İndir - Uzman Kariyer

Transkript

İndir - Uzman Kariyer
Branş Analizi
türk dili ve edebiyatı
Öğretmen adayları için ÖSYM tarafından ilk defa düzenlenen Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi (ÖABT) Türk Dili ve Edebiyatı Sınavı’nda ağırlıklı olarak
Eski Türkçe ve Eski Anadolu Türkçesi konularını içeren sorular soruldu. Eski Türkçe ve Eski Anadolu Türkçesi bilgisini ölçmeye yönelik sorularda genellikle metinden hareketle doğru cevaba ulaşılabilecek nitelikte sorulara yer verildi. Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı ve Cumhuriyet Dönemi Türk
Edebiyatı ile ilgili sorular oldukça azdı. Millî Edebiyat Dönemi, yeni Türk dili alanlarında beklentilerin aksine hiç soru sorulmadı. Sınavı üniteler ve kapsam
bakımından detaylı bir biçimde inceleyelim:
Dil aileleri ile ilgili bir soru gelmiştir. (1. soru) Soru kökünde yapı bakımından farklı olan diller sorulmasına rağmen köken bakımından yapılan bir
sınıflandırmaya göre doğru cevap oluşturulmuştur. İlk Türk Destanları ile ilgili (15. soru) Şu Destanı sorulmuştur. Eski Türkçe ve Türk Lehçeleri
ile ilgili ayrıntılı sorular sorulmuştur. Bunlardan 2. soru, Türk lehçeleri ile ilgilidir. Kuzeybatı (Kıpçak) Grubu ile Kuzeydoğu Grubu Türk lehçeleri ile ilgili
bilgiyi ölçmeye yöneliktir; 4. soru Çuvaşça lehçesinin fonetik özellikleri ile ilgilidir. Fonetik ve morfolojik açıdan yine Eski Türkçe ile ilgili sorular gelmiştir.
8. soru Göktürkçede görülen eylem ve eylemsilerle ilgili bilgiyi ölçmeye yöneliktir. 3. soru ise Türklerin ilk yazılı eserlerinde kullandıkları alfabeler ile
ilgilidir. 7. soru Uygur Türkçesinin morfolojik yapısı ile ilgilidir. Geçiş Dönemi eserlerinin içerik ve fonetik özellikleri 5. soruda ölçülmeye çalışılmıştır.
Eski Anadolu Türkçesinin morfolojik özellikleri 6 ve 10. sorularda ele alınmıştır. Divan Edebiyatı ve Osmanlıca ile ilgili olarak 9. soruda Çağatayca
ile Osmanlıca arasındaki ses ve ek farklılıkları sorulmuştur. Divan Edebiyatı: 11. soruda Türkçeye önem veren şairlerden Âşık Paşa sorulmuştur. 23.
soru aruz ölçüsünün uygulamasına yöneliktir. 25. soru beytin yorumu ve telmih sanatı ile ilgilidir. 26, 27, 28, ve 29. sorular beytin yorumu, divan edebiyatı
sanatçılarnın hayatı ve sanat anlayışları ile ilgilidir. 30. soru tezkire türü, 31. soru divan nesrinin içeriğiyle ilgilidir. Edebî Sanatlar 12 ve 24. sorularda
karşımıza çıkmıştır. Bunlardan biri tezat, diğeri de teşhis sanatıdır. Türkçenin Fonetik Özellikleriyle ilgili soru (13. soru) sözcük başında bulunmayan
seslerle ilgilidir. Halk bilimi çalışması olan Tarihî- Coğrafi Fin Kuramı (14. soru) sorulmuştur. Halk Edebiyatı sanatçıları ve nazım türleri ile ilgili sorulardan ilki (16.soru), Nasrettin Hoca fıkralarının nazma dönüştürülmesi ile ilgilidir. 17. soru halk edebiyatı nazım türleri ile ilgilidir. 18, 19, 20 ve 21.sorular,
halk hikayeciliği ve âşıklık geleneği ile ilgilidir. 22. soruda divan edebiyatının halk edebiyatına etkisi sorulmuştur. 34. soru, halk kültürü ürünlerinden halk
hikayesi, destan ve benzeri ürünlerin içeriğini bilmek ile ilgilidir. Edebi Akımlar ile ilgili tek soru empresyonizmden gelmiştir.(32. soru) Şiirin Biçimsel
Özellikleri konusunda kafiye ve redifle ilgili sadece bir soru sorulmuştur. (33. soru) Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı konusunda ,35. soruda Tanzimat ve Servetifünun Dönemi’nin en etkin isimlerinden olan Recaizade Mahmud Ekrem; 36. soruda da Servetifünun eleştiri yazarlarından Ahmet Şuayp
sorulmuştur. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı Dönemi’nden çok az soru gelmiştir. Bunlardan Cumhuriyet Dönemi şairlerinin halk şiiri geleneğinden
yararlanması (37. soru); Cumhuriyet Dönemi edebiyatçılarının genel özellikleri (38. soru); Cumhuriyet Dönemi edebiyatında toplumcu gerçekçiler(39.
soru) ve Son dönem Türk edebiyatı sanatçıları(40.soru) sorulmuştur.
n
a
m
z
u şımı
a
l
k
ya
Murat AKÇAM
soruların konulara göre dağılımı
türk dili ve edebiyatı
KONU BAŞLIĞI
SORU SAYISI

