekte.
Avrupa Birliği ortalamasında ise 100 bin kişiye 61
diş hekimi düşüyor. Araştırmaya göre 100 bin kişiye
düşen diş hekimi sayısında Avrupa Birliği ortalaması
olan 61’i yakalayabilmemiz için en az 25 bin diş hekimine ihtiyacımız var.
İstihdam az, iş yükü çok arttı
Araştırmada diş hekimlerinin artan iş yüküne de
dikkat çekildi. Araştırmaya göre 2006 yılında Sağlık Bakanlığı’nda görevli bir diş hekimi bir yılda 396
dolgu, 213 protez işlemi gerçekleştirirken 2012 yılında bir diş hekimi 1071 dolgu, 845 protez işlemi
gerçekleştirdi. Yani 6 yılda diş hekimlerinin iş yükü
protezde yüzde 296, dolguda yüzde 170 arttı.
İstihdam % 55 arttı
Araştırmaya göre son 6 yılda ise Sağlık Bakanlığı’nda
diş hekimi istihdamı yüzde 55 arttı. 2006 yılında 4
bin 297 olan diş hekimi sayısı 2012 yılında 6 bin
677’ye yükseldi. Araştırmada ayrıca diş protez teknisyenlerinin iş yükünün de yayınlanan bir genelge
ile yüzde 166 arttırıldığına da dikkat çekildi.
38
Diş protez teknisyenlerinin iş yükü arttı
Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu tarafından “Diş
Protez Teknisyenlerinin Günlük İş Yükü Miktarları” konulu bir genelge yayınlanmış ve diş protez
teknisyenlerinin iş yükü yüzde 166 arttırılmıştı. Genelge yayınlandıktan birkaç gün sonra düzenleme
için geri çekilmişti. Tekrar yayınlanan genelgede diş
protez teknisyenlerinin iş yüklerinde azaltılmaya gidilmediği görüldü.
Süreler 2010’da belirlenmişti
Sağlık Bakanlığı, 2010 yılında ağız ve diş sağlığı hizmeti sunulan birimlerde yapılan 10 iş kalemi ve bunların yapım sürelerinin belirlenmesi için 3 ağız ve diş
sağlığı merkezi ile 2 özel diş laboratuvarında çalışma
yürütmüş, diş protez teknisyenlerinin yapması gereken asgari günlük işleri belirlemişti.
Bakanlıkça yapılan düzenlemeyle ağız ve diş sağlığı hizmeti verilen birimlerde görevli diş protez
teknisyenlerinin iş miktarı 2 iş günü/3 parça, 22 iş
günü/33 parça, 22 iş günü/22 tamir olarak belirlenmişti. Ayrıca diş protezindeki her işlemin süresi ayrı
ayrı tespit edilmişti.
haber
dişhekimi
Genelgeye göre;
Bir diş tamiri: 4 dakika
Diş protezi: 28 dakikada
22 iş gününde 33 parça iş yapmak zorunda olan
diş protez teknisyenleri yeni genelge ile 22 iş gününde
88 ila 103 parça iş yapmak zorunda olacaklar.
Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci; Bugün diş protez teknisyenleri çalışma ortamlarındaki sorunlar ve maruz kaldıkları kimyasallar yüzünden sağlıklarını bile riske ederek hizmet sunmakta
olduklarını belirterek; ‘’ Ortada böyle bir durum
varken teknoloji gelişti diyerek çalışanların iş yükünü anormal derecede arttırmak yanlıştır. Teknolojik gelişme ile artışı izah edilemeyecek bu iş yükünün tamamlanması fiilen mümkün değildir. Diş
Protez Teknisyeni istihdamı her personel alımında
bir elin parmakları ile sınırlı tutulurken çalışanların
iş yükünü arttırarak soruna, zulüm yoluyla çare
aranması kabul edilemezdir.Türk Sağlık-Sen Genel
Başkanı Önder Kahveci olarak bu konuda mücadelemizi tüm platformlarda sürdüreceğimizi tüm
diş çalışanlarının bilmesini isteriz’’ dedi.
İzmir Diş Teknisyenleri Odası eski Başkanı
TarıkYıldızhan; artan iş yükünün yanı sıra
personel yetiştirme konusunda büyük sıkıntıları olduğunu söyledi.
İzmir’de üye eksikliği sebebiyle kapanan İzmir Diş
Teknisyenleri Odası eski Başkanı TarıkYıldızhan,
Türk sağlık-Sen tarafından yapılan araştırma ile
ilgili sorularımızı yanıtladı.
Bir genelgeyle diş teknisyenlerimizin yapmaları gereken iş miktarı yüzde 166 arttırıldı bu
konuda neler söyleyeceksiniz?
Hastanelerde çalışan teknisyenleri kastediyorsanız daha önceleri ayda 22 parça iş yapıyorlardı,
çok rahat çalışıyorlardı. Ancak kurum yöneticileri
bunun farkındalardı ama kadrolu oldukları için bir
yaptırımları yoktu. Bu yılın ortalarında Bakanlık
bu durumu fark etmiş olmalı ki iş sayılarını önce
40 parçaya çıkarmak istemişti ancak sendikalarından itirazlar gelince geri adım atıldı ve şimdilerde
sayı 30 olarak sabitlenmiş durumda.
Diğer tarafta bizim özel diş protez laboratuvar-
yapılacak
larımızda çalışan teknisyenlerimizi kıyasladığımızda, Kamuda çalışanlara nazaran üç katı fazla iş
yaptıklarını söylemek mümkün, bu durumu da
şu şekilde izah edebiliriz: Protezin birçok aşaması
var ve bu aşamalar için birden fazla personel çalışmaktadır. Demek oluyorki kurum çalışanları tek
başlarına 30 parçayı çok rahatlıkla yapabilirler ve
çok çalışmış olmuyorlar.
İş yükünün artması ne gibi sorunlar ortaya
çıkarır ?
Genelleme yapacak olursak her işte olduğu gibi
bizim işlerde de yoğunluktan dolayı kaliteli işler
yapamayacağınız gibi çalışanın sağlığını da tehdit etmiş olursunuz, yeteri kadar zaman tanımak
gerekli İş Sağlığı Güvenliği tedbirlerini elden bırakmamak gerekir.
Genel anlamda teknisyenlerin sorunlarıyla ilgilenildiğini düşünüyor musunuz?
Özellikle son 3 yıldır gerekli düzeltmeler ve iyileştirmeler yapılıyor diye düşünüyorum. Tabii ki
Avrupa standartlarında değiliz ama bu kadarı bile
bizim için bir başarı sayılır.
Son olarak ne söylemek istersiniz?
