Hazret-i Alînin radıyallahü anh şân-ı şerîflerinde olan âyet

Transkript

Hazret-i Alînin radıyallahü anh şân-ı şerîflerinde olan âyet
Sevgili Peygamberim "aleyhisselatü vesselam"
Hazret-i Alînin radýyallahü anh þân-ý þerîflerinde olan âyet-i kerîmeler
Yirmidördüncü Menâkýb: Hazret-i Alînin “radýyallahü anh― þân-ý þerîflerinde olan âyet-i kerîmeler beyÃ
1– Ba’zý âlimler derler ki, Emîr-ül mü’minîn hazret-i Alî “radýyallahü anh― mescidde nemâza du
düâ etdi. Bir þey istedi. Hazret-i Alî rükû’a varmýþ idi. Parmaðýndaki yüzüðü iþâret ile o dilenciye verdi. Bu
Allahü teâlâ hazretlerine makbûl gelip, meâl-i þerîfi (Ancak Allahü teâlâ, Resûlü ve mü’minlerden îmÃ
edenler, nemâzlarýný kýlanlar, rükû’da olduklarý hâlde sadaka verenler, sizin velînizdir) olan âyet-i kerîmeyi gÃ
[Mâide sûresi 55.ci âyet-i kerîme.]
Ýþâret: (Kýymetsiz, deðeri olmýyan birþey kýymetli bir kimsenin vermesi ile deðerli olur.) Kadr gecesi bütün geceler gibi bir
gece olmasýna raðmen; Allahü teâlâ kýymet verdiði için; bin aydan dahâ kýymetli olmuþdur. Ãœmmetlerin iyisi bu ümm
ki, onlarýn bir tâ’atlarý yediyüz olur. O mert hazret-i Alî “radýyallahü teâlâ anh―dýr ki, üç dört arpa ekm
dinârlýk bir gümüþ yüzük verdiði için, o mertebelere yükselmiþdir.
2– Abbâs ve Talha “radýyallahü teâlâ anhümâ― hazretleri arasýnda bir münâzara vâký’ oldu. Abbâs
buyurdu ki, hâcýlara suyu ben daðýtdýðým için dahâ fazîletliyim. Talha “radýyallahü anh― buyurdu ki, Beyt-i þerî
tutarým. Ýstersem gece orada kalýrým. Onun için ben dahâ fazîletliyim. Hazret-i Alî “kerremallahü vecheh― buyu
ne dersiniz! Ben sizden on ay evvel yüzümü bu kýbleye dönmüþüm. Siz o zemân yokdunuz. Allahü
Sübhânehü ve teâlâ, meâl-i þerîfi (Hâcýlara su vermeði ve Mescid-i harâmý binâ etmeði, îmân etmek ile ve
yolunda cihâd etmek ile bir mi tutuyorsunuz. Hâyýr, böyle deðildir. Allah zâlimlere [Resûline düþmanlýk edenlere,
Allahü teâlâya þirk koþanlara, dalâletde kalmakda ýsrâr edenlere] hidâyet vermez. Derecesi Allah indinde en çok
olanlar, Allaha îmân edenler, hicret edenler ile mallarýný ve nefslerini Allah yolunda vererek cihâd edenlerdir) olan âyet-i
kerîmeleri gönderdi. [Tevbe sûresi 19-20.ci âyeti kerîmeleri.]
3– Emîr-ül mü’minîn Alî bin Ebî Tâlib ve Fâtýma ve Hasen ve Hüseyn “rýdvânullahi teâlâ aleyh
hakkýnda, (Size islâmiyyeti bildirdiðim ve Cenneti müjdelediðim için, bir karþýlýk beklemiyorum. Yalnýz yakýným olanlarý
seviniz!) [Þûrâ sûresi 23.cü âyet-i kerîme meâli.] buyuruldu. Katâde “radýyallahü teâlâ anh― buyurdular k
(müþrikler bir cem’iyyetde, görelim bakalým, Muhammed getirdiði sözler üzerine bir karþýlýk istiyecek mi, dediler.) Bu
sözler üzerine Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri bu âyet-i kerîmeyi inzâl buyurdu. Sa’îd bin Cübeyr
“radýyallahü teâlâ anh― hazretleri Ýbni Abbâs “radýyallahü anhümâ― hazretlerinden rivâyet etmiþdir ki,
[yakýnlýkdan], Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem― hazretleri, hazret-i Alî, Fâtýma ve Hasen ve Hüse
“radýyallahü teâlâ anhüm― hazretlerini irâde etmiþdir. Bir kimseye hiçbir hâlde bunlarý düþman tutmak lâyý
4– Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri, Aliyyül mürtedâ “kerremallahü vecheh― hazretlerinin pâk dinli olma
beyân edip, buyurdular ki, [Hicr sûresi 47-48.ci âyet-i kerîmelerinde meâlen] (Biz o ehl-i Cennetin sadrlarýndan
[gönüllerinden] hýkdý ve hasedi çýkarýrýz. Onlar birbirlerine kardeþ olarak serîrleri üzere, dâimâ birbirlerine
mukâbildirler. Cennetde onlar, eziyyet ve meþakkat mes etmez. Onlar Cennetden hiç ihrâc olunmazlar.) Âlimlerden ba’z
buyurmuþlar ki, bu âyet-i azîme; hazret-i Alî, hazret-i Mu’âviye, hazret-i Talha, hazret-i Zübeyr ve hazret-i Âiþe-i
Sýddîkanýn “radýyallahü teâlâ anhüm ecma’în― üstünlüklerini bildirmek için nâzil olmuþdur.
5– Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri buyurdu ki; (Ey mü’minler! Resûlullaha münâcât etdiðiniz vaktde, ön
sadaka veriniz! Bu sizin için hayrlýdýr. Nefslerinizi þübhe ve mal sevgisinden en iyi temizleyicidir. Eðer sadaka verecek
birþey bulamazsanýz, Allah gafûr ve rahîmdir.) [Mücâdele sûresi 12.ci âyet-i kerîme meâli.] (Münâcât; bir
arzûyu gizli olarak söylemekdir.) Mücâhid buyurdular ki, hiçbir kimseye, bu âyet-i kerîme ile amel etmek, ittifak