Dil - Dil Aileleri
1

İslâmiyet Öncesi Türk Edebiyatı
6

Geçiş Dönemi
1

Halk Edebiyatı
9

Divan Edebiyatı
12

Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı
3

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı
4

Edebî Bilgiler
3

Dil bilgisi
1

Alan Eğitimi
10
n
a
m
z
u şımı
a
l
k
ya
Toplam
50

2013 KPSS uzman
1. Aşağıdaki eşleştirilmiş dillerden hangileri yapı bakımından benzer değildir?
A) Çince – Tibetçe
B) Arapça – Farsça
C) Bulgarca – Lehçe
D) Portekizce – Rumence
E) İngilizce – Flemenkçe
A) Dil ailesi olarak Çin-Tibet Dil Ailesi’nde yer alan Çince ve Tibetçe, yapı bakımından da Tek Heceli Diller grubunda yer alır.
B) Arapça, Hami-Sami Dil Ailesi’nde; Farsça da Hint - Avrupa Dil Ailesi’nde yer alır.
Her iki dil de yapı bakımından Bükümlü Diller olarak değerlendirilir.
C) Hint Avrupa Dil Ailesi’nin Avrupa kolunun Slav Dilleri başlığı altında yer alan Bulgarca ve Lehçe, yapı bakımından da Bükümlü Dillerdendir.
D) Hint Avrupa Dil Ailesi’nin Avrupa kolunun Latin Dilleri başlığı altında yer alan Portekizce ve Rumence, yapı bakımından da Bükümlü Dillerdendir.
E) Hint Avrupa Dil Ailesi’nin Avrupa kolunun Germen Dilleri başlığı altında yer alan
İngilizce ve Flemenkçe yapı bakımından da Bükümlü Dillerdendir.
Soru kökünde her ne kadar yapı bakımından farklı olan diller sorulmuş olsa da seçeneklerde verilen dillerden sadece B seçeneğindeki Arapça ile Farsçanın dil aileleri farklıdır.
Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
2. Aşağıdakilerden hangisi Kıpçak grubu yazı dillerinden biri değildir?
A) Nogayca
B) Kumukça
C) Karaçay-Balkarca
D) Başkurtça
E) Hakasça
Nogayca, Kumukça, Karaçay- Balkarca ve Başkurtça Kuzeybatı (Kıpçak) Grubunda
yer alırken Hakasça Kuzeydoğu Grubu Türk lehçelerindendir.
Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
3. Aşağıdaki eserlerden hangisi runik alfabeyle yazılmamıştır?
A) Altun Yaruk
B) Bilge Kağan Yazıtı
C) Köl Tigin Yazıtı
D) Irk Bitig
E) Tunyukuk Yazıtı
Göktürk Yazıtları Runik kökenli Göktürk alfabesiyle yazılmıştır. Bu nedenle Bilge
Kağan, Köl Tigin ve Tunyukuk Yazıtları runik alfabeyle yazılmıştır. Ayrıca Irk Bitig de
runik alfabeyle yazıya geçirilmiştir. Oysa Altun Yaruk Soğd kökenli Uygur alfabesiyle yazılmıştır.
Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
4. Bir Türk dili olmasına rağmen r/z ve I/ş ses denklikleri bakımından Moğolcayla paralellik göstermesi
ve çok erken dönemlerde Genel Türkçeden ayrılması ile de Altayistik ve Türkoloji çalışmalarında önemli bir yere sahip olan Türk dili aşağıdakilerden hangisidir?
A) Halaçça
B) Altayca
C) Hakasça
D) Çuvaşça
E) Yakutça
Türkçenin iki ana lehçesinden biri Çuvaşçadır ve Çuvaşça dışındaki öbür bütün
Türk dillerinin atası olan Ana Türkçede söz içi ve söz sonu /r/ fonemi /z/ye, /l/ fonemi de /ş/ye dönüşmüştür.
Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
5.
I. Kara eşek başına uyan ursaŋ katır olmaz.
II. Kız anadan görmeyince ögüt almaz.
III. Yapagulu gökçe çimen güze kalmaz.
IV. Güyegü ogul olmaz.
V. Kül depecük olmaz.
Bu cümleler aşağıdakilerin hangisinden alınmış olabilir?
A) Garib-name
B) Dede Korkut
C) Kutadgu Bilig
D) Divanü Lügâti’t-Türk
E) Atebetü’l-Hakayık
Sav özelliği taşıyan bu cümleler toplumsal yapı hakkında bilgi vermektedir. Bu cümlelerin fonetik özelliği dikkate alındığında Dede Korkut Hikayeleri’nden alınmış olabileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
6.
Kazan tig kaynap uş sevdâ bişürdüm
I
Nizâmî balıdın halvâ bişürdüm
II
III
Bu beyitteki altı çizili ekler sırasıyla aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) vasıta – bulunma – isimden fiil
B) zarf-fiil – ayrılma – fiilden fiil
C) fiilden fiil – ilgi – geniş zaman
D) vasıta – ayrılma – geniş zaman
E) zarf-fiil – ilgi – fiilden fiil
Kaynap (kaynayıp) –ıp (zarf-fiil eki)
Balıdın (balından) –dan (ayrılma eki)
Bişürdüm (pişirdim) –ir (fiilden fiil yapma eki)
Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
7. Ol ödün ayıg ögli tigin, inisi, inçe tip sakıntı: Ögüm kaŋım
içim tiginke sever, mini aklayur erti. Amtı içim taluyka bagaymen tip sakıntı: amtı birle barayın! Ötrü kaŋı hanka
Metinde gelecek zaman ekine “bolgay men” sözcüğü örnek verilebilir. Oysa –sar ser eki, eyleme koşul anlamı katmaktadır.
inçe tip ötünti: içim tigin ölüm yirke barır. Negülüg kalır
Doğru yanıt “D” seçeneğidir.
rıp erdini kelürser, takı agırlıg bolgay men takı uçuz bol-
men teŋrim?
Bu parçaya göre Uygur Türkçesiyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Belirli geçmiş zaman eki, tonlu sesle sonlanan sözcüklere de tonsuz biçimde eklenmektedir.
B) Yönelme durumu ekinin ünsüzü uyum dışındadır.
C) Eklerin sonundaki -g sesi korunmuştur.
D) Gelecek zaman için kullanılan ek “-sar/-ser”dir.
E) Geniş zaman ekine eklenen kişi eki zamir kökenlidir.

2013 KPSS uzman
8. Bilig bilmez kişi ol sabıg alıp yagru barıp üküş kişi öltüg
I
II
ol yergerü barsar Türük bodun ölteçisen Ötüken yer
Göktürk Yazıtları’ndan alınan bu metinde bilmez, sıfat-fiil; barıp, zarf-fiil; igidmiş,
sıfat-fiil; almatin, zarf-fiil görevindedir. Olurtaçı, gelecek zaman çekimli eylemdir.
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.
.
olurup arkış türkiş ısar neŋ buŋug yok. Ötüken yiş olursar
bengü il tuta olurtaçı sen Türük bodun tok arkuk sen açsar
III
tosık ömez sen bir todsar açsık ömez sen antagıŋın
üçün igidmiş kaganıŋın sabin almatin yir sayu bardıŋ.
IV
V
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisi fiilimsi değildir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V

2013 KPSS uzman
9. Türk nazmıda çü min tartıp alem
Eyledim ol memleketni yek-kalem
Klasik Çağatayca ile yazılmış bu beyitte geçen hangi
sözcükler, biçim bilgisi bakımından klasik Osmanlıcada farklı kullanılmıştır?
A) nazmıda – memleketni
B) min – alem
C) min – memleketni
D) nazmıda – eyledim
E) alem – eyledim
Metinde, iyelik ekinden sonra pronominal “n”nin kullanılmaması ve belirtme durumu
eki olarak “-nı –ni” ekinin kullanılmış olması morfolojik açıdan klasik Çağatayca ile
klasik Osmanlıcanın farkı olarak dikkati çekmektedir.
Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
10. Ebû Nâsır bin Zâhir bin Muhammed es-Serahsî
rahmetu’llâhi ‘aleyhi bir kitâb cem eylemiş kim her bir
latîf ve şerîf nüshanuŋ lutfi ve şerefi dahı artuk ola; ol
Karışık dilli eserler sorunu aslında XV. yüzyılda ortaya atılır. 1458’de Muhammed
Bin Baydur, Akaid-i İslam adlı eserin dilini beğenmeyip Eski Anadolu Türkçesine çevirmiş bunu da “…sarih ve fasih, Ruşen Türkçeye döndürdüm.” diyerek ifade etmiştir.
sakîm ‘ibâretten sarîh ve fasîh ve rûşen Türkçeye dön-
Doğru yanıt “E” seçeneğidir.
sözi biŋ cân değer; ammâ gördüm ki terkîb muhallel ve
muhabbat olga bolga ‘ibâretince yazmışlar. Diledim ki bu
dürdüm.
Bu parçada geçen “sarîh ve fasîh ve rûşen Türkçe” ile
aşağıdakilerden hangisi kastedilmektedir?
A) Karahanlı Türkçesi
B) Harezm Türkçesi
C) Çağatay Türkçesi
D) Eski Uygur Türkçesi
E) Eski Anadolu Türkçesi