Son olarak şunları söylemek isterim; bütün sektörlerde işsizlik sorunu yaşanırken, işçi çıkartılırken biz laboratuvar sahipleri kalifiye eleman bulmakta zorlanıyoruz çünkü personel yetişmiyor.
Yeteri kadar sağlık meslek lisemiz yok, yüksek
okullarımız yok,var olan okullarda da diş teknisyenliği sınıfları bulunmamaktadır. 2004 yılında
kapatılan Çıraklık Eğitim Merkezimiz az da olsa
çırak yetiştirmemize yardımcı oluyordu. Bu sene
gerek laboratuvarlarımızda çalışan, gerekse hastanelerde kliniklerde çalışan belgesiz personellerimize kurs verip belge almalarını sağladık, kusları
sürdürüyoruz.
39
haber
dişhekimi
SAĞLIK ÇALIŞANINA ŞİDDET SEMPOZYUMDA ELE ALINDI
Her saat başı bir sağlık
çalışanı şiddet görüyor
Sağlık çalışanlarının diğer meslek gruplarına göre 16 kat daha fazla saldırıya uğradığı
Türkiye’de ‘sağlıkta şiddet sorunu’ İzmir’de Yaşar
Üniversitesi’nde düzenlenen sempozyumda masaya yatırıldı. Her saat başı bir sağlık çalışanının
sözlü veya fiziksel şiddete maruz kaldığının açıklandığı sempozyumda sağlık çalışanlarına yönelik
şiddetin aslında toplum sağlığı sorunu olduğu
gözler önüne serildi.
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İzmir Tabip
Odası, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Tıp Tarihi
ve Etik Anabilim Dalı işbirliği ile ilk kez düzenlenen
“SAĞLIKTA ŞİDDET SORUNU SEMPOZYUMU” Yaşar Üniversitesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Alanında uzman hekimler ve avukatların
konuşmacı olarak yer aldığı sempozyuma Yaşar
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan, İzmir
Tabip Odası Başkanı Dr. Suat Kaptaner, İzmir İl
Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Cengiz Balaban ile
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu katıldı.
40
ŞİDDETİ KONUŞMAK ÇOK ACI
Şiddet davranışının gelişimi ve sonuçları, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin tanımı ve risk faktörleri,
hukuki koruma yöntemleri gibi konuların ele alındığı
sempozyumun açılış konuşmasını gerçekleştiren İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Suat Kaptaner, “Aslında
sağlıkta şiddet gibi bir konuyu bir sempozyumda tartışmak gerçekten acı ama sonuçta bu sorun gerçek”
dedi. Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan ise medyanın şiddet konusunda daha dikkatli ve
sorumlu olması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Barkan, “ Medyada çıkan haberler, hekimler ve hastaları karşı karşıya getiriyor. Sağlık çalışanlarına yönelik
şiddette medyanın sorumluluğu göz ardı edilmemeli” dedi. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti en çok
26-35 yaş arası erkeklerin gerçekleştirdiğine dikkat
çeken İzmir Tabip Odası Avukatı Mithat Kara da;
“İzmir’de 2013 yılında İl Sağlık Müdürlüğü bünyesindeki Beyaz Kod Birimine 672’si sözlü, 316’sı fiziksel toplam 988 şiddet bildirimi gerçekleşti. Yaklaşık
120 olaya ilişkin ise dava açıldı.” bilgisini verdi.
dişhekimi
haber
41
röportaj
> Özlem Kekeç
dişhekimi
Meslektaşımız Ortodontist Dr. Müge Sandıkçıoğlu
“Yazmak, bir çeşit
zemberek boşalması sanki”
Dr. Müge Sandıkçıoğlu’nun bu yıl içinde çıkan ikinci kitabı Göçmen Ruh okuyucu ile
buluştu. Sandıkçıoğlu ile yeni kitabı ve yazının yaşamındaki yeri üzerine konuştuk.
Bir yıl içinde ikinci kitabınızı yayımladınız. İlk
kitap yılların birikiminden nasiplenmiştir mutlaka ama bu kadar az zamanda ikinci kitap nasıl doğdu? Çok mu doldunuz?
İlk kitap yıllardır kıyıda bekleyen yazılarımdan elenerek oluşmuştu. Yeni kitabı yazmaya, ilkinin basılmasıyla başlamışım da farkında değilmişim. O kitaba gösterilen ilgi ve benim yaza yaza daha da açılan
algılarımdan dolayı da sanırım, ikinci kitabın malzemesi hızla ortaya çıktı. Aslında onları ikinci kitap çıkar diye yazmadım. Meğer zaten yazıp duracakmışım. Aldığım tepkilerin motivasyonu beni yazmaya
daha fazla zaman ayırmaya yöneltti. Yazdıkça olay
ve insanlara, yaşadığım şeylere olan bakış açım
ve alt metinler daha bir görünür olmaya başladı.
Bazen her şey bende yazmaya neden olur ve nasıl
yetiştireceğimi bilemem. Beynimin içinde dolanan
cümleleri, olduğu gibi ve o anda hemen kâğıda
ya da ekrana geçirirken müthiş telaş ederim. Bir
çeşit zemberek boşalması etkisi sanki. Onay almış
olmanın verdiği cesaret de, zaten var olan yazma
cesaretimi kamçıladı. Yani çok dolmaktan ziyade,
birikenin, yeni eklenenlerle birlikte dışarı çıkma macerası diyebilirim.
Özellikle deneme türündeki kitapların yazarın
kendi yaşamı ve deneyimlerinden beslenmesi
doğaldır. Ama yazarın çok öne çıkması okuyucuyu olumsuz etkileyebilir. Siz bu dengeyi nasıl koruyorsunuz?
Daha çok yolun başında olmamın verdiği bir tedirginliğim de budur. Öne çıkmama ve dışarıdan bakabilme becerisini yakalamak isterim. Öte yandan
içinde benim de olduğum yazıların, okurlarda daha
hoş bir özdeşleşme ve samimiyet yarattığına da tanık oluyorum. Yine de yazılan her kitap her okurda
farklı bir algı, başka bir etkilenim yarattığı için bu
herkes için geçerli olmayabiliyor. Bazen de “Şu yazı-
42
röportaj
dişhekimi
daki sen misin? Bu yazıda kimden bahsettin?” soruları gelebiliyor. Bunu açıklamak zorunda kalmanın çok deneyimli yazarlar için bile kolay olmadığını
okuyorum. Deneme türünde dahi yazarın kurgu
yaptığı olur. Kişisel görüşünü ikinci ya da üçüncü
şahıslar üzerinden anlatabilir. Ayrıca hiç de başından geçmiş ve bizzat yaşanmış olması gerekmez.
