Snow ya da Leavis mi? İki Kültürün [The Two Cultures] ılımlı

Transkript

Snow ya da Leavis mi? İki Kültürün [The Two Cultures] ılımlı
1
1
Snow ya da LeavisSnow
mi? ya
İki da
Kültürün
Leavis [The
mi? İki
Two
Kültürün
Cultures]
[The Two Cult
ılımlı, kimsenin dikine
ılımlı, gitmeyen
kimsenin bilimselliği
dikine gitmeyen
mi, yoksa
bilimselliği mi, y
zorlu ve kaba, harfizorlu
harfine
ve kaba,
ahlâkçı
harfi
edebiyatçılığa
harfine ahlâkçı
dayanan
edebiyatçılığa day
Richmond DersleriRichmond
mi? EğerDersleri
başka bir
mi?
seçenek
Eğer başka
olmazsa
bir seçenek olm
çok fena yanılıyoruz
çokdemektir.
fena yanılıyoruz
Ama bereket
demektir.
versin
Ama
bunun
bereket versin b
orta yolları da var;orta
her yolları
iki konuya
da var;
da her
kendi
ikisözsahiplerinkonuya da kendi sözsahipl
den daha gerçekçiden
yaklaşılacak
daha gerçekçi
yollaryaklaşılacak
bulunmaktadır.
yollar
Bubulunmaktadı
alanda konuyu savunmakta
alanda konuyu
olan yalnızca
savunmakta
bu ikiolan
kişinin
yalnızca
ol- bu iki kişini
madığını unutmamak
madığını
gerekir;
unutmamak
bunlar yalnızca
gerekir;
şubunlar
ânda adı
yalnızca şu ând
çıkmış olan o iki kişidir.
çıkmış olan
Bu bilim
o iki alanında
kişidir. Bu
çokbilim
uzunalanında
bir
çok uzu
dönem şu ya da buna
dönem
ilişkin
şu ya
konularda
da buna bir
ilişkin
sürükonularda
ateşli tar- bir sürü ateşl
tışmacılar olmuştur;
tışmacılar
çok uzunolmuştur;
bir dönem
çok
içinde
uzunde
birbirbiridönem içinde de bi
ne karşıt güçleri uzlaştırmak
ne karşıt güçleri
kaygısıyla
uzlaştırmak
tutuşankaygısıyla
ya da en tutuşan ya d
azından düşmancaazından
olmak yerine
düşmanca
ortakyaşarlık
olmak yerine
çerçevesinortakyaşarlık çerçev
de müzakere edendearabulucular
müzakere eden
da olmuştur.
arabulucular
Çok da
sayıda
olmuştur. Çok sa
yabancı dil, İngilizyabancı
Edebiyatı,
dil, İngiliz
sosyoloji,
Edebiyatı,
tarih gibi
sosyoloji,
bilim tarih gibi b
dallarıyla bezenmiş
dallarıyla
bir bilimsel
bezenmiş
öğretimi
bir öncelikle
bilimsel öğretimi
savu- öncelikle s
nan T. H. Huxleynan
anımsanabilir;
T. H. Huxley
bu anımsanabilir;
düşünce daha bu
önce
düşünce daha
Caltech [CaliforniaCaltech
Teknoloji
[California
Enstitüsü]
Teknoloji
tarafından
Enstitüsü]
destek- tarafından de
lenmişti ve buna şimdi
lenmişti
de MIT
ve buna
[Massachussets
şimdi de MITTeknoloji
[Massachussets Tekn
Enstitüsü] damgasını
Enstitüsü]
vurmaktadır.
damgasını
Birincil
vurmaktadır.
olarak, hümaBirincil olarak, h
nist ve izledikleri nist
hiç de
ve Yunan
izledikleri
kokmayan
hiç de dünyada
Yunan kokmayan
yaşadünyada y
makta olduklarını makta
anımsatan
olduklarını
yeterli derecede
anımsatanbilimle
yeterli bederecede bilimle
zenmiş apaçık bir klasik
zenmişöğretimi
apaçık bir
eleklasik
alan Matthew
öğretimiArnold
ele alan Matthew Ar
akla gelebilir. “İnsanın
akla kıllı,
gelebilir.