2013 KPSS uzman
11. Türk diline kimsene bakmaz-ıdı
Türklere hergiz gönül akmaz-ıdı
Bu şiir aşağıdakilerden hangisine aittir?
Devrin bilgin ve şairleri başka dillerle şiirler, kitaplar yazarken Aşık Paşa çağlar
ötesi bir görüşle Türk ve Tacik cümle yoldaşlarını gaflet uykusundan uyarmak için
Garipname’sini öz Türkçe ile yazmıştır. Şair, Türkçeye olan sevgisini şu dizelerde
dile getirmiştir:
A) Gülşehrî
Türk diline kimsene bakmaz-ıdı
B) Ali Şir Nevai
Türklere hergiz gönül akmaz-ıdı
Türk dahı bilmezidi ol dilleri
İnce yolı, ol ulu menzilleri
C) Âşık Paşa
D) Kadı Burhanettin
E) Kâşgarlı Mahmut
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
12. Aşağıdaki dizelerin hangisinde karşıt anlamlı sözcükler birlikte kullanılmamıştır?
A) Bâkî çemende hayli perîşan imiş varak
Benzer ki bir şikâyeti var rûzgârdan
B) Zevki kederde mihneti râhatta görmüşüz
Âyînedir biribirne subh u şâmımız
C) Minnet Hudâya devlet-i dünyâ fenâ bulur
Bâkî kalır sahîfe-i ‘âlemde adımız
D) Kapında sâil olmak gayre mihmân olmadan yeğdir
Gedâ-yı kûyun olmak Mısr’a sultân olmadan yeğdir
E) Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz
Biz neşâtın da gamın da rûzgârın görmüşüz
B seçeneğinde, zevk-keder / mihnet-rahat / subh – şam;
C seçeneğinde, fena – bâkî;
D seçeneğinde, sail – mihman ve geda – sultan;
E seçeneğinde, hazan – bahar ve neşat – gam sözcükleri karşıt anlamlıdır.
A seçeneğinde karşıt anlamlı sözcükler yoktur.
Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
13. Aşağıdakilerden hangisi Türkçe kökenli değildir?
A) taş
B) baş
D) can
C) diz
E) kan
Yansımalar hariç Türkçede “c” ünsüzü ile kelime başlamaz. “Can” sözcüğü Türkçe
kökenli değil, Farsçadır.
Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
14. Halk biliminin ilk kuram ve yöntemlerindendir. Masalların
incelenmesi amacıyla geliştirilmiş, daha sonra diğer halk
edebiyatı türlerinin incelenmesinde de kullanılmıştır. Temel amacı; metinlerdeki motifleri esas kabul ederek herhangi bir metnin ne zaman, nerede ortaya çıktığını ve ilk
şeklinin nasıl olduğunu belirlemeye çalışmaktır. Motif Index of Folk Literature bu kuramın en önemli eserlerindendir.
Bu parçada sözü edilen kuram aşağıdakilerden hangisidir?
A) Psikoanalitik
B) Sözlü Kompozisyon
C) İşlevsel Halk Bilimi
D) Tarihî-Coğrafi Fin
E) Bağlamsal
Tarihî-Coğrafi Fin Okulunun kurucusu Julius Krohn’dur. Julius Krohn, yöntem üzerine çalışmaya başlamış ancak erken yaşta ölmesiyle çalışmalarını oğlu Kaarle
Krohn tamamlamıştır. Sözlü edebiyat üzerine yoğunlaşmışlar, özelikle bir masalın
nerede ve ne zaman ortaya çıktığını ve onun muhtemel ilk şeklinin ne olduğunu belirlemeyi amaçlamışlardır.
Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
15. Zülkarneyn (İskender) Semerkant’ı geçerek Türk ülkelerine yönelince, Türk hakanı ----, Hucend Irmağı kıyısına
kırk gözcü yerleştirerek ona karşı tedbir almıştı.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Oğuz Kağan
B) Alp Er Tunga
C) Şu
D) Siyenpi
E) Deli Dumrul
Şu Destanı’nda Makedonyalı İskender’in, İran üzerinden Asya’ya doğru yürürken
yaptığı savaşlar ve bu savaşların Türklerle ilgili bölümü anlatılmaktadır. Türk boylarının oluşumu, Türklerin şehir hayatı, aynı zamanda milletini geçici bir işgalden
mümkün olduğu kadar can ve mal kaybına uğratmadan kurtarmak için mücadele
veren Türk Hakanı Şu’nun kaygılarını da anlatan destanın en büyük özelliği, daha
sonraki Türk destanlarında gelişecek olan ana fiziği ve süslemeleri önceden işlemesidir.
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
16. Aşağıdakilerden hangisi, Nasrettin Hoca’nın fıkralarından bazılarını nazma dönüştürmüştür?
A) Faruk Nafiz Çamlıbel
B) Orhan Seyfi Orhon
C) Orhan Veli Kanık
D) Yahya Kemal Beyatlı
E) Rıza Tevfik Bölükbaşı
Garip Akımı’nın en önemli temsilcisi olan Orhan Veli Kanık, Nasrettin Hoca fıkralarını nazma dönüştürmüştür.
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
17. Nice civânları eyledin türâb
Bülbülün yerinde çağırır gurâb
Çarşın pazarların hep olmuş harâb
Solmuş gazel dökmüş bostânın bâğın
On altı dörtlükten oluşan bir şiirden alınan bu şiir
parçasının nazım türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Destan
B) Koşma
D) Türkü
C) Semai
E) Varsağı
On altı dörtlükten oluşması koşma, semai, varsağı ve türkü olamayacağının kanıtıdır. Ayrıca kavuştak bölümünün olmaması da türkü değil destan olması adına
önemli bir ipucudur.
Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
18. Halk hikâyecileri, anlattıkları hikâyelere zenginlik katmak
amacıyla aralarda asıl hikâyeden farklı olarak kısa, mensur, ibret verici veya komik hikâyeler anlatmaktadır.
Bu hikâyelere verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
A) Fasıl
B) Karavelli
C) Döşeme
D) Muhavere
E) Kara hikâye
Halk hikâyecilerinin, anlatımı zenginleştirmek amacıyla araya aldıkları kısa didaktik
öykülere karavelli denir.
Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
19. Türk süsleme sanatının önde gelen minyatürcülerindendir. Asıl adı Abdülcelil Çelebi’dir. Aslen Edirneli olup
daha sonra İstanbul’a gelmiş ve burada ölmüştür. Atalar
Sözü Destanı’yla ünlenmiştir.
Bu parçada anlatılan sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Güvahi
B) Âşık Ömer
C) Bayburtlu Zihnî
D) Levnî
E) Gevherî
Levni, Lale Devri’nin en tanınmış minyatürcüsüdür. Minyatür sanatına derinliği ve
perspektifi getirmiş; yapay, yaldızlı ve canlı renkler yerine daha doğal renkler kullanmıştır. Aynı zamanda halk şairi de olan Levni’nin 20 kadar şiiri olduğu bilinmektedir.
Levni ‘Atalar Sözü Destanı’ adlı kitabında yalın bir dil kullanmıştır. Bu öğüt destanla
her kesime seslenmeyi amaçlamıştır.
Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
20. XIV. yüzyılda özellikle Yunus Emre tarzını devam ettirmesiyle öne çıkmıştır. Asıl adı Alâaddin’dir. Kaynaklar
onun, Abdal Musa’nın müridi olduğunu ve mahlasını ondan aldığını belirtir. Sade Türkçe ile samimi şiirler yazan şairin Divan’ından başka Gülistan, Gevher-name,
Minber-name, Budala-name, Saray-name, Dil-güşa gibi
eserleri de bulunmaktadır.
Bu parçada sözü edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?
A) Abdal Zelilî
B) Güvenç Abdal
C) Kazak Abdal
D) Pir Sultan Abdal
E) Kaygusuz Abdal
Hacı Bektaş-ı Veli’den sonra Bektaşîlik tarikâtının başına geçen Abdal Musa’ya bağlanarak tasavvuf yoluna giren Kaygusuz Abdal, Bektaşî erkannâmesi üzerinde bazı
düzenlemeler yaparak Bektaşîliğin ilk “erkannâmesini” hazırladı. Böylece Bektaşîlik
Tarikâtı’nın ilk “tüzük yapıcısı” Kaygusuz Abdal olmuştur. Didaktik türdeki eserlerinde açık ve yalın bir dil kullandı. Nükteli ve iğneli bir üslubu vardır. Alevî-Bektaşî şiir
geleneğini sürdürdü. Şiirlerinde Yunus Emre’nin etkileri görülür.
Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
21. Âşıklığın esasını, karmaşık bir yapıya sahip olan rüya
oluşturmaktadır. Gerek âşıklık geleneğinde gerekse halk
arasında kabul gören rüya motifi, dört safhada gerçekleşir.
Bu parçada belirtilen dört safha sırasıyla aşağıdaki-
Âşıklığa giriş merasiminde görülen üç sahne: sıkıntı, önceki şahsiyetin sembolik
ölümü, yeni bir hayata farklı bir kimse olarak başlama, kompleks Rüya Motifi’nin
esasını oluşturur. Âşıkta rüya;
lerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
1. Hazırlık Devresi
A) Hazırlık − Rüya görme − Uyanış − İlk deyiş
2. Rüya
B) İlk deyiş − Hazırlık − Bade içme − Uyanış
3. Uyanış
C) Bade içme − Uyanış − Rüyaya yatma − Hazırlık
4. İlk deyiş olmak üzere dört safhadan oluşur.
D) Rüyaya yatma − Bade içme − Hazırlık − Rüya görme
E) Uyanış − İlk deyiş − Rüya görme − Hazırlık
Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
22. Fitil-veş giy külâhı şem‘a-yı sûzâneden çıkma
Dolaş şem‘in civârın merkez-i pervâneden çıkma
Eğer maksat seyâhatse gönül deryâ-yı vahdette
Habâb-ı bâde-veş devret leb-i peymâneden çıkma
Aruz ölçüsü ile yazılan bu beyitler aşağıdaki nazım
türlerinden hangisine örnektir?
A) Divan
B) Semai
C) Selis
D) Satranç
E) Kalenderî
Âşık edebiyatında hece ölçüsü ile yazılan semailerden başka bir de divan edebiyatının etkisi ile aruzla yazılmış semailer bulunmaktadır. Semai aruz ölçüsünün
mefâilün / mefâilün / mefâilün / mefâilün kalıbıyla yazılan ve özel bir beste ile okunan âşık edebiyatı ürünüdür.
Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
23. Dost bî-pervâ felek bî-rahm devrân bî-sükûn
Derd çok hem-derd yok düşman kavî tâli’ zebûn
Bu beyitte kullanılan aruz vezni; “dost”, “rahm” ve “derd”
sözcüklerini bir kapalı, bir açık (– .) hece değerinde okumayı gerektirir.
Aşağıdaki beyitlerin hangisinde benzer bir durum
söz konusudur?
A) Bezm-i ‘aşk içre Fuzûlî nice âh eylemeyem
Ne temettu‘ bulunur neyde sadâdan gayrı
B) Beni cândan usandurdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhumdan murâdum şem‘i yanmaz mı
C) Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlare su
Kim bu denlü dutuşan odlare kılmaz çâre su
D) Gitdün ammâ ki kodun hasret ile cânı bile
İstemem sensüz olan sohbet-i yârânı bile
E) Âkıbet gönlüm esîr itdün o gîsûlarla sen
Hey ne câdûsın ki âteş bağladun mûlarla sen
Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilün aruz ölçüsüyle yazılan bu şiirde “dost”, “rahm”
ve “derd” sözcüklerini bir kapalı, bir açık (– .) hece değerinde okumak gerekir. Buna
“med” denir.
Aynı ölçüyle yazılan “Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlâre su” dizesinde “eşkden” sözcüğünde de ölçü gereği med yapmak gerekmektedir.
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
24. Aşağıdaki beyitlerin hangisinde teşhis sanatı vardır?
A) Bûydan hoş rengden pâkîzedür nâzük tenün
Beslemiş koynında gûyâ kim gül-i ra‘nâ seni
B) Ser-nâme-i muhabbeti cânâna yazmışam
Hasret risâlesin varak-ı câna yazmışam
C) Geldümse ne var ben şu‘arâ bezmine âhir
Âdet budur âhirde gelir bezme ekâbir