Ben yazarken kendimi geri çekmek veya saklamak
zorunda kalmak istemesem de, yeri geldiğinde
bunu yapıyorum. Ortak duyguda buluşabilmenin
uygun düşeceği, kendimi bunu yapmaktan alıkoyamadığım ve yapmazsam sahtekârca yazdığımı
düşündüğümde de hiç engellemiyorum. Sonuçta
yazılarımda insanı ve onun psikolo- jisini/davranış mekaniklerini temel almayı
sevdiğim için, bu türden bir öne
çıkmayı, okurun art niyetle karşılamayacağına inanıyorum. İçtenliğimi de denge hesabına pek
yedirmek istemiyorum açıkçası.
Kitabınızın ismi kitaptaki yazılardan birinin başlığından
geliyor. Göçmen ruhlu bir
İzmirli olmanın yazı deneyiminize katkısı ne oldu?
Selanik göçmeni bir anneannenin torunu ve Kırım göçmeni bir babanın kızı olmak,
her yazıda göçmeye çekincesi olmayan bir ruh vermiş
bana sanırım. Onların zapturapta boyun eğmemek
adına yollara düşmüşlükleri, bende bir ruh özgürlüğüne zemin yaratmış
olabilir. İçinde yaşadığım ruhun
coğrafyası da, geçmişimin bedenen
yaşadığı göçten etkilenmiş herhalde.
Yerleşik iç hallerinden göçüp başka
hallerin içine girip çıkmaktan çekinmemeyi öğretmiş. Genlerim farklı
yaşam tarzlarının ve ruh hallerinin
etkilerini içlerinde saklamış. Buna
bir de İzmir gibi özgür ruhlu ve boyunduruk altına girmeye dirençli bir
şehirde doğup büyümüş olmak eklenince, yazmak kaçınılmaz bir faaliyet
haline geldi belki de. Bu mozaiklerin
renkleri içimden dışıma fışkırmaktan
alamadı kendini.
Kitabınızda yer alan “İnsan ruhunun MR’ını
çekiyorum” sözü çok güzel. Bu yeteneğiniz
yazı hayatınıza ne şekilde yansıyor?
Bu beni yazmaya iten özelliklerimden biridir. Gözlerimin gördükleri, beynimin ve kalbimin gözleriyle
gördüklerine ekleniyor. Hiç konuşmayan biri bile sürekli konuşuyor aslında. Konuşsun ya da konuşmasın insanlar dışarı hep bir takım sinyaller veriyorlar.
Vermek istemedikleri sinyaller bile bir yerden kendini açık ediyor. Bu sinyalleri her zaman doğru algılama konusunda iddia sahibi değilim. Ama hayat
hepimize bir sürü şey öğretiyor yıllar içinde. Olumlu
ya da olumsuz her şey bir iz bırakıyor ve biz onları
bilinçli ya da bilinçsiz olarak kaydediyoruz. Bunlar
da bende sanki her insanın MR görüntüleri gibi ayrıntılı bir belge gibi görünüyor. O
kadar çok veri geliyor
ki, yazmamak elde değil. Beni besliyor.
Deneme
yazmak benim
için hayati
bir ilaç gibi.
İçimi temizleyen
bir arıtma
tesisi gibi.
Ruhuma diyaliz
yapılması gibi.
Detoks
yapılıyor gibi.
Her iki kitap da deneme türünde ve ikisi
de kendi türünde çok
başarılı. Öykü ya da roman tarzında kitaplar
da gelecek mi?
Çok teşekkür ederim. Deneme yazmak benim için
hayati bir ilaç gibi. İçimi
temizleyen bir arıtma tesisi
gibi. Ruhuma diyaliz yapılması gibi. Detoks yapılıyor
gibi. O yüzden kopmam zor.
Bunu nasıl anladım? Yaklaşık altı yıl önce başladığım ve
hâlihazırda elli sayfaya ulaşmış olan bir romanım var; ona
bir türlü hâlâ el atamadım. Onun da
elinden tutmayı çok arzu etmeme
rağmen vakit yaratma konusunda
başarılı olamadım. Ailem, işim ve tiyatrodan kalan zamanda elim gene
deneme yazmaya gidiyor. Ama o
roman bir gün mutlaka yazılacak.
Çünkü onu da yazmazsam çatlarım
ve bir çocuğumu ilgisiz bırakmışım
gibi hissederim. Arada gidip başını
okşuyorum ama büyümesine yardımcı olmam lazım.
43
haber
44
dişhekimi
dişhekimi
haber
45
kurslar
dişhekimi
A’dan Z’ye İmplantoloji
Kursu’nun ilk iki aşaması
başarıyla tamamlandı
A’dan Z’ye İmplantoloji Kursunun ilk aşamaları Kasım ve Aralık aylarında İzmir Dişhekimleri Odası’nda
gerçekleştirildi. Prof. Dr. Tayfun Günbay, Doç.Dr.
Fatih Arıkan, Dr. Buket Han, Dr. Tolga Bıçakçı
eğitmenliğinde gerçekleştirilen kursun ilk aşamasına yoğun katılım oldu.
İlk aşaması üç gün süren kursun ilk gününde; günümüzde implantoloji, güncel implant, implant
çevre ve dokuları anlatıldı. İkinci gün hasta seçim
kriterleri radyografi ve anatomik komşuluklar, hastanın implant uygulamasına hazırlanması için yapılması gerekenler, son gün ise muayenehane pratiğinde sterilizasyon, ağrısız implant uygulamalarının
46
temel prensipleri, implant cerrahisine giriş konuları
anlatıldı.
Aralık ayında gerçekleştirilen ikinci aşamanın ilk
günü; biyomekanik, implant üstü protez seçenekleri, cerrahi stent ve immediat protez yapımı ve
ölçü alma teknikleri anlatıldı. İkinci gün ise metal
ve dentin provada dikkat edilecek hususlar, periimplantitis ve tedavisi, ileri cerrahi tanıtımı konuları
anlatıldı. İkinci aşamanın son günü ise kursiyerlerin hastalarının planlamaları gerçekleştirildi ve kursiyerlere hasta üzerinde canlı implant uygulaması
yaptırıldı.
dişhekimi
kurslar
KATILIMCI GÖRÜŞLERİ
Figen Yüksel (Erzurum): Ben daha
önce implant uygulamıyordum,
İzmir Dişhekimleri Odası’nda düzenlenen bu kursu daha önce arkadaşlarımdan duymuştum tavsiye
üzerine geldim. Umduğumdan
daha pozitif bir sonuç elde ettim
oldukça memnun kaldım. Hocaların anlatımı, ortam, canlı uygulama
yapabilme şansı bulmak hepsi beni çok memnun etti.