dört “İnsanın
ayaklı, kuyruklu
kıllı, dört
davranışayaklı, kuyruklu davr
ları … şimdiki insanlardan
ları … şimdiki
çok farklı
insanlardan
olan belki
çok
defarklı
en uzak
olan belki de en
atasının doğasındaatasının
bile insan
doğasında
değerlerinin
bile daha
insansonra
değerlerinin
geliş- daha sonra g
mesi için gizlenmiş”
mesi
durduğuna
için gizlenmiş”
Huxley,durduğuna
tıpkı Arnold
Huxley,
gibi tıpkı Arnold
kesinlikle inanmış kesinlikle
olmalıydı.inanmış
Buna karşın,
olmalıydı.
“bu kıllı
Buna
atamıkarşın, “bu kıllı at
zın doğasında, aynızın
zamanda,
doğasında,
Yunanca
aynı zamanda,
için bir gereksinim
Yunanca için bir gereks
olduğunu” imleyen
olduğunu”
daha sonraki
imleyen
sonucu
dahabenimsemedi;
sonraki sonucu benimsem
bunun yerine, başkalık
bununtaşıyan
yerine,bubaşkalık
tinsel zorunluluğun
taşıyan bu tinsel
bi- zorunluluğu
limsel yöntemler ve
limsel
sonuçları
yöntemler
olduğu
vedüşüncesini
sonuçları olduğu
yeğledi.
düşüncesini yeğ
5
5
6
ALDOUS HUXLEY
Huxley’in, ‘kültürün Levit’i’ dediği baş temsilci ile
‘zavallı hümanistlerin bazen onun Nebuchadnezzars’ı* gözüyle baktıkları baş temsilci arasındaki seksen yıldan beri
devam eden tartışma boyunca, bilim ile edebiyata, bilim
karşıtı edebiyata ilişkin çok şeyler yazıldı. Tartışmaya en
yeni katkı, Profesör Lionel Trilling ile Doktor Robert Oppenheimer tarafından geldi. Hayran kalınacak kadar sağduyulu yazdığı, Commentary’nin Haziran 1962 sayısındaki makalesinde Profesör Trilling, Leavis-Snow arasındaki
tartışmayı özetler ve Akıl, kültür, edebiyat ve bilim arasındaki ilgiden iyi niyet ve incelikle sözeder. Dr. Oppenheimer’ın yazısı “Bilim ve Kültür” Encounter’da, 1962 yılında yayınlandı. Sağlam, güvenilir, ama özellikle pek özgün
olmayan bir makaleydi bu, çünkü nasıl olduğu belirsiz bir
dille, Eddington’un 1930’larda söylediklerini söylüyordu
– bunlar gerçekten de, sanata değer veren, özel bir yaşamı
olan, halkın rahatını gözeten akıllı uslu herhangi bir fizikçinin hiç de öyle söylemeyeceği şeylerden değildi. Bilim
ile kültüre ilişkin bu düşünceler, ne yazık, Profesör Trilling’in düşünceleri gibi, aydınlatıcı olmak yerine çok soyut
ve çok geneldir. Daha sonraki paragraflarda, bu çok tartışılan konuyu Oppenheimer ve Trilling’den, Leavis ve
Snow’dan ve büyük tartışmayı başlatan Viktorya Çağı bilginlerinden daha somut olarak ele almaya çalışacağım.
Edebiyatın işlevi nedir, psikoloji nedir, yazınsal dilin doğası nedir? Edebiyatın işlevi, psikolojisi ve dili, bilimin dili, işlevi ve psikolojisinden nasıl ayrılır? Edebiyatla bilim
arasındaki bağıntı geçmişte nasıldı? Şimdi nasıldır? Bu bağıntı gelecekte nasıl olabilir? Sanatsal yönden konuşulursa, yirminci yüzyıl edebiyat insanının yirminci yüzyıl bilimine yapacağı katkı nasıl olmalıdır? Yanıtlamaya çalışacağım sorular işte bunlar olacaktır.