D) Ey Necâtî yüri sabr eyle elünden ne gelür
Hûblar cevr ü cefâyı kime öğretmediler
E) Tahammül mülkini yıkdun Hülâgû Han mısın kâfir
Aman dünyâyı yakdun âteş-i sûzân mısın kâfir
İlk beyitte “O güzel gül, seni koynunda beslemiş…” denerek gül kişileştirilmiştir.
Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
25. Gûyiyâ Nûşînrevân-ı subhdur kim ‘adl içün
Lâceverdî kubbeye zencîr-i zer asar güneş
Bu beyitte geçen “Nûşînrevân”ın divan şiirinde anılan
özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Güneş gibi parlak olması
B) Mavi gökyüzünü temsil etmesi
C) Sabah ülkesinin hükümdarı olması
D) Boynuna altından bir zincir asması
E) Adaletli bir hükümdar olması
Divan edebiyatında özellikle Fars kültüründe sembolik değer kazanmış kahramanlara ve önemli şahsiyetlere sık sık telmih yapılmıştır. Neşervan, İran’da 531 ile 579
yılları arasında hükümdarlık etmiş, adaletiyle ün salmış Sasani şahıdır. “Nuşirevan-ı
adil” adıyla da bilinir. Beyitte de adalet kavramından söz edilmektedir.
Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
26. XVII. yüzyıl şairlerinden Sabit, Zafer-name adlı mesnevisinin başında
Urup nazm-ı Leylâ vü Mecnûn’a el
Deliye söz atma sakın vâz gel
diyerek aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiş
olabilir?
A) Leylâ ve Mecnun’un dilinin ağır terkiplerden oluştuğunu
B) Leylâ ve Mecnun’un yazılmış en iyi aşk mesnevisi olduğunu
C) Leylâ ve Mecnûn’un gerçeklikten uzak olduğunu
D) Nazım yerine nesri tercih ettiğini
E) Yeni ve farklı konular bulmak istediğini
Sabit’in Zafer-nâme’si, “yenilik ve yerlilik” amacıyla kaleme alınmış, ilginç tasvir ve
teşbihler ihtiva eden, benzer türdeki eserler içerisinde oldukça önemli bir yere sahip olan, hem tarihî hem edebî değeri yüksek olan önemli eserlerden biridir. “Yenilik” kavramına her fırsatta yer veren Sabit, bu dizelerde de yeni ve farklı konular bulma isteğini dile getirmiştir.
Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
27. Hasret-i hançer ile cism-i felâket-zâ hayf
Oldı sad pâre meger gitdi o bî-pervâ hayf
Haşre dek vird-i zebân ola Nedîmâ vâ-hayf
Hâr-ı fürkatle Neşâtî-i hazînün vâ-hayf
Dâmen-i ülfeti çâk oldı girîbânı bile
Son bendi verilen bu musammatla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Neşati, Nedim’in şiirini tahmis etmiştir.
B) 1, 2 ve 3. mısralar Nedim’e; 4 ve 5. mısralar Neşati’ye
aittir.
C) Şiirin nazım şekli müsebbadır.
D) Nedim, Neşati’nin şiirini tazmin etmiştir.
E) Methiye türünde yazılmış bir şiirdir.
Mahlaslarından hareketle 1, 2 ve 3. mısralar Nedim’e; 4 ve 5. mısralar Neşati’ye aittir.
Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
28. Nevâyî ger işitseydi nevâ-yı bülbül-i tab‘um
Diyeydi yahşırak tuymuşdur ol üslûb-ı Selmânı
XVI. yüzyıl şairlerinden Hayalî’nin bu beytinden hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Hayalî, Selman’ın üslubunu beğenir.
B) Nevai, etkili olmuş bir şairdir.
C) Hayalî, Nevai’yi “yahşırak” sözcüğüyle Çağatayca
konuşturmuştur.
D) Hayalî, yetenekli bir şair olduğu kanısındadır.
E) Hayalî, şiirlerine Nevai’nin ilgisiz kaldığını iddia etmektedir.
Nevai, Hayali yedi yaşındayken hayata gözlerini yummuştur. Bu durumda Nevai’nin
Hayali’nin şiirlerinden haberdar olması beklenemez. Beytin yorumuna bakıldığında
ise Nevai’ye bir sitem değil, “eğer işitseydi” denerek bir koşuldan söz edilmektedir.
Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
29. Şekil ve içerik özellikleri bakımından kasidede farklı bir
tarz ortaya koyan şair; “nesib” ve “methiye” bölümlerini kısaltmış, özellikle “fahriye” bölümünü genişletmiştir.
Hatta “nesib” bölümünü tamamen kaldırarak doğrudan
“fahriye” ile başladığı kasideleri de vardır.
Bu parçada şiirinin özelliklerinden söz edilen şair
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nedim
B) Nev’î
D) Nabi
C) Nef’î
E) Nailî
Divan edebiyatında “Kaside” denince akla gelen ilk isim Nef’î’dir. Hem medhiye hem
de fahriye yazma konusunda en başarılı divan şairidir. Bazı şiirlerine doğrudan fahriye bölümü ile başlamıştır.
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
30. Tezkiresini yazarken Cami’nin Baharistan’ını, Ali Şir
Nevai’nin Mecalisü’n-Nefais’ini ve Sehi Bey’in Heşt
Behişt’ini model almakla beraber, onların kronolojik tasnifine karşılık, alfabetik sıralamayı tercih etmiştir. Türk
edebiyatında bu uygulama ilk kez onun tarafından kullanılmıştır.
Bu parçada sözü edilen tezkire yazarı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Âşık Çelebi
B) Beyani
C) Ahdî
D) Latifî
E) Âlî
Latîfî, on civarında eser yazmıştır ve en meşhurları Evsâf-ı İstanbul ve Tezkiretü’şŞuara isimli mensur eserlerdir. Tezkiretü’ş-Şuara, Anadolu sahasında Sehî
Bey’inkinden sonra bu türde yazılan ikinci eserdir. Eser, bir önsöz, üç bölüm ve bir
sonuçtan meydana gelir. Alfabetik sıralamayı ilk kez kullanan Latîfî, eserinde şairler
hakkında dönemine göre oldukça objektif davranmıştır.
Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
31. Seyahat-namenin özel bir türüdür. XVII. yüzyıldan sonra yaygınlık kazanmıştır. Anlatılan yerlerin siyasi, kültürel ve ekonomik özelliklerinin de yer aldığı gezi notlarıdır.
Bu parçada özellikleri verilen tür aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Sefaret-name
B) Pend-name
C) Kıyafet-name
D) Sur-name
E) Gazavat-name
Sefaretnâme, özellikle Osmanlı Devleti Dönemi’nde, bir dış merkeze sefir (elçi) olarak atanan kişinin, döneminin siyaset ve diplomasisine, bu arada da sefirlik görevinde bulunduğu şehrin ve ülkenin güncel hayatına ilişkin izlenim ve görüşlerini kitap
şeklinde bir araya getirdiği eserdir.
Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
32. Dış dünyayı olduğu gibi değil, o andaki ruh hâllerine göre
nesnelerin kendilerinde bıraktıkları izlenimleriyle yansıtırlar.
Bu nedenle, bu şairlerin varlıklara yaklaşım biçimi sezgici ve
idealisttir.
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen anlayışla yazılmış olabilir?
A) Gelecek zamanlarda
Ölüleri balkonlara gömecekler
İnsan rahat etmeyecek
Öldükten sonra da
B) Sivas’ta Ulu Cami avlusunda çocuklar
Yalvaran gözlerle etrafa baka baka
Açıyorlar küçük esmer avuçlarını
Emmilerim sadaka! Emmilerim sadaka!
C) Sen ve ben
Ve deniz
Ve bu akşam ki lerzesiz, sessiz
Topluyor bû-yı rûhunu gûyâ
D) Yalnız ikimiz bir de o: Ma’bûde-i şi’rim;
Yalnız ikimiz, bir de onun zıll-ı cenâhı
Hâkîlere bahş eyleyerek hâk-ı siyâhı
Dûşunda beyaz bir bulutun göklere âzim.
E) Hasret beni cayır cayır yakarken
Bedenimde buzdan bir el yürüyor
Hayâline çılgın çılgın bakarken
Kapanası gözümü kan bürüyor
19. yüzyılın sonlarında Fransa’da ortaya çıkan, oradan diğer ülkelere yayılan, dış
dünyanın sanatçıda bıraktığı izlenimleri yansıtmayı amaçlayan akıma Empresyonizm akımı (izlenimcilik) denir.
Empresyonizm, önce resimde, sonra edebiyatta etkili olmuş bir akımdır. Empresyonist sanatçılar dış dünyayı olduğu gibi değil de algıladıkları biçimde anlatmayı
amaçlamışlar, öznelliği benimsemişlerdir. Ahmet Haşim’in “O Belde” şiirinden alınan
bu dizelerde de empresyonizmin özellikleri görülmektedir.
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
33. Redif, dize sonlarında kafiyeden sonra gelen ve aynı görevdeki seslerin tekrarlanmasıdır.
Aşağıdakilerin hangisi buna örnek oluşturmaz?
A) Savrulmada gül şimdi havâda
Gün doğmada bir başka ziyâda
B) Şu batan günün akşamlarında
Nice gül soldu bostanlarında
C) Kandilli yüzerken uykularda
Mehtâbı sürükledik sularda
D) Garîbim nâmıma Kerem diyorlar
Aslı’mı el almış, harem diyorlar
E) Kefensiz bir cenâze, çırılçıplak, ortada…
Garanti yok sen gibi bir fâniye sigortada!
Redif, dize sonlarında kafiyeden sonra gelen ve aynı görevdeki seslerin tekrarlanmasıdır, şeklinde tanımlanmıştır. Oysa B seçeneğinde “akşam” sözcüğü ile “bostan”
sözcüğünün sonunda ses benzerliği olmadığından kafiye de yoktur. Dolayısıyla “-larında” ekleri kafiyeden sonra gelmediği için yapılan redif tanımına uymamaktadır.
Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
34. Millî destan niteliği taşıyan eserler, mesneviler, halk
hikâyeleri; romanın doğuşundan önceki anlatıların başlıcalarını oluşturur.
Aşağıdakilerden hangisi bu anlatılar arasında değildir?
A) Leylâ ile Mecnun
B) Dede Korkut
C) Hançerli Hanım Hikâye-i Garibesi
D) Kerem ile Aslı
E) Şehrengiz
Edebiyatımız, Batılı anlamda roman türüyle tanışmadan önce kurgusal yanı ağır basan destanlar, mesneviler ve halk hikâyeleri ile anlatmaya bağlı edebî ürünlere sahip olmuş ve bu mecrada varlığını sürdürmüştür. Leylâ ile Mecnun, Dede Korkut,
Hançerli Hanım Hikâye-i Garibesi ve Kerem ile Aslı hikâyeleri bu türlere örnektir.
Oysa şehrengiz, divan edebiyatında bir şehri ve o şehrin güzellerini anlatan eserlerdir.
Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
35. Tanzimat edebiyatının edebiyat eleştirisi alanında en
etkili isimlerinden olan ----, bu dönemde edebî ölçütle-
görüşleri ile Servetifünun akımının önderi ve hocası ol-
Özellikle “Şairlikten çok, teorisyen olarak başarı gösteren sanatçı, eski edebiyatı savunanlara karşı yeni edebiyatı savunmuş, edebî görüşleri ile Servetifünun akımının
önderi ve hocası olmuştur.” sözlerinden Recaizade Mahmud Ekrem’den söz edildiği anlaşılmaktadır.
muştur. Galatasaray Lisesi ve Mülkiye Mektebi’nde hoca
Doğru yanıt “D” seçeneğidir.
rin oluşmasında belirleyici bir rol oynamıştır. Şairlikten
çok, teorisyen olarak başarı gösteren sanatçı, eski edebiyatı savunanlara karşı yeni edebiyatı savunmuş, edebî
iken verdiği ders notlarını bir araya getirerek oluşturduğu ---- adlı eserinde, bir edebî eserin taşıması gereken
özellikler üzerinde durmaktadır.
Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?
A) Namık Kemal – Takip
B) Muallim Naci – Demdeme
C) Sami Paşazade Sezai – Rumuzu’l-Edeb
D) Recaizade Mahmut Ekrem – Talim-i Edebiyat
E) Ziya Paşa – Harabat