İlk başta ben bu işi yapamam diyordum ancak kursun
daha tüm aşamaları tamamlanmamasına rağmen
ben bu işi yapabilirim diyorum, bu bile benim için
büyük aşama. Burada yapabileceğimiz hataları hasta
üzerinde birebir gördük. Kursa emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Erzurum’dan 1500km yoldan geldim ama hem bilgiyle hemde memnun ayrılıyorum.
Azmi Yılmaz (Konya): Kurs gerçekten çok güzel ve yararlıydı. Buradaki kursa katılmamın sebebi uzun
süredir implant uygulayan eğitmenlerimizden hem püf noktalarını
öğrenmek, hem de canlı olarak
yapma olanağıydı. Kurs eğitmenleri
hocaların anlatımı ayrıntılı ve açıklayıcı, bu beni memnun etti. Daha
önce İstanbul’da bir kursa daha gitmiştim ancak bu
kurs daha verimli geçti. Böyle detaylı bir kurs başka
yerde yok, ben çok araştırdım ve burayı tercih ettim.
Aydın Tataroğlu (Nevşehir): Hasta
üzerinde pratik yapmanın faydalı
olacağını düşündüğüm için kursa
katıldım. Kurs eğitmenlerinin konuyla ilgili püf noktalarını aktarma
konusundaki samimiyetinden de
çok memnun kaldım. Ayrıca her
sorumuza sabırla cevap verdiler.
Deneyimimi arttırmak için yararlı
bir kurs oldu, hands-on kemik üze-rinde yaptığımız
uygulamalar da heyecanımızı yenmemize yardımcı
oldu. İzmir’den oldukça memnun ayrıldığımı söyleyebilirim. Diğer aşamalara da katılmayı düşünüyorum.
47
kurslar
dişhekimi
Temporomandibuler Rahatsızlıklar
ve Bruksizmin Tanı ve Tedavisi
Kursu’na yoğun ilgi gösterildi
Prof. Dr. Koray Oral’ın eğitmen olarak görev aldığı Temporomandibuler Rahatsızlıklar ve Bruksizm
Tanı ve Tedavisi Kursu İzmir Dişhekimleri Odası
eğitim salonunda yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. İki gün süren kursun ilk gününde temporomandibuler rahatsızlıklar tanı ve tedavisi konusu
anlatıldı. TME rahatsızlıklarının klinik olarak tanımı
yapılırken, konulan tanıya uygulanabilecek tedavi
yöntemleri incelendi. Sunumda görseller kullanılarak vakaların klinik olarak tanımlanması sağlandı.
İkinci gün Bruksizm tanı ve tedavisi konusu ele alındı. Bruksizm şikayeti olan yada olmayan kişilerde
erken tanı konulması ve tanının yönlendireceği koruyucu tedavi ve rehabilitasyon detaylı olarak anlatıldı. Kurs, hekimlerin bilgileri klinikte uygulayabileceği şekilde düzenlendi.
KATILIMCI GÖRÜŞLERİ
Kazım Çağrı Coşar (Diyarbakır):
Diyarbakır’dan kursa katılıyorum.
Konunun öneminden ve yaşadığımız vaka çokluğu sebebiyle kursa
katılmak istedim. Kursta çok farklı bilgileri yakalama şansı buldum.
Böyle değerli bir hocanın bu kursu
vermesi de benim için önemliydi.
Farklı alanlara değinilmesi beni
memnun etti Eksik olduğumuz konulara ışık tutması
açısından çok faydalıydı. Kendi doğduğum yer olması seebiyle de İzmir’i tercih ettiğimi söyleyebilirim.
48
Sevime Ülker (Kocaeli): Eksik olduğum bir konuydu, bu yüzden
bu kursa katıldım. Bilgi paylaşımı
oldukça güzel, özellikle hocamızın detaylı anlatımı beni memnun
etti. Koray hocamızın bu konuda
kitabını da almıştım, bir kısmını
okudum . Bir kısmını okumamıştım, burada hem okuduğum bölümleri pekiştirdim hem de ayrıntıları öğrendim.
Benim için oldukça faydalı bir kurs oldu. Emeği geçenlere teşekkür ederim.
dişhekimi
perşembe akşamı seminerleri
Perşembe Akşamı Seminerleri
yoğun ilgiyle sürüyor
İzmir Dişhekimleri Odası’nda geleneksel hale gelen “Perşembe Seminerleri” 2013-2014 sezonu ilk
sunumu 24 Ekim Perşembe günü gerçekleştirildi.
Dental sektörde bulunan firmaların yeni ürünlerini
ve teknolojik gelişmeleri de paylaştığı seminerlerin
ilkinin konusu olan “Endodontik Uygulamada Yeni
Açılımlar” Dr. Musicany tarafından sunuldu. Sezonun ilk seminerine meslektaşlarımız yoğun ilgi gösterdi. 14 Kasım günü Prof. Dr. Filiz Yalçın Çakır,
“Duyarlılık Oluşturmaksızın Beyazlatma” konusunu
katılımcılara aktardı. 28 Kasım akşamı yapılan se-
minerde Prof. Dr. Güniz Baksi Şen, “İmplant Uygulamalarında 3. Boyut Farkı” konusunu anlattı. 5
Aralık gerçekleştirilen seminerde ise Doç.Dr. Erhan
Çömlekoğlu, Doç.Dr. Mine DÜNDAR Çömlekoğlu ve Doç.Dr. Akın Aladağ, “Lamina Restorasyonlarda Kolaylaştırılmış Yeni Teknikler” hakkında sunum gerçekleştirdi. Bu son sunum ile birlikte 2013
yılının perşembe seminerleri tamamlanmış oldu.
49
oral-moral
dişhekimi
Ev arkadaşı
öğrenciler / Bölüm 3
Serdar SIRALAR
[email protected]
50
TV sunucusu bayan – Değerli izleyiciler
bu programda yeni bir ayrılık olayıyla karşınızdayız. Mahmut bize anlatır mısın sorun
nedir?
Mahmut – Biz Saadet’le bundan 4 ay
önce mutlu bir öğrenci evi kurmuştuk.
Hayatı paylaşıyorduk. O kalemleri açıyor,
defterleri kaplıyor, ders notlarımızı temize
çekiyor hatta akşamları benim için tencerede muflalarımı kaynatıyordu. Ben de
kopyalarımızı yazıyor, Saadet’e dadanan
telefon sapıklarına küfür ediyor, Face’den
feyk bayan hesapları açıp Zülfü bey amcayı ekleyip sabaha kadar internet başından
kalkmamasını sağlayarak bizi kontrole gelmesini önlüyordum.