*
Babil Krallığı’nı yöneten krallardan Keldani Hanedanı’na mensup
olanların ortak adı. –ed.
BİLİM ve EDEBİYAT
2
BİLİM ve EDEBİYAT 7
2
Bütün deneyimlerimiz
Bütünkesinlikle
deneyimlerimiz
kendimize
kesinlikle
özeldir;kendimize
ama
özeldir;
bazı deneyimler diğerleri
bazı deneyimler
kadar kendimize
diğerleri özel
kadardeğildir.
kendimize özel değ
Onlar bazı benzer Onlar
koşullar
bazı
altında
benzer
daha
koşullar
az özel
altında
hale gelirdaha az özel hale g
ler; normal insanların
ler; normal
çoğu buinsanların
deneyimleri
çoğukazandıktan
bu deneyimleri kazand
sonra, sözlü ya dasonra,
yazılısözlü
olarakyaanlatınca,
da yazılı öncekine
olarak anlatınca,
çok
öncekine
benzer bir biçimdebenzer
bunlarabirinanılır
biçimde
ve bunlara
bel bağlanır.
inanılır ve bel bağlanır.
Deneyimlerimizin Deneyimlerimizin
çok daha fazla özelçok
olanlarına
daha fazla
ilişkin
özel olanlarına il
böyle açıklamalar böyle
yapılamaz.
açıklamalar
Örneğin,
yapılamaz.
yanan birÖrneğin,
evi izle-yanan bir evi
yen insanların görsel,
yen işitsel,
insanların
koklama
görsel,
duyusuyla
işitsel, koklama
ilgili de-duyusuyla ilgil
neyimleri büyük birneyimleri
olasılıklabüyük
birbirine
bir olasılıkla
benzer. Bubirbirine
yangınınbenzer. Bu yan
nedenlerini genel olarak
nedenlerini
tutuşup
genel
ateşolarak
alma yolları
tutuşupveateş
eldealma yolları ve
ki veriler doğrultusunda
ki veriler
mantıksal
doğrultusunda
bir çerçeve
mantıksal
içinde bir
dü-çerçeve içinde
şünmeye çalışan bir
şünmeye
grubun çalışan
entelektüel
bir grubun
deneyimleri
entelektüel
de bu-deneyimleri d
na benzer. Bir başka
na deyişle,
benzer. Bir
duyu
başka
izlenimleri
deyişle,ve
duyu
mantıkizlenimleri ve ma
sal düşünce süreçlerine
sal düşünce
ilişkinsüreçlerine
deneyimlerilişkin
başkalarıyla
deneyimler başkala
paylaşılamayacak paylaşılamayacak
kadar gizli değildir.kadar
Amagizli
şu yangını
değildir.iz-Ama şu yangı
lemekte olan bizimkilerin
lemekte olan
duygusal
bizimkilerin
deneyimlerine
duygusal
şimdi
deneyimlerine ş
yeniden bir göz atalım.
yeniden
Gruptan
bir gözbiratalım.
kişi seksüel
Gruptanbirbirzevk
kişi seksüel bir
duyumu, bir başkası
duyumu,
estetik bir başkası
duyum, estetik
bir başkası
bir duyum,
yılgı vebir başkası yıl
korku, gene başka korku,
gruplardan
gene insanlar
başka gruplardan
da insan sevgisi
insanlaryada insan sevgi
da insanlık dışı çılgınca
da insanlık
bir neşe
dışıduyumsaması
çılgınca bir neşe
alabilir.
duyumsaması
Bu
alabili
izlenimlerin birbirine
izlenimlerin
bütünüyle
birbirine
benzemediği
bütünüyle
kesinbenzemediği
ve
kesi
apaçıktır. Bu anlamda,
apaçıktır.
bunlar
Bu duyusal
anlamda,izlenimlerden
bunlar duyusal
ve izlenimlerde
mantıksal düşüncelerin
mantıksal
zihinsel
düşüncelerin
izlenimlerinden
zihinsel daha
izlenimlerinden
özeldir.