düþmedi. Hazret-i Alî bin Ebî Tâlib, bu fermân nâzil oldukdan sonra ne zemân Resûlullah “sallallahü teâlâ
ve sellem― hazretleri ile münâcât etmek istese idi, bir sadaka verirdi. Ýbni Ömer “radýyallahü teâlâ anhümââ
se’âdet ile buyurdular ki, Emîr-ül mü’minîn Alî “kerremallahü vecheh― hazretlerinde üç nesne va
biri bende olaydý, bana kýrmýzý tüylü ve siyâh gözlü develerden sevgili olurdu. O þeylerden birincisi, Resûlullah
“sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem― hazretleri kendi kerîmeleri Fâtýma-tüz-zehrâ “radýyallahü teâlâ anh
ona verdi. Ýkincisi, Hayber gününde feth için bayraðý ona verdi. Üçüncüsü, necvî âyet-i kerîmesi ile;
http://www.sevgilipeygamberim.com
Powered by Joomla!
Oluþturulma: 12 October, 2016, 23:20
Sevgili Peygamberim "aleyhisselatü vesselam"
[(Resûlüme bir þey söyliyeceðiniz zemân, önce sadaka veriniz!) âyet-i kerîmesi ile] o amel etdi. Derler ki, Alînin
“radýyallahü teâlâ anh― bir dinâr altýný vardý. Onu on dirheme ayýrdý. On dirhemi tasadduk etdi. Resûlullah “s
teâlâ aleyhi ve sellem― hazretlerinden on mes’ele süâl etdi. Dedi ki: (Yâ Resûlallah! Allahü tebâreke ve teâlÃ
hazretlerine nasýl ibâdet edeyim.) Buyurdular ki: (Sýdk ve safâ ile!) Dedi ki: (Yâ Resûlallah! Hak sübhânehü ve
teâlâ hazretlerinden ne isteyeyim.) Buyurdular ki, (Dünyâda ve âhýretde âfiyet ve magfiret iste.) Dedi ki: (Yâ
Resûlallah! Benim üzerime ne lâzýmdýr.) Buyurdular ki: (Allahü teâlâ ve tekaddesin buyurduðunu tutmak ve
Resûlünün buyurduðunu tutmak.) Dedi ki: (Yâ Resûlallah! Ne edeyim ki, benim kurtuluþum onda olsun.) Buyurdular
ki: (Halâl yi ve doðru söyle!) Dedi ki: (Yâ Resûlallah! Râhat ne þeydedir.) Buyurdular ki: (Allahü tebâreke ve teâlâ
hazretlerinin dîdârýnda.) Dedi ki: (Yâ Resûlallah! Fesâd nedir.) Buyurdular ki: (Kâfir olmak. Hak sübhânehü ve
teâlâ hazretlerine þirk koþmak) Dedi ki: (Yâ Resûlallah! Vefâ nedir.) Buyurdular ki: (Eþhedü en lâ ilâhe illallah ve
eþhedü enne Muhammeden Resûlullah!)
Nükte: Allahü teâlâ dilediðini azîz, dilediðini zelîl eder. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem― haz
Mekkeliler arasýnda öyle olmuþ idi ki, her kime söz söylese o kimse yüz çevirirdi. [Böylece Resûlullahý küçük
düþürmek isterler idi.] Kur’ân-ý azîm-üþ-þânda [Fussilet sûresi 26.cý âyet-i kerîmesinde meâlen]; (Kâfirle
kerîm için, onu dinlemeyiniz! Lagv ediniz! [Boþ þeylerdir, diyerek baðýrýnýz!]derlerdi) buyuruldu. Sonra mertebesini
yükselterek (Onun sözünü iþitebilmeniz için, önce sadaka vermeniz lâzýmdýr.) buyurdu. Dahâ sonra [Hücurât
sûresi dördüncü âyet-i kerîmesinde meâlen]; (Ey mü’minler! Seslerinizi, Resûlullahýn sesinden dahâ
yükseltmeyiniz! Onunla konuþurken birbirinizle konuþur gibi baðrýþmayýnýz!) buyuruldu. Dahâ sonra Allahü teâlâ,
Resûlullahýn Mekkede durmasýna engel olan Mekkelilere karþýlýk, Onu bir dereceye yükseltdi ki, Cebrâîl aleyhisselâm
ve cümle mukarreb melekler o dereceye ulaþamadý. Onu (Kabe kavseyn) mekâmý ile þereflendirdi.
(Ýþâret): Yalan yere yemîn eden; Harem-i þerîfde avlanan, oruclarýnda ve nemâzlarýnda kusûru olanlar, fakîrlere bir
vererek Allahü teâlânýn rýzâsýný kazanmaða çalýþmalýdýr. Bu, fakîrler için ne büyük bir makâmdýr.
6– Allahü tebâreke ve teâlâ [Câsiye sûresi 21.ci âyet-i kerîmesinde meâlen]: (Dünyâda kötü amel iþleyen
îmânlý olanlar ve sâlih amel yapanlar gibi hayâtda ve öldükden sonra müsâvî kýlacaðýmýzý mý zan ediyorlar. B
ile hükm ediyorlar!) buyurdu. Bu âyet-i kerîme hazret-i Alînin “kerremallahü vecheh― þânýnýn þerefi için nâz
ki, îmâný doðru idi. Bütün iþleri lâyýk ve beðenilmiþ ve riyâsýz, yakýþýr idi. Müþrikler ise ona derlerdi ki, (Dediklerin
çýksa bile, Allahü teâlâ bizi, dünyâda olduðu gibi yine sizden üstün kýlar.)
7– Allahü teâlâ ve tekaddes hazretleri, Ahzâb sûresi 33.cü âyet-i kerîmesinde meâlen; (Ey Habîbimin Ehl-i
beyti! Allahü teâlâ, sizin günâhsýz olmanýzý istiyor.) buyurdu. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem―
hazretlerinin ehl-i beyti, ervâh-ý tâhirât ve yakýnlarý ve aþîreti, Alî ve Fâtýma ve Hasen ve Hüseyndir “radýyallah
teâlâ anhüm―.
Â
http://www.sevgilipeygamberim.com
Powered by Joomla!
Oluþturulma: 12 October, 2016, 23:20