Sunucu – Sonra ne oldu da Saadet evi
terk etti? Ne yaptın kızcağıza?
M – Valla ben bişi yapmadım efendim.
Üst kattaki öğrenci kız için kıskançlık yaptı.
Kız yurduna gitti.
Sunucu – O kızla aranızda bir şey geçti
mi?
M – Yok valla Aysel hanım. Sadece birkaç kez ödevlerine yardım etmek için yanına çıktım. Kızcağız Sağlık Meslek Yüksek
Okulu’nda okuyor. Anatomi atlasına verecek parası yokmuş garibin. Anatomide
takıldığı yerler olunca çağırıyordu. Bu anatomi sadece kitaptan öğrenilecek bir dal
değil, görerek öğrenmek şart.
Sunucu – Suçunu itiraf ediyorsun yani.
Kız- erkek aynı evde ders çalışmanın yasak
olduğunu Sağır Sultan bile duydu. Bu yüzden Zülfü bey amcanın kariyerinin sona
erebileceğini, adamcağızın işsiz kalacağını
hiç mi düşünmedin?
M – Ben kimsenin ekmeğiyle oynamak
istemedim. Yalınım varsa implantlarım fail
olsun, köprülerim oturmasın, kanal eğelerim kanalda kırılsın…
Sunucu – Tamam, tamam! Yemin etme.
Şimdi telefon hattımızda Saadet var. Evet,
rejiden rica edelim Saadet’i alalım yayına.
Saadet merhaba. Neredesin şu anda?
S – Ehli Namus Bakire Kız Yurdu’ndayım
Aysel hanım. Televizyondan sizi izliyorum.
Yayında ve yapımda emeği geçen tüm
yandaşlarınıza teşekkürlerimi sunarım. O
Mahmut olacak ……(biiiip)……..’nun da
boyu posu devrilsin inşallah!
Sunucu – Aaaa! Yayındayız Saadet. Ha-
karet etme.
S – Ama önce o bana hakaret etti. “Şakülü eğri” dedi bana. Ühü hüh ühüüü!
Annem beni “Biricik Su Terazim” diye öpe
koklaya büyüttü Aysel hanım. Ühü ühü!
M – Saadet, güzelim. Bak ben çok
pişmanım. Ne olur öğrenci evimize dön.
Akriliği bıraktım. Fakültede laboratuvar çalışmalarında Gezi’den kalma gaz maskemi
kullanıyorum. Eve kafa kıyak gelmiyorum
artık.
S – Çok geç Mahmut. Her şeyi öğrendim. Üst kattaki Necla ürogenital vizesinden 100 almış. Ühü hühü.
Sunucu – Şu anda rejiden uyardılar, Zülfü bey amca yayınımıza bağlanmak istiyormuş. Buyrun Zülfü bey amca.
Zülfü – Aloooouuuv.
Sunucu – Alo, buyrun yayındasınız. Sizi
dinliyoruz.
Zülfü – Aloo, izdivaç programı mı? Ben
helal süt emmiş 14 – 15 yaşlarında bi bayan bakmıştım hanım kızım. Oturduğum
ev kendimin. Emekli maaşım var, ayriyetten bil fiil öğrenci kontrolörlüğü ile iştigal
etmekteyim.
Sunucu – Siz yanlış programa bağlandınız. Biz ayrılanları kapıştırıyoruz.
Mahmut’la Saadet var yayınımızda.
Zülfü – Aynı yayında, ikisi bir arada mı?
Siz napıyorsunuz hanım! Taş yağacak başımıza.
M – Saadet yuvamıza dön. Söz bi
daha çıkmayacağım üst kata. Kız zaten
Embriyoloji’den de 100 çekti. Bana ihtiyacı
kalmadı. Bak Zülfü amca da işsiz bir aydır,
yazık. Bizi birbirimize bağlayan birçok ortak yanımız var. Siz de ekskavatör kullanıyorsunuz, biz de.
S – Marmaray’ın mesul mühendisi olurum, yine de dönmem o eve.
Zülfü – Affedersiniz, Ayla Gül’den dürtme geldi şu an. Ben de bi dürtüp gelicem.
Sunucu – Aynı anda konuşmayın lütfen.
Tek tek.
M – Saadet, öğrenci evimize dönmezsen kendime aspre etmeden mandibuler
yapıcam.
S – Önüme bir beton mikseri dolusu gül
döksen dönmem. Su basma seviyesindeki
komşu kızlarla oynaş sen. Ühü hüh ühüüü.
(Devam etmezse ayıp)
dişhekimi
oral-moral
51
diş ile düş arasında
dişhekimi
Samimi ol, canımı ye
Müge SANDIKÇIOĞLU
52
“Görünmek ile olmak” arasında ve
“söylemek ile uygulamak” arasında samimiyet olması beklenir. Bilinçle ya da değil, samimiyetsizliği ve ilişkisizliği alışkanlık haline getiren insanın farkında(sız)lığı
ne üzücüdür.
Mevlana’nın o muhteşem sözünü tekrar etmeyeceğim. Çünkü bazı sözler çok
fazla söylendikçe değerinden kaybetmese bile, kanıksanıp kaale alınmaz olurlar.
Bu endişem yüzünden tekrar yok. Ama
anlayan anladı zaten.
“Gösterilen ile olunan”ın çatışmasının
sonuçları hiç de seyir keyfi vermiyor. Hayat sahnesine çıkınca, seyirciye parlak
görünme derdine düşenlerin, kulise indiğindeki asıl hali kimin canını yakmaz
ki. Tribünlere oynamanın dayanılmaz
hazzına kapılmış tekâmül fukaralarının
ofsaytları kime faul olmaz ki. Vitrin hesaplarını ve konu mankenliğini kendine
hayat felsefesi yapmış insanların, kafasına göre birilerini bulduklarında yaptıkları
iki şey vardır: 1- Dedikodu yapmak, 2- Bilgiçlik taslamak. Buna eşlik etmeyenleri
de ‘tu kaka’ diye tabir ederler ve hemen
dedikodusunu yaparlar. İşte bunlar, asla
taş atmayarak üzerinize sıçratmamaya çabalayacağımız insanlardır. Bırakın
kendi çitleri içinde otlansınlar. Onları tanımayanlar, “gösterdikleri” performanslarına bakarak, aslında “ne oldukları”nı
bilmezler ve bu bir süre eğlenceli de gelir. “Görünen”in aynı zamanda “olunan”
olduğunu sanma ile geçen süre içinde
gelsin çaylar, gitsin kahveler. Samimiyetin
rolünü kesebilen insan kadar başarılı sanatçı olabilir mi? O sahnenin keyfini size
de yaşatmaktan geri durmazlar. Hakkını
yemeyelim, çok paylaşımcıdırlar (!) Aslında olmadıkları ama olduklarını sandıkları erdemli hallerini gözünüze sokarlar.