özeldir.
Şu ândaki bağlamıyla
Şu ândaki
bilim, bağlamıyla
daha kamusal
bilim,
olandaha
insanî
kamusal olan in
deneyimleri araştırma,
deneyimleri
düzene sokma
araştırma,
ve anlatma
düzene sokma
aracı olave anlatma arac
rak tanımlanabilir. rak
Daha
tanımlanabilir.
az dizgesel olarak,
Daha az
aynı
dizgesel
zamanda,
olarak, aynı zama
edebiyat da bununedebiyat
gibi kamusal
da bunun
deneyimlerle
gibi kamusal
ilgilenir.
deneyimlerle ilgi
Buna karşın, onunBuna
ilgilendiği
karşın,ana
onun
konular,
ilgilendiği
insanların
ana konular,
çok
insanların
daha özel olan ve daha
kendiözel
başlarından
olan ve kendi
geçen başlarından
özel deneyimgeçen özel dene
leri, –böyle– duyumları
leri, –böyle–
alan kimselerin
duyumları
özel
alan
dünyaları
kimselerin
ara-özel dünyalar
sındaki etkileşimler,
sındaki
bilinçleri
etkileşimler,
yerinde olan
bilinçleri
kimseler,
yerinde
nes-olan kimseler,
8
ALDOUS HUXLEY
nel gerçekliğin kamusal evrenselliği, toplumsal gelenekler
ve her ân erişilebilen el altındaki bilgilerdir.
3
Bilim insanı başkalarının çok daha kamusal ve kendisinin
özel deneyimlerini gözlemler, onları kendi kültür toplumundaki bireylerce anlaşılabilen sözel ya da matematiksel
herhangi bir dil içinde kavramlaştırır, bu kavramları kolayca anlaşılabilir mantıksal bir dizge içinde birbiriyle ilişkilendirir; sonra bu kavramların “işlemsel tanımlarını”
[“operational definition”] doğadaki dünyada arar ve kendi aklını ve mantığını kullanarak vardığı sonuçları, olayların
bazı yönlerinin “orada olması” temeline göre deneyler ve
gözlemlerle kanıtlamaya çalışır.
Edebiyat insanı da, kendi kendinin ve diğer insanların
doğa, kültür ve dil dünyası içinde başlarından geçen olaylarda çok daha kamusal olan deneyimlerinin gözlemcisi,
düzenleyicisi ve iletişimcisidir. Belli bir açıdan bakılırsa
böyle deneyim yapıları bilimin birçok dalının ham maddesini oluştururlar. Bir sürü şiirin, birçok tiyatro oyununun,
romanın ve deneme yazılarının da ham maddeleri vardır.
Ama bilim insanı kendisinin ve diğer insanların kazandığı
çok özel deneyimlerin gösterdiği dünyaları göz ardı etmek
için elinden geleni yaparken, edebiyat insanı yalnızca kamusal olanla kendisini uzun süre sınırlayamaz. Ona göre,
dışarıdaki gerçek, iç dünyanın özel deneyimleriyle sürekli
ilişki içindedir; genel mantık ölçütleri bireyin özel duygu
ölçütlerine dönüşmüş; çılgın bir bireysellik geleneksel
kültürün kabuğunu çatlatmıştır. Üstelik edebiyat sanatçısının konusuna olan yaklaşımı bilim insanının aynı konuya
olan yaklaşımından çok farklıdır. Bilim insanı belli bir sayıdaki olayı gözlemler (incelediği olayları kontrol ettikten
sonra), bunların ışığı altında bütün diğer benzer durumları
BİLİM ve EDEBİYAT
BİLİM ve EDEBİYAT 9
da inceler ve çözümlerini
da inceler
sağlar,
ve çözümlerini
bütün aynılık
sağlar,
ve benzerbütün aynılık ve be
likleri bir kenara yazar
liklerivebirbunlardan
kenara yazar
bir genelleme
ve bunlardan
soyutbir genelleme so
layıp çıkarır. İlgilendiği
layıp çıkarır.