2013 KPSS uzman
36. Servetifünun topluluğu içinde yalnızca eleştiri alanında
eser veren kişi ----.
Bu cümlenin sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Ahmet Şuayp’tır
B) Süleyman Nazif’tir
C) Hüseyin Suat’tır
D) Hüseyin Cahit Yalçın’dır
E) Safveti Ziya’dır
Servetifünun topluluğu içinde yalnızca eleştiri alanında eser veren kişi Ahmet
Şuayp’tır.
Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
37. Aşağıdakilerden hangisi, halk şiiri geleneğinden
ağırlıklı olarak yararlanan şairlerden biri değildir?
A) Zeki Ömer Defne
B) Ahmet Kutsi Tecer
C) Faruk Nafiz Çamlıbel
D) Bedri Rahmi Eyuboğlu
E) Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı, şiirlerinde en çok yaşama sevinci ve ölüm temalarına yer vermiş, nedense hep ölümün üstüne gitmiştir. Ayrıca yitik aşklar, mutlu sevdalar, yalnızlık, yaşadığı bohem hayatın buruklukları, çocukluk özlemi de şiirlerine konu olmuştur. Şiirlerinde halk şiir geleneğinin izlerine rastlanmaz.
Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
38. Yahya Kemal’den “Dilin kapısını bize o açtı.” diye söz
ederken onun kendisi üzerindeki etkisini, şiirdeki mükemmeliyet fikri ve dil güzelliğine bağlar. Gerek roman,
hikâye ve şiirleri gerekse makaleleri, denemeleri ve edebiyat tarihi ufuk açıcı eserler olarak kalacaktır.
Bu parçada anlatılan kişi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mehmet Akif Ersoy
B) Peyami Safa
C) Ahmet Muhip Dranas
D) Ahmet Hamdi Tanpınar
E) Necip Fazıl Kısakürek
Ahmet Hamdi Tanpınar, gençlik yıllarında Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’in talebesi ve dostu olmuş, Batı edebiyatından Paul Valéry ile Marcel Proust’u kendisine üstad olarak seçmiştir. Bu yazarlar edebiyatta güzellik ve mükemmeliyete ön planda
yer verirler. Onlara göre edebiyat, tıpkı resim ve musiki gibi “güzel sanat”tır. Onlardan farkı, boya ve ses yerine, insanı ve hayatı anlatmada bu iki vasıtadan çok daha
zengin olan dili kullanmasıdır.
Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
39. Fabrika fen müdürü, gülmemek için kendini zor tutuyordu. “İşte böyle Murtaza Efendi!” dedi. “Senin vazifen,
nedeki işçilerden birçoğu kantar kâtibine teslim ettikleri
Toplumcu Gerçekçiler eserlerinde, köylü ve işçi, toplumdaki düzensizlikler ve çatışmalar, ağa – köylü karşıtlığı, imam – öğretmen karşıtlığı, halk – yönetici karşıtlığı,
güçlü – güçsüz, aydın – cahil karşıtlıkları, köy sorunları, Anadolu ve insan, büyük
şehirlere göç ve bunların getirdiği sorunları işlemişlerdir.
masuraları çalar, kâtibe yeniden yuttururlar. Buna da göz
Tezli roman örnekleri verilmiştir. Siyasi ideolojiler ön plandadır.
kulak ol.”
Sadri Ertem, Sabahattin Ali, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Kemal Tahir, Fakir Baykurt, Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin Toplumcu Gerçekçilerin en önemli isimlerindendir. Yusuf Atılgan ise romanlarında psikolojik yabancılaşma ve yalnızlık temasını başarıyla işleyen bir yazar olarak tanındı ve modern Türk edebiyatının önde gelen ustaları arasında yer aldı.
fabrika işlerini kontrolden ibaret. Atölyeleri gezer dolaşırsın. Gördün ki iplik, masura, üstüpü, şu bu atılmış; toplatırsın işçilere. Bir de şuna dikkat etmen lazım: İplikha-
Aşağıdakilerden hangisinin romancılık anlayışı, bu
parçadaki anlatım özelliklerine daha uzaktır?
A) Sadri Ertem
B) Yusuf Atılgan
C) Yaşar Kemal
D) Fakir Baykurt
E) Orhan Kemal
Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
40. Sezai Karakoç’un, onun Hastalar ve Işıklar adlı kitabındaki öykülerin bütünü için yaptığı roman benzetmesini
Hışırtı,Toz gibi diğer öyküleri için de düşünebiliriz. Bütün
Hastalar ve Işıklar, Gül Yetiştiren Adam, Çarpılmışlar, Kuyu, Hışırtı,Toz gibi eserler
Rasim Özdenören’e aittir.
öykülerini bir arada okuyunca âdeta bir roman okumuş
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.
genelleştirip Gül Yetiştiren Adam, Çarpılmışlar, Kuyu,
gibi oluruz.
Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mustafa Kutlu
B) Necip Tosun
C) Rasim Özdenören
D) Sadık Yalsızuçanlar
E) Hüseyin Su