Kendi kendilerini pazarlamaları ile satış
dünyasının ilahlarıdır onlar. Makbul insan
olmanın gereklerini çok iyi bilirler. Kendilerini algılayışlarındaki hata yüzünden,
bu gerekleri harfiyen yerine getirdiklerini
de sanırlar. İşte bu insanlarda kendilerine yükledikleri anlamda “error” vardır.
Bilgisayar gibi “kapa-aç” yapsanız da işe
yaramaz. Hatta kapatılsalar, reset yapıl-
salar bile, daha da yüreklenerek açılırlar.
En güzeli format atmaktır ama imkânlar
kısıtlı kardiş…
Ha tabii bir de söyledikleri ile uyguladıkları arasındaki ilişkiyi kuramayanlar var.
Söylenenler ile uygulananlar birbirlerine
ağlayan gözlerle bakmıyorsa ne olayım!
Onlar bile artık bundan yorgundur ve
durumdan üzüntü duyuyorlardır. Söylenenleri “Ahkâmlar” ana başlığına alırsak,
uygulananları da “Ümit veren oyunculuk”
kategorisinde yarışmalara sokabiliriz. Bu
vatandaşlar insanı ambale eder. Çünkü
onun beyninden çıkanlara mest olursunuz, feyz alırsınız. “Örnek gösterilesi”
ve “can dostum, güzel insan” sıfatlarıyla
tamlarsınız onu. Kendi eksiklerinizi fark
ettirdiği için çok mu seversiniz, kıl mı
olursunuz bilemem ama içten içe takdirlerinize şayan payesini de esirgemezsiniz
ondan. Ağzından bal damladığı halüsinasyonları görürsünüz. O kadar temizdirler ki (!), balın döküldüğü yeri yalarsınız.
Ama son tahlilde avucunuzu yaladığınızı
görürsünüz. Üstüne bir bardak su için de,
bal boğazınızı yakmasın. Ağızdan çıkardığını kulağı duymadığı, yaptıklarını gözleri
görmediği, gönülleri de ise pise bulandığı
için, filmlerinin sonu “sürprizli son” ile biter. Ama kötü sürpriz.
Şimdi bu noktada bu performanslarından haberi olanlar ve olmayanlar diye iki
grup oluşturmak lazım gelir. Olmayanlar,
ne yaptığını bilmeyen ışıksız ruhlardır.
Onlar için “Allah kurtarsın,” deyip, önce
kendinizi kurtarınız: Riya durumunda ilk
kurtarılacak. Olup da istifini bozmayanları ise, “dinlen dinlen kaç” alt grubuna katınız ve tabanları yağlayınız. Her
halükârda arkanıza bakmadan ve mümkünse aldığınız dersi unutmadan temkinli yaşamaya başlayınız. Yine de vatana
millete faydalı bir insan olmak gibi bir
şiar içindeyseniz, ruhsal tekâmülünüzü
bu şahıslar üzerinden artırmanız işten
bile değildir. Onlara göstereceğiniz sabır,
anlayış ve doğru yolu gösterme çabanız
ile cennetin kapıları size açılacaktır. Gene
de “Ondan gelecek hayır, tut bacağından ayır,” deme hakkınızı da kimse elinizden alamaz.
dişhekimi
53
mavi köşe
dişhekimi
Mucize treni
Ma­vi­sel YE­NER
[email protected]
www.maviselyener.com
54
Neredeyse yarım saattir pencereden
onu izliyordum. Dünyanın en büyüleyici
işini yapıyordu: Palyaçoluk. Özel makyajı, rengârenk giysileri, kocaman kırmızı
ayakkabıları, mavi peruğu ile sirklerde,
alışveriş merkezlerinde gördüklerimizden pek farkı yoktu. Dikkatle bakıyordum, insanları güldürmeye çalışmıyordu
hiç. Tam tersi, çok ciddiydi. Kaldırımda
durmuş, bilet gibi bir şey dağıtıyordu
gelen geçene.
Sıklıkla saatine bakması dikkatimi çekmişti. Kız mıydı, erkek miydi? Anlamaya
çalıştım, belli olmuyordu. Ne dağıttığını
merak ettim. Üşenmesem, pijamalarımı
değişip dışarı çıksam, yanına gitsem…
İçimdeki tembel “aman boş ver, sana
ne” diye fısıldayıp duruyordu aslında.
Bir süre daha izledim onu. Palyaçonun dağıttığı ilanları kimisi okumadan
cebine koyuyor, kimisi almak istemiyor,
bazısı da şöyle bir göz gezdirip çöp kutusuna atıyordu. Belki de köpeğini kaybetmişti, ilanla onu arıyordu bu adam.
İyi ama bunun için palyaço kıyafetiyle
sokağa çıkması gerekmezdi ki… “Buldum galiba” diye geçirdim içimden.
Yakında gelecek bir sirkin ilanlarını dağıtıyor olabilirdi. En iyisi, üşenmeyip onun
yanına gitmekti.
Üstümü çabucak değiştirip evden çıktım. Anahtarı almayı unutmadım tabii.
Aslında çok tedirgindim. Annem hasta yatağımdan kalkıp dışarı çıktığımı
duyarsa çok kızardı. Ama onun işten
gelmesine daha çok vardı, hemen geri
dönerdim; söylemezsem nereden bilecekti ki…
Palyaço’nun yanına gittiğimde her yanın mis gibi nergis koktuğunu fark ettim. İyi de, etrafta nergis falan yoktu.
Belki de palyaço bir kızdı, parfüm sürmüştü… İyice yaklaşıp dikkatle yüzüne
baktığımda onun bir kız olmadığını anladım. Dağıttığı o pembe, minik ilanlar
mı kokuyordu yoksa? Ben bunları düşünürken hiç beklemediğim bir soruyla,
birden afalladım.
“İyi oldu yapıştığın o pencereden ayrılıp buraya gelmen…”
Birden her yanımı ateş bastı, sanki sokaktaki herkesin bakışları üzerime çevrilmişti. “Şeyyy…” diyebildim. Konuşamadım, kekelemeye başladım. Demek
pencereden ona baktığımı görmüştü.
İçimden geçirdiklerimi anlamış gibi
“Evet evet, ben çevremde olup biten
her şeyi görürüm” dedi. Sonra da ekledi
“Mucize trenine binersen sen de artık
her şeyi görmeye başlayacaksın. Al, işte
sana bileti.”