ana konu
İlgilendiği
hiç bilinmedik
ana konu
birhiç
olay
bilinmedik bir
değildir, ama verilideğildir,
bir sınıfa
ama
giren
verili
tümbirdurumların
sınıfa giren“adlatüm durumların “
narak anlamlandırılabileceği”
narak anlamlandırılabileceği”
soyutlanmış genellemelersoyutlanmış genellem
dir. Edebiyat sanatçısının
dir. Edebiyat
deneyimlere
sanatçısının
–çok deneyimlere
daha kamusal–çok daha kam
deneyimlere olan– deneyimlere
yaklaşımı çok
olan–
farklıdır.
yaklaşımı
Yinelenen
çok farklıdır.
dene- Yinelenen d
yimler ve kullanılabilen
yimlerdeneyimlerden
ve kullanılabilen
elde
deneyimlerden
edilen genel- elde edilen g
lemelerden yapılanlemelerden
soyutlamalar
yapılan
onunsoyutlamalar
işi değildir. onun
Onun işi değildir. O
yöntemi bireysel durumlar
yöntemi bireysel
üzerindedurumlar
yoğunlaşmak,
üzerinde
sonunyoğunlaşmak, so
da olayların sonunu
daapaçık
olayların
görebilmek
sonunu apaçık
amacıyla
görebilmek
bakmak-amacıyla bak
tır. Somut olan şey,tır.özel,
Somut
kamusal
olan şey,
ya da
özel,
kişisel
kamusal
evrenselliya da kişisel evren
ğe açılan bir penceredir.
ğe açılan
Kral
birLear,
penceredir.
Hamlet,Kral
Macbeth
Lear, gibi
Hamlet, Macbeth
oldukça çok bireysellik
oldukça
kazanmış
çok bireysellik
kişilere kazanmış
ilişkin o tüyler
kişilere ilişkin o t
ürpertici üç öykü ayrı
ürpertici
bir durumdadır.
üç öykü ayrı
Ama
bir sürekli
durumdadır.
yenileAma sürekli ye
nen ve olması olanaksız,
nen ve umulmadık
olması olanaksız,
olayların
umulmadık
özel ve kaolayların özel v
musal deneyimlerimusal
içindeki
deneyimleri
dünyalarda
içindeki
geçen olayları
dünyalarda
yaz-geçen olayları
masıyla Shakespeare
masıyla
dramatik
Shakespeare
düzeydendramatik
kozmik düzeyden
düzeye, kozmik dü
politik düzeyden duygusal
politik düzeyden
ve ruhsalduygusal
düzeye, insanlık
ve ruhsaltaradüzeye, insanlık
fından bilinen herfından
şeydenbilinen
tanrısalherveşeyden
bilinmeyen
tanrısal
şeylere
ve bilinmeyen şe
kadar aydınlatıcı tüm
kadar
gerçeği
aydınlatıcı
görmüş,
tümşaşırtıcı
gerçeğibir
görmüş,
biçimde
şaşırtıcı bir biç
bize de göstermiştir.
bize de göstermiştir.