2013 KPSS uzman
41. Şiirin başarılı bir şekilde okunmasının, ön hazırlığa bağlı olduğunu anlatan Ayşe Öğretmen; şiirin özelliklerinin,
anlamının hatta şairinin bilinmesinin bile şiiri seslendirmeye etkisinin olabileceğini anlatmıştır ve öğrencilerine
bir şiir örneği vermiştir:
ne olur kim olduğunu bilmesem pia’nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
Buna göre, öğrencilerin bu şiiri seslendirirken aşağıdakilerden hangisine dikkat etmesine gerek yoktur?
A) Şiir veznine uygun okunmalıdır.
B) Şairin özellikleri bilinmelidir.
C) Şiirin yazıldığı dönem incelenmelidir.
D) Mısralardaki vurgu ve duraklara uyulmalıdır.
E) Telaffuza önem verilmelidir.
Şiire baktığımızda bütün özelliklerin şiirin doğru bir şekilde okunması için gerekli olduğunu görmekteyiz. Ancak şiir incelenecek olursa şiirin serbest ölçüde yazıldığı
görülmektedir. Bu sebeple bu şiirin veznine uygun okunmasına gerek yoktur.
Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
42. Türk edebiyatı 9. sınıf dersi “divan edebiyatı” konusuna girişte öğretmen, beyin fırtınası yöntem veya tekniğini uygulamış ve öğrencilerin bu konudaki görüşlerini tahtaya yazmıştır:
–
Divan edebiyatında, iş- –
Divan edebiyatının
lenmiş bir dil kullanıl-
dili anlaşılmazdır.
mıştır.
–
–
Divan edebiyatı musiki –
Divan edebiyatında
ile iç içedir.
gereksiz tekrarlar vardır.
Konular sanatlı ve ince –
Konular sade bir
bir üslupla işlenmiştir.
şekilde işlenmiştir.
Görüşlerin farklı gruplarda toplandığını gören öğretmen,
iki farklı görüşe de sahip öğrencilerden ve bir başkandan
oluşan toplam 5 kişilik bir grupla etkinlik planlamaktadır.
Buna göre, öğretmenin aşağıdaki tartışma türlerinden hangisini planlaması en uygundur?
A) Panel
B) Kollekyum
C) Açık oturum
D) Zıt panel
E) Konferans
Açık oturum, topluluğun tamamını ilgilendiren bir konunun dinleyiciler önünde tartışılmasına dayanan bir tekniktir. Açık oturumu yöneten bir başkan vardır. Açık oturumun, amacı bir konunun farklı açılardan tartışılmasıdır. Soru öncülüne baktığımızda
da farklı iki açıdan bir olayı tartışacak dört kişi ve bir başkandan oluşan bir grubun
dinleyiciler önünde tartışması söz konusudur. Bu sebeple doğru cevap açık oturum
olmalıdır. Panel çok güçlü bir çeldiricidir. Ancak bize panel ile ilgili bir ipucu verilmemiştir. Panelde genellikle bir karara varılır, tartışma sohbet havasında geçer ve sonunda soru - cevap yapılır.
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
43. Havva üç gündür hasta. Ne yaptıksa kâr etmedi. Doktor
da adını unuttum, bir şey dedi. Yanına yaklaşmayacakmışız. Allah korusun, hepimiz ölürmüşüz. Neyse onu kömürlüğün yanındaki odaya koydular. Ben yasak olmasına rağmen penceremden onun odasını izliyorum. Arada
da kaçıp kaçıp yanına gidiyorum.
Bu parçanın anlatımında kullanılan bakış açısı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hâkim
B) Nesnel
D) İlahi
C) Tanık
E) Kahraman
Bakış açısı, herhangi bir durum karşısında sahip olduğumuz dünya görüşü, kültür,
yaş, meslek, cinsiyet, ruh hali ve yere göre algılama, idrak etme ve yargılama tavrıdır. Kahraman bakış açısında anlatıcı, kahramanlardan biridir. Ana kahraman olabileceği gibi geri planda kalan bir kahramanda olabilir. Bir insanın sahip olduğu bilme, duyma ve görme özelliklerine sahiptir. Her zaman kendi bildikleri ve gördüklerini anlatır. Kendi ağzından konuşur, birinci tekil şahıs kullanır.
Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
44.
● Küçük Ağa durakladı. Gerçekten de evine gitmek istiyordu. Çolak’ı akşam Akşehir’e gönderecekti.
● Çocuklarından bir haber alamamak artık ona dayanılmaz bir dert gibi gelmeye başlamıştı.
● Cesareti yoktu. Besim, küçük ve yuvarlak bir francala
diliminin üstüne saat camı takar gibi dikkatle yerleştirdiği jambona tereyağı sürerken hiçbir meseleyi ciddi
konuşmazdı fakat Mümtaz söylemeliydi.
● İşte o günden sonra adım unutuldu. Bilmem nasıl,
sonradan bu isim aile arasında da aldı yürüdü ve Fe-
ride adı özellikle Boğaziçi yalısında bayram elbiseleri gibi sayılı günlerde kullanılan bir ad olup kaldı.
Farklı romanlardan alınan bu parçalar için aşağıdaki
I. Bakış açısı,
II. Dil ve anlatım,
III. Yazıldıkları dönem
özelliklerinden hangileri ortaktır?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I ve III
D) II ve III
E) I, II ve III
1. parça Tarık Buğra’nın Küçük Ağa romanından alınmıştır. Parça ilahi bakış açısıyla yazılmıştır. Kahramanın ne isteyip istemediğini bilecek kadar tanrısal(ilahi) bakış
açısıyla yazılmıştır. Dili sadedir. Cumhuriyet Dönemi’nde yazılan bireyin iç dünyasını esas alan romanlardandır. 1963 yılında yayımlanmıştır. 2. parça Peyami Safa’nın
Yalnızız romanından alınmıştır. Parça 3. kişi (tanık) anlatıcı ile yazılmıştır. Yazar,
kahramanı gözlemlediği kadarıyla betimlemiştir. Üslubu 1951 yılında yayımlandığından ağırsa da dili Fransızca terimlere rağmen sadedir. Cumhuriyet Dönemi romanlarından bireyin iç dünyasını esas alan romanlardandır. 3. parça Reşat Nuri
Güntekin’in Çalıkuşu romanından alınmıştır. Yazar, romanının ilk dört bölümünde
otobiyografik teknik kullanmış ve alınan parça kahraman anlatıcı ile yazılmıştır.
Eserin dili sadedir. 1922 yılında yayımlanmışsa da uzun cümle kuruluşları bulunmadığından akıcı,açık anlatıma sahiptir. Cumhuriyet Dönemi romanlarından millî edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren eserlerdendir. Görüldüğü gibi üç parçanın tek ortak özelliği dil ve anlatım özellikleridir.
Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
45.
I. Dilberün işi ‘itâb u nâz olur
Çeşmi câdû gamzesi gammâz olur
Ey gönül sabr it tahammül kıl ona
Yâre irişmek işi az az olur
Kadı Burhanettin
II. Seni bahçelerimde uyuttum
Seni duvarlarımda sakladım
havuzlarıma güneşler durduğu zaman
gözlerini açıp bana gülerdin bahtiyaaar
Asaf Hâlet Çelebi
III. Bûy-ı gül taktîr olunmuş nâzın işlenmiş ucu
Biri olmuş hoy birisi destmâl olmuş sana
Nedim
Numaralandırılmış bu şiir parçalarını okuyan bir öğrenci aşağıdakilerden hangisine ulaşamaz?
A) Nazım türleri farklı olan eserler bulunmaktadır.
B) Şiirlerde kullanılan ölçü, değişiklik göstermektedir.
C) Şiirlerde, farklı dil ve anlatım özellikleri kullanılmaktadır.
D) Şiirlerde farklı konular işlenmektedir.
E) Kafiye düzenleri, şiirlerde farklılık göstermektedir.
I. Kadı Burhanettin’in tuyuğ türündeki eseri aruzun fâilâtün – fâilâtün – fâilün kalıbıyla yazılmıştır. Kafiye düzeni aaxa şeklindedir. Konusu ise sevgi, aşktır. Dili Osmanlıca hâkim olmakla birlikte ağırdır. II. Asaf Halet Çelebi’nin şiiri serbesttir. İran mitolojisindeki halk hikayesinden esinlenerek yazılmış olan Beddua şiirinin konusu sevgidir. Ölçüsü ve kafiye düzeni bulunmamaktadır. Dili açık, anlaşılırdır. III. Nedim’in gazel türündeki eseri aruzun Fâ i lâ tün/fâ i lâ tün/fâ i lâ tün/fâ i lün kalıbıyla yazılmıştır.
Kafiye düzeni ax’tir. Konusu aşktır. Dili Osmanlıca hakim olmakla birlikte halk söyleyişlerine yer verilmiştir. D seçeneğinde verilen şiirlerde farklı konular işlenmektedir
bilgisine ulaşılamaz. Hepsi aşk, sevgi konusunu işlemektedir.
Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
46. 11. sınıf Türk edebiyatı dersinde edebî akımları öğretmek isteyen bir öğretmenin seçtiği metin şu şekildedir:
Charles’in konuşması, bir sokak kaldırımı gibi dümdüzdü. Beylik fikirler, oradan her zamanki kıyafetleriyle geçer durur. Ne bir heyecan veya bir gülüşe neden olur ne de bir hülya uyandırırdı. Charles, söylediğine göre, Rouen’de iken merak edip tiyatroya, Parisli aktörleri görmeye gitmemiştir. Yüzme, kılıç kullanmak, nişan atmak gibi şeyleri bilmezdi.
Bu parça, aşağıdaki edebî akımlardan hangisinin
özelliklerini öğretmek için en uygundur?
A) Realizm
B) Romantizm
C) Naturalizm
D) Dadaizm
E) Klasisizm
Realizm gözleme büyük önem vermiştir. Duyguların aldatıcı olabileceği bu sebeple görülene yoğunlaşılması gerektiğini savunur. Realizmde olağanüstü olaylar ele
alınmaz, olaylar konusunu gerçek hayattan alır. Yaşanmış ya da yaşanması muhtemel konular ele alınır. Realizmde anlatılan kişi, tam anlamıyla insandır. Realizmde,
sanatçı eserle okuru baş başa bırakmak için kendini gizler. Sanatçı olayları yan tutmayan, nesnel bir bakışla inceler. Eserde biçim kusursuzluğu çok önemlidir. Gözlem ayrıntılarıyla anlatılır, üslubu açıktır, söz oyunlarından kaçınılır.
Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
47. Hikâyeler, olay hikâyesi ve durum hikâyesi olmak üzere iki
türde ele alınmaktadır.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi, diğerlerine göre
duvarlara sürtünüp sıvaları dökerek ve üzerine bağlan-
Olay öyküsünde, hikâye olaylar zinciri, kişi, zaman, yer ögesine bağlıdır. Olaylar serim, düğüm, çözüm sırasına uygun olarak anlatılır. Olay, zamana göre mantıklı bir
sıralama ile verilir. Durum öyküsünde ise her hikâye olaya dayanmaz. Anlatım çarpıcı, heyecana getirici tarzda değildir. Anlatım günlük hayattandır . Bu öykülerde kişisel ve sosyal düşünceler, duygu ve hayaller ön plana çıkar. A, B, D ve E seçeneklerine baktığımızda bir olay anlatılırken C seçeneğinde verilen öyküde yazarda uyanan bir duygu anlatılmaktadır. Bu sebeple C seçeneği durum öyküsü, diğer seçenekler olay öyküsüdür.
mış sepetlerle çuvalları dört tarafa fırlatarak çıktı. Şoför
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.
farklı bir hikâye türünün öğretimi için kullanılabilir?
A) Hatice Hanım, pek genç dul kalmış zengin bir hanımcağızdı. On üç yaşında iken altmış altı yaşında bir kocaya
vardığı için izdivaç denen şeyden nefret etmişti. İşte hemen hemen on sene vardı ki kocası ölmesine rağmen
evlenmeyi hiç düşünmemişti.
B) Kamyon; Zincirli Han’ın dar ve basık kapısından, yan
bir eliyle direksiyona yapışmış, diğer eliyle de peynirli
pide yiyordu.
C) Çocukluğumdan beri haritaya ne zaman baksam gözüm
hemen bir ada arar; şehir, vilayet isimlerinden hemen
mavi sahile kayar… Belki de okuduğum romanlar beni
etkiledi, haritada adaları görünce heyecanlanıyorum.
D) Benim saçlarım yumuşak, Fatma’nın saçları keçe gibi.
Annem ustura ile iki defa kazıttı saçlarını uzasın diye
ama uzamadı, kısa kaldı. Burnu da öyle biçimsiz ki yamyassı. Bu yüzden benim arkadaşlarımın hiçbiri Fatma ile
oynamak istemiyor.
E) Satıcı, iskemlesine oturdu. Hasan da merakla karşısına
geçti. Bu dört yanı duvarlı, tek kat, basık ve toprak evde
öyle canı sıkılıyordu ki… Şaşarak, eğlenerek izliyordu.
Satıcı ne yaparsa o susuyor ve seyrediyordu.