Dağıttığı kâğıtlardan birini bana uzattı.
Çiçek kokusu çoğalmıştı; demek esrarengiz koku onlardan geliyordu. Palyaço şaşkınlığımı hemen anladı “Hepsine
tek tek parfüm döktüm” diyerek kırmızı
burnunu oynattı. Çok komik görünüyordu. Yazıları okumadan önce kâğıdı
burnuma götürüp kokladım. Tıpkı anneannemin yazlığının bahçesindekiler
gibi kokuyordu. O, sonsuzluğa yelken
açtığından beri hiç gitmemiştik bahçesine. Acaba hâlâ açıyor muydu onun nergisleri? Yoksa da anneannemle birlikte
dişhekimi
gökyüzüne mi uçmuşlardı?
Kaldırımda yürüyen bir adam omuzuyla çarptığında uzaklaştım o bahçenin hayalinden. Üstelik
“Ne diye yolun ortasında duruyorsun?” diye azar
yedim. Palyaçonun ona uzattığı bileti almadı, pis bir
şeymiş gibi kendini geri çekti. Sonra da kırmızı ışığı
umursamadan karşıdan karşıya geçti. Belki de yeşil
ışığı bekleseydi palyaçonun ona zorla o kâğıtlardan
vereceğini sanmıştı, kim bilir…
Zihnim düşüncelerle doluyken palyaçonun yeniden saatine baktığını gördüm. Yine içimden geçenleri okumuştu.
“Artık başka sokaklarda mucize treni biletlerini
dağıtmam gerek, gitme zamanım geldi…” dedi. O
sırada kâğıttaki yazıları okumak geldi aklıma. Biletin
nerede, nasıl kullanılacağı yazıyor muydu?
Mis gibi kokan pembe kâğıdı evirdim çevirdim,
hiçbir şey yazmıyordu ki üstünde. Düş kırıklığına
uğramıştım. “Şansa bak, bana hatalı bilet geldi, yenisini isteyeyim” diye düşündüm. O, yine duydu iç
sesimi “Hayır, hatalı değil… Elindeki biletle mucize
trenine bindiğin zaman, o kâğıtta yazanları göreceksin…” dedi. İyi de bu tren nereden kalkıyordu?
Annem böyle bir yolculuğa asla izin vermezdi, hem
de tek başıma… Bu palyaçonun saçma sapan bir
şey dağıttığını anlayıp evden hiç çıkmamalıydım,
diye geçti aklımdan.
“Yooo, annenin iznine gerek yok. Bundan böyle
ne zaman nergis kokusu duysan bir dilek dile. İşte
o koku seni mucizeler treniyle dileğine götürecek,
yeter ki gerçekten iste” dedi.
İlk kez dışımdan konuştum:
“Sen neden palyaço kıyafeti giydin?”
“Canım öyle istediği için…” dedi. Sonra da veda
bile etmeden acele adımlarla uzaklaştı. Elimde nergis kokulu kâğıtla kalakalmıştım.
Eve döndüğümde kendimi çok yorgun hissediyordum. Hemen pijamalarımı giyinip yorganımın altına
girdim. Elimde o kâğıt vardı. Kokladım ve bir dilek
diledim:
“Kocaman bir çikolatalı pasta istiyorum…”
“Salaklaşma kızım” dedi içimdeki ses, daha iyi bir
şey dile… Örneğin, “Umut beni ziyarete gelsin…”
diye dileyebilirdim. Evet, bu çok akıllıcaydı. Çünkü
üç gündür okula gidemediğim için Umut’u göremiyordum, onu çok özlemiştim. Ona âşık olduğumu
kimse bilmiyordu tabii.
Onu düşünürken uyuyakalmışım. Uyandığımda
annemin eli alnımdaydı. “Ateşin düşmüş meleğim,
bu iyi haber. Bak sınıf arkadaşın ne göndermiş”
mavi köşe
dedi. Sonra, “sana ıhlamur getireyim” diyerek odadan çıktı.
Her yan mis gibi kokuyordu, annem başucuma
nergis dolu bir vazo koymuştu. Çiçeklere iliştirilmiş
minik kartın üstünde “Çabuk iyileşmeni dilerim.
Umut.” yazıyordu.
Gözlerime inanamadım, defalarca okudum yazanları. İçim içime sığmıyordu. Sevincimi birileriyle
paylaşmalıydım. Hemen pencereye koşup dışarı
baktım, her zamanki telaşlı kalabalıktan başka bir
şey yoktu…
Olanları anneme anlatıp anlatmama konusunda
kararsız kaldım. Etrafıma bakındım, kâğıdı aradım,
yoktu. Annem, ıhlamur bardağıyla geri geldiğinde
sordum:
“Umut kendi mi getirdi bu çiçekleri?”
“Hayır, çiçekçiye ısmarlamış. Hastalara gönderilen
çiçekleri palyaço kıyafetiyle getiriyorlarmış, ne komik değil mi? Kapıyı açıp karşımda birden palyaço
görünce ödüm koptu valla. Sonradan kendi halime
güldüm tabii… Uyuduğun için ellemedim seni...”
Nergis kokusu gerçekten de mucize treni biletiydi,
o anda anlamıştım…
55
ödüllü bulmaca > Sinan ŞAHAN
1 2
dişhekimi
3
4
SOLDAN SAĞA
1
1- Akira Kurosawa nın 1975 tarihli 2
bilge bir adamın hikayeseni anlattığı 3
filmi - Büyük bir örümcek türü. 2- Bo- 4
yun eğme - Harman yerindeki hubu- 5
batın taş ve toprakla karışık kalıntısı
6
- Makigillerden bir hayvan-Utanma.