Fiziksel bilimler, araştırmacıların
Fiziksel bilimler,
dikkati
araştırmacıların
nesnelerin büdikkati nesneleri
tün olarak görünmesinden
tün olarak
güzel
görünmesinden
görünmelerine,
güzel
duygular
görünmelerine, duy
tarafından bilinçaltına
tarafından
gönderilen
bilinçaltına
kavramlardan
gönderilen
eksiği
kavramlardan
oleksiğ
mayan ve bozulmamış,
mayangörünmez
ve bozulmamış,
varlıkları
görünmez
ancak analitik
varlıkları ancak an
akıl yoluyla yapılan
akılçıkarımlarla
yoluyla yapılan
sezilebilen
çıkarımlarla
kavramlara,
sezilebilen kavram
nitelikten niceliğe nitelikten
yönelinceniceliğe
ilerlemeye
yönelince
başladılar.
ilerlemeye
Fizik- başladılar. F
sel bilimler “nomotetik”
sel bilimler
üzerine
“nomotetik”
kurulmuştur;
üzerine
açıklayıcı
kurulmuştur; açıkl
kanunlar düzenlemek
kanunlar
isterler
düzenlemek
ve bu kanunlar
isterleraltyapıların
ve bu kanunlar altyapı
gözle görülemeyengözle
ve elle
görülemeyen
dokunulamayan,
ve elle kavranamadokunulamayan, kavran
yan durumlarıyla ilgili
yan durumlarıyla
oldukları zaman
ilgiliçok
oldukları
aydınlatıcı
zaman
ve çok aydınlatı
yararlı olurlar. Buyararlı
gözle görülemeyen,
olurlar. Bu gözle
elle görülemeyen,
dokunulama- elle dokunul
yan ve kavranamayanlar
yan ve betimlenemez,
kavranamayanlar
çünkü
betimlenemez,
onlar he- çünkü onla
10
ALDOUS HUXLEY
mencecik sonuç veren deneyimlerin konusu değildir; onlar yalnızca sıradan görünümlü bir deneyim düzeyinden
edinilen çıkarımlarla tanınırlar. Edebiyat “nomotetik” üzerine kurulmamıştır, ama “idiyografik”tir; onun ilgi alanı
düzenlilik ve betimleyici kurallar değil, bütün olarak algılanan şeylerin sezilebilen özellikleri ve görünümlerinin
betimlenmesi, farklılıklar, karşılaştırmalar, yargılar, kayıtlanan veriler ve asılları, ve son olarak da, nesnelerin varlıkları ve “olmaklık”* [istigkeit] durumu, düşüncelerdeki Düşünce-Olmama durumu, sürekli yenileme ve sürekli yok
etmenin sonsuzluğu içinde zamana bağlı olmayan bir Öylelik’tir [suchness].
Edebiyatın ilgilendiği dünya, içinde insanların doğduğu, yaşadığı ve sonunda öldüğü dünyadır; içinde insanların
sevgi ve tiksinti duyduğu, yenilgiyi ve parlak başarıyı,
umut ve umutsuzluğu tattığı dünyadır; acılar, eğlenceler,
sağduyu, delilik, akıllılık, aptallık, bilgelik dünyasıdır; toplumsal baskılar, kişisel tepkiler, tutkulara karşı mantık, içgüdü ve gelenekler, paylaşılan dil ve paylaşılmayan duygu
ve duyum, doğuştan gelen farklılıklar ve kurallar, roller ve
baskın kültür tarafından dayatılan ağırbaşlı ya da gülünç törenlerdir. Her insan bu çok çeşitli dünyayı ve (daha ziyade
birçok kez kafası karışık biçimde) kendisinin de bu çeşitlerden hangisinden olduğunu anlayamadığını bilir. Üstelik
kendi kendisiyle bir benzeşim kurarak, başka insanların
nerede olduğunu, neler duyumsadıklarını ve nasıl davranabileceklerini saptayabilir. Kendine özgü bir birey olarak
bilim insanı, var olan insan soyunun [race] yaşamakta ve
ölmekte olduğu çok yüzlü bir dünyanın içinde yer almaktadır. Ama profesyonel bir kimyacı, fizikçi ya da fizyolog
*
Huxley’in Almanca-İngilizce sözcüklerden oluşturduğu, Almanca
‘dasein’a benzeyen, İngilizce ‘to be’ ile karışan, her ikisinin de birleşerek ‘var olma durumu’ anlamında kullanılan, sonradan Huxley’e
özgü bir terim olarak kullanılan bir sözcük. –ç.n.