2013 KPSS uzman
48. Öğretim programında metinler; coşku ve heyecana dayalı, olay çevresinde gelişen edebî metinler ve öğretici
metinler olarak sınıflandırılmaktadır.
Bu cümleye göre aşağıdaki edebî metinlerden hangisi, diğerlerinden farklı bir metin türü içerisinde yer
alır?
A) Kerem ile Aslı
B) Çoban Çeşmesi
C) Vatan yahut Silistre
D) Karagözle Hacivat
E) Semaver
Edebî metinler, duygu ve coşkuyu dile getiren metinler ile olay çerçevesinde oluşan metinler olmak üzere ikiye ayrılır. Duygu ve coşkuyu dile getiren metinler, şiirlerdir. Olay çerçevesinde oluşan metinler, anlatmaya bağlı ve göstermeye bağlı olmak üzere ikiye ayrılır. Anlatmaya bağlı metinler; masal, destan, mesnevi, halk hikayesi, manzum hikaye, hikaye ve romandır. Göstermeye bağlı metinler de geleneksel tiyatro ve modern tiyatro olmak üzere ikiye ayrılır. Geleneksel tiyatro, Karagöz, orta oyunu, meddah, seyirlik köy oyunlarıdır. Modern tiyatro ise trajedi, komedi ve dram türlerinde olabilir. Seçeneklere baktığımızda; Kerem ile Aslı - halk hikayesi, Vatan yahut Silistre – modern tiyatro, Karagözle Hacivat - geleneksel tiyatro,
Semaver – hikayedir. Bu dört seçenek de olay çerçevesinde oluşan metinlerdendir.
Ancak Çamlıbel’in Çoban Çeşmesi pastoral şiirdir. Bu sebeple duygu ve coşkuyu
anlatan edebî metinlerdendir.
Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
49. Sinekli Bakkal romanını işleyen Elif Öğretmen, öğrencilerine iki parça vermiş ve bu parçalardan hareketle “Sinekli Bakkal romanının okuru kimdir?” sorusunu öğrencilerine yöneltmiştir:
I. Halide Edip Adıvar tarafından kaleme alınan Sinekli Bakkal’ın, okuru en çok çeken yönü herhâlde II.
Abdülhamit Dönemi’nin İstanbul’unu her kesimden
insana yer vererek anlatmasıdır. Bu sayede roman
herkes tarafından okunmaktadır.
II. Halide Edip Adıvar tarafından kaleme alınan Sinekli Bakkal’da okuyucu gibi; II. Abdülhamit
Dönemi’nin İstanbul’unda fakir kenar mahallesi,
zengin konaklar ve saray çevresinde yaşayan insanlara da yer verilmiştir.
Bu parçalara göre soruya cevap veren öğrenciler,
Bloom’un aşağıdaki bilişsel alan basamaklarının
hangisini kullanmaktadır?
I
II
A)
Bilgi
Kavrama
B)
Bilgi
Uygulama
C)
Kavrama
Kavrama
D)
Uygulama
Analiz
E)
Değerlendirme
Analiz
I. parçada verilen durum, bir eser içinde anlatılan konunun aynen verilmesidir. Kitaptaki anlatılanın aynen aktarılması bilgi düzeyinde bir kazanım için uygundur. II.
parçada ise bir durumu kendi örneklerini ekleyerek açıkladığı için kavrama basamağındadır.
Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