7
3- Yanmasını sağlamak-Bir pamuk
8
türü - Nicelik. 4- (Kısaltma)Akademik
personel ve lisansüstü eğitime giriş 9
sınavı - Hiddet - (Simge) İridyum - Ka- 10
rışık renkli - İsim. 5- Piyango - Aşırı bir 11
biçimde - Kişinin yaşamadığı geçmişe 12
duyduğu özleme verilen ad. 6- Ge- 13
nişlik - Boyun eğen - Giresun ilinin 14
Keşap ilçesine bağlı bir köy - Azeri 15
sazı - Küçük mağara. 7- Bir erkek 16
ismi - Etrafı suyla çevrili kara parçası 17
- Doğum yaptıran - (Simge) Baryum. 18
8- Çince de yol anlamına gelen keli- 19
me - İnatçı - Zevce, eş - Ünlü Osmanlı 20
tarihçisi. 9- İllet sahibi olmak, hasta
etmek - San - Musallat olan. 10- Silah
sapı - Bir erkek ismi - Zat - Uzun araç. 11- Eski bir hacim
ölçüsü - Alay işareti - Zihin - Duvar, çeper. 12- (Simge)
Argon - Bayramlarda caddelere kurulan süslü kemer Bir hitap sözü - Pirinçli, yumurtalı, yoğurtlu ıspanak veya
sebze yemeği. 13- Lokanta ve otellerde belirli bir para
karşılığında verilen birkaç kap seçmesiz yemek - Öküz
yemliği - Şafak gibi aydınlık insan. 14- İlk yaratılan insan
- Kimyasal yöntemlerle ayrıştırılamayan veya bileşim yoluyla elde edilemeyen madde - (Simge) Lityum. 15- Bir
şeyi örtme, gizleme-Ev - Karamanın bir ilçesi. 16- İmaret
- Uzaklık anlatır - Hitit - Bir nota - Valf. 17- (Halk ağzı)
Pazar günü - Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan
kap-Bitkisel - Duman karası. 18- Tenzilat - Başsağlığı dileme. 19- Dogma - (Halk ağzı) Yıpranmak, eskimek - Bir
aygıtın gereken işi yapabilmesi durumu - Satranç turnuvalarında kullanılan bir derecelendirme. 20- Atomla ilgili
- Rumeli de bir ilimiz - Görüntülük.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1- Eytişim - Eski Türklerde doktor. 2- Yasal ölçü modeli
- Bartının bir ilçesi - (Halk ağzı) Nemli yerlerde biten bir
çeşit ot - (Kısaltma) Anadolu Ajansı. 3- Vuraç - Genellikle plastikten veya kâğıttan yapılmış, içine öteberi koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte olabilen taşıma gereci
- Orkestrada vurmalı çalgı takımını kullanan. 4- Budizmde yeniden doğum döngüsünü anlatan bir kavram Çok karşıtı - El giysisi. 5- Eski Japon edebiyatında ilkel
5
6
7
8
9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
türkülerin adı - Oruç ayı - Ten-Hazırlanan çayın renk
ve koku bakımından istenilen durumu. 6- Köylü - Bir
elementin özelliklerini taşıyan en küçük parçası - Kar
fırtınası. 7- Güney Afrikanın internet kodu - Bir nota
- Merkez atomu olarak rutenyum içeren anyon - Yol.
8- Ufuklar- (Halk ağzı) Sincap - Devlet büyükleri. 9- Lak
ile cilalanmış - Bir nota - (Kısaltma) Türk Dil Kurumu Telefon sözü - Kamu. 10- Mesafe - Değirmen oluğunun
üstünde suyun toplandığı yer - Mezra - (Kısaltma) Edebiyat. 11- Leyla ile Mecnun dizisinin başrol oyuncusu Ölümsüz - (Kısaltma) Türkiye Kömür İşletmeleri. 12- Bir
opera yapıtında ya da oratoryoda ezgi - Beygir - Ağ
tabaka. 13- Kırmızı - Elma, armut, ayva gibi meyvelerin
yenmeyen iç bölümü - Ego - Namaz çağrısı. 14- Namazda bir kıyam, bir rükû ve iki secdeden oluşan bölüm
- Erzurum yöresinde eskiden cağ kebabı yenirken kullanılan tahta şiş - Görgü. 15- Yapılan iş - Ölü yıkanan kerevet, salacak - Bir hükümdarın yönetimi altındaki halk.
16- Bir şeyin bir dizi içindeki yerini gösteren sayı - Açı
ölçmeye yarayan dönme hareketli bir çeşit cetvel - Itırlı
bir bitki. 17- Üç anlamı veren yabncı bir önek - Irak ta
bir şehir - Geleneksel. 18- Gezinti teknesi - Bolivya da
çıkan değerli bir kuvars - (Simge) Sodyum - Altın. 19Yazarı bilinmeyen, anonim - Birtakım hastalıklara karşı
bağışıklık sağlamak için vücuda verilen, o hastalığın
mikrobuyla hazırlanmış eriyik - Herkesin içinde yapılan
- (Simge)Lantan. 20- Arka, geri - Genellikle altın için
kullanılan bir ağırlık ölçüsü birimi - Kopyalama.
BULMACAYI ÇÖZEN HER MESLEKTAŞIMIZA;
Paşa Dental Firması tarafından
Bisco Aelite Flow Kompozit hediye edilecektir.
56
dişhekimi
haber
57
duyuru
dişhekimi
Başsağlığı
Geçmiş Olsun
Meslektaşlarımızdan;
Meslektaşlarımızdan;
> Ahmet Özdikmenli’nin annesi,
> Halil Erol Dikmen’in kayınvalidesi,
> Lütfi Tunay’a,
> Mukadder Büyükdeveci’ye
> Koray Engin’in annesine,
> Dr. Bilge Kumarı’nın eşine
vefat etmiştir. Merhumlara Allah’tan rahmet,
yakınlarına başsağlığı dileriz...
rahatsızlıklarından dolayı geçmiş olsun dileriz...
Satılık ve Kiralık
> Adonis marka çalışır durumda uygun fiyata satılık ünit
İletişim: 0 232 381 77 73
> Tüm aletleri ile birlikte devren kiralık muayenehane. (Karşıyaka eshot sokağında)
İletişim: 0 535 499 58 36
> Bayraklı’da devren satılık muayenehane
İletişim: Mustafa karaman
> Tüm aletleri ile devren satılık muayenehane
İletişim: Gülsüm Özden 0 532 761 17 86
54. sayıdaki bulmacanın çözümü
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
54. say› bulmacam›z› çözerek
hediye kazanan meslektaşlarımız;
> Mehmet Ürkmez / Tokat
> Sinem Çelebi / Muğla
> Necti Sabahattin Erger / Alanya
> Tamer Sabba / Alanya
> Mehmet Ballı / Alanya
> Muzaffer Baloğlu / Gaziantep
> K.İbrahim Canıgür / Burdur
> Aypınar İlçiz / İzmir
> Zeynep İlhan / İzmir
> Ömer Faruk İlhan / İzmir
> Ayla Tanzer Kulalıgil / İzmir
Duyuru sayfamızda yer alan haberler odamıza ulaşan bilgilerle sınırlı kalmaktadır. Sayfamızda yer almasını
istediğiniz kendiniz ve diğer meslektaşlarımız hakkındaki haberleri lütfen bize iletiniz.
58
dişhekimi
haber
59
karikatür
60
> Dişhekimi Mete Ağaoğlu
dişhekimi

Benzer belgeler