BİLİM ve EDEBİYAT
BİLİM ve EDEBİYAT11
olarak o, bütünüyle
olarak
bambaşka
o, bütünüyle
bir evrenin
bambaşka
içindebir
–verili
evrenin içinde –v
görüngülerin [appearance]
görüngülerin
evreninde
[appearance]
değil de,evreninde
çıkarımlardeğil de, çıkarım
la saptanmış güzellayapıları
saptanmış
olangüzel
bir dünyanın,
yapıları olan
eşi olmayan
bir dünyanın, eşi olm
olaylar ve farklı nitelikler
olaylar dünyasının
ve farklı nitelikler
değil de,
dünyasının
nicelikli düdeğil de, nicelikl
zenlilikleri olan birzenlilikleri
dünyanın–olan
yaşamakta
bir dünyanın–
olan biryaşamakta
bireyi- olan bir bi
dir. Bilgi kudrettirdir.
ve Bilgi
benzerkudrettir
bir paradoksla,
ve benzer
bubir
kesinleşparadoksla, bu kesi
memiş bilgiler, soyutluklar
memiş bilgiler,
ve çıkarımlar
soyutluklar
dünyasında
ve çıkarımlar
neler dünyasında
olduğu konusundaolduğu
saptayabildikleri
konusunda bilgiler
saptayabildikleri
ile bilim inbilgiler ile bilim
sanları ve teknolojistler
sanlarıellerinde
ve teknolojistler
bulundurdukları
ellerindegeniş
bulundurdukları
ve
gen
gittikçe artan, yöneten,
gittikçedeneten
artan, yöneten,
ve gereğinde
deneten
değiştiren
ve gereğinde değiş
güçleriyle öncelikle
güçleriyle
insanların
öncelikle
içinde yaşamak
insanların
zorunda
içinde olyaşamak zorund
dukları çok değişken
dukları
görüngüler
çok değişken
dünyasını
görüngüler
değiştirme
dünyasını
güdeğiştirm
cünü kazanmışlardır.
cünü kazanmışlardır.
Her bilimin kendisine
Her özgü
bilimin
birkendisine
bilgi çerçevesi
özgü bir
bulunur.
bilgi çerçevesi bul
Fiziğin verileri birFiziğin
düzende;
verileri
kuşbilim
bir düzende;
(bu bilimkuşbilim
nomotetik
(bu bilim nomo
ve idiyografik olmaktan
ve idiyografik
daha çok,olmaktan
geneldir)daha
verileri
çok,başka
geneldir) verileri b
bir düzende, çok değişik
bir düzende,
olarakçok
ayarlanmıştır.
değişik olarak
Kendi
ayarlanmıştır.
büKend
tünlüğü içinde bilim
tünlüğü
için içinde
varılması
bilimistenen
için varılması
son hedef,istenen son h
–simgesel düzey ve–simgesel
görünmezliğin
düzey ve kavranamazlığın
görünmezliğin vebikavranamazlığı
leşimlerinden çıkarılan
leşimlerinden
güzel yapılar
çıkarılan
bakımından–
güzel yapılar
içinde
bakımından– iç
dünyanın en büyükdünyanın
çoğulluğunun
en büyük
birlik
çoğulluğunun
gibi bir şeye birlik
indir-gibi bir şeye i
gendiği ve birbiri sıra
gendiği
gelenvebirbirine
birbiri sıra
benzemeyen
gelen birbirine
pek çok
benzemeyen pek
çeşitli olayın bir düzene
çeşitli girdiği
olayın bir
ve bir
düzene
mantık
girdiği
düzeni
ve bir
için-mantık düzeni
de basitçe sıralandığı
de basitçe
monistik
sıralandığı
bir sistemin
monistik
yaratılmasıdır.
bir sistemin yaratılma
Bu hedefe ne zaman
Buulaşılıp
hedefe ulaşılamayacağı
ne zaman ulaşılıpdaha
ulaşılamayacağı
sonraya
daha son
kalmıştır. Şu ânda,kalmıştır.
her birinin
Şukendi
ânda, kavramsal
her birinineşgüdümkendi kavramsal eşgüd
leri, açıklama biçimleri
leri, açıklama
olan çeşitli
biçimleri
bilim dallarımız
olan çeşitlibulunbilim dallarımız bu
maktadır.
maktadır.