2013 KPSS uzman
50. Bir öğretmen, hikâye metin türünün özelliklerinin öğrenilmesi amacıyla inceleme yöntemine uygun bir hikâye
metnini, sınıfta öncelikle tüm öğrencilerin okumasını
sağlamıştır. Daha sonra sınıfı rastgele gruplara ayırarak
her bir gruba aşağıdaki görevleri vermiştir:
1. Grup, hikâyenin ana fikrini bulacaktır.
2. Grup, hikâye kahramanlarının özelliklerini açıklayacaktır.
3. Grup, hikâyeyi olay, mekân, zaman ve dil açısından inceleyecektir.
4. Grup, hikâyedeki olaydan hareketle yeni bir hikâye
yazacaktır.
Öğretmen bu uygulamasında, aşağıdakilerden hangisini göz ardı etmemiştir?
A) Öğrencilerin göreve olan istek düzeylerini
B) Öğrencilerin metin türüne ilişkin ön bilgilerini
C) Görevlerin eş değerliklerini
D) Görevlerin yaratıcı olmasını
E) Hikâyenin amaca uygunluğunu
Öğretmenin uygulamasına baktığımızda, bize öğrencilerin güdü düzeyleri hakkında bilgi verilmemiştir. Öğrencilerin hikaye türü ile ilgili ön bilgilere sahip olup olmadığını da bilmemekteyiz. Görevlerin eş değerliklerini ise göz ardı etmiştir. Bir gruba ana fikir bulma verirken, diğer gruba çok daha uzun ve zor bir süreç olan hikaye
yazma görevi vermiştir. Yaratıcılık boyutunu da göz ardı etmiştir. Bazı grupların görevleri yaratıcılık içerirken bazı gruplar içermemektedir. Ancak ilk cümlede bize belirttiği üzere seçtiği hikaye inceleme yöntemine uygundur. Yani amaca uygun bir hikaye seçmiştir.
Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

Benzer belgeler

Matematik (Lise).indd

Matematik (Lise).indd Eski Türkçe ve Eski Anadolu Türkçesi konularını içeren sorular soruldu. Eski Türkçe ve Eski Anadolu Türkçesi bilgisini ölçmeye yönelik sorularda genellikle metinden hareketle doğru cevaba ulaşılabi...

Detaylı