Benzer belgeler

Kibir ve Gururla Yaklaşan Hasım Ordu

Kibir ve Gururla Yaklaşan Hasım Ordu -O doðru sözlüdür! -E, peki öyleyse bu düþmanlýk niye? -Muhammed'in doðru sözlü olmasý; kendisine bizi asýrlardýr mensubu olduðumuz dinimizden ayýrma hakký vermez! Teamüllerimizi yýkma hakk...

Detaylı

Cündeb bin Cünabe - Sevgili Peygamberim

Cündeb bin Cünabe - Sevgili Peygamberim Beþeri güç-kuvvet ve cesareti, Ýslamýn aþký ile hedefin bulan mübarek sahabi Peygamberinden emir ve talimatý alýn doðru kendi diyarýna gelmiþ ve kabilesini tolayarak onlarý müslüman olmaya ça...

Detaylı

Ağladı Resulullah - Sevgili Peygamberim

Ağladı Resulullah - Sevgili Peygamberim  Sonra onu buldurup, yanýna yaklaþtýlar. Çok müthiþ manzarayla birden karþýlaþtýlar.  Zîra burnu, kulaðý kesilip atýlmýþtý. Hattâ karný yarýlýp, ciðeri alýnmýþtý.  Mübârek gözlerinden ya...

Detaylı