Edebiyat insanı, farkına
Edebiyat
varılabilecek
insanı, farkına
derecede
varılabilecek
edebi- derecede e
yatçı olduğu zaman,
yatçı
olayların
olduğubenzersizliğini
zaman, olayların
anlar,
benzersizliğini
dünyaanlar, dü
nın çeşitliliğini ve nın
çokçeşitliliğini
katmanlılığını
ve çok
benimser,
katmanlılığını
kökten gebenimser, kökte
len eksiklikleri bilir,
lenonun
eksiklikleri
kendi düzeyi
bilir, onun
içindeki
kendi
işlenmedüzeyi içindeki işle
miş, kavramlaşmamış
miş,varlığına
kavramlaşmamış
inanır vevarlığına
sonra da inanır
yüzün-ve sonra da yü
de belirsiz, çok anlamlı
de belirsiz,
ve gizemli
çok anlamlı
görünümler
ve gizemli
taşıyarak
görünümler taşıy
12
ALDOUS HUXLEY
çağrıya uyar, bunu benimsedikten sonra, oldukça iyi düzenlenmiş ve anlam yüklü sanat yapıtlarındaki kişisel varlıkların belli bir biçime sığmayan eşsizliğinin dökümünü
yapmanın paradoksuyla kendini anlatır.
4
Her dilde, bireyin kendine özgü deneyimlerini anlatmak
ve iletmek için önceden hazır ve basmakalıp sözcük dağarcığı vardır. Konuşmasını bilen herkes, “Korkuyorum.” ya
da “Ne güzel!” diyebilir ve bu sözleri duyanlarda nelerden
söz edildiğine ilişkin kabaca, ama çoğu kez, yeterli ve belirli bir fikir oluşur. Kötü edebiyat (özel düzeydeki anlamıyla kötü, –çünkü sözüm ona bilim ve insanın daha
kamusal deneyimleri ile ilgili– oldukça da iyi olabilen);
kötü edebiyat, her gün kullanılmakta olan Ne hoş! ve Korkuyorum! tümcelerinin ortalama anlam değerlerinden daha öteye gidemez. İyi edebiyat –özel düzeydeki anlamıyla
iyi– yerini sıradan dilde belirsizliği ve özensizliği, çok daha ince bir zekâyı yansıtan ve çok daha etkileyici anlatımlara bırakır. Edebiyat insanının tutkusu anlatılamayanı anlatmak, sözcüklere daha önce verilmemiş anlamlar yükleyerek konuşmaktır. Bunun nedeni, her sözcüğün soyut olması ve onların belli bir sınıfta bilinen deneyimlerinin
özelliklerini simgelemeleridir. Eşi benzerleri olmayan deneyimleri oluşturan, ortalamadan daha çok, sapma durumundaki öğeler, donuk ortak dilin dışında kalırlar. Ama
edebiyat sanatçısının iletmek istediği de insanın tam tamına işte bu çok daha kendine özgü deneyimleridir. Sıradan
dil bu amaç için tümüyle yetersizdir. Her edebiyat sanatçısı, günlük dilin sözcüklerinin ve sözdiziminin hiç değilse
birazıyla bile açık açık iletip anlatamadığı deneyimleri iletmek için, bir çeşit olağanüstü bir dil bulup ödünç almak ya
da yaratmak durumuna düşer. Alanınıza sözcüklerin tam

Benzer belgeler